abstract
stringlengths 1
1.33k
| author
stringlengths 1
56
⌀ | content
stringlengths 1
248k
| date
stringlengths 18
32
| source
stringlengths 2
51
⌀ | tags
stringlengths 2
572
⌀ | title
stringlengths 3
221
| topic
stringlengths 3
23
⌀ | url
stringlengths 45
224
|
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
SON DAKİKA HABERİ: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında gözaltı kararı verilen 14 ByLock kullanıcısından 7'si yakalandı. | null | haberi! Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada, FETÖ'nün gizli haberleşme programı ByLock'u kullandıkları gerekçesiyle özel ve kamu iktisadi işletmelerinde çalışan 14 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildiği bildirildi. Açıklamada, şüphelilerden 7'sinin Ankara Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yürütülen operasyonla gözaltına alındığı, diğer şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışmanın sürdüğü belirtildi. | 14.05.2019 - 11:13 | Anadolu Ajansı | ['Gündem', 'son dakika', 'FETÖ', 'son dakika haberleri', 'haber', 'ByLock'] | 14 ByLock kullanıcısı için gözaltı kararı | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/14-bylock-kullanicisi-icin-gozalti-karari,PRBRnGCAnkypu6o_ETCd0g |
Kazakistan'da orduya ait silah deposunda dün çıkan yangında 2 kişinin öldüğü, 89 kişinin de yaralandığı açıklandı. | null | Kazakistan'ın Türkistan eyaletinde silah deposunda patlama ve yangın sonucunda 2 kişi öldü, 89 kişi yaralandı. Kazakistan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, Türkistan'ın Arıs kentinde orduya ait silah deposunda çıkan yangın nedeniyle meydana gelen patlamalar sonucu 2 kişinin hayatını kaybettiği, 18'i çocuk 89 kişinin yaralandığı belirtildi. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, hastanelerdeki yaralıları ve yakın ilçelerde kurulan tahliye merkezlerindeki Arıs kenti sakinlerini ziyaret ederek durumları hakkında bilgi aldı. İçişleri Bakanı Yerlan Turgumbayev da yaptığı açıklamada, olay yerinde 23 itfaiye ekibinin çalıştığını belirterek silah deposu yakınındaki ev ve binalardaki yangının söndürüldüğünü ancak devam eden patlamaların silah deposundaki yangını söndürme çalışmalarını zorlaştırdığını kaydetti. Dün yerel saatle 09.00'da Türkistan eyaletinin Arıs kenti yakınlarında orduya ait silah deposunda patlamalar meydana gelmiş, 39 binden fazla kent sakini komşu ilçelerde oluşturulan kamplara tahliye edilmişti. Silah deposunda çıkan yangının nedeninin araştırılması için komisyon kurulurken, Savunma Bakanlığı depodaki mühimmatın yaklaşık yarısının infilak ettiğini bildirmişti. Olay yerine giderek incelemelerde bulunan Olağanüstü Durumlar Komitesi Başkanı Vladimir Bekker, durumun karmaşık olduğunu, şehir etrafında ve şehirde patlamayan mermilerin bulunduğunu söylemişti. Savunma Bakanı Nurlan Yermekbayev da depoda radyoaktif ve diğer güçlü silahların muhafaza edilmediğini ifade etmişti. Yermekbayev, tahliye edilen Arıs kenti sakinlerini güvenlik nedeniyle acil durum merkezi tarafından izin verilene kadar evlerine dönmemeye çağırarak ekiplerin kentteki mühimmatı temizleme çalışmalarına başladığını, çalışmaların ardından halkın evlerine dönmelerine izni verileceğini belirtmişti. | 25.06.2019 - 10:03 | null | ['Dünya', 'Patlama', 'Kazakistan'] | Kazakistan'da silah deposunda patlama: 2 ölü, 89 yaralı | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/kazakistanda-silah-deposunda-patlama-2-olu-89-yarali,CdgDI5_WaUqQGuxthI6q5A |
İspanyol basını Real Madrid'in Javier Hernandez'in bonservisi için Manchester United ile anlaşma sağladığını iddia etti. | cumhuriyet.com.tr | Kamuoyunu şaşırtıcı bir şekilde Real Madrid'in Manchester United'dan kiralık olarak kadrosuna kattığı Meksikalı hücum oyuncusu Javier "Chicharito" Hernandez, Los Galacticos'un formasını daha uzun süre giyecek gibi duruyor. El Confidencial'in edindiği bilgilere göre Falcao'nun kiralanması ile birlikte Manchester United'dan Real Madrid'e kiralanan Hernandez için iki kulüp bonservis konusunda anlaştı. Falcao'nun sezon sonunda Manchester'da kalıp kalmayacağına bakılmaksızın iki kulüp transfer konusunda anlaştı. Real Madrid cephesinde Hernandez'in kulübün birincil santrforu ile yaşayadığı çekişmenin Fransız oyuncuya yarayacağı düşünülüyor. Ayrıca Deportivo maçında iki gol atan Hernandez'in de takıma katkı yapacak seviyede olması da işin tuzu biberi oluyor. Buna göre Kırmızı Şeytanlara kiralama bedeli ödeyecek olan Real Madrid, oyuncunun bonservisi için de ödeyecek.(Eurosport) | 22 Eylül 2014 Pazartesi, 11:35 | cumhuriyet | null | Real Madrid ve Manchester United bonservis konusunda anlaştı | futbol | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/121949/Real_Madrid_ve_Manchester_United_bonservis_konusunda_anlasti.html |
Eğitim İş, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın açıkladığı yeni müfredat ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamada müfredatın bilimsellikten uzak olduğu belirtilerek "Müfredat değil AKP broşürü" denildi. | cumhuriyet.com.tr | Eğitim İş, "KHK gibi tepeden inme müfredat" dediği yeni sistemi usul ve esas olarak iki yönden inceledi. Yapılan incelemde, müfredatın yandaş sendika Eğitim Bir Sen’in hazırladığı taslak müfredatla neredeyse birebir aynı olduğu belirtildi. Çadaş eğitim ve Atatürkçülüğün tasfiyesi için hazırlandığı belirtilen müfredatla ilgili Eğitim İş'in yaptığı açıklama şöyle: Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın kamuoyuna ‘müjde’ olarak sunduğu 2017-2018 Eğitim Dönemi müfredatı üzerinde yaptığımız ayrıntılı inceleme, AKP döneminde Milli Eğitim müfredatında yapılan en köklü değişikliklerden biri olan yeni müfredatın artniyetli çerçevesini ortaya koymuştur. Eğitim İş olarak yeni müfredatı usul ve esas olmak üzere iki türde incelemiş bulunmaktayız. Müfredatın meydana getirilme usulü, KHK’larla ülkeyi yöneten AKP’nin Milli Eğitim Bakanlığı’na yakışır biçimde gerçekleşmiştir. 2 yıldır süren çalışmalarla meydana getirildiği söylenen müfredat için bu alandaki eğitim-bilim uzmanlarının, üniversitelerin ve demokratik kitle örgütlerinin tümünün değil, yandaş sendikaların ve Bakan Yılmaz’ın ifadesiyle 100 bine yakın öğretmen ve velinin görüşü alınmıştır. Bu 100 bin öğretmen ve velinin kim olduğu sorusu da, en az müfredatın kendisi kadar karanlıktır. Eğitim İş olarak, Bakanlığın aylar önce açıkladığı taslak müfredat raporunun, yandaş sendika Eğitim Bir Sen’in “GECİKMİŞ BİR REFORM MÜFREDATIN DEMOKRATİKLEŞTİRİLMESİ” adı altındaki taslak müfredatla neredeyse aynı olduğunu ortaya çıkarmış ve kamuoyuyla paylaşmıştık. Müfredatın son örneği de koskoca Bakanlığın yol göstericilerinin değişmediğini, ne yazık ki ortaya koymuştur. Bu müfredat, usulen de doğru hazırlanmamıştır. Bu kadar köklü bir değişimin, katılımcı bir şekilde hazırlanması gerektiği gerçeği bir yana dursun, daha uzun vadeye yayılması gerektiği ve pilot uygulamalarla test edilmesi gerekmektedir. Yangından mal kaçırırcasına yeni müfredatı getiren Bakanlık, bu müfredatı hem kısa bir zamanda ve şeffaf olmayan bir süreçte hazırlamış, hem de pilot uygulamaya gitmemiştir. Bakan’ın son ana kadar üzerinde ince çalışmalar yapıldığını iddia ettiği müfredatın, içeriğinin sadece yandaş sendikalarca değil, yandaş yayınevleri tarafından bile biliniyor olması da trajikomiktir. Bir sürpriz gibi açıklanan müfredat, hali hazırda yandaş yayınevleri tarafından incelenmiş, bu alanda kitaplar basılmaya bile başlanmıştır. Yeni müfredata ilişkin daha önce nokta atışı yapan sendikalar ve yayınevlerine bakıldığında da, bu çalışmanın nasıl bir çevreyle yapıldığı açıkça görülmektedir. Bakan İsmet Yılmaz’ın “çağın gereklerine uygun hazırlandığı” ve eski müfredatın “sadeleştirilmiş” bir hali olduğunu iddia ettiği yeni müfredatı esas olarak incelediğimizde ise siyasi bir operasyonla karşılaştık. Emperyalist ülkelerin gelişmemiş ülkeleri işgal etmeden önce demokrasi götüreceğini iddia etmesi gibi, MEB de çağdaş/laik eğitimin son parçalarını da “çağdaşlık getirme” iddiasıyla yok etmeye çalışmaktadır. AKP’nin siyasi söylemlerinin direkt ya da dolaylı şekilde yer bulduğu, her vesileyle 15 Temmuz’un hatırlatıldığı, din ağırlıklı içeriklerin artırıldığı müfredatta; pozitif bilimlerin öğretimi geriletilmiş ve Atatürkçülük kavramı gölgeye itilmeye çalışılmıştır. İşte Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın ve AKP’nin en son ‘çağdaş eğitim manifestosu’nun ayrıntıları: · Hayatı ve canlıları anlamanın en bilimsel yolu olan biyoloji dersi, “dünya ve yaşamın kökeni” konularına yer verilmeyerek ‘sadeleştirilmiştir!’ · Canlıları inceleyen bir bilim dalından, Google’da bile arandığında 6.810.000 sonuç çıkan, hakkında 200.000’i aşkın bilimsel makale yayımlanan evrim teorisi çıkartılmıştır. Trajikomik biçimde ise evrim teorisiyle iç içe olmadan düşünülemeyecek mutasyon, doğal seçilim ve adaptasyon kavramlarına dokunulmamıştır. Bu haliyle öğrenciler, anlayamadığı kavramları ezberlemek durumunda kalacaktır ve yaşamı sorgulamaktan çok uzaklaşacaklardır. · Biyolojik çeşitlilik konusunda yine evrimsel tarih açıklanmadığı için, sadece ezbere dayalı canlı çeşitliliği verilmektedir. Bu kadar canlı çeşitliliği varken, canlının oluşum tarihini bilmemek, öğrencilerde bilgi bütünlülüğü oluşmaması anlamın gelmektedir. · İnsanlık tarihini anlamak için en önemli kalıntıları “çanak çömlek” olarak tanımlayıp, 2 metro durağını daha fazla önemseyen zihniyet, fosil kayıtları ve jeolojik oluşum konularını da müfredattan tamamen silmiştir. · Laik eğitime adeta savaş açan AKP, siyaseten en vurucu hamlelerini Türk Dili ve Edebiyatı alanındaki değişiklikleriyle yapmış, Atatürkçülük kavramını müfredattan silmiştir. · Yeni programın 68. sayfasında 7. ünitede geçen “ Söylev “ konusunda iki örnek verileceğinden bahsedilmiştir. Söylev türünün dünyadaki en önemli örneklerinden olan “NUTUK” ve yazarı Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ten ise söz edilmemiştir. Programın hiçbir yerinde ATATÜRK adı yoktur. · 47.sayfadaki 4.ünitede (Destan/Efsane) “ 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri “ başlıklı bir yazı yazdırılması istenmektedir. Ancak bu gerekliliğin ön görüldüğü yeni programda KURTULUŞ SAVAŞI’na ilişkin tek bir ibare bile bulunmamaktadır. · Cumhuriyet değerlerine ve Atatürkçülük kavramına en önemli saldırılardan bazıları da İlköğretim Sosyal Bilgiler dersinde ve 8.sınıflarda okutulan T.C. İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük dersi programlarında yapılmıştır. Atatürkçülük konuları çıkarılmış, 15 Temmuz ve Osmanlı övgüsüne yer verilmiştir. · Atatürkçülük çıkarılırken milli gün ve bayramların öğrencilere nasıl kavratılacağı sorusu havada bırakılmıştır. · Cumhuriyet değerleriyle çatışıp sürekli Osmanlı vurgusu yapan AKP, müfredatta kendi zihniyetini somutlaştırmıştır. Daha önceki program da olduğu gibi, 7.sınıf programında yer verilen Osmanlı Tarihi konularında sadece kuruluş ve yükselme dönemi ele alınırken gerileme ve dağılma dönemlerine hiç yer verilmemiştir. · Osmanlı’nın son dönemlerine yer verilmemesi nedeniyle, 7.sınıf Sosyal Bilgiler dersi ile, 8. Sınıf T.C. İnkılap Tar. ve Atatürkçülük dersi konuları arasındaki konu ve kronoloji bağlantısı sağlanamamaktadır. · Sosyal bilgiler öğretimindeki temel prensiplerden biri olan sebep-sonuç ilişkisi, müfredattaki dağınık konu düzeni nedeniyle hiçe sayılmıştır. Örneğin; 7.sınıf 2. Ünite de Fransız İhtilali ve Sanayi İnkılabı’na yer verilirken 4.ünite de dünyanın yuvarlaklığının ispatı ve matbaa’nın icadından bahsedebilmektedir… · Program bütünlüğünde etkin vatandaşlık, küresel bağlantılar, değerler eğitimi gibi ana başlıklar altında evrensel ve insani değerlerin kazanımına yer verilirken 7. sınıf programında Kültür ve Miras ünitesinde Osmanlı’nın Gaza ve Cihat politikalarına yer verilmiştir. · 8. Sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin daha önceki programında genel amaçlar bölümündeki 8 ve 14 maddelerinde yer verilen Atatürkçü Düşünce Sistemi ifadesi tamamen çıkarılmıştır. (Oysa; 8. maddede “Atatürk’ün dünya görüşünü ve düşüncelerini benimseyerek Atatürkçü düşünce sisteminin bir savunucusu olur”, 14.maddede ise “Günümüzün ve geleceğin sorunlarına Atatürkçü bir yaklaşımla çözümler getirebilecek tutum, davranış ve beceriler kazanır” öğretileri yer almaktadır.) Yeni müfredatta, branş uzmanlarımızın yaptığı ilk derin incelemede; ortaya çıkan karanlık tablo yukarıdaki gibidir. Tıpkı AKP’nin torba yasaları gibi, az sayıda olumlu denilebilecek değişiklik, böyle bir siyasi hamleyi kamufle etmek için serpiştirilmiştir. AKP döneminde yapboza çevrilen eğitim sistemi, bu müfredatla birlikte artık bütününü bulamayacak yanlış yapboz parçalarından ibaret olacaktır. · Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi kapsamında programa dahil edilen Anadilde Eğitim’in tanımının yapılmaması, · Ölçme/Değerlendirme kısmında yer verilen “Uygulama ve Dönem Sonu Sınavları”nın nasıl uygulanacağı, · Programı açıklayıcı, uygulamasını kolaylaştırıcı öğretmen klavuz kitapları hazırlanıp hazırlanmayacağı soruları da en az müfredatın kendisi kadar karanlıkta kalmıştır. Uluslararası standartlar ve teammüllerin aksine; bu kadar kapsamlı bir değişikliği, pilot uygulama yapmadan tüm ülkede başlatacak olan Bakanlık, müfredatın başarı ya da başarısızlığını, uygulanabilirliğini nasıl ve hangi kriterlerle ölçecek sorusu da cevapsızdır. Çağdaş, laik ve Atatürkçü eğitimin savunucusu olarak müfredat üzerindeki incelemelerimizi sürdürecek ve kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz. Unutmayalım; yavrularımızın eğitimi, ülkemizin nasıl bir yere dönüşeceğini, içinde yaşayanların nasıl yurttaşlar olacağını belirleyecektir. Bugün bu karanlık eğitim tablosuna ses çıkarmayan herkes, yarın yaşayacağı cehennemi onaylamış olacaktır. Eğitim-İş olarak, tüm demokratik kamuoyunu, bu müfredat kabusuna ‘dur’ demeye çağırıyoruz! Biz Eğitim-İş’li eğitimciler olarak, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferleri olarak; ne müfredat çıkartılırsa çıkartılsın, Cumhuriyet’in değerlerini, Atatürk ve yol arkadaşlarını, bilimin ana konularını yavrularımıza öğretmeye devam edeceğiz! Geleceğimize sahip çıkacağız! | 20 Temmuz 2017 Perşembe, 13:45 | cumhuriyet | null | Eğitim İş'ten yeni müfredata tepki: AKP broşürü | egitim | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/egitim/785558/Egitim_is_ten_yeni_mufredata_tepki__AKP_brosuru.html |
İMKB, günü tarihinin en yüksek kapanışı olan 77.991,10 puandan kapattı. | null | İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) 100 Endeksi günü 394,86 puanlık yükselişle tarihinin en yüksek kapanışı olan 77.991,10 puandan kapattı. İMKB'de hisse senetleri dünkü kapanışa göre ortalama yüzde 0,51 oranında değer kazandı, toplam işlem hacmi 1,9 milyar lira oldu. Endeks ilk seanstaki yükselişin ardından ikinci seansta dar bantta sıkışık seyrederek ilk seans kapanışına göre 56,24 puan ve yüzde 0,07 oranında değer kaybetti. Gün içi gördüğü en yüksek seviye rekorunu da 78.239,93 puana geliştiren endeks, en düşük 77.731,29 puanı gördü. Banka hisselerinin endeksin yükselişinde yine baş rolü oynadığı görüldü. Bankacılık Endeksi günü yüzde 0,81 oranında yükselişle tamamladı, holding hisselerinin yükselişi ise yüzde 0,41 ile sınırlı kaldı. Analistler Avrupa hisse senedi piyasalarının kapalı olması nedeniyle işlem hacminin düşük seyrettiğini ve yılbaşı öncesinde satış konusunda isteksiz olan yatırımcılar nedeniyle yükselişin devam ettiğini belirtiyor. ABD hisse senedi piyasalarının sınırlı da olsa satıcılı seyretmesine rağmen İMKB'nin pozitif yönde ayrıştığını ifade eden analistler, yarın da 78.000 - 78.200 aralığının direnç olarak izlenmeye devam edileceğini kaydediyor. | 26.12.2012 - 20:24 | Anadolu Ajansı | [] | Borsa tarihi rekorunu yeniledi | Ekonomi | https://www.ntv.com.tr/ekonomi/borsa-tarihi-rekorunu-yeniledi,GTxJXOPO9kiUJsr-M-XhYg |
Fenerbahçe'de teknik direktör Vitor Pereira ile yollarını ayırdı. | cumhuriyet.com.tr | Tarihinin en pahalı transferlerini yaptığı geçtiğimiz sezonu kupasız kapatan, bu sezon da Monaco'ya elenerek UEFA Şampiyonlar Ligi'ne kalamayan sarı lacivertli takımda teknik direktör Vitor Pereira ile yollar ayrıldı. NTV Spor'un geçtiği habere göre Fenerbahçe yönetimi, Portekizli çalıştırıcı ile yollarını ayırma kararı aldı. Vitor Pereira ile yardımcılarının tazminatı yaklaşık 4 milyon Euro tutuyor. Sarı lacivertli yönetimin hukuki ve mali prosedürleri tamamladıktan sonra Pereira hakkındaki kararı açıklaması bekleniyor. Fenerbahçe'de antrenmanları birkaç gündür yerli yardımcı antrenörler aktif olarak yönetiyor. Yönetimin direktifi doğrultusunda günde çift ve süresi uzatılmış antrenmanlarla Grasshoppers maçına hazırlanan sarı lacivertli takım bu çalışmaların birini taktiğe, birini de kuvvete ayırıyor. Sakat oyunculardan Robin van Persie de takıma dönerken, Hollandalı golcünün Grasshoppers maçlarında kadroda olması bekleniyor. Sakatlığı nedeniyle takımdan ayrı kalan Simon Kjaer ise sahada koşu çalışmalarını sürdürüyor. | 11 Ağustos 2016 Perşembe, 15:00 | cumhuriyet | null | Fenerbahçe'de Pereira dönemi sona erdi | turkiye | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/582902/Fenerbahce_de_Pereira_donemi_sona_erdi.html |
Apple'ın en yeni işletim sistemi güncellemesi iOS 11'i yükleyen kullanıcılar, telefonlarındaki bazı uygulamaların çalışmaz hale geldiğini gördü. | cumhuriyet.com.tr | BBC Türkçe'nin aktardığına göre, çalışmayan uygulamaların büyük kısmı son iki yılda herhangi bir güncelleme yapılmamış olan uygulamalar. Bu uygulamaların çoğu üreticileri tarafından da artık desteklenmese de aralarında hala kullanılanlar mevcut. Yeni iOS 11'in bazı uygulamaları çalışmaz hale getirmesinin nedeni, işletim sisteminin sadece 64-bit kodlama sistemiyle yazılan uygulamaları destekleyecek olması. Apple, 32-bit yazılımları desteklemeyi bırakarak işletim sisteminin daha hızlı çalışmasını sağlamak istiyor. App Store, Haziran 2015'ten bu yana 64-bit desteği olmayan uygulama güncellemelerini reddediyor. iOS 11 güncellemesi yakın zamanda piyasaya sunulacak. iPhone ve iPad sahipleri hangi uygulamaların kaldırılacağını ayarlar menüsünden uygulamalara tıklayarak öğrenebilirler. Buna karşın iPhone iOS 11 güncellemesini yapmanın faydaları da bulunuyor. Grafik ve gerçek dünya olaylarını birleştiren yeni reality uygulamalarına destek, yeniden tasarlanmış App Store, Siri'nin sesinde iyileştirme, araçta kullanılan cihazlara 'rahatsız etmeyin' uyarısı getiriliyor. Surrey Üniversitesi bilgisayar bölümünden Profesöt Alan Woodward "Elbette iOS 11'i güncellemek zorunda değilsiniz, teoride insanların seçme hakkı var ama pratikte kullanıcılar yeni versiyonu indirmek zorunda" dedi. | 19 Eylül 2017 Salı, 21:03 | cumhuriyet | null | iOS 11'in yüklendiği telefonlarda bazı uygulamalar çalışmıyor | bilim_ve_teknoloji | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/bilim_ve_teknoloji/827280/iOS_11_in_yuklendigi_telefonlarda_bazi_uygulamalar_calismiyor.html |
Diyarbakır’ın tarihi ilçesi Sur’da sokağa çıkma yasağının kalkması beklenirken Bakanlar Kurulu kararıyla ilçenin neredeyse tamamının kamulaştırıldığı ortaya çıktı. | Mahmut Oral | Diyarbakır’ın tarihi ilçesi Sur’da sokağa çıkma yasağının kalkması beklenirken Bakanlar Kurulu kararıyla ilçenin neredeyse tamamının kamulaştırıldığı ortaya çıktı. Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararında, Sur’daki birçok parsel acele kamulaştırma kapsamına alındı. Acil kamulaştırma kararı Şırnak’ın Silopi ilçesini de kapsıyor. Diyarbakır’da şok etkisi yaratan karara göne, Diyarbakır’ın kalkanbalığı şeklinde olan 5.5 kilometre uzunluğundaki tarihi Sur’larının içinde kalan kısmın neredeyse tamamı kamulaştırılmış oldu. Edinilen bilgiye göre söz konusu bölge içinde toplam 9 bin parsel bulunuyor. Bakanlar Kurulu kararıyla bu parsellerden 8 bin 200 kadarı kamulaştırılmış oldu. Bu tarihi ilçenin üçte ikisinden fazla bir bölüme denk geliyor. 15 mahalleye bağlı 348 bölgeyi kapsayan işgal planı kapsamında kamulaştırılacak bölgelerden birisi de halka hizmet götürmekle yetkili olan Sur Belediyesi’ne ait hizmet binasının bulunduğu alan. Kiliseler, camiler gibi ibadet yerleri ile Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırılıp “Kent Müzesi” olarak faaliyete sokulan tarihi Cemilpaşa Konağı da kamulaştırılmış yerler arasında. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, “Sur içinde toplam 7 bin 714 parsel var bunların 6 bin 300 bu kararla kamulaştırıldı. Geri kalan parseller ise daha önceden kamulaştırıldığı ya da ana cadde veya benzeri yerler olduğu için kamulaştırma gereği duyulmadığı anlaşılıyor” dedi. Bu kararla aslında Sur içinin tamamına el koyma kararı olduğunu belirten Kışanak, “Acele kamulaştırma adıyla başvurdukları bu yöntemi hafifletmeye çalışıyorlar ama aslında yaptıkları el koymaktır. Bu kararla hukuki mücadele yollarının da önü tıkanmak istenmiştir. Bu büyük bir yanlıştır bu yanlışı Diyarbakır halkı da vicdan da hukuk da kabul etmez” dedi. Kararın bir başka özelliğinin de vatandaşa pazarlık etme şansını bile bırakmadan kendilerinin takdir ettiği meblağı bankalara yatırdıktan sonra kamulaştırılmış sayan bir yönü olduğunu kaydeden Kışanak, şöyle devam etti: “Vatandaş ancak Danıştay’dan bozdurabilir ise yeniden mülkünün sahibi olacak. Bu nedenle aldıkları karar şimdiye kadar bu ülkedeki alınmış diğer kararlara benzemeyen, halkın mülkiyet haklarını bu şekilde gasp eden bir karardır. Belediyeye ait olan mülklerin kamulaştırılması mümkün değil ama bunlar böyle aceleyle sanki yangından mal kaçırırcasına, hukuk, yasa da tanımadan Sur’daki parselleri tek tek sayarak bunlara el koyduk diyen bir karar almışlar.” Kamulaştırma kararının Sur’daki yıkımla da ilgisi olduğunu vurgulayan Kışanak “Bu yıkımlar için devletin tazminat ödemesi gerekecekti. Ama tazminat ödemek yerine ‘Madem o parayı vereceğiz, tazminat olarak değil kamulaştırma olarak ödeyeceğiz, al bu parayı sen çık, mülk de benim olsun’ deniliyor. Bu fırsatçılıktır. Hukuki yollara başvuracağız” diye konuştu. İŞTE KARAR | 25 Mart 2016 Cuma, 12:22 | cumhuriyet | null | Sur'u yerle bir ettiler şimdi el koyuyorlar | turkiye | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/504343/Sur_u_yerle_bir_ettiler_simdi_el_koyuyorlar.html |
Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, “Devletle olmuyorsa Kürtler kendi demokrasisini kurar” dedi. | null | Tuğluk, umut vaat eden, heyecanlandıran ve mutlu kılan sözlerle konuşmak istediğini, ne yazık ki kaygılardan, çatışmalardan, ölümlerden ve olası sonuçlarından bahsetmek zorunda olduğunu söyledi. Bugün özellikle Türkiye kamuoyunun, Türk halkının kendilerini doğru anlamasını istediğini ifade eden Tuğluk, şöyle devam etti: ''Daha fazla egemenlik, daha fazla sömürü, daha fazla iktidar uğruna Kürt ve Türk çocukları birbirine vurdurtuluyor. Barışa ramak kalmışken, diyalogdan müzakereye geçiliyorken, çözüme dönük pratik adımlar atılacakken, beklenti ve bu umut bu yönlüyken birileri yine kanayan yaraya dokunuyor ve oluk oluk kan akıyor. YSK denen ideolojik kurum, saçma sapan bir karar alıyor ve demokratik temsiliyetin önüne geçmeye çalışıyor. Halk direniyor ve hakkı olanı canı pahasına savunuyor. Sonuç sil baştan oluyor ama ardında İbrahim'in genç hayatını bırakarak, yüzlerce gözaltı ve tutuklama, onlarca yaralı bırakma pahasına oluyor tüm olup bitenler. Türk Silahlı Kuvvetleri, eylemsizlik pozisyonundaki gerillaya karşı olağanüstü bir güç ve teknikle operasyon düzenliyor. En son Tunceli'de 7 cana kıyılıyor. Dün 4 gerillanın cenaze merasimi bu şehirde oldu. AK Parti ise olan bitene karşı art niyetli ve daha fazla tahrik edercesine, 'Kürt meselesi artık yoktur' deme cesareti kadar gafilliğine de girebiliyor.'' Tuğluk, özgür bir gelecek, eşit, insanca, onurlu bir yaşam için var olma ve direnme haklarını sonuna kadar kullanacaklarını ifade etti. ''İktidarın zulmüne karşı direneceklerini'' söyleyen Tuğluk, AK Parti'nin sorunu oyalamak ve tasfiye etmek dışında bir yolu bilmediğini ileri sürdü. Aysel Tuğluk, şöyle konuştu: ''Devletle olmuyorsa halkımız kendi demokrasisini kuracak ve kurduğu bu sistem içerisinde yaşamasını bilecek kadar örgütlüdür. Bu statüsüzlük durumu daha fazla devam edemez. Mısır gibi mi olur, Suriye gibi mi bilinmez ancak bir statü kazanılacak ve bu ne pahasına olursa olsun savunulacaktır. Sorumluluk devletindir, sayın Başbakan'ındır. Unutmayalım ki cennet olsa birlikte yaşayacağız, cehennem olsa birlikte yanacağız. Bu zaten hep böyle olmuştur. Üzülerek belirtmeliyim ki, bu ülke sürekli kendi cehennemini kendi elleriyle yaratıp duruyor. Bunun için tartışacak ve kararlar alacağız. (Söz bitti) demiyoruz, demeyeceğiz de ancak sözden de fazla gerekli olan artık pratik çalışma ve mücadele gerçeğidir. DTK bu toplumsal talebe ve güncel realiteye yanıt olmalıdır, olmak sorumluluğundadır.'' Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Hamit Geylani, BDP'nin eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP'li eski milletvekilleri, BDP'nin desteklediği bağımsız milletvekili adayları ile BDP'li belediye başkanlarının katıldığı toplantı, daha sonra basına kapalı devam etti. | 05.05.2011 - 15:14 | Anadolu Ajansı | [] | Tuğluk: Kürtler kendi demokrasisini kurar | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/tugluk-kurtler-kendi-demokrasisini-kurar,A2OutQIaF0KVuEdY01bKSA |
FETÖ darbe girişiminin kilit ismi firari Adil Öksüz'ün eşi Aynur Öksüz ile kayınbiraderi Abdulhadi Yıldırım, ABD'nin New Jersey eyaletinde Anadolu Ajansı (AA) tarafından görüntülendi. | null | haberi! Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Akıncı Üssü'nde gözaltına alınan ve serbest bırakıldıktan sonra kayıplara karışan darbe girişiminin kilit ismi firari Adil Öksüz’ün eşi Aynur Öksüz, ABD’de görüntülendi. Öksüz’ün FETÖ darbe girişiminden bir ay önce eşi ve üç çocuğunu Amerika’da yaşayan örgüt mensubu kayınbiraderi Abdulhadi Yıldırım’ın yanına yerleştirdiği ortaya çıkmıştı. New Jersey eyaletine bağlı Ridgefield semtinde bulunan kardeşi Yıldırım’ın evinin önünde Anadolu Ajansı ekipleri tarafından görüntülenen Aynur Öksüz, kendisine tahsis edilen Chevrolet Cruze marka arabayı kullanıyor. Darbeci kadrolara sürekli umut pompalayıp "güzel günler göreceksiniz" yalanıyla örgütün çözülmesini engellemeye çalışan FETÖcülerin, lüks içindeki yaşantıları dikkati çekiyor. Aynur Öksüz'ün yaşadığı üç katlı evin bulunduğu Ridgefield semti, New Jersey eyaletinin lüks ve güvenli bölgelerinden biri olarak biliniyor. Clark Avenue (caddesi) üzerinde, özel garajı ve bahçesi olan yaklaşık 550 bin dolar değerindeki evin önünde, Öksüz'ün kardeşi Abdulhadi Yıldırım'ın da kullandığı 3-4 ayrı lüks araç da bulunuyor. Sakarya'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) kapsamında haklarında dava açılan, örgütün "hava kuvvetleri imamı" firari Adil Öksüz'ün kayınpederi Cevat Yıldırım, kızı Aynur Öksüz’ün darbeden önce ABD’ye gittiğini anlatmıştı. Cevat Yıldırım, “Kızım, yani Adil Öksüz'ün eşi, Amerika'daki oğlum Abdülhadi Yıldırım'ı ziyarete gitmişti. Daha sonradan geri dönmedi. Adil Öksüz'ün nerede olduğunu bilmiyorum" ifadelerini kullanmıştı. FETÖ darbe süreciyle ilgili yargılama sürecinde Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığınca hazırlanan analiz raporunda Adil Öksüz, eşi (Aynur Öksüz) ve yakınlarının Bank Asya'ya kurumun kurtarılması için yüksek tutarlarda para yatırdıkları bilgisi yer almıştı. Adil Öksüz ile eşi Aynur Öksüz, kardeşi Mehmet Öksüz ve kayınbiraderi Ali Sami Yıldırım'ın FETÖ/PDY örgütü mensuplarının iletişimi amacıyla kullanılan ByLock yazılımını kullandıklarının raporla anlaşıldığı kaydedilmişti. Ayrıca Öksüz’ün eşi Aynur Öksüz’ün FETÖ’nün finansal ayaklarından biri olan Kaynak Holding’e bağlı Gürmed Tıbbi ve Teknolojik Sistemler Sanayi Ticaret A.Ş. çalışanı olarak SGK kaydı bulunduğu tespit edilmişti. Aynur Öksüz'ün babası Cevat Yıldırım ile kardeşi Emine Şennur Şen'in yargılandığı davada sanıklar, "FETÖ üyesi olmak" suçundan 6 yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Davanın iddianamesinde, Cevat Yıldırım'ın, evinin önünde Adil Öksüz'e ait 34 SIR 49 plakalı otomobilin bulunduğu belirtilerek, "Sanığın, hakkında yakalama kararı bulunan Adil Öksüz'ü darbe teşebbüsünden sonra ikametgahına aldığı ve bir gece kalmasını sağladığı anlaşılmıştır" ifadesine yer verilmişti. Adil Öksüz'ün, Yıldırım'ın evine geldiği sırada orada bulunan baldızı Emine Şennur Şen'in, Öksüz'ü ikametgahında saklayarak kendi örgüt bağını da ortaya koyduğu ve yetkili makamlara bildirmeyerek kaçmasına imkan sağladığı vurgulanan iddianamede, sanık Şen'in söz konusu eylemiyle FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım ettiği iddianamede yer almıştı. İddianamede, Şen'in örgütün gizli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı, Bank Asya'da hesabının bulunduğu, sanığın eşinin Zaman gazetesi muhabirliği yaptığı belirtilmişti. Ayrıca Aynur Öksüz'ün kardeşi, FETÖ'nün "Rusya İmamı" olduğu iddia edilen Ali Sami Yıldırım ile eniştesi gazeteci Erdal Şen ise ''silahlı terör örgütüne üye olma'' suçundan açılan davada suçlu bulunmuştu. Mahkeme heyeti, Ali Sami Yıldırım'ın 7 yıl 6 ay, Erdal Şen'in ise 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti. Öte yandan Anadolu Ajansı ekipleri, Adil Öksüz’ün kayınbiraderi Abdulhadi Yıldırım'ı da, ABD'nin New Jersey eyaletinde görüntüledi. Öksüz’ün kayınbiraderi Yıldırım'ın, New Jersey eyaletinin Manhattan manzaralı Edgewater semtindeki lüks oto satışı ve tamiri yapılan işyerinde müşterilerle ilgilenirken ve çalışanlarıyla konuşurken çekilen görüntüleri AA objektiflerine yansıdı. Hudson Nehri'nin kenarındaki River Road (caddesi) üzerinde bulunan Edgewater Motors isimli işyerinin önünde, çeşitli markalarda çok sayıda lüks otomobilin yer alması dikkat çekti. Yıldırım'ın New Jersey'in lüks semtlerinden Ridgefield semtinde oturduğu yaklaşık 550 bin dolar değerindeki üç katlı evinin önünde de çeşitli markalarda 3-4 ayrı araç bulunuyor. Adil Öksüz’ün kayınbiraderi Yıldırım’ın işyerine ABD bayrağı asmaya çalışırken bunu önce kendisinin öptüğü, ardından yanındaki yeşil tişörtlü çalışanına öptürdüğü görülüyor. Yıldırım’ın Türk çalışanı daha sonra ABD bayrağını eline alarak coşkuyla sallıyor. Abdulhadi Yıldırım ve çalışanının sevgi gösterisinin ardından bayrak, işyerinin dış kısmına asılıyor. Lüks yaşamı ile dikkat çeken Yıldırım'ın, FETÖ darbe girişiminin iki kilit ismi Adil Öksüz ve Kemal Batmaz arasındaki ilişkide güçlü bir rol oynadığı biliniyor. Öksüz'le akrabalık ve örgüt bağının yanı sıra sözde sivil imam Kemal Batmaz’la iş ilişkisi ortaya çıkan Yıldırım, başarısız darbe girişiminin planlayıcıları olan FETÖ'cü iki imamın Amerika'daki faaliyetlerinde önemli lojistik destekler sağladı. Yıldırım’ın FETÖ’nün finans kaynağı olduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma yürütülen ve Kemal Batmaz'ın yöneticilik yaptığı Kaynak Holding bünyesindeki firmalarda ortaklık ilişkisine girdiği ifade ortaya çıkmıştı. Abdulhadi Yıldırım’ın Kaynak Holding'e bağlı Garnet A.Ş. isimli şirkette bir dönem hisse sahibi olduğu tespit edilmişti. 17 Haziran 2008 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’ne göre, 1 milyon TL sermayeli şirkette Abdülhadi Yıldırım’ın yüzde 4’e tekabül eden 40 bin liralık hissesi kayda geçmişti. Ayrıca Kaynak Holding'e yönelik soruşturma kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 27 şüpheliye ilişkin hazırlanan fezlekede, holdingin örgüt bağlantısına yönelik ilginç tespitler yer almıştı. Fezlekede, Adil Öksüz ile Kemal Batmaz ve Harun Biniş'in Kaynak Holding ile ilgili bağlantılarına yönelik yapılan araştırmalara yer verilmişti. Sözde "Hava Kuvvetleri imamı" Kemal Batmaz'ın Kaynak Holding bünyesinde faaliyet gösteren ve kayyum ataması yapılan Garnet Tıbbi ve Teknolojik Sistemler A.Ş., Gürmed Tıbbi ve Teknik Sistemler Sanayi ve Ticaret A.Ş., Kaynak Dış Ticaret A.Ş., Kaynak Kağıt A.Ş., Kaynak Medya A.Ş. gibi şirketlerde sermaye ortağı olduğu veya yönetim kurulu üyeliği görevi yaptığı fezlekede yer alan bilgiler arasındaydı. Fezlekede, firari örgüt imamı, darbe yöneticisi Adil Öksüz'ün, holdingde cari hesap kaydının bulunduğu ve yazdığı iddia edilen "Ceza Hükümleri Açısından Tevrat ve Kur'an" kitabının satışının da holding bünyesinde yapıldığının tespit edildiği belirtilmişti. Ayrıca fezlekede Öksüz'ün kullandığı "34 SIR 49" plakalı aracı kayyum ataması yapılan Garnet Tıbbı ve Teknolojik Sistemler A.Ş.'den satın aldığının belirlendiği aktarılmıştı. Darbe girişimiyle ilgili yargılamada Kemal Batmaz’ın Adil Öksüz tarafından kullanıldığı tespit edilen telefon hattı üzerinden 2010 yılı itibarıyla 925 kez görüşme yaptığı tespit edilmişti. Batmaz'ın, FETÖ üyesi Yıldırım'ın kullandığı hatla 2010 yılı sonrasında bin 100 kez telefon görüşmesi gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştı. Batmaz, daha sonra değiştirdiği ifadesinde "Ben Adil Öksüz'ün kayınbiraderi olduğunu öğrendiğim Abdulhadi Yıldırım ile yaklaşık 8-10 yıldır tanışırım. Fakat Adil Öksüz'ü tanımam. Ancak kendisini hangi ortamda ve hangi vesile ile tanıdığımı hatırlamıyorum. Yıldırım'ın en son ABD'de oto galeri işi yaptığını biliyorum" demişti. Adil Öksüz’le ilişkisi konusunda yargılandığı davalarda sürekli çelişkili ifadeler veren Kemal Batmaz, Öksüz’ü kayınbiraderi Abdulhadi Yıldırım’ın yanında 3-4 kez gördüğünü itiraf etmişti. Savunmasında Kemal Batmaz, "ABD'ye gidiş geliş yaptığım uçakta Adil Öksüz isimli kişi de vardı. Öksüz'ü, kayınbiraderi Abdulhadi Yıldırım'ın yanında daha önce 3-4 kez görmüştüm. Yıldırım ile de ortağım Mehmet Sungur vasıtasıyla tanışıyorum. Sungur benim GARNED ve GÜRMED isimli tıbbi malzemeler işi yaptığımız şirkette ortağımdı” ifadelerini kullanmıştı. Darbe girişiminden 3 gün önce Adil Öksüz’le New York’tan İstanbul’a aynı tarihte aynı uçakla geldiğine ilişkin bilgilerin ve görüntülerin ortaya çıkması üzerine ise Batmaz, “tesadüf” açıklamasını yapmıştı. Batmaz, "İstanbul'a 13 Temmuz 2016'da uçakla indiğimde, iniş işlemlerinin yapıldığı sırada Adil Öksüz ile merhabalaştım. Bunun haricinde bir şey konuşmadım. Adil Öksüz'ün benim gittiğim uçakta ABD'ye gidip gelmesi tamamen tesadüftür" ifadesini kullanmıştı. Kemal Batmaz'ın eşi Gonca Batmaz da yargılandığı davada hakkında hazırlanan iddianamedeki ifadesinde, Adil Öksüz'ü tanımadığını, eşi ile irtibatı olup olmadığını bilmediğini ileri sürmüştü. Ancak Gonca Batmaz, Yıldırım’la eşi arasındaki ilişkiyi şu sözlerle itiraf etmişti: “Abdulhadi Yıldırım (Öksüz'ün kayınbiraderi) isimli kişiyle eşimin iş ilişkisi olduğunu hatırlıyorum. Beni ve çocuklarımı mağdur eden, terörist olarak anılan birinin eşi olarak hayatıma devam etmek istemiyorum. Boşanmak için avukatıma vekalet vereceğim.” FETÖ darbe girişimiyle ilgili yargıma süreci içerisinde Batmaz’ın ABD’ye ziyaretlerinde Öksüz’ün kayınbiraderi Abdulhadi Yıldırım’ın adresini gösterdiği ortaya çıkmıştı. Bu durum Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Kemal Batmaz'ın, savcılıkça alınan ifadelerine de yansımıştı. Batmaz ifadesinde Yıldırım'ın, Öksüz'ün kayınbiraderi olduğunu bilmediğini, kendisini Kaynak Holding'te stajer olarak çalıştığı dönemden tanıdığını öne sürerek, ABD'ye giderken adres vermek gerektiğini, kayıtlarda bu nedenle ortak adreste kaldıklarının görülebileceğini söyledi. Bu arada Kemal Batmaz, ABD'ye FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile kalacağını söyleyerek girdiğini ortaya çıkaran ABD İç Güvenlik Bakanlığı belgelerini de inkar etmişti. Söz konusu belge Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmalar sırasında okunmuştu. Batmaz’ın 2016 ocak ayında Amerika’ya yaptığı ziyaret sırasında havaalanında ABD’li görevliler tarafından yapılan sorgulamasında FETÖ elebaşı Gülen’in yanında kalacağını söylediği ortaya çıkmıştı. Belgeye göre, Kemal Batmaz ile 1 Ocak 2016'da ABD'nin New Jersey eyaletinin Newark Havaalanı'ndaki memurla görüşme yaptığı, ABD'ye çok sık gidip geldiği görülen ve üzerinde 7 bin ABD doları bulunan ve sorguya alındığı Batmaz'a bu parayı nerede kullanacağının sorulduğunu kayıtlara geçmişti. Batmaz'ın, Yavuz Ulusoy adlı arkadaşıyla "İmam Muhammed Fetullah Gülen" ile kalacağını söylediği kayıtlarda yer almıştı. Yargılama süreci boyunca çelişkili ifadeleri dikkat çeken Batmaz, belgeye rağmen Gülen’in yanına gittiğini kabul etmeyerek, bu ifadelerin tercüme hatasından kaynaklanmış olabileceğini ileri sürmüştü. Adil Öksüz'ün 22 Aralık 2010 ve 25 Nisan 2011'de iki işlemde "Harmony Enterprises LLC" isimli şirkete 200 bin ABD doları gönderdiği, bahse konu şirketin ise 8 Kasım 2016'da ABD başkanlık seçimlerinde Hillary Clinton'a finansman sağlamak amacıyla kurulduğu tepsit edilmişti. Harmony Enterprises adlı şirketinin kağıt üretimi yapmak üzere New Jersey eyaletinde kurulmasına rağmen hiç faaliyet göstermediği ya da bir süre sonra kapandığı, bağışları yapanların adreslerine, şirketlerine dair kayıtların da bulunmadığı belirlenmişti. Şirket üzerinden başta Adil Öksüz olmak üzere bazı FETÖ’cü isimler tarafından toplamda 62 bin dolar bağış yapıldığı anlaşılmıştı. Gruptakiler aynı zamanda Clinton’ın başkanlık kampanyası ve Clinton Küresel Girişimi adlı vakfın da bağışçıları arasında yer aldı. New Jersey eyaletinin Lodi beldesinde yer alan ve AA tarafından daha önce de görüntülenen şirket adresi de karayolu üzerinde yer alan otoparkta çıkarken, sitede yer alan telefon numarası ise kullanım dışı. Öte yandan Öksüz'ün Harmony Enterprises LLC şirketi dışında New Jersey'deki Lodi beldesinde yer alan ve ikinci el araba alım satımı işiyle uğraştığı belirtilen Under 70 Auto Sales adlı şirket de Clinton için çalışan siyasi eylem komitesine (PAC) aynı gün 7 bin 500 dolar bağış yaptı. Under 70 Auto Sales adlı şirketinde Öksüz'ün kayınbiraderi Abdülhadi Yıldırım'a ait olduğu kaydedildi. Yıldırım'ın profesyonel iletişim ağı LinkedIn'de kendisini "Harmony Enterprises'da yetkili müdür" olarak tanıttığı tespit edildi. Ayrıca Adil Öksüz'ün kayınbiraderi Abdulhadi Yıldırım'ın FETÖ’nün ABD’deki kuruluşları olan Hudson Türk Amerikan Kültür Derneği ve Barış Adaları Enstitüsü'ne (Peace Islands Institute) 9 işlemde toplam 36 bin 379 ABD doları gönderdiğinin de anlaşıldığına Akıncı Üssü iddianamesinde yer verilmişti. Bu arada Adil Öksüz'ün kayınpederi (Abdulhadi Yıldırım’ın babası) Cevat Yıldırım ile baldızı Emine Şennur Şen'in (Abduhadi Yıldırım’ın kız kardeşi) yargılandığı davada sanıklar, "FETÖ üyesi olmak" suçundan 6 yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Ayrıca FETÖ'nün "Rusya İmamı" olduğu iddia edilen Yıldırım'ın kardeşi Ali Sami Yıldırım ile eniştesi, gazeteci Erdal Şen ise ''silahlı terör örgütüne üye olma'' suçundan açılan dava suçlu bulunmuştu. Mahkeme heyeti, Ali Sami Yıldırım'ın 7 yıl 6 ay, Erdal Şen'in ise 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti. | 14.06.2018 - 10:58 | Anadolu Ajansı | ['Gündem', 'son dakika', 'FETÖ', 'son dakika haberleri', 'haber', 'ABD'] | Adil Öksüz'ün eşi ve kayınbiraderi ABD'de görüntülendi | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/adil-oksuzun-esi-ve-kayinbiraderi-abdde-goruntulendi,_LDW16wy7kqosFbqWG2uWA |
ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu, mazbatasını alarak göreve başlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na tebrik mesajı gönderdi. | null | ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu, Ekrem İmamoğlu'na tebrik mesajı gönderdi. Mesaj, başkonsolosluğun resmi Twitter hesabından paylaşıldı. Mesajda, "Mazbatasını alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu tebrik eder, yeni görevinde başarılar dileriz" ifadesi yer aldı. İmamoğlu'nu ABD Başkonsolosluğu'ndan önce ilk tebrik eden isimlerden biri ise, Avrupa Parlamentosu Üyesi ve Türkiye Raportörü Kati Piri'ydi. Mazbatasını alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ’nu tebrik eder, yeni görevinde başarılar dileriz. Congratulations Mr. Mayor 🎉 | 18.04.2019 - 15:42 | NTV Haber | ['Türkiye', 'İstanbul', 'ABD', 'Ekrem İmamoğlu'] | ABD'den Ekrem İmamoğlu'na tebrik | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/abdden-ekrem-imamogluna-tebrik,Ekq6QSssLkeFU5IvE-GgTw |
Mobil uygulama dünyasının en eski ve popüler mesajlaşma uygulamalarından BlackBerry Messenger (BBM), Android ve iOs işletim sistemleri için sunuldu. | null | BBM efsanesi, Androdi ve iOS platformlarına geldi. BlackBerry’nin klavyeli modelleriyle bir zamanlar dünyanın en çok kullanılan mesajlaşma uygulamalarından biri olan BBM, 1 milyarı aşkın Android ve yüz milyonlarca iPhone ve iPad kullanıcısına sunuldu. BlackBerry, dün blog sayfasından yaptığı açıklamada BBM’in bir gün içinde Google Play, AppStore ve Samsung uygulama platformunda belireceğini duyurdu. BBM’in Android ve iOS platformuna gelişi ilk olarak geçtiğimiz ay duyurulmuştu. BBM indirmek isteyen kullanıcılar, BlackBerry’nin sayfasından uygulamaya erişebilecekleri gibi google Play ve AppStore’u da tercih edebilir. E-posta adresi girilerek yapılan indirme işleminin ardından kullanıcılara gönderilen e-posta, uygulamanın kullanıma hazır olduğunu bildirecek. Yeni modelleriyle istediği başarıyı 2013’te elde edemeyen ve üçüncü çeyrekte 1 milyar dolar zarar eden BlackBerry, BBM efsanesiyle aradığı taze kanı bulabilir. BBM’i BlackBerry sayfasından indirmek için | 22.10.2013 - 10:55 | null | [] | BBM efsanesi iOS ve Android’e geldi | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/bbm-efsanesi-ios-ve-androide-geldi,TDkGCgkgFE6a4YfnD5hVCQ |
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Küba'ya uygulanan ambargoyu kaldırma planlarının olmadığını söyledi. | null | Şili'de yapılan ''Sol Zirvesi''nde gazetecilerin sorularını yanıtlayan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Küba halkının, geleceğini kendisinin belirlemesinin önemini vurgulayarak "Kübalılar'ın özgürce yaşamaları ve ekonomik refaha kavuşmaları gerektiğine inanıyoruz" dedi. Biden, ABD Başkanı Barack Obama'nın seçim kampanyası sırasında Küba politikasında bir değişikliğe ihtiyaç olduğunu dile getirdiklerini hatırlattı. Ancak Küba'da demokratik reformlar gerçekleşmediği sürece ambargonun kalkmasının söz konusu olmadığını ifade etti. | 29.03.2009 - 12:56 | NTV Haber | [] | ABD: Küba’ya ambargo kalkmayacak | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/abd-kubaya-ambargo-kalkmayacak,ibrUGYDjK0icqS3vmuPDbQ |
MHP Lideri Bahçeli, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na şehit cenazesinde mermi atılmasıyla ilgili konuştu: ''Organize ve planlı, siyasi bir hamledir. Bu densizlik ve provokatörlüğü hoş görmek mümkün değildir.'' | null | MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, cami avlusunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önüne mermi kovanı atılmasına ilişkin, "Organize ve planlı, siyasi bir hamle" değerlendirmesinde bulundu. Bahçeli şu ifadeleri kullandı: "Meselenin şüphe çekici yanı, protestolara katılan bazı kişilerin poliste sabıka kayıtlarının bulunmasının yanı sıra sosyal medyada hastalıklı ruh hallerini yansıtan fotoğraflarının yayımlanmasıdır. 8 Haziran 2016 Çarşamba günü, Fatih Camisi'nde şehit cenazesine katılan Sayın Kılıçdaroğlu’nun önüne boş mermi kovanı atılmış, gönderdiği çelenk parçalanmıştır. Bu densizlik ve provokatörlüğü hoş görmek, sıradan kabullenmek, geçiştirmek mümkün değildir. Camide saf tutan cemaati bölmek, birbirine düşürüp, hasım etmek bu millete yapılacak en büyük kötülüklerden birisidir." Hoşgörünün önemini vurgulayan Bahçeli, "Türkiye’de cami avlusunda kavga edilirse, namaz kılmayanlara hayvan suçlaması getirilirse, sorarım sizlere, birlikte ve kardeşçe nasıl yaşayacağız?" diye sordu. Devlet Bahçeli, 6 Haziran'da İstanbul Vezneciler’de bomba yüklü bir aracın patlaması sonucu, 6 polisin şehit olduğu, 5 vatandaşın hayatını kaybettiğini saldırıyı anımsatarak sözlerine şöyle devam etti: "Bu alçak saldırıyı PKK’nın şehir uzantısı olduğu söylenen TAK isimli cinayet örgütü üstlendi. Bir gün sonra, bu kez Mardin Midyat’ta sahneye çıkan bölücü caniler, bomba yüklü bir araçla emniyet müdürlüğüne saldırdılar. Bu saldırıda karnında bebeğini taşıyan polis memurumuz Şerife Özden Kalmış, polis memurumuz Nefize Özsoy ve polis memurumuz Ökkeş Özdemir şehit düştüler. Yine aynı terör vahşiliği neticesinde, 3 kardeşimiz hayatını maalesef kaybederken, 50 kardeşimiz yaralandı. Özellikle belirtmek istiyorum ki Midyat’ta şehit olan polis memurumuz Edirneli Nefize, Kastamonulu Şerife bizlere hiç aklımızdan çıkarmayacağımız bir kahramanlık destanı bırakarak ebediyete göç ettiler.Bu iki Türk kadını, cesaretin, dirayetin, görev şuurunun, vatan sevdasının sadece cinsiyetle değil, yürekle olacağını ispatladılar. Dantelli kefen giymediler, kefensiz kara toprağa girdiler. Başlarını eşarpla kapatıp molotof atan, fistan giyip kahpelik yapan, zenne kılıklı gancıklar karşısında, kadınlık onurlarıyla Türk’ün iffet ve namusunu savundular. Kim erkek, kim mert, kim kalleş, kim namert, dünya aleme gösterdiler.'' Şehit kadın polislerin eteğe saklanmak yerine, fitneye meydan okuduklarını belirten Bahçeli, "Kandil’de etek diktirip, şehirlerde giyen şerefsizlere gerçek anlamda ders verdiler, fistanlarını başlarına geçirdiler. Şehitlerimizle övünüyorum, hepsine Rabbim’den rahmet diliyorum" diye konuştu. Devlet Bahçeli, teröristlerin açtıkları fitne çukurlarına eninde sonunda hayalleriyle gömüleceğini, 20 Temmuz 2015'den bu yana, 589 vatan evladının şehit düştüğünü vurgulayarak, "PKK, yok edilmesi, kökünün kurutulması gereken vatan, bayrak, din ve Türklük hasmıdır" dedi. Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: "Sakın ola, hükümet terör örgütüyle görüşeyim, buluşayım, yeniden bir çözüm süreci başlatayım ihanetine heves etmemelidir. Serok Başbakan, sabık başbakan olduktan bir müddet sonra, PKK’yla irtibat kurmaya çalıştığına yönelik iddialar kamuoyuna yansımıştır. Bilhassa geçtiğimiz Nevruz’da AKP ile PKK arasında aracılar mekik dokumuş, Yüksekova operasyonundan önce bir orta yol bulma çabaları gösterilmiştir. Eğer bu söylentiler, Sayın Davutoğlu’nu karalamak için başlatılmış bir siyasi linç kampanyası değilse, eğer AKP ile PKK şu anda bazı kanallardan temas halindeyse, bilinsin ki bu hıyanetin altından hiç kimse kalkamayacaktır. Kuşkumuz odur ki AKP, PKK ile masaya oturmak için fırsat aramakta, gerekçe oluşturmaktadır. Başbakan’ın PKK’yı kast ederek, 'görüşme teklif ettiler, kabul etmedik' sözleri bizi haddinden fazla işkillendirmiştir. Bu kuşkumuz doğru çıkar, AKP ile PKK’yı kuytu köşelerde görüşürken yakalarsak, bu vatanı bu iktidara dar ederiz, dünyayı da başlarına yıkarız. " "Süreç bitmiş ve gömülmüştür. İhanet müzakerelerinin defin işlemi tamamlanmıştır" diyen Bahçeli, şunları söyledi: "En azından söylenenlere inanmak istiyoruz.Sayın Erdoğan terörle mücadelenin kararlılıkla yürütüleceğini söylerken, Başbakan’da başka bir seçeneği olmadığı için aynı görüşü tekrarlamaktadır. Şehit haberlerinin kesilmesi, milli bekanın muhafazası, analarımızın tedirgin ve korku dolu bekleyişlerinin son bulması için terör örgütü çökertilmeli, paramparça edilmelidir." | 14.06.2016 - 13:10 | Anadolu Ajansı | ['Siyaset', 'Türkiye', 'Milliyetçi Hareket Partisi', 'Devlet Bahçeli'] | Bahçeli'den ''Kılıçdaroğlu'na mermi'' yorumu | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/bahceliden-kilicdarogluna-mermi-yorumu,1u6Hn1A2cE-V4CGbJ_GHTw |
Çin'deki sıkı sansüre takılmak istemeyen Facebook ülkeye özel bir algoritma geliştirerek yasaklı içeriklerin gösterilmesini engellemeye çalışıyor. | null | Sosyal medya devi yazılımın varlığını kabul etmese de ülkenin hassasiyetlerini anlamak ve Çin hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istediğini açıkladı. İnternetin daha özgür bir ortam olması için çalışan The Electronic Frontier Foundation (EFF) bu gelişmelerin endişe verici olduğunu açıkladı. Facebook'un 2015 yılının ikinci yarısında 55 bine yakın içeriği yasakladığı belirtildi. Bu durum, ruhunu Çin'e sattı olarak yorumlandı. Yeni geliştirilecek algoritmanın direkt Facebook tarafından kullanıma sunulmayacağı üzerindeki baskıyı azaltmak için üçüncü parti uygulaması olarak çalışacağı belirtildi. Yani Çin'de Facebook'a isteyen kullanıcılar, bu uygulamayı kullanmak zorunda kalacak. Tüm dünyada 1 milyar 800 milyon aktif kullanıcısı bulunan Facebook 2009'dan beri Çin'de sadece VPN üzerinden hizmet verebiliyor. Şirketin kullanıcı sayısını arttırmak için Çin'de sansüre uğramadan hizmet vermek için görüşmeler yaptığı biliniyor. Facebook'un kurucusu ve CEO'su Mark Zuckerberg sene içerisinde ülkeye ziyarette bulunmuştu. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'le de görüşen Zuckerberg, Çince öğrenmeye başlamıştı. Facebook hizmette bulunduğu ülkelerin hassasiyetlerine önem vererek, talep doğrultusunda içerikleri kaldırıyor. Daha önce Facebook ve LinkedIn gibi teknoloji devleri Çin'in sansür duvarına takılmıştı. | 23.11.2016 - 10:02 | ntv.com.tr | ['Teknoloji', 'Çin', 'Sosyal Medya', 'Facebook'] | Facebook'tan Çin'e özel sansür algoritması | Teknoloji | https://www.ntv.com.tr/teknoloji/facebooktan-cine-ozel-sansur-algoritmasi,fLN1W91Eu0CEmQQsVS4heg |
Eskişehirspor'un puansız kapattığı haftada Sivasspor, Bandırmaspor'u farklı mağlup etti. Rakibini 3-0 mağlup eden Yiğidolar maç fazlasıyla zirveye kuruldu. | null | TFF 1. Lig’in 32. Haftasında Sivasspor evinde Bandırmaspor ile karşı karşıya geldi. Maçın henüz 2. Dakikasında sağ kanattan ceza sahasına gelen ortaya kafa vuruşu yapan Emre Kılınç ev sahibi takımı 1-0 öne geçirdi. 32'nci dakikada David Deniz Kılınç ikinci sarı kartını gördü ve Bandırmaspor 10 kişi kaldı. Üstün oyununu sürdüren Sivasspor 36’da Galip Güzel ile farkı 2’ye çıkardı. İkinci yarıda da oyunun hakimi olan Yiğidolar, bir gol daha bularak iyice rahatladı. Sol kanattan ceza sahasına gelen ortayı uzaklaştırmak isteyen Mamadou Fofana 59’da topu kendi ağlarına gönderdi: 3-0. Kalan dakikalarda rakibine açık vermeyen Samet Aybaba’nın takımı 3 puanı 3 golle kaptı ve ilk iki için büyük avantaj yakaladı. Sivasspor gelecek hafta Adana Demirspor’a konuk olacak. | 07.05.2017 - 16:33 | Ntvspor | [] | Sivasspor'dan Süper Lig'e dev adım | Spor | https://www.ntv.com.tr/spor/sivasspordan-super-lige-dev-adim,sCghlOlNxEuViPthm9N1Xw |
İstanbul Devlet Opera ve Balesinin 50. yılı dolayısıyla, 24 Aralık'ta Kadıköy Süreyya Operası'nda konser düzenlenecek. | null | İstanbul Devlet Opera ve Balesinden yapılan açıklamaya göre, konser öncesinde, 50 sene önce Tepebaşı'nda İstanbul Şehir Operasının ilk temsili Tosca'da görev alan sanatçılara da plaket verilecek. 50. Yıl Kutlama Konseri'nde şimdiye kadar İstanbul Devlet Opera ve Balesinde sahnelenen ve büyük ilgi görmüş eserlerden aryalar ve koral bölümler yer alacak. Konserde, deneyimli sanatçıların yanı sıra kuruma yeni katılmış ve İstanbul Devlet Opera ve Balesini, gelecekteki 50 yıla taşıyacak sanatçılar sahne alacak. Gecede, orkestrayı şef Serdar Yalçın yönetecek. Konserde, Gülbin Kunduz, Caner Akgün, Hüseyin Likos, Efsun Öztoprak, Sedat Öztoprak, Gülgez Altındağ, Bülent Atak ve Sema Günsoy solist olarak yer alacak. İstanbul Devlet Opera ve Balesi korosunu, genç koro şefi Mikhail İskrov yönetecek. Konser, Süreyya Operası'nda 24 Aralık Cuma saat 20.00'de başlayacak. Atatürk Kültür Merkezi'nin tadilatta olmasından dolayı İstanbul Devlet Opera ve Balesi, bu sezon Kadıköy Süreyya Opera Sahnesi ve Beşiktaş Fulya Gösteri Merkezi'nde temsillerine devam ediyor. | 21.12.2010 - 19:34 | Anadolu Ajansı | [] | Devlet Opera ve Balesi 50. yaşında | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/devlet-opera-ve-balesi-50-yasinda,TyOpXs4DEE6QvBP0oU1SPA |
SON DAKİKA HABERİ: Konya merkezli 25 ilde yürütülen FETÖ soruşturmasında aralarında muvazzafların da bulunduğu 40 şüpheli hakkında yakalama kararı çıkartıldı. | null | haberi! Son dakika gelişmesinin ayrıntıları birazdan 'de... | 02.07.2019 - 08:53 | Anadolu Ajansı | ['Gündem', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'haber'] | SON DAKİKA... 25 ilde FETÖ operasyonu: 40 yakalama kararı | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/son-dakika-25-ilde-feto-operasyonu-40-yakalama-karari,IKoceUBstku28ch5NqDKCg |
Son dakika haberi... Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde terör örgütü PKK’ya yönelik düzenlenen operasyonda aralarında HDP’lilerin de bulunduğu 6 şüpheli gözaltına alındı | İHA | Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde terör örgütü PKK’ya yönelik düzenlenen operasyonda 6 şüpheli gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler Karakoçan ilçesinde , terör örgütleri PKK’ya yönelik çalışma yaptı. Jandarmanın yaptığı çalışmada 6 şüpheli tespit edildi. Düzenlenen operasyonda aralarında HDP’lilerin de bulunduğu 6 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. İl Jandarma Komutanlığı'nda ifadeleri alınan şüpheliler adliyeye sevk edildi. | 09.07.2018 - 12:15 | haberturk | ['son dakika', 'haberler', 'son dakika haberler', 'elazığ', 'pkk', 'karakoçan'] | Son dakika: Elazığ’da PKK operasyonu: 6 kişi gözaltına alındı | Gündem | https://www.haberturk.com/son-dakika-elazigda-pkk-operasyonu-6-kisi-gozaltina-alindi-2050930 |
Katalan ekibi deplasmanda 3-1 yendiği PSG’yi rövanşta da 2-0 devirerek Şampiyonlar Ligi’nde yarı finalist oldu. | cumhuriyet.com.tr | UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek final rövanş maçında Barcelona, sahasında Paris Saint-Germain ile karşı karşıya geldi. Fransa'daki ilk müsabakayı 3-1 galip noktalayan Katalan devi, rakibine İspanya'da da geçit vermedi ve 2-0'lık skorla son 4 takım arasına kalmayı başardı. Nou Camp Stadyumu'nun ev sahipliği yaptığı karşılaşmada Barça, 14. dakikada Neymar'ın kaydettiği harika golle üstünlüğü eline geçirdi: 1-0. Brezilyalı yıldız futbolcu, 34'te bir kez daha sahneye çıktı ve skoru belirledi: 2-0. Böylece Luis Enrique'nin öğrencileri yarı final biletini cebine koydu. Barcelona'nın rakibi, 24 Nisan Cuma günü TSİ 13.00'te İsviçre'nin Nyon kentinde gerçekleştirilecek kura çekimi ile belli olacak. Yarı finalde ilk maçlar 5-6 Mayıs, rövanşlar ise 12/13 Mayıs tarihlerinde oynanacak. | 22 Nisan 2015 Çarşamba, 00:07 | cumhuriyet | null | Barcelona zorlanmadı bile | basketbol | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/basketbol/259781/Barcelona_zorlanmadi_bile.html |
SON DAKİKA HABERİ: UEFA, Finansal Fair Play kurallarını ihlal eden Yunanistan'ın eski şampiyonu Panathinaikos'u 3 yıl Avrupa Kupalarından men etti. | null | haberi! UEFA'dan yapılan açıklamada, "Panathinaikos, 2018-19, 2019-20 ve 2020-21 sezonlarında Avrupa kupalarına katılmaya hak kazanması durumunda UEFA organizasyonunda yer alamayacak" ifadesi kullanıldı. Panathinaikos'a, finansal yükümlülüklerini yerine getirmediği için ayrıca 200 bin euro para cezası verildiği, daha önce 100 bin euro'luk ilk kısmın ödendiği, askıya alınan diğer 100 bin euro cezayı da Yunan kulübünün UEFA'ya ödeyeceği belirtildi. Açıklamada, Finansal Fair Play kuralları kapsamında kulübün vadesi geçmiş borçlar şartını ihlal ettiği kaydedildi. | 24.04.2018 - 22:21 | Ntvspor, Anadolu Ajansı | ['Gündem', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'haber'] | SON DAKİKA: UEFA Panathinaikos'u 3 yıl Avrupa Kupalarından men etti | Spor | https://www.ntv.com.tr/spor/son-dakika-uefapanathinaikosu-3-yil-avrupa-kupalarindan-men-etti,u0CSz01kY0-F84GX_EgD7Q |
Oyunun çocuğun bedensel ve ruhsal gelişiminde çok önemli yeri olduğunu belirten uzmanlara göre, anne- babayla doğru iletişim kurmasında önemli rol oynayan oyun, büyüdüğünde çocuğun seçeceği mesleğin de işareti olabilir. | null | Oyunun çocuk gelişimindeki yeri ve önemine dikkat çeken , çocuğun oyunla kendini en yalın ve doğru şekilde ifade etme imkânı bulduğunu belirtti. Arslan, şunları söyledi: “ çocuğun hayatında çok önemli bir yer tutar. Günümüz anneleri durumun farkında oldukları için çocuklarıyla nasıl oynayacaklarını sorarlar. Bilirler ki küçükken oynadıkları oyunlar onların büyüdüğü zaman seçeceği mesleğin işaretçisi olabilir. O zaman kendi kendilerine şu soruyu sormalıdırlar: Gelecekte çocuklarının kariyerlerini nasıl planlamayı düşünüyorlar? Çocuklarının ilgileri ne yönde gelişiyor, uğraşmayı seviyor mu, izlemeyi mi tercih ediyor, yalnız başına mı oyun kuruyor, oyun içinde işbirliği yapabiliyor mu, rekabete girebiliyor mu, paralel ilişki kurabiliyor mu, oyunun kurallarını öğrenip uyum sağlayabiliyor mu? Çocuğumuz oyun oynarken bu sorularımızın yanıtını bulabiliriz. la doğrudan iletişim kurmamıza yardımcı olan oyunlarda dikkat edeceğimiz en önemli husus çocuğun gelişim evrelerini bilip seviyesine inebilmek olmalıdır. Çünkü çocuk ancak seviyesine uygun bir oyunda keyif alabilir, keyif aldıkça eğlenir, eğlendikçe öğrenir, öğrendikçe gelişir, geliştikçe özgürleşir, kendine güveni gelir ve sistemli bir öğrenmeye hazır hale gelir ve yetersizlik hissetmez.” Oyunun çocuğu eğitmede bir araç da olabileceğini belirten Arslan, ebeveynle güçlü ilişki kurulması konusunda yardımcı olacağını da söyleyerek şöyle devam etti: “Eğer anne isterse zorlandığı alışkanlıkları bile oyuna dönüştürebilir. Örneğin yemeği yerken drama yaparak tabağı, kaşığı, yemeği konuşturabilir ve çocukta doğuştan var olan empati duygusunu geliştirebilir. Uykuya geçerken müziği kullanabilir. Masallar oluşturabilirler sonunu çocuk tamamlar. Aynı zamanda çocuk anne arasında olumlu duygular da gelişir. Annenin sevecen, az kontrollü ve oyunu çocuğun yönlendirmesine izin veren tavrı anne çocuk arasında güçlü ve mutlu ilişkiler oluşturur. Dikkat edilmesi gereken dengeli ilişkidir. Ne çocuk ne de anne tamamen oyuna hâkim olmalı. Çocuk oyunda birey olmayı öğrenmelidir.” Leyla Arslan, sağlıklı anne-baba çocuk ilişkileri için oyun oynarken bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi: - Her gün standart oyun saati ayırın ve ön hazırlık yapın. Oyunda gerekli araçları hazırlayın, göz ilişkisi kurarak ve tüm bedeninizle ve zihninizle orada olarak oynayın. - Sevdiği- sevmediği şeyleri bilin, öğretmek istediğiniz oyunun kazanımlarını bilin. Ne oynatırsanız ne kazanır, hangi zekâ türünü geliştirirsiniz. Fark ederek yapın. Elinin ve dilinin gelişmesi önemlidir. Öz bakım ve öz yönetimi oyunlarla öğretebilirsiniz. - Sokak oyunlarına önem verin, öncelikle bedensel gelişimi destekleyin, sonra sosyal gelişimi destekleyin. 4 yaşından sonra evde de arkadaşlarıyla sizin belirlediğiniz kurallara uyarak oynamasını sağlarsanız sosyal becerileri artar. - Doğada gezintiler yapmak ve gördüğünüz şeyler hakkında bilgilendirmek, yaşına göre ateş yakmayı, yüzmeyi, at binmeyi, ok kullanmayı öğretmek, tüm zekâ gelişimlerini destekler. - Oyun seçiminde fikrini sormak, oyuna ilaveler çıkarmalar yapmasına izin vermek, sabırlı olmak, tekrarlardan sıkılmamak, konuşmak, dinlemek, kutlamak, nazik olmak, güvenmek, iyi ve mutlu bir birey yetiştirmek için kaçınmamamız gereken sorumluluklarımızdır.” Çocukla sadece annenin değil, babanın da oynaması gerektiğine dikkat çeken Arslan, oyunun anne ve babayla dönüşümlü oynanmasının ideal olduğunu söyledi. | 07.05.2016 - 13:38 | ntv.com.tr | ['Bebek ve Çocuk Sağlığı'] | Çocuğun oynadığı oyun neyin habercisi? | Sağlık | https://www.ntv.com.tr/saglik/cocugun-oynadigi-oyunneyinhabercisi,m-LZRPC3zkKKvtKBtbLGDA |
Katar ve dört Arap ülkesi arasındaki krize çözüm bulmak için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Körfez turuna çıkıyor. | null | Cumhurbaşkanı Erdoğan 23-24 Temmuz'da Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt'i ziyaret edecek. Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, ziyaretin 23-24 Temmuz tarihlerinde gerçekleşmesinin planlandığı belirtildi. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır'ın aralarında bulunduğu Körfez ülkeleri "terör örgütlerini finanse ettiği gerekçesiyle" Katar ile diplomatik ilişkilerini keserek bu ülkeye bir dizi yaptırım uygulama kararı almıştı. Kuveyt Körfez ülkeleri ile Katar arasında arabuluculuk çabalarını sürdürürken, Türkiye bu çabaya destek verdiğini açıklamıştı. | 18.07.2017 - 09:58 | NTV Haber | ['Dünya', 'son dakika', 'Ortadoğu'] | Cumhurbaşkanı Erdoğan Körfez turuna çıkıyor | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/cumhurbaskani-erdogan-korfez-turuna-cikiyor,XqGNtI1EGUa-qEhhvZPxCw |
Doğumun, kadının hayatındaki en özel anı olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Aslı Alay, ancak doğum sancısının ise oldukça şiddetli bir ağrı olup, ağrıları engellemek için 3 yöntemin kullanıldığını belirtti | null | Doğumun, kadının hayatındaki en özel anı olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aslı Alay, ancak doğum sancısının ise oldukça şiddetli bir ağrı olup, ağrıları engellemek için 3 yöntemin kullanıldığını belirtti. Doğum ağrılarının nedeninin anlatan Op. Dr. Aslı Alay, "Her kasılma rahim kasına giden kan akımını azaltır ve oksijensiz kalan rahim kası ağrıya neden olur. Rahim ağzının açılması ve bu açılma sırasında sinir köklerine baskı da ağrıya yol açar. Rahimi saran zarların gerilmesi de ağrı nedenidir" dedi. Doğum ağrısının mutlaka yaşanması gerektiği konusundaki yanlış inanışların da zamanla azaldığını kaydeden Alay, "Ağrının giderilmesi için kullanılan bölgesel anestezi yöntemleri oldukça başarılı olup, tecrübeli ekip ile uygulandığı takdirde güvenlidir. Günümüzde doğumun hastane şartlarında yapılması, bölgesel anestezinin kullanımının artması ile doğum ağrısız bir şekilde gerçekleşebilmektedir" ifadelerini kullandı. Op. Dr. Aslı Alay, doğum ağrılarının giderilmesinde kullanılan yöntemlerin başında psikolojik desteğin geldiğini vurgulayarak, "Psikolojik destek, ülkemizde son yıllarda daha sık uygulanılabilmektedir. İlaç tedavisine yardımcı, destekleyici yöntem olarak düşünülmelidir. Kadına hem ailesi hem hekimi tarafından psikolojik destek verilmesi, korkularının ve sorularının giderilmesi, doğum sürecinin ayrıntılı bir şekilde anlatılması gebeyi rahatlatır. Çünkü annenin gerginliği korkuya, korku sırasında salgılanan hormonlar da ağrıyı arttırır. Kadının gerilmesi, kaslarının gerilmesine yol açar ve doğum eyleminin ilerlemesini önler. İlaçsız ağrının giderilmesine yönelik yöntemler kadının ağrıyı en az algılamasını sağlayan, bedeninde gevşemeye yol açan uygulamalardır. Anne adayına ağrı hissi sırasında solunumunu kontrol etmesi öğretilir. Nefes kontrolü sancıların başladığı anda gebenin derin nefes alması ağrının azalmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Doğru nefes annenin ağrıya dayanıklılığını arttırır. Solunum teknikleri sancıların başlaması ile uygulanmaya başlanılmalıdır. Anne adayı burundan nefes alır ve ağzınla sanki yemeği üfler gibi verir. Sancıların artması ve aktif doğum eyleminin başlaması ile sancı anında yavaşça nefes alınır ve yavaşça verilir. Sancı bitince normal nefes alıp verme periyoduna geçilir. Hipnoz, akupunktur ile ilgili çalışmalarda mevcuttur. Bu yöntemlerin bazı çalışmalarda ağrı giderilmesinde yararlı olacağı tespit edilmiştir" diye konuştu. Doğum ağrıları için diğer bir etkili yöntemin ağrı kesiciler olduğunu söyleyen Op. Dr. Alay, "Narkotik ağrı kesiciler, bölgesel anestezinin (epidural anestezi, spinal anestezi) kullanılamadığı durumda doğum ağrılarının giderilmesinde kullanılır. Bu ilaçlar annede bulantı, kusma, solunum sıkıntısı, uyku hali oluşturabilir. Plasenta yolu ile bebeğe kolayca geçebilmekte bebekte doğum sonrasında uyku hali, solunum sıkıntısına yol açmaktadır. Mevcut yan etkiler nedeni ile kullanımı azalmaktadır" dedi. Son yöntemin ise bölgesel anestezi/bölgesel ağrı giderici yöntemler olduğunu belirten Op. Dr. Alay, "Solunum sıkıntısı ve uyku hali gibi yan etkiler oluşturmadan ağrının giderilmesinde oldukça etkili bir yöntemdir. Normal vajinal doğum sırasında kullanılan ağrı kesici yöntemlerde amaç, annenin hareketini engellemeden, bebeğe giden kan akımını azaltmadan doğumun gerçekleşmesinin sağlanmasıdır. Bu amaçla son yıllarda sık kullandığımız ve ağrısız doğuma yol açan epidural ile doğum tercih edilen bir yöntemdir. Epidural ile doğumda anne adayı uyanıktır, çünkü bu yöntem uyku hali yapmaz. Annenin ağrısının giderilmesi stres hormonlarının salgılanmasını azaltır, nefes kontrolünü sağlar. Doğum ağrılarının giderilmesinde oldukça etkili ve güvenli bir yöntemdir" şeklinde konuştu. | 02.09.2016 - 10:27 | haberturk | ['doğum ağrıları', 'op. dr. aslı alay'] | Doğum ağrılarından kurtulmanın yolları! | Sağlık | https://www.haberturk.com/saglik/haber/1291190-dogum-agrilarindan-kurtulmanin-yollari |
Başbakan Erdoğan, Fenerbahçe maçında atılan bir cisim nedeniyle kaşı açılan Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’i arayarak geçmiş olsun diledi. Erdoğan, “Galatasaray’ı çok beğendim” dedi. | null | Galatasaray’ın Fenerbahçe’yle deplasmanda 2-2 berabere kaldığı maçta Teknik Direktör Fatih Terim’in başına trübünden atılan bir cisim isabet etmişti. Kaşı açılan Fatih Terim’e, maçının ardından müdahale edilmişti. Edinilen bilgilere göre; Fenerbahçe taraftarı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, maçın ardından Fatih Terim’i telefonla aradı. Terim’e “geçmiş olsun” dileklerini ileten Başbakan Erdoğan, “Bir şeyin var mı?” dedi. Galatasaray’ın oynadığı futbolu öven Erdoğan’ın, “Takımın çok beğendim. Çok iyi bir ekip yaratmışsın” dediği öğrenildi. Başbakan’a teşekkür eden Fatih Terim de “Sağolun, ilginiz için çok teşekkür ederim. Sorun yok” diye yanıt verdi. Derbide Galatasaray Yardımcı Antrenörü Hasan Şaş da atılan bir cisim nedeniyle başından yaralanmıştı. | 19.03.2012 - 11:54 | null | [] | Erdoğan’dan Fatih Terim’e geçmiş olsun | Spor | https://www.ntv.com.tr/spor/erdogandan-fatih-terime-gecmis-olsun,KxHOiZgVGkeX2cyYruS78g |
Şırnak'ta, buldukları bir cismin patlaması sonucu 1 çocuk öldü, 1 çocuk yaralandı. | null | Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde buldukları bir cismin patlaması sonucu 2 çocuktan 1'i öldü, diğeri yaralandı. Alınan bilgiye göre, Fındık beldesi Gümüşyazı köyünde Ahmet İmre (12) ile Ramazan İlhan (12), köy yakınlarında buldukları bir cisimle oynarken, patlama meydana geldi. Patlama sonucu İmre, olay yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan İlhan, Güçlükonak Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. | 05.10.2010 - 19:54 | null | [] | Cisim patladı, 1 çocuk öldü | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/cisim-patladi-1-cocuk-oldu,sRy684W-wUeOOB1nVzq9yA |
Dünya Ralli Şampiyonası (WRC) 6. Türkiye Rallisi'nin 9. etabı olan Kadıköy Özel Seyirci Etabı'nda Sebastien Loeb, izleyicilere adeta şov yaptı. | null | Kadıköy İspark alanında özel hazırlanan pistte gerçekleştirilen ve binlerce izleyicinin coşkuyla izlediği özel seyirci etabında ekipler, aynı anda iki araç olarak start alıp hem zamanla hem de birbirleriyle mücadele ederlerken, Citroen Total ekibinin şampiyon pilotu Sebastien Loeb, elde ettiği 1.55.9'luk zamanla bu bölümün en hızlısı oldu. Bu etapta Sebastien Loeb'in ardından, genel klasman lideri Sebastien Ogier 1.56.3'lük derecesiyle ikinci, Petter Solberg ise 1.56.5'lik derecesiyle 3. en iyi zamanı yaptılar. Yarışın bu bölümünde en iyi zamanı yapan Türk ekibi ise Ford Fiesta R2'yle mücadele eden ve 02.11.6'lık derece yapan Emre Yurdakul-Burak Erdener ikilisi oldular. | 17.04.2010 - 00:04 | null | [] | 9. etapta Loeb şovu | Spor | https://www.ntv.com.tr/spor/9-etapta-loeb-sovu,8mo4UJIL-k6SLsumwZTzDg |
SON DAKİKA HABERİ: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yılbaşından bugüne Türkiye içerisinde 433 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. | null | haberi! Bakan Soylu, Kağıthane Mehmet Akif Ersoy Mahallesi'nde Çatalzeytin Spor Kulübü'nü ziyaret ederek, vatandaşlarla sohbet etti. Kendisine hediye edilen Örnektepe Çatalzeytinliler Birliği atkısını takan Soylu, vatandaşlarla fotoğraf çektirdi. Soylu, bu sabah biri turuncu listede bulunun iki teröristin Siirt'te etkisiz hale getirildiğini, 4 teröristin de Batman'da bir sığınağın içerisinde yakalandığını belirtti. Soylu, Batman'da yakalanan teröristlerden birinin geçen yıl 8 jandarmanın şehit düştüğü saldırının faili olduğunu vurguladı. "Kanımızı yerde bırakmıyoruz" diyen Soylu, şöyle konuştu: "Bir şekilde onlar nereye saklanırsa saklansın, Cumhurbaşkanımızın dediği gibi inlerine gidip evlatlarımız onları orada bulup gereğini yerine getiriyor. Bu kadar açık ve net. Yılbaşından bugüne kadar toplam 433 teröristi sadece Türkiye'nin içerisinde etkisiz hale getirdik. Şimdi dağlarda 600'ün az üzerinde terörist kaldı. Bu kadar basit. Nereden geldik? 1990 ile 2000'li yıllarda 12-15 bin terörist vardı. PKK denilen terör örgütünün adını bir daha anılmayacak, öyle darbeler indiriyoruz, indirmeye devam edeceğiz. Ülkemizin huzurunun, birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin, büyümesinin, çocuklarımızın geleceğini çalanlara ve maliyet yükleyenlere hesabımızı sorduk ve sormaya devam edeceğiz." İstanbul'da 31 Aralık 2016 tarihinden bu yana terör eylemi yaşanmadığına dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti: "En son Reina olayı oldu ki ne yapmamıza rağmen? DHKP-C'ye, PKK'ya, DEAŞ'a tarihi darbeler vurmamıza rağmen Allah'a hamdü senalar olsun ki ülkemin her tarafında huzur var. Doğu ve Güneydoğu'da huzur var bugün. Bakın, HDP 2014'de kazandığı belediyelerin yarını bize kaybetti. Hem de en güçlü yerleri, 'kaybetmeyiz' diye baktıkları yerleri. Sabırla, metanetle, iyi niyetle, hizmetkarlıkla, orada güvenliği ve huzuru oluşturarak oradaki kardeşlerimize elimizi uzattık, onlar da 'artık biz terör örgütünden illallah dedik' dediler. Şimdi Türkiye'nin her tarafında bugün huzur var. İstanbul'a 2016 yılında 9 milyon 300 bin turist geliyordu, bugün toplam 13,5 milyon 2018 yılı sonu, bu yılın sonu itibariyle 15 milyon turist gelecek. Antalya'ya aynı, 6,5 milyon turist geldi, bu yılın sonu 16 milyon turist gelecek Allah'ın izniyle. Mardin'de turist 5 katına arttı. Tunceli, Doğu ve Güneydoğu'nun en iyi yükselen şehirlerinden birisi haline geldi. Nasıl? Huzuru getirerek." | 28.05.2019 - 19:43 | Anadolu Ajansı | ['Gündem', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'haber'] | SON DAKİKA: İçişleri Bakanı Soylu: Yılbaşından bugüne 433 teröristi etkisiz hale getirdik | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/son-dakika-icisleri-bakani-soylu-yilbasindan-bugune-433-teroristi-etkisiz-hale,91UH7xiV-E-msVr40FcQbQ |
ABD Başkanı Trump, "Bugün Kongre'nin Cumhuriyetçi, Demokrat ve bağımsız tüm üyelerini, Amerikan dostu vergi reformunu desteklemeye çağırıyorum" dedi. | null | Başkanı , "Bugün Kongre'nin Cumhuriyetçi, Demokrat ve bağımsız tüm üyelerini, Amerikan dostu vergi reformunu desteklemeye çağırıyorum. Bunu yapmak zorundalar. Haydi partizanlığı bir kenara bırakıp, Amerikalıların ihtiyaç duyduğu 21. yüzyıl vergi reformunu yaratalım" dedi. Trump, en önemli vaatlerinden vergi reformu için destek kampanyasını Missouri eyaletinin Springfield kentinde yaptığı konuşmayla başlattı. ABD'nin mevcut vergi sisteminin ülkeye milyonlarca istihdam ve trilyonlarca dolara mal olduğunu vurgulayan Trump, vergi reformunun Amerikan ekonomisi için büyük önem taşıdığını ifade etti. Karmaşık ve maliyetli vergi sistemini değiştirmenin partiler üstü bir mesele olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten ABD Başkanı Trump, "Kongre'deki Cumhuriyetçilerle ve Demokratlarla büyüme dostu, istihdam dostu, işçi dostu ve Amerika dostu bir vergi planı oluşturmak için birlikte çalışmak istiyorum" diye konuştu. ABD'de yıllık vergi beyannamesi için doldurulması gereken temel form için yaklaşık 100 sayfalık açıklamaya ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Trump, 90 milyon Amerikalının vergi beyannamesini doldurmak için profesyonel muhasebecilere başvurmak zorunda kaldığını anlattı. Trump, vergi sistemini basit, adil ve anlaşılır hale getirmenin reformun ilk kuralı olacağını vurguladı. Ayrıca, dünyadaki en yüksek vergi oranlarına tabi tutulan Amerikan şirketlerini yeniden rekabetçi hale getirmek için vergi oranlarının düşürülmesi gerektiğini bildiren Trump, şunları söyledi: "Ekonomik rakiplerimizin stratejisi işe yaradı. Vergi oranlarını bizimkinin çok daha altına çektiler. Büyük şirketler merkezlerini ve üretim tesislerini yurtdışına çıkardı, istihdam ülkemizi terketti. Amerikalı şirketler yurtdışında ürettiklerini ülkelerine ithal ederek büyük karlar elde ettiler ama biz istihdamı, vergiyi, üretim tesislerini kaybettik. Payımıza sadece işsizlik düştü." Donald Trump, yüzde 35'lik kurumlar vergisinin Çin, Fransa, Almanya, Japonya, İrlanda ve Kanada gibi birçok ülkeninkinden yüksek olduğunu vurgularken, "Vergi oranlarını düşürmek zorundayız" dedi. Kurumsal vergi oranının yüzde 15'e düşürülmesinin Amerikan şirketlerini rekabetçi getirmek için ideal olduğunu anlatan Trump, bunun yurtdışına taşınan şirketleri ve istihdamı geri getireceğini savundu. ABD Başkanı, sözlerini şöyle tamamladı: "Bugün Kongre'nin Cumhuriyetçi, Demokrat ve bağımsız tüm üyelerini, Amerikan dostu vergi reformunu desteklemeye çağırıyorum. Bunu yapmak zorundalar. Haydi partizanlığı bir kenara bırakıp, Amerikalıların ihtiyaç duyduğu 21. yüzyıl vergi reformunu yaratalım." | 31.08.2017 - 00:05 | Reuters, Anadolu Ajansı | ['Dünya', 'Donald Trump', 'Ekonomi', 'Trump', 'Vergi', 'Dünya Ekonomisi', 'ABD'] | Trump'tan "vergi reformu" açıklaması | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/trumptan-vergi-reformu-aciklamasi,hh6npoc2w0--rGopYCPyAw |
Ordu'da üç gün önce geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede beyin ölümü gerçekleşen üniversite öğrencisinin kalbi, böbrekleri ve karaciğeri dört hastaya nakledilecek. | null | 'da üç gün önce geçirdiği nda ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede beyin ölümü gerçekleşen 18 yaşındaki üniversite öğrencisi 'in kalbi, böbrekleri ve karaciğeri dört hastaya nakledilmek üzere alındı. Altınordu ilçesi Bahçelievler Mahallesi Atatürk Bulvarı'nda bir kamyonetin çarpması sonucu ağır yaralanan ve Ordu Devlet Hastanesine kaldırılan Yiğit'in beyin ölümü gerçekleşti. Hastane yetkililerinin aile ile görüşmesinin ardından genç kızın organları bağışlandı. Bunun üzerine İstanbul, Samsun ve Erzurum'dan gelen ekipler kalp, böbrekler ve karaciğeri dört hastaya nakledilmesi amacıyla aldı. Bu arada, genç kızdan alınan kalbin İstanbul'daki hastaya vaktinde ulaştırılması için adeta zamanla yarışıldı. 112 Acil Servis ekipleri tarafından Ordu-Giresun Havalimanı'na götürülen kalp, burada bekletilen askeri uçağa teslim edildi. Baba Salih Yiğit, hastane önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, acıların en büyüğünü yaşadığını belirterek, "Allah böyle acıları kimseye yaşatmasın. Üzüntülü bir durum. Çocuğumuzun kalbi, karaciğeri ve böbrekleri inşallah başkalarına hayat verecek." dedi. Üç çocuğundan biri olan Reyhan'ın, Artvin Çoruh Üniversitesinde Felsefe Öğretmenliği Bölümü birinci sınıf öğrencisi olduğu bilgisini veren Yiğit, "Kızım melek gibi bu yeryüzüne geldi ve melek gibi uçtu gitti. Herkes gibi onun da bir hayali vardı. Öğretmen olacaktı ama olamadı." diye konuştu. Anne Gülsüm Yiğit ise kızını kaybettiği için çok üzgün olduğunu ancak organlarının başkalarında yaşayacak olmasından büyük memnuniyet duyduğunu anlattı. Özellikle kızının kalbinin nakledileceği hasta ve ailesiyle görüşmek istediklerini dile getiren Yiğit, bu konuda yetkililerden destek beklediklerini sözlerine ekledi. | 26.01.2018 - 03:05 | Anadolu Ajansı | ['Yurt Haber', 'Sağlık', 'Türkiye', 'Organ nakli', 'Organ bağışı'] | Üniversite öğrencisi genç kızın organları umut oldu | Sağlık | https://www.ntv.com.tr/saglik/universite-ogrencisi-genc-kizin-organlari-umut-oldu,3-bAADZ0iUKhT2qevPuWJQ |
İddaa’dan kolay yoldan para kazanmak isteyenleri sosyal medya üzerinden tuzağa düşüren dolandırıcıların sayısı her geçen gün hızla artıyor. | null | İddaa’dan yüksek oranlar peşinde koşan çok sayıda mağdur, sosyal medya üzerinden sahte kuponlar ve photoshop oyunlarıyla çok para kazandırdıklarını iddia edenlerin tuzağına düşerken, dolandırıcılık tutarları 100 bin TL’lerle ifade ediliyor. Sezgin Ş., Baybars B., Ünal K., Sezgin D., Hakan Can E., James M., Mahmut K. gibi çok sayıda sahte isimle açılan hesaplarda parasını kaptıranların sayısı 10 binlerle telaffuz ediliyor. Ünal K., Baybars B. isimli kullanıcıların profilinde paylaştığı kuponlara aldanıp parasını kaptırdığını söyleyen Selam Kayam isimli Facebook kullanıcısı, “Borçlarımdan kurtulmanın yollarını ararken, Facebook’ta Ünal K. isimli kullanıcının gönderileri dikkatimi çekti. Yaptığı paylaşımlarda 100 liraya 90 bin lira kazandırdığını söylüyordu. Aylık 200 liraya grubuna üye oldum. O saatten sonra verdiği bütün maçlar tutmadı. Üzerine maçlara güvenip 200-300 lira para bastım. 100 bin liraya yakın daha borçlandım. Şahıs daha sonra gruptan ayrılıp ortalıktan kayboldu. Grupta benim gibi 500-600 kişi vardı. Hepsi 100-200 lira verip üye olmuşlar. Aynı olayı Baybars B. isimli şahısta da yaşadım. Para kazanalım derken dolandırıldık” dedi. Sosyal medya üzerinden yapılan İddaa dolandırıcılığını değerlendiren Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkan Vekili Avukat Rıdvan Yıldız, yaşanan olayların dolandırıcılık suçu olduğunu ve dolandırılanların vakit kaybetmeksizin savcılığa suç duyurusunda bulunmaları gerektiğini söyledi. Son zamanlar ülkede ciddi bir dolandırıcılık olaylarının yaşandığına dikkat çeken Yıldız, “Sosyal medyada bırakın tanımadıklarınıza güvenmeyi babanız bile sizden bir talepte bulunsa şüphe duyun ve mutlaka başka iletişim yöntemleri ile irtibat kurmadan sizden isteneni yapmayın. Dolandırıcılar sosyal medya üzerinden İddaa’da büyük kazanç elde etme gibi bir toplum mühendisliğini kullanmakta ve çeşitli hilelerle insanların güvenini kazanmaktadır. Genellikle para transferini de kendilerine ulaşılma imkanı olmayan yollardan isteyen bu dolandırıcılara karşı uyanık olmak gerekmektedir” diye konuştu. Yüzlerce insanı dolandırarak binlerce lira haksız kazanç elde eden şahısların mutlaka yargı önüne çıkarılması gerektiğini bu yüzden savcılara büyük görev düştüğünü de kaydeden Yıldız, "Maalesef son zamanlarda dolandırıcıların yaptıklarının yanına kar kalması başka dolandırıcılık girişimlerini de yol açmaktadır. Vatandaşlarımız bu gibi kendilerine cazip teklifler sunan dolandırıcılara karşı uyanık olmalı ve devlette bunları yapanlara göz açtırmamalıdır. Bu sağlandığı takdirde bu şekilde mağduriyetlerin önüne geçilebilecektir" şeklinde konuştu. | 20.11.2015 - 11:30 | İHA | [] | Sosyal medyada İddaa tuzağına dikkat | Teknoloji | https://www.ntv.com.tr/teknoloji/sosyal-medyada-iddaa-tuzagina-dikkat,91IXjd5VlkaWXy2jpygN5g |
Küresel krizle dünyada tecrübeli yöneticiye talep arttı. Peki Türkiye'de durum ne? İşte Türkiye'nin 100 önemli profesyoneli ve yaşları... | null | Türkiye’nin büyük şirketlerindeki üst düzey yöneticilerin yaş ortalaması, şaşırtıcı derecede düşmüş durumda. hazırladığı 100 Türk Profesyoneli araştırması, Türk CEO’ların ortalama olarak Amerikan CEO’larından 11 yaş daha genç olduğunu ortaya koyuyor. Ancak uzmanlar, krizin yönetici gençleştirme eğilimine set çektiği konusunda hemfikir. Türkiye’de Koç ve Borusan gruplarının öncülüğünü yaptığı ve titizlikle uyguladıkları “60 yaşında emeklilik” geleneği, tam diğer holdinglere de yayılmak üzereydi ki küresel mali kriz patladı. Krizle birlikte üst düzey yönetici arayışına giren şirketlerin adaylarda aradığı özelliklerde de büyük değişim yaşandı. Tecrübe, bir anda en çok aranan kriter haline geldi. Şirketler bundan önceki beş-altı yılda olduğu gibi üst yaş limiti koymaktan çok net biçimde vazgeçtiler. Hatta pek çoğu artık aradığı yöneticinin en az 45 yaşında olmasını şart koşmaya başladı. Oysa krizin patlak verdiği 2008 yılına kadar şirketlerin üst yönetim koltuklarında gözle görünür bir gençleşme operasyonu vardı. Yani kriz iş hayatındaki pek çok şey gibi, üst düzey yöneticilerde aranan özellikleri de değiştirdi. Peki bu değişim ne kadar kalıcı? Kriz öncesi geçerli olan yönetici gençleştirme anlayışı, krizden sonra yeniden egemen olabilir mi? Üst düzey yönetici koltuklarına oturmaya aday yöneticileri nasıl bir gelecek bekliyor? Danışmanlık şirketi Human Resources Management’ın kurucu ortağı Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka, önümüzdeki 3-5 yıl içinde büyük şirketlerin tepe yönetiminde önemli bir değişiklik olmasını beklemiyor. Krizle birlikte üst yaş limitinin de ortadan kalktığı görüşünde: “Yaşanan her ekonomik kriz sonrasında yöneticinin deneyimli olmasının önemi tekrar anlaşılıyor. Bu nedenle şu günlerde yönetici arayışına giren şirketler ideal aday profilini belirlerken üst yaş limitini kaldırdılar. Hatta adayların minimum 45 yaşında olması gibi alt limitler belirliyorlar.”
60 yaş sınırına ciddi şekilde muhalefet eden Nazlıaka, bu uygulamayı kaynak israfı olarak görüyor: “Artık yolun yarısı 35 değil, 45 oldu. İş dünyası da kazançlarının bir kısmını sağlığa, spora, diyetisyenlere ve anti-aging’e ayırıyor. Yaşam süresi ve kalitesi böylesine artmışken emeklilik için 60 yaş sınırı koymak doğru değil. Bu insanların bilgi ve deneyimlerinden sonuna kadar faydalanmak gerek.” Amerikan şirketlerinde son yıllarda giderek yayılan bir uygulama, Nazlıaka’nın dediklerini teyit eder cinsten. Yöneticilerinden 60 yaşından sonra da faydalanabilmek için anti-aging uzmanları ile ortak çalışmalar yapan pek çok şirket var. Ve bu çalışmalara krizden çok önce başlamışlar. Dünyaca ünlü İsrailli anti-aging uzmanı Dr. Moshe Avramo ABD’li şirketlerin, emeklilik yaşını 60’dan 65’e doğru yükseltme eğiliminde olduklarını söylüyor. Dev şirketlerin, üst düzey yöneticilerine anti-aging programı uygulanması için her yıl on binlerce doları gözden çıkardıklarını anlatıyor. Danışmanlık şirketi Egon Zehnder International’ın yöneticisi Murat Yeşildere ise yaş sınırı konusunda farklı düşünüyor: “Nasıl kanuni emeklilik yaşı varsa, şirketlerde de çalışanlar için her seviyede üst yaş limiti konması bana yanlış gelmiyor. Türkiye şartlarında da bu yaş limitinin ya 60 yaş ya da resmi emeklilik yaşı olması bence çok mantıklı.” Kriz veya başka nedenlerle 60 yaş üstü, tecrübeli üst düzey yöneticilere yönelik talep artışının güçlenmesini, Türkiye için bir tehlike olarak görüyor Yeşildere: “Türkiye’yi dünya örnekleri ile karşılaştırdığımızda, üst düzey yöneticilerin yaşlarının genel olarak daha genç olduğunu söylemek mümkün. Türkiye’deki istikrarsız ortamın, iniş ve çıkışların yöneticileri daha genç yaşlarda olgunlaştırdığı da bir gerçek. Bu yüzden bu trendin daha da güçlenmesinin tehlikeli olabileceğini düşünüyorum. Ancak alttan gelen yeni neslin üst kademelerdeki yöneticileri zorlayacağı zaten açık biçimde görülüyor.”
Yeşildere, Türkiye’de yöneticilerin sosyal güvenlik şemsiyesinden daha uzun süre yararlanmanın yanı sıra hobilerinin olmaması, iş haricinde katkı yapabilecekleri alanların eksikliği gibi nedenlerle emekliliğe geçiş sürecini geciktirdikleri görüşünde. Hatta bu durumun sadece iş hayatında değil, politika, spor ve sanatta da geçerli olduğunu düşünüyor: “Son 10 yıla baktığımda önemli üst düzey yöneticiler arasında emeklilik kararını planlayan ve uygulayan tek bir isim geliyor aklıma, o da Garanti Bankası’nın eski genel müdürü Akın Öngör. Dolayısıyla erken emekli olmak isteyen yöneticilerin sayısında bir artış olacağı inancında değilim. Ancak, 60’ında emekli edilen yöneticilerin ikinci bir kariyer yapma motivasyonunun artacağını düşünüyorum.” Yazının devamı Temmuz sayısında | 16.07.2009 - 13:30 | null | [] | Kimin CEO'su kaç yaşında? | Ekonomi | https://www.ntv.com.tr/ekonomi/kimin-ceosu-kac-yasinda,lihX7nZv4kOVWo8neph4Ow |
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'nün 2 Mayıs Çarşamba TSİ 08.00'de www.ysk.gov.tr adresinden ilan edilmesine, 12 Mayıs Cumartesi TSİ 17.00'de de ilanın sona erdirilmesine karar verdi. | null | 'nin mükerrer sayısında yayımlanan kararında, 'ne kayıtlı seçmenlerin gümrük kapılarında 'den 'a kadar, Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması durumunda ise 'den 'a kadar oy kullanabilecekleri belirtildi. Ayrıca Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'ne kayıtlı vatandaşlar, bulundukları ülkede oy kullanma tarihleri ve gün sayısı farklılık göstermekle birlikte, ilk tur için 7-19 Haziran, Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması durumunda ise 30 Haziran-4 Temmuz tarihlerinde oy kullanabilecek. Kararda, seçim takviminde belirtilen süreler içinde yeni seçmen sıfatını kazananlar ile yerleşim yerlerini değiştiren seçmenlerin Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'ne yazılabilmelerini sağlamak amacıyla ilan süresinin belirlenmesi gerektiği vurgulandı. Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde kullanılmak üzere ilan edilecek Yurt Dışı Seçmen Kütüğü, "Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün Adres Kayıt Sistemi'nden alınan yurt dışında yerleşik ve seçmen niteliğini taşıyan kişilere ait kayıtların, gerekli işlemler yapıldıktan ve seçmen kütüğüne dönüştürüldükten sonra Yurt Dışı Seçmen Kütüğü haline getirilen listeler" olarak tanımlandı. Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'nün 2 Mayıs Çarşamba TSİ 08.00’de www.ysk.gov.tr adresinden ilan edilmesi, 12 Mayıs Cumartesi TSİ 17.00'de de ilanın sona erdirilmesi kararlaştırıldı. Kararda, Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'nün Güncelleştirilmesinin Usul ve Esaslarını Gösterir Genelge'ye yer verildi. Buna göre, Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce 30 Nisan Pazartesi'den önce Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden oy verme günü itibarıyla 18 yaşını dolduracak olan ve yurt dışında yerleşik Türk vatandaşlarına ait bilgiler alınacak. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden alınan ölüm, vatandaşlığın kaybedilmesi veya kazanılması gibi olay bilgileri Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'ne işlenecek. Oy verme günü itibarıyla silah altında olan er ve erbaşlara ilişkin bilgiler, Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Genel Müdürlüğünden, askeri öğrenciler ve yedek subay öğrencilerine ait bilgiler de Genelkurmay Başkanlığından alınarak bu kişilerin seçmen kütüğündeki kayıtları dondurulacak. Askerliği nedeniyle daha önceden kayıtları dondurulanlardan oy verme günü itibarıyla terhis olacaklar var ise kayıtları "oy kullanabilir" hale getirilecek. Ceza infaz kurumlarında bulunan taksirli suçlar dışındaki hükümlülere ait bilgiler (ceza infaz kurumundan firar edenler dahil) Adalet Bakanlığından alınarak kayıtları dondurulacak. Ceza infaz kurumlarında bulunması nedeniyle daha önceden kayıtları dondurulan hükümlülerden oy verme günü itibarıyla tahliye olacaklar var ise kayıtları "oy kullanabilir" olarak düzenlenecek. Kasıtlı suç nedeniyle haklarında verilen mahkumiyet kararları kesinleşmekle birlikte henüz ceza infaz kurumuna alınmayanlarla, koşullu ya da denetimli serbestlikten yararlanarak salıverilenler ile uzun süreli hapis cezası ertelenen veya 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 16'ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince infazı geri bırakılan hükümlülerin kayıtları dondurulmayacak. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405 ve 406'ncı maddelerindeki sebeplerle haklarında kısıtlama kararı kesinleşenlere ait bilgiler Adalet Bakanlığından topluca alınarak bu kişilerin kayıtları dondurulacak. Kısıtlılığı sona ermiş olanlar var ise kayıtları "oy kullanabilir" hale getirilecek. Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci oylamaya kalabileceği hususu dikkate alınarak, 8 Temmuz itibarıyla 18 yaşını dolduracak olanlar ile askerlikten terhis edilecekler ve kasıtlı suçtan hükümlü iken tahliye olacaklar dahil edilerek "8 Temmuz 2018 tarihinde oy kullanabilir." şerhi düşülecek. Yurt dışında yaşayan ve seçmen niteliğini taşıyan Türk vatandaşlarının Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'ndeki kayıtları Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce "www.ysk.gov.tr" adresinde 2 Mayıs Çarşamba TSİ 08.00'de ilan edilecek. Ayrıca ilana ilişkin duyuru Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunca (TRT) yapılarak, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yurt dışı temsilciliklerde de duyurulacak. İlan süresince vatandaşlar "www.ysk.gov.tr" adresindeki “Yurt Dışı Seçmen Sorgulama” sayfasından kütüğe kayıtlı olup olmadıklarını kontrol edebilecekler. Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'nün ilanı 12 Mayıs Cumartesi TSİ 17.00'de sonlandırılarak tutanak altına alınacak. Bu tarihten sonra yapılacak başvurular, ilçe seçim kurulları, Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu ve dış temsilciliklerce kabul edilmeyecek. Seçmen niteliğine sahip ve yerleşim yeri yurt dışı olduğu halde, Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'nde ismi bulunmayanlar ile kayıtlarında düzeltme veya yerleşim yeri değişikliği yapmak isteyen seçmenler, askı süresi içinde dış temsilciliklere başvurarak "adres beyan formu" doldurmak zorunda olacak. Temsilciliklerce "Konsolos.Net" sisteminden adres tescili yapılan seçmene ait "adres beyan formu" taranarak, YSK tarafından belirlenen yöntem ile Yurt Dışı İlçe Seçim Kuruluna gönderilecek. Dış temsilcilikler, kendi görev çevresi dışında yerleşim yeri beyan eden seçmenlerin düzenleyecekleri "adres beyan formu" hakkında da bu kapsamda işlem yapacak. Yerleşim yeri yurt dışı olanlardan askı süresi içinde yurt içinde bulunanların, en yakın nüfus müdürlüğüne pasaportları ile birlikte müracaat ederek "adres beyan formu" doldurmaları ve adres tescil işlemini yaptırmaları zorunlu olacak. Nüfus müdürlüğünce tescil edilen adrese ilişkin imzalı ve onaylı "adres beyan formu"nun bir örneği ve eklerini Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına ya da bulundukları yer ilçe seçim kurullarına verenlerin kayıtları yapılacak. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde öğrenci olan seçmenlerden pasaportu bulunmayanların, bu ülkede okuduğuna dair öğrenci kimliği ve geçerli kimlik belgesi ile başvurmaları halinde işlemleri de bu çerçevede gerçekleştirilecek. Askerlikten terhis olmasına ya da asteğmenliğe atanmasına nasbedilmesine rağmen ilan edilen Yurt Dışı Seçmen Kütüğünde kaydı bulunmayanların, terhis belgesi veya askerlik şubesince verilen belge veya görev belgeleri ile dış temsilciliklere veya Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına doğrudan ya da ilçe seçim kurulları aracılığıyla başvurmaları üzerine kayıtları yapılacak. Kesinleşmiş mahkeme kararıyla kısıtlı olup da, kısıtlılık hali sona erenler ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 408'inci maddesinde belirtilen ve ayırt etme gücü olan ilgilinin yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetememesi sebeplerine bağlı olarak kendi istekleri üzerine verilen kısıtlama kararı kesinleşenlerin, kararı veren mahkemeden alacakları onaylı karar örneği ile dış temsilcilikler aracılığıyla veya Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına doğrudan ya da ilçe seçim kurulları aracılığıyla başvurmaları üzerine kayıtları gerçekleştirilecek. Türk Medeni Kanunu'nun 407'nci maddesinde belirtilen; "Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her ergin kısıtlanır." hükmü uyarınca kısıtlanan hükümlünün kısıtlılık hali, aynı kanunun 471'inci maddesindeki; "Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar." hükmü gereğince hapis hali sona ermekle kısıtlılık hali de sona ermesi sebebiyle seçmen olabilecek kişiler tarafından yapılan başvurulardan Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanlığınca kabul kararlan verilenler, Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'ne işlenecek. Söz konusu başvurular tahliye kararına ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığından alınacak belgenin ibrazı ile yapılabilecek. Türk Medeni Kanunu'nun 405 ve 406'ncı maddelerindeki sebeplerle haklarında kısıtlama karan bulunanlar, mahkemeden alacakları "kısıtlılığın sona erme kararı" ile müracaat etmeleri halinde seçmen listelerine eklenerek oy kullanabilecek. Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'ne kayıt veya değişiklik için posta ile yapılan müracaatlar dikkate alınmayacak. Türk Medeni Kanunu'nun 405 ve 406'ncı maddelerindeki sebeplerle haklarında kısıtlama kararı kesinleşenler, seçmen niteliğine sahip Türk vatandaşlarından Adres Kayıt Sistemi'nde yer almayanlar 5490 sayılı kanunun 50'nci maddesi hükmü gereği askı süresi içinde "adres beyan formu"nu doldurmadıkları sürece, izinli olsalar bile silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler (yedek subay öğrencileri dahil) ve Türk vatandaşlığını kaybedenler kütüğe yazılamayacak. Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'nün ilanının sonlandırılmasından sonra ilan süresi içinde Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı kararı ile yapılan değişiklik ve düzeltme işlemleri "Seçmen Yurt Dışı Adres Güncelleme" ekranı aracılığı ile SEÇSİS veri tabanına 21 Mayıs Pazartesi saat 17.00'ye kadar işlenecek. Yurt Dışı Seçmen Kütüğünde kayıtlan olmakla beraber; silah altında bulunan er ve erbaşların, askeri öğrencilerin (yedek subay öğrencileri dahil), kesinleşmiş mahkeme kararlarına (tenfiz edilenler dahil) göre kısıtlı olan seçmenlerin, taksirli suçlar dışında kasıtlı suçlardan ceza infaz kuramımda bulunan hükümlülerin (ceza infaz kurumundan firar edenler dahil), Yurt Dışı Seçmen Kütüğüne yazılmaması gerekenlerden yazılmış olduğu anlaşılanların kayıtları, 21 Mayıs Pazartesi 17.00’ye kadar SEÇSİS ekranı kullanılarak Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulunun kararı dondurulacak. Yurt Dışı Seçmen Kütüğünde kayıtlı bulunan seçmenlerden, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden alman nüfus olay bilgisine göre kayıtlan silinmesi gerekenlerin kayıtlan, seçmen kütüklerinin kesinleşme tarihinden bir gün öncesi olan 21 Mayıs Pazartesi saat 17.00 itibarıyla Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce silinecek. İlan edilen Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'ne; seçmenler, Cumhurbaşkanı adayları veya yetkilendirdiği kişiler ve siyasi partilerin genel merkezlerince görevlendirilenler ilan süresi içinde itiraz edebilecek. Cumhurbaşkanı adayları adına itiraza yetkili kişiler, dilekçelerine yetki belgelerini eklemek suretiyle itirazda bulunabilecek. Siyasi partiler, mühürlü ve imzalı bir yazıyla partileri adına kimlerin itiraz edebileceklerini Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına bildirecek. Cumhurbaşkanı adayları ve siyasi partiler adına itiraza yetkili kılınan kişiler; Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'ne kayıtlı tüm seçmenler ile Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'ne yazılmaması gerekenlerden yazılmış olduğu anlaşılanlar (askeri öğrenci, ölü, kısıtlı, seçmen yaşına ve ehliyetine sahip olmayan kişilerin yazımı) ile ilgili olarak; seçmen niteliğini taşıyan vatandaşlar ise ancak kendileriyle ilgili olarak itirazda bulunabilecek. Yazılı itirazlar ile bu işler için düzenlenecek tutanaklardan hiçbir suretle resim ve harç alınmayacak. İtirazlar, Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına doğrudan veya ilçe seçim kurulları ya da konsolosluklar aracılığıyla Seçim Takvimi'nde belirtilen süre içinde yazılı olarak yapılacak. Kimliğini ispat edemeyenlerle, delil ve gerekçe göstermeyen ve bunları itiraz dilekçesine eklemeyenler ile süresinde yapılmayan itirazlar incelenmeyecek ve bu sebeple incelenmediği tutanağa yazılacak. Kimliğin ispatında Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan; Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı, Geçici Kimlik Belgesi, nüfus cüzdanı, resmi dairelerce verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, hakim, savcı, avukat, noter ve askeri kimlik kartı gibi kimliğini tereddütsüz ortaya koyan resimli, resmi nitelikteki belgelerden birine itibar edilecek. Belediyeler ile köy veya mahalle muhtarlarınca düzenlenip onaylanan kimlik belgeleri kimliğin tespitinde geçerli olmayacak. Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşımayan kimlik belgelerine itibar edilmeyecek. Seçmenin bulunduğu ülke makamlarınca düzenlenmiş kimlik belgeleri de kimliğin tespitinde geçerli kabul edilmeyecek. Listelere, Cumhurbaşkanı adayları ve siyasi parti adına yapılan itirazlarda ise itiraz eden kişinin yetkili olduğuna ilişkin belgesi olup olmadığına bakılacak. Yazılı itirazlarda belirtilen koşullar aranacak ve deliller itiraz dilekçesine eklenecek. İtiraz dilekçesinin alındığına ve hangi tarihte itirazın yapıldığına dair itiraz edene bir alındı belgesi verilecek. İtiraz dilekçesi, Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanına veya ilçe seçim kurulu başkanlıklarına, bunların bulunmaması halinde ise o yer nöbetçi Cumhuriyet savcısına da verilebilecek. İlçe seçim kurulu başkanları veya Cumhuriyet savcısı itiraz dilekçesinin kaydını yapmak suretiyle dilekçeyi hemen Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına gönderecek. İlan süresi içinde gerçekleşen tüm değişiklikleri içeren Yurt Dışı Seçmen Kütüğü, Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce SEÇSİS Siyasi Parti Portalı (SİPPORT) üzerinden erişime açılacak. Ayrıca talepleri halinde bu değişiklikler elektronik ortamda hazırlanıp, Cumhurbaşkanı adaylarına ya da yetkili kıldığı kişiye ve aynca siyasi partilerin genel merkez yetkililerine tutanak karşılığında elden teslim edilecek. Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'ne karşı yapılan itirazlar, Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulunca 18 Mayıs Cuma günü karara bağlanacak. Bu karara karşı 19 Mayıs Cumartesi saat 15.00'e kadar Ankara İl Seçim Kurulu Başkanlığına yapılan itirazlar, Ankara İl Seçim Kurulu tarafından 19 Mayıs Cumartesi saat 23.59'a kadar karara bağlanacak. Bu kararlara karşı 20 Mayıs Pazar saat 17.00'ye kadar YSK'ya yapılan itirazlar aynı gün saat 23.59'a kadar kesin olarak karara bağlanacak. Gerekli kayıt ve düzeltme işlemleri, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 21 Mayıs Pazartesi saat 17.00'ye kadar yapılacak ve 22 Mayıs Salı günü Yurt Dışı Seçmen Kütüğü kesinleştirilecek. 5 Haziran Salı günü, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden alınan bilgilere göre seçmenlerden ölmüş olanlar ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılanlar, Adalet Bakanlığından alınan bilgilere göre kısıtlılar, Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Genel Müdürlüğünden alınan bilgilere göre silah altında bulunanlar hakkında Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce sandık seçmen listelerine "oy kullanamaz" şerhi düşülecek. Aynı işlem Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması halinde 28 Haziran Perşembe günü itibarıyla tekrarlanacak. Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'ne yazılmak için ilan süresi içinde başvurduğu ve kütüğe kaydedilmesine karar verildiği halde kesinleşen kütükte ismi yer almayan seçmenlerin, kütüğün kesinleşmesine bakılmaksızın kütüğe ilave edilmelerine Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu tarafından karar verilecek ve gereği Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce yerine getirilecek. | 27.04.2018 - 02:44 | Anadolu Ajansı | ['Türkiye', 'YSK', 'erken seçim', 'Seçim 2018'] | Yurt Dışı Seçmen Kütüğü'nün ilan edileceği tarih Resmi Gazete'de yayımlandı | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/yurt-disi-secmen-kutugunun-ilan-edilecegi-tarih-resmi-gazetede-yayimlandi,1936ntuF60-xFBjhQmLMJA |
Zurich Sigorta, küresel finans krizi nedeniyle geçmişte hizmet verdikleri Rusya, Kazakistan gibi ülkelerden çıkarak Afrika pazarına yönelen Türk müteahhitlerine destek oluyor. | null | Türk müteahhitlerinin Cezayir'de üstlendiği 23 kilometre Çift Hatlı Demiryolu Projesi ve Doğalgaz Boru Hattı Projeleri'nin sigorta ihtiyaçları Zurich Sigorta tarafından karşılanıyor. 170 ülkede kendi şirketleri veya anlaşmalı olduğu şirketler ile hizmet veren Zurich'in yerel partnerleri, sigorta'da güvenilir partnere ihtiyaç duyulan Cezayir, Lübnan, Etiyopya gibi coğrafyalarda aynı dili konuşarak, yerel uygulamalarda Türk mütahhitlerini destekliyor. Zurich Sigorta Genel Müdürü Ertuğrul Bul, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Reasürans anlaşmalarının kapsam dışında tuttuğu Cezayir, Lübnan, Etiyopya gibi ülkelerde ve kompleks projelerde dahi Zurich'in güçlü kapasitesi ile Türk müteahhitlerine hizmet verebiliyoruz. Önümüzdeki dönemde de Zurich Sigorta ihtiyaç anında Türk müteahhitlerinin her türlü sigorta ihtiyacını karşılamak konusunda yanlarında olmaya devam edecek. Yeni projelere imza atacak Türk müteahhitlerinin Zurich Sigorta ile iletişime geçmeden sigorta ihtiyaçlarına yönelik çözüm arayışlarına girmemelerini öneriyoruz." | 13.10.2009 - 11:14 | null | [] | Türk müteahhitlere destek | Ekonomi | https://www.ntv.com.tr/ekonomi/turk-muteahhitlere-destek,kKGOLIaKREOcFSIza1Pc-A |
Genetik faktörler, stres, güneş, uykusuzluk, çalışma koşulları, beslenme alışkanlıkları derken pek çok faktör bizi erkenden yaşlandırıyor. Peki nasıl kurtulacağız? | null | Özellikle kadınların en çok takip ettiği uygulamaların başında yer alan lazer tedavileri ile cilt yaşlanmalarını geciktirmek ve ciltte oluşan çatlakları azaltmak mümkün. Güvenilir ve yüksek etkinliği olan dermatoloji alanında birçok tedavi olanağı sunan “Fraksiyonel Lazer” in uygulama alanlarını Dermatolji Uzmanı Bahar Öznur anlatıyor. Genetik faktörler, stres, güneş, uykusuzluk, çalışma koşulları ve beslenme alışkanlıkları gibi etkenlerden dolayı cilt yaşlanmakta, buna karşın cilt kendisini sürekli yenileyerek yaşlanmanın etkilerini onarmaktadır. Ancak belli bir yaştan sonra hücrelerde yapılan onarım oranı yavaşlar. Cildin kollajen üretimi düşer, cildin destek tabakasını oluşturan bağ dokusundaki elastik liflerin kaybolması ile de cilt gevşemesine bağlı sarkmalar, kırışıklıklar, güneş lekeleri, cildin giderek incelmesi gibi yaşlanma belirtileri ortaya çıkar. | 18.08.2015 - 18:08 | haberturk | ['cilt darkması', 'lazer tedavisi', 'cilt sağlığı'] | Yaşlılığın etkilerinden lazerle kurtulun! | Sağlık | https://www.haberturk.com/saglik/haber/1117432-yasliligin-etkilerinden-lazerle-kurtulun |
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, sabah saatlerinde Sultangazi'de helikopter destekli terör operasyonu düzenledi. | cumhuriyet.com.tr | İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sabah erken saatlerde Sultangazi ilçesi Fevzi Çakmak Caddesi'ndeki Yürüyüş Dergisi'ne baskın düzenlendi. Operasyona Özel Harekat, Çevik Kuvvet ekipleri ve itfaiye birimleri de destek verdi. 'Akrep' olarak bilinen zırhlı polis araçları ve TOMA'lar da çevrede önlem aldı. Bir polis helikopteri de operasyona havadan destek verdi. Operasyon sırasında bir ara silah sesleri duyulmasının ardından sokakta hareketli anlar yaşandı. Bu sırada İsmetpaşa Caddesi üzerinde korsan gösteri yapıp yola barikat kurup ateş yakan gruba polis müdahale etti. | 30 Mart 2016 Çarşamba, 08:34 | cumhuriyet | null | İstanbul-Sultangazi'de 'terör' operasyonu | turkiye | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/506809/istanbul-Sultangazi_de__teror__operasyonu.html |
Muğla'nın Fethiye ilçesinde genç kızı silahla öldüren kişi intihar etti. | null | 'nın Fethiye ilçesi Cumhuriyet Mahallesi'nde bulunan tarihi Paspatur Çarşısı'ndaki barda oturan Fatma Tangaz'ın (20) yanına gelen Serdal İncedayı (44), genç kıza tabancayla 7 el ateş etti. İncedayı, daha sonra aynı silahla kendisini vurdu. Olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. 112 Acil Servis ekipleri, İncedayı'nın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi. Ekipler tarafından ilçedeki özel hastaneye kaldırılan Tangaz, müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Öte yandan, cinayet anı iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Kamera kayıtlarında, İncedayı'nın, Tangaz'ın yanına gelerek ateş ettiği, daha sonra kendisini vurduğu görülüyor. | 31.01.2019 - 03:06 | Anadolu Ajansı | ['Yurt Haber', 'Türkiye', 'Polis Adliye', 'Muğla'] | Genç kızı silahla öldürüp intihar etti | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/genc-kizi-silahla-oldurup-intihar-etti,YjynWikZI0-Sk4q15tKs4w |
İzmir'de saat 18.48'te meydana gelen Richter ölçeğine göre 3.7 büyüklüğündeki deprem, kısa süreli korkuya neden oldu. | DHA | Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nhden alınan bilgiye göre, İzmir'in Karabağlar İlçesi merkezli 3.7 büyüklüğündeki deprem, saat 18.48'te yerin 11.6 kilometre derinliğinde meydana geldi. Kısa süren, daha çok darbe vuruşu şeklinde hissedilen deprem, İzmirliler arasında korkuya yol açtı. Ancak depremin kısa sürmesi nedeniyle sokağa çıkan olmadı. Deprem, İzmir kent merkezinde ve yakın ilçelerde hissedildi. | 19 Temmuz 2014 Cumartesi, 18:58 | cumhuriyet | null | İzmir'de deprem | turkiye | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/96459/izmir_de_deprem.html |
İsveç'te ekonomik kriz yüzünden yaklaşık 1000 öğretmenin işine son verildiği bildirildi. | null | Boden, Luleo, Gaevle, Piteo ve Alvesta belediyelerindeki bazı ilköğretim okullarında ve liselerde öğretmenlerin işine son verildiği kaydedildi. Öğretmen sendikalarının verdiği bilgiye göre, öğretmenlerin, öğrenci sayısının az olduğu bölgelerde işten çıkarıldığı, öğrencilerin bir okulda bir araya toplanarak eğitim verilmeye başlandığı belirtildi. Sendikalar, işten çıkarılan öğretmen sayısının artabileceğini açıkladı. Bazı belediyeler ise çalışanların maaşlarını dondurma teklifinde bulundu. | 11.03.2009 - 12:18 | Anadolu Ajansı | [] | İsveç'te 1000 öğretmenin işine son verildi | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/isvecte-1000-ogretmenin-isine-son-verildi,jHFIZbT0Aku6DkfDRGedhw |
Türkiye'de internette özgürlüklere ilişkin en büyük demokrasi sınavlarından biri yaşanıyor. 22 Ağustos'ta yürürlüğe girecek olan ve 'çocukları korumayı' hedeflediği öne sürülen yönetmelikle aslında tüm kullanıcılara sıkı kontrol getiriliyor. | null | 22 Ağustos 2011 tarihinde yürürlüğe girecek 'İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar' hükümlerine göre kullanıcılar BTK'nın belirlediği 4 internet filtresinden birini ‘yasa gereği’ seçmek zorunda kalacak. Yöntem olarak Çin’de uygulanan ve ‘Çin Seddi’ adı verilen siber-sansür duvarını andıran uygulama, filtre kullanmak istemeyenleri de rahat bırakacağa benzemiyor. Çünkü yönetmelik, tüm kullanıcıların sadece belirlenen kullanıcı adı ve şifreyle internete girebilmelerine izin verecek. Böylece herkesin ziyaret ettiği siteler, yaptıkları işlemler kayıt altında olacak. 5809 sayılı Kanunun 4’üncü 6’ncı ve 50’inci maddeleri ile 28.07.2010 tarihli ve 27655 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 10’uncu maddesi hükümleri kapsamında, BTK tarafından hazırlanan “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı” 22 Şubat 2011 tarihinde 2011/DK-10/91 no’lu karar ile onaylanarak, “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar”ın 22 Ağustos 2011’de yürürlüğe girmesine karar verildi. 22 Ağustos'ta devreye girecek düzenlemeye göre 4 tip filtre 'aile, çocuk, yurtiçi ve standart paket' olarak sıralanıyor. Her internet abonesi bunlardan birini seçmek zorunda kalacak. İnternet kafelerde uygulanan Websense filtresine benzeyen uygulamayla, kimler tarafından oluşturulduğu bilinmeyen bir ekibin belirlediği ‘kara liste’deki sitelere giriş yapılamayacak. Üstelik yasaklı site olmadığı belirtilen ‘standart paket’le bile bu mümkün olmayacak. Filtreyi aşmak ya da aşmaya çalışmak suç sayılacak. Ayrıca internet servis sağlayıcıları filtrelerin aşılmasını engellemekle sorumlu tutuluyor, aksi halde onlara da ağır para cezaları öngörülüyor Sürekli ‘çocuk ve gençler internetteki zararlı içerikten koruma’ gerekçesinin ardına sığınan BTK ve hükümet yetkilileri, bu uygulamayla sadece çocukların değil tüm kullanıcıların sadece kurumun onay verdiği sitelere girebilmesini sağlayacak. Bu kara listelerin belirlenmesinde ne gibi kriterler uygulanacağı da muğlak. Zira aynı 5651 sayılı İnternet Yasası’nda yer alan ‘müstehcen’lik kelimesiyle yapıldığı gibi, listeye girecek sitelerin tespitinde son derece öznel ve kişisel kararlar egemen olacak. 'Standart filtre'de daha az yasaklı site olacağı söyleniyor. Ancak bunun sürecinin net şekilde tanımlanmaması, bu listelerin keyfi şekilde uzaltılmasına zemin yaratıyor. Dahası standart filtre kapsamında, DNS’ler kullanarak bu tip sitelere girebilenler de artık bunu teknik olarak başaramayacak. BM desteğiyle Freedom House tarafından Nisan 2011 de yayınlanan ’na göre, Türkiye’nin “kötü puan’ını 42'den 45'e yükselterek” internete erişim özgürlükleri konusunda geriye doğru gitmeyi sürdürüyor. IPS İletişim Vakfı-Bianet, 13 Nisan 2011 tarihinde “yürütmenin durdurulması” talebiyle, söz konusu usul ve esaslara karşı Danıştay’a iptal davası açtı. Vakıf, Danıştay’a yaptığı başvuruda BTK’nın aldığı yeni kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle tanınan temel hak ve özgürlükleri ölçüsüz şekilde kısıtladığını belirtti. Vakıf adına başvuruda bulunan avukat Ayşe Altıparmak, BTK’nın keyfi bir şekilde yasaklı siteler listesi hazırlayabileceğini, çocukları zararlı içerikten korumak için ebeveynlerin yerine devlet eliyle karar verilmesinin doğru bir uygulama olmadığını belirterek, “Gerek Avrupa Birliği gerekse Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Komisyonu çocuklar gibi zarar görmesi mümkün grupları korumak için yasal önlemler almaktansa özdenetim yollarına gidilmesini teşvik etmektedir. Bu nedenle, üye ülkeler ev ve okul bilgisayarları ile internet kafelerde filtre programlarının kullanılmasını teşvik etmeli ama devlet düzeyinde filtreleme girişimlerinden her ihtimalde kaçınmalıdır” açıklamasında bulunmuştu. | 04.05.2011 - 12:48 | null | [] | 22 Ağustos'ta ne olacak? | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/22-agustosta-ne-olacak,gh5hjEFVTkqFo-m_nsmsOg |
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte insanların sürekli sosyal medyadan tatil vb. fotoğraf paylaşımları başlarına dert açabilir. | null | Tatil sezonunun açılmasıyla birlikte turistik bölgelerde büyük yoğunluk yaşanmaya başladı. Kullanıcılar gittikleri yerlerde, deniz kıyılarında çektikleri fotoğrafları paylaşarak ne tür sorunlarla karşı karşıya kalabilirler. Sosyal medya uzmanı akademisyen Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık açıkladı. Yaz tatilinin başlamasıyla birlikte deniz kıyıları ve turistik şehirler insan akınına uğramaya başladı. Tatilciler sosyal medyada gerek tatil fotoğrafları paylaşarak, gerekse de konum bilgisi vererek tatili sosyal medyada da doyasıya yaşıyor. Peki, zararsız gibi görülerek yapılan bu paylaşımların ne gibi tehlikeler doğuracağını hiç düşündünüz mü? Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık bu tehlike ve tehditlere konusunda vatandaşları uyardı. Sosyal medyanın büyülü bir dünya oluşturduğunu ifade eden, ancak bu büyünün geçici olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık; “Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal paylaşım ağları her gün milyonlarca paylaşıma sahne oluyor. Kullanıcılar diledikleri fotoğraf, video ve içerikleri paylaşarak tatil yörelerinden canlı yayın gerçekleştirebiliyorlar. Ancak bu durum tabiri caizse yeni nesil hırsızların ekmeğine yağ sürüyor. Hatta bazı kullanıcılar ev adreslerini bile Swarm ve Foursquare gibi ağlardan faydalanarak paylaşabiliyorlar. Bu paylaşımlar başlangıçta oldukça masumane gözüküyor ancak; ev adresinin bile paylaşılması ne yazık ki ev soygunlarına zemin hazırlıyor. İngiltere’de hırsızlık nedeniyle mahkûm edilen kişilere yapılan anket çok ilgi çekici sonuçlar ortaya koymuş ve mahkûmlar soyacakları evin boş olduğunu sosyal medyadan kontrol ettiklerini beyan etmişlerdir. Güvenlik sistemleri üreticisi Friedland’in yayımladığı bu raporda konum paylaşmanın doğuracağı sorunlar tek tek sıralanıyor. Dolayısıyla masumane görünen paylaşım önüne geçilmeyecek sorunlar doğuruyor.” şeklinde konuştu. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte turizm sektörünün canlandığını ve tatilcilerin sürekli sosyal medyada fotoğraf paylaştığını belirten Yrd. Doç. Dr. Kırık; “Bilindiği gibi Türkiye sosyal medya kullanımında ilk 5 ülke arasında yer almaktadır. Bu durum tatil fotoğraflarının paylaşılması esnasında da geçerli. Türkiye ülke sıralamasında Çin’den sonra ikinci sırada yer almaktadır. Seyahat ve tatil sitesi Momondo’nun paylaştığı istatistikler oldukça dikkat çekicidir. Araştırma Türk halkının neredeyse 3’te 2’sinin tatil sırasında fotoğraf ve video paylaştığını ortaya koymuştur. Bu alanda Türkiye’yi İtalyanlar takip etmektedir. Bu fotoğraf ve videoların paylaşılması sosyal medyanın atmosferinden kaynaklanmaktadır. Tabiri caizse tatil sezonunda; “Ben de buradayım. Ben de tatile gidiyorum.” diyebilmek ve gidilen yerleri diğer kullanıcılarla paylaşmak Türkiye’de önem kazanıyor”. dedi. Sosyal medyanın yapısının paylaşıma açık sanal bir alan olduğunu ifade eden Kırık; “Elbette sosyal medyada paylaşım yapacağız, fotoğraf, video ve içerikleri sunacağız; ancak öncelikle yapmamız gereken tanımadığımız kişileri sosyal ağlarımıza eklememek ve sürekli olarak korumalı hesap kullanmaktır. Çünkü hırsızlar sahte hesapları kullanarak hesapları önce takip altına alıyor, daha sonra durum analizi yaptıktan sonra faaliyete geçiyorlar. Yine herkese açık paylaşımlar da yeni nesil hırsızların ekmeğine yağ sürüyor ve paylaşılan konum bilgileri tek tek depolanarak hırsızların işini kolaylaştırıyor. Bu nedenle sosyal medyada mahremiyete dikkat etmek gerekmektedir.” değerlendirmesini yaptı. | 08.07.2016 - 11:20 | İHA | [] | Sosyal medyada sakın bunları yapmayın | Teknoloji | https://www.ntv.com.tr/teknoloji/sosyal-medyada-sakin-bunlari-yapmayin,k46EfJrGNEOlj0I0HVqpSg |
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Kandil'e doğru ilerliyoruz, Kandil'i temizleyeceğiz" açıklamasını yaptı. | null | Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Kandil operasyonuna ilişkin açıklama yaptı. Çavuşoğlu, "Kandil'e doğru ilerliyoruz, Kandil'i temizleyeceğiz" ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı, "Münbiç yol haritası problem çıkmadan devam ediyor" dedi. | 20.06.2018 - 12:41 | null | ['Gündem', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'haber'] | Çavuşoğlu: Kandil'e doğru ilerliyoruz, Kandil'i temizleyeceğiz | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/cavusoglu-kandile-dogru-ilerliyoruz-kandili-temizleyecegiz,dJ4FpaQL-EWkmq3v53k4jA |
Fransa 1. Futbol Ligi (Ligue 1) ekiplerinden Paris Saint-Germain (PSG), Sevilla'dan İspanyol futbolcu Pablo Sarabia'yı renklerine bağladı. | AA | Fransız kulübünün, Twitter hesabından yapılan paylaşımda, "Sevilla'dan 27 yaşındaki ofansif orta saha Pablo Sarabia ile 5 yıllık sözleşme imzaladık. Bunu duyurmaktan mutluluk duyuyoruz." ifadeleri kullanıldı. İspanyol medyasında çıkan haberlere göre PSG, oyuncuyu serbest kalma maddesi olan 18 milyon avro karşılığında transfer etti. Real Madrid altyapısından çıkan Sarabia, 2016 yılında katıldığı Sevilla'da tüm kulvarlarda 151 maça çıktı, 43 gol attı. | 2 Temmuz 2019 Salı, 11:47 | cumhuriyet | null | PSG, Pablo Sarabia'yı transfer etti | futbol | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/1466602/PSG__Pablo_Sarabia_yi_transfer_etti.html |
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, NTV yayınında soruları yanıtladı. "Merkez Bankası'nın enflasyon hedefinden şaştığı da oldu" ifadelerini kullanan Kurtulmuş, başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin "Diktatörlüğe elverişli bir Cumhurbaşkanlığı mekanizması Türkiye'de kurulmuş" dedi. | null | Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, NTV canlı yayınında Oğuz Haksever'in sorularını yanıtladı. Kurtulmuş, son günlerde hükümetin eleştirilerinin odağındaki Merkez Bankası ile ilgili olarak, "Türkiye ekonomisindern bağımsız bir kurum olarak göremeyiz. Merkez Bankası'nın enflasyon hedefinden şaştığı da oldu" dedi. Merkez Bankası tartışmalarının Türkiye'ye özgü bir tartışma olmadığını belirten Kurtulmuş, şunlar ifade etti: "Türkiye 2023 hedeflerini ortaya koymuş bir ülke. Türkiye'nin kobilerinin yksek faizlerle ayakta durması mümkün değil. Merkez Bankası'nın fiyat istikararı sorumluluğu var yasaya bakınca. Büyümek için faizlerin düşük oması gerekiyor. Merkez Bankasları'nın araçsal bağımsızlığına kimse bir şey demiyor. Sonuçta ortaya konan makro hedeflerle Mekrez Bankası uyumlu olmalı. Enflasyonu tek başına ele almak... Merkez Bankası hükümetin ortaya koyduğu perspektifle uyumlu olmalı. Türkiye ekonomisindern bağımsız bir kurum olarak görmek olmaz. Merkez Bankası'nın enflasyon hedefinden şaştığı da oldu. Daha çok üreten bir ülke olmak zorundayız. Bunun için düşük faiz politikası şarttır. Türkiye'nin alt gelir gruplaırnın alım gücünü de geliştirmek zorundayız. İkinci Lig'deydik, Birinci Lig'e çıktık, henüz Süper Lig'e çıkmış değiliz. Türkiye'nin reel gücünü de düşünerek hareket etmeliyiz. Türkiye'nin büyük yükünü çeken kobiler finansal sıkıntılar çekiyorlar. Her toplantıda bunu dile getiriyorlar." Türk tipi başkanlık polemiğine de değinen Kurtulmuş, şunları söyledi: "Asıl olan Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin bir parçası olarak görmek gerek başkanlık sistemini. Mevcut yasada, parlamentoda hükümeti düşürmeni için gensoru vermeniz gerekiyor. Cumhurbaşkanı isterse hükümeti belirler. Zaten diktatörlüğe elverişli bir Cumhurbaşkanlığı mekanizması Türkiye'de kurulmuştur. Öyledir ki yürütme mekanizmasının üstünde bir Cumhurbaşkanlığı mekanizması var. Ahmet Necdet Sezer döneminde AK Parti'nin birçok atamayı yapamadığını hatırlayın. 12 Eylül'ü planlayanlar bu alanların hiçbirisini sivillere bırakmak istemediği için güçlü bir cumhurbaşkanlığı mekanizması oluşturmuş Türkiye'nin yeni bir sistem kurulması gerekir. Dört alanda güçlendirilmeye ihtiyaç var; İlki güçlü bir parlamento sistemi... Meclis İç Tüzüğü'nün yeniden yapılanmsı gerekiyor. İkincisi milletvekilinin güçlendirilmesi, vekillere sadece yasama işçisi olarak görülmediği, temsil kabiliyetinin güçlü olduğu bir sistem gelmeli. Halen milletvekili yasası yok. Güçlü bir milletvekil sistemi için ya dar bölge sisteminin ya daraltılmış bölge sisteminin getrilmesi gerekiyor. Üçüncüsü de yürütme sisteminin güçlendirilmesi gerekiyor. Bakın hala yürütme güçlü dğeil, tek başına parti olunmasına rağmen. Başkanlık sistemi bunun için tartışılması gereken bir şeydir. Sonuncusu da sivil toplumun güçlendirilmesi, yarı resmi gibi duran değil gerçekten sivil olan sivil toplum olması lazım. Çözüm Süreci'nde önemli adımların atılacağına ümit ettiğimi söylemiştim. Aynı ümidimi bugün de koruyorum. Burada asıl olan siyasi iradeye sahip olmak. Her türlü siyasir sik göze alşarak, bundan prim elde etmeden kararlıkla süreci sürdürmek. 50 bin insanın öldüğü 30 yıllık kanlı bir dönemden bahsediyoruz. Bu iradeyi sonuna kadar kullanacağız. Zor bir süreç kaldı. Ama ben bunun aşılacağına inanıyorum. Diğer siyasi kanatlara sesleniyorum. Çözüm süreci üzerinden 7 Haziran seçimlerine doğru hiç kimse siyasi hesap yapmasın. Yani 7 Haziran seçimleri başka bir şey. Seçim olmasa da devam edecek bir süre. Çözüm Süreci'nin şöyle bir önemi daha var. AK Parti'nin kuruluşunda 3 temel şey vardı; değişim, yenilik ve gençlik. Üç dönem kuralı da o dönem koyulmuş.Sonuçta bunlar siyasi kararlardır. Sonuçta partinin gündeminde böyle bir konunun olmadığını, biz de gazetelerden okumuş olduk." Numan Kurtulmuş, iç güvenlik paketine ilişkin "Muhalefetin bu tasarıyı engellemek için her türlü çabayı sarf ettiğini görüyoruz. Zaten belli bir mesafe alındı. Bu yasa bütünüyle tartışılacak ve yasalaşacak" diye konuştu. Kurtulmuş, adaylık için İstanbul 2.Bölge'den adaylığa müracaat ettiğini açıkladı. | 27.02.2015 - 21:04 | ntv.com.tr | ['Genel Sağlık', 'Siyaset'] | Numan Kurtulmuş: Merkez Bankası'nın enflasyon hedefinden şaştığı da oldu | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/numan-kurtulmusmerkez-bankasinin-enflasyon-hedefinden-sastigi-da-oldu,X0559Ro6NkCYZ0Cc1YOF3A |
Sivas-Malatya , Sivas-Erzincan , Sivas-Tokat ve Sivas-Kayseri karayolları kar yağışı ve tipi nedeniyle ulaşıma kapandı. | cumhuriyet.com.tr | Konya- Afyonkarahisar, Konya- Ankara, Konya-Antalya, Konya- Aksaray, ve Konya-Isparta karayolları kar yağışı ve tipi nedeniyle hala ulaşıma kapalı. Kayseri -Malatya, Kayseri-Kahramanmaraş ve Kayseri-Sivas karayolları kar yağışı ve tipi nedeniyle ulaşıma kapandı . | 7 Ocak 2015 Çarşamba, 17:58 | cumhuriyet | null | Dikkat! Bu yollar trafiğe kapalı | turkiye | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/179639/Dikkat__Bu_yollar_trafige_kapali.html |
CHP Merkez Yönetim Kurulu sonrasında açıklamalarda bulunan parti sözcüsü Selin Sayek Böke, ülkenin ekonomik krizin eşiğinde olduğunu savundu ve "Gelecek krizin ne 1994 ne 1999 ne 2001 ne de 2009 krizine benziyor" dedi. | null | CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, "Türk lirası kendisine benzeyen bütün para birimlerinden 2 kattan daha fazla değer kaybetti bu dönemde. Bu kriz Türkiye'de siyasetin, siyasetin göbeğinde oturan iktidarın kendisinin yarattığı kriz. Dünyadan Türkiye'ye gelen bir kriz değil" dedi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. Parti Sözcüsü Böke, toplantının ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinin olağanüstü bir dönemden geçtiğini, ülkenin bir ekonomik krizin eşiğinde durduğunu savundu. Bu krizin daha önce yaşananlara hiç benzemediği ve bir reel sektör krizi olduğunu belirten Böke, "Hepimizin evinde hissettiğimiz, eğer hükümet gereken adımları acilen atmazsa, her geçen gün evimizde daha da derinden hissedeceğimiz bir kriz bu" diye konuştu. Gelecek krizin ne 1994 ne 1999 ne 2001 ne de 2009 krizine benzediğini vurgulayan Böke, şöyle devam etti: "Bu bambaşka bir şey. Bu kriz, küresel bir krizin Türkiye'ye yansımasının sonucu değil, bu kriz basbayağı Türkiye'nin kendi krizi. OHAL'i uzatan, KHK'larla hukuku yerle bir eden, bir tek adam iddiasıyla demokrasiyi ve özgürlükleri tamamen ortadan kaldıran siyasetin bir sonucu bu kriz. Türkiye'yi dünyadan koparma iddiasıyla, Türkiye ekonomisini de dünyadan koparan, vatandaşını da işsiz bırakan ve doğrundan fakirleştiren bir kriz bu. Kapısının eşiğinde durduğumuz bu kriz, bir ekonomik kriz ama esasında bunun özü bir siyasi kriz. Bu siyasi krizin özü de hukuksuzluk durumu. Bu hukuksuzluğu yaratanlar da bunun devam etmesi için destek verenler de Türkiye'de 80 milyonun ortak olacağı bu krizin doğrudan müsebbibi olacaklar. Eğer ekonomideki bu durum gerçekten küresel koşullardan kaynaklansaydı, o zaman Türkiye'ye benzeyen bütün ülkelerde aynı şeyleri konuşuyor olurduk. Oysa Türkiye kendisine benzeyen bütün ülkelerden ciddi bir biçimde ve olumsuz bir biçimde ayrışmış durumda." Bunu görmek için sadece Türk lirasına bakmanın yeterli olacağına değinen Böke, Türk lirasının son 10 ay içerisinde dolara karşı yüzde 15 değer kaybettiğini, bu değer kaybının neredeyse hepsini son iki ayda yaşadığını bildirdi. Böke, bu kayba bakıldığında keskin artışın 3 Ekim'de başladığını aktararak, 3 Ekim tarihinde ise OHAL'in uzatıldığının açıklandığını anımsattı. OHAL'in uzatılmasıyla başlayan değer kaybının, devamında gelen "hukuksuzluklarla" sürdüğünü iddia eden Böke, "Üstelik kendisine benzeyen diğer bütün para birimlerine kıyasla çok daha fazla değer kaybetti. 3 Ekim'den itibaren Türk lirasının kaybettiği değer aynı dönem içerisinde Rus rublesinin değer kaybından 3 kat fazla. Eğer bu kriz küresel bir kriz olsaydı kayıp aynı oranda olurdu." dedi. Türk lirasının aynı dönemde yine kendisine benzeyen Polonya, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan'ın para birimlerine kıyasla da 2 kat daha fazla değer kaybettiğini ileri süren Böke, "Türk lirası kendisine benzeyen bütün para birimlerinden 2 kattan daha fazla değer kaybetti bu dönemde. Bu kriz Türkiye'de siyasetin, siyasetin göbeğinde oturan iktidarın kendisinin yarattığı kriz. Dünyadan Türkiye'ye gelen bir kriz değil." ifadesini kullandı. Böke, krizin tek sorumlusunun ise "dünyadaki en ufak esintiyi Türkiye'ye zatürre olarak taşıyan AKP" olduğunu öne sürdü. Bu krize Türkiye'nin "müthiş bir borçlulukla" yakalandığını belirten Böke, 2002'de vatandaşların bankalara olan tüketici ve kredi kartı borcunun 6,6 milyar lira iken, bugün bu borcun 400 milyar Türk lirasını geçtiğini savundu. Böke, buna göre 2002'den bu yana vatandaşın borcunun 60 kat arttığına dikkati çekerek, "Gönül isterdi ki aynı sürede gelirler de 60 kat artmış olsaydı." diye konuştu. Çizilen tabloyu daha da detaylandırmanın mümkün olduğunu dile getiren Selin Sayek Böke, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Benzer bir açıklamayı hafta başında yine buradan paylaşmıştım. Başbakanın yaptığımız uyarıları ciddiye aldığını söylemesini açıkçası gönülden önemsemek istiyoruz. Hemen bugün vakit kaybetmeden bu yaraya merhem olacak ekonomi politikalarını konuşabilir ve uygulayabilir hale getirmek için siyasetteki krizi çözmemiz gerekiyor. OHAL'i kaldırın derken bunun için söylüyoruz. İnsanlar gece yatağa girdiklerinde 'acaba kalktığımda bir KHK ile işsiz kalır mıyım' endişesi taşımamalı. Bu güveni sağlamanın tek yolu OHAL'i kaldırmak, hukuku inşa etmek, yeniden demokrasi yolunda önemli adımları atmaktır. Bunlar olmadığı takdirde bu sorunu Merkez Bankasının, ekonomi paketlerinin çözmesi mümkün değildir. Bunlar yapıldıktan sonra biz hazırız, reçete elimizde ama önce o reçeteyi konuşabilir hale getirme yükümlülüğü sizde." Böke, Cuma günü toplanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısında alınan kararları da eleştirerek, kuruldan her zamanki gibi "hamaset" çıktığını öne sürdü. Bugün artık hukukun ve devletin yeniden inşa edilmesi gerektiğinin önemine işaret eden Böke, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu akşam saraydan izinli EKK'nın cumhurbaşkanı başkanlığında toplanmasını bekliyoruz. Başbakan 'ciddiye alıyoruz' diyor ama EKK'dan çıkan cümleler bu ciddiyeti yansıtmıyor. Topu Merkez Bankasına atıyor, oysa ki Merkez Bankasının yapacağı bir şey kalmamış. Yine ve yeniden bizleri oyalamaya çalışıyorlar. Türkiye'nin reform ihtiyacı var, bunların ne olduğunu biliyoruz. Reçete burada. Yapma iradesini göstermeyecekseniz, çekilin biz yapalım. Topu Merkez Bankasına atmak, Merkez Bankasının geleceğini de karartmaktır. İşi yapamayacak hale getirdiğiniz Merkez Bankasına bu yükü yüklerseniz, ileri de Türkiye'de iş yapacak bir Merkez Bankası da bırakmamış olursunuz. 'Ekonomi sağlam' demekle olmuyor. Ekonomi lafla yürümüyor. Herkesin gözü bu siyasi inadın bir an önce bitirildiğinin haberinde. Bitirin bu siyasi inadı. Çözüm siyasette. Türkiye'yi birbirine düşürmeyi bırakın." Başbakan Yıldırım'ın kamu bankalarına dair "akıllara ziyan açıklamalar" yaptığını da savunan Böke, "Bu kriz içinde başka krizleri barındırabilir. Eğer kamu bankalarına 90'larda olduğu gibi görev zararı yazdıracak adımları bu iktidar atarsa, 90'larda yaşadığımız sonuçların vebalini de onlar çekerler." açıklamasını yaptı. İktidarın Türkiye'yi 90'lara götürecek ve dünyadan koparacak yaklaşımdan bir an önce vazgeçmesi gerektiğinin altını çizen Böke, "Bir kez daha rica ediyoruz; bu uyarılarımızı kriz daha derinleşmeden, deprem dağılmadan gelin dinleyin ve gereğini hemen bugün yapın. OHAL'i hemen kaldırın. 3 Ekim'den itibaren Türk lirasının 40 kuruş değer kaybetmesinin sebebi OHAL'dir." diye konuştu. Böke, söyledikleri şeylerin yapılmaması durumunda iflaslar olacağını, işsizler ordusuna yeni 6 milyonlar ekleneceğini ileri sürerek, Türkiye'yi dünyadan koparma maceraperestliğinin de asla kabul edilemeyeceğini belirtti. Türkiye'yi dış dünyadan kopartan her adımın bu depremi daha da derinleştireceği uyarısında bulunan Böke, Türkiye açısından Şangay Beşlisi'nin AB'nin yerini tutamayacağını bildirdi. Türk ekonomisi ile AB ekonomisinin entegre bir ekonomi olduğuna dikkati çeken Böke, AB'nin Türkiye'nin toplam ihracatının neredeyse yarısını karşıladığını aktardı. Türkiye'nin Şangay Beşlisi denen ülkelerle ihracatının ise sadece yüzde 3'lük bir paya sahip olduğunu vurgulayan Böke, "Biz gelirimizi elde etmek için üretimini yaptığımız o yüzde 50'lik yere arkamızı döneceğiz, ihracatımızın sadece yüzde 3'ünü yaptığımız bir pazara geleceğimizi bağlayacağız. Olacak şey değil." dedi. Böke, yabancı yatırımların yüzde 42'sinin Türkiye'ye AB'den geldiğini belirterek, Şangay Beşlisi'nden gelen yatırımların oranının ise yüzde 8,8 olduğuna dikkati çekti. Bu hafta Avrupa Parlamentosunda bir karar verileceğini hatırlatan Böke, "Buradan Avrupa'ya da seslenmek istiyoruz; Avrupa, Türkiye'nin birden büyük olduğunu anımsamalı. Türkiye, Erdoğan'dan daha büyük bir ülke. Türkiye yıllardır Batı ile entegre olmuş bir ülke. Umuyoruz ki AB bu gerçeği gözardı etmeden karar verir. Umuyoruz ki Türkiye'de iktidar verilecek bütün kararlara dair hazırlığını yapmıştır. Buradan sormak istiyoruz; Avrupa'yla bilerek, isteyerek yarattığınız gerginlik sonucunda Türkiye ekonomisini yıkacak bir ticaret ambargosu gelirse ne yapacaksınız Hazır mısınız " diye konuştu. Erken evliliklerle ilgili geri çekilen önergeye de değinen Böke, konunun iktidar tarafından kapatılan değil, toplumsal muhalefet tarafından kapattırılan bir konu olduğunu ileri sürdü. Açıklamalarının ardından soruları yanıtlayan Böke, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun şehitler arasında ayrım yapıldığı yönündeki açıklaması ve Milli Savunma Bakanlığının bu konuda verdiği cevabın hatırlatılması üzerine, şu yanıtı verdi: "En açık olan CHP'ydi de kafası yine en karışık olan hükümetin kendisi. CHP, şu görüşte ve bu görüşü yıllardır söylüyor; şehit şehittir. Makamdan, mevkiden bağımsız. Polis de olsa subay da olsa astsubay da olsa. Sözleşmeli er de erbaş da olsa şehit şehittir. Şehitler arasında ayrım yapılamaz. Eğer bu ayrımı ortadan kaldıracak bir düzenleme yapılacaksa, bu düzenleme şehitlerin bir grubuna yapılamaz. Bütün şehitler içine dahil edilecek şekilde bu düzenlemenin yapılması çok daha önemlidir. Burada bir kez daha kimin kafasının karışık olduğu maalesef ortaya çıkıyor. Var olan kanunun içerisinde zaten bu ayrım var. Sözleşmeli erbaş ve erler o kanunun maddesinin içerisinde yoklar." Selin Sayek Böke, başka bir soruyu yanıtlarken de AP'deki Türkiye oylamasına ilişkin CHP'nin gerekli tüm aktörlere üzerine düşen uyarıları yaptığını kaydetti. | 23.11.2016 - 17:58 | Anadolu Ajansı | ['Türkiye', 'Ekonomi', 'Genel'] | CHP Sözcüsü Böke: Gelecek kriz diğerlerine benzemiyor | Ekonomi | https://www.ntv.com.tr/ekonomi/chp-sozcusu-boke-gelecek-kriz-digerlerine-benzemiyor,RPfFdrK0uUKKMjednfTCEA |
YÖK Başkanı Özcan, birkaç yıl içinde üniversitelerin bazı bölümlerine sınavsız girilebileceğini söyledi. | null | YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ODTÜ Geliştirme Vakfı Lisesi son sınıfta okuyan oğlu Ömer Baran'ı YGS'ye gireceği ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi'ne getirdi. Özcan, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'ın üniversitelerde bazı bölümlere sınavsız girilmesine dair önerisi var. Bu mümkün mü?'' sorusu üzerine Özcan, şöyle konuştu: ''Bazı bölümlerin o türden sınavsız girilebilen bölümler haline getirilebilmesi mümkün. Bir müddetten beri onun üzerinde düşünüyoruz, hangi bölümler böyle olabilir diye. Mesela Almanya'da hukuk tahsili böyle biliyorsunuz. Herkes hukuka girebilir, başarılı olanlar devam eder, başarısız olanlar ayrılır. Onun gibi biz de bazı bölümleri imtihansız girilebilir hale getirmek için çalışıyoruz.'' Özcan, ''Bu ne kadar sürede gerçekleştirilir?'' sorusu üzerine ''Arz ve talebi biraz dengelersek kolay olacak. Oraya biraz yaklaştık. Birkaç yıl içerisinde tamamen mezun olan öğrenciler için üniversitelerimizde yerimiz olacak. O zaman bu türden sınavsız geçiş yapmak mümkün olacak'' dedi. Gazetecilerin sorusu üzerine Baran Özcan da heyecanlı olduğunu söyledi. ''Bu sınav sistemi nedeniyle babana bir öfken var mı?'' sorusuna Baran Özcan gülümseyerek, ''Öfkem yok'' yanıtını verdi. Baran Özcan, ''Bu ülkedeki her vatandaş sınava girmek zorunda. Babam en iyisini bilir'' dedi. Baran Özcan, Bilkent Üniversitesi'nin burslu işletme programında okumak istediğini ifade etti. ''Bu sistem sizi olumsuz etkiledi mi?'' sorusuna Baran Özcan, ''Fikrim yok, göreceğiz'' yanıtını verdi. Gazetecilerin Baran Özcan'a sınava sıkı çalışıp çalışmadığını sormaları üzerine baba Yusuf Ziya Özcan araya girerek, ''Biraz çalıştı gibi. Ne kadar sıkı bilmem ama'' dedi. Yusuf Ziya Özcan, oğluna ne gibi telkinlerde bulunduğunun sorulması üzerine, ''Devamlı çalışmasını ve motivasyonunu kaybetmemesi gerektiğini söylediğini'' dile getirdi. YÖK Başkanı, heyecanlı olup olmadığını soran gazetecilere, ''Her veli gibi ben de biraz heyecanlıyım'' diye konuştu. Yusuf Ziya Özcan, oğlu Baran sınav binasına girerken kalem ve silgisinin yanında olup olmadığını sordu ve daha sonra oğluna sarılıp öperek, başarı diledi. | 11.04.2010 - 12:25 | null | [] | Bazı bölümlere sınavsız girilecek | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/bazi-bolumlere-sinavsiz-girilecek,789S1r-oFU2TRnW8Nb0xfw |
HDP yönetimi, salona giren bazı vatandaşları ve polisleri de salondan çıkararak, grup toplantısını izleyicisiz gerçekleştirdi | null | HDP Sözcüsü , "Cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana alınamamış intikam, öfke ve nefretin bedelini başta eş genel başkanlarımız olmak üzere milletvekillerimizden çıkarmaya çalışıyorlar." dedi. Bilgen, partisinin TBMM Grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. En son milletvekili kalana kadar gerçekleri halka söylemek için konuşacaklarını vurgulayan Bilgen, "İçeriye girişi de engelleseniz, milletvekillerini de tutuklasanız sözümüzü söylemeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı. Bilgen, geçen hafta grup toplantısında atılan sloganlar gerekçe gösterilerek kapıda kaydı bulunan 300 civarındaki ziyaretçinin Meclis'e girişine yasak getirildiğini öne sürdü. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın grup toplantısı için gönderdiği mesajının avukatlara verilmediğini ileri süren Bilgen, şöyle devam etti: "Biz bu tabloyu elbette gayet net biçimde okuyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana alınamamış intikam, öfke ve nefretin bedelini başta eş genel başkanlarımız olmak üzere milletvekillerimizden çıkarmaya çalışıyorlar. Onların iki satır mesajından, posterlerinden korkuyorlar. Nasıl bir ülke istediklerini aslında sadece Boğaziçi Üniversitesi'nin rektörlük seçimiyle ilgili sergiledikleri tutum göstermeye yetiyor. Sivil toplum örgütleri geldiler ama kapıdan giremediler. Yüzlerce derneğin kapısına bir anda mühür vuruyorlar. İçlerinde yardım dernekleri var. Belli ki dayanışma çalışması yürüten derneklerden rahatsızlar. İstiyorlar ki herkes kendilerine mahkum olsun." Ayhan Bilgen, Şırnak'ta operasyonun bitmesinin üzerinden 165 gün geçtikten sonra yasağın kalktığını buna karşın Şırnak'ta sokakların kalmadığını savundu. Türkiye'nin bütün dünyaya meydan okuyan bir siyaset yürüttüğüne dikkati çeken Bilgen, "Adeta herkese savaş açmış durumda. Bir hafta önce Anıtkabir'de güvenlik olmadığı için milletle birlikte yürüyemeyenler, Irak ve Suriye'ye yürümeye çalışıyorlar. Bu topraklar yeterince kan gördü." diye konuştu. Bilgen, "İlla çıkmak istiyorsanız NATO'dan da çıkabilirsiniz. İlla ayrılmak istiyorsanız Avrupa Konseyi'nden de ayrılabilirsiniz. Avrupa Birliği'ne tekme atabilirsiniz ama bu kararı halka sorarak yapın. Yoksa, bedelini halka ödetmeye asla hakkınız olmayacak." değerlendirmesini yaptı. Avrupa ile yaşanacak krizin bedelinin Rusya ile yaşanan krize benzemeyeceğini öne süren HDP'li Bilgen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ellerindeki "ByLock" kullanıcı listesinde kimler varsa bir an önce açıklaması çağrısında bulundu. Bütün yaşananların başkanlık arayışı için olduğunu bütün dünyanın gördüğünü belirten Bilgen, yeni anayasaya ilişkin dört partinin eşit katıldığı komisyondan CHP ve MHP'nin, "başkanlığı asla konuşmayız" diyerek masadan kalktığını anımsattı. Bilgen, "Ne oldu ki şimdi teklifi görmek istediğinizi söylüyorsunuz. Ne göreceğinizi bilmiyor musunuz? Siz baştan kaybettiniz. HDP'nın dışlanmasına 'hayır' deseydiniz bugün siz dışlanmazdınız. Televizyonlarda 'iki partili komisyon kurulacak' diye alt yazı geçiyor, Anamuhalefet partisi de buraya dahil olmak için, kapıdan alınmazsa bacadan girmek için çaba sarf ediyor." ifadesini kullandı. Öte yandan geçtiğimiz hafta yapılan grup toplantısında slogan atan vatandaşların Meclis'e alınmamasını protesto eden HDP yönetimi, salona giren bazı vatandaşları ve polisleri de salondan çıkararak, grup toplantısını izleyicisiz gerçekleştirdi. AA | 15.11.2016 - 14:23 | haberturk | ['ayhan bilgen'] | HDP grubuna konuklar alınmadı | Gündem | https://www.haberturk.com/gundem/haber/1324195-hdp-grubuna-konuklar-alinmadi |
Beşiktaş, bu akşam sona erecek birinci transfer döneminde şimdiye dek 10 futbolcuyu kadrosuna katarken, 10 futbolcuyla da yollarını ayırdı. | null | Teknik direktör Tayfur Havutçu ve asbaşkan Serdal Adalı'nın şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında tutuklanmalarıyla sezona sıkıntılı bir başlangıç yapan siyah-beyazlılar, transferde ise hız kesmedi. Bu sezon için şimdiye dek 4'ü yabancı, 10 oyuncuyu transfer eden Beşiktaş, bu futbolcuların 3'ünü kiralama yöntemi ile kadrosuna dahil etti. Bu 10 transferin 3'ü savunma, 4'ü forvet, 3'ü ise orta alanda görev yapıyor. Beşiktaş'ın bu sezon transfer ettiği oyuncular şunlar: Futbolcu Geldiği Kulüp Mevkisi Ülkesi -------------- ------------- -------- ------- Egemen Korkmaz Trabzonspor Savunma Türkiye Mustafa Pektemek Gençlerbirliği Forvet Türkiye Veli Kavlak Rapid Wien Orta saha Türkiye-Avusturya Tanju Kayhan Rapid Wien Savunma Türkiye-Avusturya Burak Kaplan B.Leverkusen Orta saha Türkiye Mehmet Akyüz Tavşanlı Linyitspor Forvet Türkiye Sidnei Benfica (kiralık) Savunma Brezilya Bebe M.United (kiralık) Forvet Portekiz Julio Alves A.Madrid Orta saha Portekiz Edu Schalke 04 (kiralık) Forvet Brezilya Beşiktaş'ın Manchester United'dan kiraladığı ve sezon öncesi kamp döneminde beğeni toplayan forvet oyuncusu Bebe ile siyah-beyazlı kulübün bonservisini aldığı Ersan Adem Gülüm, sezon başı şanssız sakatlıklar yaşadı. Ön çapraz bağlarından ciddi sakatlıklar geçiren iki futbolcunun da uzun süre sahalardan uzak kalacağı açıklandı. Bebe, henüz Beşiktaş formasını resmi bir maçta giyemeden takımdan uzak kalırken, Portekizli futbolcunun sahalara dönmesinin 6 ayı bulacağı bildirildi. Siyah-beyazlılar, bu dönemde Nihat Kahveci, Mert Nobre ve Bobo gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 10 futbolcuyu ise takımdan gönderdi. Beşiktaş'tan ayrılan futbolcular ve gittikleri kulüpler ise şöyle: Futbolcu Gittiği Kulüp ----------- ----------------- Erhan Güven Mersin İdmanyurdu Hakan Arıkan Mersin İdmanyurdu Mert Nobre Mersin İdmanyurdu Bobo Cruzeiro Nihat Kahveci Sözleşmesi karşılıklı fesh edildi Rıdvan Şimşek Kardemir Karabükspor (Kiralık) Ali Kuçik Kardemir Karabükspor (Kiralık) Michael Fink Samsunspor Matteo Ferrari Sözleşmesini fesh etti Cumali Bişi Çaykur Rizespor (Kiralık) ''Kara Kartallar'', geçen sezon takımda kiralık olarak oynayan Manuel Fernandes ile Ersan Adem Gülüm'ün bonservislerini de aldı. Ayrıca geçen sezon Al Rayyan takımında kiralık oynayan Brezilyalı futbolcu Rodrigo Tabata da bonservisiyle Katar kulübüne satıldı. Beşiktaş'ta futbolcu transferinin yanı sıra hesapta olmayan teknik direktör değişikliği de yaşandı. Tayfur Havutçu'nun tutuklu olması nedeniyle siyah-beyazlılar, vekaleten Portekizli çalıştırıcı Carlos Carvalhal'i takımın başına getirdi. | 05.09.2011 - 12:50 | haberturk | [] | 10 gitti, 10 geldi! | Futbol | https://www.haberturk.com/spor/futbol/haber/666364-10-gitti-10-geldi |
Çarşamba günü yeni iPhone ve iPad modellerini tanıtmaya hazırlanan Apple'ın aynı toplantıda Sony ve Microsoft’a rakip olacak oyun odaklı yeni Apple TV'yi de tanıtması bekleniyor. | null | 9 Eylül'de San Francisco'da düzenleyeceği lansmanda 'dijital media Player' modeli 'nin 4'üncü nesil versiyonunu tanıtması beklenen Apple'ın bu ürünle oyun dünyasına adım atacağı iddia ediliyor. Apple TV'nin yeni versiyonunda tüm donanımı yeniden elden geçiren Apple'ın güçlendirilmiş grafik özelliklerine sahip ürünü ile oyun dünyasının devleri ve rakip olmaya hazırlandığı, bu ürünün Sony ve için güçlü bir rakip olacağı iddia ediliyor. 3'üncü nesil Apple TV modelini 69 dolardan satan 'ın ürünün yeni versiyonunu daha yüksek bir etiket fiyatı ile satması bekleniyor. Büyüklüğü 40 milyar doları bulan bu sektöre adım atması beklenen Apple'ın buna ilaveten Google ve Amazon’un benzer uygulamalarından bir adım öne geçebilmek için dijital asistanı Siri'de de iyileştirmeler yapması bekleniyor. 9 Eylül'de TSİ 20.00'da gerçekleştirilecek etkinlik kapmasında yeni iPhone modelleri iPhone 6S ve iPhone 6SPlus, yeni iPad modelleri iPad Pro ve iPad Mini 4'ü tanıtması beklenen Apple'ın, aynı toplantıda yeni Apple TV'nin özellikleri ve fiyatı hakkında bilgilendirme yapması, ürünü önümüzdeki aylarda satışa sunması bekleniyor. | 08.09.2015 - 10:42 | ntv.com.tr | ['Teknoloji'] | Apple, PlayStation'a rakip oluyor | Teknoloji | https://www.ntv.com.tr/teknoloji/apple-playstationa-rakip-oluyor,e-fR93Ra7kG5f2gIwHbNbQ |
Muğla'nın Marmaris, Datça ve Ula ilçelerinde "Türkiye Rallisi" adıyla yarın başlayacak Dünya Şampiyonası'nın 11. ayağına, 22 ülkeden, 54 otomobil ve 108 sporcu katılacak. Rallinin 154 ülkede 855 milyon kişiye ulaşması bekleniyor | null | Dünya Ralli Şampiyonası'nın (WRC) 11. ayağı yarın Muğla'da başlayacak. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) tarafından Muğla'nın Marmaris, Datça ve Ula ilçelerinde "Türkiye Rallisi" adıyla 12-15 Eylül'de düzenlenecek Dünya Ralli Şampiyonası'nın 11. ayağına 22 ülkeden, 54 otomobil ve 108 sporcu katılacak. Türkiye Rallisi, 988,5 kilometrelik parkurda, 310 kilometre uzunluğundaki 17 özel etaptan oluşuyor. Ralliye geçen seneden farklı olarak 2 yeni etap eklendi. Yarışta cumartesi günü 10. ve 13. etaba, 17 kilometrelik Kızlan etabı eklendi. Diğer bir değişiklik ise 2018'e göre ters yönde geçilecek Çiçekli etabı. Takımlar yarın Değirmanyanı'ndaki kısa "shakedown" etabında araçlarının son ayarlarını yaparak organizasyona başlayacak. Pilotlara ise Marmaris Yat Limanı'nda yine yarın saat 18.00'de sembolik start verilecek. WRC'de sezon yarışları Türkiye'nin yanı sıra Monako, İsveç, Meksika, Fransa, Arjantin, Şili, Portekiz, İtalya, Finlandiya, Almanya, Büyük Britanya, İspanya ve Avustralya olmak üzere 14 ülkede yapılıyor. Türkiye'deki ayaktan sonra 12. ayak Büyük Britanya, 13. ayak İspanya ve 14. ve son ayak da Avustralya'da koşulacak. Avustralya'daki son ayağın ardından 2019 şampiyonu da belli olacak. 2019 Dünya Ralli Şampiyonası'nın 154 ülkede canlı yayınlanarak, 855 milyon kişiye ulaşması hedefleniyor. Toyota Gazoo takımının Estonyalı pilotu Ott Tanak, geride kalan 10 ayak sonrasında ilk sırada yer alıyor. Almanya'daki rallinin ardından puanını 205'e çıkaran Tanak, pilotlar klasmanındaki liderliğini sürdürdü. Estonyalı pilotu, 172 puanla Belçikalı Thierry Neuville (Hyundai Shell Mobis) ve 165 puanla son 6 yılın şampiyonu Fransız Sebastien Ogier (Citroen Total) izledi. Toyota, Hyundai, Citroen ve Ford markalarının yarıştığı takımlar klasmanında Hyundai Shell Mobis World Rally Team, 289 puanla lider durumda bulunuyor. Toyota Gazzo Racing WRT 281 puanla ikinci, Citroen Total WRT 216 puanla üçüncü ve M-Sport Ford World Rally Team de 168 puanla dördüncü sırayı paylaştı. Dünya Ralli Şampiyonası'nın 11. ayağı Türkiye Rallisi'nde çevre duyarlılığı ile öne çıkan takıma "En Çevreci Ekip" kupası verilecek. Bu kapsamda Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) ve Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu iş birliğiyle seyir ve servis noktalarına geri dönüşüm kumbarası, pet toplama kafesi, özel atık kumbaraları ve iç mekan geri dönüşüm kutuları yerleştirildi. Yarışlara hazırlık sürecinden itibaren katılımcı takımlar, servis alanında kurulum, her türlü tüketimi kontrol etme ve çevresel etkileri en aza indirme konusunda "Yeşil Rekabet" etkinliğinde de rakip olacak. FIA Sürdürülebilirlik Programı kapsamında takımların çevreci çalışmaları değerlendirilerek en çevreci takıma özel bir ödül verilecek. | 11.09.2019 - 12:43 | haberturk | ['dünya ralli şampiyonası'] | Dünya Ralli Şampiyonası'nın Türkiye etabı başlıyor | Motor Sporları | https://www.haberturk.com/dunya-ralli-sampiyonasi-nin-turkiye-etabi-basliyor-2521143-spor |
Süper Lig’de geride kalan 5 haftada 9 puan toplayan Bursaspor’da, yabancı oyuncuların takıma katkısı dikkat çekti. | null | Süper Lig’de ilk 5 haftada 3 galibiyet, 2 mağlubiyet elde ederek topladığı 9 puanla 7. sırada yer alan yeşil-beyazlı ekip, ligin 6. haftasında Galatasaray’ı konuk edecek. Bursaspor’da bu sezon geride kalan haftalarda 6 farklı isim gol sevinci yaşarken, bu isimlerin hepsinin yabancı olması dikkat çekti. Dzon Delarge ve Pablo Batalla 3’er gol ile takımın en golcü isimleri olurken, Bogdan Stancu ise 2 kez bu sevinci yaşadı. Ekong, Badu ve Kembo Ekoko da birer kez rakip fileleri havalandırmayı başardı. Geçen sezon Bursaspor formasıyla Süper Lig'de çıktığı 12 karşılaşmada da gol sevinci yaşayamayan Rumen golcü Bogdan Stancu, bu sezon ise golcü kimliğini yeniden kazandı. İlk 5 haftada 2 gol, 1 asist yapan Stancu, 385 gün aranın ardından bir ilki de yaşamış oldu. En son geçen sezon Gençlerbirliği forması giydiği dönemde Gaziantepspor ve Osmanlıspor karşılaşmalarında üst üste gol atma başarısı gösteren başarılı forvet, 385 gün sonra yeşil-beyazlı formayla Akhisarspor ve Yeni Malatyaspor karşılaşmalarında iki maç üst üste bu sevinci yaşamış oldu. | 18.09.2017 - 11:14 | İHA | ['Futbol', 'Spor', 'Bursaspor'] | Bursaspor’un golleri yabancılardan | Spor | https://www.ntv.com.tr/spor/bursasporun-golleri-yabancilardan,J8TIHrLEgE6QVVCvWRhYXA |
Dünyanın dört bir yanından gelen bilim insanları 2015 yılından bu yana MetaSUB projesiyle 'Kentlerdeki Ulaşım Sistemlerinin Mikrop Haritası' üzerinde çalışıyor. Stockholm, Londra, Paris, Tokyo, Sydney ve daha onlarca şehrin mikrop haritasını çıkaran ekip projelerine İstanbul ve İzmir'i de dahil etmeye hazırlanıyor. | null | Bu yıl Acıbadem Üniversitesi'nde toplanan bilim insanları 46 ülkede 100'den fazla şehirden alınan örneklerle bir araya getirilen mikrop haritalarını tartıştı. Hürriyet gazetesinden Ece Çelik'in haberine göre Stockholm, Londra, Paris, Tokyo, Sydney ve daha onlarca şehrin mikrop haritasını çıkaran ekip, projelerine İstanbul ve İzmir'i de dahil etmek istiyor. “Şehirlerde toplu taşıma araçlarında çok sayıda hastalık yayılıyor. Bizler taşıtlarda hangi yüzeylerde hangi tür mikropların daha kolay yaşayabildiğini araştırıyor, kişiden kişiye geçme riskinin ne olduğunu ortaya koyuyoruz. Farklı ülke ve şehirlerdeki belediyelere bu yüzeylerle ilgili tavsiyeler veriyoruz. Ama asıl görevimiz halk sağlığına tehdit oluşturabilecek mikroorganizmaların haritasını oluşturabilmek." Çalışmalarına İzmir ve İstanbul'u da dahil etmek istediklerini belirten Serzerman, “Daha önce girişimlerimiz oldu ancak tamamlayamadık. Yerel yönetimler bu projeyle 'Toplu taşımalarımızda mikrop var' imajı oluşmasından korkuyor” diye konuşuyor. Konferansa katılan Pulitzer ödüllü sağlık yazarı Laurie Garrett araştırmalarının önemine dikkat çekiyor: "Bu bilgilerle mikroplarin nerelerde olduğunu, kaynağını ve ne sorunlara yol açtığını bulabiliyoruz." Toplu taşımalardaki plastik kullanımının tehlikesini vurgulayan Garrett, "Plastik aynı zamanda mikropların yayılması için müsait bir materyal ve metrolarda çok fazla kullanıldığını biliyoruz" ifadelerini kullanıyor. | 06.09.2019 - 08:16 | ntv.com.tr | ['Genel Sağlık', 'Sağlık', 'Türkiye', 'İzmir', 'İstanbul', 'mikrop'] | İstanbul ve İzmir'e mikrop haritası | Sağlık | https://www.ntv.com.tr/saglik/istanbul-ve-izmire-mikrop-haritasi,9azySN_HnkO2l-Mk3G6kMw |
ABD Başkanı Donald Trump, ülkesinin DAEŞ'e karşı çok başarılı bir mücadele verdiğini savunarak, "DAEŞ'e karşı çok büyük bir iş yaptık. Dünyanın o bölgesinde sayıları çok az kaldı ve önümüzdeki 30 gün içinde (DAEŞ mensubu) hiçbiri kalmayacak." dedi. | null | Beyaz Saray'da düzenlenen ve Irak ile Suriye'deki azınlıkların korunması ve bu unsurlara destek verilmesini öngören yasanın imza töreninde konuşan Trump, DAEŞ'le ilgili dikkat çekici ifadeler kullandı. ABD yönetiminin farklı unsurlarından DAEŞ'le mücadeleye ve Suriye'de ne kadar DAEŞ mensubu kaldığına ilişkin farklı açıklamalar gelirken, Trump'ın yaptığı yeni açıklama dikkat çekti. Terör örgütü DAEŞ'in bu bölgede yaşayan herkese karşı çok kötü işler yaptığını anlatan Trump, "ülkesinin bu örgüte karşı başından itibaren kararlı bir şekilde mücadele verdiğini" ifade etti. Trump'ın, "DAEŞ'e karşı çok büyük bir iş yaptık. Dünyanın o bölgesinde sayıları çok az kaldı ve önümüzdeki 30 gün içinde (DAEŞ mensubu) hiçbiri kalmayacak." şeklindeki sözleri dikkat çekti. DAEŞ'in zarar verdiği dini ve etnik azınlıklara ABD'nin destek olmaya devam edeceğini kaydeden Trump, daha sonra kameralar önünde söz konusu yasaya imzasını attı. | 12.12.2018 - 00:54 | Anadolu Ajansı | ['Dünya', 'Donald Trump', 'DAEŞ', 'ABD'] | Trump DAEŞ'e "30 gün" ömür biçti | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/trump-daese-30-gun-omur-bicti,R9Sthdr8cU2_W1RTvgta_A |
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü Albay Jeff Davis DAEŞ terör örgütünün Rakka’daki liderlerinin Deyr ez-Zor’a kaçmaya hazırlandıklarını söyledi. | null | ’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davis, şehrinin kuzey, batı ve güneyden sarıldığını şehrin güneybatısından Deyr ez-Zor'a çıkan yol dışında DAEŞ’in kullanabileceği rota kalmadığını söyledi. ’nın güneyinde Fırat Nehri üzerindeki üç köprünün de hava saldırılarıyla kullanılmaz hale getirildiğini belirten sözcü Davis şu ifadeleri kullandı: “ ’in üst düzey liderleri ve birçok bürokratının ve yöneticinin, biliyorsunuz çok bürokratik bir örgüt, ’dan ayrılma sürecini girdiğini ve operasyonlarını nehirden aşağıya doğru taşımaya başladıklarına dair emareler görmeye başladık. Rakka’da sonlarının yakın olduğunu kesinlikle anlamaya başladılar ve şimdi de liderlerinin kaçışını görüyoruz” Her an bölge izlendiği için örgütün şehri fark ettirmeden kalabalık bir yabancı savaşçı grubuyla takviye etme imkanının bulunmadığını ifade eden sözcüsü, yabancı savaşçı akışı konusunda şunları kaydetti: “Onların yabancı savaşçı toplama kabiliyetleri oldukça zayıfladı. Bu birkaç faktörün birleşmesi ile oldu: (Yabancı savaşçı akının durma süreci) Türkiye’de başladı. Sınır boyunca harcadıkları çaba ve , El Rai ve Dabık arasında alanı temizlemeleri ile başladı o süreç” Musul ile birlikte Rakka’nın da ’ten alınacağını ifade eden sözcü ’nın kadar büyük olmadığını ve daha kolay alınabileceğini sözlerine ekledi. | 17.02.2017 - 22:43 | Anadolu Ajansı | ['Dünya', 'DAEŞ', 'Suriye', 'Terör', 'ABD'] | "DAEŞ'in yabancı savaşçı akını Türkiye'nin çabalarıyla azaldı" | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/daesin-yabanci-savasci-akini-turkiyenin-cabalariyla-azaldi,LrhEIagGRk6ZtL_W8Fh39Q |
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton ile görüştü. | null | Amerikalı üst düzey bir diplomatik kaynak, ''ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüşen KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik yapıcı çabalarını desteklediklerini'' söyledi. Talat ile Clinton’ın ABD Dışişleri Bakanlığı’ndaki görüşmesi yarım saatten biraz fazla sürdü. Toplantının ardından basın toplantısı düzenleyen Talat, Başkan Barack Obama yönetiminin Kıbrıs Türkleri’ne yaklaşımının çok sıcak olduğunu söyledi. Talat, Kıbrıs sorununun 2009 sonuna kadar çözülmesi çağrısını yaparken, Kuzey Kıbrıs’ta hafta sonu yapılacak seçimi kim kazanırsa kazansın, Kıbrıs politikasının değişmeyeceğini anlattı. Talat, adadaki Türk askeri konusunun Clinton görüşmesinde gündeme gelmediğini belirtererk, "Türk askeri Kıbrıs sorununun nedeni değil ki, niye çekilsin? Önce sorun çözülecek” dedı. Talat-Clinton görüşmesinin ardından Türk, Yunan, Kıbrıslı Türk ve Rum gazetecilerine tele-konferans yöntemiyle bilgi veren ABD Dışişleri Bakanlığının üst düzey yetkilisi, ABD'nin, Kıbrıs'ta, ''BM'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde, adanın iki bölgeli ve iki toplumlu bir yapıda birleşmesi için sürdürülen müzakereleri desteklediğini'' belirtti. Clinton'ın, Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Markos Kipriyanu ile geçen haftalarda Prag'da yapılan AB-ABD zirvesi sırasında bir araya geldiğini hatırlatan yetkili, bu çerçevede Clinton'ın Talat ile görüştüğünü ve Kipriyanu ile gelecek hafta bir daha bir araya geleceğini kaydetti. Amerikalı yetkili, ABD'nin Kıbrıs'ta sadece tek bir devleti tanıdığını, onun da ''Kıbrıs Cumhuriyeti'' (Kıbrıs Rum Yönetimi) olduğunu, ancak Türk tarafıyla da yakın ve düzenli temas içinde olduklarını söyledi. Clinton ile Talat'ın dün yaptıkları görüşme hakkında da, ''yapıcı bir görüşme oldu'' diyen yetkili, ''Talat'ın yapıcı çabalarını destekliyoruz'' dedi. Rum lideri Dimitris Hristofyas'ın da liderliğini ''selamladıklarını'' belirten yetkili, Talat ve Hristofyas'ın cesaret ve bilgeliğini cesaretlendirdiklerini ve bunun çözüm sürecinde gerekli olacağını anlattı. ABD'nin Kıbrıs için özel bir temsilci atamayı planlayıp planlamadığının sorulması üzerine üst düzey yetkili, ''bunun zamanı gelebilir, ancak o zaman şimdi değil. En iyi çözüm Kıbrıslılar arasında varılacak olandır. Ancak hiçbir ihtimali göz ardı etmiyoruz'' dedi. Yetkili, ABD'nin, Kıbrıs'a ilişkin kendi özel planının da bulunmadığını vurgulayarak, Washington'ın BM'nin çabalarını desteklediğini belirtti. KKTC üzerindeki izolasyonların sorulması üzerine de ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Kıbrıs Türk liderlerinin cesaretlerinden dolayı teşvik edilmeleri gerektiğini ve Kıbrıs Türk liderlerine saygı duyduğunu anlattı. Yetkili, ABD'nin Kıbrıs'ta hem Türk, hem Rum tarafı için programı olduğunu kaydederek, adada çözüm aranırken Kıbrıs Türk toplumunun desteklenmesi gerektiğini ifade etti. | 16.04.2009 - 14:42 | null | [] | Talat: ABD bize karşı çok sıcak | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/talat-abd-bize-karsi-cok-sicak,cLusnZPPOkK0BAEyZfgBPw |
Gazeteci, yazar, Bedir Yayınevi sahibi Mehmet Şevket Eygi, 86 yaşında hayatını kaybetti. | null | Bir süredir kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören yazar Mehmet Şevket Eygi, dün akşam 22.30'da tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Uzun yıllar Milli Gazete'de köşe yazarlığı yapan Eygi'nin cenazesi bugün ikindi namazını müteakip Fatih Camisi'nden kaldırılarak Kozlu Mezarlığı'na defnedilecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gazeteci-yazar Mehmed Şevket Eygi'nin hayatını kaybettiğini üzüntüyle öğrendiğini belirterek taziye mesajı paylaştı. Erdoğan, Twitter paylaşımında, "Ülkemizin yetiştirdiği en önemli mütefekkir ve münevverlerden biri olan Muhterem Mehmed Şevket Eygi Beyefendi'nin vefatını derin bir teessürle öğrendim." ifadesini kullandı. Erdoğan, Mehmet Şevket Eygi'ye Allah'tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diledi. Usta yazarın vefatının ardından sosyal medya hesabından başsağlığı dileğinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da "Muhterem Mehmet Şevket Eygi Beyi kaybettik. Başımız sağ olsun. Mevla gani gani rahmet eylesin" mesajını paylaştı. | 13.07.2019 - 01:07 | Anadolu Ajansı | ['Türkiye', 'haber', 'Ölüm'] | Mehmet Şevket Eygi vefat etti | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/mehmet-sevket-eygi-vefat-etti,aZfo9b-r0UWVWZDIBu8Lcg |
Türkiye, 1 Ekim tarihi itibariyle vekaleten oy kullanma sistemini hayata geçiren ilk ülke oldu. | null | Türkiye, online iletişim ve e-oylama konusunda ortaya koyduğu yenilikle dünyada bir ilk imza atarken, birçok ülkeye de örnek oldu. Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) tarafından Türk Ticaret Kanunun 1527. maddesi uyarınca borsaya kote şirketlerin elektronik ortamda genel kurul yapma zorunlulukları çerçevesinde geliştirilen e-Genel Kurul Sistemi (e-GKS), yıllık genel toplantıların (AGM) düzenlenmesinde büyük kolaylık sağlayacak bir online teknoloji olarak sunuldu. e-GKS, AGM’lerin online yayında gerçek zamanlı olarak takip edilmesinin yanı sıra, toplantı öncesinde genel kurul belgelerine erişebilme, elektronik ortamda temsilci tayini, genel kurulda görüşmelere eş zamanlı olarak katılma, görüş iletme ve oy kullanma imkanı sunuyor. Birçok devlet ve iş sektörü, Türkiye’de geliştirilen e-oylama sistemini eski sistemlerin yerine uygulamayı ve yeni alanlarda hayata geçirmeyi istiyor. Dünya basınında birçok haber sitesine, aynı zamanda foruma konu olan e-GKS’nin nasıl bir sisteme dayandığı, The Harvard Law School FOrum on Corporate Governance and Financial Regulation sitesinde Sabancı ve Kocaeli Üniversitesi akademisyenleri Melsa Ararat ve Muzaffer Eroğlu imzalı makalede açıklandı: “e-GEM (elektonik genel toplantılar), genel toplantıların hem fiziksel hem de elektronik katılımcılarla düzenlenmesine imkan veriyor. EGMS regulasyonunda belirtildiği gibi, Merkezi Kayıt Kuruluşu genel kurul toplantılarında tekliflerin sunulması, yorumların ve oylamanın yapılması ve bu işlemler esnasında eş zamanlı katılımda bulunulmasıyla gerçek zamanlı elektronik katılımı kolaylaştırmaktadır. Mevcut ve ileriye dönük hisse sahipleri, toplantılar öncesinde vekaleten oy kullanabilir, ancak elektronik olarak kayıt yaptırmaları halinde genmel toplantı esnasında oylarını değiştirebilirler. e-GEM süreci, genel toplantının ilan edildiği günden en az 21 gün içinde başlar ve tüm vekalet materyallerinin yüklenmesiyle e-GEM portalı üzerinde gerçekleşir. Genel toplantı, MKK tarafından görüntülü olarak online yayınlanır. Yatırımcılar ve yerel yetkililer, E-Signature yasası altında kullandıkları elektronik imzalarıyla, bulundukları her yerden bilgisayarları veya mobil cihazlarıyla sisteme erişebilir.” lawyersweekly.com e-GKS, sisteminin Avustralya hükümeti tarafından değerlendirildiğini ve benzer bir e-oylama sisteminin geliştirilmek istendiğini belirtti. İngiliz Financial Times (FT) ise e-GKS’yi, ‘e-oylama alanında ilk hamle Türkiye’den’ başlığıyla duyurdu. Haberde, İstanbul Menkul KıymetlerBorsası’ndaki şirketlerin yeni sisteme geçeceği ve hisse sahiplerinin elektronik platform aracılığıyla oy kullanmaya başlayacağı ifade edildi. İMKB’de yer alan 398 şirketin kısa zamanda e-GKS’ye geçeceği belirtilirken, tek bir elektronik platform üzerinde gerçekleşecek genel toplantılarda, yatırımcılar gerçek zamanlı video aracılığı ile iletişim kuracak, toplantı öncesinde giriş yaptıkları sistemde oy kullanacak. FT’ye açıklama yapan Sabancı Üniversitesi akademisyeni Melsa Ararat, “Yatırımcılar genel kurul toplantılarını izleyebilecek, soru sorabilecek ve e-GKS sistemi sayesinde online oy kullanabilecek” dedi. FT, yeni sistemin, İstanul merkezli şirketlerin şeffaflığını artıran Türkiye’de, Türk holdingleriyle iş yapan kurumsal yatırımcılar için başarılı bir gelişme olduğunu belirtirken, kurumların aktivist bir yaklaşımı kucaklamaları için teşvik ettiğini belirtti. İngiltere merkezli Investor Communications Solutions (ICS) danışmanlık şirketinde e-oylama zmanı olan Bruce Babcock, ‘Türkiye’de atılan adımı, kurumsal hisse sahipleri ve şirket yönetimi komünitesi için büyük bir gelişme’ olarak yorumladı. Babcock, “Artık Türkiye’deki bankaların genel kurulları hakkında bilgi alabiliyor ve bilgileri sistemimize girebiliyoruz... Toplantılar hakkında bilgi toplayacağınız merkezi bir elektronik portal oluşmuş durumda” dedi. Elektronik oylamanın örnekleri Avrupa ve ABD’de görülse de, kağıt bilgi girişleri için temel materyal olarak kabul ediliyor. Türkiye’nin dışında gerçekleştirilen e-oylama süreçlerinde, kurumsal hisse sahiplerini yönlendirmekten şirketin kendisi değil, bankalar sorumlu tutuluyor. | 19.04.2013 - 13:09 | null | [] | Türkiye'den dünyaya örnek olan başarı | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/turkiyeden-dunyaya-ornek-olan-basari,l5-eZjL2VES_sUzf1bvfjA |
Irak, ABD Dışişleri Bakanı Tillerson'ın "Haşdi Şabi evine dönsün" açıklamasına tepki gösterdi. | Reuters | Irak, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın dün yaptığı Haşdi Şabi açıklamasına tepki gösterdi. Başbakan Haydar İbadi'nin basın bürosundan yapılan açıklamada "Hiç kimsenin Irak'ın iç işlerine karışmaya hakkı yoktur" denildi. Tillerson dün yaptığı açıklamada Irak'ta IŞİD'in yenilmesine katkıda bulunan İran destekli Haşdi Şabi güçleri ile onların İranlı danışmanlarının artık "evlerine dönmeleri gerektiğini" savunmuştu. | 23 Ekim 2017 Pazartesi, 11:53 | cumhuriyet | null | Irak'tan ABD'ye Haşdi Şabi yanıtı: İç işimize karışmayın | dunya | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/850845/Irak_tan_ABD_ye_Hasdi_Sabi_yaniti__ic_isimize_karismayin.html |
“Akil İnsanlar Heyeti"nde yer alan 25 kişi artan terör olaylarını değerlendirmek için bugün İstanbul'da toplantıya çağrıldı. Ancak toplantıya sadece 10 “akil insan” geldi. | null | Heyette yer alan isimler gazeteci Ali Bayramoğlu, sinema sanatçısı Kadir İnanır ve İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan'ın çağrısıyla toplandı. Ali Bayramoğlu, "O kadar sert bir dönemden geçiyoruz, o kadar çok insan ölüyor ki acaba bir katkımız olur mu diye istişare kararı aldık" dedi. Sanatçı Kadir İnanır toplantı sonrası açıklama yapılacağını söyledi. Gazeteci Oral Çalışlar da siyasilerden bir talep gelmediğini, terör olaylarını değerlendirmek için toplandıklarını belirtti. Bayramoğlu toplantı önerisinin Kadir İnanır'dan geldiğini de söyledi. Çözüm süreci kapsamında oluşturulan ve 63 üyesi bulunan Akil İnsanlar Heyeti, Türkiye'nin tüm bölgelerinde temaslarda bulunmuş, vatandaşların konuya ilişkin taleplerini ve görüşlerini raporlaştırarak başbakanlığa sunmuştu. | 01.08.2015 - 14:43 | NTV Haber | ['Türkiye'] | 25 "Akil" çağrıldı ancak 10'u geldi | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/25-akil-cagrildi-ancak-10u-geldi,4msbXwsyZ0G6QbBfCUuMIQ |
Jandarmanın İstanbul'daki darbe faaliyetlerine ilişkin davada, 55 sanık hakkında "anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi. | cumhuriyet.com.tr | Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yargılanan eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 55 jandarma personelinin "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinin karşısındaki binada yapılan duruşmaya, 42'si tutuklu 55 sanık ile avukatları katıldı. Duruşmada, Cumhurbaşkanlığı avukatı Ali Büyüközdemir ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Furkan Keskin de hazır bulundu. Büyüközdemir ve Keskin, tüm tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı yönünde karar verilmesini istedi. Cumhuriyet Savcısı Arif Kaplan, 174 sayfalık esas hakkındaki mütalaasının hazır olduğunu belirterek, bunu dijital olarak mahkemeye sundu. Mütalaada, eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 55 sanığın "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla hapisle cezalandırılması talep edildi. Cumhuriyet savcısı, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan cezalandırılmasını öngördüğü 4 sanık için ayrıca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını, 9 sanığın ise üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyetlerinin değişme ihtimali, dijital verilerin henüz tamamlanmamış olması, incelemelerin uzun sürebileceği gerekçeleriyle dosyalarının ayrılarak farklı bir esasa kaydedilmesini istedi. Mütalaada, tutuklu 43 sanığın bu hallerinin devamı, tutuksuz 12 sanığın ise tutuklanması talep edildi. Duruşmaya, tutuklu sanıkların ve avukatlarının taleplerinin alınmasıyla devam ediliyor. Davada, 92 sanık hakkında yargılama yapılırken, sivillerin dosyalarının ayırmasıyla sanık sayısı 68'e düşmüştü. | 30 Ocak 2019 Çarşamba, 12:07 | cumhuriyet | null | 55 FETÖ sanığına ağırlaştırılmış müebbet istemi | turkiye | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1224228/55_FETO_sanigina_agirlastirilmis_muebbet_istemi.html |
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, partisinin grup toplantısında, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakınlarının Man Adası'ndaki bir şirkete para gönderdikleri" iddiası üzerine başlatılan soruşturmada, takipsizlik kararı verildi. | null | 'nun, 28 Kasım 2017'de partisinin grup toplantısında, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakınlarının Man Adası'ndaki bir şirkete para gönderdikleri ve yurt dışına para kaçırdıkları'' iddiası üzerine başlatılan soruşturmada, kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, Kılıçdaroğlu'nun iddiası üzerine ''suçtan kaynaklanan mal varlığını aklamak veya yurt dışına çıkarmak'', ''gelirin beyan edilmemesi suretiyle vergi ziyanına sebebiyet vermek'' ve "vergi kaçakçılığı" suçlarından başlatılan soruşturma tamamlandı. Başsavcılık, soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Takipsizlik kararında, yurt dışında bulunan Bellway şirketinin sahibi Bahaddin Ayan ''müşteki'', CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan "ihbarcı", Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan, kardeşi Mustafa Erdoğan, dünürü Osman Ketenci, eniştesi Ziya İlgen ve iş adamı Mustafa Gündoğan ''şüpheli'' sıfatıyla yer aldı. Kılıçdaroğlu'nun söz konusu grup toplantısındaki beyanlarına yer verilen kararda, müştekinin şikayetinde ''Yurt dışında bulunan şirkete ait banka hesaplarına bir paranın gelmediği gibi soruşturma konusu swift mesajları ve dekontların sahte olduğu, bu nedenle sahtecilik suçunun işlendiği ve suçu işleyenin cezalandırılmasının'' istendiği belirtildi. Söz konusu belgelerin CHP'den istendiği, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve Halkbank'a yazı yazıldığı anlatılan kararda, Halk Bankası'ndan gönderilen cevaba yer verildi. Bankanın yazısında Bellway şirketinin Halk Bankası Galata Ticari Şubesi'ndeki hesabından 15 Aralık 2011'de Ziya İlgen'in Albaraka Türk Katılım Bankası'ndaki hesabına 2 milyon 500 bin dolar, 26 Aralık 2011'de İlgen'in aynı hesabına 1 milyon 250 bin dolar, 15 Aralık 2011'de Mustafa Erdoğan'ın Albaraka Türk Katılım Bankası'ndaki hesabına 2 milyon 500 bin dolar, 26 Aralık 2011'de Erdoğan'ın aynı hesabına 1 milyon 250 bin dolar, 27 Aralık 2011'de Osman Ketenci'nin Albaraka Türk Katılım Bankası'ndaki hesabına 1 milyon 250 bin dolar, 27 Aralık 2011'de Mustafa Gündoğan'ın Vakıflar Bankası'ndaki hesabına 1 milyon 250 bin dolar, 28 Aralık 2011'de Gündoğan'ın aynı hesabına 250 bin dolar, 28 Aralık 2011'de Osman Ketenci'nin Akbank'taki hesabına 1 milyon dolar, 29 Aralık 2011'de Ahmet Burak Erdoğan'ın Garanti Bankası'ndaki hesabına 1 milyon 450 bin dolar, 4 Ocak 2012'de Ahmet Burak Erdoğan'ın aynı hesabına 2 milyon 300 bin dolar ödemelerin gönderildiği belirtildi. Yine yazıda, Mustafa Gündoğan'ın kendi hesabından 17 Ocak 2012'de şirketin Galata Ticari Şubesi'ndeki hesabına 30 bin dolar gönderdiği kaydedildi. Takipsizlik kararında, MASAK'ın raporunda ise belirtilen para hareketlerinin, Halk Bankası'nın savcılığa cevaben gönderdiği yazıdaki para hareketleri ile aynı olduğu vurgulandı. CHP'den istenen dekont ile swift mesajlarının partinin genel başkan yardımcısı Bülent Tezcan tarafından savcılığa teslim edildiği anlatılan kararda, CHP tarafından verilen belgeler üzerinde yapılan incelemede, dekontlarda belirtilen para hareketlerinin, Halk Bankası'nın savcılığa gönderdiği yazıdaki para hareketleri ile MASAK tarafından hazırlanan rapordaki para hareketleri ile aynı olduğu kaydedildi. Kılıçdaroğlu'nun 28 Kasım 2017'deki grup toplantısındaki iddialarına tekrar değinilen kararda, "Şüphelilerin Man Adası'nda bulunan Bellway Limited Şirketi'nin yurt dışında bulunan hesabına veya yurt dışında bulunan başkaca bir hesaba para gönderdiklerine dair herhangi bir dekont veya belge, CHP tarafından Cumhuriyet Başsavcılığımıza teslim edilmemiştir." denildi. Kararda, MASAK tarafından yapılan araştırma ile Halk Bankası tarafından şüphelilere ait hesaplarda yapılan inceleme neticesinde, şüphelilerin Man Adası'nda bulunan Bellway şirketinin yurt dışında bulunan hesabına veya yurt dışında bulunan başkaca bir hesaba para göndermediklerinin anlaşıldığı belirtildi. Eylemlerle ile ilgili hukuki değerlendirmenin de yer aldığı kararda, şu hükme yer verildi: ''Şüphelilerin Bellway şirketi tarafından hesaplarına gönderilen paraları herhangi bir suç işleyerek elde ettikleri yönünde somut herhangi bir delil elde edilememiş olması nedeniyle, üzerilerine atılı bulunan 'suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya yurt dışına kaçırma' suçundan dolayı kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir." Vergi mükelleflerinin vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemeleri veya eksik yerine getirmeleri yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesine veya eksik tahakkuk ettirilmesine sebebiyet vermeleri halinde, kendilerine ödenmeyen verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezasının kesildiği anımsatılan kararda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 374. maddesinde belirtildiği üzere, bu cezanın vergi alacağının doğurduğu takvim yılını takip eden yılın birinci gününden itibaren 5 yıl içerisinde kesilmesi gerektiği, söz konusu cezayı kesmeye veye zamanaşımı süresinin dolup dolmadığını değerlendirmeye ise mükellefin bağlı olduğu vergi dairesinin yetkili olduğu vurgulandı. Kararda, bu nedenle şüphelilerin üzerilerine atılı bulunan ''vergi kaçakçılığı'' suçu nedeniyle de kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği vurgulandı. Takipsizlik kararında, müşteki şirketin sahibi Bahaddin Ayan'ın şikayeti üzerine, Kılıçdaroğlu'nun milletvekili olması ve şikayete konu konuşmanın TBMM'de yapılması nedeniyle dosyanın bir onayının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenter Suçlar Soruşturma Bürosu'na gönderilmesine karar verildiği bildirildi. Bu arada, takipsizlik kararı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel tarafından konuya ilişkin tazminat davanın görüldüğü Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunuldu. | 10.02.2018 - 11:49 | Anadolu Ajansı | ['Türkiye', 'chp', 'Kemal Kılıçdaroğlu', 'Genel'] | Kılıçdaroğlu'nun 'Man Adası' iddiasına takipsizlik | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/kilicdaroglunun-man-adasi-iddiasina-takipsizlik,dc-rQ-fQ9kepKt7CIKWSZA |
Çin'in büyük şehirlerinde yaşayan ve "beyaz yakalı" olarak da tabir edilen iyi meslek sahibi üniversite mezunları, büyük şehirlerden kaçmak için fırsat kolluyor. | null | China Daily gazetesinin haberine göre, üniversite mezunları, iyi bir kariyer ve maaşa sahip olmalarına rağmen büyük şehirlerdeki yüksek konut fiyatları ve hayat pahalılığı nedeniyle alternatif şehirlerde iş arıyor. İnternette yapılan ankette, Çin'in Pekin, Şanghay, Guangcou ve Şıncın gibi büyük şehirlerinde çalışan "beyaz yakalıların" yarıdan fazlasının, "daha konforlu" ve "daha az baskı altında" çalışabilecekleri daha küçük şehirlerde iş imkanı aradığı belirlendi. Küçük şehirlerde kişisel gelişimlerini sürdürerek, daha öne çıkabileceklerini düşünen "beyaz yakalılar", birkaç yıl içerisinde büyük şehirlerden Hangcou, Çingdao, Şiamın gibi orta büyüklükte şehirlere kaçmanın yolunu arıyor. Şanghay'da pazarlama asistanı olarak çalışan ve aylık 7 bin yüen (yaklaşık 1566 TL) geliri olan Sarah Pey, "her gün artan konut fiyatlarından endişe duymaktan sıkıldığını" ve "hangi şehir olursa olsun" çalışabileceğini söyledi. Bilişim şirketi yöneticisi olan Çın Vey, üniversite eğitimi dahil 13 yıldır Pekin'de yaşadığını, ancak konut fiyatlarının artması ve yoğun şehir stresi nedeniyle Sıçüen eyaletinin başkenti Çıngdu şehrine taşındığını belirtti. Çın, Pekin'e oranla gelirinin az olduğunu, ancak bir ev sahibi olmanın hayal olmadığını kaydetti. Şanghay'da "xinmin.cn" adlı internet sitesinde yapılan başka bir ankette ise katılımcıların yüzde 76'sının, 1 ila 3 yıl içerisinde Şanghay'dan ayrılmak istediği tespit edildi. Öte yandan Şanghay Fudan Üniversitesi'nden Sosyoloji Profesörü Yü Hay, sosyal ve ekonomik kalkınmanın kalifiye insanların başka şehirlere göç etmesini teşvik edeceğini, ancak bu durumun dikkate alınması gerektiğini söyledi. | 30.03.2010 - 13:10 | Anadolu Ajansı | [] | 'Beyaz yakalılar' büyük şehirlerden kaçıyor | Yaşam | https://www.ntv.com.tr/yasam/beyaz-yakalilar-buyuk-sehirlerden-kaciyor,k3hv1hzr-kCRRHPWJM5NmA |
Beşiktaş Kulübü'nün aylık yayın organı Beşiktaş Dergisi, kaleci Rüştü Reçber'e övgüler dizerken, tecrübeli file bekçisine suçlamalarda bulunan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ı eleştirdi. | null | Kaybedilen şampiyonluğun ardından Aziz Yıldırım'ın, düzenlenen basın toplantısında, kendileriyle oynayacak takımların oyuncularına arayarak, "Fenerbahçe'yi yenin" dediği için suçladığı Rüştü'ye sahip çıkan dergi, bu konuya 6 sayfa ayırırken, Yıldırım'a eleştiriler getirdi. "Hırslarına yenilip, rüştünü ispatlamış oyuncularımıza çamur atan futbol adamlarına zorunlu hatırlatma: Körler onları görmeseler de yıldızlar vardır" başlığıyla yer alan yazıda, şu ifadeler yer aldı: "İtiraf edin Sayın Başkan Aziz Yıldırım! Bu, Rüştü'ye ilk büyük haksızlığınız değil. Başına tatsız olaylar geldiğinde de sahip çıkmamıştınız oyuncunuza. Rüştü'yü bunca yıl içinde daha iyi tanımış olmalıydınız. Haksızlıklara uğradığında verdiği tepkiler dahi, onun nasıl bir delikanlı olduğunu anlatmaya yeter. Tüm bunların ardından kazanan biz olduk. Rüştü'yü kazandık. O yerinden, halinden memnun. Şimdi sizden tek bir ricamız var; bırakın Rüştü kaleciliğinin bu altın çağında, hakkındaki karalamalarla uğraşmak yerine gönül rahatlığıyla, çok sevdiği oyunu oynamayı ve dünya tatlısı çocuklarıyla çizgi film izlemeyi sürdürsün." Dürüstlüğüne sadece kendi taraftarlarının değil, neredeyse tüm futbolseverlerin tereddütsüz kefil olacağı, milli formayla tarihin en büyük başarılarını yaşamış, tabir yerindeyse rüştünü defalarca ispat etmiş bir sporcunun, gündemi değiştirmek uğruna şaibe ve hainlikle suçlanmasının, sessiz kalmayı olanaksız kıldığı vurgulanan yazıda, şöyle denildi: "Para kutsaldır ya da emek kutsaldır sizin için. Bir patron olarak yer aldığınız iş yaşamında birincisini seçme hakkına sahipsiniz, ancak kendinizi bir spor adamı olarak tanımlıyorsanız, ikincisi önünde boyun eğmek zorundasınız. Şöyle ki Sayın Başkan, maçları sporcular kazanır, başkanlar değil. Şampiyonluklar parayla değil emekle gelir her zaman. Futbolseverler, sahaya baktıklarında dolarları değil, alın terini görmek isterler. Kazananı alkışlamanın da kaybedeni alkışlamanın da ardında başkanların egolarını okşama arzusu değil, emeğe duyulan kolektif saygı yatar." Rüştü'nün dürüst sporcu kişiliğiyle ilgili örnekler de verilen yazının sonunda, "Efsaneler ve Yıldızlar" başlığının altında, Kadıköy'ün tarihsel adı "Kalkedonya"nın nereden geldiğine ilişkin efsane özetlenerek, "Suyun karşı kıyısının yıldızlarını göremeyenlere dair bir efsane. Duyuyor musunuz, gözleri görmese de kulakları belki işitir diye, Kadıköy'de büyümüş, hainlik suçlamalarından kalbi ziyadesiyle kırılmış bir şair (Nazım Hikmet) sesleniyor onlara. Körler onları görmese de yıldızlar vardır" denildi. | 04.06.2010 - 16:20 | null | [] | Rüştü'ye övgü, Yıldırım'a eleştiri | Spor | https://www.ntv.com.tr/spor/rustuye-ovgu-yildirima-elestiri,dcS6dGhflU2o_mnXnw-O1Q |
Türkiye'de meme kanseri teşhisi konan 100 binin üzerinde kadın bulunduğunu belirten ve erken teşhisle tedavi başarısının yüksek olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Vahit Özmen, "Ülke olarak elimizde çok özel ilaçlar, tedavi yöntemleri, cerrahi teknikler, ameliyatlar, onkoplastik cerrahi, radyoterapi var" dedi. | null | İstanbul Bilim Üniversitesi 10. Onkoloji Günleri, "Meme Kanserinde Güncel Yaklaşımlar" ana temasıyla İstanbul Florence Nightingale Hastanesi'nde gerçekleştirildi. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi de olan , "Toplantının amacı ülkemizde son 20 yılda 2 kattan fazla artan meme kanserine dikkat çekmek ve bu konudaki yenilikleri bilim adamları ve meslektaşlarımızla paylaşmak" dedi. Geçen yıl dünyada 2 milyon 200 bin kadına tanısı konulduğunu, 2017'de Türkiye'de meme kanseri tanısı alan kadın sayısının 20-25 bin civarında olduğunu aktaran Prof. Özmen, Türkiye'de meme kanserinin gittikçe arttığını belirterek şunları söyledi: "Bu artışta kadınların yaşam tarzındaki değişiklikler, doğurganlığın azalması, süt verme süresinin kısalması, erken adet görme, geç menopoz ve obezite önemli risk faktörü olarak karşımıza çıkmakta." Özmen, meme kanserinin hem tanısında hem de tedavisinde çok önemli, ciddi değişikliklerin söz konusu olduğunu kaydederek, şu ifadeleri kullandı: "Bunların başında hem tanıyı hem taramayı hem de tedaviyi kişiye özel yapmak geliyor. Çünkü hastalarda kanser kendisine özgü farklılık göstermekte. Bu nedenle her hastayı taşıdığı risklere göre tarama programına alıp ona göre tanısını koyup tedavisi yapmak lazım. Bugün hem tanıda hem tedavide hastaların, kişilerin genlerine bakılmaktadır. Bir risk grubunda olup olmadığını tükürük testi yapılarak araştırılabilmekte. Ona göre taramanın sıklığı belirlenmekte. Meme kanseri teşhisi konulanlarda ufak bir tümör parçasından tümörün genetik yapısına bakılarak kemoterapi yapılıp yapılmayacağına karar verilmektedir. Ayrıca kendi merkezimizde hastaların yüzde 80'inde memeyi koruma şansımız var. Bu, onlar için bir avantaj. Onkoplastik cerrahide hastaların sağlıklı bir şekilde memesi korunarak ve estetik olarak iyi bir görüntüye yaşamlarını sürdürmeleri mümkün." Özmen, radyoterapide de önemli değişiklikler olduğunu belirterek, tedavi süresinin 7 haftadan 3 haftaya indirilebildiğini vurguladı. Prof. Dr. Özmen, meme kanserinin riskini azaltılmasına ilişkin uyarılarda bulunarak, "Kadınlar haftada en az 5-6 gün egzersiz yapmalı. Günde 10-15 bin adım atarak yürüyüşle bunu gerçekleştirebilirler. Başta meme kanseri olmak üzere tüm kanserlerin riskini azaltmada bu önemli. Ayrıca beslenmeye dikkat edilerek obeziteden kaçınılmalı. Yani kadınlar şişmanlamayacak, dengeli, düzgün, mevsime ait meyve ve sebzelerle beslenecek, düzenli olarak egzersiz ve spor yapacak" diye konuştu. Kadınların 20 yaşından sonra meme muayenesine başlaması, 20-40 yaş arası 3 yılda bir, 40 yaşından sonra her yıl muayene olması, doktorun önerdiği aralıklarla mamografi çektirmesi gerektiğini vurgulayan Uzman, mamografi konusunda doğru olmayan söylemlerin bulunduğuna dikkati çekti, "Bugün mamografi, meme kanserinin erken tanısında kullanılan ve meme kanserinde ölümleri ciddi şekilde azaltan tek yöntem. Elimizde başka bir şey yok" ifadelerini kullandı. Özmen, mamografinin ABD'de ve Avrupa'da 50 yıldan fazla süredir kullanıldığının altını çizerek, yanlış bilgilerle kadınların olumsuz etkilenmemesi gerektiğine işaret etti. Şu anda Türkiye'de yaşayan ve meme kanseri teşhisi olan 100 binin üzerinde kadının bulunduğunu belirten Özmen, "Meme kanseri tedavisinde başarı oranı artık yüzde 100'e yaklaştı. Eskiden, 20 yıl önce, meme kanserinde ortalama yaşam süresi yüzde 86 ise bugün yüzde 90'ın üzerinde. Elimizde çok özel ilaçlar, tedavi yöntemleri, cerrahi teknikler, ameliyatlar, onkoplastik cerrahi, radyoterapi var. Türkiye, dünyada meme kanserinin tedavisinde ücretsiz olarak tüm olanakları hastalarına sunan ender ülkelerden bir tanesi." değerlendirmesinde bulundu. İstanbul Bilim Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı de, onkolojideki gelişmeler, yeni keşifler ve buluşlarla meme kanseri tanısında ve tedavisinde büyük ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. “Özellikle cerrahi öncesi veya sonrasında veya vücuda yayılmış hastalıkta daha gelişmiş tedavi yöntemleri devreye girdi" diyen ve hedefe yönelik tedavilerde yeni yöntemlerin de ortaya çıktığını ifade eden Tecimer, erken tanının avantajları hakkında şunları söyledi: "Bu bizim için de hastalar için de avantaj. Daha kolay tedavi edilebiliyorlar. Tedavide de çok yeni ilaçlar geliştirildi. Hedefe yönelik tedavilerden immünoterapiye, hormon tedavisine kadar uzanan bir yelpazede yeni ilaçlar ortaya çıktı. Vücuda yayılmamış meme kanserinde büyük oranda sağ kalım başarısı yakaladık. Başarı oranı çok daha arttı, bunda patoloji de çok etkili oldu.” İstanbul Bilim Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı ise kanserin kompleks bir genetik hastalık olduğunu belirterek, kalıtsal kanser vakalarının, toplam kanser hastalıklarının yüzde 5-10'unu oluşturduğunu dile getirdi. "Biz genetik testler uygulayarak kalıtsal kansere yatkınlığı olan kişileri tespit edebiliyoruz. Böylelikle koruyucu izlemeye alabiliyoruz ve kanserleri erken tespit edebiliyoruz. Ona yönelik tedavi de mümkün olabiliyor" ifadesini kullanan Çağlayan, kalıtsal kanserlerin hasta ile birlikte ailelerini de ilgilendirdiğine değinerek, "Bu yüzden ayrıca önem arz ediyor bu hastalık. Biz multidisipliner yani farklı tıp bilimi alanlarından hocalarımızla bir araya gelerek hastaları, hasta bazında değerlendirerek en doğru tanı ve tedaviye ulaşmalarını sağlamaya çalışıyoruz" diye konuştu. | 23.12.2018 - 12:44 | Anadolu Ajansı | ['Kadın Sağlığı', 'Erkek Sağlığı', 'İstanbul', 'Meme kanseri', 'tedavi'] | "Meme kanseri tedavisinde başarı oranı % 100'e yaklaştı" | Sağlık | https://www.ntv.com.tr/saglik/meme-kanseri-tedavisinde-basari-orani-100e-yaklasti,xo5dtYZOlUKPhGNoINVTSw |
Japonya'nın Yokohama kentinde bulunan Oguchi Hastanesindeki ölümler polisi harekete geçirdi. Temmuz ayından bu yana aynı hastanede meydana gelen 46 ölümle ilgili inceleme başlatan Japon polisi seri katil ihtimali üzerinde duruyor. | null | Oguchi Hastanesindeki zehirle bağlantılı ölümlerin sayısının artmasının ardından açıklama yapan Japon polisi, yaşananların arkasında bir in bulunmasının mümkün olduğunu ifade etti. 88 yaşında hayatlarını kaybeden Sozo Nishikawa ve Nobuo Ymaki’nin otopsi raporlarında zehirlenerek öldürüldüklerinin ortaya çıkmasının ardından polis, Temmuz 2016'dan bu yana Oguchi Hastanesi’nde meydana gelen 46 ölümle ilgili inceleme başlattı. sputniknews.com'un haberine göre, hastaların tümünün Yamaka ve Nishikawa’yla aynı katta tedavi edildiğini belirtilirken, hastaneden yapılan açıklamada, “Burada birçok kişi eceliyle hayatını kaybetti ama bu sayıda yükselme yaşandığına dair bir inanış var” dendi. Hastaların serum tüplerine hemşirelerin dinlenme odalarında kolaylıkla bulunan bir ın enjekte edilmiş olabileceği kaydedildi. Polis, otopsilerin ardından yapılan incelemede, üzerinde delik bulunan 10 kullanılmış serum poşeti bulunduğunu aktardı. | 04.10.2016 - 10:19 | ntv.com.tr | ['Genel Sağlık'] | Hastanedeki 46 ölümün nedeni seri katil mi? | Sağlık | https://www.ntv.com.tr/saglik/hastanedeki-46-olumun-nedeni-seri-katil-mi,ANKi4gv1ZUiuAV7dPL4XeA |
Almanya Köln'de, “İslam Karşıtı Konferans” düzenleniyor. Aşırı sağcı gruplar üç gün boyunca, bir dizi yürüyüş, miting ve etkinlik gerçekleştirecek. | null | Almanya’nın Köln kentinde aşırı sağcı kuruluşlar tarafından “İslam Karşıtı Konferans” düzenleniyor. Üç gün boyunca bir dizi yürüyüş, miting ve etkinlik planlanıyor. 5 bin polis, kentte olağanüstü güvenlik önlemleri alıyor. Aşırı sağcı “Pro Köln” ve “Pro NRW” örgütlerinin organize ettiği üç günlük “İslam Karşıtı Konferans”, Leverkusen ve Leichlingen'de düzenlenen etkinliklerle başlayıp Köln'de devam edecek. Deutsche Welle'nin haberine göre, “Pro Köln”, söz konusu etkinlikler kapsamında Köln'ün Deutz semtinde bir miting düzenlemeyi planlıyor. Miting başvurusunda, gösteriye yaklaşık 2 bin kişinin katılmasının beklendiği belirtildi. Köln Emniyet Müdürü Klaus Steffenhagen, “İslam Karşıtı Konferans” nedeniyle olağanüstü güvenlik önlemleri alındığını açıkladı. Steffenhagen, çevre il ve eyaletlerden de destek sağlandığını, yaklaşık 5 bin dolayında polisin, hafta sonunda aralıksız görev yapacağını kaydetti. 1 Mayıs'ta Berlin'de ve geçen Eylül ayında Köln'de yaşanan çatışmalardan ders aldıklarını belirten Köln Polis Müdürü Steffenhagen, teknik açıdan her türlü müdahaleye hazır olduklarını, gerekirse göstericilere karşı basınçlı su kullanacaklarını söyledi. Klaus Steffenhagen, “Şiddete asla tahammülümüz yok. Şiddet kullanan olursa onların üzerine kararlılıkla gideceğimizden kimsenin şüphesi olmasın” diye konuştu. Polis, “İslam Karşıtı Konferans” kapsamında Köln şehir merkezinde düzenlenmek istenen yürüyüşe ise izin vermedi. Başvuruyu yapan “Pro NRW” örgütünün Köln İdari Mahkemesi'ne yaptığı başvuru da sonuç getirmedi. Kararda, “Köln'ün Ehrenfeld semtindeki DİTİB Merkez Camii inşaatına kadar uzanması planlanan gösteri yürüyüşünün güvenliğinin binlerce polis tarafından dahi sağlanamayacağı, Deutz semtinde izin verilen mitingle yetinilmesi gerektiği” görüşüne yer verildi. “Pro NRW” isimli kuruluş, yürüyüş yasağını “saçmalık” olarak niteledi. Kararı Anayasaya da aykırı olarak niteleyen “Pro NRW”, Münster'deki yüksek idari mahkemeye başvuracağını duyurdu. “Pro Köln”ün Köln şehir merkezinde, ünlü Köln Katedrali'nin hemen karşısında yapmak için başvuruda bulunduğu miting de yasaklanmış, yapılan itiraz Köln idari mahkemesince reddedilmişti. “Pro Köln”ün bunun üzerine miting yasağını taşıdığı Münster'deki idari mahkeme halen konuyu görüşüyor. “Pro Köln” ve “Pro NRW”ye karşı örgütlenen “Köln stellt sich quer” (Köln karşı koyuyor) organizasyonunun bir sözcüsü ise, “meydanı aşırı sağcılara bırakmayacaklarını” açıkladı. Kilise, sendikalar, Yeşiller ve Sol Parti temsilcilerinin bir araya geldiği organizasyon, aşırı sağcı faaliyetlere karşı Köln genelinde birçok etkinlik düzenleneceğini, Cumartesi günü şehir merkezinde de yaklaşık 6 bin kişinin katılması beklenen bir miting düzenleneceğini duyurdu. “Pro Köln”ün Eylül ayında Avrupa genelindeki aşırı sağcıları davet ettiği “İslam Karşıtı Konferans”, protestolar üzerine son dakikada yasaklanmıştı. Köln Emniyet Müdürlüğü konferansı protesto gösterilerinde çatışmalar yaşanmasından endişe edildiğini, vatandaşların güvenliğinin tehlikeye girmemesi için konferansın iptal edildiğini açıklamıştı. | 07.05.2009 - 16:00 | null | [] | Almanya’da İslam karşıtı gösteri gerilimi | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/almanyada-islam-karsiti-gosteri-gerilimi,3qw29Q2yCkWFC6vWI7AqHg |
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Fethullah Gülen'in iadesine ilişkin, "Kırmızı bülten konuları idari tasarruf değildir. Herhangi bir mahkeme kararı olduğunda söz konusu olabilir. Şu anda bize gelen herhangi bir mahkeme kararı yok." dedi. | cumhuriyet.com.tr | . | 1 Ekim 2014 Çarşamba, 23:55 | cumhuriyet | null | Bakan Bozdağ'dan Fethullah Gülen açıklaması | siyaset | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/126135/Bakan_Bozdag_dan_Fethullah_Gulen_aciklamasi.html |
Yerkürenin derinliklerinde varsayılanın yaklaşık bin katı, katrilyon ton elmasın bulunduğu bildirildi. | null | CNN'nin Massachusetts Teknoloji Enstitüsünün (MIT) araştırmasına dayandırdığı haberinde, Dünya yüzeyinin 145 ila 240 kilometre altında bir trilyonun bin katı oranında elmas katmanlarının keşfedildiği belirtildi. Ölçümleri yapmak için ses dalgalarını kullanan sismik bir teknolojiden faydalanan araştırmacılar, derinlerde baş aşağı dağlara benzer kaya kütlelerinin kökünde katrilyon ton elmasın yattığını hesap etti. Bugün madencilikte kullanılan araçların bu derinliğe ulaşmasının mümkün olmadığına işaret edildi. Araştırmaya California, Harvard ve Melbourne üniversiteleriyle Çin'deki Teknoloji ve Bilim Üniversitesinden bilim adamlarının katkı sunduğu kaydedildi. | 18.07.2018 - 17:57 | Anadolu Ajansı | ['Dünya', 'Çin', 'ABD'] | Yerkürenin derinliklerinde katrilyon ton elmas yatıyor | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/yerkurenin-derinliklerinde-katrilyon-ton-elmas-yatiyor,zh0QcKv2QUWz0mxLtBVKcA |
Ankara Üniversitesi'nde proje yolsuzluğu yaptıkları iddia edilen 33 kişi gözaltına alındı. | null | Ankara Üniversitesi'nde 2009-2012 yılları arasında yapılan bilimsel araştırmaları inceleyen YÖK, yapılan bazı işlemlerin kanusuz olduğunu tespit etti. Ankara Üniversitesi, sözkonusu kişilerin okulla ilişiğini kesti. Konuyla iligli soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 34 kişinin, üniversite bütçesinden bilimsel araştırma projelerine sağlanan fonları usulüne uygun kullanmadığını tespit etti. Bu kişilerin, bilimsel araştırma projelerini, süreleri dolmasına rağmen tamamlanmadığı halde bölüm başkanlarının yerine imza atmak suretiyle tamamlanmış gibi göstererek 3 buçuk milyon lira haksız kazanç sağladıkları belirtiliyor. Şüphelilerden eski Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı N.H'nin ABD'de olduğu öğrenildi. | 08.03.2016 - 20:16 | NTV Haber | ['Türkiye'] | Ankara Üniversitesi'nde yolsuzluk operasyonu: 33 gözaltı | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/ankara-universitesinde-yolsuzluk-operasyonu-33-gozalti,9xlMLhj-vEO-qV_pRneyiA |
Suriye'nin geleceğinin masaya yatırıldığı Cenevre görüşmelerinin 8'inci turu başladı. Suriyeli muhalifler, Beşşar Esad rejimine doğrudan görüşme teklifinde bulundu. | null | Suriye'nin geleceğinin masaya yatırıldığı Cenevre görüşmelerinin ilk gününde Şam heyeti yoktu. Esad rejimini temsil edecek Şam heyetinin bugün Cenevre'ye ulaşması bekleniyor. Birleşmiş Milletler Suriye özel temsilcisi Stefan de Mistura dün muhalet heyetiyle bir araya geldi. Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Müzakere Yüksek Komitesi (MYK) sözcülerinden Yahya Aridi, BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile dün gerçekleştirdikleri toplantının ardından yazılı bir açıklama yaptı. Mistura'ya Cenevre'deki BM görüşmelerinde Esad rejiminin temsilcileriyle doğrudan müzakereler yapmak için teklifte bulunduklarını açıklayan Aridi, rejimin Cenevre'deki görüşmeleri erteleme çabalarının devam ederken Suriye halkına acı çektirmeyi de sürdürdüğünü belirtti. Görüşmelerin 8'inci turunda anayasa taslağı çalışmaları ve terörle mücadele ele alınacak. BM kaynaklarından edinilen bilgiye göre, 8. tur görüşmelerinin ilk etabının 1 Aralık Cuma günü sona ermesi, aralık ortasında tarafların yeniden bir araya gelmesi bekleniyor. | 29.11.2017 - 10:06 | ntv.com.tr | ['Dünya', 'Ortadoğu', 'Suriye', 'Beşşar Esad'] | Suriyeli muhaliflerden Esad'a doğrudan görüşme teklifi | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/suriyeli-muhaliflerden-esada-dogrudan-gorusme-teklifi,SeO8VrO4hkqZrdHWMRCnsQ |
Gabar ve Keçi dağları ile Güçlükonak ilçesi dağlık alanındaki hava destekli operasyon kapsamında, bölgeye komando birliği sevk edildi. | null | Şırnak kırsalında terör örgütü PKK mensuplarına yönelik operasyon devam ediyor. Edinilen bilgiye göre, Şırnak'ın Irak sınırında yer alan Gabar ve Keçi dağları ile Güçlükonak ilçesi dağlık alanında teröristlere yönelik başlatılan hava destekli operasyon sürüyor. Operasyon kapsamında Şırnak 23. Jandarma Tümen Komutanlığı'ndan havalanan helikopterlerle operasyon bölgesine komando birliği sevk edildi. Genelkurmay Başkanlığı, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde bu sabah meydana gelen olayda, iki askeri personelin yaralandığını bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde olayla ilgili şu bilgilere yer verildi: ''Diyarbakır ili Lice ilçesinde, bölücü terör örgütü mensupları tarafından Lice-Kulp karayoluna döşenen el yapımı mayının askeri araçların geçişi esnasında patlaması sonucu, 1 Astsubay ve 1 Erbaş yaralanmıştır. Yaralı personel hastaneye sevk edilerek tedavilerine başlanmıştır.'' | 26.07.2010 - 22:34 | Anadolu Ajansı | [] | Şırnak kırsalında PKK'ya operasyon | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/sirnak-kirsalinda-pkkya-operasyon,NyRA8_wkMEq9ZvWyVXpGcQ |
Burdur eski Valisi Hasan Kürklü, KHK ile kamu görevinden ihraç edildi. | cumhuriyet.com.tr | Burdur Valiliği'nde 2014- 16 yılları arasında görev yaptıktan sonra 2016 yılındaki kararnameyle Merkez Valiliği görevine atanan Hasan Kürklü, İçişleri Bakanlığı'nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında açığa alındı. Hasan Kürklü, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince bu yıl 16 Eylül'de İstanbul'da gözaltına alındı. Daha sonra Antalya'ya getirilen Hasan Kürklü, 10 Ekim'de tutuklandı. Hasan Kürklü, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan KHK ile kamudan ihraç edildi. Kararname ile Burdur'un Bucak ilçesinde görevli imam, Kuran kursu öğretmeni, Gölhisar ilçesinde de infaz koruma memuruyla imam da ihraç edildi. | 24 Aralık 2017 Pazar, 11:23 | cumhuriyet | null | Eski vali KHK ile ihraç edildi | turkiye | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/892283/Eski_vali_KHK_ile_ihrac_edildi.html |
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanları, Hakkari'nin Şemdinli ilçesi kırsalındaki teröristlerin saldırısında 6 asker ve 2 güvenlik korucusunun şehit olduğu bölgede incelemelerde bulundu, şehit askerlerin görev yaptığı Büyüktepe Hudut Karakolu'nu ziyaret etti. | null | Orgeneral Akar, beraberinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Hakkari'nin Yüksekova ve Şemdinli bölgelerindeki birlik, karakol ve üs bölgelerinde inceleme ve denetleme yaptı. Orgeneral Akar ve beraberindeki heyet, bu kapsamda Şemdinli ilçesi kırsalındaki teröristlerin saldırısında 6 asker ve 2 güvenlik korucusunun şehit olduğu bölgede incelemelerde bulundu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar ve kuvvet komutanları, daha sonra şehit askerlerin görev yaptığı Büyüktepe Hudut Karakolu'nu ziyaret etti. Komutanlar, Toklu köyüne giderek, saldırıda şehit olan 2 güvenlik korucusunun aileleri ve köy halkına taziye ziyaretinde bulundu. | 04.11.2017 - 21:23 | Anadolu Ajansı | ['Gündem', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'haber'] | Son dakika haberi... Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar Yüksekova'da | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/son-dakika-haberi-genelkurmay-baskani-hulusi-akar-yuksekovada,d9KAUWvkeUKhIGSNdwYfaQ |
Öpüşmek istemeyince... | null | Oyuncu Nurgül Yeşilçay'la 'Paramparça' da senaryo gereği dudak dudağa öpüşme sahnesi ikilinin arasını açtı. Posta'da yer alan habere göre Nurgül Yeşilçay'la Erkan Petekkaya "Paramparça" da senaryo gereği dudak dudağa öpüşeceklerdi. Daha önce "Dizilerde öpüşmem, sevişmem. O sahneleri Anadolu halkı da izliyor." diyen Erkan Petekkaya buna karşı çıktı. Nurgül Yeşilçay "Bu sahne şart" diye ısrar etti. Erkan Petekkaya, Nurgül Yeşilçay'a: "Sen de ne meraklısın öpüşmeye..." diyerek bağırdı. | 02.12.2015 - 10:08 | haberturk | ['nurgül yeşilçay', 'erkan petekkaya'] | Nurgül Yeşilçay ile Erkan Petekkaya arasında gerginlik | H. Bunu Konuşuyor | https://www.haberturk.com/magazin/herkes-bunu-konusuyor/haber/1161307-nurgul-yesilcay-ile-erkan-petekkaya-arasinda-gerginlik |
Türkiye'de sinemanın gelişimine en fazla katkısı olan isimlerden Onat Kutlar'ın anısına düzenlenecek film festivali Gaziantep'te yarın başlıyor. | null | Onat Kutlar Film Festivali, Gaziantep Kırkayak Sanat Merkezi (Kırkayak Kültür Sanat ve Doğa Derneği) tarafından 27 - 30 Mayıs tarihleri arasında Gaziantep Oska Sinemaları’nda gerçekleştiriliyor. Festival, Türkiye sinemasına verdiği emekler ve bağımsız sinemanın gelişimine yaptığı katkılardan dolayı Antepli yazar, sinemacı, kültür adamı Onat Kutlar anısına her yıl “Sinema Bir Şenliktir” sloganıyla Gaziantep’te düzenlenecek. Festival boyunca 20 uzun metrajlı film, 20 Belgesel, 30 kısa film olmak üzere 60 filmlik zengin programla izleyiciye Oska Sinemaları’nda sinema şöleni sunacak. | 26.05.2011 - 13:52 | null | [] | Bu festival Onat Kutlar'ın anısına | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/bu-festival-onat-kutlarin-anisina,csVUqHpvXUSPKiu1UEI_Rw |
HTC, uzun süredir üzerinde çalıştığı akıllı saati HTC Omni’nin çıkışını bir kez daha erteledi. Haziran ayında çıkması planlanan akıllı saat bu kez de sonbahara kaldı. | cumhuriyet.com.tr | Tayvan menşeili telefon üreticisi HTC, akıllı saat pazarına girmeye niyetlenen firmalardan biri. Şirketin 2014 yılından beri yeni bir akıllı saat üzerinde çalıştığı biliniyor. HTC cephesinden son dönemde gelen bilgiler, bu akıllı saatin bu yılın başında çıkacağını gösteriyordu. Birçok kişi HTC’nin akıllı saatini Nisan ayında resmen tanıtacağına emindi. Ancak daha sonra HTC’den gelen açıklamayla cihazın 6 Haziran’da resmen tanıtılacağı açıklanmıştı. Şimdi ise şirketin yeni cihazını bu tarihe de yetiştirmeyeceği ortaya çıktı. Akıllı saatinin çıkışını bir kez daha ertelemek zorunda kalan şirket, cihazı anca sonbahar aylarında piyasaya sürebilecek. Bu durum birçok teknoloji analisti tarafından büyük bir hayal kırıklığı olarak tanımlanıyor. Çünkü bu analistlere göre HTC akıllı saat sonunda çıktığında, birçok kişi çoktan cihaza olan ilgisini kaybetmiş olacak. HTC’nin akıllı saatiyle başarılı olabilmesi için gerçekten rakiplerini gölgede bırakacak bir cihaz hazırlaması lazım. Aksi taktirde şirketin işi hiç de kolay değil. | 5 Haziran 2016 Pazar, 16:38 | cumhuriyet | null | HTC akıllı saatinin çıkışını bir kez daha erteledi | bilim_ve_teknoloji | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/bilim_ve_teknoloji/544765/HTC_akilli_saatinin_cikisini_bir_kez_daha_erteledi.html |
Sivas'ta özel harekatçıları taşıyan minibüsün kamyonetle çarpışması sonucu 4'ü polis 6 kişi yaralandı. | null | Sivas'ta özel harekat polislerini taşıyan minibüs ile kamyonet çarpıştı. Kazada 4'ü polis, 6 kişi yaralandı. Kaza, saat 09.00 sıralarında Sivas Erzincan karayolu Organize Sanayi Kavşağı yakınlarında meydana geldi. Yol üzerindeki akaryakıt istasyonundan çıkan içerisinde özel harekatçı polislerin olduğu minibüs, Organize Sanayi Bölgesi'nden kent merkezine gelen sürücüsü henüz öğrenilemeyen dondurma yüklü kamyonetle çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle kamyonet devrildi. Kazayı gören çevredekiler durumu polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Kazada kamyonet içerisinde bulunan 2 kişi ile minibüs içerisinde bulunan 4 polis yaralandı. Yaralılar, kaza yerine gelen ambulanslarla kentteki çeşitli hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. | 29.07.2019 - 12:11 | DHA | ['Gündem', 'Türkiye', 'Sivas', 'Genel'] | Özel harekatçılar kaza yaptı: 6 yaralı | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/ozel-harekatcilar-kaza-yapti-6-yarali,OhoZwIIjG0W3gCdIcDz4Xw |
Following the passing by the Constitutional Court of a ruling declaring Turhan Günay’s constitutional rights to have been violated, our lawyers have made an application for the release of Akın Atalay, Murat Sabuncu and Ahmet Şık. With it stated in the pleadings that the CC’s ruling regarding Turhan Günay set a precedent, it was said, “The detention orders are the same, the indictment is the same and the charges and submissions by way of evidence to the file are the same.” | cumhuriyet.com.tr | Following the passing by the Constitutional Court (CC) of a ruling declaring that our Book Supplement Manager Turhan Günay’s constitutional rights had been violated through his detention in the Cumhuriyet trial, an application has been made for the release of our editor-in-chief Murat Sabuncu, executive board chair Akın Atalay and reporter Ahmet Şık, who are in detention as part of the same trial. In the pleadings dated yesterday that our newspaper’s lawyers submitted to Istanbul Serious Crime Court No 27, which is hearing the trial, they recalled that separate individual applications had been made to the CC on behalf of our columnists and managers. It was recounted in the pleadings that the CC had issued a ruling the day before yesterday over applications of a similar nature by our Book Supplement Manager Turhan Günay along with journalists Mehmet Altan and Şahin Alpay. It was stated that in the ruling regarding Günay his detention had been declared unlawful and his right to liberty and security of person deemed to have been violated. With it stressed in the pleadings that the currently detained Sabuncu, Atalay and Şık’s individual applications were similar in scope to that of Turhan Günay, regarding whom the CC issued a violation ruling over his detention, it was concluded, “The detention orders are the same, the indictment is the same and the charges and submissions by way of evidence to the file are the same.” With it stressed in the pleadings that the ruling issued by the CC set a precedent, it was said, “Just as it was a ruling that set a precedent for the other defendants in the same trial, it was also a ruling that conformed with the law. As such, we are of the opinion that all legal discrepancies and inequalities between equals need to be eliminated.” The following pronouncement was made in the pleadings, in which it was recalled that other writers and managers who had pending individual applications were in detention on the same grounds: “It is a requirement of the law that they be restored to freedom at once and the detention that has lasted for such a considerable time despite essentially having been unlawful from the outset be ended. Our request is that your esteemed court, taking into consideration that freedom is the normal state and detention is a most exceptional measure, immediately pass a release order for the detained defendants.” | 13 Ocak 2018 Cumartesi, 16:39 | cumhuriyet | null | Application for release of the Cumhuriyet staffers | english | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/english/904463/Application_for_release_of_the_Cumhuriyet_staffers.html |
TGSD Başkanı Hadi Karasu: Sanayici işini, ekmeğini korumak için şu anda cansiperane çalışıyor. Dövizin çok hareketli olması bizi tedirgin ediyor. | Şehriban Kıraç | Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Hadi Karasu, sanayicinin dövizdeki sert iniş çıkışları sevmediğine işaret ederek, batık ve iflasların hep bu dönemlere denk geldiğini söyledi. Türkiye’de fabrika bacalarının durmaması için çalıştıklarını anlatan Karasu ile tekstil ve hazır giyim sektörünün sorunlarını ve gelecek hedeflerini konuştuk. Bu durumdan mutlu musunuz diye sorsanız sektördeki firmaların yüzde 90’ı değiliz der. Tam tersi bizi tedirgin ediyor. Dövizde sert iniş çıkışları sanayici sevmez. Bugün yükselip yarın düşmüyor. Bir trendle yükseliyor bir iki sezon devam ediyor. Sonra aşağı iniyor sonra yine yükseliyor. Bunu kestiremiyorsunuz. Sanayicilerin geleceği öngörebilmesi lazım. Aksine günü kurtarma işleri yaparsınız. Firmaların hepsi dövizi yakından izliyor. Çalışanlar da buna bakıyor. Şu anda herkes parasını dövize çevirip düşünüyor. Taşımacılık, stokculuk, her şey dövize bağlı. Dövizden etkilenen ne varsa yükselince yükseliyor. Keşke dövizin indiği dönemde yükselen maliyetler de aşağıya gelse, olmuyor. Batıklar, iflaslar da hep dövizin yükseldiği dönemde oluyor. Yatırım yapacaklar hep burdaki stabiliteye bakar. Çok hareketli olunca yatırım yapmıyorsunuz. Biz bankacı, borsacı değiliz dövizin nasıl hareket edeceğini öngöremeyiz. Döviz riskinden korunma önlemleri deniyor ama şirketlerin yüzde 95’inin bundan haberi bile yok. Mesela kumaşı alırken dövizini 5.5 TL’den bozuyor. Ama tahsilat yaptığı gün bakıyorsunuz döviz birden inmiş, kumaşın parasını bile çıkaramıyor firmalar. Döviz bir yerde dursa mutlu olacağız. İndi çıktı olmaz. Şimdi ekonomik kararlar alacağız, düşüreceğiz deniyor. E yükselmeden önce alsaydın bunları. Dünya nasıl kontrol altında tutuyor, biraz bunlara bakmak lazım. Hazır giyimde ihracatın durağanlaşmasında, bölgesel ve ülke içi güvenlik sorunlarının etkisi oldu. Yabancı alım gruplarının Türkiye’yle iş yapma isteği olumsuz etkilendi. Birçok Avrupa ülkesi ve Amerika, uzun süre müşterilerimize seyahat yasağı getirdi. Hatta markalara doğrudan doğruya telkin edildi Türkiye’den ürün almayın. Alternatif pazarlara yönelin diye. Bu yönde algının değiştirilmesi ve iş hacminin yeniden artırılması için TGSD olarak proaktif temaslar başlattık. En fazla güç kaybeden pazarlarımızdan biri Almanya’ydı orayla başladım. Güç kazanan pazarımız İspanya oraya gittim. Şimdi İngiltere’ye gideceğiz. ABD’de de iyileşme var. Orada da iş görüşmeleri yaptık. Bize karşı yarattıkları algıyı yok etmeye çalışıyoruz. 5 yıl içinde 25 milyar dolar ihracat hedefini yakalarız diye düşünüyorum. Kesinlikle. Sanayici işini, ekmeğini korumak için şu anda bu olumsuzlukları ortadan kaldırabilmek için cansiperane çalışıyor. Herkes bir koldan çalışıyor. Yurtdışındaki alıcılarımız da gelmek istiyor. Ama bir taraftan da siyasi gölge çok fazla. Bu sadece Türkiye tarafında değil, karşı tarafta da var. Oluşturulan bir imaj var. Biz yaratılan bu havayı karşılıklı dağıtmaya çalışıyoruz. İşimizi bırakmamak için valizlerimizi aldık onların gelmediği dönemlerde gittik ayaklarına. Tek engel o değil tabii ki. Kendi tarafımızda geçmiş yıllarda güzel paralar kazandık. O günleri hep aradığımız için kendimizi yenilemedik. Yenileme yapmazsanız, Çin Bangladeş gelir, işinizi elinizden alır. Türkiye şimdi kaybettiği 10 yılı telafi etmeye çalışıyor. Kendi kendimizi çok sorgulamamışız. Türkiye’de önemli bir potansiyel var, yüzük taşı gibi. İşleri nasıl sürdürülebilir kılabiliriz. Fabrika bacalarını nasıl tüttürebiliriz, bu sektörü üçüncü jenerasyona nasıl bırakabiliriz hep bunları konuşuyoruz. Fabrika bacaları hancı, politikacı da gider biz de gideriz. Fabrikaların sürdürülebilir olması gerekiyor. Kapasite kullanım oranları yükseldi. O bir sinyaldir, yatırım yap diye bağırıyor. Bu da daha çok verimli olmayı zorunlu kılıyor. Geçmiş dönemlerdeki teşvik mekanizmaları ve sanayi politikaları yapılırken hep popülist kararlarla yürümüş. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kalkındırılmasında çok geç kalınmış. Diğer ülkeler makinelerini 4.0 endüstrillerle yenilerken biz hâlâ eski makinaların canını çıkarana kadar kullanıyoruz. Teşvik alamıyorsunuz. Artan enflasyon oranında maliyetleriniz artıyor. Fabrikaları kurarken bize demişler ki teşvik veriyoruz, binayı yap. Sonra çekilmişler, kendi kendine ayakta kal deniyor. Bu politikayla olmaz. Teknolojinin yenilenmesi için teşvik verilmeli. İşçiye daha iyi para verelim, çalışma şartlarını iyileştirelim ama devletin de balans dengesini sağlaması gerekiyor. Hiç kimse risk alacak kadar büyümüyor. Cebindeki kadar işini yapıyor. En az batığı olan sektörüz. Pek çok finans kuruluşu peşimizde. Cari fazla veren sektörüz. Bu olunca bu şirketlerin batması mümkün değil. Yabancı markalar Türkiye’de kayıt dışı atölyelerle çalışıp oralarda mültecileri çalıştırarak kendi ülkelerine gidilmesine engel oluyorlar. Burada inanılmaz hummalı çalışıyorlar. Bizim en çok arzu ettiğimiz şey kayıt dışılığın bitirilmesi. Küçük atölyelerin tamamı rehabilite edilmeli. İhracatın önündeki engellerin kaldırılması, gümrüklerde bürokrasinin azaltılması gerekiyor. Cari açığı azaltmak için sürekli çıkarılan anlamlı anlamsız vergilerin gözden geçirilmesi şart. Türkiye’de şu anda üretilmeyen ve bizim sektörün de ara malı olan ürünlere ithalata bariyer koymak yerine onun Türkiye’de üretilmesi sağlanmalı. Eğitim çok önemli. Biraz daha sanayi ile birlikte düşünmek lazım. Sadece mühendis değil ara kademe elemanların da yetiştirilmesi gerekiyor. Teşviklerin konsolide edilmesi şart. Bunları anlamak için bile her şirket bünyesine bir teşvik uzmanı alıyor. Çünkü teşvik sürecini anlamak gerçekten güç. Yerinde teşvikle, modernizasyonunu zorunlu kılmak lazım. Bürokratik işlemler belki yeni dönemle hızlanabilir. O sıkıntıları çok yaşıyoruz. Ama oradaki yol haritasını biz de bilmiyoruz. Geleceği iyi planlamak gerekiyor. Bu kaçış olabilir. Ama sanayicimiz dışarıya açılıyor gözüyle de bakabiliriz. Ama şu yanlışı yapmamak lazım, bir dönem yapıldı. Artık don fanila yapmayı bırakın başka sektörlere geçin denmemeli. 25 milyar dolarlık ihracat diyoruz. Bu, ihracatta sektörü birinciliğe taşır. Önce elimizdekini bildiğimiz işi yapalım. Sonra uçak araba, yapalım. Mesela Güney Kore otomobil yapıyor ama teknik tekstilde dünyanın en iyileri. Firmalarımız en iyi bildiği işi yapsınlar. Mesela Türkiye pamukta çok geriye düştü. Stratejik bir ürün. Tamamını karşılayabiliriz. Oraya iyi bir yaklaşımla bakılsa çok iyi bir yere geliriz. Siz don fanila derken pamuk çok ucuz bir hammadde derseniz niye ABD dünyanın ikinci pamuk ihracatçısı hâlâ. | 30 Temmuz 2018 Pazartesi, 03:55 | cumhuriyet | null | TGSD Başkanı'ndan ekonomi değerlendirmesi: Siyasi gölge çok fazla | ekonomi | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1040572/TGSD_Baskani_ndan_ekonomi_degerlendirmesi__Siyasi_golge_cok_fazla.html |
Haftalık bazda Borsa İstanbul'da (BIST) işlem gören hisse senetleri ortalama yüzde 2,62 kazandırırken, dolar yüzde 1,30 değer kaybetti. | null | BIST 100 endeksi, hafta içinde en yüksek 92.909,30, en düşük ise 90.052,40 puanı gördükten sonra haftayı, önceki hafta kapanışına göre yüzde 2,62'lik artışla 92.423,93 puandan tamamladı. Böylece endeks tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirmiş oldu. Tarihi zirvesini ve günlük kapanış rekorunu 22 Mayıs 2013 tarihinde kıran endeksin haftalık kapanış açısından en yüksek seviyesi ise 13 Mayıs 2013 haftasındaki 91.924,84 seviyesiydi. Kapalıçarşı'da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 1,51 azalarak 150,30 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı yüzde 1,47 düşüşle 1.006,00 liraya geriledi. Geçen hafta sonu 250,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı ise 247,00 liraya geriledi. Bu hafta avro yüzde 0,56 değer kaybederek 3,9000 liraya, ABD doları da da yüzde 1,30'luk düşüşle 3,6440 liraya geriledi. Bu hafta, bireysel emeklilik fonları yüzde 0,45, yatırım fonları yüzde 0,27 değer kazandı. Kategorilerine göre bakıldığında ise yatırım fonları içinde en fazla kazandıran yüzde 1,89 ile hisse senedi fonları oldu. Borsa İstanbul Tahvil ve Bono Piyasası'nda, ağırlıklı ortalamalara göre çeşitli vadelerdeki bono ve tahvillerin haftalık net getirileri ise yüzde 0,15 ila yüzde 0,28 arasında gerçekleşti. | 21.04.2017 - 18:47 | Anadolu Ajansı | ['Ekonomi'] | Bu hafta borsa kazandırdı, altın ve döviz kaybettirdi | Ekonomi | https://www.ntv.com.tr/ekonomi/bu-hafta-borsa-kazandirdi-altin-ve-doviz-kaybettirdi,iGEaqwGHkEaTE9Y6xVNJGw |
MERSİN'de SGK, 2009 yılında malulen emekli olan bağırsak kanseri hastası 50 yaşındaki Müslüm Uçar'a, yanlışlıkla fazla ödediği 6 bin 10 lira 54 kuruşu geri istedi. Uçar, "Yaptıkları hatanın bedelini ödemek zorunda değilim ama maaşımdan ilk kesintiyi yaptılar" dedi. | DHA | İnşaat işçisi Müslüm Uçar, 2005'te bağırsak kanserine yakaladı. Hastalığı ilerleyince çalışamaz duruma gelen Uçar, SGK'ye başvurarak 2009'da malulen emekli oldu. SGK, bir süre önce Müslüm Uçar'a bir yazı göndererek 'yanlış hesaplama' nedeniyle 7 yılda toplam 6 bin 10 lira 54 kuruş fazla maaş ödendiğini belirtti. SGK'ye itirazda bulunmasına rağmen sonuç alamayan Uçar'ın maaşından 250 lira kesinti yapıldı. 900 lira emekli maaşı aldığını ve fazladan ödenen paranın 24 taksitle kesilmeye başladığını belirten Müslüm Uçar, "Sürekli tedavi gördüğüm için bankadan 5 bin lira kredi çekmiştim. Her ay 315 lira kredi borcu ödüyorum. Bir de maaşımdan 24 ay 250 lira kesinti yapmaya başladılar" diye konuştu. Kesintinin nedenini öğrenmek için arkadaşlarının kucağında SGK'ya kadar gittiğini ve araştırma yaptığını kaydeden Uçar şunları söyledi: "7 yıldır emeklisiniz. Maaşınıza 20-30-50 lira gibi miktarlar tarafımızdan fazla yatırılmıştır. 7 yıl içerisindeki genel toplam 6 bin 10 lira 54 kuruş fazla ödenek çıkıyor. Bu miktarı sizden tahsil edeceğiz' dediler. Ben hesabıma ne kadar yatıyorsa onu çektim. Oradaki memura silah çekip zorla o parayı almış değilim. Adıma ne yatmışsa onu çektim. Memur yanlış yaptıysa, SGK yanlış yaptıysa, bu yanlışın cezasını bu halde benim çekmem mümkün değil. Son 2 yıldır kanser ilerledi ve son evredeyim. ümit bile vermiyor doktorlar. Yatalağım ve zaten paraya ihtiyacım var. Tarafıma kesilen cezanın iptalini istiyorum. Yapmış oldukları hatayı bana mal ediyorlar. Benim olan maaşımı aldılar elimden." | 9 Temmuz 2016 Cumartesi, 12:43 | cumhuriyet | null | SGK, kanser hastası emekliden 6 bin lirayı geri istiyor | turkiye | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/564387/SGK__kanser_hastasi_emekliden_6_bin_lirayi_geri_istiyor.html |
Dünya Kupası D Grubu'nun açılış maçında Gana, Sırbistan'ı Gyan Asamoah'ın 83. dakikada penaltıdan attığı golle 1-0 yendi ve turnuvaya 3 puanla başladı. | null | Dünya Kupası D Grubu'nun ilk maçında Sırbistan ile Gana karşılaştı. 83. dakikada Gyan Asamoah'ın penaltıdan attığı golle Gana, Sırbistan'ı 1-0 yenerek turnuvaya 3 puanla başladı. Öte yandan bu penaltı 2010 Dünya Kupası'nın ilk penaltı vuruşu oldu. Karşılaşmanın ilk yarısında her iki takımın da karşılıklı atakları vardı. Gana'da Asamoah, Prince Tagoe ve Andre Ayew Sırbistan'da ise Nicola Zigic, Marko Pantelic ve Milos Krasic beklenildiği gibi etkili bir futbol sergilediler. Bu futbolcuların bütün çabaları gol için yeterli olmadı ve ilk yarı başladığı gibi golsüz sona erdi. İkinci yarıya iyi başlayan takım Gana oldu. Andre Ayew'in etkili futboluyla Sırp savunmasını zorlayan Afrika temsilcisi birçok gol pozisyonundan son pas ve şut sıkıntısından dolayı gol çıkaramadı. Sırbistan ise Zigiç ile mutlak gol pozisyonlarından yararlanamadı. 60. dakikada Asamoah Gyan'ın kafa vuruşu kaleci Stojkovic'i bir hayli zorlarken 74. dakikada Aleksandar Lukoviç ikinci sarı kartını görerek kırmızı kartla takımını 10 kişi bıraktı. 10 kişi kaldıktan sonra Sırbistan Gana kalesinde daha etkili 79. dakikada Panteliç'in vuramadığı topta Krasiç'in şutunu kaleci Kingson harika kurtarırken maçın en tehlikeli atağında kalesini gole kapadı. 83. dakikada sol kanattan yapılan ortada Sırbistan'dan Kuzmanovic, topu ceza sahası içerisinde elle kesince hakem penaltı noktasını gösterdi. Asamoah Gyan topu filelere göndererek takımını 1-0 öne geçirdi. Gana'nın kalesinde uzun süre ülkemizde oynayan Richard Kingson 90 dakika boyunca mücadele ederken eski Fenerbahçeli Stephen Appiah ise 73. dakikada oyuna girdi. Hepimiz Sırbistan'ın elemelerdeki iyi performansı ve güçlü kadrosuyla bu turnuvada iyi şeyler yapacağına inanmıştık. Gana 4 yıl öncesine göre daha az formda olan oyuncularıyla sanki toz şeker gibi dağılacak sandık. Unuttuğumuz futbolun kağıt üzerinde değil çim sahada oynandığıydı. Gana maç boyunca rakibinin oyununu bozmaya yönelik oynadı. Enerjik oyununu iyi bir bitiricilikle birleştirseydi, Sırbistan karşısında 85. dakikayı beklemesine gerek kalmazdı. Tam Gana yorulmuşken Sırbistan'ın 10 kişi kalması Afrika'lıları rahatlattı. Sırbistan sadece bireysel yeteneklerle bir yere varamaz. Bu mağlubiyet ile gruptan çıkma şanslarını mucizelere bıraktı. | 13.06.2010 - 20:12 | null | [] | Gana iyi başladı | Spor | https://www.ntv.com.tr/spor/gana-iyi-basladi,H-j4UTe6NUGOab-j7i_yqQ |
Batı Afrika ülkelerinden Gana'nın Wa bölgesinde, yılan sokmasıyla mücadele kapsamında yanlış aşı vurulan 10 kişinin öldüğü bildirildi. | null | Wa Batı Bölgesi hastanesinden Dr. Benjamin Aminyuure, gazetecilere yaptığı açıklamada, yılan sokmasına karşı aşı alamadıkları için hastaların özel bir eczaneye yönlendirildiğini ve burada yanlış aşı uygulandığını söyledi. Aminyuure, yapılan aşılama sonucu 10 kişinin yaşamını yitirdiği ve 40 kişinin tedavi altına alındığını kaydetti. Bölgede çok sayıda yılan sokması vakası olduğunu ifade eden Aminyuure, hükümetten aşı göndermesini talep etti. | 25.01.2019 - 13:07 | Anadolu Ajansı | ['Dünya', 'Sağlık', 'haber', 'aşı'] | Gana'da yanlış aşı vurulan 10 kişi öldü | Sağlık | https://www.ntv.com.tr/saglik/ganada-yanlis-asi-vurulan-10-kisi-oldu,HmR35_JG6EOWl3zvqdjaAQ |
Etiyopyalı atlet Dibaba, 26 yıldır kırılamayan kadınlar bir mil salon dünya rekorunun yeni sahibi oldu. | null | Globen Galan yarışmalarında piste çıkan Genzebe Dibaba, 4:13.31'lik derecesiyle kadınlar bir mil salon, Ayanleh Süleyman ise 2:14.20 ile erkekler 1000 metre salon dünya rekorunu kırdı. Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği'nden (IAAF) yapılan açıklamaya göre, İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen Globen Galan salon etkinliği 2 dünya rekoruna birden sahne oldu. 2015 yılında IAAF Yılın Kadın Atleti Ödülü'ne layık görülen 25 yaşındaki Genzebe Dibaba, Rumen Doina Melinte'nin 1990'da 4 dakika 17.14 saniyeyle kırdığı kadınlar bir mil (1600 metre) salon dünya rekorunu, neredeyse 4 saniye ilerleterek 4:13.31'e çekti. Etiyopyalı Dibaba böylece 1500 metre salon (1 Şubat 2014), 3 bin metre salon (6 Şubat 2014), 5 bin metre salon (19 Şubat 2015) ve 1500 metre (11 Temmuz 2015) rekorlarının ardından kariyerine, 5. dünya rekorunu eklemiş oldu. Bir diğer rekor da Ayanleh Süleyman'dan geldi. Cibutili atlet, Danimarka adına yarışan Kenya asıllı Wilson Kipketer'in 2000 yılında 2:14.96 ile kırdığı erkekler 1000 metre salon dünya rekorunu, 2:14.20'lik derecesiyle ele geçirdi. | 18.02.2016 - 00:56 | Anadolu Ajansı | ['Spor'] | Atletizmde 2 dünya rekoru | Spor | https://www.ntv.com.tr/spor/atletizmde-2-dunya-rekoru,u3SJJ2O9AUeETFgXk0hIUw |
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Dünya Bankası'nın Türkiye için öngördüğü büyümeyi eleştirdi | null | Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Dünya Bankası'nın 'nin 2012 yılında yüzde 2,9 büyüyeceğini öngören ve Türkiye'yi gelişmekte olan ülkeler arasında en kırılgan ülke ilan eden raporu ile ilgili, ''Çok kırılgan gördükleri bir ülkede böyle bir büyümeyi öngörmemeleri gerekir. Sonuçta resmin bütününe bakmamız lazım'' dedi. Yılmaz, katıldığı bir televizyon programında, Dünya Bankası'nın Türkiye'yi gelişmekte olan ülkeler arasında en kırılgan ülke ilan ettiğinin ve bankanın raporunda cari açığın doğrudan yatırımların altı katına çıktığının ifade edildiğinin hatırlatılması üzerine, cari açık konusunda son dönemlerde kısa, orta ve uzun vadeli ciddi tedbirler aldıklarını söyledi. OVP'nin ana eksenlerinden bir tanesinin cari açığın kademeli bir şekilde düşürülmesi olduğunu belirten Yılmaz, ''Gerek kurdaki nispi yükseliş, gerek ekonomimizin 2012'de büyüme hızı açısından bir miktar yavaşlayacak olması... Diğer birçok faktörü dikkate aldığınızda cari açıkta gerçekten en kötü geride kaldı'' dedi. Cari açık konusunda bundan sonra kademeli bir şekilde iniş görüleceğini kaydeden Yılmaz, 2011'in son aylarında söz konusu inişin görülmeye başlandığını ifade etti. Dünya Bankası'nın raporunu ayrıntılı olarak görmediğini belirten Yılmaz, asıl önemli olanın makroekonomik çerçeve olduğunu, sadece bir unsurun ön plana çıkarılmasının genel resmin gözden kaçırılmasına neden olacağını ifade etti. Türkiye'de siyasi istikrarın çok güçlü, bütçe dengelerinin son derece iyi ve bankacılık sisteminin güçlü olduğuna dikkati çeken Yılmaz, ''Türkiye gerçekten güven veren bir ülke'' diye konuştu. Dünya Bankası raporunda Türkiye için yüzde 3'e yakın (yüzde 2,9) bir büyüme öngörüldüğünü hatırlatan Yılmaz, ''Çok kırılgan gördükleri bir ülkede böyle bir büyümeyi öngörmemeleri gerekir. Sonuçta resmin bütününe bakmamız lazım. Resmin bütününe baktığımız zaman Türkiye son derece olumlu bir performans sergiliyor. Cari açık konusunda da en kötü geride kalmış durumda'' diye konuştu. Uluslararası kuruluşların Türkiye için öngördüğü büyüme tahminlerinin genellikle OVP'deki yüzde 4'lük hedefin altında olduğunun anımsatılarak, OVP'deki tahminin aşağı yönlü revize edilip edilmeyeceğine ilişkin soru üzerine Bakan Yılmaz, böyle bir revizyon olacağını zannetmediğini söyledi. Türkiye'nin son iki yılda yüksek oranda büyüme gerçekleştirdiğini kaydeden Yılmaz, ''2010 yılında yüzde 9, 2011 yılında muhtemelen yüzde 8 civarında bir büyümemiz olacak. Bu yüksek büyümelerin üstüne de yüzde 4 gibi bir büyüme bekliyoruz. Topladığınız zaman 3 yılda ortalama yüzde 7 gibi bir büyüme seyri görüyoruz. Bu çok güzel bir tablo'' ifadesini kullandı. Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemde büyümeye devam edeceğini dile getiren Yılmaz, istihdamın da büyümeye katkıda bulunacağını belirtti. Son iki yılda büyümenin özel sektörün yatırımlarından ve tüketiminden sağlandığını kaydeden Bakan Yılmaz, bu eğilimin devam edeceğine inandığını dile getirdi. Yeni teşvik sisteminin yüksek teknolojili ve stratejik ürünlere yönelik planlandığının hatırlatılarak, bu sektörlerin neler olduğunun sorulması üzerine Bakan Yılmaz, teşvik sisteminin uygulamasını ana bakanlık olarak Ekonomi Bakanlığı'nın yürüttüğünü Kalkınma Bakanlığı'nın Ekonomi Bakanlığı'na destek olduğunu söyledi. Teşvik sistemi konusunda çok iyi bir noktaya gelindiğini anlatan Yılmaz, Türkiye'nin belli bir düzeyin üzerinde ithal ettiği ancak yurt içinde üretim imkanı olan alanlara ciddi teşvikler sağlamayı öngördüklerini belirtti. Katma değeri yüksek olan alanlara daha yoğun teşvik sağlamayı hedeflediklerini ifade eden Yılmaz, ''Bu şekilde Türkiye'de hem üretimi, istihdamı artıracağız. Bir taraftan da cari açığı düşürmüş olacağız'' dedi. Yeni teşvik sisteminde demir-çeliğin önemli sektörlerden biri olacağına ilişkin değerlendirme üzerine Yılmaz, demir-çelikle ilgili uluslararası sözleşmeler bulunduğunu, çalışmaların bu sözleşmeleri dikkate alarak sürdüğünü söyledi. Genel sektörler yerine daha alt sektörlere inmeyi istediklerini anlatan Yılmaz, ''Yeni teşvik sistemimiz tam bitmiş değil. Epey bir olgunlaştı ama son nokta konmuş değil. Hükümetimiz düzeyinde bu son nokta konacaktır'' değerlendirmesinde bulundu. Yeni teşvik sisteminde stratejik sektörler kadar önem verdikleri bir diğer alanın teknolojik sektörler olduğuna dikkati çeken Yılmaz, Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin 10 bin dolardan 25 bin dolarlara çıkmasının yalnızca lineer artışlarla sağlanamayacağını, Türkiye'nin birçok sektörde sıçrama yapması gerektiğini söyledi. Tasarruf paketi hakkında da görüşlerini paylaşan Yılmaz, kamu sektöründe tasarrufların arttığını söyledi. Bütçe açığının tahminlerinde ötesinde düşük çıktığını belirten Yılmaz, ''Demek ki kamu sektörü tasarruf yapıyor'' dedi. Özel kesimin tasarruflarının artırılması gerektiğini kaydeden Yılmaz, bu konuda bireysel emeklilik gibi yeni finansal enstrümanların gelişmesi gerektiğini dile getirdi. Hiçbir şey yapılmasa bile gelecek dönemde tasarruf oranlarının orta vadede yükseleceğini öne süren Yılmaz, bunu destekleyici çalışmaların sürdüğünü bildirdi. Yılmaz, tasarruf paketinin ne zaman hazır olacağına ilişkin bugünden tarih vermenin doğru olmayacağını kaydetti. Bakan Yılmaz, 2011 yılında çift haneye çıkan enflasyonun ne zaman tek haneli rakamlara ineceğine ilişkin soru üzerine, enflasyonun Mayıs ayına kadar belli bir düzeyde gideceğini, özellikle Mayıs ayından sonra yılın ikinci yarısında hızlı bir şekilde bir düşüş trendine gireceğini ve Merkez Bankasının hedefine yakın bir şekilde gerçekleşeceğini beklediklerini söyledi. Baz etkisinin çok yükseldiğini ve 2011 yılının son dönemlerindeki artışların tek seferlik artışlardan kaynaklandığını ifade eden Yılmaz, ''Kurun ciddi etkisi oldu, gıda fiyatlarının belli oranda etkisi oldu, vergisel bazı düzenlemelerimizin yansımaları oldu. Bu etkiler yılın ikinci döneminde bazdan çıkmış olacaklar. Bu tek seferlik bir yükseliş oldu. Yılın ikinci yarısında hızlı bir şekilde enflasyondaki gerilemeyi göreceğiz. Bu da yüzde 5 hedefine yakın bir şekilde tamamlamamızı sağlayacak'' değerlendirmesinde bulundu. Yılmaz'a, son dönemde yaşanan olumsuz hava koşullarının meyve-sebze fiyatlarındaki artış nedeniyle enflasyona yansıyıp yansımayacağı da soruldu. Bakan Yılmaz, TÜİK'in enflasyon sepetini güncelleme çalışmalarına değinerek, ''Enflasyon sepetinde her ürünün bir payı var. Payı nispetinde her ürün yansıyacaktır tabii. Tek bir üründe düşüş, yükseliş olabilir. Ortalamanın oldukça üstünde yükselenler olabilir. Diğer yandan ortalamanın oldukça altında kalanlar da olacaktır. Burada averaja bakmak gerekir. Onu da TÜİK'in hesaplamalarından göreceğiz. Şimdiden genel ortalamayı ne yönde etkileyeceğini tam, net söylemek mümkün değil'' diye konuştu. AA | 19.01.2012 - 16:55 | haberturk | ['kalkınma bakanı cevdet yılmaz', 'dünya bankası', 'türkiye', 'en kırılgan ülke'] | "Dünya Bankası gerçekçi değil" | Makro Ekonomi | https://www.haberturk.com/ekonomi/makro-ekonomi/haber/707619-dunya-bankasi-gercekci-degil |
Rahim ağzı kanseri tarama yöntemi (HPV-DNA) ile kontrol edilen 1,5 milyon kadının yüzde 3,6'sında yüksek riskli rahim ağzı kanserine yol açan virüs (HPV) tespit edildi | null | 'nca, kanser saptama oranları mevcut yöntemlere göre çok daha yüksek olan rahim ağzı kanseri tarama yöntemi (HPV-DNA) ile kontrol edilen 1,5 milyon kadının yüzde 3,6'sında yüksek riskli rahim ağzı kanserine yol açan virüs (HPV) tespit edildi. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanı Murat Gültekin, rahim ağzı kanseri taramaları için için uzun yıllardır ''smear'' yönteminin kullanıldığını belirtti. Gültekin, ''Son yıllardaki gelişmeler, rahim ağzı kanseri taramalarında HPV virüsünün DNA'sının taranabileceğini de gösterdi" dedi. Sağlık Bakanlığı'nın bu tarama yöntemini kullandığı programına yaklaşık 1,5 milyon kadının katıldığını ifade eden Gültekin, "Yapılan taramalar sonucunda, yaklaşık olarak yüzde 3,6 kadında yüksek riskli HPV-DNA tespit edildi" dedi. Gültekin'in açıkladığı yüzde 3,6'lık oran, taramaya katılan 1,5 milyon kadının yaklaşık 54 binine denk düşüyor. HPV-DNA tarama sonuçlarına göre iller arası farklılık saptanmadığını dile getiren Gültekin, Türkiye'de görülen kanser yapan HPV tiplerinin de Avrupa ve Asya'dakilere benzer olduğunun tespit edildiğini aktardı. Gültekin, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile kanser tedavisinde, yüksek teknoloji ürünlerinin kullanımı ve ilaçların temininin yanı sıra koruyucu ve önleyici çalışmalara ağırlık verildiğini vurguladı. Kadınlarda en sık görülen kanser türleri arasında ilk 10 sırada yer alan rahim ağzı kanserinin, önlenebilir olduğuna işaret eden Gültekin, HPV adı verilen virüsün vücuda yerleşmesinden 5-6 yıl sonra rahim ağzında hücresel bozukluklara neden olduğunu, bunun 10 yıl içerisinde kansere dönüşebileceğini anlattı. HPV-DNA yönteminin İngiltere, İtalya, Amerika, Meksika gibi birçok ülkede tarama programlarına dahil edildiğine dikkati çeken Gültekin, Türkiye'de de HPV taramalarında yeni ve etkin metod olan "HPV-DNA" testinin kullanılmaya başladığını söyledi. Gültekin, şunları kaydetti: "Türkiye, dünyada bu uygulamayı kullanan öncü ülkelerden biri oldu. HPV-DNA testlerinde klasik smear ile kıyaslandığında kanser saptama oranları daha yüksek ve tarama sonucunda kanserin negatif olması durumunda tahmin gücü de yüksek. Bilimsel verilere göre, dünyanın en iyi tarama testi. Kanser yakalama oranları oldukça yüksek. Yani hem kanser yakalama oranı yüksek hem de hızlı ve pratik bir test. Bu yöntemde DNA teknolojisi kullanıldığı için insan kaynakları da verimli kullanılabiliyor.'' Türkiye genelinde biri Ankara'da diğeri İstanbul'da olmak üzere iki ulusal HPV analizi laboratuvarının hizmet verdiğini bildiren Gültekin, tarama yaptıracakların aile hekimlerine başvurmaları gerektiğini söyledi. Gültekin, testin ücretsiz yapıldığını belirterek "Hastalardan alınan örneklerde HPV'nin olup olmadığı, varsa hangi genotipe ait olduğu tespit ediliyor, aynı örnek üzerinde refleks smeari de çalışılıyor ve 10 gün içinde tüm raporlar aile hekimlerine bildiriliyor'' dedi. | 19.06.2016 - 11:26 | haberturk | ['murat gültekin', 'sağlık bakanlığı', 'hpv-dna taraması'] | Türkiye'de 1,5 milyon kadına HPV-DNA taraması | Sağlık | https://www.haberturk.com/saglik/haber/1255906-turkiyede-1-5-milyon-kadina-hpv-dna-taramasi |
Amerikan Basketbol Ligi (NBA) play-off'ları Batı Konferansı finalinin açılış maçında Golden State Warriors, konuk ettiği Houston Rockets'ı 110-106 mağlup ederek seride 1-0 öne geçti.Warriors, Curry ile kazandı | cumhuriyet.com.tr | NBA play-off'larına tek maçla devam edildi. Golden State Warriors, Batı Konferansı final serisinin ilk maçında ORACLE Arena'da Houston Rockets'ı konuk etti. Baştan sona çekişme içinde geçen mücadelede, sezonun en değerli oyuncusu (MVP) seçilen Stephen Curry'nin skorer oyununun da yardımıyla Warriors, rakibini 110-106 yenerek seride 1-0 öne geçti. Warriors'da Curry 34 sayı, 6 ribaunt, 5 asist ve 2 top çalma, Shaun Livingston 18 sayı ve 7 ribaunt, Klay Thompson 15 sayı, Draymond Green 13 sayı, 12 ribaunt ve 8 asist, Harrison Barnes 14 sayıyla galibiyette pay sahibi oldu. Rockets'da James Harden 28 sayı, 11 ribaunt, 9 asist ve 4 top çalma, Trevor Ariza 20 sayıyla, Josh Smith 17 sayıyla mücadele etti. Warriors ile Rockets arasındaki serinin ikinci maçı, perşembeyi cumaya bağlayan gece yine ORACLE Arena'da oynanacak. NBA play-off'larına, Atlanta Hawks ile Cleveland Cavaliers arasında oynanacak Doğu Konferansı final serisi maçı ile devam edilecek. | 20 Mayıs 2015 Çarşamba, 13:51 | cumhuriyet | null | Warriors, Curry ile kazandı | basketbol | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/basketbol/280617/Warriors__Curry_ile_kazandi.html |
Adı sıklıkla giydiği cüretkar kıyafetlerle gündeme gelen Barbadoslu şarkıcı Rihanna, bu kez parfümünün tanıtımında kullanılan bir posterle tartışma yarattı. | null | Rogue ismindeki parfüm için hazırlanan poster İlan Standartları Kurumu tarafından çocuklar için uygunsuz bulundu. İlan Standartları Kurumu posterin çocukların görebileceği alanlarda kullanılmasını yasaklayacak bir kısıtlama getirdi. Parfümü üreten Parlux Fragrances isimli firma ise posterin Rihanna’nın kışkırtıcı kişiliğiyle uyumlu olduğunu düşündüklerini açıkladı. Bu Rihanna’nın tartışma yaratan ilk reklam çalışması değil. 2012’de çıkardığı bir başka parfüm olan Rebelle için New York Times Meydanı’na asılan posteri de aşırı cinsellik içerdiği gerekçesiyle tepki çekmişti. | 04.06.2014 - 13:06 | null | [] | Rihanna’ya yasak geldi | Yaşam | https://www.ntv.com.tr/yasam/rihannaya-yasak-geldi,MI7I2cY-dEKFliXstA968g |
Yunanistan'ın Türkiye sınırına yakın askeri yasak bölgede yakalanan iki Alman gazetecinin yakalanarak, gözaltına alındığı bildirildi. | null | Yunanistan'ın Kathimerini gazetesinin haberine göre, sınırdaki Dimetoka bölgesinde Alman kanalı ARD için çalıştıklarını belirten iki kişi gözaltına alınarak, savcılığı götürüldü. Yaşları 31 ve 33 olan biri kadın iki Alman için Atina'daki Almanya Büyükelçiliğinin harekete geçtiği belirtildi. Öte yandan gazetecilerin polise ifadelerinde Almanya'dan Türkiye'ye yasa dışı yollarla dönüş yapan Türklere ilişkin bir haber üzerine çalıştıklarını söyledikleri kaydedildi. | 10.03.2018 - 12:23 | Anadolu Ajansı | ['Dünya', 'Yunanistan', 'Almanya'] | Yunanistan'da iki Alman gazeteci gözaltına alındı | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/yunanistanda-iki-alman-gazeteci-gozaltina-alindi,42D6W3iD20yW4nrt3HoJ4Q |
31 Aralık ve 1 Ocak'ta iki farklı mekânda sahne alacak olan Serdar Ortaç, toplamda yaklaşık 550 bin TL ücretle, Ajda Pekkan ile Tarkan'ı geride bıraktı. | null | Yılbaşı gecesi sahne alacak olan ünlülerin ücretleri merak konusu oldu. Takvim'in haberine göre; Serdar Ortaç, bu yıl da zirveye oturdu. İki farklı yerde sahne alacak olan ünlü popçu, 31 Aralık gecesi İstanbul Cevahir Otel'de sahneye çıkacak ve 300 bin TL ücret alacak. 1 Ocak 2011 gecesi ise Kıbrıs'taki Cratos Otel'de konser verecek ve buradan da 150 bin dolar yani yaklaşık 250 bin TL kazanacak. 31 Aralık akşamı, Cratos Otel'de Tarkan ve Ajda Pekkan aynı sahnede olacak ve bu gece için 250'şer bin TL alacaklar. Ortaç'ı 31 Aralık gecesi 6 kişilik standda izlemenin bedeli, kişi başı 375 TL. Aynı akşam Ortaköy Princess Otel'de sahne alacak Demet Akalın'ın en pahalı loca fiyatı ise kişi başı 250 TL. | 21.12.2010 - 12:34 | null | [] | Yılbaşında para basacak | Yaşam | https://www.ntv.com.tr/yasam/yilbasinda-para-basacak,9tJy9UWGR06raB_wxNKWFg |
Sakarya Karapürçek ilçesinde yaşayan doğuştan skolyoz (omurga eğriliği) hastası 6 yaşındaki Ecrin Selim'in ailesi, kızlarının ameliyatı için gerekli 110 bin lirayı bulup sağlığına kavuşmasını istiyor. | null | Hastalığı nedeniyle 6 ayda bir ameliyat olmak zorunda kalan küçük Ecrin, ameliyat olup bir an önce sağlığına kavuşmak istiyor. Hidrosefali hastalığı teşhisi konulan 3 yaşındaki Ümmügülsüm'ü bir yıl önce kaybeden Yakup ve Hatice Selim, 6 yaşındaki kızları Ecrin'i de ameliyatla çaresi bulunan hastalık yüzünden kaybetmek istemiyor. Asgari ücretle inşaatlarda çalışan baba Yakup Selim, gazetecilere yaptığı açıklamada, çocuğunun kurtulması için 110 bin liraya ihtiyaç olduğunu, bunun için yardımseverlerden ve yetkililerden yardım istediğini söyledi. Kızı 3 yaşındaki Ümmügülsüm'ü bir yıl önce kaybettiklerini anımsatan Selim, şunları kaydetti: "Bu Allah'ın takdiri. Tek umudumuz Ecrin Selim'in daha sağlıklı yaşam sürdürebilmesi ve bu ameliyatın yapılması için hayırseverlerden, devlet büyüklerinden yardımlarını bekliyoruz. Çocuğumuzun sağlıklı bir yaşam sürdürmesi bizim için çok önemli çünkü bir evlat acısı yaşadık. Evlat acısını Allah kimseye vermesin, evlat acısıyla da sınamasın. Tedavi gördüğü hastanede bile SGK'nın çok büyük önemi var çünkü çocuğumuzu fizik tedavisi bile yaptıramıyoruz. Ben asgari ücret alan biriyim bu ameliyatın yapılabilmesi için 110 bin liraya ihtiyaç var. Bunu benim karşılamam imkansız. Çocuğumuzu hastaneye her götürdüğümüzde çocuğun psikolojisi bozuluyor ve bizim de canımız yanıyor. Çocuğumuzun psikolojisi bozulduğu için hastaneye bile gitmek istemiyor. Kızımı 6 ayda bir hastaneye götürüp ameliyat yaptırıyoruz. Eğer bir aparat takılırsa bir daha ameliyata gitmeyecek." Yardımseverlerden ve yetkililerden yardım beklediklerini yineleyen anne Hatice Selim ise "Bir daha evlat acısını yaşamak istemiyoruz. SGK'nın karşılamadığı aparat takılırsa çocuğumuz 6 ayda bir ameliyat olmayacak. Ecrin'nin psikolojisi çok bozuldu. 'Anne çok korktum ve korkuyorum.' diyor. Hatta hastanenin bile adını duymak istemiyor. Eğer çocuğuma kalıcı aparat takılırsa inşallah bir daha ameliyathaneye girmeyecek ve psikolojisi de düzelecek. Bu konuda herkesten yardım istiyoruz" diye konuştu. | 25.12.2018 - 17:36 | Anadolu Ajansı | ['Türkiye', 'Sağlık', 'Çocuk'] | Skolyoz hastası kızlarının tedavisi için yardım bekliyorlar | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/skolyoz-hastasi-kizlarinin-tedavisi-icin-yardim-bekliyorlar,7SpwVWjQ-UO97Gl4mfGaOw |
Kırgızistan'ın ihracat şirketleri Genelleştirilmiş Tercihler Sisteminden yararlanarak 68 milyon dolarlık ihracat yaptı | null | Kırgızistan'ın ihracat şirketleri, Avrupa Birliği (AB) tarafından uygulamaya sokulan Genelleştirilmiş Tercihler Sisteminden (GTS+) yararlanarak 68 milyon ABD doları tutarında ihracat gerçekleştirdi. Kırgızistan Ekonomi Bakanlığının verilerine göre, ülkede 50 ihracatçı şirket, 2016 yılının şubat-aralık döneminde Avrupa Birliğine 68 milyon dolar tutarında ürün ihracatı yaptı. Genelleştirilmiş Tercihler Sisteminden istifade eden şirketlerin ihracatındaki paya bakıldığında yüzde 30’unu kurufasulye, yüzde 23’ünü etnik kıyafet, bal, ceviz, kuruyemiş ve yüzde 9’unu mantar türlerinin oluşturduğu görüldü Avrupa Birliği tarafından, 2016'nın başında Kırgızistan’a, gelişmekte olan ülkelerin dünya ticaret sisteminde daha fazla yer almalarını sağlamak ve ekonomik büyümelerini hızlandırmak amacıyla tek taraflı sürdürülen Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi uygulamasından yararlanmasını öngören statü verilmişti. Böylelikle Kırgızistan ihracatçılarına, AB ülkelerine 6 bin çeşit tarım, gıda ve tekstil ürününü gümrüksüz (sıfır tarifeyle) ihraç imkanı tanınmış oldu. | 04.02.2017 - 13:32 | Anadolu Ajansı | [] | Kırgızistan'dan AB'ye gümrüksüz ihracat | Dünya | https://www.ntv.com.tr/dunya/kirgizistandan-abye-gumruksuz-ihracat,GDlaVQa2w0ih85P_dFb5iA |
Elektrik Mühendisleri Odası, tüm Türkiye'de yaşanan kesintiyle ilgili açıklama yaptı. | cumhuriyet.com.tr | Elektrik Mühendisleri Odası kesintiyle ilgili olarak açıklamasını yaptı. CHP'li Aykut Erdoğdu da "Bana iletilen bilgiye göre sorun ağırlıklı iletim hatlarından ve güç düşüşünden kaynaklanıyor" dedi. | 31 Mart 2015 Salı, 12:05 | cumhuriyet | null | Elektrik Mühendisleri Odası'ndan kesintiyle ilgili ilk açıklama | turkiye | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/239955/Elektrik_Muhendisleri_Odasi_ndan_kesintiyle_ilgili_ilk_aciklama.html |
Başbakan Davutoğlu, bugün CHP Lideri Kılıçdaroğlu’yla yapacağı görüşmede ele alacağı konuları 4 başlıkta sıraladı. Davutoğlu, bu görüşmeyle açık ruhuyla toplumu kuşatan, kişiselleştirilmemiş, insan odaklı bir Anayasa için süreç başlatmak istediğini söyledi | null | Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a yaptığı ziyareti takip ettik. Öncelikle Davutoğlu’nun ziyaretinin; hem zamanlaması hem de iki güne yayılması nedeniyle tüm Balkanlar’da büyük dikkatle izlendiğini söylemekte fayda var. Rusya’nın hinterlandı olarak görülen bir ülkeye yapılan ziyaret haliyle bu yönüyle de dikkat çekiyor. Başbakan, Belgrad’da ziyaretinin bu boyutunu “Zaten önemliydi Türkiye-Sırbistan ilişkileri ama Rusya’yla yaşadığımız son gelişmelerden sonra daha da önem kazandı. Çünkü Rusya Balkanlar’da Türkiye’yi rahatsız edebilecek ve kendileri için müttefik adlettikleri ülkelere dönük bir çaba içinde. Türkiye-Sırbistan ilişkileri iyiyse Balkanlar’da bir meltem rüzgârı esiyor. Kötüyse hani ‘Balkanlar’dan gelen soğuk rüzgâr’ denilen rüzgâr esmeye başlıyor. Türkiye’ye yakın olan gruplar ile Sırbistan’a yakın olan gruplar arasında birden bir gerilim doğuyor. Bu da Balkanlar’daki genel havayı etkiliyor” sözleriyle özetliyor. Neyse ki bizim de yerinde gördüğümüz kadarıyla Sırbistan-Türkiye ilişkileri “gayet iyi” denebilecek düzeyde seyrediyor. Gazetecilerle görüşme sırasında konu kaçınılmaz bir şekilde iç gündeme geliyor ve Başbakan suallerimize şu cevapları veriyor: Bu ziyaretleri düşünürken birkaç şeyi hedefledik. Birincisi yeni bir döneme başlıyoruz; bir diyalog başlatmak. Nasıl biz Başbakan olduktan sonra Azerbaycan’a gidiyoruz... Bir geleneği oluşturmak. Gündem olarak ne var diye sorduğunuzda; yeni Anayasa, ardından ikinci olarak üzerinde durmayı arzu ettiğimiz husus iç tüzük, Meclis’i daha iyi çalıştırabilmek için... Üçüncüsü reformlar. Bizim açıkladığımız reform paketleri var, bunlarla kanaatlerini almak ve süratle çıkmasını sağlamak, çünkü herkesin kabul ettiği reformlar bunların çoğu. Bu üç konu üzerine odaklanacağız. Bir de kalıcı bir bütçeye kavuşulması için yardımcı olmalarını rica edeceğim. Esas itibarıyla bu dört konu, tabi merkezinde yeni Anayasa hususu var. Niye yeni bir Anayasa ihtiyacı içindeyiz, çünkü 12 Eylül Anayasası toplumun bütününü kuşatan bir Anayasa olarak yazılmadı. Mümkün olan en geniş tabanda bu Anayasa’yı oluşturma ihtiyacı var. Onun için de önce muhalefet liderleri sonra da sivil toplumla sürekli temas halinde olacağım. Yani bu, bir seferde gidip ‘Biz Anayasa’yla ilgili şunu düşünüyoruz, bunu kabul eder misiniz etmezseniz ne olacak?’ falan gibi bir tartışma değil. Bir şeyi konuşacağım Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile. Yeni Anayasa konusunda onlar için en uygun yöntem nedir? Çünkü usulde anlaşamazsak; sonra ‘Sen şununla gelme, ben şunu söylemeyeyim’ gibi başlarsak bunlar doğru değil. Herhalde ne Kılıçdaroğlu’nun ne Bahçeli’nin itirazı yoktur. HDP’yi de zikretmek isterdim ama malum sebeplerle görüşmeyeceğiz. 12 Eylül Anayasası’nın tümden değişmesi gerektiği konusunda kimsenin bir itirazı yok. Görünüşte... Gerçekten herkes değişmesini istiyor mu? Bu ayrı bir soru. Hem 12 Eylül darbesinden şikâyet edip hem 12 Eylül Anayasası’na sığınmak doğru değil. Bu sebeple yöntemi istişare etmeyi düşünüyorum. Sonra da muhtevayla ilgili hususlar... Son birkaç gün uzlaşma komisyonunda yapılan tartışmaların metinlerini okudum. Ciddi bir külliyat var okumaya devam ediyorum. Bu sürece katkıda bulunan arkadaşları cumartesi gecesi topladım, ilerleyen saatlere kadar onları dinledim. Yani ezberden herhangi bir çalışma yapmadan gitmiyoruz. Bir meselenin ruhu, bir de formu vardır, Anayasa’larda da böyle. Şöyle bir formülü doğru görmüyorum; ‘12 Eylül Anayasası’nın ruhu yaşasın, formunu değiştirelim.’ Şimdiye kadar çok revizyon yapıldı, revizyonist yöntemleri oldum olası benimsememişimdir. Yani şekli bazı şeyleri değiştirelim 1-2 maddeyi, bugünkü krizleri aşalım veya şöyle yapalım gibi. Ruhu o kadar bozuk ki 12 Eylül Anayasası’nın olmuyor. Bu tür konularda her şeye açık olmak lazım. Ben Anayasa’ların açık olması gerektiğini düşünüyorum. Kendine, halkına güvenen Anayasa açık Anayasa’dır. Terminoloji itibarıyla kapalı Anayasalar vardır. Belli maddelerinin değiştirilmesinin yasaklandığı Anayasalar. 4, bazen 10 madde olabilir bu. Açık Anayasa’da ise her şey konuşulabilir. Bu 4 madde ile ilgili benim şüphe beyan ettiğim anlamına gelmiyor. Ben o 4 maddeye inanıyorum ama halkıma, kendime, kuracağımız sisteme güveniyorum ki, bunlar açık da olsa bu 4 maddeyi değiştirmeyi kimse düşünmez, yani aidiyeti kuvvetliyse böyle bir şeye ihtiyaç olmaz. Zaten ruhu burada. Ruhu dediğim husus ne; 1- Vatandaş-insan odaklı olacak, devlet odaklı olmayacak. Bizim Anayasa devlet odaklı. Yani devleti korumak esastır. Halbuki devletin esası insandır. Mesela bu benim için olmazsa olmaz şeylerden biri. İnsan onurunu esas alacak. Bunu temel hak ve özgürlükler konusunda taviz vermeden yapacağız. 12 Eylül Anayasası’na baktığınızda vatandaşı tehdit görüyor. Her an yaramazlık yapabilir diye sanki bakıyor, anne baba (gibi) ve kısıtlama koyuyor. ‘Şunu yapma, şunu da yapma!’ ‘Şunu yaparsan bile şunları şunları gözeterek yap.’ Halbuki ne vatandaş çocuktur ne de devlet vatandaşlar dışında var olabilen bir şeydir. Bunlar hep ruhuyla ilgili şeyler. Bunların oluşması halinde biz formu rahat konuşuruz. Form nedir? Yönetim şeklidir. Ha bir de güçler ayrılığı prensibi ruhtur, form değildir. Yani ‘Başkanlık üzerinden diktatörlük doğar’ gibi bir kanaati serdedenlere söylüyorum; en büyük diktatörlük bazen jüristokrasi üzerinden doğabilir. Mesela Hitler parlamenter sistem içinde gelişti. Bu tür kalıpların dışına çıkmak lazım. Düşünüyorum. Yani bence o ruhu sağlarsak, o ruh üzerinde başkanlık sistemi de, parlamenter sistem de özgürlükçü olur. Başkanlık sistemine ‘Türkiye bölünür’ diye karşı çıktıklarını iddia ediyorlar. Sanki başkanlığın öncül şartı federalizm gibi. Yahu Almanya’da federal devlet var, parlamenter sistem. Yani diktatörlük dediğiniz, gücün tek elde toplanması. Amerikan sisteminde zaten kurucu babalar bunu engellemek için bu sistemi geliştirmeye çalıştı. Çok açık konuşacağım. Meseleyi kişiselleştirmememiz, konjonktüre teslim etmememiz lazım. Yani ‘Başkanlık gelirse Sayın Erdoğan başkan olur’ ya da bugünkü konjonktür ,‘Başkanlık gelirse biz iktidar olamayız.’ Öyle bir sistem kuralım ki torunlarımız, onların torunlarının torunları da bununla yaşayabilsin, bir daha fetrete izin olmasın. 30-40, belki 10 sene sonra bilemeyiz ama biyolojik ömrün ortalamasına bakıldığında 30 sene sonra hiçbirimiz yokuz. Ben de yokum, sayın Cumhurbaşkanı’mız da yok, Kılıçdaroğlu da yok. Biz Mevlânâ muhitleri Şeb-i Arus deriz, geldi mi eyvallah. Ama 50 sene sonra Türkiye olacak. Çağrım burada liderlere; gelin konjonktürel şeyleri bir kenara koyalım. Yine başkanlığın; Türkiye’deki evrilen sistem itibarıyla geçişin kolay olacağı kanaatindeyim. Yeni bir şeyi inşa etmek bakımından da bunu savunacağız. ‘Yok biz bundan hoşlanmıyoruz’ diyorsa kendi teklifi neyse onu getirsin. Machiavelli’nin çok sevdiğim bir değerlendirmesi var. ‘Fransa gibi bir devleti kurmak çok kolay, idare etmek imkânsızdır. Osmanlı gibi bir devleti kurmak çok zor, idare etmek kolaydır’ der. Yani devleti öylesine yeniden tanzim edelim ki iyice düşünelim, konuşalım ama sonra idare etmek kolay olsun. Başbakan olduğumda Demirtaş’ı Başbakanlık’ta kabul ettim, çok eleştiri almama rağmen hiç tereddüt etmedim. Çünkü Meclis’te grubu bulunan bir partinin eşbaşkanıydı. Başbakanlık’ta onu kabul ettiğim tarih 1 Ekim. 6 Ekim’de Kobani’yi kışkırtarak çıkarttılar. 7 Haziran’dan sonra hükümeti kurma görevini 9 Temmuz’da Cumhurbaşkanı’mızdan aldım, 15 Temmuz’da onları ziyaret ettim, o zaman da çok eleştiri aldım parti içinden. ‘Niye gidiyoruz, adam 8 Haziran’da açıklama yaptı ‘Asla’ dedi’ diye. Ben ‘Hayır’ dedim, ‘Hükümet görevini aldım kimseyi dışlamam.’ 1 Kasım seçimlerinden sonra arada terörle mücadele dahil vahim açıklamalar yapmış olmalarına rağmen ‘Herkesle görüşeceğim’ dedim. Tekrar randevu istedim. Benim HDP’yle şu aşamada görüşmem siyasi bir risk, ben bu riski aldım hiç tereddüt etmeden. Onlar karşılığında ne yaptılar? Daha randevunun mürekkebi kurumadan Demirtaş açıklama yaptı ‘Gelince şunu soracağız, bunu soracağız’ Hesap sorma makamı sanki. Yahu sen önce kendi hesabını ver. Nedir bu hendekler, barikatlar, silahlar, saldırılar. Ne yapmak istiyorsunuz? Soruşturmaya gelince, hukuk devletinde herkes kurallara uymak durumundadır. Ha fikir hürriyeti var, herkes her şeyi söyleyebilir. Fikir düzeyinde kaldığı müddetçe. Fakat kimse var olan bir hukuk sistemi işlerken, kendi başına de-facto özerklik falan ilan edemez. Bu suçtur. Şimdi Almanya’da diyelim ki bir akşam federal yeni bir yapı ilan ederseniz Alman hukuk sistemi buna sessiz kalır mı? Ya da Amerika’da 50 federal devlet var, sen de bir federal devlet ilan ediyorsun bir köşede... Birisi ‘Böyle bir şey ilan ettim şuralarda barikat kazdım, giremez’ diyebilir mi? O andan itibaren suç başlar. Bunu kimse fikir özgürlüğü olarak göremez. Bir ilan ve bunun parçası olarak da yapılmış hendekler, barikatlar, saldırılar, Doçkalar, Kanaslar var. Bir siyasi partinin terörü ve teröristi övmesi, savunması, toplumu bu faaliyetlere katılmaya davet etmesi kabul edilemez. Her demokratik hukuk düzeni bunu suç olarak telakki eder. Yani bu konuda hiç taviz yok. Tabii Rusya ile böyle bir savaş içindeyiz dememiz doğru değil, öyle bir veri yok ortada ama siber güvenlik şu anda her yerde ulusal güvenliğin bir parçası olarak telakki ediliyor. Bunlara karşı her türlü tedbiri aldık. Ama hiçbir ülke de ‘Bu tehditlere karşı korunaklıyız’ diyebilecek durumda değil. O bakımdan ciddi bir teyakkuz halindeyiz. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Sırbistan ziyaretinin ikinci gününde Boşnakların yaşadığı Sancak Bölgesi’ne yapacağı ziyaret, sis nedeniyle iptal edildi. Dün sabah saatlerinde Sırbistan Cumhurbaşkanı Tomislav Nikolic ile görüşen Davutoğlu, Türkiye’ye döndü. Davutoğlu’nun Belgrad’da Bosna Hersek Başbakanı Denis Zvizdic ve Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vuciç ile bir araya gelip birlikte Yeni Pazar’a gitmesi planlanmıştı. Bu kapsamda Davutoğlu’nun dün öğle saatlerinde Belgrad’dan Sancak Bölgesi’nin merkezi Yeni Pazar’a helikopterle geçmesi planlanıyordu. Bu amaçla Başbakanlık’a ait iki helikopter Türkiye’den Sırbistan’a gitti. Ancak helikopterler Belgrad’da etkili olan yoğun sis nedeniyle kente inemedi. Bosna Başbakanı Zvizdic de sis engeline takıldığı için Belgrad’a gelemedi. Tüm bu gelişmeler üzerinde Yeni Pazar ziyaretini iptal eden Davutoğlu, Ankara’ya döndü. 13.00'TE HDP’den randevu talebini geri çeken Başbakan Davutoğlu, CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile bugün Meclis’te bir araya gelecek, yeni Anayasa için Kıılçdaroğlu’nun nabzını yoklayacak. Muhalefet ile iletişim kanallarını açık tutmak isteyen Davutoğlu, “Bunu ön görüşme kabul edelim. Süreç içinde ihtiyaç duydukça bir araya gelelim” mesajı verecek. Görüşme saat 13.00’te Kılıçdaroğlu’nun makam odasında başlayacak. | 30.12.2015 - 04:04 | haberturk | [] | Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'na dört dosyayla gidiyor | Gündem | https://www.haberturk.com/gundem/haber/1174146-davutoglu-kilicdarogluna-dort-dosyayla-gidiyor |
İstanbul'da 71 kilo uyuşturucunun ele geçirildiği operasyonun altından Susurluk, Yüksekova çetesi ve “Yeşil”le ilgili bağlantılar ortaya çıktı. Şebekenin lideri “Tilki Selim” dahil 11 kişi tutuklandı. | null | İstanbul polisi, uyuşturucu şebekesinin lideri “Tilki Selim” lakaplı Selim Işık'ın Afganistan, Pakistan ve İran'dan temin ettiği eroini Türkiye üzerinden Avrupa'ya gönderdiğini belirledi. Çete üyesi Emekli Binbaşı Ayhan P'nin Yüksekova'dan minibüse yüklediği 71 kilo eroini İstanbul'da ele geçirildi. Operasyonda “Tilki Selim”in de aralarında bulunduğu 11 kişi yakalandı. Selim Işık'ın ismi “Susurluk” skandalı sırasında gündeme gelmişti. “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'ın İranlı uyuşturucu kaçakçısı asker Stimko'yu kaçırarak ailesinden 300 bin mark ve 50 bin dolar fidye almıştı. Daha sonra İranlı uyuşturucu kaçakçısı asker Smitko'nun MİT'e çalıştığı ve Selim Işık'ın bacanağı olduğu ortaya çıkmıştı. Fidye alındıktan bir süre sonra Smitko'nun cesedi bulunmuştu. Ancak Selim Işık'ın ismi eski Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın raporunda da geçiyordu. Rapordaki ses kaydında “Yeşil”in Selim Işık'ı uyuşturucu parasını paylaşması yönünde tehdit ediyordu. Ses kaydında “Yeşil” şöyle diyordu: “Yalnız yersen kustururlar.” Uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınanlar arasında Yüksekova çetesi davasında yargılanan emekli Binbaşı Ayhan P. ve Kadıköy Mavi Çarşı’da 13 kişinin ölümüyle ilgili davada ömürboyu hapse mahkum olan Azime Işık'ın babası da var. Polisteki sorguları tamamlanan ve adliyeye sevk edilen aralarında ''tilki'' lakaplı Selim Işık'ın da bulunduğu 11'i kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. | 15.01.2010 - 14:24 | NTV Haber | [] | 'Tilki Selim' yakayı ele verdi | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/tilki-selim-yakayi-ele-verdi,Mrj5TLyLVECTGHoFEdhBpQ |
Lisansın, tüp bebek çalışmaları yapan Sydney IVF şirketine verildiği ve şirketin, araştırma için 7200 insan embriyonuna erişme imkanı olduğu belirtildi. | null | Avustralya hükümeti, bilim adamlarının insan embriyonlarını kopyalamalarına ve embriyona ait kök hücreler elde etmelerine izin veren ilk lisansı verdi. Şirkete söz konusu lisansı veren Ulusal Sağlık ve Tıp Araştırma Konseyi’nin lisans komitesi başkanı doktor John Findlay, Sydney IVF’nin çalışmasının yakından takip edileceğini belirterek, şirkete tedavi amaçlı kopyalama lisansı verildiğini, embriyonların fetüs aşamasına ulaştırılmasına izin verilmediğini kaydetti. Bilim adamlarının, araştırmalarını, en fazla embriyonun rahime henüz yerleştirilmediği blastokist aşamasında sürdürebilecekleri belirtildi. Şirketin araştırmasında başarılı olması halinde, bunun dünyada bir ilk olacağı kaydedilirken, Sydney IVF, araştırmalarında, yalnızca yeterince olgunlaşmadıkları ya da düzgün bir biçimde döllenmedikleri için tüp bebek için uygun olmayan ve donörlerin izin verdiği yumurtaları kullanacaklarını açıkladı. Sydney IVF, embriyon kopyalamak için embriyona ait kök hücre, toplanmış yumurtalara tutulu kümülüs hücreleri ve deri hücrelerinin kullanılacağını bildirdi. Dünyada kök hücre çalışmaları yapılan diğer ülkelerde, bilim adamlarının, çeşitli teknikler kullanarak, embriyona ait hücrelere benzediklerine inandıkları kök hücreler elde etmelerine izin veriliyor, ancak hiçbiri, kopyalanmış insan embriyonundan embriyona ait hücreler çıkaramıyor. Avustralya’da tedavi amaçlı kopyalama araştırması üzerindeki yasak, 2006 yılı Aralık ayında parlamentoda yapılan oylamada kaldırılmıştı. Ülkede üreme amaçlı insan kopyalamak ise yasak. | 18.12.2008 - 21:37 | Anadolu Ajansı | [] | Avustralya’dan insan embriyosu kopyasına izin | Türkiye | https://www.ntv.com.tr/turkiye/avustralyadan-insan-embriyosu-kopyasina-izin,PC35h9DzEka_JPZ6gzA70Q |
Piyasalar yeni haftaya dolar ve avronun art arda kırdığı rekorlarla başladı. Dolar, TL karşısında 3,73'ü de geçti. Avro ise 3,9182'yi gördü. | cumhuriyet.com.tr | Geçen hafta 3.64’ü aşan dolar/TL’de rekor yolculuğu dün de devam etti. Dolardaki küresel değer kazancı ve içerideki siyasi endişelerle dolar/TL yeni tarihi zirvesi olan 3.7388’e çıktı. Güne 3.65’i aşarak tarihi zirveden başlayan kur, açıldığı dakikadan itibaren kademeli olarak yükselişini sürdürdü. Sabah saatlerinde açıklanan ve beklentileri karşılamayan sanayi üretimi verisi ardından 3.6830’a çıkan dolar/TL, öğle saatlerine gelindiğinde 3.70’i aştı. Kur en son 3.7388’e kadar yükseldi. Avro da doların yükselişine paralel rekor kırarak 3.9340 ile tarihi zirvesini gördü. Serbest piyasada dolar 3.7330, Avro 3.9280 TL’den günü tamamladı. Kurun yükselişinde hem iç hem dış riskler etkili oluyor. Küresel piyasalarda ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artıracağı endişeleri dolar endeksini 14 yılın zirvesine yaklaştırırken, içeride kuru etkileyen unsurlar arasında siyasi ve jeopolitik gelişmeler öne çıkıyor. Anayasa değişikliği görüşmelerinde ikinci maratonun başlamasıyla siyasi sisteme ilişkin tartışmalar, referandum belirsizliği, jeopolitik riskler ve güvenlik riskleri, Merkez Bankası’nın siyasi endişelerle TL’nin sert değer kayıplarına karşın faiz adımlarını kullanmaktan çekinebileceği endişesi, faiz adımlarının kullanılması halinde siyasilerle yaşanabilecek gerilim ihtimali, Türkiye’ye tek yatırım yapılabilir notu veren Fitch’in 27 Ocak’taki değerlendirme tarihinin yaklaşması Türk finansal varlıkları üzerinde baskı unsuru oluşturuyor. TL geçen hafta olduğu gibi dün de gelişen ülke para birimleri arasında dolar karşısında en çok değer kaybeden oldu. Gelişen ülke para birimlerinde dün yüzde 0.1 ila yüzde 1 arasında değer kaybı yaşanırken TL’deki değer kaybı yüzde 2’ye yaklaştı. | 9 Ocak 2017 Pazartesi, 09:34 | cumhuriyet | null | Dolar da Avro da tarih yazdı | ekonomi | http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/657356/Dolar_da_Avro_da_tarih_yazdi.html |
Spor Toto Süper Lig'in 31. haftasında Beşiktaş, Vodafone Arena'da Kayserispor'u 4-0 yendi. Puanını 73'e yükseltip bitime 3 hafta kala liderliğini koruyan Kara Kartal, yeni stadındaki ikinci maçını da kazanmayı başardı. | null | Beşiktaş, Akhisar beraberliğinin ardından kazanmaya mecbur olduğu bir maça çıkıyordu. Geçen hafta eleştiri oklarının hedefinde bulunan Alexis, Şenol Güneş’in kemendiyle kenara gelmiş Tosic, savunmanın ortasına gelmişti. Kayserispor ise art arda aldığı 2 galibiyetle nefes almıştı. Ama bu maçtan 1 saat önce gelen Eskişehir galibiyet haberi bu maçın önemini bir kat daha arttırmıştı. Yeni stadı dolduran taraftarların da yardımıyla rakibin üzerine giderek başladı maça Beşiktaş. İsteği her halinden belli olan Quaresma, 2. dakikada sağdan ortaladı. Uzak direkte Gomez’in vuruşu istediği gibi değildi. 9’da Quaresma sağdan geldi vurdu ama Ahamada kurtardı. Golün geliyorum dediğini Sağır Sultan bile duymuştu. 10’da Sosa sağdan ortaladı. Gomez ön direkte eğilip kafayı vurdu: 1-0. Kayserispor açılmaya başladı. Beşiktaş, bundan yararlanacak organizasyonları yapmaya başladı. 23’te solda Gomez, Oğuzhan’ı gördü. O da düzeltip ağlara gönderdi: 2-0. 34’te Olcay soldan sağa harika bir pas attı. Sonrasında Quaresma, kendine has bir driplingle ceza alanına girdi. Klas vuruşunu Ahamada ağlarda gördü: 3-0. 41’de Tosic’in üst direkten dönen şutu ve 43’te Sosa’nın yakın mesafeden Ahamada’yı yenemediği an, devrenin 3-0’da kalmasını sağladı. 56’da Olcay, harika bir pas çıkardı. Gomez solda topla kaleciyi geçti ama sıfırdan vuruşu kaleye paralel gitti. İyice rahatlayan ve oyunu açan Beşiktaş 64’te tehlikeli geldi. Sosa’nın ceza alanı içinden şutunu Ahamada kornere gönderdi. 67’de Zeki’nin hatası ve ardından faulüyle Quaresma yerde kaldı. Penaltıyı Gomez 69’da dışarı gönderdi. 75’te Derley, Oğulcan’ın pasıyla kendisini kaleciyle karşı karşıya buldu. Ama vuruşu dışarıya gitti. Uzatma bölümünde süper yedek Cenk 8’inci golünü attı: 4-0. Beşiktaş açısından iç rahatlatan bir performans oldu. Gelecek hafta oynanacak Galatasaray derbisi öncesi puan kaybı yapılmadan, goller atarak puan kaybının telafi edilmiş olması Şenol Güneş ve öğrencileri için önemli. Kayserispor ise 2 galibiyetin ardından bu yenilgiyle küme düşme tehlikesini hissediyor. Vodafone Arena Serkan Çınar, Erdem Bayık, Esat Sancaktar Tolga – Beck, Marcelo, Tosic, İsmail – Atiba, Oğuzhan (72 Gökhan) – Quaresma (71 Cenk), Sosa, Olcay (87 Necip) - Gomez Ahamada – Zeki, Mustafa, Simic (46 Mabiala), Berkan – Mijailovic – Deniz, Furkan, Lopez, Oğulcan (78 Ömer) – Sinan (59 Derley) Quaresma; Mustafa, Zeki Gomez (10), Oğuzhan (23), Quaresma (34), Cenk (90+1) | 30.04.2016 - 20:56 | Ntvspor | ['Spor', 'Futbol', 'Beşiktaş', 'Kayseri'] | Beşiktaş '4' koldan! | Spor | https://www.ntv.com.tr/spor/besiktas-4-koldan,q94DtrDxXUG4zI7d_GXeUw |
Napoli 1-0 geriye düştüğü Sampdoria’yı 4-2 yenerek ligde art arda üçüncü galibiyetini aldı ve Şampiyonlar Ligi şansını sürdürdü | null | İtalya Ligi’nde Napoli’nin çıkışı devam ediyor. Sampdoria’yı 4-2 yenen Rafael Benitez’in ekibi üçüncü Lazio ile farkı ikiye düşürdü ve Şampiyonlar Ligi şansını arttırdı. 13. dakikada Eder’in sağdan ortasını Napoli savunmasından Raul Albiol ters bir vuruşla kendi ağlarına gönderdi ve Sampdoria deplasmanda 1-0 öne geçti. 31’de Gabbiadini’nin zayıf vuruşunu kaleci Viviano, elinden kaçırınca ayağının arasından meşin yuvarlak filelere gitti. 34’te Gabbiadini ile verkaç yapan Higuain’in vuruşunda top ağlarla buluşunca Napoli 2-1 üstünlüğe ulaştı. 47’de Lorenzo Insigne, müthiş bir vuruşla Napoli’yi 3-1 öne geçirdi. 79’da De Silvestri’nin ceza sahasında Hamsik’i düşürmesiyle kazanılan penaltıyı gole çeviren Higuain durumu 4-1’e taşıdı. 88'de Luis Muriel, karşılaşmanın skorunu belirledi: 4-2. Dördüncü Napoli, 56 puana çıkarak, beşinci Sampdoria ile farkı altı puana yükseltti ve üçüncü Roma ile farkı da ikiye düşürdü. | 27.04.2015 - 09:47 | Ntvspor | ['Futbol', 'Spor'] | Napoli fırtına gibi | Spor | https://www.ntv.com.tr/spor/napoli-firtina-gibi,i2d4shG8ykSZlS-l0QETrg |