id
int64
1
9.2k
answers
list
title
stringlengths
4
104
question
stringlengths
2
257
context
stringlengths
31
11.1k
2,924
[ { "answer_start": "82", "text": "Palermo" } ]
Muhammed İdrisi
El İdrisi nerede ölmüştür?
Ebû Abdullah Muhammed b. Muhammed Şerif el-İdrîsî (Doğum: 1100 Septe - Ölüm: 1166 Palermo), El İdrisi (Arapça; أبو عبد الله محمد الإدريسي ; Latince Dreses) olarak bilinen ünlü Arap gezgin, haritacı ve coğrafyacı.
2,925
[ { "answer_start": "149", "text": "Dreses" } ]
Muhammed İdrisi
El İdrisi'nin Latince adı nedir?
Ebû Abdullah Muhammed b. Muhammed Şerif el-İdrîsî (Doğum: 1100 Septe - Ölüm: 1166 Palermo), El İdrisi (Arapça; أبو عبد الله محمد الإدريسي ; Latince Dreses) olarak bilinen ünlü Arap gezgin, haritacı ve coğrafyacı.
2,926
[ { "answer_start": "24", "text": "1203" } ]
İbn Ebî Useybia
İbn Ebî Useybia kaç yılında doğmuştur?
İbn Ebî Useybia (Doğum: 1203 Şam - Ölüm: 1270), Arap hekim ve tarihçi. Şam'da Hazrec ailesinden biri olarak dünyaya geldi. Şam ve Kahire'de tıp eğitimi aldı. 1236'da Kahire'de yeni bir hastanede çalıştı ve ardından Sarkar'daki emir Azeddin'in fizikçisi olarak çalıştı. Tıpla ilgili çalışmalarının dışında 380 kadar hekim ve bilim insanının biyografisini içeren bir eser bırakmıştır.
2,927
[ { "answer_start": "41", "text": "1270" } ]
İbn Ebî Useybia
İbn Ebî Useybia kaç yılında ölmüştür?
İbn Ebî Useybia (Doğum: 1203 Şam - Ölüm: 1270), Arap hekim ve tarihçi. Şam'da Hazrec ailesinden biri olarak dünyaya geldi. Şam ve Kahire'de tıp eğitimi aldı. 1236'da Kahire'de yeni bir hastanede çalıştı ve ardından Sarkar'daki emir Azeddin'in fizikçisi olarak çalıştı. Tıpla ilgili çalışmalarının dışında 380 kadar hekim ve bilim insanının biyografisini içeren bir eser bırakmıştır.
2,928
[ { "answer_start": "29", "text": "Şam" } ]
İbn Ebî Useybia
İbn Ebî Useybia nerede doğmuştur?
İbn Ebî Useybia (Doğum: 1203 Şam - Ölüm: 1270), Arap hekim ve tarihçi. Şam'da Hazrec ailesinden biri olarak dünyaya geldi. Şam ve Kahire'de tıp eğitimi aldı. 1236'da Kahire'de yeni bir hastanede çalıştı ve ardından Sarkar'daki emir Azeddin'in fizikçisi olarak çalıştı. Tıpla ilgili çalışmalarının dışında 380 kadar hekim ve bilim insanının biyografisini içeren bir eser bırakmıştır.
2,929
[ { "answer_start": "78", "text": "Hazrec" } ]
İbn Ebî Useybia
İbn Ebî Useybia hangi ailede doğmuştur?
İbn Ebî Useybia (Doğum: 1203 Şam - Ölüm: 1270), Arap hekim ve tarihçi. Şam'da Hazrec ailesinden biri olarak dünyaya geldi. Şam ve Kahire'de tıp eğitimi aldı. 1236'da Kahire'de yeni bir hastanede çalıştı ve ardından Sarkar'daki emir Azeddin'in fizikçisi olarak çalıştı. Tıpla ilgili çalışmalarının dışında 380 kadar hekim ve bilim insanının biyografisini içeren bir eser bırakmıştır.
2,930
[ { "answer_start": "123", "text": "Şam ve Kahire" } ]
İbn Ebî Useybia
İbn Ebî Useybia hangi şehirlerde tıp eğitimi görmüştür?
İbn Ebî Useybia (Doğum: 1203 Şam - Ölüm: 1270), Arap hekim ve tarihçi. Şam'da Hazrec ailesinden biri olarak dünyaya geldi. Şam ve Kahire'de tıp eğitimi aldı. 1236'da Kahire'de yeni bir hastanede çalıştı ve ardından Sarkar'daki emir Azeddin'in fizikçisi olarak çalıştı. Tıpla ilgili çalışmalarının dışında 380 kadar hekim ve bilim insanının biyografisini içeren bir eser bırakmıştır.
2,931
[ { "answer_start": "158", "text": "1236" } ]
İbn Ebî Useybia
İbn Ebî Useybia kaç yılında Kahire'de bir hastanede çalışmıştır?
İbn Ebî Useybia (Doğum: 1203 Şam - Ölüm: 1270), Arap hekim ve tarihçi. Şam'da Hazrec ailesinden biri olarak dünyaya geldi. Şam ve Kahire'de tıp eğitimi aldı. 1236'da Kahire'de yeni bir hastanede çalıştı ve ardından Sarkar'daki emir Azeddin'in fizikçisi olarak çalıştı. Tıpla ilgili çalışmalarının dışında 380 kadar hekim ve bilim insanının biyografisini içeren bir eser bırakmıştır.
2,932
[ { "answer_start": "305", "text": "380 kadar" } ]
İbn Ebî Useybia
İbn Ebî Useybia'nın eserinde kaç bilim insanının biyografisi bulunmaktadır?
İbn Ebî Useybia (Doğum: 1203 Şam - Ölüm: 1270), Arap hekim ve tarihçi. Şam'da Hazrec ailesinden biri olarak dünyaya geldi. Şam ve Kahire'de tıp eğitimi aldı. 1236'da Kahire'de yeni bir hastanede çalıştı ve ardından Sarkar'daki emir Azeddin'in fizikçisi olarak çalıştı. Tıpla ilgili çalışmalarının dışında 380 kadar hekim ve bilim insanının biyografisini içeren bir eser bırakmıştır.
2,933
[ { "answer_start": "28", "text": "Tabakât-ül-Etibbâ" } ]
İbn Ebî Useybia
İbn Ebî Useybia'nın en önemli eserinin adı nedir?
Useybia'nın en önemli eseri Tabakât-ül-Etibbâ (Doktor kuşaklarının bilgilerinin kaynakları) adlı eseridir. Bu eser 15 bölümden oluşur, 380 adet doktor ve bilim insanının biyografisini içerir ve tıp tarihinin kökenlerini aydınlatmaya çalışır. Ele aldığı kişiler sadece Müslüman bilim adamları değildir, aralarında Yunan, Arap, Pers, Hint bilim adamları da vardır. Eser, İbn-i Sina, Farabi, İbn-i Rüşd, Galen, Hipokrat gibi hekim ve bilim adamları hakkında bilgiler içermesinin dışında, 13. yüzyılda doğu dünyasında gelişen tıp biliminin işlevi ve işleyiş biçimi hakkında da genel bir bakış elde etmemizi sağlar.
2,934
[ { "answer_start": "115", "text": "15" } ]
İbn Ebî Useybia
Tabakât-ül-Etibbâ'nın kaç bölümü vardır?
Useybia'nın en önemli eseri Tabakât-ül-Etibbâ (Doktor kuşaklarının bilgilerinin kaynakları) adlı eseridir. Bu eser 15 bölümden oluşur, 380 adet doktor ve bilim insanının biyografisini içerir ve tıp tarihinin kökenlerini aydınlatmaya çalışır. Ele aldığı kişiler sadece Müslüman bilim adamları değildir, aralarında Yunan, Arap, Pers, Hint bilim adamları da vardır. Eser, İbn-i Sina, Farabi, İbn-i Rüşd, Galen, Hipokrat gibi hekim ve bilim adamları hakkında bilgiler içermesinin dışında, 13. yüzyılda doğu dünyasında gelişen tıp biliminin işlevi ve işleyiş biçimi hakkında da genel bir bakış elde etmemizi sağlar.
2,935
[ { "answer_start": "313", "text": "Yunan, Arap, Pers, Hint" } ]
İbn Ebî Useybia
Tabakât-ül-Etibbâ'da Müslüman dışında hangi kökenlerden bilim insanları vardır?
Useybia'nın en önemli eseri Tabakât-ül-Etibbâ (Doktor kuşaklarının bilgilerinin kaynakları) adlı eseridir. Bu eser 15 bölümden oluşur, 380 adet doktor ve bilim insanının biyografisini içerir ve tıp tarihinin kökenlerini aydınlatmaya çalışır. Ele aldığı kişiler sadece Müslüman bilim adamları değildir, aralarında Yunan, Arap, Pers, Hint bilim adamları da vardır. Eser, İbn-i Sina, Farabi, İbn-i Rüşd, Galen, Hipokrat gibi hekim ve bilim adamları hakkında bilgiler içermesinin dışında, 13. yüzyılda doğu dünyasında gelişen tıp biliminin işlevi ve işleyiş biçimi hakkında da genel bir bakış elde etmemizi sağlar.
2,936
[ { "answer_start": "369", "text": "İbn-i Sina, Farabi, İbn-i Rüşd, Galen, Hipokrat" } ]
İbn Ebî Useybia
Tabakât-ül-Etibbâ'da hangi bilim insanlarından bahsedilmektedir?
Useybia'nın en önemli eseri Tabakât-ül-Etibbâ (Doktor kuşaklarının bilgilerinin kaynakları) adlı eseridir. Bu eser 15 bölümden oluşur, 380 adet doktor ve bilim insanının biyografisini içerir ve tıp tarihinin kökenlerini aydınlatmaya çalışır. Ele aldığı kişiler sadece Müslüman bilim adamları değildir, aralarında Yunan, Arap, Pers, Hint bilim adamları da vardır. Eser, İbn-i Sina, Farabi, İbn-i Rüşd, Galen, Hipokrat gibi hekim ve bilim adamları hakkında bilgiler içermesinin dışında, 13. yüzyılda doğu dünyasında gelişen tıp biliminin işlevi ve işleyiş biçimi hakkında da genel bir bakış elde etmemizi sağlar.
2,937
[ { "answer_start": "485", "text": "13" } ]
İbn Ebî Useybia
Tabakât-ül-Etibbâ kaçıncı yüzyıldaki tıp dünyası ile ilgili bilgi verir?
Useybia'nın en önemli eseri Tabakât-ül-Etibbâ (Doktor kuşaklarının bilgilerinin kaynakları) adlı eseridir. Bu eser 15 bölümden oluşur, 380 adet doktor ve bilim insanının biyografisini içerir ve tıp tarihinin kökenlerini aydınlatmaya çalışır. Ele aldığı kişiler sadece Müslüman bilim adamları değildir, aralarında Yunan, Arap, Pers, Hint bilim adamları da vardır. Eser, İbn-i Sina, Farabi, İbn-i Rüşd, Galen, Hipokrat gibi hekim ve bilim adamları hakkında bilgiler içermesinin dışında, 13. yüzyılda doğu dünyasında gelişen tıp biliminin işlevi ve işleyiş biçimi hakkında da genel bir bakış elde etmemizi sağlar.
2,938
[ { "answer_start": "66", "text": "1250" } ]
Şemseddin Semerkandi
Şemseddin Semerkandi kaç yılında doğmuştur?
Shams al-Dīn Muḥammad ibn Ashraf al-Ḥusaynī al-Samarqandī (Doğum: 1250 - Ölüm: 1310) 13. yüzyılda Semerkant'ta yaşamış olan astronom ve matematikçi.
2,939
[ { "answer_start": "79", "text": "1310" } ]
Şemseddin Semerkandi
Şemseddin Semerkandi kaç yılında ölmüştür?
Shams al-Dīn Muḥammad ibn Ashraf al-Ḥusaynī al-Samarqandī (Doğum: 1250 - Ölüm: 1310) 13. yüzyılda Semerkant'ta yaşamış olan astronom ve matematikçi.
2,940
[ { "answer_start": "79", "text": "13" } ]
Şemseddin Semerkandi
Şemseddin Semerkandi kaçıncı yüzyılda yaşamıştır?
Shams al-Dīn Muḥammad ibn Ashraf al-Ḥusaynī al-Samarqandī (Doğum: 1250 - Ölüm: 1310) 13. yüzyılda Semerkant'ta yaşamış olan astronom ve matematikçi.
2,941
[ { "answer_start": "98", "text": "Semerkant" } ]
Şemseddin Semerkandi
Şemseddin Semerkandi hangi şehirde yaşamıştır?
Shams al-Dīn Muḥammad ibn Ashraf al-Ḥusaynī al-Samarqandī (Doğum: 1250 - Ölüm: 1310) 13. yüzyılda Semerkant'ta yaşamış olan astronom ve matematikçi.
2,942
[ { "answer_start": "90", "text": "Risâle fi adab al-bahth" } ]
Şemseddin Semerkandi
Şemseddin Semerkandi hangi eserinde muhakeme yöntemini tartışmıştır?
Semerkandi diyalektiğini kullanarak muhakeme ve entelektüel soruşturma yöntemi tartışılan Risâle fi adab al-bahth eserini yazdı. Bu tür soruşturma yöntemleri, çok eski Yunanlar tarafından kullanılmıştır. Ayrıca astronomi için özet yazdı ve 1276-77 yıllarında bir yıldız kataloğu üretti.
2,943
[ { "answer_start": "241", "text": "1276-77" } ]
Şemseddin Semerkandi
Şemseddin Semerkandi yıldız kataloğunu hangi yıllarda oluşturmuştur?
Semerkandi diyalektiğini kullanarak muhakeme ve entelektüel soruşturma yöntemi tartışılan Risâle fi adab al-bahth eserini yazdı. Bu tür soruşturma yöntemleri, çok eski Yunanlar tarafından kullanılmıştır. Ayrıca astronomi için özet yazdı ve 1276-77 yıllarında bir yıldız kataloğu üretti.
2,944
[ { "answer_start": "95", "text": "35" } ]
Şemseddin Semerkandi
Şemseddin Semerkandi matematik eserinde kaç tane Öklid önermesini tartışmıştır?
Matematikte Semerkandi'nin hazırladığı sadece 20 sayfalık kısa bir iş için Öklid önermelerinin 35'i tartışılır. Kısa bir çalışma olmasına rağmen Semerkandi yazmadan önce ünlü diğer Müslüman matematikçilerin eserlerine danışmıştır. Örneğin o, İbn-i Heysem, Ömer Hayyam, El-Cevherî, Nasîrüddin Tûsî ve Esîr al-Din al-Abharī'nin yazıları vardır.
2,945
[ { "answer_start": "46", "text": "20" } ]
Şemseddin Semerkandi
Şemseddin Semerkandi'nin matematik eseri kaç sayfadan oluşmaktadır?
Matematikte Semerkandi'nin hazırladığı sadece 20 sayfalık kısa bir iş için Öklid önermelerinin 35'i tartışılır. Kısa bir çalışma olmasına rağmen Semerkandi yazmadan önce ünlü diğer Müslüman matematikçilerin eserlerine danışmıştır. Örneğin o, İbn-i Heysem, Ömer Hayyam, El-Cevherî, Nasîrüddin Tûsî ve Esîr al-Din al-Abharī'nin yazıları vardır.
2,946
[ { "answer_start": "27", "text": "1902" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı kaç yılında doğmuştur?
Ömer Lütfi Akadlı, (Doğum: 1902, İstanbul - Ölüm: 31 Mayıs 1988), Türk hukukçu.
2,947
[ { "answer_start": "33", "text": "İstanbul" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı nerede doğmuştur?
Ömer Lütfi Akadlı, (Doğum: 1902, İstanbul - Ölüm: 31 Mayıs 1988), Türk hukukçu.
2,948
[ { "answer_start": "66", "text": "Türk" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı'nın milliyeti nedir?
Ömer Lütfi Akadlı, (Doğum: 1902, İstanbul - Ölüm: 31 Mayıs 1988), Türk hukukçu.
2,949
[ { "answer_start": "13", "text": "Ankara Üniversitesi" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı hangi üniversitenin Hukuk Fakültesi'nden mezun olmuştur?
1927 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. 1928 yılında Sürmene Savcılığına atanarak kamu hizmetine başlamıştır. Ankara’da değişik mahkemelerde hâkimlik ve başkanlık yapmıştır. 1946 yılında Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra, 14 Haziran 1950 tarihinde Yargıtay Üyeliğine, 8 Mart 1958 tarihinde ise Yargıtay ikinci Başkanlığına atanmış, Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği'ne (6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961) seçilmiştir. Aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yapmıştır. 2 Mayıs 1962 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir. 2 Aralık 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine; 7 Ekim 1964 tarihinde ise Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Bu göreviyürütmekte iken Cumhurbaşkanınca Cumhuriyet Senatosu Üyeliğine seçilmesi nedeniyle kendi isteğiyle 8 Temmuz 1966 tarihinde emekliye ayrılmıştır.
2,950
[ { "answer_start": "65", "text": "1928" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı kaç yılında kamu hizmetine başlamıştır?
1927 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. 1928 yılında Sürmene Savcılığına atanarak kamu hizmetine başlamıştır. Ankara’da değişik mahkemelerde hâkimlik ve başkanlık yapmıştır. 1946 yılında Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra, 14 Haziran 1950 tarihinde Yargıtay Üyeliğine, 8 Mart 1958 tarihinde ise Yargıtay ikinci Başkanlığına atanmış, Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği'ne (6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961) seçilmiştir. Aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yapmıştır. 2 Mayıs 1962 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir. 2 Aralık 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine; 7 Ekim 1964 tarihinde ise Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Bu göreviyürütmekte iken Cumhurbaşkanınca Cumhuriyet Senatosu Üyeliğine seçilmesi nedeniyle kendi isteğiyle 8 Temmuz 1966 tarihinde emekliye ayrılmıştır.
2,951
[ { "answer_start": "78", "text": "Sürmene Savcılığı" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı kamu hizmetine nereye atanarak başlamıştır?
1927 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. 1928 yılında Sürmene Savcılığına atanarak kamu hizmetine başlamıştır. Ankara’da değişik mahkemelerde hâkimlik ve başkanlık yapmıştır. 1946 yılında Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra, 14 Haziran 1950 tarihinde Yargıtay Üyeliğine, 8 Mart 1958 tarihinde ise Yargıtay ikinci Başkanlığına atanmış, Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği'ne (6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961) seçilmiştir. Aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yapmıştır. 2 Mayıs 1962 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir. 2 Aralık 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine; 7 Ekim 1964 tarihinde ise Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Bu göreviyürütmekte iken Cumhurbaşkanınca Cumhuriyet Senatosu Üyeliğine seçilmesi nedeniyle kendi isteğiyle 8 Temmuz 1966 tarihinde emekliye ayrılmıştır.
2,952
[ { "answer_start": "212", "text": "Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı 1946'da hangi görevde bulunmuştur?
1927 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. 1928 yılında Sürmene Savcılığına atanarak kamu hizmetine başlamıştır. Ankara’da değişik mahkemelerde hâkimlik ve başkanlık yapmıştır. 1946 yılında Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra, 14 Haziran 1950 tarihinde Yargıtay Üyeliğine, 8 Mart 1958 tarihinde ise Yargıtay ikinci Başkanlığına atanmış, Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği'ne (6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961) seçilmiştir. Aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yapmıştır. 2 Mayıs 1962 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir. 2 Aralık 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine; 7 Ekim 1964 tarihinde ise Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Bu göreviyürütmekte iken Cumhurbaşkanınca Cumhuriyet Senatosu Üyeliğine seçilmesi nedeniyle kendi isteğiyle 8 Temmuz 1966 tarihinde emekliye ayrılmıştır.
2,953
[ { "answer_start": "286", "text": "14 Haziran 1950" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı hangi tarihte Yargıtay üyeliğine atanmıştır?
1927 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. 1928 yılında Sürmene Savcılığına atanarak kamu hizmetine başlamıştır. Ankara’da değişik mahkemelerde hâkimlik ve başkanlık yapmıştır. 1946 yılında Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra, 14 Haziran 1950 tarihinde Yargıtay Üyeliğine, 8 Mart 1958 tarihinde ise Yargıtay ikinci Başkanlığına atanmış, Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği'ne (6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961) seçilmiştir. Aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yapmıştır. 2 Mayıs 1962 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir. 2 Aralık 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine; 7 Ekim 1964 tarihinde ise Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Bu göreviyürütmekte iken Cumhurbaşkanınca Cumhuriyet Senatosu Üyeliğine seçilmesi nedeniyle kendi isteğiyle 8 Temmuz 1966 tarihinde emekliye ayrılmıştır.
2,954
[ { "answer_start": "332", "text": "8 Mart 1958" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı hangi tarihte Yargıtay ikinci başkanlığına atanmıştır?
1927 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. 1928 yılında Sürmene Savcılığına atanarak kamu hizmetine başlamıştır. Ankara’da değişik mahkemelerde hâkimlik ve başkanlık yapmıştır. 1946 yılında Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra, 14 Haziran 1950 tarihinde Yargıtay Üyeliğine, 8 Mart 1958 tarihinde ise Yargıtay ikinci Başkanlığına atanmış, Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği'ne (6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961) seçilmiştir. Aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yapmıştır. 2 Mayıs 1962 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir. 2 Aralık 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine; 7 Ekim 1964 tarihinde ise Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Bu göreviyürütmekte iken Cumhurbaşkanınca Cumhuriyet Senatosu Üyeliğine seçilmesi nedeniyle kendi isteğiyle 8 Temmuz 1966 tarihinde emekliye ayrılmıştır.
2,955
[ { "answer_start": "443", "text": "6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı hangi tarihler arasında Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği görevinde bulunmuştur?
1927 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. 1928 yılında Sürmene Savcılığına atanarak kamu hizmetine başlamıştır. Ankara’da değişik mahkemelerde hâkimlik ve başkanlık yapmıştır. 1946 yılında Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra, 14 Haziran 1950 tarihinde Yargıtay Üyeliğine, 8 Mart 1958 tarihinde ise Yargıtay ikinci Başkanlığına atanmış, Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği'ne (6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961) seçilmiştir. Aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yapmıştır. 2 Mayıs 1962 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir. 2 Aralık 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine; 7 Ekim 1964 tarihinde ise Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Bu göreviyürütmekte iken Cumhurbaşkanınca Cumhuriyet Senatosu Üyeliğine seçilmesi nedeniyle kendi isteğiyle 8 Temmuz 1966 tarihinde emekliye ayrılmıştır.
2,956
[ { "answer_start": "498", "text": "1961 Anayasası" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı hangi anayasayı oluşturan komisyonda görev yapmıştır?
1927 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. 1928 yılında Sürmene Savcılığına atanarak kamu hizmetine başlamıştır. Ankara’da değişik mahkemelerde hâkimlik ve başkanlık yapmıştır. 1946 yılında Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra, 14 Haziran 1950 tarihinde Yargıtay Üyeliğine, 8 Mart 1958 tarihinde ise Yargıtay ikinci Başkanlığına atanmış, Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği'ne (6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961) seçilmiştir. Aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yapmıştır. 2 Mayıs 1962 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir. 2 Aralık 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine; 7 Ekim 1964 tarihinde ise Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Bu göreviyürütmekte iken Cumhurbaşkanınca Cumhuriyet Senatosu Üyeliğine seçilmesi nedeniyle kendi isteğiyle 8 Temmuz 1966 tarihinde emekliye ayrılmıştır.
2,957
[ { "answer_start": "557", "text": "2 Mayıs 1962" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı ne zaman Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir?
1927 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. 1928 yılında Sürmene Savcılığına atanarak kamu hizmetine başlamıştır. Ankara’da değişik mahkemelerde hâkimlik ve başkanlık yapmıştır. 1946 yılında Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra, 14 Haziran 1950 tarihinde Yargıtay Üyeliğine, 8 Mart 1958 tarihinde ise Yargıtay ikinci Başkanlığına atanmış, Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği'ne (6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961) seçilmiştir. Aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yapmıştır. 2 Mayıs 1962 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir. 2 Aralık 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine; 7 Ekim 1964 tarihinde ise Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Bu göreviyürütmekte iken Cumhurbaşkanınca Cumhuriyet Senatosu Üyeliğine seçilmesi nedeniyle kendi isteğiyle 8 Temmuz 1966 tarihinde emekliye ayrılmıştır.
2,958
[ { "answer_start": "652", "text": "2 Aralık 1963" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı ne zaman Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine seçilmiştir?
1927 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. 1928 yılında Sürmene Savcılığına atanarak kamu hizmetine başlamıştır. Ankara’da değişik mahkemelerde hâkimlik ve başkanlık yapmıştır. 1946 yılında Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra, 14 Haziran 1950 tarihinde Yargıtay Üyeliğine, 8 Mart 1958 tarihinde ise Yargıtay ikinci Başkanlığına atanmış, Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği'ne (6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961) seçilmiştir. Aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yapmıştır. 2 Mayıs 1962 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir. 2 Aralık 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine; 7 Ekim 1964 tarihinde ise Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Bu göreviyürütmekte iken Cumhurbaşkanınca Cumhuriyet Senatosu Üyeliğine seçilmesi nedeniyle kendi isteğiyle 8 Temmuz 1966 tarihinde emekliye ayrılmıştır.
2,959
[ { "answer_start": "742", "text": "7 Ekim 1964" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı ne zaman Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir?
1927 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. 1928 yılında Sürmene Savcılığına atanarak kamu hizmetine başlamıştır. Ankara’da değişik mahkemelerde hâkimlik ve başkanlık yapmıştır. 1946 yılında Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra, 14 Haziran 1950 tarihinde Yargıtay Üyeliğine, 8 Mart 1958 tarihinde ise Yargıtay ikinci Başkanlığına atanmış, Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği'ne (6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961) seçilmiştir. Aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yapmıştır. 2 Mayıs 1962 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir. 2 Aralık 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine; 7 Ekim 1964 tarihinde ise Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Bu göreviyürütmekte iken Cumhurbaşkanınca Cumhuriyet Senatosu Üyeliğine seçilmesi nedeniyle kendi isteğiyle 8 Temmuz 1966 tarihinde emekliye ayrılmıştır.
2,960
[ { "answer_start": "920", "text": "8 Temmuz 1966" } ]
Ömer Lütfi Akadlı
Ömer Lütfi Akadlı ne zaman emekli olmuştur?
1927 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. 1928 yılında Sürmene Savcılığına atanarak kamu hizmetine başlamıştır. Ankara’da değişik mahkemelerde hâkimlik ve başkanlık yapmıştır. 1946 yılında Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra, 14 Haziran 1950 tarihinde Yargıtay Üyeliğine, 8 Mart 1958 tarihinde ise Yargıtay ikinci Başkanlığına atanmış, Kurucu Meclis Yargı Organları Temsilciliği'ne (6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961) seçilmiştir. Aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yapmıştır. 2 Mayıs 1962 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmiştir. 2 Aralık 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine; 7 Ekim 1964 tarihinde ise Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Bu göreviyürütmekte iken Cumhurbaşkanınca Cumhuriyet Senatosu Üyeliğine seçilmesi nedeniyle kendi isteğiyle 8 Temmuz 1966 tarihinde emekliye ayrılmıştır.
2,961
[ { "answer_start": "41", "text": "TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi" } ]
Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü
YDBE hangi merkezin bünyesinde çalışmaktadır?
Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü (YDBE), TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi bünyesinde faaliyet gösteren, ileri teknoloji kullanarak ölçme ve bilgisayar destekli modellemeye dayalı araştırmalar yapan bir araştırma enstitüsüdür. Jeolojik kaynaklı doğal afetler ve doğal zenginlikler konularında yürüttüğü çalışmaları kapsamında; Uzay Jeodezisi - (GPS, InSAR), Uzaktan Algılama, Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) Uygulamaları, Yer İçi Görüntüleme Yöntemleri, Deformasyon İzleme Yöntemleri, Sismik Modelleme, Tektonik ve Jeolojik haritalama, Kuyu logları, Organik Jeokimya ve Organik Petroloji ile Basen Modelleme gibi yöntemler kullanmaktadır.
2,962
[ { "answer_start": "227", "text": "Jeolojik kaynaklı doğal afetler ve doğal zenginlikler" } ]
Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü
YDBE hangi konularda çalışmalar yapmaktadır?
Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü (YDBE), TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi bünyesinde faaliyet gösteren, ileri teknoloji kullanarak ölçme ve bilgisayar destekli modellemeye dayalı araştırmalar yapan bir araştırma enstitüsüdür. Jeolojik kaynaklı doğal afetler ve doğal zenginlikler konularında yürüttüğü çalışmaları kapsamında; Uzay Jeodezisi - (GPS, InSAR), Uzaktan Algılama, Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) Uygulamaları, Yer İçi Görüntüleme Yöntemleri, Deformasyon İzleme Yöntemleri, Sismik Modelleme, Tektonik ve Jeolojik haritalama, Kuyu logları, Organik Jeokimya ve Organik Petroloji ile Basen Modelleme gibi yöntemler kullanmaktadır.
2,963
[ { "answer_start": "327", "text": "Uzay Jeodezisi - (GPS, InSAR), Uzaktan Algılama, Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) Uygulamaları, Yer İçi Görüntüleme Yöntemleri, Deformasyon İzleme Yöntemleri, Sismik Modelleme, Tektonik ve Jeolojik haritalama, Kuyu logları, Organik Jeokimya ve Organik Petroloji ile Basen Modelleme" } ]
Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü
YDBE çalışmalarını yürütürken ne gibi yöntemler kullanmaktadır?
Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü (YDBE), TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi bünyesinde faaliyet gösteren, ileri teknoloji kullanarak ölçme ve bilgisayar destekli modellemeye dayalı araştırmalar yapan bir araştırma enstitüsüdür. Jeolojik kaynaklı doğal afetler ve doğal zenginlikler konularında yürüttüğü çalışmaları kapsamında; Uzay Jeodezisi - (GPS, InSAR), Uzaktan Algılama, Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) Uygulamaları, Yer İçi Görüntüleme Yöntemleri, Deformasyon İzleme Yöntemleri, Sismik Modelleme, Tektonik ve Jeolojik haritalama, Kuyu logları, Organik Jeokimya ve Organik Petroloji ile Basen Modelleme gibi yöntemler kullanmaktadır.
2,964
[ { "answer_start": "30", "text": "Ebü'l-Ferec Muhammed bin Ebî Ya'kūb İshâk bin Muhammed bin İshâk en-Nedîm" } ]
İbnü'n Nedîm
İbnü'n Nedîm'in tam adı nedir?
İbnü'n Nedîm ya da tam adıyla Ebü'l-Ferec Muhammed bin Ebî Ya'kūb İshâk bin Muhammed bin İshâk en-Nedîm, 935 - 990 yılları arasında yaşamış Arap bibliyografya bilgini, Fihrist adlı kitabın yazarı.
2,965
[ { "answer_start": "168", "text": "Fihrist" } ]
İbnü'n Nedîm
İbnü'n Nedîm'in yazdığı kitabın başlığı nedir?
İbnü'n Nedîm ya da tam adıyla Ebü'l-Ferec Muhammed bin Ebî Ya'kūb İshâk bin Muhammed bin İshâk en-Nedîm, 935 - 990 yılları arasında yaşamış Arap bibliyografya bilgini, Fihrist adlı kitabın yazarı.
2,966
[ { "answer_start": "36", "text": "Bağdat" } ]
İbnü'n Nedîm
İbnü'n Nedîm hangi şehirde yaşamıştır?
Hayatına dair yeterli bilgi yoktur. Bağdat’ta yaşadığı ve orada öldüğü biliniyorsa da doğum tarihi kesin olarak belli değildir. el-Fihrist’te (s. 330), Hâricî fukahasından olan dostu Berdaî’den söz ederken onu hicri 340’ta (951) gördüğünü ve kitaplarının listesini aldığını belirtir. Anılan tarihte bu âlimle tanışıp dostluk kuracak kadar olgun bir yaşta olduğuna göre 320 (932) yılı civarında doğduğu söylenebilir.
2,967
[ { "answer_start": "152", "text": "Hâricî" } ]
İbnü'n Nedîm
İbnü'n Nedîm'in dostu Berdaî hangi fukahadandır?
Hayatına dair yeterli bilgi yoktur. Bağdat’ta yaşadığı ve orada öldüğü biliniyorsa da doğum tarihi kesin olarak belli değildir. el-Fihrist’te (s. 330), Hâricî fukahasından olan dostu Berdaî’den söz ederken onu hicri 340’ta (951) gördüğünü ve kitaplarının listesini aldığını belirtir. Anılan tarihte bu âlimle tanışıp dostluk kuracak kadar olgun bir yaşta olduğuna göre 320 (932) yılı civarında doğduğu söylenebilir.
2,968
[ { "answer_start": "216", "text": "340" } ]
İbnü'n Nedîm
İbnü'n Nedîm dostu Berdaî'yi hangi hicri yılda görmüştür?
Hayatına dair yeterli bilgi yoktur. Bağdat’ta yaşadığı ve orada öldüğü biliniyorsa da doğum tarihi kesin olarak belli değildir. el-Fihrist’te (s. 330), Hâricî fukahasından olan dostu Berdaî’den söz ederken onu hicri 340’ta (951) gördüğünü ve kitaplarının listesini aldığını belirtir. Anılan tarihte bu âlimle tanışıp dostluk kuracak kadar olgun bir yaşta olduğuna göre 320 (932) yılı civarında doğduğu söylenebilir.
2,969
[ { "answer_start": "369", "text": "320" } ]
İbnü'n Nedîm
İbnü'n Nedîm'in tahmini hicri doğum yılı nedir?
Hayatına dair yeterli bilgi yoktur. Bağdat’ta yaşadığı ve orada öldüğü biliniyorsa da doğum tarihi kesin olarak belli değildir. el-Fihrist’te (s. 330), Hâricî fukahasından olan dostu Berdaî’den söz ederken onu hicri 340’ta (951) gördüğünü ve kitaplarının listesini aldığını belirtir. Anılan tarihte bu âlimle tanışıp dostluk kuracak kadar olgun bir yaşta olduğuna göre 320 (932) yılı civarında doğduğu söylenebilir.
2,970
[ { "answer_start": "761", "text": "Yazı, dil, edebiyat, hadis, fıkıh, felsefe, mantık ve Helenistik dönem ilim ve kültürleri" } ]
İbnü'n Nedîm
İbnü'n-Nedîm hocalarından hangi alanlarda geniş bilgi öğrenmiştir?
Ailesi hakkında bilgi bulunmadığı gibi İbnü’n-Nedîm künyesini alış sebebi de tartışmalıdır. Kendisinin, babasının veya dedelerinden birinin nedim olmasından dolayı bu künyeyi aldığı konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Babası gibi İbnü’n-Nedîm de “varrâk” idi. “Virâka” (kitap istinsah edip ciltlemek, kitap ticareti yapmak) mesleğini babasından öğrenmiş, bu sayede devrin ilim, kültür ve sanat çevreleriyle ilişki kurma, değişik konularda pek çok kitap tanıma imkânına kavuşmuştur. el-Fihrist’te çeşitli dinler, mezhepler, ilimler ve sanatlar hakkında bilgi verirken, bu alanlarda yazılmış eserleri ve bunların muhtevalarını tanıtırken âdeta her alanın uzmanı gibi sağlam bilgiler aktarmasından çok yönlü ve esaslı bir tahsil gördüğü belli olmaktadır. Yazı, dil, edebiyat, hadis, fıkıh, felsefe, mantık ve Helenistik dönem ilim ve kültürleriyle ilgili geniş bilgisini hocaları arasında yer alan Ebû Saîd es-Sayrafî, Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, İsâ b. Ali, Ebû Abdullah el-Merzübânî, İbnü’l-Hammâr, İbn Kirnîb ve Ebû Süleyman es-Sicistânî gibi âlimlere borçludur.
2,971
[ { "answer_start": "904", "text": "Ebû Saîd es-Sayrafî, Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, İsâ b. Ali, Ebû Abdullah el-Merzübânî, İbnü’l-Hammâr, İbn Kirnîb ve Ebû Süleyman es-Sicistânî" } ]
İbnü'n Nedîm
Hangi âlimler İbnü'n-Nedîm'in hocası olmuştur?
Ailesi hakkında bilgi bulunmadığı gibi İbnü’n-Nedîm künyesini alış sebebi de tartışmalıdır. Kendisinin, babasının veya dedelerinden birinin nedim olmasından dolayı bu künyeyi aldığı konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Babası gibi İbnü’n-Nedîm de “varrâk” idi. “Virâka” (kitap istinsah edip ciltlemek, kitap ticareti yapmak) mesleğini babasından öğrenmiş, bu sayede devrin ilim, kültür ve sanat çevreleriyle ilişki kurma, değişik konularda pek çok kitap tanıma imkânına kavuşmuştur. el-Fihrist’te çeşitli dinler, mezhepler, ilimler ve sanatlar hakkında bilgi verirken, bu alanlarda yazılmış eserleri ve bunların muhtevalarını tanıtırken âdeta her alanın uzmanı gibi sağlam bilgiler aktarmasından çok yönlü ve esaslı bir tahsil gördüğü belli olmaktadır. Yazı, dil, edebiyat, hadis, fıkıh, felsefe, mantık ve Helenistik dönem ilim ve kültürleriyle ilgili geniş bilgisini hocaları arasında yer alan Ebû Saîd es-Sayrafî, Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, İsâ b. Ali, Ebû Abdullah el-Merzübânî, İbnü’l-Hammâr, İbn Kirnîb ve Ebû Süleyman es-Sicistânî gibi âlimlere borçludur.
2,972
[ { "answer_start": "242", "text": "Şiî-Mu'tezilî" } ]
İbnü'n Nedîm
İbnü'n-Nedîm'in hangi mezheplerden olduğu kabul edilmektedir?
İbnü’n-Nedîm’in bazı Sünnî âlimlerinden söz ederken “Haşev’îyye'dendir” ifadesini kullanması, Ebu'l-Hasen el-Eş'ârî’yi Cebriyye’den sayması, hoca ve dostları arasında İsmâilî ve Mu'tezilîler’in bulunması gibi hususlar sebep gösterilerek onun Şiî-Mu'tezilî olduğu kabul edilmektedir. Ancak “Haşev’îyye'dendir” şeklindeki iddiası İbn Küllâb gibi nâdir kişilerle ilgili olup bütün Sünnî ulemâyı aynı kategoride saydığı anlamına gelmez. Eş‘arî’ye “Cebriyye” (el-Mücbire) başlığı altında yer vermesi de (a.g.e., s. 257) İbnü’n-Nedîm’in Şiî olduğunu göstermeye yetmez. Esasen müellif, bu başlık altında daha çok Eş‘arî’nin Mu‘tezile’den ayrılışını halkın huzurunda nasıl açıkladığı konusu üzerinde durur. Bununla birlikte onun ılımlı bir Şiî sayıldığını ortaya koyan daha güçlü deliller bulunmaktadır. İlim ve kültür çevresini oluşturan kimseler de genellikle Mu‘tezile kelâmcıları ile Fârâbî okulundan yetişen mantıkçılardı.
2,973
[ { "answer_start": "854", "text": "Mu‘tezile kelâmcıları ile Fârâbî okulundan yetişen mantıkçılardı" } ]
İbnü'n Nedîm
İbnü'n-Nedîm'in kültür çevresini oluşturanlar nasıl insanlardı?
İbnü’n-Nedîm’in bazı Sünnî âlimlerinden söz ederken “Haşev’îyye'dendir” ifadesini kullanması, Ebu'l-Hasen el-Eş'ârî’yi Cebriyye’den sayması, hoca ve dostları arasında İsmâilî ve Mu'tezilîler’in bulunması gibi hususlar sebep gösterilerek onun Şiî-Mu'tezilî olduğu kabul edilmektedir. Ancak “Haşev’îyye'dendir” şeklindeki iddiası İbn Küllâb gibi nâdir kişilerle ilgili olup bütün Sünnî ulemâyı aynı kategoride saydığı anlamına gelmez. Eş‘arî’ye “Cebriyye” (el-Mücbire) başlığı altında yer vermesi de (a.g.e., s. 257) İbnü’n-Nedîm’in Şiî olduğunu göstermeye yetmez. Esasen müellif, bu başlık altında daha çok Eş‘arî’nin Mu‘tezile’den ayrılışını halkın huzurunda nasıl açıkladığı konusu üzerinde durur. Bununla birlikte onun ılımlı bir Şiî sayıldığını ortaya koyan daha güçlü deliller bulunmaktadır. İlim ve kültür çevresini oluşturan kimseler de genellikle Mu‘tezile kelâmcıları ile Fârâbî okulundan yetişen mantıkçılardı.
2,974
[ { "answer_start": "22", "text": "377" } ]
İbnü'n Nedîm
İbnü'n-Nedîm el-Fihrist adlı kitabını hangi hicri yılda yazmıştır?
İbnü’n-Nedîm’in hicri 377 (987) yılında kaleme aldığı, Fihristü’l-kütüb, Fihristü’l-‘ulûm ve Fihristü’l-‘ulemâ’ adlarıyla da bilinen, fakat kısaca el-Fihrist diye tanınan kitabı İslâm dünyasında bibliyografik eserler türünün ilkidir. Zamanla kaybolmuş pek çok eserin adı, konusu ve müellifi hakkındaki bilgiler sadece bu eser sayesinde günümüze ulaşabilmiştir. Buna rağmen İbn Hacer el-Askalânî’nin İbnü’n-Nedîm hakkındaki oldukça menfî görüşlerinden de anlaşılacağı üzere (Lisânü’l-Mîzân, V, 72-73), muhtemelen Şiî ve Mu‘tezilî olduğu şeklindeki yaygın kanaat sebebiyle tarih ve tabakât yazarlarının büyük çoğunluğu müellif ve eserini tamamen ihmal etmiş, bazısı da birkaç satırla anmıştır.
2,975
[ { "answer_start": "55", "text": "Fihristü’l-kütüb, Fihristü’l-‘ulûm ve Fihristü’l-‘ulemâ’" } ]
İbnü'n Nedîm
İbnü'n-Nedîm el-Fihrist adlı kitabı başka hangi adlarla bilinmektedir?
İbnü’n-Nedîm’in hicri 377 (987) yılında kaleme aldığı, Fihristü’l-kütüb, Fihristü’l-‘ulûm ve Fihristü’l-‘ulemâ’ adlarıyla da bilinen, fakat kısaca el-Fihrist diye tanınan kitabı İslâm dünyasında bibliyografik eserler türünün ilkidir. Zamanla kaybolmuş pek çok eserin adı, konusu ve müellifi hakkındaki bilgiler sadece bu eser sayesinde günümüze ulaşabilmiştir. Buna rağmen İbn Hacer el-Askalânî’nin İbnü’n-Nedîm hakkındaki oldukça menfî görüşlerinden de anlaşılacağı üzere (Lisânü’l-Mîzân, V, 72-73), muhtemelen Şiî ve Mu‘tezilî olduğu şeklindeki yaygın kanaat sebebiyle tarih ve tabakât yazarlarının büyük çoğunluğu müellif ve eserini tamamen ihmal etmiş, bazısı da birkaç satırla anmıştır.
2,976
[ { "answer_start": "925", "text": "Altıncı" } ]
İbnü'n Nedîm
el-Fihrist'in en geniş kısmı kaçıncı bölümüdür?
İslâm’ın altın çağı olarak kabul edilen ilk dört asırda dinî, fikrî ve ilmî alanlarda yazılmış Arapça te’lif eserlerle tercümeler ve bunların müellifleri hakkında verdiği bilgilerle ilim dünyasına ışık tutan el-Fihrist “makale” adını taşıyan on bölümden oluşmakta ve her bölüm “fen” başlığıyla alt bölümlere ayrılmaktadır. Birinci bölüm çeşitli milletlerin konuştuğu diller, kullandığı yazılar ve bunların özelliklerinin yanı sıra mukaddes kitaplar, Kur'an, kıraat ilmi ve kurrâlara ayrılmıştır. İkinci bölüm dil ve gramer hakkında olup Arap nahvinin teşekkülü, Kûfe ve Basra dil okullarında nahiv ilminin gelişmesi gibi konularla ilgili bilgiler içermektedir. Üçüncü bölümde tarih, siyer, ensâb âlimleri ve bunların eserleriyle kâtipler, divanlar, nedimler, mûsikişinaslar tanıtılmakta ve eğlenceye dair konulara yer verilmektedir. Dördüncü bölüm şiir ve şairler, beşinci bölüm kelâm ve İslâm’da kelâm akımları hakkındadır. Altıncı bölüm fıkha ve fıkhî mezheplere ayrılmış olup eserin en geniş kısmıdır. Yedinci bölüm felsefeye ve Eskiçağ’dan intikal eden ilimlere, sekizinci bölüm sihir, büyü, tılsım, illüzyon ve hurafelere ayrılmıştır. Dokuzuncu bölüm Kaideliler, Sâbiîler, Maniheistler, Mezdekîler gibi eski Mezopotamya ve Pers din ve kültürlerinin uzantısı olarak varlıklarını devam ettiren din, mezhep ve kültürleri, onuncu bölüm de İlkçağ’dan itibaren eski kimya alanındaki çalışmaları içermektedir.
2,977
[ { "answer_start": "1156", "text": "Kaideliler, Sâbiîler, Maniheistler, Mezdekîler gibi eski Mezopotamya ve Pers din ve kültürlerinin uzantısı olarak varlıklarını devam ettiren din, mezhep ve kültürleri" } ]
İbnü'n Nedîm
el-Fihrist'in dokuzuncu bölümünün konusu nedir?
İslâm’ın altın çağı olarak kabul edilen ilk dört asırda dinî, fikrî ve ilmî alanlarda yazılmış Arapça te’lif eserlerle tercümeler ve bunların müellifleri hakkında verdiği bilgilerle ilim dünyasına ışık tutan el-Fihrist “makale” adını taşıyan on bölümden oluşmakta ve her bölüm “fen” başlığıyla alt bölümlere ayrılmaktadır. Birinci bölüm çeşitli milletlerin konuştuğu diller, kullandığı yazılar ve bunların özelliklerinin yanı sıra mukaddes kitaplar, Kur'an, kıraat ilmi ve kurrâlara ayrılmıştır. İkinci bölüm dil ve gramer hakkında olup Arap nahvinin teşekkülü, Kûfe ve Basra dil okullarında nahiv ilminin gelişmesi gibi konularla ilgili bilgiler içermektedir. Üçüncü bölümde tarih, siyer, ensâb âlimleri ve bunların eserleriyle kâtipler, divanlar, nedimler, mûsikişinaslar tanıtılmakta ve eğlenceye dair konulara yer verilmektedir. Dördüncü bölüm şiir ve şairler, beşinci bölüm kelâm ve İslâm’da kelâm akımları hakkındadır. Altıncı bölüm fıkha ve fıkhî mezheplere ayrılmış olup eserin en geniş kısmıdır. Yedinci bölüm felsefeye ve Eskiçağ’dan intikal eden ilimlere, sekizinci bölüm sihir, büyü, tılsım, illüzyon ve hurafelere ayrılmıştır. Dokuzuncu bölüm Kaideliler, Sâbiîler, Maniheistler, Mezdekîler gibi eski Mezopotamya ve Pers din ve kültürlerinin uzantısı olarak varlıklarını devam ettiren din, mezhep ve kültürleri, onuncu bölüm de İlkçağ’dan itibaren eski kimya alanındaki çalışmaları içermektedir.
2,978
[ { "answer_start": "1340", "text": "İlkçağ’dan itibaren eski kimya alanındaki çalışmaları" } ]
İbnü'n Nedîm
el-Fihrist'in onuncu bölümünün konusu nedir?
İslâm’ın altın çağı olarak kabul edilen ilk dört asırda dinî, fikrî ve ilmî alanlarda yazılmış Arapça te’lif eserlerle tercümeler ve bunların müellifleri hakkında verdiği bilgilerle ilim dünyasına ışık tutan el-Fihrist “makale” adını taşıyan on bölümden oluşmakta ve her bölüm “fen” başlığıyla alt bölümlere ayrılmaktadır. Birinci bölüm çeşitli milletlerin konuştuğu diller, kullandığı yazılar ve bunların özelliklerinin yanı sıra mukaddes kitaplar, Kur'an, kıraat ilmi ve kurrâlara ayrılmıştır. İkinci bölüm dil ve gramer hakkında olup Arap nahvinin teşekkülü, Kûfe ve Basra dil okullarında nahiv ilminin gelişmesi gibi konularla ilgili bilgiler içermektedir. Üçüncü bölümde tarih, siyer, ensâb âlimleri ve bunların eserleriyle kâtipler, divanlar, nedimler, mûsikişinaslar tanıtılmakta ve eğlenceye dair konulara yer verilmektedir. Dördüncü bölüm şiir ve şairler, beşinci bölüm kelâm ve İslâm’da kelâm akımları hakkındadır. Altıncı bölüm fıkha ve fıkhî mezheplere ayrılmış olup eserin en geniş kısmıdır. Yedinci bölüm felsefeye ve Eskiçağ’dan intikal eden ilimlere, sekizinci bölüm sihir, büyü, tılsım, illüzyon ve hurafelere ayrılmıştır. Dokuzuncu bölüm Kaideliler, Sâbiîler, Maniheistler, Mezdekîler gibi eski Mezopotamya ve Pers din ve kültürlerinin uzantısı olarak varlıklarını devam ettiren din, mezhep ve kültürleri, onuncu bölüm de İlkçağ’dan itibaren eski kimya alanındaki çalışmaları içermektedir.
2,979
[ { "answer_start": "126", "text": "Saîd el-Feyyûmî’ye (Saadia Gaon)" } ]
İbnü'n Nedîm
el-Fihrist'te hangi Yahudi âlime yer verilir?
Eserde birinci bölümün ikinci kısmında Yahudi ve Hıristiyan kutsal kitaplarına da temas edilmekte, Yahudi âlimlerinden sadece Saîd el-Feyyûmî’ye (Saadia Gaon) yer verilmekte, ayrıca bazı Hıristiyan din âlimleri tanıtılmaktadır.
2,980
[ { "answer_start": "126", "text": "1850" } ]
İbnü'n Nedîm
Gustav Flügel el-Fihrist'in neşrini yapmak için kaç yılında çalışmaya başlamıştır?
İlim, kültür ve medeniyet tarihi bakımından büyük değere sahip olan el-Fihrist’in ilk ilmî neşrini yapmak üzere Gustav Flügel 1850’de çalışmaya başlamış, onun 1870’te ölümü üzerine Johannes Roediger ve August Mueller eksikleri tamamlayarak neşri gerçekleştirmişlerdir (Leipzig 1871-1872). Bu çalışma ilk olmasına rağmen bazı Grekçe ve Latince isimlerin doğru olarak tespiti ve çeşitli indeksleriyle sonraki neşirlerden daha kullanışlıdır. Ancak sadece Paris, Viyana ve Leiden nüshalarına dayandığı ve el-Fihrist’ten iktibasta bulunan diğer klasik kaynaklarla karşılaştırmadığı için bunda çok sayıda eksik ve okuma hatası mevcuttur.
2,981
[ { "answer_start": "159", "text": "1870" } ]
İbnü'n Nedîm
Gustav Flügel kaç yılında ölmüştür?
İlim, kültür ve medeniyet tarihi bakımından büyük değere sahip olan el-Fihrist’in ilk ilmî neşrini yapmak üzere Gustav Flügel 1850’de çalışmaya başlamış, onun 1870’te ölümü üzerine Johannes Roediger ve August Mueller eksikleri tamamlayarak neşri gerçekleştirmişlerdir (Leipzig 1871-1872). Bu çalışma ilk olmasına rağmen bazı Grekçe ve Latince isimlerin doğru olarak tespiti ve çeşitli indeksleriyle sonraki neşirlerden daha kullanışlıdır. Ancak sadece Paris, Viyana ve Leiden nüshalarına dayandığı ve el-Fihrist’ten iktibasta bulunan diğer klasik kaynaklarla karşılaştırmadığı için bunda çok sayıda eksik ve okuma hatası mevcuttur.
2,982
[ { "answer_start": "181", "text": "Johannes Roediger ve August Mueller" } ]
İbnü'n Nedîm
Gustav Flügel öldükten sonra çalışmasındaki eksikleri kimler tamamlamıştır?
İlim, kültür ve medeniyet tarihi bakımından büyük değere sahip olan el-Fihrist’in ilk ilmî neşrini yapmak üzere Gustav Flügel 1850’de çalışmaya başlamış, onun 1870’te ölümü üzerine Johannes Roediger ve August Mueller eksikleri tamamlayarak neşri gerçekleştirmişlerdir (Leipzig 1871-1872). Bu çalışma ilk olmasına rağmen bazı Grekçe ve Latince isimlerin doğru olarak tespiti ve çeşitli indeksleriyle sonraki neşirlerden daha kullanışlıdır. Ancak sadece Paris, Viyana ve Leiden nüshalarına dayandığı ve el-Fihrist’ten iktibasta bulunan diğer klasik kaynaklarla karşılaştırmadığı için bunda çok sayıda eksik ve okuma hatası mevcuttur.
2,983
[ { "answer_start": "452", "text": "Paris, Viyana ve Leiden nüshalarına dayandığı ve el-Fihrist’ten iktibasta bulunan diğer klasik kaynaklarla karşılaştırmadığı için" } ]
İbnü'n Nedîm
el-Fihrist'in ilk neşrinde neden eksik ve hatalar vardır?
İlim, kültür ve medeniyet tarihi bakımından büyük değere sahip olan el-Fihrist’in ilk ilmî neşrini yapmak üzere Gustav Flügel 1850’de çalışmaya başlamış, onun 1870’te ölümü üzerine Johannes Roediger ve August Mueller eksikleri tamamlayarak neşri gerçekleştirmişlerdir (Leipzig 1871-1872). Bu çalışma ilk olmasına rağmen bazı Grekçe ve Latince isimlerin doğru olarak tespiti ve çeşitli indeksleriyle sonraki neşirlerden daha kullanışlıdır. Ancak sadece Paris, Viyana ve Leiden nüshalarına dayandığı ve el-Fihrist’ten iktibasta bulunan diğer klasik kaynaklarla karşılaştırmadığı için bunda çok sayıda eksik ve okuma hatası mevcuttur.
2,984
[ { "answer_start": "51", "text": "İbn el-Heysem ve Ebū ʿUbeyd el-Cūzecānī" } ]
7./13. Yüzyıl
Ptoleme gezegenler modelinin tashihi denemeleri kimler tarafından başlatılmıştır?
Astronomi alanının teorik yöndeki ilerlemesi, İbn el-Heysem ve Ebū ʿUbeyd el-Cūzecānī tarafından başlatılan Ptoleme gezegenler modelinin tashihi denemelerinde kendini göstermektedir (bkz. 5./11. yüzyıl). Ptoleme’nin kendi gezegenler modeline aequansı (gezegenlerin yörüngelerini sınırlayıp merkezleri Dünya’nınkinden ayrı ve yörüngelere eşit varsayılan daireler) sokmasıyla zedelediği eşit dairesel hareketler prensibini yeniden oluşturmak için Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī çığır açacak bir teşebbüste bulunmuştur. Kendi modelinde o, aequans modelinin merkez noktasını muhafaza ederek, ortası deferentin (gezegenlerin yörüngesinin) orta noktasını veren eksantrik (Dünya’nın merkezi ile gezegenlerin yörüngelerinin merkezleri arasında bulunduğu düşünülen fark uzunluğu) boylamı ek yörünge (episikl) çapına eşit bırakır. (Ek yörüngelerin) orta noktaları deferent üzerinde doğudan batıya doğru hareket eden gezegen episikllerinin eş zamanlı olarak (doğuya doğru) aynı mesafeleri kateden orta noktaları bulunmaktadır. Bu Ptoleme modeliyle ortaya çıkan, hareketlerin tekdüzeliğinin neden olduğu aksaklığı Naṣīreddīn çifte episikller yoluyla bertaraf etmektedir. Bu modelde bir küçük bir daire (ki bunun yarıçapı büyük dairenin yarıçapının yarısıyla ve böylelikle eksantrik uzunluğunun yarısıyla örtüşür) büyük daire içerisinde (yani büyük dairenin orta noktasıyla daire çizgisi arasında) ters yönde batıdan doğuya doğru hareket eder. Naṣīreddīn, bu modelini kendisinin tasarladığı ve şu şekilde dile getirdiği yardımcı teorem üzerine inşa etmektedir: «Bir daire içerisinde daha küçük bir daire yuvarlandığında, onun [büyük olanın] yarıçapı diğerinin [küçük olanın] yarıçapının iki katı kadarsa, akabinde küçük dairenin her bir noktası, yuvarlanma esnasında büyük dairenin çapını tanımlar.» Bu önerme daha sonra Kopernik’de (Ölüm: 1543), Ludovico Ferrari’de (Ölüm: 1565) ve Philippe de la Hire’de (Ölüm: 1718) yeniden ortaya çıkmaktadır.
2,985
[ { "answer_start": "2035", "text": "1543" } ]
7./13. Yüzyıl
Kopernik kaç yılında ölmüştür?
Astronomi alanının teorik yöndeki ilerlemesi, İbn el-Heysem ve Ebū ʿUbeyd el-Cūzecānī tarafından başlatılan Ptoleme gezegenler modelinin tashihi denemelerinde kendini göstermektedir (bkz. 5./11. yüzyıl). Ptoleme’nin kendi gezegenler modeline aequansı (gezegenlerin yörüngelerini sınırlayıp merkezleri Dünya’nınkinden ayrı ve yörüngelere eşit varsayılan daireler) sokmasıyla zedelediği eşit dairesel hareketler prensibini yeniden oluşturmak için Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī çığır açacak bir teşebbüste bulunmuştur. Kendi modelinde o, aequans modelinin merkez noktasını muhafaza ederek, ortası deferentin (gezegenlerin yörüngesinin) orta noktasını veren eksantrik (Dünya’nın merkezi ile gezegenlerin yörüngelerinin merkezleri arasında bulunduğu düşünülen fark uzunluğu) boylamı ek yörünge (episikl) çapına eşit bırakır. (Ek yörüngelerin) orta noktaları deferent üzerinde doğudan batıya doğru hareket eden gezegen episikllerinin eş zamanlı olarak (doğuya doğru) aynı mesafeleri kateden orta noktaları bulunmaktadır. Bu Ptoleme modeliyle ortaya çıkan, hareketlerin tekdüzeliğinin neden olduğu aksaklığı Naṣīreddīn çifte episikller yoluyla bertaraf etmektedir. Bu modelde bir küçük bir daire (ki bunun yarıçapı büyük dairenin yarıçapının yarısıyla ve böylelikle eksantrik uzunluğunun yarısıyla örtüşür) büyük daire içerisinde (yani büyük dairenin orta noktasıyla daire çizgisi arasında) ters yönde batıdan doğuya doğru hareket eder. Naṣīreddīn, bu modelini kendisinin tasarladığı ve şu şekilde dile getirdiği yardımcı teorem üzerine inşa etmektedir: «Bir daire içerisinde daha küçük bir daire yuvarlandığında, onun [büyük olanın] yarıçapı diğerinin [küçük olanın] yarıçapının iki katı kadarsa, akabinde küçük dairenin her bir noktası, yuvarlanma esnasında büyük dairenin çapını tanımlar.» Bu önerme daha sonra Kopernik’de (Ölüm: 1543), Ludovico Ferrari’de (Ölüm: 1565) ve Philippe de la Hire’de (Ölüm: 1718) yeniden ortaya çıkmaktadır.
2,986
[ { "answer_start": "2073", "text": "1565" } ]
7./13. Yüzyıl
Ludovico Ferrari kaç yılında ölmüştür?
Astronomi alanının teorik yöndeki ilerlemesi, İbn el-Heysem ve Ebū ʿUbeyd el-Cūzecānī tarafından başlatılan Ptoleme gezegenler modelinin tashihi denemelerinde kendini göstermektedir (bkz. 5./11. yüzyıl). Ptoleme’nin kendi gezegenler modeline aequansı (gezegenlerin yörüngelerini sınırlayıp merkezleri Dünya’nınkinden ayrı ve yörüngelere eşit varsayılan daireler) sokmasıyla zedelediği eşit dairesel hareketler prensibini yeniden oluşturmak için Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī çığır açacak bir teşebbüste bulunmuştur. Kendi modelinde o, aequans modelinin merkez noktasını muhafaza ederek, ortası deferentin (gezegenlerin yörüngesinin) orta noktasını veren eksantrik (Dünya’nın merkezi ile gezegenlerin yörüngelerinin merkezleri arasında bulunduğu düşünülen fark uzunluğu) boylamı ek yörünge (episikl) çapına eşit bırakır. (Ek yörüngelerin) orta noktaları deferent üzerinde doğudan batıya doğru hareket eden gezegen episikllerinin eş zamanlı olarak (doğuya doğru) aynı mesafeleri kateden orta noktaları bulunmaktadır. Bu Ptoleme modeliyle ortaya çıkan, hareketlerin tekdüzeliğinin neden olduğu aksaklığı Naṣīreddīn çifte episikller yoluyla bertaraf etmektedir. Bu modelde bir küçük bir daire (ki bunun yarıçapı büyük dairenin yarıçapının yarısıyla ve böylelikle eksantrik uzunluğunun yarısıyla örtüşür) büyük daire içerisinde (yani büyük dairenin orta noktasıyla daire çizgisi arasında) ters yönde batıdan doğuya doğru hareket eder. Naṣīreddīn, bu modelini kendisinin tasarladığı ve şu şekilde dile getirdiği yardımcı teorem üzerine inşa etmektedir: «Bir daire içerisinde daha küçük bir daire yuvarlandığında, onun [büyük olanın] yarıçapı diğerinin [küçük olanın] yarıçapının iki katı kadarsa, akabinde küçük dairenin her bir noktası, yuvarlanma esnasında büyük dairenin çapını tanımlar.» Bu önerme daha sonra Kopernik’de (Ölüm: 1543), Ludovico Ferrari’de (Ölüm: 1565) ve Philippe de la Hire’de (Ölüm: 1718) yeniden ortaya çıkmaktadır.
2,987
[ { "answer_start": "2119", "text": "1718" } ]
7./13. Yüzyıl
Philippe de la Hire kaç yılında ölmüştür?
Astronomi alanının teorik yöndeki ilerlemesi, İbn el-Heysem ve Ebū ʿUbeyd el-Cūzecānī tarafından başlatılan Ptoleme gezegenler modelinin tashihi denemelerinde kendini göstermektedir (bkz. 5./11. yüzyıl). Ptoleme’nin kendi gezegenler modeline aequansı (gezegenlerin yörüngelerini sınırlayıp merkezleri Dünya’nınkinden ayrı ve yörüngelere eşit varsayılan daireler) sokmasıyla zedelediği eşit dairesel hareketler prensibini yeniden oluşturmak için Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī çığır açacak bir teşebbüste bulunmuştur. Kendi modelinde o, aequans modelinin merkez noktasını muhafaza ederek, ortası deferentin (gezegenlerin yörüngesinin) orta noktasını veren eksantrik (Dünya’nın merkezi ile gezegenlerin yörüngelerinin merkezleri arasında bulunduğu düşünülen fark uzunluğu) boylamı ek yörünge (episikl) çapına eşit bırakır. (Ek yörüngelerin) orta noktaları deferent üzerinde doğudan batıya doğru hareket eden gezegen episikllerinin eş zamanlı olarak (doğuya doğru) aynı mesafeleri kateden orta noktaları bulunmaktadır. Bu Ptoleme modeliyle ortaya çıkan, hareketlerin tekdüzeliğinin neden olduğu aksaklığı Naṣīreddīn çifte episikller yoluyla bertaraf etmektedir. Bu modelde bir küçük bir daire (ki bunun yarıçapı büyük dairenin yarıçapının yarısıyla ve böylelikle eksantrik uzunluğunun yarısıyla örtüşür) büyük daire içerisinde (yani büyük dairenin orta noktasıyla daire çizgisi arasında) ters yönde batıdan doğuya doğru hareket eder. Naṣīreddīn, bu modelini kendisinin tasarladığı ve şu şekilde dile getirdiği yardımcı teorem üzerine inşa etmektedir: «Bir daire içerisinde daha küçük bir daire yuvarlandığında, onun [büyük olanın] yarıçapı diğerinin [küçük olanın] yarıçapının iki katı kadarsa, akabinde küçük dairenin her bir noktası, yuvarlanma esnasında büyük dairenin çapını tanımlar.» Bu önerme daha sonra Kopernik’de (Ölüm: 1543), Ludovico Ferrari’de (Ölüm: 1565) ve Philippe de la Hire’de (Ölüm: 1718) yeniden ortaya çıkmaktadır.
2,988
[ { "answer_start": "163", "text": "1311" } ]
7./13. Yüzyıl
Ḳuṭbeddīn eş-Şīrāzī kaç yılında ölmüştür?
Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī’den çok kısa bir süre sonra Müʾeyyededdīn el-ʿUrḍī (670/1272’den önce) ve muhtemelen onun ardından Ḳuṭbeddīn eş-Şīrāzī (Ölüm: 1311) birbirlerine büyük ölçüde benzeyen iki yeni model geliştirdiler. Böylelikle oldukça ilginç bir Merkür modeli ortaya çıkmış bulunuyordu.
2,989
[ { "answer_start": "189", "text": "657/1259 ve 668/1270" } ]
7./13. Yüzyıl
Merāġa'da rasathane kurulması projesi kaç yılları arasında gerçekleştirilmiştir?
7./13. yüzyılın astronomi alanındaki en önemli başarılarından birisi de, Urmiye gölünün güney doğusunda bulunan Merāġa’da bir rasathane kurulmasıdır. Bu proje yaklaşık 657/1259 ve 668/1270 yılları arasında Batı Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu Hulâgu’nun emriyle, Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī’nin yönetiminde, Bağdat ve Suriye’de faaliyette bulunurken buraya getirilen bir grup astronom tarafından gerçekleştirilmiştir. Astronomik gözlem amacıyla inşa edilmiş büyük ana bina ve burada ilk kez inşa edilmiş devasa aletlerle gerçekleştirilen bu girişim, Arap-İslam kültürü içerisinde rasathaneler tarihi bakımından çığır açıcı bir öneme sahiptir. Biz bu girişimin etkilerini 16. yüzyıla kadar İslam dünyasında takip edebildiğimiz gibi, Avrupa’da 16. yüzyılın ortalarında başlayan gelişimde de görebiliriz.
2,990
[ { "answer_start": "232", "text": "Batı Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu Hulâgu’nun" } ]
7./13. Yüzyıl
Merāġa'da rasathane kurulması projesi kimin emriyle gerçekleştirilmiştir?
7./13. yüzyılın astronomi alanındaki en önemli başarılarından birisi de, Urmiye gölünün güney doğusunda bulunan Merāġa’da bir rasathane kurulmasıdır. Bu proje yaklaşık 657/1259 ve 668/1270 yılları arasında Batı Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu Hulâgu’nun emriyle, Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī’nin yönetiminde, Bağdat ve Suriye’de faaliyette bulunurken buraya getirilen bir grup astronom tarafından gerçekleştirilmiştir. Astronomik gözlem amacıyla inşa edilmiş büyük ana bina ve burada ilk kez inşa edilmiş devasa aletlerle gerçekleştirilen bu girişim, Arap-İslam kültürü içerisinde rasathaneler tarihi bakımından çığır açıcı bir öneme sahiptir. Biz bu girişimin etkilerini 16. yüzyıla kadar İslam dünyasında takip edebildiğimiz gibi, Avrupa’da 16. yüzyılın ortalarında başlayan gelişimde de görebiliriz.
2,991
[ { "answer_start": "296", "text": "Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī’ni" } ]
7./13. Yüzyıl
Merāġa'da rasathane kurulması projesi kimin yönetimiyle gerçekleştirilmiştir?
7./13. yüzyılın astronomi alanındaki en önemli başarılarından birisi de, Urmiye gölünün güney doğusunda bulunan Merāġa’da bir rasathane kurulmasıdır. Bu proje yaklaşık 657/1259 ve 668/1270 yılları arasında Batı Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu Hulâgu’nun emriyle, Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī’nin yönetiminde, Bağdat ve Suriye’de faaliyette bulunurken buraya getirilen bir grup astronom tarafından gerçekleştirilmiştir. Astronomik gözlem amacıyla inşa edilmiş büyük ana bina ve burada ilk kez inşa edilmiş devasa aletlerle gerçekleştirilen bu girişim, Arap-İslam kültürü içerisinde rasathaneler tarihi bakımından çığır açıcı bir öneme sahiptir. Biz bu girişimin etkilerini 16. yüzyıla kadar İslam dünyasında takip edebildiğimiz gibi, Avrupa’da 16. yüzyılın ortalarında başlayan gelişimde de görebiliriz.
2,992
[ { "answer_start": "744", "text": "16" } ]
7./13. Yüzyıl
Merāġa'daki rasathanenin etkileri İslam dünyasında kaçıncı yüzyıla kadar takip edilebilir?
7./13. yüzyılın astronomi alanındaki en önemli başarılarından birisi de, Urmiye gölünün güney doğusunda bulunan Merāġa’da bir rasathane kurulmasıdır. Bu proje yaklaşık 657/1259 ve 668/1270 yılları arasında Batı Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu Hulâgu’nun emriyle, Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī’nin yönetiminde, Bağdat ve Suriye’de faaliyette bulunurken buraya getirilen bir grup astronom tarafından gerçekleştirilmiştir. Astronomik gözlem amacıyla inşa edilmiş büyük ana bina ve burada ilk kez inşa edilmiş devasa aletlerle gerçekleştirilen bu girişim, Arap-İslam kültürü içerisinde rasathaneler tarihi bakımından çığır açıcı bir öneme sahiptir. Biz bu girişimin etkilerini 16. yüzyıla kadar İslam dünyasında takip edebildiğimiz gibi, Avrupa’da 16. yüzyılın ortalarında başlayan gelişimde de görebiliriz.
2,993
[ { "answer_start": "283", "text": "Kitāb eş-Şekl el-Kattā" } ]
7./13. Yüzyıl
Naṣīreddīn et-Tūsī'nin trigonometri konulu eserinin adı nedir?
Bu yüzyıl için karakteristik olan, öncüler tarafından kazanılmış başarıların geliştirilmesi ve mantıksal olarak sistemleştirilmesi gayretinin en veciz örneklerinden birisini Naṣīreddīn et-Tūsī, trigonometriyi ilk defa bağımsız bir disiplin halinde sunan Kitāb eş-Şekl el-Kattā isimli eseriyle vermektedir. Bu büyük hizmet, 19. yüzyılın sonlarına doğru gerçek durumun A. von Braunmühl tarafından ortaya konulmasına dek, uzun yıllar boyunca J. Regiomontus’a atfedilmiştir (bkz. Katalog III, 135 vd.). Küresel trigonometrinin temel unsuru olan ve Avrupa’da ilk kez François Viète’de (1540-1603) ortaya çıkan “polar üçgen” veya “supplementer üçgen” de Naṣīreddīn’e dayanmaktadır. Gerçi bu, daha önceleri Ebū Naṣr b. ʿIrāḳ tarafından bulunmuştu ama ilk kez Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī tarafından açık bir şekilde tasvir edilmiştir.
2,994
[ { "answer_start": "492", "text": "J. Regiomontus’a" } ]
7./13. Yüzyıl
Naṣīreddīn et-Tūsī'nin trigonometri konulu çalışmaları uzun süre boyunca kime atfedilmiştir?
Bu yüzyıl için karakteristik olan, öncüler tarafından kazanılmış başarıların geliştirilmesi ve mantıksal olarak sistemleştirilmesi gayretinin en veciz örneklerinden birisini Naṣīreddīn et-Tūsī, trigonometriyi ilk defa bağımsız bir disiplin halinde sunan Kitāb eş-Şekl el-Kattā isimli eseriyle vermektedir. Bu büyük hizmet, 19. yüzyılın sonlarına doğru gerçek durumun A. von Braunmühl tarafından ortaya konulmasına dek, uzun yıllar boyunca J. Regiomontus’a atfedilmiştir (bkz. Katalog III, 135 vd.). Küresel trigonometrinin temel unsuru olan ve Avrupa’da ilk kez François Viète’de (1540-1603) ortaya çıkan “polar üçgen” veya “supplementer üçgen” de Naṣīreddīn’e dayanmaktadır. Gerçi bu, daha önceleri Ebū Naṣr b. ʿIrāḳ tarafından bulunmuştu ama ilk kez Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī tarafından açık bir şekilde tasvir edilmiştir.
2,995
[ { "answer_start": "410", "text": "A. von Braunmühl" } ]
7./13. Yüzyıl
Naṣīreddīn et-Tūsī'nin eseri hakkındaki gerçek kim tarafından ortaya konulmuştur?
Bu yüzyıl için karakteristik olan, öncüler tarafından kazanılmış başarıların geliştirilmesi ve mantıksal olarak sistemleştirilmesi gayretinin en veciz örneklerinden birisini Naṣīreddīn et-Tūsī, trigonometriyi ilk defa bağımsız bir disiplin halinde sunan Kitāb eş-Şekl el-Kattā isimli eseriyle vermektedir. Bu büyük hizmet, 19. yüzyılın sonlarına doğru gerçek durumun A. von Braunmühl tarafından ortaya konulmasına dek, uzun yıllar boyunca J. Regiomontus’a atfedilmiştir (bkz. Katalog III, 135 vd.). Küresel trigonometrinin temel unsuru olan ve Avrupa’da ilk kez François Viète’de (1540-1603) ortaya çıkan “polar üçgen” veya “supplementer üçgen” de Naṣīreddīn’e dayanmaktadır. Gerçi bu, daha önceleri Ebū Naṣr b. ʿIrāḳ tarafından bulunmuştu ama ilk kez Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī tarafından açık bir şekilde tasvir edilmiştir.
2,996
[ { "answer_start": "204", "text": "1594" } ]
7./13. Yüzyıl
at-Tūsī’nin Öklid'in Elementler adlı eserinin yeniden ele alınıp şekillendirilmesi çalışması kaç yılında yayınlanmıştır?
Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī’ninkiyle aynı olmayan fakat çok büyük bir ihtimalle onun yüzyılında ortaya çıkmış olan Öklid “Elementler”inin bir “yeniden ele alınıp şekillendirilmesi” çalışması 1594 yılında at-Tūsī’nin kitabı olarak yayınlandı. Bu eser de 7./13. yüzyıl Arap-İslam bilimlerinin tipik gelişmesine şahitlik etmekte olup geleceğin matematikçi nesillerini çok derinden etkilemiştir. aṭ-Ṭūsī’nin geometri alanında (bkz. Katalog III, s. 127) ileride bahsedilecek olan, paraleller öğretisinin geliştirilmesinde oynadığı rolün yanı sıra onun bileşik oranlar teorisine yaptığı katkı da anılmalıdır. Onun paraleller öğretisi 18. yüzyılda Öklidci olmayan geometrinin doğmasına yol açmıştır. Onun «Oranları ölçme» teorisi de Gregorius a Sancto Vincentio’nun (1584-1667) «Oranların İsimlendirilmeleri»inde kendini gösteriyor. Bu yüzyılda matematiksel coğrafya alanında gerçekleştirilen başarılar hem niteliksel hem de niceliksel olarak olağanüstü büyüklükte ve geleceği belirleyecek önemdedir. İslam dünyasının batısında Ebū el-Ḥasan el-Marrākuşī (yaklaşık 600-680/1203-1280), doğu veya batı ufkunun üzerinde bulunan sabit yıldızların, bir usturlap aracılığıyla tespit edilen yükseklikleri sayesinde mekanlar arasındaki zaman farklarını ve dolayısıyla boylam farklılıklarını belirlemeye ilişkin bir metot tanıtmaktadır. el-Marrākuşī ayrıca bu problemi usturlap kullanmadan çözebilecek bir yöntem de önermektedir. Geschichte des arabischen Schrifttums’un 10. cildinde açıklanan bu problem ve çözümü en geniş anlamıyla, bir sabit yıldızın yükseklik ve azimutundan [hareketle] onun saat açısının, diğer bir deyimle, bir sabit yıldızın meridyen çizgisinden geçişinden itibaren belirlenen gökkubbesinin dönüşü ve yıldızın merkezinden hesaplanmasıdır.
2,997
[ { "answer_start": "804", "text": "Gregorius a Sancto Vincentio’nun" } ]
7./13. Yüzyıl
at-Tūsī’nin oranları ölçme teorisi kimin çalışmasında kendini göstermektedir?
Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī’ninkiyle aynı olmayan fakat çok büyük bir ihtimalle onun yüzyılında ortaya çıkmış olan Öklid “Elementler”inin bir “yeniden ele alınıp şekillendirilmesi” çalışması 1594 yılında at-Tūsī’nin kitabı olarak yayınlandı. Bu eser de 7./13. yüzyıl Arap-İslam bilimlerinin tipik gelişmesine şahitlik etmekte olup geleceğin matematikçi nesillerini çok derinden etkilemiştir. aṭ-Ṭūsī’nin geometri alanında (bkz. Katalog III, s. 127) ileride bahsedilecek olan, paraleller öğretisinin geliştirilmesinde oynadığı rolün yanı sıra onun bileşik oranlar teorisine yaptığı katkı da anılmalıdır. Onun paraleller öğretisi 18. yüzyılda Öklidci olmayan geometrinin doğmasına yol açmıştır. Onun «Oranları ölçme» teorisi de Gregorius a Sancto Vincentio’nun (1584-1667) «Oranların İsimlendirilmeleri»inde kendini gösteriyor. Bu yüzyılda matematiksel coğrafya alanında gerçekleştirilen başarılar hem niteliksel hem de niceliksel olarak olağanüstü büyüklükte ve geleceği belirleyecek önemdedir. İslam dünyasının batısında Ebū el-Ḥasan el-Marrākuşī (yaklaşık 600-680/1203-1280), doğu veya batı ufkunun üzerinde bulunan sabit yıldızların, bir usturlap aracılığıyla tespit edilen yükseklikleri sayesinde mekanlar arasındaki zaman farklarını ve dolayısıyla boylam farklılıklarını belirlemeye ilişkin bir metot tanıtmaktadır. el-Marrākuşī ayrıca bu problemi usturlap kullanmadan çözebilecek bir yöntem de önermektedir. Geschichte des arabischen Schrifttums’un 10. cildinde açıklanan bu problem ve çözümü en geniş anlamıyla, bir sabit yıldızın yükseklik ve azimutundan [hareketle] onun saat açısının, diğer bir deyimle, bir sabit yıldızın meridyen çizgisinden geçişinden itibaren belirlenen gökkubbesinin dönüşü ve yıldızın merkezinden hesaplanmasıdır.
2,998
[ { "answer_start": "1564", "text": "Geschichte des arabischen Schrifttums’un" } ]
7./13. Yüzyıl
el-Marrākuşī'nin çözmeye çalıştığı problem hangi eserin 10. cildinde açıklanmaktadır?
Naṣīreddīn aṭ-Ṭūsī’ninkiyle aynı olmayan fakat çok büyük bir ihtimalle onun yüzyılında ortaya çıkmış olan Öklid “Elementler”inin bir “yeniden ele alınıp şekillendirilmesi” çalışması 1594 yılında at-Tūsī’nin kitabı olarak yayınlandı. Bu eser de 7./13. yüzyıl Arap-İslam bilimlerinin tipik gelişmesine şahitlik etmekte olup geleceğin matematikçi nesillerini çok derinden etkilemiştir. aṭ-Ṭūsī’nin geometri alanında (bkz. Katalog III, s. 127) ileride bahsedilecek olan, paraleller öğretisinin geliştirilmesinde oynadığı rolün yanı sıra onun bileşik oranlar teorisine yaptığı katkı da anılmalıdır. Onun paraleller öğretisi 18. yüzyılda Öklidci olmayan geometrinin doğmasına yol açmıştır. Onun «Oranları ölçme» teorisi de Gregorius a Sancto Vincentio’nun (1584-1667) «Oranların İsimlendirilmeleri»inde kendini gösteriyor. Bu yüzyılda matematiksel coğrafya alanında gerçekleştirilen başarılar hem niteliksel hem de niceliksel olarak olağanüstü büyüklükte ve geleceği belirleyecek önemdedir. İslam dünyasının batısında Ebū el-Ḥasan el-Marrākuşī (yaklaşık 600-680/1203-1280), doğu veya batı ufkunun üzerinde bulunan sabit yıldızların, bir usturlap aracılığıyla tespit edilen yükseklikleri sayesinde mekanlar arasındaki zaman farklarını ve dolayısıyla boylam farklılıklarını belirlemeye ilişkin bir metot tanıtmaktadır. el-Marrākuşī ayrıca bu problemi usturlap kullanmadan çözebilecek bir yöntem de önermektedir. Geschichte des arabischen Schrifttums’un 10. cildinde açıklanan bu problem ve çözümü en geniş anlamıyla, bir sabit yıldızın yükseklik ve azimutundan [hareketle] onun saat açısının, diğer bir deyimle, bir sabit yıldızın meridyen çizgisinden geçişinden itibaren belirlenen gökkubbesinin dönüşü ve yıldızın merkezinden hesaplanmasıdır.
2,999
[ { "answer_start": "186", "text": "el-Bīrūnī" } ]
7./13. Yüzyıl
Hangi bilim insanı küresel üçgen hakkındaki sonuçları matematiksel coğrafyanın hizmetine sunmuştur?
Elbette saat açısının belirlenmesi yöntemine ve boylam farklarının tespitinde küresel trigonometrinin kullanımına ilk olarak el-Marrākuşī’de rastlıyor değiliz. Evvelce el-Bīrūnī kendi hocaları tarafından küresel üçgen için varılan sonuçları matematiksel coğrafyanın hizmetine sunmuştu. Sonraki nesillerde –el-Marrākuşī’nin çalışmasını iyice tanıyoruz– daha ileri götüren bir gelişim bulmaktayız. Bu gelişimde yerel saatin belirlenmesi için trigonometrik-astronomik bütün yardımcı araçların sabit yıldızlar gözlemi yoluyla sistematik bir şekilde hizmete sokulmasıdır. Bu, sabit yıldızların yükselmeleri ve eğimlerinden hareket prensibini gittikçe daha çok ilk aşamada tutan astronomik gözlem tekniğiyle Avrupa’da 16. yüzyılın ikinci yarısında Tycho Brahe’de karşılaşmaktayız.
3,000
[ { "answer_start": "792", "text": "16" } ]
7./13. Yüzyıl
Tycho Brahe, kaçıncı yüzyılda yaşamıştır?
Elbette saat açısının belirlenmesi yöntemine ve boylam farklarının tespitinde küresel trigonometrinin kullanımına ilk olarak el-Marrākuşī’de rastlıyor değiliz. Evvelce el-Bīrūnī kendi hocaları tarafından küresel üçgen için varılan sonuçları matematiksel coğrafyanın hizmetine sunmuştu. Sonraki nesillerde –el-Marrākuşī’nin çalışmasını iyice tanıyoruz– daha ileri götüren bir gelişim bulmaktayız. Bu gelişimde yerel saatin belirlenmesi için trigonometrik-astronomik bütün yardımcı araçların sabit yıldızlar gözlemi yoluyla sistematik bir şekilde hizmete sokulmasıdır. Bu, sabit yıldızların yükselmeleri ve eğimlerinden hareket prensibini gittikçe daha çok ilk aşamada tutan astronomik gözlem tekniğiyle Avrupa’da 16. yüzyılın ikinci yarısında Tycho Brahe’de karşılaşmaktayız.
3,001
[ { "answer_start": "147", "text": "130" } ]
7./13. Yüzyıl
el-Marrākuşī'nin geriye bıraktığı çizelge kaç yerin koordinatlarını içermektedir?
Bahsi geçen coğrafi boylam belirlemeye yönelik özgün yöntemi Ebū el-Ḥasan el-Marrākuşī gerçekten kullanmış görünmektedir. O geriye 130 yerin koordinatlarını içeren bir çizelge bırakmıştır. Bu çizelgenin coğrafya tarihindeki önemi, Akdeniz kıyı şehirlerinin ve İber yarımadası ile kuzey Afrika’daki birçok yerin önemli ölçüde düzeltilmiş enlem ve boylam derecelerini içermesinde bulunmaktadır. Bu sayede, Ptoleme Coğrafyası karşısında 19°lik ve el-Meʾmūn coğrafyacılarının ulaştığı sonuçlarla karşılaştırıldığında ise 8°lik bir düzeltme ile el-Marrākuşī Akdeniz boylamının ölçümünde modern değere 2° - 3° kadar yaklaşmış ve Toledo ile Bağdat arasındaki boylam farkını 51° 30' lık bir değerle benzer şekilde düzeltmiştir.
3,002
[ { "answer_start": "259", "text": "Akdeniz kıyı şehirlerinin ve İber yarımadası ile kuzey Afrika’daki birçok yerin önemli ölçüde düzeltilmiş enlem ve boylam derecelerini içermesinde" } ]
7./13. Yüzyıl
el-Marrākuşī'nin geriye bıraktığı çizelgenin önemi neyde bulunamaktadır?
Bahsi geçen coğrafi boylam belirlemeye yönelik özgün yöntemi Ebū el-Ḥasan el-Marrākuşī gerçekten kullanmış görünmektedir. O geriye 130 yerin koordinatlarını içeren bir çizelge bırakmıştır. Bu çizelgenin coğrafya tarihindeki önemi, Akdeniz kıyı şehirlerinin ve İber yarımadası ile kuzey Afrika’daki birçok yerin önemli ölçüde düzeltilmiş enlem ve boylam derecelerini içermesinde bulunmaktadır. Bu sayede, Ptoleme Coğrafyası karşısında 19°lik ve el-Meʾmūn coğrafyacılarının ulaştığı sonuçlarla karşılaştırıldığında ise 8°lik bir düzeltme ile el-Marrākuşī Akdeniz boylamının ölçümünde modern değere 2° - 3° kadar yaklaşmış ve Toledo ile Bağdat arasındaki boylam farkını 51° 30' lık bir değerle benzer şekilde düzeltmiştir.
3,003
[ { "answer_start": "487", "text": "19°lik" } ]
7./13. Yüzyıl
el-Marrākuşī'nin çizelgesi Ptoleme coğrafyası ile karşılaştırıldığında kaç derecelik bir düzeltme görülür?
Bahsi geçen coğrafi boylam belirlemeye yönelik özgün yöntemi Ebū el-Ḥasan el-Marrākuşī gerçekten kullanmış görünmektedir. O geriye 130 yerin koordinatlarını içeren bir çizelge bırakmıştır. Bu çizelgenin coğrafya tarihindeki önemi, Akdeniz kıyı şehirlerinin ve İber yarımadası ile kuzey Afrika’daki birçok yerin önemli ölçüde düzeltilmiş enlem ve boylam derecelerini içermesinde bulunmaktadır. Bu sayede, Ptoleme Coğrafyası karşısında 19°lik ve el-Meʾmūn coğrafyacılarının ulaştığı sonuçlarla karşılaştırıldığında ise 8°lik bir düzeltme ile el-Marrākuşī Akdeniz boylamının ölçümünde modern değere 2° - 3° kadar yaklaşmış ve Toledo ile Bağdat arasındaki boylam farkını 51° 30' lık bir değerle benzer şekilde düzeltmiştir.
3,004
[ { "answer_start": "578", "text": "8°lik" } ]
7./13. Yüzyıl
el-Marrākuşī'nin çizelgesi el-Meʾmūn coğrafyacılarının sonuçlarıyla karşılaştırıldığında kaç derecelik bir düzeltme görülür?
Bahsi geçen coğrafi boylam belirlemeye yönelik özgün yöntemi Ebū el-Ḥasan el-Marrākuşī gerçekten kullanmış görünmektedir. O geriye 130 yerin koordinatlarını içeren bir çizelge bırakmıştır. Bu çizelgenin coğrafya tarihindeki önemi, Akdeniz kıyı şehirlerinin ve İber yarımadası ile kuzey Afrika’daki birçok yerin önemli ölçüde düzeltilmiş enlem ve boylam derecelerini içermesinde bulunmaktadır. Bu sayede, Ptoleme Coğrafyası karşısında 19°lik ve el-Meʾmūn coğrafyacılarının ulaştığı sonuçlarla karşılaştırıldığında ise 8°lik bir düzeltme ile el-Marrākuşī Akdeniz boylamının ölçümünde modern değere 2° - 3° kadar yaklaşmış ve Toledo ile Bağdat arasındaki boylam farkını 51° 30' lık bir değerle benzer şekilde düzeltmiştir.
3,005
[ { "answer_start": "667", "text": "2° - 3° kadar" } ]
7./13. Yüzyıl
el-Marrākuşī Akdeniz boylamının ölçümünde günümüzdeki değere kaç derece yaklaşmıştır?
Bahsi geçen coğrafi boylam belirlemeye yönelik özgün yöntemi Ebū el-Ḥasan el-Marrākuşī gerçekten kullanmış görünmektedir. O geriye 130 yerin koordinatlarını içeren bir çizelge bırakmıştır. Bu çizelgenin coğrafya tarihindeki önemi, Akdeniz kıyı şehirlerinin ve İber yarımadası ile kuzey Afrika’daki birçok yerin önemli ölçüde düzeltilmiş enlem ve boylam derecelerini içermesinde bulunmaktadır. Bu sayede, Ptoleme Coğrafyası karşısında 19°lik ve el-Meʾmūn coğrafyacılarının ulaştığı sonuçlarla karşılaştırıldığında ise 8°lik bir düzeltme ile el-Marrākuşī Akdeniz boylamının ölçümünde modern değere 2° - 3° kadar yaklaşmış ve Toledo ile Bağdat arasındaki boylam farkını 51° 30' lık bir değerle benzer şekilde düzeltmiştir.
3,006
[ { "answer_start": "1080", "text": "Mağrip’teki" } ]
7./13. Yüzyıl
el-Marrākuşī'nin düzeltmleri sonucunda haritalarda hangi bölgedeki yerler yukarı çıkarılmıştır?
İspanya’dan Bağdat’a kadar uzanan çok büyük coğrafi bir bölgenin koordinatlarının böylesine derinden ve hassas şekilde düzeltilmesinin tek bir insan tarafından başarılamayacağı ve bir insan ömrü içerisinde yapılamayacağı bir gerçektir. Ebū el-Ḥasan el-Marrākuşī de zaten bunu iddia etmemektedir. Tam tersine o, bizzat kendisi tarafından belirlenen koordinatları, daha önceden beri varolanlardan ayırmak için, kırmızı mürekkeple belirgin ve tanınır hale getirdiğine işaret etmektedir. Bu koordinatların önemini, 19. yüzyılın ortalarında coğrafya tarihçisi Joachim Lelewel gereği ile takdir etmiş, bunu bir «coğrafya reformu» diye değerlendirmiştir: «İspanya çok faydalı bir doğrultmayla daha önceki kartografyada çok büyük olarak abartılan boyutlarından kurtuluyor; bu abartmanın sonucu olarak Afrika’nın kuzey batı tarafı aşağıya doğru itilmiş ve İspanya’nın büyük bir kısmı kuzeye çıkmış ve de batıya doğru uzatılmıştı». el-Marrākuşī’nin tashihleri sonucunda Mağrip’teki bütün yerler enlemsel olarak yukarı doğru çıkarılmış ve böylelikle de gerçekte olmaları gereken pozisyona kavuşmuşlardır.
3,007
[ { "answer_start": "489", "text": "12,09\"" } ]
6./12. Yüzyıl
İbrāhīm b. Yaḥyā ez-Zerḳālī'ye göre güneş evcinin yıllık ölçümü nedir?
Astronomiye yeniden dönecek olursak, şu panoramayla karşılaşırız: 5./11. yüzyıldan 6./12. yüzyıla geçiş döneminde Müslüman İspanya’da yaşayan ve eserler veren İbrāhīm b. Yaḥyā ez-Zerḳālī güneş evcinin, yani Güneş ile Dünya’nın en uzak mesafe noktasının ekliptikte yıllık değişen yerinin, kendi hareketinin öncülerinden çok daha kesin bir ölçümüne ulaşmıştır. Ölçüsünde, o hareketin değeri 299 yılda 1° ye ulaşmıştı, yani bir yılda 12,09" ki bu günümüzde kabul edilen 11,46" değeriyle hemen hemen örtüşmektedir. Bu değer ve buna yönelik geliştirilmiş modelin bilgisi, Kopernik’e iki kompilasyon, Georg Peurbach’ın Theoricæ planetarum’u ve Johannes Regiomontanus’un Epitome’si üzerinden ulaşmıştı. Yakın zamanlarda yapılmış olan bir karşılaştırma sonucunda, ez-Zerḳālī’nin güneş teorisini kurmakta kullandığı çizelgelerin, Kopernik’in De revolutionibus eserindeki çizelgelerle, çok küçük farklılıklar bir yana, formda ve kurgulamada büyük bir uyum gösterdiği ispatlanmıştır. Johannes Kepler de ez-Zerḳālī’nin güneş evcinin tespitine yönelik gözlemleri hakkında bilgi sahibiydi. Buna dayanarak, Kepler’in Mars yörüngesinin oval olduğuna ilişkin açıklamasının, ez-Zerḳālī’nin Merkür yörüngesinin ovalliğine yönelik açıklamasıyla irtibatlı olabileceği tahmin ediliyor.
3,008
[ { "answer_start": "531", "text": "11,46\"" } ]
6./12. Yüzyıl
Modern bilime göre güneş evcinin yıllık ölçümü nedir?
Astronomiye yeniden dönecek olursak, şu panoramayla karşılaşırız: 5./11. yüzyıldan 6./12. yüzyıla geçiş döneminde Müslüman İspanya’da yaşayan ve eserler veren İbrāhīm b. Yaḥyā ez-Zerḳālī güneş evcinin, yani Güneş ile Dünya’nın en uzak mesafe noktasının ekliptikte yıllık değişen yerinin, kendi hareketinin öncülerinden çok daha kesin bir ölçümüne ulaşmıştır. Ölçüsünde, o hareketin değeri 299 yılda 1° ye ulaşmıştı, yani bir yılda 12,09" ki bu günümüzde kabul edilen 11,46" değeriyle hemen hemen örtüşmektedir. Bu değer ve buna yönelik geliştirilmiş modelin bilgisi, Kopernik’e iki kompilasyon, Georg Peurbach’ın Theoricæ planetarum’u ve Johannes Regiomontanus’un Epitome’si üzerinden ulaşmıştı. Yakın zamanlarda yapılmış olan bir karşılaştırma sonucunda, ez-Zerḳālī’nin güneş teorisini kurmakta kullandığı çizelgelerin, Kopernik’in De revolutionibus eserindeki çizelgelerle, çok küçük farklılıklar bir yana, formda ve kurgulamada büyük bir uyum gösterdiği ispatlanmıştır. Johannes Kepler de ez-Zerḳālī’nin güneş evcinin tespitine yönelik gözlemleri hakkında bilgi sahibiydi. Buna dayanarak, Kepler’in Mars yörüngesinin oval olduğuna ilişkin açıklamasının, ez-Zerḳālī’nin Merkür yörüngesinin ovalliğine yönelik açıklamasıyla irtibatlı olabileceği tahmin ediliyor.
3,009
[ { "answer_start": "675", "text": "Georg Peurbach’ın Theoricæ planetarum’u ve Johannes Regiomontanus’un Epitome’si" } ]
6./12. Yüzyıl
Güneş evcinin değeri ve modelin bilgisi Kopernik'e hangi iki eser üzerinden ulaşmıştır?
Astronomiye yeniden dönecek olursak, şu panoramayla karşılaşırız: 5./11. yüzyıldan 6./12. yüzyıla geçiş döneminde Müslüman İspanya’da yaşayan ve eserler veren İbrāhīm b. Yaḥyā ez-Zerḳālī güneş evcinin, yani Güneş ile Dünya’nın en uzak mesafe noktasının ekliptikte yıllık değişen yerinin, kendi hareketinin öncülerinden çok daha kesin bir ölçümüne ulaşmıştır. Ölçüsünde, o hareketin değeri 299 yılda 1° ye ulaşmıştı, yani bir yılda 12,09" ki bu günümüzde kabul edilen 11,46" değeriyle hemen hemen örtüşmektedir. Bu değer ve buna yönelik geliştirilmiş modelin bilgisi, Kopernik’e iki kompilasyon, Georg Peurbach’ın Theoricæ planetarum’u ve Johannes Regiomontanus’un Epitome’si üzerinden ulaşmıştı. Yakın zamanlarda yapılmış olan bir karşılaştırma sonucunda, ez-Zerḳālī’nin güneş teorisini kurmakta kullandığı çizelgelerin, Kopernik’in De revolutionibus eserindeki çizelgelerle, çok küçük farklılıklar bir yana, formda ve kurgulamada büyük bir uyum gösterdiği ispatlanmıştır. Johannes Kepler de ez-Zerḳālī’nin güneş evcinin tespitine yönelik gözlemleri hakkında bilgi sahibiydi. Buna dayanarak, Kepler’in Mars yörüngesinin oval olduğuna ilişkin açıklamasının, ez-Zerḳālī’nin Merkür yörüngesinin ovalliğine yönelik açıklamasıyla irtibatlı olabileceği tahmin ediliyor.
3,010
[ { "answer_start": "1238", "text": "Mars" } ]
6./12. Yüzyıl
Kepler, hangi gezegenin yörüngesinin oval olduğunu açıklamıştır?
Astronomiye yeniden dönecek olursak, şu panoramayla karşılaşırız: 5./11. yüzyıldan 6./12. yüzyıla geçiş döneminde Müslüman İspanya’da yaşayan ve eserler veren İbrāhīm b. Yaḥyā ez-Zerḳālī güneş evcinin, yani Güneş ile Dünya’nın en uzak mesafe noktasının ekliptikte yıllık değişen yerinin, kendi hareketinin öncülerinden çok daha kesin bir ölçümüne ulaşmıştır. Ölçüsünde, o hareketin değeri 299 yılda 1° ye ulaşmıştı, yani bir yılda 12,09" ki bu günümüzde kabul edilen 11,46" değeriyle hemen hemen örtüşmektedir. Bu değer ve buna yönelik geliştirilmiş modelin bilgisi, Kopernik’e iki kompilasyon, Georg Peurbach’ın Theoricæ planetarum’u ve Johannes Regiomontanus’un Epitome’si üzerinden ulaşmıştı. Yakın zamanlarda yapılmış olan bir karşılaştırma sonucunda, ez-Zerḳālī’nin güneş teorisini kurmakta kullandığı çizelgelerin, Kopernik’in De revolutionibus eserindeki çizelgelerle, çok küçük farklılıklar bir yana, formda ve kurgulamada büyük bir uyum gösterdiği ispatlanmıştır. Johannes Kepler de ez-Zerḳālī’nin güneş evcinin tespitine yönelik gözlemleri hakkında bilgi sahibiydi. Buna dayanarak, Kepler’in Mars yörüngesinin oval olduğuna ilişkin açıklamasının, ez-Zerḳālī’nin Merkür yörüngesinin ovalliğine yönelik açıklamasıyla irtibatlı olabileceği tahmin ediliyor.
3,011
[ { "answer_start": "1315", "text": "Merkür" } ]
6./12. Yüzyıl
ez-Zerḳālī, hangi gezegenin yörüngesinin oval olduğunu açıklamıştır?
Astronomiye yeniden dönecek olursak, şu panoramayla karşılaşırız: 5./11. yüzyıldan 6./12. yüzyıla geçiş döneminde Müslüman İspanya’da yaşayan ve eserler veren İbrāhīm b. Yaḥyā ez-Zerḳālī güneş evcinin, yani Güneş ile Dünya’nın en uzak mesafe noktasının ekliptikte yıllık değişen yerinin, kendi hareketinin öncülerinden çok daha kesin bir ölçümüne ulaşmıştır. Ölçüsünde, o hareketin değeri 299 yılda 1° ye ulaşmıştı, yani bir yılda 12,09" ki bu günümüzde kabul edilen 11,46" değeriyle hemen hemen örtüşmektedir. Bu değer ve buna yönelik geliştirilmiş modelin bilgisi, Kopernik’e iki kompilasyon, Georg Peurbach’ın Theoricæ planetarum’u ve Johannes Regiomontanus’un Epitome’si üzerinden ulaşmıştı. Yakın zamanlarda yapılmış olan bir karşılaştırma sonucunda, ez-Zerḳālī’nin güneş teorisini kurmakta kullandığı çizelgelerin, Kopernik’in De revolutionibus eserindeki çizelgelerle, çok küçük farklılıklar bir yana, formda ve kurgulamada büyük bir uyum gösterdiği ispatlanmıştır. Johannes Kepler de ez-Zerḳālī’nin güneş evcinin tespitine yönelik gözlemleri hakkında bilgi sahibiydi. Buna dayanarak, Kepler’in Mars yörüngesinin oval olduğuna ilişkin açıklamasının, ez-Zerḳālī’nin Merkür yörüngesinin ovalliğine yönelik açıklamasıyla irtibatlı olabileceği tahmin ediliyor.
3,012
[ { "answer_start": "717", "text": "Cābir b. Eflaḥ" } ]
6./12. Yüzyıl
Torquetom adlı alet hangi astronom tarafından geliştirilmiştir?
Usturlap tarihinde gelecekteki ilerlemeleri etkileyecek olan buluşlardan birisi de ez-Zerḳālī’nin adını taşımaktadır. O, stereografik polar izdüşümü yerine ufuksal (horizontal) izdüşümünü kullanmıştır. Bunu yaparken de, aletin ana parçası, her bir coğrafî enlem için müstakil bir disk kullanmak yerine, tek bir diske indirgenebilmiştir. Astronomi literatüründe “evrensel disk” olarak tanınan bu alet sonraları Avrupa’da çok büyük bir yayılma şansı bulmuştur (Katalog II, s. 116 vd.). 6./12. yüzyılda ortaya çıkmış astronomik araçlardan birisi de Avrupa’da torquetum adıyla çok geniş yaygınlık kazanan alettir. Bu alet Endülüslü astronom Cābir b. Eflaḥ (Katalog II, s. 154) tarafından geliştirilmiştir. Cābir b. Eflaḥ, Almagest’i düzeltme amacıyla kaleme aldığı ve Ptoleme’yi sert dille eleştirdiği eserinde bu aleti tanımlamıştır. Yazarın çağdaşı Cremonalı Gerhard tarafından Latinceye çevrilmiş bu Almagest kritiği Avrupa’da hem bu disipline hem de matematik alanında (Katalog II, s. 12) çok büyük bir etkide bulunmuştur.
3,013
[ { "answer_start": "696", "text": "Endülüslü" } ]
6./12. Yüzyıl
Cābir b. Eflaḥ nerelidir?
Usturlap tarihinde gelecekteki ilerlemeleri etkileyecek olan buluşlardan birisi de ez-Zerḳālī’nin adını taşımaktadır. O, stereografik polar izdüşümü yerine ufuksal (horizontal) izdüşümünü kullanmıştır. Bunu yaparken de, aletin ana parçası, her bir coğrafî enlem için müstakil bir disk kullanmak yerine, tek bir diske indirgenebilmiştir. Astronomi literatüründe “evrensel disk” olarak tanınan bu alet sonraları Avrupa’da çok büyük bir yayılma şansı bulmuştur (Katalog II, s. 116 vd.). 6./12. yüzyılda ortaya çıkmış astronomik araçlardan birisi de Avrupa’da torquetum adıyla çok geniş yaygınlık kazanan alettir. Bu alet Endülüslü astronom Cābir b. Eflaḥ (Katalog II, s. 154) tarafından geliştirilmiştir. Cābir b. Eflaḥ, Almagest’i düzeltme amacıyla kaleme aldığı ve Ptoleme’yi sert dille eleştirdiği eserinde bu aleti tanımlamıştır. Yazarın çağdaşı Cremonalı Gerhard tarafından Latinceye çevrilmiş bu Almagest kritiği Avrupa’da hem bu disipline hem de matematik alanında (Katalog II, s. 12) çok büyük bir etkide bulunmuştur.
3,014
[ { "answer_start": "810", "text": "Almagest’i düzeltme" } ]
6./12. Yüzyıl
Cābir b. Eflaḥ, torquetom'u tanımladığı eserini hangi amaçla yazmıştır?
Usturlap tarihinde gelecekteki ilerlemeleri etkileyecek olan buluşlardan birisi de ez-Zerḳālī’nin adını taşımaktadır. O, stereografik polar izdüşümü yerine ufuksal (horizontal) izdüşümünü kullanmıştır. Bunu yaparken de, aletin ana parçası, her bir coğrafî enlem için müstakil bir disk kullanmak yerine, tek bir diske indirgenebilmiştir. Astronomi literatüründe “evrensel disk” olarak tanınan bu alet sonraları Avrupa’da çok büyük bir yayılma şansı bulmuştur (Katalog II, s. 116 vd.). 6./12. yüzyılda ortaya çıkmış astronomik araçlardan birisi de Avrupa’da torquetum adıyla çok geniş yaygınlık kazanan alettir. Bu alet Endülüslü astronom Cābir b. Eflaḥ (Katalog II, s. 154) tarafından geliştirilmiştir. Cābir b. Eflaḥ, Almagest’i düzeltme amacıyla kaleme aldığı ve Ptoleme’yi sert dille eleştirdiği eserinde bu aleti tanımlamıştır. Yazarın çağdaşı Cremonalı Gerhard tarafından Latinceye çevrilmiş bu Almagest kritiği Avrupa’da hem bu disipline hem de matematik alanında (Katalog II, s. 12) çok büyük bir etkide bulunmuştur.
3,015
[ { "answer_start": "955", "text": "Cremonalı Gerhard" } ]
6./12. Yüzyıl
Cābir b. Eflaḥ'ın eserini kim Latinceye çevirmiştir?
Usturlap tarihinde gelecekteki ilerlemeleri etkileyecek olan buluşlardan birisi de ez-Zerḳālī’nin adını taşımaktadır. O, stereografik polar izdüşümü yerine ufuksal (horizontal) izdüşümünü kullanmıştır. Bunu yaparken de, aletin ana parçası, her bir coğrafî enlem için müstakil bir disk kullanmak yerine, tek bir diske indirgenebilmiştir. Astronomi literatüründe “evrensel disk” olarak tanınan bu alet sonraları Avrupa’da çok büyük bir yayılma şansı bulmuştur (Katalog II, s. 116 vd.). 6./12. yüzyılda ortaya çıkmış astronomik araçlardan birisi de Avrupa’da torquetum adıyla çok geniş yaygınlık kazanan alettir. Bu alet Endülüslü astronom Cābir b. Eflaḥ (Katalog II, s. 154) tarafından geliştirilmiştir. Cābir b. Eflaḥ, Almagest’i düzeltme amacıyla kaleme aldığı ve Ptoleme’yi sert dille eleştirdiği eserinde bu aleti tanımlamıştır. Yazarın çağdaşı Cremonalı Gerhard tarafından Latinceye çevrilmiş bu Almagest kritiği Avrupa’da hem bu disipline hem de matematik alanında (Katalog II, s. 12) çok büyük bir etkide bulunmuştur.
3,016
[ { "answer_start": "1280", "text": "Nūreddīn el-Biṭrūcī’nin" } ]
6./12. Yüzyıl
Ptoleme'nin gökyüzü hareketler sisteminin eleştirisi yönünde Batı astronomisine en büyük etkiyi kimin kitabı yapmıştır?
Yine hemen hemen aynı dönemde icat edilmiş olan bir başka astronomik araç, Şerefeddīn el-Muẓaffer b. Muḥammed b. el-Muẓaffer eṭ-Ṭūsī (ö. 606/1209’dan sonra) tarafından yapılmış çizgisel usturlaptır. Mucidine nispetle ʿAṣā eṭ-Ṭūsī (eṭ-Ṭūsī Çubuğu) olarak adlandırılan bu alette, düzlem-küresel usturlaptaki projeksiyon, bir çubuk üzerindeki düz bir çizgiye taşınmaktadır (Katalog II, s. 134 vd.). Astronominin teorik alanında 6./12. yüzyılda Arap-İslam dünyasının Endülüs bölgesinde Ptoleme’nin gökyüzü hareketler sistemine karşı bir savaş kendini göstermektedir. Bu eleştirinin temsilcileri umumiyetle filozoflardı; Muḥammed b. Yaḥyā İbn Bācce (ö. 533/1139), Muḥammed b. ʿAbdulmelik İbn Ṭufeyl (ö. 581/1185), Muḥammed b. Aḥmed İbn Rüşd (ö. 595/1198) ve İbn Ṭufeyl’in talebesi Nūreddīn el-Biṭrūcī (ö. 600 civarında) gibi. Onlar, gezegenlerin yörüngedeki hareketlerinin tekdüze oluşu prensibinin ayrık merkezli ve ek yörüngelik (eksantriklik ve episikller) varsayımı vasıtasıyla bozulduğuna inanıp, bunu kendilerinin düşündükleri modellerle düzeltmeye çalıştılar. Bu yönde Batı astronomisine büyük ve sürekli etkiyi bu ekolün son temsilcisi Nūreddīn el-Biṭrūcī’nin kitabı yapmıştır. Yayınlanmasından çok kısa bir süre sonra Michael Scotus (ö. yaklaşık 235) tarafından yapılan çeviri, bu eserin İspanya dışı Avrupa’ya da ulaşmasını sağladı. İbn Ṭufeyl ve İbn Rüşd gibi el-Biṭrūcī de gezegen kürelerinin yeryüzü orta noktası çevresinde ortak merkezli bir tarzda dönmeleri gerektiğini ve yine tıpkı İbn Rüşd gibi gezegenlerin helezoni olarak değişik eksenlerle hareket ettiklerini düşünüyordu (Katalog II, 12f).
3,017
[ { "answer_start": "1373", "text": "Michael Scotus" } ]
6./12. Yüzyıl
Nūreddīn el-Biṭrūcī’nin kitabının çevirisini kim yapmıştır?
Yine hemen hemen aynı dönemde icat edilmiş olan bir başka astronomik araç, Şerefeddīn el-Muẓaffer b. Muḥammed b. el-Muẓaffer eṭ-Ṭūsī (ö. 606/1209’dan sonra) tarafından yapılmış çizgisel usturlaptır. Mucidine nispetle ʿAṣā eṭ-Ṭūsī (eṭ-Ṭūsī Çubuğu) olarak adlandırılan bu alette, düzlem-küresel usturlaptaki projeksiyon, bir çubuk üzerindeki düz bir çizgiye taşınmaktadır (Katalog II, s. 134 vd.). Astronominin teorik alanında 6./12. yüzyılda Arap-İslam dünyasının Endülüs bölgesinde Ptoleme’nin gökyüzü hareketler sistemine karşı bir savaş kendini göstermektedir. Bu eleştirinin temsilcileri umumiyetle filozoflardı; Muḥammed b. Yaḥyā İbn Bācce (ö. 533/1139), Muḥammed b. ʿAbdulmelik İbn Ṭufeyl (ö. 581/1185), Muḥammed b. Aḥmed İbn Rüşd (ö. 595/1198) ve İbn Ṭufeyl’in talebesi Nūreddīn el-Biṭrūcī (ö. 600 civarında) gibi. Onlar, gezegenlerin yörüngedeki hareketlerinin tekdüze oluşu prensibinin ayrık merkezli ve ek yörüngelik (eksantriklik ve episikller) varsayımı vasıtasıyla bozulduğuna inanıp, bunu kendilerinin düşündükleri modellerle düzeltmeye çalıştılar. Bu yönde Batı astronomisine büyük ve sürekli etkiyi bu ekolün son temsilcisi Nūreddīn el-Biṭrūcī’nin kitabı yapmıştır. Yayınlanmasından çok kısa bir süre sonra Michael Scotus (ö. yaklaşık 235) tarafından yapılan çeviri, bu eserin İspanya dışı Avrupa’ya da ulaşmasını sağladı. İbn Ṭufeyl ve İbn Rüşd gibi el-Biṭrūcī de gezegen kürelerinin yeryüzü orta noktası çevresinde ortak merkezli bir tarzda dönmeleri gerektiğini ve yine tıpkı İbn Rüşd gibi gezegenlerin helezoni olarak değişik eksenlerle hareket ettiklerini düşünüyordu (Katalog II, 12f).
3,018
[ { "answer_start": "176", "text": "el-Muʿādelāt" } ]
6./12. Yüzyıl
Şerefeddīn el-Muẓaffer b. Muḥammed b. el-Muẓaffer eṭ-Ṭūsī'nin hangi kitabı üçüncü dereceden denklemleri ele alır?
Bu dönem matematiğinde, İslam dünyasının doğusunda daha önce bahsi geçen Şerefeddīn eṭ-Ṭūsī (ö. 606/1209’den sonra) önemi çok belirgin bir rol oynamıştır. el-Muʿādelāt isimli kitabıyla üçüncü dereceden denklemlerin sistematik bir tarzda ele alınması sürecinde çok önemli bir yer elde etmiştir. O, ʿÖmer el-Ḫayyām’ın yolunu takip ederek aradan geçmiş yüzyıl boyunca İslam dünyasında matematiğin ulaştığı ilerlemeler hakkında fikir veriyor. Bu ilerlemeler kendilerini özellikle numerik ve geometrik gelenekler bağlamında ve bütüncül bir numerik işlemler dizisinin formüle edilmesinde ve temellendirilmesinde kendini gösterir.
3,019
[ { "answer_start": "350", "text": "De triangulis omnimodis" } ]
6./12. Yüzyıl
Regiomontanus hangi eserinde Cābir bin Eflaḥ'ın çalışmalarından yararlanmıştır?
İslam dünyasının batısından Endülüslü matematikçi ve astronom Cābir bin Eflaḥ adını tekrar dile getirmek istiyorum. Birçok matematik tarihçisi, onun Almagest kritiği çalışmasının trigonometri bölümünün Avrupa’da bu disipline çok büyük bir etkide bulunmuş olduğu görüşündedirler. Mesela, Regiomontanus (1436-1476) De triangulis omnimodis adlı eserinde Cābir bin Eflaḥ’ın kitabından çok şey almıştır. Johannes Tropfke’ye göre o, «Regiomontanus, eserinin ilk bölümlerinde öncülerinin ulaştığı sonuçları bağımsız bir şekilde işlerken, dördüncü bölümünde Cābir’in çıkarımlarına kelimesi kelimesine bağlı kalmaktadır». Küresel trigonometri tarihinde temel bir formül onun adıyla adlandırılmaktadır: “Geber [Cābir] Teoremi”. Bu teorem, dik açılı küresel bir üçgen, verilen bir dik kenar ɑ ve verilen bir komşu açı β ’den hesaplanabilir, bu da cos α = cos ɑ sin β formülüne götürür.
3,020
[ { "answer_start": "941", "text": "cos α = cos ɑ sin β" } ]
6./12. Yüzyıl
Geber Teoremi hangi formüle götürür?
İslam dünyasının batısından Endülüslü matematikçi ve astronom Cābir bin Eflaḥ adını tekrar dile getirmek istiyorum. Birçok matematik tarihçisi, onun Almagest kritiği çalışmasının trigonometri bölümünün Avrupa’da bu disipline çok büyük bir etkide bulunmuş olduğu görüşündedirler. Mesela, Regiomontanus (1436-1476) De triangulis omnimodis adlı eserinde Cābir bin Eflaḥ’ın kitabından çok şey almıştır. Johannes Tropfke’ye göre o, «Regiomontanus, eserinin ilk bölümlerinde öncülerinin ulaştığı sonuçları bağımsız bir şekilde işlerken, dördüncü bölümünde Cābir’in çıkarımlarına kelimesi kelimesine bağlı kalmaktadır». Küresel trigonometri tarihinde temel bir formül onun adıyla adlandırılmaktadır: “Geber [Cābir] Teoremi”. Bu teorem, dik açılı küresel bir üçgen, verilen bir dik kenar ɑ ve verilen bir komşu açı β ’den hesaplanabilir, bu da cos α = cos ɑ sin β formülüne götürür.
3,021
[ { "answer_start": "191", "text": "Yunan ve önceki dönem Arap otoritelerinin ulaştıkları sonuçları yeniden gözden geçirmeye ve eleştirmeye" } ]
6./12. Yüzyıl
İbn eş-Şalah, yazdığı eserleri neye adamıştır?
Son olarak 6./12. yüzyıl matematiğinin birinci sınıf bir matematikçisine, Aḥmed b. Muḥammed İbn es-Serī b. eṣ-Ṣalāḥ’a (ö. 548/1153) işaret etmek gerekir. İbn eṣ-Ṣalāḥ, Yunan ve önceki dönem Arap otoritelerinin ulaştıkları sonuçları yeniden gözden geçirmeye ve eleştirmeye adadığı bir dizi eser kaleme almıştır. Böyle bir eleştiriye gerçekten ehil olduğunu, kendi Arap öncülerinin Yunanlara yönelttikleri eleştirileri yeniden gözden geçirmede ve kısmen çürütmede tarihsel olarak adil olmayı ön plana aldığını, Matthias Schramm’ın onun bir kitabı hakkındaki araştırmasından öğrenmekteyiz. Fizik ve teknoloji alanının bu dallarının 6./12. yüzyılda Arap-İslam kültür dünyasında ulaştığı yüksek seviyeyi gösteren en azından iki kitap tanıyoruz. Bu eserler ʿAbdurraḥmān el-Ḫāzinī’nin (515/1121 yılında yazdığı) Mīzān el-Ḥikme ile, Ebū el-ʿİzz İsmāʿīl İbn er-Rezzāz el-Cezerī’nin (yaklaşık 600/1203 yılında kaleme aldığı) el-Cāmiʿ beyn el-ʿİlm ve-el-ʿAmel en-Nāfiʿ fī Ṣınāʿat el-Ḥiyel isimli eserleridir.
3,022
[ { "answer_start": "576", "text": "Matthias Schramm" } ]
6./12. Yüzyıl
Kim İbn eş-Şalah'ın bir kitabı konusunda araştırma yapmıştır?
Son olarak 6./12. yüzyıl matematiğinin birinci sınıf bir matematikçisine, Aḥmed b. Muḥammed İbn es-Serī b. eṣ-Ṣalāḥ’a (ö. 548/1153) işaret etmek gerekir. İbn eṣ-Ṣalāḥ, Yunan ve önceki dönem Arap otoritelerinin ulaştıkları sonuçları yeniden gözden geçirmeye ve eleştirmeye adadığı bir dizi eser kaleme almıştır. Böyle bir eleştiriye gerçekten ehil olduğunu, kendi Arap öncülerinin Yunanlara yönelttikleri eleştirileri yeniden gözden geçirmede ve kısmen çürütmede tarihsel olarak adil olmayı ön plana aldığını, Matthias Schramm’ın onun bir kitabı hakkındaki araştırmasından öğrenmekteyiz. Fizik ve teknoloji alanının bu dallarının 6./12. yüzyılda Arap-İslam kültür dünyasında ulaştığı yüksek seviyeyi gösteren en azından iki kitap tanıyoruz. Bu eserler ʿAbdurraḥmān el-Ḫāzinī’nin (515/1121 yılında yazdığı) Mīzān el-Ḥikme ile, Ebū el-ʿİzz İsmāʿīl İbn er-Rezzāz el-Cezerī’nin (yaklaşık 600/1203 yılında kaleme aldığı) el-Cāmiʿ beyn el-ʿİlm ve-el-ʿAmel en-Nāfiʿ fī Ṣınāʿat el-Ḥiyel isimli eserleridir.
3,023
[ { "answer_start": "343", "text": "1/60000" } ]
6./12. Yüzyıl
Mīzān el-Ḥikme kitabında geçen terazi, hata oranında ne kadarlık bir hassasiyeti hedefleyecek şekilde yapılmıştır?
Mīzān el-Ḥikme adı bir “Bilgelik Terazisi” konusunda bir eser vaat ediyorsa da, kitabın içeriği bunun çok ötesine gitmektedir. Yazar, her şeyden önce, özgül ağırlıkları belirleme konusunda el-Bīrūnī’nin ulaşmış olduğu sonuçları geliştirmekte ve tamamlamaktadır. Kitabın adında geçen terazi, hata oranını 1/60000 lik bir hassasiyete hedefleyecek tarzda yapılmıştır (Katalog V, s. 5 vd.). el-Ḫāzinī suyun özgül ağırlığının sıcaklık derecesine bağlı olduğuna ilişkin açık-seçik bir bilgiye sahiptir ve bu anlamda ulaştığı gözlem sonucunu, kendi terazisinde tarttığı suyun yazın kışa göre daha düşük bir ağırlığa sahip olduğunu belirtmektedir. Ayrıca o, dakikaları ölçmek maksadıyla terazi prensibine göre imal edilmiş özel bir su saati (Katalog III, s. 117), ve geç dönem antiketeden bilinen farklı sıvıların özgül ağırlıklarını belirlemeye yarayan bir areometre (Katalog V, 12 vd.) tanıtmaktadır.