id
int64
1
9.2k
answers
list
title
stringlengths
4
104
question
stringlengths
2
257
context
stringlengths
31
11.1k
8,868
[ { "answer_start": "443", "text": "Almanca" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar liseye devam ederken aynı zamanda hangi dilde eğitim görmüştür?
1913 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası, Feshane-i Amire’nin imamı Yahya Efendi idi. 1920 yılında Hekim Kutbiddin Mahalle Mektebi’nde başladığı ilkokul öğrenimine Cumhuriyet’in ilanından sonra, mahallerinde açılan bir ilkokulda devam etti; bir yandan da Fransızca dersleri aldı. 1927’de ilkokuldan 1930’da Eyüp Ortaokulu’ndan mezun oldu. İlk öğrencilerinden biri olarak Pertevniyal Lisesi’ne kaydoldu ve bu okulda okurken bir yandan da Almanca dersleri aldı.
8,869
[ { "answer_start": "377", "text": "Pertevniyal Lisesi’ne " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar'ın ilk öğrencilerinden biri olduğu okulunun adı nedir?
1913 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası, Feshane-i Amire’nin imamı Yahya Efendi idi. 1920 yılında Hekim Kutbiddin Mahalle Mektebi’nde başladığı ilkokul öğrenimine Cumhuriyet’in ilanından sonra, mahallerinde açılan bir ilkokulda devam etti; bir yandan da Fransızca dersleri aldı. 1927’de ilkokuldan 1930’da Eyüp Ortaokulu’ndan mezun oldu. İlk öğrencilerinden biri olarak Pertevniyal Lisesi’ne kaydoldu ve bu okulda okurken bir yandan da Almanca dersleri aldı.
8,870
[ { "answer_start": "305", "text": "1930’da" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar ortaokuldan kaç yılında mezun olmuştur?
1913 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası, Feshane-i Amire’nin imamı Yahya Efendi idi. 1920 yılında Hekim Kutbiddin Mahalle Mektebi’nde başladığı ilkokul öğrenimine Cumhuriyet’in ilanından sonra, mahallerinde açılan bir ilkokulda devam etti; bir yandan da Fransızca dersleri aldı. 1927’de ilkokuldan 1930’da Eyüp Ortaokulu’ndan mezun oldu. İlk öğrencilerinden biri olarak Pertevniyal Lisesi’ne kaydoldu ve bu okulda okurken bir yandan da Almanca dersleri aldı.
8,871
[ { "answer_start": "377", "text": "Pertevniyal Lisesi’ne " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar lisede nereye gitmiştir?
1913 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası, Feshane-i Amire’nin imamı Yahya Efendi idi. 1920 yılında Hekim Kutbiddin Mahalle Mektebi’nde başladığı ilkokul öğrenimine Cumhuriyet’in ilanından sonra, mahallerinde açılan bir ilkokulda devam etti; bir yandan da Fransızca dersleri aldı. 1927’de ilkokuldan 1930’da Eyüp Ortaokulu’ndan mezun oldu. İlk öğrencilerinden biri olarak Pertevniyal Lisesi’ne kaydoldu ve bu okulda okurken bir yandan da Almanca dersleri aldı.
8,872
[ { "answer_start": "443", "text": "Almanca" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar daha lisedeyken ne eğitimi görmüştür?
1913 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası, Feshane-i Amire’nin imamı Yahya Efendi idi. 1920 yılında Hekim Kutbiddin Mahalle Mektebi’nde başladığı ilkokul öğrenimine Cumhuriyet’in ilanından sonra, mahallerinde açılan bir ilkokulda devam etti; bir yandan da Fransızca dersleri aldı. 1927’de ilkokuldan 1930’da Eyüp Ortaokulu’ndan mezun oldu. İlk öğrencilerinden biri olarak Pertevniyal Lisesi’ne kaydoldu ve bu okulda okurken bir yandan da Almanca dersleri aldı.
8,873
[ { "answer_start": "313", "text": "Eyüp Ortaokulu’" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar'ın gittiği ortaokulun adı nedir?
1913 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası, Feshane-i Amire’nin imamı Yahya Efendi idi. 1920 yılında Hekim Kutbiddin Mahalle Mektebi’nde başladığı ilkokul öğrenimine Cumhuriyet’in ilanından sonra, mahallerinde açılan bir ilkokulda devam etti; bir yandan da Fransızca dersleri aldı. 1927’de ilkokuldan 1930’da Eyüp Ortaokulu’ndan mezun oldu. İlk öğrencilerinden biri olarak Pertevniyal Lisesi’ne kaydoldu ve bu okulda okurken bir yandan da Almanca dersleri aldı.
8,874
[ { "answer_start": "42", "text": "İstanbul Üniversitesi " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar hangi üniversiteye gitmiştir?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,875
[ { "answer_start": "42", "text": "İstanbul Üniversitesi " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar yüksek öğrenimine nerede devam etmiştir?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,876
[ { "answer_start": "64", "text": "Elektroteknik Bölümü’nde " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar üniversitede hangi bölümde okumuştur?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,877
[ { "answer_start": "114", "text": "1934" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar kaç yılında burs kazanmıştır?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,878
[ { "answer_start": "166", "text": "Almanya’da" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar burs kazandıktan sonra hangi ülkede eğitimine devam etmiştir?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,879
[ { "answer_start": "178", "text": "Goethe Üniversitesi’nde " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar burs kazandıktan sonra hangi üniversitede eğitimine devam etmiştir?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,880
[ { "answer_start": "471", "text": "Fen Fakültesi’ne asistan" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar doktorasını bitirdikten sonra hangi göreve atandı?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,881
[ { "answer_start": "241", "text": "Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar Goethe Üniversitesi’nden ne üzerine ayrılmıştır?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,882
[ { "answer_start": "445", "text": "1940 " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar doktora çalışmalarını kaç yılında tamamlamıştır?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,883
[ { "answer_start": "471", "text": "Fen Fakültesi’ne asistan olarak" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar 1940 yılndan sonra hangi göreve atandı?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,884
[ { "answer_start": "241", "text": "Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar neden Göttingen Üniversitesi’ne geçmiştir?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,885
[ { "answer_start": "356", "text": "Göttingen Üniversitesi’ne " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine hangi üniversiteye geçiş yapmıştır?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,886
[ { "answer_start": "389", "text": "Prof. Dr. R.W Phol " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar doktora çalışmalarını kiminle birlikte yürütmüştür?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,887
[ { "answer_start": "348", "text": "1937’de" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar ne zaman Göttingen Üniversitesi’ne geçmiştir?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,888
[ { "answer_start": "127", "text": "Maarif Vekaleti’nin " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar 1934 yılında hangi kurumdan burs kazanmıştır?
1933 yılında liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Elektroteknik Bölümü’nde yüksek öğrenime başladı. 1934 yılında Maarif Vekaleti’nin bursunu kazanarak Almanya’da Goethe Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Üniversitenin, Almanya’da başlayan Yahudi aleyhtarlığından etkilenmesi ve öğretim üyelerini kaybetmesi üzerine eğitimine 1937’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. Prof. Dr. R.W Phol ile yürüttüğü doktora çalışmalarını 1940 yılında tamamladı ve Fen Fakültesi’ne asistan olarak atandı.
8,889
[ { "answer_start": "34", "text": "1941-1943" } ]
Sait Akpınar
İkinci Dünya Savaşı kaç yılları arasında devam etmiştir?
II. Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1941-1943 arasında askerlik görevini yaptı. 1948’de doçent ünvanını aldı; ertesi yıl Tecrübi Fizik Enstitüsü’ne geçti. Aynı yıl Remziye Hanım ile evlenen Sait Akpınar’ın bu evlilikten bir kızı dünyaya gelmiştir.
8,890
[ { "answer_start": "53", "text": "askerlik" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar savaş yılları sırasında ne yapmıştır?
II. Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1941-1943 arasında askerlik görevini yaptı. 1948’de doçent ünvanını aldı; ertesi yıl Tecrübi Fizik Enstitüsü’ne geçti. Aynı yıl Remziye Hanım ile evlenen Sait Akpınar’ın bu evlilikten bir kızı dünyaya gelmiştir.
8,891
[ { "answer_start": "78", "text": "1948’de" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar doçent ünvanını kaç yılında almıştır?
II. Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1941-1943 arasında askerlik görevini yaptı. 1948’de doçent ünvanını aldı; ertesi yıl Tecrübi Fizik Enstitüsü’ne geçti. Aynı yıl Remziye Hanım ile evlenen Sait Akpınar’ın bu evlilikten bir kızı dünyaya gelmiştir.
8,892
[ { "answer_start": "219", "text": "bir" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar'ın kaç evladı vardır?
II. Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1941-1943 arasında askerlik görevini yaptı. 1948’de doçent ünvanını aldı; ertesi yıl Tecrübi Fizik Enstitüsü’ne geçti. Aynı yıl Remziye Hanım ile evlenen Sait Akpınar’ın bu evlilikten bir kızı dünyaya gelmiştir.
8,893
[ { "answer_start": "163", "text": "Remziye Hanım" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar kiminle evlendi?
II. Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1941-1943 arasında askerlik görevini yaptı. 1948’de doçent ünvanını aldı; ertesi yıl Tecrübi Fizik Enstitüsü’ne geçti. Aynı yıl Remziye Hanım ile evlenen Sait Akpınar’ın bu evlilikten bir kızı dünyaya gelmiştir.
8,894
[ { "answer_start": "119", "text": "Tecrübi Fizik Enstitüsü’ne geçti" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar 1949 yılında ne yaptı?
II. Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1941-1943 arasında askerlik görevini yaptı. 1948’de doçent ünvanını aldı; ertesi yıl Tecrübi Fizik Enstitüsü’ne geçti. Aynı yıl Remziye Hanım ile evlenen Sait Akpınar’ın bu evlilikten bir kızı dünyaya gelmiştir.
8,895
[ { "answer_start": "86", "text": "doçent ünvanını aldı" } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar 1948'de hangi ünvana kavuştu?
II. Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1941-1943 arasında askerlik görevini yaptı. 1948’de doçent ünvanını aldı; ertesi yıl Tecrübi Fizik Enstitüsü’ne geçti. Aynı yıl Remziye Hanım ile evlenen Sait Akpınar’ın bu evlilikten bir kızı dünyaya gelmiştir.
8,896
[ { "answer_start": "88", "text": "nükleer elektronik ve kozmik ışınlar " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar 1949'da ne konuda araştırmalar yapmıştır?
1949’da Amerikan bursuyla Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Argonne Laboratuvarları’nda nükleer elektronik ve kozmik ışınlar sahasında araştırmalar yaptı. Dönüşünde Uludağ’da Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun ilk kozmik ışın araştırmaları laboratuvarını kurdu. Burada kendisinin yaptığı mezon teleskopu ile gözlemler yaptı. Bilimsel malzemelerin yetersizliği çalışmayı olanaksız hale getirdiğinden buradan ayrıldı.
8,897
[ { "answer_start": "26", "text": "Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Argonne Laboratuvarları’nda " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar 1949'da yaptığı araştırmalarını nerede yapmıştır?
1949’da Amerikan bursuyla Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Argonne Laboratuvarları’nda nükleer elektronik ve kozmik ışınlar sahasında araştırmalar yaptı. Dönüşünde Uludağ’da Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun ilk kozmik ışın araştırmaları laboratuvarını kurdu. Burada kendisinin yaptığı mezon teleskopu ile gözlemler yaptı. Bilimsel malzemelerin yetersizliği çalışmayı olanaksız hale getirdiğinden buradan ayrıldı.
8,898
[ { "answer_start": "175", "text": "Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun ilk kozmik ışın araştırmaları laboratuvarını " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar 1949 yılındaki araştırmalarından sonra neyi kurmuştur?
1949’da Amerikan bursuyla Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Argonne Laboratuvarları’nda nükleer elektronik ve kozmik ışınlar sahasında araştırmalar yaptı. Dönüşünde Uludağ’da Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun ilk kozmik ışın araştırmaları laboratuvarını kurdu. Burada kendisinin yaptığı mezon teleskopu ile gözlemler yaptı. Bilimsel malzemelerin yetersizliği çalışmayı olanaksız hale getirdiğinden buradan ayrıldı.
8,899
[ { "answer_start": "165", "text": "Uludağ’da " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar nerede labaratuvar yapmıştır?
1949’da Amerikan bursuyla Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Argonne Laboratuvarları’nda nükleer elektronik ve kozmik ışınlar sahasında araştırmalar yaptı. Dönüşünde Uludağ’da Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun ilk kozmik ışın araştırmaları laboratuvarını kurdu. Burada kendisinin yaptığı mezon teleskopu ile gözlemler yaptı. Bilimsel malzemelerin yetersizliği çalışmayı olanaksız hale getirdiğinden buradan ayrıldı.
8,900
[ { "answer_start": "281", "text": "mezon teleskopu " } ]
Sait Akpınar
Sait Akpınar'ın gözlem için yaptığı aletinin adı nedir?
1949’da Amerikan bursuyla Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Argonne Laboratuvarları’nda nükleer elektronik ve kozmik ışınlar sahasında araştırmalar yaptı. Dönüşünde Uludağ’da Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun ilk kozmik ışın araştırmaları laboratuvarını kurdu. Burada kendisinin yaptığı mezon teleskopu ile gözlemler yaptı. Bilimsel malzemelerin yetersizliği çalışmayı olanaksız hale getirdiğinden buradan ayrıldı.
8,901
[ { "answer_start": "526", "text": "katı hal fiziği" } ]
Sait Akpınar
Akpınar hangi konu hakkında dersler vermiştir?
1957 yılında profesör olan Akpınar, 1956-57 yıllarında Atom Enerji Komisyonu Danışma Kurulu üyeliği ve Reaktör Kurulu üyeliği, 1956-61 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği, 1961-69 yıllarında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Atom Enerjisi Genel Sekreterliği’yle anlaşamadığı için 1969 yılında bu kurumdan istifa etti ve üniversiteye geri döndü. 1979’dan emekli olana kadar İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölüm Başkanlığı görevinde bulundu ve katı hal fiziği üzerine lisans üstü dersler verdi. 1983 yılında emekliye ayrıldı.
8,902
[ { "answer_start": "577", "text": "1983" } ]
Sait Akpınar
Akpınar kaç yılında emekli olmuştur?
1957 yılında profesör olan Akpınar, 1956-57 yıllarında Atom Enerji Komisyonu Danışma Kurulu üyeliği ve Reaktör Kurulu üyeliği, 1956-61 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği, 1961-69 yıllarında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Atom Enerjisi Genel Sekreterliği’yle anlaşamadığı için 1969 yılında bu kurumdan istifa etti ve üniversiteye geri döndü. 1979’dan emekli olana kadar İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölüm Başkanlığı görevinde bulundu ve katı hal fiziği üzerine lisans üstü dersler verdi. 1983 yılında emekliye ayrıldı.
8,903
[ { "answer_start": "393", "text": "üniversiteye geri döndü" } ]
Sait Akpınar
Akpınar istifa ettikten sonra ne yaptı?
1957 yılında profesör olan Akpınar, 1956-57 yıllarında Atom Enerji Komisyonu Danışma Kurulu üyeliği ve Reaktör Kurulu üyeliği, 1956-61 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği, 1961-69 yıllarında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Atom Enerjisi Genel Sekreterliği’yle anlaşamadığı için 1969 yılında bu kurumdan istifa etti ve üniversiteye geri döndü. 1979’dan emekli olana kadar İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölüm Başkanlığı görevinde bulundu ve katı hal fiziği üzerine lisans üstü dersler verdi. 1983 yılında emekliye ayrıldı.
8,904
[ { "answer_start": "55", "text": "Atom Enerji Komisyonu Danışma Kurulu üyeliği ve Reaktör Kurulu üyeliği" } ]
Sait Akpınar
Akpınar 1956-57 yılları arasında ne görevi yapmıştır?
1957 yılında profesör olan Akpınar, 1956-57 yıllarında Atom Enerji Komisyonu Danışma Kurulu üyeliği ve Reaktör Kurulu üyeliği, 1956-61 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği, 1961-69 yıllarında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Atom Enerjisi Genel Sekreterliği’yle anlaşamadığı için 1969 yılında bu kurumdan istifa etti ve üniversiteye geri döndü. 1979’dan emekli olana kadar İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölüm Başkanlığı görevinde bulundu ve katı hal fiziği üzerine lisans üstü dersler verdi. 1983 yılında emekliye ayrıldı.
8,905
[ { "answer_start": "146", "text": "Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği" } ]
Sait Akpınar
Akpınar 1956-61 yılları arasında ne görevi yapmıştır?
1957 yılında profesör olan Akpınar, 1956-57 yıllarında Atom Enerji Komisyonu Danışma Kurulu üyeliği ve Reaktör Kurulu üyeliği, 1956-61 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği, 1961-69 yıllarında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Atom Enerjisi Genel Sekreterliği’yle anlaşamadığı için 1969 yılında bu kurumdan istifa etti ve üniversiteye geri döndü. 1979’dan emekli olana kadar İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölüm Başkanlığı görevinde bulundu ve katı hal fiziği üzerine lisans üstü dersler verdi. 1983 yılında emekliye ayrıldı.
8,906
[ { "answer_start": "446", "text": "İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölüm Başkanlığı" } ]
Sait Akpınar
Emekli olana kadar Akpınar'ın son görevi neydi?
1957 yılında profesör olan Akpınar, 1956-57 yıllarında Atom Enerji Komisyonu Danışma Kurulu üyeliği ve Reaktör Kurulu üyeliği, 1956-61 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği, 1961-69 yıllarında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Atom Enerjisi Genel Sekreterliği’yle anlaşamadığı için 1969 yılında bu kurumdan istifa etti ve üniversiteye geri döndü. 1979’dan emekli olana kadar İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölüm Başkanlığı görevinde bulundu ve katı hal fiziği üzerine lisans üstü dersler verdi. 1983 yılında emekliye ayrıldı.
8,907
[ { "answer_start": "297", "text": "Atom Enerjisi Genel Sekreterliği’yle" } ]
Sait Akpınar
Akpınar nereyle anlaşamadığından istifa etmiştir?
1957 yılında profesör olan Akpınar, 1956-57 yıllarında Atom Enerji Komisyonu Danışma Kurulu üyeliği ve Reaktör Kurulu üyeliği, 1956-61 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği, 1961-69 yıllarında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Atom Enerjisi Genel Sekreterliği’yle anlaşamadığı için 1969 yılında bu kurumdan istifa etti ve üniversiteye geri döndü. 1979’dan emekli olana kadar İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölüm Başkanlığı görevinde bulundu ve katı hal fiziği üzerine lisans üstü dersler verdi. 1983 yılında emekliye ayrıldı.
8,908
[ { "answer_start": "352", "text": "1969" } ]
Sait Akpınar
Akpınar kaç yılında istifa etmiştir?
1957 yılında profesör olan Akpınar, 1956-57 yıllarında Atom Enerji Komisyonu Danışma Kurulu üyeliği ve Reaktör Kurulu üyeliği, 1956-61 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği, 1961-69 yıllarında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Atom Enerjisi Genel Sekreterliği’yle anlaşamadığı için 1969 yılında bu kurumdan istifa etti ve üniversiteye geri döndü. 1979’dan emekli olana kadar İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölüm Başkanlığı görevinde bulundu ve katı hal fiziği üzerine lisans üstü dersler verdi. 1983 yılında emekliye ayrıldı.
8,909
[ { "answer_start": "222", "text": "Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü" } ]
Sait Akpınar
Akpınar 1961-69 yılları arasında ne görevi yapmıştır?
1957 yılında profesör olan Akpınar, 1956-57 yıllarında Atom Enerji Komisyonu Danışma Kurulu üyeliği ve Reaktör Kurulu üyeliği, 1956-61 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği, 1961-69 yıllarında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Atom Enerjisi Genel Sekreterliği’yle anlaşamadığı için 1969 yılında bu kurumdan istifa etti ve üniversiteye geri döndü. 1979’dan emekli olana kadar İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölüm Başkanlığı görevinde bulundu ve katı hal fiziği üzerine lisans üstü dersler verdi. 1983 yılında emekliye ayrıldı.
8,910
[ { "answer_start": "116", "text": "Ana yüklenici Aselsan olup 50 alt yüklenici ile birlikte geliştirilmiştir" } ]
KORAL
KORAL'ı hangi kimler geliştirmiştir?
KORAL (mobil elektronik harp sistemi) Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları doğrultusunda tasarlanıp üretilmiştir. Ana yüklenici Aselsan olup 50 alt yüklenici ile birlikte geliştirilmiştir. KORAL hizmete girmeden önce 1000 farklı testlerden geçmiştir. Testleri başarı ile tamamlayan KORAL hava kuvvetleri komutanlığına Şubat 2016'da teslim edilmiştir.
8,911
[ { "answer_start": "219", "text": "1000 farklı testlerden geçmiştir" } ]
KORAL
KORAL kaç farklı testten geçmiştir?
KORAL (mobil elektronik harp sistemi) Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları doğrultusunda tasarlanıp üretilmiştir. Ana yüklenici Aselsan olup 50 alt yüklenici ile birlikte geliştirilmiştir. KORAL hizmete girmeden önce 1000 farklı testlerden geçmiştir. Testleri başarı ile tamamlayan KORAL hava kuvvetleri komutanlığına Şubat 2016'da teslim edilmiştir.
8,912
[ { "answer_start": "320", "text": "Şubat 2016'da" } ]
KORAL
KORAL hava komutanlığına ne zaman teslim edilmiştir?
KORAL (mobil elektronik harp sistemi) Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları doğrultusunda tasarlanıp üretilmiştir. Ana yüklenici Aselsan olup 50 alt yüklenici ile birlikte geliştirilmiştir. KORAL hizmete girmeden önce 1000 farklı testlerden geçmiştir. Testleri başarı ile tamamlayan KORAL hava kuvvetleri komutanlığına Şubat 2016'da teslim edilmiştir.
8,913
[ { "answer_start": "68", "text": "Amacı düşman radarlarını kör etmek, aldatmak ve şaşırtmaktır" } ]
KORAL
KORALın amacı nedir?
KORAL yerli imkanlar ile üretilen mobil elektronik harp sistemidir. Amacı düşman radarlarını kör etmek, aldatmak ve şaşırtmaktır. Sistem 8x8 taktik araç üzerine entegre edilmiştir. Sistem 2 ana yapıdan oluşmaktadır. KORAL ED olarak adlandırılan Elektronik Destek Sistemi düşman radar yayınlarını algılayıp takip ediyor. Radarı algıladıktan sonra frekans değeri tespit ediliyor. Daha sonra ise devreye KORAL ET yani Elektronik Taarruz sistemi devreye girerek düşman radarlarının sinyallerinin bozulması için karşı yayın yapıyor. Böylece düşman radarlarına karşı çok etkili olabiliyor.
8,914
[ { "answer_start": "137", "text": "8x8 taktik araç üzerine" } ]
KORAL
KORAL nereye entegre edilmiştir?
KORAL yerli imkanlar ile üretilen mobil elektronik harp sistemidir. Amacı düşman radarlarını kör etmek, aldatmak ve şaşırtmaktır. Sistem 8x8 taktik araç üzerine entegre edilmiştir. Sistem 2 ana yapıdan oluşmaktadır. KORAL ED olarak adlandırılan Elektronik Destek Sistemi düşman radar yayınlarını algılayıp takip ediyor. Radarı algıladıktan sonra frekans değeri tespit ediliyor. Daha sonra ise devreye KORAL ET yani Elektronik Taarruz sistemi devreye girerek düşman radarlarının sinyallerinin bozulması için karşı yayın yapıyor. Böylece düşman radarlarına karşı çok etkili olabiliyor.
8,915
[ { "answer_start": "188", "text": "2 ana yapıdan" } ]
KORAL
Sistem kaç ana yapıdan oluşmaktadır?
KORAL yerli imkanlar ile üretilen mobil elektronik harp sistemidir. Amacı düşman radarlarını kör etmek, aldatmak ve şaşırtmaktır. Sistem 8x8 taktik araç üzerine entegre edilmiştir. Sistem 2 ana yapıdan oluşmaktadır. KORAL ED olarak adlandırılan Elektronik Destek Sistemi düşman radar yayınlarını algılayıp takip ediyor. Radarı algıladıktan sonra frekans değeri tespit ediliyor. Daha sonra ise devreye KORAL ET yani Elektronik Taarruz sistemi devreye girerek düşman radarlarının sinyallerinin bozulması için karşı yayın yapıyor. Böylece düşman radarlarına karşı çok etkili olabiliyor.
8,916
[ { "answer_start": "64", "text": "Hıdır bin Ali bin Hattâb" } ]
Aydınlı hacı Paşa
el-Melik el-Eşref hangi eserinde Kahire’nin enlem derecesi için imal ettiği güneş saatinin çizimini vermektedir?
Yıldırım Bâyezîd Han devrinde yetişen fıkıh ve tıb âlimi. İsmi, Hıdır bin Ali bin Hattâb olup, Hacı Paşa diye meşhurdur. Lakabı Celâlüddîn’dir. Aslen Aydınlı olan Hacı Paşa, Konya’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1413 (H. 816) veya 1417 (H. 820) senesinde Ödemiş’e bağlı Birgi’de vefât etti.
8,917
[ { "answer_start": "95", "text": "Hacı Paşa diye" } ]
Aydınlı hacı Paşa
Aydınlı hacı Paşa ne diye meşhurdur?
Yıldırım Bâyezîd Han devrinde yetişen fıkıh ve tıb âlimi. İsmi, Hıdır bin Ali bin Hattâb olup, Hacı Paşa diye meşhurdur. Lakabı Celâlüddîn’dir. Aslen Aydınlı olan Hacı Paşa, Konya’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1413 (H. 816) veya 1417 (H. 820) senesinde Ödemiş’e bağlı Birgi’de vefât etti.
8,918
[ { "answer_start": "174", "text": "Konya" } ]
Aydınlı hacı Paşa
Aydınlı Hacı Paşa nerede doğdu?
Yıldırım Bâyezîd Han devrinde yetişen fıkıh ve tıb âlimi. İsmi, Hıdır bin Ali bin Hattâb olup, Hacı Paşa diye meşhurdur. Lakabı Celâlüddîn’dir. Aslen Aydınlı olan Hacı Paşa, Konya’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1413 (H. 816) veya 1417 (H. 820) senesinde Ödemiş’e bağlı Birgi’de vefât etti.
8,919
[ { "answer_start": "264", "text": "demiş’e bağlı Birgi’de" } ]
Aydınlı hacı Paşa
Aydınlı Hacı Paşa nerede vefat etti?
Yıldırım Bâyezîd Han devrinde yetişen fıkıh ve tıb âlimi. İsmi, Hıdır bin Ali bin Hattâb olup, Hacı Paşa diye meşhurdur. Lakabı Celâlüddîn’dir. Aslen Aydınlı olan Hacı Paşa, Konya’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1413 (H. 816) veya 1417 (H. 820) senesinde Ödemiş’e bağlı Birgi’de vefât etti.
8,920
[ { "answer_start": "63", "text": "Ekmelüddîn Bâbertî’den" } ]
Aydınlı hacı Paşa
Aydınlı hacı Paşa Anadolu’da ilim öğrendikten sonra, Mısır’a gitti ve hangi büyük alimden yüksek din bilgileri öğrendi?
Anadolu’da ilim öğrendikten sonra, Mısır’a gitti ve büyük âlim Ekmelüddîn Bâbertî’den yüksek din bilgilerini öğrenerek Hanefî mezhebi fıkıh âlimi oldu. Mübârek Şâh Mantıkî’den de aklî ilimleri tahsil etti. Aklî ve naklî ilimlerde tahsilini tamamlayıp, faydalı eserler yazdı.
8,921
[ { "answer_start": "119", "text": "Hanefî mezhebi fıkıh âlimi" } ]
Aydınlı hacı Paşa
Aydınlı Hacı Paşa Ekmelüddîn Bâbertî’den yüksek din bilgilerini öğrenerek ne oldu?
Anadolu’da ilim öğrendikten sonra, Mısır’a gitti ve büyük âlim Ekmelüddîn Bâbertî’den yüksek din bilgilerini öğrenerek Hanefî mezhebi fıkıh âlimi oldu. Mübârek Şâh Mantıkî’den de aklî ilimleri tahsil etti. Aklî ve naklî ilimlerde tahsilini tamamlayıp, faydalı eserler yazdı.
8,922
[ { "answer_start": "69", "text": "kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı nedir?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,923
[ { "answer_start": "148", "text": "G.Grosvenor’ın" } ]
Erol Tümertekin
"şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözü kime aittir?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,924
[ { "answer_start": "504", "text": "4 ayrı kitap ve 23 makale" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda kaç eser yayımlamıştır?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,925
[ { "answer_start": "370", "text": "1960’lardan beri" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin ne zamandan beri İstanbul üzerine çalışmaktadır?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,926
[ { "answer_start": "751", "text": "yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve \"toplumsal coğrafya\", başka bir deyişle \"beşeri coğrafya\" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatması" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin’in farklı ülkelerdeki çalışmalarda "citation" yapılmasının nedeni nedir?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,927
[ { "answer_start": "1213", "text": "Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin İstanbul Üniversitesi’nde hangi fakültelerde ders vermiştir?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,928
[ { "answer_start": "1422", "text": "İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin İstanbul Üniversitesi dışında nerelerde ders vermiştir?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,929
[ { "answer_start": "1603", "text": "UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışma" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin hangi uluslararası araştırmalarda yer almıştır?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,930
[ { "answer_start": "1820", "text": "Türkçe ve İngilizce" } ]
Erol Tümertekin
Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu hangi dillerde yayımlanmıştır?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,931
[ { "answer_start": "1896", "text": "Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır." } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin ABD’de Illinois’de ne görev yapmıştır?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,932
[ { "answer_start": "1955", "text": "30 yıldan fazla" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda kaç sene görev yapmıştır?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,933
[ { "answer_start": "2028", "text": "\"Tatbiki Coğrafya\", \"Tarımsal Tipoloji\", \"Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri\", \"Dünya Nüfus Haritası\" gibi çeşitli komisyonlarında" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin Uluslararası Coğrafya Birliği’nde hangi komisyonlarda görevler almıştır?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,934
[ { "answer_start": "2374", "text": "1982" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin ne zaman Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından onur üyeliğine seçilmiştir?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,935
[ { "answer_start": "2188", "text": "coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından onur üyeliğine neden seçilmiştir?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,936
[ { "answer_start": "2266", "text": "1821" } ]
Erol Tümertekin
Dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ ne zaman kurulmuştur?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,937
[ { "answer_start": "2415", "text": "Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin İstanbul Üniversitesi’nde ne tür görevler almıştır?
Erol Tümertekin’in bilimsel araştırmalarında en dikkati çeken tarafı kendisini İstanbul’a adamış olmasıdır. National Geographic Society’nin başkanı G.Grosvenor’ın "şehirlerin anlatacak çok şeyi vardır. Her blok ayrı bir araştırma alanı, bir arazidir" sözüne tam olarak uygun düşen çabalarında İstanbul’u, araştırmaları için, kendisine "arazi" olarak seçmiştir. Nitekim, 1960’lardan beri kendisine araştırma alanı, coğrafyacı terimiyle "arazi" olarak seçtiği İstanbul ile ilgili çeşitli coğrafi konularda 4 ayrı kitap ve 23 makale yayınlamıştır. Çalışmalarının, Türkiye dışında, Japonya’dan Polonya’ya, ABD’den Rusya’ya kadar çok sayıda ülkede ve tekrarlanan sayıda "citation" yapıldığı Türkiye’deki belki de tek coğrafyacı olduğu söylenebilir. Bunda, yapılan yayınların önemli bir bölümünün İngilizce ve Fransızca gibi yaygın yabancı dillerde ve "toplumsal coğrafya", başka bir deyişle "beşeri coğrafya" alanında olmasının, dolayısıyla da bu konuda uluslararası platformdaki açığı kapatmasının rolü olmuştur. Yabancı dillerdeki yayınlarından başka, yayınlarının bir bölümü de zaten yabancı ülkelerdeki dergi ve "Reader"larda çıkmıştır. Prof. Tümertekin ülkemiz coğrafyasına çok sayıda ders kitabı kazandırmıştır. Yalnızca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde değil, aynı Üniversite’nin İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde de dersler vermiştir. İstanbul’da bulunan diğer üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de uzun süreli dersler vermiştir. Prof. Erol Tümertekin birçok uluslararası araştırmada da yer almıştır: UNESCO’nun Kurak ve Yarı Kurak Bölgeler çalışması; Pennsylvania Üniversitesi’nin Ortadoğu’da Su konulu çalışması; ve Ford Foundation adına yapılan, Türkiye’de sosyal bilimlerin durumuyla ilgili bir çalışmanın sonucu, Türkçe ve İngilizce olarak da yayımlanmıştır. ABD’de Illinois’de yayımlanan Journal of Developing Areas adlı derginin Yayın Kurulu’nda 30 yıldan fazla görev yapmıştır. Uluslararası Coğrafya Birliği’nin (IGU) "Tatbiki Coğrafya", "Tarımsal Tipoloji", "Ekonomik Kalkınmanın Bölgesel Yönleri", "Dünya Nüfus Haritası" gibi çeşitli komisyonlarında da görev almıştır. Ayrıca coğrafyaya yaptığı ve Fransız coğrafyasıyla olan yakın ilişkilerinden dolayı, 1821 yılında kurulan ve dünyanın en eski coğrafya derneği olan Fransız ‘’Société de Géographie’’ tarafından 1982 yılında onur üyeliğine seçilmiştir. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü ve bir süre Dekan yardımcılığı yapan Prof. Erol Tümertekin 11 yıl da Coğrafya Bölüm Başkanlığı yapmıştır.
8,938
[ { "answer_start": "17", "text": "23 Temmuz 1926" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin ne zaman doğmuştur?
Erol Tümertekin (23 Temmuz 1926 – 15 Mayıs 2012), Beşeri ve İktisadi Coğrafya alanında yaptığı çalışmalarla Türk Coğrafyasına önemli katkılarda bulunmuştur.
8,939
[ { "answer_start": "34", "text": "15 Mayıs 2012" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin ne zaman vefad etmiştir?
Erol Tümertekin (23 Temmuz 1926 – 15 Mayıs 2012), Beşeri ve İktisadi Coğrafya alanında yaptığı çalışmalarla Türk Coğrafyasına önemli katkılarda bulunmuştur.
8,940
[ { "answer_start": "50", "text": "Beşeri ve İktisadi Coğrafya" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin hangi alanda çalışmalar yapmıştır?
Erol Tümertekin (23 Temmuz 1926 – 15 Mayıs 2012), Beşeri ve İktisadi Coğrafya alanında yaptığı çalışmalarla Türk Coğrafyasına önemli katkılarda bulunmuştur.
8,941
[ { "answer_start": "108", "text": "Türk Coğrafyasına " } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin neye önemli katkılarda bulunmuştur?
Erol Tümertekin (23 Temmuz 1926 – 15 Mayıs 2012), Beşeri ve İktisadi Coğrafya alanında yaptığı çalışmalarla Türk Coğrafyasına önemli katkılarda bulunmuştur.
8,942
[ { "answer_start": "41", "text": "İstanbul’da" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin nerede doğmuştur?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,943
[ { "answer_start": "73", "text": "İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin nereden mezun olmuştur?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,944
[ { "answer_start": "60", "text": "1948" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden ne zaman mezun olmuştur?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,945
[ { "answer_start": "186", "text": "Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin nereye asistan olarak atanmıştır?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,946
[ { "answer_start": "160", "text": "1950" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne ne zaman asistan olarak atanmıştır?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,947
[ { "answer_start": "248", "text": "1952" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin "Dr." unvanını ne zaman almıştır?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,948
[ { "answer_start": "264", "text": "1956" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin "Doçent" unvanını ne zaman almıştır?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,949
[ { "answer_start": "284", "text": "1964" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin "Prof." unvanını ne zaman almıştır?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,950
[ { "answer_start": "395", "text": "ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e " } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin’in "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak nereye gitmiştir?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,951
[ { "answer_start": "497", "text": "coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman \"çağdaş\" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin University Of Wisconsin’de kimin öğrencisi olmuştur?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,952
[ { "answer_start": "564", "text": " iklim çalışmalarıyla" } ]
Erol Tümertekin
Glenn Trewartha ne ile ünlüdür?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,953
[ { "answer_start": "874", "text": "yaptığı çok yönlü ve \"uygulamalı coğrafya\" konulu çalışmalarıyla \"geleneksel\" türdeki çalışmaların dışında, \"çağdaş\" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin ne konuda önemli katkılarda olmuştur?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,954
[ { "answer_start": "1159", "text": "coğrafyadaki \"sistematik uygulamalı coğrafya\" çalışmalarına" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi neye örnek olmuştur?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,955
[ { "answer_start": "1367", "text": "\"Bölgesel Uygulamalı Coğrafya\"ya bir örnek olarak \"Kurak Bölgelerde Ziraat\" konusundadır" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin’in doktora çalışması hangi konudadır?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,956
[ { "answer_start": "1457", "text": "Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konuda" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin hangi konularda ilk yayını kendisi gerçekleştirmiştir?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,957
[ { "answer_start": "1781", "text": "Prof. Dr. Erol Tümertekin" } ]
Erol Tümertekin
Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda "kadınlar"'ı inceleme konusu olarak ilk ele alan kimdir?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,958
[ { "answer_start": "2220", "text": "yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin’in "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabının özelliği nedir?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,959
[ { "answer_start": "2110", "text": " İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin’in "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı kim tarafından yayımlanmıştır?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,960
[ { "answer_start": "2098", "text": "1968" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin’in "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı hangi yılda yayımlanmıştır?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,961
[ { "answer_start": "2146", "text": "İngilizce ve Türkçe" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin’in "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı hangi dillerde yayımlanmıştır?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,962
[ { "answer_start": "2331", "text": "\"Türkiye Nüfus Haritası\" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin’in hangi konularda birçok yayını bulunmaktadır?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,963
[ { "answer_start": "2482", "text": "nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan" } ]
Erol Tümertekin
Erol Tümertekin Türkiye’de neyi ilk başlatanlar arasında yer almaktadır?
Erol Tümertekin 23 Temmuz 1926 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, 1950 yılında aynı kurumda Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1952’de "Dr." , 1956’da "Doçent" ve 1964’de de "Prof." unvanlarını aldı. Doktorasını tamamladıktan sonra Tümertekin, "Whitbeck" Bursu’nu kazanarak ABD.’de bulunan University Of Wisconsin’e gitti. Orada, şu anda "coğrafyanın babaları" olarak anılan, coğrafi metodolojinin önde gelen adlarından Richard Hartshorne’nun, iklim çalışmalarıyla ünlü Glenn Trewartha’nın, ünlü fiziki coğrafyacı Vernor Finch’in ve o sıralarda adı geçen üniversitede misafir öğretim üyesi olarak bulunan, Alman "çağdaş" coğrafyasının önderlerinden Carl Troll’ün öğrencisi olmuş ve kazandığı çağdaş coğrafi görüşleri ülkemize aktarmıştır. Tümertekin’in yaptığı çok yönlü ve "uygulamalı coğrafya" konulu çalışmalarıyla "geleneksel" türdeki çalışmaların dışında, "çağdaş" yöntembilimle ele alınan yeni konuların ülkemiz coğrafyasında yerleşmesinde önemli katkıları olmuştur. "Ağır Demir Sanayii ve Türkiye’deki Durumu" konulu doktora tezi, coğrafyadaki "sistematik uygulamalı coğrafya" çalışmalarına bir örnek olurken, "Sanayi Coğrafyası"'nın da Türkiye’deki coğrafi inceleme alanları arasına girmesine yine o yol açmıştır. Doçentlik çalışması ise "Bölgesel Uygulamalı Coğrafya"ya bir örnek olarak "Kurak Bölgelerde Ziraat" konusundadır. Ulaşım, coğrafi metodoloji, iklimle ilgili istatistiksel çalışmalar, Planlama–Coğrafya ilişkisi, Merkezi İş Alanları gibi birçok konudaki hemen hemen ilk yayınları kendisinin gerçekleştirmiş olması yanında, Türkiye'deki coğrafi çalışmalarda öteden beri ihmal edilen "kadınlar"ı inceleme konusu olarak ilk ele alanın da yine Prof. Dr. Erol Tümertekin’dir. Çağdaş coğrafi görüşle yaptığı çalışmalarının sayısı hem oldukça fazladır hem de çoğu kitabı güncellenerek tekrar tekrar basılmıştır. Bunun, Türkiye'deki coğrafya bilim dalının geçmişte fazla üretken olmamasından doğan boşluğu doldurma ihtiyacı ve çabasıyla da ilişkisi vardır. Örneğin 1968 yılında İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü tarafından İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanan "Türkiye’de İç Göçler" adlı kitabı, yalnız coğrafyada değil, Türkiye’deki sosyal bilimlerde bu konudaki kitap çapındaki ilk çalışmalardan biridir. "Türkiye Nüfus Haritası" ve Türkiye nüfusuyla, özellikle de iç göçler ve kademeli göçlerle ilgili birçok yayını bulunmaktadır. Tümertekin Türkiye'deki nüfus çalışmalarını coğrafi açıdan ilk başlatanlar arasında yer almaktadır.
8,964
[ { "answer_start": "2011", "text": "180" } ]
el-cezeri'nin kupa saati
el-Cezerī’nin tarifine göre, el cezerinin kupa saatindeki diskte tekabül eden bir yay Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık kaç uzaklıktadır?
Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.»
8,965
[ { "answer_start": "2288", "text": "Geceye" } ]
el-cezeri'nin kupa saati
el-Cezerī’nin tarifine göre, el cezerinin kupa saatindeki diskte bir yay 180 uzaklık neye tekabül eder?
Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.»
8,966
[ { "answer_start": "2297", "text": "devamlı gündüz yayında" } ]
el-cezeri'nin kupa saati
el-Cezerī’nin tarifine göre, el cezerinin kupa saatindeki diskte bir yay 180 uzaklık geceye nerede tekabül eder?
Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.»
8,967
[ { "answer_start": "2011", "text": "180" } ]
el-cezeri'nin kupa saati
el cezerinin kupa saatinde En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece hangi rakam kayıt edilmelidir?
Diskin bölümlemesini E. Wiedemann el-Cezerī’nin tarifine göre şu şekilde resmetmiştir: «Diskin bölümlemesi muhtemelen, yukarıdaki 18 kısımla (her kısım 10 güne karşılık gelecek şekilde) ayrılmış skala için olan figürde temsil edildiği gibiydi. 18 yayın hepsi, katibin dolu kupa-daki başlangıç konumuna tekabül eden çizili bir yarıçapta başlar. Daha sonra buradan hareketle olabildiğince sola doğru her bir yarıçapa ulaşana kadar devam eder. Bu yarıçap, yazı kamışının yani göstergenin güneşin ilgili yaya karşılık gelen gündeki batış konumuna tekabül eder, elbette saatin güneşin doğuşunda harekete geçirilmesi koşuluyla. En uzun güne en dıştaki yay tekabül ettiği için, böylece ortaya doğru sürekli kısalan konsantrik yaylar sistemi elde edilir. Tarife göre kupanın duvarı her saatteki dönüşün hemen hemen sabit olacağı şekilde çekiçlendiğinden ve 141/2 saatilik en uzun güne tekabül eden en dış yayın 360° lik bir merkez açıyı kuşattığı için, en iç yay 91/2 saatlik en kısa güne tekabül ederek, sadece 236° lik bir yayı kuşatır. Böylece 18 yayın her biri, müteakip bir önceki yaydan yaklaşık 7,3° daha kısadır. Her bir yay daha sonra kendisi için-de 12 eşit kısma bölümlenmiştir; ayrıca en dıştaki de 141/2 kısma bölümlenmiştir (bu son bölümle-me yukarıdaki figürde atlanmıştır, buna karşın ilk bölümleme birkaç yayda tam olarak yapılmış, diğer yaylar sadece hâkkedilmiştir). Her bir yay – yıl 360 günün varsayılmasıyla – hem kısalan hem de uzayan günlerde 10 güne tekabül etmiş-tir. Bu nedenle her bir yaya, ona tekabül eden günler için iki rakam kaydedilmiştir. Rakamlar, yukarıda temsil edildiği gibi, herhalükarda içeri çizili yarıçapın her iki yanına hâkkedilmiştir. En uzun günde rakamlarla başlanılacak olursa, en kısa günde sadece bir rakam– yani 180 – kayde-dilmeliydi; buna karşın sayılarla en kısa günden başlanılacak olursa en uzun günde bu durum geçerliydi. Rakamların bu tarzda kaydedilmesiyle bu sayıların hepsi devamlı olarak ilgili yayın aynı yüzü üzerinde durması gerçekleşiyordu. Geceye, devamlı gündüz yayında yaklaşık 180 uzaklıkta bulunan bir yay tekabül etmiştir.»