diff --git "a/Hacı Ali Efendi_Tarih-i Kamaniçe_1672.txt" "b/Hacı Ali Efendi_Tarih-i Kamaniçe_1672.txt" new file mode 100644--- /dev/null +++ "b/Hacı Ali Efendi_Tarih-i Kamaniçe_1672.txt" @@ -0,0 +1,3247 @@ +|\/| + + + + Ali + Hacı + 1672 + 34488 + 7089 + 3247 + + + +TÂRİH-İ KAMANİÇE +Bismillâhirrahmânirrâhim +Hamd-i bî-hadd ve senâ-i lâ-yu‘add Hâlık-i cümle-i mevcûdât-ı bî-niyâz +dergâhına ki ketm-i ademden benî âdemi îcâd ve i‘zâz idüp ehl-i İslâmı cümleden +mümtâz ve ser-efrâz eyledi. Ve salât u selâm Habîb-i Hudâ şefî‘-i rûz-ı cezâ hazret-i +Muhammedü’l-Mustafâ sallallahü te‘âlâ aleyhi vessellem ve âl u ashâbına olsun ki +mu‘cîzât-ı kesîretü’l-berekâtı ile emniyyet-i gazâ ve cihâd eminde kāim eyledi. +Husûsâ selâtîn-i âl-i Osmân hazerâtının bu emr-i azîmini icrâ +itmek de’b-i hasene ve kā‘ide-i müstahseneleri olmağın sâbık takdîr-i Hayy ü Kadîr +ile hâlâ inân-ı semend-i sa‘âdet-mend-i sâhib-kırânı kabza-i kudretine muktedir ve +şemşîr-i zafer-te’sîr hûrşîd-i leme‘ân kazâ-te’sîri ile arsa-i rûy-i zemîn tâbân ve +münevver olan Ebu’l-Feth ve’l-Megāzî mehâbetlü ve azametlü Sultân Mehemmed +Hân ibn Sultân İbrâhim Hân hazretlerinin zemân-ı sa‘âdet-iktirânlarında asâkir-i +nusret- şi‘ârı me’mûr oldukları esfârda tevfîkāt-ı ilâhî ile fütûhâta muvaffak olup zât +ı şecâ‘at-ı nihâdlarında olan vüfûr-u salâbet ve şevket muktezâsıyla bi’z-zât gazâ ve +cihâda teveccüh ve azîmet buyurmak aksâ-yı âmâlleri olduğu +zâhir ve âşikâr olmağın gazâ ve cihâdı pîş-nihâd iden selâtîn-i izâmın fütûhât-ı +celîleleri sahîfe-i eyyâmda mastûr ve muharrer olmak izdiyâd-ı ömr ü devletleri +da‘vâtına mûcib-i iştigāl olmağın rikâb-ı humâyûn-ı şevket- makrûnda sadâret-i +uzmâ ve vekâlet-i kübrâ Kāimmakāmlığı ile şeref-yâb olan Vezîr-i âsaf-nazîr +sa‘âdetlü ve devletlü Mustafa Paşa Hazretlerinin bu abd-i fakîr El-Hâc Alî dâ‘îleri +tezkirecilik hizmet-i şerîflerinde olup zuhûr iden vakāyi‘in ba‘zısın husûsâ azîmet-i +humâyûn olan Kamaniçe seferinde olan menâzil ü merâhilin kurb u bu‘dun ve şuhûr +u eyyâmın vukū‘un hezâr acz ü kusûr ile bî-kadri’t-tâka tahrîre cesâret ve sehv ü +kusûru dâmen-i afv ile mestûr buyurulmak niyâzı ile cür’et olundu. Hazret-i +Hudâvend-i vâhibü’l-âmâl kemâl-i inâyetinden tevfîkāt-ı aliyyesin refîk ü rehber +idüp fütûhât-ı celîle ve gazavât-ı keşîde vukū‘u ile itmâm ve ihtitâmın nasîb eyleye +Amin. +İşbû sâl-i meymenet-meâl, ki binsekseniki senesidir, mehâbetlü ve azametlü +Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Edirne şehrinden devlet ü ikbâl ve sa‘âdet ü iclâl ile karar +buyurup, de’b-i humâyûnları üzere nizâm ve intizâm-ı mülk ü millete ihtimâm-ı +humâyûnları mebzûl iken, Venedik keferesinin iltimâs ettikleri sulh u salâha +mugāyir Bosna serhadlerinde hudûd ve sınıra müte‘allık ba‘zı mertebe-nizâ‘ları +vukū‘ bulmağın Bosna muhâfazasında olan Vezîr Mahmûd Paşa bu ahvâle faysal +virmez ise hudûd-u İslâmiyye temyîz ve a‘dâ-yı dînin dest-i ta‘addîlerinden intizâ‘ +kasdıyla Rumeli tarafına teveccüh-i humâyûnları mukarrer olmağın devlet ü ikbâl ile +sene-i mezbûre mâh-ı muharreminde Edirne şehrinden hareket ve Filibe tarafına +vusûlleri velvele-endâz oldukda Venedik keferesi gerden-i dûzah-mekînlerin henüz +amân ile tîg-i hûn-feşân-ı İslâmdan halâs idüp, vehm ü hirâsları def‘ olmamış iken bu +haberden lerzân u perîşân olmalarıyla hudûd-ı İslâmdan bi’l-külliyye kasr-ı yed idüp +teslîm itmeleriyle cânib-i Pâdişâhîden zabt olunup bi‘-inâyeti’llâhi te‘âlâ Devlet-i +Pâdişâhîde ber-taraf olduğu sem‘-i humâyûna ilkā olundukta şiddet-i germâ vakti +olup Filibe’ye karîb Despot yaylağı letâfet-i âb u havâ ile Rumeli’nin meşhûr ve +mümtâzı olmağın murâd-ı humâyûn üzere vusûl ile karar buyurup memâlik-i +mahrûsanın cevânib-i erba‘ası sâye-i devletlerinde âsûde hâl olmak bâbında her +tarafa himmet-i humâyûnları masrûf iken sene-i mezbûrede huccâc-ı müslîmîni esnâyı +tarîkde Arab eşkıyâsı ta‘cîz ve Mekke-i mükerreme şerîfi ba‘zı mertebe vaz‘-ı nâ +hemvâr eyledüğü şüyû‘ bulmağın ol gāilenin inâyet-i Bârî ile ber-taraf olmasın +ehemm ü elzem idinüp inşâ’llâhû te‘âlâ sene-i mezbûrede Burusa şehrinde kışlayup +evvelbahar-ı meymenet âsârda Arabistân taraflarına teveccüh ve azîmete karar +verilmeğin mâh-ı cemâziyelevvelde Despot yaylağından avdet ve Edirne sahrâsına +nüzûl müyesser oldukda Burusa’da konaklar müheyyâ ve zâd u zahîre berren ve +bahren âmâde olup azîmet üzere iken üç sene mukaddem cânib-i humâyûna +ubûdiyyet arz idüp kulluğa kabûl buyurulmağla sâye-i Devlet-i Pâdişâhîden âsûde +hâl olmak içün tuğ ve sancak ihsan olunan Sarıkamış Kazaklarının hatmanı +Doroşenko’nun feryâd-nâmesi gelüp Leh Kıralı mâbeynde mün‘akid olan sulh u +salâha mugāyir üzerine asker gönderüp ve birkaç palankasın alup gāret ü hasâret +eyledüğün bildirmekle Leh kıralına nâme-i humâyûn irsâl ve Doroşenko hatman +memleketine ta‘arruzdan ve nakz-ı ahdden ihtirâz eylemesi fermân buyurulmuşken +mütenebbih olmayup kudreti mertebesinde gāret ü hasâretden hâlî olmaduğu +mukarrer olmağın eyyâm-ı şitâda Özi muhâfızı Vezîr Halîl Paşa eyâleti askeriyle ve +Rumeli eyâletinden beyleriyle altı sancâğın zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı ve ulûfeciyân-ı +yemîn ü yesâr ve gurebâ-i yemîn ü yesâr ağalarıyla tâ‘yîn olunup ol semtlerde +kışlamak ve iktizâ eyledüğü mahalde Doroşenko hatmana imdâd u i‘ânet üzere +olmaları fermân olmağın Devlet-i Pâdişâhîde ba‘zı mertebe-âsûde hâl olmuş idi. Ve +lakin Leh keferesi dâimâ gurûr üzere olduklarından bu mertebe taraf-ı Pâdişâhîden +Doroşenko’ya i‘ânet olunduğun gözlerine salındurmayup ve Burusa tarafına +teveccüh olunmak haberinden üzerlerine varılmasın muhâl addidüp sulh u salâha +mugāyir vaz‘ ve hareketden hâlî olmadıkların Vezîr-i müşârün-ileyh müte‘âkıben arz +itmekle ve cânib-i humâyûndan gönderilen çavuşu nice eyyam ârâm ittirüp gazab-ı +Pâdişâhîye mündefi‘ cevâbı gelmedüğünden sünnet-i seniyye-i Seyyidü’l-enâm +aleyhi efdâlü’s-salât ve’s-selâm üzere üzerlerine varılmak ve inâyet-i Bârî ile cezâları +virilmek ehemm-i mühimmât-ı din ü devletden olmağın Burusa’ya azîmetten ferâgat +ve Edirne’de kışlayup ve Hicaz taraflarının gāilesi ber-taraf olmasına tedârük +görülüp mütevekkilen ale’llah te‘âlâ evvel-bahâr-ı huceste-âsârda Leh kıralı +üzerine sefer-i nusret-eser muhakkak olmağın umûm üzere kapukullarının hâzır u +âmâde olmalarına ve Kubbe-nişîn olan Vüzerâ-yı izâm kapuların mükemmel +itmelerine ve Rumeli ve Bosna ve Anadolu ve Sivas ve Haleb ve Karaman ve +Diyarbekir ve Maraş ve Adana eyâletlerine mutasarrıf olan Vüzerâ-yı izâm ve mîr-i +mîrân zevi’l-ihtirâm ve ümerâ-yı kirâm mükemmel kapuları ve eyâletlerinde olan +zu‘amâ ve erbâb-ı tîmâr ile Edirne sahrâsında ordu-yı humâyûna gelmeleri bâbında +fermân-ı kaza-cereyânları sâdır oldukdan sonra evkāt-ı müstetâbede gazâ ve cihâdın +sevâb u fazîletin ehl-i İslâma takrîr ü beyân itmek içün Burusa’ya me’zûnen revâne +olan vâ‘iz-i sultânî Vânî Mehemmed Efendi fermân-ı humâyûn ile Edirne’ye vâsıl ve +sefer-i humâyûna revâne olması fermân olunmağın selâtîn câmi‘lerde gazâ ve +cihâdın fazîletin asker-i İslâm’a takrîr ü beyân eylediğinden âmmeten ehl-i İslâm’a +sürûr-u küllî hâsıl olup izdiyâd-ı ömr ü Devlet-i Pâdişâhî da‘avâtın iz‘âf ve muzâ‘af +eylemişlerdir. Bifazli’llahi te‘âlâ eyyâm-ı sefer irişüp tuğ-i humâyûn ve otağ-ı +gerdûn-nitâk Çukurçayırı nâm mahâlde nasb vaz‘ olunmak fermân olunmağın +binseksenüç senesinde vâki‘ mâh-ı muharremü’l-harâmın ikinci şenbih günü, ki +nisanın yirmisidir, Çirmen sancâğına mutasarrıf olan Ali Paşa tuğları ve kapucıbaşı +ağalar otağ-ı humâyûnu ve Vüzerâ-yı izâm ve erkân-ı devlet tuğları ve çergeleri +kaldırulup mahall-i mezbûra vaz‘ olunmuşdur. Cenâb-ı hakk kemâl-i kereminden +emîn-i evkāt ve eşref-i sâ‘ate makrûn eyleye. Ve mâh-ı mezbûrun dokuzuncu şenbih +günü, ki mâh-ı nisanın yirmiyedisi ve rûz-ı hızırın beşidir, mehâbetlü ve şevketlü +padişâh-ı İslâm hazretlerinin devlet ü ikbâl ve sa‘âdet ü iclâl ile Sarây-ı +humâyûnlarından hareket ve otağ-ı humâyûnlarına vusûle niyyet-i humâyûnları +olmağın kapu-kulları ve Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘at-ı alay ile selâma hazır u âmâde +olmaları fermân olunmağın yevm-i mezbûrda vakt-i temcîdde piyâde ve süvâr +Hızırlık tarafında âmâde olduklarından sonra Bâb-ı humâyûn’dan mürûr ve Sarâc +hâne cisrinden ubûr idüp otağ-ı humâyûna varınca yemîn ü yesârda dergâh-ı âlî +yeniçerileri ağaları olan Vezîr Abdurrahmân Paşa ve kul kethüdâsı ve ocak +ağaları mu‘tâd üzere karar idüp ve kazâlarında sipâh ve silâhdârânın mevcûd olanı +karar idüp ba‘dehû devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretlerinin kethüdâları üçbinden +mütecâviz huddâm-ı Enderûn ve ağavât ve tevâbi‘ât ve binbeşyüz mikdârı piyâde ve +süvâr segbân ile alayı bağlayup anların nihâyetinde Kāimmakām-ı âlî-makām +sa‘âdetlü Vezîr Mustafa Paşa hazretlerinin kethüdâları ikibinden mütecâviz huddâm-ı +Enderûn ve ağavât ve tevâbi‘ât ve binden mütecâviz piyâde ve süvâr segbânân cânib +i yemînde karar idüp mehâbetlü Padişâh-ı İslâm hazretlerinin gazâ ve cihâda olan +ihtimâm-ı küllîlerinden nâşî Vüzerâ-yı îzâm hazarâtının huddâm-ı Enderûn ve ağavât +ve tevâbi‘âtı pûlâd-pûş ve mevâkibleri yancıklı ve kotaslı kemâl mertebe müsellâh ve +mükemmel olduklarından gayri hidemât-ı aliyyeleri ile şeref-yâb olan küttâb dahi +kendülerin erbâb-ı harb u kıtâle idhâl idüp misli sebkat eylemeyen gayret ü hamiyyet +izhârına bezl-i kudret eylediler. Bu minvâl üzere cânib-i yesârda dahi Nedîm-i +Şehriyârî sa‘âdetlü Vezîr Mustafa Paşa hazretlerinin kethüdâları ve huddâm-ı +Enderûn ve ağavât ve tevâbi‘ât ve piyâde ve süvâri segbânân ile müsellâh ve +müretteb ve rif‘atlü Defterdâr Vezîr Ahmed Paşa hazretlerinin kethüdâları ve +huddâm-ı Enderûn ve ağavât ve segbânân ile karar ve ârâm idüp mehâbetlü Pâdişâh-ı +rûy-i zemîn hazretlerinin teşrîf-i humâyûnlarına intizâr üzereler iken devlet ü ikbâl +ile rahş-ı bâd-pâylarına süvâr olduklarından sonra tuğ-ı humâyûnları önünde mu‘tâd +çâvûşân ve müteferrikagân ve anlardan sonra gedüklü çâvûşân ve müteferrikagân +ağaları ve akablerince dergâh-ı âlî kapucu başıları mu‘tâd üzere revane olup anlardan +sonra sadreyn efendiler ve Tevki‘î Vezîr rif‘atlü Abdurrahmân Paşa mürûr idüp +andan sonra cânib-i yemînde Kāimmakām-ı â‘lî-makām Vezîr-i Celilü’l kadr +Mustafa Paşa hazretleri zırh-ı zerrîn pûş ve semmûr kaplu muvahhidî ve kallâvî +destâr ile bahâdırâne tarz u tavr ile mürûr ve canîb-i yesârında rif‘atlü Vezir +Defterdâr Ahmed Paşa bu tertîb üzere tarafeyne edâ-yı selâm iderek revâne olup +akablerince devletlü Sadr-ı a‘zam Vezîr-i âsaf-nazîr Fazıl Ahmed Paşa hazretleri +cânib-i yemînde ve sa‘âdetlü Nedîm-i Şehriyârî Vezîr-i celîlü’l-kadr Mustafa Paşa +Hazretleri yesârda zırh-ı zerrîn-pûş ve muvahhidî ve kallâvî ile tarafeyne edâ-yı +selâm iderek hem-‘inân âyîn-i vekâlet-i kübrâ üzere mürûr eylediklerinden sonra +kâlbüd-i cihâna mesâbe-i rûh-i revân olan Pâdişâh-i rûy-i zemîn hazretleri zırh-ı +zerrîn pûş ve semmûr kaplu kabaniçe kāmet-i vâlâsında tarafeyne edâ-ı selâm ile bir +mertebe-salâbet ü şevket üzere mürûr eylediler ki, eyyâm-ı sâlifede misli sebkat +eylemediğü azherü mine’ş-şems olup a‘lâ ve ednâ ömr ü devletleri efzûn olmak +da‘avâtını bükâ ile edâ eylediler. Vüzerâ-yı îzâm hazarâtının bu üslûb-ı mergūbu +de’b-i kadîm olmağın mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin zemân-ı devletlerinde +izhâr u ayân olduğun sâl-hûrde a‘yân-ı devlet ihbâr ittiklerinden gayri dîde-i hakîkat +ile nazar olundukda kallâvî ve muvahhidî hem âlimâne ve hem bahâdırâne libâs +ı fâhir olup herkes cân u dilden pesend ü tahsîn idüp el-hamdü’lillâhî te‘âlâ böyle +celîlü’ş-şân Pâdişâh-ı âlişân hazretlerinin zamân-ı devletlerinde sefer-i humâyûna +azîmetimiz nasîb oldu. Ve vâhibü’l-merâm dergâhından niyâz olunur ki, velâdet-i +humâyûnlarında keşîde-i silk-i tahrîre resîde olan tarîh-i meymenet me’al ki: +Gûş idenler olduğun hem-nâm-ı sultân-ı rüsül +Didiler Bü’l-fethveş hakān-ı kişver-gîr ola +mazmûn-ı sa‘âdet-makrûnun âsâr-ı celîlesi akreb-i evânda nümâyân ola deyü sagîr ü +kebîr bükâ ile du‘â ve niyâzların peyveste-i âsmân eylediler. Bu tertîb ü tezyîn üzere +otağ-ı humâyûnlarına nüzûl ve vusûl ve vukū‘undan sonra Vüzerâ-yı izâm dahi yerlü +yerüne karar ve kapuların mükemmel ve müretteb ve mühimmât-ı sefer itmâmına +bezl-i iktidâr ile günden güne tevâbi‘âtı terakkîde olmağla şark ve garb seferinde +mevcûd bulunan erbâb-ı seferin ehl-i vukūf Vüzerâ-yı izâm hazarâtının bu mertebe +mükemmel ve müretteb kapuları olmaduğun nakl ve tahkîk eylemişlerdir. +Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri dahi bu husûsu mutazammın her-bâr fermân +buyurduklarından gayri harem-i humâyûn-ı devlet makrûnlarından olan huddâm-ı +süreyyâ-nizâmı bir mertebe pûlâd-pûş müretteb ve mükemmel tertîb ü tezyîn +buyurdular ki, Devlet-i Hânedân-ı Âl-i Osmân zuhûrundan bu ana değin bu tarz u +tavrı ve bahâdırâne salâbeti görmüş olmayup murâd-ı humâyûnları üzere fütûhât-ı +celîleye muvaffak olmaları da‘avâtını ehl-i İslâm edâ eylediler. Bu minvâl üzere gazâ +ve cihâd mühimmâtına ihtimâm ve ikdâm ile yirmiyedi gün Çukurçayırı’nda oturak +olup Memâlik-i mahrûsadan sefer-i humâyûna me’mûr olan asker-i İslâm dahî fevc +fevc ordu-yı humâyûna gelmek üzere olup mesâfe-i ba‘îdede olanlara intizar ve ârâm +olunmakdan bir kadem ilerüde bulunmak bi-lutfihî te‘âlâ istisvâb olunmağun me’mûr +olup henüz ordu-yı humâyûna vâsıl olmayan vüzerâ ve mîr-i mîrân ve ümerâ ve bi’l +cümle askerî tâifesi serîan ve âcîlen vüsûlleri içün evâmir-i şerîfe irsâl ve fermân +olunup inşallâhü’l-Melîkü’l-müte‘âl mâh-ı saferü’l-muzafferin sekizinci şenbih günü, +ki mayıs ayının yirmibeşidir, Çukurçayırı’ndan kalkup Çömlek köyü havâlîsine +konulmağa karar virilmiştir. Hak sübhânehû ve te‘âlâ herhâlde mu‘în ve zahîr ve +yâver ve dest-gîr olup mehâbetlü ve azametlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerini ve asker-i +İslâm’ı fütûhât-ı celîle ile şâdân eyleye. Âmin. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri seherî +Çukurçayırı’ndan hareket buyurup Vüzerâ-yı îzâm ile yemîn ü yesârda olan alaylar +meyânından mürûr ve tarafeyne edâ-yı selâm ile otağ-ı humâyûna nüzûl buyurdular. +Bî-emri’llâhi te‘âlâ vakt-i temcîdden beyne’s-salateyne değin bârân-ı rahmet nâzil +olup ba‘dehû def‘ olmuşdur. Ve sâbıkā defterdâr olup kubbe-nişîn olan Vezîr +İbrâhîm Paşa devletlü Hâsekî Sultân hazretleriyle ma‘an revâne olması fermân +olunmağın devletlü Şehzâde-yi cevân-baht hazretleriyle ordu-yı humâyûn civârında +nüzûl ve karar buyurdular. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri seherî hareket idüp +Vüzerâ-yı îzâm ile yemeklikde bir mikdâr karar buyurduklarından sonra yemîn ü +yesârda olan alaylara edâ-yı selâm ile mürûr idüp nüzûl buyurdular. Yevm-i +mezbûrda sabâhdan vakt-i zuhra değin gâh bârân nâzil olup ve gâh havâ küşâde olup +mürûr olunan tarîk şib ü firâz ve mîşe-zâr olmağla kesret-i âb u gil vukū‘undan +zahmet çekilmiştir. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm mu‘tâd üzere hareket ve azîmet +buyurup bârân-ı rahmet nüzûlünden esnâ-yı tarîkde kesret-i âb u gil vukū‘u +asker-i İslâmın ıztırâbına mûcib olmağın alaya âmâde olanlar yerlü yerüne gitmek +fermân olunup ba‘dehû Pâdişâh-ı İslâm devlet ile nüzûl buyurdular. Yevm-i +mezbûrda dahi gâh bârân nâzil olup ve gâh havâ küşâde oldu. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm seherî hareket ve +esnâ-yı tarîkde vefret-i âb u gil olmağın selâma müheyyâ olmaları mu‘tâd olanlar +Yanbolu kurbunda âmâde olmaları fermân olunmağla ol minvâl üzere hareket +olunup, ba‘dehû şevketlü Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı îzâm ile yemeklikde ârâm +buyurdukdan sonra devlet ü ikbâl ile alaylar meyânından mürûr ve edâ-yı selâm +iderek nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda bârân-ı azîm vâki‘ olup askerin ba‘zıları +vakt-i magribde ordu-yı humâyûna vâsıl olmağın oturak fermân olunup dellâl nidâ +eylemişdir. +Menzîl: , Yanbolu, oturak + +Yem-i mezbûrda oturak olup inâyet-i Bârî ile havâ küşâde ve latîf olup +mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm refâh-ı hâl üzere karar ve ârâm buyurdular. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm mu‘tâd üzere hareket buyurup +ve alaya müheyyâ olagelenler Sarı-Hocalı kurbunda olan cisirlerden mürûr ve âmâde +olduklarından sonra Pâdişâh-ı İslâm ve Vüzerâ-yı izâm ile yemeklikde bir mikdâr +ârâm idüp mahall-i mezbûr merhûm ve mağfûrü’n-leh Sultân Süleymân Hân’ın şikâr +içün geldikleri vâdî olup nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda bi-lutfihî te‘âlâ havâ +küşâde ve mu‘tedil olup beyne’s-salâteyn bir mikdâr rahmet-i bârân vukū‘undan +sonra derhâl havâ küşâde oldu. + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hareket ve +tarafeynde âmâde olan alaylara edâ-yı selâm ile nüzûl buyurdular. Bi-emri’llâhi +te‘âlâ beyne’s- salâteyn bârân-ı azîm vâki‘ olup sabâha değin ârâm itmemekle menzil +olan mahalde ve esnâ-yı tarîkde ziyâde bataklar zâhir olup hîn-i mürûrda ziyâde +zahmet ve meşakkat çekilmişdir. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup kesret-i bârân vukū‘undan +ziyâde bataklar zâhir olmağla dört sâ‘atlik yol iken deve ve katır sekiz sâ‘atde hezâr +zahmet ile vâsıl olduklarından oturak olmak fermân olundu. Bi-emri’llâhî te‘âlâ +Edirne’den hareket olunduğu eyyâmdan yevm-i mezbûra değin ekser evkāt bârân ile +mürûr idüb ehl-i sefere îlam ve meşakkat îrâs itmemek olmaz ammâ yevm-i +mezbûrda cümleden ziyâde ıztırâb nümâyân olmuşdur. Cenâb-ı Hak avn ü +inâyeti ile mükâfât eyleye. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup havâ latîf olmuşdur. Ilıca menzilinden +Balkanın öte tarafına varınca yolların zîkî olmağın Vüzerâ-yı îzâm ağavâtı ve +levendâtı üzerlerine birer ağa baş ve bûğ ta‘yîn olunup, Devne menzilinde karar +itmeleri fermân olunmağın ol minvâl üzere hareket idüp revâne oldular. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm +Vüzerâ-yı izâm ile revâne olup alaya müheyyâ olanlar ilerüye revâne olmağla yemîn +ü yesârda sipâh ve silâhdârân âzim olup hîn-i nüzûlde oturak fermân olundu. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm şikâr-ı humâyûn +içün Ahyolu tarafına azîmet buyurup vakt-i asra değin ol semtleri geşt ü güzâr idüp +avdet buyurdular. Yevm-i mezbûrda bi-emri’llâhî te‘âlâ havâ gâh küşâde ve gâh ra‘d +ü berk ile bârân vâki‘ olup iki çadıra isâbet itmekle civâr-ı rahmete vâsıl olmuş benî +Âdem ve diyâr-ı adem alefzârında ten-perver olmağa âzim olmuş birkaç davar +vukū‘u ta‘ayyün bulmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm +Vüzerâ-yı izâm ile yemeklikde bir mikdâr ârâmdan sonra nüzûl buyurdular. Mahall-i +mezbûr cenge Balkan’ın kurbunda olup izdihâm ihtirâzından asker-i İslâmın ekseri +vakt-i asrdan mukaddem hareket ve azîmet eylediler bu gün havâ ziyâde pus +olup aslâ küşâde olmamışdır. + + +Yevm-i mezbûrda havâ puslu olduğundan gayri Balkan’ın bâlâsına çıkınca +yollar ziyâde çamurlu ve bataklu olup ve tevsî‘ine me‘mûr olan mübâşir murâd üzere +ihtimâm itmedüğünden asker-i İslâm azîm ıztırâb çeküp hezâr meşakkat ile vakt-i +asrda ba‘zılar ordu-yı humâyûna vâsıl olup ve niceleri kalmışdır. Yevm-i mezbûrda +vakt-i zuhrdan sonra bârân-ı azîm nâzil olup vakt-i magribde def‘ ve havâ inâyet-i +Bârî ile küşâde olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda bi-emri’llâhî te‘âlâ bârân-ı azîm vâki‘ olup ve vakt-i zuhra +değin ârâm itmediğinden esnâ-yı tarîk şib ü firâz ve tarafeyni azîm ormanlu olup +yoldan sapmak ve salt atlu araba ve deve ve katardan ve yüklü davardan +savuşmak mümkin olmadığından esnâ-yı tarîk nerdübanlu ve çamurlu ve azîm +bataklu olmağla ekseri yıkılup esvâb u eşyâ dökülüp kalup otağ-ı humâyûn Vüzerâ-yı +izâm çergeleri ve bâr-hâneleri mu‘tâd üzere mahalline vâsıl olmayup mehâbetlü +Pâdişâh-ı İslâm ve Vüzerâ-yı izâm tarîk-ı ıssızdan teveccüh buyurmalarıyla Kamçı +nehri üzerinde olan cisrden ubûr ve ordu-yı humâyûn olacak sahrâya vusûl +buyurduklarında birer küçük çergede karar buyurup otağ-ı humâyûnu mu‘accelen +îsâle Defterdâr Paşa sür‘at üzere azîmet idüp sa‘bü’l-mürûr olan mahalle vusûlünden +fukarânın çekdüğü âlâm u meşakkatten haberdâr ve hissedâr olmak içün süvâr +oldukları esb-i tâzî bir mikdâr serkeşlik idüp kendülere zahmet virdüğü şâyi‘ +olmuşdur. Ehl-i İslâm’ın ba‘zıları vakt-i asrda ve vakt-i magribde gelüp ve ba‘zıları +kādir olmadıklarından cibâlde kalup su‘ûbet-i küllî zâhir olmağın oturak fermân ve +dellâl nidâ eylemişdir. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup inâyet-i Bârî ile havâ küşâde olmağın +Balkan’da kalan ehl-i İslâm vakt-i duhâdan sonra ordu-yı humâyûna gelmeğe +başlayup vakt-i magribe değin münkatı‘ olmadılar. Yüzelliden mütecâviz deve ve +bunlardan ziyâde katır ve bâr-gir ve araba dökülüp kalup kat‘-ı ümîd olmağın ashâbı +bârların ihzâr içün gayri davar tedârük idüp kazâya rızâ deyü hâtır-ı hüznilerin tesellî +eylediler. Vak‘ada Balkanın sa‘b olduğu mukarrer ve vefret-i bârân vukū‘u su‘ûbetin +muzâ‘af ittiğü muhakkak. Ammâ tevsî‘-i tarîka me’mûr olân mübâşirîn adem-i +takayyüd illet-i müstakille olmağla mazhar olduğu du‘â kendüyü makūm-ı felâha +ulaşdırmaz fehm olunur. Hatta Şeyhü’l-İslâm hazretlerinin inhirâf-ı mizâc-i şerîfleri +olmağla taht-ı revân ile bulunup çamura saplanup meşakkat-i azîm üzereler iken +sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin huddâm-ı Enderûnu müsâdif olmağla +atlatdırup selâmete ulaştırdılar. Mübâşir hakkında fetvâ-yı şerîfe tâlib bulunsa +muktezâ-yı şer‘-i şerîf üzere bilâ-tereddüd vücûda gelürdü. Her ne hâl ise yevm-i +mezbûrda herkes hâline intizâm virüp karar ve ârâm olundu. + + +Yevm-i mezbûrda inâyet-i Bârî ile i‘tidâl-i havâ nasîb olup mehâbetlü +Pâdişâh-ı İslâm devlet ü ikbâl ile otağ-ı humâyûna nüzûl buyurdular. Ba‘zılarının +esvâb ve eşyâsı henüz gelmeyüp ve develerin bağlanacak vakti olmağın oturak +fermân olunup ve dellâl nidâ eylemişdir. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretlerinin ammîleri +Hasan Ağa’nın mahall-i mezbûra karîb Kozluca karyesinde çiftliği ve +meyvedâr bağçesi olmağla devletlü Haseki Sultân hazretleri nüzûl buyurmuşlar idi. +Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin teşrîf-i humâyûnları oldukda sa‘âdetlü +Kāimmakām Paşa hazretlerinin yeğenleri olan müşârü’n-ileyh Hasan Ağa’nın +mahdûm-ı muhteremleri Hüseyin Bey rikâb-ı humâyûna mükemmel bir re’s-i yorga +çeküp ve devletlü Haseki Sultân hazretlerine birkaç boğça tefârîk makūlesi ile arz-ı +ubûdiyyet itmeğin makbûl u mergūb olup mazhar-ı iltifât ve yüzelli altun ihsânı ile +i‘zâz olunmuşdur. Mahall-i mezbûr ki etrâf u eknâfı küşâde ve sayd u şikâr mahalleri +olmağın mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin tab‘-ı humâyûnları üzere sayd u +şikâr eylediler. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Varna kal‘asına azîmet buyurup +ve vakt-i asrda otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Ve Vüzerâ-yı izâm +hazarâtının uğûr-ı humâyûna olan mâlen ve ricâlen gayret ü hamiyyetleri +muktezâsıyla kapularından olan ağavât ve tevâbi‘âta hâllü hâlince ihsânların mebzûl +ittiklerinden gayri dîvâne-gân ve gönüllüyân ve segbânın her bir neferine onikişer +guruş bahşiş virilmişdir. Cenâb-ı Hak ihsân idenlere dünyâ ve âhirette ecr ü +mükâfâtın ve rızâ-yı humâyûna lâyık hidemât-ı hayriyyeye muvaffak olmaların +mukadder eyleye. Te’yîdât-ı ilâhî ile mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm +hazretlerinin bu sefer-i nusret-eser ibtidâ sefer-i humâyûnları olup gazâ ve cihâda +olan himmet-i humâyûnları mertebe-i kemâlde olduğu Vüzerâ-yı izâm hazarâtının +ma‘lûmları olduğundan sefer-i humâyûn âvâzesi zuhûr ittüğü günden memâlik-i +mahrûsaya mu‘temed ağaların irsâl ve harb u kıtâle kādir levendât ihzârına ihtimâm +buyurduklarından bâb-ı devletleri murâd üzere harb u kıtâlden ve ceng ü cidâlden +habîr kâr-âzmûde ağavât ve levendât ile bir olup bu yüzden olan sa‘y-ı cemilleri +günden güne alâylarda zâhir ve nümâyân murâd-ı humâyûn-ı Pâdişâhîye muvâfık +olduğundan mûcib-i iltifât-ı Pâdişâh-ı İslâm ve sebeb-i zikr-i cemîli hâss ü +âmm oldukları lâ-reybdir. Hazret-i Bârî her hâlde dest-gîrleri ola. + + +Yevm-i mezbûrda bi-avnihî te‘âlâ letâfet-i havâ olup mehâbetlü Pâdişâh-ı +İslâm mu‘tâd üzere Vüzerâ-yı izâm ve yemîn ü yesârda sipâh u silahdâr alaylarıyla +nüzûl buyurdular. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm mu‘tâd üzere karar-gâh-ı +devletlerine nüzûl ve bir mikdâr ârâm buyurduklarından sonra Kadıköyü tarafına +şikâr içün azîmet buyurup sayd u şikâr ile avdet buyurdular. Yevm-i mezbûrda +havâda germiyyet olup ba‘de’l-asr bârân-ı rahmet vukū‘undan i‘tidâl-i havâ nasîb +olup zâd ü zahîrede zarûret olmadığından herkese refâh-ı hâl hâsıl olmuşdur. + +Yevm-i mezbûrda bi-lutfi’llâhî te‘âlâ havâ küşâde ve mu‘tedil olup mehâbetlü +Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile yemeklik olan İl-beğli karyesinde bir mikdâr +ârâm buyurdukdan sonra vakt-i duhâda devlet ü ikbâl ile otağ-ı humâyûnlarına nüzûl +buyurdular. Menzil-i mezbûrda zâd ü zahîre müstevfâ bulunup ordu-yı humâyûn +içinde re‘âyâ arabalarıyla nân ve sa‘îr gezdirüp altı akçaya bir at yemi satılup sâir +me’kûlât ferâvân bulunmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile +yemeklikde bir mikdâr ârâm buyurup vakt-i duhâda nüzûl buyurdular. Menzil-i +mezbûrda dahi zâd ü zahîre yevm-i evvelden ziyâde ve noksân bahâda bulunup +Pâdişâh-ı İslâma du‘â-yı hayr-ı ferâvân olunmuşdur. + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri mu‘tâd +üzere Vüzerâ-yı izâm ile hareket ve yemîn ü yesârda selâma müheyyâ olân +yeniçeriyân ve Vüzerâ-yı izâm alaylarına edâ-yı selâm iderek devlet ü ikbâl ile mürûr +idüp karar-gâh-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Ve sefer-i humâyûna me’mûr +olanlar ordu-yı humâyûna vusûllerine medâr olmak içün oturak fermân olunup +dellâllar nidâ eyledi. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup asker-i İslâmdan ba‘zılar ordu-yı humâyûna +vâsıl oldu. Devlet-i Pâdişâhîde me’kûlât ferâvân bulunup şa‘îrin keyl-i istanbulîsi +onaltı akçaya satılmışdır. Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin +sayd u şikâr içün Boğaz köyü tarafına azîmet buyurmağa murâd-ı humâyûnları +olmağla devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin ve sa‘adetlü Kāimmakām Paşa +hazretlerinin ağavât ve levendâtından dört-beşyüz mikdârı âdemleri ma‘an revâne +olup sayd u şikârdan sonra vakt-i asrda otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri hareket +ve Vüzerâ-yı izâm ile azîmet buyurup yemîn ü yesârda müheyyâ olan alaylara edâ-yı +selâm ile mürûr idüp nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda germiyyet nümâyân +olmuşken vakt-i asrda bârân-ı rahmet vâki‘ olup i‘tidâl-i havâ nasîb oldu. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hareket ve seherî +ve Vüzerâ-yı izâm ile azîmet idüp tarafeynde müheyyâ olan alaylara edâ-yı +selâm ile mürûr ve nüzûlden sonra bir mikdâr ârâm buyurup ba‘dehû Vüzerâ-yı izâm +tevâbi‘âtı ile süvâr olup sayd ü şikârdan sonra otağ-ı humâyûna teşrîf buyurdular. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm mu‘tâd üzere hareket ve +Vüzerâ-yı izâm ile azîmet buyurup tarafeynde âmâde olan alaylara edâ-yı selâm ile +yemekliğe vusûl bulduklarından alaylar yerlü yerinde karar ve mehâbetlü Pâdişâh-ı +İslâm akabince tertîb üzere Babadağı’ndan mürûr ve ordu-yı humâyûna vusûlleri +fermân olunmağın ol minvâl üzere hareket olunup dört sâ‘atlik yol iken alaylar +hareketi iktizâsıyla sekiz-dokuz sâ‘atde yerlü yerine vâsıl oldular. Yevm-i mezbûrda +havâda germiyyet küllî iken vakt-i asrda bârân-ı rahmet vukū‘undan i‘tidâl-i havâ +nasîb oldu. Zâd u zahîre dahi murâd üzere müstevfâ bulunup zarûret çekilmedi. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup ve Bosna muhâfazasında olan Vezir İbrâhim +Pâşâ ordu-yı humâyûna vâsıl olmağla alayı göstermesi fermân olunmağın ağavât ve +levendât piyâde ve süvâri binbeşyüz mikdârı âdem ile ve kafâsında Bosna ve +Semendire ve İzvornik ve Kilis ve Çernik sancaklarının zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı ile +mükemmel alay gösterüp kapusu müretteb olduğundan huzûr-ı humâyûnda kendüye +hıla‘-ı fâhire inâyet olundukdan sonra devletlü Sadr-ı âlî huzûruna geldükde +kendüsüne ve on nefer ağasına hıla‘-ı fâhire ihsân ve iltifât olundu. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere Pâdişâh-ı İslâm hareket ve Vüzerâ-yı izâm ile +azîmet buyurup tarafeynde olan alaylara edâ-yı selâm ile mürûr idüp vakt-i +duhâda otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Devletlü Haseki Sultân hazretleri ve +devletlü Şehzâde-i âlî-nijâd hazretleri Babadağı şehrinde ârâm buyurmak murâd-ı +humâyûn olmağla, Vezîr-i mükerrem İbrahim Pâşâ dahi ma‘ân alıkonmuşdur. Yevm +i mezbûrda Boğdan Voyvodası tarafından diller gelüp Kamaniçe muhâfazasında olan +Macar ve Nemçe melâ‘îninden oldukların ve Leh Kıralı tabur kurmak tedârükünde +olduğun haber virmişlerdir. + + +Yevm-i mezbûrda azîm alay olmak fermân olunmağın Vüzerâ-yı izâm +tevâbi‘âtı yemeklikden ordu-yı humâyûna varınca tarafeynde mükemmel ve müretteb +âlât-ı harb u kıtâl ile hâzır u âmâde olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri +semmûr kaplu kabânice geyüp Vüzerâ-yı izâm zırh-ı zerrîn-pûş kallâvî ve muvahhidî +ile Pâdişâh-ı İslâm o gece mu‘tâd üzere tarafeyne edâ-yı selâm ile mürûr idüp sipâh u +silahdârân yemîn ü yesârda ve huddâm-ı kevâkib-nizâm kafâda zırh-ı zerrîn +pûş salâbet ü şevket ile İsakcı havâlisinde vâki‘ merhûm ve mağfûrü’n-leh Sultân +Osmân Hân Tepesi kurbunda vaz‘ olunan otağ-ı humâyûna nüzûl buyurdular. +Kal‘adan ve nehr-i Tuna ile gelen deryâ ümerâsı kadırgalarından toplar ve tüfengler +atılup azîm şenlik oldu. Yevm-i mezbûrda olan Vüzerâ-yı izâmın mükemmel ve +müretteb alayların şark ve garb seferlerinde mevcûd bulunan erbâb-ı seferin ehl-i +vukūfu görmediklerin nakl ü takrîr eylediler. Yevm-i mezbûrda havâ ziyâde +germiyyet üzere iken bârân-ı rahmet vukū‘undan gubâr def‘ ve i‘tidâl-i havâ nasîb +oldu. Zâd u zahîre berren ve bahren ferâvân ihzâr olunmağın zarûretden a‘lâ ve ednâ +ârî olup Pâdişâh-ı İslâm’a hayr-du‘â-yı ferâvân eylemişlerdir. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri +sayd u şikâra tevcîh buyurmağın Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtından fermân-ı âlîleri ile +bir mikdârı ma‘an revâne oldular. Ve Bosna muhâfızı İbrâhim Paşa cisirden mürûr +idüp Kartal havâlisinde karar eyledi. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Babadağı’nda olan şehzâde-i +âlî-nijâdların görmek murâd-ı humâyûnları olmağın devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin +ağavât ve levendâtdan fermân-ı humâyûnlarıyla hayli kulların atlatdırup azîmet +buyurdular. İsakçı’nın âb u havâsı Babadağı’ndan latîf ve mu‘tedildir deyü ser-ettıbâ +yi hâssa haber virmekle İsakçı’da konak tedârüküne mübâşeret olunduğu şâyi‘ oldu. +Yevm-i mezbûrda dergâh-ı âlî yeniçerileri ağası yeniçeriyân ile cisirden ubûra seherî +hareket idüp ordu-yı humâyûn olıcak mahalde karara azîmet eyledi. Asker-i İslâmın +ba‘zıları girân olan esvâb u eşyâların kal‘a ve kasabada alıkomağa ve müstevfâ +zehâir iştirâsına ihtimâm üzere oldular. Devlet-i Pâdişâhîde dakīkın vakiyyesi beş +akçaya ve peksimadın vakiyyesi on akçaya ve ruğan-ı sâdenin vakiyyesi otuzbeş +gāyet a‘lâsı kırk akçaya ve aselin vakiyyesi yirmibeş, a‘lâsı yirmiyedi akçaya ve +pirincin keyli yüzyetmiş akçaya ve kahvenin vakiyyesi üçyüz akçaya ve şa‘îrin keyl-i +istanbulîsi yirmidört akçaya ve baklın keyli elli altmış akçaya alınub ba‘zı mertebe +kahvenin bahâsı tenezzüle varmağa yüz tutdu. + + +Yevm-i mezbûrda tuğ-ı humâyûn ve Vüzerâ-yı izâm ve erkân-ı devlet tuğları +cisirden mürûr idüp eşref-i sâ‘atde nasb olundu. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Padişâh-ı İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile +vakt-i mübârekede cisirden devlet ü ikbâl ile mürûr idüp otağ-ı humâyûnlarına +nüzûl buyurdular. Hîn-i ubûrda kal‘a ve kadırgalardan top ve tüfeng şenliği ile sahrâ +ve tilâl pür-sadâ oldu. Vüzerâ-yı izâm alaylara dahi kafâdan mürûr idüp yerlü yerine +vâsıl oldular. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup gerüden gelen vüzerâ ve mîr-i mîrân alayı +göstermek fermân olunmağın Haleb muhâfızı Vezir Kaplan Paşa ve ber- vech-i +arpalık Hamid sancağına mutasarrıf olan Küçük Mehemmed Paşa ve Karaman +Beğlerbeğisi Ali Paşa ve Niğbolu sancağına mutasarrıf Osman Paşa ve Kırşehri ve +Sirem sancaklarına mutasarrıf olan ümerâ alaylarıyla huzûr-ı humâyûna uğrayup +merâtiblerince hıla‘-ı fâhirelere mazhar olup ba‘dehû devletlü Sadr-ı âlî huzûruna +geldüklerinden kendülerine ve ba‘zı ağavâtına hıl‘atlar geydirilüp yerlü yerine karar +eylediler. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup Boğdan voyvodası ahz ittirdüğü on nefer Lehlü +kâfiri irsâl itmekle huzûr-ı Âsafî’de söylediklerinde Leh Kıralı tarafından ikibin +mikdârı kâfir dil almağa ta‘yin olunmağla Boğdanlıya müsâdif olup bir mikdârı katl +ü mürd oldukların ve bunlar ahz olunup sâiri firâr eylediklerin haber virdiler. Ve +Kıral-ı zall Nemçe ve Moskov taraflarından imdâd talebinde olduğun söylediler. Ve +Karaman Beğlerbeğisi Ali Paşa’nın bölükbaşısı olan Seyfi bölükbaşı vüzerâ ve mîr-i +mirân kapularında olan segbânâna virdikleri bahşişe kanâ‘at eylemeyüp ve töhmet-i +sâbıkası olmağla ser-çeşme ma‘rifetiyle cezâsı tertîb olunup sâire mûcib-i nasîhat ve +sebeb-i ibret oldu. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup sipâh ve silahdârân tâifesine devletlü +Sadr-ı âlî-kadr mevâciblerin tevzî‘ eyledi. Yevm-i mezbûrda huccâc-ı Müslimînin +müjdecisi gelüp el-hamdü’llâhî te‘âlâ Devlet-i Pâdişâhî’de huccâc-ı müslimîn refâh-ı +hâl üzere hacc-ı mebrûru edâ ve selâmet üzere avdet eylediklerin ve sene-yi mâzîde +esnâ-yı tarîkde reh-zenlik iden Arab eşkıyası tecâvüze cesârete kādir olmayup tarîk-i +haccın emn ü emânın ve şerîf olan seyyid Sa‘d’ın cibilletinde âsâr-ı gayr-i şerâfet +muzmer olmağın kararı firâra tebdil itmeğin şürefâ-yı izâmdan âl-i Hüseyin Seyyid +el-Berekât nâm şerîf makām-ı şerâfete lâyık ve sezâ-vâr ve efrâtı meyânında +mümtâz-ı celîlü’l-iktidâr olmağla şerâfet-i Mekke-i mükerreme kendüye tevcîh +olunup bu sene-i amîmetü’l- meymenede huccâc-ı müslimîn ile hacc-ı şerîfe me’mûr +olan Vezîr-i a‘zam-ı sâbık merhûm Siyavuş Paşa karındaşı Şam-ı şerîf muhâfızı, +Vezîr Hüseyin Paşa şerîf-i müşârü’n-ileyhe fermân-ı şehr-yârî üzere hıla‘-ı fâhire +geydirüp makâm-ı şerâfetde ve mu‘tâd üzere hidemât-ı hayriyyesinde kāim olmak +içün kemâl-i ta‘zîm ve ikrâm itmeğe şerîf-i müşârü’n-ileyh dahi mahâbetlü ve +şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin fermân-ı humâyûnları üzere Haremeyn-i +şerîfeynin hıfz u hirâsetine ve mücâvirînin himâyet ve siyânetine ve fî-mâba‘d +huccâc-ı Müslimîn’in refâh-ı hâline sarf-ı kudret itmeğe izhâr-ı ihtimâm eyledüğün +ve şerîf-i müşârün-ileyhin i‘ânetinde olmak içün Mısır askerinden müstevfâ asker +alıkonduğun vezîr-i müşârün-ileyh devletlü Sadr-ı âlî- kadr hazretlerine ve vükelâ-yı +devlete yazup bildirmekle bu haber-i meserret eserden ehl-i İslâma sürûr-i küllî hâsıl +olmuşdır. Hakîkat-i hâl selâtin-i Âl-i Osmân ebbeda’llâhü saltanatühüm ilâ +inkırâzi’l-deverân hazarâtının mülûk-ı sâireye teşerrüf ve tasaddurları dîbâce-i +ünvânları hâdimü’l-haremeyni’ş-şerîfeyn elkābı ile mu‘anven olduğu cihetden +olmağın Haremeyn-i şerîfeynin hidemât-ı celîlesini mehâbetlü ve kerâmetlü Pâdişâh +ı İslâm hazretleri himmet-i mülûkâneleriyle mühimm idüb Vezîr-i müşârün-ileyhi +ta‘yîn ve levâzımâtın ihsân buyurmağla bi-avnihî te‘âlâ zamân-ı devletlerinde bir +vechile âsâr-ı celîlesi rû-nümâ olduğu şarkdan garba velvele-endâz olup âmme-i +müslimîn sebât-ı kadr ü saltanatları da‘avâtın ez‘âf-ı muzâ‘af eylemişlerdir. +olmuşlarken bî-emrihi te‘âlâ bârân-ı rahmet nâzil ve gubâr zâil olup hamd ü ferâvân +olundu. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup seherî konakçılar tuğ-ı humâyûnu ve tuğları +kaldırup ilerüye revâne oldular. Mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri +otağ-ı humâyûnlarının bir nevbetin ayırup İsakçı’da alıkonmağa fermân-ı âlileri sâdır +olmağın, Vüzerâ-yı izâm dahi ol minvâl üzere amel ü hareket itmeleriyle âmme-i ehl +i İslâm’a sârî olduğundan a‘lâ ve ednâ kudretleri mertebesinde salt ve sebük-bâr ve +hâzır u âmâde erbâb-ı harb u kıtâl olmalarıyla kudretlü ve kerâmetlü Pâdişâh-ı rûy-i +zemîn hazretlerinin bu tarz u tavrı inâyet-i Bârî ile cihângirlik vâdîsinin a‘zam ve +akdemi olduğun ukalâ-yı devlet ve sâl-horde ehl-i vukūf du‘â-yı hayr ile nakl ve +tahkîk eyledükleri elsine-i nâsda cârî olmuşdur. Tevfîk-i Bârî ile asker-i İslâm +dahi murâd üzere zahîrelenüb refâh-ı hâl üzere karar eylediler. + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri mu‘tâd üzere Vüzerâ-yı +izâm ile yemeklikde ârâm buyurdukdan sonra tarafeynde müheyyâ olan alaylara edâ +yı selâm ile mürûr idüp nüzûl buyurdular. Varna Beğlerbeğisi Hüseyin Paşa alay +gösterüp kapusu mükemmel olmağla hıla‘-ı fâhire ile huzûr-ı humâyûnda ve huzûr-ı +Sadr-ı âlide mazhar-ı inâyet olmuşdur. Ve Silifke sancağına mutasarrıf olan Küçük +Mehemmed Paşazâde İbrahim Bey alay gösterüp babasına taklîd ve tarîkine sülûk +itmekle kapusu mükemmel olmağın akrânından efzûn inâyete mazhar oldu. Yevm-i +mezbûrda bi-emri’llâhi te‘âlâ bârân-ı rahmet vukū‘undan şiddet-i germâ def‘ olup +i‘tidâl-i havâ nasîb oldu. Karye ahâlisinden nân ve şa‘ir vâfir bulunmağla asker-i +İslâm murâd üzere refâhiyetde oldular. + +Yevm-i mezbûrda hareket olunup bârân-ı rahmet vâki‘ alay olmayup fermân +üzere yerlü yerine revâne oldular. Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile azîmet ve nüzûl +buyurdular. Menzil-i mezbûrda şa‘irin keyl-i İstanbulîsi yirmibeş otuz akçaya satılup +ve Tatar tâifesi arabalarla ordu-yı humâyûn içinde ruğan-ı sâde gezdirüp vakıyyesin +otuza otuzbeş akçaya fürûht eylemişlerdir. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm mu‘tâd üzere Vüzerâ-yı izâm ile +revâne olup tarafeynde olan alaylar cenaheyn revâne olmaları fermân olunmağın, ol +minvâl üzere hareket olunup yemeklikde bir mikdâr ârâmdan sonra nüzûl buyurdular. +Ve mukaddemâ Hân-ı âlî-şân tarafına gönderilen devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin +ağası ve Hân’ın Bahadır Ağa nâmında olan ağası gelüp Hân hazretleri fermân-ı +Pâdişâhî üzere bî-şümâr asker-i Tatar ile hareket idüp ordu-yı humâyûna doğru +gelmesinden a‘dâ-yı dînin memleketi içinden gelmesin istisvâb itmekle âzim olduğun +i‘lâm eylemiştir. Menzil-i mezbûr Purut kenârında vâki‘ olup dakīkın vakıyyesi beş +akçaya ve peksimâdın vakıyyesi onbeş akçaya satılup lahm-ı ganem ve bakar +müstevfâ bulunmuşdur. Ve şa‘îrin bir yemi onbir akçaya satılmışdır. + + +Yevm-i mezbûrda yevm-i evvel üzere alaylar cenâheyn olup vakt-i duhâda +nüzûl olundu. Purut nehri kenârında çayırı vâfir menzildir. + + +Yevm-i mezbûrda dahi alaylar cenâheyn olup vakt-i duhâda nüzûl olundu. +Purut nehri kenârında çayurlu vâdidir. Bir mikdâr bârân vâki‘ oldu. + +Yevm-i mezbûrda alaylar cenâheyn olup revâne oldular. Yevm-i mezbûrda +Gegeç Ağzı konâk olacak iken mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin a‘dâ-yı +dînden ahz-ı intikāma teveccüh teemmülleri olduğundan iki konâğı bir idüb vakt-i +zuhurdan sonra otağ-ı humâyûnlarına vâsıl oldular. Menzil-i mezbûrun dahi çayırı +ferâvân idi. + + +Yevm-i mezbûrda alaylar yerlü yerine gelmek fermân olunmağın ol minvâl +üzere hareket olunup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile mu‘tâd üzere +azîmet ve nüzûl buyurdular. Menzil-i mezbûr dahi Purut nehri kenârında olup zahâir +müstevfâ bulunur ümîd olunurken üç dört konak mürûr olunup fürûht ider vilâyet +âhâlisi baş göstermediklerinden bu menzilde şa‘îrin keyl-i İstanbulîsi yüz +yüzyirmi akçaya nâdir bulunmuşdur. Boğdan vilâyetinde bu mertebe kıllet-i zahâire +Boğdan voyvodası sebep olmuşdur deyü sakameti meyân-ı askerde şâyi‘ olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm ve Vüzerâ-yı izâm mu‘tâd üzere +yemeklikde bir mikdâr ârâm buyurdukdan sonra tarafeynde müheyyâ olan alaylar +cenâheyn olup revâne oldular. Ve Boğdan Voyvodası olan Duka Voyvoda ikibin +mikdârı Boğdanlı ile cânib-i yemînde alay gösterüp vakt-i duhâda nüzûl olundu. +satılup zarûret çekilmişdir. Boğdan vilâyetinde bu mertebe muzâyaka, Boğdan +Voyvodası yol üzerinde olan kurâ re‘âyâsın savuşdurmağla oldu.An-karîb mazhar-ı +gazab-ı pâdişâhi olsun deyü asker-i İslâmın teveccühleri olmuştur. Yevm-i mezbûrda +bi-emrihî te‘âlâ ba‘de’l-asr bârân-ı rahmet vâki‘ olup ve der-akab havâ küşâde ve +latîf olmuşdur. + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü ve azametlü Pâdişâh hazretlerinin azîm alay +olmak fermân-ı humâyûnları olmağın Vüzerâ-yı izâm zırh-ı zerrîn-pûş-ı muvahhidî +ve kallavî ile âmâde olduklarından sonra tarafeynde alaylara müheyyâ olagelen +Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtı cebe ve çavuş ile ve erbâb-ı manâsıb-ı vüzerâ ve mîr-i +mîrân ve ümerâ bölük bölük top olup karar eylemeleri karîha-i humâyûndan sâdır +olmağın ol minvâl üzere Vüzerâ-yı izâmın huddâm-ı enderûnî topdan ve ağavâtı +tevâbi‘ât ile üçer yüz mikdârı âdem ile bir bölük ve segbânân bölük- başılarıyla +başka başka bölükler olup bu minvâl üzere cümle asker-i İslâm ordu-yı humâyûna +varınca yemeklikden bir mertebe mükemmel ve müretteb alaylar bağladılar ki sahrâ +ve tilâl asker-i İslâm ile mâl-â-mâl olmuşdu. Çuçura menzili Boğdan voyvodalarının +karar-gâhı olan Yaş şehrine karîb olmağla mesâfe-i ba‘îdeden ve nehr-i Purut’un +karşusundan alaylar seyrine hâzır olan küffârın hadd ü hasrı yoğidi. Bu tertîb +ve tezyîn ile Pâdişâh-ı İslâm otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurup oturak deyü dellâl +nidâ eyledi. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin Yaş +şehrin görmek murâd-ı humâyûnları olmağın sa‘âdetlü Kāimmakām-ı âlî-makām +Vezîr celîlü’l-kadr Mustafa Paşa hazretleri Sadâret-i uzmâ kāimmakāmlığı ile ma‘an +mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleriyle revâne olması fermân-ı Şehriyârî sâdır +olmağın binbeşyüz mikdârı mürd ve cürd ağavât ve levendâtdan âmâde olup ve +Halep muhâfızı Kaplan Paşa beş-altıyüz mikdârı âdemleriyle hâzır olup Purut nehri +üzerinde olan cisirden mürûr ve teşrîf-i humâyûna intizâr üzereler iken kesret-i bârân +vukū‘undan gayri cisr-i mezbûr istihkâm üzere olmayup mürûr u ubûrda su‘ûbet +nümâyân olmağın yevm-i mezbûrda revâne olmakdan ferâgat olunup ertesi +revâne olmağa karar virilmeğin mürûr idenler avdet idüp yerlü yerine karar eylediler. +Yevm-i mezbûrda dahi ordu-yı humâyûnda zâd ü zahîre kılleti olup asker-i İslâmın +ıztırâbı vükelâ-yı devletin sem‘-i şerîflerine vâsıl olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri seherî +hareket ve tahmîn-i evvel üzere müheyyâ olan tevâbi‘ât ile cisirden mürûr ve Yaş +şehrinin havâlisinde olan sâyebâna nüzûl buyurdular. Boğdan Voyvodası olan Duka +sa‘âdetlü Kāimmakām-ı âlî-makām Mustafa Paşa hazretlerinin huzûr-ı şerîflerine +geldiklerinden asker-i İslâma zâd u zahîre ihzârında olan adem-i takayyüdünden nâşî +mûcib-i zarûret olan fesâd u şakâveti mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin kahr u +gazablarına mazhar olup eşedd-i ukūbet ile katl olunmasından gayri ile cezâ tertîb +olunmayacağın mukarrer bilsün deyü huzûr-ı şerîflerinden gazab-ı cevr ile redd +itmekle Voyvoda-i mezbûr bir dürlü özr ü bahâne ve cevâba kādir olmayup +lerzân u perîşân bir köşede karar eyledi. Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri bir +mikdâr ârâm ve ta‘amdan sonra voyvoda-i mezbûr müheyyâ itdüğü semmûr kürkler +ile üç re’s yürütme bâr-gîr izn ile arz idüp ba‘dehû Pâdişâh-ı İslâm sayd u şikâr ile +vakt-i asrda karar-gâh-ı devletlerine vâsıl oldular. Mezbûr Voyvoda sa‘âdetlü +Kāimmakām-ı âlî-makām hazretlerinden müşâhede itdüğü itâb ü ikābı müddet-i +ömründe görmedüğüne dâll der-akab zâd ü zahîrenin ordu-yı humâyûnda ferâvân +zâhir olduğudur. Yevm-i mezbûrda kānûn-ı Osmânî üzere kul tâifesine umûm +zahîresi virilmek fermân olunmağın mübâşeret olundu. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup fermân-ı humâyûn üzere umûm zahîresi tevzî‘ +olundu. Ve ordu-yı humâyûnda dahi zâd ü zahîre ferâvân bulunup asker-i +İslâmın müzâyakaları def‘ olmağla bâ‘is-i merhâmet ü inâyet olan vükelâ-yı devlete +hayır-du‘â-yı bî-nihâye eylemişlerdir. + + +Yevm-i mezbûrda Özi muhâfızı Vezir Halil Paşa ve Rumeli Beğlerbeğisi +Mehemmed Paşa Venedik sancağına mutasarrıf olan Mehemmed Paşa ve Malatya +sancağına mutasarrıf olan Mehemmed Paşa ve Rumeli’nin ümerâsı ve eyâlet askeri +ve aşağı bölük ağaları neferâtlarıyla bölük bölük huzûr-ı humâyûna uğrayup mu‘tâd +üzere hıla‘-i fâhireler ile mazhar-ı inâyet olup devletlü Sadr-ı âlî-kadr huzûrunda dahi +mikdâr ve mertebelerince hıl‘atlar ile i‘zâz olunduklarından sonra yerlü yerine +revâne oldular. Ordu-yı humâyûnda zâd u zahîre müstevfâ bulunduğundan gayri +revâne olunacak esnâ-yı tarîkde asker-i İslâm zarûret çekmemek içün menzil-i +mezbûrda herkes kudreti mertebesinde iştirâ içün izdiyâd-ı zehâir ihzârına devletlü +Sadr-ı âlî-kadr mu‘temed ağalarıyla ocaklar tarafından çavuşlar ta‘yin ittirüp +muhtekirler etrâfından ahz eyledikleri zahâiri fürûht içün aylak çadırı önüne ihzâr +itdirmeleriyle el-hamdü’llâhi te‘âlâ murâd üzere zâd u zahîre bulunup asker-i İslâm +muğtenem olmuşlardır. + + +Yevm-i mezbûrda Divân-ı humâyûn olmak fermân olunmağın kānûn üzere +Vüzerâ-yı izâm kubbe-nişîn olanlar ve sâir erkân-ı devlet mu‘tâd üzere otağ-ı +humâyûna varup sefer-i humâyûnda bahşiş virilmesi mu‘tâd olan kul tâifesi içün +atiyye-i Pâdişâhîden altıyüzdoksanaltı surre nukūd ihzâr ve erbâbına ihsân olunmağın +hayr-du‘â-yı ferâvân ile nakl eylediler. + +Vech-i meşrûh üzere otuzdört binsekizyüz yirmibeş nefer kul tâifesinin +her neferine biner akça olmak üzere üçyüz kırksekiz yük yirmibeş bin akça ihsân-ı +Pâdişâhî olup kul tâifesi mesrûren hidemât-ı humâyûna dâmen-der-miyân eylediler. +Yevm-i mezbûrda Özi muhâfızı Vezir Halil Paşa ve Anadolu Beğlerbeğisi Ali Paşa +ve Karaman ve Adana Beğlerbeğleri eyâletleri askeriyle çarhacı tâ‘yîn olunup ilerüye +revâne olmuşlardır. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup zâd u zahîre ferâvân olduğundan gayri Vüzerâ +yı izâm dâirelerinde şa‘îrin keyl-i İstanbulîsi yirmi üçer akçaya değin gezdirilüp +satılmıştır. Ve sefer-i humâyûn içün âmâde olan balyemez toplar ordu-yı humâyûna +vâsıl olmuşdur. Menzil-i mezbûrda asker-i İslâm İsakçı mertebesinde zahîrelenüp ve +ba‘zılar zahîrelerinden birer mikdârın Yaş şehrinde alıkoyup hıfz ittirmişlerdir. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup dergâh-ı âlî yeniçerileri ağası kalkup ilerüye +revâne oldular. Ve Purut nehri üzerinde olan cisrin muhâfazasına ulûfeciyân-ı yesâr +ağası Parmaksız Ahmed Ağa neferâtıyla ta‘yin olunup Çuçura’da karar eylemesi +fermân olundu. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile mu‘tâd üzere +hareket ve tarafeynde topdan müheyyâ olan alaylara edâ-yı selâm ile mürûr idüp +vakt-i duhâda nüzûl buyurdular. Menzil-i mezbûr dahi Purut nehri kurbunda olup iki +mahalde bataklar olmağla binâ olunan cisirlerden âsân vech üzere mürûr olunup +karar olundu. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile mu‘tâd +üzere azîmet ve yemeklikde bir mikdâr ârâmdan sonra tarafeynde olan alaylara edâ +yı selâm ile mürûr idüp nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda devletlü Hân +hazretlerinin küçük hazîne-dârı gelüp getürdüğü üç nefer diller huzûr-ı humâyûna +ihzâr olunduklarında Hanko la‘înin Kazaklarından olmağla haklarından gelinmişdir. +Ve bir mikdâr Kazak tâifesi Doroşenko hatman’dan yüz döndürüp Hanko kâfire +mütâba‘at idüp revâne olmalarıyla Nûreddîn Sultan ve Doroşenko hatman imdâdında +olan Rumeli’nin altı sancak ümerâsı ve zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı üzerlerine azîmet +eylediklerinden Hanko haberdâr oldukda dörtbin mikdârı Kazak atlusu ile +imdâdlarına erişdüğü esnâda ehl-i İslâm irişüp a‘dâ-yı dîn üzerine hücûm ve harb u +kıtâl eylediklerinde inâyet-i Bârî ile ehl-i İslâm gālib ve a‘dâ-yı liyâm münhezim +olmağın ekseri esîr ve nicesi tu‘me-i şemşîr olup. Hanko la‘în bir mikdâr Kazak ile +firâr idüp Ladenc kal‘asına kapanduğun Hân hazretleri mektubu ile ve Kazak +hatmanı Doroşenko tafsîl üzere i‘lâm itmeleriyle bu haber-i meserret-eser +mukaddime-i feth ü nusrete dâll olmasın ehl-i İslâm fâl eylemişlerdir. Yevm-i +mezbûrda esnâ-yı tarîk şib ü firâz olup kesret-i gubâr vukū‘undan ıztırâb hâsıl +olmuşken bârân-ı rahmet nâzil olup letâfet-i havâ nasîb oldu. Yevm-i mezbûrda +Adana Beğlerbeğisi Hüseyin Paşa konakçı ta‘yîn olunmağın tuğ-ı humâyûnu +kaldırup revâne olması fermân olundu. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm mu‘tâd üzere hareket ve +Vüzerâ-yı izâm ile yemeklikde bir mikdâr ârâmdan sonra tarafeynde alaylara edâ-yı +selâm ile nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda çarhacı olan Halîl Paşa Kamaniçe +etrâfından aldırduğu beş nefer kâfiri irsâl idüp re‘âyâ makūlesi olmağla Leh kıralı +tarafından haberleri olmadığından alıkonmuşlardır. Yevm-i mezbûrda ba‘de’l-asr +bârân vâki‘ oldu. Şa‘îrin bir yemi yirmi otuz akçaya değin satılmışdır. + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile mu‘tâd üzere +hareket ve yemeklikde bir mikdâr ârâm idüp tarafeynde olan alaylara edâ-yı selâm +ile mürûr idüp vakt-i duhâda nüzûl buyurdular. Menzil-i mezbûrda zâd u zahîre +müstevfâ bulunup refâh-ı hâl hâsıl oldu. Bir iki def‘a bârân nâzil olup i‘tidâl-i havâ +nasîb olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda alaylar cenâheyn olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ +yı izâm ile karar-gâh-ı devletlerine nüzûl ve bir mikdâr ârâmdan sonra devletlü Sadr +ı âlî hazretlerinin ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin ağavât ve +levendâtından fermân üzere hayli âdem atlanup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm sahra ve +tilâli geşt ü güzâr ve sayd u şikârdan sonra vakt-i asrda otağ-ı humâyûnlarına nüzûl +buyurdular. Yevm-i mezbûrda şa‘îrin keyl-i İstanbulîsi yüz akçaya satıldı. + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretleri Vüzerâ-yı izâm +ile mu‘tâd üzere hareket ve bir mikdâr yemeklikde ârâmdan sonra tarafeynde olan +alaylara edâ-yı selâm ile mürûr idüp vakt-i duhâda karar-gâh-ı devletlerine vusûl +buldular. Dil almak içün Nedîm-i Şehriyârî hazretlerinin Tatar ağası vâfir Tatar ile üç +gün mukaddem revâne olmuşdu. Yevm-i mezbûrda bir mikdâr Kazak ve avret ve +oğlan esîri ile ordu-yı humâyûna dâhil oldu. Menzil-i mezbûr dahi Purut nehri +kenarında olup müstevfâ çayırı olup şa‘îrin keyl-i İstanbulîsi yüz akçaya satılmışdır. + + +Yevm-i mezbûrda azîm alay olmak fermân olunmağın mu‘tâd üzere +yemeklikde karardan sonra mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı âlem-penâh hazretleri +semmûr kaplu kabaniçe giyüp Vüzerâ-yı izâm zırh-ı zerrîn pûş kallâvî ve muvahhidî +ile ve huddâm-ı süreyya-nizâm cebe ve cevşen ile kafâda âmâde olduklarından +sonra Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtı üslûb-ı evvel üzere mükemmel ve müsellâh yerlü +yerlerinde müheyyâ olup sâyir vüzerâ ve mîr-i mîrân ve ümerâ ve tavâif-i asker +alayların yoklayup karar eylediklerinden sonra mehâbetlû Pâdişâh-ı İslâm devlet ü +ikbâl ile hareket ve Vüzerâ-yı izâm tertîb-i evvel üzere azîmet idüp vakt-i duhâda +otağ-ı humâyûnlarına nüzûl ve karar buyurdular. Menzil-i mezbûr Turlu nehrine +karîb olup asker-i İslâmın çadırları Pnarbaşı’ndan Turlu nehri kenârına döşenüp +karşu yakası Leh diyârı olup Pınarbaşı olan mahallin ekseri tilâl olduğundan püşte-i +Rebîülâhir olması gerekir. +bâlâya müsâdif olan asker-i İslâm çadırlarının ekseri Kamaniçe tarafından +görünüyordu. Nice sahra ve tilâl mâl-â-mâl olup kuvvet-i basar erişdüğü mahallerde +askerden hâlî bir mahal kalmayup, nüzûl ve karar ve bir mikdâr ârâmdan sonra +devletlü Sadr-ı âl-i kadr hazretleri ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri süvâr +olup ve Turlu nehri üzerinde binâsına mübâşeret olunan cisir başına varup +Defterdâr Paşa ihtimâm üzere olduğun müşâhede buyurduklarından sonra Hotin +kal‘asına varup ârâma mûcib hâl olmadığından Turlu kenârı ile İzvanca kal‘ası +karşusuna varılup karar buyurdular. Kal‘a-i mezbûrda olan Lehlü keferesi bir gün +mukaddem kal‘ayı bıragup firâr itmeleriyle kal‘a-i mezbûrun kabza-i tasarrufa +vusûlün istisvâb itmeleriyle bilâ-tevakkuf birkaç kayık tedârük itdirilüp ve beş oda +yeniçeriyân ta‘yîn olunmak içün fermân olunmağın sür‘at üzere âmâde ve kayıklar +ile mürûra ve İzvanca kal‘asına vusûle ihtimâm itmeleriyle âsân vech üzere dâhil +olup bayrakların kal‘a kullelerine nasb idüp ve ezân-ı şerîf okuyup murâd üzere bu +merâm bi-lutfihî te‘âlâ karîn-i husûl oldukdan sonra ba‘de’l-asr avdet idüp ordu-yı +humâyûna gelindi. El-hamdü’llâhi te‘âlâ Pâdişâh-ı İslâm Turlu nehrin mürûr itmedin +böyle Taşhisar keferesi mütezelzil olup perîşân oldukları fî-mâba‘d fütûhât-ı celîleye +dâlldir deyü ehl-i İslâma sürûr hâsıl olup hamd-ı ferâvân eylediler. Vaki‘de İzvanca +kal‘asının iki tarafı kudretten kaya üzerinde ve istihkâm üzere metîn kulleleri +olup muhâsaraya tahammülü olduğu mukarrer, hatta merhûm ve mağfûrü’n-leh +Sultan Osman Hân Hotin havâlisine vusûlünde Leh kıralı taburda olmağla İzvanca +kal‘ası fethine kolanburna toplar ile Vezir-i a‘zam-ı sâbık Hüseyin Paşa’yı ve hayli +asker ta‘yîn buyurup birkaç gün muhâsara ve cidâl idüp kabza-i tasarrufa vusûlü +müyesser olmaduğu ol esnâda tahrîr ve tastîr olunan vakāyi‘de mastûr el-hamdü’llâhi +te‘âlâ mehâbetlü ve kerâmetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin debdebe ve velvelesine +a‘dâ-yı liyâm tâb ü tâkat getürmeyüp muhâsaraya tahammülü olan kal‘ayı bıragup +firâr eylediler. Yevm-i mezbûrda sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin bâb-ı +devletlerinden olan Hacı Beyi Paşa-zâde Eyyûb Bey binden mütecâviz Bucak Tatarı +ile nehr-i Turlu ve Purut mâbeyninde olan Leh memleketine birkaç gün evvel akın +itmişler idi. Dörtyüzden mütecâviz esîr ve koyun ve sığır ahz idüp ordu-yı humâyûna +dâhil olup mazhar-ı iltifât ü ihsân olmuşdur. + +Yevm-i mezbûrda Turlu üzerinde binâ olunan cisrin öte başında karar itmek +içün Özi muhâfızı Vezir Halil Paşa eyâleti askeriyle ma‘mûr olmağın kayıklar ve +sallar tedârük idüp ubûra mübâşeret ve İzvanca kal‘asının muhâfazasına Küçük +Mehemmed Paşa ta‘yîn olunmağın vâsıl olup küffarın mezrû‘âtın levendâtına cem‘ +itdirüp ganîmet ile hâli muntazam olduğu şâyi‘ oldu. Ve Yaş altında bir çorbacının +rûsiyyü’l-asl bir kölesi firâr idüp Kamaniçe kal‘asına varmağla on kadar kâfiri +kendüye uydurup ve dil almak içün ordu-yı humâyûn etrafını cüst ü cûda iken +serhadlüye müsâdif olup ahz itmelerüyle huzûr-ı humâyûna ihzâr eylediklerinde bu +minvâl üzere hareket eyledüğün i‘tirâf itmekle başı kesilüp cezâsın bulmuşdur. +murâd üzere bulunmağla ehl-i İslâm refâh-ı hâl üzere olup cisrin itmâmına ve diyâr-ı +a‘dâya azîmete intizâr üzere oldular. Vâki‘de Turlu nehrinin karşu yakası a‘dâ +yı liyâmın mezrû‘âtı ile pür olup vakt-i hasad ve tahassul-i zâd ü zevâd mahalli +olduğundan asker-i İslâmın mürûr u ubûra ihtimâmları bir mertebede zâhir olmuşdur +ki tahrîri muhâldir. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup cisrin itmâmına ihtimâm içün devletlü Sadr-ı +âlî hazretleri ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri Turlu kenârında birer çerge +kurdırup karar buyurdular. Ve karşu yakaya mürûr iden asker tahassun itmek içün +şaranpo binâsın mübâşeret eylediler. Tatar tâifesi mürûr iden askerin atların ve bâr +gîrlerin ücretleriyle karşu yakaya yıldırup geçürmüşlerdir. Ve yeniçeriyândan yazılan +üçyüz mikdârı serdengeçti ba‘de’l-asr karşu yakaya mürûr eylediler. Ve Tatar +tâifesinden vüzerâ ve mîr-i mîrân kapularından her ne kadar var ise karşuya geçüp +Özi muhâfızı Halil Paşa’nın yanına varmaları içün hatt-ı humâyûn-ı sa‘âdet makrûn +sâdır olunmağın cümlesin geçürmüşlerdir. Yevm-i mezbûrda ordu-yı +humâyûndan dil almak içün Kamaniçe kal‘asından birkaç kâfir karşu yakada cüst ü +cû üzereler iken cânib-i Pâdişâh-ı İslâma itâ‘at eyliyen Lipka Tatarına müsâdif +olduklarından bir kaçın katl idüp ve dil içün cebe ve çevşen ile müsellah bir Leh +kâfirini huzûr-ı humâyûna ihzâr itdiklerinde Kamaniçe’den çıkup dil almağa +geldiklerin ve kıral-ı dall henüz yerinde olup hareket eylemedüğin söylemekle +alıkonup habs olundu. + + +Yevm-i mezbûrda devletlü Sadr-ı âlî çergesinde sipâh u silâhdârâna kusûr +kalan bahşişlern tevzî‘ ve karar idüp sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa cisir başına varup +Defterdâr Paşa dahi sonradan gelmekle itmâmına ihtimâm eylediler. Ve mübâşeret +olunan şaranpo dahi iki başından su kenârına değin temâm olup içerüsünden hendek +ve meteris kazmağa mübâşeret eylediler. Mürûr iden askerin davarların Tatar tâifesi +karşu yakaya bildirüp ve esvâb ve çadırların kayıklar ve sallar ile karşu yakaya nakle +ihtimâm üzere oldular. + +Yevm-i mezbûrda dahi vükelâ-yı devlet cisir başına varup itmâmına ikdâm ü +himmet buyurdular. Ve Hân-ı âlî-şân Leh diyârında vâki‘ Bar kal‘asına dâhil olduğu +haberi vâsıl olmağın mukaddemâ dillerle gelen küçük hazinedârı tarafına yollandı. +Yevm-i mezbûrda vakt-i magribde bârân vâki‘ olup ve der-akab def‘ ve havâ küşâde +oldu. + + +Yevm-i mezbûrda vükelâ-yı devlet cisir başında karar idüp itmâmına ihtimâm +buyurdular. Ve İzvanca muhâfazasında olan Küçük Mehemmed Paşa beşyüz mikdârı +âdem ile kethüdâsın Kamaniçe kal‘ası tarafına göndermiş idi. Kamaniçe havâlisinden +mürûr idüp kurbunda olan bir palankanın varoşuna hücûm itdikde ceng ü cidâlden +sonra zabt idüp esîr ve hayvânâtın ahz idüp varoşu ihrâk eyledüğün ve ganîmet ile +kendüye vâsıl olduğun tafsîl üzere devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine i‘lâm idüp +diller ile mezbûr kethüdâsın irsâl itmeğin hıla‘-ı fâhire ile mazhar-ı inâyet oldu. +Yevm-i mezbûrda dahi bi-emri’llâhi te‘âlâ beyne’s-salâteyn bârân vâki‘ olup ve der +akab def‘ olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda dahi vükelâ-yı devlet cisir başına varup itmâmına ihtimâm +eylediler. Ve asker-i İslâmın ba‘zıları karşu yakadan diller ihzâr idüp re‘âyâ makūlesi +olmağla ahvâl bilmediklerinden ahz idenlere ihsân olunmağın herkes esîrin ordu-yı +humâyûn sevkinde fürûht idüp muğtenim olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda vükelâ-yı devlet cisir başında karar idüp itmâmına ziyâde +ihtimâm buyurdular. Bir gün evvel itmâmına medâr olmak içün karşu yakadan dahi +mübâşeret olunup ve levâzımât-ı cisr neccarâna irişdirilmek içün berü yakada +Rumeli’nin zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârından ve karşu yakada Özi eyâletinin zu‘amâ ve +erbâb-ı tîmârından nevbet ile hizmete ta‘yîn olunup murâd-ı humâyûn üzere +ihtimâm-ı küllî olunduğundan gece ile meş‘aleler yakdırılup takayyüd olunmuşdur. +Ve karşu yakada olan neccârlara timura müte‘allık mühimmât virüp, “zâyi‘ ve telef +olmaya” deyü Defterdâr Paşa ağalarından Çapkın Receb Ağa’yı ta‘yîn eylemişdi. +Gece vaktinde mühimmât tevzî‘ iderken cisirden suya düşüp bi-emrihî te‘âlâ vakti +gelmeyin halâsa çapüklük medâr olmayup nâ-bûd oldu. Cisrin dahi itmâmı karîb +olmağın Maraş Beğlerbeğisi Hasan Paşa muhâfazasına ta‘yîn olunmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda cisir itmâm olmağın tarafeynde olan korkulukları istihkâm +üzere binâ ve itmâmına ihtimâm olunup inşâallâhü te‘âlâ asker-i İslâmın mürûruna +karar virilmişdir. Ve Sivas Beğlerbeğisi Murtaza Paşa vakt-i duhâda alayın tertîb +idüp huzûr-ı humâyûndan geçdikde kapusu mükemmel olmağla hıla‘-i fâhire +inâyet olundu. Ba‘dehu devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine varup anda dahi kendüye ve +sekiz nefer ağasına hıl‘atlar ihsân olundu. Andan sonra Bozok sancağına mutasarrıf +olan Yahya Bey ve Canik sancağında mutasarrıf olan Can Arslan Paşazâde +Mehemmed Bey ve Divriği sancağı beği alayların gösterüp huzûr-ı humâyûnda ve +Sadr-ı âlî huzûrunda hıl‘atlar giyüp yerlü yerlerine revâne oldular. Bunlardan sonra +Eflak voyvodası olan Ligoroşfu dahi atlu ve piyâde dörtbin mikdârı Eflak askeri ile +huzûr-ı humâyûnda alay gösterüp ve devletlü Sadr-ı âlî kadr hazretlerinin huzûruna +geldikde mu‘tâd üzere hıl‘atlar ihsân olundu. Yevm-i mezbûrda Hân hazretlerinin +sarrâcbaşısı gelüp Hân hazretleri ve Doroşenko hatman Kamaniçe kal‘ası havâlîsine +gelüp irtesi Turlu nehrine karîb mahalle nüzûle karar virdikleri haberin getürmüşdür. +Vâki‘de Tatarın vâsıl olduğu semtlerde duhân asumâna direk direk olmak alâmet +olduğun nakl iderlerdi. Vusûlleri haberi vâsıl olmadın Kamaniçe tarafında ol +minvâl üzere alâmetle zâhir olmağın vukūfu olanlar mukaddemce haber virmişler idi. +Ve Kamaniçe kal‘asının cevânib-i erba‘ası ne hâl üzeredir. Muhâsaradan haberdâr +olan Rumeli’nin sağ ve sol kol alay beğileri ve yeniçeriyân ocağından orta çavuş +ikibin mikdârı âdem ile irsâl olunmuşlar idi. Sür‘at üzere varup görüp ve avdet idüp +vusûllerinden ziyâde metânet ü istihkâmda olup ve vâki‘ olan mahalleri ziyâde sa‘b +olduğun haber virdikleri haber alındı. + + +Yevm-i mezbûrda cisr murâd üzere istihkâm ve itmâm bulmağın Haleb +muhâfızı Kaplan Paşa ve Bosna muhâfızı İbrahim Paşa ve Rumeli beğlerbeğisi +Mehemmed Paşa eyâletlerinin zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı ile ve ümerâsı ale’s-seher +cisirden mürûra mübâşeret eylediler. Ve vakt-i zuhrda dergâh-ı âlî yeniçerileri ağası +ocak ağaları ve yeniçeriyân ile revâne oldu. + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin ve Vüzerâ-yı izâm +ve erkân-ı devlet tuğları seherî cisirden mürûr ve Pınarbaşı mukābilinde ordu-yı +humâyûn olacak mahalle nasb olunmuşdur. Cenâb-ı Hak eşref-i sâ‘at ve eymen-i +evkāta makrûn eyleye. Vakt-i duhâdan sonra bârân-ı rahmet vâki‘ olup ve der-akab +havâ küşâde ve latîf olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü ve azametlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri mu‘tâd +üzere seherî hareket ve Vüzerâ-yı izâm ile cisirden mürûr idüp devlet ü ikbâl ile +otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda sa‘âdetlü Kāimmakām-ı +âlî-makām Vezîr-i âsaf nazîr Mustafa Paşa hazretleri Kamaniçe kal‘ası havâlisine +varmak ve etrâf ü eknâfını ve muhâsara olunacak mahallerini görmek ve ahvâl ü +âsârının vukū‘u üzere haberin getürmek mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm +hazretlerinin murâd-ı humâyûnları olmağla me‘mûr olmağın ağavât ve levendât +cisirden mukaddem mürûr ve hâzır u âmâde olmalarına tenbîh-i âlîleri olmağın ol +minvâl üzere hareket ve dâiresinde müsellah ü müretteb âmâde olmuşlar idi. Rikâb-ı +humâyûndan ric‘at eylediğinde devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine varup murâd olunan +müzâkere olundukdan sonra hâzır u âmâde olan üçbin mikdârı mürd ü cürd ağavât ve +tevâbi‘ât ve segbânân ile ordu-yı humâyûndan taşra çıkdıkda kendüler ile ma‘an +ta‘yîn olunan Haleb muhâfızı Kaplan Paşa ve Bosna muhâfızı İbrahim Paşa ve Özi +muhâfızı Halil Paşa ve yeniçeri ağası Vezir Abdurrahman Paşa ve Adana +beğlerbeğisi Hüseyin Paşa ve kul kethüdâsı ve topcı başı ve sağ kol ve sol kol alay +beğileri beş altı bin mikdârı âdemleriyle ordu-yı humâyûn kurbunda irişüp hem-inân +musâhabet iderek üç sâ‘atden evvel Kamaniçe’nin Hotin tarafında olan püşte-i +bâlânın nihâyetine varılup öte yüzü Kamaniçe kal‘ası olmağla askeri püştenin +dibinde ârâm itdirüp sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri piyâde olup topcı başı ve +sağ ve sol kol alay beğilerin yanına alup Kamaniçe kal‘asını ve tabyasına ve etrâfını +temâm mertebe mizân-ı nazara olup ba‘dehû süvâr olup şimâl tarafında olan meylin +etrâfından kal‘a ve tabya ve şehrin cevânib-i erba‘asın murâd üzere gözden geçürüp +kal‘a ve şehir mabeyninde cârî olan nehir ne tarafa cârî olduğun ve kıllet ü kesreti ne +mertebede olduğun fehm idüp muhâsara ve meteris yerleri tabyaya karîb olmasın +zamîrinde nakş itmekle tabyaya karîb vardıklarında tabya ve kal‘ada olan a‘dâ-yı +liyâm bu mertebe etrâfları cüst ü cû olunduğundan şübheye düşüp toplarına ve +şâhîlerine ve misketlerine bir ağızdan âteş virüp azîm velvele kopardılar. Sâir vüzerâ +dahi her biri bir tarafdan etrâf ü eknâfın gözden geçirüp sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa +hazretleri murâd üzere her tarafların gördükten sonra garb tarafında bir mahalde +karar buyurup ma‘an olan vüzerâ ve erkân-ı devlet huzûruna geldiklerinde +tabya ve kal‘a ve şehre nâzır olan garb tarafında vâki‘ püşte-i bâlânın bâlâsına +inşâ‘llâhü te‘âlâ mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin otağ-ı +humâyûnları vaz‘ olunmak ve ordu-yı humâyûn mu‘tâd üzere kal‘aya doğru olup +ibtidâ tabya muhâsara olunmak zamîr münîrlerinden tahmîn olunduğu üzere Vüzerâ +yı izâma ve erkân-ı devlete ifâde buyurduğında re’y-i âlîlerin istisvâb itmeleriyle bir +mikdâr dahi ol mahalleri gözden geçürmek üzere iken a‘dâ-yı liyâm müte‘âkıben +topların atup velvele-i azîm itdiklerinde asker-i İslâm dahi her köşede kendülerin +izhâr ü ayân idüp ve dil ve baş almak sevdâsıyla piyâde ve süvâr niceler şehir +kenârında olan bustânlara seyirdüp ve segbânân dahi ba‘zı mahallerden a‘dâ ile +tüfenglenüp ve lâkin a‘dâ-yı hâsirîn bu mertebe askeri gördükde içerüye firâr idüp +ancak bir kafire serhadlü müsâdif olmağla başın kesüp sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa +huzûruna getürmekle murâdından efzûn nâil-i ihsân oldu. Dört sâ‘atden mütecâviz +a‘dâ-yı dîne karşu karar olunup melâ‘în bu kadar top ve şâhî ve misket atup +asker-i İslâm gâh üzerlerinden ve gâh yanlarından ve gâh önlerine gülleleri isâbet +idüp bi-avnihî te‘âlâ bir ferde zarar îrâs eylemedi. Ancak ma‘an birkaç Tatar bulunup +tu‘meleri olmak nasîb olan bir levendin atı ayağına top güllesi isâbet idüp hurd +itmekle derhâl Tatar’lar zebh idüp yağma eylediler. Sâhibine sa‘âdetlü Kāimmakām +Paşa hazretleri bahâsından ziyâde ihsân idüp hâtırın hoş eyledi. Ba‘dehû ol havâlîde +karar ve ba‘de’t-ta‘âm salât-ı zuhru edâ idüp murâd olunan ahvâllerde bi-lutfihî +te‘âlâ noksan kalmamakla avdet olunup ba‘de’l-asr ordu-yı humâyûna vusûllerinde +sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri doğru devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine varup +karar u ârâmdan sonra ba‘de’s-salâti’l magrib ma‘an huzûr-ı humâyûna varup +mûşâhede ve mu‘âtebeleri üzere otağ-ı humâyûn vaz‘ olunmağa tahmîn olunan +mahalli ve ordu-yı humâyûn yerini ve ibtidâ tabya muhâsara olunmasını ve meteris +yerlerini tafsîl üzere takrîr ü beyân idüp a‘dâ-yı liyâmın ne vech üzere ceng ü cidâle +âğâz idüp atılan toplarının ihzâr olunan onbir vakıyye ve sekiz vakıyye top +güllelerin arz idüp tabya ve kal‘anın metânet ü istihkâmı ne mertebede olduğun +vukū‘ üzere arz idüp, inâyet-i Kādir-i mutlak ile eyyâm-ı devletlerinde kabza-i +tasarrufa vusûllerine teveccüh-i humâyûnları delîl-i kâfidir deyü murâd-ı humâyûn +üzere takrîr ü beyân eyledüğünde tab‘-ı humâyûn-ı cihân-dârîye inşirâh hâsıl olup +mazhar-ı iltifât oldukdan sonra huzûr-ı humâyûnda bir sâ‘atden ziyâde ârâm idüp +ba‘dehû ric‘at ve karargâhlarına azîmet buyurdular. + + +Yevm-i mezbûrda semâhatlü Hân-ı âlî-şân hazretleri huzûr-ı humâyûn-ı +Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretlerine gelmek fermân olunmağın mu‘tâd üzere evvel +devletlü Sadr-ı âlî kadr hazretlerine gelmeğe karar virilmeğin devletlü Sadr-ı âlî otağı +önünde olan sokaklar ref‘ olunup sâyebân altından aylak çadırına doğru üçyüz +mikdârı sahanlar ile envâ‘ından ta‘âm mâl-â-mâl bir simât-ı âlî döşenüp ve +simâtın iki tarafına ikişer kat yüzellişer mikdârı koyun çevirmeleri şişler ile kazıklar +üzerinde ve ellişer mikdârı sığır çevirmeleri müheyyâ olup ve sâyebân altında bir +sofra ta‘âm ve baş çadır önünde bir sofra ta‘âm ve ardında mükemmel bir sofra ta‘âm +âmâde oldukdan sonra sâyebân önünden aylak çadırına varınca cânib-i yemînde +Divân-ı humâyûn çavuşları ve muhzır ağanın neferâtı ve deli başı neferâtıyla ve +cânib-i yesârda Divân-ı humâyûn çavuşânı ve muhzır ağanın yoldaşları ve gönüllü +ağası neferâtıyla selâma durup ve bunlardan yukarı üç direkliye varınca devletlü +Sadr-ı âlî hazretlerinin ağavâtı kat ender kat selâma durup Hân-ı âlî-şân hazretlerinin +vusûlüne intizârda oldular. Hân hazretlerinin istikbâline giden Haleb muhâfızı +Kaplan Paşa sağında ve Özi muhâfızı Vezir Halil Paşa solunda tarafeyne edâ-yı +selâm ile sâyebân altında atdan inüp devletlü Sadr-ı âlî hazretleri dahi erkân ferracesi +ve kallâvî ile sâye-bân altında kucaklaşup ve sakal öpüşüp ve içerüye girüp +Sadr-ı a‘zâm hazretlerinin sağ tarafında semâhatlü Hân hazretleri altı yanında +Nûreddîn Sultan altı yanında hân-zâdeler ve Şirin beğleri oturup ba‘dehû taşra baş +çadır ardında döşenen sofrada Hân vezîri ve kādı-askeri ve Defterdâr ve ağavâtı +oturup ve önünde olan sofrada mîrzâyân ve sâyebân altında olan sofrada Hânın +kapıkulları oturup ve taşrada döşenen simât Tatar-ı yağma-şi‘âr içün müheyyâ +olduğu ma‘an gelen bin mikdârı Tatar-ı yağma-kâra işâret olundukda simâtda olan ol +mikdâr sahanlardaki ta‘âmın kimini şürb ve kimini yudup bir anda sahanları +boşaltdılar. Çevirmeler ise Tatarîce tabh olunmağın ale’l-kor pârelenüp herkes +hissesini almak mümkin olmadığından her koyuna beşer onar Tatar ve her sığıra +yirmişer otuzar Tatar yapışup her biri bir tarafa çeküp ve ba‘zısı ayak ile çevirmenin +bir tarafın basup ve eliyle zoran kopardığı barçayı ağzına sokup bu minvâl üzere ol +havâlîde seyr ü temâşâya gelüp piyâde ve süvâr tarafeynde olan mahlûkāt +arasına düşüp bir mertebe dıhk ü temâşâ oldu ki, devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine +değin ulaşmağla men‘ olunmalarıçün mîrzâlar ve zâbitleri tâziyâneler üzerlerine +gelüp darb-ı şedîd ile def‘ eylediler. Bu mertebe darb ve men‘ olunmuşlarken, +çevirme lühûmundan ve üstühânından lokma-i zâg u kilâb olıcak bir barça ol +mahalde alıkomayup nâ-bûd itdiler. Tatar tâifesinin ekl ü şürb ahvâlleri meşhûr ve +müte‘âref olup tıbb ve perhîz sebeb-i intikālleri olduğu muhakkakdır. Bu mertebe +yağmâ-kârlık hakikât-i hâl budur ki, görülmeyince ma‘lûm olmaz. Cenâb-ı Hakk âb +ve dânelerin diyâr-ı a‘dâdan nasîb eyleye. Hân hazretleri dahi Sadr-ı âlî hazretleriyle +bir mikdâr mahfî musâhabet idüp ba‘dehû bir sofra ta‘âm gelüp Hân hazretleriyle +Sadr-ı âlî ve Nûreddîn Sultân ve hân-zâdeler önüne döşenüp ve bir sofra dahi Şîrîn +beğlerine döşenüp ba‘de’t-ta‘âm kahve ve şerbet ve buhûr virilüp ziyâfet-i azîmden +sonra huzûr-ı humâyûna varmaları fermân olunmağın Sadr-ı âlî ve Hân-ı âlî-şân +süvâr olup önlerince çavuş başı ağa reîs efendi selîmîler ile ve devletlü Sadr-ı +âlî üslûb-ı evvel üzere revâne olup ve otağ-ı humâyûn kapusına vardıklarında bir +mikdâr meks itdiklerinden sonra otağ-ı humâyûn sokakları açılup azametlü ve +mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri devlet ü iclâl ile taht-ı humâyûnları üzerinde +karar buyurup Hân-ı âlî-şân ve Sadr-ı âlî içerüye girüp sâyebânı mürûr mahalline +değin Hân-ı âlî-şân yer öpmek vaz‘ında üç def‘a kemâl mertebe ubûdiyyet arz +eyledüği esnâda mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri dahi birkaç kadem +istikbâl idüp ba‘dehû taht-ı âlîlerinde karar ve Hân hazretleri ku‘ûden karşularında +karar idüp Devlet-i Aliyyelerine müte‘allık ba‘zı cevâb-ı şerîfleri sudûrundan sonra +ser-â-ser kaplu bir semmûr mintana ve üzerine bir hıl‘at-ı fâhire giydirilüp ve başta +bir semmûr kalpak ve bir cevâhir sorguç ve miyânına murassa‘ bir kabza şemşîr-i +adû-tedmir bend ve in‘âm olundukdan sonra Nûreddîn Sultan’a ve hân-zâdelere ve +Şîrîn beğlerine ve mirzâlara ikiyüz mikdârı hıl‘atler ihsân olunup ve Hân-ı âlî +şân süvâr olmak içün âmâde olan mücevher rahtlu ve incilü ve dikdiklü ve eberlü bir +re’s kırat otağ-ı humâyûn kapusı önünde çekilüp süvâr olundukdan sonra devletlü +Sadr-ı âlî hazretleriyle hem-inân ordu-yı humâyûndan taşra çıkınca revâne olup +ba‘dehû vedâ‘ idüp Kaplan Paşa ve Halil Paşa ma‘an karar-gâhına revâne oldular. +Cenâb-ı Hak mehâbetlü Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretlerinin vücûd-ı humâyûnların +hatâlardan hıfz idüp serîr-i saltanatlarında sa‘âdet ü iclâl ile pâyidâr ve üstüvâr +eyleye. Sadâkat üzere ubûdiyyetde olan kullarına vücûd bulan ihsân ü inâyetleri +ecdâd-ı izâmlarından hezâr mertebe efzûn olmağın uğûr-ı humâyûn-ı şevket +makrûnlarında cân ve başların fedâ itmeği devlet-i uzmâ add itdikleri lâ-reybdir. +Boğdan voyvodası olan Duka’nın asker-i İslâm’a itdüği ihânet terakki bulmağın +yevm-i mezbûrda mu‘âteb olup habs olundu. Bu yüzden sakāmet idenler dâimâ hor +ve hâkîr olmadan hâlî olmayalar. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup balyemez topları selâmet üzere cisirden +geçirüp ordu-yı humâyûna ulaşdırdılar. Ve Sarıkamış Kazaklarının hatmanı rikâb-ı +humâyûna yüz sürmek fermân olmağın taburundan beş altıyüz mikdârı tüvânâ ve +güzîde Kazak tâifesiyle atlanup devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin dâiresine geldikde +kethüdâ-yı mahremleri çergesine indirilüp ba‘de’t-ta‘âm devletlü Sadr-ı âlî +hazretlerine buluşup ve andan sonra rikâb-ı humâyûna gönderilüp otağ-ı humâyûn +kapusına vardıkda kendüye bir şîb cebe donı ve üzerine bir ser-â-ser mintâne ve +başına semmûr kalpak giydirilüb yemîn ü yesârında mu‘tâd üzere rikâb-ı hümâyün +ağaları huzûr-ı humâyûna götürdüklerinde birkaç def‘a rû-mâlden sonra mehâbetlü +ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri tarafından kendüye bir altun topuz ihsân +olundukda bûs idüp kullukda sadâkat üzere olması fermân olundukda boynu +bağlu kul olduğun ve askeriyle fermân buyurılan hidemâta cân ve başın fedâ ideceğin +bildirüp rû-mâlden sonra ihsân buyurılan topusı omuzına alup huzûr-ı Pâdişâhîden +taşra çıkdıkda divân rahtı ile mükemmel müheyyâ olan ata süvâr olup taburuna +revâne oldu. + + +Yevm-i mezbûrda mütevekkilen ale’llâhi te‘âlâ Kamaniçe sahrâsına nüzûl ve +azîm alay olmak ve cümle ağrık kafâda alıkonup asker-i muvahhidîn salt ve sebük +bâr ilerüye yürümek fermân olunmağın, mehâbetlü ve şevketlü rûh-ı âlem Pâdişâh-ı +cem-hışm zırh-ı zerrîn-pûş heybet ve salâbet ile süvâr ve Vüzerâ-yı izâm-ı âlî-makām +kezâlik zırh-ı zerrîn-pûş kallâvî ve muvahhidî ile safnâtü’l-ciyâd neslinden esb-i +tâzîleri mücevher pûlâd yancıkları ile âmâde olup mu‘tâd üzere revâne olup +kafâda huddâm-ı süreyyâ-nizâm cebe ve çavuş ve mevâkibleri sîm ve pûlâd yancıklı +sülüsü mikdârının ellerinde nîze-i cân-sinân ve mâ‘adâsının ellerinde tüfeng-i ateş +feşân bir mertebe müretteb ve müzeyyen müheyyâ olmuşlar ki dikkat ile nazar +olunmağa kuvvet-i basar tahammül eylemez. Ve yemîn ü yesârda sipâhiyân ve +silahdârân bayrakların küşâde idüp alaylarıyla sahrâ ve tilâl mâl-â-mâl olmuşdı. Bu +minvâl üzere yemekliğe teveccüh ve mu‘tâddan noksân ârâm buyurdukdan sonra +yemîn ü yesârda müheyyâ olan Vüzerâ-yı izâm alayları ile selâma âmâde olıgelen +huddâm-ı Enderûn ve ağavât ve tevâbi‘ât ve levendât ve segbânân yevm-i mezbûra +değin misli sebkat eylemeyen âlât-ı harb u kıtâl ile bir mertebe mükemmel ve +müretteb hâzır u âmâde oldular ki, erbâb-ı seferin sâl-hûrde ehl-i vukūfu Vüzerâ-yı +izâmın bu kadar alayların Hotin seferinde ve Bağdad ve Revan seferlerinde görmedik +deyü Cenâb-ı Hakk’a hamd ü şükür eyledüklerin bu haber istimâ‘ ve sıhhati üzere o +makūlelerden suâl idüp ilmü’l-yakîn hâsıl olmağın ba‘zı mertebe tastîre cesâret +olundu. Ve erbâb-ı menâsıb olan vüzerâ, mîr-i mîrân ve ümerâ ve sâir asker-i +İslâm fevc fevc mükemmel ve müretteb yemîn ü yesârda alayların bağlayup karar ve +mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin teşrîf-i humâyûnlarına intizârda iken +Vüzerâ-yı âsâf-râve de’b-i âlîleri üzere alaylar meyânından mürûr ve tarafeyne edâ +yı selâm ile âzim olup akablerince nûr-ı çeşm-i âlemiyân olan salâbetlü ve mehâbetlü +Pâdişâh-ı İslâm hazretleri kemâl-i şevket ü iclâl ile tarafeyne nazar-ı humâyûnları +ta‘lîk iderek Kamaniçe havâlisinde vâkı‘ otağ-ı gerdûn-nitâkları vaz‘ olunan mahalle +teveccüh buyurup asâkir-i muvahhidînin bükâ ile olan pây-dâr fer ü saltanat da‘vâları +peyveste-i asumân oldukdan sonra cânib-i yemîn, ki Kamaniçe semtidir, devletlü +Sadr-ı âlî-kadr hazretlerinin kethüdâ-yı muhteremleri huddâm-ı Enderûn ve ağavât ve +tevâbi‘ât ve piyâde ve süvâri altıbin mikdârı asker müsellah ve müretteb elvân renk +livâların küşâde idüp bölük bölük tabya ve kal‘a önünden karar-gâh-ı Sadr-ı âlî +tarafına sadâ-yı tabl ve nefîr ve surna ile revâne olup akabince sa‘âdetlü +Kāimmakām-ı âlî makām hazretlerinin kethüdâları cebe ve cevşen ile müzeyyen +huddâm-ı Enderûn ve ağavât ve tevâbi‘ât ve piyâde ve süvâr segbânân +dörtbinden mütecâviz müsellah ve mükemmel rikâb rikâba muttasıl mehîb ve garîb +alay ile tabyaya ve kal‘aya dahi karîb mahalden livâları küşâde ve sadâ-yı tabl ve +nefîr ve surnâları karar-dâde kemâl-i metânet ile mürûr idüp, dâirelerine doğru +revâne oldukdan sonra cânib-i yemînde yürümesi fermân olunan vüzerâ ve mîr-i +mîrân ve ümerâ ve asker bölük bölük mürûr idüp karar-gâhları olacak mahallerde salt +ü sebük-bâr karar ve bâr-hâneleri vusûlüne intizârda oldular. Bu tertîb üzere cânib-i +yesârda sa‘âdetlü Nedîm-i Şehriyârî Mustafa Paşa hazretlerinin kethüdâları huddâm-ı +Enderûn ve ağavât ve tevâbi‘ât ve piyâde, süvâri, segbânân müsellah ü müretteb alay +ile ve akabince rif‘atlü Defterdâr Paşa hazretlerinin kethüdâları huddâm-ı Enderûn ve +ağavât ve tevâbi‘ât ve segbânân ile ve sâir cânib-i yesârda yürümesi mu‘tâd olan +vüzerâ ve mîr-i mîrân ve ümerâ ve asker-i İslâm bölük bölük mürûr idüp yerlü yerine +vâsıl ve karar eylediler. Dergâh-ı âlî yeniçeriyânı dahi mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm +hazretlerin selâmladıkdan sonra dâireleri otağ-ı humâyûn olan püşte-i bâlânın +dâmeninde vâki‘ olmağın bâlâdan dâirelerine bir mertebe kesret ü vefret üzere sür‘at +ile revâne oldular ki adedi ma‘lûmu olmıyanlar kırkbinden mütecâvizdir deyü bahse +düşdiler. Bu minvâl üzere asâkir-i İslâmın süvâri ve piyâdesiyle tabya ve kal‘a ve +şehrin cevânib-i erba‘asında olan sahrâ ve tilâl mâl-â-mâl olup ve niceler şehir +kurbundan câri olup a‘dâ-yı liyâm vehmlerinden ihrâk itdikleri Değirmânlar +semtinden nehr üzerine inüp atların su varmağa ve ol mahallerden bir şikâr ahzına +cüst ü cû idüp asâkir-i İslâm cevânib-i erba‘ayı cevalân üzere oldular. Tabya ve kal‘a +ve şehirde ise ceng ü cidâl alâmetleri olan livâ-yı menhûsları küşâde ve a‘dâ-yı liyâm +ile burc u bârûları memlû ve âmâde iken inâyet-i Kādir-i perverd-gârî ve teveccüh-i +humâyûn-ı tâc-dârî ile a‘dâ-yı hâsirîn nice zemân dem-beste vü hayrân olup asker-i +İslâm alayları tüfeng irişür menzile varmışlar iken asla top ve şâhî ve kunbara +ve misket ve tüfeng atmayup sükûn üzere oldular. Alaylar dahi tabya ve kal‘adan bir +mikdâr uzaklaşup dâirelerine doğru revâne olduklarında tabyadan beş altı top ve iki +kunbara atup kunbaranın birisi havâda çatlayup ve toplardan bi-inâyeti’llahi te‘âlâ bir +ferde zarar isâbet itmedi. Ba‘dehû kafâdan ağrıklar ve bâr-hâneler yürüyüp yerlü +yerine vâsıl olduklarında bâr-gâhlar ve çerge ve çadırlar kurılup etrâf u eknâf ehl-i +İslâm ile zînet bulduğı mahalde a‘dâ-yı liyâm dahi tabya ve kal‘a ve şehirden top ve +şâhî ve misket atmağa mübâşeret idüp asla ârâm u karar eylemedi. Atılan toplarının +gülleleri ordu-yı humâyûndan mürûr ve püşte-i bâlâda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm +hazretlerinin ba‘zısı otağ-ı humâyûnları üzerinden ve ba‘zıları yanından geçüp ol +havâli gülle ile pür olmuşken mehâbetlü ve salâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin +vücûd-ı humâyûnları köşk-i âlîden münfekk olmayup tevekkül ve istinâdı vefret-i +askere ve kesret-i leşkere olmayup avn ü inâyet-i Hudâ-yı vâhibü’l merâm dergâhına +olmağın Kamaniçe’nin akreb-i evânda kabza-i tasarrufa vusûli içün Cenâb-ı +Hakk’a tazarru‘ ve niyâzı mertebe-i kemâlde olduğu herkesin ma‘lûmu olmağın +sihâm-ı du‘âları hedef-i icâbete karîn olmak yanında a‘lâ ve ednânın nâliş ü niyâzı +hadd-ı tahrîrden bîrûn olduğu lâ-reybdir. Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı +İslâm hazretleri otağ-ı humâyûnlarına nüzûl ve karar buyurduklarından sonra kal‘ada +olan a‘dâ-yı hâsirîne devletlü Sadr-ı âlî tarafından kâğad yazılmak ve sünnet-i +seniyye-i Seyyidü’l-enâm-ı aliyye efdalü’s-salat ve’s-selâm üzere ola. Irz-ı dîn-i +İslâm ve rû-gerdân olurlar ise kal‘anın miftâhların teslîm ve harâc kabûl ideler. +Yağma ve isyân iderler ise cezâları tertîb olunur. Habîr ü agâh olmaları +mazmûnından gāfil idük deyü özr ü bâhânelerin dâfi‘ irsâl olunmak fermân +olunmağın fermân-ı Şehriyârî üzere yazılup devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin sâbıkā +kethüdâları olan Kaplan Ağa ile irsâl olmuş idi. Fermân-ı âlî üzere götürüp teslîm +idüp a‘dânın ma‘lûmları oldukda Leh keferesinin üzerine bu Devlet-i Aliyye’nin +Hotin seferinden gayri seferi vâki‘ olmaduğından gurûrları kemâlde olmağın yağma +ve isyânları zâhir ve cânib-i Pâdişâhîye adem-i inkıyâdları bâhir olmağın +mütevekkilen ale’llâhi te‘âlâ feth ü teshîr sebeb-i zâhiri olan meterisler ve kal‘a-kûb +toplar vaz‘ olunacak mahaller fermân-ı sâhib-kırânî üzere görülmek ve bilâ-tevakkuf +mübâşeret olunmak iktizâ itmeğin vakt-i asrda devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve +sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri ve rif‘atlü yeniçeri ağası ve kul kethüdâsı ve +topçıbaşı ve sağ ve sol kol alay beğleri süvâr olup Kamaniçe kal‘asının ve şehrinin +başı şeklinde olan tabya kurbuna varup tahmîn-i evvel üzere meteris yerleri ve toplar +vaz‘ olunacak mahalleri ve kollar olacak semtleri murâd üzere görülüp karar +virildikten sonra müste‘înen-bi‘llâhi te‘âlâ pençşenbih gicesi dergâh-ı âlî yeniçerileri +meterise girmeğe ve devletlü Sadr-ı âlî hazretleri tabyaya karşu ve sa‘âdetlü +Kāimmakām Paşa hazretleri cânib-i yesârda ve Nedîm-i Şehriyârî Kamaniçe +kal‘asının cânib-i şerîfinde olan püşte-i bâlâda birer kol olup bu minvâl üzere üç +koldan tabyanın muhâsarasına ve mübâşeret olunmasın müşâvere itdiklerinden sonra +devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin kolunda dergâh-ı âlî yeniçerileri ağası ve kul +kethüdâsı müstevfâ yeniçeriyân ile ve Rumeli’nin zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı ve +sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin kolunda saksoncubaşı müstevfâ yeniçeriyân +ve Sivas Beğlerbeğisi Mustafa Paşa eyâleti askeriyle ve Karaman eyâletinin askeri ve +Adana Beğlerbeğisi Hüseyin Paşa ve Nedîm-i Şehriyârî sa‘âdetlü Mustafa Paşa +hazretlerinin kolunda Anadolu Beğlerbeğisi Ali Paşa eyâleti askeriyle ve zağarcıbâşı +müstevfa yeniçeriyân ile ve her kola ellişer kıt‘a balyemez top ta‘yîn olunup bu +minvâl üzere mükâleme ve tertîbleri ihtitâm buldıkdan sonra her kola ta‘yîn olunan +eyâlet askerlerinin alay beğileri ihzâr olunup sepetler içün çubuk âmâde itmelerine +tenbîh ü te’kîd ve üzerlerine mu‘temed ağalardan ta‘yîn idüp bilâ-tevakkuf tedârik-i +levâzımata ihtimâm olundu. Kal‘a-kûb toplar ise ordu-yı humâyûn kenârında +olmağla vaz‘ olunacak mahalle karîb ihzârları muktezî olmağın zikr olunan Vüzerâ +yı izâm kapularından olan segbânân çeküp götürmeleri fermân olunmağın her +kapudan müstevfâ segbânân ve üzerlerine mu‘temed ağalarından ta‘yîn olunmağla +çeküp vakt-i işâdan sonra murâd olunan mahallere ulaşdırmağa ihtimâm üzere +olduklarından tabya ve kal‘ada olan a‘dâ-yı liyâm etrâflarına meş‘aleler yakup ve +topların çekilen semtine top ve şâhî ve misket ve el kunbarası ile azîm velvele idüp +vakt-i sabâha değin asla ârâm itmediler. Bi-inâyeta’llâhi te‘âlâ topları çeküp +getürenlere çokluk zarâr isâbet itmedi. Dergâh-ı âlî yeniçeriyânı dahi mu‘tâdları +üzere kazma ve küreklerin kabz idüp vakt-i mu‘tâdlarında meterisleri olacak +mahallere revâne ve hayır du‘â-yı tâc-dârî ile eşref-i sâ‘atde meterislerine mübâşeret +eylediklerinde a‘dâ-yı hâsirîn henüz kendülerine afet isâbet itdüğin fehm +olunmalarıyla toplar tarafına ve ordu-yı humâyûna top ve şâhî ve misket ve tüfeng +atmakdan ferâgat idüp meterislere meşgūl olan yeniçeriyân üzerine bir mertebe ateş +endâzlık itdiler ki velvelesi ordu-yı humâyûnun nihâyetine irişüp yeniçeriyânın +meterise girdiklerinin alâmeti olduğun herkes bilüp hazret-i Hakk şerr-i düşmândan +emîn idüp mu‘în ve zahîrleri olmak du‘âsın itdiler. Bi-lutfihî te‘âlâ yeniçeriyân +dahi meterislerine yerleşüp levâzımâtlarına ise ihtimâmda oldular. Sâir kılâ‘ +muhâsaralarında yeniçeriyân ibtidâ meterise girdikde ziyâde neferât şehîd oldukları +lâ-reybdir. El-hamdü’llâhi te‘âla bu def‘a ol mertebe şehîd ve zahm-dâr olmadıkları +tahmîn bulmuşdur. Merdâne gayret idüp me’mûlden evvel meterise yerleşdiklerinden +sonra mehâbet-i İslâm’ı a‘dâ-yı bed-kâra izhâr ve ayân içün tüfeng-endâzlığa +mübâşeret eylediler. + + +Yevm-i mezbûrda dergâh-ı âlî yeniçerileri meterislerden a‘dâ-yı liyâm +üzerine ale’s-seher bî-hisâb tüfengler atup dilîrâne ceng ü cidâle âgāz itdiler. Vüzerâ +yı izâm dahi meterisler kafâsında seherî çadır kurdırup ve meterislere mülâsık karar +olunmak içün birer tabya binâsına mu‘temed ağaların ta‘yîn buyurmalarıyla ber +vech-i ta‘cîl itmâmlarına ihtimâm üzere oldular. Ve tabyaya ve meterislere lâzım +olan kazma ve kürek ve torbalar ihzârına ve lâzım oldukça tevzîî dahi birer ağaların +ta‘yîn buyurup bu levâzımât itmâm oldukdan sonra top sepetleri âmâde +olmasına ihtimâm olunup ve topçıbaşı üç kola ta‘yîn olunan altışar kıt‘a balyemez +toplar içün topçılar ta‘yîn idüp meterislerde vaz‘ olunacak yerleri âmâde itmeğe dahi +mübâşeret olunup, inşâllâhu te‘âlâ yarın cum‘a günü, ki ıydü’l-müminindir, Vüzerâ +yı izâm tabyalarına dâhil ve topları dahi yerlü yerine vaz‘ idüp harb u kıtâle niyyet +olunmuşdur. Cenâb-ı Hakk her halde mu‘în ü nâsır ola. + + +Yevm-i mezbûrda Vüzerâ-yı izâm tabyaları itmâma karîb olmağın eşref-i +sâ‘atde varup tabyalarında karar ve tüfeng-endâz ve tîr-endâz huddâm-ı Enderûn ve +ağavât ve segbânânı etrâflarında âmâde idüp ceng ü cidâl ve harb u kıtâle âgāz +olundu. Topların dahi ikişer dânesi ilerüce çekilüp yerlerine vaz‘ olunmağın +a‘dâ-yı liyâm mütehassın oldukları tabyanın kullelerine ve toprak ile memlû olan +sepetlerine ve top ve şâhîlerine ve a‘dâ-yı dîn ü devlet misket ve tüfeng atdıkları +mahallerde vakt-i duhâya değin bir mertebe ra‘daşup toplar ile darb olundu ki a‘dâ-yı +liyâm neye uğradıkların henüz anlamağa başladılar. Bu minvâl ve duhâ mürûr idince +balyemez topların birer mikdârı ile darb olunup ve yeniçeriyân dahi meterislerin +ilerüye sürüp ve top ve tüfeng atılmasın, içerüye mu‘temed âdem gönderiniz +tüfenglerin atup Vüzerâ-yı izâm dahi tabyalarından hareket ve meterisleri devr idüp +yeniçeriyâna ve serdengeçdilere in‘âm ü ihsânlar itmeleriyle anlar dahi ziyâde +cünbüş ve a‘dâ-yı bed-kâr üzerine dilîr-âne harb u kıtâl izhâr itdiklerinde kal‘ada +olan baş kapudan sa‘âdetlü Kāimmakām hazretleri koluna iki kâfir gönderüp +huzûruna geldiklerinde içerüde olan beğler geliş idüp devletlü Sadr-ı a‘zâm +hazretlerine kâğıd gönderdiler. Sizin dahi iylükde bulunmanızı recâ eylediler deyü +cevâb virmeleriyle bilâ-tevakkuf Sadr-ı âlî hazretlerine yolladılar. Kâğıdlarının +mefhûmu “top ve tüfeng atılmasun,içerüye mu‘temed âdem gönderinüz söyleşelüm” +ve lisânen dahi cevâbları bu yüzden olmağla devletlü Sadr-ı âlî hazretleri “bu Devlet- +i Aliyye cenginde ârâm yokdur. Te‘hîr itdirmek murâdınız ise ceng bayrakların +kaldırup beyaz bayrak nasb eyleyiniz ve illâ hemân ceng ü cidâldir” deyü cevâb +virüp yollamış idi. Gelen kâfirler içerüye dâhil olduklarında a‘dâ-yı bed-nihâd ceng +bayrakların kaldırmayup top ve kunbara ve misket ve tüfeng atmağa âgāz itmeleriyle +asker-i İslâm dahi ceng ü harbe merdâne dikkat idüp ve âmâde olan toplar ile a‘dânın +topları sepetlerin târ ü mâr idüp vakt-i asra karîb mahalle değin bir mertebe harb u +kıtâl oldu ki ta‘bîr olunmaz. Ehl-i İslâm tarafından ceng ü cidâl ve hücûm-ı küllî +ânen fe-ânen terakkîde olduğun a‘dâ-yı liyâm gördüklerinde ceng bayrakların +kaldırup ve beyaz bayrak vaz‘ idüp ve tekrâr iki Lehlü kâfiri ile Türkî lisânından +haberdâr bir Ermeni sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin koluna çıkup ve +kal‘ada olan beğlerden kâğıd getürüp “beğler bu def‘a huzûrunuza kâğıd yazup +iylüklerinde bulunmanızı niyâz eylediler” deyü cevâb virmeleriyle kâğıdın mührin +bozmayup bilâ-tevakkuf kâğıdı ve gelen kâfirleri devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine +gönderüp kâğıdın mefhûmı Devlet-i Aliyye tarafından içerüye mu‘temed âdem irsâl +olunmasın müş‘ir olmağla yeniçeriyân ocağından orta çavuş ve Sadr-ı âlî ağalarından +Kara Kulak Ahmed Ağa ta‘yîn olunup kal‘ada olan küffâra “asla gayri cevâb yokdur +kal‘ayı teslîm iderlerse kendülerine emân virilür ve illâ hemân cengdir, bîyhûde +cevâblarına aslâ i‘tibâr olunmaz” deyü kat‘î cevâb virmeleriçün fermân +buyurmalarıyla ol minvâl üzere içerüye varup cevâba me’mûr oldular ve haylî +ârâmdan sonra çıkup geldiler. Cevâb her ne ise bildirüp ve tekrâr iktizâ iden cevâbı +söylemek içün yine orta çavuş ve Ahmed Ağa ve baştercemân içerüye irsâl +olundular. Bu aralıkda ise beyaz bayrak tabya üzerinde olup ve tarafeynden top +ve tüfeng âvâzesi olmadığından meterislerde olan asker-i İslâm meterisler üzerine +çıkup ve ordu-yı humâyûnda olanlar, ki ba‘zıları atlanıp vire oldu kal‘ayı, şehri +görelim deyü sür‘at üzere hareket ve meterislerden ilerü tabya ve şehrin hendekleri +kenârına değin seğirdüp seyr ü temâşâ içün ol kadar atlu ve piyâde hendek kenârında +cem‘ oldu ki a‘dâ-yı liyâm vehme düşüp şimdi heman üzerimize hücûm iderler +mertebesine vardılar. Erbâb-ı seyr ü temâşâ bu halde ammâ a‘dâ-yı liyâmın hâlinden +ve muhâsaranın iktizâsından haberdâr olan kâr-güzârân kal‘a ve şehrin seyrin +inşâllâhu te‘âlâ ba‘de’l-feth ideriz bu seyircilerin seyrin dahi ideriz vakt-i fursatdır +deyü top sepetlerin Sadr-ı âlî kolunda ve Kāimmakām-ı âlî-makām kolunda olan +zu‘amâ ve erbâb-ı tîmâr gereği gibi yerlü yerine yerleşdirüp ve toprak ile murâd +üzere tepe tepe doldurup ihtirâz ve ihtiyât ile görecekleri hizmetlerin bî-pervâ itmâm +ve taşradan gelecek kazık ve çubuk her ne ise sür‘at üzere lâzım olan mahallere +ihzâr olunup muhassal beş altı günde nice âdem telef ve zahm-dâr olmağla hâsıl +olacak hizmetler bu aralıkda lutf-ı Hakk’la husûle geldi. Ağalar Devlet-i Aliyye +tarafından içerüde mükâleme ve müzâkerede ammâ tabya ve kal‘ada ceng ü cidâle +âmâde olan küffâr ehl-i İslâm’ın atlu ve piyâdesi etrâf olup cevelân eylediklerin +gördüklerinden gayri serdengeçdi meterisleri ve kafâlarında olan yeniçeriyân +meterisleri durmayup ilerüye yürümede oldukların ve top sepetleri vaz‘ olunup +toprak ile doldukların ve henüz yerlerine gelmeyen balyemez topları ordu-yı +humâyûn tarafından gürûh gürûh asker çeküp kollu koluna ulaşdırmağa azîm +ihtimâmda oldukların a‘dâ-yı hâsirîn gördüklerinde zâhiren Devlet-i Aliyye +tarafından sâdır olan fermân murâd-ı sakîmlerine muvâfık olmaduğından gayri +taşrada ehl-i İslâm’ın bu yüzden ihtimâm ve dikkatlerin müşâhede itdiklerinde orta +çavuşu ve Kara Kulak Ahmed Ağa’yı ve baştercemânı sür‘at üzere yollayup ve ceng +ü cidâl vaz‘iyet itmeleriyle Ahmed Ağa dahi taşra çıkup hendek başında ve +sahrâda top ve tüfeng menzili olan mahalde asker-i İslâm’a ve meterislerden çıkup +toplar önünde seyr ü temâşâda olan piyâde ve süvârîye, “savulun” deyü işâret +itmekle ba‘zılar işârete amel idüp bilâ-tevakkuf savuldular, ba‘zılar ise yârânı ile gâh +kal‘a ve şehre nazar idüp ve gâh musâhabete meşgūl olup böyle mahalde isâbet +idecek gāileden gāfil olmağın savulmağa şitâb itmeyüp meydânda dolaşup durdular. +Ahmed Ağa dahi mâbeynlerinden ayrılup devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine karîb +varduğı gibi a‘dâ-yı liyâm bir ağızdan topların ve şâhîlerin ve misket ve tüfenglerin +meydânda olan ehl-i İslâm ve meterisler üzerine boşaldup bi’l-bedâhe bir velvele-i +azîme kopardılar ki meterislere değil ordu-yı humâyûnun nihâyetine ulaşdı. +Meterisler üzerinde olan asker her ne hâl ise derhâl meterise girdiler. Ammâ atlu ve +piyâde sahrâda olanlar at boynına düşüp kimi ordu-yı humâyûna doğru ve kimi +meterisler kurbuna geldiği gibi atını bıragup meterisler içine düşüp ve süvâri +olanlar sahrâdan ordu-yı humâyûna değin dizgin çeküp reftâr itmeleriyle ehl-i +İslâm’a lâhık olan âr ve gayret bu vak‘ada zahm-dâr olan birkaç âdemin acısın +unutdırup cân u gönülden a‘dâ-yı bed-kâr üzerine topları boşaltup ve mâbeyne aslâ +fâsıla virmeyüp vakt-i magribe değin a‘dâ-yı hâsirîn üzerine ol kadar tüfengler atdılar +ki, bir yerden baş göstermeğe kādir olamadılar. A‘dâ-yı dînin bu yüzden bir günde +iki def‘a taşraya âdem gönderüp ve beyâz bayrak nasb itmişken der-akab ehl-i İslâm +üzerine bu yüzden fesâd ü şekāvet eyledüği mûcib-i keder olup inâyet-i Kādir-i +mutlak ile cezâları tertîb olunmak içün âmâde olan mühimmât-ı harb u kıtâl bir sâ‘at +evvel müheyyâ olmasına gayret-i din ü devlet iktizâsıyla mûcib-i ihtimâm olmağın +her kola vaz‘ olunacak ellişer kıt‘a balyemez toplar yerlü yerine vaz‘ olunmağa vakt +i magribde mübâşeret olunup her kolun erbâb-ı tîmârı bezl-i kudret üzere oldular. +Sadr-ı âlî kolunda olan Rumeli’nin erbâb-ı tîmârı topların mahalline +yaklaşdırup sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa koluna ta‘yîn olunan Sivas ve Karaman +eyâletlerinin zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı murâd üzere topları irişdirmekte nev‘ân âdem +i iktidârları sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin ma‘lûm-ı şerîfleri olmağın +Sivas ve Karaman eyâletleri askerine i‘ânet içün ta‘yîn olunan Bosna askerine dahi +i‘tibâr itmeyüp cümle ağavât ve levendâtın ta‘yîn idüp ve kendüler ol havâlîden cüdâ +olmayup vakt-i magribden vakt-i temcîde değin ikdâm ü ihtimâm idüp bî-avnihî +te‘âlâ evvel gelen iki kıt‘a topdan gayri dört kıt‘a balyemez top murâd üzere tabyanın +metîn ü müstahkem müdevver kullesi ki üzeri sepetler ile dolu ve a‘dâ-yı liyâmın +cengâver Nemçe kâfirleri ile memlû idi. Ol kulle-i azîmeye karşu vaz‘ olup bârût ve +gülle ve levâzımât-ı sâire her ne ise bi’t-temâm ihzâr ve âmâde kılındı. Sivas ve +Karaman eyâletlerinin askeri topları murâd üzere çeküp getürmekde âhar asker +imdâdına muhtâc oldukları Rumeli askerine kıyâsen tenâkusları vehm ü +hirâslarına haml olunmaz. Balyemez topları bir mertebede idiler ki, iki eyâlet askeri +değil dört eyâlet askeri çeküp getürmeğe kādir olamadıklarından gayri oldukları +mahalden vaz‘ olunan mahal ba‘îd olup ve mâbeynde şîb ü firâz birkaç vâdi olup ehl +i vukūfun takrîrinden gayri bu hakîr muhâsara ve fethinde bulunduğum husûnda bu +mertebe kavî balyemez toplar ol mikdâr asker ile üç dört günde ancak ulaşdığın +müşâhede eylemişdim. Bunlardan gayri tabyanın ol müdevver kullesinde toplar ve +şâhîler husûsâ misket-endâz olan Nemçe kâfirlerinin dernek yeri olmağla toplar +çekildüği vakt-i işâdan beş altı sâ‘at mikdârı mahalde ol semtlere bir mertebe ateş +efşân oldular ki, birkaç def‘a top gülleleri top çeken ehl-i İslâm arasına uğrayup bir +kaçın kolun, budun götürüp elden bırakmışlar iken sabâha kalursa bir vechile ol +havâlîden koparmak ve kal‘adan atılan toplardan meydan ortasında kalan toplar +zahm-dâr olmamak muhâldir deyü sa‘âdetlü kāim Kāimmakām Paşa hazretleri +dâmen-i der-miyân eyâlet askerlerine ve kendi ağavât ve levendâtına ikdâm ve +himmetleri mertebe-i kemâlde olduğundan huddâm-ı Enderûnî dahi sarılup ol gice +mahall-i murâda vusûlleri muhâl iken bi-lutfihî te‘âlâ vusûlleri sa‘y-ı âlîlerinin +semeresi olduğu nümâ-yân olmağın du‘â-yı hayr-ı ferâvâne mazhâr olmuşdır. Sâir +kolların dahi balyemez topları murâd üzere yerlü yerine vaz‘ olundu. Muhâsara +olunan kılâ‘ın darbına vaz‘ olunacak toplar yerlü yerine vâsıl ve a‘dâ-yı dînin topları +âtıl ve karar-gâhlar târ u mâr olmadıkça meterisde olan asker-i İslâm’a ve ordu-yı +humâyûnda top irişür mahalde bulunan çadırlar sâhibine ve sahrâda kârına meşgūl +olanlara râhat kalmaduğı mukarrerdir. Elhamdü’llâhi te‘âlâ toplar himmet-i Vüzerâ +yı asaf re’y ile yerlü yerine vaz‘ olundukdan sonra meterislerde olan ehl-i İslâm’a +mürûr hâsıl olup a‘dâ-yı dîn top ve misket ve tüfeng atdıkça yarın inşâllâhu te‘âlâ bir +hoş toplarımız güllelerin mîzâna koyup metâ‘ımız bahâsı takdîr olunur deyü +a‘dâ-yı liyâma merdâne ve dilîr-âne tüfengler atup izhâr-ı gayret İslâmiyye’de aslâ +kusûr itmediler. A‘dâ-yı liyâm ise toplar çeküp yaklaşduğından ve meterisler ayak +ayak ilerüye vardığından vehm-i azîme düşüp vakt-i şâmda ol kadar el kunbarası +atdılar ki tahrîri muhâldir. + + +Yevm-i mezbûrda sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa kolunda âmâde olan altı kıt‘a +balyemez toplar âmâde olup ve mu‘tâd üzere kurbânlar zebh olunup topcıyânın +du‘âları ahşam buldıkda karşularında olan tabyanın kulle-i azîmi üzerinde olan +sepetler ardında ve kârgîr karakolhâne kafâsında olan a‘dâ-yı bed-kâr vakt-i şâmda +toplar kendülerine karşu vaz‘ olunduğundan haberi olmalarıyla ba‘zısı misket ve +tüfeng atup sâirleri âlemlerinde karar üzereler iken bir fitilden altı kıt‘a balyemez +topa ateş virildikde Allah ekber bir yerden küffâr mütehassın oldukları mahalle bir +mertebe sadâlar ile gülleler uğradı ki a‘dâ-yı bed-kâra kıyâmetten nişân verir bir +hâlet vâki‘ olup vakt-i fecrden vakt-i duhâya değin bir dürlü vaz‘ ve hareketleri +zâhir olmaduğı a‘dâ-yi hâsirin ekserî mürd ve helâk olduklarına dall olmuşdur. Der +akab tepe doldurup müte‘âkiben kal‘a ve karakolhâne ve sepetler darb olunmağla +sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa kolunda olan meterislerde husûsa kendüler karar +buyurdukları tabya etrâfında bir ferd baş göstermeğe a‘dânın top ve şâhîleri ârâm +virmez iken lütf-i Hâkk’la birkaç top ve şâhîleri battâl olup herkes murâd üzere +harekete ve a‘dâ-yı liyâma tüfeng ve tîr atmağa evvelkinden birkaç tabaka ziyâde +cür’et eyledi. Maksud-ı küllî olan ise meterisler tabya hendekine ulaşmak olmağın +sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin koluna ta‘yîn olunan saksuncıbâşı Ahmed +Ağa’yı yevm-i mezbûrda birkaç def‘a huzûruna çağırup meterislerin yürümesine +ihtimâm-ı küllî buyurduklarından gayri kendüler meterisleri dolaşup yeniçeriyân ve +serdengeçdilere in‘âm ü ihsânlar idüp ve harb u kıtâlde mecrûh olanlara ve tüfengleri +hurd olanlara ihsânlar idüp bir mertebe ilerüye yürümeğe yeniçeriyân gayret ve +himmet itdiler ki iki üç günde ancak varılur deyü tahmîn olunan mahallere fecrden +vakt-i asrda dâhil oldular. Bu minvâl üzere devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin kolundan +karşusına müsâdif olan tabyanın metîn ve müstahkem kullesi üzerine olan top ve +şâhîlere ve a‘dâ-yı bed-kâr mütehassın oldukları sepetlere balyemez toplar urılup ve +meterislerde olan yeniçeriyân ve serdengeçdiler ve segbânân a‘dâ-yı liyâma göz +açdırmayup kıtâl-i azîm ve top ve şâhîlerinin nicesin battâl itmeleriyle melâ‘în dahi +bir an durmayup ceng ü cidâlden hâlî olmadılar. Nedîm-i Şehriyârî kolı ise püşte-i +bâlâda vâki‘ olup kendüler ile hasmâne ceng ü cidâle cümleden ziyâde âgāz iden asıl +Kamaniçe kal‘asının tabyaya muttasıl şeklinde olan kulle-i azîmeye tahassun iden +a‘dâ-yı bed-kâr olup kal‘aya manend kulle metîn ve müstahkem olup üzerinde topları +ve şâhîleri vâfir olduğundan dört tarafa toplar ve şâhîler atup ve tahassun iden a‘dâ-yı +bed-kâr dahi misket ve tüfengler atup kıtâl-i azîm itmeleriyle Nedîm-i Şehriyârî +kolunda olan balyemez topları ol kulle-i azîmeye havâle idüp bir mertebe darb +ve harb olunduğu kullenin ortası târ u mâr ve tahassun iden a‘dâ-yı liyâm serâsime +ve bî-karar olmağa yüz tutdu. Bu minvâl üzere üç koldan a‘dâ-yı bed-kâra azîm +rahneler virilmeğe ihtimâm olmağın ehl-i vukūf olanlar inşâllâh u te‘âlâ akreb-i +evânda guzât-ı İslâm’ın tığ-ı hun-feşânları gerdân-ı a‘dâyı kat‘ itmeğe dest-res +bulurlar deyü Vüzerâ-yı asaf-ârânın himmet âlîlerine ve uğûr-ı humâyûn-ı Pâdişâhîde +olan gayret ve himmetlerine cân u dilden hezâr tahsîn ile hayr du‘â eylediler. Bu +minvâl üzere üç koldan harb u kıtâl mütemâdî olmakda ve meterisler ayak ayak +ilerüye yürümekde a‘dâ-yı liyâm tarafından ise meterise girilden beri ehl-i İslâm’ın +üzerine kunbara atmadığından kunbaraları var ise de frenk-i bed-renk kadar +mahâretleri yokdur deyü ehl-i İslâm ol gāileden bir mikdâr âzâde olmalarıyla sefer-i +humâyûna ihzâr olunan altmışar vakıyye ve otuz vakıyye kunbara havanların +kunbaracılar kollara ihzâr idüp henüz atmağa mübâşeret etmemişler idi. Vakt-i +işâda a‘dâ-yı liyâm tarafından birbiri ardınca iki kıt‘a kunbara atılup meterisler +üzerinden bir mertebe velvele ve mehîb sadâ ile mürûr eylediler ki Kandiye +kal‘asının gāyet müntehâ kunbaraları mânendi olduğun ehl-i vukūf olanlar takrîr +eylediler. Meterislerde olan ehl-i İslâm kunbaralar zuhûrundan ihtirâzen mu‘tâd +üzere ve ardacılar ta‘yîn idüp tabya ve kal‘a tarafından ictinâb üzere oldular. Ehl-i +İslâm tarafında olan kunbaracılar dahi hâzır u âmâde oldukları halde bu ahvâl zuhûr +itdüği gibi âmâde olan kunbaraların tabya ve kal‘a üzerine atup a‘dâ-yı bed-kâra +dürlü dürlü rahneler virüp ve lakin bu mertebe ile a‘dâ-yı dîne izhâr her şey kābildir +deyü kunbaracıbaşı ve sâir ehl-i vukūf olanlar Nedîm-i Şehriyârî kolunda olan +kunbaralar olduğu püşte-i bâlâya varup ol kolda olan altmışar vakıyye kunbaraları +tedbîrleri üzere doldurup ve küffârın kunbara atdıkları mahalli temâm mertebe +mîzâna aldıklarından sonra üç kıt‘a kunbaraya birbiri ardınca ateş virüp vakt-i +şâmda revnakları garîb olmağın ayânen üç kıt‘a kunbara râst a‘dâ-yı dînin kunbara +gülleleri olduğu mahzene isâbet itmeğin atılan kunbaralar gülleleri çatlayup acayib +ve garîb velvele ve sadâları zâhir oldukdan sonra a‘dânın güllelerine ateş isâp +itmeğin cümlesi bir yerden çatlayup bir mertebe velvele ve sadâ peydâ oldu ki, tabya +ve kal‘a ve şehr bi’l-külliye havaya münkalib olup nâ-bûd ve nâ-peydâ olmak +mertebeleri zâhir olmağın ehl-i İslâm dahi Allah Allah sadâsın kubbe-i nüh-tâka +yetişdirüp bir yerden tüfenglerin boşatup ve der-akab üç koldan müheyyâ olan +balyemez toplara ateş virilüp a‘dâ-yı hâsîrine kıyâmetten nişân virir bir gayret +gösterdiler. A‘dâ-yı dîn ve devlet bu vaz‘-ı kıyâmet eseri gördüklerinde mürd ve +mecrûh olan bî-hisâb olmağın üç sâ‘at mikdârı zamân mürûr idüp sayt ve +sadâlarından eser zâhir olmayup vâveylâ-yı kilâb ile semtleri mâl-â-mâl idi. +Kunbaraların vücûdı ma‘dûm olduğuna fî-mâba‘d o ma‘kūle kunbaralar +atılmaduğuna delîl vaz‘ olmuşdur. Bi lutfi’llâhi te‘âla yevm-i mezbûrda a‘dâ-yı +hâsirine üç koldan hucûm-ı azîm olup göz açdırılmamağla devletlü Sadr-ı âlî +hazretlerinin ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin kollarında olan +serdengeçdilerin meterisleri hendek başına dayanup yeniçeriyân meterisleri dahi +varmağa dikkat ve ihtimâm olundu. Ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin +kapusında olan haçı ki Paşa-zâde ahz eyledüği Lehlü esîrin huzûrlarına ihzâr idüp +sûal olundukda Leh kıralı tarafından gönderilen küçük elçisinin âdemi olup mezbûr +elçi Bahuvice kal‘asına dâhil olup asker havfından çıkup gelmeğe ihtirâz idüp Devlet +tarafından âdem irsâl olunmasın ricâ eyledüğin bildirmekle devletlü Sadr-ı âlî +hazretlerine irsâl eylediler. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâddan ziyâde üç koldan a‘dâ-yı liyâm üzerine ra‘dâşup +toplar ve kunbaralar ve meterislerden bî-hisâb tüfengler atılup bir mertebe +a‘dâ-yı liyâm üzerine hücûm olmuşdur ki, beyânı muhâldir. A‘dâ-yı liyâm ise gâh +kal‘aya ve gâh şehre seyirdişüp tabya üzerine arabalar ile âlât-ı ceng ü cidâl ihzâr +idüp ehl-i İslâm üzerine dürlü dürlü ateş-bâzlıklar izhâr eylediler hatta sa‘âdetlü +Kāimmakām Paşa kolunun karşusında olan müdevver kulle-i azîme üzerinde a‘dâ-yı +dînin cemi‘yyet-i menhûsları küllî olduğundan bî-kıyâs misket ve tüfeng atdıklarına +kanâ‘at eyleyüp onbeş yirmi nâmlı bir tahta üzerine düzülmüş otuz ve kırk dirhem +dâne atar bir kaçın ol kulle üzerinde olan sepetleri ardına ihzâr idüp ehl-i İslâm ol +şeyden haberdâr değiller iken bir fitilden ateş virmeleriyle dâneleri katarât-ı bârân +gibi meterisler üzerine ve Kāimmakām Paşa tabyası üzerine nâzil olup +yeniçeriyândan ve tevâbi‘âtdan bir mikdârı rütbe-i şehâdete vâsıl ve zahm-dâr +olmalarıyla melâ‘înin ol havâliden bu vechle olan fesâdları def‘ olmak ziyâde +muktezâ olmağın sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri koluna ta‘yîn olunan +kunbaracılar halîfesi Tırhala sancağının erbâb-ı tîmârından Ahmed sipâhiyi +huzûr-ı şerîfine çağırup a‘dâ-yı dînin ol gün icâd itdikleri fesâdın vâdîsin gösterüp +kunbaraları rast ol mahalle düşürmesine tenbîh buyurmağla Ahmed sipâhi dahi +rüfekāsı ile altmışar ve otuzar vakıyye kunbaraları müheyyâ itdikden sonra nâzil +olacak mahalle nazar olunmak içün âgâh idüp sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri +bi-nefsihi ve sâir mevcûd bulunan bu abd-ı hakîr hâzır olup intizâr üzere iken Ahmed +sipâhi dahi izhâr-ı hüner içün kemâl basîret ile mîzâne olup ve fitilden ateş virüp +kunbara güllesi gice vaktinde gitdiği gibi rûz-ı rûşende zâhir olmayup ukāb şeklinde +tayerân ve çoklık sayt ve sadâsı olmayup velvelesi çatlamasına mevfûk olmağın +atılan kunbara gülleleri rast a‘dâ-yı liyâmın ortalarına nâzil olup savuşmağa +iktidârları olmamağla bî-hoş yerlü yerinde iken kunbaralar çatlayup a‘dânın ba‘zısın +havaya atup ve nicelerin pâre pâre idüp a‘dâ-yı dîne ol havâlide bir ukūbet-i azîm +isâbet eyledi ki dört sâ‘at mikdârı zemân mürûr idüp a‘dâ-yı dînden bir dürlü +vaz‘ ve hareket sâdır olmadı. Ahmed sipâhinin murâd üzere hüneri zâhir olmağın +başından kalpağın eline alup ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerine baş açık +gelüp yüz sürdüğünde hemânvar kalpağı ihsân-ı nükūdu ile mâl-â-mâl kılındı. +Vâkı‘ada kunbaranın atılması vakt-i şâma münhasır olup tabya muhâsara-i evâilden +gündüz atılmaduğından a‘dâ-yı bed-kâr kunbaradan gündüzde emîn idiler inâyet-i +Bârî ile melâ‘îne bu yüzden hareket isâbet idüp ekserî mürd ve helâk olmağla sâir +kollarda olan melâ‘îne dahi perîşânlık el virüp harb u kıtâle olan cesâretleri tenezzüle +vardı. + + +Yevm-i mezbûrda ehl-i İslâm merdâne ve dilîrâne ceng ü cidâle âgāz idüp +a‘dâ-yı dînin tabya üzerinde olan top ve şâhîlerin battâl itmek içün balyemez toplara +aslâ aralık virmeyüp tabyayı a‘dâ-yı dînin başlarına zindân itdiler ve sa‘âdetlü +Kāimmakām Paşa hazretlerinin kolunda olan topların ikisi bir mikdâr ilerüce vaz‘ +olunmak muktezâ olmağın leyle-i mezbûrede aşağı çekilüp a‘dâ-yı dînin sultat +odaları olduğu mahalle havâle olunmuşlar idi. A‘dânın ol mahalle toplar vaz‘ +olunduğundan haberleri yoğiken ceng ü cidâl idüp ol semtde karar iden Nemçe +keferesine ale’s-sabâh ol toplar atıldıkda önlerinde olan hurde semtleri gülleler târ u +mâr idüp Nemçe keferesinin ortasına uğradıkda nicesin mürd ü helâk idüp şaykaları +zâğ-ı siyâh gibi havâya perrân oldu. Devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin kolundan hod +a‘dâ-yı dîne bir mertebe hücûm ve kıtâl izhâr olunduğu melâ‘în ne yüzden ceng ü +cidâle âgāz ideceklerin bilemeyüp atdıkları top ve şâhî ve misket ve tüfengleri +havâdan gelmeğe başladı. Sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa kolunda olan keferenin ekseri +Nemçe olmağla bir def‘a kunbaralardan ve def‘a-i sâniyede bi’l-bedâhe isâbet iden +toplardan ekseri mürd olmağla Lehlü ve Rus keferesi baş gösterdiler. Ve lakin +bunların kal‘a cengi Nemçe keferesine müşâbih olmayup Rus keferesinin cengi +ihzârı olmağın pes-i perdeden tüfeng ve misket atmağa meşgūl oldular. Lehlü +keferesi ise Rus keferesine şekil ve kisvede benzemediklerinden gayri kendülerin +göstermek ve Rus tâifesine aslâ i‘tibâr eylemeyüp onlara gālibâne mu‘âmele itmek +de’b-i batılları olmağın ehl-i İslâm’ın murâdları üzere eblehâne hareket ve tîr ve +tüfeng atmağa kendülerin sepetlerden izhâra mübâşeret eyledikleri meterislerde olan +serdengeçdi ve yeniçeriyân ve tevâbi‘âta ayân oldukda, henüz murâdımız üzere +a‘dâya müsâdif olduk meterislerde olanlar bir başdan bir başa varınca haberleşüp ve +cümle tüfenglerin doldurup ve ol havâlîde olan topları dahi âmâde itdirüp a‘dâ-yı +liyâma hâb-ı harpûş şeklinde müsâmaha gösterdiklerinde Lehlü keferesi ehl-i İslâm +tarafından sükûn gördüklerinde “bizim cengimiz Nemçe’ye benzemez. Türk’lerin +gözü sindi tüfeng atamaz oldular” deyü dahi ziyâde kendülerin izhâr ve Rus +keferesin cengden el çekdirüp toplardan târ ü mâr olan topları sepetlerin tebdîle +ve müceddeden sepetler vaz‘ına bî-vehm ü bîm mübâşeret itdiler. Rus keferesi hem +ihtirâzda ve hem sepetleri birleşdirüp doldurmakda Lehlü keferesi önlerinde durup ol +kadar tüfeng ve tîr ve misket atup velvele kopardılar ki sâir kollarda olanlar “bu ne +hâldir” deyü haber almak gāilesine düşdüler. Bu esnâda devletlü Kāimmakām Paşa +hazretleri dahi mu‘tâdları üzere meterisleri dolaşmağa tabyalarından hareket +eyledikde a‘dâ-yı dînin evvelkiden ziyâde hareketleri olmağla tedârüklerin görmek +ihtimâm buyurdukda asker-i İslâm’ın a‘dâ-yı dîne ol vechile niyyetleri ve hâzır u +âmâde olduklarından mahzûz idüp ihsân-ı küllî ile hâtır-nevâzlık idüp ve topçılara +dahi ihsânlar eyledi ol esnâda ehl-i İslâm’ın sükûnları a‘dâ-yı liyâmın çâh-ı helâka +düşmelerine vesîle-i azîme olmağın Lehlü keferesi vehm ü hirâsdan ârî olup murâd +üzere meydânda ceng ü cidâl üzereler iken Allahu ekber bir yerden cümle tüfengleri +ve topları boşaldup a‘dâ-yı liyâma kıyâmetten nişân virir bir gün gösterdiler. +Bu minvâl üzere birbiri ardınca ol havâlîye ol kadar top ve tüfeng atdılar ki melâ‘în-i +dûzah-karîn vakt-i asra karîb mahalle değin baş göstermeğe kādir olamadılar. Yevm-i +mezbûrda devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve Nedîm-i Şehriyârî sa‘âdetlü Kāimmakām +Paşa hazretlerinin koluna uğrayup meterislerden dolaşup seyr eylediklerinden sonra +süvâr olup Kamaniçe kal‘asının ve şehrinin cevânib-i erba‘asın hem-inân gözden +geçirüp avdet itdiklerinde devletlü Sadr-ı âlî hazretleri sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa +hazretlerinin tabyasında bir mikdâr ârâm idüp karargâhına revâne oldular. + + +Yevm-i mezbûrda vükelâ-yı devletin ikdâm ve ihtimâmları kemâlde olmağın +tevfikāt-ı ilâhî ile leyle-i mezbûrede meterisler hendek başına ulaşup erbâb-ı meteris +ilerüye yürümekten ve meteris almak kaydından emîn olduklarında a‘dâ-yı liyâma +bir mertebe dilîrâne harb u kıtâle âgāz itdiler ki evvel olan bu günün cengi +yanında hiçden hiç idi. Meterisler hendek başına ulaşmağla Vüzerâ-yı izâm dahi +kendüler içün hendeğe muttasıl tabya binâsına mu‘temed ağaların ta‘yîn idüp +ahşâmdan sabâha değin dikkat ü ihtimâm itmeleriyle temâm olmağın yukaruda olan +tabyalarından kalkup hendek başında olan tabyalarında karar ve huddâm-ı Enderûn +ve ağavât ve levendât yemîn ü yesârda ve kafâda ârâm itdirilüp harb u kıtâle birkaç +tabaka ziyâde ihtimâm itdiler. A‘dâ-yı liyâm ise meterislerin hendek başına ulaşdığın +gördüklerinden cân başlarına sıçrayup toplar darbından târ u mâr olan sepetlerin gice +ile doldurmağa ziyâde dikkat idüp ol kadar harb u kıtâle ikdâm itdiler ki cengleri +nefîr-i âmm şeklin gösterdi. Elhamdülilâhî te‘âlâ yevm-i mezbûrda mehâbetlü ve +azametlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin teveccüh-i humâyûnları semeresiyle yirmi +günde meterisler hendek başına ulaşur ise temâm mertebe adîmü’n-nazîr gayret ve +himmet olur deyü ehl-i vukūf tahmîn ve tasavvur iderlerken beşinci günde murâd +üzere meterisler hendek başına ulaşdığı müşâhede olundukça Cenâb-ı Hâkk’a hamd-i +ferâvân olmuşdur. Vüzerâ-yı izâm hazarâtının müntehâ-yı maksûdları +meterislerin hendek başına ulaşması olduğundan ol mahalle değin asker-i İslâm-ı +ceng ü cidâle çokluk tergīb eylemeyüp bir ayak meterislerden ilerüde bulunmağa +ihtimâm buyururlardı. Devlet-i pâdişâhide ol merâm husûl buldukda asker-i İslâm’ı +ceng ü cidâle tergīb idüp ve ihsân ü keremlerin bezl itdiler. Harb u kıtâlde mecrûh ve +zahm-dâr olanlar huzûr-ı humâyûna vardıklarında mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı +İslâm hazretleri herkesin zahmına göre kırkar ellişer altun ihsân idüp tîmârlarıyla +haraçlar ihtimâm itmek içün fermân-ı hümûyûnları sâdır olup kullarına merâhim-i +âlîleri meyân-ı asker-i İslâm’da velvele-endâz-ı beşâret olmağın şevketlü Pâdişâh-ı +rûy-i zemîn hazretlerinin devâm-ı ömr ü devlet ve kıyâm-ı fer ve şevketleri da‘avâtın +edâ ile a‘dâ-yı hâsirîn üzerine bir mertebe hücûm ve kıtâl eylediler ki velvelesi +âsumâna peyveste oldu. Meterisler hendek başına ulaşdıkdan sonra kubûra mübâşeret +olunmak muktezâ olmağın devletlü Sadr-ı âlî- kadr hazretlerinin kolundan ve +ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin kolundan birer kubûr olmasın istisvâb +itmeleriyle yevm-i mezbûrda kubûr olacak semtler nişânlanup ve kubûra lâzım olan +keraste ve yük memlû çuval ve torbalar ve sepetler ihzârına Vüzerâ-yı izâm +tarafından mu‘temed ağalar ta‘yîn olunup dâmen der-miyân ikdâm ü ihtimâm üzere +oldular. Yevm-i mezbûrda vakt-i asrda bi-emri’llâhi te‘âlâ bârân-ı azîm vâki‘ +olmağın meterislerde olan asker-i İslâm’a ıztırâb-ı küllî hâsıl olmağla inâyet-i Bârî +recâsıyla herkes dergâh-ı Vâhibü’l-merâm kıbeline nâliş ü niyâz itmeğin hazret-i +Hudâvend-i lâ-yezâl taş yasdanup toprak döşenen kullarına inâyet nazarın idüp +nısfü’l-leylde havâ küşâde ve latîf olup Hazret-i Hâkk’a hamd-i ferâvân olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda dahi yevm-i evvel üzere a‘dâ-yı dîn üzerine üç koldan hücûm +olunup vakt-i seherden vakt-i zuhra değin a‘dâ-yı liyâm hendek başında olan +meterisler erbâbı ile bir mertebe harb u kıtâl ve ceng ü cidâl eylediler ki, velvelesi +ordu-yı humâyûna ulaşdı. Devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin kolundan mübâşeret +olunan kubûra Rumeli’nin kâr-güzârları dâmen der-miyân ikdâm ü ihtimâmda +Nedîm-i Şehriyârî kolu ise püşte-i bâlâda olup önünde olan amîk nehr-i yâbisden +mürûr ve tabya hendekine meteris olmak ve kubûr olmak mümkin olmaduğından ol +kolun ceng ü cidâli muttasıl kal‘ada husûsâ kulle-i azîmeye ve mütehassın olan a‘dâ +yı liyâma münhasır olmağın kubûra mübâşeret olunmayup sa‘âdetlü Kāimmakām +Paşa hazretlerinin kolundan mübâşeret olunmak muktezâ olmağın, kolunda olan +meterisler hendek başında nihâyet bulduğu mahalde bir mürtefi‘ mahall vâki‘ olup ol +mahalli yarup ve hendek içine inmek içün kapu açılmasına mübâşeret olunmuşdu. +İhtimâm-ı küllî ile hendek divârına el irişdikde kapu açılacak mahallin iki tarafına +toprak memlû torbalar ile tabya şeklinde tabyalar ve mazgāllar devrinlüp +karşularında olan müdevver kullede müheyyâ olan a‘dâ-yı bed-kâr hendek +içine kapu açıldıkda a‘dâ-yı liyâm haber-dâr olmamak içün tarafeynde âmâde olan +tabyalara yeniçeriyân ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin ağavât ve +tevâbi‘âtı ve huddâm-ı Enderûnî tüfeng ve tîr ile müheyyâ olup karşularında olan +a‘dâ-yı bed-kârı kubûr kapusunda haberdâr itmemek bir mertebe ceng ü cidâle +ihtimâm eylediler ki a‘dâ-yı liyâm ceng ü cidâlden el çekmek mertebesine vardı. Bu +esnâda kubûr kapusın açmağa me’mûr olanlar hendek divârın delüp açılan kapu +murâd üzere zemîne beraber müsâdif olmağın serdengeçdi ağasına fermân olunduğu +üzere bilâ-tevakkuf hendek içine inüp kapuda hâzır olan yük memlû çuvalların bir +ikisin önüne siper idüp ve iki tarafına hurde sepetler ve toprak memlû torbalar dizüp +bir kadem ilerüye varmağa ve kafâsından rüfekāsı mühimmât yetişdirmeğe cân u +başla ihtimâm idüp mukābelesinde olan a‘dâ-yı hâsirîne meterisler üzerinde olan +tabyalarda âmâde olan cünûd-ı muvahhidîn göz açdırmayup hendeke bakdırmamağla +kubûr kapusu açılduğundan ve kubûr mübâşeretinden haberdâr değiller iken +cânib-i yesârlarında olan kulle üzerinde mütehassın olan a‘dâ-yı dîn asker-i İslâm +hendeke kapu açup ve kubûra mübâşeret eyledüklerin gördüklerinde ol müdevver +kulle üzerine cümlesi gelüp ve gāfil olan a‘dâ-yı haberdâr eyledüklerinde bir yerden +ayağa kalkup ol kadar ceng ü harbe âgāz itdiler ki, ol ana gelince misli sebkat +itmemiş idi. Tabyalarda olan ehl-i İslâm dahi merdâne ve dilîrâne ceng ü harbe âgāz +idüp tüfeng ve tîr cenginden gayri kuvvet-i bâzû ile âşikâre el kıyâsı cengine ahenk +eylediler. Ol esnâda sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri ol mahalde bulunup âteş-i +harb u kıtâle bu yüzden işti‘âl bulduğın gördükde cüdâ olmayup bî-aded tîr ve kemân +ihzâr ve erbâbı olanlara tevzî‘ ve harb ü kıtâle tergīb ve mecrûh olanlara ziyâde +ihsânlar ve cümle tevâbi‘âtın ol havâliye ihzâr idüp bir mertebe ceng ü cidâl oldu ki +velvelesi huzûr-ı humâyûn-ı Pâdişâhîye vâsıl olmağın tecessüs-i ahvâl içün gelen ağa +ahvâli müşâhede idüp ve der-akab varup ifâde itdikden sonra mazhar-ı du‘â-yı +hayr-ı şehen-şâhi oldukların ve gayret ü hamiyyetlerin ziyâde eylemelerin +mutazammın tekrâr ağa-yı müşârün-ileyh sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa huzûruna +gelüp haber virdikde kemer-i gayretlerin miyân-ı hamiyyete birkaç yerden bend idüp +a‘dâ-yı dîn üzerine bir mertebe hücûm ve harb u kıtâl oldu ki sadâ-yı vâveylâ ile +ordu-yı humâyûn mâl-â-mâl olup asker-i İslâm’ın niceleri ol havâlîye gelüp ve +niceler mürtefi‘ olan semtlerden harb u kıtâl seyrine meşgūl oldular. Muhassal a‘dâ +yı dîne ehl-i İslâm’ın inâyet-i Bârî ile galebesi nümâ-yân olup hendek içinde kubûra +ihtimâm idenleri men‘e a‘dânın iktidârları ma‘dûm olıcak serdengeçdi ağası +tarafeyne sepetler vaz‘ iderek hendekden mürûr ve müdevver kullenin divârına el +irişdirdikde âmâde olan kavî kerasteyi divâra dayayup ve yukarudan ve cânibeynden +zarar isâbet eylemeye deyü siper düzüp ve derhâl müheyyâ olan lağımcılar ol sipere +sığınup taş koparmağa ve lağım ocağını düzmeğe meşgūl oldular. Devletlü +Sadr-ı âlî hazretlerinin kolundan dahi hendek içine kapu açıldıkda karşularında olan +a‘dâ-yı liyâm haberdâr olunca cân başlarına sıçrayup ceng ü cidâl ve harb u kıtâl ile +velveleleri sahrâ vü tilâli mâl-â-mâl eyledi. Kendüler dahi bi-nefsihî ol havâlîde karar +ve yeniçeri ağası ve kul kethudâsı serdengeçdi ve yeniçeriyâna ihtimâm-ı küllî +eylediklerinden gayri Rumeli askerinin kâr-güzârları itmâm-ı kubûra cân u başla +ikdâm idüp devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin ağavât ve tevâbi‘ât ve segbânân dahi +ceng ü cidâle kemâl mertebe ihtimâm itmeleriyle ol kolun dahi himmet-i âlîleriyle +kubûru murâd olunan kulle-i azîme divârına ulaşup ve der-akab lağım ocağı vaz‘ına +lağımcılar mübâşeret eylediler. A‘dâ-yı hâsirîn iki koldan tabya divârına muttasıl +olan iki kulle-i azîmeye kubûrlar irişdüğün gördüklerinde kulleler toprak memlû +olmağla lağımları karşulamak muhâl olduğun fehm itdiklerinde ceng ü cidâlden gayri +çâre olmamağla Allahü ekber kal‘a ve şehrin kâfirleri azîm cem‘iyyet ile iki +kolun karşusına gelüp bir mertebe velvele sît ü sadâ ile ceng ü harbe âgāz itdiler ki +sadâları ordu-yı humâyûna ve Tatar askerine ve Kazak tâifesine ulaşup cevânib-i +erba‘ada seyr ü temâşâya hâzır ve nâzır olan mahlûkātın hadd ü hasrı yoğidi. İki +kolun dûd-ı siyâhı âsumâne direk direk olup kıyâmetden nişân virir bir eser zâhir +oldu. Nedîm-i Şehriyârî sa‘âdetlü Mustafa Paşa hazretleri dahi kolu olan püşte-i +bâlâdan Kamaniçe kal‘asında olan a‘dâ-yı liyâma husûsâ kal‘anın başı mesâbesinde +olan kulle-i azîmeye müte‘âkiben ol kadar ra‘dâşup toplar ve tüfengler uruldı ki a‘dâ +yı dîn ser-gerdân olup ceng ü cidâlleri perîşânlık yüzünden olduğu zâhir oldu. +Devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin kolundan lağıma mübâşeret olunmağla mebâdâ a‘dâ +yı dîn nihâyet-i hareket ve hendek içinde olan serdengeçdilere ve lağımcılara +zarârları isâbet eylemeye deyü ol havâlîden cüdâ olmayup ve Defterdâr Paşa dahi +gâh ordu-yı humâyûna seğirdüp mühimmât-ı lâzımeyi ihzâr ve gâh huzûr-ı +Âsafîde karar idüp rûy-i râhatdan ârî idi. Bu minvâl üzere devletlü Sadr-ı âlî +hazretlerinin kolunda kıtâl-i azîm mütemâdî olmakda sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa +hazretlerinin kolunda ise kubûr kapusu açılmak mukaddemce vâki‘ olmağın ol +mahalle cem‘ olup ceng ü cidâle meşgūl olan a‘dâ-yı liyâm Lehlü ve Nemçe ve Rus +tâifesi bırağup gitmediklerinden gayri akablerince ceng ü harbe gelen küffâr birkaç +tabaka ziyâde olmağın harb u kıtâle gitdikçe terakkî bulup beyne’s-salâteynden vakt +i magribe değin aslâ münkatı‘ olmadı. Yevm-i mezbûrda olan ceng-i azîm nice nice +kılâ‘ın muhâsara ve fethinde bulunan kâr-güzârân görmedik deyü nakl ve takrîr ile +makām-ı tahkîke irişdirmişlerdir. El-hamdülilâhî te‘âlâ mehâbetlü ve şevketlü +Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin teveccüh-i humâyûnları mu‘âvenetiyle vükelâ-yı +devletin ihtimâm ve ikdâmları netîce-pezîr olup lağıma mübâşeret olunmağla +a‘dânıın îsâl-i mazarratı sebebiyle amel âhare ihtiyâcdan ihtirâz olunmağın sa‘âdetlü +Kāimmakām Paşa hazretleri kubûr içün açılan kapu üzerinde olan tabyada +karar idüp tevâbi‘âtın ceng ü cidâle tahrîk ve tergīb içün a‘dâ-yı dîn üzerine bî-hisâb +tîr-endâz olup ol havâlîde olan kıtâl-i azîmden gözler kamaşup ve kulaklar işitmeden +kalup gayret-i dîn-i mübîn içün rû-nümâ olan kıtâl-i azîmin kesreti ve mürd olan +a‘dâ-yı bed-kârın vefreti ba‘de’l-feth müşâhede olan a‘dâ-yı dînin lâşe-i +murdarlarından ma‘lûm oldu. Muhassal rû-nümâ olan ceng ü cidâlin vukū‘u tafsîl +oluna. Her faslı nice bâb ve her bâbı bir mufassal kitâb olmak lâzım gelür. Netîce +vakt-i magribe değin aslâ harb u kıtâl münkatı‘ olmayup vakt-i magribden sonra +a‘dâ-yı liyâm yine ceng ü cidâle âgāz ve bir mertebe el kunbarası ile ateş-bâzlık idüp +ve yağlı paçavralar yakup hendek içine atup şeb-i vehmlerinden meş‘aleler +ve paçavralarla rûz-ı rûşene döndürüp nefîr-i âmm mesâbesinde şol kadar harb u kıtâl +izhâr eylediler ki tahrîri muhaldir. Ehl-i İslâm dahi merdâne ve dilîrâne hareket ve +a‘dâ-yı din ü devlet ile ceng ü cidâle makāmlarında sâbit-kadem olup bu üslûb +üzere vakt-i işâdan sonra iki sâ‘at mürûruna değin aslâ cengden ferâgat olunmayup +a‘dâ-yı liyâm üzerine tüfeng kundakları ve tîrler katarât-ı bârân gibi nâzil olmağla +melâ‘în-i mahzûlîn bî-tâb u tüvân olmalarıyla sükûna varup şehir içinde azîm velvele +ve giryân ve sûzân-ura surnâ sadâsında acâib ve garîb sadâlar zâhir oldu ki, haberdâr +olanlar takrîri üzere “tabya elden gideyor ne durursız cevâbın iş‘âr ider” deyü cevâb +Nüshada bârini olarak yazılmış. +virdiler. Ba‘dehû nısfü’l-leylden sonra a‘dâ-yı dîn yine harekete gelüp bir ağızdan +ehl-i İslâm üzerine misket ve tüfenglerin ve el kunbaraların atmağa mübâşeret idüp +asker-i İslâm vakt-i şâmda cem‘iyyet-i tâm ile ol havâlîden dûr olmamağla bilâ +tevakkuf yine a‘dâ-yı bed-nihâda evvelkinden ziyâde tüfeng ve tîr atup bu minvâl +üzere sabâha iki sâ‘at kaldıkda a‘dâ-yı dîn te’ennî ile cengden el çekmeleriyle ehl-i +İslâm dahi vakt-i temcîde değin bir mikdâr ârâm eylemişler idi. Vakt-i sabâh-ı sâdık +irdikde asker-i muvahhidîn çûş u hurûş idüp vakt-i fecr-i edâya ve murâd üzere +harb u kıtâla âmâde olmağa ihtimâm üzere herkes yerlü yerine cem‘ olmak üzere +oldular. + + +Yevm-i mezbûrda ehl-i İslâm salât-ı fecri edâsından sonra a‘dâ-yı dîn üzerine +göz diküp harb u kıtâle kemâl mertebe âmâde olmuşlar idi. Devletlü Sadr-ı âlî +hazretleri ale’s-seher kolunda olan askeri ve tevâbi‘âtı âmâde idüp ol koldan +muhâsara olunan tabya Kamaniçe kal‘asına ve kulle-i azîmesine mülâsık şeklinde +olup a‘dâ-yı dînin sît ve sadâları münkatı‘olmadığından bilâ-tevakkuf tabya üzerine +hücûm olunmayup Rumeli’nin kal‘a yürüyüşünde mahâretleri olan askeri +nerdübânları kubûr kapusuna ihzâr idüp a‘dâ-yı dîn tarafından ne vaz‘ zuhûr ider +deyü hücûma âmâde olmuşlar idi. sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri dahi salât-ı +fecri edâdan sonra kolunda olan kubûr kapusı üzerindeki tabyaya gelüp a‘dâ-yı bed +kâr tarafına nazar kıldıkda a‘dâ-yı dînin bir dürlü eserleri zâhir olmayup ancak +hîn-i muharebede nasb eyledikleri livâ-yı menhûslarından üç dört kıt‘a rîze rîze +olmuş bayrakları yerinde olup mâ‘adâsı nâ-bûd olduğun müşâhede buyurduklarında +ağavât ve huddâm-ı Enderûn ve sâir tevâbi‘âtın yanına ihzâr ve âmâde idüp ve +serdengeçdi ağasın çağırup, “a‘dâ-yı dînden tabya ve kulle üzerinde eser zâhir +değildir. Bilâ-tevakkuf kulle üzerine hücûm olunmak ve âdem çıkmak lâzımdır” deyü +adem çıkmasına tenbîh buyurdukda “ihtimâldir, a‘dâ-yı dîn hîle ü hud‘a içün +kendülerin ihtifâ itmiş olalar mazarratlarından ihtirâz ve tevakkuf olunmak lâzımdır” +deyü serdengeçdi ağası cevâb virdikde a‘dâ-yı bed-kârın o makūle fikr-i fâsidleri +olduğu takdîrce tabya üzerine çıkılmağa tarafımızdan cesâret olundukça ne kârda +oldukları nice ma‘lûm olur deyü kelâmın sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa ısgā +buyurmayup heman bu an âdem çıkmak gerekdir deyü cevâb-ı şerîfleri olup hâzır u +âmâde olmağla kendüler teveccüh buyurmağa kasd eylediklerinde serdengeçdi ağası +sür‘at üzere hendeke inüp ve kendinin akrabâsı olan bir Arnavud yiğidin kulle +dibine götürüp kullenin divârı top darbından nerdübâna dönmekle ol yiğid dahi +kılıcın ağzına alup ve serdengeçdi ağasının omuzuna basup çâbük ve ciğer-dâr +olmağla ankebût-vâr kullenin karâvulhânesine çıkup kılıcın eline aldıkdan sonra +etrâfına ve sepetler ardına nazar eyledikde a‘dâ-yı liyâmdan tehî ve kālıb-ı bî-cân +gibi tabya hâlî olup a‘dâ-yı dînin mürd olanlarından gayrisi olmaduğun gördükde +savt-ı a‘lâ ve bülend sadâ ile ezân-ı şerîf okuyup meterislerde olan ehl-i İslâm bu +sadâyı pür-beşâreti istimâ‘ itdiklerinde meterisler üzerine çıkup tabyada ezân-ı şerîf +okunduğun dîde-i hakîkat ile müşâhede eylediklerinde vâhibü’l-merâm dergâhına +hamd-i ferâvân eylemişlerdir. Sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri dahi tabya +üzerine ol sâ‘at âdem çıkmak içün olan ikdâm ü ihtimâmı muvâfık-ı takdîri bî-tagyîr +i Hayy-ı kadîr olduğuna binâen dergâh Lâ-yezâle şükr ü niyâzın ez‘âf ve muzâ‘af +eylemişlerdir. Ve der-akab bayraklarıyla birkaç oda yeniçeriyân ve ağavât ve +levendâtın bilâ-tevakkuf tabya üzerine yollayup nerdübân ihzârında bir mikdâr +gaflet olunmuşdu. Ammâ inâyet-i Bârî ile tırmanup çıkanlar aşağıda olanlara +mukaddemlerin ve kuşakların sarkıdup ân-ı vâhidde ikibinden mütecâviz âdem +tabya üzerine çıkup ve yeniçeriyân ve serdengeçdiler bayrakların nasb idüp el +hamdülilâhi te‘âlâ murâd üzere bu koldan tabyanın bu tarafı kabza-i tasarrufa girüp +ehl-i İslâm karar eyledi. Devletlü Sadr-i âlî hazretleri vakt-i seherde kubûr kapusu +kurbunda âmâde olan askere tabya üzerine hücûm içün fermânları olup kal‘ada olan +a‘dânın sît ve sadâları tabyada olmak mülâhazasıyla âmâde olan cünûd-ı muvahhidîn +ortalık küşâde olmağa intizârda olmuşlar idi. Nazar ve ihtimâm eylediklerinde tabya +üzerinde melâ‘înin ceng ü cidâl alâmetleri zâhir olmaduğından adâ-yı dîn pes-i +perdede muhtefî oldukları takdîrce tabyaya çıkılsun deyü devletlü Sadr-ı âlî-kadr +hazretlerinin fermân-ı şerîfleri olmağın nerdübânları divâra diküp ve tabya üzerine +çıkmağa ihtimâm üzereler iken Vülçitrin sancâğının erbâb-ı tîmârından kirrâren +bahâdırlığı zâhir olan bir yiğid tırmaşup ve cümleden evvel tabya üzerine çıkup ezân +ı şerîfi sadâ-yı bülend ile okuyup inâyet-i Bârî ile iki koldan ezân-ı şerîf okunduğun +ehl-i İslâm istimâ‘ itdiklerinde a‘lâ ve ednâya hâsıl olan sürûr ve hubûrun tafsîli +beyân mertebelerinden hâricdir. A‘dâ-yı dîn tabya üzerinden vakt-i temcîdde firâr +idüp Kamaniçe kal‘asına dâhil olduklarında tabyaya muttasıl olan kal‘anın asma +köprüsin kaldırup ve köprüye nâzır olan kulleye ve etrâfında olan toprak memlû +sepetler ardına gizlenüp şâhîlerin saçmalarla doldurup ve misket ve tüfengleri âmâde +olup ehl-i İslâm ol tarafa teveccüh iderlerse harb u kıtâle âmâde olmuşlar idi. +Sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin kolundan evvel tabyaya çıkup ezân-ı şerîf +okuyan yiğid ve ardınca çıkan ehl-i İslâm’ın niceleri cisr üzerine doğru seğirdüp +tevfîk-i Hüdâ refîk olursa kal‘aya dahi hücûm idelim deyü sell-i seyf “Allah +Allah” sadâsıyla köprü başına vardıklarında cisir kat‘ olunmuş bulunup henüz avdet +itmeden a‘dâ-yı bed-kâr müheyyâ itdikleri şâhîlerin ve misket ve tüfenglerin bir +yerden ehl-i İslâm üzerine boşaltup ol havâlîde bulunan guzâtın kırk elli mikdârı +şehd-i şehâdeti nûş ve âzim-i dârü’n-na‘îm olup ve ol mikdârı dahi zahmdâr olup +a‘dâ-yı dînin ol semtde bu yüzden şekāveti zâhir olmağın tabya divârı dibine guzât-ı +İslâm yerleşüp ve siperler peydâ idüp vakt-i seherden vakt-i zuhra değin a‘dâ-yı dîn +üzerine bir mertebe tüfeng ve tîr ile hücûm itdiler ki melâ‘înin başlarına kal‘a zindân +oldu. Tabyada olan a‘dâ dahi kal‘aya tahassun idüp kesret-i a‘dânın harb u kıtâlleri +zâhir olmağın Nedîm-i Şehriyârî sa‘âdetlü Mustafa Paşa kolundan kal‘ada olan +a‘dâya bir mertebe ra‘dâşup toplarla darb u kıtâl olundu ki, melâ‘în ol güne değin +öyle ukūbete musâdif oldukları yoğidi. Ba‘dehû sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa +hazretleri devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine varup mülâkî olduklarında sürûr-ı bî +gāyelerinden tabyayı seyr ü temâşâ içün hendek içine inüp tabyanın bir kullesinde +zemîne berâber olan timur kapusın açdırup yirmi ayak nerdübânlı bir kemer kubbe +ile yukaruda olan bir vâsi‘ kubbeye çıkup ve ol kubbenin iki cânibine yukarı gider +tahmînen onar zirâ‘ arzî ve yüzer zirâ‘ tûli iki dırâz kargîr müstahkem kemeri olup +yukaruya azîmet olundukda râst-ı tabyanın ortasında olan meydâna çıkılup nazar +olundukda tabyanın ortası bir meydân-ı âlî tabya ise çâr-kûşe her kûşesinde birer +mu‘azzam kulle ve tabya dahi mâl-â-mâl toprak ile memlû ortası bir mikdâr alçak ve +bir cânibinde vâfir sultat odaları binâ olunmuş, Nedîm-i Şehriyârî kolu olan püşte-i +bâlânın tabyaya bir mikdâr havâlesi olmağla ol tarafına kara tağ gibi azîm toprak +yığındısı olup ve üzerinde toprak memlû sagîr ü kebîr bî-aded sepetler olup ol püşte-i +bâlâdan olan havâlesini bir mertebe sedd eylemişler ki ol semtden aslâ top ve tüfeng +ve kunbara isâbet itmek ihtimâli yoğidi. Muhassal, bânîsi olan mi‘mâr bir +mertebe tarz üzere binâ idüp istihkâm virmiş ki mânendi meğer Kandiye kal‘asının +Ak tabyası ola. Bu hısna memâlik-i mahrûsada olan kal‘ada buna mânend metîn +tabya olmaduğın tahkîk eylediler. Vâkı‘ada pûlâda müşâbih hendek-i amîk ve arîz bir +hey’et-i garîbe ki mühendisler tarz u tavrına hayrân oldular. Kudret-i ümmet-i +pâdişâh inâyet-i aliyyesin refîk ve rehber itmekle nice mâh ve sâl ehl-i İslâm ile ceng +ve perhâsa a‘dâ-yı hâsirînin istinâd itdikleri böyle bir âhenîn tabyanın altı günde +kabza-i tasarrufa vusûlü nasîb oldu. Devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve sa‘âdetlü +Kāimmakām Paşa hazretleri ve yeniçeri ağası ve erkân-ı devlet tabyanın etrâfını seyr +ü temâşâ üzereler iken vâ‘iz-i sultân Vâni Efendi gelüp seyr ü temâşâdan sonra +cenâb-ı Hâkk’a hamd ü senâ ile du‘â-yı hayr eylediler. Ba‘dehû Vüzerâ-yı izâm yerlü +yerine geldiklerinde tabya üzerinde cisir tarafına hücûm iden zahmdârlar huzûrlarına +gelüp herkese ferâvân ihsân eylediler. Hatta Kāimmakām Paşa kolunda ibtidâ +tabyaya çıkup ezân-ı şerîf okuyan serdengeçdi ağasının akrabâsı ol esnâda +tüfeng ile zahmdâr olmağın Kāimmakām Paşa huzûruna getürdiklerinde murâdından +efzûn ihsân idüp ve du‘â-yı hayr eylemişdir. Bahâdırlığı kemâlde olduğundan gayri +ezân-ı şerîfi bir mertebe savt-ı şîrîn ile kāri’ oldu ki gûş iden müezzinân Hazret-i +Bilâl-i Habeşî rahmetu’llahi aleyh hayât buldu zannı ile meterislerde her biri top ve +tüfeng hirâsında birer kûşede ihtifâda iken sürûrlarından kendülerin izhâr u beyân +ber-gûş idüp te‘âlâ şânuhū sadâsın âsumâna ulaşdırdılar. Hazret-i Bârî celle şânuhu +kemâl-i kereminden asker-i muvahhidîni dâimâ böyle fütûhât-ı cemîle ile şâdân +eyliye. Amîn be-câh-ı Muhammedü’l-emîn. +Bi-avnihî te‘âlâ tabyanın gāilesi bertârâf oldukdan sonra devletlü Sadr-ı âlî +hazretlerinin kolundan Kamaniçe kal‘asına ceng ü cidâl olacak mahalli olmağın +tabyaya darb olunan ra‘dâşup toplar kal‘aya havâle olunup ve yeniçeriyân ve +levendât kal‘ada olan a‘dâ-yı liyâm üzerine hücûma ve harb u kıtâle fermân olunup +bilâ-tevakkuf ceng ü cidâle mubâşeret ve ihtimâm eylediler. Sa‘âdetlü +Kāimmakām Paşa hazretlerinin tabyaya olan meterislerinden Kamaniçe kal‘asına +ceng ü cidâl olacak mahal olmayup tabya önüne düşmekle Kamaniçe kal‘asının ve +şehrinin cânib-i şimâlinde hemvâr bir vâdi olup kal‘a ve şehir mâbeynine müsâdif +olmağın ol semte göçmek ve kal‘a ve şehirde olan a‘dâ ile harb u kıtâl olmak istisvâb +olunmağın Sivas ve Karaman beğlerbeğilerin ve alay beğilerin getürtüp balyemez +toplar içün sepetler hâzır u âmâde itmeleri içün tenbîh ü te’kîd ve üzerlerine +mu‘temed ağalar ta‘yîn idüp ve kolunda olan yeniçeriyân göçüp meterislenmek içün +zâbitlerine tenbîh buyurdukdan sonra vakt-i zuhru edâ ve ba‘dehû süvâr olup +Kamaniçe kal‘asına cârî olan nehirden ubûr ve kal‘a ve şehir mukābelesinde +meterisler kafâsında bir küçük çadır kurdırup ve ağavât ve levendât etrâfına karar +itdirüp ol semtden kal‘a ve şehir muhâsarasına âmâde olmakda yeniçeriyân dahi bilâ +tevakkuf meterislere girüp ve evvelki kolunda olan dört kıt‘asın toplardan eyâlet +askerinin çekmesinde nev‘â tevakkuf müşâhede buyurmalarıyla ağavât ve +segbânân ta‘yîn buyurup sür‘ât üzere meterisler kafâsına ihzâr ve ikisin kal‘aya ve +ikisin şehre havâle idüp a‘dâ-yı dîn üzerine ol semtden dahi âteş-i harb u kıtâl bi’l +bedâhe feşân olduğun gördüklerinde aslâ endîşeleri yoğiken zuhûrundan şehir ve +kal‘ada a‘dânın azîm hareketleri olup ve kal‘a ve şehirden ol havâlîde olan +meterislere husûsâ Kāimmakām Paşa çadırına ol kadar top ve şâhî ve misket ve +tüfeng atdılar ki meterisler üzerine gülleler katarât-ı bârân gibi nâzil oldu ve +Kāimmakām Paşa çadırının etrâfı top ve şâhî gülleleri ile mâl-â-mâl oldu. Cenâb-ı +Hakk hıfz idüp ancak mehterân-ı Enderûn’ından birisi ve bir çadır mehteri karar içün +bir mahal hafr iderlerken bir şâhî güllesi mehter-i Enderûn’un sağ kolun bazusından +ve çadır mehterinin bileğinden darb ve kat‘ idüp ol mikdâr zahm ile halâs ve +hayâtdan el yumadılar. Meterisler ise kal‘a ve şehir mâbeyninde vâki‘ olup +meterislerin tûlânî tarafı bi’z-zarûrî kal‘a tarafına düşmeğin ziyâde amîk olmayınca +top ve şâhî ve misket ve tüfengden korunmak asîr olmağın murâd üzere itmâm +idince yeniçeriyân ziyâde meşakkat çeküp ve mukaddemâ tabya muhâsarasında altı +günde olan şühedâ ve zahmdâra karîb bu meterislerde vâki‘ oldu. Cân-ı azîzin hıfz +içün herkes bir mertebe ikdâm eyledi ki müşâhede idenler bir aylık meteris zann +iderlerdi. El-hamdülilâhi te‘âlâ murâd üzere meterisler şehir tarafından cârî olan +nehir başına karîb ulaşup ve kal‘a semtine dahi karîb oldukda vaz‘ olunan toplar +gündüz atılduğı mîzân üzerine vezne alınup âmâde olunmağa tenbîh olunmağın +âmâde kılınup meterislerden yeniçeriyân ve serdengeçdi gāzîleri ve segbânân vakt-i +şâmda tüfeng cenginden el çekmediler a‘dâ-yı liyâm ise ziyâde vehm üzere +olduklarından şehrin bir mikdâr nazara alçak olan mahallerine meş‘aleler yakup ve +yağlı paçavralar yakup kudretden olan hendekine bırağup ol havâlîde bir mertebe +rûşenlik izhâr eylediler ki, a‘dânın hareket ü sekenâtları meterislerden ayânen zâhir +idi. Ol esnâda sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri meterisleri dolaşup +yeniçeriyâna ve serdengeçdilere husûsâ zahmdâr olanlara ihsânlar idüp toplar olduğu +mahalle geldiklerinde toplar dolu ve karşularında olan rûşenlikde a‘dâ memlû olup +nişâne almak ve darb olunmak rûz-ı rûşenden dahi âsân olduğun müşâhede +buyurmalarıyla topçıyân topların a‘dâ-yı liyâmın cem‘iyyetlerine doğru atılmasın +ilhâh eylediklerinde,“mevcûd olan dört ise kıt‘a topun ikisi kal‘aya havâle olmağla +iki kıt‘a topdan ne gezend irişmek ihtimâli vardır mümkin kal‘aya havâle olunan iki +kıt‘a top dahi şehre havâle olunup bir fitilden atılsa lutf-i Hakk’la a‘dâ-yı dîne azîm +rahne olurdu” deyü cevâb-ı şerîfleri oldukda topcıyân mazhar-ı ihsân olmak +sevdâsıyla emr-i sehldir deyü semtin göstermeleriyle sa‘âdetlü kâāimmakām Paşa +hazretleri yanında bulunan ağavât ve tevâbi‘âta işâret buyurmağla iki kıt‘a topu dahi +şehir üzerine havâle idüp temâm murâd üzere nişâne alup Kāimmakām Paşa +hazretleri mevcûd iken bir fitilden âteş virdiklerinde Allahu ekber bi’l-bedâhe +şehirde a‘dâ-yı dîn üzerine ra‘dâşup topların gülleleri bir mertebe velvele ile +uğradığı a‘dâ-yı dînin başlarına kıyâmet kopdı sanup târ ü mâr oldular. Der-akab bir +def‘a dahi doldurup yine ol semte atdıklarında a‘dâ-yı dîn mütezelzil ve perîşân +olduklarından nasb itdikleri meş‘alelerin kaldırup zulmât içinde karar eylediler. +A‘dâ-yı dînin bu yüzden hakārete mazhar oldukların sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa +hazretleri müşâhede buyurdukda topcıyâna azîm ihsânlar idüp karargâhına azîmet ve +vakt-i temcîdde hareket olunup gerüde kalan iki kıt‘a topları çeküp getürmeğe eyâlet +askerleri ve tevâbi‘ât revâne olmağa tenbîh ve kunbaracılar dahi kunbara havânların +ihzâr içün mu‘temed âdemlerin ta‘yîn idüp ve sâir mühimmât-ı lâzime her ne ise +tedârük ve ihzâra ihtimâm olunup sabâha karîb vakte değin ikdâm olundu. A‘dâ-yı +liyâm tarafından dahi dürlü dürlü sadâlar ve hareketler olup şeb-i târîkde vakt-i +sabâha değin sît ve sadâlar def‘ olmamış idi. + +Yevm-i mezbûr ki ıydü’l-mü’minîndir. Yevm-i mezbûrda vakt-i temcîdden +a‘dâ-yı liyâm üzerine toplar ve kunbaralar ile ve tüfeng ve tîr ile azîm hücûm olunup +a‘dâ-yı dîne kıyâmetden nişân virir bir gün gösterdiler. Kal‘anın metânet ü istihkâmı + +“küllü emrin bi-vaktihî merhûn” Her iş vaktine bağlı mealinde. + + +Yevm-i mezbûr ki Bârekallahü’s-sebt ve’l-hamîsdir. Asker-i İslâm vakt-i +fecri vakt-i Şâfi‘î’de edâdan sonra çûş u hurûşa gelüp evvelki günlerden birkaç +tabaka ziyâde heybet ü salâbet ile a‘dâ-yı dîn üzerine harb u kıtâle âgāz eyledikleri +esnâda şehirde olan a‘dâ-yı dîn bir dirâz sırığa bir büyük beyaz bayrak diküp +sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin karşusında bir def‘a gösterüp bir +mikdâr ârâm itdiklerinden sonra doğru devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretlerinin +karşusında olan kullenin üzerine nasb itdiklerinden sonra istîmân itmeleriyle her +koldan hücûm ve ceng olunmakdan ve top ve tüfeng atılmakdan ferâgat olundu. Der +akab devletlü Sadr-ı âlî-kadr huzûruna içerüden birkaç kâfir çıkup geldiklerinde +maiyyetler âdemleri çıkmak içün Devlet-i Aliyye tarafından âdem ta‘yîn olunmasın +iltimâs itmeleriyle, devletlü Sadr-ı âlî ağalarından Karakulak Ahmed Ağa ve Hüseyin +Ağa’yı ma‘an ta‘yîn buyurup içerüye vardıklarında Hüseyin Ağa içerüde kalup, +Ahmed Ağa ile ma‘an bir kaç kâfir huzûr-ı Âsafî’ye geldiklerinde fazîletlü Şeyhü’l +İslâm ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa ve Kaplan Paşa ve yeniçeri ağası ve sâir erkân-ı +devlet mevcûd olup, “kal‘ayı vakt-i asra değin teslîm iderlerse cân ve mâllarına +zarar yokdur zabt olunmağa âdemler ta‘yîn olunur ve illâ fazlu’llâhi te‘âlâ Devlet-i +Pâdişâhî’de kılıcımızla feth ideriz, bundan gayri cevâb yokdur” deyü bilâ-tevakkuf +kat‘î cevâb-ı şerîfleri sudûrundan a‘dâ-yı liyâm lerzân u perîşân içerüye dâhil +olduklarında ser-i kârda olan melâ‘în hilâfete zâhib olmağa adem-i iktidârlarından +istîmândan gayri çâreleri olmamağla kal‘a ve şehrin zabtına ta‘yîn olunan yirmi oda +mikdârı dergâh-ı âlî yeniçerileri bayrakları ve çorbacılarıyla meterislerden çıkup ve +kal‘anın açılan küçük kapusından vakt-i magribden bir sâ‘at evvel kal‘aya dâhil olup, +ve lâkin kal‘anın ekser mevâzi‘i harâb u vîrân olup şehir zabtı dahi ehemm olmağın +yeniçeriyân şehre duhûl ve etrâfında olan tabya ve topları ve cebehâneyi murâd üzere +kabz u zabt eyledikleri zâhir ü âşikâr olmağın cünûd-ı muvahhidîne sürûr-ı azîm +hâsıl olup safâ-yı hâtır üzere salât-ı magrib edâ ve a‘lâ ve ednâ cenâb-ı Hâkk’a hamd +ü senâya iştigāl üzereler iken, Kamaniçe kal‘asının cengcisi olan Nemçe melâ‘îni +kal‘anın elden gitdüğün gördüklerinde cebehânesinde olan tîg ü tüfeng ve barutdan +murâdları üzere ahz itmek içün kal‘a kapudânına ibrâm itdiklerinde, “şimden sonra +kal‘a ve cebehânede alâkam yokdur” deyü redd itdikçe mümkin olmayup kârgîr +mu‘azzam cebehâneye zor ile girüp bin mikdârı Nemçe keferesi tîg ü tüfeng ve +barut yağmasına mübâşeret eylediklerinde melâ‘înin kahr u helâk olmaları takdîr-i +Hayy-ı Kadîr ile ol vakte mevkūf olmağın baruthânesine âteş isâbet itmekle Allahu +ekber böyle bir vakt-i sürûrda kal‘a ve şehir ve tabya ve meterislerde kıyâmetden +nişân virir bir alâmet-i garîbe zâhir olmağın, herkes hayrân olup meterislerde olan +ehl-i İslâm kendülerin taşra pürtâb ve ordu-yı humâyûnda olanlar dahi “bu ne sırr-ı +garîbdir?” deyü meterislere doğru şeb-i târikde üftân ü hîzân şitâb idüp a‘dâ-yı dîn +ne acayîb ve garîb mekr ü âl idüp bu kadar ehl-i İslâm’ı içerüye aldıkdan sonra nâ +ümîd oldukları kal‘ayı lağım ile havâya atdı zannı ile bir mertebe meterislerde ve +kal‘a ve şehir etrâfında harekât-ı garîbe oldu ki şehirde olan a‘dânın sagîr ü kebîr ol +gûne acayîb ü garîb sadâ ve velvelenin aslı Nemçe kâfirlerinin barut yağmâsından +olduğun bilmediklerinden hayrân ü perîşân olup saç ve sakalların yolmağa başladılar. +Kal‘ada olan cebehâneye âteş isâbet itdüğü vakt öyle metîn ve müstahkem binâyı ve +etrâfında olan kulel ü burûcun yerinden kobarup nice yıllık harâbeye döndü. +Nemçe kâfirlerinin hâlleri hâd ma‘lûm cümlesi cân ber cehennem olup cebehâneden +ber-murâd oldular, kal‘a kapudânı Nemçe keferesinin hücûmlarına tâkat +göstermediğinden şehre firâr idüp bir köşede karar eylemişdi. Bu ahvâl zuhûr itdikde +barut yağmâsından olduğunu fehm idüp ve sür‘at üzere şehirde müctemi‘ olan +küffâra haber virdikde taşrada olan İslâm’ın hareketlerinden ve şehirde olan +yeniçeriyân ayağa kalkup kılıçların uryân ve a‘dâ üzerine hücûm u kıtâle âmâde +olduklarında a‘dâ-yı dîn feryâd u figān ile bellü başluları yanına varup ve oradan +Ahmed Ağa ve Hüseyin Ağa yanına gelüp vukū‘ bulan ahvâl Nemçe kâfirlerinin +itdikleri şekāvetde sâdır oldu. Bu bâbda bizim cürmümüz yokdur, taşrada olan +askerin hareketi hemân şehre hücûma alâmetdir ve içerüde olan yeniçeriyân kılıçların +uryân eylediler. “Halâsımıza dermân bizimle ma‘an taşraya varup ahvâlimizi +devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretlerine bildirmekdir” deyü bükâ ile zârî eylediklerinde +Ahmed Ağa dahi birkaç kâfir ile der-akab huzûr-ı Âsafî’ye gelüp ahvâli i‘lâm ve +gelenler dahi, “bu hâlin vukū‘na asla âgāh değil idik” deyü afv u merhamet +recâsıyla yüzlerin yere sürüp feryâd u figān eylediklerinde “azametlü ve şevketlü +Pâdişâhım hazretlerine arz ideyim, afv buyurmaları fermân-ı hümâyunlarına +mevkūfdur” deyü mübhem cevâb-ı şerîfleri sâdır olmağın huzûr-ı âlîlerinde tevakkuf +itdirmeyüp girüye yollatdıklarından a‘dâ-yı mahzûlîne itmînân hâsıl olmayup, +“sabâh olsa teslîm itsek kuşca cânımız halâs olsa” deyü sabâha değin ayak üzerinde +nîm cânıyla bir mertebe hakāret çekdiler ki ta‘bîri muhâldir. Hareket üzere olan asker +dahi bu ahvâlin bu yüzden vukū‘undan haberdâr olup herkes yerlü yerinde karar ve +sabâhü’l-hayra intizârda oldular. + + +Yevm-i mezbûrda meterislerde olan Vüzerâ-yı izâm ve vükelâ-yı âlî-makām +dâirelerine ve erkân-ı devlet yerlü yerine varmak fermân olunmağın refâh-ı hâl üzere +karargâhlarına vâsıl oldular. Yevm-i mezbûrda vakt-i fecrden sonra bârân-ı rahmet +nâzil olup ve vakt-i zuhrda havâ küşâde ve latîf olmamışdır. Yevm-i mezbûrda +kal‘a ve cebehâne miftâhların getürüp teslim itmeleri içün a‘dâ-yı liyâma fermân-ı +cihân-dârî sâdır oldu. Meterislerde olan asker-i İslâm yerlü yerine geldiklerinde zâd ü +zevâde endîşesinde idiler. Ordu-yı humâyûnda ise dakīkın vakiyyesi altı yedi akçaya +ve peksimâdın vakîyyesi sekiz onar akçaya ve pirincin keyli yüzseksen ve ikiyüz +akçaya ve kahvenin vakîyyesi ikiyüzden ziyâdeye ve ruğan-ı sâdenin vakîyyesi +altmış yetmiş akçaya ve lahm-ı ganem sekiz akçaya ve lahm-ı bakar üçer akçaya ve +şa‘îrin keyl-i İstanbulîsi altmışar akçaya müstevfa bulunup ve müte‘âkiben zâd u +zahîre Devlet-i Pâdişâhîde arabalar ile gelmek üzere olduğun müşâhede +eylediklerinde Cenâb-ı Hakk’a hamd-ı ferâvân ve mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm +hazretlerine du‘â-yı hayr-ı bî-pâyân eylemişlerdir. + + +Yevm-i mezbûrda kal‘ada olan baş kâfir ve papasları ve birkaç bellü başlu +yirmi mikdârı kâfir ve kal‘a ve cebehânenin miftâhların vakt-i duhâda devletlü +Sadr-ı âlî-kadr hazretlerine getürüp teslîm idüp şehirde olan alâkaların ve küblerin +recâ eylediklerinde bunda kalanların emlâkına dahl ü ta‘arruz olunmaz, harâc kabûl +idüp karar eylesün ve zâd u zahîresi olmayup yirmi otuz güne değin varup gelmeğe +izn taleb idenlere izn virilür geldikde mülküne dahil olunmaz yohsa gidüp ba‘de +zamân gelene mülkü virilmez, ve kura ve re‘âyâ mehâbetlü ve şevketlü pâdişâhımız +hazretlerinindir. A‘şâr-ı şer‘iyyelerin ve cizyelerin cânib-i pâdişâhiye edâ iderler. Bir +ferdin müdâhalesine rızâ ve ruhsat yokdur deyü cevâb-ı şerîfleri sudûrundan sonra +mu‘tâd üzere on mikdârı kâfire hıl‘atlar giydirilüp yollanmışlar idi. A‘dâ-yı dîn +ahvâlden haberdâr olduklarında Ermeni tâifesinin cümlesi ve Rus kâfirlerinin ekseri +şehirde kalmağa karar virüp Lehlü keferesi çıkup gitmek tedârükünde oldular. Yahud +tâifesi ise mukātele ve muhârebe mahallinde kûşe-gîr oldukları gibi bu esnâda dahi +birer kûşeye sinüp “ehl-i İslâm sâyesinde olmağı ni‘met bilürüz” sûretin gösterdiler. +Yevm-i mezbûrda dahi havâ pus olup vakt-i zuhurdan sonra küşâde ve latif +olmuşdur. + +Yevm-i mezbûrda kal‘a ve şehirde olan a‘dânın çıkup gitmelerine izin recâ +idenleri gitmeleriçün izn-i humâyûn sâdır olmağın şehirde ve hendek içinde hâneleri +olan tüccâr ve re‘âyâ makūlesi hânelerinde kalup gidecekler âmâde olmağın vakt-i +duhâda Haleb muhâfızı Vezîr Kaplan Paşa ve Rumeli Beğlerbeğisi Mehemmed Paşa +ve Adana Beğlerbeğisi Hüseyin Paşa mükemmel âdemleriyle hâzır olup kal‘adan +çıkanları murâd itdikleri mahalle ulaşdırmağa me’mûr olmalarıyla ordu-yı humâyûn +kenârında alayları ile karar idüp ve şehrin kapusından ordu-yı humâyûn sevkine ve +me’mûr olan Paşalar alaylarına varınca yemîn ü yesârda yeniçeriyân ve kafâlarında +sipâh ve silâhdârân müheyyâ oldukları şüyû‘ndan ordu-yı humâyûnda olan a‘lâ ve +ednâ ve pîr ü cevân a‘dâ-yı mahzûlînin hallerin görmek içün açılacak kapu +kurbundan intihâ-yı alaylara değin bir mertebe hâzır u nâzır oldular ki, gözler asker-i +İslâm’ın ne mertebe kesretde olduğun fehm idüp Cenâb-ı Hakk’a hamd-ı ferâvân +eylediler. Ba‘dehû değirmanlar tarafında olan kapu açılup üçyüz mikdârı araba ile +levend ve re‘âyâ şeklinde ve hayli mecrûh kâfir çıkup akablarınca piyâde +yüzelli mikdârı sarıklı ve yüzelli mikdârı tüfengli Nemçe keferesi çıkup akablarınca +baş olan kâfir önünce otuz mikdârı atlu kâfir ve kafâsında dahi ol mikdâr nekebâtı ile +çıkup arkasında şeyb-i celâyi ve meyânında tîrkeş hayretinden tarafeyne gâv-ı +beyâbân gibi nazar iderek revâne oldu. Cümle kal‘a ve şehirden çıkan mecrûh ve sağ +avrat ve oğlan binbeşyüz mikdârı kâfir idi. Hor ve hakîr alaylar ortasından geçüp +gitdiler. Ba‘dehû şehir ve kal‘a inâyet-i Kādir-i mutlak ile murâd üzere kabza-i +tasarrufa dâhil olup ehl-i İslâm kal‘a ve şehrin etrâf u eknâfını bî-bâk seyr ü temâşâ +eylediklerinde metânet ü istihkāmı ve ne mertebe sa‘b mahallerde vukū‘nu mu‘âyene +ve müşâhede eylediklerinde, hazret-i Vâhibü’l-merâm inâyet ve ihsânından ehl-i +İslâm kullarına nasîb ve mukadder eyledi ki, nusret ü inâyeti cân u dilden idrâk ve +iz‘ân idüp şükr-i ferâvân eylediler. Fi’l-vâki‘ bu sefer-i nusret-eserde mevcûd olan +asker Bağdad ve Revan seferlerinde olmadığından gayri devletlü Hân-ı âlî-şân +yüzbinden mütecâviz Tatar askeri ve Kazak hatmanı Doroşenko yirmi otuzbin +Kazak tâifesiyle kezalik Eflak ve Bağdan voyvodaları askeriyle Kamaniçe kal‘asının +ve şehrinin etrâf u eknâfında hâzır u âmâde olup Kamaniçe’nin metânet ve istihkāmı +meşhûr-ı âfâk olduğundan gayri Leh diyârının sedd-i sedîdi olmağın ehl-i İslâm’ın +teveccühleri sebebi ile askeri ve cebehânesi müstevfâ olduğundan zamân-ı kalîlde +kabza-i tasarrufa vusûlün muhâl addetdiklerinden milel-i muhtelife, kendülere teklîf-i +hizmet ve i‘ânet olunur ümîdiyle hâzır u nâzır üzereler iken kerâmetlü ve mehâbetlü +Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin otağ-ı gerdun-nitâkları vaz‘ olunduğu mahal kal‘a ve +şehre nâzır ve top irişür vâdî iken köşk-i humâyûn vücûd-i şerîflerinin dâimü’l-evkāt +karargâh-ı devletleri olup şecâ‘at-ı mülûkâneleri çûş u hurûş eyledikçe kal‘anın ve +şehrin cevânib-i erba‘asın cevelân idüp, teveccüh-i humâyûn ve gayret ü +hamiyyetlerin mutazammın müte‘âkıben Vüzerâ-yı izâm hazarâtına fermân-ı +humâyûnları sâdır olmağla Vüzerâ-yı izâm hazarâtına tâziyâne-i gayret olup +rûh-ı âlem olan mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin devlet ü ikbâl ile +teveccüh buyurdukları ibtidâ sefer-i humâyûnları olmağla şarkdan garba süyûfu +velvele-endâz olan guzât-ı Osmâniyânın harb u kıtâli ve inâyet-i Bârî ile kal‘a +gîrlikde olan hüner ve san‘atı ve dilîrâne hücûm-ı ibret-güsteri âyîne-i husûlde ne +yüzden cilve-nümâ olduğun müctemi‘ olan milel-i muhtelifeye izhâr u ayân içün +tavâif-i muhtelifeyi mesâfe-i ba‘îdede temâşâcı şeklinde ârâm ve iskân itdirüp, üç +koldan Vüzerâ-yı izâm mütevekkilen ale’llâh semend-i himmetlerin semender-misâl +âteş-i gayrete atup bir mertebe dilîrâne ceng ü cidâl ve harb u kıtâl eylediler ki, +tevfîk-i Hudâ refîk olup tabya ve kal‘a ve şehir ma‘nen üç hısn-ı hasînin dokuz +günde kabza-i tasarrufa vusûlü müyesser oldu. Sefer-i mezbûrda olan ecnâs-ı +muhtelife Vüzerâ-yı izâm ve vükelâ-yı âlî-makām hazaratının ve asker İslâm’ın bu +cünbüş ve hareketlerin gördüklerinde Devlet-i Hânedân-ı Âl-i Osmân ebbeda’llâhü +saltanatehû ilâ yevmi’l-mîzân lütf-i Hakk’la ne kuvvet ve kudretde olduğun bir +hoş iz‘ân ve engüşt-ber-dehân idüp dem-beste ü hayrân olmuşlardır. Hakîkat-i hâl +mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm Ebu’l-Feth ve’l-Megāzi Sultan Mehemmed +Hân tavvelallahü ömrehû ve devletehû ilâ intihâi’l-devrân hazretlerinin gazâ ü cihâda +himmet-i humâyûnları selâtîn-i mâzîyeye müşâbih olmayup leyl ü nehâr teveccüh-i +humâyûnları hadd-ı tahrîrden bîrûn olduğundan gayri leyâlî ü eyyâmda Vâ‘iz-i +Sultân Vânî Mehemmed Efendi huzûr-ı humâyûnlarında tefsîr-i şerîfden gazâ ve +cihâd fazîletin takrîr ü beyân ile tab‘-ı humâyûnları mücellâ olup gazâ ü cihâddan +gayri cihânda murâd-ı humâyûnları olmaduğı Vüzerâ-yı izâm hazâratına ve asker-i +İslâm kullarına olan nazar ve inâyetlerinden zâhir ü hüveydâ olmağın sâye-i +devletleri âmme-i ibâdullâh üzerinden dûr ve zâil olmamak da‘avâtına sagîr ü kebîr +müdâvemet ü iştigāl üzerelerdir. Hazret-i Bârî karîn-i kabul idüp saltanat ve devlete +üstüvâr eyleye. Âmin. + +Yevm-i mezbûrda sefer-i humâyûnda fütûhât-ı celîlede bezl-i kudret iden +Vüzerâ-yı izâm ve ulemâ-yı kirâm ve mîr-i mîrân-ı zevi’l-ihtirâm ve ümerâ ve ocak +ağaları hıla‘-i fâhire ile mazhar-ı iltifât ü inâyet olmaları de’b-i selâtin-i Âli Osmân +olmağın mu‘tâd üzere cümlesi huzûr-ı humâyûna vardıklarında Vüzerâ-yı izâm +hazarâtına semmûr kürklü hıl‘at-ı fâhire ve sâirlere dahi de’b-i kadîm üzere hıl‘atlar +inâyet olunup safâ-yı hâtır ile herkes yerlü yerine gelüp izdiyâd-ı ömr ü Devlet-i +Pâdişâhî da‘avâtına meşgūl oldu. Yevm-i mezbûrda sa‘âdetlü Hân-ı âlî-şân hazretleri +dahi huzûr-ı humâyûna da‘vet olunup semmûr kaplu hıla‘-i fâhire ile ikrâm olundu. +Ba‘dehû Kazak hatmanı Doroşenko’ya dahi hıl‘at ihsân olunmuşdur. Kal‘ada kalan +Rus keferesi Doroşenko hatmana olan inâyet-i Pâdişâhîden ziyâde mahzûz olup +bellü başluları kendüye varup cinsiyyet hasebiyle ubûdiyyet arz eyledikleri şüyû‘ +bulmuşdur. Yevm-i mezbûrda a‘dâ-yı dîne rağmen ba‘de salâti’l-magrib azîm +donanma ve şenlikler olmak fermân olunmağın otağ-ı humâyûn önünde ve Vüzerâ-yı +izâm dâirelerinde ve umûm üzere asker-i İslâm çadırlarında mûm donanması olup +yeniçeriyân dâiresinden üçer def‘a tüfengler atıldıkdan sonra Vüzerâ-yı izâm +segbânânı ve sâir tüfengciyânı üçer def‘a tüfengler atup ve ordu-yı humâyûnda olan +topları ve şâhîleri üçer def‘a atup sahra ve tilâl sadâ ile nice zamân mâl-â-mâl olup +ehl-i îmâna sürûr-ı küllî hâsıl olmuşdur. Bu şenliklerden sonra Kazak hatmanı olan +Doroşenko dahi Pâdişâh-ı İslâm’a olan ubûdiyyetin izhâr içün üç def‘a tüfeng şenliği +ve top şenliği idüp sabâha değin ârâm eylemişlerdir. + + +Yevm-i mezbûrda a‘dâ-yı liyâmın üzerine asker-i İslâm’ın teveccüh ü +azîmetini bî-inâyeti’llâhi te‘âlâ dîn ü devlete evlâ ve enfa‘ olmağın vakt-i seherde +Bosna muhâfızı Vezir İbrahim Paşa tuğ-ı humâyûn ve Vüzerâ-yı izâm ve erkân-ı +devlet tuğlarıyla kalkup ilerüye revâne olmuşdur. Bu gice dahi a‘dâya rağmen leyl-i +evvelden ziyâde donanma ve top ve tüfeng ve fişek şenlikleri olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûr ki, ıydü’l mü’minîndir. Mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı +İslâm hazretleri Kamaniçe şehrinde vakıf ve ihyâ buyurdukları mu‘azzam fethiyyeye +vaz‘-ı mihrâb ve minber olunup salât-ı cum‘a edâsına niyyet-i humâyûnları olmağın +dergâh-ı âlî yeniçerileri ordu-yı humâyûndan câmi‘-i şerîf kapusına varınca +tarafeynde selâma durup ve ocak ağaları mu‘tâd üzere müheyyâ oldukdan sonra +Vüzerâ-yı izâm ve Şeyhü’l-İslâm ve Vânî Mehemmed Efendi ve sadreyn +efendiler ve sâir erkân-ı devlet azîm alay ile şehre vusûl ve câmi‘i şerîfde namâz-ı +cum‘a kılınup hutbe-i şerîfe mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm Ebu’l-Feth ve’l +Megāzi Sultan Mehemmed Hân hazretlerinin nâm-ı nâmî ve ism-i sâmilerine okunup +minber ve mihrâb medâyih-i şerîfe-i ashâb ile ziynet-yâb olmuşdur. Bu rûz-ı fîrûzda +Vânî Efendi câmi‘-i şerîfde kürsiye çıkup gazâ ve cihâda ve fütûhât-ı celîleye +münâsib va‘z u nasîhat ile cünûd-ı muvahhidîni derûn-ı dîlden hamd u şükre tergīb +eylediğinden gayri mehâbetlü ve azametlü Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretlerinin bükâ +ile olan şükrünü cemâ‘at-i Müslimîn istimâ‘ itmeleriyle cümleye bükâ ârız olup, +sebât-ı devlet ü saltanatları da‘avâtını bir mertebede edâ eylediler ki tahrîr ü tafsîli +mertebe-i beyândan hâricdir. Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin ihyâ +buyurdukları Fethiyyeden mâ‘adâ câmi‘-i şerîf olmağa sezâ-vâr mu‘azzam kiliseler +olmağın devletlü sultân hazretleri ve inâyetlü Sadr-ı âlî-kadr hazretleri ve +sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri ve Nedîm-i Şehriyârî devletlü Mustafa Paşa +hazretleri ve fazîletlü Vânî Mehemmed Efendi hazretleri vakf ve ihyâ itmeleriçün +mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinden recâ eylediklerinde her biri birer mu‘azzam +câmi‘-i şerîf olmağa lâyık olan kiliseler icrâ-yı âyîn-i küfr ü şirkden ârî ve ibâdât-ı +İslâm ile münevver olmak Cenâb-ı Bârî Celle-şânühûnun takdîr-i bî tagyîrine +mutâbık olmağla vükelâ-yı devletin recâları karîn-i kabûl ve vakıf ve ihyâ itmeleri +bâbında fermân-ı cihân-dârî sudûr itmeğin vükelâ-yı devlete azîm sürûr hâsıl olup +ta‘mîr ü tathîrlerine mu‘temed ağaların ta‘yîn ve itmâmlarına ihtimâm-ı küllî +eylediler. Yevm-i mezbûrda ba‘de’l-asr bârân-ı rahmet vâkî olup vakt-i magribde +havâ küşâde olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda ordu-yı humâyûnda olan asker-i İslâm Vüzerâ-yı izâm +tevâbi‘âtı selâma durmayup yerlü yerine varmaları fermân olunmağla ol minvâl +üzere hareket olunup mehâbetlû Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile vakt-i +duhâda hareket ve devlet ü ikbâl ile otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular ve +“oturak!” deyü dellâl nidâ eyledi. Ve Özi eyâletine mutasarrıf olan Vezîr Halil Paşa +eyâletinde olan zu‘amâ ve erbâb-ı tîmâr ile Kamaniçe kal‘asının muhâfazasına ve +harâb olan mahallerin ta‘mire me’mûr olmuşdır. Leh kıralı olan ser-nigûn Pâdişâh-ı +İslâm’a inkıyâd eylemeyüp bir kûşede münzevî olmağın üzerine varılmak ve inâyet-i +Bârî ile cezâsı virilmek kerâmetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin tab‘-ı +humâyûnlarında cây-gîr olmağın Kamaniçe fethinden evvel gelen elçisinden cevâb-ı +kat‘î olmamağla kıral-ı bed- fi‘âl tarafına yollanup ve cevâb ihrâciçün intizâr +olunmakdan Leh diyârının mahallin ma‘mûresi ve kıral-ı dâllın karargâh-ı sânîsi olan +İlbav şehrine doğru azîmete karar virilmiştir. Cenâb-ı Bârî tevfîkāt-ı aliyyesin refîk +ve rehber eyleye. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup Leh kıralının elçileri yollanmak içün devletlü +Sadr-ı âlî huzûruna geldiklerinde Devlet-i aliyye tarafından kendüler ile âdem irsâl +olunmasın niyâz eylediler. “Leh kıralı harâc kabûl idüp kerâmetlü ve azametlü +pâdişâhımız hazretlerine inkıyâd iderse sâye-i devletlerine ilticâ iden sâir cizye- +güzâr gibi âsûde hâl olur ve illâ inâyet-i Bârî ile vücûda gelen ahvâlleri gördiğin +gibi var kıralına takrîr eyle. Ma‘an âdem gönderilmez, vaktine hâzır olsun” deyü +kat‘î cevâb-ı şerîfleri sudûrundan sonra girüye yollanmak içün devletlü Hân +hazretleri tarafına gönderildiler. Yevm-i mezbûrda seherî bir mikdâr sermâ ve +beyne’s-salâteyn bârân-ı rahmet vâki‘ olup ba‘dehû der-akab havâ küşâde olmuşdır. +Diyâr-ı a‘dâya henüz azîmet olunmağın i‘tidâl-i havâ ihsân olunmak içün dergâh-ı +Hakk’a niyâz küllî olmuşdur. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup Kamaniçe’den çıkan kâfirleri yerlerine +ulaşdırmağa me’mûr olan Kaplan Paşa ve sâir mîr-i mîrân ordu-yı humâyûna dâhil +oldular. İzvanca mâliki olan kapudânın İzvanca’dan gayri Kamaniçe ve İlbav +etrâfında vâfir palanka ve kurâsı olmağla yedi kıt‘a kal‘anın miftâhların getürüp +devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine teslîmden sonra mâl-ı maktû‘unu virmek üzere birkaç +pâre karye recâ ve sâye-i Devlet-i Pâdişâhîde âsûde olmasın niyâz itmekle rehberlik +idüp hizmetinde olmak içün Kaplan Paşa yanına ta‘yîn olunmuşdur. Devletlü Sadr-ı +âlî hazretleri sipâhiyân u silahdârânın kusûr olan ulûfe ve bahşişlerin tevzî‘ eyledi. +Bi-emri’llâhi te‘âlâ garbî rüzgâr ile bârân-ı rahmet vukū‘undan sonra i‘tidâl-i havâ +nasîb olmuşdur. +olmalıdır. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup iki palankanın miftâhların ahâlisi huzûr-ı +Âsafî’ye getürüp inkıyâd itmeleriyle cebehânelerin kabz içün cebeciyân gönderildi. +Yevm-i mezbûrda havâ gâh küşâde ve gâh bulutlu olup şiddet üzere garbî rüzgâr +esdi. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup Leh diyârının memâlik-i ma‘mûresi gāret ü +hasâret olunmak mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin murâd-ı humâyûnları +olmağın devletlü Selim Giray Hân hazretleri huzûr-ı Âsafî’ye da‘vet olunup fermân-ı +cihân-dârî izhâr olundukda bu umûra müte‘allik tedârük-i mühimme müzâkere +olundukdan sonra Hân-ı âlî-şân Tatar askeriyle me’mûr ve Haleb muhâfızı Vezir +Kaplan Paşa serdâr olup eyâleti askeriyle ve Rumeli Beğlerbeğisi Mehemmed +Paşa ve Anadolu beğlerbeğisi ve Sivas beğlerbeğisi ve Karaman beğlerbeğisi +eyâletlerinde olan zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârlarıyla ve saksoncıbaşı on oda yeniçeriyân +ve üç bayrak serdengeçdi ve dört kıt‘a balyemez top ile topcıyân ve cebeciyân ve üç +kıt‘a kunbara ve Edirne şehrinin ordusu ve rûz-nâmçe-i sâbık Mustafa Efendi, +Defterdâr Kāimmakāmı serdâr-ı müşârün-ileyh ile ma‘an me’mûr olup ve Kazak +hatmanı Doroşenko Kazak askeriyle ve Eflak voyvodası askeriyle ta‘yîn olunup +İlbav şehrinin ve etrâfında olan kılâ‘ ve palankaların küffârı harâc kabûl idüp itâ‘at ü +inkıyâd idüp istîmân iderlerse amân virile bagy ü isyân iderlerse tu‘me-i şemşir ve +esîr ü bend ü zincîr olup dâr u diyârları bî-inâyeti’llâhî te‘âlâ gāret ve yağma +olunmak fermân olunmağın hâzır u âmâde olmağa karar virildi. Yevm-i mezbûrda +bi-lutfihî te‘âlâ havâ latîf olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup Leh diyârının tahrîrine me’mûr olan +asker-i İslâm ve Kazak ve Eflak askerleri kalkup mahall-i me’mûra revâne oldular. +Cenâb-ı Hak her hâlde dest-gîrleri ola. + + +Yevm-i mezbûrda hareket ve a‘dâ-yı dîn üzerine azîmet olunmak karîha-i +humâyûn-ı şehriyârîden sâdır ve gicenin dördüncü sâ‘atinde Vüzerâ-yı izâm +kapularına seherî hareket olunmasın müş‘ir fermân-ı âlî vârid olup, herkes âgâh +olmağın ihtimâm üzere oldular. Leyle-i mezbûrenin bi-emri’llâhî te‘âlâ beşinci +sâ‘atinde bârân-ı azîm vukū‘undan herkes bâr-girân endîşesinde iken der-akab şedîd +i garbî rüzgâr zuhûr idüp nakl ve harekete medâr-ı küllî olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olunup, palanka-i mezbûr kurbunda cârî olan +nehirden arabaların ba‘zıları ubûr eylemeyüp kalmağla yevm-i mezbûrda +cümlesi ordu-yı humâyûna dâhil oldular. Yevm-i mezbûrda inâyet-i Hakk’la mu‘tedil +havâ olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olunup, Hân-ı âlî-şân üç nefer kâfir göndermekle +suâl olundukda Lehlü keferesinden olup kıral-ı -fi‘âl tarafından ta‘yîn olunan +bin mikdârı kâfirin ve refîkaları oldukların ve dil almak içün geldiklerin ve kıral-ı +dâll İlbav’dan öte bir mikdâr melâ‘în ile makām-ı ihtifâda olduğun haber +virmeleriyle haklarından gelündüğü ta‘ayyün buldu. Yevm-i mezbûrda dahi üç kıt‘a +palankanın miftâhları huzûr-ı Âsafi’ye gelüp teslîm olunmuşdur. Menzil-i mezbûrun +etrâf ü eknâfı vâsi‘ sahrâ ve biçilmiş müstevfâ çayırı olmağla asker-i İslâm ihzâr idüp +Nüshada “bedel” yazılmış. +zâd u zahîrede dahi müzâyaka olmayup a‘dâ-yı dînin mezrû‘âtı henüz yerinde +olmağla ehl-i İslâm ta‘ayyüş idüp zarûretden emîn oldular. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup devletlü Sadr-i âlî-kadr hazretleri sipâhiyân ve +silahdârana kusûr bahşişlerin tevzî‘ eylemişlerdir. Ba‘de’l-asr bârân-ı rahmet vâz‘ +olup vakt-i işâdan sonra havâ küşâde olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda dahi oturak olup devletlü Sadr-i âlî hazretleri yevm-i evvel +üzere ihtimâm buyurdular. Vakt-i işâdan sabâha iki sâ‘at kalınca gâh bârân ve gâh +garbi rüzgâr esüp ba‘dehû i‘tidâl-i havâ nasîb olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda seherî hareket olunup sipâhiyân ve silâhdârân alayları +nihâyetinde Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtı mu‘tâd üzere selâma durup yemeklik +olmamağla mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri mu‘tâd üzere Vüzerâ-yı izâm ile +mürûr ve edâ-yı selâm idüp vakt-i duhâda otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. +Yol üzerinde olan dört kıt‘a köprülerden balyemez toplar ve araba ve ağırlıklar +selâmet üzere mürûr idüp salt atlu yemîn ü yesârda bataklardan geçüp ordu-yı +humâyûna dâhil oldular. Palanka-i mezbûr İzvanca kal‘ası kurbundan cârî olan nehr-i +İstiribya dimekle ma‘rûf nehir üzerinde vâki‘ olup etrâfı meşe ormanlu ve mezrû‘âtı +ve çayırı vâfir iki tarafı kudretden kaya üzerinde kulleleri ve divârı metânetinden +gayri taş divâr çevirme kal‘a-yı mezbûreye muttasıl ikibin hâne mikdârı varoşu var +iken Kamaniçe fethinde keferesi firâr itmeğin kal‘a ve şehre cevânib-i erba‘ada +cevelân iden asker-i İslâm âteş virmekle bi‘l-külliye ihrâk olup yüz yıllık harâbeye +dönmüş idi. Bu ma‘kūle kal‘a ve varoşların keferesi ekser mün‘im ve mütemevvil +olup mürd olduklarında sîm ü zere müte‘allik ba‘zı eşyâ ile defn olunmalarıyla +Tatar tâ‘ifesi mezarların açup eşyâların ahz itdiklerinden Engürüs serhadlerinde vâki‘ +olan seferlerde mevcûd olan asker-i İslâm’ın ba‘zıları haberdâr olmalarıyla +kiliselerinde âhar mahallerde olan mürdelerin ba‘zıların ihrâc idüp nicesi hissedâr ve +ba‘zısı tehî emek çeküp nâdim olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretleri sipâhiyân ve +silahdârânın ve aşağı bölüklerin kusûr bahşişlerin ve ulûfelerin virüp üçer def‘a +devroldukdan sonra üçyüzden mütecâviz nâ-mevcûd olmağla halîfe-i rûy-i zemîn +hazretlerinin emr-i âlîlerine inkıyâd itmedikleri içün dirlikden tehî kaldıkları şüyû‘ +bulmuşdur. Hakîkat-i hâl mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri i‘lâ-yi +kelime‘tullahi’l-ulyâ niyyeti ile gazâ ve cihâdı pîş-nihâd ve vücûd-ı şerîflerine +meşakkat-i seferi rahmet addidüp hâb u râhatı leyl ü nehâr harâm itdiğinden gayri +asker-i İslâm kullarına ulûfe ve bahşiş ve zahâir-i deryâ- nevâlîn bezl ü in‘âmda bâb-ı +keremleri meftûh iken sefer-i humâyûna me’mûr olan irhâ-i inân iden eşhâsa her ne +vechile cez�� tertîb olunursa müstahıkk oldukları günden ayândır. Ve sa‘âdetlü +Kāimmakām-ı âlî makām Mustafa Paşa hazretleri meterisden çıkdıkdan sonra mizâc +ı şerîfleri nâ-hoş olduğu şüyû‘undan derûn-ı ihlâs-ı meşhûnu hayr-hâh-ı âlem birle +mecbûl meyân-ı asker-i İslâm’da mahbübü’l-kulûb bir Vezîr-i celîlü’ş-şân olmağla +asker-i İslâm’a inkisâr hâsıl olup cenâb-ı Bârî celle şanuhû şifâhâne-i gayb-ı lâ +reybinden şifâ-yı âcil ihsân eylemek du‘âsına iştigāl üzereler iken devletlü Sadr-ı âlî +kadr hazretleri ve irtesi fazîletlü Şeyhü’l-İslâm hazretleri hâtırların suâl içün teşrîf +buyurup du‘â-yı hayr-ı serî‘ü’l-icâbeleri hedef-i icâbete karîn olup âsâr-ı sıhhat-ı +kâmile müyesser olup elhamdülilâhi te‘âlâ cümleye sürûr hâsıl olup du‘â-yı +hayırların efzûn eylemişlerdir. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup Kaplan Paşa revâne olduğu yol üzerinde +İzbarava palankasının keferesi inkıyâd itmemekle üzerlerine hücûm olundukda ekseri +tu‘me-i şemşîr olup ba‘dehû itâ‘at idüp ve andan sonra Mikolince nâmında kal‘aya +uğrayup anlar dahi istîmân itmekle topların ve kumbara havanların ve tüfeng ve +misketlerin ve kurşun ve barutların kabzidüp kapudanların Sadr-ı âlî hazretlerine +irsâl ve vâki‘ hâli i‘lâm eylemişdir. Ve Erdel kıralına fermân olunan zehâiri beşyüz +araba ile irsâl ve mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerine bir billûr hintu-yı +mükemmel ve üç yorga ve iki sakson ile ubûdiyyetin arzidüp askeriyle hâzır ve her +ne fermân buyurulursa edâ-yı hizmete nâzır olduğun bildirmişdir. Yevm-i mezbûrda +Lehlü keferesinden ahvâl bilür dil ahz itmek içün Adana Beğlerbeğisi Hüseyin +Paşa ta‘yîn olunmağla Semendre sancağının zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı ve devletlü +Sadr-ı âlî hazretlerinin segbânlardan üç dört bayrak levendât ma‘an me’mûr olup +revâne olmuşlardır. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup palanka kurbunda cârî olan nehrin üzerinde +vâki‘ ağaç cisri küffâr ihrâk itmekle ta‘miri topların mürûru içün lâzım olmağın cisir +başında Defterdâr Paşa çadırı kurdurup itmâmına ihtimâm eylemişdir. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup etrâf ü eknâfdan asker-i İslâm zâd u zahîre ve +esîr ihzâr idüp ordu-yı humâyûnda murâd üzere ganîmet nümâ-yân olmuşdur. +Devletlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin kapusında olan serbest bölük başısı +tüfengciyân levendâtından üçyüzden mütecâviz piyâde ve süvâri Hırvat segbânânı ile +henüz itâ‘at eylemeyen bir palankanın varoşun gāret idüp üçyüz mikdârı kâfiri +tu‘me-i şemşîr ve ikiyüz mikdârı esîr ahzidüp üçbin mikdârı koyun ve beşyüzden +mütecâviz sığır ve kısrak ahzidüp selâmetle ordu-yı humâyûna dâhil oldu. Palanka +âhâlisi bu vechile gûşmâl gördükden sonra istîmân idüp muhâfazalarıçün devlet +tarafından çavuş almışlardır. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup menzil-i mezbûr kurbunda vâki‘ Husatin +palankasının küffârları inkıyâd itmekle mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin seyr +itmek murâd-ı humâyûnları olmağın devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ma‘an revâne +olmak fermân olmağla devlet ile seherî hareket ve üçbin mikdârı sipâh u silahdâr +revâne olup palanka-i mezbûr havâlîsi sayd u şikâr vadileri olmağın palanka +kapudanı sayyâd olduğu ma‘lûm olmağla kendüsü ve tevâbi‘âtı ihzâr ve şikârı olan +semtlerden geşt ü güzâr olunup murâd üzere şikâr bulunmağla mazhar-ı ihsân +olmuşdur. Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri ba‘de’l-asr devlet ile otağ-ı +humâyûnlarına nüzûl buyurdular. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup elhamdülilâhi te‘âlâ murâd üzere havâda i‘tidâl +ve ordu-yı humâyûnda ganîmet olup dakīkın vakiyyesi on akçaya ve peksimadın +vakiyyesi onbeş akçaya ve pirincin keyli yüzseksene ve kahvenin vakiyyesi yüzelli +akçaya ve şa‘îrin bir yemi onsekiz ve yirmi akçaya müstevfâ bulunup cevânib-i +erba‘adan zâd u zahîre ihzârına revâne olanlar zahâir ve esîr ahzidüp ber-murâd +olmuşlardır. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup emr-i Hakk’la gâh küşâde-i havâ ve gâh bârân-ı +azîm vâki‘ olup ol hâl üzere mürûr eylemişdir. + + +Yevm-i mezbûrda Kaplan Paşa’ya inkıyâd iden Mikolince kal‘asının +muhâfazasına ta‘yîn olunan yeniçeriyânı ulaşdırmağa me’mûr olan Küçük +Mehemmed Paşa edâ-yı hizmet idüp ordu-yı humâyûna dâhil olmuşdur. Ve Nedîm-i +Şehriyârî sa‘âdetlü Mustafa Paşa hazretlerinin ağavât ve levendâtı bir palankanın +varoşun gāret idüp hayli esîr ve hayvanât ile dâhil oldular. Yevm-i mezbûrda dahi +bârân-ı azîm vâki olup havâ küşâde olmamışdır. +Şehr-i cemâziyelâhir + + +Yevm-i mezbûrda Hân-ı âlî-şân hazretlerinin ve Kaplan Paşa’nın ulaklarıyla +kâğıdları gelüp revâne oldukları yol üzerinde vâki‘ nâm kal‘anın müstevfâ +cengci kâfiri ve cebehânesi olup harb u kıtâle mübâşeret itmeleriyle üzerine toplar +havâle ve meterislere mübâşeret olundukda istîmân idüp inkıyâd itmeleriyle +muhâfazasına yeniçeri ta‘yin olunmasın i‘lâm itmeleriyle müstevfâ yeniçeriyân +ta‘yîn olundu. Ve mukaddemâ Leh kıralından gelüp me’zûnen avdet iden Leh elçisi +kırallarına ve hatmanlarına vardıkda inâyet-i Pâdişâhî niyâzı içün rikâb-ı humâyûna +elçiler göndermeğe tedârükde oldukların Hân hazretlerine kâğıd ve âdem gönderüp +bu bâbda i‘ânetin ricâ eylediklerin Hân hazretleri devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine inhâ +ve i‘lâm eylemişdir. + +Yevm-i mezbûrda Leh kıralının Hân-ı âlî-şân ve Kaplan Paşa tarafından +gönderilen âdemlerinde rikâb-ı humâyûn-ı şevket-makrûna ubûdiyyet idenler men‘ +ve redd olmaduğun mutazammın devletlü Sadr-ı âlî hazretleri tarafından mektûb-ı +devlet-mashûb tahrîr ve irsâl olunmağa fermân-ı cihân-dârî sâdır olmuşdur. Ve +sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin kapularında olan Hırvatlu levendâtından +ikiyüzden mütecâviz piyâde ve süvâri Kara İbrahim ve Salih nâm bölükbaşılar ile +ganîmete gitmişler idi. Bir taş hisârın varoşun gāret idüp küffâr ile azîm ceng ü +cidâlden sonra varoşu kabz ve yüzden mütecâviz esîr ve binbeşyüz kara sığır ve +ikibin koyun ve hayli kısrak ahz idüp ordu-yı humâyûna dâhil oldular. Sekiz nefer +levendât zahmdâr olup sâirleri selâmet üzere gelmişlerdir. +Nüshada boşluk var. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup emr-i Hakk’la seherî bârân-ı rahmet ve garbî +rüzgâr vâki‘ olmağın i‘tidâl-i havâ içün cenâb-ı Hakk’a niyâz olunmuşdur. Ordu-yı +humâyûn sevkinde üsârânın kesreti zâhir olup ba‘zılar dahi esîrin muhâfazada tegāfül +ve tekâsül itmekle müjdesiyle esîr ahz idene nukūd ikrâr ve reddine ashâbından du‘â +ile dellallar ordu-yı humâyûna azîm nidâlar eylediler. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup i‘tidâl-i havâ nasîb olmuşdur. Devletlü Sadr-ı âlî +hazretlerinin baş bölükbaşısı ser-çeşme binden mütecâviz segbânân ile Zidva nâm +kal‘anın varoşun gāret idüp ganîmet-i azîm ile ordu-yı humâyûna dâhil olmuşdur. + +Yevm-i mezbûrda seherî İzberice palankası kurbundan hareket olunup palanka +i mezbûrun ahâlisi inkıyâd itmeleriyle cânib-i yesârında etrâfı ormanlu sahrâda nüzûl +olundu. Ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin ağalarından Kürd Şeyhî Ağa +üçyüzden mütecâviz âdem ile ganîmete gitmişdi. Hayli esîr ve hayvanât ahz idüp +yevm-i mezbûrda sâlimen ordu-yı humâyûna dâhil olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup ilerüye varılacak mahallin esnâ-yı tarîkinde cisre +muhtâc mahaller olmağın Defterdâr Paşa binâları içün revâne olup asker-i İslâm +muğtenim ve hoş hâl olmalarıyla Pâdişâh-ı İslâm’a du‘â-yı hayr-ı ferâvân +eylemişlerdir. + +Yevm-i mezbûrda seherî hareket olunup ve nehr-i Lazarine üzerinde Defterdâr +Paşa binâ itdirdüğü cisirlerden ve salt atlunun ba‘zıları nehirden mürûr idüp palanka +i mezbûrun taş hisârı ve tabyası ve mükemmel varoşu olup etrâfında olan kurânın +re‘âyâsı kal‘a ve varoşa tahassün idüp istîmân itmeleriyle zarardan emîn olmuşlar idi. +Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri azîm alaylar ile yanına uğradıkda ahâlisi kurbân +içün vâfir koyunlar ile yol üzerinde durup kurbânlardan behresi olan hissedâr +olmuşdur. Palanka-i mezbûr bir sahrânın vasatında vâki‘ olup kenârından cârî olan +suyu latîf ve vâfir olup sahrâsında olan demed-i mezrû‘ât ve biçilmiş çayırın nihâyeti +görünmez idi. Asker-i İslâm murâd üzere karar idüp esîr ve ganîmet ahzından ber +murâd olanlar etrâf ü eknâfı cüst ü cûya âgāz itdiler. Palanka-i mezbûra +gelince vâki‘ olan palankaların ba‘zıları Kamaniçe muhâsarasında asker-i İslâm’ın +hücûmundan keferesi firâr idüp ve ba‘zıları inkıyâd idüp mübâşir olduklarından +yerlerinde karar eylediler. Ammâ bundan ilerüsünde olan palankaların küffârları +inkıyâd eyleyüp ve firâr iden palankaların küffârı varup anlara mülâsık olmalarıyla +birkaç def‘a ba‘zı mahalde asker-i İslâm’a zahmet virüp ve atdıkları toplarının sadâsı +ordu-yı humâyûnda işidilmekle mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin karîha-i +humâyûnlarından bu makūle vaz‘ u hareket iden a‘dâ-yı liyâma ne yüzden fermân-ı +humâyûnları sâdır olur deyü asker-i İslâm hâzır u âmâde olup ânen fe-ânen fermâna +muntazırlar idi. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup palanka-i mezbûra altı sâ‘at mikdârı mahalde +vâki‘ Bozaneve kal‘asının ahâlisi henüz itâ‘at eylemeyüp zâd u zahîre +ihzârına giden ehl-i İslâm’a îsâl-i mazarratından hâlî olmadıkları ta‘ayyün bulmağın +Bosna muhâfızı Vezir İbrahim Paşa eyâleti askeri ve zağarcıbaşı ile on oda +yeniçeriyân ve mühimmâtları ile iki top ve lağımcıbaşı ve çavuşzâde ta‘yîn olunup +vakt-i zuhurda kalkup revâne oldular. Yevm-i mezbûrda bi-emri’llâhi te‘âlâ vakt-i +magribden evvel bârân ve berk vâki‘ oldu. + + +Yevm-i mezbûrda seherî mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri +Bozaneve kal‘asını görmek içün devletlü Sadr-ı âlî ve Nedîm-i Şehriyârî ma‘an +revâne olup sipâh ve silahdârândan bir mikdâr ve tevâbi‘âtdan bir mikdâr mürd ü +cürd âzim oldular. İbrahim Paşa vakt-i seherde Bozaneve kal‘asına vardıkda önünde +olan varoşu küffâr ile mâlâ mâl olup üzerlerine asker ta‘yîn olunduğundan haberleri +olmamağla yeniçeriyân ve me’mûr olan asker varoş üzerine hücûm idüp ceng ü cidâl +olmağın hayli kâfir tu‘me-i şemşîr olup varoşda karara iktidârları olmaduğından +kal‘aya kapanup kal‘adan ceng ü cidâl üzereler iken mehâbetlü Pâdişâh-ı +İslâm hazretleri püşte-i bâlâdan temâşâ idüp ta‘yîn olunan toplar henüz vâsıl +olmadığından avdet idüp vakt-i magribe karîb mahalde karargâh-ı devletlerine vâsıl +oldular. Yevm-i mezbûrda sa‘âdetlü Defterdâr Paşa isyân üzere olan Bucac ve +İzlokce kal‘alarının mâbeyninde ordu-yı humâyûn nüzûlüne münâsib konak yeri +görmeğe me’mûr olmağın ağavât ve levendât ve huddâm-ı Enderûn mükemmel ve +müretteb revâne olup, ordu-yı humâyûna münâsib olan mahal Bucac kal‘asına karîb +olmağın üzerine varılmak ve mümkin olursa varoşuna tahassun iden a‘dânın saydı ve +hayvanâtının ahzı ile mugtenim olmak kasd olunup Bucac varoşuna hücûm +eylediklerinde Defterdâr Paşa tevâbi‘âtının kafâlarında hâzır olmağla merdâne +tevâbi‘âtı hücûm idüp varoş kapusundan kal‘aya varınca a‘dâyı sürüp kıtâl-i azîm +eylediler. Ve lâkin Bucac varoşu sâir varoşlardan ziyâde vâsi‘ ve taş hisârından gayri +varoşun etrâfın taş divâr idüp câ-be-câ kulleler idüp ba‘zı mertebe metâneti +olduğundan gayri etrâf u eknâfın re‘âyâsı varoşuna cem‘ olup birkaç def‘a çetecileri +bozup yüze çıkmış a‘dâ-yı dîn olmağla Defterdâr Paşa tevâbi‘âtı evvel emirde a‘dâya +göz açdırmayup kal‘a dibine sürüp nicesi tu‘me-i şemşîr ve esîr olmuş iken, melâ‘în +gitdikçe her tarafdan emîn değiller iken, ancak hücûm ve cidâl bir tarafdan olduğun +gördüklerinde sâir semtlerde olan bir yere gelüp ve İslâm üzerine hücûm idüp bi +emrillâhi te‘âlâ fethi vakt-i âhara merhûn olmağın ehl-i İslâm avdet idüp kabza-i +tasarrufa vusûlü müyesser olmadı. Gerçi Defterdâr Paşanın onbeş yirmi kadar +âdemisi şerbet-i şehâdeti nûş eyledi. Ammâ a‘dâ-yı dînin mürd olan melâ‘ini +üçyüzden mütecâviz olduğun nakl ve tahkîk eylediler. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri +İbrahim Paşa muhâsara itdüğü kal‘aya tekrâr revâne olmak murâd-ı humâyûnları +olmağla sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri ma‘an revâne olmaları fermân +olunmağın tevâbi‘ât, âmâde oldukdan sonra salât-ı fecri edâ idüp süvâr ve sür‘at +üzere muhâsara olunan Bozaneve kal‘ası altı sâ‘at iki üç sâ‘atde havâlîsine varılup +mehâbetlü Pâdişâh hazretleri püşte-i bâlâdan kal‘ada olan a‘dâ-yı liyâm meterisde +olanlarla ceng ü cidâl eyledüğüne nâzır oldular. Sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa +hazretleri dahi cümle tevâbi‘âtı ile kal‘a kurbunda olan cisirden mürûr ve varoş +içerüsünden doğru İbrahim Paşa olduğu mahalle varup ve segbânân ve levendât +meterisler kafâsında birleşüp karar eylediler. Kal‘ada olan a‘dânın ahvâlinden suâl +buyurduklarında aslâ itâ‘ate râgıb olmayup tüfengcileri güzîde olmağla ehl-i +İslâm’dan vâfir âdem zahm-dâr olduğun ve lağıma muhtâc olmağla mübâşeret +olunup henüz itmâm bulduğun tafsîl üzere sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerine +ifâde idüp ol vakte değin toplar dahi henüz birleşüp âmâde olundukda a‘dâ-yı +liyâm üzerine birbiri ardınca üçer def‘a atılup a‘dâ-yı dînin gözlerin açdıklarından +gayri sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri ikibinden mütecâviz ağavât ve levendâtı +varoşa uğrayup üzerlerine hücûm kasdıyla meterislere mülâsık oldukların +gördüklerinde vire bayrağın kaldırup istîmân itmişler iken, birkaç def‘a şekāvetleri +zâhir olmuş melâ‘în olduklarından mehâbet-i İslâm’dan bir hoş haberdâr olmalarıçün +tekrâr birer def‘a dahi toplar urulup ve tüfengler atılup amân virilmemekle a‘dâ-yı +dînin Türkî lisândan haberdâr olanları âşikâre kulleler üzerine “amân amân” deyü +feryâd u figān itmeleriyle amân virilüp mâliki olan Lehlü beğzâdesi devletlü +Kāimmakām Paşa hazretlerinin huzûruna gelüp, “palanka ve re‘âyâsı ata ve +dedemden kalmışdır, mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri kabûl buyurup bu fakîri +ve ehl ü ıyâli azâd eylesün” deyü niyâz ve recâ eyledüğünde, “ahvâlini rikâb-ı +humâyûnlarına arz idelim, her ne fermân buyurulursa öyle olur” deyü cevâb +virilüp ba‘dehû kapudan yeniçeriyân ve zâbitleri içerüye dâhil olup ve kal‘ayı kabz +eylediklerinden sonra mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm devlet ü ikbâl ile avdet ve +Kāimmakām Paşa dahi ma‘an azîmet idüp vakt-i magribde ordu-yı humâyûna vusûl +müyesser olmuşdur. Bozaneve gerçi palanka yâd olunur, ammâ bir mürtefi‘ mahalde +vâki‘ olup çâr-gûşe metîn divârı ve her köşesinde birer metîn kullesi olup ve önünde +olan nehri varoş dibinde sedd idüp yukarı tarafında azîm göl hâsıl ve seddi cisre +muhtâc olup varoşu dahi palankanın top ve tüfengi altına alup bir vechile girîbân ve +dâmını pence-i gāziyân alta girmez sevdâsıyla inkıyâd içün haber vardıkda, +“kıralımız Leh kıralıdır gayrisin bilmeyiz” deyü hayli kâfirlik gösterdi. +Elhamdülillâhi te‘âlâ iki gün içinde yakasın ele virüp kendüsü ve ceng ü harb iden +melâ‘îni ordu-yı humâyûna ihzâr ve re‘âyâ makūlesi varoşda iskân itdirilmek üzere +fermân olundu. Yevm-i mezbûrda devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin Hân-ı âlî-şân ve +Kaplan Paşa tarafına gönderilen Karakulak Ahmed Ağa gelüp Kaplan Paşa +İlbav şehrin muhâsara idüp üç gün döğdükde mütehassın olan küffâr mütezelzil ve +perîşân-ı hâl üzereler iken kıral tarafından elçi gelüp rikâb-ı humâyûna arz-ı +ubûdiyyetin ve Kamaniçe’ye tâbi‘ kılâ‘ ve bikā‘dan kasr-ı yed idüp ancak İlbav şehri +Podolya iklîminden olmamağla ta‘arruzdan kasr-ı yed olunmasın iltimâs +eylediklerinde, “İlbav şehri kabza-i tasarrufa vusûle karîb olmuşken ferâgat +olunmaz” deyü cevâbları redd olunmağın sulh u salâha olan niyâzları sûret bulmak +içün İlbav şehrinden kasr-ı yed olunmağa bedel rikâb-ı humâyûn-ı Pâdişâhî +seksenbin guruş virmeğe ta‘ahhüd itmeleriyle ol minvâl üzere Hân-ı âlî-şân ve +Kaplan Paşa rızâ virüp altı aya değin bi‘t-temâm edâ itmeleriçün kavî rehînleri alınup +ahvâlleri ol minvâl üzere karar-pezîr olduğundan ve me’mûr olan asker-i İslâm ile +avdet idüp gelmek üzere oldukların mektûblarıyla i‘lâm eylemişledir. Hazret-i Hudâ +yı Bîçûn mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerin hatâsız idüp her umûrunda dest-gîr +ola. + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri devlet ü ikbâl ile +hareket ve vakt-i duhâda Bucac sahrâsına nüzûl buyurup, bir mikdâr arâm itdikden +sonra süvâr olup ve devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ma‘an revâne olup Bucac havâlîsine +nüzûl ve karar buyurdular. Devletlü Kāimmakām Paşa hazretleri dahi vâfir tevâbî‘ ile +atlanup Bucac’ın bir tarafından kal‘a ve varoşuna nazar üzere iken devletlü Sadr-ı âlî +tarafından da‘vet olunmağla vükelâ-yı devlet bir yerde iken kal‘ada olan a‘dâya +inkıyâd itmelerin mutazammın haber gönderildikde “kıralımız tarafından elçi +gelecekdir” deyü üç gün mehl niyâz itmeleriyle ve etrâflarında cevelân idüp +küffârdan sehl-i cüdâ düşen hayvanâtı ehl-i İslâm ahz itdikçe top ve tüfeng atmayup +misket izhâr itmeleriyle yevm-i mezbûrda her tarafdan üzerlerine hücûm ve varoşda +olan küffâra ve hayvanâta el uzatmağa ruhsat virilmeyüp nihâyet a‘dâ-yı bed +kâr niyâzlarına i‘timâd ü i‘tibâr olunmayup ol gice toplar çekilüp kal‘aya havâle +kılınmak ve meterislere yeniçeriyân girüp âmâde olmak ve Vüzerâ-yı izâm +kapularında olan segbânân varoş etrâfını ihâta idüp sabâha muntazır olmak bâbında +sâdır olan fermân-ı Pâdişâhî bi-inayetillâhi te‘âlâ icrâ olundukda ba‘de’l-asr +mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazreleri otağ-ı humâyûnlarına avdet buyurup inşâallahü +te‘âlâ ale’s-seher hareket ve Bucac üzerine nazar-ı târâc salmak niyyeti ile vakt-i +sabâhü’l hayra intizârda oldular. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri seherî hareket ve +vükelâ-yı devletleri ma‘an azîmet idüp Bucac kal‘asının varoşunun üzerine asker-i +İslâm’ı merdâne ve dilîrâne hücûm itdirmek maksûd-ı küllî iken a‘dâ-yı liyâm yevm +i evvelde vakt-i şâma değin tertîb ve müheyyâ olan ahvâlleri gördüklerinde bî-tâb ü +tüvân olup istîmân ve vîrân olmak havfından amân bayrağını birkaç yerde +nasb idüp taşraya gelen kâfîr kal‘a mâliki olmaduğun ve mâliki kıral yanına gitdüğün +takrîr idüp i‘tizâra sâlik oldu. Ba‘dehû kal‘a ve varoşun zabtına yeniçeriyan ta‘yîn +olunup murâd üzere kabza-i tasarrufa dâhil olmayınca mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm +rahşlarından inmeyüp etrâf ü eknâfı cevelân iderledi. Kal‘a ve varoş ahvâli bertarâf +oldukdan sonra devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin sâyebânlarına nüzûl ve mal-ı +ganîmetinden ahz olunan ganemi karşularında kebab tabh itdirüp tenâvülden sonra +devlet ile otağ-ı humâyûnlarına teveccüh buyurdular. Ve Bozaneve palankasının +mâlikini ve bellü başlu cengcilerin Bosna muhâfızı İbrahim Paşa dest ve gerdân +beste huzûr-ı humâyûna göndermişidi. Geldiklerinde mâliki ile dört neferin +mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri alıkodup mâ‘adâsını Defterdâr Paşaya +gönderdiler. Yevm-i mezbûrda Bazlukça kal‘asının ahâlisi itâ‘at itmek içün devletlü +Sadr-ı âlî hazretleri tarafından kağıd yazılup Adana Beğlerbeğisi Hüseyin +Paşa ile irsâl olunmuş idi. Vusûlünde bir vechile ahâlisi fermândan rû-gerdân +olmayup Bazlukça ve tevâbi‘ palankaların müte‘ayyin âdemleri huzûr-ı Âsafî’ye +gelüp itâ‘atlerin izhâr ve miftahları teslîm eylediler. Bi-avnihî te‘âlâ Bazlukça ahvâli +dahi Devlet-i Pâdişâhîde âsân vech üzere husûl pezîr oldu. Bazlukça kal‘ası püşte-i +bâlâda vâki‘ ba‘zı mertebe Haleb kal‘asına müşâbih olup varoşu ise şehr-i mu‘azzam +Leh diyârının senede iki def‘a bâzârı ve azîm cemi‘yyet ve kâr yeri bâzâr-gânı vâfir +memâlik-i ma‘mûrenin adîmü’n-nazîri olup memâlik-i Pâdişâhîye munzam +olduğundan hamd-i ferâvân olunmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda Bozaneve palankasından ihrâc olunan mâlikinin ve kapudân +ve dizdârının iki bellü kâfirin otağ-ı humâyûn önünde başları kesilüp bir topal +kâfir âzâd olundu. Sâirleri tersâne-i âmire hizmetinde olmaları fermân olunmuşdur. +Ve Bozaneve palankasının dört kullesinde lağım vaz‘ olunup hâkle yeksân kılındı. +Pâdişâh-ı İslâm’a inkıyâd eylemeyen a‘dâ-yı liyâm dâimâ bu yüzden kahr u helâk +olup dâr u diyârları harâb ve vîrân olmakdan hâlî olmaya. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup havâda bürûdet zâhir olmağın i‘tidâl-i havâ içün +niyâz olundu. Etrâf ü eknâfda a‘dânın mezrû‘âtı vâfir olmağın ﻣﻮﻣﻦ ﺑﺮ هﺴﺖ آﺎﻓﺮ ﻣﺎل +mazmûnu üzere asker-i İslâm ahz ve muğtenim oldular. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Bazlukça +kal‘asını görmek murâd-ı humâyûnları olmağın devletlü Sadr-ı âlî hazretleri +“mâl-ı kâfir dest ber mü’min helâl” Kâfirin malı mü’mine helâldir mealinde. +tevâbi‘âtı ile ve sipâh u silahdârândan hayli mürd ü cürd ma‘an revâne olup ordu-yı +humâyûna iki sâ‘at karîb olmağla seyretdikden sonra avdet idüp vakt-i asrda otağ-ı +humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Menzil-i mezbûrda birkaç gün oturak olup ekser +eyyâmda bi-emrillâhi te‘âlâ bârân vâki‘ olmağla ordu-yı humâyûn sevkinde ve +dâirelerde ziyâde bataklar olup asker-i İslâm’a meşakkat nümâyân olmağın Bucac +kal‘asında cârî olan nehrin üzerinde ihrâk olmuş bir karyenin etrâf ü eknâfı vâsi‘ ve +korusu vâfir bir mahall olmağla inşâallah ol mahalle ordu-yı humâyûnun nakl ve +nüzûlü fermân olundu. Cenâb-ı Hak eşref-i sâ‘ate makrûn eyleye. + + +Yevm-i mezbûrda seherî hareket olunup otağ-ı humâyûn Vüzerâ-yı izâm +dâireleri yerlü yerine vaz‘ olundukdan sonra mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm +hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile karargâh-ı devletlerine nüzûl buyurdular. Menzil-i +mezbûr evvelkinden vâsi‘, mezrû‘âtı ve otu ve odunu karîb ve vafîr olup Pâdişâh-ı +İslâm etrâf u eknâfı cevelân iderken nazar-ı humâyûnları ta‘alluk idüp ol mahalle +ordu-yı humâyûnun nakline fermân-ı âlî-şânları sudûrundan asker-i İslâm’a refâh-ı +hâl müyesser olmağın izdiyâd-ı ömr ü devletleri da‘vâtın tekrâr eylemişlerdir. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup emr-i Bârî ile garbî şedîd rüzgâr vezân idüp ve +bir mikdâr berk ü bârân vâki‘ olmuşdur. Cenâb-ı Hak kemâl-i kereminden i‘tidâl-i +havâ ihsân eyleye. Mehâbetlü Pâdişâh-i İslâm süvâr olup etrâf ü eknâfı geşt ü güzâr +ve devlet ü ikbâl ile avdet ve karar buyurdular. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup inâyet-i Bârî ile i‘tidâl-i havâ nasîb olmağın +asker-i İslâm refâh-ı hâl üzere karar eylediler. +Cemâziyelâhir olmalıdır. + + +Yevm-i mezbûrda Dîvân-ı humâyûn olmak fermân olmağın kānûn üzere +kubbe-nişîn olan Vüzerâ-yı izâm ve erkân-ı devlet otağ-ı humâyûna varup kul +tâifesinin müstehık oldukları masar mevâcibi ihsân olundukdan sonra ba‘de’d-dîvân +herkes yerlü yerine gelüp devletlü Sadr-ı âlî hazretleri çergelerinde karar ve sipâh u +silahdârân tâifesine ulûfelerin tevzî‘ eyledi. + + +Yevm-i mezbûrde devletlü Sadr-ı âlî hazretleri kul tâifesinin ulûfelerin +tevzî‘ idüp ve Leh kıralı tarafından ta‘yîn olunan elçiler yevm-i mezbûrda ordu-yı +humâyûna dâhil oldular. + + +Yevm-i mezbûrda Leh kıralı tarafından gelen üç nefer elçileri mürâca‘at +itdikleri umûr-ı sulhu söyleşüp faysal virmeğe taraf-ı Pâdişâhîden sa‘âdetlü +kāîmmakām Paşa hazretleri me’mûr olmağın elçiler içün Vezîr-i müşârün-ileyh +hazretlerinin sokakları taşrasında çerge ve çadırlar kurulup elçiler geldikden sonra +sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin huzûruna da‘vet olunup, Reisü’l-küttâb +Mustafa Efendi ve Çavuşbaşı Süleyman Ağa ve baş tercemân mevcûd olup, umûr-ı +sulha müte‘allik bir mikdâr nihân mükâlemeden sonra ta‘am çekilüp üç nefer elçi +sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa huzûrunda ta‘am yeyüp ve beğ-zâde nâmında olanlar ve +âdemleri içün taşra çerge ve çadırda üç sofra ta‘am çekilüp ba‘de’t-ta‘am elçiler +kalkup ve müzâkere içün irtesi gelmeğe karar buyurmalarıyla kondukları +mahalle revâne oldular. Yevm-i mezbûrda lutf-i Hakk’la i‘tidâl-i havâ nasîb +olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda Leh kıralının elçileri devletlü Kāimmakām Paşa hazretleri +huzûruna gelüp yevm-i evvel üzere nihânî beş sâ‘at mikdârı sulh u salâh ahvâlin +müzâkere ü mükâleme idüp murâd-ı humâyûn üzere faysal virilmemekle ba‘de’l-asr +yerlerine yollanup irtesi gelmeğe ve tekrâr müzâkereye karar virilmeğin sa‘âdetlü +Kāimmakām Paşa hazretleri devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine varup mâbeynde +mükâleme olunan ahvâlleri ifâde eylemişdir. Menzil-i mezbûra altı sâ‘at mikdârı +mahalde vâki‘ Zalve ve Turoylu nâm palankaların kâfirleri etrâflarında zâd u zahîre +ihzârına giden asker-i İslâm’a şâhî toplar atup şekāvet itdikleri sem‘-i humâyûna +vâsıl olmağın Bosna muhâfızı İbrahim Paşa ve Adana Beğlerbeğisi Hüseyin Paşa +iki kolonborna ile me’mûr olup muhâsara eylediklerinde istîmân itmeleriyle +re‘âyâ ve cengcisi huzûr-ı humâyûna ihzâr olunmuşlar idi. Zalve palankasının +keferesi bir def‘a dahi istîmân idüp tekrâr şekāvet itdikleri şüyû‘ bulmağın cezâları +tertîb olunmağa murâd olunduğu Leh kıralının elçilerine haberleri vâsıl olup halâsları +içün sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerine recâ ve niyâz itmeleriyle haklarından +gelinmekden ferâgat olunup, elçiler recâsıyla ıtlâk ve yerlerine ulaşdırmak içün +üzerlerine bir Paşa ta‘yîn ve irsâl olundu. + + +Yevm-i mezbûrda yine Leh kıralının elçileri sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa +hazretlerinin vakt-i duhâda huzûruna gelüp bir mikdâr müzâkereden sonra taşrada +olan çergelerine çıkup ve birbirleriyle üç sâ‘at mikdârı söyleşüp faysal virilecek rızâ +yı humâyûna muvafık cevâbları sûret bulmayup ekser cevâbları +“memleketimizin bir tarafını Kazak hatmanı Doroşenko i‘ânetiniz ile zabt eyledi, +hâlâ Kamaniçe kal‘ası ve tevâbi‘ palankaları kabza-i tasarrufunuza dâhil oldu. +Merhamet ve inâyet recâ ideriz. Harâc nâmıyla taleb olunan malı ol mertebe edâya +kādir değilüz. Merhamet-i Pâdişâhî recâ ve niyâz olunur.” deyü sa‘âdetlü +Kāimmakām-ı âlî-makām Paşa hazretlerine bir dürlü tazarru‘ ve niyâz eylediler ki, +tahrîri muhaldir. Hâlâ bu recâları ise rızâ-yı humâyûn-ı şehriyârîye muvafık +olmadığından yevm-i mezbûrda recâ ve niyâzları karîn-i kabûl olmayup yerlerine +gitmeğe ve irtesi yine gelmeğe iltimâs itmeleriyle, yarınki gün kat‘-î cevâb virmeleri +içün devletlü, sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin tenbîh ve te’kîdi +mutazammın ve müteferri‘ cevâb-ı şerîfleri sâdır olup yerlerine yolladılar. + + +Yevm-i mezbûrda Leh kıralının elçileri geldikde kendüler içün taşrada kurulan +çergede bir mikdâr ârâm idüp cevâb-ı kat‘î içün yevm-i evvelde kendülerine +te’kîd olunmağın sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin huzûr-ı şerîflerine +geldiklerinde reis efendi ve çavuş başı ağa ve bu abd-i fakîr Vezîr-i müşârünileyh +hazretlerinin hizmet-i âlîlerinde olmak takrîbi ile huzûr-ı âlîlerinde mevcûd olup +mezkûr elçiler girü yevm-i evvel üzere cevâba sâlik olacakları mahalde sa‘âdetlü +Kāimmakām Paşa hazretleri mehâbetlü ve azametlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin +fermân-ı humâyûnları üzere harâc umûrun ve sâri hudûd ve sınur ahvâllerin +kendülere tafsîl üzere tefhîm eyledikde a‘dâ-yı liyâmın dûr ü dırâzü’z-zâmâna +cevâba sâlik olmaları âdât-ı bâtılaları olmağla yine envâ‘-ı biyhûde kelimâta şürû‘ ve +“sulha mugāyir tarafımızdan sâdır olmuş vaz‘ yoğiken Memâlik-i Osmaniyye’de +menn ve selvâ nâzil olan memleket mislî Podolya iklîmi elimizden gitdi ve Kamaniçe +kal‘ası gibi Leh diyârının sedd-i sedîdi kabza-i tasarrufunuza girdi vech-i ma‘âşımız +Podolya iklîmine münhâsır idi. Bu halleri görmek bizi tu‘me-i şemşîr olmağa hasret +itdi” deyü gâh zâr u niyâz ve gâh,“ sulh u salâha cevâz yoğise harb u kıtâlden +dahi sakınmazız” deyü ba‘zı mertebe tereddüd sûretin gösterdiklerinde, bu umûrun +de’b-i mülûk-ı selâtin Âl-i Osmân üzere hall ü akdine me’mûr olan Vezîr-i Âsâf +nazîr devletlü ve âlî himmetlü Kāimmakām-ı âlî-makām Mustafa Paşa hazretleri bi +lutfihi te‘âlâ sâhib-i akl-ı selîm ve mâlik-i tab‘-ı müstakîm olup Devlet-i Aliyye’nin +cüz‘î ve küllî umûru zamîr-i minberlerinde mastûr olduğundan gayri mülûk-ı +Nasarâ’nın evzâ‘ u etvârları ma‘lûm-ı âlîleri olmağla dört sene mukaddem Leh +kıralının rikâb-ı humâyûn-ı devlet-makrûna elçisi geldikde sadâret-i uzmâ ve vekâlet +i kübrâ Kāimmakāmlıkları zamânında müsâdif olup mabeynde mün‘akid olan sulh u +salâha madde-i kübrâsı sâye-i Devlet-i Pâdişâhîye iltica iden Doroşenko hatmanın +memleketine min-ba‘d ta‘arruz olunmamak üzere cânib-i humâyûn-ı şehriyârîden +ihsân olunan ahidnâme-i humâyûnda tasrîh ve tastîr olunmuş iken sulh u salâha +mugāyir Leh kıralı tarafından vaz‘ u hareket olunup der-i devlet tarafından +nâme-i humâyûn irsâl olundukça nakz-ı ahdden gayri vaz‘ı sâdır olmadığı zâhir u +ayân olmağın ber-muktezâ-i nâmûs-ı saltanât sefer-i humâyûn fermân olunup inâyet-i +Bârî ile zuhûra gelen ahvâl ü asâr manzûrunuz ve ma‘lûmunuz oldu. “İmdi fermân-ı +cihân-dârî üzere harâc kabûl itmeyüp ve sâir fermân buyurulan umûra inkıyâd +olunmaz ise Kamaniçe kal‘asının kabza-i tasarrufa vusûlü ve Podolya iklîminin zabtı +ile mehâbetlü ve şevketlü ve azametlü pâdişâhım hazretlerinin, hânmân-sûz-ı a‘dâ-yı +dîn ü devlet olan âteş-i kahr u azabları def‘ olmayup Leh diyârının intihâsına değin +zabt u kabz olunmasıyla değil Leh kıralı nâmında kıral Leh diyârında belki rûy-i +zemînde yâd olunduğuna rızâ-yı humâyûnları olmaduğu ma‘lûmunuz olsun” deyü +elçilere bir sûretden Devlet-i aliyyenin salâbet ve şecâ‘atin izhâr ü ayân buyurdular +ki elçiler dem-beste vü hayrân olup bir dürlü cevâba kādir olamadıklarından hâk-pây +ı şerîfine düşüp bükâ ve niyâz ile, “Devlet-i aliyyenin ahvâlini gördük ve +anladık ednâ himmetleri ile dörtyüz yıllık re‘âyâmız olan Sarıkamış Kazakları +üzerimize musallat olup Doroşenko hatman olmağla kıralımız ile akrâniyyet da‘vâsın +ider ve mu‘âmelesi sâir nasârâ kıralları tavrındadır. Devlet-i aliyyeden recâmız redd +olunmamak niyâz olunur. Harâcdan mâ‘adâ olan mevâdda râzıyuz” deyü baş elçileri +olan koca kâfir ve ikinci olan cümle memleket vekîli husûsâ üçüncü olan Leh +kıralının hazinedârı ve cümleden ziyâde cevâba kādir ve murahhas kâfir bu minvâl +üzere cevâb virdiklerinde, “alâ eyyi hâlin harâc kabûl olunmadıkça recânız kabûlüne +mehâbetlü ve azametlü pâdişâhım hazretlerinin rızâ-yı humâyûnları yokdur” deyü +devletlü Kāimmakām Paşa hazretleri cevâb virdikde mezbûr hazînedâr “Leh kıralları +şimdiye değin harâc nâmına viregildikleri yokdur” didikde “şevketlü ve mehâbetlü +pâdişâhım hazretleri harâc nâmına alur mabeyninizde isterseniz harâc dilerseniz bâc +nâmıyla yâd eyleynüz” deyü sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri elçilere +cevâb virüp ve harâc ahvâli netice-pezîr oldukça iltimâsları karîn-i kabûl olmak +ihtimâli olmaduğu bildirildikde bir zamân yine birbirleriyle müşâvere idüp, her ne +tarafa zâhib ve her ne cevâba sâlik oldular ise ısgā olunacak ma‘kūl kelâmları vücûd +bulmadığından, “matlûb olan yüzbin altunu virmeğe bir vechile kādir değilüz” deyü +bükâ ile eymân idüp itmâm-ı musâlaha içün her sene yirmiikişerbin altun harâc +virmeğe ve Kamaniçe kal‘asına tâbi‘ olup Podolya iklîmi dimekle ma‘rûf olan +iklîmde vâki‘ kılâ‘ ve palanka ve kurâdan bi‘l-küllîyye kasr-ı yed idüp min-ba‘d +müdâhale itmemelerine ve Leh memleketinde sâkin olup dârü’s-selâma çıkmak +murâd iden Lipka Tatarının çıkmalarına mâni‘ olmamağa ve kadîmden Hân-ı âlî-şân +hazretlerine vire geldikleri virgülerin virmeğe ve Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin +Âsitâne-i devletlerine ubûdiyyet üzere olan Sarıkamış Kazaklarının hatmanı +Doroşenko’nun zabtında olan Ukrayna iklîmine ve zîr-i destinde olan Kazak tâifesine +min-ba‘d dahl ve ta‘arruz olunmamak üzere mevâdd-ı mezbûre ketb ü tahrîr +olundukdan sonra , bu uhûd u şürût tarafeynden kabûl ve sulh u salâh +mün‘akid ve karar-dâde oldukdan sonra elçi-i sâlis olan Leh kıralının hazinedârı yine +cevâba âgāz idüp “kıralımız harâc virmesi ger��i dâg-ı derûn görünüyordu ammâ +Sarıkamış nekebâtı ve Doroşenko şevketlü âl-i Osmân Pâdişâhı hazretlerinin ordu-yı +humâyûnu kurbunda taburun kurup ve izhâr-ı sadâkat içün Kamaniçe kal‘ası +fethinde top ve tüfeng şenliği itmesi ve hâlâ kendüsü kırallar tavrında süvâr olup +etbâ‘ı ile asker-i İslâm mabeyninde gezüp yürüyüp ve bize rağmen olduğumuz +semtlere uğraması ne mertebe bize ihânet olduğu zâhir değil midir?” deyü cevâb +virdikde devletlü Kāimmakām Paşa hazretleri dahi “şevketlü ve mehâbetlü +pâdişâhım hazretlerine kul olanlar ol minvâl üzere mümtâz olagelmişlerdir şimdilik +mâbeyninizde olan husûmet ber-taraf olmak üzere akd olundu. Kendüsüyle görüşüp +mâbeyniniz musâfât olmak içün huzûrumuza ihzâr idelim. Eski dostlar ve +konşularsız” deyü cevâb virdikde bir yerden üçü dahi ayak üzerine kalkup “ihsân ve +mürüvvet ile Doroşenko ile bizleri huzûr-ı şerifînde bir yere getürme huzûr-ı +şerîfinizde nâm-ı yâd olunmak bizlere cevr-i azîmdir. Değil ki bi’l-muvâcehe +müzâkere olmak” deyü recâ ve niyâz eylediklerinde “fî’mâb‘ad sâye-i Devlet-i +Pâdişâhîde sâir müste’min olan sanâdîd-i Nasârâ gibi Leh kıralı ve memleketi âsûde +hâl olur” deyü devletlü Kāimmakām Paşa hazretleri tesellî yüzünden elçilere cevâb +viricek, hâtırları hoş olup şâkir ve râzı yerlerine revâne oldular. Ba‘dehû devletlü +Kāimmakām Paşa hazretleri inâyetlü ve devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretlerine varup +elçiler ile karar-dâde olan sulh u salâh ahvâllerin tafsîl üzere ifâde ve inhâ itdikden +sonra ma‘an huzûr-ı humâyûn-ı şevket-makrûna varup ahvâl ü âsârı mufassalan arz +idüp murâd-ı Şehriyârî üzere ahvâl-i musâlaha ihtimâmında mazhar-ı iltifât olup +safâ-yı hâtır üzere huzûr-ı humâyûndan avdet idüp karargâhlarında karar +buyurdular. Bî-inâyetillâhi te‘âlâ ahvâl-i sulh u salâh bu yüzden itmâm bulduğundan +asker-i İslâm’a sürûr-ı küllî hâsıl olmağla mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerine ve +vükelâ-yı devlete du‘â-yı hayr-ı ferâvân eylemişlerdir. + + +Yevm-i mezbûrda Leh kıralının elçileri devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine buluşup, +sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleriyle sulh u salâha mün‘akid olan eğer harâcları +ahvâli ve sâir mevâd makbûl-ı humâyûn-ı Pâdişâhî olmasın devletlü Sadr-ı âlî +hazretlerinden recâ ü niyâz eylediklerinde mükâleme ve mu‘âhede olunan mevâd +karar-pezîr olup taraflarından nakz-i ahid zuhûr itmedikçe Devlet-i Aliyye tarafından +âsûde-hâl oldukların hitâb buyurup, ba‘dehû üç nefer müte‘ayyin elçilere ve beğ +zâde nâmında onüç nefere hıl‘atlar gönderilüp de’b-i kadîm üzere nevâziş-i hâtır ile +yerlerine yollanmışlar idi. Leh keferesi takdîr-i ilâhi ile Hânedân-ı Âl-i +Osmân’dan bu âna değin bu vechle gûş-mâl görmediklerinden gurûrları kemâlde +olduğu mukarrerdir. Elhamdülillâhi te‘âlâ eyyâm-ı Devlet-i hazret-i sâhib-kırânda +sedd-i sedîd ve âhenîn kilidleri olan Kamaniçe kal‘ası dokuz günde kabza-i tasarrufa +dâhil olup ve bir vezîri varup kıral-i dâllin taht-ı sânîsi olan İlbav’ı muhâsara idüp +zamân-ı kalîlde harâb u vîrân itmek üzere iken kendiler iltimâsı ve istîmânı ile hâlâs +ve ahâlîsi menâs oldukların müşâhede eylediklerinde Devlet-i Âliyye-i Âl-i Osmân +ne mertebede olduğun elçiler husûsâ kıral hazinedârı olup sinn-i vasata bâliğ olan +cümleden ziyâde fetk u retka me’zûn olmağın bu mertebe gāret ü hasârete +uğradıkların ve bu kadar memleketden dûr oldukların ferâmûş idüp,“Podolya iklîmi +elimizden gitdi ise böyle bir Pâdişâh-ı celîlü’ş-şâna konşuluk kesb olundu. Husûsâ +sulh u salâh akdi ile elimizde olan memleket harâc edâsı ciheti ile Tatar-ı yağmâkâr +gāretinden emîn oldu” deyü lisânları üzere mâbeynlerinden müzâkere ve devletlü +Sadr-ı âlî hazretlerine ifâde eylediklerinde inâyetlü Sadr-ı âlî kadr-hazretleri +dahi “bu Devlet-i Âliyye konşuluğundan olanlar rızâ-yı humâyûn-ı Şehriyârî üzere +vaz‘ ve hareket itdikçe âsûde-hâl ve müreffehü’l-bâl olmakdan hâlî olmazlar Hilâfete +zâhib olurlarsa konşuluğu dahi karîb ideriz” deyü cevâb-ı şerîfleri sâdır oldukda +rızâ-yı humâyûndan taşra vaz‘ u hareket itmeyüp ubûdiyyetde sâbit-kadem +olmalarına recâ ü niyâz ile cevâbları itmâm oldu. Sulh u salâh iltimâsları üzere karîn +kabûl olduğuna itmînân-ı hâtırları içün Bucac kal‘ası Podolya iklîminden olmamağla +muhâfazasına me’mûr olan yeniçeriyân kal‘adan ihrâc olunup fermân-ı âlî üzere +kendüler tarafından zabt itdirildi. + + +Yevm-i mezbûrda İlbav üzerine me’mûr Vezîr Kaplan Paşa ve mîr-i mîrân ve +ümerâ ve cümle asker-i İslâm selâmet-i hâl üzere ordu-yı humâyûna dâhil oldular. +Asker-i İslâm İlbav semtlerinde zâd u zahîreye ziyâde müzâyaka çekmeleriyle +ordu-yı humâyûna vusûllerinde zâd u zahîreye ziyâde taleb olup bi-emrillâhi te‘âlâ +olduğundan dakīkın vakiyyesi otuz akçaya iken elli altmış akçaya ve peksimadın +vakiyyesi kırk akçaya iken yetmiş seksen akçaya ve şa‘îrin yirmi otuza iken kırk +elliye ve rugan-ı sâdenin vakiyyesi yüzkırk iken yüzseksen ikiyüze çıkmış idi. Bu +minvâl üzere ordu-yı humâyûnda satılup iyâzen billâhi te‘âlâ dahi terakkî bulmak +havf olunurken asker-i İslâm’ın ba‘zıları ihzâr itdikleri buğdayların Bucac varoşu +içinde dâir olan âsiyâblarda dakîk idüp ve birer mikdârın fırunlarda peksimad tabh +itdirüp bu yüzden zarûretlerin def‘ itdiklerinden gayri irtesi gün olmak üzere menzil +yerin görmeğe mu‘tâd üzere konakcılar gitmek fermân olunduğu şâyi‘ olmağın +ziyâde bahâya fürûht itmek ümîdiyle zahâirlerin ihtivâ iden eşhâs meydâna döküp +dakīk ve peksimad ve kahve ve şa‘îr evvelki bahânın nısfı ile alınmışdır. Ve +İlbav üzerine havâle ve irsâl olunan balyemez topları Eflak voyvodası ordu-yı +humâyûna getirüp, teslîm eylemişdir. Elhamdü’llâhi te‘âlâ murâd üzere i‘tidâl-i havâ +nasîb olup asker-i İslâm’ın maksûd-ı küllîleri olan sefer-i humâyûnun avdeti râcîsi +herkesin dimağına vâsıl olmağın envâ‘-ı sürûr hâsıl olup Bucac ortasından cârî olan +nehrin tarafeyninden bir hoş vâdîler olmağla niceler ahbâbı ile varup zevk ü sürûr +kesb ve du‘â-yı hayr-ı Pâdişâh-ı İslâm’a iştigāl eylediler. Cenâb-ı Hak cümleye yâver +ve dest-gîr olup rızâ-yı azîzinde istihdâm eyleye. Âmîn. Be-câh-ı Muhammedü’l +emîn. + + +Yevm-i mezbûrda devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa +hazretleri ve Kaplan Paşa hazretleri huzûr-ı humâyûna varup otağ-ı humâyûn önünde +karar üzereler iken semâhatlü Hân-ı âlî-şân hazretleri huzûr-ı humâyûna da‘vet +olunup iltifât-ı hüsrevânî ile i‘zâz ü ikrâm olundukdan sonra semmûr kaplu +serâser kaftan giydirilüp mesrûr u şâdân huzûr-ı humâyûndan çıkup karargâhına +revâne oldukdan sonra devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa +hazretleri ve rif‘atlü Kaplan Paşa hazretleri semmûr kaplu hıla-i fâhireler ile mazhar-ı +iltifât-ı Pâdişâhî olup huzûr-ı humâyûnda karar eylediler. Ba‘dehû yevm-i mezbûrda +Leh kıralının elçileri huzûr-ı humâyûna gelüp yüz sürmeleri fermân olunmağın +mehâbetlü ve azametlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin fermân-ı celîlü’ş-şânlarıyla +harem-i humâyûn-ı şevket-makrûnda olan hüddâm-ı kevâkib-nizâm zırh-ı zerrîn-pûş +müretteb ve müzeyyen âmâde oldukdan sonra otağ-ı humâyûn-ı şevket-makrûn +önünde tarafyende cevâhir-i bisât ile tertîb ü tezyîn olunan gözler görmemüş geçilen +atlar mu‘tâd üzere müheyyâ oldukda elçiler dahi otağ-ı humâyûn karşusuna Bâb-ı +humâyûndan dizilen atlar nihâyet bulduğu mahalde atlarından inüp ve atlar +ortasından mürûr idüp Bâb-ı humâyûna geldiklerinde mu‘tâd üzere hıl‘atlar +giydirilüp her birine ikişer kapucubaşı yapışup rikâb-ı humâyûna yüz sürdürmeğe +fermân-ı humâyûn intizârı ile Bâb-ı humâyûnda karar eylediler. Mehâbetlü ve +şevketlü halîfe-i rûy-i zemîn hazretleri dahi kemâl şevket ve salâbet ile taht-ı +humâyûnlarında karar ve kafâlarında huddâm-ı süreyyâ-nizâm kât-ender-kât üstüvâr +ve pâyidâr olup ve devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretleri ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa +hazretleri ve rif‘atlü Kaplan Paşa hazretleri huzûr-ı humâyûn-ı şevket-makrûnlarında +hâzır u âmâde olup elçilerin rikâb-ı humâyûna yüz sürmelerine izn-i humâyûn sâdır +oldukda kapucubaşılar ihzâr ve sâyebân altına gelince elçilere yedi def‘a yer öpdürüp +mu‘tâd üzere karar idecekleri mahalle geldiklerinde mün‘akid olan sulh u salâha +mugāyir vaz‘ u hareketden kıral ihtirâz ve ictinâb eylemesin mutazammın azametlü +ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin elçilere fermân-ı humâyûnları sâdır oldukda +Lehlü keferesi bu makūle satvet ü şevketi görmediklerinden aslâ bir dürlü cevâba +kudretleri olmaduğundan yüzleri üzerine düşüp ve yüzlerin yere sürüp emr-i +humâyûna inkıyâd itmeğin ve, “kullukdan gayri kârımız yokdur” sûretin izhâr +itmeleriyle huzûr-ı humâyûndan ihrâc olunup müzeyyen ve müretteb geçilen +atlar arasına geldiklerinde, endîşe-i azîmleri olan rikâb-ı humâyûna yüz sürmek +gāilesinden âzâde olmalarıyla geçilen atlara ve cevâhir bisâtlarına bir mertebe dikkat +ile nâzır oldular ki atlar arasında nice zamân ayak sürüyüp cüdâ olmağla meyl +itmediler. A‘dâ-yı liyâm mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin bu tarz +u tavrın ve şevket ü salâbetin gördüklerinde Leh kıralı olan serni-gûn ne mertebede +olduğun bir hoş iz‘ân idüp hazînedârı nâmında olan kâfir Doroşenko hatman +kırallarına akraniyyet itmeğe tenezzül itmedüğüne teslîm olup müşâhede itdikleri +evzâ‘ı yerinde olduğun hizmetinde olanlar şeref-i İslâm ile müşerref olan +mu‘temedü’l-kavl vükelâ-yı devletin kavllerine takrîr itdikleri ta‘yîn bulmuşdur. +Vâki‘de Lehlü kâfirleri ziyâde gurûr üzere olup ekser harb u kıtaleri Tatar askerine +münhasır olmağın gâh ceng ü cidâl idüp ve gâh memleketleri gāret olunmağla iktifâ +idüp ve gâh sulh olup Hân-ı âlî-şân huzûruna varmağa muhtâclar olup zamân +ı kalîlde kazâların def‘ itmeleriyle memleketden dûr olmak ne mertebede olduğun +bilmezler idi. Tevfîkāt-ı İlâhî ile mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin üzerlerine +sefer-i humâyûnu vukū‘undan Kamaniçe kal‘ası ve Podolya iklîmi ellerinden çıkup +ve sâir tastîr olunan ahvâl ve âsârı müşâhede eylediklerinde, “selâtin-i Âl-i Osmân +nakz-ı ahd idenlerden böyle mi ahz-ı intikām idüp cezâların tertîb ider deyü bâ‘is-i +nakz-ı ahd olan Doroşenko hatmana ve memleketine ta‘arruza bâdî olanlara azîm +melâmet eylemek müşâveresine âgāz itdiklerin sulh u salâhın fî-mâb‘ad kadr u +kıymetin bildik, anladık” deyü sadâkatlerin izhâr içün âşikâre söyledikleri tahakkuka +irmişdir. Yevm-i mezbûrda fermân-ı âlî üzere vakt-i zuhurda Adana Beğlerbeğisi +Hüseyin Paşa tuğ-ı humâyûnu ve sâir vükelâ-yı devlet tuğların kaldırup Hotin +tarafına revâne olmuşdur. Ve yeniçeri ağası dahi yeniçeriyân ile kalkup revâne +olmuşdur. Hazret-i Bârî celleşânuhû eşref sâ‘ate makrûn eyleye. + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere seherî hareket olunup palanka-i mezbûr +kurbuna nüzûl olundu. Elçiler dahi ma‘an revâne olmağla sefer-i humâyûn avdeti +olduğundan gāret ü hasârete giden asker-i İslâm ordu-yı humâyûnda mevcûd +olduğundan fermân olunan alaylar bir mertebede mükemmel oldu ki a‘dâ-yı liyâm +gördüklerinde birkaç tabaka ziyâde valih vü hayrân oldular. Mehâbetlü Pâdişâh-ı +İslâm hazretleri tarafeyne edâ-yı selâm ile mürûr ve otağ-ı humâyûna nüzûl +buyurdular. Askerin ekseri palanka kurbunda cârî olan nehirden ve binâ olunan +cisirden ubûr idüp sefer-i humâyûnun lütf-i Hakk’la avdeti rûz-ı kasımdan onyedi +mukaddem vukū‘ bulmağın fütûhât-ı celîle ve itmâm-ı müsâlaha ehl-i İslâm’ın +sürûru gāyesine mûcib olmağla Pâdişâh-ı İslâm hazretlerine bir mertebe cân u +gönülden du‘â-yı hayr eylemişlerdir ki tahrîr ü tafsîli beyân mertebelerinden hâricdir. + +Yevm-i mezbûrda Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtı sabâhdan iki sâ‘at evvel hareket +ve esnâ-yı tarîkde olan cisirleri mürûr idüp yemeklik olan mahalde ârâm itmeleri +fermân olunmağın ol minvâl üzere hareket olundu. Ba‘dehû mehâbetlü Pâdişâh-ı +İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile teveccüh buyurup esnâ-yı tarîkde Hân-ı âlî-şân +hazretlerin huzûr-ı humâyûnlarına da‘vet idüp, cânib-i yemînde Hân-ı âlî-şân ve +cânîb-i yesârda devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretleri revâne olup Devlet-i aliyyelerine +müte‘allik ba‘zı umûr mükâleme olundukdan sonra fermân-ı âlî ile yedekde olan +atlardan mükemmel ve müretteb bir esb-i tâzî Hân-ı âlî-şân hazretlerin inâyet +olunmağın derhâl süvâr olup hemân de’b-i evvel üzere bir mikdâr dahi revâne ve +iltifât-ı aliyye-i şâhâne ile ta‘zîm olunup ba‘dehû izn-i humâyûn ile müfârakat ve +Tatar askerine doğru azîmet eyledi. Palanka-i mezbûr bir mürtefi‘ mahalde vâki‘ +olup çâr-gûşe binâsı ve kulleleri metânet üzere olup mu‘azzam varoşu var idi. +Kamaniçe muhâsarasında asker-i İslâm hücûmundan ahâlisinin ba‘zısı esîr ve ekseri +katl olunup Podolya iklîminden olmağla taş hisârına tahassün iden kâfirler re‘âyâ +olmak üzere karar idüp muhâfazaları içün devlet tarafından mübâşir iltimâs +itmeleriyle bir mikdârı kalup asûde hâl oldular. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri hareket +ve yemeklikde Vüzerâ-yı izâm ile bir mikdâr ârâmdan sonra müheyyâ olan alaylara +eda-yı selâm ile mürûr ve İzvanca kurbundan cârî olan nehirden ubûr idüp karargâh-ı +devletine nüzûl buyurdular. Bi-avnihî te‘âlâ havâda murâd üzere küşâdelik olup hîn-i +avdetde vâki‘ olan menâzilde zâd u zahîre bulunmamağla ba‘zı mertebe zarûret +görünüyorken, İzvanca mukābilinde Hotin kal‘asında zâd u zahîrenin vefreti +ve ba‘zıların emânet alıkonmuş zahâiri olmağla zarûret def‘ olmuşdur. + + + +Oturak olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri vüzâra-yı izâm ile Kamaniçe +kal‘asına azîmet buyurmuşdur. Karîb varıldıkda tabya ve kal‘a ve şehirden toplar +atılup ve müceddeden yazılan kul tâifesi bayraklarıyla başka alayların gösterüp ve +tüfeng şenliği idüp ehl-i İslâm ile memlû ve müzeyyen olduğundan bir mertebe +revnak buldu ki ta‘bîr olunmaz. Ba‘dehû ezân-ı şerîf okunup salât-ı zuhr mehâbetlü +Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin ihyâ buyurdukları Kamaniçe’de edâ olundukdan sonra +Vâni Efendi va‘z u nasîhat ile murâbıtîn-i serhadd-i mansûreyi muhâfaza ve cihâd ile +tergīb ve mesrûr eyledi. Vüzerâ-yı izâm dahi âsâr-ı haseneleri olan câmi‘-i şerîfleri +dolaşup vaz‘-ı minber ve mihrâb husûlünden ve cemâ‘at-i Müslimîn evkāt-ı hamsede +edâ-yı salavâta iştigālleri müşâhedesinden aksa’l-gāye sürûr hâsıl idüp +mu‘temed olan ağalarına ve eimmeye ve hutebâya ve müezzinâna azîm ihsânlar +eylediler. Ve vazîfelerine zamm-ı terakkî ile şâd ve handân eylediler. Cenâb-ı Hak +karîn-i kabûl idüp sa‘âdet-i dâreyn ile şâdân eyleye. Bu minvâl üzere Vüzerâ-yı izâm +hazarâtı umûr-ı uhreviyyeleri ihyâsına bezl-i kudret idüp ba‘dehû avdet ve ordu-yı +humâyûna azîmet buyurdular. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup Leh kıralının elçileri kıralları tarafına yollanmak +fermân olunmağın Bosna muhâfızı Vezîr İbrahim Paşa eyâleti askeri ve Semendre +sancağının zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı ve Diyarbekir Beğlerbeğisi Hüseyin Paşa eyâleti +askeri ile ma‘an revâne olmağa âmâde olmuşlardır. Elhamdülillâhi te‘âlâ yevm-i +mezbûrda i‘tidâl-i havâ nasîb olup Hotin kal‘asında zâd u zahîrenin vefreti şâyi‘ +olmağla asker-i İslâm cisirlerden mürûr ve ba‘zılar kayıklar ile ubûr idüp +levâzımâtları ihzârına ihtimâmda oldular Hotin havâlîsinde zâd u zahîrenin +kesreti olduğundan gayri asker-i İslâmın bilâ-tevakkuf avdetleri şüyû‘undan herkes +metâ‘ fürûht vuslat ve sebükbâr bir kadem ilerüde bulunmak içün ihtimâm idüp, +dakīkın vakiyyesi sekiz on akçaya ve pirincin keyli yüzelli akçaya ve peksimadın +vakiyyesi onbeş yirmi akçaya ve revgan-ı sâdenin vakiyyesi kırk elli akçaya ve +kahvenin vakiyyesi yüzyirmi akçaya ve çizmenin ve mest ve bâpuçun bahâları +Edirne bahâsında ve şa‘îrin yirmi otuz ve yirmibeş akçaya satılup el-hamdülillâhi +te‘âlâ bu minvâl üzere ferâvân bulunmağın herkes nakline kādir olduğu mertebe +zahîrelenmişdir. + + +Yevm-i mezbûrda sa‘âdetlü Hân-ı âlî-şân devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine da‘vet +olunup ziyâfet-i âlî ve ta‘zîm ü ikrâm olundukdan sonra bir re’s-i mükemmel at ihdâ +olunup, ba‘dehû sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerine uğrayup envâ‘-ı +ta‘zîm ve ihtirâm olundukdan sonra bir re’s at Vezîr-i müşârün-ileyh hazretleri dahi +ihdâ idüp karargâhına revâne oldu. Yevm-i mezbûrda Sivas Beğlerbeğisi Murtaza +Paşa ve Nigbolu sancağına mutasarrıf olan Osman Paşa Kamaniçe kal‘ası +muhâfazasına me’mûr oldular. Vüzerâ-yı izâm kapularında olan segbânândan bin +mikdârı harb u kıtâle kādir levendât Kamaniçe kal‘asına kul yazılmak üzere fermân +sâdır olmağın kapulardan ifrâz olunup alıkonmuşlardır. + + +Yevm-i mezbûrda seherî mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Kamaniçe +kal‘asına azîmet buyurup ve devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ma‘an revâne oldular. Ve +konakçı olan Hüseyin Paşa tuğ-ı humâyûn ve Vüzerâ-yı izâm tuğların kaldırup Torlu +nehrinde olan cisirden mürûr ve Hotin havâlisine nasb eylediler. Kamaniçe kal‘asının +Devlet-i Pâdişâhîde zâd u zahîresi ve cebehâne ve mühimmâtı ve balyemez +Nüshada “metâ‘în” yazılmış. +topları ve kunbaraları murâd üzere müstevfâ müheyyâ oldukdan sonra Cenâb-ı +Bârî’nin hıfz u emânına emânet alıkonup devlet ü ikbâl ile mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm +hazretleri avdet idüp ordu-yı humâyûna dâhil oldular. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh hazretleri seherî hareket ve Vüzerâ-yı +izâm ile mukaddemâ binâ olunan cisirden mürûr idüp vakt-i duhâda nüzûl +buyurdular. Asker-i İslâm dahi ubûra mübâşeret idüp vakt-i işâya değin münkati‘ +olmadılar. Vakt-i zuhurda konakçı Hüseyin Paşa tuğları kaldırup ilerüye revâne +oldular. Yevm-i mezbûrda havâ pus ve gâhîce bârân vâki‘ olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda seherî hareket olunup vakt-i zuhurda nüzûl müyesser oldu. +Yevm-i mezbûrda Hân-ı âlî-şân huzûr-ı humâyûna da‘vet olunup Kırım tarafına +gitmeğe ve Akkerman bucâğında olan Tatarı Kırım’a kaldırmağa iltimâs üzere izn-i +humâyûn erzâni buyruldukdan sonra cânib-i pâdişâhiden katifeye koplu semmûr +kabanice bir kabza mücevher şemşîr-i zafer-te’sîr ve incülü mücevher tîr-keş i‘tâ +olunup Torlu nehrinin berü yakasıyla Boğdan memleketi içinden Akkerman bucâğına +Tatar tâifesinin cümlesin Kırım’a kaldırmağa revâne olup ve sâbıkā Trablus-Şam +Beğlerbeğisi olan Halil Paşa ma‘an me’mûr olup Tatar tâifesinin ol havâlîde ba‘zı +şakāvetleri zuhûr itmekle Hân hazretlerinin iltimâsı Tatar tâifesinin şakāvetlerine +medâr olmağın cümlesi kaldurulup Kırım tarafına nakl itdiler. Bi-emrillâhî +te‘âlâ havâ gâh bulutlu ve gâh bârân vâki‘ olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretleri mu‘tâd üzere +hareket ve yemeklikde bir mikdâr ârâm buyurup vakt-i zuhurdan sonra karargâh-ı +devletlerine nüzûl buyurdular. Bi-emrillâhi te‘âlâ ahşâmdan sabâha değin bârân-ı +azîm vâki‘ olup kat‘ı olmadığından ziyâde bataklar zâhir olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda bi-emrihî sübhânehû bârân-ı azîm vâki‘ olup ve şâmdan +sabâha değin münkatı‘ olmayup ziyâde çamur peydâ olup ve yol üzerinde cisirler +olmağla mürûr idince asker-i İslâm’a azîm meşakkat olup Vüzerâ-yı izâmın +bârhâneleri vakt-i magribde ve ba‘zıları irişmemekle, merâhim-i Pâdişâhîden oturak +fermân olunmağın herkese refâh-ı hâl hâsıl olmuşdur. Girüde kalanların +ba‘zıları nısfü’l-leylde ordu-yı humâyûna dâhil olup inâyet-i Hakk’la havâda dahi +küşâdelik olup sabâha karîb havâ mu‘tedil oldu. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup bârân-ı rahmet def‘ ve i‘tidâl-i havâ nasîb +olmağın girüde kalan asker ve bârhânenin ekseri ordu-yı humâyûna dâhil oldu zâd u +zahîre dahi ba‘zı mertebe bulunup çamur ve batakdan gayri ehl-i İslâm’da meşakkat +yoğidi. Yevm-i mezbûrdan Hân hazretlerinin mektûbu gelüp kendüsü sefer-i +humâyûnda olmağla, “Kırım hâlîdir” deyü gāret itmek kasdıyla onbin mikdârı +Barabaş Kazağı gelmiş idi. Kırım muhâfazasında olan Kağılgay Sultan Tatar +askeriyle irişüp melâ‘înin ekserin tu‘me-i şemşîr ve esîr-i bend ü zencîr eyledüğün +bildirmekle ehl-i İslâm’a sürûr hâsıl hazret-i Hakk’ + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtı ilerüye gidüp +mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile yemeklikde bir mikdâr ârâm +ve otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Bugün dahi lütf-i Hakk’la havâ mu‘tedil +olmuşdur. +Yarım bırakılmış. + + +Yevm-i mezbûrda bi-emrillâhi te‘âlâ nısfü’l-leylde bârân ve vakt-i temcidde +şedîd rüzgâr ile berk nüzûlü vâki‘ olup esnâ-yı tarîkde şîb ü firâz tilâl vukū‘undan +ehl-i İslâm’ın bî-mecâl olan davarları hususâ deve ve arabaların mürûruna kemâl +mertebe su‘ûbet ve meşakkat olduğuna mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm +hazretlerinin ilm-i humâyûnları lâhik olmağın tarîk-i âherden şikâr tarîkiyle Vüzerâ +yı izâm mürûr idüp yollarda salt atlu gāilesi olmaduğundan menzile vusûlden nâ +ümîd olan nice bî-dermân refâhiyyet üzere mürûru asîr olan yerlerden geçüp +yerlü yerine ulaşdılar. Sefer-i humâyûna teveccüh olundukda bu menzilde şa‘îr ki +yirmi kırk akçaya bulunmada ve sâir zahâir alınmakda azîm zahmet çekilmiş idi. +“Duka voyvodanın azli bu bâbda olan fesâdından iktizâ itdi” deyü beyne’n-nâs +şüyû‘ bulmağın, hâlâ Boğdan voyvodası olan İstefan menzil-i mezbûrda ziyâde +zahîre ihzâr itdirüp şa‘îrin bir yemi yirmişer akçaya alınup ve sâir me’kûlat müstevfâ +bulunmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda dahi mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile +bir mikdâr yemeklikde karar buyurup otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. +Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtı ilerüce geldiler. Menzil-i mezbûrda dakīkın vakiyyesi on +akçaya ve peksimadın a‘lâsı yirmi akçaya ve pirincin keyli ikiyüze ve revganın +vakiyyessi elli akçaya ve şa‘îrin bir yemi onbeş akçaya ferâvân bulunmağla +asker-i İslâm murâd üzere zahîrelenüp ve ba‘zılar İsakçı’ya değin vefâ idecek +mertebe iştirâ eylediler. Bi-emrillâhi te‘âlâ vakt-i asra değin havâ i‘tildâlde idi. Vakt +i magribe karîb mahalde bârân-ı rahmet vâki oldu. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olunmağın girüde kalan asker-i İslâm’ın ekseri +selâmet üzere ordu-yı humâyûna vâsıl oldular. Yevm-i mezbûrda dahi zâd u zahîreye +muhtâc olanlar tedârik idüp zarûretden emîn olmalarıyla Pâdişâh-ı İslâm’a du‘â-yı +hayr eylediler. + + +Yevm-i mezbûr rûz-ı kasım olmağın nısfü’l-leylde garbi rüzgâr ile berk ve +bârân mahlût nâzil olup, kasım fırtınası zâhir oldu. Sefer-i humâyûndan avdet olunup +yolların çamur ve batakları ziyâde olmağla mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri ehl-i +İslâm’a terahhumen yollarda oturak olup Çuçura’ya gelince ba‘zılar ordu-yı +humâyûna dâhil olup ve hayli bî-dermân girüde kalmağla ehl-i İslâm’dan husûsâ +üserânın nisvân ü sübyânından vâfiri intikāl eylediklerin girüden gelenler haber +virdiler. Cenâb-ı Hak cümleye yâver ve dest-gîr olup selâmetle sâhil-i selâmete +ulaşdıra. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm +vakt-i zuhurda dâhil oldular. Bi-emrillâhi te‘âlâ gice şedîd rüzgâr ile berk ve bârân +vukū‘undan yollarda azîm çamur ve bataklar hâsıl olup ba‘zılar vakt-ı asrda ve +ba‘zılar vakt-i magribde ordu-yı humâyûna dâhil oldular. Menzil-i mezbûrda dahi +zahâir kılleti olmayup, i‘tidâl-i havâ içün dergâh-ı Hakk’a niyâz ve nâliş olundu. + +Yevm-i mezbûrda havâ pus ve garbi rüzgâr esüp berk ve bârân vâki‘ +olmadığından bir mikdâr refâhiyyet olup ve zâd u zahîre kılleti olmamağla zarûret +çekilmemişdir. + + +Yevm-i mezbûrda bi-avnihî te‘âlâ havâ mu‘tedîl olup mehâbetlü Pâdişâh-ı +İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile ordu-yı humâyûna dâhil oldular. Menzil-i mezbûr +iskele yeridir deyü zâd u zahîre müstevfâ bulunup ümîd olunurken kıllet üzere +olduğundan şa‘îrin yemi kırk ellişer akçaya zarûret bulunmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda dahi berk ve bârân vâki‘ olmayup mehâbetlü Pâdişâh-ı +İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile ordu-yı humâyûna vakt-i zuhurda dâhil +oldular. Menzil-i mezbûrda olan zehâirin ekserin ilerüce gelen ba‘zı asker tâifesi +olup ordu-yı humâyûn vusûlünde kıllet olmağın şa‘îrin bir yemi elli altmış akçaya +zarûret üzere bulunmuşdur. Sâir me‘kûlât makūlesinde dahi zarûret olup lahm-ı +ganem ve sığır müsetvfâ bulundu. Ammâ odun bulunmadığından çokluk olunmağa +heves olunmamışdır. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup vakt-i zuhurda nüzûl olundu. +Vakt-i sabâhda şedîd rüzgâr ile berk vâki‘ olmuşken bi‘lultfihî te‘âlâ def‘ olup +i‘tidâl-i havâ nasîb oldu. Menzil-i mezbûrda dahi şa‘îrin kılleti olup bir yem yetmiş +seksen akçaya satılmışdır. Ve ba‘zılar almağa bulamadılar. Hazret-i Bârî kemâl-i +kereminden meded-res olup asker-i İslâma inâyet eyleye. + +Yevm-i mezbûrda seherî şedîd rüzgâr olup ehl-i İslâm ıztırâb-ı küllîde iken bi +emrihî te‘âlâ vakt-i zuhurda i‘tidâl-i havâ nasîb olup ve şa‘îrin bir yemi oniki ve on +akçaya müstevfâ bulunup ve karye ahâlisi nân-ı vâfir hâzır itmeleriyle ehl-i İslâm’a +Devlet-i Pâdişâhîde refâhiyyet hâsıl olup mürûr iden eyyâm zarûreti ferâmûş ve du‘â +yı hayr-ı Pâdişâh-ı İslâm’ı efzûn eylediler. +Teşrîn-i sâni olmalıdır. + + +Yevm-i mezbûrda Kartal karyesinde konulmayup doğru İsakçı’ya nüzûl fermân +olunduğu şüyû‘ bulmağın asker-i İslâm’ın ekseri nısfü’l-leylde hareket idüp ba‘zılar +cisri ubûr ve ba‘zılar Kartal havâlîsine nüzûl idüp gice ve gündüz mürûra ve +İsakçı’ya vusûle ihtimâm eylediler. Yevm-i mezbûrda dahi şiddet-i şitâ bir mertebede +zâhir oldu ki tahrîri muhaldir. Şiddet-i şitâ kemâlde ve odun kılletde +olduğundan cisirden mürûr ve ubûra asker-i İslâm’ın ziyâde ihtimâmı olup oturak +fermân olunduğundan herkese refâh-ı hâl hâsıl oldu. Elhamdülillâhi te‘âlâ İsakçı’da +zâd u zahîre me’mûlden efzûn bulunup şa‘îrin bir yemi oniki ve on akçaya ferâvân +bulunmuşdur. Dakīkın vakiyyesi sekiz ve on akçaya ve peksimadın vakiyyesi onbeş +ve oniki akçaya ve pirincin keyli yüzseksen ve ikiyüz akçaya ve kahvenin vakiyyesi +yüzotuz yüzkırk akçaya satılup her şeyde ganîmet olmağla Vâhibü’l-merâm +dergâhına hamd-ı ferâvân olunmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olunup girüde kalan asker-i İslâm’ın ba‘zıları cisri +mürûr idüp ordu-yı humâyûna dâhil oldular. Ve ba‘zılar dahi girüden gelüp Kartal’da +karar itdiler. + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri şehzâde-i âlî-nijâdların +görmek murâd-ı humâyûnları olmağın devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve Nedîm-i +Şehriyârî sa‘âdetlü Mustafa Paşa hazretleri ma‘an fermân-ı âlî üzere Karasu’ya +azîmet buyurup sa‘âdetlü Kāimmakām-ı âlî-makām Mustafa Paşa hazretleri ordu-yı +humâyûn ile kalup sipâhiyân ve silahdârânın ulûfelerin virmek ve girüde olan asker-i +İslâm ile teveccüh eylemek fermân olunmağın vakt-i duhâdan vakt-i asra değin +mezkûrâna ulûfelerin virüp ve ba‘zılar zahâirlerin fürûhtdan imtinâ‘ ve ziyâde +bâhâya fürûht itmeğe murâd itdikleri ma‘lûmları olmağın o makūlenin zehâirin +meydâna çıkarup asker-i İslâm murâd üzere mugtenem olmağla mehâbetlü Pâdişâh-ı +İslâm hazretlerine du‘â-yı hayr-ı küllî eylemişlerdir. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup yevm-i evvel üzere sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa +hazretleri ve Defterdâr Paşa ve kul tâ‘ifesine ulûfelerin virüp ekserî def‘ olmağla +İsakçı’dan hareket olunmağa karar virildi. + + +Yevm-i mezbûrda hareket olunup yollarda çamur ve batak kesreti olmağın +ba‘zılar vakt-i zuhurda ve vakt-i magribde ordu-yı humâyûna dâhil oldular. Bi +emrillâhi te‘âlâ berk ve bârân vâki‘ olmayup bir mikdâr şiddet-i sermâ zuhûr itmiş +idi. Zâd u zahîreye zarûret çekilmedi. + + +Yevm-i mezbûrda bî-lütfihî te‘âlâ havâda i‘tîdâl nasîb olup nüzûl oldukdan +sonra vakt-i zuhurda sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri çergesinde karar +ve Defterdâr Paşa da‘vet olunup sipâhiyân ve silahdârânın ulûfeleri virilmişdir. +Yevm-i mezbûrda dahi zâd u zahîreye zarûret çekilmemekle ehl-i İslâm’a refâh-ı hâl +hâsıl oldu. + + +Yevm-i mezbûrda dahi inâyet-i Bârî ile i‘tidâl-i havâ nasib olup esnâ-yı tarîkde +çamur ve batak eseri olmaduğundan refâhiyyet üzere cümlesi vakt-i asra değin +olundu. + + +Yevm-i mezbûrda bi-inâyetillâhi te‘âlâ havâ mu‘tedil olup mehâbetlü Pâdişâh-ı +İslâm hazretleri Karasu’da ârâm buyurmağla ordu-yı humâyûn dahi vâsıl olup girüde +kalanlara irişmeğe ve gelenler zâd u zahîre almağa medâr olmak içün bir gün +oturak fermân olundu. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup bi-lütfihî te‘âlâ küşâde-i havâ olmuşdur. Ve +konakçı olan Hüseyin Paşa tuğları kaldırup revâne oldu. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup seherî şedîd-i rüzgâr ve bârân +vâki‘ olmuşken der-akab def‘ olup küşâde-i havâ olmağın mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm +hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile sayd u şikâr içün sahrâya revâne olup ba‘dehû avdet ve +otağ-ı humâyûna nüzûl buyurup asker-i İslâm’da refâh hâl nasib olmağın Pâdişâh-ı +İslâm’a du‘â-yı hayr-ı ferâvân eylemişlerdir. +Şehr-i şa‘bânü’l-mu‘azzam + + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri vakt-i temcidde hareket +ve Vüzerâ-yı izâm ile azîmet idüp şikâr-ı humâyûn içün re‘âyâ ihzâr olunan Geci +deresine vusûllerinde sürgün avı olup birkaç karaca sayd olundukdan sonra yemeklik +olan mahalle vakt-i magribde gelinmeğle uğranmayup Pâdişâh-ı İslâm Haseki Sultan +olduğu karyeye azîmet idüp devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve sa‘âdetlü Kāimmakām +Paşa hazretleri ma‘an revâne olmalarıyla devlet ile vusûlünde Vüzerâ-yı izâm vakt-i +işâda ordu-yı humâyûna dâhil oldular. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup tekrâr sürgün avı olmak ve menzil-i mezbûrdan +mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri şikâr-ı humâyûn içün Silistre tarafına +tevecüh buyurmak ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri ma‘an revâne olmak ve +devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretleri ordu-yı humâyûn ile azîmet eylemeleri fermân +olunmağın bu minvâl üzere harekete karar virilmişken bi-emrillâhi te‘âlâ nısfü’l +leylde şiddet-i şitâ ve berk-i azîm vâki‘ olmağın mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri +esnâ-yı tarîkde olan re‘âyâ fukârâsına terehhümen sürgün avından ve Silistre tarafına +azîmetden ferâgat buyurup Edirne’ye doğru azîmete karar virilmeğin herkes çadırının +nakline ilâc tedârikine ihtimâm üzere iken inâyet-i Bârî ile i‘tidâl-i havâ nasîb +olmuşdur. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup gedikli müteferrika çavuşâna +ve sipâh ve silâhdârâna İzn-i âlî sâdr olmağın birer tarafa azîmet idüp Vüzerâ-yı izâm +tevâbi‘âtı dâireleri ile sahraya nüzûl ve mehâbetlû Pâdişâh-ı İslâm hazretleri +kasabada bir hâneye teşrîf buyurdular. Yevm-i mezbûrda dahi i‘tidâl-i havâ +nasîb oldu. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup esnâ-yı tarîkde sürgün avı içün +re‘âyâ ihzâr olunmağın Vüzerâ-yı izâm ile azîmet ve bir kaç karaca ve rûbâh ve +hârgûş sayd olunup vâkt-i asrda ordu-yı humâyûnâ vusûl buldular. Yevm-i mezbûrda +dâhi havâ küşâde ve mu‘tedil oldu. + + +Yevm-i mezbûrda dahi mu‘tâd üzere hareket olunup yevm-i evvel üzere sürgün +avı içün bir mikdâr re‘âya âmâde olmağın Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm +ile azîmet ve karaca ve sâir murâd olunan şikâr sayd olunup vakt-i asrdan sonra +nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda dahî inâyet-i Bârî ile havâ i‘tidâlde ve zâd ü +zahîre âmâde olmağın hamd-ı ferâvân olunmuşdur. + +Yevm-i mezbûrda mehâbetlû Pâdişâh-ı İslâm hazretleri mu‘tâd üzere hareket +ve Vüzerâ-yı izâm ile sayd u şikâr iderek vâkt-ı âsrda nüzûl buyurdular. Bi-lutfihî +te‘âlâ yevm-i mezbûrde dahi havâ i‘tdâlde idi. + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup tuğlâr Köprü köyüne revâne kılındı. Lütf-i +Hak’la yevm-i evvel havâ mu‘tedîl ve küşâde oldu. + + +Yevm-i mezbûrda sabahdan bir sâ‘at mukâddem olup hareket olunup esnâ-yı +tarîkde sürgün avı içün bir mikdâr re‘âyâ izhâr olunmuşdur. Murâd üzere şikâr +bulunmadığından inâyet-i Bârî ile havâ küşâde olmağın Köprü köyüne oturak +olmadan ferâgat olunup vakt-i zuhurda tuğlar revâne kılındı. Sefer-i +humâyûna teveccüh olundukda kesret âb u gil vukū‘undan herkesde endîşe ve teşvîş +olmağın ilerüye azîmet ve konak yeri olacak Nadir derbendine vusûle dikkat eyledi. + + +Yevm-i mezbûrun gicesinde vakt-ı fecre değin bârân-ı azîm aslâ münkati‘ +olmayup esnâ-yı tarîkde çamur ve bataklardan mürûrda kayd-ı azîm olduğundan +gayri mürûr olunacak boğazda cârî olân nehrin suyu gittikçe tuğyân idüp yüklü davar +makūlesi değil salt atlu hezâr zahmet ile geçüp bî-hisâb katır ve ﺳﺎمﺳﻳ ve deve suya + + +Yevm-i mezbûrda oturak olup inâyet-i Bârî ile mu‘tedil olmağın çay etrâfına +tahassün iden huddâm vakt-i duhâdan vakt-ı asra değin taşunup odun kesreti olmağla +esvâb u ahmâlin rutûbetleri def‘ine ihtimâm ile azîm âteşler yakup istirâhat eylediler. +Âmma katır ve deve ve yük davarından hayli âdem kât‘-ı ümîd eyledi. + + +Yevm-i mezbûrda bî-inâyeti’llâhî te‘âlâ havâ küşâde ve mu‘tedil olup safâ-yı +hâtır üzere nüzûl olundu. Mehâbetlû Pâdişâh-ı İslâm hazretleri esnâ-yı tarîkde bir +mikdâr sayd ü şikâr idüp nüzûl buyurdular. + +Yevm-i mezbûrda oturak olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Ilıca’ya +azîmet buyurdular. Yevm-i mezbûrda bi-emri’llâhi te‘âlâ ba‘de’l-asr bârân-ı rahmet +nâzil olup ve sabâha değin asla münkatı‘ olmadığından ordu-yı humâyûnda ziyâde +çamur peydâ oldu. + + +Yevm-i mezbûrda seherî hareket olunup yevm-i mezbûrda dahi bârân def‘ +olmamağla esnâ-yı tarîkde azîm bataklar ve ziyâde çamur hâsıl olup dört sâ‘at mahal +iken sekiz ve on sâ‘atde hezâr zahmet ve meşakkat ile Karinâbâd’a gelinüp ordu-yı +humâyûn olan mahâlde dahî kesret-i âb u gilden karar mûcib-i keder olmağın +mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri bir hâneye teşrîf buyurup Vüzerâ-yı izâm dahi +birer hâneye nüzûl buyurdular. Bu menzilde dahi hayli davar dökülüp kalmışdır. + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup havâ gâh açılup ve gâh bârân +vâk‘i olup gice dahi bârân münkâtı‘ olmadığından yolda ziyâde çamur peydâ oldu +dört sâ‘atlik yol iken sekiz sâ‘atde ve bâzılar on sâ‘atde gelüp ve nicesi gelemeyüp +yolda kalmışlardır. + + +Yevm-i mezbûrda havâ küşâde olup ve lâkin müte‘âkiben bârân-ı azîmin +vukū‘u ve ab u gilin kesreti esnâ-yı tarîkde ziyâde meşakkat virmeğin mehâbetlü +Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretleri şikâr tarîkıyla Vüzerâ-yı izâm ile tarîk-ı âherden +azîmet buyurup vakt-i asrdan sonra nüzûl buyurdular. Yüklü davar makūlesi vakt-i +magribde ve vakt-i işâda gelüp ve niceler gelemeyüp kalmağla oturak fermân olundu. +Yevm-i mezbûrda dahi ziyâde zahmet çekilüp oturak şüyû‘undan ve zâd ü zahîre +kesretinden ferâmûş olundu. + +Yevm-i mezbûrde oturak olub bi-inâyet’illâhi te‘âlâ havâ i‘tidâlde olmağın +gerüde kâlan ağırlık ordu-yu humâyûna dâhil oldu. + + +Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup inâyet-i Bâri ile havâ küşâde +olmağın Edirne şehrinin havâlileri müşâhedesiyle herkesin tab‘ı küşâde olup hazret-i +Melik-i Mennân’a hamd ü ferâvân-ı bî-hisâb oldu. + + +Yevm-i mezbûr ki ıydü’l müminîndir, mehâbetlû ve azametlü Pâdişâh-ı İslâm +Ebü’l-Feth ve’l-Megāzi Sultan Mehemmed Hân hazretlerinin Sarây-ı âmirelerine +vusûle ve Sarây-ı âmire kurbunda alaylar âmâde olmağla fermân-ı âlîler sâdır +olmağın dergâh-ı âlî yeniçeriyânı birkaç gün evvel Edirne Şehrine dâhil +olmalarıyla mükemmel ve müretteb Sarây-ı âmire kapusundan sarây meydanıyla +Çukurçayırı’na varınca yemîn ü yesârda alay bağlayup ve yeniçeriyân ağası Vezîr +Abdurrahman Paşa ve ocak ağaları yerlü yerine âmâde oldukdan sonra devletlü Sadr +ı âlî-kadr hazretlerinin kathüdâ-yı muhteremleri ağavât ve huddâm-ı Enderûn +segbânan ile müretteb ve mükemmel Çukurçayırı’nda olan cisri mürûr ve mu‘tâd +üzere cânib-i yemînde müheyyâ olup nihâyetinde sâ‘adetlü Kāimmakām-ı âlî-makām +hazretlerinin kethüdâları ağavât ve levendât ve hüddâm-ı Enderûn müsellâh ve +müretteb ve segbânan cânib-i yemînde âmâde ve tabya ve Kamaniçe kal‘a ve +şehrinde misket ve şâhî gülleleri ile zamh-dâr olân bayrakların küşâde idüp de‘b-i +evvel üzere karar eylediler.Bu üslûb üzere sa‘âdetlü Nedîm-i Şehriyârî hazretlerinin +ve rif‘atlü Defterdâr Paşa hazretlerinin kethüdâları ağavât ve hüddâm-ı Enderûn ile +sâir tevâbi‘ât ile cânib-i yesârda karar idüp mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı rûy-i +zemîn hazretlerinin teşrîf-i humâyûnlarına intizârda oldular. Edirne Şehrinin +dahi müderrisini ve ulemâ ve sulehâ ve meşâyihîni yemeklik olan Gülbaba’ya değin +varup istikbâl ve tertîbleri üzere selâma hâzır ve du‘â-yı hayra iştigâl idüp devlet ü +ikbâl ile şevketlü Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazertleri Sarây-ı humâyûnlarına teveccüh +buyurup Vüzerâ-yı izâm ve ûlemâ-yı kirâm hâzarâtı dâhi deb-i evvel üzere yerlü +yerine azîmet buyurup âdet-i mülukâneleri üzere tarafeyne edâ-yı selâm ile eşref +sa‘ât ve emîn-i evkātda kemâl-i devlet ü ikbâl ve sa‘âdet ve iclâl ile Sarây-ı +humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Edirne şehrinin etrâf u eknâfın mevcûd olan pîr ü +civân ve sabî ve nisvândan hânesinde bîr ferd kalmayup fütûhât-ı celîle ile âmme-i +ehl-i İslâmı ihyâ ve şâdân etmeğe bâdî olan rûh-ı âlem şevketlü ve mehâbetlü ve +kerâmetlü Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretlerinin semend-i devlet-mendleri hâk-i pâyeye +yüz sürmek arzûsuyla Gülbaba’dan Çukurçayırı’na ve Sarây-ı âmire kapusuna +varınca bir mertebe cem‘ ve karar eylediler ki, tahrîr ü tahsîli beyân mertebelerinden +hâricdir. Hâzır olan mâhlukāt dîde-i hakîkat ile mehâbetlü ve şevketlü +Pâdişâh-ı İslâm hazretlerimiz müşâhede eylediklerinde vücûd-ı humâyûnları hata ve +hâtırlardan mâsun ve ömr ü devletleri efzûn olmak da‘avâtını bükâ ve zârî ile bir +mertebe eylediler ki yevm-i mezbûrda sürûr u hubûrdan bükâ ve niyâz itmemiş benî +âdemden bir ferd kalmadı. Vâhibü’l-merâm celle şânuhû sihâm-ı du‘âyı hedef-i +icâbete karîn idüp zıll-i humâyûnların şarkdan garba memdûd ve a‘dâ-yı dîn ü +devletlerin ma‘dûm ve nâ-bûd eyleye. Ba‘dehû Vüzerâ-yı izâm hazarâtı yerlü yerine +varup izz ü sa‘âdet ile karar eylediler. + +|/\| \ No newline at end of file