diff --git "a/datasetXML/20090925.xml" "b/datasetXML/20090925.xml"
new file mode 100644--- /dev/null
+++ "b/datasetXML/20090925.xml"
@@ -0,0 +1,2885 @@
+
+ 583883
+ Belçika-Türkiye maçının hakemleri açıklandı...
+ maçının hakemleri açıklandı...İSTANBUL DHA 'nın10 Ekim 2009 tarihinde ’de ile yapacağı grup eleme maçını yönetecek hakemler tarafından açıklandı. Buna göre, Stade Roi Baudouin’de oynanacak ve TSİ 21.45’te başlayacak karşılaşmayı Futbol Federasyonu’ndan Matteo Trefoloni yönetecek. Trefoloni’nin yardımcılıklarını Cristiano Copelli ve Massimiliano Grilli yapacak. Müsabakanın dördüncü hakemi ise Luca Banti olacak.
+
+
+
+ 583328
+ Rekor kırabiliriz
+ OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Rekor kırabiliriz G.Saraylı Caner Erkin, ligin ilk haftasında maçları kazanarak çok iyi bir seri yakaladıklarını ve bu performanslarını rekora götürebileceklerini söyledi. GSTV'de yayınlanan “Son Pas” adlı programa konuk olan Caner, Süper Lig'de F.Bahçe ve G.Saray'ın şu anda koptuğunu savunurken, “Beşiktaş şu anda altta kaldı. Trabzonspor biraz toparladı ama ben böyle gideceğine inanıyorum. 3. ve 4. takım Eskişehirspor ve Bursaspor görünüyor” diye konuştu. 25.09.2009
+
+
+
+ 583369
+ Sel suları hâlâ okuldan temizleniyor
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Sel suları hâlâ okuldan temizleniyor İSTANBUL İstanbul'da birçok kişinin hayatını kaybetmesine ve binlerce ev ve iş yerinin su basmasına neden olan sel felaketinin zararları 2009-2010 eğitim öğretim yılının açıldığı dün de kendini hissettirdi. Selin etkili olduğu ilçelerden biri olan Başakşehir'de selin vurduğu Başakşehir Lisesi'nde bugün de temizlik çalışması yapıldı. Başakşehir Belediyesi ve İSKİ'ye bağlı ekipler, lisenin alt katlarına dolan sel suyu ve çamuru temizlemeye çalıştı. Okulun dış duvarları da boyanarak selin izleri silinmeye çalışıldı. Başakşehir Belediyesi'ne bağlı 20 işçinin çalıştığı okulun alt katlarındaki konferans salonu ve kazan dairesinde hâlâ yarım metre su olduğu bildirildi. 25.09.2009
+
+
+
+ 584080
+ Sheriff-F.Bahçe maçı biletleri satışta
+ Fenerbahçe Kulübü'nden yapılan açıklamada, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı Kombine Kart Merkezi'nde satışına başlanan biletlerin fiyatının 10 Avro olduğu bildirildi. Ev sahibi ekip, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden maçı izlemeye gidecek Fenerbahçeli taraftarlar için iki ayrı noktada bilet satışı yapacak. Odessa'dan maçın yapılacağı Tiraspol kentine gidecek taraftarların stat gişelerinden 28-30 Eylül tarihleri arasında biletlerini alabileceği ifade edildi. Başkent Kişinev'e gidecek taraftarların ise Botanica Bölgesi'ndeki Golden İstanbul Restorant'tan bilet temin edebileceği kaydedildi. Ayrıca, maç günü 09.00-18.00 saatleri arasında stat önündeki özel bir çadırda da bilet satışının yapılacağı belirtildi.
+
+
+
+ 584739
+ Lider eşleri şıklık yarışında
+ 1998-2009 2005-2009 Bu sitenin İçerik ve Haber Yönetim Sistemi altyapısı tarafından geliştirilmiştir. Kişisel İşlemler
+
+
+
+ 583487
+ Otomobilde model ve kampanyalar!
+ Belma Toprak'ın haberi ÖTV indiriminde son günler yaşanıyor. 16 Mart’ta başlatılan, 16 Haziran’da indirim oranı düşürülerek devam eden ÖTV indirimi, 30 Eylül itibariyle bitiriliyor. Motor hacmi 1600 cc’ye kadar olan araçlarda yüzde 27 olan ÖTV yüzde 37’ye, hafif ticaride yüzde 3’ten yüzde 10’a çıkarılacak. Araç fiyatlarına da yüzde 7.5 civarında ÖTV zammı yansıtılacak. Sözgelimi 26 bin lira düzeyindeki bir aracın fiyatı yaklaşık bin lira artacak. 32 bin liraya satılan bir otomobilin fiyatı da bin 500 lira artacak. Özellikle 16 Mart-16 Haziran tarihlerini kapsayan ilk ÖTV indirimi döneminde piyasada büyük canlılık sağlanmış, 150 bin adedi aşan stok eritilmişti. 16 Haziran sonrası satışlar yavaşladı, ancak ÖTV’nin son günlerinde tekrar canlılık başladı. Bu canlanmada ÖTV indiriminin kampanyalarla desteklenmesinin etkisi büyük. Peşin indirimlerin yanında uygun kredi faizlerinin sunulduğu kampanyalar tüm hızıyla sürüyor. BAYİLER HAFTA SONU DA ÇALIŞACAK Otomotivciler, otomobil satın almak isteyenler için bu dönemin değerlendirilmesi gereken fırsatlar sunduğuna dikkat çekiyor. Fiat Marka Direktörü Okan Baş, mevcut koşulların satın alma kararları açısından en iyi dönem olduğunu söyledi. Baş “Yeni bir otomobil veya hafif ticari araç almayı düşünen herkes için bir fırsat dönemi olduğunu söylebiliriz” dedi. Ford Otosan Satış ve Pazarlama Müdürü Serhan Turfan da, indirim döneminin son bir haftasının eylül ayının ilk yarısına göre oldukça hareketli geçmesini beklediklerini belirti. Turfan “İndirim döneminin son hafta sonu olan 26-27 Eylül tarihlerinde bayilerimizi açık tutmayı planlıyoruz” dedi. SKODA: ÖTV indirimi uygulamasına ek olarak uygun faizli kredi kampanyası başlattı. Tüm modellerinde vergiler hariç, sabit fiyat garantisi veren Skoda, VDF ile yaptığı işbirliği kapsamında tüm Skoda modelleri için cazip kredi imkanı tanıyor. Kampanya kapsamında 6-24 ay için yüzde 1.24, 36 ay için yüzde 1.29, 48 ay için yüzde 1.31, 60 ay için yüzde 1.38 oranlarıyla kredi kullanma imkanı sağlanıyor. Superb 46 bin 999 TL, yeni Octavia 35 bin 490 TL, Octavia Tour 31 bin 990 TL, Roomster 27 bin 590 TL ve Fabia 24 bin 990 TL’dan başlayan fiyatlarla satılıyor. PEUGEOT: 308 Cool Breeze Özel Seri 32 bin 400 TL kampanyalı fiyatı ile dikkat çekiyor. 308 Comfort 1.6 VTI 120 bg ve Comfort Otomatik 1.6 VTI 120 bg modellerinde ise bin 200 TL’ye varan fiyat avantajları sunuluyor. 21 bin 990 TL’den başlayan kampanyalı fiyatıyla satılan Bipper ürün gamında bin 500 TL’ye varan indirimler sunuluyor. CITROEN: C3 Picasso satın alırken ESP, cam tavan ve alüminyum jant donanımları ek olarak istendiğinde ortaya çıkan bin TL’lik fark eylül ayına özel olarak alınmıyor. Ticari araçlarda ise Nemo Combi’deki fiyat avantajı bin TL’yi buluyor. ÖTV indirimi C1 modelinde bin 494 TL, C3 modelinde bin 956 TL, C4 modelinde bin 471 TL, C4 Picasso’da bin 286 TL, C5 modelinde ise bin 258 TL düzeyinde fiyat avantajı sunuluyor. FORD: Transit ve Connect Kombi’de ÖTV ve KDV’yi karşılıyor. 10 bin TL için 10 ay yüzde faizli kredi sunuluyor. Connect Kombi 24 bin 355 TL, Transit 28 bin 715 TL’den satılıyor. Binekte 60 ay vade ve yüzde 0.49’dan başlayan faiz sunuluyor. 10 bin TL peşinata ayda 500 TL’ye Fiesta, 650 TL’ye Focus satın alınabiliyor. LANCIA: Delta için düzenlenen kampanya kapsamında Lancia Finans aracılığıyla 48 aya varan vade ve 40 bin TL’ye varan kredi içeren çeşitli satın alma kolaylıkları sağlanıyor. Ocak 2010 tarihinden itibaren geri ödeme seçeneği de sunuluyor. Delta 22 bin 275 Euro’dan başlayan anahtar teslim satış fiyatıyla dikkat çekiyor. FIAT: Kredili alımlarda Ocak 2010 tarihinden itibaren ödemeye başlayabilme imkanının sunulduğu kampanya kapsamında Fiat binek otomobil yelpazesinde yer alan Linea, Grande Punto, Bravo, 500, Albea Sole, Palio Sole, Panda, Doblo Panaroma modellerini tercih edecek müşterilere yıl/150 bin km garanti hediye ediyor. 30 Eylül tarihine kadar Fiat markalı otomobil alacak müşteriler ücret ödemeden kasko sigortasını edinme avantajıyla yola çıkacaklar. Kampanya kapsamında Fiat Palio Sole 453 TL, Albea Sole 466 TL, Panda 577 TL, Grande Punto 620 TL, Linea 670 TL, Doblo Panaroma 705 TL, Fiat 500 modeli 710 TL ve Bravo modeli ise 766 TL’den başlayan aylık taksitler ve 36 ay vadeyle satın alınabiliyor. TOYOTA: Avensis 1.6 Elegant 700 TL indirim ile sunuluyor. Avensis’in fiyatı 49 bin 500 TL’den başlıyor. Corolla’nın 1.6 lt benzinli modeli de 500 TL indirim ile 36 bin 750 TL, Auris 1.6 Comfort Extra ve Elegant 37 bin 250 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor. CHEVROLET: Yüzde 27 olan ÖTV oranı Aveo ve Lacetti’de yüzde 10 olarak uygulanıyor. Kampanyada Aveo Sedan 21 bin 190, Lacetti HB 23 bin 940, Cruze 31 bin 235 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor Cruze satın alalar bin 750 TL’ye varan ÖTV avantajından yararlanıyorlar. Captiva’nın eylül ayı kampanyalı fiyatı ise 72 bin 420 TL. VOLKSWAGEN: VW Ticari Araç’ın kampanyasında, Caddy, Transporter, Caravelle ve Crafter Volt’ta vadeli alımlarda anahtar teslim fiyatı üzerinden yüzde 90’a kadar olan miktar TL ve Euro bazında kredilendirilebiliyor. Faiz oranı ise 1.29’a çekildi. MAZDA: Mazda modeli 49 bin 490 TL Mazda3 Sedan modeli 36 bin 21 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor. MX-5 modeli 71 bin 23 TL, BT-50 High Kabin 2.5L 4X2 modelin fiyatı 32 bin 22 TL, 4X4 modelinin fiyatı 47 bin 834 TL’ye satılıyor. PROTON: 28 bin TL’ye 36 ay yüzde faiz uygulanıyor. Ayrıca aylık ödemenin yanı sıra günlük 15 TL’lik ödeme seçeneği de sunuluyor. CHERY: Tiggo3 satın almak isteyen ilk 359 kişi bin TL özel indirim fırsatından yararlanıyor. Chery Tiggo3 Forza 34 bin 990 TL, Chery Tiggo3 Lusso ise 35 bin 990 TL’ye satılıyor. OPEL: Corsa’da bin 600 TL’ye varan indirimler mevcut. Astra HB’te bin 950 ve Sedan modellerinde de bin 420 TL’ye varan indirimler mevcut. Astra HB 1.6 16V Enjoy modeli 31 bin 935 TL, 1.3 CDTi Dizel Enjoy modeli 34 bin 917 TL, Astra Sedan 1.6 16V Enjoy modeli 33 bin 257 TL, 1.3 CDTi Dizel Enjoy modeli ise 35 bin 752 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor. RENAULT: Binekte 2009 model ve altı araçlara 10 bin TL kredi için 12 ay yüzde faiz uygulanıyor. 2010 model Clio HB ve Symbol modellerinde ise 199 TL, 2010 model Megane Sedan modelinde 299 TL’den başlayan taksit imkanı bulunuyor. Ayrıca Symbol, Clio HB ve Clio Grand Tour modellerinde 750 TL, Megane Sedan’da ise bin 750 TL indirim uygulanıyor. Symbol 22 bin 300 TL, Megane Sedan 29 bin 850 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor. Ticari araçta ise Kangoo Multix’te bin TL indirimi yapılıyor. ALFA ROMEO: Alfa MiTo için 50 bin TL’yi aşan kredi imkanı ve 48 aya varan vade seçeneklerinin sunulduğu kampanya sürüyor. Koç Fiat Kredi çatısı altındaki Alfa Romeo Finans desteğiyle uygulamaya geçirilen kampanya kapsamında uygun satın alma koşulları sunulurken, 30 Eylül’e kadar satın alma tercihini Alfa MiTo’dan yana kullanacak otomobil severlere Ocak 2010’dan itibaren geri ödeme imkanı da sağlanıyor. Mito, 19 bin 40 Euro’dan başlayan anahtar teslim satış fiyatıyla satılıyor. ÖTV’de eskiye dönüş (%) Ürün 16 Mart- 17 Haziran-1 Ekim’den 16 Haziran30 Eylülitibaren Binek oto 18 27 37 Hafif ticari (kapalı kasa) 1 3 10 Hafif ticari (açık kasa) 1 Çekici, minibüs, kamyon1 1 Otobüs 0 0 Minibüs 2 4 Motosiklet 16 1122 Star
+
+
+
+ 583712
+ TİM, ihracat rakamlarını Uşak'ta açıklayacak
+ TİM'den yapılan açıklamaya göre, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ihracat rakamlarını Uşak'ta düzenlenecek toplantı ile açıklayacak.
+
+
+
+ 583503
+ Caner: "İlk yarıyı yenilgisiz kapatabiliriz"
+ TV'de yayınlanan "Son Pas" adlı programa konuk olan Caner, 6'da ile çok iyi bir seri yakaladıklarını belirterek, "bunu rekora bile götürebiliriz. İlk yarıyı mağlup olmadan bile kapatabiliriz" dedi. Takım olarak aralarında bu konuyu konuştuklarını vurgulayan milli oyuncu, "kimse yenilmeyi istemiyor. Her maça üç puan için çıkıyoruz. Bence çok iyi bir rekor kırabiliriz" diye konuştu. 'nin 103 gollük rekorunun yanı sıra 1964-1965 sezonunda 7'de yaptığının hatırlatılması üzerine Erkin, 10. haftada ile yapacakları maça kadar yenilmeyeceklerini iddia etti. İlk kez geçtiğimiz hafta Kasımpaşa maçında 90 dakika forma giyen Caner, "istediklerimi çok yapamadığıma inanıyorum. Gerçek Caner Erkin bu değil" dedi. Hücum yönünün daha iyi olduğunu vurgulayan genç futbolcu, "daha çok forma şansı bulursam, üst üste oynamaya başlarsam sol bekte çok iyi çıkış yapacağıma inanıyorum" diye konuştu. Ligde ve 'ın diğer takımlardan koptuğunu savunan Caner, şu anda altta kaldı. biraz toparladı ama ben böyle gideceğine inanıyorum. Üçüncü ve dördüncü takım olarak Eskişehirspor ve görünüyor. Ondan sonra da 'u görüyorum" dedi. Caner Erkin, UEFA 'nde gruptan çok rahat çıkacaklarını ileri sürerek, "en ciddi rakibimizi yendik. İçeride oynayacağımız maçı da alacağımıza inanıyorum. Dışarda mutlaka kazanmamız gerekiyor. Takım çok iyi oynuyor zaten. Takımın uyumu ve arkadaşlık güzel. Çok iyi bir takım olduk" diye konuştu. "Uyum sorununu aştım" Caner, yeni takımında da uyum sorununu aştığını ve hiçbir sorunun olmadığını vurguladı: "20-25 gün kadroya girmeme rağmen oynayamıyordum. Bu benim için kötü olmuştu. Burada ekstra antrenmanlar yaptım. Bu antrenmanlarla kendimi toparladım. Şu anda yüzde yüz değilim. Bir hafta daha lazım. Ondan sonra zaten yüzde yüz kapasitemi sahaya yansıtacağım." Birkaç kulvarda mücadele etmelerinden dolayı her oyuncunun forma şansı yakalayacağını belirten Caner, "sonuçta dinlenenler de olacak. Milli takımlara gidenler oluyor. Kupada ayrı oynayan futbolcular olacak. UEFA var, lig var. Herkesin forma şansı bulacağına inanıyorum. Ben de şansımı çok iyi kullanacağıma inanıyorum" diye konuştu. Kadrodaki yabancı oyuncuların üst düzey olduklarını anlatan Erkin, "çok kaliteli oyuncular. Uyum sorunu yaşadıklarına inanmıyorum. Çok iyi bir takım olduk. İyi arkadaşlık ortamı var" dedi. "CSKA önemli bir deneyimdi" 'da CSKA Moskova formasıyla önemli bir deneyim yaşadığını anlatan Caner Erkin, 'da da kalıcı olmak ve futbol yaşamını burada sürdürmek istediğini söyledi. CSKA'da oynadığı dönemde eski teknik direktörü Arthur Zico ile sorunlar yaşadığını vurgulayan genç oyuncu şunları kaydetti: takımından teklif gelmesi beni çok mutlu etti. Herkes bu kulüpte oynamak ister. dönemde Zico ile sorunlarım vardı. Ondan dolayı kalmayı pek düşünmüyordum. Kulüp biraz sorun çıkardı. Bırakmak istemediler beni önce. Ama ben hocamın benimle çalışmak istemediğini ve böyle bir durumda çalışmak istemediğimi söyledim. Bundan sonra teklif gelince çok sıcak baktım. Transfer son günde tamamlandı." ile yapılan maçta çok heyecanlı anlar yaşadığını dile getiren Erkin, ilk kez bir derbi mücadelesine çıktığını, güzel bir duygu olduğunu dile getirdi. Terim'e teşekkür Kulübünde oynama şansı bulamadığı zamanlarda bile milli takımlar teknik direktörü Fatih Terim'in kendisini kadroya aldığını hatırlatan Caner, "Fatih hocaya çok teşekkür ederim. Oynamadığım zamanlarda bile milli takıma çağırdı. Şu anda zaten yavaş yavaş oynamaya başladım. Burada sürekli oynamaya başladığımda inanıyorum ki Fatih hocam da beni çağıracaktır" dedi. Dünya Kupası finallerine gitmek için Bosna-Hersek'in puan yitirmesini bekleyeceklerini kaydeden sarı-kırmızılı takımın oyuncusu, "iki maçımızı da almak zorundayız. Bence Bosna-Hersek puan kaybedebilir. iki maçımızı kazanıp onların puan kaybetmesini bekleyeceğiz" diye konuştu. Türk futbolcularının çok yetenekli olduklarını, ancak biraz disiplin sorunları bulunduğunu ifade eden Erkin, "bu sorunu aşarsak Türk futbol tarihine adını yazdıracak çok büyük futbolcular çıkacak. Gönül ister ki Türk futbolcusu gibi büyük takımlarda oynasın. Büyük kulüplerde büyük başarılar yakalayabilirsek Avrupa'ya transfer olmaya gerek kalmaz. Başarıyı yakalamışsınızdır" dedi.
+
+
+
+ 583932
+ Doğan'dan teminat istendi
+ Doğan'dan teminat istendiDoğan Yayın Holding A.Ş, bağlı ortaklıklara ilişkin vergi aslı ve vergi cezaları ile bunlara ilişkin hesaplanan gecikme faizi tutarı için toplam milyar 823 milyon 825 bin 987,33 lira tutarında teminatın 15 gün içinde gösterilmesinin talep edildiğini duyurdu. Doğan Yayın Holding'in, Koordinatör Murat Doğu ve Yönetim Kurulu Üyesi Soner Gedik imzalarıyla, bazı bağlı ortaklıklardan teminat istenmesine dair Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, daha önce kamuya açıkladıkları 2005, 2006 ve 2007 hesap dönemlerine ait vergi inceleme raporları ile ilgili olarak doğrudan bağlı ortaklık olan Doğan TV Holding A.Ş. ile dolaylı bağlı ortaklıklar Yapım Reklamcılık ve Dağıtım A.Ş, Doğan Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş. ve Alp Görsel İletişim Hizmetleri A.Ş'den yine daha önce kamuya açıklanan vergi aslı ve vergi cezaları ile mevcut durum itibariyle bunlara ilişkin olarak hesaplanan gecikme faizi tutarı için birlikte toplam milyar 823 milyon 825 bin 987,33 lira tutarındaki teminatın 15 gün içinde gösterilmesinin ilgili vergi daireleri tarafından talep edildiği kaydedildi. Açıklamada, söz konusu teminat istemi ve devamındaki işlemler hakkında gerekli tüm yasal yollara müracaat edileceği bildirildi.
+
+
+
+ 583231
+ ALİ ÇOLAK 'Doğal biri olarak düşünsünler beni'
+ Mesela "Tutkum ve isteklerim yok benim. Şair olmak bir tutku değil benim için. Bu benim yalnız olma yolum." diyebildiği için. 'Rüzgârın çıkışı gibi doğal' bir şiiri olduğu için... Ve elbette en çok, içinde sayısız yazarı ve şairi (sahi 47 yıllık ömrüne bunları nasıl sığdırabildi!) birbirine benzetmeden, birini ötekinin gölgesi altında ezdirmeden özgürce söylettiği, yazdırdığı için... Pessoa'yı, bir de 'Huzursuzluğun Kitabı' adlı benzersiz eseri okumamıza imkân verdiği için severiz. Bernardo Soares, evet Pessoa'dan bütün bütün uzak bir karakter değildi ve onun içindeki tükenmez yazı adamından biri olarak karşımıza çıkıyordu. Fakat biz onun her cümlesinin altında, köşe kapmaca oynadıkları Pessoa'nın kaygısızca göz kırptığını görüyorduk. Huzursuzluğun Kitabı, bütün yerini yadırgayanların, sıkılganların, umutsuz âşıkların, rind meşreplerin sözcüsü değil miydi? Pessoa'dan geriye kalan sandıktan üç de şair çıkmıştı. "Portekizce'yle ilkel doğa şiirleri yazan Alberto Caeiro, pagan dinlere inanan hekim Ricardo Reis ve 'içinde bir Yunan şairi barındıran Whitman' diye tarif edilen Alvaro de Campos"... Elde var Pessoa, etti dört!... Peki, bir okur, bu dört şairden hangisine yakın hisseder kendini yahut üçünden hangisini Pessoa'ya daha çok benzetir? Şairin asıl kimliği hangisinde daha çok belirgindir? Gerçek Pessoa, bütün bunları soracağımızı biliyormuşçasına, bir şiirinde, "Numaracı biridir şair" demiyor muydu! Her ne olursa olsun, Pessoa, dünya edebiyatında benzeri bulunmayan bir oyun oynamıştı ve bile isteye bu oyunun içinde yer almak, her iyi okuru mutlu ediyordu. Bu oyunu niçin oynamıştı Pessoa? 'Bir Kaçağım Ben' şiirinde "Yalnız kendim olmak Ya zindana kapanmak Ya da hiç olmamak demek Ben de kaçak yaşarım Pekâlâ yaşıyorum işte" demesi boşuna mıydı? Galiba, hayatın, bu yalnızlıklar gezegeninin ancak birbirinden çok farklı duygularla, akıllarla, kişiliklerle ve nihayet, benzemez üsluplarla anlaşılabileceğini/anlatılabileceğini düşünüyordu. Cevat Çapan'ın dediği gibi, "Denilebilir ki, Pessoa'nın insan kimliğiyle ilgili saplantısı, belki de bu değişik kimlikteki şairleri yaratmasındaki başlıca etkendi. Bu şairlerin her biri sanki Pessoa'nın yazdığı ve oynatmaktan hoşlandığı bir oyun kişileriydiler." Bu oyuncuların her birinin bir yaşamöyküsü de vardı. Pastoral şair Alberto Caeiro 1889'da Lizbon'da doğup 1915'te ömrünü tamamlayan bir köylüydü. Ricardo Reis, 1887'de Oporto'da doğmuş, Cizvit okuluna gitmiş ve tıp okumuştu. Alvaro de Campos ise 1890'da Tavira'da doğmuş, makine ve gemi mühendisliği okumuştu. Can Yayınları'ndan Cevat Çapan'ın çevirisiyle çıkan "Uzaklıklar, Eski Denizler" Pessoa'nın ve içinde gezdirdiği diğer üç şairin; Caeiro, Ricardo Reis ve Campos'un şiirlerinden oluşturulmuş bir seçki. Şunu söylemek mümkün: 'Doğal biri olarak düşünsünler beni' diyen Caeiro'nun lirik, pastoral şiiri Pessoa'nın coşkulu ruhunu; Campos, kişiliğinin maceraya ve yeni deneyimlere açık yanını, Ricardo Reis de hüzünlü aşklara açılan dingin ve yılgın kalbini anlatıyor. "Sayısız varlıklar yaşar içimizde (...) Bir ruhtan başka ruhlar vardır içimde" diyen Pessoa'nın 'bilinmeyen bir dilde kendisine açık bir kitap gibi gülümseyen' dünyaya karşı, başka başka dillerde söylediği şiirler bu okuduklarımız. Octavio Paz haklıydı: "Şairlerin yaşamöyküleri olmaz. Onların yaşamöyküleri yapıtlarıdır." Pessoa'nınki gibi zengin bir yaşamöyküsü hangi faniye nasip olur? Öyle de, bunun için biraz deli olması gerekir insanın... "Deli değilse hem, nedir ki insan"! HAFTANIN KiTAPLARI 1. Varlığın Zikir Halkası Tesbihat Abdulhakim Yüce (Define Yayınları) 2. Binbir Çiçekli Bahçe Yaşar Kemal (YKY) 3. Tek Kelimelik Sözlük- A. Ali Ural (Şule Yayınları) 4. Zamansız Bahçeler- Mustafa Miyasoğlu (Konak Yayınları) 5. Cam Çocuk Jodi Picoult (April Yayıncılık)
+
+
+
+ 583789
+ Korsan avcısı Gökova Firkateyni yeniden Aden Körfezi’ne gidiyor
+ Korsan avcısı Gökova Firkateyni yeniden ’ne gidiyorİZMİT (Kocaeli), (DHA) ’nde Somalili korsanlara karşı oluşturulan Daimi Deniz Görev Grubu’nda daha önce de görev yapan ve birçok başarılı müdahalelerde bulunan TCG Gökova Firkateyni, Pazar günü yeniden bölgeye gidiyor. Aynı zamanda Preveze Deniz Zaferi’nin 471'inci yıldönümü ve Günü olan 27 Eylül Pazar günü, Donanma Komutanlığı’nın ’teki Deniz Üssü’nde tören düzenlenecek. Barbaros Hasrettin Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması’nın, Andrea Doria komutasındaki kendisinden sayıca çok üstün Haçlı donanmasına karşı kazandığı Preveze Deniz Zaferi’nin 471'inci yıldönümü nedeniyle Pazar günü Gölcük’te Donanma Komutanlığı’nın Poyraz Rıhtımı’nda tören yapılacak. Aynı gün bu kutlama kapsamında Donanma Komutanlığı ve Yelken Kulübü’nün ortaklaşa organize ettiği geleneksel Donanma Kupası Yat Yarışları’nın da startı verilecek. GÖKOVA UĞURLANACAK Bu kutlamayla birlikte aynı gün saat 09.45’de Aden Körfezi'nde Somalili korsanların deniz haydutluğuna karşı oluşturulan Görev Kuvveti 151 Komutanlığı bünyesinde görev yapacak olan TCG Gökova Firkateyni, Aden Körfezi’ne uğurlanacak. TCG Gökova Firkateyni, daha önce de aynı bölgede bulunan NATO Daimi Deniz Görev Grubu’na bağlı olarak Aden Körfezi’nde görev yapmış, deniz haydutlarına karşı birçok engellemelerde bulunduğu gibi operasyonlara da katılmıştı. TCG Gökova, korsanların ele geçirmek üzere olduğu bandralı bir gemiyi de zamanında yaptığı müdahale ile kurtarmıştı.
+
+
+
+ 583397
+ Korucular neyi korur?
+ İçişleri Bakanlığı, koruculuğun kalkması yönünde çalışma başlatmak üzere bir önerge hazırlamış. Önergede sayıları seksen bini aşan korucuların kademeli olarak silahsızlandırılıp, başka alanlarda istihdam edileceği ifade ediliyor. Çatışmanın tarafı olanların ortasında, şaibeye açık bir pozisyon alan korucular, zamanla çeşitli suçlara bulaştılar. Devletin sunduğu imkânları kendi çıkarları için kullandılar. En son yaşanan Bilge köyü katliamının, devletin dağıttığı silahlarla yapılmış olması kamuoyunun gözünde durumu daha da görünür kıldı.
+
+
+
+ 583077
+ Avşar’ın savcısı emekli oluyor
+ Avşar’ın savcısı emekli oluyorİSTANBUL DHA güncellenme zamanı 25.9.2009Ali Çakır hep yanınızda konusunda yaptığı açıklama sonrasında ünlü sanatçı hakkında “halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle açan Ali Çakır, emekliliğini istedi Savcı Çakır’ın, noterlik yapmak için dilekçe verdiği öğrenildi. Savcı Çakır, hakkında, jüri üyesi olduğu Popstar Alaturka programında yaptığı konuşmada, “halkı askerlikten soğutma” suçunu işlediği iddiasıyla da dava açmıştı.
+
+
+
+ 583680
+ Seve seve 'gay' olurum!
+ Seve seve 'gay' olurum! Yüksel Yavuz Giriş Saati Güncelleme Yeni filmi 'Sizi Seviyorum'da, 10 kadını birden idare eden bir çapkını canlandıran Emre Altuğ; önceki gece rol arkadaşlarıyla Nişantaşı'ndaki Sushico Restaurant'ta buluştu. TÜCCAR DEĞİLİM Kİ! Filmin galasında söylediği "Ben gişe ile ilgilenmem, paramı aldım ona bakarım" sözünün halen arkasında olduğunu belirten Altuğ; "Ben tüccar ya da yapımcı değilim ki!" şeklinde konuştu. Yakışıklı popçu, gazetecilerin "Her rolde oynar mısınız? Buna gay rolleri de dahil mi?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Bu filmin yapımcısının yapacağı bir film olursa seve seve oynarım." DÜET YAPABİLİRİZ Emre Altuğ, konuk olduğu 'Burası Haftasonu' programında; eşi Çağla Şıkel'in sesine övgüler yağdırdı. Eşiyle düet yapabileceklerini belirten Altuğ, şunları söyledi: "Çağla şarkı söylemek konusunda amatör olarak bence çok başarılı. Ona kalırsa da eğitim alması lazım!"
+
+
+
+ 583665
+ 'Birbirimizi dinlemeyi öğreniyoruz'
+ İBRAHİM KARAGÜL 'Birbirimizi dinlemeyi öğreniyoruz' MOSKOVAABD'nin Doğu Avrupa'ya yerleştirmeyi planladığı 'füze kalkanı' projesinde değişikliğe gitmesi ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Rusya, ABD Başkanı Barack Obama'nın kararından memnuniyetini açıklarken, Washington değişikliğin Moskova'nın endişesinden kaynaklanmadığını belirtiyor. Pittsburgh Üniversitesi'nde öğrencilere hitap eden Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, kalkanda revizyonun Rusya'ya taviz olmadığını, ABD'nin çıkarlarının bunu zorunlu kıldığını söyledi. Obama'nın kendisinin söylediklerini dikkate aldığını kaydeden Medvedev, "Bu karar ABD'nin çıkarlarını koruma vizyonunun dikte ettirdiği bir durum. Rusya yanlısı bir karar değil. Ancak, Obama ben ne söyledi isem dinledi ve onları analiz etti... Bu da bizim birbirimizi dinlemeyi nasıl öğrendiğimiz anlamına geliyor." dedi. Obama'nın değişiklik kararını 'cesur bir adım' olarak niteleyen Medvedev, "Önceki yönetim tarafından alınan ve dış politikada önemli bir değişiklik getiren revizyon girişimi basit bir karar değil. Kendimi Obama'nın yerine koyduğumda gerçekten bunun zor bir karar olduğunu görebiliyorum." ifadelerini kullandı. ABD-Rusya ilişkilerinin gelişme potansiyeli olduğuna değinen Rusya lideri, "Gelecekte ilişkilerimizin daha iyi olacağına inanıyorum. Özellikle geçmişle karşılaştırdığımızda bu daha iyi görülebilir." şeklinde konuştu. ABD kalkan savunma stratejisinde değişiklik yaparak, SM-3 füze ve radar sistemlerinden oluşan hareketli gemilerle İran tehdidine karşı yeni bir proje geliştirmeyi kararlaştırdı. Yeni projenin 2020 yılına kadar dört aşamalı olarak uygulamaya konulması planlanıyor. "SAAKAŞVİLİ'SİZ GÜRCİSTAN'LA İLİŞKİ KURARIZ" Bu arada Rusya Devlet Başkanı Medvedev Gürcistan'la iyi ve dostça ilişkiler kurabileceklerini, ancak bunun Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili ile kurulmasının planlanmadığını söyledi. Pittsburgh Üniversitesi'nde konuşma yapan Medvedev, "Rusya-Gürcistan ilişkileri yüzlerce yıllık geçmişi olan sıcak ve dostane ilişkilerdir. Ancak şahsen Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili ile çalışmak istemem. Çünkü, kendisi hem halkına hem de Güney Osetya'ya karşı suç işlemiştir." iddiasında bulundu. 25.09.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 583921
+ İstanbul'da su kesintisi
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN İstanbul'da su kesintisi İSTANBUL (A.A) İstanbul'un Fatih, Eyüp, Bayrampaşa ve Esenler ilçelerinde 28 Eylülde 24 saat süreyle su kesintisi yapılacak. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinin (İSKİ) açıklamasına göre, Münzevi Terfi İstasyonu'nda montaj, Terazidere-Esenler İsale Hattı'nda ise branşman bağlantı çalışması yapılması nedeniyle su kesintisi uygulanacak. 28 Eylül Pazartesi günü saat 08.00'den 29 Eylül Salı günü saat 08.00'e kadar su verilmeyecek yerler şöyle: '-Fatih'te Edirnekapı, Karagümrük, Draman, Fatih Cami bölgesi, İtfaiye, Zeyrek, Vezneciler, Süleymaniye, Horhor, Topkapı, Çapa, Fındıkzade, Vatan Caddesi Ulubatlı Metro Durağı'dan Akdeniz Caddesi'ne kadar olan bölge, -Eyüp'te Defterdar Mahallesi, Edirnekapı Halk Ekmek Fabrikası, Rami, Topçular, Yeni Mahalle ve Cuma Mahallesi, -Bayrampaşa'da Terazidere, Vatan, Altıntepsi, Orta, Yenidoğan, İsmetpaşa, Murat, Kartaltepe ve Kocatepe mahalleleri, -Esenler'de Davutpaşa, Mimarsinan, Kazım Karabekir, Menderes, Ninehatun, Fatih ve Birlik mahalleleri.' 25.09.2009
+
+
+
+ 584011
+ Belçika-Türkiye maçına İtalyan hakem
+ milli takımın 10 Ekim Cumartesi günü Belçika ile yapacağı Avrupa elemeleri grup maçını İtalyan hakem yönetecek. Brüksel'deki Kral Baudouin Stadı'nda TSİ 21.45'te başlayacak maçta Matteo Trefoloni görev yapacak. Trefoloni'nin yardımcılıklarını Cristiano Copelli ve Massimiliano Grilli yapacak. Dick Advocaat yönetiminde ilk resmi maçına çıkacak olan Belçika'nın finallerine gitme şansı yok. Türkiye ise grubu ikinci bitirerek play-off baraj maçları oynamak için mücadele ediyor.
+
+
+
+ 583959
+ Davutpaşa Patlamasındaki Süreç
+ Davutpaşa Patlamasındaki Süreç Patlamanın üzerinden yıl geçmesine rağmen ilerlemeyen hukuk sürecinde sadece kamu personelinin ifadesi alınabilecek. İstanbul Davutpaşa'da 23 kişinin öldüğü 100 'den fazla kişinin yaralandığı havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin sürecin tıkanmasının en önemli nedeni, haklarında işlem yapılması istenen kişilerin kamu personeli olmasıydı. Bu çerçevede olayın ardından hazırlanan bilirkişi raporunda 17 kamu personelinin adı geçmişti. Ancak neredeyse yıla yakın bir zamandır ilerlemeyen hukuk sürecinde sadece kamu personelinin ifadesi alınabilecek. Bu kişilerin önümüzdeki hafta avukatlarıyla savcılığa gelerek ifade vermesi bekleniyor. Davutpaşa Hukukun Tıkandığı Önemli Yerlerden Biri Bilirkişinin hazırladığı rapora göre sorumluların kamu personeli olması, sürecin tıkanmasında ilk nokta... Savcılık bu kişiler hakkında soruşturma izni istedi. Ancak önce cevaplar geç geldi... Daha sonra da gelen cevaplar olumsuzdu. Soruşturmanın ilerlemesi hukuki süreçte adım atılması gerekiyordu. İşte bu nedenle savcılık Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurdu ve soruşturma izni verilmemesi konusundaki kararın iptalini istedi. Gelinen Süreçteki Tablo Sıkıntılı Bilirkişi rapounda kusurlu görülen 17 kamu personelinden sadece Zeytinburnu belediyesinde çalışan kişi hakkında işlem yapılabilecek. Büyükşehir Belediyesi, BEDAŞ ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müdürlüğü çalışanları hakkında ise herhangi bir işlem yapılamayacak. İfadeleri alınabilecek kamu personelinin önümüzdeki hafta avukatlarıyla savcılığa giderek ifade verecekleri öğrenildi. Bu arada, patlamanın olduğu binanın sahipleri ile bir çalışanın dosyada şüpheli olarak yeralabileceği belirtiliyor.
+
+
+
+ 583364
+ İlk ders 'ayrımcılık'
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN İlk ders 'ayrımcılık' Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, öğrencilere 'ayrımcılık' konulu ilk dersi verdi. Hoşgörü vurgusu yapan Çubukçu, kadın ve erkek eşitliğinin sağlandığı toplumların daha fazla geliştiğini dile getirdi. Bakan Nimet Çubukçu, velisini kaybettiği için ağlayan bir öğrenciyi de kucağına alarak gözyaşlarını sildi. Melis Öztürk isimli çocuğu kucağına alan Çubukçu, gözyaşlarını sildiği öğrenciyle yakından ilgilendi.İSTANBUL (İHA) Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 2009-2010 eğitim-öğretim yılının açılışını Levent'teki Asmail Tarhan İlköğretim Okulu'nda yaptı. Açılışın ardından Çubukçu öğrencilere “Ayrımcılık” konulu ilk dersi verdi. Hoşgörü vurgusu yapan Çubukçu, ayrımcılığın olmadığı, kadın ve erkek eşitliğinin sağlandığı toplumların diğer toplumlara göre daha fazla geliştiğini söyledi. İstanbul Valisi Muammer Güler'in de katıldığı törende “ayrımcılık” konusunda öğrencilere bilgi veren Çubukçu, “Bugün işleyeceğimiz konu benim özel olarak uğraştığım, ilgilendiğim, temel insan hakları konularının başında gelen ayrımcılık. İnsanlar arasında bir ayrımcılık yapılmaması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Peki hayatımızda bunu nasıl uygulayabiliriz? Herkes eşitlik ve insan haklarından bahsediyor. Ama kendi hayatımızda içselleştirebiliyor muyuz? Aslında öğrenmekteki amacımız bilmek değil, fikirlerimizi insanlığın barışı, refahı ve yararı için kullanmalıyız” dedi. KARDEŞLİK DEĞİL ÇATIŞMA DOĞAR Nimet Çubukçu, Milli Eğitim Bakanı olarak okullarda yetişecek çocukların geleceğin Türkiye'sinde birbirlerinin haklarına saygı gösteren ve gündelik hayatında bunu içtenselleştirmiş bireyler yetiştirmeyi hedeflediğini söyledi. Çubukçu, “Kendimizden farklı olanlara karşı önyargılarımız, bilerek veya bilmeyerek yaptığımız her tutum ayrımcılıktır. Konuşma dillerinin farklı olması, kadın eşitsizliği ayrımcılıktır. İnsanın en büyük korkularından biri dışlanmaktır. Böyle yaparak kardeşliği değil çatışmayı doğururur. Çevrenizdekileri size benzese ya da benzemese olduğu gibi kabullenmek zorundasınız. Bize yapılmasını istemediğimiz hiçbir davranışı başkasına yapmamalıyız” diye konuştu. Ayrımcılığın boyutlarından birinin de kız çocuklarına yönelik ayrımcılık olduğunu vurgulayan Çubukçu, toplumu oluşturan kadın ve erkeklerin insan olarak eşit varlıklar olduğunu söyledi. Gazetecilerin sorularını daha sonra cevaplayan İlk ders için “ayrımcılık” konusunu neden seçitiği yönündeki soruya, “Özel bir nedeni yok. Ama öğrencilerin bu kavramı bu yaşlarda öğrenmesi lazım ki kendinden farklı olanları ayırt etmesinler. Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes birdir. Düne kadar kızları ayırt ediyorduk, ancak ben görülen bir örneğim. Türkiye'nin ilk bayan Milli Eğitim Bakanı olarak ayrımcılığın olmadığını tüm millete gösteriyorum” yanıtı verdi. 25.09.2009
+
+
+
+ 583770
+ Uyuşturucuya alıştıran sevgilisini bıçakladı
+ Uyuşturucuya alıştıran sevgilisini bıçakladıAli Ümit ÜLKER/KIRKLARELİ, (DHA) 'nde 17 yaşındaki A.L. kendisini hap kullanmaya alıştırdığını iddia ettiği eski sevgilisi 32 yaşındaki Tamer K.'yı sokak ortasında bıçakladı. Karnına aldığı bıçak darbesiyle yaralanan Tamer K. hastaneye kaldırıldı, A.L. polise teslim oldu. A.L. bir süre önce sevgilisi olan Tamer K. hakkında kendisine uyuşturucu hap kullanmaya alıştırdığı için Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine Tamer K. ile A.L., dün öğlen saatlerinde Adliye'ye gelerek savcıya ifade verdi. Adliye çıkışında ise ikili tartışmaya başladı. Tarışmayı araya giren çevredekiler ayırdı ve eski sevgililer evlerinin yolunu tuttu. Dün akşam saatlerinde ise A.L. ile Tamer K. Yayla Mahallesi Boyacı Sokak üzerinde tekrar karşılaştı ve tartışmaya başladı. Tartışmanın ardından A.L., “Beni hap kullandırmaya alıştırdın” diye bağırdığı Tamer K.'ya yanında bulunan meyve bıçağını iki defa sapladı. Yaralanan Tamer K. çevredekiler tarafından Kırklareli Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken, A.L. ise gelen polis ekiplerine teslim oldu. Bıçağın küçük olması nedeniyle karın bölgesinde derin yara oluşmayan Tamer K., tedavisinin ardından taburcu oldu. A.L. ise Kırklareli Emniyet Müdürlüğü Çocuk Bürosu ekipleri tarafından alınan ifadesinin ardından savcının talimatı ile yaşı küçük olduğu için gece ailesine teslim edildi. A.L. bugün savcılığa çıkartılacak.
+
+
+
+ 583540
+ 2. Ergenekon davasında 9. duruşma
+ İkinci "" davasının 9. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Yarbay Mustafa Dönmez, eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin, Oğuz Bulut, İbrahim Özcan dışındaki 46 tutuklu sanık katıldı. Duruşmada tutuksuz sanıklar Adnan Bulut ve İlyas Çınar da hazır bulundu. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin mahkeme heyetine başkanlık yaptığı duruşmaya, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel tarafından iddianamenin okunmasıyla devam ediliyor.
+
+
+
+ 583118
+ İşler arapsaçına döndü
+ İşler arapsaçına döndüNECMİ KEPÇETUTAN güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda Kurumu, kongresinin iptali için dava açtı. Dilekçede, tarafından kökenli üyelerin kaydının silinerek, ekibi için 400 üye kaydı yapıldığı ve MKE çalışanlarından oluşan 146 kişinin üyelik talebinin kabul edilmediği” savunuldu Makina Kimya Endüstrisi ve Kurumu ’nün 30 Ağustos’ta yapılan olağanüstü genel kurulunun iptali için dava açtı. çalışanlarından oluşan 146 kişilik bir listenin, ve Ahmet Gökçek’in de aralarında bulunduğu 400 kişi gibi yüzde beş barajı uygulanmadan üye kaydedilmesi için verilen önergenin reddedilmesine kızan Genel Müdür Ünal Önsipahioğlu’nun talimatıyla başlayan süreç dün konunun yargıya taşınmasıyla sonuçlandı. Sarı lacivertli kulübe ismini veren, 75 yıldır maddi manevi destekte bulunan, zor dönemlerde fiilen kulübü yöneten MKE, kulüpten izlerinin silinmek istenmesi üzerine harekete geçti. 18 Eylül’de Futbol Federasyonu, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, kulüp başkanlığı, kulüp üyeleri ve ve yönetim kuruluna gönderilen yazıda durumu açıklanırken düzeltilmesi istendi aksi takdirde kanuni yollara gidileceği bildirildi. Bir gelişme olmaması üzerine MKE, 2007 yılında Ankaragücü yönetimi ile yapılan protokole uyulmamasını gerekçe göstererek avukatları aracılığı ile Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde iptal davası açtı. Habersiz silinmiş! MKE’nin personelinin üyeliklerinin kurumun haberi ve bilgisi olmadan silinmesi, genel kurulda söz verilmesine rağmen üye kaydının gerçekleşmemesi üzerine bu yola başvurduğu öğrenildi. döneminde değiştirilen MKE Genel Müdürü’nü otomatikman kulüp onursal başkanı sayan maddesinin son genel kurulda eski haline getirilirken “yazılı başvuru ve yönetimin onayı şartına” bağlanmasının da dava açma girişiminde etken olduğu kaydedildi. Makina Kimya Endüstrisi Kurumu ve Ankaragücü Spor Kulübü arasında imzalanan protokol, kurum personelinin yazılı başvurusu halinde üye olarak alınmasını, giriş aidatı ödememesini, kurumun yönetim kurulunda üye sayısının yüzde yirmisi, disiplin kurulunda ise üçte bir oranında üyeyle temsil edilmesini öngörüyor.
+
+
+
+ 583918
+ Vergi indirimi devam edecek mi?
+ İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Vergi indirimi devam edecek mi? Varlık barışı uygulaması ve vergi indirimlerinde karar haftasına giriliyor. Bakanlar Kurulu, 30 Eylül Çarşamba günü sona erecek varlık barışı uygulaması ve vergi indirimleriyle ilgili 'devam ya da tamam' kararını birkaç gün içinde açıklayacak. ANKARA (A.A) Küresel ekonomik krizin olumsuz etkilerinin hafifletilmesi amacıyla 16 Mart 2009 tarihinde uygulamaya giren, 16 Haziran'da da kapsamı daraltılarak uzatılan bazı mal ve hizmetlerdeki özel tüketim vergisi (ÖTV) ve katma değer vergisi (KDV) indirimleri, gün sonra sona erecek. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre Maliye Bakanlığı, otomotiv, elektronik ve beyaz eşya ile mobilyadaki vergi indirimleri için bir analiz çalışması yaptı. Bu çalışmada, otomotivdeki ÖTV indiriminin daha çok ithal araçlara yaradığı, yerli sanayiye fazla bir katkı sağlamadığı ortaya kondu. Beyaz eşya ve elektronikteki vergi indiriminin de, satış tutarı içinde çok fazla bir yekün oluşturmadığı kaydedilen analiz çalışmasında, indirimli vergi uygulamasının artık devam ettirilmemesi görüşüne yer verildi. Ancak bu konudaki nihai kararın Bakanlar Kurulunca verileceğine de dikkat çekildi. VARLIK BARIŞINDA DA GÖZLER HÜKÜMETTE 10 Temmuz 2009 tarihinde uygulamaya giren 2. varlık barışıyla ilgili başvuru süresi de 30 Eylül Çarşamba günü bitecek. Varlık barışı için bugüne kadar 100 bin kişiye uyarı mektubu gönderen, 10 bin afiş, binlerce broşür ve televizyon programlarıyla vatandaşı bilgilendiren, meslek odalarında uygulamayı anlatan, Almanya'da da gurbetçilere yönelik tanıtım toplantıları düzenleyen Maliye Bakanlığı, Bakanlar Kurulu'na tanınan yetki çerçevesinde başvuru süresinin 31 Aralık 2009 tarihine kadar uzatılabileceği görüşünü taşıyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, bir süre önce, varlık barışında sürenin uzatılıp, uzatılmayacağına Bakanlar Kurulu'nun karar vereceğine vereceğine işaret ederek, 'Bakanlar Kurulunun böyle bir yetkisi var. Sürenin uzatılma ihtimali de var' demişti. Bu arada Maliye Bakanlığına varlık barışının uzatılması konusunda çok sayıda talebin geldiği de bildirildi. Başta Almanya, Fransa ve Hollanda olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerindeki Türk yatırımcıların da Bakanlığa aynı doğrultuda istekte bulunduğu öğrenildi. Bakanlar Kurulu'nun kendisine tanınan yetkiyi kullanarak, varlık barışı başvuru süresini ay daha uzatması halinde, Maliye Bakanlığının uygulamaya yönelik yurt dışı tanıtım toplantıları da devam edecek. Bu çerçevede Rusya ve İsviçre'de Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci'nin de katılacağı 'Türkiye'de yatırım olanakları, teşvik sistemi ve varlık barışı' toplantıları düzenlenecek. Aynı tür toplantıların, gurbetçilerin yoğun şekilde talepte bulunduğu Hollanda ve Fransa'da da gerçekleştirilmesi planlanıyor. İSVİÇRE VE AVUSTURYA'YA BAŞVURU HAZIRLIĞI Türkiye, varlık barışı uygulamasının ardından da İsviçre ve Avusturya'dan bu ülke bankalarında Türklere ait paralarla ilgili bilgi istemeye de hazırlanıyor. İlgili birimlerde buna ilişkin hazırlıklar devam ediyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatının (OECD) çalışmaları ve ülkeler arasındaki bilgi değişim anlaşmalarıyla banka gizliliği döneminin geride kaldığına dikkat çeken Maliye Bakanlığı yetkilileri, 'Türkiye'deki varlıklarını kayıt dışında tutan ve yurt dışına çıkaranlar için de artık eski özgürlük dönemi bitiyor. ABD, Fransa ve diğer bazı ülkelerin yaptığını Türkiye de yapacak ve dışarıya kaçırılan paraların peşine düşülecek. Varlık barışı, bu durumda olanlar için de aslında önemli bir fırsat' değerlendirmesinde bulundu. 25.09.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 584550
+ 14 yaşındaki kıza 10 bin TL başlık parası verdiler
+ 14 yaşındaki kıza 10 bin TL başlık parası verdilerKemal KARADAĞ/ÇORUM, (DHA) ’dan ailesinden 10 bin lira başlık parası karşılığı ailesinden alınan 14 yaşındaki D.B., 'da 26 yaşındaki Sefa K. ile evlendirilmek istendi. aydır D.B. ile nikahsız birlikte yaşayan Sefa K. ve 47 yaşındaki babası Kemal K. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Koruma altına alınan D.B. bir yurda yerleştirilecek. Olay dün ortaya çıktı. İddiaya göre Çorum merkeze bağlı Türkler köyünde yaşayan 47 yaşındaki Kemal K., duyma ve konuşma sorunları yaşayan oğlu 26 yaşındaki Sefa K.’yı evlendirmek için aracılar vasıtasıyla Van’ın Çaldıran ilçesinden 10 bin TL karşılığında 14 yaşındaki D.B.’yi ailesinden alarak getirtti. Ancak yapılan şikayet üzerine jandarma tarafından düzenlenen operasyonda, D.B. ile evlendirilmek istenen Sefa K. ve babası Kemal K. gözaltına alındı. Genç kız, ifadesinde Van’ın Çaldıran ilçesinde yaşadığını söyleyerek, “Ben 14 yaşındayım. Babama yaklaşık 10 bin TL verilmiş ve benim Sefa ile evlenmem istendi. Bizim oralarda buna karşı çıkamayız. Ben de mecburen kabul ettim ve Çorum’a gelin geldim. Sefa ile yaklaşık bir aydır birlikteyiz” dedi. ÇOCUKLAR TANIŞTI EVLENMEK İSTEDİ Oğlunu evlendirmek için kız aradığını belirten baba Kemal K., “Oğlum kızla Çorum merkezde bir yerde tanışmışlar. Kız oğluma 17 yaşında olduğunu söylemiş. Kızın ailesiyle görüştük, kabul ettiler ve kız bizim evimize gelin geldi. Ancak resmi kıymak için nüfus cüzdanını aldığımızda kızın yaşının 14 olduğunu öğrenince şoke olduk. nedenle resmi nikah kıyamadık. Biz 17 yaşında biliyorduk” diye konuştu. Bugün adliyeye sevk edilen baba-oğul, çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Kızın ailesi hakkında da başlatıldı. İlk doktor raporlarında bakire olduğu tespit edilen D.B. ise beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığının tespit edilmesi için Ondokuz Mayıs Üniversitesi ’ne gönderildi.
+
+
+
+ 583484
+ The Bodyguard; 'koruyan ile korunan'...
+ The Bodyguard; 'koruyan ile korunan'... Korumasını iten bir gizli servis elemanına eliyle müdahale etmiş. Fotoğraflarda tespit edemedim, ama tavır, bana çok tanıdık geldi. Olay üzerine Başbakan, Clinton Küresel Girişimi’ndeki konuşmasını iptal etmiş. The Plaza Otel’e geri dönmüş. Son koruma vukuatında, en fazla dikkatimi çeken ayrıntı bu oldu. Korunan, koruyanı kollamış. *** Şarm el Şeyh’e yaptığımız son seyahatteydi. Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’le görüşmek için oteline gitmiştik. Başbakan Erdoğan, kapıda protokol şefi tarafından karşılanıp, içeri buyur edilmişti. Biz, geride kalmıştık... Heyet olarak, Mısırlı korumaların mendebur yüzünü orada tanıdık. ‘Nuh’ diyor da, bir türlü ‘Peygamber’ demiyorlardı. Resmi heyettik, görüşmeye girecektik falan...Hak getire... Dert anlatmak imkânsız... Mübarek’in güvenlik takıntısı, önümüzde aşılmaz bir duvar olmuştu. Cedelleşme sürerken, birden merdivenlerin başında Başbakan göründü. Tekrar dışarı çıkmıştı; Arapça, ‘Onlar benim kardeşlerim’ diyen bir kaç kelimeyle müdahale etmesi yetti. Az sonra bütün heyet içeride, Mübarek’le aynı salondaydı. *** Koruma, hele yakın koruma dendi mi, hemen belli sahneler canlanır gözümde. Bazılarını hasbelkader bizzat yaşadım. Biri, yukarıda anlattığım Şarm el Şeyh olayıdır. New York’ta, Başbakan’ın korumalarıyla Başkan Obama’nın korumaları arasında yaşananlar, eskilere götürdü beni. Özal’a kurşun sıkılan güne...Musa Öztürk, kürsüye abanıyor... Demirel’in sahneden düştüğü ana... Şükrü Çukurlu, çevik bir hareketle atlıyor... Başbakan Erdoğan’ın Kütahya’da suikastten kılpayı kurtulduğu zamana... Halit Özgül, elde poşetle burunlarının dibine kadar sokulan genç adamı fark ediyor...
+
+
+
+ 584374
+ Emin Arslan ve emniyet müdürü tutuklandı
+ İstanbul polisinin gerçekleştirdiği operasyonuna adı karışan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ve emniyet müdürü, kaçma ve delilleri karartma şüphesiyle tutuklandı. 'taki İstanbul Adliyesi'ne saat 13.10'da gelen Emin Arslan ile 4. sınıf emniyet müdürleri Murat Nemutlu ve Mustafa Aral, Nöbetçi İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Burada tutuklama kararı zanlıların yüzlerine okundu. Arslan ile diğer iki emniyet görevlisi Paşakapısı Cezaevi'ne gönderilecek. İstanbul'daki operasyonu kapsamında ifadesine başvurulan ve serbest bırakılan Emin Arslan hakkında Cumhuriyet Savcısı'nın itirazı doğrultusunda tutuklama kararı çıkarıldı. Arslan, dünkü kararın ardından yaptığı açıklamada, "" dedi. Emin Arslan'ın, İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin gerçekleştirdiği ve boyutu milyar lirayı bulan operasyonu sonrasında hakkında iddialar çıkmış ve 16 Eylül'de sabah saatlerinde 'taki İstanbul Adliyesi'ne gelerek soruşturmayı yürüten Savcı Mehmet Berk'e ifade vermişti. Zira; Emniyet teşkilatının en üst düzey yöneticilerinden, kaçakçılıktan sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ın adı baronu olduğu iddia edilen Habip Kanat ile anılıyor. Arslan'ın milyar liralık ile yakalanan işadamı Habib Kanat'ı yıllarca koruduğu ve ona bilgi verdiği iddia ediliyor.
+
+
+
+ 584023
+ San Sebastian'da Pelin Esmer rüzgarı
+ 'nın ünlü San Sebastian Film Festivalinde İstiridye" için yarışan Pelin Esmer'in "11'e 10 kala" filmi, olumlu eleştiri aldı. Festivalde yarışan tek Türk filmi olan "11'e 10 kala" dün gösterildi. İspanyol basınında bugün yer alan yorumlarda film hakkında olumlu eleştirilerde bulunuldu. El Mundo gazetesi, "Sadece olağanüstü denilebilir. Basit ve derinden güzel bir film" diye yazdı. Filmin konusunu, "Yaşamını bir milimetre kadar bile değiştirebilecek çabayı gösteremeyen yaşlı bir adam. Evi; tüm geçmişi, yalnızlığı, antipatiliği ve kitaplarının altında kalmış" diye anlatan El Mundo, filmin gereksiz gösterişe yer vermediğini belirtti. ABC gazetesi, "Evini anıları, kağıtları, eşyaları ile bir çarşıya dönüştürmüş ve geçmişini koleksiyon yaparak biriktiren yaşlı bir adamın olağanüstü bir portresi" ifadesini kullandı. La Razon da "Yeni yönetmenler ödülüne layık olabilecek kaliteli bir çekim, güzel bir film" şeklinde övgüde bulundu. San Sebastian kentinin en büyük gazetesi "Diario Vasco" ise "Karakterler arasındaki konuşmalarda hiçbir zaman ses tonu yükselmiyor" yorumunda bulundu. Festivale filmin yapımcıları Nida Karabol Akdeniz ve Tolga Esmer'in yanı sıra filmin oyuncusu Nejat İşler ile gelen yönetmen Pelin Esmer, düzenlediği basın toplantısında, filmi yaparken amcasının hayatından esinlendiğini söyledi. Esmer, son yıllarda Fatih Akın ve gibi birçok Türk yönetmenin uluslararası festivallerinde başarısının nedenlerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, "Kendimizi anlatmak için daha fazla bekleyemezdik, zaten yeterince bekledik. Film yapmak için çok heyecanımız ve haklılığımız var. Her yönetmenin kendine göre farklı bakışları var. Ama iyi film yapmak için iyi bir döneme de denk gelmek gerektiğine inanıyorum. Mükemmel yönetmenlerimiz var ve artık sinemamız tanınıyor. Belki de Türk sinemasına artık daha fazla merak var. Ayrıca sinemada dijital dünyada çok şey değiştirdi ve özellikle Türkiye'de çok şey değiştirdiğine, sektörünü demokratikleştirdiğine inanıyorum. Türkiye değişen, çok canlı olan bir ülke ve artık ağzımızı kapatmayacağımıza inanıyorum" değerlendirmesini yaptı. Pelin Esmer, kadın yönetmenlerin durumuyla ilgili bir soru üzerine de, "Sinemada milliyet veya cinsiyet olduğuna inanmıyorum. Burada olmam da buna bir cevap. Türkiye'de mükemmel kadın yönetmenlere sahibiz. Ben yönetmen olarak engelle karşılaşmadım, aksine çalıştığım zamanda avantajlara bile sahip oldum" dedi.
+
+
+
+ 582921
+ Müslümanları potansiyel suçlu olarak gören Schünemann'a
+ Johannes Kahrs, ''Bu uygulamayla tüm Müslümanlar potansiyel suçlu olarak görülüyor. Müslümanlar bu toplumun bir parçasıdır'' dedi. Schünemann'ın cami önlerinde kimlik kontrolü yaptırmasını utanç verici bir durum olarak nitelendiren Kahrs, ''Bu bakış açısı Hessen Eyaleti Başbakanı Roland Koch'un 1999 yılında çifte vatandaşlığa karşı yürüttüğü imza kampanyasından daha vahim bir durum. Kimse inançlarından dolayı dışlanamaz ve ayrımcılığa tabi tutulamaz. Müslümanlar'ı terör suçlusu olarak gören ve bunu meşrulaştıran bir politikaya asla izin vermeyeceğiz'' diye konuştu. Yabancıların Alman toplumuna başarılı bir uyumu için farklılıkların kabul edilmesi ve bu konuda karşılıklı çaba harcanması gerektiğini kaydeden Kahrs, Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi'nin, uyum konusundaki göstermelik çabalarıyla uyum politikasına gölge düşürdüğünü savundu.
+
+
+
+ 583286
+ İhracatçının yüzü komşu ile güldü
+ İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ İhracatçının yüzü komşu ile güldü Krizden olumsuz etkilenen Güneydoğulu ihracatçıların yüzünü bölgeye komşu olan Irak ve Suriye güldürdü. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) verilerinden derlenen bilgilere göre, bölgenin ihracatı Ocak-Ağustos 2009 döneminde 2.4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bölgenin Ocak-Ağustos 2009 dönemi ihracat girdisi olan 2.4 milyar doların 943 milyon 226 bin doları komşu ülkeler Irak ve Suriye'ye yapılan ihracatla kazanıldı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden geçen ayda gerçekleştirilen ihracatın yüzde 39'u Irak ve Suriye'ye yapıldı. Bu dönemde bölge illerinden Irak ve Suriye'ye yapılan ihracat, Avrupa Birliği (AB) üyesi 26 ülkeye yapılan ihracatın katına yaklaştı. Ocak-Ağustos 2009 döneminde Irak ve Suriye'ye toplam 943 milyon 226 bin dolarlık ihracat yapılırken, AB üyesi 26 ülkeye yapılan ihracatı 501 milyon 866 bin dolarda kaldı. Küresel krizden diğer ülkelere oranla daha az etkilenen ülkeler olan Irak ve Suriye'ye gerçekleştirilen satımlar, küresel kriz sürecinde bölge ihracatının korunmasına önemli katkı yaptı. Bu arada, Ocak-Ağustos 2009 döneminde geçen yılın aynı dönemine göre bölge ihracatı yüzde 2, AB üyesi ülkelere ihracat yüzde 21 azalırken, Irak ve Suriye'ye yapılan ihracat yüzde 21 artış gösterdi. 25.09.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 584474
+ FIA seçiminde Ecclestone'un oyu Todt'a
+ Formula 1'in ticari haklarını elinde bulunduran Ecclestone, FIA başkanlığı seçiminde Jean Todt'u desteklediğini açıkladı. Başkan olarak dördüncü ve son dönemini Ekim ayındaki seçimle noktalayacak olan Max Mosley de Todt'u destekliyor. Bernie Ecclestone, Todt'un bu çok önemli görev için en bilgili ve kapasiteli aday olduğunu ifade etti. 'nin eski takım şefi Jean Todt, FIA başkanlığı için eski dünya ralli şampiyonu Ari Vatanen ile çekişecek.
+
+
+
+ 583241
+ Eğitimde çok şey değişecek
+ Abbas Güçlü DiyalogEğitimde çok şey değişecek 25 Eylül Cuma 2009 Yeni öğretim yılı dün başladı. Bakan Çubukçu, daha ilk günden, çok şeylerin değişeceği sinyallerini verdi. “Ters giden ne varsa düzelteceğiz. Bu konuda kararlıyız“ dedi. Peki neler değişecek? Örneğin Türk sisteminin en büyük baş ağrısı olan giriş sınavlarından kurtulacak mıyız? Adeta eziyete dönen ve okulların açılmasına rağmen hâlâ dolmayan kayıt sistemi değişecek mi? Bakan Çubukçu, “Sınavların azaltılması, kayıt sisteminin değiştirilmesi için talimatı çoktan verdim. Gelecek yıl tek kontenjanın bile boş kalmayacağı bir sistem getireceğiz“ iddiasında bulundu. Şu an için velilerin en fazla merak ettiği konulardan birisi olan, fen ve anadolu liselerinde 5. kayıt dönemi açılacak sorusu için ise temkinli “Henüz ne kadar kontenjan açığı var belli değil. Gelecek yıl bir daha böylesi durumlar yaşanmayacak. Kontenjanlar boş kalsın istemiyorum. Ama okullar da açıldı. Gelişmeleri çok yakından izliyorum“ şeklinde konuştu. Henüz resmen açıklanmasa da anadolu liselerinde hâlâ bine yakın kontenjan açığının bulunduğu belirtiliyor... Peki sorunu? Bu konuda da mevcut durumdan fazlasıyla rahatsız. Sözleşmeli ve ücretli öğretmen yerine kadrolu öğretmen uygulamasına geçilmesini istiyor. Görünen ki önümüzdeki dönemde Maliye ile ciddi bir dönemi yaşanacak... Eğitimin temel sorunları Eğitim sisteminin temel sorunları önceki gece ’ta masaya yatırıldı. Eğitim sendikaları ve işsiz öğretmenler platformu başkanlarının yanı sıra Milli Eğitim Komisyonu’nun AKP, ve ’li üyelerinin katıldığı programda, çok sert tartışmalar yaşandı. Yüksel Adıbelli (Eğitim-İş Genel Başkanı) Atanamayan arkadaşlar, ya da ilahiyat mezunu olsalardı, çoktan atanırlardı. Çağdaşlaşmanın beşiği ’de bin öğretmen açığı var. Eğitim, AKP’nin gündeminde değil. peşindeler. Seçimden önce 218 bin geçici işçi kadro aldı. Yani, kendi ideolojisinde olanlara para da var, kadro da var. Ama 10 yıldır bekleyen öğretmenlere yok. Akif Akkuş (MHP Milletvekili) 1995-96 yıllarında fakültesi ne olursa olsun mezunlarımıza iki buçuk aylık eğitim dersleri verildi. Yani 45 günde bu ülkede öğretmen yetiştirildi ve çocukların başına gönderildi. Bugün ’de sıfır çeken 30 bin öğrencinin sebeplerinden birisi budur. MHP iktidara gelirse tüm öğretmenlerin ataması yapılacak, söz veriyorum. Bu sözü şu sebepten veriyorum; bir insanın yaşama hakkı birinci sıradaysa eğitim hakkı da ikinci sıradadır. Cansel Güven (Anadolu Eğitim ve Hizmetleri Sendikası Genel Başkanı) Ne zaman ki yetki elinizdeyken masaya oturmaz, kapıda yaparsanız zaman hakkını almayı başarırız. Ama yetki elinizdeyken masaya oturuyor, değilken dışarıda bağırıyorsanız zaman inandırıcılığınız yoktur. Öztürk (Eğitim Sen Genel Başkanı) Toplu görüşmelerden kamu emekçileri lehine bir sonuç çıkmadı. Tüm sendikalara sesleniyorum, gelin grev önlüklerimizi birlikte giyelim, hakkımızı arayalım ve bu ortaklığın olabileceğini ’ye gösterelim. Bizim eğitim sistemimiz artık sistem olmaktan çıkmış durumda. Devasa sorunlar var. Şafak Bay (AYÖP Sözcüsü) Atanamayan öğretmenler olarak; zaten aç bırakılıyoruz, bari bir hayra vesile olsun dedik ve grevine başladık. Okulu bitireceğim sene ’ye hazırlandım. yıl kemik kanserine yakalandım. Yendim. KPSS’ye girdim. Atanamadım. Sonra yıl daha KPSS’ye girdim. Bu arada kanseri her defasında yendim fakat yeniden nüksetti. Çünkü bu işin en büyük tetikleyicisi stres. Öğretmenler artık öğretmenlik yapamaz hale geldi. İlk mezun olduğumuz günkü kadar verimli olamıyoruz. Biz burada bu haldeyken, atama beklerken, yetkililer lütfen rahat uyumasın. Muharrem İnce (CHP Milletvekili) - 130 öğretmenin 100’ü eğitim fakültesi mezunu değil. Eğitim fakültesi mezunları ayağa kalkmadıkça bu sorun çözülmez. Bütün siyasi partiler sorunu ideolojik olarak algılıyor. Bilimsel yaklaşmıyor. Kültürü Öğretmeni atanabilir buna itirazımız yok. Ama 100 atamanın 98 tanesini aynı branştan yapıyorsanız, biz ona itiraz ederiz. İsmail Koncuk (Türk-Eğitim Sen Genel Başkanı) Gelin, sendikal bağnazlığı bir kenara bırakalım, ortak eylem yapalım. Türkiye’de küresel gerekçe gösterilerek ciddi bir kesimine bir gecede 54 milyar TL ayıran zihniyet, 250 bin öğretmen adayına da mutlaka kaynak bulur. Ahmet Gündoğdu (Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı) Ücretli ve vekil öğretmenlere topyekün karşıyız. Sözleşmeli öğretmenlerin de kadroya geçirilmesi ve stajyer öğretmenlikten muaf tutulmalarından yanayız. Dünyaya açılmışız, ile anlaşmalar imzalıyoruz ama memurla toplu imzalamayı bir türlü beceremiyoruz. 46 bin yeni mezunun yüzde 20’si bile öğretmen olamıyor. Prof. Dr. Selahattin Dilidüzgün (İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı) KPSS gerçekten bilgiyi denetleyen bir mı yoksa bir eleme sınavı mı? Tabii ki bir eleme sınavı ve ben kaldırılabileceğine ihtimal vermiyorum. Ancak ismi değiştirilir. Bu kadar öğretmen yetiştirdik ve atanamıyorlar. zaman bu da bir kaynak israfı değil mi? Gürkan Avcı (Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı) Eğitim, siyasete, ideolojiye muhatap edilmemeli. Eğitim sistemimiz yamalı bohça gibi. Ekonomi nasıl ’nin kontrolündeyse, eğitim de maalesef AB’nin yönetimindedir. Sefa Akdemir Yücel (Eğitim Emekçileri Derneği Genel Başkanı) Atamam yapılmadığı için işsizim, sefalet ve cehaletle karşı karşıyayım. Her gün ailemle karşı karşıya geliyorum, sanki benim suçummuş gibi muamele görüyorum. 105 yaşında emekli olacağımı bile bile sözleşmeli öğretmenlik yapmak zorunda bırakılıyorum. Prof. Dr. Yüksel Özden (Ak Parti Milletvekili) Zorunlu hizmet bölgelerinde gerekli zorunluluğu tamamlayanların kadroya geçirilmesiyle ilgili çalışma yapılmaktadır. Sözleşmeli öğretmenlikte 50 bin öğretmenin 18 bini zaten kadroya geçti. Fizik öğretmeni atanmadığı halde hâlâ fizik öğretmeni fazlalığı var. Bu işin en zor taraflarından biri müfredat programıydı ve biz bunu başarıyla yaptık. Bugün dünyaya model ihraç edebilecek bir eğitim programımız var.
+
+
+
+ 584422
+ F.Bahçe Antalya'ya gitti!
+ F.Bahçe Antalya'ya gitti! 25/09/09 17:11 Hazırlıklarını Can Bartu Tesisleri'nde gerçekleştirdiği antrenmanla tamamlayan sarı-lacivertli ekip, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan kalkan özel bir uçakla Antalya'ya hareket etti. Fenerbahçe'nin Antalya kafilesinde kırmızı kart cezalısı Emre ile birlikte 20 futbolcu bulunurken, kadrodaki isimler şöyle: Volkan Demirel, Volkan Babacan, Mert, Lugano, Bilica, Önder, Roberto Carlos, Vederson, Gökhan, Cristian, Selçuk, Alex, Dos Santos, Deivid, Kazım, Mehmet Topuz, Uğur, Güiza, Semih, Emre. -FUTBOLCULARA BAKLAVA VE ÇİÇEK- Bir grup taraftar Antalya yolculuğu öncesi Can Bartu Tesisleri'nde futbolculara baklava ikram edip çiçek verdi. Antalyaspor maçı öncesi futbolculara destek vermek isteyen taraftarların hediyelerini takım adına kaptan Alex ve Emre aldı. -ANTU'DAN KAMPANYAYA DESTEK- Beşiktaşlı taraftar grubu ''Çarşı''nın, lösemi hastası siyah-beyazlı bir taraftar için başlattığı, Galatasaraylı taraftar grubu ''Ultraslan''ın da katıldığı kampanyaya Fenerbahçeli taraftar oluşumu ''Antu''dan da destek geldi. Taraftar oluşumunun ''www.antu.com'' adresli internet sitesinin açılış sayfasına, lösemi hastası 20 yaşındaki Akif Akgün'ün resmi konularak, ''Yanındayız Akif, onu hayata bağlamak için gereken tek şey 50 bin lira'' şeklinde yazı yer aldı. Sitede ayrıca, Beşiktaşlı taraftara yardım yapılabilecek banka hesap numarasına da yer verildi.
+
+
+
+ 582839
+ Aksaray'da kaza: yaralı
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Aksaray'da kaza: yaralı AKSARAY (A.A) Aksaray'daki trafik kazasında kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Fevzi Özsoy (45) idaresindeki 06 AH 6206 plakalı otomobil, Aksaray-Güzelyurt yolunun 25. kilometresinde, Elvan Acar (49) yönetimindeki 68 DV 885 plakalı otomobille çarpıştı. Ağabeyi Fevzi Özsoy'u takip eden Mehmet Özsoy'un kullandığı 06 AC 4949 plakalı otomobil de kaza yapan araçlarla çarpıştı. Zincirleme trafik kazasında, Elvan Acar, Veysel Ol (46), Fadimana Özsoy (75), Semra Özsoy (39), Fatma Özsoy (21), B.Ö. (17), D.Ö. (15) ve Z.Ö. (2) yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla Aksaray Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. 24.09.2009
+
+
+
+ 583129
+ Aksu desteği artırıyor
+ Aksu desteği artırıyor güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda Kartal’da Başkan ’in geçmiş yönetiminde yer alan Murat Aksu’nun camiadan gelen baskılar sonucunda kongrede adaylığını açıklaması beklenirken, bir yandan da destek turlarını sürdürdüğü bildirildi Aksu’nun geçtiğimiz günlerde siyah-beyazlı camianın önde gelen isimleri Hasan Arat, ve Azeri işadamı ile görüştüğü öğrenildi. Temasa geçtiği isimlerin büyük çoğunluğundan destek sözü alan Murat Aksu’ya, Arat’ın ise şartlı destek verdiği vurgulandı. Aksu ile bir araya gelen Arat’ın, yönetiminden her ne kadar memnun olmasam da senin kongre gününe kadar yapacağın çalışmaları yakından takip edeceğim. Programınla camiayı tatmin etmen lazım” ifadelerini kullandığı belirtildi.
+
+
+
+ 583814
+ Eğitimde saha karışık mı?
+ Artık meslek lisesi öğrencileri ve dahi imam hatip lisesi öğrencileri üniversite sınavlarına genel liselerle, eşit imkanlarla girebilecekler. Müfredat düzeltildi ve bu öğrencilerin 11.ve 12 sınıflarda görmedikleri Türk Edebiyatı, Matematik ve Fen Bilimleri derslerinin ağırlığı artırıldı. Bütün bunlar çok güzel ve sevindirici gelişmeler… MEB’ de bu çalışmalarda emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum buradan. Ancak bütün bu çalışmalar ne yazık ki gecikti veya yetişmedi. Okulların açılmasına neredeyse bir hafta kala bu değişiklikler gerçekleştirildiği için okullarda daha önceden planlanan öğretmen sayısı ve branşların dağılımı ne yazık ki alt üst oldu ve ciddi anlamda öğretmen açığı ortaya çıktı. Şimdi okul müdürleri, okullarında ortaya çıkan edebiyat ve matematik öğretmeni açığını kapatma derdine düştüler. Tabii bu alanlarda öğretmen bulurlarsa. En vahimi de her iki branşta da ciddi anlamda öğretmen açığının ortaya çıkmış olması. Bakanlığın en kısa zamanda bazı branşlarda yeniden öğretmen ataması yapması gerekiyor. Aksi takdirde yapılan değişikliğin hiç kimseye bir faydası olmayacak. Dışarıda sayıları yüz binlerle ifade edilen öğretmen adayı gencimiz beklemedeyken derslerin boş geçmesini elbette hiç kimse arzulamaz. Fen Edebiyat Fakültesi mezunlarının sesinin duyulması ve gerekli çalışmaların yapılıyor olması ayrıca umut verici olsa da bütün bunların bir an önce hayata geçirilmesini diliyoruz. Yaşları otuzları aşan işsiz, eşsiz ve umutsuz gençlerin sesini duyup en azından ihtiyaç duyulan branşlarda öğretmen alımlarının ivedilikle yapılması elzemdir. Amacımız felaket tellallığı yapmak değildir elbette. Eğitim adına çok güzel çalışmaların yapıldığı, bazılarının tasarı halinde üzerinde çalışıldığı bir dönemde güzel olanı takdir etmenin yanında yanlış olanın da dile getirilmesi taraftarıyım. Her türden Meslek Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, İmam Hatip Liseleri ve Spor Liselerinde bazı derslerde çeşitli düzenlemelere gidilmesi, bazılarında yapılan alan değişikliği öğretmen atamalarından önce yapılmış olsaydı belki de bazı branşlarda öğretmen alımı farklı sayıda gerçekleşecek dolayısıyla böyle sıkıntılar ortaya çıkmayacaktı. Edebiyat ve matematik derslerinin boş geçtiği bir sınıf düşününüz ki öğrenciyi üniversiteye taşıyacak ana dersleri verecek öğretmen yok… Böyle bir eğitim öğretim yılından ne tür bir başarı bekleyebiliriz? Açıkçası böyle bir gecikmeye bir türlü anlam veremiyorum. Bendeniz buradan MEB yetkililerine sesleniyorum. Henüz vakit varken kısa zamanda ortaya çıkan öğretmen açığını yeni alımlarla kapatma yoluna gitmek mümkün. Hem işsiz binlerce gencimizin yüzü gülecek, hem de önemli sayılan bu dersler öğretmenlerine kavuşacaklar. Özellikle Fen Edebiyat Fakültesi mezunu gençlerin hali içler acısı. Ne dershaneler, ne kamu okulları öncelikli olarak tercih etmiyor bu gençleri. Etmedikleri gibi önlerine yığınla engel konmuş. Oysa bu gençlerin mesleki yeterlilik durumu bazen Eğitim Fakültesi mezunu gençlerin mesleki yeterliliğinden daha iyi olabiliyor. Bu gençlerin tek eksikleri zamanında alınamayan formasyon dersleri.Yıllar önce bu dersler birinci sınıftan itibaren alınır ve üniversite bittiğinde böyle bir sorunla karşılaşılmazdı. Sonra bu fakülte mezunlarına bir takım haksızlıklar yapıldı ve eğitim fakültesi mezunlarının gölgelerine terk edildiler. Bu ayrımın ne denli yanlış olduğunu artık herkes biliyor. Umarız bu adaletsiz durum kaldırılarak bu fakültelere ve mezunlarına itibarları iade edilir. Bu yıl da ücretli öğretmen alımı ne yazık ki devam ediyor. Mevsimlik işçiler dışında sanırım hiçbir meslek gurubunda böylesi bir garabet yok. Siz hiç ücretli doktor, ücretli hemşire, ücretli mühendis tanımlarını duydunuz mu ilgili kurumlarda? Ama eğitim kurumlarında yıllardır “ücretli öğretmen” adı altında geçici bir takım alımlar yapılıyor ve sene sonunda herkes yoluna gidiyor. Bir öğretmende “aidiyet” duygusunun olmadığını düşününüz, neredeyse askeri ücret kadar bir geliri olan bu öğretmenden nasıl bir sorumluluk ve çalışma aşkı beklersiniz? Bir meslek icra edilirken aidiyet duygusu önemlidir. Geçici olduğunuzu bildiğiniz, aldığınız ücretle kendinizi bile geçindiremediğiniz, diken üstünde olduğunuz bir yerde kesinlikle verimli olamazsınız. MEB ve Maliye Bakanlığı artık bu uygulamaya bir son verip, bu gençleri acilen kadroya almalı ve eğitimin kalitesini yükseltme yoluna gitmelidir zannımca. Yeni MEB Bakanımız Sayın Nimet Çubukçu hanımefendi gerçekten de her anlamda yüreğini ortaya koyuyor, Sayın Müsteşar Muammer Yaşar Özgül Beyefendi bütün bilgisini, sevgisini, tecrübesiyle bakanlığa kan ve can veriyor, bütün bunları görmezden gelemeyiz kendilerini bu iyi niyetli çalışmaları için kutluyoruz ancak yukarıda zikrettiğimiz sorunlar da acilen çözüm bekliyor. Milli Eğitim Bakanlığı bu ülkenin en önemli bakanlığıdır gerçek anlamda. Her anlamda devasa sorunları olan, her yıl giderek katlanan öğrenci potansiyeliyle, derslik ve öğretmen açıklarıyla, diğer yan sorunlarla boğuşmak hiç de kolay değil. Eleştirmek kolay ama icraat çok zordur bu bakanlıkta. Bunun bilincinde olarak en azından gözümüze çokça batan sorunları dile getirmek muradımız. Yoksa bağcı dövmek değildir maksudumuz. 2009-2010 Eğitim öğretim yılının bütün ülkeye hayırlar getirmesini diliyor, en tepedeki bürokratından en ücra köye düşmüş gencecik öğretmene, bütün miniklere kolay gelsin diyorum. Meryem Aybike SİNAN Haber
+
+
+
+ 584438
+ Dolandırıcılık yaptıkları illere uçakla gitmişler
+ İzmir Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, yaklaşık sekiz aylık teknik takip ve istihbari çalışma doğrultusunda "Sakallılar Grubu" olarak bilinen, daha önceden beyaz eşya, kurbanlık hayvan ve oto dolandırıcılığı suçlarına karışan suç örgütlerinin, çeşitli şehirlerde faaliyette olduğu bilgisini edindi. Genişletilen soruşturmada zanlıların, sabıkalı olup polis tarafından tanındıkları için İzmir dışındaki illerin pazar yerleri, kalabalık caddeleri ve camilerinin bulunduğu bölgelerde yaşlı kişileri hedef seçtiği, hayır ve yardımda bulunacaklarını vaat ederek samimiyet kurduğu, dini duygularını istismar edip paralarını dolandırdığı saptandı. Çoğu aynı suçtan sabıkalı zanlıların, Ramazan Bayramı'nı da kapsayan son 10 gün içinde, eylem planı hazırladıkları değişik şehirlere uçak ve otomobille gidip dolandırıcılık suçunu işledikten sonra döndüklerinin belirlenmesi üzerine saat 04.00 sıralarında harekete geçildi. Çevik Kuvvet, Özel Harekat, Kaçakçılık ve Terörle Mücadele Şubesi ile helikopter destekli 550 polisin katıldığı operasyonda, önceden adresleri belirlenen Gültepe, Mersinpınar ve Boğaziçi semtlerindeki 44 ev ve bir işyerine eşzamanlı operasyon düzenlendi. Kovalamaca ihtimaline karşı bir polis helikopterinin de destek verdiği operasyonda, birbiriyle bağlantılı 12 gruba mensup 45 kişi yakalandı. Gözaltına alınan zanlılardan 12'sinin, bu grupların elebaşı olduğu ortaya çıktı. Grup içinde faaliyet gösteren kişininse cezaevinde olduğu öğrenildi. Arama yapılan adreslerde tabanca, çok sayıda mermi, senet, çek ve ziynet eşyaları ele geçirildi. Zanlıların, haksız yoldan elde ettikleri paralara rağmen anlaşılmaması için sade bir yaşamı tercih ettiği kaydedildi. Gözaltında sorguları devam eden zanlılar, hayır yapma veya yardım yapma vaadiyle dolandırıcılık ve yağma suçlamalarıyla işlemlerinin ardından, savcılıktan alınan ek sürelerden sonra adliyeye sevk edilecek. Zanlıların, "Annem veya babam öldü. Kendisinden para kaldı. Bu paranın aklanıp fakir fukaraya dağıtılmasını vasiyet etti." diyerek gözlerine kestirdikleri kişileri hedef seçtiği ve samimiyet kurduğu, eline yüklü miktarda para verip aynı miktarda para ve ziynet eşyası talep ettiği, sonra onları da, "Anne veya babamdan kalan paralarla sende olan paraları hocaya okutacağız ve devir yapacağız," diyerek alıp önceden belirledikleri ev veya işyerine giderek kayıplara karıştığı ortaya çıktı.
+
+
+
+ 584391
+ İngiliz Cezaevleri Eski Asker Dolu
+ İngiliz Cezaevleri Eski Asker Dolu İngiltere'de "savaş travması" yaşayan eski askerler suça yöneliyor. İngiltere'de yapılan bir araştırma, çok sayıda eski askerin adli kovuşturmaya uğrayarak cezaevine girdiğini ortaya çıkardı. Araştırmaya göre, çoğunluğu Irak, Afganistan, Bosna-Hersek ve Kuzey İrlanda gibi çatışma bölgelerinde görev yapan yaklaşık bin 500 eski asker cezaevinde... İngiltere hapishane çalışanları sendikası NAPO'nun raporuna göre, İngiltere'deki cezaevlerindeki mahkumların yüzde 10'unu eski askerler oluşturuyor. Raporda, giderek artan sayıda eski askerin adli kovuşturmaya uğrayarak hapishaneye girdiğine dikkat çekiliyor. Çalışmaya göre, çoğunluğu çatışma bölgelerinde görev yapan yaklaşık bin 500 eski asker, halen cezaevinde bulunurken, şartlı tahliye edilenler ya da halen gözaltında olanlarla bu sayı 20 bini buluyor. Raporda, eski askerlerin çoğunun kronik alkol ya da uyuşturucu bağımlısı olduğu ve travma sonrası stres bozukluğu rahatsızlığı bulunduğu belirtiliyor.
+
+
+
+ 583346
+ Aşk hayal kavga gerçek
+ BEKİR HAZAR Aşk hayal kavga gerçek Adanalı, Melekler Korusun ve Hanımın Çitfliği yeni bölümüyle ekranda. Yarışa son eklenen dizi ise Aşk Bir Hayal Nehir Erdoğan ve Orhan Kılıç'ın başrollerini üstleneceği Aşk Bir Hayal bu akşam başlıyor. Dizinin konusu kısaca şöyle; Kızı Asmin ve oğlu Vahad'ı doğuya özgü kavgaların arasında her şeye rağmen sevgi ve insani duygularla büyütmeyi başaran Peyman Ağa, sonunda oğlu Vahad'ı Güle ile evlendirir. Yörede askerliğini yapan İstanbullu Asteğmen Altay, Vahad'ın dostudur ve diğer arkadaşları Süryani Gabriel'le birlikte düğüne gelir. Vahad'ın kardeşi Asmin Altay'ı görünce oldukça heyecanlanır. Bu masum yakınlaşma çocukluğundan beri Asmin'e aşık olan Miran Ağa'nın gözünden kaçmaz. Yöredeki 1600 yıllık Süryani kültürünün torunlarından olan Gabriel'in de Miran'la sorunları vardır. Düğünden sonraki günlerde kader ağlarını acımasızca örmeye başlar. Altay bu toprakların çözülemeyen kavgasında asker kanadında, Vahad diğer kanatta birbirleriyle karşı karşıya gelir. ATV TELEVİZYON
+
+
+
+ 584008
+ Kayıp çocuktan gündür haber alınamıyor
+ Ahmet, Dilruba, Türkan nerede? Herkes onları arıyor ama kimse nerede olduğunu bilmiyor. Kayseri'nin Talas ilçesinde bayramın ikinci günü kaybolan çocuk bulunamadı. Çocuklar, dağ taş aranıyor, gelen ihbarlar değerlendiliyor. Ancak henüz bir sonuç alınmış değil. ve 11 yaşlarındaki çocukların akıbeti ailelerini endişelendiriyor. Sivil Savunma ve AKUT'a bağlı ekiplerinde bölgedeki aramalarını sıklaştırdı. Kayseri kent merkezinde de arama çalışmaları yapılıyor. Çocukların fotoğrafları her yere asıldı. Aile çocukların bulunması için herkesten yardım bekliyor.
+
+
+
+ 583028
+ Eğitimin yükü velinin sırtında
+ Eğitimin yükü velinin sırtındaSİBEL KAHRAMAN İstanbul güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda Eğitime bütçeden ayrılan payların ortalama yüzde 65’inin personel harcamalarına ayrılması, eğitimin finansmanını öğrencilerin, dolayısıyla velilerin omuzlarına yıkıyor Milyonlarca öğrenci dün ders başı yaparken, velilerin de zorlu süreci başladı. Sözde ‘parasız’ olan eğitimin yükü, bu yıl da velinin sırtında olacak. Velinin okula ödediği para kayıtla başlıyor, yılı bitene kadar devam ediyor. En az 100 TL kayıt parası veren veliler, ardından etüt, küçük bakım, hizmetli, maaşları derken yılda ortalama bin TL’yi okula veriyor. Bazı veliler ise, istenen paraları ödeyemediği için okulun temizlik ve bakım onarım gibi işlerine yardımcı oluyor. Devletin eğitim harcaması az Eğitim kademelerine göre öğrenci başına yapılan harcamalarda ülkeleri arasında en son sırada yer alıyor. OECD rakamlarına göre, Türkiye’de devletin öğrenci başına yaptığı yıllık eğitim harcaması miktarı ilköğretimde 1130 doları, ortaöğretimde 1834 ABD doları, yükseköğretimde bin 648 ABD doları. İlköğretimden yükseköğretime kadar yıl bazında öğrencilere yapılan ortalama kamusal harcamada Türkiye 35 OECD üyesi ülke arasında en alt sırada yer alıyor. Söz konusu harcama ’da 7925, ’da 7869, ’de 6624, ’nde 5174 iken, Türkiye’de 1614 dolar. OECD üyesi ülkelerin ortalaması ise 7840 dolar. ’in hazırladığı “2009-2010 Eğitim Öğretim Yılı Başında Eğitimin Durumu” başlıklı raporda, eğitimin maliyetinin giderek öğrenci ve velilerin sırtına yüklendiği, Türkiye’de eğitime ayrılan payın ekonomik açıdan Türkiye’nin çok gerisinde kalan Barbaros Adaları, gibi ülkelerin dahi gerisinde kaldığı belirtiliyor. İşte velinin zorlu süreci - 100 TL’den başlayan bağış. Bu paralarla okulda görev yapan temizlik çalışanlarının maaşları ödeniyor. - Etüt ücreti: 400 600 TL. - Kıyafet, kırtasiye (pek çok okul kendisi satıyor): 250 TL : Kantin için verilen harçlıklar aylık 40-80 lira. Teknoloji parası: Projeksiyon, almak veya parçalarını yenilemek için bir sınıftan alınan para bin lira civarında. Bu rakam öğrenci sayısına göre bölünüyor. Öğrenci servisi: Mesafeye göre ücret değişmekle birlikte ortalama 150 TL. Spor malzemeleri parası: İlköğretim 1. kademe için yılda 5, 2. kademe için 10 TL. : Yeni kayıt sırasında 100 TL civarında bir para okulun küçük bakım ve onarımı için alınıyor. Sosyal sanatsal etkinlikler gideri: Gezi veya gibi etkinliklerin bilet ücretleri. Öğrenci pasosu: Ortalama TL. Veliler cam sildi, öğretmenler yardım etti ’ta yaz tatilinin ardından tadilata alınan ve yenileme çalışmaları yapılan Kanuni İlköğretim Okulu’nun temizliği 2009-2010 eğitim-öğretim yılının ilk gününe yetişmeyince, halk seferber oldu. Öğrenci velileri ellerinde paspas ve bezlerle okulun içini temizlerken, öğrenciler okul bahçesinde bekletildi. Öte yandan Milli Eğitim Bakanı ’nun bir soru önergesine verdiği yanıta göre geçen yıl okulların temizlikçi ihtiyacını gidermek için velilerin cebinden 75 milyon TL çıktı. HİLAL YÜKSEL Sivas DHA
+
+
+
+ 584731
+ İngiltere İran'dan korktu
+ Dışişleri Bakanı David Miliband, aklı başında hiç kimsenin, ile nükleer programı nedeniyle bir çatışmaya girmek istemeyeceğini söyledi. Miliband, Channel haber kanalına yaptığı açıklamada, "Aklı başında hiçkimse, ile nükleer faaliyetleri nedeniyle askeri bir çarpışmaya girmek istemez. Bu nedenle ben daima yüzde yüz diplomatik yola bağlı olduğumuzu söylüyorum. Diplomatik yolun işleyebileceğine inanıyorum" dedi. David Miliband, İranlıların silahsızlanma anlaşması çerçevesinde haklarını yerine getirecek sivil nükleer programa sahip olmak istediklerini belirterek, "Bunu, gizli ya da açık bir askeri nükleer programa sahip olmayacakları yönündeki sorumluluklarını kabul ettikleri sürece yapabilirler" diye konuştu.
+
+
+
+ 583513
+ Yurt genelinde sıcaklıklar artacak
+ Yurt genelinde sıcaklıklar artacak genelinde sıcaklar ila derece arasında artacak. Genel Müdürlüğü’nce yapılan son değerlendirmelere göre; Türkiye genelinde beklenmiyor. Hava sıcaklığı ise Türkiye genelinde ila derece artacak. Rüzgar ise genellikle kuzey ve kuzeydoğu, zamanla Ülkemizin güney, iç ve doğu bölgelerinde güney ve güneybatı yönlerden hafif arasıra orta kuvvette esecek. Bölgelere göre da şöyle tahmin ediliyor: Az bulutlu ve açık zamanla parçalı bulutlu geçecek. Az bulutlu ve açık zamanla parçalı bulutlu geçecek. Az bulutlu ve açık, zamanla Batı Akdeniz (Antalya, ve Burdur) parçalı bulutlu geçecek. İç Anadolu: Az bulutlu ve açık geçecek. Batı Az bulutlu ve açık geçecek. Orta ve Doğu Karadeniz: Az bulutlu ve açık zamanla Doğusu (Giresun, ve Bayburt) parçalı bulutlu geçecek. Az bulutlu ve açık zamanla Doğusu (Erzurum, ve Hakkari) parçalı bulutlu geçecek. Az bulutlu ve açık geçecek.
+
+
+
+ 584562
+ Askeri savcıya tutuklama talebi
+ Askeri savcıya tutuklama talebiDHAŞube Müdürlüğü ekipleri aralarında sanatçılarında bulunduğu bir çok kişiye sahte çürük raporu hazırlayan çeteye baskın düzenledi. Baskında 14 kişi gözaltına alındı Düzenlenen operasyonda Karargah Evleri Soruşturmasını yürüten Albay Ahmet Ziya Üçok'da şüpheli olarak yer aldı. Polisin 30 ayrı adrese yapılan eş zamanlı baskınlarda 14 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden 14'ü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorguya alındı. Askeri Savcı Ahmet Ziya Üçok da Cumhuriyet Savcılığı'nın 'daki adliye binasına gelerek savcı Hikmet Usta'ya ifade verdi. ALBAYA TUTUKLAMA İSTEMİ Soruşturmayı yürüten savcı, askeri savcı Ahmet Zeki Üçok'un 'suç işlemek amacı ile kurulan örgüte üye olmak ve yağmaya azmettirmek' suçlamaları ile tutuklanmasını istedi. Albay Üçok sorgulanmak üzere nömetçi mahkemeye sevk edildi. Gözaltına alınanlar arasında iki sivil iki hayat kadını, iki emekli astsubay ve bir emekli binbaşı da bulunuyor.
+
+
+
+ 583025
+ Turizmciler, açılıma destek için Doğu'ya çıkarma yapıyor
+ Turizm Yatırımcıları Derneği'ne (TYD) üye işadamları, bu ay sonunda Mardin'e, yıl sonuna kadar da Van, Şanlıurfa, Erzurum ve Gaziantep gibi şehirlere çıkarma yapacak. Türkiye'nin önde gelen işadamlarının üye olduğu derneğin başkanı Turgut Gür, bu süre içerisinde otel açılışları ve temel atma törenleri gerçekleştireceklerini belirtiyor. Türkiye'de birçok önemli işadamının Doğu kökenli olduğuna işaret eden Gür, "Artık öze dönme vakti geldi. Hemşehrilerimize ortaklık teklif edeceğiz. Ardından yerel yönetimle bir araya geleceğiz. Bize arsa gösterecekler ve işçi verecekler. Hep birlikte otel inşa edeceğiz. Yani en iyi demokratik açılımı biz yapacağız." diyor. Bu yıl Türkiye'ye Batı'dan giriş yapan turist sayısında yüzde azalma yaşandı. Buna karşılık, Doğu'dan gelen turist sayısı yüzde 12 oranında arttı. Sadece İran'dan gelen turist sayısı milyona yaklaştı. Suriye'den 500 bin, Irak'tan da 300 bin turist, ülkemize giriş yaptı. Turistlerin daha çok Anadolu şehirlerini gezmeyi tercih etmeleri dikkat çekerken, bu durumu fark eden turizmciler de yatırımlarını Doğu'ya kaydırmaya başladı. Geçen ay açıklanan bir araştırmada otel yatırımlarının Karadeniz ve Doğu'ya kaydığı ortaya çıkmıştı. Toplam 115 projenin 60'ının Trabzon, Denizli, Çanakkale, Şanlıurfa, Mardin, Samsun, Yozgat, Çorum, Sivas'ta gerçekleştirildiği açıklanmıştı. Araştırmaya göre, Adana, Bursa, Eskişehir, Erzincan ve Nevşehir'de konaklama tesislerine ihtiyaç duyuluyor. Bu sebeple Turizm Yatırımcıları Derneği, ay sonunda 25 kişilik ekiple Mardin'e çıkarma yapacak. Orada yapılacak yönetim kurulu toplantısına vali, ticaret ve sanayi odası başkanları ile kaymakamlar da katılacak. Dernek Başkanı Turgut Gür, toplantıda bölgeyi geliştirmek için yerel yönetimle ne tür ortaklıklar yapabileceklerini tartışacaklarını belirterek, tüm üyelerin toplantının ardından otel arazisi bakmak için şehri gezeceğini kaydediyor. Program kapsamında Mardinli işadamı Mithat Yenigün'ün yaptırdığı butik otelin açılışı da gerçekleştirilecek. İşadamları, Mardin'in ardından Mersin'de yine yerel yönetimle bir araya gelecek. Daha sonra ise Erzurum, Kayseri, Van ve Ardahan gibi inanç ve kültür turizminin ön planda olduğu şehirlere gidilecek. Turgut Gür, "Artık Türkiye'de turizmi deniz, kum ve güneş üçgeninden çıkarmalı ve çeşitlendirmeliyiz. İstersek, dünyadaki tüm Müslümanlar, Hıristiyanlar, Süryaniler ülkemize akın edebilir. Bu potansiyeli yabancı yatırımcılar bile görüyor ve hükümetle aynı düşüncelere sahibiz. Bu sebeple 2023'te Türkiye'ye 70 milyon turist çekmek zor olmayacak." değerlendirmesini yapıyor. Ağustos ayında Şanlıurfa'da gerçekleştirilen 17. Ekonomik Koordinasyon Toplantısı'nda da 250'yi aşkın Kilisli, Gaziantepli, Şanlıurfalı, Adıyamanlı, Diyarbakırlı, Mardinli, Batmanlı, Siirtli ve Şırnaklı işadamlarıyla bir araya geldiklerini belirten Dernek Başkanı, bu şehirlerin sanayi ve ticaret odası başkanları ve yerel yöneticileriyle de konuştuklarını, 'Doğu'ya el birliği ile yatırım yapmada' mutabık kaldıklarını ifade ediyor. Akfen Holding, ay sonunda Fransız şirketi Accor Grubu ile başlattığı Novotel zincirini Mardin'e taşımak için Vali Hasan Duruer'in tahsis ettiği arazileri gezecek. Turgut Gür'e göre bu proje 'demokratik açılım' sonrasında Doğu'ya vurulan ilk kazma niteliğinde. Turizm Yatırımcıları Derneği, geçen ay gerçekleştirdiği basın toplantısında '2023 yılında turizmin yol haritası'nı hazırladığı bir raporla kamuoyuna sunmuştu. Rapora göre Cumhuriyet'in yüzüncü yılında Türkiye'ye 70 milyon turistin gelmesi planlanıyor. 2009'da elde edilmesi öngörülen 155 milyar dolarlık dış turizm gelirlerinin de 14 yıl sonra 650 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. TYD Başkanı Gür, bu hedeflere ulaşmak için Doğu'nun keşfedilmesinin şart olduğunu vurguluyor. "Doğu'da inanç turizmi için inanılmaz bir cevher var. Bunları ortaya çıkarırsak dünyayı sallarız." diyen Gür, 70 milyon turistin Türkiye'ye gelmesi için Anadolu'nun ezgisinin mutlaka duyulması gerektiğini ifade ediyor. Dernek Genel Sekreteri Koray Yetik de temmuz ayında çıkarılan teşviklerin süresinin 2010'dan 2012 sonuna kadar uzatılmasını istiyor. TYD, sektörün önde gelen şirketlerini çatısı altında topluyor. Dernekte yer alan bazı firmalar şunlar: Dedeman, Doğuş, Pegasus Havayolları, Rixos Otelleri, Türk Hava Yolları, Ulusoy, MNG, MV Holding, National Holding, Akfen, Aksoy Grup, Alarko Turizm Grubu, Silkar Holding, Anemon Otelleri, Atlasjet, Cevahir Holding, Çırağan Otel, Gren Park Otelleri, İstanbul Turizm Otelcilik, Joy Grup, Kaya Şirketler Grubu, Limak, Mak-Yol İnşaat Turizm, Magic Life Turizm. Anadolu'da yeni turizm yatırımları yolda BütünTurizm Yatırımcıları Derneği, 2009 başı itibarıyla 41 otel, tatil köyü, 14 butik otelin inşaat aşamasında olduğunu açıkladı. 2007-2008 yılında gerçekleştirilen yatırımlar için hazırlanan raporda da yeni yatak yatırımlarının yüzde 47'sinin henüz turistik olmayan bölgelere yapıldığı bilgisine yer verildi. Bazı önemli yatırımlar şöyle: AKfen Şirketler Grubu: Kayseri'de 2, G.Antep'te 2, Trabzon ve Bursa'da otel yapıyor. Anemon Group: Manisa'da 322 yatak kapasiteli otel inşa ediyor, Malatya'da da bir otel açtı. Dedeman Holding AŞ (şirketin yönetim kurulu başkanı, Kayserili Murat Dedeman): Zonguldak'ta bir otel inşaat halinde, Gebze, İzmir, Yozgat'ta ortalama 400 yatak kapasiteli otel yapıyor. Gaziantep'te bir otel açıldı. Demir Madencilik AŞ: Zonguldak'ta 370 yatak kapasiteli otel yapıyor. ETF Tekstil Turizm: Erzurum Palandöken'de 540 yatak kapasiteli bir otel inşa ediyor. Forza Turizm İşletmeleri: Erzurum'da 540 yatak kapasiteli otel yapıyor. Palmira: G.Antep ve Tekirdağ'da otel yapıyor. Yenigün İnşaat (şirketin genel müdürü Mardinli Mithat Yenigün): Mardin'de bu ay butik otel işletilmeye başlandı.
+
+
+
+ 583952
+ "Biz sadece nöbetçiyiz"
+ "Biz sadece nöbetçiyiz" 25/09/09 12:14 Halim Mete, Çaykur Rizespor'un bütün Rize'nin ve Rizelilerin malı olduğunu belirterek, ''Biz sadece Çaykur Rizespor'un başarılı olması için nöbetçiyiz. Başarılı olmak için bize verilen nöbeti en iyi şekilde tutmaya çalışıyoruz. Zamanı geldiğinde nöbetimizi devredip, taraftarlık görevimizi sürdüreceğiz. Ancak zamana kadar çok kalıcı işlere imza atmak istiyoruz'' dedi. Uzun lig yarışında her maçın ayrı bir önemi olduğunu ifade eden Mete, ''Ligde haftayı geride bıraktık. Şimdi önümüzde 29 hafta ince uzun bir yol var. Bu yolu en az hasarla tamamlamaya gayret edeceğiz. Bu yolda en büyük destekçimiz taraftar olacak. İnşallah lig sonunda çektiğimiz zorlukların karşılığında hep birlikte sevineceğiz'' diye konuştu. Ligde yarın Altay ile sahalarında karşılaşacaklarını kaydeden Mete, şunları söyledi: ''Her iki takım da lig sonunda Süper Lig hedefine ulaşmak istiyor. Rakibimiz geçtiğimiz hafta sahasında kaybetti. Bu nedenle bu maça çok daha konsantre olacaklar. Biz de sahamızda puan kaybı yaşamak istemiyoruz. Bu maçtaki en büyük gücümüz taraftarımız olacak. Onların desteği ile iç saha maçlarında iyi işler yaptık. Ancak zaman zaman iç saha maçlarında ufak çaplı da olsa çeşitli cezalar aldık. Taraftarımızdan isteğimiz cezayı gerektirecek hareketlerden kaçınarak centilmenlik kuralları içerisinde takımlarına 90 dakika sahip çıksınlar.''
+
+
+
+ 584379
+ Bergüzar Korel çok renkli
+ Bergüzar Korel çok renkli Yönetmenliğini Murat Şeker'in yaptığı senaryosunu Murat Şeker ve Selami Genli'nin birlikte yazdığı 'Aşk Geliyorum Demez' adlı sinema filminin afişi hazırlandı. Ön planda başrol oyuncuları Tolgahan Sayışman ve Bergüzar Korel'in bulunduğu afiş son derece renkli ve eğlenceli. Kasım'da vizyona girecek olan ve 'Türk işi romantik komedi' olarak adlandırılan filmin çekimleri 3.5 hafta sürdü. Başrollerini Bergüzar Korel, Tolgahan Sayışman, Zeki Alasya, Altan Erkekli, Altan Gördüm, Yosi Mizrahi ve Sarp Apak gibi isimlerin paylaştığı film konusuyla özellikle gençleri hedefliyor.
+
+
+
+ 583054
+ Bir haftada 60 resmi görüşme
+ Bir haftada 60 resmi görüşme Bir haftada 60 resmi görüşme 25.09.2009 BM 64. Genel Kurulu kapsamında Amerika'da bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yoğun programı dolaysıyla zor anlar yaşıyor. Bir görüşmenin uzaması nedeniyle diğerine geciken Davutoğlu, konuğunu bekletmemek için BM içinde ve dışında koşmak zorunda kaldı. Güne Erdoğan ile başlayan Davutoğlu, Erdoğan'ın Princeten Üniversitesi'ne hareketinin ardından ikili görüşmelerine devam etti. 13.30'da Türk Evi'nde Amerika'nın Ortadoğu Temsilcisi George Micheal ile görüşen Davutoğlu, ardından BM'ye geçerek Hollanda Dışişleri Bakanı Maxime Verhagen ile bir araya geldi. 14.30'da yine Türk Evi'ne geçerek Boşnak Dışişleri Bakanı ile görüşmesi gereken Davutoğlu, Hollandalı Bakan ile görüşmesinin uzaması nedeniyle diğer görüşmesine yetişmek için BM'de koşmak zorunda kaldı. BM'yi koşarak çıkan Davutoğlu, daha sonra ışıkta beklemek zounda kaldı. Görüşmeye yetişemeyen Davutoğlu, bu görüşmeyi akşam saatlerinde otelinde yaptı. Yoğun trafiği bitmeyen Davutoğlu, ardından Hırvat Bakan ile daha sonra da AB Dış Politika Şefi Havier Solana ile görüştü. Davutoğlu, daha sonra Balkan Ülkeleri Yıllık Toplantısı'na katıldı. AİLE FOTOĞRAFI "2009 Balkan Liderleri Toplantısı''nda yaptığı konuşmanın ardından gazetecilerin, BM temaslarıyla ilgili sorularını yanıtlayan Davutoğlu 64. dönem BM Genel Kurul toplantıları için geldiği New York'ta bir hafta içinde 60'ı aşkın dışişleri bakanıyla görüşeceğini ve BM'de pek çok çok taraflı toplantıya katılacağını belirtti. Davutoğlu, toplantıyı düzenleyen kuruluşları tebrik ettiğini belirterek, şöyle konuştu: "New York'ta bir Balkan havası esmiş oldu, dışarıda birçok alanda birbirleriyle problemli görünen ülkeler ve liderler burada bir Balkan havasında son derece güzel mesajlar verdiler." Toplantının sonunda Balkan liderleri "aile fotoğrafı" çektirdi.Bir haftada 60 resmi görüşme
+
+
+
+ 583509
+ Saakaşvili: "Abhazya bir gün Gürcistan'ın olacak"
+ BM Genel Kurulu'nda konuşan Saakaşvili, "Zaman alacak ama Abhazya, bir zamanlar olduğu gibi yine Gürcistan'ın en güzel kısmı olacak" dedi. Abhazya'nın son durumu hakkında kara bir tablo çizen Saakaşvili, bahçelerin, otellerin ve tiyatroların yerini askeri üslerin, mezarlıkların aldığını, nüfusun dörtte üç oranında azaldığını söyledi. Saakvaşvili, "Avrupa bugün dışarıdan bir güç tarafından inşa edilen ve Gürcistan'a uzanan yeni bir Berlin duvarıyla bölünmüş durumdadır" dedi. Gürcistan'ın Ağustos 2008'de 'da giriştiği operasyonun ardından harekete geçen önce Gürcü kuvvetleri püskürterek Gürcistan sınırlarına girmiş, çatışmaların sona ermesinin ardındın da Abhazya ile 'nın bağımsızlığını tanımıştı. Abhazya ile 'nın bağımsızlığı daha sonra Nikaragua ve tarafından da tanındı.
+
+
+
+ 583188
+ Gelin geldi, görümceyi mindere serdi
+ 2008 Pekin Olimpiyat Oyunları'nın 66 kilo finalinde, son derece çekişmeli geçen bir müsabaka sonucunda Ramazan Şahin'e yenilerek gümüş madalyada kalan Ukraynalı güreşçi Andre Stadnik'in eşi Mariya Stadnik, Azerbaycan adına, kız kardeşi Yana Stadnik ise İngiltere Milli Takımı adına, Dünya Şampiyonası'nda mindere çıktı. Şampiyonanın 48 kilo yarı finalindeki "gelin-görümce" müsabakasında, 21 yaşındaki gelin Mariya Stadnik ilk periyotu 2-0, ikinci periyodu ise 6-0 alarak, sayıyla 2-0 galip geldi. Daha önce iki kez Avrupa şampiyonu, iki kez de Avrupa ikincisi olan 22 yaşındaki Yana Stadnik, ağabeyinin eşini Dünya Şampiyonası'nda finale yükselmesi nedeniyle sarılarak kutladı. Büyükler kategorisindeki bir organizasyonda ilk kez finale yükselen Mariya Stadnik ise eşinin kız kardeşini teselli etti. Azerbaycan adına güreşen Mariya Stadnik daha sonra finalde Rus güreşçiyi de yenerek altın madalyanın sahibi oldu. Yengesinin finalist olması nedeniyle bronz madalya müsabakasına çıkma hakkını elde eden Yana Stadnik ise Ukraynalı güreşçi karşısında galip durumdayken tuşla mağlup olmaktan kurtulamadı ve şampiyonayı 5. sırada tamamladı. Bu arada şampiyonanın ikinci gününde mindere çıkan Serbest Güreş Milli Takımı erkek sporcuları, beklenen performansı sergileyemedi. Serbest stil mücadelesi, bugünkü 74 kilo eleme ve finalleriyle sona ererken, Türk Milli Takımı'ndan Ender Coşkun, ilk turda Rus Denis Tesargus ile karşılaşacak. Şampiyonanın bayanlar müsabakaları ise 48 ve 51 kilolardaki güreşlerle başlayacak. 48 kiloda Sümeyye Sezer, Alman Schelin, 51 kiloda Burcu Tepiç ise Macar Emese Zabo ile ilk tur mücadelesi verecek.
+
+
+
+ 584728
+ Nonda yedek kalmayı takmıyor
+ Kongolu futbolcu, GSTV'ye yaptığı açıklamada, sarı-kırmızılı takımın bugünkü durumunu, 2007-2008 sezonuna benzeterek, ''Bu sezon, benim Galatasaray'a ilk geldiğim sezona benziyor. sezon çok iyi bir takım ruhu vardı ve biz takımın birlikteliği sayesinde sonuca ulaşmayı da başardık. Ancak geçen sezon gerçekten bizim için çok zor geçti. Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı ve bizim yerine getiremediğimiz şeyler oldu. Ancak bu sezon ben yine çok güçlü bir takım ruhu yakalandığını, herkesin bir arkadaş grubu havası içinde elinden geleni katmaya gayret ettiğini görüyorum. Önemli olan da budur. Şu anda takım ruhunu yakalamış durumdayız'' diye konuştu. ''Galatasaray'da, Monaco ile Avrupa Şampiyonlar Ligi finali oynadığımız zaman yaşadığım ruhu buldum'' diyen Nonda, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz orada bir arkadaş grubuyduk. Şu anda da Galatasaray'daki oyuncular, arkadaş grubunun ruhu gibi davranıyor. Tabii ki herkesin daha iyi anlaştığı ikili veya üçlü ufak gruplar var. Herkes benim Keita ile daha yakın olduğumu, Keita ile daha ortak çalışabildiğimizi söylüyor. Fakat onun dışında Arda, Kewell, Servet ve diğer oyuncular olsun herkesin oluşturduğu mükemmel bir arkadaşlık ortamı var. Bu bize her şeyden önce sabah uyanıp antrenmana keyifle gelmeyi sağlıyor. Çünkü biliyoruz ki orada bizim takdir ettiğimiz ve bizi takdir eden arkadaşlarla birlikte güzel vakit geçireceğiz. Maça çıktığımız zaman ise bunun etkisi oluyor. Herkes başı zora giren arkadaşının yardımına koşmak için kendisini zorluyor. Bu, şu anda yakaladığımız başarıyı sağlayan en büyük etkendir.'' ''HOCANIN TERCİHİNE SAYGILI OLMAK LAZIM'' Sarı-kırmızılı takımda genellikle yedek soyunan Nonda, her oyuncunun ilk 11'de yer almak istediğini ifade ederek, ''Burada hocanın tercihine de saygılı olmak lazım'' dedi. Turkcell Süper Lig'de son olarak Kasımpaşa karşılaşmasında gol atarak, takımının galibiyete ulaşmasında önemli bir paya sahip olan Kongolu futbolcu, bu maçta gösterdiği performansın sorulması üzerine şunları kaydetti: ''Burada tüm diğer etkenler ile birlikte şans faktörünü de ortaya koymak gerekir. İkinci yarıda oyuna giriyorsunuz ve oynamak için 45 dakikanız var. Bu süre içinde sonuca gitmek çok zor aslında. Şansıma, UEFA Avrupa Ligi'nde gol bulduğum karşılaşmadaki gibi golleri ikinci yarıda attım. Herkes tabii ki ilk 11'e dahil olmak ister fakat burada hocanın tercihine de saygılı olmak lazım. Burada her şeyden önce önemli olan geride olduğumuz bir maçta önce beraberliği sağlamak ve daha sonra galip gelmek için çaba göstermektir. Ben de bunu yaptım.'' ''KENDİMİ GALATASARAY'DA MUTLU HİSSEDİYORUM'' Kongolu futbolcu, sarı-kırmızılı takımda mutlu olduğunu anlatarak, ''Galatasaray'a ilk imzayı attığım günden itibaren kendimi çok güzel bir ruh halinde buldum. Kulüpten ayrılmam ile ilgili dedikodular çıksa bile bunları önemsemedim. Çevreme, 'Kendimi, Galatasaray'da mutlu hissediyorum ve Galatasaray'a verebileceğim bir şeylerin olduğunu hissettiğim sürece kalmayı tercih ederim' dedim. Şimdi de aynı duygular içerisindeyim. Bir gün Galatasaray'dan ayrılırsam zaten futbol hayatımı Avrupa'da bir takımda sonlandırmak istiyorum'' değerlendirmesinde bulundu. ''GOL KRALI OLMAYI ÖNEMSEMİYORUM'' Turkcell Süper Lig'de attığı gol ile gol krallığı yarışında zirvede olan Nonda, ''Gol kralı olmayı önemsemiyorum. Sezon sonunda, sonuca etki eden goller atmayı tercih ederim. Daha önce farklı ülkede gol kralı oldum. Bunun en önemli şey olmadığını fark ettim. Dolayısıyla ben bu yıl gol kralı olmaktan çok mümkün olduğunca takıma katkıda bulunarak, bir yıl ara verdiğimiz şampiyonluğu tekrar ele geçirmeyi tercih ederim'' diye konuştu. Shabani Nonda, sarı-kırmızılı takımda geçirdiği ilk sezonda ezeli rakipleri Fenerbahçe'ye attığı golü unutamadığını da ifade ederek, golün kendilerine şampiyonluğun yolunu açtığını dile getirdi.
+
+
+
+ 584682
+ Fenerbahçe, Antalya'da...
+ 'da..., Süper Lig'de yarın ile yapacağı maç için 'ya geldi. Fenerbahçeli taraftarların, güvenlik gerekçesiyle iç hatlar terminaline girmelerine izin verilmezken, taraftarlar Sarı-lacivertli kafileyi iç hatlar çıkışında bekledi. Taraftarlar, tezahüratlarla Fenerbahçeli futbolculara sevgi gösterisinde bulundu. Aralarında Başkan 'ın da bulunduğu kafile, daha sonra otobüslerle konaklayacağı Lara'daki Miracle Resort Otel'e gitti. Bu arada Sportif Direktör ve milli futbolcu Emre Belözoğu, Lara Mağazası'nda taraftarlara imza dağıttı.
+
+
+
+ 583715
+ Mevlana Müzesi'ni Ramazan'da 140 bin kişi ziyaret etti
+ Türkiye'nin en fazla ziyaretçi çeken merkezlerinden biri olan Mevlana Müzesi'ne yerli ve yabancı turistlerin ilgisi her yıl artıyor. Mevlana Müze Müdür Yardımcısı Dr. Naci Bakırcı, Ramazan ayı boyunca yerli ve yabancı 120 bin kişinin müzeyi gezdiğini söyledi. Ziyaretçi sayısının tatil sezonu sonu olması ve kışa yaklaşılması nedeniyle az olduğunu ifade eden Bakırcı, "Önceki yıllarla kıyaslandığında turist sayısında artış var. Özellikle de yabancı turistlerin arttığı göze çarpıyor. Bayramda yaklaşık 20 bin kişi Mevlana Müzesi'ni gezdi. Müzenin ziyaretçi sayısı milyona doğru gidiyor." dedi. AB ÜLKELERİNDE İSPANYOLLAR, UZAKDOĞU'DA JAPONLAR İLK SIRADA Mevlana'nın 'gel' çağrısı sadece Türkiye'de değil dünyanın dört bir yanından kabul görmeye devam ediyor. Avrupalı turistler turizm sezonlarında Mevlana'ya gelirken, Japon, Çin ve Koreliler ise ucuz olması nedeniyle ağırlıklı sezon sonunu tercih ediyor. Önemli bir kısmı ise yılın her döneminde ziyaretlerini sürdürüyor. Müze Müdür Yardımcısı Bakırcı, İspanyolların ve Japonların Mevlana'ya ilgisinin daha fazla olduğunu kaydetti. Mevlana'nın türbesini ziyaret eden Avrupalılar içersinde ilk sırayı İspanyolların aldığı bilgisini veren Bakırcı, "Müzeyi en fazla ziyaret eden Avrupalılar İtalyanlar, Fransızları ve Almanlar. Uzakdoğu ülkelerinde ise Japonlar ilk sırada yer alırken, Kore, Çinlilerin sayısı da her geçen gün artıyor." şeklinde konuştu. Öte yandan Mevlana Müzesi'ni geçen yıl milyon 500 bin kişi ziyaret etmişti.
+
+
+
+ 583296
+ Boru hatları yeni bir süper güç doğuracak
+ İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Boru hatları yeni bir süper güç doğuracak Asya Kalkınma Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda “Nabucco ve diğer boru hattı projeleri, Türkiye'yi hem Asya hem de Avrupa'da güçlü bir ülke yapacak. Türkiye'nin bankaları krizden etkilenmedi. Türkiye'nin bankacılık sisteminde gerçekleştirdiği reformlar, diğer gelişmekte olan tüm ülkelere örnek oluşturmalı” dedi Haruhiko KurodaPLÖN/ANKARA-İSTANBUL Asya Kalkınma Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda Nabucco ve diğer boru hattı projeleriin, Türkiye'yi hem Asya, hem de Avrupa'da güçlü bir ülke yapacağını söyledi. Asya Kalkınma Bankası Başkanı Kuroda, Almanya'nın Plön kentinde gerçekleştirilen Küresel Ekonomi Sempozyumunda, Türkiye'nin ekonomik ve jeostratejik önemine ilişkin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin, enerji hatları üzerinde bir köprü ülke konumunda bulunduğunu belirten Kuroda, en son gerçekleştirdiği Nabucco projesiyle, enerji güvenliği ve güzergah çeşitliliği açısından, enerji kaynaklarıyla, tüketiciler arasında köprü ülke olduğunu kaydetti. Kuroda, önümüzdeki dönemde güçlü olmak isteyen ülkelerin, enerji kaynaklarının bulunduğu bölgeleri ve ulaşım yollarını kontrol eden ülkeler olacağını da vurguladı. ÖRNEK BANKACILIK SEKTÖRÜ REFORMLARI Türkiye'nin bankacılık sistemini, 2002 yılından buyana uyguladığı reformlarla güçlendirdiğini belirten Kuroda, bu reformların faydasını son küresel mali krizde gördüğünü bildirdi. Türkiye'nin bankalarının krizden etkilenmediğinin altını çizen Kuroda, bankacılık sisteminde gerçekleştirilen reformların, diğer gelişmekte olan tüm ülkelere örnek oluşturması gerektiğini söyledi. Kuroda, gelişmiş ülkelerdeki bankaların batmasına rağmen, Türkiye'de ise bir tek banka bile batmazken, Türkiye bankacılık sektörüne hiçbir mali katkıda bulunma ihtiyacını duymadığını da kaydetti. Haruhiko Kuroda, Çin'in ve Türkiye'nin mali sektörlerinin güçlü olduğunu belirterek, her iki ülkenin de bankacılıkta başarılı örnekler olduğunu vurguladı. Japonya maliye bakan yardımcılığı yaptığı dönemde uluslararası piyasalarda 'Bay Yen' olarak tanınan Asya Kalkınma Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda, Türkiye'nin, önceki yıllardaki ekonomik büyümesini yeniden yakalayabilecek potansiyele de sahip bulunduğunu söyledi. Yolsuzluğun yıllık cirosu 40 milyar Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün Türkiye'de temsilciliğini yapan Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zeki Gündüz, Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün yayımladığı Küresel Yolsuzluk Raporu'na göre sadece gelişmekte olan veya geçiş ekonomilerinde politikacılar ve bürokratların aldığı rüşvetin yılda 20-40 milyar dolar seviyelerine ulaştığını kaydetti. Kuruluş amacı yolsuzlukla mücadele etmek, bu süreçte hükümet, sivil toplum, iş dünyası ve medyayı bir araya getirmek olan merkezi Berlin'de bulunan örgütün yayımladığı raporun 2009 konusu 'Özel Sektör ve Yolsuzluk' oldu. Afrika'dan Avrupa'ya kadar çeşitli piyasalardaki yolsuzluk riskini analiz etmeyi hedefleyen rapor sonuçlarını açıklayan Gündüz, Türkiye'nin yer almadığı raporda ele alınan konular arasında rüşvet, yolsuzlukla mücadele yöntemleri, kurum içi yolsuzluk ve kartelleşme gibi başlıkların yer aldığını bildirdi. MALİYETLETLERİ DE YÜKSELTİYOR Zeki Gündüz, krizin kurumsal yönetişimin önemini bir kez daha hatırlattığına dikkati çekerek, kriz nedeniyle özel sektör ve kamu sektörü temsilcilerinin yönetişim sistemlerini bir kez daha inceleme, derin analiz yapma gereği duyduklarını dile getirdi. Gündüz, araştırmalara katılan her yöneticiden 2'sinin kamu ile ilişkilerinde rüşvet verilmesi yönünde bir taleple karşılaştığını belirterek, yüzde 50'sinin ise rüşvetin, maliyetleri en az yüzde 10 oranında yükselttiği görüşünde olduğunu dile getirdi. 25.09.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 583905
+ Talat'tan BM'e Çağrı...
+ Talat'tan BM'e Çağrı... "BM'nin belirleyici rolüyle Kıbrıs sorununu çözmek mümkün" Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıs sorunun çözümünde Birleşmiş Milletler'in rolünün önemine dikkat çekti. Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantılarına katılmak üzere New York'ta bulunan Mehmet Ali Talat Avrupa Birliği Dönem Başkanı İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bild ile biraraya geldi. Görüşmede Kıbrıs sorununun çözüm yollarının ele alındığı bildirildi. Görüşme sonrası açıklama yapan Talat, Avrupa Birliği'nin çözüm sürecinde rolü olduğunu kabul ettiklerini, ancak asıl çabayı Birleşmiş Milletler'den beklediklerini söyledi. Talat, Annan Planı dönemindeki belirleyici role dikkat çekerek, rol olduğu takdirde Kıbrıs sorununu çözmek mümkün olur" dedi.
+
+
+
+ 583760
+ Milliyet'in 54 yıllık arşivi bir 'tık' ötede
+ Sistemi kuran ekibin yöneticisi Doğan Gazetecilik Teknoloji Direktörü Yücel Okan Şentürk, konuyla ilgili merak edilen soruları yanıtladı... Milliyet 54 yılda basılan tüm sayılarını yarın (cumartesi) internetten erişime açıyor. İsteyen herkesin 376 bin sayfalık arşive internet üzerinden ücretsiz olarak ulaşabileceği sistemi kuran ekibin yöneticisi Doğan Gazetecilik Teknoloji Direktörü Yücel Okan Şentürk, konuyla ilgili merak edilen soruları yanıtladı: Milliyet Gazete Arşivi’ni kurma fikri nasıl doğdu? Doğan Gazetecilik Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hanzade Doğan Boyner'in isteğiyle projeye başlandı. Doğan grubunun yeni teknoloji sunumu ve kullanımına, bilgiye erişime verdiği önem bu kararın alınmasında etken oldu. Ben de Fransa'daki kütüphanelerdeki bilgiye erişim kolaylıklarından etkilenmiştim. Bu projeyle bir bakıma hayalim gerçekleşti, bir “haber kütüphanesi” kurulmasına katkıda bulunma imkânım oldu. ‘Önce örnekler incelendi’ Çalışmalar nasıl yapıldı? İlk önce dünyada bu tür projelerin nasıl yapıldığını araştırdık. Arşivimiz kâğıt baskı olarak ciltlerde saklandığı için ciltleri sökmek gerekti. Zamanla ve kullanım ile kâğıtta aşınmalar meydana gelmiş olduğundan çok hassas olmak gerekti. Milliyet gazetesinin ekleri ile birlikte tüm kâğıt baskılarının, tarih vererek internet üzerinden erişilebilmesini sağlamayı amaçladık. Aynı zamanda bir haberin, tarihi bilinmese de, bir kelime yazılarak bulunabilmesi sağlanacaktı. Ciltlerin sökülmesi, tarayıcı ile dijital ortama taşınması, sayfa bilgilerinin kaydedilmesi, sayfaların onarımı, haber kupürlerine ayrılması, sayfa ve haber içeriğinin optik karakter tanıma yazılımı ile sözcük araması yapılması adımları sırayla yapıldı. Ardından da tüm bu haber kütüphanesini internetten erişilebilecek şekilde sunmak için altyapı oluşturuldu. ‘5 kişilik ekip oluşturduk’ Projenin her adımını Milliyet çalışanları gerçekleştirdi, değil mi? Projeyi ihale etmek için yerli ve yabancı firmalardan teklifler aldık aslında. Ancak çok azını yapabildiklerini ya da tüm adımları yapabilecek firmaların sunduğu maliyetlerin çok yukarıda olduğunu gördük. Teknik ekiplerdeki mevcut çalışanlarımızın yetenek ve tecrübelerini de göz önünde bulundurarak projeyi kendi insan kaynaklarımızla yapmaya karar verdik. Kaç kişilik bir ekip bu iş için çalıştı? Kimlerden destek aldınız? Proje operasyonunu ve altyapı kuruluşunu Bilgi Teknolojileri Müdürümüz Abdurrahman Dolar yönetti. İki kişilik bir ekip ile gerekli yazılımları yaptık. 2006 yılı temmuz ayından itibaren, beş kişilik bir ekip günde iki vardiya çalışarak günde yaklaşık 600 sayfayı elektronik ortama taşıdı, dört kişilik bir ekip sayfalardan haber kupürlerini kesti. Teknik Müdürlük hasar onarımı yaptı. Tarama işlemi 2008 Nisan’a kadar sürdü. Daha sonra, hasarlı sayfaların bir kısmının daha iyi kopyalarını Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nden temin ederek dijital ortama taşıdık. Bu proje çok emek yoğun, iyi planlama ve itinalı bir çalışma gerektirdi. Sistemi Doğan Telekom'dan erişime açtık. Erişimin, araştırmacıların sayfalar ve haberler arasında hızla dolaşabilmesine imkân verecek navigasyon özellikleri içermesine, aynı zamanda da herhangi bir okuyucunun rahatlıkla aradığı sayfaya veya habere ulaşmasına imkân verecek sadelikte olmasına çalıştık. Daha gelişmiş bir arama Sistem nasıl kullanılacak? Sisteme internet üzerinden http://gazetearsivi.milliyet.com.tr veya www.milliyet.com.tr’deki “arşiv” bağlantısı üzerinden erişilecek. Sayfa ve haberlere iki şekilde erişilebilecek. Herhangi bir sözcük veya sözcükler yazılarak arama yapılabileceği gibi, “Gelişmiş Arama” ile daha fazla ayrıntı vererek de, sözcüğün içinde geçtiği haber ve sayfalara ulaşılabilir. İkinci arama şeklinde ise yine ana sayfa üzerinde sırası ile yıl, ay ve ardından gün seçilerek istenen tarihli gazeteye ulaşılabilecek. Sistem kimlere ve hangi ihtiyaca yanıt verecek? Bu hizmet herhangi bir konuda geçmişte yayımlanan haberleri araştırma ihtiyacı duyan herkese, gazetecilere, araştırmacılara hizmet sunarken, diğer yandan, “Geçmişte ne olmuş?”a ilgi duyan, geçmişten bir şey arayan herkesin bu isteklerini karşılamaya çalışıyor. Belli bir dönemin sayfalarını peş peşe izleyerek günlerde yaşanmış tarihsel olayların gün gün nasıl evrildiği görülebilir. zamanki tarihte dünya çapında yankı yapan ancak bugün belki çoğumuzun bilmediği olaylardan, bilimsel keşifler, fotoromanlar, yazı dizileri ve ek yayınlara kadar. tarihlerde yayımlanmış reklamlar ve ilanları da eklemek gerekir. Bu bakımdan reklam sektöründe çalışanlar ve reklamı yayımlanmış ürünleri üreten firmaların tarihsel gelişimlerini de göstermesi bakımından ilgi çekici olabilir. İsteyen herkese açık Bu yurtdışında yaygın olarak kullanılan bir sistem mi? Yurtdışında gazete kuruluşlarının arşivlerini internete açma çalışmaları devam ediyor ancak henüz çok yaygın değil. Milliyet Gazete Arşivi sadece Türkiye'de değil, dünyada da bu konuda liderler arasında bulunuyor. New York Times'ın arşivini geliştirmeye devam ediyorlar. Times yakın bir zaman içinde açtı, deneme süreci yeni bitti. Bazı ülkelerde kütüphaneler ya da üniversiteler tarafından yapılıyor. Finlandiya Ulusal Kütüphanesi, ülkede 1771 yılından bu yana yayımlanan tüm gazeteleri dijital ortama alma çalışmasını sürdürüyor. ABD’deki Utah Üniversitesi bölgede yayımlanan tüm gazetelerin arşivini internetten sunuyor. Sisteme erişim her zaman ücretsiz mi olacak? Herkes üye olabilecek mi? Kurumsal karar başlangıçta ücretsiz açılması yönünde oldu. Gazete arşivi dünyada yeni bir süreç. Gazete kuruluşlarının bu konudaki politikaları zamanla süreçlere bağlı olarak değişebiliyor. Örneğin, New York Times önceleri tamamen ücretliydi, şimdi bazı tarih dönemlerini ve bazı sunum şekillerini ücretli, bazılarını ücretsiz veriyorlar. Times ise ücretsiz olarak başladı ancak şimdi günlük, aylık, yıllık ücretler söz konusu. Milliyet arşivi kullanımında ise yine başlangıçta bazı günlük sınırlar söz konusu. Haber, sayfa arama, haberlerin ve sayfaların öngörünümlerini izlemek sınırsız, yalnız okuma boyutunda açıldığında, her kullanıcı için günde 20 sayfa ve 200 haber kupürü sınırı bulunmakta. Bu konudaki politikamız da ilerleyen süreçte gözden geçirilebilir. Bir başka deyişle ileride makul düzeyde ücretli sisteme geçmeyi düşünebiliriz. İsteyen herkes üye olarak sistemi kullanabilir. Arşiv niçin 2004 Temmuz’una kadar açık? Bu tarihten sonrasına ait Milliyet Gazetesi Arşivi, dijital ortamda iç kullanıma ayrılmış farklı bir arşiv sisteminde bulunuyor. Bu proje kapsamında bu tarihten öncesine ait basılı arşivi dijital ortama aldık. Önümüzdeki kısa süre içinde, 2004 Temmuz’undan bugüne kadar olan arşivi de aynı şekilde internette sunabileceğiz. (Milliyet) 2009-09-25 12:27:47 ya bu yeni siteyi hiç beğenmediğimi bir kere daha yazıyoırum, eskiden ne faydası ne gibi yenilikleri var lütfen bir açıklama yapın... yoksa veda edeceğim.. GALATASARAY 2009-09-25 12:16:11 Adı geçen gazeteyi beğenirsiniz beğenmezsiniz ayrı bir konu,ancak ciddi olduğunu söyleyen her kurumun, gazetenin bunu mutlaka yapması gerekiyor.Hatta daha da ötesi devletinde aynı uygulamayı yapıp milli kütüphaneyi,başbakanlık arşivini,cumhurbaşkanlığı arşivini vs dijital ortama taşıyıp erişime açması şeffaf olması halka gösterilen saygı olacaktır. Ali Kılıç 2009-09-25 11:51:25 kirli çamaşırlara daha kolay ulaşılacak ÇARK gazeteciliği tek tıkla görülecek fln :D ismail hakkı ayhan 2009-09-25 11:51:03 Geçmişteki manşetleri takip ederek çıkan yalan haberleri rahatlıkla görebilecez demektir. Kuyularını kazmışlar sağolsunlar. serverbedi 2009-09-25 11:44:12 Milliyet gazetesinin yalan yanlış haberleri taraflı tutumu 54 yıl öncede aynıydı. Kazım Karabekir paşayı neredeyse vatan hainliğiyle suçlamaya ilk başlayan gazete olan Milliyeti teneşir dahi paklamaz. Bu tip başka ülke veya sermaye ye bağlı haber yapan gazetelerin derhal kapatılması gerekir. Bunlara basın özgürlüğü falan türküsü de söyletmeyeceksin aslında. Çok kötü söylüyorlar onu da.. ismail altınok
+
+
+
+ 583184
+ Delgado hazır kıta, teknik heyet sıkıntıda
+ Beşiktaş sevindirici bir haber aldı; ancak bu gelişme kötüye işaret. Sezon başında İtalya'da bıçak altına yatan ve sakatlığı sebebiyle sözleşmesi devre arasına kadar dondurulan Matias Delgado, "Üç hafta sonra hazırım." dedi; ancak Arjantinli sahalara dönebilse dahi mukavelesi askıda olduğu için en erken ligin ikinci yarısında forma giyebilecek. Delgado döndüğünde ise Fink veya Bobo'nun gönderilmesi gündemde. Durumunun her geçen gün iyiye gittiğini ve kondisyon açığını kapattığını dile getiren Matias Delgado, oynamak için hazır olduğunu; ancak ikinci yarıya kadar takım arkadaşlarına tribünden destek verme zorunluluğunun üzüntüsünü yaşadığını söyledi. Sağlık Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mete Düren'in raporu doğrultusunda çalışmalarına aralıksız devam eden başarılı futbolcu, bu kadar çabuk iyileşmesine kendisi bile şaşırdı. Boşluğunu doldurması için Tabata'yı transfer eden Beşiktaş yönetimini ise sıkıntı bastı. Orta alanda Tabata, Tello, Yusuf ve Serdar Özkan gibi oyuncuları kadrosunda barındıran Siyah-Beyazlılar'da teknik heyet Delgado'ya yeniden yer açmak için çareler arıyor. Teknik Direktör Mustafa Denizli'yi bugün için rahatlatan tek olgu ise Arjantinli futbolcunun devre arasına kadar şans bulamayacak olması. Ancak liglere ara verildiği gün yabancı kontenjanının dolu olması sebebiyle sezon başında transfer edilen Michael Fink'in kiralık olarak gönderilmesi gündeme gelecek ya da Bobo elden çıkarılacak. Kartal'ın son dönemde yaşadığı sıkıntıda birçok isim Siyah-Beyazlı ekibin Delgado'yu aradığını ifade etmişti.
+
+
+
+ 583740
+ Ankara'daki AKM yıkılacak
+ Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ankara'daki Atatürk Kültür Merkezi'ni (AKM) ''çirkin ve estetikten yoksun bir yapı'' şeklinde tanımlayarak, ''Oradaki çirkin yapıyı kaldırıp, yerine yapılacak onun misli büyüklüğündeki yeni müzeyi gelecek yıl açacağız'' dedi. Önce yıkılması gündeme gelen, daha sonra restore edilmesi kararlaştırılan İstanbul AKM ile ilgili tartışmalar hala sürerken, Kültür ve Turizm Bakanlığı, başkentteki atıl kalan AKM'yi kaldırıp, yerine daha modern bir Türkiye Uygarlıklar Müzesi kurma hazırlığına başladı. 1980 yılında 2302 sayılı ''Atatürk'ün Doğumunun 100'üncü Yılının Kutlanması ve Atatürk Kültür Merkezi Kurulması Hakkında Kanun'' ile kurulan alanla ilgili tanımlanacak her türlü planlama, programlama ve diğer kararlar Milli Komite'ye bağlı. Bakanlığın yıkım yapabilmesi için de bu alanlarda tek söz sahibi olan komitenin onayını alması gerekiyor. Kültür ve Turizm Bakanı Günay, yakın bir zamanda konuyu Milli Komite'nin önüne getireceklerini söyledi. Ankara'daki AKM için yeni bir düzenleme yapmayı düşündüklerini ve bu konuda çalışmalara başladıklarını belirten Günay, ''en büyük hayallerinden biri olan'' Türkiye Uygarlıklar Müzesi'ni AKM alanına kuracaklarını bildirdi. Günay, bu konuda Bilimsel Kurul ile Jüri Hazırlık Kurulunun birçok toplantı yaptığını ve hazırlıkları olgunluk düzeyine getirdiklerini dile getirerek, konuyu komiteyle birkaç hafta içinde görüşeceklerini ifade etti. Bakan Günay, ''Benim düşüncem, çirkin, estetik yoksunu ve malzeme açısından çok sıkıntılı olan ve Türkiye'nin mimari tarihiyle de bağdaşmayan yapının yıkılması, alana 40 bin metrekare kapalı alanı olan yeni ve büyük bir Türkiye Uygarlıklar Müzesi kurulması...'' dedi. Yeni yapının da kütüphanesi, sergi ve toplantı salonlarıyla ''dünya çapında yarışacak'' bir müze olmasını hedeflediklerini vurgulayan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye'nin uygarlıklar ve bunların hazineleri açısından, arkeolojik zenginlikler bakımından çok varlıklı olduğunu düşünüyorum. Başkentte, hatta Türkiye'de bunu sergileyecek böyle bir mekanımız yok. Böyle bir mekan, yeni müze yaparsak bunun en iyi yeri de defalarca söyledim, Ankara... Alanımız da var. Oradaki çirkin yapıyı kaldırıp, yerine yapılacak onun misli büyüklüğündeki yeni müzeyi gelecek yıl açacağız.'' ''TARİH ÖNÜNDE AÇIKLAMASINI YAPACAKLAR'' İstanbul'daki AKM'ye de değinen Günay, bakanlık olarak binayı geçen yıl boşalttıklarını hatırlattı. Günay, ''Önce proje gecikti, sonra da bazı arkadaşlar, 'lokantanın yeri, merdivenlerin yeri' diyerek yargıya başvurdu, orada duruyor. Bizim sorunumuz olmaktan çıktı. Yargıya başvuran arkadaşlar ile gerekçelerle yürütmeyi durdurma kararı veren yargı organları, tarih önünde bunun bir açıklamasını yapacaklardır gelecekte'' dedi. İstanbul'un yeni kongre mekanlarına kavuştuğunu, kongre vadisinin yakında açılacağını ve Haliç'teki kongre merkezinin de marttan bu yana kullanıldığını anlatan Günay, ''AKM'yi engelleyenler, yeni kongre salonlarına geldiklerinde mahcup olacaklar. İstanbul AKM ile kıyaslanamayacak büyük yeni mekanlar açılıyor. İstanbul, bir mekan sıkıntısı yaşamayacak, daha güzel salonlarımız geliyor. Harbiye'de Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu, ekim ayı sonunda perdelerini açacak'' diye konuştu.
+
+
+
+ 584449
+ Armağan Çağlayan'ın babası toprağa verildi
+ Üç çocuk babası Fikret Çağlayan'ın cenazesi, Hereke Merkez Camii'nde kılındı. Babasının tabutu başından bir an olsun ayrılmayan Armağan Çağlayan, gözyaşlarını tutmakta güçlük çekti. Çağlayan'ı, acı gününde, ünlü isimler Bülent Ersoy, Gülben Ergen ve Osman Tan Erkır yalnız bırakmadı. Çağlayan, Bülent Ersoy ve Gülben Ergen'e sarılarak dakikalarca ağladı. Kılınan cenaze namazının ardından baba Fikret Çağlayan sevdiklerinin omuzunda son yolculuğuna uğurlandı.
+
+
+
+ 584660
+ Türk tutuklu mahkeme binasından atladı
+ 'nın başkenti Berlin'deki Tiergarten Sulh Mahkemesi'nde bir pencereden aşağıya atlayarak kaçmaya çalışan Türk tutuklu ağır şekilde yaralandı. Berlin polisi, Türk tutuklunun, ifadesi alınmak üzere mahkeme binasına götürüldüğünü, burada tuvalete girerek bir pencereden aşağıya atlayarak kaçmayı çalıştığını belirtti. Adı açıklanmayan Türk tutuklu, yaklaşık 10 metreden aşağıya düşerek ağır şekilde yaralandı. Hangi suçla yargılanmakta olduğu konusunda da açıklama yapmayan polis, başından ağır yaralanan Türk tutuklunun bir klinikte tedavi altına alındığını kaydetti.
+
+
+
+ 584656
+ Irak-Suriye gergilniği, Davutoğlu'nun ev sahipliğinde ele alındı
+ gergilniği, Davutoğlu'nun ev sahipliğinde ele alındı ve arasında son dönemde yaşanan gerginlik Dışişleri Bakanı 'nun ev sahipliğinde düzenlenen toplantıyla ele alındı. Türkevi'nde düzenlenen toplantıya Bakan Davutoğlu ile birlikte Irak Dışişleri Bakanı Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ve Genel Sekreteri katıldı. Davutoğlu, toplantının ardından yaptığı açıklamada; 'nin Irak ve Suriye ile çok derin ilişkileri olduğunu ve bu ilişkilerin son dönemde daha da çeşitlenip güçlendiğini belirterek, Türkiye'nin Irak ve Suriye arasındaki ilişkilere doğrudan önem verdiğini, bölgedeki en önemli stratejik ilişki olarak gördüğünü söyledi. Türkiye'nin bu konuda elinden geleni yaptığını belirten Davutoğlu, "Irak ve Suriye arasında güven ortamının oluşması için çaba göstermeye devam edeceğiz" dedi. Davutoğlu, "Biz, bu meselelerin daha fazla tırmanmadan ve uluslararasılaştırılmadan komşular arasında, kardeşler arasında en uygun bir atmosferde çözülmesi için çaba sarf ediyoruz, bakımdan bu tür toplantılar güven ortamı oluşturma bakımından büyük bir önem taşımaktadır" diye konuştu. Irak ve Suriye'nin, Türkiye'nin stratejik komşuları olduğunu ve bu iki ülkeyle çok iyi ilişkileri bulunduğunu belirten Davutoğlu, Irak ve Suriye arasındaki ilişkilerin hem Türkiye, hem bölge hem de Arap dünyası için son derece önemli olduğunun altını çizdi. Davutoğlu, konuyla ilgili olarak, "Türkiye ve Arap Birliği olarak bu konunun çözümlenmesi için çabalarımıza devam edeceğiz, umutluyuz" dedi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bölgenin önemli bir dönemden geçtiğini belirterek, sorunun çözülmesi için her türlü çabayı göstereceklerini belirtti. Bakan Davutoğlu, toplantı yapmanın tarafların birbirlerini anlaması açısından son derece önemli olduğunu belirterek, "Türkiye açısından bakıldığında doğru yoldayız" diye konuştu. Bakan Davutoğlu, Konferansı Teşkılatı'nın 40. kuruluş yıldönümü nedeniyle Waldorf Astoria Oteli'nde vereceği resepsiyona katılacak.
+
+
+
+ 583390
+ Avni Tarhan: Serbest güreşte gençlik sesi
+ Avni Tarhan 25 Eylül 2009 CumaSerbest güreşte gençlik sesi Danimarka'nın Herning şehrinde sona eren Dünya Serbest Güreş Şampiyonası'nda Türkiye, 55 Kg Sezer Akgül (Gümüş) ve 96 Kg Serhat Balcı (bronz) madalyaları ve toplamda kazanmış olduğu 27 puanla takım halinde Dünya 4.'sü olarak tamamladı. 66 Kg Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu Ramazan Şahin'in kadroda yer almadığı milli takımımızda bana göre yıllar sonra ilk defe yeni jenerasyondan dünya minderlerinden bir ses geldi. Bilindiği üzere 90'lı yılların altın kuşağından sonra yıllardır serbest güreşimizde dünyada ilk üçe giren hiçbir genç kuşak temsilcisi olamamıştı. Herning'de bu tabloyu Sezer ve Serhat değiştirmiş oldu. Aslında 66 Kg'da güreşen Muhammed İlkkan'ın da ilk beşe girmesi ile Londra Olimpiyatları öncesi Anadolu gençliğinden yükselen sesin habercisi olduğu kanaatındayım. Her dönemde olduğu gibi daraldığın zaman dışarıdan sporcu transferi ile günü kurtarma politikasını uygulamanın bir yararı olmadığını görmek lazım. Yıllardır Avrupa'dan devamlı güreşçi alıp vatandaşlığına geçiren Almanlar ne yapabildi. Hiç bir şey. Çünkü taşıma su ile değirmen istikrarlı hiçbir zaman dönmez. Yıllardır Türk güreşinin bir hizmet neferi olarak Dünya Şampiyonası öncesi serbest milli takımımız ile ilgili şu yorumu yapmıştım: “İshak, Adem, Turan, Murat hocaların yönetimindeki milli takımımız Herning'de rengi ne olursa olsun madalya çıkarırsa görevini yapmış olur” Öyle de oldu. Bir şeyi başarmak için inanmak lazım. Türk milleti her zaman zoru başarmıştır. Şanlı tarihimizin her sayfasında nice destanlar vardır. Sezer ve Serhat ile kazanılan iki madalya yeni kuşağın ileriye verdiği çok önemli bir çıkış mesajı olarak algılanmalıdır. Evet 2007 yılında Bakü'de altın madalya ve 40 puanla dünya ikincisi olmuştuk. 2009'da ise Ramazan Şahin'in kadroda olmamasına rağmen madalya ve 27 puanla takım halinde 4. olduk. Serbest güreşte Dünya'da en başarılı ülkelerden biri olan Amerika ve daha birkaç yıl önce dünya şampiyonu Gürcüler bile çok gerilerimizde kaldı. Son söz olarak: Güreşin çözümü, başarının altın anahtarı Anadolu'dur. Herning'de Anadolu'nun yiğit aslanları, yeni genç nesil “Biz varız” dedi. Şimdi kolları çok yüksek sıvamak ve Türk insanına çok iyi güvenmek ve daha da iyi çalışarak Londra Olimpiyatları'na hazırlanmamız lazım. Madalya kazanan her iki gencimizi de yürekten kutluyorum. Bu gün mindere çıkacak grekoromen milli takımımıza da hayırlı başarılar diliyorum.
+
+
+
+ 583828
+ Yıldız: Nükleerde kararlılığımız sürüyor
+ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü lokalinde basın mensuplarıyla kahvaltıda buluştu. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldız, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının özellikle ithalatın arttığı ve fiyatların yükseldiği bu dönemde Türkiye'de önemli enerji bloklarından birini oluşturduğunu ve bundan vazgeçilmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Rüzgar lisanslarıyla ilgili çalışmaların yıl sonuna kadar süreceğini, nehir tipi santral konusunda fiili durumun devam ettiğini belirten Yıldız, güneş enerjisiyle alakalı ise biraz daha temkinli ve ihtiyatlı davranmak gerektiğini kaydetti. Güneş enerjisi üretim plakalarının maliyetinin her geçen gün düştüğüne işaret eden Yıldız, ''Yenilenebilir Enerji Kanunu ile birlikte yapacağımız 10 yıllık, hatta sektörüne göre 20 yıla çıkan alım garantilerinin mutlaka Türkiye'de abone fiyatlarına yansıyacak ve Hazineye yük olmayacak tarzda düzenlenmesi lazım. yüzden yatırımcıyı mı, teknoloji sahibini mi, yoksa nihai tüketiciyi mi finanse ettiğimizi çok iyi bilmemiz lazım. Bunlarla alakalı görüşmelerimiz devam ediyor'' dedi. NÜKLEER SANTRAİHALESİ Nükleer santral ihalesiyle ilgili sorular üzerine Bakan Yıldız, konuyla ilgili stratejik, hukuki ve teknik çalışmaların devam ettiğini belirterek, ''Bizim nükleer enerji santrallerinin Türkiye'ye kazandırılmasıyla alakalı kararlılığımız hiçbir şekilde eksilmeden ama sıhhatine dikkat ederek devam ediyor'' dedi. Nükleer enerji santrali ihalesinde en iyi teklifi veren Rus şirket yetkilileriyle görüşmelerin devam ettiğini vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu: ''Bu bir yarışma süreci olduğu için Rusya Federasyonuna 'evet biz bu işi size verdik, size bunun yasal zeminini hazırlıyoruz' demiyoruz. Hiçbir zaman için böyle deme durumunda da değiliz. Yani bu işin sonunda her zaman açıkça söylüyorum evet veya hayır şu anda netletmiş değil. Fakat bunun hukuki sürecin devam etmesi, bahsettiğim süreçle iç içe olan birşey. Birini bırakıp birini tercih etmek anlamında değil.'' Bakan Yıldız, Rus-Türk ortaklığı Atomstroyexport-Inter RAO-Park Teknik'ten oluşan konsorsiyum tek katılımcı olduğu nükleer santral ihalesinde verilen teklifin değerlendirme sürecinin 20-24 Kasım 2009 tarihlerinde dolacağını da sözlerine ekledi. TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ Rusya ile Türkiye arasında imzalanan KEK protokolünde enerji alanında işbirliğini öngören anlaşmaların imzalandığının hatırlatılması üzerine Yıldız, söz konusu anlaşmalar sonucunda teknik detayların oluşması için karşılıklı olarak çalışma gruplarının oluştuğunu ve bu çalışma gruplarının da somut projeler üretme noktasına geldiğini söyledi. Yıldız, ''Rusya Federasyonu ile yaptığımız anlaşmalar pratiğe dökülecek tarzda ilerliyor diyebilirim'' diye konuştu. Yıldız, Irak'ta ikinci faz ihalelerin Aralık ayı sonunda yapılacağını ve 10 noktada yapılacak ihalelerin tanesine TPAO'nun tek başına, başına ise konsorsiyum olarak gireceğini, konsorsiyum ortaklarından birinin de Gazprom olacağını kaydetti. Elektrikte kayıp-kaçak oranlarının azaltılmasıyla ilgili sorular üzerine Bakan Yıldız, 2002 yılında fiili olarak yüzde 30'lara kadar çıkan, resmi olarak da yüzde 24-25'ler civarında olan kayıp kaçak oranlarının şu anda yüzde 14'lere kadar düşürüldüğünü, hedefin yüzde 3-3,5 daha indirmek olduğunu bildirdi. Elektrikte kayıp-kaçak oranlarının en yüksek olduğu bölgelerin Dicle ve Fırat havzası ile İstanbul'un bir kısmı olduğunu ifade eden Yıldız, kayıp-kaçak oranlarının düşürülmesinde mutlaka mesafe kat edileceğini vurguladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye'de doğal gaz tüketim değerlerinin düşmesi ile beraber, Türkiye'nin gerek Rusya ile gerekse İran ile yaptığı anlaşmalar sonucunda, al ya da öde yükümlülüklerine, miktarı değişmek kaydıyla gireceğini belirterek, ''Bu konuda hem Rusya Federasyonu'ndan hem de İran'dan bir elastikiyet bekliyoruz'' dedi. Bakan Yıldız, bugün düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında gazetecilerin enerji sektörüne ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Al ya da öde konusunda Rusya'dan kaynaklı ciddi bir sıkıntı oluştu. Son dönemde Rusya ile durum nedir? İran'a gidecek misiniz'' şeklindeki soru üzerine, Türkiye'de doğal gazda tüketim değerlerinin düşmesi ile beraber Türkiye'nin gerek Rusya ile gerekse İran ile yaptığı net anlaşmalar sonucunda al ya da öde yükümlülüklerine, miktarı değişmek kaydıyla gireceğini bildirdi. Rakamların bunu gösterdiğini ifade eden Yıldız, şöyle devam etti: ''Biz bu konuda hem Rusya Federasyonu'ndan hem de İran'dan bir elastikiyet bekliyoruz. Bu durum, Türkiye'de global kriz tesiri ile birtakım müşterinin tüketim alışkanlıklarını değiştirmek suretiyle, gazı daha az kullanması sonucunda çıkan bir durumdur. Türkiye'nin büyüme hızı revize edildi. Enerji piyasasında hemen hemen bu rakamlarda yaklaşık yüzde 5,4 civarında gözüküyor, rakamlar yıl sonunda daha da netleşecek. Bu rakamlarla beraber kontratlarda net belirtilmiş olmasına rağmen Türkiye'nin her iki ülke ilişkilerine dayanarak bunun ötelenmesini istiyoruz. Bunun ötelenmesi dahi Türkiye'nin bu manada nakit akışları açısından bir rahatlama sağlayacaktır. Yapılmazsa ne olur? Yapılmazsa çok da kritik, çok da önemli şeyler olmaz ama biz bu anlayışı bekliyoruz. yüzden gerek İran'daki görüşmelerde, gerekse Rusya Federasyonu ile yapacağımız görüşmelerde bunu ısrarla gündeme getireceğiz ve çözüleceğine de inanıyorum. Eğer bu manada çözemezsek de bir şeyin sonu demek değildir.'' ''Maliyeti nedir'' şeklindeki soru üzerine de Bakan Yıldız, rakamın henüz netleşmediğini söyledi. Yıldız, Türkiye'de ithalat yapan blok tüketicilerle ilgili bir düzenleme yapıldığını ifade etti. Yıldız, gübre sektöründe gazın kullanılabilmesinde ithalatın önünü kesecek bir düzenleme ile ilgili girişimlerin yapıldığını kaydederek, ''Bu olursa, çıkan sonuç, yıl sonu rakamı farklı olacak. nedenle şu anda net bir rakam vermiyim ama bu rakamın olabildiğince düşürülmesini istiyoruz'' dedi. ''Al ya da öde yükümlülüklerine ilişkin mücbir sebep hakkını mı kullanacak, tahkim gibi bir sürece girebilir mi? Ülkelerin eğilimi ne? Anlaşmalar ne zaman bitecek'' şeklindeki sorular üzerine de Yıldız, ''2011'de bitiyor, yaklaşık 20 yıl kadar uzatılması söz konusu'' şeklinde konuştu. Bakan Yıldız, Rusya ile karşılıklı oluşturulan heyetlerle beraber gerek al ya da öde, gerekse doğal gaz fiyatları ile alakalı görüşmelerde Türkiye'nin bu yöndeki beklentisinin sunulacağını belirterek, sonuç almak için uğraşılacağını kaydetti. Gazprom Başkanı'nın bu konuda çok fazla bir şey yapamayacaklarına yönelik bir açıklaması olduğunu da hatırlatan Yıldız, ''Biz buna rağmen, ısrarımızı sürdüreceğiz'' dedi. TAHKİM, EN SON TERCİH 'İran ile tahkime gidilecek mi şeklindeki soru üzerine de Yıldız, özellikle komşu ülkelerle tahkim yolunun en son tercih edilen nokta olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: ''İran ile hemen tahkimi tercih etmeyiz. Karşılıklı oturup anlaşma yoluna gitmek isteriz, çözemezsek ancak yola gidebiliriz. Ama bu konuda bir anlayış beklediğimiz, postmajör bir hal olarak global krizin değerlendirilebileceği düşüncesindeyim. Bu, karşılıklı anlayış beklediğimiz bir konu. Bir ülkenin dışından kaynaklanan kriz, tüm dünyada bütün büyüme hedeflerini değiştirdi. Bunu gündeme getireceğiz.'' Bakan Yıldız, ''doğal gazda zam konusunda yeni bir değerlendirme var mı?'' şeklindeki soru üzerine, şu anda yeni bir değerlendirmenin olmadığını söyledi. ''Eğer kastınız Botaş'ın aldığı bir kararı söylemekse karar henüz bize ulaşmış değil'' diyen Yıldız, liberalleşen piyasanın gerek özel sektör, gerekse kamu tarafından sıhhatli bir şekilde oluşmasına dikkat ettiklerinin altını çizdi. ''Rekabetin olması doğru bir şey ama yıpratıcı bir rekabetin doğru olmadığı kanaatindeyim'' diyen Yıldız, özel sektörün ana hedefinin hem sürdürülebilir, sıhhatli bir gaz akışını sağlamış olmak hem de daha uygun, daha düşük fiyatlarla piyasaya girmek olması gerektiğine işaret etti. Yıldız, ''Özel sektörün kontrat devirlerini almasıyla beraber piyasada daha ucuz bir gaz eğilimi oluşmuyorsa, bizim hedeflerimiz bu manada yerine oturmuyor demektir. yüzden ben hem Botaş'ın hem de özel sektörün kendi arasındaki iletişimin daha da güçleneceğine inanıyorum. Beraberce yapacakları toplantılar ve iş birlikleri ile beraber piyasayı ucuzlatıcı tedbirleri beraber alacaklarına inanıyorum'' diye konuştu. ELEKTRİK ÖZELLEŞTİRMELERİ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, elektrik özelleştirmelerine yönelik bir soru üzerine de, dağıtım şirketlerinin özelleşmesi ile ilgili strateji belgesinde sunulan programa özellikle itina göstermek istediklerini belirtti. Yıldız, ''2010'un sonuna kadar hem üretim hem dağıtım şirketlerinin özelleşmesini tamamlamak istiyoruz'' dedi. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği ile ilgili soru üzerine de Yıldız, Enerji Verimliliği Kanunu çıkarıldıktan sonra yıllık bir geçiş süresi konulduğunu hatırlatarak, bu konudaki çalışmaların devam ettiğini ve 2020 yılına kadar yüzde 20'lik bir enerji tasarrufu hedefi olduğunu söyledi. Türkiye'de özellikle yalıtım ve izolasyonla ilgili olarak gerek binanın, gerek donanımların üzerinde üretici şirketlere verilen kanuni hedefler bulunduğunu kaydeden Taner Yıldız, beyaz eşyada ve sanayi tesisi donanımlarında bir hedefleme yapıldığını ve bu hedeflemeye mutlaka uyulması gerektiğini söyledi. TÜRKİYE'NİN ENERJİ ÜSSÜ OLMASI Bakan Yıldız, ''Türkiye'nin enerji üssü olacağı yönünde işaretler var ancak, Türkiye gerçekten bundan olumlu etkilenecek mi?'' şeklindeki soru üzerine, şu yanıtı verdi: ''Ben desem ki yüzde 105 verdiklerimizi geri alacağız desem bu şu anda inandırıcı olmaz. Bu yönde açıklamalar var, eğer biz yaptığımız anlaşmalar çerçevesinde, Türkiye'nin etkinliğini bu projeleri realize edebilirsek Türkiye'nin enerji üssü olma hedeflerine daha da yaklaşacağına kanaat getiriyorum. Bütün çabalarımız uğraşılarımız bu yönde. Çünkü Türkiye hem uluslararası ilişkilerini hem de enerji ile alakalı şu anda elindeki kozları iyi değerlendirmek zorunda. yüzden bu yaptığımız anlaşmaları kuracağımız ekiplerle beraber altını doldurmamız ve fiili duruma dökmemiz lazım. Bu dünyadaki tüm ülkelerin desteklediği projeler olmayacak. Ama Türkiye son yıllarda yaptığı uluslararası siyasetle beraber bunlar birbirinden ayrılmaz parçalar, enerji sektöründe gücünü birleştirerek önemli bir avantaj sağlayacaktır. Bunu hep beraber izleyeceğiz, ben böyle olacağına inanıyorum.'' TASARRUFLU AMPULLER Tasarruflu ampullerin kanserojen olduğu yönündeki sorulara ilişkin olarak da Bakan Yıldız, bu konuda ABD'deki bir üniversitenin iddiası olduğunu hatırlatarak, bu konunun farklı bir üniversite tarafından teyit edilmediğini söyledi. Yıldız, ''Biz de bu konuda resmi bir görüş istedik, henüz bize gelen bilimsel bir sonuç yok. yüzden kesin olarak bu kanserojen madde ihtiva ediyor diyemem. Bilimsel dayanak lazım. Konuyu Türk üniversitelerine sorduk. Türkiye'deki üniversitelerden cevap geldikten sonra bunu kamuoyu ile paylaşacağım'' diye konuştu. BAKAN YILDIZ'IN RANDEVULARI Bakan Yıldız, randevularına ilişkin bir soru üzerine, tüm randevulara yetişebilmek için uyku süresini saate indirmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: ''Şu anda seviyeye indiremedim. Ramazan boyunca gece 3'e kadar çalıştım. Günlük rutin işlerimizi yaptık ve günlük 10-12 tane randevu verdik ve geçen hafta 1142 tane randevu talebi var. Bu kaba, zaman dilimine sığdırmamız lazım. Önceki gün bir gazetede, 'ben görüşemedim' diyen bir arkadaşımız vardı. Baktırdım, defa görüşmüşüm ay içinde. Benim her hafta görüşme imkanım olmayabilir ama defa görüştüğüm bir arkadaş, 'ben görüşemedim' diyorsa bunda bir değişiklik var demektir. Günlük 10-12 randevu ve yaklaşık 80'e yakın telefon trafiği ile beraber sektörü yönlendirmemiz ve idare etmemiz, buna irade koymamız lazım. Buradaki problem zaman problemidir. Gece 01,30'da bir gruba randevu verdiğimizde 'ciddi misiniz? Biz gelelim mi?' dedi, ben de 'evet gelirseniz bekliyoruz' dedim. yüzden sektörü bilenlerin bunu rahatlıkla anladığına inanıyorum. Hızla bu randevuları eritmemiz lazım. zaman bana biraz daha zaman tanımaları lazım.''
+
+
+
+ 584729
+ Çağlayan Arıkan Microsfot'a veda etti
+ Microsoft Türkiye Genel Müdürlüğü görevine 2003 yılında getirilen ve Ekim'den itibaren Microsoft'un Redmond'daki merkezinde Dünya Üretim ve Küresel Kaynaklardan Sorumlu Genel Müdürü olarak yeni görevini devralacak olan Arkan için Microsoft Türkiye Genel Müdürlük binasında veda partisi düzenlendi. Arkan, burada yaptığı konuşmada, kariyerindeki 25'inci, şu anki görevinde ise 6'ncı yılını doldurduğunu belirterek, ''Bize ayrılan sürenin sonuna geldik. yılı iyi geçirdiğimizi düşünüyorum. Zamanın çok çabuk geçtiğini söyleyebilirim'' dedi. ''Türkiye Bilişimle Kalkınıyor'' diye yola çıktıklarını ve Türkiye'nin sorunlarının çözümü için görev üstlendiklerini dile getiren Arkan, şunları kaydetti: ''Bugün bu vizyon, herkesin benimsediği bir vizyon oldu. Buna çok inanıyoruz. Türkiye'nin bilişim sektörünün bu vizyona sahip çıkacağını düşünüyorum. Kendi adıma da firmam adına da yıla çok şey sığdırdığımızı düşünüyorum. Rakamlar, büyüme oranları gibi şeyler önemli tabii ama günün gerisine baktığınızda kazanılan dostluklar, yaşanılan güzellikler akılda kalıyor ve ben bu anlamda kendimi çok zengin hissediyorum.'' Arkan, Microsoft'un Redmond'daki Dünya Üretim ve Küresel Kaynaklardan Sorumlu Genel Müdürü olarak görev alacağını ve göreve geldiği birimin altında havacılık & savunma, otomotiv, yüksek teknoloji & elektronik, ilaç, kimya sanayileri, petrol & doğal gaz ve elektrik/su/gaz dağıtım hizmetlerinden oluşan farklı dikey sektörün barındığını söyledi. Yöneteceği sektörlerin dünya haritasında çok farklı coğrafyalarda odaklandığına dikkati çeken Arkan, ''Dolayısıyla yerel değil, global bir göreve gidiyorum. Yöneticiliğini yapacağım bölüm, Microsoft'un toplam cirosunun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor'' diye konuştu.
+
+
+
+ 584217
+ Beko, Dünya Basketbol Şampiyonası'na sponsor
+ Hyatt Regency Otel'de, Uluslararası Basketbol Federasyonları Birliği (FIBA) Genel Sekreteri Patrick Baumann, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Aka Gündüz Özdemir ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu'nun katılımıyla sponsorluk anlaşması imzalandı. Yapılan anlaşmayla Beko, Dünya Basketbol Şampiyonası'nın presenting sponsoru (Şampiyonayı tüm dünyaya sunan en büyük sponsor) oldu. Toplantıda konuşan Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, 2010 yılında Türkiye'de düzenlenecek Dünya Basketbol Şampiyonası'nın ülke spor tarihinin bu zamana kadar yapılacak en önemli organizasyonu olduğunu söyledi. Demirel, şampiyonada birçok yıldız oyuncunun ve 24 başarılı ülkenin Dünya şampiyonu olmak için yarışacağını belirterek, şunları kaydetti: ''Son iki Dünya Basketbol Şampiyonası'nı düzenleyen ABD ve Japonya gibi gelişmiş iki ülke ekonomisinin ardından ülkemizin 2010'a ev sahipliği yapacak olması da sorumluluğumuzu bir kat arttırıyor. Basketbol Federasyonu olarak 2010'u en iyi şekilde yapmak istediğimizi ifade ettik. Bu organizasyonu başarılı yapmak için sadece istek ve tecrübeli kadrolar ile tutkulu çalışan gönüllü organizasyonları yeterli olmuyor. Seyircilerin katılımı çok önemli. Bunun dışında medyanın desteği büyük önem arz ediyor. Her şeyden önemlisi ise bu organizasyona destek verecek kurumların bu şampiyonaya katkı sağlamasıdır. Ülkemizin en önemli kurumlarından biri olan Koç Holding'in şirketi Arçelik'in desteği büyük anlam ifade ediyor. Bu değerli işbirliğinin her taraf için olumlu ve hayırlı olmasını istiyorum.'' Başkan Demirel, 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası'nın Türkiye'de yapıldığı ve şimdi de bir Dünya Şampiyonası'nın organize edildiği, bu organizasyondaki başarı hedefinin ne olduğu yönündeki soruyu ise şu şekilde yanıtladı: ''2001 Avrupa Şampiyonası coşkunun yaşandığı bir süreç oldu. Biz finalde Sırbistan-Karadağ'a yenilerek ikinci olmuştuk. En büyük başarımız oldu. Dünya Şampiyonalarında ise en büyük başarımız 6.'lık oldu. Türkiye'de organize edilecek organizasyonda bunun üstündeki her derece başarıdır. Ama hedefimiz 5. olmak değil. Daha üst sıralarda yer almak. ABD gibi güçlü bir basketbol ülkesinin yanı sıra İspanya da çok güçlü gelecek. Ev sahipliği yapacağımız Dünya Basketbol Şampiyonası'nda eksik oyuncularımızın katılımıyla en iyi dereceyi yapmak istiyoruz. Arkamıza alacağımız büyük destekle en iyi dereceyi yapmaya çalışacağız.'' Dünya Basketbol Şampiyonası'nın 16.'sını düzenlediklerini kaydeden Turgay Demirel, ''Önümüzdeki 16-20 organizasyon ülkemizde gerçekleştirilmeyecek. 60 yılda ilk defa böyle büyük bir şampiyonaya ev sahipliği yapacağız. Amacımız bunu en iyi şekilde organize etmek. Bu bir sene için basından pozitif destek bekliyoruz'' diye konuştu. -BAUMANN: ''UZUN VADELİ ORTAKLIĞIN BAŞLANGICI''- FIBA Genel Sekreteri Patrick Baumann ise Beko ile uzun vadeli bir ortaklığın başlangıcını yaptıklarını dile getirdi. Geçmişte Türkiye'nin çok önemli organizasyonlara ev sahipliği yaptığını hatırlatan Baumann, ''Dünya Basketbol Şampiyonası bizim en büyük organizasyonumuz. Bizim elmasımız. En değerli turnuvamız bu turnuva'' dedi. Patrick Baumann, ''Antalya'nın takvimde yer almaması sizi üzdü mü?'' şeklindeki soruyu ise, ''Geçen sene açıkçası biraz endişemiz vardı. Bu sır değil. Ancak sorunların giderildiğini görmek bizi mutlu ediyor. Antalya'nın şampiyona takviminde yer almaması bizi biraz üzdü. Bu şehirde çok iyi deneyimler yaşadık. Gelecek olanlar da Antalya'nın sahillerini merak ediyordu. Ancak şimdi Kayseri var. Oradaki insanların çok iyi motive olduğunu biliyoruz. Her şey iyi gidiyor. Bir endişemiz yok'' diye yanıtladı. Şampiyonada yer alacak takımlar dışında FIBA'nın Wild Card vereceği ülkeleri hangi kriterlerle belirleyecekleri yönündeki soru üzerine Baumann, ''Belirlemek için çok sayıda kriterimiz var. NBA oyuncu sayısı bir kriter. Ama Avrupa Ligi de aynı seviyede oynanıyor. Birçok kriter olacak'' dedi. Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Aka Gündüz Özdemir, Beko markasıyla Dünya Basketbol Şampiyonası'nın en büyük sponsoru olmanın büyük mutluluk olduğunu ifade ederek, ''Bu yıl basketbola verdiğimiz desteği bir adım daha ileri taşıyoruz. Dünyanın dört bir yanında tercih edilen Beko'nun dünya çapındaki bir organizasyona sponsor olmasının hayırlı olmasını diliyorum'' diye konuştu. Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu ise, 2006 yılından bu yana Türk basketboluna yatırım yaptıklarını ifade ederek, ''Ligimiz, Beko Basketbol Ligi adı altında oynanıyor. Bu ligden yetişen sporcular dünyanın her yerinden takip edilen sporcular oldu. 2009 FIBA Asya Basketbol Şampiyonası ve Polonya'daki Avrupa Basketbol Şampiyonası'na sponsor olarak önemli adımlar attık. Türkiye'de gerçekleştirilecek bu turnuva basketbolumuzun önemli temsili olacak'' dedi.
+
+
+
+ 583042
+ Emin Arslan hakkında tutuklama kararı çıktı
+ İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün yaptığı operasyon sırasında Rıza Işık ve Habip Kanat'ın başında olduğu uyuşturucu çetesiyle bağlantılı olduğu iddia edilen emniyet müdürleri Emin Arslan, Murat Enmutlu ve Mustafa Aral, 16 Eylül 2009'da Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne çıkarılmıştı. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk, ifadesini aldığı şüphelileri İstanbul Nöbetçi 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk etmişti. Ergenekon örgütü soruşturması kapsamında 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nda imzası olduğu gerekçesiyle tutuklanan Albay Dursun Çiçek hakkında verilen jet tahliye kararında imzası olan hakim Faik Saban, uyuşturucu çetesi lideri Habip Kanat'ın muhbiri olduğu iddia edilen Emin Arslan ve diğer iki emniyet müdürünü tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmıştı. Bu karara ertesi gün savcı tarafından itiraz edildi. Dosya İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gitti. Mahkeme, Arslan'ın tutuklanmasına karar verdi ancak diğer iki emniyet müdürünün durumu konusunda herhangi bir bilgi verilmedi. AVUKATIYLA BUĞÜN ADLİYEYE GELECEK Arslan'ın bugün avukatıyla adliyeye gideceği öğrenildi. Tutuklama kararının ardından açıklama yapan Arslan, adaletin tecelli edeceğine güvendiğini belirterek, "Hiçbir suç işlemedim. Yanlış yorumlandığını düşünüyorum. Gerçek zaman içerisinde ortaya çıkacak.'' dedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün, ayrı uyuşturucu imalathanesine düzenlediği büyük operasyonda piyasa değeri milyar TL'lik uyuşturucu madde ele geçirilmişti. Uyuşturucu çetesinin başında bulunan iki kişiden birincisinin polise bilirkişilik yapan kimya mühendisi Doç. Dr. Rıza Işık, ikincisinin ise çevresinde hayırsever bir işadamı olarak tanınan Habip Kanat olduğu ortaya çıkmıştı.
+
+
+
+ 583301
+ Modanın kalbi Rafaeli ile İstanbul'da atacak
+ İBRAHİM KARAGÜL Modanın kalbi Rafaeli ile İstanbul'da atacak ZEYNEP ÇOLAKOĞLU İSTANBUL Moda dünyasının kalbinin attığı New York, Milano ve Paris'ten sonra ilk kez Türkiye'de düzenlenecek "Fashionable", "İstanbul by Avea" adıyla 23-25 Ekim tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilecek. Etkinliğin tanıtımı için dün Ritz Carlton Oteli'nde yapılan toplantıya ünlü top model Bar Refaeli de katıldı. Baykam RBM adlı Türk organizasyon şirketi ve moda organizasyon şirketlerinden IMG Fashion'un işbirliğiyle düzenlenen etkinlikte, gün boyunca Salvatore Ferragamo, Vivienne Westwood, Roberto Cavalli, Gianfranco Ferre gibi ünlü modacıların yeni koleksiyonları İstanbul'da beğeniye sunulacak. İSTANBUL'DA İLKLER OLACAK Hedeflerinin Türk moda sektörünü ve markalarını moda devlerinin arasına taşımak olduğunu söyleyen BAYKAM&RBM ortaklarından Mehmet Çelebi, dünyada Çin, Ortadoğu, Uzak Doğu, Türkiye gibi yeni pazarların yabancı yatırımcılar için çok daha önemli hale geldiğini ve Türkiye'nin Orta Doğu, Yakın Doğu ile Avrupa, Amerika arasında bir köprü olacağını belirtti. Cavalli, Ferragamo, Missoni, Ferre ve Westwood gibi ünlü tasarımcıların daha önce hiçbir yerde sergilenmeyen koleksiyonlarını Türkiye'de sergileyeceklerinin altını çizen Baykam RBM'nin ortaklarından Hakan Baykam da, İstanbul buluşmasının bu markalar için de son dönemde yükselen Çin ve Orta Doğu piyasalarına açılan bir kapı işlevini göreceğini anlattı. 25.09.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 584655
+ Solana'dan İran'a Ekim uyarısı
+ AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana, İran'ın, Ekimde küresel güçlerin katılımıyla yapılacak toplantıya, "nükleer meselenin çözülmesi için tam anlamıyla angaje olmasını" beklediklerini söyledi. İran'ın yeni nükleer tesisiyle ilgili bilgilerle ilgili olarak Solana'nın bürosundan yapılan açıklamada, "İran'ın nükleer programı hakkında bugünkü açıklamanın ışığında, Ekimdeki toplantı, şimdiye kadarkinden çok daha önemli ve gerekli. Bu toplantıda, İran'ın nükleer meselenin çözülmesi için tam anlamıyla angaje olmasını bekliyoruz" ifadesini kullandı. Solana, İran ile büyük ülkenin bir araya geleceği Ekimdeki toplantının yerini İsviçre'nin Cenevre kenti olarak açıklamıştı.
+
+
+
+ 584306
+ IMF'nin 2009 yılı raporu yayımlandı
+ IMF'nin 2009 yılı raporu yayımlandı. Strauss-Kahn, raporun girişinde yer alan mesajında, ABD konut piyasasının bir kesiminden kaynaklı krizin hızla tüm dünyaya yayıldığını, gelişmiş ekonomileri, gelişmekte olan ekonomileri ve düşük gelirli ekonomileri etkilediğini ifade etti. Ülkeler krizle boğuşurken, IMF'nin de ön safhada yer aldığını belirten Strauss-Kahn, savunmanın ilk hattında para cephanesinin tamamının kullanılmasını desteklediğini, Ocak 2008'de küresel mali teşviklerin devreye sokulması çağrısında bulunduklarını kaydetti. Bunu yaptıklarını çünkü, raporlarının özel talepte sıradışı büyüklükte ve uzun süreli düşüş öngördüğünü ve bunun sadece mali politikayla çözümlenemeyeceğini bildiren Strauss-Kahn, ülkelere, gayri safi yurtiçi hasılalarının yüzde 2'si oranında teşvik paketleri önerdiklerini ve ülkelerin de bunu büyük oranda yerine getirdiklerini belirtti. Aynı zamanda, bankaların bilançolarının toksik ya da değerini kaybetmiş varlıklardan temizlemesini istediklerini ifade eden Strauss-Kahn, mali krizdeki tecrübelerinin, bu yapılmadığı sürece finansal sistemin düzelmeyeceğini ve talebi destekleme çabalarının sonuçsuz kalacağını kanıtladığını kaydetti. Krizin, küresel ekonominin hızla devreye sokulabilecek etkili bir savunmaya ihtiyacı olduğunu da gösterdiğini ve IMF'nin bu cephede aktif hareket ettiğini bildiren Strauss-Kahn, IMF'nin, birçok ülkeye finans ihtiyaçlarını gidermesinde yardımcı olduğunu ve bu yüzden krizin ekonomik ve sosyal maliyetlerini hafiflettiğini vurguladı. IMF'nin borç verme kapasitesini üçe katlayarak 750 milyar dolara çıkardığını ve düşük gelirli ülkelere verdiği imtiyazlı kredilerin kapasitesini de iki katına çıkardığını belirten Strauss-Kahn, ayrıca, IMF'nin özel olarak Esnek Kredi Hattını devreye sokarak ülkelere herhangi bir siyasi koşul aramaksızın geniş destek sağladığını bildirdi. Strauss-Kahn, düşük gelirli üye ülkelere yönelik özel sorumluluklarının olduğunu, imtiyazlı kredilerin olanaklarının geliştirilerek daha esnek ve etkili olması konusunda çalıştıklarını belirtti. ''EŞİNE AZ RASTLANIR EKONOMİK İŞBİRLİĞİ'' Kriz sırasında, yakın tarihte çok az örneği görülür derecede, ülkeler arasında ekonomik işbirliği yaşandığını ifade eden Strauss-Kahn, ülkeler arasında, mali teşviklerle birlikte finansal alanda ve şu anda da işaretlerinin görülmeye başlandığı üzere bankaların bilançolarının temizlenmesi konusunda işbirliği görüldüğünü kaydetti. Dünya ekonomisini etkileyen sistemik risklerin azaldığını, 2010 yılının ilk yarısında toparlanma tahmin ettiklerini ifade eden Strauss-Kahn, zorluğun, kriz sona erse bile, bu derece bir işbirliğinin sürdürülmesi olduğunu bildirdi. Dinamik gelişmekte olan ülkeler dünya sahnesinde daha fazla rol alırken, bunun IMF'ye yansıması olması gerektiğini ifade eden Strauss-Kahn, Uluslararası Para ve Mali Komitenin (IMFC) gelişmekte olan ve düşük gelirli ülkelerin kotalarının artırılması ve daha çok seslerinin duyurulması konusundaki reformlara hız verilmesinin uygun olacağını önerdiğini belirtti. İleriye bakıldığında, zorlukların göz korkutucu olduğunu ifade eden Strauss-Kahn, küresel finansal krizin henüz sona ermediğini ancak ülkelerin, krizle mücadelede uygulamaya konulan eşi görülmemiş ekonomi politikalarından çıkış stratejileri hazırladıklarını kaydetti.
+
+
+
+ 583622
+ TIR çarpıştı: ölü, 38 yaralı
+ Kaza, bugün saat 00.30 sıralarında Viranşehir-Şanlıurfa karayolunun 8. kilometresinde meydana geldi. Mardin'den Mersin'e yolcu taşıyan bir firmaya ait 43 yaşındaki Turan Toktamış yönetimindeki 34 EZ 7480 plakalı otobüs ile 47 yaşındaki Adil Ayık'ın kullandığı 33 EZ 711 ve 31 yaşındaki Ömer Korkutan idaresindeki 73 DV 430 plakalı iki TIR çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle devrilen ve hurdaya dönen araçlarda tam bir can pazarı yaşanmaya başladı. Kazada, otobüs sürücüsü Toktamış ile TIR sürücülerinden Ayık olay yerinde yaşamını yitirirken, araçlarında sıkışan otobüs yolcuları ile TIR'da bulunanlar, yoldan geçen sürücüler ve ihbar üzerine gelen itfaiye görevlilerinin çabası ile kurtarıldı. Kazada yaralananların isimleri şöyle: Salih Kürşat, Şahin Altın, Mehmet Salih Çakır, Mehmet Kutlu, Nezir Kutlu, Rıdvan Orhan, Abdurrahman Uğurlu, Özcan Toktamış, Sibel Öner, Halim Uğurlu, Neval Uğurlu, Adil Güler, Yekta Uğurlu, Narin Uğurlu, Şilan Uğurlu, Sinan Ede, Kamile Ede, Cansu Sırdaş, Hüseyin Kızılçınar, Salih Ünler, Sibel Ünler, Tevfik Şahin, Ayşe Özmen, Kazım Baran, İmren Akipe, Umut Sırdaş, Tahir Gezer, Haşim Özalp, Mehmet Ali Zeybek, Abdurrahman Baran, Veysi Tofan, Mehtavi Kara, Berfin Kara, İsa Akman, Mehmet Bayar, Tekin Altın, Sefer Bayar, Hüsamettin Tunç 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 584486
+ 75 kiloluk orkinos görenleri şaşırttı
+ 75 kiloluk orkinos görenleri şaşırttıFırat KESKİNKILIÇ/EDİRNE, (DHA) 'nde balıkçıların ağına takılan metre 75 santim uzunluğunda ve 75 kilo ağırlığındaki orkinos balığı satışa çıktığı ’de ilgi odağı oldu. Vatandaşlar, sergilenen balıkla hatıra fotoğrafı çektirebilmek için sıraya girdi. Balıkçıların ağına takılan orkinos, Edirne’deki Balıkpazarı’nda satışa sunuldu. Parçalara ayrılmadan önce sergilenen balığa vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Çok sayıda kişi, balıkla hatıra fotoğrafı çektirdi. Orkinos balığının satıldığı Kardelen Balıkçılık çalışanı Hamza Köksoy, “Bu büyüklükte orkinos balığı her zaman ağlara takılmıyor. Balığı kilosu 15 liradan satışa sunduk. Şimdiden alıcıları sıraya girdi. Akşam balığı kesip sahiplerine teslim edeceğiz” dedi.
+
+
+
+ 583384
+ Tamer Korkmaz: 'Kraldan fazla kralcılar' için kötü haberler
+ Tamer Korkmaz 25 Eylül 2009 Cuma'Kraldan fazla kralcılar' için kötü haberler İçimizdeki IMF Lobisi, her geçen gün biraz daha fazla üzülüyor. “İliştirilmiş IMF'ciler” uzun bir süredir hükümete IMF anlaşması dayatıyor ama bir türlü sonuç alamıyorlar. Kriz Lobisi'nin önemli özelliklerinden birisi de “kraldan çok kralcı” olmaları Bakınız, geçtiğimiz hafta IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn bile Türkiye ekonomisini övmek zorunda kaldı! Şu cümleler IMF Başkanı'na ait: “-Türkiye gelişmekte olan bir ekonomi ama hızlı bir biçimde gelişmiş ve güçlü bir ekonomi haline dönüşecek” Başka ne diyor, Strauss-Kahn? “-Türkiye ekonomisinin yardıma ihtiyacı yok 2009 çok zor bir yıl. Küresel düzelmeyle birlikte Türkiye'de 2010'da hızlı iyileşme bekliyorum” Orta Vadeli Program'ın açıklanmasından sonra uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşları birer birer Türkiye'nin kredi notunu düzeltiyor Eyvahlar olsun! Standard&Poor's'tan sonra Moody's de Türkiye'nin kredi notunu düzeltmiş Ayrıca Moody's, kalkmış “Türkiye'nin artık IMF finansmanına ihtiyacı yok” demiş Çok üzücü bir durum! İçimizdeki IMF Lobisi'ni kahreden gelişmeler bunlar Tüm bunların üstüne Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince çıkıp, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın “IMF olmazsa olmaz değil” şeklindeki sözlerine destek veriyor Özince diyor ki: “Bir vatandaş olarak hükümeti IMF'ye yönelik böyle bir söylem içinde görmek isterim. Çünkü her şartta dış finansman sağlayabilen güçlü bir ülkeyiz” Aydın Doğan'ın kızı Arzuhan Hanım, Rahmi Koç'un oğlu Mustafa Bey ise “IMF ile yeni anlaşma olmadan olmaz” diye epey bir süredir markajdalar Bir türlü amaçlarına ulaşamadılar. Doğan Grubu'ndaki “IMF Narkozcuları” IMF anlaşması avuta çıktıkça kederleniyorlar “Piyasalar yavaş yavaş IMF'siz döneme alıştırılıyor” diye şekva ediyorlar. IMF lobisine dahil narkozcu meslektaşlarımız yeni anlaşmadan ümitleri azaldıkça komik duruma düşmeye başladılar. Mesela “IMF hiç bu kadar esnek olmamıştı” diye başlık atıyorlar!
+
+
+
+ 583411
+ Başbakan Erdoğan: İran'a gideceğim
+ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu ay Irak'ı ziyaret edeceğini bildirdi. G-20 Zirvesi için Pittsburgh ketine gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama'nın heyet liderleri için verdiği yemeğin ardından The Rönesans Oteli'ne gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. İran'a gelecek ay yapacağı ziyaretle ilgili bir soru üzerine, tarihin henüz netleşmediğini belirten Erdoğan, ''Ekim veya kasım ayı başı olabilir. Böyle birşeyimiz var'' dedi. Türkiye-İran ilişkilerinin önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Özellikle de bu doğalgazla ilgili ilişkilerimiz, İran'a verebileceğimiz mallar konusu bölgedeki teröre yönelik yapabileceğimiz müşterek çalışmalar. Bütün bunları geniş kapsamlı ele alabileceğimiz görüşmeler için dışişleri bakanımız gitti. Benim de ekim, kasım ayı başı gibi bir gitme planımız var.'' Erdoğan, bir başka soru üzerine bu ay Irak'a bir ziyaret gerçekleştireceğini de bildirdi. Bu arada, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel de The Rönesans Otel'de kalıyor. (aa)
+
+
+
+ 583386
+ Fatma K. Barbarosoğlu: “Katil zanlısı”na bu kadar yakın olmak zorunda mıyız?
+ Fatma K. Barbarosoğlu 25 Eylül 2009 Cuma“Katil zanlısı”na bu kadar yakın olmak zorunda mıyız? Bilgi Toplumu'nu; değerlerlerden boşanmış, toplumsal sermayesini kaybetmiş olduğu için, “Büyük Çöküş” olarak kavramlaştırıyor Fukuyama. Bayram boyunca Münevver Karabulut cinayetinin ekranda yer aldığı her anda Fukuyama'nın “Büyük Çöküş” geldi aklıma. Değerlerden boşanmış, toplumsal sermayesini kaybetmiş toplum bilgi toplumu.Bu tarifin/tasvirin üzerinde ısrarla duralım. Değerlerimizden nasıl boşanmış olduğumuzun izini, olağanüstü bir zamanlama ile “teslim edilen”,”katil zanlısı” haberleri üzerinden sürelim. Tam küçükler büyüklerin elini öperken, şekerler verilirken tatlı yiyip tatlı konuşulacakken, ekran herkesi ele geçirdi. Bayramı ele geçirdi. İtina ile “katil zanlısı” diye başlayan cümleler kurulup itina ile “katil zanlısı”nın hayatına yaklaştırıldık. Zaping aletinin bir önemi yok. Çünkü “katil zanlısı” haber değeri olarak bütün kanalları işgal etti. bütün kanalları ele geçirirken, ondan daha meşhur olmayı düşünen psikopatların teferruatlar üzerine akıl fikir yürütebileceği ihtimalini hiç aklına bile getirmedi haber müdürleri,yayın yönetmenleri. Umursadığımız tek “kişi” var:”Katil zanlısı” Hayatına dakika dakika dahil ediliyoruz. Sanki karşımızda bir cani değil de, büyük fetihlerden dönmüş bir kahraman var. Teslim olduktan sonra sucuklu tost istemişmiş.Zayıflamışmış.Bitkin ama bakımlıymışmış.Sabaha kadar ağlamışmış. Öyle bir haber dili kullanılıyor ki!!! Öldürülenin değil “katil zanlısı”nın ne kadar da insan olduğu bilgisine erişiyoruz medyanın “itinalı” empatik dili üzerinden. “Katil zanlısının” duygularına zumlandığımız, yetmiyor babasının mektubu düşüyor ekrana.”Arabayı duvara çarptık!” Sanki herhangi birinin malına kaza ile verilmiş bir zarardan bahsediliyor. Özne: Biz. Maktul nesne. Araba yani. Ekran başındakilerin bu haberi hangi duygularla seyrettiğinin, sabah kuşak programı, akşam tartışma programı derken muhakeme gücünü kaybetmiş milyonların, bu haber dilinden ne kadar etkilendiğini sahiden bu ülkede hiç kimse dert etmiyor mu? Değerlerimiz.!!! Biz ne zamandan beri “katil zanlıları” na bunca yakın olduk. Bunca içerden. Aman zinhar kimseler kendini suçlu hissetmesin diye “kamuoyu” olarak ağzımıza bir parmak bal, bağrımıza tenekeden madalya takılıyor. “Kamuoyu” bu cinayetin peşini bırakmadı diye yakalandı. Kamuoyu inanıyor. Peşine daha bir aşk ile düşüyor vahşetin. Satır araları tekrar tekrar okunuyor.”Kamuoyunu”nun her bir ferdi külyutmaz dedektifliğe soyunuyor.”Ben dediydim zaten” ciler birbirini kovalıyor. Çocuklar var odada. Küçücük çocuklar. Biraz önce şeker ikram ettiğimiz. Bayram parası verdiğimiz çocuklar. Şekeri, parayı verdik vazifemiz bitti.Dönebiliriz “asrın haberi”ne.Spikerin teatral acımtırak ama bir kadar da heyecanlı neşeli sesine. Salonumuzdaki masum çocuklar kimsenin umuru değil.Zaten masumlar ve mazlumlar kimsenin derdi değil.Onlar kimsesiz.Kimsesiz olmak enerjisiz olmak demektir.Oysa modernliğin kodları sadece enerji ile ilgilenir.”Katil zanlısı”nın nasıl sorgulanacağına dair pedagoglar vazife icra eder.Onların vazifesini biz kamuoyu olarak biliriz.Ama öldürülmüş olan, kara toprağın kara bağrında olanın da bir kardeşi vardır.O da çocuktur.Bu acıyla nasıl başa çıkabileceğini “öğretmesi” için devletimiz ona bir pedagog, bir psikolog göndermiş midir? Medya sadece katilleri ve hırsızları seviyor. Yan kesicileri, dolandırıcıları.Ama küçücük çocuklar bir tepsi baklava çaldı diye hapse atılınca kimin gıkı çıkmıştı hatırlayın bakalım.Sen ben bir de bizim keloğlan.Hepsi işte. Medyanın haber dili sadece kötülük ve şiddetin diline ayarlı. Çünkü ancak kötülüğün tekrar tekrar sunulabilme özelliği var. Eskiler aman kötülüğü ortaya getirmeyin muhakkak alıcısı çıkar diye nasihat ederdi. Oysa modern toplum kendi yüceliğini ve iyiliğini “itiraf” üzerinden temellendiriyor.Eylemin kendisinin kötü olup olmamasının bir önemi yok. Cinayetin teferruatları üzerinden hepimiz suça ortak edilmeye çalışılıyoruz. Ne ki hiçbirimiz farkında değiliz. Olan çocuklara, gençlere oluyor. Kadından ve aileden sorumlu Devlet Bakanlığını göreve çağırıyorum. Pedagogları, psikologları göreve çağırıyorum.Daha ne kadar bekleyeceksiniz.Ekran başındaki milyonlarca çocuğa ve gence pedagojik, psikolojik destek veremeyeceğinize göre, medyanın ürettiği şiddet diline karşı görevinizi yapmaya çağırıyorum sizi. Not:2008'de tatil yapmadım.Hasta olduğumda seyahatte olduğumda bile daima yazdım yazılarımı.Onun için ne kırk gün hasta yattığımdan haberiniz oldu ne gittiğim yerden dönemediğimden. Lakin bu defa sizlerden on beş günlüğüne izin istiyorum.Yakında çıkacak olan “Cumhuriyetin Dindar Kadınları”nın matbuaya teslim sürecini kesintisiz bir zaman içinde yaşamak istiyorum.Kitap çıkınca çok tartışılacağı için (ön okumayı yapanlar böyle söylüyor),bütün bu tartışmalar için biraz enerji biriktirmem gerekiyor. Duanıza muhtacım velhasıl.
+
+
+
+ 583603
+ Kapıda yeni bir kart krizi mi var?
+ Ödeme kolaylığı ile vatandaş 3,4 milyarlık kredi kartı borcunun 784 milyon TL’sini yapılandırdı. Ancak, yapılandırma sonrası batık kredi kartı borcu 417 milyon TL arttı. Erdoğan Süzer'in yazısı Ödeme kolaylığı ile vatandaş 3,4 milyarlık kredi kartı borcunun 784 milyon TL’sini yapılandırdı. Ancak, yapılandırma sonrası batık kredi kartı borcu 417 milyon TL arttı...B irikmiş kredi kartı borcu olan vatandaşlara sağlanan ödeme kolaylığı yeni kartzedelerin doğmasını önleyemedi. Yasayla getirilen düzenleme sayesinde 3,4 milyar lira toplam kart borcunun 784 milyon TL’lik kısmı ödeme kolaylığından yararlandı. Ancak, yasanın uygulandığı günden bu yana geçen aylık sürede kredi kartındaki batık tutarı 417 milyon TL birden arttı. Ödeme kolaylığına rağmen kredi kartında batık oranı yüzde 11’e ulaştı. HEDEF BÜYÜKTÜ Hükümet, çıkardığı yeni bir yasayla, 31 Mayıs 2009 tarihi itibariyle kredi kartı borçları için yeni bir ödeme planını devreye soktu. 30 Nisan 2009 itibariyle, 874 bin 657 kişiye ait olan milyon 301 bin adet kredi kartında tahsili gecikmiş ve takibe alınmış kredi miktarının milyar 107 milyon lira olduğu belirtilerek, borcun yarısı için ödeme kolaylığından yararlanabileceği tahmini yapıldı. RİSKLİ EŞİĞE GELİNDİ Ancak, gerçekleşme beklentinin çok altında kaldı. Uygulamadan yararlanmak için 246 bin 586 kişi başvuruda bulunurken 784 milyon 666 bin liralık borç düşük faizle yapılandırıldı. Aftan yararlan kredi kartı sayısı ise 273 bin 166 oldu. Sonuçta milyarı aşan borcun yaklaşık yüzde 30’luk kısmı yapılandırmaya katılmış oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verileri üzerinden BUGÜN’ün yaptığı hesaplamalara göre ödeme kolaylığı kartzede sorununu çözemediği gibi sistem, batık borçlar açısından riskli eşiğe geldi. Ödeme kolaylığının uygulamaya başlandığı haziran ayından bugüne kadar geçen sürede kredi kartı harcamalarının tutarı 34 milyar TL’den 35 milyara geldi. Buna karşılık batık kredi kartı borcu tutarı 417 milyon TL birden artarak 3,4 milyardan 3,8 milyar TL’ye çıkması riskin boyutunu daha da belirgin biçimde ortaya koydu. Bu dönemde kartla yapılan harcamalar yüzde 2,9 ödenmeyen kredi kartı borçları ise yüzde 12 arttı. TEVFİK BİLGİN UYARMIŞTI Batık oranı yüzde 10,96’yı eylül itibariyle gördü. Ödeme kolaylığı, batık oranını düşürmediği gibi artışı da frenleyemedi. BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, ödenmeyen kredilerdeki en hızlı artışın kredi kartlarında yaşandığına işaret etmişti. Bugün
+
+
+
+ 583512
+ 'Abhazya, Gürcistan'ın olacak'
+ BM Genel Kurulu'nda konuşan Saakaşvili, "Zaman alacak ama Abhazya, bir zamanlar olduğu gibi yine Gürcistan'ın en güzel kısmı olacak" dedi. Abhazya'nın son durumu hakkında kara bir tablo çizen Saakaşvili, bahçelerin, otellerin ve tiyatroların yerini askeri üslerin, mezarlıkların aldığını, nüfusun dörtte üç oranında azaldığını söyledi. Saakvaşvili, "Avrupa bugün dışarıdan bir güç tarafından inşa edilen ve Gürcistan'a uzanan yeni bir Berlin duvarıyla bölünmüş durumdadır" dedi. Gürcistan'ın Ağustos 2008'de Güney Osetya'da giriştiği operasyonun ardından harekete geçen Rusya, önce Gürcü kuvvetleri püskürterek Gürcistan sınırlarına girmiş, çatışmaların sona ermesinin ardındın da Abhazya ile Güney Osetya'nın bağımsızlığını tanımıştı. Abhazya ile Güney Osetya'nın bağımsızlığı daha sonra Nikaragua ve Venezuela tarafından da tanındı.
+
+
+
+ 584520
+ "Yolları yaptık, şimdi gönülleri yapalım"
+ "Yolları yaptık, şimdi gönülleri yapalım" 25.09.2009 19:11Cumhuriyetin 100'üncü yılında hedefin ilk 10 ülke arasında yer almak olduğunu söyleyen Bakan Yıldırım demokratik açılım süreci ile ilgili de "Yolları yaptık, şimdi gönülleri yapalım" dedi. Yurtdışında 15 civarında bakanın, 100'ün üzerinde bilim adamının sivil toplum kuyruluşları temsilcilerinin katılacağı Şura'da karayolu, demiryolu, haberleşme, kent içi ulaşım gibi sorunlar tartılacak. 2023'TE HEDEF İLK 10 "Türkiye'nin 2023 hedefleri belirlenmiş olacak. Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye, dünyanın neresinde olacak onu belirliyoruz. Dünyanın en rekabetçi 10 ülkesi içinde yer alacağız. Ulaşımda, iletişimde ne yapmak gerektiğini enine boyuna tartışacağız." diyen Bakan Yıldırım şöyle devam etti: "Karayoluna yüzde 89 bağımlıyız. Demiryolu, deniz yolu ve havacılık geliyor. BU bir sonuçtur. 59 yılda buralara geldik. Demiryolları unutuldu. Denizcilik gelişmedi, havacılık gelişmedi. Bunun bir maliyeti var. Kaza, ekonomi, çevre etkileri, yoların kısa sürede yıpranması...İstiyoruz ki 2023 hedefinde burada sağlıklı bir denge oluşturalım. Bu türler arasındaki bütünlüğü de geliştierlim. Karayolu, demiryolu, denizyolu bağlantılı olsun. Hepsinin projeleri hazır. İstiyoruz ki bu şurada çalıştaylarda tartışılsın. Ya kabul görsün ya da yeni öneriler gelsin. Genel kabul görmüş oranlar neyse bunları şura kararı olarak kabul edeceğiz. Demiryollarının mutlaka ağırlık merkezinde olmasını istiyoruz. AB'de de demöiryolu altyapısına büyük önem veriliyor. Projelerin devam etmesi gerekiyor. Atatürk'ün önderlik ettiği 1. demiryolu devrimi duraaksama devri yaşadı. 2050'ye kadar olan dönemde 2. demiryolu devrimini başlatmak gerekiyor." BÖLÜNMÜŞ YOLLAR KAZALARI AZALTTI Karayollarının da gelişeceğini söyleyen Bakan Yıldırım, "Her sektör gelişecek amaç sağlıklı, dengeli gelişmeyi sağlamak. Duble yolu sadece Başbakanımız değil, vatandaş da seviyor. Bölünmüş yollar kazaları azaltıyor. 'Bayramda yüz kişi öldü' denebilir. Her şeye rağmen bölünmüş yollardan sonra kazalarda ve ölümlerde azalma olmuştur. Bunların standartlarını da iyileştieceğiz." dedi. "2003 yılına kadar 6100 km bölünmüş yol var bugün itibarıyla 16500 km var." diyen Bakan Yıldırım Karadeniz Otoyolunun da doğru poreje olmadığını söyledi. YOUTUBE YASAĞI Bakan Yıldırım, Youtube yasağı ile ilgili soru üzerine de şunları söyledi: "Youtube'a Atatürk'e hakaret yüzünden 123 tane dava açıldı. Bu davalar sonucu bazılarında içeriğin çıkartılması bazılarında hem dünyada hem Türkiye'de çıkarılması şartı getirildi. Türkiye'de çıkarıldı ama dünyada çıkarılmadı. 'Sizin hukukunuz sizde geçerlidir' denildi. Mahkeme de ısrarını sürdürdü. 'Burada bir ofis açın, adresiniz, muhataplarınız belli olsun. Tükiye'de yerli sürümü yapın bunu 21 ülkede yapmışlar biz de yasalarla ilgili netlik kazandıralım. Hakimlerimizin önünü açalım ve işi çözelim' dedik. İnterneti burdan tutarsanız arkadan girer. Hal böyle olunca kim kimi kandırıyor. Bunun sürdürülmesi mümkün değil." DEMOKRATİK AÇILIM Bakan Yıldırım, demokratik açılım süreci ile ilgili bir soruya da "Demokratik açılım, ulaşım ve iletişimle ilgili açılımla paralel gidiyor. İnterneti yurdun her köşesine ulaştırıyoruz; vatandaş daha kısa sürede bilgiye erişsin. Yollar yapıyoruz; bölgeler arasındaki farklılıklar ortadan kalksın. 'Devlet bizi ihmal ediyor' demesinler. Doğu ve güneydoğuya son yılda 14 katrilyonluk yatırım yaptık. Bunlar bir lütuf değil, yıllardır ihmal edilmiş şeyler. Bundan sonra gönülleri yapmak lazım. Vatandaşın anlaşması anayasadır. Orada bir ülkenin nasıl yönetileceği yazılı. Bütün maddelerinde anlaşamıyoruz. Ama yüzde yüz anlaştığımız maddeler var: Anayasanın değişmez maddeleri... Bunlara kimsenin itirazı yok."
+
+
+
+ 584530
+ İran yeni nükleer santral kuruyor
+ Salihi, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, ''İran, barışçıl amaçlı nükleer enerji elde etmede başarılı ve yeni bir adım atmıştır'' ifadesini kullandı. Yeni tesislerin ''yarı sanayi'' ölçeğinde ve nükleer yakıt üretmeye yönelik olduğunu kaydeden Salihi, ''Bu tesislerin tüm faaliyetleri, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) belirlediği çerçevede olacak'' dedi. Salihi, ''Nükleer teknolojide gelişme ve ilerlemeye yönelik atılan önemli adımdan dolayı dini lider Ayetullah Ali Hamaney ve İran halkına tebriklerini sunduğunu'' bildirdi. İran'ın yeni tesislerle ilgili UAEK'yı bilgilendirdiği kurum tarafından da doğrulanmıştı. Yapım aşamasındaki nükleer tesislerin yeri ve ne zaman bitirileceği konusunda bilgi verilmedi.
+
+
+
+ 583882
+ TSK brifinginde bir ilk yaşandı
+ Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, komando birliklerinin profesyonel hale getirilmesi çalışmalarının planlandığı şekilde devam ettiğini belirterek, Kara Kuvvetleri Komutanlığınca 2010 yılı içerisinde komando tugayının profesyonelleşmesinin tamamlanacağını bildirdi. Tuğgeneral Gürak, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında yaptığı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personel yapısı ile personele yönelik son dönemde yapılmış iyileştirmeler hakkında bilgi verdi. Hizmetin daha iyi yürütülmesi, çalışanların yaşam standardı ile moral ve motivasyonlarının artırılması amacıyla gereken tedbirleri almanın TSK'nın bugüne kadar uyguladığı ana prensip olduğuna dikkati çeken Tuğgeneral Gürak, bu kapsamda TSK personelinin özlük hakları, eğitim seviyeleri, sosyal hakları, sahip oldukları yetkiler ile ilgili olarak bugüne kadar birçok çalışma yapılarak sonuçlandırıldığını kaydetti. Subaylarla ilgili olarak kadrosuzluk tazminatının, kıdemli albaylıktan itibaren ekmekli olan personele verilmesine yönelik kanun değişikliği yapıldığını ve uygulanmaya başlandığını ifade eden Tuğgeneral Gürak, TSK hesabına yurt içinde fakülte ve yüksek okullarda öğrenim veya meslekleriyle ilgili ihtisas yapan personelin, öğrenimde geçen sürelerinin yarısının yükümlülük süresinden sayılmasına ilişkin düzenlemenin gerçekleştirildiğini belirtti. Sözleşmeli subay ve astsubayların temini, yetiştirilmesi, özlük ve sosyal hakları ile ayırma ve ayrılma esaslarının yeniden düzenlendiğini dile getiren Tuğgeneral Gürak, iç güvenlik harekatında görev alması nedeniyle tıpta uzmanlık sınavına katılamayan tabip subaylara ilave hak verildiğini söyledi. Komando temel ve ihtisas kursu gören subaylara Harp Akademileri sınavına girişte ek puan verilmesi ile ilgili yasal düzenleme yapıldığını kaydeden Tuğgeneral Gürak, subaylarla ilgili olarak özlük hakların iyileştirilmesi ve uçuş, paraşüt, denizaltı, dalgıç ve kurbağa adam hizmetleri tazminatının yeniden düzenlemesi konularında çalışmaların devam ettiğini bildirdi. Tuğgeneral Gürak, 2009 yılı içerisinde, astsubayların özlük hakları, eğitim seviyeleri, sosyal hakları, sahip oldukları yetkiler ili ilgili olarak yapılan düzenlemeler hakkında da bilgi aktardı. Üstçavuş ve kıdemli üstçavuşlukta 3'er yıl olan rütbe bekleme sürelerinin 6'şar yıla çıkarıldığını ve buna bağlı olarak tazminat oranlarının yeniden düzenlendiğini ifade eden Tuğgeneral Gürak, astsubayların daha genç rütbelerde subaylığa geçişlerine olanak sağlamak amacıyla, subaylığa müracaat yılının 7'nci hizmet yılından 5'inci hizmet yılına çekildiğini kaydetti. Yüksek lisans öğrenimi yapan astsubaylara subaylara uygulanan yüksek lisans öğrenim kıdemi verilme esasları dahilinde kıdem verilmesine yönelik yasal düzenlemelerin tamamlandığını belirten Tuğgeneral Gürak, görevdeki astsubayların TSK hizmet tazminatlarının artırılarak özlük haklarının iyileştirilmesi ile astsubaylara üst karargah hizmetlerine yönelik müşterek bir eğitimin verilmesine çalışmalarının ise devam ettiğini bildirdi. UZMAN JANDARMA VE UZMAN ERBAŞLAR Tuğgeneral Gürak, uzman jandarma ve uzman erbaşların özlük hakları ile ilgili olarak da şunları kaydetti: ''Uzman jandarmaların göreve başlangıç derece ve kademelerinin 11/1'inden, emsalleri gibi 10/1'ine yükseltilmesi, Uzman jandarma ve uzman erbaşların ilerleyebilecekleri derece ve kademelerin 3/8'inden 2/6'sına yükseltilmesi ve belirli şartlarda (2 yıl ve daha uzun süreli yüksek okul mezunu olanlar ile lise mezunu olanlardan son altı yıllık sicil notu ortalaması yüzde 90 üzerinde olanlara) 1'inci dereceye yükselebilme hakkı verilmesi, Uzman jandarma ve uzman erbaşlarda ilave öğrenime kademe verilmesi (2 yıl süreli yüksek öğrenim bitirenlere bir kademe, yıl süreli yüksek öğrenim bitirenlere iki kademe, ve daha uzun süreli yüksek öğrenim bitirenlere ise bir derece), Uzman erbaşlara 46 yaşında emeklilik hakkı sağlanması ve azami 45 yaş sınırı sebebiyle daha önceden sözleşme yapılamayan uzman erbaşlara da bu hakkın verilmesi, Uzman erbaşlara, astsubaylara verilen ek gösterge rakamlarının 2/3'ünün verilmesi hususları düzenlenerek Milli Savunma Bakanlığına gönderilmiştir.'' Tuğgeneral Gürak, bu çalışmalar kapsamında, emekli personelle ilgili olarak da, lise mezunu emekli astsubayların, iki yıllık yüksek okul mezunu olarak intibaklarının yapılması, emekli astsubaylara ilave 100 TL'lik artış sağlanması, ikinci dereceden emekli olan astsubayların emekli aylıklarının 171 TL iyileştirilmesi amacıyla ek göstergelerin düzenlenmesine yönelik tekliflerin Milli Savunma Bakanlığı ve Başbakanlığa gönderildiğini belirtti. PROFESYONEL KOMANDO BİRLİKLERİ TSK'nın süreklilik isteyen bazı kadrolarında profesyonelleşme çalışmalarına kademeli olarak devam edildiğini ve bu kapsamda komando birliklerinin tamamen profesyonel personelden oluşturulmasının hedeflendiğini ifade eden Tuğgeneral Gürak, bu konuda Kara Kuvvetleri Komutanlığınca komando tugayının profesyonelleşmesi çalışmalarının sürdürüldüğünü bildirdi. Bu kapsamda, ilk olarak komando kollarında yedek subay görevlendirilmeyecek şekilde muvazzaf subay ve astsubay kadrolarının tamamının desteklenmeye başlandığını dile getiren Tuğgeneral Gürak, bugüne kadar temin edilen bin 750 uzman erbaş ile komando birliklerinin yüzde 70'inin profesyonel hale getirilmesinin sağlandığını kaydetti. Halen eğitimi devam eden 650 uzman erbaşın daha sisteme girmesi ile bu oran Aralık 2009'da yüzde 86'ya ulaşacağını belirten Tuğgeneral Gürak, ''Komando birliklerinin profesyonel hale getirilmesi çalışmaları planlandığı şekilde devam etmekte olup 2010 yılı içerisinde komando tugayının profesyonelleşmesi tamamlanacaktır'' dedi. Tuğgeneral Gürak, Jandarma Genel Komutanlığınca, jandarma komando tugayının tamamının profesyonelleştirilmesi çalışması 2008 ve 2009 yıllarında temin edilerek sisteme giren 872 uzman erbaş ile tamamlandığını ifade ederek, Jandarma Özel Harekat Birliklerinin tamamının profesyonel personelden oluştuğunu bildirdi. İNSAN KAYNAKLARI TSK'nın her kademesinde görev alacak personelin TSK bünyesindeki eğitim kurumlarına alımında her meslekten, her gelir seviyesinden ve Türkiye'nin her bölge ve ilinden yeterlilik kriterlerini karşılayan fertlerin alınmasına büyük önem verildiğini anlatan Tuğgeneral Gürak, eğitim kurumlarının insan kaynakları seçme ve değerlendirme merkezlerinin bu amaçla ülkenin her bölgesindeki insan kaynaklarına ulaşmaya, TSK eğitim kurumlarını il il ve ilçe ilçe dolaşarak tanıtmaya, okullarda özel tanıtım konferansları vermeye büyük gayret gösterdiğini bildirdi. Tuğgeneral Gürak, TSK'nın 2009 yılında bütün illerde Milli Güvenlik derslerinde yapılan tanıtımın yanı sıra Kuvvet Komutanlıkları bünyesinde oluşturulan gezici ekipler ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri dahil olmak üzere toplam 68 ilde tanıtım konferansları düzenlediğini belirtti. Türkiye'nin eğitimdeki bölgesel farklılıklara rağmen, 2009 yılında, bu gayretlerin bir sonucu olarak istisnasız her ilden askeri liselere ve astsubay okullarına müracaat edildiğini anlatan Tuğgeneral Gürak, istatistiklerin askeri liselere alınacak bin öğrenci için 81 ilden toplam 53 bin 523 adayın müracaat ettiğini gösterdiğini kaydetti. Astsubay meslek okulları için de benzeri durumun söz konusu olduğuna işaret eden Tuğgeneral Gürak, bin 883 kişinin alınacağı okullara Türkiye genelinde tüm illerden 38 bin 432 kişinin müracaat ettiğini bildirdi. Tuğgeneral Gürak, ''Halen TSK eğitim ve öğretim kurumlarında her ilimizden öğrenci bulunmaktadır'' dedi. İÇ GÜVENLİK OLAYLARI İç güvenlik olayları konusunda da bilgi veren Tuğgeneral Gürak, 18 Eylül 2009 tarihinden bugüne kadar geçen dönem içerisinde, iç güvenlik olayları kapsamında; bölücü terör örgütü mensubunun yakalandığını, bölücü terör örgütü mensubunun teslim olduğunu bildirdi. Bölücü terör örgütünün sivil vatandaşlara yönelik eylemlerinde bir vatandaşın hayatını kaybettiğini, dört vatandaşımız yaralandığını, bir vatandaşın kaçırıldığını belirten Tuğgeneral Gürak, dönem içerisinde, güvenliği sağlamaya yönelik olarak yapılan arazi arama-tarama faaliyetlerinde üç adet el yapımı patlayıcının bulunarak etkisiz hale getirildiğini söyledi. Tuğgeneral Gürak, BKC makinalı tüfek, Kaleşnikof piyade tüfeği, 20 kilogram plastik patlayıcı, 10 el yapımı mayın anahtar düzeneği, el yapımı mayın düzeneği ele geçirildiğini de kaydetti. Dönem içerisinde TSK tarafından 16 arama kurtarma faaliyeti yapıldığını da anlatan Tuğgeneral Gürak, Sahil Güvenlik Komutanlığınca kişinin ölü olarak bulunduğunu, denizden 130 kişinin sağ olarak kurtarıldığını bildirdi. Tuğgeneral Gürak, ''Ayrıca, 23 Eylül 2009 tarihinde Artvin ili Borçka ilçesi ile Demirciler ve Kaleköy köylerinde meydana gelen sel felaketinde, Jandarma Genel Komutanlığından yeterli personel ile helikopterler arama-kurtarma faaliyetlerine katılmıştır'' dedi. Tuğgeneral Gürak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, İspanya Genelkurmay Başkanının resmi davetlisi olarak, 27-30 Eylül 2009 tarihleri arasında, İspanya'yı ziyaret edeceğini, ziyarette, iki ülke arasındaki askeri işbirliği konularının görüşüleceğini de söyledi. Preveze Deniz Zaferi'nin 471'inci yıldönümü ve Deniz Kuvvetleri Günü nedeniyle 27 Eylül 2009 Pazar günü Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahında bir tören yapılacağını da belirten Tuğgeneral Gürak, yine aynı gün TCG Gökova Fırkateyninin, Aden Körfezinde görev yapan Birleşik Görev Kuvveti-151'e uğurlama töreninin de Gölcük'te, Poyraz Limanında gerçekleştirileceğini bildirdi. SORULAR Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler ise toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Askeri liselere ve astsubay meslek yüksek okullarına 81 ilden öğrenci alındığını belirtildi. Güneydoğu ve doğu illerinden öğrencilere pozitif ayrımcılık uygulandı mı?'' yönündeki sorusu üzerine Tümgeneral Güler, ''Yapılan tüm sınavlar bütün vilayetler için aynı orandadır. Herhangi bir ayrımcılık söz konusu değildir, hiçbir ayrım yoktur. Tamamen bütün sorular herkese aynı şekilde sorulmaktadır'' yanıtını verdi. Tümgeneral Güler, gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin bazı sorularının da yazılı olarak gönderilmesini istedi.
+
+
+
+ 583327
+ Yusuf da sakatlandı
+ OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Yusuf da sakatlandı Beşiktaş, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Rusya temsilcisi CSKA Moskova ile 30 Eylül'de oynayacağı maçın hazırlıklarını yaptığı antrenmanla sürdürdü. Kondisyon ve taktik ağırlıklı idmana tedavilerine devam edilen Rüştü, Nobre, Ferrari ve sağ ayak bileğinde ödem tespit edilen Yusuf'un katılmadığı, Delgado'nun ise program doğrultusunda idmanlarına devam ettiği açıklandı. Beşiktaş, CSKA Moskova maçı için Rusya'ya hem suni çim, hem de soğuk hava şartları nedeniyle gün önceden gidecek. Siyah-beyazlılara maçın oynanacağı Luzniki Stadı'nda kez çalışmasına izin verilecek. 25.09.2009
+
+
+
+ 583274
+ Bir yıl sonra Olimpiyat'ta
+ FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ Bir yıl sonra Olimpiyat'ta Dünyaca ünlü rock grubu U2, gelecek yıl Türkiye'de konser verecek. Vicdana Çağrı Vakfı'nın gecesinde Devlet Bakanı Egemen Bağış ile U2'nun solisti Bono'nun, İstanbul konserini konuşmasının ardından grubun resmi internet sitesinde açıklama yapıldı. Programa göre, grup Eylül 2010'da İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı'nda hayranlarıyla buluşacak. 25.09.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 582843
+ Semt pazarında kavga: yaralı
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Semt pazarında kavga: yaralı Eskişehir'de semt pazarında çıkan kavgada kişi bıçakla ağır yaralandı ESKİŞEHİR (A.A) Eskişehir'de semt pazarında çıkan kavgada kişi bıçakla ağır yaralandı. Alınan bilgiye göre, Akcami Mahallesi Malhatun Sokak'ta kurulan semt pazarında Mahmut T. (26) ile aralarında alacak meselesi nedeniyle husumet bulunduğu bildirilen İbrahim P. (52) tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu İbrahim P, pazar tezgahından aldığı bıçakla Mahmut T'yi sırtından ve kasığından yaraladı. Mahmut T. de aynı bıçakla İbrahim P'yi sırtından ve kolundan yaraladı. İbrahim P. ile Mahmut T, pazarcıların haber verdiği 112 Acil Servis ekiplerince Eskişehir Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılar, buradaki ilk müdahalenin ardından hayati tehlike kaydıyla Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. 24.09.2009
+
+
+
+ 584380
+ 17:20 U2 10 milyon dolara geliyor
+ U2 10 milyon dolara geliyorMAGAZİN SERVİSİ Daha önce Kürt sorunu ve insan hakları ihlalleri nedeniyle Türkiye'ye gelmeyi reddettiği öne sürülen efsane grup U2'nun resmi internet sitesinde Eylül 2010'da Türkiye'de konser vereceğini açıklaması grubun fanatiklerini heyecanlandırdı. "U2 360° Tour" İstanbul konseri Live Nation tarafından Pozitif ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı işbirliğiyle, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı'nda gerçekecek olan grubun ne kadar ücret aldığı ise merak konusu oldu. Yunanistan'da milyon dolara sahneye çıktığı iddia edilen grubun Türkiye'de ise milyon dolara konser vereceği gündeme geldi. Ancak U2'nun alacağı toplam rakamın bilet fiyatları da dahil 10 milyon dolar olduğunu öğrenildi.
+
+
+
+ 584342
+ "11'e 10 kala" İspanya'da
+ San Sebastian Film Festivali'nde yarışan tek Türk filmi olan "11'e 10 kala" dün gösterildi. İspanyol basınında bugün yer alan yorumlarda film hakkında olumlu eleştirilerde bulunuldu. El Mundo gazetesi, "Sadece olağanüstü denilebilir. Basit ve derinden güzel bir film" diye yazdı. Filmin konusunu, "Yaşamını bir milimetre kadar bile değiştirebilecek çabayı gösteremeyen yaşlı bir adam. Evi; tüm geçmişi, yalnızlığı, antipatiliği ve kitaplarının altında kalmış" diye anlatan El Mundo, filmin gereksiz gösterişe yer vermediğini belirtti. ABC gazetesi, "Evini anıları, kağıtları, eşyaları ile bir çarşıya dönüştürmüş ve geçmişini koleksiyon yaparak biriktiren yaşlı bir adamın olağanüstü bir portresi" ifadesini kullandı. La Razon da "Yeni yönetmenler ödülüne layık olabilecek kaliteli bir çekim, güzel bir film" şeklinde övgüde bulundu. San Sebastian kentinin en büyük gazetesi "Diario Vasco" ise "Karakterler arasındaki konuşmalarda hiçbir zaman ses tonu yükselmiyor" yorumunda bulundu. Festivale filmin yapımcıları Nida Karabol Akdeniz ve Tolga Esmer'in yanı sıra filmin oyuncusu Nejat İşler ile gelen yönetmen Pelin Esmer, düzenlediği basın toplantısında, filmi yaparken amcasının hayatından esinlendiğini söyledi. Esmer, son yıllarda Fatih Akın ve Nuri Bilge Ceylan gibi birçok Türk yönetmenin uluslararası sinema festivallerinde başarısının nedenlerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, "Kendimizi anlatmak için daha fazla bekleyemezdik, zaten yeterince bekledik. Film yapmak için çok heyecanımız ve haklılığımız var. Her yönetmenin kendine göre farklı bakışları var. Ama iyi film yapmak için iyi bir döneme de denk gelmek gerektiğine inanıyorum. Mükemmel yönetmenlerimiz var ve artık sinemamız tanınıyor. Belki de Türk sinemasına artık daha fazla merak var. Ayrıca sinemada dijital teknoloji dünyada çok şey değiştirdi ve özellikle Türkiye'de çok şey değiştirdiğine, sinema sektörünü demokratikleştirdiğine inanıyorum. Türkiye değişen, çok canlı olan bir ülke ve artık ağzımızı kapatmayacağımıza inanıyorum" değerlendirmesini yaptı. Pelin Esmer, kadın yönetmenlerin durumuyla ilgili bir soru üzerine de, "Sinemada milliyet veya cinsiyet olduğuna inanmıyorum. Burada olmam da buna bir cevap. Türkiye'de mükemmel kadın yönetmenlere sahibiz. Ben yönetmen olarak engelle karşılaşmadım, aksine çalıştığım zamanda avantajlara bile sahip oldum" dedi. 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 584289
+ Ferhan Yılmaz'ın ölüm nedeni kalp krizi
+ Kendisinden haber alamayan komşularının polise ihbarı sonucu dün Bayındır Mahallesi'ndeki evinde ölü bulunan internet kafe işletmecisi Ferhan Yılmaz'ın cesedine Adli Tıp Kurumu morgunda otopsi yapıldı. Otopside, Ferhan Yılmaz'ın ilk tespitlere göre kalp krizi sonucu yaşamını yitirdiği belirlenirken, kullandığı zayıflama haplarının geçirdiği kalp krizine etkisi olup olmadığı yönünde ise inceleme yapılacağı öğrenildi. Bazı yakınları, gazetecilere yaptıkları açıklamada, Ferhan Yılmaz'ın kısa süre önce yurt dışından zayıflama hapları getirttiğini ve bu hapları kullandığını söylediler. Yılmaz'ın cenazesi Antalya'da toprağa verildi.
+
+
+
+ 583243
+ Kürtçe eğitim
+ Rıza Türmen Kürtçe eğitim 25 Eylül Cuma 2009 Hükümetin “” projesinden ne çıkacak bilinmiyor. Ama somut önlemler içerecek bir paketin en temel öğelerinden birinin olması beklenebilir. Kürtçe eğitimin çerçevesini ve uluslararası belgeler çiziyor. Anayasa devlete, tüm vatandaşlarına öğretme yükümlülüğü getiriyor. Anayasa’nın değiştirilmez nitelikteki 3. maddesi devletin dilinin Türkçe olduğunu belirtiyor. 42. maddenin son paragrafı “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez” diyor. 42. maddenin doğurduğu iki sonuç var: Resmi dil öğretilir 1. Dersler Türkçeden başka bir anadilde okutulamaz 2. Türkçeden başka bir dil anadil olarak öğretilemez. Madde ayrıca, yabancı dillerin öğretilmesinin tabi olacağı esasların kanunla düzenleneceğini belirtiyor. Konuya ilişkin uluslararası belgeler de devletin resmi dilini öğretmekle görevli olduğunu kabul ediyor. Ancak bunun yanında, devletin vatandaşlarına anadillerini öğrenme olanağını sağlamasını da öngörüyor. Örneğin, Azınlıkları Koruma Çerçeve Sözleşmesi, azınlıkların, devlete mali yük getirmeksizin, kendi özel eğitim kurumlarını kurmalarına izin verilmesini istiyor. Bunun yanında, azınlıkların yaşadığı bölgelerde, devletin kendi eğitim sistemi içinde, azınlıklara kendi dillerinin öğretilmesi olanağını sağlamasını öngörüyor. bu sözleşmeye taraf olmayan dört devletten biri. Kürtleri azınlık olarak kabul etmiyor. Ancak söz konusu olan kültürel haklar. Hak öznesi bireylerdir Ayrıca, raporları ve başka uluslararası belgeler de benzer talepleri içeriyor. Sözleşmedeki haklar bireysel nitelikte. Dolayısıyla, eğitim hakkı bir topluluğa tanınsa bile, hak öznesi topluluk üyesi bireyler. Türkiye, AB reformları çerçevesinde, 2002 yılında, 1983 tarihli Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Yasası’nı değiştirdi. Yasanın adı “Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi ile Türk Vatandaşlarının Farklı Dil ve Lehçelerinin Öğrenilmesi Hakkında oldu. Yasada Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi için özel kurslar açılabileceği belirtiliyor. Türkiye aynı yıl, özel kursların açılmasıyla ilgili bir de çıkardı. 2003 yılında değiştirilen yönetmelik gereğince, kursları açmak için ’nın izni gerekiyor. Kurslara, en az ilk ve ortaöğretim kurumlarında okuyanlar devam edebiliyor. İlkokul çağında oldukları halde okula devam etmeyenler kurslara alınmıyor. Yasal altyapının oluşturulmasından sonra, 2004 yılında ve ’de Kirmanci lehçesini öğreten kurslar açıldı. Binden fazla mezun verdi. Ancak 2005 yılında, yeterli talep olmadığı için bütün kurslar kapandı. Garip durumu aşmak için... Bundan da anlaşılacağı gibi, Kürtçe kurslar için gerekli yasal düzenleme mevcut. Hükümetin yapabileceği, kursların açılmasını kolaylaştırmak, bürokratik formaliteleri azaltmak. Sorun, okullarda Kürtçenin seçimlik ders olarak okutulup okutulmayacağı. Yukarıda değinilen, Anayasa’nın 42. maddesi buna engel. Bunun anlamı şu: Okullarda yabancı dil öğretebileceksiniz, ama kendi vatandaşlarınızın anadilini seçimlik ders olarak okutamayacaksınız. Bu garip durum anayasa değiştirilerek aşılabilir. Hükümet bu noktaya kadar ‘açılmak’ isteyecek mi? Türkiye büyük bir içinde. Tek kültürlü, tek kimlikli bir toplumdan, çok kültürlü, çok kimlikli bir topluma dönüşüyor. İşin içine terörün karışmış olması, bu dönüşümü güç ve acılı yapıyor. Ama Türkiye bu sürecin sonunda daha demokratik bir ülke olarak çıkacak. Böyle bir dönüşümü yaşayan bütün ülkeler gibi Türkiye de bir yandan bireyler arasındaki farklılıkları kabul etmeyi, öte yandan ulus devleti ve ulusal birliği korumayı, ikisi arasında denge kurmayı öğreniyor. Türkiye bu sürecin sancılarını yaşıyor.
+
+
+
+ 583496
+ Hamburg'un açılışı Fatih Akın'dan...
+ 'nın Hamburg kentinde düzenlenen 17. Uluslararası Hamburg Film Festivali, yönetmen Fatih Akın'ın "Soul Kitchen" adlı filmiyle başladı. Hamburg'un Dammtor semtindeki Cinemaxx'da düzenlenen galaya, Fatih Akın'ın yanısıra, filmin başrol oyuncularından Adam Bousdoukos, Moritz Bleibtreu, Birol Ünel, Dorka Gryllus, Hamburg Eyaleti Başbakan Yardımcısı ve Bakanı Christa Geotsch, Hamburg Eyalet Meclisi Başkan Yardımcısı Nebahat Güçlü, Hamburg Eyaleti Kültür Bakanı Karin von Welck, oyuncusu Sibel Kekilli, Türkiye'nin Hamburg Başkonsolosu Devrim Öztürk, Akın'ın yakınları, oyuncusu Uğur Yücel, ödüllü aşçı Ali Güngörmüş ve çok sayıda davetli katıldı. Festivalin yöneticisi Albert Wiederspiel, "Soul Kitchen" filminin festivalin açılışı için en uygun film olduğunu belirterek, filmi Hamburglular'a verilen en güzel hediye olarak değerlendirdi. Fatih Akın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, seyircinin artık gülmeye de ihtiyacı olduğunu belirterek, filmde bir ahçının öyküsünü esprili bir biçimde anlattığını söyledi. Akın, "Aynı türde çalışmaktan sıkılıyorum. Bu kez komedi türü film çekmek istedim. Filmde yaşam, rüyalar ve yiyecekler arasında bir ilişki kurmak istedim" dedi. Oyuncu Sibel Kekilli ise Akın'dan her zaman başarılı filmler beklediğini ifade ederek, "Çok heycanlıyım. Fatih'in başarılarından her zaman gurur duyuyorum" diye konuştu. Hamburg'da Ekim'e dek sürecek festivalde 42 ülkeden 140 film gösterilecek.
+
+
+
+ 583930
+ El jelinden kaçak içki ürettiler
+ El jelinden kaçak içki ürettiler Giriş Saati Güncelleme Britanya'da, domuz gribinin yayılmasını önlemek için cezaevine konulan antibakteriyel el jelinden mahkumlar alkollü içki üretince, jeller apar topar toplatıldı. Daily Mail'in haberine göre, The Verne cezaevindeki mahkumların içinde yüzde 70 alkol bulunan antibakteriyel el jelini dezenfekte amaçlı değil, içki üretmek için kullandıkları ortaya çıktı. Mahkumların bazılarının jeli sek içerken, bazılarının da jeli bir çaydanlığa koyarak içindeki alkolü buharlaştırıp süzdükten sonra bunu şekerli veya meyveli suyla karıştırarak içtiği belirlendi. Mahkumların içki ürettikleri, bazı mahkumların kendinden geçmesi ve mahkumlar arasında şiddet eğiliminin artarak kavga çıkması üzerine ortaya çıktı. Cezaevi müdürü, çareyi hijyenik jeli yasaklamakta buldu.
+
+
+
+ 583906
+ Kaddafi'nin Çadır Krizi...
+ Kaddafi'nin Çadır Krizi... Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için New York'ta bulunan Kaddafi'nin çadırı bir sökülüp bir yeniden kuruluyor. Muammer Kaddafi gittiği her ülkeye çadırını da götürüyor. Lüks oteller yerine çadırında kalıyor. Devlet Başkanlarını çadırında ağırlıyor. Birleşimiş Milletler Genel Kurulu için New York'un yolunu tutan Kaddafi, her zamanki gibi çadırını yine yanında götürdü. Ama bu kez Kaddafi'nin çadırı adeta siyasi bir krize neden oldu. Manhattan'ın tam ortasındaki Central Park'ta çadır kurmasına izin verilmeyen Kaddafi, şehir dışına yöneldi. Gayri menkul zengini Donald Trump'ın Bedford'taki malikanesinin bahçesi konaklama yeri olarak belirlendi. Ancak, çadırın kurulmasıyla Bedford yetkilileri harekete geçti ve izinsiz olduğu gerekçesiyle çadırı kaldırttılar. Çadırın tekrar kurulması üzerine Bedford savcısı devreye girdi ve çadırın tekrar kurulması durumunda hukuki işlem başlatacağını duyurdu. Muammer Kaddafi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kitap fırlatarak siyasi gerginliğe sebep olurken, çadırı da dışarda hukuk savaşı çıkardı.
+
+
+
+ 584103
+ Bilgisayar gözü bozmuyor
+ Bilgisayar gözü bozmuyor Bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasıyla monitör karşısında fazla kalan insanların gözlerinin bozulacağı inancının yanlış olduğu belirtildi. Uzmanlar, bilgisayar monitörlerinin gözleri bozmazdığını, sadece var olan göz hastalıklarını açığa çıkardığını ifade ediyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Operatör Dr. Ali Karataş, bilgisayar kullanımı sırasında gözlerin; monitör özelliği, kullanıcının pozisyonu, odanın aydınlatması, ekrandaki ışık yansımaları gibi etkenlere bağlı olarak az ya da çok etkilendiğini söyledi. Dr. Karataş, ev ve ofiste yaygın olarak kullanılan bilgisayar monitörlerinin pek çok kişide göz yorgunluğu, göz ve çevresinde yanma, ağrı, batma, kuruluk hissi, kaşıntı, kızarıklık, sulanma, bulanık görme, odaklanma zorluğu, kısık bakma, ışığa duyarlılık, göz kapaklarında iltihap, kepeklenme, baş ağrısı gibi rahatsızlıklara yol açtığını belirtti. Bilgisayar monitörüne bakmanın gözü bozacağı inancının yanlış olduğunu vurgulayan Karataş, "Bilgisayar monitörleri gözleri bozmaz, sadece var olan göz hastalıklarını açığa çıkarır. Bu kusurlar, özellikle yakın mesafeden ve uzun saatler boyu çalışan kişilerde kendini daha çabuk gösterir." dedi. Karataş, bilgisayar kullanıcılarının göz rahatsızlıklarından korunmaları için birtakım önlemler alabileceğini belirtti. Yüksek çözünürlüklü ve yüksek tarama hızlı monitör kullanımının bu önlemlerden birisi olduğunu ifade eden Karataş, özellikle yazı yazarken iri puntolu ve gözü yormayan karakterler seçmenin gözü korumak açısından önemli olduğunu vurguladı. Karataş, çalışırken 45- 50 dk'da bir 5-10 dakika ara verip gözü dinlendirmek gerektiğini sözlerine ekledi. Cihan
+
+
+
+ 583851
+ 12:50 Vietnam'da 163 yeni canlı türü bulundu
+ büyük halleri için üzerine tıklayın hep yanınızda 'da 163 yeni canlı türü bulundu Güneydoğu Asya'daki Mekong Irmağı bölgesinde geçen yıl 163 yeni canlı türünün keşfedildiği bildirildi. Uluslararası Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yapılan açıklamaya göre, 2008 yılında ırmak boyunda vakıf adamlarının yaptığı araştırmalarda bulunan yeni türler arasında 100 bitki, 28 balık, 18 sürüngen, 14 suda ve karada yaşayabilen havyan, memeli ve kuş bulunuyor. Bunların yanı sıra Mekong boyunda 1997'den 2007'ye kadar da bin yeni tür listelendi. Büyük Mekong Programı Müdürü Stuart Chapman, "Binlerce yıldan sonra bu türler nihayet gün ışığına çıktığına göre, açık ki keşfedilmeyi bekleyen daha çok tür var" dedi. Chapman, değişikliğinin bu türlerin yaşam ortamını olumsuz etkilediğine dikkati çekerek, "Bazı türler iklim değişikliğine uyum sağlayabilecek, ama bazıları sağlayamayacak. Bu da türlerin kitlesel olarak yok olmasına neden olacak" görüşünü dile getirdi. Uzmanlar, bölgede çok sayıda yeni türün keşfedilmesini, bölgede onlarca yıldır süren savaşların sona ermesiyle birlikte ulaşımın daha kolaylaşmasına ve bölge hükümetlerinin bitki ve hayvanları korumak için daha fazla yatırım yapmalarına bağlıyor.
+
+
+
+ 584198
+ 163 yeni canlı türü bulundu-GALERİ
+ Uluslararası Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yapılan açıklamaya göre, 2008 yılında ırmak boyunda vakıf bilim adamlarının yaptığı araştırmalarda bulunan yeni türler arasında 100 bitki, 28 balık, 18 sürüngen, 14 suda ve karada yaşayabilen havyan, memeli ve kuş bulunuyor. Bunların yanı sıra Mekong boyunda 1997'den 2007'ye kadar da bin yeni tür listelendi. WWF Büyük Mekong Programı Müdürü Stuart Chapman, "Binlerce yıldan sonra bu türler nihayet gün ışığına çıktığına göre, açık ki keşfedilmeyi bekleyen daha çok tür var" dedi. Chapman, iklim değişikliğinin bu türlerin yaşam ortamını olumsuz etkilediğine dikkati çekerek, "Bazı türler iklim değişikliğine uyum sağlayabilecek, ama bazıları sağlayamayacak. Bu da türlerin kitlesel olarak yok olmasına neden olacak" görüşünü dile getirdi. Uzmanlar, bölgede çok sayıda yeni türün keşfedilmesini, bölgede onlarca yıldır süren savaşların sona ermesiyle birlikte ulaşımın daha kolaylaşmasına ve bölge hükümetlerinin bitki ve hayvanları korumak için daha fazla yatırım yapmalarına bağlıyor. AA Multimedia 2009-09-25 16:59:45 ben şimdi size desem ki; Hz. Adem 30 mtreden uzundu, Hz. Nuh 950 yıl peygamberlik yaptı. Ve şimdi ise insanlar ortalama 1,80 boyunda ve 73 yaş ortalamasına sahip, bu değişimin diğer adı da evrim desem ne dersiniz acaba. anlatamıyorum ben, ne size ne de evrimcilere. Din ile evrim arasında çözülmemiş bir gizem var. Bu gizem üzerinde yoğunlaşmak gerek. Serdar KILIÇKAN 2009-09-25 16:28:43 çok doğal bazı canlı türleri yok olurken bazı yeni türler yaratılıyor Hamza Döne 2009-09-25 16:11:34 evrimciler nerdesiniz-düşünün biraz palavra bulunca çıkarsınız meydana- AYHAN SANCAK 2009-09-25 15:50:41 şimdi evrimciler her yanda dolanmaya başlar yine.Cenab-ı hak imansın kullarından etmesin. yaralı yüz 2009-09-25 15:02:35 gittiğinimiz her yeri bozuyoruz. furkan demir
+
+
+
+ 583470
+ Tokyo Borsası düşüşle kapandı
+ Borsanın temel göstergesi Nikkei Endeksi, düne göre, yüzde 2,64 (278,24 puan) azalarak 10.265,98 puan oldu.
+
+
+
+ 583923
+ İran'da ikinci uranyum zenginleştirme tesisi
+ İBRAHİM KARAGÜL İran'da ikinci uranyum zenginleştirme tesisi VİYANA (A.A) İran'da, Natanz'daki tartışmalı uranyum zenginleştirme tesisi dışında bir uranyum zenginleştirme tesisinin daha bulunduğu bildirildi. Uluslararası haber ajanslarına açıklama yapan diplomatik kaynaklar, İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Muhammed El Baradei'ye Pazartesi günü gönderdiği bir mektupta, bu ikinci tesisin varlığı hakkında bilgi verdiğini söylediler. Natanz'da bir uranyum zenginleştirme tesisi bulunduğu bilinen İran'a, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurmadığı ve nükleer faaliyetlerinin atom bombası geliştirmeye yönelik olduğuna ilişkin kuşkuları gideremediği gerekçesiyle BM yaptırımları uygulanıyor. 25.09.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 584477
+ "Son Osmanlı" yarın toprağa verilecek
+ İstanbul Türbeler Müzesi Müdürü Hayrullah Cengiz, 23 Eylül 2009 tarihinde vefat eden Osman Ertuğrul Osmanoğlu'nun II. Abdülhamit'in oğlu şehzade Burhaneddin Efendi'nin torunu olduğunu söyledi. Osmanoğlu'nun vefatının ardından eşi Zeynep Osmanoğlu'nun kendilerine başvurarak II. Mahmut Türbesi'nde ya da haziresinde eşinin defnedilip edilemeyeceğini sorduğunu ifade eden Cengiz, "Kendisine türbede uygun yer olmadığını, ancak haziresinde yer çıkabileceğini ifade ettik. Kendisi gelip burada yer tespiti yaptıktan sonra gerekli yazışmalar, yasal süreç başlatıldı. Şu anda defin için gerekli her şey hazır. İlgili yasal işlemlerin bitmesini bekliyoruz. Bakanlar Kurulu kararı alındıktan sonra defin işlemi gerçekleştirilecektir" dedi. Cengiz, 1840 yılında yaptırılan II. Mahmut Türbesi'nde şu anda Osmanlı sultanları II. Mahmut, Abdulaziz ve II. Abdülhamit'in mezarlarının bulunduğunu hatırlattı. Söz konusu türbe ile yanındaki Nef-i Fidan Sultan Türbesi'nde toplam 30 hanedan mensubunun mezarının bulunduğunu kaydeden Cengiz, "II. Mahmut Türbesi Haziresi'nde ise dönemin önemli paşaları, sadrazamları, kaptan-ı deryaları ve Osmanlı hanedanından bazı şahsiyetler defnedilmiştir. Buradaki toplam mezar sayısı da yaklaşık 150 civarındadır" diye konuştu. Cengiz, "Gelecekte hanedan üyelerinden buraya defnedilmek isteyen olursa türbede yer var mı?" sorusu üzerine, hazirede birkaç mezar yeri daha bulunduğunu belirterek, "Yer müsait olduğu sürece gelecekte yapılacak definler konusunda bizim için herhangi bir sıkıntı yok. İnsanların en tabi haklarından biri yakınlarının yanına defnedilmektir" dedi. Bu arada, İstanbul Mezarlıklar Müdürlüğüne bağlı görevlilerin Cağaloğlu'ndaki II. Mahmut Türbesi Haziresi giriş kapısının karşısında mezar kazdıkları ve çevrede gerekli düzenlemeleri yaptıkları görüldü. Osman Ertuğrul Osmanoğlu kimdir? II. Abdülhamit'in oğlu şehzade Burhaneddin Efendi'nin oğlu olan Osman Ertuğrul Osmanoğlu, 18 Ağustos 1912 tarihinde Yıldız Sarayı'nda doğdu. Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı hanedanının bütün fertlerinin Türkiye'den sürgün edilmesi nedeniyle babası ve kardeşiyle birlikte Viyana'ya yerleşen Osmanoğlu, 1933 yılında babasıyla birlikte 'ye gitti. Babasının 1949 yılında vefatından sonra 1952 yılında Kanada merkezli bir madencilik şirketi kuran Osmanoğlu, 1991 yılında Osmanlı hanedanı ile benzer bir akıbeti paylaşan Afgan kraliyet ailesinden Prens Abdulfettah Tarzi ve Dr. Pakize Tarzi'nin kızı Zeynep Tarzi ile evlendi. Türkçe'nin yanı sıra akıcı bir şekilde İngilizce, Almanca ve Fransızca konuşan, İtalyanca ve İspanyolca da anlayan Osmanoğlu, 1974 yılında yürürlüğe konulan af kapsamında 1992 yılında Türkiye'ye geldi ve 2004 yılı içinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını aldı. Osman Ertuğrul Osmanoğlu, "Osmanlı Hanedanının Reisi" ve "Son Osmanlı" olarak da anılıyordu.
+
+
+
+ 584159
+ Eskişehir maçında mor forma!
+ Eskişehir maçında mor forma! 25/09/09 15:02 Galatasaray Kulübü'nün resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, Ali Sami Yen Stadı'nda oynanacak Eskişehirspor maçında sarı-kırmızılı futbolcuların sahaya 2288 olarak adlandırılan mor forma ile çıkacağı bildirildi. Açıklamada, "Haydi Galatasaraylılar, Ali Sami Yen'de yeni 2288 formalarımızla sahadaki aslanlarımızı destekleyelim" ifadelerine yer verildi.
+
+
+
+ 582917
+ Bilim adamları, Marmara Denizi'nde deprem araştırması yapacak
+ İTÜ EMCOL'den Prof. Dr. Naci Görür, yaptığı yazılı açıklamada, Fransız L'Atalante gemisiyle 2002-2007 yılları arasındaki denizaltı çalışmaları sırasında deniz tabanında bulunan canlı faylar boyunca gaz ve su çıkışları olduğunun saptandığını ve bunun üzerine deniz tabanına bu akışkanların fiziksel ve kimyasal özelliklerini sürekli olarak ölçüp izlemek için sabit denizaltı gözlem istasyonlarının kurulmasının önerildiğini hatırlattı. Görür, söz konusu akışkanlar depremin olduğu derinliklerden fay düzlemlerini kullanarak deniz tabanına ulaştıkları için bunların fiziksel ve kimyasal özelliklerinde olabilecek ani değişikliklerin depremin oluşumuyla ilgili önemli ip uçlarını günlerce önceden haber vermelerinin mümkün görüldüğünü kaydetti. Bir AB Çerçeve Programı projesi olarak yürütülecek bu çalışmanın AB dışında İTÜ, CNR ve ISMAR tarafından da desteklendiğini vurgulayan Görür, şöyle devam etti: ''AB, 2004 yılında Güneydoğu Asya'da olan tsunami felaketinden sonra kendi ülkelerinin de Akdeniz'de deprem, tsunami, volkanik patlama ve heyelan gibi doğal felaketlerle karşı karşıya kalmaması için Avrupa Denizleri Gözlem Ağı (ESONET) projesi oluşturmuştur. İTÜ EMCOL'ün çabalarıyla büyük bir deprem beklenen Marmara Denizi de bu projenin içerisine dahil edilmiştir. 26 Eylül-12 Ekim tarihleri arasında yapılacak olan çalışmalar işte bu proje kapsamında yürütülecektir. Urania gemisinin çalışmaları sırasında fay boyunca gaz ve su çıkan alanlarda yüksek çözünürlü yandan taramalı sonar, chirp ve çok ışınlı batimetri çalışmaları yapılacak bazı alanlara piezometre adı verilen basınç ölçerler yerleştirilecektir. Bu çalışmaların ana amacı, daha sonra yerleştirilecek olan sabit gözlem istasyonları için en uygun yer se��imini yapmaktır. Hatta bu çalışma sırasında Marmara Denizi'nden Körfeze girişte bir pilot denizaltı gözlem istasyonu da kurulacaktır.'' Görür, bu bölgenin, 1999 deprem kırığının Marmara'ya ulaştığı son nokta olduğunu ve beklenen Marmara depremini ilk hissedecek alanlardan biri olacağını dile getirerek, Türk araştırma ekibinde ilk etapta kendisinin yanı sıra Prof. Dr. M. Namık Çağatay, Prof. Dr. Remzi Akkök ve Dr. Sinan Özeren'in yer alacağını bildirdi.
+
+
+
+ 582909
+ Erdoğan: Her kültür ve medeniyet, diğerlerinin başarılarından etkilenerek gelişir
+ Erdoğan, ''Cebirin babası El Harezmi'den müzik teorilerinin temelini atan Farabi'ye, tıp alanında çığır açan İbn-i Sina'dan, çağının en ileri mühendislik örneklerini veren Mimar Sinan'a kadar pek çok Türk ve İslam düşünür, bilgin ve sanatkarı, insanlığın ilerleyişine çok önemli katkılar sağlamıştır'' diye konuştu. Birleşmiş Milletler'in 64. Genel Kurul Genel Görüşmeleri'nde Genel Kurul'a hitap eden Başbakan Erdoğan, Türkiye olarak Orta Doğu Barış Süreci'ne bugüne kadar her türlü katkıyı yapmaya gayret ettiklerini belirterek, şunları söyledi: ''İsrail ve Suriye arasında 2008 yılında ev sahipliğini yaptığımız dolaylı görüşme süreci bu çabalarımızın örneklerinden biridir. Tarafların isteğine bağlı olarak gelecekte de aktif bir tutum sergilemeye hazırız. Komşumuz Suriye'nin bölgesel barış, güvenlik ve istikrar arayışlarında kilit rol oynayabilecek konumda bulunduğunu her zaman söyledik. Keza, Lübnan da bölgesel istikrar bakımından kritik önem taşıyan bir ülkedir. Türkiye olarak Lübnan'da kapsamlı bir siyasi uzlaşının hakim kılınması için yoğun çabalar sarfettik. Lübnan'ın istikrarını bundan sonra da kuvvetle desteklemeye devam edeceğiz. Komşumuz İran'ın, uluslararası toplumu uzun zamandır meşgul eden nükleer programı üzerindeki anlaşmazlığın, diyalog yoluyla çözümlenmesi taraftarıyız. Türkiye, tüm ülkelerin barışçıl nükleer enerjiden yararlanma hakkına sahip olduğunu savunur. Diğer taraftan, nükleer silahların yayılmasının dünya barışını tehdit eden bir gelişme olduğun hatırlatarak, herkesi sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Kuzey Kore'nin Mayıs ayında yaptığı nükleer denemeyle ilgili 1874 sayılı Güvenlik Konseyi Kararını da bu anlayışla destekledik.'' -AFGANİSTAN VE PAKİSTAN'DAKİ RADİKAL AKIMLARLA MÜCADELE- Afganistan'ın içinde bulunduğu durumun ve Pakistan'daki gelişmeleri de yakından takip etiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Afganistan ve Pakistan halklarının radikal akımlarla mücadelelerini destekliyor ve bu ülkelerin hak ettikleri müreffeh yaşam koşullarına kavuşmaları için bölgedeki altyapı yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Ağustos ayı sonunda İstanbul'da düzenlediğimiz Demokratik Pakistan'ın Dostları Grubu Bakanlar Toplantısı, Türkiye'nin, Pakistan'ın istikrar ve refahına verdiği önemin bir göstergesidir. Bu noktada, Güvenlik Konseyi bünyesinde 2010 yılında Afganistan konusunda Koordinatör Ülke olmamıza ilaveten Terörizmle Mücadele Komitesi Başkanlığı'nı da üstleneceğimizi belirtmek isterim. Gerek Afganistan'da güvenlik ve istikrarın sağlanması, gerek terörizmle mücadele konusundaki çalışmalara Konsey içindeki bu görevlerimiz sırasında da kuvvetle destek vermeye devam edeceğiz.'' -BALKANLAR- Erdoğan, yakından izledikleri bir başka bölgenin de Balkanlar olduğunu anımsatarak, ''Bölge ülkelerinin Avrupa-Atlantik kurumlarıyla entegrasyonlarına büyük önem atfediyor ve bu perspektifin muhafaza edilmesi gerektiğini düşünüyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Dünyamızı tehdit eden çok önemli bir meseleyi de burada dikkatlerinize sunmak isterim: Unutmamalıyız ki her kültür ve medeniyet, diğerlerinin başarılarından etkilenerek gelişir. Nitekim, bugün paylaştığımız ortak değerlerle bilim, hukuk ve sanatımız, eski Yunan ve Roma uygarlıkları kadar, kadim Doğu medeniyetlerinden de beslenmiştir. Cebirin babası el Harezmi'den müzik teorilerinin temelini atan Farabi;ye, tıp alanında çığır açan İbn-i Sina'dan, çağının en ileri mühendislik örneklerini veren Mimar Sinan'a kadar pek çok Türk ve İslam düşünür, bilgin ve sanatkarı, insanlığın ilerleyişine çok önemli katkılar sağlamıştır. Bu nedenle, değişik kültürlerin 'öteki' olarak değil, insanlığın ortak kültürel mirasının birer parçası olarak görülmesi, anlaşılması ve yeni nesillere öğretilmesi büyük önem taşıyor.'' Başbakan Erdoğan, Türkiye ve İspanya'nın ortak sunuculuğunda Birleşmiş Milletler girişimi halini alarak kurumsallaşan Medeniyetler İttifakı'nın temelinde yatan felsefenin de bu olduğuna dikkat çekerek, ''İttifak, demokrasi, hukukun üstünlüğü, iyi yönetişim, insan hakları, kadın-erkek eşitliği, gençlik ve medya gibi alanlarda yaptığı çalışmalarla evrensel değerlere dayalı küresel bir medeniyetin şekillenmesine çok önemli katkılar sağlayacaktır'' dedi.
+
+
+
+ 583929
+ NUMARALI POLİS ŞEFİ ADLİYEDE
+ Karakter boyutu NUMARALI POLİS ŞEFİ ADLİYEDE 25.09.2009 13:10Uyuşturucu tacirlerine yardımda bulunduğu gerekçesiyle hakkında tutuklama kararı alınan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan Beşiktaş Adliyesi'ne geldi. Nöbetçi mahkemeye çıkacak olan Arslan'ın yüzüne tutuklanma kararının okunmasının ardından, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı'nın cezaevine gönderilmesi bekleniyor.
+
+
+
+ 584480
+ Bülent Korkmaz Azerbaycan'a doğru
+ 'ın eski teknik direktörü Bülent Korkmaz, 1. Lig ekibi Bakü ile prensipte anlaştı. ve Türk milli takımının eski savunma oyuncusu Bülent Korkmaz, Bakü ile prensip anlaşmasına vardı. Geçtiğimiz sezon üç buçuk 'ı çalıştıran Korkmaz, Kayseri Erciyesspor'da başladığı teknik direktörlük kariyerinde Gençlerbirliği ve 'dan da kısa sürede gönderilmişti. Bakü, 12 takımlı Süper Ligi'nde üç maçta topladığı dört puanla sekizinci sırada yer alıyor. İki gol atıp iki gol yiyen Bakü, ligde sıradaki maçını Karabağ ile sahasında yapacak.
+
+
+
+ 583189
+ Kartal, Fransız Eduard Cisse'nin hırsını arıyor
+ Siyah-Beyazlı yöneticilerin lig bitmeden Almanya Ligi takımlarından E.Frankfurt'ta forma giyen Michael Fink ile anlaşması üzerine takımdan ayrılan Fransız oyuncunun yokluğu fazlasıyla hissediliyor. Fink'in bekleneni verememesi de Marsilya'ya giden Cisse'nin aranmasına sebep oldu. Fransız ekibinin kilit futbolcuları arasında yer alan Cisse, son Montepiler maçında da bir gol attı. Mustafa Denizli, "Fink'le anlaşmamış olsaydık Cisse kalırdı." sözleriyle başarılı oyuncunun gidişine üzüldüğünü söylemişti. Beşiktaş daha önce de İtalyan Giunti'yi gönderdiğinde böyle bir pişmanlık yaşamıştı.
+
+
+
+ 583371
+ Askeri okul tazminatına protesto
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Askeri okul tazminatına protesto ANKARA (İHA) Askeri okullardan ayrılan öğrenciler, kendilerinden talep edilen tazminat tutarlarındaki personel ve amortisman giderlerini protesto etti. Askeri okullardan ayrılan bir grup öğrenci, yaptıkları basın açıklamasında askeri okullardan ayrılma nedenlerinin irtica olmadığını vurgulayarak, hedeflerinin gittikleri okulların eğitim kalitesini artırmak olduğunu belirtti. Kendilerinden talep edilen tazminat tutarlarında ayrı birer kalem olarak yer alan personel ve amortisman giderlerinin haksız olduğunu ifade eden öğrenciler, hiç bir devlet okulunda okuyan öğrenciden bu kadar yoksek tazminat istenmediğini dile getirdiler. 25.09.2009
+
+
+
+ 583669
+ 'Abhazya, Gürcistan'ın olacak'
+ İBRAHİM KARAGÜL 'Abhazya, Gürcistan'ın olacak' Gürcisan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili, Abhazya'nın bir gün, eskiden olduğu gibi Gürcistan'ın olacağını söyledi. NEW YORK (A.A) BM Genel Kurulu'nda konuşan Saakaşvili, "Zaman alacak ama Abhazya, bir zamanlar olduğu gibi yine Gürcistan'ın en güzel kısmı olacak" dedi. Abhazya'nın son durumu hakkında kara bir tablo çizen Saakaşvili, bahçelerin, otellerin ve tiyatroların yerini askeri üslerin, mezarlıkların aldığını, nüfusun dörtte üç oranında azaldığını söyledi. Saakvaşvili, "Avrupa bugün dışarıdan bir güç tarafından inşa edilen ve Gürcistan'a uzanan yeni bir Berlin duvarıyla bölünmüş durumdadır" dedi. Gürcistan'ın Ağustos 2008'de Güney Osetya'da giriştiği operasyonun ardından harekete geçen Rusya, önce Gürcü kuvvetleri püskürterek Gürcistan sınırlarına girmiş, çatışmaların sona ermesinin ardındın da Abhazya ile Güney Osetya'nın bağımsızlığını tanımıştı. Abhazya ile Güney Osetya'nın bağımsızlığı daha sonra Nikaragua ve Venezuela tarafından da tanındı. 25.09.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 582856
+ Emin Arslan'a Tutuklama Kararı
+ Emin Arslan'a Tutuklama Kararı Uyuşturucu operasyonu kapsamında, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'a tutuklama kararı çıktı. Uyuşturucu operasyonuna adı karışan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'a tutuklama kararı çıktı. İstanbul'da eylül tarihinde düzenlenen ve ele geçen uyuşturucu hammaddesi miktarı nedeniyle "tarihi başarı" olarak nitelendirilen uyuşturucu operasyonu sonrasında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Arslan hakkında savcının bir üst mahkemeye itirazı sonucu gıyabi tutuklama kararı çıktı. Alınan bilgiye göre Ramazan Bayramı öncesi savcıların tutuksuz yargılanmasına itiraz ettiği Emin Arslan hakkında mahkeme gıyabi tutuklama kararı verdi. Kendisini arayanlara "Benim bir yere kaçtığım yok, suçlu da değilim böyle bir karara ne gerek vardı" diyen Arslan'ın yarın (25.09.2009) avukatıyla birlikte İstanbul'a giderek teslim olması bekleniyor. İstanbul'da Eylül'de Tuzla ve Pendik'teki toplam adrese yapılan operasyon 14 Eylül'de basına duyurulmuş ele geçen uyuşturucu hammaddesi adeta dudak uçuklatmıştı. Polis bu operasyonlarda Türkiye'de şimdiye kadar ele geçirilen toplam uyuşturucu madde miktarının katı kadar hammadde ele geçirmişti. Bu hammaddeyle yapılacak hap miktarı ise 200 milyon adet olarak açıklanmıştı.
+
+
+
+ 584170
+ "Eurovision İçin Teklif Götürmedik"
+ "Eurovision İçin Teklif Götürmedik" TRT: "2010 için hiçbir sanatçıya teklif götürülmemiştir. Eurovision için belirlenen kriterlere uygun sanatçı önümüzdeki hafta açıklanacaktır." TRT'den yapılan açıklamada, 2010 Eurovision finalleri için bugüne kadar hiçbir sanatçıya teklif götürülmediği bildirildi. Yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında Eurovision 2010 yarışması için Türkiye adına katılacak isimlerin ifade edildiği hatırlatıldı. 2010 Eurovision finalleri için titiz bir çalışma başlattığı bildirilen TRT'nin Türkiye'yi en iyi biçimde temsil edecek sanatçıyı belirleyeceği ifade edildi. TRT'nin müzik ve televizyon uzmanlarının, birçok kriteri değerlendirdikten sonra sanatçıya teklif götürdüğü vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: "2010 Eurovision finalleri için bugüne kadar hiçbir sanatçıya teklif götürülmemiştir. Hal böyleyken basın organlarında bazı sanatçılara yönelik çıkan 'Eurovision teklifi yapıldı' haberleri gerçeği yansıtmamaktadır. TRT'nin gündeminde olmayan sanatçılar hakkında 'Eurovision'a gidiyor' şeklinde yapılan haberler, kamuoyunu yanıltıp, uluslararası bir yarışmanın ciddiyetine zarar vermektedir. Finaller için resmi ya da gayri resmi biçimde hiçbir sanatçıya teklif götürülmemişken bazı sanatçıların ve basın organlarının bu durumun tersi bir tavır sergilemeleri esefle karşılanmaktadır." TRT'nin Eurovision için belirlediği kriterlere uygun sanatçıyı önümüzdeki haftalarda kamuoyuna açıklayacağı ifade edilen açıklamada,sanatçıdan istenecek besteden birinin seçilerek çalışmalara başlanacağı kaydedildi.
+
+
+
+ 583690
+ Kazım'ın kaçış planı!
+ Kazım'ın kaçış planı! 25/09/09 10:35 GAZETE HABERTÜRK SENAD OK'UN HABERİ Sarı-Lacivertliler’de her hareketi olay olan Colin Kazım, sezon sonu Fenerbahçe yönetiminin başını oldukça ağrıtacak. Sözleşmesi 2011 yılında sona erecek olan genç futbolcu, sezon sonu takımdan bedelsiz olarak ayrılmanın hesaplarını yapıyor. Geçen sezonda takımdan ayrılmak isteyen ancak bunu gerçekleştiremeyen milli futbolcu, bu sezon taraftarlar ve takım arkadaşları ile yaşadığı sorunlar yüzünden sezon sonu ayrılabilir. Her fırsatta İngiltere’de futbol oynamak istediğini belirten futbolcunun babası ve menajeri, FIFA’nın 17. maddesinde yazan kuralı araştırmaya başladı. Kural gereği, bir futbolcu kulübünde yılı doldurduğu zaman haklı gerekçe gösterip takımından ayrılabilir. Bu ayrılıktan doğan herhangi bir sportif ceza almaz. Eğer haklı gerekçe gösterip ayrılırsa da herhangi bir tazminat ödemek zorunda kalmaz. -HUKUKÇULARDAN BİLGİ ALDI- Milli futbolcunun menajerinin bu kuralı sezon sonu hayata geçirmeyi planladığı ve bazı hukukçulardan konu ile ilgili bilgi aldığı ifade edildi. Takımdan ayrılması için futbolcunun mutlaka haklı bir gerekçe göstermesi gerekiyor. Bunun için de Kazım’ın kendi taraftarı ile yaşadığı problemleri sebep olarak gösterebileceği belirtildi. Eğer Colin haklı bir gerekçe gösterip ayrılırsa sezon sonu bonservis bedeli ödemeden başka bir kulübe transfer olma hakkına sahip olacak...
+
+
+
+ 583343
+ 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'na doğru
+ OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'na doğru Türkiye'de düzenlenecek 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'na katılacak 20 takım belli oldu. “Wild card' ile şampiyonaya katılacak takım ise 12-13 Aralık 2009'da İstanbul'da düzenlenecek FIBA Yönetim Kurulu toplantısında kesinlik kazanacak. Katılma hakkı kazanan 20 ülke şöyle: EV SAHİBİ: Türkiye OLİMPİYAT ŞAMPİYONU: ABD AVRUPA: İspanya, Sırbistan, Yunanistan, Slovenya, Hırvatistan ve Fransa AMERİKA: Brezilya, Porto Riko, Arjantin, Kanada ASYA: İran, Çin, Ürdün AFRİKA: Angola, Fildişi Sahili, Tunus OKYANUSYA: Yeni Zelanda, Avustralya. 25.09.2009
+
+
+
+ 584092
+ 'Hükümet inattan kaybetti'
+ Sanatçı Zülfü Livaneli, Dışişleri Bakanlığı’nın ��UNESCO Genel Direktörlüğü” konusunda yaptığı açıklamayı NTV yayınında değerlendirdi. Zülfü Livaneli şunları söyledi: “Herhalde biraz güç duruma düştüler. Bazı büyük ülkelerin çok büyük kuruluşları ve UNESCO’dan içinden de Türk hükümetine başvuru yapıldı. Bizzat Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile konuştular ve ‘hayır’ cevabı aldılar. Bu cevaplar üstüne benim gidip ‘Beni aday yapın’ deme durumum yoktu. Kişiler aday olmaz, hükümetler aday gösterir. Kendim aday olabilseydim, zaten gider aday olur ve seçilirdim. Bizimkiler maalesef yanlış bir karar verdiler. Dediler ki ‘Araplar aday çıkarıyor. İslam konferansıyla ilişkiliyiz, söz vermiş durumundayız’. Ancak ‘Kitap yakarım’ diyen bir insan UNESCO Genel Direktörü zaten olamazdı, bunu anlamadılar. Ayrıca Türkiye'nin bu kişiye destek vermesi de ülke adına ayıp bir şeydi. Washington’dan, Paris’ten soranlar olmuştu. Çünkü gerçekten beni favori aday olarak görüyorlardı. Ancak Türk hükümetinin kendi yurttaşına ‘Hayır’ diyeceği hiç akıllarına gelmedi. Elbette yapılan her şeyin bir bedeli oluyor. Bu ne ölçüde bir bedeldir bilemem ama Türkiye Cumhuriyeti kültürün en zirvesindeki makamı kaybetti. Ve biraz inattan kaybetti. Şunu söylüyorlarsa ‘Gelseydi Ankara’ya bizi ikna etseydi, konuşsaydı’... ‘Hayır’ dediler ben biliyorum. Cumhurbaşkanlığı danışmanları bana telefon açtı. ABD’liler aradı, ‘Buraya geliyorsunuz, ne karda seviniyoruz’ dediler. Ama hava değiştikten sonra bütün ilişkileri kestiler. Olan oldu artık, ben çok uzamasını istemiyorum. Çok üzgünüm ama kendi hayatım içinde değil. Benim zaten yazılarım, romanlarım her şey devam edecek ancak böyle fırsat Türkiye için tarihte bir kere geçer. Kendilerinin de içten içe üzüldüklerini tahmin ediyorum. 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 583248
+ Fakir fukara
+ Melih Aşık Açık PencereFakir fukara 25 Eylül Cuma 2009 Eğer vatandaşa yönelik ufak bir iyileştirme olursa manşetlerde, televizyon haberlerinde bangır bangır ilan edilir. Duymayan kalmaz. Fakir fukaranın hakkını yontan haberler mi? Onlar sessiz sedasız geçiştirilir. Duyulmaz, sadece yaşanır. Milletvekili Zekeriye Akıncı, AKP iktidarında “fakir fukara, garip gureba” dan yontulan ya da geri alınan hakların minik bir çetelesini tutmuş. Çalışma Bakanı’na soruyor: Emekli aylıklarındaki artışta sadece ’nin değil, artışının da dikkate alınması talebini siz reddetmediniz mi? Emeklilere daha düşük aylık bağlamak için emekli aylıklarının bağlanma oranını yüzde 2.6’dan yüzde 2’ye siz düşürmediniz mi? Bağ Kur’a borcu olan esnaf ve sanatkârın “suçsuz ve günahsız” ailesini bile yardım kapsamı dışına siz çıkartmadınız mı? İşsiz yurtttaşların yeni bir iş buluncaya kadar sağlık sigortasından yararlanması önerisine siz karşı çıkmadınız mı? Daha önce sigortalının dul eşine, sigortalının aylığının yüzde 75’i oranında ölüm aylığı bağlanırken bunu yüzde 50’ye siz indirmediniz mi? Emeklilerin tekrar çalışmaları halinde alınan destek primini kaldırmak bir yana onu yüzde 10’dan 15’e çıkaran siz değil misiniz? 18 yaşını doldurup evlenmemiş kız çocuklarının çalışmadıkları sürece anne ya da babalarının sosyal haklarından yararlanarak tedavi olma hakkını siz ortadan kaldırmadınız mı? başkanlığı için Zülfü Livaneli yerine Mısırlı Faruk Hüsnü’yü desteklemiş. Bu da son yıldır yürütülen açılımı”nın doğal sonucu olsa gerek... Haldun Ertem Devlet Bakanı “Türkiye’nin haritası yıl başına kadar çıkacak” demiş. Nasıl bir harita olacağını biz şimdiden söyleyelim; Türkiye haritasının aynısı! Fahrettin Fidan Erdoğan ve Obama’nın korumaları arasında arbede çıkmış. gezisi değil, ArBeDe gezisi oldu bu… Gülhan Bayram’da Bolçi... Her bayram ’dan Bolçi’miz gelir... Hem bizim hem gazetedeki dostların ağzı tatlanır... Her bayram Bolçi’nin hem kutularında hem lezzetindeki zarafet ve letafetin artışı bizi mutlu eder. Bolu’da dağ fındığından yapılan Bolçi ile bir Ankara seyahatindeki mola sırasında tanışmıştık. Bir kutu çikolotayı İstanbul’a gelene kadar bitirdik. Öylesine lezzetliydi... Şirketin sahibi Hasan Aksoy’la son durumu konuştuk dün: ’a, ’a, ’ya, ’a, ’ya yapıyoruz... Gönderdiğimiz miktarlar giderek artıyor... Bu yıl, krize rağmen, üretimi geçen yıla göre yüzde 45 artırmışlar... Bolu’da yıl önce bir pastane sahibiydi Hasan Aksoy. Bolçi’yi (aynı kentteki İmren’den de esinlenerek) kendileri geliştirdiler. Yeni bir lezzet yarattılar. Bugün, içinde 110 kişinin çalıştığı bir fabrikaları var... Kapasite yetmiyormuş. İkinci tesisin temelini atacaklarmış yakında... Nereden nereye geldikleri rakamlarda açıkça gör��lüyor: yıl önce işe günde 10 kilo üretimle başladık. Şu anda günlük üretimimiz 3.5 ton... Parlak bir ve başarı öyküsüdür Bolçi... anısı Emekli Büyükelçi Uğur Ergun, dostları arasındaki e-posta trafiğinde bir anısını aktarıyor... “1980’lerin sonunda güvendiğim bir büyükelçiyi ’a tayin etti... Yeni büyükelçi ilk toplantıda şekilde: ‘Özal‘dan talimatla geldim, Kıbrıs politikamız değişecek’ dedi. Ben de ‘Biz değil çocuklarımız da göremez bunu’ dedim. Aynı toplantıda bulunan Burak Gürsel hatırlayacaktır. Bir hafta sonra Denktaş Washington’a geldi. Büyükelçi Myflower Hotel’de Denktaş‘a aynı ifadeleri tekrarladı... Denktaş cevaben, Kıbrıs ağzıyla ‘Desenize kendimize yaptıracağız’ demişti. Ben Washington’dan ayrılmazdan önce Turgut Bey’in Özel Kalem Müdürü Washington’a atandı. Dört ay kendisiyle birlikte çalıştık. da geldiğinde aynen: ‘Özal talimat verdi, Kıbrıs politikamız değişiyor’ demişti. Zaman geçti. Özal, Camp David’de ABD Başkanı ile bir hafta sonu yaptı... İzleyen günlerde ABD’nin Kıbrıs Maslahatgüzarı Caroline Higgins ziyaretime geldi. Kıbrıs’ta her şeyin değişeceğinin Özal tarafından Camp David’de ifade edildiğini söyledi... Caroline’e dört yıl önce büyükelçimize söylediğimin aynısını söyledim... Özal zamanında tüm çabalarına rağmen Türkiye’nin rejimi Kıbrıs, Kürt konularında hiçbir değişim kaydedilmedi. Sadece Türkiye’de gericiliğin artması yönünde sinsice adımlar atıldı. Özal’ın yapamadığını Erdoğan hiç yapamayacaktır...” Büyükelçi Ergun elbet Türkiye’nin aleyhine kimi değişiklikleri kast ediyor. Yüreklere su serpiyor. Okulda Okulların açılmasıyla ilgili ’deki resmi tören dün sabah Kozyatağı İlköğretim Okulu’nda yapıldı. Törene Kadıköy Kaymakamı Hasan Karahan, Belediye Başkanı İlçe Milli Müdürü Ferşat Ayar ile veliler ve davetliler katıldı. Okulun yeni öğretim dönemine hazırlanmasında emeği geçenlere birer verildi. Plaket töreni bitti sanılırken kısa bir koşuşturma oldu... AKP İlçe Başkanı Muharrem Ödemiş, sahneye davet edilerek okul müdürü tarafından bir teşekkür plaketi de ona verildi... Dam üstünde saksağan... Veya okul çocukları önünde siyaset... Ne derseniz deyiniz...
+
+
+
+ 583047
+ Erivan’da ilk ‘soykırım’ davası
+ ’da ilk ‘’ davasıCenk Başlamış güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda tarihinin ilk ‘’ davası araştırmacısı Aybars Görgülü’nün kitabına karşı açılıyor. Dava gerekçesi, kitapta ‘soykırım’ kelimesinin tırnak içinde kullanılarak soykırımın reddedilmesi ’da bir Türk araştırmacı tarafından hazırlanan raporun yer aldığı kitap hakkında “” kelimesini tırnak içinde kullanarak “soykırımı reddettiği” gerekçesiyle ülke tarihinin ilk davası açılıyor. Ararat Bilimsel Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin ’daki Kafkas Enstitüsü’ne karşı açmak istediği davaya konu olan raporun yazarı, Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı’nın (TESEV) araştırmacılarından Aybars Görgülü. Kafkas Enstitüsü, geçen yıl ’da düzenlediği bilimsel toplantıya sunulan raporları Erivan’da kitap halinde basmıştı. Komşuluğu: Türkiye ve Güney Kafkasya” adıyla basılan kitapta Görgülü’nün “Türkiye-Ermenistan İlişkileri: Bir Kısır Döngü” başlıklı makalesi de yer alıyor. Merkez, Görgülü’nün yaklaşık 40 sayfalık değerlendirmesinde “soykırım” kelimesini 34 kez tırnak içinde kullandığını, böylece soykırımı reddettiğini bildirdi. Merkezin Başkanı Armen Ayvazyan, “Artık soykırımı Ermenistan’da bile reddetmeye başladılar! İnkâr ederseniz yeni soykırımlara kapıyı açarsınız” dedi. Ayvazyan, mahkemenin soykırımın reddedilmesine karşı çıkmasını, Ermenistan’da “soykırım” kelimesinin bundan böyle tırnak içinde kullanılmasının yasaklanmasını ve kitabın eski baskılarının dağıtımının durdurulmasını istedi. Ancak Tert Ajansı, harcın eksik yatırıldığı ve kanıt olarak sunulan bazı belgelerin çevirisinin yapılmadığı gerekçesiyle mahkemenin dava başvurusunu şimdilik kabul etmediğini bildirdi. Kafkas Enstitüsü Müdürü Aleksandr İskenderyan ise, “Doğrusunu söylemek gerekirse hangi ceza yasasına dayanarak bu davayı açacaklarını pek anlamadım. Çünkü Ermenistan’da soykırımı reddedenlere yasal yaptırım uygulanmasını öngören bir madde yok. Kaldı ki, soykırımı reddeden de yok” dedi. İskenderyan, Görgülü’nün liberal eğilimli bir Türk tarihçisi olarak tanındığını da belirtti. ’in Programı’na 2006 yılı sonunda katılan Görgülü, değerlendirmesinin metninde soykırım kelimesini çoğunlukla tırnak içinde kullanıyor.
+
+
+
+ 583255
+ ‘Altta kalanın canı çıksın’ mı, çıkmas��n mı?
+ Çetin Altan Şeytanın gör dediği‘Altta kalanın canı çıksın’ mı, çıkmasın mı? 25 Eylül Cuma 2009 Çocukluğumda Caddebostan’da Ragıp Paşa’nın, tepesindeki kulesiyle de büsbütün görkemli görünen “denize nazır” bembeyaz köşkü; Kınalı’dan da, ’den de, Moda’dan da, Sütlüce’den de, Zeyrek’ten de görünen kadar olmasa bile; ’nin, ’la manzaralı balkonlarından pek albenili görünürdü. Şimdi artık hiçbir yerden; bahçesinin dibindeki, ağaçlıklı şıkıdım kafeteryadan bile görünmüyor. Bizim, kıyılarındaki son vilayetimiz -yani ilimiz- sınırındaki ’in, Borçka ilçesine bağlı köylerde durum nasıl acaba? Yağmurlarla iyice zorbalaşan baskınları, Borçka’nın köylerindeki birçok evi yerle bir etmiş. Borçka da bir ilçe, de... “Altta kalanın canı çıksın” mı, çıkmasın mı? Kadıköy’ün Borçka’ya akacağını hiç sanmıyorum; ama Borçka, Kadıköy’e savurtmuş bazı şoför dostlarla garson dostları. büyüklüğünde dolu bir çay bardağı düşünün, bardakla orantılı kesme şeker atın içine ve karıştırmaya başlayın. Çeyrek yüzyılı aşacağa benzeyen bir karıştırma, çalkantı ve erime... Şöyle yorum, böyle yorum; kızarsam ha, korum; kodum mu da oturturum... ’ya kabulümüzün hemen ertesinde; ’ye bin 500 kişilik bir tugay göndermiştik. Yüksek izninizle küçük bir parantez açayım burada. 1953 yılında NATO’nun bir davetiyle ’e gitmiş ve NATO’nun ilk Başkomutanı Hava Org. Norstadt’tan Türk halkından saklanmış çarpıcı gerçek öğrenmiştim: 1- NATO’ya gönderilen birlik “standart”tı. Eksildikçe tamamlanacaktı. 2- Türkiye’de NATO askeri üslerinin dışında, bir de ’nin kendi özel askeri üsleri vardı. Bendeniz bunları Yeni Ulus gazetesinde yazınca, yazma” suçlamasıyla, Askeri Ceza Mahkemesi’ne verilmiştim. Neyse ki milletvekili Sıtkı Yırcalı, Meclis kürsüsünden de Kore’ye gönderilen birliğin “standart” olduğunu açıkladı da; paçayı öyle kurtardık. Lütfen kusura bakmayın, parantez biraz büyükçe oldu. Kore’deki Kunuri savaşlarında, tüm NATO birlikleri geri çekildiği halde, ’in kalıp kahramanca dövüştüğü manşetleşmişti gazetelerde. Yıllar ve yıllar sonra anlaşıldı ki, Kore’deki NATO birliklerinin ABD’li Başkomutanı, Kunuri’deki tüm birliklere “Geri çekiliniz” diye yazılı bir mesaj gönderdiği halde; bizim birlikte sırada İngilizce bilen kimse bulunmadığı için, mesaj anlaşılamadığından geri çekilinmemişti. Askerliğini yapmakta olan gazeteci ve yazarlardan İngilizce bilenler, kendi rızalarıyla hemen Kore’ye gönderilmişti. Dünkü Radikal’in ilk sayfasındaki bir haber başlığı da şöyleydi: “Dil bilmeme yüzünden itiş kakış” ’ta Otel’in kapısında, Başbakan Tayyip Bey’in korumalarıyla, ABD Başkanı Obama’nın korumaları arasında bir itiş kakış yaşanmıştı. Türk korumalar arasında İngilizce bilen kimse bulunmadığından, itiş kakışın bir anlaşmazlık sonucu çıktığı anlaşılmıştı. ’den geçinmeli üst düzey siyasal ve bürokratik kadrolarında afurtafurlu, ama sadece yabancı bir dili değil; Türkçeyi de doğru dürüst konuşup yazabilenlerin az olduğu bir ülkede, genç kuşakların durumu ne ola ki? 73 milyon arasında, 28 yaşından küçük olanlar 40 milyon... Ruhsatlı ruhsatsız, silahlı vatandaş sayısı da 10 milyonu bulmuş. ’daki “zinde kuvvetler”e ek olarak; “iti ite kırdırma” taktiğiyle, silahlandırılmış olan 60 bin köy korucusu da, şimdi silahları geri vermeyi reddediyormuş. “Altta kalanın canı çıksın” mı çıkmasın mı? Altta kalanlar kim, kalmayanlar kim? Denizde balık avlayarak geçinen martılar, denizlerinde balık bulmakta zorlanmış olmalılar ki, Cihangir’de dolmuş çöp bidonlarına konarak, çöpleri gagalamaya başlamışlardı. Damlardaki bir martının da, yakaladığı bir kumruyu yediğini gördüm geçende hayretle... Övüne övüne avunmalar ve alkışlanmalar süre dursun; süre dursun alkışlana alkışlana avunmalar övüne övüne... Ah keşke bir de, altta kalanların canları çıkmasa... Ah keşke, görünmez olan Ragıp Paşa Köşkü’nün dibindeki kafeteryanın şıkıdımlığına eşdeğer bir şıkıdımlık; Artvin’in Borçka ilçesine de, köylerine de ulaşabilse... Oralarda da açılsa kadın kuaförleri ve oralardaki kadınların da topukları özel bakımlı olsa... Böyle bir rüya da, gerçekleşecektir bu kez 21’inci yüzyıl bitmeden... zamana dek altta kalanların... “Kuzum altta kalmayın” diye de rica edilmez ki... Büyük bir çay bardağında karıştırıla karıştırıla eriyen bir çift kesme şeker... Ragıp Paşa Köşkü’nün görüntüsü de öyle eridi, ’de Selimpaşa’daki sitelerinin önemli bir bölümü de... Neyse ki efendim açılımı gündemde... Siyasal tartışmalar, çatışmalar hep bu açılımlar üstüne... Vaktiyle Namık Kemal: “Barika-i hakikat (hakikatin ışıklı şimşeği) müsademe-i efkârdan (fikirlerin çatışmasından) çıkar” demişti. Süleyman Nazif de: Çarpışanlar balkabaklarıysa, sadece çekirdek çıkar, demişti. Genç kuşaklar daha yakından görecekler, balkabağı çekirdekleri mi çoğalıyor, yoksa hakikatlerin ışıklı şimşekleri mi? Bize “günümüzü göstermek” istemişlerdi. Biz ise İNSAN’ı göstermek istemiştik.
+
+
+
+ 584657
+ İstismar şebekesi çökertildi
+ İstismar şebekesi çökertildi'de cami önlerindeki yaşlı kişileri dolandıran şebekeye operasyon düzenlendi... 'de tanındıkları için, başka illere gidip samimiyet kurdukları özellikle yaşlı kişilerin dini duygularını istismar ederek paralarını dolandırdıkları ileri sürülen 45 kişilik 'çıkar amaçlı suç örgütü', polisin desteğnde yaptığı 'Zirve 35' adı verilen operasyonla çökertildi. Gözaltına alınan şüphelilerin, 42 il ve 63 ilçede 308 kişiyi dolandırarak milyon TL'lik haksız kazanç sağladıkları saptandı. Sorguları süren şüphelilerin, işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilecekleri bildirildi. İzmir Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Büro Amirliği ekipleri, yaklaşık aydır sürdürdüğü teknik takip ve istihbari çalışma doğrultusunda, kentte 'Sakallılar' grubu olarak bilinen, daha önceden kurbanlık hayvan ve oto dolandırıcılığı suçlarına karışan çıkar amaçlı suç örgütünün, çeşitli kentlerde faaliyetlerde bulunduğu bilgisini edindi. Genişletilerek sürdürülen soruşturmada, şüphelilerin, polis tarafından sabıkalı olup tanındıkları için İzmir dışındaki illerin pazaryerleri, kalabalık caddeleri ve camilerin bulunduğu bölgelerde yaşlı kişileri kendilerine hedef seçtikleri, hayır ve yardımda bulunacaklarını vaat ederek samimiyet kurdukları, dini duygularını istismar edip paralarını dolandırdıkları saptandı. Çoğu aynı suçtan sabıkalı zanlıların, bayramı da kapsayan son on gün içinde planı hazırladıkları, değişik kentlere uçak ve otomobille gidip dolandırıcılık suçunu gerçekleştirdikten sonra evlerine döndüklerinin belirlenmesi üzerine bugün saat 04.00 sıralarında harekete geçildi. HELİKOPTER DE KULLANILDI Operasyon için düğmeye basan, aralarında Özel ve Şubesi görevlilerinde bulunduğu ekipler, daha önceden adresleri belirlenen Gültepe, Mersinpınar ve Boğaziçi Semtleri'ndeki 44 ev ve işyerine eş zamanlı baskın düzenledi. Kovalamaca ihtimaline karşılık bir polis helikopterinin de destek verdiği operasyona 550 polis katılırken, 12 ayrı, birbiriyle bağlantılı grupların üyesi, aralarında bir hamile kadının da bulunduğu 45 kişi yakalandı. Gözaltına alınan zanlılardan 12'sinin de bu grupların elebaşısı olduğu ortaya çıktı. Baskınlarda çok sayıda fişek, çeşitli kişilere ait çek, ziynet eşyaları ve tapular ele geçirildi. 308 KİŞİYİ DOLANDIRMIŞLAR 7'sicezaevinde bulunan çıkar amaçlı suç örgütü elemanlarının bugüne kadar 42 il, 63 ilçede 308 kişiyi dolandırdıkları, milyon TL'lik haksız kazanç sağladıkları saptandı. Şühphelilerin haksız yoldan elde ettikleri milyon TL'lik mal varlıklarına rağmen sade bir yaşamı tercih ettikleri kaydedildi. Gözaltında sorguları süren şüphelilerin, 'hayır yapma veya yardımda bulunma vaadiyle dolandırıcılık' suçlamasıyla işlemlerinin ardından, savcılıktan alınan ek süreler sonrası adliyeye sevk edilecekleri bildirildi. ŞAŞIRTAN YÖNTEM Zanlıların, eylemlerini iki kişi olarak gerçekleştirdikleri, yaşlı kişilerin yanına tanıdık gibi giderek, "Benim annem, babam öldü. Kendisinden 10 bin TL para kaldı. Bu paranın aklanıp fakir fukaraya dağıtılmasını vasiyet etti" diyerek samimiyet kurdukları, eline yüklü miktarda para verip aynı miktarda kendisinden para talep ettikleri, daha sonra "Hocaya okutacağız" diyerek palaların tamamını aldıkları ve önceden belirledikleri eve veya işyerine giderek, fark ettirmeden kaçtıkları belirtildi. EMNİYET ÖNÜNDE ARBEDE Sorguları süren şüphelilerden biri rahatsızlanınca, Bozyaka'daki emniyet binasına ambulans çağırıldı. Ambulansı gören şüpheli yakınları, emniyete girmek istedi. Önlem alan çevik kuvvet ile zanlı yakınları arasında bu nedenle kısa süreli arbede yaşandı.
+
+
+
+ 584121
+ 15:23 Moody’s’ten not yükseltme
+ Moody’s’ten not yükseltme Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türk bankalarının döviz cinsinden mevduat notu görünümünü “durağan”dan, “olumlu”ya yükseltti. Moody’s, 15 Türk bankasının, “B1” olan döviz cinsinden mevduat notu görünümünü “durağan”dan, “olumlu”ya çevirdiğini bildirdi. Bu derecelendirme değişikliklerinin Moody’s’in 18 Eylül 2009 tarihli Türkiye’nin “B1” olan döviz cinsinden mevduat ülke tavanı görünümünü ���durağan”dan, “olumlu”ya çevirme kararının doğrudan bir sonucu olduğu kaydedildi. Derecelendirilen 15 bankanın döviz cinsinden mevduat notları, Türkiye’de bu tür mevduatlar için şu an “B1” olan tavanla sınırlandırıldı. Moody’s, bankaların yabancı para biriminden mevduat notlarında yapılan değişikliklerin, bankalara halihazırda atanmış bulunan diğer kredi notlarını etkilemediğinin de altını çizdi. Kredi derecelendirme kuruluşu, bankalardan bazıları için yerel para birimi mevduatları ve ulusal ölçek kredi notlarına ilişkin olası bir indirime yönelik “gözden geçirme”nin devam ettiğini de vurguladı. Bu “gözden geçirme”nin, Moody’s’in tüm bankacılık sistemlerine verilen devlet desteğine yönelik olarak küresel ölçekte gerçekleştirdiği gözden geçirme sürecinin bir parçası olduğuna da dikkat çekildi. Derecelendirilen bankalar şöyle sıralanıyor: “Akbank, Anadolubank, Asya Katılım Bankası, Bankpozitif, Denizbank, Eurobank Tekfen, Finansbank, HSBC Bank, T.C. Ziraat Bankası, Türk Ekonomi Bankası, Türkiye Garanti Bankası, Türkiye İş Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Türkiye Vakıflar Bankası, Yapı ve Kredi Bankası”
+
+
+
+ 583439
+ "Hapse de gireceksin iktidardan da ineceksin"
+ "Hapse de gireceksin iktidardan da ineceksin" 25.09.2009 08:55Başbakan Erdoğan ABD Princeton Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada Ermenistan’la parafe edilen metni anlatırken ilginç mesajlar verdi: Siyasetin risksiz yanı yok. Yeri gelince hapse gireceksin, yeri gelince iktidardan ineceksin. Biz bu süreci öyle gördük. GAZETE HABERTÜRK BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinde farklı bir yolla hassas bir noktaya gelindiğini belirterek, “Ön yargılar öne çıkmazsa, iç siyaset düşünülerek adım atılmazsa, inanıyorum ki parafe edilmiş olan anlaşma zabıtları parlamentoya gönderilecektir’’ dedi. ABD’deki temasları çerçevesinde Princeton Üniversitesi’nde bir konferans veren Başbakan Erdoğan, savaşlardan ekonomik krize, açlık ve fakirlikten teröre, enerji güvenliğinden iklim değişikliğine kadar dünyanın karşı karşıya bulunduğu büyük ve zorlu sorunlar olduğunu ifade etti, ancak bunların hiçbirinin altından kalkılamayacak sorunlar olmadığına dikkat çekti. Erdoğan, “Dünya düzenini bir bütün olarak okumak, aktörler arasındaki ilişkiyi doğru algılamak durumundayız. Bu noktada BM gibi küresel kurumların rolü daha da önemli konuma gelmektedir. BM ve IMF gibi küresel kurumların reforme edilmesine yönelik çabalar bu ihtiyaca yönelik çıkmıştır” diye konuştu. DAMDAN DÜŞEN ÜLKE Konferansında Türkiye’deki demokratik açılımı da anlatan ve samimi olduklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, “Burada hesabımız şudur; kısa, orta ve uzun vadeli olarak bütün bu demokratik açılım sürecini çalıştırmayı hedefliyoruz. Yani hepsini bir anda derseniz. Bu tabi mümkün değil, hazmede hazmede, hazmettire hazmettire bu süreci devam ettirmemiz lazım’’ dedi. Erdoğan, uluslararası terörle mücadelenin önemine de işaret etti. Türkiye’nin bu adıma destek veren ülkelerden biri olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin de terör sorunu yaşadığını ve mücadele verdiğini ifade ederek, Türkiye’nin terör acısını iyi bilen, “damdan düşen bir ülke’’ olduğunu belirtti. Türkiye-Ermenistan sorununa da değinen Erdoğan, şunları söyledi: “İsviçre’nin araya girmesiyle attığımız bu adımla çok önemli bir noktaya gelindi ve burada ön yargılar öne çıkmazsa, iç siyaset düşünülerek adım atılmazsa, inanıyorum ki parafe edilmiş anlaşma zabıtları parlamentoya gönderilecektir. Ayın 10 veya 11’i gibi bu adımlar da atılmış olacaktır. Tabi bütün olay geliyor... İç siyasette ne durumdayız?’’ Başbakan Erdoğan, ekonomi tahsili gördüğünü ve öğretmenlerinin “Ekonomi bir risktir’’ dediğini anımsatarak, siyasetin de bir risk olduğunu söyledi. RİSK ALMAK ZORUNDAYIZ Erdoğan, “Yeri geldiğinde hapse gireceksin, yeri geldiği zaman iktidardan ineceksin, bunları göreceksin, eğer görmüyorsan siyaset yapmayacaksın. Biz bu süreci öyle gördük’’ diye konuştu. Şiir okuduğu için hapis yattığını anlatan Başbakan Erdoğan, siyaset yapmaya devam ettiğini kaydetti. Erdoğan, “Fikirden, düşünceden, bunu yaygınlaştırmaktan dolayı içeri girmek önemli. Şiir okudum diye hapse girdim. Hırsızlık, sahtekarlık, dolandırıcılık yapmıyorum. Sadece şiir okudum’’ dedi. Ancak halkın bunları affetmediğini, kurulduktan ay sonra partisini iktidara taşıdığını ifade eden Başbakan Erdoğan, demokrasinin de güzelliğinin burada yattığını belirtti. “Riskleri göze almak zorundayız’’ diyen Erdoğan, Kafkaslar’daki sorunun aşılmasında pozitif adımlar atılabileceğine olan inancını yineledi. Sarkisyan Türkiye’ye gelmeli Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi yönünde önemli adımlar atıldığını söyleyen Erdoğan, “Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın, Türkiye’deki milli maça ‘gelirim, gelmem’ gibi yaklaşımları göstermemesi lazım” dedi. Erdoğan, “Eğer bir mütekabiliyet varsa Türkiye’nin Cumhurbaşkanı oraya rahatlıkla gidebiliyorsa, da rahatlıkla Türkiye’ye gelebilmelidir. Yani bunun için ‘şunu yaparsan gelirim’ demek bana göre uluslararası diplomaside artık çöpe atılmış olan bir anlayıştır’’ diye konuştu. Erdoğan’dan BM’ye Gazze ve Kıbrıs mesajı Başbakan Erdoğan, “Kıbrıs’ta çözümsüzlüğünün bedelini Türk tarafının ödemesini beklemek, hakkaniyete uygun değildir” dedi. Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na hitap etti. Sorunların çözümü için herkesi kucaklayan, adil, paylaşımcı, farklılıkları zenginlik olarak gören ve güven esasına dayalı bir küresel düzene ihtiyaç olduğunu ifade eden Erdoğan, “BM’nin küresel kamu vicdanının sesi olmasını istiyoruz. Bu amaçla reform girişimlerine tam destek veriyoruz” dedi. GAZZE UNUTULDU Türkiye’nin “Komşularla sıfır problem” yaklaşımını anlatan Erdoğan, “Pasif iyi komşuluk ilişkisinden aktif dostluk ilişkisine geçmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. Erdoğan, “Ermenistan ile ilişkilerimizde normalleşmeye yönelik gayretlerimiz de meyvelerini vermeye başlamıştır” dedi. İsrail-Filistin meselesine de değinen Erdoğan, “2008 yılının sonunda patlak veren Gazze’ye yönelik saldırı, kısa sürede insanlık dramına dönüştü. Fosfor bombalarının atılması neticesinde bin 400’e yakın insan hayatını kaybetti. bine yakın insan yaralandı” diye konuştu. Gazze’nin kaderine terk edildiğini söyleyen Erdoğan, “Gazze’deki insanlık dramının sonra erdirerek kalıcı huzur ortamının tesisi, insani ve vicdani sorumluluğumuzdur” dedi. KISITLAMALAR KALKMALI Kıbrıs’taki gelişmelere de değinen Erdoğan, tüm tarafların yapıcı davranmaları halinde bu yıl sonuna kadar kapsamlı ir çözüme ulaşılmasının mümkün olduğunu savundu. KKTC seçimlerinin yapılacağı 2010 baharına kadar varılacak çözümün referanduma götürülmesi gerektiğini belirten Erdoğan, Rum tarafının uzlaşmazlığı yüzünden çözüm sağlanamazsa KKTC’nin tanınmasının zorunluluk haline geleceğini söyledi. Erdoğan, “Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüm için herkesi üzerine düşeni yapmaya çağırıyorum. Kıbrıs Türk tarafı hâlâ haksız izolasyona maruzdur. Çözümsüzlüğünün bedelinin Türk tarafının ödemesini beklemek hakkaniyete uygun değildir. Türkler üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması çözüm sürecini hızlandıracaktır” dedi.
+
+
+
+ 583831
+ Özbekler Kırgızların gazını kesti
+ Oş Belediye Başkanı Meslibek Mırzakmatov, yerel televizyon kanalında, Oş kentinin doğal gaz borcunun milyon dolara ulaştığını belirterek, vatandaşları, biriken borçlarını acil olarak ödemeye çağırdı. Mırzakmatov, doğal gaz kesintisiyle ilgili olarak kentte acil masa oluşturulduğunu belirtti. Bu arada, Başbakan Birinci Yardımcısı Ömürbek Babanov, konuyla ilgili düzenlediği toplantıda, Kırgızistan’ın Özbekistan’a doğal gaz borcunun toplam 19 milyon dolar civarında olduğunu söyledi. Babanov, teknik nedenlerden dolayı doğal gaz kayıplarında 2008 yılında yüzde 13 olan oranın, 2009’un dokuz ayında yüzde 25’e yükseldiğini ifade etti. Öte yandan, KırgızGaz şirketi yetkililerinin, doğal gaz görüşmeleri için Taşkent’e gittikleri kaydedildi. Kırgızistan ile Özbekistan arasında bir ay önce bir hafta süren doğal gaz görüşmelerinde, fiyatı geri çekme konusu olumsuz sonuçlanmıştı. Kırgızistan, Özbekistan’dan doğal gazı, metre küpü 240 dolardan alıyor. Kırgızistan’ın doğal gaz talebi, daha çok soğukların etkili olmaya başladığı Ekim-Şubat aralığında artıyor.
+
+
+
+ 583574
+ Mars’ta buz kütlesi
+ ’ta buz kütlesi gezegeninde bulunan birkaç krater içinde yüzeye çok yakın düzeylerde buz kütleleri belirlendi. Uzaydan gelen cisimlerin çarpması sonucu oluşan bu kraterlerde belirlenen buz kütlelerinin, şimdiye dek belirlenenler arasında, yüzeye en yakınları olduğu bildirildi. Mars yörüngesinde bulunan Reconnaissance Orbiter tarafından belirlenen buz kütlelerinin yüzde 99 saflıkta olduğu tahmin ediliyor. Bulgulara ilişkin makale, dergisinin yarınki sayısında yayımlanacak. Bulguların buz olduğu, uydudaki spektrometre aracılığıyla saptanıyor. Mars yüzeyine indirilen ve artık faal olmayan robotu da geçen yıl yüzeyde kazılar yaparak, buz parçalarına ulaşmıştı. Reconnaissance Orbiter da ilk buz keşfini geçen yıl yapmış, yine dış çarpışmayla oluşmuş ve büyüklükleri bir oda ile bir ev büyüklüğü arasında değişen kraterin içinde buza rastlamıştı. Karanlık kesimlerde parlayan buz tabakaları birkaç ay izlenmiş, daha sonra buharlaşmıştı.
+
+
+
+ 584503
+ Farklı tarayıcılara yelken açın
+ Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, İnternette gezinirken kullandığınız tarayıcıdan şikayetçi misiniz? Peki şikayet etmenize rağmen daha iyi bir alternatif bulamadığınız için farklılığa gidemiyor musunuz? zaman alternatif internet tarayıcılarına bir göz atmanızın vakti gelmiş demektir. Belki Firefox ya da Chrome kadar popüler olmayabilirler fakat, bu onları kötü bir tarayıcı yapmaz. Flock'un içinde doğal RSS okuyucu bulunuyor. Böylece ek bir RSS okuyucu yazılımı kurmanıza gerek kalmıyor. Böylece sık sık girdiğiniz siteleri veya blog'ları da rahatlıkla takip edebilirsiniz. Flock'un kabiliyetleri bunlarla bitmiyor. Tarayıcı da ayrıca blog editörü, medya araç çubuğu ve fotoğraf yükleyicisi mevcut. Flock'un sitesine gitmek için GreenBrowser İlgi çekici bir tarayıcı ile daha karşı karşıyayız. GreenBrowser (Yeşil Tarayıcı) adı verilen bu tarayıcı, fare hareketlerini algılayarak ona göre davranabiliyor. Firefox'ta çeşitli eklentiler aracılığıyla fare hareketlerini tanımlayabiliyorduk fakat, bu özellik Firefox'un varsayılan ayarlarında mevcut değildi. Fare hareketleri ile tarayıcıya yön vermek, oldukça pratik bir kullanım imkanı sağlıyor. Bunun dışında çoklu sekme özelliği ve arama motoru optimizasyonu da GreenBrowser'da mevcut. Chrome benzeri sayfa başlıkları, önceki oturumlarda açmış olduğunuz sayfalara kolayca erişim imkanı sağlıyor. Kısacası, yetenekli ve başarılı bir tarayıcı GreenBrowser. GreenBrowser'ın sitesine gitmekiçin
+
+
+
+ 583208
+ Özak'tan UNIVERSIADE'ye övgü
+ Trabzon'dan karayoluyla Erzurum'a gelen Faruk Nafiz Özak, Kandilli beldesinde yapımı süren biatlon tesisini inceledi. Ardından kent merkezindeki diğer tesisleri gezen Özak, "Bu organizasyon Türkiye'nin gururu olacak." dedi.
+
+
+
+ 583707
+ Bakan Akdağ: Yeşil kartların iptali söz konusu değil
+ MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın soru önergesine yanıt veren Akdağ, Yeşil Kart Bilgi Sisteminde iptal edilen ve vize tarihi dolan yeşil kartlar için 20 Ağustos 2007 tarihinden itibaren otomatik bloke işlemi uygulamasına geçildiğini belirterek, söz konusu tarih itibariyle Sistemde 13 milyon 990 bin 619 kişinin kaydının yer aldığını bildirdi. Akdağ, kayıtlara göre 932 bin 568 kişinin yeşil kartının iptal durumda olduğunu, otomatik vize kontrollerinin uygulanmaya başlaması ile milyon 547 bin 852 kişinin yeşil kartının pasif duruma geldiğini kaydetti. Akdağ, ''Bu bakımdan, yeşil kartların iptali söz konusu olmayıp, sadece vize işlemlerinden dolayı pasif durumdadır'' dedi. Akdağ, vize süresi dolan yeşil kart sahiplerinin ilgili kaymakamlık veya valiliklere müracaatları ve şartlara haiz olmaları halinde vize işlemlerinin yapıldığını, takiben sağlık karnelerinin sistemde aktif hale getirildiğini anımsattı. Usulsüz yeşil kart alındığının veya verildiğinin tespiti halinde, yapılan harcamaların usulsüz kullananların kendilerinden, velilerinden veya kanunen bakmakla yükümlü bulunan yakınlarından iki misli olarak geri alındığına işaret eden Akdağ, belgeleri kullanan ve düzenleyenler hakkında ayrıca genel hükümlere göre ceza kovuşturması yapılmasının sağlandığını anlattı. Sağlık Bakanı Akdağ, yeşil kart sahibine verilen tedavi hizmetlerinin bedellerini gösteren fatura ve benzeri belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi suretiyle fazla ödemeye sebebiyet verilmesi halinde de fazla ödenen meblağın, belgeyi tanzim edenlerden iki misli olarak geri alındığını, bunlar hakkında da genel hükümlere göre ceza kovuşturması yapılmasının sağlandığını bildirdi. Maliye Bakanlığının 16 ilde, yeşil kart hamillerinin gerekli şartları taşıyıp taşımadıkları hususunu incelediğini açıklayan Akdağ, denetimler sonucunda yeşil kartlılara ilişkin olarak elde edilen bilgilerin değerlendirilmek ve gerekli işlemler yapılmak üzere il ve ilçe idare kurallarına gönderildiğini kaydetti. Akdağ, tazmin ve ceza kovuşturmasına yönelik işlemlerin de yapılmakta olduğunu bildirdi. -''YASADA DEĞİŞİKLİK ÇALIŞMASI YOK''- Recep Akdağ, yeşil kart uygulamasını düzenleyen 3816 sayılı kanunda bir değişiklik yapılmasına lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını, dolayısıyla bu konuda bir çalışma içinde olmadıklarını anlattı. Akdağ, denetimlerde tespit edilen hususlar çerçevesinde usulsüzlüklerin önlenmesi bakımından ihtiyaç duyulması halinde mevzuatta değişikliğe gidilebileceğini de belirtti. 25 Ağustos 2009 tarihi itibarıyla illerdeki aktif ve pasif yeşil kart kayıtları şöyle: İLLER AKTİF YEŞİL KARTLI KAYDI PASİF YEŞİL KARTLI KAYDI Adana 330325 231675 Adıyaman 245677 133839 Afyonkarahisar 63894 77221 Ağrı 305006 111187 Amasya 38233 37319 Ankara 161973 218661 Antalya 106162 153305 Artvin 17899 26808 Aydın 90837 81233 Balıkesir 93614 81930 Bilecik 9549 9567 Bingöl 129577 59511 Bitlis 165557 68624 Bolu 11045 15825 Burdur 18910 23309 Bursa 90595 105675 Çanakkale 25544 23511 Çankırı 13365 23863 Çorum 84961 112914 Denizli 47379 40424 Diyarbakır 546525 258025 Edirne 44786 27681 Elazığ 100188 95743 Erzincan 28102 20326 Erzurum 248943 153618 Eskişehir 35880 35497 Gaziantep 244511 211269 Giresun 58340 74094 Gümüşhane 27717 26463 Hakkari 122253 63845 Hatay 298412 156400 Isparta 33505 36257 Mersin 214419 227600 İstanbul 321859 511802 İzmir 171700 184234 Kars 114048 62234 Kastamonu 35201 50269 Kayseri 94555 114465 Kırklareli 22745 16989 Kırşehir 32874 38019 Kocaeli 50440 74343 Konya 210390 183037 Kütahya 38292 49046 Malatya 131241 112558 Manisa 147411 134227 Kahramanmaraş 265430 196493 Mardin 282453 159619 Muğla 34083 37661 Muş 180252 103116 Nevşehir 30676 30807 Niğde 59780 53840 Ordu 136955 151567 Rize 21500 28292 Sakarya 61464 67059 Samsun 187163 212389 Siirt 134432 59550 Sinop 21909 26747 Sivas 100687 107350 Tekirdağ 40317 26099 Tokat 99879 109843 Trabzon 78448 99941 Tunceli 22111 13362 Şanlıurfa 585193 262043 Uşak 29694 23596 Van 530214 189744 Yozgat 88041 99475 Zonguldak 30275 46319 Aksaray 71082 64337 Bayburt 16698 13946 Karaman 26419 32064 Kırıkkale 20657 29882 Batman 220332 117257 Şırnak 192063 76890 Bartın 14822 23304 Ardahan 34335 30224 Iğdır 66790 40053 Yalova 13430 16938 Karabük 10947 16013 Kilis 32551 18733 Osmaniye 82642 87817 Düzce 23607 32423 TOPLAM 9271770 7259235
+
+
+
+ 583474
+ Hava sıcaklıkları artacak
+ Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nce yapılan son değerlendirmelere göre; Türkiye genelinde yağış beklenmiyor. Hava sıcaklığı ise Türkiye genelinde ila derece artacak. Rüzgar ise genellikle kuzey ve kuzeydoğu, zamanla Ülkemizin güney, iç ve doğu bölgelerinde güney ve güneybatı yönlerden hafif arasıra orta kuvvette esecek. Bölgelere göre hava durumu da şöyle tahmin ediliyor: Marmara: Az bulutlu ve açık zamanla parçalı bulutlu geçecek. Ege Az bulutlu ve açık zamanla parçalı bulutlu geçecek. Akdeniz: Az bulutlu ve açık, zamanla Batı Akdeniz (Antalya, Isparta ve Burdur) parçalı bulutlu geçecek. İç Anadolu: Az bulutlu ve açık geçecek. Batı Karadeniz: Az bulutlu ve açık geçecek. Orta ve Doğu Karadeniz: Az bulutlu ve açık zamanla Doğusu (Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt) parçalı bulutlu geçecek. Doğu Anadolu: Az bulutlu ve açık zamanla Doğusu (Erzurum, Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır, Bitlis, Van ve Hakkari) parçalı bulutlu geçecek. Güneydoğu Anadolu: Az bulutlu ve açık geçecek. (ANKA)
+
+
+
+ 584505
+ Ehliyet almak eskisi kadar kolay olmayacak
+ Milli Bakanlığı, Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'nde değişikliğe gitmeye hazırlanıyor. Yıl başından sonra ehliyet kurs ücretleri artacak, eğitim süresi de uzayacak. Ehliyet sınavının ikinci ayağında, direksiyon sınavında yapılacak değişiklikler bunların başında geliyor. Mevcut uygulamada, sürücü adaylarının direksiyon hakimiyetleri hafta sonları 15-20 dakika gibi kısa bir sürede değerlendiriliyor. Yeni yönetmeliğe göre bu süre uzayacak ve sınav haftanın her günü yapılacak. Sürücü kurslarının 20 saat direksiyon dersi verme zorunluluğu da daha sıkı denetlenecek. Ayrıca sınavların özel yetiştirilmiş "sınav yapıcılar" tarafından gerçekleştirilmesi de planlanıyor. Çalışmalar bu yönde, ancak uyulama hayata geçerse tüm bu değişiklikler maliyetlerin artmasını da beraberinde getirecek ve sürücü adayları, ehliyet almak için daha çok para ödeyecek.
+
+
+
+ 583542
+ Intel Clarkdale sahnede
+ Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, masaüstü sistemlerde en performanslı işlemcisi olmaya aday olan Gulftown ile yakında tanışacağız. Altı çekirdek ve HT teknolojisini destekleyen bu işlemci 32 nm mimarisi ile ilgi çekiyor. Öyle ki X58 yonga setli anakartlarda çalışacak olan bu işlemci yüksek performans isteyen kişilere hitap ediyor. Clarkdale işlemcisi hem fiyat/performans oranı hem de entegre grafik işlemcisi sayesinde kendisinden çok söz ettirecek. Bu işlemci elbette önemli. Fakat masaüstü sistemler için tasarlanan ve fiyat/performans oranı ile dikkat toplayacak olan Clarkdale, çok daha büyük bir öneme sahip. 32 nm mimari ve çekirdekli bir yapıya sahip olan bu işlemci, üzerinde bulunan grafik yongası ile ilgi çekiyor. Bu ürüne sahip olacak kişiler grafik işlemciye de sahip olacak. Durum böyle olunca Clarkdale'in test sonu��ları büyük bir önem kazanıyor. Clarkdale işlemcisi P55 yonga setli anakartlarda çalışacak. Shiftdelete okuyucuları işte burada büyük bir avantaj yakalıyorlar. Çünkü SDN, Intel'in gizli odalarında bu ürünü gördü ve Intel'in mühendisleriyle bu ürünün bulunduğu sistemi test etme şansına sahip oldu. Clarkdale işlemcisini test etme şansını IDF 2009'da yakaladık. Clarkdale Hepsinden Üstün Belirli kişilerin giriş yapabildiği bu odalara girdik ve toplantılarda tanıtılan Clarkdale sistemlerle karşı karşıya kaldık. Intel'in mühendisleriyle yaptığımız kısa bir brifingden sonra Clarkdale işlemcisinin test sonuçları açıklandı. Toplam dört adet işlem birimini çalıştırabilen Clarkdale, oldukça üstün bir mültimedya performansına sahip. 3.33 GHz Clakdale işlemcisi (2 gerçek+2 sanal çekirdek) dört çekirdekli Core Quad Q9400 (2.66 GHz) ve iki çekirdekli Core Duo E8500 (3.16 GHz) işlemcilerle kapıştırıldı. 3D Mark Vantage testinde elde edilen %50'lik fark herkesi şaşırttı. Testin ayrıntısına baktığımızda farka neden olan işlemciden çok grafik yongası oluşturdu. Bu grafik yongası toplamda Clarkdale'e mutlak bir zafer kazandırdı. Bu işlemcinin grafik performansı, bazı anakartlarda bulunan dahili grafik yongalarının grafik performanslarından çok daha iyi. Grafik performansından sonra sıra geldi bellek performansına. Yani daha doğrusu bu yeni işlemcinin DDR belleklerle ne kadar iyi anlaştığına. Clarkdale sistemde 2x2 Gbyte 1333 MHz DDR3 bellekler (P55 yonga setli Ibex Peak anakart) kullanıldı. Diğer iki sistemde DG45ID anakart'a 2x2 Gbyte 800 MHz DDR2 bellekler kullanıldı. Sandra test programı ile yapılan sonuçlara göre Clarkdale %70 fark atmasını bildi. Düşük Güç Tüketimi Yüksek Performans Grafik ve bellek performansından sonra sistem performansının ölçümüne geldik. PC Mark Vantage adlı test programı fakın yine fazla olduğunu gördük. Clarkdale, dört çekirdekli Q9400'den %35 daha performanslı, E8500'den de %43 daha iyi olduğunu gördük. Clarkdale toplam sistem performansında fark atıyor. Clarkdale işlemcisi düşük güç tüketiminde de önde olduğunu bize gösterdi. Normal kullanımda yaklaşık 25 Watt güç tüketen Clarkdale, aşırı yük konumunda 70 Watt'a kadar yükselebiliyor. Cinebench testinde gördüğümüz bu değer normal karşılanmalı. Normal çalışmada 25 Watt güç tüketiyor. Yük durumda güç tüketimi 70 Watt'ın üzerine çıkıyor. Daha fazlasını isteyen Spec CPU testine de bakabilirler. İşlemcinin performansını ölçen bu test programı Clarkdale işlemcisinin gerçekte ne kadar iyi olduğunu gösteriyor. Clarkdale işlemcisi tüm iki çekirdekli işlemcilerden daha iyi. Dört çekirdekli işlemcilerle da kafa kafaya kapışıyor. Tabi bu üst seviye dört çekirdekli işlemciler için geçerli değil. Bu işlemci tüm çift çekirdekli işlemcilerden daha iyi. :: Yazan: SDN
+
+
+
+ 583096
+ Mafyanın haracını timsah toplamış
+ Mafyanın haracını toplamışDIŞ HABERLER güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda ’da bir babasının, kendisine haraç ödemeyi reddedenleri korkutmak için 1.7 metre uzunluğunda ve 40 kilo ağırlığında bir timsahı kullandığı ortaya çıktı Polisin Antonio Cristofaro isimli babasının yakınlarındaki evine baskın düzenlediği sırada ele geçirdiği timsahın, korkutulmak istenen kurbanın önünde tavşan ve farelerle beslendiği ve “hayvanın korkunçluğunun gözler önüne serildiği” kaydedildi. Timsahın, tek ısırıkta bir insanın kolunu kopartacak kadar güçlü bir çeneye sahip olduğu belirtildi.
+
+
+
+ 584418
+ SGK'dan emeklilere uyarı
+ SGK'dan emeklilere uyarı İHA Giriş Saati Güncelleme Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürü Fevzi Gökçe, vatandaşları dolandırıcılara karşı uyardı. Son günlerde bazı şahısların emeklilerin evlerine giderek SGK görevlisi olduklarını beyan ederek çeşitli yöntemlerle vatandaşları dolandırmaya çalıştığını söyleyen Fevzi Gökçe, dolandırıcılık girişimlerine karşı vatandaşları uyardı. Fevzi Gökçe yaptığı açıklamada, vatandaşlardan, kendisini SGK çalışanı olarak tanıtan şahıslara itibar etmemesi konusunda uyararak bu tür bir durumla karşılaşan vatandaşların en yakın emniyet birimine yada 155 ihbar hattını araması gerektiğini söyledi. Son günlerde Konut Edindirme Yardımı (KEY) ödemeleri ile ilgili olarak kendisini SGK görevlisi olarak tanıtan şahısların emeklilerin evine giderek dolandırıcılık girişiminde bulunduğunu kaydeden Gökçe şunları söyledi;"Emekli bir vatandaşımızın evine giden şahıslar, kendisine KEY ödemesi yapılabilmesi için gerekli olan formun yer aldığını belirttikleri zarfın kurumumuz tarafından gönderildiğini belirterek, ulaşım bedeli olarak 10 TL tahsil etmişlerdir. Oysa ki kurumumuzca aylık ödenmekte olan emekli, dul ve yetimlere gönderilen her türlü gönderi PTT vasıtasıyla yapılmakta olup, bedeli kurumumuz bütçesinden karşılanmaktadır. Bugüne kadar hak sahiplerine ödemeli zarf gönderilmesi söz konusu olmamıştır. Kurumumuz, yasalarla belirlenen haller ve özel yetkilendirilen personeli haricinde hiçbir çalışanı ile tahsilat yapmamaktadır. Vatandaşlarımızın kurumumuz uygulamaları ile ilgili gerekli bilgileri www.sgk.gov.tr internet sitemizden ulaşma imkanları da bulunmaktadır. Vatandaşlarımızın mağdur duruma düşmemeleri için yasal olmayan yollardan gelen bu tür taleplere kesinlikle itibar etmemeleri, talep edenler hakkında "ALO 155" ihbar hattına veya en yakın emniyet birimine başvurmaları ve suç duyurusunda bulunmaları gerekmektedir"
+
+
+
+ 583967
+ Emin Arslan Adliyede
+ Emin Arslan Adliyede Uyuşturucu operasyonu kapsamında hakkında tutuklama kararı çıkan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Aslan adliyeye geldi. İstanbul'daki uyuşturucu operasyonu kapsamında hakkında tutuklama kararı çıkan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan avukatıyla adliyeye geldi.
+
+
+
+ 583618
+ Başbakan Irak'a gidecek
+ G-20 Zirvesi için Pittsburgh ketine gelen Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama'nın heyet liderleri için verdiği yemeğin ardından The Rönesans Oteli'ne gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. İran'a gelecek ay yapacağı ziyaretle ilgili bir soru üzerine, tarihin henüz netleşmediğini belirten Erdoğan, ''Ekim veya kasım ayı başı olabilir. Böyle birşeyimiz var'' dedi. Türkiye-İran ilişkilerinin önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Özellikle de bu doğalgazla ilgili ilişkilerimiz, İran'a verebileceğimiz mallar konusu bölgedeki teröre yönelik yapabileceğimiz müşterek çalışmalar. Bütün bunları geniş kapsamlı ele alabileceğimiz görüşmeler için dışişleri bakanımız gitti. Benim de ekim, kasım ayı başı gibi bir gitme planımız var.'' Erdoğan, bir başka soru üzerine bu ay Irak'a bir ziyaret gerçekleştireceğini de bildirdi. 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 583772
+ Renault'ya çifte sponsor darbesi
+ 'nun ana sponsoru Fransız takımıyla olan sözleşmesini feshetti. 2008 Singapur yarışında pilotuna kaza yapması talimatını verdiği için ceza alan 'dan desteğini çekti. Sezon sonunda Formula 1'den ayrılacağını daha önce açıklayan Hollanda merkezli banka, Fransız takımıyla olan sözleşmesini derhal feshetti. Takımın sponsorlarından İspanyol sigorta şirketi Mutua Madrilena da 'den saatler önce ile yollarını ayırdığını açıkladı. 'nin geçtiğimiz sezon Formula 1'e aktardığı 86 milyon doların 65 milyonu 'ya gitmişti. Bu miktar, takımın toplam gelirinin yarısından daha fazla. Hollanda bankası, 'nun karıştığı skandal yüzünden büyük hayal kırıklığı yaşadığını ve sezon sonunu beklemeden takımla olan sözleşmesini feshetme kararı aldığını açıkladı. Benzer sebeplerden 'dan ayrılan Mutua Madrilena, takımın İspanyol pilotu Fernando Alonso'ya destek vermeye devam edecek. FIA, 2008 Singapur yarışında şike yapan 'ya iki yıl ertelenmiş men cezası verirken, takımın eski patronu Flavio Briatore'yi ömür boyu, teknik şef Pat Symonds'ı ise beş yıl F1'den men etti.
+
+
+
+ 583099
+ TOKİ'nin 'kara listesi' genişledi
+ Listede, 'çok iyiler' kategorisindeki müteahhitlerin sayısı geçen yılki listeye göre sadece adet artarken, 'kara liste'ye alınan firmaların sayısı 61'den 75'e çıktı. İş verdiği müteahhitleri, "iş yapma becerileri, imalatın kalitesi, işin zamanlaması, resmî kurumlar nezdinde işin takibi, piyasaya borç ödemeleri, icra-haciz durumu, taşeron-işçi alacakları konusundaki tutumu, inşaat sonrası meydana gelebilecek şikayetlerin giderilmesi konusundaki tutumu" gibi kriterlere göre değerlendiren TOKİ, bu yıl eylül ayı itibarıyla yapılan değerlendirmeler sonrasında hazırladığı Yüklenici Listesi kitapçığını yayımladı. Listede, Akay İnş., Arda Müh. Elk. İnş., Bema İnş., Coşkun Zırhlı Yapı Tasarım ve Üretim, Dio Dan İnş., Hasan Erserver İnş., İhlas Holding-Atmaca İş ortaklığı, İttifak İnş., Kart İnş., Mesa Mesken, Özyazıcı İnş., Pekerler İnş, Türkerler İnş., Yeni Sarp İnşaat'ın da aralarında bulunduğu 31 firma 'çok iyiler' olarak ilk sayfalarda yer aldı. Seyrantepe Stadı ikmal ihalesini Uzunlar İnş. ile birlikte alan Varyap Varlıbaşlar Yapı, İstanbul Bahçeşehir toplu konut alanı 5. bölge arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı işi nedeniyle ortaklık kurduğu Teknik Yapı ile birlikte TOKİ'nin listesinde 'en iyiler' arasında bulunuyor. Geçen yıl 230 olan 'iyiler' listesindeki firma sayısı bu yıl 258'e çıkarken, Seyrantepe ihalesinde Eren Talu Mimarlık ile birlikte bulunan Alke İnş., Makro İnş. ile birlikte gerçekleştirdiği iş nedeniyle, TOKİ'nin listesinde "iyiler'' arasında yer aldı. İyi firmalar arasında yer alan Kuzu Toplu Konut İnşaat'ın, ortak olarak aldığı diğer işler hariç, tek başına 12 işi üstlendiği listede görülüyor. Listede, 136 firma "orta düzeyde'' değerlendirildi. ANKARA AA
+
+
+
+ 583682
+ Üç hamlede mat!
+ Üç hamlede mat! HABERTÜRK, Denizli'nin "CSKA Moskova'yı imha" planını açıklıyor... 25/09/09 11:02 GAZETE HABERTÜRK KARTAL YİĞİT 1- Rus ekibinin 10 numarası Dzagoev’i durdurmak zafer için ilk şart. Bu zor görevi, Alman yıldız Ernst üstlenecek 2- CSKA’nın hava toplarını ‘kabus’ haline getiren 1.90’lık santrforu Tomas Necid, Matteo Ferrari’yle yakın takibe alınacak 3- Berezutski Kardeşler ve Ignasevich gibi uzun ve ağır adamlardan oluşan rakip savunma, Holosko’nun süratiyle aşılacak Üst üste gelen kötü sonuçlar, darbe yiyen şampiyonluk hesapları, taraftarın protestosu... Kariyerinin en zorlu dönemlerinden birini yaşayan Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, camia üzerinde dolaşan kara bulutları dağıtmak için düğmeye erken bastı. Fikstürdeki Ankaraspor maçı nedeniyle hafta sonunu boş geçirecek olan Kartal’da, gözler CSKA Moskova’ya çevrildi. Şampiyonlar Ligi’nde alınacak bir galibiyetin, hem takımın kaybolan özgüvenini geri getireceğini hem de camiaya moral vereceğini düşünen Denizli, Rus ekibinin kasetlerini oyuncularına izletmeye başladı. Rakibin kasetlerini genelde maçtan gün önce veya maç günü oyuncularına izleten Denizli, bu kez kuralını bozarak önceki gün CSKA’nın deplasmanda Wolsfburg’a yenildiği mücadele üzerinden uyarılarda bulundu. -HAVA HATTI KESİLECEK- Tecrübeli hocanın kendisinin de daha önce izlediği CSKA’yı iyice analiz ettiği ve rakibin en önemli silahı olarak genç ‘10 numara’ Dzagoev’i belirlediği öğrenildi. Futbolcularıyla yaptığı toplantıda, “CSKA’nın her şeyi o... Takımın beyni... Bütün ataklar ondan geliyor. Eğer Dzagoev’i etkisiz hale getirirsek işimiz kolaylaşır” ifadesini kullanan Denizli, 19 yaşındaki Rus yıldızı durdurma görevini ise Fabian Ernst’e verdi. CSKA’nın Dzagoev’in kilitlenmesi halinde uyguladığı ‘B planı’nı da oyuncularına aktaran Denizli, “Rakibin artıları Dzagoev ile sınırlı değil. Kanatları da iyi çalışıyor. Özellikle sağdan Krasic etkili toplar getiriyor. Bu oyuncuya karşı bire birde yenilmeden, orta sahadan yardım getirerek sorunu çözebiliriz. Dzagoev’den sonra dikkat edilmesi gereken ikinci isim Necid. Uzun boyuyla tüm hava toplarını alıyor. Onu da kontrol altında tutmalıyız” diye konuştu. Zico’nun hediyesi 2007-08 sezonunda Krylya Sovetov’dan CSKA Moskova Genç Takımı’na transfer edilen Alan Dzagoev, 2008 yılında Rusya’nın en iyi 20 yaş altı futbolcusu seçildi. Ancak Rus oyuncunun yıldızını parlatan isim Zico oldu. hafta önce görevden alınan Brezilyalı teknik adamın güvenip takımın organizasyon görevini verdiği 19 yaşındaki futbolcu, hocasının yüzünü kara çıkarmadı. Yükselen performansıyla Rus Milli Takımı’na da seçilen Dzagoev’in ligde golü, asisti bulunuyor. Son oynanan Dinamo Moskova maçında, asist yaparak 3-0’lık zaferin başrolüne soyundu. -‘STOPERLER YERDEN ETKİSİZ’- CSKA Moskova’ya karşı alınması gereken defansif önlemleri bu şekilde aktaran Mustafa Denizli, daha sonra hücum planlarına geçti. Rus ekibinin savunmasını oluşturan Aleksey Berezutski, Vasili Berezutski ve Ignasevich’in 1.85’in üzerinde uzun oyuncular olduğuna dikkat çeken kurt hoca, “Ancak bu oyuncu da ağır... Savunmalarının ağır oluşu bizim en büyük avantajımız. Sol bekleri nispeten çabuk. Ancak defansın göbeğindeki stoper de yerden etkisiz. Çabuk adamlarımızla istediğimiz golü ve golleri bulabiliriz. İşi buradan bitirmeliyiz” dediği öğrenildi. CSKA’yı vurmak için Holosko’ya özel görev veren Denizli, topla çok çabuk olan Slovak oyuncudan, ağır Rus savunmasının arasına koşular yapmasını ve rakibi yıpratmasını istedi. Son tüyolar Fatih Tekke’den Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, CSKA Moskova maçı için harıl harıl çalışırken, yardımcısını da Rusya’ya gönderdi. Yardımcı antrenör Tayfur Havutçu ile kondisyoner Stefano Marrone dün Saint Petersburg’a gitti. İkili, CSKA’nın deplasmanda Zenit ile oynayacağı karşılaşmayı izleyecek. Havutçu ve Marrone’nin maç sonrası Zenit’te oynayan Fatih Tekke’yle de bir görüşme yapacağı ve CSKA ile ilgili son bilgileri alacağı öğrenildi.
+
+
+
+ 583173
+ CHP'li Kocaoğlu: Demokratik açılıma karşı çıkmak mümkün değil
+ Kocaoğlu, demokratik açılımın başarıya ulaşabilmesi için siyasî partilerin müşterek çalışması gerektiğini belirterek, Kürt ve Ermeni meselelerinin Türkiye'nin iki önemli problemi olduğunu kaydetti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, demokratik açılım konusunda kapıyı kapatmadığının da altını çizdi. Zaman Gazetesi Ege Bölge Yayın Temsilcisi Vahit Yazgan'a iade-i ziyarette bulunan Başkan Kocaoğlu, büyük problemlerin, partilerarası genel mutabakat sağlanmadan çözülemeyeceğini söyledi. "İster demokratik açılım, ister Kürt açılımı deyin, bu meselenin çözümüne karşı çıkmak mümkün değil." diye konuşan CHP'li belediye başkanı, siyasî parti önde gelenlerinin genel mutabakata varabilmek için fikir üretmesi gerektiğini söyledi. Kocaoğlu, ortak mutabakatla problemlerin çözümünün daha kolay olacağını ifade etti. Üç büyük partinin mutabık kaldığı konularda kanun değişiklikleri yapılıp bunlar uygulamaya konulmuş olsa ülkenin önünde hiçbir engel kalmayacağını vurguladı. Aziz Kocaoğlu, partiler arasındaki güven kanalının çözümü kolaylaştıracağına inandığını, CHP lideri Baykal'a aynı şeyleri söylediğini kaydetti. Baykal'ın da Kürt meselesinin çözümünü istediğini belirten Kocaoğlu, "Kendisi de farklı bir şey söylemiyor. Onun da problemin çözülmemesi yönünde bir yaklaşımı söz konusu değil. Mutabık kalmak için projeyi baştan birlikte oluşturmak gerekir. CHP'nin ciddi bir Kürt raporu var. PKK'nın baskınları ve ölümlü olaylar arttı. Çünkü masada güç kazanmak istiyorlar. Bu bir strateji." şeklinde konuştu.
+
+
+
+ 583996
+ İki domuz gribi aşısına lisans tavsiyesi
+ Kurumdan yapılan açıklamada, Novartis AG ve GlaxoSmithKline PLC şirketlerinin ürettiği domuz gribi aşılarına piyasaya sunulma yetkisi tanınması istendi. Avrupa genelinde ilaçlara lisans verilmesi için tavsiyelerde bulunan Avrupa İlaç Kurumu'nun kararları genellikle Avrupa Komisyonu ve tek tek ülkeler tarafından kabul ediliyor. İlk araştırmalara göre, Kurumun önerdiği domuz gribi aşılarının tek dozunun yetişkinlerde etkili olduğu bildirilmesine rağmen, Avrupa İlaç Kurumu yetişkinler için aşının iki doz yapılmasını da tavsiye etti. Yetkililer, devam eden çalışmalarda yeni veriler gelmesi halinde, tavsiyelerin güncelleştirilebileceğini bildiriyor.
+
+
+
+ 584691
+ Askeri hakim Zeki Üçok'la ilgili yeni ayrıntı
+ Bazı zengin aile çocukları ile sanatçılara askerlikten kurtulabilmeleri için sahte çürük raporu verdiği iddia edilen Hava Kuvvetleri Adli Müşaviri Albay Ahmet Zeki Üçok'un, Ekim 1990 günü bombalı suikastte hayatını kaybeden ülkenin aydınlarından Bahriye Üçok'un yeğeni olduğu belirlendi. Hava Kuvvetleri'nde Hakimlik yapan Üçok'un ayrıca Hava Harp Okulu'nda uçaksavar subayı olarak mezun olduğu ancak komutanlıkta daha sonra ortaya çıkan ihtiyaç üzerine Hukuk Fakültesi'ni görevde iken tamamlayarak adli müşavirliğe getirildiği kaydedildi. Zeki Üçok'un meslek kariyerinde suikast kurbanı Bahriye Üçok isminin önemli bir yer tuttuğu da öne sürüldü.
+
+
+
+ 584442
+ Fenerbahçe, Antalya'ya gitti
+ Hazırlıklarını Can Bartu Tesisleri'nde gerçekleştirdiği antrenmanla tamamlayan sarı-lacivertli ekip, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan kalkan özel bir uçakla Antalya'ya hareket etti. Fenerbahçe'nin Antalya kafilesinde kırmızı kart cezalısı Emre ile birlikte 20 futbolcu bulunurken, kadrodaki isimler şöyle: Volkan Demirel, Volkan Babacan, Mert, Lugano, Bilica, Önder, Roberto Carlos, Vederson, Gökhan, Cristian, Selçuk, Alex, Dos Santos, Deivid, Kazım, Mehmet Topuz, Uğur, Güiza, Semih, Emre. -FUTBOLCULARA BAKLAVA VE ÇİÇEK- Bir grup taraftar Antalya yolculuğu öncesi Can Bartu Tesisleri'nde futbolculara baklava ikram edip çiçek verdi. Antalyaspor maçı öncesi futbolculara destek vermek isteyen taraftarların hediyelerini takım adına kaptan Alex ve Emre aldı. -ANTU'DAN KAMPANYAYA DESTEK- Beşiktaşlı taraftar grubu ''Çarşı''nın, lösemi hastası siyah-beyazlı bir taraftar için başlattığı, Galatasaraylı taraftar grubu ''Ultraslan''ın da katıldığı kampanyaya Fenerbahçeli taraftar oluşumu ''Antu''dan da destek geldi. Taraftar oluşumunun ''www.antu.com'' adresli internet sitesinin açılış sayfasına, lösemi hastası 20 yaşındaki Akif Akgün'ün resmi konularak, ''Yanındayız Akif, onu hayata bağlamak için gereken tek şey 50 bin lira'' şeklinde yazı yer aldı. Sitede ayrıca, Beşiktaşlı taraftara yardım yapılabilecek banka hesap numarasına da yer verildi.
+
+
+
+ 583977
+ Öğrencilere, Nasrettin Hoca ve Keloğlan figürlü çanta dağıtıldı
+ Plevne Özel İdare ve Zübeyde Hanım İlköğretim Okulu'nda düzenlenen törende konuşan İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Ceylan, son yıllarda öğrencilerin okul araç ve gereçlerinde yabancı hayali kahramanları içeren resim ve figürlerin kullanımında artış olması üzerine Nasrettin Hoca ve Keloğlan gibi Türk milli kahramanlarının figürlerinin yer aldığı çalışma başlattıklarını söyledi. Öğrencilerin, genellikle çizgi film karakteri olan hayali kahramanlar aracılığıyla kültür istilasına maruz kaldığını, bu sorunu çözmek için çeşitli girişimler yaptıklarını belirten Ceylan, ilk etapta söz konusu resim ve figürlerin bulunduğu okul araç ve gereçlerini yasakladık. Ancak, yasak kesin çözüm olmadıklarını vurgulayarak, Bunun üzerine çocuklara milli kültürü ve milli kahramanları sevdirecek projeler geliştirdik. Şuan ki hayata geçirdiğimiz proje bunlardan birisi." diye konuştu. Ceylan, ilk olarak Eskişehirspor forması ve kramponu giyen Nasrettin Hoca ve Keloğlan tasarladıklarını belirterek, bunları çanta, yaka ve çıkartmalarda faaliyete geçirdiklerini dile getirdi. Ceylan, şöyle devam etti: "Çantanın üzerinde Nasrettin Hoca ve Eskişehirspor amblemi var. Nasrettin Hoca'nın üzerinde de Eskişehirspor forması var. Yakalarda yine Keloğlan ve Nasrettin Hoca amblemi mevcut. Maksadımız bu güzelliğin olabilirliğini göstermekti, biz bunu gösterdik. Çocuklarımız bir hayal âleminde yaşıyorlardı. Bu hayal âlemi de bize ait değildi. Madem biz Milli Eğitim Bakanlığıyız, eğitimimizin her yönüyle milli olmasına özel bir önem göstermeliyiz. Zaten bu bize kanunla verilmiş bir görevdir. Biz de kendi görevimizi yapıyoruz." Söz konusu ürünlerden ilk etapta bir sponsor desteğiyle bin adet imal ettiklerini ve bu ürünleri de kenar mahallelerdeki okullarda eğitim gören ve ihtiyaç sahibi çocuklara ücretsiz olarak dağıtmaya karar verdiklerini ifade eden Ceylan, Ürünlerle ilgili olumlu tepkiler aldık. Bu ürünlerden çoğalttıkça öncelikle olarak ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına dağıtacağız. Şuanda bunun burada startını veriyoruz." şeklinde konuştu. Konuşmanın adından Ceylan, kız öğrencilere üzerlerinde Keloğlan ve Nasrettin Hoca figürlerinin bulunduğu yakaları, erkek öğrencilere ise çantaları hediye etti. Ceylan, öğrencilerle birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi. Aldıkları hediyeler karşısında bir hayli mutlu oldukları gözlenen öğrenciler, Nasrettin Hoca ve Keloğlanlı çanta ve yakaları çok beğendiklerini kaydetti.
+
+
+
+ 583119
+ Yedeklerden ders!
+ Yedeklerden ders! güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda maçının hazırlıklarını, tek antrenmanla sürdürdü Antrenmanda futbolcular, koşu ve üst sahadaki istasyon çalışmasının ardından, savunma ve hücum organizasyonları üzerine çalıştılar. Daha sonra yapılan taktik ağırlıklı çift kale maçta Daum, sık sık oyuncularına uyarılarda bulundu. Önceki günkü antrenmanda savunmada Bilica-Önder ikilisini deneyen Daum, çalışmada -Önder ikilisini as takımda oynattı. Çift kale maçta yedek takım, as takımı Semih, Uğur, Selçuk ve Deivid’in golleriyle 4-1 yendi. As takımın tek golü ise Alex’den geldi. Antrenman maçının sonunda Lugano ile girdiği hafif bir sakatlık geçiren Selçuk’un tedavisi sahada yapıldı. Sarı-lacivertli ekip bugün ’ya gidecek.
+
+
+
+ 583919
+ Emekli işçilerden belediyeye dava
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Emekli işçilerden belediyeye dava BİTLİS (A.A) Bitlis Belediyesinden emekli 11 işçi, kıdem tazminatlarının ödenmediği gerekçesiyle belediyeye dava açtı. Emekli işçilerden Ramazan Özkul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bitlis Belediye Başkanı Fehmi Alaydın'ın son dönemlerde 'belediyeden emekli olan işçilerin kıdem tazminatlarını ödediği' yönünde açıklamalar yaptığını söyledi. Bunun gerçeği yansıtmadığını, emekli edilen 27 kişiden 11'inin kıdem tazminatının ödenmediğini savunan Özkul, şöyle konuştu: 'Belediye Başkanı, emekli paramızı ödediğini söylemiş. Ancak emekli edilenlerden 11 kişinin parası ödenmedi. Başkan, paramızı taksitle ödeyeceğini söyledi. Bunu kabul etmedik. Kıdem tazminatımızdan bugüne kadar bin TL ödeme yapıldı. Sadece 2008-2009 yılı sosyal haklarımız ödendi. Belediyeye bugüne kadar hizmet ettik. Paramızın taksitle değil, toplu ödenmesini istiyoruz.' Belediyeye dava açtıklarını bildiren Özkul, Başkan Alaydın'dan paralarının tamamının ödenmesini istediklerini kaydetti. BELEDİYE BAŞKANI ALAYDIN Belediye Başkanı Fehmi Alaydın ise belediyenin maddi sıkıntıları nedeniyle emekli edilen işçilerin kıdem tazminatını taksitte vermek istediğini bildirdi. Emekli işçilerin taksitlendirmeyi kabul etmediğini ve belediyeye dava açtığını ifade eden Alaydın, şöyle konuştu: 'Başka belediyelerden emekli olanlar paralarını bile alamıyor. Biz taksit önerdik. Ayrıca diğer dönemden emekli edilen işçilerin de kıdem tazminatları kalıyor. Biz 2008-2009 yılı sosyal haklarını ödedik, kıdem tazminatından bin TL ödeme yaptık. Ancak buna rağmen emekli işçiler bize dava açtı. Biz de mahkemenin sonucunu bekliyoruz. Mahkemenin kaç yılda tamamlanacağı belli değil.' Alaydın, emekli işçilerin davalarından vazgeçmeleri halinde hak ettikleri tazminatı taksitte ödeyeceğini kaydetti. 25.09.2009
+
+
+
+ 583097
+ Antibakteriyel seramiği diğer ülkeler hastanede, Türkiye evde kullanıyor
+ Dünyadaki tek üreticisi Japon İnax şirketi olan ürün sağlık kuruluşları, okullar ve müzelerde sıklıkla tercih ediliyor. Türkiye'de evlerde rağbet gören ürünü Türkiye distribütörü Cüneythan Ergene, nitelikli konutlarda nemi ve kokuyu emen seramiğin yaygın olarak kullanılmasını beklediklerini söyledi. Hastane mikrobunun oluşmasını engellemek amacıyla geliştirilen iç cephe kaplaması ürünün sahibi Japon seramik devi İnax, Türkiye ve bölgesinde büyümek için Kale Grubu'yla işbirliği yaptı. Volkan külünden üretilen, nemi ve kokuyu emme özelliğine sahip seramik benzeri Ecocarat isimli ürün, sadece Japonya'da imal ediliyor ve buradan dünyaya ihraç ediliyor. 2007 yılında Cüneythan Ergene'nin sahibi olduğu Global Grubu ile Türkiye pazarına giren ve 22 bayide satılan Ecocarat, bundan böyle Kalebodur ve Çanakkale Seramik'in 48 bayisinde de satılacak. Japonya'da hastanelerde ve okullarda zorunlu olan, dünyada kamu binaları ve işyerlerinde kullanım alanı bulan ürün, Türkiye'de ise daha çok evlerde kullanılıyor. Metrekaresi 70 ilâ 100 Euro'dan satılan ürünle bir duvarın veya duvarın bir bölümünün kaplanması, istenen etkiyi elde etmeye yeterli geliyor. Çanakkale Seramik Genel Koordinatörü Bahadır Kayan, dünyada muadili bulunmayan bir ürün olduğu için Ecocarat'ı satma kararı aldıklarını, kendi seramik ürünleriyle bir çakışma ve rekabet olmayacağını söyledi. Kayan, "Ecocarat'ı rakip ürün görmüyoruz. İçimize sinerek çalışmayı seçtik. Teknolojik bir ürün, bu anlamda seramiğin alternatifi değil. Bu işbirliğinden geçmiş dönem üretim yaptığımız İnax'la farklı birlikteliklerin çıkacağını ümit ediyoruz." dedi. Global şirketi başkanı Cüneythan Ergene, Ecocarat'ı, Orta Asya'dan Dubai'ye kadar uzanan coğrafyada büyütmek için İnax'ın, Türkiye'nin seramik devi Kale Grubu'nu seçtiğini ifade etti. Türkiye bölgesi için Japonya'da milyon metrekare alım kotasına sahip olduğunu belirten Ergene, Kale işbirliğiyle gelen atılımla satışlarını katlamayı beklediklerini anlattı. Kale yetkilileri de, bayilerinin satış için yeterli miktarda Ecocarat stoku yaptıklarını kaydetti. Cüneythan Ergene'nin verdiği bilgiye göre Ecocarat adlı ürün Japon Sağlık Bakanlığı'nın talebi üzerine, hastanelerde bakteri oluşmasını engellemek üzere 800 yıllık seramik üreticisi İnax şirketince geliştirildi. İnax bu ürünü Japonya'nın TÜBİTAK'ı Nagoya Ulusal Endüstriyel Araştırma Enstitüsü ile birlikte yaptı. Muadili bulunmayan bu ürünün formülü Japon devletinin kasasında saklanıyor. Seramik gibi duvara döşenen Ecocarat yüzde 70'in üzerine çıktığında ortamdaki nemi emiyor, yüzde 40'ın altına düştüğünde içindeki nemi dışarı salıyor. Nem yüzde 70'in üzerine çıkmayınca ortamda bakteri, küf oluşmuyor, mikroorganizmalar yaşayamıyor. Japon Sağlık Bakanlığı'nın ilk geliştirme siparişi de zaten hastane mikrobu ve kapalı mekanlardaki bulaşıcı hastalığı önleme amacını taşıyordu. Ürün ortamdaki nemle birlikte sigara, yemek, tuvalet gibi kokuları da emerek yok ediyor. Hava geçirgenliğine sahip volkanik kül bazlı ürün, doğallığı bozulmaması için boyanmıyor. Yanmayan ve yangının sıçramasını önleyen ürün, kimyasal gazları da emici. Alerjik hastalığı, astımı ve romatizması olanların da tercih ettiği ürünün Türkiye'de nitelikli konutlara Kale Grubu ile girmesi planlanıyor.
+
+
+
+ 584651
+ Cem'in ardından kişi daha tutuklandı
+ Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı C.G'ye firarı sırasında yardımcı oldukları öne sürülen kişilere yönelik çalışma kapsamında tutuklanan kişi, Metris Cezaevi'ne gönderildi. Mahkemenin tutuklama kararının ardından, katil zanlısı C.G'nin babası N.G'nin şoförü A.B, aile şirketinin satın alma müdürü M.K. ile şirket çalışanı H.K, güvenlik önlemleri altında Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi'nden çıkarıldı. Bu kişi, emniyet görevlileri tarafından Metris Cezaevi'ne götürüldü. Bu arada, A.B, M.K. ve H.K'nın, ''suçluyu kayırma'' ve ''delilleri karartma'' iddiasıyla tutuklandıkları öğrenildi.
+
+
+
+ 583619
+ Elektrik fiyat tarifeleri açıklandı
+ Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun Ekim'den itibaren geçerli olacak elektrik zamlarına ilişkin 2009 yılı Uyum Bileşenli Tarife ve Fonsuz Tarife Tabloları'nın yer aldığı Karar Resmi Gazete'de yayımlandı. Kararla, Elektrik dağıtım şirketlerinin talepleri çerçevesinde elektrik fiyatlarının güncellenmesini yapan EPDK, 2009 yılı Uyum Bileşenli Tarife ile 2009 yılı Fonsuz Tarife Tablolarını yayınlayarak, yeni meblağları ilgili taraflara bildirdi. Sanayide uygulanacak dağıtıma gömülü tek zamanlı alçak gerilim tarifenin kilovatsaati 19,284 kuruş iken, gece tarifesi 11,067 kuruş olacak. Sanayide tek zamanlı orta gerilim tarifenin kilovatsaati 18,556 kuruş iken, gece tarifesi 10,336 kuruş olacak. Tek zamanlı tarife ticarethanelerde kilovatsaati 25,023 kuruş, meskenlerde 21,376 kuruş olarak uygulanacak. Dağıtıma yönelik olarak gece tarifelerinin kilovatsaati ise sırasıyla 15,010 ve 11,490 kuruş olacak. Resmi Gazete'de yayımlanan Karara göre, dağıtım sistemine bağlı üreticilere tercih etmeleri halinde TEİAŞ tarafından belirlenen iletim bölgeleri bazındaki üretici fiyatları uygulanacak. Hayır kurumları, dernekler, vakıflar, müzeler, resmi okullar ve yurtlar, resmi kurslar, spor tesisleri, resmi üniversite ve yüksek okullar, resmi sağlık kuruluşları, kültür balıkçılığı ve kümes hayvanları çiftliği, içme ve kullanma suyu ve tarımsal amaçlı soğuk hava depolarının, çok zamanlı tarife uygulamasında gündüz 06.00-17.00, puant 17.00-22.00, Gece ise 22.00-06.00 saatleri arasında olacak. Emreamade kapasite bedeli tüketicinin kurulu gücü dikkate alınarak uygulanacak. Tarifelere fon, pay ve diğer yasal yükümlülükler ayrıca ilave edilecek. Hatırlanacağı üzere EPDK, geçen hafta dağıtım şirketlerinin başvurusunu değerlendirmiş, konutta kullanılan elektriğe yüzde 9.68, sanayide ise yüzde 9.85 oranında zam yapmıştı. 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 584364
+ 16:51 BM'de "vücut dili" de konuştu
+ 'de "vücut dili" de konuştu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Kaddafi'den Chavez'e 64. Genel Kurulu'ndan ilginç manzaralar… Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda liderler tüm ciddiyetleriyle dünya meselelerine eğildi... Ama hem salondan hem de BM koridorlarından kameralara yansıyan tuhaf anlar da vardı. İşte, International muhabiri Jeenae Moos'un gözüyle Kaddafi'den Chavez'e BM 64. Genel Kurulu'ndan ilginç manzaralar...
+
+
+
+ 584430
+ Bu Sezon Nasıl Giyineceğiz?
+ Bu Sezon Nasıl Giyineceğiz? Giorgio Armani, "2010 İlkbahar-Yaz" koleksiyonu bu sezon moda takipçilerinin ne giyeceğinin işaretlerini verdi. Moda dünyasında hareketli günler yaşanıyor. Birbirinden ünlü tasarımcılar, 2010 ilkbahar-yaz koleksiyonlarını görücüye çıkarıyor. İtalyan tasarımcı Giorgio Armani Milano'daki defilede kreasyonlarını sergiledi. Rengarenk elbise ve etekler, kısa ceketler, İtalyan tasarımcı Georgio Armani'nin hazırladığı 2010 ilkbahar-yaz koleksiyonunda dikkat çekiyor. Koleksiyonunda maviden yeşile, pembeye farklı renklere yer veren ünlü tasarımcı, tercihini uzun ve geniş pantalonlardan yana kullanmış. Armani imzası taşıyan kıyafetleri düz ayakkabılar tamamlıyor. Defileyi sanat ve spor dünyasından ünlü isimler de izledi. Pop sanatçısı Janet Jackson, Çinli aktris Zhang Ziyi ve İsviçreli tenisçi Roger Federer bu ünlülerden bazıları...
+
+
+
+ 583445
+ Baykal'dan kurmaylarına Başbuğ fırçası
+ CHP lideri Baykal, Org. Başbuğ'un Mardin gezisinde yaptığı açıklamalara yönelik eleştirilerde bulunan partili kurmaylarına sert çıktı. Açıklamalardan rahatsızlık duyduğunu ima eden Baykal, TSK ile polemik 'benim işim' dedi. Ersin BAL-A. Rezzak ORAL'ın haberi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un Mardin gezisinde yaptığı açıklamalara yönelik eleştiri ve değerlendirmelerde bulunan CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Değer ve CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek'e sert çıktı. Okay, Değer ve Özyürek'in açıklamalarından rahatsızlık duyduğunu ima eden CHP Genel Başkanı Baykal, 'CHP'nin yerleşik bir geleneği vardır. Eğer Genelkurmay Başkanı'na veya Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) yönelik değerlendirme yapılacaksa, bunu CHP Genel Başkanı yapar. Genel Başkan dışındaki bir başka partili ise ancak CHP Genel Başkanı'nın bilgisi ve onayı ile böyle bir açıklama yapabilir. Bundan böyle CHP çatısı altındaki herkesin bu geleneği çok iyi anlaması ve dikkate alması gerekiyor'. CHP Lideri Baykal, 'Yapılan değerlendirmeler, bilginiz ve onayınız dışında mı gerçekleşti?' sorusunu, 'Sözlerim son derece açık değil mi?' yanıtını verdi. BAYKAL'I KIZDIRAN SÖZLER Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un, Mardin gezisi sırasında 'demokratik açılım konusunda televizyonlarda yapılan tartışmaları izlemeyin' yönündeki sözlerini değerlendiren Okay, 'TSK'nın bu kadar güncel siyasetin içinde yer almasını doğru görmüyorum' demişti. Mesut Değer de, Başbuğ'un, terör ağalarına ilişkin sözlerine katıldığını, siyasete girmiş aşiret ağalarına yönelik eleştirilerinden ise üzüntü duyduğunu belirtmişti. CHP eski Batman Milletvekili Mehmet Nezir Nasıroğlu da, kendisinin Sinka Aşireti mensubu olduğunu belirterek, ağalar olmaması durumunda bölge insanının başka yönlere çekilebileceğinin altını çizmişti. Akşam
+
+
+
+ 583776
+ Anne çocuğunu arabaya kitleyip yaktı!
+ Anne çocuğunu arabaya kitleyip yaktı!İnanılması güç bir cinnet olayı yaşandı. Bir kadın çocuğunu bir otomobile kilitledikten sonra döküp yaktı Almanya'nın başkenti Berlin'de inanılması güç bir cinnet olayı yaşandı. 48 yaşındaki anne Ursula W, çocuğunu kendisiyle birlikte bir otomobile kilitledikten sonra dökerek yaktı. Olay dün gece yerel saatle 02.30 sularında yaşandı. Berlin'de yol kenarında bir otomobilin yandığını görenler olay yerine ulaştıktan sonra korkunç gerçekle karşılaştı. Ursula W'nin cinnet geçirme nedeni bilinmiyor. Kadın kendini ve çocuklarını diri diri yakma sırrını kendisiyle birlikte mezara götürdü. Korkunç olayda yaşamlarını yitiren çocuklar 11,10 ve yaşlarındaydı. Arabayı ateşe vermeden önce annenin çocukları bayıltıp bayıltmadığı ise adli tıp raporundan sonra ortaya çıkacak.
+
+
+
+ 583917
+ 'Sizi gördüğüme sevindim'
+ İBRAHİM KARAGÜL 'Sizi gördüğüme sevindim' PİTTSBURGH (A.A) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, G-20 zirvesine katılmak üzere New York'tan Pittsburg kentine geldi. Recep Tayyip Erdoğan, Pittsburgh'daki G-20 zirvesi çerçevesinde ilk olarak ABD Başkanı Barack Obama ve eşi Michelle Obama'nın 'Phipps Conservatory' isimli botanik bahçesinde verdiği resepsiyona katıldı. Eşi Emine Erdoğan ile resepsiyona gelen Erdoğan'ı, Obama çifti kapıda karşıladı. Önce eşlerle basına fotoğraf veren iki lider, daha sonra birlikte gazetecilere görüntü verdi. Obama, Erdoğan'a, 'Sizi gördüğüme sevindim' derken, Erdoğan da memnuniyetini bildirdi. Emine Erdoğan ile Michelle Obama da görüntü alınırken ayaküstü kısa bir sohbet yaptı. Bu arada, Obama çifti resepsiyona gelen ülke liderlerini karşılarken, zaman zaman yağmur nedeniyle içeriye girip çıkmak zorunda kaldı. Resepsiyonun ardından heyet başkanları Obama'nın verdiği çalışma yemeğine geçtiler. 25.09.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 583976
+ Fethiye Dünya Motorkros Şampiyonası'na ev sahipliği yapabilecek mi?
+ Taslak takvimde yerini alan şampiyonanın normal takvimde yer alabilmesi için bu ayın sonuna kadar 30 bin ve toplamda 200 bin Euro para gerekiyor. Türkiye Motosiklet Federasyonu İstanbul'da yapılan MX1 ve MX2 şampiyonasında harcadığı milyon TL'nin karşılığını devletten alamadığı için Fethiye'deki organizasyona maddi destekte bulunamıyor. Türkiye Motosiklet Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Sadık Özdemir, gerekli para bulunamazsa Fethiye'nin önemli bir şansını kaybedeceğini söyledi. Sadık Özdemir, 200 bin Euro'nun bulunması halinde 62 ülkede canlı 132 ülkede ise banttan yayınlanan Dünya Motokros Şampiyonası MX3'ün 23-24 Mayıs 2010 tarihlerinde Fethiye'de yapılacağını aktardı. Şampiyonaya ortalama 120 sporcunun katılacağını ve bunlarla beraber bin kişilik teknik ekibin Fethiye'de olacağını belirten Özdemir, günlük süre içerisinde on binlerce kişinin de kente yarışları izlemeye geleceğini kaydetti. Organizasyonun Fethiye ve Türkiye tanıtımı için önemine de değinen Sadık Özdemir, Dünya Motokros Şampiyonasının alternatif turizm için bölgeye ön ayak olabileceğini vurguladı. Fethiye'nin bu şampiyonadan kazanacağı çok şey olduğunu anlatan Özdemir, "Her yıl fuarlar yapılarak başka ülkelerde tanıtım yapmaya çalışıyoruz. Bu şampiyona kapsamında 62 ülkede canlı canlı Fethiye gösterilecek. Bundan büyük bir tanıtım olabilir mi?" dedi. FEDERASYON YETKİLİLERİ PİSTE HAYRAN KALDI Dünya Motosiklet Federasyonu yetkililerinin Esenköy'de bulunan 220 bin metrekarelik pisti gezdiğini ve çok memnun kaldığını anlatan Özdemir, pistin dünya standartlarında görüldüğünü açıkladı. Pistin doğal toprak yapısı ve tepelerin istenilen standartlarda olduğunu belirten Özdemir, yerleşim merkezine yakınlığı, ulaşım, su ve park sorunun olmamasının federasyon yetkililerini cezbettiğini anlattı. Tüm bunlara rağmen Dünya Motokros Şampiyonası'nın maddi imkansızlıklar yüzünden Fethiye'ye gelmesinin tehlikeye girdiğini söyleyen Sadık Özdemir, yetkilileri destek olmaya çağırdı. Aynı zamanda organizasyon sorumlusu da olan Özdemir, yerel bazda kendilerinin maddi olanaklarını zorladıklarını ifade ederek, şöyle konuştu: "Bu ayın sonuna kadar takvimde yerimizi alabilmemiz için 30 bin Euro para yatırmamız gerekiyor. Bu para yatırıldıktan sonra şampiyonaya en iyi şekilde ev sahipliği yapabilmek için 200 bin Euro para gerekiyor. Motokros küfürsüz, kavgasız bir spor dalıdır. Bu şampiyona ile Fethiye bir tanıtım atağına girebilir. Dünyanın farklı ülkelerinden sporcular şampiyona sonrasında kamp için Fethiye'ye gelebilir. Muğla Valiliğine durumumuzu arz ettik. Onlar gerekli girişimlerde bulunacaklarını söylediler. Biz özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığını ve Devlet Bakanlarını Fethiye'ye destek vermeye çağırıyoruz."
+
+
+
+ 583412
+ Pekin'de Uygur lokantasında patlama
+ Resmi Şinhua haber ajansının görgü tanıklarına dayanarak verdiği haberde, lokantanın çöktüğü ve bazı kişilerin enkaz altında kaldığı belirtildi. Patlamanın meydana geldiği lokanta yakınındaki bazı otomobillerin de zarar gördüğü ifade edilirken, patlamanın nedeninin ise henüz bilinmediği kaydedildi. Ekimdeki Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 60. yıl dönümü kutlamaları dolayısıyla Pekin'de yoğun güvenlik önlemleri alındı. (aa)
+
+
+
+ 583780
+ Moody's de kredi notunu yükseltti
+ Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türk bankalarının döviz cinsinden mevduat notu görünümünü "durağan"dan, "olumlu"ya yükseltti. Moody's, 15 Türk bankasının, "B1" olan döviz cinsinden mevduat notu görünümünü "durağan"dan, "olumlu"ya çevirdiğini bildirdi. Bu derecelendirme değişikliklerinin Moody's'in 18 Eylül 2009 tarihli Türkiye'nin "B1" olan döviz cinsinden mevduat ülke tavanı görünümünü "durağan"dan, "olumlu"ya çevirme kararının doğrudan bir sonucu olduğu kaydedildi. Derecelendirilen 15 bankanın döviz cinsinden mevduat notları, Türkiye'de bu tür mevduatlar için şu an "B1" olan tavanla sınırlandırıldı. Moody's, bankaların yabancı para biriminden mevduat notlarında yapılan değişikliklerin, bankalara halihazırda atanmış bulunan diğer kredi notlarını etkilemediğinin de altını çizdi. Kredi derecelendirme kuruluşu, bankalardan bazıları için yerel para birimi mevduatları ve ulusal ölçek kredi notlarına ilişkin olası bir indirime yönelik "gözden geçirme"nin devam ettiğini de vurguladı. Bu "gözden geçirme"nin, Moody's'in tüm bankacılık sistemlerine verilen devlet desteğine yönelik olarak küresel ölçekte gerçekleştirdiği gözden geçirme sürecinin bir parçası olduğuna da dikkat çekildi. Derecelendirilen bankalar şöyle sıralanıyor: Anadolubank, Asya Katılım Bankası, Bankpozitif, Denizbank, Eurobank Tekfen, Bank, T.C. Türk Ekonomi Bankası, Türkiye Türkiye Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Türkiye Vakıflar Bankası, Yapı ve Kredi Bankası. Standard Poor's, Türkiye'nin kredi notu görünümünü 17 Eylül'de "negatif"ten "durağan"a Reyting kuruluşu, kredi notu görünümünün değiştirilmesine gerekçe olarak, Türkiye'nin, azalan dış finansman riski çerçevesinde, ekonomik dayanıklılığının artmasını ve çerçevesinde de ekonomik politika belirsizliğinin azalmasını gösterdi. Standard and Poor's (S&P), 23 Eylül'de de Türkiye'deki finans kuruluşu ve holdingin görünümünü negatiften durağana
+
+
+
+ 583552
+ Sofya derbisi bahisçilerin!
+ derbisi bahisçilerin! bugüne dek eşine rastlanmamış bir skandal ile çalkalanıyor. Bulgar basınına göre derbisinde, 'ya 2-0 yenilen "Levski", bahis mafyasının kurbanı oldu. İşte Levski yönetimini Interpole başvuracak kadar kızdıran olayın detayları. Ekonomik sıkıntı içindeki Levski Sofya kulübü, Sofya derbisinde CSKA ile yapacağı maçtan önce, en önemli oyuncusu; Milanov, Tasevski, Yusuf Rabih ve Ze Soares için, 'nın "Rubin Kazan" kulübünden toplam milyon euroluk teklif aldı. Oysa teklifi yapan Rubin Kazan değil; Rus takımının yöneticisi kimliğine girmiş bahis mafyasıydı. Bu durumdan habersiz yönetim, derbide maçın kaderini değiştirebilecek oyuncusuna yer vermedi ve maç 2-0 'nın galibiyeti ile sonuçlandı. Maç sonrası Rusya'nın yolunu tutan Levski yöneticileri ve futbolcuları büyük bir sürpriz bekliyordu. Yöneticilerin kapısını çaldığı Rubin Kazanlı yetkililer, böyle bir transferden haberdar olmadıklarını söylediler. Olayın ardından Bulgaristan Futbol Federasyonu'nun yaptığı araştırma, CSKA adına anormal oranda bahis oynandığını gözler önüne serdi. Levski Sofya yönetimi, bahis mafyasının kurbanı olmasının ardından, sadece Bulgaristan Futbol Federasyonundan değil; uluslararası polis teşkilatı 'den de suçluların bulunması için başlatmasını istedi. (NTVSPOR)
+
+
+
+ 584522
+ Direksiyon eğitimi hastanede bitti
+ Alınan bilgiye göre, erkek arkadaşına ait otomobilde ''direksiyon eğitimi aldığı'' iddia edilen lise öğrencisi Betül E. (16) idaresindeki 26 EN 796 plakalı otomobil, Yenikent Mahallesi Hoca Ahmet Yesevi Lisesi önünde, okuldan çıkan Gözdenur Nalçacı (17) ile Seda Güngör'e (17) çarptı. Otomobil, daha sonra yol kenarındaki bir ağaca çarparak durdu. Ağır yaralanan Hoca Ahmet Yesevi Lisesi öğrencileri Nalçacı ve Güngör'ün yanı sıra Betül E. ve araçtaki erkek arkadaşı Mehmet Soner Abacı (28), 112 Acil Servis ekiplerince Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı. Nalçacı ile Güngör'ün hayati tehlikelerinin bulunduğu bildirildi.
+
+
+
+ 584197
+ İşte anlaştığı takım!
+ İşte anlaştığı takım! Resmi imzaya kaldı! 'ın eski teknik direktörlerinden 1. Lig takımlarından kulübü ile anlaşmak üzere. Sarı-Kırmızılı kulüpten ayrıldıktan sonra hiçbir takımda görev yapmayan Bülent Korkmaz, Azerbaycan'dan gelen teklifi kabul ederek Bakü kulübüyle menajeri vasıtasıyla görüşmelere başladı. Korkmaz, pürüzlerin giderildiğini belirterek, "Her konuda anlaşmaya vardık. En kısa zamanda resmi sözleşmeyi imzalayacağız. Kardeş ülke Azerbaycan'da çalışmaktan mutluluk duyarım." diye konuştu. Bu arada Bakü, 12 takımlı Azerbaycan Süper Ligi'nde şu anda maçta topladığı puanla 8. sırada yer alıyor. gol atıp gol yiyen Bakü, yarın ile kendi sahasında karşı karşıya gelecek. Ligde Mughan'ın liderliği sürüyor.
+
+
+
+ 584508
+ Bin Ladin bu kez Avrupa'ya çattı
+ Bin Ladin bu kez Avrupa'ya çattı 25.09.2009 18:43El Kaide lideri Usame Bin Ladin, internette yayımlanan yeni video kaydında bu Kez Avrupa ülkelerine yüklendi. Ladin, dakika 47 saniye süren ve sabit bir resmiyle birlikte irternete sürülen ses kaydında Avrupa ülkelerine ABD ile ilişkilerini sonlandırma ve Afganistan'daki askerlerini çekme çağrısı yaptı. Ladin, 'akıllı bir insanın Washington'daki bir katiller çetesi için parasını ve çocuklarını kaybeoemeyceğini' söyledi. Kaydın Almanya'daki seçi mlerden iki gün önce yayımlanması dikkat çekti. AFP
+
+
+
+ 583679
+ İş bittikten sonra konuştu
+ İş bittikten sonra konuştu Yüksel Yavuz Giriş Saati Güncelleme Manken Ece Gürsel, önceki gece adı aşk dedikodularına karışan klarnetçi İsmail Tunçbilek ve ekibi ile Kumkapı'da yemek yedi. Tunçbilek'le aralarında 'iddia edildiği gibi' bir ilişki olmadığını iddia eden Gürsel, "Böyle bir şey yok! Yakında bu haberler hakkında hukuki hakkımı arayacağım" dedi. Albümünün bitmesi şerefine kutlama yapan Ece Gürsel, mekan çıkışında Tunçbilek'in aracına binmekten son anda vazgeçti. Tunçbilek gazetecilerin hiçbir sorusuna yanıt vermedi.
+
+
+
+ 582855
+ Galatasaray'dan Yalanlama
+ Galatasaray'dan Yalanlama Galatasaray Kulübü, başkan Adnan Polat'ın, Özhan Canaydın'dan maddi destek istediği tönünde çıkan haberi yalanladı. Galatasaray Kulübü, başkan Adnan Polat'ın, kulübün eski başkanı Özhan Canaydın'dan maddi destek isteğinde bulunduğu yönünde çıkan haberi yalanladı. Galatasaray Kulübü'nden yapılan açıklamada, Galatasaray Kulübü eski başkanlarından Özhan Canaydın'ın, başkanlığı döneminde kulübe sayısız maddi ve manevi katkılarda bulunduğu ifade edilerek, "Bu dönemde de önemli manevi katkılarda bulunmaya devam etmektedir. Ancak, bahsedildiği gibi Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, sayın Özhan Canaydın'dan kulüp adına herhangi bir maddi destek talebinde bulunmamış, dolayısıyla da kulüple Canaydın arasında herhangi bir para alışverişi gerçekleşmemiştir" denildi.
+
+
+
+ 582914
+ Yerbilimciler Utah'ta şiddetli bir deprem bekliyor
+ Yerbilimciler, depremin büyüklüğünün 6,5-7 büyüklüğünde olabileceğini ve ağır kayıplara yol açabileceğini belirtiyorlar. Utah Jeolojik Araştırmalar ve ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumlarınca yapılan çalışmalarda elde edilen yeni bulgulardan, Wasatch Front adı verilen deprem kuşağı boyunca meydana gelen son şiddetli depremin sanılandan çok daha yakın bir zamanda olduğu anlaşıldı. Bu bölgede son büyük depremin 800-1500 yıl önce olduğu sanılırken, yeni bulgular 500 yıl önce meydana geldiğini ve çok kısa bir zaman dilimi içinde tekrarlayabileceğini ortaya koydu.
+
+
+
+ 584108
+ 15:05 MHP'li Vural'dan 'Hazmettire hazmettire' sözüne tepki
+ 'li Vural'dan 'Hazmettire hazmettire' sözüne tepkiANKA Grup Başkanvekili Başbakan ’ın ‘’yla ilgili ‘hazmede hazmede hazmettire hazmettire’ sözüne tepki gösterdi. Erdoğan’ın sözlerinin eski RP Genel Başkanı ’ın ‘kanlı mı olur kansız mı’ ifadesine benzediğini kaydeden Vural, "Başbakan ‘kurbağa pişirme metoduyla ’nin bölünmesini sağlayacağım’ diyor. Millete rağmen neyi hazmedecek neyi hazmettireceksin sayın başbakan" diye konuştu. Vural, Başbakan Erdoğan’ın 11 Ekim’de ’la paraf edilen protokollerin Meclis’ten geçeceğine ilişkin sözlerine de tepki göstererek "11 Ekim Pazar günü, milletin iradesinin tecelli ettiği ’yi Sarkisyan için Pazar günü de mi çalıştıracaksın? TBMM Sarkisyan’a kesme yeri değildir" dedi. Vural ANKA’ya yaptığı değerlendirmede, Başbakan Erdoğan’ın "Kürt açılımı"yla ilgili "hazmede hazmede hazmettire hazmettire" sözüne ve Ermenistan’la paraf edilen protokollere ilişkin açıklamalarına tepki gösterdi. Erdoğan’ın sözlerinin eski RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın "kanlı mı olur kansız mı olur" sözüne benzediğini ifade eden Vural, "Millete zorla neyi hazmettirecekler? Bu gerçekten tam bir dayatmadır, tam bir yönetim anlayışın tipik bir tezahürüdür. Başbakan, Kürt açılımı’nı, bölücülük projesini, ‘millete hazmettire hazmettire yedireceğiz’ diyor. ‘Alıştıra alıştıra kurbağa pişirme metoduyla Türkiye’nin bölünmesini sağlayacağım’ diyor. mahallesinde salyangoz satılmaz sayın Başbakan "diye konuştu. Erdoğan’a "milletin bugün hazmetmediği yarın hazmedeceği ne var da sen böyle konuşuyorsun" diye soran Vural, MHP olarak Kürt açılımının gizli gündeminin olduğunu daha önce dile getirdiklerini belirterek "Demek ki sayın başbakanın kafasında, bilinçaltında bu milletin kabul edemeyeceği şeyler var ki, başbakan hazmettire hazmettire diyor. Senin planın, projen nedir sayın başbakan. Açıkla" dedi. -"SAYIN BAŞBAKAN MİLLET SANA ALIŞAMADI Kİ?"- Başbakan Erdoğan’a "Bu millet senin kulun mu, asıl sen bu milletin isteklerini yerine getirmek için kılınmış birisin" diye de seslenen Oktay Vural şöyle konuştu: "Başbakan bu sözüyle milleti bölücülüğe alıştıracağız demek istiyor. Bu millete bölünmeyi, Sevr’i kabul ettiremezsin sayın başbakan. Kaldı ki millet sana alışamadı ki?Oy verdi ama alışamadı. Bu işler millete rağmen olmaz. Başbakan’ın foyası ortaya çıktı şimdi tornistan yapıyor, kıvırtıyor.Böyle konuştuğuna göre demek ki sen Truva atısın, bu ‘sifonu çekmeyin, kullanın’ diyen zihniyetle aynı zihniyettesin. Başbakan’la göbeğini kaşıyan adamla aynı. Milleti yok sayan bir anlayışıdır bu. Yediririm, yuttururum diyor, kendisini milletin üstünde görüyor. Ancak haddini bildiririz." -"TBMM SARKİSYAN’A BİLET KESME YERİ DEĞİL" Vural, Başbakan Erdoğan’ın 11 Ekim’de Ermenistan’la paraf edilen protokollerin TBMM’den geçirileceğine ilişkin sözlerine de tepki gösterdi. 11 Ekim’in Pazar gününe denk geldiğini söyleyen Vural, Erdoğan’a, "Ya takvim bilmiyorsun ya yememişsin. 11 Ekim Pazar günü. TBMM’yi, milletin iradesinin tecelli ettiği yeri Sarkisyan için mi çalıştıracaksın? Bir kere olsun dik dur, eğilip büzülme. Türk milletinin iradesinin tecelli ettiği TBMM Sarkisyan’a maç bileti kesme yeri değildir" diye seslendi. (ANKA)
+
+
+
+ 583415
+ Cinayete 30 yıl sonra itiraf
+ Cinayete 30 yıl sonra itiraf 'da 30 yıl önce ettiği sanılan kişinin cinayete kurban gittiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, Sakarya'nın ilçesi Yenidoğan Mahallesi'nde 11 Ocak 1979'da başından tabancayla vurulmuş halde bulunan E.B'nin ölümü, kayıtlara intihar olarak geçti. Öldürülen E.B'nin babası N.B, torunu E.B'ye olaydan 30 yıl sonra E.B'yi yeğeni S.B'nin öldürdüğünü söyledi. Babası E.B'nin S.B tarafından öldürüldüğünü öğrenen E.B, durumu polise bildirdi. Cinayetten 30 yıl sonra olayla ilgili başlatıldı. Dede N.B'nin oğlu E.B'nin 30 yıl önce torunu S.B. tarafından öldürüldüğünü, olaydan sadece kendisinin ve torunu S.B'nin bilgisinin olduğunu ve torunu S.B'nin ceza almaması için olaya intihar süsü verdiklerini söylediği öğrenildi. N.B'nin yaşlandığı için öleceğini düşündüğü ve 30 yıldan beri sakladığı sırrı torunu E.B. ile paylaştığını söylediği kaydedildi. zanlısı S.B'nin daha önce işlediği başka bir suç nedeniyle 'nde bulunduğu kaydedildi.
+
+
+
+ 584343
+ ABD'de dayanıklı mal siparişleri düştü
+ ABD'de dayanıklı mal siparişleri düştü 25 Eylül 2009 Cuma, 16:43 ABD'de Ağustos ayında, dayanıklı mal siparişleri beklenmedik şekilde düştü. Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, Ekonomistler, dayanıklı mal siparişlerinin yüzde 0,5 artmasını bekliyorlardı. Ağustos ayında dayanıklı mal siparişlerinin düşmesinde, ticari uçaklara olan talebin gerilemesi büyük rol oynadı. Temmuz ayında neredeyse iki katına çıkan ticari uçak siparişi, geçen ay yüzde 42,2 düştü. Uçak ve diğer ulaşımla ilgili mallar dışarıda tutularak hesaplandığında ise dayanıklı mal siparişleri yüzde 0,5 artış gösterdi. Dayanıklı mal siparişlerinde son ayda görülen 2. düşüş, özellikle üretim alanındaki toparlanmanın yavaş ve aşama aşama olacağı şeklinde yorumlandı. AA
+
+
+
+ 583459
+ Trabzonspor Gençlerbirliği deplasmanında
+ 'de 7. hafta Gençlerbirliği- maçıyla açılıyor. Konuk takımda Gineli yıldız Yattara nihayet kadroya girdi. Ligde üst üste iki galibiyet alarak yükselişe geçen Gençlerbirliği deplasmanına Yattara'lı kadrosuyla gitti. Teknik direktör Hugo Broos, geçen haftaki Antalyaspor maçından farklı olarak Engin ve Hasan Ahmet Sarı'yı kadroya almazken, bu oyuncuların yerine Yattara ve Barış Memiş'i dahil etti. Standard Liege ile yapılan hazırlık maçında sakatlanan ve ligin ilk altı haftasında takımdaki yerini alamayan İbrahima Yattara, bu sezon ilk kez bir maçın kadrosuna girdi. Ülkesinden geç döndüğü için para cezası verilen ve Antalyaspor maçında kadroda yer almayan Namibyalı oyuncu Razundura Tjikuzu Ankara'ya da götürülmedi. Lig tarihinde ilk kez ilk altı haftayı yenilgisiz geçen Gençlerbirliği'nde sakat ve cezalı oyuncu bulunmuyor. Başkent ekibini Alman teknik direktörü Thomas Doll, son maçlarını farklı skorlarla kazandı. Biz de üst sıraları hedefleyen bir takımız. Bir yerde bu maç, zirveye ortak olma maçı olacak. İlk dakikadan maçın sonun kadar uyanık olmak zorundayız" dedi. Gençlerbirliği ve ligin 7. haftasına 10'ar puanla giriyor. Bordo-mavili takım averajla dördüncü sırada ve Ankara takımının üzerinde yer alıyor. Ankara Stadı'nda saat 20.00'da başlayacak maçı Hüseyin Göçek yönetecek.
+
+
+
+ 583269
+ Özgener Uluç'a, Demirel Yıldırım'a, bir kısım medya güce tapıyor
+ Bilgin Gökberk Köyün DelisiÖzgener Uluç'a, Demirel Yıldırım'a, bir kısım medya güce tapıyor 25 Eylül Cuma 2009Bu bir ‘spor yazanı’nın sadece arşivlerde bulunsun diye yazdığı bir yazıdır.Bulunsun!Bugün Uluç, Demirel araç sadece...Araç!Bu da bilinsin!Uluç ve Demirel fena baydı, sıktı, bunu çakozladım ben de çoktan, yenmez kuru kuru, biraz sosladım mosladım...İki federasyon başkanından biri Aziz bey’e, diğeri Uluç’a tapıyor fena halde, bizim spor medyasının vitrindekilerinin büyük bir bölümü de güce tapar.Yani...Film aynı film de...İlavesi var, renkli Miki, Mikiler...Bizimkiler! ULUÇ’UN GEZEGENİNDE KENDİSİ, KÖŞESİ ÖNEMLİDİR MUTLAKA Hıncal Uluç’un cep’ime attığı mesajı kime göstersem inanmaz onun attığına, valla inanmaz, ekmek Kuran çarpsın ki inanmaz, koca Uluç bu, böyle bir mesaj atar mı?Atar, atar, atılmışı var.Aşağılamış yine beni, bir keresinde de 'sokaktaki köpeğin havlamasına kızmam, onun fikrini ifadesinin tek yoludur havlamak, ama yazıyla havlayanı hoş görmem demişti.“Köpek” demişti bana.Alıştım hezeyanlarına ve bir şey farkettim hiç sallamıyorum artık onu, sırıtıp geçiyorum, Uluç bu, böyle maalesef ve der ve ne isterse der ve diyor ve diyecek...N’apim?Ve...Desin!No problema!Ve, problema diyende değil, dedirtende, dedirtenlerde...Kendisini, köşesini fazla önemsiyor, şakşakçılarıyla kendi gezegeninde yaşıyor, orada da bu işler böyle belki, bilmem.Şunu bilirim ben;Yıllardır komplo teorileri uydurur, fos çıkar, fıslar, yine uydurur yine fos çıkar, yine fıslar, misafir geldiğinde dikkat çekmek için gürültü çıkaran yavrulara benzedi artık ve yesin, içsin, yatsın, kalksın bu ülkede olduğuna dua etsin, AB ülkelerinde bu fasafisoları kimse yemez, okumaz, başka biri yazsa bunları, editörü, müdürü, yayın yönetmeni basmaz, futbol medyasının 100’de 90’ı da böyle düşünür ve 100’de 90’ın 100’de 100’ü ‘tıp’ oynuyor yazının çıktığı günden beri.Ha ha!Bana olan nefret Hıncal Abi’ye olan nefreti bile sollamış.Ha ha ha!Toto’da sıfır tutturana bir aralar hindi verirlerdi, sıfır çektim ben de, sıfır kişi yazdı, çizdi, konuştu, bu herkesin beni yazmasının çizmesinin konuşmasının tıpkısının aynısı bir durumikos ve bayılırım bu tip durumikoslara, hindimi isterim ve medya emekçilerinden herkes mail, mesaj attı, herkes aradı, herkes tebrik etti, bu da en ilginç durumikos.Emekçiler daha erkek!Medyanın altı üstüne, üstü altına mı gelse yoksa?Keşke!***İki teşekkürüm var...Biri Ertem Şener’e...Uluç’un atmasyon, sallamasyon, uydurmasyon teorilerini aslan gibi ekrana getirdi, bana da 22 dakika verdi.Aslan Ertem, aslan Star...İkincisi, noktama virgülüme karışmayan Milliyetspor’a...Yazarının noktasına virgülüne karışmayan Milliyet geleneğine...Aslan Milliyetspor!Uluç’un müritlerinin, kankalarının olduğu medyada köşe yayınlanmazdı.“90 dakikayı Yıldırım kaldırdı, herkes ondan çekiniyor, onu eleştiren tek programdık” diyor Uluç, aynı herkes onu da eleştiremiyor, ondan da çekiniyor, tıpkısının aynısı bir vaziyetikos bu, “futbol medyasının Aziz beyi o” dememin sebebi de bu, sadece bu.Mesela...Issız bir adada bir kişi ile kalmak durumunda kalsam ve adaylar sadece ikisi olsa, Aziz Bey’i tercih ederim, Uluç’u değil.Yıldırım her şeyi ile ortada, öyle o, veya böyle veya nasılsa, neyse öyle o. Uluç köşesindeki Uluç değil, ya da köşesindeki Uluç, Uluç değil.Aman aman, benden uzak dursun da...Anladikos?***Geçen sene Uluç’un komplo teprilerinin önü kesilmedi, kötü örnek oldu, bizimkilerin çoğu bu ucuz yoldan gitti, “FB, BJK’ya ligde yatacak, BJK da FB’YE kupada” diye yazdılar, kimse kimseye yatmadı, yazanların yanına kar kaldı.Futbolun başındaki Özgener’e Uluç her hafta” Aziz’in adamı” dedi, onu mahkemeye vermedi, tavır almadı, gelen geçen komplo teorisi üretiyor şimdi, üretecek, bu işin yolunu bizzat TFF başkanı açtı.Amcamın oğlu olsa bu kadar savunurdum onu, lafın gelişi tabii, yoksa bana ihtiyacı filan yok, temiz, dürüst biri, sadece medyatikleştirdiklerimizden biri o, zaafı da bu.Köşecileri tek tek arıyormuş bazen, duyuyoruz.Uluç’u bile...Kimi aramadikos hiç?Benikos!Ha ha!Halbuki...Bu adam sana demediğini bırakmadı çık bir tavır alsana, olur yani alsan ölür müsün.Ölse ölse koltuğun ölür, ölsün...“Köşe ve koltuk birer olmazsa olmaz olursa bu işler böyle olur “diye bir laf var mıdır bilmem?Yoksa da...Artık var!Uydurdum.Bizimkilere son bir şey;“Biz de bu herif(ben)gibi düşünüyoruz, bu kadar açık yazıyor biz niye yazamıyoruz diye sakın düşünmeyin, bir işe yaramaz bu, sadece sinirleriniz daha çok bozulur daha çok gerilirsiniz.Nokta! AZİZ YILDIRIM KENDİ KOÇUNU MİLLİ TAKIMDAN YOLLAR MI?Altın neslin sonu bu...Kolay kolay bir daha bir araya gelemiyecek adamlardan kurulu bir takımı ne kadar kolay ve bu kadar kolay mahvetti koçum TBF başkanı ve koçu.Müthiş bir kariyerin ardından son yılları bogdan geçen Bogdan ve uzun yıllar Efes’in, Ülker’in, 12 Dev’in, bugünlerde de FB’nin sırtında yaşayan Demirel’in çapsız ortaklığının da sonu bu...2004 de ‘bugünün’ takımını şampiyon yapsın finaller oynatsın diye getirilen Bogdan, patronu Demirel ile elele yarının takımı palavrası altında kendi yarınları uğruna bu altın nesli yok ettiler.Hâlâ utanmadan sıkılmadan 2010 hesapları yapıyor Bogdan ve TBF Başkanı.2010...Bizi tamamen bitir, yok et, sonra biri ülkesindeki evinin biri FİBA’nın damına kon.Sun.Bize ohhh olsun!Bu takımı üç Avrupa şampiyonasında soka soka bir kere ilk sekize sokan bir koçla devam edilmez.Ve...“Demirel istifa etmez ancak Aziz bey görevden alabilir onu, Aziz bey, başkan yaptı onu ancak getirdiği gibi götürebilir “demiştim, böyle bir başkan Aziz beyin takımının koçunu görevden alabilr mi?No! Fenerbahçe’de de tartışılıyor Bogdan, bu Aziz beyin işine gelmez.Şöyle olabilir;Aziz bey,”bizim koç yıpranıyor milli takımda, sen başka birini bul “der, Demirel de “peki” der, her zaman dediği gibi.Bogan milli takımdan ancak böyle gider.Bu milli takımın 2010’da kaderi FB Başkanının elinde.Son bir şey...Demirel’in milli takımın geleceğini kendi geleceğinden çok düşündüğüne inanmıyorum.Böyle düşünebilmem ne acı...Allahın bildiğini sizden niye saklayayım.Ve...Bir federasyon başkanı milli takım koçu ile ilgili kararını kendi veremiyor.Vah vah ona!Allah düşmanımı Demirel’in düştüğü duruma düşürmesin.Amin!
+
+
+
+ 583608
+ Kuveyt Türk şubeden altın satacak
+ Kuveyt Türk şubeden altın satacak 25 Eylül 2009 Cuma, 10:51 Kuveyt Türk, şubelerinden sertifikalı fiziki altın alım satımına başladı. Kuveyt Türk'ten yapılan yazılı açıklamada, bu gelişmeyle Kuveyt Türk müşterisi olsun olmasın isteyen herkese tüm şubelerden sertifikalı gram altın alım satım imkanı tanındığı, ayrıca bu hizmeti piyasada satılan sertifikalı gram altınlardan çok daha uygun fiyata İstanbul Altın Rafinerisi güvencesiyle sunduğu belirtildi. 1, 2,5, 5, 10, 20, 50 ve 100 gram seçenekleriyle satışa sunulan sertifikalı gram altınlar, fiziki altın yatırımlarına alternatif sağlayacak. Aynı zamanda Kuveyt Türk gram altınlarıyla yapılan yatırımlarda daha az işçilik maliyeti ödenirken, piyasada satılan gram altınlarda uygulanan geniş marj uygulanmadığından zarara uğrama gibi bir durumda söz konusu olmayacak. Kuveyt Türk'ten 24 ayar saf fiziki altın alım satım işlemleri herhangi bir hesaba ihtiyaç duyulmadan da gerçekleştirilebileceği gibi şubedeki TL, USD ve Altın hesabından da kolayca gerçekleştirebilecek. Ayrıca satın alınan fiziki altınlar kuyumcularda da istenildiği zaman bozdurabilme özelliğine sahip olacak. Açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Öte yandan kuyumcular aracılığıyla İAR gram altınlarına dönüştürülen takılık altınlarda, Kuveyt T��rk'te açılan Altın Depo veya Altına Altın Katılma hesaplarında muhafaza edilip kar payı kazanma şansına sahip olunur. AltınÇek, Altın Depo, Altın Destek ve Altına Altın Katılma Hesabı gibi yenilikçi ürünleriyle Altın Bankacılığında öncülüğünü kanıtlayan Kuveyt Türk, son ürünü Gram Altınla, şubeden altın alım-satım işlemine başlayarak müşterilerine daha ucuz ve garantili altın almanın yanı sıra fiziki altın yatırımlarına da bir alternatif getirmektedir.'' AA
+
+
+
+ 583834
+ Hamileyken hamile kaldı
+ ABC televizyonunun haberine göre Arkansaslı Julia Grovenberg bir kaç ay önce hamile kaldı. Kadın bebeğinin cinsiyetini öğrenmek için ultrasona girdi ve bir bebeğe daha hamile kaldığını öğrendi. Karnında taşıdığı bebekler ikiz değil. Aralarında buçuk hafta var. Doktorlar bu durumun milyonda bir olduğunu belirtti. Bebeklerden birisi 2009 yılının sonunda, diğeri de 2010 yılında doğacak. Vatan
+
+
+
+ 583038
+ Kalkan gitti, Rusya'nın İran tavrı bitti
+ New York'ta ABD Başkanı Barack Obama ile görüşen Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, İran'ın nükleer programıyla uluslararası topluma meydan okuması halinde bu ülkeye yönelik yaptırımların "kaçınılmaz" olabileceğini söyledi. Medvedev, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, "Yaptırımlar ender olarak yapıcı sonuçlar ortaya çıkarıyor, ancak, bazı durumlarda yaptırımlar kaçınılmaz oluyor. İran'a iyi bir karar almasında yardımcı olmalıyız." dedi. Obama da, İran'ın uluslararası topluma meydan okumayı sürdürmesi durumunda bu ülkeye yönelik yeni yaptırımlar uygulanabileceği konusunda uyarıda bulundu. Obama ayrıca, nükleer silahların sayısının azaltılması konusunda START anlaşmasının devamı niteliğinde yeni bir metin konusunda yıl sonundan önce ülkesiyle Rusya arasında bir anlaşmaya varılacağına güveninin tam olduğunu söyledi. Bazı gözlemciler, Rusya'daki değişikliği ABD'nin geçen hafta Avrupa'daki füze kalkanı projesini askıya almasına bağlıyor. Moskova'nın, kendisine tehdit olarak gördüğü Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne yerleştirilecek füzesavar sistemlerinden vazgeçmesi karşılığında, Obama yönetimine İran konusunda işbirliği sözü vermiş olabileceği ifade ediliyor. Önceki günkü görüşmede Medvedev, Obama'yı, ABD'nin Avrupa'da füze kalkanı projesinden vazgeçmesi yönündeki kararından dolayı kutladı. TAHRAN'A TEK DESTEK ÇİN'DEN İran, BM Güvenlik Konseyi üyeleri ve Almanya Ekim'de program konusunu görüşmek üzere Cenevre'de bir araya geliyor. Obama bu toplantı öncesinde İran'ın karşısında oturacak ülkelerin ortak bir tutum benimsemesini sağlamaya çalışıyor. Nükleer programının barışçı amaçlı olduğunda ısrar eden İran'a bu konuda tek destek ise BM Güvenlik Konseyi'nin veto yetkisine sahip diğer üyesi Çin'den geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jiang Yu, İran'a yönelik baskıyı artırmanın, bu ülkenin nükleer programından kaynaklanan sorunun çözümüne katkıda bulunmayacağını savundu.
+
+
+
+ 583069
+ Kemer takanlar hariç herkes yaralı
+ Kemer takanlar hariç herkes yaralı Mehmet ACAR ANKARA 25.09.2009 Öğrencilerin bulunduğu otobüs devrildi, 3'ü ağır 40 kişi yaralandı. Emniyet kemeri takan öğrenci yara almadı Fethiye'den Ankara'ya gelen Ayhan Patır yönetimindeki yolcu otobüsü, Ankara'ya 26 kilometre kala, Eskişehir Yolu'nun Yapracık mevkisinde şarampole uçtu. Meyve bahçesine düşen ve ters dönen otobüsteki 3'ü ağır 40 kişi yaralandı. Olay yerine çok sayıda itfaiye ve ambulans ekibi sevk edildi. Yaralılar Ankara'daki hastanelere kaldırıldı. Düz yolda fren izine rastlamayan ekipler şoförün uyuduğu ihtimali üzerinde duruyor. Sürücü Ayhan Patır'ın alkol muayenesi ise temiz çıktı. Yolcularının çoğu tatilden dönen öğrencilerdi. askeri okul öğrencisi, emniyet kemeri taktıkları için kazadan yara almadan kurtuldu. Kaza, şehirlerarası otobüslerde emniyet kemeri takmak gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
+
+
+
+ 584141
+ Tuncay Özkan'a kötü haber
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Tuncay Özkan'a kötü haber Tuncay Özkan'ın televizyonu yayınlarına son verdi Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Tuncay Özkan'ın sahip olduğu BİZ TV bugün öğle saatleri itibariyle yayınlarına son verdi. Çalışanlara bundan böyle sadece bant yayını yapılacağı bilgisi verildi. Kanal Türk televizyonunu sattıktan sonra BİZ TV'yi kuran Tuncay Özkan'ın cezaevine girmesinden sonra televizyonu da zor günler geçirmeye başladı. Televizyon merkezini kısa süre önce Ankara'ya taşıyan BİZ TV yönetimi Digitürk'ten de para ödeyemediği için ayrılmıştı. Sadece uydu yayını kalan televizyonda dün de tüm çalışanlara televizyonun artık kapandığı bilgisi verildi. 20 çalışandan sadece 3'ü dışında diğerlerine artık gelmemeleri söylendi. Çalışanlar binayı gözyaşları içinde terk etti. (Hürriyet) 25.09.2009
+
+
+
+ 583380
+ Ali Bayramoğlu: Ters açı ve güç kavgaları
+ Ali Bayramoğlu 25 Eylül 2009 CumaTers açı ve güç kavgaları İktidar kavgaları bitmek bilmiyor. Asker, sivil, basın, iktidar ve diğerleri... Bilek güreşi kültürü alabildiğine yaygın, ilke yerini kuvvette ve faydaya iyice terk etmiş durumda. Bu ülkede her şey değişebilir. Ama bu değişmiyor. Türkiye, aslında üç farklı "tarih" zamanını bir arada yaşayan bir diyar. İnsanın ruhunu kurtarmaya yönelen "modernlik öncesi düşünce" bu topraklarda hâlâ çok güçlü. İnsan neslini kurtarma adına ilerleme, yani gelecek fikri üzerine oturan, ilan ettiği seferberliğe, tarih yürüyüşüne herkesin takılmasını zorunlu kılan, en önemlisi geleceği kurmak için bugünü feda etmeyi tabulaştıran "modernite zihniyeti" bu ülkenin ideolojik genlerini oluşturmaya, sorunlarını yönlendirmeye alabildiğine devam ediyor. Ama bunlar yanında "katıksız zamanı", modernlik sonrasının "ertelenmemiş şimdiki an"ını da yaşıyoruz. Modern çağın inkâr ettiği kültürlerden değerlere, devletlerden fikirlere "ölümlülüğü" artık kabul ediyor, taşıyor ve sıradanlaştırıyoruz. Geleceği değil, şu anı talep ediyoruz. Daha da öte; evde, sokakta, televizyonda, fikirde, aşkta "şimdiki zamanın çoğulculuğu"nu tüketiyoruz. Kültürel talepler, kimlikler, inançlar şimdiki zamanın özgürlük ve yaratıcılık arzuları olarak karşımızda. Keşke yaşadığımız, en azından, bu farklı zamanların çoğulculuğu olsaydı... Oysa tüm iç içe girmişliklerine rağmen onların kavgasını soluyoruz... Ekonomik sıkıntılarda sıkça karşılaştığımız yönetim krizlerine, otoriter reflekslerden siyasi şizofreniye kadar hemen her yerde, ülkenin hem kendisi ile hem çağ ile buluşmasını engelleyen bu kavganın ardında ne yatıyor? Kural ile çıkar, fayda ile değer arasında orta noktayı bulamamak, çıkar ve faydayı ilkeye göre yeniden tanımlayamamak neden? Kim suçlu? Her on yılda bir günah çocuğu ilan edilerek bir darbe yiyen ama nedense hiç yenilenmeyen siyasetçi sınıfı mı? Peki, onların arkasında ne var? Onları böyle kılan ne? "Şarklılık" mı? "Ataerkil bir kültür" mü? Ama neden ataerkiliz biz? Neden her düzeyde idare ve siyasetten kendi özel alanımızı büyütmeyi anlıyor, bunu yapabilmek için ait olduğumuz toplumsal ve ekonomik çevrenin yaşam alanını kuralsızca, keyfice genişletmeyi şiar ediniyoruz? Neden bu ülkede birey haklarından, hukuktan sadece mağdurlar söz eder? Egemenler, burjuvalar şikâyet ede ede neden hep merkezci, devletçi olurlar? Peki, birey hakkından söz eden mağdurlar, nasıl olur da hep bireysiz bir kamu düzeni söylemini yüceltirler, karşıtları ise farklılaşmayı reddeden insansız bir çağdaşlık söylemi tuttururlar? Farkında mısınız onlar birbirlerine ne kadar benzerler? Modernlikte bile, bu anlayışın iki temel unsurundan birini, merkezileşmeyi benimseyen; diğerini, bireyi ve farklılaşmayı yok sayan bir ideolojik yırtılmanın çocukları değil miyiz, biz? Soyuttan nefret eden somutçu, reçeteci zihinlerimize egemen olan garip bir köken mitolojisinin, türlü köktenciliklerin temelinde biraz da bu yatmaz mı? Biz; dünyaya ve kendi varoluşuna meydan okuyan bir çete olmayalım, sakın! Eğer öyleyse bilin ki; şimdiki zaman ve şimdiki zamanın ruhu bu çeteyi dize getirmek üzeredir. Çete ya hizaya gelip kendi eliyle yeni bir düzen kuracaktır ya da dağılıp gidecektir. Karar bizde, hepimizde...
+
+
+
+ 584526
+ Ormanlık alanda ceset bulundu
+ Edinilen bilgiye göre, Karamürsel'e bağlı Ereğli beldesindeki ormanlık alanda, birinin erkek, diğerinin ise kız olduğu tahmin edilen ceset bulundu. İlk incelemelerde, şahısların pompalı tüfekle vurularak öldürüldüğü tespit edildi. Olayın cinayet mi yoksa intihar mı olduğu henüz netlik kazanmazken, emniyet güçleri olay yerinde geniş güvenlik tedbiri alarak, cesetlerin bulunduğu bölgeye kimseyi yaklaştırmadı. Cesetlerin kimlik tespiti için çalışmalar devam ediyor. İHA
+
+
+
+ 584286
+ Kahn, IMF Yıllık Raporu’nda hesap verdi
+ Kahn, Yıllık Raporu’nda hesap verdi Başkanı Dominique IMF ekonomik sistemin bütününü etkileyen risklerin yavaş yavaş azaldığını belirterek, “2010’un ilk yarısında bir iyileşme tahmin ediyoruz. Zorluk, kriz geçse bile işbirliğinin sürdürülebilmesinde” dedi. bilançolarının temizlenmesinde ortak yaklaşım sinyalleri görüldüğünü belirten Kahn, “İleriye bakarken zorluklar yıldırıcı. Küresel finansal kriz henüz bitmedi ancak ülkeler şimdiden, kriz mücadelesine yönelik eşi görülmemiş ekonomi politikası müdahalelerinden çıkış stratejilerini hazırlıyor” açıklamasında bulundu. IMF 2009 Yıllık Raporu yayımlandı. İcra Direktörleri Kurulu tarafından Guvernörler Kurulu’na sunulan rapor, IMF’nin hesap verme yükümlülüğü bakımından temel araç olarak görülüyor. İle Mücadele” başlığıyla yayımlanan raporda IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn’ın bir “mesajı” yer aldı. Kahn mesajında dünyanın Büyük Bunalım’dan bu yana en kötü ekonomik yavaşlamayla başa çıkmaya çalıştığını belirterek, piyasasının bir kesiminden kaynaklanan kriz hızla dünya çapında yayıldı, yükselen ekonomileri, yükselen piyasaları ve düşük gelirli ülkeleri aynı şekilde içine aldı” dedi. “PARASAL CEPHANELİĞİMİZİ SAVUNMANIN İLK HATTI İÇİN SÜRDÜK?” Ülkelerin krize ekonomi politikalarıyla yanıt verdiklerini, IMF’nin tartışmanın ön cephesinde yer aldığını kaydeden Kahn, “Savunmanın ilk hattı için parasal cephaneliğimizi tam olarak ileri sürmeyi destekledik. Ayrıca 2008 gibi erken bir tarihte küresel mali teşvik çağrısında bulunduk. Bunu yaptık çünkü tahminlerimiz özel talepte sadece para politikalarıyla tamponlanamayacak uzun süreli ve sıra dışı büyüklükte bir düşüş ortaya koyuyordu. Teşviğin ’ların yüzde 2’sine eşdeğer olmasını salık verdik ve ülkeler büyük ölçüde böyle yaptı” dedi. Ülkelere banka bilançolarındaki zehirli ya da karşılıksız varlıkları temizlemeleri çağrısında bulunduklarını, finansal krizlerde edindikleri geniş deneyimlerin, bu yapılmadıkça finansal sistemin kilitli kalacağı ve talebi artırmaya yönelik çabaların meyvesiz kalacağını göstermiş olduğunu kaydeden Kahn, şu konulara değindi: “ACİL SÖNDÜRÜCÜ GEREKİYORDU?” “-Kriz aynı zamanda küresel ekonomideki yangını söndürecek ve hızlıca müdahale edecek, etkin bir ‘itfaiyeciye’ gereksinim bulunduğunu gösterdi ve IMF bu cephede de aktif oldu. Kurum geniş bir ülkeler dizisinin, krizin ekonomik ve sosyal maliyetini hafifletme yönündeki finansman gereksinimlerini karşıladı. Kotaların artırılması, verme kapasitesinin üçe katlanması, düşük gelirli ülkelere ek kredi olanakları tanınması, gibi yeni uygulamalar getirildi. -Düşük gelirli ülkelere yönelik özel görevlerimiz var ve onları daha esnek ve etkin hale getirmek için imtiyazlı kredi kolaylıklarımıza ilişkin düzenleme çalışmaları aşamasındayız. -Kredi verme etkinliklerimiz yanında, liderleri de IMF’ye samimi, adil ve bağımsız gözetim çerçevesinde desteklerini gösterdiler. Kriz mola vermişken, ekonomi politikalarına ilişkin önerilerimiz ve için tahminlerimizle virajın önündeydik. Özellikle sistemik risklere, makrofinansal bağlantılara, ülkeler arasında yayılmasına bakarak erken uyarı egzersizlerimizi güçlendirmiş bulunuyoruz, aynı zamanda işlemlerimizde daha fazla saydamlık için çalışıyoruz. “ZORLUK BU İŞBİRLİĞİ DERECESİNİ SÜRDÜRMEKTE, KRİZ GEÇSE BİLE?” -Kriz sırasında görülen, daha önce eşine rastlanmayan bir ‘çoktaraflılık’ taahhüdüne dikkat çekmek istiyorum. Yakın tarihte ekonomi politikalarında bu denli işbirliğine tanık olunan az örnek vardı. Parasal alanda, mali teşviklerde koordinasyon gördük ve şu anda banka bilançolarının temizlenmesine yönelik daha ortak bir yaklaşımın işaretlerini görüyoruz. IMF kendisi çok taraflılığın temel araçlarından biri olduğunu, gözetim ve kredilendirme rolleriyle kanıtlamıştır. Ve dünya ekonomisi sistemik risklerin (sistemin bütününü etkileyebilecek riskler) yavaş yavaş azalmasından yararlanıyor ve 2010’un ilk yarısında bir iyileşme tahmin ediyoruz. Zorluk bu işbirliği derecesini sürdürmektir, kriz geçse bile.” “ETKİNLİĞİMİZ, ÜYELERİMİZ ARASINDAKİ MEŞRUİYETE BAĞLI” Dominique Strauss-Kahn, IMF’nin etkinliğinin üyeleri arasındaki meşruiyetine bağlı olduğunu belirtirken, “Dinamik yükselen piyasalar dünya sahnesinde daha büyük bir rol oynarken, bu IMF’nin karar alma mekanizmasına da yansımalı. Bunun için kota ve oy hakkı reformlarının hızlandırılmasını, yükselen ve düşük-gelirli ülkelere daha fazla ağırlık verilmesini talep ettik” dedi. Kahn, mesajını şöyle bitirdi: “İleriye bakarken zorluklar yıldırıcı. Küresel finansal kriz henüz bitmedi ancak ülkeler şimdiden, kriz mücadelesine yönelik eşi görülmemiş ekonomi politikası müdahalelerinden çıkış stratejilerini hazırlıyor. IMF üyelerine, bu çıkış stratejilerine bir girdi olarak ana analitik çalışmalar sağlayarak yardımda bulunuyor. Küresel büyümenin motoru ve küresel dengesizliklerin geleceğinden, uluslar arası finansal sistemin biçimine değin yanıtlanmamış pek çok soru var. Daima olduğu gibi, üyelerimiz için, bu tümü önemli konuları kucaklamada yardıma hazırız.” Raporu hazırlayan IMF İcra Direktörleri Kurulu, Fon’un yönetiminden sorumlu bulunurken 24 İcra Direktörü kuruluşun 186 üye ülkesinden seçiliyor. Raporun sunulduğu Guvernörler Kurulu ise her üye ülkenin üst düzey bir yetkili tarafından temsil edildiği ve IMF yönetiminin en üst organı olarak görev yapıyor.
+
+
+
+ 583472
+ Döviz güne nasıl başladı?
+ Kapalıçarşı'da 1,4820 liradan alınan dolar 1,4900 liradan satılıyor. 2,1760 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,1880 lira olarak belirlendi. Serbest piyasada dün kapanışta doların satış fiyatı 1,4850 lira, avronun satış fiyatı ise 2,1870 lira olmuştu.
+
+
+
+ 583428
+ Avşar olayı kafaları iyice karıştırdı
+ Avşar olayı kafaları iyice karıştırdı “Kürt açılımı” sürecinde, hükümetin talebi ve teşvikiyle ortaya dökülen görüşler hangi koşullarda suç iddiasına konu olur, hangi koşullarda olmaz? Bu sorulara yanıt vermek neredeyse imkânsız hale geldi. Hülya Avşar olayı Taze örneklerden biri, ünlü sanatçı Hülya Avşar ve onunla röportaj yapan Milliyet’ten Devrim Sevimay hakkında açılan soruşturma. Avşar, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle suçlanıyor. Ünlü sanatçı, annesinin Türk, babasının Kürt olduğunu belirterek, kendisini melez gibi gördüğünü ifade etmiş ve hadi bana bir isim bulun, diye konuşmuştu. Türkiye’de, Avşar gibi, anne ve babası farklı etnik kökenlerden gelen milyonlarca örnek vardır. Tartışma sürecinde de hemen herkesin en çok vurgu yaptığı gerçek de budur. Biz etle tırnak gibiyiz, nasıl ayrılabiliriz yaklaşımı hep bu gerçeğe dayandırılır. Avşar da kendini örnek göstererek aynı gerçeğe dikkat çekmek istediğini belirtiyor. Değerli bir savcımız, Hülya Avşar’ın bu röportajının “halkı kin ve düşmanlığa teşvik” etmek suçuna girdiği iddiasıyla soruşturma açtı. Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesi, bu suçu şöyle tanımlıyor: “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” Hülya Avşar’ın bu sözleri kamu güvenliğini açık ve yakın tehlikeye atıyorsa; zaman, biz bu konuyu nasıl tartışacağız? Bu süreçte Başbakan, siyasi parti liderleri, bakanlar, milletvekillerinin sözlerini nereye koyacağız? Dahası, Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan her hafta avukatları aracılığıyla muntazam şekilde verdiği demeçleri, terör örgütü liderlerinin geniş yer ve yankı bulan açıklamaları ne oluyor zaman? Ve bu demeç ve açıklamaları sadece haberleştiren Milliyet muhabiri Namık Durukan’a soruşturma açılmasına ne diyeceğiz?
+
+
+
+ 584186
+ Kazakistan, Çin'e petrol pompalamaya başlayacak
+ Başkent Astana düzenlenen forumda konuşan Mınbayev, önümüzdeki ay faaliyete geçecek Kenkiyak-Kumkol boru hattına yılda 10 milyon ton petrolün pompalanacağını açıkladı. Mınbayev, Çin'e petrol ihraç etmelerinin Rusya ile ilişkileri zedelemeyeceğini, aksine Astana -Moskova ilişkilerini güçlendireceğine inandığını belirtti. Kazak Bakan ülkesi ile Rusya'nın arasında çok kapsamlı bölgesel işbirliği anlaşmalarının bulunduğunu hatırlattı. "İç pazarda kullandığımız benzinin yüzde 45'ini Rusya'dan alıyoruz." diyen Kazak Bakan, ülkede bulunan rafinerinin modernleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Foruma katılan Kazakistan Başbakanı Karim Masimov ise Bakü -Tiflis-Ceyhan( BTC) boru hattına Kazak petrollerinin pompalanması konusundaki çalışmaların devam ettiğini aktardı. Masimov, bu konuda Azerbaycan tarafıyla çalışmaların sürdüğünü ve en kısa zamanda Kazakistan'ın asrın projesinde kendine layık olan yeri alacağını belirtti.
+
+
+
+ 583151
+ U2 2010'da geliyor
+ U2 İstanbul konseri, Live Nation tarafından Pozitif ve İKSV işbirliği ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilecek. Saatler içinde tükenen biletleriyle rekor kıran U2'yi bu yıl sadece Avrupa'da yaklaşık milyon kişi izledi. "360° Tour", grubun son albümleri "No Line on the Horizon"ın tanıtım çalışmaları kapsamında sürdürülüyor. Turne kapsamında dev bir silindir video sistemi ile birbirine bağlanmış LED paneller ve 64 metreye ulaşan yüksekliğiyle sahne etrafında dönen metal köprü sistemi, müzikseverlere 360 derecelik bir görüş alanı sunuyor. Bugüne kadar Muse, The Black Eyed Peas, Kaiser Chiefs, Snow Patrol, Elbow ve Glasvegas gibi ünlü sanatçıların ön grup olarak yer aldığı turnenin ikinci ayağında kimlerin sahneye çıkacağı da merak konusu. Eylül 2010'da Atatürk Olimpiyat Stadı'nda gerçekleşecek konserin biletleri yakında Biletix üzerinden satışa sunulacak. KÜLTÜR SANAT
+
+
+
+ 583556
+ DYH’den, 4,8 milyar liralık teminatı istendi
+ ’den, 4,8 milyar liralık teminatı istendi A.Ş, bağlı ortaklıklara ilişkin vergi aslı ve vergi cezaları ile bunlara ilişkin hesaplanan gecikme faizi tutarı için toplam milyar 823 milyon 825 bin 987,33 lira tutarında teminatın 15 gün içinde gösterilmesinin talep edildiğini duyurdu. Doğan Yayın Holding’in, Koordinatör Murat Doğu ve Yönetim Kurulu Üyesi imzalarıyla, bazı bağlı ortaklıklardan teminat istenmesine dair Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, daha önce kamuya açıkladıkları 2005, 2006 ve 2007 hesap dönemlerine ait vergi inceleme raporları ile ilgili olarak doğrudan bağlı ortaklık olan Doğan Holding A.Ş. ile dolaylı bağlı ortaklıklar Yapım Reklamcılık ve Dağıtım A.Ş, Doğan Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş. ve Alp Görsel İletişim Hizmetleri A.Ş’den yine daha önce kamuya açıklanan vergi aslı ve vergi cezaları ile mevcut durum itibariyle bunlara ilişkin olarak hesaplanan gecikme faizi tutarı için birlikte toplam milyar 823 milyon 825 bin 987,33 lira tutarındaki teminatın 15 gün içinde gösterilmesinin ilgili vergi daireleri tarafından talep edildiği kaydedildi. Açıklamada, söz konusu teminat istemi ve devamındaki işlemler hakkında gerekli tüm yasal yollara müracaat edileceği bildirildi.
+
+
+
+ 583558
+ Ehliyet kursu ücretleri artacak...
+ Ehliyet kursu ücretleri artacak... Sürücü Kursları Birliği Derneği Genel Başkanı Vedat Şahin, yılbaşından önce yayınlanması beklenen yeni taşıt sürücüleri kursu yönetmeliği ile sürücülerin daha fazla almak zorunda kalacaklarını bunun da kurs maliyetlerini etkileyeceğini bildirdi. Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün, Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu (MTSK) Yönetmeliği’nin değiştirilmesi için yaptığı çalışmalara ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Şahin, şimdiye kadar sınavların belirli bir güzergahta ve 15-20 dakika gibi kısa bir sürede yapıldığını dolayısıyla değerlendirmenin yeterli olmadığını ifade ederek, yeni yönetmeliğin bunu önleyeceğini söyledi. Şahin, “Yeni yönetmelikle sürücü daha fazla eğitim almak zorunda kalacak bu da kurs maliyetlerini etkileyecek” dedi. Mevcut uygulama ile sınavları iki haftalık hizmet içi eğitimden geçen Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmenlerin yaptığını ve sınavların hafta sonları, çok yoğun olmayan güzergahlarda gerçekleştirildiğini anlatan Şahin, “Bakanlığımız, özel yetiştirilmiş yapıcılar tarafından haftanın her günü sınav yapılması yönünde çalışma yürütüyor. Bu çalışma son aşamasına geldi. Yılbaşından önce yönetmeliğin yayınlanmasını bekliyoruz” dedi. “’dE BİN 700 SÜRÜCÜ KURSU VAR” Türkiye’de bin 700 sürücü kursu bulunduğuna işaret eden Şahin, şunları kaydetti: “Türkiye’de sürücü kursu açılması son derece kolaylaştırıldı. Nüfusa göre haddinden fazla sürücü kursu var. Bu da aşırı bir haksız rekabete, kurs fiyatlarının düşmesine ve yeterli eğitimin verilmemesine neden oluyor. Sınavlar çok kolay olduğu için az bir eğitimle dahi insanlar sınavlardan geçebiliyor. Şu anda 200-300 liraya sürücü adayı kursa yazılabiliyor. Bununla yeterli eğitimin verilmesi mümkün değil.” Şahin, Sürücü kursu açmanın kolaylaştırılmasıyla sürücü kurslarının daha küçük yerlere kaydığını, hiç olmayacak semtlere sürücü kursları açıldığını belirtti. Sürücü kursları olarak 20 saat direksiyon dersi verme mecburiyetleri bulunduğunu ifade eden Şahin, “20 saat direksiyon eğitimi vermenin karşılığı zaten 300 lira eder. Bunun içinde vergimiz, ’miz, diğer masraflarımız var. Bunları karşılamamız mümkün değil. zaman bundan 20 saat direksiyon eğitimi verilmiyor anlamı çıkıyor. 300 lira ücret alan bir kursun 20 saat direksiyon eğitimi vermesi asla mümkün değil” dedi. “TÜRKİYE’DE GÜVENLİ ARAÇ KULLANANLARIN SAYISI AZ” Araç kullanmakla güvenli araç kullanmanın ayrı ayrı şeyler olduğunu belirten Şahin, “Burada eğitim çok önemli. Türkiye’de herkes araç kullanıyor ama güvenli araç kullananların, trafik kurallarına uyarak araç kullananların sayısı az. İnsanlarımız hala emniyet kemeri takmıyor. Şu anda trafikte bulunanların büyük çoğunluğu hayatını tehlikeye atarak araç kullanıyor” diye konuştu. Şahin, sadece sürücü kurslarındaki eğitimin yeterli olmayacağını, televizyon programlarında sık sık bu konuların gündeme getirilmesi ve okullardaki trafik derslerini de trafikle ilgili kişilerin vermesi gerektiğini söyledi. Şu anda direksiyon sınavlarından geçme notunun 70 olduğunu, bunun yüzde 30 bilgi ve beceri eksikliği ile ehliyet alınabildiği anlamına geldiğini ifade eden Şahin, sınavlarda puanlama sisteminden de vazgeçilmesini istedi.
+
+
+
+ 583978
+ Midesinde uyuşturucu taşıyan kişi yakalandı
+ Kuşadası Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, yabancı uyruklu bir kişinin ilçeye uyuşturucu madde getireceği ihbarı üzerine operasyon başlatıldı. İlçe Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Grup Amirliği ekiplerinin şehirlerarası otobüs terminalinde düzenlediği operasyonda, Somali uyruklu J.M. (32) gözaltına alındı. Üst aramasında uyuşturucu madde bulunmayan zanlı, önce Kuşadası Devlet Hastanesine, buradan da Söke Devlet Hastanesine gönderildi. Ultrason ve tomografi cihazlarıyla yapılan kontrol sonucu, zanlının midesinde kapsül içinde 47 gram eroin bulunduğu belirlendi. ''Uyuşturucu madde kuryeliği'' iddiasıyla adli makamlara sevk edilen J.M, tutuklanarak Söke Cezaevine gönderildi. Açıklamada ''Halkımızın huzur ve güveni için İçişleri Bakanlığımızın ve valiliğimizin direktifleri doğrultusunda her türlü suç ve suçluyla mücadelemiz etkin şekilde sürecektir'' denildi.
+
+
+
+ 583655
+ Livaneli'nin verdiği bilgiler temelsiz
+ FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ Livaneli'nin verdiği bilgiler temelsiz ANKARADışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, Zülfi Livaneli'nin UNESCO direktörlüğüne aday olduğuna dair kendilerine başvuruda bulunduğuna yönelik bilgi bulunmadığını belirtti. Özügergin, "Livaneli'nin verdiği bilgilerin temelsiz ve mesnetsiz olması üzüntüyle karşılanmıştır." dedi. Sözcü Özügergin, ünlü sanatçı Zülfi Livaneli'nin UNESCO direktörlüğü için kendisini Dışişleri Bakanlığı'nın desteklemediği yönündeki açıklamalarına cevap verdi. Özügergin, bir soruya verdiği cevapta, Türk vatandaşlarının uluslararası kuruluşlardaki üst düzey önemli görevlere gelmelerinin öteden beri desteklendiği ve bu amaçla her zaman yoğun çaba sarfedildiğini belirtti. Özgügergin, geçmişte İlter Türkmen, Kemal Derviş, Hikmet Çetin, Sayın Ekmelettin İhsanoğlu'nun uluslararası kuruluşlardaki üst düzey önemli görevlere gelmeleri aktif bir çaba içinde olunduğunu ve bu konudaki destek ve çabalarının gelecekte de devam edeceğini belirterek, "Bu durum, değerli bir Türk aydını olmasının yanı sıra sanatın hemen her dalında saygın bir konuma sahip bulunan Sayın Zülfü Livaneli için de tabiyatiyle geçerlidir." açıklamasında bulundu. Zülfü Livaneli'nin, UNESCO Genel Direktörlüğü görevi için Dışişleri Bakanlığı'na intikal etmiş herhangi bir adaylık girişimi ve başvurusunun bulunmadığını vurgulayan Özügergin, açıklamasına şöyle devam etti: "Sayın Livaneli'nin adaylığı konusunda UNESCO Teşkilatı'na başvuruda bulunulduğuna ilişkin bir bilgi de mevcut değildir. Bu konuda herhangi bir ülke veya çevreden Bakanlığımıza resmi bir başvuru da olmamıştır. Basında yer alan haberler üzerine Sayın Bakanımız Ağustos ayı içinde Sayın Livaneli'yi telefonla arayarak UNESCO Genel Direktör seçimleri süreci hakkında bilgi vermiş; bu konuda basın mensuplarının sorularına cevaben kamuoyumuzu da bilgilendirmiştir. Özügergin, UNESCO Genel Direktörü seçim sürecinin tamamlanmasının ardından çeşitli basın organlarında konuyla ilgili olarak yer alan haberlere ve Livaneli tarafından yapılan açıklamalara bir anlam verilemediğini ifade etti. Özügergin, "Livaneli'nin verdiği bazı bilgilerin temelsiz ve mesnetsiz olması da ayrıca üzüntüyle karşılanmıştır." ifadelerine yer verdi. 25.09.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 583693
+ Banka şubesinden altın satışı
+ İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Banka şubesinden altın satışı İSTANBULKuveyt Türk katılım bankası, şubelerinden sertifikalı altın alım-satımına başladı. Müşterisi olsun olmasın isteyen herkese, şubelerinden sertifikalı gram altın alım-satım imkanı tanıyan katılım bankası, bu hizmeti piyasada satılan sertifikalı gram altınlardan çok daha uygun fiyata ve İAR (İstanbul Altın Rafinerisi) kalite ve güvencesiyle sunmayı vaad ediyor. Sertifikalı gram altınlar 1; 2,5; 5; 10; 20; 50 ve 100 gramlık seçenekleriyle satışa sunuluyor. Kuveyt Türk yetkilileri, kendi gram altınlarıyla yapılan yatırımlarda daha az işçilik maliyeti ödenirken, piyasada satılan gram altınlarda uygulanan geniş marj uygulanmadığından zarara uğrama gibi bir durumda söz konusu olmayacağını ifade ediyor. Katılım bankasından 24 ayar saf fiziki altın alım-satım işlemleri herhangi bir hesaba ihtiya�� duyulmadan gerçekleştirilebileceği gibi TL, USD ve Altın hesabından da kolayca gerçekleştirebilecek. Ayrıca satın alınan fiziki altınlar kuyumcularda da istenildiği zaman bozdurabilme özelliğine sahip olacak. 25.09.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 582848
+ Brezilya'da havai fişek deposunda patlama
+ Karakter boyutu Brezilya'da havai fişek deposunda patlama 24.09.2009 20:59Brezilya'nın Sao Paulo eyaletinin Santo Andre kentinde, yasadışı bir havai fişek deposunda meydana gelen patlamada, en az 11 kişinin öldüğü bildirildi. Yerel basında çıkan haberlere göre, patlamada çok sayıda ev ve araç zarar gördü. Ölü sayısını teyit etmeyen ülkedeki resmi makamlar patlamanın nedeniyle ilgili henüz bir açıklama yapmadı. AA/AP
+
+
+
+ 583490
+ Kırgızistan'da 6.5'lik deprem
+ Olağan Haller Bakanlığından yapılan açıklamada, Issık Göl eyaletinin Karakol kentine 40 kilometre uzaklığındaki Alatoo dağlarında kaydedilen depremde ölen ya da yaralanan olmadı. Ekiplerin, hasar tespit çalışmaları yaptığı belirtildi.
+
+
+
+ 582849
+ Damperi indirmeyi unuttu, hayatına mal oldu
+ Damperi indirmeyi unuttu, hayatına mal olduNevşehir'de, mezarlığa kum taşıdığı kamyonunun damperini indirmeyi unutan dalgın sürücü, çarptığı beton giriş kapısının aracın üzerine çökmesi sonucu yaşamını yitirdi. Edinilen bilgiye, 50 EL 139 plakalı kamyon ile kent merkezinden Nar belde mezarlığına kum taşıyan Mustafa Aysan, kumu boşalttıktan sonra kamyonun damperini indirmeyi unuttu. Aysan, mezarlıktan çıkarken damperin çarptığı beton giriş kapısının şoför mahallinin üzerine çökmesi sonucu ezilerek öldü. Mustafa Aysan'ın cesedi, araçtan polis ekipleri ve şoför arkadaşları tarafında çıkarılarak Nevşehir Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Yazarlar
+
+
+
+ 583699
+ Güneşi Gördüm Oscar aday adayı
+ Boyut Film'den yapılan yazılı açıklamada, sinema alanında verilen dünyanın en prestijli Akademi Ödülleri'nde bu yıl ''Güneşi Gördüm'' filminin aday adayı olarak kabul edilmesinden filmin yönetmeni, senaristi ve baş rol oyuncuları arasında yer alan Mahsun Kırmızıgül'ün çok mutlu olduğu ifade edildi. Açıklamada, filmi izleyen milyonlara teşekkür ettiği belirtilen Kırmızıgül'ün şu görüşlerine yer verildi: ''Oscar'a aday olmak güzel, ama yapılacak çok işimiz var. Bu daha başlangıç. Amerika'da Oscar adaylığı için yapılan lobilerin farkındayız. Bu konuda bize insanların katkısını bekliyoruz. Bu filmi çekerken de söylemiştim. Bu filmde anlatılanlar hepimizin, Türkiyemizin hikayesidir. Bu film hepimizin filmidir.'' Yönetmenliğini Mahsun Kırmızıgül'ün yaptığı ''Güneşi Gördüm'' filminin, yoğun istek üzerine Ankara, Afyon, Batman, Bursa, Erzurum, Gaziantep, Isparta, İstanbul, İzmit, Kayseri, Manisa, Mersin, Şanlıurfa, Tekirdağ ve Tokat'ta yeniden vizyona girdiği belirtilen açıklamada, ''filmin, Demokratik Açılım'ın başlama sürecini tetiklediği'' ve toplam milyon 500 bin izleyiciye ulaştığı kaydedildi. Açıklamada, ''Güneşi Gördüm''de son 25 yıla dair, bugüne kadar cesaretle söylenmekte zorlanılan sözlerin yer aldığı ve yüksek sesle tartışılamayan konuların işlendiği vurgulanarak, her türlü ayrımcılığa ve ötekileştirilmeye karşı duran, savaşın, kavganın, kendine benzemeyeni hor görmenin sorunun ta kendisi olduğunu anlatan filmin, bir anlamda ''Türkiye'nin hikayesi'' olduğu, insana dair her şeyi samimiyetle içinde barındırdığı, filmin ''çocuklara ve umuda'' adandığı bildirildi. Kırmızıgül'ün senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini üstlendiği filmde; Ali Sürmeli, Ali Tutal, Alper Kul, Altan Erkekli, Buğra Gülsoy, Cemal Toktaş, Cezmi Baskın, Cihat Tamer, Demet Evgar, Deniz Oral, Emre Kınay, Erol Demiröz, Erol Günaydın, Gülhan Tekin, Hande Subaşı, Itır Esen, Kamil Sönmez, Macit Sonkan, Mahsun Kırmızıgül, Menderes Samancılar, Murat Ünalmış, Nurseli İdiz, Sarp Apak, Cem Aksakal, Şerif Sezer, Yıldız Kültür, Yiğit Özşener, Zafer Ergin ve çocuk oyuncular Serhat Çağlayan, Aleyna Kala, Aslıhan Kapanşahin, Cansu Aktay ve Tuğse Gökhan rol aldı. Yapımcılığını Murat Tokat'ın üstlendiği filmin çekimleri Türkiye, Danimarka, Norveç, İsveç, Bulgaristan ve Yunanistan'da yapıldı. Mahsun Kırmızıgül'ün ayda oluşturduğu oyuncuların tipleri ve karakter analizleri önceden çalışıldı. Oyuncuların ve figürasyonun giymesi için bin 600 parça kostüm hazırlandı. Filmin sanat grubu, çekimlerden ay önce kostüm ve saç-makyaj çalışmalarına başladı. Filmde yerli ve yabancı toplam bin figürasyon kullanıldı. Çeşitli sosyal kategorideki çocukların dramını konu alan filmde, Türkiye'de zorda kalan çok sayıda çocuğun sessiz çığlıkları yansıtıldı. Tüm olumsuzluklara rağmen umut kapısını hep açık tutan filmin kahramanları, gerçek hikayelerden yola çıkarak sinema perdesinde hayat buldu. İSTANBUL AA
+
+
+
+ 583812
+ Knicks ve Lee bir sezon daha birlikte
+ takımlarından New York Knicks, forvet oyuncusu David Lee ile yeniden anlaşma sağladı. Transfer döneminde istediği serbest oyuncuları kadrosuna katamayan Knicks, David Lee ile anlaşma sağladı. Knicks; LeBron James, Dwyane Wade ve Chris Bosh gibi süper yıldızların serbest kalacağı 2010 transfer dönemi için bütçesinde maksimum yer açmak amacıyla Lee ile sadece bir yıllığına anlaştı. Geçtiğimiz sezonu 16 sayı ve 11.7 ribaunt ortalamaları ile tamamlayan Lee, Knicks'ten bir sezon için milyon alacak, takım play-off'a kalırsa bu miktar milyona yükselecek. Jason Kidd, Grant Hill ve Andre Miller gibi oyuncuları renklerine bağlayamayan New York Knicks, serbest kalan oyun kurucusu Nate Robinson ile de bir yıllığına anlaştı.
+
+
+
+ 583782
+ PKK uyuşturucu kasasını infaz etti
+ kasasını infaz etti1 milyon dolarla kaçmaya çalışan Urumiye sorumlusu öldürüldü. ve ile ülkelerinde sürdürülen etkili operasyonlar sonucunda finansman ve kadro temininde ciddi sıkıntı yaşayan 'da milyon dolarla kaçmaya çalışan örgüt sorumlusunun öldürüldüğü öne sürüldü. Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, terör örgütünün İran'daki ticaretini yönlendirdiği öne sürülen Urumiye sorumlusu, Pazarcık doğumlu ''Tolhildan'' kod adlı K.K.(32) örgüt içi hesaplaşma sonucu vurularak öldürüldü. K.K'nın, Kürtlerden toplanan haracın yanı sıra uyuşturucudan sağlanan yaklaşık milyon dolarla Avrupa'ya kaçmaya çalıştığı iddia edildi. ''Tolhildan'' kod adlı K.K'nın Urumiye kırsalında ''Numan'' kod adlı Mehmet Dağ tarafından görevlendirilen kişiler tarafından infaz edildiği, ancak gelebilecek tepkilerden çekinildiği için infazın ailesinden ve İran'daki kadrolardan gizlendiği kaydedildi. Terör örgütünün tepkilerden çekindiği için K.K'nın cesedini güvenlik güçlerinin bulabileceği şekilde araziye terk edildiği ve çatışmada öldürülmüş gibi yansıtılmaya çalışıldığı belirtildi. Örgütün sözde sorumlusu ''Ziya'' kod adlı ile yardımcısı ''Zinar'' kod adlı Ömer Kılıç ve örgütün lojistik işlerinin başındaki ''Yusuf'' kod adlı Aslan Kalkan örgüte ait 900 bin lira ile kaçmaya çalıştıkları iddiasıyla daha önce öldürülmüştü. OPERASYONLAR Öte yandan, terör örgütü PKK kendi yayın organlarına yansıyan örgüt açıklamalarında, 13 Nisanda başlatılan sözde ''ateşkisi'' üç defa uzattıkları, bir kez daha uzatabileceği ifade edildi. Açıklamalarda, Türkiye, İran ve Suriye'de aralıksız devam eden operasyonlarda 63 örgüt mensubunun öldüğü, 28 kişinin de örgütten kaçtığı bilgisi yer aldı. Terör örgütü açıklamasında, geçen hafta sonu örgüte yönelik karadan ve havadan gerçekleştirilen operasyonlarda Suriye, İran ve Türkiye uyruklu ''Hedar Afrin'' kod adlı Hanife Ali (27), ''Sıla'' kod adlı Aliye Timur (23), ''Çektar '' kod adlı Salih Güleç (22), ''Mazlum'' kod adlı Yahya Musazade (21), ''Abbas Baran'' kod adlı Şeyh Ali (18) adlı teröristin daha öldüğü duyuruldu. (AA)
+
+
+
+ 584072
+ Beşiktaş, CSKA Moskova maçının hazırlıklarını sürdürdü
+ CSKA maçının hazırlıklarını sürdürdüİSTANBUL DHA 'nde 30 Eylül Çarşamba günü oynayacağı CSKA maçının hazırlıklarına sabah basına kapalı yaptığı antrenmanla devam etti. Nevzat Demir Tesisleri'nde teknik direktör yönetiminde kondisyon ağırlıklı çalışmalarla başlayan antrenman, takım halinde koşularla devam etti. Siyah-beyazlı futbolcular daha sonra 4'erli, 5'erli ve 6'şarlı istasyon çalışmasının ardından çabukluğa dayalı kondisyon çalışmasıyla antrenmanı tamamladı. Bu arada tedavileri devam eden Rüştü ve Yusuf'un antrenmana katılmadığı, Delgado'nun özel program dahilinde, 'nin de takımdan ayrı olarak idman yaptığı öğrenildi.
+
+
+
+ 584274
+ 15:50 Dünyanın ilk köpekbalığı barınağı
+ Dünyanın ilk köpekbalığı barınağı Pasifik okyanusundaki ada ülkelerden Palau, her türlü ticari köpekbalığı avının yasaklanacağı dünyanın ilk köpekbalığı sığınağını oluşturuyor. Palau Devlet Başkanı Johnson Toribiong, “ülkesinin karasularında ve münhasır ekonomik bölgesinde köpekbalıkları için ilk kez resmen koruma alanı oluşturulacağını ilan edeceklerini” söyledi. Dünyada yılda ortalama 100 milyon köpekbalığı öldürülmesiyle ilgili olarak Toribiong, bu durumun bir katliam yarattığını, köpekbalıklarını koruyucu tedbirlerin alınmaması halinde soylarının tükenebileceğini kaydetti. Toribiong’un bu konudaki resmi açıklamayı bugün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yapması bekleniyor. Toribiong’un ayrıca köpekbalığı avına küresel yasak önerisi getireceği belirtiliyor. Özellikle Çinlilerin pahalı olduğu için zenginlik simgesi olarak gördükleri köpekbalığı çorbası yemeğinin de etkisiyle artan talep sonucu, 1980’lerin ortalarından itibaren köpekbalığı avında artış görüldü.
+
+
+
+ 583820
+ Helikopterli dolandırıcılık baskını: 42 gözaltı
+ İzmir İl Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, "nitelikli dolandırıcılık operasyonu" kapsamında İzmir'in Gültepe, Mersinpınar ve Boğaziçi semtlerinde helikopter desteği ile önceden belirlenen adreslere düzenlenen baskınlarda, 42 kişinin gözaltına alındığını, operasyonun devam ettiğini bildirdi. Yılmaz, "Sabah saatlerinde başlatılan operasyonda, İzmir başta olmak üzere çeşitli illerde dolandırıcılık yaptıkları tespit edilen 42 kişi gözaltına alındı. Nitelikli dolandırıcılık operasyonu kapsamındaki çalışmalar sürüyor" dedi. Emniyet Müdürü, "Yakalanması gereken 4-5 kişi daha var. Operasyon tamamlandığında geniş açıklama yapılacak" diye konuştu.
+
+
+
+ 583993
+ Ahlat'ta silahlı kavga: ölü, yaralı
+ Alınan bilgiye göre, Ahlat'ın Kırkdönüm köyünde, akraba olan Çetintaş ile Diken aileleri arasında henüz belirlenemeyen nedenle silahlı kavga çıktı. Merminin isabet ettiği Sevcan Çetintaş (16) olay yerinde hayatını kaybetti. Ağır yaralanan Kasım Diken, Ahlat Devlet Hastanesindeki ilk müdahalenin ardından Tatvan Devlet Hastanesine, oradan da Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesine sevk edildi. Kavgaya karıştığı bildirilen 10 kişi gözaltına alındı.
+
+
+
+ 582959
+ 540 Euro'luk taksi faturasına soruşturma
+ Araştırma ve Teknolojik Geliştirme Komisyonu Başkan Yardımcısı Günther Bonn'un 2008 yılında Avusturya'nın Graz şehrinden başkent Viyana'ya yaptığı yolculuk parlamentoda soru önergesi konusu oldu. Yeşiller Partisi'nin getirdiği önergede, bu yol masraflarının kim tarafından karşılandığı ve orantısız kullanımda nasıl bir yaptırım yapıldığı hakkında bilgi istendi. Günther Bonn, olayın sıra dışı bir zamanda gerçekleştiğini ve kendisi için açıklanabilir olduğunu belirtti. Treni kaçırdığını ve kendisini bekleyen bir delegasyon olduğu için bu yolculuğu gerçekleştirdiğini söyleyen Bonn, çoğu zaman giderlerini kendisinin karşıladığını belirtti.
+
+
+
+ 584445
+ New York Borsası düşüşle açıldı
+ Borsanın açılışında, düne göre, Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 0,1 azalarak 9,698.45 puan oldu. Açılışta, Nasdaq Teknoloji Endeksi de yüzde 0,5 değer kaybedip 2,096.91 puana geriledi.
+
+
+
+ 584099
+ Büyük Okyanus'ta ilk köpekbalığı sığınağı...
+ Pasifik Okyanusu'ndaki ada ülkelerden Palau, her türlü ticari avının yasaklanacağı dünyanın ilk sığınağını oluşturuyor. Palau Devlet Başkanı Johnson Toribiong, "ülkesinin karasularında ve münhasır ekonomik bölgesinde köpekbalıkları için ilk kez resmen koruma alanı oluşturulacağını ilan edeceklerini" söyledi. Dünyada yılda ortalama 100 milyon öldürülmesiyle ilgili olarak Toribiong, bu durumun bir katliam yarattığını, köpekbalıklarını koruyucu tedbirlerin alınmaması halinde soylarının tükenebileceğini kaydetti. Toribiong'un bu konudaki resmi açıklamayı bugün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yapması bekleniyor. Toribiong'un ayrıca avına küresel yasak önerisi getireceği belirtiliyor. Özellikle Çinlilerin pahalı olduğu için zenginlik simgesi olarak gördükleri çorbası yemeğinin de etkisiyle artan talep sonucu, 1980'lerin ortalarından itibaren avında artış görüldü.
+
+
+
+ 584464
+ Alacaklılarını öldürüp baraja attılar
+ Alınan bilgiye göre, Çanakkale Emniyet Müdürlüğüne bağlı uzman dalgıç, alacak meselesi yüzünden bıçaklanarak öldürüldükten sonra Selimiye Baraj Gölü'ne atılan Ergun Özen'in (30) cesedini buldu. Özen'in cesedi, Bursa Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi. Olayla ilgili gözaltına alınan kişinin sorgusunun sürdürüldüğü bildirildi. 2. Sakarya Mahallesi Yıldız Sokak'ta oturan Ergun Özen (30), Ramazan Bayramı'nın birinci günü, eşine çarşıya gideceğini söyleyerek evden ayrılmıştı. Eşinin, Özen'in bayram süresince eve dönmemesi üzerine yaptığı başvurunun ardından polis, Özcan M, Bülent Y, Murat S, Mehmet A, İbrahim A, Ümit Coşkun D. ve Ebru Ç'yi gözaltına almıştı. Zanlıların, otomobille Ergun Özen'i merkez Üçpınar köyü yakınlarına götürdüğü, burada alacak meselesinden çıkan tartışmada bıçaklayarak öldürdükten sonra halıya sarıp ağırlık bağladıkları cesedi Selimiye Baraj Gölü'ne attıklarını itiraf ettiği bildirilmişti.
+
+
+
+ 584166
+ Efsanelerimiz!
+ Efsanelerimiz! FILA'nın "Hall of Fame" adıyla düzenlediği gece, Türk güreşinde gurur gecemiz oldu... 25/09/09 14:13 Dünya Güreş Şampiyonası'nın düzenlendiği Danimarka'nın Herning kentinde, dünya güreşine yön veren eski sporcu, idareci ve hakemler için, FILA tarafından ''Hall of Fame'' adıyla bir gece düzenlendi. Gecede Türkiye'nin büyük şampiyonlarından Hamza Yerlikaya ile Mustafa Dağıstanlı da ödüllendirildi. Dünya Şampiyonası'nın yapıldığı spor kompleksinde düzenlenen gecede, FILA Başkanı Raphael Martinetti, olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonluğu bulunan Hamza Yerlikaya ile katıldığı hiçbir uluslararası müsabakada mağlubiyet almadan olimpiyat ve dünya şampiyonluğuna ulaşan Mustafa Dağıstanlı'ya birer plaket takdim etti. FILA tarafından her iki yılda bir gerçekleştirilen ve bu yıl aralarında idareci, hakem ve sporcuların bulunduğu toplam 10 kişinin ödüllendirildiği gecede, Yerlikaya ve Dağıstanlı'nın yapmış olduğu müsabakalardan bölümlerin yer aldığı bir de sinevizyon gösterisi sunuldu. Sinevizyon gösterisi sırasında Hamza Yerlikaya ve Mustafa Dağıstanlı, salonu dolduran davetliler tarafından büyük bir coşkuyla alkışlandı. Hamza Yerlikaya, yaptığı açıklamada, sporculuğu döneminde bazı eski şampiyonları kendisine örnek aldığını ve bunların başında da Mustafa Dağıstanlı'nın geldiğini belirterek, ''Ne mutlu bana ki böylesine önemli bir şampiyonumuzla birlikte bu mutluluğu yaşadık. Böyle bir geceyi yaşamak benim için onur verici. Türkiye'den daha pek çok şampiyon sporcunun bu şekilde ödüllendirilmeyi hak ettiğine inanıyorum'' dedi. Mustafa Dağıstanlı ise sporculuğu döneminde Avrupa şampiyonası düzenlenmediğini ve bu nedenle kariyerinde dünya, olimpiyat şampiyonluğu bulunduğunu hatırlatarak, ''Yıllar sonra FILA tarafından hatırlanmak gurur verici. Hamza Yerlikaya gibi bir sporcumuzla birlikte bu geceye katılmak da beni ayrıca mutlu etti'' diye konuştu. Tevfik Erçetin
+
+
+
+ 584337
+ Ayda suyu bulan Hindistan gururlu
+ Hindistan Uzay Araştırma Kuruluşu (ISRO) Başkanı G. Madhavan Nair, basın toplantısında, ülkesinin ayda suyu bulan Chandrayaan dolayısıyla gurur duyması gerektiğini belirterek, "Bu harika bir programdı, başarısız olmadı, yüzde 110 başarılı oldu" diye konuştu. Kontrolü geçen ay kaybedildiği açıklanan Chandrayaan-1 uzay aracının gönderdiği önemli miktardaki verinin Bangalore'deki uzay merkezinde analiz edilmesinin ardından Hint uzay ajansının çok daha fazla bilgi sağlayabileceğini belirten Nair, "Bu programda aracın fırlatılmasından itibaren çok dramatik anlar yaşadık, ama toplanan verinin miktarı konusunda mutluluk duyuyorum. ISRO'nun bilgisayarları da NASA'nınki gibi veri dolu" dedi. Chandrayaan-1 uzay aracının geçen ay kaybedilmesiyle büyük bir hayal kırıklığı yaşayan, ancak Hint uzay aracının jübilesini önemli bir keşifle yaptığının açıklanması haberi üzerine sevinen Hindistan medyası da keşfi büyük başlıklar atarak kutladı. The Times of India gazetesi, "Hindistan için büyük bir adım, İnsanlık için dev bir adım" ve Hindustan Times gazetesi, "Ay'da su: Chandrayaan'ın şaşırtan buluşu" manşetlerini kullandı. -BİLİM DÜNYASINI ŞAŞIRTAN KEŞİF- Amerikan uzay kurumu NASA'nın 2008'de Ay'ın yörüngesine oturtulan ilk uydusu Chandrayyan-1'in taşıdığı "Moon Mineralogy Mapper-M3" adlı cihazının yanı sıra Cassini ve Deep Impact uzay araçlarının sağladığı veriler ışığında yapılan araştırmaya göre, Ay yüzeyindeki toprakta, en azından birçok bölgesinde ince bir film tabakası halinde su bulunduğu açıklanmıştı. Science dergisinde yayınlanan makalede, Ay'ın mineral haritasını çıkarmaya yarayan M3 cihazının, yüzeyden yansıyan ışığı analizi sırasında hidrojen ve oksijene bağlı bir kimyasal elementi belirten uzun dalgalı ışınım tespit ettiği belirtilmişti. Bunun iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşan suyun varlığını işaret ettiğini kaydeden Amerikalı bilim adamları, şimdiye kadar ileri sürülen ve Ay'da suyun sadece kutup bölgelerindeki kraterlerin dibinde sürekli karanlık kısımlarda bulunduğuna dair teoriyi ortadan kaldırdığının altını çizmişlerdi. Keşfi yapan araştırmacılar, Dünya'nın tek uydusu Ay'da iki ayrı türden su bulunduğunu belirterek, bunlardan birinin Ay yüzeyine çarpan buzdan meydana gelmiş göktaşları gibi bir dış kaynaktan geldiğini, diğerinin de tamamen Ay kaynaklı olduğunu düşünüyor. Ay toprağı ve kayalarının yüzde 45 civarında oksijen içerdiğini, M3 tarafından gözlemlenen hidrojenin ise Güneş rüzgarlarıyla gelmiş olabileceğini tahmin eden bilim adamları, Güneş'in nükleer füzyon sürecinde Ay yüzeyini ışık hızının üçte biri hızla bombardıman eden hidrojen atomu yüklü protonlar yaydığını belirtiyor. Bilim adamlarının tahminine göre, Ay toprağının bir tonunun yaklaşık yüzde 25'inde su bulunuyor. 40 yıl önceki Apollo seyahatleri sırasında Ay'dan getirilen toprak ve taş numunelerinde de su izine rastlanmış, ancak bunların taşındığı kapların hermetik (sıkı kapalı) olmamasından, bilim adamları bu su parçacıklarının havadan geldiğini, Ay kaynaklı olmadığını düşünmüşlerdi. Keşfin, bilim dünyasının Ay'a bakışını kökten değiştireceğini belirten bilim adamları, böylelikle Dünya'daki biyolojik yaşamın kaynağı suyun her yerde ortaya çıkabileceği daha dostane bir güneş sistemi görüşünün değer kazanacağına işaret ediyor.
+
+
+
+ 583794
+ İshakpaşa Sarayı ilk günlerine döndü
+ İshakpaşa Sarayı ilk günlerine döndü 25 Eylül 2009 Cuma, 12:04 İshakpaşa Sarayı, restorasyon çalışmalarının ardından ziyarete açıldı. Ağrı Kültür ve Turizm Müdürü Muhsin Bulut, yaklaşık yıldır restorasyon çalışmasının yürütüldüğü tarihi sarayda son aşamaya geldiklerini söyledi. Muhsin Bulut, yıllık çalışma sonucunda İshakpaşa Sarayı’nın bazı duvarların güçlendirildiğini, sarayın kar ve yağmur sularından korunması amacıyla çatısının yapıldığını belirtti. Bulut, restorasyon sırasında tarihi sarayın dokusunun bozulmadığını, her şeyin orijinaline uygun yapıldığını kaydederek, "Geçen hafta restorasyon çalışmaları tamamlandı ve geçici kabulü yaptık. Sarayın iş bitim teslimi ise bilirkişilerle beraber ekim ayının ikinci haftasında gerçekleştirilecek. Tarihi sarayımızı şimdiden yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açtık. Bu çalışmalardan sonra ziyaretçi sayısının artarak devam edeceğini umuyoruz" dedi. (aa)
+
+
+
+ 583871
+ "Devlet parasıyla umre etik mi?"
+ Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Meclis Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, Başbakan Erdoğan'ın Türk Hava Yollarından aldığı büyük uçak ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de yine THY'den sağlanan bir uçakla Suudi Arabistan'a gittiğini kaydetti. Genç, soru önergesinde Başbakan Erdoğan'a şu soruları yöneltti: "Bu uçakların gidiş-dönüş tüm giderleri kaç liradır ve THY'na kaç lira ödenmektedir? Bu paralar nereden ve hangi ödenek faslından ödenmektedir? Her iki seyahate kimler katılmıştır? Sizin ve Abdullah Bey'in aile efratları var mıdır? Varsa kimlerdir? Gazetelerin yazdığına göre Abdullah Gül ile Bülent Arınç Umre de yapmışlardır. Devletin parasıyla Umre yapmak etik midir, İslami kurallara uyar mı? Abdullah Gül Suudi Kralına hediye götürmüş müdür? Götürmüş ise değeri kaç liradır?" 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 584154
+ Genelkurmay'dan açıklama
+ Genelkurmay'dan açıklamaGenelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, komando birliklerinin profesyonel hale getirilmesi çalışmalarının planlandığı şekilde devam ettiğini belirterek, Kara Kuvvetleri Komutanlığınca 2010 yılı içerisinde komando tugayının profesyonelleşmesinin tamamlanacağını bildirdi. Tuğgeneral Gürak, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında yaptığı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personel yapısı ile personele yönelik son dönemde yapılmış iyileştirmeler hakkında bilgi verdi. Hizmetin daha iyi yürütülmesi, çalışanların yaşam standardı ile moral ve motivasyonlarının artırılması amacıyla gereken tedbirleri almanın TSK'nın bugüne kadar uyguladığı ana prensip olduğuna dikkati çeken Tuğgeneral Gürak, bu kapsamda TSK personelinin özlük hakları, eğitim seviyeleri, sosyal hakları, sahip oldukları yetkiler ile ilgili olarak bugüne kadar birçok çalışma yapılarak sonuçlandırıldığını kaydetti. Subaylarla ilgili olarak kadrosuzluk tazminatının, kıdemli albaylıktan itibaren ekmekli olan personele verilmesine yönelik kanun değişikliği yapıldığını ve uygulanmaya başlandığını ifade eden Tuğgeneral Gürak, TSK hesabına yurt içinde fakülte ve yüksek okullarda öğrenim veya meslekleriyle ilgili ihtisas yapan personelin, öğrenimde geçen sürelerinin yarısının yükümlülük süresinden sayılmasına ilişkin düzenlemenin gerçekleştirildiğini belirtti. Sözleşmeli subay ve astsubayların temini, yetiştirilmesi, özlük ve sosyal hakları ile ayırma ve ayrılma esaslarının yeniden düzenlendiğini dile getiren Tuğgeneral Gürak, iç güvenlik harekatında görev alması nedeniyle tıpta uzmanlık sınavına katılamayan tabip subaylara ilave hak verildiğini söyledi. Komando temel ve ihtisas kursu gören subaylara Harp Akademileri sınavına girişte ek puan verilmesi ile ilgili yasal düzenleme yapıldığını kaydeden Tuğgeneral Gürak, subaylarla ilgili olarak özlük hakların iyileştirilmesi ve uçuş, paraşüt, denizaltı, dalgıç ve kurbağa adam hizmetleri tazminatının yeniden düzenlemesi konularında çalışmaların devam ettiğini bildirdi. Tuğgeneral Gürak, 2009 yılı içerisinde, astsubayların özlük hakları, eğitim seviyeleri, sosyal hakları, sahip oldukları yetkiler ili ilgili olarak yapılan düzenlemeler hakkında da bilgi aktardı. Üstçavuş ve kıdemli üstçavuşlukta 3'er yıl olan rütbe bekleme sürelerinin 6'şar yıla çıkarıldığını ve buna bağlı olarak tazminat oranlarının yeniden düzenlendiğini ifade eden Tuğgeneral Gürak, astsubayların daha genç rütbelerde subaylığa geçişlerine olanak sağlamak amacıyla, subaylığa müracaat yılının 7'nci hizmet yılından 5'inci hizmet yılına çekildiğini kaydetti. Yüksek lisans öğrenimi yapan astsubaylara subaylara uygulanan yüksek lisans öğrenim kıdemi verilme esasları dahilinde kıdem verilmesine yönelik yasal düzenlemelerin tamamlandığını belirten Tuğgeneral Gürak, görevdeki astsubayların TSK hizmet tazminatlarının artırılarak özlük haklarının iyileştirilmesi ile astsubaylara üst karargah hizmetlerine yönelik müşterek bir eğitimin verilmesine çalışmalarının ise devam ettiğini bildirdi. UZMAN JANDARMA VE UZMAN ERBAŞLAR Tuğgeneral Gürak, uzman jandarma ve uzman erbaşların özlük hakları ile ilgili olarak da şunları kaydetti: ''Uzman jandarmaların göreve başlangıç derece ve kademelerinin 11/1'inden, emsalleri gibi 10/1'ine yükseltilmesi,Uzman jandarma ve uzman erbaşların ilerleyebilecekleri derece ve kademelerin 3/8'inden 2/6'sına yükseltilmesi ve belirli şartlarda (2 yıl ve daha uzun süreli yüksek okul mezunu olanlar ile lise mezunu olanlardan son altı yıllık sicil notu ortalaması yüzde 90 üzerinde olanlara) 1'inci dereceye yükselebilme hakkı verilmesi,Uzman jandarma ve uzman erbaşlarda ilave öğrenime kademe verilmesi (2 yıl süreli yüksek öğrenim bitirenlere bir kademe, yıl süreli yüksek öğrenim bitirenlere iki kademe, ve daha uzun süreli yüksek öğrenim bitirenlere ise bir derece),Uzman erbaşlara 46 yaşında emeklilik hakkı sağlanması ve azami 45 yaş sınırı sebebiyle daha önceden sözleşme yapılamayan uzman erbaşlara da bu hakkın verilmesi,Uzman erbaşlara, astsubaylara verilen ek gösterge rakamlarının 2/3'ünün verilmesi hususları düzenlenerek Milli Savunma Bakanlığına gönderilmiştir.'' Tuğgeneral Gürak, bu çalışmalar kapsamında, emekli personelle ilgili olarak da, lise mezunu emekli astsubayların, iki yıllık yüksek okul mezunu olarak intibaklarının yapılması, emekli astsubaylara ilave 100 TL'lik artış sağlanması, ikinci dereceden emekli olan astsubayların emekli aylıklarının 171 TL iyileştirilmesi amacıyla ek göstergelerin düzenlenmesine yönelik tekliflerin Milli Savunma Bakanlığı ve Başbakanlığa gönderildiğini belirtti. PROFESYONEL KOMANDO BİRLİKLERİ TSK'nın süreklilik isteyen bazı kadrolarında profesyonelleşme çalışmalarına kademeli olarak devam edildiğini ve bu kapsamda komando birliklerinin tamamen profesyonel personelden oluşturulmasının hedeflendiğini ifade eden Tuğgeneral Gürak, bu konuda Kara Kuvvetleri Komutanlığınca komando tugayının profesyonelleşmesi çalışmalarının sürdürüldüğünü bildirdi. Bu kapsamda, ilk olarak komando kollarında yedek subay görevlendirilmeyecek şekilde muvazzaf subay ve astsubay kadrolarının tamamının desteklenmeye başlandığını dile getiren Tuğgeneral Gürak, bugüne kadar temin edilen bin 750 uzman erbaş ile komando birliklerinin yüzde 70'inin profesyonel hale getirilmesinin sağlandığını kaydetti. Halen eğitimi devam eden 650 uzman erbaşın daha sisteme girmesi ile bu oran Aralık 2009'da yüzde 86'ya ulaşacağını belirten Tuğgeneral Gürak, ''Komando birliklerinin profesyonel hale getirilmesi çalışmaları planlandığı şekilde devam etmekte olup 2010 yılı içerisinde komando tugayının profesyonelleşmesi tamamlanacaktır'' dedi. Tuğgeneral Gürak, Jandarma Genel Komutanlığınca, jandarma komando tugayının tamamının profesyonelleştirilmesi çalışması 2008 ve 2009 yıllarında temin edilerek sisteme giren 872 uzman erbaş ile tamamlandığını ifade ederek, Jandarma Özel Harekat Birliklerinin tamamının profesyonel personelden oluştuğunu bildirdi. İNSAN KAYNAKLARI TSK'nın her kademesinde görev alacak personelin TSK bünyesindeki eğitim kurumlarına alımında her meslekten, her gelir seviyesinden ve Türkiye'nin her bölge ve ilinden yeterlilik kriterlerini karşılayan fertlerin alınmasına büyük önem verildiğini anlatan Tuğgeneral Gürak, eğitim kurumlarının insan kaynakları seçme ve değerlendirme merkezlerinin bu amaçla ülkenin her bölgesindeki insan kaynaklarına ulaşmaya, TSK eğitim kurumlarını il il ve ilçe ilçe dolaşarak tanıtmaya, okullarda özel tanıtım konferansları vermeye büyük gayret gösterdiğini bildirdi. Tuğgeneral Gürak, TSK'nın 2009 yılında bütün illerde Milli Güvenlik derslerinde yapılan tanıtımın yanı sıra Kuvvet Komutanlıkları bünyesinde oluşturulan gezici ekipler ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri dahil olmak üzere toplam 68 ilde tanıtım konferansları düzenlediğini belirtti. Türkiye'nin eğitimdeki bölgesel farklılıklara rağmen, 2009 yılında, bu gayretlerin bir sonucu olarak istisnasız her ilden askeri liselere ve astsubay okullarına müracaat edildiğini anlatan Tuğgeneral Gürak, istatistiklerin askeri liselere alınacak bin öğrenci için 81 ilden toplam 53 bin 523 adayın müracaat ettiğini gösterdiğini kaydetti. Astsubay meslek okulları için de benzeri durumun söz konusu olduğuna işaret eden Tuğgeneral Gürak, bin 883 kişinin alınacağı okullara Türkiye genelinde tüm illerden 38 bin 432 kişinin müracaat ettiğini bildirdi. Tuğgeneral Gürak, ''Halen TSK eğitim ve öğretim kurumlarında her ilimizden öğrenci bulunmaktadır'' dedi. -İÇ GÜVENLİK OLAYLARI İç güvenlik olayları konusunda da bilgi veren Tuğgeneral Gürak, 18 Eylül 2009 tarihinden bugüne kadar geçen dönem içerisinde, iç güvenlik olayları kapsamında; bölücü terör örgütü mensubunun yakalandığını, bölücü terör örgütü mensubunun teslim olduğunu bildirdi. Bölücü terör örgütünün sivil vatandaşlara yönelik eylemlerinde bir vatandaşın hayatını kaybettiğini, dört vatandaşımız yaralandığını, bir vatandaşın kaçırıldığını belirten Tuğgeneral Gürak, dönem içerisinde, güvenliği sağlamaya yönelik olarak yapılan arazi arama-tarama faaliyetlerinde üç adet el yapımı patlayıcının bulunarak etkisiz hale getirildiğini söyledi. Tuğgeneral Gürak, BKC makinalı tüfek, Kaleşnikof piyade tüfeği, 20 kilogram plastik patlayıcı, 10 el yapımı mayın anahtar düzeneği, el yapımı mayın düzeneği ele geçirildiğini de kaydetti. Dönem içerisinde TSK tarafından 16 arama kurtarma faaliyeti yapıldığını da anlatan Tuğgeneral Gürak, Sahil Güvenlik Komutanlığınca kişinin ölü olarak bulunduğunu, denizden 130 kişinin sağ olarak kurtarıldığını bildirdi. Tuğgeneral Gürak, ''Ayrıca, 23 Eylül 2009 tarihinde Artvin ili Borçka ilçesi ile Demirciler ve Kaleköy köylerinde meydana gelen sel felaketinde, Jandarma Genel Komutanlığından yeterli personel ile helikopterler arama-kurtarma faaliyetlerine katılmıştır'' dedi. Tuğgeneral Gürak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, İspanya Genelkurmay Başkanının resmi davetlisi olarak, 27-30 Eylül 2009 tarihleri arasında, İspanya'yı ziyaret edeceğini, ziyarette, iki ülke arasındaki askeri işbirliği konularının görüşüleceğini de söyledi. Preveze Deniz Zaferi'nin 471'inci yıldönümü ve Deniz Kuvvetleri Günü nedeniyle 27 Eylül 2009 Pazar günü Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahında bir tören yapılacağını da belirten Tuğgeneral Gürak, yine aynı gün TCG Gökova Fırkateyninin, Aden Körfezinde görev yapan Birleşik Görev Kuvveti-151'e uğurlama töreninin de Gölcük'te, Poyraz Limanında gerçekleştirileceğini bildirdi. SORULAR Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler ise toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Askeri liselere ve astsubay meslek yüksek okullarına 81 ilden öğrenci alındığını belirtildi. Güneydoğu ve doğu illerinden öğrencilere pozitif ayrımcılık uygulandı mı?'' yönündeki sorusu üzerine Tümgeneral Güler, ''Yapılan tüm sınavlar bütün vilayetler için aynı orandadır. Herhangi bir ayrımcılık söz konusu değildir, hiçbir ayrım yoktur. Tamamen bütün sorular herkese aynı şekilde sorulmaktadır'' yanıtını verdi.Tümgeneral Güler, gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin bazı sorularının da yazılı olarak gönderilmesini istedi.
+
+
+
+ 583279
+ Ay'da suyun izine rastlandı
+ Ay'da suyun izine rastlandı WASHINGTON Son yapılan araştırmalar, daha önce kutup bölgeleri hariç kupkuru olduğu düşünülen Ay yüzeyinde su bulunduğunu ortaya çıkardı. NASA'nın verilerine göre, Ay yüzeyindeki toprakta ince bir film tabakası halinde su bulunuyor. Ay'ın mineral haritasını çıkarmaya yarayan M3 cihazının, yüzeyden yansıyan ışığı analizi sırasında hidrojen ve oksijene bağlı bir kimyasal elementi belirten uzun dalgalı ışınım tespit ettiği belirtildi. 25.09.2009 AKTÜEL
+
+
+
+ 583128
+ Kazım Kanat anıldı
+ Kazım Kanat anıldı güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda Spor yazarı Kazım Kanat, ölümünün birinci yıldönümünde Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı Anma törenine Kanat’ın ailesi, yakınları, meslektaşları ve sevenlerinin yanı sıra Kulübü’nü temsilen yönetim kurulu üyeleri Nedim Sarsmaz ve Şeref Yalçın, Kulüp Derneği Genel Koordinatörü Levent Çifter, Seçme ve Sicil Kurulu Başkanı Firuz Drahşan katıldı.
+
+
+
+ 583704
+ 'Çarşı'dan örnek davranış
+ OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN 'Çarşı'dan örnek davranış İSTANBUL (A.A) Beşiktaşlı taraftar grubu 'Çarşı', Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) hastası 20 yaşındaki taraftar Akif Akgün'ün tedavisi için yardım kampanyası başlattı. Taraftar grubunun internetteki 'www.forzabesiktas.com' adresli web sitesinde başlattığı kampanyaya, Galatasaraylı taraftar grubu 'Ultraslan' da internet sitesinden destek verdi. 'Çarşı'nın web sitesinde taraftarın resminin de yer aldığı bilgilendirmede, tedavi için yaklaşık 50 bin liraya ihtiyaç olduğu, Akgün ailesinin ve yakın çevresinin bu ücreti karşılamaya imkanı olmadığı vurgulandı. İnternet sitesinde ayrıca, Akgün'e yardım yapmak isteyenler için banka hesap numarası da yer alıyor. Akgün'e yardım etmek isteyenlerin, Türkiye İş Bankası'nın Bursa Koğukçınar Şubesi'ndeki '2209 0553011' numaralı Erkan Akgün hesabına para yatırabileceği bildirildi. 'ULTRASLAN'DAN DESTEK Galatasaraylı taraftarlar, ezeli rakipleri Beşiktaş'ın yardıma muhtaç sempatizanı için kendi internet sitelerinden destek verdi. Akif Akgün için başlatılan kampanyayı 'www.ultraslan.com' adresli web sitelerine taşıyan sarı-kırmızılı taraftar grubu, 'Yanındayız Akif' şeklinde başlıkla yayınladığı yardım kampanyası için hesap numarasını taraftarlarına duyurdu. 25.09.2009
+
+
+
+ 583597
+ Sözleşmesi uzatılacak futbolcuları Rijkaard belirleyecek
+ Sözleşmesi uzatılacak futbolcuları Rijkaard belirleyecekKADİR ÇETİNÇALI İSTANBUL DHA Futbol Şube Sorumlusu şu an için hiçbir futbolcunun sözleşmesini uzatmayı düşünmediklerini söyledi. Sarı kırmızılı takımın sezona girmesi ve henüz hiçbir resmi maçta yenilgi yüzü görmemesi üzerine özellikle basında bir çok futbolcunun sözleşmesinin uzatalacağı şeklinde haberler yer alıyordu. Bu haberler üzerine futbol şube sorumlusu Haldun Üstünel şu an için hiçbir futbolcunun sözleşmesini uzatmalarının sözkonusu olmadığını vurgulayarak, "Biz 3-6 hafta arasındaki performansa bakarak yenilemeyiz. Sezonun henüz başındayız. Ortada kazanılmış bir başarı ya da ulaşılmış bir hedef yok. Mukavelesi süren futbolcularımız var. Bunlar hakkındaki kesin kararı ise belirli bir zaman ölçüsünde, teknik direktörümüz verecek. Kewell ya da Nonda ile sözleşme uzatacak olursak, Rijkaard'ın raporuna göre yapacağız. Şimdilik bu konu gündemimizde yok" dedi.
+
+
+
+ 584423
+ Sezar'ın hedefi büyük!
+ Sezar'ın hedefi büyük! 25/09/09 16:44 21 Eylül'de başlayan Dünya Güreş Şampiyonasında serbestte 55 kiloda Kuzey Koreli rakibine yenilerek gümüş madalya kazanan Akgül için memleketi Amasya'da karşılama töreni düzenlendi. Çorum-Mecitözü yol kavşağında karşılanan milli güreşçi, bir süre omuzlarda taşındı. Akgül, daha sonra kent merkezine kadar Türk bayrakları ile süslenmiş araç konvoyu ile şehir turu attı. Akgül, 10 yıldır güreş yaptığını belirterek, Dünya Şampiyonası öncesi Ankara'da sıkı bir kamp ve çalışma dönemi geçirdirdiğini, bunun sonucunda da başarı elde ettiğini söyledi. Asıl hedefinin 2012 Londra Olimpiyatları olduğunu kaydeden Akgül, ''Hedefim 2012 Londra Olimpiyatlarında ülkeme altın madalya kazandırmak. Hedefime ulaşmak için ise çok çalışacağım'' şeklinde konuştu.
+
+
+
+ 584190
+ Osmanoğlu'nun istirahatgahı hazır
+ İstanbul Türbeler Müzesi Müdürü Hayrullah Cengiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 23 Eylül 2009 tarihinde vefat eden Osman Ertuğrul Osmanoğlu'nun II. Abdülhamit'in oğlu şehzade Burhaneddin Efendi'nin torunu olduğunu söyledi. Osmanoğlu'nun vefatının ardından eşi Zeynep Osmanoğlu'nun kendilerine başvurarak II. Mahmut Türbesi'nde ya da haziresinde eşinin defnedilip edilemeyeceğini sorduğunu ifade eden Cengiz, ''Kendisine türbede uygun yer olmadığını, ancak haziresinde yer çıkabileceğini ifade ettik. Kendisi gelip burada yer tespiti yaptıktan sonra gerekli yazışmalar, yasal süreç başlatıldı. Şu anda defin için gerekli her şey hazır. İlgili yasal işlemlerin bitmesini bekliyoruz. Bakanlar Kurulu kararı alındıktan sonra defin işlemi gerçekleştirilecektir'' dedi. Cengiz, 1840 yılında yaptırılan II. Mahmut Türbesi'nde şu anda Osmanlı sultanları II. Mahmut, Abdulaziz ve II. Abdülhamit'in mezarlarının bulunduğunu hatırlattı. Söz konusu türbe ile yanındaki Nef-i Fidan Sultan Türbesi'nde toplam 30 hanedan mensubunun mezarının bulundu��unu kaydeden Cengiz, ''II. Mahmut Türbesi Haziresi'nde ise dönemin önemli paşaları, sadrazamları, kaptan-ı deryaları ve Osmanlı hanedanından bazı şahsiyetler defnedilmiştir. Buradaki toplam mezar sayısı da yaklaşık 150 civarındadır'' diye konuştu. Cengiz, ''Gelecekte hanedan üyelerinden buraya defnedilmek isteyen olursa türbede yer var mı?'' sorusu üzerine, hazirede birkaç mezar yeri daha bulunduğunu belirterek, ''Yer müsait olduğu sürece gelecekte yapılacak definler konusunda bizim için herhangi bir sıkıntı yok. İnsanların en tabi haklarından biri yakınlarının yanına defnedilmektir'' dedi. Bu arada, İstanbul Mezarlıklar Müdürlüğüne bağlı görevlilerin Cağaloğlu'ndaki II. Mahmut Türbesi Haziresi giriş kapısının karşısında mezar kazdıkları ve çevrede gerekli düzenlemeleri yaptıkları görüldü. -OSMAN ERTUĞRUL OSMANOĞLU- II. Abdülhamit'in oğlu şehzade Burhaneddin Efendi'nin oğlu olan Osman Ertuğrul Osmanoğlu, 18 Ağustos 1912 tarihinde Yıldız Sarayı'nda doğdu. Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı hanedanının bütün fertlerinin Türkiye'den sürgün edilmesi nedeniyle babası ve kardeşiyle birlikte Viyana'ya yerleşen Osmanoğlu, 1933 yılında babasıyla birlikte ABD'ye gitti. Babasının 1949 yılında vefatından sonra 1952 yılında Kanada merkezli bir madencilik şirketi kuran Osmanoğlu, 1991 yılında Osmanlı hanedanı ile benzer bir akıbeti paylaşan Afgan kraliyet ailesinden Prens Abdulfettah Tarzi ve Dr. Pakize Tarzi'nin kızı Zeynep Tarzi ile evlendi. Türkçe'nin yanı sıra akıcı bir şekilde İngilizce, Almanca ve Fransızca konuşan, İtalyanca ve İspanyolca da anlayan Osmanoğlu, 1974 yılında yürürlüğe konulan af kapsamında 1992 yılında Türkiye'ye geldi ve 2004 yılı içinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını aldı. Osman Ertuğrul Osmanoğlu, ''Osmanlı Hanedanının Reisi'' ve ''Son Osmanlı'' olarak da anılıyordu.
+
+
+
+ 584577
+ Hayyam Garipoğlu gözaltında
+ Sultan Ahmet Adliyesi'ne sevk edilen Nida Garipoğlu'nun şoförü Ahmet Batur'un ifadesinde Cem Garipoğlu'nun bir gün saklandığı Beylikdüzü'ndeki evden babası Mehmet Nida Garipoğlu ile amcası Hayyam Garipoğlu tarafından götürüldüğünü iddia etti. Batur'un iddiası üzerine savcılığın talimatı ile Hayyam Garipoğlu gözaltına alınarak Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Geceyi şubede geçirecek olan Hayyam Garipoğlu'nun yarın adliyeye sevk edileceği öğrenildi. kişi tutuklandı Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı Cem Garipoğlu'na firarı sırasında yardımcı oldukları öne sürülen kişilere yönelik çalışmada gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen kişiden 3'ü tutuklandı. Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi'nde, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Faruk Erşen Yılmaz tarafından sorgulanan kişiden H.Ç. serbest bırakılırken, katil zanlısı Cem'nin babası Nida Garipoğlu'nun şoförü Ahmet Batur, aile şirketinin satın alma müdürü Mehmet Karakayalı, ve şirket çalışanı Habip Kurt nöbetçi mahkemede hakim karşısına çıktı. Makeme, bu kişilerin tutuklanmasına karar verdi. Hayyam Garipoğlu sağlık kontrolünden geçirildi Münevver Karabulut cinayeti soruşturması kapsamında gözaltına alınan iş adamı Hayyam Garipoğlu, sağlık kontrolünden geçirildi. Alınan bilgiye göre, cinayetle ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısının talimatı üzerine gözaltına alınan Garipoğlu, Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Burada sağlık kontrolünden geçirilen Garipoğlu, ardından Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirildi. 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 583193
+ Daum artık golü değil savunmayı düşünüyor
+ Alman teknik adam, daha önce Sarı-Lacivertli ekibin başında görev yaptığı sezona oranla kalesini iyice sağlama aldı. Bu sezonun ilk haftasında gol yiyen Daum'lu Fenerbahçe, şu anda ligde en az gol yiyen takım unvanını da elinde bulunduruyor. Sarı-Lacivertli takım Alman hoca ile ilk haftalar itibarıyla 2003-04 sezonunda gol, 2004-05'te gol, 2005-06'da ise gol yemişti. Savunmanın göbeğinde oynayan Lugano-Bilica ikilisinin henüz tam randıman verememesine rağmen Fenerbahçe'nin kalesinde sadece gol görmesi Daum'u zorlu maraton öncesi umutlandırıyor. Defansif anlamda kendini önceki sezonlara göre toparlayan Daum'lu Fenerbahçe, buna karşılık gol yollarında suskun kaldı. Şu ana kadar ligde 12 gol kaydeden Sarı-Lacivertliler, Alman hoca ile en düşük gol performansına ulaştı. Daum'un Fenerbahçe'si ilk haftalar boyunca rakip fileleri 2003-04 sezonunda 15, 2004-05'te 16 ve 2005-06'da ise 13 kez havalandırmıştı. Alman çalıştırıcının ilk döneminde gollerin büyük bölümünü duran top organizasyonlarından atan Sarı Kanaryalar, şimdiye kadar bu özelliğini kaybetmiş görünüyor. Özellikle tecrübeli teknik adamın geçmiş sezonların tersine takımı çift forvet yerine tek santrforla oynatması Fenerbahçe'nin gol sayısını azalttı. Ayrıca Daum'un önceki görevinde özellikle kornerleri daha verimli kullanıp başta Brezilyalı stoper Luciano olmak üzere kafa golleri bulan Fenerbahçe, şu anda daha çok kanat akınları ile rakip kalede etkili oldu. Fenerbahçe'nin II. Daum dönemindeki en büyük başarısı ise hiç şüphesiz oynadığı maçı da kazanması. Daum'lu Kanarya bu hafta da Antalya- spor'u mağlup ederse, 1964-65 sezonunda maç üst üste kazanan Oscar Hold yönetimindeki Sarı-Lacivertli takımın rekorunu egale etmiş olacak. Böylece Daum, İngiliz meslektaşı Hold'un rekoronu kırmak için 8. haftadaki Gençlerbirliği maçını beklemeye başlayacak. Fenerbahçe karşılaşmadan da galip çıktığı takdirde lig tarihinin en iyi başlangıcını yapan takım unvanını alacak. Ali Şen: G.Saray, Fener'den daha iyi Fenerbahçe Kulübü'nün eski başkanlarından Ali Şen, Sarı-Lacivertli taraftarın şu anki protestosunu Galatasaray'ın Fenerbahçe'den daha iyi futbol oynamasına bağladı. Türk Kalp Vakfı'nın 10. Dünya Kalp Günü dolayısıyla düzenlediği etkinliğe katılan Ali Şen, "Galatasaray, Fenerbahçe'den daha iyi futbol oynamasaydı bu protestolar olmazdı." dedi. Efsane başkan bir gazetecinin "Alex mi, Elano mu daha kaliteli?" şeklindeki sorusuna ise "Farklı özelliklere sahipler. Ama ben Alex'i tercih ederim." diye cevap verdi.
+
+
+
+ 583713
+ Borsa, ilk yarıda geriledi
+ Endeks, seansın saat 30 dakikalık bölümünü, önceki ikinci seans kapanışına göre 504,26 puan azalarak 47.476,05 puandan geçti. Hisse senetleri bu seviyede ortalama yüzde 1,05 değer kaybetti. İlk bölümde işlem hacmi ise 506 milyon lira olarak gerçekleşti.
+
+
+
+ 583875
+ Uyuşturucuyu midesinde taşırken yakalandı
+ Uyuşturucuyu midesinde taşırken yakalandı Aydın’ın ilçesinde, uyruklu kişi, midesinde taşıdığı maddeyle yakalandı. Kuşadası Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, yabancı uyruklu bir kişinin ilçeye uyuşturucu madde getireceği ihbarı üzerine operasyon başlatıldı. İlçe ve Organize Suçlarla Mücadele Grup Amirliği ekiplerinin şehirlerarası otobüs terminalinde düzenlediği operasyonda, Somali uyruklu J.M. (32) gözaltına alındı. Üst aramasında uyuşturucu madde bulunmayan zanlı, önce Kuşadası Devlet Hastanesine, buradan da Söke Devlet Hastanesine gönderildi. Ultrason ve tomografi cihazlarıyla yapılan kontrol sonucu, zanlının midesinde kapsül içinde 47 gram bulunduğu belirlendi. "Uyuşturucu madde kuryeliği" iddiasıyla adli makamlara sevk edilen J.M, tutuklanarak Söke Cezaevine gönderildi. Açıklamada "Halkımızın huzur ve güveni için İçişleri Bakanlığımızın ve valiliğimizin direktifleri doğrultusunda her türlü suç ve suçluyla mücadelemiz etkin şekilde sürecektir" denildi.
+
+
+
+ 584302
+ İran'ın 2. uranyum tesisi doğrulandı
+ UAEK sözcüsü Marc Vidricaire, İran'ın Pazartesi günü kuruma gönderdiği mektupta "pilot tesis" olarak nitelendirdiği yeni bir uranyum zenginleştirme tesisinin yapım aşamasında olduğu konusunda bilgi verdiğini söyledi. Mektupta, tesiste sivil kullanım amaçlı enerji üretmek için yeterli olan seviyenin üzerinde uranyum zenginleştirilmeyeceğinin belirtildiğini kaydeden Vidricaire, "İran tesise hiçbir nükleer malzemenin sokulmadığını da bildirdi" dedi. Vidricaire, İran'dan derhal konuya ilişkin spesifik bilgi ve tesisi mümkün olduğunca hızlı bir şekilde denetleme imkanı tanınmasının istendiğini de söyledi. Bu arada, adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, yeni tesisin Tahran'ın 160 kilometre güneybatısında bulunduğunu ve bin santrifüjlü santralin gelecek yıl faaliyete geçebileceğini ifade etti. Diplomatik kaynaklar, İran'ın UAEK Başkanı Muhammed El Baradei'ye Pazartesi günü gönderdiği bir mektupta, ikinci bir uranyum zenginleştirme tesisinin yapım aşamasında olduğunu bildirmişti. Natanz'da bir uranyum zenginleştirme tesisi bulunduğu bilinen İran'a, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurmadığı ve nükleer faaliyetlerinin atom bombası geliştirmeye yönelik olduğuna ilişkin kuşkuları gideremediği gerekçesiyle BM yaptırımları uygulanıyor.2009-09-25 16:59:07 oturup beklemeli,agamız abd ne zaman izin verecekde nükleer tesis kuracagız diye öylemi hayır. bu silahları hemen yapmalıyız .bunu önce ülkemizin gelecegi için yapmalıyız abd zaten bitişe gidiyo,milyonlarca kızılderili,yetmedi daha fazla müslüman katliamı ee yollar bitişe gider devran dönecek sıra bize gelecek etme bulma dünyası bilal aykun
+
+
+
+ 583171
+ Avşar'a soruşturma açan savcı emekliliğini istedi
+ Hülya Avşar'ın yayımlanan röportajındaki ifadeleri sakıncalı bulduğu için hem Avşar kızına hem de muhabire soruşturma açan Çakır, bundan sonraki hayatını noterlik yaparak geçirecek. Burdur'un Bucak ilçesinde noterlik yapma hakkı kazanan Çakır, savcılık görevinden emekliye ayrılmak için Adalet Bakanlığı'na dilekçe verdi. Soruşturma açıldığının kamuoyuna yansıması sonrası konuşan Hülya Avşar, sözlerinin sonuna kadar arkasında olduğunu belirtmiş ve bundan sonra da açıklamalarını sürdüreceğini söylemişti. Soruşturma nedeniyle kamuoyundan yargı makamlarına büyük tepki geldi. Özellikle sanat camiası düşünce özgürlüğüne mani olunduğu gerekçesiyle uygulamaya karşı çıktı. Ali Çakır'ın ismi geçmişte de gazeteci Şamil Tayyar'a açılan Ergenekon soruşturması süreciyle ilgili davanın iddianamesini hazırlamasıyla gündeme gelmişti. İSTANBUL ZAMAN SANATÇILARDAN AVŞAR'A DESTEK LALE MANSUR Hülya Avşar'ın kin,nefret ve düşmanlığa sebep olacak konuşmalarda bulunduğuna inanmıyorum. Bu olayla bazı kimseler Avşar'ın sırtından meşhur olmak istiyor diye düşünüyorum. Asıl bölücülerin kanalları dolaşarak "Kürtler bizimle Çanakkale'de savaşmadı" diyenlerin olduğu düşüncesindeyim. Aklı olan herkes bu süreci desteklemeli. Zaten Bahçeli ve Baykal dışında kimse karşı çıkmıyor. Sanat camiası olarak soruşturmaya uğrasak dahi görüşlerimizi anlatmaktan vazgeçmeyeceğiz. BİROL GÜVEN Hülya Avşar'ın röportajında katıldığım ve katılmadığım noktalar var ama bir sanatçının düşüncelerini özgürce dile getirebilmesi gerekir. Ben bu konuya sadece bir sanatçının düşüncesini ifade edip edemediği açısından bakıyorum. Dediklerinin analizini yapmak istemiyorum. Ben barıştan yana olan her şeyi iyi niyetli karşılıyorum. Açılım çabalarını da iyi niyetli bir çaba olarak görüyorum.
+
+
+
+ 584211
+ Kasımpaşa'ya karşı Beşiktaş ciddiyeti
+ Kasımpaşa'nın ligdeki konumuna aldanılmaması gerektiğini bildiren Miraboğlu, şunları söyledi: ''Kasımpaşa'nın şu an ligdeki konumu aldatıcı olmamalı. Bence, Kasımpaşa çok güçlü bir takım. Bu nedenle bu maçı çok önemsiyoruz. Beşiktaş maçındaki ciddiyetle hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Futbol ciddi bir iştir ve gevşeklik götürmez. Beşiktaş maçı galibiyeti nedeniyle takımımızda rehavet olmaması için işimizi ciddiye alıyoruz. Her maça puan için çıkıyoruz. Kasımpaşa maçında da aynı ciddiyetle mücadele edip puan almak istiyoruz.'' Kayserispor'un ligde hedefleri olan bir takım olduğunu, ligin üst sıralarını zorlamak için her maça galibiyet için çıktıklarını kaydeden Miraboğlu, Kasımpaşa maçı ile birlikte galibiyet serisi yakalamak istediklerini belirtti. Takımda uzun süredir sakatlıkları bulunan Eren, Abdullah ve Merter'in sakatlıklarının sürdüğünü hatırlatan Miraboğlu, Beşiktaş maçında sakatlanan Saidou'nun da Kasımpaşa maçında forma giyemeyeceğini bildirdi. Taraftar desteğine ihtiyaç duyduklarını da vurgulayan Miraboğlu, ''Takımımız her geçen gün performansını artırıyor. Futbolcular takıma uyum sağladıkça başarımız artıyor. Bundan sonra daha iyi başarılar ortaya koyacağız. Bunun için taraftarımızın desteğini bekliyoruz.Taraftarımız takımımızı yalnız bırakmazsa performansımızı daha da artıracağımıza inanıyorum'' diye konuştu.
+
+
+
+ 584123
+ 15:24 ÖTV avantajının son günlerinde trafik hızlandı
+ ÖTV avantajının son günlerinde trafik hızlandı Önlem paketi kapsamında hayata geçirilen otomobilde yüzde 10’luk özel tüketim vergisi (ÖTV) avantajının son günlerinde satışların hızlandığı bildirildi. Opel ve Chevrolet’nin Bursa’daki bayisi Neskar’ın satış müdürü Mehmet Araz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekonomik önlem paketi kapsamında ilk başta otomobilden alınan ÖTV’nin yüzde 37’den yüzde 18’e indirildiğini söyledi. Paketin uygulamaya girdiği günden itibaren satışlarda adeta patlama yaşandığın, firmaların stoklarının tükendiğini dile getiren Araz, “O dönemlerde fabrikada üretim aşamasındaki otomobiller bile satıldı. Haftalar sonrasına gün vermek zorunda kaldık” dedi. ÖTV’nin yüzde 27’ye çıkarılması ile birlikte satışların kesildiğini vurgulayan Araz, şöyle devam etti: “Bir de haziran-temmuz-ağustos ayı olunca satışlar çok düştü. Satışlardaki durağan dönemi geride bıraktık. Vatandaşlar, yüzde 10’luk ÖTV avantajını ve kredi faizlerinin düşmesini iyi değerlendirmek istiyor. 2010 modellerinin piyasaya sürüldüğü bu dönemde böylesine fırsat gerçekten de kaçırılmamalı. Bankalar kredi faiz oranlarını yüzde 1,18’e kadar çekti. Satışlarımızda trafik oldukça hızlandı. Showroomlarımıza gelenlerin sayıs�� giderek artıyor.” Mehmet Araz, otomobillerde yüzde 10’luk avantajın ile bin lira arasında bir indirim anlamına geldiğini belirterek, “30 Eylüle kadar bu canlılık sürer. Sonrasında neler olacağını kestirmek çok da zor değil. ÖTV sona erdiğinde satışlar duracaktır. Birçok kişi, bizlere ÖTV’nin uzatılıp uzatılmayacağını soruyor” dedi. “HAREKETLİLİK BAYRAM ÖNCESİNDE BAŞLADI”Renault Mais Bursa Şube Müdürlüğü yetkilileri de bayram öncesinde başlayan hareketliliğin artarak sürdüğünü, satışlarının oldukça hızlı gittiğini söyledi. Mevcut stokların tekrar erimeye başladığını vurgulayan yetkililer, “Vatandaşlar, ÖTV indiriminin devam etmesini ya da hurda indiriminin getirilmesini bekliyor. Bize hurda teşviğinin ne zaman çıkacağını soruyorlar. Vatandaşlar da sektör temsilcileri de 30 Eylül sonrasını merak ediyor” dedi. Yetkililer, yüzde 10’luk ÖTV avantajı ve kampanyalar sayesinde bazı otomobillerin fiyatlarının 17 bin liranın altına indiğini belirterek, “Genellikle düşük fiyatlı araçlar satılıyor. 17 bin liranın altında yeni bir otomobil de birçok kişiye oldukça cazip geliyor” diye konuştu. Fiat’ın Bursa’daki yetkili satış bayisi Banoto Otomotiv Ticaret A.Ş yetkilileri de gün içinde bütün satış elemanlarının müşterilerle ilgilendiğini ifade ederek, otomobilde ÖTV avantajı için haftadan az bir zaman kaldığını, vatandaşların bu fırsatı kaçırmak istemediğini bildirdi. Yetkililer, satışların bekledikleri düzeyde çok iyi olduğunu vurgulayarak, “Satış elemanlarımız için ’başlarını kaşıyacak vakitleri yok’ desek yeridir. Oldukça yoğun günler geçiriyoruz. Umarız bu hareketlilik yeni bir paketle 30 Eylülden sonra da sürer” diye konuştu.
+
+
+
+ 583064
+ Zelaya: Hükümetle diyalog süreci başladı
+ Zelaya: Hükümetle diyalog süreci başladı 25.09.2009 Ülkesine gizlice dönen ve Brezilya Büyükelçiliği'ne sığınan Honduras'ın devrik lideri Zelaya görevdeki geçici hükümetin bir temsilcisiyle görüştüğünü açıkladı Honduras'ta, askeri darbeyle iktidardan düşürülerek sürgüne gönderilen ve gizlice ülkesine girerek Brezilya Büyükelçiliği'ne sığınan devrik Devlet Başkanı Manuel Zelaya ile görevdeki geçici hükümet arasında görüşmelerin başladığı bildirildi. Manuel Zelaya, Radio Globo'ya yaptığı açıklamada, geçici hükümetin adını vermediği bir temsilcisiyle biraraya geldiğini ve ülkenin içinde bulunduğu siyasal krizi sona erdirmeyi amaçlayan bir diyalog sürecinin başladığını söyledi. Her iki taraf için de henüz bir gelişme olmadığını belirten Zelaya, görüşmeyi de, "barışçı bir çözümün bulunmasının başlangıcı" olarak tanımladı. Zelaya, gelecek hafta da iş dünyası toplum liderleriyle biraraya gelmeyi planladığını kaydetti. Öte yandan 300 diplomat, gazeteci ve desetekçisiyle Brezilya Büyükelçiliği'ne sığınan Zelaya'nın bisküvi, pirinçle beslendiği, yerde uyuduğu aktarıldı. Elçiliktekiler, su kesildiği için ise banyo yapamıyor.
+
+
+
+ 583350
+ Genç aşıkları ayırıyorlar
+ BEKİR HAZAR Genç aşıkları ayırıyorlar Mehmet Aslantuğ ve Özgü Namal'ın rol aldığı Hanımın Çiftliği'nde, Muzaffer Bey, Zaloğlu'nun Güllü'yü almasını kabul etmiştir. Bu haber, hem Zaloğlu'nu hem de Cemşir ve yandaşlarını rahatlatmıştır. Güllü, Zaloğlu ile kesin evlendirilecektir. Güllü'nün ise tek bir çaresi vardır, da kaçmak. Bu durum Kemal ve Güllü'yü tahminlerini aşan bir noktaya sürükler. Artık geri dönüş yoktur. Durumu fark eden Cemşir, Hamza ve Reşit hiç vakit kaybetmezler. KANAL TELEVİZYON
+
+
+
+ 584295
+ ‘Al ya da Öde’nin Türkiye’ye maliyeti 500 milyon dolar olacak
+ ‘Al ya da Öde’nin ’ye maliyeti 500 milyon dolar olacak sonrasında düşen tüketimi, ile ’la yapılan anlaşmaların içeriğinde yer alan “al ya da öde” yükümlülüğü nedeniyle ’ye 500 milyon dolar civarında maddi külfet getirmesi bekleniyor. Uzmanları 2009 yılı için yaklaşık 37 milyar metrekübü aşkın doğalgaz kullanılmasının öngörüldüğünü belirterek, ancak krizle birlikte tüketimin düştüğünü, yıl sonu itibariyle tüketimin 35 milyar metreküp civarında olmasının beklendiğine dikkat çekti. milyar metreküplük bir fazlalık olacağını ifade eden uzmanlar, bunun Türkiye’ye 500 milyon dolarlık ek maliyetinin olacağını dile getirdi. Uzmanlar, diğer piyasa oyuncularının da Türkiye’ye gaz getirmesi halinde miktarın daha da artacağı uyarısında bulunurken, Enerji Bakanlığı “al ya da öde” yükümlülüğünün düşürülmesi ve iki veya üç yıl ertelenmesi için Rusya ve İran ile görüşmeler yapacak.
+
+
+
+ 584266
+ Federer Uzakdoğu turnuvalarında yok
+ Teniste dünyanın numarası Açık ve Şangay Masters turnuvalarından çekildiğini açıkladı. Federer, dinlenmek amacıyla gelecek yapılacak Açık ve Şangay Masters turnuvalarından çekildi. İsviçreli tenisçi, çekilme kararını çok zor verdiğini söyleyerek, "ekibim ve doktorlarımla yaptığımız istişarelerden sonra çekilmeye karar verdim" dedi. Bu yıl Wimbledon'da altıncı şampiyonluğuna ve hiç kazanamadığı Açık'ta mutlu sona ulaşan Federer, "bu dinlenmem için önemli bir şans. Önümüzdeki zor yıl için fiziksel olarak kendimi rehabilite edebilmem, yenilenmem lazım" diye konuştu. Son olarak Açık finalinde Juan Martin Del Potro'ya yenilen Federer, bu yıl dünya klasmanında numarayı 'dan geri almıştı.
+
+
+
+ 583026
+ Lisede kampüs sistemi
+ Lisede kampüs sistemiSEYİT ERÇİÇEK İstanbul DHA güncellenme zamanı 25.9.2009Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı, bu yıl 10 bin öğrencinin bu liseyi tercih ettiğini söyledi. hep yanınızda Ticaret Meslek Lisesi’nde bu yıl, her öğretmenin bir sınıfı olacak, öğrenciler derslerine göre bu sınıflara gidecek Ticaret Meslek Lisesi, bünyesine katılan 90 öğrenciyle birlikte 2009-2010 öğretim yılına başladı. ’deki Aydın Doğan Ticaret Meslek Lisesi’nde dün yeni eğitim öğretim yılının başlaması nedeniyle bir tören düzenlendi. Törene öğrenciler ve çok sayıda veli katıldı. Açılış konuşmasını yapan Okul Müdürü Haldun Koçer, yeni eğitim öğretim yılıyla birlikte birçok yeniliğe de adım attıklarını söyleyerek, kampüs sistemine geçildiğini belirtti. Artık öğrencilerin belirli bir sınıfının olmadığını söyleyen Koçer, “Her öğretmenin bir sınıfı olacak. Öğrenciler derslerine göre öğretmenlerinin yanına gidecek” dedi. Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı ise, bu yıl 10 bin öğrencinin Aydın Doğan Ticaret Meslek Lisesi’ni tercih ettiğini belirterek, “Bu yılki yoğun talep hepimizi mutlu etti. Ancak 90 öğrenci okumaya hak kazandı. İletişim sektörü hızla gelişiyor. Biz de Aydın Doğan Vakfı olarak sizlerin iyi birer birey olabilmesi için elimizden geleni yapıyoruz” diye konuştu. Etik değerlerin toplumun temel taşı olduğunu belirten Fetvacı, “Genç iletişimciler olarak sizin kutup yıldızınız bu değerleriniz olmalıdır. Dünya artık her an her gün avucunuzun içinde. Bunu değerlendirebilmek için analitik ve etik bir yaklaşımla gelen bilgiyi artırmalısınız. Biz Aydın Doğan Vakfı olarak her zaman sizin yanınızdayız” diye konuştu.
+
+
+
+ 582851
+ Erdoğan BM Güvenlik Konseyi zirvesinde konuştu
+ Erdoğan BM Güvenlik Konseyi zirvesinde konuştuBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz, kitle imha silahlarına sahip olmanın bu çağda hiçbir ülkeye ilave güvenlik sağlamadığı görüşündeyiz'' dedi. Erdoğan, ''Bilakis bu silahlar bölgesel güvenlik ve istikrara zarar veriyor, bu nedenle Türkiye özellikle Orta Doğu'da olmak üzere kitle imha silahlarından arındırılmış bölgeler tesisine yönelik bütün ciddi adımlara önem atfetmekte ve desteklemektedir'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, New York'ta, BM Güvenlik Konseyi'nin liderler düzeyindeki zirvesinde yaptığı konuşmada, ''Nükleer teknolojiye duyulan itimadın, emniyet önlemlerinin kuvvet ve güvenirliği birebir irtibatta olduğundan kuşku yoktur'' dedi. Erdoğan, şunları kaydetti: ''Nükleer emniyet seviyesinin dünya genelinde artırılması ve idamesi de kuşkusuz önem taşıyor. Diğer yandan nükleer terörizm ve nükleer maddelerin yasa dışı ticareti de küresel bir ortak taahhütle karşı konulması gereken ciddi bir güvenlik tehdididir. Bu çerçevede, mevcut BM ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Sözleşmeleri'nden ve ilgili çok taraflı enstrümanlardan da yararlanmak suretiyle kapsamlı bir yaklaşım benimsemeliyiz. 1540 Sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı ve onun etkin biçimde uygulanması da bu nedenle büyük önem taşımaktadır. Ben bu vesileyle oylayacağımız karar tasarısını bu anlayışla destekliyoruz.'' ERDOĞAN: ''NÜKLEER SİLAHSIZLANMA KONUSU ADIM ADIM İLERLEYEN VE AYNI ZAMANDA SÜREKLİLİK ARZ EDEN BİR YAKLAŞIM GEREKTİRİYOR'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Nükleer silahsızlanma konusu adım adım ilerleyen ve aynı zamanda süreklilik arz eden bir yaklaşım gerektiriyor'' dedi. Başbakan Erdoğan, New York'ta, BM Güvenlik Konseyinin liderler düzeyindeki zirvesinde yaptığı konuşmada, bu zirvenin nükleer silahlanma, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve nükleer güvenlikle bağlantılı konuları en üst düzeyde ele alma imkanını verdiğini söyledi. Bugünkü oturumu yerinde ve zamanlı bir toplantı haline getiren son derece önemli meseleler olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bu konuda insanlığa karşı ortak sorumluluğumuz var. Sayın Başkan (Obama'ya hitaben) 40 yıl önce nükleer tahribat tehdidi insanlığın ufuklarını bugünküne kıyasla daha fazla karartmaktayken dünya liderleri bir araya gelip 20. yüzyılın tartışmasız en önemli anlaşmalarından biri olan Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nı ortaya çıkarmıştır. Bu anlaşma çok önemlidir, zira insanlığın barış ve güvenliğe duyduğu evrensel ve temel arzuyu yansıtıyor. Bugün bu anlaşma nükleer ve genel silahsızlanma, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve nükleer enerjinin barışçıl kullanımı şeklindeki ana dayanağı ile geçerliliğini ve vazgeçilmezliğini 40 yıl önceki kadar koruyan bir anlaşmadır. Geçen zaman zarfında bu çerçevede bir çok önemli işler başarılmıştır. Ne var ki anlaşma rejiminin bütünlüğünün ve geçerliliğinin güçlendirilmesi ihtiyacı mevcuttur.'' ÇEKİRDEĞİ BÖLÜNEBİLİR MADDE ÜRETİMİNİN YASAKLANMASI Erdoğan, uluslararası toplumun yeniden harekete geçeceğine ve anlaşmanın gelecek yıl yapılacak Gözden Geçirme Konferansı'na giden süreçte, bu hedefe yönelik yeni girişimler doğuracağına olan inancının tam olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: ''Nükleer silahsızlanma konusu adım adım ilerleyen ve aynı zamanda süreklilik arz eden bir yaklaşım gerektiriyor. Nükleer silah sahibi devletin ellerindeki nükleer silahları topyekun biçimde imha etme yolunda ortaya koydukları kati taahhüt anlaşmanın en büyük başarılarından biridir. Bu sorumluluk anlaşmanın 6. Maddesi ve 2000 yılında üzerinde anlaşılan nükleer silahsızlanma amaçlı 13 pratik adımın üzerine koymak suretiyle şimdi yerine getirilmelidir. Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması'nın yerini alacak hukuki bağlayıcılığı haiz ikinci bir anlaşma yapılması yolundaki çabaları bu anlayışla memnuniyetle karşılıyor ve destekliyoruz. Nükleer silahsızlanma alanında geriye çevrilemez ilerlemeler kaydedilmesi, anlaşmanın diğer iki dayanağını da kuvvetlendirecektir. Özellikle çekirdeği bölünebilir madde üretiminin yasaklanmasına matuf bir anlaşmanın müzakerelerine Silahsızlanma Konferansı'nda başlanması yine üzerinde durduğumuz bir konudur.'' Erdoğan, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın, nükleer teknolojinin güvenli ve barışçıl kullanımını ilerletme çerçevesindeki rolünün güçlendirilmesinin de yine önem verdikleri başka bir konu olduğuna işaret ederek, ''Bütün bunların yanında Türkiye güvence denetimleri yükümlülüklerini harfiyen yerine getirmekte olan ülkelerin anlaşmada kayıtlı hakkını kullanmak suretiyle sivil nükleer teknolojilere kısıtlamasız biçimde erişmesi gerektiği düşüncesindedir'' diye konuştu.
+
+
+
+ 583149
+ Değişen zamanın peşinde
+ Şu sıralar meraklısının TürkMax kanalında yakalayabileceği bu film, Esmer'in sonradan çekeceği "11'e 10 Kala"nın hamurunu da oluşturuyor aslında. Yalnız bu da değil. Esmer'in 2002 tarihli orta metraj (46 dk.) belgeseli "Koleksiyoncu"nun adını da anmamız gerek burada. Aklınıza gelen ne varsa 'toplayan' amcası Mithat Esmer'in öyküsüydü filmde anlatılan. İşte Esmer, "11'e 10 Kala"da yine kendi amcası Mithat Esmer'den kendisini oynamasını istemiş ve onun bu koleksiyonculuk merakının etrafını çevreleyecek enfes bir öykü yazmış. Amcasının filmdeki dört dörtlük performansı ise yeğeninin yüzünü kara çıkarmadan tamamlanıyor. Özellikle 17 Ağustos depremi sonrası sinemamıza sinen "deprem korkusu" burada da öykünün rotasını belirleyen ana etkenlerden. Emniyet Apartmanı sakinleri, binalarının depreme karşı dayanıksız olduğunu öğrenince soluğu apartmanın huysuz ihtiyarı olarak gördükleri Mithat Bey'in kapısında alırlar. Zira onların binanın yıkılıp yerine daha modern bir sitenin dikilmesi isteklerine karşı çıkabilecek tek kişi odur. Mithat Bey'in çılgınca bir toplayıcılık merakı vardır. Ekmek etiketlerinden içki şişelerine, gazeteden ansiklopedi fasiküllerine dek akla gelebilecek envai çeşit şeyle doludur evi. Koleksiyonu uğruna eşinden vazgeçmiş, onlarca yıl içerisinde hayatına bu koleksiyondan daha kıymetli bir şey girmesine de müsaade etmemiştir. Ne var ki, Mithat Bey yol ayrımındadır. Olur da binaları yıkılırsa, biriktirdiği her şeyin sonu demektir bu. Kendisinin ve biriktirdiklerinin kara yazgısını değiştirmek için son bir gayretle apartmanın kapıcısı Ali'den (son derece ölçülü bir kompozisyon çizen Nejat İşler) koleksiyonunun eksik parçalarını tamamlaması için yardım ister. Bu yolda Karaköy veya Kadıköy'deki tozlu sahaf raflarında kaybolacak Ali'nin hayatında da yepyeni bir dönem başlamak üzeredir. İSTANBUL'UN DEĞİŞEN YAZGISININ ÖYKÜSÜ Bir kere şunu söyleyelim: "11'e 10 Kala" çok katmanlı bir film. İyi vakit geçirmenizi, Mithat Bey'in 'doğal' performansına kimi zaman kahkahalarla gülmenizi sağladığı gibi, arka planda aslında trajik, kara bir komediden beslenen bir "devir değişiyor" mesajı da barındırıyor. Esmer'in de söyleşilerinde belirttiği gibi, film aslında İstanbul'un el değiştirmesinin, değişmekte olan yazgısının öyküsü. Göçle gelen ve ağırlıklı olarak kapağı hizmet sektörüne atan bir sınıf ile eski İstanbul'un "beyefendi" kuşağının bir nevi bayrak teslimi bu film. Mithat Bey'in dört bir yanı, gözlerini para bürümüş yeni bir kuşakla çevrili: Apartman yöneticisi, koleksiyonuna göz dikmiş torunu Ömer (bu rolde Tayanç Ayaydın yine parlak bir netice alıyor) ve elbette kapıcı Ali... Esmer'in de tespit ettiği gibi, bu şehre son 30-40 yılda akın akın gelen 'avcı' kültürün, 'toplayıcı' kültürün mezarına son toprağı serpiştirmesinin hikâyesi "11'e 10 Kala". Belki de kuşaklarının tanık olduğu yokluktan, hep biriktirmiş, hep üretmiş, hatta icat etmiş (evet, Mithat Bey aynı zamanda bir mucit) bir kuşağın yerini lümpen, yegâne amacı 'yırtmak' olan yeni bir kuşağın alışının... Lakin, tüm bu imleri düşerken Esmer'in yargılayıcı, suçlayıcı olmaktan sonuna kadar kaçındığını, belki de belgeselcilikten (ya da "belgecilikten" diyelim: Bu da bir çeşit "toplama" değil midir?) geldiği için, "tanık" önlüğünü asla üstünden çıkarmaması ve bize de çıkarttırmaması dikkat çekiyor. Kaldı ki, yalnızca İstanbul'a gelen göçmenlerin değil, torunu özelinde geriden gelen şehirli genç kuşağın da altının ne kadar "boş" olduğunu kalın harflerle çiziyor yönetmen. Gidenin yerine yenisinin gelmeyeceğini de hüzünle ve kaygıyla not düşerek... Filmin, İstanbul Film Festivali'ndeki 124 dakikalık süresini vizyon gösterimi için 110'a indiren Esmer; yalnız, sıkışmış, bambaşka kültürlerden beslenmiş iki adamın dünyasını karşılaştırıyor. İstanbul'da, Ali'nin, Alilerin yakın zamanda on milyonlara dayanacağını, serpilip zenginleşeceklerini, bir ayağı çukurda Mithat Bey'in, Mithat Beylerin mirasına konacaklarını ve mirası har vurup harman savuracaklarını salondan çıkarken tahmin edebiliyoruz. Ne ki, "emniyet" arayışındaki bu iki anlayışın zoraki dostluğu, İstanbul'da pek yakında başlayacak köklü değişimin, amansız oldubittinin, ileride iyice azıtacak paylaşım kavgasının delaleti. Bu film, hüzünlü bir devir teslim töreni.
+
+
+
+ 583524
+ İşte anlaştığı takım!
+ İşte anlaştığı takım! Resmi imzaya kaldı! 'ın eski teknik direktörlerinden 1. Lig takımlarından kulübü ile anlaşmak üzere. 'nin haberine göre; Sarı-Kırmızılı kulüpten ayrıldıktan sonra hiçbir takımda görev yapmayan Bülent Korkmaz, Azerbaycan'dan gelen teklifi kabul ederek Bakü kulübüyle menajeri vasıtasıyla görüşmelere başladı. Korkmaz, pürüzlerin giderildiğini belirterek, "Her konuda anlaşmaya vardık. En kısa zamanda resmi sözleşmeyi imzalayacağız. Kardeş ülke Azerbaycan'da çalışmaktan mutluluk duyarım." diye konuştu. Bu arada Bakü, 12 takımlı Azerbaycan Süper Ligi'nde şu anda maçta topladığı puanla 8. sırada yer alıyor. gol atıp gol yiyen Bakü, yarın ile kendi sahasında karşı karşıya gelecek. Ligde Mughan'ın liderliği sürüyor.
+
+
+
+ 583714
+ 'Kafkaslar koparsa, Rusya'nın yarısı gider'
+ Çeçen yönetimi son dönemde gerçekleşen saldırıların arkasında daha önce Vahhabi grupların olduğunu ve el-Kaide terör örgütünün bulunduğunu ifade etmişti. Bugüne kadar Batı'yı bu konuda suçlamayan Kadirov'un yeni iddiasının dünya kamuoyunda sıkça tartışılması bekleniyor. Çeçenistan Cumhuriyeti resmi Cumhurbaşkanlığı sitesinde de yer alan röportajda Kadirov, "Biz dağlarda Amerikan ve İngiliz ajanlarla savaşıyoruz. Onlar Kadirov'a ya da geleneksel İslam'a karşı savaşmıyor. Onlar doğrudan bağımsız Rusya devletini hedef alıyor." dedi. Kadirov ülkenin en zayıf noktasından gerçekleştirdikleri operasyonla doğrudan Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve ülkeyi hedef aldıklarını söyledi. "KAFKASLAR KOPARSA, RUSYA'NIN YARISI GİDER" Kadirov röportajında, "Batı Kafkasları Rusya'dan koparmak istiyor. Kafkaslar Rusya'nın en stratejik cephesi. Kafkaslar Rusya'dan koparsa, Rusya'nın yarısı kopmuş olur." ifadelerini kullandı. Avrupa'ya, Gürcistan'a ve Türkiye'ye göç eden Çeçenlerden bazılarının isyancı olarak geri döndüklerini savunan Kadirov şu şekilde konuştu: "Onlar Putin ve Rusya'ya bir darbe vurmak istiyorlar. Çeçenistan ve Dağıstan Rusya'nın istikrarsız ve zayıf bölgesi." CIA ve MI6 ajanlarının doğrudan operasyonlara katıldıkları ile ilgili ellerinde net bilgiler olduğunu savunan Kadirov, "Terörist Çitigov CIA için çalışıyordu. ABD vatandaşı olmuştu. Onu öldürdüğümüzde ele geçirdiğimiz tüm belgeler ABD kaynaklı idi." dedi.
+
+
+
+ 583761
+ Yol verme kavgasında duran kalbi tekrar çalıştırıldı
+ Yol verme kavgasında duran kalbi tekrar çalıştırıldıUğur SAĞLAM/BURSA, (DHA) ’da dün gece motosikletle giderken, yol verme yüzünden tartıştığı otomobilde bulunan kişi tarafından dövülen 35 yaşındaki Gökhan Ünlü’nün duran kalbi, olay yerine gelen 112 Acil ambulansındaki sağlık görevlileri tarafından çalıştırdı. Hastaneye kaldırılan Ünlü tedavi altına alınırken, kaçan kişi polis tarafından yakalandı. Merkez Nilüfer İlçesi Ataevler Mahallesi Cumhuriyet Caddesi’nde dün akşam saat 22.00 sıralarında, 16 JAK 36 plakalı motosikletin sürücüsü Gökhan Ünlü, kendisine yol vermediğini öne sürdüğü 16 GOC 84 plakalı otomobilin sürücüsü 23 yaşındaki Bünyamin ile aynı yaştaki arkadaşı Soykan Ayuk ile önce tartıştı sonra kavga etti. Çıkan arbedede kafasına sert bir cisimle vurulan ve yere düşen Gökhan Ünlü'nün kalbi dururken, Uludağ ve Ayuk otomobille olay yerinden kaçtı. Gökhan Ünlü'nün kalbi, çevredekiler tarafından olay yerine çağırılan 112 Acil Servis ambulansında görevli sağlık ekiplerinin yaptığı suni teneffüs ve kalp masajı ile çalıştırıldı. Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Gökhan Ünlü tedavi altına alındı. Olaydan sonra kaçan Bünyamin Uludağ ile Soykan Ayuk polis tarafından yakalandı. İlçe ’ne götürülen kişi, sorgularının ardından adliyeye sevk edilcek.
+
+
+
+ 582969
+ Türkiye'nin krizden çıkış tarihini verdi
+ Merkez Bankası eski başkanı Süreyya Serdengeçti, ekonomik krizin dibinin göründüğünü söyledi. Serdengeçti 2010 yılından itibaren konut fiyatları düşmeye başladığında krizden çıkış başlar." dedi. Serdengeçti, krizin hemen bitmeyeceğini ve etkisinin bir süre daha devam edeceğini kaydetti. Konya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen "Küresel Kriz ve Türkiye" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan eski Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, ekonomik krizi değerlendirdi. Türkiye'nin ekonomik krizlere alışkın olduğunu, ancak böylesine bir krizle dünyanın ilk kez karşılaştığını belirten eski başkan Serdengeçti, "Bu kriz uzun ve derin. Bizim iç krizimize benzemez. Bu nedenle çıkış tarihini kimse bilemez. Ama bu krizin şeklini biliyoruz. Bir krizin girişi, orta yeri ve çıkışı vardır. Yaşanan krizin dibi göründü. 2010 yılından itibaren konut fiyatları düşmeye başladığında krizden çıkış başlar." dedi. Serdengeçti, krizden çıkışın göstergesi olarak ön şartların bulunduğunu ve bunlardan bazılarının Türkiye'de gerçekleştiğine işaret ederek, "Ancak, ön şartın yerine gelmesi krizden çıkış anlamına gelmez. Bizde de başlayan borsalardaki yükseliş, düşen emtia fiyatlarının yükselmesi ve altın fiyatlarının yükselmesi de bir göstergedir. Para piyasaları ve faizlerdeki düşüş de ön şartlar arasında yer alır. Ancak düşen konut fiyatları tekrar yükselirse, finansal piyasaların küçülmeden büyümeye dönmesi krizden çıkış noktasını gösterecektir." diye konuştu. Kriz sonrası için tedbirlerin önemli olduğunu dile getiren Serdengeçti, her krizin aynı zamanda ekonomik bir fırsat çıkardığını bildirdi. Eski başkan Süreyya Serdengeçti, kaynağı Türkiye olmayan kriz nedeniyle işsizlik oranlarının yüzde 9'dan yüzde 16'ya yükseldiğini belirterek şunları söyledi; "Her kriz aynı zamanda bir fırsattır. Krizden önce işler iyi giderken reformların aksatılmasından kaynaklanan bu imkanlar kriz anında reformların gerçekleştirilmesini de sağlar. Bu ise ekonomik bir fırsattır. 2001 krizi sonrası bankacılıkta yapılan düzenleme sayesinde bu kriz de bankaların daha sağlama görülmesini sağlamıştır."
+
+
+
+ 583726
+ Grip aşısı olmanın tam zamanı
+ Grip aşısı olmanın tam zamanı 65 yaşını geçmiş KOAH, astım gibi müzmin akciğer hastalığı ya da şeker, kalp, böbrek gibi hastalıkları bulunanlar ile hastane ve huzurevlerinde çalıştıkları için grip aşısı olmak isteyenler için bu dönemin doğru bir zamanlama olduğunu belirtildi. AYDIN (İHA) Eylül ayının grip aşısı olmak için uygun bir zaman dilimi olduğuna dikkat çeken uzmanlar, gribin solunum yollarında yerleşen influenza A, ve virüslerinin neden olduğu yüksek ateş ve yaygın kas ağrıları ve kırgınlık ile seyreden toplumda aynı anda bir çok kişiye buluşabilen, ölümlere yol açabilen bir hastalık olduğuna işaret ediyor. Uzmanlar, virüsü taşıyan hasta kişilerin solunum yolu salgılarıyla ve bunlarla bulaşmış eşyalar vasıtasıyla grip hastalığını yayabildiğinin altını çiziyor. Gribin bu özelliği nedeniyle kolay bulaşabilen ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen bir hastalık olduğunu belirten uzmanlar, “Özellikle okullar, yurtlar, kışlalar, kahvehaneler, huzur evleri gibi kalabalık ve topluca yaşanan ortamlar, hastalığın yayılmasında önemli rol oynar. Gripten korunmak için düzenli yaşamak, uyku ve dengeli beslenmeyi ihmal etmemek, alkol ve sigara alışkanlığını sınırlamak ve eğer varsa zemindeki kronik şeker, kalp, akciğer hastalıklarının bakım ve tedavisini usulüne göre yaptırmak gerekir. 65 yaşını geçmiş KOAH, astım gibi müzmin akciğer hastalığı ya da şeker, kalp, böbrek gibi hastalıkları bulunanlar ile hastane ve huzurevlerinde çalıştıkları için grip aşısı olmak isteyenler için bu dönemin doğru bir zaman dilimidir” dedi. 25.09.2009 SAĞLIK
+
+
+
+ 583195
+ Potadaki doping kavgası büyüyor
+ Türkiye Basketbol Federasyonu'nun vereceği ceza beklenirken, Sarı-Lacivertli cepheden 'başka oyuncular da doping yaptı' açıklamalarına önceki gün Efes Kulübü cevap vermişti. Lacivert Beyazlılar, Aziz Yıldırım'ın beyanatlarının üzüntü verici olduğu, özellikle Kerem Gönlüm ile ilgili hukuki sürecin devam ettiği dönemde yapılan açıklamanın hayretle ve üzüntüyle izlendiğini bildirmişti. Efes'in bu çıkışı üzerine F.Bahçe Kulübü, Kerem Gönlüm'de dopingli madde çıkmasının ardından yaşanan tartışmalarla ilgili 29 Eylül Salı günü basın toplantısı düzenleyeceğini açıkladı. Sarı-Lacivertli kulübün resmî internet sitesinde yapılan açıklamada, "Kulübümüzün konuya ilişkin görüşleri, 29 Eylül'de, düzenleyeceğimiz basın toplantısında kamuoyuyla paylaşılacaktır." denildi.SERVİSİ
+
+
+
+ 583294
+ yaşındaki bebek sırtından vuruldu
+ yaşındaki bebek sırtından vuruldu DIŞ HABERLER Çin'de yaşanan korkunç olayda, iki yaşındaki Tian Tian evlerinin bahçesinde oyun oynarken sırtından okla vuruldu. Tian Tian'ın ailesinin Nanyang'taki evinin yanındaki evde yaşayan Lian Chen, okla bir kediyi korkutmaya calışıyordu. Yaydan fırlayan ok açık pencereden yan bahçeye giderek Tian Tian'ın sırtına saplandı. Hemen hastaneye kaldırılan küçük Tian'ın sırtındaki ok çıkarıldı. Doktorlar okun, mucize eseri hayatta kalan Tian'ın omuriliğine zarar verip vermediğine bakacak. 25.09.2009 AKTÜEL
+
+
+
+ 583979
+ Türk Kızılayı, sel bölgesindeki vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor
+ Türk Kızılayı Kuzeydoğu Anadolu Afet Müdahale ve Lojistik Merkezi Birim Sorumlusu İsmail Yağcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Artvin'in Borçka ilçesinde meydana gelen heyelandan kısa süre sonra bölgeye ulaştıklarını belirtti. Afetten zarar gören Kaleköy, Demirciler, Düzköy, Çifteköprü ve Fındıklı köyüne afetzedelerin talepleri doğrultusunda 100 battaniye, 30 sünger yatak, 10 mutfak seti, 500 adet 1.5 litrelik su dağıtımı yaparak, çadır kurduklarını ifade eden Yağcı, ''Bugün Demirciler köyünde çadır kuracağız. Bölgede tır dolusu malzeme, dağıtım kamyonu ve öncü araç ile hazır bekliyor. Afetten etkilenen vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyoruz'' dedi.
+
+
+
+ 583030
+ ‘Bıraktınız bizi bu yaban ellerde’
+ ‘Bıraktınız bizi bu yaban ellerde’Merhaba Rumeli Devrim Sevimay güncellenme zamanı 25.9.2009Ohri göle endeksli bir şehir... Evlerinin penceresi göle açılıyor. Bu ortamı görünce kendinizi Safranbolu’da zannediyorsunuz. hep yanınızda Struga’daki Türklerin üzüntüsü göçüp giden Türkler... Gülistan-İsmail Hakkı Akansu çifti üzüntülü olmanın haricinde çok da öfkeliMimarlık mezunu oğulları 10 yıl iş aramış, da Makedon da iş vermeyince şimdi ’da sıvacılık yapıyormuş, “Bıraktınız gittiniz bizi bu yaban ellerde, kaldık buralarda bir başımıza” diyorlardı STRUGA Kalkandelen’den Struga’ya doğru inerken yol iyice güzelleşti. Hem çok canlı bir yeşil hem de yeşilin çok özel kokusu... Hızla çarpan bir oksijen gibi değil de, daha yumuşak, sanki içinde çiçeklerin, çimenlerin, kelebeklerin uçuştuğu aromalı bir koku. Kim bilir belki sırada rüzgâr doğru yerden esiyordu veya belki tıpkı Boğaz’da yosun, midye kokusunu duymak için akıntıya karşı yürümek gerektiği gibi biz de şimdi kokuların akıntısına ters istikametteydik ve bu yüzden bu kadar yoğun duyabiliyorduk; sebep her neyse, aracın camları sonuna kadar açık, yüzümüzü dalların arasından bir görünüp bir kaybolan güneşin ışığına vermiş harika bir yolculuk yapıyorduk. Akıtmaya 10 üzerinden Yani adeta “Something’s Gotta Give”in beşinci parçasına klip çeker gibi bir haldeydik ki birden bir koku daha aldı burnumuz. Sıcak bir koku! Hemen fren, anında araçtan iniş, toplanmış kalabalığı yarma harekâtı ve da ne: Akıtma! Yumurta, süt ve unun çırpılıp kızgın tavaya “akıtılması”yla yapılan ayaküstü bir atıştırmalık. kadar yeşil banyosundan sonra karşılaştığımız bu mevzuu tabii bize hayli enteresan geldi ve kendisini hemen incelemeye aldık. Sonuç, 10 üzerinden yedi. Ama bir de yanına ayran açayım derseniz biraz sürprizli. Kıvamı yoğun, tuzsuz... “Bozulmuş mu ne?” dedirtiyor. Oysa Tikveş’e de öyle yakınız ki... Şarapları ve yoğurduyla ünlü Tikveş’e... Hani ’ye ettikleri 1943’ten beri yoğurduna, ayranına alıştığımız Tikveş... Tabii bizim şimdi ne Tikveş’i görecek halimiz var ne Gostivar’a sapacak ne de Debre’ye (Debar) girecek. Gerçi Debre’nin Kocacık köyünde Atatürk’ün babasının evine gitsek, Hasan’ı arasak, martini niye attın be bre Hasan desek... Çok isterdik, ama yolu asfaltlanıyormuş, geç kalırmışız. Nereye geç kalırmışız? Başta yazmıştık, Struga’ya. Bugün hem Struga’yı gezeceğiz hem de Ohri’yi. Akıtma ve kokular geride, biz önde, iki saat sonra Struga’ya girdik. Girer girmez de “Oh dünya varmış, sonunda deniz gördük” dedik. Tabii hemen etrafımızdakiler “Ne denizi?” dediler, “’nın dört tarafı karayla kaplı.” “Peki doktor bu ne?” diyecek olduk, “O Ohri Gölü” yanıtını verdiler. İyi de Ohri’ye gelmeye daha kaç kilometre var, ama burası resmen açıkları gibi. Makedonya’nın yazlığı Anlayacağınız kadar büyük Ohri Gölü. Daha görmeden kendisinden bahsettiriyor. Ama Struga da alınmasın, biz şimdi yine ona dönelim. Struga’nın verdiği ilk hava biraz bizim Anadoluhisarı, biraz da sahili... İnsanları yavaş, sakin, şortlu ve daha fazla incik boncuklu... Tatilde gibiler, ki çoğu da öyle zaten. Burası Makedonya’nın yazlığı. Struga’da suyun gürül gürül sesini izlerseniz sizi götüreceği yer Kara Drim Irmağı’nın doğduğu noktadır. Şimdi belki bir ormanın içinde, yükseklerde bir pınarın başına vardığımızı düşüneceksiniz, ama biz hâlâ Ohri Gölü’nün dibindeyiz. Çünkü dünyadaki milyonlarca ırmağın aksine Kara Drim bir dağda doğup bir göle akmıyor, tam tersine Ohri Gölü’nden doğup, sonra Struga’nın içinden geçip, Adriyatik’te son buluyor. Denk gelirseniz üzerinde kuğuların yüzdüğü, pırıl pırıl bir su Kara Drim. Etrafında sağlı sollu lokantalar var. Onlardan biri Tac Mahal. Sahibi Abdülhalik Bey, Türk ve yedi kuşaktır Struga’da yaşıyor. Yemekleri Türk usulü. En meşhuru kaşarlı kebap (yani köfte) ızgara. Abdülhalik Bey’in keyfi yerinde, işleri iyi, tek üzüntüsü göçüp giden Türkler. “Çok az kaldık Struga’da” diyor. Benzer bir yakınmayı Kara Drim’deki birinci köprünün başında takı, tişört, çanta vs. satan Gülistan-İsmail Hakkı Akansu çiftinden de duyduk. Onlar üzüntülü olmanın haricinde bir de çok öfkeliler. Oğulları mimarlık mezunuymuş. 10 yıl iş aramış. Ama da Makedon da iş vermeyince şimdi ’da sıvacılık yapıyormuş. “Gâvur iş vermez, Arnavut hiç vermez. Türkleri istemezler” diyorlar. Biz tam anadilde eğitimi falanı filanı soracak olduk, hemen sözümüzü kestiler: “Kimse kendinden olmayanı hak etse bile işe almıyor, milliyetine bakıyor. Benim çocuğum gözünü akıtmış okumuş, yine de almadılar. kalem tutan elleriyle şimdi sıva yapıyor yavrum.” En son yanlarından ayrılırken hâlâ öfkeyle söyleniyorlardı; “Bıraktınız gittiniz bizi bu yaban ellerde, kaldık buralarda bir başımıza...” Dağlarca’yı parkta bulduk! Doğrusu Makedonya’da duyduğumuz hemen her söz bize Türkiye’de bıraktığımız gündemi hatırlatıyordu. Dolayısıyla Akansu çiftinin öfkesini de kulağımıza küpe edip Struga’nın ünlü parkına girdik. Bir oyun oynayacaktık burada. Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı bulma oyunu. Şöyle anlatalım: 1962’den beridir her ağustosun üçüncü haftasında Kara Drim’deki köprüde Şiir Akşamları Festivali düzenleniyor. Dünyanın dört bir tarafından gelen şairler ay ışığının altında ve köprünün üzerinde kendi dillerinde şiirlerini okuyor. Sonra da şairlerden birine Altın Çelenk Ödülü verilip, adının yazılı olduğu bir kütük bu parktaki ağaçların altına çakılıyor. Biz şiir akşamlarını kaçırdık, ama hiç değilse 1974’teki festivale katılan Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı bu parkta bulalım dedik. Her ağacın altına baktık, fakat bir türlü bulamadık. Yanımızda Makedonca bilen biri olmasa daha da bulamazdık, çünkü sağ olsunlar, Kiril alfabesiyle yazmışlar üstadın adını. Bütün hayat göle göre ayarlanmış OHRİ (OHRİD) “Kako Struga druga” (Struga gibisi yoktur) diyenlere hak verir gibi olduk, ama tam da nüfuz edemeden Struga’yı bırakıp Ohri’ye doğru yola çıktık. “Ohri demek göl demektir” cümlesini biliyorduk giderken; gidince bunu daha iyi anladık. Burada bütün hayat göle göre ayarlanmış. Romalıların amfi tiyatrosu göle karşı yapılmış, tipi evlerinin penceresi göle açılıyor, çanlar gölün üzerinde çalıyor, Aziz Kliment’in heykeli göle bakıyor, Shopsko birası veya Jolte rakısı en güzel gölün yanında içiliyor. Göle sırtını dönen bir tek kaleye çıkan dik yokuş, ki da yine gölü daha iyi görebilmek için. Biz de kaleye çıktığımızda tabii ki önce manzaraya baktık. Bir an Amasra’nın küçük limanından ufka bakıyoruz gibi geldi, ama sonra inişe geçtiğimizde daha muhteşem bir fotoğraf karesini fark ettik: Ohri ve üzerinde 13’üncü yüzyıldan kalma Sveti Jovan Kaneo Kilisesi. Doğanın marifeti, insanın marifetiyle birleştiğinde sonuç işte böyle bir şey oluyor. ‘Yağmurdan Önce’ canlanıyor Yalnız bir dakika... Biz bu kareyi daha önce görmüştük... Hatta 1995 Ağustos’unun ilk haftasıydı. ’ndaki bir sinemada... Tabii ya birden hatırladık işte; burası “Yağmurdan Önce” filminin çekildiği yer. Hani Arnavut kızı Zamira, onu saklayan rahip Kiril, Makedon fotoğrafçı Alexander... Makedonya’yı gezdikçe, hikâyeleri dinledikçe anladık ki “Yağmurdan Önce” ne hakiki bir filmmiş. Ve ah şu karşımızdaki manzara... Ne harikulade... Dünyanın en yaşlı göllerinden Ohri... Bir ucu ’ta, etrafı Galicica, Yablaniça, Karaorman dağlarıyla kaplı Ohri... Makedonya’nın incisi Ohri... İnci demişken var mısınız gerçek bir inci hikâyesi dinlemeye: ‘Bu sırrı kızına bile söyleme!’ 20 Aralık 1964. Hava soğuk, her yer kar. Vane Talevi hasta yatağında, ölümün yaklaştığını hissetmiş, yanına oğlunu çağırtmıştır. Hemen gelir oğlu. Odada bir tek ikisi vardır. Güçlükle konuşan baba Talevi, “Yaklaş Kliment, sana 40 yıllık sırrımı vereceğim” der. Kliment merakla eğilir babasına doğru ve birden kulağında bir fısıltı duyar. Sonra, “Şimdi sen de kulağıma eğilip üç kez tekrar et” der babası; “Ezberlemen lazım...” “Yazsam?” diye soracak olur Kliment, ama hemen “Hayırrr” diye karşı çıkar hasta babası. “Bu verdiğim sırrı hayatın boyunca hiçbir yere yazmayacaksın. Kimseye söylemeyeceksin. Bir tek zamanı geldiğinde sen de kendi oğluna vereceksin, ama kızına dahi bahsetmeyeceksin.” Vane Talevi bir hafta sonra ölür. Artık inci atölyesinin başında Kliment Talevi vardır. Kliment’in zihninde de incilerin sırrı... Dünyada bu sırrı bilen ikinci bir aile daha bulunmaktadır, ancak işin asıl sahibi Talevilerdir ve bunun başka bir soyadıyla anılmaması ailenin şeref meselesidir. Org. Başbuğ hangi mesajı verdi? Ohri’deki dükkânında sohbet ederken “Sanki ’nın sırrı gibi” diyoruz Makedon Kliment Talevi’ye, “Aynen” diyor Talevi. Peki bu sır incinin neresinde saklı, hangi aşamasında? Biz inci çıkarmıyoruz, yapıyoruz. Sıcak denizlerden getirttiğimiz sedefi sıvı bir maddeyle kaplıyoruz. Bu sıvı maddeyi kürdanın ucuna taktığımız sedefe 45 dakikada bir tam yedi kez sürüyoruz. Kürdanları ’dan getirtiyoruz. Sıvıyı da iz bırakmaması için sincap ve atkuyruğunun kıllarından yapılmış fırçayla sürüyoruz. Her şey tamamen el işi ve organik. Sır olan şey ise sürdüğümüz sıvı madde. İçinde eritilmiş gümüş balığının pulları var, ama verebileceğim bilgiler burada bitiyor. Bundan sonrasını bir ben, bir de oğlum biliyoruz. Sizin en ünlü Türk müşteriniz kim? (Bir şey dürttü sorduk ve iyi ki sormuşuz, bakın ne yanıt geldi.) Türk ordusunun Başkanı. Kim dediniz? Nasıl yani? Tabii, iki ay önce Makedonya’yı ziyaret ettiklerinde buraya da geldiler. Ben kendilerine “Müsaade edecek misiniz size bir soru sorayım” dedim. Büyükelçilikten biri benim sözlerimi tercüme etti. Gözlerime baktı, demiş ki “Ne sorarsa sorsun, ben ona cevap veririm.” Ben de “Biz” dedim, “Sayın biz küçük bir devletiz. Bizim sınırlarımızın etrafında bize dost olmayan ülkelerle sınırlanıyoruz. İşte Yunanlılar bizi yok etmek istiyor. Bulgarlar istiyor bizi işgal etsin. Sırplar bizim kilisemizi tanımıyor. Arnavutluk istiyor, bizim ülkemizi alsın. Askeri olarak bizi koruyacak kim var?” Ne yanıt geldi? “Bir düşman kurşunu patlasa 24 saat içinde biz buraya gelir, seninle burada kahvemizi beraber içeriz.” İşte benim kalbim an birden şey yaptı. Türkler gerçekten çok büyük insanlar. Çok şerefli insanlar. Türkleri gerçekten çok seviyorum. (İşin içine tercümenin ve heyecanın girdiği her alıntıya dikkat etmek lazım, ama inci ustasının bunları anlatırken gözlerinin nasıl parladığını bir görseniz, “Doğru anlamışsa ne çıkar, anlamamışsa ne çıkar” diyesiniz gelir.) Burada herkes Ohrili... İnci dükkânından çıktığımızda artık akşam olmak üzereydi. Yorgunduk, biraz oturmak ve doğrusu sadece oturmak istiyorduk. Ohri’yi bilenlerin tahmin edeceği üzere hemen Ulu Çınar’ın altına gittik. 900 yaşında bir çınar. Onun altında öylece etrafa bakınırken birden ’daki Kuğulu Park’tayız gibi geldi bize. Gerçi çevremizde hiç Türk yoktu, ama bu zaten Ohri���de çok da önemli değildi. Ohri’yle aramızda evvel zamandan gelen bir tanışıklık var gibiydi. İnsanlarının yüzüne bakınca bile hissettik bunu. Buradaki kimse ne tam Makedon ne Arnavut ne Türk ne Buradakiler sadece Ohrili. Ve sanki biz de... Sonunda oturduğumuz banktan kalkıp tekrar meydana geldiğimizde artık her yer bir alanına dönmüştü. Temmuz’dan ağustos sonuna kadar her akşam böyleymiş. ekipleri, çocuk oyunları, yürür gezer korolar, sokak tiyatrosu... Gece geç saatlere kadar herkes banklarda, caddelerde, kaldırımlarda. Sonra sabah kalktığımızda da baktık: Yaşı 50-60’ın üzerindeki bütün çiftler yürüyüşte. Velhasıl, Ohri anlatıldığı kadar güzeldi! İşte Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın adının yazılı olduğu kütük. NOT DEFTERİ - Ohri Gölü’nün uzunluğu 30, genişliği 15 kilometre, derinliği 286 metre. ’nın en derin, en eski tektonik göllerinden biri. Bir de dünyanın en berrak dört gölü arasında. Ohri’nin sakinleri Makedonya tarihi gibi. Sırasıyla: İliryalılar. Antik Makedonlar. Romalılar. Bizanslılar. Sırplar. Osmanlı. Sonra yine Sırplar. Bulgarlar. Eski Yugoslavya. Sonunda Bağımsız Makedonya. Rivayete göre Çar Samuil döneminde Ohri Gölü kıyısında yılda kaç gün varsa kadar kilise yapılmış. Dolayısıyla Ohri’de toplam 365 kilise varmış. Halen koruması altındaki Ohri’de kaç kilise var derseniz, 40. Kaç Osmanlı camisi var derseniz de, sekiz. Ohri Slavların ’ü; dini açıdan burayı paylaşamıyorlar. Aynı zamanda Aziz Kiril ve Metodiy’nin Kiril alfabesini bulduğu yer. Ohri incisi 2001’de ’de altın almış. Gümüş madalya da Doğu Makedonya’daki koyun peynirine verilmiş. Ohri Gölü’nün asıl sırrı Prespa Gölü. Ohri’den yaklaşık 150 metre daha yüksekte olan gölün suları doğal yeraltı kanalları aracılığıyla Ohri Gölü’ne akıyor ve onu hep diri tutuyor.
+
+
+
+ 583246
+ Avşar olayı kafaları iyice karıştırdı
+ Fikret Bila YönAvşar olayı kafaları iyice karıştırdı 25 Eylül Cuma 2009 Yargıda yaşadığımız farklı uygulamalar suç ve ceza konusunda kafaları iyice karıştırdı. Ne suçtur, ne değildir; ne ifade özgürlüğüne girer, ne girmez; kim söylerse suçtur, kim söylerse suç değildir, iyice birbirine girdi. “” sürecinde, hükümetin talebi ve teşvikiyle ortaya dökülen görüşler hangi koşullarda suç iddiasına konu olur, hangi koşullarda olmaz? Bu sorulara yanıt vermek neredeyse imkânsız hale geldi. olayı Taze örneklerden biri, ünlü sanatçı Hülya Avşar ve onunla röportaj yapan Milliyet’ten Devrim Sevimay hakkında açılan Avşar, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle suçlanıyor. Ünlü sanatçı, annesinin Türk, babasının Kürt olduğunu belirterek, kendisini melez gibi gördüğünü ifade etmiş ve hadi bana bir isim bulun, diye konuşmuştu. ’de, Avşar gibi, anne ve babası farklı etnik kökenlerden gelen milyonlarca örnek vardır. Tartışma sürecinde de hemen herkesin en çok vurgu yaptığı gerçek de budur. Biz etle tırnak gibiyiz, nasıl ayrılabiliriz yaklaşımı hep bu gerçeğe dayandırılır. Avşar da kendini örnek göstererek aynı gerçeğe dikkat çekmek istediğini belirtiyor. Değerli bir savcımız, Hülya Avşar’ın bu röportajının “halkı kin ve düşmanlığa teşvik” etmek suçuna girdiği iddiasıyla soruşturma açtı. Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesi, bu suçu şöyle tanımlıyor: “Halkın sosyal sınıf, ırk, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” Hülya Avşar’ın bu sözleri kamu güvenliğini açık ve yakın tehlikeye atıyorsa; zaman, biz bu konuyu nasıl tartışacağız? Bu süreçte Başbakan, siyasi parti liderleri, bakanlar, milletvekillerinin sözlerini nereye koyacağız? Dahası, ’ın ’dan her hafta avukatları aracılığıyla muntazam şekilde verdiği demeçleri, liderlerinin geniş yer ve yankı bulan açıklamaları ne oluyor zaman? Ve bu demeç ve açıklamaları sadece haberleştiren Milliyet muhabiri Namık Durukan’a soruşturma açılmasına ne diyeceğiz? yasağı Bir savcımız Avşar hakkında soruşturma kararı verirken, bir diğer savcımız, Kürt yasağını çiğneyen bir siyasetçi için, “-6 24 saat yapıyor, artık bu yasağın içeriği anlamsız kalmıştır” yaklaşımıyla, soruşturmaya gerek olmadığına hükmetti. Yüksek ’nun kararına ve Seçim Kanunu’nun 58. maddesine bakarsanız, dışında bir dille siyasi propaganda yapmak suç. Ama savcı, fiili durumla çelişen bu hükmün anlamı kalmadığı kanaatine vardı ve soruşturma açmadı. Başbakan Yardımcısı de süreciyle ilgili olarak bu kararı bir uygulama örneği olarak verdi. veya yargı Suç, suçun unsurları, ifade özgürlüğünün sınırları konusunda birçok çelişik karar örneği daha verilebilir. Herkesin tek güvencesi hukuk olduğuna göre ya kurumumuz yasaları yeniden düzenleyerek ya da yargı kurumumuz uygulama birliği veya en azından yakınlığı sağlayarak, bu karışıklığa son vermelidir.
+
+
+
+ 583832
+ Dünya Liderleri Kararlı...
+ Nükleer silahlar dünya ülkelerini tehdit ediyor. Kuzey Kore hariç, nükleer silah bulunduran ülkeler silahların azaltılması konusunda çaba sarf ediyor. BM Güvenlik Konseyi ilk kez bir Amerikan Başkanı liderliği'nde, nükleer silahsızlanma konusunda toplantı yaptı. Obama'dan İddialı Bir Açıklama Güvenlik Konseyinde konuşma yapan Barak Obama Dünya'nın nükleer silahlardan arınması gerektiğinin altını çizdi. Ve çok iddialı bir açıklama yaptı Barak Obama, "Nükleer silahların dünya üzerinden yok olduğunu görene kadar çalışmalarımızı sürdürmeliyiz" dedi. Erdoğan'dan Uyarı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da dünyayı uyardı. Başbakan Erdoğan, "Biz kitle imha silahlarının bu çağda hiçbir ülkeye ilave güvenlik sağlamadığı görüşündeyiz. Bilakis bu silahlar bölgesel güvenlik ve istikrara zarar veriyor" diye konuştu. Aslında nükleer silahlar konusu daha önceki Güvenlik Konseyi Toplantılarında ele alınmış fakat bu kadar ciddi bir sonuç çıkmamıştı. Barak Obama'nın bundan ay önce Rusya'ya gerçekleştirdiği ziyaret bu çalışmaların açıkça başlangıcı oldu. Amerika ve Rusya nükleer silahsızlanma konusunda anlaştı. Ve şimdi Güvenlik Konseyinde görüşülen konu hayli ciddiye alınmış durumda. Tüm Ülkelerden "Evet" Konseyde nükleer silahsızlanma konusunda yapılan oylamaya tüm ülkeler "evet" oyu verdi. Amerika ve Rusya'nın tavrı İran'ı da etkiledi. İran ülkesinin nükleer programı konusunda 'Amerikalı bilim adamlarıyla müzakereye açık olduğunu' bildirdi. Çin ise nükleer silahlar konusunda belki de ilk kez oylamada veto kullanmadı ve nükleer silah azaltılmasına evet dedi. Diğer yandan Kuzey Kore'nin nükleer füze denemeleri dünyanın canını sıkıyor. Amerika başta olmak üzere diğer ülkeler daha önce Kuzey Kore'yi uyarmış, bu ülkeye çeşitli yaptırımlar uygulama kararı almışlardı. Barak Obama'nın bu konudaki ısrarları ve Güvenlik Konseyinde tüm ülkelerin ortak karar alması, önümüzdeki dönemde dünyanın nükleer tehdit algısını azaltacağa benziyor.
+
+
+
+ 583688
+ G.Saray'da iç transfer başladı!
+ G.Saray'da iç transfer başladı! 25/09/09 10:43 Yaz transfer döneminde başarılı işlere imza atan Galatasaray Futbol Komitesi, gelecek sezonun hazırlıklarına şimdiden başladı. Futbol komitesi üyeleri Haldun Üstünel ve Murat Yalçındağ, teknik direktör Frank Rijkaard ile görüşerek, kulüple sözleşmeleri bu sezon bitecek olan futbolcular hakkında rapor istedi. Üstünel-Yalçındağ ikilisi Hollandalı çalıştırıcıya, “Transferde elimizi ne kadar çabuk tutarsak kadar karlı çıkarız. Serkan Çalık, Emre Aşık, Harry Kewell, Shabani Nonda, Tobias Linderoth ve Aykut Erçetin’in sözleşmeleri sezon sonunda bitiyor. Kewell’ın kalmasını istediğinizi daha önce söylemiştiniz. Diğer futbolcuların hangilerinin kalmasını istiyorsanız bize en kısa sürede bildirin ki, biz de hemen görüşmelere başlayıp, mukavelelerini yenileyelim. Eğer sezon sonuna kalırsak çok zarar ediriz” dediler. Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre; Frank Rijkaard, Kewell’ın dışında Emre Aşık için de şimdiden olumlu görüş bildirirken, diğer futbolcular hakkındaki kararını ise iki hafta sonra vereceğini söyledi. Kewell iki yıllık sözleşme istiyor İngiltere ve Avustralya’nın önemli kulüplerinden transfer teklifleri alan Harry Kewell’ın kendisiyle sözleşme yenilemeyi planlayan Galatasaray Yönetim Kurulu’ndan yıllık mukavele garantisi isteyeceği öğrenildi. Gerek profesyonelliği, gerekse saha içindeki başarısıyla sarı kırmızılı takımın en sevilen isimleri arasına giren Avustralyalı futbolcunun, yakınlarına, “Galatasaraylı yöneticiler kalmamı istiyorsa en az iki yıllık sözleşme teklif etmeli. Bir yıl kal derlerse kabul edemem, çünkü geleceğimi düşünmek zorundayım” dediği belirtildi. Sarı-kırmızılı yöneticilerin 10. haftadaki Fenerbahçe derbisinden sonra masaya oturmayı planladığı kaydedildi.
+
+
+
+ 583148
+ Türkan'ın sırasına arkadaşları gül koydu
+ Türkan Ay'ın sınıf öğretmeni Şerife Tok, "Türkan Ay çok başarılı bir öğrencimizdi. Sırası boş kaldı. En kısa zamanda bulunmalarını istiyoruz.'' dedi. Türkan Ay ile yıldan beri aynı sırayı paylaşan okul arkadaşı Fatma Gülbildik ise Türkan'ın kaybolduğu haberini televizyonlardan duyduğunu söyledi. Gülbildik, "Türkan benim en iyi arkadaşım. Onun kaybolmasına çok üzüldük. Sınıfta herkes Türkan'ı çok severdi. Onun sınıfımıza dönmesini umutla bekliyoruz.'' dedi. Okulun 5-C sınıfındaki arkadaşları Türkan'ın sırasına bir gül koyarak duygularını dile getirdi.
+
+
+
+ 584132
+ Turkcell Süper Lig'de 8. haftanın programı açıklandı
+ Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre ligde 8. haftanın programı şöyle: Ekim Cuma: 20.00 Trabzonspor-Gaziantepspor (Hüseyin Avni Aker) Ekim Cumartesi: 15.00 Manisaspor-Bursaspor (Manisa 19 Mayıs) 15.00 Diyarbakırspor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor (Adana Ocak-Cezalı) 20.00 Beşiktaş-Denizlispor (BJK İnönü) Ekim Pazar: 15.00 Sivasspor-Antalyaspor (Sivas Eylül) 15.00 Eskişehirspor-Kayserispor (Eskişehir Atatürk) 16.00 Ankaragücü-Galatasaray (Ankara 19 Mayıs) 20.00 Fenerbahçe-Gençlerbirliği (Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu)
+
+
+
+ 583011
+ Tekstilci Kenan Ünal’a Deniz Feneri sorgusu
+ Tekstilci Kenan Ünal’a sorgusuTÜRKER KARAPINAR Ankara güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda ’daki e.V. yolsuzluğunun bağlantılarının araştırıldığı kapsamında işadamı Kenan Ünal ifade verdi 100 bin euro değerindeki çocuk giysilerini ’daki dernek yerine ’ye teslim ettiği iddialarına yanıt verdiği öğrenilen Ünal, Şubat 2009’da da Milli Bakanlığı ile genelinde bin 500 öğrenciye giyim yardımı yapılmasına ilişkin protokol imzalamıştı. Almanya’da yüzyılın bağış skandalı olarak tanımlanan e.V. yolsuzluğunun Türkiye bağlantılarının araştırıldığı soruşturmada ifade vermek için davetiye ile çağrılan Bücürük Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Ünal, dün sabah saatlerinde Adliyesi’ne geldi. Ünal’ın soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’e yaklaşık saat 45 dakika süre ifade verdi. Ünal’a, Almanya’daki Deniz Feneri e.V. derneğine sattığı iddia edilen 100 bin euro değerindeki çocuk giysilerini neden Kanal 7’ye teslim ettiği yönünde sorular yöneltildiği öğrenildi. İfade verdikten sonra adliyeden ayrılan Ünal, gazetecileri atlatmaya çalışarak, “Benim adım Süleyman. Ben savcıyım, ziyarete geldim” dedi.
+
+
+
+ 584176
+ Federer Japonya ve Şangay'da Yok
+ Federer Japonya ve Şangay'da Yok Teniste Dünya numarası İsviçreli Roger Federer, dinlenmek amacıyla Japonya Açık ve Şangay Masters turnuvalarından çekildiğini açıkladı. Dünya sıralamasının zirvesinde bulunan İsviçreli Roger Federer, 5-11 Ekim tarihlerindeki Japonya Açık'a ve ardından 12-18 Ekim'de Şangay Masters turnuvalarına katılmayacağını organizatörlere bildirdi. Roger Federer, bu iki turnuvadan çekilme kararını çok zor verdiğini söyleyerek, "Ekibim ve doktorlarımla yaptığımız istişarelerden sonra çekilmeye karar verdim" dedi. Bu yıl 6. Wimbledon zaferine ve hiç kazanamadığı Fransa Açık (Roland Garros) zaferlerine ulaşan dünya numarası Federer, "Bu benim dinlenmem için önemli bir şans. Önümüzdeki zor yıl için fiziksel olarak kendimi rehabilite edebilmem, yenilenmem lazım" diye konuştu.
+
+
+
+ 583616
+ DDT sezonu Kürtçe anlatımlı oyunla açıyor
+ Nitekim, DDT geçen sezon 60 bin olan seyirci sayısını artırarak, bu sezon 100 bin seyirciye ulaşmayı öngörüyor. Kurulduğu 29 Ekim 1988'den bu yana çok sayıda oyunla, yurtiçi, yurtdışı yüzlerce turneyle bir milyonu aşkın tiyatroseveri farklı yaşamlarla tanıştıran DDT, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sosyal yaşamın vazgeçilmez unsurları arasında yerini almaya devam ediyor. Ekim'de Kürtçe bir anlatımın da yer aldığı Orhan Asena'nın "Ölümü Yaşamak" oyunuyla perdelerini açacak DDT, oyunun son provalarını sürdürürken, bu sezon iddialı yapımlarıyla 100 bin seyirciye ulaşmayı hedefliyor. DDT Müdürü Orkun Gülşen AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2009-2010 sezonunun Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürlüğü için çok özel bir sezon olduğunu belirterek, bu yıl DT'nin 60. yaşını kutlayacağını anımsattı. Kutlamalar kapsamında 60 yeni oyunun tüm Türkiye genelinde seyirciyle buluşmasının hedeflendiğini ifade eden Gülşen, şöyle konuştu: "Orhan Asena'nın 'Ölümü Yaşamak' oyununun metnini okur okumaz 'evet bu oyun' dedim. Çünkü bireyin kendiyle, çekirdek aile içinde çatışması, yaşadığı toplumla ve töreyle çatışmasının çok güzel bir sentezidir bu oyun. Asena'nın; hem dile, hem de müziğine hakimiyetinden kaynaklanan sebepler, yörenin diliyle söylenen türküleri, ağıtları kullanmaya bir anlamda bizi mecbur bıraktı. Dengbejlik geleneğinden enstrümansız hikaye anlatımı geleneğinden küçük bir örnekle seyircilerimiz karşılaşacaklar. Geçen sezon baz�� şansızlıklara rağmen, büyük ve çocuk oyunları dahil olmak üzere 60 bine yakın bir seyirci sayısına ulaştık. Bu yıl büyük ve çocuk oyunlarımızla 100 bin seyirciye ulaşmayı hedefliyoruz. Amacımız daha geniş kitlelere ulaşmak." 200 öğrenci kostümle yürüyecek Gülşen, geçen yıl "Liselerarası Tiyatro Şenliği" kapsamında, 10 DDT sanatçısının 10 farklı lisede yaklaşık 200 öğrenciyi çalıştırdığını, öğrencilerin büyük bir coşkuyla oyunlarını sergilediğini anımsattı. Vali Hüseyin Avni Mutlu ile yaptığı görüşmede Ekim ayı içerisinde oyunlarda rol alan 200 öğrencinin oyundaki kostümleri ile Ofis Semtindeki Sanat Sokağından tiyatroya kadar yürüyeceklerini anlatan Gülşen, gençlere tiyatroda kokteyl verileceğini söyledi. Gülşen bin 500 öğrencinin arkadaşlarını ücretsiz olarak izlediğini kaydederek, bu coşkunun DDT'ye ayrı bir heyecan ve renk kattığını bildirdi. Sezona Fernando Arrabal'ın "3 Tekerlekli Araba" oyunuyla devam edeceklerini, oyunu Ankara DT sanatçılarından Murat Çıdamlı'nın yöneteceğini anlatan Gülşen, çocuk oyunu olarak ise İrfan Gürkan Çelebi'nin yazdığı kendisinin yönettiği "Yaşlı Palyaço"yu sahneleyeceklerini bildirdi.
+
+
+
+ 583547
+ Pamela'dan konuşulacak sırt dekoltesi...
+ Pamela Anderson Yeni Zelanda Haftası'na katıldı. Anderson sırtını komple açıkta bırakan kostümüyle dikkatleri yine üzerine çekti.
+
+
+
+ 582836
+ Gevaş'ta 21 kaçak yakalandı
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Gevaş'ta 21 kaçak yakalandı GEVAŞ (A.A) Van'ın Gevaş ilçesinde yurda yasa dışı yollardan giren 21 yabancı uyruklu yakalandı. Alınan bilgiye göre, yol kontrollerini sürdüren Gevaş İlçe Jandarma Komutanlığı Yoldöndü Karakol Komutanlığı ekipleri, Balaban köyü yakınlarında yaya ilerleyen grubu durdurdu. Yapılan kontrollerde, Burma, İran, Pakistan, Afganistan ve Moritanya uyruklu toplam 21 kişinin, yurda İran üzerinden yasa dışı yollarla girdikleri belirlendi. Yabancı uyruklu kaçakların, işlemlerinin ardından sınır dışı edileceği belirtildi. Kaçakları köye getiren ve ismi öğrenilemeyen bir kişinin arandığı bildirildi. 24.09.2009
+
+
+
+ 583236
+ Gençler ders almıyorsa yetkililer alıyor mu?
+ Banu Şen Yaşam GüzeldirGençler ders almıyorsa yetkililer alıyor mu? 25 Eylül Cuma 2009 ONU tanıyordum... Bir zamanlar sakin, telaşsız, sessiz, küçücük beldede uzun yıllarını geçiren herkes birbirini bilir zaten. Bir kere yüzünü asık görmedim. Hep cıvıl cıvıldı. Gözleri parlardı. Daha çok narenciye işi yapılan ve bir zamanlar küçücük bir köy olan Özdere’nin yeni nesil gençlerindendi da. Ailelerinin çoğu zaman özel okullarda okumak için İzmir’e gönderdiği; köy kızı gibi sade, evine, yaşantısına bağlı ama onun yanında da giyimiyle, kültürüyle, eğitimiyle şehirli kızları aratmayan bir Egeli genç kızdı o... Yeri geldi mi bağda bahçede annelerine babalarına yardım eden; şalvarı, tülbenti geçiriveren, yeri geldi mi denizkızlarını aratmayacak kadar usta yüzerek herkesi hayran bırakan, yeri geldi mi de turistlerle sohbet eden diğer gençler gibiydi da. Daha çok marketlerinde karşılaşırdık. Ve oranın tabiri gibi, “Bizim kız”dı da... Bayramı zehir eden, Çeşme’deki kazada sönen hayatlardan biriydi Suna Ağır... Fotoğraflarını gördüğümde “Tanıyorum!” dedim. İçime bir sıkıntı çöküverdi. Tıpkı bugüne kadar Çeşme’de eğlence dönüşü kaybettiğim onca tanıdık gibi... Çocukluk-gençlik arkadaşlarım, onların kardeşleri, kuzenleri, ağabeyleri, erkek arkadaşları, nişanlıları, eşleri, kız arkadaşları gibi... Şimdi de çocukluğunu bildiğim küçükler gidiyor birer birer. Benim yaşıtlarım gitti önce.... Şimdi ise benden küçükler... Yarını düşünmek bile istemiyorum! Kaybetttiklerim, kaybettiklerimizin hepsi eğlence dönüşü kaza geçirmişlerdi. İlk şok biraz geçince sayıyı anımsamaya çalıştım. Kim bilir kaç kişi? Tutamadım hesabı. Yapamadım kaybettiklerimizin hesabını. Sayıyı bulmak bile istemiyorum aslında. kadar çok ki! Her sene. Her yaz. Her yaz sonu... Her yaz başı... Çoğu da kurtulsa bile ağır darbeler aldı, hayatları mahvoldu zaten. Kaza yapan gençlerde hep alkol tespit ediliyor. Zaten eğlence dönüşü olunca... Bunlar da delikanlı olunca... Binbir tembih etse de aileler; bu “delikan”a kimi zaman mani olamıyor. Suna’nın ve arkadaşı Ebru’nun hayatının söndüğü kaza son olsun diliyorum. Ama ben bunu dilerken yetkililere seslenmeden edemiyorum. Lütfen açıklasınlar. Bunca kaza, bunca genç ölüm, bunca acılı aile bu yanıtı bekliyor. Çeşme’de, eğlence dönüşü kontrol yapan kaç ekip var? Bu ekipler nerelerde duruyor? Önleyici tedbirler ne kadar alınıyor? Bu kazalardan gençler ders almıyorsa yetkililer ders alıyor mu?
+
+
+
+ 582904
+ Başbakan Erdoğan 'İran' Yolcusu
+ Başbakan Erdoğan 'İran' Yolcusu Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in 64. Genel Kurul toplantısından sonra yaptığı açıklamada, İran'a gideceğini bildirdi. Amerika temaslarını sürdüren Erdoğan, Ekim sonunda ya da Kasım ayında İran'ı ziyaret edeceğini söyledi. Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in 64. Genel Kurul toplantısından sonra yaptığı açıklamada, İran'a gideceğini bildirdi. Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyinde nükleer silahsızlanmayla ilgili bir konuşma yaptığını hatırlatan Erdoğan, barışçıl amaçların dışında nükleer silahlara karşı olduğunu söyledi. Erdoğan, İran'la yapılacak ikili görüşmelerde de düşüncelerini ifade edeceğini belirtti.
+
+
+
+ 571903
+ Ramazan Bayramı'nda 20 bin Suriyeli Türkiye'ye gelecek
+ Akrabalar arasındaki bayramlaşma süresinin iki gün, bir gece (48 saat) olarak tespit ettiklerini belirten Ayvaz, "Suriye vatandaşlarının ülkemize giriş işlemleri 21-25 Eylül sabah saat 7'de başlayıp öğle saat 13'te sona erecek. Suriye'den gelecek olanlar, akrabalarını Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı'nda karşılayacak. Suriye'ye dönüşler 21-25 Eylül 2009 tarihlerinde 14.00-20.00 saatleri arasında olacak. Suriye'den Türkiye'ye bayramlaşma amacıyla gelecek olanların sayısı ise 20 bin olarak sınırlandırılmıştır." dedi. GELENLER SIKI BİR SAĞLIK TARAMASINDAN GEÇECEK Suriye vatandaşlarının bayramlaşma kartlarını ve kimlik belgelerini yanlarında taşımak zorunda olduklarını hatırlatan Vali Ayvaz, "Akrabalar arasındaki hediyeleşme yasaklanmış eşyalardan olmaması kaydıyla 15 bin Suriye lirası veya 400 TL değerinde olacak. Suriyelilerin Türkiye'ye gelişleri sırasında sağlık alanında alınan tedbirler en üst seviyede tutulacak." açıklamasında bulundu. Gelen ziyaretçilerin sağlık kontrolleri konusunda da son derece hassas olacaklarını vurgulayan Ayvaz, "Tek tek kontrollerini yapıldıktan sonra ülkemize alınacaklar. Her türlü sağlık taramasının içerisinde domuz gribi konusunda da hassasiyet gösterilecek." ifadesini kullandı.
+
+
+
+ 582857
+ Ankara'da 'Afet Zirvesi' Yapıldı
+ Ankara'da 'Afet Zirvesi' Yapıldı Birçok can ve mal kaybına neden olan afetler, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek Başkanlığı'nda toplanan Afet Zirvesinde değerlendirildi. Türkiye günlerdir felaket heberleriyle uyanıyor. Birçok can ve mal kaybına neden olan afetler, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek Başkanlığı'nda toplanan Afet Zirvesinde değerlendirildi. Bakan Çiçek toplantı öncesi yaptığı açıklamada, "İnsani zaaflardan kaynaklanan faktörleri göz ardı etmemeliyiz" dedi. Bu arada Meteoroloji bir yeniliğe imza attı. Hava tahmin süresini 15 dakikaya indiren "yüksek performanslı bilgisayar" hizmete girdi Sel uyarıları şimdikinden çok daha hızlı yapılabilecek Toplantının öncelikli gündem maddesi ise Artvin Borçka'da yaşanan sel afeti oldu. 14 gün önce İstanbul'da yaşanan sel felaketinin bilançosu ve sonrasında alınacak tedbirler de bu toplantıda ele alındı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "İhmal edilmemesi gereken husus bu sıkıntıların afet sel felaketi deprem gibi bir kısım olaylar büyük önçüde, insani zaaflardan ve zaafiyetlerden kaynaklanıyor. Bunu hiç kimse göz ardı edemez, sıkıntıları tabiat ve tümüyle iklim şartlarını atamaz." dedi. KOSGEB'in afetzedelere kredi açabileceği ve hali hazırdaki TOKİ konutlarının değerlendirilebileceği toplantıdan çıkan somut adımların başında geldi. Yaşananların ardından Çevre ve Orman Bakanlığı da bir yeniliğe imza attı. Hizmete sokulacak yüksek performanslı bilgisayar sayesinde Devlet Meteoroloji İşleri daha hızlı ve isabetli tahminler yapabilecek. Böylece bugüne kadar 24 saatte elde edilen verilere sadece 15 dakikada ulaşılabilecek. Bu sistem, can ve mal kaybına sebep olan meteorolojik hadiselerin çok daha hassas tahminine imkan sağlayacak. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, "Yüksek performanslı bilgisayar tahmin süresini 15 dakikaya indiriyor. Ancak şunu da ifade etmemde fayda var. Biz uyarıyoruz ama vatandaşlar bunu dikkate almıyor bazen." dedi. Eroğlu, ölçüm aletlerinin doğru işlem yapabilmesi için ayrı ölçümleme laboratuvarını da faaliyete açtı.
+
+
+
+ 583374
+ İş dünyasında avukat isyanı
+ İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ İş dünyasında avukat isyanı İş dünyası, 2001 yılından bu yana yürürlükte olan işletmelerde sözleşmeli avukat bulundurulması zorunluluğunun kaldırılmasını istiyor. Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş, kentteki diğer oda ve dernek başkanları ile düzenlediği basın toplantısında, Türk Ticaret Kanunu'nun 272. maddesinde 50 bin TL'lik asgari sermayenin katını aşan şirketlere sözleşmeli avukat istihdamı zorunluluğu hükmünün getirildiğini anımsattı. İşletmelerin birçoğunun yan sanayici olduğunu, bunların toplam 3-4 ana sanayici müşterisi bulunduğunu ve onlarca yıl avukatlık işleri olmadığını anlatan Özgümüş, 'İşletmelerimiz, iktisadi birer kuruluş, işsiz avukatlara istihdam sağlayan bir kurum değil" dedi. 25.09.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 583351
+ AIDS aşısı bulundu
+ AIDS aşısı bulundu AIDS virüsünün bulaşmasının önlenmesine yardımcı olacak aşı geliştirildi. Aşının, virüsün bulaşma riskini yüzde 31 oranında azalttığı açıklandı Her gün bin kişi HIV virüsü kapıyorBANGKOK (A.A) AIDS tarih mi oluyor? Amerikan ordusu ve Taylandlı yetkililerin Bangkok'ta düzenledikleri basın toplantısında, Tayland'da 16 bin gönüllünün katılımıyla yapılan deney sonucu buldukları aşının, ölümcül AIDS virüsünün bulaşma riskini yüzde 31 oranında azalttığı açıklandı. Yetkililer, dünyanın en kapsamlı aşı denemesi olan deneye katılan 18-30 yaş aralığında, HIV testi negatif olan Taylandlı heteroseksüel kadın ve erkeklerin yıl boyunca takip edildiğini, sonuçta, aşı yapılan 8197 denekten 51'inin, aşı yapılmayan 8198 denekten 74'ünün AIDS virüsü kaptığını kaydetti. AMERİKAN ORDUSUNUN SPONSORLUĞUNDA Daha önce denenen iki aşının birleşiminden oluştuğu belirtilen aşı, Amerikan ordusunun sponsorluğunda, Amerikan Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü ve Tayland Kamu Sağlığı Bakanlığı tarafından yürütülen çalışma sonucunda elde edildi. Enstitü Müdürü Dr. Anthony Fauci, aşının yolun sonu olmadığına dikkati çekti, ancak elde edilen sonuçtan dolayı çok mutlu olduğunu söyledi. Fauci, “Bu sonuçların geliştirilmesi ve daha etkili bir AIDS aşısı elde edilmesi ihtimali hakkında tedbirli bir iyimserlik içindeyim. Bu yapabileceğimiz bir şey” diye konuştu. ÇALIŞMA 105 MİLYON DOLARA MAL OLDU Amerikan ordusunda görevli Albay Jerome Kim de deneme sonucu elde edilen başarı oranının çok yüksek olmamasına rağmen aşının, “güvenli ve etkili bir koruyucu aşı elde edilebileceğinin ilk kanıtı” olduğunu söyledi. 105 milyon dolara mal olan çalışmayla ilgili detaylı bilgilerin ekim ayında Paris'te yapılacak bir konferansta açıklanacağı kaydedildi. Çalışmanın, Tayland'da daha önce bu konuda yapılan önemli bir araştırma yüzünden bu ülkede yapıldığı, hükümetinin de çalışmayı desteklediği bildirildi. Dünya genelinde her gün 7500 kişi AIDS virüsü kapıyor. 2007 yılında milyon kişi AIDS yüzünden hayatını kaybetti. 25.09.2009 SAĞLIK
+
+
+
+ 584535
+ Porsche'den yeni model
+ Porsche'den yeni model 25 Eylül 2009 Cuma, 19:53 Porsche'nin yeni 911 GT3 RS modelinin meraklılarının beğenisine sunulduğu bildirildi. Doğuş Otomotiv'den yapılan yazılı açıklamada, yeni modelin daha yüksek motor gücü temin eden, daha düşük ağırlık sunan 911 GT3 RS modelinin, daha kısa aktarma oranlarının yanında daha da yüksek standarda çıkarılmış gövde ve süspansiyon ögelerine sahip olduğu belirtildi. 911 GT3'de halihazırda sunulan motoru temel alan yeni 911 GT3 RS'deki güç ünitesinin, artık 3,6 litre yerine 3,8 litre hacme sahip olduğu vurgulanan açıklamada, aracın daha fazla güç sunduğu ve daha hızlı ve dinamik şekilde devirlendiği kaydedildi. Hisse senedi verileri dakika, Tahvil-Bono-Repo özet verileri 15 dakika gecikmelidir. Site Verileri FOREKS üzerinden sağlanmaktadır İMKB isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. İMKB ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen İMKB'ye ait olup, tekrar yayınlanamaz. Bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yaplan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı sorumlu tutulamaz.
+
+
+
+ 584283
+ İngiltere’de hapishaneleri eski askerler doldurmaya başladı
+ ’de hapishaneleri eski askerler doldurmaya başladı ’da yapılan yeni bir çalışmada, giderek artan sayıda eski askerin adli kovuşturmaya uğrayarak hapishaneye girdiğini ortaya kondu. çalışanları sendikası Napo’nun bir raporuna göre, Brintanya’da hapishanelerdekilerin yüzde 10’unu eski askerler oluşturuyor. Çalışmaya göre, çoğunluğu Bosna-Hersek ve Kuzey ’da bölgelerinde görev yapan yaklaşık bin 500 eski asker, halen Britanya hapishanelerinde bulunurken, şartlı tahliye edilenler ya da halen gözaltında olanlarla bu sayı yaklaşık 20 bini buluyor. Napo’nun çalışmasında, bu eski askerlerin çoğunun kronik bağımlılığı ya da bağlantılı sorunları ve travma sonrası stres bozukluğu rahatsızlığı bulunduğuna işaret edildi.
+
+
+
+ 583427
+ "Münevver'le seks oyunu oynadılar!"
+ "Münevver'le seks oyunu oynadılar!" 25.09.2009 08:16Öldürülen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut ile katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun amcası Hayyam Garipoğlu arasında arabuluculuk yaptığı ileri sürülen Cemil Baran yeni iddialarda bulundu: “Cem, yurt dışına sahte Ermeni kimliğiyle çıktı. Bu cinayette dede Kasım Garipoğlu işin senaristi, Hayyam Garipoğlu işin başrolünde ve finansmancısı. Figüranlar bitti, sıra başrollerde. Cem’in emekli hakim dedesi Kasım Garipoğlu, Hayyam Garipoğlu, Alarm Net’in sahibi Fatih Garipoğlu ve gelirse Muhterem Garipoğlu ile Cem’in ağabeyi Levent Garipoğlu gözaltına alınacaktır. Peki Ahmet’ler nerede? Dün Ahmet’lerden birisi gözaltına alındı. Geriye kaldı başçavuş Ahmet ve bordo bereli Ahmet. Bir de işin finansmanını sağlayan muhasebeci Ahmet var.” Münevver’le seks oyunu Münevver’ir öldürülürken olay yerinde Cem ile arkadaşının olduğunu, daha sonra Cem’in anne ve babasının da geldiği iddiasını yineleyen Baran, Münevver’i öldürmeden önce Garipoğlu’nun onunla seks oyunları oynadığını ileri sürdü: “Bu bilgiye yeni ulaştım. Satanist bir ayin olabilir. Eroin mi, kokain mi alındı bilemiyorum. Seks oyunları oynanarak 29 bıçak darbesi vurulmuştur. Cinayet görüntüleri Alarm Net Firması’ndadır. ay önce Burgaz Rakı’da bir adam kazayla öldü. Ben adamın kazayla ölmediğine, bu konunun araştırılması gerektiğine inanıyorum.”
+
+
+
+ 584363
+ Karargah Evleri savcısına "çürük raporu" sorgusu
+ İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri aralarında sanatçıların da bulunduğu birçok kişiye sahte çürük raporu hazırlayan çeteye baskın düzenledi. Düzenlenen operasyonda Karargah Evleri soruşturmasını yürüten Askeri Savcı Albay Ahmet Ziya Üçok da şüpheli olarak yer aldı. Polisin 30 ayrı adrese yaptığı eşzamanlı baskınlarda 14 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden 14'ü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorguya alındı. Askeri Savcı Ahmet Ziya Üçok da İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın 'daki adliye binasına gelerek savcı Hikmet Usta'ya ifade verdi. Aralarında emekli binbaşı, emekli astsubay, hasdal kışlasında görevli sivil ve hayat kadınının bulunduğu zanlılar, yağma yöntemiyle haksız kazanç elde etmek ve rüşvet almakla da suçlanıyor. Karargah Evleri soruşturması Hava Kuvvetleri Komutanlığı içinde soruşturmasına paralel yürütülüyor. 'li Demirtaş'ın hapsini istemişti Üçok, sahte çürük raporu davasında yargılanırken askere alınan eski Genel Başkanı Nurettin Demirtaş'ın 10 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden isimdi. Üçok'un ismi operasyonu kapsamında yürütülen Karargah Evleri soruşturmasında da geçmişti. Üçok'un soruşturmayı örtbas ettiği iddiaları vardı. Ayrıca Üçok'un yüksek miktardaki malvarlığını, haksız kazançla elde ettiği iddiaları da kamuoyuna yansımıştı. Soruşturma devam ediyor, ancak merak edilen sahte çürük raporlarını hangi sanatçıların ve zengin isimlerin aldığı.
+
+
+
+ 584117
+ 15:17 Mensa Mensucat’a yabancı ortak
+ ’a yabancı ortak ’da kurulu bulunan ve yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle bir süredir faaliyetlerine ara veren AŞ’nin 70 milyon lira artırımı sağlayacak oydan yoksun pay ihracı için İsviçreli Generali firmasıyla anlaşma sağladığı bildirildi. MENSA Mensucat Sanayii ve Ticaret AŞ İcra Kurulu Başkanı Faik Ulutaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, finansal borçları nedeniyle 243 çalışanı çıkarmalarının ardından bir süredir üretim faaliyetlerini durdurduklarını anımsattı. Yılı ciddi üretim faaliyeti yapmadan tamamlamak istediklerini ifade eden Ulutaş, “Ancak 2010’da üretim kapasitemizin tamamına yakınını kullanmayı öngörüyoruz” dedi. Üretim faaliyetlerini durdurmalarına karşın ticari faaliyetlerine devam ettiklerini belirten Ulutaş, bu kapsamda ciddi bir yeniden yapılanma çalışması içine girdiklerini ifade etti. Ulutaş, öncelikle şirketin portföyünde bulunan gayrimenkullerin değerlendirilmesi yoluyla mali borçlarını azaltma yönünde planlarının bulunduğunu belirtti. Bunun dışında, şirkete nakit girişi sağlamak için oydan yoksun pay ihracı yoluyla yabancı ortak arayışına girdiklerini belirten Ulutaş, “Bu çalışmalarımız sırasında Avrupalı fonla görüşmeler yaptık. Yaptığımız görüşmeler sonunda şirkete 70 milyon liraya kadar sermaye artırımı sağlayacak oydan yoksun pay ihracı için İsviçreli Generali firmasıyla anlaşma sağladık” dedi. YIL SONUNA KADAR ÜRETİME GEÇME HEDEFİ Ulutaş, Kurulundan (SPK) gerekli izinleri tamamlamalarının ardından Generali’den sermaye transferlerinin gerçekleştirileceğini ifade ederek, şöyle konuştu: “Yeni bir olan oydan yoksun pay ihracı yöntemini ’de uygulayan ilk şirket olacağız. Bu yöntemle yakın zamanda 70 milyon liraya kadar sermaye artırımı yapma imkanına kavuşmuş olduk. Böylece şirkete önemli oranda nakit girişi sağlayacağız. Çalışmaları tamamlamamızın ardından bu yılın sonuna kadar yeniden üretim faaliyetlerine geçmeyi hedefliyoruz.” Ulutaş, haziran ayında iş akitlerini karşılıklı anlaşma yoluyla feshettikler işçilerden 76’sının toplam 989 bin 501,93 lira tutarında maaş, kıdem ve ihbar tazminatı hak edişlerinin 2010 yılı ağustos ayından başlayarak 2011 yılı ağustos ayına dek her üç ayda bir eşit taksitler halinde ödenmesi konusunda anlaşmaya vardıklarını da hatırlattı. Bu anlaşmayı karşılıklı iyi niyet çerçevesinde yaptıklarını ve diğer işçilerle görüşmeleri sürdürdüklerini anlatan Ulutaş, “Bu işçilerimizle de kısa sürede anlaşacağımızı umuyoruz. Üretim faaliyetine başlamamızın ardından iş akitlerini feshettiğimiz işçilere yeniden işbaşı yaptırmayı planlıyoruz” dedi.
+
+
+
+ 582903
+ Kalp Sağlığını Hafife Almayın!
+ Kalp Sağlığını Hafife Almayın! Kalp-damar hastalıkları, trafik kazalarına oranla 47 kat fazla insanın yaşamını yitirmesine neden oluyor. Türkiye'de, her iki buçuk dakikada bir kişi kalp hastalıklarından hayatını kaybediyor. Kalp-damar hastalıkları, trafik kazalarına oranla 47 kat fazla insanın yaşamını yitirmesine neden oluyor. Peki kalbimize nasıl değer veriyoruz, kalp hastalıklarına ne gibi önlemler alıyoruz Yaşam kaynağımız, en değerli organımız... Peki bu değerli organımıza ne kadar değer veriyoruz? Hatta bazıları, bu konunun ciddiyetini görmezden gelmekte ısrar ediyor. Ama kalp sağlığı hafife alınacak bir konu değil. Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Çetin Erol, "Biliyorsunuz dünyada ve Türkiye'de numaralı ölüm nedeni kalp hastalıkları ve inme dediğimiz durum." dedi. Kalp ve damar hastalıklarından her yıl Türkiye'de 207 bin kişiyi, yani her buçuk dakikada kişiyi kaybediyoruz. Dünyadaki rakamlar da çarpıcı. Konuyla ilgili olarak, Prof. Dr. Çetin Erol, "Her yıl 17,5 milyon kişi, yani her gün 120 uçak dolusu insan hayatını kaybediyor" diye konuştu. 'Kalbini sev kırmızı giy' kampanyasının mimarı Türk Kardiyoloji Derneği, bu konudaki bilinçlenmeyi artırmak amacıyla bir projeyi daha hayata geçirdi. Türk Kardiyoloji Derneği Basın ve Halkla İlişkiler Başkanı Prof. Dr. Hakan Karpuz, "Bu sefer kalbini sev değerini bil kampanyasını başlatıyoruz." dedi. Peki biz kalbimizi korumak için neler yapıyoruz? Oysa, bu konuda çok basit tedbirler bile işe yarıyor. Prof. Dr. Hakan Karpuz, "Diyelim ki çalışma yerinde tuzunuzu gram azalttınız. İnme yani felce bağlı hastalıklar %22 kalp hastalıkları %16 oranda azalabiliyor." şeklinde konuştu.
+
+
+
+ 584441
+ Patlayan su borusu tonlarca su kaybına yol açtı
+ Trafiğin tıkanmasına neden olay, şoförleri çileden çıkardı. Elazığ Belediyesi İşletme Müdürü Harun Tuzsuzoğlu, yaptığı açıklamada, arızanın kendilerinden kaynaklanmadığını belirtti. Sorumluların doğalgaz çalışması yapan gaz firması olduğunu belirten Tuzsuzoğlu, şehrin dört bir yanında yapılan doğalgaz çalışmalarının bu tip sorunlarla belediyeyi zor duruma düşürdüğünü aktardı. Tuzsuzoğlu, ''Biz vatandaşımızın mağdur olmaması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Belediye olarak bu konuda hiçbir sorumluluğumuz yok. Doğalgaz firmasının çalışma yaparken daha dikkatli olması gerekiyor. Arıza nedeniyle İzzetpaşa ve civar mahallelere kısa süreliğine su verilmeyecek. Halkımızdan anlayış bekliyoruz.'' şeklinde konuştu.
+
+
+
+ 583924
+ Yeşil kartların iptali söz konusu değil
+ İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Yeşil kartların iptali söz konusu değil ANKARA TBMM (A.A) Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Yeşil Kart Bilgi Sisteminde milyon 271 bin 770 aktif, milyon 259 bin 235 pasif olmak üzere toplam 16 milyon 531 bin yeşil kart kaydı bulunduğunu bildirdi. MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın soru önergesine yanıt veren Akdağ, Yeşil Kart Bilgi Sisteminde iptal edilen ve vize tarihi dolan yeşil kartlar için 20 Ağustos 2007 tarihinden itibaren otomatik bloke işlemi uygulamasına geçildiğini belirterek, söz konusu tarih itibariyle Sistemde 13 milyon 990 bin 619 kişinin kaydının yer aldığını bildirdi. Akdağ, kayıtlara göre 932 bin 568 kişinin yeşil kartının iptal durumda olduğunu, otomatik vize kontrollerinin uygulanmaya başlaması ile milyon 547 bin 852 kişinin yeşil kartının pasif duruma geldiğini kaydetti. Akdağ, 'Bu bakımdan, yeşil kartların iptali söz konusu olmayıp, sadece vize işlemlerinden dolayı pasif durumdadır' dedi. Akdağ, vize süresi dolan yeşil kart sahiplerinin ilgili kaymakamlık veya valiliklere müracaatları ve şartlara haiz olmaları halinde vize işlemlerinin yapıldığını, takiben sağlık karnelerinin sistemde aktif hale getirildiğini anımsattı. Usulsüz yeşil kart alındığının veya verildiğinin tespiti halinde, yapılan harcamaların usulsüz kullananların kendilerinden, velilerinden veya kanunen bakmakla yükümlü bulunan yakınlarından iki misli olarak geri alındığına işaret eden Akdağ, belgeleri kullanan ve düzenleyenler hakkında ayrıca genel hükümlere göre ceza kovuşturması yapılmasının sağlandığını anlattı. Sağlık Bakanı Akdağ, yeşil kart sahibine verilen tedavi hizmetlerinin bedellerini gösteren fatura ve benzeri belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi suretiyle fazla ödemeye sebebiyet verilmesi halinde de fazla ödenen meblağın, belgeyi tanzim edenlerden iki misli olarak geri alındığını, bunlar hakkında da genel hükümlere göre ceza kovuşturması yapılmasının sağlandığını bildirdi. Maliye Bakanlığının 16 ilde, yeşil kart hamillerinin gerekli şartları taşıyıp taşımadıkları hususunu incelediğini açıklayan Akdağ, denetimler sonucunda yeşil kartlılara ilişkin olarak elde edilen bilgilerin değerlendirilmek ve gerekli işlemler yapılmak üzere il ve ilçe idare kurallarına gönderildiğini kaydetti. Akdağ, tazmin ve ceza kovuşturmasına yönelik işlemlerin de yapılmakta olduğunu bildirdi. 'YASADA DEĞİŞİKLİK ÇALIŞMASI YOK' Recep Akdağ, yeşil kart uygulamasını düzenleyen 3816 sayılı kanunda bir değişiklik yapılmasına lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını, dolayısıyla bu konuda bir çalışma içinde olmadıklarını anlattı. Akdağ, denetimlerde tespit edilen hususlar çerçevesinde usulsüzlüklerin önlenmesi bakımından ihtiyaç duyulması halinde mevzuatta değişikliğe gidilebileceğini de belirtti. 25.09.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 584189
+ Aden Körfezi'nde nöbet değişimi
+ Donanma Komutanlığı Genel Sekreterliğinden yapılan yazılı açıklamada, Aden Körfezi Somali açıkları Arap Denizi'nde deniz korsanları ile mücadele etmek amacıyla ''Görev Kuvveti 151 Komutanı Taktik Komutası'''nda Ekim tarihinden itibaren görev yapacak olan TCG Gökova Fırkateyni'nin Gölcük Deniz Üssü Poyraz Limanı'ndan 27 Eylül Pazar günü saat 09.45'te törenle uğurlanacağı bildirildi. Gökova Fırkateyni'nde 200 personel ay görev yapacak.
+
+
+
+ 583120
+ Eskişehir’in korkusu yok
+ ’in korkusu yok güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda Kırmızı-siyahlı takım, deplasmanından puanla ayrılmanın hesaplarını yapıyor Teknik Direktör ligde iyi bir yerde bulunduklarını belirterek Cim-Bom’dan çekinmediklerini söyledi. İstikrarı korumak istediklerine dikkat çeken Çalımbay, “Sezonu en iyi yerde bitirmek istiyoruz. maçını kazanmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Rakibimizin kadrosu güçlü, ancak onlardan korkmuyoruz. Biz de iyi maçlar çıkartıp iyi futbol oynuyoruz. Her maçımızda gol atıyoruz. Galatasaray’dan puan almak istiyorsak, oynadığımız oyunun üzerine çıkmamız gerekiyor” dedi. Tecrübeli teknik adam, sakatlığı süren golcü futbolcu ’nın, maça yetişmeme ihtimali bulunduğunu sözlerine ekledi.
+
+
+
+ 584368
+ Moda düşkünü Sharapova!
+ Kortların modaya düşkün Rus raketi Maria Sharapova, 'da bir ayakkabı tanıtımına katıldı... Sharapova, objektifler karşısında profesyonel modelleri aratmadı... 10
+
+
+
+ 582852
+ Emniyet'in ikinci ismi tutuklandı
+ Emniyet'in ikinci ismi tutuklandı Giriş Saati Güncelleme Uyuşturucu operasyonu kapsamında Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan hakkında mahkeme tutuklama kararı verdi. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ın görevden alınmasına ilişkin kararnamenin Cumhurbaşkanlığı'na gönderildiği öğrenildi. İstanbul'da düzenlenen uyuşturucu operasyonuna adı karışan Emin Arslan hakkında soruşturma açılmıştı. Soruşturma sonucunda Arslan hakkında tutuklama kararı verildiği ve görevden alınması için çalışma yapıldığı bildirildi. Yazarlar
+
+
+
+ 583191
+ Bursa, Diyarbakır maçı öncesi çok temkinli
+ Sağlam, Diyarbakır'ın lige bu yıl yükselmesine rağmen aldığı sonuçlarla kamuoyunun gündeminin ilk sıralarında yer almayı başardığını belirtti. Genç teknik adam, Özlüce Tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin soruları cevapladı. Ziya Doğan'ın çok başarılı bir teknik direktör olduğunu dile getiren Sağlam, "Ziya hoca, oyun sistemini takıma iyi oturtmuş. Kendi sahamızda da oynasak zorlu bir maç olacak." diye konuştu. Fenerbahçe yenilgisi sonrası Sivasspor deplasmanından 3-1 gibi net skorla galip gelmenin takıma moral verdiğini dile getiren Sağlam, "Bu galibiyet moralimizi yukarı çıkardı. Gelecek adına bazı kesimlerde oluşan umutsuzluğu da Diyarbakırspor galibiyetiyle yıkmak istiyoruz. Kazanmakla birlikte futbol kalitesinin de iyi olması önemli. Doğruları daha fazla yapan bir ekibimiz var. Bu maçı iyi değerlendirip yukarılara çıkmak istiyoruz." açıklamasında bulundu. Başarılı çalıştırıcı, Trabzonspor ve Fenerbahçe maçları sonrası takımın oyununa ilişkin gelen eleştirilere ise şu şekilde cevap verdi: "Trabzonspor maçında birçok pozisyonumuz oldu. 15 yıl sonra bir puan aldık. Eleştiri yapılırken hoşgörülü olunmalı. Gerçekten Bursaspor'un başarısını istiyorsak biraz daha dikkatli olmalıyız." Kadroda zaman zaman sürpriz değişikliklere gitmesiyle ilgili de Ertuğrul Sağlam, "Bu, takıma göre veya performansa göre değişebiliyor. Geniş bir kadroya sahibiz. Kadro seçimi yaparken oyuncunun sağlık durumu, psikolojisi, performansına bakıyoruz." dedi.
+
+
+
+ 583916
+ SGK'dan vatandaşlara uyarı
+ İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ SGK'dan vatandaşlara uyarı UŞAK (İHA) Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürü Fevzi Gökçe, vatandaşları dolandırıcılara karşı uyardı. Son günlerde bazı şahısların emeklilerin evlerine giderek SGK görevlisi olduklarını beyan ederek çeşitli yöntemlerle vatandaşları dolandırmaya çalıştığını söyleyen Fevzi Gökçe, dolandırıcılık girişimlerine karşı vatandaşları uyardı. Fevzi Gökçe yaptığı açıklamada, vatandaşlardan, kendisini SGK çalışanı olarak tanıtan şahıslara itibar etmemesi konusunda uyararak bu tür bir durumla karşılaşan vatandaşların en yakın emniyet birimine yada 155 ihbar hattını araması gerektiğini söyledi. Son günlerde Konut Edindirme Yardımı (KEY) ödemeleri ile ilgili olarak kendisini SGK görevlisi olarak tanıtan şahısların emeklilerin evine giderek dolandırıcılık girişiminde bulunduğunu kaydeden Gökçe şunları söyledi;”Emekli bir vatandaşımızın evine giden şahıslar, kendisine KEY ödemesi yapılabilmesi için gerekli olan formun yer aldığını belirttikleri zarfın kurumumuz tarafından gönderildiğini belirterek, ulaşım bedeli olarak 10 TL tahsil etmişlerdir. Oysa ki kurumumuzca aylık ödenmekte olan emekli, dul ve yetimlere gönderilen her türlü gönderi PTT vasıtasıyla yapılmakta olup, bedeli kurumumuz bütçesinden karşılanmaktadır. Bugüne kadar hak sahiplerine ödemeli zarf gönderilmesi söz konusu olmamıştır. Kurumumuz, yasalarla belirlenen haller ve özel yetkilendirilen personeli haricinde hiçbir çalışanı ile tahsilat yapmamaktadır. Vatandaşlarımızın kurumumuz uygulamaları ile ilgili gerekli bilgileri www.sgk.gov.tr internet sitemizden ulaşma imkanları da bulunmaktadır. Vatandaşlarımızın mağdur duruma düşmemeleri için yasal olmayan yollardan gelen bu tür taleplere kesinlikle itibar etmemeleri, talep edenler hakkında “ALO 155” ihbar hattına veya en yakın emniyet birimine başvurmaları ve suç duyurusunda bulunmaları gerekmektedir” 25.09.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 583216
+ Aşka terör engeli
+ Yörede askerliğini yapan İstanbullu Asteğmen Altay, Vahad'ın dostudur ve diğer arkadaşları Süryani Gabriel'le birlikte düğüne gelir. Vahad'ın kardeşi Asmin Altay'ı görünce oldukça heyecanlanır. Bu masum yakınlaşma çocukluğundan beri Asmin'e aşık olan Miran Ağa'nın gözünden kaçmaz. Aşkın kokusunu iki gençten önce alan Miran ne olursa olsun bu aşkın yeşermesine izin vermeyecektir. ATV 22.20 AŞK BİR HAYAL
+
+
+
+ 584349
+ Şandır'dan altı delik ayakkabı yorumu
+ MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır Türkiye'nin gerçek gündeminin ekonomi, işsizlik ve ekmek bulma meselesi olduğunu' söyledi. Şandır, partisinin Gülnar ilçe teşkilatını ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, ''Demokratik açılım Projesi'' olarak bilinen girişimin ''Türkiye'nin önemli meselelerini görmezlikten gelmek amacıyla başlatılan sanal bir proje olduğunu'' öne sürerek, ''Ülkemizin gerçek meselesi ekonomi, işsizlik ve ekmek bulmadır'' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''delik ayakkabı giyerek okula gittiği''nden söz ettiğini ifade eden Şandır, ''Bugün de binlerce öğrenci delik ayakkabı ile okula gidiyor. Dünyanın en zengin 8'inci başbakanı bunun hesabını vermelidir'' diye konuştu. Şandır, MHP olarak birlik ve beraberlik için ne gerekiyorsa onu yapmaya hazır olduklarını da ifade etti.
+
+
+
+ 583956
+ Karısını pazarlayan adam tutuklandı
+ Karısını pazarlayan adam tutuklandı İHA Giriş Saati Güncelleme Bursa'da otistik çocuğunun tedavi masrafları için eşini liselilere pazarladığı öne sürülen kişi, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Merkez Osmangazi ilçesinde yaşında otistik çocuğu olan A.Ş., tedavi masrafları için 10 yıllık eşini para karşılığı erkeklere satarken suçüstü yakalandı. İddiaya göre, polis ekipleri devriye görevini yaptıkları sırada boş alanda duran bir otomobilden şüphelendiler. Polisler araca yaklaştıklarında bir kişinin direksiyon mahallinde oturduğunu, arka koltukta da bir çifttin seks yaptığını gördüler. Bunun üzerine araçtan indirilen kişiden direksiyonda oturan A.Ş.'nin, 37 yaşındaki karısı M.Ş.'yi T.C. isimli lise öğrencisine para karşılığı pazarladığı ortaya çıktı. Lise öğrencisi T.C., A.Ş.'yi yaşındaki otistik olan çocuğuna yardım toplarken tanıdığını söyleyerek,"Yardım toplamam ve müşteri bulmam karşılığında karısıyla birlikte olmamı sağladı" dedi. Daha önce suç kaydı bulunan çocuk babası A.Ş., "fuhuş yaptırmak" suçundan sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Lise öğrencisi T.C. ise "hayasızca hareketlerde bulunmak" suçlamasıyla çıkarıldığı adliyede serbest bırakıldı.
+
+
+
+ 584241
+ Ergün: Türkiye, komşularıyla sıfır sorun politikasını yıldır sürdürüyor
+ Ergün: komşularıyla sıfır sorun politikasını yıldır sürdürüyor Sanayi ve Ticaret Bakanı amaçlarının hem tarafının hem de tarafının avantajlarıyla bu bölgede bir serbest sanayi bölgesi oluşturmayı amaçladıklarını belirtti. Ergün, geçen yılın sonlarında gündeme gelen ve bu yılın sonuna doğru neticeye ulaştırmayı planladıkları bu proje nedeniyle ’a geldiklerini ifade ederek, şunları kaydetti: “İran ve Türkiye arasında serbest sanayi bölgesi oluşturma fikri ortaya çıkmıştır. Bu, İran tarafından da ortaya atılan, bizim tarafımızdan da uygun görülen, sınır bölgemizde bir serbest sanayi bölgesi oluşturmadır. Bizim hukuki altyapımız, teşvik sistemimiz böyle bir ortamın oluşturulmasına imkan vermektedir. Aynı zamanda İran’ın doğal gaz ve hammadde kaynakları konusundaki zenginliği de farklı bir katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla amacımız, hem İran tarafının hem de Türkiye tarafının avantajlarıyla bu bölgede bir serbest sanayi oluşturmaktır. Sanayi bölgesini güçlendirerek, aynı zamanda ’nun önemli sanayi ve üssü haline getirmek açısından, bu projeyi önemsiyoruz.” Bu projenin önemli ayaklarından birisinin de Van olabileceğini anlatan Bakan Ergün, kentin bu potansiyelini değerlendirmek, İran-Türkiye sınırında, bir serbest sanayi bölgesi oluşturmanın adımlarını hızlandırma çalışmalarını yapmak üzere Van’da görüşmeler yapacaklarını söyledi. “BÖLGEDE YENİ BİR İKLİMİN MEYDANA GELMESİ BİZİM İÇİN ÖNEMLİ”Bakan Ergün, bu projenin ’a uzanan ayağının da bulunduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: “Çünkü İran sınırımız, uzun bir sınırdır. Iğdır’da bu projenin bir ayağını oluşturma imkanımız vardır. Bu bölgemiz (Iğdır) ise iki ülke sınırından ziyade, adeta ülke sınırının buluştuğu bir noktadadır. Bu noktalar, Nahcivan bölgesi üzerinden aynı zamanda son zamanlarda atılan adımlarla Türkiye- arasındaki ilişkiler ile Azerbaycan-Ermenistan arasındaki ilişkiler çözüme kavuşursa, bir yönüyle Ermenistan, Türkiye ve İran’dır. Bütün bunların bu bölgede sanayi ve ticaretle harmanlanması, bölgenin üretim merkezi haline gelmesi, Ermenistan’dan, Türkiye’den, Nahcivan’dan insanların bu serbest sanayi bölgelerinde işine gelip gidebilme imkanına kavuşması ve bölgede yeni bir iklimin meydana gelmesi, bizim açımızdan çok önemlidir.” Türkiye’nin komşuları ile sıfır sorun politikasını yıldır sürdürdüğünü, bu politikanın meyvelerini de almaya devam ettiklerini bildiren Bakan Ergün, şöyle devam etti: ile yıllardır devam eden vize sorunları ortadan kalkmıştır. Ama bundan 10 yıl önce Suriye ile savaşalım mı? savaşmayalım mı? gibi ortamında olduğumuzu unutmayalım. Bugün, Ermenistan ile devam eden çalışmalar da bu politikanın bir sonucudur. İstiyoruz ki hem Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunlar, aynı zamanda Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki sorunlar da bu vesileyle bir paketin içinde çözülsün. İnsanlar artık bu sorunlarla yorulmasınlar. Bu sorunlar bölgeyi yordu. Bu sorunların bölgeyi daha fazla yormasına imkan veremeyiz. Daha ne kadar yorulacak insanlar. Daha ne kadar hayatlarını kaybedecek. Çocuklarının gözlerinin önünden gittiğini daha ne kadar görecekler.” VERGİ İNDİRİMLERİ Bir gazetecinin özel vergisine (ÖTV) ilişkin sorusu üzerine Bakan Ergün, konunun gelecek hafta Ekonomi Koordinasyon Kurulunda değerlendirileceğini vurgulayarak, şöyle konuştu: “Çünkü her konuyu Ekonomi Koordinasyon Kurulunda değerlendiriyoruz. Teknik çalışmaları bürokratik arkadaşlar bir yere kadar getirdiler. Vergi indirimlerinin şimdiye kadarki analizleri ortaya çıkarılacak. Bu analizler çerçevesinde karar vereceğiz. Ekonomik krizde vergi indirimleri, ekonomide kullanılacak bir gibidir. Eğer fazla dozda verirseniz, alışkanlık yapar. etkisi meydana getirir. Ama erken keserseniz, zaman da tedavi olmaz. Bu toplantıda ilacı kesme zamanı gelip gelmediğine karar vereceğiz.” Bakan Ergün bir gazetecinin, hakkında açılan soruşturmaya yönelik sorusu üzerine, bunun Türkiye’deki genel tabloyu yansıtmadığını bildirdi. Bu tür hadiselerle az da olsa karşılaşıldığını anlatan Bakan Ergün, “Böyle bir soruşturmanın başlatılmış olması, Türkiye’nin aldığı bu kadar mesafeden sonra açıkçası yakışmamıştır. Türkiye’ye yakışan bir tablo değildir. Düşünceyi açıklama hürriyeti sadece hoşa giden düşüncelerin açıklanması hürriyeti değildir. Aynı zamanda hoşumuza gitmeyen düşüncelerimizin de açıklanması hürriyetidir” diye konuştu. Van Valisi Münir Karaloğlu, Bakan Ergün’e Van Kedisi başlıklı baston hediye etti. Bakan Ergün, Valilik ziyaretinden ardından Van Belediyesine geçti.
+
+
+
+ 583578
+ Google'ın gemisi sallanıyor!
+ Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, İnternet devi Google'ın sunduğu servisler, günlük hayatımızın da bir parçası olmuş durumda. En çok kullanılan "E-posta (Gmail)" servisinin bile çalışmamasına ek olarak arama, e-posta, takvim, kişi listesi gibi birçok hizmetini başka alan adları içinde barındıran Google Apps'in de ara sıra arıza vermesi, kullanıcıları perişan etmeye yetiyor. Google, Düşman Sevindirdi Servislerin ne durumda olduğunu bildiren bu rapor dışında an itibarı ile Google'ın bu arıza ile ilgili bir açıklaması bulunmuyor. Kullanıcılar ise alternatifler arama motorlarını tercih etmeye başladılar. Bu alternatifler arasında ilk sırayı Microsoft'un henüz emeklemekte olan arama motoru alıyor. :: Yazan: SDN
+
+
+
+ 584192
+ Vali Güler: Hiç kimse şehit ailelerinin sesini kısamaz
+ Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Vali Muammer Güler, şehitliklerde basın açıklamalarının yasaklanmasına ilişkin emniyet müdürlüğü ve valiliğin aldığı kararın bazı medya organlarında maksadını aşan bir şekilde yer aldığını ifade etti. Güler, "Özellikle belirtiyorum; şehitlerimiz bizim hatıralarımızdır, sahip çıkmamız gereken en değerli hazinemizdir. Şehitliklerimiz çok önemli, değer atfettiğimiz mekanlardır. Bu anlamda şehitliklerimizde bu tür mekanlarda olduğu gibi nasıl davranılacağı, mekanların uhreviyetine uygun olarak huşuu içinde tamamen saygının, hürmetin ön plana çıktığı yerler olarak bilinmeli. Bütün milletimi biliyor ve bu şekilde uyguluyor. Ancak son zamanlarda bu şehitliklerimizin bazı legal ve illegal örgüt mensuplarının yaptıkları açıklamalarla şehitlikle şehit yakını olmayan bazı grupların orada basın açıklamalarıyla gerginlikler yarattıklarını tartışma ortamı haline getirdiklerini bazı provokasyonların yapıldığını gördük. Şehitlikler hiçbir zaman tartışmanın, gerginliğin, polemiğin, provokasyonun olması gereken yerler değildir. Bu mekanların özenle korunması gerekmektedir. Bu nedenle de şehit ailesi, yakını olmayan veya şehitlerle ilgisi bulunmayan örgütlerin orada basın açıklaması yapmasına tabii ki müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. Ancak bu şehit ailelerinin ve derneklerinin sesinin kısıldığı anlamına gelmez. Hiç kimse şehit ailelerinin sesini kısmaz, kısamaz. Böyle bir uygulama şimdiye kadar yoktur, bundan sonra da asla olmayacaktır." diye konuştu. Basın mensuplarının, emniyet ve valilik açıklamasında demokratik açılım vurgusunun yapıldığına dikkat çekmesi üzerine Vali Güler, "Oradaki ifade, demokratik açılım sürecinin toplumda tartışılmaya başlamasından sonra bununla ilgili bazı kuruluşlar da değişik görüşler ifade etmektedir. Bunun yorumunu yapacak taraf da değiliz ama sivil toplum örgütleri elbette ki görüşlerini belirtebilir. Bu görüşlerini şehitlikte gerginlik yapacak şekilde ortaya konulmasının anlamsızlığına işaret ettik." ifadelerini kullandı. "Valilik demokratik açılıma destek mi veriyor?" sorusuna Vali Güler, "Burada, bazı kuruluşların daha önce yapmadıkları şeyi bu mekanlarda yapmaya başlamasından itibaren böyle bir açıklama yapılmasına karar verildi. Ben demokratik açılım konusunda yorum yapmam ama bazı kuruluşların şehitlikte bu tür açıklama yapmaları gerginliğe neden olmaktadır. Kamu düzeninin sağlanması için bu karar alınmıştır." şeklinde cevapladı. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da, "İlk şehit oraya defnedildiğinden itibaren şehit aileleri oraya geliyor ve son zamanlarda şehit aileleriyle, şehitle, şehitlikle ilgisi olmayan bazı kurumların orada eylemler yaptı ve şehit aileleriyle sürtüşmeye girdiler. Bir takım gerginlikler yaşandı. Dolayısıyla bizim görevimiz de bu gerginlikleri engellemektir." açıklamasını yaptı. Çapkın, Münevver Karabulut cinayetine ilişkin soruları ise adli soruşturmanın devam ettiğini belirterek cevapsız bıraktı.
+
+
+
+ 583695
+ Yüksel ve Demirlek'in Cezaları Onaylandı
+ Yüksel ve Demirlek'in Cezaları Onaylandı Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) Silivri'de yaptığı toplantıya katılan ve tepkilerini gösteren hakemler Vedat Yüksel ve Bülent Demirlek'in cezaları Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu tarafından onandı. Kurulun yaptığı toplantıda, hakem Vedat Yüksel ile ilgili PFDK'nın 11 Ağustos tarihinde verdiği kararın incelendiği belirtilerek, bu kurul tarafından Vedat Yüksel'e sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle verilen hak mahrumiyeti cezasının, 45 gün hak mahrumiyeti cezası biçiminde değiştirilerek oybirliğiyle onanmasına karar verildi. Kurul ayrıca, bir diğer hakem Bülent Demirlek ile ilgili PFDK'nın aynı tarihli kararını inceledi. Yapılan inceleme doğrultusunda, PFDK tarafından Bülent Demirlek'e sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle verilen hak mahrumiyeti cezasının, 30 gün hak mahrumiyeti cezası biçiminde değiştirilerek oybirliğiyle onadı.
+
+
+
+ 583945
+ Sivas'ın muhtemel 11'i!
+ Sivas'ın muhtemel 11'i! 25/09/09 12:22 Süper Lig'de bu sezon önceki sezondaki başarılı günlerinden uzak bir performans sergileyen ve aldığı başarısız sonuçlar nedeniyle zor günler geçiren Sivasspor'da, yarın deplasmanda yapacağı İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçını dönüm noktası olarak görülüyor. Ligde bu sezon yaptığı maçta beraberlik, mağlubiyet alarak topladığı puanla 17. sırada kalan kırmızı beyazlı ekip, İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u yenerek hem bu sezon ligdeki ilk galibiyetine imza atmayı, hem de ligdeki 125 günlük galibiyet hasretini İstanbul'da noktalamayı hedefliyor. Ligdeki en son galibiyetini 24 Mayıs 2009 tarihinde geçen sezonun 33. haftasında Gençlerbirliği'ne karşı Sivas'ta 3-2'lik skorla elde eden ve bu maçın ardından geçen sezon ile birlikte ligde yaptığı karşılaşmada (1'i geçen sezon, 6'sı bu sezon) galibiyet elde edemeyen Sivasspor, yarın İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u yenerek taraftarına uzun bir aradan sonra ligde galibiyet armağan etmek istiyor. Geçen sezon ki Gençlerbirliği galibiyetinin ardından ligde yaptığı maçta mağlubiyet, beraberlik alan kırmızı-beyazlı ekip, maçlık bir aranın ardından puanla tanışmayı hedefliyor. -İSTANBUL YOLCULUĞU BAŞLADI- Tesislerdeki hazırlıklarını tamamlayan Sivasspor, maç için havayoluyla İstanbul'a gitti. Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Koordinatör Faruk Taşseten başkanlığındaki kafileyi, kulüp ikinci başkanı Erdal Sarılar ve kulüp müdürü Cafer Kaplan ile kulüp çalışanları havaalanına uğurladı. Yolculuk öncesi teknik heyet ve futbolcuların moralsiz oldukları görüldü. Sivasspor'da, İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı öncesinde golcü oyuncu Mehmet Yıldız, sağbek Abdurrahman Dereli ve orta saha oyuncusu Onur Tuncer'in sakatlığı sürüyor. Kırmızı-beyazlı ekip, tedavileri nedeniyle bir süredir takımdan ayrı olan bu futbolcusundan yoksun bir kadroyla yarınki maça çıkacak. Teknik direktör Bülent Uygun'un yarınki maçta sahaya ''Petkoviç (Akın), Yasin, Sedat, Murat Sözgelmez, Hayrettin, İbrahim Dağaşan, Sezer (Kadir), Musa, Erman (Cihan), Bruno Zita, İbrahim Şahin'' ilk 11'ini sürmesi bekleniyor. -5. RANDEVU- İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile Süper Lig'de 4. kez karşı karşıya gelen Sivasspor, yarın rakibine karşı ligdeki 5. sınavını verecek. Geride kalan maçta Sivasspor'un galibiyetlerde 3-1 üstünlüğü bulunuyor. Bu maçlarda rakibinin filelerine gol atan Sivasspor, kalesinde gol gördü. Rakibini 2007-2008 sezonunda Sivas'ta 2-1, İstanbul'daki 2-0 yenen Sivasspor, geçen sezonun ilk yarısında deplasmanda 3-0 mağlup ettiği İstanbul ekibine 2-1 mağlup olmuştu. Geçen sezon şampiyonluk mücadelesi veren Sivasspor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a 2-1 yenilerek hem ligin bitimine hafta kala liderlik koltuğunu Beşiktaş'a kaptırmış, hem şampiyonluk yarışında büyük bir yara almış, hem de ligde iç sahada 15 maçlık, 370 günlük yenilmezlik serisini bu mağlubiyetle noktalamıştı.
+
+
+
+ 583094
+ Bacaklarına güvenen giysin!
+ Bacaklarına güvenen giysin!DIŞ HABERLER güncellenme zamanı 25.9.2009Siyah,bej ve koyu gri renklerde üretilen çoraplar, İngiltere’de büyük ilgi görüyor. hep yanınızda İngiliz mağazalar zinciri Selfridges’a bağlı firması Unconditional, talepler üzerine erkekler için tayt tipi külotlu çoraplar üretti Yaklaşık 180 TL’ye satılan çoraplar, sıcak tutması için oldukça kalın tasarlandı. 200 yıl önce ’da erkekler tarafından yaygın olarak giyilen çorapların, geçmişin aksine bu kez sadece pantolon altında giyilmesi bekleniyor. Çorapların üretiminden sorumlu David Walker-Smith, “Erkeklerin bu giysiyi sadece soğuk kış günlerinde korunmak için değil, ayrıca stil sahibi olmak için de giyeceklerini sanıyoruz” dedi.
+
+
+
+ 583284
+ İnanmadığımız şeyleri bize uygulatamazlar
+ İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ İnanmadığımız şeyleri bize uygulatamazlar IMF anlaşmasına ilişkin piyasa dayatmaları hakkında konuşan Bakan Babacan, “Dayatma var m” yönündeki soruyu “Dayatma diye bir şeyi kabul etmiyorum” diye yanıtladı. Babacan, “Biz inanmadığımız şeyleri Türkiye'de uygulamayız” dedi ANKARA Birleşmiş Milletler Genel Kurul çalışmaları nedeniyle Başbakan Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyetle birlikte New York'ta bulunan Babacan, TRT 2'nin programına katıldı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yürütülen ilişkiler konusunda, Türkiye'nin şimdiye kadar IMF ile 17 stand-by anlaşması yaptığını ve hiç birinin tamamlanmadığını hatırlatarak, ilk kez AKP hükümetlerinin 17. ve 18. anlaşmaları tamamladığına işaret etti. IMF PARASI İÇERİDE KULLANILACAK IMF ile yapılacak bir anlaşma ve oradan sağlanacak bir kredinin bu orta vadeli programda öngörülen tabloyu olumluya götüreceğine işaret eden Bakan Babacan, şunları söyledi: 'Yurtdışından uygun şartlarda sağlanabilecek kaynakların, Türkiye'nin büyümesine olumlu etkisi olacak. IMF'den kullanılabilecek kredileri, biz Merkez Bankası'na koyacağız. Karşılığında alacağımız para ile iç piyasaya olan borçlarımızı ödeyeceğiz. İç piyasadan borçlanma ihtiyacımız azalacak. IMF'den gelecek her milyar dolar, iç piyasaya bırakılacak 1,5 milyar lira demek. Bu durum, büyümeyi etkileyecektir. BÖYLE BİRŞEYİ KABUL ETMİYORUM Biz OVP'yi açıkladık. IMF ile bu zeminde ileride uzlaşma sağlayabilirsek sağlarız. Bizim 7-8 milyar dolar IMF'ye borcumuz var ve yıllık şu günlerde yıllık yüzde 2,1 faiz ödüyoruz. Şu anda Türkiye'nin başka bir kaynaktan bu kadar uygun şartlarda kredi bulması kadar kolay değil. Ama olmazsa olmaz noktasında da değiliz.' Bakan Babacan, 'Dayatma var mı' yönündeki soruya 'dayatma diye bir şeyi kabul etmiyorum' diye yanıt verirken, şöyle devam etti: 'Biz Türkiye için doğru olmayan hiç bir adımı atmayız. Piyasa faizlerinin düşmesi için bu anlaşmayı tercih ederiz. Ama bizim inanmadığımız, şeyleri Türkiye'de uygulamayız.' ÇEKİRDEK KADROYLA YÜRÜYOR Bakan Ali Babacan, anlaşma konusunda çok dar bir ekiple çalıştıklarını vurgularken, 'IMF de başkan ve birinci başkan yardımcısı muhatabımız. Gürültülü olmaması gerekiyor ve bir sabır istiyor. Biz bunu yapıyoruz. Bir aşama kaydedince gerekli açıklamaları yapıyoruz. Bu konuda takvim vermekten özenle kaçınıyoruz. Bu takvimler müzakere tekniği açısından yanlıştır. Benden bir şey duymadıkça, Hazine'den yazılı açıklama gelmedikçe hiç bir şeye inanmayın. Çalışan çok dar bir ekip başkalarının bilmesi mümkün değil' dedi. Gıpta ile bakılan ülke haline geldik 'Türkiye'nin pekçok açıdan gıpta ile bakılan bir ülke olduğunu' ifade eden Babacan, 'Türkiye'nin artık bölgesinde, Avrupa'da örnek alınacak bir ülke haline gelmesi lazım. Biz bunu yapabiliriz' diye konuştu. ABD'de gerçekleştirdiği temasların gayet olumlu geçtiğini kaydeden Babacan, G-20 toplantılarında da Türkiye'nin çok faal olduğunu, Türkiye'nin yaklaşımının toplantılarda etkili olduğunu, sonuç bildirgelerinde Türkiye'nin görüşlerinin önem arz ettiğini belirtti. Bakan Ali Babacan, ABD'de Obama'nın gündeme getirdiği sağlık reformunun hatırlatılması üzerine, Türkiye'nin bu sistemi 2003-2004 yıllarında uygulamaya koyduğunu, genel sağlık sigortası getirdiğini söyledi. Babacan, “Gerçekten Türkiye'nin gıpta edilecek örnek alınacak çok uygulamaları var. Türkiye'nin kendi içindeki tartışmalar nedeniyle içeriden bunun farkına varamıyoruz” dedi. İstisnai bir performans sergiledik G-20 toplantılarının sonuç bölümünde bir çağrı bulunduğuna işaret eden Bakan Babacan, 'Ülkelere, (artık çıkış politikalarını oluşturun, açıklayın) diye bir çağrı var. Türkiye, pekçok ülkeden daha önce bu stratejisini açıkladı ve uygulamaya da soktu' dedi. 'OECD ülkelerinde bankacılık sektörüne müdahale etmek zorunda kalmayan tek ülke Türkiye'dir. Tek bir bankaya tek bir kuruşluk kamu kaynağı aktarmadık ve garanti sistemimizde de en ufak bir değişiklik yapmadık. Türkiye, istisnai bir performans sergiledi bu dönemde. Avrupa'da birçok ülke ile mukayese edildiğinde, Türkiye bu krizden hızlı çıkacak ülkelerin başında gösteriliyor. Bankacılık sektöründen gelen maliyetlerin düzeltilmesi birçok ülkede yıllar, bazı ülkelerde 10 yıllar alacaktır. Türkiye birkaç yıl içinde toparlayıp, kriz öncesi seviyeye dönebilecek bir ülkedir.' Küresel krizde en dibi gördük Dünyada toparlanma dönemine girildiğini anlatan Babacan, şöyle konuştu: 'Muhtemelen en dibi gördük. Bundan sonra yavaş yavaş toparlanmanın olacağı bir döneme giriyoruz. Bu tabii kırılgan bir toparlanma olacak. Bunun risk faktörleri olacak. Böyle bir döneme girerken, Türkiye'nin normal dönemlerde uygulanması gereken politikalara dönmesi gereki-yordu. Biz de Mayıs-Haziran'dan itibaren buna döndük. Mali genişleme durdu. Mali disiplin dönemine girmiş bulunuyoruz. Özel sektörün kaynaklarının bollaştırılması bizim temel prensibimiz.' 25.09.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 584110
+ Nükleer Türkiye ve Rusya ilişkileri için önemli
+ Nükleer Türkiye ve Rusya ilişkileri için önemli 25 Eylül 2009 Cuma, 15:06 Rusya Sanayiciler ve İşadamları Birliği (RSPP) Başkanı Aleksandır Şohin, nükleer enerji santrali ihalesiyle ilgili olarak, ''Bu önemli bir proje. Eğer Rus şirketleri alırsa Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkiler katlanarak büyüyecektir'' dedi. Şohin, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ile RSPP arasındaki işbirliği anlaşması imza töreninin ardından AA muhabirinin, Türkiye'deki nükleer enerji santrali ihalesiyle ilgili sorularını yanıtladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,'ın ''Nükleer santral ihalesi bir yarışma süreci, Rusya Federasyonu'na 'evet biz bu işi size verdik, şimdi bunun yasal zeminini hazırlıyoruz' demiyoruz'' şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Şohin, ihalede sürecini şu anda iki Rus şirketi ile bir Türk şirketinin takip ettiğini ve burada bir rekabetin söz konusu olduğunu söyledi. Şohin, ''Elbette ihale olduğu için devlet yetkilileri 'biz şuna verdik' diyemezler. Kim projeye asılırsa proje onun olur. Şu anda süreç devam ediyor. Bakan bey çok doğru söylemiş. Ama iki Rus şirketinin bu ihalede olması şunu gösteriyor; bizi önemsiyorlar'' dedi. Projenin çok büyük ve önemli bir proje olduğunu belirten Şohin, ''Eğer bunu Rus şirketleri alırsa, Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkiler katlanarak büyüyecektir'' şeklinde konuştu. Şohin, bu projeyi iki tarafın da önemsediğini ifade ederek, projeyi alma konusunda ümitli ve ısrarcı olduklarını vurguladı. ''PROJENİN SONUCA ULAŞMASINDA BÖLGENİN POLİTİK DEĞERLERİ ÖNEM ARZ EDİYOR'' Bu tarz projelerde politik meselelerin de devreye girebildiğini söyleyen Şohin, şunları kaydetti: ''Biz bu politik meseleleri mümkün olduğu kadar, ilişkileri daha verimli noktaya getirecek şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Politik meselelerden uzak bir ekonomik ilişki içerisine girmeye çalışıyoruz. Politik meselelerin yanı sıra bir de finans kısmı var. Bu çok yönlü, kapsamlı bir proje. Projenin sonuca ulaşmasında bölgenin politik değerleri önem arz ediyor. Mesela elektrik enerjisi üzerinde de iş birliği yapılabilir. Fakat bunu Gürcistan üzerinden geçirmemiz gerekiyor. Bu noktada politik ilişkileri biliyorsunuz. İki taraf bunu çok isteyebilir ama iki tarafın dışında bölgesel politik meseleler bazen süreci etkiliyor.'' ''YENİ PARTNERİMİZİ KAYBETMEK İSTEMEYİZ'' Dünyada ülkelerin nükleer enerji ile ilgili farklı stratejilerinin bulunduğunu, Almanya bu konuda küçülmeye giderken, Fransa'nın bunu geliştirdiğini anlatan Şohin, nükleer enerjinin bugün dünyada ne önem taşıyorsa gelecekte de aynı önemi taşıyacağını vurguladı. Şohin, nükleer enerjide risk olduğunu ama bunun izole edilebileceğini, kontrol edilmediği durumda diğer enerji alanlarının da risk taşıdığını söyledi. Şohin, ''Türkiye bu alanda yeni, bu konuda Rusya da çok anlayışla davranıyor. Bu yeni partnerimizi kaybetmek istemeyiz. Biz de elimizden gelen mücadeleyi veriyoruz'' şeklinde konuştu. Önümüzdeki 20 yılda Rusya'nın kendi coğrafyasında 40 yeni reaktör açmayı planladığını ifade eden Şohin, ''Rusya bu konuda ileri. Eğer bu tehlikeli olsaydı biz 40 reaktörü ülkemizde açmazdık'' dedi.
+
+
+
+ 582920
+ Gevaş'ta 21 yabancı uyruklu yakalandı
+ Alınan bilgiye göre, yol kontrollerini sürdüren Gevaş İlçe Jandarma Komutanlığı Yoldöndü Karakol Komutanlığı ekipleri, Balaban köyü yakınlarında yaya ilerleyen grubu durdurdu. Yapılan kontrollerde, Burma, İran, Pakistan, Afganistan ve Moritanya uyruklu toplam 21 kişinin, yurda İran üzerinden yasa dışı yollarla girdikleri belirlendi. Yabancı uyruklu kaçakların, işlemlerinin ardından sınır dışı edileceği belirtildi. Kaçakları köye getiren ve ismi öğrenilemeyen bir kişinin arandığı bildirildi.
+
+
+
+ 583657
+ Ankara'daki AKM yıkılacak
+ FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ Ankara'daki AKM yıkılacak Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ankara'daki Atatürk Kültür Merkezi'ni (AKM) 'çirkin ve estetikten yoksun bir yapı' şeklinde tanımlayarak, 'Oradaki çirkin yapıyı kaldırıp, yerine yapılacak onun misli büyüklüğündeki yeni müzeyi gelecek yıl açacağız' dedi. ANKARA (A.A) Önce yıkılması gündeme gelen, daha sonra restore edilmesi kararlaştırılan İstanbul AKM ile ilgili tartışmalar hala sürerken, Kültür ve Turizm Bakanlığı, başkentteki atıl kalan AKM'yi kaldırıp, yerine daha modern bir Türkiye Uygarlıklar Müzesi kurma hazırlığına başladı. 1980 yılında 2302 sayılı 'Atatürk'ün Doğumunun 100'üncü Yılının Kutlanması ve Atatürk Kültür Merkezi Kurulması Hakkında Kanun' ile kurulan alanla ilgili tanımlanacak her türlü planlama, programlama ve diğer kararlar Milli Komite'ye bağlı. Bakanlığın yıkım yapabilmesi için de bu alanlarda tek söz sahibi olan komitenin onayını alması gerekiyor. AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Kültür ve Turizm Bakanı Günay, yakın bir zamanda konuyu Milli Komite'nin önüne getireceklerini söyledi. Ankara'daki AKM için yeni bir düzenleme yapmayı düşündüklerini ve bu konuda çalışmalara başladıklarını belirten Günay, 'en büyük hayallerinden biri olan' Türkiye Uygarlıklar Müzesi'ni AKM alanına kuracaklarını bildirdi. Günay, bu konuda Bilimsel Kurul ile Jüri Hazırlık Kurulunun birçok toplantı yaptığını ve hazırlıkları olgunluk düzeyine getirdiklerini dile getirerek, konuyu komiteyle birkaç hafta içinde görüşeceklerini ifade etti. Bakan Günay, 'Benim düşüncem, çirkin, estetik yoksunu ve malzeme açısından çok sıkıntılı olan ve Türkiye'nin mimari tarihiyle de bağdaşmayan yapının yıkılması, alana 40 bin metrekare kapalı alanı olan yeni ve büyük bir Türkiye Uygarlıklar Müzesi kurulması...' dedi. Yeni yapının da kütüphanesi, sergi ve toplantı salonlarıyla 'dünya çapında yarışacak' bir müze olmasını hedeflediklerini vurgulayan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Türkiye'nin uygarlıklar ve bunların hazineleri açısından, arkeolojik zenginlikler bakımından çok varlıklı olduğunu düşünüyorum. Başkentte, hatta Türkiye'de bunu sergileyecek böyle bir mekanımız yok. Böyle bir mekan, yeni müze yaparsak bunun en iyi yeri de defalarca söyledim, Ankara... Alanımız da var. Oradaki çirkin yapıyı kaldırıp, yerine yapılacak onun misli büyüklüğündeki yeni müzeyi gelecek yıl açacağız.' 'TARİH ÖNÜNDE AÇIKLAMASINI YAPACAKLAR' İstanbul'daki AKM'ye de değinen Günay, bakanlık olarak binayı geçen yıl boşalttıklarını hatırlattı. Günay, 'Önce proje gecikti, sonra da bazı arkadaşlar, 'lokantanın yeri, merdivenlerin yeri' diyerek yargıya başvurdu, orada duruyor. Bizim sorunumuz olmaktan çıktı. Yargıya başvuran arkadaşlar ile gerekçelerle yürütmeyi durdurma kararı veren yargı organları, tarih önünde bunun bir açıklamasını yapacaklardır gelecekte' dedi. İstanbul'un yeni kongre mekanlarına kavuştuğunu, kongre vadisinin yakında açılacağını ve Haliç'teki kongre merkezinin de marttan bu yana kullanıldığını anlatan Günay, 'AKM'yi engelleyenler, yeni kongre salonlarına geldiklerinde mahcup olacaklar. İstanbul AKM ile kıyaslanamayacak büyük yeni mekanlar açılıyor. İstanbul, bir mekan sıkıntısı yaşamayacak, daha güzel salonlarımız geliyor. Harbiye'de Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu, ekim ayı sonunda perdelerini açacak' diye konuştu. 25.09.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 583920
+ İşte zamlı elektrik tarifeleri
+ İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ İşte zamlı elektrik tarifeleri Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Ekim'den itibaren uygulanacak “2009 Yılı Uyum Bileşenli Tarife tablolarını ve 2009 yılı Fonsuz Tarife Tablolarını” açıkladı. Vergi, fon ve paylar hariç, sanayide uygulanacak dağıtıma yönelik tek zamanlı alçak gerilim tarifenin kilovatsaati 19,284 kuruş iken, gece tarifesi 11,067 kuruş olacak. Tek zamanlı tarifeye göre ticarethanelerde elektriğin kilovatsaati 25,023 kuruş, meskenlerde 21,376 kuruş olarak uygulanacak. ANKARA (ANKA) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Ekim'den itibaren uygulanacak “2009 Yılı Uyum Bileşenli Tarife tablolarını ve 2009 yılı Fonsuz Tarife tablolarını” açıkladı. Vergi, fon ve paylar hariç, sanayide uygulanacak dağıtıma yönelik tek zamanlı alçak gerilim tarifenin kilovatsaati 19,284 kuruş iken, gece tarifesi 11,067 kuruş olacak. Tek zamanlı tarife ticarethanelerde kilovatsaati 25,023 kuruş, meskenlerde 21,376 kuruş olarak uygulanacak. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun Ekim'den itibaren geçerli olacak elektrik zamlarına ilişkin 2009 yılı Uyum Bileşenli Tarife ve Fonsuz Tarife Tabloları'nın yer aldığı Karar Resmi Gazete'de yayımlandı. Kararla, Elektrik dağıtım şirketlerinin talepleri çerçevesinde elektrik fiyatlarının güncellenmesini yapan EPDK, 2009 yılı Uyum Bileşenli Tarife ile 2009 yılı Fonsuz Tarife Tablolarını yayınlayarak, yeni meblağları ilgili taraflara bildirdi. Sanayide uygulanacak dağıtıma gömülü tek zamanlı alçak gerilim tarifenin kilovatsaati 19,284 kuruş iken, gece tarifesi 11,067 kuruş olacak. Sanayide tek zamanlı orta gerilim tarifenin kilovatsaati 18,556 kuruş iken, gece tarifesi 10,336 kuruş olacak. Tek zamanlı tarife ticarethanelerde kilovatsaati 25,023 kuruş, meskenlerde 21,376 kuruş olarak uygulanacak. Dağıtıma yönelik olarak gece tarifelerinin kilovatsaati ise sırasıyla 15,010 ve 11,490 kuruş olacak. Resmi Gazete'de yayımlanan Karara göre, dağıtım sistemine bağlı üreticilere tercih etmeleri halinde TEİAŞ tarafından belirlenen iletim bölgeleri bazındaki üretici fiyatları uygulanacak. Hayır kurumları, dernekler, vakıflar, müzeler, resmi okullar ve yurtlar, resmi kurslar, spor tesisleri, resmi üniversite ve yüksek okullar, resmi sağlık kuruluşları, kültür balıkçılığı ve kümes hayvanları çiftliği, içme ve kullanma suyu ve tarımsal amaçlı soğuk hava depolarının, çok zamanlı tarife uygulamasında gündüz 06.00-17.00, puant 17.00-22.00, Gece ise 22.00-06.00 saatleri arasında olacak. Emreamade kapasite bedeli tüketicinin kurulu gücü dikkate alınarak uygulanacak. Tarifelere fon, pay ve diğer yasal yükümlülükler ayrıca ilave edilecek. Hatırlanacağı üzere EPDK, geçen hafta dağıtım şirketlerinin başvurusunu değerlendirmiş, konutta kullanılan elektriğe yüzde 9.68, sanayide ise yüzde 9.85 oranında zam yapmıştı. 25.09.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 584155
+ PKK'da milyon dolarlık infaz
+ PKK'da milyon dolarlık infaz Giriş Saati Güncelleme Türkiye, İran ve Suriye ile Avrupa ülkelerinde sürdürülen etkili operasyonlar sonucunda finansman ve kadro temininde ciddi sıkıntı yaşayan terör örgütü PKK'da milyon dolarla kaçmaya çalışan örgüt sorumlusunun öldürüldüğü öne sürüldü. Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, terör örgütünün İran'daki uyuşturucu ticaretini yönlendirdiği öne sürülen Urumiye sorumlusu, Kahramanmaraş Pazarcık doğumlu ''Tolhildan'' kod adlı K.K.(32) örgüt içi hesaplaşma sonucu vurularak öldürüldü. K.K'nın, Kürtlerden toplanan haracın yanı sıra uyuşturucudan sağlanan yaklaşık milyon dolarla Avrupa'ya kaçmaya çalıştığı iddia edildi. ''Tolhildan'' kod adlı K.K'nın Urumiye kırsalında ''Numan'' kod adlı Mehmet Dağ tarafından görevlendirilen kişiler tarafından infaz edildiği, ancak gelebilecek tepkilerden çekinildiği için infazın ailesinden ve İran'daki kadrolardan gizlendiği kaydedildi. Terör örgütünün tepkilerden çekindiği için K.K'nın cesedini güvenlik güçlerinin bulabileceği şekilde araziye terk edildiği ve çatışmada öldürülmüş gibi yansıtılmaya çalışıldığı belirtildi. Örgütün sözde Diyarbakır sorumlusu ''Ziya'' kod adlı Engin Çatak ile yardımcısı ''Zinar'' kod adlı Ömer Kılıç ve örgütün lojistik işlerinin başındaki ''Yusuf'' kod adlı Aslan Kalkan örgüte ait 900 bin lira ile kaçmaya çalıştıkları iddiasıyla daha önce öldürülmüştü. OPERASYONLAR Öte yandan, terör örgütü PKK kendi yayın organlarına yansıyan örgüt açıklamalarında, 13 Nisanda başlatılan sözde ''ateşkisi'' üç defa uzattıkları, bir kez daha uzatabileceği ifade edildi. Açıklamalarda, Türkiye, İran ve Suriye'de aralıksız devam eden operasyonlarda 63 örgüt mensubunun öldüğü, 28 kişinin de örgütten kaçtığı bilgisi yer aldı. Terör örgütü açıklamasında, geçen hafta sonu örgüte yönelik karadan ve havadan gerçekleştirilen operasyonlarda Suriye, İran ve Türkiye uyruklu ''Hedar Afrin'' kod adlı Hanife Ali (27), ''Sıla'' kod adlı Aliye Timur (23), ''Çektar Cudi'' kod adlı Salih Güleç (22), ''Mazlum'' kod adlı Yahya Musazade (21), ''Abbas Baran'' kod adlı Şeyh Ali (18) adlı teröristin daha öldüğü duyuruldu.
+
+
+
+ 583409
+ Yağış yok
+ Hava sıcaklığı yurt genelinde derece artacak. Rüzgar genellikle kuzey ve kuzeydoğu, zamanla güney, iç ve doğu bölgelerde güney ve güneybatı yönlerden hafif arasıra orta kuvvette esecek.
+
+
+
+ 583700
+ Borçka'da Ölü Sayısı 5'e Yükseldi
+ Borçka'da Ölü Sayısı 5'e Yükseldi Artvin'in Borçka ilçesinde sel nedeniyle meydana gelen heyelanda göçük altında kalan Ali Demirci'nin cesedi de çıkarıldı. Artvin'nin Borçka ilçesindeki heyelanda göçük altında kalan Ali Demirci'nin cesedi de ç��karıldı. Böylece olayda hayatını kaybedenlerin sayısı 5'e yükseldi. Borkça'da heyelan sonucu, katlı bir bina çökmüştü. Göçük altında kalan Demirci ailesinden Gülsüm, Hacer ve Neşe'nin cansız bedenlerine ulaşılmıştı. Enkaz altında kalan Ali Demirci'nin cesedi de göçük altından çıkarıldı. Böylece Demirci köyünde selde boğularak ölen Nafiye Şimşek'le birlikte ölenlerin sayısı 5'e yükseldi. Hasar tespit çalışmalarının başladığı ilçede, Kızılay da selden etkilenenlere yardım ediyor. Selde hayatını kaybedenlerin cenazeleri bugün (25.09.2009) toprağa verilecek.
+
+
+
+ 583856
+ Olmert mahkemede: Suçsuzum
+ İsrail'in eski başbakanı Ehud Olmert, yolsuzluk iddiaları nedeniyle yargılanmaya başladı. Olmert, "Buraya suçsuz olarak geldim ve öyle de çıkacağıma inanıyorum" dedi Duruşmadan önce "Buraya suçsuz olarak geldim ve öyle de çıkacağıma inanıyorum" diyen Olmert, seçim kampanyaları sırasında Amerikalı Yahudi iş adamı Moşe Talansky'den zarf içinde para almak, bazı seyahatleriyle ilgili sahte makbuzlar düzenlemek, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanmak ve vergi kaçırmak gibi suçlardan yargılanıyor. Kudüs Bölge Mahkemesinde bu sabah başlayan ilk duruşmada, usulle ilgili düzenlemeler ve savunmanın, duruşmanın gelecek Nisan başına ertelenmesiyle ilgili talepleri ele alındı. Yargıç, bir sonraki duruşmayı 22 Şubata erteledi. Duruşmaların pazartesi, salı ve perşembe günleri olmak üzere haftada üç gün yapılması öngörülüyor. Olmert, mahkemeye gelirken basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "üç yıldır insanlık dışı iftiralara ve sorgulamalara maruz kaldığını" belirterek, başbakanlıktan istifasına atıfta bulunarak, hakkındaki iddiaların bedelini ağır bir şekilde ödediğini kaydetti. "Artık gerçeklerin ortaya çıkmasının zamanı gelmiştir" diye konuşan Olmert, "Buraya suçsuz olarak geldim ve öyle de çıkacağıma inanıyorum" dedi. İsrail tarihinde ilk kez eski bir başbakan, görevi sırasında işlediği iddia edilen suçlar nedeniyle mahkeme karşısına çıkıyor. Olmert'in eski özel kalem müdürü Şula Zaken de söz konusu olaylarda rolü bulunduğu gerekçesiyle Olmert'le ilgili davada yargılanıyor.
+
+
+
+ 582902
+ 'Güneşi Gördüm' Oscar Adayı
+ 'Güneşi Gördüm' Oscar Adayı Mahsun Kırmızıgül'ün yazdığı ve yönettiği film; "Güneşi Gördüm" yabancı dilde en iyi film dalında Oscar aday adayı oldu. "Güneşi Gördüm" yabancı dilde en iyi film dalında Oscar aday adayı oldu. Mahsun Kırmızıgül'ün yazdığı ve yönettiği film, terör nedeniyle göç etmek zorunda kalan bir ailenin yaşamını konu alıyor. 12 Mart'ta gösterime giren filmi yaklaşık buçuk milyon kişi izledi. Yapım şirketinden yapılan açıklamaya göre Mahsun Kırmızıgül, Oscar adaylığı için yapılan lobi faaliyetlerine dikkat çekerek, bu konuda katkı beklediklerini belirtti. Geçtiğimiz yıl da Nuri Bilge Ceylan'ın yönettiği "Üç Maymun" adlı film, Yabancı Film Oscar'ı için yarışan 65 film arasından ilk dokuza girmeyi başarmıştı.
+
+
+
+ 583483
+ İsviçre imzayı attı hesap gizliliği bitti
+ ABD’de başlayan kritik G20 zirvesi öncesinde Paris’te, ABD ve İsviçre arasında tarihi bir anlaşmaya imza atıldı. Türkiye’yi de yakından ilgilendiren anlaşmayla İsviçre vergilendirme konusunda OECD yaptırımlarını kabul etti. Böylece, İsviçre’de ABD vatandaşlarına ait hesaplar vergi denetimine açıldı. Yapılan anlaşmayla ABD Maliyesi, sırdaş hesapların paylaşımının ardından bu kez kendi vatandaşlarına ait tüm hesapları denetleyebilecek. Anlaşmayla İsviçre, hem resmi hem de pratik anlamda vergi cenneti olma özelliğini kaybetti. Türkiye de İsviçre’yle benzer bir anlaşma imzalayarak ‘zula’ olarak tabir edilen, kendi vatandaşlarının hesaplarına ait bilgileri isteyebilecek. YARGILAMA YETKİSİ GELDİ Sırdaş hesaplarıyla ünlü UBS Bank’ın da bulunduğu İsviçre’nin imzaladığı bu protokol, OECD’nin vergi meselelerinde bilgi değişimi standartlarını içeriyor. Anlaşma İsviçre’nin İngiltere ve Fransa ile imzaladığı anlaşma trendlerinin devamı niteliğini taşıyor. Anlaşma OECD standartlarında İsviçre’ye yargı yetkisi tanıyacak. G20 zirvesi için Pitsburg’da bulunan OECD Genel Sekreteri Angel Gurria “Bu çok anlamlı bir gelişme. İsviçreli yetkilileri kutluyorum. Anlaşmayı imzalamak, sürecin sadece bir adımı” dedi. Alınan bilgiye göre İsviçre’nin adımı OECD’nin Nisan’da ilk gelişim raporu yayınlandığından beri, vergi bilgileri değişimi ve şeffaflık için benzersiz bir gelişim oldu. Böylece İsviçre, anlaşmayı imzalayarak, Avusturya, Belçika, Virgin Adaları, Bahreyn, Cayman Adaları, Lüksemburg, Monako, Hollanda Antilleri ve San Marino gibi yargı yetkisine sahip ülke olacak. Star 2009-09-25 10:36:58 80 küsür yıldır bu ülkeyi kimlerin soyduğu ortaya çıksın.....Ayrıca bu ülkede DEVLET BANKASI keredilerinin kimlere verildiği ve kimlerin geri ÖDEMEDİĞİ açıklansın....DEVLET ARAZİLERİ kimlere peşkeş çekilmiş açıklansın....ASKERİ İHALELER nasıl yapılmış,hangi rakamlarla bağlanmış,silahların KULLANMA süresi ne kadar olmuş....Bunlar ortaya çıkarılmadan ve cezaları verilmeden bu ülke düzelmez....HAYIRLISI... ahmet kadı
+
+
+
+ 583325
+ Kazım Kanat anıldı
+ OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Kazım Kanat anıldı Kazım Kanat'ı anma törenine bazı yöneticiler, gazeteci arkadaşları ve ailesi katıldı. Spor yazarı, Beşiktaş kongre üyesi Kazım Kanat vefatının 1. yılında Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında anıldı. Anma törenine Beşiktaş Kulübü'nü temsilen Satranç ve Spor Okullarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Nedim Sarsmaz, Basketboldan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Şeref Yalçın, Kulüp Derneği Genel Koordinatörü Levent Çifter, Seçme ve Sicil Kurulu Başkanı Firuz Drahşan'ın yanı sıra Kanat'ın ailesi, yakınları, meslektaşları ve sevenleri katıldı. Anma töreni, okunan duaların ardından sona erdi. 25.09.2009
+
+
+
+ 583645
+ Dışişleri Bakanlığı Zülfü Livaneli'yi yalanladı
+ Dışişleri Bakanlığı sözcülüğünün bir soruya verdiği yanıtta, Livaneli'nin adaylık konusunda bakanlığa ulaşmış herhangi bir başvurusunun bulunmadığı belirtilerek, Livaneli'nin adaylığı konusunda UNESCO teşkilatına başvuruda bulunulduğuna ilişkin bir bilginin de mevcut olmadığı ve bu konuda herhangi bir ülke veya çevreden Dışişleri Bakanlığına resmi bir başvurunun da olmadığı bildirildi. Açıklamada, Türk vatandaşlarının uluslararası kuruluşlardaki üst düzey önemli görevlere gelmelerinin desteklendiği ve bu amaçla her zaman yoğun çaba sarf edildiği kaydedilirken, geçmişte, İlter Türkmen, Kemal Derviş, Hikmet Çetin ve Ekmeleddin İhsanoğlu gibi isimler başta olmak üzere tüm Türk vatandaşlarının uluslararası kuruluşlardaki üst düzey önemli görevlere gelmeleri için her zaman aktif çaba içinde olunduğu, bundan sonra da bu destek ve çabaların devam edeceği belirtildi. Sözcülük açıklamasında, "Bu durum, değerli bir Türk aydını olmasının yanı sıra sanatın hemen her dalında saygın bir konuma sahip bulunan Sayın Zülfü Livaneli için de tabiyatiyle geçerlidir" ifadesi kullanıldı. -"LİVANELİ'NİN VERDİĞİ BAZI BİLGİLER TEMELSİZ VE MESNETSİZ"- Basında yer alan haberler üzerine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Ağustos ayı içinde Livaneli'yi telefonla arayarak, UNESCO Genel Direktör seçimleri süreci hakkında bilgi verdiğinin hatırlatıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bütün bunlara rağmen, UNESCO Genel Direktörü seçim sürecinin 22 Eylül 2009 tarihinde tamamlanmasının ardından çeşitli basın organlarında konuyla ilgili olarak yer alan haberlere ve Sayın Livaneli tarafından yapılan açıklamalara bir anlam verilememektedir. Sayın Livaneli'nin verdiği bazı bilgilerin temelsiz ve mesnetsiz olması da ayrıca üzüntüyle karşılanmıştır."
+
+
+
+ 583275
+ Rumlar yine kaçarsa dünya KKTC'yi tanır
+ FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ Rumlar yine kaçarsa dünya KKTC'yi tanır Kıbrıs'ta görüşmelerin sonsuza kadar süremeyeceğini kaydeden Erdoğan, “Yine Rum uzlaşmazlığı ortaya çıkarsa uluslararası kamuoyunun KKTC'yi tanıması zorunlu olur” dedi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs sorununa 2004 yılında olduğu gibi Rum anlaşmazlığı yüzünden çözüm sağlanamazsa artık KKTC'nin tanınması gerekeceğini söyledi. Erdoğan, dün New York'ta BM Güvenlik Konseyi Zirvesi ve BM Genel Kurulu'nda birer konuşma yaptı. Erdoğan, Güvenlik Konseyi'nin liderler düzeyindeki zirvesinde yaptığı konuşmada Türkiye'nin kitle imha silahlarının arındırılması girişimlerine tümüyle destek verdiğini ancak ülkelerin sivil nükleer teknolojilere erişmesinin kısıtlanmasına ise karşı olduğunu kaydetti. KIBRIS'TA FIRSAT KAÇMASIN Başbakan Erdoğan, BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında ise küresel barış, Kıbrıs, Filistin ve Ermeni açılımı konularına değindi. Kıbrıs görüşmelerinde hedefin varılacak çözümü en geç 2010 yılı bahar aylarında referanduma götürmek olması gerektiğini kaydeden Erdoğan, "Ancak 2004 yılında olduğu gibi, Rum uzlaşmazlığı yüzünden yine çözüm bulunamadığı takdirde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası alandaki statüsünün normalleştirilmesi artık ertelenemeyecek bir zorunluluk haline gelecektir. Bu nedenle, mevcut fırsat penceresinin sonsuza kadar açık kalamayacağının idrak edilmesi gereklidir' diye konuştu. GAZZE'DE DRAM HALA SÜRÜYOR Türkiye'nin üzerinde hassasiyetle durduğu diğer bir bölgesel meselenin de Filistin-İsrail ihtilafı olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin Filistin halkının her zaman yanında olduğunu ve olmaya devam edeceğini söyledi. İsrail'in son Gazze saldırısına değinen Erdoğan, "2008 yılının sonunda Gazze'ye yönelik saldırı, kısa sürede bir insanlık dramına dönüştü. Fosfor bombalarının atılması neticesinde, bin 400'e yakın insan, çocuk, kadın hayatını kaybetti, binin üzerinde insan yaralandı. BM'nin Gazze'deki binaları dahi bu yıkımdan kurtulamadı" dedi. Filistin sorununun çözümünün, ancak herkese adil ve eşit muamele edilmesi halinde mümkün olacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Gazze'de devam eden insanlık dramının sona erdirilerek kalıcı huzur ortamının tesisi, insani ve vicdani sorumluluğumuzdur' dedi. 25.09.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 583440
+ Pekin'deki bir Uygur lokantasında patlama
+ 'in başkenti Pekin'deki bir Uygur lokantasında sabah saatlerinde patlama meydana geldi. Resmi Şinhua haber ajansının görgü tanıklarına dayanarak verdiği haberde, lokantanın çöktüğü ve bazı kişilerin enkaz altında kaldığı belirtildi. Patlamanın meydana geldiği lokanta yakınındaki bazı otomobillerin de zarar gördüğü ifade edilirken, patlamanın nedeninin ise henüz bilinmediği kaydedildi. Ekim'deki Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 60. yıl dönümü kutlamaları dolayısıyla Pekin'de yoğun güvenlik önlemleri alındı.
+
+
+
+ 583198
+ Beşiktaş, Moskova'da çift idman yapacak
+ Teknik Direktör Mustafa Denizli, hava şartlarını ve Luzniki Stadı'nın zemininin suni çim olması sebebiyle takımı Moskova'ya pazartesi günü götürecek. Suni çim zeminde iki antrenman yapacak olan Siyah-Beyazlıların, Moskovalı yöneticilere bu taleplerini yazılı olarak bildirdiği ve isteğin kabul edildiği öğrenildi. 30 Eylül Çarşamba günü yapılacak CSKA maçının hazırlıklarına dün basına kapalı devam eden Kartal'da tedavileri devam eden Rüştü, Nobre, Ferrari ve ayak bileğinde ödem tespit edilen Yusuf Şimşek çalışmaya katılmadı. Mustafa Denizli, oyuncularına kısa mesafeli pas çalışması yaptırdıktan sonra CSKA Moskova karşılaşmasının taktiğini uygulattı. Tecrübeli çalıştırıcı, özellikle kanat organizasyonları ve ceza sahası dışından atılan şutlar üzerinde durdu. Brezilyalı golcü Bobo'nun oldukça hırslı ve istekli olduğu belirtildi.
+
+
+
+ 583661
+ Ehliyet alacaklara kötü haber
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Ehliyet alacaklara kötü haber Sürücü Kursları Birliği Derneği Genel Başkanı Vedat Şahin, yılbaşından önce yayınlanması beklenen yeni taşıt sürücüleri kursu yönetmeliği ile sürücülerin daha fazla eğitim almak zorunda kalacaklarını bunun da kurs maliyetlerini etkileyeceğini bildirdi. İSTANBUL (A.A) Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün, Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu (MTSK) Yönetmeliği'nin değiştirilmesi için yaptığı çalışmalara ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Şahin, şimdiye kadar sınavların belirli bir güzergahta ve 15-20 dakika gibi kısa bir sürede yapıldığını dolayısıyla değerlendirmenin yeterli olmadığını ifade ederek, yeni yönetmeliğin bunu önleyeceğini söyledi. Şahin, 'Yeni yönetmelikle sürücü daha fazla eğitim almak zorunda kalacak bu da kurs maliyetlerini etkileyecek' dedi. Mevcut uygulama ile sınavları iki haftalık hizmet içi eğitimden geçen Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı öğretmenlerin yaptığını ve sınavların hafta sonları, çok yoğun olmayan güzergahlarda gerçekleştirildiğini anlatan Şahin, 'Bakanlığımız, özel yetiştirilmiş sınav yapıcılar tarafından haftanın her günü sınav yapılması yönünde çalışma yürütüyor. Bu çalışma son aşamasına geldi. Yılbaşından önce yönetmeliğin yayınlanmasını bekliyoruz' dedi. 'TÜRKİYE'dE BİN 700 SÜRÜCÜ KURSU VAR' Türkiye'de bin 700 sürücü kursu bulunduğuna işaret eden Şahin, şunları kaydetti: 'Türkiye'de sürücü kursu açılması son derece kolaylaştırıldı. Nüfusa göre haddinden fazla sürücü kursu var. Bu da aşırı bir haksız rekabete, kurs fiyatlarının düşmesine ve yeterli eğitimin verilmemesine neden oluyor. Sınavlar çok kolay olduğu için az bir eğitimle dahi insanlar sınavlardan geçebiliyor. Şu anda 200-300 liraya sürücü adayı kursa yazılabiliyor. Bununla yeterli eğitimin verilmesi mümkün değil.' Şahin, Sürücü kursu açmanın kolaylaştırılmasıyla sürücü kurslarının daha küçük yerlere kaydığını, hiç olmayacak semtlere sürücü kursları açıldığını belirtti. Sürücü kursları olarak 20 saat direksiyon dersi verme mecburiyetleri bulunduğunu ifade eden Şahin, '20 saat direksiyon eğitimi vermenin karşılığı zaten 300 lira eder. Bunun içinde vergimiz, KDV'miz, diğer masraflarımız var. Bunları karşılamamız mümkün değil. zaman bundan 20 saat direksiyon eğitimi verilmiyor anlamı çıkıyor. 300 lira ücret alan bir kursun 20 saat direksiyon eğitimi vermesi asla mümkün değil' dedi. 'TÜRKİYE'DE GÜVENLİ ARAÇ KULLANANLARIN SAYISI AZ' Araç kullanmakla güvenli araç kullanmanın ayrı ayrı şeyler olduğunu belirten Şahin, 'Burada eğitim çok önemli. Türkiye'de herkes araç kullanıyor ama güvenli araç kullananların, trafik kurallarına uyarak araç kullananların sayısı az. İnsanlarımız hala emniyet kemeri takmıyor. Şu anda trafikte bulunanların büyük çoğunluğu hayatını tehlikeye atarak araç kullanıyor' diye konuştu. Şahin, sadece sürücü kurslarındaki eğitimin yeterli olmayacağını, televizyon programlarında sık sık bu konuların gündeme getirilmesi ve okullardaki trafik derslerini de trafikle ilgili kişilerin vermesi gerektiğini söyledi. Şu anda direksiyon sınavlarından geçme notunun 70 olduğunu, bunun yüzde 30 bilgi ve beceri eksikliği ile ehliyet alınabildiği anlamına geldiğini ifade eden Şahin, sınavlarda puanlama sisteminden de vazgeçilmesini istedi. 25.09.2009
+
+
+
+ 583213
+ BUZ DEVRİ ERİME BAŞLIYOR
+ Mamut Manny bir aile kurmak istemektedir. Fakat uzun süredir ortalıklarda Manny'den başka bir mamuta rastlanılmadığı için kimse bunun mümkün olduğuna inanmaz. Ta ki bir gün Manny'nin karşısına Ellie isimli bir mamut çıkana kadar. STAR TV 20.00
+
+
+
+ 584547
+ Fenerbahçe maçı biletlerine özel fiyat
+ maçı biletlerine özel fiyatHamit SEÇİL/ANTALYA, (DHA) 'in 7'nci haftasında evinde 'yi ağırlayacak olan bilet fiyatlarına kat yaptı. Son oynadığı maçında kale arkası ve misafir tribünü fiyatlarını 15 TL'den satışa sunan kırmızı beyazlı yönetim, Fenerbahçe maçında aynı tribünleri 75 TL'den satışa çıkarttı. Antalyaspor evinde oynadığı ilk üç maçında 25 TL, 15 TL ve 20 TL'den satışa sunduğu açık tribün fiyatlarını ise Fenerbahçe maçına özel olarak 90 TL'den satışa çıkarttı. Ayrıca 'nda oynanan ilk üç maçta kapalı tribünde bilet satışı yapılmazken, bu maça özel olarak kombineden arta kalan alanlar 110 TL olarak satışa sunuldu. Antalyaspor Basın Sözcüsü Tahir Görgülü, "Biz Anadolu takımıyız. Belli maçlarda bu tür uygulamalara giderek takıma gelir kazandırmalıyız" dedi. Anadolu kulüplerinin kulüpleriyle oynadıkları karşılaşmalarda bilet fiyatlarını yüksek tutmasının normal olduğunu söyleyen Görgülü, Antalyaspor olarak oturmuş bir kitleleri olmadığını, takımı ayakta tutabilmek için bu tür maçlarda böyle uygulamaya gittiklerini kaydetti. Sezon başında Antalyaspor yönetimi olarak kombine fiyatlarını 60 TL- 1500 TL arasında belirlemelerine rağmen ilgi olmadığına dikkat çeken Görgülü, bu maça özel olarak belirlenmiş bilet fiyatlarından dolayı taraftarların kendilerini mağdur hissetmelerine gerek olmadığını kaydetti. Antalyaspor maç bilet fiyatları Antalyaspor- Kale arkaları ve misafir tribün biletleri 10 TL, açık tribün: 25 TL. Antalyaspor-: Kale arkaları ve misafir tribün biletleri TL, açık tribün 15 TL. Antalyaspor-Ankaragücü: Kale arkaları ve misafir tribün biletleri 15 TL, açık tribün 20 TL. Antalyaspor-Fenerbahçe: Kale arkaları ve misafir tribün biletleri 75 TL, açık tribün 90 TL, kapalı tribün: 110 TL
+
+
+
+ 583453
+ Beşiktaş'a ceza yağdı!
+ 'a ceza yağdı! maçı pahalıya patladı... Profesyonel Futbol Kulübü'ne türlü nedenlerden dolayı 20 bin lira para cezası verdi. Mehmet Reşat Bostan başkanlığında gerçekleştirilen bugünkü toplantıda kurul, Beşiktaş ile arasında yapılan karşılaşmada, Beşiktaş Kulübü'nün, siyah-beyazlı taraftarların neden olduğu saha olayları nedeniyle 10 bin lira, müsabaka sonrasında gerçekleştirilen basın toplantısına futbolcu katılımını sağlayamamasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren bin lira ve sisteminin uygulanmamasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle de takdiren bin lira olmak üzere, 20 bin lira para cezası almasına karar verdi.
+
+
+
+ 583022
+ Orhan Doğan’ın heykeli kaldırıldı
+ Orhan Doğan’ın heykeli kaldırıldıŞIRNAK DHA güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda 2007’de geçirerek hayatını kaybeden DEP eski Milletvekili Orhan Doğan’ın anısına ’ın ilçesinde belediye tarafından yaptırılan kabartma heykel, kaymakamlığın başvurusu üzerine mahkeme kararıyla kaldırıldı ’na konulan heykel, 2 metre genişliğinde, 1.5 metre yüksekliğindeydi. Kaymakamlığı, parkın ’ye ait olduğu gerekçesiyle mahkemeye başvurarak heykelin kaldırılmasını istedi. Mahkeme de heykelin kaldırılması yönünde karar aldı. Belediye ekipleri, heykeli dün sabah kaldırdı.
+
+
+
+ 583895
+ İrlandalılar Lizbon'a bu kez olumlu yaklaşıyor
+ Yeni anayasası olarak tanımlanan Lizbon Anlaşmasını geçen yıl düzenlenen ilk referandumunda reddeden İrlanda'da, ikinci referandum öncesi yapılan kamuoyu yoklamaları halkın bu kez anlaşmaya olumlu yaklaştığını gösteriyor. Irish Times'da yayımlanan kamuoyu yoklamasına göre, Ekim'de yapılacak referandumda halkın yüzde 48'inin "evet", yüzde 33'ünün ise "hayır" deme yanlısı olduğu görüldü. Ankette belirsiz kalan yüzde 19 oranında oy dağıtıldığı zamansa "evet" diyenlerin oranının yüzde 59'a, "hayır" diyenlerin oranınınsa yüzde 41'e çıktığı belirtiliyor. İrlanda, 27 Avrupa Birliği üyesi arasında Lizbon Anlaşması'nı halk oylamasına sunan tek ülke. İrlandalılar, Haziran 2008'de düzenlenen ilk referandumda Lizbon Anlaşması'na hayır demişlerdi.
+
+
+
+ 583909
+ Burdur'da araç birbirine giredi
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Burdur'da araç birbirine giredi BURDURBurdur'un Çavdır ilçesinde meydana gelen trafik kazasında tur otobüsü, kamyon ve mermer yükü bir TIR çarpıştı. Kazada tur otobüsündeki rehber hayatını kaybederken kişi de yaralandı. Çavdır ilçesi Çomaklı rampasındaki bölünmüş yolda meydana gelen kazada; İsmail Hancıoğlu (50) yönetimindeki 07 SB 030 plakalı tur otobüsü, Denizli yönüne giden Ali Osman Kocabaş (48) idaresindeki 15 LE 230 plakalı TIR'ı sollamaya başladı. Karşıdan kamyon geldiğini gören tur otobüsünün şoförü Hancıoğlu, direksiyonu bir anda kırarak ilk önce TIR'a, ardından karşı yönden gelen Halil Çubuk (35) yönetimindeki 15 HN 722 plakalı kamyona çarptı. Çarpmanın etkisiyle tur otobüsündeki turist rehberi Musrafa Kayha (42) camdan fırlayarak yol savruldu. Kahya olay yerinde hayatını kaybederken, otobüs ve kamyon şoförü ile Alman turist de yaralandı. Yaralılar, olay yerine gelen ambulanslarla Burdur, Antalya ve Gölhisar'daki hastanelere kaldırıldı. Kazanın ardından yol trafiğe kapatıldı. Otobüste 25 turistin bulunduğu öğrenildi. 25.09.2009
+
+
+
+ 584336
+ İstanbul'da okul açılışı alarmı devam ediyor
+ Belediyeden yapılan yazılı açıklamada, İstanbul'da 2009-2010 eğitim ve öğretim yılının ilk günü alınan tedbirler ve vatandaşların duyarlılığı sonucu trafikte sorun yaşanmadığı belirtilerek, 13 bin servis aracının trafiğe çıktığı hatırlatıldı. Sabah ve akşam saatlerinde Boğaziçi köprülerinde akıcı bir yoğunluk yaşandığı da kaydedilen açıklamada, D-100 karayolu Küçükçekmece mevkii ve 1. Boğaziçi Köprüsü çıkışı Acıbadem kavşağında meydana gelen trafik kazalarının kısa süreli sıkışıklığa neden olduğu anımsatıldı. Pazartesi günü de tedbirlerin aynen devam ettirilerek Afet Koordinasyon Merkezi'nden (AKOM) yönetileceği belirtilen açıklamada, AKOM'un sabah saat 06.00'dan itibaren alarma geçeceği vurgulandı. Vatandaşların pazartesi günü de toplu taşıma araçlarını kullanmaları, ana arterler ve kavşaklarda trafik kurallarını ihlal etmemelerinin trafik akışı açısından önemli olduğunun da altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Servisler mutlaka öğrenciyi evinden alıp evine bırakacak. Kesinlikle boş olarak servise çıkılmayacak. İETT'nin ek otobüs seferleri devam edecek. Çocuklarını servisle göndermeyen veliler ve öğrencilerin toplu taşıma araçlarını tercih etmeleri ulaşım ve trafik rahatlığı açısından büyük önem taşıyor. Sirkeci-Harem arası ek arabalı vapur seferleri yapılacak. Okul servis araçları arabalı vapurlardan öncelikle yararlanacak. Metro-hafif metro-finiküler, PİK saatlerde azami sıklıkta sefer düzenleyecek (sinyalizasyon ayarlarına göre dakikada bir).'' Açıklamada, 4. Levent-Maslak AOS arası metro seferlerinin de 06.15-21.07 saatleri arasında yapılacağı hatırlatıldı.
+
+
+
+ 584181
+ 'Ukrayna'ya tek taraflı vize kolaylığı sonsuza kadar sürmez'
+ Kiev Kültür ve Turizm Ataşeliği'nde görev değişimi nedeniyle düzenlenen basını bilgilendirme toplantısına katılan İşcan, Ukrayna ve Türkiye arasındaki vize uygulamalarında eşitsizliğe dikkat çekti. Büyükelçi İşcan, Türkiye ile Ukrayna arasında birçok alanda olumlu gelişmeler olduğunu, fakat vize konusunda halen ilerleme ihtiyacının devam ettiğini vurguladı. Büyükelçi İşcan; "Dünyada üç önemli alanda ilerleme kaydetme öncelik oluşturuyor. Bir güvenliği güçlendirmek, iki refahı geliştirmek, üç özgürlükleri genişletmek. Bunlardan önemli olan bir tanesi de dünyada seyahat öğürlüğünü mümkün olabildiğince geliştirmek. Bu bütün uluslararası toplulukların, BM, AGİT ve Avrupa Konseyi gibi kuruluşların da üyesi olan ülkelerin yükümlülüğü. Bu genel çerçeveyi çizmemin amacı vize alanında kolaylaştırıcı önlemlerin alınması ihtiyacıdır" diye konuştu. Büyükelçi, karşılıklı olmak koşuluyla Türkiye olarak Ukrayna vatandaşlarına vizeyi tamamen kaldırmaya şu an itibariyle hazır olduklarını açıkladı. Türk vatandaşlarının Ukrayna'ya gelmek için zor koşullarda vize aldığını ve sınır kapılarından geçerken güçlüklerle karşılaşmaya devam ettiğini hatırlatan Büyükelçi İşcan; "Biz iki ülke arasındaki ilişkilerin vizenin tamamen kaldırılmasını gerektirdiğini düşünüyoruz. Ve buna hazır olduğumuzu tekrarlıyorum. Kısa dönemde vize kolaylaştırılması yönünde bir anlaşma imzalanmasına öncelik veriyoruz. Ukrayna tarafının bu konuda yapıcı ve olumlu bir tutum izlemesini bekliyoruz Aksi halde Türk tarafının sonsuza dek, sabırla dengesiz uygulamayı sürdürmeye razı olmayacağını anlamak gerekiyor" şeklinde konuştu. Ukrayna'ya vize ile giren tek NATO üyesi ülkenin Türkiye olduğu bilgisini veren Büyükelçi İşcan, bunun anlaşılır ve kabul edilebilir bir durum olmadığının altını çizdi. Ukrayna vizesi sadece Türkiye'de bulunan Ankara ve İstanbul konsolosluklarından veriliyor. En ucuz vize 40 dolar ve gün sonra veriliyor. Acil vize talebi halinde ise bu rakam 80 doları buluyor. Değişik kategorilere göre vize fiyatları artış gösterebiliyor. Ukrayna vatandaşları ise Türkiye'ye istedikleri sınır kapısından aylık vizeye 30 dolara alarak giriş yapabiliyor. Bu arada Ukrayna'da görev süresi dolan Büyükelçi Erdoğan İşcan, önümüzdeki günlerde Türkiye'nin Kore Büyükelçisi olarak görevine devam edecek.
+
+
+
+ 583347
+ Köy Enstitüleri neden kapatıldı
+ BEKİR HAZAR Köy Enstitüleri neden kapatıldı Yapımcı ve yönetmenliğini Okan Başara'nın yaptığı Keşke Olmasaydı Türkiye'nin yarım kalmış bir eğitim projesini ekrana getiriyor. İsmet İnönü'nün başlattığı bu eğitim projesinin başlangıcı ve sonu tüm ayrıları ile Keşke Olmasaydı'da. Türkiye'nin yarım kalmış eğitim projesi, “Köy Enstitüleri ” Programda, Köyden gelen yetenekli çocukları matematik, Türkçe gibi temel derslerin yanında sanat, tarım ve iş eğitimi gibi derslerle eğiterek, “iş için iş içinde eğitim” ilkesiyle eğitim veren Köy Enstitüleri neden kapatıldı? İnönü kapatılmasına neden sessiz kaldı? gibi sorulara cevap aranıyor. 24 TELEVİZYON
+
+
+
+ 584453
+ ABD'de konut satışları arttı
+ Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, mevsimsel olarak uyarlanmış yıllık yeni konut satışları, Temmuz ayında 426 bin iken geçen ay 429 bine yükseldi. Ekonomistler, 440 bin satış bekliyorlardı. Yeni konut satışları, son 11 ayın en güçlü performansını gösterirken, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 4,3 gerilemiş oldu.
+
+
+
+ 584365
+ Nette terör videosu yayınlayan Türk tutuklandı
+ 'da kısa süre önce son ortaya çıkan, terör tehdidi içeren videoyu internette yayınladığı gerekçesiyle 25 yaşındaki bir Türk tutuklandı. Stuttgart polisi, Bekkay Harrach adlı Fas kökenli Alman vatandaşının görüntüsünün bulunduğu terör videosunu video paylaşım sitesi You Tube'a koyduğu suçlamasıyla tutuklanan Türk'ün, daha önce de benzer videolarını sayfasına koymaktan sabıkası bulunduğunu bildirdi. Adı açıklanmayan Türk'ün radikal dinci olduğunun bilindiği ve internete koyduğu son terör videosunun bin kez tıklanarak seyredildiği ifade edildi. Polis, terör videosunu bu kişinin hazırladığını ise düşünmüyor.
+
+
+
+ 583912
+ Traktör devrildi: ölü yaralı
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Traktör devrildi: ölü yaralı ÇORUM (İHA) Çorum'un Osmancık ilçesine bağlı Akören köyünde meydana gelen trafik kazasında kişi hayatını kaybederken, kişi yaralandı. Akören köyünde Nurettin Arslan(40) yönetimindeki 19 EL 362 plakalı traktör kontrolden çıkarak devrildi. Kazada traktör sürücüsü Nurettin Arslan ve oğlu Fahrettin Arslan(13) yaralanırken anne Rukiye Arslan(44) olay yerinde hayatını kaybetti. Kazada yaralanan baba-oğul köye çağrılan ambulanslarla Osmancık Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Burada ilk tedavileri yapılan yaralılar daha sonra Çorum Devlet Hastanesi'ne sevk edildiler. Kazayı gören köylüler traktörün virajı dönmeye çalıştığı esnada kontrolden çıkarak yolun alt kısmında bulunan bahçeye devrildiğini belirttiler. Kazazedelerin kendilerine ait araziden traktör ile sebze ve meyve taşıdıkları öğrenildi. Kazanın ardından olay yerine gelerek sinir krizleri geçiren Arslan ailesinin yakınlarını köylüler teselli etti. 25.09.2009
+
+
+
+ 583585
+ Yurtdışında lisansüstü eğitim şansı
+ 2009 yılında 1416 Sayılı Kanun kapsamında yurtdışına lisansüstü öğrenim görmek amacıyla gönderilecek öğrencilerin yerleştirme işlemleri için hazırlanan 2009-YLSY Kılavuzu, ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr adresinden yayımlanmaya başladı. Yurtdışında lisansüstü öğrenimi görmek üzere YLSY’ye başvuracak adaylar, başvurularını 24 Eylül 02 Ekim 2009 tarihleri arasında http://ais.osym.gov.tr adresinden yapabilecek. Adayların, yerleştirme işlemine alınabilmeleri için, yerleştirme ücretini ilgili banka şubesine yatırmış, başvuru ve tercih işlemlerini elektronik ortamda yapmış olması gerekiyor.
+
+
+
+ 583058
+ Sevgi ve özlemle anıldı
+ Sevgi ve özlemle anıldı ERKAN KOYUNCU 25.09.2009 Geçen sene aramızdan ayrılan SABAH yazarı ve ağabeyimiz Kazım Kanat ölümünün birinci yılında dün kabri başında sevenleri tarafından anıldı SABAH Spor yazarı ve Beşiktaş Kulübü'nün kongre üyesi Kazım Kanat ağabeyimiz ölümünün birinci yıldönümünde dün Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında sevenleri tarafından anıldı. Anma törenine Kanat'ın ailesi, yakınları, meslektaşları ve sevenlerinin yanı sıra Beşiktaş Kulübü'nü temsilen yönetim kurulu üyeleri Nedim Sarsmaz ve Şeref Yalçın, Kulüp Derneği Genel Koordinatörü Levent Çifter, Seçme ve Sicil Kurulu Başkanı Firuz Drahşan katıldı. Duygusal anların yaşandığı tören okunan duaların ardından sona erdi.
+
+
+
+ 584498
+ IMF'nin 2009 yılı raporu yayımlandı
+ Başkanı Dominique Strauss-Kahn, dünyanın, 1929 yılındaki "Büyük Buhran"dan bu yana en kötü ekonomik gerilemeyle mücadele ettiğini bildirdi. Strauss-Kahn, raporun girişinde yer alan mesajında, konut piyasasının bir kesiminden kaynaklı krizin hızla tüm dünyaya yayıldığını, gelişmiş ekonomileri, gelişmekte olan ekonomileri ve düşük gelirli ekonomileri etkilediğini ifade etti. Ülkeler krizle boğuşurken, 'nin de ön safhada yer aldığını belirten Strauss-Kahn, savunmanın ilk hattında para cephanesinin tamamının kullanılmasını desteklediğini, Ocak 2008'de küresel mali teşviklerin devreye sokulması çağrısında bulunduklarını kaydetti. Bunu yaptıklarını çünkü, raporlarının özel talepte sıradışı büyüklükte ve uzun süreli düşüş öngördüğünü ve bunun sadece mali politikayla çözümlenemeyeceğini bildiren Strauss-Kahn, ülkelere, gayri safi yurtiçi hasılalarının yüzde 2'si oranında teşvik paketleri önerdiklerini ve ülkelerin de bunu büyük oranda yerine getirdiklerini belirtti. Aynı zamanda, bankaların bilançolarının toksik ya da değerini kaybetmiş varlıklardan temizlemesini istediklerini ifade eden Strauss-Kahn, mali krizdeki tecrübelerinin, bu yapılmadığı sürece finansal sistemin düzelmeyeceğini ve talebi destekleme çabalarının sonuçsuz kalacağını kanıtladığını kaydetti. Krizin, küresel ekonominin hızla devreye sokulabilecek etkili bir savunmaya ihtiyacı olduğunu da gösterdiğini ve 'nin bu cephede aktif hareket ettiğini bildiren Strauss-Kahn, 'nin, birçok ülkeye finans ihtiyaçlarını gidermesinde yardımcı olduğunu ve bu yüzden krizin ekonomik ve sosyal maliyetlerini hafiflettiğini vurguladı. 'nin borç verme kapasitesini üçe katlayarak 750 milyar dolara çıkardığını ve düşük gelirli ülkelere verdiği imtiyazlı kredilerin kapasitesini de iki katına çıkardığını belirten Strauss-Kahn, ayrıca, 'nin özel olarak esnek kredi hattını devreye sokarak ülkelere herhangi bir siyasi koşul aramaksızın geniş destek sağladığını bildirdi. Strauss-Kahn, düşük gelirli üye ülkelere yönelik özel sorumluluklarının olduğunu, imtiyazlı kredilerin olanaklarının geliştirilerek daha esnek ve etkili olması konusunda çalıştıklarını belirtti. "Eşine az rastlanır ekonomik işbirliği" Kriz sırasında, yakın tarihte çok az örneği görülür derecede, ülkeler arasında ekonomik işbirliği yaşandığını ifade eden Strauss-Kahn, ülkeler arasında, mali teşviklerle birlikte finansal alanda ve şu anda da işaretlerinin görülmeye başlandığı üzere bankaların bilançolarının temizlenmesi konusunda işbirliği görüldüğünü kaydetti. Dünya ekonomisini etkileyen sistemik risklerin azaldığını, 2010 yılının ilk yarısında toparlanma tahmin ettiklerini ifade eden Strauss-Kahn, zorluğun, kriz sona erse bile, bu derece bir işbirliğinin sürdürülmesi olduğunu bildirdi. Dinamik gelişmekte olan ülkeler dünya sahnesinde daha fazla rol alırken, bunun 'ye yansıması olması gerektiğini ifade eden Strauss-Kahn, Uluslararası Para ve Mali Komite'nin (IMFC) gelişmekte olan ve düşük gelirli ülkelerin kotalarının artırılması ve daha çok seslerinin duyurulması konusundaki reformlara hız verilmesinin uygun olacağını önerdiğini belirtti. İleriye bakıldığında, zorlukların göz korkutucu olduğunu ifade eden Strauss-Kahn, küresel finansal krizin henüz sona ermediğini ancak ülkelerin, krizle mücadelede uygulamaya konulan eşi görülmemiş ekonomi politikalarından çıkış stratejileri hazırladıklarını kaydetti.
+
+
+
+ 583510
+ Borsa düşüşle döviz yükselişle başladı
+ İMKB Bileşik Endeksi birinci seansta, dün ikinci seans kapanışına göre 193,04 puan düşerek 47.787,27 puan seviyesinde açıldı. Hisse senetleri, bu seviyede ortalama yüzde 0,40 oranında değer yitirdi. DÖVİZ İstanbul serbest piyasada dolar 1,4900, avro 2,1880 liradan güne başladı. Kapalıçarşı'da 1,4820 liradan alınan dolar 1,4900 liradan satılıyor. 2,1760 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,1880 lira olarak belirlendi. Serbest piyasada dün kapanışta doların satış fiyatı 1,4850 lira, avronun satış fiyatı ise 2,1870 lira olmuştu. Bankalararası piyasada satışta dolar kotasyonları en düşük 1,4870 lira, en yüksek 1,4895 lira seviyesinde bulunuyor. Dolar kotasyonları saat 09.10 itibariyle alışta en düşük 1,4810 lira, en yüksek 1,4835 lira, satışta en düşük 1,4870 lira, en yüksek 1,4895 lira seviyesinde işlem görüyor. İstanbul ve Ankara'da dolar, avro ve sterlinin alış-satış fiyatları, saat 09.30 itibarıyla şöyle: İSTANBUL ALIŞ SATIŞ ABD Doları 1,4820 1,4890 Avro 2,1760 2,1880 Sterlin 2,4000 2,4300 ANKARA ABD Doları 1,4810 1,4940 Avro 2,1740 2,1940 Sterlin 2,3600 2,4100
+
+
+
+ 583365
+ Güneş'in çocuklarına ücretsiz eğitim imkanı
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Güneş'in çocuklarına ücretsiz eğitim imkanı Helikopter kazasında hayatını kaybeden gazeteci İsmail Güneş'in iki çocuğunun eğitim masraflarını özel bir okul üstlendi. Çocuklar ücretsiz eğitim görecek. SİVASKahramanmaraş'ta Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını taşıyan helikopterin düşmesi sonucu hayatını kaybeden gazeteci İsmail Güneş'in oğlu Tuluğhan okula başladı. İsmail Güneş'in çocuğu Sultan Murat Eğitim Kurumları tarafından ücretsiz olarak okutulacak. Okul yönetimi ve aile ile görüşülerek Tuluğhan'ın yıl, kardeşi Çağan'ın ise yıl okutulması kararı alınmıştı. Güneşin meslektaşlarının diğer kardeşin de yıl okutulmasını istemesi üzerine okul müdürü Abdulmunis Hüsmen, yönetim kurulu olarak görüşeceklerini ve olumlu cevap çıkarsa diğer kardeşi de yıl okutacaklarını belirtti. 25.09.2009
+
+
+
+ 584350
+ Arslan'ın yerine Konya Emniyet Müdürü Namal
+ Arslan'ın yerine Emniyet Müdürü NamalANKA operasyonuna ilişkin yürütülen nedeniyle tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan’ın merkeze alınma kararnamesi hazırlandı. Başbakan Erdoğan’ın ’den dönüşünde imzasına sunulacak kararname ile bu göreve Emniyet Müdürü Hüseyin Namal’ın atanması öngörülüyor. Arslan, Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi’nin yaptığı ve boyutu milyar TL’yi bulan uyuşturucu operasyonu sonrasında lakaplı uyuşturucu kaçakçısı olduğu iddia edilen kişiyle telefon görüşmesi yaptığı gerekçesiyle İstanbul Adliye’nde Savcı Mehmet Berk’e ifade vermişti. İfadenin ardından tutuklama talebiyle Nöbetçi Hakim karşısına çıkan Arslan ve emniyet müdürü, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ancak Savcı Berk karara itiraz etmiş, dün üst mahkemede yapılan değerlendirmede Arslan için tutuklama kararı çıkmıştı. Bugün kararın yüzüne okunmasının ardından tutuklanan Arslan’ın durumu için hemen bir kararname hazırlandı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Arslan’ın merkeze alındığı kararnamede, halen Konya Emniyet Müdürü olan Hüseyin Namal’ın bu göreve atanması öngörüldü. tarafından hazırlanan 3’lü Emniyet Müdürü Kararnamesi’nin Başbakan ’ın ABD’den dönüşünde imzasına sunulacağı ardından Cumhurbaşkanlığı’na gönderileceği öğrenildi.
+
+
+
+ 583323
+ Daum'un defansta arayışları sürüyor
+ OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Daum'un defansta arayışları sürüyor Sarı-lacivertliler Antalyaspor maçının hazırlıklarını, tek antrenmanla sürdürdü. Teknik direktör Christoph Daum yönetiminde yapılan antrenmanda futbolcular, koşu ve üst sahadaki istasyon çalışmasının ardından, savunma ve hücum organizasyonları üzerine çalıştılar. Antrenmanda daha sonra yapılan taktik ağırlıklı çift kale maçta Daum, sık sık oyuncularına uyarılarda bulundu. Önceki günkü idmanda savunmada Bilica-Önder ikilisini deneyen Daum, dünkü çalışmada Lugano-Önder ikilisini as takımda oynattı. Çift kale maçta yedek takım, as takımı Semih, Uğur, Selçuk ve Deivid'in golleriyle 4-1 yendi. As takımın tek golü ise Alex'ten geldi. F.Bahçe, Antalyaspor ile yapacağı maç için bugün Antalya'ya gidecek. 25.09.2009
+
+
+
+ 583586
+ Ehliyet kursu ücretleri artacak
+ Sürücü Kursları Birliği Derneği Genel Başkanı Vedat Şahin, yılbaşından önce yayınlanması beklenen yeni taşıt sürücüleri kursu yönetmeliği ile sürücülerin daha fazla almak zorunda kalacaklarını bunun da kurs maliyetlerini etkileyeceğini söyledi. Milli Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü'nün, Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu (MTSK) Yönetmeliği'nin değiştirilmesi için yaptığı çalışmalara ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Şahin, şimdiye kadar sınavların belirli bir güzergahta ve 15-20 dakika gibi kısa bir sürede yapıldığını dolayısıyla değerlendirmenin yeterli olmadığını ifade ederek, yeni yönetmeliğin bunu önleyeceğini söyledi. Şahin, "Yeni yönetmelikle sürücü daha fazla eğitim almak zorunda kalacak bu da kurs maliyetlerini etkileyecek" dedi. Mevcut uygulama ile sınavları iki haftalık hizmet içi eğitimden geçen Milli Bakanlığı'na bağlı öğretmenlerin yaptığını ve sınavların hafta sonları, çok yoğun olmayan güzergahlarda gerçekleştirildiğini anlatan Şahin, "Bakanlığımız, özel yetiştirilmiş sınav yapıcılar tarafından haftanın her günü sınav yapılması yönünde çalışma yürütüyor. Bu çalışma son aşamasına geldi. Yılbaşından önce yönetmeliğin yayınlanmasını bekliyoruz" dedi. "Türkiye'de bin 700 sürücü kursu var" Türkiye'de bin 700 sürücü kursu bulunduğuna işaret eden Şahin, "Türkiye'de sürücü kursu açılması son derece kolaylaştırıldı. Nüfusa göre haddinden fazla sürücü kursu var. Bu da aşırı bir haksız rekabete, kurs fiyatlarının düşmesine ve yeterli eğitimin verilmemesine neden oluyor. Sınavlar çok kolay olduğu için az bir eğitimle dahi insanlar sınavlardan geçebiliyor. Şu anda 200-300 liraya sürücü adayı kursa yazılabiliyor. Bununla yeterli eğitimin verilmesi mümkün değil" diye konuştu. Şahin, Sürücü kursu açmanın kolaylaştırılmasıyla sürücü kurslarının daha küçük yerlere kaydığını, hiç olmayacak semtlere sürücü kursları açıldığını belirtti. Sürücü kursları olarak 20 saat direksiyon dersi verme mecburiyetleri bulunduğunu ifade eden Şahin, "20 saat direksiyon eğitimi vermenin karşılığı zaten 300 lira eder. Bunun içinde vergimiz, 'miz, diğer masraflarımız var. Bunları karşılamamız mümkün değil. zaman bundan 20 saat direksiyon eğitimi verilmiyor anlamı çıkıyor. 300 lira ücret alan bir kursun 20 saat direksiyon eğitimi vermesi asla mümkün değil" dedi. "Türkiye'de güvenli araç kullananların sayısı az" Araç kullanmakla güvenli araç kullanmanın ayrı ayrı şeyler olduğunu belirten Şahin, "Burada eğitim çok önemli. Türkiye'de herkes araç kullanıyor ama güvenli araç kullananların, trafik kurallarına uyarak araç kullananların sayısı az. İnsanlarımız hala emniyet kemeri takmıyor. Şu anda trafikte bulunanların büyük çoğunluğu hayatını tehlikeye atarak araç kullanıyor" diye konuştu. Şahin, sadece sürücü kurslarındaki eğitimin yeterli olmayacağını, televizyon programlarında sık sık bu konuların gündeme getirilmesi ve okullardaki trafik derslerini de trafikle ilgili kişilerin vermesi gerektiğini söyledi. Şu anda direksiyon sınavlarından geçme notunun 70 olduğunu, bunun yüzde 30 bilgi ve beceri eksikliği ile ehliyet alınabildiği anlamına geldiğini ifade eden Şahin, sınavlarda puanlama sisteminden de vazgeçilmesini istedi.
+
+
+
+ 584321
+ Son Osmanlının ebedi istirahatgahı hazır
+ İstanbul Türbeler Müzesi Müdürü Hayrullah Cengiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 23 Eylül 2009 tarihinde vefat eden Osman Ertuğrul Osmanoğlu'nun II. Abdülhamit'in oğlu şehzade Burhaneddin Efendi'nin torunu olduğunu söyledi. Osmanoğlu'nun vefatının ardından eşi Zeynep Osmanoğlu'nun kendilerine başvurarak II. Mahmut Türbesi'nde ya da haziresinde eşinin defnedilip edilemeyeceğini sorduğunu ifade eden Cengiz, ''Kendisine türbede uygun yer olmadığını, ancak haziresinde yer çıkabileceğini ifade ettik. Kendisi gelip burada yer tespiti yaptıktan sonra gerekli yazışmalar, yasal süreç başlatıldı. Şu anda defin için gerekli her şey hazır. İlgili yasal işlemlerin bitmesini bekliyoruz. Bakanlar Kurulu kararı alındıktan sonra defin işlemi gerçekleştirilecektir'' dedi. Cengiz, 1840 yılında yaptırılan II. Mahmut Türbesi'nde şu anda Osmanlı sultanları II. Mahmut, Abdulaziz ve II. Abdülhamit'in mezarlarının bulunduğunu hatırlattı. Söz konusu türbe ile yanındaki Nef-i Fidan Sultan Türbesi'nde toplam 30 hanedan mensubunun mezarının bulunduğunu kaydeden Cengiz, ''II. Mahmut Türbesi Haziresi'nde ise dönemin önemli paşaları, sadrazamları, kaptan-ı deryaları ve Osmanlı hanedanından bazı şahsiyetler defnedilmiştir. Buradaki toplam mezar sayısı da yaklaşık 150 civarındadır'' diye konuştu. Cengiz, ''Gelecekte hanedan üyelerinden buraya defnedilmek isteyen olursa türbede yer var mı?'' sorusu üzerine, hazirede birkaç mezar yeri daha bulunduğunu belirterek, ''Yer müsait olduğu sürece gelecekte yapılacak definler konusunda bizim için herhangi bir sıkıntı yok. İnsanların en tabi haklarından biri yakınlarının yanına defnedilmektir'' dedi. Bu arada, İstanbul Mezarlıklar Müdürlüğüne bağlı görevlilerin Cağaloğlu'ndaki II. Mahmut Türbesi Haziresi giriş kapısının karşısında mezar kazdıkları ve çevrede gerekli düzenlemeleri yaptıkları görüldü. -OSMAN ERTUĞRUL OSMANOĞLU- II. Abdülhamit'in oğlu şehzade Burhaneddin Efendi'nin oğlu olan Osman Ertuğrul Osmanoğlu, 18 Ağustos 1912 tarihinde Yıldız Sarayı'nda doğdu. Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı hanedanının bütün fertlerinin Türkiye'den sürgün edilmesi nedeniyle babası ve kardeşiyle birlikte Viyana'ya yerleşen Osmanoğlu, 1933 yılında babasıyla birlikte ABD'ye gitti. Babasının 1949 yılında vefatından sonra 1952 yılında Kanada merkezli bir madencilik şirketi kuran Osmanoğlu, 1991 yılında Osmanlı hanedanı ile benzer bir akıbeti paylaşan Afgan kraliyet ailesinden Prens Abdulfettah Tarzi ve Dr. Pakize Tarzi'nin kızı Zeynep Tarzi ile evlendi. Türkçe'nin yanı sıra akıcı bir şekilde İngilizce, Almanca ve Fransızca konuşan, İtalyanca ve İspanyolca da anlayan Osmanoğlu, 1974 yılında yürürlüğe konulan af kapsamında 1992 yılında Türkiye'ye geldi ve 2004 yılı içinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını aldı. Osman Ertuğrul Osmanoğlu, ''Osmanlı Hanedanının Reisi'' ve ''Son Osmanlı'' olarak da anılıyordu.
+
+
+
+ 583098
+ Global, İzmir Limanı için imzaya çağrıldı
+ Global'den yapılan açıklamada, imtiyaz sözleşmesi taslağına ilişkin Danıştay görüşünün Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na ulaştığı, bunun üzerine de OGG'nin sözleşme imzalamaya davet edildiği belirtildi. İzmir Limanı'nın işletme hakkının özelleştirilmesi için yapılan ihalede Global Yatırım Holding'in dahil olduğu ortak girişim grubu 1,275 milyar dolar bedelle en yüksek teklifi vermişti. Danıştay 13. Dairesi, TCDD Genel Müdürlüğü'ne ait İzmir Limanı'nın işletme hakkının 49 yıllığına özelleştirilmesine ilişkin ihalenin iptal istemini ekim ayında reddetmişti. Söz konusu dava Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Vakfı Merkezi tarafından açılmıştı. EKONOMİ SERVİSİ
+
+
+
+ 583765
+ İstanbul'da su kesintisi
+ İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinin (İSKİ) açıklamasına göre, Münzevi Terfi İstasyonu'nda montaj, Terazidere-Esenler İsale Hattı'nda ise branşman bağlantı çalışması yapılması nedeniyle su kesintisi uygulanacak. 28 Eylül Pazartesi günü saat 08.00'den 29 Eylül Salı günü saat 08.00'e kadar su verilmeyecek yerler şöyle: Fatih'te Edirnekapı, Karagümrük, Draman, Fatih Cami bölgesi, İtfaiye, Zeyrek, Vezneciler, Süleymaniye, Horhor, Topkapı, Çapa, Fındıkzade, Vatan Caddesi Ulubatlı Metro Durağı'dan Akdeniz Caddesi'ne kadar olan bölge, - Eyüp'te Defterdar Mahallesi, Edirnekapı Halk Ekmek Fabrikası, Rami, Topçular, Yeni Mahalle ve Cuma Mahallesi, - Bayrampaşa'da Terazidere, Vatan, Altıntepsi, Orta, Yenidoğan, İsmetpaşa, Murat, Kartaltepe ve Kocatepe mahalleleri, - Esenler'de Davutpaşa, Mimarsinan, Kazım Karabekir, Menderes, Ninehatun, Fatih ve Birlik mahalleleri
+
+
+
+ 584041
+ 1.5 yaşındaki Resul, 25 kiloya ulaştı
+ 1.5 yaşındaki Resul, 25 kiloya ulaştıArif ARSLAN/BATMAN, (DHA) ‘’ teşhisi konuldu ancak çocuklu yoksul aile tevadi ettiremiyor ’da inşaat işçisi Hasan Han ile eşi Hızna Han'ın çocuğundan biri olan 1.5 yaşındaki Resul Han, 25 kiloya ulaştı. Doktorlar, günde 10 öğün yemek yiyen Resul'e ‘’ teşhisi koyarken, anne Hızna Han, kızı 12 yaşındaki Sunan'nın da 90 kilo olduğunu belirterek, ekonomik zorluk nedeniyle çocuklarını tedavi ettiremediğini söyledi. Batman’ın Kent Mahallesi’nde iş bulduğu zaman inşaatlarda çalışan Hasan Han ile eşi Hızna Han’ın 1.5 yaşındaki oğulları Resul Han, sürekli kilo alıyor. En çok tavuk, pilav ve etli yemekleri seven Resul, kilolarının her gün artması üzerine annesi Hızna Han tarafından Batman Bölge Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Doktorlar, yapılan tetkiklerin ardından ‘obezite’ teşhisi koydukları Resul'ün gerekli tedavisinin Batman’da yapılamayacağını belirterek, aileyi ya da ’ya yönlendirdi. Eşinin düzenli bir işi olmadığını belirten Hızna Han, 12 yaşındaki kızı Suna’nın da 90 kiloya ulaştığını belirterek, “İki çocuğa da yemek yetiştiremiyoruz. Eve her gün 10 ekmek almak zorunda kalıyoruz. Çocuklarım her geçen gün kilo alıyor. Ev kiramazı ödeyemiyoruz. Ekonomik durumumuz çocuklarımızı tedavi ettirmeye yetmiyor. Çocuklarımın tedavi edilip, sağlıklarına kavuşmasını istiyorum” diye konuştu.
+
+
+
+ 584670
+ Bin Ladin, Avrupa'yı tehdit etti
+ İngilizce ve Almanca alt yazı ile internette yayınlanan mesajında, Avrupa'nın askerlerini Afganistan'dan çekmesini isteyen bin Ladin, ''Yersiz bir şey istemiyoruz. Haksızlığa son vermek ve askerlerinizi (Afganistan'dan) çekmek sadece sizin yararınıza'' diyor. Avrupa ülkelerinin, ABD ile ittifaktan çekilmesini isteyen ve El Kaide'nin Avrupa'ya bu yüzden misilleme yapabileceği uyarısında bulunan Bin Ladin, Afganistan'da sivillerin ölümüne neden olan NATO hava saldırılarının sorumluluğunu Avrupa'nın da paylaştığını ifade etti. Bin Ladin, son olarak, 11 Eylül 2001 tarihinde terör saldırılarının 8. yıl dönümünden birkaç gün sonra Amerikalılara hitaben bir mesaj yayınlamıştı.
+
+
+
+ 584585
+ Amca Garipoğlu da gözaltında
+ cinayeti soruşturması kapsamında, katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun amcası işadamı Hayyam Garipoğlu gözaltına alındı. Cem Garipoğlu'na firarı sırasında yardım ettikleri öne sürülen kişi de tutuklandı. Bugün Sultan Ahmet Adliyesi'ne sevk edilen şoför Ahmet Batur'un ifadesi'nde Cem Garipoğlu'nu bir süre saklandığı Beylikdüzü'ndeki evden babası Mehmet Nida Garipoğlu ile Hayyam Garipoğlu götürdüğünü Batur'un iddiası üzerine savcılığın talimatı ile Hayyam Garipoğlu gözaltına alınarak Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Geceyi şubede geçrecek olan Hayyam Garipoğlu'nun yarın adliyeye sevk edileceği öğrenildi. Kaçmasına yardım eden kişi tutuklandı Bu arada, katil zanlısı Cem Garipoğlu'na firarı sırasında yardımcı oldukları öne sürülen kişilere yönelik başlatılan çalışma kapsamında gözaltına alınan kişi tutuklandı.
+
+
+
+ 584462
+ Filenin Sultanları Avrupa Şampiyonası'na galibiyetle başladı
+ Filenin Sultanları Şampiyonası'na galibiyetle başladıWROCLAW DHA Bayan Takımı, Şampiyonası'nda Grubu'ndaki ilk maçında 'yı mağlup etti. 'nın Wroclaw kentinde oynanan karşılaşmada millilerimiz 25-22, 25-9 ve 25-15'lik setlerle galip gelerek, turnuvaya güzel bir başlangıç yaptı. Millilerimiz Grubu'ndaki ikinci maçını yarın TSİ ile 16.00'da ile oynayacak.
+
+
+
+ 584378
+ Vergi İndirimleri Devam Edecek mi?
+ Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, uygulamanın, Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda şekillendirileceğini bildirdi. Nihat Ergün, Van'da yaptığı açıklamada vergi indirimlerini ilaca benzeterek, "Eğer fazla dozda verirseniz bu artık alışkanlık yapar, uyuşturucu etkisi meydana getirir. Ama yok erken keserseniz zaman da tedavi olmaz." diye konuştu. Ergün, bu konuda teknik çalışmaların bir noktaya kadar getirildiğini, uygulamaya son şeklin Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda verileceğini söyledi.
+
+
+
+ 583282
+ Baz istasyonu sağlığa zararlı değil(miş)
+ İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Baz istasyonu sağlığa zararlı değil(miş) ANTALYA Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) yayımladığı bültenlerde baz istasyonlarının olumsuz etkilerine ilişkin bilimsel kanıt bulunmadığını bildirdi. Yıldırım, CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün baz istasyonlarının insan sağlığına etkilerine ilişkin soru önergesine yanıtında, Türkiye genelinde Haziran 2009 itibariyle 40 bin civarında baz istasyonu bulunduğunu bildirdi. Yıldırım, bugüne kadar yapılan ölçümlerde sınır değerleri aştığı tespit edilen 44 baz istasyonunun BTK'ca, 109 baz istasyonunun ise mahkeme kararıyla kapatıldığını açıkladı. 25.09.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 584145
+ Kızgın inek, sahibini öldürdü
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Kızgın inek, sahibini öldürdü TOKAT (A.A) Tokat'ın Niksar ilçesinde yaşlı bir kadın, boynuna ip bağlayarak otlattığı ineğinin kızgınlaşıp üzerine atlaması sonucu yaşamını yitirdi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, ilçeye bağlı Yazıcık beldesinde yaşayan Hanife Yıldız (65), Ramazan Bayramı'nın 3. günü ineğini araziye otlatmaya çıkardı. Boynuna ip bağladığı ineği otlatmaya götüren Yıldız, bir anda kızgınlaşan ineğinin üzerine atlaması sonucu yere düştü. Kızgın ineğin ayağıyla göğsüne bastığı kadın, olay yerinde öldü. Yıldız'ın cenazesi, Niksar Devlet Hastanesinde otopsi yapılmasının ardından toprağa verildi. 25.09.2009
+
+
+
+ 583563
+ Talat, İngiltere ve İsveç Dışişleri Bakanlarıyla görüştü
+ Talat, ve Dışişleri Bakanlarıyla görüştü Cumhurbaşkanı Başbakan ’ın Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, meselesi hakkında söylediklerinin KKTC’nin de görüşleri olduğunu ve Erdoğan’ın bu görüşleri BM Genel Kurulunda dile getirmesinin yararlı ve anlamlı olduğunu belirtti. Talat, 64. dönem BM Genel Kurulu üst düzey toplantıları nedeniyle bulunduğu ’ta, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Mehmet Ali Talat, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada Kıbrıs meselesine değinmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, ile KKTC’nin Kıbrıs sorununda birlikte hareket ettiğini herkesin bildiğini belirterek, “Sayın Başbakan Erdoğan’ın söyledikleri bizim de görüşlerimizdir” dedi. Talat, şöyle konuştu: “Zaten uzun bir süredir uluslararası toplumun Kıbrıs sorununa daha fazla ilgi göstermesini istiyorduk ve bekliyorduk. Çünkü biliyoruz ki Kıbrıs sorununun çözümünde uluslararası toplumun önemli bir rolü var. Nasıl ki 2004 yılında Annan Planı müzakerelerinde BM önemli bir rol oynamıştı, bugün yine buna ihtiyaç olduğu bilinen bir gerçektir. (BM’nin rolü) Daha alt seviyede başlayarak olabilir. BM’nin Kıbrıs sorununun çözümü konusunda BM parametrelerinin, taraflara kabul ettirilebilecek şekilde aktif bir hale gelmesi gerekiyor. Sayın Başbakan Erdoğan bunları ifade etmiştir, tamamen aynı görüşteyiz. Tabii ki Kıbrıs sorununun çözümü için biz elimizden geleni yapıyoruz. Şu anda da bunun için çalışıyoruz. Dün ve bugün yaptığım görüşmelerde de bu konuları dile getirdim. Dolayısıyla Kıbrıs Türk tarafı olarak Türkiye ile iş birliği içinde çözüm için çalışıyoruz. Sayın Erdoğan’ın bunu BM Genel Kurulunda dile getirmesi yararlı ve anlamlı olmuştur.” DOWNER’IN AÇIKLAMALARINA YANIT Talat, BM Genel Sekreteri ’un Kıbrıs özel danışmanı ’ın, Ada’daki sürecinde BM’nin “boşlukları doldurma” amacının olmadığına yönelik sözlerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine ise Downer’ın söylediklerinin teorik olarak doğru olduğunu ama gerçekte 1963 yılından beri Ada’da devam eden 46 yıllık bir sorunun tarafları olarak Kıbrıslı Türkler ve Rumların görüşlerinin keskin çizgilerle birbirlerinden ayrıldığını söyledi. Mehmet Ali Talat, iki tarafın, artık yerleşmiş görüşlerini değiştirmelerinin kolay olmadığını belirterek, şöyle konuştu: “Biz başlangıçta BM’nin daha aktif bir rol almasını ve giderek bunun dozunu artırmasını talep ediyorduk, Kıbrıs tarafı ise 2004 yılına kadar dünyaya kendini çözüm isteyen taraf olarak takdim etmişti ve dünyanın ilgisinin de kendilerinden yana olduğunu görüyordu, dönemde böyleydi. Ne zaman ki 2004’te söylediklerinin doğru olmadığı ortaya çıktı ve ondan dolayı da dünyanın tepkisini aldı, zaman ’aman dünya artık Kıbrıs sorununa karışmasın’ dediler. Çünkü dünya karıştığı takdirde aynı çizgide, yani 2004 çizgisinde karışacaktı, bundan dolayı bunu istemediler. Rum tarafı şiddetle dünyanın, BM’nin, uluslararası toplumun meseleye karışmasına karşı çıktı. Biz de onların bu tutumuna karşı çıktık.” Downer’ın, Ada’da hem Türkleri hem de Rumları tatmin etme gibi bir yükümlülükle karşı karşıya olduğunu söyleyen Talat, Downer’ın söylediği “boşlukları doldurmama, herhangi bir empozede bulunmama, hatta neredeyse görüş ortaya koymama yaklaşımının” şu an için anlamlı olabileceğini ancak kısa bir süre içinde tamamen gerçekçi olmaktan çıkacağını belirtti. Talat, bu kapsamda uluslararası toplumun Kıbrıs sorununun çözümünde daha aktif olarak devrede bulunması gerektiğini belirtti. TALAT, VE DIŞİŞLERİ BAKANLARIYLA GÖRÜŞTÜ Talat, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile ne zaman görüşeceğine yönelik bir soru üzerine, “Kesin bir tarih henüz belirlenmiş değil, ileriki günlerde Genel Sekreterle görüşmemiz bekleniyor” dedi. BM’de İngiltere Dışişleri Bakanı ve ardından AB’nin dönem başkanı İsveç’in Dışişleri Bakanı ile görüştüğünü söyleyen Talat, bir soru üzerine, “Rum lider ile New York’ta görüşmeyi istediğini ancak Rum liderin böyle bir buluşmanın uluslararası toplumun kalbi olan New York’ta uluslararası toplumun bu meseleye ilgisini daha üst düzeye çıkarmasından korktuğu için bu görüşmeyi istemediğini” söyledi. Talat “Bir taraf istemeyince de ısrarcı olmadı” diye konuştu. Bu arada, Talat’ın Dışişleri Bakanı Türkiye’nin BM Daimi Temsilciliği ve üst düzey yetkilileriyle çalışma toplantısında bir araya geleceği öğrenildi.
+
+
+
+ 584012
+ İlk köpekbalığı barınağı Palau'da kurulacak
+ Palau Devlet Başkanı Johnson Toribiong, "ülkesinin karasularında ve münhasır ekonomik bölgesinde köpekbalıkları için ilk kez resmen koruma alanı oluşturulacağını ilan edeceklerini" söyledi. Dünyada yılda ortalama 100 milyon köpekbalığı öldürülmesiyle ilgili olarak Toribiong, bu durumun bir katliam yarattığını, köpekbalıklarını koruyucu tedbirlerin alınmaması halinde soylarının tükenebileceğini kaydetti. Toribiong'un bu konudaki resmi açıklamayı bugün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yapması bekleniyor. Toribiong'un ayrıca köpekbalığı avına küresel yasak önerisi getireceği belirtiliyor. Özellikle Çinlilerin pahalı olduğu için zenginlik simgesi olarak gördükleri köpekbalığı çorbası yemeğinin de etkisiyle artan talep sonucu, 1980'lerin ortalarından itibaren köpekbalığı avında artış görüldü.
+
+
+
+ 583260
+ Şeffaflık Derneği: ‘Şirketleri patron ve müdürler soyuyor’
+ Meral Tamer Şeffaflık Derneği: ‘Şirketleri patron ve müdürler soyuyor’ 25 Eylül Cuma 2009 ‘Gelişmekte olan ülkelerde politikacı ve bürokratlara verilen yıllık miktarı 40 milyar dolara ulaştı’ Transparency International (Uluslararası Şeffaflık Derneği) adını ilk kez 10 yıl kadar önce ’taki ’nda duymuştum. 1993’te ’de kurulan derneğin kurucusu ve Başkanı Peter Eigen, mutlaka birkaç oturumda konuşmacı olur, 2001’den bu yana her yıl yayınladıkları Dünya Raporu, Davos’ta ayrıntılarıyla anlatılır. Geçen yılki büyük küresel krize kadar yolsuzluk dendiğinde genelde özel sektörden kamuya aktarılan kaynaklar üzerinde durulmuş ve özel sektörün kamuya verdiği rüşvetler mercek altına alınmıştı: Mesela 2006 raporunda sağlık sektörü, bir diğerinde bir başka yıl doğal kaynaklar, geçen yıl su konusu masaya yatırılmıştı. Bu yıl ise radikal bir kararla ilk kez tümüyle masaya yatırıldı ve ortaya son derecede çarpıcı sonuçlar çıktı. İlk kez ’de Benim açımdan işin en hoş yanı ise, 90’ı aşkın ülkede şubesi olan Transparency International’ın Türkiye şubesinin de geçen yıl kurulmuş olması ve Yolsuzluk Raporu’nu ilk kez ocak ayındaki Davos toplantısını beklemeden Türkiye’de, dinleyebilmek oldu. Dernek Başkanı Oya ’nın açış konuşmasının ardından Başkan Yardımcısı ve PricewaterhouseCoopers’ın ortaklarından Zeki Gündüz, 2009 Küresel Yolsuzluk Raporu’yla ilgili, Davos’takilerden çok daha çarpıcı, mükemmel bir prezantasyon yaptı: Neden özel sektör? “Niye bu senenin raporu ilk kez özel sektörü ele aldı? Devletler batar, onlara bir şey olmaz dediğimiz dünya devi şirketler, sapır sapır döküldü. Yine bu krizde gördük ki bazen bir bazen bir bir ülkeyi batırabiliyor. Bu yüzden yolsuzluğun arz tarafına odaklandık. ’de büyük kamulaştırmalar yaşandı ve bu süreçte özel sektörün, faaliyetlerini aslında ne kadar denetimsiz bir ortamda yaptığı ayan-beyan görüldü. Düne kadar hep devletler ve kum torbası görevi görürdü; ama bu kez önemli oyuncuların sadece devlete rüşvet vermekle kalmayıp, kendi evlerinin içini de düzenlemedikleri, patronlar ve yönetim kurulu üyelerinin borsada usulsüz alım-satımları ortaya döküldü. Özel sektörün birbirleriyle ilişkilerinde de durum farklı değil. Kimler büyük ölçüde alım-satım yapıyorlarsa, artık inceltilmiş haliyle ‘komisyon’ vermeden işler yürütülmüyor.” En büyük 200 şirkette de... Ve rapordan birkaç çarpıcı başlık: Sadece gelişmekte olan ve geçiş ekonomilerinde politikacıların ve bürokratların aldıkları yıllık rüşvet miktarı, 20-40 milyar dolar seviyelerine ulaşmıştır. Dünya ölçeğinde her şirketten 1’inde her 10 şirketten 1’inde muhasebe dolandırıcılığı var. Şirketler, çalışanları tarafından soyuluyor. Soyanlar da alt seviyedekiler değil; patronlar, üst ve orta-üst düzey yöneticiler! ABD’de şirketlerin 80’i, kanunların farkında değil. Birçok devletin GSYH’sından daha büyük ciroya sahip olan dünyanın en büyük 200 şirketinin 90’ı, şirket içi etik yönetmeliğine sahip; ancak bunlardan 50’sinde kâğıt üzerinde kalmış, herhangi bir uygulama yok!
+
+
+
+ 583625
+ Karısını fuhuşa zorladığı iddiasıyla tutuklandı
+ Karısını fuhuşa zorladığı iddiasıyla tutuklandı ’da bir kişi, eşini para karşılığı pazarladığı iddiasıyla tutuklandı. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, şüphe üzerine Mahallesi’ndeki bir alanında park halinde bulunan otomobilin yanına giden polis ekibi, Melek Ş. ve T.Ç’yi (19) yaparken gördü. Bu kişilerle birlikte aracın yakınlarında gözcülük yaptığı iddia edilen Melek Ş’nin eşi Ayhan Ş, gözaltına alındı. Bursa Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliğine götürülen zanlılardan Melek Ş. ile T.Ç, ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Emniyetteki sorgusunda, çocuğunun tedavi masraflarını karşılayabilmek için eşini pazarladığını söylediği öne sürülen Ayhan Ş, sevk edildiği mahkemece tutuklandı.
+
+
+
+ 583187
+ Fenerbahçe'ye yine golüm var
+ Fenerbahçe karşılaşmasını iple çektiğini ifade eden tecrübeli futbolcu, "Fenerbahçe ile oynadığımız hemen hemen her maçta gol attım. Bu maçların benim için çok özel bir yeri var. Antalyaspor forması altında elimden gelen her şeyi yapacağım. Taraftarların desteği ile Fenerbahçe'yi İstanbul'a eli boş döndüreceğiz." dedi. Bu arada Antalyaspor, yarın kendi sahasında oynayacağı Fenerbahçe maçının hazırlıklarını sürdürürken, Teknik Direktör Mehmet Özdilek'i F.Bahçe maçı öncesi eksikler düşündürüyor. Kırmızı-Beyazlı takımda sakatlıkları devam eden kaleci Ömer, Yalçın ve Fatih Ceylan'ın yanı sıra, cezalı durumda bulunan Serge Pacome Fenerbahçe karşısında forma giyemeyecek. Hasan Subaşı Tesisleri'nde kapalı kapılar ardında çalışan Antalyaspor, Fenerbahçe maçının taktik provasını bugün yaptıktan sonra kampa girip maç saatini bekleyecek.
+
+
+
+ 583944
+ Mars'ta buz kütlesi
+ Mars'ta buz kütlesiMars gezegeninde bulunan birkaç krater içinde yüzeye çok yakın düzeylerde buz kütleleri belirlendi. Uzaydan gelen cisimlerin çarpması sonucu oluşan bu kraterlerde belirlenen buz kütlelerinin, şimdiye dek belirlenenler arasında, yüzeye en yakınları olduğu bildirildi. Mars yörüngesinde bulunan NASA uzay aracı Reconnaissance Orbiter tarafından belirlenen buz kütlelerinin yüzde 99 saflıkta olduğu tahmin ediliyor. Bulgulara ilişkin makale, Science dergisinin yarınki sayısında yayımlanacak. Bulguların buz olduğu, uydudaki spektrometre aracılığıyla saptanıyor. Mars yüzeyine indirilen ve artık faal olmayan Phoenix robotu da geçen yıl yüzeyde kazılar yaparak, buz parçalarına ulaşmıştı. Reconnaissance Orbiter da ilk buz keşfini geçen yıl yapmış, yine dış çarpışmayla oluşmuş ve büyüklükleri bir oda ile bir ev büyüklüğü arasında değişen kraterin içinde buza rastlamıştı. Karanlık kesimlerde parlayan buz tabakaları birkaç ay izlenmiş, daha sonra buharlaşmıştı.
+
+
+
+ 584318
+ Aşkı için canına kıydı
+ Aşkı için canına kıydı Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı Bağyüzü köyünde yaşayan R.T. (26) adındaki genç kendisini dut ağacına asarak intihar etti. Edinilen bilgiye göre, R.T., bir süredir birlikte olduğu kız arkadaşı F.C. ile tartıştı. İki gencin tartışmaları gecenin ilerleyen saatlerine kadar cep telefon mesajlarıyla sürdükten sonra, 26 yaşındaki R.T.'nin, evinin yakınındaki dut ağacına kendini asarak hayatına son verdiği öğrenildi. R.T. adlı gencin Ramazan Bayramı'nın 3. gününde canına kıyması Bağyüzü köyünde büyük üzüntüye sebep oldu. Sevdiği kızla tartıştıktan sonra hayatına son veren R.T.'nin cenazesi Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Önceki gün Adli Tıp Kurumu�ndan gelen R.T.'nin cenazesi, Bağyüzü köyünde toprağa verildi
+
+
+
+ 582897
+ Ölüm servisi soruşturması
+ Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi Ölüm servisi soruşturması 24.09.2009 22:07Savcılık, selde minibüste mahsur kalıp ölen kadın için sorumlular hakkında 15 yıl hapis cezası istedi.
+
+
+
+ 583457
+ AK Parti'den "koruma krizi" açıklaması
+ AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı ve Çankırı Milletvekili Suat Kınıklıoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı korumakla görevli gizli servis ekibiyle Başkanı Barack Obama'yı koruyan ekip arasındaki zaman ve iletişim uyuşmazlığı nedeniyle yaşanan gerginlikle ilgili açıklama yaptı. Kınıklıoğlu, "Zaten olay üzerine kusurlu olan ekibi yenisiyle değiştirilmiştir. Ayrıca Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da ertesi gün öğle yemeğinde başbakanımıza üzüntülerini ifade etmiş, gereken tüm önlemlerin alınacağını belirtmistir. Sayın başbakanımız söz konusu çerçevesinde bir Türk başbakanına yakışır bir vakar ve tavırla hareket etmiştir dedi. Recep Tayyip Erdoğan'ın heyetinde yer alan Suat Kınıklıoğlu, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural'ın, Erdoğan'ın ziyaretine yönelik sözlerine yanıt verdi. MHP'li Vural'ın, Erdoğan'ın ziyaretinin "hangi amaçla ne için yapıldığı bilinmeyen bir gezi olduğuna" ilişkin ifadelerini değerlendiren Kınıkloğlu, şunları kaydetti: "Sayın Vural'ın partisinin iktidarda olduğu dönemlerde Türkiye üyesi -yani dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri- bir ülke olamadığı, BM Güvenlik Konseyi'ne üye olarak seçilemediği için bu gezinin ne amaçla yapıldığını bilmemesini doğal karşılamak lazım. Ne var ki, partisinin dış politika konularında çalıştığını bildiğimiz birinin BM Genel Kurulu'nun her yıl eylül ayında New York'ta yapıldığını bilmesini beklerdim." "Yaptığı talihsiz beyanlar... Kınıklıoğlu, Vural'ın, "yaptığı talihsiz beyanlara alışık olduklarını, bu mahalle ağzıyla söylenen sözleri yadırgamakla birlikte şaşırmadıklarını" ifade ederek, açıklamasını şöyle sürdürdü: "'li korumaların kendi aralarındaki iletişim eksikliğinden kaynaklanan dünkü hadiseyi olduğundan çok farklı bir şekilde aksettirerek ve kasıtlı bir şekilde abartarak kendisi tam anlamıyla konuyu saptırmıştır. Mesele gayet açıktır. Gizli Servisi nin başbakanımızın korunması için tahsis ettiği ekiple Obama'nın koruma ekibi arasında Clinton'un evsahipliği yaptığı etkinliğin düzenlendiği Sheraton Oteli'ne girerken 'li koruma ekiplerinin kendi aralarındaki zaman ve iletişim uyuşmazlığı yüzünden istenmeyen bir gerginlik olmuştur. Bunun üzerine başbakanımız etkinliğe katılmama kararı alarak, otele giriş yapmadan kendi otelimize geri dönülmüştür. Ertesi gün Gizli Servisi Başkanı, sayın başbakanımızın koruma ekibiyle bir araya gelerek özür dilemiş veüzüntüsünü ifade etmiştir. Hatta ve hatta ellerindeki en ehil ekibin Türk heyetine tahsis edildiğini, olan koordinasyon eksikliğine kendisinin de şaşırdığını ifade etmiştir. Zaten olay üzerine kusurlu olan ekibi yenisiyle değiştirilmiştir. Ayrıca Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da ertesi gün öğle yemeğinde başbakanımıza üzüntülerini ifade etmiş ve gereken tüm önlemlerin alınacağını belirtmiştir. Sayın başbakanımız söz konusu çerçevesinde bir Türk başbakanına yakışır bir vakar ve tavırla hareket etmiştir." "Şüphesiz ki 'de olup bitenleri İzmir'den eksik ve yanlış bir şekilde yansıtmanın, siyaset kurumuna zarar verdiği" görüşünü ifade eden Kınıklıoğlu, "Hem üslup hem de içerik olarak daha sorumlu ve düzeyli bir söylemin siyaset kurumu kadar ülkemizin demokratik kültürüne katkı sağlayacağına inanıyorum" dedi. "Ziyaret başarılı geçti" Ziyaretin oldukça başarılı geçtiğine işaret eden Kınıklıoğlu, şöyle devam etti: "Dün 'nin en prestijli üniversitesi olan Princeton Üniversitesi'nde sayın başbakanımızın konuşmasına biletler 1-2 günde tükenmiş, 800 kişilik salon hemen dolmuştur. İçeriye giremeyen 'li katılımcılar olmuştur. Princeton Üniversitesi'nin rektörü başbakanımızı tanıtırken Gazze Savaşı sırasında 'tüm dünyaya zor doğruları söylemekte ısrar eden lider' ifadesini kullanmıştır. Sayın başbakanımızın yaptığı konuşma Türkiye'nin dünyanın sorumluluk taşıyan lider bir ülkesi olarak nasıl bir vizyon ürettiğini, nasıl bir düzen arzu ettiğini sarih bir şekilde ifade etmiştir. Seyahat sırasında Türkiye'nin dış politikada bir üst lige çıktığı her vesileyle görülmektedir. Başbakanımızın BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma ilgiyle takip edilmiş, başbakanımızın yeni bir küresel düzene ilişkin öngörüleri önemle değerlendirilmiştir."
+
+
+
+ 583720
+ Çorum'da traktör devrildi: ölü
+ Alınan bilgiye göre, Akören köyünde Nurettin Arslan'ın (40) kullandığı 19 EL 362 plakalı traktör, köy meydanında devrildi. Kazada traktörde bulunan sürücünün eşi Rukiye Arslan (44) olay yerinde hayatını kaybetti. Kazada yaralanan sürücü ile yanında bulunan oğlu Fahrettin Arslan (13) Osmancık Devlet Hastanesinde yapılan ilk müdahalenin ardından Çorum Devlet Hastanesine sevk edildi. Yaralıların sağlık durumlarının ciddiyetini koruduğu bildirildi. Kazayı gören vatandaşlar, traktör sürücüsünün virajı dönmeye çalıştığı esnada traktörün yolun altında bulunan bahçeye devrildiğini belirtti. Arslan ailesinin köyün dışındaki kendilerine ait araziden traktör ile sebze ve meyve taşıdıkları öğrenildi.
+
+
+
+ 584315
+ Nobre takımla çalışmalara başladı
+ BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde, teknik direktör Mustafa Denizli yönetimindeki idmanda siyah-beyazlı oyuncular, ağır bir kondisyon çalışması yaptı. İki saate yakın süren idmana, omzundaki sakatlığı geçen Nobre de katıldı. İtalyan oyuncu Ferrari takımdan ayrı çalışırken, sakatlıkları süren Rüştü ve Yusuf'un ise tedavilerine devam edildi. Beşiktaş, CSKA Moskova maçı hazırlıklarını yarın gerçekleştireceği antrenmanla sürdürecek.
+
+
+
+ 584087
+ 8. hafta maçlarının programı açıklandı
+ 8. hafta maçlarının programı açıklandı ’in 8. haftasında oynanacak maçların programı açıklandı. Futbol Federasyonu’ndan yapılan açıklamaya göre ligde 8. haftanın programı şöyle: Ekim Cuma: 20.00 (Hüseyin Avni Aker) Ekim Cumartesi: 15.00 (Manisa 19 Mayıs) 15.00 -İstanbul (Adana Ocak-Cezalı) 20.00 (BJK İnönü) Ekim Pazar: 15.00 (Sivas Eylül) 15.00 (Eskişehir Atatürk) 16.00 (Ankara 19 Mayıs) 20.00 (Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu)
+
+
+
+ 584183
+ 'Kanunların açıkça yasaklamadığı her şey serbesttir'
+ Ergün, Van Belediye Başkanlığını ziyaret etti. Belediye Başkanı Bekir Kaya tarafından karşılanan Ergün burada yaptığı konuşmada ilin gelişmesi için belediyelere çok büyük görevler düştüğünü söyledi. Eski bir belediye başkanı olarak belediyelerle her zaman yakın ilişkide bulunduğunu ifade eden Ergün şunları söyledi. ''Bugün belediyeler dediğimiz zaman gerçekten fonksiyonları gün geçtikçe artan yönetim organizasyonları olduğunu görüyoruz. Sadece mahalli müşterek ihtiyaçlar diye bir tarafın içerisine sıkıştırılamaz belediyecilik. Bunun çok ötesine geçebilecek imkanlara sahip. Çünkü hayat çok dinamik. Sürekli yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Bu nedenle de yasalarda önemli esneklikler ortaya konuluyor. Yaklaşım şu olmalıdır: Kanunların açıkça yasaklamadığı her şey serbesttir. Aslında hukukun temel mantığı da budur ama bazen Türkiye'de hukukun mantığını ters işletmek isteyenler olabilir, oluyor da... Kanunların açıkça serbest bırakmadığı her şey yasaktır diye düşünenler oluyor. Hiçbir kanun bütün serbestlikleri yazmaz. Kanunlar neyin yasak olduğunu yazar. Neyin serbest olduğunu yazmaya kalksa milyonlarca cilt dolusu yazmak lazım. Çünkü hayatta serbest olanların sayısı, yasak olanlara göre çok daha fazladır. Dolayısıyla yerel yönetimler yasal olarak sağlanmış olan esneklikleri de dikkate alarak topluma daha çok hizmetini görme potansiyelini görmüş oluyor. Bu imkanları bütün belediye başkanı arkadaşlarımızın iyi bir şekilde değerlendirmelerini şahsen isteriz.'' -''BELEDİYELERİN KATKISI...''- İşbirliğinin her zaman çok önemli olduğunu ve sürekli işbirliği içerisinde çalışmaların yapılması gerektiğini anlatan Ergün, bu tür bir yaklaşımla ilin ilerlemesinin daha hızlı olacağını söyledi. Belediyelerle ilgili birkaç temel konuda hızlı adım atılmasını beklediğini belirten Ergün, şöyle konuştu: ''Birincisi belediyelerimiz kentin fiziki yapısının değişiminde önemli rol oynamalıdır. İkincisi kentin kültürel yapısında, sosyal yapısında bazı ilerlemeler kaydedilebilmelidir. Bunlara yerel yönetimlerimiz öncülük etmeli. Hangi siyasi partiden olursa olsun, bütün yerel yönetimlerimizin kentin sosyal ve kültürel hayatına bir canlılık getirmesi icap eder. Üçüncü bir değişim, kentin demokrasisinde bir ilerleme olmalı. Halkın yönetime daha çok katılımı için kanallar açılmalı ve şehre daha çok sahip çıkılması için halka kanallar açılmalı. Bizim açımızdan dördüncü ve en önemli adım yerel yönetimlerimizden beklediğimiz kentin ekonomik kalkınmasına, gelişmesine sağlayacağı katkılardır. Şimdi uluslararası işbirliği yapma imkanları da var. Bu avantajları, bu bölgede bir serbest sanayi bölgesinde buluşturmak ve bölgeye yeni bir üretim, sanayi üssü haline getirmek için kullanacağız. Burada kuşkusuz yerel yönetimlerimizin de önemli rolü ve katkısı bulunacaktır. Uluslararası işbirliği imkanı da yerel yönetimlerimiz için eskisine göre daha fazla vardır. Eskiden çok kısıtlıydı. Hem ekonomik, hem fiziki, hem sosyal ve kültürel kalkınmaya hem de demokratik kalkınmaya belediyelerin çok önemli katkı sağlayabileceği bir zemin var.'' Belediye Başkanı Kaya da Bakan Ergün'ün ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ergün, daha sonra helikopterle İran sınırında bulunan Saray ilçesine hareket etti.
+
+
+
+ 583200
+ Barca'da yönetici takibe alındı
+ El Periodico gazetesinin verdiği haberde, Barcelonalı yöneticinin izlendiği haberi kulüp tarafından da doğrulandı. Bu arada başkan yardımcısının izlenmesinde 2010 yılında yapılacak olan kulüp başkanlığı seçimlerinin yattığı ileri sürüldü.
+
+
+
+ 583078
+ ‘Savcı Öz’ün imzası taklit edildi’ iddiası
+ ‘Savcı Öz’ün imzası taklit edildi’ iddiasıESRA ALUS güncellenme zamanı 25.9.2009Zekeriya Öz hep yanınızda İkinci davasının tutuklu sanığı Kuvayı Milliye 1919 Derneği yöneticisi Durmuş Ali Özoğlu, 14 Eylül 2009’da gönderdiği dilekçelerle soruşturmada görev alan bazı Emniyet personeli ile hâkim ve savcılardan oluşan toplam 17 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu Özoğlu, ikinci iddianamenin 228, 229 ve 230 numaralı ek klasöründeki belgelerin altında savcı ’ün imzasının bulunduğunu, ancak, bu imzaların yüzde 95’inin Öz’ün el ürünü olmadığını ileri sürdü. Özoğlu, Emniyet mensuplarının Öz’ün imzasını taklit ederek belge oluşturduklarını da iddia etti. Özoğlu, polis müdürleri Mutlu Ekizoğlu ve Hüseyin Işıldak’ın Gülen cemaatine bağlı olduğunu da öne sürdü.
+
+
+
+ 584356
+ Yangında katlı bina çöktü, itfaiyeciler ölümden döndü
+ büyük halleri için üzerine tıklayın hep yanınızda Yangında katlı bina çöktü, itfaiyeciler ölümden döndüTahsin ÜLKER/ADANA, (DHA) Kare kare yıkılma anı... ADANA'da, tekstil deposu olarak kullanılan katlı ahşap bina, çıkan yangına müdahale sırasında yıkıldı. İtfaiyecilerin son anda kurtulurken, şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı. Kayalıbağ Mahallesi Kayalıbağ Caddesi'nde bulunan tekstil deposu olarak kullanılan katlı ahşap binada saat 15.00 sıralarında çıktı. İhsan Beyarslan'a ait olan, içinde okul çantaları ve kumaşlar bulunan giriş katında başlayan yangın, kısa sürede üst katlara da sıçradı. Çevredeki esnafın binadan duman çıktığını görüp, haber vermesiyle polis ve itfaiye ekipleri olay yerine geldi. Çevredekiler, itfaiye ekipleri gelene kadar kovalarla su taşıyarak yangına müdahale etmeye çalıştı. Ancak, alevler kısa sürede katlı ahşap binanın tamamını sardı. Olay yerine gelen Adana Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı itfaiye ekipleri, yangına hemen müdahale etmeye başladı. Giriş katından alevleri söndürmeye çalışan ekipler yetersiz kalınca, destek ekip istendi. Bu sırada polis ekipleri, sokağın her iki tarafına şerit çekerek girişlere izin vermedi. Yangın sırasında binanın ahşap çatısı çöktü. İtfaiye erlerinin tazyikli suyla müdahalesi nedeniyle, binadan kopan tahta parçaları da yola düştü. Binanın altına kadar giren ekipler, kaçarak düşen parçalardan kurtulmaya çalıştı. Uzun süren müdahale sonucu söndürülemeyen yangında, tazyikli suyun da etkisiyle ahşap binanın ve 3'üncü katı yıkıldı. Binanın yıkılma anı saniye saniye görüntülenirken, itfaiye ekipleri ve polisler, son uzaklaşarak, enkazın altında kalmaktan kurtuldu. Yıkılan enkazın altında kalma tehlikesi atlatan itfaiye ekipleri, yoğun dumanın tahliye edilmesinin ardından yangına tekrar müdahale etti. Şans eseri ölen yada yaralanan olmadığı yangın, kısa süre sonra söndürüldü. Ahşap binadan ise geriye yanmış bir kaldı. Elektrik kontağından çıktığı sanılan yangınla ilgili sürüyor.
+
+
+
+ 583617
+ Gazetelerde Bugün
+ CUMHURİYET Kanlı süreç başlar Büyükelçilerle yemekte buluşan CHP lideri, AB ile ilişkilerin tıkandığını belirterek “İlişkiler ‘reset’ edilmeli. AB, Müslüman, demokratik ve laik Türkiye’nin önemini anlamalı” mesajını verdi. Kürt açılımına da değinen Baykal, “Bireysel hak ve özgürlüklere tamam ama ayrıştırmaya hayır diyoruz. Ayrıştırıcı arayışlar hem Türkiye’yi hem bölgeyi karıştırır” uyarısında bulundu. HÜRRİYET Patron istedi Cem'i aldık Cam Garipoğlu'na firardayken kim yardım etti sorusunun yanıtını bulmak için gözaltına alınan kişiden 2'si polisteki sohbette 'Babasının isteğiyle Cem'i alıp bir hafta sakladık' dedi. MİLLİYET Veliler temizlikte 2009-10 eğitim yılı yine sancılı başladı. Borçları nedeniyle bazı okullarda elektrik ve su yok. Hademe olmayan bazı okullarda ilk gün temizliğini yaptı. RADİKAL Cem böyle kaçmış Babası Cem'i önce Akmerkez'de bir kafeye bıraktı. Eve döndüğünde polisi görünce Cem'i kafeden alıp bir çalışanının Bahçeşehir'deki evine götürdü AKŞAM Bizim için patroit almayın İran'dan nükleer güvence. ABD'nin 'Türkiye Patroit sistemi alımında çok geç kaldı' tespitinde Ankara Büyükelçisi cevap verdi: Bizden zarar gelmez. İran-Türkiye sınırı, barış sınırıdır POSTA Babaları okutacak 2007'de Şırnak'ta teröristlerle çatışırken şehirt düşen Şanlıurfalı Onbaşı Kasım Aksoy'un küçük kızları Güneş ve Zeliha'yı Türkiye babalarının cenazesinde çekilen fotoğraflarıyla tanımıştı. Zeliha yırtık çoraplı, Güneş yalın ayaktı. POSTA'nın 'Bize emanetler' başlığıyla manşet yaptığı Zeliha ile Güneş büyüdü ve dün babalarının adını taşıyan okula başladı VATAN Yalan üstüne yalan Garipoğlu ailesinin şoförü ve iki çalışanının itirafları, bab-oğulun cinayet gecesi ve kaçışla ilgili verdikleri tüm ifadeleri çürüttü HABERTÜRK En büyük 22 masona dava Masonlara ikinci yolsuzluk davası açıldı.Bu kez içinde 'büyük üstad'ın bulunduğu 22 mason, 216 bin TL'lik vurgunla suçlanıyor BİRGÜN Tedavi yok, dayak var TMK mağduru çocuklardan İ.A. böbrek hastası olmasına rağmen tedavi edilmedi. Çocuklar bir de "milliyetçi hassasiyeti olan" adli suçlular tarafından dövülmüş SABAH 'Eşya değil eşim' Kocasına yıl hapis cezası verilen tecavüz mağduru eş konuştu: Nikahta "evet" derken eş olmayı kabul ettim, eşya olmayı değil... TERCÜMAN Hazmede hazmede hazmettire hazmettire Princeton Üniversitesi'nde konuşan Erdoğan, "Açılım" sürecinin kısa, orta ve uzun vadeli olduğunu ifade ederek, "Hazmede hazmede, hazmettire hazmettirebu süreci devam ettirmemiz lazım" dedi YENİ ŞAFAK Cinayeti saniye saniye izlediler Liseli Münevver Karabulut cinayetinde sır perdesi aralanıyor. Garipoğlu'nun iki çalışanından ilk itiraf gelirken 'arabulucu' Baran'ın "evdeki kamerayla cinayeti naklen izlediler" iddiası tüyler ürpertti ZAMAN Turizmciler, açılıma destek için Doğu'ya çıkarma yapıyor Turizmciler, hükümetin başlattığı 'demokratik açılımı' istihdam ve kültür açısından desteklemek amacıyla yatırımlarda Doğu'ya öncelik verme kararı aldı. 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 583527
+ Bakanlık: "Livaneli'nin başvurusu yok"
+ Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin UNESCO Başkanlığı için adı geçen Zülfü Livaneli yerine Mısır'ı desteklediği iddialarına yanıt verdi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Sayın Zülfü Livaneli'nin, UNESCO Genel Direktörlüğü görevi için Bakanlığımıza intikal etmiş herhangi bir adaylık girişimi ve başvurusu yoktur" denildi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, sanatçı Zülfü Livaneli'nin, "UNESCO Genel Direktörlüğü kapsamlı" basında yer alan iddialara cevap veriliyor. Bakanlık açıklamasında, "Türk vatandaşlarının uluslararası kuruluşlardaki üst düzey önemli görevlere gelmeleri öteden beri desteklenmekte ve bu amaçla her zaman yoğun çaba sarfedilmektedir. Bu bağlamda, geçmişte, Sayın İlter Türkmen, Sayın Kemal Derviş, Sayın Hikmet Çetin, Sayın Ekmelettin İhsanoğlu başta olmak üzere vatandaşlarımızın uluslararası kuruluşlardaki üst düzey önemli görevlere gelmeleri için tarafımızdan her zaman aktif çaba içinde olunmuştur. Bu konudaki destek ve çabalarımıza gelecekte de devam edilecektir" denildi. "Bu durum, değerli bir Türk aydını olmasının yanı sıra sanatın hemen her dalında saygın bir konuma sahip bulunan Sayın Zülfü Livaneli için de tabiyatiyle geçerlidir" ifadesine yer verilen açıklamada, "Ancak, Sayın Zülfü Livaneli'nin, UNESCO Genel Direktörlüğü görevi için Bakanlığımıza intikal etmiş herhangi bir adaylık girişimi ve başvurusu yoktur. Sayın Livaneli'nin adaylığı konusunda UNESCO Teşkilatı'na başvuruda bulunulduğuna ilişkin bir bilgi de mevcut değildir. Bu konuda herhangi bir ülke veya çevreden Bakanlığımıza resmi bir başvuru da olmamıştır" görüşü yer aldı. Açıklamada ayrıca şu ifadeler yer aldı: "Basında yer alan haberler üzerine Sayın Bakanımız Ağustos ayı içinde Sayın Livaneli'yi telefonla arayarak UNESCO Genel Direktör seçimleri süreci hakkında bilgi vermiş; bu konuda basın mensuplarının sorularına cevaben kamuoyumuzu da bilgilendirmiştir. Bütün bunlara rağmen, UNESCO Genel Direktörü seçim sürecinin 22 Eylül 2009 günü tamamlanmasının ardından çeşitli basın organlarında konuyla ilgili olarak yer alan haberlere ve Sayın Livaneli tarafından yapılan açıklamalara bir anlam verilememektedir. Sayın Livaneli'nin verdiği bazı bilgilerin temelsiz ve mesnetsiz olması da ayrıca üzüntüyle karşılanmıştır." 'Türkiye Mısır'ı destekledi' iddiası Dünyanın en prestijli kurumlarından UNESCO, bir süredir yeni başkanı seçmek için oylama yapıyordu. Dün CNN TÜRK'e konuşan Zülfü Livaneli, "Yabancı yetkililerin bana söylediği Türk hükümetiyle her temaslarında biz Livaneli'ye karşı değiliz, değerli bir aydınımızdır. İsteriz ama taraflarla karşı karşıya gelmek istemiyoruz diye anlattılar. Daha sonra beni bu adaylık süresi geçtikten sonra Cumhurbaşkanı, Dışişleri Danışmanı Gürcan Bey aradı ve dedi ki 'Çok üzgün Cumhurbaşkanı, hepimiz de çok üzgünüz. Sizin UNESCO'nun başında olmanız ne kadar önemli bir şeydi. Ama sıra Araplarda olduğu için maalesef biz bunu yapamadık" demişti.
+
+
+
+ 583449
+ Kadınlar daha uzun süre işsiz kalıyor
+ Kadınlar daha uzun süre işsiz kalıyor 25 Eylül 2009 Cuma, 09:07 Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından yapılan araştırmaya göre, uzun süreli işsizlik, her eğitim seviyesi için kadınlarda daha yaygın. Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Duygu Güner ve Burak Darbaz tarafından 2006 Hanehalkı İş Gücü Anketi (HİA) ham verileri kullanılarak hazırlanan BETAM'ın araştırmasına göre, Türkiye işgücü piyasası, iş gücüne katılım, işsizlik oranı gibi önemli göstergelerde cinsiyete bağlı olarak büyük farklılıklar gösterirken bu farklılıklar işsiz kalma sürelerine de yansıyor. TÜİK tarafından açıklanan Mayıs 2009 işsizlik süreleri istatistikleri incelendiğinde bu farklılaşma görülürken, işsizler arasında uzun dönemli işsizlerin payı kadınlarda yüzde 33 iken, erkeklerde yüzde 24 olarak gerçekleşti. Kısa dönemli işsizlik ise işsiz erkekler arasında daha yaygın bir durum olarak ortaya çıkarken, erkeklerde kısa dönemli işsizlerin toplama oranı, kadınlardakinden yüzde puan daha yüksek oldu. Araştırmada kadınlarda, uzun süreli işsizlerin toplam içindeki payının erkeklere kıyasla daha yüksek olmasının arkasında yatan nedenler, rezervasyon ücretleri (kişinin iş teklifini kabul etmek için razı olacağı en düşük maaş ya da ücret) ve iş gücü piyasasında olası ayrımcı eğilimler olmak üzere iki ana çerçevede açıklanabileceği belirtildi. Araştırmada, işsiz kadınların eğitim seviyelerinin işsiz erkeklere göre yüksek olduğu görülürken, dikkati çeken bir diğer nokta ise üniversite mezunu kadınların ağırlığı oldu. İşsiz erkekler arasında üniversite mezunlarının payı yüzde 9,4 olarak belirlenirken, kadınlarda bu pay yüzde 21,3 düzeyinde bulunuyor. İşsiz kadınların yüzde 39,6'sı lise mezunu iken aynı oran erkeklerde yüzde 25,4 olarak tespit edildi. Çalışan kadınların erkeklere kıyasla daha büyük bir kısmı üniversite mezunu iken, kadınlarda bu oran yüzde 30,5, erkeklerde ise yüzde 13,8 olarak belirlendi. Araştırmaya göre, uzun süreli işsizliğin her eğitim seviyesi için kadınlarda daha yaygın olduğunu gösteriyor. KADINLARIN İŞ TECRÜBESİ DAHA AZ BETAM'ın araştırma notuna göre, rezervasyon ücretlerinin belirlenmesinde iş gücü piyasasında olanların eğitimi kadar iş tecrübesi de rol oynuyor. İş tecrübesini doğrudan ölçmek eldeki verilerle mümkün olmasa da kişinin daha önce çalışıp çalışmadığı bilgisi en azından iş tecrübesi olup olmadığının göstergesi olurken, daha önce çalışmış olmak işsizlik sürelerini oldukça kısaltıyor. Daha önce çalışmış kişilerde kısa süre (1-5 ay) işsiz kalanların oranı yüzde 53 olarak belirlenirken, yine aynı grupta bir yıldan uzun süre işsiz kalma ihtimali yüzde 32 iken, daha önce herhangi bir işte çalışmamış kişiler için aynı ihtimal yüzde 55 olarak tespit edildi. Kadın işsizlerde daha önce herhangi bir işte çalışmamış olanların oranı yüzde 36, erkeklerde ise bu oran yüzde 16 oldu. Bu nedenle daha önce çalışmamış olanlar için gözlemlenen uzun işsizlik süreleri özellikle kadınları etkilerken, bu veriler ışığında, kadınların işsizlik sürelerinin daha uzun olmasında iş tecrübesi eksikliklerinin etkili olduğu görülüyor. Araştırmada, kadınların iş gücü piyasasındaki durumlarını düzeltmek için daha önce çalışmamış olan kadınların iş gücü piyasasına uyumunu kolaylaştırıcı politikaların öneminin büyük olduğuna işaret edilirken, bunun da ancak iş gücüne katılan kadınların iş arama/iş bulma yetkinliklerinin geliştirilmesi, iş garantili meslek kursları, işverenlere yönelik kadın istihdamı teşvikleri benzeri projelerle kadın iş gücünün desteklenmesi ile gerçekleştirilebileceğinin altı çizildi. Araştırmaya göre, umudu kırılan kadınların işsiz kadınlara oranı yüzde 32 gibi yüksek düzeyde seyrederken erkeklerde bu oran yüzde 18 seviyesinde kaldı. Araştırmada, ''Açıkça görülmektedir ki umudu kalmadığı için iş gücü piyasasından çekilme, kadınlarda göreli olarak daha yaygın bir olgudur, yani kadınların daha uzun süreli işsiz kalışının arkasında iş gücü piyasasında kalmak için gösterilen bir kararlılık yatmamaktadır'' denildi. SOSYOKÜLTÜREL YAPI VE KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMI... Araştırmaya göre, sosyokültürel yapı kadınların iş gücüne katılımını ve dolayısıyla istihdam ve işsizlik durumlarını belirleyen bir diğer önemli faktör olurken, araştırmada şunlar ifade edildi: ''Ataerkil aile yapısında kadın gelirinin ek gelir olarak değerlendirilmesi ve kadınların temel sorumluluğunun ev içi işler olduğu algısı da bu duruma katkıda bulunmaktadır. Bir başka deyişle iş bulamayan kadınlar için ev işleri ile meşgul olmak her zaman kabul edilebilir ve üretken bir faaliyet olduğu için iş arayan kadınlar olası iş fırsatlarını değerlendirirken ev işlerindeki üretkenliklerini de göz önünde bulundurarak hareket etmektedir. Rezervasyon ücretleri ev işlerindeki üretkenlikleri de kapsayacağından bir kadın ile bir erkeğin rezervasyon ücretleri farklılaşacak, ev içi üretimin ekonomik değeri nedeniyle kadınların rezervasyon ücretleri görece daha yüksek bir seviyede oluşacaktır. Ev işlerindeki üretkenlik rezervasyon ücretlerini yükselterek bu beklentileri karşılayacak iş bulma olasılığını düşürecek, dolayısıyla kadınların işsiz kaldıkları süreyi uzatacaktır. Bu nedenle kadın istihdamının önündeki en önemli engellerden biri belki de bu ev içi sorumluluklardır.'' İşverenlerin, aynı üretkenliğe sahip bir kadın ve bir erkek arasında tercih yaparken erkeği istihdam etme eğiliminde olması, kadınların iş arama sürelerini ve dolayısıyla işsiz kalma sürelerini uzatacağının altı çizilen araştırmada, bu nedenle, mevcut çalışmanın, işverenlerin olası cinsiyet ayrımcılığını ölçmeye izin veren işveren anketleriyle desteklenmesi gerektiği belirtildi. AA
+
+
+
+ 584663
+ 'Tarihi Kentler' Konya'da buluştu
+ Program ilk olarak Dedeman Otel'de düzenlenen toplantıyla başladı. Basına kapalı gerçekleşen toplantı sonrası davetliler, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyonuna başlanan Hocacihan Hanı'na taş koyma törenine katıldı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Hocacihan Han'ın 14. yüzyılda yapıldığını belirterek, ''Tarihe sahip çıkma çalışmaları kapsamında bölgemizde bulunan tarihi eserlerin restorasyonunu yapıyoruz. Toprak, moloz, taş ve ahşap işliğiyle yapılan Hocacihan Hanı restorasyonunu 2009 Şeb-i Aruz törenlerine yetiştirmeyi planlıyoruz'' dedi. Törene Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, Türkiye Tarihi Kentler Birliği Başkanı ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, birliğe üye il, ilçe ve beldelerin vali ve belediye başkanları ile davetliler katıldı. Konuşmaların ardından protokol üyeleri tarafından ilk harç ve taş törenle konuldu. -AÇILIŞ TOPLANTISI- Daha sonra Mevlana Müzesi'ne gelen birlik üyeleri, müzeyi ziyaret etti. Mevlana'nın sandukası başından dua eden üyeler, müzede sergilenen eserler hakkında bilgi aldı. Akyürek, müze gezisinin ardından Gülbahçe'de düzenlenen açılış toplantısında geçen yıl yapılan Dünya Tarihi Kentler Birliği Toplantısı'nın Konya ve Türkiye açısından çok yararlı bir toplantı olduğunu ifade etti. Türkiye Tarihi Kentler Birliği toplantısının ikincisine ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını dile getiren Akyürek, ''Şu an Mevlana'nın huzurunda bulunuyoruz. O, 'Aynı dili konuşanlar değil aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır' demişti. Bugün bu sözüne uygun olarak bir araya geldik. Toplantımız aynı zamanda Mevlana'nın 802. Doğum Yıl Dönümüne denk gelmesi ayrıca mutluluk verici bir olay'' diye konuştu. Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) ve Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, Mevlana'nın mekanında buluşmanın ayrı bir anlam ifade ettiğini belirterek, ''Birlik olarak amacımız, 'biz Türkiye'yi gelecek 10 yılda nasıl görmek istiyoruz' bunu tartışacağız. Büyük kentler büyük göçlerin ağır bedellerini ödeyerek, tarihinden uzaklaşmaya, geleceklerini bir miktar düşünmemeye ve büyüklüklerin arkasındaki zenginlikleri taşımama noktasına gelmiş olabilirler'' diye konuştu. Türkiye Tarihi Kentler Birliği Başkanı ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, Türkiye Tarihi Kentler Birliği toplantısının ikincisini Konya'da yapmaktan mutluluk duyduklarını ifade ederek, şunları kaydetti: ''İlk toplantıyı Beşiktaş ilçesinde gerçekleştirmiştik. Bu toplantıyı düzenlememizin sebebi hem yerel yöneticileri bir araya getirerek istişarelerde bulunmak hem de değerli bilim adamlarıyla yerel yöneticileri buluşturmaktı. İlk toplantı bizim için çok yararlı oldu. Yarın başlayacak ikinci toplantının da bizlere çok şey katacağına eminim. Gelecek yıllara Tarihi Kentler Birliği nasıl bakmalı. Nasıl bir yol haritası çizelim ki Tarihi Kentler Birliği bu yol haritasında ciddi, doğru, akılcı işler yapsın. Çok fazla değişen bir dünyada yaşıyoruz. Bu değişim hem çok hızlı hem de çok büyük. Çok hızlı yetişemiyoruz, değişimleri takip edemiyoruz. Tarihi Kentler Birliği yeni misyonuyla yoluna devam edecek. Zamanı ıskalamamak istiyoruz.'' Katılımcılar daha sonra, Mevlana Kültür Merkezinde 6. Mistik Müzik Festivali kapsamında verilen konseri izledi.
+
+
+
+ 583659
+ Şehir tiyatroları perde açıyor
+ Şehir tiyatroları perde açıyor KOCAELİKocaeli Şehir Tiyatroları Ekim Perşembe günü perdelerini açıyor. Şehir Tiyatroları yeni sezonda repertuarına yeni oyun aldı. Yeni oyunlar içinde büyük usta Haldun Dormen'in yönettiği "İkinin Biri" adlı oyunun yanı sıra ünlü Rus yazar Anton Çehov'un "Sevgili Doktor" ile Peter Shaffer'ın "Küheylan" adlı eseri yer alıyor. Bunun yanı sıra repertuara iki yeni çocuk oyunu da alındı. Perde, Haldun Dormen'in yönettiği "İkinin Biri" adlı oyunla açılacak. Sezon açılışı ile birlikte prömiyer yapacak olan oyunun provaları tüm hızıyla sürüyor. Usta yönetmen, oyunun başarısı için her gün İstanbul'dan gelerek provaları yönetiyor. Şehir Tiyatroları yeni sezonda sahnelenecek oyunlar için ciddi bir repertuar çalışması yaptı. Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik repertuara yeni oyun aldı. Haldun Dormen'in yönettiği "İkinin Biri" adlı oyunun yanı sıra bu yıl ünlü Rus Yazar Anton Çehov'un "Sevgili Doktor" ile Peter Shaffer'in "Küheylan" adlı eseri Şehir Tiyatroları tarafından sahnelenecek. Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik'in yöneteceği Ferenc Karanthy'nin "Peynirli Yumurta" adlı eseri de seyirci ile buluşacak. Yeni oyunlarla birlikte geçen yıl büyük ilgi gören Ay Işığında Şamata, Çatışmalar, Derviş ve Ölüm, Yolcu ve Rita adlı oyunlar sahnelenmeye devam edecek. Repertuar hazırlanırken, her zaman olduğu gibi minik seyirci unutulmadı. Çevre bilincine önemli katkı yapacak olan "Don Kişot Pet Man'a karşı" ile "Barış Ormanında Yarış" adlı oyunlar repertuara alındı. "Pinokyo" ve "Benim Güzel Pabuçlarım" adlı çocuk oyunları da miniklerle buluşmayı sürdürecek. 25.09.2009 AKTÜEL
+
+
+
+ 584366
+ Cep telefonunda holografik görüntü devrimi
+ 2009 Tayvan Uluslararası Buluş ve Fuarı'nın en dikkat çeken ürünü cep telefonlarında üç boyutlu holografik görüntülemeyi sağlayan "HoloAD" oldu. (CNNTURK.COM) -- Tak çalıştır mantığıyla kullanılabilen HoloAD için ne ekstra bir yazılıma ne de parçaya ya da arayüze ihtiyaç yok. Sadece flaş disk ya da SD hafıza kartınızı cep telefonunuza takıp HoloAD'i çalıştırmanız yeterli. 180 derece görüş açısı sağlayan HoloAd, cam kullanılarak yapıldı. Yeni bir video görüntüleme deneyimi sunan ilginç icatla elde edilen görüntüye sınırsız içerik eklenebiliyor. Üstelik bu işlem ücretsiz ve kolaylıkla yapılabiliyor. Cep telefonlarına bir nevi boyutlu projeksiyon özelliği kazandıran HoloAD'in 'yle görüntülü konuşmalarda telefona bakma zorunluluğunu olmadan konuşma imkanı sağlayıp sağlamayacağı şimdiden merak konusu oldu.
+
+
+
+ 584085
+ Muharrem Eskiyapan toprağa verildi
+ Eskiyapan için, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii'nde, öğle namazının ardından cenaze namazı kılındı. Muharrem Eskiyapan'ın cenaze törenine, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katıldı. Cenaze töreninde, Eskiyapan'ın eşi Gülten Eskiyapan ve çocukları taziyeleri kabul etti. Törene, Eskiyapan'ın ailesi ve yakınlarının yanı sıra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, İstanbul Valisi Muammer Güler ile iş dünyasından Tuncay Özilhan, Zeynel Abidin Erdem, Cem Hakko, Murat Yalçıntaş, Tanıl Küçük, Nejat Basmacı, Hamdi Akın, Oğuz Satıcı'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Eskiyapan'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile son kez iftarda bir araya geldiklerini belirterek, ''Hayırseverdi. Türk milli eğitimine hem aile olarak hem de kendi adına bağışlarda bulundu. Son yaptırdığı okulun açılışını Cumhurbaşkanı Gül gerçekleştirecekti. Kısmet olmadı. Aile olarak 17-18 okul yaptırdığını biliyorum'' diye konuştu. İçişleri eski Bakanı Hasan Fehmi Güneş de duygularını ''Muharrem Bey ile parlamentoda beraber olduk. Örnek bir insandı. Onu biz Cumhuriyet Halk Partililer olarak tutamadık. üzüntüyü hep hissettik. Çok değerli bir arkadaşımdı'' şeklinde ifade etti. İşadamı Halis Toprak ise Eskiyapan'ın çok iyi ahbabı, arkadaşı olduğunu ifade ederek, ''Hakikaten büyük insandı. Türk sanayisine çok faydası oldu. Allah gani gani rahmet eylesin. Ülkeye büyük eserler verdi. Hepimizin başı sağ olsun'' dedi. Bu arada törene, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ile yeni yaptırdığı okulun öğrencileri de çelenk gönderdi. Eskiyapan'ın cenazesi, daha sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.
+
+
+
+ 583465
+ Hafta sonu hava nasıl olacak? HARİTALI
+ Hafta sonu hava nasıl olacak? HARİTALI SABAH İNTERNET Giriş Saati Güncelleme Meteoroloji'den yapılan son değerlendirmelere göre günlük haritalı hava tahminleri... Yapılan son değerlendirmelere göre; Ülkemiz genelinde yağış beklenmiyor. HAVA SICAKLIĞI Yurt genelinde ila derece artacak. RÜZGAR Genellikle kuzey ve kuzeydoğu, zamanla Ülkemizin güney, iç ve doğu bölgelerinde güney ve güneybatı yönlerden hafif arasıra orta kuvvette esecek. BÖLGELERİMİZDE HAVA MARMARA Az bulutlu ve açık zamanla parçalı bulutlu geçecek. EGE Az bulutlu ve açık zamanla parçalı bulutlu geçecek. AKDENİZ Az bulutlu ve açık, zamanla Batı Akdeniz (Antalya, Isparta ve Burdur) parçalı bulutlu geçecek. İÇ ANADOLU Az bulutlu ve açık geçecek. BATI KARADENİZ Az bulutlu ve açık geçecek. ORTA ve DOĞU KARADENİZ Az bulutlu ve açık zamanla Doğusu (Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt) parçalı bulutlu geçecek. DOĞU ANADOLU Az bulutlu ve açık zamanla Doğusu (Erzurum, Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır, Bitlis, Van ve Hakkari) parçalı bulutlu geçecek. GÜNEYDOĞU ANADOLU Az bulutlu ve açık geçecek. HAVA SICAKLIKLARINI DERECELERİYLE GÖRMEK İÇİN HARİTALARIN ÜZERİNE TIKLAYINIZ...
+
+
+
+ 584147
+ '2 domuz gribi aşısına lisans verilsin'
+ Warning: Invalid argument supplied for foreach() in /usr/local/www/haber7/includes/functions.php on line 658 VIEWS Error:You have an error in your SQL syntax; check the manual that corresponds to your MySQL server version for the right syntax to use near 'ORDER BY id DESC LIMIT 0, 1' at line
+
+
+
+ 582968
+ Ve Yattara bu sezon ilk kez kadroda!
+ Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde basına kapalı yaptığı antrenmanla hazırlıklarını tamamlayan bordo-mavili takımda, geçen haftaki Antalyaspor maçından farklı olarak Engin ve Hasan Ahmet Sarı kadroya alınmazken, bu oyuncuların yerine Gineli oyuncu İbrahima Yattara ile Barış Memiş kafileye dahil edildi. Sezon öncesi Standard Liege ile yapılan hazırlık maçında sakatlanan ve ilk haftada takımdaki yerini alamayan İbrahima Yattara, teknik direktör Hugo Broos tarafından bu sezon ilk kez kadroya alındı. Ülkesinden geç döndükten sonra para cezası verilen ve geçen haftaki Antalyaspor maçında kadroda yer almayan Namibyalı oyuncu Razundura Tjikuzu ise Ankara'ya götürülmeyecek.
+
+
+
+ 583643
+ Cem G'ye yardım eden zanlılar adliyeye sevk edildi
+ İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sorguları tamamlanan Garipoğlu şirketleri çalışanları Mehmet K, Ahmet B, Habib K. ve Hakan Ç, Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi. Sabah saatlerinde emniyetten çıkartılan zanlı, polis araçlarına bindirilerek adliyeye götürüldü.
+
+
+
+ 582915
+ Başbakan Erdoğan Ekim'de İran'a gidiyor
+ ABD'deki temaslarını sürdüren Başbakan Erdoğan'ın Ekim ayında İran'a bir ziyarette bulunacağı öğrenildi.
+
+
+
+ 584120
+ İngiliz hapishanelerini eski askerler dolduruyor
+ Hapishane çalışanları sendikası Napo'nun bir raporuna göre, Brintanya'da hapishanelerdekilerin yüzde 10'unu eski askerler oluşturuyor. Çalışmaya göre, çoğunluğu Bosna-Hersek ve 'da çatışma bölgelerinde görev yapan yaklaşık bin 500 eski asker, halen Britanya hapishanelerinde bulunurken, şartlı tahliye edilenler ya da halen gözaltında olanlarla bu sayı yaklaşık 20 bini buluyor. Napo'nun çalışmasında, bu eski askerlerin çoğunun kronik alkol bağımlılığı ya da bağlantılı sorunları ve travma sonrası stres bozukluğu rahatsızlığı bulunduğuna işaret edildi.
+
+
+
+ 583528
+ Karabulut cinayetinde kişi adliyede
+ İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğindeki işlemleri tamamlanan A.B, M.K, H.K. ve H.Ç. geniş güvenlik önlemleri altında Sultanahmet'teki İstanbul Adalet Sarayı'na gönderildi.
+
+
+
+ 582956
+ Hristofyas Türkiye'den Maraş'ı istedi
+ Rum radyosunun haberine göre, BM Genel Kurulu'nda konuşan Hristofyas, Türkiye'yi, ''kamuoyu önündeki açıklamalarında müzakere sürecini desteklediğini söylemesine karşın gerçekte Kıbrıs sorununa konfederal çözüm bulunmasını ileriye götürmekle'', Kıbrıs Türk tarafını ise, ''Türkiye'ye dayanarak, BM'nin Kıbrıs'a ilişkin kararları dışına çıkaracak öneriler ve tezler ortaya koymakla'' suçladı. ''Türkiye'nin, BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararlarında belirlenen siyasal eşitliğe dayalı iki kesimli ve iki toplumlu federal çözümle bağdaşması gerektiğini'' ifade eden Hristofyas, ''Türkiye'nin yapabileceği iyiniyet göstergesinin, kapalı Maraş'ın BM idaresine verilmesini ve 'yasal' sahiplerine iadesini öngören 550 sayılı BM kararının uygulanması olduğunu'' savundu. Türkiye'nin, Kıbrıs Rum yönetimiyle ilişkilerini ''normalleştirmesi'' gerektiğini de savunan Hristofyas, Türk askerininin Kıbrıs'taki varlığını ''işgal'' olarak niteledi ve ''BM Güvenlik Konseyi üyesi bir ülkenin 35 yıl 'işgal' ordusunu BM ve AB üyesi bir başka ülkede barındırması çelişkidir'' dedi. ''Doğrudan müzakerelerde ilerleme sağlandığını, ancak bunun, Kıbrıs sorununun nihai çözümüne yakın olunduğu biçiminde iyimserlik yaratmadığını'' ileri süren Hristofyas, ''Türk tarafının, 2. turda çözüme ulaştıracak revize edilmiş tezler ortaya koyacağına inanmak istediklerini'' kaydetti.
+
+
+
+ 583122
+ 104. sene için klasik program
+ 104. sene için klasik program güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda Kulübü, 104. kuruluş yıldönümü kutlamaları programını açıkladı Kulübün kurucusu Ali Sami Yen’in mezarının 16 Ekim Cuma günü ziyaret edilmesiyle başlayacak kutlama törenleri, 17 Ekim Cumartesi günü Lisesi’ndeki etkinliklerle devam edecek. Lisedeki kutlamalar çerçevesinde ise ’na çelenk konulması ve saygı duruşu, Başkan ’ın konuşması, en kıdemli üyenin yaş kütüğüne 104. yıl plaketi çakması, 50 yıllık üyelerine berat ve verilmesi, kazanılan ve kupaların tanıtımı ve müzeye teslimi yapılacak. Törenler, geleneksel Galatasaray pilavı yenilmesi ve müzeye ziyaret ile sona erecek.
+
+
+
+ 583014
+ Ataması yapılmayan öğretmenlerden protesto
+ Ataması yapılmayan öğretmenlerden protestoMÜCAHİT YOLCU Şanlıurfa DHA güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda ’da, atamaları yapılmayan öğretmenlerin bir araya gelerek oluşturduğu “Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu”, İl Temsilciliği önünde basın toplantısı düzenledi Basın açıklamasını okuyan Süleyman Karadaş’a, yaşındaki kızı Melike Nur da “Baba bekle, beraber atanırız” yazılı dövizle destek verdi.
+
+
+
+ 583012
+ Beykoz Balıkçısı’nda 18 yıl sonra alkol yasağı
+ Balıkçısı’nda 18 yıl sonra yasağıGÖKHAN KARAKAŞ İstanbul güncellenme zamanı 25.9.2009Beykoz Belediyesi’ne ait olan tesiste açıldıktan 18 yıl sonra alkollü içecek yasaklandı. hep yanınızda Yeni Başkan Çelikbilek’in göreve gelmesiyle ’da başlayan genişliyor. Önce balık restoranı olarak kullanılan teknelerde alkollü içki yasaklanmıştı. Şimdi belediyeye ait Beykoz Balıkçısı’nda içki servisi kaldırıldı Kısa süre önce sınırları içindeki balık ekmek teknelerinde içilmesini yasaklayan Belediyesi, işletmesi kendisine ait olan ve 18 yıldır içki satışı yapılan BEYTAŞ Beykoz Balıkçısı’na da yasağı getirdi. Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Avukat Yüksel Baki, “Beykozlular dilekçe vererek bu tesislerde içki içilmesinden rahatsız olduklarını dile getirdiler. Yönetim kurulu da aldığı kararla Beykozluların isteğini yerine getirdi” dedi. 1991’den beri serbesti ’da halen balıkçılıkla geçinenlerin yaşadığı ender ilçelerden Beykoz’un sembolü olan, muhteşem Boğaz manzarasıyla ünlü balık restoranı, 1991 yılında faaliyete başladı. tarihten beri alkol servisi yapılan restoranda, eski Ak Partili Belediye Başkanı Muharrem Ergül döneminde içki satışı yapılıyordu. Ak Partili Yücel Çelikbilek’in 29 Mart yerel seçimlerinde Ergül’ün yerine belediye başkanı olmasıyla ilçede alkol yasağıyla ilgili kararlar da alınmaya başladı. Çelikbilek, yazın başlarında ’na uzun bir kıyıyla hâkim olan ilçedeki balık restoranı olarak kullanılan teknelerde içki satışını yasakladı. İçki satışı yapamadıkları için zarar eden balık restoranı tekneler ilçeden ayrıldı. İşletmesi belediyeye ait olan BEYTAŞ Beykoz Balıkçısı ise 20 Temmuz’da yenilenmek ve eksiklerinin giderilmesi için tadilata alındı. Belediyenin yaptığı yaklaşık bir ay sürerken, ramazan ayının gelmesiyle faaliyetine tekrar başlayan balık restoranı açıldığında içki satışı yapılmadı. Beykozlular şaşırdı Beykozlular, ramazan ayı nedeniyle içki satışının yapılmadığını düşünürken, bayramın ardından restoranda artık içki satışının yapılmayacağı duyuruldu. Düğün, nişan ya da doğumgünü gibi özel eğlence günleri için Anadolu yakasının tercih edilen mekânlarından olan restorana giden vatandaşlara, bundan sonra tüm toplantı ve yemeklerin içkisiz olacağı bildirildi. Balıkçıda alkol yasağına tepki gösteren Beykozlulardan emekli bankacı Ahmet Turan Demir, belediye başkanının ilçenin turistik özelliğine zarar verdiğini savundu. Başkan Yardımcısı: Vatandaşlar istedi Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Avukat Yüksel Baki ise içki yasağının vatandaşların verdiği dilekçeler üzerine uygulandığını belirterek şunları söyledi: “BEYTAŞ İşletmesi, Türk Ticaret Kanunu hükümleriyle kurulmuş ayrı yönetim kurulu olan bir işletmedir. Belediye olarak ortaklığımız söz konusu. Beykozlular dilekçe vererek bu tesislerde içki içilmesinden rahatsız olduklarını dile getirdiler. Yönetim kurulu da aldığı kararla Beykozluların isteğini yerine getirdi.” Baki, dilekçe ve dilekçelerdeki imza sayılarını ise açıklamadı.
+
+
+
+ 583788
+ 50. yıl parkı yarın açılıyor
+ 50. yıl parkı yarın açılıyorANKA Cumhuriyetin kuruluşunun 50. yıldönümü nedeniyle 1970’li yıllarda yapılan 50. Yıl Parkı yeniden düzenlenerek yarından itibaren Ankaralıların hizmetine sunuluyor. ’nden yapılan açıklamaya göre, tarihi parkları yeniden düzenleme çalışmalarını sürdüren Ankara Büyükşehir Belediyesi, bu kapsamda, ’nın ardından 50. Yıl Parkı’nı da yeniden düzenledi. Başkentlilerin daha çok "Çamlık" adıyla bildiği park, vatandaşların aileleri ile birlikte rahatlıkla gidip zaman geçirebilecekleri bir mekan haline getirildi. -50. YIL PARKI’NIN YENİ YÜZÜ- Cebeci Ertuğrul sırtlarındaki tepede yer alan 50.Yıl Parkı, ’Başkent’in Şehir Terası’ güzelliğine sahip. Yaklaşık 130 bin metrekarelik büyük bir alanda bulunan parkta eski havuz alanı korunup düzeltilerek, bin 500 metrekarelik ve bin 300 metrekarelik iki ayrı oluşturuldu. Dereler ile suyun engebeli alanda akışı sağlandı. Yaklaşık bin 800 metrekarelik bu göletlere bağlı olan dereler, küçük köprüler, adet su havuzu ve kollu de büyük göleti tamamlayan unsurlar oldu. Parkın uç kesimlerine 210 adet kamelya ile bolca bank konularak bölgenin doğal dokusuna uygun, ziyaretçiler için hem dinlenme hem de yapma alternatifi sunuldu. -- Çocuklar için oyuncak şeklinde büyük bir oyun gemisi, 25 adet çeşme, bin 100 metrekarelik çocuk oyunu alanı ile adet buz pateni pisti yapıldı. Yine çocuklar için tasarlanmış yaklaşık 10 bin 500 metrekarelik mini bir lunaparkın içine bir çay bahçesi de yapıldı. Gençlerin faydalanabileceği adet halı saha, adet sahası, parkın muhtelif köşelerine yerleştirilen 15 adet çiftli salıncak ve yaya yolları tamamlandı. Yaya yollarının yanlarında değişik yerlerde fitness center yapıldı. Bunun dışında 575 araçlık ayrı otopark inşa edildi. Ayrıca parkın çevresinde oturan vatandaşların şikayetleri de dikkate alınarak, eskiden karanlık görüntüsüyle girilemeyen park, 820 adet modern aydınlatma direği ile donatıldı. -’NİN EN BÜYÜK BAYRAK DİREĞİ- Parkın en yüksek yamacına 20x30 metre büyüklüğünde bir yerleştirilirken, 110 metre uzunluğunda Türkiye’nin en büyük bayrak direği dikildi. Ayrıca, 50. Yıl Parkı, yeni dikilen bin 500 çalı ve ağaçla da desteklendi.
+
+
+
+ 583583
+ Konut ve ev alacaklara faiz öngörüsü
+ Ercan Baysal'ın haberi Özellikle bir yıl vadenin altındaki konut kredisinde faizlerin yüzde 1'in altına inmesiyle vatandaşın beklentisinin arttığını kaydeden Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Dr. Şahap Kavcıoğlu, yeni indirim dalgasının ekim ayında başlayacağını öngörüyor. Kavcıoğlu, "Merkez Bankası'nın faizleri yüzde 7,25'e indirmesinin ardından bankalar arasında yeni bir yarış daha başlayacaktır. Tüketici faizlerinde yılın sonuna doğru bir indirim dalgası daha olabilir. Bu da ekimin ilk haftasından başlamak üzere faizlerin maliyetinde bir miktar daha düşüş olmasını sağlar." dedi. Reel sektör ile bankalar arasındaki kredi tartışması devam ederken, veriler KOBİ'lerin sermayesiz bırakıldığını ortaya koydu. Eylül 2008 ile Haziran 2009 dönemleri arasında sektördeki toplam krediler milyar lira artarken, KOBİ'lere aktarılan kaynak milyar lira azaldı. KOBİ sayısı ise milyon 619 binden milyon 602 bine geriledi. Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Kavcıoğlu, KOBİ kredilerinde sektörde gözle görülür bir yavaşlama meydana geldiğine dikkat çekerek, "Halkbank'ta ise tersi bir durum yaşanıyor. Dokuz aylık dönemde firmalara sağlanan kredi pazarı yüzde 10 daralırken, bizde yüzde 10,5'lik artış meydana geldi. Destek tam gaz devam ediyor." şeklinde konuştu. Özellikle Ramazan ayının çok hareketli geçtiğini dile getiren Kavcıoğlu, faizlerdeki düşüş ve iftar saatinin geç olmasıyla birlikte hem işletmelerin hem de banka şubelerinin tam kapasite ile çalıştığını söyledi. Halkbank'ın toplam kredileri Eylül 2008 ile Haziran 2009 dönemleri arasında 24,3 milyar liradan 28,5 milyar TL'ye yükseldi. Sektördeki KOBİ kredilerinin toplam krediler içerisindeki payı aynı dönemde yüzde 26,4'ten 21,5'e gerilerken, Halkbank'ın KOBİ kredilerinde sektördeki payı yüzde 10,7'den 14'e yükseldi. Yine aynı dönemde sektörde toplam kredilerde yaklaşık milyar liralık bir artış olurken bunun 4,1 milyar lirasını Halkbank gerçekleştirdi. Genel Müdür Yardımcısı Kavcıoğlu'na göre bu veriler banka olarak her zaman reel sektörün yanında yer aldıklarının delili. Banka kaynaklarının yanı sıra yurtdışından sağlanan fonları KOBİ'lere kullandırarak uzun vade ve ödemesiz dönem fırsatı sunduklarını dile getiren Kavcıoğlu, KOBİ'lerin yatırım projeleri ve işletme sermayesi ihtiyaçlarını finanse etmeyi amaçladıklarını söyledi. Bugüne kadar bin firmaya 500 milyon Euro yurtdışı kaynaklı yatırım kredisi kullandırıldığı bilgisini veren Kavcıoğlu, bu yıl sonuna kadar 380 milyon Euro ve 150 milyon dolarlık yurtdışı kaynak geleceğini açıkladı. Geçen yıl sonunda TOBB ile yapılan protokoller sonrasında 25 ticaret ve sanayi odası ile anlaşma yaptıklarını bildiren Kavcıoğlu, "Oda ve borsalar kendi kaynaklarından bankamıza bu kapsamda 500 milyon TL kaynak aktardı. Bu kaynakla birlikte ticaret ve sanayi odası üyelerine bankamız tarafından kullanılmak üzere toplam 3,5 milyar TL'lik kaynak ayrıldı. Bu kaynak toplam 11 bin 873 firmaya kullandırıldı. Firmalardan yaklaşık beş bini bankamızla ilk kez çalışmaya başlayan müşterilerden oluşuyor." diye konuştu. Halk Bankası'nca esnaf ve sanatkârlara kullandırılan kooperatif kredileri faizinin yüzde 50'si Hazine tarafından sübvanse ediliyor. Ayrıca, imalat ve bakım onarım alanında faaliyet gösteren KOBİ'lere kredi kullandırımlarında yüzde BSMV muafiyeti sadece Halkbank tarafından uygulanıyor. Eylül itibarıyla KOBİ kredilerinde faizi yüzde 16'ya indirdiklerini aktaran Kavcıoğlu, esnaf kredilerinin faizinin ise yüzde 8'e gerilediğine dikkat çekti. Kavcıoğlu'na göre bu oranlar son 40 yılın en düşük faizleri. Özellikle ticaret ve sanayi odaları üyelerine kullandırılan kredilerin geri dönüşünde herhangi bir sorun yaşanmadığını vurgulayan Kavcıoğlu, "Aslında biz krizin etkisiyle bir miktar sorun yaşanacağını bekledik. Hatta 'sıkı takip edelim' dedik. Ancak herhangi bir sorun çıkmadı." dedi. Bankacılık sektörünün hizmet verdiği KOBİ sayısı milyon 577 bin iken bunun 582 bini Halkbank müşterisi. Geçen yıl kredi hacminde yüzde 40 artış hedefiyle yola çıkan Halkbank'ın aktif büyüklüğü Haziran 2009 sonu itibarıyla yüzde artışla 55,7 milyar liraya ulaştı. Toplam krediler ise geçen yılın sonuna göre yüzde 10,2 artış gösterdi. Çek ve senedin yerini 'Esnafkart' alacak Tarım sektörüne kullandırdıkları kredi miktarının arttığını belirten Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Kavcıoğlu, 'Mahsul Kart' ile tarımsal üreticilerinin tohum, zirai ilaç ve akaryakıt gibi her türlü nakit ihtiyaçlarının karşılandığını söyledi. KOBİ ve küçük esnafa yönelik 'KOBİkart' ve 'Esnafkart' projelerinden bahseden Kavcıoğlu, "Bu kartlar sayesinde hem küçük ve orta büyüklükteki işletmelerimiz hem de küçük esnafın nakit sıkıntısına çözüm bulacağız. Firmaların mal alımlarında çek-senet kullanma dönemi artık bitiyor. Bizimle anlaşmalı işletmelere giderek daha rahat mal alma imkânına kavuşacaklar." dedi Zaman 2009-09-25 10:55:15 Sadece söylemlerde olan bu uygulama vatandaşın umudunu iyice kırdı. Serbest piyasa ekonomisi hep vatandaşın aleyhine mi işler, lehine hiç bir karar olmazmı. MB Kredi kartlarındaki en yüksek ve en düşük faiz oranlarını açıklıyor, açıkladığı faiz oranlar kendisinin beklediği yıllık enflasyonun yarısı. Gerçekten vatandaş hasabını bilmiyor da devletimizi idare edenler acaba hesap biliyorlarmı. ??? Kredilerin üzerinde yapılacak olan gerçek indirimler reel sektörü ve sade vatandaşlarımızı rahatlatacaktır. Mehmet Yılmaz
+
+
+
+ 583541
+ Van'da 86 kilo eroin ele geçirildi
+ Alınan bilgiye göre, batı illerine uyuşturucu sevkıyatı yapılacağı bilgisini alan Van Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele şubesi, Hakkari istikametinden Van'a gelmekte olan F.T. yönetimindeki plakası gizli tutulan kamyonu takibe aldı. Takibe alınan kamyon Van-Erciş kara yolunda durduruldu. Yapılan aramada, kamyonun kasa ve ön kısmına yapılan özel bölmelerde, üzerinde kartal ve akrep amblemi bulunan poşetlere sarılı 86 kilo 752 gram saf eroin ele geçirildi. Emniyet Müdürü Şükrü Rafet Mert, olayla ilgili kamyon sürücüsü F.T. ile T.Ş'nin tutuklandığını söyledi. Mert, düzenlenen başka bir operasyonda ise 36 koli içerisinde 18 bin paket değişik markalarda kaçak sigaranın ele geçirildiğini kaydetti.
+
+
+
+ 584140
+ Piyasalarda İbre Ekside
+ Piyasalarda İbre Ekside Küresel piyasalarda ibre eksiye işaret ediyor. İstanbul Borsası Ulusal-100 Endeksi birinci seansı 25 puan gerileyerek 47 bin 954 puandan tamamladı. Dünya borsaları makro ekonomik verilerle şirket haberlerine duyarlı. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa, İsviçre ve İngiltere Merkez Bankaları dolar likiditesi sağlamak için aldıkları önlemleri azaltacaklarını duyurdu. New York Borsası'nda dün Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 0,42, teknoloji göstergesi Nasdaq ise yüzde 1,11'lik gerileme kaydetti. Asya borsalarında bugün (25.09.2009) aşağı yönlü hareketler söz konusu. Avrupa borsalarında da değer kayıpları yaşanıyor. Yurt içinde dış piyasalardaki gelişmeler yakından izleniyor. İstanbul Borsası'nda hisse senetleri günün ilk yarısında ortalama yüzde 0,05 değer yitirdi. Serbest piyasada Amerikan Doları lira 49 kuruş, Avro ise lira 18 kuruştan işlem görüyor.
+
+
+
+ 583999
+ Aksaray'da uyuşturucu operasyonu: tutuklama
+ Edinilen bilgiye göre, kilo 658 gram kokain ile yakalanan Haluk Coşun, Bilge Coşun, Gönül Yıldız ile Lübnan ve Ukrayna vatandaşlığı bulunan Moghomad Najar, emniyetteki sorgularının ardından sağlık kontrolünden geçirildi. Aksaray İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin yaptığı bir aylık araştırma sonucunda suçüstü yakalanan zanlı hakim karşısına çıktı. Zanlılar, nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Uluslararası kokain kaçakçılığı yapan bir örgüte bağlı üyeyi tespit eden Aksaray İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, 23 Eylülde operasyon düzenlemiş, operasyon sonucunda kilo 658 gram kokain maddesi ile birlikte biri yabancı uyruklu ve ikisi kadın olmak üzere toplam kişiyi yakalamıştı. Zanlıların yurt dışından temin ettikleri kadın kuryelerle Türkiye'ye soktukları kokaini Arap ülkelerine göndermek istedikleri belirtilmişti.
+
+
+
+ 584178
+ Türkmenistan, tarihi kitapları restore edecek
+ ABD Kongresi tarafından 2001 yılında oluşturulan "Kültürel Mirası Koruma Fonu" nun yardım programı çerçevesinde, Türkmenistan için ayrılan 38,4 bin dolarlık yardım çeki dün törenle teslim edildi. ABD Aşkabat Büyükelçisi Sylvia Curran'ın da hazır bulunduğu törene, Türkmenistan Kültür Merkezi Başkanı Tuvakbibi Durdiyeva, Milli Kütüphane Müdürü Oğulgözel Muhammetguliyeva, Aşkabat'taki elçiliklerin kültür müşavirleri ve kütüphaneciler katıldı. Törende konuşan Milli Kütüphane Müdürü Muhammetguliyeva, bu sene sundukları projenin desteklenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Projeyle eski dönemlere ait kitapların yeniden kazandırılmasının amaçlandığını ifade eden Muhammetguliyeva, bunun yeni nesil için çok faydalı olacağına inandığını belirtti. Türkmenistan bu fondan, son yıl içerisinde 11 tarihi eserin korunması için 230 bin dolardan fazla finansal destek aldı.
+
+
+
+ 584387
+ UEFA Galatasaray'ı seçti
+ UEFA.com'un geçtiğimiz hafta oynanan Avrupa kupası ve takımların kendi liglerinde yaptığı maçları göz önüne alarak yaptığı değerlendirmede, Frank Rijkaard'ın yönetimindeki Galatasaray'ın sezona çok iyi bir giriş yaptığı ve Süper Lig'de 3.16 gibi yüksek bir gol ortalamasıyla oynadığı belirtildi. Yapılan değerlendirmede haftanın oyuncusu Real Madrid'in tecrübeli oyuncusu Raul Gonzalez olurken, haftanın maçı ise Manchester City'nin, Manchester United'a 4-3 yenildiği 'Manchester derbisi' seçildi
+
+
+
+ 583085
+ Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitap etti
+ Erdoğan, Genel Kurulu’na hitap ettiNEW YORK AA güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda Başbakan dün BM ’nin liderler düzeyindeki zirvesinde ve BM’nin 64. Genel Kurul Görüşmeleri’nde Genel Kurul’a hitap etti ’nde “Biz, kitle imha silahlarına sahip olmanın bu çağda hiçbir ülkeye ilave güvenlik sağlamadığı görüşündeyiz” diyen Erdoğan, daha sonra ekim ya da kasımda ’a gideceğini açıkladı. Erdoğan, Güvenlik Konseyi’nde “Bilakis bu silahlar bölgesel güvenlik ve istikrara zarar veriyor, bu nedenle özellikle ’da olmak üzere kitle imha silahlarından arındırılmış bölgeler tesisine yönelik bütün ciddi adımlara önem atfetmekte ve desteklemektedir” dedi. Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı ’la da bir araya geldi. Erdoğan, sorular üzerine “Bizim İran’a seyahatimiz olacak. Ekim sonu veya kasım. Orada bunları çok daha detaylı görüşme imkânımız olacak. Düşüncelerimizi zaten Güvenlik Konseyi’nde ortaya koyduk” dedi.
+
+
+
+ 583960
+ Hayranları Hazır Olun
+ Hayranları Hazır Olun Efsanevi rock grubunun, Eylül'de İstanbul'daki konseri için sevenleri şimdiden yerlerini ayırtıyor. hayranları şimdiden yerinizi ayırtın... Dünyaca ünlü rock grubu, Eylül'de İstanbul'da bir konser verecek. Atatürk Olimpiyat Stadındaki konser, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında gerçekleşecek. Efsanevi rock grubu 2, Eylül'de hayranları için İstanbul'da olacak. Ünlü grup, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri çerçevesinde, Atatürk Olimpiyat Stadı'nda en güzel şarkılarını sevenleri için söyleyecek. Açıklama, 2'nun resmi internet sitesinden yapıldı ve grubun Avrupa turnesi kapsamında İstanbul'da konser vermesi kesinleşti. Kuşkusuz bu haber en çok Bono, Edge, Adam Clayton ve Larry Mullen'den oluşan hayranlarını sevindirdi. Eylül ayının 6'sında düzenlenecek konseri iple çeken rock müzik ve tutkunları, yerlerini şimdiden ayırtmaya başladı.
+
+
+
+ 584732
+ İsrail, Gazze'yi havadan vurdu: ölü
+ Gazzedeki bir yetkili, İsrail'in füze fırlattığı sırada ölen ve yaralanan kişilerin bir aracın içinde olduğunu kaydetti. İsrail ordusundan bir sözcü ise Gazze Şeridi'nde, hava saldırısında İsrail'e füze fırlatma hazırlığında olan teröristin hedef alındığını ifade etti. İslami Cihad da ölen kişilerin örgüt üyesi olduğunu belirtti, ancak füze fırlatma hazırlığında olduklarını yalanladı.
+
+
+
+ 583853
+ Kasımpaşa ilk puan için Kayseri'yi gözüne kestirdi
+ Sidal, yaptığı açıklamada, ligde ilk haftada puanla tanışamadıklarını hatırlatarak, ''Kayseri'ye puan almak için gidiyoruz'' dedi. Takımın form grafiğinin yükseldiğini kaydeden Sidal, ''Lig, bundan sonra bizim için daha iyi olacak. Kayserispor karşısında iyi bir sonuç almak istiyoruz. Zaten Kayserispor maçından sonra milli maç arası ve Ankaraspor maçı nedeniyle haftalık bir aramız olacak. Bu arayı çok iyi değerlendireceğiz. Ondan sonra gerçek Kasımpaşa'yı herkes görecek'' diye konuştu. BİLET FİYATLARI Öte yandan, Kayserispor-Kasımpaşa maçının bilet fiyatları belirlendi. Turkcell Süper Lig'de pazar günü saat 20.00'de Kadir Has Stadı'nda oynanacak karşılaşmada, biletler kuzey ve güney tribünleri için 10 lira, doğu ve batı tribünleri için 20 liradan satılacak.
+
+
+
+ 584078
+ Karargah evleri savcısından kritik ziyaret
+ 25 Eylül 2009 14:37 yorum 1,034 okunma Devlet patronlara,işçi çıkarma maaşı bizden dedi. bin 694 firma başvuru yaptı, 166 bin çalışan işsiz kalmaktan kurtuldu.Kısa çalışma ödeneği hem patronun hem de işçinin yüzünü güldürdü.
+
+
+
+ 583354
+ Kabızlık iyi tedavi edilmezse kronik kabızlığa neden olabilir
+ Kabızlık iyi tedavi edilmezse kronik kabızlığa neden olabilir BURSAKabızlık, çocuk hekimlerinin sık karşılaştığı sorunlar arasında yer alıyor. Genel pediatri polikliniklerine başvuran çocukların yüzde 3'ünü, pediatrik gastroenteroloji konsültas-yonlarının yüzde 25'ini dışkılama bozukluklarının oluşturduğunu söyleyen uzmanlar, “Kabızlık iyi tedavi edilmezse veya yanlış tedavi edilirse kronik kabızlığın nedeni olabilir. Kabızlığın başlama yaşı ve beslenme yöntemi önemlidir. Tedaviyi aksatmayın” uyarısı yaptı. Çocuklarda yapılan çalışmalarda bağırsak hareketlerinin sıklığının çok değişken olduğunun belirlendiğini vurgulayan Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. İsmail Özcan, anne sütü ile beslenen çocukların günde 5-8 kez dışkılamasının normal olduğunu söyledi. Kabızlığın organik veya fonksiyonel nedenli olduğunu anlatan Uzm. Dr. Özcan, çocukların çok küçük bir bölümünde kabızlığın organik nedenlere bağlı olduğunu kaydetti. Özcan, “Çoğu kez kabızlık iyi tedavi edilmezse veya yanlış tedavi edilirse kronik kabızlığın nedeni olabilir” diye konuştu. 25.09.2009 SAĞLIK
+
+
+
+ 583081
+ Basına baskı var
+ Basına baskı varANKARA Milliyet güncellenme zamanı 25.9.2009Baykal, AB büyükelçilerine, Türkiye’deki gelişmeler üzerine görüşlerini anlattı. hep yanınızda “Basın üzerinde ciddi baskı söz konusu. Demokratik ülkelerde görülmemiş baskı yapılıyor. 10 yıl öncesine göre daha az Avrupalı” dedi Genel Başkanı AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle görüşmesinde, Kürt ve açılımlarının yapıldığı süreçte, ’de ciddi özgürlük sıkıntısı yaşandığını söyledi. Baykal, Doğan Grubu’na kesilen 3.7 milyar TL’lik cezayı da gündeme getirdi. Baykal, “Basın üzerinde ciddi baskı söz konusu. Demokratik ülkelerde görülmemiş baskı yapılıyor. 10 yıl öncesine göre Türkiye daha az Avrupalı” dedi. Baykal, dün AB dönem başkanı Büyükelçiliği’nin evsahipliğinde AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle yemekli bir toplantıda bir araya geldi. 2.5 saat süren toplantıda ’la mutakabata varılan protokoller, basın özgürlüğüne yönelik baskılar, Türkiye’nin gibi birçok konu ele alındı. Kürt açılımı konusunda hükümetin tam bir çelişki içinde olduğunu vurgulayayan Baykal, CHP’nin 1989’da hazırladığı rapora atıfta bulundu. Baykal, 1989 raporunda olduğu gibi, CHP’nin etnik haklara insanca saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladığını belirtti. ‘’a örneği Baykal, büyükelçilere Kürt açılımı ekseninde “Ayrıştırmada yarar yok. Kimse bir şey beklemesin. Türkiye’yi karıştırırsanız, bölgeyi de karıştırırsanız kanlı süreç başlar. Irak’a bakın. Böyle bir şey Türkiye’de kabul edilebilir mi?” diye konuştu. AB’yle ilişkileri “reset”leyip (yeniden ayarlama, sıfırlama), “track”te (izlemek) tutmak gerektiğini vurgulayan Baykal, aksi taktirde hiçbir yere varılamayacağını savundu. Baykal, konusunda AB’nin hükümete baskı yapmamasını, bunun kendi işlerine geleceği mesajını verdi. Baykal, Ruhban Okulu konusunda da, ve laik düzen gerekleriyle çözülmeli. ile Türkiye birlikte iyi niyetli açılımlar yapmalı. Hukuk sistemimizde özel dini okullar açılamaz. Aksi taktirde kökten dinci grupların okul açmasının önü açılır. Ruhban Okulu, sistemini bozmadan halledilmelidir” dedi.
+
+
+
+ 583521
+ Genç MÜSİAD'dan eğitime kesintisiz hizmet!
+ Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) gençlik kuruluşu olan Genç MÜSİAD, 2009-2010 eğitim öğretim yılının açılışı vesilesiyle bir mesaj yayınladı. Genç MÜSİAD yeni eğitim öğretim yılının başarılı geçmesini temenni ederken, Türkiye’nin kalkınma yolunda en önemli aracının eğitim olduğunu belirterek, herkesi bu yıl üçüncüsünü düzenledikleri kitap kampanyasına destek vermeye çağırdı. Konu ile ilgili açıklama yapan Genç MÜSİAD Başkanı Fatih Uysan, “Yeni eğitim öğretim yılı tüm ülkemize hayırlı olsun. Yeni dönemde gerek öğrencilere gerekse onlara eğitim veren değerli öğretmenlerimize başarılar diliyoruz” dedi. Uysan “MÜSİAD’ın son birkaç yıldır raporlarında sürekli belirttiği üzere eğitim alanında yapılan her adım ülkemize katma değer olarak dönecektir. OECD’nin son açıkladığı eğitim raporunda görünmektedir ki, Türkiye eğitimde son yıllarda önemli düzenlemeler gerçekleştirirken, daha da kat edeceği mesafeler söz konusudur” dedi. Uysan açıklamasına şöyle devam etti: Gerek eğitime ayrılan payın OECD ülkelerinin altında yer alması gerekse öğretmenlerin ortalama gelir seviyesi gibi göstergeler, Türkiye’nin tüm paydaşların katıldığı bir eğitim reformuna ve bu eğitim reformunun hem kamu hem de özel sektör eliyle verimli bir şekilde finans edilmesine ihtiyaç olduğuna işaret etmektedir. Genç MÜSİAD, bu düşünceyle ihtiyaç sahibi okulların bilgi ve kültür gelişimlerine katkıda bulunarak, topluma ve gelecek nesillere faydalı bir hizmete vesile olmayı hedeflemiş ve ilkini 2006 yılında başlattığı kitap kampanyasını geleneksel hale getirerek Anadolu’daki okulların sadece kitap ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, bu okulların kütüphanelerini de yenilemiştir. MÜSİAD üyeleri ile Genç MÜSİAD üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği ve çok olumlu sonuçların alındığı proje sonunda toplanan kitaplarla aşağıdaki ilköğretim okulu ve liselere kitap yardımında bulunulmuştur: Merkez Fevzi Şengül İlköğretim Okulu-Van, Epçe Köyü İlköğretim Okulu-Kayseri, Bakışık Köyü İlköğretim Okulu-Van, Adilcevaz Anadolu Lisesi -Bitlis, Darende Mustafa İclal Başer Anadolu Lisesi-Malatya ve Ünseli Lisesi-Van. Öte yandan, AB destekli “Batı’dan Doğu’ya Tiyatro ile Kültür Köprüsü” projemiz kapsamında, Eylül ayı sonunda Elazığ' da bulunan Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu' nda tiyatro eğitimleri, tiyatro gösterileri, söyleşiler, bölge gezileri, sinema gösterimleri, uçurtma şenliği, sportif faaliyetler ve yöresel eğlenceler gerçekleştirecektir. Bu proje ile, batıdaki öğrencilerin sahip oldukları bazı sosyal ve kültürel imkanları Doğu’daki öğrencilere ulaştırarak, bu öğrencilerin yaratıcılıklarını ve girişimciliklerini teşvik etmek amaçlanmıştır. MÜSİAD Gençlik Kurulu Başkanı Fatih Uysan, herkesi kitap kampanyalarına destek vermeye çağırırken “Birçok köy okulunda çeşitli sıkıntılar içinde eğitim gören öğrencilerimizin okuma isteklerini karşılamaya ve kitaba daha kolay ulaşmalarına aracı olan bu kampanyayı kutsal bir hizmet olarak görmekteyiz. Öyle ki, kütüphaneye dahil edilen bir kitaptan bin genç yararlanabilmekte, kütüphanelerimiz zenginleştikçe geleceğimiz zenginleşmektedir” dedi. Haber
+
+
+
+ 583088
+ Üretici, süt fiyatından memnun
+ Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Sekreteri Kuzey Acarbaş, AB ülkelerinde gözlenen süt fiyatlarındaki düşüklüğün, bu yıl Türkiye'de yaşanmadığını dile getirdi. Acarbaş, "Bu sene kuraklıktan eser olmaması sebebiyle yem fiyatları üreticiyi zorlamayacak seviyeye indi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından alınan önlemler de süt fiyatlarının bu yıl kâr etme seviyesinde seyretmesine imkan verdi. Şu anda süt alım fiyatı 60-75 kuruş arasında değişiyor." dedi. Acarbaş, süt fiyatlarını olumsuz etkileyen süt tozu ithalatının, bakanlığın aldığı önlemle tamamen durmasının da üreticiye yaradığını kaydetti. BURSA AA
+
+
+
+ 583127
+ Carlos’a başkan vetosu
+ Carlos’a başkan vetosuYUSUF KOBAL güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda ’de gündemin tepesine oturan Brezilyalı yıld��zın durumuna Başkan el koydu. Yıldırım’ın, ’un ayrılmasına kesinlikle izin vermediği, takımın havasının bozulmaması için bu tür spekülasyonların sona ermesini istediği öğrenildi ’de krizine Başkan el koydu. Brezilyalı yıldızın takımdan ayrılıp ayrılmayacağı konusunda yaşanan polemiklerin üst seviyeye çıkması üzerine Yıldırım’ın duruma müdahale ettiği öğrenildi. Yönetimde bile bu oyuncunun durumu hakkında farklı görüşlerin ortaya atılmasından ve Carlos’un sürekli gündemde tutulmasında rahatsızlık duyan Başkan Aziz Yıldırım’ın bu gelişmelerin takımın havasını bozmasından endişe taşıdığı bildirildi. Roberto Carlos’un kesinlikle takımda kalacağını ve bu sezon kendisine çok ihtiyaç duyacaklarını diye getiren Yıldırım’ın, Brezilyalı yıldızın ayrılmasını veto ettiği belirlendi. Artık kariyerini ülkesi Brazilya’da sürdürmek istediği için sezon ortasında takımdan ayrılma fikrini yönetime açtığı konuşulan Carlos’un bu konuda takım arkadaşlarına, teknik kadroya ya da başka kişilere hiçbir değerlendirme yapmadığı ve sözleşmesinin sonuna kadar Fenerbahçe’de kalacakmış gibi çalışkan ve katılımcı olduğu da bildirildi. Her zamanki neşesinden hiçbir şey kaybetmeden antrenmanlara katılan Brezilyalı yıldızın son derece profesyonel yaşamaya devam ettiği ve takımdaki vatandaşlarına bile ayrılık lafı etmediği kaydedildi. Geçtiğimiz sezon da hakkında bu tür spekülasyonlar yapılan ancak bunları her fırsatta yalanlayan Roberto Carlos’un, ancak ’nin istemesi halinde ocak ayında takımdan gidebileceğinin altı çizildi.
+
+
+
+ 583471
+ Artvin'de heyelan altında kalan kişiyi arama çalışmalarına yeniden başladı
+ Borçka'da önceki meydana gelen sel nedeniyle Kaleköy köyünde muhtar Yusuf Demirci'ye ait katlı evin yıkılması sonucu enkaz altında kalan Ali Demirci'yi (54) arama çalışmalarına, sivil savunma ekiplerince dün akşam ara verilmişti. Çalışmalar, bu sabah yeniden başlatıldı. Jandarma ekiplerinin güvenlik önlemi aldığı alanda bir iş makinesi enkazın alt kısmında çalışırken, sivil savunma ekipleri ise enkazın üst kısmında aramalarını sürdürüyor. Öte yandan, sel nedeniyle Kameni Deresi'nin taşması sonucu kapanan Borçka-Hopa kara yolu, Karayolları ekiplerinin çalışmaları sonucu araç trafiğine açıldı. Karayolları ekipleri, yol üstünde hasar gören noktalara uyarı işaretleri ve levhalar koyarak yolda trafik akışını sağladı. Bu arada, Hopa ilçe çıkışı ile Borçka ilçe girişinde güvenlik güçleri kontrollerini sürdürüyor. Borçka'da önceki gün sel sonucu yıkılarak heyelan altında kalan evde bulunan 35 yaşlarındaki Gülsüm Demirci hayatını kaybetmişti. Enkaz altında kalanların bulunması amacıyla dün yürütülen çalışmalarda yaşındaki Beyzanur Demirci sağ kurtarılırken, Hacer (54) ve Neşe Demirci'nin (17) cesetleri çıkarılmıştı. İlçenin Demirciler köyünün Ormanlı Mahallesi'nde, evine sel suları giren Nafia Şimşek (80) ise boğularak hayatını kaybetmişti.
+
+
+
+ 584009
+ Kanarya, rekorunu egale etmek istiyor
+ Ligde ilk maçını kayıpsız geride bırakan sarı-lacivertli ekip, 1964-1965 sezonunda ortaya koyduğu başarılı performansı tekrarlamayı hedefliyor. Sarı-lacivertliler, 7'de yaparak sezona en iyi başlama rekorunu elde ettiği 1964-1965 sezonunu İngiliz teknik direktör Oscar Hold yönetiminde şampiyon tamamlamıştı. Söz konusu sezonda maçta aldığı galibiyetlerde rakip filelere 20 gol atan Fenerbahçe, kalesinde sadece gole izin vermişti. Sarı-lacivertliler bu sezon ise ilk hafta galibiyetlerinde toplam 12 gol atıp, kalesinde gol gördü. Fenerbahçe'nin 1964-65 sezonundaki ilk maçta aldığı sonuçlar şöyle: 1. hafta Fenerbahçe-Beykoz......: 2. hafta Fenerbahçe-Feriköy.....: 3. hafta Fenerbahçe-Altınordu...: 4. hafta Fenerbahçe-İzmirspor...: 5. hafta Fenerbahçe-İstanbulspor: 6. hafta Fenerbahçe-Hacettepe...: 7. hafta Fenerbahçe-Şekerspor...: MUHTEMEL 11 Yabancı kontenjanı nedeniyle son iki haftadır yabancı oyuncularda sırasıyla değişime giden teknik direktör Christoph Daum'un, yarınki mücadelede de savunma kurgusunda değişim yapması bekleniyor. Bilica'nın yerine savunmada Önder'e şans vermesi beklenen Daum'un, Antalyaspor mücadelesinde sahaya sürmeyi planladığı olası 11 şöyle: Volkan Demirel, Gökhan, Önder, Lugano, Roberto Carlos, Kazım, Cristian, Mehmet Topuz, Dos Santos, Alex, Güiza. Fenerbahçe'de, kırmızı kart cezalısı Emre, Antalyaspor karşısında da forma giyemeyecek. Sezon başından bu yana 3'er sarı kart gören Kazım ile Güiza ise, sarı kart cezası sınırında bulunuyor. Hazırlıklarını İstanbul'da yapacağı son antrenmanla tamamlayacak sarı-lacivertliler, saat 16.30'da Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan hareket edecek özel uçakla Antalya'ya gidecek.
+
+
+
+ 583946
+ Dünya ekonomisini nereye gidiyor?
+ Dünya ekonomisini nereye gidiyor?IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, IMF ekonomik sistemin bütününü etkileyen risklerin yavaş yavaş azaldığını belirterek, "2010'un ilk yarısında bir iyileşme tahmin ediyoruz. Zorluk, kriz geçse bile işbirliğinin sürdürülebilmesinde" dedi. Banka bilançolarının temizlenmesinde ortak yaklaşım sinyalleri görüldüğünü belirten Kahn, "İleriye bakarken zorluklar yıldırıcı. Küresel finansal kriz henüz bitmedi ancak ülkeler şimdiden, kriz mücadelesine yönelik eşi görülmemiş ekonomi politikası müdahalelerinden çıkış stratejilerini hazırlıyor" açıklamasında bulundu. IMF 2009 Yıllık Raporu yayımlandı. İcra Direktörleri Kurulu tarafından Guvernörler Kurulu'na sunulan rapor, IMF'nin hesap verme yükümlülüğü bakımından temel araç olarak görülüyor. "Küresel Kriz İle Mücadele" başlığıyla yayımlanan raporda IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın bir "mesajı" yer aldı. Kahn mesajında dünyanın Büyük Bunalım'dan bu yana en kötü ekonomik yavaşlamayla başa çıkmaya çalıştığını belirterek, "ABD konut piyasasının bir kesiminden kaynaklanan kriz hızla dünya çapında yayıldı, yükselen ekonomileri, yükselen piyasaları ve düşük gelirli ülkeleri aynı şekilde içine aldı" dedi. "PARASAL CEPHANELİĞİMİZİ SAVUNMANIN İLK HATTI İÇİN SÜRDÜK" Ülkelerin krize ekonomi politikalarıyla yanıt verdiklerini, IMF'nin tartışmanın ön cephesinde yer aldığını kaydeden Kahn, "Savunmanın ilk hattı için parasal cephaneliğimizi tam olarak ileri sürmeyi destekledik. Ayrıca 2008 gibi erken bir tarihte küresel mali teşvik çağrısında bulunduk. Bunu yaptık çünkü tahminlerimiz özel talepte sadece para politikalarıyla tamponlanamayacak uzun süreli ve sıra dışı büyüklükte bir düşüş ortaya koyuyordu. Teşviğin GSYİH'ların yüzde 2'sine eşdeğer olmasını salık verdik ve ülkeler büyük ölçüde böyle yaptı" dedi. Ülkelere banka bilançolarındaki zehirli ya da karşılıksız varlıkları temizlemeleri çağrısında bulunduklarını, finansal krizlerde edindikleri geniş deneyimlerin, bu yapılmadıkça finansal sistemin kilitli kalacağı ve talebi artırmaya yönelik çabaların meyvesiz kalacağını göstermiş olduğunu kaydeden Kahn, şu konulara değindi: "ACİL YANGIN SÖNDÜRÜCÜ GEREKİYORDU" "-Kriz aynı zamanda küresel ekonomideki yangını söndürecek ve hızlıca müdahale edecek, etkin bir "itfaiyeciye' gereksinim bulunduğunu gösterdi ve IMF bu cephede de aktif oldu. Kurum geniş bir ülkeler dizisinin, krizin ekonomik ve sosyal maliyetini hafifletme yönündeki finansman gereksinimlerini karşıladı. Kotaların artırılması, kredi verme kapasitesinin üçe katlanması, düşük gelirli ülkelere ek kredi olanakları tanınması, Esnek Kredi Hattı gibi yeni uygulamalar getirildi. -Düşük gelirli ülkelere yönelik özel görevlerimiz var ve onları daha esnek ve etkin hale getirmek için imtiyazlı kredi kolaylıklarımıza ilişkin düzenleme çalışmaları aşamasındayız. -Kredi verme etkinliklerimiz yanında, G-20 liderleri de IMF'ye samimi, adil ve bağımsız gözetim çerçevesinde desteklerini gösterdiler. Kriz mola vermişken, ekonomi politikalarına ilişkin önerilerimiz ve küresel ekonomi için tahminlerimizle virajın önündeydik. Özellikle sistemik risklere, makrofinansal bağlantılara, ülkeler arasında yayılmasına bakarak erken uyarı egzersizlerimizi güçlendirmiş bulunuyoruz, aynı zamanda işlemlerimizde daha fazla saydamlık için çalışıyoruz. "ZORLUK BU İŞBİRLİĞİ DERECESİNİ SÜRDÜRMEKTE, KRİZ GEÇSE BİLE" Kriz sırasında görülen, daha önce eşine rastlanmayan bir "çoktaraflılık' taahhüdüne dikkat çekmek istiyorum. Yakın tarihte ekonomi politikalarında bu denli işbirliğine tanık olunan az örnek vardı. Parasal alanda, mali teşviklerde koordinasyon gördük ve şu anda banka bilançolarının temizlenmesine yönelik daha ortak bir yaklaşımın işaretlerini görüyoruz. IMF kendisi çok taraflılığın temel araçlarından biri olduğunu, gözetim ve kredilendirme rolleriyle kanıtlamıştır. Ve dünya ekonomisi sistemik risklerin (sistemin bütününü etkileyebilecek riskler) yavaş yavaş azalmasından yararlanıyor ve 2010'un ilk yarısında bir iyileşme tahmin ediyoruz. Zorluk bu işbirliği derecesini sürdürmektir, kriz geçse bile." "ETKİNLİĞİMİZ, ÜYELERİMİZ ARASINDAKİ MEŞRUİYETE BAĞLI" Dominique Strauss-Kahn, IMF'nin etkinliğinin üyeleri arasındaki meşruiyetine bağlı olduğunu belirtirken, "Dinamik yükselen piyasalar dünya sahnesinde daha büyük bir rol oynarken, bu IMF'nin karar alma mekanizmasına da yansımalı. Bunun için kota ve oy hakkı reformlarının hızlandırılmasını, yükselen ve düşük-gelirli ülkelere daha fazla ağırlık verilmesini talep ettik" dedi. Kahn, mesajını şöyle bitirdi: "İleriye bakarken zorluklar yıldırıcı. Küresel finansal kriz henüz bitmedi ancak ülkeler şimdiden, kriz mücadelesine yönelik eşi görülmemiş ekonomi politikası müdahalelerinden çıkış stratejilerini hazırlıyor. IMF üyelerine, bu çıkış stratejilerine bir girdi olarak ana analitik çalışmalar sağlayarak yardımda bulunuyor. Küresel büyümenin motoru ve küresel dengesizliklerin geleceğinden, uluslar arası finansal sistemin biçimine değin yanıtlanmamış pek çok soru var. Daima olduğu gibi, üyelerimiz için, bu tümü önemli konuları kucaklamada yardıma hazırız." Raporu hazırlayan IMF İcra Direktörleri Kurulu, Fon'un yönetiminden sorumlu bulunurken 24 İcra Direktörü kuruluşun 186 üye ülkesinden seçiliyor. Raporun sunulduğu Guvernörler Kurulu ise her üye ülkenin üst düzey bir yetkili tarafından temsil edildiği ve IMF yönetiminin en üst organı olarak görev yapıyor.
+
+
+
+ 583032
+ Gazze'ye verdiğiniz sözleri artık tutun
+ Uluslararası toplumu, taahhütlerini yerine getirmeye çağırdı. Dün BM Genel Kurulu'na hitap eden Başbakan, İsrail saldırılarının ardından verilen sözlere rağmen Gazze'deki insanî dramın devam ettiğini söyledi. Erdoğan, "İnsanlar çadırlarda yaşıyor, içecek su bulamıyor, bu tabloya karşı biz insanî görevimizi yapıyor muyuz? Acaba BM ne yapabiliyor veya Güvenlik Konseyi ne yapabiliyor? Böyle bir yaptırım gücü var mı, yok mu?" diye sordu. Başbakan, bölgeye yönelik çifte standarda ise şu sözlerle dikkat çekti: "İsrail'in güvenliği kadar Filistinlilerin güvenliği de önemlidir. İsrail'in istikrar talebi kadar Filistin halkının özgürlük ve barış talebi de meşrudur." Konuşmasında Kıbrıs'taki görüşmelere de değinen Erdoğan, varılacak çözümün 2010 baharında referanduma götürülmesini istedi. Rum uzlaşmazlığı yüzünden yine çözüm bulunamaması halinde KKTC'nin tanınmasının kaçınılmaz olacağı uyarısında bulundu. "Filistin-İsrail ihtilafının, yan yana barış ve güvenlik içinde var olacak iki devlet temelinde çözüme kavuşturulmasını, bölge ve dünya barışının vazgeçilmez bir şartı olarak görüyoruz." diyen Erdoğan, Türkiye'nin Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğini kaydetti. 2008 sonunda İsrail'in Gazze'ye gerçekleştirdiği saldırılarda aralarında kadın ve çocukların da yer aldığı bin 400 kişinin öldüğünü ve Gazze'nin altyapısının yerle bir edildiğini hatırlatan Başbakan, ateşkesin ardından geçen aylık süreye rağmen verilen sözlerin tutulmadığının altını çizdi. Başbakan şöyle devam etti: "Gazze, saldırı sırasında olduğu gibi, saldırının ve ağır tahribatın ardından da kendi kaderine terk edildi. Şu anda Gazze'ye inşaat malzemelerinin girişine dahi izin verilmiyor. Sadece ilaç, gıda; Gazze halkının acıları ve sıkıntıları devam ediyor. Biz, hem İsrail'in hem de Filistinlilerin barış ve güvenliği için bu engellerin derhal kaldırılmasını talep ediyoruz." Filistin sorununun, sadece bir tarafın talepleri esas alınarak çözülemeyeceği vurgusunda bulunan Başbakan, "İsrail'in güvenliği kadar Filistinlilerin güvenliği de önemlidir. İsrail'in istikrar talebi kadar Filistin halkının özgürlük ve barış talebi de meşrudur.'' ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan, uluslararası toplumun konuya ilgi ve hassasiyetini kaybetmemesinin, sorunun çözümü yönündeki çabalara yeni bir ivme kazandırmasında son derecede önemli olduğunu belirtti. Erdoğan, Gazze kriziyle sekteye uğrayan İsrail-Filistin müzakerelerinin yeniden başlatılmasının önemine de işaret etti. Erdoğan'ın Gazze çıkışı, ABD ziyaretinin ilk gününde 50 kadar Yahudi örgütü lideri ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından geldi. Etkili Yahudi örgütü ADL'in direktörü Abraham Foxman, görüşme sonrası Davos zirvesinde yaşanan "one minute'' krizinin artık tarihe gömüldüğünü söylemişti. Tayyip Erdoğan, BM'deki konuşmasında, dünyanın karşılaştığı sorunların çözümü için herkesi kucaklayan, adil, paylaşımcı, farklılıkları zenginlik olarak gören ve güven esasına dayalı bir küresel düzene ihtiyaç bulunduğunu da vurguladı. Bu çerçevede BM'nin önemine işaret ederek, örgütteki reform girişimlerine tam destek veren Başbakan, ancak bu sürecin Güvenlik Konseyi'ni de kapsaması gerektiğini vurguladı: "Türkiye olarak Güvenlik Konseyi'nin geçici üyelik kategorisinde genişlemeden yanayız." Türkiye'nin Ermenistan'la attığı normalleşme adımına da değinen Başbakan, "Azerbaycan'la Ermenistan arasındaki ihtilaflar başta olmak üzere Kafkaslar'daki diğer ihtilafların da bölge ülkelerinin toprak bütünlüklerinin korunması temelinde kalıcı çözümlere kavuşturulması zamanı gelmiştir.'' vurgusunda bulundu. KİTLE İMHA SİLAHLARI GÜVENLİK SAĞLAMAZ Başbakan Erdoğan, ilk kez katıldığı BM Güvenlik Konseyi liderler toplantısında da kitle imha silahlarına ilişkin Türkiye'nin yaklaşımını aktardı. Bu silahlara sahip olmanın hiçbir ülkeye ilave güvenlik sağlamayacağını belirten Başbakan, İsrail ve İran'a gönderme yaparak, "Bilakis bu silahlar bölgesel güvenlik ve istikrara zarar veriyor. Türkiye özellikle Ortadoğu'da olmak üzere kitle imha silahlarından arındırılmış bölgeler tesisine yönelik bütün ciddi adımlara önem vermekte ve desteklemektedir." dedi. ABD Başkanı Barack Obama'nın ilk kez başkanlık ettiği toplantıda Erdoğan, Türkiye'nin barışçı nükleer teknoloji elde etmekteki kararlılığını da dile getirdi: "Türkiye, güvence denetimleri yükümlülüklerini harfiyen yerine getirmekte olan ülkelerin anlaşmada kayıtlı hakkını kullanmak suretiyle sivil nükleer teknolojilere kısıtlamasız biçimde erişmesi gerektiği düşüncesindedir.'' Ahmedinejad'la görüşen Erdoğan İran yolcusu [No Paragraph Style][Basic Paragraph]İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile dün New York'ta bir araya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ekim ayının sonunda ya da kasım ayında İran'a ziyarette bulunacağını söyledi. BM Genel Kurulu'na hitabının ardından basına konuşan Erdoğan, "İran ile ilgili mesajlarımızı zaten BM Güvenlik Konseyi'nde verdik. Bizim şimdi İran'a seyahatimiz olacak. Orada bunları çok daha detaylı görüşme imkanımız olacak. Nükleer silahların yayılmasının engellenmesiyle ilgili düşüncelerimizi zaten Güvenlik Konseyi'nde ortaya koyduk. Bundan sonraki süreçte ikili görüşmelerde de zaten gerekli hassasiyetimizi devam ettireceğiz.'' dedi. Bu arada ABD Temsilciler Meclisi Türk Dostluk Grubu eşbaşkanları Robert Wexler, Edward Whiftfield ve Kay Granger, Temsilciler Meclisi üyelerine, 31 Ağustos tarihli Türkiye-Ermenistan-İsviçre ortak açıklaması ve normalleşme sürecine destek veren bir mektup gönderdi. "Türk-Ermeni ilişkilerinin normalleşmesini Destekleyin" başlığını taşıyan mektupta, taraflar arasında parafe edilen protokole ilişkin bilgi verilerek, diplomatik ilişkilerin tesisine yönelik atılan adımlardan duyulan memnuniyet dile getirildi. Başbakan Erdoğan, önceki gün Princeton Üniversitesinde yaptığı açıklamada parafe edilen protokollerin 10-11 Ekim tarihlerinde iki ülke meclislerinde onaya sunulacağını söyledi. NEW YORK ZAMAN
+
+
+
+ 583300
+ Dünya liderlerinin avukatları geliyor
+ İBRAHİM KARAGÜL Dünya liderlerinin avukatları geliyor Hugo ChavezİSTANBUL Dünya liderlerinin avukatları İstanbul'da buluşuyor. Aralarında Venezuela lideri Hugo Chavez'in avukatının da bulunduğu, Filistin, İran, Irak, Suriye, Mısır, ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Belçika, Yunanistan, Vietnam, Küba, Nepal ve Kuzey Kore'den bir çok ünlü avukat yarın İstanbul'da anti-terör yasalarını masaya yatırıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi'nin (İTÜ) Taşkışla kampusünde düzenlenecek ve gün sürecek olan uluslararası sempozyumda ayrıca “Özgürlük mücadelesi ve direnme hakkı, kara listeler, tecrit ve hapishaneler, ortak örgütlenme ve ortak mücadele” gibi konular tartışılacak. Sempozyuma ayrıca Selanik ve Milano baro başkanlarının da katılacağı belirtilirken, Venezuela lideri Hugo Chavez'in avukatı Av. Manuel Vadell İstanbul'a gelecek en renkli isimler arasında yer alıyor. 25.09.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 584447
+ 'Downer'ın Türkiye'de kar amaçlı iş ortaklığı yok'
+ Diaz, yaptığı yazılı açıklamada, Downer'in hayatı boyunca ne Türkiye, ne de Yunanistan'da kar amaçlı bir iş yapmadığını belirtti. Downer'in ''Bespoke Approach'' isimli danışmanlık firmasının ortaklarından biri olduğunu kaydeden Diaz, bu firmanın başta Avustralya olmak üzere Çin ve Endonezya'da iş yaptığına işaret etti. Diaz, bahsi geçen firmanın Türkiye ile de hiçbir ilişkisinin bulunmadığını hatırlattı. Güney Kıbrıs'ta siyasi partiler ve basın, bir görüşmesinde Demokratik Parti (DIKO) ve sosyalist parti EDEK'i ''retçi parti'' olarak nitelediği iddiasıyla, Downer'e karşı bir süreden beri karalama kampanyası yürütüyor.
+
+
+
+ 584560
+ Fiat Fiorina 20 binden fazla sattı
+ Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasında üretilen ve hafif ticari araç segmentinde yeni bir sayfa açan Fiat Fiorino, Eylül 2009 itibariyle 20 bin adeti aşan satışıyla dikkat çekici bir başarının altına imza atmayı başardı. Ocak ayından bu yana Türkiye’nin en çok tercih edilen hafif ticari aracı unvanını bırakmayan Fiat Fiorino, ülkemizde halen Cargo, Combi ve Combimix karoser tipleriyle üretiliyor. ÖTV indiriminin biteceği 30 Eylül tarihine kadar 17 bin 660 TL’den başlayan kampanyalı anahtar teslim satış fiyatıyla tüketicilerin ilgisine sunulan Fiat Fiorino, biri dizel olmak üzere toplam iki motor seçeneğiyle tercih edilebiliyor. Eylül ayı ortasında satışa sunulan ve Fiat Fiorino model ailesinin crossover özelliklere sahip Trekking versiyonu ise yaklaşık 10 gün içinde 100 adetten fazla satılarak kısa sürede başarısını kanıtladı. Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasının üretim bantlarından inen Minicargo projesinin Fiat markalı yüzünü temsil eden Fiat Fiorino, Ocak ayından bu yana ulaştığı 20 bin adeti aşan satışıyla Türkiye’nin en çok tercih edilen hafif ticari aracı unvanını korumaya devam ediyor. Halen ülkemizde Cargo, Combi ve Combimix karoser tipleriyle satışına devam edilen yerli üretim Fiat Fiorino, 30 Eylül’e kadar 17 bin 660 TL’den başlayan kampanyalı anahtar teslim fiyatıyla tüketicilerin ilgisine sunuluyor. Avrupa’da “2009 Yılının Ticari Aracı” seçilerek başarısını ve yenilikçi yapısını ödülle süsleyen Fiat Fiorino; Actual, Active, Dynamic ve Emotion gibi farklı ve aynı zamanda binek otomobil konforu sunan zengin donanım paketleriyle tercih edilebiliyor. 1.4 litre 73 HP’lik benzinli ve 1.3 litre 75 HP dizel motor seçenekleriyle donatılan Fiat Fiorino’nun dizel motorlu versiyonlarında yarı otomatik şanzıman isteğe bağlı donanım kapsamında sunuluyor. Fiat Fiorino Trekking’e İlgi Yoğun! Eylül ayı ortasında satışa sunulan ve Fiat Fiorino model ailesi içinde crossover özellikleriyle dikkat çeken Trekking versiyonu ise yaklaşık 10 gün içinde 100 adetten fazla satılarak ayrı bir başarının altına imza attı. 27 bin 910 TL’lik anahtar teslim satış fiyatıyla ön plana çıkan Fiat Fiorino Trekking, crossover özellikleri sunan görsel yapısının yanı sıra çamur, kar, kum gibi kaygan zeminlerde çekişi ön tekerlekler arasında dengeleyen güçlendirilmiş çekiş sistemi (Traction Plus) ve yerden 20 mm yükseltilmiş yapısıyla dikkat çekiyor. Zengin bir donanıma sahip Fiat Fiorino Trekking’de Traction Plus, yokuş kalkış desteği, EBD destekli ABS, sürücü ve yolcu ön havayastıkları, sürücü ve yolcu yan havayastıkları, klima, direksiyondan kumandalı MP3 çalarlı radyo-CD müzik sistemi, arka park sensörü, yol bilgiayarı, sağ/sol sürgülü kapı, tavan rayları ve özel dış tasarım standart olarak sunuluyor.
+
+
+
+ 584398
+ Armağan Çağlayan babasını kaybetti
+ Armağan Çağlayan babasını kaybetti KOCAELİ (İHA) Pop Star yarışmalarının sivri dilli ünlü jürisi Armağan Çağlayan'ın babası Fikret Çağlayan vefat etti. Kocaeli'nin Körfez ilçesine bağlı Hereke beldesinde yaşayan Fikret Çağlayan, bir süredir alzheimer ve parkinson hastalığından tedavi görüyordu. Fikret Çağlayan'ın cenazesi Hereke Merkez Camii'ne getirildi. Armağan Çağlayan ve kız kardeşi Elif Başlı, bir an olsun tabutun başından ayrılmazken, taziyeleri kabul etti. Ünlü sanatçı Gülben Ergen ve yapımcı Osman Tan Erkır da Hereke'ye gelerek Armağan Çağlayan'ı acılı gününde yalnız bırakmadı. Gülben Ergen'e sarılan Çağlayan, gözyaşlarına engel olamadı. Gülben Ergen, Armağan Çağlayan'ın annesi Suzan Çağlayan ile yakından ilgilendi. Cuma namazının kılındığı sırada beyaz bir kıyafetle gelen ünlü sanatçı Bülent Ersoy da Armağan Çağlayan'a başsağlığı diledikten sonra tabutun başında uzun süre dua etti. Bülent Ersoy, Gülben Ergen ile birlikte bir kenarda cuma ve cenaze namazının kılınmasını bekledi. Cenaze namazında da gözyaşlarına engel olamayan Armağan Çağlayan, babasının tabutunu cenaze arabasına kadar taşıdı. Çağlayan çok zor bir gün yaşadığını, ancak hayatın devam ettiğini, bu akşam yarışmada jüri olarak görevine devam edeceğini belirtti. Fikret Çağlayan'ın cenazesi Hereke mezarlığına defnedildi. Cenazeye Ebru Gündeş de bir çelenk gönderdi. 25.09.2009 AKTÜEL
+
+
+
+ 583785
+ Alevi Çalıştayı'nın 4. oturumu 30 Eylül'de
+ Dördüncü oturumda 35 katılımcı yer alacak. Katılımcılar arasında TESK Başkanı Bendevi Palandöken, MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür'ün yanısıra sanatçı Sabahat Akkiraz ile Ferhat Tunç da bulunuyor. Öncekilerde olduğu gibi çalıştayın moderatörlüğünü Necdet Subaşı yapacak. Hükümeti Devlet Bakanı Faruk Çelik temsil edecek. aşamalı çalıştayın 6. oturumuna siyasetçiler davet edilecek. Son oturumda ise yapılan çalışmalar bir rapor haline getirilecek.
+
+
+
+ 584531
+ Meteoroloji'den Zonguldak'a uyarı
+ Zonguldak Meteoroloji Bölge Müdürlüğü Zonguldak şube Müdürü Murat Bayraktutan, yaptığı yazılı uyarıda, Cumartesi ve Pazar günü Kuzey ve Kuzey doğu yönlerinden şiddetli rüzgar ve fırtına beklediklerini kaydetti. İlgili kurum ve kuruluşların dikkatli olmasını isteyen Bayraktutan, Perşembe günü ise şiddetli yağış beklendiğini ifade etti.
+
+
+
+ 583393
+ Yasin Doğan: Sorunla yeni tanışanların tedirginliği
+ Yasin Doğan 25 Eylül 2009 CumaSorunla yeni tanışanların tedirginliği Kimilerine göre Başbakan Erdoğan'ın demokratik açılım girişimi ve verdiği mesajlar, durup dururken olmayan bir sorun üretti, ortamı gerdi, toplumu huzursuz etti, Türkiye'nin bölünmesini hızlandıracak bir süreci başlattı! MHP ve CHP'nin bu propagandasının özellikle Batı bölgelerinde yoğun olarak yapıldığını görüyoruz. Estirilen rüzgara kapılıp zihninde “acaba” diye soru işareti uyananlar da yok değil. “Toplum tedirgin” söylentisi özellikle belli mihraklarca pompalanıyor ve bunun sıradan vatandaş üzerinde oluşturduğu bir etki de var. Başbakan Erdoğan toplumun kaygılarını gidermeye yönelik bir çok mesaj verdi, devletin kırmızı çizgilerini çizdi, açılımın önemi ve gerekliliğini vurguladı. Asıl bu girişimin olmaması halinde Türkiye'nin ne tür tehlikelerle yüzyüze gelebileceğini anlattı. En son Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ 'endişe etmeyin Türkiye bölünmez' diyerek, medyayı sorumsuz yayın yapmama konusunda uyardı. Ancak tedirginliğin sadece siyasi manipülasyonlardan kaynaklanmadığı, toplumun bir bölümünün meseleye bakışıyla ve bugüne kadar sorunu görmezden gelmesiyle izah edilebileceği de söylenebilir. Batı bölgelerinde bazı insanları dinlediğim zaman toplumun bir bölümünün ne kadar Türkiye'nin gerçeklerinden uzaklaştığını, olup bitenlerden kopuk olduğunu görüyorum. “Nereden çıktı şimdi bu Kürt meselesi, ne güzel Türk-Kürt kardeşçe hiçbir sorun olmadan yaşıyorduk, açılım diye bir şey çıkardılar, toplum ayrışmaya başladı, ne gerek vardı böyle bir girişime” türünden yakınmalarla zaman zaman karşılaşıyorum. Onlara dediğim şudur: Elbette Türk-Kürt kardeştir ve her şeye rağmen barış içinde yaşamaktadır, çok güçlü dini, toplumsal, kültürel bağlarla bağlanmıştır, birbiriyle kaynaşmıştır. Ancak Türkiye'de 30 yıldır süren bir sorun vardır ve onbinlerce insan yaşamını yitirmiştir. Çoğu savaşta bu kadar çok insan ölmez. Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan insanların tepkileri, çığlıkları, yakarışları yıllardır duymazdan gelindiği için PKK'nın istismarı meseleyi siyasallaştırmış, devasa bir sorun kümesine dönüştürmüştür. Batıdaki insanların bir kısmı kafasını kuma görebilir, hiçbirşey yokmuş gibi davranabilir, kendi yaşamları bu olumsuzluklardan etkilenmediği sürece kendi kendisini kandırabilir. Ancak ülkenin önemli bir bölümünde yaşanan hayati bir sorun, artık görmezden gelinmeyecek, duyarsız kalınmayacak, üstü örtülemeyecek bir noktaya gelmiştir. Batıda gelen şehit cenazeleriyle meselenin acı yüzüyle karşılaşanlar bir yönüyle sorunu algılıyorlar, ancak hiçbirşey yokmuş gibi davranmayı seçip, alttan alta Kürtlere karşı kin besleyen, bilinçaltında milliyetçi duyguları kabaran insanlar da yok değil. Bu sorun hükümetin gündeme getirmesiyle ortaya çıkan bir sorun değildir ve tehlike hükümetin başlattığı girişimde değildir. Asıl tehlike, Türkiye'nin önemli bir gerçeğini es geçip hiçbir şey yokmuş gibi günü gün eden ve meselenin belli mihraklarca kaşınıp derinleşmesine gözyuman anlayıştadır. Güneydoğu her dakikasını, her anını bu sorunun psikolojik travması içinde geçirirken, her konu bunun etrafında siyasallaşırken, söylemler, üsluplar radikalleşirken, Batıdakilerin tamamen farklı bir gündeme kendini hapsetmesi, bugün ortaya çıkan şaşkınlığın ana sebebidir. 'Bu işler nereden çıktı' diyenlerin gidip Güneydoğu'da birkaç gün geçirmesi, binlerce insanın psikolojik olarak nasıl bu ülkeden kopmaya başladıklarını görmesi gerekir. Nitekim bölgeyi gezip, “bu insanlar uçmuş, başka bir galakside yaşıyorlar” diyenlerin sayısı hiç de az değil. Sorunla yeni tanışıp tedirgin olan, korkuya kapılanlara tavsiyem sakin olmalarıdır. Çünkü Güneydoğu'da yükselen milliyetçilik duyguları ve radikalleşme, bir süredir daha makule doğru kaymış, daha itidalli bir noktaya doğru evrilmeye başlamıştır. Güneydoğu'da artık insanlar ucuz söylemlerle, rijit yaklaşımlarla, kendi kendine gaz verip hamaset yapmakla bir yere gidilemediği görmekte, Türkiye Cumhuriyeti'ne aidiyet içinde, birlik ve bütünlük içinde makulü aramaktadır. Aslında demokratik açılımla meselelerin özgürce tartışılması, batıda bu konuyla yeni tanışanları veya Güneydoğu'da uç noktalara savrulanları orta bir noktada buluşturacak, Türkiye'yi, gerçek gündemini ele almaya sevkedecektir. Açılımın isminin telaffuz edilmesini bile ayrıştırma, bölme gibi görenlere göre Orgeneral Başbuğ'un Mardin'de bir Kürt ailesini ziyaret edip, onların Kürtçe sohbetine iştirak etmesi de kabul edilemezdir, ayrıştırıcıdır. Oysa dün Türköne'nin yazdığı gibi Kürtçe'nin yasaklandığı ve Kürtçe konuşanların sayısının azaldığı oranda Kürt sorunu büyüdü. Sorun insanların ana dillerini konuşmaları veya bu konuların gündeme getirilip hal yoluna konulmaya çalışılmasında değildir. Asıl ayrıştırıcı, bölücü, yıkıcı olan yok saymak, görmezden gelmek, istismara açık hale getirmektir. Bu yüzden gözünü kapayanlar gündüzü ancak kendilerine gece yaparlar. Gerçekle karşılaştıkları zaman da böyle sarsılırlar
+
+
+
+ 584048
+ Türkiye’nin taarruz helikopteri projesi (Atak)
+ ’nin taarruz helikopteri projesi (Atak) Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) taarruz helikopteri ihtiyacını karşılaması beklenen ve ’nin 12 yıllık süreci sonucunda karar verilen T-129 taarruz helikopterlerinin test niteliğindeki ilk gösteri uçuşu, 28 Eylül Pazartesi günü ’nın Milano kentinde gerçekleştirilecek. Milano’daki test uçuşu törenine, Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar ile üst düzey askeri yetkililerin katılması bekleniyor. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, T129 üzerinde, ’nin Comanche taarruz programı için geliştirilmiş olan güçlendirilmiş CTS8004A motoru kullanılacak. Milano’daki gösteri uçuşunda, T129’ların değişik ve hava koşullarına uygunluğu da test edilecek. EN GÜÇLÜ HELİKOPTER MOTORUNA SAHİP OLACAK İtalyan A-129 helikopterlerinin geliştirilmiş bir versiyonu olan T-129, en güçlü motor olarak kabul edilen CTS8004A motoru ile yüksek sıcaklıkta ve yüksek irtifada uçabilme yeteneğine sahip olacak. CTS8004A motoru, ve ’daki tüm coğrafi ve iklim koşullarında hareket edebilecek şekilde geliştirilmişti. T129 ATAK helikopteri üzerinde kullanılacak CTS8004A olarak tanımlanan motorun, Honeywell ve İngiliz Rolls Royce firmalarının ortak girişimi olan LHTEC firması tarafından ABD’nin Comanche taarruz helikopter programı için geliştirildi. CTS8004A motoru, 75 bin saatlik komponent ve 15 bin saatlik geliştirme testinin ardından 1993 yılında Amerikan Sivil Havacılık Otoritesi FAA tarafından sertifikaya sahip oldu. Daha sonra İngilizlerin Super Lynx helikopterlerine takılarak performansı test edilen bu motorun, özellikle yüksek ve irtifa koşullarında performans gerektiren durumlara özel olarak, düşük yakıt harcaması ve düşük bakım masrafları hedeflenerek üretildi. “Türkiye’nin ihtiyacı olan motor” olarak tanımlanan CTS8004A motoru, halihazırda dünya üzerinde değişik ülkede kullanılıyor. “MİLLİ NİTELİKTE BİR HELİKOPTER” İtalyan, Agusta Westland firması ile ortak geliştirilecek olan T129, Türkiye’de ilk defa milli görev bilgisayarı ve yazılımları geliştirilen, Türkiye’ye ait aviyonik ve silah sistemleri entegre edilecek ve nihai hattı TUSAŞ’da olacak bir taarruz helikopteri projesi unvanını taşıyacak. Milli görev bilgisayarı ve yazılımları, 300’e yakın Türk mühendisinin üç sene içinde gerçekleştirdiği proje kapsamında geliştirildi ve bir taarruz helikopteri üzerinde uçuş ve atış testleri başarıyla gerçekleştirildi. ATAK helikopteri projesinde dünyanın en büyük helikopter firmasından birisi olarak kabul edilen Agusta Westland firması, dünyanın en büyük savunma şirketlerinden olan Finmeccanica grubuna bağlı olarak çalışıyor. Türk sanayine en fazla katılım imkanı sağlayan (ASELSAN’ın proje kapsamındaki iş payı 700 milyon dolar, TUSAŞ’ın 556 milyon dolar) T-129, helikopterin tamamen milli ve görev bilgisayarıyla entegre edildiği, ROKETSAN tarafından imal edilen güdümlü füzelerle donatılacak ve en fazla off-set taahhüdü veren (yaklaşık milyar dolar sanayiye ilave iş potansiyeli), helikopterin üçüncü ülkelere pazarlanması imkanları da bulunuyor. Türkiye, T-129 helikopterlerinin tek üretici ülkesi konumunda olacak. T-129 helikopterleriyle, Birleşik Emirlikleri, ve gibi ülkeler ilgileniyorlar. HELİKOPTERİN PERFORMANSI Geliştirilmiş T-129’un bir önceki versiyonu A129 helikopteri, ATAK programı kapsamında iki kez pilotları tarafından kapsamlı olarak test edildi. Bu helikopterler, ’nın batısındaki dağlık arazide (bu bölge tüm Türkiye taranarak bulunmuş en sıcak ve en yüksek arazi kesimi olarak kabul ediliyor) bin feet irtifa (yüksek irtifa) ve 30 derecede (yüksek sıcaklık) helikopterin yeni motor ve tam görev yüküyle başarılı bir şekilde test uçuşları tamamlandı. HELİKOPTER ÜRETİMİ, BİR ÜLKENİN DEĞİL, ÇOK ULUSLU YAPILIYOR Dünya genelinde helikopter üreticilerinin hiçbiri motorlarını kendileri üretmemekte olup, bu alanda uzman, Rolls Royce gibi sayılı firmalardan satın alıyor. Helikopter üreticileri için en kritik hususlar dişli kutusu, aktarma organları ve pervane olarak kabul ediliyor ve helikopter firmaları, bu sistemleri kendileri üretiyor. Seyrüsefer sistemleri, sistemleri, top sistemi, ve füzeler, nişangah sistemi, hidrolik ve pnömatik komponentler, kokpitte kullanılan tüm göstergeler, iniş takımları, koltuklar ve sayılamayan daha bir çok komponentin helikopter üreticisi firma tarafından üretilmezken, her biri alanında uzman, işini en etkin şekilde yapan alt yapımcılar tarafından üretilerek helikopter üreticisi firmaya teslim ediliyor. TAKVİM VE ÖDEME ŞARTLARIT-129 Projesi kapsamında ilk helikopterin uçuşu, (2008 temel alındığında) 32. ayda, ilk teslimatın ise test programlarının tamamlanması sonrasında 60. ayda gerçekleştirileceği belirtilmişti. Havacılık projelerinde hazır raftaki ürünlerin bile üç yıldan önce teslim edilemediği düşünüldüğünde tamamen milli yazılım, aviyonik ve silah sistemlerinin entegrasyonunu içeren ATAK Projesi kapsamında yıllık bir teslimat takvimi (2013) bulunuyor. Projede, ilk helikopter teslimatına kadar proje bedelinin yüzde 50’den azının ödenmesinin, kalan bedelin ise helikopter teslimatlarıyla gerçekleşmesi öngörülüyor. İlk prototipi 2013 yılında üretilmeye başlanacak olan T129 helikopterlerinden, Kara Kuvvetleri Komutanlığına, 51 adet kesin, 41 adet opsiyonel helikopter temin edilecek.
+
+
+
+ 584736
+ Dow Jones düşüşle kapattı
+ 25 Eylül 2009 23:52 yorum 299 okunma Yatırım bankası Goldman Sachs, Türkiye'nin 2050'de dünyanın dokuz, Avrupa'nın üçüncü büyük ekonomisi olabileceğini belirtti. Kuruluşa göre, kişi başı gelir de 60 bin dolara çıkacak.
+
+
+
+ 583841
+ DTP'li Tuncel: ‘Kürt sorunun çözümünde muhatap Öcalan ve PKK’dır’
+ 'li Tuncel: ‘Kürt sorunun çözümünde muhatap Öcalan ve ’dır’Ebubekir KARATOPRAK/ŞIRNAK,(DHA) ’ta, Emek Platformu’nun düzenlediği, ‘nasıl bir barış’ konulu panelde konuşan Demokratik Toplum Partisi (DTP) Milletvekili Kürt sorununun çözülmesi için muhatabın ve olduğunu söyledi. Tuncel, “Siz sayın Öcalan’ı ve PKK’yı bu sürece dahil etmeden gerçek barışı sağlayamazsınız” dedi. Emek Platformu’nun Şırnak Belediyesi düğün salonunda düzenlediği, ‘Nasıl bir barış" konulu panele, İstanbul Milletvekili Sosyalist Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kahya, Şırnak dönem sözcüsü ve Şırnak Kadın Derneği Başkanı Zeynep Sağlam Balkan, konuşmacı olarak katıldı. ‘KÜRTLER TARİH YAZIYOR’ DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Kürtlerin bir tarihinin yazılmadığını, ama Kürtlerin bugün tarih yazdığını öne sürdü. Tuncel, şöyle dedi: “Bugüne kadar tarih kitaplarında Kürtler hep yok sayılmıştır. Ama, bu gün Kürtler kendi emeğiyle, kendi bedeniyle bir tarih yazıyor. Bu tarih sadece Kürtleri özgürleştirmeyecek, tüm halklarını özgürleştirecek. Bugün istediği için bu süreci başlatmadı. Aynı Başbakan, 29 Mart yerel seçimlerinde ’de, ‘Ya sev, ya terk’, ‘Tek millet, tek devlet’ diyordu. Bu süreç 29 Mart yerel seçimlerinin ardından başladı. AK Parti Türkiye’de bir hava yarattı, biz bunu inkar etmiyoruz. Başlattığı konusunda henüz bilgi sahibi değiliz ama, sonucu hakkında bilgi sahibiyiz. Bu açılımda, yok, ana dil yok, bu açılımda operasyonların durması yok. Ancak, bu açılımda DTP’ye yönelik operasyonlar var, PKK’ye yönelik operasyonlar var. Son dönemlerde bir çok kişi hayatını kaybetti. Başbakan diyor ki, ‘Hakkarili annenin, Yozgatlı annenin gözyaşları aynıdır, gözyaşların ideolojisi yoktur, analar ağlamasın’ Sayın Başbakan, sen bu sözü söylediğin günden bu yana kaç annenin gözyaşı döktüğünü biliyor musun? Son bir ayda 30’a yakın PKK’lı ve asker cenazeleri oldu. Hani anneler gözyaşı dökmesin diyordun?” ANAYASAYI DEĞİŞTİRECEKSİNİZ? DTP Milletvekili Tuncel, AK Parti, Kürt açılımında samimiyse öncelikli olarak operasyonların durdurulması gerektiğini belirterek, “Son dönemlerde koruculuk siteminin kaldırılması gündeme geldi. Bunlar önemli şeyler. Ancak, bu savaşı durdurmak için yeterli değil. Bunlar zaten devletin yıllardır yapması gereken şeylerdir. Şimdi Kürtleri tanımadan, dilerini, kültürlerini tanımadan istediğiniz kadar açın, istediğiniz kadar açılım yapın bu ortamda barışı sağlayamazsınız. Burada Anayasayı değiştireceksiniz. Bu Anayasa değişmeden bütün halkların hakları güvence altına alınmadığı sürece Türkiye’de gerçek barıştan bahsetmek mümkün değil” dedi. Tuncel, açılımı önemsediklerini, barışı tartışmak için bir savaş verildiğini, barışı taraflarla tartışmak gerektiğini ifade ederek, “Öyle, ‘Bizim muhatabımız halktır’, ‘Benim 81 ilde milletvekilim var’, ‘DTP benim Kürt halkımı temsil etmiyor’ demekle olmaz. Peki sayın Başbakan sen barışı kiminle sağlayacaksın. Bir halkın iradesini yok sayarak bu işi çözemesin. Biz açıkça diyoruz ki bu sorunun muhatabı PKK’dır ve Abdullah Öcalan’dır. Siz sayın Öcalan’ı PKK’yı bu sürece dahil etmeden gerçek barışı sağlayamazsınız. Dünya örneklerinden de bu böyledir” diye konuştu.
+
+
+
+ 584339
+ İran'a gözdağı
+ ABD Başkanı Barack Obama ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin İran'daki Nükleer tesislerle ilgili açıklamaları şöyle: Barack Obama "Son zamanlarda nükleer güçle ilgili olarak doğru bilgilendirme yapılmamıştır. Güç alanında çalışma hakkına herkes sahiptir. İran yasaları çiğnemektedir. Bölgedeki barışı tehdit etmektedir. İran'ın artık gerekli adımları atması gerekmektedir. Biz 5+1 lik görüşmede üstümüze düşen görevi yerine getireceğiz. BM üyeleriyle Ekim'de yapılacak olan görüşmede, İran barışcıl niyetler taşıdığını ortaya koymak zorundadır. İran uluslararası bir toplumun parçası olduğunu farketmelidir. İngiltere ve Fransa'da bunun altına imzalarını atıyorlar" Nicolas Sarkozy "İran'a diyolog çağrısında bulunduk ama bu durum başarıya ulaşmadı. 2002 tesisinden sonra ikinci bir tesisin varlığından haberdar oluyoruz. İran'a karşı zaten ciddi bir güven sorunu yaşanıyor. daimi üye ülkenin ve Almanya'nın da katılacağı toplantıda bu sorun tekrar gündeme gelecektir. İran barışcıl bir adım atmazsa daha sert bir dil kullanma konusunda karalıyız" 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 583564
+ Venezuela "güzel"ini seçti
+ 'da yapılan güzellik yarışmasında Marelisa Gibson Miss. 2009 oldu. Yarışmaya katılan adayların hepsi güzellikleriyle göz doldurdu.
+
+
+
+ 583991
+ TRT: Hiçbir sanatçıya teklif götürmedik
+ Yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında Eurovision 2010 yarışması için Türkiye adına katılacak isimlerin ifade edildiği hatırlatıldı. 2010 Eurovision finalleri için titiz bir çalışma başlattığı bildirilen TRT'nin Türkiye'yi en iyi biçimde temsil edecek sanatçıyı belirleyeceği ifade edildi. TRT'nin müzik ve televizyon uzmanlarının, birçok kriteri değerlendirdikten sonra sanatçıya teklif götürdüğü vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: ''2010 Eurovision finalleri için bugüne kadar hiçbir sanatçıya teklif götürülmemiştir. Hal böyleyken basın organlarında bazı sanatçılara yönelik çıkan 'Eurovision teklifi yapıldı' haberleri gerçeği yansıtmamaktadır. TRT'nin gündeminde olmayan sanatçılar hakkında 'Eurovision'a gidiyor' şeklinde yapılan haberler, kamuoyunu yanıltıp, uluslararası bir yarışmanın ciddiyetine zarar vermektedir. 2010 Eurovision finalleri için resmi ya da gayri resmi biçimde hiçbir sanatçıya teklif götürülmemişken bazı sanatçıların ve basın organlarının bu durumun tersi bir tavır sergilemeleri esefle karşılanmaktadır.'' TRT'nin Eurovision için belirlediği kriterlere uygun sanatçıyı önümüzdeki haftalarda kamuoyuna açıklayacağı ifade edilen açıklamada,sanatçıdan istenecek besteden birinin seçilerek çalışmalara başlanacağı kaydedildi.
+
+
+
+ 583914
+ Ergenekon duruşmasına ara
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Ergenekon duruşmasına ara İSTANBUL (A.A) İkinci 'Ergenekon' davasının 9. duruşmasına öğle arası verildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından iddianamenin okunmasıyla devam edildi. Mahkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese, duruşmaya saat 13.30'a kadar ara verdi. 25.09.2009
+
+
+
+ 584392
+ Ehud Olmert Hakim Karşısında
+ Ehud Olmert Hakim Karşısında Yolsuzluk iddiasıyla suçlanan İsrail eski başbakanı, hakkındaki iddiaları reddetti. Olmert'in bir sonraki duruşması 22 Şubat'a ertelendi. Yolsuzluk iddiasıyla suçlanan İsrail eski Başbakanı Ehud Olmert, Kudüs'te hakim önüne çıktı. Yargılanan ilk İsrail başbakanı olan Olmert, hakkındaki yolsuzluk iddialarını reddetti. İsrail eski Başbakanı Ehud Olmert'in, çeşitli yolsuzluk iddialarıyla hakkında açılan davanın duruşması yapıldı. Ehud Olmert, gazetecilerin soruları üzerine yıl boyunca haksız bir cadı avına hedef olduğunu ve adını temize çıkarmak istediğini açıkladı. Amerikalı bir işadamı, Olmert'e içinde yüzbinlerce dolar bulunan zarflar verdiğini itiraf etmişti. Olmert, bu parayı seçim harcamaları için kullandığını belirtirken işadamına menfaat sağlamak karşılığında kendisi için aldığı iddiasını tümüyle reddeti. İsrail eski Başbakanı'ı isnat edilen suçlamalar, 2006 yılında Kadima Partisi lideri ve Başbakan olmasından önce Kudüs Belediye Başkanı ve Sanayi ve Ticaret Bakanı olduğu dönemleri kapsıyor. Eylül 2008'de aklanmak istediğini söyleyerek başbakanlıktan istifa eden Olmert, Mart 2009'da Benyamin Netanyahu hükümeti kurulana kadar göreve devam etti. Olmert'in bir sonraki duruşması 22 Şubat'a ertelendi.
+
+
+
+ 584297
+ Rusya ile Türkiye arasında ticareti geliştirme arayışı
+ ile arasında ticareti geliştirme arayışı İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ile Rus Sanayicileri ve İşadamları Birliği (RSPP) arasında ticaret ve işbirliği anlaşması imzalandı. Anlaşma çerçevesinde iki ülke arasında bulunan 38 milyar dolarlık ticaret hacminin ileriki yıllarda 100 milyar dolar çıkarılması hedefleniyor. ’da düzenlenen imza töreninde bir konuşma yapan Başkanı Rızanur Meral, iki ülke arasında geçmişten gelen bir takım ön yargıların olduğunu belirterek, ticari ve ekonomik köprülerle bu ön görüşün yıkılmaya başlandığını ve bunun yerini ‘dostluk köprülerinin aldığını söyledi. RSPP Başkanı Aleksandır Şohin ise 100 milyar dolarlık hedefin imzalanan anlaşmayla kısa sürede sağlanabileceğini inandıklarını kaydetti. TUSKON Başkanı Meral, bu anlaşmaya iki ülke arasında güvene dayalı verimli bir çalışma ortamının sağlanacağını ifade ederek, ’nın 773 milyar dolarlık ticaret hacmi ve zengin doğal kaynakları ile yabancı yatırımcıların dikkatini çektiğini vurgulayarak,Türk yatırımcıların da bu ülkeye yönelmesi çağrısında bulundu. TUSKON Başkanı, anlaşmanın sağlanmasında Rusya Başbakanı ve Başbakan Erdoğan’ın son yılda sekiz kez bir araya gelmelerinin etkili olduğunu söyledi. Rusya ve Türkiye arasında Boru Hattı ve gibi büyük projeleri yeniden ele almaya başlayacaklarını ifade eden Meral, 2014 yılında Soçi’de yapılacak olimpiyat altyapıları için Türk müteahhitlerini büyük fırsatların beklediğini kaydetti. 100 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM HEDEFİ RSPP Başkanı Aleksandır Şohin ise konuşmasında Türkiye ile Rusya arasında 40 milyar dolara yakın ticaret hacminin bulunduğunu, hedeflerinin bunu 100 milyar dolar çıkarmak olduğunu söyledi. Rusya’da bavul ticaretinden ziyade katma değeri yüksek olan yatırımları planladıklarının altını çizen Şohin, gelen bütün yatırımcılara Rus hükümetinin bütün kolaylıkları sağlayacağını belirtti. Yabancı yatırımcılara imtiyaz ve teşvik verilmeyeceğini vurgulayan RSPP Başkanı, “Gelen yatırımcılar Rus kanunlarına tabi olmak zorundalar. Onun haricinde bir farklılık gözetilmeyecektir” dedi. Geçmiş dönemde gümrüklerde yaşanan sorunlara da değinen Şohin, bundan böyle gümrüklerdeki sıkıntıları en aza indirgemek için ellerinden gelen tüm kolaylıkları göstereceklerini dile getirdi. Rusya’da yüzde 100 yerli dört tane Türk bankasının bulunduğuna dikkat çeken Şohin, yaşanan küresel krizden etkilenmeden Rusya’da ayakta kalabilen ender bankaları arasında Türk bankalarının da olduğunu söyledi. LUKOIL’İN, TÜRKİYE’DE RAFİNERİ PLANI Rusya’nın hem bölgesinde hem de komşu ülkeleriyle işbirliği konusunda bütün imkanları sağlayacaklarını söyleyen Lukoil Genel Müdürü Fikret Aliyev de bunun somut örneğini Türkiye’de gerçekleştirmek istedikleri belirtti. Yakın bir zamanda Ak-pet’i alan Lukoil’in Türkiye’de rafineri yatırımı için ve sahillerinde araştırmalar yaptığını aktaran Aliyev, “Artık Türkiye’de 700’e yakın bayii sayısına ulaştık. Hammaddeyi de burada temin etmek istiyoruz. Bu noktada hükümet nezdinde girişimlere hız verdik” dedi.
+
+
+
+ 583242
+ Güllerin savaşı
+ Derya Sazak Siyaset GünlüğüGüllerin savaşı 25 Eylül Cuma 2009 Bayramda Belediyesi’nce işten çıkarılan üyesi 276 işçinin dramını yazmıştık. Karşıyaka’nın ’li Belediye Başkanı Cevat Durak aradı; AKP’nin 29 Mart yerel seçimlerinde ’i kazanmak uğruna belediyeyi Karşıyaka ve Bayraklı olarak ikiye bölmesi sonucu başlarına açılan dertleri anlattı: “Bugünkü ve ortamında tek bir kişinin bile işinden olması ailecek bizi kahrediyor. Hizmet alımlarında daraltmaya gitmesek bugün maaşları bile ödeyemezdik. Mecbur kaldık işçilerin bir kısmını çıkarmaya. İhbar tazminatlarının tamamını, kıdem tazminatlarının da yarısını ödedik. 17 trilyon ödeme yaptık. Ne yazık ki bu işçilerimizin artık geri dönüşü mümkün değil. Bayraklı Belediyesi 120 kadar işçiyi almaya çalıştı ancak hükümetin tutumu karşısında mağduriyetlerin tümünü önleme şansımız yok.” Cevat Durak bunları söylüyor. DİSK Genel Başkanı ise Karşıyaka Belediyesi’nce çıkarılan 267 işçinin yerine 330 yeni işçi alındığı iddiasında. Başka bir ‘taşeron’ firmayla anlaşmışlar. Karşıyaka Belediye Başkanı’na bu iddiayı sorduk. Doğru olmadığını söyledi: “İspatlasınlar, ben hemen bugün istifa etmeye hazırım.” İzmir, Karşıyaka’da çıkarılan işçiler CHP yönetimini de zor durumda bırakıyor. CHP lideri Baykal, İzmir’e gelişinde protestoya uğram��ş, sorunu Başbakan Erdoğan’a iletmişti. CHP’li Durak, “AKP, Karşıyaka’yı ve başka bazı ilçeleri bölerek İzmir’i kazanacağını düşündü ama ters tepti. Halk CHP’li belediyelere sahip çıktı. Oylarımız daha da arttı. CHP üzerinde oyun oynamak isteyenler şimdi de işçileri kullanıyorlar. Bunların arkasında AKP var” diye tepki gösteriyor. Cevat Durak’ın anlatımıyla ‘Karşıyaka sorunu’ şöyle yaratıldı. “Karşıyaka’da beş yıldır belediye yönetimindeyiz. Bu süre içinde bir tek işçiyi işten çıkarmadık. 29 Mart yerel seçimlerinden önce 2200 işçimiz vardı. AKP, idari ve coğrafi değil tümüyle siyasi bir bölünmeye gitti. Bayraklı’yı ayırdı. Karşıyaka’nın turizme açık gelişim bölgelerini aldı. Bizde sanayi yok, Karşıyaka bir emekli cenneti, kültür faaliyetleri dışında bir gelirimiz yok. Küçülünce kaynaklarını da önemli ölçüde kaybettik. Ağır bir darbe yedik. Ve hizmet alımı yaptığımız Kent AŞ’den işçi çıkarmaya mecbur kaldık. Karşıyaka Belediyesi, şimdi sorunu uluslararası hukuk alanına taşımaya hazırlanıyor. Peki işçilere ne olacak? Cevat Durak, işçilerin yasal haklarının tümüyle ödeneceğini ve bundan böyle ‘geri dönüş’ olamayacağı görüşünde. DİSK’in şantiyelerde hizmeti engellemesinin faturasının ise tazminatlarla birlikte 30-35 trilyona ulaştığını söylüyor. AKP’nin İzmir’de seçim kaybetmesinin yükünü CHP ve DİSK taşıyorlar. Üstelik çatışarak!.. Sol parti ile sendikalar arasındaki bir mücadeleye ’te ‘güller savaşı’ deniyor.
+
+
+
+ 583165
+ Zeytinyağı ve şaraba ‘her şey dahil’ darbesi
+ ve şaraba ‘her şey dahil’ darbesiİZMİR DHA güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda Bölgesi’nin başta gelen ürünlerinden şarap ve tesislerindeki ‘her şey dahil’ sistemi nedeniyle imaj sorunu yaşıyor. Şarap Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Güner, turistik tesislerde ucuz ve kalitesiz olanların tercih edilmesinin buna neden olduğunu söyledi. Güner, “Turistik yerlerdeki birçok otelin müşteri çekmek için başvurduğu her şey dahil sistemi, Türk şarabını kalitesiz gibi gösteriyor. Bu durum hem tüketiciyi hem bizi rahatsız ediyor. Oysa, kalite sorunumuz yok” dedi. Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Ölken de işletmeleri daha ucuzu kullanmaya iten her şey dahil sisteminin, zeytinyağının imajına uygun olmadığını dile getirdi. Ölken, şunları kaydetti: Kaliteye önem verilmeli “Mümkün olduğu kadar fazla kişiyi uygun fiyatla ağırlamak için başvurulan bu yöntemle, zeytinyağının kalitesine yakışır bir konsept çıkması mümkün gözükmüyor. Turizmde her ne olursa olsun, sunulan ürünlerin kaliteli olması gerekiyor.”
+
+
+
+ 583268
+ Osmanlı'nın yeni reisi 85 yaşındaki Beyazid
+ Bu yeni gelişmeyle hanedanın 1924 sürgününden önce doğan 37 temsilcisi de hayata veda etmiş oldu. Diğer bir ifadeyle hanedandan sarayda doğan hiç kimse kalmadı. 36'sı erkek, 48'i kadın ve 60'ı çocuk toplam 155 kişi... Osmanlı hanedanı mensupları, Mart 1924'te İstanbul'dan meçhul bir yolculuğa çıktı. İki bin lira ve dönüşü olmayan bir pasaportla yurtlarından ayrıldı. Bu kişilerin mal varlıklarına el konulurken Türkiye'ye girmeleri ve transit geçmeleri de yasaklandı. Çeşitli Avrupa kentleri başta olmak üzere Ortadoğu ve İslam ülkelerinde yıllarca sürgünde kaldılar. Sürgün, hanedanın kadın mensupları için 28, erkekleri için 50 yıl devam etti. Kadınlara 1952'de, erkeklere de 1974'te Türkiye'ye dönebilme izni verildi. Bir kısmı döndü, bir kısmı yaşadıkları ülkelerde kaldı. Türkiye bu hazin öyküyle yaşamaya alışmışken yaşları gittikçe ilerleyen hanedan mensupları da teker teker kaybedildi. Bu takvimin kopan son yaprağı ise 2004'te Türk vatandaşlığına kabul edilen ve New York'ta yaşayan Ertuğrul Osman Osmanoğlu oldu. Osmanlı'da tahta geçme hakkı, imparatorluğun ilk yıllarında padişahın en büyük oğluna, sonraki dönemlerde ise hanedanın erkek soyundan gelen en yaşlı erkeğine tanınmıştı. 'Ekber' ve 'erşed' olarak tanımlanan en büyük ve aklı başında evlat kriteri daha önce teamül olarak uygulanmasına rağmen ilk kez yazılı olarak 1876 Anayasası'nda yer almıştı. Son 17 yıldır bu kurala dayanarak Osmanlı tahtının vârisi, Şehzade Osman Ertuğrul Efendi idi. Ertuğrul Osmanoğlu, hanedan reisliğini 1992'de Nice'te vefat eden Mehmet Orhan Osmanoğlu'ndan devralmıştı. Eğer imparatorluk devam etseydi, 'Dördüncü Osman' ya da 'Birinci Ertuğrul' unvanı ile tahta geçecekti. Onun ölümüyle temsilcilik en yaşlı üye sıfatıyla Sultan Abdülmecid'in torunu İbrahim Tevfik Bey'in oğlu Osman Beyazid'e geçti. 1924 Paris doğumlu olan Beyazid, hanedanın yurtdışında doğan ilk temsilcileri arasında. Annesiyle babasının ayrılması üzerine ABD'ye giden Beyazid, New York'ta uzun yıllar değişik diller üzerine hizmet veren bir kütüphanede çalıştı. Beyazid'in temsilci olmasıyla saraylı üyeler de sona erdi. 37 temsilciden sonuncusu Ertuğrul Efendi'den önce de geçtiğimiz yıl Burhaneddin Cem hayatını kaybetmişti. Eğer hayatta kalsaydı 1920 İstanbul doğumlu olan Cem, yeni vâris olacaktı. Saraydan tek kadın temsilci kaldı Hanedanın yurtdışına giden 155 üyesi arasında bugün hayatta olan tek kadın, 1921 İstanbul doğumlu Fatma Neslişah Sultan. Onun dışındaki 41 saray mensubu yaşamını yitirdi. 1924'ten sonra doğan 19 sultanın da büyük kısmı yaşamını yurtdışında sürdürüyor. Dedelerinin yanında yatacak Böbrek ve solunum yetersizliği sebebiyle önceki gün tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi'nde vefat eden Ertuğrul Efendi'nin cenazesi Sultanahmet Camii'nden kaldırılacak. Öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazının ardından da Divanyolu'nda bulunan Sultan İkinci Mahmud Türbesi'ne defnedilecek. Son saraylı, türbede dedeleri Sultan 2. Mahmud, Sultan Abdülaziz ve Sultan 2. Abdülhamid'in yanında yatacak. Türbede defin işlemi özel izinle yani Bakanlar Kurulu kararıyla yapılıyor. ZAMAN
+
+
+
+ 583494
+ Erdoğan: Ekim sonu veya Kasım'da İran'a gideceğim..
+ Erdoğan: Ekim sonu veya Kasım'da 'a gideceğim.. Başbakan Ekim ayının sonunda ya da Kasım'da 'a gideceğini söyledi. Başbakan Erdoğan Genel Kurulunda yaptığı konuşmanın ardından BM binasından çıkıp Türkevine girerken gazetecilerin İran Devlet Başkanı 'la bugün BM 'ndeki konulu toplantının ardından yaptığı görüşmede ne gibi mesajlar verdiğinin sorulması üzerine kısa bir açıklama yaptı. Erdoğan açıklamasında şöyle dedi: ''İran'la ilgili mesajlarımızı zaten BM Güvenlik Konseyinde verdik. Bizim şimdi İran'a seyahatimiz olacak. Ekim sonu veya Kasım. Orada bunları çok daha detay görüşme imkanımız olacak. Nükleer silahların yayılmasının engellenmesi ile ilgili düşüncelerimizi zaten Güvenlik Konseyinde ortaya koyduk. Bundan sonraki süreçte ikili görüşmelerde de zaten gerekli hassasiyetimizi, barışçı amaçlara ilişkin biliyorsunuz bu işe karşı olduğumuzu söylüyoruz, bundan sonra da bunu devam ettireceğiz.'' Erdoğan bugün 'tan G20 zirvesine katılmak üzere Pittsburg'a gidecek.
+
+
+
+ 583605
+ Grip aşısındaki büyük tehlike
+ Grip aşısındaki büyük tehlike 25.09.2009 10:47Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), mevsimsel bir grip aşısının domuz gribine (A-H1N1) yakalanma riskini artırdığını bildiren bir araştırmayı incelemeye aldığını bildirdi. DSÖ'nün aşı araştırmalarından sorumlu müdürü Marie Paule Kieny, Kanadalı bilim adamları tarafından yapılan ve henüz yayımlanmamış araştırmayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, başka hiçbir araştırmacının bu araştırmanın sonucuna benzer bulgu sunmadığını hatırlattı. Kieny, Kanadalı bilim adamlarının çok iyi tanınan ve ehliyet sahibi araştırmacılar olmalarına karşın çalışmalarının önyargılı olabileceğini bildirdi. Sonucun Kanada'da farklı olabileceğini, bu özel araştırmanın sonucunun henüz dünyanın başka bir yerinde desteklenmediğine dikkat çeken Kieny, “Bu, yanlı çalışma da olabilir, gerçek birşey de” diye konuştu. Kieny, mevsimsel grip aşısı üreten ilaç şirketlerinin domuz gribi aşısı yapabilecek durumda olduklarını da vurguladı. Dünya nüfusunun yalnızca yüzde 2'sini oluşturan sağlık çalışanlarının aşılanmada öncelikli kesim olduğu bildiriliyor. AA
+
+
+
+ 584662
+ Savcı darbe iddiaları için adres gösterdi
+ Savcı Pekgüzel, 1946 ile 2006 tarihleri arasında kurulan siyasi partiler ile bu partilerin kurucularının isimlerinin İçişleri Bakanlığı'ndan sorulmasını istedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ikinci Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından okunan iddianamenin genel bölümü tamamlandı. İddianamenin okunmasına verilen aranın ardından Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, talepler doğrultusunda görüş bildirdi. Pekgüzel, Genelkurmay Başkanlığı'na yazı yazılarak, 2002-2009 yılları arasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nde darbe girişimi olup olmadığının sorulmasını, olmuşsa ilgili belgelerin istenilmesini istedi. Pekgüzel, 1946 ile 2006 tarihleri arasında kurulan siyasi partiler ile bu partilerin kurucularının isimlerinin İçişleri Bakanlığı'ndan sorulmasını talep etti. Ayrıca, Savcı Pekgüzel, iddianamenin birçok yerinde günlüklerinden bahsedilen eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Özden Önek'in hukuki durumunun, Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'ndan sorulmasını talep etti. Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve evi aranan Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun avukatı Hasan Fehmi Demir, yargılamayı yapan mahkemeye gönderdiği dilekçeyle müvekkili hakkında verdiği ara karardan vazgeçilmesini istedi. Bu dilekçeyle ilgili görüşünü açıklayan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Kanadoğlu'nun davanın tarafı olmadığını söyleyerek avukatının da böyle bir talepte bulunamayacağını kaydetti. Mahkeme heyeti, Emekli Albay Göktaş'ın talebi üzerine, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu hakkında nasıl bir işlem yapıldığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sorulmasına karar vermişti. İkinci Ergenekon davasına bakan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Emekli Albay Levent Göktaş'ın talebi üzerine, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu hakkında ne gibi bir işlem yapıldığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sorulmasına ve telefon görüşmelerinin Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan (TİB) istenmesine karar vermişti. Tutuklu sanık emekli Albay Levent Göktaş, mahkemeye sunduğu yazılı talebinde, iddianamede Sabih Kanadoğlu'nun evinin aranması sırasında kendisine ait blöve, takdirname ve madalyalara dair belgelerin bulunduğu bilgisinin yer aldığını ifade etmişti. Göktaş, bu nedenle Kanadoğlu'yla örgütsel irtibatı olduğu yönünde iddiaların bulunduğunu belirterek, Kanadoğlu'nun bu davadaki durumunun öğrenilmesini talep etmişti.
+
+
+
+ 583666
+ Viranşehir'de kaza: ölü, 49 yaralı
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Viranşehir'de kaza: ölü, 49 yaralı ŞANLIURFAViranşehir Şanlıurfa karayolunun 9. kilometresinde meydana gelen trafik kazasında ilk belirlemelere göre kişi öldü, 10'u ağır 49 kişi yaralandı. Şanlıurfa istikametinden Mardin istikametine gitmekte olan Adil Ayık (45) yönetimindeki 33 EZ 771 plakalı tır ile, Mardin istikametinden Şanlıurfa istikametine gitmekte olan Turan Toktamış (40) yönetimindeki 34 EZ 7480 plakalı yolcu otobüsü çarpıştı. Yolcu otobüsünün arkasında gelmekte olan 73 DV 430 plakalı tır da kaza yapan araçlara çarptı. Çarpmanın etkisi ile hurdaya dönen araçlarda tam bir can pazarı yaşandı. Tırların ve yolcu otobüsünün içerisinde bulunan çok sayıda vatandaş yaralandı. Otobüs şoförü Turan Toktamış ve tır şoförü Adil Ayık ile ismi henüz belirlenemeyen bir kadın, araçlar içerisinde sıkıştı. Yaralıları kurtarmak için olay yerine kaza kırım araçları ve itfaiye ile çok sayıda ambulans sevk edildi. Kazada, ilk belirlemelere göre otobüs şoförü Turan Toktamış ve tır şoförü Adil Ayık ile ismi henüz öğrenilemeyen kişi yaşamını yitirdi. Kaza sonrası can pazarının yaşandığı olay yerine Şanlıurfa, Mardin ve Viranşehir ile çevre ilçelerden ambulanslar sevk edildi. Alınan ilk bilgilere göre 49 kişinin yaralandığı kazada Viranşehir Devlet Hastanesi yetersiz kalınca yaralıların birçoğu çevre il ve ilçelere sevk edildi. Şanlıurfa'daki Ortadoğu Sağlık Merkezine Kaldırılan Mehmet Salih Çakır, Salih Altin, Tekin Altin, Sefer Bayar, Hüsamettin Tunç'un tedavisi sürüyor. Yaralılardan 3'ünün durumunun ağır olduğu öğrenildi. 500 Yataklı Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Veysi Topal, Mehtavi Kara, Berfin Kara, Nezif Kutlu, İsa Akmaz, Mehmet Bayar'ın da tedavileri sürüyor. Hastane Başhekimi, burada bulunan yaralıların durumunun ciddiyetini koruduğunu belirtti. Kaza sonrası olay yeri savaş alanına dönerken, araçlardan sızan yakıtlar korku dolu anların yaşanmasına sebep oldu. Olası bir facianın önüne geçmek için jandarma ve polis güvenlik önlemleri aldı. Kaza nedeniyle bir süre trafiğe kapatılan yol, kurtarma çalışmalarının ardından yeniden açıldı. 25.09.2009
+
+
+
+ 584300
+ Taksim metrosunun çalışma saatleri uzadı
+ Taksim ile Atatürk Oto Sanayi arasındaki metronun çalışma saatleri uzatıldı. Metro, yeni entegrasyon ile 4. Levent–Atatürk Oto Sanayi arasında 06.15-21.07 saatleri arasında çalışacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Taksim–4. Levent hattı ile sinyal entegrasyonu gün içinde 09.30–17.00 saatleri arasında sağlanan metro, yeni entegrasyon ile 4. Levent–Atatürk Oto Sanayi arasında 06.15-21.07 saatleri arasında çalışacak. Sefer aralıklarının bir süre daha 11 dakika olarak uygulanacağı belirtilen açıklamada, bundan sonraki hedefin, son seferin hafta içi saat 24.00'e, hafta sonu 01.00'e kadar uzatılması, 4. Levent'te aktarma yapılmadan kesintisiz seyahat edilebilmesi ve sefer aralıklarının kısaltılması olduğu ifade edildi. 4. Levent istasyonunda kullanılmayan sol peronun bu sabahtan itibaren yolcuların hizmetine açıldığı belirtilen açıklamada, bu peron sayesinde yolcu sirkülasyon ve bekleme alanlarının iki katına çıkartılarak ulaşımın rahatlatıldığı vurgulandı.
+
+
+
+ 583902
+ T-129 gösteri uçuşuna çıkıyor
+ Milano'daki test uçuşu törenine, Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar ile üst düzey askeri yetkililerin katılması bekleniyor. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, T129 ATAK helikopteri üzerinde, ABD'nin Comanche taarruz helikopter programı için geliştirilmiş olan güçlendirilmiş CTS8004A motoru kullanılacak. Milano'daki gösteri uçuşunda, T129'ların değişik iklim ve hava koşullarına uygunluğu da test edilecek. -EN GÜÇLÜ HELİKOPTER MOTORUNA SAHİP OLACAK- İtalyan A-129 helikopterlerinin geliştirilmiş bir versiyonu olan T-129, en güçlü motor olarak kabul edilen CTS8004A motoru ile yüksek sıcaklıkta ve yüksek irtifada uçabilme yeteneğine sahip olacak. CTS8004A motoru, Irak ve Afganistan'daki tüm coğrafi ve iklim koşullarında hareket edebilecek şekilde geliştirilmişti. T129 ATAK helikopteri üzerinde kullanılacak CTS8004A olarak tanımlanan motorun, Amerikan Honeywell ve İngiliz Rolls Royce firmalarının ortak girişimi olan LHTEC firması tarafından ABD'nin Comanche taarruz helikopter programı için geliştirildi. CTS8004A motoru, 75 bin saatlik komponent ve 15 bin saatlik geliştirme testinin ardından 1993 yılında Amerikan Sivil Havacılık Otoritesi FAA tarafından sertifikaya sahip oldu. Daha sonra İngilizlerin Super Lynx helikopterlerine takılarak performansı test edilen bu motorun, özellikle yüksek sıcaklık ve irtifa koşullarında performans gerektiren durumlara özel olarak, düşük yakıt harcaması ve düşük bakım masrafları hedeflenerek üretildi. ''Türkiye'nin ihtiyacı olan motor'' olarak tanımlanan CTS8004A motoru, halihazırda dünya üzerinde değişik ülkede kullanılıyor. -''MİLLİ NİTELİKTE BİR HELİKOPTER'' İtalyan, Agusta Westland firması ile ortak geliştirilecek olan T129, Türkiye'de ilk defa milli görev bilgisayarı ve yazılımları geliştirilen, Türkiye'ye ait aviyonik ve silah sistemleri entegre edilecek ve nihai üretim hattı TUSAŞ'da olacak bir taarruz helikopteri projesi unvanını taşıyacak. Milli görev bilgisayarı ve yazılımları, 300'e yakın Türk mühendisinin üç sene içinde gerçekleştirdiği proje kapsamında geliştirildi ve bir taarruz helikopteri üzerinde uçuş ve atış testleri başarıyla gerçekleştirildi. ATAK helikopteri projesinde dünyanın en büyük helikopter firmasından birisi olarak kabul edilen Agusta Westland firması, dünyanın en büyük savunma şirketlerinden olan Finmeccanica grubuna bağlı olarak çalışıyor. Türk sanayine en fazla katılım imkanı sağlayan (ASELSAN'ın proje kapsamındaki iş payı 700 milyon dolar, TUSAŞ'ın 556 milyon dolar) T-129, helikopterin tamamen milli yazılım ve görev bilgisayarıyla entegre edildiği, ROKETSAN tarafından imal edilen güdümlü füzelerle donatılacak ve en fazla off-set taahhüdü veren (yaklaşık milyar dolar sanayiye ilave iş potansiyeli), helikopterin üçüncü ülkelere pazarlanması imkanları da bulunuyor. Türkiye, T-129 helikopterlerinin tek üretici ülkesi konumunda olacak. T-129 helikopterleriyle, Birleşik Arap Emirlikleri, Malezya, Ürdün ve Pakistan gibi ülkeler ilgileniyorlar. -HELİKOPTERİN PERFORMANSI- Geliştirilmiş T-129'un bir önceki versiyonu A129 helikopteri, ATAK programı kapsamında iki kez TSK pilotları tarafından kapsamlı olarak test edildi. Bu helikopterler, Antalya'nın batısındaki dağlık arazide (bu bölge tüm Türkiye taranarak bulunmuş en sıcak ve en yüksek arazi kesimi olarak kabul ediliyor) bin feet irtifa (yüksek irtifa) ve 30 derecede (yüksek sıcaklık) helikopterin yeni motor ve tam görev yüküyle başarılı bir şekilde test uçuşları tamamlandı. -HELİKOPTER ÜRETİMİ, BİR ÜLKENİN DEĞİL, ÇOK ULUSLU YAPILIYOR- Dünya genelinde helikopter üreticilerinin hiçbiri motorlarını kendileri üretmemekte olup, bu alanda uzman, GE, Rolls Royce gibi sayılı firmalardan satın alıyor. Helikopter üreticileri için en kritik hususlar dişli kutusu, aktarma organları ve pervane olarak kabul ediliyor ve helikopter firmaları, bu sistemleri kendileri üretiyor. Seyrüsefer sistemleri, haberleşme sistemleri, top sistemi, roket ve füzeler, nişangah sistemi, hidrolik ve pnömatik komponentler, kokpitte kullanılan tüm göstergeler, iniş takımları, koltuklar ve sayılamayan daha bir çok komponentin helikopter üreticisi firma tarafından üretilmezken, her biri alanında uzman, işini en maliyet etkin şekilde yapan alt yapımcılar tarafından üretilerek helikopter üreticisi firmaya teslim ediliyor. -TAKVİM VE ÖDEME ŞARTLARI- T-129 Projesi kapsamında ilk helikopterin uçuşu, (2008 temel alındığında) 32. ayda, ilk teslimatın ise test programlarının tamamlanması sonrasında 60. ayda gerçekleştirileceği belirtilmişti. Havacılık projelerinde hazır raftaki ürünlerin bile üç yıldan önce teslim edilemediği düşünüldüğünde tamamen milli yazılım, aviyonik ve silah sistemlerinin entegrasyonunu içeren ATAK Projesi kapsamında yıllık bir teslimat takvimi (2013) bulunuyor. Projede, ilk helikopter teslimatına kadar proje bedelinin yüzde 50'den azının ödenmesinin, kalan bedelin ise helikopter teslimatlarıyla gerçekleşmesi öngörülüyor. İlk prototipi 2013 yılında üretilmeye başlanacak olan T129 helikopterlerinden, Kara Kuvvetleri Komutanlığına, 51 adet kesin, 41 adet opsiyonel helikopter temin edilecek.
+
+
+
+ 583933
+ Haftanın programı
+ Haftanın programıFutbolda Turkcell Süper Lig'e 7. hafta maçlarıyla devam edilirken, Bank Asya 1. Lig ve TFF 2. Lig'de 6. hafta, TFF 3. Lig'de ise 1, 2, ve 4. gruplarda 6. hafta, 5. Grup'ta ise 5. hafta maçları yapılacak. Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, profesyonel liglerde haftanın programı şöyle: TURKCELL SÜPER LİG Bugün: 20.00 Gençlerbirliği-Trabzonspor (Ankara 19 Mayıs) Yarın: 20.00 Antalyaspor-Fenerbahçe (Antalya Atatürk) 20.00 Bursaspor-Diyarbakırspor (Bursa Atatürk) 20.00 Gaziantepspor-Ankaragücü (Kamil Ocak) 20.00 İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Sivasspor (Atatürk Olimpiyat) 27 Eylül Pazar: 20.00 Kayserispor-Kasımpaşa (Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kadir Has) 20.00 Galatasaray-Eskişehirspor (Ali Sami Yen) 20.00 Denizlispor-Manisaspor (Denizli Atatürk) BANK ASYA 1. LİG Yarın: 19.00 Karşıyaka-Kayseri Erciyesspor (İzmir Alsancak-Seyircisiz) 19.00 Çaykur Rizespor-Altay (Yeni Rize) 27 Eylül Pazar: 16.00 Mersin İdmanyurdu-Gaziantep Büyükşehir Belediyespor (Tevfik Sırrı Gür) 16.00 Boluspor-Adanaspor (Bolu Atatürk) 16.00 Hacettepe-Samsunspor (Ankara 19 Mayıs) 16.00 Orduspor-Konyaspor (Ordu 19 Eylül) 16.00 Kartalspor-Bucaspor (Kartal İlçe) 19.00 Kocaelispor-Giresunspor (İsmetpaşa) 28 Eylül Pazartesi: 20.00 Kardemir Karabükspor-Dardanelspor (Dr. Necmettin Şeyhoğlu) TFF 2. LİG 1. Grup Yarın: 15.00 Zeytinburnuspor-Bozüyükspor (Bahçelievler İl Özel İdare) 27 Eylül Pazar: 15.00 Gebzespor-TKİ Tavşanlı Linyitspor (Gebze İlçe) 15.00 Türk Telekomspor-Sakaryaspor (Türk Telekom) 15.00 Körfez Belediyespor-Pendikspor (İzmit Alparslan Türkeş) 15.00 Güngören Belediyespor-Beykoz 1908 (Mimar Yahya Baş) 2. Grup 27 Eylül Pazar: 15.00 İstanbulspor-Eyüpspor (Bahçelievler İl Özel İdare) 15.00 Tepecikspor-Denizli Belediyespor (Tepecik Belediye) 15.00 Konya Şekerspor-Akhisar Belediyespor (Recep Konuk Spor Tesisleri) 15.00 Göztepe-Sarıyer (İzmir Alsancak) 20.30 Fethiyespor-Alanyaspor (Fethiye İlçe) 3. Grup 27 Eylül Pazar: 15.00 BUGSAŞ Spor-Etimesgut Şekerspor (Ankara OSTİM) 15.00 Karsspor-Tokatspor (Kars Şehir) 15.00 Erzurumspor-Ofspor (Erzincan 13 Şubat) 15.00 Trabzon Karadenizspor-Çorumspor (Sahil 2) 15.00 Pursaklarspor-Çankırı Belediyespor (Bağlum Belediye) 15.00 Kırşehirspor-Akçaabat Sebatspor (Kırşehir Ahi) 4. Grup 27 Eylül Pazar: 15.00 Şanlıurfaspor-Mardinspor (Şanlıurfa 11 Nisan) 15.00 Diyarbakır Büyükşehir Belediye DİSKİ Spor-Adıyamanspor (Seyrantepe DİSKİ Spor Tesisleri) 15.00 İskenderun Demir Çelikspor-Tarsus İdmanyurdu (İskenderun Temmuz) 20.30 Malatyaspor-Kahramanmaraşspor (Malatya İnönü) 20.30 Adana Demirspor-Elazığspor (Adana Ocak) TFF 3. LİG 1. Grup Yarın: 15.00 Küçükköyspor-Gaziosmanpaşaspor (Tepecik Belediye) 27 Eylül Pazar: 15.00 Alibeyköyspor-Çerkezköy Belediyespor (Alibeyköy) 15.00 İnegölspor-Bursa Nilüferspor (İnegöl İlçe) 15.00 Bandırmaspor-Lüleburgazspor (Bandırma 17 Eylül) 15.00 OYAK Renault-Bayrampaşaspor (OYAK Renault) 2. Grup 27 Eylül Pazar: 15.00 Tekirova Belediyespor-Nazilli Belediyespor (Dr. Fehmi Öncel) 15.00 Muğlaspor-Torbalıspor (Muğla Atatürk) 15.00 Ispartaspor-Keçiören (Isparta Atatürk) 15.00 İzmirspor-Afyonkarahisarspor (Buca İlçe) 3. Grup Yarın: 15.00 Kartal Belediyespor-İstanbul Maltepespor (Kartal İlçe) 15.00 Ankara Demirspor-Kırıkkalespor (Cebeci İnönü) 27 Eylül Pazar: 15.00 Beylerbeyi-Darıca Gençlerbirliği (Beylerbeyi 75. Yıl) 15.00 Keçiörengücü-Düzcespor (Ankara Aktepe) 15.00 Orhangazispor-Gölcükspor (Orhangazi İlçe) 4. Grup 27 Eylül Pazar: 15.00 Gümüşhanespor-Ünyespor (Gümüşhane Yenişehir) 15.00 Pazarspor-Bafra Belediyespor (Pazar İlçe) 15.00 Kastamonuspor-Yalıspor (Kastamonu Gazi) 15.00 Araklıspor-YİMPAŞ Yozgatspor (Of İlçe) 15.00 Sürmenespor-Bulancakspor (İsmet Gürbüz Civelek) 5. Grup Yarın: 15.00 Kırıkhanspor-Malatya Belediyespor (İskenderun Temmuz) 15.00 Diyarbakır Kayapınar Belediyespor-Şanlıurfa Belediyespor (Seyrantepe Nolu Saha) 27 Eylül Pazar: 15.00 Siirtspor-Batman Belediyespor (Siirt Atatürk) 15.00 Belediye Bingölspor-Hatayspor (Bingöl Şehir)
+
+
+
+ 583349
+ İdil'in hayatı büyük tehlikede
+ BEKİR HAZAR İdil'in hayatı büyük tehlikede Oktay Kaynarca ve Mehmet Akif Alakurt'un rol aldığı Adanalı'da, Adanalı ve ekibi Ortadoğu'nun en büyük kara para aklama çetesinin peşine düşmüştür. Maraz Ali'nin bulunduğu hapishaneden tahliye olan Sadri, İdil'i öldürmek için para alır. Bunu öğrenen Maraz Ali deliye döner. ATV TELEVİZYON
+
+
+
+ 583784
+ Mahkumlar domuz gribi jelinden alkollü içki yapınca...
+ Mahkumlar jelinden alkollü yapınca... ’de bir cezaevinde mahkumlar, domuz gribinin yayılmasını engellemek amacıyla kendilerine dağıtılan antibakteriyel jelden alkollü yaptı. Bazı mahkumlar yeni buluş sayesinde sarhoş olup rahatlarken, bazıları da zehirlenip hastanelik oldu. ’nin haberine göre, Portland’daki Verne domuz gribine karşı açılan savaşın kurbanı oldu. Hastalığa karşı alınan mücadele önlemleri çerçevesinde, cezaevinin çeşitli yerlerine antibakteriyel jel pompaları yerleştirildi. Ancak domuz gribine karşı başlatılan bu savaş bazı mahkumların sarhoş olmasıyla sonuçlandı. Cezaevi yönetimi tarafından yapılan açıklamaya göre, son günlerde bazı mahkumların koğuşlarda sarhoş halde dolaştıkları dikkat çekti. Ancak gerçeğin açığa çıkmasına neden olay, bir mahkumun zehirlenerek Royal Bournemouth Hastanesi’ne kaldırılması oldu. Doktorlar, mahkumun zehirlenmesi geçirdiğini tespit etti. Bunun üzerine yapılan araştırmada mahkumların, domuz griyle mücadele için verilen antibakteriyel jelden, kaynatıp damıtmak suretiyle alkol ürettikleri ve bu alkolü meyve suyu ve şekerle karıştırıp yumuşattıktan sonra içtikleri ortaya çıktı. Ortalıkta sarhoş mahkum görmek istemediklerini belirten cezaevi yönetimi antibakteriyel jel uygulamasını derhal durdurdu. BBC, antibakteriyel jellerin kaldırılması nedeniyle mahkumlarla yönetim arasında gerginlik meydana geldiği yolunda haberler bulunduğunu ancak bunun doğrulanamadığını bildirdi.
+
+
+
+ 583196
+ Trabzon fire vermek istemiyor
+ Kulüp Asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu, Sivasspor galibiyetinin ardından arzu etmedikleri sonuçlar aldıklarını belirterek, "Son haftada ise üst üste galibiyetler aldık. Gençlerbirliği maçını da kazanarak çıkışımızı sürdürmek istiyoruz." dedi. Önlerinde zorlu maçların bulunduğunu ifade eden Hacısalihoğlu, "Bu maçları da kazanarak zirvede yer almak amacındayız. Kadromuza güveniyoruz." şeklinde konuştu. Sportif Direktör Ünal Karaman ise son iki haftada aldıkları galibiyetlerin futbolcular arasında var olan özgüveni artırdığına dikkati çekti. Bu arada, Gineli oyuncu İbrahim Yattara'ya herhangi bir ceza verilmesinin yönetim kurulunun gündeminde olmadığı bildirildi. Ayrıca Trabzonspor'un deneyimli savunma oyuncusu Rigobert Song, Kamerun Milli Takımı'nın 10 Ekim 2009'da Yaounde'de Togo Milli Takımı'na karşı oynayacağı 2010 FIFA Dünya Kupası finalleri eleme maçı aday kadrosuna davet edildi. Song'un Ekim 2009 tarihinden itibaren milli takım kampına katılmasının istendiği bildirildi. Dün akşam basına kapalı yaptığı son çalışmanın ardından Başkente giden Bordo-Mavililerin morallerinin hayli yüksek olduğu gözlendi. MUHTEMEL KADROLAR GENÇLERBİRLİĞİ: Serdar, Aykut, İlhan, Radeljiç, Harbuzi, Cem, Burhan, Hurşit, Kahe, Mustafa, Bilal TRABZONSPOR: Sylva, Tayfun (Ceyhun), Giray, Egemen, Ferhat, Serkan, Selçuk, Colman, Gabriç, Umut, Gökhan STAT: Ankara 19 Mayıs HAKEM: Hüseyin Göçek SAAT: 20.00 YAYIN: Lig TV Gençlerbirliği, zirve ortaklığına odaklandı Gençlerbirliği Teknik Direktörü Thomas Doll, Trabzonspor maçını kazanıp zirveye ortak olmak istediklerini söyledi. Doll, ligin büyük takımından biriyle yapacakları maçın sonucunun nasıl biteceğini kendisinin de merak ettiğini belirterek, "Puan cetveline baktığımız zaman 4. ve 5. sırada yer alan takımların karşılaşması gibi bir görüntü ortaya çıkıyor. Biz de üst sıraları hedefleyen bir takımız. Bir yerde bu maç, zirveye ortak olma maçı olacak." açıklamasında bulundu.
+
+
+
+ 584737
+ "Hâlâ ciddi riskler var"
+ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, G20 Zirvesi kapsamında düzenlenen toplantıdaki ''Küresel Ekonomik Canlanma'' konulu konuşmasında finansal piyasaların önemli ölçüde istikrara kavuştuğunu ve reel sektörde toparlanma başladığını söyledi. Ancak krizin etkilerinin tam anlamıyla geçtiğini söylemenin mümkün olmadığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Küresel çapta toparlanma sinyalleri alınmakla birlikte önümüzde hala ciddi risklerin olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede banka bilançoları hala sağlıklı bir yapıya kavuşturulamamıştır. Bu durum, kredi kanallarındaki tıkanıklığın sürmesine neden olmaktadır. Başta enerji olmak üzere emtia fiyatları yükselişe geçmiş durumdadır. Yüksek enerji fiyatları ile enerji fiyatlarındaki aşırı dalgalanma kriz öncesi dönemde ortaya çıkan dengesizliklerin önemli nedenlerinden biri olmuştur.'' Enerji fiyatları ve kriz Erdoğan, Enerji fiyatlarının kriz öncesi sevilerine dönmesi ya da aşırı dalgalanma göstermesi hali hazırda devam etmekte olan küresel dengesizliklerin giderilmesi sürecinin sekteye uğratacağına dikkati çekti. Kriz öncesi dönemdeki yüksek emtia fiyatlarında piyasadaki spekülatif hareketlerin ne kadar rolü olduğu konusunun hala tartışıldığını anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Bu çerçevede emtia piyasalarının adil ve şeffaf bir şekilde çalışmasını sağlayacak taahhütleri ve düzenleme önerilerini destekliyoruz. Bir diğer risk de ekonomik toparlanmanın dünyanın farklı bölgelerinde dengesiz bir şekilde yaşanmasıdır. Küresel ekonomik toparlanmanın öncülüğünü Asya yapıyor'' diye konuştu. Batı Avrupa bankalarının sorunları Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Avrupa'da iç talep ve büyümenin yukarı çekilmesi sağlam ve dengeli bir küresel büyüme için önem arz ediyor. Bu çerçevede Batı Avrupa bankalarının sorunlarının hızlı bir şekilde çözülmesi ve Avrupa bölgesinin küresel toparlanmaya katkısının artırılması büyük önem taşıyor. Küresel toparlanmaya yöneliş bu riskler göz önüne alındığında açıklanmış olan ve yürütülmekte olan paketlerin etkin ve kararlı bir şekilde uygulanmasına devam edilmesi gerektiği açıktır. Krizin tam anlamıyla sona erdiği anlaşılmadan ülkelerin almış oldukları olağanüstü önlemleri terk etmeleri doğru olmayacaktır, ancak uzun dönemli fiyat istikrarının, finansal istikrarın ve mali sürdürülebilirliğin korunması bakımından çıkış stratejilerinin planlanmasında gecikilmemesi gerektiğini belirtmekte fayda görüyorum. Çıkış stratejilerimiz küresel düzeyde işbirliği halinde gerçekleştirilmelidir. G-20 bu konuda aktif bir şekilde çalışmaya devam etmeli ve IMF, Dünya Bankası finansal istikrar kurumu stratejilerin eşgüdümüne katkı sağlamalıdır.'' Kamu açığı ve borç yükü Başbakan Erdoğan, küresel toparlanma izleyen yıllarda devam etse bile işsizlik oranlarının yüksek seviyelerini korumasının beklendiğine dikkati çekerek, ''Dolayısıyla işsizlikle mücadele alanında orta, uzun vadeli girişimlere de ihtiyaç duyulacaktır'' dedi. Küresel krize bağlı olarak ekonomide yaşanan daralmanın kamu mali dengeleri olumsu etkilediğine işaret eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''2009 yılında kamu açığı ve borç yükü artmıştır. Bu yıl itibariyle yüzde 6,5 civarına yükselecek olan bütçe açığının milli gelire oranını orta vadeli programımızda kademeli bir biçimde azaltarak 2012 yılında yüzde civarına düşürmeyi hedefliyoruz. Kamu açığında sağlayacağımız düşüşle beraber kamu borç stokunun milli gelire oranı 2011 yılında istikrara kavuşturulacak 2012 yılından itibaren ise azalmaya başlayacaktır. Programımız kapsamında ayrıca mali dengelerdeki iyileşmeyi kalıcı kılacak bir çok yapısal reform yer almaktadır. Bu reformalardan birisi de mali kural uygulamasına geçiştir. 2011 yılı bütçe döneminden itibaren Türkiye'de kamu mali yönetimini önceden belirlenmiş ve kamuoyuna açıklanmış mali kural çerçevesinde yürütmeyi hedeflemekteyiz. Özelleştirme uygulamalarına devam edilmesi, iş gücü piyasasının esnekliğinin artırılması iş gücü eğitim programlarının güçlendirilmesi, aktif iş gücü programlarına ağırlık verilmesi ve İstanbul Finans Merkezi Projesi'nin hayata geçirilmesinin Orta Vadeli Programımız'daki önemli düzenlemeler, yapısal düzenlemeler arasında yer alıyor.'' Orta vadeli ekonomik program Erdoğan, Orta Vadeli Ekonomik Program'ın Türkiye'nin küresel krizin etkilerinden çıkış sürecine ilişkin gerçekçi bir perspektif ortaya koyduğunu ve öngörülebilirliği artırdığına ifade ederek, ''Programımızla ortaya konulan çerçeve piyasalarda güveni artırmış ve Türkiye'nin kredi notu görünümüne olumlu olarak yansımıştır'' dedi. Başbakan Erdoğan, bu oturum vesilesiyle bildirge ekinde yer alacak güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme çerçevesine ilişkin değerlendirmelerini, çok kısa olarak paylaşmak istediğini belirterek, sözlerine şunları ekledi: ''G-20 ülkeleri olarak sürdürülebilir ve dengeli bir küresel büyüme için aramızdaki işbirliğini artırması gerektiğini düşünüyorum. Bu çerçevede G-20 ülkeleri bakanlarının ekonomi politikalarına ilişkin düzenli istişare yürütmesini ve IMF'nin bu sürece destek sağlaması önerisini destekliyorum, ancak, ülkelerin zaman içinde uyguladığı politikaların ve alması gereken tedbirlerin kendi sosyo ekonomik ve politik şartlarına göre, farklılık arz edebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla çerçeve kapsamında belirlenecek ilkeler genel hedefleri ortaya koymalı ve politika yapıcıları kısıtlayıcı bir nitelik taşımamalıdır. Sürdürülebilir büyüme çerçevesinin başarısı tüm G-20 ülkelerinin kabul edebilecekleri ve samimiyetle uygulayabilecekleri bir yapının oluşturulmasına bağlıdır. Bu çerçevede tüm hususlar etraflıca tartışıldıktan ve ülkelerin gönül rahatlığı ile kabul edeceği ilkeler belirlendikten sonra kamuoyuna bir açıklama yapmanın doğru olacağı kanaatindeyim. '' 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 583987
+ Marmaris'te yat yangını
+ Muğla'nın Marmaris ilçesinde bir yatta çıkan yangın kontrol altına alındı. İtfaiye ekipleri, yattaki yakıtın çevreye yayılmasını önlemek için önlem aldı. Marmaris'in Yalancıboğaz mevkisinde Osman Karadeniz'e ait 50 metre uzunluğundaki Marmaris Limanı'na kayıtlı ''Prenses Zeynep'' adlı ahşap yatta, henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangın, Marmaris Orman İşletme Müdürlüğü ekiplerinin helikopterle havadan ve sahil güvenlik ekiplerinin denizden yoğun müdahalesi ile kontrol altına alındı. Ekipler, yangının bölgedeki ormanlık alana ve marinaya sıçramasını ise güçlükle önledi. YÜZEREK KARAYA ÇIKTILAR Yalancıboğaz mevkisindeki Cennet Adası, yakınlarında demirli bulunan ahşap yatta başlayan yangının ardından yatın halatlarının koptuğu ve denizde sürüklenen yatta görevli kişinin yüzerek karaya çıktığı bildirildi. Bu arada, yakıt deposunun tamamen dolu olduğu öğrenilen yatta patlama ihtimali nedeniyle, yangın söndürme helikopteri yangına belirli bir mesafeden müdahale edebildi. Yangının kontrol altına alınmasının ardından Marmaris Belediyesi itfaiye ekipleri, yattaki yakıtın çevreye yayılmasını önlemek için önlem aldı. Marmaris Liman Başkanlığı'nın ise olayla ilgili inceleme başlattığı öğrenildi.
+
+
+
+ 584528
+ Baykal: "Kime neyi hazmettiriyorsunuz"
+ Haber Özeti Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın New York'ta söylediği "Açılım hazmettire hazmettire sürecek" sözlerine CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Denizli'de yanıt verdi. "Siz kime, neyi hazmettiriyorsunuz" diyen Baykal, "Millet sizi hazmettirmek için diye değil, hizmet için oraya getirdi" diye konuştu. Baykal ünlü aktör Kevin Costner'ın açılıma destek vermesini de eleştirdi.
+
+
+
+ 582907
+ PFDK, hakemlere verdiği cezalarını onadı
+ Kurulun bugün yaptığı toplantıda, hakem Vedat Yüksel ile ilgili PFDK'nın 11 Ağustos tarihinde verdiği kararın incelendiği belirtilerek, bu kurul tarafından Vedat Yüksel'e sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle verilen hak mahrumiyeti cezasının, 45 gün hak mahrumiyeti cezası biçiminde değiştirilerek oybirliğiyle onanmasına karar verildi. Kurul ayrıca, bir diğer hakem Bülent Demirlek ile ilgili PFDK'nın aynı tarihli kararını inceledi. Yapılan inceleme doğrultusunda, PFDK tarafından Bülent Demirlek'e sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle verilen hak mahrumiyeti cezasının, 30 gün hak mahrumiyeti cezası biçiminde değiştirilerek oybirliğiyle onadı. Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) maç vermediği hakemler Vedat Yüksel ve Bülent Demirlek, geçen aylarda MHK'nin Silivri'de yaptığı toplantıya katılmış ve tepkilerini göstermişlerdi.
+
+
+
+ 583283
+ TÜSİAD'dan Başbakan'a mektup var
+ İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ TÜSİAD'dan Başbakan'a mektup var Yalçındağ, Başbakan Erdoğan'a mektupla ekonomiye yönelik konular ve bunların Türkiye'ye yansımaları üzerine görüşlerini iletti EKONOMİ SERVİSİ Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, G-20 Zirvesi öncesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a küresel ekonomiye ilişkin görüşlerini konu alan bir mektup gönderdi. Yalçındağ zirve öncesi, Başbakan Erdoğan'a ekonomiye yönelik kilit konular ve bu konuların Türkiye'ye yansımaları üzerine görüşlerini iletti. Mektupta, ekonomiyi yapılandırma teşebbüslerine ve finansal piyasaya yönelik reformlara devam edilmesi gerektiği belirtildi. Yalçındağ, bankacılık sektöründe de konjonktürel dalgalanmaları engelleyecek geleceğe dönük ihtiyatlı kuralların tesis edilmesi yönündeki beklentisini dile getirdi. REKABETİ BOZMAYACAK KURALLAR Yalçındağ, ekonomiyi istikrara kavuşturmak için yapılan hükümet müdahalelerine de değindi. Müdahalelerin olumlu etkilerinin yanısıra, adil rekabet üzerinde olumsuz etki yapma ihtimalini barındırdığını da belirten Yalçındağ, G-20'nin, devlet yardımlarının ülkeler arasında adil rekabeti bozmayacak kurallar geliştirmesi gerektiğini savundu. Yalçındağ ayrıca, G-20'nin, teşvik politikalarının içerebileceği korumacılığa karşı daha kararlı bir tutum benimsemesinin yararlı olacağını ifade etti. 25.09.2009 EKONOMİ
+
+
+
+ 583378
+ Yıldızınız bugün ne söylüyor? H2
+ Türkiye'nin En Büy��k İnternet Gazetesi Yıldızınız bugün ne söylüyor? H2
+
+
+
+ 583985
+ Konut ve ev alacaklar beklemeli mi?
+ Ercan Baysal'ın haberi Özellikle bir yıl vadenin altındaki konut kredisinde faizlerin yüzde 1'in altına inmesiyle vatandaşın beklentisinin arttığını kaydeden Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Dr. Şahap Kavcıoğlu, yeni indirim dalgasının ekim ayında başlayacağını öngörüyor. Kavcıoğlu, "Merkez Bankası'nın faizleri yüzde 7,25'e indirmesinin ardından bankalar arasında yeni bir yarış daha başlayacaktır. Tüketici faizlerinde yılın sonuna doğru bir indirim dalgası daha olabilir. Bu da ekimin ilk haftasından başlamak üzere faizlerin maliyetinde bir miktar daha düşüş olmasını sağlar." dedi. Reel sektör ile bankalar arasındaki kredi tartışması devam ederken, veriler KOBİ'lerin sermayesiz bırakıldığını ortaya koydu. Eylül 2008 ile Haziran 2009 dönemleri arasında sektördeki toplam krediler milyar lira artarken, KOBİ'lere aktarılan kaynak milyar lira azaldı. KOBİ sayısı ise milyon 619 binden milyon 602 bine geriledi. Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Kavcıoğlu, KOBİ kredilerinde sektörde gözle görülür bir yavaşlama meydana geldiğine dikkat çekerek, "Halkbank'ta ise tersi bir durum yaşanıyor. Dokuz aylık dönemde firmalara sağlanan kredi pazarı yüzde 10 daralırken, bizde yüzde 10,5'lik artış meydana geldi. Destek tam gaz devam ediyor." şeklinde konuştu. Özellikle Ramazan ayının çok hareketli geçtiğini dile getiren Kavcıoğlu, faizlerdeki düşüş ve iftar saatinin geç olmasıyla birlikte hem işletmelerin hem de banka şubelerinin tam kapasite ile çalıştığını söyledi. Halkbank'ın toplam kredileri Eylül 2008 ile Haziran 2009 dönemleri arasında 24,3 milyar liradan 28,5 milyar TL'ye yükseldi. Sektördeki KOBİ kredilerinin toplam krediler içerisindeki payı aynı dönemde yüzde 26,4'ten 21,5'e gerilerken, Halkbank'ın KOBİ kredilerinde sektördeki payı yüzde 10,7'den 14'e yükseldi. Yine aynı dönemde sektörde toplam kredilerde yaklaşık milyar liralık bir artış olurken bunun 4,1 milyar lirasını Halkbank gerçekleştirdi. Genel Müdür Yardımcısı Kavcıoğlu'na göre bu veriler banka olarak her zaman reel sektörün yanında yer aldıklarının delili. Banka kaynaklarının yanı sıra yurtdışından sağlanan fonları KOBİ'lere kullandırarak uzun vade ve ödemesiz dönem fırsatı sunduklarını dile getiren Kavcıoğlu, KOBİ'lerin yatırım projeleri ve işletme sermayesi ihtiyaçlarını finanse etmeyi amaçladıklarını söyledi. Bugüne kadar bin firmaya 500 milyon Euro yurtdışı kaynaklı yatırım kredisi kullandırıldığı bilgisini veren Kavcıoğlu, bu yıl sonuna kadar 380 milyon Euro ve 150 milyon dolarlık yurtdışı kaynak geleceğini açıkladı. Geçen yıl sonunda TOBB ile yapılan protokoller sonrasında 25 ticaret ve sanayi odası ile anlaşma yaptıklarını bildiren Kavcıoğlu, "Oda ve borsalar kendi kaynaklarından bankamıza bu kapsamda 500 milyon TL kaynak aktardı. Bu kaynakla birlikte ticaret ve sanayi odası üyelerine bankamız tarafından kullanılmak üzere toplam 3,5 milyar TL'lik kaynak ayrıldı. Bu kaynak toplam 11 bin 873 firmaya kullandırıldı. Firmalardan yaklaşık beş bini bankamızla ilk kez çalışmaya başlayan müşterilerden oluşuyor." diye konuştu. Halk Bankası'nca esnaf ve sanatkârlara kullandırılan kooperatif kredileri faizinin yüzde 50'si Hazine tarafından sübvanse ediliyor. Ayrıca, imalat ve bakım onarım alanında faaliyet gösteren KOBİ'lere kredi kullandırımlarında yüzde BSMV muafiyeti sadece Halkbank tarafından uygulanıyor. Eylül itibarıyla KOBİ kredilerinde faizi yüzde 16'ya indirdiklerini aktaran Kavcıoğlu, esnaf kredilerinin faizinin ise yüzde 8'e gerilediğine dikkat çekti. Kavcıoğlu'na göre bu oranlar son 40 yılın en düşük faizleri. Özellikle ticaret ve sanayi odaları üyelerine kullandırılan kredilerin geri dönüşünde herhangi bir sorun yaşanmadığını vurgulayan Kavcıoğlu, "Aslında biz krizin etkisiyle bir miktar sorun yaşanacağını bekledik. Hatta 'sıkı takip edelim' dedik. Ancak herhangi bir sorun çıkmadı." dedi. Bankacılık sektörünün hizmet verdiği KOBİ sayısı milyon 577 bin iken bunun 582 bini Halkbank müşterisi. Geçen yıl kredi hacminde yüzde 40 artış hedefiyle yola çıkan Halkbank'ın aktif büyüklüğü Haziran 2009 sonu itibarıyla yüzde artışla 55,7 milyar liraya ulaştı. Toplam krediler ise geçen yılın sonuna göre yüzde 10,2 artış gösterdi. Çek ve senedin yerini 'Esnafkart' alacak Tarım sektörüne kullandırdıkları kredi miktarının arttığını belirten Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Kavcıoğlu, 'Mahsul Kart' ile tarımsal üreticilerinin tohum, zirai ilaç ve akaryakıt gibi her türlü nakit ihtiyaçlarının karşılandığını söyledi. KOBİ ve küçük esnafa yönelik 'KOBİkart' ve 'Esnafkart' projelerinden bahseden Kavcıoğlu, "Bu kartlar sayesinde hem küçük ve orta büyüklükteki işletmelerimiz hem de küçük esnafın nakit sıkıntısına çözüm bulacağız. Firmaların mal alımlarında çek-senet kullanma dönemi artık bitiyor. Bizimle anlaşmalı işletmelere giderek daha rahat mal alma imkânına kavuşacaklar." dedi Zaman 2009-09-25 12:24:56 Tamamen ortadan kalkmadıkça ekonomik sıkıntılar her zaman var olacaktır!!! çotanak 2009-09-25 10:55:15 Sadece söylemlerde olan bu uygulama vatandaşın umudunu iyice kırdı. Serbest piyasa ekonomisi hep vatandaşın aleyhine mi işler, lehine hiç bir karar olmazmı. MB Kredi kartlarındaki en yüksek ve en düşük faiz oranlarını açıklıyor, açıkladığı faiz oranlar kendisinin beklediği yıllık enflasyonun yarısı. Gerçekten vatandaş hasabını bilmiyor da devletimizi idare edenler acaba hesap biliyorlarmı. ??? Kredilerin üzerinde yapılacak olan gerçek indirimler reel sektörü ve sade vatandaşlarımızı rahatlatacaktır. Mehmet Yılmaz
+
+
+
+ 583623
+ Yoğurt deyip geçmeyin
+ Aynes Genel Müdür Yardımcısı Orhan Durak, yoğurtun zararlı bakterilerin üremesini durdurarak bağırsakların düzenli olarak çalışmasını sağladiğini belirterek diğer faydalarını söyle sıraladı: Sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasına etkisi bulunmaktadır, mide rahatsızlıklarını önler. Şeker hastaları için yararlı bir besindir, kan şekerini düzenleyici etkisi bulunmaktadır. Kaymağı alınmış ve mutlaka ekşimemiş yoğurt tercih edilmelidir. Bağırsak düzensizliklerinin giderilmesine, özellikle çocuk ve yetişkinlerde karşılaşılan ishallerin tedavisine yardımcı olur. Bağırsaklarda bulunan tehlikeli ve zararlı mikropların çoğalmalarına ve hatta yaşamalarına engel olur. Kanser riskini azaltır, özellikle kolon kanserine karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır.Vücuttaki kolesterol miktarının azalmasına yardımcı olur, LDL kolesterolü azaltır. Kandaki asit baz dengesini sağlıklı hale getirir. Süt ve süt ürünlerini tükettikten sonra laktoz intolerans nedeniyle bağırsaklarda gaz problemi yaşayan kişilerde laktozun parçalanması nedeniyle gaz oluşumunu azaltır. Bağırsakları temizlediği, zararlı bakterileri önleyerek ishal oluşumunu engellediği için gıda zehirlenmelerine karşı koruyucudur. Bağırsaklarda vitaminlerinin bolca üretilmesini sağlar. Rahatlatıcı etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle iyi ve rahat bir uyku için idealdir. Kalsiyumun daha fazla emilmesini ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini sağlamaktadır. Antibiyotik kullananlar, ilacın etkisiyle zarar görebilecek yararlı bakterilerin korunması amacıyla yoğurt yemelidirler. Midesi çok duyarlı olanlar ile oniki parmak bağırsağı ülseri olanlara dokunabilir. Bu durumda dikkatli tüketilmelidir. "Nefes kokusunu gideriyor" Japonya'da yapılan ve sonuçları İngiltere'de yayımlanan araştırmaların, şekersiz yoğurdun nefes kokusunu giderdiği, diş taşı ve diş eti iltihaplarını doğal yollardan önlediğini ortaya koyduğunu ifade eden Durak şöyle devam etti: "Araştırma kapsamında hafta boyunca günde bir porsiyon yoğurt yiyenlerin yüzde 80'inde nefes kokusuna yol açan hidrojen sülfit düzeyinin düştüğü belirlenmiştir." 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 583587
+ Azgın Dede sendromu
+ Azgın Dede sendromuAntikacı Zeynep Nevra Hetman, Yargıcı mağazasının sahibi sevgilisi Hüseyin Fuat Yargıcı'dan şikâyetçi oldu: "İlişkiye girmek istedi. Reddettim. Diziyle sırtıma bastırıp ilişkiye zorladı. Direnince dövdü" 46 yaşındaki Zeynep Nevra Hetman, 11 yıldır aşk yaşadığı, Yargıcı mağazasının sahibi 83 yaşındaki Hüseyin Fuat Yargıcı’yı aşırı seks düşkünü olduğu ve ilişkiye girmediği için kendisini dövdüğünü söyleyerek jandarmaya şikâyet etti. GAZETE HABERTÜRK-HT MAGAZİN-UĞUR SOYSAL'IN ÖZEL HABERİ SOSYETE bu haberi konuşacak! 55 yıllık eşi Ester Yargıcı’yla 20 yıldır ayrı yaşayan, Yargıcı mağazasının sahibi 83 yaşındaki Hüseyin Fuat Yargıcı’nın, bir dönem Çukurcuma’da antikacılık yapan 46 yaşındaki Zeynep Nevra Hetman’la ilişkisi, ikili karakolluk olunca gün yüzüne çıktı. Hetman, geçen ay Göltürkbükü Jandarma Karakolu’na giderek 11 yıldır aşk yaşadığı Yargıcı hakkında şikâyet dilekçesi verdi. DİZİYLE SIRTIMA BASTIRIP DÖVDÜ ZEYNEP Nevra Hetman, 27 Ağustos’ta Gümüşlük’te balık yediklerini, sabaha karşı 03.00’da eve geldiklerini belirterek, sarhoş olan Fuat Yargıcı’nın kendisiyle zorla birlikte olmak istediğini söyledi. Annesinin bir alt katta ve hasta olduğunu belirterek Yargıcı’nın isteğini reddettiğini anlatan Hetman şöyle devam etti: “Fuat Bey, diziyle sırtıma bastırıp zorla ilişkiye girmeye çalıştı. Direnince de beni dövdü.” ADALET YERİNİ BULSUN İSTİYORUM HÜSEYİN Fuat Yargıcı’nın elinden kurtulup alt kattaki annesi ve annesinin hemşiresinin yanına gittiğini anlatan Zeynep Hanım, Habertürk Magazin’e konuştu: “Bu ilişkiden Fuat Yargıcı’nın çocuklarının da haberi var. Bodrum’a geldiklerinde benim evime uğrarlar. Bu süre zarfın da birçok kez şiddete maruz kaldım. Fuat Yargıcı aşırı seks düşkünü biri. Adaletin yerini bulmasını istiyorum.”
+
+
+
+ 583164
+ Alsancak çöplüğe döndü
+ çöplüğe döndüMUSTAFA OĞUZ İZMİR DHA İLKER KILIÇASLAN DHA DENİZLİ DHA güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda ’ta Şehitler Caddesi’yle Liman Caddesi arasındaki boş arsalar adeta çöplüğe döndü. Umurbey Mahallesi 1510 Sokak, bu çirkinliğin yaşandığı en çarpıcı yerlerin başında geliyor. Ortalık, yakılıp kaderine terk edilmiş araç, otomobil lastiği ve inşaat molozu kaynıyor. Çevre sakinleri bu görüntüye isyan ediyor, şöyle diyor: “Burası kentin önemli noktalarından. ’e gelenleri bu manzara karşılıyor. ’nin incisine hiç yakışmıyor. Bir an önce temizlenmeli. Kenti çöplüğe çevirenlerler de mutlaka cezalandırılmalı.” Engellilere, akülü İl Özel İdaresi, merkez ilçenin Karaoğlanlı köyünde yaşayan bedensel Sadullah Rüstemoğlu (75) ve Bekir ’a (55) akülü tekerlekli sandalye aldı. İl Genel Meclisi Başkanı Dursun Ali Yıldız, her biri bin TL’ye alınan tekerlekli sandalyeleri, engellilerin tek tek evlerine giderek teslim etti. AKP’li Üye İbrahim Onaylı da kullanımı konusunda bilgiler verdi. Bir nebze olsun özgürlüklerine kavuşan engelliler, büyük sevinç yaşadı. 33 engellinin de önümüzdeki günlerde sevindirileceği kaydedildi. Daha önce de 40 engelliye de akülü tekerlekli sandalye dağıtılmıştı. Evi yanan aileye sevgi eli uzandı DENİZLİ Dokuz Kavaklar Mahallesi’ndeki mevsimlik işçi Cüneyt Tanırgan’ın evinde arife günü çıktı. Elektrik kontağından çıktığı tesbit edilen yangında Tanırgan Ailesi’nin tüm eşyaları kül oldu. Mağdur aileye, Denizli Belediyesi’nin bugünler için oluşturduğu yardım ekibi ‘Sevgi Eli’ sahip çıktı. Başkan Nihat Zeybekci’nin eşi Ayşen Zeybekci de ekibe katıldı. İki minibüs dolusu eşyayla Tanırgan Ailesi’nin evine gidildi. Evdeki tüm eşyalar yenilendi. Bayramlıkları yanan ailenin iki çocuğuna da yeni giysiler alındı.
+
+
+
+ 583159
+ Manisa’nın yıllık yol haritası çizildi
+ ’nın yıllık yol haritası çizildiİLKER KILIÇASLAN DHA güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda İl Özel İdaresi tarafından, kentin 2009-2013 yıllarını kapsayan kurumsal stratejik planı taslağı hazırlandı. Taslakta, ’nın önümüzdeki beş senelik süreçte nüfus hareketlerinin nasıl olacağı, hangi alanlarda sanayinin gelişeceği, kültürel-sosyal alanlarda neler yapılabileceği gibi konular yer alıyor. İl Genel Meclisi Başkanı Dursun Ali Yıldız, hazırlanan taslağın üyelere dağıtıldığını, gelecek ayki toplantıda kapsamlı şekilde tartışılacağını söyledi. Yıldız, “Hazırlanan plan Manisa’nın geleceğine yönelik bir bakış. Kentin beş yıllık süreçte sanayide mi yoksa tarımda mı ilerleyebileceğini göreceğiz. Hangisi geliştirilirse Manisa’nın daha iyi bir şehir olabileceğini hep birlikte tartışacağız” dedi. Taslakta en dikkat çekici noktanın, Manisa’nın nüfus artışı olduğunu belirten Dursun Ali Yıldız, “Son nüfus sayımında merkez nüfusu 332 bin 346, il geneli ise milyon 319 bin 920 kişi olarak saptanmıştı. Önümüzdeki beş yılda şehir nüfusunun 500 bine yükselmesi bekleniyor. Bu nedenle stratejik planlama bizim için çok önemli” diye konuştu.
+
+
+
+ 584206
+ TÜSİAD YİK Ekim'de toplanıyor
+ TÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Sabancı Center'da yapılacak olan 2009 yılının ikinci YİK toplantısının açılış konuşmaları TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ tarafından gerçekleştirilecek. Açılış konuşmalarının ardından basına kapalı olarak gerçekleştirilecek bölümde, TÜSİAD üyeleriyle görüş alışverişinde bulunulacak. Toplantı öncesinde ise, 30 Eylül 2009 Çarşamba akşamı Rahmi Koç Müzesi'nde TÜSİAD üyelerinin yanı sıra hükümet üyeleri, kanaat önderleri ve akademisyenlerin katılımıyla YİK kokteyli yapılacak.
+
+
+
+ 583183
+ Güreşi,cesur kararlar ve gençler ayaklandırır
+ Danimarka'nın Herning kentinde yapılan Dünya Güreş Şampiyonası'nı takip eden Hamza Yerlikaya, Türk güreşinin 1990 ile 2008 yılları arasında büyük başarılara imza attığını belirterek, "Bizim de takıma girdiğimiz yıllarda Türkiye'ye her türlü başarıyı yaşattık. Türk güreşi en iyi dönemlerini yaşadı. Bizim jenerasyon artık görevini tamamladı. Şimdi genç ve dinamik bir milli takım var. Özellikle serbestte genç isimlerin madalya alması ilerisi için umut verici. Federasyonun takımı gençleştirmesi ve yenilemesi son derece olumlu ve yapılması gereken bir olay. Bu cesur karar Türk güreşini ayağa kaldıracak. Sabredip bu sporcularımızdan 2012'de madalya beklememiz gerekiyor." diye konuştu. Dünya, Avrupa ve olimpiyat şampiyonu, Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya, 2011 Dünya Güreş Şampiyonası'nın İstanbul'da yapılacak olmasından dolayı mutluluğunu dile getirirken, "Bu şampiyonada ben de güreşmek ve kendi ülkemde dünya şampiyonluğu sevincini yaşamak isterdim." dedi. Yerlikaya, "Kendi ülkemde madalya kazanamamanın burukluğunu yaşıyorum. Türkiye'de bugüne kadar hiç grekoromende dünya şampiyonası yapılmadı. 2011 yılında İstanbul'a alınan şampiyonada takımda olan arkadaşlarımız madalya kazanacaklardır." yorumunu yaptı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sporu çok sevdiğini her fırsatta dile getiren Yerlikaya, 2011'in İstanbul'a alınmasında Erdoğan'ın büyük katkısı ve desteği olduğunu belirtti. BAŞBAKAN'IMIZ MADDİ MANEVİ DESTEKÇİMİZ Öncelikle Güreş Federasyonu Başkanı Osman Aşkın Bak ile birlikte, 2011 Dünya Şampiyonası'nın organizasyonuna talip olma konusundaki düşüncelerini Başbakan Erdoğan'a açtıklarını anlatan Yerlikaya, "Başbakan'ımız düşüncemizi çok beğendi. Maddi ve manevi her türlü desteği vermeye hazır olduğunu belirterek, organizasyonun alınması için ne yapılması gerekiyorsa yerine getirilmesini istedi. İstanbul'a gelecek konukların en iyi şekilde ağırlanacağını, güvenliklerinin sağlanacağını ve organizasyonun en mükemmel şekilde yapılması için destek vereceklerini bildirdi. Bunun üzerine biz de FILA Başkanı Raphael Martinetti ve diğer yöneticilere Ankara'da bir yemek verdik. Orada 2011 Dünya Şampiyonası'na resmen talip olduk. Başbakan'ımızın selamını da ilettiğimiz FILA yönetimi, arkamızdaki hükümet desteğini de hissedince organizasyonu Türkiye'ye verdi." diye konuştu. Hamza Yerlikaya, Türk sporunun yıllardır gözardı edilen sorunlarının Başbakan Erdoğan'ın ilgisiyle çözüme kavuşturulduğunu dile getirdi ve "Sporcu bir başbakanın Türkiye için büyük bir şans olduğunu ve bu şansın iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum." şeklinde sözlerini tamamladı.
+
+
+
+ 584344
+ İlköğretim öğrencisi gelecekteki mesleğini afişlerden seçecek
+ İlköğretim öğrencisi gelecekteki mesleğini afişlerden seçecekANKA İlköğretimde ailelerin mesleki rehberlik konusunda bilinçlendirilmeleri, öğrencilerin, anne-babaların ve öğretmenlerin mesleki rehberlikle ilgili olarak farkındalıklarının artırılması amacı ile okullara dağıtılmak üzere çeşit broşür, çeşit afiş hazırlandı. Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı Mesleğe Yöneltme, Bilgilendirme ve Rehberlik Şubesi tarafından hazırlanan broşürlerin ilki "Mesleklerini Seçerken Size İhtiyaçları Var!" ilköğretim okulu ikinci kademe öğrencilerinin velilerine dağıtılacak. Bu broşürle, anne-babaların çocuklarını daha yakından tanımalarının önemi vurgulanacak ve çocuklarına meslek seçme sürecinde nasıl davranmaları gerektiği gösterilerek doğru ve yanlış davranışların neler olduğunun farkına varmaları sağlanacak. İlköğretim okulu rehberlik öğretmenlerine yönelik olarak hazırlanan "Meslekler Denizinde Rüzgarım Sen Ol, Öğretmenim" adlı broşür, mesleki rehberlik ile ilgili küçük hatırlatıcı notlar barındırıyor ve öğretmenlerin her zaman elinde bulunması gereken küçük bir kitapçık şeklinde bulunuyor. İlköğretim okulu ikinci kademe öğrencileri için hazırlanan "Kendini Tanıyor musun?" adlı broşürde, bireyin kendini tanıması gerekliliğinin üzerinde duruluyor. Öğrencilere kendine en uygun mesleği seçer fikri aşılanmaya çalışılacak. "Hangi Okulda Okumak İstediğe Karar Verdin mi?" adlı broşür ise, yine ilköğretim okulu ikinci kademe öğrencileri için hazırlandı. Genel ile mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarını tanıtıcı olan bu broşür, öğrencilerin okumak istedikleri okulları daha iyi tanıyabilmelerine olanak veriyor. Broşürlerin Ekim ayında dağıtılması planlanıyor.
+
+
+
+ 584050
+ Kuveyt Türk, şubeden sertifikalı gram altın satışına başladı
+ şubeden sertifikalı gram altın satışına başladı şubelerinden sertifikalı fiziki altın alım satımına başladı. Kuveyt Türk’ten yapılan yazılı açıklamada, bu gelişmeyle Kuveyt Türk müşterisi olsun olmasın isteyen herkese tüm şubelerden sertifikalı gram altın alım satım imkanı tanındığı, ayrıca bu hizmeti piyasada satılan sertifikalı gram altınlardan çok daha uygun fiyata Altın Rafinerisi güvencesiyle sunduğu belirtildi. 1, 2,5, 5, 10, 20, 50 ve 100 gram seçenekleriyle satışa sunulan sertifikalı gram altınlar, fiziki altın yatırımlarına alternatif sağlayacak. Aynı zamanda Kuveyt Türk gram altınlarıyla yapılan yatırımlarda daha az işçilik maliyeti ödenirken, piyasada satılan gram altınlarda uygulanan geniş marj uygulanmadığından zarara uğrama gibi bir durumda söz konusu olmayacak. Kuveyt Türk’ten 24 ayar saf fiziki altın alım satım işlemleri herhangi bir hesaba ihtiyaç duyulmadan da gerçekleştirilebileceği gibi şubedeki TL, USD ve Altın hesabından da kolayca gerçekleştirebilecek. Ayrıca satın alınan fiziki altınlar kuyumcularda da istenildiği zaman bozdurabilme özelliğine sahip olacak. Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Öte yandan kuyumcular aracılığıyla İAR gram altınlarına dönüştürülen takılık altınlarda, Kuveyt Türk’te açılan Altın Depo veya Altına Altın Katılma hesaplarında muhafaza edilip kar payı kazanma şansına sahip olunur. AltınÇek, Altın Depo, Altın Destek ve Altına Altın Katılma Hesabı gibi yenilikçi ürünleriyle Altın Bankacılığında öncülüğünü kanıtlayan Kuveyt Türk, son ürünü Gram Altınla, şubeden altın alım-satım işlemine başlayarak müşterilerine daha ucuz ve garantili altın almanın yanı sıra fiziki altın yatırımlarına da bir alternatif getirmektedir.”
+
+
+
+ 584685
+ Darbe iddiaları TSK'ya sorulacak
+ İkinci "" davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in, "2000-2009 yılları arasında darbe girişimi olup olmadığı Başkanlığı'na sorulsun" talebini kabul etti. Mahkeme, 2. iddianamede geçen "Sarıkız, Yakamoz, Ayışığı ve Eldiven" kod adlı darbe planlarına ilişkin TSK'da bilgi ve belge varsa istenmesine karar verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasında, mahkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese, verilen aranın ardından alınan kararları açıkladı. Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Tuncay Özkan'ın talebi doğrultusunda, Başkanlığı'na yazı yazılmasını kararlaştırarak, 2000-2009 yılları arasında TSK içerisinde askeri darbeye teşebbüs amacıyla bir örgütlenme olup olmadığı konusunda inceleme, soruşturma yapılıp yapılmadığının tespiti ile, var ise her türlü istihbarat, bilgi, belge ve diğer evrakın onaylı suretlerinin gönderilmesinin istenmesini karara bağladı. Mahkeme, yine Başkanlığı'na yazı yazılarak, iddianamede belirtilen "Sarıkız- Işığı, Eldiven ve Yakamoz" adlı darbe senaryolarıyla ilgili mevcut olduğu takdirde her türlü bilgi ve belgenin gönderilmesinin istenmesini kararlaştırdı. Duruşma, 12 Ekim Pazartesi günü saat 09.30'a ertelendi. Duruşmanın detayları... Bugün duruşmada, savcılar tarafından iddianamenin okunmasına devam edildi. Savcı Nihat Taşkın, özetleyerek okudukları iddianamenin genel kısmının bittiğini, bundan sonraki bölümde sanıkların hukuki değerlendirmelerinin yapılacağını söyledi. Bunun üzerine mahkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese, iddianamenin okunmasına ara vererek, taleplere ilişkin görüşlerini açıklamak üzere Savcı Pekgüzel'e söz verdi. Savcı Pekgüzel, mahkemenin aldığı "Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu hakkında ne gibi bir işlem yapıldığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sorulması, telefon görüşmelerinin de Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından istenmesi" yönündeki kararın geri alınması yönünde avukat Hasan Fehmi Demir tarafından talepte bulunulduğunu kaydetti. Kanadoğlu'nun bu davanın taraflarından olmadığını ifade eden Savcı Pekgüzel, bu talebin reddedilmesini istedi. Pekgüzel, Başkanlığı'na yazı yazılarak, 2000-2009 yılları arasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nde darbe girişimi olup olmadığının sorulmasını, olmuşsa ilgili belgelerin istenilmesini talep etti. "Küfür dinlemeye mi geldik?" Davanın tutuklu sanıklarından Fatma Cengiz de iddianamede yer alan telefon kayıtlarındaki küfürlü cümlelerin okunmasına tepki gösterdi. Cengiz, "Buraya iddianameyi mi dinlemeye geldik, yoksa iddia makamının küfürlerini mi dinlemeye geldik? Burada bulunan Türk milletinin evlatları küfür dinlemeye mi geldi? Küfür dinletmek istiyorsa biz çıkalım. Burada bayan dinleyiciler var. Bir daha millet ortasında küfürlü kelimeler okunmasın" dedi. Bunun üzerine, mahkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese, savcılara hitaben "Küfürlü bölümleri es geçsek iyi olur" diye konuştu. Bu arada, ikinci "" davasının ilk duruşmalarına ait tutanakların yazımı da tamamlandı. Buna göre, birleştirme kararı verilmeden önce 20 Temmuz ve Ağustos'ta görülen ikinci dava celse olarak tamamlandı. Mahkeme heyetinin "" soruşturması kapsamında açılan üçüncü iddianame üzerinden birleştirilen davayı yürütürken, Eylül tarihindeki oturumu birinci celse olarak açtığı görüldü. Duruşma tutanakların göre, bugün davanın 7. oturumu yapılıyor. "Hakim Özese duruşmadan çekilsin" Bu arada, tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün avukatı Ali Rıza Dizdar, mehkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin duruşmalardan çekilmesini istedi. Avukat Dizdar, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği dilekçede, dünkü oturumda kendisine söz vermeyen hakim Özese'nin "CMK'ya aykırı hareket ettiğini" savundu. Dünkü oturumun sonunda mahkemeye sunacağı dilekçeyle ilgili açıklama yapmak istediğini belirten avukat Dizdar'a hakim Hasan Hüseyin Özese, talebini yazılı olarak verebileceğini, sözlü talepleri belirli günlerde aldıklarını söylemişti. Bunun üzerine avukat Dizdar, mahkemeye dilekçesini sunmamıştı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Yarbay Mustafa Dönmez, eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin, Oğuz Bulut, İbrahim Özcan dışındaki 46 tutuklu sanık katıldı. Duruşmada tutuksuz sanıklar Adnan Bulut ve İlyas Çınar da hazır bulundu.
+
+
+
+ 584284
+ ABD, Fransa ve İngiltere'den İran'a son uyarı
+ 2009-09-25 17:05:09 bir tek ülke var amerikaya kafa tuta bilen oda iran helal olsun ömer 2009-09-25 16:53:31 Obama için şöyle demokrat,şöyle iyi adam diyenler;Obama'nın hala ikinci sınıf vatandaşlığından kurtulamamış olduğunu görün artık!Kendini Beyaz Amerikalılara ispatlamak için nasıl uğraşıyor,tıpkı;Baradey,emekli Annan gibi..Ve Beyaz amerikalıların kuklası olacak,göreceksiniz..BM birkaç ülkenin çıkarlarını korumak için kurulmuş bir örgüttür.Diğer üyeler de piyon!Yaşayarak hep görüyoruz bunları..keyifleri nasıl isterse öyle karar alıyorlar..Haklılık para etmiyor!Güçlü olacaksın,Atom silahın olacak!Gerisi hikaye Mustafa YILMAZ 2009-09-25 16:48:28 ben sanırım 2003 de de aynı senaryoyu okumuştum. saddamda yok cruz füzelerimi neydi kimyasal silah var diye girdiler. ne silah var ne birşey. mundar ettiler. ülkeyi. inananlar bilsinki armagedounun sonuna yaklaşıyoruz. furkan demir 2009-09-25 16:44:19 kendileri yapsınlar diğerleri yapmasınlar ne güzel iranı desteklemek gerek türkiyede artık nükleer hayata geçmesi lazım geleceği için Ali ŞAHAN 2009-09-25 16:04:41 ama siz uymuyorsunuz ancak karşınızdaki islami bir devlet olunca mecburi uyacakdiyorsunuz. mustafa demirdelen
+
+
+
+ 584353
+ Meslek liselerinde saat uygulamasına tepki
+ Meslek liselerinde saat uygulamasına tepkiANKA Anadolu Meslek ve Meslek Liselerinde önceki yıllarda olan ders saati saate çıkarılması büyük çoğunluğu ikili veren Meslek Liselerinde, eğitim alan öğrenci, ve okul yöneticilerini, sabah saat 07.00’den akşam saat 20.00’ye kadar okula bağladığı iddia edildi. -BAKANLIK ÇÖZÜM ARIYOR- Günde saatlik ders uygulamasının, öğrenciler üzerinde olumsuz etkiler yarattığına dikkat çeken Bazı Meslek lisesi yöneticileri daha önce bir rapor hazırlayarak konuyu ’na ilettikleri söylediler. Dünyanın birçok yerinde eğitimle ilgili farklı uygulamaların yapıldığını, eğitim planları yapılırken 8.00-17.00 sabit saatlerin yanında 9.00 da başlayıp 21.00 de biten düzenlemelerin de yer aldığını ifade eden Bakanlık yetkilileri de değişik formüllerle ilgili çalıştıklarını belirtti. -CUMARTESİ-PAZAR FORMÜLÜ BİLE MASADA- Birçok velinin de meslek lisesi öğrencilerinin üniversiteyi kazanma süreçlerine yönelik ekstra dersler istediğinin de altını çizen Bakanlık yetkilileri, sistem içinde bütün alternatiflerin değerlendirileceğini ve çözüm arayışı içinde olduklarını belirtirken, Cumartesi-Pazar formüllerinin bile masada olduğunu açıkladılar. Konunun önümüzdeki günlerde netleşeceği bildirildi.
+
+
+
+ 584414
+ Giresun Emniyeti'nden örnek davranış
+ Giresun Emniyeti'nden örnek davranış Giresun Emniyet Müdürlüğü, Giresun Üniversitesini kazanıp kalacak yer sorunu olan öğrencilere, kiralık ev bulmaları konusunda yardımcı olunacağını açıkladı. YENİ ŞAFAK GİRESUN İl Emniyet Müdürlüğünden konu ile ilgili yapılan açıklama şöyle: Polis halk ilişkilerini geliştirmekte etkin rol üstlenen Toplum Destekli Polislik Büro Amirliği ve TEM Şube Müdürlüğü personellerinin üniversite sınavında başarı göstererek ilimizdeki üniversiteye yerleşmeye hak kazanan öğrencilerden kalacak yer sorunu yaşayanlara yönelik kiralık ev bulmaları konusunda kendilerine yönelik yardımları devam etmektedir. Üniversite içine ve etrafına asılan duyurular sonucu telefon ile birimlerimizi arayarak yardım talep eden öğrenciler alınarak ilgili adrese götürülüp ev sahipleri ile görüştürülerek yardımcı olunmaktadır. 25.09.2009 YURT HABERLER
+
+
+
+ 583007
+ Musul'da düzenlenen saldırılarda kişi öldü
+ Polis, silahlı kişilerin, devriye gezen polisi öldürdüğünü, polisin de evinde öldürüldüğünü bildirdi. Silahlı kişilerin, kentteki bir kontrol noktasında Iraklı bir askeri de öldürdükleri kaydedildi.
+
+
+
+ 583705
+ Bunları biliyor muydunuz?
+ Çay fincanın dibindeki tortular sağlığınız için kötü mü? Çay fincanı lekeleri büyük ölçüde oksijenle birleşmiş, sert sudaki kalsiyum ve silikat iyonları tarafından dengelenen polifenollerdir. Gıdalardaki polifenoller yararlıdır, çünkü bunlar antioksidandır. Ancak, çay fincanınızdaki lekeler atmosferik oksijenle reaksiyona girdiği için bunun hiçbir faydası kalmıyor. Bu lekeler zararlı olmamasına rağmen, fincanınızın kenarına yapışıp kalıyorlar. Bir hortumun kaldırabildiği en büyük nesne neydi? Hortumun gücü Fujita Hasar Skalası tarafından ölçülüyor ve hortumun seviyesi 0'dan 5'e kadar numaralandırılıyor. seviyesinde hortum birkaç dal ve baca kırarken, 5. Seviye hortum ise saatte 500 km'lik rüzgar oluşturuyor ve evleri temelinden kaldırabiliyor. Amerikan Ulusal Hava Servisi'nin kayıtları, hortumların tahta kalasları, tuğla duvarları sürüklediğini, bir dipfrizi yaklaşık km uzağa taşıdığını ve hatta 75 ton ağırlığındaki tren vagonunu havaya kaldırdığını gösteriyor. Kredi kartınızdaki işlemci ne kadar güçlü? Günümüzde birçok kredi kartı akıllı kart çipi içeriyor. Bunlar kendi mikroişlemcileri ve RAM'leriyle etkili bir küçük bilgisayardır. Önceki nesiller bit işlemci 16 MHz'de çalışıyordu. Daha sonraki versiyonlar ise 32 bitlik çipler 32 MHz'de çalıştı. Bunların ne kadar güçlü olduğunu anlamak için size bir örnek: Bu çipler 1990'ların başında kullanılan Intel 386'ya eşittir. Suyun buzlukta buza dönüşmesi ne kadar zaman alıyor? Suyu dondurmak oldukça zordur, çünkü buzu şekillendirme güçlü kimyasal bağlar oluşturuyor. Ayrıca, buz derecede kendiliğinden şekillenmiyor. Mevcut buz kristalleri ya da diğer çekirdeklenme alanı (su buharından sıvı suya veya sıvı sudan buza dönüşüm aşamasının başlaması durumu) gerekiyor. Bu nedenle, dolabınızdaki su soğutmanın 0'ın altına düşmesine rağmen bazen sıvı halde kalabiliyor. Genel olarak, evdeki dolaplarda buz küplerinin meydana gelmesi saatler alabilir. Fakat, bu birçok faktöre bağlı. Temel sebeplerinden bazıları, suyun iç sıcaklığı, dolabın sıcaklığı ve yeterliliği, su haznesinin izolasyonu ve şeklidir. Dünyadaki en üstün renk hangisi? Dünya yüzeyinin yüzde 70'inden fazlası okyanuslarla kaplı olduğu için, gezegenimizin baştan başa renginin mavi olduğunu tahmin edebilirsiniz. NASA'nın Voyager isimli uzay aracı, tüm zamanların en heybetli fotoğraflarından birini çekince astronotlar 1990 yılında bu rengin mavi olduğunu kanıtladılar. milyon kilometre uzaklıktan, gezegenimiz küçük mavi nokta gibi görünüyor.
+
+
+
+ 583020
+ Ayrımcılık yapmayın
+ yapmayınBURAK AKBULUT İstanbul DHA güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda Milli Bakanı 2009-2010 eğitim-öğretim yılının başlaması nedeniyle İsmail Tarman İlköğretim Okulu’nun açılış törenine katıldı Çubukçu, ağlayarak dolaşan 1-C sınıfı öğrencisi Melis Öztürk‘ü yanına çağırdı. Çubukçu, tören sırasında annesini kaybettiği için ağladığı öğrenilen küçük öğrenciyi gözyaşlarını silerek teselli etti. Okula yeni başlayan öğrencilere “” konulu ilk dersi veren Çubukçu, “Çocuklar sizden istediğim bir başkasına karşı aşağılayıcı, alaycı ve ayrımcı bir tutum içinde olmadan yetişmenizdir” dedi. Verdiği derste kız çocuklarına yapılan ayrımcılığa özel yer ayıran?Çubukçu, “Toplumun birlikte yükselebilmesi, demokratikleşmesi, gelişmesi için kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğu, kız çocuklarının ve kadınlarının şiddetle ayrımcılığa uğramadığı bir ülkenin nesilleri olarak yetişmeniz gerekiyor” dedi. Çubukçu, bir soru üzerine okullarda okutulan “Andımızın kaldırılması” çalışması olmadığını belirtti.
+
+
+
+ 583432
+ Sağlıkta neler değişti
+ Sağlıkta geri dönüş Resul KURT Hepimiz mutluyduk. Hastaneler, diğer sağlık kuruluşları, eczaneler ve hastalar yeni sisteme çabuk adapte olduk. (Şüphesiz bu kurum-kişilerin tümünün sistemi suistimal ettiği anlaşılmamalıdır. Dürüst, fedakar ve sistemde hiçbir suistimale karışmamış kurumlar elbette çok fazla. Ama, sistemdeki bir gedik tüm aktörleri olumsuz etkiliyor.) Sağlık hizmetlerine ulaşmadaki bu kolaylık ve bazı suistimaller sistem üzerindeki mali yükleri önemli oranda artırdı. Gereksiz ilaç kullanımı sağlık sistemini ciddi şekilde tehdit etmeye başladı. Öyle ki hastalar, “en çok ilaç yazan doktor, en iyi doktordur” der oldu. Bundan yıl önce; “Eğer sağlık kurumları kendilerine çekidüzen vermez ve “hastaları yolunacak kaz”, sosyal güvenlik kurumlarını da “vurgun kapısı” olarak görmeye devam ederlerse sistem hızla çökecek” diye yazmışım (26/08/2005-Dünya). Haklı çıkmış olmaktan memnun değilim. Hastane, doktor, eczaneler ve hastalar birlik olup, öldürdük yeni sağlık sistemini. Tam da sosyal güvenlik reformunun birinci yıl dönümünde, Ekim 2009’da geriye dönüş başlıyor. Özel’de muayene 15 TL Memur ve SGK’lıların sağlıktan yararlanmalarına ilişkin iki tebliğ 18 Eylül 2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlandı. SGK sigortalıları, yeşil kartlılar, emekliler ve de devlet memurlarının muayene ve tedavilerinde çok önemli değişiklikler yapıldı. Son düzenleme ile hastanelerde muayene ve tedavilerde Ekim 2009 tarihinden itibaren katkı payı zamlı ödenecek. Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan değişiklikle SGK sigortalılarının sağlık hizmeti sunucularında yapılan hekim ve diş hekimi muayenesi nedeniyle uygulanacak katılım payı tutarları; *Birinci basamak sağlık kuruluşları ve aile hekimliği muayenelerinde TL *İkinci ve üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında TL, *Özel sağlık kurumlarında 15 TL, Olarak belirlenmiştir. Böylece daha önce sağlık ocaklarında alınmayan katkı payı yeni dönemde TL olacak. Ancak sağlık hizmeti sunucularında yapılan muayene sonrasında kişilerin muayeneye ilişkin reçete ile eczanelere müracaat etmemesi durumunda, birinci basamak sağlık kuruluşları ile aile hekimliği muayenelerinde katılım payı alınmayacak, ikinci ve üçüncü basamak resmi sağlık kurumları ile özel sağlık kurumlarındaki muayenelerde ise TL indirim yapılacaktır. Katılım payı nasıl alınacak Birinci basamak sağlık kuruluşları ve aile hekimliği muayenelerine ilişkin TL tutarındaki katılım payı, kişilerin muayeneye ilişkin reçete ile eczanelere müracaat aşamasında eczaneden tahsil edilecektir. İkinci ve üçüncü basamak resmi sağlık hizmeti sunucularında yapılan muayeneler için TL öngörülen katılım payının; a) Kurumdan gelir ve aylık alanlar ile bakmakla yükümlü oldukları kişiler için TL tutarındaki kısmı gelir ve aylıklarından, TL lik tutar ise kişilerin muayeneye ilişkin reçete ile eczanelere müracaat aşamasında eczaneden, b) Diğer kişiler için ise TL katılım payı tutarı eczanelerden tahsil edilecektir. Özel sağlık hizmeti sunucularında yapılan muayeneler için 15 TL öngörülen katılım payının; a) Kurumdan gelir ve aylık alanlar ile bakmakla yükümlü oldukları kişiler için 12 TL tutarındaki kısmı gelir ve aylıklarından, TL lik tutar ise kişilerin muayeneye ilişkin reçete ile eczanelere müracaat aşamasında eczaneden tahsil edilir. b) Diğer kişiler için ise 12 TL katılım payı tutarı sağlık hizmeti sunucusu tarafından, TL’lik tutar ise kişilerin muayeneye ilişkin reçete ile eczanelere müracaat aşamasında eczaneden tahsil edilecek. Kamu görevlilerinin katkı payı *Birinci basamak sağlık kuruluşları ve aile hekimliği muayenelerinde TL *İkinci ve üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında TL, *Özel sağlık kurumlarında 15 TL, Katılım payı ödeyecek. İlaç sarfiyatında çok büyük artışlar olduğu doğrudur. Bunun en büyük nedeni hastaların sağlık hizmetlerine ulaşmasındaki rahatlıktır. Ayrıca, bu rahatlığın beraberinde getirdiği suistimallerdir. Bence asıl yapılması gereken (daha önce de yazdığım gibi) kamu hastanelerinde, etik olmayan ilişkilerle görüntüleme veya tetkik-tedavi-tahlil merkezlerine gereksiz hasta sevkinin yapılmasının önlenmesi, hastalardan “bıçak parası” denen rüşvet alınması veya ilaç kotasını doldurmak için hastalara yazılan gereksiz ilaçların hesabının sorulmasıdır. Doktorların kamudaki mesailerini yürütürken etkin ve verimli çalışmasının sağlanmasındadır. Resul KURT
+
+
+
+ 583419
+ Bebek sırtından vurulmuşa döndü
+ Bebek sırtından vurulmuşa döndü 'de yaşanan korkunç olayda, iki yaşındaki Tian Tian evlerinin bahçesinde oyun oynarken sırtından okla vuruldu. Tian Tian'ın ailesinin Nanyang'taki evinin yanındaki evde yaşayan Lian Chen, okla bir kediyi korkutmaya calışıyordu. Yaydan fırlayan ok açık pencereden yan bahçeye giderek Tian Tian'ın sırtına saplandı. Tian'ın büyükannesi Yi Tsou, "Çığlık attı ve baktığımda sırtına saplanmış bir ok gördüm. Neredeyse bayılacaktım" dedi. Hemen hastaneye kaldırılan küçük Tian'ın sırtındaki ok çıkarıldı. Doktorlar okun, eseri hayatta kalan Tian'ın omuriliğine zarar verip vermediğine bakacak. Cerrah Lok T'ang, "Yara çok derindi ve ne kadar kötü yaralandığını görmek için beklememiz gerekiyor" dedi. 53 yaşındaki komşu Lian ise yedi yıl hapis cezasıyla karşı karşıya.
+
+
+
+ 583805
+ Demokratik açılımda gelişme
+ Demokratik açılımda gelişme Yargı ve sanat cephesinde demokratik açılım süreciyle ilgili çok önemli gelişmeler oluyor. İbrahim Tatlıses'in "Başbakan'a sahip çıkalım bu işi bitirelim", Hülya Avşar'ın bir gazete verdiği röportajdan sonra hakkında soruşturma açılması ve soruşturmayı açan savcının emekliliğini istemesi olaylarının sonrasında yeni bir gelişme daha oldu. Danıştay Adana'nın Yüreğir ilçesindeki iki parka Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya'nın isimlerinin verilmesinin yolunu kapatan İdari Mahkemesi'nin kararını bozdu. Kararda "Belediye meclislerinin park isimlerini verme yetkisi vardır" cümlesi yeraldı. HABERTÜRK TV'de Didem Yılmaz'ın yönettiği Parantez programında Yılmaz Güney'in eşi Fatoş Güney ile Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya süreçle ilgili görüşlerini belirtti. İşte onların açıklamaları: Yılmaz Güney'in eşi Fatoş Güney: "Ben yaşanan bu olayları trajikomik buluyorum.21. yy'da Türkiye'de bir takım kafalar hala isimlerle uğraşıyorlar. Bu bence aynı zamanda Türkiye'nin çağdaşlaşması önündeki engellerin göstergei. Yani demokrat olmak için önce kafalarımızın özgürleşmesi gerekiyor. Önce insanların kafalarının içindeki duvarlarını yıkması gerekiyor. Ahmet Kaya, Yılmaz Güney ne yapmış? Bugün tartışmaya açılmış ve kangren olmuş gerçeklerin yıllarca önce özellikle Yılmaz Güney 35 yıl önce dile getirmiş. Bu yüzden sürgünlerde vatan hasreti ile ölmüşler. Kalıcı olan da Türkiye insanlarının yüreklerindeki yeridir. Ve bu isim konusu yani parklara birtakım yerlere onların isimlerinin verilmesi için bu girişimler de bunun bir göstergesi. Ben bunu çok sevindirici karşılıyorum ve gerçekten bunun hukuki mücadelesini veren insanları da yürekten kutluyorum. Yılmaz Güney yaşasaydı bu süreci tabiki desteklerdi. Ben biraz korkuyorum biraz da karamsarım bu konuda. Çünkü hükümetin çok kararlı olması ve atılan adımları mutlaka hedefine ulaştırması gerekiyor. Özellikle muhalefetin tavrına hiç katılmıyorum. Çok geniş kesimlerden bu olaya destek verilmesini öneriyorum. Ama bir konuda biraz kırgınım doğrusu. Keşke daha önce bunlar yaşanabilseydi de Türkiye bu karanlık günleri görmeseydi. Bu savaşı yaşamasaydı. Binlerce, onbinlerce insanın ölümüne neden olmasaydı. Eğer bu şekilde muhlefetin kafasıyla ya da diğer bir takım insanların demokratikleşmemiş çağ dışı, uygarlık dışı kafalarıyla devam edilirse onlara taviz verilirse herşey çok daha kötüye gidebilir. Ben bu genç yaşımda tane darbe gördüm. Bir tanesi çocukluğma denk düştü ama diğerlerinde artık yaşım olgunlaşmıştı. Şimdi sanatçılar böyle dönemlerde geriye çekilmemeliler. Çünkü onlar güçlerini halktan alıyorlar. Bunu göz önünde bulundurmaları lazım. Bence çok gecikildi. Ben sadece şunu söyleyeyim bir şarkı var ben onu çok seviyorum. 'Daha önceleri neredeydiniz?' Bu yüzden kızgın ve küskünüm. Türkiye bu süreçle beraber daha iyi noktalara inşallah gider. Ama daha önce de dediğim gibi ben bu konuda biraz karamsarım. Özelikle muhalefetin tutumu ve birtakım çevrelerin, sıradan insanların tutumu. Bu engeller nasıl açılacak bunu ben görmüyorum. Eğer kararlı ounmazsa dediğim gibi çok karanlık günler bekliyor Türkiye'yi." Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya: "Zaten parkın ismi yeni değil. yıl kadar falan oldu Ahmet Kaya ismi verileli. Yılmaz Güney ismini de şimdi duydum ve çok sevindim. Resmi olarak onaylanmasa da fiilen orası Ahmet Kaya parkıydı zaten. Halk böyle anıyordu. Danıştay'ın kararını tabiki olumlu buluyorum. Bizim ülkemizde bu kadar değerli isimleri yaşatılmak ve kurumlaştırmak, kalıcılaştırmak adına bu tür yerleri ve kültür kurumlarına, caddeleri her neyse verilmeye çalışıldığında bunun gibi önünde duruluyor olunması ve sonra bunun bir Danıştay kararı ile serbest bırakılması ve bizim de bundan sevinç duymamız gerekiyor. Şimdi bu zaten hazin geliyor bana. Bütün bu süreçlerin yaşanmaması gerekiyordu. Danıştay kararına neden sevineyim ki ben. Zaten bunun böyle olması gerekiyordu. Demokratik açılım süreci konusunda ise samimiyet ve kararlılık görememeye başladım. Güvenim sarsıldı. Mesela ordu ve ordunun hiyerarşik olarak bağlı olduğu yer hükümettir. Ama hükümetin açıklamalarının tam tersi yönde ordu üzerinden bir takım açıklamalar yapılıyor halka. Ne kan, ne savaş, ne gözyaşı ve muhalefet partileri de dahil buna böyle bir direnç söz konusuysa eğer hükümetin kararlılığını çok çok artırması gerekiyor ki biz de bir umut taşıyabilelim. Ama ben umutlanamıyorum. Bu gerçekten bizim umduğumuz gibi bir süreç mi olacak yoksa bu süreç başka türlü kurgulanıyor da bize demokratikleşme süreci olarak mı yansıtılıyor gibi aklımsa soru işaretleri oluşuyor. Kaygılarım var. Açıkçası bu gidişata bakınca birşey olmayacak gibi öngörüyorum. Sanatçılar kavramı ise çok geniş bir kavram. Şov dünyasını da içine alan bir kavram ama gerçek toplumcu sanatçılardan yola çıkacaka olursak daha önce neler yapıldığına bakmak lazım. Yılmaz Güney gibi bir örnek var önlerinde ve başka alanlardan da başka doğru örnekler var. Toplumda hassasiyet taşıyan sanatçıların bir kere gerçekten de bunların olabileceğini ifade ve düşünce özgürlüğünün engelleri olduğu bir ülkede, kendini ifade etmeye çalıştıklarında bazı kişilerin başına geldiği gibi belki bir davayla sonuçlanacağını görebilmeliler bu ülkede artık. Çok üzgünüm Hülya Avşar örneğinden dolayı, bazı dostlarımızın görmesini sağlayacak bir örnektir. Bu kadar insanın bu zamana kadar neden "İfade özgürlüğü" dediklerini anlayabileceklerdir böylece. Dolayısıyla ben sanatçıların en cesur potansiyeli oluşturduğunu düşünüyorum bu noktada. Bizim olması gereken sisteme yaklaştığımız görünüyor. Uygar dünyaya baktığımızda bizim uygar dünyanın neresinde olduğumuzu görüyoruz. Uygar dünyaya yaklaştığımız görülecek. İçinde bulunduğumuz yüzyıl bizimki gibi aksak yönetimleri desteklemiyor. Bunlar sorunlu yönetim biçimleri çünkü. Uygar dünyaya eklemleneceğiz zaten olması gereken de bu."
+
+
+
+ 583322
+ Gol yemek hoşuma gitmiyor
+ OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Gol yemek hoşuma gitmiyor F.Bahçe'nin deneyimli kalecisi Volkan Demirel takım olarak iyi defans yaptıklarını belirterek, “Sadece defans dörtlüsü olarak değil, takım olarak iyiyiz. 75. ve 80. dakikaya kadar bazen top gelmiyor. Bu kaleci için kötü. Takımın iyi defans yapmasından kaynaklanıyor. Yiyeceğimiz gol sayısını asgariye indirirsek şampiyonluk yolunda bir adım olabilir. Gol yediğim maçlarda takım kazandığında buruk bir sevinç oluyor. Gol yemek hoşuma gitmiyor” dedi. Milli kaleci zirveden kopmamak için Antalya maçını kazanmaları gerektiğini söyledi. 25.09.2009
+
+
+
+ 583257
+ Al Türkiye al, silah tüccarlarına helal
+ Metin Münir Al Türkiye al, silah tüccarlarına helal 25 Eylül Cuma 2009 Hatırlıyor musunuz? erken uyarı uçakları, tanker uçakları alınmıştı. Bunların ne işe yaradığını hiç düşündünüz mü? AWACS’lar hangi kapasitede kullanılıyor? Bu güne kadar hangi düşmana karşı erken uyarıldık? Tanker uçakları kaç defa kullanıldı? Hiç olmasalardı ne olurdu? Şimdi masada “Uzun Menzilli Bölge Hava ve Savunma Sistemi” var. Kamuoyuna “Patriot alınacak” diye yansıdı bu konu. Ama Patriot, daha doğrusu, onu imal eden Raytheon Corporation ile Lockheed-Martin teklif vermeye çağrılacak üç gruptan sadece biri. Rus ve şirketleri de çağrılacak. Savunma Bakanlığı satın alma sürecinin ordunun “10 yıllık tedarik planı çerçevesinde ve Savunma Sanayii İcra Komitesi’nin 30 Haziran 2006 tarihli kararı uyarınca başlatıldığını ve ’nca yürütüldüğünü” açıkladı. Lobi mi etkili oldu? Karar neden üç yıl bekletildikten sonra yürürlüğe kondu? “Asker, füze savunma sistemi almak için uzun zamandır ve tarafından sıkıştırılmaktadır” dedi emekli bir subay. “ABD ve İsrail yıllardır personelini İsrail ve ABD’ye götürüp getirir.” Bu kadar basit mi? Karar silah şirketlerinin ve onların temsilcilerinin ve onlara yardım eden emekli paşaların lobisi faaliyeti sonucunda mı yürürlüğe kondu? Peki gerekli mi? “Böyle bir sisteme gerek yok” diye konuştu emekli bir hava subayı. “Ne bir tehdit var ne bir ihtiyaç. “Projenin ne tutarlılığı, ne fizibilitesi var. Kullanmayacağınız sistemlere milyarlar yatırmaktan başka bir şey değil. AWACS, tanker uçaklarda olduğu gibi.” Bir başka emekli asker daha açık konuştu: “Bazı kontraktörlere para kazandırmak için yaratılan bir projedir bu. Standart yerlere ekmek çıkarmak için yaratıyorlar. Zavallı ülkenin vergilerine, kaynaklarına, geleceğine yazık.” Uyduruk raporlar sırasında dünyadaki en büyük ordulardan birine sahipti ve silaha en çok para harcayan ülkelerin ilk onunda yer alıyordu. Amerikalılar Türkler için imal edilmiş uyduruk istihbarat raporlarını bizimkilere yutturuyorlardı. Bunlara göre ’ta inanılmaz silahlar vardı. Soğuk Savaş sona erdi, bütün bunların balon olduğu ortaya çıktı. Bu arada “Al Türkiye al, Amerikan silah endüstrisini zengin et” oldu. Şimdi aynı numaralar ve için yapılıyor. Olmayan düşmanlar ve tehlikeler yaratılıyor. “Eski oyunlar yeni isimlerle oynanıyor” dedi emekli hava subayı. “Değiştirmek için gayret sarf etmeyecek kadar saygısızlar.” Bu iddialar doğru mu yanlış mı? Birileri bizi aydınlatsın.
+
+
+
+ 583913
+ Cumhurbaşkanı Gül İstanbul'da
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Cumhurbaşkanı Gül İstanbul'da İSTANBUL (A.A) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, saat 12.15'te İstanbul'a geldi. Cumhurbaşkanı Gül'ü, Sabiha Gökçen Havaalanı'nda İstanbul Valisi Muammer Güler, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve öteki ilgililer karşıladı. Gül ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da İstanbul'a geldi. 25.09.2009
+
+
+
+ 584094
+ "Baskıyla demokratik toplum olmaz"
+ CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu,Türkiye İşçi Emeklileri Derneği (TİED) Genel Başkanı Kazım Ergün'ü derneğin genel merkezinde ziyaret etti. Görüşmenin ardından Kılıçdaroğlu ve Ergün basın açıklaması yaptı. TİED'in Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Sayın Ergün'e bayramda bir kart atmıştım. Oraya da bir not düşmüştüm, 'Sesinizi biraz yükseltin' diye. Fakat Başkan bu kartı almadan bazı medya kuruluşlarının eline geçmiş. Başkan 'Biz bu kartı almadık' dedi. Ben de 'Kabul ederseniz ben geleyim medyanın önünde aynı şeyleri söyleyeyim' dedim'' sözleriyle ziyaret nedenini anlattı. Emeklilerin AKP iktidarı tarafından ikinci sınıf yurttaş durumuna getirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, emeklilere milli gelir artışından pay verilmemesinin kanunla hükme bağlanmasını eleştirdi. Emekli aylıklarına yapılan yüzde 1,83'lük zammın ardından temel ihtiyaç maddelerine, suya, elektriğe, doğalgaza, akaryakıta da zam yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Emekli sesini çıkarmayacak mı? Hem emekliyi ikinci sınıf yurttaş konumuna getireceksiniz hem de emekliye verdiğiniz 1,83 zammı, yaptığınız yüzde 200, 300, 500 oranında zamlarla emeklinin cebinden çekip alacaksınız. Hastaneye giderken de ayrıca katkı payı ödemesini isteyeceksiniz. milyon emekli... Sonuç, Türk-İş'in verilerinden yola çıkarak söylüyorum, milyon 172 bin 983 işçi, çiftçi ve esnaf emeklisi açlık sınırının altında kaldı. Emeklilerin bilinçlenmesi, kendilerine bu zulmü reva gören iktidardan da bunun hesabını sorması gerekir. Bu nedenledir ki emeklilerimizin her zamandan daha fazla seslerini biraz daha gür çıkarmaları gerekiyor. Bu zamlardan sonra herhalde emeklilerin sesi de çıkamayacak diye endişeye kapıldım. nedenle dedim ki (Sayın Başkan sesinizi biraz yükseltin).'' Kılıçdaroğlu, ''yandaş medya kuruluşlarının bu sözlerini yayınlamayacağını'' belirterek ''Çünkü onlar gerçeği iktidarın gözünden görüyorlar. Gerçek farklıdır'' dedi. Emekliye, işçiye, memura, alın teriyle geçinen kişilere katkı veren iktidarlara saygı duyacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Ama emekliyi ikinci sınıf yurttaş görüp, yaratılan katma değerden bile pay vermeyi yasal olarak yasaklayan bir siyasal iktidara emeklilerin (dur) demesi lazım. Bu nedenle emekli arkadaşlarımın seslerini biraz daha gür çıkarmaları gerekiyor'' diye konuştu. ''Muhalefeti teker olarak görüyorlar" Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, demokratik açılıma ilişkin söylediği ''Hazmede hazmede, hazmettire hazmettire bu süreci devam ettirmemiz lazım'' sözlerinin hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, bir ay önce ''Türkiye'nin süratle örtülü faşizme doğru gittiğini'' söylediğini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Medya üzerinde kurulan baskılar, toplumun yoksullaştırılması, demokrasi diye hukuk dışı yargılama sürecinin AKP destekli olarak götürülmesi gibi pek çok olay Türkiye'de büyük ölçüde demokrasinin askıya alındığını gösteriyor. Sayın Başbakan, söyleminde adeta bunu kanıtlıyor. 'Hazmettire hazmettire, bastıra bastıra biz bunu yapacağız' diyor. Hani bu Başbakan demokrattı, hani demokrasi istiyordu? Topluma baskıyla bir şeyleri hazmettiremezsiniz. Baskıyla hazmettirmeye kalkarsanız toplum demokratik toplum olmaz. rejimin adına da siyasal bilimciler faşizm diyor. Türkiye de bu sürece doğru gidiyor. Sayın Başbakan ya cama bakmadan konuştu veya camda bu yazılmadığı için içinden geleni söyledi. içinden gelen de zaten düşündüğü şeydir. Sayın Başbakan demokrasiyi içine sindirmiş değil'' dedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye ile Ermenistan arasında parafe edilen protokolün TBMM'ye geleceğinin hatırlatılması üzerine, parafe edilen bir sözleşmenin parlamentoda nasıl görüşüleceğini merak ettiklerini söyledi. Siyasi parti liderlerinden ya da değişik çevrelerden en azından daha önce görüş alınabileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bu yapılmadı. Bir oldu-bitti ile her şey yönetilmek isteniyor. AKP, 'Her şeyi en iyi ben bilirim, ben karar veririm' diyor. Ama işine gelmediği, toplumsal tepki olduğu zaman da 'Muhalefet de bize destek versin' diyor. Yani muhalefeti yolda, arabada giderken bir teker olarak görüyor, algılıyor. Eğer bir yerde aksama olur tekerin biri patlarsa muhalefet gelip buraya destek versin diye'' diye konuştu. ''Bugün dünyanın sayılı zengin başbakanlarındansa..." Başbakan Erdoğan'ın ABD'deki bir konuşmasında çocukluğunu anlattığının anımsatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Küçük Tayyip'e aynen katılıyorum. Ayakkabıları yırtık olan, Rize'nin bir köyünde, baba çok varlıklı değil. Bir anlamda benim çocukluğumu anlatan bir öyküydü. Belki de benim kuşağımdaki pek çok çocuğu anlatan bir öyküydü o. Ama öykünün sahibi olan Başbakan, etrafı çift duvarlarla çevrili, Kısıklı'da kendisine yer yapmamalıydı. Eğer bir başbakan bugün dünyanın sayılı zengin başbakanlarından birisiyse başbakan konuşmayı da yapmamalıydı. Çünkü konuşmanın sonucu bu soruları da gündeme getiriyor.'' Kendisinin, Başbakan Erdoğan'dan çok daha uzun süre kamuda çalıştığını, çok daha yüksek ücretler aldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, mal varlığını kendi internet sitesinde yayımlayabildiğini, kendisinin ya da çocuklarının hiçbir zaman değeri milyon doları aşkın bir villanın sahibi olmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, ''O konuşmayı yapmasını bizim çocukluğumuzu hatırlatmasıyla beraber kendisi açısından bir talihsizlik olarak görüyorum'' dedi. Kılıçdaroğlu, koruculuk sisteminin kaldırılmasıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken de bu sistemin aşamalı olarak, sosyal yapıyı bozmadan kaldırılmasının parti programlarında yer aldığını vurgulayarak, AKP'nin bu sürece yaklaşmış olmasının kendilerini memnun edeceğini ifade etti. ''Anayasal hak çiğnendi" TİED Genel Başkanı Ergün de Kılıçdaroğlu'nun Ramazan Bayramı dolayısıyla gönderdiği tebrik kartının kendilerine ulaşmadan haber olmasıyla ilgili sorular üzerine, ''Böyle bir tebrik almadık. Üzücü tarafı, bizim kurumumuza gelen bir tebriğin kurumumuza ulaşmadan bir başka yerde haber olarak çıkması. Bu, insanın anayasal hakkının çiğnendiği bir durum'' dedi. Kılıçdaroğlu'nun, tebrik kartını posta yoluyla gönderdiğini söylemesi üzerine Ergün, ''Bunu kim yaptıysa hangi kişi, hangi postacı, hangi kurum yaptıysa çok yanlış'' dedi. Kılıçdaroğlu da, ''Onu haber yapan medya benim ziyaretimi de hızlandırmış oldu. Onlara da teşekkür ediyoruz'' dedi. 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 583402
+ Nalıncının keseri
+ Bugün muhalefetin "ordu politikaya karışmamalı" görüşünü, "karışacaksa bize yontarak karışmalı, hükümete çatmayacaksa karışmamalı" şeklinde okuyunuz. Ordu politikaya karışmalı mı? Bizim işimize geldiği zaman karışmalı, bizim işimize gelmediği zaman karışmamalı! Açıkça dillendirmekten utansalar da, birçok kişinin gizli düşüncesi budur. İlker Başbuğ birtakım laflar etmiş, muhalefet bozulmuş...
+
+
+
+ 583287
+ Çelik Şehri ayaklandı
+ İBRAHİM KARAGÜL Çelik Şehri ayaklandı PITTSBURGH Milenyum'un en büyük ekonomik krizinin patlak vermesinden bu yana düzenlenen 3'üncü G-20 zirvesi, ABD'nin Pittsburgh kentinde başladı. ABD'nin "Eski Çelik Şehri" Pittsburgh'da, G-20 zirvesi önceki yoğun güvenlik önlemleri alındı. 20 devlet ya da hükümet başkanını ağırlayan kentte zirve boyunca bin güvenlik görevlisi işbaşında olacak. Zirveyi protesto gösterileri ise günler öncesinden başladı. Greenpeace de yine eylemleriyle zirveye damgasını vuracak gibi görünüyor. Pittsburgh köprüsünde küresel ısınmaya dikkat çekmek amacıyla pankart açan Greenpeace'in üyesi gözaltına alındı. Küresel ekonomideki dengesizliklerin tartışılacağı zirveye, Başbakan Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de katılıyor. 25.09.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 583299
+ HSBC'yi sarsan ihanet cinayeti
+ İBRAHİM KARAGÜL HSBC'yi sarsan ihanet cinayeti Neil EllerbeckLONDRA HSBC'nin baş yatırım uzmanı Neil Ellerbeck'in eşini öldürdüğü ortaya çıktı. 46 yaşındaki milyoner bankacı, eşinin tenis hocasıyla bir birliktelik yaşadığını düşünüp aylarca eşini takip etti. Eşi Kate ve tenis hocasının telefon konuşmalarını 127 saat olarak kayda alan Ellerbeck, eşini öldürmeye karar verdi. Bu arada, Daily Mail'deki habere göre polisler sadece bankacının eşinin aldatmadığını da ortaya çıkardı. Ellerbeck'in de sık sık farklı kadınlarla birlikte olduğu öğrenildi. 25.09.2009 DÜNYA
+
+
+
+ 582912
+ Pakistan'da, füzeyle vurulan evde kişi öldü
+ Pakistanlı güvenlik yetkilileri, ülkenin kuzeybatısında Taliban militanlarının kalesi olarak bilinen bölgede bir eve düzenlenen saldırıda ölenlerin kimliklerinin bilinmediğini söylediler. Füzenin, Afganistan sınırındaki Kuzey Veziristan vilayetinde, Afgan Talibanı'nın komutanı olan Celaleddin Hakkani tarafından yönetilen bir dini okulun yanındaki evi hedef aldığı kaydedildi. ABD ordusu daha önce de Pakistan'da belirlediği hedeflere insansız uçaklarla saldırılar düzenlemişti.
+
+
+
+ 583308
+ Kurye komisere infaz
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Kurye komisere infaz İSTANBUL (AA) Şişli'de döviz bürosu kuryeliği yapan emekli başkomiser, milyon TL'yi gasp eden kişilerce öldürüldü. Bir döviz bürosunda para transferinde görevli kurye olarak çalışan emekli başkomiser Dursun Körkoca, Momonti Kazım Orbay Caddesi'nde yürürken saldırıya uğradı. Çantada bulunan milyon TL'yi alarak bölgeden uzaklaştı. Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Körkoca ise kurtarılamadı. Zanlıların kişi oldukları belirtildi. 25.09.2009
+
+
+
+ 584100
+ G20'den 'iyileşene kadar paketlere devam' sözü
+ ülkeleri, küresel ekonominin düzenlemesinde daimi bir kuruluş olarak rol alacak. Böylece, gelişmiş ülkelerin yanı sıra gelişmekte olan ülkelerin de içinde bulunduğu küresel ekonomide G-8 ülkelerinden daha fazla söz sahibi olacak. 'nin Pittsburgh kentinde dün başlayan zirvesiyle ilgili taslak metne göre, ülkeleri, küresel ekonomideki düzelme sağlamlaşıncaya kadar ekonomiye destek için teşvik paketlerinin sürdürülmesine karar verdi. ülkeleri, 2007 yılında çıkan kredi krizini başlattığı düşünülen finans sektöründeki aşırılıkların dizginlenmesi ve bankaların kayıplarını karşılaması için ne kadar sermaye tutması gerektiği konusunda sıkı kurallar getirilmesi için birlikte çalışma konusunda anlaştı. Taslak metinde, liderleri, bankaların sermaye miktarı ve kalitesinin düzeltilmesi ve ödemeler ile primleri de kapsayan aşırılıkların önüne geçilmesi için 2012 yılının sonuna kadar bankacılık sektöründe yeni kurallar uygulanmasını amaçladığı belirtildi. "Finansal krizin tekrarını önlemeye yardımcı olmak amacıyla hazırlanmış uluslararası kabul gören kurallar, finans koşullarının düzeltilmesi ve ekonominin toparlanmasını sağlama almak için aşamalı olarak uygulanacak" denilen metinde, dünyanın en büyük ekonomileri arasındaki işbirliğinin düzenleyici reformları güvenceye alacağı ifade edildi. Metinde, "Birlikte hareket edersek, finansal kurumlar, risk almada, ödemelerin uzun vadeli performansla bağlantılı olması ve faaliyetlerinde daha fazla şeffaflık konusunda daha sıkı kurallara sahip olacaklar" ifadesi kullanıldı. Bankaların, gerekli olduğunda kredi vermeyi desteklemesi için karlarının büyük bölümünü tutması gerektiği vurgulanan metinde, liderlerin, kötü performans halinde yapılan ödemelerin geri alınması, bazı primlerin hisse senedi olarak ödenmesi ve düşük sermayeli bankalarda primlerin gelirin yüzdesine göre sınırlandırılması gibi fikirleri desteklediği kaydedildi. Taslak metinde şöyle denildi: "Düzenlemede ve denetimde önemli hatalar, artı bankaların ve diğer finans kurumlarının pervasızca ve sorumsuzca risk alması, mevcut krizlere önemli katkıda bulunan tehlikeli finans kırılganlıklarına yol açtı. Ücret politikaları ve pratiklerinde reform yapmak, finansal istikrarı artırmayı amaçlayan çabalarımızın temel parçasıdır." Metinde ayrıca, ülkelerinin, "sağlıklı küresel ekonomiyi güvenceye almak için ülkelere karşı sorumluluğu bulunduğu" belirtildi. 'de oy hakkında reform Bu arada, ve gibi ülkelere diğer bir destek de, 'nin, bazı gelişmekte olan ülkelere daha fazla oy hakkı vermek amacıyla Uluslararası Para Fonu'nun () yeniden biçimlendirilmesinde uzlaşmaya varmasıyla geldi. Şu anda ile karşılaştırıldığında 'in 'deki oy hakkı yüzde 3,7, 'nın ise yüzde 4,9 oranında bulunuyor. Ancak, ekonomisi, 'nın ekonomisinden yüzde 50 daha büyük. ve (BRIC), 'de yüzde ve Dünya Bankası'nda yüzde olan kotalarının değiştirilerek gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında oy hakkı dağılımının eşit olmasını istiyor. 'de liderler, daha istikrarlı küresel ekonomi, bankacılık sektörünün kurallarında reform yapılması ve gibi konularda nihai anlaşma için çaba gösterirken, zirveden, gelişmekte olan ekonomiler kazançlı çıkacak gibi görünüyor. Dengeli küresel ekonomi Öte yandan, Beyaz Saray'dan bir sözcü, finans sektörünün düzenlenmesi reformunun zirvenin en önemli gündem maddesi olduğunu, ancak küresel ekonomideki dengesizliklere çözümün de öncelikli olduğunu söyledi. Hazine Bakanı Timothy Geithner de, gibi borç yükü fazla olan ülkeler ile gibi zengini olan ülkeler arasındaki dengesizliklerin giderilmesi yönündeki destekli planın geniş destek gördüğünü bildirdi. 'nin planına göre, ve gibi ekonomilerin ticaret fazlalarını düşürmek için iç tüketimi desteklemesi, ve Avrupa'nın uzun vadeli açıklarını azaltması için daha fazla tasarrufa yönelmesi öneriliyor. Başkanı Barack Obama, ekonomide uzun vadeli istikrarı güvenceye almak için küresel sermaye akışındaki dengesizliğin giderilmesiyle ilgili kampanyaya önderlik ediyor. Obama'nın Ulusal Ekonomi Konseyi Başkanı Larry Summers, BBC'ye verdiği demeçte, ", çok yüksek hacimli ithalatla tüketime dayalı büyüme ve küresel ekonominin geri kalanına itici güç olmayı destekleme deneyimini sürdüremez, sürdürmemeli ve sürdürmeyecek. Bu, için sürdürülebilir bir finansal durum değildir ve bunun için düzeltme sürecindeyiz" dedi. zirvesinde, hiçbir ülkenin, kendi ekonomilerini nasıl yöneteceği konusunda 'nin uyguladığı kurallara razı olması mümkün gözükmüyor.
+
+
+
+ 583817
+ Prezervatifi bedava veriyormuş
+ Prezervatifi bedava veriyormuş 25.09.2009 12:17Bülent CİVANOĞLU BURSA (AHT) Bursa'da 10 yıllık eşini otomobil içinde liseli gençlere pazarlayıp kendisi de direksiyonda bekleyen adam, "hastalık bulaşmasın" diye prezervatifi de ücretsiz veriyormuş. Olay, Bursa'nın Osmangazi İlçesi, Hürriyet Mahallesi'nde devriye görevi yapan polislerin dikkati sayesinde ortaya çıktı. Bir arsada duran otomobilden şüphelenen ekipler, direksiyonunda bir kişinin oturduğu otomobile yaklaşınca, arka koltukta bir kadın ve liseli gencin ilişki kurduğunu gördü. Araçtan indirilen kişi gözaltına alınırken, direksiyonda oturan Ayhan Ş.'nin (38) arka koltukta para karşılığı seks yapan kadının kocası olduğu anlaşıldı. Ayhan Ş.'nin biri özürlü çocuğunun annesi Melek Ş.'yi (37) özellikle okul önlerinde liseli gençlere pazarladığı, eşi ilişki kurarken de, otomobilin direksiyonunda beklediği ortaya çıktı. Zanlı kocanın eşine hastalık bulaştırmaması için ilişki kuran erkeklere ücretsiz prezervatif dağıttığı da belirlendi. Ayhan Ş. ifadesinin ardından "Fuhuş yaptırmak" suçundan tutuklanırken, eşi Melek Ş. ile lise öğrencisi T.Ç. (19) ise "Hayasız hareket ve Kabahatler Kanunu'na muhalefet" suçundan çıkarıldıkları adliyede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tutuklanan kocasın ldaha öncede aynı suçtan poliste kaydının bulunduğu öğrenildi
+
+
+
+ 584000
+ Bir işadamı Türkiye'ye 400 milyon getirecek
+ İzmir Vergi Dairesi Başkanı Mustafa Bulut, yurtdışından bir vatandaşın "Varlık Barışı" uygulaması kapsamında 400 milyon euro getireceğini beyan ettiğini söyledi. Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve İzmir Vergi Dairesi Başkanı Mustafa Bulut "Varlık Barışı" ile ilgili ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda kanunun kapsamına ilişkin bilgi veren Bulut, yasadan yararlanmak isteyenlerin en geç 30 Eylül'e kadar başvurmaları gerektiğini hatırlattı. Yasanın süresini uzatma yetkisi Bakanlar Kurulu'na tanınmış olsa da bugün itibarıyla bu yönde bir gelişme olmadığını belirten Bulut, "Yasa, tüm vatandaşlar için ciddi avantajlar sağlıyor. Bu nedenle bir çağrıda bulunmak istiyorum. Eğer 2008 ve önceki dönemlerle ilgili akıllarında vergi kaçaklarına ilişkin en ufak bir kuşku varsa bu yasadan yararlansınlar" dedi. Bulut, kanunla sahip olunan kıymetler üzerinden ceza ya da alınmadığını, sadece yüzde ya da oranında vergi ödendiğini hatırlatarak, kanunun sağladığı avantajları şöyle özetledi: "Bu yasadan yararlanan mükellefler için matrah farklarından mahsup etme imkanı var. Yani ileride hakkında yapılacak vergi incelemelerinde, bu yasadan yararlananların yararlandıkları değer kadar cezadan muaf olacaklar. Bir anlamda bir poliçe satın almak gibi. Bu değer, vergi incelemelerine konu edilmeyecek, inceleme olursa da ceza, gecikme zammı, faizinden muaf olacak." Vergi denetimlerinin önceki dönemlere göre daha yoğunlaştığını, İzmir'de vergi dairesi elemanlarının her yıl 4-5 bin mükellefi incelediğini anlatan Bulut, "Bu nedenle incelenme riski her zaman söz konusu. Bu konuda 2009 rakamlarına baktığımızda, vergi kayıp ve kaçağını yakalama oranında giderek daha başarılı olduğumuz görülüyor. nedenle bu riskle karşı karşıya olan mükelleflerimizin bu yasadan yararlanması önemli" diye konuştu. İzmir'e 400 milyon euro 22 Kasım 2008 ile Mart 2009 tarihleri arasındaki İzmir'deki başvurulara ilişkin bilgi de veren Mustafa Bulut, bu dönemde 338 vatandaşın, rayiç değeri toplam 917 milyon liralık kıymet bildiriminde bulunduğunu, 10 Temmuz-30 Eylül tarihleri arasındaki ikinci dönemde bu rakamın yükseleceğini tahmin ettiklerini söyledi. Bulut, vergi daireleri dışında bankalara da beyanda bulunulduğu için toplam rakamların daha yüksek olduğunu bildirdi. Yurtdışından bir vatandaşın "Varlık Barışı" uygulaması kapsamında 400 milyon euro getireceğini beyan ettiğini dile getiren Bulut, Bildirim Karşıyaka'ya yapıldı. Ancak şu ana kadar bu değeri getirmedi" dedi. Gazetecilerin, "bildirimde bulunulan değerin getirilmemesi durumunda ne yapılacağı"na dair sorusu üzerine Bulut, "Getirmezse de, değere ilişkin vergiyi tahsil edeceğiz" dedi. Bulut, kamuoyunda "Varlık Barışı"nda süre uzatımı beklentisinin oluştuğu yönündeki soruya, "Uzatılacağı beklentisi var. Ama şu anda bu yönde bir gelişme olmadı. Yasanın avantajlarına dair mükelleflerimizi bilgilendirmede, ikna etmede zorlanmış olabiliriz. Mükelleflerimiz yavaş yavaş ikna olmaya başladı" karşılığını verdi. Ender Yorgancılar da, yasanın tüm vatandaşlara olduğu gibi iş dünyasına da büyük avantajlar sağladığını, bu nedenle herkesin yararlanması gerektiğini söyledi. Uygulamanın avantajlarını bir örnekle açıklayan Yorgancılar, "Mesela 2004'te 100 liralık bir değeri bildirmeyen yakalandığında 230 lira, pişmanlık duyup kendi başvurursa 150 lira ödüyordu. Bu kanunla 100 lira için yurtiçindeyse lira, yurtdışındaysa lira ödeyip bu cezadan kurtuluyor. Bu nedenle bu imkanın kullanılması gerekiyor" diye konuştu. Yorgacılar, ekonomik kriz döneminde işletmelerin, nakit ihtiyacını bankadan kredi çekerek karşılamak yerine, bu yasadan yararlanarak nakit para sağlanmasının çok daha avantajlı olacağını sözlerine ekledi.
+
+
+
+ 583109
+ Manchester’ın ‘Usain Bolt’u’
+ Manchester’ın ‘’u’ güncellenme zamanı 25.9.2009 hep yanınızda ’ın Grubu’ndaki rakiplerinden ’ın, ’nda Wolverhampton’ı 1-0 mağlup ettiği maça Danny Welbeck damgasını vurdu 19 yaşındaki genç oyuncu, 38. dakikada Fabio da Silva’nın oyundan atılmasıyla sahada 10 kişi kalan takımını ipten alarak, 66. dakikada karşılaşmanın tek golünü kaydetti. Attığı golle ’ı kupada 4. tura taşıyan Welbeck sevincini, atletizmin ‘altın çocuğu’ ’un her yarış kazandıktan sonra yaptığı hareketle gösterdi.
+
+
+
+ 584104
+ Yolda kalan itfaiyecilerin başına gelmeyen kalmadı
+ Bağlar mahallesinde Niyazi Özer isimli vatandaşa ait kışlık ot yığınları bilinmeyen bir nedenden dolayı yanmaya başladı. Yangının büyümesi üzerine itfaiyeye haber verildi. Olay yerine gelen itfaiye aracı çukura saplanınca yangına mahalle sakinleri müdahale etmek zorunda kaldı. Bu sırada gelen ikinci itfaiye aracı da yokuş ve bozuk yol nedeniyle yangın yerine çıkamadı. Bunun üzerine sinirlenen bazı mahalle sakinleri itfaiye araçlarına saldırdı. Ellerine aldıkları taş ve sopalarla itfaiye aracına saldıran kalabalığı polis gaz bombası atarak dağıtmaya çalıştı. İtfaiye aracı içerisinde taş isabet eden bir itfaiye eri ise hafif şekilde yaralandı. Polis olay bölgesinde yoğun güvenlik önlemi aldı.
+
+
+
+ 583610
+ Garipoğlu'na yardım şüphelileri adliyede
+ 'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nu sakladıkları gerekçesiyle gözaltına alınan kişi, Asayiş Şube Müdürlüğü'nden cinayet soruşturmasının yürütüldüğü Sultanahmet Adliyesi'ne sevk edildi. Gözaltındakilerden Burgaz Rakı Satın Alma Müdürü Mehmet Karakayalı poliste susma hakkını kullandı. Garipoğlu'nun cezaevinde bulunan babası Nida Garipoğlu'nun şoförü Ahmet Batur, şoförün eşi Kamuran Batur, Burgaz Rakı Satın Alma Müdürü Mehmet Karakayalı, Burgaz Rakı Satış Müdürü Habib Kurt ile Burgaz Rakı Bölge Müdürü Hakan Çiçek, önceki gün gözaltına alındı. şüpheli Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'nde Cem'in 197 gün nasıl saklandığı konusunda sorguya alındı. Şüpheliler psikolojik baskı için ayrı ayrı nezarethanelerde 4-5 saat tek başlarına tutuldu, daha sonra sorguya geçildi. Sorguda Ahmet Batur ve Mehmet Karakayalı, Cem'i tanımadıkları bir kişiye teslim ettiklerini söyledi. Emniyet yetkilileri, "Herşey umduğumuz gibi gidiyor. Resmi ifadelerin alınmasından sonra açıklama yapacağız" dedi. Şoförün eşi serbest bırakıldı Polis, cinayeti soruşturan Cumhuriyet Savcısı Faruk Erşan Yılmaz'dan ek gözetim süresi istedi. Savcı Faruk Erşen Yılmaz, polisin talebini kabul etti. Şoför Ahmet Batur'un eşi Kamuran Batur, savcılıktan gelen talimat üzerine 19.00 sıralarında serbest bırakıldı. Baba çelişkisi Şoför Ahmet Batur, Burgaz Rakı Satış Müdürü Habib Kurt ile Burgaz Rakı Bölge Müdürü Hakan Çiçek, Cem Garipoğlu'nu oturdukları Bahçeşehir'deki villadan alarak, Beylikdüzü'ndeki bir eve götürdüklerini söyledi. Cem Garipoğlu'nun geceyi burada geçirdiğini söyleyen şoför ve iki çalışan sabaha karşı baba Mehmet Nida Garipoğlu'nun gelerek Cem Garipoğlu'nu evden aldığını ve nerede götürdüğünü bilmediği söyledi. Olayın kilit ismi olduğu iddia edilen Mehmet Nida Garipoğlu'nun şoförü Ahmet Batur poliste yapılan sorgusunda olay gecesi patronunun kendisini aradığını söyledi. Ahmet Batur şunları söyledi: 'Olay gecesi saat 22.00'de patronum beni arayarak hemen Bahçeşehir'de bulunan villaya gelmemi, yanıma da Mehmet Karakayalı ile Habib Kurt'u almamı istedi. Kimseye bir şey söylememi tembih etti. Ben de hızla evden çıkıp söylediği kişileri aldıktan sonra villaya gittim. Burada Cem Garipoğlu'nu yanımıza aldık ve oradan ayrıldık. Beylikdüzü, Güzelyurt Mahallesi Yıldırım Beyazıt Caddesi Profesörler Sitesi, blok Daire 32'de bulunan Mehmet Karakayalı ile Habib Kurt'un oturduğu eve gittik. Birlikte orada oturduk. Daha sonra sabaha karşı patronum eve gelerek. Tekrar kimseye bir şey söylememizi bu gece yaşananları unutmamızı isteyerek Cem'i bizden aldı ve birlikte oradan ayrıldılar." Ancak olayı soruşturan polis yetkilileri baba Mehmet Nida Garipoğlu'nun cinayetin işlendiği gece saat 03.00 sıralarında gözaltına alınarak Cinayet Büro Amirliği'ne getirildiğini söyleyerek şüphelilerin ifadelerinde bir çok çelişki olduğunu belirtti. İfadesini değiştirdi Gözaltındayken sürekli farklı ifadeler veren şüphelilerden şoför Ahmet Batur, son ifadesinde patronunun değil Mehmet Karakayalı'nın kendisine telefon ederek çağırdığını söyledi. Öte yandan şüphelilerin söylediği evin cinayetten kısa bir sonra tespit edildiği ve Cem Garipoğlu'nun saklanma ihtimali üzerine arama yapıldığı öğrenildi. Ancak yapılan aramada Cem Garipoğlu'nun orada kaldığını ya da gelip gittiğini gösteren bir ipucunun bulunamadığının öğrenildiği belirtildi.
+
+
+
+ 583202
+ İBB, İstanbulspor'un ismine talip
+ Büyükşehir Belediyespor Başkanı Göksel Gümüşdağ, İstanbulspor'un isim hakkını alma konusunun yıldır gündemde olduğunu belirterek, "İstanbul Erkek Lisesi camiasından ziyarete gelenler, 'İstanbulspor'un isim hakkını alın' diyorlar. İstanbul Erkek Lisesi öncülük yaparsa biz değerlendiririz." dedi.
+
+
+
+ 583873
+ 'Babamla 10 yıl ilişki yaşadım'
+ Bugün 49 yaşında olan Mackenzie Phillips, 60'ların ünlü müzik grubu Mamas and the Papas'ın lideri olan babasıyla ilişkisinin kendisi 19 yaşındayken başladığını ve 10 yıl boyunca devam ettiğini söyledi. Phillips babasıyla ilişkisinin nasıl başladığını şöyle anlattı: "1979 yılında 19 yaşındaydım. Evlenmeden bir gece önce uykumdan uyandım ve kendimi öz babamla seks yaparken buldum." Konuk olduğu "The Oprah Winfrey Show"da yaşadıklarını anlatan Mackenzie Phillips, babasının kendisine nasıl uyuşturucu kullanılacağını ve kokain enjekte edileceğini öğrettiğini de sözlerine ekledi. Phillips babasıyla birlikte. Fotoğraf 1981 tarihli. Phillips babasıyla ilişkisinin hamile kalıncaya kadar devam ettiğini belirtti. MacKenzie Phillips "Hamileydim ve çocuğumun babasının kocam mı yoksa babam mı olduğunu da bilmiyordum. Bebeği dünyaya getirmedim, kürtaj parasını da babam ödedi. Bu olaydan sonra babamın bana dokunmasına asla izin vermedim" diye konuştu. Mamas and the Papas grubunun lideri olan John Phillips 2001 yılında hayata veda etti. (Hürriyet) 25 Eylül 2009
+
+
+
+ 584572
+ El Kaide lideri Bin Ladin, Avrupa'ya mesaj gönderdi
+ lideri Bin Ladin, 'ya mesaj gönderdiDUBAİ (A.A) örgütünün lideri yeni yayınlanan bir videoda, Avrupalılara "’dan çekilin" mesajı gönderdi İngilizce ve Almanca alt yazı ile internette yayınlanan mesajında, ’nın askerlerini ’dan çekmesini isteyen bin Ladin, "Yersiz bir şey istemiyoruz. Haksızlığa son vermek ve askerlerinizi (Afganistan’dan) çekmek sadece sizin yararınıza" diyor. Avrupa ülkelerinin, ile ittifaktan çekilmesini isteyen ve ’nin Avrupa’ya bu yüzden misilleme yapabileceği uyarısında bulunan Bin Ladin, Afganistan’da sivillerin ölümüne neden olan hava saldırılarının sorumluluğunu Avrupa’nın da paylaştığını ifade etti. Bin Ladin, son olarak, 2001 tarihinde saldırılarının 8. yıl dönümünden birkaç gün sonra Amerikalılara hitaben bir mesaj yayınlamıştı.
+
+
+
+ 584371
+ Otomobilde son fırsat günleri
+ Otomobilde son fırsat günleri 25 Eylül 2009 Cuma, 16:59 16 Mart’ta başlatılan, 16 Haziran’da indirim oranı düşürülerek devam eden ÖTV indirimi, 30 Eylül itibariyle bitiriliyor. Motor hacmi 1600 cc’ye kadar olan araçlarda yüzde 27 olan ÖTV yüzde 37’ye, hafif ticaride yüzde 3’ten yüzde 10’a çıkarılacak. Araç fiyatlarına da yüzde 7.5 civarında ÖTV zammı yansıtılacak. Sözgelimi 26 bin lira düzeyindeki bir aracın fiyatı yaklaşık bin lira artacak. 32 bin liraya satılan bir otomobilin fiyatı da bin 500 lira artacak. Star gazetesinin haberine göre, 16 Mart-16 Haziran tarihlerini kapsayan ilk ÖTV indirimi döneminde piyasada büyük canlılık sağlanmış, 150 bin adedi aşan stok eritilmişti. Peşin indirimlerin yanında uygun kredi faizlerinin sunulduğu kampanyalar tüm hızıyla sürüyor. İşte son fırsat günlerinde sunulan cazip kampanyalar... SKODA: ÖTV indirimi uygulamasına ek olarak uygun faizli kredi kampanyası başlattı. Tüm modellerinde vergiler hariç, sabit fiyat garantisi veren Skoda, VDF ile yaptığı işbirliği kapsamında tüm Skoda modelleri için cazip kredi imkanı tanıyor. Kampanya kapsamında 6-24 ay için yüzde 1.24, 36 ay için yüzde 1.29, 48 ay için yüzde 1.31, 60 ay için yüzde 1.38 oranlarıyla kredi kullanma imkanı sağlanıyor. Superb 46 bin 999 TL, yeni Octavia 35 bin 490 TL, Octavia Tour 31 bin 990 TL, Roomster 27 bin 590 TL ve Fabia 24 bin 990 TL’dan başlayan fiyatlarla satılıyor. PEUGEOT: 308 Cool Breeze Özel Seri 32 bin 400 TL kampanyalı fiyatı ile dikkat çekiyor. 308 Comfort 1.6 VTI 120 bg ve Comfort Otomatik 1.6 VTI 120 bg modellerinde ise bin 200 TL’ye varan fiyat avantajları sunuluyor. 21 bin 990 TL’den başlayan kampanyalı fiyatıyla satılan Bipper ürün gamında bin 500 TL’ye varan indirimler sunuluyor. CITROEN: C3 Picasso satın alırken ESP, cam tavan ve alüminyum jant donanımları ek olarak istendiğinde ortaya çıkan bin TL’lik fark eylül ayına özel olarak alınmıyor. Ticari araçlarda ise Nemo Combi’deki fiyat avantajı bin TL’yi buluyor. ÖTV indirimi C1 modelinde bin 494 TL, C3 modelinde bin 956 TL, C4 modelinde bin 471 TL, C4 Picasso’da bin 286 TL, C5 modelinde ise bin 258 TL düzeyinde fiyat avantajı sunuluyor. FORD: Transit ve Connect Kombi’de ÖTV ve KDV’yi karşılıyor. 10 bin TL için 10 ay yüzde faizli kredi sunuluyor. Connect Kombi 24 bin 355 TL, Transit 28 bin 715 TL’den satılıyor. Binekte 60 ay vade ve yüzde 0.49’dan başlayan faiz sunuluyor. 10 bin TL peşinata ayda 500 TL’ye Fiesta, 650 TL’ye Focus satın alınabiliyor. LANCIA: Delta için düzenlenen kampanya kapsamında Lancia Finans aracılığıyla 48 aya varan vade ve 40 bin TL’ye varan kredi içeren çeşitli satın alma kolaylıkları sağlanıyor. Ocak 2010 tarihinden itibaren geri ödeme seçeneği de sunuluyor. Delta 22 bin 275 Euro’dan başlayan anahtar teslim satış fiyatıyla dikkat çekiyor. FIAT: Kredili alımlarda Ocak 2010 tarihinden itibaren ödemeye başlayabilme imkanının sunulduğu kampanya kapsamında Fiat binek otomobil yelpazesinde yer alan Linea, Grande Punto, Bravo, 500, Albea Sole, Palio Sole, Panda, Doblo Panaroma modellerini tercih edecek müşterilere yıl/150 bin km garanti hediye ediyor. 30 Eylül tarihine kadar Fiat markalı otomobil alacak müşteriler ücret ödemeden kasko sigortasını edinme avantajıyla yola çıkacaklar. Kampanya kapsamında Fiat Palio Sole 453 TL, Albea Sole 466 TL, Panda 577 TL, Grande Punto 620 TL, Linea 670 TL, Doblo Panaroma 705 TL, Fiat 500 modeli 710 TL ve Bravo modeli ise 766 TL’den başlayan aylık taksitler ve 36 ay vadeyle satın alınabiliyor. TOYOTA: Avensis 1.6 Elegant 700 TL indirim ile sunuluyor. Avensis’in fiyatı 49 bin 500 TL’den başlıyor. Corolla’nın 1.6 lt benzinli modeli de 500 TL indirim ile 36 bin 750 TL, Auris 1.6 Comfort Extra ve Elegant 37 bin 250 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor. CHEVROLET: Yüzde 27 olan ÖTV oranı Aveo ve Lacetti’de yüzde 10 olarak uygulanıyor. Kampanyada Aveo Sedan 21 bin 190, Lacetti HB 23 bin 940, Cruze 31 bin 235 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor Cruze satın alalar bin 750 TL’ye varan ÖTV avantajından yararlanıyorlar. Captiva’nın eylül ayı kampanyalı fiyatı ise 72 bin 420 TL. VOLKSWAGEN: VW Ticari Araç’ın kampanyasında, Caddy, Transporter, Caravelle ve Crafter Volt’ta vadeli alımlarda anahtar teslim fiyatı üzerinden yüzde 90’a kadar olan miktar TL ve Euro bazında kredilendirilebiliyor. Faiz oranı ise 1.29’a çekildi. MAZDA: Mazda modeli 49 bin 490 TL Mazda3 Sedan modeli 36 bin 21 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor. MX-5 modeli 71 bin 23 TL, BT-50 High Kabin 2.5L 4X2 modelin fiyatı 32 bin 22 TL, 4X4 modelinin fiyatı 47 bin 834 TL’ye satılıyor. PROTON: 28 bin TL’ye 36 ay yüzde faiz uygulanıyor. Ayrıca aylık ödemenin yanı sıra günlük 15 TL’lik ödeme seçeneği de sunuluyor. CHERY: Tiggo3 satın almak isteyen ilk 359 kişi bin TL özel indirim fırsatından yararlanıyor. Chery Tiggo3 Forza 34 bin 990 TL, Chery Tiggo3 Lusso ise 35 bin 990 TL’ye satılıyor. OPEL: Corsa’da bin 600 TL’ye varan indirimler mevcut. Astra HB’te bin 950 ve Sedan modellerinde de bin 420 TL’ye varan indirimler mevcut. Astra HB 1.6 16V Enjoy modeli 31 bin 935 TL, 1.3 CDTi Dizel Enjoy modeli 34 bin 917 TL, Astra Sedan 1.6 16V Enjoy modeli 33 bin 257 TL, 1.3 CDTi Dizel Enjoy modeli ise 35 bin 752 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor. RENAULT: Binekte 2009 model ve altı araçlara 10 bin TL kredi için 12 ay yüzde faiz uygulanıyor. 2010 model Clio HB ve Symbol modellerinde ise 199 TL, 2010 model Megane Sedan modelinde 299 TL’den başlayan taksit imkanı bulunuyor. Ayrıca Symbol, Clio HB ve Clio Grand Tour modellerinde 750 TL, Megane Sedan’da ise bin 750 TL indirim uygulanıyor. Symbol 22 bin 300 TL, Megane Sedan 29 bin 850 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor. Ticari araçta ise Kangoo Multix’te bin TL indirimi yapılıyor. ALFA ROMEO: Alfa MiTo için 50 bin TL’yi aşan kredi imkanı ve 48 aya varan vade seçeneklerinin sunulduğu kampanya sürüyor. Koç Fiat Kredi çatısı altındaki Alfa Romeo Finans desteğiyle uygulamaya geçirilen kampanya kapsamında uygun satın alma koşulları sunulurken, 30 Eylül’e kadar satın alma tercihini Alfa MiTo’dan yana kullanacak otomobil severlere Ocak 2010’dan itibaren geri ödeme imkanı da sağlanıyor. Mito, 19 bin 40 Euro’dan başlayan anahtar teslim satış fiyatıyla satılıyor
+
+
+
+ 583476
+ Talat: Erdoğan'ın görüşü bizim görüşümüzdür
+ Talat, 64. dönem BM Genel Kurulu üst düzey toplantıları nedeniyle bulunduğu New York'ta, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Mehmet Ali Talat, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada Kıbrıs meselesine değinmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, Türkiye ile KKTC'nin Kıbrıs sorununda birlikte hareket ettiğini herkesin bildiğini belirterek, ''Sayın Başbakan Erdoğan'ın söyledikleri bizim de görüşlerimizdir'' dedi. Talat, şöyle konuştu: ''Zaten uzun bir süredir uluslararası toplumun Kıbrıs sorununa daha fazla ilgi göstermesini istiyorduk ve bekliyorduk. Çünkü biliyoruz ki Kıbrıs sorununun çözümünde uluslararası toplumun önemli bir rolü var. Nasıl ki 2004 yılında Annan Planı müzakerelerinde BM önemli bir rol oynamıştı, bugün yine buna ihtiyaç olduğu bilinen bir gerçektir. (BM'nin rolü) Daha alt seviyede başlayarak olabilir. BM'nin Kıbrıs sorununun çözümü konusunda BM parametrelerinin, taraflara kabul ettirilebilecek şekilde aktif bir hale gelmesi gerekiyor. Sayın Başbakan Erdoğan bunları ifade etmiştir, tamamen aynı görüşteyiz. Tabii ki Kıbrıs sorununun çözümü için biz elimizden geleni yapıyoruz. Şu anda da bunun için çalışıyoruz. Dün ve bugün yaptığım görüşmelerde de bu konuları dile getirdim. Dolayısıyla Kıbrıs Türk tarafı olarak Türkiye ile iş birliği içinde çözüm için çalışıyoruz. Sayın Erdoğan'ın bunu BM Genel Kurulunda dile getirmesi yararlı ve anlamlı olmuştur.'' -DOWNER'IN AÇIKLAMALARINA YANIT- Talat, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Kıbrıs özel danışmanı Alexander Downer'ın, Ada'daki müzakere sürecinde BM'nin ''boşlukları doldurma'' amacının olmadığına yönelik sözlerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine ise Downer'ın söylediklerinin teorik olarak doğru olduğunu ama gerçekte 1963 yılından beri Ada'da devam eden 46 yıllık bir sorunun tarafları olarak Kıbrıslı Türkler ve Rumların görüşlerinin keskin çizgilerle birbirlerinden ayrıldığını söyledi. Mehmet Ali Talat, iki tarafın, artık yerleşmiş görüşlerini değiştirmelerinin kolay olmadığını belirterek, şöyle konuştu: ''Biz başlangıçta BM'nin daha aktif bir rol almasını ve giderek bunun dozunu artırmasını talep ediyorduk, Kıbrıs Rum tarafı ise 2004 yılına kadar dünyaya kendini çözüm isteyen taraf olarak takdim etmişti ve dünyanın ilgisinin de kendilerinden yana olduğunu görüyordu, dönemde böyleydi. Ne zaman ki 2004'te söylediklerinin doğru olmadığı ortaya çıktı ve ondan dolayı da dünyanın tepkisini aldı, zaman 'aman dünya artık Kıbrıs sorununa karışmasın' dediler. Çünkü dünya karıştığı takdirde aynı çizgide, yani 2004 çizgisinde karışacaktı, bundan dolayı bunu istemediler. Rum tarafı şiddetle dünyanın, BM'nin, uluslararası toplumun meseleye karışmasına karşı çıktı. Biz de onların bu tutumuna karşı çıktık.'' Downer'ın, Ada'da hem Türkleri hem de Rumları tatmin etme gibi bir yükümlülükle karşı karşıya olduğunu söyleyen Talat, Downer'ın söylediği ''boşlukları doldurmama, herhangi bir empozede bulunmama, hatta neredeyse görüş ortaya koymama yaklaşımının'' şu an için anlamlı olabileceğini ancak kısa bir süre içinde tamamen gerçekçi olmaktan çıkacağını belirtti. Talat, bu kapsamda uluslararası toplumun Kıbrıs sorununun çözümünde daha aktif olarak devrede bulunması gerektiğini belirtti. -TALAT, İNGİLTERE VE İSVEÇ DIŞİŞLERİ BAKANLARIYLA GÖRÜŞTÜ- Talat, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile ne zaman görüşeceğine yönelik bir soru üzerine, ''Kesin bir tarih henüz belirlenmiş değil, ileriki günlerde Genel Sekreterle görüşmemiz bekleniyor'' dedi. BM'de İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband ve ardından AB'nin dönem başkanı İsveç'in Dışişleri Bakanı Carl Bildt ile görüştüğünü söyleyen Talat, bir soru üzerine, ''Rum lider Dimitris Hristofyas ile New York'ta görüşmeyi istediğini ancak Rum liderin böyle bir buluşmanın uluslararası toplumun kalbi olan New York'ta uluslararası toplumun bu meseleye ilgisini daha üst düzeye çıkarmasından korktuğu için bu görüşmeyi istemediğini'' söyledi. Talat ''Bir taraf istemeyince de Genel Sekreter ısrarcı olmadı'' diye konuştu. Bu arada, Talat'ın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği ve Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkilileriyle çalışma toplantısında bir araya geleceği öğrenildi.
+
+
+
+ 583172
+ Meclis Başkanı, sorunların çözümü için diyalog istedi
+ Şahin, Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nce Isparta'da düzenlenen 1. Uluslararası Davraz Kongresi'nde yaptığı konuşmada, insanoğlunun en çok ihtiyaç duyduğu şeyin diyalog olduğunu kaydetti. Türkiye'deki sorunların çözümü için de diyalog kanalının açık tutulmasını istedi. Anadolu coğrafyasında, farklı dinden ve kültürden insanların asırlar boyu hep barış içinde yaşadığını hatırlatarak, diyalog ve hoşgörünün en canlı örneklerinin bu topraklarda bulunduğunu kaydetti. Şahin, şöyle konuştu: "Bizim bazı şehirlerimizde cami, kilise, havra yan yanadır. Dolayısıyla biz milletçe hem ülkemizde hem de dünyada barıştan yana bir anlayış ve tavırdan yanayız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'Yurtta barış dünyada barış' derken bunu kastetmiştir." Konuşması sırasında "Davraz" yerine sehven "Davos" diyen Şahin, "Demek ki Davraz, Davos olacak. Söyleyene değil, söyletene bak." ifadesini kullandı. SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar da, yaptığı konuşmada, son günlerde tartışılan anadil konusunda üniversitelerin söyleyeceklerinin bulunduğunu belirtti. Baydar, Türkiye'de resmî dilin Türkçe olduğunu hatırlatarak, üniversitelerde yerel diller bölümü kurulabileceğini ancak bir yerel dilin ön plana çıkarılmasının sakıncalı yanları bulunduğunu savundu. Kurulacak merkezlerde, konuşulan 30'un üzerinde yerel dilin öğretilebileceğini kaydetti. Baydar, yerel dil eğitiminin üniversitelerde kurulacak bölümlere bırakılması, resmî dil eğitiminin de Milli Eğitim'ce yürütülmesi gerektiğini savundu. ISPARTA ZAMAN
+
+
+
+ 583891
+ 13:11 Erdoğan BM Genel Kurulu'nda konuştu
+ Erdoğan Genel Kurulu'nda konuştuNewYork DHA Genel Kurulu’nda konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; savaşlardan ekonomik krize, ve fakirlikten teröre, güvenliğinden değişikliğine kadar dünyanın karşı karşıya bulunduğu sorunların büyük ve zorlu sorunlar olduğunu ve BM’ye bu konuların çözümünde büyük görevler düştüğünü belirtti. Erdoğan, “Sorunların çözümü için herkesi kucaklayan adil, paylaşımcı, farklılıkları zenginlik olarak gören ve güven esasına dayalı bir küresel düzene ihtiyacımız var. Risk ve tehdit algısına dayalı bir dünya tasavvurundan, güven ve dayanışma esasına dayalı bir küresel düzene geçiş mümkündür. Bu hepimiz için bir zaruret haline gelmiştir. Bunun için yeni bir liderlik anlayışına da ihtiyacımız var. 21. yüzyılı savaşların değil, barışın; korkunun değil, güvenin; haksızlığın değil, adaletin; ve şiddetin değil, huzurun; açlık ve fakirliğin değil, refahın hakim olduğu bir yüzyıl yapabiliriz” dedi. “TERÖR VE SİLAHLAR ENDİŞE KAYNAĞI” Terörizm ve nükleer silahların yayılması gibi tehditlerin küresel ölçekte ciddi birer endişe kaynağı haline geldiğini söyleyen Erdoğan, “Terörizm ve nükleer silahların yayılmasının yanında, açlık ve artan hastalıklar, gıda ve enerji güvenliğine ilişkin kaygılar, yabancı düşmanlığı ve radikalizmdeki artış gibi sorunlar da ciddiyetini korumaktadır. Öte yandan; ve küresel krizi köklü çözümler gerektiren iki temel alan olarak öne çıkıyor. Böyle bir tabloda BM’nin önemi; ve vazgeçilmezliği daha da netlik kazanıyor. Adil ve katılımcı bir düzenin kurulması için BM’nin etkinliğini hep birlikte arttırmak zorundayız” şeklinde konuştu. Temsil kabiliyeti güçlendirilmiş, demokratik, şeffaf, adil ve etkin bir BM’nin küresel barış ve istikrara daha fazla katkı yapacağını bildiren Erdoğan, “BM; iklim değişikliği, nükleer açlıkla mücadele, kadın-erkek eşitliği, ve onurunun korunması konularında daha etkin bir kurum haline gelmelidir” diyerek, bu amaca yönelik reform girişimlerine tam destek verildiğinin altını çizdi. “GÜVENLİK KONSEYİNİN TEMSİL GÜCÜ ARTMALI” ’nin de reforma tabi tutulması gerekliliğinin üstünde duran Erdoğan, olarak; Güvenlik Konseyi’nin temsil gücünün arttırılmasını istiyoruz. BM reformu çerçevesinde vurgulanması gereken diğer bir husus da, BM Barışı koruma sisteminin iyileştirilmesi ihtiyacıdır. Türkiye bölgesinde barış ve istikrar unsuru olarak mevcudiyetini sürdürüyor. Tüm komşularımızla sorunlarımızı çözme gayreti içinde olduk. Bölgemizdeki sorunlar aynı zamanda küresel sonuçları da olan sorunlardır. Bu yüzden; bölgede izlediğimiz yapıcı ve barışçı politika, sadece bölgesel değil, küresel barışa da hizmet etmektedir. Pasif komşuluk ilişkisinden, aktif dostluk ilişkisine geçmeyi hedefliyoruz. Komşumuz ile devam eden diyalog süreci bu durumun somut örneğidir. ile olan ilişkilerimizi normalleştirme gayretlerimiz de meyvelerini vermeye başlamıştır. ’da devam eden sorunlar konusunda da bölgedeki diğer ülkelerden, Türkiye’nin barışçı ve istikrarlı politikalarını desteklemelerini bekliyoruz. Bizi ve dünyayı yakından ilgilendiren konuların başında ’ın toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve iç barışı geliyor. Irak’taki siyasi diyalog sürecinin devamına ve ulusal uzlaşının tesisine büyük önem atfediyoruz” ifadelerini kullandı. KENDİ KADERİNE TERK EDİLDİ” anlaşmazlığının da Türkiye için önemli bir bölgesel sorun olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Filistin-İsrail ihtilafının barış ve güvenlik içinde var olacak iki devlet temelinde çözüme kavuşturulmasını bölge ve dünya barışının vazgeçilmez bir şartı olarak görüyoruz. Filistin’de ulusal uzlaşının sağlanması, bağımsız Filistin devletinin kurulması sürecini hızlandıracaktır. Türkiye, her zaman Filistin halkının yanında olmuş ve bundan böyle de olmaya devam edecektir. Gazze’ye yönelik son kısa sürede bir insanlık dramına dönüştü. Fosfor bombalarının kullanımı neticesinde 1400’e yakın insan, çocuk, kadın burada hayatını kaybetti, binin üzerinde insan yaralandı. Gazze’nin alt yapısı yerle bir edildi. BM’nin Gazze’deki binaları bile bu yıkımdan kurtulamadı. Gazze için verilen sözler tutulmadı. Gazze her zaman olduğu gibi kendi kaderine terk edildi. Gazze’ye inşaat malzemelerinin girişine dahi izin verilmiyor. Sadece ve gıda…Hem İsrail’in hem de Filistinlilerin barış ve güvenliği için bu engellerin derhal kaldırılmasını ve Gazze’deki yaşamın normalleşmesini talep ediyoruz. İsraillilerin güvenliği kadar Filistinlilerin de güvenliği önemlidir. Filistinlilerin özgürlük ve barış talebi de İsraillilerinki kadar meşrudur. Çözüm; herkese adil ve eşit muamele edilmesi halinde mümkün olacaktır” dedi. BÖLGESEL BARIŞ, GÜVENLİK VE İSTİKRAR ARAYIŞLARINDA KİLİT ROLE SAHİP” Erdoğan, Suriye ve ’nın bölgesel barış, güvenlik ve istikrar arayışlarında kilit rol oynayabilecek konumda bulunduğunu yineleyerek, ’ın uluslararası toplumu uzun süredir meşgul eden nükleer programı üzerindeki anlaşmazlığın diyalog yoluyla çözümlenmesi taraftarı olduklarını belirtti. Erdoğan, “Türkiye, tüm ülkelerin barışçıl nükleer enerjiden yararlanma hakkına sahip olduğunu savunur. Diğer taraftan; nükleer silahların yayılmasının dünya barışını tehdit eden bir gelişme olduğunu hatırlatarak, herkesi sorumlu davranmaya çağırıyoruz” dedi. ve Kuzey ’deki gelişmeleri bu anlayışla yakından takip ettiğini belirten Erdoğan, “Afganistan ve Pakistan halklarının radikal güçlerle olan mücadelelerini destekliyor ve hak ettikleri müreffeh yaşama kavuşmaları için bölgedeki alt yapı yatırımlarını sürdürüyoruz” şeklinde konuştu. “’TA ÇÖZÜMÜN TEMELİNİN DAYANDIĞI ÇATI BM’DİR” Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin adada kapsamlı bir çözüm çabalarını desteklediğini söyleyen Erdoğan, çözümün temelinin dayanması gereken çatının da BM olduğunu ifade etti. Mevcut sürecinde, tüm tarafların yapıcı davranmaları halinde 2009 yılına kadar kapsamlı çözüme ulaşılabileceğini belirten Başbakan Erdoğan, tarafların uzlaşamadı noktalarda BM Genel Sekreterinin devreye girmesi gerektiğini hatırlattı. Çözümsüzlüğün bedelini haksız izolasyonlarla ’nin ödediğini vurgulayan Erdoğan Kıbrıs Türkleri üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasının çözüm sürecini hızlandıracağını söyledi.
+
+
+
+ 584128
+ Kızgın inek sahibini öldürdü
+ İlçeye bağlı Yazıcık beldesinde yaşayan Hanife Yıldız (65), Bayramı'nın 3. günü ineğini araziye otlatmaya çıkardı. Boynuna ip bağladığı ineği otlatmaya götüren Yıldız, bir anda kızgınlaşan ineğinin üzerine atlaması sonucu yere düştü. Kızgın ineğin ayağıyla göğsüne bastığı kadın, olay yerinde öldü. Yıldız'ın cenazesi, Niksar Devlet Hastanesinde otopsi yapılmasının ardından toprağa verildi.
+
+
+
+ 584469
+ Borsa günlük bazda yüzde 0,74 değer yitirdi
+ günlük bazda yüzde 0,74 değer yitirdi Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören hisse senetleri günlük bazda ortalama yüzde 0,74 oranında değer yitirdi. Ulusal 100 Endeksi, ikinci seansta 329,57 puan düşerek 47.624,97 puandan kapandı. Hisse senetlerinin ikinci seanstaki ortalama değer kaybı yüzde 0,69 oldu. İlk seanstaki 25,77 puanlık düşüş dikkate alındığında, endeksi günün tamamında 355,34 puan geriledi. Hisse senetleri günlük bazda ortalama yüzde 0,74 değer yitirdi.
+
+
+
+ 582900
+ PFDK'dan Beşiktaş'a ceza
+ PFDK'dan Beşiktaş'a cezaProfesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Beşiktaş Kulübü'ne türlü nedenlerden dolayı 20 bin lira para cezası verdi. Mehmet Reşat Bostan başkanlığında gerçekleştirilen bugünkü toplantıda kurul, Beşiktaş ile Kayserispor arasında yapılan karşılaşmada, Beşiktaş Kulübü'nün, siyah-beyazlı taraftarların neden olduğu saha olayları nedeniyle 10 bin lira, müsabaka sonrasında gerçekleştirilen basın toplantısına futbolcu katılımını sağlayamamasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren bin lira ve akreditasyon sisteminin uygulanmamasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle de takdiren bin lira olmak üzere, 20 bin lira para cezası almasına karar verdi. Kurulun aldığı diğer kararlar ise şöyle: 20 Bin Lira: Olgun Aydın Peker (Giresunspor Kulübü Başkanı) 10 Bin Lira: Pendikspor Bin 250 Lira: Kartalspor Bin Lira: Murat Şahsuvaroğlu (Pendikspor Kulübü yöneticisi), Hüseyin Bozdoğan (Adıyamanspor Kulübü yöneticisi), Yaşar Bekdemir (Bandırmaspor Kulübü yöneticisi) Bin 500 Lira: Karşıyaka Bin 400 Lira: Adana Demirspor Bin Lira: Samsunspor Bin 500 Lira: Adıyamanspor Bin 400 Lira: Bozüyükspor, Etimesgut Şekerspor, Kahramanmaraşspor Bin Lira: Çerkezköy Belediyespor, Küçükköyspor 1600 Lira: İstanbul Kartal Belediyespor, Yalıspor 1500 Lira: Yalovaspor, Gebzespor, Çankırı Belediyespor, Elazığspor 1400 Lira: Bafra Belediyespor 1000 Lira: Sarıyer, Keçiörengücü, Anadolu Üsküdar 1908 Spor, Gölcükspor, Hatayspor Maç: Ömer Kadir Özcan (Kartalspor Teknik Direktörü), Alican Tez (İnegölspor futbolcusu) Maç: Serge Pakome Djiehoua (Antalyaspor), Alp Pehlivan (Adana Demirspor Kulübü yöneticisi), Bahtiyar Karaağaçlı (Belediye Bingölspor oyuncusu) Maç: Hasan Üçüncü (Giresunspor futbolcusu), Abdülkerim Durmaz (Adana Demirspor Teknik Direktörü) 120 Gün Hak Mahrumiyeti: Olgun Aydın Peker (Giresunspor Kulübü Başkanı) 30 Gün Hak Mahrumiyeti: Murat Şahsuvaroğlu (Pendikspor Kulübü yöneticisi), Yaşar Bekdemir (Bandırmaspor Kulübü yöneticisi) 15 Gün Hak Mahrumiyeti: Hüseyin Bozdoğan (Adıyamanspor Kulübü yöneticisi) Bu arada kurul, 16 Eylül'de Kırşehirspor ile Erzurumspor arasında TFF 2. Lig 3. Grup'taki maçta, belirlenen ve ilan olunan saatte sahaya gelmemesinden dolayı Erzurumspor'un hükmen 3-0 yenik sayılmasına ve puanın silinmesine karar verdi.
+
+
+
+ 583186
+ Kulüplerin sırtı borçtan kamburlaştı
+ Küresel krize rağmen transfer harcamalarında uçuk rakamların ortaya çıkması, zaten borçlu futbol kulüplerini adeta batağa çekiyor. Özellikle İspanyol ve İngiliz kulüplerinin borçları dudak uçuklatan rakamlara ulaşmış durumda. Borçlanma oranlarında ilk 10 sıranın 9'u İngiliz ve İspanyollarca parsellenmiş. M.United 699 milyon Euro ile en borçlular listesinin başında yer alıyor. İkinci sırada bu yıl yaptığı transferlerle bütçeyi hayli zorlayan İspanyol Real Madrid geliyor. Ezeli rakibi Barcelona'nın başarılarını gölgelemeye çalışan başkan Perez, paraları hiç düşünmeden savurarak kadrosunu güçlendirme yolunu seçti. 'Rüya takım' Barcelona ise akılcı stratejileri sayesinde 384 milyonla borç devleri listesinde 6. sırada kalmayı başarmış durumda. Türk futbolunda da bu yıl özellikle 'büyükler'in transfer yarışı gündeme damgası vurdu. Öyle ki bugün '4 büyükler'in borçlarının toplamı yarım milyar dolara ulaşmış bulunuyor. Kulüplerin reel borç tutarlarının öğrenilmesi hayli zor. Zira bilançolar farklı okundukça ya da baz alınan tarih değiştikçe rakamlar değişebiliyor. Örneğin Trabzonspor'da muhalefete göre 120 milyon TL olan borç, Başkan Sadri Şener'in ifadesi ile 90 milyon TL. Beşiktaş'ın ağustos ayında yapılan divan kurulunda bildirilen borcu 153 milyon TL. Galatasaray 241 milyon, Fenerbahçe ise 149 milyon borç açıkladı. Rakamlar farklı okumalarla değişse de gerçek şu ki kulüplerin borçları azalmıyor, artıyor. Futbol takımında işlerin yolunda gittiği dönemlerde kulübün borcunun kimsenin dikkatini çekmesi buna karşılık 'tren raydan çıkınca' ilk bakılanın mali tablo olması bize has bir özellik gibi görünüyor. Diğer taraftan bankalar yerine başkan ve yöneticilerden borçlanma yoluyla kaynak oluşturulması bir anlamda borç veren tarafın yerinin sağlamlaşmasını beraberinde getiriyor. Ocak 2009'daki Beşiktaş kongresinde aday olmayı düşünen hemen herkesin ortak çekincesi bilhassa başkana ödenecek rakamın büyüklüğü. Bu konuda benzer bir olay 2000 yılında Trabzonspor'da yaşanmış, kongrede kaybeden Mehmet Ali Yılmaz kulüpten alacaklarını tahsil için hukuki yola başvurarak Bordo-Mavilileri icralık yapmıştı. Dönemin başkanı Özkan Sümer ve yönetiminin hayli zor durumda kalmasına sebep olan bu olay daha sonra karşılıklı uzlaşmayla çözülmüştü. Büyük kulüpler, gerek taşınmaz varlıklarının büyüklüğü gerekse taraftar sayılarının fazlalığı sebebiyle yüksek miktarlardaki borçlara rağmen bunları çevirme kapasitesine sahip. Ancak Anadolu takımlarının iş bilmez yöneticilerin hatalarının bedeli çok daha ağır oluyor. Türk futbolunun önemli kulüplerinden Samsunspor'un yaşadığı ekonomik darboğaz ve bugün Bank Asya 1. Ligi'ne demir atması bunun en güzel örneği. Malatyaspor ve Erzurumspor'un yaşadıkları daha hazin. Kocaeli ve Sakaryaspor adeta PAF takımları ile mücadele etmek zorundalar. Bütün bu tablonun ortaya çıkardığı gerçek şu ki kulüplerin mali yapısı en az futbol takımının performansı kadar önemlidir. Sportif başarıyı, ekonomik tabloyu bozmadan sağlayabilen yöneticiler gerçek anlamda başarılı yöneticilerdir.
+
+
+
+ 584309
+ Avrupa'nın dev kulüpleri Adana yolunda
+ Radyospor'da 'Özgür Sancar'la Haber Özel' programına katılan kulüp başkanı Bekir Çınar, futboldaki muhalif sesler olarak tanınan Livorno, Celtic, Marsilya, AEK, ve St. Pauli'nin katılacağı bir turnuvaya evsahipliği yapmak için girişimde bulunduklarını söyledi. Başkan Çınar, "Livorno ve St.Pauli kulüpleri bu teklifi kabul ettiler. Diğer kulüplerle yaptığımız ön görüşmeler çok olumlu oldu" dedi. Adana'nın devre arası kamp çalışmaları için çok uygun bir yer olduğunu belirten Çınar, "tesis bakımından yeterliyiz. Mükemmel otellerimiz var. Bu turnuvayla hem felsefi duruşumuzu göstereceğiz, hem de Adana'nın kamp için Antalya kadar yeterli olduğunu ispatlayacağız" diye konuştu. Çınar, Livorno maçının, "futbolda şiddete, ırkçılığa ve endüstriyel futbolun yarattığı sorunlara karşı anlamlı bir tepki" olduğunu, şimdi daha kapsamlı bir organizasyona imza atmak istediklerini ifade etti. Kaynak: radyospor.com
+
+
+
+ 583972
+ Cindoruk: Anavatan Partisi ile Demokrat Parti adı altında birleşeceğiz
+ Cindoruk, Ostim Sanayici ve İşadamları Derneği (OSİAD) Başkanı Adnan Keskin ve beraberindekileri parti genel merkezinde kabul etti. DP Genel Başkanı Cindoruk, kabulde yaptığı konuşmada, Anavatan Partisi ile yürüttükleri birleşme sürecinin tamamlanmak üzere olduğunu belirterek, ''31 Ekim günü Atatürk Spor Salonu'nda her iki parti ortak kongre yapacak ve Demokrat Parti Adı altında birleşeceğiz'' dedi. OSTİM'in yurt dışında da örnek alınan çok önemli bir yapı olduğunu ifade eden Cindoruk, geçmişte olduğu gibi ''İşletmeler Bakanlığı''nın kurulması gerektiğini savundu. OSİAD Başkanı Keskin de işletmelerin tahsilat ve karşılıksız çek-senet konularında sıkıntılar yaşadığını belirterek, bankaların kredi faizlerinin yüksek olmasından yakındı. KOBİ'lerin çok büyük sıkıntı içinde olduğunu ifade eden Keskin, ''İşçi çıkartmamaya çalışıyoruz ama kriz döneminde, yaklaşık 80 bin çalışanın olduğu İvedik Organize Sanayi ve OSTİM'de, yaklaşık 22 bin kişi işten çıkarıldı'' dedi. Keskin, yasal düzenlemelerle KOBİ'lere destek verilmesi ve nakit akışının sağlanarak piyasanın canlandırılması gerektiğini dile getirdi. Türkiye'deki işletmelerin yüzde 94'ünü oluşturan KOBİ'lerin toplam kredinin sadece yüzde 4-5'ini kullandığını anlatan Keskin, istihdam üzerindeki vergi yükünün ve SSK primlerinin düşürülmesini istedi. Cindoruk, bir gazetecinin, ''Başbakan Erdoğan, demokratik açılım sürecinin hazmettire hazmettire devam ettirilmesi gerektiğini söyledi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine, ''Evvela Türkiye'nin Başbakan'ı hazmetmesi lazım. Başbakan'ı daha Türkiye hazmedemedi'' diye konuştu.
+
+
+
+ 584299
+ Bu köyde evlere çatıdan giriliyor
+ Aşıklı Höyük Kazı Başkanı Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aşıklı Höyük'ün insanlık tarihinin dönüşüm noktalarından birinde yer aldığını, 10 bin yıllık tarihiyle Orta Anadolu'nun bilinen ilk yerleşimi olduğunu söyledi. Aşıklı Höyük kazısının 20 yıl önce başladığını ifade eden Özbaşaran, höyüğü koruma altına almak, yayın ve sergileme amaçlı kazı çalışmalarına belli bir süre ara verildiğini kaydetti. Kazı alanında, sergileme çalışması için 2008 yılında inşasına başlanan yapıların bu yıl tamamlandığını belirten ��zbaşaran, ''Yapılar Aşıklı Höyük'te arkeolojik çalışmalarla açığa çıkardığımız yerleşmenin bir bölümünün plan, boyut ve yön açısından orijinaline sadık kalınmış birebir kopyasıdır'' dedi. 10 BİN YILLIK KÖY YENİDEN HAYAT BULDU.. 2008 ve 2009 yılında yaptıkları 12 kerpiç evle 10 bin yıllık köyün küçük bir modelini oluşturduklarını anlatan Özbaşaran, şunları kaydetti: ''10 bin yıllık Aşıklı deneysel evlerine damda bırakılan bir delikten ahşap merdivenler yardımıyla giriliyor. İki odalı evlerde, odalar arasında geçitler, ev içlerinde ocaklar, otlar, öğütme taşları, hasırlar ve sepetler bulunuyor. Hepsi Aşıklı Höyük kazılarında bulunmuş orijinallerinin kopyalarıdır. Bir evde ise Aşıklı topluluğunun ölü gömme geleneklerini yansıtmak amacıyla taban sıvası altına açılan bir çukura iskelet yerleştirdik. Evlerden bir tanesini ise ziyaretçilerin kazılarda ortaya çıkarılanları ve kazı tarihçesini fotoğraflarla izleyebilecekleri şekilde düzenledik.'' Kazı çalışmaları sürerken, höyüğe gelen turistlerin sayısının her yıl arttığını vurgulayan Özbaşaran, ''Bu canlandırma Aşıklı Höyük'e gelen turistlere insanlık tarihinin uzak geçmişinden bir kesit sunarken, arkeologlara da deneysel arkeoloji bağlamında önemli katkılar sağlıyor'' dedi. ''İLGİNÇ BİR DENEYİM'' Turistlerin Aşıklı'da 10 bin yıl önceki yaşamı somut olarak görme ve tanıma imkanı bulduklarını belirten Özbaşaran, şöyle devam etti: ''Kapadokya'nın ilk yerleşimi olan Aşıklı Höyük böylece kültür turizmine açıldı. Yüzlerce yabancı turist deneysel aşıklı evlerinde 10 bin yıllık tarih yolculuğuna çıkıyor. Kerpiç evlerimiz ziyaretçileri bekliyor. Çatılardan giriş yapılan evlere, ziyaretlerde kolaylık sağlamak için yandan kapı açtık. Neolitik dönem insanlarının evlere nasıl girip çıktıkları birebir gözlemleniyor, turistler için güzel bir deneyim oluyor. Çatıdan eve giriş yapmak yabancı turistlerin çok hoşuna gidiyor.'' Özbaşaran, Aşıklı Höyük'teki bu çalışmanın Kapadokya'daki aktif kültür turizmine önemli katkı sağlayacağını düşündüklerini sözlerine ekledi.
+
+
+
+ 584082
+ Vahşi hayatı en iyi onlar fotoğrafladılar
+ British Wildlife Photographer ödülleri sahiplerini buldu. Vahşi hayatı bir fotoğraf karesiyle yansıtmaya çalışan fotoğrafçıların eserleri arasında seçim yapmakta zorlanan jüri birinciliği "Kızböceği Silueti" isimli fotoğrafıyla Ross Hoddinott'a verdi.
+
+
+
+ 584440
+ TL'lik elektrikle bin kilometre yol giden şarjlı bisikletlere yoğun ilgi
+ Motosiklet ve bisiklet satıcısı Öner Şanlıtürk, ilçede şarjlı bisikletlerin büyük ilgi görmeye başladığını söyledi. Elektrikli bisikletlerin ekonomik olduğunu belirten Şanlıtürk, "Şarzlı bisikletlerin benzin masrafı yok. Ehliyet ve ruhsat istenmiyor. Gürültü çıkarmaz iyi bir çevre dostu. Motosiklet gibi pedal çevirmeden gidiyor. Saatte 40 kilometre hız yapıyor. TL'lik elektrikle bin kilometre yol gidiyor. Tek şarj ile 50 kilometre yol gidilebiliyor. Hem rahat hem de ucuz. Herkese tavsiye ederim." diye konuştu.
+
+
+
+ 583383
+ İbrahim Karagül: Obama'nın liderlere gönderdiği gizli mektup!
+ İbrahim Karagül 25 Eylül 2009 CumaObama'nın liderlere gönderdiği gizli mektup! G-20 zirveleri, sadece ekonomik değil, siyasi alanda da küresel eğilimlerin tartışıldığı merkezi platform belki de tek adres haline geldi. Bir süredir bu köşede ele aldığımız siyasi, askeri ve jeopolitik alandaki değişimlerle, G-20 zirvelerinin gündemini oluşturan tartışmaları bu yüzden birlikte ele almak zorundayız. Bu anlamda her gelişme büyük 'yap-boz'un parçaları/unsurları niteliğinde. Dün Pittsburgh'da toplanan G-20 zirvesi öncesi, Obama yönetimi zirveye 20 ülke liderine gizli mektuplar gönderdi. Eylül'de gönderilen bu altı sayfalık metinde, küresel ekonomik krizin geldiği aşama, çözüm önerileri, ABD'nin bakışı gibi detay konular yer alıyor. Beyaz Saray yönetimi mutlu haberi veriyor ve "Krizin üstesinden geldik, resesyonu yendik, küresel sermaye piyasaları Mart ayından bu yana yüzde 35 yükseldi" şeklindeki sözlerle zafer ilan ediyordu. Söz konusu mektubun, AB temsilciliğinin kriz ve küresel ekonomi konularında Obama yönetimine gönderdiği mektuba cevap olduğu söyleniyor. Avrupa ülkeleri, krizin bittiğine dair ABD iyimserliğini pek paylaşmıyor. Yükselen işsizlikten, üretim ekonomisindeki kötümser durumdan hareket ederek, bir yol haritası oluşturmaya çalışıyor. AB'nin yol haritasıyla ABD'nin çözüm projeleri arasında çok ciddi uyuşmazlık var. Anglo-sakson cephe, küresel ekonomiyi kriz öncesinde olduğu gibi yine finans siteminin öncülüğünde ayakta tutmaya çalışırken AB ülkeleri üretim ağırlıklı ve finans siteminin sıkı denetimine bağlı çözüm önerileri sunuyor. Bu anlaşmazlık hep vardı. Beyaz Saray ve Londra, "kriz finans sisteminin krizi. Öyleyse bu kurumları güçlendirir krizden çıkarız" derken AB ülkeleri, krizin finans sistemi ile sınırlı olmadığını, daha kapsamlı olduğunu, finans sisteminin krizin tetikleyicisi olduğunu artık üretim ekonomisinin de ciddi bir kriz yaşadığını, dolayısıyla küresel ekonomik sistemde yapısal değişimler gerektiğini söylüyor. Bazılarına göre ABD'nin finans sistemine bağımlılığı, onu denetlemeyi reddetmesi bütün dünyayı batıracak sonuçlara yol açabilir. Söz konusu iki mektup, iki merkez güç arasındaki yaklaşım farkını ortaya koyuyor. G-20 zirvelerinin ana konusu da bu yaklaşım farkı zaten. Öyleyse, krizin bitip bitmediğini, kimlere göre bittiğini kimlere göre devam ettiğini takdir etmek için söz konusu tartışmayı yakından izlemek gerekiyor. Nisan'da Londra'da toplanan G-20 zirvesi de bu tartışmalarla başlamış ve bitmişti. Ancak bir adım ilerleme sağlanamadı. Zirve öncesi, Alman medyasına sızdırılan bilgilere göre trilyonluk paketlerle bankalar kurtarılacak, bu yapılınca da piyasa kurtulacaktı. İngiltere'nin önerdiği, zirveye katılan liderlerin önceden onayladığı gizli paketin yanı sıra bir de skandal yaşanmıştı. İngiltere, katılımcı ülkeleri ikiye ayırmış, merkez ülkeler dışındakileri sadece görüntü olarak göstermişti. Başbakan Gordon Brown, zirvenin kapanış konuşmasında; "Yeni bir dünya düzeni kuruluyor ve bu düzen küresel konsensusla kuruluyor" cümlesini kullanmıştı. Bu açıklamaya göre dünya ekonomisinin yüzde seksenini temsil eden liderler, krizden kurtulma yönteminde, yeni ekonomik sistem konusunda konsensus halindeydiler. Bu sonuç, yeni bir dünya düzeni olarak ilan ediliyordu. Oysa böyle olmamıştı. Taraflar yaklaşım farklılığını devam ettiriyordu. Pittsburgh zirvesi öncesinde gördüğümüz gibi, finans sisteminin sıkı denetimi, küresel ekonominin denetimi, yeni bir ekonomik sistem gibi başlıklar ana tartışma konuları olmaya devam ediyordu. Krizle ilgili iyi niyetli, umut verici göstergelerin ve açıklamaların öne çıktığı doğru. Umuyoruz gerçekten öyle olur. Ancak kriz öncesi varolan sorunlara hiçbir çözüm üretemeden, varolan ekonomik sitemde hiçbir değişiklik yapmadan, krize sebep olanlara trilyon dolarlar aktarılarak "bu iş bitti" denilebilir mi? Bugün ABD ve İngiltere'nin dayatmasıyla yapılan şey, durumu kurtarmak, krizi ertelemek ama asla çözüm üretmek değil. Anglo-Amerikan cephe küresel ekonomik sistemin, finans sisteminin olduğu gibi muhafazasını isterken trilyon dolarlık destek paketleriyle çözüm üretilebileceğini düşünüyor. Bırakın sistemi kökten değiştirmeyi, bir reform bile öngörmüyor. Aynı zamanda finans sistemi üzerindeki "koruyucu", "dokunulmaz" rolünü devam ettirmek istiyor. Bu yönüyle Anglo-Amerikan cephe muhafazakar diğerleri ise reformcu oluyor. Bu cephe, ekonomik sistem üzerindeki kontrolün küresel iktidarı da kendilerine bahşettiğinin farkında. Bu gücü ellerinden kaybetmek, ekonomik iktidarı paylaşmak, çok kutuplu ekonomik sisteme razı olmak istemeyeceklerdir. Nisan ayındaki zirve öncesi, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin "daha sıkı mali denetim sağlama önerisi reddedilirse zirveyi terk ederim" şantajı ile Almanya'nın krizin başlangıcından bu yana sergilediği tavır, Batı'nın kendi içinde ayrışması ihtimalinin ipuçlarını verir nitelikteydi. İngiltere Başbakanı'nın "konsensus" açıklamasına rağmen Pittsburgh zirvesi öncesi tartışmalara bakılırsa ayrışma giderilememiş. Bunlar neden önemli? Mesele sadece ekonomik krizden kurtulma meselesi değil. Dünya ekonomisini yönetme, ekonomik iktidarı paylaşma, buna bağlı olarak küresel siyasi iktidarı yönetme gibi bir güç mücadelesi var ortada. Beyaz Saray'dan 20 ülke liderine gönderilen mektup, aslında hiçbir şeyin değişmediğini, varolan ekonomik sistemin hiçbir yanına dokunmadan çözüm arandığını, bu yaklaşıma karşı olanların itirazlarını hâlâ koruduğunu,"yeni dünya düzeni" mücadelesinin ekonomik alanda bu şekilde kendini hissettirdiğini gösteriyor. Yeni ekonomik sistem tartışmaları başarıya ulaşsa da ulaşmasa da bir sistem şekillenecek. Ya uzlaşmayla ya da çatışmayla. Yeni bir ekonomik düzen şekillenecekse yeni bir siyasi düzen de şekillenecek. G-20 zirvelerini, zirve öncesi ve sonrası tartışmaları çok dikkatle izlemekte fayda var.
+
+
+
+ 584021
+ Cem boş lojmanda saat beklemiş
+ Cem boş lojmanda saat beklemişAli AKSOYER/İSTİHBARAT, (DHA) ’u öldüren katil zanlısı Cem G.’nin 197 gün sonra teslim edilmesinin ardından gözaltına alınanlar arasıda bulunan şoför Ahmet Batur polisteki ifadesinde “Beni Mehmet Karakaya’lı aradı bir şişe ile alt katta bulunan lojmanın anahtarını istedi. Ben oraya gittim. İçinde eşya olmayan lojman dairesinin kapısını açtım. Cem orada saat bekledi. Daha sonra babası gelip aldı.“ dedi. Öte yandan polis tarafından gözaltına alınan Hakan Çiçek’in cinayetten önce Cem G. ile görüştüğü için gözaltına alındığı ortaya çıktı. Hakan Çiçek Cem gündüz beni aradı tane ismi verip oralara verip vermediğimizi sordu. Ben de araştırıp ona cevap verdim.“ dedi. Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından gün boyunca sorgulanan Şoför Ahmet Batur polisteki ifadesinde “Mehmet Karakayalı beni telefonla arayarak ’nde bulunan lojman olarak kullanılan boş dairenin anahtarını ayrıca bir şişe rakı alarak hemen gelmemi istedi. Oraya gittiğimde 32 numaralı dairede Mehmet Karakayalı ile la beraber Cem G.’de vardı. Mehmet ben ve Cem hep birlikte binanın giriş katında bulunan numaralı boş daireye geldik. Ben kapıyı açtım. İçinde hiç eşya olmayan dairede bir süre oturduk. Bir süre sonra Mehmet Karakaya’lı evden çıktı. Biz Cem G. ile birlikte yalnız kaldık. Bu sırada hiç konuşmadık. Daha sonra patronum geldi. Mehmet Karakayalı tekrar aşağı indi. Cem G. ile babası saat 02.00 sıralarında oradan ayrıldı. Bir daha Cem G.’yi hiç görmedim.“ dedi. Öte yandan gözaltına alınan Hakan Çiçek’in cinayetin işlendiği gün gündüz saatlerinde Cem G. ile telefonla görüştüğü için gözaltına alındığı ortaya çıktı. Hakan Çiçek poliste verdiği ifadesinde Cem G.’nin kendisini telefonla aradığını ve tane bar ismi söyleyerek “Biz buralarda varmıyız? Yokmuyuz yani içki satıyor muyuz“ diye sordu. Ben de ezbere bir şey söyleyemeyeceğimi araştırıp döneceğimi söyledim. Araştırdıktan sonra tekrar onu arayıp cevabı ilettim. Teşekkür ederek telefonu kapattı. Bunun niçin sordu bilmiyorum.“ dedi. Poliste ifade veren Habib Kurt ise polisteki ifadesinde “Eve Mehmet Karakaya’lı ile birlikte Cem G. geldi. Bana babasının getirerek evin önüne bıraktığını söylediler. Bir süre oturduktan sonra Mehmet’le Cem aşağı indi. Daha sonra gelerek oğlunu aldı. Cinayetle ilgili başka bir şey bilmiyorum.“ dedi.Yetkililer olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü belirttiler.
+
+
+
+ 583451
+ 09:07 Karşıdan karşıya geçmek isteyen kar koca minibüs altında kaldı
+ Karşıdan karşıya geçmek isteyen kar koca minibüs altında kaldı 'da, yolun karşısına geçerek düğüne gitmek isterken minibüsün çarptığı evli çift ile akrabaları öldü. Olay, dün saat 21.30 sıralarında bölünmüş karayolu Organize Sanayi bölgesi çıkışında meydana geldi. Bir kafe'de yapılan düğüne gitmek için yolun karşısına geçmek isteyen Şaban Beşer (60), eşi Necmiye Beşer (57) ile akrabaları Merdiye Doğmuş'a (45), Manisa yönünden gelen Osman Berker Armağan (23) yönetimindeki 34 ER 1235 plakalı minibüs çarptı. Minibüsün çarptığı üç kişi yolun kenarındaki bariyerlere savruldu. Şaban Beşer ve Merdiye Doğmuş olay yerinde hayatını kaybetti. Kazayı gören çevredekiler durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen ekipler ağır yaralanan Necmiye Beşer'i ambulansla Merkez Efendi Devlet Hastanesi'e kaldırdı. Necmiye Beşer yapılan müdahalelere karşı yaşamını yitirdi. Kazadan Huriye Şengül, şans eseri yara almadan kurtuldu. Kazayı duyan Manisa Emniyet Müdürü Adem Aydemir olay yerine gelerek bilgi aldı. Kazadan sonra düğündeki eğlence durduruldu. Minibüs şoförü Osman Berker Armağan'ın gözaltına alındığı kaza ile ilgili başlalatıldı.
+
+
+
+ 582838
+ Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'de
+ FEHMİ KORU Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'de ANKARA (A.A) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ziyarette bulunduğu Suudi Arabistan'dan THY'ye ait özel uçakla saat 18.15'te Türkiye'ye geldi. Gül'ü, Esenboğa Havalimanı'nda TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Ankara Valisi Kemal Önel, Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ve öteki ilgililer karşıladı. Cumhurbaşkanı Gül ile eşi Hayrunnisa Gül, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eşi Münevver Arınç ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da yurda döndü. 24.09.2009 POLİTİKA
+
+
+
+ 583611
+ Eğlence yerleri gürültü takibinde
+ Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Lütfi Akça, eğlence yerlerinin yoğun olduğu bölgelerde denetimlerin artırıldığını belirterek, ''300-500 kişi eğlenecek diye insanların rahatsız edilmesine razı olmamız mümkün değil'' dedi. Akça, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eğlence yerlerinin yoğun olduğu kentlerdeki il çevre ve orman müdürlükleri ve belediyelerle bir toplantı yapıldığını bildirdi. Konuyu ulusal bazda ele aldıklarını ancak toplantıya ilk etapta şikayet gelen yerlerdeki yöneticilerin çağrıldığını kaydeden Akça, ''İstanbul, Muğla, Antalya, Mersin, Aydın, Bursa, İzmir ve Balıkesir'e, ilçelerle birlikte 16-17 bölgeye çağrı yaptık. Bunlar arasında ilk etapta İstanbul'u ele aldık. Yetki devri yapılsın, yapılmasın belediyeleri de toplantıya çağırdık. Çünkü ruhsat belediyeler tarafından veriliyor. Toplantıda hem mevzuat kapsamında onları bilgilendirdik hem de il çevre ve orman müdürlüklerimizden illerinde bu tür toplantılar yapmalarını istedik'' diye konuştu. YASAL SINIRLARI AŞANLARA CEZA Akça, gürültü ile ilgili yasal sınırları aşan işletmelere yaklaşık 15 bin TL tutarında idari para cezası uygulandığını, gerektiğinde işletmelerin kapatılabildiğini belirtti. Özellikle İstanbul'da 3-4 büyük işletme için kapatma cezaları uyguladıklarını anlatan Akça, şunları kaydetti: ''Yaz sezonu boyunca işletmelerin gürültü profillerini tespit ettik. Belediye tarafından işletmelerin belirli mesafe uzağına gürültü ölçüm cihazları konuldu. 24 saatlik zamanda değerlendirdiğinizde İstanbul'da insanların istirahatte bulunduğu saatlerde normal, doğal seslerden ortaya çıkan gürültü seviyesi 50-60 desibeli geçmiyor, fakat işletmelerin eğlenceleri gece 23.00'den sabah 04.00'e kadar sürüyor. Bu süreçte bunların gürültüleri ortalama 80-85 desibele kadar çıkıyor. Normal sınırı 65 desibeli geçmemesi lazım. 300-500 kişi eğlenecek diye insanların rahatsız edilmesine razı olmamız mümkün değil. Gelecek sene yaz sezonunda çok daha sıkı takip edeceğiz. Eğlenmek isteyen, gürültü yapmadan eğlenirse eğlenir, eğlenmezse başka yere gider.''
+
+
+
+ 583359
+ TBMM Ekim'de işbaşı yapıyor
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN TBMM Ekim'de işbaşı yapıyor ANKARA (A.A) TBMM'nin 23. Dönem 4. Yasama Yılı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yapacağı açış konuşmasıyla Ekim Perşembe günü başlayacak. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başkanlık Divanı üyeleri, grup başkanvekilleri ve milletvekillerinden oluşan heyetle, yasama yılının başlaması nedeniyle Ekim Çarşamba günü saat 14.00'te Meclis yerleşkesindeki Atatürk Anıtına çelenk koyacak, saygı duruşunda bulunacak ve ardından İstiklal Marşı okunacak. Genel Kurul, Şahin'in başkanlığında saat 15.00'te özel gündemle toplanacak. Şahin'in konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni yasama yılının açış konuşmasını yapacak. Genel Kurulda, Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasının ardından başka konular görüşülmeyecek. TBMM Başkanı Şahin, yasama yılının açılışı dolayısıyla akşam da bir kokteyl verecek. 25.09.2009
+
+
+
+ 583848
+ Akraba ailelerin kavgasında kan aktı: ölü, yaralı
+ Akraba ailelerin kavgasında kan aktı: ölü, yaralıTuncay BAYAR/AHLAT (Bitlis), (DHA) ’in Ahlat İlçesi'nde akraba iki aile arasında, belirlenemeyen bir nedenle çıkan silahlı kavgada 16 yaşındaki Sevcan Çetintaş yaşamını yitirdi, kişi de yaralandı. Ahlat İlçesi'ne bağlı Kırkdönüm Köyü'nde bu sabah saatlerinde, akraba olan Çetintaş ve Diken aileleri arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüşmesi üzerine, 16 yaşındaki Sevcan Çetintaş bir silahtan açılan ateş sonucu yaşamını yitirirken, Kasım Diken ise ağır yaralandı. Yaralı Diken, köylüler tarafından götürüldüğü Bitlis Devlet Hastanesi’nde tedaviye alınırken, olayla ilgili 10 kişinin gözaltına alındığı ve soruşturmanın sürdürüldüğü belirtildi.
+
+
+
+ 583150
+ Topkapı Sarayı'ndaki karakol binası, aslî mimarisine döndü
+ Dış karakol binası, Topkapı Sarayı birinci avlusunda 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde tek katlı kagir bir karakol binası olarak inşa edildi. İçine eklemeler yapılarak lojman, kazı barakaları gibi farklı amaçlarla kullanılan bina, özgün iç ve dış mimarisinden uzaklaştırıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TÜRSAB işbirliği ile restore edilen bina, kongre ve konferansların özel geceleri ile gala yemeklerinde kullanılacak. Topkapı Sarayı'nda gerçekleştirilen temizleme çalışmaları sırasında Aya İrini'nin bitişiğinde Bizans dönemine ait kalıntılar da bulundu. Bizans devrinin meşhur Samson Ksenedokhion'u (hastane/düşkünler evi) ya da şehrin piskoposluk sarayı olduğu düşünülen kalıntıların bulunduğu bölüm 'arkeolojik park' olarak düzenlenecek. KÜLTÜR SANAT
+
+
+
+ 583388
+ Mehmet Şeker: Eğlencelik
+ Mehmet Şeker 25 Eylül 2009 CumaEğlencelik Bugün eğlencelik olsun diye, neşeli addettiğimiz sorular sorup, aynı şekilde cevaplar almak niyeti içinde turlamaktayız. Böylece bir günlüğüne olsun, biraz inter, biraz aktif nitelik kazansın bu sütun. Önce hafiften esen bir rüzgâr gibi, öğretmenlerin yeni işlediği konulardan soru çıkarması gibi, yavru kuşun yuvadan ilk kanat çırpışı gibi, ilk sorumuzu burada çıkan bir yazıdan, diğerlerini de son günlerin gündeminden seçelim. Bu köşede yer alan bir yazımızda, Meşa Selimoviç'in ünlü bir eserinden bahsetmiş ve orada geçen bir hikâyeyi, kısaca aktarmıştık. İki düşman askerin, ormanda karşılaşmaları ve yapacak başka bir iş bilmedikleri için silahla, kılıçla ve sonunda bıçakla birbirlerine saldırmalarından bahsediliyordu orada. İşte sorumuz: Boşnak yazar Selimoviç'in eserinin adı neydi? A) Derviş ve Dergâh B) Derviş ve Hayat C) Derviş ve Ölüm D) Derviş ve Zaim Memleketimizde yetişen nadide gazetecilerden olan ve aynı zamanda yazar, fikir adamı, siyaset dehası ve aksiyon adamı Tuncay Özkan'ın, Ergenekon davası kapsamında tutuklanmasının birinci yıl dönümü dolayısıyla, sevenleri gösteri yapmak istediler. Bir buçuk milyon civarında olduklarını iddia ederlerken, protesto gösterisine otuz kırk kişinin katıldığı görüldü. Kalite ve muhtevadan ziyade, sayıya önem verdiklerini, kurdukları 'platform'a seçtikleri isimden belli eden Tuncaysever arkadaşların, kendilerine uygun buldukları isim, bilin bakalım aşağıdakilerden hangisidir? A) Biz kaç kişiyiz? B) Siz kaç kişisiniz? C) Onlar kaç kişiler? D) Hepimiz kaç kişiyiz? Bakın bunu da kolayca bileceksiniz Son günlerde, güzide partilerimizden birinin lideri, “Silivri'de tutuklanmış olan gerçek aydınları sevgiyle saygıyla” selamlamıştı. Adeta “Ergenekoncuları Sevenler Derneği Genel Başkanı” gibi konuşan bu liderimiz hangisiydi? A) Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan B) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal C) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli D) DTP Genel Başkanı Ahmet Türk Kanatlardan akın yapmasıyla meşhur Tonton Sabih Amca, “evinde yapılan aramada ruhsatsız silah bulunduğu” iddiası üzerine, nasıl konuşmuştu? A) Evimde kaleşnikof bulunsa bile beni Ergenekon ile ilişkilendiremezsiniz. B) Evimde tank bulunsa bile beni Ergenekon ile ilişkilendiremezsiniz. C) Evimde top bulunsa bile beni Ergenekon ile ilişkilendiremezsiniz. D) Evimde füze bulunsa bile beni Ergenekon ile ilişkilendiremezsiniz. Hangi gazetecimize ordunun Kuzey Irak'a operasyon yapacağı aylar öncesinden bildirilmiş? Hadi bunu da bilin bakalım. A) Mustafa Balkay B) Mustafa Balbay C) Mustafa Baybay D) Mustafa Bombay
+
+
+
+ 583046
+ Kafkasya’da ‘derin’ cinayet
+ ’da ‘derin’ cinayetMOSKOVA Milliyet güncellenme zamanı 25.9.2009Bostanov hep yanınızda içinde yer alan ’daki cumhuriyetlerden Karaçay-Çerkes’te Müftü Yardımcısı ve Enstitüsü Rektörü İsmail Hacı Bostanov’un hafta sonunda suikasta kurban gitmesiyle ilgili olarak değişik iddialar ortaya atıldı Kavkaz Uzel Ajansı, bayram namazı çıkışında otomobiline düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden Bostanov’un kısa süre önce ’de temaslarda bulunduğunu belirterek, cinayetin bu ziyaretle ilgili olabileceğini iddia etti. Ajans, adını vermediği bir kaynağa dayanarak Bostanov’un Türkiye’de 10 gün kaldığını, yetkililerle görüştüğünü, dini kuruluşlarda temaslarda bulunduğunu, ayrıca İşleri Başkanı ’nun cumhuriyete ziyaretiyle ilgili hazırlıklar yaptığını bildirdi. Söz konusu kaynak, cinayetin Bostanov’un temaslarıyla ilgili olabileceğini ve Bardakoğlu’nun cumhuriyeti bugün için planlanan ziyaretini engellemek isteyenler tarafından düzenlenmiş olabileceğini ileri sürdü. Yetkililer ise, suikastın Vahabi hareketiyle bağlantılı yasadışı silahlı gruplar tarafından düzenlenmiş olabileceğini açıkladı. Pazar günü başkent Çerkessk’te düzenlenen saldırıda Bostanov’un oğlu da ağır yaralanmıştı.
+
+
+
+ 583389
+ Bekir Hazar: Münevver Ana Haber Bülteni!
+ Bekir Hazar 25 Eylül 2009 CumaMünevver Ana Haber Bülteni! Ana Haber Bültenleri'nden sıkıldım son günlerde. Münevver Karabulut cinayeti aldı başını gidiyor. Yüksel Aytuğ güzel ifade etti önceki gün. Katil zanlısının yediği sucuk ekmeği bile canlı yayına aldıkları uzmana yorumlatıyorlar. “Sucuk- ekmeğe tevessül etmesindeki sosyolojik boyutun açılımı ne olabilir” gibi garabet konulara girdiler. Ama eksik vardı haberde. Hangi marka sucuktu bir kere? Veremediler bunu. Sucuk iyi pişirilmiş miydi acaba? Niye aşçı getirip iyi sucuk nasıl pişer konusunda aydınlatmadılar Türk halkını?... Haberini yaptılar. Cem cezaevinde vişne ve kayısı reçeli yemiş.”Vay be” idi durum. Çilek reçeli yeseydi ne olurdu? Acaba niye patlıcan musakka yememişti? Bunun cinayetle bağlantısını araştırmak lazımdı. Kuru fasulyenin soruşturmaya yapacağı katkıları şimdiden düşünmek gerekir idi... “Cem Garipoğlu cezaevi kantininden paspas almış” haberini izledim. Yakında renk uzmanı alacaklar canlı yayına. “Zanlı siyah çorap giyiyor, bu komplocu ruh hali” diyecek belki de... Ana haberde yayınladılar. Demir parmaklıklar arasından karşı koğuştaki mahkumla konuşmuş. İnanılmaz... Mühiş haber bu. konuşuyor bir başkasıyla. Aman Allah'ım Cem konuşuyor. Müjdeler olsun Türkiye. Çıldırıyordunuz meraktan, biliyorum. Haber alma özgürlüğünü doyasıya yaşayıp, Cem'in cezaevinde konuşup konuşmadığını öğrenebilmek için Taksim'de mitingler düzenleniyordu. Ortadaki manzara beni kaçırmaya başladı “Münevver ana haber bültenlerinden”... Haber yöneticileri dostlarla tartıştım durumu. “Evet bu olayda cıvıttığımız anlar oldu ama... Zengin çocuk, fakir kız. Ortada cinayet” dediler. Tam bir “Belgin Doruk-Ediz Hunlu Türk filmi gibi” diye eklediler. TRT'nin bir zamanlar dinlenme rekorları kıran “Arkası yarın”larından farksız. Ne zaman bu cinayet haberini girseler reyting zıplıyormuş. Peynir-ekmek gibi gidiyormuş. “Alman televizyonları, kızını öldüren adama âşık olan kadını yayınlıyor günlerdir beyefendi” diyerek neredeyse beni döveceklerdi. “Olayın sosyolojik boyutları dağ gibi Biz bu yayınları yaptık, katil yakalandı..” gururunu haykırdılar. Bir tek “Biz katil buluruz. Hepimiz Müge Anlıyız” demedikleri kaldı... “Paspas niye haber olur ki” dedim çekinerek. “Zengin çocuğu cezaevinde paspas yapıyor. Haber değil mi bu?” cevabı geldi. Belki de ben yanlışım... Kafam karıştı... Karnım da acıktı... Gidip sucuk ekmek yiyeyim bari.
+
+
+
+ 583722
+ EPDK, elektrik fiyat tarifelerini açıkladı
+ Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Ekim'den itibaren uygulanacak "2009 Yılı Uyum Bileşenli Tarife tablolarını ve 2009 yılı Fonsuz Tarife tablolarını" açıkladı. Vergi, fon ve paylar hariç, sanayide uygulanacak dağıtıma yönelik tek zamanlı alçak gerilim tarifenin kilovatsaati 19,284 kuruş iken, gece tarifesi 11,067 kuruş olacak. Tek zamanlı tarife ticarethanelerde kilovatsaati 25,023 kuruş, meskenlerde 21,376 kuruş olarak uygulanacak. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun Ekim'den itibaren geçerli olacak elektrik zamlarına ilişkin 2009 yılı Uyum Bileşenli Tarife ve Fonsuz Tarife Tabloları'nın yer aldığı Karar Resmi Gazete'de yayımlandı. Kararla, Elektrik dağıtım şirketlerinin talepleri çerçevesinde elektrik fiyatlarının güncellenmesini yapan EPDK, 2009 yılı Uyum Bileşenli Tarife ile 2009 yılı Fonsuz Tarife Tablolarını yayınlayarak, yeni meblağları ilgili taraflara bildirdi. Sanayide uygulanacak dağıtıma gömülü tek zamanlı alçak gerilim tarifenin kilovatsaati 19,284 kuruş iken, gece tarifesi 11,067 kuruş olacak. Sanayide tek zamanlı orta gerilim tarifenin kilovatsaati 18,556 kuruş iken, gece tarifesi 10,336 kuruş olacak. Tek zamanlı tarife ticarethanelerde kilovatsaati 25,023 kuruş, meskenlerde 21,376 kuruş olarak uygulanacak. Dağıtıma yönelik olarak gece tarifelerinin kilovatsaati ise sırasıyla 15,010 ve 11,490 kuruş olacak. Resmi Gazete'de yayımlanan Karara göre, dağıtım sistemine bağlı üreticilere tercih etmeleri halinde TEİAŞ tarafından belirlenen iletim bölgeleri bazındaki üretici fiyatları uygulanacak. Hayır kurumları, dernekler, vakıflar, müzeler, resmi okullar ve yurtlar, resmi kurslar, spor tesisleri, resmi üniversite ve yüksek okullar, resmi sağlık kuruluşları, kültür balıkçılığı ve kümes hayvanları çiftliği, içme ve kullanma suyu ve tarımsal amaçlı soğuk hava depolarının, çok zamanlı tarife uygulamasında gündüz 06.00-17.00, puant 17.00-22.00, Gece ise 22.00-06.00 saatleri arasında olacak. Emreamade kapasite bedeli tüketicinin kurulu gücü dikkate alınarak uygulanacak. Tarifelere fon, pay ve diğer yasal yükümlülükler ayrıca ilave edilecek. Hatırlanacağı üzere EPDK, geçen hafta dağıtım şirketlerinin başvurusunu değerlendirmiş, konutta kullanılan elektriğe yüzde 9.68, sanayide ise yüzde 9.85 oranında zam yapmıştı. (ANKA)
+
+
+
+ 583886
+ Genelkurmay TSK personeli hakkında bilgi verdi
+ Genelkurmay TSK personeli hakkında bilgi verdiANKA Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, TSK personelinin özlük hakları, eğitim seviyeleri, sosyal hakları ve sahip oldukları yetkiler hakkında bilgi verdi. Genelkurmay Başkanlığı Hasan Tahsin Bilgi Merkezi’nde haftalık bilgilendirme toplantısına Genel Sekreter Tümgeneral Ferit Güler, Hukuk Müşaviri Tuğgeneral Hıfsı Çubuklu ve İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak katıldı. açıklamanın ilk bölümünde Tuğgeneral Gürak, TSK personel yapısı ile personele yönelik son dönemde yapılan iyileştirmeler hakkında bilgi verdi. Tuğgeneral Gürak, subaylarla ilgili olarak yapılan iyileştirmeleri şöyle sıraladı: "Kadrosuzluk tazminatının, kıdemli albaylıktan itibaren emekli olan personele verilmesine yönelik kanun değişikliği yapılmış ve uygulanmaya başlanmış, diğer yandan, TSK hesabına yurt içindeki fakülte ve yüksek okullarda öğrenim veya meslekleriyle ilgili ihtisas yapan personelin, öğrenimde geçen sürelerinin yarısının yükümlülük süresinden sayılması, Sözleşmeli subay ve astsubayların temini, yetiştirilmeleri, özlük ve sosyal hakları ile ayırma ve ayrılma esaslarının yeniden düzenlenmesi, İç güvenlik harekâtında görev alması nedeniyle tıpta uzmanlık sınavına katılamayan tabip subaylara ilave hak verilmesi, Komando temel ve ihtisas kursu gören subaylara Harp Akademileri sınavına girişte ek puan verilmesi ile ilgili yasal düzenleme yapılmıştır. Özlük hakların iyileştirilmesi ve Uçuş, Paraşüt Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa Adam hizmetleri tazminatının yeniden düzenlenmesi konularındaki çalışmalar devam etmekte olup, Tabiplerin özlük haklarını iyileştirmek maksadıyla, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ve halen TBMM Genel Kurulunda bulunan Tamgün Yasası kapsamına askeri tabipler de dahil edilmişlerdir." Bu yıl Üstçavuş ve kıdemli üstçavuşlukta 3’er yıl olan rütbe bekleme sürelerinin 6’şar yıla çıkarıldığını buna bağlı olarak da tazminat oranlarının yeniden düzenlendiğini hatırlatan Tuğgeneral Gürak, şöyle devam etti: "Astsubayların daha genç rütbelerde subaylığa geçişlerine olanak sağlamak maksadıyla, subaylığa müracaat yılının 7’nci hizmet yılından 5’inci hizmet yılına çekilmesi, Yüksek lisans öğrenimi yapan astsubaylara subaylara uygulanan yüksek lisans öğrenim kıdemi verilme esasları dahilinde kıdem verilmesine yönelik yasal düzenlemeler tamamlanmıştır. Görevdeki astsubayların TSK hizmet tazminatlarının artırılarak özlük haklarının iyileştirilmesi ile, Astsubaylarımıza üst karargah hizmetlerine yönelik müşterek bir eğitimin verilmesine yönelik çalışmalar ise devam etmektedir. Uzman Jandarma ve Uzman Erbaşlarımızın özlük hakları ile ilgili iyileştirme faaliyetleri kapsamında; Uzman Jandarmaların göreve başlangıç derece ve kademelerinin 11/1’inden, emsalleri gibi 10/1’ine yükseltilmesi, Uzman Jandarma ve Uzman Erbaşların ilerleyebilecekleri derece ve kademelerin 3/8’inden 2/6’sına yükseltilmesi ve belirli şartlarda (2 yıl ve daha uzun süreli yüksek okul mezunu olanlar ile lise mezunu olanlardan son altı yıllık sicil notu ortalaması yüzde 90 üzerinde olanlara) 1’inci dereceye yükselebilme hakkı verilmesi, Uzman Jandarma ve Uzman Erbaşlarda ilave öğrenime kademe verilmesi (2 yıl süreli yüksek öğrenim bitirenlere bir kademe, yıl süreli yüksek öğrenim bitirenlere iki kademe, ve daha uzun süreli yüksek öğrenim bitirenlere ise bir derece), Uzman erbaşlara 46 yaşında emeklilik hakkı sağlanması ve azami 45 yaş sınırı sebebiyle daha önceden sözleşme yapılamayan uzman erbaşlara da bu hakkın verilmesi, Uzman erbaşlara, astsubaylara verilen ek gösterge rakamlarının 2/3’ünün verilmesi hususları düzenlenerek MSB’ye gönderilmiştir." Tuğgeneral Gürak, bu çalışmalar kapsamında, emekli personel ilgili olarak da "Lise mezunu emekli astsubayların, iki yıllık yüksek okul mezunu olarak intibaklarının yapılması, emekli astsubaylara ilave 100 TL’lik artış sağlanması,ikinci dereceden emekli olan astsubayların emekli aylıklarının 171 TL iyileştirilmesi maksadıyla ek göstergelerin düzenlenmesine yönelik tekliflerin" Milli Savunma Bakanlığı ve Başbakanlığa gönderildiğini ifade etti.
+
+
+
+ 584291
+ Hakkari'de İranlı teröristin cenazesine bin kişi katıldı
+ 'de İranlı teröristin cenazesine bin kişi katıldıBehçet DALMAZ/HAKKARİ, (DHA) ’nin Çukurca İlçesi Kazan Vadisi’nde, güvenlik güçlerince yapılan operasyonda ölü olarak ele geçirilen ’lı teröristten biri olan ve 17 gündür Hakkari Devlet Hastanesi morgunda bekletilen İranlı de toprağa verildi. Ailesinden kimsenin gelmediği İranlı teröristin cenazesinin alınması sırasında yaklaşık bin kişi önüne toplandı. Kalabalık PKK ve elebaşı lehine slogan atarken, cenazelerden dolayı kentteki işyerleri de kepenk açmadı. Cenazenin önünde geçişi sırasında 'liler olay çıkmaması için elele tutuşarak güvenlik zinciri oluşturdu. Çukurca İlçesi Kazan Vadisi’nde 17 gün önce güvenlik güçlerince başlatılan operasyonda PKK’lı terörist ölü olarak ele geçirilmişti. Hakkari Devlet Hastanesi morgunda bekletilen 2’si Suriyeli 1’i İranlı teröristten olan 5’i geçen hafta ailelerine teslim edilirken, Suriyeli teröristin cenazeleri de ailelerinin gelmesi üzerine dün ülkelerine gönderilmişti. uyruklu Mazlum Azeri kod adlı Yahya Musazade ise ailesinden kimsenin bugüne kadar başvurmaması yüzünden cenazesi Hakkari Devlet Hastanesi morgunda bekletiliyordu. DTP Hakkari İl örgütü, bugün cenazeyi toprağa vermek üzere hastane morgundan aldı. KEPENKLER KAPATILDI Fırın ve eczaneler dışında kepenklerin kapalı tutulduğu Hakkari’de cenaze için Hakkari Belediye Başkanı DTP'li Fadıl Bedirhanoğlu, DTP İl Başkanı Hifzullah Kansu ve yaklaşık bin kişi hastane önünde toplandı. Kalabalık, cenazelerin morgtan çıkarılışı sırasında ‘Biji Serok Apo’, ‘Vur gerilla vur, Kürdistanı kur’, ‘Şehitler ölmez’ sloganları attı. Sarı, kırmızı, yeşil bezlere sarılı tabut, bir süre omuzlarda taşındıktan sonra Hakkari Belediyesi’ne ait cenaze taşıma aracına kondu. Kalabalık da cenaze aracının arkasından yürüdü. ZABITA VE DTP’LİLER TEDBİR ALDI Kalabalık, Hakkari Devlet Hastanesi’nden, teröristin toprağa verileceği Keklikpınar Mahallesi’ndeki mezarlığa kadar olan kilometrelik yolu yürüdü. Bu sırada cenazenin gececeği güzergah üzerinde bulunan Hakkari Emniyet Müdürlüğü binası ile askeri lojmanların bulunduğu bölge için de geniş önlem alındı. Hakkari Belediyesi’ne ait zabıta ekipleri ile DTP’li görevliler kol kola girerek, kalabalığın buralara yönelmesine engel oldu. Bazı DTP’liler ise sözlü uyarılarda bulundu. Cenaze girişinde ise araçtan indirilerek yine omuzlarda taşındı. İran uyruklu Yahya Musazade adlı teröristin cenazesi, okunan duaların ardından toprağa verildi. İranlı Yahya Musazade’nin cenazesi, aynı çatışmada öldürülen PKK'nın sözde Çukurca bölge sorumlusu Diljad kod isimli Ramazan Yıldız ile Kemal Şivişki kod adlı Aziz Özer'in mezarının yanına gömüldü. Bu sırada geçen bir helikoptere de kalabalık ‘Yuh’ çekti. DTP il Başkanı Kansu, mezarlıkta yaptığı Kürtçe konuşmasında akan kanın durması ve operasyonların durmamsı için hükümete çağrıda bulundu. Kansu, İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad ile Haşimi 'yi sert bir dille eleştirdi. Kansu, “İnkar ve imhada ısrarlı olan onlar, savaş istiyor. Ben burada şu çağrıyı yapıyorum. Şuna şahit olsunlar ki; İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile kendisini Peygamber efendimizin varisi olarak tanıtan Rafsancani, Peygamberin giysilerini giymiş. Ne yazik ki; bugün onun ülkesinde doğan PKK'lıya cesaret edip, gelip sahip çıkmıyor. Şehidine sahip çıkamıyor. Bütün dünya bu zulmün şahidi olsun. Şu an toprağa verdiğimiz şehit aslen Kürt değil Azeridir. Ailesi hiç üzülmesin. Bizim için fark etmez. Kürdistanın bütün toprakları bir parçadır. Çocuklarını merak etmesinler. Ailesine başsağlığı diliyoruz. Diyoruz ki; bütün Kürtlerin başı sağ olsun. 15 gündür Hakkari halkı ayakta. Şehitlerinize sahip çıktığınız için sizlere teşekkür ediyoruz” dedi. İran uyruklu PKK’lı terörist Yahya Musazade’nin de toprağa verilmesi ile Hakkari Devlet Hastanesi’ndeki terörist cenazesi kalmazken, mezarlıktaki kalabalık da DTP İl Başkanı Hifzullah Kansu’nun uyarısı üzerine sessizce dağıldı. Esnaf da cenazenin toprağa verilmesinden sonra işyerlerinin kepenklerini açtı.
+
+
+
+ 584375
+ Azgın Dede skandalı
+ Azgın Dede skandalı46 yaşındaki Zeynep Nevra Hetman, 11 yıldır aşk yaşadığı, Yargıcı mağazasının sahibi 83 yaşındaki Hüseyin Fuat Yargıcı’yı aşırı seks düşkünü olduğu ve ilişkiye girmediği için kendisini dövdüğünü söyleyerek jandarmaya şikâyet etti. 55 yıllık eşi Ester Yargıcı’yla 20 yıldır ayrı yaşayan, Yargıcı mağazasının sahibi 83 yaşındaki Hüseyin Fuat Yargıcı’nın, bir dönem Çukurcuma’da antikacılık yapan 46 yaşındaki Zeynep Nevra Hetman’la ilişkisi, ikili karakolluk olunca gün yüzüne çıktı. Hetman, geçen ay Göltürkbükü Jandarma Karakolu’na giderek 11 yıldır aşk yaşadığı Yargıcı hakkında şikâyet dilekçesi verdi. DİZİYLE SIRTIMA BASTIRIP DÖVDÜ ZEYNEP Nevra Hetman, 27 Ağustos’ta Gümüşlük’te balık yediklerini, sabaha karşı 03.00’da eve geldiklerini belirterek, sarhoş olan Fuat Yargıcı’nın kendisiyle zorla birlikte olmak istediğini söyledi. Annesinin bir alt katta ve hasta olduğunu belirterek Yargıcı’nın isteğini reddettiğini anlatan Hetman şöyle devam etti: “Fuat Bey, diziyle sırtıma bastırıp zorla ilişkiye girmeye çalıştı. Direnince de beni dövdü.” ADALET YERİNİ BULSUN İSTİYORUM HÜSEYİN Fuat Yargıcı’nın elinden kurtulup alt kattaki annesi ve annesinin hemşiresinin yanına gittiğini anlatan Zeynep Hanım, Magazin’e konuştu: “Bu ilişkiden Fuat Yargıcı’nın çocuklarının da haberi var. ’a geldiklerinde benim evime uğrarlar. Bu süre zarfın da birçok kez şiddete maruz kaldım. Fuat Yargıcı aşırı seks düşkünü biri. Adaletin yerini bulmasını istiyorum.” Kaynak: (Gazete Habertürk)
+
+
+
+ 582916
+ FB'li kaleci Volkan: Gol yemek hoşuma gitmiyor
+ Volkan Demirel, takımın bugünkü antrenmanı öncesi FB TV'ye yaptığı açıklamada, yakaladıkları bir serinin bulunduğunu belirterek, ''Seriyi sürdürmek ve zirveden kopmamak için Antalyaspor'u yenmemiz gerekiyor'' dedi. Milli kaleci, bu amaçla Antalya'ya gideceklerini ifade ederek, ''Antalyaspor deplasmanında son yıldır galip gelemiyoruz. Hem bunu kıracağız, hem seriye devam edeceğiz. Bu şekilde şampiyonluk konusundaki hedefler doğrultusunda devam edeceğiz'' diye konuştu. Oyuncu olarak daha çok maç kazanarak seriyi sürdürmek istediklerini vurgulayan sarı-lacivertli takımın kalecisi, şunları kaydetti: ''Her futbolcu böyle serileri yakaladıkça üstüne koymak istiyor. Seri bende stres yaratmıyor. Seriyi daha da sürdürerek kariyerimin gelişim göstermesi için çalışıyorum. Takım olarak iyi defans yapıyoruz. Sadece defans dörtlüsü olarak değil, takım olarak iyiyiz. 75. ve 80. dakikaya kadar bazen top gelmiyor. Bu kaleci için kötü. Takımın iyi defans yapmasından kaynaklanıyor. Yiyeceğimiz gol sayısını asgariye indirirsek şampiyonluk yolunda bir adım olabilir. Böyle gitmesi halinde çok mutlu olacağım. Gol yediğim maçlarda takım kazandığında buruk bir sevinç oluyor. Gol yemek hoşuma gitmiyor.''
+
+
+
+ 583936
+ Demirel hedefi açıkladı!
+ Demirel hedefi açıkladı! Turgay Demirel, Dünya Şampiyonası'nda hedefimiz 5. olmak değil. Daha üst sıralarda yer almak" dedi. 25/09/09 13:13 Türkiye'nin ev sahipliği yapacağı ve 28 Ağustos-12 Eylül 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilecek FIBA 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'na Beko sponsor oldu. Hyatt Regency Otel'de, Uluslararası Basketbol Federasyonları Birliği (FIBA) Genel Sekreteri Patrick Baumann, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Aka Gündüz Özdemir ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu'nun katılımıyla sponsorluk anlaşması imzalandı. Yapılan anlaşmayla Beko, Dünya Basketbol Şampiyonası'nın presenting sponsoru (Şampiyonayı tüm dünyaya sunan en büyük sponsor) oldu. Toplantıda konuşan Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, 2010 yılında Türkiye'de düzenlenecek Dünya Basketbol Şampiyonası'nın ülke spor tarihinin bu zamana kadar yapılacak en önemli organizasyonu olduğunu söyledi. Demirel, şampiyonada birçok yıldız oyuncunun ve 24 başarılı ülkenin Dünya şampiyonu olmak için yarışacağını belirterek, şunları kaydetti: ''Son iki Dünya Basketbol Şampiyonası'nı düzenleyen ABD ve Japonya gibi gelişmiş iki ülke ekonomisinin ardından ülkemizin 2010'a ev sahipliği yapacak olması da sorumluluğumuzu bir kat arttırıyor. Basketbol Federasyonu olarak 2010'u en iyi şekilde yapmak istediğimizi ifade ettik. Bu organizasyonu başarılı yapmak için sadece istek ve tecrübeli kadrolar ile tutkulu çalışan gönüllü organizasyonları yeterli olmuyor. Seyircilerin katılımı çok önemli. Bunun dışında medyanın desteği büyük önem arz ediyor. Her şeyden önemlisi ise bu organizasyona destek verecek kurumların bu şampiyonaya katkı sağlamasıdır. Ülkemizin en önemli kurumlarından biri olan Koç Holding'in şirketi Arçelik'in desteği büyük anlam ifade ediyor. Bu değerli işbirliğinin her taraf için olumlu ve hayırlı olmasını istiyorum.'' Başkan Demirel, 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası'nın Türkiye'de yapıldığı ve şimdi de bir Dünya Şampiyonası'nın organize edildiği, bu organizasyondaki başarı hedefinin ne olduğu yönündeki soruyu ise şu şekilde yanıtladı: ''2001 Avrupa Şampiyonası coşkunun yaşandığı bir süreç oldu. Biz finalde Sırbistan-Karadağ'a yenilerek ikinci olmuştuk. En büyük başarımız oldu. Dünya Şampiyonalarında ise en büyük başarımız 6.'lık oldu. Türkiye'de organize edilecek organizasyonda bunun üstündeki her derece başarıdır. Ama hedefimiz 5. olmak değil. Daha üst sıralarda yer almak. ABD gibi güçlü bir basketbol ülkesinin yanı sıra İspanya da çok güçlü gelecek. Ev sahipliği yapacağımız Dünya Basketbol Şampiyonası'nda eksik oyuncularımızın katılımıyla en iyi dereceyi yapmak istiyoruz. Arkamıza alacağımız büyük destekle en iyi dereceyi yapmaya çalışacağız.'' Dünya Basketbol Şampiyonası'nın 16.'sını düzenlediklerini kaydeden Turgay Demirel, ''Önümüzdeki 16-20 organizasyon ülkemizde gerçekleştirilmeyecek. 60 yılda ilk defa böyle büyük bir şampiyonaya ev sahipliği yapacağız. Amacımız bunu en iyi şekilde organize etmek. Bu bir sene için basından pozitif destek bekliyoruz'' diye konuştu. -BAUMANN: ''UZUN VADELİ ORTAKLIĞIN BAŞLANGICI''- FIBA Genel Sekreteri Patrick Baumann ise Beko ile uzun vadeli bir ortaklığın başlangıcını yaptıklarını dile getirdi. Geçmişte Türkiye'nin çok önemli organizasyonlara ev sahipliği yaptığını hatırlatan Baumann, ''Dünya Basketbol Şampiyonası bizim en büyük organizasyonumuz. Bizim elmasımız. En değerli turnuvamız bu turnuva'' dedi. Patrick Baumann, ''Antalya'nın takvimde yer almaması sizi üzdü mü?'' şeklindeki soruyu ise, ''Geçen sene açıkçası biraz endişemiz vardı. Bu sır değil. Ancak sorunların giderildiğini görmek bizi mutlu ediyor. Antalya'nın şampiyona takviminde yer almaması bizi biraz üzdü. Bu şehirde çok iyi deneyimler yaşadık. Gelecek olanlar da Antalya'nın sahillerini merak ediyordu. Ancak şimdi Kayseri var. Oradaki insanların çok iyi motive olduğunu biliyoruz. Her şey iyi gidiyor. Bir endişemiz yok'' diye yanıtladı. Şampiyonada yer alacak takımlar dışında FIBA'nın Wild Card vereceği ülkeleri hangi kriterlerle belirleyecekleri yönündeki soru üzerine Baumann, ''Belirlemek için çok sayıda kriterimiz var. NBA oyuncu sayısı bir kriter. Ama Avrupa Ligi de aynı seviyede oynanıyor. Birçok kriter olacak'' dedi. Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Aka Gündüz Özdemir, Beko markasıyla Dünya Basketbol Şampiyonası'nın en büyük sponsoru olmanın büyük mutluluk olduğunu ifade ederek, ''Bu yıl basketbola verdiğimiz desteği bir adım daha ileri taşıyoruz. Dünyanın dört bir yanında tercih edilen Beko'nun dünya çapındaki bir organizasyona sponsor olmasının hayırlı olmasını diliyorum'' diye konuştu. Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu ise, 2006 yılından bu yana Türk basketboluna yatırım yaptıklarını ifade ederek, ''Ligimiz, Beko Basketbol Ligi adı altında oynanıyor. Bu ligden yetişen sporcular dünyanın her yerinden takip edilen sporcular oldu. 2009 FIBA Asya Basketbol Şampiyonası ve Polonya'daki Avrupa Basketbol Şampiyonası'na sponsor olarak önemli adımlar attık. Türkiye'de gerçekleştirilecek bu turnuva basketbolumuzun önemli temsili olacak'' dedi.
+
+
+
+ 582961
+ BM kürsüsünde İslamı böyle anlattı
+ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, her kültürün ve medeniyetin diğerlerinin başarılarından etkilenerek gelişeceğini belirterek, ''Nitekim, bugün paylaştığımız ortak değerlerle bilim, hukuk ve sanatımız, Eski Yunan ve Roma uygarlıkları kadar, kadim Doğu Medeniyetlerinden de beslenmiştir'' dedi. Erdoğan, ''Cebirin babası El Harezmi'den müzik teorilerinin temelini atan Farabi'ye, tıp alanında çığır açan İbn-i Sina'dan, çağının en ileri mühendislik örneklerini veren Mimar Sinan'a kadar pek çok Türk ve İslam düşünür, bilgin ve sanatkarı, insanlığın ilerleyişine çok önemli katkılar sağlamıştır'' diye konuştu. Birleşmiş Milletler'in 64. Genel Kurul Genel Görüşmeleri'nde Genel Kurul'a hitap eden Başbakan Erdoğan, Türkiye olarak Orta Doğu Barış Süreci'ne bugüne kadar her türlü katkıyı yapmaya gayret ettiklerini belirterek, şunları söyledi: ''İsrail ve Suriye arasında 2008 yılında ev sahipliğini yaptığımız dolaylı görüşme süreci bu çabalarımızın örneklerinden biridir. Tarafların isteğine bağlı olarak gelecekte de aktif bir tutum sergilemeye hazırız. Komşumuz Suriye'nin bölgesel barış, güvenlik ve istikrar arayışlarında kilit rol oynayabilecek konumda bulunduğunu her zaman söyledik. Keza, Lübnan da bölgesel istikrar bakımından kritik önem taşıyan bir ülkedir. Türkiye olarak Lübnan'da kapsamlı bir siyasi uzlaşının hakim kılınması için yoğun çabalar sarfettik. Lübnan'ın istikrarını bundan sonra da kuvvetle desteklemeye devam edeceğiz. Komşumuz İran'ın, uluslararası toplumu uzun zamandır meşgul eden nükleer programı üzerindeki anlaşmazlığın, diyalog yoluyla çözümlenmesi taraftarıyız. Türkiye, tüm ülkelerin barışçıl nükleer enerjiden yararlanma hakkına sahip olduğunu savunur. Diğer taraftan, nükleer silahların yayılmasının dünya barışını tehdit eden bir gelişme olduğun hatırlatarak, herkesi sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Kuzey Kore'nin Mayıs ayında yaptığı nükleer denemeyle ilgili 1874 sayılı Güvenlik Konseyi Kararını da bu anlayışla destekledik.'' -AFGANİSTAN VE PAKİSTAN'DAKİ RADİKAL AKIMLARLA MÜCADELE- Afganistan'ın içinde bulunduğu durumun ve Pakistan'daki gelişmeleri de yakından takip etiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Afganistan ve Pakistan halklarının radikal akımlarla mücadelelerini destekliyor ve bu ülkelerin hak ettikleri müreffeh yaşam koşullarına kavuşmaları için bölgedeki altyapı yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Ağustos ayı sonunda İstanbul'da düzenlediğimiz Demokratik Pakistan'ın Dostları Grubu Bakanlar Toplantısı, Türkiye'nin, Pakistan'ın istikrar ve refahına verdiği önemin bir göstergesidir. Bu noktada, Güvenlik Konseyi bünyesinde 2010 yılında Afganistan konusunda Koordinatör Ülke olmamıza ilaveten Terörizmle Mücadele Komitesi Başkanlığı'nı da üstleneceğimizi belirtmek isterim. Gerek Afganistan'da güvenlik ve istikrarın sağlanması, gerek terörizmle mücadele konusundaki çalışmalara Konsey içindeki bu görevlerimiz sırasında da kuvvetle destek vermeye devam edeceğiz.'' -BALKANLAR- Erdoğan, yakından izledikleri bir başka bölgenin de Balkanlar olduğunu anımsatarak, ''Bölge ülkelerinin Avrupa-Atlantik kurumlarıyla entegrasyonlarına büyük önem atfediyor ve bu perspektifin muhafaza edilmesi gerektiğini düşünüyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Dünyamızı tehdit eden çok önemli bir meseleyi de burada dikkatlerinize sunmak isterim: Unutmamalıyız ki her kültür ve medeniyet, diğerlerinin başarılarından etkilenerek gelişir. Nitekim, bugün paylaştığımız ortak değerlerle bilim, hukuk ve sanatımız, eski Yunan ve Roma uygarlıkları kadar, kadim Doğu medeniyetlerinden de beslenmiştir. Cebirin babası el Harezmi'den müzik teorilerinin temelini atan Farabi;ye, tıp alanında çığır açan İbn-i Sina'dan, çağının en ileri mühendislik örneklerini veren Mimar Sinan'a kadar pek çok Türk ve İslam düşünür, bilgin ve sanatkarı, insanlığın ilerleyişine çok önemli katkılar sağlamıştır. Bu nedenle, değişik kültürlerin 'öteki' olarak değil, insanlığın ortak kültürel mirasının birer parçası olarak görülmesi, anlaşılması ve yeni nesillere öğretilmesi büyük önem taşıyor.'' Başbakan Erdoğan, Türkiye ve İspanya'nın ortak sunuculuğunda Birleşmiş Milletler girişimi halini alarak kurumsallaşan Medeniyetler İttifakı'nın temelinde yatan felsefenin de bu olduğuna dikkat çekerek, ''İttifak, demokrasi, hukukun üstünlüğü, iyi yönetişim, insan hakları, kadın-erkek eşitliği, gençlik ve medya gibi alanlarda yaptığı çalışmalarla evrensel değerlere dayalı küresel bir medeniyetin şekillenmesine çok önemli katkılar sağlayacaktır'' dedi. AA Multimedia
+
+
+
+ 583493
+ Artvin'de enkaz altından bir ceset daha
+ Borçka'da önceki meydana gelen sel nedeniyle Kaleköy köyünde muhtar Yusuf Demirci'ye ait katlı evin yıkılması sonucu enkaz altında kalan Ali Demirci'yi (54) arama çalışmalarına, sivil savunma ekiplerince dün akşam ara verilmişti. Çalışmalar, bu sabah yeniden başlatıldı. Jandarma ekiplerinin güvenlik önlemi aldığı alanda bir iş makinesi enkazın alt kısmında çalıştı, sivil savunma ekipleri ise enkazın üst kısmında aramalarını sürdürdü. Kısa süre içinde cesede ulaşıldı. Borçka'da önceki gün sel sonucu yıkılarak heyelan altında kalan evde bulunan 35 yaşlarındaki Gülsüm Demirci hayatını kaybetmişti. Enkaz altında kalanların bulunması amacıyla dün yürütülen çalışmalarda yaşındaki Beyzanur Demirci sağ kurtarılırken, Hacer (54) ve Neşe Demirci'nin (17) cesetleri çıkarılmıştı. İlçenin Demirciler köyünün Ormanlı Mahallesi'nde, evine sel suları giren Nafia Şimşek (80) ise boğularak hayatını kaybetmişti. Öte yandan, sel nedeniyle Kameni Deresi'nin taşması sonucu kapanan Borçka-Hopa kara yolu, Karayolları ekiplerinin çalışmaları sonucu araç trafiğine açıldı. Karayolları ekipleri, yol üstünde hasar gören noktalara uyarı işaretleri ve levhalar koyarak yolda trafik akışını sağladı. Hopa ilçe çıkışı ile Borçka ilçe girişinde güvenlik güçleri kontrollerini sürdürüyor.
+
+
+
+ 583285
+ Ergenekon'da şikayet günü
+ ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Ergenekon'da şikayet günü İSTANBULErgenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianame sanıklarından Durmuş Ali Özoğlu, soruşturmayı yürüten TEM ve KOM Şube Müdürleri ile dosyaya bakan 14 hakim ve savcı hakkında suç duyurusunda bulundu. HSYK, bakanlık ve Fatih Savcılığı'na verilen dilekçelerde, sahte imzalı karar taleplerinin belirli mahkemelerde yoğunlaştığı öne sürüldü. Dilekçede, Ergenekon davalarına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ile vekili Turan Çolakkadı, Ergenekon soruşturmalarını yürüten savcılar Zekeriya Öz'ün de aralarında bulunduğu toplam 14 hakim ve savcının adı bulunuyor. Özoğlu dilekçesinde, iddianame'nin "karar ve yazışmalara" ilişkin eklerin yer aldığı 228, 229 ve 230. klasörlerdeki belgelerin altında bulunan imzaların aslında savcı Zekeriya Öz'ün imzasının bulunduğunu ancak bu imzaların yüzde 95'inin Zekeriya Öz'e ait olmadığını iddia etti. 25.09.2009
+
+
+
+ 584113
+ Grosjean 'Piquet duvarı'na çarptı!
+ Romain Grosjean, F1 Singapur GP'sinin ilk antrenmanında geçtiğimiz yıl Nelsinho Piquet'nin 'nun emriyle kaza yapıp yarış dışı kaldığı 17. virajda duvara çarptı. Brawn GP pilotu Barrichello bir dakika 59:179 saniyelik zamanıyla Singapur'da ilk antrenmanı birinci olarak tamamladı. Yarış hafta sonunun gün ışığında koşulan ilk ve tek antrenmanında Barrichello'yu takım arkadaşı Jenson Button ve Red Bull'dan Mark Webber takip etti. 90 dakikalık ilk antrenmanın ilginç olayı, 'nun çaylak pilotu Romain Grosjean'ın 'Piquet duvarı'na çarpmasıydı. Grosjean, geçtiğimiz sezon Nelsinho Piquet'nin 'nun emriyle kaza yapıp yarış dışı kaldığı 17. virajda aracının kontrolünü kaybetti. Birinci antrenman sonuçları 1 R. Barrichello Brawn GP 1:50.179 2 J. Button Brawn GP 1:50.356 3 M. Webber Red Bull 1:50.416 4 F. Alonso 1:50.567 5 S. Vettel Red Bull 1:50.614 6 H. Kovalainen McLaren 1:50.699 7 L. Hamilton McLaren 1:50.715 8 R. Kubica 1:50.815 9 K. Raikkonen 1:50.865 10 K. Nakajima Williams 1:51.089 11 N. Rosberg Williams 1:51.427 12 A. Sutil Force India F1 1:51.544 13 S. Buemi Toro Rosso 1:51.643 14 N. Heidfeld 1:51.656 15 T. Glock 1:52.083 16 J. Trulli 1:52.135 17 G. Fisichella 1:52.390 18 V. Liuzzi Force India F1 1:52.905 19 J. Alguersuari Toro Rosso 1:53.232 20 R. Grosjean 1:53.458
+
+
+
+ 584650
+ İpekyolu Film Festivali Kasım'da
+ Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından ilk kez 2006 yılında hayata geçirilen ve bu yıl dördüncü kez gerçekleştirilecek olan Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali’nin tarihleri belli oldu Bursalı sinemaseverlerin yoğun ilgisi ile geçen yıl 70.000 rekor izleyiciye ulaşan Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali bu yıl 14 22 Kasım 2009 tarihleri arasında düzenlenecek. Ülkemizin en genç sinema festivali olmasına rağmen, kısa bir zamanda zengin film programı ve yan etkinlikleri ile Bursalılardan ve medyadan büyük ilgi gören, İpek Yolu Film Festivali bu yıl yeni bir ilke daha imza atarak festival süresini güne çıkarıyor. Dünyada yaşanan ve ülkemizde de etkileri görülen ekonomik krizle birlikte, yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen etkinliklerin pek çoğunun küçülmesi ya da iptal edilmesinin gündeme geldiği bir dönemde İpek Yolu Film Festivali, programını güne çıkararak festivalin gelişimi adına büyük bir adım attı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve aynı zamanda Festival Onursal Başkanı Recep Altepe, festivalin web adresinde yayınladığı mesajında Bursa’nın kültürel ve sanatsal gelişimine verdikleri önemin altını çizerek, katkılarının büyük oranda devam edeceğini belirtti. İpek Yolu Film Festivali’nde bu yıl neler olacak? İpek Yolu Film Festivali geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da zengin içeriği ile sinemaseverlerden büyük ilgi görecek. Festivalin olmazsa olmaz bölümleri arasında bulunan ve ilk filmlerini çeken yeni sinemacıları destekleyen Uluslararası Altın Karagöz Uzun Metraj Film Yarışması bu yıl da devam edecek ve Bursalılar, dünyanın dört bir yanından yarışmaya katılan filmlerle, genç kuşağın sinema eğilimlerini görme şansını yakalayacak. Türk sinemasının gelişimine büyük önem veren İpek Yolu Film Festivali, Ulusal Altın Karagöz Uzun Metraj Film Yarışması’nda ülkemiz sinemacılarına katkılarını devam ettirerek yeni Türk filmlerini, yönetmen ve oyuncularının katılımı ile Bursalılarla buluşturacak. Geçtiğimiz yıl eklemlenen Ulusal Altın Karagöz Uzun Metraj Film Yarışması’nın ilkinde Raşit Çelikezer’in yönettiği “Gökten Üç Elma Düştü” En İyi Film dalında verilen Altın Karagöz Ödülü’nü kucaklarken, geçtiğimiz aylarda vizyona giren “Nokta” filmi ile Derviş Zaim En İyi Yönetmen seçilerek Altın Karagöz Ödülü’nün sahibi olmuştu. İlk yılından bu zamana değin kısa filmi destekleyen ve üretimini teşvik eden İpek Yolu Film Festivali, geçtiğimiz yıl “Diyalogsuz” konseptiyle, diyalog, monolog ve sözlü anlatım içermeyen filmlerin yarıştığı Uluslararası ve Ulusal Altın Karagöz Kısa Metraj Film Yarışmaları’na bu yıl da devam edecek. Kısa filmciler Uluslararası ve Ulusal Altın Karagöz Yarışmaları’nın yönetmeliklerine ve başvuru formlarına festivalin yenilenen web adresinden kısa bir zaman sonra ulaşabilecekler. Bursalılar 14 22 Kasım 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek ve gün sürecek İpek Yolu Film Festivali’nde, dünyanın sayılı festivallerinde gösterilen ve Türkiye’de merakla beklenen dünyaca ünlü yönetmen ve oyuncuların son filmlerinden, yenilikçi genç kuşağın ilk filmlerine kadar geniş bir yelpazede 100’e yakın filmle buluşacak. Ayrıca festivalde sinemaseverlerin sabırsızlıkla beklediği ve her yıl 1200’ün üzerinde başvurunun yapıldığı Ücretsiz Sinema Kursları, sinemamızın ünlü yüzlerini ve akademisyenlerini, Bursalılarla bir araya getirecek.
+
+
+
+ 584105
+ ABD, insansız uçakla Pakistan'ı vurdu: 12 ölü
+ AP ajansının haberine göre, istihbarat yetkilileri ve yöre sakinleri, dün gece Kuzey Veziristan eyaletinde düzenlenen saldırıda ölenlerin tümünün Afgan olduğunu ve Afganistan'ın sınırdaki Logar vilayetinden Pakistan'a geçiş yaptıklarını söyledi. ABD insansız uçağıyla dün gece füze saldırısı düzenlenmiş, füzelerin Mir Ali kasabası yakınında bulunan ve Afgan Talibanı komutanı Celaleddin Hakkani tarafından yönetilen bir dini okulun yanındaki evi hedef aldığı kaydedilmişti.
+
+
+
+ 583073
+ 'El Kaide İran yapımı' iddiası
+ İran ve Şiilik karşıtı sert yazılarıyla tanınan Suudi sermayeli Şarkul Avsat gazetesi yazarlarından Abdurrahman el Reşit, El Kaide terör örgütünün aslında İran yapımı olduğunu öne sürdü. Önceki günkü yazıda El Reşit, meydana gelen pek çok eylemde El Kaide ve İran arasındaki bağlantının apaçık ortada olduğunu iddia etti. Yazar, ABD'nin Afganistan'ı işgalinin ardından El Kaide yönetici kadrosunun İran'a geçtiğini ve bu kişilerin Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da 2003'teki saldırıyı gerçekleştirdiğini öne sürdü. Arap rejimleri kadar Şiiliğe karşı olan El Kaide'nin bu şekilde kafalarda soru işaretleri oluşturduğunu belirten yazar, kimsenin El Kaide ile İran arasında bir bağlantı kuramadığını ifade etti. Yazar, iki taraf arasında ittifakın Arap ve Batı düşmanlığı gibi mantıklı bir gerekçeye dayandığını da söylüyor. CUMALİ ÖNAL KAHİRE
+
+
+
+ 584081
+ Erivan'da ilk "soykırım" davası girişimi
+ Bir Ermeni araştırma merkezi, Erivan merkezli Kafkas Enstitüsü'ne TESEV araştırmacısı Aybars Görgülü'nün makalesinin basılması nedeniyle dava açma girişimde bulundu. Girişimin gerekçesi, Görgülü'nün, makalesinde "soykırım" kelimesini tırnak içinde kullanması. Şikayetçi "Ermeni Ararat Bilimsel Stratejik Araştırmalar Merkezi", "soykırım" kelimesinin tırnak içinde kullanılarak soykırımın reddedildiğini iddia ediyor. Kuruluş, mahkemeden, soykırımın reddedilmesine karşı çıkmasını, Ermenistan'da "soykırım" kelimesinin bundan böyle tırnak içinde kullanılmasının yasaklanmasını ve kitabın eski baskılarının dağıtımının durdurulmasını istedi. Ancak mahkeme davayı, şimdilik teknik eksiklikler nedeniyle kabul etmiş değil. Makaleyi yayımlayan Kafkas Enstitüsü Müdürü Aleksandr İskenderyan ise, "Doğrusunu söylemek gerekirse hangi ceza yasasına dayanarak bu davayı açacaklarını pek anlamadım. Çünkü Ermenistan'da soykırımı reddedenlere yasal yaptırım uygulanmasını öngören bir madde yok. Kaldı ki, soykırımı reddeden de yok" dedi. İskenderyan, Görgülü'nün liberal eğilimli bir Türk tarihçisi olarak tanındığını da belirtti. TESEV'in Dış Politika Programı'na 2006 yılı sonunda katılan Görgülü, değerlendirmesinin Türkçe metninde soykırım kelimesini çoğunlukla tırnak içinde kullanıyor.
+
+
+
+ 584077
+ Vietnam'da 163 yeni canlı türü bulundu-Galeri
+ Uluslararası Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yapılan açıklamaya göre, 2008 yılında ırmak boyunda vakıf bilim adamlarının yaptığı araştırmalarda bulunan yeni türler arasında 100 bitki, 28 balık, 18 sürüngen, 14 suda ve karada yaşayabilen havyan, memeli ve kuş bulunuyor. Bunların yanı sıra Mekong boyunda 1997'den 2007'ye kadar da bin yeni tür listelendi. WWF Büyük Mekong Programı Müdürü Stuart Chapman, "Binlerce yıldan sonra bu türler nihayet gün ışığına çıktığına göre, açık ki keşfedilmeyi bekleyen daha çok tür var" dedi. Chapman, iklim değişikliğinin bu türlerin yaşam ortamını olumsuz etkilediğine dikkati çekerek, "Bazı türler iklim değişikliğine uyum sağlayabilecek, ama bazıları sağlayamayacak. Bu da türlerin kitlesel olarak yok olmasına neden olacak" görüşünü dile getirdi. Uzmanlar, bölgede çok sayıda yeni türün keşfedilmesini, bölgede onlarca yıldır süren savaşların sona ermesiyle birlikte ulaşımın daha kolaylaşmasına ve bölge hükümetlerinin bitki ve hayvanları korumak için daha fazla yatırım yapmalarına bağlıyor. AA Multimedia
+
+
+
+ 583391
+ Osman Tanburacı: Melek Kanat'ındaki Kazım
+ Osman Tanburacı 25 Eylül 2009 CumaMelek Kanat'ındaki Kazım Tam bir yıl oldu ondan ayrılık... candan koptu, bizim yürekten 'Can Kazım' eksik olmadı... Dün yine beraberdik mezarının başında... Siyah-beyazdı etraf... Beyazı hala onun hatıraları, siyah olan da kader!... Zincirlikuyu Mezarlığında bir cennet köşe, Kazım yatıyor çiçekler içinde... *** Bazılarını kan tutar ya... Beni de sevgi tutuyor böyle yerlerde... Yaşanmış güzel günler göz pınarlarımdan yaş olup akıyor inci misali... Özlüyorum geçmişi. Kazım'ın arkasından sadece şapkası kaldı bende hatıra... Bir de kitapları... Bir de kimseyle paylaşamayacağım keder dakikaları... Kazım benim gerçek dostumdu renk farkının aykırılığında gizli... *** sonsuzluk bahçesinde kimler yok ki Kazım'ın yanında, Dip dibe mezarlar... Dostlar, ahbaplar... Ufuk Güldemir gazeteci dostu... Mehmet Üstünkaya Beşiktaşlı Başkanı... Sosyal adaletin, 'kamu vicdanı'nın sesi Kazım'la sırt sırta yatıyor Erdal İnönü... Hepsi beraberler... Biz gafil dünya ehli, yaşadığımızın kıymetini bilemeden göçeceğiz bir gün onların yanına. Top çizgiyi geçti geçmediyle birbirimizin kalbini kıraraktan... *** Rahat uyu Kazım; Sabahtaki dostların, akşamdaki arkadaşların, hürriyeti seçenler, vatandaki, milliyetteki meslektaşların, TSYD'ki sevenlerin, Beşiktaşlılar lokalindeki kardeşlerin hepsi yanındaydı dün yine... Sen yattıkça Allah eşin Sevinç'e ve oğlun Mesut'a uzun ömürler versin. Bir de bilesin ki emanetin oğlun emin ellerde... Korcan Karar'la konuştuk dün yine... Fatiha yolladık ruhuna mezarının başında... Bu yılın flaş transferi Rijkaard'dır Ligde hafta bitti. Her ne kadar Fenerbahçe'yle aynı puanda da olsa Galatasaray diğerlerinden gözle görülür şekilde farklı. Hem attığı gollerle, hem oyun düzeniyle... Hem takım tertibiyle, hem oyuncu kalitesiyle... Bunu inkar akla uzaktır! Galatasaray'ın bu farkı doğrudan Adnan Polat yönetimidir. Sebebi açık, net ve tartışmasızdır: Bu yılın en flaş transferi Rijkaard'dır. Bir hoca bu kadar mı hatasız olur? İlk 11'lerdeki forma adaleti, Oyuncu değişikliklerindeki isabet, Takım oyununda otorite, Futbolcular arasındaki adalet, Bunların hepsişnin sonuçlara yansıması doğaldır. Rijkaard kapristen arınmış, inattan uzak, futbolun emrine girmiş bir hoca. Böyle hocaya da futbolcu tapar. Bilir ki hak eden oynar. Bakın Barış gözdeydi, geriledi. Neden? Topu iyi, kullanamıyor ve söz dinlemiyor, yerini çok kaybediyor. Futbol şablon oyundur. Puzzle'ı bozdun mu görüntü dağılır! Sonuç; kim ne derse desin Galatasaray yönetimiyle, hocasıyla, futbolcularıyla, hele şimdi takımını yalnız bırakmayan taraftarıyla 'Süper Lig'in Efendisi'dir... Bekleyin Galatasaray daha da iyi olacak. Uyum sürecinde böyleyse zaman içinde 'Yenilmez Armada' olur. Bugün onu tenkit edenler de gün gelir mahcup olur! Sözüne söz Beşiktaş Kulübü Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz:" Takım üzerinde büyük şanssızlıklar var. Bizim kalecimizden dönen top gol oluyor. Galatasaray, rakiplerinin kalecisinden dönen topları gol yapıyor.' Kaleleri bırak sayın Karadeniz, localara bak! Oralarda kimler oturuyor? Fenerbahçe 45 yıl sonra ilk altı haftada 6'da yapınca çok sevindi. Daum; '6'da 6'yı hiç gördünüz mü dedi... Fenerbahçe çok başarılı günler gördü ama fazla sevinmeyin, sonra 45 yıllık ayıp çıkar ortaya! Haldun Üstünel Ali Güneş'in pozisyonuyla ilgili olarak:"Herhalde stat ışığı yetersiz kaldı, hakem karanlıktan dolayı göremedi.' dedi. Üstünel haklı, gece vakti hakemin gözünü güneş aldı! İlker Meral: "Ben orada kafası ile vurduğunu sandım. Bu yüzden oyunu devam ettirdim. Televizyonu izledikten sonra hatamı anladım. Hata yapmayı kim ister. Ama bir kaza oldu. Takdir kamuoyunun." Bu lafı takdir ettim işte! Yılmaz Vural Ali Güneş'in plonjonunu görmedim diyor. Sen iyi günler gör İnşallah Yılmazcım! Daum farklı eylemci Daum emme basma tulumba gibi aynı kafada diretiyor. Kadro belli, Uğur Boral dışlanmış, Kazım hatalarına rağmen favori, Deivid makas, Alex dokunulmaz, Güiza uyuyan prens! Semih hep kenarda... Mehmet Topuz henüz göze girebildi... Tek sağ bek Allah nazardan saklasın Gökhan Gönül. Bu şablonda Gökhan'a da yazık oluyor. Maç boyu ileri geri çocuk kahroluyor. Ona yardım eden Allah'ın kulu olmayınca Gökhan'dan fayda gelmiyor. Kazım bence güçlü bir DJ... Daum; Gökhan Gönül'ün ürettiği ile tükettiğini hiç hesap etmiyor. Böylece Fenerbahçe'nin sağ kanadına Gökhan'a rağmen yazık oluyor. Yetenekli oyuncular kıpırdarsa ne ala... Yoksa duran top bekler Fenerbahçe! Meret top da durmuyor ki, yuvarlanıyor hep! bir Hint kumaşı Mustafa Denizli farklı bir kumaş. Hint kumaşı! Daha takımına teyel bile yapamadı! Bu yıl elbise kaç provaya rağmen Beşiktaş'ın üzerine hiç oturmadı. Oysa geçen sene takımın elbisesi damatlıktı!... Ekrem mevki sarhoşu oldu, Kalede hakan tek kaldı Rüştü'nün miadı doldu, Ernst ona keza... Dünyada örneği tükenmiş çift santrfor; Nobre, Bobo hazan yaprakları... Serdar Özkan sağda-solda... Fink kulübede, Tello unutulmuş... Nihat var-yok! Tabata gol yollarında Maden Tetkik Arama!... Ne yapsın Ernst tek başına? Hele hele Yusuf'tan medet ummak; kağıttan kayığı okyanusta yüzdürmektir. Duydun mu beni Aslan Mustafam! gülen yüzün solmasın, centilmenliğin hiç bitmesin ama böyle giderse kargaları daha çok kovarsın! Esas konu; Mustafa Denizli gitmez! Ocakta seçim var. Gelen olaya el koyar!
+
+
+
+ 583338
+ Filenin Sultanları Avrupa sınavında
+ OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Filenin Sultanları Avrupa sınavında Polonya'daki Avrupa Bayanlar Voleybol Şampiyonası'nda Türkiye gruptaki ilk maçında bugün Fransa ile karşılaşıyor. NTV Spor'dan naklen yayınlanacak mücadele saat 16.00'da. Grupta ilk 3'e girecek ülkeler play-off'a yükselecek. 42 ÜLKE MÜCADELE EDİYOR Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı Avrupa Erkekler Voleybol Şampiyonası'nın ardından, Avrupa Bayanlar Şampiyonası, bugün Polonya'da başlayacak. 25 Eylül-4 Ekim tarihlerinde Lodz, Wroclaw, Bydgoszcz ve Katowice kentlerinde yapılacak şampiyonada, Türkiye'nin yanı sıra 42 ülke mücadele edecek. Milli Bayan Takımı, Wroclaw'da Grubu maçlarında İtalya, Almanya ve Fransa gibi güçlü rakiple gruptan çıkmak için çaba gösterecek. Grupta ilk takım arasına giren ekipler, play-off grubuna yükselecek. EN BÜYÜK BAŞARI 2003'TE Şampiyona tarihindeki en önemli başarısını 2003 yılında Türkiye'nin ev sahipliğinde elde eden Filenin Sultanları, yıl final maçında Polonya'ya 3-0 mağlup olarak gümüş madalya almıştı. Milliler daha sonra 2005 yılında Hırvatistan'da 6. ve 2007'de Belçika'da 10. olmuştu. NTV'den naklen yayınlanacak zorlu karşılaşmaların programı şöyle: Bugün 16.00 Türkiye-Fransa Yarın 16.00 Türkiye-İtalya Pazar 18.30 Türkiye-Almanya 25.09.2009
+
+
+
+ 583577
+ ABD’yi her an şiddetli bir deprem vurabilir
+ ’yi her an şiddetli bir vurabilir ’nin batı yakasındaki eyaletini her an şiddetli bir depremin vurabileceği belirlendi. Yerbilimciler, depremin büyüklüğünün 6,5-7 büyüklüğünde olabileceğini ve ağır kayıplara yol açabileceğini belirtiyorlar. Utah Jeolojik Araştırmalar ve ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumlarınca yapılan çalışmalarda elde edilen yeni bulgulardan, Wasatch Front adı verilen kuşağı boyunca meydana gelen son şiddetli depremin sanılandan çok daha yakın bir zamanda olduğu anlaşıldı. Bu bölgede son büyük depremin 800-1500 yıl önce olduğu sanılırken, yeni bulgular 500 yıl önce meydana geldiğini ve çok kısa bir zaman dilimi içinde tekrarlayabileceğini ortaya koydu.
+
+
+
+ 584164
+ Kayseri Paşa'yı ciddiye alıyor!
+ Kayseri Paşa'yı ciddiye alıyor! 25/09/09 14:18 Miraboğlu, yaptığı açıklamada, pazar günü yapacakları Kasımpaşa maçını çok ciddiye aldıklarını, hazırlıkları da doğrultuda sürdürdüklerini ifade etti. Kasımpaşa'nın ligdeki konumuna aldanılmaması gerektiğini bildiren Miraboğlu, şunları söyledi: ''Kasımpaşa'nın şu an ligdeki konumu aldatıcı olmamalı. Bence, Kasımpaşa çok güçlü bir takım. Bu nedenle bu maçı çok önemsiyoruz. Beşiktaş maçındaki ciddiyetle hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Futbol ciddi bir iştir ve gevşeklik götürmez. Beşiktaş maçı galibiyeti nedeniyle takımımızda rehavet olmaması için işimizi ciddiye alıyoruz. Her maça puan için çıkıyoruz. Kasımpaşa maçında da aynı ciddiyetle mücadele edip puan almak istiyoruz.'' Kayserispor'un ligde hedefleri olan bir takım olduğunu, ligin üst sıralarını zorlamak için her maça galibiyet için çıktıklarını kaydeden Miraboğlu, Kasımpaşa maçı ile birlikte galibiyet serisi yakalamak istediklerini belirtti. Takımda uzun süredir sakatlıkları bulunan Eren, Abdullah ve Merter'in sakatlıklarının sürdüğünü hatırlatan Miraboğlu, Beşiktaş maçında sakatlanan Saidou'nun da Kasımpaşa maçında forma giyemeyeceğini bildirdi. Taraftar desteğine ihtiyaç duyduklarını da vurgulayan Miraboğlu, ''Takımımız her geçen gün performansını artırıyor. Futbolcular takıma uyum sağladıkça başarımız artıyor. Bundan sonra daha iyi başarılar ortaya koyacağız. Bunun için taraftarımızın desteğini bekliyoruz.Taraftarımız takımımızı yalnız bırakmazsa performansımızı daha da artıracağımıza inanıyorum'' diye konuştu.
+
+
+
+ 584180
+ Van'da silahlı ve sopalı kavga: 16 yaralı
+ Alınan bilgiye göre, Çaldıran ilçe merkezinde, iki aşiretin üyeleri arasında henüz belirlenemeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın silahlı ve sopalı kavgaya dönüşmesi üzerine sopayla yaralanan Abdurrahman Kaya, Erkan Kalay ve Tacdin Temel, Muradiye Devlet Hastanesi, Haydar Koçeroğlu, Aydın, Ersin, Tacdin, Necmettin, Adil ile Mehmet Nesim ve Erdal Erkarakoç, Ömer Eğidi ve Cemal Karakoç ise Çaldıran Devlet Hastanesindeki ilk müdahalenin ardından Van'a sevk edildi. Silahla yaralanan Fevzi, Emrah ve Bahattin Erkarakoç ise ambulansla Van Eğitim ve Araştırma Hastanesine gönderildi. Soruşturmanın sürdüğü ve ilçede güvenlik önlemleri alındığı bildirildi.
+
\ No newline at end of file