File size: 205,171 Bytes
1ee522c
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
340
341
342
343
344
345
346
347
348
349
350
351
352
353
354
355
356
357
358
359
360
361
362
363
364
365
366
doc	unit1_toks	unit2_toks	unit1_txt	unit2_txt	s1_toks	s2_toks	unit1_sent	unit2_sent	dir	orig_label	label
talk_1976_tr	1-3	5-30	Evren gezegenlerle dolu	önümüzde ki 10 yıl içinde , bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp , orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum	1-4	5-31	Evren gezegenlerle dolu .	önümüzde ki 10 yıl içinde , bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp , orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	11-18	20-25	bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp	orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek	5-31	5-31	önümüzde ki 10 yıl içinde , bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp , orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum .	önümüzde ki 10 yıl içinde , bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp , orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	5-30	32-52	önümüzde ki 10 yıl içinde , bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp , orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum	Princeton'da ki NASA Jet Propulsion laboratuvarında ki meslektaşlarım ve ben önümüzde ki birkaç sene içinde bunu yapabilecek bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz	5-31	32-53	önümüzde ki 10 yıl içinde , bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp , orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum .	Princeton'da ki NASA Jet Propulsion laboratuvarında ki meslektaşlarım ve ben önümüzde ki birkaç sene içinde bunu yapabilecek bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	54-63	65-79	Astronomlar artık gökadada ki her yıldızın bir gezegeni olduğunu düşünüyorlar	Bunların beşte birinin Dünya benzeri bir gezegene sahip olduklarını , yaşam barındırıyor olabileceklerini tahmin ediyorlar	54-64	65-80	Astronomlar artık gökadada ki her yıldızın bir gezegeni olduğunu düşünüyorlar .	Bunların beşte birinin Dünya benzeri bir gezegene sahip olduklarını , yaşam barındırıyor olabileceklerini tahmin ediyorlar .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	65-79	81-85	Bunların beşte birinin Dünya benzeri bir gezegene sahip olduklarını , yaşam barındırıyor olabileceklerini tahmin ediyorlar	Ama bunlardan hiçbirini görmüş değiliz	65-80	81-86	Bunların beşte birinin Dünya benzeri bir gezegene sahip olduklarını , yaşam barındırıyor olabileceklerini tahmin ediyorlar .	Ama bunlardan hiçbirini görmüş değiliz .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1976_tr	82-85	87-91	bunlardan hiçbirini görmüş değiliz	Onları sadece dolaylı yollardan saptadık	81-86	87-92	Ama bunlardan hiçbirini görmüş değiliz .	Onları sadece dolaylı yollardan saptadık .	1<2	Expansion.Substitution.Arg2-as-subst	Expansion.Substitution
talk_1976_tr	102-107	109-127	Voyager uzay aracı tarafından 1990'da çekildi	Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler	102-108	109-128	Voyager uzay aracı tarafından 1990'da çekildi .	Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	109-114	116-119	Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken	onu bu tarafa çevirip	109-128	109-128	Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler .	Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler .	1>2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1976_tr	117-119	121-127	bu tarafa çevirip	6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler	109-128	109-128	Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler .	Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler .	1>2	Temporal.Synchronous;Expansion.Conjunction	Temporal.Synchronous
talk_1976_tr	109-127	129-142	Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler	Bir başka yıldızın etrafında ki Dünya benzeri bir gezegenin böyle bir fotoğrafını çekmek istiyorum	109-128	129-143	Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler .	Bir başka yıldızın etrafında ki Dünya benzeri bir gezegenin böyle bir fotoğrafını çekmek istiyorum .	1<2	Comparison.Similarity	Comparison.Similarity
talk_1976_tr	129-142	144-147	Bir başka yıldızın etrafında ki Dünya benzeri bir gezegenin böyle bir fotoğrafını çekmek istiyorum	Neden bunu hâlâ yapamadık	129-143	144-148	Bir başka yıldızın etrafında ki Dünya benzeri bir gezegenin böyle bir fotoğrafını çekmek istiyorum .	Neden bunu hâlâ yapamadık ?	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1976_tr	144-147	149-152	Neden bunu hâlâ yapamadık	Neden bu kadar zor	144-148	149-153	Neden bunu hâlâ yapamadık ?	Neden bu kadar zor ?	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	149-152	154-333	Neden bu kadar zor	Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım . Göreceğimiz şey şöyle bir şey , Dünya'nın resminin hafifçe bulanık hâli gibi çünkü Mars'ın yörüngesinde oldukça ufak bir teleskobumuz var . Hadi şimdi 10 kat daha uzaklaşalım . İşte Uranüs'ün yörüngesinde yiz . Küçülüyor , daha az detaya , daha az çözünürlüğe sahip . Ufacık Ay'ı hâlâ görebiliyoruz . Şimdi bir 10 kat daha ileri gidelim . Artık güneş sisteminin sınırlarında , Kuiper Kuşağı'dada yız . Şimdi şeçilmiyor bile . Carl Sagan'ın " Soluk Mavi Nokta"sı işte bu . Ama hadi 10 kat daha uzağa gidelim . İşte şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza , gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz . Bir kez daha 10 kat uzaklaşarak Alpha Centauri'ye varıyoruz . O en yakın komşu yıldızımız ve gezegen kayboldu . Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü . Görmek istediğimiz şey ise o gezegen . Bu yüzden bu kadar zor	149-153	154-334	Neden bu kadar zor ?	Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım . Göreceğimiz şey şöyle bir şey , Dünya'nın resminin hafifçe bulanık hâli gibi çünkü Mars'ın yörüngesinde oldukça ufak bir teleskobumuz var . Hadi şimdi 10 kat daha uzaklaşalım . İşte Uranüs'ün yörüngesinde yiz . Küçülüyor , daha az detaya , daha az çözünürlüğe sahip . Ufacık Ay'ı hâlâ görebiliyoruz . Şimdi bir 10 kat daha ileri gidelim . Artık güneş sisteminin sınırlarında , Kuiper Kuşağı'dada yız . Şimdi şeçilmiyor bile . Carl Sagan'ın " Soluk Mavi Nokta"sı işte bu . Ama hadi 10 kat daha uzağa gidelim . İşte şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza , gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz . Bir kez daha 10 kat uzaklaşarak Alpha Centauri'ye varıyoruz . O en yakın komşu yıldızımız ve gezegen kayboldu . Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü . Görmek istediğimiz şey ise o gezegen . Bu yüzden bu kadar zor .	1>2	Contingency.Cause.Reason;Hypophora	Hypophora
talk_1976_tr	154-156	158-169	Bunu anlamak için	Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım	154-170	154-170	Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım .	Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_1976_tr	161	162	tutup	döndürdüğümüzü	154-170	154-170	Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım .	Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	158-162	163-168	Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü	ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi	154-170	154-170	Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım .	Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	158-162	163-168	Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü	ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi	154-170	154-170	Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım .	Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım .	1<2	Temporal.Asynchronous.Precedence	Temporal.Asynchronous
talk_1976_tr	171-182	183-190	Göreceğimiz şey şöyle bir şey , Dünya'nın resminin hafifçe bulanık hâli gibi	çünkü Mars'ın yörüngesinde oldukça ufak bir teleskobumuz var	171-191	171-191	Göreceğimiz şey şöyle bir şey , Dünya'nın resminin hafifçe bulanık hâli gibi çünkü Mars'ın yörüngesinde oldukça ufak bir teleskobumuz var .	Göreceğimiz şey şöyle bir şey , Dünya'nın resminin hafifçe bulanık hâli gibi çünkü Mars'ın yörüngesinde oldukça ufak bir teleskobumuz var .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1976_tr	193-197	199-202	şimdi 10 kat daha uzaklaşalım	İşte Uranüs'ün yörüngesinde yiz	192-198	199-203	Hadi şimdi 10 kat daha uzaklaşalım .	İşte Uranüs'ün yörüngesinde yiz .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	204-213	215-218	Küçülüyor , daha az detaya , daha az çözünürlüğe sahip	Ufacık Ay'ı hâlâ görebiliyoruz	204-214	215-219	Küçülüyor , daha az detaya , daha az çözünürlüğe sahip .	Ufacık Ay'ı hâlâ görebiliyoruz .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1976_tr	215-218	220-226	Ufacık Ay'ı hâlâ görebiliyoruz	Şimdi bir 10 kat daha ileri gidelim	215-219	220-227	Ufacık Ay'ı hâlâ görebiliyoruz .	Şimdi bir 10 kat daha ileri gidelim .	1<2	Temporal.Asynchronous.Precedence	Temporal.Asynchronous
talk_1976_tr	220-226	228-235	Şimdi bir 10 kat daha ileri gidelim	Artık güneş sisteminin sınırlarında , Kuiper Kuşağı'dada yız	220-227	228-236	Şimdi bir 10 kat daha ileri gidelim .	Artık güneş sisteminin sınırlarında , Kuiper Kuşağı'dada yız .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	228-235	237-239	Artık güneş sisteminin sınırlarında , Kuiper Kuşağı'dada yız	Şimdi şeçilmiyor bile	228-236	237-240	Artık güneş sisteminin sınırlarında , Kuiper Kuşağı'dada yız .	Şimdi şeçilmiyor bile .	1<2	Temporal.Asynchronous.Precedence	Temporal.Asynchronous
talk_1976_tr	238-239	241-248	şeçilmiyor bile	Carl Sagan'ın " Soluk Mavi Nokta"sı işte bu	237-240	241-249	Şimdi şeçilmiyor bile .	Carl Sagan'ın " Soluk Mavi Nokta"sı işte bu .	1<2	Expansion.Equivalence	Expansion.Equivalence
talk_1976_tr	241-248	250-256	Carl Sagan'ın " Soluk Mavi Nokta"sı işte bu	Ama hadi 10 kat daha uzağa gidelim	241-249	250-257	Carl Sagan'ın " Soluk Mavi Nokta"sı işte bu .	Ama hadi 10 kat daha uzağa gidelim .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	251-256	258-266	hadi 10 kat daha uzağa gidelim	İşte şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında	250-257	258-278	Ama hadi 10 kat daha uzağa gidelim .	İşte şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza , gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	259-266	267-277	şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında	ve güneşin görüş alanımıza , gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz	258-278	258-278	İşte şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza , gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz .	İşte şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza , gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	279-284	285-287	Bir kez daha 10 kat uzaklaşarak	Alpha Centauri'ye varıyoruz	279-288	279-288	Bir kez daha 10 kat uzaklaşarak Alpha Centauri'ye varıyoruz .	Bir kez daha 10 kat uzaklaşarak Alpha Centauri'ye varıyoruz .	1>2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	285-287	294-296	Alpha Centauri'ye varıyoruz	ve gezegen kayboldu	279-288	289-297	Bir kez daha 10 kat uzaklaşarak Alpha Centauri'ye varıyoruz .	O en yakın komşu yıldızımız ve gezegen kayboldu .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	295-296	298-320	gezegen kayboldu	Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü	289-297	298-321	O en yakın komşu yıldızımız ve gezegen kayboldu .	Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1976_tr	298-320	322-327	Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü	Görmek istediğimiz şey ise o gezegen	298-321	322-328	Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü .	Görmek istediğimiz şey ise o gezegen .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	322-327	329-333	Görmek istediğimiz şey ise o gezegen	Bu yüzden bu kadar zor	322-328	329-334	Görmek istediğimiz şey ise o gezegen .	Bu yüzden bu kadar zor .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	298-327	329-333	Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü . Görmek istediğimiz şey ise o gezegen	Bu yüzden bu kadar zor	298-328	329-334	Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü . Görmek istediğimiz şey ise o gezegen .	Bu yüzden bu kadar zor .	1<2	Contingency.Cause	Contingency.Cause
talk_1976_tr	329-333	335-339	Bu yüzden bu kadar zor	Yıldızdan gelen ışık sapma yapıyor	329-334	335-340	Bu yüzden bu kadar zor .	Yıldızdan gelen ışık sapma yapıyor .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	335-339	341-353	Yıldızdan gelen ışık sapma yapıyor	Teleskobun içinde saçılarak , gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor	335-340	341-354	Yıldızdan gelen ışık sapma yapıyor .	Teleskobun içinde saçılarak , gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor .	1<2	Expansion.Conjunction;Temporal.Asynchronous.Precedence	Temporal.Asynchronous
talk_1976_tr	341-343	345-353	Teleskobun içinde saçılarak	gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor	341-354	341-354	Teleskobun içinde saçılarak , gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor .	Teleskobun içinde saçılarak , gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor .	1>2	Expansion.Manner.Arg2-as-manner;Contingency.Cause.Result	Expansion.Manner
talk_1976_tr	341-353	355-366	Teleskobun içinde saçılarak , gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor	Dolayısıyla gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek	341-354	355-367	Teleskobun içinde saçılarak , gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor .	Dolayısıyla gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	356-358	359-366	gezegeni görmek için	tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek	355-367	355-367	Dolayısıyla gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek .	Dolayısıyla gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek .	1>2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	356-366	368-371	gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek	Ondan kurtulmak zorunda yız	355-367	368-372	Dolayısıyla gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek .	Ondan kurtulmak zorunda yız .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	368-371	373-384	Ondan kurtulmak zorunda yız	Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var	368-372	373-385	Ondan kurtulmak zorunda yız .	Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	373-375	376-384	Bunu başarmak için	gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var	373-385	373-385	Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var .	Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_1976_tr	373-384	386-395	Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var	Ben şimdi sizlere bunların en ilginci olduğunu düşündüğüm birini anlatacağım	373-385	386-396	Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var .	Ben şimdi sizlere bunların en ilginci olduğunu düşündüğüm birini anlatacağım .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	410-422	424-426	Fikir ilk olarak 1962'de , uzay teleskobunun babası Lyman Spitzer tarafından ortaya atıldı	Bir tutulmadan esinlenmişti	410-423	424-427	Fikir ilk olarak 1962'de , uzay teleskobunun babası Lyman Spitzer tarafından ortaya atıldı .	Bir tutulmadan esinlenmişti .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	433-436	438-442	Bu bir güneş tutulması	Ay güneşin önüne geçmiş durumda	433-437	438-443	Bu bir güneş tutulması .	Ay güneşin önüne geçmiş durumda .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1976_tr	438-442	444-446	Ay güneşin önüne geçmiş durumda	Işığın çoğunu engelliyor	438-443	444-454	Ay güneşin önüne geçmiş durumda .	Işığın çoğunu engelliyor , böylece etrafında ki soluk koronayı görebiliyoruz .	1<2	Expansion.Conjunction;Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	444-446	448-453	Işığın çoğunu engelliyor	böylece etrafında ki soluk koronayı görebiliyoruz	444-454	444-454	Işığın çoğunu engelliyor , böylece etrafında ki soluk koronayı görebiliyoruz .	Işığın çoğunu engelliyor , böylece etrafında ki soluk koronayı görebiliyoruz .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	448-453	455-469	böylece etrafında ki soluk koronayı görebiliyoruz	Eğer başparmağımı kaldırıp , tam gözüme gelen şu spot ışığını engellersem de aynı şey olacaktır	444-454	455-475	Işığın çoğunu engelliyor , böylece etrafında ki soluk koronayı görebiliyoruz .	Eğer başparmağımı kaldırıp , tam gözüme gelen şu spot ışığını engellersem de aynı şey olacaktır , arka hatta sizi görebilirim .	1<2	Expansion.Equivalence	Expansion.Equivalence
talk_1976_tr	456-457	459-465	başparmağımı kaldırıp	tam gözüme gelen şu spot ışığını engellersem	455-475	455-475	Eğer başparmağımı kaldırıp , tam gözüme gelen şu spot ışığını engellersem de aynı şey olacaktır , arka hatta sizi görebilirim .	Eğer başparmağımı kaldırıp , tam gözüme gelen şu spot ışığını engellersem de aynı şey olacaktır , arka hatta sizi görebilirim .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	477-479	481-511	bu nasıl oluyor	Ay'ın gölgesi Dünya'nın üzerine düşüyor . Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz	476-480	481-512	Peki bu nasıl oluyor ?	Ay'ın gölgesi Dünya'nın üzerine düşüyor . Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz .	1>2	Expansion.Manner.Arg1-as-manner;Hypophora	Hypophora
talk_1976_tr	495-497	498-503	güneşe tekrar bakıyoruz	ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor	487-512	487-512	Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz .	Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	499-503	504-511	ışığın çoğu yok olmuş oluyor	ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz	487-512	487-512	Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz .	Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	499-503	504-511	ışığın çoğu yok olmuş oluyor	ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz	487-512	487-512	Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz .	Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	513-517	519-541	Spitzer bunu uzayda yapmayı önerdi	Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz	513-518	519-549	Spitzer bunu uzayda yapmayı önerdi .	Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	519-522	523-524	Büyük bir gölgelik yapıp	uzaya göndeririz	519-549	519-549	Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz .	Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	519-541	542-548	Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz	ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz	519-549	519-549	Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz .	Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	519-541	542-543,545-548	Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz	ve işte <*> gezegenleri görebilir hâle geliriz	519-549	519-549	Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz .	Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	513-548	550-554	Spitzer bunu uzayda yapmayı önerdi . Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz	Bu şöyle bir şey olurdu	513-549	550-555	Spitzer bunu uzayda yapmayı önerdi . Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz .	Bu şöyle bir şey olurdu .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	556-560	562-565	Şurada ki o büyük gölgelik	ama hiç gezegen görünmüyor	556-573	556-573	Şurada ki o büyük gölgelik , ama hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz .	Şurada ki o büyük gölgelik , ama hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1976_tr	563-565	566-572	hiç gezegen görünmüyor	çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz	556-573	556-573	Şurada ki o büyük gölgelik , ama hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz .	Şurada ki o büyük gölgelik , ama hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1976_tr	567-572	574-587	ne yazık ki çok iyi çalışmaz	Bunun nedeni , ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi , gölgelikten sapma yapmaları	556-573	574-588	Şurada ki o büyük gölgelik , ama hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz .	Bunun nedeni , ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi , gölgelikten sapma yapmaları .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1976_tr	574-583	585-587	Bunun nedeni , ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi	gölgelikten sapma yapmaları	574-588	574-588	Bunun nedeni , ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi , gölgelikten sapma yapmaları .	Bunun nedeni , ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi , gölgelikten sapma yapmaları .	1>2	Comparison.Similarity	Comparison.Similarity
talk_1976_tr	585-587	589-596	gölgelikten sapma yapmaları	Bir akarsuda ki kayanın etrafında suyun eğilmesine benziyor	574-588	589-605	Bunun nedeni , ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi , gölgelikten sapma yapmaları .	Bir akarsuda ki kayanın etrafında suyun eğilmesine benziyor ve tüm bu ışık , gölgeyi yok ediyor .	1<2	Comparison.Similarity	Comparison.Similarity
talk_1976_tr	589-596	597-604	Bir akarsuda ki kayanın etrafında suyun eğilmesine benziyor	ve tüm bu ışık , gölgeyi yok ediyor	589-605	589-605	Bir akarsuda ki kayanın etrafında suyun eğilmesine benziyor ve tüm bu ışık , gölgeyi yok ediyor .	Bir akarsuda ki kayanın etrafında suyun eğilmesine benziyor ve tüm bu ışık , gölgeyi yok ediyor .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	606-609	611-612	Bu kötü bir gölge	Gezegenleri göremeyiz	606-610	611-613	Bu kötü bir gölge .	Gezegenleri göremeyiz .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1976_tr	611-612	614-618	Gezegenleri göremeyiz	Ama Spitzer aslında yanıtı biliyordu	611-613	614-619	Gezegenleri göremeyiz .	Ama Spitzer aslında yanıtı biliyordu .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1976_tr	615-618	620-629	Spitzer aslında yanıtı biliyordu	Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik	614-619	620-630	Ama Spitzer aslında yanıtı biliyordu .	Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	620-622	624-626	Eğer uçları inceltip	bu uçları yumuşatabilirsek	620-630	620-630	Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik .	Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik .	1>2	Expansion.Conjunction;Temporal.Asynchronous.Succession	Temporal.Asynchronous
talk_1976_tr	620-626	627-629	Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek	sapmaları kontrol edebilirdik	620-630	620-630	Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik .	Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1976_tr	620-629	631-634	Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik	O zaman gezegenleri görebilirdik	620-630	631-649	Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik .	O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	633-634	635-648	gezegenleri görebilirdik	ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık	631-649	631-649	O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık .	O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	633-634	635-648	gezegenleri görebilirdik	ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık	631-649	631-649	O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık .	O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	636-643	644-648	yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için	en uygun çözümleri ortaya çıkardık	631-649	631-649	O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık .	O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_1976_tr	636-648	650-654	yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık	Bunun gibi bir şeye benziyordu	631-649	650-655	O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık .	Bunun gibi bir şeye benziyordu .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	663-669	671-685	Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak	eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz	663-686	663-686	Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz .	Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1976_tr	671-674	676-678	eğer biçimlerini kontrol edebilirsek	sapmaları kontrol edebiliriz	663-686	663-686	Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz .	Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1976_tr	671-678	679-685	eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz	ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz	663-686	663-686	Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz .	Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	671-678	679-685	eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz	ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz	663-686	663-686	Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz .	Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	687-694	695-700	Önce ki hâlinden 10 milyar kat daha soluk	ve gezegenlerin işte böyle belirdiğini görebiliyoruz	687-701	687-701	Önce ki hâlinden 10 milyar kat daha soluk ve gezegenlerin işte böyle belirdiğini görebiliyoruz .	Önce ki hâlinden 10 milyar kat daha soluk ve gezegenlerin işte böyle belirdiğini görebiliyoruz .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	702-709	711-718	Tabi bu benim baş parmağımdan daha büyük olmalı	Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde	702-710	711-730	Tabi bu benim baş parmağımdan daha büyük olmalı .	Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	711-718	719-729	Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde	ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor	711-730	711-730	Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor .	Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	711-729	731-735	Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor	Ancak bu şekilde gezegenleri görebiliriz	711-730	731-736	Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor .	Ancak bu şekilde gezegenleri görebiliriz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	720-729	731-735	gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor	Ancak bu şekilde gezegenleri görebiliriz	711-730	731-736	Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor .	Ancak bu şekilde gezegenleri görebiliriz .	1<2	Expansion.Manner.Arg2-as-manner;Expansion.Exception.Arg2-as-excpt	Expansion.Exception
talk_1976_tr	737-740	742-757	Bu ürkütücü gelse de	<UNK>PL'de ki meslektaşlarım , parlak mühendisler bunu nasıl yapabileceğimize ilişkin şöyle muhteşem bir tasarım ortaya attılar	737-758	737-758	Bu ürkütücü gelse de , <UNK>PL'de ki meslektaşlarım , parlak mühendisler bunu nasıl yapabileceğimize ilişkin şöyle muhteşem bir tasarım ortaya attılar .	Bu ürkütücü gelse de , <UNK>PL'de ki meslektaşlarım , parlak mühendisler bunu nasıl yapabileceğimize ilişkin şöyle muhteşem bir tasarım ortaya attılar .	1>2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1976_tr	742-757	759-764	<UNK>PL'de ki meslektaşlarım , parlak mühendisler bunu nasıl yapabileceğimize ilişkin şöyle muhteşem bir tasarım ortaya attılar	Önce bir makaraya sarılı durumda oluyor	737-758	759-765	Bu ürkütücü gelse de , <UNK>PL'de ki meslektaşlarım , parlak mühendisler bunu nasıl yapabileceğimize ilişkin şöyle muhteşem bir tasarım ortaya attılar .	Önce bir makaraya sarılı durumda oluyor .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	759-764	766-767	Önce bir makaraya sarılı durumda oluyor	Teleskoptan ayrılıyor	759-765	766-768	Önce bir makaraya sarılı durumda oluyor .	Teleskoptan ayrılıyor .	1<2	Temporal.Asynchronous.Succession	Temporal.Asynchronous
talk_1976_tr	766-767	769-771	Teleskoptan ayrılıyor	Yapraklar açılıp genişliyor	766-768	769-772	Teleskoptan ayrılıyor .	Yapraklar açılıp genişliyor .	1<2	Temporal.Asynchronous.Precedence	Temporal.Asynchronous
talk_1976_tr	770	771	açılıp	genişliyor	769-772	769-772	Yapraklar açılıp genişliyor .	Yapraklar açılıp genişliyor .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	769-771	773-775	Yapraklar açılıp genişliyor	Teleskop yön değiştiriyor	769-772	773-776	Yapraklar açılıp genişliyor .	Teleskop yön değiştiriyor .	1<2	Temporal.Asynchronous	Temporal.Asynchronous
talk_1976_tr	773-775	777-780	Teleskop yön değiştiriyor	Gölgelik döne döne uzaklaşıyor	773-776	777-787	Teleskop yön değiştiriyor .	Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor .	1<2	Temporal.Asynchronous.Succession	Temporal.Asynchronous
talk_1976_tr	778-780	781-786	döne döne uzaklaşıyor	ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor	777-787	777-787	Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor .	Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	777-780	781-786	Gölgelik döne döne uzaklaşıyor	ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor	777-787	777-787	Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor .	Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	777-786	788-797	Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor	Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak	777-787	788-798	Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor .	Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak .	1<2	Temporal.Asynchronous	Temporal.Asynchronous
talk_1976_tr	788-792	793-797	Yıldızın önüne işte böyle geçecek	ve harika bir gölge yaratacak	788-798	788-798	Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak .	Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	788-797	799,801-804	Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak	İşte <*> yörüngesinde dönen gezegenleri bulduk	788-798	799-805	Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak .	İşte , yörüngesinde dönen gezegenleri bulduk .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1976_tr	801-804	811-813	yörüngesinde dönen gezegenleri bulduk	Bu bilimkurgu değil	799-805	811-814	İşte , yörüngesinde dönen gezegenleri bulduk .	Bu bilimkurgu değil .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1976_tr	815-822	824-834	Son 5- 6 yıl dır bunun üzerinde çalışıyoruz	Geçen yaz , Kaliforniya'da Northrop Grumman'da çok etkileyici bir sınama yaptık	815-823	824-835	Son 5- 6 yıl dır bunun üzerinde çalışıyoruz .	Geçen yaz , Kaliforniya'da Northrop Grumman'da çok etkileyici bir sınama yaptık .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	857-859	874-876	Yapraklarının açıldığını göreceksiniz	Şimdi yerleştirilmesini görüyorsunuz	857-860	874-877	Yapraklarının açıldığını göreceksiniz .	Şimdi yerleştirilmesini görüyorsunuz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	878-882	884-896	Bu yaprakların yerlerine yönlenmesi gerek	Bu yaprakların tabanı her seferinde , milimetrenin onda biri hassaslıkla aynı yere oturmalı	878-883	884-897	Bu yaprakların yerlerine yönlenmesi gerek .	Bu yaprakların tabanı her seferinde , milimetrenin onda biri hassaslıkla aynı yere oturmalı .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	898-902	903-915	Bu sınamayı 16 kez yaptık	ve 16 kez , milimetrenin onda biri hassaslıkla tam olarak aynı yere geldi	898-916	898-916	Bu sınamayı 16 kez yaptık ve 16 kez , milimetrenin onda biri hassaslıkla tam olarak aynı yere geldi .	Bu sınamayı 16 kez yaptık ve 16 kez , milimetrenin onda biri hassaslıkla tam olarak aynı yere geldi .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	917-921	922-941	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı	ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz	917-942	917-942	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz .	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	923-925	927-941	eğer bunu yapabilirsek	eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz	917-942	917-942	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz .	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1976_tr	923-925	927-931	eğer bunu yapabilirsek	eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek	917-942	917-942	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz .	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	927-931	933-941	eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek	eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz	917-942	917-942	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz .	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1976_tr	927-931	933-935	eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek	eğer uzaya götürebilirsek	917-942	917-942	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz .	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	933-935	937-941	eğer uzaya götürebilirsek	muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz	917-942	917-942	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz .	Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1976_tr	958-966	968-971	buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp	oraya bir yere koyarsak	957-989	957-989	Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi .	Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi .	1>2	Expansion.Conjunction;Temporal.Asynchronous.Succession	Temporal.Asynchronous
talk_1976_tr	957-976	978-982	Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek	bunun gibi bir şey görebiliriz	957-989	957-989	Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi .	Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1976_tr	968-976	978-982	oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek	bunun gibi bir şey görebiliriz	957-989	957-989	Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi .	Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1976_tr	984-988	990-1009	Bu güneş sistemimizin aile portresi	Ama bizimkini değil , bir başka güneş sistemi görebilmeyi umuyoruz , gölgeleyici sayesinde , bunun gibi bir yıldız gölgeleyici sayesinde	957-989	990-1010	Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi .	Ama bizimkini değil , bir başka güneş sistemi görebilmeyi umuyoruz , gölgeleyici sayesinde , bunun gibi bir yıldız gölgeleyici sayesinde .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1976_tr	991-1009	1011-1030	bizimkini değil , bir başka güneş sistemi görebilmeyi umuyoruz , gölgeleyici sayesinde , bunun gibi bir yıldız gölgeleyici sayesinde	Jüpiter'i görebilirsiniz , Satürn'ü görebilirsiniz , Uranüs , Neptün ve tam burada merkezde kalıntı ışıkların yanında ki soluk mavi noktayı	990-1010	1011-1031	Ama bizimkini değil , bir başka güneş sistemi görebilmeyi umuyoruz , gölgeleyici sayesinde , bunun gibi bir yıldız gölgeleyici sayesinde .	Jüpiter'i görebilirsiniz , Satürn'ü görebilirsiniz , Uranüs , Neptün ve tam burada merkezde kalıntı ışıkların yanında ki soluk mavi noktayı .	1<2	Expansion.Instantiation	Expansion.Instantiation
talk_1976_tr	1011-1019	1020-1033	Jüpiter'i görebilirsiniz , Satürn'ü görebilirsiniz , Uranüs , Neptün	ve tam burada merkezde kalıntı ışıkların yanında ki soluk mavi noktayı . Bu Dünya	1011-1031	1011-1034	Jüpiter'i görebilirsiniz , Satürn'ü görebilirsiniz , Uranüs , Neptün ve tam burada merkezde kalıntı ışıkların yanında ki soluk mavi noktayı .	Jüpiter'i görebilirsiniz , Satürn'ü görebilirsiniz , Uranüs , Neptün ve tam burada merkezde kalıntı ışıkların yanında ki soluk mavi noktayı . Bu Dünya .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1976_tr	1035-1037	1039-1049	Şunları anlamak isityoruz	Su var mı , oksijen var mı , ozon var mı	1035-1050	1035-1050	Şunları anlamak isityoruz : Su var mı , oksijen var mı , ozon var mı ?	Şunları anlamak isityoruz : Su var mı , oksijen var mı , ozon var mı ?	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1976_tr	1039-1049	1051-1055	Su var mı , oksijen var mı , ozon var mı	Yaşam barındırabileceğine ilişkin işaretler arıyoruz	1035-1050	1051-1056	Şunları anlamak isityoruz : Su var mı , oksijen var mı , ozon var mı ?	Yaşam barındırabileceğine ilişkin işaretler arıyoruz .	1<2	Expansion.Equivalence	Expansion.Equivalence
talk_1976_tr	1057-1063	1065-1070	Bence bu mümkün olabilecek en harika bilim	Bu yüzden bu işin içine girdim	1057-1064	1065-1076	Bence bu mümkün olabilecek en harika bilim .	Bu yüzden bu işin içine girdim çünkü bence bu dünyayı değiştirecek .	1<2	Contingency.Cause.Result;Expansion.Conjunction	Contingency.Cause
talk_1976_tr	1067-1070	1071-1075	bu işin içine girdim	çünkü bence bu dünyayı değiştirecek	1065-1076	1065-1076	Bu yüzden bu işin içine girdim çünkü bence bu dünyayı değiştirecek .	Bu yüzden bu işin içine girdim çünkü bence bu dünyayı değiştirecek .	1<2	Contingency.Cause+Belief.Reason+Belief	Contingency.Cause+Belief
talk_1976_tr	1077-1079	1080-1082	Bunu gördüğümüz zaman	her şeyi değiştirecek	1077-1083	1077-1083	Bunu gördüğümüz zaman her şeyi değiştirecek .	Bunu gördüğümüz zaman her şeyi değiştirecek .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1978_tr	1-12	13-16	İlk işim Modern Sanat Müzesi'nde ressam Elizabeth Murray'in retrospektifinde çalışmak olduğu için	kendimi çok şanslı hissediyorum	1-17	1-17	İlk işim Modern Sanat Müzesi'nde ressam Elizabeth Murray'in retrospektifinde çalışmak olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum .	İlk işim Modern Sanat Müzesi'nde ressam Elizabeth Murray'in retrospektifinde çalışmak olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum .	1>2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1978_tr	24-35	37-41	Küratör Robert Storr hayat boyu ürettiği işler içinden bütün tabloları seçtikten sonra	1970'lerde ki resimlere bakmaya bayıldım	24-42	24-42	Küratör Robert Storr hayat boyu ürettiği işler içinden bütün tabloları seçtikten sonra , 1970'lerde ki resimlere bakmaya bayıldım .	Küratör Robert Storr hayat boyu ürettiği işler içinden bütün tabloları seçtikten sonra , 1970'lerde ki resimlere bakmaya bayıldım .	1>2	Temporal.Asynchronous.Succession	Temporal.Asynchronous
talk_1978_tr	37-41	43-54	1970'lerde ki resimlere bakmaya bayıldım	İleride hayatında tekrar ortaya çıkacak olan bazı motifler ve öğeler var dı	24-42	43-55	Küratör Robert Storr hayat boyu ürettiği işler içinden bütün tabloları seçtikten sonra , 1970'lerde ki resimlere bakmaya bayıldım .	İleride hayatında tekrar ortaya çıkacak olan bazı motifler ve öğeler var dı .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1978_tr	56-63	65-72	Ona ilk çalışmaları hakkında ne düşündüğünü sorduğumu hatırlıyorum	Ona ait olduğunu bilmeseniz , bunu tahmin edemezdiniz	56-64	65-73	Ona ilk çalışmaları hakkında ne düşündüğünü sorduğumu hatırlıyorum .	Ona ait olduğunu bilmeseniz , bunu tahmin edemezdiniz .	1<2	Expansion	Expansion
talk_1978_tr	65-68	70-72	Ona ait olduğunu bilmeseniz	bunu tahmin edemezdiniz	65-73	65-73	Ona ait olduğunu bilmeseniz , bunu tahmin edemezdiniz .	Ona ait olduğunu bilmeseniz , bunu tahmin edemezdiniz .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1978_tr	74-82	84-95	Bana birkaçının olmasını istediği gibi kendi ölçülerine ulaşamadığını belirtti	Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı	74-83	84-104	Bana birkaçının olmasını istediği gibi kendi ölçülerine ulaşamadığını belirtti .	Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı .	1<2	Expansion.Instantiation	Expansion.Instantiation
talk_1978_tr	85-90	92-95	biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki	onu stüdyosunda çöpe atmıştı	84-104	84-104	Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı .	Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı .	1>2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1978_tr	92-95	96-103	onu stüdyosunda çöpe atmıştı	ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı	84-104	84-104	Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı .	Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı .	1<2	Expansion.Conjunction;Temporal.Asynchronous.Precedence	Temporal.Asynchronous
talk_1978_tr	97-98,102-103	99-101	komşusu da <*> onu almıştı	değerini anladığı için	84-104	84-104	Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı .	Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1978_tr	84-103	105-113	Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı	O anda başarı ve yaratıcılık hakkında ki görüşüm değişti	84-104	105-114	Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı .	O anda başarı ve yaratıcılık hakkında ki görüşüm değişti .	1<2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1978_tr	107-113	115-130	başarı ve yaratıcılık hakkında ki görüşüm değişti	Başarının bir an olduğunu , ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım	105-114	115-131	O anda başarı ve yaratıcılık hakkında ki görüşüm değişti .	Başarının bir an olduğunu , ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1978_tr	115-118	120-129	Başarının bir an olduğunu	ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu	115-131	115-131	Başarının bir an olduğunu , ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım .	Başarının bir an olduğunu , ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1978_tr	115-130	132-135	Başarının bir an olduğunu , ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım	Ama işte olay şu	115-131	132-143	Başarının bir an olduğunu , ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım .	Ama işte olay şu : Başarıyı ustalığa dönüştürmemizi sağlayan şey ne ?	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1978_tr	137-142	144-162	Başarıyı ustalığa dönüştürmemizi sağlayan şey ne	Uzun zaman dır kendi kendime sorduğum bir soru bu . Bence başarıya yaklaşma lütfuna değer vermeye başladığımızda ortaya çıkıyor	132-143	144-163	Ama işte olay şu : Başarıyı ustalığa dönüştürmemizi sağlayan şey ne ?	Uzun zaman dır kendi kendime sorduğum bir soru bu . Bence başarıya yaklaşma lütfuna değer vermeye başladığımızda ortaya çıkıyor .	1>2	Hypophora	Hypophora
talk_1978_tr	144-152	154-162	Uzun zaman dır kendi kendime sorduğum bir soru bu	Bence başarıya yaklaşma lütfuna değer vermeye başladığımızda ortaya çıkıyor	144-153	154-163	Uzun zaman dır kendi kendime sorduğum bir soru bu .	Bence başarıya yaklaşma lütfuna değer vermeye başladığımızda ortaya çıkıyor .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	154-162	164-191	Bence başarıya yaklaşma lütfuna değer vermeye başladığımızda ortaya çıkıyor	Manhattan'ın en kuzeyinde bulunan Columbia'nın Baker Spor Kompleksi'nde soğuk bir Mayıs günü üniversitenin , kadere bakın ki hepsi kadın olan , okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım	154-163	164-192	Bence başarıya yaklaşma lütfuna değer vermeye başladığımızda ortaya çıkıyor .	Manhattan'ın en kuzeyinde bulunan Columbia'nın Baker Spor Kompleksi'nde soğuk bir Mayıs günü üniversitenin , kadere bakın ki hepsi kadın olan , okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1978_tr	185-188	189-191	okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde	bunu anlamaya başladım	164-192	164-192	Manhattan'ın en kuzeyinde bulunan Columbia'nın Baker Spor Kompleksi'nde soğuk bir Mayıs günü üniversitenin , kadere bakın ki hepsi kadın olan , okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım .	Manhattan'ın en kuzeyinde bulunan Columbia'nın Baker Spor Kompleksi'nde soğuk bir Mayıs günü üniversitenin , kadere bakın ki hepsi kadın olan , okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım .	1>2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1978_tr	185-191	193-214	okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım	Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim	164-192	193-215	Manhattan'ın en kuzeyinde bulunan Columbia'nın Baker Spor Kompleksi'nde soğuk bir Mayıs günü üniversitenin , kadere bakın ki hepsi kadın olan , okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım .	Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1978_tr	193-195	197-211	Okçu paradoksu denen	yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen	193-215	193-215	Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim .	Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim .	1<2	Expansion.Equivalence	Expansion.Equivalence
talk_1978_tr	199-201	202-210	hedefinizi vurmak için	ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini	193-215	193-215	Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim .	Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_1978_tr	193-214	216-231	Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim	Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar	193-215	216-232	Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim .	Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1978_tr	216-221	222-223	Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken	durup seyrettim	216-232	216-232	Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar .	Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar .	1>2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1978_tr	222-223	224-231	durup seyrettim	ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar	216-232	216-232	Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar .	Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	222-223	224-231	durup seyrettim	ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar	216-232	216-232	Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar .	Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar .	1<2	Temporal.Asynchronous.Precedence	Temporal.Asynchronous
talk_1978_tr	248-249	250	Yanımdan geçip	gülümsediler	248-261	248-261	Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar .	Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	248-250	252-260	Yanımdan geçip gülümsediler	ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar	248-261	248-261	Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar .	Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1978_tr	253-256	257-260	çim alana doğru giderken	kim olduğumu anlamaya çalıştılar	248-261	248-261	Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar .	Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar .	1>2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1978_tr	253-260	262-275	çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar	Birbirleriyle kelimelerle değil , sayılarla , derecelerle konuştular , sanırım hedeflerini vurmayı planladıkları pozisyonlarla	248-261	262-276	Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar .	Birbirleriyle kelimelerle değil , sayılarla , derecelerle konuştular , sanırım hedeflerini vurmayı planladıkları pozisyonlarla .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1978_tr	262-264	266-269	Birbirleriyle kelimelerle değil	sayılarla , derecelerle konuştular	262-276	262-276	Birbirleriyle kelimelerle değil , sayılarla , derecelerle konuştular , sanırım hedeflerini vurmayı planladıkları pozisyonlarla .	Birbirleriyle kelimelerle değil , sayılarla , derecelerle konuştular , sanırım hedeflerini vurmayı planladıkları pozisyonlarla .	1<2	Expansion.Substitution.Arg2-as-subst	Expansion.Substitution
talk_1978_tr	262-275	277-303	Birbirleriyle kelimelerle değil , sayılarla , derecelerle konuştular , sanırım hedeflerini vurmayı planladıkları pozisyonlarla	Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım	262-276	277-304	Birbirleriyle kelimelerle değil , sayılarla , derecelerle konuştular , sanırım hedeflerini vurmayı planladıkları pozisyonlarla .	Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım .	1<2	Temporal.Asynchronous.Succession	Temporal.Asynchronous
talk_1978_tr	277-285	286-288	Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere	koçu aramızda dururken	277-304	277-304	Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım .	Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_1978_tr	286-288	289-295	koçu aramızda dururken	bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim	277-304	277-304	Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım .	Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım .	1>2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1978_tr	289-292	293-295	bir okçunun arkasında durdum	ve onu seyrettim	277-304	277-304	Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım .	Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım .	1<2	Expansion.Conjunction;Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1978_tr	305-322	324-332	Onluk daire standart 75 yarda mesafeden , bir kol boyu uzaklığından bir kibrit çöpünün ucu kadar küçük görünür	Bu her atışta 50 librelik çekiş ağırlığını kaldırırken olur	305-323	324-333	Onluk daire standart 75 yarda mesafeden , bir kol boyu uzaklığından bir kibrit çöpünün ucu kadar küçük görünür .	Bu her atışta 50 librelik çekiş ağırlığını kaldırırken olur .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	324,332	325-331	Bu <*> olur	her atışta 50 librelik çekiş ağırlığını kaldırırken	324-333	324-333	Bu her atışta 50 librelik çekiş ağırlığını kaldırırken olur .	Bu her atışta 50 librelik çekiş ağırlığını kaldırırken olur .	1<2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1978_tr	334-345	346-353	Önce yediyi , ardından dokuzu ve sonra iki kere onu vurduğunu hatırlıyorum	ve sonra ki ok da hedefi dahi vuramadı	334-354	334-354	Önce yediyi , ardından dokuzu ve sonra iki kere onu vurduğunu hatırlıyorum ve sonra ki ok da hedefi dahi vuramadı .	Önce yediyi , ardından dokuzu ve sonra iki kere onu vurduğunu hatırlıyorum ve sonra ki ok da hedefi dahi vuramadı .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	347-353	355-362	sonra ki ok da hedefi dahi vuramadı	Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm	334-354	355-367	Önce yediyi , ardından dokuzu ve sonra iki kere onu vurduğunu hatırlıyorum ve sonra ki ok da hedefi dahi vuramadı .	Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm ve tekrar tekrar denedi .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	355-362	363-366	Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm	ve tekrar tekrar denedi	355-367	355-367	Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm ve tekrar tekrar denedi .	Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm ve tekrar tekrar denedi .	1<2	Expansion.Conjunction;Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1978_tr	355-362	363-366	Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm	ve tekrar tekrar denedi	355-367	355-367	Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm ve tekrar tekrar denedi .	Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm ve tekrar tekrar denedi .	1<2	Contingency.Cause.Result;Temporal.Asynchronous.Succession	Temporal.Asynchronous
talk_1978_tr	368-371	373-374,376-404	Bu üç saat sürdü	Antrenmanın sonunda <*> okçulardan biri öylesine zorlanmıştı ki , yere pestil gibi serildi , kafası gökyüzüne doğru bakıyor , T.S . Eliot'un dönen dünyada ki bu duran noktaya ne diyeceğini bulmaya çalışıyordu	368-372	373-393,373-405	Bu üç saat sürdü .	Antrenmanın sonunda , okçulardan biri öylesine zorlanmıştı ki , yere pestil gibi serildi , kafası gökyüzüne doğru bakıyor , T.S . <*> Antrenmanın sonunda , okçulardan biri öylesine zorlanmıştı ki , yere pestil gibi serildi , kafası gökyüzüne doğru bakıyor , T.S . Eliot'un dönen dünyada ki bu duran noktaya ne diyeceğini bulmaya çalışıyordu .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	429-432	433-440	bir hedefi vurmak için	üç saat bedenin duruşunu ayarlamanın ne demek olduğunu	406-449	406-449	Amerikan kültüründe bu çok nadir dir , bunun artık meslekle pek ilgisi yok tur , bu derecede kusursuz bir kararlılığın nasıl olduğunu , bir hedefi vurmak için üç saat bedenin duruşunu ayarlamanın ne demek olduğunu görmek , bilinmezlik içinde bir çeşit mükemmellik aramak .	Amerikan kültüründe bu çok nadir dir , bunun artık meslekle pek ilgisi yok tur , bu derecede kusursuz bir kararlılığın nasıl olduğunu , bir hedefi vurmak için üç saat bedenin duruşunu ayarlamanın ne demek olduğunu görmek , bilinmezlik içinde bir çeşit mükemmellik aramak .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_1978_tr	406-448	450-452	Amerikan kültüründe bu çok nadir dir , bunun artık meslekle pek ilgisi yok tur , bu derecede kusursuz bir kararlılığın nasıl olduğunu , bir hedefi vurmak için üç saat bedenin duruşunu ayarlamanın ne demek olduğunu görmek , bilinmezlik içinde bir çeşit mükemmellik aramak	Ancak orada kaldım	406-449	450-473	Amerikan kültüründe bu çok nadir dir , bunun artık meslekle pek ilgisi yok tur , bu derecede kusursuz bir kararlılığın nasıl olduğunu , bir hedefi vurmak için üç saat bedenin duruşunu ayarlamanın ne demek olduğunu görmek , bilinmezlik içinde bir çeşit mükemmellik aramak .	Ancak orada kaldım , çünkü çok na dir olarak görülecek bir şeye tanıklık ettiğimi anladım , başarı ve ustalık arasında ki o farka .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1978_tr	451-452	454-472	orada kaldım	çünkü çok na dir olarak görülecek bir şeye tanıklık ettiğimi anladım , başarı ve ustalık arasında ki o farka	450-473	450-473	Ancak orada kaldım , çünkü çok na dir olarak görülecek bir şeye tanıklık ettiğimi anladım , başarı ve ustalık arasında ki o farka .	Ancak orada kaldım , çünkü çok na dir olarak görülecek bir şeye tanıklık ettiğimi anladım , başarı ve ustalık arasında ki o farka .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1978_tr	476-481	483-494	başarı o onluk daireye isabet ettirmektir	ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir	474-495	474-495	O zaman başarı o onluk daireye isabet ettirmektir , ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir .	O zaman başarı o onluk daireye isabet ettirmektir , ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1978_tr	484,489-494	485-488	ustalık <*> bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir	bunu tekrar tekrar yapamazsan	474-495	474-495	O zaman başarı o onluk daireye isabet ettirmektir , ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir .	O zaman başarı o onluk daireye isabet ettirmektir , ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir .	1<2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1978_tr	484-494	496-501	ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir	Ancak ustalık mükemmellikle aynı şey değildir	474-495	496-502	O zaman başarı o onluk daireye isabet ettirmektir , ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir .	Ancak ustalık mükemmellikle aynı şey değildir .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1978_tr	497-501	503-506	ustalık mükemmellikle aynı şey değildir	Başarıyla aynı şey değildir	496-502	503-527	Ancak ustalık mükemmellikle aynı şey değildir .	Başarıyla aynı şey değildir , ki başarıyı bir hadise olarak , zamanın içinde bir an olarak ve dünyanın size verdiği bir etiket olarak görürüm .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	503-526	528-537	Başarıyla aynı şey değildir , ki başarıyı bir hadise olarak , zamanın içinde bir an olarak ve dünyanın size verdiği bir etiket olarak görürüm	Ustalık bir hedefe bağlılık değil , bitmeyen bir arayış tır	503-527	528-538	Başarıyla aynı şey değildir , ki başarıyı bir hadise olarak , zamanın içinde bir an olarak ve dünyanın size verdiği bir etiket olarak görürüm .	Ustalık bir hedefe bağlılık değil , bitmeyen bir arayış tır .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	528-532	534-537	Ustalık bir hedefe bağlılık değil	bitmeyen bir arayış tır	528-538	528-538	Ustalık bir hedefe bağlılık değil , bitmeyen bir arayış tır .	Ustalık bir hedefe bağlılık değil , bitmeyen bir arayış tır .	1<2	Expansion.Substitution.Arg2-as-subst	Expansion.Substitution
talk_1978_tr	539-554	556-588	Bunu yapmamıza sebep olan şey , bizi daha fazla ileriye iten şey , neredeyse kazanmanın değeridir	Kaç kere bir şeyi bir klasik , hatta başyapıt olarak tanımladık , yaratıcısı onu umutsuzca bitmemiş olarak görürken , zorluklar ve hatalarla dolu olarak , yani başka bir ifadeyle bir neredeyse kazanmak olarak	539-555	556-589	Bunu yapmamıza sebep olan şey , bizi daha fazla ileriye iten şey , neredeyse kazanmanın değeridir .	Kaç kere bir şeyi bir klasik , hatta başyapıt olarak tanımladık , yaratıcısı onu umutsuzca bitmemiş olarak görürken , zorluklar ve hatalarla dolu olarak , yani başka bir ifadeyle bir neredeyse kazanmak olarak ?	1<2	Expansion.Instantiation	Expansion.Instantiation
talk_1978_tr	556-566	568-573	Kaç kere bir şeyi bir klasik , hatta başyapıt olarak tanımladık	yaratıcısı onu umutsuzca bitmemiş olarak görürken	556-589	556-589	Kaç kere bir şeyi bir klasik , hatta başyapıt olarak tanımladık , yaratıcısı onu umutsuzca bitmemiş olarak görürken , zorluklar ve hatalarla dolu olarak , yani başka bir ifadeyle bir neredeyse kazanmak olarak ?	Kaç kere bir şeyi bir klasik , hatta başyapıt olarak tanımladık , yaratıcısı onu umutsuzca bitmemiş olarak görürken , zorluklar ve hatalarla dolu olarak , yani başka bir ifadeyle bir neredeyse kazanmak olarak ?	1<2	Comparison.Concession+SpeechAct	Comparison.Concession+SpeechAct
talk_1978_tr	590-599	601-621	Elizabeth Murray , ilk tabloları hakkında ki itirafıyla beni şaşırtmıştı	Ressam Paul Cézanne , çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek , onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı	590-600	601-634	Elizabeth Murray , ilk tabloları hakkında ki itirafıyla beni şaşırtmıştı .	Ressam Paul Cézanne , çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek , onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı , ancak hayatının sonunda sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu imzalamış olması ydı .	1<2	Comparison.Similarity	Comparison.Similarity
talk_1978_tr	601-603,611-621	605-609	Ressam Paul Cézanne <*> onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı	çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek	601-634	601-634	Ressam Paul Cézanne , çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek , onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı , ancak hayatının sonunda sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu imzalamış olması ydı .	Ressam Paul Cézanne , çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek , onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı , ancak hayatının sonunda sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu imzalamış olması ydı .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	611-621	623-633	onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı	ancak hayatının sonunda sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu imzalamış olması ydı	601-634	601-634	Ressam Paul Cézanne , çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek , onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı , ancak hayatının sonunda sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu imzalamış olması ydı .	Ressam Paul Cézanne , çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek , onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı , ancak hayatının sonunda sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu imzalamış olması ydı .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1978_tr	635-644	645-649	En sevdiği roman , Honoré de Balzac'ın Gizli Başyapıt'ı ydı	ve ana karakteri kendisiyle özdeşleştirmişti	635-650	635-650	En sevdiği roman , Honoré de Balzac'ın Gizli Başyapıt'ı ydı ve ana karakteri kendisiyle özdeşleştirmişti .	En sevdiği roman , Honoré de Balzac'ın Gizli Başyapıt'ı ydı ve ana karakteri kendisiyle özdeşleştirmişti .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	635-649	651-662	En sevdiği roman , Honoré de Balzac'ın Gizli Başyapıt'ı ydı ve ana karakteri kendisiyle özdeşleştirmişti	Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü	635-650	651-681	En sevdiği roman , Honoré de Balzac'ın Gizli Başyapıt'ı ydı ve ana karakteri kendisiyle özdeşleştirmişti .	Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	651-656	658-662	Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken	Franz Kafka bitmemiş olarak gördü	651-681	651-681	Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi .	Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi .	1>2	Comparison.Contrast	Comparison.Contrast
talk_1978_tr	658-662	664-680	Franz Kafka bitmemiş olarak gördü	o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi	651-681	651-681	Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi .	Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1978_tr	677-678	679	öldükten sonra	yakılmasını	651-681	651-681	Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi .	Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi .	1>2	Temporal.Asynchronous.Succession	Temporal.Asynchronous
talk_1978_tr	667-680	682-686	bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi	Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler	651-681	682-715	Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi .	Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_1978_tr	682-686	687-714	Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler	ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor	682-715	682-715	Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor .	Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	682-686	687-714	Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler	ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor	682-715	682-715	Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor .	Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1978_tr	697-714	716-717,719-721,723-728	" Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor	Ustalığı arayış <*> diğer bir deyişle <*> hemen hemen hep ileriye doğru dur	682-715	716-729	Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor .	Ustalığı arayış , diğer bir deyişle , hemen hemen hep ileriye doğru dur .	1<2	Expansion.Equivalence	Expansion.Equivalence
talk_1978_tr	731-743	745-762	Tanrım , bana başarabileceğimden daha fazlasını istemeyi bahşet , " diye yakarmıştı Michelangelo	sanki Sistina Şapeli'nde ki Eski Ahit Tanrısı'na ve kendisi de uzattığı parmağı Tanrı'nın eline tam değmeyen <UNK>dem 'di	730-763	730-763	" Tanrım , bana başarabileceğimden daha fazlasını istemeyi bahşet , " diye yakarmıştı Michelangelo , sanki Sistina Şapeli'nde ki Eski Ahit Tanrısı'na ve kendisi de uzattığı parmağı Tanrı'nın eline tam değmeyen <UNK>dem 'di .	" Tanrım , bana başarabileceğimden daha fazlasını istemeyi bahşet , " diye yakarmıştı Michelangelo , sanki Sistina Şapeli'nde ki Eski Ahit Tanrısı'na ve kendisi de uzattığı parmağı Tanrı'nın eline tam değmeyen <UNK>dem 'di .	1<2	Comparison.Similarity	Comparison.Similarity
talk_1978_tr	731-743	745-762	Tanrım , bana başarabileceğimden daha fazlasını istemeyi bahşet , " diye yakarmıştı Michelangelo	sanki Sistina Şapeli'nde ki Eski Ahit Tanrısı'na ve kendisi de uzattığı parmağı Tanrı'nın eline tam değmeyen <UNK>dem 'di	730-763	730-763	" Tanrım , bana başarabileceğimden daha fazlasını istemeyi bahşet , " diye yakarmıştı Michelangelo , sanki Sistina Şapeli'nde ki Eski Ahit Tanrısı'na ve kendisi de uzattığı parmağı Tanrı'nın eline tam değmeyen <UNK>dem 'di .	" Tanrım , bana başarabileceğimden daha fazlasını istemeyi bahşet , " diye yakarmıştı Michelangelo , sanki Sistina Şapeli'nde ki Eski Ahit Tanrısı'na ve kendisi de uzattığı parmağı Tanrı'nın eline tam değmeyen <UNK>dem 'di .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	765-766	768-769	uzanmak tır	ulaşmak değildir	764-770	764-770	Ustalık uzanmak tır , ulaşmak değildir .	Ustalık uzanmak tır , ulaşmak değildir .	1<2	Expansion.Substitution.Arg1-as-subst	Expansion.Substitution
talk_1978_tr	764-769	771-783	Ustalık uzanmak tır , ulaşmak değildir	Olduğunuz yer ve olmak istediğiniz yer arasında ki boşluğu sürek li kapatmayı istemektir	764-770	771-784	Ustalık uzanmak tır , ulaşmak değildir .	Olduğunuz yer ve olmak istediğiniz yer arasında ki boşluğu sürek li kapatmayı istemektir .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	771-783	785-797	Olduğunuz yer ve olmak istediğiniz yer arasında ki boşluğu sürek li kapatmayı istemektir	Ustalık sanatınız için fedak<UNK>r lık yapmak tır , kariyerinizi inşa etmeniz için değil	771-784	785-798	Olduğunuz yer ve olmak istediğiniz yer arasında ki boşluğu sürek li kapatmayı istemektir .	Ustalık sanatınız için fedak<UNK>r lık yapmak tır , kariyerinizi inşa etmeniz için değil .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	786-791	793-797	sanatınız için fedak<UNK>r lık yapmak tır	kariyerinizi inşa etmeniz için değil	785-798	785-798	Ustalık sanatınız için fedak<UNK>r lık yapmak tır , kariyerinizi inşa etmeniz için değil .	Ustalık sanatınız için fedak<UNK>r lık yapmak tır , kariyerinizi inşa etmeniz için değil .	1<2	Expansion.Substitution.Arg2-as-subst	Expansion.Substitution
talk_1978_tr	799-807	809-837	Kaç tane mucit ve sayısız girişimci bu olguyu yaşıyor	Bunu yılmaz Kuzey Kutbu kâşifi Ben Saunders'ın yaşamında bile görüyoruz , ki bana zaferlerinin sadece büyük başarılarının sonucu olmadığını , onun yerine bir dizi kazanmaya yaklaştıklarının itici gücü söylemiştir	799-808	809-838	Kaç tane mucit ve sayısız girişimci bu olguyu yaşıyor ?	Bunu yılmaz Kuzey Kutbu kâşifi Ben Saunders'ın yaşamında bile görüyoruz , ki bana zaferlerinin sadece büyük başarılarının sonucu olmadığını , onun yerine bir dizi kazanmaya yaklaştıklarının itici gücü söylemiştir .	1>2	Expansion.Instantiation;Hypophora	Hypophora
talk_1978_tr	823-827	829-837	sadece büyük başarılarının sonucu olmadığını	onun yerine bir dizi kazanmaya yaklaştıklarının itici gücü söylemiştir	809-838	809-838	Bunu yılmaz Kuzey Kutbu kâşifi Ben Saunders'ın yaşamında bile görüyoruz , ki bana zaferlerinin sadece büyük başarılarının sonucu olmadığını , onun yerine bir dizi kazanmaya yaklaştıklarının itici gücü söylemiştir .	Bunu yılmaz Kuzey Kutbu kâşifi Ben Saunders'ın yaşamında bile görüyoruz , ki bana zaferlerinin sadece büyük başarılarının sonucu olmadığını , onun yerine bir dizi kazanmaya yaklaştıklarının itici gücü söylemiştir .	1<2	Expansion.Substitution.Arg1-as-subst	Expansion.Substitution
talk_1978_tr	875-881	883-895	Neredeyse kazanmanın ustalığın doğasında olmasının sebeplerinden biri	uzmanlığımız ne kadar fazlaysa , bildiğimizi düşündüğümüz şeylerin hepsini bilmediğimizi daha net görebilmemizdir	875-896	875-896	Neredeyse kazanmanın ustalığın doğasında olmasının sebeplerinden biri , uzmanlığımız ne kadar fazlaysa , bildiğimizi düşündüğümüz şeylerin hepsini bilmediğimizi daha net görebilmemizdir .	Neredeyse kazanmanın ustalığın doğasında olmasının sebeplerinden biri , uzmanlığımız ne kadar fazlaysa , bildiğimizi düşündüğümüz şeylerin hepsini bilmediğimizi daha net görebilmemizdir .	1>2	Contingency.Cause	Contingency.Cause
talk_1978_tr	903-904,909-911	906-908	Paris Review <*> şu cevabı alabilmişti	James Baldwin'e sorduğunda	903-934	903-934	Paris Review , James Baldwin'e sorduğunda şu cevabı alabilmişti , " Bilgiyle artan şey sizce ne dir ? " ve o da şöyle söyledi , " Ne kadar az bildiğini öğreniyorsun .	Paris Review , James Baldwin'e sorduğunda şu cevabı alabilmişti , " Bilgiyle artan şey sizce ne dir ? " ve o da şöyle söyledi , " Ne kadar az bildiğini öğreniyorsun .	1<2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1978_tr	903-919	922-933	Paris Review , James Baldwin'e sorduğunda şu cevabı alabilmişti , " Bilgiyle artan şey sizce ne dir	ve o da şöyle söyledi , " Ne kadar az bildiğini öğreniyorsun	903-934	903-934	Paris Review , James Baldwin'e sorduğunda şu cevabı alabilmişti , " Bilgiyle artan şey sizce ne dir ? " ve o da şöyle söyledi , " Ne kadar az bildiğini öğreniyorsun .	Paris Review , James Baldwin'e sorduğunda şu cevabı alabilmişti , " Bilgiyle artan şey sizce ne dir ? " ve o da şöyle söyledi , " Ne kadar az bildiğini öğreniyorsun .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	936-939	941-949	Başarı bizi motive eder	ama neredeyse kazanmak süregelen bir arayışta bizi ileriye götürebilir	936-950	936-950	Başarı bizi motive eder , ama neredeyse kazanmak süregelen bir arayışta bizi ileriye götürebilir .	Başarı bizi motive eder , ama neredeyse kazanmak süregelen bir arayışta bizi ileriye götürebilir .	1<2	Comparison.Contrast	Comparison.Contrast
talk_1978_tr	942-949	951-970	neredeyse kazanmak süregelen bir arayışta bizi ileriye götürebilir	Bunun en etkili örneklerinden biri , yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür	936-950	951-971	Başarı bizi motive eder , ama neredeyse kazanmak süregelen bir arayışta bizi ileriye götürebilir .	Bunun en etkili örneklerinden biri , yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür .	1<2	Expansion.Conjunction;Expansion.Instantiation	Expansion.Instantiation
talk_1978_tr	959-969	970	Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda	görülür	951-971	951-971	Bunun en etkili örneklerinden biri , yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür .	Bunun en etkili örneklerinden biri , yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1978_tr	951-970	972-1016	Bunun en etkili örneklerinden biri , yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur	951-971	972-1017	Bunun en etkili örneklerinden biri , yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür .	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	1<2	Expansion.Instantiation	Expansion.Instantiation
talk_1978_tr	972-979	980-1016	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış	ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur	972-1017	972-1017	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	1<2	Expansion.Conjunction;Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1978_tr	972-979	980-1016	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış	ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur	972-1017	972-1017	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1978_tr	981-983,987-992	985-986	gümüş madalya alanların <*> hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı	dördüncü olmayıp	972-1017	972-1017	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1978_tr	981-983,987-992,992	985-986	gümüş madalya alanların <*> hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı <*> olmadığı	dördüncü olmayıp	972-1017	972-1017	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	985-993	994-1015	dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için	tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini	972-1017	972-1017	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	1>2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1978_tr	996-1001	1002-1015	daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında	hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini	972-1017	972-1017	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur .	1>2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1978_tr	1025-1031	1032-1042	bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp	neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar	1018-1069	1018-1069	Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi .	Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	1032-1042	1043-1052	neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar	ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi	1018-1069	1018-1069	Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi .	Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	1032-1042	1043-1052	neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar	ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi	1018-1069	1018-1069	Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi .	Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1978_tr	1044-1053	1055-1058	insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki	bunlara yürek durduran dendi	1018-1069	1018-1069	Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi .	Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi .	1>2	Contingency.Cause	Contingency.Cause
talk_1978_tr	1044-1049	1050-1052	insanlar daha fazla bilet almak için	öylesine istekli ydi	1018-1069	1018-1069	Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi .	Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_1978_tr	1055-1058	1059-1068	bunlara yürek durduran dendi	ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi	1018-1069	1018-1069	Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi .	Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi .	1<2	Expansion.Conjunction;Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1978_tr	1070-1075	1077-1092	Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni	olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır	1070-1093	1070-1093	Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni , olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır .	Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni , olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır .	1>2	Contingency.Cause	Contingency.Cause
talk_1978_tr	1077-1079	1080-1092	olaya bakışımızı değiştirmesi	ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır	1070-1093	1070-1093	Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni , olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır .	Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni , olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır .	1<2	Expansion.Conjunction;Expansion.Instantiation	Expansion.Instantiation
talk_1978_tr	1070-1092	1094-1108	Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni , olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır	Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem , bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz	1070-1093	1094-1109	Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni , olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır .	Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem , bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz .	1<2	Expansion.Instantiation	Expansion.Instantiation
talk_1978_tr	1094-1102	1104-1108	Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem	bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz	1094-1109	1094-1109	Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem , bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz .	Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem , bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1978_tr	1094-1108	1110-1126	Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem , bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz	Ama yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem , bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz	1094-1109	1110-1127	Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem , bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz .	Ama yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem , bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz .	1<2	Comparison.Contrast	Comparison.Contrast
talk_1978_tr	1112-1117	1119-1126	TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem	bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz	1110-1127	1110-1127	Ama yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem , bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz .	Ama yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem , bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1978_tr	1111-1126	1128-1133	yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem , bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz	Nerede yse kazanma işte bunu yapar	1110-1127	1128-1134	Ama yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem , bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz .	Nerede yse kazanma işte bunu yapar .	1<2	Expansion.Conjunction;Expansion.Level-of-detail.Arg1-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1978_tr	1128-1133	1135-1150	Nerede yse kazanma işte bunu yapar	Görüş alanımız içinde olan o dağı ele almak için şu an ne yapmayı planladığımıza odaklanmamızı sağlar	1128-1134	1135-1151	Nerede yse kazanma işte bunu yapar .	Görüş alanımız içinde olan o dağı ele almak için şu an ne yapmayı planladığımıza odaklanmamızı sağlar .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1978_tr	1135-1143	1144-1150	Görüş alanımız içinde olan o dağı ele almak için	şu an ne yapmayı planladığımıza odaklanmamızı sağlar	1135-1151	1135-1151	Görüş alanımız içinde olan o dağı ele almak için şu an ne yapmayı planladığımıza odaklanmamızı sağlar .	Görüş alanımız içinde olan o dağı ele almak için şu an ne yapmayı planladığımıza odaklanmamızı sağlar .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_1978_tr	1158-1163	1164-1176	altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı	ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü	1152-1177	1152-1177	Jackie Joyner - Kersee 1984'te heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü .	Jackie Joyner - Kersee 1984'te heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	1157-1163	1164-1176	heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı	ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü	1152-1177	1152-1177	Jackie Joyner - Kersee 1984'te heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü .	Jackie Joyner - Kersee 1984'te heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü .	1<2	Contingency.Cause+Belief.Reason+Belief	Contingency.Cause+Belief
talk_1978_tr	1165-1176	1178-1197	kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü	1988'de heptatlonda altını kazandı ve 7.921 puanla rekor kırdı , ki bu o zamandan beri hiçbir sporcunun yaklaşmadığı bir skor	1152-1177	1178-1198	Jackie Joyner - Kersee 1984'te heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü .	1988'de heptatlonda altını kazandı ve 7.921 puanla rekor kırdı , ki bu o zamandan beri hiçbir sporcunun yaklaşmadığı bir skor .	1<2	Temporal.Asynchronous.Precedence	Temporal.Asynchronous
talk_1978_tr	1179-1181	1182-1186	heptatlonda altını kazandı	ve 7.921 puanla rekor kırdı	1178-1198	1178-1198	1988'de heptatlonda altını kazandı ve 7.921 puanla rekor kırdı , ki bu o zamandan beri hiçbir sporcunun yaklaşmadığı bir skor .	1988'de heptatlonda altını kazandı ve 7.921 puanla rekor kırdı , ki bu o zamandan beri hiçbir sporcunun yaklaşmadığı bir skor .	1<2	Expansion.Conjunction;Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1978_tr	1199-1201	1202	Her şeyi yaptığımızda	gelişmeyiz	1199-1209	1199-1209	Her şeyi yaptığımızda gelişmeyiz , aksine daha yapacak şeyler olduğunda .	Her şeyi yaptığımızda gelişmeyiz , aksine daha yapacak şeyler olduğunda .	1>2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1978_tr	1199-1202	1204-1208	Her şeyi yaptığımızda gelişmeyiz	aksine daha yapacak şeyler olduğunda	1199-1209	1199-1209	Her şeyi yaptığımızda gelişmeyiz , aksine daha yapacak şeyler olduğunda .	Her şeyi yaptığımızda gelişmeyiz , aksine daha yapacak şeyler olduğunda .	1<2	Expansion.Substitution.Arg2-as-subst	Expansion.Substitution
talk_1978_tr	1226	1227-1229	düşünüyor	ve merak ediyorum	1210-1230	1210-1230	Burada durup bu odada neredeyse kazanmayı yaratacak değişik yollar hakkında , hayatlarınızın bunu nasıl yerine getirebileceğini düşünüyor ve merak ediyorum .	Burada durup bu odada neredeyse kazanmayı yaratacak değişik yollar hakkında , hayatlarınızın bunu nasıl yerine getirebileceğini düşünüyor ve merak ediyorum .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	1228-1229	1231-1237	merak ediyorum	Çünkü bence biraz içgüdüsel seviyede bunu biliyoruz	1210-1230	1231-1238	Burada durup bu odada neredeyse kazanmayı yaratacak değişik yollar hakkında , hayatlarınızın bunu nasıl yerine getirebileceğini düşünüyor ve merak ediyorum .	Çünkü bence biraz içgüdüsel seviyede bunu biliyoruz .	1<2	Contingency.Cause+Belief.Reason+Belief	Contingency.Cause+Belief
talk_1978_tr	1232-1237	1239-1245	bence biraz içgüdüsel seviyede bunu biliyoruz	Öncüsü olduğumuz yerde kaldığımızda başarılı olduğumuzu biliyoruz	1231-1238	1239-1246	Çünkü bence biraz içgüdüsel seviyede bunu biliyoruz .	Öncüsü olduğumuz yerde kaldığımızda başarılı olduğumuzu biliyoruz .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg1-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1978_tr	1239-1245	1247-1254	Öncüsü olduğumuz yerde kaldığımızda başarılı olduğumuzu biliyoruz	Bu yüzden kasti eksiklikler yaratılış efsaneleri içine yerleştirilmiştir	1239-1246	1247-1255	Öncüsü olduğumuz yerde kaldığımızda başarılı olduğumuzu biliyoruz .	Bu yüzden kasti eksiklikler yaratılış efsaneleri içine yerleştirilmiştir .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_1978_tr	1249-1254	1256-1270	kasti eksiklikler yaratılış efsaneleri içine yerleştirilmiştir	Navaho kültüründe , bazı erkek ve kadın sanatçılar tekstil ve seramikler içine bilerek kusur koyarlar	1247-1255	1256-1271	Bu yüzden kasti eksiklikler yaratılış efsaneleri içine yerleştirilmiştir .	Navaho kültüründe , bazı erkek ve kadın sanatçılar tekstil ve seramikler içine bilerek kusur koyarlar .	1<2	Expansion.Instantiation	Expansion.Instantiation
talk_1978_tr	1278-1285	1298-1301	dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için	desende kasti bir kusur	1272-1302	1272-1302	Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur .	Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_1978_tr	1278-1285	1287-1294	dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için	aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için	1272-1302	1272-1302	Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur .	Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	1278-1294	1295-1301	dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için	bir sebep olarak desende kasti bir kusur	1272-1302	1272-1302	Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur .	Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_1978_tr	1272-1301	1303-1312	Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur	Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir	1272-1302	1303-1313	Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur .	Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1978_tr	1303-1309	1310-1312	Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için	uzman değiller dir	1303-1313	1303-1313	Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir .	Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir .	1>2	Contingency.Cause+Belief.Reason+Belief (Arg2-gives-evidence)	Contingency.Cause+Belief
talk_1978_tr	1303-1312	1314-1320	Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir	<UNK>stalar dır çünkü bunun olmadığını fark ederler	1303-1313	1314-1321	Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir .	<UNK>stalar dır çünkü bunun olmadığını fark ederler .	1<2	Expansion.Substitution.Arg2-as-subst	Expansion.Substitution
talk_1978_tr	1314-1315	1316-1320	<UNK>stalar dır	çünkü bunun olmadığını fark ederler	1314-1321	1314-1321	<UNK>stalar dır çünkü bunun olmadığını fark ederler .	<UNK>stalar dır çünkü bunun olmadığını fark ederler .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1978_tr	1322-1324	1326-1363	Bunun hakkında düşününce	neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum	1322-1364	1322-1364	Bunun hakkında düşününce , neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum .	Bunun hakkında düşününce , neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum .	1>2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1978_tr	1346-1353	1354-1361	kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için	yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını	1322-1364	1322-1364	Bunun hakkında düşününce , neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum .	Bunun hakkında düşününce , neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_1978_tr	1322-1363	1365-1372	Bunun hakkında düşününce , neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum	Aslında tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu ,	1322-1364	1365-1399	Bunun hakkında düşününce , neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum .	Aslında tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu , sadece bana yaptığı naif bir itiraf gibi ydi , kendisini hep daha fazlasını talep eden doymak bilmez , bitmeyen bir yola adadığını bildiğini bana hatırlatmak içindi .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1978_tr	1366-1371	1373-1380	tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu	sadece bana yaptığı naif bir itiraf gibi ydi	1365-1399	1365-1399	Aslında tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu , sadece bana yaptığı naif bir itiraf gibi ydi , kendisini hep daha fazlasını talep eden doymak bilmez , bitmeyen bir yola adadığını bildiğini bana hatırlatmak içindi .	Aslında tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu , sadece bana yaptığı naif bir itiraf gibi ydi , kendisini hep daha fazlasını talep eden doymak bilmez , bitmeyen bir yola adadığını bildiğini bana hatırlatmak içindi .	1<2	Expansion.Substitution.Arg1-as-subst	Expansion.Substitution
talk_1978_tr	1382-1395	1396-1398	kendisini hep daha fazlasını talep eden doymak bilmez , bitmeyen bir yola adadığını bildiğini	bana hatırlatmak içindi	1365-1399	1365-1399	Aslında tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu , sadece bana yaptığı naif bir itiraf gibi ydi , kendisini hep daha fazlasını talep eden doymak bilmez , bitmeyen bir yola adadığını bildiğini bana hatırlatmak içindi .	Aslında tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu , sadece bana yaptığı naif bir itiraf gibi ydi , kendisini hep daha fazlasını talep eden doymak bilmez , bitmeyen bir yola adadığını bildiğini bana hatırlatmak içindi .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_1978_tr	1400-1405	1407-1412	Bitmemiş bir fikir üzerine inşa ederiz	bu fikir eski hâlimiz olsa bile	1400-1413	1400-1413	Bitmemiş bir fikir üzerine inşa ederiz , bu fikir eski hâlimiz olsa bile .	Bitmemiş bir fikir üzerine inşa ederiz , bu fikir eski hâlimiz olsa bile .	1<2	Contingency.Condition.Arg2-as-cond	Contingency.Condition
talk_1978_tr	1400-1412	1414-1417	Bitmemiş bir fikir üzerine inşa ederiz , bu fikir eski hâlimiz olsa bile	Bu ustalığın dinamiği dir	1400-1413	1414-1418	Bitmemiş bir fikir üzerine inşa ederiz , bu fikir eski hâlimiz olsa bile .	Bu ustalığın dinamiği dir .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_1978_tr	1414-1417	1419-1431	Bu ustalığın dinamiği dir	İstediğinizi düşündüğünüz şeye yaklaşmak , yapmayı hayal ettiğinizden daha fazlasına ulaşmanıza yardımcı olabilir	1414-1418	1419-1432	Bu ustalığın dinamiği dir .	İstediğinizi düşündüğünüz şeye yaklaşmak , yapmayı hayal ettiğinizden daha fazlasına ulaşmanıza yardımcı olabilir .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_1978_tr	1433-1441	1443-1451	Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde	Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu	1433-1452	1433-1452	Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde , Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu .	Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde , Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu .	1>2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1978_tr	1437-1441	1443-1447	ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde	Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam	1433-1452	1433-1452	Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde , Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu .	Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde , Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu .	1>2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_1978_tr	1443-1448	1449-1451	Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için	gereken şey bu	1433-1452	1433-1452	Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde , Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu .	Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde , Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_1978_tr	1453-1456	1458-1462	Ütopyalar yaratmış olsaydık bile	bence hâlâ bitmemişlere sahip olurduk	1453-1463	1453-1463	Ütopyalar yaratmış olsaydık bile , bence hâlâ bitmemişlere sahip olurduk .	Ütopyalar yaratmış olsaydık bile , bence hâlâ bitmemişlere sahip olurduk .	1>2	Contingency.Negative-condition.Arg2-as-negcond	Contingency.Negative-condition
talk_1978_tr	1464-1467	1469-1476	Tamamlamak bir amaç tır	ama onun hiçbir zaman son olmadığını ümit ederiz	1464-1477	1464-1477	Tamamlamak bir amaç tır , ama onun hiçbir zaman son olmadığını ümit ederiz .	Tamamlamak bir amaç tır , ama onun hiçbir zaman son olmadığını ümit ederiz .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_2009_tr	1-4	6-13	Küçük bir kız olarak	bir gün kaçan giden biri olmayı hayal ettim	1-14	1-14	Küçük bir kız olarak , bir gün kaçan giden biri olmayı hayal ettim .	Küçük bir kız olarak , bir gün kaçan giden biri olmayı hayal ettim .	1>2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_2009_tr	1-13	15-29	Küçük bir kız olarak , bir gün kaçan giden biri olmayı hayal ettim	Altı yaşından beri , bazı elbiselerimi davul top lu konserve yiyceklerimi de dolabın arkasında tutuyorum	1-14	15-30	Küçük bir kız olarak , bir gün kaçan giden biri olmayı hayal ettim .	Altı yaşından beri , bazı elbiselerimi davul top lu konserve yiyceklerimi de dolabın arkasında tutuyorum .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	15-29	31-47	Altı yaşından beri , bazı elbiselerimi davul top lu konserve yiyceklerimi de dolabın arkasında tutuyorum	İçimde derin bir rahatsız lık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku	15-30	31-48	Altı yaşından beri , bazı elbiselerimi davul top lu konserve yiyceklerimi de dolabın arkasında tutuyorum .	İçimde derin bir rahatsız lık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2009_tr	31-47	49-74	İçimde derin bir rahatsız lık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku	Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi	31-48	49-75	İçimde derin bir rahatsız lık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku .	Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	31-47	49-74	İçimde derin bir rahatsız lık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku	Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi	31-48	49-75	İçimde derin bir rahatsız lık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku .	Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_2009_tr	56-57	59-61	sınırlarda yürüyüp	çilek peşinde koştuğum	49-75	49-75	Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi .	Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	56-61	62-66	sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum	ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım	49-75	49-75	Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi .	Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	50-74	76-77	bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi	Yıllar geçti	49-75	76-110	Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi .	Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu .	1<2	Temporal.Asynchronous.Precedence	Temporal.Asynchronous
talk_2009_tr	76-77	79-109	Yıllar geçti	ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu	76-110	76-110	Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu .	Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier;Expansion.Conjunction	Comparison.Concession
talk_2009_tr	80-83	88-98	çocuk olarak hayalini kurduğum	benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken	76-110	76-110	Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu .	Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu .	1<2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_2009_tr	88-95	96-98	benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken	ve yoluma dokunurken	76-110	76-110	Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu .	Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	101-104	105-109	bir belgesel fotorafçısı olarak	işim aracıyla bunlar gerçek oldu	76-110	76-110	Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu .	Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu .	1>2	Expansion.Manner.Arg2-as-manner	Expansion.Manner
talk_2009_tr	101-109	111-131	bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu	Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi	76-110	111-132	Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu .	Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_2009_tr	112-120	121-131	hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar	ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi	111-132	111-132	Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi .	Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi .	1>2	Comparison.Similarity	Comparison.Similarity
talk_2009_tr	115-120	121-129	çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar	ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar	111-132	111-132	Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi .	Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	152-160	163-175	Birçoğumuzun aklınızda , aylaklar - serseriler geçmişten gelen canavarlar	Gezici rençper" kelimesi bacakları vagondan sarkan kömürle kaplı yıpranmış yaşlı bir adamı çağrıştırıyor	152-161	162-176	Birçoğumuzun aklınızda , aylaklar - serseriler geçmişten gelen canavarlar .	" Gezici rençper" kelimesi bacakları vagondan sarkan kömürle kaplı yıpranmış yaşlı bir adamı çağrıştırıyor .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2009_tr	162-175	177-205	" Gezici rençper" kelimesi bacakları vagondan sarkan kömürle kaplı yıpranmış yaşlı bir adamı çağrıştırıyor	ama bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor	162-176	177-206	" Gezici rençper" kelimesi bacakları vagondan sarkan kömürle kaplı yıpranmış yaşlı bir adamı çağrıştırıyor .	ama bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor .	1<2	Comparison.Contrast	Comparison.Contrast
talk_2009_tr	178-181	182-205	bu fotoraflar renk li	ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor	177-206	177-206	ama bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor .	ama bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor .	1<2	Expansion.Conjunction;Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2009_tr	178-205	207-220	bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor	Onların öncelleri gibi , bugünün göçebeleri Birleşik Devletler'in çelik ve asfalt arterlerinde seyahat ediyorlar	177-206	207-221	ama bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor .	Onların öncelleri gibi , bugünün göçebeleri Birleşik Devletler'in çelik ve asfalt arterlerinde seyahat ediyorlar .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	207-220	222-239	Onların öncelleri gibi , bugünün göçebeleri Birleşik Devletler'in çelik ve asfalt arterlerinde seyahat ediyorlar	Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar	207-221	222-240	Onların öncelleri gibi , bugünün göçebeleri Birleşik Devletler'in çelik ve asfalt arterlerinde seyahat ediyorlar .	Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2009_tr	222-223	225-239	Gün başlarken	yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar	222-240	222-240	Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar .	Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar .	1>2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_2009_tr	225-230	231-239	yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar	ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar	222-240	222-240	Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar .	Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	222-239	241-253	Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar	Akşam , yıldızların altında birlikte köpeklerine , kedilerine ve evcil farelerine sokularak uyuyorlar	222-240	241-254	Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar .	Akşam , yıldızların altında birlikte köpeklerine , kedilerine ve evcil farelerine sokularak uyuyorlar .	1<2	Expansion.Conjunction;Temporal.Asynchronous.Precedence	Temporal.Asynchronous
talk_2009_tr	252	253	sokularak	uyuyorlar	241-254	241-254	Akşam , yıldızların altında birlikte köpeklerine , kedilerine ve evcil farelerine sokularak uyuyorlar .	Akşam , yıldızların altında birlikte köpeklerine , kedilerine ve evcil farelerine sokularak uyuyorlar .	1>2	Expansion.Manner.Arg2-as-manner	Expansion.Manner
talk_2009_tr	241-253	255-272	Akşam , yıldızların altında birlikte köpeklerine , kedilerine ve evcil farelerine sokularak uyuyorlar	Yolları tercih eden bazı gezginler maddeciliği , geleneksel işleri ve üniversite derecelerini bir maceranın zayıf ışığına tercih ediyor	241-254	255-273	Akşam , yıldızların altında birlikte köpeklerine , kedilerine ve evcil farelerine sokularak uyuyorlar .	Yolları tercih eden bazı gezginler maddeciliği , geleneksel işleri ve üniversite derecelerini bir maceranın zayıf ışığına tercih ediyor .	1<2	Comparison.Contrast	Comparison.Contrast
talk_2009_tr	255-272	274-298	Yolları tercih eden bazı gezginler maddeciliği , geleneksel işleri ve üniversite derecelerini bir maceranın zayıf ışığına tercih ediyor	Ama diğer toplumun alt kesimlerinden gelenlerin yukarlara doğru tırmanmaya şanşı yok : evlatlık olup bakıcılardan kaçanlar , kaçan ergenler , tacize uğrayanlar ve evinden atılalar	255-273	274-299	Yolları tercih eden bazı gezginler maddeciliği , geleneksel işleri ve üniversite derecelerini bir maceranın zayıf ışığına tercih ediyor .	Ama diğer toplumun alt kesimlerinden gelenlerin yukarlara doğru tırmanmaya şanşı yok : evlatlık olup bakıcılardan kaçanlar , kaçan ergenler , tacize uğrayanlar ve evinden atılalar .	1<2	Comparison.Contrast	Comparison.Contrast
talk_2009_tr	286-287	288-289	evlatlık olup	bakıcılardan kaçanlar	274-299	274-299	Ama diğer toplumun alt kesimlerinden gelenlerin yukarlara doğru tırmanmaya şanşı yok : evlatlık olup bakıcılardan kaçanlar , kaçan ergenler , tacize uğrayanlar ve evinden atılalar .	Ama diğer toplumun alt kesimlerinden gelenlerin yukarlara doğru tırmanmaya şanşı yok : evlatlık olup bakıcılardan kaçanlar , kaçan ergenler , tacize uğrayanlar ve evinden atılalar .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	300-317	319-337	Diğerlerinin ekonomik başarısız lık ve yokluk gördüğü yerde , gezginler liberalizm ve özgürlük prizmasından kendi var oluşlarını görüyorlar	boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar	300-318	319-338	Diğerlerinin ekonomik başarısız lık ve yokluk gördüğü yerde , gezginler liberalizm ve özgürlük prizmasından kendi var oluşlarını görüyorlar .	boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2009_tr	319-327	328-337	boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa	geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar	319-338	319-338	boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar .	boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar .	1>2	Expansion.Substitution.Arg2-as-subst	Expansion.Substitution
talk_2009_tr	335-336	337	çok çalışarak	yaşıyorlar	319-338	319-338	boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar .	boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar .	1>2	Expansion.Manner.Arg2-as-manner	Expansion.Manner
talk_2009_tr	350-354	355-363	çöplüklerin ve çöp tenekelerinin karıştırıp	yiyecek toplamak için mükemmel bir üretim yeri olduğu dur	339-364	339-364	Birleşik Devletler'de yiyeceklerin yüzde 40'nın sonunun çöpte bittiği gerçeğinden yola çıkarak çöplüklerin ve çöp tenekelerinin karıştırıp yiyecek toplamak için mükemmel bir üretim yeri olduğu dur .	Birleşik Devletler'de yiyeceklerin yüzde 40'nın sonunun çöpte bittiği gerçeğinden yola çıkarak çöplüklerin ve çöp tenekelerinin karıştırıp yiyecek toplamak için mükemmel bir üretim yeri olduğu dur .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	339-363	365-390	Birleşik Devletler'de yiyeceklerin yüzde 40'nın sonunun çöpte bittiği gerçeğinden yola çıkarak çöplüklerin ve çöp tenekelerinin karıştırıp yiyecek toplamak için mükemmel bir üretim yeri olduğu dur	Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar	339-364	365-390	Birleşik Devletler'de yiyeceklerin yüzde 40'nın sonunun çöpte bittiği gerçeğinden yola çıkarak çöplüklerin ve çöp tenekelerinin karıştırıp yiyecek toplamak için mükemmel bir üretim yeri olduğu dur .	Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	365-366,377-390	367-375	Nesnel rahatlığı <*> hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar	yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için	365-390	365-390	Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar	Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar	1<2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_2009_tr	365-375,389-390	377-388	Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için <*> feda ediyorlar	hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için	365-390	365-390	Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar	Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar	1<2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_2009_tr	365-390	391-403	Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar	Ama bir çok açıdan bu hayat cennet gibi ses siz bir yaşantıdan uzak	365-390	391-404	Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar	Ama bir çok açıdan bu hayat cennet gibi ses siz bir yaşantıdan uzak .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_2009_tr	392-403	405-413	bir çok açıdan bu hayat cennet gibi ses siz bir yaşantıdan uzak	Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor	391-404	405-414	Ama bir çok açıdan bu hayat cennet gibi ses siz bir yaşantıdan uzak .	Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_2009_tr	405-408	409-413	Hiç kimse yollara düşerek	kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor	405-414	405-414	Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor .	Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor .	1>2	Expansion.Manner.Arg2-as-manner;Temporal.Synchronous	Expansion.Manner
talk_2009_tr	405-413	415-442	Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor	Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor	405-414	415-443	Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor .	Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2009_tr	422-424	425-426	yük trenleri öldürüyor	ve sakatlıyor	415-443	415-443	Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor .	Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	426	427-434	sakatlıyor	ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir	415-443	415-443	Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor .	Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2009_tr	428-442	444-466	sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor	Burada kim Birleşik Devletler'de birçok şehirde yol kenarına battaniyeye sarılı oturmanın yaşadışı oldupunu biliyor . veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin	415-443	444-467	Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor .	Burada kim Birleşik Devletler'de birçok şehirde yol kenarına battaniyeye sarılı oturmanın yaşadışı oldupunu biliyor . veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin ?	1<2	Expansion.Instantiation	Expansion.Instantiation
talk_2009_tr	444-466	468-489	Burada kim Birleşik Devletler'de birçok şehirde yol kenarına battaniyeye sarılı oturmanın yaşadışı oldupunu biliyor . veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin	Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum	444-467	468-490	Burada kim Birleşik Devletler'de birçok şehirde yol kenarına battaniyeye sarılı oturmanın yaşadışı oldupunu biliyor . veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin ?	Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum .	1>2	Hypophora	Hypophora
talk_2009_tr	444-457	459-466	Burada kim Birleşik Devletler'de birçok şehirde yol kenarına battaniyeye sarılı oturmanın yaşadışı oldupunu biliyor	veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin	444-458	459-467	Burada kim Birleşik Devletler'de birçok şehirde yol kenarına battaniyeye sarılı oturmanın yaşadışı oldupunu biliyor .	veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin ?	1<2	Expansion.Disjunction	Expansion.Disjunction
talk_2009_tr	460-461	463-466	arabanızda uyumanın	veya yabancılara yiyecek önermenin	459-467	459-467	veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin ?	veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin ?	1<2	Expansion.Disjunction	Expansion.Disjunction
talk_2009_tr	468-470	471-489	Bu kanunları biliyorum	çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum	468-490	468-490	Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum .	Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_2009_tr	478-484	485-487	şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü	veya uyarı aldığına	468-490	468-490	Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum .	Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum .	1<2	Expansion.Disjunction	Expansion.Disjunction
talk_2009_tr	512-519	521-525	çöp kutularından yemek yiyerek , köprü altlarında uyuyarak	sezonluk işlerde orada burada çalışşın	491-526	491-526	Bir çoğunuz şunu merak edebilir , neden birisi böyle bir hayatı tercih etsin ki , böyle eşit olmayan yasalar altında , çöp kutularından yemek yiyerek , köprü altlarında uyuyarak , sezonluk işlerde orada burada çalışşın .	Bir çoğunuz şunu merak edebilir , neden birisi böyle bir hayatı tercih etsin ki , böyle eşit olmayan yasalar altında , çöp kutularından yemek yiyerek , köprü altlarında uyuyarak , sezonluk işlerde orada burada çalışşın .	1>2	Expansion.Manner.Arg2-as-manner	Expansion.Manner
talk_2009_tr	527-536	538-550	Böyle bir soruya yollara düşen insanlar tarafından çeşitli cevaplar verilebilir	ama göçebeler genellikle is tek bir kelime ile cevap verecekler dir : özgürlük	527-551	527-551	Böyle bir soruya yollara düşen insanlar tarafından çeşitli cevaplar verilebilir , ama göçebeler genellikle is tek bir kelime ile cevap verecekler dir : özgürlük .	Böyle bir soruya yollara düşen insanlar tarafından çeşitli cevaplar verilebilir , ama göçebeler genellikle is tek bir kelime ile cevap verecekler dir : özgürlük .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_2009_tr	552-562	564-567	Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar	onlariyi yaşamak için çalışacaklar	552-587	552-587	Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için .	Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_2009_tr	564-566	567	onlariyi yaşamak için	çalışacaklar	552-587	552-587	Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için .	Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_2009_tr	564-567	568-572	onlariyi yaşamak için çalışacaklar	sadece hayatta kalmak için değil	552-587	552-587	Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için .	Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için .	1<2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_2009_tr	564-572	574-578	onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil	daima bir anlamda kaçmak için	552-587	552-587	Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için .	Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için .	1<2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_2150_tr	1-4	5-20	Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde	yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir	1-21	1-21	Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir .	Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir .	1>2	Temporal.Synchronous	Temporal.Synchronous
talk_2150_tr	1-20	22-29	Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir	Ya da bir kentsel tasarımcının cesur vizyonunu düşünebilirsiniz	1-21	22-30	Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir .	Ya da bir kentsel tasarımcının cesur vizyonunu düşünebilirsiniz .	1<2	Expansion.Disjunction	Expansion.Disjunction
talk_2150_tr	1-29	31,33-42	Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir . Ya da bir kentsel tasarımcının cesur vizyonunu düşünebilirsiniz	Ancak <*> şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşünmenin ve yapmanın başka yolları da var	1-30	31-43	Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir . Ya da bir kentsel tasarımcının cesur vizyonunu düşünebilirsiniz .	Ancak , şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşünmenin ve yapmanın başka yolları da var .	1<2	Comparison.Contrast	Comparison.Contrast
talk_2150_tr	36	37-38	düşünmenin	ve yapmanın	31-43	31-43	Ancak , şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşünmenin ve yapmanın başka yolları da var .	Ancak , şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşünmenin ve yapmanın başka yolları da var .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	33-42	44-51	şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşünmenin ve yapmanın başka yolları da var	Bugün size yeni bir tür harita göstermek istiyorum	31-43	44-52	Ancak , şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşünmenin ve yapmanın başka yolları da var .	Bugün size yeni bir tür harita göstermek istiyorum .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2150_tr	44-51	53-57	Bugün size yeni bir tür harita göstermek istiyorum	Bu bir coğrafi harita değil	44-52	53-58	Bugün size yeni bir tür harita göstermek istiyorum .	Bu bir coğrafi harita değil .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_2150_tr	53-57	59-72	Bu bir coğrafi harita değil	Bu benim memleketim Maryland , Baltimore’da ki insanlar arasında ki ilişkilere dair bir harita	53-58	59-73	Bu bir coğrafi harita değil .	Bu benim memleketim Maryland , Baltimore’da ki insanlar arasında ki ilişkilere dair bir harita .	1<2	Expansion.Substitution.Arg2-as-subst	Expansion.Substitution
talk_2150_tr	59-72	74-82	Bu benim memleketim Maryland , Baltimore’da ki insanlar arasında ki ilişkilere dair bir harita	Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte	59-73	74-104	Bu benim memleketim Maryland , Baltimore’da ki insanlar arasında ki ilişkilere dair bir harita .	Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte , Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte , her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2150_tr	74-82	84-93	Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte	Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte	74-104	74-104	Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte , Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte , her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir .	Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte , Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte , her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir .	1<2	Comparison.Contrast;Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Comparison.Contrast
talk_2150_tr	84-93	95-103	Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte	her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir	74-104	74-104	Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte , Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte , her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir .	Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte , Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte , her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	95-103	105-119	her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir	Ben burada ki yeşil renk li , sağ aşağıda anti - sosyallerin yer aldığı alandayım	74-104	105-120	Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte , Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte , her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir .	Ben burada ki yeşil renk li , sağ aşağıda anti - sosyallerin yer aldığı alandayım .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	105-119	121-126	Ben burada ki yeşil renk li , sağ aşağıda anti - sosyallerin yer aldığı alandayım	TEDx de sağdan aşağıda yer almakta	105-120	121-127	Ben burada ki yeşil renk li , sağ aşağıda anti - sosyallerin yer aldığı alandayım .	TEDx de sağdan aşağıda yer almakta .	1<2	Comparison.Similarity	Comparison.Similarity
talk_2150_tr	121-126	131-142	TEDx de sağdan aşağıda yer almakta	Ağın diğer tarafında başlıca Afro - Amerikalılar ve Latin toplumu yer almakta	121-127	128-153	TEDx de sağdan aşağıda yer almakta .	( Gülüşmeler ) Ağın diğer tarafında başlıca Afro - Amerikalılar ve Latin toplumu yer almakta ve bunlar anti - sosyallerden kısmen daha farklı şeylerle ilgilenirler .	1<2	Expansion.Conjunction;Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2150_tr	131-142	143-152	Ağın diğer tarafında başlıca Afro - Amerikalılar ve Latin toplumu yer almakta	ve bunlar anti - sosyallerden kısmen daha farklı şeylerle ilgilenirler	128-153	128-153	( Gülüşmeler ) Ağın diğer tarafında başlıca Afro - Amerikalılar ve Latin toplumu yer almakta ve bunlar anti - sosyallerden kısmen daha farklı şeylerle ilgilenirler .	( Gülüşmeler ) Ağın diğer tarafında başlıca Afro - Amerikalılar ve Latin toplumu yer almakta ve bunlar anti - sosyallerden kısmen daha farklı şeylerle ilgilenirler .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	154-157	158-170	Bir fikir vermek için	ağın yeşil renk li alanını , burada ikamet edenlerimiz için Küçüktimore olarak adlandırabiliriz	154-171	154-171	Bir fikir vermek için ağın yeşil renk li alanını , burada ikamet edenlerimiz için Küçüktimore olarak adlandırabiliriz .	Bir fikir vermek için ağın yeşil renk li alanını , burada ikamet edenlerimiz için Küçüktimore olarak adlandırabiliriz .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_2150_tr	154-170	172,174-181	Bir fikir vermek için ağın yeşil renk li alanını , burada ikamet edenlerimiz için Küçüktimore olarak adlandırabiliriz	Çünkü <*> adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor	154-171	172-182	Bir fikir vermek için ağın yeşil renk li alanını , burada ikamet edenlerimiz için Küçüktimore olarak adlandırabiliriz .	Çünkü , adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_2150_tr	174-180	181	adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi	gözüküyor	172-182	172-182	Çünkü , adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor .	Çünkü , adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor .	1>2	Comparison.Similarity	Comparison.Similarity
talk_2150_tr	174-181	183-187	adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor	Tekrar tekrar aynı insanları görürüz	172-182	183-188	Çünkü , adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor .	Tekrar tekrar aynı insanları görürüz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	183-187	189-198	Tekrar tekrar aynı insanları görürüz	Fakat bu , şehri enine boyuna tüm derinliğine keşfetmemizden kaynaklanıyor	183-188	189-199	Tekrar tekrar aynı insanları görürüz .	Fakat bu , şehri enine boyuna tüm derinliğine keşfetmemizden kaynaklanıyor .	1<2	Comparison.Contrast	Comparison.Contrast
talk_2150_tr	190-197	198	bu , şehri enine boyuna tüm derinliğine keşfetmemizden	kaynaklanıyor	189-199	189-199	Fakat bu , şehri enine boyuna tüm derinliğine keşfetmemizden kaynaklanıyor .	Fakat bu , şehri enine boyuna tüm derinliğine keşfetmemizden kaynaklanıyor .	1>2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_2150_tr	200-227	229-239	Ağın diğer ucunda Hip - hop müzik gibi şeylerden hoşlanan topluluğu görebilirsiniz . hatta onlar DC/ Maryland /Virgina bölgesinde , doğru tanımıyla Baltimore şehrinin üst tarafında yaşamakla özdeşleşirler	Fakat ortada iki toplumu birleştiren bir şey görürsünüz bu spor dur	200-228	229-240	Ağın diğer ucunda Hip - hop müzik gibi şeylerden hoşlanan topluluğu görebilirsiniz . hatta onlar DC/ Maryland /Virgina bölgesinde , doğru tanımıyla Baltimore şehrinin üst tarafında yaşamakla özdeşleşirler .	Fakat ortada iki toplumu birleştiren bir şey görürsünüz bu spor dur .	1<2	Comparison.Contrast	Comparison.Contrast
talk_2150_tr	229-239	241-253	Fakat ortada iki toplumu birleştiren bir şey görürsünüz bu spor dur	Baltimore Orioles ve Baltimore Ravens futbol takımları ve Olimpiyat sporcusu Micheal Plehps var	229-240	241-254	Fakat ortada iki toplumu birleştiren bir şey görürsünüz bu spor dur .	Baltimore Orioles ve Baltimore Ravens futbol takımları ve Olimpiyat sporcusu Micheal Plehps var .	1<2	Expansion.Instantiation	Expansion.Instantiation
talk_2150_tr	299-314	296-297,315-337	medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir	Bir tarafta <*> bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda	296-338	296-338	Bir tarafta , medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda .	Bir tarafta , medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda .	1<2	Comparison.Contrast	Comparison.Contrast
talk_2150_tr	287-294	296-371	San Francisco’da biraz farklı olan bazı şeyleri görürsünüz	Bir tarafta , medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda . Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda	287-295	296-372	San Francisco’da biraz farklı olan bazı şeyleri görürsünüz .	Bir tarafta , medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda . Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2150_tr	296-337	339-371	Bir tarafta , medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda	Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda	296-338	339-372	Bir tarafta , medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda .	Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	340-345	346-350	çok fark lı ve belirgin olan	ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz	339-372	339-372	Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda .	Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	340-371	373,375-406	çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda	Ancak <*> görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz	339-372	373-407	Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda .	Ancak , görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_2150_tr	377-380	381-389	San Francisco’dan kulağımıza gelen	ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği	373-407	373-407	Ancak , görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz .	Ancak , görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	375-399	400-406	görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup	esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz	373-407	373-407	Ancak , görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz .	Ancak , görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	375-406	408-420	görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz	LGBT toplumunun anti - sosyal topluluk ile çok da iyi iyi geçinmediğini görebilirsiniz	373-407	408-421	Ancak , görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz .	LGBT toplumunun anti - sosyal topluluk ile çok da iyi iyi geçinmediğini görebilirsiniz .	1<2	Expansion.Instantiation	Expansion.Instantiation
talk_2150_tr	408-420	422,424-430	LGBT toplumunun anti - sosyal topluluk ile çok da iyi iyi geçinmediğini görebilirsiniz	Keza <*> sanat topluluğu , müzik topluluğu ile de	408-421	422-431	LGBT toplumunun anti - sosyal topluluk ile çok da iyi iyi geçinmediğini görebilirsiniz .	Keza , sanat topluluğu , müzik topluluğu ile de .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	459-463	464-466	Bunu böyle bir haritaya bakarak	anlamaya çalışacağınızı düşünüyorum	453-467	453-467	Fotoğraf San Francisco’da neler olduğunu gösteriyor Bunu böyle bir haritaya bakarak anlamaya çalışacağınızı düşünüyorum .	Fotoğraf San Francisco’da neler olduğunu gösteriyor Bunu böyle bir haritaya bakarak anlamaya çalışacağınızı düşünüyorum .	1>2	Expansion.Manner.Arg2-as-manner	Expansion.Manner
talk_2150_tr	483-496	498-508	Bu şehir hakkında benim dikkatimi çeken noktalardan gerçekten her şeyin bir tür karışım olması	Rio , Baltimore ve San Francisco’nun tersine tam bir heterojen şehir	475-497	498-509	Son birkaç haftayı Rio hakkında bilgi toplamakla geçirdim Bu şehir hakkında benim dikkatimi çeken noktalardan gerçekten her şeyin bir tür karışım olması .	Rio , Baltimore ve San Francisco’nun tersine tam bir heterojen şehir .	1<2	Expansion.Equivalence	Expansion.Equivalence
talk_2150_tr	510-523	525-536	Hala hükümetle , gazetelerle , politkayla , köşe yazarlarıyla ilintili bir grup insan var	TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır	510-524	525-537	Hala hükümetle , gazetelerle , politkayla , köşe yazarlarıyla ilintili bir grup insan var .	TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	525-536	538,540-549	TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır	Fakat <*> değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz	525-537	538-551	TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır .	Fakat , değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca .	1<2	Comparison.Concession	Comparison.Concession
talk_2150_tr	525-536	540-550	TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır	değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca	525-537	538-551	TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır .	Fakat , değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	540-549	552-557	değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz	Justin Bieber hayranları bile burada gösterilmektedir	538-551	552-558	Fakat , değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca .	Justin Bieber hayranları bile burada gösterilmektedir .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2150_tr	552-557	559-585	Justin Bieber hayranları bile burada gösterilmektedir	Diğer müzik grupları , country şarkıcıları , dini müzik , funk , rap ve stand up komedi , Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var	552-558	559-586	Justin Bieber hayranları bile burada gösterilmektedir .	Diğer müzik grupları , country şarkıcıları , dini müzik , funk , rap ve stand up komedi , Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	559-585	587-590	Diğer müzik grupları , country şarkıcıları , dini müzik , funk , rap ve stand up komedi , Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var	Güzel , değil mi	559-586	587-591	Diğer müzik grupları , country şarkıcıları , dini müzik , funk , rap ve stand up komedi , Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var .	Güzel , değil mi ?	1<2	Contingency.Cause+SpeechAct.Result+SpeechAct	Contingency.Cause+SpeechAct
talk_2150_tr	587-590	592-593,595-601	Güzel , değil mi	Devam edersek <*> Flamengo futbol takımı da burada temsil edilmektedir	587-591	592-602	Güzel , değil mi ?	Devam edersek , Flamengo futbol takımı da burada temsil edilmektedir .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	498-601	603,605-616	Rio , Baltimore ve San Francisco’nun tersine tam bir heterojen şehir . Hala hükümetle , gazetelerle , politkayla , köşe yazarlarıyla ilintili bir grup insan var . TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır . Fakat , değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca . Justin Bieber hayranları bile burada gösterilmektedir . Diğer müzik grupları , country şarkıcıları , dini müzik , funk , rap ve stand up komedi , Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var . Güzel , değil mi ? Devam edersek , Flamengo futbol takımı da burada temsil edilmektedir	Böylece <*> spor , müzik , sivil , sanat ve müziğin aynı dağılımına sahipsiniz	498-602	603-627	Rio , Baltimore ve San Francisco’nun tersine tam bir heterojen şehir . Hala hükümetle , gazetelerle , politkayla , köşe yazarlarıyla ilintili bir grup insan var . TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır . Fakat , değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca . Justin Bieber hayranları bile burada gösterilmektedir . Diğer müzik grupları , country şarkıcıları , dini müzik , funk , rap ve stand up komedi , Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var . Güzel , değil mi ? Devam edersek , Flamengo futbol takımı da burada temsil edilmektedir .	Böylece , spor , müzik , sivil , sanat ve müziğin aynı dağılımına sahipsiniz Ancak o çok fark lı bir şekilde temsil temsil edilmektedir .	1<2	Contingency.Cause+Belief.Result+Belief (Arg1-gives-evidence)	Contingency.Cause+Belief
talk_2150_tr	605-616	617-626	spor , müzik , sivil , sanat ve müziğin aynı dağılımına sahipsiniz	Ancak o çok fark lı bir şekilde temsil temsil edilmektedir	603-627	603-627	Böylece , spor , müzik , sivil , sanat ve müziğin aynı dağılımına sahipsiniz Ancak o çok fark lı bir şekilde temsil temsil edilmektedir .	Böylece , spor , müzik , sivil , sanat ve müziğin aynı dağılımına sahipsiniz Ancak o çok fark lı bir şekilde temsil temsil edilmektedir .	1<2	Expansion.Exception.Arg2-as-excpt	Expansion.Exception
talk_2150_tr	618-626	628-640	o çok fark lı bir şekilde temsil temsil edilmektedir	Sanırım bu , çok kültürlülüğü ve müzikal farklılığıyla Rio’yu anlama tarzımıza uygun düşer	603-627	628-641	Böylece , spor , müzik , sivil , sanat ve müziğin aynı dağılımına sahipsiniz Ancak o çok fark lı bir şekilde temsil temsil edilmektedir .	Sanırım bu , çok kültürlülüğü ve müzikal farklılığıyla Rio’yu anlama tarzımıza uygun düşer .	1<2	Contingency.Cause+Belief.Result+Belief (Arg1-gives-evidence)	Contingency.Cause+Belief
talk_2150_tr	642-646	647-653	İşte bütün verilere sahibiz .	Şehirler hakkında inanılmaz zenginlikte bilgiye sahibiz şimdi	642-646	647-654	İşte bütün verilere sahibiz .	Şehirler hakkında inanılmaz zenginlikte bilgiye sahibiz şimdi .	1<2	Expansion.Equivalence	Expansion.Equivalence
talk_2150_tr	647-653	655-662	Şehirler hakkında inanılmaz zenginlikte bilgiye sahibiz şimdi	Belki de şimdiye kadar sahip olduklarımızdan en zengini	647-654	655-663	Şehirler hakkında inanılmaz zenginlikte bilgiye sahibiz şimdi .	Belki de şimdiye kadar sahip olduklarımızdan en zengini .	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2150_tr	655-667	669-820	Belki de şimdiye kadar sahip olduklarımızdan en zengini . Peki bununla ne yapabiliriz	Sanırım anlamaya çalışacağımız ilk şey ayrımcılığın sosyal bir yapı olduğu dur . Bu bizim yapmayı veya yapmamayı tercih ettiğimiz bir şey dir . Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir . Belki de zaman oturma şemasını biraz sallamaya gelmiştir . Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur . Farklı ırklardan insanların tüm harita üzerinde temsil edilmesini sağladık burada . Sadece ırka bakmak farklılıkları geliştirmemize gerçekte bir katkı sağlamaz . Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor . Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz	655-668	669-821	Belki de şimdiye kadar sahip olduklarımızdan en zengini . Peki bununla ne yapabiliriz ?	Sanırım anlamaya çalışacağımız ilk şey ayrımcılığın sosyal bir yapı olduğu dur . Bu bizim yapmayı veya yapmamayı tercih ettiğimiz bir şey dir . Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir . Belki de zaman oturma şemasını biraz sallamaya gelmiştir . Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur . Farklı ırklardan insanların tüm harita üzerinde temsil edilmesini sağladık burada . Sadece ırka bakmak farklılıkları geliştirmemize gerçekte bir katkı sağlamaz . Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor . Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz .	1>2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail;Hypophora	Hypophora
talk_2150_tr	643-662	664-667	bütün verilere sahibiz . Şehirler hakkında inanılmaz zenginlikte bilgiye sahibiz şimdi . Belki de şimdiye kadar sahip olduklarımızdan en zengini	Peki bununla ne yapabiliriz	642-663	664-668	İşte bütün verilere sahibiz . Şehirler hakkında inanılmaz zenginlikte bilgiye sahibiz şimdi . Belki de şimdiye kadar sahip olduklarımızdan en zengini .	Peki bununla ne yapabiliriz ?	1<2	Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail	Expansion.Level-of-detail
talk_2150_tr	682-684	685	bizim yapmayı veya	yapmamayı	681-691	681-691	Bu bizim yapmayı veya yapmamayı tercih ettiğimiz bir şey dir .	Bu bizim yapmayı veya yapmamayı tercih ettiğimiz bir şey dir .	1>2	Expansion.Disjunction	Expansion.Disjunction
talk_2150_tr	681-690	692-725	Bu bizim yapmayı veya yapmamayı tercih ettiğimiz bir şey dir	Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir	681-691	692-726	Bu bizim yapmayı veya yapmamayı tercih ettiğimiz bir şey dir .	Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	693-694	696-725	eğer düşünürseniz	bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir	692-726	692-726	Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir .	Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	703-707	708-716	şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak	ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak	692-726	692-726	Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir .	Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	709-716	718-725	adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak	herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir	692-726	692-726	Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir .	Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	693-725	727-734	eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir	Belki de zaman oturma şemasını biraz sallamaya gelmiştir	692-726	727-735	Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir .	Belki de zaman oturma şemasını biraz sallamaya gelmiştir .	1<2	Comparison.Concession.Arg2-as-denier	Comparison.Concession
talk_2150_tr	669-679	736-751	Sanırım anlamaya çalışacağımız ilk şey ayrımcılığın sosyal bir yapı olduğu dur	Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur	669-680	736-752	Sanırım anlamaya çalışacağımız ilk şey ayrımcılığın sosyal bir yapı olduğu dur .	Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	736-751	753-762	Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur	Farklı ırklardan insanların tüm harita üzerinde temsil edilmesini sağladık burada	736-752	753-763	Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur .	Farklı ırklardan insanların tüm harita üzerinde temsil edilmesini sağladık burada .	1<2	Contingency.Cause.Reason	Contingency.Cause
talk_2150_tr	764-772	774-793	Sadece ırka bakmak farklılıkları geliştirmemize gerçekte bir katkı sağlamaz	Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor	764-773	774-794	Sadece ırka bakmak farklılıkları geliştirmemize gerçekte bir katkı sağlamaz .	Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor .	1<2	Contingency.Cause.Result	Contingency.Cause
talk_2150_tr	776-781	782-786	farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için	bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak	774-794	774-794	Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor .	Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_2150_tr	774-786	787-793	Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak	farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor	774-794	774-794	Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor .	Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor .	1>2	Contingency.Condition.Arg2 as condition	Contingency.Condition
talk_2150_tr	736-751	795-820	Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur	Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz	736-752	795-821	Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur .	Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	797-807	808-820	şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve	inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz	795-821	795-821	Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz .	Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz .	1>2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	810-814	815-820	eğer biz bu kabiliyete sahipsek	bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz	795-821	795-821	Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz .	Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz .	1>2	Contingency.Condition.Arg2 as condition	Contingency.Condition
talk_2150_tr	815-817	818-820	bunu yapmak için	bazı sorumlulukları üstlenebiliriz	795-821	795-821	Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz .	Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz .	1>2	Contingency.Purpose.Arg2-as-goal	Contingency.Purpose
talk_2150_tr	824-826	828-839	şehir ne dir	Sanırım , bazıları coğrafı bölge ya da sokak ve bina topluluğu diyebilir	822-827	828-840	Peki , şehir ne dir ?	Sanırım , bazıları coğrafı bölge ya da sokak ve bina topluluğu diyebilir .	1>2	Hypophora	Hypophora
talk_2150_tr	828-839	841-853	Sanırım , bazıları coğrafı bölge ya da sokak ve bina topluluğu diyebilir	Fakat inanıyorum ki bir şehir orada yaşayan insanlar arasında ki ilişkiler bütünü dür	828-840	841-854	Sanırım , bazıları coğrafı bölge ya da sokak ve bina topluluğu diyebilir .	Fakat inanıyorum ki bir şehir orada yaşayan insanlar arasında ki ilişkiler bütünü dür .	1<2	Comparison.Contrast	Comparison.Contrast
talk_2150_tr	842-853	855-870	inanıyorum ki bir şehir orada yaşayan insanlar arasında ki ilişkiler bütünü dür	İnanıyorum ki bu ilişkileri gerçekçi bir şekilde belgelemeye başlayabilirsek sahip olmayı isteyeceğimiz tarzda şehirler yaratmayı deneyebiliriz	841-854	855-871	Fakat inanıyorum ki bir şehir orada yaşayan insanlar arasında ki ilişkiler bütünü dür .	İnanıyorum ki bu ilişkileri gerçekçi bir şekilde belgelemeye başlayabilirsek sahip olmayı isteyeceğimiz tarzda şehirler yaratmayı deneyebiliriz .	1<2	Expansion.Conjunction	Expansion.Conjunction
talk_2150_tr	857-863	864-870	bu ilişkileri gerçekçi bir şekilde belgelemeye başlayabilirsek	sahip olmayı isteyeceğimiz tarzda şehirler yaratmayı deneyebiliriz	855-871	855-871	İnanıyorum ki bu ilişkileri gerçekçi bir şekilde belgelemeye başlayabilirsek sahip olmayı isteyeceğimiz tarzda şehirler yaratmayı deneyebiliriz .	İnanıyorum ki bu ilişkileri gerçekçi bir şekilde belgelemeye başlayabilirsek sahip olmayı isteyeceğimiz tarzda şehirler yaratmayı deneyebiliriz .	1>2	Contingency.Condition.Arg2 as condition	Contingency.Condition