diff --git "a/UNKNOWN_Tevârîh-i Âl-i Osmân_1487.txt" "b/UNKNOWN_Tevârîh-i Âl-i Osmân_1487.txt" new file mode 100644--- /dev/null +++ "b/UNKNOWN_Tevârîh-i Âl-i Osmân_1487.txt" @@ -0,0 +1,5000 @@ +|\/| +_____ + + + Tevârîh-i + UNKNOWN + 1487 + 61038 + 12516 + 5000 + +_____ + +BİSMİ’LLÂHİ’R-RÂHMÂNİ’R-RAHÎM +El-hamdüli'llâhi Rabbi'l- âlemîn, ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ +Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ecma'în. + +Keyfiyyet-i zuhûr-ı Âl-i Osmân edâma’llâhu eyyâm-ı saltanatahum ilâ âhiri’z +. Bu hânedân-ı aliyyenün silsile-i neseb-i ecdâd-ı i'zâmı Yâfes bin Nûh aleyhi’s +selâma müntehî olmak üzere, ibtidâ-i zuhûrları Tûrân-zemîn, Mâverâü’n-nehr’den olup +cedd-i a'lâları Kayı Han, kabâ’il-i Türk’den bir tâ’ifeyle Îrân-zemîne ve andan +Ermeniyye’ye ve Ahlât taraflarına güzâr ve yüz yetmiş seneye karîb ol diyârda hatt-ı rahl +karâr itmişler idi. Cengiz Han’un Îrân’a tasallutundan nâşî evlâd-ı emcâd-ı Kayı Han’dan +Belh kurbunda Mâhân hâkimi Süleymân Şâh târîhinde askeriyle bilâd-ı Rûm’a intikāl +u rıhlet ve senesi Haleb’e azîmet idüp Ca'ber-kal'ası kurbunda nehr-i Furât’a gark +olmagla kal'a-i mezbûre altında defn olundı. Hâlâ ol mahalle Türk Mezârı dirler, +ziyâretgâhdur. Menkūldur ki, at sancılansa etrâfını devr itdürmekle bi-izni’llâh sâkin +olurmış. Bu hâdise akabinde evlâdınun ba'zısı vatan-ı aslîlerine ric'at ve anlardan Er-tugrul +Gâzi, Pasin-ovası’nda bir müddet ikāmetden sonra oglı Sarı Balı’yı ki, Savcı Big dimekle +ma'rûfdur. Konya’da mesned-nişîn olan Alâeddîn-i Selçukî cânibine irsâl idüp +memleketine duhûle istîzân ve Alâeddîn dahı kudûmlarından memnûn olup Tomanic’den +Ermenek’e dek Er-tugrul Gâzi’ye ta'yîn ve ihsân itmekle ol semte nühzet ve Karaca-tag’da +tavattun ve ikāmet eylediler. +Ba'dehû Er-tugrul Gâzi, cânib-i Alâeddîn’e âzim olup bir zamânda irişdigi Tâtâr ile +muhârebede Alâeddîn’ün askeri bozulmaga az kalmış idi. Ol mahallde ba'zılar Er-tugrul’a +cânib-i gâlibe imdâd itmegi sevk itdükde anlar kabûl itmeyüp hemân beş yüze karîb +dilâverân ile asker-i Tâtâr üzerine hücûm itmegle sebeb-i inhizâm-ı Tâtâr oldılar. Alaeddîn +bunı görüp Er-tugrul Gâzi’ye envâ'-i i'zâz ile ilbâs-ı hil'at ve etbâ'ına dahı ber-vech-i sezâ +ikrâm ve ri'âyet eyledi. +Ba'dehû Er-tugrul Gâzi Sögüt’de ikāmet üzere iken Alaeddîn itâ'atında olan Karaca +hisâr küffârı, Er-tugrul’a ta'arruz itmeleriyle Alaeddîn’den ba'de-l-istîzân Er-tugrul, +Karaca-hisâr’ı feth eyledi. +Ve târîhinde Alaeddîn, Kütâhiyye’yi muhâsara itdükde, Tâtâr’un Eregli’yi gâreti +haberi gelmekle muhâsarayı Er-tugrul’a tefvîz ü ihâle ve kendi licâm-ı himmeti Tâtâr +üzerine ihâle idüp, leşker-i Tâtâr’ı târmâr eyledi. Bu cengde ol mertebe Tâtâr kırıldı ki, +beyzeleri cildinden bir sayâ-bân yapdılar. Hâlâ ol sahrâya Taşak-Yazusı dirler. Ve bu +tarafda Er-tugrul ikdâm ile kal'ayı feth idüp ve tekfûrını giriftâr ve tevzî'-i ganâyimden +sonra irsâl-i hums ile müjde-i fethi Alâeddîn’e ihbâr eyledi. Bu minvâl üzere Er-tugrul +Gâzi, Alâeddîn’ün oglı Gıyâseddîn ve dahı Alâeddîn-i sânî zamânlarında bir müddet +mu'ammer olup hattâ oglı Osmân Gâzi’yi bir kaç def'a ba'zı hedâyâ ile Alâeddîn-i sânî’ye +irsâl eyledi. +Ba'dehû târîhinde Er-tugrul Gâzi vefât itdükde, Alâeddîn azîm te’essüf iderek +yerine Osmân Gâzi’yi nasb eyleyüp hil'at gönderdi. Merhûmun ömri senedür. Sögüt’de +medfûndur. Nakl olunur ki, Osmân Gâzi bir rütbe-i pâk-i'tikâd ve sâfî-nihâd idi ki, bir gice +bir köy imâmınun hânesinde müsâfir oldı. Sâkin oldıgı mahallde bir mushaf-ı şerîf var idi. +Osmân Gâzi’nün ma'lûmı oldukda hemân âbdest alup ol gice tâ sabâha dek mushaf +cânibine teveccüh-künân el kavuşdurup turdı. Ba'de tulûu'l-fecr istirâhat içün bir mikdâr +yatıcak. Rü'yâsında kelâm-ı rabb-i izzete bu gûne ta'zîmi içün evlâd-ı emcâdına i'tâ-yı +saltanat müjdesiyle mübeşşer ve ber-muktezâ-yı hulûs-ı taviyyet böyle bir kerâmet-i +celîyyeye mazhar oldı. Bu kıssa ba'zı tevârîhde Er-tugrul Gâzi’ye azv olunmuşdur. +. İslâm-ı Köse Mihâl +Osmân Gâzi, Eski-şehr bigi ile ceng idüp askerini bozdukda, anunla bile gelen +Harman-kaya tekfüri Köse Mihâl esîr ü giriftâr ve bir bahâdır kimesne olmagla Osmân Gâzi +öldürmege kıyamadıgından afv u ıtlâk ile nâ'il-i eltâf-ı bî-şümâr olıcak. Köse Mihâl +dahı cân ü dilden müslimân olup etbâ'ıyla Osmân Gâzi’ye tâbi' oldı. Osmân Gâzi’nün ve +Orhân’un ülkelerinde küffâr ile nice cengler idüp kal'alar feth itmişdür. Cihân-nümâ’da +oldıgı üzere Kâtib Çelebi zamânında Köse Mihâl evlâdı mâlikânelerine mutasarrıflar imiş. +Bir gün Osmân Gâzi yetmiş âdemle Ermenek’den avdetde Eynegöl’den mürûr +iderken tekfür pusıdan Osmân Gâzi üzerine çıkup cenge mübâşeret olundukda inâyet-i Hakk +ile ehl-i İslâm gâlib, hasm-ı anîd ve küffârun ekserî pehnâ-yı vücûddan ba'îd olup Osmân +Gâzi birâder-zâdesi Balı Hâce şehîd oldı. +Rivâyet olunur ki, Osmân Gâzi bir gice rü'yâsında ol zamânun meşâhîrinden Şeyh +Ede-Balı’yı görüp şeyh-i mezbûrun koynundan bir meh-tâbân-ı şa'şaa-i bâş zuhûr ve intişâr +ve âgûş-ı Osmân Gâzi’ye vülûc ile lem'a-bahş eşi'a vü envâr oldı. Ve derîn sâ'at nâf-ı +sa'âdet-i itilâf Osmân Gâzi’den bir şecere-i tûbâ misâl bî-hemtâ peyda ve âşikâr ve irtifâ' +berk ve şâhî hem-rütbe-i felek-devâr olmagla sâyesi mecmâ'-ı cibâl ve enhâr olup ol +menâhil kesîru’z-zihâmdan halk-ı âlem kimi mezârî' ve bisâtinin saky-vâr ve ev kimi +nûşi’l-hayat ruh-efzâ iderler idi. İrtesi Osmân Gâzi bu vâkı'ayı azîze nakl itdükde didi ki: +“Müjde, Hakk Te'âlâ sana ve evlâdına saltanat müyesser ve bizleri sezâ-vâr-ı taht ü efser +idicek. Benim Bâlâ Hâtûn nâmında bir kızım vardur. Hemân bu rü'yâ-yı sâdıka +mûcibince anı sana tezvîc ideyim.” diyüp Osmân Gâzi’ye kızını nikâh eyledi. Orhân Gâzi +bundan olmuşdur. +. Feth-i Karaca-hisâr târîhinde bir gice Osmân Gâzi, Eynegöl kurbunda Tulca-kal'ası’nı ihrâk-ı bi-n +nâr ve kâfirlerini tu'me-i şemşîr-i hûn-hâr eyledi. Sabâh oldukda ol semtün küffârı Karaca +hisâr tekfürine âdem gönderüp: “Bu Türkler geleli etrâfa ta'arruza başladılar. Eger +mukayyed olmazsanız ne sizi korlar ve ne bizi, hemân anları bu ıklîmden ihrâca sa'y +idelim.” deyü peyâm-ı tahzîr ve ihâfe îsâl ve Karaca-hisâr tekfüri iltimâsları üzere karındâşı +Kalânor didikleri kâfiri askerle irsâl eyledi. Osmân Gâzi haberdâr oldukda asker cem' idüp +Tomanic belinde küffâr ile mukābele ve beynehümâde azîm muhârebe vü mukātele vâki' +olup Osmân Gâzi’nün karındâşı Sarı Yatı anda şehîd olmagla Sögüt’de pederleri yanına +nakl olundı. Sarı Yatı’nun mevzi'-i şehâdetinde bir çam agacı vardur. Üzerinde gâhî nûr +müşâhede olundugına binâen Kandilli Câm dirler. Ve bu cengde tekfürün karındâşı maktûl +oldukda Osmân Gâzi emri ile karnını yarup it gibi yeri eşüp gömdiler. Bu sebebden ol yere +İt eşeni dirler. Bu cengde Sarı Yatı’nun şehid oldıgı Alâeddîn-i sânî’nün ma'lûmı olıcak. +Karaca-hisâr tekfüri bize âsî olmuş deyü üzerine varmaga Osmân Gâzi’ye i'tâ-yi ruhsat +ve Eski-şehr’i ol zât-ı zafer-simâta tevcîh itmekle icrâ-yı merâsim mürüvvet eyledi. Osmân +Metinde “Balı” okunacak şekilde yazılmış. + +----- + +Gâzi dahı askerini ba'de’l-cem' Karaca-hisâr üzerine vardukda kal'ayı teshîr ve tekfürini +esir idicek, ganâyimün humsını karındâşı-oglı Ak-Timur ile Alâeddîn’e irsâl ve bakiyesini +guzâta tevzî' idüp rüsûm-ı lâzımeyi ikmâl eyledi. Ve bu senede Karaca-hisâr’da +Osmân Gâzi nâmına hutbe okundı. +. Feth-i Bilecik ve Yâr-hisâr ve Eynegöl +Koca Mihâl kızını tezvîcde etrâfdan gelen hedâyâya Osmân Gâzi’nün hediyesi fâ’ik +geldügünden nâşî küffâr ta'accüb-künân birbirlerine didiler ki: “Bu Osmân’un +hareketinden az zamân içre bu yerlerde birimizi komamak anlanur. Bunun hemân tedârikini +görmek lâzımdur.” deyü bu tedbîri Bilecik tekfürine tefvîz eylediler. Zîrâ Bilecik tekfüri, +Osmân Gâzi ile sûretâ mahabbet üzere idi. Hattâ Osmân Gâzi yaylaka gitdükce Eynegöl +tekfürinün ta'ârruzundan emîn olmak içün ba'zı eşyâsını Bilecik’de emanet komak +istedükde eşyâyı hâtûnlar nâkl itmek şartıyla kabûl itmelerine binâen îdâ'-i eşyâ âdetleri +olmuş idi. Bu tedbîr Bilecik tekfürine havâle olundukda bu mâddenün tesviyesini iltizâm +idüp didi ki: “Yakında biz dahı dügün idüp tekfürleri da'vet itdigümizde Osmân’ı dahı +da'vet idüp kârın tamâm iderüz.” +Ba'dehû Bilecik tekfüri, Yâr-hisâr tekfürinün kızını almak içün dügüne mübâşeret +idüp, Köse Mihâl’ı Osmân Gâzi’yi da'vet itmege irsâl itdiler. Köse Mihâl dahı hakîkat-i +hâli Osmân Gâzi’ye i'lâm itdükde Osmân Gâzi didi ki: “Şimdi sen bizim tarafımızdan şu +koyunları götür. Ve bizim sonra varacagımızı i'lâm eyle. Lâkin Bilecik bu cem'iyyete +elvirir mahall degüldür. Bir sahrâya çıkılmak münâsib oldugunı bildür. Ve hem +tarafımızdan yine emânetler vaz'ını recâ ile bu yılda zahmetimizi çeksinler.” didi. Köse +Mihâl dahı varup bu haberleri tekfüre îsâl eyledükde tekfür gâyet memnûn ü mesrûr terk-i +ıyâl ve eşyâsıyla yedime girer deyü giriftâr-ı efkâr-ı dûrâ-dûr oldı. Ve’l-hâsıl Bilecik’den +çıkup Çakır-pınar’ı didikleri bir yerde dügüne mübâşeret itdiler. Kal'a hâlî kalıcak, Osmân +Gâzi dahı askerinden kırk âdemi avrat kılıgına koyup kal'aya eşyâ götürür şeklinde ahşâm +üzeri irsâl eyledi. Anlar dahı kal'aya vusûllarında hemân tîglerini uryân idüp kapucıları +katl ü tedmîr ve derhâl hisârı feth ü teshîr eylediler. Beri tarafda Osmân Gâzi bir nice +dilâverlerle dügüne azm eyleyüp anda karâr itmişler idi. Feth-i hisâr haberi ol memlekete +varınca Osmân Gâzi firâr sûretiyle bir mekâna gizlendi. tekfür dahı askerini alup anları +ta'kîb itdükde hemân pusudan hurûc idüp cenge mübâşeret itdiler. Hakk Te'âlâ’nun +inâyetiyle asker-i İslâm gâlib düşmen-i dîn ve tekfür-i mağrûr ka'r-ı dûzahda kemîn +oldukdan sonra ol gice Yâr-hisâr cânibîne azîmet idüp tekfüri ve gelini esîr ü giriftâr ve + +----- + +cenge tasaddî idenleri âzim-i semt bi’se’l-karâr itdiler. Ve andan Eynegöl cânibîne +teveccüh idüp bi-inâyeti’llâhi Te'’nun anun dahı tekfürini katl ü i'dâm ve kal'ayı +makarr-ı ehl-i İslâm eylediler. Ol gelinün ismi Nilüfer’dür. Orhân Gâzi’ye tezvîc olunup, +Sultân Murâd ve Süleymân Paşa andan vücûda gelmişdür. Nice hayrâtı vardur. Burusa’da +Orhân türbesinde medfûndur. +Bu zikr olunan fethler senesinde vâki' oldı. Ve dahı Osmân Gâzi bunlardan sonra +İznik üzerine varup etrâfını gâret ile envâ'-i hasâret îsâl ve tekfüri İstanbul kıralından +istimdât eyledükde kıral dahı imdâd içün asker irsâl eyledi. Dil’den geçmege başladıkları +esnâda Osmân Gâzi haberdâr olup küffâr askeri gâfil iken üzerlerine îlgâr ve şeb-hûn +tarîkile bî-inâyeti’llâh küffârı târ u mâr idüp kimini katl ve kimini esîr ü giriftâr itdi. Ol +esnâda mukaddem olan fütûhâtun mukābelesinde Alâeddîn-i sânî tarafından tabl ve alem +ve hil'at vâsıl olmagla dîvân kurılup tabl çalındı. Ve Osmân Gâzi ayag üzere turdı. Bu ayag +üzere turmak âdeti, Fâtih vaktinde terk olunmuşdur. +. Cülûs-ı Osmân Gâzi +Bu zikr olunan umûrdan sonra Alâeddîn-i sânî çok mu'ammer olmayup âhirete +intikāl itdükde, evlâdı kalmamagla Rûmiyâ’nun ekserî Osmân Gâzi itâ'atine ihtiyâr itdiler. +Sene tis'a ve tis'în ve sitte-mie. +Ammâ Aydın ve Saruhân ve Germiyân ve Hamîd-ili ve Teke ve Karasi ve Turgud ve +Menteşe her birinün bigleri müstakill oldılar. Nakl olunur ki, o zamân kurılan bâzârın bâcın +bir Germiyânî satun almak istedükde Osmân Gâzi satmagı kabûl itmeyüp bâzârı +bekleyenler bir mikdâr şey’ almak âdet oldıgı ma'lûmları oldukda emr itdiler ki, bir yük +şey’ eger satılursa bir akca alına. +senesinde feth olunan bilâdı evlâdlarına tevzî' idüp Karaca sancagı ki, Sultân-öni +dimekle meşhûrdur Orhân Gâzi’ye, Eski-şehr’i Gündüz Alb’a, İnöni-kal'ası’nı Aygud +Alb’a, Yar-hisâr’ını Hasan Alb’a, Eynegöl’i Turgud Alb’a virdiler. Alâeddîn Paşa’yı +vâlidesiyle Bilecik’de Edebalı hizmetine koyup Bilecik mahsûlını Edebalı’ya ve sâir +fukarâya ta'yîn itdiler. Yeni-şehr’i makarr-ı eyâlet idüp asker içün menziller binâ' ve +mesâcid ve hamâmât inşâ eylediler. +Ba'dehû bir kaç def'a Köpri-hisâr’ı muhâsara idüp âkıbet yagma emr itmekle feth +olundı. Andan Marmara vilâyetine teveccüh olundukda hâkimi itâ'at itmekle ilbâs-ı hil'at +idüp mahallinde takrîr eylediler. +“Allah’ın yardımı ile.” + +----- + +Ba'dehû hisâr-ı İznik muhâsara olunup ehl-i kal'a tazyîk ve ızrâr ve etrâfında feth +olunan emâkin sipâha tîmâr kılındı. Bir kaç kere küffâr hücûm idüp münhezim oldı. Ammâ +kal'a metîn olmagla fethi müyesser olmadugı cihetden Yeni-şehr cânibine bir havâle kal'a +binâ olunup Târgân nâm bir dilâver iskân olundı. +. Feth-i Kite +Küffâr, zuhûr-ı ehl-i İslâm’dan muztarib olmagla Bursa tekfüri Atranos ve Kestel ve +Kite tekfürleri ile ittifâk idüp asker-i küffâr ile Osmân Gâzi cânibine azîmet itdiler. Osmân +Gâzi dahı haberdâr olıcak, anları karşulayup Koyun-hisâr civârında cenge başladılar. Ceng +iderek Dimyoz’a gelindükde küffâr taga arka virüp turdı. Muhârebe bir zamân mümtedd +oldukdan sonra avn-i Hudâ ile melâ'în münhezim olup Atranos ve Kite tekfürleri firâr ve +Bursa tekfüri hisâra tahassun ihtiyâr eyledi. Kestel tekfüri esnâ'-yı harbde maktûl olup firâr +iden Kite tekfüri, Ulubat tekfürine ilticâ itmekle andan taleb olundı. Ol dahı nesl-i Osmânî, +Ulubat-Köprüsi’nden ubûr itmek şartıyla tekfür-i mezbûrı, Osmân Gâzi tarafına teslim +eyledükde hükûmetgâhı olan Kite-hisâr’ı karşusında paralayup ol vechile hisârı feth itdiler. +Binâberin şâhân-ı Âl-i Osmân ol köprüden geçmeyüp kayıklar ile ubûr iderler imiş. Bu +cengde Osmân Gâzi birâder-zâdesi Ay-dogdı Big şehîd olmagla Koyun-hisâr civârında +defn olundı. Hâk-i mezârı mahmûme devâ ve devr-i merkadı sancısı olan ata ��ifâ idügi +meşhûrdur. +. Muhâsara-i Burusa +Burusa tekfüri, firârından sonra ta'kîb olunup Burusa muhâsarasına mübâşeret olundı. +Lâkin fethi müyesser olmayup, ancak Kapluca cânibine bir kal'a binâ ve birâder-zâdeleri +Ak-Timur’i iskân ü îvâ ve bir kal'a dahı tag cânibine binâ idüp Balabancık nâm bir +abdlerini muhâfazaya ta'yîn itdiler. Ve etrâfda olan kurâyı ehl-i tîmâra taksîm idüp, re'âyâ +dahı adâletlerini müşâhede itmekle cân ü dilden itâ'at eylediler. +. Feth-i ba'zı bilâd +Bundan sonra Osmân Gâzi’ye asker-i İslâm cihâd içün bir cânibe dahı gidilmege +recâsını itdüklerinde Osmân Gâzi askerin cihâda rağbetlerinden gâyet telezzüz ve istibşâr +ve cihâd içün azm olunacak mahallerin ahvâline vukūf-ı tâmmı olan Köse Mihâl’i +huzûrlarına da'vet ve ihzâr idüp andan istihbâr-ı levâzım itdükden sonra Köse Mihâl’i, +Orhân Gâzi ile Karaca-hisâr’da hıfz-ı bilâda ta'yîn ve kendüleri Leblebici-hisârı’na azm-i +nusret-karîn itdiler. Vusûllarında tekfüri itâ'at itmekle Köpri-hisârı’na serdâr nasb olunup, + +----- + +oglı Osmân Gâzi bendegânına ilhâk olundı. Andan Lefke’ye azîmet olundukda Lefke ve +Çadırlu tekfürleri istikbâl idüp kal'alarını teslîm ve kendüleri itâ'at itdüklerinde Er-tuğrul +Gâzi etbâ'ından Samsa Çavuş ol kal'alara tâlib oldı. Lâkin tekfürlerün itâ'atlerini +takviye içün mahallerinden ihrâc münâsib olmagla Lefke yanında Yeni-şehr suyunun +kenârında kaya üstündeki hisârı tîmârına zamm ile hâtırunı tatyîb itdiler. Hâlâ ol mahalle +Çavuş-köyi dirler. Andan Yenice’ye varılup tekfüri itâ'at itdi. +Ba'dehû Akhisar’a varılup anlar muhârebeye tasaddî itmekle cenge mübâşeret olunup +küffâr münhezim oldukda tekfür hisârına girmege mecâl bulamayup Karaceyş-hisârı’na +firâr itdi. Kal'ayı yagma idüp Geyve cânibine teveccüh itdiler. Meger küffâr, hisârı tahliye +idüp Korı-deresi’nde becene itmişler idi. Osmân Gâzi haber alup üzerlerine varduklarında +muhârebeye ibtidâr ve fî'l-hâl cem'iyyet-i küffârı târmâr itdiler. Ve tekfürleri tutup +ganâyimi yagma itdükden sonra tekfür-pınarı’na azîmet ve anı dahı dâhil-i havza-i +hükûmet eylediler. Bu feth olunan vilâyetlerün re'âyâsını kemâl-i adâletle ri'âyet idüp +mahsûlını ashâb-ı tîmâra virdiler. +. Hücûm-ı Tâtâr ber-bâzâr-ı Karaca-hisâr +Osmân Gâzi bu fütûhâta meşgûl iken Çavdar tâtârı Germiyân cânibinden Karaca +hisâr’a îlgâr idüp bâzârını yagma itdiler. Orhân Gâzi, Eski-şehr’den haberdâr oldukda +acâleten bir mikdâr süvâr ile ol cânibe azîmet idüp Oynaş-hisârı’nda ol gürûha dûçâr +ve dahı serdârların âdemlerinden ekserîn esîr ü giriftâr itmekle ve gâret itdükleri eşyâyı +istihlâs idüp Karaca-hisâr’a vâsıl oldı. +Ba'dehû Osmân Gâzi serîr-i devletlerine ric'at itdüklerinde Orhân Gâzi’nün bu +hizmetine tahsîn itdiler. Ve ol esîr olanlara merhameten tevbe virüp azâd eylediler. +. Teshîr-i Koca-ili +Orhân Gâzi serdâr nasb olunup, Gâzi Abdurrahman ve Akça Koca ve Mihâl ile +Sakarya suyı kenârında olan Karaceyş cânibine revâne oldılar. Kal'aya karîb geldiklerinde +askeri üc bölük idüp, bir bölügi hisârun ardına gecdiler. Ve bir bölügi etrâfda pinhân olup, +bir bölügi dahı Orhân Gâzi ile hisârun karşusuna geldiler. Bir kaç gün muhârebeden sonra +izhâr-ı hezîmet idüp, firâr sûretiyle girüye azîmet itdüklerinde kâfir bunları bozuldı +sanmagla kal'adan çıkup artlarınca îlgâr idicek, pusuda olan asker hurûc idüp kal'aya dâhil +oldular. tekfür bundan âgâh oldukda kal'aya girmek ümîdiyle avdet eyledi. Asker-i İslâm +dahı etrâfını alup tekfüri esîr ve tevâbi'ini küşte-i şemşîr itdiler. Ve hisâr feth olunup + +----- + +Konur Alb’a mahall-i kârar ve civârında feth olunan Ayan suyı-hisârı zamîme-i tîmâr +kılındı. Ve Ayan suyı mecrâsında köpri önünde olan burgoza Karatekin varınca, +Karatekin-hisârı zabt olunup Akça Koca ve Samsa Çâvuş’a ta'yîn olundu. +Ba'dehû Orhân Gâzi nice hedâyâ ile Yeni-şehr’e pederleri hizmetine gelüp feth +olunan hisârlara sipâhiler irsâl itdürdi. +Konur Alb kerrâtıyla Ak-yazu’ya akın itdükden sonra Tuz-bâzârı’nı feth idüp +Uzunca-bel’de küffâra mülâkî olmalarıyla iki gün iki gice ceng vâki' oldı. Âkıbet ehl-i +İslâm tahsîl-i dest-mâye-i nusret ve muzâfferen Tuz-bâzârı’na avdet itdiler. Akça Koca, +İznikmid etrâfında küffâr ile çok muhârebeler eylediler. Hâlâ Koca-ili didikleri vilâyet +anun sa’yı ile feth olunmuşdur. +Kara-Tekin, İznik’e karîb olmagla Samsa Çâvuş gâhî etrâfını gâret idüp tekfürini +tazyîk itdigünden nâşî İstanbul tekfürinden şekvâ-künân istimdâd ve ol dahı asker cem' idüp +keştîler ile Yalak-ova’ya îsâla bezl-i ictihâd eyledi. Gâzi Abdurrahman küffârun +mürûrundan haberdâr oldukda îlgâr ile gelüp küffârı basdı ve ekserîni kırup kaçanlarun +dahı çogı deryâda gark oldular. +. Feth-i hisâr-ı Burusa ve Atranos +Orhân Gâzi pederlerinün illet-i mizâcı sebebiyle Burusa fethine serdâr nasb olunup +ibtidâ Atranos fethine azîmet itdiler. Ba'de’l-vusûl hisârı hâlî bulup tekfüri taga firâr +itmekle ta'kîb olundukda tekfür-i mezbûr hücûm-ı askerden kaçarken bir taşdan düşüp mürd +olıcak, bâkî askeri itâ'at eylediler. Orhân Gâzi hisârı hedm itdürüp Burusa tarafına +teveccüh-i râyât-ı zafer-şümûl ve vusûllarında Bınar-başı cânibine nüzûl olundukda küffâr +ı kal'a mukaddemâ binâ olunan iki kal'a sebebiyle sekiz yıllık muhâsaradan ziyâde +muztarib olduklarına binâen Köse Mihâl vesâtatıyla kendüleri ve ıyâl ve mâlları semt-i +selâmete îsâl olunmak şartı üzere hisârı teslîm ve otuz bin altun arz u takdîm idiceklerini +inhâ itdüklerinde kabûle karîn olup, Gemlik nâm karyeden gemilerine süvâr olmak içün ol +mahalle îsâl olundular. Bu feth senesinde vaki' oldı. +. Cülûs-ı Orhân Gâzi +Bu fethden sonra Orhân Gâzi vâlideleri dergâhına rûymâl eyledükde za'f-ı mizâcları +mütezâyid olmagla Orhân Gâzi’ye adl ü dâd ve küffâr ile cihâd ve ulemâya rağbet ve şer'-i +şerîfe itâ'at vasiyyetlerini itdükden sonra âhirete intikāl eylediler. +Hakk anı rıdvâne karîn eyleye Anda dahı taht-nişîn eyleye, âmîn. + +Vefâtlarından sonra Orhân Gâzi tahta cülûs eyledi, fî sene sitte ve işrîn ve seb'a +Osmân Gâzi’yi vasiyyetleri üzere Burusa’da manastıra defn itdiler. Ömri , müddet +i saltanatları senedür. Metrûkâtları bir yenice sarık, bir tekelini, bir yancuk, bir +tuzluk, bir kaşıkluk, bir kaç tavîle at, bir kaç süri koyun ve sarık ile tekeleti Denizli +bezinden idi. +Gâzi Hüdâvendi-gâr lâkabıyla müştehir olan Sultân Murâd bu sene de vilâdet +itmişlerdür. +Konur Alb ve Akça Koca, Konurpa ve Ak-yazu ve Mudurnı, Kalender ve Ermenî +bâzârı ve Ayan göli vilâyetlerini feth itdükden sonra Koca-ili memleketinün vasatında +olan Samandıra-kal'ası’nı teshîr ve tedbîrine mübâşeret eyledükleri esnâda Orhân Gâzi +cülûsı vâki' olmuş idi. +Ba'dehû kal'a-i merkūme tekfürinün oglı bir gün mürd olmagla defn itmek içün +küffârun kal'adan hurûcları mezbûr iki serdârun ol mahallden güzârı hengâmına tesâdüf +itdigi cihetden vâkıf oldukları sâ'at hemân asker-i İslâm ile kal'a yolunı sedd ü bend ve +küffârı âteş-i hucûm ü iktihâma sipend itdiler. Bi-hamdüli’llâh küffâr münhezim olup +re’îsleri giriftâr oldu. Bu sûretle kal'a feth olundukdan sonra esîr olan tekfüre rü’esâ-yı +küffârdan ba'zıları harîdâr olmagla Orhân Gâzi’den ba'de’l-istîzân İznikmid tekfürine mâl-ı +azîm ile fürûht itdiler. Ve ol mâl yine İznikmid teshîri levâzımına sarf olundı. Ve +Samandıra vilâyeti Akca Koca’ya virilüp İstanbul’a karîb oldugı cihetden İstanbul nehb ü +gâretine meşgûl oldı. +. Feth-i hisâr-ı Aydos +Orhân Gâzi senesinde Konur Alb ile Abdurrahman’ı Aydos fethine irsâl eyledi. +Anlar dahı hisâr-ı mezbûre teveccüh idüp vusûllarında muhâsaraya mübâşeret itdiler. Lâkin +kemâl-i istihkâmı imtidâd-ı muhâsarayı muktezâ olmagla harb u kıtâl mümtedd oldı. +Ba'dehû izâ erâda’llâhu şe'yen heyyee vafkınca meger ol tekfürün bir kızı +var idi. Ol kız rü’yâsında görür ki, bir derin karanlık kuyuya düşmüş istimdâd ü feryâd ider. +Kavm ü aşiretten bir imdâd ider kimesne yok. Temam kendinden ümîdi kesdükde görür ki, +bir cüvân ol kuyı kenârına gelüp kendüyi kuyudan çıkarır ve bir kat temiz câme giydirir. +Bu hâl ile uykudan uyandıkda gördügi rü’yânun ta'bîri fikrile ve ol cüvânun aşkıla bî-karâr +olup bir gün kal'anun kullesinden asker-i İslâm cânibine nigâh iderken gözi Abdurrahman +Gâzi’ye düş oldukda bakar ki, düşünde görüp mahabbet itdügi cüvândur. Hemân kalbinde +dîn-i İslâm’a meyl ü rağbet hâsıl olup hatt-ı firengî tahrîrine kudreti olmagla bir kâğıda +rü’yâsını tahrîr ü beyân ve dîn-i İslâm’a rağbetini ayân idüp dir ki: “Eger kal'anun fethi +maksûd ise sûret-i hezîmet izhâr idüp ba'de’l-firâr filân gice kal'a dibine gelesiz ve ol +vechile teshîr-i hisâra ikdâm idesiz.” Andan kâğıdı bir taşa baglayup asker-i İslâm cânibine +atdı. Taş, asker düşüp yuvarlanarak Abdurrahman Gâzi’nün atının ayagı altına +vardı. Abdurrahman Gâzi dahı hemân kâğıdı alup Akca Koca’ya arz eyledi. Ve kâğıdı hatt +şinâslara okudup ma'nâsı bilindükde ba'de’l-meşvere etrâf-ı kal'ayı ihrâk idüp ve +Samandıra-kal'ası’nı dahı yakup güya bir mahzûr zuhûr itmiş gibi firâr itdiler. Küffâr bu +vaz'-ı cidde haml idüp gafletle ıyş ü işrete meşgûl oldular. +Ba'dehû ma'hûd olan gice de Abdurrahman Gâzi seksen dilâver ile kal'aya irişüp +gördüler ki, ol nigâr burc-ı hisârda intizâr üzere andan oldugı mahallün dibine gelindükde +bir kemend sarkıtdı. Abdurrahman kemende sarılup hisâr dîvârına çıkdı. Bu sûretle bir kaç +dilâver dahı çıkup duhterün ilkāsıyla kapucılar oldıgı mahalle inilüp fî’l-hâl anları katl +itdiler. Ve miftâh-ı kal'ayı bulup kapuyı açdılar. Asker-i İslâm dahı bil-cümle kal'aya dâhil +olup tekfürün hânesine hücûm itdiler. Ve kal'ayı feth idüp ganâyim-i bî-şümâr ile tekfüri ve +duhteri istishâb ve Orhân Gâzi dergâhına şitâb itdiler. Orhân Gâzi dahı memnûn olup ol +duhteri dil-nüvâzi Abdurrahman Gâzi’ye tezvîc eylediler. Andan Kara Abdurrahman nâm +bir ogul dünyaya geldi. Ve şecâ'atde bir rütbeye vardı ki, İstanbul kâfirleri anun +havfından bî-ârâm ü râhat olup küffârun nâsî çocuklarını Kara Abdurrahman ile +korkudurlar idi. +. Feth-i hisâr-ı İznikmid +Şehr-i İznikmid zamân-ı kadîmde gâyetde azîm ve ma'mûr ve Makedon ismiyle +meşhûr idi. İskender-i Rûmî’nün babası Filekus’un tahtgâhı ve İskender’ün mevlîdi oldugı +cihetden İskender-i Makedonî dirler. Ve ol memleket bekāyâ-yı evlâd Kayasıra’dan +Belahonya nâm duhterün taht-ı tasarrufunda idi. Akca Koca’nun ol nevâhîde mazhar oldugı +fütûhât kefere beyninde şâyi' olmagla İstanbul tekfüri, İznikmid-kal'ası mahfûz olsun içün +imdâda ihtimâm idüp top ü tufeng ve sâ’ir alât-ı ceng irsâl itmiş idi. Ve İznikmid muhkem +ü metîn olmagla teshîr-i zâhiren asîr iken Orhân-ı bülend-himmet fethine azîmet +buyurdılar. Ve ol esnâda Akca Koca’nun intikāli haberi ve kal'a-i İznikmid fethine +tavsiyesi Orhân Gâzi dergâhına ma'rûz olıcak, azîmetlerini te’kîd eyledi. Ve Koca-ili +hükûmeti Süleymân Paşa’ya tevcîh olundı. Ve Konur Alb ki, Konrapa vilâyetinün +fâtihidür. Ve ol diyâr bu nâm ile o sebebden iştihâr bulmuşdur. Merhûm oldugı haberi vârid +oldı. +Ba'dehû Orhân Gâzi senesinde İznikmid’e teveccüh buyurup Sakarya- +Köprüsi halel-pezîr olmagla ta'mîr olunca te’hîr buyurdılar. Ve yüz hâneden ziyâde kâr-gîr +büyût ol köprinün muhâfazasına me’mûr olup tekâlîfden mu'âf oldılar. +Ba'dehû köprüden ubûr olunup Abdurrahman Gâzi askere pîşvâ ta'yîn olundı. Zîrâ +mukaddemâ Samandıra tekfüri bî'anda İznikmid’i görmekle kal'anun ahvâline vâkıf olmuş +idi. Andan İznikmid’e varılup muhâsaraya mübâşeret olundı. Ve Yalakonya’nun Kalayon +nâm bir karındâşı Koyun-hisâr’unda olup ol nevâhîde olan ehl-i İslâm’un karyelerine +ta'addî ve ol mahallden mürûr iden mücâhidîni men'a tasaddî itdüginden nâşî mazarratı +def' olunmak içün Kara Alî ve Aygud bir mikdâr asker ile irsâl olundılar. Kal'aya vâsıl +olup muhâsaraya mübâşeret ve harb u kıtâle mübâderet itdükleri esnâda Kalayon, kal'a +burcı üzerinden ok ile urulup zemîne düşicek. Ehl-i hisâr taleb-i amân itmekle kal'a feth ü +teshîr ve guzât-ı zafer-simât nice ganâyimle dil-sîr kılındı. Andan Kalayon’un ser-i maktû'ı +dergâh-ı pâd-şâhîye irsâl olunup Orhân Gâzi, Kalayon’un başını kal'a önüne dikdirdükde +kız karındâşınun dahı cenge iktidârı kalmadugı cihetden vezîrini nice hedâyâ ile huzûr-ı +Orhân Gâzi’ye irsâl eyledi. Ve kal'ayı teslîm idüp kendüleri selâmetle gemilerine îsâl +olunmak recâ itmelerine binâen recâları makbûl ve sâlimen keştîlerine mevsûl olduklarında +İstanbul cânibine azîmet itdiler. İznikmid-kal'ası’nı ba'de’l-zabt Aydos-kal'ası, ol semte +gâyet karîb olmagla hedm olunup bekcileri buna ta'yîn olundı. Ve bu nevâhî askere tîmâr +virilüp deryâ kenârı Akca Koca tevâbi'inden Kara Mürsel’e tevcîh ü ihsân ve leb-i deryâyı +düşmen gemilerinden muhâfazaya ol merd-i meydân-ı vegâ dâmen-der-meyân kılındı. Hâlâ +ol mahall bu ism ile müsemmâdur. +. Teshîr-i kal'a-i Hereke +Hereke teshîrine Timurtaş vâlidi Alî Big me’mûr olup esnâ’-i muhârebe de Alî +Big’ün ok ile bir gözi mecrûh oldı. Lâkin ol dilâver-i şecî' ikdâm ile kal'ayı tazyîk idüp +amân ile zabt ü teshîr ve sipâhısı terk-i diyâr eyleyüp, re'âyâsı takrîr olundı. +. Ric'at-ı Orhân Gâzi ve ta'yîn-i kavânîn +Ba'de’l-feth İznikmid’den avdet ve Burusa’yı makarr-ı eyâlet buyurdılar. Birâderleri +Alâeddîn Paşa ki, pederleri vefâtında hüsn-i rızâsıyla ihtiyâr-ı gûşe-i ferâgat ve Orhân + +----- + +Gâzi’ye bey'at itmişler idi. Burusa’ya vusûllarında tehniye-i gazâ içün ziyâretlerine +vardıkda gâyet müdebbir ü ukalâdan bir zât-ı şerîf olmagla Orhân Gâzi cenâblarına ba'zı +tedâbîr arz eyledi. +Evvelâ isti'mâl olunan nukūd-ı selâtîn-i Selçukiyye esmâ sıyla meskûk idi. +Kendü isimleri darb olunmak münâsib oldugunı beyân eyledi. Sâniyen âdet-i selâtîn üzere +leşkere kisve vü libâs ta'yîn oluna ki, asker-i sultânî hem re'âyâdan mümtâz ve hem vakt-i +harbde husamâ leşkerinden alem-i ifrâz imtiyâz olalar. Sâlisen asker nev'-i vâhide +münhasır olmayup envâ'-i mütea'ddide olmak nice fevâ’id-i müştemil bir tedbîrdür, +didikde Orhân Gâzi bu re’ylerden gâyet memnûn ü mahzûz olup birâderlerinün vizâreti +kabûl itmesini recâ ve Kite nevâhîsinde Kovere nâm karyeyi temlîk ü i'tâ eylediler ve dahı +yenice in'am ve envâ'-i ibrâm ile vizâreti kabûl itdürdiler. Ber-minvâl-i muharrer Alâeddîn +Paşa sevki üzere sene tis' ve işrîn ve seb'a-mie de sikke basılup sipâhıya beyâz külâh +ta'yîn olundı. Ve Yıldırım Bâyezîd zamânında mülâzım-ı dergâh olanlara ve hademe-i +â'yân-ı devlete kızıl börk ta'yîn olunup beyâz külâh sipâhıya mahsûs oldı. Ve Fatih +zamânında umûmâ sarık sarılup yeniçeri mu'tâd olan ak börk üzerine telli sarık sardılar. Ve +hademenün kızıl börkleri tezeyyün olundı. Ve dahı fatih-i Bolayır Gâzi Süleymân Paşa, +Hazret-i Mevlânâ’ya mahabbetine yeniçeri bölük başıları beyninde ma'rûf olan hem-şekl +külâh-i üsküfi giymekle Gâzi Hudâvendigâr zamânında şâyi' oldugundan ol üsküf +tezyîn olunup câme-i selâtîn oldı. Ba'zı seferlerde ve mecâlisde giyerler idi. Ammâ +Burusa’da merâkıd-ı selâtînde destâr-ı Yusûfî ile sarılan tâcları eyyâm-ı ikāmetde telebbüs +buyururlar idi. +Ba'dehû Alâeddîn Paşa, Bilecik kādîsi Mevlânâ Halîl ile Orhân Gâzi huzûrunda +müşâvere idüp “Teksîr-i asker içün evlâd-ı Etrâk’den intihâb ve nev-be-nev zamîme-i +asâkir-i nusret-meâb kılına.” deyü re'y-i zerrîn ve bu hizmete Mevlânâ Halîl’i ta'yîn +eylediler. Ve cem' olunan yigitlere günde bir akca osmânî ki, rub'-i dirhem şer'îdür. Vazîfe +ta'yîn olundı. Ve seferden avdet olundukda gündelikleri kat' olunup her biri zirâ'atine +meşgûl olmak tedbîr olundı. Ve bunlara on başı ve yüz başı ve bin başı nasb olunup bu +göreve piyâde nâmı ile meşhûr oldılar. Lâkin bu tâ’ife gitdükce ziyâde olup fesâda +başlamalarıyla erkân-ı devlet akd-i meclis-i meşveret idüp min ba'd evlâd-ı küffârdan +devşirilmege re’y olundı. Ve bir akcadan kabiliyyetleri hasebince ziyâde kılınmak fermân +olunup bunlar yeniçeri nâmile iştihâr buldılar. Ve yeniçeri ihdâsından sonra piyâde +tâ’ifesine ulûfe bedeli arâzî vü mezârı' ta'yîn olundı. Ve evlâd-ı Etrâk’den bir tâ’ife dahı +atlı sefer eşmek şartile piyâde tâ’ifesi minvâli üzere tâ’yîn olunup müsellem nâmı ile +tesemmîye olundılar. Ve bunlara dahı merâtib üzere bölük başılar tâ'yîn olunup +sancak bigleri nasb olundı. +. Feth-i kal'a-i İznik +Kara-Tekin ve Targan kal'alarında olan dilâverler İznik küffârını bir mertebe tazyîk +itmişler idi ki, aslâ kal'adan hurûca iktidârları kalmamış idi. Bu üslûb üzere müzâyakaları +mümtedd olunca İstanbul tekfürinden bir kaç kere istimdâd itmişler idi. İstanbul tekfüri dahı +mâ-beynlerinde olan karâbet muktezâsınca ve İznik feth oldugı sûretde nevbet İstanbul’a +gelmek havfından asker cem' idüp Yalak-ova sâhiline irsâl eyledi. Bu haber Orhân Gâzi’ye +vâsıl olıcak. Süleymân Paşa’yı serdâr nasb idüp irsâl eylediler. Anlar dahı cânib-i küffâra +revâne olup küffârdan istihbâr içün ilerü bir kaç âdem yolladılar. Ol âdemler küffârun +Yalak-ova’ya çıkup İznik’e kârib bir mahalle vusûlunı haber alup Süleymân Paşa’ya iblâğ +itdüklerinde acâleten ol cânibe azîmet olundı. Bir yagmurlı ve karanlık gice de ol mahalle +vâsıl olup küffâr askeri üzerine hücûm itdiler. Avn-i Hakk ile leşker-i küffâr târmâr olup +bakıyyetü’s-süyûf olanları bir kaç nâmdârlarıyla esîr olundı. Andan Süleymân Paşa, esîrler +ile Orhân Gâzi dergâhına teveccüh idüp vusûllarından sonra Orhân Gâzi dahı feth-i İznik’e +şitâb eyledi. Ehl-i İznik’ün muhârebeye adem-i iktidârlarından nâşî asker-i İslâm +vâsıl oldukda istîmân itmeleriyle kal'a zabt olundı. Ve tekfürleri İstanbul’a gidüp fukarâsı +adalet-i Orhân Gâzi’ye vâkıf oldukları cihetden itâ'atini ihtiyâr ve mahall-i aslîlerinde karar +eylediler, fî sene . +Feth-i kal'adan sonra bir gün zevceleri maktûl olan kefere hâtûnları reh-güzâr-ı şehr +yârîde turup lisân-ı hâl ile istirhâm itmelerine binâen sipâhiden tâlib olanlara tezvîc olunup +zabt-ı kal'aya ta'yîn olundılar. “Şehr-i İznik, Sâm bin Nûh binâsıdur.” deyü meşhûrdur. Ve +Orhân Gâzi bir müddet İznik’i makarr-ı eyâlet itmişlerdür. +. Teshîr-i Gönyük ve Mudurnı ve Tarakcı-Yenicesi +İznikmid paşası olan Şeh-zâde Süleymân Paşa ol diyârda bir mertebe hüsn-i sülûk +itdikim, re'âyâ geçen zamânlarına te’essüf ider oldılar. Ve Âl-i Osmân mahabbeti ol +nevâhîde olan nâsun mecmû'ınun derûnlarında cây-gîr olup itâ'at-i pâd-şâhîye bin cân ile +tâlib olundukları Süleymân Paşa’ya ma'lûm olıcak. senesinde Tarakcı-Yenicesi ve +Gönyük ve Mudurnı vilâyetleri fethine vâhiden ba'de vâhidün azîmet buyurdılar. tekfürleri +mukāvemete kādir olmayup ve vilâyet halkınun pâd-şâh-ı İslâm itâ'atine meylini +anlamaları ile kal'aları teslîm idüp itâ'at eylediler. Bu fethlerde ganîmet olmamagla askere +mezârî' temlîk olundı. +. Feth-i Gemlik +senesinde Orhân Gâzi İznik’de oldukları esnâda Gemlik teshîri içün meclis-i +meşveret akd olunup mukaddemâ Timurtaş Big kal'a-i mezbûre fethine irsâl olunmagla +ahvâl-i kal'aya vâkıf oldugına binâen, andan istihbâr olundukdan sonra şöyle re’y olundı +ki: “Vakt-i hasâd da etrâfında olan mahsûlât nehb ü gâret olunup asker-i İslâm’a iddihâr ve +bahârda muhâsarâya ibtidâr oluna.” Andan Timurtaş Big bu hizmete serdâr nasb olunmagla +vech-i mezkûr üzere gallâtı bir mahalle cem' idüp ol kış küffârı gâyet tazyîk eyledi. Evvel +bahârda Orhân Gâzi dahı asker-i İslâm ile cânib-i kal'aya teveccüh idüp ba'de’l-vusûl +muhâsaraya mübâşeret olundı. Bir ay kadar muhârebe mümtedd olup âkıbet küffâr zebûn +olmagla amân taleb idüp kal'ayı teslîm itdiler. Ve kabûl-ı akd-ı zimmet idüp mahallerinde +takrîr olundılar. senesinde Burusa’da câmi' ve imâret binâ kılındı. Pâd-şâh-ı cihân +Orhân Gâzi’nün nâm ü şânı gitdükce âlem-gîr oldugından ümerâ-ı etrâf dâ’imâ anlara +izhâr-ı sadâkat iderler idi. +Husûsen Karesi vilâyetinün hâkimi olan Aclân Big râbıta-i mahabbet olmak içün oglı +Tursun Big’i, Orhân Gâzi hidmetine irsâl itmiş idi. Anlar dahı mîr-i mezbûr-ı evlâd-ı +emcâdları idâdında ta'dâd buyurup ziyâde iltifât itmişler idi. +senesinde Aclân Big vefât itmekle büyük oglı, makāmına geçmiş idi. Lâkin etvârı +nâ-pesendîde oldugı cihetden ahâlî vezîri olan İl-Big huzûrına gelüp ba'de’l +mükâleme Tursun Big’i taleb içün Orhân Gâzi dergâhına hedâyâ-yı lâyıka ile ba'zı +mu'temed kimesneler irsâl itdiler. Anlar dahı Âsitân-ı Orhân Gâzi’ye rûymâl idüp arz-ı +niyâz itdükleri dem Orhân Gâzi, Tursun Big’i huzûrına ihzâr idüp bu ahvâli ihbâr +buyurduklarında ol dahı bed’-i kelâm idüp: “Atebe-i şehinşâhânenize pîş-keş olmak üzere +Aydıncık ve Manyas ve Balı-kesr’i ve Bergama ve Edremid vilâyetleri kabûle karîn +bâkiyesi bu bendelerine sadaka ve ta'yîn buyurılursa ihsân olunmuş olur.” didikde emr-i +pâd-şâhî ile asker cem' olunup Tursun Big’i makarr-ı hükûmeti olan Karesi vilâyeti +cânibine isâle azîmet buyurdılar. Esnâ-yi râhda Ulubat diyârından mürûr olunup Koykinos +ve Aylos nâm iki kal'a bed-i küffârdan nez' olundı. Kirmastı’ya varıldıkda hâkimesi +bekāyâ-yı Kayasıra’dan Kermastorya nâm bir avret idi. Asker-i İslâm’ı istikbâl idüp kabûl-ı +akd-i zimmet itmekle mazhar-ı envâ'-i ihsân oldı. Ve karındaşı Mihâlic hâkimi Mihâlice ve + +Ulubat tekfüri dahı itâ'at itmeleriyle na’il-i iltifât-ı pâd-şâhî oldılar. Andan makarr-ı +eyâlet-i Aclânî olan Balı-kesr’iye varuldıkda Aclân-oglı Bergama’ya firâr itmiş idi. Hacı İl +Big, rûymâl-ı dergâh idüp pîşvâ-yı asker ta'yîn olundı. Ve Bergama cânibine azîmet olunup +ba'de’l-vusûl muhâsaraya mübâşeret eylediler. Orhân Gâzi emri ile müslimîn arasında kıtâl +olmamak içün Tursun Big, Payı-hisâr’a varup birâderini sulha da'vet eyledükde ol bî-rahm, +Tursun Big’i bir ok ile urup şehîd eyledi. Bu haber-i muvahhiş Orhân Gâzi sem'ine vâsıl +olıcak gâyet müte’essir olup emîrleri ile münâdîler nidâ eylediler ki, min ba'd vilâyet-i +Karesi memâlik-i Orhâniyye’den olup ümerâsı itâ'at-ı şehriyârî’ye müsâra'at eyleyeler. Bu +haber münteşir oldukda ol diyâr halkınun an-asl maksûdları bu sûret olmagla hükkâm-ı +kılâ' vü hisâr, dergâh-ı şehriyârîye rûymâl idüp mansıblarında takrîr olundular. Ammâ +Aclân-oglı metânet-i hisâra danıyup izhâr-ı tuğyân eylemedi. Âhir-kâr ehl-i hisâr itâ'at-ı +şehriyârîye karar virüp serdârlarına didiler ki: “Etrafımıza da olan bilâd-ı cümle itâ'at +itmişler. Yalnız bizim mukāvemete iktidârımız yokdur. Hemân cerâyim-i sâbıkadan isti'fâ +itmek gereksin. Zîrâ Orhân Gâzi, cürmüne mukırren olanlara afv itmek ile meşhûrdur. Ve +illâ seni kayd ü bend ile huzûr-ı şehriyârîye îsâl itmemiz mukarrerdür.” didiklerinde +bi’z-zarûreten harekât-ı nâ-şâyestesinden i'tizâr ile rûymâl-i dergâh-ı şehinşâhî idicek, +cürm ü günâhı afv olunup katlden halâs olmagla Bursa şehrine irsâl olundı. İki seneden +sonra mat'ûnen vefât itmüşdür. Vilayet-i Karesi bu sûretle dâhil-i havza-i hükûmetleri +oldukda eyâletini ferzend-i ercümendleri Süleymân Paşa’ya tevcîh buyurup tedbîr-i umûr-i +memleketi Hacı İl-Big’i ve Kādî Fâzıl ve Evrenos Big’e tefvîz eylediler. Andan Burusa’ya +teveccüh buyruldukda Ulubat tekfürinün hıyaneti zâhir olmagla katl olunup vilâyet-i dâr-ı +İslâm kılındı. Ve ol kış Burusa’da ikāmet buyurdılar. +. Feth-i Anahor ve Emrudlı +Sevâhil-i bahrdan Anahor küffârı etrâfında olan müslimîne ta'arruz itdükleri ma'lûm +olıcak. senesinde ol cânibe azîmet olunup etrâf-ı hisâr makarr-ı a'lâm nusret-medâr +oldukda küffâra ru'b ü hirâs müstevlî olup kal'ayı teslîm eylediler. Andan Emrudlı +muhâsara olunup anun tekfüri dahı mukāvemete kādir olmamagla kabûl-i akd-i zimmet idüp +kal'ası dâhil-i kabza-i tasarruf oldı. Ve ol etrâfda olan sa'ir hükkâm-ı kılâ' dahı izhâr-ı +mütâba'at itmeleriyle sâlih-i intifâ' olanları zabt olunup mâ-adâsı tahrîb olundukdan sonra +sâlimen Burusa’ya avdet buyurdılar. + +----- + +. İbtidâ-i fütûhât-ı Rûm-ili +Orhân Gâzi’nün dâ’imâ murâdları tevsî'-i bilâd ile i'lâ-yi kelimetu’llâh olup +Anatolı memâlikinün ekserî kabza-i tasarruflarına dâhil olmagla rûz u şeb fikrleri Rûm-ili +vilâyeti teshîri idi. Bir gün ferzend-i ercümendleri Süleymân Paşa ziyâretlerine geldükde +münâsebetle bu mülâhazaları mezkûr oldı. Lâkin utûfet-i pederi bu emr-i düşvârı teklîfden +mâni' olmagla arzû ve temennî tarîkile yâd buyurdılar. Bu kelâm Süleymân Paşa’nun +mesmû'ı olıcak didi ki: “Eger himmet-i şehriyârî bu bendeleri ile bile olursa dest-yârî-i +tevfîk-i Bârî ile bu emr-i düşvâr husûl-pezîr ola.” Vâlid-i mâcidleri dahı şeh-zâdenün teshîl +emri husûsunda du'â buyurup bu vechile hatm-i kelâm olundukda Süleymân Paşa vedâ' +idüp makarr-ı hükûmeti olan Karesi vilâyetine mürâca'at eyledi. +Ba'dehû derûnlarından Rûm-ili’ye ubûra kābil bir mahall tefahhusı içün seyr tarîkile +deryâ kenârında olan kasabâta azîmet eyleyüp Aydıncık nâm beldeye geldiler. Temâşâlık +nâmı ile ma'rûf olan kasr-ı Süleymânî ki, mahall-i nakl-i serîr-i Belkıs olmak rivâyet +olunur. Ol mahallde akd-i meclis olunup musâhabet esnâsında huzzâr-ı meclis Süleymân +Paşa da esâr-ı tefekkür müşâhede idüp sebebinden istifsâr itdüklerinde Rûm-ili teshîr-i mâ +fi’z-zamîrleri oldugını beyân buyurup didiler ki: “Âyâ bir kimesne var mıdur ki, +râh-ı Hudâ’da nakd-i cânını bezl ü nisâr ve Karşu-yaka’dan bir dil tutup huzûrumuza ihzâr +ide.” Hemân Ece Big ve Fâzıl Gâzi da'vâ-yı ser-efrâzî idüp Süleymân Paşa’dan ba'de’l +istizân hizmet-i mezbûre edâsını mütevekkilen ale’llâh âzim-i râh-ı maksûd ve Viranca +hisâr’a pâ-nihâde-i vürûd oldılar. Ol mahall deryânun mesâfe-i arzı kalîl olmagla ubûrı +âsân oldugından bir sal binâ idüp Rûm-ili yakasında Gügercinlik’den aşagı Çimnik-hisâr’ı +nevâhîsine güzâr eylediler. Ve bâğlar arasında bir kâfir bulup esîr ü giriftâr ve sala ric'at +idüp şitâbıla yine Anatolı cânibine güzâr eylediler. Tutdukları kâfiri Süleymân Paşa +huzûrına götürdüklerinde kâfir kendüden kat'-ı ümîd itmiş iken Süleymân Paşa envâ'-i +ihsân ile mu'amele buyurup kâfirün kalbini teshîr itdükden sonra Çibni-kal'ası’ hâlini +suâl buyurduklarında kâfir duhûl-i âsân oldugını beyân ve mücâhidân olmaga ahd ü +peymân eyledi. Şeh-zâde hazretleri dahı bilâ-te’hîr sipâh-i nusret-penâh ile ol ubûr olunan +mahalle azîmet ve kenâr-ı bahrda olan ba'zı kâfir vilâyetlerinden sıgırlar gâret idüp +derilerinden kayışlar peydâ ve agaçları birbirine ol kayışlar ile bend iderek iki azîm sal binâ +itdiler. Ve her birine kırkar atlu ve sâ’ir levâzım harb u kıtâl konulup şeh-zâdenün +süvâr oldugı sala emekdâran-ı hânedân-ı Osmânî’den Ak Sunkur’a ve Kara oglan-oglı ve +Daha önce “Çimnik” olarak geçmişti. + +----- + +Kara Timurtaş ve Kara Hasan-oglı ve Balabancık-oglı imtisâli dilâverler binüp âhir sala +Hacı İl-Big’i ve Ece Big ve Gâzi Fâzıl ve Evrenos Big ve sâ’irleri binmekle bir şeb-i +zulmânîde kal'a-i ma'hûde kenârına vusûl buldılar. Ve andan ol reh-nümâlıga tekeffül iden +kâfir vesâtatile kal'anun bir cânibinde olan süpründi yıgındısından burc-ı kal'aya su'ûd +idüp küffâr gaflet üzere oldugına binâen .bî-aheng-i ceng ü bey-kâr cümlesi beste-i kayd-ı +asâr oldukda muktezâ-yı re’y-i sâ’ib üzere kimse katl olunmayup mazhar-ı iltifât ve ihsân +oldılar. Ve ehl-i cihâd hizmetine anları tergîb idüp içlerinden gemici olanlarunı envâ'-i +nevâzişle Anatolı’dan asker geçürmege ta'yîn itdiler. Ol gice de üç yüz gâzi geçüp üç güne +dek üç bin dilâver oldı. Ba'dehû Bolayir’de ve Akça-liman’da ba'zı kâfir gemileri oldugı +ma'lûm olıcak. Ece Big’i, bir mikdâr âdem ile kal'ada bulınan atlara süvâr ve ol cânibe +irsâle ibtidâr id��p ol nâmdârlar dahı îlgâr-künân-ı tahammül envâ'-i meşâkk ve ba'de’l +vusûl mevcûd olan keştîleri ihrâk itdiler. Ba'dehû feth olunan kal'a ehlinün delâletile ol +mahalle karîb Ayaslonya nâm kal'a fethine tevcîh-i zimâm ve bir gice bağteten vâsıl +olup ol kal'ayı dahı zikr olunan kal'a gibi zamîme-i kişver-i İslâm itdiler. Bu iki kal'anun +içinde olan asker-i tâ’îfesini Karesi diyârına nakl idüp re'âyâsını mahallerinde ibkā ve zabt +ı kal'a levâzımını îfâ eylediler. +. Feth-i Gelibolı ve Konur-hisârı +Gelibolı-hisârı’nun tekfüri ki, Kalupolı dimekle meşhûr idi. Zikr olunan iki kal'anun +fethini istimâ' itdükde cem'-i leşker idüp asker-i İslâm üzerine hücûm eyledi. Tekâbül-i +saffeyn vâki' oldukda inâyet-i Hakk ile ehl-i İslâm gâlib, abede-i esnâm ve küffâr-ı hâk-sâr +hisârlarına firâr ile reh-neverd ve vâdî-i inhizâm olıcak. Ece Big ve Gâzi Fâzıl muhâsaraya +ta'yîn olundılar. Ol gâziler Gelibolı etrâfını teshîr ve re'âyâsını yerlerinde takrîr idüp +mazhar-ı hidemât-ı şâyeste oldılar. Hâlâ Ece-ovası didikleri vilâyet Ece Big’ün fethidür. +Asker-i İslâm, Gelibolı muhâsarasına iştigâl üzere iken Konur-hisârı’nun Kalakonya nâm +tekfüri ki, Gelibolı tekfürinün akrabâsından idi. Bir kaç kere şeb-hûn tarîkile asker-i İslâm +üzerine hücûm idüp guzâtın-ı müslimîni ızrâr itdügi Şeh-zâde Süleymân Paşa’nun ma'lûmı +oldukda hisârından şeb-hûn içün hurûcı vaktini ihbâra câsuslar irsâl buyurup kendüleri dahı +ardlarınca hisâr cânibine revân ve bir pusuya girüp nihân oldılar. Ol lâ'in vaz'-ı +mu'tâd üzere hisârdan çıkdugı ihbâr olundukda asker-i İslâm dahı pusudan hurûca dâmen +der-meyân ve melâ'înün etrâfını almaga pûyân olup muhârebeye âgâz ve derhâl küffârı +semt-i hezîmete giriftâr itmekle tekfür-i mesfûrı esîr itdiler. Ve kal'a ehli tekfürlerinün +giriftâr oldugunı gördüklerinde amân ile hisârı teslîm eylediler. Bu gazâda kesret-i + +----- + +ganâyimi şöyle nakl iderler ki: Süleymân Paşa bir dervîşden teberrüken istishâb +buyurdukları külâh-ı mevlevîyi mikyâl idüp taksîm-i emvâl itmişler. Bu feth-i celîlden +sonra Süleymân Paşa, Gelibolı-hisârı’na azîmet idüp Gelibolı tekfüri niçe müddet mahsûr +olmagla cânından bîzâr olmuş idi. Husûsen Kalâ-Konya’nun ahvâline vâkıf oldukda +mukāvemete adem-i kudretini bildügi cihetden taleb-i amân ile kal'ayı teslîm eyledi. Ve +kendüsi ehl ü iyâli ile gemiye süvâr olup İstanbul cânibine gitdi. Ece Big ve Gâzi Fâzıl ol +vilâyet hükûmetine ta'yîn olunup zabt ve muhâfazaya me’mûr oldılar. Ve bakıyye-i +ömrlerini gazâya sarf idüp ol etrâfı teshîr itmişlerdür. Ve hâlâ mezârları ol diyârda +meşhûrdur. Gelibolı fethi senesinde vâki' oldı. Ve dahı Hacı İl-Big’i ihtimâmıla +Malgara feth olunup İbsala ve tekfür-tagı’nda ba'zı kılâ' teshîrinden sonra Hayrabolı ve +Çorlı üzerine def'âtile akın idüp envâ'-i ganâyimle muğtenem oldılar. +. Rıhlet-i Şeh-zâde Süleymân Paşa ve muhârebe-i küffâr +Süleymân Paşa’nun melâhim ü gazevâtda sa'y-i cemîli meşhûr ve kişver-güşâlıkla +sît-i şöhret ü şânı bilâd-ı küffârda dahı mezkûr olmagla mülûk-ı Efrenc ve Rus ve Eflâk ve +Bulgar ve Ungurus hükkâm-ı vilâyet-i Lâs ittifâkıla cem'-i leşker idüp akdem mülûk-ı +küffâr olan İstanbul tekfürine böyle haber gönderdiler ki: “Şimdiye dek vilâyet-i Rum-ili +hucûm-ı düşmenden masûn iken şimdi ehl-i İslâm bu kadar kılâ' vü husûna istîlâ eylediler. +Eger müsâhele olunursa cümlemizin istîsâlına ikdâm itmeleri mukarrerdür. Hemân +bunlarun bu diyârda pây-ı sebâtları mütekarrir olmadan bezl-i makdûr idüp +memleketimizden ihrâca ihtimâm olunmak ehemm-i umûrdandur.” Bu haber İstanbul +tekfürine vâsıl olıcak, ol dahı anlar ile ittifâk idüp asker cem'ine başladı. Bu peyâm-ı bârid +ehl-i İslâm cânibine vârid oldukda kulûb-ı nâsa ru'b u hirâs müstevlî olup ıztırâba düşdiler. +Ol esnâda Süleymân Paşa rü’yâsında dâr-ı bekāya irtihâllerini müş'ir, ba'zı alâmât +müşâhede itmeleriyle zümre-i mücâhidîni huzûr-ı sa'âdetlerine ihzâr buyurup didiler ki: +“Bu fütûhât ve gazevât ki, şimdiye dek zuhûr itmişdür. Mahz, inâyeti’llâhi mu'cize’-i +hazret-i risâlet-penâhi ile oldugında kat'â reyb ü gümân yokdur. Zîrâ bu az zamânda bu +mikdâr asker ile bu gûne umûr-ı cesîme zuhûrı bî-i'ânet-i Hayy müte'âl-i emr-i muhâldür.” +El-hâletü hâzihi küffâr-ı bed-fercâm nefîr-i âmm ve ihzâr-ı asâkir bî-şümârda envâ'-i +ihtimâm itmişler. Ehl-i İslâm’a dahı lâyık ve sezâ-vâr olan oldur ki, kim min fi’eten +âh ma'nâsını yâd itmekle ma'reke-i cihâdda Cenâb-ı Hakk’dan istimdâd idüp +pây-ı karârları sâbit ve üstüvâr ola ve cümlenize vasiyyetim oldur ki: “Eger bâ-irâdet-i +“Az sayıda topluluk” + +----- + +mâlikü’l-mülk ecel-i mev'ûdem hulûl idüp yâ meyyit ve yâ maktûl olursam mebâdâ ki, +a'dâ-yı dînden rû-gerdân ve gürûh-ı leşker-i müşrikînden gürîzân olasız. Zîrâ fakd-ı serdâr +ı muceb-i inkisâr olmaz. Hakîkatde serdâr hazret-i Seyyidü’l-ebrâr ve senedü’l-ahyârdur ve +sizden müntehâ-yı âmâlim budur ki, küffâr-ı hâk-sâr dâr-ı İslâm’a hucûm itdükde cihâd +farz-ı ayn oldugını bilüp cümleniz edâ-yı hizmet farziyye-i harb u kıtâlde kemâl-i +ihtimâm ve kebâ’ir-i zünûbdan ma'dûd olan firâr anü’z-zahf zevîlesine irtikâbdan ictinâb-ı +tamâm eyleyesiz. Ve bu dahı ma'lûm ola ki, tertîb-i sufûf ve müdâfa'-i beliyyât ve surûf +benüm vucûduma mevkūf degildür. Hemân Hâdîü's-sebîl cenâbına tevekkül ve Seyyidü’l + +mürselîn rûhâniyyetine tevessül idüp mukābile-i hasmda sabr u tahammül +eyleyesiz.” deyü hatm-i kelâm buyurdılar. +Ba'dehû senesinde bir gün Süleymân Paşa şikâra çıkmış idi. Esnâ-yi saydda +süvâr oldugı rahşun ayagı sürçüp yıkıldıkda şeh-zâdenün vakti tamâm olmagla vâsıl-ı +rahmet-i Rahmân oldı. Bu hâlet-i zuhûrundan gürûh-ı sipâh-endûh ve mihnetle nâle vü âh +idüp cesed-i şerîflerini Bolayir’de binâ buyurdukları mescid civârında defn itdiler. Bu +vâhiye ve heyâ-hây vuku'ından sonra istîlâ-yı küffâr ihbârı müteselsilü’l-vürûd olmagla +ehl-i İslâm’a dâg-ber bâlâ-yı dâg ve kulûb-ı mücâhidîne mûceb-i fıkdân-ı âsâyiş ve ferâğ +olup nâ-çâr nizâm-ı memleket umûrına kıyâm ve mühimmât-ı harb u kıtâl tedârikine +ihtimâm itdiler. Ol esnâda altmış aded kâfir gemisi gelüp otuzı Tuzla cânibinde Seydi +kavagı’na on beş bin kâfir ihrâc ve otuzı dahı on beş bin kâfir ile Gelibolı ma'berini sedd +içün ol cânibe teveccüh-künân sülûk-i râh-hısâm ve lecâc itdükleri haberi vâsıl olıcak. Ehl-i +İslâm’un tahayyür ve ıztırâbları müştedd olup âhirü’l-emr mukāteleye karâr virdiler. +Ba'dehû küffârun kurbı mesmû' oldukda dergâh-ı Hakk’a dest ve âlî-bâz ve husûl-ı feth ü +nusret-i recâ ve niyâz idüp cânibi küffâra azîmet itdiler. Mukābele-i küffâra +gelindükde melâ'înün kesreti manzûr-ı asâkir-i İslâm olunca ber-vech ile muhârebeye +kudretleri olmadugı ma'lûm-ı hâss ü âmm olup nâ-çâr girye-künân mezâr-ı şeh-zâde-i +rahmet âşiyân cânibine gürîzân olduklarında hemân i'ânet-i mücîbü’l muztarrîn âşikâr olup +küffâr-ı hâk-sâr ehl-i İslâm’un bu gûne hareketini hîleye haml itdiler. Ve imdâd-ı ricâlü’l +gayb ile bâsıralarına ba'zı hayalât temessül itmekle şöyle zu'm itdiler ki: Asker-i İslâm +sûret-i firâr ile kendülerini mağrûr idüp leb-i deryâdan dûr ve çeşm-i târlarına görünen +asker-i bî-şümâr ile mevâzı'-ı firârı sedd idüp yek-sere nüfûs-ı habîselerini ni'met-i +hayâtdan mehcûr eyleyeler. Bu vesâvis kulûb-ı küffâra hutûr itdükde sebât ü karâra +Metinde “mürselîn” mükerrerdir. + +----- + +iktidârları kalmayup eyne’l-meferr gûyân vâdî-i idbâra gürîzân oldılar. Cânib-i Hakk’dan +böyle bir latîfe-i gaybiyye zuhûrına asâkir-i nusret-medâr vâkıf olduklarında derhâl +tîglerini uryân ve firâr yanı ta'kîbe şitâbân oldılar. Ol gürûh-ı mekrûh bil-cümle maktûl +olup keştî-bânlarından gayrı bir ahad vâsıl-ı ser-hadd necât olmadı. Ol vak'a da esîr olan +küffârdan sebeb-i inhizâmları su’al olundukda didiler ki: “Sizinle beyle bir cem'-i kesîr +gördük, cümlesi boz atlara süvâr olmuşlar. Ve önlerinde şekl ü şemâ’ili şu minvâl üzere bir +cüvân var idi. Anlarun mehâbeti bizlere bâ’is-i hezîmet olmuşdur.” deyü takrîr-i +kelâm itdiler. Zikr itdükleri alâmât şeh-zâde-i cennet-mekân evsâfına mutâbık çıkdugı +haber-i ibret eseri ol vaktde iştihâr bulmuşdur. +. Ahvâl-i küffâr der-Gelibolı +Gelibolı ma'berini sedd içün gelen otuz aded küffâr gemisinün vürûdi ehl-i kal'anun +mesmû'ı oldukda henüz şeh-zâdenün vefâtından haberleri olmadugından şeh-zâde cânibine +istimdâd içün âdem göndermişler idi. İrsâl itdükleri âdem mukaddemâ tahrîr olunan +vakāyı'a tesâdüf itmekle: “Âkıbet-i hâl neye müncerr ola.” deyü tevakkuf idüp Gelibolı +üstüne gelen küffâr dahı etrâf-ı hisârı muhâsaraya mübâşeret ehl-i İslâm’ı tazyîka +mübâderet itmiş idi. Bolayir vakı'ası vech-i mezbûr üzere vukû' buldukda esîr olan +küffârdan bir kaçını istimdâd içün gelen âdemle bile Gelibolı tarafına irsâl eylediler. +Vusûllarında ehl-i hisâr vâkı'adan haberdâr olıcak hamd-ı Hudây çûn idüp ıztırâb-ı +derûnları bir mikdâr sükûn buldı. Ve ol esîrlerün sebebillerini tahliye eyleyüp cânib-i +küffâra revâne kıldılar. Esîrler küffâr askerine vâsıl olup mâ-vakı'ı i'lâm itdüklerinde +melâ'îne perîşânî ve telâş hâsıl olmagla ikāmete mecâlleri kalmayup diyârları cânibine +azîmet itdiler. İlâ haysü’l-kat rahlehen ümmü keş'. +. Resîden-i haber-i vefât-ı şeh-zâde bâ-Orhân Gâzi +Sipâh-ı İslâm, egerçe küffârun inhizâmından mesrûr olup lâkin şeh-zâdenün +iftirâkından çeşmlerine hâb-ı râhat harâm ve şeb ü rûz dûd-i âh-ı ciger-sûzları resîde-i felek +mînâ-fâm olmuş idi. Lâ-cerem lâzıme-i hâl rû-nümâ olan vakāyi' âsitâne-i pâd-şâhîye +kemâ-hüve’l-vâki' i'lâm olunmakda adem-i tehâvün ü ihmâl oldugından nâşî peyâm-ı feth +ile bu haber-i mâtem mânend tiryâk u semm dergâh-ı şehriyârîye arz olundukda şâh-ı cihân +öyle bir nâdire-i devrân şeh-zâde-i âlî-şândan dûr ve mahcûr oldugına nâlân ü giryân ve +çarh-ı gaddârun bu gûne zahm-ı nâsûr-ı dil-hırâşından perîşân olup kalb-i enverlerinde +“O topluluk yenilgiye uğrayacak ve geriye kaçacaktır.” + +----- + +terk-i gâ’ile-i saltanat cilve-ger olmagla ba'd-ezîn mütevârî-i kûşe-i uzlet ve bakıyye-i +ömrlerini tâ'at-ı Bârî’ye sarfa niyyet buyurdılar. Ferzend-i ercümendleri Gâzi Murâd Han +Rûm-ili’nde olan askere serdâr ta'yîn olundı. Lâkin Orhân Gâzi’nün pîrlik deminde bu +rütbe mâtem elemine tahammüli olmadugından mizâclarında ârıza-i illet nümâyân olup +gitdükce za'afları müştedd olmagla Murâd Han Gâzi’nün Rûm-ili’ne ubûrı te’hîr olunmak +fermân olundı. +. Cülûs-i Murâd Hanü’l-meşhûr be-gâzi-i hudâvendigâr +Orhân Gâzi hazretleri iştidâd-ı maraz sebebile sıhhatden me’yûs oldukda Murâd Han +huzûr-ı devletlerine ihzâr buyurup hem-vâra itâ'at-ı fermân-gird-gâr ihyâ-yı sünnet-i +Seyyidü’l-ebrâr’a sarf-i iktidâr idüp “Mûcib-i ma'nâ-yı şerîf ve fî-sebîlü’llâh ile küffâr-ı +hâk-sâr üzere azv-i cihâd ve zîr-i cenâh himâyetinde âsûde-hâl olan fukarâya adl ü dâd +eyleyesin.” deyü vasiyyet eyledükden sonra rûh-i şerîfleri vâsıl-ı rahmet-i Rahmân ve serîr +i Osmânî cülûs-i Sultân Murâd Han ile şeref-yâb-ı rif'at ve şân oldı, fî sene , ahdâ ve +sittîn ve seb'-mie. +Bu hâdise Süleymân Paşa vefâtından iki ay sonra vuku' buldı. Orhân Gâzi’nün târîh-i +velâdetleri senesinde ve vakt-i vefâtlarında sinn-i şerîfleri sene olup Burusa’da defn +olundılar. Yıldırım Bâyezîd Han bu sene de velâdet itmişdür. Sultân Murâd Han +hazretleri cülûslarından sonra nizâm-ı devlete müte'allik olan mühimmât-ı lâzımeyi kemâ +yenbagî tertîb ü tanzîm ve merâsim ri'âyet-i ra'iyyet ve sipâhi vech-i lâyıkı üzere edâ ve +tetmîm buyurdukdan sonra Rûm-ili’nde olan asker-i İslâm’un serdârları olmadugından +kemâl-i ıztırâba dûçâr olmaları ile ol cânibe güzâr buyurmuşlar idi. Lâkin Anatolı +cânibinde ba'zı hükkâm ve ümerâ-yı husûsen Karaman ve Ermeniyye-i sugrâ vâlîleri +Sultân Murâd Han’un Rûm-ili’ye mürûrını istimâ' itdüklerinde etrâfda olan küffâr ile +ittifâk idüp bilâd-ı müslimîne isâl-i hâsâret ve Burusa ve İznik üzere hücûm itmeleri +ile emvâl ve dimâ’-i mü'minîne kasd-ı yagma vü gâret itdükleri mesmû' olıcak. Murâd Han +Gâzi ulemâdan istiftâ idüp muhârebenün lüzûmiyle fetvâ virdiklerinde tekrâr Anatolı +cânibine ubûr buyurdılar. Ve andan Engüri tarafına teveccüh idüp ba'de’l-vusûl kal'ayı +muhâsaraya mübâşeret itdiler. Ve Karaman bigleri askeri ile muhârebe olunup gürûh-i +mezbûr münhezimen âzim-i vâdî-i firâr ve kendüleri ile bile olan ba'zı erbâb-ı şikāk +giriftâr oldukda Engüri hâkimleri ki, ahîler dimekle ma'rûf idiler. Kuvvet-i şehriyârîyi +müşâhede idüp mukāvemete adem-i iktidârlarını fehm itdüklerine binâen kal'ayı teslîm + +----- + +ile kabûl-i ubûdiyyet itdiler. Kal'ayı muhâfazaya serdâr ve asker ta'yîn olunup ol nevâhîde +ba'zı kılâ'-ı bilâd dahı teshîr olundukdan sonra kışlak içün Burusa’ya ric'at olundı. +. Azm-i sultân-ı cihân be-Rûm-ili +senesinde asker cem'ine âgâz olunup pâd-şâh hazretlerinün meblağ-ı ricâle vâsıl +ferzendleri olmamagla Lâla Şâhîn Big, biglerbigilik mansıbı ile askere serdâr ta'yîn olundı. +Ve kādî-askerlik ibtidâ’ bu sene de ta'yîn olunup Mevlânâ Halîlü’l-Cenderî nasb olundı. +Ba'dehû mürûr-ı asker içün kenâr-ı deryâdan keştîler binâ olunup bir vakt-i +mübârekde Rûm-ili tarafına güzâr olundı. İbtidâ, birâderleri Süleymân Paşa mezârını +ziyâret ve nice sadakât ve nüzûr bezline mübâderet buyurup rûh-i pâkinden istimdât ile +azm-i cihâd buyurdılar. Andan Yanto nâm kal'a muhâsara olunup amân ile feth olundı. +. Feth-i Çorlı +Yanto fethinden sonra Çorlı cânibine azîmet olunup ba'de’l-vusûl muhâsara olundı. +Ve tekfürine kabûl-i cizye teklîf olundukca inâdı izdiyâd bulup mukāteleye ısrâr eyledi. +Âhirü’l-emr esnâ-i muhârebede bir gâzi ok ile gözini mecrûh idicek vakt-i fursatdur, deyü +askeri yürüyüşe terġîb içün şehriyâr-i cihân yagma fermân buyurduklarında sipâh-ı İslâm-ı +ikdâm-künân burc-ı hisâra su'ûd itmeleriyle kal'a feth olunup envâ'-i ganâyim ile +muğtenim oldılar. Ve tekfür-i mecrûh giriftâr, kayd-ı isâr ve emr-i şehriyârî ile vâsıl-ı ser +hadd dimâr olup ba'dü hedme’l-hisâr Misivri cânibine imâle-i i'lâm-ı nusret-medâr olundı. +tekfüri cenge muktedir olmamagla kal'ayı teslîm idüp kabûl-i akd-i zimmet itdi. Andan +Burgaz-kal'ası’nun küffârı firâr itmiş bulunmagla hedm ü tahrîb olundı. Bundan akdem +Şeh-zâde Süleymân Paşa zamânında Hacı İl-Big’i Malgara cânibinden tag eteginde olan +kılâ'ı zabt ve ol etrâfı teshîr içün ta'yîn olunmuş idi. +târîhinde Meric kenârında Burgaz nâm bir kal'a feth itmekle anda tahassun +idüp ekser-i evkātda küffâra akın itdüginden nâşî ganâyim ile muğtenim olurlar idi. Bir +gice Dimetoka tekfüri asker-i İslâm’ı şeb-hûn içün kal'asından hürûc itdükde ittifâk ol gice +Hacı İl-Big’i dahı âdeti üzere akına çıkmış bulunmagla iki asker birbirine mülâkî olup +ceng-i azîmden sonra küffâr târmâr ve tekfürleri giriftâr oldugına binâen hemân Dimetoka +cânibine tahrîk-i râyât-ı zafer-şi'ar eylediler. tekfürün oglı babasınun esîr oldugından +haberdâr olıcak, taleb-i amân idüp teslîm-i hisâr eyledi. Bu feth-i celîl vukū' buldugı +zamânda Sultân Murâd Han, Çorlı ve Misivri teshîrine azîmet buyurmuşlar idi. Hacı İl +Big’i haber-i fethi dergâh-ı şehriyârîye iblâg içün irsâl eyledügi âdemler ol esnâda vâsıl ve + +----- + +kulûb-ı müslimîne envâ'-i meserret ü şâd-mânî hâsıl oldı. Ve Evrenos Big dahı sâbıka, +İpsala cânibinde deryâ kenârında olan hisârları hıfz u hırâset ve kurbunda olan kılâ'ı dâhil-i +havza-i hükûmet itmege me’mûr olmuş idi. Bu esnâda ol dahı Keşan-kal'ası’nı feth idüp +âsitâne-i pâd-şâhîye nice hedâya ile yüz sürdi. Ve Hacı İl-Big’i Dimetoka muhâfazası +levâzımını tanzîmden sonra Sultân Gâzi, Burgaz üzerinde iken şeref-i pâ-bûs-ı +şehriyârî ile müşerref olup Dimetoka ganâyiminden hedâyâ-yı bî-şümâr arz u takdîm +itdükde envâ'-i in'âm ve iltifât-ı şâhî ile tekrîm olundı. +. Feth-i Edrene +Hacı İl-Big’i ve Evrenos Big ile teshîr-i memâlik emrinde istişâre olunup netice-i ârâ +yi sâ’ibeleri Edrene fethi üzere karâr-dâde ve biglerbigi olan Lâla Şâhîn asker-i bî-şümâr +ile câdde-i maksûda kadem-nihâde olup Sultân Gâzi dahı Baba-eski’si fethine müteveccih +oldılar. Edrene tekfüri ki, ol şehr anun ismiyle mezkûrdur. Asker-i İslâm’un teveccühünden +haberdâr oldukda leşker bî-kıyâs cem' idüp niyyet-i harb u kıtâl ile ehl-i İslâm’ı istikbâle +azîmet eyledi. Sazlu-dere nâm mahallde tekâbül-i saffeyn vâki' olup muhârebe bir zamân +mümtedd oldukdan sonra nesîm-i feth ü zafer cânib-i ehl-i İslâm’a vezân ve leşker-i küffâr +vâdî-i idbâre gürîzân olup esîr ü maktûl olanlarundan mâ-adâsı kal'aya duhûl ile tahlîs-i +cân eylediler. Giriftârlardan bir gürûh bir kaç nâmdârları ile âsitâne-i şehriyârîye irsâl +olunup sa'âdet ve ikbâl ile Edrene cânibine teveccühleri niyâz olundı. Şâh-ı derya-nevâl +hazretleri dahı bilâ-emhâl ol cânibe tevcîh ve veche-i ikdâm ve devlet ü iclâl ile Edrene +sahrâsına harb i'lâm buyurduklarında kal'ada mahsûr olan küffârun bir dürlü mukāvemete +iktidârları kalmamagla bir gice Meric Suyu’ndan gemilere süvâr ve Enez cânibine +şitâbân firâr oldılar. İrtesi hisârda kalan re'âyâ amân ile kal'ayı teslîm eyleyüp Lâla Şâhîn +Paşa anda tevkîf olundı. Ve sultân-ı cihân Dimetoka’ya azîmet buyurup âb u havâsı mizâc-ı +hümâyûnlarına hoş gelmekle pây-ı taht idindiler. +. Feth-i Vardar ve Gümilcine ve Zagra +Sultân Gâzi, Dimetoka’da ikāmet buyurdukları eyyâmda Evrenos Big’i cânib-i +cenûbda ve sâhil-i deryâda vâki' olan Gümilcine ve ana tâbi' bilâd teshîri içün serdâr ta'yîn +buyurmalarına binâen ol mîr-i zafer-semîr leşker-i bî-şümâr düşmen-gîr ile bilâd-ı küffârı +gâret ve isâl-i envâ'-i hasâret idüp i'ânet-i avn-i Hakk ile Gümilcine ve Vardar vilâyeti +fethine muvaffak oldı, fî sene . + +----- + +Bu iki şehrde nice asâr-ı hasenesi vardır. , sene-i mezbûre de Lâla Şâhîn Big dahı +fethine me’mûr oldugı Zagra vilâyetinin nevâhîsi ile zabt ü teshîr idüp ganâyim-i bî +pâyân ile vâsıl-ı mu-asker-i sultânî oldukda kemâl-i iltifât-ı pâd-şâhî ile tekrîm ve ganâyim +gürûh-i müslimîne tevzî' ve taksîm olundı. Karamanî Mevlânâ Kara Rüstem Halîlü’l +Cenderî vesâtetiyle ganâyimden hums alınmak emr-i şer'î oldugunı atebe-i sultânîye i'lâm +eyledükde hizmet-i mezbûreye müşârün-ileyh ile Kara Rüstem me’mûr olup her esîre yüz +yigirmi beş osmânî kıymet vaz' olunmagla esîr başına kıymet-i merkûmenün humsı +olan yigirmi beş osmânî ahz ider idi. +. Feth-i Filibe +senesinde pâd-şâh-ı âlem Burusa cânibine teveccüh buyurup Lâla Şâhîn Paşa’yı +Filibe fethine me’mûr eylediler. Ol dahı cem'-i sipâh idüp Filibe tarafına azîmet ve kurb-ı +kal'aya vusûlları ile kulûb-ı küffâra îsâl-i havf u haşiyyet eyledükde mukābeleye adem-i +kudretlerinden nâşî hisâra firâr idüp levâzım muhâfazâya iştigâl itdiler. Eyyâm-ı muhâsara +bir zamân mümtedd oldukdan sonra taleb-i amân ile kal'ayı teslîm idüp kendüleri Sırf +cânibine gitdiler, fî sene . +Bu feth vukû'ından sonra muhâfaza-i kal'a levâzımı tertîb olunup Lâla Şâhîn Paşa, +Edrene cânibine ric'at eyledi. Ve haber-i fethi taraf-ı pâd-şâhîye irsâl idüp mazhar-ı envâ'-i +iltifât oldı. Şehr-i mezbûrde Lâla Şâhîn Paşa nehr-i Meric üzere tûlı iki ok atımı mikdârında +ve arzı iki araba mürûr idicek vüs'atde bir köpri binâsına me’mûr oldı. +. Hücûm-ı küffâr-ı Sırf ve ceng-i Hacı İl-Big’i +Filibe tekfüri Feles polı mukaddemâ zikr olundugı üzere Sırf hâkimi cânibine firâr +idüp Sırf hâkimi olan despot nâm kâfire Lâla Şâhîn Paşa’dan şikâyet itdükde ol dahı ehl-i +İslâm’ı Rûm-ili diyârından dûr itmek içün Bosna ve Ungurus ve Eflâk kıralları ile +ittifâk idüp asâkir-i becid cem' eyledükden sonra Edrene cânibine azîmet eylediler. Lâla +Şâhîn Paşa bu haberi istimâ' itdükde ale’l-isti'câl taraf-ı pâd-şâhîye bu ahvâlün peyâmını +îsâl eyledi. Sultân Gâzi hazretleri dahı techîz-i cüyûş buyurup Gelibolı’ya ubûr sadedinde +iken Biga-hisârı civârına varıldıkda Rûm-ili’de olan asker-i İslâm’a lühûkları küffâr +gelmesi zamânına tesâdüf eylemek münâsib oldugı rây olunmagla ol mahallde bir mikdâr +tevakkuf iktizâ itdükde hisâr-ı mezbûrun dahı mukaddemâ bir kaç def'a Leman' fethi +müyesser olmadugından ol esnâda muhâsarasına mübâşeret olundı. Ve Eydincik ve +Gelibolı’da olan gemiler ihzârına fermân olunup askerün bir kısmı gemiler ile bahr + +----- + +cânibine muhâfazaya me’mûr oldılar. Öte cânibde Sırf küffârı Edrene’ye iki günlük yolda +Meric kenârında bir mahalle nâzil oldukları haberi Lâla Şâhîn Paşa’ya vâsıl olıcak. Ahvâl-i +küffârı istihbâr idüp asker-i İslâm ol melâ'înün öşr-i mikdârı ancak olmagla müslimîni +kemâl-i haşiyyet ıztırâb-ı istî'âb eyledi. Âhirü’l-emr dergâh-ı Hakk’dan taleb-i i'ânet ve +hasbü’l-kadere def'-i küffâr-ı hâk-sârda bezl-i makdûr itmege niyyet eylediler. Ve Hacı İl +Big’i isti'lâm-ı ihbâr içün irsâl olunmak rây olunup ol merd-i meydân-ı heycâ dahı +taht-ı hükûmetinde olan guzât-ı şecâ'at-simât ile dil almak içün esb-i himmete süvâr ve +mecma'-ı küffâr cânibine sebük-reftâr îlgâr oldı. Mahall-i karâr-ı küffâra geldikde gördi ki, +ol gürûh-ı mekrûh ser-mürettibe bî-hadd ü şümâr ve bir derece de hâric-i dâ’ire ol hisâr ki, +asker-i İslâm’un ber-vechile bunlara mukābil olmaga sâ'id-i iktidârları müsâ'id olmadıgı +zâhir ü aşikârdur. Ol mahallde ilhâm-ı Rabbânî ile Hacı İl-Big’inün hâtıruna bu hutûr itdi +ki, şimdi bu melâ'în ahvâl-i mücâhidini tefahhus idüp lâ-cerem kıllet-i ehl-i İslâm’a vâkıf +olmagla kendülerini gâlib-i mutlak bildikleri cihetden hemîşe müstagrak-ı fısk ü fücûr ve +gice mest ve gündüz mahmûr oldukları şâ’ibe-i reyb ü gümândan dûrdur. Hemân bunlara +bu gice şeb-hûn itmekle Cenâb-ı Hakk’dan me’mûldur ki, “İştigâl-yâfte olan nâ’ire-i küfr +ve dalâl itfâ oluna.”deyü ma'iyyetinde olan guzât müslimîni cihâda terġîb idüp küffârun +cevânib-i erba'asını ihâta itmek içün askerini dört bölük eyledi. Ve gice içre düşmen +askerinün kimi hâb kimi nûş-ı şarâba meşgûl iken guzât-ı İslâm her tarafdan nişâne-i rûz-ı +rest a hîz olan gırîv haşr-engîz ile tabl ve nefîr ve gulgul-i tehlîl ü tekbîri evc-gîr idüp +leşker-i küffâr üzere hücûm eylediler. Ol gaflet ile yatan melâ'în bu hâli göricek +kulûblarına dehşet ve derûnlarına bir rütbe havf u haşiyyet müstevlî oldı ki, sagîr ü kebîri +birbirine girüp cemm-i gafîr kendülerinde helâk ve nicesi zîr-i pâde-i âguşte-i hûn ve hâk +olup firâr idenlerün dahı ekserî Meric suyına gark oldı. Hâlâ ol sahraya Sırfsındugı dirler. +Bu feth-i azîmden sonra ehl-i İslâm ganâyim-i bî-nihâye ile muğtenim olup Lâla Şâhîn +Paşa tarafına teveccüh eylediler. Vâsıl olduklarında ehl-i İslâm’a meserret-i azîme hâsıl +oldı. Lâkin Lâla Şâhîn’ün bu fethde medhâli olmamagla gamm-gîn olup muktezâ-yı hased-i +müfritle ol mücâhid-i nâmdârı tesmîm itmesi menkūldur. Rahmetü’llâhi . +. Feth-i Biga +Mukaddemâ zikr olundugı üzere kal'a-i mezbure burûcdan muhâsara olunmuş idi. Bir +zamân imtidâd-ı muhâsaradan sonra yagma fermân olundukda hisâr-ı mezbûr zabt ü teshîr +“Allah’ın rahmeti onun üzerine olsun.” + +----- + +ve esirre-i sâlih olan küffâr beste-i zencir olup bu esnâda Hacı İl-Big’inün gazve-i gebrisi +haberi nice ganâyimle resîde-i atebe-i şehriyârî olmagla Burusa cânibine ric'at buyurdılar. +senesi Burusa’da câmi' binâsına mübâşeret esnâsında Yalak-ova sâhilini gâret +içün İstanbul tekfüri cânibinden gelüp münhezimen firâr iden küffârdan esîr olanlar içinde +bir mâhir mi'mâr-ı sâhib-kemâl dergâh-ı şehriyârî’ye îsâl olunduklarında habsden +azâd olunup câmi' binâsında hidmete me’mûr kılındı. Ve zâhir-i şehrde Kapluca nâmıyla +meşhûr olan hamâm ve civârında bir imâret ve bir müsâfirhâne ve mescid ve medrese binâ +buyuruldı. +sene-i mezbûre fasl-ı bahârında şeh-zâdegân-ı cüvân-baht ya'nî Bâyezîd Han ve +Ya'kūb Çelebi ve Savcı Big hazretini sünnet idüp, azîm dügün eylediler. +Ba'dehû Rûm-ili cânibine güzâr ve pây-tahtları olan Dimetoka’da karar buyurup +irsâl-i asâkir ile Çirmen kasabası feth olundı. +. Binâ-yı sarây der-Edrene +Dimetoka’da ikāmet buyurdukları esnâda bir gice pâd-şâh-ı alîm rü’yâlarında bir +makām-ı hoşnümâ görüp bir pîr-i nûrânî ol makāmı ma'mûr itmege işâret eyledi. Hâbdan +bîdâr olduklarında ümerâyı ihzâr ve ol makāmı tefahhus içün geşt ü güzâr idüp esnâ-yi +râhde Edrene diyârına mürûr buyurduklarında hâlâ sarây olan mahall-i manzûrları olıcak. +Rü’yâda gördükleri makām oldugını bilüp ol mahalle sarây binâ olunmak fermân +buyurdılar. +. Feth-i Yan-bolı ve Kızıl Agaç-Yenicesi +Pâd-şâh-ı cihân serây binâsı esnâsında Edrene’de ârâm buyurup Timurtaş Big irsâli +ile senesinde Kızıl Agaç-Yenicesi fethine sarf-ı himmet ve ber-vech-i sühûlet küffârı +kabûl-ı akd-i zimmet itdiler. Ve Yan-bolı bir kac gün muhâsara olunup sükkânı +şiddet-i sayfdan ıztrâbıyla teslîm-i hisâr eyledükde ganâyim-i bî-şümâr ile Timurtaş Big +vâsıl-ı dergâh-ı şehriyârî oldı. Ve Lâla Şâhîn Paşa Samako ve İhtimân diyârını gâret ve +devr-i devlete takdîm-i emvâl-i bî-gâyet idüp bu iki serdâr-ı nâmdâr mazhar-ı envâ'-i iltifât +oldılar. +senesinde Sultân-ı mücâhid hazretleri cem'-i leşker gazve vü cihâd ve Aydos +cânibine varıldıkda hâkimi arz-ı itâ'at ve inkıyâd idüp Karın-ovası dahı hîn-i vusûlda dâhil +i kabza-ı tasarruf-ı şâh zafer-i mu'tâd oldı. Andan Süze-bolı ve Hayra-bolı feth olunup +ba'dehû ric'at ü kufûl ve Edrene sarâyı tamâm olmagla ol cây-i ferah-fezâya nüzûl + +----- + +buyurdılar. Ve şitâ mürûrundan sonra teshîr-i bilâda azîmet buyurup Kırk-kenîsâ ve Bınar +hisâr’ı feth olundı. Ve Mihâl-oglı mübâşeretiyle Vize-kal'ası muhâsıra olunmuş idi. Bu +fethlerden sonra pâd-şâh-ı âlem ol tarafa azîmet idüp bir ay muhâsara olundukda küffâr +amân ile teslîm-i hisâr itdiler. İstanbul tekfürinün teferrücgâhı olmagla ta'arruz ihtimâline +binâen mükemmel muhâfazalar ta'yîn olundı. +. Avdet-i pâd-şâhî be-cânib-i Burusa +Rûm-ili diyârında beş yıl mikdâr-ı ârâm buyurup senesinde Burusa’ya ric'at +buyurdılar. +. Feth-i İhtimân ve Samako +Bunlarun fethine Lâla Şâhîn Paşa irsâl olunup reh-güzârda Kapulı derbendi +tahrîb itdükden sonra İhtimân vilâyeti feth ü teshîr ve re'ayâsı itâ'atle yerlerinde takrîr +olunup ba'dehû Çamurlı sahrâsında Lâs küffârınun bî-kıyâs leşkeriyle harb u kıtâl ve +mansûren ol mahallden Samako cânibine tevcîh-i veche-i ikbâl olunmagla hisâr-ı mezbûrı +dahı cilve ki, şâhid-i nusret ve Filibe tarafına avd ü ric'at eylediler. Bu fütûhâtda alınan +ganâyimle evvel-bahârda yine tehcîr-i asker-i cerrâr ve Saruyâr ve nevâhî-i Sofya’yı dâhil-i +kabza-i iktidâr idüp vukû' bulan ahbârı dergâh-ı şehriyârîye ihbâr itdiler. +târîhinde ümerâ-yı Rûm-ili istir'âsıyla pâd-şâh-ı cihân, Rûm-ili cânibine mürûr +buyurup diyâr-ı Bulgar hâkimi Köstendil tekfüri Kostantin üzerine asker çekildikde ita'at +idüp mahallinde takrîr olundı. +. Ubûr-ı şehriyârî be-Rûm-ili +Dîger, bâr senesinde Vize muhâfızı Şirmerd Big cânibinden İstanbul tekfürinün ol +nevâhîye sû’ikasdı haberi geldikde cem'-i asker buyurup Gelibolı’ya ubûr itdiler. Andan +Zagra’ya varıldıkda Lâla Şâhîn Paşa ve Evrenos Big ve sâ’ir Rûm-ili ümerâsı vâsıl-ı +ma'asker-i hümâyûn olıcak. Rûm-ili ve Anatolı askerinden gürûh-i enbûh hâsıl +olmagla İstanbul tekfürine “Bunca asker muktezî degildür.” deyü kendüleri bir mikdâr asker +ibkâ buyurup ekser-i sipâhi Lâla Şâhîn ma'iyyetine ta'yîn ile İbsala nevâhîsinden Ferecik +fethine irsâl eylediler. Ve pâd-şâh-ı âlem bâkiyye-i mücâhidîn ile evvelâ İstanbul’a bir +günlük yolda İncegez-kal'ası’nı ba'dehû Çatal-burgaz’ı teshîr eylediler. Ol esnâda Ferecik +fethi haberi gelüp ve akabinde nice ganâyimle Lâla Şâhîn Paşa rûymâl-i atebe-i pâd-şâhî +eyledi. + +----- + +Andan Bolonya muhâsara olunup eyyâm-ı muhâsara on beş gün mümtedd olmagla +kal'a-i mezbûrenün zabtı ehemm olmadugından muhâsara içün bir mikdâr asker me’mûr +olup kendüleri Kara-deniz sevâhiline teveccüh itmiş iken kal'anun bir dîvârı yıkıldugı +haberi vâsıl ve Lâla Şâhîn Paşa irsâli ile zabt ü teshîri hâsıl oldı. Haber-i mezkûr pâd-şâha +vusûlunda bir kavak agacı altında bulunmaları ile ol agac Devletlü Kavak dimekle meşhûr +olmuşdur. Bu fethde olan ganâyim-i bî-şümârdan bir altun tas bir sipâhi eline girüp başına +giymekle manzûr-ı şâhî oldukda: “Bendegân-i pâd-şâhîye müzeyyen üsküf giymek ol +zamân fermân olundı.” deyü nakl olunmuşdur. +Sene-i mezbûrede Edrene’de kışlanup irtesi senesinde Mevlânâ Halîlü’l-Cenderî +ki, sâbıka kādî-asker iken vezîr-i a'zam olan Hayreddîn Paşa’dur. Evrenos Big’le +teshîr-i kılâ'-ı küffâr içün sevk-i leşker-i zafer-şi'âr ve Hayreddîn Paşa, Gümilcine’de karâr +idüp Evrenos Big, Borı ve İsketye’yi zamîme-i memâlik ve hâkimesi ismiyle müsemma +olan Marulya-kal'ası’nı ki, hâlâ Avret-hisârı dirler. Ba'de’l-muhâsara amân ile meslek-i +bilâd-ı şehinşâhîye münselik eyledi. Ba'dehû Hayreddîn Paşa ganâyim-i bî-kıyâs ile taraf-ı +pâd-şâhîye vâsıl olup vusûlundan mukaddem Delü Balaban nâm bir dil-âveri Siroz +muhâsarasına gönderilmiş idi. Ol sebebden Siroz hâkimi Marulya ile karâbeti var iken +Marulya’ya imdâd idememiş idi. Hayreddîn Paşa ric'at idicek Lâla Şâhîn Paşa, Balaban’a +imdâd içün irsâl olundı. Evvelâ Kavala-kal'ası feth olunup gümüş ma'deni zabt olundı. +Andan Dırama ve Zıhne teshîr olundukda re'âyâsı kemâl-i adâletle mahallerinde takrîr +olunmagla Siroz dahı sulh ile zabt olundı. Ve Karaferye amân ile feth olunup bu bilâdun +levâzım-ı muhâfazası itmâmından sonra senesinde emvâl-i ganîmet ile vâsıl-ı âsitâne-i +şâhî oldılar. Ve şâh-ı cihân dahı Burusa’ya avdet buyurdılar. +. Azîmet-i şehriyârî be-feth-i memleket-i Sırf +Sırf küffârınun bilâd-ı İslâmiyye’ye ta'arruzı inhâ olunmagla senesinde şeh +zâde Yıldırım Bâyezîd’ı makāmlarında câ-nişîn buyurup kendüleri Gelibolı’ya güzâr +eylediler. Ba'dehû asâkir-i bî-şümâr ile cânib-i maksûda azîmet olunup ser-hadd-i +memâlik-i Sırf’a vâsıl olundukda hâkim-i Sırf Lâs-oglı muhârebeye adem-i iktidârını +bildüginden nâşî nefâyis emvâllerini müstahkem kılâ'a vaz' eyledükden sonra nakli +mümkün olmayan zahâ’ir ve merz ve â'tî itlâf ü i'dâm ve sipâh ve re'âyâsı ile su'ûdı sa'b +olan cibâl zirvelerine firâra ikdâm eylediler. Pâd-şâh-ı â'lem leşker-i kesîr ile öyle hâlî +diyâra nüzûl buyurduklarında dört ay mikdârı kaht ü galâdan azîm zahmet çekilüp şitâda +karîb olmagla asker dergâh-ı şehriyârîye hâllerini i'lâm idicek, akd-i meclis-i meşveret + +----- + +olunup muktezâ-yı ârâ-yı sâ’ibe üzere Semendire kurbunda Niş-kal'ası fethine teveccüh +olundı. Kal'a-ı mezbûre mukābelesine varıldıkda muhâsaraya mübâşeret olunup azîm ceng +ü peygâr ve tarafeynden çok kimesneler vâsıl-ı dârü’l-karâr oldı. Egerçi ol hisârun metâneti +hasebiyle teshîr-i muhâll idi. Lâkin bir kenârda vâki' olmagla muhâfazasına ihtimâm ve +esbâb-ı harb u kıtâli itmâm itmişler idi. Ol sebeble asker-i İslâm’a yagma fermân +olundukda hücûm ve ikdâm ile fethi müyesser olup hisâr-ı mezbûrun metânetine +binâen içinde çok emti'a olmagla cümlesi nasib-i mücâhidîn oldı. Ve i'dâd olunan der +enbâr nice zahâ’ir sebebiyle asker-i İslâm muğtenem-i hısb ve recâ oldılar. Niş fethi haberi +Lâs-oglı’na vâsıl olıcak. Â'yân-ı memleketi ile ba'de’l-istişâre nice hedâyâ ile dâmen-i afv +i sultânîye teşebbüs idüp her sene elli vukiyye gümüş virmek ve üç seneligi peşîn olmak +üzere kabûl-ı itâ'at eyledi. Ba'dehû Niş muhâfazası levâzımı tekmîl olunup Burusa’ya +ric'at buyurdılar. +târîhinde Silistre ve Nigebolı hâkimi olan Sosmanos üzerine teveccüh-i hümâyûn +buyuruldukda nice hedâyâ ile istikbâl-i şehriyârîye şitâb idüp kabûl-ı itâ'at itmekle bu vaz'ı +makbûl tab'-ı hümâyûn ve akrânından efzûn ser-firâz-ı iltifât gûnâ-gûn olup gazâvatda +huzûr-ı fermân olundı. Ol kış Edrene’de ikāmet olunup Rûm-ili biglerbigiligi Timurtaş +Big’e i'nâyet olundı. Mezbûrun ârâ-yı sâ’ibesi meşhûrdur. Cümleden biri bir sipâhî vefât +itdükde vazîfe ve tîmârı evlâdına taksîm olunup kul-oglı mahrûm olmamak ve hidmet-i +levâzım-ı sefer içün voynuk askeri ihtirâ' olunmak müşârün-ileyhin tedbîridür. Nâ’il +kerden-i şeh-zâde Yıldırım Bâyezîd sît-i devlet Osmâniyân gitdükce âfâk-gîr olmagla +Germiyan-oglı dem-i pîrîde sıyâneten lâ-ikâba vesile-i intisâb olmak içün kerîmesini Sultân +Bâyezîd’e tezvîc ve oglı Ya'kūb Big’i bendelige kabûl ile nukûd-ı kâside-i şöhret ü şânın +tezvic eylemek recâsına İshâk Fakîh nâm a'zîzi irsâl idüp Kütâhiyye ve Simav ve Egrigöz +ve Tavşanlı vilâyetlerini cihâz olmak üzere ihdâ eyledügini Mevlânâ-yı mezbûr +Edrene’de pâye-i serîr-i a'lâya arz eyledükde recâsı karîn-i kabûl olup icâzet-i insırâf +virildi. +Ba'dehû Burusa cânibine azîmet-i hümâyûn buyurılup senesinde dügün tertîbine +mübâşeret olundı. Ve mülûk-i etrâfdan ve sultân-ı Mısır ve Şâm’dan nice hedâyâ ile ilçiler +gelüp Devlet-i aliyye ümerâsı dahı envâ'-i tuhaf-ı lâyıka arz eylediler. Ez-cümle Evrenos +Big, her biri elinde birşey’-i zî-kıymet olmak üzere yüz aded gulâm ve dahı yüz aded câriye +ihdâ eyledi. Ve arz olunan hedâyâdan Hazîne-i âmireye bir sene teslîm olunmayup âmme-i +nâsa taksîm olundı. Evrenos Big hediyyesi sultân-ı Mısır’a ve anun irsâl eyledügi atlar + +----- + +Evrenos Big’e ihdâ olundı. Bu esnâda pâd-şâh-ı â'lem bir kerîmelerini Karaman hâkimi Alî +Big’e nâm-zed itdiler. Lâkin âkıbet-i etvâr-ı nâ-şâyestesi sebebi ile cezâsını buldı. +ba'zı büldân-ı Hamîd dügün ric'atında pâd-şâh-ı cihân Hamîd ili hâkimi +Hüseyin Big’ün ilçisine buyurdılar ki: “Hüseyin Big, karındâşımıza bizden selâm eyle. +Karaman-oglı ta'arruzunu def' içün Hamîd’den bir kaç beldenün ziyâde lüzûmı olmagla +tarafımıza bey' eylemeleri matlûbumuzdur.” deyü ifâde eylemegi tenbîh itdiler. İlçi dahı bu +haberi mahalline îsâl itdükde anlar dahı Karaman-oglı’nun hem-civârlıgından müteşekkî +olmalarıyla râzî oldılar. Ve bu esnâda pâd-şâh-ı cihân Kütâhiyye seyrine azîmet +buyurduklarında Hüseyin Big kendü üzerine gelmeleri zannı ile husûs-ı mezbûre +mübâderet ü kıyâm ve der-akab dergâh-ı şehriyârîye iblâğ-ı peyâm idüp taraf-ı +hümâyûndan dahı irsâl-i huddâm ve ümerâ Big-şehr’i ve Seydi-şehr’i ve Yalvac ve Kara +Agac ve Isparta kal'aları iştirâ olundı. +. Feth-i Manastır ve Pirlepe ve Karlı-ili ve İştib +Rûm-ili biglerbigisi Timurtaş Big teshîr-i bilâda me’mûr olup senesinde Pirlepe +hisârı’nı muhâsaraya sevk-i râhile-i ihtimâm ve sulh ile mülhak-ı kişver-i İslâm itdükden +sonra Manastır muhâsarasına azîmet ve bir müddet i'mâl-i edevât-ı harb ü darbe sarf-ı +himmet idüp âkıbet yed-i küffârdan nez' müyesser oldı. +Ba'dehû Karlı-ili, İştib zabt ü teshîr ve Selânik-kal'ası bir kaç gün muhâsara +olundukda metânet-i zabt bâ'is-i ta'vîk olacagı nümâyân olmagla fethi vakt-i âhara te’hîr +olunup cânib-i hümâyûna zabt olunan kılâ'ın feth-nâmeleri irsâl olundı. +senesinde Edrene cânibine teveccüh-i hemân buyurılup ba'de’l-meşvere Arnavud +ve Bosna ve Hersek memâlikini gâret itmede mücâhidîne ganîmet ve küffâra hasârete +bilâd-ı mezkûrunun ahvâline ıttılâ' ile zabtı irâde olundukda asker-i İslâm’a sühûlet-i +fevâ’id-i mülâhaza olunmagla Timurtaş Big serdâr ta'yîn olunup Arnavud vilâyetine akın +eyledi. Ve reh-güzârda ba'zı kılâ' feth eyleyüp envâ'-i ganâyimle atebe-i şâhîye rûymâl +eyledi. Ve ol kış Edrene’de ikāmetden sonra evvel-bahârda yine Timurtaş Big, Bosna ve +Hersek vilâyetlerine akın itmege ikdâm ve sene-i sâbıka gibi nice kılâ'a nasb-şi'âr-ı İslâm +idüp ganâyim-i bî-hisâb ile vâsıl-ı dergâh-ı şehriyârî oldukda Bosna ve Hersek hükkâmı +kabûl-ı cizye idiceklerini izhâr ve itâ'at-ı şâh-ı âlî-tebâr eylediler. +Metinde “iştirâ” mükerrerdir. + +----- + +. Akūk-ı şeh-zâde Savcı Big +senesinde Rûm-ili’ye teveccüh-i hümâyûn buyuruldukda Yıldırım Bâyezîd Han +Kütâhiyye’de ve şeh-zâde Ya'kūb Çelebi Karesi vilâyetinde ve küçük şeh-zâde Savcı Big +Burusa’da mesned-nişîn olmuşlar idi. Savcı Big tâzelik sebebiyle ba'zı müfsidler +ilkāsına mağrûren dâ'vâ-yi istiklâl idüp pederi tahtına cülûs itmege ictisâr ve nâmına hutbe +okutmak vaz'-ı nâ-hemvârını ihtiyâr eyledügi haberi sem'-i hümâyûna vâsıl olıcak. Burusa +cânibine güzâr ve şeh-zâdenün vaz'ından tegâfül ve erîsi üzere müşârün-ileyhe hitâben +Biga etrâfında şikâr tasmîm olunmagla “Sen dahı hâzır olasın.” deyü fermân ısdâr +olundukda şeh-zâde inâdında ısrâr ile asker cem' idüp Kite-ovası’nda mukābele olunucak. +Şeh-zâdenün askeri âvâre-i sahrâ-yi firâr ve kendü esîr ü giriftâr oldı. Huzûr-ı hümâyûna +ihzâr olunup ba'zı nasâyîh gûne kelimât buyurduklarında huşûnetle cevâb virdigi cihetden +gözine mîl çekilmek fermân olundı. +. Zabt-ı Sofya +Sofya’nun ekser nevâhîsi feth olunup kendüsi zamânı gelmemegle bunca sa'y +olunmuş iken yed-i küffârda kalmış idi. Mü’ellifetü’l-kulûbdan bir cüvân Sofya hâkiminün +yanına varup togancılık sebebiyle takarrüb-i tâmm tahsilinden sonra bir gün sultân şikârda +askerinden dûr oldukda cüvân-ı mezbûr-ı mesfûrı muhkem bend idüp Filibe’de serdâr olan +Balaban Big huzûrına götürdi. Ol dahı hemân askeri ile ol mel'ûnı yanına alup Sofya’ya +vardıkda ehl-i hisâr serdârlarını giriftâr göricek amân ile kal'ayı teslîm eylediler. +senesinde Edrene’ye azîmet-i hümâyûn olunup Hayreddîn Paşa zabt-ı bilâda irsâl +olundı. Yenice’de Hayreddîn Paşa vefât itdügi haberi geldikde âlim ve âkıl bir vezîr +olmagla pâd-şâh a'zîm te’essüf idüp ol vaktde kādî-asker olan Alî Paşa ki, merhûmun +oglıdur. Bâbâsı yerine ta'yîn ve irsâl olundı. Bu esnâda Karaman-oglı’nun Hamîd-ili’nden +iştirâ olunan bilâda ta'arruzı inhâ olunmagla ol cânibe teveccüh-i hümâyûn mukarrer oldı. +Bu aralıkda sultân-ı Mısır’dan cihâd içün i'dâd olunmuş süyûf ve nice atlar ile nâme gelüp +elkābında Sultânü’l-Guzât ve’l-Mücâhidîn yazılmış ve rikâb-ı şehriyârî ile ma'iyyet arzûsı +yâ-leytenî küntü ma'hüm feefûze fevzen kelâmı ile ifâde olunmuş olmagla bâ'is-i +inşirâh tab'-ı hümâyûn oldugından nâşî ilçiler envâ'-i hedâyâ ile ircâ' olundı. +Ba'dehû asker cem' olunup Karaman-oglı üzerine teveccüh-i azîmet-i musammem ve +Kütâhiyye’ye varıldıkda Timurtaş Big, Rûm-ili askeri ile vâsıl-ı ma'asker-i şehinşâh-i âlî +“Keşke onlarla birlikte olsaydım, ben de bu büyük başarıdan pay alırdım.” + +----- + +himem oldı. Ser-hadd-ı Karaman’a hîn-i vusûlda Karaman-oglı kemâl-i ıztırâb ve hayrete +düşdügine binâen â'yân-ı memleketi ile şöyle müşâvere eyledi ki, taraf-ı hümâyûndan +isti'fâ içün âdem göndermege ibtidâr ve irsâl eyledügi kimseler tahsîl-i afv ü âtıfet-i +şehriyârî idemedikleri sûretde bârî ahvâl-i asker-i sultânîyi kendüye ihbâr idüp “Eger +bu cânibde muhâribeye adem-i kudret zâhir ise firâr oluna” diyecek cümlesi bu re’yi +istisvâb ve vech-i muharrer üzere ilçi irsâline şitâb eylediler. İlçi vâsıl olup istid'âlarını +arz itdükde ol hîle-kârın mâ-fî’z-zamîrine vukūf hâsıl olmagla ilçiyi huzûr-ı hümâyûnlarına +ihzâr buyurup didiler ki: “Karaman-oglı mukaddemâ bu kadar imân-ı gılâd ile ahd ü mîsâk +itmiş iken gazâya teveccühümüzi fursat bilüp nakz-ı ahd ilden sonra ba'de’l-yevm anun +ahd ü peymânı nice tutılur.” deyü ilçiyi cevâb-ı red ile ircâ' ve akabince Konya cânibine +tahrîk-i râyet-i mihr-i iltimâ' buyurdılar. Karaman-oglı dahı Turgudlu ve Samagarlu ve +Bayburdlu ve Tâtâr ve Türkmen ve Varsak tevâbi'i ile ittifâk idüp Konya-hisârı önünde +cem'iyyet itmiş idi. Ceng mahalline varıldıkda asker tertîb olunup meymenede Şeh-zâde +Ya'kūb Çelebi ve Saruca Paşa ve Balaban Big ve İlyas Big ve Müstecâb Big ve ba'zı +ümerâ ile Anatolı askeri meyserede Yıldırım Han ve Fîrûz Big ve Hoca Big ve sâ’ir dil +âverler ile Lâs askeri kalb-i sipâhda pâd-şâh-ı dîn-penâh ve kapu halkı ve yeniçeri tertîb-i +mu'tâd üzere kuddâm-ı askerde Timurtaş Big, Rûm-ili ümerâsı ile imdâd-ı cenâheyn içün +ve agırlık hıfzı içün akab-ı leşkerde karâr eylediler. Ba'dehû cenge mübâşeret olundukda +nâ’ire-i harb u kıtâl bir vechile iştigâl buldı ki, deşt ü hâmûn sahrâ-yi hûn oldı. +Yıldırım Bâyezîd Han mukābelesine leşker-i Tâtâr ve Varsak musâdif olup ol gürûhun tîr +endâzları okı yagmur gibi yagdırmış iken Bâyezîd Han bî-pervâ içlerinde cevelân ve tîg-i +hûn-feşân ile leşker-i Varsak ve Tâtâr’ı perîşân eyledi. Ve etrâfında olan asker şeh-zâdenün +bu mertebe şecâ'at ü celâdetini müşâhede itmeleri mûcib-i izdiyâd-ı gayret olup sipâh hasm +üzere hücûma ikdâm eylediler. Timurtaş Big, Karaman-oglı mukābelesine râst gelmiş idi. +Dâ’imâ küffâr ile mukāteleye mu'tâd olan Rûm-ili askerinün sadmesine mütehammil +olamadugı cihetden cânib-i hisâra firâr eyledükde sâ’ir askerün dahı karâra iktidârları +kalmayup perîşân oldılar. Karamaniyâ’nun ekser-i ümerâsı esîr olup cemî' emvâl ve +esbâbları zabt olundı. Pâd-şâh-ı cihân bu fethün husûlı içün dergâh-ı Hakk’a hamd ü senâ +idüp muhârebede izhâr-ı merdânegî idenlere envâ'-i in'âm ve ihsân eylediler. Ve ekser-i +emvâl-i bî-kıyâs ganîmet-i müntic mukaddeme-i feth olan Yıldırım Han’a i'tâ idüp +Karaman-oglı’nun emvâlını inhizâmına sebeb olan Timurtaş Big’e virdiler. Ve + +----- + +biglerbigiligine vizâret rütbesi zamm olunmagla bu ikr��m ibtidâ Timurtaş Big’e vâki' +olmuşdur. +Ba'dehû Konya muhâsara olunup Karamanîler gâyet tazyîk olundı. Ve etrâfında +olan re'âyâ kemâl-i adâletle sıyânet olunmagla kabûl-i itâ'at eylediler. Hatta leşker-i +Lâs’dan re'âyâya ta'addî iden bir kaç kâfir siyâset olunup mazlûmlarun hakkı tahsîl olundı. +Mahsûr olan Karaman-oglı bu ahvâli gördükde nâ-çâr cûyâ-yı afv-ı şehriyâr kerem-kâr +olup şeref-i izdivâcıyla mübâhî oldıgı kerime-i celile-i pâd-şâhîye arz-ı zarâ'et ve kendüyi +şefâ'at içün ulemâ ve meşâyih ile dergâh-ı sultân-ı enâma irsâle cesâret eyledi. Pâd-şâh +hazretleri dahı kerimelerinün girye-künân recâ ü niyâzını red idemeyüp Karaman-oglı’nun +kusûrını afv ile mülk-i mevrûsunda ibkâ buyurdılar. +Ba'dehû Karaman-oglı’nı agvâ ile müttehem olan Hamîd-oglı üzerine varılmak pâye +i serîr â'lâya arz olundukda iştirâ olunan kılâ'dan mâ-adâ memleketi şey'-i kalîl kalmagla +üzerine varılmagı revâ görmeyüp Karaman-oglı terbiyesiyle iktifâ buyurdılar. +. İsyân-ı Lâs ve Sosmanos +Enfen zikr olundugı üzere ba'zı sipâh-i Lâs’a siyâset olunup bu vaz' ol ta’ifenün +derûnlarına gîrân gelmekle ba'de’l-avde hâkimlerine şikâyet itdüklerinde civârında olan +mülûk ile ittifâk ve izhâr-ı tuğyân ve şikāk eyledügi, senesinde gûş-i hümâyûna +resîde olıcak yigirmi bin mikdârı âdem ile Lâla Şâhîn Paşa’yı îlgâr-künân mukaddemâ irsâl +eylediler. Lâla Şâhîn Paşa’nun teveccüh-i Lâs’un mesmû'ı oldukda Bosna kıralından +istimdâd idüp ve sâ’ir harâc-güzâr olan mülûk küffârı dahı agvâ itmeleri ile cümlesi ittifâk +eylediler. Nigebolı hâkimi Sosmanos dahı bunlara mütâbe'at eyleyüp lâkin ittihâdîni ihfâ +içün ubûdiyyetini müş'ir haberler gönderir idi. Kezâlik Arnavud İskenderiye’si hâkimi bi +hasebi’z-zâhir cânib-i küffârdan i'râz idüp Lâla Şâhîn Paşa’ya reh-nümâ olmagı istid'â +eyledükde emr-i hümâyûn ile reh-nümâlık hidmetine me’mûr ve Bosna vilâyetine duhûlde +hem-pây-ı paşa-ı mezbûr oldı. Sipâh-i İslâm nehb ü gâret içün etrâfa müteferrik oldukda ol +lâ'în bu vakti fursat bilüp Bosna kıralına ahvâli ihbâr ve kıral-ı mezbûr dahı otuz bin âdem +ile îlgâr idüp Lâla Şâhîn Paşa’nun etrâfını ihâta eylediler. Lâla Şâhîn Paşa hezâr meşakkatle +firâr idüp guzâtun ekserî şehîd oldı. Bu haber-i muvahhiş vâsıl-ı atabe-i şâhî oldıgı zamân +sultân-ı cihân Burusa, Yeni-şehr’i ovası’nda dügün tertîb idüp İstanbul tekfürinün üç kızını +kendülere ve şeh-zâdelere tezvic içün akd-i cem'iyyet ve Yıldırım Han’un üç şeh +zâdesini sünnet itmişler idi. Pâd-şâh-ı dil-âgâh bu kaziyye-i gayr-i marziyye zuhûrını dügün +esnâsında bir kaç gün müştehiyât-ı nefsâniyyeye iştigâl itdüklerinde bilüp kemâl-i hüzn ve + +----- + +inkisâr ile tevbe ve istiğfâr ve hemân ümerâyı etrâfa Yeni-şehr-ovası’nda cem' olmak üzere +evâmir-i şerîfe ısdâr buyurdılar. Ve Yıldırım Han hazretleri ve bil-cümle itâ'at iden +hükkâm-ı İslâm ve ümerâ-yı küffâr da'vet olundı. Ez-cümle Sosmanos dahı da'vet olunmuş +iken icâbet itmeyüp izhâr-ı adem-i itâ'at eyledükde memleketini yagma içün otuz bin atlu +askeri ile Alî Paşa irsâl olundı. Deryâdan ubûr idüp Edrene’ye vâsıl olıcak Timurtaş Big +oglı Yahşi Big’i beş bin âdemle Pıravadi fethine irsâl eylediler. Yahşi Big dahı azm-i râh +idüp ale’l-gafle kal'a-i mezbûre vürûd ve derhâl dil-âverân-ı İslâm dîvârları üstüne su'ûd +eyledüklerinde cümleden mukaddem Hüseyin Big nâm bir sipâhi kemend ile çıkup bir kaç +dil-âveri yukarı çekdi. Bu tarîkle hisâr zabt olunup Alî Paşa’ya müjde-i fethi i'lâm ve ol +dahı ahâlete gelüp levâzım-ı muhâfazası itmâm olundı. Andan Tırnovi feth olunup Şumnı +ahâlisi kal'alarını teslîm eylediler. Bu esnâda pâd-şâh-ı âlî-penâh Gelibolı’ya ubûr +itdükleri haberi vâsıl olmagla Alî Paşa rûymâl-i dergâha şitâb idüp Edrene’de şerîf-i +pâ-bûs-ı şehriyârî ile müşerref oldı. Ba'dehû müceddeden Nigebolı ve Tavuslı fethine +me’mûr olup ol cânibe revâne oldukda Sosmanos haberdâr olıcak Nigebolı-kal'ası’na +tahassun itmege mübâderet ve Alî Paşa dahı ol etrâfın ekser-i mevâzı'ını teshîr ile kişver +güşâlık merâsimini icrâya sarf-ı himmet eyledi. Lâkin Nigebolı kal'asınun metâneti +sebebiyle muhâsarası mümtedd oldugından nâşî taraf-ı pâd-şâhîye irsâl-i haber eyledükde +hemân ol cânibe teveccüh buyurdılar. Pâd-şâh-ı âlemün teveccühi Sosmanos’un ma'lûmı +oldugı dem ikdâm-ı hümâyûnlarına metânet-i kal'a pâydâr olmayacagı bâbında tahsîl-i +yakîn itdügine binâen tahlîs-i ser ü cân recâsile Alî Paşa’dan istişfâ' eyledükde Alî Paşa +dahı atebe-i şehriy��rîden afvını nîyâz eyleyüp nice yıllık harâc ve tuhaf ü hedâyâ ile +rûymâl-ı dergâh itdürdi. Ve Silistre’yi teslîm itmek üzere sâ’ir memâliki kendüye kele’v +vel i'nâyet buyurılup memleketine ric'at eyledi. +Ba'dehû Alî Paşa Silistre talebi ile âdem irsâl eyledükde ol mel'ûn nakz-ı ahd ü +peymân ve teslîm-i hisârdan rû-gerdân oldugını i'lân itmekle vâki' hâlî Alî Paşa sebkat +iden recâsından hicâb iderek pâye-i serîr i'lâya ref' ve takdîm idicek memleketini teshîre +me’mûr olup imdâd içün ma'iyyetine cem'-i kesîr irsâl olundı. Evvelâ Dericine-kal'ası’na +varıldıkda eshâbı kal'ayı teslîm eylediler. +Ba'dehû Kos-ova tekfürine teklîf-i itâ'at-ı şâh-ı deryâ-nevâl ve kabûl itmedügi +cihetden Yaralu Toğan Big dimekle meşhûr bir dil-âver bir kaç bin atlu ile irsâl olunup +mîr-i mûma-ileyh tekfür-i mezbûrun hükûmetgâhı ahâlîsine ale’l-gafle havâle-i dûr-bâş kahr +ü iz'âc ve bî-nihâye ganayim ve üserâ ihrâc eyledi. Kos-ova tekfüri ol esîrleri tahlîs içün + +----- + +Çetr-hezâr-kal'ası’nı arz eyledükde hisâr zabt olunup esîrler virilmemekle tekfüre azîm +gider hâsıl oldı. Andan Harvatiyye-kal'ası ve Tuna kenârında Sosmanos tasarrufunda olan +kılâ'ın cümlesi zabt ü teshîr ve Sosmanos, Nigebolı’da mahsûr üftâde-i pence-i dâr ü gîr +kılındukda halâsdan me’yûs olduguna binâen ehl u ıyâlıyla kal'adan çıkup Alî Paşa’nun +hâk-pâyına ruymâl ve paşa dahı Nigebolı-kal'ası’nı ba'de’z-zabt Sosmanos’ı recâ-yı afv ile +Tavuslı’da ma'asker-i sultânî’ye irsâl eyledi. Sosmanos tahlîs-i cândan nâ-ümîd iken şâh-ı +kerem-kâr memleketi zabtıyla iktifâ ve kendüyi “Âzâde-ser vâdî halâs ve rehâ.” buyurdılar. +. Cihâd-ı ekber-i Gâzi Hudâvendigâr +Mukaddemâ tahrîr olundugı üzere Sırf hâkimi Lâs ve Bosna kıralı ve Arnavud +İskenderiyye’si hâkimi isyân itdükde üzerlerine Lâla Şâhîn Paşa irsâl olunup münhezimen +firâr itmiş idi. +Ba'dehû senesinde üzerlerine sefer-i hümâyûn mukarrer olup küffâra kurb-ı +civârı olan Filibe şehrinde kışlak fermân olundı. Hâkim-i Sırf dahı mülûk-i küffârdan +istimdât idüp “Eger şimdi ittifâkla bana imdâd olunmaz ise ehl-i İslâm birer birer üzerinize +teveccüh itdükde mukāvemete iktidârınız olmaz.” deyü mukāteleye iğrâ itmekle Bosna ve +Fireng ve Ungurus ve Eflâk ve Boğdan ve Arnavud hâkimleri, Sakalıbal vech-i nâmı ile +meşhûrdur. Cümlesi ittifâk idüp iki yüz bin kâfir askeri yazdılar. +Ba'dehû hâkim-i Sırf taraf-ı hümâyûna ilçi gönderüp ehl-i İslâm’a havf u haşiyyet +virmek içün nâmesinde askerlerinün kesretini îrâd ve maksûdları âyîn-i dîn-i +Muhammedîyyi memâlik-i İslâmiyye’den ref' eylemek idügini yâd eyleyüp şeh-zâdegân +hazeratının dahı muhâribeye huzûrlarını teklîf eylemiş pâd-şâh-ı â'lem-penâh dahı ilçiye bu +vechile cevâb virdiler ki, “İn-şâ’llâhi’r-rahmân zamân-ı bahârda evlâd-ı kirâm nusret +medârımız ve âmme-i asâkir-i zafer-şi'ârımız ile Kos-ova sahrâsına sâye-endâz-ı izz ü +ikbâl ve hân-ı mân-sûz-ı erbâb-ı küfr ü dalâl olsak gerek eger merd ise ol zamân mukābele +i guzât-ı zafer-simâtda sâbit olup, tursun ve sadme-i hasm efgen merdân ve gânim kûteh +olurmuş görsün.” deyü hatm-i kelâm buyurup ilçiyi gönderdiler. +Ba'dehû Anatolı muhâfazasına me’mûr olan Yıldırım Han ve Şeh-zâde Yâ'kūb +Çelebi ihzârına fermân olundı. Ve Kastamonı hâkimi İsfendiyâr Big’e ve Germiyân hâkimi +Ya'kūb Big’e ve Saruhân ve Menteş-ili ve Aydın-ili ve Hamîd-ili hâkimlerine küffârun +nefîr-i âmm itdükleri i'lâm olunıcak, anlar dahı el-hâletü hâzihi i'ânet-i ehl-i İslâm farz-ı +ayn oldugını bilüp hasbe’l-kadere imdâda mübâderet eylediler. Ol mevsim bahâr oldukda +Meric suyınun tuğyânı zamânı olmagla Filibe’de bir kaç gün dahı tevakkuf lâzım gelüp + +----- + +Timurtaş Big-oglı Yahşi Big beş bin atlu ile ser-hadd-i memâlik-i küffâr olan Şehr-köy’i +cânibine irsâl olundı. Anlar dahı vâsıl-ı ser-hadd oldukda vilâyet-i küffârı nehb ü gâret ve +nice esîr çıkarup taraf-ı şehriyârîye mürâca'at eylediler. Bu haber Lâs’un mesmû'ı oldugı +dem esîrleri tahlîs içün on beş bin kâfir irsâl idüp lâkin leşker-i İslâm’a irişemedikleri +cihetden girü avdet itdiler. Yahşi Big, atebe-i pâd-şâhîye vâsıl olup üserâ ve ganâyimi arz +eyledükden sonra Meriç suyı geçid virmekle bil-cümle asker-i mansûre nehr-i mezbûrdan +ubûra mübâşeret ve İhtimân sahrâsına teveccüh-i râyet nusret-i âyet eylediler. Köstendil +hâkimi Kostantin sâ’ir küffâra mütâba'at itmeyüp itâ'atde olmagla ol cânibe azimet +olundukda edâ-yi merâsim-i istikbâle kıyâm tevâbi'yle âverd-i hümâyûnda +bulunmagla ikdâm eyledi. Ümerâ-yı küffâr ahvâl-i asâkir-i İslâm’ı istihbâr mülâhazasıyla +“Mahall-i muhârebeye gelmegi niçün te’hîr idersiz?” deyü irsâl-i peyâm itmelerinden nâşî +âteş-i gayret ve gazab-ı şehriyârî işti'âl bulup mev'id-i harb u kıtâl olan Kos-ova sahrâsına +vusûla isti'câl buyurdılar. Mahall-i maksûda karîb olundukda nazm-ı umûr-ı muhârebe içün +meşveret olunup Evrenos Big gazavât-ı kesîrede bulunmagla pâd-şâh-ı cihân ana hitâben +istifsâr-ı re’y ve tedbîr itdüklerinde didi ki: “İbtidâ lâzım olan mahall-i mukāteleye evvel +varılup vukūfa salih bir mekân-ı münâsib ihtiyâr ve hîn-i mukābelede sufûf-ı küffâra +duhûle müsâra'at olunmayup hâric-i sâfa olanlar ile muhârebe oluna.” ve dahı nice bunun +emsâli ârâ-yi sâ’ibe îrâd eyledi. +Ba'dehû reh-güzârda vâki' bir derbendde bekci kâfirler oldugı ma'rûz olıcak. Evrenos +Big, Paşa Yigit nâm dil-âver ile irsâl olunup ol mahalle varıldıkda otuz müsellâh kâfir zâhir +oldı. Evrenos Big ikisini ok ile urup ihlâk ve sâ’ir yanında olan dil-âverler dahı sekiz +danesini üftâde-i hâk-i helâk idicek, birâz-ı â'zim-i semt-i firâr ve ekserî esîr ü giriftâr oldı. +Ba'dehû ol derbendden mürûr olunup Morava suyından ba'de’l-ubûr bir sahrâ-yı +vâsi'a nüzûl buyurdılar. Mülûk-i küffâr sipâh-i İslâm’ı gördükde kendülere nisbet asker-i +İslâm kalîl olmagla mücâhidîni istihkār ü istifhâf ve her biri lâf ü güzâf idüp cümleden Lâs +hemşîre-zâdesi Vılık-oglı yalınız kendü askeri ile guzât-ı zafer-simâta mukāvemet +da'vâsına ictirâ ve Lâs dahı mecmâ'-ı küffârda “Her kim İslâm pâd-şâhını tutup götürürse +dâmâd idüp tevâbi'ı ile on kal'a temlîk iderim.” deyü askerini cenge tahrîs ü iğrâ eyledi. +Bosna kıralı dahı beş kal'a virmege ve sâ’irleri dahı bu minvâl üzere ihsân itmege ta'ahhüd +eylediler. Pâd-şâh-ı cihân, Yıldırım Han ile isti'lâm-ı asker-i küffâr içün bir mürtefi' +mahalle çıkup seviyy küffâra nazar buyurduklarında gördiler. Melâ'în bir mertebe kesret +üzere ki, asker-i İslâm anlarun ancak humsı kadardur. Hâl böyle oldugı ma'lûmları olıcak, + +----- + +meşveret içün ümerâyı ihzâr buyurup re’y taleb itdüklerinde ba'zılar “Küffâr atlarınun deve +gördigi olmamagla lâ-büdd vakt-i rü’yetde ürkecekleri bî-iştibâh idügine binâen asker +önüne develer tertîb olunsun. Ol sebeble küffâr alâyları perîşân ve mukātele âsân olur.” +didiler. Pâd-şâh Yıldırım Han “Bu tedbîr hüsn midür?” deyü sû’al buyurucak anlar +dahı âgâz-ı kelâm ve “Bu hânedân-ı aliyye şimdiye dek cenâb-ı Hakk’a tevekkül ile şerr-i +a'dâdan masûn olmuşdur. Bu gûne mekr ü hîl isti'mâli mahall tevekküldür. Hemân +rûhâniyyet-i fahr-i âlemden istimdâd ile dergâh-ı Mevlâ’ya arz-ı recâ-yı imdâd ve öteden +bir dâdla geldügi üzere küffâr ile rû-be-rû gazve ü cihâda gûşiş ü ictihâd ideriz.” deyü +hatm-i kelâm ibret-i encâm eylediler. Ve Alî Paşa bu re’yi te’yîd idüp “Bu gice mushaf-ı +şerifden tefâ’ül itdim. Yâ eyyühe’n-nebiyyü câhidi’l-küffâra ve’l- âyet-i +kerîmesi zâhir oldu. İn-şâ’llâh asker-i İslâm mansûr ve muzaffer olacagı mukarrerdür.” +didikde Timurtaş Paşa dahı re’y-i mezbûrı tercîh ve takdîm ve re’y-i sâbıkda küffârun +âhen-pûş askerinden develer ürkmek ihtimâli olmagla zararı bize â’id olmak mahzûrı +oldıgını beyân ve tefhîm eyledi. Âkıbet cümlesi re’y-i evvel üzere merdâne-i harb u kıtâle +sa'y itmege âzim oldılar. Âmma pâd-şâh-ı âlem kesret-i düşmen sebebiyle asker-i İslâm +içün gamm-gîn ve bu fikr-i düşvâr ile girye-nâk ve hazîn olup husûsen ol esnâda esen +rüzgâr cânib-i küffârdan vezân oldugına binâen mebâdâ ki, dem-i muhârebede dahı esüp ol +mezbûr sahrânun gubârî ehl-i İslâm’un gözlerine gitmekle meydân-ı mukātelede akdâm-ı +ikdâmları mütezelzil ve böyle bir mâni' kavî zuhûrundan vakt-i harbde mücâhidîn-i +mütehayyîr ve pâ-der-gîl olmak havfı ile ziyâde müte’ellim oldukda dergâh-ı Kādîyü’l +hâcât-ı ref'-i dest münâcât idüp didi ki: “İlâhî sen ol pâd-şâhsın ki, umûmen halk-ı âleme +melâz ü penâh ve şiddet ve rehâda kâffe-i ibâda ümîdgâhsın. Kâmet-i a'lâm-ı İslâm’ı dest-i +küffârda bu abd-i nâ-tüvânî enâm eyleme.” deyü hezâr sözü-güdâz ile arz-ı nîyâza +müdâvemet ve iştigâl eyleye dek ol şeb-i târi imrâr buyurduklarında vakt-i seher bârân-ı +rahmet âşikâr ve eser-i icâbet-i du'â-yı manzûr şehriyârî kâm-kâr olup endîşe-i ahrâr gubâr +ı hâtır üzerlerinde zâ’il olmagla te’diye-i merâsim şükr ü sipâsa der-kâr oldılar. Öte cânibde +küffâr hâk-sâr ol gice ehl-i İslâm’ı şebhûn itmek murâd itmişler idi. Yorgi nâm kâfir bigi +kemâl-i gurûr ile rızâ virmeyüp “Şebhûn itdügimiz sûretde müslümân askeri nâ-çâr firâr +iderler elimizde olan şikârı kaçırmak re’y-i hüsn degildür.” deyü sabâha te’hîr itdürdi. İrtesi +tertîb-i sufûf idüp Argon nâm kâfir Lâs-oglı ile kalb-i leşkerde Vılık-oglı meymenede +Bosna kıralı ile Levend-oglı meyserede ve Ungurus ve Eflâk ve Bulgar ve Arnavud ve Çek +“Ey Peygamber, kâfirler ve münâfıklarla cihâd et.” + +----- + +askerleri cenâheynde turdılar. Sultân Gâzi dahı asker-i İslâm’ı tertîb idüp kalb-i sipâhda +kendüleri ve meymenede Yıldırım Bâyezîd Han ve Saruca Paşa ve meyserede Ya'kūb +Çelebi ve Balaban Big ve Evrenos Big cenâh-ı yemînde Eyne Big Subaşı cenâh-ı yesârda +ve Alî Paşa, pâd-şâhun cânib-i yemîninde ve Timurtaş Big cânib-i yesârında ve mülûk-i +etrâf askeri cevânib-i şehriyârîyede yeniçeri pâd-şâh önünde turdılar. Ve iki bin tîr-endâz +meymene önünde ve bini meysere önünde sufûf-ı küffârı perîşân itmek içün turdılar. Bu +vech üzere tertîb-i cüyûş olundukdan sonra ceng mahalline varılup ol tîr-endâzları bârân +gibi küffâr-ı hâk-sâr üzerine yagdırdıklarında mekanlarında turamayup bir ugurdan +meyserede olan mücâhidîn üzerine hücûm eylediler. Ol melâ'înün hücûmundan nice guzât +şehîd olup meyserede sûret-i inhizâm nümâyân oldugı Yıldırım Han’un manzûru olıcak, +meymenede olan mücâhidîn ile küffâr alâylarıyla mânend-i seyl-i revân-ı şitâbân olup +leşker-i küffârı birbirine katdılar. Ve ol şeh-zâde-i pür-i savletün meydân-ı harbde etvâr-ı +rüstemânesini müşâhede iden guzâtun arak-ı gayret ve hamiyyetleri hareket idüp Lâla +Şâhîn ve Evrenos Big ve Yahşi Big ve Îsâ Big ve Saruca Big Paşa ve Eyne Big subaşı ve +Kara ve Balaban Big ve Şir-merd Big ve Müstecâb subaşı ve sâ’irleri her +tarafdan küffâr üzerine hücûm itdiler. Ehl-i İslâm’un bu mertebe ikdâm-ı ıtâm ile sadme-i +şirânesi melâ'îne bâ'is-i tezelzül-i ikdâm olup i'nâyet-i rabbü’l-âlemîn cüyûş-i hâsirini +karîn-i inhizâm eyledi. Egerçi bu cengde mücâhidinden çok kimse şehîd oldı. Küffâr-ı hâk +sârdan maktûl olan dâhil-i haytmîn ve kıyâs ve güncâyiş-pezîr havsale-i iktidâr-ı ukûl-ı nâs +degildür. Esnâ-i harbde Sırf hâkimi Lâs dehr ve sa'îr ve bakiyyeü’s-süyûf olanlardan nicesi +esir oldı. Pâd-şâh-ı gâzi inhizâm-ı küffârdan sonra ardlarınca giden gâzilerün ric'atına +bakiyye-i sipâh ile intizâr üzere iken ma'reke-i kıtâlde mecrûhlar arasında güzâr +buyurdukları dem Miloş Nikola nâm bir mecrûh nîm cân ile arz-ı İslâm iderek “Pâd-şâha +mahfî sözüm var.” didikde çâvuşlar redd idicek men' rıza virmeyüp huzûr-ı hümâyûnlarına +götürtdiler. Meger ol lâ'în kendüden me’yûs olmagla zu'mınca tahsîl nâm ârzusuyla dîr +zeylinden ibrâz-ı hançer-i hûn-hâr ve ol sultân mücâhidi sînesi altından bir hurûc-ı ilâc-ı +nâ-pezîr ile mecrûh ve zahmdâr idüp kulûb-ı müslimîne bî-sabr u karâr ve çeşme-i +giryânlarına rûz-ı rûşeni mânend-i şeb-i târ eyledi. Mukaddemâ itdükleri duâya taleb-i +şahâdet-i hâtime buyurmuşlar idi. Eser kabûl-i zâhir oldı. Bu hâdise zuhûrunda Yıldırım +Han’un ihzârını emr ü fermân buyurup anlar dahı küffâr ardınca gitmiş bulundukları + +----- + +cihetden ba'de’l- bu haber-i muvahhişi istimâ' ile girye-künân huzûr-ı +hümâyûnlarına şitâb itdiler. Bir mikdâr tesliyeden sonra iltizâm-ı adl ü dâd ve inkıyâd-ı +şerî'at-ı Rabbü’l-abâd ile nasîhat buyurup makāmlarına istiflâf itdükleri akabinde rûh-ı pür +fütûhları vâsıl-ı rahmet-i Rahmân olup Burusa’ya ba'de’n-nakl Kapluca’da binâ +buyurdukları câmi' civârında defn olundılar. Pâd-şâh-ı mağfûrun reside-i mertebe-i +kerâmet nice mahâsin ahbârı meşhûrdur. Ez-cümle bir toganı okuya da'vet itdüklerinde +gelmedügi cihetden “Kuruya kal” dimeleriyle oldugı mahallde kuruyup kaldugı mütevâtir. +Ve Hoca târîhinde zikr olundugı üzere ol zamâna dek âsâr-ı zâhir imiş. Hâk-i mezârları +devâ-yı emrâz oldugı dahı menkūldur. Ömrleri ve müddet-i saltanatları senedür. +. Cülûs-i Yıldırım Bâyezîd Han +Sene-i isneyn ve tis'în ve seb'a-mie Ramazân’ınun güni taht-ı hümâyûna cülûs +buyurup birâderleri Ya'kūb Çelebi ta'kîb-i küffârdan avdet itdükde şehd-i şahâdet-i nûş +itdürilmeg ile cenâzesi tâbût-ı şehriyârîye terfîk olundı. +Ba'dehû Edrene’ye azîmet buyurup ol kış anda ikāmet ve tehyi’e-i esbâb-ı cihâda +sarf-ı kudret eylediler. Ve pederleri zamânında hidemât-ı lâyıkası zuhûr iden erkân-ı +devlete mezîd-i ikrâm ve ulemâ ve sulehâya teksir-i atâ vü in'âm buyurdılar. Evvel bahârda +Lâs memleketine Timurtaş Paşa ve Bosna’ya akın içün Üsküb eyâletiyle Paşa Yigit +ve Vidin’e Eflâk gâreti içün Fîrûz Big ve Evrenos Big, Vidin��e ve Çitroz hisârları teshîrine +Siroz hükûmetiyle irsâl olunup Anatolı seferi mukarrer olmagla itmâm-ı hidmetde +ma'asker-i hümâyûna avdet ile me’mûr oldılar. Ve pâd-şâh-ı cihân, Burusa’ya nakl +buyurup câmi' ve medrese ve imâret ve müsâfirhâne ve dârü’ş-şifâ binâsına şürû' +buyurdılar. Ve Akçaglan didikleri suyı icrâ idüp câmi' ve medrese ve hamâmdan ziyâdesini +mahallâta taksîm eylediler. Bu esnâda Timurtaş Paşa, Karat-ova ma'denini nevâsiyle ve +sâ’ir ma'âdini ve ekser-i memâlik-i Lâs’ı zabt itdükden sonra ganâyim-i bî-şümâr ile +Burusa’ya vâsıl oldı. Ve Paşa Yigit, Bosna’ya akın itmek hidmetini itmâm ve Fîrûz Big, +Vidin’den Tuna suyını gecmege ikdâm idüp Eflâk vilâyetini gâret itmekle tekmîl-i hidmet +ve envâ'-i emvâl ile rûymâl-i der-geh-i şâh valâ himmet eyledi. +Ba'dehû ordû-yi hümâyûn tertîb olunup Aydın ve Menteşe teshîrine tevcîh-i zimâm +ve evvelâ bakayâ-yı kılâ'-i küffârdan Ala-şehr’i makarr-ı İslâm eylediler. Aydın +memleketine azîmet olundukda Aydın-oglı istikbâl ve kabûl-i itâ'at-i şâh-ı deryâ-nevâl +İzmir kendüye virilüp sâ’ir vilâyetleri zamîme-i memâlik-i Osmâniye ve ba'dehû Saruhân +Metinde “ba'de” mükerrerdir. + +----- + +vilâyetine nühzet olundı. Sulh ile teshîr olundukda Karesi diyârına zamm olunup Şeh-zâde +Emîr Süleymân’a virildi. Andan Menteşe vilâyetine varılup Menteşe-oglı Kastamonı +hâkimi Kötürüm Bâyezîd yanına gitmiş bulunmagla memleketini zabt-ı himmet ve +Burusa’ya ric'at buyuruldı. +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i Karaman +Hamîd-ili’ne Karaman-oglı’nun ta'arruzı inhâ olundugına binâen asker cem' olunup +ol cânibe azîmet olundı. Germiyân yolundan mürûr olunup Ya'kūb Big istikbâl itdükde +ba'zı âsâr-ı nifâk müşâhede olunmagla tevâbi'i ile habs olundı. Andan Teke-ili mazbût +hademe-i sultân-ı gayûr ve Fîrûz Big muhâfazasına me’mûr olup ba'dehû Hamîd yolundan +Karaman civârına varıldıkda Karaman-oglı Taş-ili’nde ba'zı sarp taglara tahassun +eyledüginden nâşî Konya muhâsara olundı. Ol zamân hırman vakti oldugından mahsûlâtı +bıragup ashâbı kal'aya firâr itmişler idi. Pâd-şâh-ı cihân askeri nehb ü gâretden men' idüp +kimse bir habbeye ta'arruz itmemegle asker kahtdan muzâyıka çekdiklerinde pîrâmen-i +kal'adan galle sahiblerini mâlların vech-i şer'î üzere bey'a da'vet itmeleri ile ahâlî-yi hisâr +bir kaç kimesneyi irsâl eylediler. Ber-vech-i meşrûh anlardan iştirâ-yı zahâ’ir ü gılâl ve +yine ol kimesneler kal'aya îsâl olundukda Konya ahâlîsi pâd-şâhun bu adâletini göricek, +kal'ayı teslîme mübâderet ve cümlesi ez-dil ü cân itâ'at eylediler. +Ak-şehr ve Nigde ve Ak-sarây ve sâ’ir bilâd-ı Karaman mecmû'ı zabt ü teshîr olunup +Timurtaş Big’e virildi. Ve Karaman-oglı mukāvemete adem-i iktidârını bilüp +vilâyetinün ba'zısı kendüye virilmek recâsıyla dâmen-i afv-ı şehriyârîye teşebbüs ve istinâd +ve bir dahı isyân itmemege imân-ı şûda yâd itmegle Lârende ve Taş-ili’ni kendüye virüp +Çehâr-şenbih suyını sınur ta'yîn ve andan Burusa cânibine tahvîl-i râyât-ı zafer-karîn +buyurdılar. +. Sefer-i Eflâk +Kötürüm Bâyezîd igvâsıyla küffâr-ı Eflâk’un memâlik-i İslâmiyye’ye ta'addîsi +ma'lûm-ı hümâyûn oldukda Edrene’ye nühzet ve mahmiyye-i mezbûrede asker cem'i içün +neşr-i emr-i da'vet buyurup ba'dehû Tuna’dan Eflâk vilâyetine güzâr ve küffâra +mukābeleye ibtidâr olundukda meded-kâri-i avn-i Bârî ile serdârları münhezimen âzim-i +semt-i firâr ve ekserî esîr ü giriftâr olup guzât-ı nusret-medâr nâ’il-i ganâyim-i bî-şümâr +oldılar. Bu gûne gûşmâl-i erbâb-ı dalâl vukû'ından sonra hâkim-i Eflâk, ehl-i İslâm’dan +gâret itdügi emvâl ve üserâyı teslîm idüp ve mukaddemâ vire geldügi cizyenün ız'afını edâ + +----- + +idecegini ihbâr ve bu hareketinün menşe’i Kötürüm Bâyezîd oldugını beyân ile i'tizâr +itdükde mes’ûlı karîn-i kabûl olup Burusa’ya ric'at buyurdılar. +. İstihlâs-ı Karaman +Pâd-şâh, Eflâk seferinde iken Karaman-oglı isyân idüp Engüri muhâfızı olan +Timurtaş Paşa’yı hücûm-ı nâ-geh-i küberâyla esîr ve yanında olanları küşte-i şimşîr eyledi. +Bu haber-i muvahhiş pâye-i serîr a'lâya vâsıl olıcak. Karaman-oglı üzerine sefer +idicekleri muhakkak oldugına binâen ol hîle-kâr eyledügine nâdim olup Timurtaş Paşa’ya +ve bile habs itdügi sâ’ir müte'ayyinlere itdügi cefâdan i'tizâr ile envâ'-i nevâziş iderek +temelluk ve ilticâ ve huzûr-ı şehriyârîde şefâ'atlerini recâ eyledi. Ve Timurtaş Paşa’yı +rikâb-ı hümâyûna ilçileri ile terfîk ve irsâl ve ba'de’l-vusûl paşa-i mezbûr beyân-ı vâkiü'l +hâl idicek ilçilerün recâ ü niyâzları makbûl olmayup cevâb-ı ye’s ile ircâ' olundılar. +Akablarınca pâd-şâh-ı âlem dahı ol cânibe teveccüh idüp miyân-ı vilâyet-i Germiyân’dan +Akçay dimekle meşhûr olan sahrâya nüzûl buyurdılar. Ve Karaman-oglı kādir oldugı kadar +cem' eyledügi askerle hâzır olmuş idi. Mukābelelerine varıldıkda cenge başlanup Osmânlu +askeri hücûmundan nâşî Karamanîler vâdî-yi firâra âzim ve derhâl perîşân ü münhezim +oldılar. Karaman-oglı kaçarken atınun ayagı bir taşa dokunup düşdükde akab-gîrler destine +giriftâr ve kayd ü bend ile resîde-i huzûr-ı şâh-ı kâm-kâr oldı. Ve oglı Mehmed Big dahı +esîr olup Burusa zindânına irsâl olundı. Kendüsi bilâd-ı Karaman zabtını teshîl içün +Timurtaş Paşa’ya teslîm olunmagla ol dahı ahz-ı intikāma kıyâm idüp bilâ-izn katl idicek +taraf-ı şehriyârîden mu'âtab oldukda bu tâ’ife öteden berü ahd ü peymânlarını nakz ile +ma'rûf olup bir tarîkile tahsîl-i afv iderse yine Devlet-i aliyyeye bir gâ’ile olması +havfı ile “Bu vaz'ı irtikâb itdim.” deyü i'tizâr itdügine binâen özri makbûl oldı. Andan +Konya ve Ak-şehr ve Ak-sarây ve Lârende câniblerine varılup zabt ü teshîr olundukdan +sonra Burusa’ya avdet olundı. +. Feth-i Tokat ve Sivas +Bekâyâ-yı kabâ’il-i Cengiziyye’den Kayseriyye ve Sivas mâ-beyninde ikāmet +eyleyen tâ’ifeden Kādî Burhâneddîn zuhûr idüp ol etrâfı teshîr itmiş idi. Ve ibtidâr-ı +zuhûrunda sultân-ı Mısır’a intisâb ve giderek şân ü şöhret iktisâb idüp Sultân Burhâneddîn +dimekle iştihâr bulmuş idi. Ol nevâhîde olan Devlet-i aliyye ümerâsı kādînün ahvâlini der-i +devlete i'lâm itmeleriyle senesinde asker cem' olunup ol cânibe revâne oldılar. Bu +haber kādînün ma'lûmı oldukda karâra iktidârı kalmayup Diyâr-bekr hudûdunda Harput + +----- + +kurbunda ba'zı cibâl-i şâhikaya firâr ve anda tahassun ihtiyâr eyledi. Diyâr-bekr ve +Ermeniyye hâkimi Bâyındırlı Kara Osmân Big’ki, Fatih asrında Acem şâhı olan Uzun +Hasan anun neslindendür. Ve Kara İlük dimekle meşhûrdur. Kādînün da’imâ fursat-ı beyni +olmagla bu vâkı'a zuhûrunda Akkoyunlı tâ’ifesinden asker cem' idüp Kādî Burhâneddîn +üzerine îlgâr ve ceng-i azîmden sonra kādî-i mezbûrı rû-be-râh-ı vâdî-i dârü’l-karâr eyledi. +Mîr-i mârrü’z-zikr bu haberi dergâh-ı şehriyârîye i'lâm ve izhâr-ı ubûdiyyet merâsimini +icrâya kıyâm eyledükde kādînün memleketi ahâlîsi kıssadan habîr olıcak Zeyne’l +âbidîn nâm oglını makamına geçirmek râ’y itmişler iken ba'zı ukalâ sevkile fârig olup +Yıldırım Han hazretlerine da'vetci irsâlinde müsâra'at ve evâmir-i hümâyûnlarına teslîm +kerden itâ'at itmeleri ile ol memâlik zamîme-i bilâd-ı Osmâniyye kılındı. +. Teshîr-i memâlik-i Kötürüm Bâyezîd +Mukademâ tahrîr olundugı üzere Eflâk hâkiminün isyânı Kötürüm Bâyezîd tahrîkile +vukû' bulması ma'lûm-ı şehriyârî oldugına binâen senesinde Burusa’dan Kastamonı +cânibine nühzet buyurıldı. Ol esnâda Kötürüm Bâyezîd’ün intikāl-i dâr-ı bekā eyledügi +haberi vürûd itmekle husûl-ı maksûd-ı esbâbı âşikâr olup ol memâliki teshîre ümerâ-yı +devlet irsâl olundı. Memleket-i mezbûreye varıldıkda Katamonı şehri ve civârında olan +bâkır ma'denleri ve Osmâncık-kal'ası ve Canik ve Samsun vilâyetleri bil-cümle memâlik-i +Osmâniyye’den kılınup Kötürüm Bâyezîd-oglı İsfendiyâr Big firâr ve istid'â-yı afv-ı +şehinşâh-ı kerem-kâr itmekle mahallinde takrîr olundı. Ol esnâda Lâs hâher-zâdesi Vılık +oglı vesîle-i arz-ı ubûdiyyet olmak içün hüsn ü cemâl ile mevsûfe bir hemşîresini Âsitân-i +pâd-şâhîye irsâl idüp tezevvîc buyurduklarında ol duhter-i perî-peykere bir vech ile dil +dâde oldılar ki, anun ışk ü mahabbetiyle tedbîr-i umûr-ı saltanatı ferâmûş idüp ve ol nigâr-ı +mekkârun ilhâh ü ibrâmı ve münhemik fısk ü fücûr olan Hayreddîn Paşa- zâde Alî +Paşa’nun igvâ ve ikdâmı ile ıyş ü işrete meftûn ve mübtelâ-yı nûş-ı bâde-i gül-gûn oldılar. +Bu sebeble nizâm-ı saltanat muhtell olup kuzât ve nevvâb dahı zulm ve irtişâyı irtikâb +itmege başlamışlar idi. Şükât-ı mazlûmen, Alî Paşa’ya i'lâm-ı hâl itdükce bî-çârelere +cevâb-ı redd ile envâ'-i ihânet ve şikâyet olunan zulmeyi ahz-ı rüşvet içün himâyet +eyledüginden nâşî sipâh ve ra'iyyet ittifâkıla dergâh-ı şehriyârîye arz-ı şekvâ idicek. Sikāt-ı +ulemâdan ba'zısı teftîş-i kuzât içün irsâl olunup Anatolı ve Rûm-ili kādîlerinden seksen +aded kādî-i zâlim ihzâr olundı. Ashâb-ı hukûkun hakları tahsîl ve istirdâd ve sâhiblerine +teslîm ile îfâ-yı levâzım adl ü dâd olundukdan sonra cümlesi bir sakf içre ihrâk olunmak +bâbında fermân-ı sultânî sudûr idicek. Alî Paşa şefâ'ât itmege gazab-ı Yıldırım Han’iden + +----- + +havf idüp bir Habeşî musâhib-i şehriyârî var idi. Ana yigirmi bin akça va'd itmekle tahlîse +çâre bulmaga ibrâm eyledi. Ol dahı sefer esbâbı ile huzûr-ı şehinşâhîye girüp “İzn-i +hümâyûnunuz ile kulunuz İstanbul’a gideyim.” didikde “İstanbul’da ne maslahat vardır ki, +gidersin?” buyurdılar. Ol dahı “İhrâkı ile emr olunan magsûbların mansıblarında istihdâm +olunmaga birâz keşiş cem idüp getüreyim.” diyicek “Yâ bizim bu kadar âdemlerimizde +istihdâm idecek yok mıdur ki, İstanbul’dan keşiş götürmege muhtâc olana.” deyü sûal +itdüklerinde didi ki: “Mansıb-ı kazâ-ı ilm ü dânişe mevkūfdur. Her irâde olunan bu +mansıblarda istihdâma sâlih olmaz.” deyü ol kadar ehl-i ilmün her ne rütbe-i irtişâ ile +müttehem iseler dahı izâ'aları münâsib olmadugını ihtâr itmegle ol kādîler ıtlâkına bâ'is +oldı. Lâkin ahvâl-i kuzât tanzîm olunmak bâbında Alî Paşa’ya fermân buyurılup ol dahı +ücret-i sukūk ahzını ba'zı ulemâ-yı dîn tahrîr itdüklerini beyân eyledügi cihetile hüccete +yigirmi beş akça ve sicille yedi akça ve akd-i nikâha on iki akça ve resm-i kısmet binde +yigirmi akça ta'yîn olundı. +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i Selânik ve Yeni-şehr +Venedik ve France ve Ceneviz ve Pulya ve İspanya kıralları bilâd-ı İslâmiyye’yi gâret +içün Selânik önüne gemiler irsâl eyledükleri haberi vârid olmagla Gelibolu’ya ubûr +buyurılup Selânik cânibine nühzet olundı. senesinde Selânik ve Yeni-şehr tevâbi'i ile +bilâd-ı İslâmiyye’den kılındı. +. Muhârebe-i şehriyârî bâ-kıral-ı Ungurus +Pâd-şâh-ı âlem İstanbul fethine azîmet buyurup altı ay muhâsara olunmuş iken kıral-ı +Ungurus İstanbul tekfüri ile ittifâkına binâen asker-i kesîr ile Tuna’yı ubûr idüp memâlik-i +İslâmiyye’ye ta'arruz itdügi haberi mesmû'-ı hümâyûn oldukda muhâsara terk olunup +acâleten ol cânibe azîmet olundı. Ve mukaddemâ Evrenos Big dil almak içün ve +mahsûr olan Nigebolı-kal'ası’ndan haber getürmek içün irsâl olundukda kesret-i küffâr +sebebiyle bî-husûl maksûd avdet itdügi cihetden pâd-şâh-ı gayûr-ı ziyâde müte’ellim olup +hemân ol gice huddâm-ı alî-makāmdan bir kimseye i'lâm itmeksizin bir esb-i sabâ-reftâra +süvâr az zamânda vâsıl-ı kurb-ı hisâr oldılar. Ve bir mürtefi' mahalle çıkup muhâfız-ı kal'a +Togan Big’i “Bre Togan” deyü çagırdıklarında Togan Big istimâ' idicek, sadâlarından +bilüp cevâba mübâderet eyledi. Sükkân-ı kal'a ahvâlinden ve zahîreleri keyfiyyetinden +istifsâr buyurdılar. Ol dahı zahîreleri mikdâr-ı kifâya olup müstahfızlar leyl ü nehâr +muhâfazaya sarf-ı iktidâr eyledüklerini ve kal'anun der ü dîvârı muhkem ü üstüvâr + +----- + +oldugını beyân eylemegle yine geldikleri vech üzere avdet buyurup ma'asker-i hümâyûna +vâsıl oldılar. Küffârdan ba'zıları istimâ'-i sû’âl ü cevâb ve kırallarına ihbâra şitâb +itdüklerinde tecessüs içün bir kaç kâfir irsâl eyledi. Lâkin bir kimseyi göremeyüp avdet +itdiler. İrtesi gün ale’s-seher ordû-yi hümâyûn ile leşker-i küffâr üzerine azîmet olunup iki +asker birbirine mukābil oldukda tarafeynden azîm ceng oldı. Ve esnâ-yi harbde bir kâfir +pâd-şâha şeş-perle hamle idüp rahş-ı âb cerî-i bâd-peymânlarından üftâde-i rûy-i türâb ve +vücûdları bir mikdâr mübtelâ-yı âteş elem ü ıztırâb oldı. Güyâ ki, bu hâdise cânib-i +İlâhî’den mukaddemâ sâdır olan ef'âlleri mukābelesinde terbiye olmak üzere vâki' +olmuşdur. +Ba'dehû başka rahşa süvâr ve ma'areke-i harb u kıtâlde sâbit ve ber-karâr olup bâ-avn +ü inâyet-i Rabbü’l-âlemîn küffâra sûret-i inhizâm âşikâr ve her biri tahlîs-i ser ü cân içün +pûyende-i vâdî-i firâr oldı. Ve kaçanlardan ekserî Tuna suyına dökülüp melâ'înün niceleri +esîr ve sipâh-i İslâm envâ'-i emvâl ve ganâyim ile seyr oldılar. Sultân-ı cihân bu feth-i +celîle şükr ü sipâsdan sonra terk-i bâde ve câme azîmet ve binâ-yı hayrâta niyyet buyurup +Burusa’ya avdet itdiler. Ba'de’l-vusûl ef'âl-i sâbıkadan tâ’ib-i müstagfîr olup a'mâl-i +sâlihâya iştigâl ve müdâvemet ve Burusa şehri miyânında bir câmi' binâsına mübâşeret +buyurdılar. Emîr Sultân’un tâ'rîz-i meşhûr-ı takviyyet-sâz-ı niyyet-i istigfâr olmuşdur. +. Azîmet-i hümâyûn be-cânib-i İstanbul +Mukaddemâ Timurtaş Paşa-oglı Yahşi Big Anatolı tarafından Kara-deniz sevâhili +teshîrine irsâl olunmuş idi. Şile-hisârı’nı feth eyledügi haberi vâsıl olıcak. Sultân-ı cihân +Koca-ili yolundan azm-i sûy-ı maksûd ve İskender Bogazı dimekle marûf mahalle vürûd +idüp Bogaz-kesen üstünde Güzelce-hisâr nâmı ile meşhûr olan kal'a yı binâ +buyurdılar. Bu tarîkile Kara-deniz’den gelen gemilere sedd-i râh-güzâr ve İstanbul tekfürine +iblâğ-ı ihbâr olundukda mukāvemete adem-i iktidârından nâşî der-geh-i şehriyârîye on bin +filori ihdâsına isti'câl ve vizerâya âlî pîş-keşler irsâl idüp taleb-i sulh eyledi. Hatta Alî +Paşa’ya zâhiren gönderdigi hedâyâdan mâ-adâ ziyâfet tarîki üzere yolladugı at'ime ü +me’kûlâta zer ü sîm ile memlû on aded kebîr balıklar zamm ü ilhâk eyledügi nakl-i gerde-i +ba'zı müverrihîn âfâkdur. tekfürün husûl-ı maksadı bâbında recâ-yı erkân-ı devlet +İstanbul’un bir mahallesi mekân-ı müslimîn ve anlara kādî ve hatîb ta'yîn kılınmak şartı +üzere kabûle karîn buyurılup, Taraklı-Yenicesi’nden ve Gönyük’den evler nakl olunup +İstanbul içinde bir azîm mahalle peydâ oldı. Ve mescid ü câmi' binâ olunup ta'yîn-i hatîb ü + +----- + +imâm ve kādî nasbile şurût-ı sâbıka tamâmına kıyâm olundı. Ve ol senenün cizyesini +envâ'-i hedâyâ ile istifâ idüp serîr-i saltanatlarına ric'at buyurdılar. +. Feth ü teshîr-i ba'z-ı bilâd +Mora cezîresi fethi içün Karaferye’de ikāmet ve etrâfa akıncı irsâliyle ol nevâhî +teshîrine bezl-i nakdine himmet buyurup Tırhala cânibine sevk-i asker-i nusret eser ve ol +hisârı âmme-i nevâhîsi ile cilvegâh-ı şâh feth ü zafer eylediler. Ungurus diyârına ba'is-i +leşker-i cerrâr ve küffâr-ı hâk-sâr dil-hâh üzere ızrâr olunup Timutaş Paşa irsâli ile Kankırı +ve Medînetü’l-hukemâ-i Atina ve Türkmen vilâyetinden Behisni ve Malâtiyye ve +Kürd bilâdından Divrig ve Darende ve Kemah zabt olundı. +. Zuhûr-ı mukaddimât-ı fitne-i Timur +Ebâ-an-cedd Bağdâd ve Irâk ve Arab ve Tebriz hâkimi olan Sultân Üveys-oglı Sultân +Ahmed ve dahı Âzerbaycân hâkimi Mehmed Big-oglı Kara Yûsuf ki, Karakoyunlı tâ’îfesi +re’îsidür. Timur elinden firâr idüp evvelâ sultân-ı Mısır yanına ve andan atebe-i şehriyârîye +ilticâ ile Timur’dan iştikâ eylediler. Ve Timur’un maksadı teshîr-i Rûm oldugını beyân +idüp def'-i fitnesine ihtimâm olunmagı sevk eylediler. Sultân-ı enâm bunlara mezîd-i ikrâm +idüp Sultân Ahmed’ün kerîmesini Şeh-zâde Mustafâ Çelebi’ye nâm-zed buyurdılar. +Bundan akdem Sivas ve Malâtiyye fethi akabinde Erzincân hâkimi olan Taherten ki, taraf-ı +Timur’dan mansûb idi. Andan taraf-ı hümâyûna bâc u harâc taleb olundukda mezbûr mâ +vaka'ı Timur’a i'lâm itmegle Timur dahı cânib-i hümâyûna nâme irsâl ü tesyîr ve envâ'-i +türrehât tahrîr itmiş idi. Pâd-şâh-ı cihân ilçileri muharrik-i gazab nice kelimât ile Timur’a +ircâ' eyledükde Timur’un sabr u karâra mecâli kalmayup bilâd-ı Rûm tahrîbine hücûm +ve ba'de’l-kudûm Sivas-kal'ası’nı âsândan ma'dûm eyledi. Muhâfazasına me’mûr olan +guzât-ı müslimînden dört bin mücâhidi hayyen hâka defn eyledigi menkūldur. Andan +Malâtiyye hâkimi ki, Sivas’da esîr eyledügi Mustafâ Big’ün oglı dur. Ana istimâlet +nâme gönderüp teklîf-i inkıyâd itdükde ol cüvân sadâkat-ı nihâd veliyy-i ni'metinden i'râz +itmeyüp mevsûl mektûbı habs itmekle Timur kal'a üzerine geldigi dem gice içre firâr +eyledi. Timur ol nevâhîyi zabt idicek, Türkmen Kara Osmân’a ta'yîn idüp ba'dehû Mısır ve +Şâm ve Bağdâd ve Tebrîz câniblerini tahrîbe âzim oldı. Timur, Şâm üzerinde iken pâd-şâh +ı cihân Yıldırım Han, Sultân Ahmed ve Kara Yûsuf tahrîki ile asker cem'ine mübâderet ve +Erzincân hâkimi Taherten üzerine azîmet buyurup ba'de’l-vusûl vehle-i ûlâda Erzincân +kal'ası’nı zamîme-i kişver-i sultânî ve Kara Yûsuf’a erzânî buyurdılar. Kara Yûsuf, + +----- + +Erzincânîler ile imtizâc idemeyüp belde-i mezkûra Sultân Ahmed recâsına binâen yine +Taherten’e inâyet ü ihsân ve cürm ve isyânı dâmen-i afv-ı şehinşâhî ile mestûr ve nihân +kılınup lâkin li-ecli’l-itm’inân ehl u ıyâlı Burusa’ya nakl olundı. +Ba'dehû makarr-ı saltanatlarına mürâca'at buyurup Kayseriyye havâlisinde Sultân +Ahmed recâ-mend izn-i insırâf ve mazhâr-ı sunûf-ı nevâziş ü iltifât olup Irâk-ı Arab +semtine teveccüh eyledi. +. Muhârebe-i Yıldırım Han bâ-Timur +Timur tarafından her-çend Kara Yûsuf talebi ve Erzincân-kal'ası teslîmi içün nâmeler +geldikde ilçileri cevâb-ı redd ile ircâ' olundugı cihetden ceng vukû'ı mukarrer olup +Timur Karabâğ’da kışlak eyledi. Ve Kalemrev hükûmeti olan bilâda cem'-i asker içün +evâmir gönderip senesi bahârında azm-i diyâr-ı Rûm ve evvelâ Erzincân’da Kemâh +kal'ası’nı Muhammed Mîr-zâ nâm nebîresi irsâliyle giriftâr-ı yed-i şûm eyledi. Engüri +cânibine müteveccih olup sahrâ-yı Sivas’da cem'-i asker-i bî-kıyâs ve Selâtîn Şîrvân ve +Geylân ve mülûk-i Diyâr-bekr ve Kürdistân ve şâhân-ı Sîstân ve Badehşân ve hânân-ı +Türkistân’dan ma'iyyetinde sabit ü ber-karâr olan yigirmi nâmdâr-ı şehriyâr ile Tokat +yolundan gâret-künân azm-i muhârebe-i şehriyâr-i şecâ'at istinâs eyledügi mesmû' oldukda +Tokat cânibine nühzet buyurılup der-bendler ile güzergâh-ı adû ve sedd olundugı Timur’un +ma'lûmı olıcak. Kayseriyye yolundan Engüri üzerine vâsıl olup Ya'kūb Big teslîm-i +kal'adan ibâ itmekle muhâsaraya mübâşeret eyledi. Sultân-ı cihân dahı Tokat’dan +Engüri’ye azîmet idüp kānûn üzere tertîb-i asker eylediler. Meymenede Anatolı askeri ve +yigirmi bin pûlâd-pûş ile süvâr Lâs hâkimi Vılık-oglı, Şeh-zâde Emîr Süleymân Rûm-ili +askeri ile meyserede ve kulb-ı askerde pâd-şâh-ı âlem-penâh turup önlerinde on iki bin +yeniçeri ve azeb-i leşkeri ve etrâflarında kapukulı ve Şeh-zâde Mustafâ Çelebi ve +Mûsâ Çelebi kıyâm eylediler. Ve Çelebi Sultân Mehmed çarhacı nasb olunup +ma'iyyetlerine Timurtaş Paşa ve Malkoc Big ve Evrenos Big ve Abdi Big ve Fîrûz Big ve +Îsâ Big ve Hasan Paşa ve Halîl Paşa ve Murâd Paşa ve Şâhîn Big ve Ya'kūb Big ve +Balaban Big ve Dâvud, Balı ve Alagöz ve sâ’irleri ta'yîn olundı. Asker-i şehriyârî ta'dâd +olundukda toksan bin âdem kaleme alındı. Timur dahı tanzîm-i sufûf idüp meymenede +ogulları Şâhruh ve Halîl ve Süleymân ve Hüseyin ve meyserede ekber evlâdı Mîrânşâh ve +nebîreleri hâkim-i Şîrâz ve hâkim-i İsfahan ve halef ve kuddâm Timur’da Mîr-zâ Ebû-bekr +ve sâ’irleri turdılar. Ve Erzincân hâkimi Taherten ve Diyâr-bekr vâlîsi Bâyındırlı Kara +Osmân imdâd-ı Timur’a hazır olmuşlar idi. Ve Timur bu rütbe asker-i bî-kıyâs ile Yıldırım + +----- + +Han’dan havf ü hirâs üzere olup her menzilde askerün etrâfını handakla ihâtaya ikdâm ve +ziyâde-i ihtiyâd ve ihtimâm ider idi, sene-i . +Sene-i mezbûre Zi’l-hicce’sinün tokuzuncı cum'a güni tekâbül-i saffeyn vâki' olup +cenge mübâşeret olundı. Ol ma'rekede Germiyân askeri hâkim-i kadîmleri cânib-i +Timur’da olmagla itâ'at-ı şehriyârîden rû-gerdân, kezâlik Aydın ve Menteşe ve Saruhân +askeri dahı Timur yanında olan big-zâdelerini özleyüp asker-i Timur’a iltihâka şitâbân +oldılar. Tâtâr askeri dahı Atana biginün birâder-zâdesi olan Taherten yanına varup +“Meymenede Lâs askerinden gayrı bir ferd kalmıycak. “Timur askerinün meymenesinde +olanlar Lâs üzerine hücûm itmekle anlar dahı firâr eylediler. Çelebi Sultân Mehmed sadme +i şîrâne ile Mîr-zâ Hüseyin ve Kara Osmân ve sâ’ir üzerine hücûm idüp sell-i +şimşîr-i hûn-feşân ve sufûf-ı a'dâ-yı perîşân eyledükde mukābelesinde olanlar tâkat +götüremedikleri cihetden firâra âgâz eylediler. Timur bu hali gördigi sâ'at ol cânibe imdâd +içün yeniden asker irsâl eyleyüp bir kaç kere bu minvâl üzere sûret-i inhizâm nümâyân +olmuş iken tecdîd-i imdâd ve kesret-i cünûd-ı ehl-i fesâd sebebiyle mukaddemât gûşiş-i +merdân-ı vegâ mintec-i murâd olmayup âkıbet Timur âmme-i askerini meydân-ı harb u +kıtâle birden havâle idicek asker-i Yıldırım Han’ınun nısfından ziyâdesi düşmen leşkerine +mülhak oldugına binâen bâkîlere za'f-ı kulb ârız olmuş idi. Nâ-çâr iz'âflarınca olan gürûh-i +enbûh ile mukābele-i müsmir-i mîve-i maksûd olmadugından semt-i selâmeti yüz tutdılar. +Ol esnâda ümerâ-yı devlet şeh-zâdeleri cengden çıkarmak tedbîrin idüp Alî Paşa ve Eyne +Big Subaşı ve yeniçeri agası Hasan Aga Şeh-zâde Emîr Süleymân’ı ma'reke-i harbden +ba'de’l-ihrâc Rûm- ili cânibine güzâr ve ba'zıları Çelebi Sultân Mehmed hezâr zûr u +zâr ile cengden çıkarmaga bezl-i iktidâr idüp hükûmetgâhları olan Amâsiyye tarafına +azîmete ibtidâr eylediler. Ve ümerâdan Minnet Big, pâd-şâh-ı âlem hazretlerine bakıyye +kalan bende-gân-ı şehriyârî imdâdı ile vücûd-ı behbûd şehinşâhânelerini sûy-i halâsa îsâl +buyurmalarını niyâz eyledükde kemâl-i gayretlerinden istinkâf idüp merdânelik yolunda +terk-i ser itmege karâr virdiler. Ve zimân-ı ihtiyâr-i kā’il fezâya teslîm ve leşker-i adûdun +mukābelelerine gelenlerin ser-i bî-devletlerini şimşîr-i sâ'ikâ te’sîr ile döneyim eyleyüp bu +hâl üzere ahşam karîb olmagla nâ-çâr pâd-şâh-ı şecâ'at-şi'ar süfûf-ı düşmeni hark iderek +âzim-i semt-i selâmet oldugı Timur’a i'lâm olundukda ol sevdâ-ger-i metâ'-ı şöhret öyle +gevher-i yektâ-yı girân-kıymeti hezârân-ı hezâr nükûd cân-ı bezl ü nisârıyla nihâde-i +dercü’d-dürer iktisâb itmegi kendüye sermâye-i sa'adet bilüp hidmet-i mezbûre edâsına +Anonim yazar daha önce “Bâyındırlı” ve ’de olarak vermişti. + +----- + +fitne-engîz nice gürûh-ı mekrûh ile şitâbân olarak huddâm-ı şehriyârîden çok kimesne nûş-ı +mâ’ilü’l-hayât şehâdetle ve seyr Rûm-ili biglerbigisi Fîrûz Big ve Minnet Big ve Mustafâ +Big ve Timurtaş Paşa evlâdınun ekserî esîr oldı. Ve Yahşi Big dahı zümre-i şühedâya +mülhak olup ol esnâda Yıldırım Han’un süvâr oldugı rahşun ayagı taşa dokunmagla çarh +gibi reftâr ol şâh-ı ferzâne etvârı bâlâ-yı esbden hâk-i siyâha üftâde ve lu'bet-gâh-ı +sâhire-i gabrâda râcil ü piyâde kılmagı revâ gördi. Mahmûd Han bu hâli müşâhede idicek, +hemân ahzlarına mübâderet idüp riâyet-i resm-i edeb ile Timur huzûrına îsâl eyledi. +Velâ âr li’l-eşrâfi in zaferte bihim Kilâbu’l-e’âdî min fasîhin ve a’cem +Fahriyyetü vahşiyyin sekat hamzete’r-radî Ve hatefe aliyyün min hüsâm ibn-i mülcem. +Yıldırım Han’un vusûlı Timur’a ihbâr olundukda istikbâle şitâb idüp çadır +kapusından karşuladı. Ve mezîd-i iclâl ile sadr-ı meclise iclâs ve kelimât-ı mülâttıfet ümîd +ile tahsîl-i merâsim istinâsdan sonra bu vech üzere mülâkāt mukadder oldugını zikr ü beyân +ve diyâr-ı Rûm sâye-i adâletlerinden mahrûm kılınmayacagı ifâde ve ayân idüp bu hâdise-i +sâbıkanun zuhûrı cânib-i devletlerinden oldugı mezkûr olmagla Hakk Te'âlâ’nun irâde-i +ezeliyyesi bir kişverün fukarân umrânına ta'alluk itdügi sûretde hâl bu minvâl üzere olur +deyü, cevâb buyurdılar. Birâz musâhabetden sonra pâd-şâh hazretleri evlâd-ı emcâdları +ahvâlinden istifsâr itmelerine binâen ile Timur etrâfa çâvuşlar ta'yîn idüp ihzârlarını emr +eyledi. Mustafâ Çelebi ol ma'rekede mefkūd ve Îsâ Çelebi dahı ba'zı tevâbi'yle firâr +eyledüginden nâşî nâ-mevcûd olmagla ancak Mûsâ Çelebi’ yi mu'azzezen vâlideleri +huzûrına götürdiler. Timur anlara evlâd mu'âmelesi idüp ve pederleri haymesi yanında bir +çadır ta'yîn olundı. Ve memâlik-i İslâmiyye’yi gâret içün etrâfa akıncılar irsâl idüp nebîresi +Mîr-zâ Muhammed Burusa şehrini gârete ve hazîne-i sultânî âhizine mübâderete me’mûr +eyledi. Şeh-zâde Emîr Süleymân ise bunlardan mukaddem Burusa’ya gelüp hazîneden +nefâyis eşyâ kabza-i ibtidâr ve Rûm-ili cânibine güzâr eylemiş idi. Mîr-zâ Muhammed dahı +otuz bin âdemle Burusa’ya gelüp envâ'-i hasâret eyledi. Ve Sultân Hüseyin nâm bir oglı +Karaman ve Teke ve Hamîd diyârını tahrîb ve ehl-i İslâm’ı ta'zîb itmege rû-be-râh ve +Menteşe ve Aydın ilinde olan mü’minine dahı îsâl cevr ü vâz içün irsâl-i sipâh-gîne hâh +idüp kendüsi bakıyye-i sayfde Kütâhiyye’yi karâr-gâh eyledi. Ol kal'ada Timurtaş +Paşa’nun emvâli kabz olundukda paşa-i mezbûrı huzûrına getürdüp: “Bunca emvâli iddihâr +idecegine veliyy-i ni'metün yoluna sarf itmekle cem'-i asker itsen olmaz mıydı?” didikde +Timurtaş Paşa cevâbında “Bizim pâd-şâhımız öyle nev-devlet ve nev-resîde pâd-şâh +degildir ki, cem'-i askerde vizerâ malına muhtâc ve nev-zuhûr devlet-mendler gibi gözi ac + +----- + +ola.” diyecek. Timur bî-huzûr olup “Seni evlâdun ile âzâd itmek melhûzum idi. Lâkin +tâ'rîzün ol niyyeti feshe sebeb oldı.” didi. Ve kış mevsimi gelmekle kendüye Aydın’da ve +askeri nevâhîsinde dâvladı. Her biri bir beldede kışlak eylediler. Ve Burusa’da mahbûs olan +Karaman-oglı ve dahı Germiyân-oglı’nı ve Menteşe-ogullarını hükûmet-i mevrûselerine +nasb ve ta'yîn eyleyüp, İsfendiyâr Big’e dahı elinden alınan diyârı temlîk eyledi. +- Vakı'ât-ı Çelebi Sultân Mehmed ba'de ez-ceng-i Timur +Ol zamân ki, şeh-zâde hazretleri ma'reke-i harbden Tokat ve Amâsiyye cânibine +müteveccih olmuşlar idi. Esnâh-ı râhda husemâ-i Devlet-i Osmâniyye’den İsfendiyâr +hemşîre-zâdesi Kara Yahya Big mikdâr-ı âdem ile bir ay ahz-i intikām-ı sedd-i râh-güzâr +itmege kıyâm eyledi. Şeh-zâde-i kaviyyü’l-cenân dahı ma'iyyetlerinde olan şüc'âne bâ'is-i +takviyet kılup nice nasâyih îrâd itmekle ol gürûh-i mekrûh üzere hücûma ikdâm +eyledüklerinde leşker-i a'dâ kadem-nihâde-i vâdî-i firâr ve ekserî küşte-i şimşîr-i hûn-hâr +olup Kara Yahya ol hâli göricek, Tosya-hisârı’na firâra ibtidâr eyledi. Bu nusret-i celîle ile +tefe’ül-künân Bolı cânibine tevcîh-zimân bir kaç gün anda tevakkuf u ârâm olunup istihbâr +ı ahvâl içün etrâfa câsûslar irsâl eylediler. Câsûslar rücû'ından sonra bi’l-istişâre +Amâsiyye tarafına atf-ı inân olunup ba'de’l-vusûl Etrâk’den Kara Devlet Şâh, Timur +tarafından her gürûha serdâr-ı cefâ-şi'âr ve gâret-i bilâd iderek, ol nevâhîyeye dahı +ta'arruza der-kâr oldugı mesmû' olmagla kemmiyyet-i asâkirini isti'lâm içün âdem irsâl +olundı. Câsûslar-ı mezbûrun ahvâline vukūfdan sonra avdet idüp hâlâ yagma içün etrâfa +irsâl-i zümre-i eşrâr ve kendü bine karîb âdem ile bir mevzi'de karâr eyledügini ahbâr +itmelerine binâen şeh-zâde hazretleri askerini cem' idüp kemâl-i sür'atle îlgâr eylediler. Ve +ol gürûhı câsûslar haber virdigi vech üzere bulup hemân cenge mübâşeret eylediler. Harbde +Kara Devlet Şâh, şeh-zâdenün hadâset-i sinnlerine ta'n ve takrî' ve pederlerinün ser +güzeştiyle tâ'rîz ve teşnî' bâbında haddinden ziyâde söz söyleyüp: “Ricâl ile muhârebe +ıtfâla bâ'is-i nedâmetdür. Eger taleb-i hayât isek cengden fârig ol.” deyü nice hezeyân +eyledi. Şeh-zâde hazretleri dahı her kelâmına cevâb-ı bâ-savâb virdikden sonra nâ’ire-i +harb u kıtâl işti'âl buldugı dem dil-âverân-ı asâkir-i Osmâniyye’den bir cüvân ok ile Kara +Devlet Şâh’ı gözünden urup zemîne düşdükde merdân-ı vegâ hücûmıyla ser-i bî-devleti +bedeninden cüdâ kılındı. Yanında olan leşkerinün ekserî Timur cebrî ile geldiklerinden nâşî +helâkini ganîmet bilüp, şeh-zâdeye itâ'at eylediler. Ba'dehû ganâyim-i bî-şümâr ile makarr +ı sa'âdetlerine avdet buyurdılar, sene-i . + +----- + +. Azm-i şeh-zâde be-ceng-i ibn-i Kubâd +Sultân Mehmed’ün sît-i ikdâm ve şecâ'ati meşhûr âfâk ve meşhûd Timur +oldukda zâhiren adâvet izhâr itmeyüp hafiyye husemâ-i Devlet-i Osmâniyye’yi dâ’imâ +tahrîkden hâli olmaz idi. Ez-cümle rûe’sâ-i Etrâk’den Kubâd-oglı fermân-ı Timur ile ba'zı +eşrâr cem'ine mübâderet ve Niksâr-kal'ası’nı muhâsaraya mübâşeret eyledügi feryâdcılar +ile inhâ olundıgı sâ'at Sultân Mehmed hazretleri ol cânibe îlgâra isti'câl ve düşmen gaflet +üzere iken üzerlerine hücûm itmegi vesîle-i tahsîl-i âmâl idüp ol muhâzîlik kimini esîr ve +pâ-mâl ve kimini kahr-ı nâ-bâb deryâ-yı helâka îsâl eylediler. Kubâd-oglı hezâr zûr u zâr +ile firâr idüp Taşan-oglı-kal'ası’na ilticâ eyledi. +Ba'dehû Kubâd-oglı tasarrufunda olan Felnik-kal'ası muhâsara olunup kemâl-i +metânetinden bir kaç gün muhâsara mümtedd oldı. Zîrâ ol kal'a istihkâmı sebebiyle ol +vakte dek Osmâniyân tasarrufuna girmiş idi. Âkıbet ikdâm-ı sipâh-nusret-i encâm hısn-ı +mezbûrı kemend teshîre râm idüp ehl-i hisâr inkıyâd şeh-zâde sâmî makām ve huddâm-ı +dergâh-ı âlîleri levâzım-ı muhâfazayı itmâm itdükden sonra makarr-ı devletlerine +mürâca'at eylediler. +. Hurûc-ı İnâl-oglı +Sultân Mehmed, Tokat’da ikāmet üzere oldukları evânda İnâl-oglı nâm bir şakî +yigirmi bin Türkmen ile ol etrâfı gâret iderek Kaz-âbâd’a vâsıl oldugı haberi vürûd idicek. +Ba'de’l-meşvere bu vaz'-ı nâ-lâyık oldugını efhâm ve terk itmedügi sûretde cenge +ikdâm olunacagını i'lâm ile nâme tahrîr idüp, irsâl eylediler. Nâme vâsıl oldukda ilçileri +tahkîr ü tezlîl ve kemâl-i gurûrundan “Şimdi Mehmed ne mahaldedür?” deyü bî-edebâne +sû’al-i bî-me’âl ile hadd-i nâ-şinâsî merâsimini tekmîl idüp ba'dehû nâmenün mefhûmı +ma'lûmı olıcak. Canîb-i denâ’et-i intisâbları hilâf-ı me’mûl o kadarca kelâm-ı Hâkk +istimâ'iyle münfa'il ve gül-hen derûnundan âteş-i gayz ü gazâbı şerer-pâş ve müşte'il +oldugına binâen ilçileri katl itmek murâd itmiş iken yanında olanlarun ba'zıları men' +itmekle nâme tahrîr idüp ilçileri ircâ' eyledi. Mazmûn-ı nâmesi bu ki: “Murâdımız senünle +mukātele degil. Ancak elinde olan vilâyetleri zabt itmekdür. Sen, hemân semt-i selâmete +imâl-i seccâm azîmet ve bir ân akdem kadd-i münhâde-i vâdî-i halâs olmagla sa'y ü +himmet eyleyesin.” deyü hatm-i kelâm eylemiş. Mefhûm mektûb ma'lûm oldukda hemân +şeh-zâde hazretleri bin aded atlu askeri ile îlgâr-künân bir seher vakti Kaz-âbâd’a vâsıl + +----- + +oldılar. -oglı zahâ’ir cem'i içün askerinün ba'zısını etrâfa irsâl eyledügi cihetle +yanında on bin mikdârı leşker-i zırh-pûş kalmış idi. Der-sa'âdet anlarun üzerine hücûm +olunup cenge mübâşeret olundı. Sabâhdan ahşama karîb muhârebe mümtedd oldukdan +sonra âkıbet inâyet-i Hakk ile sipâh-i düşmen münhezim olup firâr eylediler. +Garâ’ibdendür ki, ol cengde düşmen askerinden bunca âdem maktûl olmuş iken +şeh-zâde askerinden bir ferd şehîd olmayup Cebele-oglı ile Zağarcı Ya'kūb esîr olmaları +akabinde yine halâs olmuşlar. +. Hurûc-ı Gözler-oglı +Makarr-ı sa'âdetlerine vusûldan sonra Gözler-oglı nâm Türkmen İnâl-oglı +muhârebesini vakt-i fırsât bilüp Kara-hisâr’un şehrini zabt ve kal'ası miyânına kemend-i +muhâsarayı rabt eyledügi haberi vârid olıcak. İsti'câl ile ol cânibe teveccüh buyurdılar. Ve +hengâm-ı subhda resîde-i karâr-gâh-ı adû olup ale’l-gafle âgâz-ı harb u kıtâl ve mübâşeret-i +ceng ü cidâl eylediler. Bu minvâl üzere bir zamân mukātele olunup inâyet-i Mevlâ-yı +müte'al ile leşker-i adû mağlûb nice ganâyîm-i bî-hisâb emvâl dil-âverândan mahsûb oldı. +. Hurûc-ı Köpek-oglı +Tokat’da ikāmet evânında senesi evâhiri tahrîk-i Timur ile Köpek-oglı nâm bir +Türkmen gâret-i memâlik-i İslâmiyye idüp Kaz-âbâd sahrâsına nüzûl itdügi ma'lûm +oldukda acâleten ol cânibe nühzet buyurdılar. Ve Türkmenler esnâ-yi hâbda iken mahall-i +mezbûre vürûd ve ol hiffet-gân gaflete ihbâr-ı hulûl-i ecel-i mev'ûd idüp üzerlerine hücûm +olundukda kimi esîr ve kimi tu'me-i şimşîr olmagla bunca vakten beri cem' itdükleri +emvâl-i bî-şümâr mazbût hademe-i şeh-zâde-i âlî-tebâr oldı. +. Hurûc-ı Mezîd +Mezîd nâm bir harâmî Sivas hırmandan sonra anda bir câmi'a tahassun u ilticâ +ve erbâb-ı iyâb ü zehâba kat'u’t-tarîk itmege ictirâ eylediginden şikâyet olundukda şeh +zâde hazretleri, Bâyezîd Paşa’yı irsâl eylediler. Ol dahı varup hezâr ihtimâm ile mezbûrı +esîr ü giriftâr ve huzûrlarına ihzâr idicek. Cümle â'yân katline ittifâk itmişler iken şeh-zâde +buyurdılar ki: “İşte herkes senün katlini istid'â ideyorlar. Lâkin ben senün gibi merd-i +şecî'in zâyi' olmasını revâ görmem. Eger amel-i sâbıkından ez-dil ü cân tâ’ib olursan sana +çok ikrâm iderim.” deyü tevbeye tergîb itmeleri ile şahs-ı mezkûr dahı diler. Bu da Mezîd, +inâyet ü ihsân ve tevbe-künân-ı cân ü dilden bendelikleri kabûlüne şitâbân oldugı cihetden +Metinde “İnil” olarak geçiyor. + +----- + +ilbâs-ı hil'at buyurup, Sivas ta'mîrine irsâl eylediler. Mezîd dahı istikāmet ile hidmet idüp +az zamânda Sivas’ı sûret-i sâbıkasına i'âde eyledi. +. Da'vet-i Sultân Mehmed ez-cânib-i Timur +Sultân Mehmed hazretleri vâlid-i mâcidlerinden müfârekat idüp Tokat ve Amâsiyye +etrâfını hıfz ü hirâset ve kişver-gîrlik ile tahsîl-i âvâze-i şöhret eyledüklerinden Timur âdeti +üzere dâ’imâ mütefekkir-i avâkıb-ı umûr olmagla şeh-zâde hazretlerinün muktezâ-yı reviş +ü üslûbları az zamânda teshîr-i memâlik ü bilâd ile şevket ü şânları müzdâd ve ber +muktezâ-yı sa'âdet mâder-zâd vâris-i saltanat âbâ ü ecdâd olacagın mülâhaza idüp +giderek serhadd-i kişver-i Acem’e dahı sâye-endâz-ı fermân-rânı ve hükûmet olmalarından +havf ü haşiyyet itdügine binâen sühûletle ol hümâyı üç ikbâli üftâde-i dâm-ı tezvîr itmek +fikri ile bir kerîmesini tezvîc itmek içün şeh-zâde da'vet olunmak bâbında vâlid-i +mâcidlerinden mektûb recâ eyleyüp ve envâ'-i îmân-ı mü’ekkede ile ser-mûyene hatâ +irişmege Yıldırım Han hazretlerine i'timâd virdikden sonra kendü dahı hezâr tevkîr ile +nâme-i mahabbet ulema-i kütüb ve tahrîr ve pederleri mektubuyla irsâl ü tesyîr eyledi. +Nâmeler vâsıl oldukda da'vete icâbet buyurmaga azîmet eylediler. Hidmet-i şerîflerinde +olan ümerâ gadr-ı Timur’dan tahzîr ve gitmeleri husûsunda sak-ı himmeti teşhîr itmişler +iken, müfîd olmayup mütevekkilen ale’llâh Tokat’dan hareket ve Amâsiyye’ye bast-ı zılâl-ı +şevket eylediler. Anda dahı ba'zı sâ’ibü’t-tedbîr kimesneler tekrâr terk-i azîmet +buyurmalarını niyâz itdiler, yine fâ’ide itmeyüp Amâsiyye’den Osmancık nâm beldeye +gelindikde mukaddemen vâki' oldugı vech üzere Kara Yahya reh-zenlik sevdâsıyla bir +mahallde gizleyüp şeh-zâde askeri mürûr iderken üzerlerine hürûc eyledi. Anlar dahı +hemân cenge şürû' idüp inâyet-i Mevlâ ile Kara Yahya askerini târmâr ve kendüyi +pûyende-i vâdî-i firâr eylediler. +Andan nühzet buyurup Murtazâ-âbâd nâm mahalle varıldıkda Tâtâr +serdârlarından Savcı-oglı Alî Big nâm kimse reh-güzerde askeri ile karâr eyledügi ma'lûm +olup ve şeh-zâdenün askerini isti'lâm kasdı ile ilçisi geldikde ilçiyi ircâ' ve akabince +acâleten tahrîk-i râyet-i mihr-i iltimâ' idüp Alî Big askerine bağteten havâle-i tîğ-i hun +feşân ve bir anda münhezim ü perîşân itdükden sonra firâr idenler ta'kîb olunarak, Selâsil +kal'ası’na girmeleri ile halâs oldılar. Sultân Mehmed bu hâdiseler vukû'ını nühâ azîmet +bâbında tenbîh-i İlâhî bilüp, Timur cânibine teveccühden fesh-i niyyet eylediler. Ve böyle +gavâ’il esnâsında hükûmetgâhlarını hâlî komak münâsib olmadugı ile i'tizâr ve + +----- + +mu'allimleri Sofî Bâyezîd’i Timur ilçileri ma'iyyetinde hâmil-i varaka-i i'zâr idüp +Mevlânâ-yı mezbûrun mürâca'atına intizâr üzere Bolı nevâhîsinde karâr itdiler. +. Vefât-ı Yıldırım Han +senesi Receb evâsıtında Yıldırım Han hazretleri mizacsız olmagla Timur kendü +etıbbâsından iki hâzık hekîmi mu'âleceleri hidmetine me’mûr ve anlar dahı hasbe’l-kadere +müdâvatları bâbında sarf-ı makdûr itmişler. Vaktleri tamâm oldugından ilâcları müfîd +olmayup ne ma'cûn oldugını diyerek sene-i mezbûre Şaban yevm-i hamîsde terk-i +temâşâ-yı şûre zemîn-i cihân ve azm-i nüzhetgâh-ı gül-istân-ı cinân eylediler. Ömrleri +sene ve müddet-i saltanatları yıla karîbdür. +Ol esnâda Timur, Hamîd vilâyetine teveccüh idüp agırlıgını Ak-şehr’de ibkā ve +Yıldırım Han dahı zikr olunan tabîbler ile istirâhat içün şehr-i mezbûrda ikāmet ve inzivâ +itmiş idi. Timur ba'zı bilâd teshîrinden sonra Ak-şehr’e bir günlük mahalle geldikde +Yıldırım Han’un vefâtı haberi vâsıl olıcak, âzîm te’essüf izhâr eyledi. Ve Ak-şehr’e vusûl +buldugı dem Mûsâ Çelebi’ye ziyâde nevâziş ü ikrâm ve şimşîr-i murassa' ve hil'at-ı fâhire +ve yüz aded bedevî at in'âm idüp şeh-zâde-i müşârün-ileyhi Burusa hükûmeti tevcîhile +tebcîl ve pederleri na'şını anlara teslîm ile vasiyyetleri üzere Burusa’ya nakl ve tahvîl +eyledi. Ol esnâda Sultân Mehmed tarafından Sofî Bâyezîd vâsıl olup, Timur cânibinden +envâ'-i ikrâm ile mültefet oldukdan sonra cevâb-nâme tahrîr ve nice hedâyâ ile +ümerâsından birini Sofî Bâyezîd’e refîk olmak üzere Sultân Mehmed cânibine tesyîr eyledi. +Ve bir nâme dahı Şeh-zâde Emîr Süleymân’a yazup hedâyâ-yı lâyıka ile ba'zı ümerâsını +irsâl itdi. Mâh-ı mezbûrda Timur’un Mîr-zâ Muhammed nâm nebîresi ki, Karesi +vilâyetinde âh-ı mazlûmân-ı resîde-i felek-i devvâr itmiş idi. Âsâr-ı icâbet duâ'-yı +mazlûmâne zâhir ü âşikâr olmagla nice işkence maraz-ı kavîde esîr ve âkıbet vâsıl-ı der-kât +be’sü’l-masîr sa'ir oldugı mesmû' Timur oldukda ziyâde müte’ellim hükûmetgâhı +cânibine âzim olup Erzincân’a ve andan Erzurûm’a ba'dehû Gürcistân fethine revâne oldı. +Ve Rûm’dan intikālinde bekāya-yı asâkir Hülâgû’den Karatar dimekle meşhûr olan tâ’ife-i +Tâtâr’ı vatan-ı aslîleri Tûrân zemîne ki, -Mâverâü’n-nehr’dür.- nakl içün ümerâ ta'yîn idüp +Anatolı’dan ihrâc eyledi. Ol kavm Hülâgû ile Selçukiyyâ’nun muhârebeleri eyyâmında +Rûm hudûdına çıkup selâtîn-i Moğol anları Selçukîler mukātelesi içün Rûm’da temkîn +itmişler idi. Ebû Sa'îd Hudâbende irtihâlinden sonra Acem’de fetret vâki' olmagla ol tâ’ife +başlu başına fark-ı müte'addide olup her biri bir mahallde mütemekkin oldılar. + +----- + +Ba'dehû Yıldırım Han Sivas teshîrinden sonra anları memâlik-i mahrûsasına nakl +eyleyüp ekserî Kayseriyye ve Sivas ve Amâsiyye ve Malâtiyye ve Erzincân nevâhîsinde +yaylak ve kışlak iderler idi. +Sofî Bâyezîd ile Timur ilçileri Sultân Mehmed âsitânesine vusûl bulup pederlerinün +vefâtı ma'lûm olıcak. Dîdelerine rû-yi cihân tire vü târ ve kulb-ı enverleri mübtelâ-yı hüzn +ve inkisâr oldı. Bu evânda Timur’un ol havâlîden mürûrı ihbâr olunmagla ihtiyâten ba'zı +cibâl-i refî'aya su'ûd buyurdılar. +. Ahvâl-i Şeh-zâde-gân ba'de ez-vefât-ı Yıldırım Han +Emîr Süleymân Rûm-ili’ye istiklâlen mutasarrıf olup Sultân Mehmed, Tokat +etrâfında karâr itmişler idi. Îsâ Çelebi Burusa nevâhîsinde ihtifâ itmişken Timur +indifâ'ından sonra ol etrâfa istilâ ve Mûsâ Çelebi dahı ol cânibe tahrîk-i livâ idüp Karesi +ilinde beyne’l-ihveyn vukû' bulan muhârebede Mûsâ Çelebi gâlib ve Îsâ Çelebi nûş-ı şehd +i şehâdetle vâsıl-ı gâyeti’l-gâyât-ı metâlib oldukda Burusa’da Mûsâ Çelebi taht-nişîn oldı. +Ba'dehû Emîr Süleymân Burusa üzerine gelüp Mûsâ Çelebi firâr ve Karaman-oglı’na +ilticâ ihtiyâr itdügi cihetden Emîr Süleymân Burusa’yı ba'de’z-zabt yine Rûm-ili cânibine +güzâr eyledi. Ve Sultân Mehmed ile mâ-beynlerinde irsâl-i mekâtib olunup merâsim-i dostî +ve mahabbet mürâ'ât olunur idi. Emîr Süleymân, Mûsâ Çelebi’yi zabt içün Karaman +oglı’na haber yollamagla Mûsâ Çelebi Karaman-oglı yanında firâr ve İsfendiyâr’a ilticâ ve +istizhâr idüp Emîr Süleymân dahı haberdâr oldugı hînde bi’l-ıztırâr ol cânibe îlgâr eyledi. +Lâkin Gönyük’e vardıkda âdeti üzere ıyş ü işrete meşgûl olup vakt-i fursatı beyhûde imrâr +ve ol kış o hâl üzere kenâr-ı nehrde bir kavak dibinde karâr itdügine binâen şecere-i +mezbûre hâlâ “Big Kavagı” dimekle ma'rûf olmuşdur. +Ba'dehû İsfendiyâr, Emîr Süleymân’a nâme irsâl idüp: “Eger mürâca'at iderse +Mûsâ Çelebi’yi habs iderim.” deyü îsâl-i peyâm itmekle İznik’e gelüp yine işrete şürû' +eyledi. Rûm-ili’nde olan ümerâ dahı Emîr Süleymân’un saltanata adem-i istihkākını +bildiklerinden nâşî İsfendiyâr’dan nihânî Mûsâ Çelebi’yi mutâlebe’ye kıyâm ve ol dahı +Sinop’dan şeh-zâdeyi gemi ile Rûm-ili cânibine irsâla ikdâm eyleyüp Mûsâ Çelebi, Eflâk +diyârına vaz'-ı kadem iclâl ü memleket-i mezbûre hâkimi olan Mirçe nâm kâfir müşârün +ileyhe tevkîr ve ihtirâm merâsimi resîde-i ser-hadd-i kemâl eyledi. Ve Emîr Süleymân’un +ta'addîsinden bî-huzûr olmagla Mûsâ Çelebi’nün ma'iyyetine asker ta'yîn idüp Rûm-ili +ümerâsı tarafına irsâl idicek. Anlar dahı istikbâl idüp Silistre’ye sâye-endâz vusûl ü vürûd +ve andan Edrene’ye teveccüh-künân tâlib-i husûl-ı maksûd oldılar. Emîr Süleymân bu + +----- + +ahvâlden haberdâr oldukda anlardan mukaddem Edrene’ye duhûle şitâb ve ba'de’l-vusûl +harb u kıtâle tehyi’e-i esbâb-ı bedeli hamâmlarda tertîb bizim nûş-a-nûş-i bâde-i nâb idüp +Mûsâ Çelebi’nün teveccühi ihbâr olundukca istib'âd iderek: “Mûsâ kimdür ki, benüm +üstüme gele.” deyü zevkine fütûr virmedi. Mûsâ Çelebi dahı âmme-i ümerâyı istishâb ve +bi-tarîk-i îlgâr Edrene şehrine nasb-i râyet-i şerif intisâb itdügi dem Emîr Süleymân +sûy-ı İstanbul’a cûyâ-i firâr ve Dügünciler-köyi nâm mahallde giriftâr olup zümre-i +şühedâya ilhâk olundı, fî evâ’il-i sene-i . +Mûsâ Çelebi, Edrene tahtına bi’l-istiklâl cülûs itdükde menâsıb-ı havâss-ı hudâmına +tevzî' eyledükden sonra eslâflarını Emîr Süleymân’a hıyânet töhmeti bahânesiyle kimini +katl ve kimini müsâdere idüp envâ'-i mezâlime der-kâr oldı. Husûsen akdem ümerâ +Evrenos Big gibi pür mübâreki kesret-i hadem ü haşem bâ'is-i adem-i itâ'at ü isyân olmak +ihtimâl dûrâ-dûrı ile katl ü i'dâma bahâne-cûy olup Edrene’ye huzûrını fermân eyledi. Mîr +i mezbûr za'f-ı pîrî sebebiyle bî-tâb ü tüvân oldugın ihbâr ve alâ-vechi’t-tazâ' izhâr-ı amâ +ile rûymâl-i dergâh-ı âlî husûsûnda i'tizâr idicek. Mûsâ Çelebi ihzârına ısdâr ve ol dahı nâ +çâr azm-i der-i devlet-medâr eyledi. Ba'de’l-vusûl da'vâ-yi zûr-ı amâde dest-i husemâye +ser-rişte-i tekzîb virmege miyân bend-i azîmet olup hatta kendüyi tecrübe içün i'dâd olunan +ziyâfetde ba'zı mest-ger-hât eglene cebr-i nefs itmekle şeh-zâdenün zararından masûn ve +vilâyetine avde me’zûn oldı. Mûsâ Çelebi bu minvâl üzere zîr-destânını zecr ü tenkîl ve +ümerâ-yı küffârdan dahı harâc-güzâr olanlara tekâlif-i şâkka tahmîl idüp cümleden İstanbul +tekfürine emvâl-i kesîre talebiyle Alî Paşa-oglı İbrâhîm Paşa’yı irsâl eyledi. İbrâhîm +Paşa, Mûsâ Çelebi’den bî-huzûr olmagla İstanbul’a geldikde mukaddemâ zikr olundugı +üzere bâbâsınun tekfür ile olan dostlugına binâen tekfür-i mesfûre keşf-i mâ-fî’z-zamîr ve +Sultân Mehmed hazretlerine cebhe-sây-i dergâh-ı mu'allâları olmak niyâzıyla arzuhâl-i +zarrâ tahrîr idüp tekfürden îsâlini istid'âya kıyâm ve ol dahı irsâle ikdâm eyledi. Pes ez-vâsıl +recâsı makbûl oldugı cihetden Anatolı’ya güzâr ve Burusa’da takbîl-i dâmen-i şeh-zâde-i +kâm-kâr idüp envâ'-i nevâzişle mültefit ve muvakkar ve vizâret-i uzmâ mesnedîne irtikā ile +rütbe-i rif'at ve şânı berter oldı. +Ba'dehû Sultân Mehmed hazretleri Gegbuze kādîsi olan Mevlâna Fazlullâh’ı İstanbul +tekfürine irsâl idüp tekfür-i mezbûr gemiler ihzâr itdükden sonra on beş bin atlu asker ile +Rûm-ili’ye ubûr buyurdılar. Bu kıssa Mûsâ Çelebi’nün ma'lûmı olıcak, ol dahı asker cem' +idüp İncügez nâm mahallde mukābil oldukları dem Mûsâ Çelebi ümerâsı Sultân Mehmed +cânibine arz-ı inkıyâd itmekle askerin ekserî âzim-i semt-i firâr ve Sultân Mehmed askeri + +----- + +dahı anları ta'kîb iderek pûyende-i vâdî teferruk ü intişâr oldılar. Mûsâ Çelebi dahı firâr +eylemek istedükde bakıyye-i askeri ki, yedi bin âdem idi. Mûsâ Çelebi’yi firârdan men' +idüp bu esnâda Sultân Mehmed’in iki yüz mikdârı âdemle kaldugı müşâhede +olundugı sebebden Mûsâ Çelebi askeri ol dil-âverlerün üzerine hücûm eylediler. Bir mikdâr +cengden sonra mukāvemete imkân olmamagla Sultân Mehmed, İstanbul cânibine ric'at +eyleyüp keştîler hâzır bulundugından Anatolı’ya güzâr itdiler. Firârîleri ta'kîb iden asker +ric'at itdükde ahvâle vâkıf olup nâ-çâr Mûsâ Çelebi’ye arz-ı itâ'at eylediler. Mûsâ Çelebi +dahı mukaddemâ huşûneti sebebiyle asker kendüden dil-gîr oldukları ma'lûmı olduguna +binâen cürmlerini afv idüp ahz-i intikāmdan i'râz eyledi. “Ve kimseye cebr yokdur. +Birâderim istîm-i nifâk üzere bunda durmayup ol cânibe gitsün.” dimesiyle askerden tâlib +olanlar İstanbul yolundan ubûr idüp Sultân Mehmed dergâhına arz-ı ubûdiyyet eylediler. +. Azîmet-i Sultân Mehmed be-cânib-i İzmir +İzmir-oglı Cüneyd Big mukaddemâ Sultân Mehmed cânibine takdîm-i itâ'at itmişken +Mûsâ Çelebi vak'ası zuhûr itdükde izhâr-ı tuğyân ile memâlik-i mahrûsalarına ta'addîye +âgâz ve Aydın iline dest-tetâvül-i derâz idüp Ayasulug şehrini muhâsara eyledügi i'lâm +olundukda ümerâ-yı etrâfa evâmir irsâl olunup da'vet olundılar. Engüri hâkimi Firûz Big +oglı Ya'kūb Big, Engüri şehri, Karaman ser-haddı olmagla hâlî bıragmagı münâsib +görmeyüp irsâl olunan da'vet emrine i'tizâr-nâme tahrîr eyledi. Egerçi özri vârid idi. Lâkin +Sultân Mehmed hazretlerine bâ'is-i iğbirâr-ı hâtır oldı. +Ba'dehû Ayasulug tarafına teveccüh buyurdukları İzmir-oglı’nın mesmû'ı olıcak. +Bîm-i cân ile firâr idüp arz-ı nedâmet iderek istid'â-yı afv ve âtıfet eyledükde recâsı karîn-i +kabûl ve mahallinde takrîr ile nâ’il-i me’mûl old��. +Ba'dehû Ya'kūb Big, te’dîbine azîmet üzere oldukları Ya'kūb Big’ün ma'lûmı +olmagla arz-ı hâl içün rûymâl-i dergâha isti'câl ve beyân-ı a'zâr bâbında takrîr eyledügi +makāl-i pür-melâl makbûl olmayup Tokat’da habs içün Balta-oglı’na teslîm olundı, fî +evâhir-i . +. Sefer-i Şeh-zâde Sultân Mehmed be-cânib-i Rûm-ili +İzmir’den Tokat ve Amâsiyye tarafına nühzet buyurılup karâbet-i musâheretleri ile +müftehir olan Zü’l-kadr-oglı Süleymân Big’e Rûm-ili seferine da'veti mutazammın +fermân-ı âlî-şân gönderdiklerinde dahı itâ'at-ı fermâna isti'câlını müş'ir ta'ahhüd-nâme +irsâl eyledi. Engüri sahrâsı mev'id-i ictimâ'-i asâkir olmagla her tarafdan gürûh gürûh ol + +----- + +mahalle müctemi' olanlarun cümlesine şeh-zâde hazretleri istimâletler virüp celb-i kulûb +iderler idi. Zü’l-kadr-oglı ol mecma'a vürûd itdükde ümerâyı istikbâline irsâl ve envâ'-i +ikrâm ile itmâm-ı merâsim-i iclâl idüp hila'-i fâhire bî-hemtâ ve nice hedâyâ-yı girân +bahâ i'tâ vü in'âm ve bir kaç def'a ziyâfetler itmekle mûmâ-ileyhi taltîf-i tâmm eylediler. +Ve evlâd ve itbâ'ına dahı atâyâ-yı bî-gaye ihsân olunup ba'dehû sefer husûsı içün müşâvere +olundukdan sonra Burusa’ya azîmet ve anda bir müddet ikāmet idüp levâzım-ı sefer tekmîl +olunmagla İstanbul’a teveccüh buyurdılar. tekfür kemâl-i ta'zîm ile istikbâl ve Mûsâ +Çelebi’den dil-gîr oldugına binâen bir mikdâr asker ile taleb-i imdâd-ı şeh-zâde-i ferruh-fâl +eyledükde ol sûret muhtârları olmayup hemân gemiler ihzârını emr buyurdılar. Ve der-akab +Rûm-ili cânibine ferş-i sâye-i ikbâl ve Vize’ye varıldıkda muhâfız-ı kal'a itâ'at idecegi +haberini îsâl eyleyüp Evrenos Big tarafından kendü ve hâkim-i Lâs ve Burâk Big ve Tırhala +bigi Sinân Big cânib-i devletlerine sadâkat üzere olup, lâkin Mûsâ Çelebi askeri mâ-beynde +hâ’il oldugını müş'ir mektûb vârid oldı. +Ba'dehû Mihâl-oglı’nı talîa'-i asker nasb idüp Edrene’ye teveccüh buyurdılar. Mûsâ +Çelebi tarafından Kara Halîl Mihâl-oglı güzârgâhında sedd-i râh-ı azîmet ve hilâl-i +muhârebede Kara Halîl askeri sülûkda hezîmet itdükleri Mûsâ Çelebi âsitânesine ma'rûz +olıcak, ümerâsına sû’-i zannı olmagla bu inhizâmı ihmâllerine haml idüp erkân-ı devletine +envâ-i itâb eyledi. Ve askerinden bu gûne ahvâl müşâhede itdügine binâen karâra +mecâli kalmayup Edrene’den firâr eyledi. Ve Sultân Mehmed Edrene üzerine geldikde ehl-i +hisâr ref'-i münâzi' olundukdan sonra inkıyâdlarına bin cân ile râgıb olduklarını ifâde +itmeleri ile kal'a muhâsarasına iştigâl olunmayup Filibe’ye azîmet ba'dehû +Degirmenderesi’ne bast-ı zalâl-ı satvet eylediler. Meric kenârından Balkan tagı’na teveccüh +itdüklerinde Mûsâ Çelebi, İzmir-oglı Hamza Big’i ve Paşa Yigit’i iki bin atlu ile der +bendler kat'ı içün irsâl eyledügi mesmû' oldugı cihetden Sultân Mehmed dahı Bâyezîd +Paşa’yı serdâr-ı talî'a-ı zafer-şi'âr ve iki bin âdemle Mihâl-oglı’nı dümdâr eyleyüp, Mihâl +oglı ile İzmir-oglı beyninde ceng-i azîm vukû'ından sonra Mihâl-oglı der-âgûş-ı şâhid-i +feth ü zafer ve nice nâmdârları üserâ-i zümre-i sarâya ser-defter itmekle mezîd-i in'âm ü +ihsâna mazhar oldı. Bu vech üzere Balkan der-bendleri ubûr ve Sofya sahrâsı’na nasb-ı +livâ’-i pür-nûr-ı hûrşîd zuhûr olunup bir gice ale’l-gafle îlgâr ve Şehr-köy’i der-bendinden +güzâr itdiler. Hisâr-ı mezbûrun sahrâsına vusûl bulduklarında Tırhala bigi Sinân Big’ün ve +sâ’ir ümerâ-yı hudûdun ubûdiyyet-nâmeleri vârid olup kudûmlarına intizâr üzere +olduklarını arz itmeleri ile ol mahallden irtihâl ve Niş nevâhîsinde hatt-ı rahâl buyurdılar. + +----- + +Bu esnâda Mûsâ Çelebi tebdîl-i câme idüp külâh-ı nemedi ile birâderi askerine dâhil +ve kemmiyyet-i sipâhdan âgâh olmagla mahzûn ve münfa'il olup me’yûsen leşkergâhına +avdet eyledi. +Ba'dehû Niş’den nühzet olunup Lâs nevâhîsinden Varna rûd hânesi kenârına nüzûl +olundı. Ol mahallde Paşa Yigit ve Tırhala hâkimi Sinân Big ve sâ’ir ümerâ yanlarında olan +cünûd ile rûymâl-i Hakk-i der-vâlâ ve Lâs hâkimi dahı Bâyezîd Paşa’nun da'vetine icâbet +eyleyecegini arz ve inbâ idüp kezâlik Evrenos Big haşmet-i tâmm ile Kör tekfür-oglı’na +delâlet-künân vâsıl-ı dergâh-ı âlî-şân oldı. Vılık-oglu vilâyetine teveccüh olundukda hezâr +tuhaf u hedâyâ ile istikbâl ve iktisâb-ı avâ’id-i ni'am ve ifzâl-i şeh-zâde-i deryâ-nevâl idüp +Kos-ova sahrâsı karârgâh-ı mevkib ikbâl oldugı dem İzmir-oglı Hamza Big dahı ruh-sûde-i +dergâh-ı câh ü celâl oldı. Mîr-i mezbûr Mûsâ Çelebi’nün yanında Mihâl-oglı Yahşi Big +birâderi Mehmed Big ve Timurtaş-oglı Umûr Big’den gayrı nâmdâr biglerden kimse +olmadugını ve bin kapukulundan başka asker kalmadugını ihbâr idicek. Def'-i menâzi' +kasdı ile Karasu yolundan Alâeddîn-oglı ovası ki, Sofya nevâhîsindendür. Ol mahalle nasb +i â'lâm-ı zafer-i encâm ve anda bir kaç gün tevakkufları esnâsında Mûsâ Çelebi’nün ekser-i +tevâbi'i ihrâz-ı şeref-i takbîl-i dâmenle iğtinâm itdükden sonra Çamurlı sahrâsı’na +darb-ı hıyâm olunup Mûsâ Çelebi dahı İhtimân’a nüzûl eyledi. Ve ba'zı tevâbi'ni ihtimâl-i +firâr ile bend itmek vaz'-ı garîb-i nâ-mergûbı sebeb-i teneffür-i kulûb olup bakıyye +kalanlardan dahı niceler Sultân Mehmed cânibine azm itdiler. Âhirü’l-emr Mûsâ Çelebi bu +gûne perîşânlık ile Çamurlı sahrâsı’nda Sultân Mehmed’e mukābil ve derhâl askerinün +pây-sebâtı mütezelzil olup kendüsi firâr itmekle Bâyezîd Paşa ve Mihâl-oglı ve Burâk Big +ta'kîb idüp bir mahallde atı kalmagla esîr eylediler. Ve Sultân Mehmed huzûrına ihzâr +olundukda yay kirişi ile zümre-i şühedâya ilhâk olundı +. İstiklâl-i Çelebi Sultân Mehmed der-taht-ı Osmânî +senesinde Mûsâ Çelebi şehâdetinden sonra Çamurlı sahrâsı’ndan nühzet buyurup +Rûm-ili tahtgâhı olan şehr-i Edrene’ye sâye-endâz-ı izz ü iclâl ve bi’l-istiklâl taht-ı vâlâ +baht-ı Osmânî üzere çâr-bâliş-nişîn-i devlet ü ikbâl oldılar. +. Nakz-ı ahd-i hâkim-i Karaman +Karaman-oglı muktezâ-yı cibillet Karamaniyan olan nakz-ı ahd ü peymân üzere +Rûm-ili seferini vakt-i fursat bilüp memâlik-i mahrûsaya ta'addî ve Burusa şehrine gelüp +muhâsaraya tasaddî eyledi. Muhafız-ı Burusa Hacı İvaz Paşa itmâm-ı mühimmât-ı + +----- + +muhâsaraya ihtimâm itmekle Karamanîler ceng ile teshîr mürûr-ı zamân-ı iktizâ +eyledügini bilüp ehl-i hisârı tazyîk içün Bınarbaşı suyını mevzi'-i âhara icrâya sa'y +ü ikdâm eylediler. Hacı İvaz Paşa maksûdların haber alup ale’l-gafle kal'adan hurûc idüp ol +hidmete meşgûl olanları kılıcdan geçürüp yine kal'aya dâhil oldı. Ve gâhî bu gûne hisârdan +çıkup birâz muhârebeden sonra ba'zı üserâ ile kal'aya da'vet idüp esîrleri burc-ı hisâra salb +ile Karamanîler’ün derûnların pür-ateş iderler idi. Bir gice Karamanîler meş'aleler yakup +Kapluca yolundan taga çıkup hisâr üzerine havâle bir mahalle vardılar. Ve kal'ada olanlara +nidâ itdürüp didiler ki: “Ey gâfiller! Siz niye tayanup durursunuz. İşte bize bu kadar imdâd +geldi. Yarın yürüyüş olacakdur. Hâliniz niye varır.” deyü tahvîf itdüklerinde Hacı İvaz +Paşa mevlâya tevekkül idüp muhâfazaya meşgûl oldı. Ve Karamanîler’ün hîlelerine vâkıf +oldugından istihbâr-ı ahvâl içün ordularına âdem gönderdikde orduları hâlî oldugın ihbâr +idicek. Hemân Kapluca kapusun açup güzîde yigitler gönderüp orduların yagma itdürdi. Ve +alınan ganâyimi ol yigitlere temlîk eyledi. Egerçi, tûl-i müddet muhâsara sebebiyle ehl-i +hisâra kemâl-i müzâyaka gelüp ve Hacı Ivaz Paşa dahı bir kaç yerinden zahmdâr olmuş idi. +Lâkin yâraların ketm idüp ve Sultân Mehmed’ün Mûsâ Çelebi’ye galebesini mutazammın +kâgıdlar ihtirâ' itmekle müstahfızları teslîye eyler idi. Bu minvâl üzere otuz beş gün +muhâsara çekdikden sonra Mûsâ Çelebi’nün tâbûtı Kapluca’ya geldügi Karaman-oglı’nun +ma'lûmı oldukda derûna havf ü hirâs müstevlî olup lâkin yapma olmak ihtimâli vardır deyü +bi’z-zât görmek kasdı ile defnine hâzır oldı. Ve şeh-zâdenün yüzine bakup mukaddemâ +görüşdüginden hakikat-ı hâle vâkıf olmagla durmaga mecâli kalmayup etrâf-ı şehri ateşe +urup firâr eyledi. Esnâ-yi firârda Hırman danası dimekle ma'rûf bir musâhibîne gâyet +semenle mevsûf idi. Sür'atden bî-tâb olup Karaman-oglı’na latîfe yüzünden “Osman +ogulları’nun ölüsünden böyle kaçdugınız sûretde dirisi gelse acâba ne yapardınız?” didikde +Karaman-oglı hicâbından ziyâde gazaba gelüp ol şâhsı bir agaca berdâr eyledügi +meşhûrdur. +. Hurûc-ı ferzend-i Şeh-zâde Emîr Süleymân +Şeh-zâde Emîr Süleymân’un bundan akdem İstanbul tekfüri yanında olan oglı Mûsâ +Çelebi muhârebesini vakt-i fursat bilüp azîmet-i Eflâk niyyeti ile Karin-ovası’na varup, +anda olan akıncılar yanına cem' oldukda Eflâk azîmetinden men' idüp bâbâsı mesnedîni +istihlâs arzûsıyla Yan-bolı tarafına teveccüh eyledi. Bu haber mesmû'-ı hümâyûn oldukda +ol cânibe azîmet olunup Yan-bolı nevâhîsîne nüzûl olundukda akıncı tâ’ifesi târmâr olup + +----- + +şeh-zâdeyi başı Zağnos dimekle ma'rûf lâlası huzûr-ı sultânîyyeye +götürdükde ıslâh-ı nizâm-ı mülk içün gözlerine mîl çekilüp Burusa’ya irsâl olundı. Ve +kendüleri dahı Karaman-oglı te’dîbi içün Burusa’ya nühzet buyurup vusûllarında şeh +zâdenün kulb-i münkesirini tesliye içün envâ'-i ikrâm ve in'âm idüp atâhâ-yı pây-ı behiyye +ihsân eylediler. Ve Geyve kurbunda At-hisâr nâm bir köy temlîk idüp hemşîresini dahı bir +nâmdâr sancak bigine tezvîc itdiler. Her zamân Burusa’ya geldiklerinde şeh-zâdeyi +huzûrlarına ihzâr idüp envâ'-i in'âm ile taltîf iderler idi. +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i ibn-i Karaman +Karaman-oglı’nun sebkat iden cünhası mukābelesinde gûşmâl olunması murâd-ı +şehriyârî oldukda etrâfa evâmir tahrîr olunup asker cem'ine mübâderet olundı. Ve +Kastamonı hâkimi İsfendiyâr Big fermân-ı âlîye imtisâlen oglını güzîde askeri ile irsâl +eyleyüp Germiyân-oglı Ya'kūb Big zahîre cem'inde hidemât-ı şâyeste izhâr itmekle nezd-i +sultânîde rütbesi evvelkiden ziyâde oldı. +Ba'dehû senesinde nühzet buyurup Seydi-gâzi yolundan Ak-şehr’e varıldıkda +yevm-i nüzûlda feth olundı. Andan Big-şehr’i ve Seydi-şehr’i ve Okluk-hisârı +vilâyetlerini ve Sa'îd- ili’nden teshîr idüp Konya’ya varılmagla muhâsaraya şürû' +olundı. Hengâm-ı muhâsarada azîm yagmurlar yagup ta'vîk-i fethe sebeb oldı. Ve +Karaman-oglı kemâl-i tazarru' u ibtihâl ile damen-i afv-ı sultânîye teşebbüse mübaderet ve +isti'câl itmekle recâsına müsâ'ade olunup câynün teshîrine teveccüh olundı. +Ba'de’l-vusûl ol belde feth olundugı esnâda Karaman-oglı tekrâr isyân idüp ba'zı +memâlike tecâvüz eyledügi inhâ olunmagla yine ol cânibe avdet olunup senesinde +Engüri’ye vâsıl oldılar. Ve ol evânda mizâc-ı hümâyûnlarında âsâr-ı tagayyür nümâyûn +olup ilâc-ı etıbbâ müstelzim sıhhat olmadıkda Germiyân-oglı’nun Şeyhî mahlası ile meşhûr +Mevlâna Sinân nâm bir tabîbi ihzâr olundı. Ol dahı tab'-ı hümâyûnlarında olan ârızanın +sebebi ancak muktezâ-yı gayret ve hamiyyetleri ile Karaman-oglı’nun etvâr-ı nâ-hem +vârından tekeddür ü iğbirâr olmagla ilâcı hemân bir haber-i sâ’ir istimâ' idügini ihbâr +idicek mûcib-i inbisât-ı tab'-ı hümâyûn olacak hidmet-i lâyıka ısdâr itmegi Anatolı emîrü’l +ümerâsı Bâyezîd Paşa uhdesine tefvîz idüp Karaman-oglı üzerine serdâr ta'yîn olundı. +Bâyezîd Paşa dahı yola revâne olup Karaman-oglı ile mukaddemâ beynlerinde dostluk +olmagla aralarında mürâselât eksik olmadugından hîle tarîkile ele getürmek mülahazasını +Metinde “Derzî” mükerrerdir. + +----- + +eyledi. Ve bir mektûb tahrîr idüp şu vech ile ifâde-i hâl eyledigi “Hâlâ pâd-şâhun +iştidâd-ı maraz sebebiyle sıhhatinden me’yûs olunmuşdur. Eger bu tarafa teveccüh idüp +tahsîl-i sulha rağbet ederseniz bu gavâ’il esnâsında redd ihtimâli yokdur. Ve emr-i sulh +tanzîm olundukdan sonra eger pâd-şâha ifâkât bulursa mâ-beynizde sulh mün'akid olmuş +olur. Ve eger sûret-i âhar-i zuhûr iderse Devlet-i Osmânîyân kabza-i tasarrufunuza girer.” +ve bu mektûbı Karaman-oglı’na irsâl eyledi. Karaman-oglı dahı mazmûn mektûba vâkıf +oldukda gâyet mesrûr oldı. Hîle olmak vesvesesiyle tefakkud-ı ahvâl içün câsûs yollayup +pâd-şâhun hastalıgını ve ilâc-ı etıbbânun adem-i te’sîrini haber aldıkda kemâl-i şevk ü sürûr +ile Engüri cânibine şitâb eyledi. Bâyezîd Paşa dahı Karaman-oglı’nun gafletiyle +teveccühünden haberdâr olıcak, bir gice îlgâr idüp Karamanîler’ün etrâfını kuşatdı. Ve +Karaman-oglı Mehmed Big’i ve oglı Mustafâ Big’i esîr idüp dest-beste âsitâne-i +şehriyârîye götürdigi haberi atebe-i sultânîye i'lâm olundukda tabî'at-ı hümâyûnlarından +ârıza-i sû’-i mizâc bi’l-külliyye zâ’il olup tabîb-i hâzıkun sadık kulı aşikâr ve tedbîr-i dil +pezîri mukābelesinde sezâ-vâr cevâ’iz-i bî-add ü şümâr oldı. Çünki, Bâyezîd Paşa’dan +böyle bir hidmet-i celîle sadr oldı. Hakkında mezîd-i inâyet-i şâhâneleri zuhûr idüp +Rûm-ili emîrü’l-ümerâlıgına rütbe-i vizâret zamm olunmagla kadrı terfi' olundı. Ve +Karaman-oglı’na bir çadır ta'yîn olunup vech-i lâyık üzere ri'âyetde kusûr olunmadı. Ve +bir gün huzûr-ı hümâyûnlarına ihzâr buyurup bu mertebe ahd-şikenliklerini zikr ile itâb ve +ba'de’l-yevm: “Sizün ahd ü peymânınıza nice i'timâd idelim” deyü hitâb buyurduklarında +Karaman-oglı bir zamân galebe-i haşiyyet ile dem-beste olup ba'dehû dehân-ı du'âyı bâz +ve bu gûne arz-ı niyâz itdigi: “Devletlü pâd-şâh-ı kerem-kâr hazretleri bir def'a dahı cürm +ve günâhımı dâmân-ı afvları ile mestûr buyursunlarda eger ba'de’l-yevm bir dahı böyle +hareketim zâhir olursa ol vakte ne gûne cezâları var ise hakkımda icrâ olunsun” deyü +şimden sonra hilâf-ı rızâ hareket itmeyecegini i'lâm ve makāle-i uhûd ü mevâsîki îmân-ı +maglata ile te’kîd ve ihkâm eyledükde sultân-ı bende-nuvâz merhamet buyurup Karaman +oglı’nı memleketine takrîr ile ser-firâz ve mazhar-ı sunûf-ı i'zâz eylediler. Lâkin ol şakî +mâder-zâd öteden berü mu'tâd oldugı peymân-şikenlik meslegine sülûkda pâ-ber-câ-yi +ısrâr ü inâd olup vilâyetine rücû'ı esnâsında çerâgâh-ı sultânîden bir kaç at gazab eyledi. +Ve “Bizim Osmân-ogulları ile adâvetimiz mine’l-mehd ilâ’llâhdur.” diyüp izhâr-ı mâ-fî’z +zâmîr eyledüginden pâd-şâh-ı cihân habîr olıcak. Ol bed-peymânun vahâmet-i hıns-yemîn +ile âkıbet üftâde-i dâm-belâ olacagını i'lâm buyurup ba'de’z-zamân sıdk-ı kelâmları +meşhûr vîre-i enâm oldı. + +----- + +Ba'dehû Burusa’ya teveccüh buyurılup, bir niçe eyyâm anda ârâm eylediler. +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i Eflâk ve Ungurus +Beher sâl i'tâ-yı cizye iden Eflâk hâkimi sûret-i ta'annüt izhâr eyledügi ma'rûz der +gâh-ı şâh-ı kâm-kâr oldukda ol tarafa azîmetleri mukarrer olup cem'-i leşker içün etrâfa +evâmir-i şerîfe irsâl olundı. Yine sefer-i sâbık gibi İsfendiyâr-oglı Kāsım Big askeri ile +vâsıl olup sâ’ir asâkir-i zafer-i me’asir dahı cem' olmagla senesinde Rûm-ili’ye ubûr +olunup şehr-i Edrene kudûm-ı behcet-i rüsûm-ı şehriyârî ile dârü’s-sürûr oldı. Andan Tuna +kenârına varılup nehr-i Tuna’dan Eflâk tarafına güzâr ve nehr-i mezbûr kenârında Yeni +sala nâm bir kal'alar ta'mîr olundı. Ve Eflâk içine akıncılar irsâl olunup bilâd-ı küffârı +gâret ve envâ'-i ganâyimle ma'asker-i hümâyûna ric'at eylediler. Hâkim-i Eflâk +mukāvemetden âciz oldugını göricek yanında Mûsâ Çelebi havâssından İzzet Big var idi. +Engele üç yıllık harâc irsâl idüp her sene teslîm-i cizye itmegi iltizâm ile cerâyim-i +sâbıkasından isti'fâ itmekle mes’ul-i karîn-i kabûl oldı. Ungurus dahı iktidâr-ı müdâfa'adan +me’yûs olmagla recâ-yı sulh ile üc kâfir big-zâdeleri irsâl idüp nice hedâyâ ile vâsıl +olduklarında recâlarına müsa'ade olundı. Ve andan Edrene’ye avdet buyurılup ol senede +pâd-şâh-ı âlem atdan düşmekle bir kaç zamân mütâ’ellim olup ba'dehû ifâkat buldılar. +İsfendiyâr-oglı Kāsım Big, âsitâne-i şehriyârîde ikāmet taleb itmekle mezîd-i iltifât-ı pâd +şâhîye mazhar olup mahsûldar tîmârlar inâyet olundı. Ve bâbâsına nâme tahrîr olunup +zamîme-i tîmâr olmak içün Tosya ve Kankırı ve Kal'ecik ve Kastamonı ve Bakır-küre’si +taleb olundı. İsfendiyâr Big, vezîrin ve Vâ'iz Mehmed nâm azîz ile irsâl idüp Kastamonı ve +Bakır-küre’si medâr-ı ma'îşeti olmagla kendüde ibkâ olunup bâkîleri havâss-ı sultânî olan +memâlike zamm olunsun. Ve Kāsım Big’e renc hâtırı olmagla ana i'tâ olunmasun deyü +niyâz eyledükde Tosya ve Kankırı ve Kal'ecik ile iktifâ olunup Kankırı, Kāsım Big’e +zamîme-i tîmâr kılındı. Ve Kāsım Big, âhir-i ömrine dek Devlet-i Osmâniyye +mahabbetinde sâbit ve üstüvâr ve makām-ı itâ'at ve inkıyâdda pâ-ber-câ-yı ber-karâr oldı. +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i Anatolı +Bundan ikdam şeh-zâde-i cüvân-ı baht Sultân Murâd hazretleri lâlaları Hamza Big ile +Amâsiyye sancagına irsâl olunup ol nevâhî sâye-i adâletlerinde âsûde-hâl iken +senesinde ba'zı gavâ’il peydâ olup ez-cümle hâkim-i Âzerbaycân ve Irâk +Karakoyunlu Kara Yûsuf ki, sebeb-i fitne Timur oldugı mukaddemâ tahrîr olunmuş idi. +Anun tarafından Pîr Ömer, Kara-hisâr’ı muhâsara eyledügini muhâfız-ı kal'a Melik + +----- + +Ahmed-oglı Hasan Big, şeh-zâde tarafına ihbâr idüp istimdâd eyledi. Ve Alparslan-oglı +Hasan Big, Cüneyd Big’i katl idüp Canik vilâyetini zabt eyledi. İsfendiyâr dahı Samsun’ı +vîre ile alup oglı Hızır Big’e i'tâ eyledi. Bu ihbâr vâsıl-ı sem'-i hümâyûn oldukda cem'-i +asker olunup Anatolı cânibine güzâr buyurdılar, fî sene. +Erbâb-ı fitne vü fesâd teveccüh-i hümâyûndan haberdâr olduklarından her biri semt-i +firâra isti'câl idüp memâlik-i mahrûsadan sühûletle âsâr-ı fitne ber-taraf oldı. Ve Amâsiyye +tarâfı mazrıb-ı a'lâm-ı zafer-i encâm oldukda kâfir Samsunı muhâfızları kal'ayı bırakup +Kara-hisâr gemileri ile firâr eyledükleri ma'rûz-ı atebe-i pâd-şâhî oldukda zabt içün Lâla +Hamza Big irsâl olundı. Ol dahı varup me’mûr oldugı hidmeti edâdan sonra müslimân +Samsunı-kal'ası’nı dahı muhâsara idüp İsfendiyârîler’i ziyâde tazyîk eyledi. Canib-i +hümâyûna irsâl-i peyâm itmekle ol cânibine nühzet buyurılup vilâyet-i Merzifon’a +varıldıkda zâbit-i kal'a İsfendiyâr-oglı Hızır Big, heybet-i kurb-ı kudûm-ı şehriyârîden +hirâsân olup erkân-ı devlete tâlib-i afv oldugını inhâ eyledi. Ve Samsun etrâfı +mahatt-ı rihâl-ı asker-i hümâyûn oldukda teslîm-i hisâr ile nâ’il-i eltâf-ı şâh-ı kâm-kâr oldı. +Ve birâderi gibi mülâzemet-i rikâb-ı hümâyûna rağbet iderse hakkında tekmîl-i merâsim +inâyet-i icrâ ve ri'âyet olunacagı ifâde ve i'lân olundukda birâderi ile olan tehâsüd-i mâni' +ictimâ' oldugını beyân itmekle ruhsat-yâb-ı zehâb oldı. Ve bu esnâda Canik vilâyeti dahı +mazbût-ı huddâm-ı âlî-makam olmagla ta'yîn-i muhâfızîn olunup mühimmât hıfz ü hırâset +itmâm olundı. +Ba'dehû Burusa cânibine avdet buyurup İskilip sahrâsına mürûr olundukda anda +sâkin bir kaç big hâne-i Tâtâr tâ’ifesini re’îsleri olan Minnet Big ile Rûm-ili cânibinde +Filibe etrâfında nakl ve iskân fermân olundı. Andan Burusa’ya vusûl bulup senesinde +Burusa içre câmi' ve imâret ve medrese binâsına şürû' olundı. Ve câmi'ün cânib-i +kıblîsinde bir türbe binâ buyurılup ba'de’l-vefât anda defn olundılar. Hoca Sadeddîn Efendi +pederi Hasan Can ol türbe pîşgâhında medfûndur. Zikr olunan ebniye-i hayra ta'yîn-i vakf +husûsunda müşâvere olunup İstanbul nevâhîsinde ba'zı kurâ ki, Orhân Gâzi feth itmiş iken +Timur vak'ası zuhûrunda İstanbul tekfüri kabzâ-i tasarrufuna girmiş idi. Ol kurâ +ba'de’t-teshîr vakf olunmak tedbîri netîce-i ârâ-yi sâ’ibeleri olıcak. Timurtaş Paşa-zâde +Umûr Big serdâr ta'yîn olunup azm-i sefer eyledi. Ve Hereke-kal'ası’na varup küffârı firâr +itmiş bulunmagla zabt olundı. Andan eski Gegbuze’ye varılup izn-i yagma ile feth olundı. +Ve Tarakcı-kal'ası’nda olan küffâr itâ'at idüp Kartal ve Pendik karyeleri dahı zabt +olundukdan sonra alınan ganâyim ile avdet eylediler. + +----- + +. Vak'a-i Şeyh Bedreddîn +Simavna kādîsi-oglı Şeyh Bedreddîn fuzalâ-i müteverri'inden bir şeyh-i makbûl olup +Mûsâ Çelebi’ye Kādî-asker olmuş idi. Ba'dehû ayda bin osmânî ta'yîn ile İznik-kal'ası’nda +ikāmete me’mûr oldı. Şeyh-i mezbûrun nâm ü şânı âlem-gîr olmagla her mahallde +mürîdleri kesret buldugından Börklüce Mustafâ nâm bir şakî şeyhün halîfesi olmagı vesîle +idüp Aydın-ili’nde bir nice eşkıyâyı başına cem' itdügi şeyhin mesmû'ı olıcak. Mûsâ +Çelebi takrîbi ile Eflâk hâkiminün âşinâsı oldugından İsfendiyâr vilâyetinden bir gemiye +binüp Eflâk diyârına vardı. Hâkim-i Eflâk dahı şeyhe ikrâm idüp bî-hisâb levâzım i'tâ +eyledi. Bu evânda pâd-şâh-ı cihân Rûm-ili tarafına ubûr idüp Selâsil-kal'ası fethine azîmet +itmişler idi. Börklüce Mustafâ hâdisesi mesmû'ıları oldukda Şeh-zâde Sultân Murâd +hazretleri def'ine me’mûr kılındı. Şeh-zâde dahı edâ-yı hidmete isti'câl idüp Karaburun +nâm mahallde Börklüce Mustafâ’nun on bine karîb askeri ile harb u kıtâle iştigâl olundı. +İnâyet-i mevlâ-yı müte'âl ile şeh-zâde hazretleri muzaffer u mansûr ve re’îs-i eşkıyâ +ni'met-i hayâtdan dûr ve mehcûr olup ve Mağnisâ cânibinde zuhûr iden Kemâl-oglı Torlak +Hûd üzerine Bâyezîd Paşa ta'yîn olunmagla vardıkda Torlak Hûd’ı berdâr ve ensârını +tu'me-i şimşîr-i hûn-hâr eyledi. Bu eyyâmda Şeyh Bedreddîn dahı Rûm-ili’de asker cem' +idüp Silistre’ye geldi. Ve Delüorman nâm mahallde temekkün eyledügi haberi ma'lûm-ı +şehriyârî oldukda üzerine asker irsâl olunmagla ba'de’l-muhârebe şeyh firâr idüp +Delüorman’da mütevârî oldı. Ve bu esnâda Börklüce ile Torlag’un katlleri haberi şâyi' +olmagla şeyhün tevâbi'inün ekserî perîşân oldukda bakıyyesi vesîle-i afv olmak ümîdiyle +şeyhi kayd ü bend idüp huzûr-ı pâd-şâhîye götürdiler. Ol zamânda Siroz’da olmaları ile +şehr-i mezbûr bâzârında salb olundı. +. Cülûs-ı Sultân Murâd-ı sânî +Pâd-şâh-ı cihân Sultân Mehmed Han mahmiye ’de senesi +Cemâziye’l-âhir evâ’ilinde civâr-ı rahmet-i Rahmân’a irtihâl buyurdular. İştidâd-ı +marazları esnâsında havâss-ı erkânı cem' idüp Şeh-zâde Sultân Murâd’ı velî-ahd itdüklerini +i'lân ü tebligini fermân buyurdukları vesâyâyı bu vech üzere ifâde ü beyân eylediler ki: +“Ciger-gûşem Murâd benden iblâg-ı selâm idin. Emânetu’llâh olan re'âyanun râhat ve +âsâyişine sa'y-i tâmm ve ihyâ-yı merâsim adl ü dâda dâ’imâ gûşiş ü ihtimâm idüp vesîle-i +ihrâz-ı fevz idi. Olan inkıyâd-ı şer'-i Muhammedî ile tahsîl-i rızâ-yı Rabbü’l-ibâd ve rûz-ı +Metinde “Edrene” mükerrerdir. + +----- + +ma'âda i'dâd-ı levâzım zâdâ eylesün.” diyüp zuhûr-ı fitne havfından haber-i vefâtlarını ihfâ +ile fermân buyurdılar. +Ba'dehû emrleri üzere intikāl-i dâr-ı bekâ itdüklerinde vefâtları setr olunup âdet üzere +dîvânlar olundı. Lâkin ihtimâl-i şüyû' havfıyla askeri tefrîk-i re’y olunup gürûh-ı asker bir +mahalle cem' olundı. Ve vükelâ sûret-i istizânda taht-ı pâd-şâhî olan kasra duhûl ü +hurûcdan sonra mecma'-i askere gelüp İzmir-oglı seferine azm itmişlerdür. “Askerün +güzîdesi mukaddemâ Biga’da Anatolı biglerbigisine mülhâk olmak fermân buyurdılar.” +deyü i'lân ü işâ'at idüp ale’t-ta'cîl ulûfeleri virilmekle yeniçeri ve ba'zı asâkir ol tarafa irsâl +olundı. Ve Anatolı biglerbigisine dahı emr gönderilüp Biga’da vürûd-ı fermâna +muntazır olmak tenbîh olundı. Pâd-şâhun uyûn-ı nâsdan gıybeti mümtedd olıcak. Asker +görmege tâlib olup zümre-i silahdâran dîvânda ilhâh itmeleri ile nâ-çâr bu kâr-ı müşkil +tedârikinde müşâvere olunup netîce-i efkârları üzere pâd-şâh oldugı kasrı hevâ duhûlını +men' bahânesiyle muzlim ü târîk idüp ve pâd-şâh-ı merhûm-ı elibbâ-i fâhire ile ilbâs +eylediler. Ve askere “Etıbbâ hâric kasra çıkmalarına izn virmediler.” diyüp zâbitlerinden ve +bölükbaşılarından bir kac âdem ayırup sâ’irlerini taşrada tevkîf eylediler. Ol kimseler +derûn-ı kasra duhûl itdüklerinde bir gûne san'atla pâd-şâhun ellerini ve cesedini tahrîk +idüp ol âdemler henüz bir mikdâr tevakkuf itmeden Kürd Ozan nâm bir tabîb feryâd iderek +içerü girüp erkân-ı devlete hitâben “Bu sizin itdüginiz iş ne şekl işdür? Biz devletlü pâd +şâhımıza tedbîre meşgûl iken böyle bâ'is-i ta'ab-ı kâra ikdâm itmek velî-nimetine sadâkat +midür?” deyü yaygarayı basdıkda ol âdemler du'â iderek selâmlayup cümlesi taşra çıkdılar. +Ol mikdâr zamânda zulmet-i mekân ve heybet-i meclis-i sultân sebebiyle geregi gibi teşhîs +idemeyüp pâd-şâhun hayâtına i'timâd eylediler. Ve hâric-i kasrda olanlarun dahı şübhesi + +bi’l-külliye zâ’il olup du'â ü senâ ile cem'iyyet dagıldı. Çâşnî-gîrbâşı Alvân Big, +şeh-zâde da'vetine vefâtlarından mukaddem irsâl olunmuş idi. Bu esnâda Burusa’ya vâsıl +olup taht-ı hümâyûn-ı Osmânîye cülûs buyurdılar, fî sene . +Sultân Murâd’un Burusa’ya vusûlı mesmû' olmagla cesed-i teşrîflerini taht-ı revân +içine koyup Burusa’ya azîmet eylediler. Ve Burusa’ya vusûl bulunca bu sırrı ketm idüp +re'âyâyı gâret-i asâkirden savn eylediler. +Ba'dehû Burusa’ya varıldıkda sultân-ı cihân pederleri na'şını istikbâl idüp +vefâtlarından kırk iki gün mürûrunda defn olundılar. Müddet-i saltânatları sekiz yıldan on +gün naksdur. +Metinde “Çâşnî-gîr” mükerrerdir. + +----- + +. Hurûc-ı Düzme Mustafâ +Pâd-şâh Anatolı’da iken Selânik’den Mustafâ nâm bir şahs Yıldırım Han-oglı +Mustafâ Çelebi olmak üzere hurûc idüp Vardar-Yenicesi’nde Evrenos-zâdeler mütâba'at +itdügi ve Siroz halkının teslîm-i hisâr ile itâ'at-i izhâr itmeleri ma'rûz-ı atebe-i şehriyârî +oldukda bu husûs içün müşâvere olunup İbrâhîm Paşa ile Hacı İvaz Paşa iktizâ-yı hased +sebebiyle Bâyezîd Paşa’yı düşmen agzına atmak arzûsıyla anun serdâr olup Rûm-ili askeri +ile gitmesini tedbîr itdüklerinde, Timurtaş Paşa-ogulları Umûr Big ve Oruc Big ve Alî Big +bu tedbîri istihsân itmeyüp def'e çalışdılar. Lâkin müfîd olmayup Bâyezîd Paşa serdâr +ta'yîn olundı. Bâyezîd Paşa dahı gitmesi mütehakkık oldukda huzûr-ı şehriyârîde bu vech +ile ifâde-i hâl eyledigi: “Hâlâ Rûm-ili askerinün ekser-i sâde-dilleri ol şahsun sıhhat +da'vâsını i'tikād idüp anun cânibine meyilleri vardur. Bizim ma'iyyetimizde olanlardan +dahı öyle bir şey’ hiss idüp alâmet-i inhizâm-ı rû-nümâ oldugı sûretde ol cânibe ihzâr-ı +inkıyâd idersem hıyânetime haml olunmasın. Eger ol tarîkile katlden halâs olursam ümerâsı +beynine tefrika ilkāsına sa'y idüp asker-i hümâyûn ile mukābele oldugı vaktde inhizâmına +ba'is olmak me’mûldur.” didi. Pâd-şâh hazretleri dahı Bâyezîd Paşa’ya kemâl-i i'timâdları +olmagla her re’yinde tahyîr eylediler. +Ba'dehû Rûm-ili’ye ubûr idüp asker cem' eyledi. Ve Düzme ahvâlinden isti'lâm +itdükde askerinün kemâl-i kesretün ve cümlesi hâzır u âmâde oldugını bilüp ve kendü +askerinden ihtimâl-i mezkûrı ihsân itmekle bi’z-zarûre tedbîr-i sâbık üzere askerinden firâr +idüp Düzme yanına vardı. Ol dahı evvel emrden ziyâde ikrâm idüp vizerât mansıbına nasb +itmiş iken ba'zı şeyâtîn-i ins ilkāsıyla hîle olmak fikrine düşicek, Sazlu-dere’ye gekdikde +Bâyezîd Paşa’yı şehîd eyledi. Ve asker-i bî-hisâb ile Gelibolı’dan Mihâlıc sahrâsına +nüzûl itdiler. Pâd-şâh hazretleri Düzme’nün kesret-i askerinden haberdâr oldukda zâhiren +mukāvemet adîmü’l-imkân olmagla sulehâdan istimdâd idüp husûsen hazret-i emîrün +du'âsını niyâz itmeleri ile anlar dahı dergâh-ı Hakk’dan taleb-i nusret ve zafer ve icâbet-i +du'âlarını ihbâr ile tebşîr-i şehriyâr-i dâd-ger eylediler. +Ba'dehû pâd-şâh hazretleri azîmet-i sefer buyurup Ulubat vilâyetine vardılar. Ve anda +olan köpriyi kesüp kenâr-ı nehrde karâr buyurdılar. Ve Timurtaş Paşa ogullarına ki, Umûr +Big, Oruc Big, Alî Big’dür, ol eyyâmda vizâret ihsân eylediler. Ve Tokat’da Bedevî-çardak +nâm kal'ada mahbûs olan Mûsâ Çelebi tevâbi'inden Mihâl-oglı Mehmed Big ıtlâk +olunmasını Timurtaş-zâdeler hayr-hâhâne sevk itmeleri ile tevkîr-i tâmm ile getürmege +çâvuşlar ta'yîn olundı. Ve bu evânda Düzme Mustafâ bir kaç gün ru'âf illetine mübtelâ + +----- + +olmagla oldukları mahallde tevakkuf lâzım gelüp bakıyye-i sipâh-ı nusret-penâh leşker +gâha lâhık oldılar. Ve Mihâl-oglı Mehmed Big dahı gelüp mazhar-ı envâ'-i ihsân oldı. Ve +ol pîr-i sâhib-i tedbîr nehr kenârına varup Rûm-ili ümerâsını isimleri ile çagırup “Bire +Türk Turhan! Bire Gümlü-oglu! Bire Evrenos ogulları!” didikde cümlesi nehr kenârına +geldiler. +Ba'dehû anlara hitâb idüp: “Size lâyık mıdur ki? Böyle bir şahs-ı mechûle mütâba'at +idüp Sultân Murâd gibi lâyık-ı tâc ü taht bir nev-cüvân şeh-zâdeye isyân ile ecdâd-ı +i'zâmınun her biri velî-ni'metiniz iken hukûk-ı sâbıkayı ferâmûş idesiz.” deyü nice nasâyih +itmekle cümlesini pâd-şâh tarafına meyl itdürdi. Düzme Mustafâ beş bin mikdârı asker +intihâb idüp köprünün yukarusından geçüp şeb-hûn itmege me’mûr itmiş idi. Ol azîmet +itdükleri mahalli beş yüz yeniçeri muhâfaza idüp geçmelerine mâni' olurlar idi. Bu haber +huzûr-ı hümâyûna arz olundukda iki bin atlu ile Umûr Big ol tarafa ta'yîn olundı. Umûr +Big dahı askeri ile bir pusuda durup leşker-i adû mürûr itmek içün gice oldukda ol mahalli +hâlî komaları ile anlar dahı beri cânibe güzâr eylediler. Umûr Big hemân pusudan çıkup +sipâh-ı düşmene hücûm itdükde hasma göz açdırmayup nicesini katl ve ekserîni esîr itdiler. +Ba'dehû Hacı İvaz Paşa, Düzme Mustafâ’ya bir mektûb-ı hîle-i üslûb tertîb idüp +derûn-ı mektûbda şöyle tahrîr eyledi ki: “Cenâbınız batın-ı evvelde olmagla bi-hasebi’l-irs +i saltanat kendü hakkınız oldugından bu muhlisiniz tarafınıza sadâkat üzereyim +ma'lûmunuz olsun ki, cümle ümerânız sizin hilâfınıza ittifâk itmişlerdür. Ve filân gice +Sultân Murâd askeri şeb-hûn eyledükde ümerânız sizi kayd ü bend ile düşmene teslîm +itseler gerekdür.” deyü hatm-i kelâm idüp nâmeyi irsâl eyledi. Ve Timurtaş ogulları dahı +Düzme’ye vezîr olan İzmir-oglı’na nâme yazup didiler ki: “Siz bu vakte dek mülûkdan +ma'dûd iken böyle bir mechûlü’n-neseb şahsun hizmetine kabûl eylemek size düşer mi? Ve +ümerâsı cümle kizb müdde'îsini beklemekle min ba'd ana mütâba'at itmemek üzere ittifâk +itmişlerdür. Ve filân gice şeb-hûn olundukda anı pâd-şâha teslîm idiceklerdür. Ol vakte siz +ne gûne ümîd-i halâs idersiz. Hemân tavr-ı âkılâne budur ki, ol giceden mukaddem atebe-i +pâd-şâhîye arz-ı isti'fâ idesiz, ve’s-selâm.” Bunlar dahı mektûblarını irsâl eylediler. +Mektûblar ol tarafa vâsıl oldukda mefhûmları mutâbık olmagla ikisinün dahı derûnuna havf +düşüp esbâb-ı firâr tedârikine başladılar. +Ba'dehû mektûblarda tahrîr olunan gice hulûl itdükde pâd-şâh-ı cihân asker-i zafer +nişân ile nehrden ubûr idüp bir ugurdan sadâ-yı kûs ü nefîr ve gulgule-i tehlîl ü tekbîr ile +leşker-i adû üzere hucûm olundukda mektûblar-ı mazmûnı muhakkak oldugı ma'lûm + +----- + +olıcak. Düzme Mustafâ tevâbi'iyle firâr idüp Biga suyınun ma'berini delâlet içün +kādîsine vâfir meblag virüp Gelibolı’ya ubûr eyledi. İzmir-oglı Cüneyd big dahı ol gice +Aydın vilâyetine firâr eyleyüp sâ’ir ümerâ İvaz Paşa şefâ'atiyle yerlü yerinde karâr +eylediler. İbrâhîm Paşa siyâsetleri içün çok ibrâm eyledi. Lâkin Pâd-şâh hazretleri “İsti'fâ ü +istiğfârları makbûldur.” deyü İbrâhîm Paşa sözine ısgâ buyurmadılar. Anda firârîler ta'kîbi +içün Biga’ya varılup kādînün tama'ı mesmû' oldukda salb olundı. Andan Lapseki’ye +gelindikde anda olan gemileri Düzme Mustafâ, Gelibolı kendü zabtında olmagla ol yakaya +alup karaya çıkmış idi. Ol sebeble bâ'is-i ıztırâb olup âhir Gelibolı âmili Taharetsiz Hatîb +dimekle meşhûr bir âkıl âdem idi. Ve İbrâhîm Paşa müte'allikātından idi. Ana bir +mü’ekked-nâme yazup bir senâ-ver yigitiyle irsâl eylediler. Ol dahı Ceneviz’den yeni +gelmiş bir Frenk gemisi bulup beş bin filoriye gizli bâzâr idüp ol gice sultân-ı âlem +cânibine irsâl eyledi. Hemân ol gemiye binüp karşu varıldıkda kenâr muhâfazasına me’mûr +olanlar ile birâz muhârebeden sonra bir kaç gemi alup ric'at eylediler. +Ba'dehû ol gemilere süvâr olup karşu ubûr olunmagla Ece-ovası’na nüzûl buyurdılar. +Düzme haberdâr oldukda Bolayir yolundan firâr itdi. Pâd-şâh dahı ardınca îlgâr itdükde +Edrene’ye varup anda dahı firâr eyledi. Ve Kızıl Agac-Yenicesi’ne vardıkda yanında +olan sipâh vehâmet-i âkıbetden havf idüp Düzme’yi akab-gîrler yerine teslîm eylediler. +Çünki Düzme Mustafâ, Edrene’de âsitâne-i şehriyârîye îsâl olundı. Hemân burc-ı hisâra +salb olunmak fermân olunup âlem fitne vü fesâdından emîn kılındı, fî sene . +. Hurûc-ı Şeh-zâde Mustafâ Çelebi +Pâd-şâh-ı cihân, Düzme Mustafâ ta'kîbi içün Rûm-ili’ne güzâr itdükleri evânda +Hamîd sancagında olan küçük birâderleri Mustafâ Çelebi’ye Germiyân-oglı ve Turgudlı +askeri ile Karaman-oglı imdâd itmekle Şarâbdâr İlyâs nâm kimesneyi umdetü’l-melik idüp +Burusa teshîrine azîmet eyledi. Ve Fidye-kızagı nâm karyeye nüzûl itdüklerinde ehl-i hisâr +levâzım-ı muhâfazayı itmâm ve ihzâr idüp, ba'dehû hedâyâ-yı lâyıka ile Ahî Ya'kūb ve +Ahî Kadem nâm iki mu'teber kimseyi irsâl eylediler. Ve şöyle ifâde-i hâl eylediler ki: +“Gerçi kendüleri her vechile lâyık-ı saltanatdurlar. Lâkin bundan akdem büyük +birâderlerine bey'at olunmuşken feshün imkânı yokdur. Ve bu hisârı muhâsara ile zabt-ı +gâyet düşvâr olmagla teshîri âsân bir kal'a fethine azîmet buyuralar. Zîrâ buna sa'y +itdükleri sûretde imtidâd-ı muhâsara sebebiyle pâd-şâh-ı âlem cem'-i asker idüp irişmek +mukarrerdür.” deyü su'ûbet-i fethi i'lâm itmeleri ile İznik cânibine teveccüh +eylediler. İznik muhâfızı Fîrûz-oglı Alî Big dahı teslîmden ibâ idüp mühimmât-ı + +----- + +muhâfazayı i'dâd itmekle muhâsarasına şürû' eylediler. Bu esnâda pâd-şâh-ı cihân, Düzme +Mustafâ ile İstanbul tekfürinün ittifâkı olmagla İstanbul-kal'ası’nı muhâsara itmişler idi. Bu +haber vârid olıcak, evvelâ Alî Big’e bir mektûb tahrîr idüp kal'ayı sulh ile teslîm itmegi +emr eylediler ki, anlar kal'ada iken asâkir-i mansûre irişmekle hasmı kaçırmayup ele +getürmek âsân ola ve Şarâbdâr İlyas dahı va'd ü va'îdi mutazammın bir nâme irsâl +eylediler. Nâmeler vâsıl oldukda Alî Big kal'ayı teslîm idüp Şarâbdâr dahı taraf-ı +hümâyûndan havf ü haşiyyet üzere olmagla mazmûn nâme-i hümâyûnıyla amel-i vesîle-i +necât-ı add idüp şeh-zâdeyi ol mahallde ta'vîk eyledi. Bu cânibde pâd-şâh-ı âlem, Rûm-ili +vilâyeti umûrını tanzîm idüp Evrenos-oglı’nı muhâfız-ı ser-haddât ve Fîrûz Big’i Eflâk ser +hâddı muhâfızı eyledi. +Ba'dehû sipâh-ı zafer-şi'ar ile îlgâr idüp tokuzıncı gün talî'a-i asker İznik sahrâsına +vâsıl oldu. Şeh-zâde tevâbi'nden Tâceddîn-oglı Mihâl-zâde Big ile muhârebe idüp Mihâl +oglı şehîd oldı. Andan sultân-ı cihân, asâkir-i zafer-nişân ile ol mahalle vürûd idicek +müctemi' olan ehl-i fesâd havf ü hirâs ile târ ü mâr olup ekserî hisâra kaçdılar. Vusûl +ı hümâyûn vaktinde hisâr zâbıtları kapuları açmak ile bî-meşakkat matlûb hâsıl olup +Şarâbdâr dahı şeh-zâde-i ma'sûmı huzûr-ı şehriyârîye îsâl eyledi. İtfâ-yi nâ’ire-i fitne içün +İznik hâricinde bir incir agacı dibinde şehîd eylediler, fî sene . +Ve Mihâl-oglı’nı şehîd iden Tâceddîn-oglı ba'de’l-ihtifâ bulunup katl olundı. +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i İsfendiyâr +Sultân-ı cihân, def'-i münâzi' buyurdukdan sonra rikâb-ı hümâyûnlarında bir kaç +vezîr cem' olmagla Umûr Paşa’yı Germiyân-oglı’na sefâretle irsâl idüp Oruc Paşa’ya +Anatolı biglerbigilik ve Alî Paşa’ya Saruhân sancagını tevcîh idüp yanlarında İbrâhîm +Paşa, Hacı İvaz Paşa kaldı. Ve lâlalarına dahı Amâsiyye sancagını virdikden sonra +Burusa’ya sâye-endâz-ı iclâl oldılar. Anda ikāmetleri eyyâmında İsfendiyâr’un Taraklı +Borlı’yı muhâsara itdügi serîr-i ma'delet-i masîrlerine ma'rûz olıcak. Cem'-i leşker olunup +ol cânibe azîmet olundı. Yeni-şehr’e ve andan Bolı etrâfına varıldıkda İsfendiyâr-oglı +Kāsım Big ma'iyyet-i hümâyûnlarında olmagla İsfendiyâr’un askerinden çok kimesneler +ma'asker-i hümâyûna lâhık oldılar. Borlı üzerine vâsıl olundukda tekâbül-i saffeyn vâki' +olup İsfendiyârîler münhezim oldılar. Ve İsfendiyâr Kapıcubaşı Yahşi Big elinden +zahmdâr olup Sinop-kal'ası’na tahassun eylediler. Ve ol zahm sebebiyle gûşine samem ârız +oldı. Kastamonı ve Bakır-küre’si vilâyetleri zamîme-i memâlik-i Osmâniyye kılındı. +İsfendiyâr eyledügi işe nâdim olup, oglı Murâd Big’i i'tizâr-nâme ile gönderdi. Ve esfâr-ı + +----- + +hümâyûnda elinden gelen kadar hidmet itmegi ta'ahhüd idüp kerîmesini dahı tezvîc +buyurmalarını niyâz itmekle mes’ul-i karîn-i kabûl oldı.Ve andan Burusa’ya avdet buyurup +ol eyyâmda Hacı İvaz Paşa hakkında töhmet-i hıyânetle iftirâ olunmagla dîvânda üstüne +bakıldıkda silâhlı olmak sebebiyle gözine mîl çekilmek fermân olundı. +. İsyân-ı Eflâk +İsfendiyâr seferi esnâsında Eflâk hâkimi Drakula’nun Silistre’den geçüp memâlik-i +mahrûsaya te'addîsi inhâ olunmagla Fîrûz Big, Rûm-ili ümerâsı ile mukaddem irsâl olundı. +Ol dahı Eflâk diyârına akın idüp küffârun başına arsa-i âlemi teng itdükde pâd-şâh-ı âlem +dahı Edrene cânibine teveccüh itmeleriyle Drakula’nun cân başına s��crayup âlî pîş-keşler +tedârik idüp iki ogulları ile rûymâl-i dergâh-ı şehriyârîye şitâb iderek Edrene’de şeref-i +pâbûs ile müşerref oldı. İki yıllık hâracını teslîm idüp şefâ'at-ı erkân ile cürmi afv +olundukda iki oglını resm hidmet ile âsitâne-i şâhîde bırakup vilâyetine ric'at eyledi, fî sene +. +Ve sene-i mezbûrede Arnavud tuğyân itmekle Evrenos-oglı Îsâ Big leşker-i bî-pâyân +ile irsâl olundı. +senesinde Burusa’da dügün tertîb olunup pâd-şâh-ı cihân, İsfendiyâr kerîmesini +tezvîc buyurdılar. Ve üç hemşîreleri, sultânları, İsfendiyâr-oglı Kāsım Big’e ve Karaca +Paşa’ya ve İbrâhîm Paşa-oglı Mahmûd Çelebi’ye tezvîc buyurdılar. +. Teshîr-i diyâr-ı Menteşe +Bundan akdem Menteşe-oglı Ya'kūb Big vefât idüp İlyas Big nâm-oglı makāmına +geçmiş idi. Ve intisâb-ı dergâh-ı hümâyûn arzûsıyla Üveys ve Ahmed nâm iki oglını +âsitâne-i aliyyelerine irsâl idüp ba'dehû İlyas Big dahı vefât itdükde ogulları atebe-i +şâhîden firâr idüp bâbâları diyârını zabt itmek ümîdine düşdükleri ma'lûm olıcak. Birer +tarîkile ele getürilüp Tokat’da Bedevî-çardak’da mahbûs kılındılar. Ve vilâyet-i Menteşe +bî-ceng ü cidâl mazbût-ı huddâm-ı şâh-ı deryâ-nevâl oldı, fî sene . +Ve ba'de’z-zamân Üveys Big ile Ahmed Big mahbesden firâr idüp Ahmed Big, +sultân-ı Mısır yanına vardı. Üveys Big giriftâr olup habs-hâne dizdârı ile maktûl oldı. +. Teshîr-i İzmir +İzmir-oglı Cüneyd Big dâ’imâ Devlet-i aliyye hilâfında olup husûsen Düzme +Mustafâ’ya vezîr olmagla te’dîbi lâzım gelmiş idi. Aydın-oglı Îsâ Big-zâde teşvîki ile +senesi mukābele-i i'dâdın vakt-i ferâğ olmagla Anatolı biglerbigisi Timurtaş Paşa-zâde + +----- + +Oruc Big, İzmir-oglı üzerine me’mûr olup Aydın vâlîsi Bahşi Big ki, İzmir-oglı ile gâhî +muhârebe idüp ve ol esnâda bir karındâşını İzmir-oglı şehîd itmiş idi. Ol dahı Oruc Big +ma'iyyetine ta'yîn olundı. Ve andan İzmir tarafına varıldıkda İzmir-oglı mukāvemete kādir +olamayacagını bilüp İpsili-kal'ası’na tahassun eyledi. Oruc Big dahı ol memâliki ma'zûl +mülâzımlara tîmâr tarîkile tevzî' idüp ric'at eyledükde İzmir-oglı meydânı hâlî bulup yine +zuhûr itmekle memâlik-i mahrûsaya çok hasâret idüp, Bahşi Big birâderi Sinân Big’i dahı +şehîd eyledi. Bu ihbâr mesmû'-ı hümâyûn oldukda vizerâya azîm itâb eylediler. Ve ol +esnâda Oruc Big vefât itmekle Anatolı biglerbigiligi Hamza Big’e tevcîh olunup bir merd-i +şecî' olmagla İzmir-oglı üzerine ta'yîn olundı. Ve ma'iyyetine Bahşi Big ve Burusa sancagı +bigi zamm olunup İzmir’e teveccüh eylediler. Nevâhî-i Saruhân’dan Ak-hisâr’da +İzmir-oglı Cüneyd Big’ün ferzend-i şekāvetmendi Kurd Hasan ile muhârabe olunup asker-i +nusret-eser gâlib olmagla Kurd Hasan bâbâsı yanına firâr idüp ba'dehû ahz-i intikām kasdı +ile bâbâsı ma'iyyetinde tekrâr asâkir-i mensûrenün mahall-i muhârebesi olacak mekâna +hâzır oldı. Ve cenge şürû' olundukda Kurd Hasan mukābelesinde olan askere ikdâm ile +hucûm idüp galebe itmekle karşusında olanlar firâr idicek. Anlar ta'kîb içün İzmir-oglı +askerinün bir mikdârı Kurd Hasan ile gitdükde sipâh-ı zafer-penâh düşmen askerinün +bulunmasını fursat bilüp hemân ol anda üzerlerine seyl gibi akmaları ile İzmir-oglı’nun +karâra mecâli kalmayup kal'aya kaçdı. Kurd Hasan ta'kîbden avdet idüp bakıyye-i asker-i +nusret-eseri göricek üzerlerine hucûm eyledi. Lâkin İzmir-oglı askerinün inhizâmından +haberdâr olmagla eli ayagı dutmaz olup âkıbet askeri münhezim ve kendi esîr oldı. +Ba'dehû kal'a muhâsarasına mübâderet olunup bir müddet muhâsaradan sonra İzmir +oglı bir gün kırk süvâr ile Karaman-oglı tarafına istimdâd içün şitâb idüp vardıkda +Karaman-oglı imdâda cesâret idemedügi cihetden yine ol minvâl üzere kal'aya dâhil oldı. +İmtidâd-ı muhâsara sebebiyle İzmir-oglı, muztarr olup cerâyiminden isti'fâ ile nâ-çâr +arz-ı niyâza başladı. Ve amân ile kal'adan çıkdıkda Bahşi Big ve Balta-oglı ve Halîl Big +ittifâk idüp İzmir-oglı’ndan bir kaç kere nakz-ı ahd-ı sâdır olmagla “Afv olundıgı sûretde +yine hıyânet idecegi ma'lûmdur.” deyü serdârları Hamza Big’ün haberi yok iken İzmir-oglı +Cüneyd Big’i ve oglı Kurd Hasan’ı katl eylediler. Hâl bu minvâl üzere olıcak, o iki +kelleyi hisâra karşu dikdiklerinde ehl-i hisâr kapuları açup teslîm-i kal'a itmeleri ile bilâd-ı +İzmir bi’t-tamâm zamâyim-i memâlik-i Osmâniyye’den oldı. + +----- + +. İsyân-ı Vılık-oglı +Burusa’da dügün olundıgı esnâda Vılık-oglı nakz-ı ahd idüp ser-hâd ümerâsından +İshâk Big’ün oglı Paşa Big’i ki, Deli Paşa dimekle meşhûrdur. Tutup habs eyledügi inhâ +olunmagla senesi evâ’ilinde Edrene cânibine nühzet-ı hümâyûn buyuruldı. Filibe’ye +varıldıkda Karaman ve Teke-ogulları’nun Antâliyye’yi muhâsara itdükleri haberi vârid +olıcak. Ol mahallde tevakkuf buyurılup Rûm-ili biglerbigisi Sinân Paşa’yı Lâs vilâyetine +irsâl eylediler. Ol dahı me’mûr oldugı cânibe teveccüh idüp evvelâ vilâyet-i mezbûrenün +dârü’l-mülki olan Karaca-hisâr’ı zabt ü teshîr eyledükden sonra ekser-i vilâyetlerin dahı +dârü’l-İslâm kılınmagla Mezîd Big ol kişver-i cedîd eyâletine ta'yîn olundı. Ve +günden güne fütûhat-ı celîle’ye muvaffak olup ol kişveri tevsi'de sa'y-i belîği zâhir oldı. +. Maktûl-ı Teke-oglı +Teke-oglı Osmân Çelebi, Karaman-oglı’na ilticâ itdükde mülk-i mevrûsunı istihlâs +ta'ahhüd idüp Teke Etrâk’ini tahrîk ile Osmân Çelebi’nün yanına cem' eyledi. Ve +Antâliyye muhâsarasına teveccüh itdüklerinde muhâfızı olan Fîrûz Big vefât itmekle Kara +hisâr muhâfızı olan Hamza Big ki, Fîrûz Big-oglıdur. Bâbâsı mahalline şitâb idüp kendü +yerine mu'temed âdemini kodı. Ve Antâliyye’ye vâsıl olup kal'anun medâhil ü mahâricini +sedd itmekle cenge hâzır ü âmâde oldı. Ve ol esnâda haber geldi ki, Teke-oglı, İstanoz nâm +yaylaka cem-i kesîr ile nüzûl idüp Karaman-oglı vürûdına muntazırdur. Hamza Big dahı +kal'ada olan umûr-dîde ihtiyârları ihzâr idüp istişâre tarîkile didi ki: “Şimdi Tekeliler’e +Karamanîler munzamm olmamış iken kurb-ı mesâfeyi fursat bilüp Teke-oglı’na bir şeb-hûn +olunsa münâsib olur mu?” deyü istifsâr itdükde cümlesi bu re’yi istihsân idüp “Lâkin +kendüniz gitseniz hisâr hâlî kalup hilâf-ı me’mûl zuhûr itdügi sûretde hisârun a'dâ eline +girmesinden havf olunur. Münâsib olan bir yarar âdem ta'yîn itmekdür.” didiler. +Hamza Big şecâ'ati sebebiyle kendü gitmege tâlib idi. Lâkin anlara muhâlefet idemeyüp bir +bahâdır kimseyi müntehab asker ile irsâl eyledi. Anlar dahı îlgâr idüp ale’l-gafla Teke +askeri üzerine hücûm itmekle Etrâk’e perîşânlık gelüp münhezim oldılar. Ve ceng içre +Teke-oglı maktûl olup hemşîresi esîr oldukdan sonra nice ganâyim ile kal'aya avdet idüp +vâsıl olıcak. Hamza Big nefâyis ganâyimi zafer-nâme ile âsitâne-i aliyyeye irsâl ve i'lâm-ı +tefâsîl-i vâki'-i el-hâl eyledi. + +----- + +. Helâk-ı Karaman-oglı +Karaman-oglı Osmân Çelebi vak'asından haberdâr olıcak, kalbine havf-ı târî olup ne +yapçagını bilmedi. Âkıbet Anatolı’yı muhâsara itmege karâr virüp ol mahalle teveccüh +eyledi. Ve gelüp muhâsaraya şürû' eyleyüp şeb ü rûz ikdâm ile ceng eyler idi. Ve kal'ayı +toplar ile dögüp azîm ihtimâm ile yedi ay muhâsara eyledi. Ol esnâda pâd-şâh-ı cihân Rûm +ili’de fütûhât ile tahsîl-i merâm idüp bî-kıyâs asker ile Anatolı’ya ubûr buyurdukları +Karaman-oglı’nun mesmû'ı olıcak, cân başına sıçrayup bildigi te’hîr iderler ise kal'ayı feth +itmek belki ol nevâhîde bile turmaga mecâl olmaz. Hemân-var kuvvet-i bâzûya getürüp +yürüyüş mahalli tefahhusı içün bi’n-nefs kendüsi bir alaca ata süvâr oldı. kal'a +etrâfını dolaşup nezzâre iderken kal'adan bir üstâd-ı topcı Mehmed Big’i nişânlayup topı +atdıkda topun güllesi Mehmed Big’ün cesedini hurd idüp, mürg-i rûhunı kafes-i tenden +cüdâ idicek, hemân askerini hayret ü dehşet istî'âb idüp ol anda vâdî-i idbâra gürîzân +olmaga başladılar. Karaman-oglı’nun büyük oglı İbrâhîm Big, bâbâsı meytini alup firâr +eyledükde küçük oglı Alî Big hisâr cânibine kaçup şehriyâr-ı âlem ubûdiyyetini ihtiyâr +eyledi. +Ba'dehû Hamza Big dahı kal'adan çıkup buldukları ganâyimi zabt eylediler. Ve +mazbût olan ganâyimi Karaman-oglı Alî Big ile taraf-ı şehriyârîye irsâl itmekle Hamza +Big’e Teke sancagı virilüp ve murassa' kılıç ve at i'tâsı ile kadri terfî' olundı. Ve Teke +oglı, hemşîresini dahı Hamza Big’e tezvîc eylemek fermân olundı. Ve Karaman-oglı Alî +Big mezîd-i iltifât-ı pâd-şâhîye mazhâr ve hemşîreleri sultânlardan birini tezvîc ile +muvakkar olup kendüsine Sofya sancâgı dahı inâyet olunmagla emsâlinden mümtâz ve +mu'teber kılındı. Ol dahı âhir-i ömrine dek Devlet-i aliyyenün sadâkat ve du'asında sâbit +kadem olmuşdur. Karaman-oglı fevtinden sonra birâderi hükûmetini zabt itmekle iki oglı +dahı dergâh-ı şehriyârîye ilticâ idicek, şerefi musâheretle müftehir olduklarından +sonra Îsâ Big’e Rûm-ili’nde sancâk virilüp, İbrâhîm Big ma'iyyetine asker ta'yîni ile +bâbâsı hükûmetgâhına nasb olundı. Ol dahı bâbâsı gasb itdügi Hamîd vilâyetini memâlik-i +Osmâniyye mülhakâtından olmak üzere teslîm itmekle Şarâbdâr İlyas vâlî ta'yîn olundı, fî +. +Metinde “ve” mükerrerdir. + +----- + +. Katl-i tâ’ife ez-kuttâi’t-tarîk +Türkmen tâ’ifesinden Kızılkoca-ogulları dimekle ma'rûf dört karındaş Amâsiyye ve +Tokat etrâfında harâmîlik idüp ol nevâhîyi gâret ve yolcılara envâ'-i hasâret iderlerdi. Ve +kesret-i hadem ve tevâbi' ile itmedükleri kalmayup müslîmînin mâl ve ırz ve nefslerine +ta'arrûz eylemegi âdet idinmişler idi. Ol nevâhîde vâlî olan Lâla Yüzgeç Paşa hüsn-i tedbîr +ile müzevver fermân yapup kendü ma'iyyetinde ol şâkîleri sefere ta'yîn itmekle dâm-ı +mekre düşürüp dördini dahı yanlarında olan cemî' tevâbi'leri ile ihrâk bi’n-nâr itdükden +sonra asker ta'yîn idüp bakiyyelerini dahı katl-i âmm eyledi. Bir kocakarınun oglı dürzîlik +takrîbile bî-günâh ihrâk olunan şâkîlerün içinde bulunmuş iken hayyen ihrâc olundugı +menkūldur, inna’llâhe alâ külli şey’in +. Feth-i Koca-kayası +Osmâncık nevâhîsinden Zeytun’da Koca-kayası dimekle meşhûr bir kal'ada Haydar +Big nâmında bir kimse tahassun idüp kal'anun istihkâmına i'timâden selâtine itâ'at +itmez idi. Ve yüz yıllık zahîre cem' idüp vakt-i iktizâda baş kal'aya çeker idi. Ve Kāsım +nâm bir oglını gâhî hedâyâ ile hükkâm-ı civâra irsâl idüp, lâkin oglı oldugını ihfâ ider idi +ki, şâyed ahz idüp teshîr-i hisâra vesîle ideler. Bu hâl üzere iken oglı Kāsım meger a'dâdan +emîn olmak içün Devlet-i Osmâniyye itâ'ati bâbâsına sevk itdükde kabûl itmeyüp “Ben bu +vakte dek kimseye serfürû itmedim, yine itmem. Ol tedbîr ile ben öldükden sonra nevbet +sana geldügi zamân sen amel eyle.” deyü redd ile cevâb verdi. Amâ ol eyâlet paşası +Yüzgec Paşa dâ’imâ kal'a-i mezbûrenün teshîri fikrinde olmagla Haydar Big’ün havâss-ı +etbâ'ından Tayfûr Çelebi nâm kimesneyi emvâl-i kesîre irsâliyle celb idüp zahîre +anbârlarına âteş ilkâ itdürdikden sonra kendüsi dahı askeriyle varup kal'anun etrâfını aldı. +Haydar Big bu hâlî gördükde medâr-ı mukāvemeti olan zahîre ahvâli böyle oldugından +aczini bilüp hisârı ihtiyârıyla Yüzgec Paşa’ya teslîm eyledi. Ol dahı kal'ayı zabt idüp +müjde-i feth ile âsitâne-i şâhîye âdem irsâl eyledi. Sultân-ı cihân dahı Haydar Big’e eyü +tîmârlar ihsân idüp âhir-i ömrüne dek sâye-i şehriyârî de âsûde oldı. +. Zabt-ı Canik +Yüzgeç Paşa, Canik teshîrine tedbîr idüp bir dügün tertîbine mübâşeret ve Canik +hâkimi Alparslan-oglı Hüseyin Big’i ele getürmek içün da'vet eyledi. Ol dahı dâ’imâ +Yörgüç Paşa mekrinden havf üzere olmagla haber gönderdi ki: “Bu da'vetden murâd eger +“Muhakkak ki, Allah herşeye gücü yetendir” + +----- + +elimizde olan harâbe ormanlıgı almak ise emr pâd-şâhındur. Sâye-i devletlerinde bize de +bir yer bulunur.” deyü da'vetden tahallüf itdükde Yüzgeç Paşa asker cem' idüp üzerine +varmak istedüginden Hüseyin Big haberdâr oldukda “Benüm fermâna muhâlefetim yokdur. +Üstüme asker çekmege hâcet yok. Memleketi ben teslîm iderim.” deyü haber gönderüp +akabinde kendü dahı gelüp paşaya mülâkî oldı. Paşa dahı kayd ü bend ile taraf-ı hümâyûna +irsâl idüp ehl u ıyâlını Amâsiyye’ye ihzâr ile hıfz eyledi. Ve âdemler irsâl idüp Canik +vilâyetini bi’t-tamâm teshîr eyledi. Hüseyin Big, atebe-i şehriyârîye vâsıl oldukda +Burusa’da bir menzilde habs olunup ba'dehû bir tarîkile mahbesden firâr eyledi. Ve iki +sene sonra yine ihtiyârî ile âsitâne-i sa'âdete gelüp iltifât-ı pâd-şâhîye mazhar olmagla +ümîdinden ziyâde ri'âyet gördi. Ve ehl u ıyâlı Amâsiyye’den getürdilüp Rûm-ili’de sancak +inâyetiyle ser-firâz kılındı. +senesinde pâd-şâh Gelibolı ma'berinden ubûr buyurup şehr-i Edrene’ye +sâye-endâz ikbâl oldılar. Ve İshâk Big Lâs vilâyetine akına me’mûr olup kendüleri âmm-ı +mezbûrda Edrene’de ikāmet üzere iken yüz yetmiş dört tâk üzere cisr-i Ergene’yi binâ +buyurdılar. Bir başında Ergene nâm kasaba inşâ idüp câmi' ve imâret yapdılar. +. Kudûm-ı Germiyân-oglı Ya'kūb Big +Sultân-ı cihân, Rûm-ili’de iken Germiyân-oglı Ya'kūb Big dem-i pîride mülâkāt-ı +şehinşâhî ile müşerref olmak arzûsında oldugını pâye-i serîr-i a'lâya i'lâm itdükde Ya'kūb +Big’i ta'zîm ü iclâl ile istikbâl eylemek bâbında Burusa’ya fermân irsâl olunup Gelibolı +ma'berinde edevât-ı ubûrı ihzâr eylemeleri emr olundı. Â'yân-ı Burusa dahı Ya'kūb Big’ün +kurb-ı kudûmını istihbâr idüp hasbe’l-me’mûr kemâl-i i'zâz ü ikrâm ile Burusa’ya +götürdiler. Ya'kūb Big merâkıd-ı selâtîn-i Osmâniyye’yi ziyâret idüp her birinde kırâ’at-ı +Kur’ân-ı azîm itdürmekle huffâz ve fukarâya bezl-i sadakât eyledi. +Ba'dehû Gelibolı’ndan ubûr idüp Edrene’ye teveccüh itdükde bir konak kalıcak, emr +i hümâyûn ile cümle erkân-ı devlet istikbâl idüp mezîd tevakkur ve iclâl ile bir pâd-şâhâne +menzile inzâl eylediler. Ve şân-ı selâtîn ü mülûke şâyân ni'metler ile ol menzili +mâlâmâl idüp irtesi yine erkân-ı devlet önüne düşüp sarây-ı hümâyûna götirdiler. Ve pâd +şâh oldugı mahalle karîb olıcak hatevât-ı iclâl ile bi’n-nefs istikbâl buyurup mihmân +nüvâzlık merâsimini ikmâl eylediler. Ve bir kaç gün ziyâfetler olunup her meclisde bir +gûne iltifât-ı pâd-şâhîye mazhar ve nice nice atâyâ-yı lâyıka ihdâsıyla muvakkar oldı. +Hadem ü haşemine dahı hila'-i fâhire ve in'âmât-ı mütevâfire ihsân olunup resm-i ikrâm + +----- + +vech-i meşrûh üzere olundukdan sonra vatan-ı aslîsine ruhsat-yâb-ı zehâb olup +hükûmetgâhına ric'at eyledi. Ve vilâyetine vusûlundan bir sene mürûrunda vefât idüp +eyyâm-ı marazında vasiyyet-nâmesiyle memâlikini bilâd-ı Osmâniyye’ye ilhâk itmekle +eyâleti Umûr Big-oglı Osmân Çelebi’ye inâyet olumuşdur. +. Teshîr-i ba'z-ı bilâd der-vilâyet-i Lâs +İshâk Big akına gitdükce Vılık-oglı küffâr-ı Lâs’ı haberdâr itmekle maksûdun +husûluna mâni' oldugı inhâ olundukda Rûm-ili ümerâsı asker cem'ine me’mûr olup +mukaddemâ Vılık-oglı’na temlîk olunan ba'zı kılâ' yerinden nez' olunmakla ümerâ-yı ser +hadde zabt itdürildikden sonra Lâs memleketine azîmet olundı. Ve Cân-ovası ve +Gügercinlik-kal'ası ve anlar emsâli kıla' dâhil-i hayta tasarruf olundukda Vılık-oglı +neye ugradıgını bilüp pâd-şâhıya ve erkâna nice hedâyâ irsâliyle dâmen-i afva teşebbüs +eyledi. Ve bir kızını Yıldırım Han’a olan vech üzere perestârân-ı şehriyârîye ilhâk recâ +idüp mazarrat-ı Ungurus’ı dahı sedd itmegi ta'ahhüd eylemek ile şefâ'ata erkân-ı devlete +binâen mes’ûl-i karîn-i kabûl olup zabt olunan kılâ'ıdan mâ-adâsı yerinde ibkā olunmak +üzere ilçisi hil'atlanup ircâ' olundı. Ve her sâl harâccı irsâl olunup nice sâl bu minvâl üzere +mürûr eyledi. Vılık-oglı’nun recâsı kabûl olundukdan sonra akıncılar bu sene memâlikine +me’mûr oldılar. Bu eyyâmda Vezîr İbrâhîm Paşa vefât idüp yerine oglı Halîl Paşa kādî +asker iken nasb olundı. Bu vakâyi' evâhir-i de zuhûr eyledi. +. Feth-i Selânik sâniyen +İstanbul tekfüri kendüyi muhâfaza içün dâ’imâ mülûk-i küffârı tahrîk idüp pâd-şâhını +engele işti'gâl ider idi. Bu evânda hâkim-i Selânik’i agvâ idüp ve Frenk tâ’ifesinden +niceleri tahrîk itmekle Selânik iskelesine gemilerle Frenkler gelüp Selânik hâkiminün +delâletiyle bilâd-ı İslâmiyyeyi gâret itdükleri haberi vâsıl-ı sem'-i hümâyûn olıcak. Etrâf ü +eknâfa evâmir-i şerîfe irsâl olunup asker cem'ine mübâderet olundı. +Ba'dehû nühzet olunup Selânik üzerine varıldı. Ve kal'a muhâsara sına +mübâşeret eyledükde, ihtimâm-ı hümâyûn ile techîz olunan sefâyin Gelibolı ma'berinde +geçüp Selânik kıyılarına vâsıl olmagla berren ü bahren muhâsaraya kemâl-i ikdâm +eylediler. Ve İstanbul tekfüri imdâda ta'ahhüd itmişken sefâyin-i İslâmiyye’den tehâşî idüp +imdâda cesâret idemedi. Lâkin Venedik’den ba'zı gemiler gelüp bahr cânibinden kal'ayı +dögmege mümâna'at itmeleri ile eyyâm-ı muhâsara kırk güne vardı. Pâd-şâh hazretleri +Metinde “itmâm” mükerrerdir. + +----- + +imtidâd-ı muhâsaradan müte’ellim olup erkân-ı devlete izhâr-ı hüzn ve infi'âl +buyurduklarında Evrenos-oglı Alî Big didi ki: “Bezl-i mâl muhassıl-ı âmâldur. Eger icâzet +i yagma sudûr iderse matlûbun husûlı me’mûldur.” deyü sevk eyledügi re’y-i sâ’ibe binâen +askere izn-i yagma işâ'at olunmagla asker-i nusret-eser hezâr ikdâm idüp şüc'ândan +ba'zıları burc-ı hisâra nasb-ı râyet itmeleri ile kal'aya duhûl olundı. Ve kal'a içinde ser +keşlik idenler maktûl olup bâkîleri esîr olunmagla ol hisâr-ı üstüvârun fethi müyesser oldı. +Ve Vardar-Yenicesi’nden ba'zı büyût şehr-i mezbûre nakl olunup ba'dehû Edrene’ye +mu'âvedet buyurdılar, fî sene . +Ve bu sene de Emîr Süleymân-oglı Orhân Big ve mukaddemâ a'mâ kılınan iki şeh +zâde ki, pâd-şâh-ı âlemün birâderleridür.Ve Hacı İvaz Paşa vefât itdiler. Ve Hazret-i Emîr +dahı bu sene de intikāl eyledi. +senesi Receb sebt güni Sultân Mehmed Han hazretleri kadem-nihâde-i +sâha-ı vucûd oldılar. +Pâd-şâh-ı cihân Edrene’de oldukları eyyâmda vukû' bulan havâdisdendür ki, +Karakoyunlu Kara Yûsuf-oglı Mîr-zâ İskender, Timur-oglı Şahruh ile bir kaç def'a +muhârebe idüp âkıbet senesinde mukāvemetden âciz olmagla pâd-şâh-ı Rûm sâyesine +ilticâ içün Tokat nevâhîsine gelüp Şahruh, Rûm’a çıkmaga cesâret itmemegle elinden halâs +olmuş idi. Ve pâd-şâha darâ'at-nâme gönderüp sâyelerinde âsûde olmak niyâz itmekle +Yörgüç Paşa’ya fermân olunup azîm ri'âyet eyledi. +Ba'dehû giderek Mîr-zâ İskender’in tevâbi' ol nevâhîde etvâr-ı nâ-şâyesteye başlayup +halka ta'arruz ider olmaları ile Yüzgeç Paşa vâki' hâlî i'lâm itdükde Anatolı biglerbigisi +Timurtaş Paşa-zâde Umûr Big serdar-ı asker ta'yîn olunup Mîr-zâ İskender hukûk-ı ni'meti +ri'âyet itmekle vatan-ı aslîsine ircâ' olundı. +Edrene’de ikāmet-i hümâyûn esnâsında Rûm-ili biglerbigisi Sinân Big, Arnavud +diyârına akın ile me’mûr olup hadden efzûn-ı emvâl ve üserâ gâret itdükden sonra rûymâl-i +dergâh-ı şehriyârî ile müstes'id oldı, fî sene . +. İnhizâm-ı Evrenos-oglı +Yine Edrene’de oldukları evânda Evrenos-oglı Alî Big’i serdâr ta'yîn idüp Ungurus +üzerine irsâl eylediler, fî sene . +Anlar dahı Tuna’ dan ubûr idüp Ungurus vilâyetine girdiklerinde kıral-ı +Ungurus hîle tarîkine zâhib olup ol emrden mukābele-i sipâha gelmedüginden “Cenge +iktidârları yokdur.” deyü asker-i İslâm ganîmet arzûsıyla diyâr-ı küffâra akın idüp + +----- + +müteferrik oldılar. Kıral-ı bed-fa'âl bu ahvâle vâkıf olıcak. Serdârun oldugı mahalle îlgâr +idüp vâsıl oldukda ol mahallde olan ehl-i İslâm’un küffâr-ı izâfî mertebe olmagla kimini +şehîd ve kimini esîr eylediler. Ve sâ’ir akın içün perâkende olanlarun dahı cümlesi esîr oldı. +. İnhizâm-ı kıral-ı Ungurus +Sene-i mezbûre kışını Edrene’de çıkarup evvel-bahârda Ungurus cânibine sefer-i +hümâyûn ile ahz-i intikām fikrinde oldukları evânda Karaman cânibinden feryâdcılar gelüp +İbrâhîm Big’ün memâlik-i Osmâniyye’yi ızrâra kemâl-i sa'y ü ikdâm ile Şarâbdâr İlyas +Big’i esîr ve Hamîd-ili’ni bi’t-tamâm teshîr eyledügi haberi ve akabinde Ungurus +cânibinden küffâr ittifâk ile Rûm-ili’ne akın idicekleri haberi birbirini te'âkib idüp Vılık +oglı dahı anlarla müttefik oldugı mesmû' olıcak şöyle tedbîr olundı ki, kendüleri bir tarafa +teveccüh-i hümâyûn buyurmayup belde-i mezbûrede karâr buyuralar. Ve küffârun ibtidâ +Gügercinlik üzerine teveccühleri haber alındıkda Rûm-ili biglerbigisi Sinân Big ol tarafa +irsâl olundı. Sinân Big dahı Rûm-ili ümerâsını ve zu'amâsını ve akıncıları cem' idüp +küffârdan mukaddem yetişmek ümîdi ile isti'câl eyledi. Lâkin kıral-ı Ungurus +onlardan mukaddem kal'a-i mezbûre etrâfını ihâta itmiş olunmagla ol mahall kurbunda bir +yere nüzûl olunup küffâr askeri bî-şümâr oldugından ve kal'aya duhûl olunacak mahaller +mesdûd olmagla mukabeleye ikdâm idemeyüp tevakkuf eylediler. Vidin hâkimi Sinân Big +ki, Vidin Sinânı dimekle ma'rûf idi. Bir merd-i şecî olmagla mecmâ'-i ümerâya gelüp didi +ki: “Böyle vakte tevakkuf itmek pâd-şâha hıyânetdür. Küffâr kal'ayı ihâta itmiş zabt ü +teshîre çalışırken biz böyle turup bakmak muktezâ-yı diyânet midür? Bu ne asl işdür?” +deyü tehevvür-âmîz kelimâtdan serdâr Sinân Big infi'âl idüp cevâb virdi ki: “Küffârun +ahvâlinden istihbâr itmeden üzerlerine varılmak âkıbet-endîşlik degildür. Sen bu yerlerün +hâkimi olmagla küffârdan dil almak resmini bilürsün. Evvelâ sen bir dil getür, andan +düşmen ahvâlini istifsâr idüp ba'dehû tedârikimizi görelim.” didi. Bu cevâbı işitdükde: +“Küffârun böyle cem'iyyetle muhârebeye ikdâmları esnâsında içlerinden dil almanın +imkânı mı vardır? Bu gûne söz âkıl kelâmı mıdır?” diyüp ol mahallden çıkup atına süvâr +oldı. Ve asker cem'ine gelüp guzât-ı muhârebeye tahrîz idüp dîn yoluna cân ü baş fedâ +itmege teşvîk kulûb-ı mücâhîdine te’sîr idüp, herkes atlarına süvâr ve Sinân Big’e kafâdâr +olmaga başladılar. Askerün ekserî Sinân Big’e tâbi' olmagla serdâr Sinân Big dahı +karâr idemeyüp bakıyye-i sipâh ile azm-i kıtâl eylediler. Ve ol gice bir nefs tevakkuf +itmeyüp hengâm-ı seherde küffâr-ı hâk-sâr üstüne döküldiler. Ve hezâr sa'y ü ikdâm ile +cenge ihtimâm idüp bi-avni’llâhi Te'âlâ küffârı târ ü mâr idüp nicelerini Tuna suyına + +----- + +dökdiler. Kıral-ı Ungurus bu hâli gördükde zâr ü zûr ile nehr-i Tuna’dan ubûr idüp vâdî-i +halâsa cân atdı. Ungurusîler’ün bârû, bengâhı ve hayme vü hargâhı ehl-i İslâm eline girüp +envâ'-i ganâyimle muğtenim oldılar, fî sene . +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i ibn-i Karaman +Zikr olunan vech üzere Karaman-oglı’nun isyânı muhakkak olıcak. Saruca Paşa’yı +Edrene muhâfazasına ta’yîn buyurup kendüleri Gelibolı’ya azîmet ve andan şehr-i +Burusa’yı kudûm-ı meserret-i luzûmları ile per-behcet buyurdılar. Ve Anatolı askeri cem' +olunca şehr-i mezbûrda ikāmet olunup ba'dehû Rûm-ili ve Anatolı dil-âverleri ile semt-i +maksûda teveccüh olunup Ak-şehr’e varıldıkda yevm-i nüzûlda feth olundı. Andan +Konya’ya varılup ol dahı zabt olundı. Ve Big-şehr’i ve sâ’ir bilâd dahı feth olunmagla İç +il’den gayrısı bi’t-tamâm teshîr olundukda İç-il’i açmak içün baltacılar sürüp Bozkır’a +çıkdılar. Karaman-ogl�� bu hâli göricek, ulemâdan Mevlâna Hamza’yı hezâr tazarru ve +ibtihâl ile tahrîk-i silsile-i afv-ı pâd-şâh-ı deryâ-nevâl içün irsâl eyledi. Ol dahı vâsıl +olıcak karîn-i i'zâz olup cerâyim-i sâbıkadan i'tizâra âgâz ve nice kelimât-ı rikkat-engîz ile +arz-ı niyâz eyledi. Ve Karaman-oglı, Hamîd vilâyetinden bi’l-külliyye el çeküp diyâr-ı +Karaman’dan dahı matlûb olan bilâdı pîş-keş itmege tâlib ve şimden gerü cân ü dilden +itâ'at ü inkıyâda râgıb oldugını ve ba'de’l-yevm hilâf-ı ahd hareket eylemeyecegine nice +sevgend-i azîm yâd eyledügini ihbâr itdükde pâd-şâh hazretleri buyurdular ki: “Ol Hakk +nâ-şinâsa bagî ve udvân ecdâdından mevrûs-ı hasletdür. Ve ibtâl-i imân ve nakz-ı ahd ü +peymân anlardan ögrendügi san'atdur. Anun mîsâkına i'tikādımız ve a'mâl-i nâ +şâyestesinden nedâmetine i'timâdımız yokdur. Lâkin senün hâtırun içün bu def'a dahı +günâhından geçelim. Ammâ anı ol vilâyetine biz nasb itdük idi. Şimdi azl idüp yerine +mülâzım-ı rikâb-ı hümâyûnumuz olan birâderi Îsâ Big’i nasb itmek murâdımızdır.” +didiklerinde Mevlânâ-yı mezbûr taraf-ı şehriyârîden afva cevâz gösterildügini müşâhede +idicek. Kemâl-i darâ'atla tekrâr pâ-bûs-ı sultânîye ikdâm idüp ibkāsı husûsunı şefâ'at +eyledükde recâsına müsâ'ade olunup te’kîd-i ahd ü peymân içün Mevlânâ Şükru’llâh resûl +i mezbûre terfîk olundı. Memâlik-i Osmâniyye’den oldugını teslîm idüp kendü +bilâdından mazbût olanlar dahı kendüye redd olunmak üzere cerâyimi ma'füvv olup +ba'dehû serîr-i saltânatlarına mürâca'at buyurdılar, fî evâhir-i . +Bu sene de Vılık-oglı mukaddemâ kabûlını recâ itdügi kızını nice emvâl ile âsitâne-i +pâd-şâhîye irsâl itmekle eyledügi nifâk mukābelesinde olunacak te’dîb imhâl olundı. + +----- + +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i Ungurus +Karaman-oglı’nun hükkâm-ı küffâr ile nihânî ittifâkı olmagla Karaman seferi +esnâsında Ungurus kıralı, Alaca-hisâr’ı muhâsara idüp ol nevâhîde olan ehl-i İslâm’ı +perîşân itmiş idi. Lâkin inâyet-i Hakk’la hisâra zafer bulamayup etrâfı nehb ü gâret ile +iktifâ ü kanâ'at ve girü geldügi semte müraca'at itmiş idi. Karaman seferi ber-taraf olıcak, +Ungurus bilâdı teshîri zamîr-i hümâyûnda cây-gîr olmagla evvelâ Evrenos-oglı Alî Big +serdâr ta'yîn olunup senesinde Rûm-ili askeri ile irsâl olundı. +Ol dahı nehr-i Tuna’dan ubûr idüp önünden geçdiler. Ve her tarafa akın +içün asker intihâb idüp kırk gün ale’l-istimrâr Ungurus diyârını pâ-zede-i asker-i zafer-eser +idüp ol rütbe emvâl ve üserâ ahz olundı ki, esîrlerün adedi asker-i İslâm’dan ziyâde oldugı +menkūldur. +Ba'dehû Alî Big, sâlimen ve gânimen âsitâne-i sa'âdete vâsıl oldı. Ve bi’z-zât +teveccüh-i hümâyûn mukarrer olmagla âmme-i memâlik-i Osmâniyye ümerâsına +evâmir irsâl olunup asker-i bî-kıyâs cem' olundı. +senesi evvel-bahârında evvelâ Edrene’de câmi'-i cedîd binâsına şürû' olunup +vaz'-ı esâsıyla müeyyelleriyle mübâşeret buyurdılar. +Ba'dehû Ungurus tarafına nühzet buyurup Vidin’den nehr-i Tuna’yı gemi ile ubûr +itdiler. Vılık-oglı ve Eflâk hâkimi Drakula bu sefer-i hümâyûnda bile olmaları ile Vılık-oglı +delâletiyle Ungurus diyârına girilüp Ziyne’ne dek vardılar. Ve altı pâre hisâr feth olunup iki +ay ol memâlikde kaldılar. Ve küffâr askerinden nâm ve nişân belürmedügi cihetden envâ'-i +ganâyim çıkarılup şiddet-i şitâ karîb olmagla mani'-i tevakkuf olup dârü’s-saltanata +cânibine teveccüh olundı. Ve Eflâk’dan mürûr olunup Drakula azîm ziyâfetler eyledi. +Ba'dehû rıhlet olunup Edrene şehrini teşrîf buyurdılar. +. İrsâl-i asker be-cânib-i Arnavud +Arnavud hâkimi İskender nâm bir hûrşîd-tal'at oglını âsitâne-i şâhîye gönderüp +hidmet-i hâssları şerefiyle müşerref olmuş idi. Ve bundan akdem bâbâsı fevt oldukda, anı +bâbâsı makāmına iclâs buyurmuşlar idi. Bu esnâda hukûk ni'meti ferâmûş idüp memâlik-i +mahrûsaya ta'addî eyledügi inhâ olunmagla Evrenos-oglı Îsâ Big serdâr ta'yîn olunup +senesi ol cânibe irsâl olundı. Ba'de’l-vusûl asker ganîmet tu'amına düşüp etrâfa +müteferrik oldılar. İskender dahı benderleri sedd idüp hurûc mahallerini kesdirmek ile +Metinde “Taşvar” şeklindedir. + +----- + +ızrâr-ı guzât arzûsına düşdi. Ve sipâh-ı zafer-penâh üzerine hucûm itdükde anlar dahı +ellerinde olan esîrleri katl idüp İskender ile merdâne muhârebeye âgâz itdiler. Gerçi ol +cengde çok kimse şehîd oldı. Lâkin Arnavud askerini târmâr idüp İskender’den geregi gibi +intikām aldılar. +. Feth-i Novaborda +Pâd-şâh-ı cihân, Ungurus cânibine teveccüh buyurup ol diyârun kilidi makāmında +olan Belgrad-kal'ası’nı cüyûş-ı deryâ-hurûş ile muhâsara eylediler. Lâkin kal'a-i mezbûre +metânetde adîmü’l-misâl ve derûnunda leşker-i küffâr mâlâmâl olmagla teshîri imtidâd-ı +zamâna muhtâc oldugı cihetden savâb-dîd aklen üzere ekser-i guzâtı nehr-i Sava’dan +geçürüp diyâr-ı Ungurus’ı gârete me’mûr eylediler. Anlar dahı hasbe’l-emr karşuya güzâr +idüp Ungurus bilâdına akın eylediler. Ve bir mertebe de ganâyim çıkardılar ki, bir câriye +bî-misl ve bahâyı bir çift mûzeye ve bir gulâm ser ü endâmı yüz elli akçeye bey' itdükleri +meşhûrdur. +Ba'dehû taraf-ı hümâyûna avdet itdüklerinde Novaborda-kal'ası ki, etrâfı nukre-i +hâlise ma'denidür. Zûr-ı bâzû-yı guzât ile feth olunup andan ma'asker-i hümâyûna vâsıl +oldılar. Bu sefer de alınan ganâyim ol zamâna dek bir vakte müyesser olmadugı tevârîhde +mestûrdur. +Ba'dehû ol hudûd-ı kılâ'nun bakāyâsını teshîre İshâk Big ve Şehâbeddîn Paşa +ta'yîn olunup pâd-şâh-ı âlem dârü’s-saltanataya avdet buyurdılar, fî sene . +sene-i mezbûre kışında Edrene’de dügün olup Sultân Alâeddîn ve Sultân +Mehmed hazretlerine hitân olundı. Ve İsfendiyâr-oglı’na kerîmeleri sultân tezvîc olundı. +. Feth-i Semendire +Kal'a-yı mezbûre Ungurus diyârınun reh-güzârı oldugı cihetden bilâd-ı İslâmiyye’ye +ta'arruzları ol tarafdan olmagla feth ü teshîri cây-gîr-i zamîr-i münîr-i şehriyârî idi. Ve ol +nevâhînün sâhib-i vukūfı İshâk Big şöyle ifâde itmiş idi ki: “Mâ-dâm Semendire-hisârı feth +olunup Vılık-oglı’nun vücûd-ı nâ-pâk aradan kalkmaya ne Ungurus’un ve ne Karaman +oglı’nun fesâdı eksik olur.” Pâd-şâh-ı cihân dahı bu niyyetle ol kış Edrene’de kışlayup +İshâk Big istîzân ile hacca gitmiş idi. Ol mevsim bahâr oldukda asker cem'ine mübâderet +olunup etrâfa evâmir-i şerîfe irsâl olundı. Ve Vılık-oglı ile Eflâk hâkimi Drakula dahı +da'vet olundukda Drakula imtinâ' idemeyüp iki oglı ile vâsıl-ı âsitâne-i şâhî olıcak, kendü + +----- + +Gelibolı-kal'ası’nda ve ogulları Germiyân vilâyetinde Egrigöz-hisârı’nda habs olundı. +Vılık-oglı kendü gelmeyüp iki oglını irsâl itmekle Tokat-kal'ası’nda mahbûs oldılar. +Ba'dehû asker-i zafer-rehber ile Semendire cânibine azîmet olundı. Vılık-oglı +haberdâr oldukda Tuna’dan ubûr idüp Semendire’yi mu'temed âdemlerine sipâriş itdükden +sonra kendü Ungurus kıralına ilticâ eyledi. Pâd-şâh-ı âlem dahı Semendire’ye vâsıl olup +kal’ayı muhâsara eylediler. Ol esnâda İshâk Big haccdan gelmekle Nigedobri fethine +me’mûr olup ma'iyyetine Germiyân hâkimi Timurtaş-zâde Osmân Çelebi ta’yîn, anlar dahı +semt-i mahsûda azîmet idüp hisâr-ı mezbûrı muhâsara eyledüklerinde üzerlerine küffârun +teveccühi ihbâr olunup cânib-i küffâra nazar olundukda gördiler ki, melâ'în iki bölük +olmuş önlerinde piyâde askeri ve akabinde atlısı ehl-i İslâm üzerine şitâb idüp gelür. +Hemân guzât-ı müslimîn dahı ol tarafa yürüyüp leşker-i küffâra göz açdırmayup hamle-i +dilîrâne eylediler. Ve küffâr alâylarını birbirine katup ol gürûh-ı mekrûhun tîr-endâzları ok +serpdikce ehl-i İslâm yüz çevirmeyüp ikdâmlarını izdiyâd buldugı cihetden tevakkufa +iktidârları kalmayup geldikleri semte firâr eylediler. Ehl-i İslâm ta'kîb idüp katllerine +meşgûl oldukdan sonra İshâk Big ol gürûhı esîr itmek kırmadan evlâ oldugını imâ itmekle +çok esîr aldılar. Hattâ ol cengde mevcûd olan muharrir-i târîh Âşık-zâde öldürdüginden +mâ-adâ beş tüvâna küffârı baglayup Üsküb’de beşini dokuz yüz akçeye satdugını +târîhinde sevgend-pâdi ile zikr itdügini Hoca Sa'deddîn Efendi nakl itmişler. Beri tarafda +pâd-şâh hazretleri Semendire-kal'ası’nı iki ay ale’l-ittisâl muhâsara idüp ba'dehû amân ile +feth olundı. Ba'zılar: “Semendire-kal'ası Vılık’dan alınmayup, Despot nâm kâfirden +alındı.” deyü zikr itmişler. +. İnhizâm-ı asker-i İslâm +Drakula mahbûs olıcak, Ungurus kıralı hükkâm-ı Eflâk neslinden birini pâd-şâh-ı +İslâm rağmına ol vilâyete hâkim idüp ol dahı Semendire seferi esnâsında Tuna’dan ubûr +idüp memâlik-i İslâmiyye’ye ta'addî itmekle seferden avdet buyurılup Edrene’ye vâsıl +olundukda Mezîd Big’i Eflâk gâretine irsâl eylediler. Mezîd Big dahı Eflâk diyârına varup +cem'iyyeti-i küffârı perîşân itdükden sonra etrâfa akınlar idüp ganâyim-i bî-kıyâs cem' +itmek ile ol kişver içre istirâhata varup esbâb-ı ihtiyâtı elden bırakdılar. Ol esnâda Ungurus +kıralı imdâd içün asker irsâl idüp hâkim-i Eflâk dahı tahassun itdügi cibâlden nüzûl ile ol +melâ'îne mülhak oldukdan sonra asker-i İslâm’dan ahz-ı intikām kasdına üzerlerine hücûm +idicek, asker-i İslâm gaflet üzere olmagla perîşân olup kimi esîr ve kimi şehîd oldı. + +----- + +Ba'zıları zâr ü zûr ile Tuna’dan ubûr idüp halâs oldılar. Re’îsleri olan Mezîd Big dahı +küffâr elinde şehîd oldı. +. İnhizâm-ı asker-i İslâm sâniyen +Mezîd Big’ün şehâdeti mesmû'-ı hümâyûn olıcak. Husûs-ı mezbûr içün müşâvere +olundukda Rûm-ili biglerbigisi Kula Şâhîn Paşa serdâr-ı sipâh olup gitmegi niyâz itmek ile +Anatolı ümerâsından altı sancak bigi Rûm-ili ümerâsına zamm olunup irsâl olundı. Kula +Şâhîn Paşa mübtelâ-yı ıyş ü işret olmagla zevk ü sefâya inhimâk ile sûy-ı maksûda azîmet +eyledükde ma'iyyetinde olan ümerâ nasîhat eyledükce hezâr lâf ü güzâf ile “Beni Mezîd’e +mi kıyâs idersiz?” deyü sözlerini ısgâ itmedi. Ba'dehû Ungurus, askeri sipâh-ı İslâm’ı +karşulayup mukābeleye nüzûl itdükleri Kula Şâhîn’ün ma'lûmı olıcak. Hemân râh-ı firâra +isti'câl eyledükde bigler feryâd idüp: “Henüz mûcib-i firârına zuhûr eyledigi kâr-ı nâ +savâba ikdâm idersin. Biz firâr idicek asker ayaklar altında kalur.” deyü hezâr zâr ü zûr ile +tevkîf idüp ol gice ârâm itdiler. Lâkin Paşa-yı mezbûrun gitdükce havf ü hirâsı izdiyâd +bulup ba'zı cebânlar dahı kendüye muvâfakat itmegle âkıbet gayret ve nâmûsı terk idüp +firâr eylediler. Bakıyye-i sipâhıya dahı za'f-ı kalb gelüp ekserî perîşân oldı. Germiyân bigi +Osmân Çelebi bir merd-i şecî' olmagla bilâ-mûcib firâr-ı ârını ihtiyâr itmeyüp ba'zı +nâmdâr ümerâ ile muhârebeye karâr virüp küffâr üzerine hücûm eylediler. Ve sabâhdan +ahşâma dek merdâne ceng idüp âkıbet askerden ba'zıları firâr itmeleri ile Osmân Çelebi +dahı şehîd olıcak bâkîleri târ ü mâr oldılar. +. İsyân-ı ibn-i Karaman +Ehl-i İslâm’un mükerreren münhezim oldukları şâyi' olıcak. Karaman-oglı İbrâhîm +le’îm memâlik-i İslâmiyye’ye dest-i ta'addîsini derâz idüp müslimînün emvâl ve +dimâsına ta'arruz itmege âgâz eyledi. Ve Bolavadin halkını ve Ömer tagı’nda olan yaylak +nişînleri nehb ü gâret itdürüp Big-bâzârı halkını dahı âzürde-i cevr ü udvân eyledi. Bu +haber vasıl-ı sem'-i hümâyûn olıcak. +senesinde ibn-i Karaman’ı ele getürmek içün asker cem' olunup Amâsiyye askeri +ile Şeh-zâde Alâeddîn vâsıl-ı ma'asker-i hümâyûn oldı. +Ba'dehû Karaman diyârına nühzet buyurup ol bilâdı tünd-bâd-ı gazabları ile vîrân +eylediler. Ol deme dek selâtîn-i Osmâniyye’den bilâd-ı İslâmiyye gâreti sâdır olmamış iken +Şa'met-i ibn-i Karaman ol diyâra süryân idüp Konya şehrine dek ol memâlik tahrîb olundı. +Karaman-oglı fart-ı hiddet-i şehinşâhîden hirâsân olup Taş-ili’ne firâr eyledi. Ve nâ’ire-i + +----- + +gazab-ı sultânî itfâsına sâ'î olup nice hedâyâ ile hemşîreleri sultânı cerâyimi afv-ı +recâsıyla irsâl eyledi. Sultân dahı vâsıl-ı dergâh-ı pâd-şâhî olıcak hezâr girye ü zârî ile +dâmen-i afv-ı şehriyârîye teşebbüs eyledükde kalb-i hümâyûnlarını cânib-i afva meyl +itdürmekle taraf-ı Karamanî’den gelen Hoca Server’i huzûrlarına ihzâr buyurup Karaman +oglı’nun ahd-şikenligi ile tevbîhden sonra mes’ûlleri karîn-i kabûl oldı. Ve bu sene de +Sultân Alâeddîn dâr-ı bekāya irtihâl eyledi. +. İttifâk-ı küffâr ve sefer-i hümâyûn +Semendire fethinden sonra Vılık-oglı Ungurus kıralı yanında olmagla dâ’imâ tahrîk +idüp Karaman-oglı dahı mukaddemâ haber göndermiş ve Devlet-i Osmâniyye’yi aradan +kaldırmak ile Anadolı kendünün ve Rûm-ili küffârun olup dost-âne ülfet itmegi tedbîr itmiş +idi. Pâd-şâh hazretleri Karaman seferine gitdükde teshîr-i memâlik-i mahrûsa fikri ile +Ungurus kıralı-oglını ve Yanko nâm biglerbigisini serdâr idüp Vılık-oglı delâletiyle bilâd-ı +İslâmiyye’ye irsâl eyledi. Ol gürûh-ı mekrûh dahı Tuna’dan ubûr idüp Belgrad’ı geçdiler. +Ve Alaca-hisâr’ı ve Şehr-köy’i ve Niş’i tahrîb idüp halkını esîr itdiler. Ve Sofya üzerine +gelüp İzladi der-bendine teveccüh eylediler. Murâdları der-bendi geçüp Filibe’yi ve +Edrene’yi almak ile ol memâliki bi’t-tamâm teshîr ideler. Ol esnâda pâd-şâh Karaman +seferinden avdet idüp Edrene’ye vâsıl olmaları ile ahvâlden habîr olıcak. Hemân İzladi der +bendine şitâb ile îlgâr idüp küffârdan mukaddem vâsıl oldılar. Der-bendi sedd idüp +küffârun mürûrına mâni' oldılar. Ve küffârun kesreti olup sipâh-ı İslâm cem'ine vakt +olmadugından müdâfâ'aya ikdâm olunmayup der-bendi hıfz ü hırâsete meşgûl olundı. Ve +şiddet-i şitâ dahı zuhûr idüp der-bendden güzâra imkân olmamagla küffâr-ı hâk-sâr nâ-çâr +mürâca'at eyledüklerinde Rûm-ili biglerbigisi Kāsım Paşa ve Tokat hâkimi Balaban Paşa +ve Bolı bigi Mahmûd Çelebi ve sâ’irleri ta'kîb-i küffâra me’mûr olup Niş der-bendini +geçdikde meger Yanko didikleri la'în pusuya asker komuş imiş. Ol mahallde asker-i +İslâm’ı ortaya alup çok kimseyi şehîd itdiler. Ve niceleri esîr idüp Bolu bigi Mahmûd +Çelebi’yi dahı esîr eylediler. Pâd-şâh-ı âlem endûh ü melâl ile makarr-ı devletlerine +mürâca'at idüp telâfî-i mâ-fât içün tedârikde oldukları evânda esîr olan Mahmûd +Çelebi’nün zevcesi hemşîreleri sultân gelüp girye-künân zevcî tahlîsini recâ eyledükde +hemşîrelerine terahhum buyurup tahlîsini ta'ahhüd eylediler. Ol esnâda Vılık-oglı’nun +hezâr tazarru' ü ibtihâl ile erkân-ı devlete isti'fâ-yı mutazammın tahrîrâtı gelüp, lâkin +anlar pâd-şâha arza cesâret itmemişler idi. Bu mâdde vukû' bulup pâd-şâh, Mahmûd Çelebi +tahlîsini ta'ahhüd idicek, ol husûsun husûl-pezîr olması şartıyla Vılık-oglı’na müsâ'ade + +----- + +buyurmaları me’mûl olmagla erkân-ı devlet Vılık-oglı’nun niyâzını dergâh-ı şehriyârîye +arz u takdîm eylediler. Anlar dahı Mahmûd Çelebi halâsı içün müsâ'ade buyurdukları +cihetden Vılık-oglı’nun Tokat’da mahbûs olan ogulları âzâd olunup afvı haberi ile irsâl +olundılar. Küffâr dahı Mahmûd Çelebi’yi irsâl itmeleri ile sahîh ü sâlim atabe-i şâhîye vâsıl +oldı. +. Ferâgat-ı Sultân Murâd ez-saltanat +Kalb-i tâbân Murâd Han’ıda meşâgil saltanatdan ferâgat ve ihtiyâr gûşe-i inzivâ ü +uzlet zâhir ü nümâyân ve hemîşe ol sultân-ı dilişâne; +Varalım bir iki gün zikredelim mevlâyı Bize ısmarlamadılar bu yalan dünyayı +Beytinün mazmûnı ve rûz-bân oldugı ma'lûm havâss-ı erkân olıcak. Fesh-i azîmet-i +pâd-şâhıya kādir olamayup makām-ı itâ'atde kıyâm itdiler. Ve Sultân Mehmed Han +hazretlerini Mağnisâ’dan da'vet-nâme irsâli ile ihzâr buyurup serîr-i saltanatlarına iclâs +eylediler. Ve kendüleri havâss-ı itbâ'ılarını husûsen İshâk Paşa’yı alup Mağnisâ’ya +teveccüh buyurmagla; +Ne-bâyed mirâ tâc ü taht ve sipâh Bâb-ı inâbet be-şevîm günâh +Nişînem be-genc-i bi-zikr-i hüdâ Şevem ez-serîr-i hükûmet cüdâ +Be-genc-i ferâgat nişînem demî Be-tesbîh u mushaf künem hem-demî +Nazmı fehvâsıyla âmil olduklarını âşikâr buyurdılar, fî sene . +. İttifâk-ı küffâr +Sultân Murâd hazretlerinün uzlet güzîn oldugı şâyi' olıcak. Bed-hâhân-ı Devlet-i +Osmâniyye her tarafdan îrâ-i nâ’ire-i fitne vü fesâda hâzır u âmâde olup husûsen ser-defter +gürûh-ı nifâk ehl-i Karaman-oglı, Ungurus kıralına bu gûne haber irsâl eyledigi Osmân +oglı’nun dimâğı muhtell olup bir tıfl-ı nâ-resîdeyi istiflâf eyledi. Bu fursat her zamân ele +girmez. Devletlerinün revânî emâratı görünmüş iken bir an ihmâl itmeyüp bir iş başarmaga +ikdâm eyleye. Eger te’hîr olunursa sonra pîşmânlık fâ’ide itmez. Bu haber küffâr cânibine +vâsıl olıcak Yanko la'în her tarafa nâmeler irsâl idüp cem'-i sipâh itmege başladı. Ve az +vakte Ungurus ve Alaman ve Bosna ve Hersek ve Kara Boğdan ve Eflâk ve Frenk +hükkâmının imdâdı ile asker-i bî-şümâr ihzâr idüp Lâs-oglı Despot delâletiyle seksen bin +âhen-pûş küffâr leşkeri Belgrad’dan geçüp Nigebolı bigi Fîrûz Big-oglı Mehmed Big fursat +gözedüp yanında olan dil-âverler ve Rûm-ili’de iştihâr bulmuş tavıcalar ve akıncılar ile +küffârun ardından varup nice âhen-pûş kâfirler esîr idüp eli baglu der-i devlete irsâl eyledi. + +----- + +Kıral-ı bed-fi'âlin maksûdı Varna’dan İstanbul’a varup tekfürün kızını aldıkdan sonra +Edrene cânibine azîmet eylemek oldugı cihetden ol semte teveccüh eylediler. Ümerâ-yı +etrâf küffârun hareketinden haberdâr olıcak ale’l-isti'câl der-i devlete i'lâm-ı hâl eylediler. +Erkân-ı devlet bu hâdise zuhûrına vâkıf olduklarında müşâvere eyleyüp âhirü’l-emr re’yleri +karâr buldugı üzere Sultân Murâd hazretlerinün kudûmları lâzım idügini hüsn-i ta'bîr ile +pâd-şâha ifhâm itmeleri ile ol tarafa da'vet-nâme tahrîr olundı. Nâme tahrîr olundı. Nâme +vusûlunda gelmeden imtinâ' itdükleri haberi vârid olıcak, bilâ-te’hîr tekrâr nâme tahrîr +olunup bu ma'nân ifâde olundı ki: “Eger kendüleri pâd-şâh ise def'-i adû üzerlerine farz-ı +ayndur. Yok eger ferzend-i ercümedleri pâd-şâh ise anlar cânibinden da'vet olunmaları” ile +ûlû’l-emre itâ'at lâzım oldugı ma'lûm devletleriyle bu nâme vâsıl oldukdan sonra te’hîr +buyurmayup mezîd sür'atle sâhil-i deryâya irişdiler. Lâkin altmış pâre Frenk kadırgası +Gelibolı ma'berini sedd itmekle sagr-ı İskender’den geçmek üzere Yalak-âbâd cânibine +teveccüh eylediler. Ve Akçe-hisâr’a vâsıl olup Halîl Paşa ol tarafa gelmeleri ihtimâliyle +muhâfaza-i âbirîn içün toplar tehiyye itmişdi. Pâd-şâhı istikbâl eyledükde ber-mûcib-i +fermân-ı hümâyûn ihzâr olunan gemiler ile karşu ubûr eylediler. Ve azm-i râh idüp Edrene +sahrâsında Sultân Mehmed hazretlerine mülâkî oldılar. Ve ol hînde Mehmed Big’ün +irsâl eyledügi esîrler vâsıl oldugı cihetden hayr ile tefe’ül olundı. Sultân Mehmed hazretleri +Edrene tahtgâhında ârâm buyurup pederleri asker-i zafer-reh-ber ile cânib-i küffâra +müteveccih oldılar. Ve bu eyyâmda küffâr Edrene’ye gelmiş idi. Asker-i İslâm dahı ol +mahalle varup Dobruca sahrâsında mukābele-i küffâra nüzûl eylediler. İrtesi ale’s-seher +cenge mübâşeret olunup nâ’ire-i harb u kıtâl şerâre-feşân ve hây u hûy-ı mübârizân ile +meydân-ı ma'reke rûz-ı mahşerden nişân oldukda kesret-i küffâr sebebiyle taraf-ı +İslâmiyân’da sûret-i inhizâm nümâyân ve husûsen Anatolı biglerbigisi Karaca Big şehîd +olmagla bi’l-külliyye pây sebâtları lerzân olup arzû-yı halâs ile semt-i idbâra gürîzân +oldılar. Pâd-şâh hazretleri yanında ancak kapukulı ve ihtiyâr bigler kalup firâr-ı yân ol +rütbe şitâb ile kaçdılar ki, üç günlük mahallde Kamçı suyına firâr idenlerün dökündüsi +yevm-i mezbûrda vâsıl oldı. Pâd-şâh-ı âlem bu hâli göricek dergâh-ı Hakk’a dest-i du'âyı +bâz idüp hezâr-sûz u güdâz ile bâb-ı İlâhî’den imdâd ve i'ânet recâsına âgâz eylediler. Bu +esnâda kıral pür-falâl Yanko’nun sözine uyup kemâl-i aceb ü gurûr ile elinde bir tîg-i uryân +pâd-şâh alâyına togrı teveccüh eyledügi manzûr-ı şehriyârî olıcak, emr buyurdılar ki, +“Asker şakk olup mel'ûn ilçilerine girdikde tedârikine ihtimâm eylesünler.” Anlar dahı +mûcib-i emr üzere hareket idüp kıral tevâbi' ile aralarına geldikde hemân etrâfından + +----- + +üzerlerine hucûm eylediler. Ve Karaca Hızır nâm bir yeniçeri kıralun atınun ayaklarını +çalup kıral yere düşdükde amân virmeyüp ser-i mehûsını bedeninden cerr eyledi. Ve huzûr +ı pâd-şâhîye götürüp envâ'-i nevâziş ve iltifâta mazhar oldı. Ve ol anda kıralun kellesini +mızraka diküp mehter-hânelerini çalarak mevcûd olan guzât ile küffâr üzerine hucûm +eylediler. Küffâr-ı hâk-sâr kırallarınun kellesini nîze üzere göricek turmaga mecâlleri +kalmayup hemân firâr itmege başladılar. Her-çend ki, Yanko la'în feryâd idüp “Biz buraya +kıral içün gelmedik, dinimiz ugrına geldik.” deyü leşker-i küffârı cenge iğrâya sa'y u +ikdâm itmesi müfîd olmayup kimse sözini ısgâ eylemedi. Husûsen asker-i İslâm’dan firâr +idenlerün ba'zıları bu hâlden habîr olıcak. Girü avdet idüp ma'asker-i hümâyûna vâsıl +oldukları cihetden küffârda bir vechile karâra iktidâr kalmadı. Ol hînde biglerbigi Dâvud +Paşa, Rûm-ili dil-âverleriyle ta'kîb-i küffâra me’mûr olup melâ'înün ardından isti'câl +itmegle Tuna’ya varınca iki gün ikice ale’l-istimrâr katl-i küffârdan el çekmeyüp +nicelerini dahı esîr eylediler. Ve küffârun girüde olan iki yüz elli arabası cümle +mazbût-ı guzât oldı. Menkūldur ki, pâd-şâh maktûlını temâşâ esnâsında Azeb Big nâm +mukarreblerine garîbdir ki: “Bunca kâfir içinde bir ak sakallı yok.” didiklerinde Azeb Big +cevâbında “İçlerinde ak sakallı olaydı başlarına bu hâl gelmez idi.” dimiş. Çünki bu feth-i +celîl perde-i gaybden aşikâr olup pâd-şâh-ı İslâm mansûr u muzaffer oldılar. Cengden firâr +idenlerün te’dîbi irâde olunup rû’isâ kimi katl ve kimi avret libâsı ile esvâkde teşhîr +olunmak fermân olunmuş ve kıralun başını tagayyürden hıfz içün bal içine konup +Burusa’ya irsâl ile donanma fermân buyurdılar. Mülûk-i etrâfa feth-nâmeler irsâl olunup +Sultân-ı Mısır’a dahı yigirmi beş cebe-pûş küffâr gönderilmegle zu'afâ-yı arab ol bu el +aceb sûrî göricek Allâh Âl-i Osmân du'âsını vir dize-bân idüp rû’is menâbirde +ism-i sâmîlerini sultânü’l mücâhidîn elkâbı ile yâd eylediler. Bu nusret-i azîme senesi +Receb salisen gününde vâki' oldı. +. Cülûs-ı Sultân Murâd ba'de ez-ferâgat +Feth-i mezbûrdan sonra Sultân Murâd hazretleri Edrene’ye vâsıl olduklarında askerün +taraf-ı devletlerine meyli zâhir olmagla Sultân Mehmed hazretleri hezâr ibrâm ile yine taht +ı hümâyûnı kabûlı itdürüp kendüleri Mağnisâ’ya azîmet buyurdılar. Ve Halîl Paşa bu +husûs içün askeri tahrîk itdügi cihetden Sultân Mehmed ana hâtır-mânde oldı. +“Allah yardım etsin.” + +----- + +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i Mora +Mezkûr olan muhârebede Frenk tâ’ifesi dahı müttefik olup Gelibolı’ya gemileri +geldügi zikr olunmuş idi. Zamîr-i şehriyârîde anlara gûşmâl virmek merkûz olup ol husûs +dahı Mora cezîresi teshîrine mevkūf olmagla ol cânibe sefer tasmîm buyuruldukda Tokat +mahbesinden ıtlâk olunan Turhan Big’ün ol taraflara vukūf-ı tâmmı oldugı cihetden anı +ihzâr idüp envâ'-i ikrâm ile mukaddemâ-i sipâh eylediler. Ve asker-i bî-hisâb ile Siroz +cânibine azîmet idüp andan Mora’nun medhali olan Germe-hisârı’na vardılar. Mora +cezîresinün tûl ve arzı takrîben her biri altmış fersah olup dâ’iresi sekiz günlük yoldur. Ve +cezîre-i mezbûrenün etrâfını Ak-deniz ihâta idüp ancak karaya muttasıl olan mahallî üç mîl +yerdür. Ve karadan duhûl ol mahalle münhasır olmagla kudemâ-yı mülûk Frenk ol medhali +sedd içün ana müsâvî üç mîl dîvâr-ı üstüvâr binâ idüp mesâfe-i mezbûrede beş kal'a binâ +itmişler idi. Ve ol dîvârun iki nîze kâmeti kadar ve arzı beş arşûn idi. Pîş dîvâra dahı bir +handak-ı amîk hafr idüp ol handakun iki tarafı bahra müntehî olmagla deniz suyı ile memlû +idi. Ve’l-hâsıl pâd-şâh-ı cihân asker-i İslâm ile mahall-i mezbûre mukābele olup +muhârebeye âgâz eylediler. Zikr olunan tafsîlden ma'lûm oldugı üzere ol mekâna zafer +bulmak mahâll gibi iken sultân-ı âlem asker-i zafer-eseri tahrîz ü igrâ idüp hezâr ikdâm ile +ol handak-ı azîmi toldurdukdan sonra şüc'ân-ı mücâhidîn burc-ı dîvâra su'ûd idüp ol +tarîkile feth ü teshîri müyesser oldı. Emr-i hümâyûn ile ol beş kal'ayı hâka beraber +eylediler. Bu gazâda micâhidîne nasîb olan ganâyim bî-hadd ü kıyâs idügi menkūldur. +Ba'dehû cazîre-i Mora halkını harâca kesüp seferden avdet buyurdılar, fî sene . +senesinde Sultân Bâyezîd bin Mehmed Han velâdet itdiler. +. Feth-i Akça-hisâr +Arnavud hâkimi İskender’ün amm-zâdesi Hamza Big rûymâl-i dergâh idüp Arnavud +tâ’ifesi İskender’den rû-gerdân olmagla bir mikdâr asker irsâl olunursa Akça-hisâr ve nice +kılâ' feth olunacagını arz itdükde husûs-ı mezbûr içün müşâvere olunup vizerâ teşrîf-i +hümâyûnı münâsib görmeleriyle ol cânibe azîmet buyurdılar. Ve Sultân Mehmed +murâfakat-ı sefer içün da'vet olunup Akça-hisâr gâyet-i fethi düşvâr bir kal'a-i üstüvâr +olmagla edevât-ı muhâsara alâ-veche’l-kemâl ihzâr olundı. Ve hisâr-ı mezbûre varılup +muhâsara eylediler. Ve müddet-i muhâsara iki aya karîb olup âkıbet kal'anun suyı +kat' olunmagla ehl-i hisâr muztarib olup feth-i bâb eylediler. Kal'a zabt olunup dârü’s +saltanataya avdet olundı. + +----- + +. Muhârebe der-sahrâ-yı Kos-ova ve nusret-i azîme +Seferden avdet-i hümâyûn esnâsında Yanko tahrîkile küffâr bigleri ittifâk idüp +memâlik-i mahrûsa üzerine gelmegi tasmîm eyledigleri mesmû' olıcak. Martolos Togan’ı +istihbâr içün irsâl buyurdılar. Ol dahı bir gûne haber aldıgı Leh ve Çeh ve Sekürlet ve Vılık +Luk bânlarını ve sâ’irlerini Yanko igvâ itmegle ittifâkıla cem'-i leşker idüp Belgrad +önünden geçmege azîmet eylemişler. Pâd-şâh hazretlerine bu haber arz olundukda +Sofya’ya azîmet buyurup memâlik-i mahrûsaya asker cem'i içün evâmir irsâl olunup +küffârun nefîr-i âmm itdügi i'lâm olundı. Ve Anatolı askeri tîmârlarına harçlıkçı +göndermege me’mûr olup edevât-ı ceng âmâde olunca pâd-şâh-ı âlem Sofya’da ârâm +buyurdılar. Mukaddemâ Yanko, Eflâk hâkimi Drakula’yı öldürüp yerine Lâs-oglı’nı nasb +itmiş idi. Bu esnâda ol la'în Eflâk askeri ile Nigbolı etrâfını gâret itmege mübâderet +itdükde ümerâ-yı hudûddan Fîrûz Big-oglı Mehmed Big ve Hasan Big-oglı Mustafâ Big ve +Ozgur-oglı Îsâ Big ittifâk idüp bir kaç bin akıncı ile Eflâk askerini şeb-hûn idüp nice +melâ'îni vâsıl-ı derekât-ı cehennem itdükden sonra nice cevşen-pûş kâfiri dahı dest ü +pâ-beste huzûr-ı şehriyârîye gönderdiler. İbtidâ-i seferde bu vechile zafer müşâhedesi taraf +ı Hakk’dan zuhûr-ı nusreti yetişir idügi mukarrer ve mûcib-i server-i sultân muzaffer oldı. +Ba'dehû Sofya sahrâsında vizerâ ve ümerâ alâylarını bir bir tertîb buyurup, her gürûhı +hitâb-ı müstetâbları ile müşerref eylediler. Ve fazâ’il-i cihâdı beyân idüp gazâya tergîb ve +firârdan terhîb buyurdılar. Karaman-oglı’ndan dahı ol seferde asker gelmiş idi. Anlar dahı +turfe-i heykel ile alây gösterüp kaltak egerlü, kayış özengüli kılıc bagları ipden bir alây +Turgud Türkleri manzûr-ı hümâyûn olıcak. Tebessüm-künân serdârlarına buyurdılar ki: +“Askerimizün masharası yoğidi. Karaman-oglı kereminden ol hidmeti edâ eylemiş, biz +andan imdâd talebinde degiliz. Hemân nakz ahd ü peymân itmeyüp hükûmetinde bâkî +kalmaga sa'y itsün.” didiler. +Ba'dehû azm-i râh olunup Kurşunlu-kenîsâ’ya varıldıkda küffârun Kos-ova’ya +geldikleri ma'lûm olmagla ol cânibe teveccüh olundı. Ve senesi Şaban cum'a güni +mukābele-i leşker-i küffâra vusûl bulup tertîb-i sufûf eylediler. Pâd-şâh hazretleri +kalbgâhda ve yemîn ü yesâra Anatolı ve Rûm-ili askerleri ümerâ-yı hudûddan İshâk Big +oglı Îsâ Big ve Turhan Big ve Mihâl-oglı Hızır Big ve bunlar emsâli dil-âverler +pîşgâh-ı sipâhıda turup yeniçeri pâd-şâh önünde karâr idüp önlerini demür şeş-per ile sedd +itdiler. Ve toplar kurup etrâf-ı şehriyârîyi ihâta eylediler. Dobrıca cenginde asker-i +İslâm’un evvelâ münhezim olması küffâr ordularını hâlî bulup ol tarafdan hucûm itmeleri + +----- + +sebebiyle oldugından bu def'a agırlıgı askerün ardına vaz' idüp harbinde ve sâyis-i +gürûhundan bî-hisâb müsellâh asker sipâh-ı İslâm’un ardını muhâfazaya me’mûr oldılar. +Ve Saruca Paşa birâderi Sinân Big dahı agırlık zabtına ta'yîn olundı. Muhârebe vakti +gelicek pâd-şâh-ı dîn-penâh iki rek'at namâz kılup Kādîyü’l-hâcât dergâhından recâ-yı +nusret ile atlarına süvâr olup kalb-i leşkerde mânend-i cebel-i râsih karâr buyurdılar. Ve iki +asker birbirini görüp cenge başlandıkda pâd-şâh-ı cihân askeri harb u kıtâle tahrîs itmeleri +ile her biri bir şîr-i bîşe-zâr-ı vegâ olup gürûh-ı mekrûh-ı küffâra arsa-i kâr-zârı teng ü târ +ve hengâme sabâhdan ahşam irişince iştigâl-i ceng ü peygâr idüp zalâm-ı leylde dahı +muhârebe münkat' olmamagla meş'aleler yakup sabâha dek ceng eylediler. Ve atlarını +nöbetle yemleyüp irtesi yine ber-minvâl-i sâbık muhârebe müştedd oldukda küffâr kemâl-i +ıztırâb ile şöyle tedbîr eylediler ki, cümlesi bir yere gelüp birden ehl-i İslâm üzerine +hucûm eyleyeler. Bu tedbîr üzere niçe âhen-pûş melâ'în mecmû'ı bir ugurdan yürüyüş +eyledüklerinde mukābelelerinde durmak asîr oldugından asker-i İslâm iki şakk olup küffâr +ikdâm ile ilerü geçdükde ardlarından melâ'îni kırmaga başladılar. Ve gürûh-ı hâsirinün +ilerüsi agırlıga saplanup geçmege mecâl olmadugı cihetden bir rütbe kırıldılar ki, ta'bîri +hadd-i imkândan hâricdür. Ve ol mahallde ve Lük banı ve Sekület banı maktûl olup Leh ve +Çeh banları giriftâr oldılar. Lâkin, Leh banı kendüyi bildirmeyüp diyâr-ı İslâm’da elden ele +satıldıkdan sonra bir tarîk ile halâs olup hükûmetgâhına vâsıl oldı. Çeh banı huzûr-ı +şehriyârîye ihzâr olundukda düşmene imdâdından i'tizâr ile âzâd olundugı sûretde incâz +itmek üzere birâz va'dler îrâd itdükde makbûl olmayup katli ile fermân olundı. Ve yevm-i +muhârebenün irtesi sebt güni dahı bu vechile mürûr idüp gice oldukda Yanko la'în +arabalarla etrâfını ihâta itdürüp içinde tahassun itmekle ol gice dahı mukātele terk +olunmadı. Ve sabâha karîb tedbîr-i halâs idüp askerine didi ki: “Siz bu arabalar hıfzına +meşgûl olun. Ben varup düşmenün ardın alayım.” deyü ol bahâne ile aralarından çıkup firâr +eyledi. İrtesi yine asker-i İslâm küffâr üzerine yürüp cenge ikdâm itdüklerinde küffâr +Yanko’ nun hîle ile firar itdügini bilmeleri ile karâra mecâlleri kalmayup bi’l +külliyye münhezim olmagla vâdî-i idbâra şitâbân oldılar. Ol arabalar alât-ı ceng ü cidal ve +emti'a vü emvâl ile cümlesi mazbût huddâm-ı şâh-ı deryâ-nevâl olup devlet ü ikbâl ile +dârü’s-saltanata Edrene cânibine irtihâl buyurdılar. +. Te’ehhül-i Sultân Mehmed +Zü’l-kadr-oglı Süleymân Big dâ’imâ Devlet-i aliyyeye sadâkat üzere olmagla kerîme +i muhteremesi bâ-emr-i hümâyûn Sultân Mehmed hazretlerine tezvîc olundı, fî sene . + +----- + +. Vefât-ı Sultân Murâd Han +senesi Muharrem gurresinde pâd-şâh-ı cihân, Edrene şehrinde bir gün seyr ü +temâşâya çıkup esnâ-yı râhde Emîr Sultân âsitânesi müntesiblerinden bir dervîş pâd-şâha +nush ü pend ile vakt-i intikālleri karîb oldugını beyân itmekle yanlarında bulunan Saruca +Paşa ve İshâk Paşa’yı işhâd buyurup ol anda tâ’ib ü müstagfir oldılar. Ve sarâya avdet +buyurup bir sudâ' istilâ itmekle vasiyyet-nâme yazdırdılar. Ve Sultân Mehmed hazretlerini +vasî-i muhtâr idüp Halîl Paşa’yı nâzır ta'yîn eylediler. Ve vasiyyet-nâmeyi vizerâya +gösterüp cümlesini işhâd eyledükden sonra velî-ahdlarına da'vet-nâme gönderüp âyîn-i +Osmânî üzere himâyet-i re'âyâya müte'allik vasiyyetler sipâriş buyurdılar. Ve mâh-ı +mezbûrun cum'a güni dâr-ı bekāya rıhlet idüp on vefâtları ketm olunmagla +hasbe’l-amâde dîvânlar olundı. Şâh-ı mağfûrun müddet-i saltanatı sene ay gün olup +vakt-i cülûsda sinn-i şerîfleri ve müddet-i hayâtları yıldur. Mahmiyye-i Edrene’de üç +şerefeli dimekle meşhûr câmi' ve ism-i şerîflerine mensûb câmi'-i âhir ve anun cenbinde +mesâkin-i fukâra ve müsâfirhâneler binâ buyurup bir mu'allim-hâne ve bir mevlevî-hâne ve +câmi'-i cedîd kurbunda bir medrese binâ itmişlerdür. Ve dahı nice emâkinde ebniye-i +hayrları vardur. +. Cülûs-ı Ebü’l-feth Sultân Mehmed Han +Sultân Mehmed hazretleri da'vet-nâme vusûlunda azm-i râh idüp senesi +Muharrem hamîs güni taht-ı Osmâniyye’ye cülûs buyurdılar. Küçük Sultân Ahmed nâm +bir sabî birâderleri ol hengâmda âlem-i vücûddan nâ-bûd kılınup pederleri cenâzesiyle +Burusa’ya irsâl olundı. +. İsyân-ı ibn-i Karaman +Mülûk ve hükkâm-ı etrâf cümlesi tecdîd-i bey'at itmişken Karaman-oglı âdet-i +kadîmesi üzere vâdî-i tuğyâna sülûk idüp bir kaç harâm-zâdeyi Germiyân-oglı ve Menteşe +oglı ve Aydın-oglı olmak üzere ol memleketlere irsâl ve kendüsi Alâ’iyye üzerine varmaga +isti'câl eyledi. Anatolı biglerbigisi Ozgur-oglı Îsâ Big ahvâli i'lâm idüp mukāteleye izn +istedükde bu hidmetün uhdesinden geleceginde tereddüd olunmagla azl olunup İshâk Paşa, +Anatolı biglerbigiligi ile irsâl olunup akabince kendüleri dahı Gelibolı’ dan ubûr ve +Burusa’yı kudûm-ı meymenet-i lüzûmları ile pür-serdâr eylediler. Ol da'vâyı verâset +idenler teveccüh-i hümâyûndan habîr olıcak, Karaman-oglı yanına firâr eylediler. + +----- + +Ba'dehû pâd-şâh-ı âlem azm-i sefer idüp Ak-şehr ve Big-şehr’i nevâhîsine varıldıkda +ahâlisi bin cânıyla inkıyâda râzı oldılar. Karaman-oglı dahı Taş-ili’ne firâr idüp hezâr +ibtihâl ü darâ'at ve izhâr-ı nedâmet ile isti'fâ eyledi. Ve kerîmesini cevârî-i hümâyûna ilhâk +idüp her seferde hidmet itmege ta'ahhüd eylemekle cerâyiminden iğmâz olundı. +Ba'dehû Burusa’ya avdet olundukda yeniçeri reh-güzerde tevakkuf idüp Hâdım +Şehâbeddîn Paşa ve Turhan Big: “Devletlü pâd-şâhım, kullarun bahşiş isterler.” dimeleri +ile on kise akça ihsân buyurdılar. Lâkin bu bî-edeb-âne vaz'ıdan muğberr olup bir kaç +günden sonra yeniçeri agası Togan Aga’yı azl ve yayabaşıları te’dîb eylediler. Mustafâ Big +yeniçeri agası olup İshâk Paşa Menteşe-oglı üzerine irsâl olundukda varup Menteşe-oglı +İlyas Big’i ol diyârdan ihrâc Rodos’a dek kaçırmagla tard u iz'âc idüp avdetde +Kütâhiyye’de sâkin olmaga me’mûr oldı. Ol zamâna dek Anatolı biglerbigisi olanlar +Engüri’de sâkin olur idi. +. Binâ-yı Bogaz-kesen +Karaman seferi avdetinde bir kaç gün Burusa’da istirâhatdan sonra pederleri +vasiyyeti üzere hasretü’l-mülûk olan feth-i İstanbul arzûsıyla Edrene cânibine azîmet +buyuruldukda Gelibolı ma'berini küffâr gemileri sedd itdügi mesmû' olıcak. Koca-ili +tarafına teveccüh olunup Ak-hisâr’dan Akça-hisâr’a ubûr olundı. Ve mukābelesinde +İstanbul’un üst yanında bir mahalle nüzûl olunup ol makāmda kal'a binâsı re’y olunmagla +İstanbul tekfürine sûret-i istîzânda haber irsâl olundukda zâhiren mümâna'ata ikdâm +idemeyüp ol mahall Galata’ya tâbi' oldugı cihetden Frenk hükmünde olmasıyla anlara +husûmet lâzım gelecegini i'lâm itdükde istîzân kendü içün olup Frenk hâtırı mültezem +olmadugını ifâdeden sonra kal'a binâsına şürû' olunup beş bin âdem ol hidmete me’mûr +oldı. Ve dörd ayda itmâm olunup düşmen gemileri reh-güzârı sedd olundı, fî sene . +Fermân-ı sultânî ile Akçaylu-oglı Mehmed, İstanbul etrâfını gâret idüp nice ganâyim +ve üserâ olmagla tekfür muztarib olup bade’l-müşâvere Halîl Paşa’ya sadâkat-ı mevrûseye +nebe’-i nihân-i emvâl-i kesîre irsâliyle istimdâd itdükde evvelâ sulha tergîb itmişken +iğbirâr-ı hümâyûndan habîr olmagla tekfüre cevâb-ı ye’s iblâğ eyledi. Eyyâm-ı şitâ dahı +hulûl itmekle Edrene’ye azîmet olunup Tunca kenârında Yeni-sarây binâsına şürû' olundı. +Ve İstanbul fethi niyyetiyle azîm-i toplar dökdürüp Saruca Paşa üç yüz kantâr +bakırdan bir top yapdırdı. + +----- + +. Feth-i İstanbul +Şâh-ı kâm-kâr esbâb-ı fethi ihzâr buyurdukdan sonra topları arabalarla çekerek +İstanbul cânibine teveccüh buyurup vizerâ ve ümerâ alâylarını temâşâ esnâsında her +birine istimâletler virüp, fazâ’il-i azv ü cihâdı yâd ve feth-i Kostantiniyye bâ'is-i izdiyâd +rife'at dîn idügini îrâd buyurdılar. Ve şehr-i mezbûre vâsıl olup senesi Rebiü’l-evvel +güni vakt-i seherde cânib-i berrisini asâkir-i zafer ne'asir ile ihâta eylediler. tekfür bu +hâli göricek gerçi alây-ı muhâfazayı alâ-vechi’l-kemâl tehyi’e itmiş idi. Lâkin mukāvemet +asîr oldugını bilmegle İstanbul nevâhîsini cümle teslîm idüp kendü dahı harâc-güzâr olmagı +recâ eyledükde makbûl-ı hümâyûn olmayup teslîm-i hisâr teklîf olundı. tekfür recâsı kabûl +olmadugını göricek, var kuvveti bâzûya getürüp top u tufeng ve sâ’ir edevât-ı ceng +tedârikinde ihtimâm eyledi. Sipâh-ı zafer-penâh dahı topları lâzım olan mevâzı'a vaz' idüp +yeniçeri ve azeb tâ’ifesine metrisler ta'biye olundı. Ve arrâde ve mancınıklar tehiyye idüp +bu minvâl üzere kal'a dögülmege şürû' olundı. Ve ihtimâm-ı gâret ile dîvâr-ı hisâr rahnedâr +olup hezâr sûrâhlar peydâ oldı. Lâkin mücâhidînden dahı çok kimse kal'adan atılan top ve +tufeng ile şehd-i şehâdet-nûş eyledi. Ol esnâda iki azîm Ferenk gemisi gelüp içinde olanlar +kal'aya girmekle dîvârlarun rahnesini sedd ve asker-i İslâm’ı pîrâmen-i hisârdan redd +eylemekde izhâr-ı ihtimâm itdükleri cihetden küffâr kal'adan su'y-i ehl-i İslâm’a itâle-i +lisân eylemege başladılar. Ve erkân-ı devletden Halîl Paşa’ya muvâfakat üzere olanlar +imtinâ'-i teshîri ifâde ile pâd-şâh hazretlerini sulha tergîb eylemeleri makbûl-ı humâyûn +olmayup muhârebede sâbit-kadem oldılar. Ve Ahmed Güranî ve Akşemseddîn ve Zağnos +Paşa re’y-i şehinşâhîyi tercîh idüp mücâhidîni nice nesâyihle teşcî' iderler idi. Bu gûne +ihtimâm olunmuş iken feth-i hisâr müyesser olmıycak, müşâvere fermân olunup şehriyâr-ı +cihân buyurdular ki: “Bu muhâsara olunan taraf handak-ı amîk ile muhât ve dîvârı üç kat +oldugından başka cemî'-i muhâfızîn bu cânibden muhâfazaya meşgûl olmagla su'ûbet-i +teshîre bâ'is oluyor. Muhâsara cânib-i vâhide kasr olunmayup taraf-ı bahrdan dahı tazyîk-i +küffâra bir çâre bulunsa” deyü erbâb-ı meclisden re’y taleb itdüklerinde İstanbul ile Galata +beyninde Halic üzere zincir çekülüp arası maktû' olmagla gemi mürûrı mümkün olmadugı +cihetden huzzâr-ı meclis bahrden muhâsaraya tarîk bulmadan âciz oldılar. Âkıbet pâd-şâh-ı +âlem şöyle re’y itdiler ki: “Yeni-hisâr cânibinden gemiler sürüp Galata tagı ardından +aşurmagla Halic’e indirüp hisârı bahr tarafından dahı muhâsara eyleyeler.” +Ba'dehû bu emr-i asîrün uhdesinden gelinmek tedârikine şürû' olunup cerr-i eskâl +alemini bilenler i'ânetiyle evvelâ Beşiktaş önünde denizden karaya yetmiş pâre gemi + +----- + +çekilüp andan yaglı filenkler ile Kāsım Paşa deresine togrı taglar üzerinden geçirerek Fener +kapusı mukābilinden Halic’e indirdiler. Ve ol tarîk ile deryâ cânibinden muhâsaraya +başlayup dîvârlarun cânib-i bahrisi dahı halel-pezîr olmagla tekfürün aklı gidüp +müstahfızları iki bölük itmekle ol mahalle dahı âdem kodı. Nakl olunur ki, ruhbânlar +kefereye kuvvet-i kalb virmek içün tesliyet idüp “Bu şehrün şimdi fethi muhâldür.” Zîrâ +münecciminin istihrâcı şöyledir ki: “Bu kal'ayı feth idicek pâd-şâh karadan yelken açup +gemiler yürüdür. Ol zamân geldikde bu kal'a bizim yedimizden çıkar. Ol vakt gelmedikce +kimse havf itmesün.” deyü bu sözleri cümlesine işâ'at itmişler idi. Gemiler kaziyyesi vukû' +buldukda leşker-i küffâr kal'anun gidecegine cezm idüp mecmû'ını ru'b u hirâs istîlâ +eyledi. Ve bu cihetlerle tekfür kemâl-i ıztırâba düşüp ne yapcagını bilmedüginden Edrene +kapusı’nun cenûb tarafında Egri-kapu semtinde olan rahneler hıfzını Frenk leşkerine +tefvîz idicek, o taraf ihtimâm mahalli oldugı cihetle havâss-ı tevâbi' kendülere tefvîz +eylemedüginden bî-huzûr olup miyânelerinde ihtilâf peydâ oldı. Ve bu hâlet fehm +olunmagla ol cânibden yürüyüş fermân olunup asker-i İslâm hezâr sa'y u ikdâm ile sûy-ı +hisâra hücûm eylediler. Ve ahşam vaktinde ba'zı şüc'ân burc-ı kal'aya su'ûd itmeleri ile +gice dahı muhârebe terk olunmamak içün mızrâklar üzere meşâ'il dikilmege emr-i +hümâyûn sudûr idüp tâ sabâha dek nâ’ire-i harb u kıtâl işti'al buldı. Ve vakt-i seherde re’îs +i tâ’ife-i Frenk, burc-ı hisâra gelüp def'-i mücâhidîne ikdâm üzere iken bir cüvân-ı çâlâk +dîvâr-ı hisâra ankebût-vâr su'ûd idüp ol mel'ûna karîb oldukda aşagıdan yukaru şimşîr-i +düşmen-gîrin havâle idicek hamle-i vâhide de ol hınzırı vâsıl-ı derekât-ı sa'îr eyledükde, +leşker-i Frenk’ün karâra iktidârları kalmayup keştîleri cânibine firâra başladılar. Ol hâlde +mücâhidîn atılan top u tufenge bakmayup burûc-ı hisârun rahnedâr olan mahalleri tarafına +yürümekle bârid-i hisâra çıkup ba'zı bülend-âvâziyleler sûre-i feth kırâ'at itmege +başladılar. Bu tarîkile niceler hisâra dâhil olup câ-be-câ yagmaya meşgûl oldılar. tekfür, +Edrene-kapusı’nun cânib-i şimâlinde olan sarâyından kal'anun ol cânibini hıfza +çalışurken, ehl-İslâm’un kal'aya duhûlünden haberdar oldukda turmaga mecâli kalmayup +tevâbi' ile sarâydan çıkup kaçarken ba'zı yagmacılara tesâdüf itmekle ol kimseleri şehîd +idüp ba'dehû bir mecrûh azeb gördükde anı dahı tîg ile çalmak içün üzerine varıcak ol +mecrûh gayret ile yerinden kalkup tekfüre sarılup atından zemîne aldı. Ve amân virmeyüp +başını kesdi. Tevâbi'i perîşân olup firâr eylediler. Ve kal'ada cenge muktedir kimse +kalmadıkda hisâr kapuları açılup bakıyye-i sipâh ile pâd-şâh-ı zafer-penâh dahı dâhil olup +üç gün askere yagma izni olmagla bî-hisâb ganâyime mâlik oldılar. Üç günden sonra emr-i + +----- + +hümâyûn ile çâvûşlar nidâ idüp yagmadan askeri men' itmekle şehr içinde emn ü amân +hâsıl oldı. Bu feth-i celîl senesi Cemâziye’l-âhir güni vâki' oldı. Ol eyyâmda nesl-i +Osmânî’den olmak iddi'âsı iden bir şahs bulunup katl olundı. Firârîler Silivri-hisârı’na +varup miftâh-ı kal'ayı irsâl ile arz-ı inkıyâd eylediler. Karaca Big, Silivri zabtına ve etrâfını +fethe me’mûr olup Kumburgaz ve Bugados beldelerini feth eyledi. Mahmud Paşa sadr-ı +a'zâm olup Halîl Paşa kırk gün mahbûs oldukdan sonra katl olunp mukaddemâ tahrîk-i +asker itmesinün cezâsı icrâ olundı. Kenîseler cevâmi' kılınmagla ibtidâ ki, cum'a +Ayasofya’da edâ olundı. Ve İstanbul anveten feth olundugı cihetden dedâkîn ve akārâtı +câmi'-i mezbûre vakf olundı. Süleymân Big nâm kimesne İstanbul subaşısı nasb olunup +ta'mîr-i hisâra me’mûr oldı. Erbâb-ı hiref ü sanâyi' ehl u ıyâlıyla nakl olunmak içün etrâfa +evâmir irsâl olunup sene-i mezbûrede Eski-sarây binâ’ olundı. +. Sefer-i Lâs +Feth-i İstanbul vukû'ında mülûk-ı etrâfından hedâyâ-yı lâyıka ile tehniyet-nâmeler +gelüp Vılık-oglı dahı Sultân Murâd zamânında feth olunan kılâ'ı istirdâd itmişken bu feth-i +celîl zuhûrunda havfa düşüp recâ-yı afv ile ol kılâ'ın ekserînün miftâhlarını irsâl eyledi. +İlçisi vâsıl oldukda bakıyye kalan kılâ' dahı taleb olunup iblâğ-ı peyâm olıcak. İzhâr-ı +ta'allül idüp teslîmden imtinâ' eyledi. Ve ba'zı memâlike ta'addî idüp Üsküp yolını kat' +itmekle Piriştine kādîsi luzûm-ı te’dîbini i'lâm itdükde sonra deryâ-yı gazab-ı şehriyârî +mevc-hîz olmagla ictimâ'-i askere bakmayup Lâs diyârına nühzet buyurdılar. Ve akıncılar +ilerü irsâl olunup Sivrice-hisâr’a varılınca asker-i zafer makarrdan vâsıl-ı rikâb-ı hümâyûn +oldı. Vılık-oglı azm-i hümâyûn Semedire’ye olmak zannî ile anda olan eşyâsını Sivrice +hisâr’a nakl idüp, kendü Ungurus’e firâr eylemiş idi. Kal'a-i mezbûre muhâsara +olunup cenge mübâşeret olundukda tarafından çok kimse helâk olup âkıbet ehl-i hisâr +cengden âciz oldukları cihetden amân ile kal'ayı teslîm itdüklerinde, hâkim-i Lâs Vılık +oglı’nun âbâ vü ecdâdından kalan emvâli cümle mazbût-ı şehinşâhî olup Sivrice-hisâr +nevâhîsinde olan husûn mecmû'ı memâlik-i Osmâniyye’den kılındı. Ve Umula-hisârı dahı +bu seferde feth olunup Fîrûz Big-oglı, asker-i cerrâr ile bakıyye-i memâlik-i Lâs’ı gârete +irsâl olundukda ehl-i İslâm hissedâr-ı ganâyim-i bî-hadd ü şümâr oldılar. +Ba'dehû Edrene cânibine avdet olunup ol kış anda ârâm buyurdılar. Ve Vılık +oglı’nun nice hedâyâ ile recâ-yı afvı mutazammın nâmesi gelüp her sene otuz bin filori +harâc irsâlini iltizâm itmekle recâsına müsâ'ade olundukda meblâğ-ı mezbûrı bi’t-tamâm +edâ eyledi. + +----- + +. Feth-i İnoz +Ferecik kādîsi, İnoz tekfürinün sû’-i hareketini ihbâr itdükde on pâre kadırga tehyi’e +olunup bulunan azeb tâ’ifesiyle Has Yunus Big askerden ketm-i niyyet itmek üzere irsâl +olundı. Ve akabinde karadan pâd-şâh-ı âlem-penâh dahı azîmet buyurup kal'a-i mezbûre +muhâsara olundukda küffâr tâkat getüremeyüp arz-ı itâ'at itdiler. Ve İnoz mukābelesinde +deryâ içre Taşoz nâm kal'a dahı Yunus Big irsâliyle feth olundı. +. Azîmet-i hümâyûn be-cânib-i Lâs +Lâs hâkimi Destpot mürd olup erkek evlâdı kalmamagla İshâk Big-oglı Îsâ Big ahvâli +der-i devlete arz itdükde asker cem'i içün etrâfa evâmir tahrîr olunup senesinde sahrâ +yı Edrene mecma'-ı sipâh-ı zafer-penâh oldı. Vizerâ ve ümerâ alâylar gösterüp ol +mahallden nühzet olunmagla Üsküp cânibine azîmet olundı. Ve Kırat-ova tagı aşdugı hînde +Îsâ Big takbîl-i besât-ı şehriyârî idüp anun re’yi ile Nevabırda fethi tasmîm olundıgından +kendüsi mukaddemâ zâbt-ı hisâra irsâl olunup Destpot’un câ-nişîni olmadugı cihetden +teslîm-i hisâr bâbında nice nasâyih eyledükde kal'a zâbıtı inâd idüp Destpot’un kızı Bosna +kıralında olmagla “Bizim mu'înimiz oldur” deyü teslîmden imtinâ' eyledi. Ba'dehû Îsâ Big +bu haberi rikâb-ı hümâyûna arz itdükde pâd-şâh-ı âlem gazaba gelüp hemân asker-i zafer +şi'ar ile îlgâr ve dâmen-i hisâra nasb-i i'lâm-ı nusret-medâr eylediler. Yedi gün ale’t-tevâlî +muhâsara olunup ehl-i kal'a nâ-çâr teslîm-i hisâr itdükde ve Destpot ma'âdin +mahsûlâtından cem' itdügi zer ü sîmi ol kal'aya vaz' itmiş olmagla cümlesi zabt olundı. +Tirebce-kal'ası dahı feth olunup anda dahı çok mâl bulundı. +Ba'dehû Rûm-ili akıncıları ile Îsâ Big irsâl olunup Bihori-kal'ası hâli +bulunmagla zabt olundı. Ve Lâs memleketine akın idüp envâ'-i ganâyimle muğtenim +oldılar. Ve bu esnâda pâd-şâh-ı âlem-penâh cedd-i büzürg-vârları Sultân Murâd Han +hazretlerinün şehâdetgâhı olan Kos-ova’ya varup akd-i mecâlis-i du'â ve nice in'âmât ile +it'âm-ı mesâkîn ü fukarâ buyurdılar. Ol evânda akıncılar hedâyâ-yı lâyıka ile rûymâl-i +rikâb-ı pâd-şâhî itmekle askere icâzet virilüp kendüleri bir kaç gün Selânik şehri temâşâsına +azîmet buyurdukdan sonra İstanbul’a ric'at eylediler. +. Muhâsara-i Belgrad +Belgrad teshîri arzûsıyla ol cânibe nühzet buyurılup asâkir-i bî-şümâr ile pîrâmen-i +hisâr-ı mezbûr mâlâmâl ve mübârizân-ı meydân-ı heycâ dâmen-der-meyân-i arsa-i harb u +kıtâl oldukda herkes kendü tarafından muhâsaraya me’mûr olup hezâr sa'y u ikdâm + +----- + +muhârebeye ihtimâm olundı. Ve azîm toplar dökdürüp Tuna nehri’nden çekdirmişler idi. +Kal'a karşusına metrisler kazılup kal'ayı dögmege mübâşeret eylediler. Ve ikdâm-ı tâmm +ile dîvârlar her cânibden rahnedâr olmagla yürüyüşler olup bir mertebeye vardıgı burc-ı +hisâr reng-â-reng bayrâklar ile mânende-i lâle-zâr ve emârât-ı feth ü zafer zâhir ü âşikâr +oldı. Lâkin ol hînde Ungurus kıralı asker-i menhûs ile gelüp Tuna’dan dahı esbâb-ı +ceng ile memlû gemiler nehr-i mezbûrda olan kapudan kal'aya dâhil oldılar. Ol vechile +asker-i İslâm’ı kal'adan dûr itmege ikdâm idüp çok kimesne şehîd olmaga sebeb oldı. +Tuna’da olan ehl-i İslâm gemilerinün muhâfızı Rûm-ili biglerbigisi Dayı Karaca Paşa, +Tuna’dan ubûr ile küffârı kal'aya vusûldan men' itmege izn itmişken ba'zı vizerâ ilkâsıyla +izn virilmedi. Ve nehr-i Tuna’da küffâr gemileri ile mukābele olundukda melâ'înün kesreti +ehl-i İslâm gemilerinün ez'âfı olmagla mukāvemet mümkün olmayup inhizâm vâki' oldı. +Ba'dehû pâd-şâh hazretleri kal'a fethine kemâl-i ihtimâmlarından mahall-i cenge varup +guzât-ı İslâm’ı tahrîz buyurmaları ile yeniçeri dil-âverlerinden niceleri pâd-şâh-ı cihân +yoluna fedâ-yı nakd-i cân idüp mezîd-i sa'y u gûşişle beş yüz kadar cüvân-ı bahâdır dîvâr-ı +hisârun rahnedâr olan mahallerinden gürûh-ı müstahfazîni resîde-i evdiye-i bi’se’l-karâr +itmege başladıklarından kıral-ı pür-dalâl haberdâr olıcak. Ol canibe cân atup sipâh-ı İslâm +üzere cümlesi birden hücûm eylediler. Taşrada olan guzâtın imdâda elleri irişmediginden ol +dil-âverlerün cümlesi şehîd oldı. Bu halet ma'lûm-ı hümâyûn oldukda şehîd olan +bahâdırlara kemâl-i şefkatlerinden bi’z-zât muhârebeye dâhil olup nice dîv hey’et +kâfirün cân-ı habîsini vâsıl-ı ser-menzil-i cahîm eyledükden sonra vükelânun hezâr ibrâm ü +ilhâhı ile meydân-ı harbden avdet buyurdılar. Bu cengde pâd-şâh hazretleri bir kâfiri +başından kılıcla çalup sine sine gelince iki şakk itdüklerini ba'z-ı müverrihîn huddâm-ı âlî +makāmlarını birilerinden işitmekle târîhinde nakl eylemiş. Bu rütbe şecâ'at-i hümâyûn +manzûr-ı asker-i zafer-makrûn olmagla muhârebede ziyâde hünerler izhâr eylediler. Ve bu +cengler de kıral bir kaç kere kal'aya firâr idüp yine cenge çıkar idi. Âkıbet mecrûh olup +ba'dehû mürd olmuşdur. Ehl-i İslâm cânibinden dahı Dayı Karaca Paşa ve yeniçeri agası +şehîd olup Mahmûd Paşa Rûm-ili biglerbigiligini vizâretle cem' eyledi. Ve’l-hâsıl hisâr-ı +Belgrad’un feth ü teshîri ba'de’z-zamân Sultân Süleymân hazretlerine mukadder olmagla +bu kadar sa'y u ikdâm müntic merâm olmayup ancak mukābelesinde hevâle nâm bir kal'a +binâsına ihtimâm ve bî-feth ü zafer der-i devlet makarr tarafına imâle-i licâm olundı. + +----- + +. Sûr-ı hitân +Belgrad sefer avdetinde Edrene’de bir mikdâr istirâhatdan sonra bahârında +sünnet-i seniyye-i hitân icrâsı içün Sultân Bâyezîd ve Sultân Mustafâ nâm şeh-zâdeler +da'vet olunup bir ay tamâm dügün oldukdan sonra Sultân Bâyezîd sancakları olan +Amâsiyye’ye ve Sultân Mustafâ, Mağnisâ’ya ric'at buyurdılar. Bu senede Evrenos-oglı Îsâ +Big, Arnavud diyârına ve Vidin sancagı bigi Hasan Big-oglı Îsâ Big, Ungurus diyârına akın +idüp envâ'-i ganâyimle muğtenem olduklarında âlî pîşkeşlerle vâsıl-ı der-i devlet-medâr +oldılar. +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i Mora +Mora cezîresinde Ballı-badra’dan bir tâcir gelüp ol diyârda üserâ-yı İslâm’a olan +ihânet ve tahkîri dîvânda huzûr-ı hümâyûna arz u i'lâm eyledükde, hemân ol kış asker +cem'ine mübâşeret olunup senesi bahârında Siroz cânibine nühzet buyuruldı. Ve +Siroz’a varıldıkda vürûd-ı asker içün bir müddet ikāmet olunup ba'dehû Yeni-şehr +yolundan Mora tarafına azîmet olundı. Ve esnâ-yi râhde Filke-kal'ası muhâsara olunup +himmet-i hümâyûn ile feth olundı. Ve ol kal'a muhâfızlarını bile götürüp Kördos-hisârı +önünde siyâset itmekle ol nevâhîde müctemi' olan küffâra bâ'is-i intibâh olup itâ'at +eylediler. Andan Bakova-hisârı feth olunup ahâlisi İstanbul’a nakl olundı. Tokmak-hisârı +feth olundukda inâd üzere ısrâr iden muhâfızlarınun ta'zîbini fermân eylediler. +Ba'dehû Mihlu-kal'ası üç gün muhâsara ile zabt olundı. Ve Kördos dahı feth +olunup Ballı-badra’ya varıldıkda ol dahı nice kıl��'-ı sâ’ire ile zabt olunup zemistân karîb +olmagla Üsküp şehrine ric'at ve anda kışlak içün ikāmet buyurdılar. +. Âmeden-i Mahmûd Paşa be-rikâb-ı hümâyûn ez-sefer-i Lâs +Pâd-şâh-ı âlem-penâh Mora seferine azîmet buyurduklarında Mahmûd Paşa’yı dahı +Anatolı askeri ve bin yeniçeri ile Lâs diyârına irsâl itmişler idi. Anlar da cânib-i maksûda +teveccüh idüp Sofya sahrâsında askeri yokladıkdan sonra tevzî'-i silâh olundı. Ve düşmen +hudûdına on günlük yol kaldıkda isti'câl ile îlgâr idüp ale’l-gafle dâhil-i hudûd-ı a'dâ +olmalarıyla Vesa ve Emol ve Sava ve Görüçe ve Teraviçe nâm kal'alar yed-i küffârdan +nez' olunup, andan Semendire mahsûr-ı asker-i İslâm olup bir hefte ale’l-istimrâr muhârebe +olundukdan sonra ba'zı ümerâ pîrâmen-i hisâra varup küffâra nasihat itdüklerinde melâ'în +inâdlarında ısrâr itmeleri ile tekrâr nâ’ire-i mukātele alev-hîz olup envâ'-i ihtimâm ile top +darbından hisârun dîvârları münhedim oldukda asker-i İslâm derûn-ı hisâra dâhil olmagla + +----- + +çok kâfir kırılup ba'zıları kal'a içinde olan kal'aya tahassun itdükleri cihetden “Teshîr-i +kal'a düşvârdur.” deyü terk olunup Belgrad cânibine teveccüh olundı. Ve sultân-ı cihân +binâ buyurdukları Havâle nâm kal'ayı ta'mîr ve Sivrice-hisâr’ı tekrâr teshîr itdiler. +Azur’ınun ma'denini ve ol nevâhîde olan sâ’ir ma'âdini zabt idüp, Ramazân hulûl +itmekle Niş’de ikāmet eyledükden sonra Gügercinlik fethine azîmet eylediler. Ve ol +hisârun etrâfını toplar ile ihâta idüp dögmege başladıklarında hisâr ehlinün kalbine havf +müstevlî olup amân ile teslîm eylediler. Lâkin kal'a dizdârı inâd idüp esbâb-ı muhâfazayı +i'dâd ve mukābeleye sa'y u ictihâd eyledi. Ehl-i İslâm dahı ihtimâm ile muhârebeye kıyâm +idüp âkıbet Mahmûd Paşa’nun hüsn-i tedbîri ile Tuna’dan su çekdikleri zencîri nehr-i +mezbûr üzere olan kemer altına varup su alacakları zamân kat' itmekle küffâr zebûn olup +amân ile teslîm-i miftâh eylediler. Mahmûd Paşa kal'a ta'mîrine şürû' idüp, Minnet-oglı +Mehmed Big’i Ungurus vilâyetine akın içün irsâl, anlar dahı Tuna’dan ubûr idüp Dırava +nâm kal'ayı teshîr ve Tuna ve Sava yanında Rahava diyârını gâretden sonra iki yüz cûş cûş +küffârı dahı esîr eylediler. Ve aldıkları ganâyim ve üserâyı Tuna’dan gemiler ile nakl idüp +Mahmûd Paşa dahı rûymâl-i dergâh-ı şehriyârîye azîmet eyledi. Akıncılar haberi Ungurus +hükkâmına vâsıl olıcak, elli bin zerre pûş asker ile şitâb idüp geldiklerinde asker-i İslâm, +Tuna’dan geçmiş bulunmagla te’essüf iderek kaldılar. Mahmûd Paşa, şeref-yâb-ı +dâmen-bûs-ı şehriyârî oldukda mezîd-i iltifât-ı hümâyûn ile ser-firâz kılınup askere icâzet +virilmek irâde olunmuş iken ictimâ' küffâr-ı mesmû' olmagla tevkîf-i sipâh-i zafer-penâh +idüp ahvâl-i küffârdan istihbâra ulaklar irsâl olundı. Anlar dahı bade’l-ıtlâ' melâ'înün +Belgrad’dan geçdügini ihbâr itmeleri ile Anatolı askerine harclık üleşdirilüp Valive +cânibine irsâl olundı. Kapuhalkı dahı kemâl-i şevkile âmâde olup nühzet-i hümâyûna +intizâr üzere oldılar. Anatolı askeri mahall-i mezbûra varup küffâr mezîd-i gurûr ile nehb ü +gârete iştigâl itdükleri cihetden müteferrik olduklarını istimâ' itdüklerinde hemân +üzerlerine îlgâr idüp melâ'îni katl ve esîr ile târmâr ve re’îsleri olan banı giriftâr itmeleri ile +bu peygâm-ı meserret âsârı cânib-i şehinşâhîye ihbâr ve akabinde esîr olan banı dest-beste-i +huzûr-ı hümâyûna ihbâr idüp be-fermân-ı şehriyârî şimşîr-i hûn-hâr ile azm-i ikāmet hâne-i +be’sü’l-karâr itdürdiler. Bu nusret-i celîle vukû'ından sonra askere destûr virilüp dârü’s +saltanaya ric'at buyurıldı. +. Zabt-ı Semendire +senesi Semendire teshîrine azîmet olunup Sofya şehri izz-i nüzûl-ı şâhî ile +mübâhî oldı. Ol eyyâmda Semendire-kal'ası iştirâ tarîkile Bosna kıralından intikāl + +----- + +itmiş idi. Kıral, azîmet-i hümâyûndan haberdâr oldukda bilâ-te’hîr ubûdiyyet-nâme irsâl +idüp el-abdû ve mâ yem li kühu kâne li mısdâkınca teslîm-i kal'a içün âdem +gönderilmegi istid'â ve tasarruf-ı pâd-şâhîde olan Bosna sarâyı kendüye ihsân olunmagı +niyâz ü recâ eyledükde âdemler ta'yîn olunup Semendire, memâlik-i İslâmiyye’den kılındı. +Ve kıral-ı mesfûrun zimmetinde teslîm olunmadık harâc olmagla istedügi Bosna sarâyı +virilmege müsâ'ade olunmadı. +senesi Safer gicesi Sultân Cem âlem-i vücûda vaz'-ı kadem eyledi. +. Feth-i Amâsra +Bolı civârında Amâsra nâm kal'a yed-i küffârda kalup melâ'în bahr u berrden +müslimîne ta'arruz itmeleri ile pâd-şâh-ı âlem-penâh teshîrine azîmet buyurup Ak-yazı +yolından Hızır Big vilâyetinden Bolı’ya vâsıl oldılar. Ve denizden dahı donanma irsâl +olunup, kal'a-i mezbûre tarafından muhâsara olundukda küffarun mukābeleye iktidârı +kalmayup teslîm-i hisâr eylemeleriyle ahâlî-yi kal'a İstanbul’a nakl olundı. Pâd-şâhun +Bolı’ya teveccühinden İsfendiyâr-oglı İsmâ'îl Big haberdâr oldukda kendü üzerine +gelmeleri zannî ile Sinop’a firâr itmişken hakîkat-ı hâle vâkıf olmagla âlî pîş-keşler irsâl +eyledi. +. Teshîr-i Kastamonı ve Sinop +İsfendiyâr-oglı İsmâ'îl Big’ün nifâkāne hareketinden nâşî hükûmetgâhına +mülâzım-ı rikâb-ı hümâyûn olan birâderi Fazıl Ahmed’ün nasb olunması tasmîm +olunmagla senesi nevrûzunda yüzden ziyâde kadırga Trabzon seferi nâmı ile Sinop’a +irsâl olunup, İsmâ'îl Big mektûb-ı hîle üslûb ile taglît ü igfâl olundı. Pâd-şâh dahı Bolı +yolından Burusa’ya varup Mahmûd Paşa Edrene’de asker cem' itdükden sonra +Gelibolı’dan ubûr ile Burusa’ya vâsıl oldukda ayak dîvânları olmagla tanzîm-i levâzım-ı +umûr olundı. Ma'asker-i hümâyûn’a lâhık olmak içün İsmâ'îl Big’e nâmeler irsâl olunup +semt-i maksûda teveccüh olundı. Sultân-önü’nde Anatolı askeri ordû-yi hümâyûna +munzamm olup Engüri’ye varıldıkda Karaman-oglı İbrâhîm Big’ün oglı askeri ile +müteveccih-i rikâb-ı müstetâb-ı şehriyârî oldı. İsmâ'îl Big’ün dahı oglı güzîde askeri ile +vâsıl oldukda kayd u bend ile habs olunup Fazıl Ahmed, serdâr-ı memâlik-i İsfendiyâr +kılındı. Ve Mahmûd Paşa ile Sinop üzerine irsâl olundukda İsmâ'îl Big’i Sinop’da +muhâsara eyledükden sonra Mahmûd Paşa nasîhatı ile kal'ayı teslîm idüp, kendüsi ruymâl-i +“Köle ve kölesinin sahip olduğu herşey efendisine aittir.” + +----- + +der-gâh-ı şehriyârîye isti'câl eyledi. İsmâ'îl Big’ün bu hareketi makbûl-ı tab'-ı hümâyûn +olmagla erkân-ı devlet tevkîr ü ihtirâmına me’mûr olup ziyâfetler olundukdan sonra huzûr-ı +hümâyûna vardıkda bir kaç hatve istikbâl ile emsâlinden mümtâz ve kasd-ı pâ-bûs +itdükde musâfaha ile mezîd i'zâz buyurdılar. Ba'dehû dil-nevâhî üzere memâlik-i +Osmâniyye’den Yeni-şehr ve İne-göl ve Yar-hisâr gibi mahsûldâr şehrler ikāmetgâh ta'yîn +olunup Kastamonı ve Sinop ve Küre-i ve sâ’irleri zabt olundı. İsmâ'îl Big’ün +oglına dahı Bolı sancagı inâyet olunup Kızıl Ahmed ile ol seferde mülâzım-ı rikâb-ı +hümâyûn oldılar. Karaman-oglı me’zûn-ı insırâf olup İsmâ'îl Big dahı ehl u ıyâlını nakle +azm-i râh eyledi. +. Feth-i Koyulı-hisâr +Bâyındırlı Kara Osmân nebîresi Uzun Hasan, Îrân ve Tûrân hâkimlerine gâlib olup +Trabzon tekfürinün dahı kızını almagla memâlik-i Osmâniyye’ye ta'addî eylemege +başladup, Koyulı-hisâr muhâfızı Hüseyin Big’i esîr ve huzûr-ı mezbûrı teshîr itmiş idi. +Ba'dehû Şarâbdâr Hamza Big istihlâsına me’mûr olmagla bir müddet muhâsara idüp, lâkin +zabtı müyesser olmayıcak, etrâfını gâret eylemişler idi. Ol sebeble Uzun Hasan dahı asker +cem' idüp ser-haddanı ızrâr üzere olmasına binâen İsfendiyâr seferi akabinde ol cânibe +teveccüh olundı. Koyulı-hisâr pîrâmeni mazreb-i a'lâm-ı zafer-encâm oldukda Uzun Hasan +mukābele-i şehriyârîye gelmege kādir olamayup Kemah taglarına tahassun eyledi. Ve gâhî +şeb-hûn arzûsıyla asker-i irsâl eyledükce münhezimen avdet iderler idi. Bir gice +amm-zâdesi Hûrşîd Big güç ile firâr eyledi. Uzun Hasan bu ahvâli göricek istîlâ-yı havf ü +hirâs ile dâmen-i afva başlayup vâlidesi Sâre Hâtûn’ı ve Çemş-gezek hâkimi Kürd Şeyh +Hasan’ı ve sâ’ir mu'teber biglerini atebe-i şehriyârîye irsâl eyledi. Bu esnâda Koyulı +hisâr’un darb-ı top ile dörd dîvârı harâb olmagla ehl-i kal'a el-amân çagırup teslîm-i hisâr +eylediler. Pâd-şâh hazretleri dahı zabt-ı kal'adan sonra asker-i deryâ-hurûş ile Uzun Hasan +istîsâlına azîmet eyledükde Sâre Hâtûn ve sâ’ir irsâl olunan bigler vâsıl olup hezâr zarâ'et ü +ibtihâl ile isti'fâ itmelerine binâen husûsen Sâre Hâtûn’un eşk-i çeşmine merhameten +cânib-i afva meyl buyurup Mahmûd Paşa dahı kendüden mektûb ile istişfâ' olundugı içün +pâd-şâhı sulha tergîb itmekle recâlarına müsâ'ade olundı. +Anonim yazar, daha önce ’de “Bakır-küre” olarak zikrettiği yer ismini burada “Küre-i nuhâs” +şeklinde vermiştir. + +----- + +. Feth-i Trabzon +Uzun Hasan iltimâsına müsâ'aden sonra Trabzon fethi içün Bılgar cânibine teveccüh +buyurup Sâre Hâtûn dahı refâkat-ı hümâyûn ile ser-firâz ve taraf-ı hümâyûndan mâder +hitâbıla i'zâz kılındı. Esnâ-i râhde nice mürûr-ı düşvâr mahallerden güzâr olundukca +pâd-şâh-ı âlî himmet-i piyâde olup irtikâb-ı zahmet ve meşakkat buyurduklarını Sâre +Hâtûn göricek: “Pâd-şâhım, bir Trabzon-kal'ası vücûd-ı şerîfinize bu r��tbe zahmet virmege +deger mi?” didikde buyurdılar ki: “Seyf-i meslûl-ı İslâm-ı der-dest azm-i girîve-i zafer +peyvest itmişken ne ihtimâl ki, niyyet-i sâdıkamızdan nâdim ü peşîmân ve arzû-yı +istirâhatle râh-ı Hüdâ’da çekdügimiz renc u ta'abdan rû-gerdân olup fevt-i fursat idelim. +Bî-zahmet maksûd ele girmez ve ta'ab u meşakkatsiz şâhid-i matlab el virmez.” deyü Sâre +Hâtûn’ı ilzâm buyurdılar. Ba'dehû Trabzon’a varılup muhâsara olundı. Ve kemâl-i ihtimâm +ile tazyîk-i küffâr olunmuşken donanma-yı hümâyûn dahı vâsıl olup cânib-i bahrdan +muhâsara itmekle tekfürün muhâfazaya iktidârı kalmayup tahlîs-i ser ü cân içün amân ile +kal'ayı teslîm ve recâyı afv ve âtıfet pâd-şâh-ı kerîm itdükde mahzar-ı nevâziş olup ehl u +ıyâlı ile İstanbul’a nakl olundı. Re'âyâsı cizye ta'yîni ile hâlî üzere ibkā olunup ol vilâyet +sipâhiye tîmâr kılındı. Hazîne-i Trabzon’da bulunan mâlı Sâre Hâtûn’a i'tâ buyurup Şeyh +Hasan’e dahı çok in'âm itdiler. +Ba'dehû dârü’s-saltanaya avdet olunup Kızıl Ahmed’e Mora sancagı tevcîh +olundukda Bolı’dan alât u esbâbını aldıkdan sonra Karaman- oglına andan diyâr-ı +Acem’e firâr idüp Uzun Hasan’a ilticâ eyledi. Sultân Bâyezîd zamânında yine gelüp âhir-i +ömrüne dek sadâkat üzere imrâr-ı vakt eyledi. Ve evlâd ü ahvâdı erkân-ı devletden +olmuşlardur. Kızıl Ahmed’den bu gûne hareket sâdır oldukda İsmâ'îl Big’den dahı sudûrı +muhtemel olmagla Filibe’ye nakl olundı. Evlâdı, menâsıb-ı âliye ashâbı olmuşdur. Pâd-şâh, +Koyulı-hisâr fethine azîmet itdükde Karaman-oglı İbrâhîm Big, İsmâ'îl Big’i tahrîk ile +bagy ü isyânda teşrîk itmege sa'y eyledi. Lâkin İsmâ'îl Big cevâb-ı âkılâne bile ilzâm +itdükden ol dahı fârig oldı. +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i Eflâk +Rûm-ili muhâfızı İshâk Paşa, Trabzon fethi tehniyesi içün âsitâne-i sa'âdete gelüp +Eflâk hâkimi Drakula-oglı Kazıklu’nun memâlik-i İslâmiyye’ye îsâl-i mazarrat üzere +oldugı ifâde itmesiyle te’dîb-i irâde olunup asker cem'i içün etrâfa evâmir irsâl olundı. +Kazuklu dahı rikâb-ı hümâyûna da'vet olundukda “Ahâlî-yi Eflâk’un cânib-i Ungurus’a +meyli oldugı cihetden vilâyet-i mezbûreyi hâlî bırakmakda mahzûr vardur. Eger ümerâdan + +----- + +biri bu araya irsâl olunursa ben dahı hâk-pâyılarına yüz sürerim.” deyü iblâğ-ı peyâm +eyledükde Nigebolı bigi Çakırcı Paşa, Hamza Big ba'zı ümerâ vü â'yân ile Kazıklı +Voyvoda dergâh-ı sa'âdet-i penâhdan ric'at idince Eflâk diyârını beklemege me’mûr +oldılar. Anlar dahı ber-mûcib-i fermân şiddet-i şitâda Eflâk cânibine revâne olup Tuna +kenârına varıldıkda bir gice Kazıklu didikleri mel'ûn nehr-i mezbûr müncemid oldugı +cihetden buz üzerinden ubûr ile asker-i İslâm’ı şeb-hûn idüp ekserîni şehîd eyledi. Ve +Hamza Big’ün başını Ungurus kıralına irsâl idüp itâ'at-i şehriyârîden hurûcıyla işâ'at-ı +isyân eyledügi ma'rûz olıcak. Asker hâzır u âmâde olmagla senesi bahârında Eflâk +cânibine nühzet buyuruldı. Ser-hadde varıldıkda Mahmûd Paşa talî'a-i sipâh-i zafer-penâh +olup Tuna’dan ubûr ile Eflâk diyârına dâhil oldı. Akabince pâd-şâh-ı cihân dahı nehr-i +mezbûrdan ubûr idüp memâlik-i Eflâk-ı mazrıb i'lâm-ı şehinşâh âfâk oldukda Kazıklu +Voyvoda havf ü hirâsla cengden ibâ düşvâr-ı güzâr taglara firâr ile tahassun ve ilticâ +itdigüne binâen Evrenos-oglı Alî Big akıncı askerine serdâr ta'yîn olunup kişver-i Eflâk’ı +gârete irsâl olundı. Ol eyyâmda ordû-yi hümâyûn altı fersah mikdârı susuz bir merhaleye +varup şiddet-i sayf zamânı olmagla asker susuzlukdan azîm meşakkat üzere iken nâ-gâh +küffâr askeri nümâyân oldı. Meger, Kazıklu Voyvoda’nun Boğdan hâkimi ile adâveti +olmagla hâkim-i mesfûrun bu esnâda Eflâk’a ta'arruzunı işidüp def'ine asker ta'yîn +itmiş idi. Ol asker dahı ordû-yi hümâyûnı Alî Big ile olan akıncı askeri zann idüp +üzerlerine hucûm eylediler. Pâd-şâh hazretleri dahı hemân tertîb-i sufûf buyurup kendüleri +kalbgâhda ve meymenede Turhân-oglı Umûr Big ve Evrenos-oglı Ahmed Big ve Mihâl +oglı Alî Big ve Malkoç-oglı Balı Big ve sâ’irleri ve meyserede Arnavud hâkimi Nasûh Big +ve Delü-oglı Umûr Big ve Mihâl-oglı İskender Big ve bunlar emsâli bigler turup asker-i +İslâm’a istimâletler virilmekle şîr-âne küffâr üzerine hamle itdüklerinde melâ'în sipâh-ı +İslâm’ı tasavvur eyledükleri sûretde görmeyecek, kalblerini dehşet istî'âb idüp vehle-i +ûlâya râh-ı hezîmete şitâb itmeleri ile yedi bin kâfir tu'me-i şimşîr ve bekāyâsı guzât elinde +esîr oldı. Bu vak'adan sonra sultân-ı âlem diyâr-ı Eflâk’da bir ay ikāmet buyurup Kazıklu +Voyvoda ne yapacagını bilmedüginden ��eb-hûn arzûsıyla askerini alup cânib-i ordû-yi +hümâyûna azîmet eyledi. Bu haber istimâ' olunmagla asker-i İslâm tertîb olunup vürûd-ı +küffâra intizâr üzere karâr eylediler. Gicenün bir vaktinde küffâr askeri gelüp ehl-i +İslâm’un arasına girdikde hemân guzât-ı zafer-simât üzerlerine hucûm idüp melâ'îni ortaya +aldılar. ve azîm ceng olup leşker-i küffârdan çok kimse kırıldı. Kazıklu, mahall-i +cengde gerçi kemâl-i ikdâm ile istikrâr gösterdi. Lâkin mücâhidînün sadmesine küffâr tâkat + +----- + +getüremeyüp münhezim olmaları ile Kazıklu dahı nâ-çâr tahlîs-i cân arzûsıyla Ungurus +cânibine firâr eyledi. Mihâl-oglı Alî Big ta'kîb-i firâr-yana me’mûr olup itmâm-ı hidmetde +sa'y-ı belîğ eyledi. Ol diyârun nefâyis-i emvâli ve askerisinün ehl u ıyâlı zabt olunup +memâlik-i Eflâk ale’l-ıtlâk tasarruf-ı şehriyârîye giricek Voyvadalık mülâzım-ı rikâb-ı +hümâyûn Kazıklu kardaşı Tarul Voyvoda’ya ihsân olundı. +. Feth-i Midilli +Eflâk seferinden sonra yine ol sene de cez’îre-i Yunaniyye’den Frenk tasarrufunda +olan Midilli adası teshîri içün Gelibolı cânibine nühzet buyurup donanma-yı hümâyûn +tertîbi fermân olunmagla İstanbul’da ki, gemiler dahı ihzâr olundukda cezâ’ire-i mezbûreye +irsâl olundı. Ve pâd-şâh-ı cihân Gelibolı’dan ubûr itdükden sonra kapukulı ve Anatolı +askeri ile Burusa yolundan Saruhân cânibine revân olup Ayazmend’e nüzûl buyurdılar. +İrsâl olunan donanma Midilli’yi muhâsara idüp kal'ayı dögmege başladılar. Mahsûr olan +tekfür muztarib olup Mahmûd Paşa’dan kendüyi âzâd itmek üzere teslîm-i hisâr niyâz +itdükde Mahmûd Paşa recâsını serîr-i i'lâya i'lâm itmekle ıyâl u emvâli virilmek +fermân olundukda ol vechile kal'a zabt olundı. +. Katl-i kıral-ı Bosna ve zabt-ân-ı memleket +Semendire-hisârı teslîminden sonra Bosna kıralı kalbinde ızmâr-ı gayz u kîn itmekle +harâc irsâlinde ihmâli ve ızrâr-ı müslimîne dâ’ir nâ-şâyeste ef'âl u a'mâlı nümâyân olup +hatta ümerâ-yı ser-haddden Mihâl-oglı Alî Big mükerreren şikâyet-nâme tahrîr eylemişdi. +Ve taleb-i cizye içün çâvuş irsâl olundukda fermânı tahfîf idüp çâvuşı katl eylemek +istedükde vezîri men' eyledügi mesmû'-ı şehinşâhî oldukda deryâ-yı gazabları mevc-endâz +ve bahârında asker-i bî-hisâb ile Bosna cânibine azîmete âgâz buyurdılar. Ve Üsküb’de +ictimâ'-i bakıyye-i sipâh içün ârâm olunup andan Kırat-ova tarafına nühzet olundı. Ve +Çetrin etrâfına varıldıkda Mihâl-oglı’ndan ulak gelüp kıral, Agac-hisârı’nı ihrâk eyledügi +haberini getürdükde Mahmûd Paşa mel'ûnun istîsâlına me’mûr olup ilerü irsâl olundı. Ve +pâd-şâh, Lofça-kal'ası’nı üc gün muhâsara idüp ba'dehû feth eylediler. Mahmûd Paşa +kıralun Yayça-hisârı’nda tahassun itdügüni işitdükde ol cânibe şitâb idüp kıral Sokol’a +gitmiş olunmagla ana varıldıkda ol mahallden dahı firâr idüp Külüç-kal'ası’na götirdügi +mesmû' olıcak. Mâ-beynde olan der-bend-i düşvârun ubûrı asîr oldugı cihetden girü +dönülmek müşâvere olunup Turhan Big-oglı Alî Big dil almağa irsâl olundı. Ol dahı +kıraldan habîr adamlar bulup der-bend-i mezbûrun su'ûbetine i'timâden kıral adem-i ihtiyât + +----- + +üzere oldugını haber aldıkda kendü ilerü şitâb idüp dilleri paşaya irsâl ile recâ-i isti'câl +eyledi. Alî Big, bir nehr ve râsında küffâr askerini görüp köpriden ubûr itmekle küffâra +mukābil oldı. Melâ'în köprüyi kesdirüp ehl-i İslâm’ı ortaya alup cenge başladılar. Ömer +Big, merdâne tîgîn uryân idüp mânend-i şîr-i jiyân gürûh-ı hâsirini birbirine katdı. Lâkin +küffâr kesîr olmagla İslâm askerinde sûret-i inhizâm nümâyân olmuş iken Mahmûd Paşa +kemâl-i isti'câl ile ol mahalle irdükde bu hâlî görücek evvelâ şinâverân sipâhiden bir tâ’ife +mürûr idüp ba'dehû cümlesi ile Mahmûd Paşa dahı ubûr eyledi. Hemân küffâr üzerine +birden hücûm idüp yürüdüklerinde dilâverân-ı Rûm’un hamle-i evvelîsine tahammül +idemeyüp zümre-i melâ'în firâra âgāz eylediler. Ve kal'aya girebilenler kıral ile dâhil olup +sedd-i bâb itdüklerinde muhâsaraya şürû' olundı. Ve leyl ü nehâr kal'a dögülmegle kıral +kemâl-i ıztırâba düşüp amân dilemek ile dâmen-i afva tesebbüt eyledükde gerçi ol la'îni +cebren ahza kudretdâr idi. Lâkin ziyâde-i tazarru' itmesine Mahmûd Paşa merhamet +idüp iltizâm-ı şefâ'atle kıralı alup kal'ayı zabt eylediler. Andan kıralun birâderi tahassun +itdügi Arçay nâm kal'aya varıldıkda ehl-i kal'a kıralun hâlin göricek birâderini nâ-çâr +huzûr-ı paşaya ihzâr itdiler. Ol kal'a dahı bu tarîkile zabt olundukdan sonra ordû-yi +hümâyûn cânibine teveccüh idüp pâd-şâh-ı cihân, Yayça-hisârı muhâsarasına meşgûl iken +Mahmûd Paşa vâsıl-ı atebe-i şehriyârî oldukda kıralı ve karındâşını götürdüginden ehl-i +kal'a haberdâr olıcak. Ol anda i'tizâr-künân hisârı teslîm itmeleri ile ahâlîsi İstanbul’a nakl +olundı. +Ba'dehû Mahmûd Paşa, kıral hakkında iltizâm-ı şefâ'at itmekle mu'âtab olup Bosna +memleketinün tasarruf-ı İslâmiyân’a girmesi kıralun fıkdânına mevkūf oldugı cihetden ol +bâbda istiftâ itdüklerinde Mevlânâ Musannifek katline fetvâ virdigine binâen mûcib-i fetvâ +icrâ olundı. Hatta Mevlâna-yı mezbûr ihrâz-ı ecr içün bi’z-zât katline mübâşeret idüp bir +kaç çalışda kesdirememek latîfesi menkūldur. Bosna civârında Kovaç-ili ve Pavli-ili +hâkimleri dahı kapucılar odasında mahbûs olmagla kıral katlinden sonra anlarda katl +olunup eyâlet Minnet Big-oglı’na ta'yîn olundı. +. Teshîr-i Hersek + +Bosna kurbunda cânib-i garbîsi Frenk deryâsına muttasıl olan Hersek vilâyeti +fethine nühzet buyuruldukda hâkim-i Hersek, pâd-şâh ile mukāvemete iktidârı +olmadugını bilüp Frenk cezâîrinden birine firâr eyledügi mesmû'-ı hümâyûn olıcak. +Der-kenâra “Frenk deryâsından murâd Venedik körfezidir” şeklinde not düşülmüş. + +----- + +Memleket-i mezbûre fethi Mahmûd Paşa’ya sipâriş olunup kendüleri İstanbul’a ric'at +buyurdılar. Mahmûd Paşa dahı me’mûr oldugı üzere Hersek vilâyetinde olan kılâ'ı bir bir +feth idüp ol kişveri cümle zabt eyledükde hâkim-i Hersek tazarru' ü zârî tarîkıla taleb-i +ihsân vâdîsine cârî olup hedâyâ-yı lâyıka tertîbini ikmâl ve bir oglını âsitânede kalmak +üzere irsâl eyledi. Pâd-şâh-ı kerem-kâr dahı niyâzına müsâ'ade buyurup Hersek vilâyetini +tansîf ile nısfını kendüsine inâyet ü i'tâ ve nısf-ı âhirini zabt-ı huddâm-ı âlî-makāmda ibkā +buyurdılar. Hersek-oglı, der-i devlette şeref-i İslâm ile müşerref olup ba'dehû rütbe-i +vizerâta irtikā eylemişdür. Az müddetden sonra kıral fevt olmagla Hersek vilâyeti yine bi’t +tamâm memâlik-i Osmâniyye’den kılındı. +. Fevt-i Karaman-oglı İbrâhîm Big +İbrâhîm Big, Sultân Murâd hemşîresinden olan altı aded evlâdına i'tibâr itmeyüp +nazar-ı ekber evlâdı İshâk Big’e oldugından hâl-i hayâtında İç-il’i virüp kendüden sonra +eyâleti ana intikāl itmek ehemm-i âmâlinden idi. Ve bu hâle İshâk Big’ün birâderleri vâkıf +olmagla pederleri İbrâhîm Big hasta oldukda cümlesi ittifâk idüp Konya’da bâbâları +marîz iken şehri muhâsara eylediler. İbrâhîm Big dahı Konya’dan kaçup Gevale-hisârı’na +girmek üzere şitâb iderken za'f-ı marazla bî-tâkat olup esnâ-i râhda âhirete intikāl eyledi, +. +Karaman-oglı fevt oldukda Pîr Ahmed nâm oglı Konya’da mesned-nişîn-i peder olup +İshâk Big’ün hükûmeti İç-il’e maksûr oldı. Ve Süleymân Big ve Nureddîn Sofı nâm +ogulları der-i devlete gelüp mahsûldâr tîmârlar ihsân olundı. +Ba'dehû İshâk Big pederi mesnedîni tahlîs içün Uzun Hasan’dan her merhalesine bin +filori virmek üzere istimdâd itmekle Uzun Hasan, Erzincân yolundan Sivas’a ve andan +vilâyet-i Karaman’a azîmet eyledükde Pîr Ahmed’ün mukāvemete iktidârı olmamagla +birâderlerün alup âsitâne-i sa'âdete ilticâ eyledi. Uzun Hasan, İshâk Big’i Karaman +diyârına hâkim itdükden sonra bilâd-ı Karaman’a dest-i gāret-i derâz ve mâl ü menâl-i +müslimîni târâce âgāz idüp ol memâlik ağniyâsını bir habbeye muhtâc eyledi. +Ba'dehû Kızıl Ahmed’i İshâk Big’e i'ânet içün bıragup kendüsi vilâyetine gitdi. İshâk +Big birâderinün âsitâneye gitdügini ve pâd-şâh hazretlerinün imdâd va'd itmelerini +işitdükde Ak-şehr ve Big-şehr’i vilâyetlerini birâderine imdâd itmek şartı ile pîş-keş-i +şehriyârî kılmak haberini ilçisi ile iblâg itdükde Server Çâvuş-oglı Çâvuşbaşı +Ahmed Big irsâl olunup bu gûne cevâb virildi ki: “Ol şehrler mukaddemâ iştirâ tarîkile +Devlet-i Osmâniyye zabtına girdikden sonra darb-ı şimşîr ile dahı mirâren teshîr + +----- + +olunmuşdur. Ol bilâdı Herye nâmıyla bu cânibe arz eylemek mürde keyvânî i'tâk kabîlinde +idügi nezd-i ukalâda zâhirdür. Eger, karındaşı mekrinden emîn olmak isterse Çeher-şenbih +suyını hadd-i fâsıl idüp berü cânibini bizim tarafımıza teslîm itsün.” Ahmed Big bu cevâbı +îsâl itdükde rızâ ü kabûl cevâbı virilmekle Ahmed Big ric'at idüp İshâk Big’ün Uzun +Hasan’a istinâd ile ser-keşligini arz eyleyecek, Antâliyye bigi Hamza Big ve nice nâmdâr +ümerâ, asker-i bî-hisâb ile Pîr Ahmed big’e koşulup irsâl olundı. Karaman diyârına varılup +Ermenek’de tekābül-i saffeyn vâki' oldukda leşker-i Karamaniyân asker-i zafer-eser-i +sadmesine mütehammil olamayup münhezim olmaları ile İshâk big hazînesini alup Uzun +Hasan cânibine firâr eyledi. Pîr Ahmed, imdâd-ı şehinşâhî ile Karaman diyârına mâlik olup +İç-il dahı kabza-ı tasarrufuna girdi. Ancak Silifke-kal'ası, İshâk big’ün oglında kalup Ak +şehr ve Big-şehr’i ve Sıklan-hisârı ve Ilgun bâzârı nâm beldeleri nüvvâb-ı +şehriyârîye teslîm eyledi. Ve imdâdına ta'yîn olunan ümerâya bî-nihâye bahşiş virüp +ri'âyetler eyledi. Ba'de zamân ol dahı muktazâ-yı hilkat-ı Karamaniyân olan mel'aneti icrâ +ile cezâsını bulmuşdur. +. Feth-i Karlı-ili der-Mora +Ungurus kıralı hükkâm-ı Frenk ile ittifâk idüp kendüsi Bosna üzerine ve Frenk Mora +cânibine varmak üzere re’y eylediler. Ve Mora’da ehl-i İslâm tasarrufunda olan kılâ' +zabtını teshîl içün mukaddemâ hedm olunan Germe-hisârı’nı binâen eylemek tedbîrin idüp +Arnavud keferesi dahı anlara itbâ' ile ba'zı memâlik-i mahrûseye ta'addî itmege başladugı +ihbâr-ı muvahhişesi der-i devlete vârid oldukda ba'de’l-istişâre şunun üzerine karâr virildi +ki: “Memâlik-i mezbûrenün birbirinden bu'dı yigirmi beş günlük mesâfe olup her birinin +dârü’s-saltana ile mâ-beyni bir aylık yol olmagla cümlesinün birden tedâriki cerr-i imkânda +olmadugından nâşî takdîm-i ehemm kā'idesini ri'âyetle Mora’ya râh-ı imdâdun insidâdını +mûcib olan Germe binâsına mümâna'at cümleden elzemdür” deyü etrâf ü eknâfa cem'-i +asâkir-i zafer-me'âşir içün evâmir-i şerîfe tahrîr olunup mukaddemâ Mahmûd Paşa serdâr-ı +talî'a olmak üzere Mora cânibine irsâl olundı, fî sene . +Pâd-şâh hazret leri dahı paşanun ardınca bakıyye-i mücâhidîn ile azm-i râh +eylediler. Mahmûd Paşa, Germe-hisârı’na varınca kefere-i Frenk hisârı binâ idüp +evvelkiden ziyâde istihkâm virmekle melâ'în Kördös-kal'ası’nda Mora hâkimi Elvân Big +oglı Sinân Big’i muhâsara eylediler. Ve her tarafdan toplar âmâde idüp ziyâde-i ikdâm ile +kal'ayı dögdükleri cihetden kal'anun dîvârları harâb olmagla Sinân Big istişâr idüp: “Eger +bu minvâl üzere tevakkuf olunursa küffâra mukāvemetün imkânı yokdur. Buna çâre hemân + +----- + +bir gice şeb-hûn eylemekdür” deyü ol re’ye ittifâk ile bir şeb-i târda hisârdan hurûc +eylediler. Ve sadâ-yı kûs ü nefîr ve âvâze-i tehlîl ü tekbîri resîde-i tâk-ı vâlâ-revâk-ı felek +esîr idüp bir ugurdan küffâr-ı hâk-sâr üzere hecme-i şîr-âne ve hamle-i hasm-efgen-i +dilîrâne eyledüklerinde küffâr mukaddemâ Mahmûd Paşa’nun, Germe muhâsarasına +azîmetin istimâ' idüp müstahfızlarında yârâ-yı mukāvemet ümîd itmedüklerine binâen ol +cânibden Mahmûd Paşa vürûd itdi zann eylediler. Zîrâ kal'adan hurûca hîç ihtimâl +virmezler idi. Bu vechile küffârun kalbine havf ü haşiyyet müstevlî olup asker-i İslâm’un +hücûmuna tâkat getürememekle münhezim oldılar. Bu hâdise akabinde Mahmûd Paşa dahı +Germe’ye vâsıl olup muhâsaraya mübâderet eyledükde vech-i eshel üzere fethi +müyesser oldı. +Ba'dehû firâr iden küffâr ardınca îlgârcı gönderilüp çok kâfir kılıçdan geçdi. Sâhil-i +deryâya irenler gemilerine binüp firâr eylediler. Mahmûd Paşa vâki' olan nusret müjdesini +der-i devlete irsâl itmekle envâ'-i nevâziş-i şehriyârîye mazhar olup bakıyye-i kılâ'-i Mora +teshîrine me’mûr oldukda Mepturı ve Siperat ve Londar ve Yılduz nâm hisârlar ki, anlara +Karlı-ili dirler. Bunları ve bunlardan mâ-adâ iki kal'a dahı zabt ü teshîr eyledi. +. Tahlîs-i Midilli ez-dest-i muhâsara-i küffâr +Mukaddemâ zikr olundugı üzere Mahmûd Paşa gitmesi akabinde pâd-şâh-ı cihân dahı +azm-i râh idüp Bosna cânibine teveccüh itmişler idi. Sofya’ya varıldıkda Frenk gemileri +Midilli adası’nı muhâtara itdükleri haberi vârid olmagla Sofya’da tevakkuf-ı hümâyûn +iktizâ idüp Mahmûd Paşa Karlı-ili teshîrini itmâm itdügi cihetden ulak irsâli ile Midilli +imdâdına me’mûr oldı. Ol dahı yanında olan dil-âverân ile Gelibolı cânibine şitâb idüp +i'dâd olunan sefînelere süvâr ve az zamânda pîrâmen-i hisâr-ı mezbûre lenger-endâz karâr +olduklarında küffâr-ı hâk-sâr mukāvemete iktidârdan acz ile cûyâ-i semt-i firâz oldılar. +Mahmûd Paşa, Midilli-kal'ası’nun münhezim olan mahallerini ta'mîr ü termîmden sonra +dergâh-ı şehriyârîye tarafına azîmet eyledi. Ungurus kıralı Bosna üzerine gelmiş +iken Frenk inhizâmını istimâ' itmekle yalınız Yayça-hisârı’nı zabt ile iktifâ idüp vilâyetine +ric'at eyledi. Ve hisâr-ı mezbûrı zabt eylemesi muhâfızlarının ihmâli ile oldugından nâşî +hakklarında eşedd siyâset icrâ olunup mevsim-i şitâ dahı karîb olmagla dârü’s-saltanaya +avdet buyurdılar. + +----- + +. Sefer-i Bosna +Yayça-hisârı tahlîsi zimmet-i himmet-i pâd-şâhîye lâzım olmagla Rebî'ül +evvel’inde asâkir-i bî-şümâr ile Bosna tarafına nühzet buyuruldı. Ve Yayça-hisârı’na +varıldıkda muhâsara olunup hedm-i burc u bârûsına ikdâmda kusûr olunmadı. Lâkin esbâb +ı muhâfaza bisyâr olmagla bâ'is-i ta'vîk-i feth-i hisâr olup eyyâm-ı muhâsaranın imtidâdına +bâdî oldı. Ve ol esnâda Ungurus kıralınun Sava’dan geçüp İzvornik-kal'ası’nı muhâsara +eyledügi haberi mesmû' oldugı cihetden Minnet-oglı Mehmed Big Yayça muhâsarasında +ibkā olunup pâd-şâh-ı âlem İzvornik tarafına teveccüh buyurdılar. Kal'a-i mezbûre kurbuna +varıldıkda ol nevâhîde olan düşvâr güzâr-ı der-bendleri nice toplar ihzârı ile küffâr sedd +itdügine binâen sultân-ı cihânun öyle hatar-nâk mahallerden güzârı münâsib görülmeyüp +vakt-i şitâ dahı karîb olmagla İzvornik muhâfazasına Rûm-ili askeri ile Mahmûd +Paşa me’mûr olup pâd-şâh-ı âlem-penâh Sofya’ya avdet ve ol kış anda ikāmet buyurdılar. +Küffâr İzvornik-kal'ası üzerine geldükde mukaddemâ irsâl olunan Mihâl-oglı İskender Big +beş yüz nâmdâr yigitler ile vâsıl olmuş bulunmagla kal'a muhâfazasına ikdâm-ı tâmm ile +kıyâm ve merdânelik merâsimini alâ-vechi’l-kemâl tamâm idüp melâ'înün tahrîb itdügi +mahalleri ta'mîr iderek levâzım-ı mühimmât hıfz u hırâset tekmîline mezîd-i ihtimâm +eylediler. Lâkin eyyâm-ı muhâsara mümtedd olmagla müstahfızîn-i hisâr üftâde-i muzîk-i +ıztırâr olup şeb ü rûz vürûd-ı imdâda dîde-dûz-ı intizâr oldılar. Mahmûd Paşa dahı der +bend-i mezbûrde ümerâ ile ba'de’l-meşvere şöyle re’y itdiler ki: “Evvelâ kal'anun yed-i +mülimînde bekāsından istihbâr idüp sonra ol mahall-i mahûfdan güzâra sa'y ideler. “Bu +re’y üzere ol yolları bilür bir kaç dil-âver-i kemâl sür'atle irsâl olundı. Anlar dahı me’mûr +oldukları üzere yola girüp İzvornik-kal'ası’na vâsıl oldılar. Gāyet şiddet-i şitâ olmagla +küffâr izbelere gizlenmiş oldukları cihetden ol kimesneler derûn-ı şebde pây-i hisâra varup +“Kal'a kimindür?” deyü nidâ itdiler. Müstahfızlar âşinâ sadâsını işidüp sürûr ile “Pâd +şâh-ı âlem-penâhındur.” deyü cevâb virdiklerinde ol kimseler kal'a muhâfızlarına hitâben +didiler ki: “Siz hemân gayret kemerini miyân-ı himmete bezl idüp dîn yolunda sa'y +ü ikdâm idin. İki üc güne dek Mahmûd Paşa asker-i İslâm ile vâsıl olur. Bir kaç gün her ne +ise tahammül eylemek gereksiz” deyü yetişir imdâd ile hıfz-ı hisârun kalblerine kuvvet +virüp geldikleri cânibe ric'at eylediler. Ertesi ehl-i hisâr tabl-ı beşâret çaldırup şenlikler +itdüklerinde küffâr-ı hâk-sâr gice imdâd müjdesi geldüginden haberdâr olmuşlar idi. Bu +ahvâli kırala i'lâm itmeleri ile imdâd gelecek yollara gözciler koyup ahmâl ü eskālini +kaçırmak ile firâra tehyî’ eyledi. Ol esnâda Mahmûd Paşa der-bend-i ma'hûddan ubûr idüp + +----- + +akıncı askeri ile Mihâl-oglı Alî Big’i ilerü irsâl eyledi. Alî Big’ün karîb-i küffâra vusûlını +gözciler gördükde Mahmûd Paşa zannı ile kaçarak gelüp “Paşa geldi” deyü asker-i küffâra +haber virdikleri cihetden derûnlarına ru'b ü hirâs istîlâ idüp teferruka başladılar. Kıral dahı +askerinün pâydâr olmadugını göricek, tahlîs-i cân fikrine düşüp mahall-i gavgādan dûr +olmaga şitâb eyledi. Alî Big bu hâlden haberdâr oldukda kal'a yanına varup ehl-i hisâra +küffârun firârını i'lâm itmekle anlar dahı çıkup melâ'înün emvâl ve eşyâsını gârete +başladılar. Ol hînde Mahmûd Paşa irişüp inhizâm-ı gürûh-ı hâsirine muttali' oldukda akab +gîrlik tedârikin idüp leşker-i küffârun ardınca isti'cal ile îlgâr eyledüginden Sava +nehrine vâsıl oluncaya dek bî-hadd kâfir kırdılar. Ve ekserî esîr olup niceleri dahı Sava’ya +gark oldı. Guzât-ı İslâm ganâyim-i bî-hisâb ile muğtenim olup küffârun top u tufengi ve +sâ’ir cebe-hâne ve alât-ı cengi cümle mazbût hüddâm-ı şehinşâhî oldı. Mahmûd bu +vech üzere kazâ-yı vatar itdükden sonra âzim-i der-i devlet-makarr olup vusûlunda mezîd +i'zâz ile ser-firâz kılındı. +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i memleket-i Arnavud +Arnavud tâ’ifesinün Ungurus ve Frenk gâ’ilesi ber-taraf oldukdan sonra ol cânibe +teveccüh-i hümâyûn buyurılup Manastır sahrâsında asker-i nusret-eser ordû-yi hümâyûna +müctemi' olıcak. +bahârında Arnavud diyârına nühzet olunup izz ü ikbâl ile vusûl müyesser +oldukda memâlik-i mezbûrede gerden-keşlik idenlerün bilâd ve kılâ'ı yegân yegân mazbût +ı asâkir-i sultân ve’l-imkân olup bir tarafa dahı akıncı irsâl olunmagla bî-hadd ü şümâr esîr +çıkardılar. Ba'zı cibâl-i menî'aya ilticâ idenler dahı sît-i satvet-i şehinşâhîden hirâsân olup +rûymâl-i dergâh-ı âlîye şitâb ile mazhar-ı afv ü ihsân oldılar. Ol memâlik bi’l-cümle teshîr +olundukdan sonra ihtiyâten Arnavud tâ’ifesi isyân iderse ehl-i İslâm’a tahassun idicek bir +hısn-ı müstahkem bulunsun içün ��lbasan nâm hisârı binâ buyurup ba'dehû şehr-i +Edrene’ye ric'at buyurdılar. Arnavud serdârlarından Hâyin İskender nâm şakî itâ'at-ı pâd +şâhîden hurûc idüp Kalkandelen taglarında yaylak-nişîn olanlarun koyununı sürmekle +memâlik-i mahrûsaya îsâl-i hasâret eyledügi ma'rûz olıcak. Def'-i fitnesi ümerâ-yı ser +hadde ihâle ile husûl-pezîr olacak umûrdan iken bi’z-zât varmak muhtâr-ı tab'-ı şehinşâh-i +gayûr olup senesi bahârında Arnavud memleketine teveccüh buyurdılar. Bilâd-ı +mezbûre yümn-i kudûm-ı şehriyârî ile müstes'id oldukdan sonra himmet ve alây-ı +hümâyûn şakî-yi mezbûrun istîsâline ta'alluk itdügine binâen kabza-ı tasarrufunda olan +Metinde “Pâdişâ” okunacak şekilde yazılmış. + +----- + +bilâd-ı bi’l-cümle yerinden nez' ü ihrâc olunmagla kendüsi ferîd ü vahîd deryâ-yı Frenk’e +cân atup nâ-bedîd oldı. +Ba'dehû ol memleket iki sancak kılınup iki bige tevcîh olundı. Andan avdet olunup +Rûm-ili’de tâ'ûn olmagla şehrlere girmeyerek Kara-deniz kenârına teveccüh buyurdılar ve +kış gelince ol mahallerde tevakkuf olunup ba'dehû dârü’s-saltanaya vâsıl oldılar. +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i Karaman +Karaman-oglı isyân eyledügi mesmû' olmagla ol cânibe teveccüh olundukda pâd-şâh +ile mukāvemete adem-i iktidârını bilüp Lârende’ye firâr eyledi. Pâd-şâh-ı âlem-penâh dahı +Gevale-kal'ası’nı ve Konya’yı zabt eyleyüp Mahmûd Paşa’yı Lârende’ye irsâl buyurdılar. +Mahmûd Paşa Lârende’ye vardıkda Karaman-oglı Pîr Ahmed ile muhârebe-i +azîmeden sonra Karamaniyân münhezim olup Pîr Ahmed güc ile firâr eyledi. +Karamanîler’den çok kimse esîr olup huzûr-ı hümâyûna ihzâr olundukda katlleri ile fermân +olundı. Ba'dehû Mahmûd Paşa Turgud-ogulları üzerine varup firâr itmiş bulunmaları ile +Bulgar tagı tarafına îlgâr eyledükde ol mahallden dahı Tarsus’a kaçdılar. Paşada +bekāyasından buldugını esîr idüp dergâh-ı şehriyârîye götürdükde katl olındılar. Ve +Lârende ve Konya ahâlisinden nakle sâlih olanlar İstanbul’a nakl olunup, Konya’yı İbrâhîm +Big tahrîb itmiş olmagla ta'mîr olunup hıfz-ı ta'yîn eylediler ve Gevale-kal'ası’nı tahrîb-i +fermân idüp vilâyet-i Karaman bu vechile kabza-ı tasarruf-ı şehriyârîye dâhil olıcak, Şeh +zâde Sultân Mustafâ hazretlerine hükûmetgâh kılınup devlet ü ikbâl ile serîr-i saltanatlarına +ric'at buyurdılar. Kara-hisâr’a gelindikde Mahmûd Paşa’nun otâgını başına yıkdırup azl +itmeleri ile birine İshâk Paşa’yı nasb eylediler. Uzun Hasan yanında olan Karaman-oglı +İshâk Big bu sene de vefât eyledi. +. Feth-i Eğriboz +Altmış pâreden mütecâviz kadırga ile Frenk biglerinden Cendral nâm lâ'în İnöz +üzerine gelüp kādî ve hatîbi ve dahı nice müslimânları giriftâr eyledügi haber-i muvahhişi +der-i devlete i'lâm olunmagla Gelibolı sancagı Mahmûd Paşa’ya tevcîh olunup donanma-yı +hümâyûn tertîbi içün sevâhilden gemiler ihzâr eylemek ana tefvîz olundı. Etrâf ü +eknâfa evâmir tahrîr olunup asker cem'ine mübâderet buyurdılar. +Ba'dehû Frenk tasarrufunda olan cezâ’îr-i Yunaniyye’den Eğriboz cezîresi ki, +Medinetü’l-hükemâ Atina şehrinün mukābelesinde vâki' olmuşdur. Ol mahallden memâlik +i İslâmiyye’ye melâ'înün ta'arruzundan mâ-adâ sefâyin-i Frenk mahall-i iktizâda cezîre-i + +----- + +mezbûre limanına tahassun ü ilticâya istinâden envâ'-i fesâda cesâret itmeleriyle ol +cezîrenün teshîri ehemm-i umûrdan oldugına binâen İnöz vak'ası tahrîk-i gazab-ı şehinşâhî +idicek. senesi evâ’ilinde berr ü bahrdan mahall-i mezbûre asâkir-i bî-şümâr ile +teveccüh buyurdılar. Ba'de’l-vusûl Mahmûd Paşa, yüzden ziyâde gemi ile etrâf-ı cezîreyi +ihâta idüp Rûm-ili yakasına mahdûd olan asma köpri ki, küffâr ref' itmiş idi. Anun +mevzi'ne gemiler üzere köpri kurılup şüc'ân-ı guzât ol köpriden mürûr ile kal'ayı her +tarafeynden dögmege başladılar ve tarafeynden azîm toplar atılup nâ’ire-i kıtâl ziyâde +işti'âl buldı. Ol esnâda Cendral lâ'în seksan pâre kadırga ile imdâda gelüp şükûh-ı İslâm’ı +göricek ilerü gelmege cesâret idemedüginden tevakkuf eyledi ki, kal'aya yürüyüş olursa bir +tarafdan ol dahı ehl-i İslâm’ı ızrâr ile ta'vîk-i feth-i hisâr eyleye ve yürüyüş günin bilmek +içün dil almaga kayıklar ta'yîn eyledükde bir sipâhinün kölesi mürtedd olmak kasdı ile +sâhilden gemiler hizâsına varmagla küffâr gelüp ol mel'ûnı re’îslerine îsâl eylediler. +Andan istihbâr itdüklerinde üçünci gün yürüyüş fermân olunup münâdîler nidâ itdügini +ihbâr idicek, Cendral mukābele esbâbını tehyi’e idüp hâzır u âmâde oldı. Berü cânibde dil +alındugı ma'lûm oldukda şöyle re’y olundı ki: “Yürüyüş te’hîr olunmayup küffâr imdâda +gelince bir an akdem teshîr-i hisâra ihtimâm oluna. Bu tedbîrün husûlı içün yarın yagma +günidür, hâzır olun” deyü asker beyninde münâdîlere nidâ itdürüp yagmaya ruhsat virdiler. +İrtesi ale’s-seher kal'a cânibine yürüyüş olup guzât-ı zafer-simât arzû-yı ganimetle atılan +top u tufenge bakmakdıklarından nâşî kemâl-i ikdâm ile açılan rahnelerden hisâra dâhil +oldılar ve küffârı kırmaga başlayup istihdâma sâlih olanlarunı dahı esîr itmekle guzât-ı +İslâm emvâl ve eşyâ-yı küffârî yagma eyledükde bî-hisâb ganîmetle muğtenim oldılar. +Nısf-ı nehâr oldukda Cendral lâ'în ahvâlden haberdâr olup burûc-ı hisârda râyât-ı feth ü +zafer müşâhede idicek, istîlâ-yı havf ü hirâs ile turmaga mecâli kalmayup gemilerini sûy-ı +idbâra imâle vü tahvîl ve cûyâ-yı semt-i halâs olarak vâdî-i firâra isti'câl ile bî-gayretlik +merâsimini tekmîl eyledi. Kal'a-i mezbûre mukābelesinde deniz içre Kızıl-hisâr nâmında +bir burguz var idi. Feth olundukda küffârun hazînesi anda bulunmagla hazîne-i âmire içün +zabt olundı. Avn-i Hakk ile ol cezîre kabza-ı tasarruf-ı İslâmiyân’a dâhil olıcak. +Kādî ve emîr ta'yîninden sonra pâd-şâh-ı cihân serîr-i saltanatlarına avdet buyurdılar. +. İrsâl-i asker be-Karaman +Karaman-ogulları’na istîsâl içün Rûm Mehmed Paşa ma'iyyetine kapukullarından bir +kaç bölük ile Anatolı ümerâsının ekserî ta'yîn olunup vilâyet-i Karaman’a irsâl olundı. Ol +dahı me’mûr oldugı mahalle vardıkda hırs ü tama' meslekine sülûk idüp ahâli-yi Karamanî + +----- + +tecrîm ile ol bilâdı tahrîbe sa'y eyledükden sonra Varsak cânibe teveccüh eyledükde, Uyuz +Big nâm kimse bir taşlı mahallde Mehmed Paşa’nun önini alup askerini târmâr itmekle +nısfından ziyâdesini katl eyledi. Ve cem' eyledügi emvâl-i mezâlimi bırakdırup cümlesini +zabt itdüklerinde Varsak yeniçerileri Uyuz Big karşusında “Bu Paşa ne hoş devletlü imiş, +birikdirdügi mâlı getürüp ayagımıza dökdi.” deyü istihzâ eylemişler. Mehmed Paşa, böyle +inhizâm ile rücû' itdükde bâ'is-i inhirâf zamîr-i hümâyûn olup ol hidmete Vezîr-i a'zam +İshâk Paşa ta'yîn olundı. İshâk Paşa dahı senesinde asker-i bî-pâyân ile azm-i Karaman +idicek. Pîr Ahmed Big, İç-il’e firâr itmekle ta'kîb olundukda Uzun Hasan’a ilticâ fikrile +Diyâr-bekr cânibine girüp, Kāsım Big dahı sa'bü’l-mürûr mevzi'lere tahassun eyledi. İshâk +Paşa, Ez-köy’i ve Uç-hisâr’ı ve Orta-hisâr nâm belde leri zabt idüp Ak-sarây’a +geldikde fermân-ı pâd-şâhî ile ahâlîsinden ba'zılarını İstanbul’a nakl eyledi. İskân +olundukları mahalle ol belde ismiyle müsemmâdur. +. Feth-i Alâ’iyye +Rûm Mehmed Paşa, Alâ’iyye teshîrine kapukulından bir nice bölük ile irsâl +olunmuşken Alâ’iyye hâkimi Latîf Big-oglı Kılıç Arslân Big’ün eniştesi olmagla fethinde +taksîr idüp bî-husûl-ı maksûd avdet idicek, hidmet-i merkūme Gedik Ahmed Paşa’ya tefvîz +olundı. Ol dahı senesi dil-âverân-ı Rûm ile Alâ’iyye’ye varup kal'a üzerine hücûm +eyledi. Ve tertîb olunan toplar vaz' olunup ihtimâm ile kal'ayı dögmege mübâşeret +eyledüklerinde ehl-i hisâr havfa düşüp Kılıç Arslân Big’ün huzûrunda bu vechile ifâde-i hâl +eylediler ki: “Osmân-ogulları’nun devleti kavî olmagla bunları Karaman-oglı’na kıyâs +itmek olmaz. Hemân tavr-ı âkılâne bunlara itâ'at idüp, tahsîl-i emn ü râhat irmekdür” deyü +nasîhat gûne kelâmlarını Kılıç Arslân Big kabûl eylemek ile paşaya âdemler irsâl idüp +paşanun maksûdı ne idügini istihbâr eyledi. Anlar dahı huzûr-ı paşaya dâhil olup bu hisârı +feth itdükde “Bigimiz hakkında fikriniz nedür?” deyü sû’âl eylediler. Paşa dahı “Eger pâd +şâhımıza inkıyâd idüp makām-ı husûmetde kıyâm itmezse mazhar-ı afv ü ihsân olmasına +ta'ahhüd iderim, yok eger inâd meslekine giderse cezâsını bulur” deyü cevâb virdikde, +paşanun kelâmı bigün ma'lûmı olıcak. Ehl u ıyâlıyla kal'adan çıkup itâ'at eyledi. +Paşa dahı Alâ’iyye’yi tevâbi'i ile zabt idüp azm-i der-i devlet-medâr itdükde ba'de’l-vusûl +Kılıç Arslân Big’ün hakkında şefâ'ati makbûl olmagla Gümilcine sancagı ba'zı zamâyim +ile ihsân olundı. Ve tatyîb içün ziyâfet ü ikrâm ve nevâziş ü ihtirâm kılındıkdan sonra +sancagına varup nice eyyâm ikāmet itmişken ehl u ıyâlını bırakup Mısır’a firâr itmişdür. +Nakl olunur ki: “Mezbûr gāyet cevher-şinâs olmagla pâd-şâh hazretlerinün bir cevher-i + +----- + +girân-ı kıymetleri kendünde bulunup ba'de’l-firâr ol taşı reng-i âhere boyayup Mısır’dan +bir cevher-fürûş ile Gedik Ahmed Paşa’ya yolladıkda paşa huzûr-ı hümâyûna arz idicek, +nazara-i ûlâda teşhîs buyurup “Bu taş Kılıç Arslân’a virdigimdür.” dimişler. +. Zabt-ı Silifke ve Mokan +Karaman-oglı İshâk Big mukaddemâ zikr olundugı üzere vefât itmekle Silifke +hisârı’nda tahassun iden oglı Devlet-i aliyyeye ilticâ içün kal'ayı teslîm idecegini ihbâr +eyledükde, Gedik Ahmed Paşa irsâl olunup zabt olundı. Ve Mokan ve Lüle kal'aları teshîr +olunup Karaman-ogulları neslinden ol mahallerde ahz olunan bir kaçı der-i devlete îsâl +olundı. +. Sefer-i hümâyûn be-cânib-i şâh-ı Acem Uzun Hasan +Uzun Hasan gitdükce iktisâb-ı kudret idüp Karakoyunlu’dan Cihânşâh Mirzâ +ve Timur ahfâdından Ebu Sa'îd Han gibi nâmdâr pâd-şâhları iki sene içinde tâc ü tahtından +dûr itmekle Irâk-ı Arab ve Acem ve Fârs ve Kirmân vilâyetlerinde bi’l-istiklâl pâd-şâh +oldukda Karaman-oglı mekri ile Sultân-ı Rûm bilâdına el uzadup vezîri Bektâş-oglı Emîr +Ömer’i serdâr-ı sipâh nekbet-medâr eylemek ile amm-zâdesi Yusufça Mirzâ’yı ve nice +nâmdâr ümerâsını ma'iyyetine ta'yîn eyledi. Ve Karamanîler pîşvâ-i asker idüp Rûm’a irsâl +eyledi. Anlar dahı Diyâr-bekr ve Tokat hudûdına gelüp ol nevâhîye envâ'-i hasâret îsâl +eyledükden sonra ale’l-gafle Tokat’ı basup yagma vü gâret eylediler. Ba'dehû ol şehr-i +azîmi ihrâk bi’n-nâr idüp nice mesâcid ü cevâmi'i harâb itmeleri ile Timur’un Sivas’a +eyledügini bu beldede icrâ eylediler. Re’isleri olan Emîr Ömer, Tokat tahrîbinden sonra +Diyâr-bekr’e girüp Yusufça Mirzâ, Karaman-ogulları ile Hamîd ve Karaman vilâyetlerine +azîmet eylediler. Bu haberler vâsıl-ı sem'-i hümâyûn oldukda deryâ-yı gazab-ı şehriyârî +cûş-i hurûşa gelüp ol sâ'at İstanbul’dan Üsküdâr yakasına güzâr ve nakl-i otâk-ı hümâyûn +ile nasb-i i'lâm-ı zafer-medâr eylediler. Asker cem'i içün etrâfa evâmir-i şerîfe tahrîr +olunup Şeh-zâde Sultân Mustafâ, Karaman’dan Kara-hisâr’a gelmege me’mûr olmagla +belde-i mezbûre ye vâsıl ol ve Mahmûd Paşa Gelibolı’dan da'vet olunup sâniyen +sadr-ı a'zam oldı ve ol eyyâm şiddet-i şitâ hengâmı olmagla -i hümâyûn evvel +bahâra te’hîr olunmak re’y-i hüsn idügini Mahmûd Paşa huzûr-ı şehriyârîye vech-i hüsn ile +ifâde eyledükde makbûl-ı hümâyûn olup Karaman cânibine gelen eşkıyânun def'i Sultân +Mustafâ hazretlerine tefvîz olunmak ile Anatolı biglerbigisi Dâvud Paşa, şeh-zâde +Metinde “sefer” mükerrerdir. + +----- + +hidmetine ta'yîn olundı. Ol vaktde Karaman üzerine gelen Yusufça Mirzâ, Karaman +ogulları ile vilâyet-i mezbûreyi devr idüp andan Ak-şehr’e ve Karamuk’dan Hamîd-ili’ne +ba'dehû Karesi vilâyetine varmış idi. Şeh-zâde hazretleri dahı Anatolı askeri ile +Karamuk’dan ve Yalavaç’dan Karesi iline varup bir mahallde Yusufça Mirzâ askerine +mukābil oldılar. Dil-âverân-ı Rûm, Türkmen askeri üzerine merdâne hücûm idüp birbirine +katdılar. Bu minvâl üzere bir mikdâr cengden sonra Yusufça Mirzâ askeri münhezim olup +firâra âgāz eylediler. Esnâ-yi cengde eşkıyâdan çogı maktûl olup aşrı halâs olmadı. Ve +niceleri esîr olup hattâ re’isleri Yusufça Mirzâ dahı giriftâr olmagla dest ü pâ-beste huzûr-ı +şehriyârîye ihzâr olundukda habs kılınmak fermân olunup sâ’ir esîrler katl olundı. Pîr +Ahmed Big ol cengden Uzun Hasan’a firâr idüp Kāsım Big, ba'de’l-firâr bir takrîb +ile İç-il’de Silifke-kal'ası’nı zabt eyledi. Ve’l-hâsıl senesinün şitâsı mürûr idince otâk-ı +hümâyûn Üsküdâr’dan nakl olunmak müteyemmin add olunmayup mahallinde ibkā +olundugı esnâda Uzun Hasan’a envâ'-i teşnî'âtı mutazammın mektûb tahrîrile mukābele-i +şehriyârîye gelmege muztarr kılındukdan sonra Şevvâl’inde pâd-şâh-ı âlem-penâh esb +i himmete süvâr ve havâss-ı sipâh-ı zafer-medâr ile İznik yolundan Yeni-şehr’e besât-efgen +karâr olup kapukulı İstanbul’dan ve sâ’ir Rûm-ili askeri Gelibolı’dan güzâr ile vâsıl-ı +ma'asker-i hümâyûn nusret-âsâr oldılar. +Ba'dehû cânib-i maksûda teveccüh olunup Big-pâzârı’na varıldıkda Sultân Mustafâ +ordû-yi hümâyûna mülhak oldı. Kaz-âbâd’a vusûl bulduklarında Amâsiyye sancagında olan +Şeh-zâde Sultân Bâyezîd hazretleri şeref-i dest-bûs-ı şehinşâhî ile müstes'id oldılar. Sahrâ +yı Sivas mazrıb-ı i'lâm-ı gerdûn-mümâss oldukda alâylar temâşâsına fermân sâdır olup +meymene vü meyserede iki şeh-zâde hazretleri alâylarını tertîb eylediler. Rûm-ili +biglerbigisi Hâs Murâd kırk sancak bigi ile Rûm-ili askerinden ve azeb ve yeniçeriden +yigirmi bin dil-âvere serdâr olup Sultân Bâyezîd’in livâ-yı zafer-i iltivâsı sâyesinde +meymene askerine mülhak oldılar. Ve Anatolı biglerbigisi Dâvud Paşa yigirmi dört +sancâk bigi ve yigirmi bin azeb askeri ile meyserede Sultân Mustafâ alemi altında +turdılar. Kalbgâh-ı sipâh dahı pâd-şâh-ı âlem-penâh ile müşerref olup sipâh ü silahdâr +yemîn ü yesârda karâr eylediler. Ulufeci ve azeb bölüklerinün sagı ve solı mülevven +bayrâklar ile mahallerinde kıyâm idüp yeniçeri dil-âverleri sedd-i üstüvâr gibi pîşgâh-ı +şehinşâhîde harbe vü tufeng ve sâ’ir edevât-ı ceng ile saff-beste-i istikrâr oldılar. Bi’l +cümle ol fezâda ceng eri yüz bin âdem cem' olup mânend-i bahr-i zehhâr ol gürûh-ı bî +şümârdan taraf taraf emvâc-ı pey-der-pey zâhir ü âşikâr oldı. + +----- + +Ba'dehû Gedik Ahmed Paşa re’yi üzere mukaddemâ Mihâl-oglı Alî Big akıncı askeri +ile irsâl olunup ol dahı Kemah-kal'ası’nı gâret ve sükkânı olan Ermeniler’i esîr itmek ile +îsâl-i envâ'-i hasâret eyledügi Uzun Hasan’un mesmû'ı oldukda sâlifü’z-zikr mektûb dahı +vâsıl olmagla hafv ü gazab beyninde ıztırâba düşüp etvâr-ı nâ-şâyestesi kabil-i i'tizâr +olmadugından makām-ı husûmetde kıyâm sûreti üzere nehr-i Furât kurbunda ba'zı cibâl-i +refî'aya arka virmekle nehr-i mezbûrı siperlendi. Beri cânibde Rûm-ili biglerbigisi Hâs +Murâd serdâr-ı talî'a nasb olunup irsâl olundukda Uzun Hasan mukābelesine gelicek +askerinden âdemler ta'yîni ile düşmenden dil aldırup pâd-şâh cânibine îsâl eyledi. +Ba'dehû Hâs Murâd hadîsü’s-sinn bir merd-i şecî' olmagla şâyed ki: “Şecâ'atine +mağrûren mukābele-i hasmda acele eylerse, bir emr-i gayr-i marzî sudûrına sebeb ola.” +deyü Mahmûd Paşa nigeh-bânlık ile irsâl olundı. Mahmûd Paşa vâsıl oldukda Hâs Murâd +Big’ün nehr-i Furât’dan mürûr ikdâmını göricek tevkîf içün çok nasîhat eyledi. Lâkin +Murâd Big garaza haml idüp kabûl itmedi. Ve Furât nehrinden şitâb ile ubûr idüp +karavullık hidmetinde olan Alî Big düşmenün kesret ü vefretini ve üzerlerine hücûmını +gördükde firâr eyledügi Mahmûd Paşa’nun mesmû'ı oldukda Hâs Murâd’a haber gönderüp: +“Elbette girü dönsün, düşmenün galebe ve hücûmı var imiş, sonra adû eline girmekle arz +eksikligi olur. Ve ol emrden inhizâm-ı za'f kalup askere sebebdür.” deyü irsâl eyledügi +peyâmlar müfîd olmayup hemân leşker-i hasm üzerine yüridi. Uzun Hasan dahı anı +gördükde pusuya asker koyup kendüsi firâr sûretiyle Murâd Big’i ilerü çekdükde pusuda +olanlar güzârgâh-ı nehri kesdürmekle dört cânibden Murâd Big üzerine hücûm eylediler. Ol +dahı bu hâlî gördükde hâyatdan me’yûs olmagla tîgin uryân idüp mânende-i ejder-leşker-i +a'dâya şerâre-feşân-ı merg ü helâk ve âlem-i şühûddan gürûh-ı nâ-ma'dûda sebeb-i infikâk +oldı. Bu minvâl üzere bir müddet harb u kıtâl işti'âl buldukdan sonra Hâs Murâd +Paşa şehîd olmagla asker münhezim olup ekserîsi adem-i vâdîsine vaz'-ı kadem eyledi. Ve +ümerâdan Turhan Big-oglı Ömer Big ve Hacı Big ve Fenarî-zâde Ahmed Çelebi ki, Rûm +ili defterdârı idi. Ve ba'zı subaşılar esîr olup Uzun Hasan emri ile Bayburd-kal'ası’na îsâl +olundılar. Turhan Big-oglı’ndan menkūldur ki, Uzun Hasan bu vak'adan sonra kemâl-i +sürûr ile akd-i meclis-i işret idüp dürlü dürlü lâf ü güzâf ile bana hitâb eyledi ki: “Ömer +Big, Osmân-oglı’nun ayagını aldım. Zîrâ anlarun âb-ı rûyı Rûm-ili askeridür. Ol gürûh +böyle oldukdan sonra şimden gerü Rûm tahtı benümdür.” deyü hezeyâna başladıkda ben +dahı bî-ihtiyâr olup: “Sultânım, Osmânlu askeri deryâsından bir katre eksilmekle cûş-i +hurûşına kusûr gelmez. Pâd-şâhımızın benüm gibi nice bendesi ve Murâd Big gibi yüz bin + +----- + +efgendesi vardur. İki kulı eksik olmagla zamîr-i münîrleri jeng-pezîr olmaz.” didigimde +Uzun Hasan, gazaba gelüp hışmla “Bak şu bî-edebe, elimizde esîr iken neler söyler? Bu +gûne kimseleri söyletmeyüp öldürmelüdür.” didikde ben dahı nâ-çâr tarîk-i i'tizâra sülûk +idüp didim ki: “Benüm küstâh-âne sözümden han hazretlerinün hâtırına gubâr gelmesün. +Zirâ Osmâniyân’un üzerimde hukûk-ı ni'meti çokdur. Anı ferâmuş itmek lâyık +olmadugı ma'lûmınız olmagla veliyy-i ni'metim hakkında hakk söylesem cürmüm mağfûr +ve senâ-kârlarına yâr ve mahabbetlerinde bî-ihtiyâr olsam günâhım ma'zûrdur. Ammâ insâf +budur ki, sizin kelâmınız Hakk ve ba'de’l-yevm cenâbınız gâlib-i mutlakdur.” deyü +eyledigim müdâhine terk-i sâde levce hoş gelüp sözimi tahsîn ile “Ömer Big hakk söyler. +Vâki'en hukûk-ı ni'meti ferâmûş itmek hıyânet ve muhâlif-i diyânetdür. Nân ü nemek +hakkını bilür, emekdâr kul imiş.” didi. +. Rü’yâ-yı sultân-ı cihân +Pâd-şâh hazretleri rü’yâsında Uzun Hasan ile güreş idüp evvelâ pâd-şâh dizi üzere +çökmüş iken ellerin Uzun Hasan’un sînesine urdukda pâd-şâhun pencesi Uzun Hasan’un +sînesinden cigerine geçüp bir pâresini koparmak ile zemîne atılır. Sultân-ı cihân bîdâr +oldukda egerçi âkıbet-ı galebe sûreti âşikâr olmagla delâletinden memnûn oldılar. Lâkin +ibtidâ mağlûbiyyet ihtimâli ile müte’ellim olup ba'zı havâssa nakl-i mâ-cerâ itdüklerinde +erbâb-ı fazldan biri husûl-ı maksûd ile ta'bîrden sonra ol zât dahı mushaf-ı şerîfden tefe’ül +eyleyüp ve yensurake’llâhü nasran âyeti zâhir oldugı ve a'dâd-ı hurûfı ol seneye +mutâbık geldügini ifâde eyledükde pâd-şâh hazretleri münşerih olup lâkin buyurdular +ki: “Bunda nusret bizim cânımıza oldugına vech-i delâlet nedür? Câ’îz ki, emr-i ber-akis +ola.” deyü taleb-i cevâb itdüklerinde ol zât didi ki: “Evvelen tefe’ül bu cânibden +olmak ve sâniyen âyet-i kerîmede kâf-ı hitâb ile muhâtab olan zât-ı şerîf ile muvâfakat +isminiz nusret-i taraf-ı devletinizde olmaga delîldür.” deyü îrâd eyledügi letâ’if makbûl-ı +tab'-ı hümâyûn olmagla ol kimesne mazhâr-ı mezîd-i ihsân oldı. +Ba'dehû Murâd Paşa vâk'ası mesmû'-ı şehriyârî oldukda ziyâde-i bî-huzûr oldılar. +Lâkin rü’yânun zuhûrı alâmâtından olmagla tesellî hâtır-ı hâsıl oldı. +. Muhârebe-i şehinşâhî ba-Hasan Dırâz +Murâd Paşa haberi vürûdundan sonra ordû-yi hümâyûn oldugı mahallden hareket +idüp îlgâr ile Bayburd tarafına teveccüh olundı. Ve altı gün gidilüp yedinci gün ki, Rebîü’l +“Allah, sana büyük bir yardımda bulunur.” + +----- + +âhir’inün on altı güni idi. Üc agızlı nâm mahallde darb-ı i'lâm-ı zafer-i encâm olunacak +demde Otlukbeli didikleri mahallden düşmen askeri nümâyân olmagla alâylar düzülüp +tertîb-i cüyûş olundı. Ve evvelâ küffâr biglerinden Kâfir İshâk nâm bigün askeri zâhir +oldukda Dâvud Paşa mukābelelerine varup vehle-i ûlâda melâ'îni târ ü mâr eyledi. Ekserî +maktûl olup firâr eylediler, bigleri yanına vardılar. Uzun Hasan dahı bir yüksek mahallde +tertîb-i sipâh idüp kalbgâhda kendi ve meymene ü meyserede ogulları Gürüz Zeynel ve +Ugurlu Mehmed turup ba'dehû cenge mübâşeret olundı. Ve âteş-i harb ü sitîz bir +mertebede ulüvv-hîz oldu ki, arsa-i heycâ hem-şekl meydân-ı rûz-i rüst-â-hîz olup +Sultân Mustafâ kolunda Anatolı biglerbigisi Dâvud Paşa cümleyi sebkat itmekle düşmen +leşkerinün meymenesini târ ü mâr idüp re’îsleri Gürüz Zeynel azebler arasında maktûl +olıcak. Azebler agası Mahmûd Aga başını kesüp Sultân Mustafâ huzûruna getürdükde aga +yı mezbûr mazhar-ı nevâziş-i nâ-mahsûr oldı. Ve şeh-zâde hazretleri ol re’s-i maktû'ı +huzûr-ı hümâyûna irsâl itmekle rü’yâ-yı sâdıkada Uzun Hasan’un ciger-pâresi üftâde-i +Hakk oldugı nümâyân oldı. Ve Şeh-zâde Sultân Bâyezîd dahı mukābelesinde olanları +perîşân idüp ziyâde-i ikdâm ile ilerü sürdüklerinde kalbgâh-ı düşmen önüne çıkup darb-ı tîg +ile anları dahı tazyîk itdükleri cihetden Uzun Hasan’ı tag dibine tıkdılar. Ugurlı Mehmed, +Sultân Bâyezîd’ün bu rütbe şecâ'atini gördükde karâra mecâli kalmayup firâra âgâz eyledi. +Uzun Hasan, Gürüz Zeynel nâm oglunun maktûl olup meymene ü meyserenün münhezim +olduklarından haberdâr olıcak, dûd-i âh-ı cângâh ile felek âyînesini siyâh ve tahayyür +künân râh-ı firâra nigâh eyleyerek: “Âkıbet-i kârına müncerr ola.” deyü terakkub ü intizâr +üzere karâr eyledi. Bu vakte dek kalb-gâh-ı sipâh-ı zafer-penâhda turan dil-âverler henüz +cenge mübâşeret itmeyüp livâ-i pâd-şâhî düşmen oldugı püşteye çıkmamış idi. Ve +kapukulından bir ahad edevât-ı cenge vaz'-ı yed itmeyüp ancak meymene ü meysere askeri +mukāteleye kıyâm itmişler idi. Bu esnâda tûğ-i pür-fürûg-i sultânî dâmen-i püşteden +nümâyân olup yeniçeri askeri ellerinde harbe vü tufeng bir gûne mehâbetle âşikâr oldukları +Uzun Hasan’un manzûrı olıcak, bildigi eger bir lâhze dahı tevakkuf iderse giriftâr-ı pençe-i +dil-âverân adû şikâr olur. Hemân mîr-i âhûrına hitâben “Şu boz atı getür ki, cân +kutarandur” deyüp ol rahş-ı sabâ-reftâr ile âzim-i râh-ı firâr oldı. Karaman-oglı Pîr Ahmed +dahı Hasan Dıraz’a hem-râh olup Osmâniyân’dan firâr san'at-ı mevrûsesi olmagla esnâ-yi +râhda haylî izhâr-ı mahâret eyledi. Ol bî-ârlar bir mertebe sür'atle kaçdılar ki, üc günlük +yolı bir günde kat' idüp Uzun Hasan’un ehl u ıyâlı olan ordûya dâhil olduklarında havf-ı +ta'kîb ile anda dahı karâr itmeyüp Tebriz’e dek firâr itdiler. Bu cengde Akkoyunlı + +----- + +Türkmeni’nden katı çok kimesne maktûl olup alınan ganâyim-i hârac dâ’ire-i ta'dâd idügi +menkūldur. Pâd-şâh-ı cihân, Uzun Hasan firârından sonra mahall-i muhârebede üc gün +ârâm buyurup üserâ-yı Türkmen’ün ehl-i alim olanlarundan gayrîye katl-i âmm ile fermân +eylediler. Ve âshâb-ı ilm ü dânişi İstanbul’a irsâl idüp her biri mezîd ihsâna mazhar oldı. +Ve Karakoyunlı’dan giriftâr olanları mecbûren geldikleri cihetle ıtlâk buyurup bir kaç mîr +zâlar ki, peder cânibinden Timur’a ve vâlideleri tarafından Kara Osman’a müntehî +idiler. Amâsiyye’de habs olunmaları emr olundı. Ve ol mahallden ric'at buyuruldukda üc +bin esîr yanlarınca götürilüp Kemâh kurbuna gelince her konakda dört yüzi katl olundı. +Kara-hisâr’a gelindükde hâkimi olan Darab Big, arz-ı inkıyâd itmekle mazhar-ı nevâziş +olup Çirmen sancagı ihsân olundı. Ve ol hisâr-ı üstüvâr tarîk-i eshelle mazbût şâh-ı kâm +kâr oldı. Uzun Hasan galebesinün şükrânesi pâd-şâh hazretleri cemî' abîdini ıtlâk idüp +ta'dâd olundukda kırk bine vusûlı rivâyet olunmuşdur. Ve sefere teveccüh esnâsında sipâh +Hazîne-i Âmire’den yüz yük akça istikrâz itmişler idi. Pâd-şâh-ı âlem-penâh anı dahı hibe +buyurdılar. Galebe-i mezbûre akabinde ta'kîb-i düşmen ve zabt-ı kılâ' irâde olundukda +Mahmûd Paşa, Uzun Hasan’un cibâl-ı menî'aya firâr idecegini ve ol nevâhîde olan kılâ' +müstahkem ü üstüvâr olmamagla teshîrinde fâ’ide olmadugını ifâde itdügine binâen re’y-i +mezbûr terk olundı. Lâkin ba'zı ashâb-ı ağrâz bu re’ylerde Mahmûd Paşa’ya sû-i tedbîr +isnâd ve sâ’ir ef'âlinde dahı nice ifk ü iftirâyı mutazammın kelimât îrâd itmeleri ile dârü’s +saltanaya vusûlda azl olundı. +. İrsâl-i asker be-cânib-i Karaman +Karaman-ogulları, Uzun Hasan’un sebeb-i nekbeti olduklarında binâen Pîr Ahmed’ün +mezbûr yanında evvelki gibi rağbeti kalmadugından vilâyet-i Karaman tarafına +azîmet ve Ermenek etrâfında Yellidepe’de ikāmet eyleyüp Silifke’de olan birâderi Kāsım +Big ile ittihâd üzere memâlik-i mahrûsaya ta'addîleri ma'rûz olıcak. Gedik Ahmed Paşa, +Anatolı askeri ile irsâl olundı. Ol dahı Karaman’da Sultân Mustafâ hidmetine vâsıl olup Pîr +Ahmed’i hîle ile ele getürmek içün evvelâ sulh mükâlemesine ilçiler gönderdi. Ve akabinde +kendü dahı îlgâr idüp ale’l-gafle Karamanîler’i basdukda cümlesini tâ ü mâr itmekle mâl ü +menâllerini zabt eyledi. Lâkin Ahmed Big firâr idüp ba'zı ormanlar içinde tahassun eyledi. +Ba'dehû Ermenek-kal'ası feth olunup Meynan üstüne vardılar. Meynan-kal'ası bir +kaya üstünde olmagla gâyet sa'b ü düşvâr ve bir vechile top isti'mâli ve su'ûd ihtimâli +mümkün olmayup teshîrine hâric-i dâ’ire iktidâr idi. Lâkin Ahmed Paşa kemâl-i ikdâm ile +top çıkarmak ziyâde asîr olan mahalle top çıkarmaga ihtimâm idüp hatta top arabasının + +----- + +ipine bi’z-zât kendüsi yapışmagla askere şevk düşüp sa'y-i belîğ eyledükleri cihetden ol +hilâf-ı me’mûl mahalle îsâl olunan top ile kal'ayı dögmege başladılar. Ve kal'a zabtına +Ahmed Paşa nasîhatler itmekle âkıbet-i amân ile kal'a yı teslîm eyledi. Pîr Ahmed’ün ehl u +ıyâlı ve mâl ü menâli kal'ada olmagla zabt olunup Konya’ya irsâl eylediler. Pîr Ahmed +dahı gâhî bir yüksek tag üzerine gelüp kal'aya nazar ider idi. Yine gelüp zabt +olundugını gördükde “âh âh” idüp “Ehl u ıyâlım ve cümle mâlım Osmânîler eline girdikden +sonra bana hayât lâzım degildür” deyü kendüsini ol mekândan aşaga bırakdı. Lâkin eceli +gelmemekle bir agaca asılup kaldı. Havâss huddâmı bu hâlî göricek, hezâr sa'y ile ol +vartadan tahlîs eylediler. Ol sebeble bir kaç gün nâ-tüvân olup andan zelîl ü sefîl Tarsus’a +vardı. Ve hudûd-ı Şâm’da bir yıl mikdârı ser-gerdân olup ba'dehû vefât itmişdür. Gedik +Ahmed Paşa bu fethden sonra Silifke’ye varup muhâsara eyledi. Ve hademe-i +Osmâniyân’dan olan zâbitlerine irsâl-i peyâm ile bârût mahzenine âteş ilkā itdürdikde +yürüyüşle hisârı zabt idüp Karamanîler’den yüz seksen zâbiti katl eyledi. +. Feth-i Develü Kara-hisâr +Sultân Mustafâ, Develü Kara-hisâr fethinde Gedik Ahmed Paşa’yı sebkat irâde +buyurup, lâkin mizâc-ı şerîflerinde inhirâf olmagla bi’z-zât varmaga mecâlleri olmadugı + +cihetden havâss-ı müte'allikātından Teke-ili bigi Koça Big nâm kimesneyi irsâl +buyurdılar. Ol dahı ber-mûcib-i emr kal'a-i mezbûreye varup muhâsara eyledi. Ve ehl-i +hisârı ziyâde tazyîk eyledükde hâkim-i hisâr Atmaca Big haber irsâl eyledi ki: “Eger şeh +zâde devletle gelürse kal'ayı teslîm ideriz. Ve illâ senünle ceng ideriz.” deyü haber şeh +zâdeye iblâğ olundukda gerçi kudretleri yoğ idi. Lâkin muktezâ-yı himmet-i aliyyeleri +üzere Konya’dan ol tarafa azîmet buyurup az vaktde mahall-i mezbûreye vâsıl +olmaları ile Atmaca Big kul-ı sâbıkı üzere teslîm-i hisâr eyledi. Şeh-zâde hazretleri dahı +mîr-i mezbûre nevâzişler idüp Ahmed Paşa’ya zabt-ı kal'a içün haber yolladılar. Bu +hareket anîfeden şeh-zâdenün marazı müştedd olup avdetde Nigde’ye ve andan Buz +bâzârcıgı’na geldiklerinde âlem-i fânîden irtihâl ve civâr-ı rahmet-i Rahmân’a intikāl +buyurdılar. Lâlaları Ahmed Big ve defterdârları Umûr Big-oglı Çelebi Şeh-zâde’nün +vefâtını ihfâ idüp araba ile Konya’ya îsâl eylediler. Ahmed Paşa haberdâr oldukda İç-il’den +îlgâr idüp şeh-zâdenün na'şını kapusı halkı ile Burusa’ya irsâl ve bu haberi der-i devlete +îsâl itdükden sonra kendüsi dahı vâsıl-ı atabe-i şehinşâhî olup hidmeti mukābelesinde +Der-kenâra “Koçi Big’i ol eyyâmda Teke-ili bigi idi. Anı irsâl ” şeklinde bir not düşülmüş. + +----- + +mükerrem oldı. Bu esnâda sadr-ı sâbık Mahmûd Paşa iftirâ-yı erbâb-ı nifâk ile on sekiz gün +Yedi-kal'’da mahbûs oldukdan sonra âlem-i vücûddan nâ-bûd kılındı, fî sene +Rebîü’l-âhır, fî üç. +. Feth-i Kefe ve Azak +Uzun Hasan vak'asından sonra dârü’s-saltanada iki sene ârâm buyurup ba'dehû Kara +deniz sevâhilinde tasarruf-ı küffârda olan bilâdın ba'zıların teshîre niyyet buyurduklarında +Kefe vilâyetinün fethi tasmîm eylediler. Vilâyet-i mezbûre Kara-deniz sâhilinde Kırım’a +bu'dı bir günlük yol iken Frenk tasarrufunda olup kemâl-i metânetine binâen evlâd-ı +Cengiz’den Kırım hâkimleri teshîrine kādir olmamışlar idi. +senesinde Gedik Ahmed Paşa ol tarafa me’mûr olup kadırga ve at gemisi +ve mavna aksâmından üc yüz pâre tekne ile Kefe cânibine teveccüh eyledi. Ve kal'a-i +mezbûre sâhiline vâsıl olup berr ü bahrdan kal'a etrâfını ihâta itmekle muhâsaraya +mübâşeret eylediler. Ve muhâsara eyyâmı mümtedd olmagla ehl-i hisâr muztarr olup +tekfürine “Eger kal'ayı teslîm itmezsen cebren almaları mukarrerdür. Ol zamân ehl u +ıyâlımız ayaklar altında kalur. Lâkin kal'ayı teslîm itdügimiz sûretde Osmânlu’nun âdeti +ınkıyâd idenlere hürmet itmekdür. Bizi dahı ehl u ıyâlımızla ıtlâk iderler.” didiklerinde +tekfür nâ-çâr râzı olup paşadan amân diledi. Paşa dahı amân virüp ücünci gün ehl u ıyâlları +ile kal'adan çıkdıklarında kal'a zabt olundı. tekfürün hazînesi pâd-şâh-ı âlem-penâh içün +ahz olunup kakum ve samur ve sincab envâ'inden guzât eline bî-hisâb ganâyim girmekle +atlara bile kürkler giydirdiler. Ve re'âyâ mahallerinde ibkā olunup Yapo-Germe-hisârı +üzerine teveccüh eylediler, Varıldıkda vech-i eshel üzere fethi müyesser olmagla Azak +memleketi ki, vilâyet-i Sakalıba ve bilâd-ı şimâliyyenün ma'beridür. Feth ü teshîrine +azîmet olunup yümn-i ikbâl-i pâd-şâhî ile tâ Çerkes ser-hâddine varınca zabt olunan nice +kılâ' zamâyim-i memleket-i Osmâniyye’den kılındı. +. Feth-i kal'a-i Menküb +Kefe ve Azak fethinden sonra Menküb-kal'ası üzerine varılup muhâsara olundı. Kal'a +dögülmeden dörd dîvârı harâb oldugı cihetle tekfüri havfa düşdügine binâen kal'adan +çıkup Paşaya arz-ı inkıyâd eyledi. Lâkin tekfürün akrabasından bir kâfir-i anûd kal'ada +bulunmagla tekfür çıkdıkda kal'ayı teslîmden ibâ idüp muhâfazaya ihtimâm gösterdi, paşa +dahı darb-ı destle fethi zamân-ı tavîle muhtâc oldugını bildüginden nâşî sühûletle zabtına +Anonim yazar, “kule” yerine “kal'a” yazmıştır. Alıntı yaptığını tespit ettiğimiz kaynakta “Yedikal'a” olarak geçmektedir. + +----- + +hüsn-i tedbîr idüp muhâsarada bir mikdâr asker ibkāsıyla pîş-i kal'adan intikāl eyledi. Ehl-i +kal'a, paşanun gitdügini göricek muhâsara içün ibkā olunan asker-i kalîl olmagla kal'adan +hurûc idüp guzât üzerine hücûm eyledüklerinde guzât-ı İslâm kadem kadem firâr izhârı ile +küffârı kal'adan teb'îd itdükleri hînde Ahmed Paşa’nun pusuya pinhân eyledügi asker +âşikâr olup sedd-i râh-güzâr-ı hisâr eylemeleri ile küffârun cevânib-i erba'asını ihâta idüp +melâ'înün dil-hâh üzere kılıc çaldılar. Ve bu gûne tedbîr-i müstahsen ile Ahmed Paşa +Menküb-kal'ası’nı feth eyleyüp bu sefer-i celîlde Ahmed Paşa ihtimâmıyla bunca kılâ' +dârü’s-selâm oldı, fî sene . +Ve sene-i mezbûrede Semendire bigi Malkoç-oglı Alî Big, Sirem adasına akın idüp +altı bin mikdârı müsellâh kâfire râst gelmekle muhârebe-i azîmeden sonra muzaffer ü +mansûr oldı. Ahz itdügi nice sancak ve rü'ûs-ı ümerâ-yı küffâr ile der-i devlete vusûl buldı. +Ve bu sene de mürtezikā-i evkāfa berât i'tâ olunup mütevellî azlinde ref'iden sâlim +kıldılar. +. Ahvâl-i sefer-i Boğdan +Arnavud İskenderiyye’si fethine irsâl olunan Hâdım Süleymân Paşa fethe muvakkaf +olamayup gâret ile iktifâdan sonra der-i devlete avdetde cem'iyyet-i asker beyhûde +olmamak, ancak Boğdan vilâyetine me’mûr oldı. Gerçi ol asker yorgun olup ve +İskenderiyye ile Boğdan beyni bir aylık yol olmagla maksûd hâsıl olmayacagı Süleymân +Paşa’nun ve ümerânun ma'lûmları idi. Lâkin fermâna imtisâlen cânib-i mezbûre teveccüh +eylediler. Ve Tuna’dan Eflâk tarafına ubûr idüp Boğdan hâkimi zâhir olmamagla etrâf +gâretine meşgûl olduklarında ol lâ'în yolları kesdirüp ba'dehû îlgâr ile ale’l-gafle ol yorgun +ve perâkende askerün üzerine hücûm itmekle guzât-ı İslâm’un ekserîni şehîd itdi. Ve +Süleymân Paşa güc ile halâs olup böyle bir hâdise-i gayr-i marziyye zuhûrı mesmû'-ı +hümâyûn oldukda senesi bahârında pâd-şâh-ı cihân bi’z-zât vilâyet-i Boğdan cânibine +nühzet buyurdılar ve Kara-deniz’den Tuna’ya zehâ’ir nakl olunup mâ-lezime-i asker âmâde +kılındı. Boğdan hâkimi teveccüh-i hümâyûndan haberdâr olıcak, memleketinün mezârî'ni +ihrâk bi’n-nâr idüp ağniyâsını sarb bicnelere pinhân ve kendüsi askeri ile Agac-denizi +nâmında bir çengel-istân derûnunı mekân eyledi. Ordû-yi hümâyûn memleket-i mezbûreye +dâhil oldukda nice müddet cüst ü cû olunup kâfirden bir nişân belürmedi. Ve galebe +i kahtdan azîm zahmet çekdiler. Eger Tuna’dan zahîre nakl olunmuş olmasa ikāmet +mümkün olmaz idi. Âkıbet inâyet-i Hakk ile bir dil tutup küffârun ihtifâ itdügi orman haber +alınmak ile askerden müntehib bir gürûh istihbâr içün irsâl olundı. Ba'de’l-vusûl gördiler + +----- + +ki, küffâr müdâhili azîm agaclar ile sedd idüp amîk handaklar hafr itmiş ve toplar kurup +kemâl-i ihtiyâd ile hâzır ü âmâde tururlar. Bu haberi ordû cânibine i'lâm itdüklerinde +hemân a'lâm-ı zafer-encâm ol tarafa tevcîh olunup hengâm-ı seherde devlet ü ikbâl ile +mahall-i mezbûre vürûd olundı. Ve orman-ı ma'hûdun etrâf u cevânibi ihâta olunup top u +tufeng ve sa’ir alât ile muhârebeye âheng itdiler. Asker-i İslâm bir çukur mahallde +bulunmak ile küffârun kellesi üstlerinden aşup mızrâkları ucuna isâbet eyledi. Lâkin beri +cânibden atılan gülleler top arabalarına saplanup hiçbiri yere düşmedi. Ama ormanun +müdâhili mesdûd olmagla yürüyüşe kimse ikdâm idemeyüp ilerü varamadılar. Hattâ +yeniçeri dil-âverleri top u tufenge sîne virmege mu'tâd iken ol cengde atılan topdan ihtirâz +içün yüzleri üstüne yatdıkları pâd-şâh-ı âlem-penâh göricek, yeniçeri agası Trabzonlı +Mehmed Aga’ya hitâben: “Bre şu oglanlarına aceb iş itdiler. Böyle yigitlik mi +olur?” deyü siperlerin mübârek ellerine alup ilerü at sürdiler. Kapu halkı dahı rikâb-ı +hümâyûndan ayrılamayup bir ugurdan hücûm itdüklerinde, yeniçeri eyledükleri işden +mahcûb olup def'-i hacâlet içün ziyâde ikdâm ile yorıldılar. Rûm-ili ve Anatolı sipâhıları +dahı ikdâm-ı şehriyârîden nâşî seyl-i revân gibi küffâr cânibine akdılar. Kuşluk vaktinden +beyne’s-salatine dek muhârebe olunup âhirü’l-emr imdâd-ı İlahî ile pâd-şâh-ı İslâm mansûr +u muzaffer olup küffâr perîşân oldılar. Ve re’isleri olan lâ'în-i gürûh andan şümâr ile tag +tarafına firâr eyledi. Gerçi ol cengde çok Gâzi şehîd oldı. Lâkin küffârdan maktûl olan bî +hisâb olmagla kellerinden minâreler yapuldugı menkūldur. Ve küffârun cemî' mâl ü menâli +mazbût-ı huddâm-ı şâh-ı deryâ-nevâl olup iki ay ale’n-nevâlı Boğdan memleketi gâret +olunup guzât-ı zafer-simât bî-hadd ü aded ganâyimle muğtenem oldılar. Ol seferde +mülâzım-ı rikâb-ı hümâyûn olan Eflâk voyvodasınun askeri dahı ganâyimden hisse-yâb +olup hanâzîr sürileri bi’l-cümle anlarun oldı. Bu nusret-i celîleden sonra pâd-şâh-ı enâm +dârât ü ihtişâm ile şehr-i Edrene’ye müteveccih oldılar. +. Hedm-i kılâ' der-ser-hadd-i Ungurus +Boğdan avdetinden Tuna’dan ubûr olundukda Mihâl-oglı Alî Big’den âdem gelüp +Ungurus kıralınun Tuna nehri ile Sava’nun mültekāsında Devlet-i Osmâniyye +zabtında Komluc nâm mahalle iki kal'a ve Tuna’nun öte yakasında bunlarun muhâzâtına +bir kal'a binâ itmekle ol mahalli iskele idinüp fitne vü fesâda teheyyü’ eylemesini ihbâr +eyledükde, egerçi mevsim şitâ hulûl idüp galebe-i berf ü bârândan yollar mesdûd idi. Lâkin +pâd-şâh-ı âlem-penâh te’hîrini revâ görmedüklerinden hemân ol cânibe teveccüh idüp + +----- + +yollarda kar üzengiden yukarı oldugına binâen zahmet ü meşekkatle mahall-i +mezbûre vâsıl oldılar. Tuna suyı öyle müncemid olmuş idi ki, buzun kalınlıgı on dört karış +idi. Asker-i İslâm buzdan ubûr idüp ol kal'aları muhâsara itdiler. Ve küffârun hıfz itdügi +handaklara su toldurup müncemid oldukda üzerinden geçmekle hisârlarun burc u bârûsuna +nasb-ı a'lâm itdiler. İzn-i yagma sâdır olmuş idi. Ol cihetle guzâtun bu gûne ikdâm +eyledüklerini küffâr göricek amân talebi ile kal'aları teslîm eylediler. İkisi dahı hâka +berâber hedm olunup dârü’s-saltanaya avdet buyurdılar. Bu feth Boğdan seferinden iki +buçuk ay sonra vâki' olmuşdur. Sefer-i sâbık akabinde iki sene İstanbul’da ikāmet-i +hümâyûn olup Yeni-sarây binâ olundı. +senesi Mihâl-oglı Alî Big, Eflâk cânibinden Ungurus’a akın eyledükde +münhezim oldı. Ve Süleymân Paşa, Eynebahtı-hisârı’nı muhâsara idüp bî-feth avdet +itdükde ma'zûl olmagla mansıbı Dâvud Paşa’ya virildi. Gedik Ahmed Paşa, İskenderiyye +fethine me’mûr olup isti'fâ itmekle Bogaz-kesen’de habs olundı. +. Feth-i İskenderiyye +senesi pâd-şâh-ı âlem-penâh sipâh-i bî-gerân ile İskenderiyye tarafına nühzet +buyurdılar. Evrenos-oglı Ahmed Big, Turhan Big-oglı Ömer Big köpriler ta'mîr ve +binâsına me’mûr olup mukaddem irsâl olundılar. +Ba'dehû ordû-yi hümâyûn Arnavud hudûdına vâsıl olup Akca-hisâr’a varıldıkda +küffâr kal'ayı teslîm eylediler. Andan İskenderiyye üzerine varılup kal'a-i mezbûrenün bir +tarafından geçen Drine nâm nehr-i azîmün üzerine cisr binâ olunmagla asker-i İslâm mürûr +idüp muhâsara eylediler. Şehr-i mezbûr Rûm-ili’nün cânib-i garbiyyesinde bir yüksek tag +üzere binâ olunmuş Zü’l-karneyn’e mensûb bir hısn-ı hasîndur. Ve cevânib-i sâlisesinde +Leş ve Dregos ve Gölbaşı nâm üc hisâr-ı üstüvâr yapılmışdur. Leş-kal'ası, Drine suyı ile +Yunaniyye nehri’nin mevzi'-i ittisâlinde Dregos bir cebel-i refî' üzere Gölbaşı anda olan +gadîrin agzındadur. Ol gadîrin beher sâl kırk bin filori mahsûlı olmak ba'zılardan nakl +olunur. Ve’l-hâsıl kal'anun teshîrine kemâl-i ihtimâm ile ikdâm olunup top arabası +geçmek mümkün olmayan sarb mahallden bakır nakli ile kal'aya havâle sa'bü’s-su'ûd +yerlerde toplar dökdiler. Bu minvâl üzere kal'a dögülmege başlanup dîvârları rahnedâr +oldukda yürüyüşler olunmagla mücâhidînden çok kimesne şehîd oldı. Ahirü’l-emr ibtidâ +etrâfında olan kılâ' teshîr olunup sâniyen bir havâle kal'a binâ olunmak tarîkile ehl-i hisârı +tazyîk eylemek muhtâr-ı şehriyârî olup Rûm-ili biglerbigisi Dâvud Paşa, Gölbaşı fethine +Metinde “ ”رharfi yazılmamış. + +----- + +me’mûr olmagla ber-mûcib-i fermân kal'a-i mezbûreye varup isti'mân ile feth eyledi. Ve +Anatolı biglerbigisi Süleymân Paşa, Dregos hisârı’nı muhâsara eylemiş idi. Dâvud Paşa +itmâm-ı hidmetden sonra ol cânibe varup Anatolı ve Rûm-ili askeri ikdâmıyla ol kal'a dahı +feth olundı. +Ba'dehû ol paşalar Leş-kal'ası üzerine azîmet idüp ba'de’l-vusûl amân ile zabt itdiler. +Kal'a-i mezbûreyi hıfz içün gelen Frenk tâ’ifesi dâmen-i hisârda olan nehrden keştîler ile +firâr iderken ordû-yi hümâyûn hizâsına geldiklerinde şüc'ân askerden ba'zı üzmek bilen +dil-âverler suya atılup üzerek gemiler üstüne togrı teveccüh itdüklerini küffâr göricek, bu +gûne gelişlerinden derûnlarına hafv ü haşiyyet müstevlî olmagla kenâra yanaşup orman +içine firâra şitâb eylediler. Ol dil-âverler dahı gemileri içinde olan eşyâ ile zabt idüp +ordû cânibine getürdiklerinde içine asker konup firârîler akabince irsâl olunmagla +cümlesini der-zencîr ordûya ihzâr eylediler. Bu vech üzere ol kal'alar fethinden sonra +İskenderiyye mukābelesinde bir havâle kal'a binâ olunup Evrenos-oglı Ahmed Big +muhâsara-i İskenderiyye’ye me’mûr oldı. Ve zabt olunan kılâ'ın esbâb-ı muhâfazası tekmîl +olundukdan sonra dârü’s-saltanaya ric'at buyurdılar. İstanbul’a vusûldan altı ay mürûrunda +İskenderiyye ehâlîsi istîmân itdükleri ma'rûz-ı atebe-i şehriyârî oldukda izn-i hümâyûn +sudûrı beş pâre gemi i'dâd olunup ehl-i kal'a mâl u ıyâlların hisârdan nakl idicek, ol hısn-ı +üstüvâr kabza-i tasarruf-ı İslâmiyân’a dâhil oldı. +. Feth-i kal'a-hâ-i Pulya +İskenderiyye seferine giderken pâd-şâh-ı cihân bir sarb mahallde piyâde olup haylî +zahmet çekmeleri ile bir yere celse-i hafîfe itdüklerinde: “Bir kâr-güzâr vezîrimiz olaydı +biz bu mihnetleri çekmez idik.” buyurmuşlar. Mîr-i alem Hersek-oglı Ahmed Big huzûr-ı +hümâyûnlarında bulunup: “Eger, Ahmed Paşa kulunuz olsa idi bu gûne zahmet +çekilmezdi.” deyü cevâb viricek, pâd-şâh-ı âlem-penâh sükût buyurup lâkin Ahmed Big’ün +kelâmı te’sîr itdügi cihetden irtesi İstanbul’a fermân irsâliyle habsden ıtlâk olunup Selânik +sancagı ihsân olunmuş idi. İskenderiyye’den avdet olundukda paşa-yı mezbûre Avlonya +sancagı tevcîh olunup Arnavud memâlikinün zabt olunmayan mevâzı'nı teshîre +me’mûr kıldılar. Ol dahı hidmet-i mezbûreyi edâ idüp ol memleketde nice vilâyetler feth +itdükden sonra Pulya diyârı teshîrinün levâzımını arz içün ba'de’l-istîzân senesi bi’z +zât âsitâneye gelüp diledügi kadar donanma tertîb ü tanzîm ve lüzûmı mertebe yeniçeri ve +azeb kadırgalar hidmetine ta'yîn olunmagla esbâb-ı lâzıme tetmîm olundı. Ve Rûm-ili ve +Anatolı askerinden cem' olunan güzîde dil-âverler ile paşa-yı memleket-güşâ cânib-i + +----- + +maksûda azîmet idüp Pulya yakasına vâsıl oldı. Ve evvelâ diyâr-ı İslâm’a akreb olan +Otranta-hisârı’nı muhâsara idüp darb-ı dest ile feth eyledi. +Ba'dehû ol vilâyetde olan nice kılâ'ı dahı diyâr-ı İslâmiyye’den kılınmagla Pulya +hâkimi Rabga, İspanya bigine firâr idüp ilticâ eyledi. +Ba'dehû Ahmed Paşa ol memleketde Sultân Mehmed Han vefâtına dek ba'zı kal'alar +dahı feth idüp Sultân Bâyezîd Han âsitânesine rûymâl itdükde Rabga lâ'în İspanya +imdâdıyla senesi ol kılâ'ı yed-i İslâmiyân’dan istirdâd itmişdür. +senesinde Koca-ili bigini otuz pâre kadırga ile Kefe nevâhîsinde olan Azak +suyınun kenârında kâfir tasarrufunda kalan Mota-hisârı’nı fethe irsâl buyurmaları ile +ba'de’l-vusûl amân ile feth eyledi. +Sene-i mezbûrede Bayburd ve Erzincân beldelerine karîb olan Turul +vilâyetinün hâkimi Uzun Hasan ile müttefik oldugı cihetden vilâyeti zabt olunmak Şeh +zâde Sultân Bâyezîd uhdesine ihâle olundukda anlar dahı vezîrleri Rakkâs Sinân Big’i +serdâr nasb idüp irsâl itmeleri ile hâkim-i mezbûrun mukāvemete iktidârı olmadugına +binâen Erzincân’a firâr idicek tarîk-i eshelle ol vilâyet zabt olundı. +Yine sene-i mezbûrede Bozcaada ki, küffâr satvet-i İslâm havfından tahliye itmekle +me’men eşkıyâ olmuş idi. Anda bir hısn binâ olunup tekâlîf-i dîvâniyye refî' ile nice kimse +iskân olundı. Ve ma'den-i tıyn-ı mahtûm olan Lemnos cezîresi ki, İlimye dimekle +meşhûrdur. On sene de ta'mîr olunup teyn-i mezbûr ma'dûn olmuş iken etıbbâ irsâliyle +izhâr olundı. Mukaddemâ pâd-şâh-ı cihân râh-ı hacre olan birikeler ta'mîrini sultân-ı +Mısır’dan istîzân itdükde cevâb-ı nâ-savâb irsâli ile mâ-beynde sûret-i şikāk-ı nümâyân +olmuş idi. Zü’l-kadr vilâyetinün hâlimi Melik Arslân’ı sultân-ı Mısır bir âdem irsâl itmekle +Mar'aş cami'inde şehîd itdürüp kendü yanında olan Zül’l-kadr-oglı Budak Big’i ol vilâyete +îsâl eyledükde vilâyetli Bugak Big’le adem-i imtizâclarına binâen mülâzım-ı âsitâne Şeh +süvâr Big’i taleb itdükleri cihetden ma'iyyetine asker ta'yîn olunup Zül’l-kadr +hükûmetgâhına iclâs olundı. +Ba'dehû sultân-ı Mısır dahı Budak Big ma'iyyetine asker koşup yolladıkda +pâd-şâh-ı cihân yine Şeh-süvâr Big’e imdâd-ı irsâl itmeleri ile arab askerini perîşân eyledi. +Bu minvâl üzere bir kaç def'a tarafeynden asker techîz olunup muhârebe vâki' oldukda +cümlesinde arab askeri münhezim oldukdan sonra sultân-ı Mısır Hoş-kadem vefât idüp +saltanat Kayıtbay’a intikāl idicek. Pâd-şâh-ı cihân âsitânesine agır pîş-keşler ihdâsıyla Şeh +süvâr Big’e imdâd olunmamak recâsını idüp memâliki dahı taraf-ı Devlet-i + +----- + +Osmâniyye’den zabt olunmaga râzî oldugını i'lâm eyledükde Şeh-süvâr Big hilâf-ı rızâ-yı +hümâyûn hareketinden hâlî olmadugı cihetle Kayıtbay’nun şart-ı mezbûr üzere recâsına +müsâ'ade olundı. Ol dahı Türkmen ümerâsına nihânî haber irsâl idüp: “Rûm pâd-şâhı +Sultân Mehmed bizim hâtırımız içün Şeh-süvâr Big’e imdâd eylemeyecekdür. Siz dahı hîn +i mukātelede ol cânibden i'râz eyleyesiz.” deyü anları tarafına celbden sonra Şeh-süvâr Big +üzerine asker irsâl idüp Türkmen bigleri ile olan mukāvele sebebiyle Mısır askeri gâlib +oldukda Şeh-süvâr Big, Zamantin-hisârı’na firâr eyledi. +Ba'dehû ol hisâr muhâsara olunup Mısır bölük re’îsi olan big, Şeh-süvâr Big’e haber +gönderdigi eger itâ'at iderse memleketinde ibkā olunup Şeh-süvâr Big dahı ol mu'âhedeye +binâen kal'adan çıkdıkda ümerâ-yı Çerâkese’den mîr-i âhî ol şartı kabûl itmeyüp Şeh-süvâr +Big’i sultân-ı Mısır’a irsâl itdükde bî-çâreyi esvâk-ı Mısır’da dûr itdürdikden sonra +berdâr eyledi. Ve Budak Big’e asker koşup pâd-şâh-ı âlem ile olan ahdınun hilâfına Zü’l +kadr vilâyetine irsâl eyledügi mesmû'-ı hümâyûn olıcak. Âteş-i gazab-ı şehriyârî müşta'il +olup senesinde Alâü’d-devle nâm birâderini asker-i zafer-rehber ile irsâl ve +hükûmetgâh-ı vilâyet-i mezbûrede mesned-nişîn izz ü ikbâl eylediler. Sene-i mezbûre +evâhirinde otuz bin âdem ile Hasan Big-oglı Îsâ Big ve Mihâl-oglı Alî Big ve Molkoç-oglı +Balı Big, Eflâk yolundan Ungurus vilâyetine akına irsâl olunmuş iken biglerün her biri +istiklâl da'vâsıyla tedbîrlerinde ittifâk itmeyüp hazm ü ihtiyâtı terk itmelerine binâen arzû +yı ganimetle perîşân olduklarında kıral-ı pür-ihtiyâl-i mekri ile inhizâm vâki' olup ekserî +guzât şehd-i şehâdet nûş eyledi. Îsâ Big dahı şehîd olup Alî Big ve Balı Big firâr eylediler. +. Muhâsara-i Rodos +senesi Aydın vilâyeti muhâzâtında olan Rodos cezîresi fethine Mesîh Paşa +me’mûr olup üc bin yeniçeri ve dört bin azeb ve kapukullarından bir kaç bölük ve Rûm-ili +biglerinün ba'zısı ile donanma-yı hümâyûna girüp ve İstanbul’da olan gemilerden başka +Gelibolı’dan dahı altmış pâre kadırga tanzim ve edâvât-ı ceng-i alâ-vechi’l-kemâl tehyi’e +ve tetmîm olunmagla cezîre-i mezbûre tarafına azîmet eylediler. Anatolı askeri karadan +irsâl olunup Rodos’a karîb iskeleden gemilerle donanmaya mülhâk oldılar. +Ba'dehû cezîre-i mezbûreye varılup evvelâ Mu'âviye zamânında cezîrenün cânib-i +bahrisine binâ olunan Arab burgazı nâm hisârı muhâsaraya kemâl-i ikdâm ve ihtimâm ile +mübâşeret olundı. Lâkin kal'a pîrâmeninde taş dögündisi olmagla gemiler yanaşmak +mümkün olmadugı cihetden yürüyüş güni keştîlerde olan dil-âverler uryân olup togrı +yürüyüp kal'a-i mezbûre cezîre tarafından dahı muhâsara olunmuş idi. Ol cânibde olan + +----- + +gürûh denizden gelen dil-averlerün bu gûne merdâne hareketini göricek anlara dahı +gayret düşüp sa'y ü kûşişde mezîd ihtimâm eylediler. Ve kal'aya su'ûd içün binâ olunan +köprüyi hisârun dîvârına tayayup asker birbirini müsâbakat iderek köprüye hücûm +itdüklerinde cisr-i mezbûr izdihâm-ı nâsa tahammül itmeyüp üc yerinden münhedim +olmagla binden ziyâde gâzi ol mahallde şehîd oldılar. Küffâr bu hâlî gördükde kal'adan +hurûc idüp ehl-i İslâm’un böyle perîşânlıgı esnâsında hücûm itmeleri çok kimesnenün +şehâdetine sebeb oldı. Ba'zıları güc ile halâs olup gemilere vâsıl oldılar. +Ba'dehû böyle hasâretle rücû'ı münâsib görmeyüp müceddeden gayret kemerini +miyânlarına bend itmeleri ile Rodos-hisârı muhâsarasına azîmet idüp nevâzil-i âsmânî gibi +dâmen-i hisâra nüzûl eylediler. Ve kal'a üzerine yürüyüp atılan top u tufenge nigâh-ı +iltifât itmedüklerinden nâşî burûc-ı hisâra su'ûd ile yedi aded alem nasb eylediler. +Yürüyüşde nice Gâziler şehd-i şehâdeti nûş itmişken mücâhidîn ikdâmda kusûr itmeyüp +kal'anun taşra varoşı ehl-i İslâm ile mâlâmâl oldı. Bu esnâda Mesîh Paşa, Rodos hazînesine +kimse ta'arruz itmemek içün münâdîler nidâ itdürmekle askere fütûr arız olup kal'aya +girenlerün ardı kesildügi cihetden üzerlerine küffâr hücûm idicek ekserî şehîd olup hattâ +Süleymân Paşa dahı ol mahallde hâ’iz-i rütbe-i şehâdet oldı. Paşanun neclî ve askerün +tama'ı sebebiyle böyle bir hâdise-i gayr-i marziyye sudûrundan sonra Mesîh Paşa’nun +askere teklif-i muhârabeye yüzi olmamagla hisârun fethi mü'teazzir oldugını âsitâneye +i'lâm itdükde Aydın vilâyetine avdet idüp ol sâhilde tevâbi'-i Rodos’dan Bodrum-kal'ası’nı +feth itmege me’mûr oldı. Ol dahı muktezâ-yi fermân üzere kal'a-i mezbûreyi muhâsara +idüp askerün Rodos’da tevakkufı dört aydan ziyâde ve bu durumda mülâhazadan efzûn +küffâr gemileri âmâde oldugına binâen feth ü zafer müyesser olmamagla askere icâzet +virüp kendüsi avdet itmek üzere emr-i şerîf vârid oldukda ol vechile rec'at eyledi. Lâkin +İstanbul’a duhûle me’zûn olmayup vizâretini ref' ile Gelibolı sancagına irsâl eylediler. +. Vefât-ı Ebû’l-feth Sultân Mehmed Han +Pâd-şâh-ı cihân Sultân Mehmed Han ekser esfâr-ı hümâyûnda mahall-i +maksûda karîb olmadıkca semt-i azîmetlerin halkdan nihân iderler idi. +senesi bahârında dahı azîm tedârik ile Safer güni İstanbul’dan nühzet buyurup +cânib-i Üsküdâr’a ubûr eylediler. Lâkin mizâclarında tagayyür nümâyân olmuş idi. Bir kaç +gün ârâmdan sonra ol menzilden kalkılup Gegbuze’de tekfür-çayırı mahatt-ı rehâl oldukda +marazları müştedd olmagla kelime-i şehâdet i'âdesine meşgūl olarak Rebîü’l-evvel +yevmü’l-hamîsde âzim-i dâr-ı âhiret ve harîdâr-ı kâlâ-yi afüvv ü mağfiret oldılar. Ebniye-i + +----- + +hayriyyeden câmi' ve medrese ve hân ve imâret ve müsâfirhâne ve dârü’ş-şifâ ve marîzler +içün mahsûs hamâm ve bir mekteb-hâne binâ buyurmuşlardur. Ve hazret-i hâlidde türbe ve +câmi' ve medrese ve câmi'-i mezbûrda elli akca dersîbe-i hadis ve kabza-i mezbûre de +imâret ve İstanbul’da Şeyh Vefâ türbesi kurbunda bir câmi' binâsı anlarun âsârındandur. +Ve nice bin kitâb vakf idüp câmi'lerine vaz' itmişlerdür. Ve sâ’ir feth buyurdukları bilâdda +olan hayrâtları hâric dâ’ire-i . Vilâdetleri senesi Receb , cülûsları senesi +Muharrem , zamân-ı saltanatları yıl, ömr-i şerîfleri senedür. +. Cülûs-ı Sultân Bâyezîd bin Mehmed Han +Sultân Mehmed han hazretleri âhirete intikāl itdüklerinde Nişâncı Mahmûd Paşa +vefâtlarını ihfâ emrinde eyledügi tedbîre binâen istihmâm içün âsitâneye nakl iktizâ +itdi deyü pâd-şâhun tâbûtını araba ile İstanbul’a îsâl eylediler. Ve bâbü’s-sa'âde +kapucılarından Keklik Mustafâ nâm kimesneyi Amâsiyye’de olan Şeh-zâde Sultân Bâyezîd +hazretlerine irsâl idüp, ba'dehû Üsküdâr yakasına gemi ve pereme yanaşmasun deyü +mü’ekked yasak eylediler. Ve şehr içinde olan Acem oglanlarını Fîl çayırı nehrinün köprüsi +ta'mîri içün şehrden ihrâc idüp gûyâ bu vech ile kal'ayı ihfâ itdiler. Lâkin müfîd olmayup +vefât-ı şehriyârî yeniçerinün ma'lûmı oldukda önünden pereme ile geçüp bir kaç +at gemisini cebren Üsküdâr iskelesine götürdiler. Ve içine tolup İstanbul’a ubûr itmekle +mezbûr paşanun evin gâret ve kendüyi âzim ezâhret itdükden sonra ignâ-yı şehrün büyûtını +husûsen yahûd tâ’ifesi hânelerini yagma vü tâlân eylediler. İstanbul muhâfızı olan İshâk +Paşa’nun kul ile nev'ân ülfeti oldugı cihetden anun nasâyihi fî’l-cümle te’sîr idüp bir +mikdâr sükûn bıldılar. Sultân Bâyezîd’ün oglı Sultân Korkud ol esnâda cedd-i büzürg +vârları hidmetinde olmagla sarây-ı hümâyûnda bulunup Sultân Cem’ün dahı Oguz Han +nâm oglı Eski-sarây’da idi. Sultân Korkud vâlid-i mâcidleri gelince vekâleten tahta iclâs +olundugına binâen Sultân Cem’den saltanatın tahallüfi nümâyân oldı. Paşa-yı maktûl, +Sultân Cem’i iclâs fikrün idüp havâss-ı huddâmından birini mektûb ile irsâl itmişdi. +Lâkin Sultân Bâyezîd’ün şeref-i musâheretleri ile ser-efrâz olan Anatolı biglerbigisi Sinân +Paşa eline girmekle nâme ve nâme-beri i'dâm eyledi. Mâh-ı mezbûrun sekizinci gün +Keklik Mustafâ, Amâsiyye’ye vâsıl olup dördünci gün şeh-zâde hazretleri dârü’l-hilâfe +Der-kenârda, anonim yazarın Tâcü’t-tevârîh ’ten isim zikrederek alıntı yaptığı “Hoca +târîhinde mestûrdur ki, mâl ü evkāf-ı Mehmed Hanî masârifine İstanbul kādîleri ma'rifetile sarf olunup +zevâ’idinden mevâlî ızâmın ve ulemâ-yı a'lâmın ve meşâyih ve sâdâtın vezâ’ifleri edâ olunur imiş.” şeklinde +yazı vardır. +Der-kenârda “Pendik ve Kartal önünden kayık ile tolaşup, Kurşunlı mahzen pîş-gâhdan bir kaç at +gemisi” şeklinde yazı vardır. + +----- + +cânibine azîmet eylediler. Ve ma'iyyetlerine dört bin dil-âver alup tokuz günde deryâ-yı +İstanbul sâhiline vâsıl olduklarında bî-hisâb kadırgalar ve kayıklar tehyi’e olunup erkân-ı +devlet istikbâle şitâb eylediler. Şehr-i mezbûrun ahad güni İstanbul’a ubûr esnâsında +Bâyezîd Han mâtem libâsıyla olup başlarında şemle sarılı olmagla bigler ve paşalar ve hîn-i +mürûrda İshâk Paşa tahrîki ile yeniçeriler kayıklarını pâd-şâh kadırgasına yanaşdırup +Hamza Big-oglı Mustafâ Paşa’yı ircâ' niyâz itmeleri ile Üsküdâr’a döndürdiler. +Ba'dehû izz ü ikbâl ile İstanbul iskelesine vusûlundan sonra rahşlarına süvâr olup +şehr kapusından duhûl idicek âyîn-i Osmânî üzere sipâh-i nusret-penâha terakkîler ihsân +eylediler. Şehr-i İstanbul’un mütemevvilleri reh-güzer-i şâhîye zî-kıymet kumâşiler ferş +itmeleri ile ta'zîm ü tevkîr merâsimini itmâm itmişler idi. O tarz üzere bâb-ı hümâyûna +vusûlda yeniçeri alâylar baglayup “Arz-ı hâlimiz vardur.” deyü pâd-şâh hazretlerini +tevkîf eylediler. Ve mukaddemâ sudûr iden etvâr-ı nâ-hem-vârlarından i'tizâr ile recâ-yı +afv-ı şehinşâhîye ibtidâr itdüklerinde şehriyâr-ı kerem-kâr dahı mû’âhezeden iğmâz +buyuracaklarını iş'âr idüp du'â ve senâ ile sarây-ı hümâyûna zıll-efgen izz ü devlet ve +taht-ı vâlâ-baht-ı Osmâniyye’ye cülûs-ı meymenet-i me’nûsları ile ser-mâye-i bahş-i rif'at +ve sa'âdet oldılar. İrtesi vâlid-i mâcidleri namâzını edâdan sonra tâbûtlarını takbîl idüp dûş +i şerîflerine aldılar. Ve vizerâ vü ümerâ dahı girüp türbe-i şerîflerine defn olundılar. Pâd +şâh cedîr-i eyyâm-ı matem inkızâsından sonra tedâbîr-i mülkiyye levâzımına iştigâl ile +İshâk Paşa’yı vezîr-i a'zam idüp teskîn-i fesâd içün virdigi terakkîleri mukarrer kıldılar. Ve +yeniçeri istid'âsıyla tard olunan Mustafâ Paşa’yı getürüp vezîr-i sânî nasb itdiler. Mağnisâ +çelebisi vizerâtdan azl olunup sahn medârisinün birine müderris nasb olundı. Ve ecdâd-ı +i'zâmları kānûnı üzere askere bahşiş virilüp ümerâ-yı etrâfa hil'atler irsâl olundı. +. Muhârebe-i şehriyârî bâ-Sultân Cem +Cülûs-ı hümâyûn akabinde Sultân Cem bî-hisâb asker cem' idüp hükûmetgâhı olan +Karaman’dan Burusa tarafına teveccüh eyledügi ma'rûz olıcak. Lâlaları Ayâs Paşa’yı iki +bin yeniçeri ile Burusa muhâfazasına irsâl idüp kendüleri dahı mevcûd olan asker ile +Üsküdâr yakasına güzâr ve bakıyye-i sipâhun ma'asker-i hümâyûna lühûkına intizâr +üzere karâr buyurdılar. Ayâs Paşa Mudânya yolından Burusa’ya varup Kapluca’ya +kondukda Sultân Cem tarafından serdâr-ı sipâh olan Gedik Nasûh nâm kimsenün Yıldırım +Han imâreti sahrâsına nüzûl itdügini istimâ' idicek, Burusa’ya duhûle şitâb eyledi. Lâkin +anlar dahı Ayâs Paşa’nun geldüginden haberdâr oldukları cihetle Burusa’ya togrı sür'at +itmişler idi. İki gürûh birbirine tesâdüf idüp azîm cengden sonra Burusa halkı yeniçerinün + +----- + +İstanbul ehâlîsine itdükleri ta'addî sebebiyle ol gürûhdan emniyyetleri olmayup ve Sultân +Cem Burusa’ya zafer buldugı sûretde mukaddemâ Yıldırım Han şeh-zâdelerinün eyledügi +vech üzere şehr-i mezbûr yagma vü gâret itdürmesinden havf eyledüklerine binâen Cem +askerine mu'âvenet eylemeleri ile Ayâs Paşa giriftâr olup yeniçerilerün dahı ekserî esîr +oldı. Üçünci gün Sultân Cem vâsıl oldukda Burusa halkı kal'a kapularını açup kemâl-i +ta'zîm ü tevkîr ile teslîm-i hisâr eylediler. Sultân Cem dahı hazînede mevcûd olan eşyâyı +zabt idüp nâmına hutbe okutdı. Ve on sekiz gün Burusa’da ârâm ve ol etrâf ehâlîsini +fermânına râm eylemesi mesmû'-ı pâd-şâh-ı enâm oldukda Sultân Cem lâlası Aştin-oglı +Ya'kūb Big: “Eger şeh-zâde-i müşârü’n-ileyhi Karaman’a kaçurmayup Yeni-şehr üzere +asker-i mansûr mukābelesine getürmek bâbında sa'y iderse kendüye Anatolı +biglerbigiligi virilmek ve yüz bin akca mahsûllı karyeler temlîk olunmak va'dlerini +mutazammın mektûblar irsâl olundı. Sultân Cem, pâd-şâhun ordû-yi hümâyûn ile +Üsküdâr’a geçüp kendü üzerine azîmetinden haberdâr olıcak. Fâtih âmmesi Selçuk Sultân +ki, Çelebi Sultân Mehmed’ün kerîmesidür. Mevlânâ İlyas ile atebe-i şehriyârîye irsâl +eyledi. Anlar dahı vâsıl oldukda Selçuk Sultân şeref-i dest-bûs ile müşerref olup merâsim-i +du'â vü senâyı itmâmdan sonra didi ki: “Pâd-şâhım mümkün degil midir ki, ehl-i İslâm +beyninde nâ’ire-i cengi îkād ve câna berâber birâderinün kanını dökmege sa'y ü ictihâd +itmeyüp Rûm memâliki ile iktifâ ve Anatolı’yı ana ibkā buyursak, min ba'de râh-ı hilâfa +gitmez idi. Husûsen iki şâh-ı âlî-câh birbiriyle muhârebe itdügi sûretde re'âyâ ahvâlî ne +rütbe mükedder olacagı dahı ma'lûmdur.” deyü arz eyledügi kelimât makbûl olmayup “Lâ +erhâm beyne’l-mülûk” kavlî öteden berü ma'mûl ve mu'teber ve iştirâk-ı mefâsid-i +mukātele zararından ekser idügini ifâde ile ilçiler mükerremen ircâ' olundılar. Sultân +Cem ilçilerüni cevâb-ı redd ile vürûdundan sonra asker cem'ine müsâra'at idüp Gedik +Nasûh’ı hulâsâ askeriyle İznik tarafına gönderdi. Ve kendü dahı akabince bakıyye-i sipâh +ile azîmet idüp Aştin-oglı Ya'kūb Big savâb-dîde üzere Yeni-şehr’e teveccüh +eylediler. Cedd-i büzürg-vârı zamânında Saruhân vâlîsi olan ekber evlâd sultân-ı cihân +Şeh-zâde Sultân Abdullâh, Saruhân askeri ile Burusa muhâfazası içün Ayâs Paşa’ya +imdâda şitâb itmişken vâkı'adan habîr olıcak. Balı-kesr’i yolundan Gelibolı’ya andan +İstanbul’a ba'dehû İznikmid’de ordû-yi hümâyûna vâsıl oldı. Ol mahallden cânib-i +maksûda nühzet olundukda serdâr-ı talîa' Anatolı biglerbigisi Sinân Paşa, Dikilütaş’da +talîa'-i düşmen serdârı Gedik Nasûh’a karşu geldikde mezbûr İzvadi der-bendi tarafına +çekildi. Sinân Paşa dahı ta'kîb idüp ol mekânda tekābül-i saffeyn vâki' oldı. Pâd-şâh + +----- + +hazretleri dahı sür'atle Dikilütaş’dan geçüp İznik’e ve andan der-bend-i mezbûra vâsıl +oldukları hînde Gedik Nasûh askeri inhizâma yüz tutmuş idi. Vusûl-ı hümâyûndan sonra +karâra mecâlleri kalmayup perîşân oldılar. Ol gice anda ârâm olunup irtesi ale’s-seher +Yeni-şehr-ovası’na teveccüh eylediler. Sinân Paşa, Yeni-şehr nehri kenârına vardıkda +düşmen askerini mülâkî olup cenge mübâşeret eyledükde düşmen talîa'asına imdâda gelen +Ozgur-oglı Mehmed Çelebi giriftâr oldı. Gedik Ahmed Paşa iki seneden berü Pulya +gazâsında idi. Pâd-şâh-ı alem Yeni-şehr-ovası’na nüzûl buyurdukları gün vâsıl-ı dergâh-ı +şehriyârî olmagla mazhar-ı envâ'-i nevâziş olup pâd-şâha mahsûs olan yedeklerden +birini altına çekdiler. Ve sultân-ı cihân ile hem-inânlık şerefini ihrâzdan sonra bâ-fermân-ı +hümâyûn tertîb-i sufûf idüp ol dahı azm-i rezmgâh eyledi. Sene-i mezbûre Rebîü’l-âhır +yevmü’s-sebtde nehr-i mezbûr kenârında azîm muhârebe olup Anatolı ümerâsı +mukābelelerine gelen leşker-i adûyı hamle-i vâhidede perâkende eylediler. Aştin-oglı +Ya'kūb Big ol hâlî gördükde va'd-ı sâbıkını incâza fursat bulup Sultân Cem’e hayr-hâhlık +yüzünden didi ki: “El-hâletü hâzihi askerimizden firâr idenleri meydân-ı mu'ârekeye redd +ve nehrden güzergâh-ı hasmâyı sedd içün kendü ma'iyyetinizde olan sipâhdan bir gürûh +irsâl olunmak lâzımdır.” deyü askerün güzîdesini alup cenge gider gibi Sultân Cem +ordûsundan ayrıldıkda ma'asker-i hümâyûnı üzleyüp anlara lâhik olıcak yanında olanlarun +ekserî bile gelüp ba'zıları hezâr zahmetle Cem askerine firâr eylediler. Anatolı ümerâsı +sipâh-ı Cem teferrukını göricek her tarafdan üzerlerine hücûm idüp Sultân Cem +ma'iyyetinde cebren hâzır olan ümerâ-yı Anatolı dahı bu sûreti mu'âyene itmeleri ile asker +i şehriyârîye mülhak oldılar. Ayâs Paşa ile esîr olan yeniçeriler Yeni-şehr’de mahbûs idiler. +İnhizâm-ı asker-i Cem’den haberdâr olduklarında habsden halâs olup sipâh-ı zafer-penâha +mülhak oldılar. Taraf-ı şehriyârîde bu vech ile kuvvet-i izdiyâd buldukca cânib-i +âhirde âsâr-ı za'f nümâyân olup Hersek Paşa tedârikine çalışmaga başladılar. Husûsen +Karamanîler ve Türkmeniyân ve Varsak tâ’ifesi ki, Sultân Cem’i tahrîk idüp götürmüşler +idi. Mezîd-i müsâra'atla vâdî-i idbâra gürîzân olduklarını Sultân Cem göricek galebe-i +dehşetle çâre-cû-i tahlîs-i cân ve ale’l-acele âzim-i vilâyet-i Karaman olup ol günün nısfı +mürûr itmiş iken ahşâma dek iki günlük mahallde olan Ermeni der-bendine vâsıl oldı. +Esnâ-yi râhde Sultân Cem’ün sâkını at dimekle zahm-zede olup azîm müte’ellim oldı. Der +bend-i mezbûrda ba'zı Etrâk şeh-zâdenün ahzına mübâderet itdükde havâss etbâ'ından bir +kaç kimse maktûl olup şeh-zâde dahı zahmdâr ve bakıyye kalan zî-kıymet eşyâlar Etrâk-i +bî-idrâkün dest-i ta'addîsiyle târ ü mâr oldı. Ceng gününde dahı hizâne ve esbâb-ı cümlesi + +----- + +telef olmuş olmagla ol nâz ve ni'mete me’lûf olan şeh-zâde bir mertebeye vardı ki, +kapucıbaşısı olan Sinân Big’ün kepenekini gicelerde sovukdan tahaffuz içün üstüne örter +idi. Bu gûne mihnet ü felâketle şehr-i mezbûrun güni Konya’ya vâsıl olup suhûlet firâr +içün sebük-bâr oldı. Beri cânibde pâd-şâh, Sultân Cem tevâbi'inden cemm-i gafîre +siyâsetden sonra şeh-zâde yi ta'kîb içün azm-i râh eylediler. Ermeni der-bendine +gelindikde Sultân Cem reh-zenlik iden Etrâk emîr-i ihsân ile arz-ı hâl idicek izhâr-ı sûret-i +istihsân olunup cümlesi der-i devlete gelmege me’mûr oldılar. Anlar dahı bi’l-cümle vâsıl-ı +atebe-i şehriyârî olduklarında “Selâtîn umûrına müdâhele re'âyânun vazîfesi olmayup ol +gürûha lâzım olan saltanat kime nasîb olursa ana itâ'at itmek oldugını” beyân ile cümlesine +siyâset olunmada Mûsâ Çelebi’nün Emîr Süleymân kâtillerine eyledügi mu'âmele ri'âyet +olundı. Sultân Cem, Konya’ya vusûlının üç güni ki, gurre-i Cemâziye’l-evvel idi. Haremi +ve vâlidesini alup havâss-ı huddâmıyla terk-i diyâr ve memleket-i Arab cânibe îlgâr eyledi. +Bulgar tagı’na vardıkda ba'zı girü kalan etbâ'ı dahı yetişüp mülhak oldılar. Ol mahallde +Uyuz Big reh-zenlik idüp haylî îsâl-i hasârat eyledi. Bu minvâl üzere yollarda ba'zılara +hakk-ı mürûr ba'zısına istimâlet virerek, Tarsus sahrâsına çıkdıklarında mîr-i Tarsus +ikrâma mübâderet idüp ziyâfetler eyledi. Andan Adana’ya varup Ramazân-oglı dahı +istikbâl ve hidmet ve ziyâfet merâsimini ikmâl eyledi. Mâh-ı mezbûrun yigirmi ikinci güni +Haleb’e dâhil olduklarında Haleb emîrü’l-ümerâsı dahı ta'zîm ü ikrâmda kusûr itmeyüp +Uyuz Big sagîr ile Şâm’a irsâl eyledi. Haleb’de şeh-zâdenün tevâbi'i üç yüz kimesne +olmuşlar idi. Anlarla Şâm’a vâsıl oldukda emîrü’l-ümerâ-yı Şâm kemâ-yenbagî tevkîr ü +ihtirâm eyledükden sonra Receb güni Kuds-i şerîf ziyâretine andan Gazze’ye ba'dehû +Mısır’a teveccüh buyurup Şaban gurresinde vâsıl oldılar. Cümle erkân Mısır istikbâle çıkup +sarây-ı sultâna vusûlda Sultân Kayıtbay ile musâfaha ve ma'ânaka merâsimi ri'âyet olundı. +Sultân Kayıtbay übüvvet makāmından dem urup tesliyetler eyledi ve bir âlî kâşâneye inzâl +idüp azîm ri'âyetler eylediler. Ve leyân-i Ramazân’da ekseriyyâ iftâra da'vet ve mesîreler +temâşâsına götürmekle tatyîb-i hâtırları tahsîline sarf-ı miknet iderler idi. Bu tarafda pâd +şâh Konya zabtına meşgûl olup Gedik Ahmed Paşa’yı güzîde-i sipâh ile Sultân Cem +ardınca irsâl eylediler. Ve Karaman zabt olundukdan sonra ma'iyyetlerinde olan Şeh-zâde +Sultân Abdullâh’a ihsân olunup İstanbul’a avdet eylediler. Yeniçeri tâ’ifesi Sultân Cem’ün +Burusa’dan getürdügi azebleri kırmakla iktifâ itmeyüp Burusa halkından intikām almaga +pâd-şâhdan ruhsat istedüklerinde müsâ'ade olunmadugı cihetden gulüvv yoldaşlara +itdükleri “İhânetün elbette cezâsı virilmelidür” deyü nice ibrâmlar eylediler. Hezâr güft ü + +----- + +gûddan sonra ecvibe-i makūle ile iskât ü ilzâm ve bahşiş i'tâsıyla itfâ-yi nâ’ire-i fitne vü +fesâda ihtimâm olundı. Gedik Ahmed Paşa, Sultân Cem ardınca her kal'aya dek +varup Sultân Cem’ün Şâm’dan sonra gitdügi mukarrer olıcak, askere icâzet virüp kendü +avdet itmege me’mûr olmagla vâsıl-ı dergâh-ı şehinşâhî oldukda vizâret mesnedine ıs'âd +olunup ba'dehû nev'ân gılzet-i nihâdına inzimâm-ı akvâl-i hussâd ile bir müddet kapucılar +oţasında mahbûs oldukdan sonra İshâk Paşa ve Hersek-oglı Ahmed Paşa şefâ'atiyle yine +kâle’vvel mesned-nişîn vizâret oldı. +. Hurûc-ı Karaman-oglı Kāsım Big +Mîr-i mezbûr bir müddet Uzun Hasan ve oglı Ya'kūb Mîr-zâ sâyelerinde evkāt-güzâr +oldukdan sonra bu esnâda Sultân Cem vak'ası zuhûrını fursat bilüp Ya'kūb Mirzâ’dan +ba'de’l-istîzân Taş-ili hudûdına gelicek Varsak ve Turgudlu bigleri ve Karaman ümerâsının +bakāyâsından azîm asker cem idüp gâret-künân Lârende cânibine ve andan Konya’ya +azîmet eyledi. Karaman biglerbigisi Hâdım Alî Paşa ol etrâf ümerâsı ve Sultân Abdullâh +muhâfazasına me’mûr olan dört sancak bigi ile Kāsım Big müdâfa'asına teveccüh idüp +Pervâne-çayırı’nda tekābül-i saffeyn vâki' oldukda sipâh-ı düşmen Alî Paşa askerinün +iz'âfı olmagla mukāvemete imkân olmayup Konya-kal'ası’na tahassun içün ol tarafa atf-ı +inân eylediler. Kāsım Big dahı ol cânibe teveccüh idüp hisâr-ı Konya’da şeh-zâde ve +paşayı muhâsara eyledi. Bu haber âsitâne-i aliyyeye vârid oldukda Gedik Ahmed Paşa’nun +Karamanîler cenginde mahâreti oldugı cihetden husûs-ı mezbûre me’mûr olıcak. +Mukaddemâ sebeb-i habsi olan Mustafâ Paşa’nun mahbûs olmasını istid'â bâbında yeniçeri +ile hem-zebân ittifâk olmasına binâen paşa-yı mûmâ-ileyh habs olunmaga fermân sâdır +oldı. +Ba'dehû iki bin yeniçeri dört bin azeb ve kapu halkından silahdâr ve gurebâ bölükleri +ve bit’t-tamâm Anatolı askeri ile Gedik Ahmet Paşa Karaman cânibine teveccüh eyledükde +oglı âsitânede tevkîf olunup sebkat iden ihânet-i mûcib-i hiyânet olmak ihtimâli def' içün +ihtiyâd tarîkine zâhib oldılar. Paşa-yı kişver-güşâ sipâh-ı zafer-penâh ile Kara-hisâr-ı +sâhib’e vardıkda Kāsım Big, Konya’dan Taş-ili’ne firâr eyledi. Ahmed Paşa, Konya’da +şeh-zâde hidmetine vâsıl oldukdan sonra Alî Paşa’yı ve anda olan ümerâyı alup Kāsım Big +anda dahı turmaga kādir olamayup Tarsus yoluna azîmet eyledi. Ahmed Paşa, Silifke +kal'ası’na varup ol nevâhîde kıllet-i zahâ’ir olmagla Alî Paşa’yı Mut-kal'ası’nda cem'-i +zahâ’ire me’mûr eyledi. Kāsım Big, Alî Paşa’nun az âdemle serdârdan ayrıldugına vâkıf +olıcak. Kûhistân yolundan üzerine îlgâr idüp bir mahallde mukābil oldılar. Alî Paşa + +----- + +dahı meydân-ı celâdetde merdâne hareket ve mukābele-i a'dâda izhâr-ı savlet eyleyüp +serdâr cânibine mukaddemâ haber olunmuş idi. Ol dahı ihmâl ve eskālı Silifke’de +bırakmagla icâleten îlgâr iderek, vâsıl-ı mahall-i mezbûr oldukda zuhrdan şâm’a dek nâ’ire +i kıtâl işti'âl buldukdan sonra ol gice anda ârâm esnâsında Kāsım Big, eger sabâha tevekkuf +iderse tahlîs-i girîbân hâric-i dâ’ire-i imkân oldugını idrâk ü iz'ân itdügi cihetden +askergâhında yer yer ateşler yakdırup kendüleri Tarsus yoluna firâr eylediler. İrtesi firâr-i +Karamaniyân ma'lûm olıcak serdâr ta'kîbe sarf-ı iktidâr idüp ardlarınca Tatke suyı +kenârına dek îlgâr eyledükden sonra mâverâsı memleket-i Şâm olmagla avdet eyledi. +Ba'dehû Taş-ili tevâbi'nden İlmas-kal'ası’nı tahrîb idüp mevcûd olan zahâ’irini +askere taksîm itmeleri ile Alî Paşa cem' itdügi zahîreyi Silifke-kal'ası içün iddihâl eylediler +ve fukarâ-yı askeri tagıdup Lârende’de kışlak itmek üzere ahvâli der-i aliyyeye i'lâm +itdiler. +. Ric'at-ı Sultân Cem ez-Mısır bed-i yâr-ı Rûm +Sultân Cem sene-i mezbûre Şevvâl’inün güni Mısır’dan hacc-ı şerîfe azîmet +ve mu'azzezen edâ-yı menâsikden sonra Zi’l-hicce güni Medîne-i münevverede ravza-i +mutahharayı ziyâret idüp senesi Muharrem güninde Mısır’a vâsıl olmagla ol +evânda Kāsım Big’den ve Gedik Paşa ma'iyyetinde olan ba'zı ümerâdan ve husûsen Engüri +bigi, Trabzonlı Mehmed Big’den memâlik-i mahrûsaya azîmet bâbında tahrîki +mutazammın mektûblar vârid oldugına binâen sultân Mısır’dan zamm-ı ecnâd talebi ile +Safer beşinde Mısır’dan çıkup Rebîü’l-evvel güni Haleb’e vâsıl oldukda mezbûr +Mehmed Big zu'amâ ve subaşılardan cem'-i kesîr ile Ahmed Paşa yanından firâr idüp +Haleb’de Sultân Cem’e mülâkî oldılar. Bu haberler mesmû'-ı şehriyârî oldukda kapukulı +ile Burusa cânibine güzâr ve Aydosçemeni nâm mahallde karâr buyurup Ahmed Paşa’dan +müsâhele-i tevehhüm olundugına binâen yanında olan asker ile ordû-yi hümâyûn tarafına +isti'câl ve şeh-zâdeyi a'dâdan sıyânet içün Konya’dan Kara-hisâr’a îsâl itmege me’mûr +oldı. Sultân Cem Haleb’den nühzet idüp Adana’ya geldikde Kāsım Big, Taş-ili’nden +kalkup istikbâl eyledi. Ve eger saltanat nasîb olursa bi’t-tamâm Karaman Kāsım Big’e +virilmek ve ol dahı itâ'at itmek üzere kavl ü karâr olunup andan ma'iyyetle Eregli’ye +geldiler. Ve Rebîü’l-evvel selhinde kapucıbaşısı olan Sinân Big’i ilçilik nâmı ile Ahmed +Paşa��yı iğfâl içün irsâl idüp akabince Trabzonlı Mehmed Big’i serdâr-ı sipâh ve alâ-tarîki’l +isti'câl Şeh-zâde Sultân Abdullâh ve Ahmed Paşa cânibine rû-be-râh eyledi. Ahmed Paşa +ber-mûcib-i fermân Anatolı askeri ile Lârende’den kalkup Sultân Abdullâh’ı + +----- + +Konya’dan çıkardıkdan sonra mahall-i me’mûra giderken Konya üstünde Korkuçmeyn +yaylakında Trabzonlı big irişmekle bir mikdâr illişdiler. +Ba'dehû mîr-i mezbûr zafer bulmayup girü Konya muhâsarası sevdâsına düşdi. +Ahmed Paşa dahı şeh-zâdeyi Kara-hisâr-ı Sâhib’e getürüp mevkib-i hümâyûn Seyidgâzi’ye +vusûl buldukda şeref-i mülâkāt ile müstes'id oldılar. Trabzonlı big Konya üstüne varup +Rebîü’l-evvel güni Sultân Cem dahı Kāsım Big’le ol mahalle vâsıl oldukda kal'a +muhâsarasına şürû' eylediler. Lâkin Alî Paşa hıfz u hırâsetde merdânelik merâsimini ri'âyet +itdügi cihetden Trabzonlı Mehmed Big zaferden me’yûs olup Engüri’den ehl u ıyâlını +almak içün bin kadâr âdemle Sultân Cem’den ba'de’l-istîzân şehr-i mezbûre geldikde ıyâlı +emr-i pâd-şâhî ile İstanbul’a nakl olundugından haberdâr olıcak. Hezâr endûh ü melâl ile +bir kaç gün anda tevakkuf eyleyüp ol esnâda Süleymân Paşa, Amâsiyye’den ma'asker-i +hümâyûna teveccüh itmiş idi. Mehmed Big yollarına inüp Çubuk-ovası nâm mahallde +muhârebeye âgâz olundukda Mehmed Big leşkeri münhezim kendü maktûl olmagla ser-i +maktû'ı ordû-yi hümâyûna irsâl olundı. Mehmed Big vak'ası Sultân Cem’e ma'lûm olıcak, +Süleymân Paşa’yı ele getürmek sevdâsıyla Engüri cânibine îlgâr idüp sene-i +mezbûrda güni vâsıl oldukda Süleymân Paşa gitmiş bulunmagla beyhûde çekilen ta'ab +ve meşakkate nedâmet üzere iken ordû-yi hümâyûnun ol mahalle karîb geldügi haberi +vürûd itdüginden nâşî galebe-i ru'b ü hirâs ile turmaga mecâl kalmadugına binâen yevme +yefirru’l-mer u min vafkınca kaçmaga sarf-ı iktidâr ve bir mertebe şitâb iderek firâr +itdiler ki, askerün ekseri yollara dökülüp hezâr zûr u zâr ile Ak-şehr’e irişdiler. Pâd-şâh-ı +cihân birâderini ta'kîb içün beş bin âdemle İskender Paşa’yı ta'yîn idüp ol dahı Ak-sarây’a +varınca leşker-i düşmenden nâm ve nişân-ı zafer olmamagla ba'de’l-istihbâr Herakle’ye +azîmet eyledi. Sultân Cem, Herakle’den selh Rebîü’l-evvel’de Taş-ili’nde firâr itmiş idi. +İskender Paşa vâsıl oldukda kudûm-ı şehriyârîye intizâr üzere karâr idüp pâd-şâh-ı âlem +penâh ol mahalle gelicek Sultân Cem’ün Taş-ili’nde tahassunı arz olunmagla tarh-ı +bünyân-ı musâlaha bâbında Koca Sek-bânbaşı irsâliyle Sultân Cem tarafından âdem taleb +olunup bir kac def'a âmed ü şüd ilçiyan vukû'ından sonra cânib-i hümâyûndan vürûd iden +ihbâr bu gûne karâr-dâde oldı ki, hizâne-i âmireniz vâridâtı beher sene taraf-ı şerîfenize +irsâl olunmak şartıyla Kuds-i şerîf mücâveretini ihtiyâr buyurup: “Bunca müslimânun hûn-ı +nâ-hakkını irâkadan ictinâb eyleyesiz.” Sultân Cem bu sûrete râzı olmayup bir mikdâr +memleket talebine ısrâr itmekle musâlaha sûret-pezîr olmadugı cihetden Hersek-oglı +“O gün kişi, eşinden dostundan kaçar.” + +----- + +Ahmed Paşa, Sultân Cem üzerine serdâr-ı sipâh nasb olundı. Sultân Cem firâr husûsını +Kāsım Big’le istişâre itdükde Rûm-ili’nde güzârı tervîc idüp pâd-şâhı ol cânibe def' ile +Karaman zabtı fikrine düşmüş idi. Sultân Cem dahı ol gaddârı hayr-endîş sanup havâss-ı +huddâmından Frenk Süleymân’ı nice hedâyâ ile mâdde-i merkūmenün husûluna mu'âvenet +talebi içün Rodos Frenk’ine irsâl eyledi. Ve Hersek-oglı’nun leşker-i bî-kıyâs ile azîmeti +mesmû'ı olıcak, karâra ikidâr kalmayup Gergös limanı sâhilinde mevcûd olan gemilerle +firâr eylediler. İrtesi Frenk Süleymân, Anamura limanında süvâr oldugı bârçây ile gelüp +Rodos biginün ahid-nâmesini yâd idüp imdâd itmege ta'ahhüdlerini derc itmişler idi. +Lâkin Frenk Süleymân evzâ'larından hîle fehm itmekle şeh-zâdeyi bu teveccühden men' +eyledükde sâ’irleri “Küffâr ahdına musirrdur.” deyü şeh-zâdeyi azîmete iğrâ itmelerine +binâen Rodos cânibine teveccüh olundı. Üç Cemâziye’l-âhir şehr-i mezbûrun güni +Rodos’a vâsıl olduklarında Rodos bigi Migal Mastori sâ’ir bigler ile iskeleden istikbâl idüp +azîm şenlikler eylediler. Ve i'zâz ü ikrâm ile şeh-zâdeyi alup bir âlî sarâya kondurdılar. +Lâkin Rûm-ili’ne geçirmek bâbında ta'ahhüd itdükleri imdâdı ferâmûş idüp şeh +zâdeyi alıkomak fikri ile bir müddet ta'vîkden sonra: “França memlektine ba'dehû +Ungurus’a varmadan gayrı husûl-ı mahsûda çâre yokdur.”deyü Sultân Cem’i otuz âdemîsi +ve satun aldugı yigirmi mikdârı müslimân esîri ile bir bârçâya bindirüp cemî' havâyic +ba'de’t-tekmîl Rodos biginün akārından Peyatkefort nâm kâfir ve üc yüz cengci Frenk, +Sultân Cem ma'iyyetinde ol bârçây ile Receb güni França diyârına azîmet eylediler. +Berü cânibde Karaman-oglı Kāsım Big itdügi işe nâdim olup hezâr tazarru' ile +isti'fâ itdükde karîn-i afv olmagla İç-il’de Hocendi-beli ki, Lârende’nün öte cânibidür, ana +ihsân olundı. Bu esnâda Zü’l-kadr-oglı Alâüddevle Big şeref-i dest-bûs-ı şehinşâhî ile +müstes'id oldukdan sonra mükerremen eyâletgâhına ric'at eyledi. +Ba'dehû pâd-şâh-ı cihân İstanbul tarafına avdet buyurup ba'de’l-vusûl bir kaç gün +karârları akabinde tebeddül-i saltanat eyyâmı olmagla memâlik-i mahrûsayı küfârdan +sıyânet içün Edrene’ye nühzet ve senesi Ramazân gurresinde şehr-i mezbûrı kudûm-ı +meymenet-i lüzûmları ile makarr-ı şâdî ü meserret buyurdılar. Ve Gedik Ahmed Paşa +töhmet-i hıyânetle katl olunup kayınatası İshâk Paşa Selânik’e nefy olundı. Ahmed Paşa +katlinden sonra yeniçeri gulüvv idüp Edrene subaşısını paraladıkları sebebiyle Dâvud Paşa +vüzâretden azl olunmuş iken çok geçmeden mesned-i sâbıkı inâyet olundı. + +----- + +- Âkıbet-ı kâr-ı Sultân Cem +Mukaddemâ zikr olundugı vech üzere Sultân Cem França memleketine azîmet idüp +sene-i mezbûre Şa'bân güni Çiçilya adası’na geldiler. Andan engine salup Yanar didikleri +cezîrede olan cebel-i azîmden gündüz siyâh ve kebûd duhânlar ve gice âteşler peydâ +oldugını müşâhede itmeleri ile ta'accüb-künân semt-i maksûda revân oldılar. Ve +furtunalardan ve havf-ı a'dâdan hezâr zahmet ve meşakkat çekilüp âkıbet Ramazân güni +Ceneviz yakasında Sevaye memleketinün limanına ve andan Nitse nâm şehre vâsıl oldılar. +Şeh-zâde Rûm-ili’ne îsâl olunmak taleb itdükce nice bahâne ile dört ay ta'vîk idüp: “Frenk +Süleymân’ı dahı lisânımızı bilür.” deyü cüz’-i töhmetle katl itmek istedüklerinde Sultân +Cem güc ile tahlîs eyledi. +Ba'dehû ol mahallde tâ'ûn peydâ olmagla Zi’l-hicce güni Rodos’a müte'allik +Ricliyye nâm hisâra vardılar. Anda dahı şeh-zâdeyi nice zamân te’hîr idüp kâfir big +zâdeleri: “İstanbul’ı feth iden Türk biginün oglı gelmiş.” deyü ol şehrde Sultân Cem’e +mülâkāt iderler idi. Sevaye hâkimi Bakça dukadı ki, França kıralınun hemşîre +zâdesidür. Tayısı ıyâdesinden avdet esnâsında hisâr-ı mezbûre ugrayup Sultân Cem’e +mülâkî olıcak. Henüz on dört yaşında bir cüvân-ı sâhib-i cemâl olmagla Sultân Cem dil +dâde-i hüsn ve anı ulup Şâm’da elli altuna alınmış bir dımışkî çomak irsâli ile +beynehümâde mu'âmele-i mahabbet ü ülfet cereyân eyledi. +Ba'dehû mesfûr-ı tahtgâhına vardıkda Sultân Cem’i Rodosîler’ün pençesinden tahlîse +ikdâm idüp ol ömrün husûl-pezîr olmasına sa'y eyledügi melâ'în-i mesfûrının ma'lûmı +olıcak. Cemâziye’l-evvel güni hemân ol mahallden intikāl ve França memâlikine vusûla +isti'câl eylediler. Ol esnâda âsitâne-i aliyyeden Hüseyin Big, Bakça dukadının tahtgâhı olan +Cemri şehrine gelüp şeh-zâde ile mülâkāt taleb itdükde Rodosîler’den bir tarîkile men' +idicek şeh-zâdenün etbâ'ını tefrîk bâbında emr-i âlî sudûrını anlara i'lâm itmekle ol husûsı +icrâ-i tedbîrin idüp França memleketine ba'de’l-vusûl Receb güni França kıralı âzim-i +be’se’l-makarr olmagla vilâyetinde fetret ola deyü Sultân Cem tevâbi'ini tefrîke mübâşeret +eylediler. Ve yigirmi tokuz âdemini defter idüp Receb selhinde ol kimesneler ile ric'at ve +tayy-ı mesâfat berr ü bahr iderek Ramazân âhirinde Nitse kurbunda ki, limandan ilçi +Hüseyin Big’i dahı terfîk ile Rodos cânibine azîmet eylediler. Kış eyyâmı olmagla +hezâr ta'ab ü meşakkat çekülüp beşinci ayın âhiri ki, Zi’l-hicce se-şenbih günidür. +Rodos’a vâsıl olduklarında Hüseyin Big’i der-i devlete irsâl eylediler. Bu cânibde Sultân +Cem’i âdemlerinden cüdâ itdükden sonra her şehrde bir müddet tevkîf iderek nice şehrlere + +----- + +nakl idüp müddet-i medîde ol diyârda ibkā itdiler. Ve hükkâm-ı Frenk, memâlik-i +Osmâniyye’ye tasallut-medâr ittihâz itmek içün Sultân Cem’i taleb itdükde Rodos bigi, +Sultân Cem nişâncısından rüşvetle ahz itdügi nişânlı kâgıdlara şeh-zâde lisânından ol +diyârda ikāmet kendü ihtiyârı ile olmasını tahrîr idüp, bu gûne hîlelerle teslîmden halâs +olurdı. Ve şeh-zâdeyi Fransa kıralına buluşdurmamak içün ol kavmin rü’esâsına rüşvetler +virdigi cihetden kıral, Sultân Cem’i görmek istedükce anlar şeh-zâdeyi hidmet idüp: +“Dâ’imâ size ve dininize lâ'n idermiş. Ve sizinle görüşmeden gâyet teneffür izhâr idermiş.” +deyü mülâkātdan men' iderler. Sultân Cem dahı “Beni kıralınızla niçün görüşdürmezsiz ve +bunca zamândur beni habs idüp murâda vusûldan me’yûs idersiz.” didikce “Bizim +kıralımız tahtgâhına Türk ayagı basdugını istemez. Belki size bir zararı isâbet ider.” deyü +def' idüp mâni'-i mülâkāt olurlar idi. Bu minvâl üzere altı buçuk sene França diyârunda +mahbûs olup âkıbet Ungurus kıralı ve Papa ve Pulya ittifâk ile Sultân Cem’i Rodos +biginden taleb idüp França kıralına dahı mektûb tahrîr eylediler ki: “Bir âlî-kadr pâd-şâhun +oglı kendü ayagı ile gelmiş iken anı habs revâ degildür. Maksûdı Rûm-ili’ne güzâr imiş. Bu +tarafa irsâl idin, biz husûl-ı merâmına sa'y ideriz.” Bu haber vürûdunda anlar dahı +muhâlefet itmeyüp Rodos bigi mukâddemâ şeh-zâdeden ayırdıgı âdemleri Rodos’da habs +itmiş idi. Hezâr i'tizâr ile ıtlâk idüp şeh-zâde tarafına irsâl eyledi. França kıralı dahı iki yüz +mikdârı kâfir ile bir mu'teber bigini Sultân Cem ma'iyyetine ta'yîn idüp senesi Zi’l +hicce güni Papa memleketine revâne eyledi. Berren ü bahren tayy-i mesâlik iderek +Roma’ya yaklaşdıklarında Papa, oglını ve bir kaç mu'teber bigini istikbâle irsâl idüp i'zâz +ü ikrâm ile senesi Rebîü’l-evvel gurresinde Roma’ya vâsıl oldılar. Papa’dan gayrı +şehrde kim varsa şeh-zâdeyi karşulamaga çıkup Papa’nun sarâyına kondurdılar. İrtesi dîvân +olup cümle bigler ve kâfir pâd-şâhlarından gelen ilçiler hâzır oldılar. Papa dahı murassa' +koronasını giyüp barmaklarına girân-bahâ yüzükler takındı. Ol meclisde França ve +İspaniyye ve Portukal ve Ceneviz ve Venedik ve Alaman ve Ungurus ve Leh ve Çeh ve +Rus ilçileri cümle hâzır lar idi. Sultân Cem kendü halkı ve França kıralınun irsâl +itdügi big ve Rodos bigleri ile ol meclise vâsıl oldukda Papa kıyâm idüp şeh-zâde boynını +iki tarafından öpdi. Ve envâ'-i ta'zîm ü ikrâm icrâsına ihtimâm idüp şeh-zâdeyi menziline +ircâ' eyledi. Üc gün ziyâfetden sonra bir gün tenhâ da'vet idüp isti'lâm merâm eyledükde +Sultân Cem didi ki: “Maksûd bu memâlike gelmek degil idi. Ancak Rûm-ili’ne geçmek +içün Rodos kavminden i'ânet istedim. Anlar dahı nice uhûd ü mevâsîk ile beni Rodos’a +da'vet itdükden sonra adhlarına vefâ itmeyüp yemînlerini bozdılar. Ve yedi yıldır beni + +----- + +mahbûs idüp husûl-ı maksaddan me’yûs itdiler.” deyü rikkat-âmîz niçe kelimât îrâd ve +Mısır’da kalan vâlide ve evlâdına arz-ı iştiyâk ile mezîd-i tahassürin yâd idüp ol tarafa irsâl +olunmagı istid'â eyledi. Papa bu sözleri istimâ itdükde aglayup izhâr-ı merhamet eyledi. Ve +bir mikdâr tefekkürden sonra didi ki: “Mısır’a gitmek sevdâ-yı saltanatdan ferâgatdur. +Devletiniz hakkına Ungurus’e varmak hayrludur. Ve hem anlar size cânıyla râgıblardur. Bu +sûret evvelki tedbîrinize dahı muvâfıkdur.” Sultân Cem rûzgâr-ı âlâmın çekmekle +saltanatdan degil cânından bile bîzâr olmuş idi. Anınçün Papa’nun sözin kabûl itmeyüp +Mısır’a gitmege talebden fâriğ olmadı. Bir nice meclis bu minvâl üzere mürûr itdükden +sonra Ungurus’dan tekrâr ilçi gelüp şeh-zâdeyi taleb eyledükde Papa yine da'vet +idüp Ungurus’a gitmek teklifinde çok ibrâm itdi. Şeh-zâde râm olmayup bu gûne takrîr-i +makāl eyledi ki: “Şimdi ben Ungurus’a varup anun askeri ile ehl-i İslâm üstüne kılıc +çeksem ulemâ-yı İslâm hâşâ küfrüme hükm idüp katlime fetvâ virirler. Ben dînimi +Osmâniyân memleketine degil, cümle cihân saltanatına virmem.” deyü cevâb-ı kat'î +virdikde Papa bî-huzûr olup kendü dilince birâz nâ-şâyeste sözler söyledi. Şeh-zâde frenk +lisânını ve kitâbetini ögrenmiş idi. Papa’nun kelâmını fehm idüp didi ki: “Sizin yanınıza +gelen âdeme bu kadar ihânet azdur dahı ziyâdeye müstahakkdur.” deyü izhâr-ı infi'âl +itdükde Papa şermende olup hezâr i'tizâr ile tesellîler virdi. Ve “Devletinize nâfi' sözümüz +te’sîr itmedüginden öyle lâyık olmayan kelâm lisânımızdan bî-ihtiyâr sâdır oldı.” deyü +tatyîbe sa'y idüp i'zâz ü ikrâm ile mekânına gönderdi. Çünki dârü’s-saltana ile Rin Papa +memâlikinün beyni iki aylık yol olup ol diyâr ahvâli der-i devletde nâ-ma'lûm idi. Ol +cihetle Sultân Cem’in anda oldugı istimâ' olundukda tahkîk-i haber içün âdem irsâli lâzım +gelüp kapucıbaşı Mustafâ Aga ilçi ta'yîn olundı. Ol dahı azm-i râh idüp memleket-i +mezbûre vâsıl olıcak. Papa ikrâma müsâra'at idüp Sultân Cem’e buluşdurdı. Mustafâ Aga +dahı hedâyâ-yı şehinşâhî yi nâme-i hümâyûn ile teslîm ve lisâna dahı iblâğ-ı selâm +idüp ri'âyet-i merâsim ta'zîm eyledi. +Ba'dehû pâd-şâhun murâd-ı şeh-zâdenün a'yen-i nâsdan mahfûz olması idügini i'lâm +itdükde Papa, taraf-ı pâd-şâhî ile musâfât üzere olmagla cân ile râgıb oldugı cihetden +husûs-ı mezbûrı ta'ahhüd idüp bî-hisâb hedâyâ ile Mustafâ Aga’yı ircâ' eyledi. Ve şeh +zâdenün muhâfazasına sarf-ı makdûr idüp üc sâl bu minvâl üzere mürûrdan sonra Papa +mürd olup yerine başkası geçdükde yine şeh-zâde evvelki hâl üzere kalmış iken +mukaddemâ tahrîr olundugı vech üzere França kıralı, Sultân Cem’i Papa’ya irsâl itdükde +hidmetine ta'yîn itdügi big şeh-zâdeye mahabbet eyleyüp şeh-zâdenün França + +----- + +memleketinde ikāmeti esnâsında kıral ile mülâkāt itmedüginün sebebi ki, sâbıkda +mezkûrdur. Şeh-zâde istimâ' itdükde kırala söylemegi ta'ahhüd idüp ba'de’l-avde hakîkat-ı +hâlî kıralına ifâde ile şeh-zâdenün hüsn-i ahlâkını medh idicek kıral, şeh-zâdeye ziyâde +meyl eyledüginden nâşî bundan akdem bir kaç def'a mürd olan Papa’dan taleb itdükde ısgâ +olunmadugına binâen bu esnâda asker-i bî-gerân ile Rîm Papa tarafına teveccüh idüp +Roma’yı darb-ı dest ile aldukdan sonra Papa musâlahaya tâlib olmagla França kıralı Riga, +Papa ile mülâkāt idüp Sultân Cem’i dahı ihzâr itdiler. Üçi birer kürsîde oturup musâhabet +iderken Papa, Sultân Cem’e hitâb idüp França bigi: “Sizi alup gitmek ister, ne +buyurursunuz?” didi. Sultân Cem mukaddemâ nice cefâların çekdügi cihetden izhâr-ı +inkisâr idüp: “Ben bir esîr-i mihnet-keşim. Gerek bu big alsun, gerek sen habs eyle.” didi. +Papa bu sözden Riga yanında şermende olup: “Hâşâ ki, siz esîr olasız. İki pâd-şâh zâdesiz, +ben arada bir tercümanım.” didi. Ücünci gün ki, senesi Cemâziye’l-evvel gurresi idi. +Riga tekrâr mülâkāt idüp şeh-zâdeyi taleb itdükde Papa bi’z-zarûre teslîm eyledi. Riga dahı +mareşal nâm kapudanına koşup sarâyına gönderdi. İrtesi Roma’dan çıkup Pulya bilâdına +azîmet ile ol memâlikde nice bilâd zabt eyledi. Çûn selâtîn-i Frenk saltanat tâcını +kendülerinün mu'azzamı ve İsevî’lerün pîşvâ ve mukaddimi olan Papa elinden giymekle +ana muhâlefet beynlerinde ma'hûd degil idi. Ana binâen França biginün itdügi istihfâf, +Papa’ya gâyet güç geldiginden nâşî kıral-ı mesfûrun bilâd-ı İslâmiyye’ye tasallutuna +medâr-ı ittihâz itdügi şeh-zâdeyi elinden çıkarmak tedbîrin idüp şeh-zâde-i bî-günâhı ihlâk +içün bir dellâkı zehr-i âlûd-ı ustura ile França kıralı yanına irsâl eyledi. Ol mel'ûn dahı +ba'de’l-vusûl bir tarîk ile şeh-zâde hidmetine duhûl idüp ol mesmûm ustura ile tıraş itdükde +şeh-zâdenün cümle vücûdına eser-i semm sirâyet idüp esîr-i firâş oldı. França kıralı +şeh-zâdeyi taht-ı revâna vaz' itdürüp hâzık hekîmler ihzâr ile mu'âleceye ihtimâm eyledi. +Ve her gün şeh-zâdenün yanına gelüp istifsâr-ı hâtır iderdi. Çünki şeh-zâde hazretlerinün +dâ’imâ du'âsı bu idi ki: “Eger küffâr-ı hâk-sâr benüm bahânem ile ehl-i İslâm üstüne hurûc +kasdın iderlerse cenâb-ı Hakk beni ol güne irişdirmeyüp esra'-i sâ'âtde rûhumı kabz +eylesün.” Âkıbet du'âları kabûl olup senesi Cemâziye’l-evvel pencşenbih gicesi +kelime-i şehâdet yâd iderek âzim-i rahmet-i Rabbü’l-ibâd oldı. Ol hînde küffâr haberdâr +olmadan Celâl Big su koyup kapucıbaşı Sinân Big gasl eyledi. Ve merhûmun kendü destârı +ile tekfîn idüp hâzır olan havâss-ı etbâ'ı namâzın edâ itdiler. Andan sonra França bigi +istimâ' itdükde haylî mâtem çeküp ba'dehû cesedini anber ve misk ile tâbût-ı âhenîne vaz' +itdürdi. Sultân Cem esnâ-i marazında vasiyyet itmiş idi ki: “Na'şımı dâr-ı İslâm’a nakl + +----- + +itmege ihtimâm idin. Zîrâ cesedim kâfiristânda kaldugı sûretde benüm nâmımla a'dâ-yı +dînden ba'zıları hurûc idüp ehl-i İslâm’ı ızrâra sebeb olur. El-hâsıl vasiyyeti husûl-pezîr +olup cesed-i şerîfi dâr-ı İslâm’a ba'de’n-nakl Sultân Murâd türbesine defn olunmuşdur. +França kıralı hedâyâ-yı lâyıka ile ta'ziyet-nâme irsâl ve Sultân Cem’in etbâ' ve eşyâsını +ve Allâhu yansurü’s-Sultân Cem diyen tûtîsini âsitâneye îsâl eyledi. Şeh-zâde-i +mağfûr erbâb-ı fazl ve hüner-ver olup Hoca Selmân’nun Cemşîd ü Hûrşîd’ini pederi Sultân +Mehmed Han nâmına tercüme itmişlerdür. Ve makbûl ve mu'teber dîvânı vardur. Diyâr-ı +küffârda giriftâr-ı pençe-i hüzn ve inkisâr iken söyledügi eş'ârdandur şi'r; +Câm-ı cem nûş ile ey Cem bu Firengistândur Herkesin başına yazılan gelür devrândur +Ecel câmın içerken şâd olup Cem Dimiş kim şimdi buldum vâki'-i gamm +Vâlid-i mâcidleri zamânında altı yıldan ziyâde Karaman vilâyetine vâlî olup +silâhşorluk fenninde bir mertebe mahâret tahsîl itmişler idi ki, Alâeddîn-i Selçukî’nün +Konya ve Lârende’de olan gürzlerine nice halkalar zammı ile isti'mâl iderler idi. +. Geşt ü güzâr-ı şehriyârî der-Rûm-ili +Pâd-şâh-ı cihân sene-i sabıka şitâsını Edrene’de çıkardukdan sonra bahârında +Anatolı ve Rûm-ili askerini cem id��p Rebîü’l-evvel ayında Filibe etrâfını mazrıb-ı hıyâm +ve asâkir-i mansûre-i güzîdesini irsâl ile Sultân Mehmed hedm itdügi Morava suyı +kılâ'ını binâya ikdâm buyurdılar. Filibe'de on gün ikāmetden sonra Köstence’ye ve andan +Samakov’a ve Çamurlı ve Sarıyâr nâm mahallere varup birinci eyyâm meks ü ârâm +akabinde Sofya’ya sâye-endâz-ı izz ü ihtişâm olduklarında kal'alar itmâmı a'lâm +olunmagla askere izn-i insırâf virüldi. Mürâca'at esnâsında Filibe Uzunca-ovası’na +gelindükde üc günlük yoldan vilâyet ehline şikâr sürdürüp ol sahrâyı mahşer-i vuhûş +eylediler. +Şa'bân evâhirinde Edrene’ye, Şevvâl evâsıtında İstanbul’a vâsıl oldılar. Sene-i +mezbûre Muharrem’i evâsıtında Karaman-oglı Kāsım Big vefât idüp kızı oglı Turgud-zâde +Mehmed Big câ-nişîni oldı. Zi’l-ka'de’de Karaman vilâyeti hükûmetgâhı olan Şeh-zâde +Sultân Abdullâh civâr-ı rahmet-i Rahmân’a hırâmân oldılar. +. Feth-i Kili ve Ak-kirmân +Kili ve Ak-kirmân fethine azm-i hümâyûnları musammem olup Rûm-ili ve Anatolı +ümerâsına ahkâm-ı mutâ'a irsâl olundı. + +----- + +Ve nev-rûzunda Rebîü’l-âhır dört güni ba'de edâ-i el-cum'a Edrene’ye teveccüh +buyurdılar. Arabalar ile nakl olunan alât-ı cengden mâ'adâ kadırgalar ile bî-hisâb +mühimmât-ı harb u kıtâl ve nice zahâ’ir ve emvâl Kara-deniz’den Tuna’ya nakl olundı. +Şehr-i Edrene vusûl-ı şehinşâhî ile mübâhî oldukda bir dârü’ş-şifâ ve bir câmi' ve medrese +ve imâret binâsı fermân olundı. Ve mâh-ı mezbûrun güni vaz'-ı esâse bi’z-zât mübâşeret +buyurup her tâ’ifeye in'âmât-ı lâyıka eylediler. Ve kabîl-i kurûmlarında Rebîü’l-evvel +güni muhterik olan bazâristân ve sâ’ir mahaller ta'mîri içün emrleri sâdır olmagla seferden +rücû'ları hengâmına dek itmâm olundı. Asker-i nusret-eser ictimâ'ından sonra +nühzet olunup Dobrıca vilâyetinden Tuna kenârına varıldı. Ve Cemâziye’l-âhir güni +İsakcı iskelesinden ubûr olundukda Eflâk bigi istikbâl idüp reh-nümâlık tarîki üzere yigirmi +bin mikdârı askeri ile makdûrı olan hidemâtı idâda kusûr itmedi. Mâh-ı mezbûrun güni +Kili-kal'ası’na varılup muhâsara olundı. Berr ü bahrdan fethine ihtimâm olundukda her +taraf dîvârları rahnedâr olmagla şehr-i mezbûrun çehâr-şenbih güni teslîm-i hisâr +eylediler. Kenîsâsında pâd-şâh-ı cihân edâ-i cum'a buyurdukdan sonra Ak-kirmân fethine +teveccüh esnâsında sülâle-i Cengiziyye’den Kırım hanı Mengli Giray elli bin Tatâr askeri +ile ordû-yi hümâyûna mülhak olup bi’z-zât edâ-i tehniye-i saltanat itdükde nevâziş ü ikrâm +ı şehinşâhî ile ser-firâz kılındı. Ve pâd-şâh-ı âlem-penâha hem-inân olup mâh-ı mezbûrun +güni Ak-kirmân üzerine azîmet eylediler. Ve dördünci günde Ak-kirmân’a vâsıl olup +muhâsaraya şürû' eylediler. Nakl olunur ki, Ak-kirmân’da alât-ı ceng ü peygâr bî-hadd ü +şümâr ve otuz yıllık zahâ’ir der-enbâr olup mürûr-ı eyyâm ile sa'y ü ihtimâm iderek +handakınun umkını bir mertebeye îsâl itmişler idi ki, rişte-i hıyâl gavrna irmek muhall idi. +Sipâh-ı zafer-penâh fermân-ı şehriyârî ile bir haftada ol handak amîki toldurup hem +vâr itdiler. Ve bahr ü berrden top u tufeng ile iki mu'teber dizdârı düşürmeleri ile bakıyye-i +küffâr-ı nâ-çâr istimâletle teslîm-i hisâr eylediler. +Fî Receb ihtiyâr ikāmet iden küffâr iskân olunup ba'zıları dahı Anatolı’da Eski +Biga’ya nakl olundı. Hazânesinde olan emvâl Edrene’de binâ olunan ebniye-i hayr içün +hıfz olunup nefâyis esbâbı guzâta tevzî' eylediler. Mengli Giray’a dahı bî-nihâye atâyâ-i +lâyıkā ihdâ olunup arz-ı itâ'at itdügine binâen ak börk ve altunlı üsküf ile mazhar-ı ihtirâm +oldı. +Receb Ak-kirmân’dan ric'at olunup Kili önünden Oya ve Sarı Saltık yolından +Şa'bân evâhirinde Edrene’ye vâsıl oldılar. + +----- + +. Def'-i fitne-i hâkim-i Boğdan +Seferden ba'de’l-avde Mesih Paşa Filibe’de tekā'üd ile vizerâtdan ma'zûl ve İskender +Paşa yerine Hâdım Alî Paşa, Rûm-ili biglerbigiligine mevsûl olup kış mürûrından sonra +yaylaka teşrîf-i hümâyûn esnâsında Hind pâd-şâhı Şâh Behmen’den ve sultân-ı Mısır’dan +ve Ungurus’dan hedâya ile ilçiler vâsıl oldı. Ve bu eyyâmda haber geldi ki, Ak-kirmân’da +kalan küffâr Boğdan hâkimine irsâl-i peyâm da'vet itmeleri ile ol lâ'în kâl'a-i mezbûre +muhâsarasına azîmet idüp vürûdundan mukaddem ehl-i İslâm vak'adan haberdâr +olmagla kal'ada olan melâ'îni tu'me-i şimşîr eylediler. Ba'dehû bir şeb-i târda hâdim-i +mesfûr pây-i hisâra resîde olup nerd-bânlar nasbı ile kal'aya su'ûd üzere iken guzât bir +ugurdan tekbîr-künân sipâh-i hâsirîn üstüne hücûm ve avn-i Hakk’ıyla a'dâ-i dîni perîşân +ve mehzûm itdiler. Ve hisâra girenlerün ekserî esîr olup müjde-i nusretle der-i devlete vâsıl +olduklarında Rûm-ili biglerbigisi Alî Paşa serdâr nasb olunup Rûm-ili dil-âverleri ile +Boğdan vilâyetine irsâl olundı. Eflâk hâkimi dahı askeri ile Alî Paşa’ya mülhak olup +sene Şa'bân güni Kara Boğdan memleketine dâhil oldılar. Vilâyet-i mezbûre biglerinden +çok kimesne itâ'at idüp Boğdan-oglı Leh diyârına firâr itmiş olmagla etrâf-ı memleket-i +Boğdan’a akın eylediler. Bî-hisâb ganâyim ile asker-i İslâm muğtenem oldukdan sonra Alî +Paşa, zabt-ı hums-ı ganimet idüp der-i devlete âzim oldı. senesinde pâd-şâh-ı âlem +penâh İstanbul’da ârâm üzere iken Boğdan-oglı’nun tekrâr Kili ve Ak-kirmân üzerine +teveccühi mesmû' olmagla Malkoç-oglı Balı Big’e Silistre eyâleti ihsân olunup Rûm-ili +ümerâsı ile Boğdan tarafına irsâl olundı. Mîr-i mezbûr semt-i me’mûra azîmet idüp ba'de’l +vusûl askeri yagma vü târâc içün etrâf ü cevânibe irsâl eyledi. Ve kendi bir mikdâr +asker ile Brut suyı üzere köpriden geçüp ol mahallde tevakkuf itdükde Boğdan hâkimi +Leh’den ve Ungurus’dan istimdâd ile cem' itdügi leşkerini sürüp Malkoc-oglı üzerine +hücûm eylediler. Ol dahı merdâne tîgin gılâfından uryân idüp mevcûd olan mücâhidîn ile +küffâra koyıldı. Ve ahşama dek azîm ceng idüp ol hînde Malkoç-oglı tenbîhile muhtefî olan +dil-âverler tabl ü nefîr çalarak gulgul-ı tehlîl ü tekbîr ile pusudan hurûc idicek galebe-i ru'b +ü hirâse binaen küffârun dest ve pâsı hareketden kalup münhezim oldılar. Gârete giden +akıncılar dahı ganâyim-i mevfûra ile avdet idüp Malkoc-oglı ba'de ahz olunmuş, âsitâne-i +sa'âdete azîmet sâlimen ve gânimen ruymâl-i atebe-i devlet eyledi. +. Vukū'-ı şikāk der-miyân-ı sultân-ı Mısır ve şehinşâh-ı âfâk +Vech-i muharrer üzere Sultân Mehmed zamânında bürkeler ta'mîri mâddesi ve Zü’l +kadr-oglı husûsı içün Çerâkese üstüne sefer musammem olmuşken müyesser olmayup bu + +----- + +esnâlarda dahı mülk-i Mısır’ın Sultân Cem’e imdâd ü i'ânet ve Hind ilçisinden hedâyâyı +şehriyârînün ekserîni gasb ile icrâ-i lâzıme-i denâ’et itmesi ve Çarlıg sultânı olan Zü’l +kadr-oglı Alâüddevle Big’i dâ’imâ ızrâra sarf-ı iktidâr ve dahı Adana ve Tarsus +beldelerinin ashâbından tagallüben zabt eyledükden sonra Hüccac Rûm’a taleb-i +bâc gibi tekâlif tekmîli ile eziyyet ü âzâr eylemesi muharrik-i gazab-ı şehriyâr-ı kâm-kâr +olmagla senesi Cemâziye’l-evvel’de Karaman biglerbigisi Karagöz Mehmed Paşa +ta'yîn olunup Adana ve Tarsus cânibine teveccüh itdükde ol bilâd ahâlîsi zîr-i livâ-i pâdşâ +ümide bulunmaga isti'câl itmelerine binâen Mısır askeri ve hele-i evvelide firâr eylemeleri +ile kılâ'-ı mezbûre vech-i eshel üzere zabt olundı. Ve ol havâlîde makarr-ı küffâr olan +Güllük ve Alankuş ve Melül ve Bars nâm hisârlar feth olunup zâbitlerini ihrâc ve +re'âyâsına vaz'-ı harâc eylediler. +. Muhârebât-ı Sultân-ı Mısır +Sultân Kayıtbay, Zü’l-kadr-oglı Alâüddevle Big’ün vilâyetini teshîr içün Haleb ve +Şâm biglerini azîm asker ile üzerine irsâl eyledükde Alaüddevle Big, Devlet-i aliyye +tarafından istimdâd itmekle ol etrâf ümerâsı Ya'kūb Paşa ile imdâda me’mûr oldılar. Bu +minvâl üzere hasma mukābil olduklarında ol emrden Haleb bigi dil-âverân-ı Rûm +hücûmıyla maktûl olıcak. Arab askeri perîşân oldılar. Ve ümerâ-yı Çerakese’den esîr olan +nice bigler der-i devlete irsâl olunup tîr-endâzân arabdan giriftâr olanlarun ibhâmları kat'ı +ile iktifâ eylediler. Lâkin Alâüddevle tahrîki ile firârîler ta'kîbine şitâb olunup Malâtiyye +kurbunda ol gürûha lühûk esnâsında sultân-ı Mısır silâhşorlarından Malâtiyye der +bendinde der-kemîn olan beş bin âdem Alâüddevle Big’ün ma'lûmı olıcak Ya'kūb Paşa’ya +bilâ-ihbâr âzim-i semt-i firâr olmuş asker-i Osmânî ise ahvâlden bî-haber gurûr-ı zafer ile +ol mehlekeye ugradıklarında Rûm-ili gâzilerinden çok kimse şehîd olup gâlib iken ma'lûb +oldılar. +Feth olunan Adana ve Tarsus’un ve sâ’ir kılâ'ın muhâfazasına me’mûr olan Mûsâ Big +ve Ferhâd Big ve gayrıları terk-i ihtiyât idüp meger a'dâdan gaflet üzere oldukları halde +Kayıtbay tarafından irsâl olunan Emîr-i kebîr-i Mısır Öz Big ve Şâm mülkü’l-ümerâsı +Temürüz asker-i bî-hisâb ile nevâzil-i âsmânî-âsâ ol bilâda nâzil olıcak. Hâzır bulunan +sipâh ile mezbûr-ı bigler cenge hâzır oldılar. Lâkin leşker-i âdû hadden efzûn olmagla Rûm +askeri münhezim olup Mûsâ Big ve Ferhâd Big şehîd oldı. Bu haber âsitâne-i sa'âdete +vârid oldukda sıhr-ı sultânî Hersek-oglı Ahmed Paşa serdâr ta'yîn olunup Hızır Big-oglı +Mehmed Paşa sinn ve şân cihetile lâyık rüchân oldugı sebebden Ahmed Paşa’nun + +----- + +serdârlıgını hazm itmeyüp Karagöz Paşa’ya şöyle ifâde-i mâfi’z-zamîr eyledi ki: “Dem-i +mukātelede nusret ü zafer bizim sa'y ü kûşişimiz ile husûl-pezîr olsa dahı nâm ü şân +Ahmed Paşa’nun olup nevâziş ü iltifâta ol mazhar olur. Hemân tedbîr odur ki, ceng +zamânında sizinle biz seyirci olup uzakdan temâşâ idelim. Bu minvâl üzere mukāvele idüp +semt-i me’mûra teveccüh itdiler. Mukābele-i a'dâya ba'de’l-vusûl cenge mübâşeret +olundukda mezbûrlar kul-ı sâbık üzere hareket idüp Ahmed Paşa, Anatolı askeri ile tenhâ +kalıcak merdâne-i esb-rân-ı meydân-ı harb u kıtâl ve dilîrâne mübâriz âşûbgâh-ı ceng ü +cidâl olup bi’n-nefs muhârebeye sa'y ü ikdâm ve gürûh-ı Çerakese’den nicelerini işrâb-ı +câm-ı hammâm ile telh-kâm eyledi. Lâkin Mehmed Paşa ve Karagöz Paşa cenge girmeyüp +vehle-i evvelide firâr itmeleri ile askere perîşânlık ârız olmuş idi. O cihetden inhizâma yüz +tutdılar. Ahmed Paşa, hakkā ki, pâd-şâh-ı cihân yolunda bezl-i nakdine cân atmada kusûr +itmeyüp âkıbet mecrûh olmagla giriftâr-ı dest-i a'dâ oldı. Bu vak'a zuhûrunda Adana ve +Tarsus muhâfızları dahı kal'aları teslîm idüp cûyâ-i semt-i halâs oldılar. Mîr-i kebîr-i Mısır +ol kal'aları zabt itdükden sonra Mısır’a teveccüh idüp Ahmed Paşa’yı hezâr cevr ü âzâr ile +şemâtet-künân Mısır’a îsâl eylediler, fî . +Hersek-oglı Ahmed Paşa’nun esîr oldugı ma'rûz-ı dergâh-ı şehriyârî oldukda deryâ-yı +gazabları mevc-endâz olup vezîr-i a'zam Dâvud Paşa’yı ser-hâdd-i Arab’a me’mûr +eylediler. Ol dahı dört bin yeniçeri ve kapukullarından bir kaç bölük ve Anatolı ve +Rûm-ili askeri ile azm-i râh idüp senesi Üç-kapılu yaylasının öte yanında Koca-kal'ası +kurbunda Alatag dibinde nasb-ı hıyâm itdükde Zü’l-kadr-oglı sevkile evvelâ ibn-i Karaman +Kāsım Big câ-nişîni Turgud-oglı gâ’ilesini ber-taraf itmek içün Varsak kûhistânı üç +cânibden ihâta olunup tazyîk olundukda Turgud-oglı tebdîl-i kıyâfet tarîkile Haleb’e firâr +eyledügi cihetden Varsak bigleri itâ'at idicek, paşa cümlesine hil'atler giydirüp yerlü yerine +irsâl eyledi. Mevsim-i sefer dahı mürûr itmekle âsitâneye avdet ve Ak-şehr’de askere icâzet +virüp Vize nâhiyesinde pâbûs-ı şehinşâhî ile müşerref oldı. Dâvud Paşa gitdügi esnâda +Kara Boğdan’dan iki yıllık harâc ile ilçi gelüp kabûl-ı sulh ile ric'at eyledi. Paşanun avdeti +esnâsında pâd-şâh Edrene’ye giderken Ungurus’dan dahı Bahşi-oglı nâm ilçi vârid olup +ba'de’l-avde Semendire nevâhîsinde bir gâzi ki, mesfûr mukaddemâ anun birâderini tutup +kebâb eylemişdi. Ahz-ı intikām içün sedd-i râhına inüp ol mel'ûnı katl eyledükde yanında +olan harb hâsirîn hücûm idüp ol dilâveri şehîd eylediler, temmet. + +----- +|/\| \ No newline at end of file