id
stringlengths 36
36
| question
stringlengths 19
253
| answer
stringlengths 35
1.05k
| context
stringlengths 151
9.75k
| is_negative_response
int64 0
1
| number_of_articles
int64 1
6
| ctx_split_points
stringlengths 5
36
| correct_intro_idx
int64 -1
5
|
---|---|---|---|---|---|---|---|
d28c9b85-db34-4d80-b1b8-c9f2e773672a | Alarm durumu sadece askeriye, itfaiye ve zabıtada mı görülür? Diğer mesleklerde de alarm durumu söz konusu olabilir mi? | Evet, yazı askeriye, itfaiye ve zabıtayı örnek göstererek alarm durumunu açıklıyor. Ancak, diğer mesleklerde de tehlikeli durumlarda sürekli teyakkuzda bulunma gereksinimi olabilir. Örneğin, doktorlar acil müdahale gerektiren durumlarda veya hava trafik kontrolörleri uçakların güvenli bir şekilde uçması için sürekli dikkatli olmalıdır. Bu durumlar da alarm durumuna örnek olarak verilebilir. | "Flying Machines Which Do Not Fly", (Türkçe: Uçmayan Uçan Makineler) 9 Ekim 1903'te New York Times'da yayınlanan bir başyazıdır. Makale, hatalı bir şekilde, insanlığın çalışan bir uçan makine geliştirmesinin bir ila on milyon yıl alacağını tahmin ediyordu. Samuel Langley'in iki gün önce yaptığı başarısız uçak deneyine yanıt olarak yazılmıştı. Makalenin yayınlanmasından altmış dokuz gün sonra Amerikalı kardeşler Orville ve Wilbur Wright, 17 Aralık 1903'te Kuzey Carolina'nın Kitty Hawk kentinde havadan ağır ilk uçuşu başarıyla gerçekleştirdiler.
Alarm (Fransızca'dan: à l'arme = silahlara), tehlikeli bir durumu bildirmek için verilen işaret. Alarm durumu: Doğacak tehlikeli bir durumda tehlikeyi önlemek için devamlı hazır vaziyette (teyakkuz) uyanık olmak. Bu hal ancak askeriye, itfaiye ve zabıtada görülür. Alarm, çeşitli işaretlerle (siren, düdük vs.) ile yapılır. Ayrıca otomatik olarak ev ve arabalara da tehlike anında haber veren ışıklı ve sesli alarm cihazları yerleştirilir. Bunlar belirli bir zaman içinde kendiliğinden, yaklaşma veya dokunma anında tehlikeyi haber verirler.
Downburst veya aşağı yönlü hava patlaması, oraj veya sağanaktan kaynaklanan kuvvetli ve aşağıya doğru olan yerel hava hareketidir. Serin veya soğuk havanın dışarıya doğru gerçekleşen bu patlaması, yer ve yere yakın seviyelerde yere çarptıktan sonra yatay olarak yayılıp kuvvetli rüzgarla birlikte hasar yaratır.
Kümülüs kongestus veya kümülonimbus gibi dikey aşağı hava hareketlerine sahip(downdraft), yoğun, nemli konvektif koşullar altında ortaya çıkar. Zarar verici rüzgarlar üretebilen bu fırtına bazen hortum ile karıştırılabilir. Downburst'lerin ne kadar sürdüğü değişebilir, ancak genellikle birkaç saniyeden birkaç dakikaya kadar sürmektedirler. En şiddetli downburst'ler bile tipik olarak bir saatten az sürer. Havada ani ve kısa süreli artan bir rüzgarla karakterize edilir.
Kuru downburst'ler, yağış olmayan veya virga içeren bölgede oluşmakta iken ıslak downburst'ler yağış esnasında yaşanmaktadır. Ayrıca Downburst'ler mikro ve makro olarak 2 çeşit olarak gözükmektedir. Mikro Downburst'ler 4 kilometreden daha küçük çapa yayılan, bir kaç saniyeden bir kaç dakikaya kadar süren ve makro downburst'lere kıyasla daha yavaş iken; makro downburst'ler, 4 kilometreden geniş çapa yayılan, birkaç dakikadan birkaç saate kadar sürmekte ve mikro downburst'lere kıyasla daha hızlı ve görülme sıklığı daha azdır.
düşey hava patlamaları, özellikle iniş veya kalkış sırasında havacılık için tehlikeli olma potansiyeline sahip olan rüzgar makasını yarattığı için havacılıkta dikkate değer bir tartışma konusudur. Diğer olumsuz hava olaylarının yanı sıra rüzgar makasından kurtulma, uçuş mürettebatının aldığı ve başarıyla tamamlaması gereken uçuş simülatörü eğitiminde dünya çapında standart konulardan biridir.
Termal kirlilik çevre suyunun sıcaklığını değiştiren herhangi bir işlem ile suyun kalitesinin bozulmasıdır. Termal kirliliğin yaygın sebebi kaynağı fabrikalar ve elektrikli santraller olan soğutucu sulardır. Su soğutucu olarak kullanıldığında, doğal çevreye yüksek sıcaklıklarda geri döner. Bu sıcaklık değişimi oksijen miktarını düşürür ve ekosistemin yapısını etkiler. Belli bir sıcaklık aralığına adapte olmuş balık ve diğer organizmalar, sudaki ani bir sıcaklık değişimi ile, hem hızlı bir yükselişte hem de düşüşte, ölebilirler. Bahsi geçen sıcaklıktaki ani değişim termal şok olarak bilinir.
Bulca Han, Türk ve Moğol mitolojisine göre Türklerin ve Moğolların ilk ve ortak atası olan kağan. Abulca (Amulca) Han veya Olca Han olarak da bilinir. İslamiyet'in ve Arapçanın da etkisiyle Ebülce Han şeklinde de söylenmiştir. | 0 | 5 | [550, 1092, 2804, 3402, 3629] | 1 |
cc2781d2-c89e-4271-80bb-341176ea9d71 | Davisson-Germer deneyi, de Broglie hipotezini nasıl doğruladı? | Davisson-Germer deneyinde, nikel kristali üzerine elektronlar yönlendirildi. Elektronların belirli açılarda saçılması incelendiğinde, X-ışınlarının kristallerden saçılmasıyla gözlemlenen bir desene benzer bir kırılma örüntüsü ortaya çıktı. Bu sonuç, elektronların dalga gibi davrandığını ve de Broglie hipotezini doğruladı. | Teknoliberalizm, ademi merkeziyetçilik, bireycilik, sorumluluk ve öz-farkındalık, sürdürülebilirlik, mühendislik tarzı düzenleme ve yönetişimin birleşimiyle ilgili, teknolojinin minimum kontrollerle herkesin kullanımına sunulması gerektiği düşüncesini savunan bir liberal görüş formudur. Bu görüş formu başkalarının özgürlüğünü korurken bireylerin özgürlüğünün korunması, güçlü bir şekilde uygulanan kurallara sahip serbest piyasalar, özellikle büyük şirketlerin adil vergilendirilmesi, çevreye verilen zararlarla ilgili güçlü düzenlemeler aracılığıyla gezegenin korunması, küçük ve orta ölçekli işletmelerin gücü, ifade özgürlüğü ve iletişim teknolojileri ile statüko yerine teknolojik gelişmelere vurguyu içerir.
de Broglie hipotezini doğrulayan fizik deneyi, Davisson-Germer deneyi, Amerikalı fizikçi olan Clinton Davisson ve Lester Germer tarafından 1923-1927 yılları arasında yapıldı. Bu hipotez Louis de Broglie tarafından 1924 yılında ortaya konulmuştur ve hipoteze göre elektron gibi maddenin parçacıklarında dalga tipi bir özellik vardır. Bu deney ise sadece de Broglie hipotezini onaylama ve dalga-parçacık ikilisini sunmakla kalmayıp aynı zamanda kuantum mekaniğine ve Schrödinger denklemi için önemli bir tarihi gelişmedir.
Henry Jaynes Fonda (16 Mayıs 1905, Omaha, Nebraska - 12 Ağustos 1982, Los Angeles) Oscar ödüllü Amerikalı sinema ve tiyatro oyuncusudur. | 0 | 3 | [715, 1236, 1373] | 1 |
b6865500-3229-4aa2-9ff3-25cd347a9c86 | Geiger-Marsden deneylerinde alfa parçacıklarının dağılımı nasıl ölçüldü ve bu ölçüm atomun yapısı hakkında ne gibi bilgiler sağladı? | Deneyde, alfa parçacıkları ince bir altın folyoya yönlendirildi. Parçacıkların folyodan geçtikten sonra dağılımları floresan ekran üzerinde gözlemlendi. Bazı alfa parçacıkları doğrudan geçti, bazıları küçük açılarla sapma gösterdi, ancak şaşırtıcı bir şekilde bazıları büyük açılarda hatta geriye sıçradı. Bu beklenmedik sonuçlar, atomun pozitif yükünün ve kütlesinin merkezde yoğunlaşmış bir çekirdekte bulunduğunu gösterdi. Eğer atom boşlukta yüklü parçacıklarla dolu olsaydı, alfa parçacıkları daha az sapma gösterecekti. | International Journal of Mass Spectrometry (IJMS), biyoloji, kimya, jeoloji ve fizikteki enstrümantasyon ve uygulamalar da dahil olmak üzere kütle spektrometrisi ve iyon süreçlerinin temel yönlerini kapsayan hakemli bir dergidir. Seçilmiş IJMS makaleleri Proteomics Virtual Journal'da yer almaktadır. 2016 etki faktörü 1.702 idi.
Axiom Space, Inc., Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir uzay altyapı geliştiricisidir. Şirket, 2016 tarihinde Kam Ghaffarian ve Michael T. Suffredini tarafından kurulmuştur. Şirketin merkezi Houston'da yer almaktadır.
Şirket, ilk ticari astronotlarını 2022'de yörüngeye gönderdi. Şirket aynı zamanda uzayda araştırma, uzayda üretim ve uzay araştırmalarıyla ilgilenen hükûmet tarafından finanse edilen ve ticari astronotlar için insanlı uzay uçuşu da planlamaktadır.
Geiger-Marsden deneyleri (Rutherford altın levha deneyi olarak da bilinir), bilim insanlarının her atomun tüm pozitif yükünün ve kütlesinin çoğunun yoğunlaştığı bir çekirdeğe sahip olduğunu keşfettikleri önemli bir deney serisidir. Bu sonucu, ince bir metal folyoya çarptığında bir alfa parçacık ışınının nasıl dağıldığını ölçerek çıkardılar. Deneyler, 1908-1913 arasında Hans Geiger ve Ernest Marsden tarafından Manchester Üniversitesi Fizik Laboratuvarlarında Ernest Rutherford başkanlığında yapıldı.
Görüntü Arşivleme ve İletişim Sistemleri (PACS- Picture Archiving Communication Systems) görüntülerin saklanması, geri çağrılması, dağıtımı ve sunumu için kullanılan yazılım ya da ağlara verilen isimdir. Medikal görüntüler PACS sistemlerinden bağımsız bir formatta saklanır. Medikal görüntülerin saklanması için en çok kullanılan format DICOM (Digital Imaging and Communications in Medicine) formatıdır.
SwiftKey, Android ve iOS sistemli akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlar cihazları için bir giriş yöntemidir. SwiftKey yapay zekâ teknolojilerinin bir harmanını kullanır, bu, kullanıcının yazmak niyetinde olduğu bir sonraki kelimeyi tahmin etmek için etkinleşir. SwiftKey şu anda giriş metni ve öğrendiği dayalı önceki SMS mesajları ve çıkış tahminlerini öğrenir.
SwiftKey şirket olarak Jon Reynolds, Dr. Ben Medlock ve Chris Hill-Scott tarafından 2008 yılında kurulmuştur ve 160 kişilik bir personel istihdam etmektedir. Merkez ofisi karargâhı Southwark, Londra'da ve diğer ofisleri San Francisco, ABD ve Seul, Güney Korede bulunmaktadır.
Şubat 2016 yılında, SwiftKey 250.000.000 $ karşılığında, Microsoft tarafından satın alındı. | 0 | 5 | [330, 800, 1303, 1707, 2442] | 2 |
ca1891e0-0d46-4898-b58b-20d0697a48f0 | Hazanbel kökü hangi amaçlarla kullanılmıştır? | Hazanbel kökü, kokulu yaprakları ve özellikle de köksapının hoş kokusu nedeniyle geleneksel tıpta ve güzel koku üretiminde kullanılmıştır. Kurutulmuş ve toz haline getirilmiş köksapı, zencefil, tarçın ve küçük hindistan cevizi gibi baharatların yerine kullanılabilir. | Gliese 581 d, Dünya'dan yaklaşık olarak 20 ışık yılı uzaklıktaki Gliese 581 yıldızının etrafında dönen bir güneş dışı gezegendir. Sisteminde keşfedilmiş olan üçüncü ve yıldızından olan uzaklığına göre beşinci gezegendir. Dünya'dan en az 5,6 kat büyük kütlesi nedeniyle bir dev dünya olarak sınıflandırılmaktadır. Nisan 2009'da özgün keşif ekibi gezegenin sıvı su bulunmasına elverişli olan yaşanabilir bölgenin sınırlarında olduğuna karar verdi. Daha sonra üç boyutlu bir simülasyon gezegenin bir atmosfere ve yüzeyinde sıvı suya sahip olmasının olası olduğunu gösterdi.
Gliese 581 d yıldızından Dünya'ya gelen güneş ışığının ortalama %30'u kadar ışık alır. Mars'ta bile bu oran %40'tır. Bu gezegenin sıvı su ve yaşam barındırmasının imkânsız olduğu yönünde şüpheler ortaya çıkarsa da, atmosferdeki bir sera etkisi sıcaklıkları önemli ölçüde arttırabilir. Bu nedenle gezegenin atmosferi yeterice büyük bir sera etkisine yol açıyor ve gezegenin jeofiziği karbondioksit varlığını sabitliyorsa gezegende sıvı su ve bir su döngüsüne izin verecek düzeyde sıcaklıklar mevcut olabilir.
Gezegenin büyüklüğü nedeniyle sadece kayalık maddeden oluşmamasının daha olası olduğu öne sürülse de, yıldızına zaman içinde yakınlaşmış buzlu bir gezegen olduğu da öne sürülmektedir.
Ekim 2008'de sosyal paylaşım sitesi Bebo, Gliese 581 d'ye doğru "A Message From Earth" adı verilen yüksek güçlü bir radyo yayını yaptı. Yayın gezegene 2029'da ulaşacak ve olası bir cevap Dünya'ya 2049 yılında geri dönecek. 2009'da da Avustralya'dan Cosmos Magazine gezegene "Hello From Earth" adlı İngilizce bir mesaj gönderdi.
Hazanbel ya da Eğir kökü (Acorus calamus), Acorus genus'undan tek çenekli, çok yıllık, sulak alan bitkisi. Kokulu yaprakları ve daha da kokulu köksapı geleneksel olarak tıp ve güzel koku yapmakta kullanılmış, kurutulmuş ve toz haline getirilmiş köksapı zencefil, tarçın ve küçük hindistan cevizi yerine kullanılmıştır. | 0 | 2 | [1591, 1910] | 1 |
d87b7532-5aa4-4fd9-9498-7e5d410b9c05 | Pentagramın hem iyi hem kötü ile ilişkilendirilmediği, evrensel olarak birlik ve sonsuzluk anlamına geldiği belirtiliyor. Peki, bu sembol Hristiyanlar tarafından neden satanizmle özdeşleştiriliyor? | Yazıda pentagramın Hristiyanlar tarafından satanizmle özdeşleştirildiğinden bahsediliyor ancak bunun sebepleri açıklanmıyor. Tarihsel olarak, bazı Hristiyan mezhepleri pentagramı pagan inançlarıyla ilişkilendirmiş ve bu nedenle şeytani bir sembol olarak görmüş olabilirler. Ancak pentagramın kökeni antik Yunan'a dayanır ve birçok kültürde farklı anlamlar taşımaktadır. | Pentagram, Yunancada beş çizgili anlamına gelen pentagrammon kelimesinden türemiştir. Birleşik beş köşeli yıldız demektir. Normal beş köşeli yıldızlardan farklı olarak çizgileri içeriden birleşiktir.
Pentagram genellikle Hristiyanlar tarafından satanizmle özdeşleştirilmiş olsa da iyi ya da kötü ile ilişkili kabul edilmez. Evrensel olarak birlik ve sonsuzluk anlamına gelir. Yukarı işaret vaziyette ise ruh toprağın üzerinde cosmos içerisinde "manevi dünyayı" işaret eder, diğer kaynaklarda ise, Beş Element, ayrıca Feng Şui Ruh (Akasha-Ether), Ateş, Hava, Su ve Topraktır. Ateş İradeyi, Hava Zekayı, Su Duyguları, Toprak da madde alemini sembolize eder. Ayrıca Cadılar tarafından oldukça kutsal olan bu sembol 5 elementin birleşimini ve uyumunu göstermektedir.
Feminen bir semboldür, Venüs Gezegeni'yle ve Venüs Tanrıçasıyla ilişkili görülmüştür. Davut'un 6 Köşeli Yıldızıyla çokça karıştırılabilmektedir. Birçok toplumca şans getirdiğine inanılır.
Supernatural dizisinde sıkça bahsedilmektedir.
ICU (International Components for Unicode - Unicode için Uluslararası Bileşenler), temeli IBM firması tarafından atılmış, şu anda birçok firmanın destek verdiği C/C++ ve Java programlama dilleri ile yazılan uygulamalar için evrensel kod ve küreselleşme desteği sağlayan olgunlaşmış bir kütüphaneler projesidir.
ICU, tüm C/C++ ve Java uygulamalarının çalıştığı platformlarda yazılımlara geniş taşınabilirlik sunmak amacıyla geliştirilmiştir. Kullanıcısını sınırlamayan kendi isminde bir lisans ile açık kaynaklıdır.
Jet sözcüğü ile şunlardan biri kastedilmiş olabilir:
Thor: Ragnarok, Marvel Sinematik Evreni'nin Thor'a ve Thor çizgi romanına dayalı üçüncü filmi olup on yedinci Marvel Sinematik Evreni filmi. Taika Waititi'nin yönetmenliğini üstlendiği, Craig Kyle ve Christopher Yost ikilisinin senaryosunu kaleme aldığı, filmin başrollerinde Chris Hemsworth ve Tom Hiddleston yer almaktadır.
FileVault, Mac OS X 10.3 ve sonraki sürümlerinde bir disk şifreleme programıdır. macOS işletim sistemine sahip bilgisayarlarda birimlerle anında şifreleme gerçekleştirir. | 0 | 5 | [998, 1513, 1566, 1892, 2063] | 0 |
4fb85318-aafe-47fe-ae7e-5d664b5b372e | DBpedia projesi kimler tarafından başlatıldı ve şu anda kimler tarafından sürdürülüyor? | DBpedia projesi 2007 yılında Berlin Özgür Üniversitesi ve Leipzig Üniversitesi'ndeki insanlar tarafından başlatıldı. Şu anda ise Leipzig Üniversitesi ve Mannheim Üniversitesi'ndeki insanlar tarafından sürdürülmektedir. | Kreatin, omurgalılarda doğal olarak oluşan ve kas hücrelerine yağları indirgeyerek enerji desteği sağlayan organik bir asittir.
Kreatin vücutta; L-Arjinin, Glisin ve L-Metiyonin aminoasitlerinden; böbrekte, karaciğerde ve pankreasta sentezlenir. Biyosentezden sonra iskelet kaslarına, kalbe, beyne ve diğer dokulara taşınır. Kreatin bu dokularda en büyük enerji depolayıcı form olan kreatin fosfat halinde metabolize olur.
Toplam kas kütlesini tahmin etmede kullanılır. Günlük kreatin atım miktarı yaklaşık 1-2 gr/gün kadardır. Sporcular ise günde(saat fark etmez) 3-5-8 gr arası kreatin alarak performanslarını arttırabilirler. Kaslarda kreatin fosfat maddesinin kullanılmasının sebebi ise var olan ATP moleküllerinin gerekli enerjiyi yalnızca yarım saniye karşılayabilecek düzeyde olmasıdır. Kreatin fosfat molekülünün miktarı ise ATP'nin yaklaşık 20 katı kadardır.
DBpedia, Vikipedi'de oluşturulan bilgilerden yapılandırılmış veri çıkarmayı amaçlayan bir projedir. 2007 yılında Berlin Özgür Üniversitesi ve Leipzig Üniversitesi'ndeki insanlar tarafından başlatıldı. 2008 yılında Tim Berners-Lee DBpediya'yı merkezi olmayan Bağlı veri çabasının en ünlü parçalarından biri olarak tanımlandı. Şu anda Leipzig Üniversitesi ve Mannheim Üniversitesi'ndeki insanlar tarafından sürdürülüyor.
Reichskommissariat Ostland, Nazi Almanyası'nın Sovyetler Birliği'ne karşı saldırısından sonra Haziran 1941'de Alfred Rosenberg'in yönettiği Şark Bakanlığı (Das Reichsministerium für die besetzten Ostgebiete: RMfdbO) bünyesinde Baltık, Batı Belarus ve Rusya'nın bir kısmında kurulan yönetim birimi.
Plumas ili veya Plumas County Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaletinde bulunan bir ildir. İlin nüfusu 2020 sayımına göre 19,790'dur. İlin merkezi Quincy şehridir. | 0 | 4 | [868, 1287, 1585, 1762] | 1 |
f0440223-bfdf-41e1-82db-fe9d41d39cba | Vikiveri projesinin amacı nedir? | Vikiveri, Vikipedi gibi Vikimedya projelerini desteklemek için iş birliği içinde düzenlenebilir bir veritabanı sağlamayı amaçlar. Başka bir deyişle, farklı dillerdeki Vikipedi makaleleri ve diğer Vikimedya projeleri arasında ortak veri paylaşımını kolaylaştırır. | Fotodinamizm, hayvanların derisindeki bazı maddelerin ışığın etkisiyle başka maddelere dönüşmesi.
Fotodinamizmle ortaya çıkan yeni bileşikler yararlı olabileceği gibi bazen deri hastalıklarına da yol açabilir. Fotodinamik ya da ışığa duyarlı maddeler ya derinin doğal bileşenidir ya da biyokimyasal süreçlerdeki kalıtsal bir eksikliğin sonucudur ya da böyle bir dönüşümde bu etkenlerin tümü rol oynamıştır.
Vikiveri veya İngilizce özgün adıyla Wikidata, Vikipedi gibi Vikimedya projelerini desteklemek üzere iş birliği içinde düzenlenebilir veritabanı sağlamak amacıyla başlatılmış bir projedir. Vikiveri projesi, 29 Ekim 2012 tarihinde Vikimedya Almanya tarafından Wikimedia Commons ve benzeri sistemlerde ortak belirli veri türlerini, örneğin doğum tarihleri ve geçerli diğer sınıfları bir araya toplamak üzere başlatılmıştır. Proje Wikimedia Vakfının 2006 yılından bu yana başlattığı ilk yeni proje olmuştur.
Projenin oluşturulmasında Yapay Zekaya Yönelik Allen Enstitüsü ve Gordon ve Betty Moore Vakfı ile Google, Inc.'in toplamda yaptığı €1.3 milyon bağış ile finanse edilmiştir.
Laterit, sıcak ve nemli bölgelerin toprağıdır. Dönenceler arasında, tropikal kuşakta görülür. Kuvvetli kimyasal çözülme sonucunda oluşurlar. Bitki örtüsü gür olduğu halde humus yönünden fakir topraklardır. Çünkü bu iklim bölgelerinde toprakta yaşayan organizmalar, bitki artıklarını tüketir ve de yağmurun sıkça gelmesi, toprağın yıkanmasını sağladığından laterit cinsi toprakta humus azdır. Aşırı yıkanmadan dolayı mineral bakımından fakirdir. Yağmur ormanlarında görülür. Demir olarak zengindir, yağışlarla birlikte topraktaki demir oksitlenir ve toprak kırmızımsı bir hal alır, ayrıca demir bitkilerin gelişmesine de katkıda bulunur. Laterit topraklarda genellikle Ekvatoral iklim bölgelerinde etkili olmaktadır ve verimliliği azdır. | 0 | 3 | [407, 1085, 1822] | 1 |
55602e44-e41e-4329-92ba-8375c95c2f77 | TMO'nun faaliyet alanları nelerdir? | TMO, temel olarak tarım ürünlerinin alımı, depolanması ve pazarlamasıyla ilgilenir. Ayrıca afyon tekelini yürütür ve haşhaş kapsülünden morfin ve türevlerini imal eder. | Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 1938 yılında kurulan, sermayesinin tamamı devlete ait, 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe ve faaliyetlerinde özerkliğe sahip, sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülü’dür.
Hukukî dayanağı, 11/12/1984 tarihli ve 18602 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren TMO Ana Statüsüdür. Teşekkül, yukarıda sözü edilen KHK ve TMO Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabidir. Denetimi Sayıştay tarafından yapılan ve merkezi Ankara'da olan TMO, T.C Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilgili kuruluşudur. İlgili olduğu Bakanlık, Cumhurbaşkanlığı’nın onayı ile değiştirilebilir.
Kurumun Organları; Yönetim Kurulu ve Genel Müdürlük’tür. Merkez ve taşra teşkilatı biçiminde örgütlenen TMO, merkezde Genel Müdürlük, taşra teşkilatında şube müdürlükleri ve bunlara bağlı olarak çalışan ajans amirlikleri şeklinde bir organizasyon yapısına sahiptir. Ayrıca, Türkiye'nin hemen her yöresinde bulunan tesisli ekipleri ve yoğun alım dönemlerinde faaliyete geçirilen geçici alım merkezleriyle tarım sektörüne yıllardır hizmet vermektedir. Türkiye'nin afyon tekelini yürütmekle de görevli olan TMO'nun, Bolvadin'de Afyon Alkaloidleri Fabrikası İşletme Müdürlüğü adında haşhaş kapsülünden morfin ve türevlerini imal eden bir birimi daha bulunmaktadır.
Kurumda hizmetler, memur, sözleşmeli ve işçi statüsündeki personel tarafından yerine getirilmektedir. TMO, Türkiye'nin her bölgesinde, limanlar ve yoğun üretim alanları dikkate alınarak çeşitli cins ve tonajlarda depolar yaptırmıştır. Mevcut depolama kapasitesi 4 milyon ton civarındadır.
Friend-to-friend (F2F) bilgisayar ağı, kullanıcıların yalnızca tanıdıkları kişilerle doğrudan bağlantı kurduğu bir peer-to-peer ağ türüdür. Şifreler ve dijital imzalar, doğrulama için kullanılabilir. Retroshare, WASTE, GNUnet, Freenet ve OneSwarm programları friend-to-friend'e örnektir.
Her kullanıcı eşsiz bir IP adresi ile tanımlandığı için kullanıcılar, belirli arkadaşlarına erişim sağlayabilir ve aynı halkadaki diğer rastgele kişilerin erişimini engelleyebilir. Friend-to-friend güvenlidir çünkü kullanıcının düğümüne sadece kullanıcının arkadaşları bağlıdır. Birçok friend-to-friend ağı birbirlerine güvenmedikleri ve de birbirlerini bilmedikleri kullanıcılar arasında anonim iletişim kurmayı destekler.
Siber terimi sibernetik kökeninden gelmektedir. Sibernetik kelimesi, ilk olarak 1948 yılında Norbert Wiener'in "Sibernetik" adlı kitabında "hayvanlarda ve makinelerde kontrol ve iletişim" olarak tanımlanmıştır.
Siber kelimesi ise Türkçe sözlüklerde tanımlanmamakla birlikte, İngilizce cyber kelimesinden Türkçeye çevrilmiştir. Cyber kelimesi İngilizce sözlüklerde "bilgisayarlara dahil olan, kullanan ve ilgili olan" olarak belirtilmektedir. Bir ön ek olarak kullanılmakta ve önüne eklenen kelimeye teknolojiyle ve bilgisayarla ilgili anlamı katmaktadır.
İnternetin tam karşılığı olarak kullanılan siberuzay (cyberspace) terimiyse ilk olarak Kanadalı ünlü bilimkurgu yazarı William Gibson tarafından bir bilgisayar korsanının matrix adı verilen bir bilgisayar sistemine sızarken yaşadıklarını anlatan Neuromancer adlı romanda kullanılmıştır. Bu ünlü roman aynı zamanda sanal gerçeklik (virtual reality), yapay zekâ (artificial intelligence) ve genetik mühendisliği (genetic engineering) gibi kavramların da ilk olarak işlendiği eserdir.
İnterneti anlatan sanal âlem ve siber âlem kavramlarının ikisi de doğru birer önermedir. İnternet, iletişim yöntemi açısından siber, yarattığı ortam açısından sanaldır. | 0 | 3 | [1696, 2408, 3614] | 0 |
e9dac327-1cd5-40c2-a48a-6ba6f8dc0edc | Matematiksel biyoloji, deneysel biyoloji ile nasıl farklılık gösterir? | Deneysel biyoloji, biyolojik süreçleri anlamak için laboratuvar deneyleri yaparken, matematiksel biyoloji bu süreçleri modellemek ve analiz etmek için matematiksel araçlar kullanır. Yani, deneysel biyoloji gözlem ve deneylere dayanırken, matematiksel biyoloji teorik modeller ve matematiksel analizlere dayanır. | Hamburger veya sadece Burger, iki dilim yuvarlak sandviç ekmeği arasına yerleştirilen bir köfte, Amerikan peyniri, marul yapılan sandviç türü. Genellikle ketçap, mayonez, turşu, soğan, domates, hardal ve bunun gibi değişik malzemelerin de ilavesi ile servis edilir. Yapımında kullanılan köfte genellikle kırmızı et olmakla beraber tavuk etinden (tavukburger) yapılanları da yaygın olarak tüketilmektedir. Ayrıca peynirli olanları (çizburger) de yapılmaktadır.
1932 yılında Amerikalı John T. Gregore tarafından patenti alınmış olsa da patent kavramının henüz tedavülde olmadığı Vietnam'da yüzyıllardır aynı formatta bir yiyecek olduğu sonradan anlaşılmıştır.
İsmini Almanya'nın Hamburg şehrinden almıştır.
Ertelemecilik, erteleme eğilimi veya prokrastrinasyon belirli bir süre sonunda tamamlanması gereken bir görevi yapmaktan kaçınmadır. Olumsuz sonuçları olabileceği bilinmesine rağmen bir göreve başlama ya da tamamlamayı adet olarak ya da kasıtlı olarak ertelemek olarak da belirtilebilir. Gündelik işlerde olduğu gibi örneğin bir randevuya gitme, bir iş raporunu ya da akademik bir ödevi teslim etme ya da bir eş ile stresli bir konuyu tartışma gibi belirgin görevlerde gecikme olması yaygın olarak görülen bir alışkanlıktır. Her ne kadar bir kişinin üretkenliğini engelleyen etkisi nedeniyle genellikle olumsuz bir karakter özelliği olarak algılanıp depresyon, düşük özsaygı, suçluluk duygusu ve yetersizlik ile ilişkilendirilse de riskli ya da olumsuz sonuçları olabilecek olan ya da yeni bilgilerin gelmesini beklemeyi gerektiren bazı istekler için tedbirli bir karşılık olarak değerlendirilebilir.
Kültürel bir açıdan bakıldığında hem Batı hem de Batı dışındaki kültürlerde öğrencilerin akademik ertelemecilik yaptıkları ancak sebeplerinin farklı olduğu görülür. Batı kültüründe öğrenciler daha önce yaptıklarından daha kötü olmasından kaçınmak ya da öğrenmeleri gerektiği kadar öğrenemediklerinden ötürü ertelemecilik yaparken Batı kültüründen olmayan öğrencilerin yetersiz görünmekten kaçınmak ya da akranlarının önünde bir yetenek eksikliği sergilemekten kaçınmak için ertelemecilik yapmaya eğilimlidirler. Ayrıca zaman yönetiminin farklı kültürel açılarının ertelemeciliği nasıl etkileyebileceğini de dikkate almak önemlidir. Örneğin zaman için çoklu etkin bir bakışa sahip kültürlerde kişiler bir işi bitirmeden önce doğru olarak yapılmasından emin olmaya daha büyük bir değer verirler. Zamana doğrusal bir bakış açısına sahip olan kültürlerde ise kişiler bir göreve belirli bir zaman ayırmakta ve o süre bittiğinde durmaktadırlar.
Güvercinlerde ertelenmiş ödül üzerine yapılan davranışsal örüntüler üzerine yapılan bir araştırma ertelemeciliğin insanlara özgü olmadığını ve bazı hayvanlarda da gözlemlenebildiğini önermektedir. Güvercinlerin kolay ama acele yapılması gereken görevler yerine karmaşık ama ertelenmiş görevleri seçtiklerini gösteren ve güvercinler arasında ertelemeciliğin olduğunu açık kanıtlarla belirten deneyler bulunmaktadır.
Matematiksel ve teorik biyoloji, biyolojinin bilimsel teorileri kanıtlamak için gerekli deneyleri yapmakla uğraşan deneysel biyoloji dalının aksine biyolojik sistemlerin yapılarının, gelişimlerinin ve davranışlarının altında yatan ilkeleri araştırmak için yaşayan organizmaların teorik analizlerini, matematiksel modellerini ve soyutlamalarını kullanan bir dalıdır. Bu alan aynı zamanda matematiksel yanını vurgulamak için matematiksel biyoloji ya da biyomatematik ya da biyolojik yanını vurgulamak için ise teorik biyoloji olarak da adlandırılır. Teorik biyolojinin odak noktası daha çok biyolojinin teorik ilkelerinin geliştirilmesi iken matematiksel biyoloji biyolojik sistemlerin incelenmesinde matematiği kullanır ama her iki terim de bazen birbirinin yerine kullanılabilmektedir.
Matematiksel biyoloji uygulamalı matematik araçlarını ve tekniklerini kullanarak biyolojik süreçlerin modellenmesini ve gösterimini amaçlar ve hem teorik hem de uygulamalı araştırmalar için yararlı olabilir. Sistemleri nicel olarak tanımlayabilmek davranışlarının daha iyi simüle edilebilmesi ve böylece de deney sonucunda belirgin olmayabilecek özelliklerin tahmin edilebilmesi anlamına gelir. Bunun için kesin matematiksel modeller gerekir.
Yaşayan sistemlerin karmaşıklığı nedeniyle teorik biyoloji matematiğin çeşitli alanlarını kullanır ve yeni tekniklerin geliştirilmesine yol açmıştır.
Thief: The Dark Project, Looking Glass Studios tarafından geliştirilen ve Eidos Interactive tarafından 1998 yılında yayınlanan birinci şahıs gizlilik oyunudur. Garrett, City adlı steampunk temalı bir metropolde rol alır. Bir dizi soygunlardan sorumlu gizli topluluk tarafından eğitilen baş hırsız büyük bir gücün dünyaya kaos salmasını engellemeye çalıştığı karmaşık bir komploya karışır.
Thief, oyun mekaniği olarak ışık ve sesi kullanan ve bunu yapay zekayla birleştirmiş gizlilik türündeki bilgisayar oyunudur. Oyunun dikkat çekici yönü çatışma içermeyen birinci şahıs oyun türünde olmasıdır, bu durum birinci şahıs nişancı pazarında etki yapmakla kalmamış, geliştiricilerin ona "birinci şahıs gizlilik" demesine yol açmıştır. Ondan sonra gelecek olan Hitman ve Tom Clancy's Splinter Cell gibi gizlilik oyunlarına öncülük etmiştir.
Nottingham, Birleşik Krallık'ta İngiltere ülkesinin Doğu Midlands bölgesinde bulunan bir kentsel yerleşkedir. 1897'de Kraliçe Victoria beratıyla şehir statüsünü kazanmıştır. "Nottingham Şehri tek-seviyeli yörel idaresi" adlı yerel idare birimi merkezidir.
Törensel Nottinghamshire Kontluğu'na bağlıdır.
GlobaLeaks, güvenli ve anonim bilgi uçurma girişimlerini etkinleştirmeyi amaçlayan açık kaynaklı, özgür bir yazılımdır. | 0 | 6 | [705, 2960, 4340, 5175, 5478, 5598] | 2 |
590f1541-b299-475f-8392-537dd6f5e8ee | Gen bulmanın başlangıçtaki deneysel yöntemleri nelerdi ve günümüzde nasıl bir değişim yaşandı? | Başlangıçta gen bulma, canlı hücre ve organizmalarda yapılan zorlu deneylere dayanıyordu. Örneğin, homolog rekombinasyon oranlarının istatistiksel analizi ile genlerin kromozomlardaki sıraları belirlenmeye çalışılıyordu. Bu deneylerin sonuçları birleştirilerek genetik haritalar oluşturuluyordu. Günümüzde ise genomların kapsamlı dizilenmesi ve güçlü bilgisayarların varlığı sayesinde gen bulma, büyük oranda hesaplamalı bir problem haline geldi. | Mangus - Türk ve Altay mitolojisinde canavar, hortlak, dev, ejderha gibi içeriklerin tamamını kapsar. Türk dillerinde Mangıs, Mongus, Mogus ve Moğol dillerinde Mongas, Mangas olarak yer alır.
Abhazya Seferi, Kaptan-ı Derya Hamza Bey komutasındaki Osmanlı donanmasının 1454 Haziran ayında Sohumkale'nin Osmanlı topaklarına katılması ve Abhazya Prensliği'nin tâbiyete alınmasıyla sonuçlanan başarılı deniz harekâtı.
Gen bulma, genomik DNA'da biyolojik olarak işlevsel olan dizileri algoritmik olarak tespit etmekle ilgili hesaplamalı biyolojinin bir sahasıdır. İşlevsel dizilerden kastedilen genelde protein kodlayıcı genler olmakla beraber, RNA genleri ve düzenleyici bölgeler de dahil edilir. Bir organizmanın genomu dizilendikten sonra bu genomun anlaşılabilmesi için ilk ve en önemli adım gen bulmadır.
"Gen bulma", başlangıçta canlı hücre ve organizmalar üzerinde yapılan zor deneylere dayalıydı. Çeşitli farklı genler arasındaki homolog rekombinasyon oranlarının istatistik analizi ile onların belli bir kromozom üzerindeki sırasını belirlenebilirdi. Bu tür pek çok deneyin sonuçları birleştirilerek bilinen genlerin yaklaşık konumlarını birbirlerine bağıl olarak gösteren bir genetik harita oluşturulabilirdi. Günümüzde genomların kapsamlı şekilde dizilenmesi ve güçlü bilgisayarların varlığı sayesinde gen bulma artık büyük oranda bir berimsel problem olarak tanımlanabilmektedir.
Bir dizinin işlevsel olduğunu belirlemek ile o genin (veya genin ürününün) işlevinin ne olduğunu belirlemek farklıdır. İkincisini yapabilmek için hâlâ gen nakavt ve diğer yöntemlerin kullanıldığı in vivo deneyler gerekmektedir, ama biyoenformatik bilimi geliştikçe bir genin sadece dizisine dayanarak onun işlevini tahmin etmek artan oranda mümkün olmaktadır.
Evrensel İnsan Yük Taşıyıcısı veya HULC, Profesör H. Kazerooni ve Ekso Biyonikleri ekibi tarafından geliştirilmiş, hidrolik sistem üzerine kurulmuş, insan biçimli bir dış iskelettir.
Askerlerin 90 kiloya (200 lbs) kadar olan yükleri saatte 16 kilometrelik bir hızla taşıyabilmeleri için tasarlanmıştır. Berkeley Robotikleri ve İşbilim Laboratuvarı tarafından 2000 yılından beri geliştirme aşamasında olan sistem, Lockhead Martin lisansıyla 26 Şubat 2009 tarihinde AUSA Kış Sempozyumu'nda alenen duyurulmuştur. | 0 | 4 | [192, 414, 1747, 2257] | 2 |
e299cfc7-95d1-4019-bd08-d980e00c10ae | Vita Volterra hangi alanlarda çalışmalarda bulundu? | Vita Volterra, matematiksel biyoloji ve integral denklemleri konularında çalışmalar yürüttü. | Vita Volterra (3 Mayıs 1860, Ancona - 11 Ekim 1940, Roma), İtalyan fizikçi ve matematikçi. Matematiksel biyoloji ve integral denklemleri konularında çalışmalarda bulunan Volterra, fonksiyonel analizi bulan isimler arasında yer almaktadır.
Petrol rafinerisi (kısaca rafineri olarak da adlandırılır), petrol endüstrisi'nde ham petrolün arıtılarak ve çeşitli işlemlerden geçirilerek nafta, benzin, dizel yakıtı, sıvılaştırılmış petrol gazı, asfalt, kerosen, bitüm, gudron, mazut, petrol koku ve fuel oil gibi kullanışlı ürünlere dönüştürüldüğü bir endüstriyel işlem tesisidir.
Etilen ve propilen gibi petrokimyasal ham maddeler de, nafta gibi ham petrol türevleri kullanılmasına gerek kalmadan ham petrolün parçalanması yoluyla direkt olarak üretilebilir. Ham petrol genellikle bir petrol üretim tesisinde çıkarılır ve işlenir. Gelen ham petrolün ve sıvı ürünlerin depolanması için petrol rafinerilerinin yakınında genellikle birer petrol deposu bulunur. | 0 | 2 | [239, 952] | 0 |
5c9db94a-de3a-4e4f-b8a0-d66c01cb75b0 | Mott Green Grenada Çikolata Şirketi'ni neden kurmuş olabilir? | Metinde Mott Green'in şirketini kurmasının sebepleri hakkında bilgi bulunmamaktadır. Ancak, çikolata sektörüne ilgi duyması, kaliteli çikolata üretme tutkusu veya Grenada'daki kakao üreticilerine destek olmak gibi çeşitli sebeplerden dolayı şirketini kurabilirdi. | San Vitale Kilisesi veya Aziz Vitale Kilisesi, Ravenna'da, muhtemelen 537 yılında yapımına başlanmış, 547 yılında aziz Vitalis'e adanmış, Geç Antik - Erken Bizans döneminin en önemli kiliselerinden biridir. Yapıda Bizans İmparatorluğu mimari formlarının yanı sıra, o zamana özgü tipik italyan mimarisinin izlerini de görmek mümkündür.
Kilise, Bizans Kayseri I. Justinianus'un İtalya'da Ostrogot Krallığı'na karşı sürdürdüğü savaş sırasında inşa edilmiştir. Merkezi kubbeli bu kilise, daha çok içinde barındırdığı muntazam Mozaik'leri ile ünlüdür. Özellikle I. Justinianus ve karısı Theodora'nın Apsis'te bulunan portreleri bu mozaiklerin en önemlileri arasında sayılırlar. San Vitale Kilisesi, 1996 yılından beri UNESCO Kültür Mirası Listesi'nde bulunmaktadır. 1960 yılında dönemin papası XXIII. Ioannes tarafından kiliseler arasında şeref unvanı olarak da bilinen "Minor bazilika" unvanını almıştır.
Mott Green (15 Nisan 1966 - 1 Haziran 2013), 1999 yılında Grenada Çikolata Şirket'ini kurmuş Amerikalı iş insanı.
Cesur Balder (Balder The Brave), Marvel Comics tarafından yayınlanan Amerikan çizgi romanlarında görünen kurgusal bir karakterdir . Karakter, İskandinav mitolojisindeki tanrı Balder'e dayanmaktadır.Editör Stan Lee ve Çizer Jack Kirby tarafından yaratılan Balder, ilk olarak Journey into Mystery #85'te (Ekim 1962) görünür.Asgard'ın İskandinav Tanrılarından biri olan Balder, Şimşek Tanrısı Thor'un kardeşi, Warriors Three'nin yoldaşı ve tanrıların hükümdarı Odin'in sadık bir takipçisi ve oğludur.Yenilmezler'in dostu ve süper kahramanların destekçisidir.
Mykolaiv (Ukraynaca: Миколаїв, Ukraynaca telaffuz: [mɪkoˈlɑjiu̯], | 0 | 4 | [901, 1015, 1571, 1637] | 1 |
9b2ff680-5a39-4699-8448-8ec4d3c08409 | Şarkının sözlü girişinden bahsediliyor, bu giriş ne hakkında olabilir? | Şarkının sözlü girişi muhtemelen dinleyiciyi Willy Wonka'nın dünyasına ve hayal gücünün sınırlarını zorlayan çikolata fabrikasına hazırlamak için kullanılır. Giriş, belki de Wonka'nın sihirli dünyasının bir ipucu verir veya dinleyicileri şarkının büyülü atmosferine çekmek için kullanılır. | "Pure Imagination", 1971 yapımı Willy Wonka & the Chocolate Factory filminden bir şarkı. Şarkı, İngiliz besteciler Leslie Bricusse ve Anthony Newley tarafından film için yazılmıştır. Willy Wonka karakterini canlandıran Gene Wilder tarafından seslendirilmiştir. Bricusse, şarkının bir günde telefonda yazıldığını belirtti. Şarkının sözlü bir girişi bulunmaktadır.
Petek, arıların çiçek polenlerinden elde ettikleri balı depolama ve yumurtalarını barındırma yeri. Şekli en az malzemeyle en çok yer kullanmak için en iyi şekil olan altıgendir. Bu altıgen yapıya Ebegümeci benzerliği nedeniyle gümeç adı verilir. Bütün bir petekteki altıgenler farklı arılar tarafından eşit boyutlarda yapılır. Böylece petekte hiç boş yer kalmaz.
Entomologia Carniolica exhibens insecta Carnioliae indigena et distributa in ordines, genera, species, varietates, 1763 yılında Viyana'da yayımlanan Giovanni Antonio Scopoli tarafından kaleme alınmış, sınıflandırma bilimine ait bir eserdir. Yüzlerce yeni tür tanımlanmıştır. Entomologia Carniolica aynı zamanda türlerin biyolojisi üzerine gözlemler de içermekte olup, arı kraliçelerinin kovan dışında çiftleşmesine dair ilk basılı kaydı barındırmaktadır.
Ortofoto harita, üzerine harita kenar bilgileri, gridler, eş yükseklik eğrileri, yer ve mevki isimleri ve benzeri kartografik bilgilerin eklendiği ortofoto görüntülere verilen isimdir.
Resimlerdeki eğiklik etkileri ve yükseklik farklarından (rölyef kayma) ileri gelen hataların giderilmesi ile elde edilen ortofoto görüntüler üzerine eş yükseklik eğrileri, yükseklik bilgileri, harita kenar bilgileri de eklenmek suretiyle elde edilen, ortofoto görüntü parçacıklarının birleştirilmesiyle standart veya rastgele ölçeklerde üretilen foto haritadır. Ortofoto haritaların üretiminde, özel kartografik işlemler olarak fotografik kenar zenginleştirmesi, renk ayrımı ya da bunların bir kombinasyonu gibi birleşik işlemler de uygulanabilir. | 0 | 4 | [363, 726, 1181, 1915] | 0 |
74464969-24c3-489f-89ba-074297440fa2 | Willy Wonka çikolata yapmaya nasıl karar verdi? | Willy Wonka çocukluğunda babasının dişçilik mesleği nedeniyle şeker ve çikolataya erişiminin engellenmesiyle büyümüştür. Ancak bir gün dayanamayıp tattığı çikolatadan çok etkilenmiş ve bu lezzeti hayatının merkezine koymaya karar vermiştir. Babasının evini terk ederek kendi çikolata fabrikasını kurmuştur. | Willy Wonka İngiliz yazar Roald Dahl'ın Charlie'nin Çikolata Fabrikası ve Charlie'nin Büyük Cam Asansörü adlı kitaplarında adı geçen kurgusal bir karakterdir. Willy Wonka çocukluğunda dişçilik yapan babası yüzünden ağzına hiç çikolata ve şeker alamamış, bunların zararlı olduğuna inandırılmış, bir gün dayanamayıp tattığında ise tadına hayran kalarak babasının evini çikolata için terk etmiştir.
Curtido (Spanish pronunciation: [kuɾtiðo]) hafifçe fermente edilmiş bir lahana çeşnisi türüdür. Salvador mutfağında ve diğer Orta Amerika ülkelerinde yaygındır ve genellikle lahana, soğan, havuç, kekik ve bazen de limon suyu kullanılarak yapılır; lahana turşusu, kimçi veya turta lahana salatasına benzer . Genellikle ulusal tatlardan olan pupusaların yanında servis edilir.
Orta Amerika'daki diğer ülke Belize'deki İspanyolca konuşanların da "Curtisido" adlı benzer bir yemek tarifleri bulunur; ancak soğan, habaneros ve sirke ile yapılan baharatlı, fermente bir yemektir. Belize mutfağında salbutlar, garnitürler ve diğer yaygın yemeklerde kullanılır.
Biosfer 2 (Biosphere 2), John Polk Allen tarafından Oracle, Arizona'da kurulmuş suni bir kapalı ekosistemdir. 1987-1989 arası insanoğlunun kapalı bir biyosferde nasıl yaşayacaklarını test etmek üzere kurulmuştur. Uzay kolonizasyonu için kapalı ekosistemlerin kullanım imkânlarını ve dünyaya zarar vermeden biyosfere yapılabilecekleri araştırma olanağı vermiştir. İsim ilk biyosfer olan dünyadan esinlenmiştir. 200 milyon $'lık proje Edward Bass tarafından desteklenmiştir. Yankı uyandırması beklenen deney, başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Beklenenin aksine ortamda bulunan canlıların çoğu can vermiş, deneyin içinde yer alan ikisi kadın, ikisi erkek toplam dört kişi de uykularından nefes darlığı, oksijen yetersizliği gibi sorunlarla uyanmıştır.
God of War: Ascension, SCE Santa Monica Studio tarafından yalnızca PlayStation 3 için geliştirilen ve Sony Computer Entertainment tarafından yayımlanan, aksiyon-macera ve hack and slash türlerindeki video oyunudur. Kuzey Amerika'da 12 Mart, Avrupa ile PAL bölgesinde 13 Mart, Avustralya'da 14 Mart, Birleşik Krallık'ta ise 15 Mart 2013'te piyasaya sürüldü. God of War serisinin ana oyunlarının dördüncüsü, tüm serinin ise yayımlanan yedinci oyunu olan God of War: Ascension; tüm serinin bir önbölümü niteliğindedir.
PIGS ya da PIIGS, ekonomik kriz içindeki ülkeler Portekiz, İrlanda, İtalya, Yunanistan ve İspanya'yı belirtmek için son dönemde kullanılan kısaltmadır. İngilizcede "domuzlar" anlamına geldiği için kimi çevrelerin tepkisini çekmiştir. | 0 | 5 | [396, 1050, 1796, 2312, 2546] | 0 |
5c966253-94e3-4100-98ee-404b75d8893e | Allan MacLeod Cormack Nobel Ödülü'nü hangi çalışmasıyla kazanmıştır? | Allan MacLeod Cormack, X-ışını temelli bilgisayarlı tomografi (BT) üzerine yaptığı çalışmalar nedeniyle 1979 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü Godfrey Hounsfield ile birlikte kazanmıştır. | Fisil izotop, yavaş nötronlarla da parçalanabilen izotoplara denir. Fisil izotoplar, fisyon reaktörlerinde ve nükleer silahlarda yakıt olarak kullanılırlar. Fisil izotoplardan en yaygın kullanılanları U235 ve Pu239'dur.
Muspel Muspelheim'de yaşayan ve Surtr'un liderliğindeki Ateş devleridir.
Allan MacLeod Cormack (23 Şubat 1924 - 7 Mayıs 1998), Güney Afrika Cumhuriyeti doğumlu Amerikalı fizikçi. 1979 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü (Godfrey Hounsfield ile birlikte) X-ışını temelli bilgisayarlı tomografi (BT) üzerine yaptığı çalışmalar nedeniyle kazanmıştır.
The Legend of Zelda: Phantom Hourglass (Japonca: ゼルダの伝説 夢幻の砂時計 Zeruda no Densetsu Mugen no Sunadokei), 2007 yılında Nintendo tarafından geliştirilen bir aksiyon-macera oyunudur. Oyun, The Legend of Zelda serisinin 14. oyunu olup 23 Haziran 2007 tarihinde Japonya'da ve aynı yıl diğer ülkelerde Nintendo DS için piyasaya sürüldü. Oyun, Wii U için Kasım 2015'te PAL bölgesinde ve Mayıs 2016'da Kuzey Amerika'da Virtual Console servisi ile yeniden yayımlandı.
Oyun, üstten kamera perspektifine sahip 3D cel-gölgeli grafiklere sahiptir, konsolun dokunmatik ekranını ve mikrofonunu içeren kontrolleri kullanır ve hizmetin 2014 yılında kesilmesine kadar çevrimiçi oyun için Nintendo Wi-Fi Connection'dan faydalandı. Oyunun hikâyesi, The Wind Waker oyununda geçenlerden sonrasında serinin kahramanı Link'in arkadaşı Tetra'yı Bellum'dan Kaptan Linebeck ve gemisi S.S. Linebeck'in yardımlarıyla kurtarma yolculuğuna odaklanmaktadır.
The Legend of Zelda: Phantom Hourglass eleştirmenler tarafından oldukça olumlu karşılandı. Kontrol şeması övüldü, eleştiriler ise çok basit olduğu düşünülen çevrimiçi özelliklerine odaklandı. Oyun, GameSpot, GameSpy ve IGN'den Nintendo DS Yılın Oyunu ödülü da dahil olmak üzere birçok ödül kazandı. Phantom Hourglass, Japonya'daki ilk ayında en çok satan oyundu ve 302,887 kopya satıldı. ABD'de, satışa sunulan 262,800 kopya ile satışa girdiği ilk beşinci oydu. Mart 2008 itibarıyla dünya genelinde 4.13 milyon adet Phantom Hourglass satılmıştır.
Sosyofizik kelimesi, bulguları keşfedilmiş veya keşfedilmeyi bekleyen toplumsal olayları tanımlamakta kullanılır. Mitoloji biliminin bir dalı olan sosyofizik günümüzde sosyal etkileşimlerin tablosu olma misyonunu kazanmıştır.
Komplo teorisinden farklı olarak, kurgular gerçekleri muhatap alarak var olur. Komplo teorisinde kurgunun var olma süreci, gerçek olmayan argümanların gerçek olan argümanlardan daha önemli bulunması ve alakasız argümanlarla komplo teorilerinin temelini doldurmakla başlar, teorilerin sunumuyla son bulur.
Sosyofizik örneklerine mitolojide gerçekleşen savaşlarda ya da toplumsal hareketlerde sıkça rastlamak mümkündür. | 0 | 5 | [220, 293, 574, 2045, 2689] | 2 |
8596c58f-1908-41f1-8b48-bab3ffb37255 | Hounsfield ölçeği nasıl kullanılır ve ne işe yarar? | Hounsfield ölçeği, CT taramalarında görülen farklı dokuların yoğunluğunu ölçmek için kullanılır. Ölçekte her maddenin bir Hounsfield birimi (HU) değeri vardır. Örneğin, kemik +1000 HU civarında, su 0 HU ve hava -1000 HU civarındadır. Bu değerler doktorlara organların, dokuların ve diğer yapıların birbirlerinden nasıl ayrıldığını görmelerine yardımcı olur, böylece hastalıkları daha iyi teşhis edebilirler. | Sir Godfrey Newbold Hounsfield, CBE, FRS, (28 Ağustos 1919 – 12 Ağustos 2004), İngiliz elektrik mühendisi. 1979 yılı Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü, Allan McLeod Cormack ile birlikte X-ray temelli Bilgisayarlı tomografi ve tanısal teknikleri üzerine yaptığı çalışmaları nedeniyle kazanmıştır.
İsmi Hounsfield ölçeği ile ölümsüzleşmiştir. Bu ölçek CT taramaları değerlendirilmesinde kullanılan radyodansite'nin nicel bir ölçüsüdür. Ölçek Hounsfield birimleri ile tanımlanır (sembol 'HU'); +1000 HU yoğun kortikal kemikte, 0 HU su yoluyla, -1000 HU'da havadaki değeri gösterir.
Ulrich Graf (6 Temmuz 1878 – 3 Mart 1950) Nazi Partisi'nin ilk üyelerinden ve Adolf Hitler'in yakın çevresinden biriydi. 1923'te Hitler'in koruma birliğinde görev yaptı ve Birahane Darbesi'nde yaralandı. Münih Kent Konseyi ve Yüksek Parti Mahkemesi'nin uzun süredir hizmet veren bir üyesiydi ve 1936'da Reichstag'a seçildi. Savaş bittikten sonra, beş yıl ağır çalışmaya mahkûm edildi ve 1950'de öldü. | 0 | 2 | [579, 980] | 0 |
55b7e21d-1c95-43ee-ba51-db060215cae7 | Baca etkisi doğal havalandırmada nasıl kullanılır? | Baca etkisi, doğal havalandırmada binanın içindeki havayı dışarı çıkarmak için kullanılabilir. Sıcak hava yükselir ve binanın üst kısmındaki açıklıklardan dışarı çıkar. Bu, daha serin ve temiz havanın binanın alt kısmından içeri girmesine neden olur. Baca etkisi, özellikle yüksek binalarda etkili bir doğal havalandırma yöntemi olabilir. | "Endoskopi", Gastrointestinal endoskopi adıyla da bilinen yemek borusu, mide, oniki parmak bağırsağı ve kalın bağırsağın incelendiği tetkik yöntemlerinin genel adı. Ayrıca böbrek taşı düşürenler için de geçerli bir teşhis yöntemidir, sadece mideyle sınırlı değildir. Endoskopi prosedüründe içi boş bir organın veya vücut boşluğunun içini incelemek için bir endoskop kullanılır. Diğer birçok tıbbi görüntüleme tekniğinden farklı olarak endoskoplar doğrudan organın içine yerleştirilir.
Endoskopi (halk dilinde hortum) ışık yardımıyla organların içini gösteren bir tüptür. “endo” kelimesi “iç” ve “skopi” eki de “görüntüleme” anlamına gelmektedir.
Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, yutma güçlüğü, mide-bağırsak kanaması gibi sindirim sistemindeki semptomların araştırılması için endoskopi yapılabilir. Aynı zamanda, çoğunlukla anemi, kanama, inflamasyon ve sindirim sistemi kanserleri gibi durumları kontrol etmek için biyopsi yapılarak da kullanılır.
3D Slicer (3D Dilimleyici), görüntü analizi ve bilimsel görselleştirme için ücretsiz ve açık kaynaklı bir yazılım paketidir. Dilimleyici, otizm, multipl skleroz, sistemik lupus eritematozus, prostat kanseri, akciğer kanseri, meme kanseri, şizofreni, ortopedik biyomekanik, KOAH, kardiyovasküler hastalık ve beyin cerrahisi dahil olmak üzere çeşitli tıbbi uygulamalarda kullanılmaktadır.
Darhan, Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde karı koca Metal Tanrıları.
Magellan Navigation, Inc. tüketici ve profesyonel sınıf küresel konumlandırma sistemi alıcıları yapan bir Amerikan üreticisidir. Nantes, Fransa ve Rusya Moskova'da Avrupa satış ve mühendislik merkezleri ile, Santa Clara, Kaliforniya merkezli, Magellan Hertz kiralık arabalarda bulunan Hertz NeverLost sistemi dahil satış sonrası otomotiv GPS birimlerini üretir. Maestro, RoadMate, Triton ve eXplorist çizgisinde Magellan'ın mevcut tüketici ürünleri vardır. Şirket ayrıca özel yol haritaları (DirectRoute), topoğrafik haritalar (Topo) ve tüketici GPS alıcıları ile kullanım için deniz haritalarını (BlueNav) üretir.
Baca etkisi, hava basıncındaki farklılıklar nedeniyle binalarda bulunan hava ile dışarıdaki hava arasındaki yoğunluk farkından kaynaklanan hava hareketini ifade eder. Bu yoğunluk farkı ise sıcaklık ve nem değişikliklerinden kaynaklanır. Sonuç olarak, olumlu ya da olumsuz yönde bir basınç kuvveti oluşur. Sıcaklık farkı ve yapının yüksekliği ne kadar fazlaysa, basınç kuvveti ve dolayısıyla baca etkisi de o kadar güçlü olur. Baca etkisi, doğal havalandırma, hava sızması ve yangınların (örneğin Grenfell Kulesi yangını) oluşumunda rol oynar. | 0 | 5 | [953, 1340, 1410, 2025, 2568] | 4 |
3920ca14-4e87-4a69-a525-fd7c50dc3e33 | DDC kontrolörlerin analog kontrolörlere göre avantajları nelerdir? | DDC kontrolörler, analog kontrolörlere göre daha esnek ve ayarlanabilir olmaları nedeniyle birçok avantaja sahiptir. Yazılımsal değişikliklerle kolayca yapılandırılabilirler ve donanım değişikliğine gerek kalmadan sistem performansı optimize edilebilir. Ayrıca, DDC kontrolörleri daha doğru ve istikrarlı bir kontrol sağlar, bu da enerji verimliliğini artırır ve işletme maliyetlerini düşürmeye yardımcı olur. | Direkt Dijital Kontrol (ing. Direct Digital Control) (DDC), bir tür elektronik kontrol ve yönetim ünitesidir. Analog kontrolörlerin yerini alan bu sistem dijital bir işlemci üzerinde bir tür anahtar görevi yapan logaritmalara sahiptir. PC veya benzeri bir mikro işlemci ile yönetilebilirler.
Çeşitli sanayi dallarında kullanılan DDC kontrolörler Bina otomasyonu'nda Duman damperi dumanatma fanları ve klima sistemleri gibi birimlerin kumanda edilmesinde kullanılırlar.
DDC kontrolörler hiçbir donanım değişikliğine gerek kalmadan yazılımsal değişikliklerle ayarlanabilir konumda oldukları için kullanımları çok yaygındır.
Ejido (İspanyolca: [eˈxiðo], Latince exitum'dan), Meksika'da Meksika devletine ait olan, topluluk üyelerinin arazi üzerinde mülkiyet haklarından ziyade intifa haklarına sahip olduğu, tarım için kullanılan bir ortak arazi alanıdır. Modern çağda ejidos kazanan insanlar, onları tek tek parseller halinde eker ve toplu olarak hükûmet gözetiminde ortak mülkleri sürerler. Ejidos sistemi, fetih öncesi Aztek calpulli ve Orta Çağ İspanyol ejido anlayışına dayanmasına rağmen yirminci yüzyılda hükûmet kontrolündedir.
Meksika Devrimi'nden sonra, Meksika devleti tarafından, toplumsal huzursuzluğu önlemenin bir yolu olarak köylü topluluklarına toprak vermek için ejidolar yaratıldı. Meksika 1991'de Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'na girmeye hazırlanırken, Başkan Carlos Salinas de Gortari ejido verilmesinin sona erdiğini ilan ederek mevcut ejidoların kiralanmasına veya satılmasına izin vererek Meksika'daki toprak reformunu sona erdirmiştir.
Huygens–Fresnel prensibi Hollandalı fizikçi Christiaan Huygens ve Fransız fizikçi Augustin-Jean Fresnel'dan adını alan dalga yayılımı ile ilgili konuda geçerli ilkedir.
Işığı dalga olarak tanımlayan Huygens, dalganın ulaştığı her noktanın yeni bir dalga kaynağı gibi davrandığını ve yarım küre yüzeyli dalgalar yaydığını söylemiştir. Bu yarım küre yüzeyli dalgaların zarfı dalga cephesini, zarfa dik olarak çizilen doğrultu da dalganın ilerleme yönünü vermektedir.
Sakin su dalgalarını bir direğe ya da yolu üstünde iken başka engellere çarptığı andaki durumunu gözlemlediyseniz dalgaların direğin gölgesini oluşturmak yerine onun etrafına doğru büküldüğünü görmüşsünüzdür. Bu davranış sadece su dalgalarında değil ses dalgaları, elektromanyetik dalgalar ve bunlar gibi bazı dalgalarda da gözlenebilir. Yansıma ve kırılma yasaları deneysel olarak ışığın dalga teorisinden çok önce bulunmuştur. Buradan yola çıkarak ışığın dalga modeli ile ilgili olduğu sonucuna varırız. Christian Huygens ve 1678'de ışığın bir parçacıktan daha çok bir dalga hareketi olduğunu kabul etmiştir. Bu ilke belirli bir zamanda bilinen bir dalga cephesi şeklini kullanarak daha ileri bir zamanda dalga cephesini bulmaya yarayan bir yöntemdir. Dalga cephesi üzerindeki her nokta her yöne doğru yayılan ve ilk dalga ile aynı hıza sahip ikinci dalgaların oluşumu olarak düşünülebilir. Huygens'ın yasası ile alacağımız tüm sonuçları Maxwell denklemleri ile de bulabiliriz. Yani Huygens ilkesi bağımsız bir ilke değildir. Çünkü Maxwell denklemlerinin en çarpıcı öngörüsü ışık hızı ile boşlukta yayılan elektromanyetik dalgaların varlığını ortaya koymasıdır. Yani ışığın elektromanyetik dalga olduğunu kanıtlamasıdır. Huygens tarafından da öne sürülen bu ilke yardımıyla yansıma ve kırılma yasaları daha gelişmiş bir şekilde öğrenilebilir.Light2 şekildeki gibi başlangıçta birinci dalga cephesi kaynaktan dışarı doğru ilerlemektedir. Belli bir zaman sonra dalga cephesinin nasıl bir hal alacağını bulmak istiyoruz. Dalganın hızı c olsun dalganın dt zaman içerisinde alacağı yol r=c.dt olur biz burada r=c.dt yarıcaplı çemberler çizelim bu çemberler ikinci dalga cephesini oluşturur.
[1] [2] 15 Ekim 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. | 0 | 3 | [622, 1568, 3794] | 0 |
b91317c9-b14d-401c-bef3-38f17acca6b2 | Donma sırasında hacmi artan maddelerin günlük hayattaki etkileri nelerdir ve bu durum bize nasıl bir uyarıda bulunmalıdır? | Su gibi donarken hacmi artan maddeler, kış aylarında sıkça karşılaştığımız sorunlara yol açabilir. Örneğin, su borularındaki su donduğunda genleşir ve boruları patlatabilir. Benzer şekilde, otomobil radyatörlerindeki su da donarak hasara neden olabilir. Bu durumlar bize, soğuk havalarda su borularımızı ve radyatörlerimizi korumak için önlem almamız gerektiğini gösteriyor. Ayrıca, dışarıda bırakılan şişelerin içindeki sıvıların da donması durumunda kabın patlama ihtimaline karşı dikkatli olmalıyız. | Donma, bir maddenin sıvı halden katı hale geçmesine denir. Donmanın meydana geldiği sıcaklığa da donma sıcaklığı denir. Donma, erimenin tersi olarak da ifade edilebilir. Örneğin, su 0 derece Celsius'ta donar. Çoğunlukla maddelerin donma ve erime noktaları aynı olmaktadır.
Donma olayı cisimlerin hacimlerinde de bir değişmeye neden olur. Donan cisimlerin hacmi genellikle küçülür. Bizmut, antimon ve su ise donma sırasında genleşirler ve hacimleri büyür. Kışın soğuk havalarda su borularının, otomobil radyatörlerinin, testilerin çatlamasının nedeni, suyun donarken hacminin büyümesidir.
Donma noktası, cismin saf olması ile ilgili olduğu gibi, basınç ile de ilgilidir. Su gibi donma sırasında genleşen cisimlerin üzerindeki basınç artarsa donma noktası düşer. Tersine, donma sırasında hacmi küçülen cisimlerin üzerindeki basınç azalırsa donma noktası yükselir.
Canlı dokuların aşırı soğuk maruziyetinde donmasına soğuk ısırması denmektedir.
Nier, Nisan 2010'da Cavia tarafından geliştirilen ve Square Enix tarafından PlayStation 3 ve Xbox 360 için yayınlanan aksiyon rol yapma bir video oyunudur. Oyun Japonya'da, daha genç bir ana karakterle PlayStation 3 için Nier Replicant adıyla piyasaya çıkarken, Xbox 360 için daha yaşlı bir ana karaktere sahip olan, Nier Gestalt isimli alternatif versiyonu piyasaya sürüldü. Gestalt, Japonya dışında Nier ismiyle her iki platform için de piyasaya sürüldü. Oyunun remaster'ı Nier Replicant ver.1.22474487139... , 23 Nisan 2021'de PlayStation 4, Xbox One ve Windows için piyasaya sürüldü.
Oyun, Drakengard serisinin bir spin-off'udur ve olayları ilk oyunun beşinci sonundan devam eder. Bundan bin yıldan fazla bir süre sonra devam eden oyun, kahramanın Yonah'ın - versiyona bağlı olarak kız kardeşi veya kızı - Black Scrawl adlı hastalığa çare bulmaya çalışmasıyla başlıyor. Grimoire Weiss olarak bilinen konuşan bir kitapla ortak olarak, Dünya'yı saran Gölge adlı yaratıkların doğasını anlamaya çalışırken diğer iki karakter olan Kainé ve Emil ile yolculuk eder. Oyun, rol yapma temalı oynanışıyla, arada çeşitli video oyunu türleri arasında geçiş yaparak oynanışını sunar. Nier, Cavia'nın da bulunduğu Japonya dışındaki oyunculara hitap edecek bir oynanışa sahip olacak şekilde tasarlandı; ek olarak, oyunun Gestalt versiyonu aynı nedenle daha yaşlı bir ana karaktere sahiptir. Müzikleri, Monaca'nın başı Keiichi Okabe tarafından bestelendi ve birkaç albüm yayınlandı.
Nier karışık eleştiriler aldı; eleştirmenler hikâyeyi, karakterleri ve müziklerini överken, farklı oynanış öğelerinin ne kadar iyi harmanlandığı konusunda aynı fikirde değillerdi. Özellikle yan görevler olmak üzere, bazı oynanış öğelerinin uygulaması eleştirildi ve grafikleri standart altı olarak kabul edildi. Buna rağmen oyun zamanla oyuncular arasında beğeni toplayarak bir kült klasiği haline geldi. Orijinal Nier 500.000 kopya satarken, 2021 yılında çıkan remaster'ı dünya çapında bir milyon kopya sattı. PlatinumGames tarafından geliştirilen devam oyunu Nier: Automata, 2017 yılında piyasaya sürüldü.
Parite, matematikte herhangi bir tam sayının çift ya da tek olması durumudur. Çift sayılar, 2 ile kalansız bölünebilen (2'nin tam katı olan) sayılardır. Tek sayılar ise 2 ile kalansız bölünemeyen (2'nin tam katı olmayan) sayılardır. Örneğin onluk sistemde 4 ve 8 rakamlarının her ikisi de çift olduğu için "aynı pariteye sahip" kabul edilirler.
▪ Çift doğal sayılar: 0, 2, 4, 6, 8,...
▪ Tek doğal sayılar: 1, 3, 5, 7, 9,...
0 sayısı çifttir zira:
▪ 2n = 0 eşitliğini sağlayan bir tam sayı mevcuttur: 2 × 0 = 0.
▪ 2n + 1 = 0 eşitliğini sağlayacak bir n tam sayısı yoktur.
▪ Birden fazla basamaklı sayıların birler basamağında 0'ın olması, bu sayıların asal çarpanları arasında 2 ve 5'in olduğunu, dolayısıyla çift sayı olduklarını gösterir.
"Denizlerin Serbestisi, yahut Felemenklerin Hindistan’la ticaret hakkına ilişkin layiha"(Latince: "Mare Liberum, sive de iure quod Batavis competit ad Indicana commercia dissertatio"). Bu eseri Hugo Grotius 1609 yılında yayınlamıştır. Papa VI. Alexander "Inter Caetera" fermanıyla dünyayı Portekiz ve İspanya arasında paylaştırır. Hint okyanusunda hak iddia eden Portekiz Hollanda gemilerinin bu sularda ticaret yapmasına izin vermemektedir. Hollanda'nın ticaret hakkını savunan bu eserle deniz hukukunun bağımsız bir disiplin olarak ortaya çıktığı savunulabilir. John Selden "Mare Clausum" adlı eseriyle bu teze karşı çıkacaktır.
Bu eserde Grotius tezlerini şu 13 başlık altında toplar:
Kavimler Hukukunca seyrü sefain her kim olursa olsun herkese serbesttir.
Felemenklerin seyahat ettiği Hindistan’da Portekizliler kâşif sıfatıyla Egemenlik hakkı iddia edemezler.
Portekiz Hindistan'da Papa’nın bağışladığı egemenlik sıfatıyla hak iddia edemez.
Portekiz’in Hindistan’da muharip sıfatıyla egemenlik hakkı yoktur.
Ne Hint Okyanusu ne de oradaki seyrüsefer hakkı işgalci sıfatıyla Portekiz’e aittir.
Ne deniz ne de seyrüsefer hakkı Papa’nın ihsanıyla Portekiz’e aittir.
Deniz ve seyrüsefer hakkı ne örfen ne de zamanaşımı yoluyla Portekiz’e aittir.
Kavimler Hukukuna göre ticaret herkese serbesttir.
Hint ticareti işgal nedeniyle Portekiz’e ait değildir.
Portekiz’in Hint ticareti üzerine Papa cenaplarının ihsanı dolayısıyla hakkı yoktur.
Hint Ticareti ne zamanaşımı ne de örf gereği Portekiz’e aittir.
Portekiz’in ticaret yasağı insafsızdır.
Hollanda Hint ticaretini barışta, ateşkeste, savaşta sürdürmelidir. | 0 | 4 | [942, 3023, 3764, 5376] | 0 |
8c479995-0398-4db1-b0de-cbac57494fb1 | Hava perdeleri sadece işyerlerinde mi kullanılır yoksa evlerde de kullanılabilir mi? | Evet, hava perdeleri işyerlerinin yanı sıra evlerde de kullanılabilir. Özellikle geniş açık kapıya sahip evlerde veya sıklıkla dışarıdan gelen sıcaklık değişimlerinden korunmak istenen alanlarda hava perdesi kullanımı enerji tasarrufu sağlayabilir ve konforu artırabilir. | Hava Perdesi, sabit hızda ve yüksek debiyle hava üfleyen bir cihazdır.
Hava perdeleri bir mekanın iç ortamının havasını korumaya yarar. Klima vb. cihazlarla ısıtılmış ya da soğutulmuş ortam havasının dışarıdan gelebilecek soğuk ya da sıcak hava ile ısı değişikliğine uğramasını engeller. Hava perdesi bunun yanı sıra koku, toz, sinek, böcek, bakteri gibi oluşumların da iç ortama girmesini engeller.
Genellikle işyerlerinde sürekli açık kalması gereken kapı üstlerine çoğunlukla yatay, bazen de kapı yanlarına dik olarak monte edilerek çalıştırılan hava perdesi iç ve dış ortam arasında görünmeyen bir perde oluşturarak ısınmış hava transferinin durdurulmasıyla da enerji tasarrufu sağlar. Uygun kullanımlarda bu tasarrufun % 80'e vardığı saptanmıştır.
Hava perdeleri kapı genişliği ve yüksekliği esas alınarak modellendirilmekle birlikte ısıtıcılı, buhar ya da parfüm serpantinli vb. modelleri de bulunmaktadır. Görünüş olarak bir klimanın iç ünitesini andırmaktadır.
Ural Han (Başkurtça: Урал батыр, Tatarca: Урал-батыр, Osmanlıca: اورال خان), Ural Batur veya Ural Batır, Türk, Başkurt ve Altay mitolojisindeki bir destanın ve bu destanın kahramanı olan söylencesel hakanın adı.
Başkurt Türklerinin ortaya çıkışını, Başkurtların tarih sahnesinde yer tutmaya başlayışını, yaşadıkları coğrafyayı düzenleyişlerini, kötülükle iyiliğin mücadelesini dile getiren, mitolojik ögelerin yoğun yer tuttuğu, kimi masalsı ögelerin de bulunduğu bir destandır. Destandaki olaylar Ural Dağı, Ağızil, Nögöş, Yayık, Hakmar nehirleri ile Şülgen gölü civarında geçer.
Üç kuşağın hikâyesine yer verilen destanda Yanbirde ata ile Yanbike ananın, onların oğulları Ural ile Şülgen'in ve onların çocukları İzil, Hakmar, Nögoş ve Yayık'ın hikâyeleri anlatılır. Ural ile Şülgen babalarının isteğini yerine getirmek için ölümsüzlüğü bulmak üzere masalsı diyarlarda yolculuk yapar; maceralar yaşar ve sonunda birbirlerine karşı mücadeleye girişirler. Ölümsüzlük suyuna ulaşan Ural’ın bu suyu dağlara saçması ve arkasından ölmesiyle anlatım son bulur; onun bedeninin Ural Tav (Ural Dağ)'a dönüştüğü söylenir.
Destanı kendisi de bir sesen (ozan) olan Mohametşa Burangolov 1910 yılında Orenburg vilayeti Etkol ilçesi İdris köyünde derlemiştir. 4576 manzum, 19 nesir satırından ibarettir. Ural Han destanında yer alan bazı hikâye ve karakterlere başka Başkurt destanlarında da rastlanır.
Kutsal kitaplarda anlatılan kıssalarla (örneğin Adem ile Havva, Habil ve Kabil kıssaları), Sümerlerin Gılgamış destanı ile benzerlikler gösteren Ural Han destanında, yaratılış ve tufan mitlerine göndermeler yapılmaktadır. Ural ve Şülgen kardeşlerin karakteri "Manas destanını hatırlatır. Ural Han'ın annesinin adı Yanbike (Yenbike) ve babasının adı da Yanbirde (Yenbirze) olarak geçer. Eski Başkurt dilinde Yan, ruh/can manası taşır. Yanbirde, "Can veren" demektir. Yanbike ise Can Ana anlamına gelir. "Birze/Birde" (Kral/Prens) ve "Bike/Büke" (Kraliçe/Prenses) sözcükleri ikinci kısımlarını oluşturur. Ural Batır, destanda Akbut (Akbuz) (Tatarca: Акбүзат) adlı uçan ata biner. Karısı Humay Hanım kuş kılığına girebilir. Eceli yenip Bengüsu'yu bulmak için mücadele eder. Destanın son bölümünde Ural'ın oğlu İzil bir dağı ikiye bölerek içinden bir ırmak çıkartır. | 0 | 2 | [969, 3222] | 0 |
dec1e454-131e-4e91-a1e5-e9a0406ea8dc | Hipokaust sisteminin çalışma prensibi tam olarak nasıl işliyordu? | Hipokaust sisteminde, alt zemine kiremit sütunlar yerleştirilir ve bu sütunların oluşturduğu boşluk praefurnium adı verilen bir fırın tarafından ısıtılırdı. Sıcak hava, sütunlardan yukarı doğru yükselir ve üstteki zemin katındaki kanallardan geçerek evin duvarlarına yayılırdı. Bu sistem sayesinde odaların zemini ve duvarları ısınır, böylece mekanlar ısıtılabilirdi. | Fotonik kristaller, ışığın hareketini kontrol eden periyodik yapılardır. Işığın bu yapılarla etkileşimi, Katı hâl fiziğinde kristal yapıların elektronlarla etkileşimine benzetilebilir; yapının periyodikliği, ışığın ilerleyemeceği bir fotonik bant aralığı oluşturur; bu bant aralığında bulunan dalga boylarındaki fotonlar fotonik kristalde ilerleyemez. Fotonik kristaller, doğada bazı canlılarda bulunmaktadır.
1887'de Lord Rayleigh tek boyutta periyodik olan dielektrik katmanlarında fotonik bant aralığı olduğunu gözlemlemiştir; tek boyutlu bu yapılar aynı zamanda dielektrik ayna Bragg yansıtıcısı olarak bilinmektedir. 1987'de Eli Yablonovitch ve Sajeev John çok boyutlu periyodik yapılarda ışığın engellenmesini incelemiş ve bu yapılara fotonik kristal ismini vermiştir. İlk üç boyutlu fotonik kristal Yablonovitch'in araştırma grubu tarafından 1991'de mikrodalga frekansları için üretilmiştir ve Yablonovit olarak bilinmektedir. Yakın-kızılötesi dalga boyları için iki boyutlu fotonik kristaller ise Thomas Krauss ve araştırma ekibi tarafından 1996'ta tasarlanmıştır.
Fotonik kristallerin periyodikliğinin etkileşime geçeceği ışığın dalga boyu ile orantılı olması gerektir; bu nedenle optik spektrum ile 3. boyut için bu yapıların fabrikasyonu zor bir süreçtir. İki boyutlu fotonik kristaller fotolitografi ve elektron demeti litografisi gibi yöntemlerle üretilebilmektedir. Tek boyutlu fotonik kristal dalga kılavuzları ve iki boyutlu fotonik kristal fiberler fiber optik iletişim gibi alanlarda kullanılmaktadır. Fotonik kristal kaviteler ve dalga kılavuzları aynı zamanda kuantum bilgisayar sistemlerinde kullanılabilmektedir.
Fotonik kristallerin simülasyonu ve analizinde düzlem dalga açılımı ve zamanda sonlu farklar yöntemi gibi hesaplamalı metotlar kullanılabilmektedir.
Nokta bulutu veya nokta kümesi (İngilizce: Point cloud), bir vektör uzayında örgütlenmemiş bir alansal bir yapıya ("bulut") sahip bir nokta kümesidir. Nokta bulutları, her biri kendi uzaysal koordinatlarıyla kaydedilmiş noktalar aracılığıyla tanımlanır. Coğrafi referanslı nokta bulutları, dünyayla ilgili koordinat sistemine uygun noktalar içerirler.
Nokta bulutları, fotogrametri benzeri tarama yöntemleri ile edinilirler.
Hipokaust (Latince: hypocaustum) Romalıların kurdukları merkezî ısıtma sistemidir. Bu sistem bir yapının zeminine inşa edilen bir fırınla işlemekteydi. Fırının ürettiği sıcak hava sütunlardan oluşmuş "hipokaust" adlı kanallardan geçiyor ve buradan da bir bacayla evin duvarlarına veriliyordu. Genel olarak halka açık hamamların ısıtılmasında kullanılsa da soğuk aylarda evlerin ısıtılmasında da kullanılmıştır.
Romalı mimar ve yazar Vitruvius hipokaust sisteminin MÖ 80 yılında Romalı mühendis Sergius Orata tarafından bulunduğunu yazmasına rağmen böyle bir sisteme yapılan en eski referans MÖ 350'de Efes tapınağıdır.
Hipokaustların çalışma prensibine göre iki adet zemin bulunur, altta bulunan zemin üzerine sık mesafeler ile yaklaşık 60 cm yüksekliğindeki kiremit sütunlar eklenir ve bu sütunlar üzerinde ikinci zemin yükselir. Sütunlar ile birlikte iki zemin arasında oluşan boşluk praefurnium adı verilen bir fırın tarafından ısıtılır. Bu Roma icadı 5. yüzyılda Roma İmparatorluğu yıkıldıktan sonra Batı'da unutulmuştur.
Bo Han - Moğol ve Buryat mitolojisinde Uryanhay boyunun atası olan kişi. Büyük bir savaşçıdır. Bir nur içinde kutsal bir dağın tepesine inen ilk eşi ve topraktan çıkıp gelen ikinci eşi soylarının ortaya çıkışını sağlar. Bunlar Oğuz Kağan’ın iki eşini buluşunu anımsatmaktadır.
Sergey Pavloviç Korolyov (Ukraynaca: Сергій Павлович Корольов, Rusça: Серге́й Па́влович Королёв) (12 Ocak 1907, Jitomir, Ukrayna – 14 Ocak 1966, Moskova, Rusya), Sovyet roket mühendisi, ABD ile SSCB arasında 1950 ve 1960'larda yaşanan Uzay Yarışı sırasında Sovyet uzay araçlarının baş tasarımcısı. | 0 | 5 | [1785, 2210, 3236, 3513, 3811] | 2 |
caa60078-195c-4edc-856f-8f2ce7bd787d | HVAC sistemleri hangi temel prensipler üzerine kuruludur? | HVAC sistemleri, termodinamik, akışkanlar mekaniği ve ısı transferi gibi prensiplere dayanır. Bu prensipler, sıcaklık, basınç, nem ve hava akışı gibi faktörlerin kontrol edilmesini sağlar. | Memeli bir bebeğin ilk dışkılarına mekonyum denir. Daha sonraki dışkılardan farklı olarak mekonyum, bebeğin rahimde geçirdiği süre boyunca yuttuğu malzemelerden oluşur: bağırsak epitel hücreleri, lanugo, mukus, amniyotik sıvı, safra ve su. Mekonyum, daha sonraki dışkıların aksine, viskoz ve katran gibi yapışkandır - rengi genellikle çok koyu zeytin yeşilidir ve neredeyse kokusuzdur. Amniyotik sıvıda seyreltildiğinde yeşil, kahverengi veya sarının çeşitli tonlarında görünebilir. Doğumu takip eden birkaç gün içinde dışkının rengi kademeli olarak sarıya (sindirilmiş süt) dönmeli ve mekonyum tamamen atılmış olmalıdır.
Badami (Kannada dili: ಬದಾಮಿ), eski adıyla Vatapi, Hindistan'ın Karnataka eyâletinin Bagalkot ilinde bulunan bir şehirdir. 540 yılından 757 yılına kadar Badami Çalukyalarının kraliyet başkenti olmuştur. Tapınakları ile tanınmıştır. Agastya gölünü çevreleyen kızıl kumtaşı oluşumunun dibinde dar bir vadide kurulmuştur.
HVAC, İngilizce: Heating, Ventilating and Air Conditioning (Isıtma, Havalandırma ve İklimlendirme) kelimelerinin baş harflerinden oluşturulmuş kısaltmadır. Havalandırma sektörünün tüm dallarını kapsar.
Ayrıca Makine mühendisliği alanında bir alt kol olan tesisat mühendisliği kapsamında değerlendirilebilir. Mekanik tesisat kategorisinde yer alıp termodinamik, akışkanlar mekaniği, ısı transferi gibi alt başlıklar temelini oluşturur. | 0 | 3 | [622, 940, 1375] | 2 |
3961930a-d6ec-4a52-aa47-620ad94643bb | Ondol sisteminde ısı nasıl üretilir ve dağılır? | Ondol sisteminde, bir agungi adı verilen ateş kutusu veya soba odun yakarak ısı üretir. Üretilen duman yatay duman geçitleri aracılığıyla yükseltilmiş kâgir zeminin altından geçer. Bu sırada zemin ısınır ve ısı odayı yavaşça ısıtır. Taş ayaklar veya bölmeler dumanın eşit dağılmasını sağlar. | Sosyal bilimlerde kendiliğinden düzen olarak da adlandırılan kendi kendine organizasyon, başlangıçta düzensiz bir sistemin parçaları arasındaki yerel etkileşimlerden bir tür genel düzenin ortaya çıktığı bir süreçtir. Yeterli enerji mevcut olduğunda, herhangi bir dış etken tarafından kontrol edilmeye ihtiyaç duymadan süreç kendiliğinden olabilir. Genellikle, pozitif geri besleme ile güçlendirilen, görünüşte rastgele dalgalanmalar tarafından tetiklenir. Ortaya çıkan organizasyon tamamen merkezi değildir ve sistemin tüm bileşenlerine dağıtılır . Bu nedenle, organizasyon tipik olarak sağlamdır ve önemli ölçüde bozulmaya dayanabilir veya kendi kendini onarabilir. Kaos teorisi, kendi kendini organizasyonu, kaotik bir öngörülemezlik denizinde öngörülebilirlik adaları açısından tartışır.
Kendi kendine organizasyon birçok fiziksel, kimyasal, biyolojik, robotik ve bilişsel sistemde gerçekleşir. Kendi kendine organizasyon örnekleri arasında kristalleşme, sıvıların termal konveksiyonu, kimyasal salınım, hayvan sürüsü, sinir devreleri ve karaborsa yer alır.
Ondol (Korece: 온돌, 溫堗; "buharlı kaliteli oda"), Kore geleneksel mimarisinde kalın bir duvar zemininin altını ısıtmak için odun dumanından doğrudan ısı transferini kullanan Kang yatak sobasına benzer yerden ısıtma sistemidir. Modern kullanımda, her türlü yerden ısıtmaya veya Kore tarzında bir otel veya yatak odasına atıfta bulunur.
Geleneksel ondolun ana bileşenleri, bitişik bir odadan erişilebilen bir agungi (ateş kutusu veya soba), yatay duman geçitlerinin altında yer alan yükseltilmiş bir kâgir zemin ve karşı dış duvarda bir taslak sağlayan dikey, bağımsız bir bacadır. Dumanı dağıtmak için taş ayaklar veya bölmelerle desteklenen ısıtılmış zemin, taş levhalar, kil ve yağlı kağıt gibi geçirimsiz bir tabaka ile kaplanmıştır.
Tomografi, radyolojik teşhis yöntemidir. 1915 yılında Fransız hekim Boccage tarafından icat edilmiştir. Fakat kullanıma geçilmesi 1930'ları bulur.
Tomografi, her türlü delici dalgayı kullanan kesitler veya kesitler halinde görüntülemedir. Yöntem radyoloji, arkeoloji, biyoloji, atmosfer bilimi, jeofizik, oşinografi, plazma, malzeme bilimi, kozmokimya, astrofizik, kuantum bilgisi ve diğer bilim alanlarında kullanılır.
Tomografi, X ışını üreten tüp ile röntgen filmi, radyografisi elde edilmek istenen organın karşısında hareketi ile elde edilir. Yürütme hareketi, sadece bu hareketin eksenindeki düzlemlerin görüntülerini okuyacak şekilde uygulanır. Tomografi, bir organın 1 ile 2 cm kalınlığında ince dilimlerinin görüntülerini verir. Bu yolla önden arkaya, yukarıdan aşağıya ya da yatay düzlemde organın incelenebilmesi sağlanır.
X ışınları kullanıldığı için tomografi'de de radyasyon alımı söz konusudur. Hatta normal radyolojik görüntülemeye nispeten hasta daha yoğun radyasyona maruz kalır. Tomografinin normal radyolojik görüntülemeye tercih edilmesindeki en önemli nedenlerden biri, daha yüksek kontrast elde edilmesi, bir diğeri ise kesitler şeklinde görüntü alındığı için daha detaylı inceleme yapılabilmesidir.
At terbiyesi veya dresaj (Fransızca "eğitmek, terbiye etmek"), olimpik bir spor dalıdır. At eğitiminin belli kurallar ve rekabet ortamı çerçevesinde geliştirildiği, amatör seviyeden olimpik seviyeye kadar turnuvaları düzenlenen popüler bir spordur. En önemli amacı; standardize edilmiş yoğun eğitim yöntemlerini, bir atın doğal atletik yeteneğini ve gönüllüğünü geliştirip, aynı zamanda binek at potansiyelini en yüksek seviyeye ulaştırmaktır. Bir atın jimnastik gelişiminin terbiyesinin doruk noktasında, uzman binicinin en az yardımıyla istenen hareketi rahat bir şekilde sergileyebilir. Dresaj bazen "at balesi" (ya da Dressuur) olarak açıklanabilir. Bu disiplin antik köklere sahip olmasına rağmen, önemli bir at müsabakası olarak Batı'da ilk Rönesans süresince değer kazanmıştır. Bu dönemin Avrupalı büyük binicileri o zamandan beri çok az değişen ardışık eğitim sistemi geliştirmişlerdir. Klasik at terbiyesinin hâla eğitimli modern at terbiyesinin temelini oluşturduğu dile getirilmektedir. | 0 | 4 | [1061, 1795, 3018, 4016] | 1 |
8b51d321-00b5-4ba6-a0ca-6d8f4844e31e | Doğalgazlı sobaların bacalı ve hermetik tipi arasındaki fark nedir? | Bacalı doğalgazlı sobalar yanma için gerekli oksijeni iç ortamdan alırken, hermetik tip sobalar gazın yanması için gereken oksijeni dış ortamdan sağlar ve egzoz gazını da dış ortama atar. | Tavuk eti, evcilleştirilmiş tavuktan elde edilen bir beyaz et çeşidi olup günümüzde en fazla yenen et türlerinden birisidir. Sığır veya domuz gibi memelilerle karşılaştırıldığında tavuk yetiştirmenin göreceli kolaylığı ve düşük maliyeti nedeniyle, tavuk eti, tavuk yağı ve tavuk yumurtası birçok mutfakta yaygın hale gelmiştir.
Tavuk, fırınlama, ızgaralama, mangalda pişirme, kızartma ve haşlama dahil olmak üzere çok çeşitli şekillerde hazırlanabilir. 20. yüzyılın ikinci yarısından bu yana hazır tavuk, fast food'un temel öğesi haline geldi. Tavuğun bazen daha düşük kolesterol ve doymuş yağ konsantrasyonu nedeniyle kırmızı etten daha sağlıklı olduğu belirtilmektedir.
Tavuk üretiminden sorumlu olan tavukçuluk ve kümes hayvanları yetiştiriciliği endüstrisi, dünyanın farklı yerlerinde çeşitli biçimler almaktadır. Gelişmiş ülkelerde tavuklar genellikle yoğun tarım yöntemlerine tabi tutulurken, daha az gelişmiş bölgelerde tavuklar daha geleneksel tarım teknikleri kullanılarak yetiştirilir. Birleşmiş Milletler, 2011 yılında Dünya'da 19 milyar tavuk bulunduğunu tahmin ediyor, bu da onların sayısının insanlardan iki kat daha fazla olduğunu gösteriyor.
Tüm dünyada en fazla tüketilen tavuk yemeklerine tavuk çorbası, tavuk kızartması, tavuk kebabı, tavuk döner, nugget, şnitzel gibi yemekler dahildir.
Soba, ısınmaya yarayan bir ev aletidir.
Eskiden yaygın olarak kullanılıyorsa da, doğalgazın ve daha sağlıklı ısınma araçlarının yaygınlaşmaya başlamasıyla soba kullanımı azaldı. Elektrikli, katı, sıvı ve gaz yakıtlı modelleri vardır. Doğalgazın yaygınlaşmasıyla birlikte doğalgazlı sobaların kullanımı da artmıştır. Doğalgazlı sobalar baca yapılarına göre bacalı ve hermetik tip olmak üzere ikiye ayrılırlar. Hermetik tip cihazlar gazın yanması için gereken oksijeni dış ortamdan sağlayıp egzoz gazını yine dış ortama atan cihazlardır. Bacalı tip cihazlar ise yanma havasını (oksijeni) iç ortamdan alan cihazlardır.
Elektron-pozitron anhilasyonu, bir elektron (e-) ve bir pozitron (e+, elektronun antiparçacığı ) çarpıştığı zaman oluşur. Düşük enerjilerde, çarpışmanın sonucu elektron ve pozitronun anhilasyonu (imhası) ve gama ışını fotonlarının oluşmasıdır:
e- + e+ → γ + γ
Yüksek enerjilerde, B mezonları veya W ve Z bozonları gibi başka parçacıklar oluşturulabilir. Tüm süreçler, aşağıdaki bir dizi koruma kanununu sağlamalıdır:
Elektrik yükünün korunumu; Önce ve sonraki net yük sıfırdır.
Doğrusal momentum ve toplam enerjinin korunumu; Bu, tek bir gama ışınının oluşturulmasını yasaklar. Bununla birlikte, kuantum alan teorisinde bu işleme izin verilir.
Açısal momentumun korunumu .
Toplam lepton sayısının korunumu; Bu, leptonların (örneğin elektronların) sayısından antileptonların (örneğin, pozitronların) sayısının çıkartılmış halidir ve (net) maddenin korunması yasasının olarak tanımlanabilir.
Herhangi iki yüklü nesnede olduğu gibi, elektronlar ve pozitronlar genel olarak esnek saçılma yoluyla yok edilmeden birbirleriyle etkileşime girebilir.
Sonic Riders serisinin 2. ana karakteri Atmaca Jet'dir.Çoğunlukla kendini beğenmiş bir yapısı vardır.Çoğu oyunda ilk Sonic'e komplolar kurar sonra bir olay çıkar ve Sonic ile dünyayı kurtarır. Babylon Rouges adlı bir grup içindedir.
Bazı hayranlar Jet'i Sonic the Fighters adlı oyundaki Bean karakterine benzetir.Hattla onun yeniden yapımı olduğu düşünülür.Nintendo Power dergisinde Jet'in ilk görselinde "Bean geri döndü" yazmaktadır.
Jet çoğunlukla hırsızlık yapar.Örneğin Amy'den Anti-Yer çekimi taşını çalması için Storm'u görevlendirir fakat Amy kaçmayı başarır.
Jet bir kuş olmasına rağmen sadece board'uyla uçar.
Kendisine ağit bir hava taşıtı vardır.
Yarışlara katılmayı çok sever.Sonic Riders'da Sonic'in kazanıcağını bildiği için onun board'unu bozmuştur.
Bir akışkanın basınç farklılaşması sebebiyle bir eksenel merkez etrafında dönmesi hareketine girdap denir. Çevresinde döndüğü eksen düz veya eğri, tek veya çok, bir yerde sabit kalan veya gezici türde görülebilir. İçtiğimiz çayda olduğu gibi akışkanın herhangi bir dış etkence karıştırılmasıyla girdap oluşumu gerçekleşir. Teknelerin dümen suyunda, hareket eden uçakların arkasında, tekne küreğinin çekilmesiyle, bazı rüzgâr oluşumlarında dönen girdapları görebilmek mümkündür. Bu doğa olayı Bernoulli tarafındfan ortaya konmuş akışkanlar mekaniği ilkeleriyle açıklanabilmektedir.
Bernoulli kanununa göre akışkanlarda basınç hız ile ters orantılıdır. Girdap merkezinde hız çok yüksekken basınç ise çok düşüktür. Merkezden uzaklaştıkça tam tersi bir şekilde basınç yüksektir hız ise düşük kalır. Bu halde basıncın yüksek olduğu bölgeden, basıncın düşük olduğu bölgeye doğru akışkan hareket etme eğilimi gösterir. Basıncın düşük olduğu bölge yüksek basıncın ortasında kalması halinde, alçak basınç bölgesi merkez olmaya başlar ve böylece girdaplaşma gerçekleşir. Bir bölgede akışkanın harekete geçmesi başka bir kuvvetin etkili olmasını gerektirir. Her etki bir tepkiyi doğururken, tepki de tekrar yeni bir etkiye dönüşür.
Drakula (özgün adı: Dracula), İrlandalı yazar Bram Stoker'ın 1897 yılında yayınlanan gotik korku romanı. Olay örgüsü; mektuplar, gazete makaleleri ve günlük alıntıları aracılığıyla anlatılır. Bu çerçeveden bakıldığında bir mektup roman olma özelliği de taşır. Kurgunun tek bir baş kahramanı yoktur; ancak roman Avukat Jonathan Harker'ın Transilvanyalı Kont Drakula'nın şatosuna varmak üzere bir iş seyahatine çıkması ve Drakula'nın bir vampir olduğunu öğrenmesiyle başlar.
Bram Stoker, roman için Transilvanya halk kültür ve tarihinden kapsamlı bir şekilde yararlanarak yüz sayfadan fazla not biriktirdi. Bazı bilim adamları Drakula karakterinin Eflak Prensi III.Vlad veya Kontes Elizabeth Bathory gibi tarihi şahsiyetlerden ilham aldığını öne sürdüler, ancak bu konuda oldukça yaygın bir anlaşmazlık söz konusu. Stoker'ın notlarında III.Vlad ya da Bathory'ye hiçbir şekilde rastlanmaz. Tatil yaparken İngiltere'de bir sahil kasabası olan Whitby'nin halk kütüphanesinde rastladığı Drakula ismini, Rumence'de şeytan anlamına geldiğini düşündüğü için seçti.
İngiliz edebiyatının en ünlü eserlerinden biri olan Drakula'da yer alan birçok karakter, popüler kültürün arketip versiyonları olarak yorumlandı: kusursuz bir vampir olarak tasvir edilen Kont Drakula ve ikonik vampir avcısı Van Helsing. Günümüzde kamuya mal olan roman, otuzdan fazla filme uyarlandı ve roman karakterleri her çeşit medyada birçok kez yer aldı. | 0 | 6 | [1307, 1923, 2976, 3742, 4963, 6380] | 1 |
70475a37-1e3c-42cd-be22-f55e3d4337fc | Veri merkezleri neden farklı güvenlik sistemlerine ihtiyaç duyar? | Veri merkezlerinde işlenen ve saklanan verinin önem derecesine göre güvenlik sistemleri değişir. Daha kritik veriler, daha gelişmiş güvenlik önlemleri gerektirir. Bu önlemler arasında yedek güç kaynakları, yedek veri iletişim bağlantıları, yangın söndürme sistemleri ve dış tehditlere karşı koruma sağlayan güvenlik sistemleri yer alabilir. | Veri merkezi (İngilizce: datacenter), bilgisayar sistemleri ile telekomünikasyon ve veri ambarı sistemleri gibi ek sistemleri barındıran bir tesistir. Sunucu odası veya sistem odası olarak da adlandırılan bu tesisler işletmelere ait sunucu ve veri ambarlarının bulunduğu alanlardır. Veri merkezleri genel olarak iki kategoriye ayrılır:özel veri merkezleri ve İnternet veri merkezleri. Özel veri merkezleri sadece bir kuruluş tarafından kendi hizmetlerinde kullanılır. İnternet veri merkezleri ise üçüncü şahıslara hizmet verir.
Veri merkezlerinde işlenen ve saklanan verinin önem derecesine göre elektrik, mekanik, güvenlik sistemleri değişmektedir. Genel olarak düşünüldüğünde veri merkezleri; yedek güç kaynakları, yedek veri iletişim bağlantıları, merkez içerisinde bulunan sistemlerin soğutulması için kullanılan iklimlendirme sistemleri, yangın söndürme sistemleri ve dış ortamdan gelebilecek tehlikelere karşı verinin güvenlik derecesine göre güvenlik sistemlerini bulundururlar.
Diyet lifi ya da besinsel lif, bitkisel besinlerin hazmedilmesi mümkün olmayan ve sindirim sisteminden geçerken su absorbe ederek dışkı yapımını kolaylaştıran kısımlarıdır. Diyet lifleri arasında selüloz gibi nişasta olmayan liflerin yanı sıra dekstrinler, inülin, liynin, mumlar, pektinler, betaglukanlar ve oligosakaritler vardır.
Gliese 581 b veya GL 581 b Güneş Dışı gezegen yörüngesinde "Gliese" yıldız kümesinde bulunan 2. gezegendir | 0 | 3 | [987, 1320, 1428] | 0 |
f1eaa89f-504f-45ac-a1d6-3cf419d46151 | Willis Haviland Carrier'ın klimayı icat etmesinin sebebi neydi? | Yazıda belirtildiği gibi, Willis Haviland Carrier ilk elektrikli klima ünitesini 1902 yılında icat etti. Klimayı icat etme amacı, bir baskı fabrikasında kağıtların nem oranının kontrol altına alınması ve daha iyi kalitede basım yapılmasını sağlamaktı. | Willis Haviland Carrier (26 Kasım 1876 – 7 Ekim 1950), en çok modern klimayı icat etmesiyle tanınan Amerikalı bir mühendisti. Carrier, 1902'de ilk elektrikli klima ünitesini icat etti. 1915'te ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme (HVAC) sistemlerinin üretimi ve dağıtımında uzmanlaşmış bir şirket olan Carrier Corporation'ı kurdu.
Teorik fizik, fiziğin matematiksel modellemeler ve fiziksel nesnelerin soyutlandırılmaları çalışmaları ve doğa olaylarını açıklayan, gerçekselleştiren ve tahmin yürüten fizik dalıdır. Bu deneysel fiziğin zıttıdır ki deneysel fizik araçlarla bu olayları soruşturur.
Teorik fizik doğada gerçekleşen olaylar üzerine tahmin yürütmek, onları açıklamak ve akla yakınlaştırmak için fiziğe ait matematiksel modeller ve soyutlamalar kullanan fiziğin bir alt dalıdır. Kuramsal fizik, matematiğin fazlasıyla kullanılmasından dolayı matematiksel fizik olarak da adlandırılır. Buna karşın deneysel fizik deney ve gözlem araçlarını kullanarak araştırma yapar.
Bilimin avantajı, genellikle deneysel çalışmalar ve teorilerin etkileşimine bağlıdır. Bazı durumlarda, teorik fizik, deney ve gözleme küçük bir ağırlık veren matematiksel kesinliğe bağlıdır. [a] Örneğin, Albert Einstein özel görelilik geliştirilirken, Maxwell denklemlerini değişmez kılan Lorentz dönüşümü ile ilgileniyordu ancak görünüşe göre Michelson-Morley in dünyanın sürüklenmesi boyunca ışık saçan eteri ile ilgilenmemişti. Öte yandan Einstein, fotoelektrik etkilerin açıklanmasında Nobel ödülüne layık görülmüştü.
Bilimdeki ilerlemeler genellikle deneysel çalışmalar ve teori arasındaki etkileşime bağlıdır. Bazı durumlarda kuramsal fizik matematiksel kalıplara sıkıca yapışırken, deney ve gözlemlere çok az ehemmiyet verir. Örnek olarak, Albert Einstein özel göreliliği geliştirirken, Maxwell denklemlerini değişmez olarak kabul eden Lorentz dönüşümleri ile ilgileniyordu. Fakat anlaşılıyor ki, dünyanın ışıldıyan eter içindeki seyahati üzerine yapılan Michelson-Morley deneyi ile pek ilgilenmiyordu. Diğer taraftan Einstein, bir kuramsal formülasyon olmadan gerçekleştirilen fotoelektrik etkiyi açıkladığı için Nobel Fizik Ödülüne layık görülmüştü. Fiziksel teori, fiziksel olayların modellemesidir. | 0 | 2 | [332, 2188] | 0 |
343731c4-cbc8-4128-a609-6048b7e629ca | Euthanasia Coaster'ın tasarımı insanları nasıl öldürmeyi amaçlıyor? | Euthanasia Coaster, yolcuları 500 metre yükseklikten hızla düşürerek öldürmeyi amaçlıyor. Bu düşüş sırasında yolcular saatte 360 km hıza ulaşacak ve 7.5 km uzunluğundaki rayda inanılmaz bir G kuvveti yaşayacaklar. Bu aşırı G kuvveti, beyne giden oksijeni kesecek ve ölüme neden olacak. | Euthanasia Coaster konsept bir çelik lunapark trenidir. Yolcularını öldürmek içın tasarlanmıştır. 2010’da Litvanyalı mühendis Julijonas Urbonas tarafından tasarlanmış ve küçültülmüş bir örneği yapılmıştır. Urbonas eğlence parkında çalışmıştır ve bu trenin başarısının “zarif ve coşkulu” bir şekilde hayat alması olduğunu söylemiştir. Urbonas bunun “ötanazi” veya “idam” gibi olduğunu söylemiştir.
Philadelphia Toboggan Company başkanı John Allen; Urbonas’a “24 insanı göndererek sonunda ölü olarak döndüren” bir lunapark treni yapması hakkında fikir vermiştir. Urbonas Allen’ın fikrini almış ve bu treni tasarlamıştır. Urbonas trenin insanları ölmeden önce bilinçsizleştireceğini söylemiştir. Tren ötanazi karşıtı Care Not Killing derneği tarafından tartışmaya açılmıştır.
Tren 500 metre yükseğe çıkar, aşağı inerken saatte 360 km hız yapar, 7.5 km uzunluğunda raya sahiptir. Bu yükseklikten bırakıldığında yolcular insan bedeninin kaldırabileceğinden fazla G kuvvetine maruz kalır, bunun sonucunda yolcuların beynine giden oksijeni kestiği için ölüme sebep olur.
Afrika pirinci veya Oryza glaberrima, Afrika kıtasında yaygın olan pirinç türüdür. Buna rağmen dünya çapında Asya pirinci kadar popüler değildir. İlk olarak yaklaşık 3.000 yıl önce Batı Afrika'da evcilleştirildi ve yetiştirildi. Artık Batı Afrika pazarlarında nadiren satılmaktadır. Son zamanlar NERICA türü geliştirildi. Afrika pirinci, yabani Afrika pirincine (Oryza barthii) ve genetik olarak yabani pirinç'e (Oryza rufipogon) çok benzer.
Batı Afrika'da yetiştirilen pirincin tahmini %20'sini oluşturur. Asya pirinciyle karşılaştırıldığında, dayanıklı, haşerelere karşı dirençli, az emek gerektirir, çeşitli Afrika koşullarına uygundur, dolgundur ve belirgin bir ceviz aromasına sahiptir. | 0 | 2 | [1064, 1756] | 0 |
7ebecc60-0ae9-42d9-bcdd-edbf827f49da | Adelaide Lala Tam'ın tasarımlarıyla tüketicileri neyle yüzleştirmeyi amaçladığını açıklar mısınız? | Adelaide Lala Tam, tasarımlarıyla tüketicileri gıda endüstrisinin gerçekleriyle yüzleştirmeyi amaçlıyor. Yani, insanların günlük olarak tükettikleri yiyeceklerin arkasındaki süreçler, üretim yöntemleri ve sosyal etkiler hakkında daha fazla farkındalık kazanmalarını sağlamaya çalışıyor. | Test sinyali, bir televizyonda genellikle verici aktif olduğunda ancak hiçbir program yayınlanmadığında yayınlanan bir sinyaldir. Aşağı akım sinyal yolunu kalibre etmek veya gidermek için kullanılan test örüntüleri, günümüzde bir kameranın doğru konfigürasyonuna bağlı olmayan test sinyali jeneratörleri tarafından üretilmektedir.
Adelaide Lala Tam, Hong Kong doğumlu Çinli gıda tasarımcısıdır.
2018'dr Hollanda'daki Eindhoven Akademisi'nden Gıda ve Gıda Dışı bölümünden mezun olmuştur. 2021'de BBC tarafından 100 Kadın listesinde ve The World's 50 Best Restaurants'ın yapımcısı olan William Reed'in Gastronominin geleceğini şekillendiren 50 Next listesinde yer almıştır.
Lala Tam, tasarımlarında tüketicileri gıda endüstrisinin gerçekleriyle yüzleştirmeyi amaçlıyor. Buna örnek olabilecek "0.9 Gram Pirinç" projesi ile Hollanda'da 2018 Future Food Design Awards ödülünü kazanmıştır.
IC 444 İkizler takımyıldızı'nda bulunan küçük bir Yansıma bulutsusu. | 0 | 3 | [331, 884, 953] | 1 |
16042e34-2367-4329-8bcc-158b1d0b8cae | Mikroplastiklerin çevreye verdiği zararlar nelerdir? | Mikroplastikler, deniz canlıları tarafından yutulunca besin zincirine girmekte ve bu da insan sağlığına dolaylı olarak zarar verebilmektedir. Ayrıca mikroplastikler su kaynaklarını kirleterek içme suyumuzu tehdit edebilir ve toprak verimliliğini düşürebilir. | Hans Georg Otto Hermann Fegelein (30 Ekim 1906 - 29 Nisan 1945), Nazi Almanyası'nın Waffen-SS'inde yüksek rütbeli bir komutandı. Adolf Hitler'in yakın çevresinin bir üyesi ve kız kardeşi Gretl ile olan evliliğinden dolayı Eva Braun'un eniştesiydi.
Eylül 1943'te ciddi şekilde yaralandıktan sonra Fegelein, Heinrich Himmler tarafından Hitler'in karargah kurmaylarına onun irtibat subayı ve SS temsilcisi olarak atandı. Fegelein, 20 Temmuz 1944'te Hitler'e yönelik başarısız suikast girişiminde orada bulundu. Savaşın son aylarında Berlin'deki Hitler'in Führerbunker'inde görevliydi ve Hitler'in intiharından iki gün önce 28 Nisan 1945'te firar ettiği için vuruldu. Tarihçi Michael D. Miller, Fegelein'i, kendisine en iyi görevleri ve hızlı terfileri veren Himmler'e aşık olan bir fırsatçı ve kariyerci olarak tanımlıyor. Gazeteci William L. Shirer ve tarihçi Sir Ian Kershaw onu alaycı ve itibarsız biri olarak nitelendiriyor. Hitler'in mimarı Albert Speer onu "Hitler'in çevresindeki en iğrenç insanlardan biri" olarak nitelendirmiştir.
Mikroplastikler (MP), 5 mm'en daha küçük olan ve çevrede kirliliğe sebep olan, çoğunlukla petrol türevli olup suda çözünmeyen, düzgün şekilli veya şekilsiz polimerik parçacıklara verilen isimdir 1 mikrondan küçük plastik parçacıklarına ise nanoplastikler denir. Çevredeki plastik kirliliği ile ilgili yeni bir sınıflandırma bulunmaktadır.
Mikroplastik terimi ilk olarak 2004 yılında, Britanya İmparatorluk Nişanı sahibi profesör Richard Thompson (Plymouth Üniversitesi) tarafından kullanılmıştır. Bu sebeple Thompson, “mikroplastiğin babası” olarak anılmaktadır. Oluşumlarına göre mikroplastikler, birincil ve ikincil mikroplastikler olmak üzere iki gruba ayrılır. | 0 | 2 | [1037, 1703] | 1 |
4e125f75-8c52-4862-b6df-8b7e65d93290 | Romanesk mimari Gotik mimariden nasıl ayrılır? | Romanesk mimari, kalın duvarlar, yuvarlak kemerler, küçük pencereler ve genellikle kubbe veya tonozlarla örtülü ağır yapılarla karakterizedir. Gotik mimari ise sivri kemerler, uçan payandalar ve büyük vitray pencereleriyle daha hafif ve yükseğe doğru uzanan yapılara sahiptir. | Gizli İstihbarat Servisi (İngilizce: Secret Intelligence Service, kısaca SIS) veya yaygın adıyla MI6 (Military Intelligence, Section 6), Birleşik Krallık'ın dış istihbarat teşkilatıdır. Temel olarak, İngiltere'nin ulusal güvenliğini sağlamak için denizaşırı bilgilerin gizlice toplanması ve analizi ile görevlendirilmiştir. İngiliz iç istihbarat teşkilatı MI5 ile karıştırılmamalıdır. SIS, İngiliz istihbarat teşkilatlarının bir parçasıdır ve kurumun yöneticisi İngiltere Dışişleri Bakanlığı'na karşı sorumludur.
1909 yılında, dış istihbarat konusunda uzmanlaşması için kurulan örgüt, I. Dünya Savaşı sırasında dramatik bir büyüme yaşadı ve 1920 yılında resmî olarak bugünkü adını aldı. MI6 adı (Askeri İstihbarat, Bölüm 6 anlamına gelir), SIS'ın II. Dünya Savaşı sırasında elverişli bir şekilde adlandırılması için ortaya çıkmıştır. Bu isim, günümüzde hala yaygın olarak kullanılmaktadır. SIS'in varlığı 1994 yılına kadar resmî olarak kabul edilmedi. 1994 yılında, SIS'ı yasal bir temele oturtmak için 1994 İstihbarat Hizmetleri Yasası (ISA) İngiliz Parlamentosu'na getirildi. Bu yasa, örgütün faaliyetleri için yasal dayanak sağlamaktadır. Günümüzde, SIS, Soruşturma Yetkileri Mahkemesi ve Parlamento'nun İstihbarat ve Güvenlik Komitesi tarafından kamu gözetimine tabidir.
SIS'ın belirtilen öncelikli rolleri terörle mücadele, nükleer silahların yayılmasını önleme, siber güvenliği destekleyen istihbarat sağlama ve denizaşırı suç faaliyetlerini aksatarak istikrarı desteklemektir. Kardeş kurumları olan Güvenlik Servisi (MI5) ve Devlet İletişim Merkezi'nden (GCHQ) farklı olarak, SIS yalnızca yabancı ülkelerde istihbarat toplamaktadır, bununla beraber SIS sadece İngiliz Adaları dışındaki kişilere karşı operasyon yürütme yetkisine sahiptir. 2000'li yıllardan bu yana SIS'ın işkence eylemlerine ortaklık etmesi ve şüphelilerin ülkeler arasında yasa dışı transferine yardımcı olması kamuoyunda önemli tartışmalara yol açmıştır.
1994 yılından bu yana SIS'in merkezi Londra'da, Thames Nehri'nin South Bank semtinde bulunan SIS Binası'dır.
Şık Fandral (Fandral the Dashing),Marvel Comics tarafından yayınlanan çizgii romanlarda görünen kurgusal bir karakter. Fandral, Korkunç Hogun ve Yiğit Volstagg'dan oluşan Asgardlı maceracı üçlüsü Warriors Three'nin çapkın ve karizmatik üyesidir. Fandral ilk olarak Journey into Mystery #119'da (Ağustos 1965) göründü ve Stan Lee ve Jack Kirby tarafından yaratılmıştır. Yazar Stan Lee, Fandral'ı aktör Errol Flynn'in halka açık kişiliğine dayandırmıştır. Fandral, Asgard'ın bir savaşçısı ve bir maceracıdır. O, karşı konulmaz bir maceracı ve romantiktir. Cesareti ve iyimserliği genellikle grubu oldukça dezavantajlı konumlara sokar;(Korkunç Hogun tarafından daimi olarak işaret edildiği gibi.) Fandral kendini tam bir çapkın olarak görür ve genellikle bir grup genç hanımla birlikte tasvir edilir. Bu bayanlarla olan gerçek başarısı en iyi ihtimalle aralıklıdır, ancak bu nedenle mizahi sonuçlar için sayısız fırsat sunar. Bu kusurlara rağmen, aşırı derecede asil bir ruha sahiptir ve kişisel güvenliğini veya refahını düşünmeden doğru olanı yapacaktır.Thor'a Mangog'a ve pek çok düşmanla savaşırken yardım etmiştir.Orta Çağ İngilteresinde bir ara Robin Hood'un yerini aldığı belirtilmiştir. Yenilmezler: Dünyanın Kuvvetli Kahramanları çizgi dizisinde Chris Cox tarafından seslendirilmiştir. Marvel Sinematik Evreninde Fandral, Thor'da ( 2011) Josh Dallas tarafından ve Thor: The Dark World (2013) ve Thor: Ragnarok'ta (2017) Zachary Levi tarafından canlandırılmıştır.
Hint Seferi ya da Birinci Hint Seferi, Hadım Süleyman Paşa komutasındaki Osmanlı donanması'nın 1538 yılında Gücerât Sultanlığına yardım amacıyla düzenlediği sefer.
GPT-4 (Generative Pre-trained Transformer 4), OpenAI tarafından oluşturulan çok modlu büyük bir dil modelidir. GPT serisinin dördüncüsüdür. 14 Mart 2023’te yayınlanmıştır ve API aracılığıyla ve ChatGPT Plus kullanıcıları için kullanılabilir olacaktır. Microsoft, GPT kullanan Bing sürümlerinin resmi yayınlanmadan önce aslında GPT-4 kullandığını doğruladı.
GPT-4o 13 Mayıs 2024'te yayımlanmıştır.
OpenAI, GPT-4o ile metin, ses ve resim işleyerek ve gerçek zamanlı üreterek önemli bir ilerlemeyi işaret eden bir model olan GPT-4o'yu ("omni" için "o" "her şey") tanıttı. GPT-4o, konuşmalardaki insan tepkisi ile karşılaştırılabilir hızlı tepki süreleri, İngilizce olmayan dillerde önemli ölçüde iyileştirilmiş performans ve gelişmiş görme ve ses anlayışı sergiler.
Livingston ABD'nin Kaliforniya eyaletine bağlı Merced ilçesinde bulunan bir şehirdir. Şehrin nüfusu 2010 sayımına göre 13.058'dir.
Romanesk mimari 10. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan ve 12. yüzyılda Gotik mimariye dönüşen Avrupa mimarisini anlatmak için kullanılan bir terimdir. Romanesk stil İngiltere'de daha geleneksel olarak Norman mimarisi olarak ifade edilir. | 0 | 6 | [2040, 3509, 3673, 4437, 4568, 4804] | 5 |
50aea8f0-d149-4f15-a2f2-3a960f19c2ed | Amiens Katedrali'nin mimari tarzı hakkında bilgi verir misiniz? | Amiens Katedrali, başlangıçta 1152 yılında Romanesk tarzında inşa edilmiş olsa da 1218'deki yangından sonra 1220-1245 yılları arasında Gotik tarzda yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde gördüğümüz yapı Gotik mimarisinin en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir. | Amiens Katedrali (Fransızca: Basilique Cathédrale Notre-Dame d'Amiens), Picardie'de yer alan 13. yüzyıla ait Gotik tarz kiliselerin en büyüklerindendir. Katedral 1152'de Romanesk tarzında inşa edildiyse de 1218'deki yangında tahrip olmuş ve 1220-1245 yılları arasında yeni tarzıyla yeniden yapılmıştır. İç planındaki uyumluluk üç kademeli iç eğimi ile özellikle ön cephedeki ve güney taşıyıcı koldaki heykellerin incelikli gösterişi vardır.
Katedral, büyük bir güç timsaliydi ve ne de olsa bir geç dönem 16. yüzyıl hisarını bünyesinde bulundurmaktaydı; ancak, çevresini saran surlar zamanla etkileyici konakların sınırını çizdiği bulvarlarla yer değiştirdi. Eski ve daha görselliği yüksek olan bölüm doğrudan Somme Nehri'ne konumlandırılmıştır. Dar ve düzensiz sokaklar nehrin on bir adet kolu ile kesişmekte ve bunlardan türeyen kanallarca kuzeyde sonlanmaktadır.
1981 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir.
Semizotu ya da pirpirim (Portulaca oleracea), semizotugiller familyasından bir bitki olup yaprakları salata olarak ya da ıspanak gibi pişirilerek yemeklerde kullanılan bir sebzedir. Kökeni Ortadoğu ve Hindistan olmakla birlikte dünyanın birçok bölgesinde bulunmaktadır.
Sebzeler arasında en fazla miktarda Omega-3 içerdiği anlaşılmıştır.
Hugo Spielewerkstatt, Krea Medie ve UIG Entertainment tarafından 2010'da yayınlanmış bir eğitim video oyunudur. Oyuncu, 30'dan fazla seviyede en yüksek skoru almaya çalışabilir. Oyunda orman, mağara, uzay ve kış mevsiminin de dahil olduğu 12 dünya bulunmaktadır. 36 farklı düşman, çokça tuzak bulunmaktadır. Ayrıca kendi hazırladığınız seviyeleri arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
24 Aquarii, Kova takımyıldızı bölgesinde yaklaşık olarak 141 ışık yılı uzaklıkta bulunan üç bileşenli bir yıldız sistemidir. Ana bileşen (24 Aquarii A) 6,63 kadir görünen parlaklığa sahiptir.
Mavi Saat (Fransızca: l'heure bleue), gün doğumundan önce ve gün batımından sonra olmak üzere gece ve gündüz arasındaki zaman süresinde ortaya çıkan gökyüzünün neredeyse tamamının mavi renkle doldurulduğu alacakaranlık. Rayleigh saçılımı etkisinden kaynaklanır. Bu renk, Altın saat (İngilizce: magic hour/golden hour) ile birlikte kaliteli bir ışık ortamı yarattığından dolayı özellikle fotoğrafçılar tarafından tercih edilir. Buna rağmen "Mavi Saat"in herhangi bir alanda resmi bir tanımı yoktur.
"Mavi Saat" zamanı sabah ve akşam saatlerinde yaklaşık olarak 20 dakika sürer ve kızıl ışınların uzaya doğru çekilirken mavi ışıkların atmosfere dağılmasıyla oluşur. Güneş ufuk çizgisinden 4 ile 8 derece kadar aşağıdayken mavi ışık spektrumları daha belirgindir.
Mavi saat, ekvatora yakın bölgelerde güneşin dik açılarda doğup batması nedeniyle kısa sürer. Kutuplara yakın yerlerde ise, güneş eğik açılarda doğup battığın için aydınlanma ve kararma süreleri daha uzundur.
Combined Federated Battle Laboratories Network (CFBLNet), yeni yetenekleri denemek için dağıtılmış bir geniş alan ağını araç olarak kullanan bir laboratuvar ortamı. 2010'dan beri CFBLNet 13 tam üyeye sahiptir: ABD, Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda ('Beş Göz' ülkeleri), Fransa, Almanya, Hollanda, Norveç, İspanya ve İtalya (NATO üyeleri), NATO organizasyonu ve İsveç. | 0 | 6 | [933, 1271, 1654, 1846, 2817, 3205] | 0 |
45cb690a-0a90-4ecf-a22c-b7a2c64f5f54 | Floransa Baptistery'si hangi mimari tarzı yansıtıyor ve bu yapı hakkında ne gibi bilgiler veriyor? | Floransa Baptistery'si, Romanesk mimari tarzını yansıtmaktadır. Yapının 1059 ve 1128 yılları arasında inşa edilmiş olması, şehrin en eski yapılarından biri olduğunu gösteriyor. Bu da Floransa'nın tarihi ve kültürel mirasına dair önemli bir bilgi sunuyor. | İngilizce: Florence Baptistry veya İtalyanca: Battistero di San Giovanni (Aziz John Baptistery) Floransa (Toskonya), İtalya'da küçük bazilika statüsüne sahip bir dini yapıdır.
Katedral meydanı içindeki sekizgen Baptisteri, Floransa Katedrali ve Giotto di Bondone'nin karşısındadır. 1059 ve 1128 yılları arasında yapılmış olup, şehrin en eski yapılarından biridir. Yapı Romanesk mimari tarzındadır.
Baptisteri, Lorenzo Ghiberti tarafından yapılan rölyef heykelli bronz kapıları olan sanatsal üç setiyle meşhurdur. Bu kapılar, Michelangelo tarafından onların güzelliğinden dolayı ve Rönesansın başlangıcı olarak söylendiğinden "the Gates of Paradise" ("Cennetin Kapıları") olarak isimlendirildi.
İtalyan şair, Dante Alighieri, pek çok sanatçı, Rönesans liderleri ve Medici ailesini içeren kişiler burada vaftiz edildiler. 19ncu yüzyılın sonuna kadar bütün Floransa'lı katolikler bu kilise vaftiz bölümünde vaftiz edildiler.
18. yy. ve sonrasında geliştirilmiş, genellikle vektörel mekanik olarak nitelendirilen ve orijinalinde Newton mekaniği olarak bilinen analitik mekanik (veya kuramsal mekanik), klasik mekaniğin matematiksel fizik kaynaklarıdır. Model harekete göre analitik mekanik, Newton’un vektörel enerjisinin yerine, hareketin iki skaler özelliği olan kinetik enerjiyi ve potansiyel enerjiyi kullanır. Bir vektör, yön ve nicelik ile temsil edilirken bir skaler, nicelik ile(yoğunluğu belirtirken) temsil edilir.
Özellikle Lagrange mekaniği ve Hamilton mekaniği gibi (ikisi de birbirine sıkıca geçmiş alanlar) analitik mekanik de, sorunları çözmek için bir sistemin kısıtlamalarının ve tamamlayıcı yollarının kavramını kullanarak klasik mekaniğin kullanım alanını etkili bir şekilde yapılandırır. Schrödinger, Dirac, Heisenberg ve Feynman gibi kuram fizikçileri bu kavramları kullanarak kuantum fiziğini ve onun alt başlığı olan kuantum alan teorisini geliştirdiler. Uygulamalar ve eklemelerle, Einstein’a ait kaos teorisine ve izafiyet teorisine ulaşmışlardır. Analitik mekaniğin çok bilindik bir sonucu, modern teorik fiziğin çoğunu kaplayan Noether teoremidir. | 0 | 2 | [922, 2072] | 0 |
df929e06-7252-403a-8252-47045d486155 | St Magnus Katedrali'nin mimari tarzı nedir ve bu tarzın kökenleri nelerdir? | St Magnus Katedralinin mimari tarzı Romanesk'tir. Bu stil, 11. ve 12. yüzyıllarda Avrupa'da yaygınlaşmış olup, yuvarlak kemerler, kalın duvarlar ve küçük pencereler gibi özelliklerle karakterizedir. Orkney Adaları, İskandinav yönetimi altında olduğu dönemde bu mimari tarzından etkilenmiştir. | St Magnus Katedrali, Kirkwall, İskoçya anakarasının kuzey kıyısındaki bir grup ada olan Orkney'in ana kasabası Kirkwall'da yer alan bir katedraldir. Birleşik Krallık'ın en kuzeyinde yer alan katedraldir ve adaların İskandinav Orkney Kontları tarafından yönetildiği dönemde Orkney piskoposları için inşa edilmiş Romanesk mimarinin güzel bir örneğidir. Kiliseye bağlı değildir; ancak Orkney'in 1468'de İskoç Krallığı tarafından ilhak edilmesinin ardından İskoçya Kralı III. James'in bir yasası sonucu Kirkwall kasabasına ait olmuştur.
İnşaat 1137'de başladı ve sonraki 300 yıl içinde yapıya eklemeler yapıldı. İlk piskopos Yaşlı William'dı ve piskoposluk, Norveç'teki Nidaros Başpiskoposu'nun yetkisi altındaydı. Yakındaki Piskopos Sarayı Piskopos William için inşa edildi.
Reformasyondan önce katedrale, makamı Kirkwall'da bulunan Orkney Piskoposu başkanlık ediyordu.
Bilgi teknolojisi (IT), genellikle bir işletme veya başka bir girişim bağlamında veri veya bilgi depolamak, almak, iletmek, çalışmak ve işlemek için bilgisayarların kullanılmasıdır. Bilgi Teknolojisi, bilgi ve iletişim teknolojisinin (ICT) bir alt kümesi olarak düşünülür. 2012'de Zuppo, her hiyerarşi düzeyinin "bilgi aktarımını ve çeşitli elektronik ortamdaki iletişim türlerini kolaylaştıran teknolojilerle ilişkili olması nedeniyle bir derece ortaklık içerdiği" bir BİT hiyerarşisini önermişti.
Terim, yaygın olarak bilgisayarların ve bilgisayar ağlarının eşanlamlısı olarak kullanılır, ancak aynı zamanda televizyon ve telefonlar gibi diğer bilgi dağıtım teknolojilerini de kapsar. Bilgisayar donanımı, yazılım, elektronik, yarı iletkenler, internet, telekom ekipmanı ve e-ticaret de dâhil olmak üzere çeşitli endüstriler bilgi teknolojisi ile ilişkilidir.
Mezopotamya'daki Sümerler yaklaşık MÖ 3000 yıllarında yazı geliştirdiler, ancak modern anlamda bilgi teknolojisi kavramı ilk olarak Harvard Business Review'da yayınlanan 1958 tarihli bir makalede ortaya çıktı; Yazarları Harold J. Leavitt ve Thomas L. Whisler, "yeni teknolojinin henüz kurulmuş tek bir ismi yok, buna bilgi teknolojisi (IT) diyoruz" diye yorum yaptı. Tanımları üç kategoriden oluşur: işlem teknikleri, istatistiksel ve matematiksel yöntemlerin karar vermeye uygulanması ve üst düzey düşüncenin bilgisayar programları vasıtasıyla simülasyonu.
Kullanılan depolama ve işleme teknolojilerine dayanarak Bilgi Teknolojisi gelişiminin dört farklı aşamasını ayırt etmek mümkündür: Mekanik (1450-1840), elektromekanik (1840-1940), elektronik (1940-1940), elektronik öncesi mekanik (MÖ 3000 - MS 1450). Bu makale, yaklaşık 1940 yılında başlayan en son dönem (elektronik) üzerine odaklanmaktadır. | 0 | 2 | [867, 2631] | 0 |
abab069e-1f5d-45f8-ab42-4ea6a758ba1f | Bamberg Katedrali hangi yüzyılda tamamlanmıştır? | Bamberg Katedrali 13. yüzyılda tamamlanmıştır. | Isaac Asimov'un romanlarında kullandığı Frankenstein kompleksi insanların insansı robotlara olan korkusu için kullanılan bir ifadedir. Kavram birçok yönden Masahiro Mori'nin tekinsiz vadi hipotezine benzemektedir. "Frankenstein kompleksi" adını Mary Shelley'in 1818'de basılan Frankenstein adlı romanından almaktadır. Romanda Frankenstein insana benzeyen, zeki bir canavar yaratmış ancak bu canavarı çok korkunç bulduğu için onu terk etmiş ve canavar da yaratıcısını öldürmüştür.
ISO 19115, Jeo uzam meta verileri, (ayrıca coğrafi bağlamda kullanıldığında basitçe coğrafi meta veri ya da meta veri söylenişiyle), açık veya örtülü bir coğrafi alan ölçeğinde olan cisimlere uygulanabilir, başka bir deyişle, Küre yüzeyinde bir konum ile ilişkili bir meta veri türüdür. Bu tür nesneler, bir coğrafi bilgi dizgesinde (CBS) saklanabilir ya da basitçe belgeler veri kümeleri, görüntü veya diğer nesneler, hizmetler veya başka bir doğal ortamda var olan bir meta dizinde tanımlanmış ama özellikleri coğrafi olarak tanımlamak için (ayrıca bir veri dizininin veri envanteri, vb. olarak bilinen) uygun ilişkin öğeler olabilmektedir.
Android Things (kod ismi Brillo), Google I/O 2015'te ilan edilen, Google'nin Android tabanlı bir gömülü işletim sistemi platformudur. Genellikle farklı Mikrodenetleyici platformlarından inşa edilen Nesnelerin İnternet'i (IoT) cihazlarının düşük güç tüketimi ve bellek kısıtlı Internet'le kullanılması hedeflenmektedir. Bluetooth düşük enerji ve Wi-Fi'yi destekleyecekdir. Google, Brillo'nun yanı sıra, bu cihazların diğer cihazlarla iletişim kurmak için kullanacağı ve diğer IoT işletim sistemleri tarafından benimsenmesini umduğu Weave protokolünü de tanıttı.
Kontrast madde, tıbbi görüntülemede vücuttaki yapıların veya sıvıların kontrastını artırmak için kullanılan maddedir. Kontrast maddeler, kendi başlarına radyasyon yayan radyoaktif izleyicilerden farklı olarak, dışarıdan gelen elektromanyetizma veya ultrasonu emer veya değiştirirler. X ışınlarında, kontrast ajanları hedef doku veya yapıdaki radyo yoğunluğunu arttırır.
Kontrast maddeler, kan damarlarının ve gastrointestinal sistemin görünürlüğünü geliştirmek için yaygın olarak kullanılır. Tıbbi görüntülemede kullanılan çeşitli kontrast madde türleri kabaca kullanıldıkları görüntüleme yöntemlerine göre sınıflandırılabilirler. En yaygın kontrast maddeler, X ışını zayıflamasına ve manyetik rezonans sinyalinin geliştirilmesine dayanarak çalışır.
Bamberg Katedrali (Almanca: Bamberger Dom, resmi adı Bamberger Dom St. Peter und St. Georg) Bamberg, Almanya'da, 13. yüzyılda tamamlanmış kilise. Katedral, Roma Katolik kilsesi yönetimindedir ve Bamberg başpiskoposunun makamıdır. 1993'ten beri, katedral, UNESCO Dünya Mirası "Bamberg Kasabası" parçasıdır. | 0 | 5 | [481, 1124, 1685, 2436, 2742] | 4 |
59cb5537-837b-42e8-a88d-12a4516e9e19 | Basel Manastırı'nın mimari yapısı hakkında bilgi verebilir misiniz? | Basel Manastırı, 1019 ile 1500 yılları arasında inşa edilmiştir ve Romaneks mimarisi ile Gotik mimarinin etkilerini taşır. 1356 Basel Depremi'nde yıkılan manastır, Johannes Gmünd ve Ulrich Ensingen gibi önemli mimarlar tarafından yeniden inşa edilmiştir. Güney kulesi ise Hans von Nußdorf tarafından 1500 yılında tamamlanmıştır. | Hurma, Phoenix isimli bitki türlerinin meyvelerine verilen isimdir. Hurmalar farklı cins ağaçların benzer meyve türlerinden oluşmaktadır. En yaygın olarak bilinen meyve türü Medine Hurması'dır. Türkiye'de doğal olarak yetişmekte olan Datça Hurması ticari amaçla kullanılmamaktadır. Türkiye'nin güney ve güneybatı taraflarında rahatlıkla yetiştirilmektedir fakat meyvesi ticari amaçla kullanılmamaktadır.
Hurma, şeker formunda yüksek oranda karbonhidrat ihtiva eder ve şeker oranı yaklaşık %80'dir. Geriye kalan kısımları lif, protein, bor, kobalt, bakır, flor, magnezyum, mangan, selenyum ve çinko gibi iz elementler oluşturur. Halas cinsinin glisemik değeri 35.5, barhi cinsinin 49.7, bo manan cinsin ki ise 30.5'tir.
Basel Manastırı, İsviçre'nin Basel şehrinde bulunan ve şehrin önemli turistik yerlerinden biridir. Manastır, İsviçre ulusal miras listesinde yer almaktadır. Başta Katloik kilisesi için inşa edilen manastır Reform sonrası Protestan Kilisesine geçmiştir. 1019 ile 1500 arasında Romaneks mimari ve Gotik mimarinin etkisinde kalan yapı 1356 Basel Depremi'nde yıkılmış ve Freiburg Manastırı'nın mimarı Johannes Gmünd tarafından tekrar inşa edilmiş ve 1421'de Ulrich Ensingen tarafından tamamlanmıştır. Güney kulesi ise 1500'de Hans von Nußdorf tarafından tamamlanmıştır.
Basel Manastırı - Basler Münster
Teorik fizik, fiziğin matematiksel modellemeler ve fiziksel nesnelerin soyutlandırılmaları çalışmaları ve doğa olaylarını açıklayan, gerçekselleştiren ve tahmin yürüten fizik dalıdır. Bu deneysel fiziğin zıttıdır ki deneysel fizik araçlarla bu olayları soruşturur.
Teorik fizik doğada gerçekleşen olaylar üzerine tahmin yürütmek, onları açıklamak ve akla yakınlaştırmak için fiziğe ait matematiksel modeller ve soyutlamalar kullanan fiziğin bir alt dalıdır. Kuramsal fizik, matematiğin fazlasıyla kullanılmasından dolayı matematiksel fizik olarak da adlandırılır. Buna karşın deneysel fizik deney ve gözlem araçlarını kullanarak araştırma yapar.
Bilimin avantajı, genellikle deneysel çalışmalar ve teorilerin etkileşimine bağlıdır. Bazı durumlarda, teorik fizik, deney ve gözleme küçük bir ağırlık veren matematiksel kesinliğe bağlıdır. [a] Örneğin, Albert Einstein özel görelilik geliştirilirken, Maxwell denklemlerini değişmez kılan Lorentz dönüşümü ile ilgileniyordu ancak görünüşe göre Michelson-Morley in dünyanın sürüklenmesi boyunca ışık saçan eteri ile ilgilenmemişti. Öte yandan Einstein, fotoelektrik etkilerin açıklanmasında Nobel ödülüne layık görülmüştü.
Bilimdeki ilerlemeler genellikle deneysel çalışmalar ve teori arasındaki etkileşime bağlıdır. Bazı durumlarda kuramsal fizik matematiksel kalıplara sıkıca yapışırken, deney ve gözlemlere çok az ehemmiyet verir. Örnek olarak, Albert Einstein özel göreliliği geliştirirken, Maxwell denklemlerini değişmez olarak kabul eden Lorentz dönüşümleri ile ilgileniyordu. Fakat anlaşılıyor ki, dünyanın ışıldıyan eter içindeki seyahati üzerine yapılan Michelson-Morley deneyi ile pek ilgilenmiyordu. Diğer taraftan Einstein, bir kuramsal formülasyon olmadan gerçekleştirilen fotoelektrik etkiyi açıkladığı için Nobel Fizik Ödülüne layık görülmüştü. Fiziksel teori, fiziksel olayların modellemesidir.
Kapo veya esir görevlisi (Almanca: Funktionshäftling), Nazi kampında Schutzstaffel (SS) muhafızları tarafından zorla çalıştırmayı denetlemek veya idari görevleri yerine getirmek üzere görevlendirilen mahkûma verilen isimdir.
"Mahkumun kendi kendini idaresi" olarak da adlandırılan mahkûm görevlisi sistemi, kampların daha az SS personeliyle çalışmasını sağlayarak maliyetleri en aza indiriyordu. Sistem kurbanı kurbana karşı kışkırtacak şekilde tasarlanmıştı, çünkü esir görevlileri SS amirlerinin gözüne girmek için diğer mahkûmlarla karşı karşıya getiriliyordu. Görevlerini ihmal etmeleri halinde, rütbeleri sıradan mahkûmlara indiriliyordu. Birçok mahkûm görevlisi, sayıları daha fazla olan siyasi, dini ve ırksal mahkûmlardan ziyade şiddet yanlısı suç çetelerinin saflarından seçiliyordu, bu tür suçlu mahkûmlar diğer mahkûmlara karşı gaddarlıklarıyla biliniyordu. Bu vahşet SS tarafından hoş görülüyordu ve kamp sisteminin ayrılmaz bir parçasıydı.
Mahkum görevliler, görevlerini SS görevlilerini tatmin edecek şekilde yerine getirmeleri koşuluyla fiziksel tacizden ve ağır işlerden muaf tutulurdu. Ayrıca sivil kıyafetler ve özel oda gibi bazı ayrıcalıklara da erişebiliyorlardı. Almanlar onlara yaygın olarak kapos dese de, mahkûm görevliler için resmi hükûmet terimi Funktionshäftling idi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra bu terim bir hakaret olarak yeniden kullanıldı.
Savaş sonunda Polonya'nın Gdańsk kentindeki Stutthof Toplama Kampı personelinin yargılandığı 1946-47 Stutthof duruşmalarında beş kapo aşırı vahşet uyguladıkları gerekçesiyle ölüme mahkûm edildi. Bunlardan dördü 4 Temmuz 1946'da, biri de 10 Ekim 1947'de idam edilmiştir. Bir diğeri üç yıl hapse mahkûm edilmiş, bir diğeri ise beraat etmiş ve 29 Kasım 1947'de serbest bırakılmıştır
En ünlüleri 1961'de Adolf Eichmann ve 1986'da John Demjanjuk'un yargılanmasında kullanılan 1950 tarihli İsrail Naziler ve Nazi İşbirlikçileri (Ceza) Yasası, başlangıçta Nazilerle işbirliği yapan Yahudileri yargılamak amacıyla çıkarılmıştır. 1951 ve 1964 yılları arasında, çoğu kapo olduğu iddia edilen kişiler olmak üzere yaklaşık 40 dava görülmüştür. On beş davanın mahkûmiyetle sonuçlandığı bilinmektedir, ancak kayıtlar 1995 yılında duruşma tarihinden itibaren 70 yıllık bir süre için mühürlendiği için çok az ayrıntı mevcuttur. Yehezkel Jungster zorunlu ölüm cezası gerektiren insanlığa karşı suçlardan mahkûm edildi, ancak cezası iki yıl hapis cezasına çevrildi. | 0 | 4 | [720, 1321, 3177, 5598] | 1 |
7ac8cc66-e7de-4bc6-ad0f-831d862a453d | Dublin Camii'nin orijinal amacı neydi? | Dublin Camii, 1860'larda inşa edildiğinde Donore Presbiteryen Kilisesi olarak kullanılıyordu. 13. yüzyıldan kalma bir İngiliz kilisesi tarzında yapılmıştı. | Dublin Camii (İngilizce: Dublin Mosque), İrlanda'nın başkenti Dublin'de bulunan bir camidir. Cami, İrlanda İslam Vakfı'nın merkezidir.
Donore Presbiteryen Kilisesi, 1860'larda 13. yüzyıldan kalma bir İngiliz kilisesi tarzında inşa edilmiştir. 1983 yılında South Circular Road üzerindeki bina İrlanda İslam Vakfı tarafından satın alınarak camiye çevrilmiştir.
Sigrid Hunke (26 Nisan 1913, Kiel - 15 Haziran 1999), Alman felsefe doktorudur. Almanya'da daha çok Arabist ve Doğu düşüncesine hayranlık duyan Yeni Sağ görüşlü bir yazar olarak bilinir.
İslam medeniyetinin yükselişini ve Avrupa medeniyetine etkilerini incelediği Avrupa'nın Üzerine Doğan İslâm Güneşi isimli kitabı ünlüdür.
Reichsarbeitsdienst (veya RAD, Reich İşgücü Hizmeti), Nazi Almanyası'nda bir acente olarak işsizliği azaltmak için kurulan bir kurumdu. II. Dünya Savaşı esnasında Wehrmacht için destek sağlayan yardımcı bir kuruluştu.
RAD, Temmuz 1934'te oluşturuldu. Weimar Cumhuriyeti esnasında kurulan birçok emek organizasyonunun bir birleşmesiydi. RAD mensupları çeşitli şehirde askeri ve tarımsal inşa için hizmeti sağlarlardı.
RAD, erkeklerden teşkil edilen Reichsarbeitsdienst Männer (RAD/M) ile kadınlardan teşkil edilen Reichsarbeitdienst der weiblichen Jugend (RAD/wJ) olmak üzere ikiye ayrılmaktaydı.
Baby Bottle Pop, 1998'de Kellogg's'un biberon şeklinde tanıttığı bir lolipop markasıdır. Lolipoplar, çilek, kiraz, mavi ahududu, karpuz, ciklet, hayalet pası, yeşil elma ve üzüm gibi çeşitli meyve tatlarında bulunur. Şeker şu anda üç çeşitten oluşmaktadır: "Orijinal" (1998'de tanıtıldı), "2D Max" (2001'de tanıtıldı) ve "Crunch" (2010'da tanıtıldı). 2008'de, jingle (aslen 1998'de tanıtıldı), Jonas Brothers tarafından elden geçirildi ve tanıtıldı.
Biberon Pop'ları biberon ucu şeklinde bir parça lolipop alıp daha sonra pudra şekeri içine batırılarak yenir. Pudra şekeri, şekillendirilmiş plastik bir şişenin tabanındadır.
Anaerobik egzersiz, hücrenin enerji ihtiyacını oksijenden bağımsız olarak gördüğü egzersiz çeşitlerine işaret etmekte kullanılır. Anaerobik egzersizler kısa, yüksek yoğunlukta olurlar. Anaerobik "havasız" anlamına gelir.
Anaerobik egzersiz örnekleri; Ağırlık kaldırma, sprint ve zıplama gibi kısa süreli egzersiz biçimidir. Anaerobik egzersiz mukavemete dayanmayan sporlarda güç inşa etmek için kullanılır. Anaerobik egzersizin aksine Aerobik egzersizler düşük yoğunluklu ve uzun süreli egzersiz çeşididir.
34 G. Sagittarii (V4381 Sagittarii, HD 165784), Yay takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 3.018 ışık yılı uzaklıkta bulunan A-tipi beyaz bir üstdev ve α Cygni tipi bir değişen yıldızdır. | 0 | 6 | [359, 684, 1280, 1905, 2412, 2598] | 0 |
38090347-3b17-46cb-a172-a167484a5b31 | Dunnottar Kalesi'nin İskoçya tarihindeki önemi nedir? | Dunnottar Kalesi, stratejik konumu ve savunma gücü nedeniyle İskoçya tarihinde önemli bir rol oynamıştır. Özellikle 18. yüzyılda Jacobite üyelerinin ayaklanmalarında önemli bir sığınak ve destek noktası olmuştur. Ayrıca, 17. yüzyılda Oliver Cromwell'in ordusu tarafından işgal edildiğinde İskoçya saray mücevherlerinin saklandığı yer olmasıyla da bilinir. | Longchen Rabjam Drime Özer (Tibetçe: ཀློང་ཆེན་རབ་འབྱམས་པ་དྲི་མེད་འོད་ཟེར) །, Wylie: klong chen rab 'byams pa dri med 'od zer), genellikle Longchenpa (1308–1364, "Engin Genişlik" anlamına gelen bir saygı ifadesi) olarak bilinir, Tibet Budizminin Nyingma okulundan ("Eski Okul") Tibetli bir bilgin-yogiydi. Tibetolog David Germano'ya göre Longchenpa'nın çalışmaları Dzogchen'in Longchen Nyingthig soyunun (Büyük Mükemmellik) diğer Dzogchen geleneklerine hakim olmasına yol açtı. Ayrıca o dönemde Sarma okulları arasında oldukça gelişmiş olan daha geniş Tibet Vajrayana felsefe geleneği bağlamında Dzogchen düşüncesinin skolastik sistemleştirilmesinden de sorumludur. Germano ayrıca Longchenpa'nın çalışmasının "kesin terminolojik ayrımları, sistematik kapsamı ve on üçüncü ve on dördüncü yüzyıllarda Tibet'te egemen hale gelen normatif Budist skolastisizmle entegrasyonu ile genellikle Büyük Mükemmelliğin kesin ifadesi olarak alındığını" belirtir.
Havadan erken uyarı ve kontrol (İngilizce: Airborne Warning and Control System, AWACS veya Airborne early warning and control (AEW&C)), uçak, gemi ve diğer araçları uzun mesafelerde saptamak ve savaş alanında hava hareketinde komuta ve kontrol etmek için tasarlanmış bir havadan radar gözlem sistemidir.
AEW&C uçakları hem savunma hem de saldırı hava harekâtlarında kullanılmaktadır.
Dunnottar Kalesi (İskoçça: Dùn Fhoithear, “meyilli yamaçtaki kale”) İskoçya’nın kuzeydoğu kıyısındaki kayalık bir yamaçta, Stonehaven’ın yaklaşık 3,2 km güneyinde yer alan Orta Çağdan kalma harabe olmuş bir kaledir. Halen ayakta olan yapıların çoğunluğu 15. ve16. yüzyıllardan kalmadır ancak kalenin bu bölgeye Erken Orta Çağ'da takviye edildiğine inanılmaktadır. Dunnottar, stratejik konumu ve savunma gücü sebebiyle 18. yüzyılda Jacobite üyelerinin ayaklanmasına İskoçya tarihinde önemli bir rol oynamıştır.
Dunnottar, 17. yüzyılda Oliver Cromwell'in ordusu tarafından düzenlenen işgal esnasında İskoçya saray mücevherlerinin saklandığı yer olmasıyla ünlüdür. 14. yüzyıldan itibaren Keith klanına ait olan ve Kont Mareşal'in ikametgahı olan Dunnottar, son Kont'un 1715 yılındaki Jacobite ayaklanmasına katılarak tüm unvanlarından feragat etmesiyle önemini yitirmiştir. Kale 20. yüzyılda restore edilmiştir ve halka açıktır.
Kaleden geriye kalan harabeler 1,4 hektarlık bir alana yayılmış olup Kuzey Denizi'ne bakan 49 metre yüksekliğindeki sarp kayalıklarla çevrilidir. Yamaçla ana karayı birbirine bağlayan dar bir toprak parçası üzerinde girişteki bekçi kulübesine giden dik bir yol bulunur. Kalenin içinde bulunan çeşitli yapılar arasında 14. yüzyıldan kalma bir kule evi ve 16. yüzyıldan kalma bir saray yer alır. Dunnottar Kalesi koruma altında olan bir anıttır ve bu alandaki yapıların on iki tanesi İskoç hükümetince hazırlanan koruma listesine alınmıştır.
Kuantumlanma ya da kuantalama, bir fizik fenomeninin klasik yöntemlerden, kuantum mekaniği olarak adlandırılan daha yeni bir anlamlandırma yöntemine geçiş sürecidir. Süreç, klasik alan teorisinden başlayarak bir kuantum alan teorisi inşa etmeye dayanmaktadır.
Coffee-Mate, Nestlé tarafından üretilen, toz, sıvı ve konsantre sıvı formlarda mevcut olan ve laktoz içermeyen bir kahve beyazlatıcı. 1961'de Carnation tarafından tanıtıldı.
Ürün Glendale, Kaliforniya’da Nestlé tarafından üretilir. ABD’de, sıvı, sıvı konsantre ve toz halde bulunur. American Coffee-Mate, zencefilli kurabiye, Parisli bademli kreması ve nane şekeri de dahil olmak üzere 25'ten fazla çeşide sahiptir. Üretilmeyen çeşitler arasında Coffee-Mate Soyası ve Coffee-Mate Half&Half bulunmaktadır. | 0 | 5 | [947, 1331, 2798, 3058, 3563] | 2 |
83a14b71-4292-43d3-a08b-37d2f8283a95 | Haapsalu Kalesi'nde Beyaz Hanım efsanesinin kökeni nedir ve bu efsane yerel halk tarafından nasıl algılanmaktadır? | Beyaz Hanım efsanesi, Haapsalu Kalesi'nin tarihiyle iç içe geçmiş ve yüzyıllar boyunca sözlü gelenekle aktarılmıştır. Efsanenin kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte, kaledeki şapel ile ilişkilendirilmesi ve ağustos dolunaylarında belirmesi, gizemli bir hava katmaktadır. Yerel halk arasında Beyaz Hanım, romantik bir figür veya koruyucu ruh olarak görülmektedir. Bazıları onu yas tutan bir gelin olarak yorumlarken, diğerleri kutsal bir varlık olarak kabul etmektedir. | Haapsalu Kalesi (veya Haapsalu Piskoposluk Kalesi, Estonca; Haapsalu piiskopilinnus veya daha basit olarak Piskopos Kalesi ). Estonya'nın Haapsalu kentinde, on üçüncü yüzyılda Ösel-Wiek Piskoposluğunun merkezi olarak kurulan katedral yapısında bir kaledir. Efsaneye göre, ağustos ayının dolunayları sırasında, şapelin iç duvarında bir bakire olan Beyaz Hanım'ın görüntüsü belirir.
Buyan Han - Türk/Moğol mitolojisinde efsanevi hakan. Moğolların Atası. Kızı Alankova’dır. Kırk tane kızı olmuştur. Ama hiç oğlu olmamıştır. Son 41. kızı ise Alankova’dır. Bu Kırk-Kız’dan Kırgız boyunun türediği söylenir. Buyan Moğolcada “Düşünce Tayı” demektir. İnsanın zihin gücünü ifade eder ve yanlış kullanılırsa insana zarar verir. Moğol soyunun ortaya çıkışındaki felsefi algılayışta önce düşüncenin varolduğu fikri ile de bağlantılı görülmektedir.
The Verge, Amerikalı teknoloji ve medya haberleri ağı. Vox Media tarafından Manhattan ve New York'ta bulunan merkezler aracılığıyla işletilir.
NixOS, Nix paket yöneticisi kullanan özgür ve açık kaynaklı bir Linux dağıtımıdır. NixOS, değişmez tasarım ve atomik güncelleme modeli kullanır. Bildirimsel programlamaya dayanan bir konfigürasyon sisteminin kullanılması, tekrarlanabilirliği ve taşınabilirliği mümkün kılar.
NixOS, modüller kullanılarak yapılandırılır ve Nixpkgs projesindeki paketleri kullanır. Paket tarifleri ve konfigürasyonları, Nix paket yöneticisiyle birlikte gelen ve bu amaca yönelik olarak oluşturulmuş "Nix dili" ile yazılmıştır. | 0 | 4 | [381, 836, 979, 1487] | 0 |
ab41f6e8-6ec1-456b-b063-5b87fa859d75 | Hildesheim Katedrali'nin tarihçesindeki en önemli olaylardan biri hangisi ve neden? | Hildesheim Katedrali'nin tarihçesindeki en önemli olaylardan biri, 22 Mart 1945'te yapılan hava saldırısı sonucu tamamen yıkılmasıdır. Bu olay, katedralin mimari mirasının büyük bir bölümünü yok etmiş ve restorasyon çalışmalarına ihtiyaç duyulmasına neden olmuştur. | Sunum bir grupla konuşmak, bir toplantıya gitmek veya bir ekibin brifingi gibi çeşitli konuşma durumlarına uyarlanabilen bir iletişim aracıdır. Bir sunum, bir toplantıda konuşma yapma veya bir video konferansta bir nokta oluşturma gibi diğer "konuşma angajmanlarını" kapsayan geniş bir terim olarak da kullanılabilir.
Sunum, bir konunun içeriğini bir kitleye veya öğrenciye anlatma ve açıklama uygulamasıdır. Gösterim, aynı zamanda, bir grupla konuşma, bir toplantıya seslenme veya bir ekiple brifing yapma gibi çeşitli konuşma durumlarına uyarlanabilen iletişim aracıdır. Etkili olabilmesi için, adım adım hazırlama, bilgiyi sunma yöntem ve araçları dikkatle düşünülmelidir. Sunum, dinleyicilere bir mesaj göndermenizi gerektirir ve genellikle 'ikna edici' bir unsur içerir. Örnegin, organizasyonunuzun olumlu çalismalarini, bir isvereyi nasil teklif edebileceğinizi veya neden bir proje için ek finansman almalısınız hakkında bir konu olabilir. Bir sunum, bir kitleyi bir kitleye sunma sürecidir. Genellikle, iyi niyetleri bilgilendirmek, ikna etmek veya oluşturmak için kullanılan bir gösteri, tanıtım ya da konuşmadır. Bu terim, bir debutante'nin sunumunda olduğu gibi, resmi veya ritüelleştirilmiş tanıtım veya sunum için de kullanılabilir.
Bu Venedik'teki Akademi sanat galerisidir, Floransa'daki sanat galerisi için Accademia'ya bakınız
Accademia Sanat Galerisi (İtalyanca: Gallerie dell'Accademia) Kuzey İtalya, Venedik'te 19. yüzyıl öncesi resim ve heykel güzel sanat eserlerini sergileyen müze galerisidir. Büyük Kanal'ın güney kıyısında konumlanır. İsmini kanal üzerindeki üç köprüden birine Accademia Köprüsü olarak verir ve kanalda çalışan deniz taksilerinin yanaşma iskelesidir.
Orijinal olarak bir sanat okulu olarak yaratıldı. O 1777 yılında Pietro Edwards ile sanat restorasyon çalışmalarına başlayan ilk kurumlardan birisiydi ve 1819 yılında bir resim ve heykel guzel sanatlar eğitim kurumu olarak şekillendirildi. Geçmiş ve şimdiki zaman içinde akademide öğretmenlik yapanlar arasında Tiepolo, Giambattista Pittoni, Francesco Hayez, Nono, Ettore Tito, Arturo Martini, Alberto Viani, Carlo Scarpa, Afro, Santomaso ve Emilio Vedova'nun adları anılabilir.
Hildesheim Katedrali (Almanca: Hildesheimer Dom), resmi adıyla Meryem'in Göğe Yükselişi Katedrali (Almanca: St. Mariä Himmelfahrt), Almanya'nın Hildesheim şehir merkezinde bulunan bir Orta Çağ Katolik katedralidir. 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak ilan edilmiştir.
Katedral kilisesi 1010 ve 1020 yılları arasında Romanesk tarzında inşa edilmiştir. Eski Saksonya'daki Otto dönemi Romanesk mimarisinin karakteristiği olan iki apsisli bir simetrik planı kullanmıştır. 11., 12. ve 14. yüzyıldaki yenileme ve genişletmelerden sonra katedral 22 Mart 1945'te yapılan hava saldırısı sırasında tamamen tahrip olup, 1950-1960 yılları arasında yeniden inşa edilmiştir. Teknik ve koruma önlemleri de dahil olmak üzere kapsamlı bir yenileme çalışması sonrasında. Katedral 15 Ağustos 2014'te yeniden açılmıştır. Hildesheim Katedrali bronzdan yapılmış ve üzerinde Eski Ahit'ten anlatıların resmedildiği meşhur bir kapıya sahiptir. Bu kapı Bernward kapısı olarak bilinmektedir. | 0 | 3 | [1246, 2173, 3160] | 2 |
abff272d-80aa-42d3-9d87-b3ff9804607e | Loarre Kalesi hangi tarihte inşa edilmiştir? | Yazıda Loarre Kalesi'nin ne zaman inşa edildiği hakkında bilgi bulunmamaktadır. Ancak İspanya'nın en eski kalelerinden biri olduğu belirtilmiştir. | Drakensberg, Güney Afrika platosunun doğu kesimine verilen addır. Yerli dilde "Ejderha Dağları" anlamındaki Drakensberge szöcüğünden gelmektedir. 3000 metreye varan yükseklikteki sıradağlardan oluşmaktadır. Güneyde Doğu Kap'tan başlayıp Lesotho sınırını izleyen Drakensberg'in toplam uzunluğu 1000 kilometrenin üzerindedir.
Giuseppina Pasqualino di Marineo (9 Aralık 1974, Milano - 31 Mart 2008, Kocaeli) ya da daha çok bilinen adıyla Pippa Bacca, İtalyan sanatçı ve aktivist.
Pippa Bacca, sanatçı arkadaşı Silvia Moro ile beraber "Barış Gelini" adıyla, dünya barışı için düzenledikleri ve 8 Mart 2008’de Milano’dan başlayıp Slovenya, Hırvatistan, Bosna, Bulgaristan, Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail ve Filistin güzergahından Tel-Aviv’de noktalanması planlanan bir yolculuk sırasında, Kocaeli’nin Gebze ilçesine bağlı Tavşanlı köyü yakınlarında Ballıkayalar mevkiinde tır şoförü Murat Karataş tarafından kaçırılıp tecavüze uğramış ve boğularak öldürülmüştür. Bacca ve arkadaşı Nisan ayı ortalarında Kudüs’e ulaşmayı planlıyordu. Yolculuk başlangıcında, internet sitelerinden "Beraberimizde yolculuk boyunca üzerinde birikecek tüm kirlerle birlikte götüreceğimiz tek elbise beyaz gelinlik olacak." demişlerdi.
Bacca'nın öyküsünü anlatan La Mariee (Gelin) adlı belgesel, 2012 yılında Fransız yönetmen Joël Curtz tarafından yönetildi.
Alien: Romulus, Yaratık (1979) ve Yaratık 2 (1986) olayları arasında geçen, yakında çıkacak bir Amerikan bilim kurgu korku filmi ve Yaratık serisinin bağımsız bir filmidir. Fede Álvarez tarafından yönetilen filmin senaryosunu Rodo Sayagues ile birlikte yazdı. Başrollerde Cailee Spaeny, Isabela Merced, David Jonsson, Archie Renaux, Spike Fearn ve Aileen Wu yer alıyor. Filmin 20th Century Studios tarafından 16 Ağustos 2024'te sinemalarda gösterime girmesi planlanıyor.
Loarre Kalesi (İspanyolca: Castillo de Loarre), İspanya'nın Aragona özerk topluluğuna bağlı Loarre köyü yakınlarında bulunan bir kaledir. Kale, İspanya'nın en eski kalelerinden biridir. | 0 | 4 | [324, 1332, 1803, 1989] | 3 |
2064cce2-b616-4881-b9d3-767bc9ac56ce | San Miniato al Monte'nin Floransa'nın en yüksek noktasında bulunması ne gibi avantajlar sağlar? | San Miniato al Monte'nin Floransa'nın en yüksek noktasında bulunması, ziyaretçilere şehrin muhteşem bir panoramik manzarasını sunar. Ayrıca, kilise stratejik bir konuma sahip olduğu için tarih boyunca savunma amaçlı da kullanılmıştır. | Sievert (Sv sembolü ile gösterilir), canlı dokunun maruz kaldığı radyasyonun etkisini gösteren doz eşdeğerinin SI sistemindeki birimi.
Sievert, radyasyon dozu birimi olarak kullanılan bir ölçü birimidir. Bir Sievert, dokuların radyasyona maruz kalmalarından kaynaklanan hasarın miktarını ölçmek için kullanılır. Bu birim, adını bir radyasyon uzmanı olan Rolf Maximilian Sievert'ten almıştır.
Sievert, uluslararası birim sistemi (SI) tarafından tanımlanmıştır ve birim sembolü "Sv" olarak gösterilir. Bir Sievert, bir kilogram dokuda bir joule enerjiye eşit olan bir radyasyon dozu birimidir. Örneğin, bir Sievert, bir kişinin bir yıl boyunca maruz kaldığı radyasyon dozuna eşit olabilir.
Sievert, radyasyon kaynaklarından kaynaklanan tehlikelerin değerlendirilmesinde ve radyasyon koruma stratejilerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Radyasyonun insan sağlığına etkisi, maruz kalınan radyasyon dozuna bağlıdır ve Sievert birimi, radyasyonun insan sağlığı üzerindeki etkisini değerlendirmek için kullanılan bir ölçüt olarak kabul edilir.
SI sistemindeki temel birimlerle ifade etmek gerekirse aşağıdaki eşitlikler kurulabilir;
1 Sv = 1 J/kg = 1 m2/s2 = 1 m2·s–2
Doz eşdeğerinin eski ölçüm Birimi REM'dir (rontgen equivalent man). 1 Sv = 100 REM'e eşdeğerdir (Q=1 için).
Nesnelerin yutmuş olduğu enerji miktarı (absorbed dose) ile karıştırılmamalıdır. Maruz kalınan radyasyonun tipine, etki süresine, parçacık tipi ve enerjisine bakılmaksızın, canlı doku üzerindeki etkisini gösterir.
İsveçli Sağlık Fizikçisi Rolf Sievert tarafından isimlendirilmiştir. Rolf Sievert "Radyasyon Doz Ölçümü ve Radyasyonun Biyolojik Etkileri" isimli araştırma çalışması ile ünlüdür.
Neo-Luddizm veya Yeni Luddizm, modern teknolojinin birçok biçimine karşı çıkan felsefedir. Luddite ifadesi genellikle teknofobik eğilimler gösteren kişilere karşı kullanılan aşağılayıcı bir ifade olarak gösterilmektedir. İsim, 1811 ile 1817 yılları arasında faaliyet gösteren İngiliz Ludizm'inden gelen tarihi mirasına dayanmaktadır
Neo-Luddizm, modern teknolojiye direnen ve teknolojilerin bir kısmının veya tamamının daha ilkel bir düzeye geri dönmesini isteyen, birbirinden bağlantısız grupların oluşturduğu lidersiz bir harekettir. Neo-Luddit'ler şu uygulamalardan bir veya birkaçıyla karakterize edilmektedir:
Teknoloji kullanımını bir şekilde terk etmek,
çevreye zararlı teknoloji üreten kurumlara zarar vermek,
basit yaşamı savunmak veya teknolojiyi sabote etmek.
Modern Neo-Luddite hareketinin küreselleşme karşıtlığı, Anarko-ilkelcilik, Radikal çevrecilik ve Derin ekoloji ile bağlantıları bulunmaktadır.
Neo-Luddizm, teknolojinin bireyler, topluluklar ve çevre üzerindeki etkisine yönelik kaygılara dayanmaktadır. Neo-Luddizm, tüm yeni teknolojiler için ihtiyatlılık ilkesinin kullanılmasını şart koşarak ve teknolojilerin benimsenmeden önce güvenli olduğunun kanıtlanması konusunda ısrar ederek kendisini gösterir. Yeni teknolojilerin ilham verebileceği bilinmeyen etkiler nedeniyle teknolojiye olumsuz gözle bakmaktadır.
Neo-Luddizm, Luddizm'in her türlü teknolojiye karşı çıkmasıyla, kendisini başlangıçta Luddizm'den ayrılır. Neo-Luddizm, yalnızca yıkıcı veya zararlı olduğu düşünülen teknolojiye karşı çıkar.
San Miniato al Monte (Türkçe: Dağ'daki Aziz Minias) merkezi İtalya'da Floransa'da bir basilika olup, şehirdeki en yüksek nokta üzerinde durmaktadır.
Pozitron emisyonu, beta artı bozunması veya kısaca β+ bozunması; bir radyonüklidin çekirdeğindeki bir protonun, birer pozitron ve elektron nötrinosu yayarak bir nötrona dönüşmesiyle gerçekleşen, beta bozunmasının alt türü olan bir bozunma türüdür.
Zincifre veya zinober, cıvanın indirgeme yolu ile elde edildiği cevherdir. Yunanların Cadı Kazanı adlı zehirli madde listesi içinde yer almıştır. Tıpta özellikle deri hastalıklarında ve pas önleyici boya maddesi olarak kullanılır. Formülü cıva sülfürdür (HgS). | 0 | 5 | [1678, 3204, 3353, 3601, 3862] | 2 |
451ebdf2-0e31-4ed5-b50d-7102da405ad7 | Wartburg Kalesi neden UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edildi? | Wartburg Kalesi, Orta Avrupa'daki feodal dönem mimarisinin ve tarihi öneminin olağanüstü bir örneği olduğu için UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir. Kale, evrensel kültürel değerine sahip olması nedeniyle bu önemli unvana layık görülmüştür. | Wartburg Kalesi, Almanya'nın Türingiya eyaletinde bulunan Eisenach şehrinin güneybatısında zeminden 410 metre yükseklikte bulunan kale. 1999'da UNESCO kaleyi, "Orta Avrupa'da Feodal Dönem'in Olağanüstü Anıtı" olarak Dünya Mirası listesine almış ve "Evrensel Öneminin Kültürel Değeri"ne vurgu yapmıştır.
Radyoloji, x ışınları ve diğer görüntüleme yöntemlerinin tıpta tanı ve tedavi amacıyla kullanılmasıdır. Tanı ve tedavi amacıyla kullanılan yöntemlerden bazıları; radyografi, ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MR), nükleer tıp yöntemleri, pozitron emisyon tomografi (PET), mamografi, floroskopi ve X ışını kullanan diğer bazı yöntemler olarak sıralanabilir. Bu yöntemlerin tanı amacıyla kullanımı, tıbbi görüntüleme ile elde edilen görüntülerden hastalıkların tespitinde yararlanılması şeklinde olurken, tedavi amacıyla kullanımı ise bazı radyolojik belirti ve cerrahi işlemlerin görüntüleme yöntemleri sayesinde daha az zararla yapılmasını sağlamalarıdır. Radyoloji iki ana başlığa ayrılır. Bunlar, "Diagnostik Radyoloji" ve "Radyoterapi" dir. Bazı radyolojik yöntemler aşağıda verilmiştir.
Geiger-Marsden deneyleri (Rutherford altın levha deneyi olarak da bilinir), bilim insanlarının her atomun tüm pozitif yükünün ve kütlesinin çoğunun yoğunlaştığı bir çekirdeğe sahip olduğunu keşfettikleri önemli bir deney serisidir. Bu sonucu, ince bir metal folyoya çarptığında bir alfa parçacık ışınının nasıl dağıldığını ölçerek çıkardılar. Deneyler, 1908-1913 arasında Hans Geiger ve Ernest Marsden tarafından Manchester Üniversitesi Fizik Laboratuvarlarında Ernest Rutherford başkanlığında yapıldı. | 0 | 3 | [303, 1129, 1632] | 0 |
8621b51d-5ee8-45d7-a34e-7e971d402cc6 | Katsuobushi'nin umami tadı nasıl oluşuyor? | Katsuobushi'nin karakteristik umami tadı, yüksek inosinik asit içeriğinden kaynaklanır. Inosinik asit, doğal olarak bazı yiyeceklerde bulunan ve lezzeti artıran bir aminoasittir. | Sovyet tipi ekonomik planlama, Sovyetler Birliği ekonomisi tanımlayan, diğer Marksist-Leninist ideolojiye sahip sosyalist devletler tarafından da uygulanan merkezi ekonomik planlama modeli. İkinci dünya ülkelerindeki ekonomiler arasında önemli farklılıklar olmasına rağmen, Sovyet tipi planlama ve ekonomiler, bu ekonomilerin ortak yapısal özelliğidir.
Sovyet tip planlama, merkezi yatırım kararları, ekonomik girdilerin idari tahsisi, mevcut girdiler ve hedeflenen çıktılar arasındaki dengeye ulaşmak için maddi dengeler ve bir dereceye kadar planları optimize etmek için doğrusal optimizasyonun kullanılmasını içeren bir ekonomik planlama biçimidir.
Yelpin, Türk ve Altay halk inancında cin. Yelbin adı da verilir. Rüzgardan yaratılmış, görünmeyen soyut varlık.
Biyoremediasyon, yahut Biyoremidasyon, bir çevre kirleticisinin mikroorganizmalar yardımıyla uzaklaştırılması işlemidir. Bu teknik ile, bakteriler ve fungus türleri kullanılarak kirliliğin hızlı bir şekilde kaldırılması sağlanır. Doğada mevcut olan bir süreç taklit edilerek, biyolojik onarım yapılacak alanda onarımı sağlayan canlılar arttırılır veya laboratuvarda yetiştirilmiş canlılar kirlilik yükü olan bölgeye aşılanarak orada üremeleri sağlanır. Doğanın uzun zamanda temizleyeceği kirlilik, bu sayede hızlıca temizlenmiş olur.
Biyoremidasyon canlıları seçilirken, insan ve hayvan sağlığını tehlikeye sokmayacak türlerin seçimi önemlidir. Aksi durumda, enfeksiyona sebep olması muhtemeldir.
Katsuobushi (Japonca: 鰹節) veya okaka (おかか), kurutulmuş, fermente edilmiş ve tütsülenmiş bir yazılı orkinostur. Genellikle dashi yapımında kullanılır.
Katsuobushi'nin belirgin umami tadı, yüksek inosinik asit içeriğinden gelmektedir.
Kayra Han, Kayır Han ya da Kayrakan, Oğuzlarda ise Krayir (Altayca: Кайракан "Kayrakan", Kırgızca: Кайра), Türk ve Altay mitolojisinde yer alan yaratıcı ve baş tanrıdır. Altay, Tuva, Hakas ve Yakut mitolojilerinde ön plana çıkmaktadır. Babası ilk Tanrı olan Gök Tengri'dir, annesi yoktur.
Deniz rezervleri, tahrip edici kullanım ve faaliyetlerin izin verilmediği ve diğer belirgin insan baskısının ortadan kaldırıldığı veya en aza indirildiği, böylelikle kendine ait ekosistemlerin daha doğal bir şekilde iyileşmeye doğru gidebildiği deniz alanlarıdır.
Deniz rezervlerinin tayin edildiği yerlerde köklü değişikliklerin gerçekleştiği, deniz yaşamında özellikle yokolmaya yüz tutmuş türlerde bereketin, çeşitliliğin ve üretkenliğin hızla arttığı görülmüştür.
23 ülkede 100’den fazla Deniz rezervi oluşturulmuştur.
Avustralya
Bahamalar
Barbados Adası
Kanada
Belize
Şili
Kosta Rika
Mısır
Fiji
Fransa
Japonya
Kenya
Madagaskar
Yeni Kaledonya
Yeni Zelanda
Filipinler
Saba (Hollanda Antilleri)
Santa Lucia
Seyşeller
Güney Afrika
İspanya
Amerika Birleşik Devletleri
Venezuela | 0 | 6 | [652, 764, 1461, 1694, 1983, 2762] | 3 |
8ed3d512-d412-4491-99fe-42c354f4dffb | Uskumru balığının diğer balık türlerinden ayıran en belirgin özellikler nelerdir? | Uskumru, kolyozdan kafada ve vücutta bulunan pulların tekdüze olması, sırt yüzgecindeki diken sayısının daha fazla olması (11-13), yanlarında koyu esmer lekelerin bulunması ve hava kesesinin olmaması ile ayrılır. | Dehesa veya Portekiz'de montado, güney ve orta İspanya ile güney Portekiz'de çok işlevli, tarımsal ormancılık sistemi ve kültürel peyzajdır. Dehesalar özel veya ortak mülkiyet olabilir (genellikle belediyeye ait). Öncelikle otlatma için kullanılan bu ormanlarda yabani av hayvanları, mantar, bal ve yakacak odun gibi kereste dışı orman ürünleri de dahil olmak üzere çeşitli ürünler üretilir. Ayrıca İspanyol dövüş boğasını ve İber domuzunun kaynağını yetiştirmek için de kullanılırlar. Ağacın ana bileşeni meşedir, genellikle holm ve mantardır. Melojo (Quercus pyrenaica) ve quejigo dahil olmak üzere diğer meşeler, coğrafi konuma ve yüksekliğe bağlı olarak kullanılan tür olan dehesayı oluşturmak için kullanılabilir. Dehesa, yalnızca çeşitli yiyecekler sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda İspanyol imparatorluk kartalı gibi nesli tükenmekte olan türler için de yaban hayatı yaşam alanı sağlayan antropojenik bir sistemdir.
Uskumru (Scomber scombrus) bir deniz balığı. Aynı zamanda Uskumrugiller familyasına adını vermiş olan, bu familyanın örnek balığıdır.
Vücut iğ şeklindedir. Sırtta aşağıya doğru inen açık veya koyu yeşilimsi-mavi, üzeri lekeli bantlar vardır. Başta beyin görünmez, karın tarafı açık gümüşi renktedir. Bütün yüzgeçler yumuşak ışınlı olup, gözler kolyoza göre daha ufaktır. Kolyozdan kafada ve vücutta bulunan pulların tekdüze, sırt yüzgecindeki dikenleri daha çok sayıda (11-13), pulları ve yanlarının altında koyu esmer lekeler ve hava kesesi olmayışı ile ayrılır. 8 ila 11 yıl arasında yaşarlar.
Büyüklüğü ortalama 30–35 cm'dir, maksimum 50 cm olur. Ortalama ağırlığı 200-500 gram civarındadır. Kuzey Amerika sahilerinde, Kuzey Denizi, Akdeniz, Ege Denizi, Marmara Denizi ve Karadeniz'de yaşar.
Besin değeri açısından da zengin olan uskumru balığı pek çok protein ve vitamin içerir. İlk akla gelen uskumru Omega 3 açısından zengindir bilgisi olsa da uskumru sadece Omega 3 açısından değil; A vitamini, C vitamini, B6 vitamini, B12 vitamini, kalsiyum, demir ve magnezyum açısından da zengindir.
Manchester Okulu, serbest ticareti vurgulayan klasik iktisadi düşünce okullarından birisidir.
Laissez Faire politikasını, serbest girişimi ve rekabeti ekonomik refah ve büyümenin en iyi yolu olarak kabul etmişler, korumacılığa, kamu yardımlarına, zorunlu eğitim ve benzeri önlemlere karşı çıkmışlar, tahıl ithali üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasını savunmuşlardır.İngiltere'dedir.
Galibarda veya Fuşya rengi kırmızı ve mavi ışığın eşit oranlarda karıştırılması ile elde edilir. Bu renk daha çok İngilizce isminin okunuşu olan "macenta" adıyla anılır.
Galibarda rengi dört renkli (CMYK) baskıda kullanılan renklerden biridir.
Galibarda renginin hex değeri "#FF00FF", RGB değeri "255, 0, 255" ve CMYK değeri "0, 100, 0, 0" dır. | 0 | 4 | [923, 2017, 2403, 2748] | 1 |
afb28d09-021d-4f91-9e10-3eff1137c298 | Svastika sembolü Batı dünyasında neden kötü bir çağrışım kazanmıştır? | Svastika sembolü, 1920'li yıllarda Nazi Partisi tarafından benimsenmesi ve propagandalarında yoğun olarak kullanılması nedeniyle Batı dünyasında nasyonal sosyalizm ve aşırı sağ ideolojilerle ilişkilendirilmeye başlanmıştır. Bu dönemden sonra, özellikle Holokost gibi insanlığa karşı işlenen suçlarla özdeşleştiği için svastika sembolü birçok kişi için olumsuz çağrışımlar uyandırmaktadır. | Svastika (Sanskritçe: स्वस्तिक) veya gamalı haç, tarih öncesi dönemlerden kalma bir semboldür. 1920'li yıllar itibarıyla Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisinin svastika sembolünü yoğun olarak kullanması nedeniyle Batı dünyasında bu sembol nasyonal sosyalizm ve aşırı sağ ideolojilerle sıklıkla ilişkilendirilebilmektedir.
Svastika, 卐 ("sağa bakan" veya "saat yönünde") ya da 卍 ("sola bakan", "saat yönünün tersinde" veya "sauvastika") sembollerine denebilir. Svastika sembolü Avrasya kültürlerinde antik bir dinî ikonadır. Hinduizm, Budizm ve Jainizm de dahil olmak üzere, Hint dinlerinde kutsallık ve ruhsallık sembolü olarak kullanılır. Batı dünyasında da sağa bakan versiyonu, 1930’larda Nazi sembolü ve Arî ırkın bir simgesi hâline gelene kadar uğur ve şans sembolü olarak görülüyordu.
Nepal, Hindistan, Moğolistan, Çin ve Japonya gibi, Hindu, Budist veya Jain inançların yaygın olduğu ülkelerde svastika hâlâ şans ve hayır sembolü olarak kabul edilmekte, Hindu nikah törenlerinde sıkça kullanılmaktadır.
Longchen Rabjam Drime Özer (Tibetçe: ཀློང་ཆེན་རབ་འབྱམས་པ་དྲི་མེད་འོད་ཟེར) །, Wylie: klong chen rab 'byams pa dri med 'od zer), genellikle Longchenpa (1308–1364, "Engin Genişlik" anlamına gelen bir saygı ifadesi) olarak bilinir, Tibet Budizminin Nyingma okulundan ("Eski Okul") Tibetli bir bilgin-yogiydi. Tibetolog David Germano'ya göre Longchenpa'nın çalışmaları Dzogchen'in Longchen Nyingthig soyunun (Büyük Mükemmellik) diğer Dzogchen geleneklerine hakim olmasına yol açtı. Ayrıca o dönemde Sarma okulları arasında oldukça gelişmiş olan daha geniş Tibet Vajrayana felsefe geleneği bağlamında Dzogchen düşüncesinin skolastik sistemleştirilmesinden de sorumludur. Germano ayrıca Longchenpa'nın çalışmasının "kesin terminolojik ayrımları, sistematik kapsamı ve on üçüncü ve on dördüncü yüzyıllarda Tibet'te egemen hale gelen normatif Budist skolastisizmle entegrasyonu ile genellikle Büyük Mükemmelliğin kesin ifadesi olarak alındığını" belirtir.
Evrime itirazlar, 19. yüzyılda evrim düşüncesinin önem kazanmasıyla ortaya çıkmıştır. Charles Darwin'in 1850 senesinde yayınlanan Türlerin Kökeni adlı eserinde bahsetmiş olduğu başarılı nesillerin sonunda, yeni bir türün, halihazırdaki bir türden yavaşça farklılaşarak oluştuğu düşüncesi ki sonrasında bu duruma doğal seçilim adını verecektir, farklı teorileri olan birçok bilim insanı tarafından eleştirilmiştir ancak ilerleyen süreçte ezici çoğunluk tarafından bilim dünyasında kabul görmüştür.
Evrime ilk eleştiriler dinî kaynaklı olsa da modern anlamda önemli itirazlar evrenin bir Tanrı tarafından yaratılma düşüncesinin de evrim kadar bilimsel olduğunu savunan Yaratılışçılar (Creation Science), neo-yaratılışçılar ve Akıllı Tasarımcılar tarafından gelmiştir. Bahsi geçen görüşlerin evrim teorisine karşı düşünceleri dünya çapında önem kazanmıştir.
Biyokompleksite, aktif biyoajanların lineer olmayan (nonlinear) etkileşimlerinden ortaya çıkan karmaşık yapı ve davranışları çalışan disiplindir. Neredeyse bütün biyolojik sistemler karmaşıktır. Karmaşık sistemlerde bir bütün olarak sistem, kendisini oluşturan parçaların özellikleri toplamından daha fazla özelliğe sahiptir. Biyolojik ajanlar arasında benzer bir ilişkiye örnek olarak biyolojik organizmanın, kendisini oluşturan dokuların özellikleri toplamından daha farklı özelliklere de sahip olması verilebilir. Moleküler düzeyde klasik örnekler ise hücre içi moleküllerin; bir bütün olarak hücre hareketi, hücre bölünmesi, nörolojik ağ ve embriyolojik gelişme esnasındaki hücrelerin organize olması ile olan ilişkisidir. Son zamanlarda biyokompleksite terimi evrim, biyolojik çeşitlilik ve ekoloji çalışmalarında da kullanılmaktadır. | 0 | 4 | [1011, 1958, 2813, 3653] | 0 |
48f25c8b-9531-4987-9e24-fad7c3bf6c58 | Akira Haraguchi'nin Pi rakamlarını ezberlemesiyle ilgili ilginç bir bilgi var mı? | Evet, Akira Haraguchi 100.000'den fazla Pi rakamını ezberleyerek Guinness Dünya Rekoru kırmıştır. Bu inanılmaz başarıyı sergilemek için saatlerce süren ezberleme seansları yapmıştır. | Martenzit, çelik kristal yapının çok sert bir şeklidir . Adını Alman metalurji uzmanı Adolf Martens' ten almıştır . Benzetme yoluyla bu terim, difüzyonsuz dönüşümle oluşturulan herhangi bir kristal yapıya da atıfta bulunabilmektedir.
Tayyare mektebi, Balkan Savaşlarının ardından 1912 yılının başında Osmanlı'nın askeri havacılığının gelişimi için Yeşilköy'de kurulmuş olan uçuş okuludur. Enver Paşa'nın Harbiye Nazırlığı sırasında başlanmış olan Askeri Havacılık Teşkilatının geliştirilmesi, eğitimi ve personelin yetiştirilmesi amacıyla Fransa'dan hava yüzbaşısı Marki De Gois De Mezeyrac sözleşme ile Yeşilköy Tayyare Mektebi Müdürlüğü'ne getirilmişti. Böylece, bu okulda eğitim veren ilk öğretmen pilot Fransız Marki De Gois De Mezeyrac olmuştur.
Okulun bölümleri müdüriyet, zabit, makinist ve nöbetçi ofisleri idi. Bu bölümlerle birlikte bir de küçük bir hastanesi bulunmakta idi. Aynı zamanda bir tamirhanesi, depoları, yeraltına yerleştirilmiş benzin depoları, hangarları, otomobil garajları ve hayvan ahırları da inşa edilmiş idi.
Öğretim süresi 3 ay olan okula her yıl 3 devre olarak öğrenci alınması ve yetiştirilmesi düşünülmüştü. Her devrede 15 ile 20 arasında olmak üzere toplamda bir yıl boyunca 45 ile 60 pilot yetiştirilmesi planlanmıştı.
Okulda pilotluğun yanında teorik motor ve uçak bilgisi dersleri de veriliyordu. Bu dönemde Tayyareci Üsteğmen Midhat Nuri 1914 yılında "Vasıtai Tayyare" isimli ilk Türkçe teknik uçuş kitabını yayınlatmıştı.
Akira Haraguchi (原口 證, Haraguchi Akira) (1946 Miyagi prefektörlüğü doğumlu), Pi rakamlarını ezberlemesi ve ezberden okuması ile tanınan emekli bir Japon mühendis.
Geyik Ana – Türk, Moğol ve Altay mitolojilerinde Geyik Tanrı. Değişik Türk dillerinde Keyik (Kiyik,Giyik) Ana olarak da söylenir. Burçın (Burçin) Ana veya Bulan (Bolan) Ana tabirleri de eşanlamlı olarak kullanılır. Moğollar Maral Ece derler. Bedenindeki lekeler yıldızların işaretleridir. Denizden çıkarak gelmiştir. Bazı Türk boylarına yol göstericilik yapar. Ak geyik kılığına girerek Göktürklerin atasıyla birleşmiş ve Göktürkler türemiştir. Görkemli çatal boynuzları ve kanatları vardır. İnsan biçimindeyken çok güzeldir. Vücut hatları ince ve orantılı olarak betimlenir. Maral sözcüğü Moğolcada geyik demektir.
E-posta filtreleme, belirli kriterlere göre e-postaların düzenlenmesi için işleme konmasıdır. Bu terim insan müdahalesi ile gerçekleştirilebileceği gibi, genellikle bir SMTP sunucusunda otomatik olarak işlenen ve anti-spam teknikleri uygulanan mesajlar için kullanılır. Filtreleme, gelen e-postaların yanı sıra giden e-postalara da uygulanabilir.
E-posta filtreleme yazılımı, çağrı ortamına bağlı olarak bir öğeyi ilk SMTP bağlantı aşamasında reddedebilir veya kullanıcının posta kutusuna teslim edilmek üzere değiştirmeden geçirebilir. İletiyi başka bir yere yönlendirmek, daha fazla kontrol için karantinaya almak, değiştirmek veya başka bir şekilde 'etiketlemek' de mümkündür. Bu, filtreleme yazılımının kullanıldığı amaç ve özelliklerine bağlı olarak değişebilir. | 0 | 5 | [234, 1462, 1625, 2243, 3011] | 2 |
360d2f64-3186-469b-8681-e091267b021a | Barbier teoremi sadece düz çizgilerden oluşan şekiller için geçerli mi yoksa eğimli veya kıvrımlı kenarlara sahip şekiller için de geçerli mi? | Barbier teoremi, sabit genişliğe sahip herhangi bir eğri için geçerlidir. Yani, şeklin kenarları düz çizgilerden oluşsun veya eğimli ve kıvrımlı olsun fark etmez, önemli olan genişliğinin her noktada aynı olmasıdır. | Geometride, Barbier teoremi, kesin şekli ne olursa olsun, sabit genişliğe sahip her eğrinin çevresinin, genişliğinin π katı olduğunu belirtir. Bu teorem, ilk olarak Joseph-Émile Barbier tarafından 1860'ta yayınlandı.
Tetis Okyanusu veya Tetis Denizi, Paleozoik-Mezozoik-Erken Tersiyer süresince Gondvana ve Lavrasya arasında batı-doğu yönünde uzanan eski okyanustur. Tetis Okyanusu'ndan geriye günümüzde Akdeniz, kuzeydeki Paratetis kolundan ise Karadeniz, Aral Gölü ve Hazar Denizi kalmıştır.
335 ila 200 milyon yıl önce Dünya üzerinde tek bir kıta (Pangea) ve onu çevreleyen dev bir okyanus (Pantalassa) bulunuyordu. 200 my önceki Trias devrinde Pangea süperkıtası parçalanarak kuzeyde ve güneyde büyük iki kıtaya bölündü. Kuzeyde Lavrasya adıyla günümüzdeki Kuzey Amerika ve Avrasya'nın bulunduğu super kıta bulunuyordu. Güneyde Gondvana adıyla günümüzdeki Güney Amerika, Afrika, Antarktika ve Okyanusya kıtaları bir arada bulunmaktaydı. Gondvana ve Lavrasya kıtaları arasında Tetis Okyanusu bulunuyordu.
Permiyenden sonra Lavrasya ve Gondvana kıtaları doğu yönünde genişleyerek açılıp Tetis Okyanusunu oluşturmuştur. Tetis'in Permiyende açılıp, Trias sonunda kapanan bölümüne Paleotetis adı verilmiştir. Trias'dan sonra açılıp kapanan bölümüne Neotetis denilir. Tersiyerde Neotetis'in tamamen kapanmasıyla Gondvana ve Lavrasya kıtaları çarpışmış, Alpin Orojenezi'ne ait Alp-Himalaya dağ sistemi oluşmuştur. Kretase döneminde doğuda daha geniş olan Tetis, batıya doğru daralmıştır.
Atlas Okyanusu'nun yayılması ile kuzeye doğru kayan Afrika kıtası, doğudan Tetis Okyanusu'nun kapanmasına yol açmıştır. Levha hareketleri sonucu Afrika, Arap ve Hindistan levhalarının kuzeye hareketi ile eskiden Tetis'in tabanı olan alanlar Alp-Himalaya dağ kuşağını meydana getirmişlerdir.
Kat hizmetleri bölümü, konaklama işletmelerindeki kat hizmetleri (İngilizce: housekeeping) departmanına kaliteli dil bilir eleman yetiştiren bir bölümdür. Kat hizmetleri, otelin departmanlarından biridir. Otelin ve odalarının temizliği, düzeni ve dekorasyonu kat hizmetlerinin çalışma alanıdır.
Temizleme, yemek pişirme, rutin bakım, alışveriş, fatura ödeme, ev, gemi, hastane veya fabrikada da bulunuyor. Bu, yalnızca temizlik yönüne odaklanan bir temizlikçiden daha geniş bir roldür. Terim ayrıca bu tür bir kullanım için tahsis edilen parayı ifade etmek için de kullanılır. Ek olarak, bilgisayar depolama sistemlerinin bakımının yanı sıra ofis veya kuruluşa da atıfta bulunabilir. | 0 | 3 | [217, 1777, 2461] | 0 |
05d7e9e8-0339-4ee7-8bc6-438ec0c176d5 | Baudhayana'nın matematiğe olan ilgisi dini çalışmalarıyla nasıl bağlantılı olabilirdi? | Yazıda belirtildiği gibi Baudhayana bir rahipti ve mimarlık becerilerine sahipti. Bu bağlamda, dini ritüeller için gerekli olan tapınakların ve diğer yapıların inşası için matematiksel hesaplamaların kullanılması gerekiyordu. Dolayısıyla, Baudhayana'nın matematiğe olan ilgisi, dini yapılar inşa etme ihtiyacından kaynaklanmış olabilir. | Baudhayana (MÖ 800 - MÖ 740) Pisagor teoreminin ardındaki asıl kişi olarak bilinen matematikçidir. Pisagor teoremi gerçekten de Pisagor'dan en az 1000 yıl önce hintliler tarafından keşfedildiği düşünülüyor. Baudhayana, en eski Hint matematiğinin bazılarını içeren belgeler olan en eski Sulbasutralardan birinin yazarıydı. Baudhayana'nın aynı zamanda bir rahip ve yetenekli bir mimar olduğu da düşünülüyor. Matematiksel hesaplamalarının ardındaki asıl neden matematiğe olan ilgisinden ziyade daha çok dini çalışmalarından kaynaklanmış olması da mümkündür.
Qbit veya kuantum bit, iki durumlu bir cihazla gerçekleştirilen klasik ikili bitin kuantum bilgisayarlarındaki kuantum bilgisinin en küçük bilgi depolama birimidir. Bir kübit, iki durumlu (veya iki seviyeli) bir kuantum mekanik sistemidir ve kuantum mekaniğinin özelliklerini gösteren en basit kuantum sistemlerinden biridir. Örnekler arasında, iki seviye olarak yukarı spin ve aşağı spin alınabilecek elektronun spin'i; veya tek bir fotonun polarizasyonu yer alabilir, burada iki durum dikey polarizasyon ve yatay polarizasyon olarak kabul edilebilir. Klasik bir sistemde bir bit ya 1 durumda ya da 0 durumunda olmalıdır. Ancak, kuantum mekaniği qbiti her iki durumun da tutarlı bir süperpozisyonunda olabilecek şekilde izin verir. Bu özellik ise kuantum mekaniğinin ve kuantum hesaplamanın temel özelliklerinden biridir.
Bira peynir dip Amerikan mutfağın dip soslarından biridir. Çedar peyniri, pilsner veya benzer bir bira, acı biber sos, soğan, süt, hardal, krem peynir, Monterey Jack ve Worcestershire sos gibi malzemeler içerir. İsteğe bağlı acı jalapeno biberi eklenebilir. Pretzel ve tortilla cips ile birlikte servis edilebilir.
Capsicum pubescens Bolivya, Peru ve Ekvador'a özgüdür ve kökeni İnka öncesi dönemlere kadar uzanmaktadır; Guitarrero Mağaralarında varlığının izleri bulunmuştur. Capsicum pubescens'in varlığı, Paracas, Nazca, Moche ve Chimu kültürlerinin eski Perulularının tekstil, seramik ve ev kalıntıları aracılığıyla belgelendi. Bu acı biber, Bolivya sosu llajwa'nın en önemli maddesidir. Ayrıca Peru'nun amiral gemisi olarak kabul edilir ve taze, macun, kurutulmuş veya öğütülmüş olarak tüketilir. Capsicum (biber) cinsinin bir türüdür ve Peru ve Ekvador'da rocoto, Meksika'da manzano biberi, Bolivya ve Arjantin'de locoto olarak bilinir. Bu tür, yoğunlukla Orta ve Güney Amerika'da bulunur ve yalnızca yetiştiricilikte bilinir. Tür adı olan pubescens, bu biberin tüylü yapraklarını ifade eden tüylü anlamına gelir. Çörek otu ile birlikte yaprakların tüylülüğü bu türü diğerlerinden ayırır. Nispeten ileri bir yaşa geldiklerinde ve kökleri hızla odunlaştıklarında, bazen ağaç biber olarak adlandırılırlar. Tüm evcilleştirilmiş biber türleri arasında, bu tür en az yaygın olan ve sistematik olarak diğerlerinden en uzak olanıdır. Capsicum cinsinin diğer türlerinden üreme açısından izole edilmiştir. Bu türün çok dikkate değer bir özelliği, dona dayanamasa da diğer kültür biber bitkilerinden daha düşük sıcaklıklara dayanabilmesidir.
Pandora internet radyosu (Pandora Radyo ya da daha basit hali ile Pandora olarak bilinmektedir) müzik yayınlama ve müzik öneri servisidir. Servis Pandora Media firması tarafından yönetilmektedir. Servis sadece ABD, Avustralya ve Yeni Zelanda'da kullanılabilir. Servis kullanıcıların seçtiği belirli türlerdeki sanatçıların müziklerini oynatmaktadır. Pandora kullanıcıların müzikler hakkındaki olumlu ve olumsuz fikirlerini saklamakta ve gelecekteki şarkı seçimlerini yapmak için kullanmaktadır. Müzik dinlerken kullanıcılar isterlerse şarkıları ya da albümleri satın alabilirler. | 0 | 5 | [555, 1379, 1694, 3017, 3597] | 0 |
cdab7221-e7cd-4fe2-9192-02cc579c7119 | Johann Heinrich Lambert hangi alanlarda çalışmıştır? | Johann Heinrich Lambert, fizik, matematik ve gökbilimi alanlarında çalışmalar yapmıştır. | Eroin yani diasetilmorfin (diamorfin), yarı-sentetik bir afyon alkaloidi türevidir.
Morfinin 3,6-diasetil türevidir ve onun asetilasyonu ile sentezlenir. Beyaz ve kristalize olan formu genellikle hidroklorür tuzu olan diasetilmorfin hidroklorürdür. Endorfinleri taklit eder ve kan dolaşımına katıldığı andan itibaren bir iyilik hissi oluştururlar (genellikle intravenöz enjeksiyon). Tek seferlik kullanımda dahi çok yüksek bağımlılık potansiyeline sahiptir ve özellikle diğer maddelere oranla hızla tolerans gelişir. Buna rağmen nadiren kullanımı durumunda yoksunluk sendromu oluşmaz. Yalnızca üç gün süreyle kullanılıp bırakıldığında dahi yoksunluk sendromu görülür. 1912 ve 1925 afyonkonferanslarına müteakip zaman içinde tüm dünyada eroinin üretimi, taşınması ve satışı yasaklanmasına rağmen, Birleşik Krallık'ta Diamorphine ve İsviçre, Almanya, Hollanda, Danimarka ve yakın gelecekte çoğu AB ülkelerinde Diaphin adı altında yasal bir reçete analjezik ilaç olarak şiddetli ağrı çeken hastalara ve bilhassa eroin bağımlılarına destek/tedavi şeklinde devlet tarafından verilmektedir. Burada esas amaç saf ve temiz olan fabrikasyon eroinin sokaklarda satılan, kaçak üretilen ve içinde her türlü katkı maddesi bulunan eroine kıyasen insan sağlığı üzerinde var olan bağımlılık dışında kalıcı bir harabiyet oluşturmamasıdır ve bu şekilde devlet tarafından eroin alan bağımlıların tekrar üretken topluma dahil olup hem adli açıdan hem de sağlık açısından topluma yük olmaktan çıkarılıp dekriminalize edilmeleridir. Devletler ancak buprenorfin ve methadon gibi yerine koyma tedavisinde kullanılan ilaçlardan sonuç alınamayan kişilere saf eroin vermektedir çünkü dünyada tıp otoriteleri artık eroin (opiat) bağımlılığın kronikleşen bir hastalık olduğunu ve gerçekten eroini bırakabilen bağımlıların sayısı %5-10'dan fazla olmadığından zorla bıraktırma yerine opiat yerine koyma tedavilerin hem hasta hem de toplum için en iyi sonuçları verdiğini kabul etmektedir. Türkiye'de eroin için sıkça kullanılan sokak isimleri peynir, beyaz, kaşar'dır. ABD'de kullanılan sokak isimleri ise gear, diesel, smack, B, skag, Bobby, black tar, horse, junk, jack, jenny, brown, brown sugar, dark, dope, dragon, bitch, gak, boy ve H'dir.
Fizikte duran dalgalar, zamana göre salınım yapmasına rağmen belli bir bölgede sabit duran dalgalardır. Bu dalgaların uzayda herhangi bir noktadaki maksimum genliği zamana göre sabittir ve salınımları eş fazdadır. Bir duran dalgada genliğin minimum kaldığı noktalar düğüm (node), maksimum olduğu noktalar ise anti-düğüm (anti-node) olarak bilinir.
Duran dalgalar birbiri ile ters yönlerde hareket eden iki dalganın girişimi veya dalganın hareket ettiği ortamın dalgaya ters yönde hareket etmesi ile oluşabilir. Duran dalgalar rezonans prensibinin temelini oluşturur: bir sistemde rezonans frekansında yansıma yapan dalgaların yapıcı girişimi ile duran dalgalar oluşur. Eş genlikte ve ters yönde hareket eden iki dalganın girişiminde ortalama net enerji akısı sıfırdır. Aynı genliğe sahip olmayan dalgaların yarattığı duran dalgalarda ise düğümlerde dalgalar tamamen sıfırlanmayıp minimum bir değer alır. Duran dalgaların kayıba yol açtığı sistemlerde bu duran dalga oranı (SWR) ile ifade edilir.
Duran dalgalar ilk kez Michael Faraday tarafından 1831 yılında keşfedilmiştir; Faraday, duran dalgaları ilk kez titreşen bir konteynerdaki su yüzeyinde gözlemlemiştir. "Duran dalga" (Almanca: stehende Welle ya da Stehwelle) ismi ise ilk kez Franz Melde tarafından 1860 yılında verilmiş ve Melde bu dalgaları titreşen bir ipin üzerinde göstermiştir. Duran dalgalar, elektromanyetik dalgalar, ses ve su dalgaları gibi birçok dalga türünde gözlemlenebilir.
Johann Heinrich Lambert (1728 – 1777) Alman fizikçi, matematikçi ve gökbilimcidir. | 0 | 3 | [2215, 3665, 3748] | 2 |
fc4d0fa2-e5d7-4d22-80ef-43734f198d3f | Mathematica'nın kullanıcı arayüzü nasıl tanımlanabilir ve bu arayüz hangi avantajları sağlar? | Mathematica, çizgisel bir arayüze sahip olup denklem girmeyi kolaylaştırır. Bu, kullanıcılara matematiksel ifadeleri doğrudan ve sezgisel bir şekilde girme imkanı sunar. Ayrıca, Mathematica'nın 'Kernel-front end' mimarisi, hesaplama gücünü arka planda çalıştıran Kernel ile kullanıcı etkileşimini sağlayan front end'i ayırır. Bu ayrım, karmaşık hesaplamaların arka planda gerçekleştirilmesini ve kullanıcının arayüzle sorunsuz bir şekilde etkileşim kurmasını sağlar. | Wolfram Mathematica, makine öğrenimi, istatistik, sembolik hesaplama, veri manipülasyonu, ağ analizi, zaman serisi analizine, NLP, optimizasyon, fonksiyonlar ve çeşitli veri türlerinin çizimi, algoritmaların uygulanması, kullanıcı arayüzülerin oluşturulması ve diğer programlama dilinde yazılmış programlarla arayüz oluşturmaya izin veren çeşitli teknik hesaplama alanları için yerleşik kütüphanelere sahip bir yazılım sistemidir. Stephen Wolfram tarafından tasarlanmış ve Champaign, Illinois'deki Wolfram Research tarafından geliştirilmiştir. Wolfram Language, Mathematica'da kullanılan programlama dilidir. Mathematica 1.0, 23 Haziran 1988'de Champaign, Illinois ve Santa Clara, Kaliforniya'da yayınlandı.
Mathematica, "Kernel-front end" mantığında çalışır. Çizeysel arayüzlüdür ve denklem girmesi kolaydır. Matematiksel her türlü hesaplamalar yapan genel bir sistem olan mathematica sayısal işlemler yapan bir hesap makinesi gibi de algılanabilir. Bunun yanında sembolik hesaplamalar ve grafik nesneler ile de çalışır. Basic, Fortran, Pascal ve C programlama dilleriyle de temelde benzerlik taşımaktadır.
Mathematica yoğun hesaplamalar gerektiren işlemler için zaman kayıbını ortadan kaldırmaktadır. Veri analizi, fonsiyonların grafiklerine dair animasyonlar, olasılık işlemlerindeki zenginlik, fizik, kimya, biyoloji ve mühendislikteki çeşitli uygulamalar, görüntü işleme vb. alanlarda Mathematica güçlü bir yazılımdır (Ufuktepe, Kutucu ve Bingül, 2008). Mathematica, yüksek boyutlarda veriyi şaşırtıcı bir şekilde hızlı ve kolay işleyebilen, laplas, fourier dönüşümlerini ve analizlerini yapabilen ve bunlar gibi çok çeşitli fonksiyonları kolayca gerçekleştirebilen hazır araçlara sahiptir. Nümerik özelliklerinin yanında, Mathematica cebrik işlemleri yapmayı kolaylaştıran geniş bir araç kutusuna güçlü bir sembolik işlem yapabilme yeteneğine sahiptir. Mathematica notebookları mühendislere hazırladıkları projeleri düzenli ve etkileyici bir formatta sunmaları için uygun yaratılmıştır. Mathematica notebookları, hazırlanan hesaplamaların, analizlerin, formüllerin ve çizilen grafiklerin otomatik olarak yerleştirildiği interaktif dokümanlardır. Hesaplamaları, analizleri yaptıktan, grafikleri çizdikten sonra, notebook’a kısaca açıklamalar, başlıklar ve görseller ekleyerek, çalışma dokümanları bir sunum haline getirilebilir. Sonuçta Mathematica her türlü hesaplama işlemine uygundur ve bu yüzden web ortamındaki işlemlere çok geniş açılımlar sağlar.
Mıkolayiv Muharebesi, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sırasında Güney Ukrayna Taarruzu'nun bir parçası olarak 26 Şubat 2022 gecesi başlayan devam eden bir askerî çatışmadır.
Mikolayiv, Karadeniz'de stratejik olarak önemli bir gemi inşa şehridir ve 4 Mart'ta "Rus kuvvetleri için Odessa yolunda bir sonraki önemli adım olarak görülüyordu." Şehir, Güney Bug Nehri üzerindeki tek kalıcı köprüyü içeriyor. | 0 | 2 | [2459, 2857] | 0 |
a29fee3e-5d71-4d03-b9dc-3f2bff1cec54 | Radyanın matematiksel olarak nasıl tanımlandığı ve diğer açı birimleriyle olan ilişkisi nedir? | Radyan, bir dairenin yarıçapının uzunluğuna eşit yay uzunluğunu gören merkez açısına eşittir. Bir tam daire 2π radyan veya 360 dereceye eşittir. Bu nedenle, 1 radyan yaklaşık olarak 57.3 dereceye eşittir. | Anoksi bir organizmanın dokularının tümüyle oksijensiz kalması. Genel prensip olarak "parsiyel oksijen basıncı" 0.2 barın altına indiğinde anoksiden sözedilir. Dokularda yeterince oksijen bulunmamasına ise hipoksi denir.
Hipoksi ve anoksi durumlarında genellikle kalp ve beyinde dokusal ağrılar başlar. Akut anokside beyindeki dokuların yaşama süresi, yani beynin ölümü 4-8 dakika arasında gösterilir. Bilinçli olarak nefes tutma rekorlarında bu sürenin üzerine çıkılabildiği görülmüştür. Anoksi anoksemi olmaksızın da meydana gelebilir.
Homojenizasyon, karşılıklı olarak çözünmeyen iki sıvıyı birbirleriyle karıştırmak için kullanılan çeşitli işlemlerden herhangi biridir. Bu, sıvılardan birinin, diğer sıvı içinde çok küçük parçacıklardan oluşan bir duruma getirilmesi ve her bölgeye homojen bir biçimde dağıtılmas ile başarılır. Tipik bir örnek, sütün homojenleşmesidir, Süt yağı kürecikleri boyut olarak küçülür ve sütün geri kalanı boyunca düzgün bir şekilde dağılır.
Radyan, bir dairede yarıçap uzunluğundaki yay parçasını gören merkez açıya eşit açı ölçme birimidir. 1 radyan 180/π ya da yaklaşık 57,2958 derecedir (57°17′45″).
Radyan, bir açının ölçüsünü ifade etmek için kullanılan bir açı birimidir. Açının merkez açıya karşılık gelen yayının uzunluğunun, çemberin yarıçapına bölünmesiyle elde edilir.
Daha açık bir ifadeyle, çemberin merkezinden geçen iki ışın arasındaki açı, radyan cinsinden ifade edilebilir. Bu açı, çemberin merkezindeki birim uzunluklu bir yay tarafından kaplanıyorsa, açının ölçüsü 1 radyandır.
Radyan, derece gibi başka bir açı birimi alternatifi olarak kullanılabilir. Bir açının radyan cinsinden ölçümü, derece cinsinden ölçümünden farklıdır ve pi sayısı ile ilişkilidir. Tam bir daire, 2π radyan veya 360 derece ölçülür. Bir radyan, yaklaşık olarak 57,3 dereceye eşittir.
Örneğin, yarıçap değeri 1 m, olan bir çemberde 1 m uzunlukta yayı gören merkez açı 1 radyan'dır.
Radyan, açısal ölçünün standart birimidir ve matematiğin birçok alanında kullanılır. Bir açının radyan olarak ölçümü sayısal olarak bir birim dairenin karşılık gelen bir yayının uzunluğuna eşittir, böylece bir radyan 57,3 derecenin hemen altındadır (yay uzunluğu yarıçapa eşit olduğunda). Birim daha önceden bir SI tamamlayıcı birimi idi, ama bu kategori 1995 yılında kaldırıldı ve radyan şimdi bir SI türetilmiş birimi olarak kabul edilir. Tam açı ölçümünün SI birimi steradyandır. Radyan, rad sembolü ile temsil edilir (Unicode-kodu U+33AD ㎭). Üst simge c harfi "dairesel ölçüm" için alternatif bir semboldür, ancak bu seyrek kullanılır çünkü bir derece sembolü (°) ile kolayca karıştırılabilir. Yani örneğin bir 1,2 radyan değeri 1,2 rad, 1,2rad ya da 1,2c olarak yazılabilir.
Artio, Kelt mitolojisinde bir tanrıça. Sembolü ayıdır. İsmi Keltçe "ayı" anlamına gelen "Artos" kelimesinden gelmektedir ve Kral Arthur ismiyle bağlantılıdır. | 0 | 4 | [538, 973, 2688, 2847] | 2 |
6c295ef4-a215-4e62-a4fb-5ee8aa3484e0 | Ramanujan hangi matematik dallarında önemli katkılarda bulundu? | Yazıda belirtildiği gibi, Ramanujan sayılar teorisi ve sonsuz seriler alanlarında önemli katkılarda bulundu. | Srinivasa Aiyangar Ramanujan (22 Aralık 1887 - 26 Nisan 1920), sayılar teorisi ve sonsuz seriler alanlarında önemli katkılarda bulunmuş bir Hint matematikçidir. Ramanujan'ın yaşamı ve çalışmaları, matematik dünyasında derin izler bırakmış ve modern matematiğin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır.
Kahoot!, eğitim kurumlarında eğitim teknolojisi olarak kullanılan öğrenme tabanlı bir test oyunudur. Oyunlar (kahootlar) bir web tarayıcısı veya Kahoot uygulaması aracılığıyla erişilebilen, kullanıcı tarafından oluşturulmuş çoktan seçmeli sınavlardır.
Efedrin, anestezi sırasında düşük kan basıncını önlemek için sıklıkla kullanılan bir merkezî sinir sistemi (CNS) uyarıcısıdır. Astım, narkolepsi ve obezite için de kullanılmıştır ancak tercih edilen tedavi değildir. Burun tıkanıklığında faydası belli değildir. Ağız yoluyla veya kas içine, damara veya derinin hemen altına enjeksiyonla alınabilir. İntravenöz kullanımla etkisi hızlı olurken, kas içine enjeksiyon 20 dakika, ağızdan enjeksiyon ise bir saat sürebilir. Enjeksiyonla verildiğinde yaklaşık bir saat sürer ve ağızdan alındığında dört saate kadar sürebilir.
Yaygın yan etkiler arasında uyku güçlüğü, kaygı, baş ağrısı, halüsinasyonlar, yüksek kan basıncı, hızlı kalp atış hızı, iştahsızlık ve idrara çıkamama yer alır. Ciddi yan etkiler inme ve kalp krizini içerir. Hamilelikte muhtemelen güvenli olmakla birlikte, hamilelerde kullanımı yeterince araştırılmamıştır. Emzirme döneminde kullanılması önerilmez. Efedrin, α ve β adrenerjik reseptörlerin aktivitesini artırarak çalışır.
Efedrin ilk olarak 1885'te izole edildi ve 1926'da ticari kullanıma girdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün Temel İlaçlar Listesi’nde yer almaktadır. Jenerik ilaç olarak mevcuttur. Normalde Ephedra cinsi bitkilerde bulunur. Efedrin içeren diyet takviyeleri, varlığının má huáng tarafından not edildiği geleneksel Çin tıbbında kullanılanlar dışında, Amerika Birleşik Devletleri’nde yasa dışıdır. | 0 | 3 | [301, 553, 1931] | 0 |
299f0eb0-cfd6-4ed9-98ad-dbb7e05c5d17 | Super PI programı çok çekirdekli işlemcilerde neden beklenen performansı veremez? | Super PI, eski bir uygulama olduğu için çok çekirdekli işlemcilerin sunduğu paralel işleme yeteneklerinden tam olarak yararlanamaz. Programın yapısı, tek bir işlemci çekirdeğinde çalışmayı hedeflediği için, modern çok çekirdekli işlemcilerinin gücünü tam olarak kullanamaz. | Dickinsonia, fosilleri şimdiki Avustralya, Çin, Hindistan, Rusya ve Ukrayna'da bulunan geç Ediyakaran döneminde yaşamış bir bazal hayvan cinsidir. Dickinsonia, tipik olarak iki taraflı simetrik yivli bir ovali andırır. Diğer canlılarla ilişkileri şu anda bilinmemektedir; büyüme şekli, bir kök grup bilaterian afinitesi ile tutarlıdır, ancak bazıları bunun mantarlara, hatta "soyu tükenmiş bir aleme" ait olduğunu öne sürmüşlerdir. Dickinsonia fosillerinde kolesterol moleküllerinin bulunması, Dickinsonia'nın bir hayvan olduğu fikrini desteklemektedir.
Aritmetik ortalama, bir sayı dizisindeki elemanların toplamının eleman sayısına bölünmesi ile elde edilir. İstatistik bilim dalında hem betimsel istatistik alanında hem de çıkarımsal istatistik alanında en çok kullanan merkezi eğilim ölçüsü' dür.
Super PI, bilgisayar'ın işlemcisini test etmek amaçlı kullanılan bir Benchmark programıdır. Pi sayısının virgülden sonraki basamak sayısına göre işlemcisinin bunu çözmek için harcadığı zamana göre bilgisayarın işlemci hızı hakkında bilgi verebilir. Super PI, π'yi ondalık noktadan sonra belirli bir basamak sayısına -maksimum 32 milyona- kadar hesaplayan bir bilgisayar programıdır. Gauss-Legendre algoritmasını kullanır ve 1995 yılında Yasumasa Kanada tarafından π sayısını 232 basamağa kadar hesaplamak için kullanılan programın bir Windows portudur.
Ancak eski bir uygulama olduğu için çok çekirdekli işlemcilerde beklenen performansı vermez.
Jelgava, Letonya'da 2009 yılı nüfus sayımına göre 65.419 nüfusa sahip şehir. Başkent Riga’nın 41 km güneybatısında bulunmaktadır. Şehir, Kurlandiya ve Semigalya Dükalığı’nın eski başkentidir.
Jelgava, Lielupe Nehri’nin sağ kıyısında, deniz seviyesinden sadece 3.5 metre yüksekte olan verimli bir ova üzerinde yer almaktadır ve şehre ilk yerleşimler 10. yüzyılda Lielupe Nehri çevresinde başlamıştır.
Pollux (β Gem, β Geminorum, Beta Geminorum), İkizler takımyıldızı içinde yer alan ve yaklaşık olarak 34 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir yıldızdır. Tayf sınıfı K0IIIb olan turuncu dev yıldızın görünen parlaklığı +1,15 kadirdir. Pollux, komşusu Castor (Alfa Geminorum) dan daha parlaktır ve takımyıldızın en parlak yıldızıdır. Gökada içinde Güneş'e göre 31 km/sn'lik bir hızla hareket eder. Gökada merkezinden uzaklığı, 24.100 ile 36.400 ışık yılı aralığında tahmin edilmektedir. 2006 yılında, Pollux'un yörüngesinde bir gezegenin varlığı doğrulandı. | 0 | 5 | [554, 801, 1447, 1847, 2396] | 2 |
693ebdb7-73ef-4cdf-aecc-2c4a48916f67 | Martin Heidegger varoluşçu felsefede neden önemli bir isim olarak kabul ediliyor? | Martin Heidegger, varoluşçuluk akımının en etkili filozoflarından biridir. 'Varlık ve Zaman' adlı eseriyle insanın dünyayla olan ilişkisini, özgürlüğü, özne-nesne ikiliğini ve ölüm gibi temel kavramları ele almıştır. Heidegger'in düşünceleri, varoluşçuluk felsefesinin gelişimine büyük katkıda bulunmuş ve 20. yüzyıl felsefesinde derin bir etki yaratmıştır. | Martin Heidegger (26 Eylül 1889 - 26 Mayıs 1976), varoluşçu felsefenin isimlerinden biri olarak bilinen Alman filozof.
Wat Pa Maha Chedi Kaew (Tayca: วัดป่ามหาเจดีย์แก้ว), Tayland'da bulunan bir Budist tapınağı. Yapımında 1,5 milyon adet boş bira şişesi kullanılmıştır.
Ertelemecilik, erteleme eğilimi veya prokrastrinasyon belirli bir süre sonunda tamamlanması gereken bir görevi yapmaktan kaçınmadır. Olumsuz sonuçları olabileceği bilinmesine rağmen bir göreve başlama ya da tamamlamayı adet olarak ya da kasıtlı olarak ertelemek olarak da belirtilebilir. Gündelik işlerde olduğu gibi örneğin bir randevuya gitme, bir iş raporunu ya da akademik bir ödevi teslim etme ya da bir eş ile stresli bir konuyu tartışma gibi belirgin görevlerde gecikme olması yaygın olarak görülen bir alışkanlıktır. Her ne kadar bir kişinin üretkenliğini engelleyen etkisi nedeniyle genellikle olumsuz bir karakter özelliği olarak algılanıp depresyon, düşük özsaygı, suçluluk duygusu ve yetersizlik ile ilişkilendirilse de riskli ya da olumsuz sonuçları olabilecek olan ya da yeni bilgilerin gelmesini beklemeyi gerektiren bazı istekler için tedbirli bir karşılık olarak değerlendirilebilir.
Kültürel bir açıdan bakıldığında hem Batı hem de Batı dışındaki kültürlerde öğrencilerin akademik ertelemecilik yaptıkları ancak sebeplerinin farklı olduğu görülür. Batı kültüründe öğrenciler daha önce yaptıklarından daha kötü olmasından kaçınmak ya da öğrenmeleri gerektiği kadar öğrenemediklerinden ötürü ertelemecilik yaparken Batı kültüründen olmayan öğrencilerin yetersiz görünmekten kaçınmak ya da akranlarının önünde bir yetenek eksikliği sergilemekten kaçınmak için ertelemecilik yapmaya eğilimlidirler. Ayrıca zaman yönetiminin farklı kültürel açılarının ertelemeciliği nasıl etkileyebileceğini de dikkate almak önemlidir. Örneğin zaman için çoklu etkin bir bakışa sahip kültürlerde kişiler bir işi bitirmeden önce doğru olarak yapılmasından emin olmaya daha büyük bir değer verirler. Zamana doğrusal bir bakış açısına sahip olan kültürlerde ise kişiler bir göreve belirli bir zaman ayırmakta ve o süre bittiğinde durmaktadırlar.
Güvercinlerde ertelenmiş ödül üzerine yapılan davranışsal örüntüler üzerine yapılan bir araştırma ertelemeciliğin insanlara özgü olmadığını ve bazı hayvanlarda da gözlemlenebildiğini önermektedir. Güvercinlerin kolay ama acele yapılması gereken görevler yerine karmaşık ama ertelenmiş görevleri seçtiklerini gösteren ve güvercinler arasında ertelemeciliğin olduğunu açık kanıtlarla belirten deneyler bulunmaktadır.
RNAV, İngilizce "area navigation"ın kısaltmasıdır. Geçmişte "random navigation" denildiği için başdaki "R" harfi kalmıştır. Türkçe manası saha seyrüseferidir.
Greyfurt veya altıntop (Citrus paradisi), sedef otugiller (Rutaceae) familyasından bugün birçok çeşit ve kültür formları yetiştirilen, yaprak dökmeyen meyve türü.
Greyfurt 1750'li yıllarda Jamaika'da ortaya çıkmış doğal hibrid bir türdür zira Jamaika'nın yerli tatlı portakalının yanında yetiştirilmek üzere Kaptan Shaddock tarafından Güney Asya'dan getirilen yine bir turunç cinsi olan pomelo türü bu adada dikildiğinde bu iki türün birbiriyle tozlaşmaya girdiği ve bunun sonunca 3. bir tür olan greyfurt'un ortaya çıktığı görülmüştür. Jamaika'dan dünyaya bu tür yayılmıştır. En çok greyfurt üretimi yapan ülke Çin'dir.
Yaprakları derimsidir. Çiçekleri beyazımsı renkli, meyveleri büyük, toparlak yassı, açık sarı renkli, ince kabuklu, bol usarelidir. Meyvelerinin çekirdekli ve çekirdeksiz cinsleri bulunur. Meyve dilimlerinin kabukları soyulunca acılık kalmaz, rahatlıkla yenebilir.
Meyvelerinden gıda olarak istifade edilir. C vitamini bakımından zengindir. Meyve kabuklarından marmelat yapılır. Hazmı kolaylaştıran ve kabızlığı önleyen greyfurt mikropları öldürme özelliği ile faydalı bir besindir.
Rheinfels Kalesi, Ren nehri kıyısında St. Goar mevkiinde bulunan bir kale harabesidir. Orta Ren Vadisi'nde Koblenz ve Bingen arasındaki en büyük kaledir. 2002 yılından bu yana UNESCO listesine dahil edilen Ren Vadisinin bir parçasıdır. | 0 | 6 | [119, 270, 2525, 2684, 3789, 4025] | 0 |
bb93a4d0-2326-443f-9049-d8905f98d945 | Heidegger'e göre Dasein kavramının Antik Yunan düşünürlerinden beri süregelen kördüğümü nasıl çözeceği söylenmiştir? | Heidegger'e göre, varlığın anlamı 'Varoluş'un analizi' yoluyla keşfedilmelidir. Bu analiz, şeylerin değil varlığın kipinin incelenmesine bağlıdır ve bize en açık olan varlık kipi kendi varlığımız yani varoluşumuzdur. Böylece Antik Yunan düşünürlerinden beri süregelen, özellikle Aristo'dan beri varlık yerine varlıkların tartışılmasından kaynaklanan kördüğüm çözülebilir. | 16 Scorpii, Akrep takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 252 ışık yılı uzaklıkta bulunan A-tipi beyaz bir anakol yıldızıdır.
16 Scorpii, Gökada içinde Güneş'e göre 17 km/sn'lik bir hızla hareket eder. Gökada merkezinden uzaklığı, 23.300 ile 41.000 ışık yılı aralığında değişmektedir.
Dasein, Almanca varoluş anlamına gelen ve Martin Heidegger tarafından Varlık ve Zaman adlı eserinde kullanılan bir terimdir. Heidegger'in asıl ilgi alanı "Varlığın Anlamı"dır; fakat bunun aslında özellikle insan varlığı için "Bazı varlıkların varlığının kipi" olduğunu söyler. Varlığın anlamı "Varoluş'un analizi" yoluyla keşfedilmelidir savını işler. Bu ona göre varlık konusunda Antik Yunan düşünürlerinden beri süregelen kördüğümü (bu kördüğüm hiç değilse Aristo'dan beri varlık yerine varlıkların tartışılmasından kaynaklanmaktadır) çözecek tek yoldur. Varlığa bir yaklaşım sağlayabilmek, şeylerin değil varlığın kipinin incelenmesine bağlıdır ve bize en açık olan varlık kipi kendi varlığımızdır yani varoluşumuzdur.
Terim ilk kez Alman filozof Karl Jaspers tarafından kullanılmıştır. Jaspers'e göre insan varlığının iki farklı düzeyinden birincisini, onun mekansal ve zamansal boyutunu tanımlar. Varlık veya nesneleşmiş insandır. Dasein toplum içindeki varlık, yerini başkasının alabileceği parçacıktır. Başkalarıyla ayrı durumda olma halini, kendisinde içsel yaşantının yerini dışsal kurumların ve dış düşüncelerin aldığı; kilisenin de partinin de kendisini, özgür değil, eşit yapmaya uğraştığı insan varlığını tanımlar.
Terimi kamuoyunda tanıtan ve Jaspers'in varoluş anlamına eklemeler yapan Heidegger'dir. Onun felsefesinde dasein belirli bir türden var oluştur. İnsan bireylerinin var olma tarzıdır. Heidegger'deki fark onun, varlığın kendisi için bir problem olması, var olmanın ne anlama geldiğini soran bireyin var oluşu olmasıdır. Modern çağın insanını bilinç varlığı olarak merkeze koyan özne felsefesine alternatif bir felsefenin temel kavramı olarak önermiştir. İnsan öz bilincinin ekseni etrafında dönemez; her şeye kendince bakar ve etki eder. Onu bozma gücüne sahip değildir. Daseini betimleyen üç temel vardır: 1. Olgusallık, 2. Kişinin amaçlı varlığını ve yapabileceklerini kavraması 3. İnsanın meşguliyetler içinde kendisini unutması ve bunun sonucunda has özelliklerini ve gerçek var oluşunu kaybetmesi. | 0 | 2 | [282, 2311] | 1 |
1ab9b7d6-4d6b-4053-b70b-77d1793ab4d6 | Hannah Arendt neden kendini siyaset bilimci olarak tanımlamayı tercih etmiştir? | Hannah Arendt, çalışmalarının tekil bir birey yerine, dünyada yaşayan ve dünyayı kapsayan insanlığa odaklandığı için kendini siyaset bilimci olarak tanımlamayı tercih etmiştir. | Ege Seferi, 1537-1540 Osmanlı-Venedik Savaşı'nda evre, Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasının Ege Denizi'nde Venedik'e ait adaları fethetmeye yönelik iki askerî harekâtından biri (diğeri müteakip yıl icra edildi).
Plazes, Berlin, Almanya merkezli bir jeososyal ağ sitesiydi. Plazes, kullanıcıların konumlarını ve mevcut etkinliklerini yayınlamalarına ve bu bilgileri bilgisayar veya mobil telefon aracılığıyla diğer Plazes kullanıcıları ile paylaşmalarına izin verdi. 23 Haziran 2008'de Nokia Corporation, Plazes'i satın alma planlarını açıkladı. Plazes daha sonra, HERE'a entegre olan Nokia Maps'e entegre edildi.
Plazes AG, Plazes hizmetinin beta sürümünü 16 Ağustos 2004’te sundu. Hizmet sürekli güncellendi ve teknoloji bloglarına dikkat çekmeye başladı. Ekim 2004’te, Plazes iki API tanıttı: diğer Plazes kullanıcılarının bulunduğu yerin kullanıcılarına tavsiyelerde bulunan Web tabanlı bir API; ve kullanıcıların kendi Plazes rampalarını yaratmalarına izin veren bir başlatıcı API'si. Ocak 2005’te, Plazes, kullanıcıların blog kayıtlarına otomatik olarak konum eklemelerini veya konumlarını eklemelerini sağlayan bir Hareketli Tip eklentisini tanıttı. 2005 yılının Haziran ayında, Plazes, kullanıcıların Flickr hesaplarındaki fotoğraflara erişmesine ve bu fotoğrafları Plazes hesaplarına eklemelerine izin veren bir API oluşturdu. Bir Plazes kullanıcıları grubundan oluşan bir Flickr grubu hızla yükseldi. 2006 yılında Plazes “WebLeader 2006 ″ kategorisinde Bronz olarak LeadAward ile ödüllendirildi.
IC 349, Boğa takımyıldızı yönünde, Ülker yıldız kümesi içinde yaklaşık 440,000 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir yansıma bulutsusu. 1890 yılında Edward Barnard tarafından keşfedilmiştir. Merope'ye çok yakın olduğundan oldukça parlaktır.
Karluk Han - Türk ve Altay mitolojisinde Duman Tanrısı. Karlık olarak da bilinir. Ülgen’e kurbanların ruhlarını iletir. İnsanların yaşamlarını denetler, bir değişiklik olduğunda Ülgen’e bildirir. İşareti dumandır. Yakılan kurbanlardan çıkan duman onun geldiğini gösterir. Ocağa su serpilerek duman çıkması sağlanır ki, Karluk’un hoşuna gitsin diye. Genelde Suyla Han ile birlikte görülür.
Hannah Arendt (14 Ekim 1906 - 4 Aralık 1975), Almanya doğumlu Yahudi kökenli Amerikalı siyaset bilimcidir. Çoğu kişi tarafında felsefeci olarak da bilinmekle birlikte, kendi felsefenin "bireyin kendi"ne dair sorunlarla uğraştığını söyleyerek bu sıfatı reddetmiştir. Siyaset bilimci olarak tanımlanmayı istemesinin sebebi çalışmalarının "tekil olarak insana değil, dünyada yaşayan ve dünyayı kaplayan insanlığa" odaklanmış olmasıdır. | 0 | 5 | [234, 1527, 1762, 2151, 2584] | 4 |
6f8eaf85-4b9d-4a60-b0c8-e166b3f3a70e | Fly-by-wire sisteminde uçağın güvenli bir şekilde uçması için görev bilgisayarı hangi verileri kullanıyor? | Görev bilgisayarı, hız, irtifa, hava durumu, uçağın donanımı, ağırlığı gibi pek çok önemli veriyi sayısal ortamda harmanlayarak uçağa en güvenli uçuşu sağlar. | Dehesa veya Portekiz'de montado, güney ve orta İspanya ile güney Portekiz'de çok işlevli, tarımsal ormancılık sistemi ve kültürel peyzajdır. Dehesalar özel veya ortak mülkiyet olabilir (genellikle belediyeye ait). Öncelikle otlatma için kullanılan bu ormanlarda yabani av hayvanları, mantar, bal ve yakacak odun gibi kereste dışı orman ürünleri de dahil olmak üzere çeşitli ürünler üretilir. Ayrıca İspanyol dövüş boğasını ve İber domuzunun kaynağını yetiştirmek için de kullanılırlar. Ağacın ana bileşeni meşedir, genellikle holm ve mantardır. Melojo (Quercus pyrenaica) ve quejigo dahil olmak üzere diğer meşeler, coğrafi konuma ve yüksekliğe bağlı olarak kullanılan tür olan dehesayı oluşturmak için kullanılabilir. Dehesa, yalnızca çeşitli yiyecekler sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda İspanyol imparatorluk kartalı gibi nesli tükenmekte olan türler için de yaban hayatı yaşam alanı sağlayan antropojenik bir sistemdir.
Fly-by-wire, manuel uçuş kumandalarını elektronik bir arayüz ile değiştiren gelişmiş uçuş kumanda sistemi. Bu sistemde uçak pilottan bağımsız bilgisayar kontrollü basit bir yapay zekaya sahiptir. Bu görev bilgisayarı, hız, irtifa, hava durumu, uçağın donelerini, ağırlığı ve pek çok önemli veriyi (data) sayısal ortamda harmanlayarak uçağa en güvenli uçuşu sağlar. Bu teknoloji, yeni nesil uçaklar olarak adlandırılan ve uçuş kumanda yüzeylerinin hareketinin side-stick denilen lövye ile sağlandığı uçaklarda bulunur.
Process Explorer, Microsoft tarafından kullanıma sunulan ücretsiz ve portable (kurulum gerektirmeyen) bir görev yönetici programıdır. Standart görev yöneticisinin tüm özelliklerinin yanında, gelişmiş dll ve exe takipçisi, CPU, Commit, RAM, I/O, Ağ ve Disk kullanımının görüntülenebileceği gelişmiş bir yöneticidir.
Bilim tarihi, hem doğa hem de toplumsal bilimler dahil olmak üzere bilimsel bilgi ve bilimin gelişiminin incelenmesidir. 18. yüzyıl ile 20. yüzyıl arası dönemde, öteden beri yanlış bilindiği düşünülen olguların bilimsel gerçeklerle değiştirilmesi yolunu izlemiştir.
Bilim, gerçek dünyadaki olayların gözlemlenmesi, açıklanması ve öngörüsünü vurgulayan, bilim adamları tarafından yapılan, doğal dünya hakkındaki deneysel, kuramsal ve pratik bilginin bir bütünüdür. Buna karşılık, bilim tarihçiliği bilim tarihçileri tarafından kullanılan yöntemleri inceler.
İngilizce bir kelime olan ve ilk defa William Whewell tarafından kullanılan scientist (bilim insanı) tanımlaması nispeten yakın bir tarih olan 19. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. Daha önce, araştırmacılar kendilerini "doğa filozofları" olarak adlandırıyorlardı. Doğal dünyaya ilişkin deneysel araştırmalar klasik antik çağlardan beri (örneğin Thales ve Aristo tarafından) tanımlanmış, bilimsel yöntem Orta Çağ'dan beri kullanılmıştır (örneğin, İbn-i Heysem ve Roger Bacon tarafından). Modern bilim, modern çağın erken döneminde, özellikle bilimsel devrim dönemine denk gelen 16. ve 17. yüzyıl Avrupa'sında gelişmeye başladı. Bilim tarihçileri geleneksel olarak, bilimi, daha önceki araştırmaları da içerecek şekilde yeterince geniş olarak tanımlamıştı.
18. yüzyıldan 20. yüzyılın sonlarına kadar bilim tarihi, özellikle de fizik ve biyoloji bilimlerinin çoğu için gerçek teorilerin yanlış inançların yerini aldığı, ilerici bir anlatımla sunulmuştur. Thomas Kuhn'unki gibi daha yeni tarihsel yorumlar, bilim tarihini paradigmalar veya kavramsal sistemler açısından, entelektüel, kültürel, ekonomik ve politik eğilimlerden oluşan daha geniş bir çerçeve içerisinde tasvir etme eğilimindedir.
Antoine Henri Becquerel (d. 15 Aralık 1852 - ö. 25 Ağustos 1908), Fransız fizikçi, radyoaktivitenin kâşiflerindendir. 1903 Nobel Fizik Ödülü sahibidir. SI ölçü sisteminde betivorlyy birimi Bekerel (Becquerel, Bq) onun ismine ithafen verilmiştir.
Babası Alexander Edmond Becquerel, Paris Doğa Tarihi Müzesi'nde uygulamalı fizik profesörüydü. Henri, Ailesinin bilim geleneğini devam ettirerek 1872 yılında École Polytechnique okuluna başladı ve 1888 yılında fizik üzerine doktorasını verdi. 1878 ile 1892 yılları arası Paris Doğa Tarihi Müzesi'nde asistan, sonrasında da profesör olarak görev aldı. 1895 yılında École Polytechnique'te fizik profesörü olarak göreve başladı.
1896'da Becquerel yağmurlu havadan dolayı birkaç gün uranyum tuzlarını güneş ışığına maruz bırakamadı. Siyah kağıda sarılı film ve üstüne konmuş uranyum bileşiği, birkaç gün çekmecesinde bekletti. 1 Mart günü, belli bir nedeni olmaksızın, çekmecedeki filmi banyo etti ve uranyum kristalinin güneş ışığına maruz kalmadığı halde filme iz bıraktığını gördü. Becquerel, bunu x ışınlarına benzer görünmez bir ışın olarak tanımladı.
Becquerel bulduğu bu sonucu 2 Mart 1896'da kısa bir makale olarak Fransa Bilim Akademisi'ne okudu. Bu olay o tarihten itibaren 1898 yılına kadar Becquerel ışınları olarak adlandırıldı. 1898'de Marie Curie bu adı, daha genel bir ad olan radyoaktivite ile değiştirdi.
Becquerel radyoaktiviteyi bulmasının ardından üç ayrı keşfe daha imza attı. 1899 ve 1900 yılları arası beta parçacıklarının elektrik alan ve manyetik alan içerisinde saptığını gözlemleyerek beta parçacıklarının İngiliz fizikci J. J. Thomson'un yeni keşfettiği elektronlar ile aynı parçacık olduğunu gösterdi. Bunun yanı sıra, yeni hazırlanmış uranyumun belli bir süre sonra kısmen yok olduğuna ve radyoaktiflik kazandığına dikkat çekti. Bu gözlem, 1890 yılında Ernest Rutherford ve Frederick Soddy tarafından radyoaktif bozunma olarak adlandırılacaktı. Son olarak 1901 yılında cebinde taşıdığı radyumun vücudunda yanma yarattığını bildirerek, sağlık fiziğine ve radyum kanser tedavisine katkıda bulunmuş oldu.
Gadget, günlük hayatı daha kolay ve daha iyi hale getirmek için tasarlanmış bir cihaz, alet ve aksesuar'dır. Son zamanlarda teknoloji'nin gelişimi ile elektronik cihazlara da atıfta bulunur. | 0 | 6 | [923, 1441, 1756, 3506, 5582, 5773] | 1 |
d9be2a63-d6cd-44da-a643-293989286a43 | Aeroloji biliminin gelişmesinde hava şartlarını önceden bilme ihtiyacının rolü nedir? | Yazıda belirtildiği gibi, hava şartlarını önceden bilme ihtiyacı, aerolojinin gelişmesinde büyük bir rol oynamıştır. Özellikle uçakların güvenliği ve doğru hava tahminleri için atmosferin yüksek tabakalarındaki olayları anlamak hayati önem taşır. | General Electric, 1876 yılında Thomas Edison tarafından kurulan, bir dönem Amerika'nın elektrik dağıtımını tekelinde tutan şirkettir. Elektronik ve bankacılık sektörlerinde faaliyet göstermektedir.
Jet motorlarından enerji üretimine, finansal hizmetlerden su ve proses teknolojilerine, medikal görüntülemeden medyaya, tıbbi cihaz sektöründen nükleer silah başlığı için parça üretmeye kadar birçok alanda faaliyet göstermektedir.
Financial Times tarafından 1999, 2000, 2001, 2002, 2003, 2004 yıllarında dünyanın en saygın şirketi olarak seçilmiştir. Ayrıca çalışan anneler için en iyi 100 şirket içerisindedir.
Sloganı; "En önemli ürünümüz ilerlemektir."
GE, Nükleer silah başlığı programını 1990 yılları başındaki protestolar nedeniyle kapatmıştır.
Aeroloji atmosferin 3000 metreden daha yüksek tabakaları ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Hava tahminlerini doğru yapmak, uçakların güvenliğini sağlamak için atmosferin yüksek tabakalarında gözlem yapmak gerekir. Hava şartlarını etkileyen yeryüzü engebelerinin önemi ne olursa olsun, büyük atmosfer hareketleri yüksek tabakalardan ileri gelir. Gözlem işi, yapay uydularla, meteoroloji uçakları ve balonları ile yapılır. Aeroloji biliminin gelişmesinde, hava şartlarını önceden bilmek ihtiyacı büyük rol oynamıştır. | 0 | 2 | [749, 1264] | 1 |
7cec7005-f8fb-4485-a8dd-02af8eb378dd | Ravinsonde ile ölçülen meteorolojik elemanlar nelerdir ve bunların hava durumu tahminleri için önemi nedir? | Ravinsonde, basınç, nispi nem, sıcaklık ve rüzgar gibi temel meteorolojik elemanları ölçer. Bu veriler, atmosferin yapısını anlamak, hava modellerini beslemek ve daha doğru hava durumu tahminleri oluşturmak için kritik önem taşır. Özellikle yüksek irtifalardaki hava koşullarını gözlemleyerek, fırtınaların oluşumunu, hareketini ve şiddetini tahmin etmeye yardımcı olur. | San Miniato al Monte (Türkçe: Dağ'daki Aziz Minias) merkezi İtalya'da Floransa'da bir basilika olup, şehirdeki en yüksek nokta üzerinde durmaktadır.
Ravinsonde (İngilizce: Rawinsonde) Radar veya radyo yön bulucu ile takip edilen, balona bağlı radyosonde cihazı ile ölçülen basınç, nispi nem, sıcaklık ve rüzgar gibi ölçümlenen meteorolojik elemanları içeren yüksek hava gözlemleri. Eğer radyosonde gözlemlerine yüksek seviye rüzgar gözlemleri eklenirse rawin gözlemleri elde edilir.
Frederick Law Olmsted (FLO), (d. 26 Nisan 1822, Kansas - ö. 28 Ağustos 1903, Hartford) ABD'nin ilk peyzaj mimarıdır. Gerçekleştirdiği çok sayıda çalışmanın arasından Central Park, Prospect Park, Emerald Necklace ve Beyaz Saray en önemlileri olarak sayılabilir.
Evrime itirazlar, 19. yüzyılda evrim düşüncesinin önem kazanmasıyla ortaya çıkmıştır. Charles Darwin'in 1850 senesinde yayınlanan Türlerin Kökeni adlı eserinde bahsetmiş olduğu başarılı nesillerin sonunda, yeni bir türün, halihazırdaki bir türden yavaşça farklılaşarak oluştuğu düşüncesi ki sonrasında bu duruma doğal seçilim adını verecektir, farklı teorileri olan birçok bilim insanı tarafından eleştirilmiştir ancak ilerleyen süreçte ezici çoğunluk tarafından bilim dünyasında kabul görmüştür.
Evrime ilk eleştiriler dinî kaynaklı olsa da modern anlamda önemli itirazlar evrenin bir Tanrı tarafından yaratılma düşüncesinin de evrim kadar bilimsel olduğunu savunan Yaratılışçılar (Creation Science), neo-yaratılışçılar ve Akıllı Tasarımcılar tarafından gelmiştir. Bahsi geçen görüşlerin evrim teorisine karşı düşünceleri dünya çapında önem kazanmıştir. | 0 | 4 | [149, 483, 744, 1599] | 1 |
47f80cd6-5d95-40aa-b816-25e1989f74fb | Carl Weissglass Türkiye'de hangi üniversitede çalışmıştır? | Carl Weissglass, İstanbul Üniversitesi Radyoloji Enstitüsü Radyoloji bölümünde çalışmıştır. | Matematik felsefesinde, sezgicilik ya da (eski sezgiciliğinin karşıtı olarak) yeni sezgicilik akımı, matematiğe insanların oluşturucu etkinliği olarak bakan bir yaklaşımdır.
Sezgici matematikte her türlü matematiksel nesne bir aklın ürünüdür dolayısıyla nesnenin var olma olanağı da nesnenin oluşturulabilme olanağına denktir. Bu görüş, bir nesnenin varlığının, nesnenin var olmamasının bir çelişki teşkil etmesine dayanarak ıspatlanabileceğini savunan klasik yaklaşıma karşıttır ve sezgicilere göre bu klasik yaklaşım geçersizdir. Nesnenin var olmamasının bir çelişki yaratması nesnenin var olduğuna ilişkin oluşturmacı bir kanıtın var olabileceği anlamına gelmez. Bu yaklaşımıyla sezgicilik oluşturmacı matematiğin bir türüdür.
Sezgici matematik, matematiksel önermelerin geçerliliğini, önerme için bir ispatın var olmasına bağlar. Sezgici matematikçiye göre matematiksel nesneler salt ussal yapılar ise geçerli olabilmeleri için ıspatlanabilir olmalarından başka herhangi bir ölçüt olamaz. Bunun sonucu olarak sezgici matematikçi bir matematiksel önermeyi klasik bir matematikçinin aldığı anlamda kabul etmez. Örneğin bir sezgici matematikçiye A ya da B demek ya A ya da B önermesinin ıspatlanabileceğini savunmaktır. Özel olarak Üçüncü olanağın dışlanması kanunu, A ya da değil A, geçersizdir çünkü her zaman için A ya da değil A önermesini ıspatlamanın mümkün olduğunu varsaymak mümkün değildir. (Ayrıca bkz. Sezgici Mantık.)
Sezgicilik soyut sonsuzluk kavramını da reddeder. Örneğin tüm doğal sayıların kümesi ya da rasyonel sayıların herhangi bir dizisi gibi sonsuz nesneleri meşru olarak kabul etmez. Bu yaklaşım kümeler kuramı ve kalkülüsün büyük bir bölümünün yeniden oluşturulmasını gerekli kılar ve klasik kuramlardan çok farklı olan kuramlara yol açar.
Paleogenetik, eski organizmaların kalıntılarından korunmuş genetik materyalin incelenmesi yoluyla geçmişin incelenmesidir. Emile Zuckerkandl ve Linus Pauling, 1963'te, DNA'nın dizilenmesinden çok önce, geçmiş organizmaların polipeptit dizilerinin olası yeniden inşasına atıfta bulunarak bu terimi ortaya attılar. Soyu tükenmiş bir canlının müze örneğinden izole edilen antik DNA'nın ilk dizisi, 1984 yılında Allan Wilson liderliğindeki bir ekip tarafından yayınlandı.
Paleogenetikçiler gerçek organizmaları yeniden yaratmazlar, ancak çeşitli analitik yöntemler kullanarak eski DNA dizilerini bir araya getirirler. Fosiller, "soyu tükenmiş türlerin ve evrimsel olayların tek doğrudan tanıklarıdır" ve bu fosillerde DNA bulunması, bu türler hakkında, tüm fizyolojileri ve anatomileri hakkında çok daha fazla bilgi vermektedir.
Bugüne kadarki en eski DNA dizisi, Şubat 2021'de bir milyon yıldan uzun süredir donmuş bir Sibirya mamutunun dişinden rapor edildi.
Carl Weissglass (1898 Viyana - 1987); Avusturyalı mühendis ve röntgen teknikeri.
1930'lu yıllarda Almanya hakimiyetindeki topraklarda nasyonal sosyalist rejimin baskılarının artması üzerine Türkiye'ye zorunlu göçte bulunan bilim insanlarından biridir. Türkiye'ye ilk davet edilen ünlü Radyologlardan Friedrich Dessauer'in hemen ardından onun mühendisi olarak gelmeyi kabul etmiştir. 1939 yılının Ocak ayında İstanbul'a eşi Valeri ile (1901'de Bukowina'da doğdu) geldi. "Atölye sorumlusu" olarak İstanbul Üniversitesi Radyoloji Enstitüsü Radyoloji bölümünde çalışmaya başladı. Hem buradaki hem de diğer kliniklerde ekipman bakım ve onarımından sorumluydu. Aynı dönem gelen Walter Reininger ile birlikte dönemin Eğitim Bakanlığı aracılığıyla radyoloji teknisyenlerine eğitim vermekle sorumlu oldu. Ayrıca radyoloji ekibi ile beraber bazı teorik ve pratik klinik çalışmalarda bulundu. Weissglass alanında bazı makaleler de yayınlamıştır. Çalışmaları "Double- Valve-Rectification System" ve "Lapping Period in X-ray Technology" başlıkları ile yayınlandı. 26 Ağustos 1948'de sözleşmesini uzatmak istemediğini belirterek Türkiye'den ayrılarak Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti.
Carl Bosch (d. 27 Ağustos 1874 - ö. 26 Nisan 1940) Nobel Ödülü bulunan Alman kimyager ve mühendis. Endüstriyel kimya alanının öncülerindendir. Dünyanın en büyük kimya şirketi olan İG Farben'nin kurucusudur.
Reaganomics veya Reaganizm, 1980'lerde ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından açıklanan ve neoliberaller tarafından desteklenen ekonomi politikalarıydı. Bu politikalar muhalifleri tarafından arz yönlü ekonomi, damlama ekonomisi veya "voodoo ekonomisi" olarak nitelendirilirken, Reagan ve savunucuları buna serbest piyasa ekonomisi adını vermeyi tercih etti.
Reagan'ın ekonomi politikasının temelleri arasında savunma harcamalarının artırılması, federal bütçenin dengelenmesi ve hükûmet harcamalarının büyümesinin yavaşlatılması, federal gelir vergisinin ve sermaye kazançları vergisinin azaltılması, hükûmet düzenlemelerinin azaltılması ve enflasyonu azaltmak için para arzının sıkılaştırılması yer alıyordu.
Reaganomics'in sonuçları hala tartışılıyor. Destekçiler, takip eden yıllarda stagflasyonun sona erdiğine, daha güçlü GSYİH büyümesine ve girişimcilik devrimine işaret ediyor. Eleştirmenler, genişleyen gelir açığına, açgözlülük atmosferi, azalan ekonomik hareketlilik ve ulusal borcun sekiz yıl içinde üç katına çıkmasına ve sonuçta 2. Dünya Savaşı sonrası ulusal borcun GSYİH yüzdesi olarak daralma eğilimini tersine çevirmesine işaret ediyor.
Little Nemo, Amerikalı karikatürist ve animatör Winsor Zenic McCay 'in çizdiği ve hazırladığı 1905'te yayınlanan çizgi roman . Eserin 107. yılına denk gelen 15 Ekim 2012 günü Google anasayfasında Little Nemo'ya özel doodle hazırlamıştır. | 0 | 6 | [1766, 2723, 3898, 4105, 5256, 5494] | 2 |
b1581f5d-0876-4e87-a24e-510fd6d8096e | Ekokardiyografi ile hangi kalp problemleri tespit edilebilir? | Ekokardiyografi ile ventrikül duvarının hareketleri ve boşluğu, kalp kası büyümeleri ve kalp kapakları incelenebilir. Ayrıca kalbe takılan suni kapakçıkların yapı ve işlerlik durumları da ekokardiyografi ile değerlendirilebilir. | Gulag, GULAG veya GULag (Rusça: Главное управление исправительно-трудовых лагерей и колоний/Glavnoye upravleniye ispravitel'no-trudovıh lagerey i koloniy Türkçe: Çalışma Kampları Yönetimi Baş İdâresi), Vladimir Lenin'in emriyle kurulan ve 1930'lardan 1950'lerin başına kadar Josef Stalin'in yönetimi sırasında zirveye ulaşan Sovyet zorunlu çalışma kampları ağından sorumlu devlet kurumuydu. Sovyet rejimi karşıtı unsurların (siyasi suçlu) hızla kovuşturulması ve toplumdan soyutlanması için 25 Nisan 1930 tarihinde kurulan bir tür yargı ve infaz sistemidir. Zaman içinde Sovyetler Birliği'nin birçok yerinde çok sayıda çalışma kampını da bünyesinde barındırır olmuştur. Bu kamplarda, 1930'dan 1953'e kadar yaklaşık 1,7 milyon mahkûm öldü. Batı dünyası Gulag kavramını ilk kez Aleksandr Soljenitsin'in Gulag Takımadaları kitabıyla tanıdı.
Mutancana, malzemeleri kuzu eti, arpacık soğan, soyulmuş iç badem, kuru kayısı, razaki üzüm, kurutulmuş mürdüm eriği, kuru incir, tereyağı, bal, tuz, su ve sumak olan et yemeğidir. Osmanlı mutfağında yer alır. Edirne mutfağında yer alır. Kitâbü't-Tabîh (Bağdâdî) (Muhammed bin Mahmûd Şirvânî çevirisinde) mutancana adı ile daha kısa bir tarif olarak yer verilmişken Kitâb-ı Me’kûlât'da butancana daha uzun bir tarif olarak tarifi verilmiştir.
Ekokardiyografi veya Ekokardiyogram, ultrasonik ses dalgalarıyla, kalbin değişik yapılarını inceleme imkânı veren bir teşhis ve araştırma metodudur.
Ultrason, frekansı saniyede 20.000'in üzerinde olan seslerdir ve kulağın işitebileceği sınırın üstündedir. Tıp dünyasında bugün için kullanılmakta olan ultrasonik ses titreşimleri, saniyede milyonlar civarında frekansı olan ses dalgalarıdır. Ultrasonik ses dalgaları, vücut dokularında belirli istikametlerde ortalama olarak saniyede 5140 metre hızla ilerler. Bu ilerleme sırasında rastladıkları dokuların hususiyetlerine göre yansıma ve kırılmalara uğrarlar. Kalbin değişik yapılarında yansıyan bu ses dalgaları özel alıcılarla (piezoelektrik transducer) alınıp elektriksel işaretlere çevrilir. Bu işaretler resme dönüştürülerek, ekrana yansıtılarak veya kağıda kaydedilerek ultrasonik dalgaların yansımaya uğradığı, kalpteki çeşitli faaliyetlerin yeri, yapısı ve çalışma durumu hakkında bilgiler elde edilir. Eş zamanlı (real-time) ekokardiyograflar (ekokardiyografi aleti), kalbi hareket halinde, bir film gibi renkli olarak gösterebilir. M-mode tipi ise kalp atımlarını kaydeder. Kalbe takılan suni kapakçıkların yapı ve işlerlik durumları da ekokardiyografi ile incelenebilir. Ekokardiyografi ile ventrikül (kalp karıncığı) duvarının hareketleri ve boşluğu, kalp kası büyümeleri ve kalp kapakları incelenebilmektedir.
Bu işlemin hastaya hiçbir zararı söz konusu değildir. Yapılması da oldukça basittir. Fakat değerlendirilmesini yapabilmek için tecrübe sahibi olmak gerekir.
WannaCry, WannaCrypt, WanaCrypt0r 2.0, Wanna Decryptor, Microsoft Windows'u hedef alan bir fidye virüsü. Mayıs 2017'de 99 ülkedeki 230.000 bilgisayara bulaşarak 28 dilde fidye talep eden geniş çaplı bir siber saldırı başlattı. WannaCry, enfekte olduğu bilgisayardaki dosyaları şifreleyip yeniden erişime açılabilmesi için fidye talep etmektedir. Saldırı, Europol tarafından "eşi benzeri görülmemiş" şeklinde nitelendirildi.
Saldırı, İspanya'daki telekom şirketi Telefónica, enerji şirketi Iberdrola ve kamu hizmeti şirketi Gas Natural'ın da aralarında bulunduğu büyük kuruluşların yanı sıra İngiltere Ulusal Sağlık Servisi (NHS), FedEx ve Deutsche Bahn'i de etkiledi. En az 99 ülkedeki diğer hedeflerin de aynı zamanda saldırıya uğradığı bildirildi.. Rusya İçişleri Bakanlığı, Rusya Acil Durum Bakanlığı ve Rusya telekomünikasyon şirketi MegaFon da virüsün binden fazla bilgisayara enfekte olduğunu bildirdi.
WannaCry'ın ABD Ulusal Güvenlik Ajansı tarafından Microsoft Windows işletim sistemlerini kullanan bilgisayarlara saldırmak üzere geliştirilen EternalBlue'yu kötüye kullandığı düşünülmektedir. Temel güvenlik açığını gidermeye yönelik bir düzeltme yaması 14 Mart 2017'de yayımlanmış olmasına rağmen, güvenlik güncelleştirmelerinin uygulanmasının gecikmesi bazı kullanıcılar ve kuruluşları savunmasız bıraktı.
Yeni bulaşmaları önleyebilecek bir öldürme anahtarı bulundu. Araştırmacılar tarafından aktif hâle getirilek WannaCry'ın yayılımının yavaşlaması ya da durdurulması hedeflendi. Ancak fidye yazılımın farklı sürümleri yayınlanabilir ve güvenlik açığı bulunan sistemlerin güncellenmesi gerekmektedir.
Viktor Brack (9 Kasım 1904, Haaren, (şimdiki Aachen'in parçası) - 2 Haziran 1948, Landsberg am Lech), Nazi savaş suçlusu, Ötanazi Programı, T4 operasyonu'nda bulundu. Bunu takiben, Brack, erkek Yahudilere imha kamplarında gaz verilerek öldürülmelerinden sorumlu biriydi ve Nihai Çözümün pratikte uygulanması hakkında Odilo Globocnik ile haizdi. Brack 1947 yılında idama mahkûm edildi ve 1948 yılında idam edildi.
1929 yılında Viktor Brack NSDAP ve SS üyesi oldu. 1936 yılında, Berlin'de Führer'in Amt II başkanı oldu. 1940 Kasım'ında, Brack SS-Oberführer (Kıdemli Albay) rütbesine terfi etmiştir. | 0 | 5 | [838, 1281, 2810, 4423, 5020] | 2 |
37fe4766-17f1-4cd5-9bfe-602a0e28a8dd | Gorlin sendromunda en sık görülen kemik malformasyonları nelerdir? | Gorlin sendromunda en sık görülen kemik malformasyonları arasında çenelerde multipl keratokistik odontojen tümörler, yarık dudak ve yarık damak ile altçenede prognatizm bulunur. Ayrıca vertebralarda kaynaşmalar, spina bifida, skolyoz ve kifoz (kifoskolyoz) gibi iskelet sistemindeki önemli malformasyonlar da sıklıkla görülür. | Kolektivizasyon, çiftçilerin paylarını birleştirerek büyük bir çiftlik oluşturması ve burada bir arada çalışarak meydana gelen kârdan pay alması üzerine kurulu tarım politikasına verilen tanımlama. Özel kolektif çiftliklerde veya bazı devlet çiftliklerinde toprak ile emeğin verimini artırmak amacıyla uygulanır.
Blitzkrieg ya da yıldırım harbi, II. Dünya Savaşı sırasında Almanların temel savaş doktrinidir. Doktrinin amacı hızlı ve ani saldırılarla, düşmanın düzenli bir savunma kurmasını engelleyip sonra da hızlı bir şekilde yok etmektir. I. Dünya Savaşı'nda uygulanan siper savaşı yöntemine karşı geliştirilmiştir. Tankların, uçakların ve zehirli gazların gelişmesiyle siper savaşları terk edilmeye başlanmış, daha çok hareketli savunmaya geçilmiştir. Almanların bütün savaş araçları bu doktrin üzerine üretilmiştir.
Blitzkrieg doktrinin başarılı olabilmesi için dört önemli koşul vardı: iyi arazi, iyi hava desteği, iyi lojistik ve iyi eş güdüm. II. Dünya Savaşı'nda Almanların SSCB'yi işgal girişiminde Sovyet coğrafyasının yazları yoğun tozlu stepleri, kışları ise aşırı soğuk ve çamurlu oluşu, lojistik desteğin de sıkıntılı olması yüzünden başarısız olan doktrin, Batı Cephesi'nde ise hava üstünlüğünün kaybedilmesi ve eş güdümün azalması yüzünden başarısız olmuştur.
Saint Charles, Amerika Birleşik Devletleri'nin Missouri eyaletine bağlı St. Charles ilçesinin merkezi olan şehirdir. Şehrin nüfusu 2010 sayımına göre 65,794'tür.
University of Illinois at Urbana Champaign (U of I, Illinois Üniversitesi, UIUC ya da sadece Illinois olarak söylenir.) UIUC, ABD'nin Illinois eyaletinde kurulu, araştırma ağırlıklı bir devlet üniversitesidir. Illinois eyaletinin ortak üniversite sisteminin başını çeken en büyük kurumdur. Kampüsünde bulunan kütüphane sistemi ABD'de ikinci en büyük üniversite kütüphanesi ve ülkedeki en büyük beşinci kütüphanedir.
Üniversitenin 17 fakültesinde 150'den fazla program sunulmaktadır. Kampüs, Champaign ve Urbana ikiz şehrinin ortasında, 1.468 dönüm arazi üzerinde 286 binadan oluşmaktadır. 2011 yılında yıllık işletme bütçesi 1.7 milyar dolar idi.
Tufan, birçok yerel efsaneye ve kutsal kitaplara göre Tanrı tarafından bir kavmi, milleti ya da tüm insanları cezalandırmak amacıyla gönderildiğine inanılan büyük felaket. Tufanın detayları farklı kültürlerde farklılıklar arz etmekle beraber en çok bilinen şekli Nuh Tufanı'dır.
Eski Ahit'in Genesis bölümünde verilen sayılara göre yaratılıştan Nuh'un doğumuna kadar geçen süre 1056 yıldır. Tufan Nuh 600 yaşında iken olur. Anno Lucis'e göre yaratılış MÖ 4004, tufan 2348 yılında olur. Çoğunluğa göre tufan MÖ 4100 yılında olur.
Tufan yalnızca kutsal metinlere özgü bir kavram değildir; kutsal metinlerden önce de mevcut bulunan, pek çok mitoloji, masal ve inanışta yer etmiş bir kavramdır.
Birçok kültürde büyük felaketlerden bahsedilir. Bunu Heraklitus, Empedokles, Platon ve Aristoteles, "geçmişte insanlığın uğradığı su ve ateş felaketleri" olarak ifade etmişlerdir. Pisagor’a göre insanlık, böyle yedi “doğal afet dönemi” geçirmiştir. Aynı şekilde Maya kültüründe de insanlığın geçirdiği çağları birbirinden ayıran, birçok büyük felaket dönemi yaşanmış olduğu belirtilir.
Gorlin sendromu (Basal cell nevi; Nevoid basal cell carcinoma; Gorlin-Goltz sendromu), otosomal dominant yolla aktarılan, deride tümörler ve kistler, çene kemiklerinde odontojen keratokistik tümörler, dudak ve damak yarığı, beyin zarında kireçlenmeler, avuçlarda ve tabanlarda çukurcuklar, çeşitli tümörler, mezanter kistleri ve kemik malformasyonları içeren kalıtsal bir sendromdur.
Frontal ve temporal kemikler makrosefali izlenimi verecek kadar geniş ve çıkıntılıdır (pagetoid görünüm). Beyinde, 20 yaş öncesi yapılan radyolojik incelemelerde, beyin zarlarının birleştiği yerlerde (falx cerebri) plaklar yapan kireçlenme alanları saptanır. Yayvan bir burun sırtı vardır, paranazal sinüsler geniştir. Strabismus, konjunktiva kistleri, glokom ve iris defekti (koloboma) vardır.
Çenelerde multipl keratokistik odontojen tümörler, yarık dudak ve yarık damak ile altçenede prognatizm saptanır. Altçenedeki kistik tümörler paresteziye neden olabilir.
Akciğerlerde kistik boşluklar olabilir. Kostalar yeterince gelişememiştir; yarık ya da kaynaşmış olabilirler. Bağırsaklar çevresinde mezanter kisti (lenfosel) gelişir. Vertebralarda kaynaşmalar, spina bifida, skolyoz ve kifoz (kifoskolyoz), kısa parmaklar iskelet sistemindeki önemli malformasyonlardır.
Deride multipl bazal hücreli karsinomlar vardır; tanı için 20 yaşından küçüklerde tek tümörün bulunması yeterlidir. Derialtı dokularda küçük kireçlenmelere rastlanır.
Tümör riski yüksektir. Ovaryum ve uterus fibromaları, ovaryum karsinomu, rabdomyoma, çenelerde ameloblastoma ve fibrosarkoma, çocuklarda medulloblastoma olası tümörlerin başlıcalarıdır. Leiomyoma ve Wilms tümörü içeren olgular da bildirilmiştir.
Yukarıdakilere kıyasla daha seyrek saptanan bulgular da vardır; hipertelorizm, mikroftalmi, katarakt, retina anomalileri, kalp anomalileri, polidaktili, plevral kistler seyrek görülen bulgulardır. | 0 | 6 | [313, 1278, 1440, 2087, 3164, 5028] | 5 |
79bac44b-98de-49a8-8824-5c464ad48e0c | Radyoaktif izleme yöntemi kimyasal reaksiyonları nasıl takip etmeyi başarıyor? | Radyoaktif izlemede, bir veya daha fazla atom radyoaktif izotoplar (radyonüklitler) ile değiştirilir. Bu radyoaktif atomlar bozunurken yaydıkları radyasyon sayesinde izlenebilir. Böylece, reaksiyon sırasında bu radyoaktif atomların nereye gittiği ve hangi ürünlere dönüştüğü takip edilebilir. Bu da kimyasal reaksiyonun mekanizmasını anlamamıza yardımcı olur. | Mutlu Yol, yazılım ya da veri modelleme konseptinde kullanılan, hata ya da istisna içermeyen ve her şey tahmin edildiği gibi çalışırsa bir dizi aktivitenin gerçekleşeceğini öngören senaryoya denir. [1][2] Örneğin verilen kredi kartı numarasının geçerliliğini doğrulayan bir fonksiyonumuz var diyelim. Bu fonksiyon için mutlu yol, fonksiyonun sonuna kadar işletilebildiği, onaylama kurallarının hiç birinin hata üretmediği ve fonksiyonun pozitif sonuç verdiği bütün senaryolara denilebilir.
Mutlu yol senaryoları yazılırken kullanım senaryosu konseptinde kullanılan üretim adımları aynı şekilde kullanılır. Kullanım durumları, mutlu yol senaryolarına karşıt olarak alternatif yollar ve istisna yollarını da içerebilir.
Mutlu yol testi ise iyi belirlenmiş, bilinen bir girişi kullanan istisna üretmeden çalışan ve beklenen sonucu veren bir test durumudur.
Mutlu gün senaryosu ve altın yol, mutlu gün senaryosunun eş anlamlılarıdırlar.
Kullanım durumu analizinde sadece tek bir mutlu yol vardır ama yine de farklı ama geçerli sonuç üreten alternatif yollar da olabilir. Eğer alternatif senaryolar bulunabiliyorsa mutlu yol aralarından doğru sonuca ulaşmayı en çok garantileyen alternatife denir. Analiz aynı zamanda bir ya da daha fazla istisna yolu da gösterebilir. Kullanım durumları ve sonuç etkileşimleri genellikle UML ya da SysML türü grafik dilleriyle modellenirler.
Radyoaktif izleme, radyoizleme ya da radyoaktif etiketleme; bir ya da birden fazla atomun birer radyonüklit ile yer değiştirdiği, bu sayede meydana gelen radyoaktif bozunma sürecinde, radyoizotopların reaktantlardan ürünlere ulaştığı yolun izlerini takip ederek kimyasal reaksiyonların mekanizmalarının keşfedildiği bir yöntemdir. Bu yöntem, izotopik etiketleme yönetminin radyoaktif biçimidir. 1943'te George de Hevesy, "kimyasal süreçleri inceleme amacıyla izotopları, izleyici olarak kullandığı çalışmasından dolayı" Nobel Kimya Ödülü'nün sahibi olmuştur. | 0 | 2 | [1371, 1930] | 1 |
bc5d33bc-ee72-4af6-b5e3-8f1788785065 | Stentlerin farklı türleri nelerdir ve hangi durumlarda kullanılırlar? | Stentler, yapılarına göre bare-metal, ilaçlı ve eriyen stentler olarak sınıflandırılır. Bare-metal stentler en basit tiptir ve damar tıkanıklığı tedavisinde kullanılır. İlaçlı stentler, bare-metal stentlere ilaç kaplanır ve tekrar tıkanmayı önlemek için kullanılır. Eriyen stentler ise zamanla vücut tarafından emilir ve genellikle geçici destek sağlamak için kullanılır. Stentler ayrıca kullanım yerlerine göre koroner, vasküler, safra ve idrar yolu stentleri olarak da sınıflandırılır. | Mars Exploration Rover (MER) (Türkçesi: Mars Araştırma Aracı), NASA'nın Mars gezegenini inceleyen Mars keşif araçları, Spirit ve Opportunity'yi içeren robotik bir uzay göreviydi. 2003 yılında Mars yüzeyini ve jeolojisini araştırmak için iki keşif aracının fırlatılmasıyla başladı. Her iki araç da Ocak 2004'te farklı konumlarda Mars'a indi. Her ikisi de beklenen 90 sol'luk çalışma sürelerini çok aştı. MER-A Spirit 22 Mart 2010'a kadar faalken, MER-B Opportunity 10 Haziran 2018'e kadar faaliyetini sürdürebildi.
Stent, tıpta, kan damarlarındaki ve çeşitli kanallardaki akışı optimize etmek için gerekli bölgelere yerleştirilen yapay bir araçtır. Stent uygulaması, damar tıkanıklığı, böbrek taşı, anevrizma ve birçok hastalığın tedavisinde başvurulan konforlu bir yöntemdir. Stentler, yapılarına göre ve kullanım yerlerine göre sınıflandırılabilir. Yapılarına göre, geleneksel bare-metal stentler, ilaçlı stentler ve eriyen (bioresorbable) stentler; kullanım yerlerine göre, koroner stent, vasküler stent, safra stentleri, idrar yolu stentleri şeklinde sınıflandırılabilir.
Stentler, akış hızını düzenlemenin yanı sıra, akışı yönlendirerek anevrizma tedavisinde de kullanılmaktardır.
WeChat (Çince: 微信; pinyin: Wēixìn; anlamı "küçük mesaj"), 2011 yılında Çin'de Tencent Holding tarafından geliştirilen sesli ve yazılı mesajlaşmaya yarayan bir uygulamadır. WeChat, tarihteki ilk süper uygulama olarak kabul edilir. Kullanıcıların akıllı telefonları aracılığıyla ücretsiz anlık mesajlar göndermelerine ve ses, metin, resim ve video formatlarında bilgi alışverişinde bulunmalarına olanak tanır.
WeChat, aynı zamanda kullanıcıya alışveriş, yemek teslimatı, araba paylaşımı, bisiklet kiralama, telefon şarj etme, tıbbi bakım, uçak rezervasyonu, tren biletleri, sinema biletleri, oteller, oyunlar, ücretli kamu hizmetleri ve kamu hizmetleri de sunar.
Bu uygulama Android, iPhone, BlackBerry, Windows Phone ve Symbian işletim sistemleri için uygundur. Dil seçenekleri şimdilik Geleneksel/Basitleştirilmiş Çince, İngilizce, Türkçe, Portekizce, Endonezya Dili, İspanyolca, Malayca, Japonca, Korece, Lehçe, İtalyanca, Tay Dili, Vietnamca, Hintçe ve Rusçadır. Dil seçenekleri her kullanıcıya açık olarak artmaktadır. Wi-Fi, 2G, 3G ve 4G veri ağlarında kullanılabilir.
Little Nemo, Amerikalı karikatürist ve animatör Winsor Zenic McCay 'in çizdiği ve hazırladığı 1905'te yayınlanan çizgi roman . Eserin 107. yılına denk gelen 15 Ekim 2012 günü Google anasayfasında Little Nemo'ya özel doodle hazırlamıştır.
Matematik ve kuramsal fizikte, ayna simetrisi Calabi-Yau dağıtımlar olarak adlandırılan geometrik cisimler arasındaki ilişkidir. Bu olay, şekilleri geometrik olarak farklı görünen altı boyutlu iki dağıtım için gerçekleşebilir ama yine de eğer bu boyutlar sicim kuramının gizli boyutları ise eşdeğerdirler. Bu durumda, altı boyutlu dağıtımlar için biri diğerinin aynası denir.
Ayna simetrisi ilk olarak fizikçiler tarafından keşfedilmiştir. 1990’larda ne zaman ki Philip Candelas, Xenia de la Ossa, Paul Green ve Linda Parks ayna simetrisinin Calabi-Yau dağıtımında rasyonel dalgaların sayımında kullanılabileceğini, yani eskiden beri süre gelen problemlerin çözümünde kullanılabileceğini göstermiş; o zaman matematikçiler ayna simetrisiyle ilgilenmeye başlamışlardır. Ayna simetrisine orijinal yaklaşım kuramsal fizikteki kesin olmayan fikirlere dayansa da matematikçiler ayna simetrisindeki bazı matematiksel tahminlerde kesin ispat yapmışlardır.
Bugün, ayna simetrisi soyut matematikte ana araştırma konusudur ve matematikçiler fizikçilerin görülerine dayanan ayna simetrisi için matematiksel bir anlayış geliştirmeye çalışmaktadırlar. Ayrıca, ayna simetrisi sicim kuramındaki hesaplamalar için temel bir araçtır. Ayna simetrisi için ana yaklaşımlar Maksim Kontseviç’in homolog ayna simetrisi programını ve Andrew Strominger, Shing-Tung Yau ve Eric Zaslow'un SYZ varsayımını içerir. | 0 | 5 | [514, 1185, 2258, 2496, 3882] | 1 |
f2000248-2343-4828-bf16-bd555d8d5a04 | Tomografi hangi bilim dallarında kullanılır? | Tomografi, radyoloji, arkeoloji, biyoloji, atmosfer bilimi, jeofizik, oşinografi, plazma, malzeme bilimi, kozmokimya, astrofizik ve kuantum bilgisi gibi birçok bilim dalında kullanılır. | Radyolojik silah, çevreyi veya kişileri radyasyonla zehirlemek amacıyla üretilen silahlardır. Radyolojik silahlar normalde kitle imha silahları (KİS) olarak sınıflandırılsalar da, Aleksandr Litvinenko'nun Rusya Federal Güvenlik Servisi tarafından radyoaktif polonyum-210 ile zehirlenmesi gibi belirli bir hedefi öldürmek için de kullanılabilirler.
Radyolojik silahlar nükleer silahlardan farklıdır, çünkü nükleer silahların birincil amacı bir patlama ile çevreyi yok etmektir, radyasyon salınımı ise bu patlama sonucu ortaya çıkan bir yan etkidir. Çok sayıda ülke radyolojik silah programlarına ilgi duydu, çok sayıda ülke aktif olarak takip etti ve üçü ise radyolojik silah testleri gerçekleştirdi.
Tomografi, radyolojik teşhis yöntemidir. 1915 yılında Fransız hekim Boccage tarafından icat edilmiştir. Fakat kullanıma geçilmesi 1930'ları bulur.
Tomografi, her türlü delici dalgayı kullanan kesitler veya kesitler halinde görüntülemedir. Yöntem radyoloji, arkeoloji, biyoloji, atmosfer bilimi, jeofizik, oşinografi, plazma, malzeme bilimi, kozmokimya, astrofizik, kuantum bilgisi ve diğer bilim alanlarında kullanılır.
Tomografi, X ışını üreten tüp ile röntgen filmi, radyografisi elde edilmek istenen organın karşısında hareketi ile elde edilir. Yürütme hareketi, sadece bu hareketin eksenindeki düzlemlerin görüntülerini okuyacak şekilde uygulanır. Tomografi, bir organın 1 ile 2 cm kalınlığında ince dilimlerinin görüntülerini verir. Bu yolla önden arkaya, yukarıdan aşağıya ya da yatay düzlemde organın incelenebilmesi sağlanır.
X ışınları kullanıldığı için tomografi'de de radyasyon alımı söz konusudur. Hatta normal radyolojik görüntülemeye nispeten hasta daha yoğun radyasyona maruz kalır. Tomografinin normal radyolojik görüntülemeye tercih edilmesindeki en önemli nedenlerden biri, daha yüksek kontrast elde edilmesi, bir diğeri ise kesitler şeklinde görüntü alındığı için daha detaylı inceleme yapılabilmesidir.
Nasyonal Siyasal Eğitim Enstitüsü (Almanca: Nationalpolitische Erziehungsanstalten; Resmi olarak kısaltılmış NPEA, Nationalpolitische Lehranstalt için Milli Politika Enstitüsü anlamına gelen Napola olarak kısaltılır) Nazi Almanyasında orta yatılı okullardı. 1933'te Nasyonal Sosyalistlerin iktidara gelmesinden sonra "topluluk eğitim siteleri" olarak kuruldu.
Türk halkları kültüründe at, çok önemlidir nitekim, birçok halkbilimciye göre Bozkır Medeniyeti at üzerine kurulmuştur.
At, Türk Edebiyatı'nda olduğu kadar, ticarette de sektör haline gelmiştir. Bir Özbek sözü bunun önemi için şöyle der: "Gününden bir gün olsa at al, gününden iki gün olsa avrat". Türkmenistan'da değeri kıymetli olan atların dişi kırıldığında altındiş takıldığı anlatılır. | 0 | 4 | [700, 1923, 2283, 2674] | 1 |
2973f2fe-6c03-47b0-a048-f39648eb97e0 | Fotoheterotroflar neden karbon kaynağı olarak sadece karbondioksiti kullanamazlar? | Fotoheterotroflar, ışık enerjisini kullanarak kendi besinlerini üretebilme yeteneğine sahip olsalar da, karbondioksiti tek başına yeterli karbon kaynağı olarak kullanamazlar. Bu nedenle, büyümeleri ve gelişmeleri için çevreden organik bileşikleri almaları gerekir. | Chiquita Brands International Sàrl, Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir muz ve meyve üreticisidir. Şirket, 30 Mart 1899 tarihinde kurulmuş olup United Fruit Company'nin devamıdır. Şirketin merkezi Florida eyaletine bağlı Fort Lauderdale kentinde yer almaktadır.
Şirket, amiral gemisi Chiquita markası ve Fresh Express salataları dahil olmak üzere bir dizi yan kuruluş markası altında faaliyet göstermektedir. Chiquita, Amerika Birleşik Devletleri'nde muzların önde gelen distribütörüdür.
ABET ("Accreditation Board for Engineering and Technology, Inc.), yükseköğretim kurumlarının uygulamalı bilim, mühendislik, teknoloji ve bilişim alanlarındaki programlarını akredite eden ve sivil toplum kuruluşu olarak faaliyet gösteren bir oluşumdur.
Ukash, Birleşik Krallık kökenli elektronik kart ve güvenlik şirketidir. 2005 yılında kurulan şirket 31 Ekim 2015 tarihinde kapanmıştır.
Ukash sisteminde ATM'de kullanıcıların şifre güvenliğini sağlama özelliği vardır.
Balon fobisi, globophobia veya globofobi, balon korkusudur. Korkunun kaynağı, patlayan balonların sesi veya kendisi olabilir.
Genel olarak, globofobik, patlayacağı korkusuyla bir balona dokunmayı, hissetmeyi veya yaklaşmayı reddeder.
Bu bir tür Fonofobidir.
Fotoheterotroflar (Yun: photo=ışık, hetero = başkası, troph = beslenme) heterotrofik fototroflardır - yani ışığı enerji için kullanan, ancak karbondioksiti tek karbon kaynağı olarak kullanamayan organizmalardır. Sonuç olarak, karbon gereksinimlerini karşılamak için çevreden organik bileşikler alırlar; bu bileşikler arasında karbonhidratlar, yağ asitleri ve alkoller bulunur. Fotoheterotrofik organizmaların örnekleri arasında mor kükürt ve yeşil kükürt olmayan bakteriler ve heliobakteriler bulunur. Yakın zamanda yapılan araştırmalar, Doğu Eşekarısı ve bazı yaprak bitlerinin enerji kaynaklarını desteklemek için ışığı kullanabilecekleri belirtilmiştir. | 0 | 5 | [493, 745, 963, 1221, 1878] | 4 |
77f236a7-dcd1-45e9-921e-bbeafaed3f8a | Fototroflar sadece fotosentez yoluyla besin üretebilir mi? | Hayır, tüm fototrofların fotosentez yapması gerekmez. Bazı fototroflar ışık enerjisini kullanarak organik molekülleri sentezlerken, diğerleri inorganik bileşiklerden elektron ve hidrojen alarak beslenirler. Bu nedenle, bazı fototroflara litotroflar da denir. | Fototroflar (Yunanca: φῶς, φωτός = ışık, τροϕή = beslenme) karmaşık organik bileşikler (karbonhidratlar gibi) üretmek ve bundan enerji elde etmek için foton yakalayan organizmalardır. Hücresel çeşitli metabolik süreçleri gerçekleştirmek için ışıktan gelen enerjiyi kullanırlar. Fototrofların zorunlu olarak fotosentetik olduğu yaygın bir yanılgıdır. Hepsi olmasa da birçok fototrof sıklıkla fotosentez yapar: karbon dioksiti yapısal olarak, fonksiyonel olarak veya daha sonraki katabolik süreçler için bir kaynak olarak (örneğin nişasta, şeker ve yağ şeklinde) kullanılmak üzere anabolik olarak organik maddeye dönüştürürler. Tüm fototroflar, hücrenin moleküler enerji birimini(ATP) oluşturmak adına ATP sentaz tarafından kullanılan elektrokimyasal bir devinim oluşturmak için elektron taşıma sistemini veya doğrudan proton pompalamayı kullanır. Fototroflar, ototrof ya da heterotrof olabilir. Elektron ve hidrojenin kaynağı inorganik bileşikler ise (örn. Na2S2O3, bazı mor kükürt bakterilerinde olduğu gibi veya H2S, bazı yeşil kükürt bakterilerinde olduğu gibi) bunlara litotroflar da denebilir ve bu nedenle bazı fotoototroflara fotoliotoototroflar da denir. Fototrof organizmalarına örnekler: Rhodobacter capsulatus, Chromatium, Chlorobium vb.
Yansıyan ikili kod (RBC), Frank Gray'den sonra yansıyan ikili (RB) veya Gray kodu olarak da bilinir, ardışık iki değerin yalnızca bir bitte (ikili basamak) farklılık gösterdiği ikili sayı sisteminin bir sıralamasıdır. Örneğin, ikili sistemde ondalık değer "1"in gösterimi normalde "001" ve "2" "010" olurdu. Gray kodunda, bu değerler "001" ve "011" olarak gösterilir. Bu şekilde, bir değeri 1'den 2'ye çıkarmak, iki bit yerine yalnızca bir bitin değişmesini gerektirir.
Gray kodları, elektromekanik anahtarlardan gelen sahte çıktıyı önlemek ve dijital karasal televizyon ve bazı kablolu TV sistemleri gibi dijital iletişimlerde hata düzeltmeyi kolaylaştırmak için yaygın olarak kullanılır. Bu cihazlarda Gray kodunun kullanımı, mantık işlemlerini basitleştirmeye ve pratikte hataları azaltmaya yardımcı olur. | 0 | 2 | [1248, 2057] | 0 |
65f4692a-4fa0-4134-83dc-2e9f09c1dd65 | Kemotroflar enerji elde etmek için hangi molekülleri kullanır ve bu onları fototroflardan nasıl ayırır? | Kemotroflar, içinde bulunduğu ortamda bulunan elektron verici/donörü moleküllerin oksidasyonundan elde edilen elektronlardan enerji üretirler. Bu durum onları güneş enerjisi kullanan fototroflardan ayırır. | Kemotrof, içinde bulunduğu ortamdaki elektron vericisi/donörü moleküllerin oksidasyonu ile açığa çıkan elektronlardan enerji sağlayan canlıdır. Bu özellikleriyle kemotroflar, güneş enerjisini kullanarak fotosentez ile enerji elde eden fototroflardan ayrılırlar.
Doğada en sık bulunan kemotrofik organizmalar, başta arkeler ve bakteriler gelmek üzere, prokaryotlardır.
Diğer canlılarda olduğu gibi, kemotroflar da yaşamlarını sürdürebilmek ve üreyebilmek için karbon bileşiklerine ihtiyaç duyarlar.
Bu molekülleri kendi başlarına, yani kemosentez ile doğrudan karbondioksitten (CO2) üretip üretememelerine göre, sırasıyla, kemoototrof ya da kemoheterotrof olarak ayrılırlar.
LSI Anahtar Kelimeler (Latent Semantic Indexing Keywords): Arama motorları, web sitelerini değerlendirirken sadece belirli anahtar kelimeleri değil, aynı zamanda bu anahtar kelimelerin ilişkili olduğu diğer kavramları da göz önünde bulundurur. Bu kavramsal ilişkileri anlamaya yardımcı olmak için LSI terimi kullanılır. LSI anahtar kelimeler, anahtar kelimenin etrafındaki metinde yer alan semantik olarak benzer veya ilişkili kelimelerdir. Bu şekilde, arama motorları içeriğin daha kapsamlı ve anlamlı olduğunu değerlendirir.
Örnek olarak, bir "kamp malzemeleri" anahtar kelimesi üzerinde çalışıyorsanız, LSI anahtar kelimeleri "çadır," "kamp ateşi," "outdoor aktiviteler," "doğa gezisi" gibi terimler olabilir. Bu terimler, anahtar kelimenin bağlamını daha iyi anlamamıza yardımcı olur ve içeriği zenginleştirir.
LSI anahtar kelimeleri, içeriği spam içerikten ayırmak ve gerçekten değerli, anlamlı içerik üretmeye odaklanmak için önemlidir. Arama motorları, kullanıcı deneyimini en üst düzeye çıkarmayı amaçladığı için, içeriğin kalitesi ve kullanıcının isteklerini karşılayabilmesi önemlidir. | 0 | 2 | [674, 1770] | 0 |
13eaf998-1e8f-4676-81d8-198a4d0a1f04 | Ototroflar ve heterotroflar arasındaki temel fark nedir? | Ototroflar, karbondioksit gibi basit maddelerden kendi besinlerini üretebilen organizmalardır. Işığı (fotosentez) veya inorganik kimyasalları (kemosentez) enerji kaynağı olarak kullanırlar. Heterotroflar ise kendi besinlerini üretemezler ve yaşamlarını sürdürmek için diğer organizmaları tüketmelidirler. | Fish and chips, bulamaç kaplı kızarmış balığın patates kızartması ile servis edildiği sıcak yemektir. Yemek İngiltere'de ortaya çıkmıştır ve iki ana bileşeni göçmenler tarafından getirildiği için füzyon mutfağının bir örneğidir. Fish and chips, Birleşik Krallık'ta ve diğer birçok ülkede, özellikle de İngilizce konuşulan ve İngiliz Milletler Topluluğu ülkelerinde yaygın tüketilir.
Fish and chips ilk olarak 1860'larda İngiltere'de ortaya çıktı ve 1910'da Birleşik Krallık'ta 25.000'den fazla fish and chips satan dükkân vardı. 1930'larda dükkân sayısı 35.000'e çıktı ancak sonrasında eğilim tersine döndü ve 2009'da yalnızca 10.000 dükkân fish and chips satıyordu.
Britanya Hükûmeti, I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı sırasında fish and chips tedarikini güvence altına aldı. Bu yemek savaş sırasında Birleşik Krallık'ta karneye tabi olmayan birkaç yemekten biriydi.
Bir ototrof, karbondioksit gibi basit maddelerden karbon kullanarak, genellikle ışıktan (fotosentez) veya inorganik kimyasal reaksiyonlardan (kemosentez) gelen enerjiyi kullanarak karmaşık organik bileşikler (karbonhidratlar, yağlar ve proteinler gibi) üreten bir organizmadır. Abiyotik bir enerji kaynağını (örneğin ışık) organik bileşiklerde depolanan ve diğer organizmalar (örneğin heterotroflar) tarafından kullanılabilen enerjiye dönüştürürler. Ototroflar canlı bir karbon veya enerji kaynağına ihtiyaç duymazlar ve karadaki bitkiler veya sudaki algler gibi bir besin zincirindeki üreticilerdir (ototrofların veya diğer heterotrofların tüketicileri olan heterotrofların aksine). Ototroflar karbondioksiti indirgeyerek biyosentez için organik bileşikler ve depolanmış kimyasal yakıt yapabilirler. Çoğu ototrof indirgeyici madde olarak su kullanır, ancak bazıları hidrojen sülfür gibi diğer hidrojen bileşiklerini de kullanabilir.
Birincil üreticiler ışıktaki enerjiyi (fototrof ve fotoototrof) veya inorganik kimyasal bileşiklerdeki enerjiyi (kemotroflar veya kemolitotroflar) organik moleküller oluşturmak için dönüştürebilir, bu moleküller genellikle biyokütle şeklinde birikir ve diğer organizmalar (örneğin heterotroflar ve miksotroflar) tarafından karbon ve enerji kaynağı olarak kullanılır. Fotoototroflar ana birincil üreticilerdir, ışık enerjisini fotosentez yoluyla kimyasal enerjiye dönüştürürler ve sonuçta inorganik bir karbon kaynağı olan karbondioksitten organik moleküller oluştururlar. Kemolitotroflara örnek olarak inorganik kimyasal bileşiklerin oksidasyonundan biyokütle üreten bazı arkea ve bakteriler (tek hücreli organizmalar) verilebilir, bu organizmalara kemoototroflar denir ve sıklıkla derin okyanuslardaki hidrotermal bacalarda bulunurlar. Birincil üreticiler en düşük trofik seviyededir ve Dünya'nın bugüne kadar yaşamı sürdürmesinin nedenidir.
Kemoototrofların çoğu litotroftur ve biyosentez ve kimyasal enerji salınımı için indirgeyici maddeler ve hidrojen kaynakları olarak hidrojen sülfür, hidrojen gazı, elementel kükürt, amonyum ve demir(II) oksit gibi inorganik elektron donörlerini kullanırlar. Ototroflar fotosentez veya kimyasal bileşiklerin oksidasyonu sırasında üretilen ATP'nin bir kısmını organik bileşikler oluşturmak üzere NADP+'yi NADPH'ye indirgemek için kullanır.
Donut (İngilizce: doughnut veya donut), özellikle Amerika'da bol tüketilen tatlı bir çörek. Şeker ve yağ açısından oldukça zengin olan çöreğin kalorisi fazladır. Birçok çeşidi vardır ve Amerikalılar genellikle kahvaltıda tercih ederler.
Başlıca iki şekilde üretilir: simit donut ve deliksiz (daire şeklinde) donut. Sadenin yanı sıra çikolata, reçel, krema gibi çok çeşitli malzemelerle kaplanmış veya içi doldurulmuş donut çeşitleri üretilir.
DeepDream, Alexander Mordvintsev adlı Google mühendisi tarafından oluşturulmuştur. DeepDream, algoritmik pareidolia yoluyla görüntülerdeki desenleri tespit etmek ve görüntüleri geliştirmek için evrişimli sinir ağı kullanmaktadır. Böylece aşırı işlenmiş görüntüler vasıtasıyla rüya tarzında halüsinojenik görüntüler oluşturan bilgisayar programıdır.
Google'ın programı, (derin) "rüya görme" terimini, eğitimli derin bir ağda istenen etkinleştirmeleri üreten görüntülerin üretimine atıfta bulunacak şekilde popüler hale getirmiştir. Ayrıca bu terim, ilgili biçimlerin bir koleksiyonunu ifade etmektedir.
Sundurma, bir kapı ya da herhangi bir geçidin girişini küçük bir çatı gibi yağmur, güneş vb. etmenlerden koruyan ve arkası duvara verilen yapı. Sundurmaların daha büyük boyutlarda, bütün ön cepheyi kaplayan türlerine veranda denir.
Bölgesel mimariye göre değişkenlik gösterebilecek pek çok sundurma tipi bulunur. Yapıların dış cephelerinde bulunan sundurmalar yerle temassız olabileceği gibi parmaklık, ince duvarlar vb. ögelerle desteklenebilir. Sundurmaların altındaki zemin yer ile aynı hizada olabilir ya da birkaç basamaklık merdiven ile çıkılabilir. En az bir kişinin rahatlıkla içinde durabileceği boyutlarda inşa edilir.
Sundurmalar yeterli genişlikte oldukları takdirde üst kat zemininde balkon olarak kullanılabilirler. Bu yapılar Hint mimarisinde önemli bir yer tutar.
Balkon
Teras
Revak
Dal-yaprak grafikleri (İngilizce: stem-and-leaf plot veya stemplot), betimsel istatistik ve "istatistiksel grafik" konusu olup sayısal olarak elde edilen verilerin grafik olarak görsel şekilde özetlemek amacıyla çizilir. Bu çizimi tek değişkenli verileri incelerken kullanılır. Bu gösterim şekli veri setinin yapısını, örüntüsünü veya genel eğilimini gösterir.
John Tukey’in yaptığı tanıma bağlı olarak açıklayacak olursak grafikteki satırlara "dal" (stem) satırların yanındaki açıklamalara (sayısal değerlere) "yaprak" (leaf) denir. Kısaca bu grafiği çizerken ve okurken kafamızda dallanmış bir ağaç görüntüsü oluşmalıdır. | 0 | 6 | [870, 3185, 3628, 4230, 5030, 5656] | 1 |
dee27c7e-5f37-46ad-ab95-356c9c158794 | Retinalofototroflar fotosentez yapmazsa nasıl enerji elde ederler? | Retinalofototroflar, klorofil veya elektron taşıma zinciri kullanmadan fotonları emer ve bu enerjiyi hücresel süreçlerini başlatmak için kullanırlar. Ancak geleneksel karbon fiksasyonundan yoksun olduklarından, fotosentez yoluyla organik bileşikler üretemezler. | SCORM (Sharable Content Object Reference Model) web tabanlı e-öğrenme için çeşitli standartlar ve özelliklerin belirtildiği bir standartlar topluluğudur.
Halen SCORM 2004 V.3 sürümü bulunan bir içerik yönetimi standartıdır. SCORM standartları içeriğin öğretilebilir özellikleri ile değil, yayımı ile ilgilenmektedir. SCORM standartları; e-öğrenme içeriklerinin birlikte çalışılabilirlik, yeniden kullanılabilirlik, yönetilebilirlik, ulaşılabilirlik, devamlılık, ölçeklenebilirlik, sıralama ve dolaşım özellikleri üzerine getirilen standartlardan oluşmaktadır.
Epsilon Scorpii (ε Sco, ε Scorpii), Akrep takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 63,7 ışık yılı uzaklıkta bulunan K-tipi turuncu bir dev yıldızdır. Patrick Moore yıldızın adını Wei olarak sunmuştur fakat bu hatalı bir okuma gibi görünmektedir. Wěi (尾), "kuyruk" anlamına gelmektedir ve orijinalinde, Çinlilerdeki bir yıldız deseni veya Yirmi sekizinci konak Xiùyu oluşturan yıldızlar; ε, μ1-2, ζ1-2, η, θ, ι, κ, υ ve λ Scorpii'nin adı olarak kullanılmıştır. 2,3 kadir görünen parlaklığıyla takımyıldızının beşinci parlak yıldızıdır.
Sosyal liberalizm, bireysel özgürlük ve sosyal adalet arasında denge kurmayı amaçlayan politik bir ideolojidir. Klasik liberalizm gibi bireyci ekonomiyi, sivil ve siyasi hak ile özgürlüklerin genişlemesi bakımıyla uyuşur ancak bunlara ek olarak hükûmetin meşru rolünün yoksulluk, sağlık ve eğitim gibi ekonomik ve sosyal konuları olduğunu da içeren sosyal piyasayı temel alır. Sosyal liberalizmde toplumun iyiliği bireyin özgürlüğü ile uyumlu görülür. İkinci Dünya Savaşı sonrasında sosyal liberal fikirler dünyanın birçok ülkesinde benimsenmiştir. Sosyal liberal düşünceler ile partiler merkez veya merkez sol olarak kabul edilir. Bununla birlikte, ülkelere göre farklı isimlendirmeler sosyal liberalizmi tarif etmektedir. Birleşik Krallık'ta yeni liberalizm, ABD'de modern liberalizm, Almanya'da sol liberalizm ve İspanyolca konuşulan ülkelerde ilerici liberalizm olarak adlandırılır.
Modern liberaller refah anlayışını, fırsat eşitliği temelinde savunmuşlardır. Birey ve gruplar, mevcut sosyal koşullardan dolayı zarara uğruyorlarsa, devletin bu zararları azaltmak ya da ortadan kaldırmak için üstlenmesi gereken sosyal sorumlulukları vardır. Yurttaşlar, konut edinme, eğitim ve çalışma hakkı gibi çeşitli refah ve sosyal haklara sahiptir. Sosyal liberallere göre devletin ekonominin yönetiminden, en azından regüle edilmesinden sorumlu olması gerekmektedir. Sosyal liberal bir hükûmetten, hükûmet müdahalesini kullanarak yoksulluk, refah, altyapı, sağlık, eğitim ve iklim gibi ekonomik ve sosyal sorunları ele alması ve aynı zamanda bireyin haklarını ve özerkliğini vurgulaması beklenir.
Terim, politik ve ekonomik fikirleri birkaç asır boyunca Büyük Bunalıma dek egemenliğini korumuş klasik liberalizmden farklılaşmayı belirtme amacıyla kullanılır. 20. yüzyılın sonuna doğru sosyal liberalizme karşı tepki, parasalcı ekonomi politikaları ve devlet hizmetlerinin sunumunun azalmasına yol açan, sıklıkla neoliberalizm adıyla anılan ekol tarafından gösterildi. Bununla birlikte bu tepki klasik liberalizme dönüşle sonuçlanmadı. Hükûmetler sosyal hizmetleri sunmaya devam etti ve ekonomi politikası üzerindeki kontrolünü korudu.
Bir retinalofototrof, iki farklı fotoototrof türünden biridir, bir fototrof alt sınıfıdır ve hücre uyarımlaması ve ışığı enerjiye dönüştürmek için kullandıkları ağtabaka(retina) bağlayıcı proteinler olarak adlandırılır. Tüm fotoototroflar gibi, retinalofototroflar da hücresel süreçlerini başlatmak için fotonları emer. Ancak, tüm fotoototrofların aksine, retinalofototroflar, kimyasal tepkimelerini güçlendirmek için klorofil veya bir elektron taşıma zinciri kullanmazlar. Bu, retinalofototrofların, inorganik karbonu (karbon dioksit gibi moleküler bileşiklerde bulunan karbon) organik bileşiklere dönüştüren temel bir fotosentetik süreç olan geleneksel karbon fiksasyonundan yoksun oldukları anlamına gelir. Bu nedenle uzmanlar, bunların fotoototrofik benzeri olan klorofototroflardan daha az verimli olduğunu düşünüyor.
Watson, IBM tarafından geliştirilen ve doğal dilde sorulan sorulara cevap vermek için tasarlanan bir yapay zekâ programıdır. Adı, IBM'e önayak olan Thomas J. Watson'dan gelmektedir; Watson, IBM'in DeepQA araştırma projesinin bir parçası olarak geliştirilmektedir. Program, POWER7 işlemcisi tabanlı sistemler üzerinde çalışmaktadır.
2011 süresince Watson, yetenekleri test edilme amacıyla televizyondaki yarışma programı Jeopardy!'da tamamlandı. İki oyunda, üç Jeopardy! bölümünde kombine edilmiş denk yayın, 14-16 Şubat'ta yayınlandı; Watson, Jeopardy!'da tüm zamanların en çok parasını kazanan Brad Rutter ile en uzun süre şampiyon serisini elinde tutan Ken Jennings'i geçti. Ken Jennings ve Brad Rutter, ilk oyunlarında sırasıyla 300.000$ ve 200.000$ kazanırken Watson, ilk oyununda 1 milyon dolar kazandı. Jennings ve Rutter, kazandıklarının yarısını hayır amacıyla bağışlama sözü verirken IBM, Watson'un kazandıklarını iki kurum arasında böldü. Bu, Jeopardy! tarihinde insanın makineye karşı olan ilk yarışıydı.
Yarışmada, tüm yarışmacılar, Watson dahil, sunucunun tamamen ipucu vermesine kadar beklemek zorunda kalmakta, ardından sinyal olarak bir ışık yanmakta; cevap verme şansını elde etmek için cevap düğmesine basmak gerekmektedir. Waton genellikle kendi düğmesini daha hızlı aktif hâle getirdi fakat bilgisayar klavyesindeki tuş isimleri ile güncel olaylar gibi birkaç kategorideki soruları cevaplandırdı. Her ipucu için Watson'un üç en muhtemel cevabı, televizyon ekranında sergilendi. Watson, dört terabaytlık sabit diske depolanan yapılandırılmış ve yapılandırılmamış içeriği, İngilizce Vikipedi'nin tüm metinleri dahil, tüketen 200 milyon sayfaya erişmek zorundaydı. Watson, oyun boyunca internete bağlanmadı. | 0 | 5 | [560, 1091, 3221, 4044, 5771] | 3 |
94e690c4-3f77-44fc-a118-829c4367ade4 | Endemizm kavramı sadece hayvan ve bitkiler için mi geçerlidir, yoksa diğer canlılar için de kullanılabilir mi? | Evet, endemizm kavramı sadece hayvan ve bitkilerle sınırlı değil. Bakteriler, mantarlar ve hatta bazı böcek türleri gibi diğer canlı grupları da endemik olabilir. Önemli olan, o canlı türünün yalnızca belirli bir coğrafi bölgede bulunmasıdır. | Termostat, fiziksel bir sistemin sıcaklığını algılayan ve sistem sıcaklığının istenen ayar derecesine yakın tutulması için çalışan bir kontrol aracıdır.
Termostatlar, ayar noktası sıcaklığına kadar ısıtan veya soğutan herhangi bir cihazda veya sistemde kullanılır; Termostat, bina ısıtma, merkezi ısıtma, otomobil radyatörleri, klimalar, HVAC sistemleri, su ısıtıcıları, elektrikli ütüler, fırın lar ve buzdolapları dahil mutfak ekipmanı ve tıbbi ve bilimsel kuluçka makinesi vb. yerlerde kullanılır. Bilimsel literatürde, bu cihazlar genellikle termostatik kontrollü yükler (TCL'ler) olarak sınıflandırılır. Termostatik olarak kontrol edilen yükler, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplam elektrik talebinin yaklaşık % 50'sini oluşturur.
Termostat, istenen ve ölçülen sıcaklıklar arasındaki hatayı azaltmaya çalıştığı için "kapalı döngü" bir kontrol cihazı olarak çalışır. Bazen termostat, otomotiv termostatı gibi kontrollü bir sistemin hem algılama hem de kontrol öğelerini birleştirir.
İlk bimetalli termostat, 1726'da saatin çeşitli sıcaklık şartlarında çalışmasında hassasiyetini korumak için kullanılmıştır.
Termostat kelimesi Yunanca θερμός "termos", "sıcak" ve στατός "statos", "ayakta, sabit" kelimelerinden türetilmiştir.
Termostat kelimesiyse 1830'da, çift metal şeridin sıcaklıkta farklı uzamadan dolayı bükülüp, ısıtma ve soğutma sistemlerini kontrol etmesinde ortaya atılmıştır.
Değişik termostat türleri ortaya çıkmasına rağmen, geliştirilmiş bimetal şeritli termostatlar günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Diğer bir tür genleşme katsayısı az bir boruyla genleşme katsayısı çok bir borunun birer uçlarının birleştirilmesinden oluşur. Borudaki kısalma, çubuğun serbest ucunun hareket ettirerek vanayı veya elektrik düğmesini kapatır. Değişik bir türse, kolay buharlaşan bir sıvının sıcaklığa bağlı olarak değişik basınç oluşturarak çalışır. Buzdolaplarındaki termostat bu tiptendir.
Nanorobot bilimi, bir nanometre (10−9 metre) veya buna yakın ölçekli parçalar içeren makine veya robot yaratan gelişen bir teknoloji alanıdır. Daha özel bir deyişle, nanorobotics, 0,1-10 mikrometre ölçekli cihazlar ile nanoteknoloji mühendislik disiplini içinde nanorobotlar tasarlama ve inşa etmek ve aynı zamanda nano ölçekler ve moleküler bileşenler üretmektir. Nanobots, nanoids, nanites,nanomachines veya nanomites gibi özel isimlere sahip Türkçe anlamları cüce, nanomakina, böcekçik gibi anlamlara gelen bu isimler sürekli olarak araştırma ve geliştirme altında olan bu nanorobotları tanımlamak için kullanılırlar.Nanomakinalar büyük ölçüde araştırma v, e geliştirme aşamasında olmasına rağmen bazı ilkel moleküler makineler ve nanomotorlar test edilmiştir. Örneğin, yaklaşık 1,5 nanometre uzunluğundaki bir anahtara sahip bir sensör, bir kimyasal örnekteki özel moekülleri sayma yeteneğine sahiptir. Nanaomakinelerin ilk yararlı uygulamaları tıbbi teknoloji alanında; kanser hücrelerini tespit ve imha için olabilir. Bir diğer potansiyel uygulama alanı ise, ortamdaki zehirli kimyasalları tespit ve konsantrasyonunu ölçme olarak düşünülebilir. Rice üniversitesi kimyasal yollarla tek moleküllü ve jantları bucky küreleri içeren bir araba geliştirdi. Araba, çevre sıcaklığını kontrol ederek ve taramalı tünelleme mikroskobunu yerleştirerek çalıştırıldı.
Bir başka tanım ise, nanoölçek çözünürlük ile hareket ettirilen veya nanoölçekli nesneler ile etkileşime duyarlı robotlardır.Bu gibi cihazlar için moleküler makinalar tanımı yerine tarama ve araştırma mikroskobisi demek daha uygun olur. Mikroskop tanımı düşünülerek, atomik kuvvet mikroskobu gibi büyük aletler, manipülasyon göstermesi için ayarlandığında bir nanorobotik aygıt gibi düşünülebilir. Bu açıdan bakıldığında, makro ölçekli robotlar veya mikro robotlar, nano ölçek ile doğrulukla hareket edebilen nano robotlar olarak düşünülebilir.
AHD Kamera, yüksek görüntü elde edebilen Analog HD kamera sistemleri anlamına gelmektedir. Analog CCTV altyapısı kullanılarak 720p ve 1080p çözünürlüklerde görüntü alabilen yüksek düzey performansa sahip kamera sistemleridir. HD Kalite de görüntü elde eden bu cihazlar koaksiyel kablo aracılığıyla aktarılan analog video sinyallerini işlemektedir. 2014 yılının son çeyreğinde duyurulan AHD teknolojisi, AHD-DVR dijital kayıt cihazı tarafından işlenerek kaydedilmektedir.
Walther Moritz Heinrich Wolfgang von Axthelm (23 Aralık 1893-6 Ocak 1972), 2. Dünya Savaşı sırasında bir Luftwaffe generaliydi. Kendisi Şövalye Haçıyla taltif edilenlerdendi.
Beyaz kaplan, genellikle "Beyaz Bengal Kaplanı" olarak da bilinir. Farklı bir tür sanılan bu kaplan, 10000 doğumda bir kez denk gelen olağan dışı genin, her iki kaplanda da olmasıyla doğal olarak gerçekleşebilir. Kaplanın Beyaz olabilmesi için resesif gene sahip olması ya da albino olması gerekir.
Açık renk bir pigmentasyonun sebebi, yavrunun her iki taraftan da resesif geni almasıdır. Pembe burun, pembe patiler, gri beyaz alacalı surat, buz mavisi gözler, beyaz-krem rengi arası bir kürk ve üzerindeki siyah-gri-kahverengi şeritler. beyaz kaplanlar, turuncu olanlarla çiftleşebilir ancak yavrular resesif gen açısından heterozigot olacak ve tuyleri turuncu olacaktır... bunu tek istisnası, çiftleşilen turuncu kaplan da bir heterozigot ise, bu durumda yavru, %50 ihtimalle çift resesif gene sahip olup beyaz olabilecektir. Turuncu renkli normal pigmantasyonu kaplanlarla karşılaştırıldığında, beyaz kaplanların hem doğumda hem de ileriki devrelerde turuncu kaplanlardan daha iri oldukları gözlemlenmiş.
Beyaz kaplanlar çok büyük bir ihtimalle bengal kaplanlarından çıkmaktadır. Hatta hindistanda bu kaplanlara, royal bengal veya hint kaplanı panthera tigris tigris denmektedir. Beyaz pigmentasyon, az da olsa esaret altındaki sibirya kaplanlarında panthera tigris altaica da görülebilir. Yalnızca bu kaplanlar her ne kadar resesif gene sahip olsalar da bazilarinin dusundugu gibi albino değildirler.
Çizgileri olmayan Beyaz Kaplanlarda vardır. Sahne sihirbazları Siegfried & Roy, kaplanları şeritsizlik için seçici olarak yetiştirmeye çalışan ilk kişilerdi; Cincinnati Hayvanat Bahçesi'nden (Tsumura, Mantra, Mirage ve Akbar-Kabul) ve Meksika Guadalajara'dan (Vishnu ve Jahan) alınan kar beyazı Bengal kaplanlarının yanı sıra Apollo adlı şeritsiz bir Sibirya kaplanına sahiptiler. Bu kaplanlara Hindistanda Kar Kaplanı da denir. Bunun sebebi ise şeritlerinin opaklığının düşük olması sebebiyle doğru ışıkta şeritlerinin olmadığı sanılmasıdır.
Doğal olarak resesif gen ve albinizme sahip kaplanlar farklı bir tür değildir. Eğlence sektörü için seçici olarak üretilen kaplanlar vardır ya da farklı türlerden karışım yapılarak seçici olarak üretilmeye çalışılan mutasyonlar vardır.
Endemizm, bulunduğu bölgenin ekolojik şartları yüzünden yalnızca belirli bölgede yaşayan/yetişen, dünyanın başka yerinde yaşama/yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü hayvan/bitki türüdür. Latince endemos kelimesinden gelir ve "yerli" anlamında kullanılmaktadır. | 0 | 6 | [1908, 3813, 4284, 4459, 6644, 6906] | 5 |
07e65f8a-10d1-43ef-8b53-6614783e8323 | Metallerin üretimiyle ilgili olarak metalurji hangi yöntemleri kullanır? | Metalurjide metallerin üretimi için hem fiziksel hem de kimyasal yöntemler kullanılır. Doğada bulunan cevherlerden veya geri dönüştürülebilir kaynaklardan saf metaller elde etmek için bu yöntemler bir arada uygulanabilir. | Metalurji veya diğer adıyla metal bilimi, metal ve alaşımların, cevher veya metal içeren ham maddelerden; kullanım sürecine uygun kalitede üretilmesini, saflaştırılmasını, alaşımlaştırılmasını, şekillendirilmesini, korunmasını ve "üretim-kullanım" ömrü içindeki çevresel kaygı ve sorumlulukları da dikkate alarak insanların ihtiyaçlarına cevap verecek özellikte ve biçimde hazırlanmasını hedef alan bilim ve teknoloji dalı. Metalurji, metal işleme zanaatından farklıdır.
Metalurji, konusu bakımından, üretim metalürjisi (ekstraktif metalürji ya da kimyasal metalurji) ve fiziksel metalurji (malzeme bilimi) olmak üzere iki ana dala ayrılabilmektedir. Üretim metalürjisi, gerek doğada mevcut cevherlerden gerekse metal içeren ham maddelerden veya ikincil kaynaklardan (hurda, artıklar, baca tozları vs.) fiziksel ve kimyasal yöntemlerle saf metallerin veya alaşımların üretimi konularını kapsar.
Öte yandan malzeme mühendisliği, metallerle birlikte seramikleri (porselen, fayans, tuğla, kiremit, cam, ateş tuğlası, refrakter malzemeler, özel sermetler vb. malzemeleri), organik yapı malzemelerini (bilhassa polimerler gibi plastikleri, kauçuk maddesini), çimento, ahşap, fiber ve kompozit malzemeleri, elektrik-elektronik ve manyetik malzemelerini, dişçilik ve tıpta kullanılan malzemeleri, yakıt malzemelerini ve bunların özelliklerinin geliştirilmesini ve üretimini inceleyen bilim dalıdır.
FK Jelgava, Letonya'nın en üst düzey futbol ligi olan Virslīga'da yer alan bir futbol kulübü.
Betts Robert Laughlin (d. 1 Kasım 1950), Amerikalı fizikçi ve akademisyendir. Columbia Üniversitesi ve Princeton Üniversitesi'nden Daniel Tsui ve Horst Störmer ile birlikte, "kesirli yük taşıyan uyarılmalar içeren yeni bir kuantum akışkanı biçiminin keşfinden dolayı" 1998 Nobel Fizik Ödülü'nü kazandı. | 0 | 3 | [1392, 1486, 1789] | 0 |
7e65cddf-a0ec-4b25-a01b-0109edee717a | Anotta hangi süreç gerçekleşir ve bu süreç X-ışını tüplerinde nasıl kullanılır? | Anotta redoks tepkimelerinde yükseltgenme gerçekleşir. X-ışını tüplerinde, anot pozitif polariteye sahiptir ve elektron bombardımanına maruz bırakılır. Bu bombardıman sonucu hedef kısımda X-ışınları üretilir. | Pervaz, gemiyi aşınmaya karşı korumak için yan tarafına tutturulmuş ahşap kalın tahtadır. Alt bölümde, omurganın yanında yer alır.
Pervaz, kirişlere basınçtan gelen kuvveti ileten bir basınç duvarının yatay elemanı için kullanılan bir terimdir.
Anot, redoks tepkimelerinde yükseltgenmenin gerçekleştiği elektrottur.
Katot'un tersi olarak tanımlanabilecek, artılığı ve eksiliği duruma göre değişen iletken uç.
Elektroliz tepkimesinde, anot artı uçta olur.
X-ışını tüplerinde elektron demetine maruz bırakılarak X-ışını elde edilen kısımdır. Pozitif polariteye sahiptir. İki kısımdan oluşur bunlar elektron bombardımanı sonucunda X-ışını oluşmasını sağlayan hedef kısım ve polariteyi sağlayan iletken kısımdır. | 0 | 2 | [245, 709] | 1 |
6a57cfae-f9e6-4ed6-9902-5b556a31f422 | Arkeometalurji sadece silah ve araç gibi işlevsel nesneleri mi inceler yoksa sanatsal amaçlı eserler de dahil mi? | Arkeometalurji, yalnızca işlevsel nesneleri değil, aynı zamanda mücevher ve madeni paralar gibi sanatsal amaçlı eserleri de inceleyen bir alandır. Metallerin üretimi, işlenmesi ve kullanımı ile ilgili tüm bilgileri ele alır. | Mikroelektro-mekanik sistemler (MEMS) günümüzde var olan mekanik ve elektrik sistemlerin entegre ve minyatürize versiyonları olup mikron boyutlarında olan bu sistemleri nanoelektromekanik sistemler (NEMS) vasıtası ile nanoteknoloji uygulamaları için de kullanmak da mümkündür. MEMS kavramı ilk olarak 1987 yılında bir mikrodinamik çalıştayı esnasında telaffuz edilmiştir. Fakat MEMS kavramının ortaya çıkması esas olarak entegre devre çalışmalarında yaşanan gelişmeler ışığında olmuştur. Bu gelişmeler içinde kalıba alma, kaplama teknolojileri, ıslak oyma metotları, kuru oyma metotlarında yaşanan gelişmeler mikro aygıt yapımını mümkün kılmıştır. Küçük aygıtların yapılması konusunda ortaya çıkan ilk fikir ünlü fizikçi Richard Feynman tarafından 1959 yılında yapılan "There's plenty of room at the bottom" isimli konuşmada ortaya atılmıştır. Mikro-elektromekanik sistemlerin boyutları 1 ile 100 mikrometre arasında değişim gösterir. Bu küçük boyutlarda standard fizik kuralları genellikle geçersizdir. MEMS yapılarında yüzey alanının hacime oranı oldukça yüksektir bu sebep ile yüzey etkileri (elektrostatik kuvvetler,ıslatma) hacim etkilerine (eylemsizlik,termal kütle) baskın gelir. Mikro elektro-mekanik sistem yapıları üç bölümden oluşur. Bu bölümler mekanik bölüm, mekanik bölümü çalıştıran tahrik bölümü ve mekanik hareketin davranışını inceleyen algılama bölümü olarak özetlenebilir. MEMS tahrik mekanizmaları verilen tahrik tipine göre farklılık gösterir. MEMS yapıları termal, elektrostatik, manyetik, pnömatik ve optik olarak tahrik edilebilir. Algılama işlemi ise genellikle optik ve elektronik sinyaller vasıtası ile yapılır. MEMS, Makina-Malzeme-Elektronik başta olmak üzere, temelde tüm mühendislik dalları ve temel bilimlerle birlikte pek çok dalı kapsayan çalışmaların yapıldığı disiplinlerarası bir kavramdır.
Palmdale ABD'nin Kaliforniya eyaletine bağlı Los Angeles ilçesinde bulunan bir şehirdir. Şehrin nüfusu 2010 sayımına göre 152.750'dir.
Facebook Graph Search, Facebook'ta geliştirilmekte olan bir anlamsal ağ ve anlamsal arama türüdür. Facebook tarafından Mart 2013'te tanıtıldı. Bir bağlantı listesi yerine kullanıcıların doğal dil sorgularına yanıt vermek için tasarlandı. Grafik Arama özelliği, bir milyardan fazla kullanıcısından elde ettiği büyük verileri ve harici verileri, kullanıcıya özel arama sonuçları sağlayan bir arama motorunda birleştirdi. Facebook CEO'su Mark Zuckerberg başkanlığındaki bir sunumda, Grafik Arama algoritmasının bir kullanıcının arkadaş ağından bilgi bulduğu açıklandı. Microsoft'un Bing arama motoru tarafından ek sonuçlar sağlandı. Temmuz ayında, Facebook'un ABD İngilizcesi sürümünü kullanan tüm kullanıcılara sunuldu. Aralık 2014'ten itibaren daha az görünür hale getirildikten sonra, orijinal Grafik Arama, Haziran 2019'da neredeyse tamamen kullanımdan kaldırıldı.
Clarence Leonard "Kelly" Johnson (27 Şubat 1910 -21 Aralık 1990), Amerikalı havacılık sistemleri ve havacılık mühendisi. Önemli uçak tasarımları ve bunlara sağladığı katkılarından dolayı en önemli uçak tasarımcısı olarak kabul edilir. En önemli tasarımı Lockheed SR-71 Blackbird. Ürettiği ve tasarladığı uçaklar dışında Mach 2 ve Mach 3 hız birimlerine olan katkılarıyla mühendislik dünyasında ismini duyurdu. ABD'nin ilk operasyonel avcı jetlerinin yanı sıra ilk başarılı çift motorlu avcı uçağını ve diğer uçakların gelişimlerinde çok sayıda katkıları bulunmaktadır. Lockheed Skunk Works üyesi ve ilk takım lideri olarak Johnson, dört yıl bu kurumda çalıştı ve "organize dehası" olduğu söylenir.
Kırk yılı aşkın bir süredir yapmış olduğu çalışmalar ve tasarımları nedeniyle havacılık tarihinin en yetenekli ve üretken mühendisleri arasında sayılmaktadır. Mühendislik biliminin en önemli ödülü olan Collier Trophy ödülüyle onurlandırılmıştır.
2003 yılında Wright Kardeşler 100. Uçuş Yılı anısına yapılan " Havacılık Haftası & Uzay Teknolojisi" listesinde "en önemli en ilginç ve en etkili insanlar".
Elektromanyetik top (Elektromayetik hızlandırıcı), elektrik ile çalışan elektromanyetik atkı fırlatıcısı. Patlayıcı veya sevk maddesi yerine manyetik alan kullanırlar. 3 türde elektromanyetik fırlatıcı vardır: Raylı Elektromanyetik Fırlatıcı (eng: railgun), Bobinli Elektromanyetik Fırlatıcı (eng: coilgun) ve Gauss Tüfeği. Gauss tüfeği ikisinden daha önceye dayanır ve elektrik akımı yerine mıknatıs ve çarpışmayı kullanır.
Elektromanyetik fırlatıcıların askeri amaçlarda ve uzay aracı fırlatmada kullanılması düşünülmektedir ama henüz araştırma aşamasındadırlar. Kimyasal patlayıcıların kullanımına gerek duymadıkları için daha güvenlidirler.
Arkeometalurji, arkeolojik buluntuların metalurjisi ile ilgilenen arkeometrinin araştırma disiplinlerinden birisidir.
Kültürel gelişmeleri sınıflandırmak üzere yorumlanan bakır, bronz ve demir gibi maddelerin kullanımlarından bugün Bakır Çağı, Tunç Çağı ve Demir Çağı denilen isimlendirmeler doğmuştur. Arkeometalurji bu metallerin üretimleri, işlenmeleri ve kullanımları ile yakından ilgilinen bir araştırma dalıdır. Bunun dışında maddelerin kökenleri ve nereden çıkarıldıkları da arkeometalurjik araştırmalar neticesinde tespit edilebilmektedir. Ayrıca mücevher ve madenî paralar da arkeometalurjinin araştırma alanına giren nesneler arasındadırlar. | 0 | 6 | [1829, 1964, 2830, 3934, 4579, 5231] | 5 |
b33afcec-d90b-469b-84ae-f8b0b10d096a | Demir tozu üretim yöntemlerine göre farklılık gösteriyor mu? Eğer öyleyse nasıl? | Evet, demir tozunun özellikleri üretim yöntemine göre değişir. Üç ana tip vardır: indirgenmiş demir tozu, atomize demir tozu ve elektrolitik demir tozu. Her birinin kendine özgü özellikleri ve bu özellikler farklı uygulamalarda kullanımını etkiler. | Picadillo (İspanyolca "kıyma" anlamına gelir) birçok Latin Amerika ülkesinde ve Filipinler'de geleneksel bir yemektir. Kıyma (en çok sığır eti), domates (yerine domates sosu kullanılabilir), kuru üzüm, zeytin ve bölgeye göre değişen diğer malzemelerle yapılır. Genellikle pirinçle servis edilir (dolayısıyla Filipinler'de arroz a la cubana, "Küba usulü pirinç" olarak bilinir) veya taco, tuzlu hamur işleri veya kroket gibi yemeklerde dolgu olarak kullanılır. İsim, "kıymak" anlamına gelen İspanyolca picar kelimesinden gelmektedir.
Demir tozu, manyetik alaşımların ve belirli çelik türlerinin üretimi gibi çeşitli kullanım alanlarına sahiptir.
Demir tozu, bir bütün olarak diğer birkaç demir parçacığından oluşur. Parçacık boyutları 20-200 µm arasında değişir. Demir özellikleri, belirli bir demir tozunun üretim yöntemine ve geçmişine bağlı olarak farklılık gösterir. Üç tür demir tozu sınıflandırması vardır: indirgenmiş demir tozu, atomize toz, ve elektrolitik demir tozu. Her tip, özelliklerine göre çeşitli uygulamalarda kullanılmaktadır. İndirgenmiş demir tozu ile atomize demir tozunun görsel görünümleri arasında çok az fark bulunmaktadır.
Berilyum oksit (BeO), renksiz katı inorganik bir bileşiktir. Elmas haricinde diğer metal olmayan malzemelere göre daha yüksek bir ısı iletkenliğine sahip olan berilyum oksit, çoğu metalinkini aşan dikkate değer bir elektrik izolatörüdür. | 0 | 3 | [533, 1149, 1387] | 1 |
d2378a07-1185-4cd4-97a5-7b98fb49461a | Ekstraktif metalurjide indirgeme işlemi neden gereklidir? | Çünkü birçok metal doğada oksit ve sülfür gibi bileşikler halinde bulunur. İndirgeme işlemi, bu bileşiklerden oksijen veya kükürt atomlarını uzaklaştırarak saf metali elde etmeyi sağlar. | Dickinsonia, fosilleri şimdiki Avustralya, Çin, Hindistan, Rusya ve Ukrayna'da bulunan geç Ediyakaran döneminde yaşamış bir bazal hayvan cinsidir. Dickinsonia, tipik olarak iki taraflı simetrik yivli bir ovali andırır. Diğer canlılarla ilişkileri şu anda bilinmemektedir; büyüme şekli, bir kök grup bilaterian afinitesi ile tutarlıdır, ancak bazıları bunun mantarlara, hatta "soyu tükenmiş bir aleme" ait olduğunu öne sürmüşlerdir. Dickinsonia fosillerinde kolesterol moleküllerinin bulunması, Dickinsonia'nın bir hayvan olduğu fikrini desteklemektedir.
Oksana Makar (Ukraynaca : Оксана Макар) (d. 11 Haziran 1993 – ö. 29 Mart 2012, 18 yaşında) 2012 yılında üç kişi tarafından tecavüz edildikten sonra öldürülen Ukraynalı kadın.
Epsilon Tauri veya ε Tauri, resmi adıyla Ain Boğa takımyıldızında, Güneş'ten yaklaşık 146 ışık yılı (45 parsek) uzaklıkta bulunan turuncu dev bir yıldızdır .
Boğa açık yıldız kümesinin bir üyesidir. Yaşı Boğa açık yıldız kümesinin yaşıyla orantılı olarak 625 milyon yıldan küçüktür. Başlangıç kütlesi iyi bilinen yıldızlar arasında yörüngesinde gezegen bulunduran en ağır yıldız olduğu iddia ediliyor. Büyük kütlesi göz önüne alındığında, bu yıldız, şu anda K0 III spektral tipinde olmasına rağmen, evrimleşmeden önce A tayf türünden bir anakol olduğu kabul ediliyor. Kırmızı yığın devi olarak kabul edilir bu da çekirdeğinde Helyum yaktığı anlamına gelmektedir.
Epsilon Tauri ekliptik düzlemine oldukça yakın olduğu için Ay ve oldukça nadiren diğer gezegenler tarafından örtülmektedir .
Ekstraktif (özütleme) metalurji, cevherden metalin özünü çıkararak, arındırır ve metal kazanımı sağlar. Yer kabuğunda bulunan birçok metal doğada oksit ve sülfür bileşikleri halinde bulunmaktadır. Bu mineral bileşikleri istenen metali elde etmek için indirgenmelidir ve metal elde edilmesi için çeşitli kazanım yöntemleri ekstraktif metalürjinin temel konusunu oluşturur. Bu bileşiklerin indirgenmesinde ya elektrolitik ya da kimyasal işlemler kullanılır. Bazı metaller içinse her iki işlem de kullanılır. Elektrolitik indirgeme basit olarak çözünmüş veya ergimiş metal oksit üzerinden akım geçirilerek nötr metal oluşturulmasıdır. | 0 | 4 | [554, 729, 1520, 2152] | 3 |
4ef68e86-7b76-47f8-9a3f-17678725c522 | Ferritin farklı çelik türlerini oluşturan karbonun çözünürlüğündeki farklılıklar neden önemlidir? | Çelik, demir ve karbon alaşımından oluşur. Ferritin (alfa demir) yapısı, karbon atomlarını çözme kapasitesi düşükken, östenit (gama demir) yapısı daha yüksek miktarda karbonu çözebilir. Bu fark, çeliklerin sertlik, dayanıklılık ve diğer mekanik özelliklerini belirleyen önemli bir faktördür. Farklı çelik türleri üretmek için, ferritin ve östenitin oranı kontrollü bir şekilde değiştirilir. | Ferrit (ferrum: demir) veya alfa demir (α-Fe) oda sıcaklığında ve atmosfer basıncında stabil olan demirin fazlarından biri olan düşük karbonlu çelikte meydana gelen hacim merkezli kübik kristal yapıya sahip, ana bileşen olarak demir içeren katı bir çözeltidir. Çelik ve dökme demire manyetik özelliklerini veren bu kristal yapıdır ve ferromanyetik malzemenin klasik bir örneğidir.
Atmosferik basınçta, sıcaklığa bağlı olarak üç allotropik demir formu vardır: alfa demir (α-Fe, ferrit), gama demiri (γ-Fe, östenit) ve delta demir (δ-Fe). Çok yüksek basınçta, dördüncü bir form vardır, epsilon demir (ε-Fe, hexaferrum). Bazı tartışmalı deneysel kanıtlar, çok yüksek basınç ve sıcaklıklarda stabil olan beşinci bir yüksek basınç formunun varlığını göstermektedir.
Demirin atmosferik basınçtaki fazları, farklı çelik türlerini oluşturan karbonun çözünürlüğündeki farklılıklar nedeniyle önemlidir. Demirin yüksek basınçlı fazları, gezegensel çekirdeklerin katı kısımları için model olarak önemlidir. Dünya'nın iç çekirdeğinin genellikle ε yapıya sahip kristalin bir demir-nikel alaşımından oluştuğu varsayılır. Katı iç çekirdeği çevreleyen dış çekirdeğin nikel ile karıştırılmış sıvı demirden ve eser miktarda daha hafif elementlerden oluştuğuna inanılmaktadır.
de Broglie hipotezini doğrulayan fizik deneyi, Davisson-Germer deneyi, Amerikalı fizikçi olan Clinton Davisson ve Lester Germer tarafından 1923-1927 yılları arasında yapıldı. Bu hipotez Louis de Broglie tarafından 1924 yılında ortaya konulmuştur ve hipoteze göre elektron gibi maddenin parçacıklarında dalga tipi bir özellik vardır. Bu deney ise sadece de Broglie hipotezini onaylama ve dalga-parçacık ikilisini sunmakla kalmayıp aynı zamanda kuantum mekaniğine ve Schrödinger denklemi için önemli bir tarihi gelişmedir.
Wolfram von Eschenbach (1170 civarı - 1220 civarı) bir Alman şövalye ve şairdir. Çağının en büyük epik şiir şairlerinden biri olarak gösterilmektedir. Ayrıca lirik şiir de yazmıştır. | 0 | 3 | [1257, 1778, 1961] | 0 |
019e2158-1c48-4cb5-a167-e8dbc5eab158 | Flotasyon yönteminde kullanılan reaktiflerin görevleri nelerdir? | Flotasyon yönteminde pH ayarlayıcılar çözeltiyi istenen asidite veya bazikliğe getirir. Bastırıcılar, istenmeyen minerallerin flotasyona girmesini engeller. Canlandırıcılar ise cevher minerallerinin yüzeyini aktive ederek toplayıcının daha etkili olmasını sağlar. Toplayıcılar (kollektörler) hidrofobik özelliği artırarak mineralleri hava kabarcıklarına bağlar. Köpürtücüler ise bol miktarda köpük oluşturarak hidrofobik minerallerin yüzeye taşınmasını kolaylaştırır. | Antipsikiyatri, geleneksel psikiyatrinin savlarını ve uygulamalarını eleştiren, 1960'larda İngiltere'de doğan akım. Temsilcileri arasında; Franco Basaglia, Ronald Laing, David Cooper, Michel Foucault ve Thomas Szasz bulunmaktaydı.
Bir grup psikiyatr, klinik doktoru ve psikanalist bir araya gelip deneyimlerini paylaştılar. Antipsikiyatrinin önde gelen iki ismi, İngiliz Ronald Laing ile İskoçyalı David Cooper 1967'de bu terimi kullanarak, akımı resmen başlatmış oldu. Onlara göre, şizofreni bir hastalık değil, kişisel siyasi bir eylem, ailenin ve toplumun baskısına karşı gösterilen tepkisel bir sendromdu. 1986'da 56 yaşında Paris'te ölen David Cooper, The Death of the Family (Ailenin Ölümü) adlı kitabında ailenin kendi sahte yaşam tarzını korumak için bir hastalık yarattığını, toplumun gereksinimlerini karşılayan tıpın ise bu hastalığın tedavi yöntemlerini belirlemek, tanımlamak, sınıflandırmak ve uygulamak için "psikiyatri" adında özel bir uzmanlık alanı yarattığını iddia etmiştir.
Vitis International Variety Catalogue ya da kısaca VIVC (Türkçe: Vitis Uluslararası Çeşit Kataloğu), çeşitli asma türleri ve çeşitleri / çeşitleri olan Vitis cinsinin bir veritabanıdır. VIVC, Almanya'nın Siebeldingen belediyesinde Geilweilerhof Üzüm Yetiştiriciliği Enstitüsü (Institut für Rebenzüchtung Geilweilerhof) tarafından yönetilmektedir. Katalog dünya çapındaki çeşitli bağcılık enstitülerinde bulunan asma koleksiyonlarından bilgiler içermektedir. 2021 itibarıyla, veritabanında, 45 ülkedeki 130 enstitüden yaklaşık 23000 çeşit bir araya getirilmiştir.
Flotasyon veya yüzdürme yöntemi, üretilecek cevherin suya yatkınlığı (hidrofilik) ve suya karşıtlığı (hidrofobik) özelliklerini kullanarak sıvı içerisinde kabarcık oluşturarak suda yüzmesi veya batması ile diğer malzemelerden ayrılmasını sağlayan bir zenginleştirme yöntemidir.
Genelde sülfür cevherlerin ayrıştırılmasında kullanılır. Dünyada flotasyon özellikle bakır, kurşun ve çinko cevherlerinin zenginleştirme yöntemlerinden biridir. Örnek: porfirik bakır cevherlerinde (hem oksitli hem sülfürlü) flotasyon ile sülfürlü ve oksitli olarak ayırmak mümkündür.
Yüzdürme işlemi sadece suyla yapılamadığından flotasyon için malzeme içine reaktifler eklenir. Bunlar sırası ile pH ayarlayıcı, bastırıcı, canlandırıcı, toplayıcı (kollektör), köpürtücüdür. Bu zenginleştirme yöntemi gravite ile yapılamayan zenginleştirme için uygulanır. Madencilik sektöründe önemli bir zenginleştirme yöntemidir.
Flotasyon ile zenginleştirmede verimli bir proses için, tane iriliğinin en fazla 45 mesh olması gerekmektedir. Flotasyonun uygulanabilmesi için aşağıdaki şartların aynı anda oluşması gerekmektedir:
Cevherdeki minerallerden birisi havaya karşı yüzey gerilime sahip olmalıdır.
Hidrofobik mineraller hava kabarcıklarıyla taşınabilmelidirler.
Flotasyon sıvısı, yüzey gerilimini aktif yapan maddeler içermelidir. | 0 | 3 | [995, 1558, 2861] | 2 |
8eb84188-9109-47a6-a9ca-79fded14f6ee | Galvanik serilerde iki metalin korozyon hızını etkileyen faktörler nelerdir? | Galvanik serilerde iki metalin korozyon hızı, metaller arasındaki soyluluk farkı ve elektrolitin türü tarafından belirlenir. Soyluluk farkı ne kadar büyükse, korozyon hızı da o kadar yüksek olur. Ayrıca, elektrolit çözeltisinin iletkenliği de korozyon hızını etkiler; daha iletken bir elektrolit, daha hızlı korozyona yol açar. | Klor, VIIA grubunda bulunan hafif, keskin kokulu, yeşilimsi sarı renkli, tahriş edici ve zehirleyici bir gaz. Havadan 2,5 kat ağır olan klor ilk zamanlar bir bileşik olarak kabul ediliyordu. Klor ilk olarak 1774 yılında Carl Wilhelm Scheele tarafından keşfedildi. 1810 yılında ise bugünkü ismi Humphry Davy tarafından verildi.
Ordnungspolizei (kısaca: OrPo veya Orpo, üniformasının renginden dolayı Grüne Polizei), Nazi Almanyası'nın normal polisi.
Nazi Almanyası döneminde özellikle 1936 - 1945 yılları arasında Sicherheitspolizei (SiPo) ile birlikte rejimi korumakta önemli rolü oynadı.
Milyonlarca Yahudi ve Sovyet savaş esiri Ordnungspolizei mensupları tarafından infaz edildi.
Su darbesi (eş anlamları: Su çekici, Su koçu darbesi, koç darbesi), (ing. Water hammer) boru sistemindeki su hızının hızla değişmesinin neden olduğu basınç dalgalanmasıdır. Su darbesiyle beraber çoğu zaman boruya tos vuruluyormuş bir ses oluşur. Darbenin adı da buradan gelir.
Boru hatlarında su darbesi olayı çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Bunlara örnek olarak pompa motorunun enerjisinin aniden kesilmesi, hat üzerindeki vanaların kapatma/açma manevraları ve pompaya yol verilmesi gibi kaçınılamayacak nedenler sıralanabilir. Su darbesi sonucu boru hattında belirli periyotlarla aşırı basınç ve düşük basınç değerleri oluşur. Bu basınçlar altında boru veya hat üzerindeki diğer elemanlar zarar görebilir. Bu nedenlerle boru hatların tasarımı sırasında mutlaka su darbesi hesabı da yapılmalı ve tehlikeye darbe önleyici elemanlar hat üzerine monte edilmelidir.
Su darbesi hesabı, boru içerisindeki zamana bağlı hareket ve süreklilik denklemlerinin çözülmesi ile yapılabilir. Bu denklemler iki yöntemle çözülebilmektedir. Bunlar grafik çözüm yöntemi ve sayısal çözüm yöntemidir. Basitliği ve pratikliği nedeniyle uzun zaman grafik yöntemler kullanılmıştır. Fakat grafik limitleri dışında bulunan bölgelerin hesaplanması ve boru hattı boyunca basıncın zamana göre değişiminin görülmesi bu yöntem ile mümkün olamamaktadır.
Günümüz bilgisayarlarının yüksek bellek kapasitesi ve işlem hızı sayesinde sayısal yöntem ile çok daha ayrıntılı ve hassas hesap yapılabilmektedir. Her türlü hidrolik eleman (pompa, basınç regülasyon vanası, çek valf, hava kazanı vs.) matematiksel olarak modellenebilmekte ve su darbesi denklemlerinin çözümünde sınır şartı olarak kullanılabilmektedir.
Bazen kum havuzu, kedi tuvalet kutusu veya kedi tuvaleti denilen kap kedilerin yanı sıra tavşanlar, yaban gelincik'ler, minyatür domuz'lar, küçük köpek'ler ve içgüdüsel olarak veya eğitim yoluyla böyle bir yerden yararlanan diğer evcil'ler için bir iç mekan dışkı ve idrar toplama kutusudur. Bir evde serbest dolaşımına izin verilen ancak metabolik atık için dışarı çıkamayan veya her zaman dışarı çıkmayan evcil hayvanlar için kullanılır. Bu hayvanların sahipleri, açık havadaki tehlikelere maruz kalma korkusuyla hayvanlarının dışarıda dolaşmalarına izin vermemeyi tercih eder. Ortalama, kapalı kedilerin ömrü 16.8 yıl iken, açık hava kedilerinin ömrü çok daha kısa, sadece 5.6 yıldır. Bu açık hava tehlikeleri arasında kötü hava durumu, yabani yaşam, trafik veya kedi immün yetmezlik virüsü gibi hastalıklar yer alır.
Vahşi doğada kediler, kolay gömmek için doğal olarak yumuşak veya kumlu toprağa dışkılarlar. Dışkılarını örtmek için patilerini geriye doğru süpürme hareketiyle kullanırlar. Bu içgüdüsel arzuyu harekete geçirmek için, kedi tuvalet kutusunun dibi genellikle 2 inç (5 cm) veya daha az kedi kumu ile doldurulur. Tuvalet kutusu dolgu maddesi, amonyak gibi nemi ve kokuları emen gevşek, tanecikli bir malzemedir. Bazı kum markaları, bu tür kokuları emmek için kabartma tozu içerir veya sahipleri, kutunun altında kedi kumunun altına, ince bir tabaka serpebilir. Altlık malzemesi ayrıca bir kedinin atıklarını gömmelerine izin vererek kokularını gizleme konusundaki içgüdüsel arzusunu da tatmin eder. En yaygın malzeme kildir, ancak geri dönüştürülmüş kâğıt "peletler" ve silika bazlı "kristal" çeşitleri de kullanılır. Bazen, sahibi kedinin doğal içgüdülerini harekete geçirmek istediğinde, doğal kir kullanılır.
Pisliğin içine döküldüğü kedi tuvalet kutusu, uygun şekilde temizlenmediğinde pis bir koku yayar. Tuvalet kutusundan kaçınmayı önlemek için, tuvalet kutusunun bodrum katı veya çamaşır odası gibi evin trafiğin az olduğu alanlarda tutulması tavsiye edilir. Çıkan kokuyu örtmeye veya azaltmaya yardımcı olmak için ticari olarak temin edilebilen özel tuvalet malzeme türleri vardır. Bunlar kabartma tozu, bitki özleri ve/veya kokulu kristaller içerirler. Hava girişi olan bir odada tutulursa, kokuyu evin geri kalanından izole etmek için fırın filtresine oda spreyi eklenebilir.
Galvanik seriler veya elektropotansiyel seriler, metallerin ve yarı metallerin asaletini belirler. İki metal bir elektrolitin içine batırıldığında, aynı zamanda elektrikle bazı dış iletkenlerle bağlandığında, daha asil (taban) galvanik korozyona uğrayacaktır. Korozyon hızı, elektrolit ve soyluluk farkıyla belirlenir. Fark, voltaj potansiyelindeki bir fark olarak ölçülebilir: daha asal olan metal, asil olana göre daha düşük (yani daha negatif) elektrot potansiyeline sahip olan ve elektron potansiyelinde anot (elektron veya anyon çeken) olarak işlev görür. Yukarıda tarif edildiği gibi çalışan bir elektrolit cihazı (bir galvanik hücre). Galvanik reaksiyon, pillerin dayandığı ilkedir.
Bir metal yüzeyi boyunca eşit olmayan koşullar da farklı enerji potansiyellerine neden olabilir. Örneğin, beton içine gömülmüş olan bir çapanın kısmı tipik olarak toprağa maruz kalan kısımdan daha düşük enerji potansiyeline sahiptir. Galvanik serilerin kullanımı, bu ciddi korozyon biçiminin gerekli bir parçası olan dikkatli ve çevreyle ilgili temel bir bilgi ile yapılmalıdır.
Prekognisyon meydana gelecek olayların önceden paranormal olarak algılanması fenomenine Parapsikoloji'de verilen addır.
Prekognisyon ile premonisyon arasındaki fark, prekognisyonun özel bir olay hakkında açık bir bilgi içermesine karşılık, premonisyonda meydana gelecek olayla ilgili yalnızca belli belirsiz bir hissetmenin söz konusu olmasıdır. Parapsikologlar geleceği bilme fenomeninin gerçek olduğunu, bu fenomenin gerçekliğinin sayısız vakalarla ortaya konmuş olduğunu kabul etmekle birlikte ve bu fenomeni laboratuvar koşullarında deneysel olarak inceleyip sonuçları sınıflandırmakla birlikte, fenomenin nasıl oluştuğu ve nedeni konusuna bir açıklama getirememektedirler. Prekognisyon fenomeni, büyük çoğunluğu geleceğin önceden düzenlenmiş olamayacağını savunan Parapsikologlar arasında geleceğin önceden düzenlenip düzenlenmemiş olması konusunda bir görüş ayrılığına neden olmuştur. Bu konu, Fatalizm’e karşı çıkan Neo-spiritüalist görüşte, geleceğin geçmişte yapılan iradi hareketlerin sonuçları olarak nedensellik kuralınca kısmen belirlenmiş ve insanın iradi hareketleriyle mukadderatını her an belirlemekte olduğu düşüncesiyle açıklanmaktadır.
Parapsikolojik araştırmalara göre, prekognisyon medyumluğunun kapsamındaki fenomenlerin oluşum biçimleri içinde, % 60’ını haberci rüyalar, % 40’ını ise uyanıkken kendiliğinden görülen vizyonlar, işitsel halüsinasyonlar, aniden zihinde çakan düşünceler, trans sırasında alınan duyumlar veya bilme duygusu biçiminde ortaya çıkan medyumluk oluşturmaktadır.
Parapsikolojik istatistikler prekognitif duyumların büyük kısmının genellikle ilk 48 saat içinde olacak olaylara ilişkin olduğunu göstermektedir. Aylar veya yıllar sonra olacak olaylara ilişkin prekognisyonların sayısı çok azdır. Yine Parapsikolojik istatistiklere göre, prekognisyon fenomenlerinin % 80’lik kısmında, fenomene konu olan kişiler ile prekognitif duyumu alan kişi arasında duygusal bir bağ (eş, aile bireyi, dost vs.) olduğu görülmüştür. Bu bağın mevcut olmadığı % 20’lik kısım ise genellikle büyük, önemli felaketlere (uçak düşmesi, deprem, önemli birine suikast girişimi vs.) ilişkin duyumlardır. | 0 | 6 | [327, 682, 2362, 4666, 5735, 7858] | 4 |
8553baef-c7ee-467f-9e4d-9a03930d5736 | GLARE gibi yeni materyallerin otomotiv ve uçak sektöründe tercih edilmesinin temel nedeni nedir? | GLARE gibi yeni materyaller, alüminyum veya çelik gibi geleneksel malzemelerle aynı veya daha fazla dayanıklılık ve kuvvet sunarken, onlardan çok daha hafiftir. Bu da özellikle uçak ve otomobiller gibi taşıtların yakıt tüketimini ve emisyonlarını azaltmada önemli bir rol oynar. | GLARE (İngilizce: glass laminate aluminum reinforced epoxy), fiberglas ya da cam lif takviyeli, yeni suni sanayi materyalidir. Bu ve benzeri yeni materyaller özellikle kimya ve metalürji dallarında tasarlanıp, günümüzde otomotiv ve uçak sektöründe rağbet bulur.
Bu tip yeni materyalların özellikleri ise, tonlarca alüminyum veya çelik maddeler yerine, hem aynı veya daha fazla dayanıklı ve kuvvetli özellikleri yanı sıra daha hafif olmalarıdır. Uçak, gemi veya araba sektöründe, teknolojinin sağladığı derecede mümkün mertebe hafif bir kütlenin hareketi gereklidir. Zira bir hafif kütleyi hareket etmeye gerekli enerji (elektrik, manyetik veya akaryakıt) her vasıta üreticisi için en büyük sorunlardan birisidir.
UGC 2140 (Arp 258, HCG 18), Koç takımyıldızında yaklaşık olarak 171,55 MIy (52,6 Mpc)uzaklıkta bulunan bir düzensiz gökadadır. Halton Arp tarafından görüntülenmiş ve "Düzensiz yığınlara sahip gökadalar" kategorisi altında Tuhaf Gökadalar Atlası'na dahil edilmiştir. Ayrıca Yoğun Hickson Grubu kataloğunda HCG 18a olarak gösterilen PGC 10046, 437,04 MIy (134 Mpc)uzaklığıyla bir arka plan gökadasıdır. Diğer üç nesnenin (PGC 10042/43/44), tek bir düzensiz gökada içindeki yıldız ve gaz birleşmeleri veya iki veya daha fazla düşük kütleli gökada arasındaki etkileşimin sonucu oluşmuş olabileceği düşünülüyordu. 1999 yılında nesnenin birden fazla yıldız oluşum bölgesine sahip tek bir gökada olduğu bulunmuştur. | 0 | 2 | [713, 1422] | 0 |
398e55ec-ff4f-4f68-8ceb-6c1ad035b556 | Haddeleme işlemi sıcaklığına göre nasıl sınıflandırılır ve bu sınıflandırmaların kullanım açısından farkları nelerdir? | Haddeleme işlemi, metalin sıcaklığına göre sıcak haddeleme ve soğuk haddeleme olarak sınıflandırılır. Sıcak haddelemede metalin sıcaklığı yeniden kristalleşme sıcaklığının üzerindeyken, soğuk haddelemede bu sıcaklığın altındadır. Kullanım açısından sıcak haddeleme, diğer tüm imalat süreçlerinden daha fazla tonajlı iken, soğuk haddeleme tüm soğuk çalışma işlemlerinden en tonajlı olan işlemdir. | Pseudostaurastrum, ışınlılar grubunda yer alan bir Protista. Aralarında 3-4 boşluk olan her bir pseudostaurastrum'un boşlukları birbirine eşittir.
Orman formu, orman ekosistemindeki ağaç türleri ve bunların bir arada bulunuş şekilleri, orman içindeki sosyal konumları, sıklığı ve tepe ilişkileri itibarıyla kuruluş şekli.
Rho Ophiuchi bulut kompleksi Yılancı takımyıldızındaki ρ Ophiuchi yıldızının 1° güneyinde yer alan bir karanlık bulutsudur. Yaklaşık 140 pc uzaklığıyla, Güneş Sistemi'ne en yakın yıldız oluşum bölgelerinden birisidir.
Bulut, gökküre üzerinde 4.5° × 6.5°'lik bir açısal alan kaplamaktadır. Yoğun gaz ve toz içeren iki büyük bölgeden oluşmuştur. Birinci bölge, bir yıldız oluşum bulutu (L1688) ve iki iplikçik (L1709 ve L1755) içerirken, ikinci bölge ise bir yıldız oluşum bölgesi (L1689) ve bir iplikçik (L1712-L1729) içerir.
Power Balance, üreticileri tarafından "hologram teknolojisi" kullanıldığı iddia edilen ve sözde "vücudun doğal enerji alanını" düzenleyen bir üründür. Birçok ünlü tarafından kullanılsa da kanıtlanmış hiçbir etkisi bulunamamıştır. Yapımcı şirket yanlış reklam yaptığına dair birçok eleştriri ile karşı karşıya kalmış, bunlar karşılığında da özür dilemek zorunda kalmıştır.
Üreticileri firma tarafından yapılan açıklamada :
"Reklamlarımızda Power Balance bilekliklerin sizi güçlendirdiğini, denge ve esnekliğinizi arttırdığını söyledik. Kabul ediyoruz ki, elimizde bunu gösteren hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır ve reklamlarımızla 1974 Ticaret Uygulama Kurallarını çiğnediğimizi kabul ediyoruz. Eğer bizim tarafımızdan kandırıldığınızı düşünüyorsanız, sizden özür dileyip, ücreti de geri ödemeyi kabul ederiz." denmiştir.
Metal işlemede haddeleme; kalınlığı azaltmak, kalınlığı üniform hale getirmek ve/veya istenen mekanik özelliği vermek için metal stoğun bir veya daha fazla merdane çiftinden geçirildiği bir metal şekillendirme işlemidir. Konsept hamurun açılmasına benzer. Haddeleme metalin sıcaklığına göre sınıflandırılır. Metalin sıcaklığı yeniden kristalleşme sıcaklığının üzerindeyse işlem sıcak haddeleme olarak bilinir. Metalin sıcaklığı yeniden kristalleşme sıcaklığının altındaysa soğuk haddeleme olarak bilinir. Kullanım açısından sıcak haddeleme, diğer tüm imalat süreçlerinden daha fazla tonajlı ve soğuk haddeleme, tüm soğuk çalışma işlemlerinden en tonajlı olan işlemdir. Rulo çiftlerini tutan rulo tezgahları, tipik olarak çeliği hızlı bir şekilde yapısal çelik (I-kirişler, açılı stok, kanal stoğu), çubuk stoğu ve raylar gibi ürünlere dönüştürebilen haddehanelerde gruplandırılmıştır. Çelik fabrikalarının çoğu yarı mamul döküm ürünlerini nihai mamullere dönüştüren haddehane bölümlerine sahiptirler.
Halka haddeleme, rulo bükme, rulo şekillendirme, profil haddeleme ve kontrollü haddeleme dahil olmak üzere birçok haddeleme işlemi mevcuttur. | 0 | 5 | [147, 322, 847, 1672, 2817] | 4 |
8a17e0fa-aa99-4e34-aaf0-d1a98cde7c39 | Hidrometalurjide liç işlemi nedir ve nasıl gerçekleştirilir? | Liç, hidrometalurjinin ilk aşamasıdır ve cevherden değerli metalleri çözünür hale getirmeyi amaçlar. Bu işlemde, asitler, bazlar veya kompleksleştiriciler gibi kimyasallar kullanılır. Çözücü çözelti, cevhere uygulandığında, istenen metali çözeltiye geçirecek şekilde kimyasal reaksiyonlara neden olur. Böylece metal, cevherden ayrılmış olur. | Hidrometalurji temel olarak, sıvı kimyasalların kullanılmasıyla uygulanan ekstraktif metalurji yöntemlerden biridir. Temel amaç, kıymetli metalleri cevherden ayırmak, zenginleştirmek veya geri dönüştürmektir.
Hidrometalurji üç başlık altında incelenebilir:
Liç
Safsızlaştırma
Metal Kazanımı
Paul Blobel (13 Ağustos 1894 - 8 Haziran 1951), Alman bir Nazi savaş suçlusu, bir SS-Standartenführer ve SD'in bir üyesi. Potsdam şehrinde doğdu. I. Dünya Savaşı'nda katıldı. Savaştan sonra Blobel, mimar olarak çalıştı ve 1924'ten 1931'e kadar bu mesleği uyguladı. İşini kaybettik sonra Nazi Partisine ve SS'e katıldı.
Sovyetler Birliği'nin Alman istilası esnasında, Ukrayna'da aktif olan Einsatzgruppe C'in Sonderkommando 4a sını yönetti. Einsatzgruppen'in, siyasal ve ırksal istenmeyen kişilerin olduğu "Tasfiye etme" programından sorumlu oldu. Kiev'de Babi Yar katliamı'nda Blobel, öncelikle sorumluydu.
Blobel, Reichenau ve Friedrich Jeckeln'in birimleri ile birlikte, Kiev'de, Eylül 1941'de Babi Yar Katliamını organize ederek 33.771 Yahudi öldürüldü.
Sağlık sebeplerinden dolayı, çoğunlukla onun alkol bağımlılığı yüzünden 13 Ocak 1942'de görevinden kovuldu.
1942 Haziran'da o, Aktion-1005'in nezaretinde koyuldu, Doğu Avrupa'da bütün Nazi katliamlarının kanıtını yok edilmesi vazifesiyle görevlendirildi. Toplu mezarların kazılarak ölülerin mezardan çıkarılması ve vücutlarının yakılması bunun bazılarından biridir.
Eylül 1947'de Einsatzgruppen duruşmasının başlangıcında Paul Blobel, 59,018 kişinin infazından sorumlu tutuldu. İfadesi esnasında Blobel buna rağmen, "Sadece" 10,000-15,000 kişiyi öldürmüş olabileceğini iddia etti. O, sonra Einsatzgruppen duruşmasında ABD Nurnberg askeriye mahkemesi tarafından ölüme mahkûm edildi.
Blobel, 8 Haziran 1951'de Landsberg Hapishanesinde asılarak idam edildi. | 0 | 2 | [292, 1804] | 0 |
6556be90-e307-4757-a0c9-52c934061967 | Erime sıcaklığı, her madde için aynı mıdır? | Hayır, erime sıcaklığı her madde için farklıdır. Bir maddenin molekülleri arasındaki bağların kuvveti, o maddenin erime sıcaklığını belirler. Örneğin, suyun erime sıcaklığı 0 santigrat derecedeyken, demirin erime sıcaklığı 1538 santigrat derecedir. | Apple ekosistemi, Apple'in iPhone, iPad, Apple Watch, Apple TV, Mac, HomePod cihazları dahil olmak üzere dijital ekosistem'ini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Çeşitli cihaz, yazılım ve hizmet ağları arasında sorunsuz entegrasyonu, kapalı platform ve optimizasyonuna göre sıklıkla övülür. Bunlar büyük ölçüde Apple'ın gizliliğe odaklanmasıyla vurgulanır.
Ak 5 veya Automatkarbin 5 ("otomatik karabina 5" ), Belçika menşeili FN FNC model piyade tüfeğinin arktik iklimime uyarlanması amacıyla İsveç tarafından yeniden tasarlanan bir piyade tüfeğidir. Ak 5, aynı zamanda İsveç Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde en çok sayıda kullanılan tüfektir. Daha öncesinde İsveç Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılan Ak-4'ün yerini almıştır. Üretilen daha sonraki sürümlerinde silaha Colt M203 bombaatar eklentisi de eklenebilmektedir. 2023 yılı itibarıyla standart üretim sürümü Ak 5C modelidir.
2021'de İsveç, Finlandiya ile işbirliği içinde olmak üzere Ak 5'in yerini alacak yeni bir piyade tüfeği geliştirmek üzere çalışmalara başlandığını duyurmuştur.
Maket, gerçek veya kurgusal bir nesnenin çeşitli materyaller kullanarak üretilen, belirli bir ölçekteki kopyası. Maketçilik yapılması planlanan bir evin mimari tasarımı için üretilen prototip içeriğinde bir ev maketi olabileceği gibi gerçek hayattaki ulaşım araçlarının (uçak, gemi, tren, araba vb.) birebir bir modelini yapmak da olabilir.
Erime ya da termal füzyon, katı bir maddenin ısı alarak sıvı hâle geçmesi. Bu fiziksel olayın meydana geldiği sıcaklığa erime sıcaklığı denir. Erime, donmanın tersi olarak da ifade edilebilir; zira donma olayında madde ısı verir, erime olayında madde ısı alır.
Omen sözcük anlamıyla “alamet, işaret” anlamına gelmekte olup, okültizm terminolojisinde bir mesaj içeren ya da gelecekteki olayların psişik veya normal-dışı biçimde kendini gösteren ön belirtisine verilen addır.
Terim Tanrısal sesin konuştuğu ağızla ilgili olarak, Latincede “ağız” anlamındaki "os" sözcüğünden türetilmiştir. Eski uygarlıklar omenlere önem vermişler, omenler ile önemli olaylar arasında olası ilişkileri saptamak üzere gözlemlerde bulunmuş ve çoğunlukla bunları kaydetmişlerdir. Özellikle Mezopotamyalılar’ın omenleri düzenli olarak tabletlere kaydettikleri görülmektedir. Eski uygarlıklardaki genel kanı omenlerin ilâhî bir mesaj olduğuydu.
Omenler üç grupta ele alınır:
Psişik kaynaklı omenler (gelecekle ilgili veya uyarı taşıyan rüya, vizyon, önseziler vs.)
Doğa kaynaklı omenler (depremden önce örümceklerin yuvalarını terk etmeleri gibi hayvanların normal-dışı davranışları, gök cisimlerinin nadiren oluşturdukları konum pozisyonları, bir yıldızın gökte belirmesi, garip doğumlar vb.)
Olayların akışıyla kendini gösteren, olayların akışında gizli halde bulunan omenler. | 0 | 5 | [363, 1054, 1395, 1656, 2751] | 3 |
fc98f297-345a-45dc-be91-1ab233283ee5 | Kavurma işlemi sonucunda oluşan SO2 gazından sülfürik asit üretimi neden gerçekleştirilemiyor? | Kavurma işlemi sırasında ortaya çıkan SO2 gazının konsantrasyonu %1,5-3 arasındadır. Sülfürik asit üretimi için gereken minimum konsantrasyon ise %8'dir. Bu nedenle, kavurma işlemi sonucunda oluşan SO2 gazından sülfürik asit üretimi gerçekleştirilemez. | Iwo Jima, Japon Volkan Adaları zincirinin Ogasawara Adaları'nın güney ucudur. Ada Tokyo'ya 1200 km uzaklıkta bulunmaktadır. Japonya'nın 8. büyük köy adasıdır. 1945 yılında II. Dünya Savaşı'nın sonlarında ABD ile Japonya arasındaki savaşın geçtiği ada olup 1968 yılında Japonya'ya tekrar iade edilmiştir.
Kavurma işlemi, oksijen gazı ve katıların yüksek sıcaklıkta tepkimeye girmesi olarak tanımlanabilir. Cevheri oksitlemek için uygulanan bir yöntemdir. Genelde ön işlem olarak uygulanan kavurmanın temel amacı; gaz ile tepkimeye sokulan katının, safsızlaştırma ve ileri rafinasyon işlemlerinde daha kolay ve hızlı tepkimeye girmesini sağlamaktır.
Kavurma işlemi genellikle, ergitme öncesi sülfürlü cevherlere uygulanır. Kavurma işlemi sonrası cevher oksitlenmiş olur. Kavurmanın genel tepkimesi şu şekildedir:
MeS + O2 → MeO + SO2
Örneğin bakır, çinko ve kurşun oksitlenme tepkimeleri:
2CuS + 3O2 → 2CuO + 2SO2
2ZnS + 3O2 → 2ZnO + 2SO2
2PbS + 3O2 → 2PbO + 2SO2
Tepkimelerde de görüldüğü gibi, sülfürün oksitlenmesi sonucu SO2 ortaya çıkar. İşlem genelde reverber fırınlarda gerçekleşir. Bu adımda ortaya çıkan SO2'den sülfürik asit eğer konsantrasyonu %8 ve üzerinde ise üretilebilir. Reverberde bu oran %1,5-3 olduğu için sülfirik asit üretimi gerçekleştirilmez.
Kavurma işlemi As, Sb gibi oksitlenebilen safsızlıklar için de uygulanır. Bu durumda bu safsızlıklar As2O3 ve Sb2O3 şeklinde oksitlenerek gaz formuna dönüşürler.
Cuckold, zina yapan bir eşin kocasıdır. Evrimsel biyolojide, cuckold bir erkek, genetik olarak kendi soyundan olmayan gençlere farkında olmadan ebeveyn çabasına yatırım yapan bir erkektir. Zina eden bir kocanın karısı cuckquean olarak adlandırılır.
Elektronik Sanat elektronik ortam kullanılarak yapılan sanat biçimidir. Teknoloji'iden yaralandığı için sürekli farklı ve daha kaliteli ürünler ortaya çıkarma olanağı vardır. İlişkili olduğu konular information art, new media art, video art, dijital sanat, interaktif sanat, internet sanatı ve electronik müziktir. Kavramsal sanat ve sistem sanatı'ndan gelişerek büyüdüğü kabul edilmektedir.
H Scorpii (H Sco), Akrep takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 342 ışık yılı uzaklıkta bulunan K-tipi sarı-turuncu bir dev yıldızdır.
H Scorpii, Gökada içinde Güneş'e göre 9,8 km/sn'lik bir hızla hareket eder. Gökada merkezinden uzaklığı, 23.500 ile 38.200 ışık yılı aralığında değişmektedir.
Uzay teknolojisi; uzay bilimi araştırmaları veya havacılık endüstrisi tarafından uzay uçuşları, uydular ve uzayın keşfi konularında kullanılmak üzere geliştirilen teknolojiler. Uzay teknolojisi kavramının içine uzay aracı, yapay uydular, uzay istasyonları ve destek altyapısı, ekipman ve prosedürler ile uzay savaşı konuları girmektedir. Uzayda çalışma yapmak; yeni aletler ve teknikler, kısacası yeni teknolojiler gerektirmektedir. Hava tahmini, uzaktan algılama, GPS sistemleri, dijital uydu ve bazı uzak-mesafe iletişim sistemleri gibi günlük olarak kullanılan hizmetler uzay teknolojisi altyapısına bağımlıdırlar. Bilimler arasında özellikle astronomi ve yer bilimleri uzay teknolojilerinden faydalanmaktadır. Uzay ile ilgili girişimler tarafından üretilen ya da daha da geliştirilen yeni teknolojileri genellikle kısa sürede diğer ekonomik aktiviteler tarafından tüketilmeye başlar.
Dünya, neredeyse küre şeklinde olan bir gezegendir ve orta büyüklükte bir yıldız olan Güneş'in etrafında, yörüngede hareket etmektedir. | 0 | 6 | [304, 1427, 1677, 2071, 2363, 3388] | 1 |
2311a241-3c8f-493a-9bff-ffea041adc64 | Kromlama işleminde parlak kromlama ile sert kromlama arasındaki farklar nelerdir? | Parlak kromlamada, parça önce bakır veya nikel ile kaplanır ve üzerine ince bir krom tabakası uygulanarak parlak bir görünüm elde edilir. Sert kromlamada ise parça doğrudan kalın bir krom tabakasıyla kaplanır ve amacı yüzey sertliğini artırmak, oksitlenmeye ve korozyona karşı direnci sağlamaktır. | Kromlama, metalürjide ısıl işlemle metal yüzeylerinin kromla kaplanması. Bu işleme kromaj da denir. Uygulanan krom kaplamalar parlak kromlama ve sert kromlama olmak üzere iki türde yapılır. Parlak kromlamada parçanın üzerine önce bakır ya da nikelden bir ara tabaka kaplanır ve bunun üzerine 0,5 - 1 mikron (1/1000 mm) kalınlığında gözenekli bir krom tabakası geçirilir. İşlem sonuncunda parça üzerinde güzel görünüşlü parlak bir tabaka elde edilir. Demir alaşımlarına, özellikle çeliklere yüzey sertliği, yüksek ısıda oksitlenmeye ve krozyona karşı direnç kazandırmak için uygulanan sert kromlamada ise parça doğrudan doğruya kromla kaplanır. 1925'ten sonra kromlama teknikleri büyük gelişme gösterdi. Kromlama sonunda, kaplamanın kalınlığı 0,02 mm ile 1 mm arasında değişebilir. Karbonun varlığı kromun yayılmasını engelleyen krom karbürleri verdiğinden, yüksek karbonlu çeliklerde kalın kromlama yapılamaz gelişmekte olan kromlama teknikleri uçak parçalarına (kanatçıklar, yanma odası) fırın parçalarına, aletlere, borulara, sinterlenmiş demir parçalarına, saçlara vb. uygulanmaktadır.
Big King burgeri, uluslararası fast-food restoran zinciri Burger King'in satılan başlıca hamburger ürünlerinden biridir ve yirmi yılı aşkın bir süredir menünün bir parçası olmuştur. Mart 2019 itibarıyla, Amerika Birleşik Devletleri'nde 1997 Big King XL formülasyonu altında satılmaktadır. 1996–1997'deki test aşamasında, orijinal olarak Double Supreme olarak adlandırıldı ve üç parçalı bir rulo içeren McDonald's Big Mac'e benzer şekilde yapılandırıldı. Daha sonra 1997'deki ürün testinin ikinci bölümünde daha standart bir çift burger olarak yeniden formüle edildi. Ürün, Eylül 1997'de resmi olarak tanıtıldığında mevcut adı verildi, ancak daha geleneksel çift çizburger biçimini korudu.
Ürün, kurumsal bir düşüş döneminde menünün yeniden yapılandırmasının bir parçası olarak yeniden formüle edildiğinde 2001 yılında King Supreme olarak yeniden adlandırıldı. Daha sonraki bir yeniden yapılanma, King Supreme'i yeni BK Stacker burger serisi lehine ortadan kaldırdı. Kısa bir süre sonra Amerika Birleşik Devletleri'nde Stacker serisi durdurulduğunda, Big King Kasım 2013'te kalıcı bir ürün olarak geri döndü.
Amerika Birleşik Devletleri'nde birkaç yıldır menü dışı olmasına rağmen, ürün Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunmadığı süre boyunca birkaç başka ülkede çeşitli isimler altında satıldı. BK'nin Avrupa kolu tarafından satılan böyle bir örnek, şirketin Whopper burgerine dayanan Big King XXL adlı burgerin daha büyük bir versiyonudur. Big King XXL, BK XXL serisi olarak bilinen daha büyük çift çizburger serisinin bir parçasıdır; XXL serisi, ilk piyasaya sürüldüğünde İspanya'da ürün sağlık standartları ve reklam konusundaki tartışmaların merkeziydi.
Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'da burgerin bir tavuk çeşidi vardı. Ürüne olan ilgiyi artırmak için Burger King, zaman zaman Big King'de sınırlı süreli çeşitler piyasaya sürer.
Burger, Hungry Jack's Avustralya tarafından 2020'de Big Jack adı altında, biraz değiştirilmiş bir tarif ve Big Mac'e benzerliğini vurgulayan tartışmalı reklam kampanyasıyla tanıtıldı ve McDonald's tarafından bir ticari marka ihlali davası açılmasına yol açtı. Daha büyük versiyonu Mega Jack olarak adlandırıldı.
İktisat matematiği ya da Matematiksel iktisat, iktisadi sorunların çözümünde matematiksel disiplinlerin kullanıldığı çalışma alanıdır.
Otomatik musluk veya musluk (ayrıca eller serbest musluk, temassız musluk, elektronik musluk, hareket algılayıcı musluk, sensörlü musluk veya kızılötesi musluk) yakın çevredeki kullanıcının ellerinin varlığına tepki olarak suyun akmasına izin verip vanasını açan mekanizma ve yakınlık sensörüyle donatılmış bir musluktur. Musluk birkaç saniye sonra veya kullanıcının ellerinin varlığını artık algılamadığında valfini tekrar kapatır.
Çoğu otomatik musluk pille çalışır ve el hareketini algılamak için aktif bir kızılötesi sensör içerir. | 0 | 4 | [1090, 3244, 3379, 3915] | 0 |
ad5a10dd-51b4-43a0-8ccd-52a3063688eb | Kupelasyon yönteminde numune neden hasar görür? | Kupelasyon yönteminde, altın ve gümüş gibi soy metaller, yüksek sıcaklıklarda çimento veya toprak kaplarda eritilir. Bu işlem sırasında numunenin kimyasal yapısı değişir ve orijinal hali korunmaz. Yani, analiz sonucunda numune artık ilk haline getirilemez ve hasar görmüş olur. | Kupelasyon, altın, gümüş ve diğer bazı soy metallerin cevherlerinin analizinde ve altınların ayarlarının kontrol edilmesinde kullanılan en yaygın, doğru ve eski metottur.
Bu analiz tekniğinde kupel adı verilen çimento ya da topraktan yapılmış küçük potalar kullanılır. Yöntemin adı da buradan gelmiştir. Hassasiyet diğer metotlara nazaran çok yüksektir ancak analiz esnasında numunenin hasara uğratılması en büyük dezavantajıdır.
Jim Hawkins, Robert Louis Stevenson'ın Define Adası romanının çocuk baş kahramanıdır. Jim Hawkins, Admiral Benbow Hanı'nı işleten bir ailenin oğludur. Olaylar onu bir adaya sürükler ve ünlü korsan Kaptan Flint’in definesini bularak zengin olur. Define Adası'nın birçok devam hikâyesinde de yer alır.
1990 yapımı Define Adası filminde onu Christian Bale canlandırmıştır. Sinema, tiyatro ve televizyonda defalarca Francis Carpenter, Shirley Mason, Orson Welles, Arthur Anderson, Claudia Pugacheva, Bobby Driscoll, Kit Taylor, Dawn Addams, Aare Laanemets, Minori Matsushima, Jackie Cooper, , Billie Lou Watt, Kim Burrfield, Davy Jones, Michael Newport, Fyodor Stukov, Ashley Knight, Michael Ande, Mari Shimizu,Kiyotaka Mitsugi, Masako Nowaza, Kenyuu Horiuchi, Erica Mendez, Johny Young Bosch, Valery Besarab, Todd Boyce, Christian Bale, Kevin Bishop, Kevin Zegers, Joseph Gordon-Levitt, Austin Majors, Tom Nagel, Tobby Regbo gibi oyuncular tarafından canlandırılmıştır.
Agronomist ya da mahsul doktoru, tarım alanında çalışan ve çiftçiler ile mahsul araştırmacıları arasında aracı görevi yapan kimselerdir.
Agronomi, çiftçiliğin icadından bu yana insanlar için var olmuştur ve oldukça önemli bir meslektir. Agronomistler de bu işi gerçekleştiren kimselerdir. Agronomistler, bitkilerin yetiştirilebileceği, genetik olarak değiştirilebileceği işimize yarayacak biçime çevrilebileceği sayısız yolu incelemektedirler. Belirli bir çalışma alanları yoktur. Tarlalarda, çiftliklerde veya seralarda bitki yaşamını gözlemleyebilir, tarım laboratuvarlarında deneyler yapabilirler. | 0 | 3 | [430, 1397, 1998] | 0 |
33b643d1-dadd-4f84-be85-eed35d609c11 | Martenzit oluşumu difüzyonsuz dönüşümle mi gerçekleşir? Eğer öyleyse, difüzyon olmadan nasıl bir kristal yapı oluşabilir? | Evet, Martenzit oluşumu difüzyonsuz bir dönüşümle gerçekleşir. Bu, atomların yeni bir kristal yapısını oluşturmak için yerlerini değiştirmeleri için yeterli zaman ve enerjiye sahip olmadıkları anlamına gelir. Bunun yerine, mevcut kristal yapısında hızlı bir yeniden düzenlenme olur ve bu da Martenzitin karakteristik sertliğine yol açar. | Pulya Seferi, 1515-1577 Osmanlı-İspanya Savaşı'nda evre.
Lütfi Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasının İspanya Krallığı hakimiyetindeki Napoli Krallığı'nın Pulya kıyılarına yönelik seferi.
Martenzit, çelik kristal yapının çok sert bir şeklidir . Adını Alman metalurji uzmanı Adolf Martens' ten almıştır . Benzetme yoluyla bu terim, difüzyonsuz dönüşümle oluşturulan herhangi bir kristal yapıya da atıfta bulunabilmektedir.
Noni suyu, Güneydoğu Asya ve Avustralasya'ya özgü Morinda citrifolia ağacının meyvesinden elde edilen meyve suyudur. Bazı durumlarda yasadışı olarak, bir dizi insan hastalığına çare olarak tanıtılmıştır. Bununla birlikte, herhangi bir terapötik fayda iddiasını destekleyecek hiçbir kanıt yoktur.
Biyotop, bitkilerin ve hayvanların belirli bir birleşimi için bir yaşam alanı sağlayan tek tip çevresel koşulların bir alanıdır. Biyotop, İngilizce konuşulan ülkelerde daha yaygın olarak kullanılan habitat terimi ile neredeyse eş anlamlıdır. Bununla birlikte, bazı ülkelerde bu iki terim arasında bir fark işaret edilmektedir: habitatın konusu popülasyon iken biyotopun konusu biyokoenosis veya biyolojik topluluktur.
Ettercap, LAN'e man-in-the-middle attack'de kullanılan özgür ve açık kaynak kodlu yazılım olan ağ güvenliği aracı. İletişim protokolü analizinde ve bilgisayar güvenliği denetiminde kullanılabilir. Linux, Mac OS X, BSD ve Solaris ile Microsoft Windows gibi birçok Unix benzeri işletim sisteminde çalışmaktadır. Bir ağ parçasındaki trafiğin yolunu keserek şifre yakalayıp, birçok yaygın protokole aktif dinleme yapabilmektedir. | 0 | 5 | [189, 423, 719, 1137, 1563] | 1 |
05e989f8-f2bb-49ac-9ba4-fc8092babe4c | Metaller toz haline nasıl getiriliyor? | Metaller, doğrudan indirgeme, gaz atomizasyonu, sıvı atomizasyon ve santrifüj atomizasyon gibi dört farklı yöntemle toz haline getirilebilir. Ayrıca mekanik olarak öğütme yoluyla da elde edilebilirler. | Sutter ili veya Sutter County Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaletinde bulunan bir ildir. İlin nüfusu 2010 sayımına göre 94,737'dir. İlin merkezi Yuba City'dir.
Waffle, Belçika asıllı bir hamur tatlısıdır. Üzerinde erimiş çikolata (pralin), krem şanti ve taze meyveler ile servis yapılan waffle, Belçika'da "Brüksel usulü" olarak adlandırılır. Yine Belçika'nın bir kenti olan Liège ise waffle hamurunun tek başına fırından çıktığı haliyle yenmesine verilen addır. Hamuru biraz daha altın sarısındadır, kremalize olan şekerin gevrekliği hamurun üstünde tadılabilir. Belçika usulü waffle hamuru dikdörtgen, Liège usulü ise uçları erimiş dikdörtgen görünümündedir. Her ikisi de kare şeklindeki derin çukur gözenekleri ile meşhurdur. Bu gözeneklerin derinlikleri 1 cm'yi bulur.
Waffle sade, ayrıca tereyağı, çikolata, süt reçeli, meyveler, bal, reçel veya jöleler, çikolatalı krema, fıstık ezmesi, akçaağaç şurubu, çikolata şurubu, karamel, krem şanti, pudra şekeri gibi tostlarla yenebilir:
Bir waffle, iki plaka arasında pişirilmiş, karakteristik boyut, şekil ve yüzey izlenimli şekillendirilmiş, mayalanmış bulamaç veya hamurdan yapılmış bir tabaktır. Kullanılan gofret demiri ve tarif türüne göre birçok varyasyon vardır. Waffleler dünya çapında, özellikle de Belçika'da, bir düzineden fazla bölgesel çeşidi bulunarak yenir. Gofretler ticari olarak önceden hazırlanır ve dondurulduktan sonra taze veya basitçe ısıtılabilir.
Metal tozu, toz formuna getirilmiş bir metaldir. Metal tozları genellikle mekanik olarak öğütülerek elde edilir. Bununla birlikte, kimyasal olarak veya elektrolitik yollarla da elde edilebilirler. Çok saf ve ince metal tozları, metal karbonillerin metal ve karbonmonoksite ayrıştırılmasıyla elde edilebilir. Karbonil demir, demir pentakarbonilin ayrışmasından elde edilir. Benzer şekilde nikel ve manganez tozları da üretilebilir. Toz halinde bulunabilen metaller arasında alüminyum tozu, nikel tozu, demir tozu ve çok daha fazlası yer almaktadır. Metalleri bu toz formuna ayırmanın dört farklı yolu vardır:
Doğrudan İndirgeme
Gaz Atomizasyonu
Sıvı Atomizasyon
Santrifüj Atomizasyon | 0 | 3 | [176, 1440, 2124] | 2 |
8bb44d18-8eae-4399-839c-f832519f1135 | Metalografi sadece metal incelemek için kullanılır mı, yoksa diğer malzemeler için de kullanılabilir mi? | Hayır, metalografi sadece metal incelemek için kullanılmaz. Seramik ve polimerik malzemelerin incelenmesinde de kullanılan teknikleri kapsar. Bu nedenle seramografi, plastografi gibi terimler kullanılır ve genel olarak materyalografi adı verilir. | Konrul – (İngilizce: Phoenix) Türk ve Altay mitolojisinde Anka Kuşu. Kongrul olarak da söylenir. Doğaüstü nitelikleri olan kızıl renkli devasa kuş.
Raster veri yapısı; coğrafi bilgi sistemleri, uzaktan algılama gibi mekânsal veri işleme bilimlerinde kullanılan piksel temelli bir veri modelidir. Raster veri ile ilgili bazı kavramlar şunlardır:
Çözünürlük— İki piksel karesi arasındaki (üst ve alt köşe) arasındaki yatay mesafeyi ifade eder.
Piksel değeri— Her pikselin öznitelik tablosunda zamam, yükseklik ve boyut vb. bilgilerin depolanmasıdır.
Konum— Her bir hücre değerinin ekran üzerinde veya coğrafi koordinat düzlemi üzerindeki mesafesini içeren bilgidir.
Amenajman, ormanların nasıl, ne zaman ve ne ölçüde kullanılacağını, ormanların sürekliliğinin sağlanması için ormancılık faaliyetlerinin (biyolojik, ekonomik, teknik ve sosyal) tümüne ve ormanlardan daha fazla nasıl verim alırız sorusuna yanıt arayan bilim dalı.
Bir yerli dondurma makinesi, kişisel tüketim için küçük miktarlarda dondurma yapmak için kullanılan bir makinedir. Dondurma üreticileri karışımı, krank yöntemini veya bir elektrik motoru kullanarak hazırlayabilir. Elde edilen preparasyon genellikle makineyi ön soğutma yoluyla veya karışımı dondurucu bir makine kullanarak soğutulur.
Bir dondurma üreticisi, karışımı havalandırmak ve buz kristallerini küçük (50 lessm'den az) tutmak için çalkalama sırasında aynı anda dondurmalıdır. Sonuç olarak, çoğu dondurma hemen tüketmeye hazırdır. Bununla birlikte, alkol içerenler daha sıkı bir tutarlılık elde etmek için sık sık soğutulmalıdır. 1832'de, Augustus Jackson çoklu dondurma tarifleri yaratma ve üstün dondurma hazırlama tekniğine ve dekorasyonuna öncülük etme ününü kazandı.
Metalografi, metal ve alaşımlarının mikroskop altında iç yapısının ve özelliklerinin incelendiği bilim dalıdır. Malzemenin iç yapısının incelenmesi sadece malzeme özelliklerinin açıklanmasında kullanılmaz ayrıca hasara uğramış malzemelerde hasarın incelenmesi ve analiz edilmesi, kalite kontrol ve malzemelerin araştırılması ve geliştirilmesinde de iç yapının incelenmesine sıkça başvurulur. Seramik ve polimerik malzemeler de metalografik teknikler kullanılarak hazırlanabilir, bu nedenle seramografi, plastografi ve toplu olarak materyalografi terimleri kullanılır.
Metal bir nesnenin basit gözlemi, yüzey durumu (pürüzlülük, çatlaklar) dışında herhangi bir özel bilgi vermez. Metalografik tekniklerle malzemenin doğasını, mevcut fazların bileşimini, tanelerin büyüklüğünü ve dağılımlarını, kapanımların doğasını ve içeriğini, olası bir ısıl işlemin varlığını, kayma çizgilerinin yönünü (kayan düzlemlerin yüzeyle kesişmesi) ve deformasyon izlerini belirlemek mümkündür. | 0 | 5 | [148, 664, 927, 1705, 2678] | 4 |
6c202631-8181-4080-b294-d8b856897d29 | Normalleştirme ısıl işlemi, malzemelerin mekanik özelliklerini nasıl geliştirir? | Normalleştirme ısıl işlemi, malzemenin mikroyapısını rafine ederek mekanik özelliklerini geliştirir. Malzemeyi dönüşüm aralığının üzerinde östenit fazına ısıtmak ve ardından oda sıcaklığında soğutmak, yapısal düzensizlikleri dengeler ve malzemeyi daha yumuşak hale getirir. Bu işlem, dövme, bükme gibi soğuk işleme işlemleriyle sertleşmiş ve sünekliğini kaybetmiş malzemelerin özelliklerini iyileştirmeye yardımcı olur. | Sabantoy (Başkurtça: Һабантуй, Kazakça: Сабантой, Tatarca: Сабан-туе, Rusça: Сабантуй) – Tarihi Volga Bulgar dönemine kadar uzanan bir Tatar, İdel-Ural, Başkurt ve Kazak yaz festivalidir. İlk başta kırsal alanlarda bir çiftçi festivali olarak kutlanırke daha sonra ulusal bir tatil oldu ve şimdi şehirlerde yaygın olarak kutlanıyor. Kazaklarda güzün son sıcak günlerinde Altı Alaş’ı (ulusu) ve temsilcilerini toplayıp, onlara yemek verme geleneği vardır. Bu yemekte ozanlar atışır, at yarışı, güreş ve Kökpar düzenlenir. Yılın en iyi ve en verimli iş yapan çiftçilerine de hediyeler verilir. Ancak çoğu zaman bir yaz bayramı olarak 23 Haziranda kutlanır. Çuvaşlar bu bayrama Akatuy (Çuvcaşça: Акатуй) adı verirler.
Normalleştirme ısıl işlemi, demirli malzemelere uygulanan bir işlemdir. Normalleştirme ısıl işleminin amacı, mikroyapı' yı rafine ederek malzemenin mekanik özelliklerini geliştirmektir. Bu işlemde malzeme dönüşüm aralığının üzerinde östenit fazına ısıtılmaktadır ve ardından oda sıcaklığında durgun havada soğutulmaktadır. Normalleştirici ısıl işlem, yapısal düzensizlikleri dengelemektedir ve malzemeyi daha fazla çalışma için yumuşak hale getirmektedir. Dövme, bükme, çekiçleme gibi soğuk işleme işlemleri malzemeleri sertleştirmektedir ve daha az sünek hale getirmektedir. Aynı durum kaynaklı kısmın yakınındaki ısıdan etkilenen bölge (ITAB) için de geçerlidir. Normalize edici ısıl işlem, bu malzemenin sünekliğini ve yumuşaklığını yeniden kazandırmaktadır. Bu işlem aynı zamanda, istenen sertleşmeye tepkiyi iyileştirmek için herhangi bir sonraki yüzey sertleştirmeden önceki gibi kullanılmaktadır.
Nadas, araziye bir yılda düşen yağışın, her yıl ürün almaya yetmeyecek kadar az olduğu yerlerde toprağın bir yıl boş bırakma işlemidir. Kuru tarım bölgelerinde uygulanır. Nadas işlemesi, tarla yüzeyini işleyerek bırakmaya, yapılan işleme nadas işlemesi denilir. Nadas tarlanın belli bir zaman boş bırakılması ve bu süre içinde yapılan işlemleri ifade eder.
Ekosofi veya ekofelsefe, ekolojik uyum veya denge felsefesidir. Terim, Fransız post-yapısalcı filozof ve psikanalist Félix Guattari ile birlikte derin ekolojinin Norveçli babası Arne Næss tarafından oluşturulmuştur. | 0 | 4 | [718, 1623, 1980, 2196] | 1 |
1bee9b79-fce0-40ce-8ba7-e1bfafdfbc69 | Perlitin oluşumunda ferrit ve sementitin oranları neden bu şekildedir? | Perlit yapısında yaklaşık %87.5 α-ferrit ve %12.5 sementit bulunmasının sebebi, demir-karbon alaşımının denge faz diyagramından kaynaklanır. Bu diyagramda belirli bir sıcaklıkta perlitin oluşumuna karşılık gelen bir bileşim oranı vardır ve bu oran yaklaşık olarak %0.8 karbon içeren bir alaşıma denk gelir. Bu bileşimde ferrit ve sementit, en düşük serbest enerji durumunu sağlayacak şekilde bir araya gelir ve böylece perlit yapısı oluşur. | Monad (Yunanca μονάς Monas, μόνος monos, "tek başına" dan sırayla "tekillik"), atıfta kozmogonisine için, Yüce Varlık, ilahiyat veya her şeyin bütünü. Kavramın Pisagorcular tarafından tasarlandığı bildirildi ve çeşitli şekillerde tek başına hareket eden tek bir kaynağa veya bölünmez bir kökene veya her ikisine birden atıfta bulunabilir. Kavram daha sonra monaddan temel parçacık olarak söz eden Gottfried Wilhelm Leibniz gibi diğer filozoflar tarafından da benimsendi. Aynı insan grupları tarafından eş zamanlı olarak tartışılan ve tartışılan geometrik bir karşılığı vardı.
Kaptan Amerika (Yüzbaşı Amerika), Marvel Comics tarafından yayımlanan Amerikan çizgi romanlarında görülen kurgusal bir karakter.
Perlit, yavaş soğutulmuş karbonlu çeliklerde farklı katmanların (lamellerin) bir araya gelerek oluştuğu bir ferrit ve sementit karışımıdır. Perlit, yaklaşık %87.5 α-ferrit ve %12.5 sementit içeren demir-karbon alaşımının bir fazıdır.
Demo, bazı kapalı kaynak kodlu ve ücretli yazılımların kısıtlı ve ücretsiz sürümlerinde verilen addır. Demolarda genellikle önemli işlevlerden bazıları kullanılamaz. Örneğin bir demo yazılım ile yapılan çalışmayı sabit diske kopyalamak mümkün olmayabilir. Amaç, potansiyel müşterilere yazılım hakkında fikir verip reklam yapmaktır.
Demo kavramına en sık bilgisayar oyununda rastlanır. Oyunun neye benzediğini göstermek ve oyunu tanıtmak için en az bir bölüm içerir.
Birincil enerji, herhangi bir enerji dönüşümünden henüz geçmemiş enerjidir.
Birincil enerji kavramı yenilenemez ve yenilenebilir enerjiyi kapsar.
Longyearbyen, Arktik Okyanusu'nda Norveç'e bağlı takımadalardan biri ve ayrıca takımadaların oluşturduğu Svalbard yönetim biriminin merkezidir. 1.000 nüfusu aşan Dünya'nın en kuzey yerleşim birimidir. Kasabanın nüfusu 2013 verilerine göre 2.075'tir. | 0 | 6 | [576, 705, 939, 1405, 1551, 1801] | 2 |
7403d74e-54a9-4199-ba08-8167bc8d8c68 | Pirometalurji işlemlerinde ısı nasıl kullanılır ve bu ısının metalleri elde etmede ne gibi etkileri vardır? | Pirometalurjide, ısı cevherdeki minerallerin kimyasal bileşimini değiştirmek ve istenen metali serbest bırakmak için kullanılır. Örneğin, kavurma işleminde, cevhere yüksek sıcaklıkta hava verilir. Bu, kükürt gibi uçucu elementlerin yanmasına ve uzaklaştırılmasına neden olur. İzabe işleminde ise, metal oksitler indirgenerek saf metale dönüştürülür. Isı, bu kimyasal reaksiyonları hızlandırarak ve enerji sağlamak suretiyle metallerin elde edilmesini mümkün kılar. | Pirometalurji ekstraktif metalurji dallarından biridir. Temel amacı; kıymetli metalleri kazanmak için, cevhere bir dizi ısıl işlem uygulamak ve malzemenin bu işlemler sonucu fiziksel ve kimyasal olarak değişime uğramasını sağlamaktır. Bu şekilde kıymetli metallerin kazanılması hedeflenir.
Temel pirometalurjik işlemler:
Kurutma
Kalsinasyon
Kavurma
İzabe
Rafinasyon
Amundsen Denizi, Antarktika kıtasında, Güney Okyanusu'nun bir uzantısıdır. Denizin doğusunda Marie Byrd Toprakları bulunur. Sınırları Thurston Adası ile Dart Burnu arası olarak kabul edilmiştir. Denizin ismi Norveçli kutup kâşifi Roald Amundsen'in anısına koyulmuştur. Yüzölçümü yaklaşık 98,000 km² olan denizin büyük bir kısmı genelde buz ile kaplıdır. En derin yeri 585 metre olarak ölçülmüştür.
Para ekonomisi, bir ekonomik sistemde bir ekonomide dolaşımdaki paranın genel bir ödeme aracı olarak yönetilmesidir. Paranın karşılığı mal yönetimidir.
Maskat Deniz Muharebesi 25 Ağustos 1554 tarihinde Umman Denizi'nde Seydi Ali Reis komutasındaki Türk Donanması ve Fernando de Noronha komutasındaki Portekiz Donanması arasında gerçekleşmiştir.
Kriptolojide kod, anlam düzeyinde çalışan bir mesajı şifrelemek için kullanılan bir yöntemdir; yani, kelimeler veya ifadeler başka bir şeye dönüştürülür. Bir kod "change" kelimesini "CVGDK" ya da "cocktail lounge" kelimesine dönüştürebilir. ABD Ulusal Güvenlik Ajansı bir kodu şöyle tanımlamıştır: "Açık metin öğelerinin esas olarak sözcükler, ifadeler veya cümleler olduğu ve kod eşdeğerlerinin ("kod grupları" olarak adlandırılır) tipik olarak aynı uzunlukta anlamsız kombinasyonlardaki harflerden veya rakamlardan (veya her ikisinden) oluştuğu bir ikame şifre sistemi (kriptosistem)dir." İfadeleri veya kelimeleri şifrelemek ve şifrelerini çözmek için bir kod kitabı (İngilizce: codebook) gereklidir.
Buna karşın, şifreler mesajları tek tek harfler veya küçük harf grupları, hatta modern şifrelerde tek tek bitler düzeyinde şifreler. Mesajlar önce bir kod, sonra da bir şifre ile dönüştürülebilir. Bu tür çoklu şifreleme veya "süper şifreleme" kriptanalizi daha zor hale getirmeyi amaçlar.
Kodlar ve şifreler arasındaki bir başka karşılaştırma da bir kodun tipik olarak bir harfi veya harf gruplarını matematik kullanmadan doğrudan temsil etmesidir. Bu nedenle sayılar şu üç değeri temsil edecek şekilde yapılandırılır: 1001 = A, 1002 = B, 1003 = C, ... . Bu durumda ortaya çıkan mesaj ABC'yi iletmek için 1001 1002 1003 şeklinde olacaktır. Ancak şifreler, harfleri veya harf gruplarını temsil etmek için matematiksel bir formül kullanır. Örneğin, A = 1, B = 2, C = 3, ... . Böylece ABC mesajı her harfin değerinin 13 ile çarpılmasıyla elde edilir. O halde ABC mesajı 13 26 39 olacaktır.
Kodların kriptanalize yatkınlık ve hantal kod kitabını yönetmenin zorluğu gibi çeşitli dezavantajları vardır, bu nedenle şifreler artık modern kriptografide baskın tekniktir.
Bunun aksine, kodlar temsili olduklarından, tek tek kod kitabı öğelerinin matematiksel analizine açık değildirler. Örnekte, 13 26 39 mesajı her bir sayının 13'e bölünmesi ve ardından alfabetik olarak sıralanmasıyla kırılabilir. Bununla birlikte, kod kitabı kriptanalizinin odak noktası, frekans analizi kullanılarak düz metin mesajları içindeki aynı harf sıklığıyla eşleşen bireysel kod öğelerinin karşılaştırmalı sıklığıdır. Yukarıdaki örnekte, 1001, 1002, 1003 kod grubu birden fazla kez ortaya çıkabilir ve bu sıklık ABC'nin düz metin mesajlarında ortaya çıkma sayısıyla eşleşebilir.
(Geçmişte veya teknik olmayan bağlamlarda, "kod" ve "şifre" genellikle herhangi bir şifreleme biçimine atıfta bulunmak için kullanılır). | 0 | 5 | [367, 765, 917, 1110, 3600] | 0 |
d7932162-954b-46a8-808e-b5a41e3bd08e | X ışınları ile metallerin iç yapısının incelenmesinde, görüntü amplifikatörü nedir ve nasıl kullanılır? | Görüntü amplifikatörü, X ışınlarının metal parçayı geçtikten sonra oluşturduğu zayıf görüntüyü güçlendirmek için kullanılan bir cihazdır. Bu cihaz, televizyon ekranı benzeri bir yapıya sahip olup, X ışınlarını elektrik sinyallerine dönüştürür ve bu sinyalleri daha parlak bir görüntü olarak gösterir. | Gliese 667 (142 G. Scorpii), Akrep takımyıldızında bulunan bir üçlü yıldız sistemidir. Dünyadan 23.6 ışık yılı uzaklıkta yer almakta olup üç yıldızın da Güneş'ten daha küçük kütleleri bulunmaktadır. Diğer üç yıldıza yakın 12. büyüklükte bir yıldız bulunmakla birlikte sisteme çekim ile bağlı değildir. Sistem, çıplak gözle 5.89 büyüklüğünde tek bir soluk yıldız gibi görünmektedir.
Bu sistemdeki en parlak iki yıldız olan GJ 667 A ve GJ 667 B, birbirlerinden 0,58 yüksek dış merkezliğe sahip ortalama 1,81 yay saniye açısal uzaklık ile yörüngededirler. Bu sistemin tahmini mesafede, yaklaşık 12.6 AU'luk fiziksel bir ayrılığa veya Dünya'nın Güneş'ten ayrılmasının yaklaşık 13 katına eşdeğerdir. Dış merkez yörüngeleri, iki yıldız arasında birbirine yaklaşık 5 AU kadar yakın veya 20 AU kadar uzak, 0.6 dış merkezlilğe karşılık gelmektedir. Bu yörüngenin tamamlanması yaklaşık 42,15 yıl alır ve yörünge düzlemi Dünya'dan görüş hattına 128°'lik bir açıyla eğimlidir. Üçüncü yıldız, GJ 667 C, GJ 667 AB çiftini yaklaşık 76.2 cm'lik bir açısal ayırmada yörüngede tutar ve bu, minimum 230 AU'luk bir ayırmaya eşittir.
Hukuk ve ekonomi veya hukukun ekonomik analizi, ekonomik teorilerin, çoğunlukla Chicago Ekonomi Okulundan akademisyenlerle başlayan, hukuk analizine uygulanmasıdır. Ekonomik kavramlar, yasaların etkilerini açıklamak, hangi hukuk kurallarının ekonomik açıdan verimli olduğunu değerlendirmek ve hangi hukuk kurallarının yürürlüğe gireceğini tahmin etmek için kullanılmaktadır. Hukuk ve ekonominin iki ana dalı vardır: Bunlardan birincisi, neoklasik ekonominin yöntem ve teorilerinin hukukun pozitif ve normatif analizine uygulanmasına dayanır. İkincisi ise ekonomik, politik ve sosyal sonuçlara daha geniş bir odaklanma ile hukuk ve yasal kurumların kurumsal analizine odaklanır. Hukuk ve ekonominin bu ikinci dalı, daha genel olarak siyasi kurumlar ve yönetişim kurumları üzerindeki çalışmalarla daha çok örtüşmektedir.
GMDSS (Global Maritime Distress Safety System - Küresel Denizcilik Tehlike ve Güvenlik Sistemi), denizde ortaya çıkan tehlikelerde kara esaslı iletişim sistemlerinin de kullanılarak, kurtarma birimlerini otomatik olarak uyaran, arama ve kurtarmayı otomatik olarak hızla temin eden uluslararası bir sistemdir. Bu işlevi yerine getirmek için yeryüzü ve uydu telsiz iletişim teknolojilieri ile gemilerdeki telsiz iletişim sistemlerini kullanır. Sistem, her ihtimali göz önünde bulundurarak uyulmasını istediği koşullar yerine getirildiğinde, hemen hiç gecikmesiz bir arama-kurtarma ve yardımı sağlar.
X ışınları ya da y ışınları aracılığıyla metallerin ve alaşımların iç yapılarının incelenmesi yöntemidir.
X ışınları, ışıkla aynı yapıda ama çok daha kısa dalga uzunluğu olan elektromanyetik ışımalardır. Dalga uzunluğu ışık için 650-400 nm iken, bunlar için 0,2-0,01 nm'dir. Bu durumda X ışınları, çok daha derinlere işlerler ve metal bir parçayı geçebilirler. Çıkan ışınlar, bir fotoğraf levhası ya da bir televizyon ekranı üzerinde (bu durumda görüntü amplifikatörü denen aracı bir düzenek olarak kullanılır) bir görüntü oluşmasını sağlar. Işınların soğurulması, katedilen cismin yapısına (özellikle de atom numarasına) ve kalınlığına bağlıdır. Böylece, X ışınına tutulan bir metal parçası boşluklar sunduğunda, ışının soğurulması bu özelliklere bağlıdır. Elde edilen görüntü, levhaların kusurlarının saptanmasını sağlar. Görüntünün belirgin olması için, yarı-gölge olayını azaltmak amacıyla, düşük yüzeyli (söz gelimi 20 mm²) bir kaynaktan yararlanmak zorunludur. Parçanın iç bileşiminin kesin bir görüntüsünü elde etmek için, çeşitli yöntemlerine göre birkaç radyografi gerçekleştirmek gerekir. | 0 | 4 | [1114, 1933, 2531, 3630] | 3 |
ab55086b-7e68-410c-a5f7-c928d238c9dc | Sementasyon işleminde sertleştirme sonrası uygulanan gerilim giderme ve meneviş işlemlerinin amacı nedir? | Sementasyon işlemi sonrasında oluşan sert yüzeyde iç gerilmeler oluşabilir. Gerilim giderme işlemleri ile bu gerilmeler azaltılır ve parçanın kırılma riski düşürülür. Meneviş işlemleri ise yüzey sertliğini arttırırken, parça yüzeyinin pürüzlülüğünü azaltarak daha iyi bir yüzey kalitesi sağlar. | Sementasyon veya Karbürizasyon en eski yüzey sertleştirme işlemlerinden biri olup; karbon içeriği düşük olan çelik malzemelerin yüzeyine katı, sıvı veya gaz ortam içerisinde çeliğin yüzeyine karbon emdirilmesi (difüzyon) esasına dayanır.
Östenit sıcaklığına ısıtılan (850-950 °C) çelik istenilen sertlik derinliğine bağlı olarak yüksek sıcaklıkta belirli bir süre tutulur ve daha sonra su, yağ, tuz veya polimer gibi uygun bir sertleştirme ortamında sertleştirilir. Sertleştirme sonrası tüm çeliklere uygulandığı gibi gerilim giderme ve meneviş işlemleri uygulanır. Bu işlemler sonrası parça yüzeyinde karbonca zengin aşınmaya dirençli bir yapı oluşurken, çekirdekte tok bir yapı meydana gelir.
Karbon oranı binde 2 den az olan çeliklere uygulanır. sementasyon sonrasında çeliğin yüzey kısmındaki karbon binde 8'e kadar arttırılır. çok özel durumlarda % 1,3 e kadar çıkartılır. 875 ile 955 °C de emdirilir. Dış yüzeyi sert iç yüzeyi sünek bir çelik elde edilir.
Aritmetik ortalama, bir sayı dizisindeki elemanların toplamının eleman sayısına bölünmesi ile elde edilir. İstatistik bilim dalında hem betimsel istatistik alanında hem de çıkarımsal istatistik alanında en çok kullanan merkezi eğilim ölçüsü' dür. | 0 | 2 | [962, 1209] | 0 |
087038a5-c0ad-4a38-806e-62e9beba2823 | Sementitin sertliği neden önemlidir ve bu özelliğinin çelik üretiminde nasıl bir etkisi vardır? | Sementit, 68 HRC sertliği ile karbon çelikleri içindeki en sert bileşenlerden biridir. Bu sertlik, çeliklerin dayanıklılığını ve aşınmaya karşı direncini artırır. Ancak sementitin kırılgan yapısı, haddeleme veya dövme gibi işlemler sırasında zorluklar yaratabilir. | Sementit veya demir karbür, bir demir ve karbon bileşiğidir, daha iyi bir ifadeyle Fe3C formülüne sahip bir ara geçiş metal karbürdür. Ağırlık olarak %6.67 karbon ve %93,3 demirden oluşmaktadır. Sementitin kimyasal bileşimi Fe3C olmasına rağmen, kristal yapısı hücre başına 12 demir atomu ve 4 karbon atomu ile ortorombik kristal yapıya sahiptir. Normalde saf haliyle seramik olarak sınıflandırılan sert, kırılgan bir malzemedir ve demir metalurjisinde sıklıkla bulunan ve önemli bir bileşendir. Çoğu çelik ve dökme demirde sementit bulunurken alternatif demir yapım teknolojileri ailesine ait olan demir karbür prosesinde hammadde olarak üretilir.
Sementit çok serttir, aslında 68 HRC sertliği ile karbon çeliklerinin en sert bileşenlerindendir. Sementit, sıfır uzama ve çok az derlenmeye (İng. resilience) sahip kırılgan bir bileşen olarak öne çıkmaktadır. Erime sıcaklığı 1227 °C'dir. Sementit çok sert ve kırılgan olduğundan, gerilme konsantrasyonlarına uyum sağlama zorluğu nedeniyle haddeleme veya dövme işlemlerinde kullanılamaz. Tüm çelikler de dahil olmak üzere yarı kararlı diyagrama göre katılaşan tüm Fe-C alaşımları, tavlanmış durumda faz olarak yalnızca ferrit ve sementit içerir. Uygun ısıl işlem (grafitleştirme tavlaması) ile ortadan kaldırılabilen katı hâlde çözünür bir fazdır.
Sementit, yaklaşık 480 K (206.85 °C) Curie sıcaklığında ferromanyetikten paramanyetik hâle gelir. Doğal demir karbür (az miktarda nikel ve kobalt içerir) demirli göktaşlarında oluşur ve onu ilk tanımlayan Alman mineralog Emil Wilhelm Cohen'e ithafen kohenit olarak adlandırılır.
Bir alaşımın sementitini ışık mikroskobunda gözlemlemenin farklı yolları vardır. En yaygın olarak kullanılan ayıraçlar, sıcak alkali sodyum pikrat ve NITAL-3'tür. İlki sementiti tamamen koyulaştırırken, ikincisi sadece sementitin tane sınırına saldırır ve çekirdeği beyaz bırakır.
Forseti, İskandinav mitolojisinde adalet tanrısı olarak bilinir. Odin'in (İskandinav mitolojisinin en büyük tanrısının) torunudur. İsminin anlamı "yöneten"dir. Babası, İskandinav mitolojisinin tanrısı Balder'dir. | 0 | 2 | [1857, 2070] | 0 |
b32ff274-f23b-44ee-80e2-645351f9a5f9 | Elmas ve grafit aynı elementten yapılmış olsalar da sertlikleri neden bu kadar farklı? | Elmas ve grafit, ikisi de karbon atomlarından oluşmasına rağmen, atomların nasıl bağlandığı farklıdır. Elmas'ta karbon atomları tetrahedral bir yapı oluşturarak güçlü kovalent bağlarla birbirine sıkıca bağlıdır. Bu yapı elmasa olağanüstü sertliğini kazandırır. Grafitte ise karbon atomları katmanlar halinde düzenlenir ve katmanlar arasında zayıf van der Waals kuvvetleri bulunur. Bu yapı grafitin yumuşak olmasına neden olur. | 2MASS J23062928-0502285 e olarak adlandırılan TRAPPIST-1e, Kova takımyıldızında bulunan ve Dünya'dan yaklaşık 40 ışık yılı (12 pc; 380×10^12 km; 240×10^12 mi) uzakta olan ultra soğuk cüce yıldız TRAPPIST-1'in yörüngesinde bulunan ve dünyaya çok benzediği düşünülen kayaç gezegendir. Gök bilimciler ötegezegeni, bir gezegenin yıldızının önünden geçerken neden olduğu karartma etkisinin ölçüldüğü geçiş yöntemini kullanarak buldular.
Dış gezegen , Spitzer Uzay Teleskobu'ndan yapılan gözlemler kullanılarak yıldızın yörüngesinde dönen keşfedilen yedi yeni dış gezegenden biriydi. Yedi kişiden üçü (e, f ve g) yaşanabilir bölgededir. TRAPPIST-1e, Dünya'nın kütlesine, yarıçapına, yoğunluğuna, yerçekimine, sıcaklığına ve yıldız akışına benzer. Ayrıca bulutsuz, hidrojen ağırlıklı bir atmosfere sahip olmadığı doğrulandı, bu da Güneş Sistemindeki karasal gezegenler gibi kompakt bir atmosfere sahip olma olasılığının daha yüksek olduğu anlamına geliyor.
Kasım 2018'de araştırmacılar, çok gezegenli sistemdeki yedi dış gezegenden TRAPPIST-1e'nin Dünya benzeri bir okyanus gezegeni olma şansının en yüksek olduğunu ve yaşanabilirlik konusunda daha fazla çalışmaya en layık olanın olduğunu belirledi. Ayrıca, Yaşanabilir Ötegezegenler Kataloğu'na göre TRAPPIST-1e, keşfedilen potansiyel olarak yaşanabilir dış gezegenlerden biridir.
Tengricilik veya Tengrizm, Avrasya stepleri'nde ortaya çıkan, şamanizm ve animizme dayanan dinî bir inançtır. Türk ve Moğol toplumlarının inandığı dinlerden biridir. Tengri'ye tapınmanın yanında Animizm ve Totemlik bu inancın ana kısımlarını oluşturmaktadır.
Bu inanca göre Gök'ün ulu Tini Tengri'ydi. Kişiler kendilerini gök ata Tengri, toprak ana Ötüken ve insanları koruyan atalarının tinleri arasında güven sezip onlara ve diğer doğa tinlerine yalkarırlardı. Büyük dağların, ağaçların ve kimi göllerin güçlü tinleri barındırdıklarına inanarak yalkarılarını kimileyin bu nesnelere yöneltseler de, bu nesneler tanrı kabul edilmezdi. Sadece onun yeryüzündeki varlığının bir göstergesiydi. Göğün ve yer altının "yedi" katı olduğuna, her katta çeşitli tinlerin var olduğuna inanılırdı. Türkler doğaya ve tinlere saygılı davranıp belli kurallara uyarak, dünyalarını dengede tutmaları ile kişisel güçlerinin doruğuna ulaşıp dışarıya yansıdığına inanırlardı. Eğer bu denge, kötü tinlerin saldırısı veya bir yıkımdan dolayı bozulursa, bir kamın yardımı ya da Tengri'ye verilen bir adak ile yeniden düzene sokulması gerektiğine inanılırdı.
İnancın kültürel mirasını günümüzde Moğollarda (Lamaizmle birleşmiş şekilde) ve kimi şimdiye dek doğaya bağlı göçebe yaşam biçimi sürdüren Türk halklarında, örneğin Altay Türkleri, Çuvaşlar (Vattisen Yalı) ve Sahalarda; ayrıca da Finlandiya ve Macaristan'da bulmak mümkündür. Ancak Tengriciliği çoktan bırakmış toplumlarda da bu inancın birçok parçası İslâm, Hristiyanlık, Budizm, Musevilik ya da Taoizm ile birlikte geleneksel ekin olarak günümüze dek sürmektedir. Örnek olarak ağaca çaput bağlama gibi gelenekler ve Türkiye Türkçesindeki "Utançtan yedi kat yerin dibine girdim" deyimi gösterilebilir. Yine ölen birisin ardından yapılan mevlid törenleri (haftası, kırkı, elli ikisi ve yılı diye de bilinir) Tengricilik dininden bugünkü Türklere geçmiş bir gelenektir. Yalnızca Müslüman Türklerde ve Müslüman Boşnaklarda mevlid okutulur. Müslüman Boşnaklar ise bu geleneği Osmanlı döneminde Müslüman Türklerden edinmiştir. Genel olarak dini ne olursa olsun tüm Türk uluslarında Tengri dönemi gelenekleri görmek mümkündür.
Tengri, bugünkü Türkçedeki Tanrı sözcüğünün eski söyleniş şeklidir. Orhun Yazıtları'ndaki çözülen ilk sözcük olup yazılışı "𐱅𐰭𐰼𐰃" şeklindedir.
Rudolf Joseph Lorenz Steiner (25 Şubat 1861- 30 Mart 1925), Avusturya asıllı filozof, bilim insanı, eğitimci, sanatçı, ezoterist, yazar, antropozofi’nin kurucusu.
Sertlik, bir malzemenin aşınma, çizilme, delinme ve kesilme gibi plastik deformasyonlara karşı gösterdiği direnç olarak tanımlanabilir. Malzemenin sertliği süneklik, mukavemet ve tokluk gibi diğer mekanik özellikleriyle ilişkilidir. Dolayısıyla malzemenin sertliğinin ölçülmesiyle malzemenin mukavemet değeri hakkında bilgi sahibi olunabilir.
Bir maddenin sertliği atomik bağ yapısına bağlıdır. Örnek olarak Hem elmas hem de grafit İkisi de saf karbonun allotroplarıdır. Bununla birlikte elmas, insan tarafından bilinen en sert doğal maddedir Mohs ölçeğinde 10 ile en yüksek değeri alır ve grafit ise çok yumuşaktır ve Mohs ölçeğinde 1-2 arasında değer alır. Minerallerin sertliği, 1 (en yumuşak) ila 10 (en sert) arasında nispi bir ölçek olan Mohs Sertlik Ölçeği kullanılarak karşılaştırılır.
Ultrasonografi veya ekografi, ultrason kullanımına dayanan tıbbi görüntüleme ve tıbbi prosedür yöntemidir. Perfloropentan ve kükürt hekzaflorür gibi kontrast maddeler kullanılır.
Birçok hastalığın ön teşhisinde kullanılır, ancak daha çok karın organları gibi ses dalgalarının kolayca geçebileceği konumdaki organların tetkikinde etkili bir inceleme yöntemi olarak kullanılır. Ultrason, insan kulağının işitemeyeceği kadar yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanarak iç organları görüntüleyen bir tanı yöntemidir. Bu inceleme yönteminde X ışını yoktur ve radyasyon ortaya çıkmaz. Bu nedenle gebelerde ve bebeklerde rahatlıkla kullanılabilir.
Cihazdan gönderilen ses dalgaları, hasta vücudundan yansıdıktan sonra gene aynı cihaz tarafından algılanır. Yansıma farklılıkları organdan organa değişir. Bu nedenle farklı yalakların olduğu yapılar, farklı görüntüler verir. Normal yapılar içindeki bir tümör ya da kist, ses demetlerini farklı yansıttığı için farklı yapıda gözlenir ve tanı konulur. Görüntü oluşturulması sırasında "prob" hasta vücudunda gezdirilirken, altında kalan bölümün kesit görüntüleri, hareketli organlar gibi ekranda kayar. Bu esnada radyolog tanı koyar. Elde edilen görüntülerin tanıda çok fazla bir katkısı yoktur. Ultrason (US) işlemi, ihtisasları süresinde US eğitimini alan radyologlar tarafından yapılır.
Uçaklarda metal yaşlanmasını tespit için de aynı teknik kullanılır.
Bulut Mail.Ru, Mail.Ru tarafından geliştirilen çevrimiçi bulut depolama hizmetidir. İlk sürümü 26 Ağustos 2013'te çıkmıştır. Buluttaki müzik, video, resim ve diğer dosyaları saklamaya, bilgisayar, akıllı telefon veya tabletlere verileri senkronize etmeni sağlar. Ayrıca kullanıcı dosyaları diğer kullanıcılar ile paylaşabilir. Ücretsiz depolama kapasitesi 8 GB'dır (eski sürpriz 100 GB, ücretsiz sürümde, bir dosya boyutu 2 GB ile sınırlıdır), 4 TB'a kadar ödenen bir artış imkanı bulunuyor. Ayrıca işletmeler için Mail.ru paketine de dahildir. | 0 | 6 | [1327, 3626, 3789, 4583, 5979, 6524] | 3 |
3d73a1df-b8a1-420f-bb59-cc4cb139064f | Yazıda cıva ve renyumun neden bazı kaynaklar tarafından soy metal olarak kabul edildiği belirtiliyor? Aynı şekilde, titanyum, niobyum ve tantalın neden soy metal olmadığı düşünülüyor? | Yazıda belirtildiği gibi, soy metallerin temel özelliği nemli havada aşınmaya ve yükseltgenmeye karşı dirençli olmalarıdır. Cıva ve renyumun bazı kaynaklar tarafından soy metal olarak kabul edilmesinin sebebi, bu elementlerin belirli koşullar altında bu direnci gösterebilmeleridir. Ancak, tüm soy metaller gibi cıva ve renyum da aşınmaya karşı tamamen bağışık değildir. Titanyum, niobyum ve tantal ise, özellikle yüksek sıcaklıklarda oksitlenmeye yatkın oldukları için soy metal olarak kabul edilmezler. | Generalplan Ost (Türkçe: Genel Doğu Planı) ya da kısaca GPO, Nazi Almanyası hükûmetinin planlı soykırım ve etnik temizlik amacıyla geniş ölçekte hazırladığı Orta ve Doğu Avrupa'nın Alman kolonizasyonunu içeren plan. II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın işgal ettiği bölgelerde uygulanacaktı. Plan, savaş sırasında kısmen gerçekleşti ve dolaylı olarak ve doğrudan milyonlarca etnik Slavların açlıktan ölmesi, hastalık veya zorla çalıştırılarak imha edilmesi ile sonuçlandı. Ancak tam olarak uygulanması bakımından büyük askeri operasyonlar sırasında uygulanabilir değildi ve Nazilerin savaştan yenilgiyle çıkmasıyla tamamen uygulanamadı.
Planda, Nazilerin üstün ırk olarak görmediği milletlerin planlı imhasının yanı sıra köleleştirme, zorla yer değiştirme ve Avrupa'daki Slav halklarına (ve Baltık halklarının önemli bölümleri, özellikle Litvanyalılar ve Latgalyalılar) ırksal olarak alt ırk olmaları gerekçesiyle katliamlar yapıldı. Programın operasyonel rehberleri, Adolf Hitler ve Nazi Partisi tarafından tasarlanan Alman yayılmacılığı ideolojisinin yerine getirilmesinde tasarlanan Lebensraum görüşüne bağlı olarak Drang Nach Osten (Doğu'ya gidiş) fikrine dayanıyordu. Bu nedenle bu toprakların Avrupa'daki Yeni Düzen'in bir parçası olması amaçlandı. Plan Açlık Planı ile birlikte Nazilerin Sovyet savaş esirlerine karşı işledikleri suçlar kapsamında uygulandı.
Ana plan halihazırda devam eden bir işti. Zaman geçtikçe geliştirilen, bilinen dört sürümü vardır. Polonya'nın işgalinden sonra, GPO için orijinal taslak, Nazi-Sovyet nüfus transferleri sırasında 1940'ın ortalarında RKFDV tarafından tartışıldı. GPO'nun bilinen ikinci versiyonu RSHA tarafından Nisan 1942'de Erhard Wetzel tarafından hazırlandı. Üçüncü versiyon resmen Haziran 1942 tarihinde yürürlüğe girdi.Stalingrad Muharebesi'nde Doğu’daki sömürgecilik planlamasındaki Nazi yenilgisi durumu askıya aldı ve program kademeli olarak terk edildi.
Fark makinesi, polinom işlevlerin (fonksiyonların) hesaplanması için tasarlanmış bir mekanik hesap makinesidir. Toplama çıkarma yapabilen bir makine yapmak yüzyıllar boyunca bilim adamlarının ilgisini çekmiştir. 1642 yılında bir vergi memurunun oğlu olan Blaise Pascal, babasına yardım amacıyla böyle bir makine tasarlamıştır. 1694 yılında, Gottfired Wilhelm von Leibniz, Pascal'ın tasarladığı bu makineyi geliştirerek, aynı zamanda çarpma ve bölme işlemlerini de yapabilen bir makineyi tamamladığını duyurmuştur. Daha sonra 1786'da J.H. Müller de benzeri bir makineyi tasarladığını duyurmuş ancak yapımını gerçekleştirememiştir.
Uzun bir aradan sonra 1822'de İngiliz matematikçi Charles Babbage (1791 – 1871), oldukça gelişmiş bir makinenin tasarımına başladığını duyurmuştur. Fark makinesi, bir değerler serisini otomatik olarak hesaplayabilmeyi öngörüyordu. Sonlu farklar yönteminden yararlanarak çarpma ve bölme işlemlerinden yararlanmaksızın hesaplama yapmak mümkündü.
Fark makinesi, projenin ilk haliyle, 2,5 m yüksekliğinde, 15 ton ağırlığında olacak ve 25.000 parçadan oluşacaktı. Babbage, projesine mali kaynak bulabilmesine rağmen onu tamamlayamamıştır. Daha sonra Fark makinesinin geliştirilmiş bir modelini tasarlamasına rağmen bunun yapımına hiç başlayamamıştır. 19. yüzyılın olanak tanıdığı ölçüsel toleranslarla 1989-1991 yılları arasında tamamlanan bu makine, Londra Bilim Müzesi'nde çalıştırıldığı zaman ortalama bir elektronik hesap makinesinden çok daha öteye giderek 31 basamağa kadar doğru hesap yapabildiği görülmüştür.
Babbage geliştirdiği ikinci Fark makinesi ile birlikte çalışabilecek, değişken sütun ve satır özelliklerine sahip, çıktı formatı programlanabilmesi gibi şaşırtıcı özelliklere sahip bir yazıcı tasarlamıştır. Fark makinesinin tamamlanmasından dokuz yıl sonra, Bilim Müzesi, 19. yüzyıl cihazları için oldukça karmaşık sayılabilecek bu yazıcıyı da tamamlamıştır.
Limon (Citrus × limon), yıl boyunca büyümeyi sürdüren, küçük bir ağaç türü ve bu ağacın meyvesidir. Halk dilinde suluzırtlak, cıcık ve zıvrak da denilmektedir.
Limon Turunçgil limon öncelikle Kuzeydoğu Hindistan, Güney Asya' ya özgü çiçekli bitki Rutaceae ailesinden küçük yaprak dökmeyen bir ağaç türüdür.
Ağacın elipsoidal sarı meyvesi dünya çapında mutfak ve mutfak dışı amaçlarla, özellikle hem mutfak hem de temizlik kullanımları olan meyve suyu için kullanılır. Hamuru ve kabuğu ayrıca pişirme ve fırınlamada kullanılır. Limonun suyu yaklaşık %5 ila %6 sitrik asit olup pH'ı ise 2.2 dir ve bu nedenle ekşi bir tadı vardır. Limon suyunun kendine özgü ekşi tadı onu içecek ve limonata ve limon kremalı turta gibi yiyeceklerde önemli bir içerik haline getirir.
Ilıman iklime sahip bölgelerde yetiştirilen ve uçucu yağ taşıyan limon meyveleri Hindistan, Güney Amerika, Güneydoğu Asya, Kaliforniya, Ege ve Akdeniz gibi bölgelerde çok üretilir. Meyve öncelikle suyu için kullanılır, eti ve kabuğu ise aşçılık ve fırıncılık alanlarnda kullanılabilir.
Soy metaller nemli havada aşınma ve yükseltgenmeye karşı dirençli metallerdir. Yeryüzünde ender bulunmaları soy metalleri maddi olarak değerli kılmaktadır. Rutenyum, rodyum, paladyum,, osmiyum, iridyum, platin ve altının soy metal özelliği gösterdiği bilinmektedir.
Cıva ve renyumu soy metal sınıfında değerlendiren kaynaklar da bulunmaktadır. Öte yandan, aşınmaya duyarlı titanyum, niobyum ve tantalın soy metal özelliği taşımadığı düşünülmektedir.
Earthlings, Shaun Monson'ın yönetmenliğini, Joaquin Phoenix ve Persia White'in anlatıcılığını, Moby'nin müziklerini yaptığı 2005 yapımı belgesel. İnsan türünün kullandığı hayvan kaynaklı ürünleri elde ederken kullandığı "insanlık dışı" yöntemleri anlatır.
Belgesel hayvanların maruz kaldığı kötü muameleyi "evcil hayvanlar", "yemek", "giysi", "eğlence" ve "bilimsel araştırma" başlıkları altında anlatır. Belgeselde yönetmenin çektiği görüntülerin yanında gizli kamera çekimleri ve haberlerden derlemeler de bulunmaktadır.
Earthlings, insanın ne kadar vahşileşebileceği hakkında hayal edebilecek limitleri bile aşarken, aslında "öteki" olarak görülen hayvanların insan zulmüne bilinenden çok daha fazla ve farklı şekillerde maruz kaldığı da açıkça gösteriliyor.
Yönetmen Shaun Monson, DVD versiyonunun sonunu şöyle bitiriyor:
Yapabileceğiniz en iyi şey, bu filmi insanlara izlettirmek olacaktır... | 0 | 5 | [1921, 3824, 4875, 5325, 6224] | 3 |
9adb3edc-e057-420c-864f-26a72f6b189f | Temperleme işleminde metal neden aniden soğutulur? | Temperleme işleminde, metal yüksek sıcaklıkta tutularak içindeki karbon atomları kararlı hale getirilir. Aniden soğutma işlemi, metali bu kararlı halde sabitlemek ve istenilen tokluğu elde etmek için yapılır. Yavaş soğuma, metali tekrar sertleştirebilir ve istenen sonucu vermez. | 420, 4:20 veya 4/20 (dört-yirmi olarak okunur), esrar tüketmeye (özellikle de saat öğleden sonra 4:20'de) veya her yıl 20 Nisan'da gerçekleşen (ABD'de tarih 4/20 olarak yazılır) esrar odaklı kutlamalara atıfta bulunan esrar kültürü terimidir.
Terimi ilk olarak 1971'de San Rafael Lisesi'nde esrar içme zamanını tanımlamak için bir kod olarak kullanılmış ve zamanla gençler arasında yaygınlaşarak genel halkın kullandığı bir ifadeye dönüşmüştür. 4/20'ye ithafen, her yıl 20 Nisan'da esrar ile ilişkili pek çok ulusal ve uluslararası kutlama, etkinlik ve protesto gerçekleştirilmektedir.
SS-Ehrenring ("SS şeref yüzüğü"), Heinrich Himmler'in komutanı oluğu SS'in bir ödülüydü. Resmi bir dekorasyon değildi ama kişisel bir hediye olarak Himmler tarafından verilirdi.
Yüzük ödülü daha sonra 1944'te durduruldu. Himmler, Wewelsburg kalesinin yakınında bir dağın içinde bütün kalan yüzüklerin mühürlenmesini emretti. Yüzüklerin mevcut yeri bilinmemektedir. Bütün yüzükler, taşıyıcının ölümünden sonra veya taşıyıcının SS'i bıraktığı zaman Himmler'e geri dönmüş oluyordu.
Wewelsburg Kalesi ABD Ordusu tarafından ele geçirildiğinde gümüş kutu içinde yaklaşık 200 yüzük bulundu ve Yüzbaşı Black askerler arasında yüzükleri dağıtmıştır. Mevcut piyasa değerlerinde, eksik halkalar 4.500 $ arasında değerinde olacağı belirlenmiştir. Kopya ve sahteleri de yaygındır. Adı "Müller", "Maier" ve "Weber" (çokcüç yaygın Alman soyadı) taşıyan örneklerin orijinalliğini doğrulamanın zorluk olduğu görülmektedir.
Bir yüzük sahibi, muharebede öldürüldüğü zaman SS arkadaşları düşman ellerine düşmesini engellemek ve yüzüğü geri almak için her gayreti yapması gerekirdi. Ocak 1945'a kadar yapılan 14,500 yüzüğün %64'ü Himmler'e dönmüştü. Savaş bittikten sonra birçok yüzük, kendilerine hükmen verilen insanlarla birlikte (Himmler'in talimatları ile) gömüldü.
Temperleme ya da menevişleme, su verilmiş çeliklerin gevrekliğini gidermek ve tokluk kazandırmak için, dönüşül sıcaklıklar altında yapılan ısıl işlem. Metal yüksek sıcaklıkta tutularak içindeki karbon atomları kararlı hale getirilir. Yeterli süre yüksek sıcaklıkta tutulan metal aniden soğutulur.
Plankton, suda bulunan ve hareket yeteneği akıntıya bağımlı olan canlılara verilen genel isimdir. Genellikle mikroskobik boyutta ve tek hücreli oldukları varsayılsa da, denizanaları veya kopmuş yosunlar da okyanusbilimciler tarafından plankton olarak tanımlanır. Bitkisel planktonlara fitoplankton, hayvansal olanlarına ise zooplankton adı verilir. Göllerde, denizlerde ve akarsularda, hatta belirli şartlar altında buzullarda bulunabilirler. Dünyadaki fotosentez ile üretilen oksijenin büyük çoğunluğunu plankton üretir, diğer kısmını bitkiler üretir. | 0 | 4 | [586, 1836, 2133, 2686] | 2 |
f162bc6d-5989-4654-811f-527eabcb22ed | Tokluk ile kırılma tokluğu arasındaki fark nedir? | Tokluk, bir malzemenin kırılmadan önce ne kadar enerji emebildiğini ifade ederken, kırılma tokluğu ise bir malzeme kırılmadan önce hem şekil değiştirmesine hem de enerji emmesine olanak tanıyan yeteneğini ölçer. Yani tokluk sadece enerji emme kapasitesine odaklanırken, kırılma tokluğu hem enerji emme hem de şekil değiştirme yeteneğini kapsar. | Freya, aynı adı taşıyan İskandinav tanrıçasına dayanan Marvel Comics tarafından yayınlanan Amerikan çizgi romanlarında görünen efsanevi bir Asgardlı. Karakter, İskandinav mitolojisindeki Freyja'ya dayanmaktadır. Hikâyeler bağlamında Freya, Asgardlı bereket tanrıçasıdır. Thor'un destekleyici bir karakteri olarak görünür. Freya ilk olarak Thor #321'de (Ekim 1983) göründü ve Bill Mantlo ve Don Heck tarafından yaratıldı. Freya, eski bir Valkyrie olarak çalışan Bereket Tanrıçasıdır. Asgard halkı, Aşk Adası'nda ona tapan bir tarikat başlattı. Bir keresinde, Rimthursar, Freya'ya, Odin'in onu ağlatmak için öldüğünü söyleyerek, Rimthursar'ın gözyaşlarını toplayabilmesi için yalan söyledi. Freya, Loki'nin bir zamanlar Storm'u şahine dönüştürmek için kullandığı Freya Pelerini adında bir esere sahipti. Freya'nın tarihi daha sonra Dev Thyrm'in kızı olduğu yerde yeniden keşfedildi ve konumu benzer isimler olan tanrıça Freyja'ya verildi. Thyrm bir keresinde Thor ve Loki'yi, Thor'un Freya ile evlenmesi karşılığında ona Mjolnir'i vermeye çalıştı. Thor ve Loki, Thyrm'i alt etmeyi başardılar.
Tokluk, Malzemenin kırılma olana dek absorbe ettiği toplam enerjiyi ve plastik şekil değiştirme kabiliyetini ifade eder. Başka bir deyişle, tokluk, bir malzemenin kırılmadan önce emebileceği birim hacim başına enerji miktarıdır. (J·m−3) Bir malzemenin tokluğu, malzemenin gerilme-şekil değişimi grafiği altında kalan alana eşittir.
Tokluk, bir malzemenin kırılmadan bir darbeye dayanma yeteneği söz konusu olduğunda önem kazanır özellikle otomobillerde tokluk değeri yüksek malzemeler kullanılır çünkü herhangi bir darbe anında enerjinin absorbe edilmesi, sürücü ve yolculara yansıtılmaması gerekir.
Bu tokluk ölçüsü, malzemelerin kırılmaya direnme kapasitesini tanımlayan kırılma tokluğu için kullanılandan farklıdır.
Kaptan Amerika (Yüzbaşı Amerika), Marvel Comics tarafından yayımlanan Amerikan çizgi romanlarında görülen kurgusal bir karakter.
Toksiklik, toksisite, zehirlilik veya ağılılık bir kimyasal maddenin veya belirli bir madde karışımının bir organizmaya zarar verme derecesidir. Toksisite, bir hayvan, bakteri veya bitki gibi tüm organizma üzerindeki etkinin yanı sıra, o organizmanın bir hücresi (sitotoksisite) veya karaciğer gibi bir organı (hepatotoksisite) gibi bir alt yapısı üzerindeki etkiyi ifade edebilir. Yan anlam olarak, kelime, aile birimi veya genel olarak toplum gibi daha büyük ve daha karmaşık gruplar üzerindeki toksik etkileri tanımlamak için mecazi olarak kullanılabilir.
Toksikolojinin temel bir konsepti, bir toksik maddenin etkilerinin doza bağımlı olmasıdır; su bile çok yüksek dozda alındığında su zehirlenmesine neden olabilir, oysa yılan zehiri gibi çok zehirli bir madde için bile altında hiçbir toksik etkinin olmadığı bir doz vardır. Toksisite türe özgüdür ve türler arası analizi sorunlu hale getirir. Daha yeni paradigmalar ve metrikler, hayvan testlerini atlamak için gelişiyor. | 0 | 4 | [1091, 1811, 1940, 2919] | 1 |
fc486b1c-22b9-4828-b252-d95b17e504e8 | Retbleed saldırısından hangi işlemci üreticileri etkileniyor? | Retbleed, Intel, AMD ve ARM işlemcilerini etkiliyor. Özellikle altıncı, yedinci ve sekizinci nesil Intel Core mikromimarilerinde, AMD Zen, Zen+ ve Zen 2 mikromimarilerinde ve Spectre'den etkilenen tüm ARM işlemcilerinde bu saldırı gerçekleştirilebiliyor. | Sherry, (Jerez veya Xérès) popüler İspanyol şarabı türüdür. Beyaz üzümlerden yapılan fortifiye şaraplardır. Endülüs, İspanya'daki Jerez de la Frontera şehri yakınlarında yetiştirilmektedir. Sherry, öncelikle Palomino üzümünden yapılarak çeşitli stillerde üretilir.
Retbleed, bazı yakın zamanlı Intel ve AMD çiplerini içeren x86-64 ve ARM işlemcilerdeki bir spekülatif yürütüm saldırısıdır. Resmi olarak ilk kez 2022'de açıklanan ve spekülatif yürütüm saldırılarını hafifletmek için planlanmış retpoline'i istismar eden bu saldırı, Spectre açığının bir türüdür.
Araştırmacılara göre Retbleed'i hafifletme yamaları, sistemler üzerinde bu saldırıdan etkilenen AMD ve Intel işlemcilerde sırasıyla %14'e ve %39'a kadar performans kaybına neden olan geniş çaplı değişiklikler yapılmasını gerektirir. Bu saldırının altıncı, yedinci ve sekizinci nesil Intel Core mikromimarilerinde ve AMD Zen, Zen+ ve Zen 2 mikromimarilerinde gerçekleştirilebildiği kanıtlanmıştır.
ARM'nin resmi bir dokümanı, Spectre'den etkilenen tüm ARM işlemcilerinin Retbleed'den de etkilendiğini belirtmektedir.
Temmuz 2022 itibarıyla Retbleed sorunu için Linux çekirdeğine yamalar yapılmıştır ancak bu yamalar henüz herhangi bir son kullanıcı sürümünün bir parçası olarak yayınlanmamıştır. 32 bit Linux için herhangi bir yama planlanmamaktadır. | 0 | 2 | [265, 1311] | 1 |
Subsets and Splits