siir
stringlengths
171
74.5k
siir_uzunlugu
int64
31
9.7k
Gurur İster Aşkta nasıl gurur olmaz Aşk birazda gurur ister Onur istediği kadar Aşk birazda gurur isterSemek güzel sevilmekte Sevdiğinle övülmekte Olsa sonu ayrılıkta Aşk birazda gurur isterSeni ister seni ister Sana derin hisler besler Bana gerçek yüzün göster Aşk birazda gurur isterGönlüm sana kırık değme Gel başım yerlere eğme Deli gönül vaz geç sevme Aşk birazda gurur isterKendimi yerine koydum Bilemezsin neler duydum Anla beni senden soğdum Aşk birazda gurur isterEfsanede tam sevdi mi Yaptıklarına değdi mi Başın göklere eğdi mi Aşk birazda gurur ister
86
Eğitim Özgürlük Yolu Eğitim ülkelerin tek özgürlük yoludur Eğitimsiz insanlar asla özgür sayılmaz. Çocukları eğiten aile ve okuldur. Okulsuz bırakarak hiç kimseye kıyılmazÇocuklara harcanan, en büyük yatırımdır Kârı çok büyük olur, zarar eden hiç olmaz. Okulu destekleyen aynı, nakdi yardımdır Ona yardım etmenin kıymeti hiç bulunmaz.Karanlıkta kalırız bu okullar olmazsa Okullar eğitimle cehaleti giderir. Tüm çocuklar okuyup, tüm sınıflar dolmazsa Eğitimsiz kalanlar ülkeye zarar verir.Hakka giden tüm yollar eğitimle bulunur Her yerde her çocuğa eğitim vermek gerek, Bir ülke düşmanlardan eğitimle korunur Eğitimli insanla yükseliriz giderek.Milli Eğitim Vakfı, bu yolda bir yarıştır Eğitim sahasında büyük işler başarır. Kendisi yardım eder, onu yardım yaşatır Yapılanı bilseniz gözleriniz yaşarır.
107
Atatürk Baktı ki Memleket elden gidecek Vatan toprağını ördü Atatürk Düşündü buna kim dur diyecek Türk'te ki o azmi gördü AtatürkTopladı vatana âşık olanı Durdurdu toprakta olan talanı İşgalci düşmandan burda kalanı Hepsini denize sürdü AtatürkCesaret O un özünde vardı Esaret yaşantı gözünde dardı Düşman istilası yüzünde ardı Hain defterini dürdü AtatürkMahir BaşpınarATATÜRK Atatürk önder oldu Gönüllü asker buldu İstilacı düşmandan Kurtardı bütün yurduAçtığın doğru yoldan Toplandık sağdan, soldan Bu ipi göğüsledik Yürürüz dört bir koldan.Tüm Dünya tanır onu Yaptılar derse konu O her zaman kalbimde Sevgimin yoktur sonuMahir BAŞPINAR'Bu güzel slaytı emek verip hazırlayan Azerbeycan'dan dost KemaleSadiq'e Sonsuz teşekkür ederim.Sevgilerimle'
101
Bir Kadını Sevmek... BİR KADINI SEVMEK… Bir kadını sevmek, saçlarını okşamaktır ormanın Ağız dolusu bir paatya şarkısıdır, Boylu boyunca uzanmaktır güneşe Nefesini kokladığın anlara kilitlemektir güneşi Bir kadını sevmek, akan yıldızları eğirmektir ilmik ilmik, Bir kadını sevmek yüreğini sarmalamaktır avuçlarında Bakışlarında kaybolmak, ruhunu kaybetmektir yokluğunda Bir kadını sevmek, bir ömrü adamaktır, Yüzündeki çillerini birleştirmektir parmak uçlarıyla Her sabah yeniden aşık olmaktır tenine, Bir kadını sevmek, küsmektir yalanlara Bir kadını sevmek, koşmaktır yarınlara Bir kadını sevmek kanatsız uçmaktır Kokusuna sahoş olmak, bakışında doğmaktır. Bir kadını sevmek Bebek bebek kucaklamaktır hayatı…Cem KARADENİZ 09/04/2012 01:30 İÇERENKÖY
93
Âgâz-ı Gazeliyyât 10 Devr itdi menzilüm suhan-ı hem-nefes bana Gul-ı reh oldı nagme-i bâng-ı ceres bana Gülzâr-ı dilde bülbül-i dem-beste olalı Âgûş-ı gonçe oldı kenâr-ı kafes bana ‘Âşık-firîb-i nergis-i bîmâr-ı yârdan Düzdîde bir nigâh yeter mültemes bana Dest-i hevesde sünbül ü reyhân-ı dehrden Zülf-i dırâz-ı şâhid-i endîşe bes bana Âgâh câm-ı bâde-i fasl-ı bahârda Terk itmez idüm olsa eger dest-res bana
61
Ko..YIKILSIN KAHPE DÜNYA.. Mor dağların,erişilmez,kayalıklı tepesinden Eriyip-gelen karların coşkulu şellalesinden, Zaman-zaman,RAHMET olup yüreğime çiseleyen; FIRTINA’nın habercisi,huzur veren ESİNTİ’den…Bir güzellik kalmış mı ki sahilin ılık yelinden? . Boşver,aldırma yıkılsın,yalan dünya temelinden! Göz kırpan yıldızlarından,Dolunaylı gecesinden, Altın gibi kumsalından,denizin güzelliğinden; Varlıklara hayat veren,pırıl-pırıl Güneşinden, Gurubdan Semaya vuran,şahane armonisinden…Bir güzellik kalmış mı ki Sabahından,seherinden? İsterse şimdi yıkılsın,kahpe dünya temelinden! ..İlkbaharından,Yaz’ından,yeşil başlı ördeğinden, Hikmet üzre yaratılmış binbir çeşit böceğinden… Beyaz gelinlikler gibi,Mayısta açan Gülünden.. Gül’e AŞKINDAN hasretle dem çeken bülbüllerinden…Bir güzellik kalmış mı ki ARI’sından,çiçeğinden? Varsın kökünden yıkılsın,zalim dünya temelinden Kekik kokan tarlalardan,otlarından,çimeninden.. Martıların çığlığından,dalgaların ninnisinden, Birzaman,ruhunu sarsan,şarkısından,türküsünden Yüreğini hoplatarak,geçip-giden Güzelinden…Bir güzellik kalmış mı ki dalgacıkların sesinden? Koyver ucundan,yıkılsın,kahpe dünya temelinden Evlâdından,torunundan,yarım asırlık EŞ’inden… Mert sandığın arkadaştan,bunca Dost geçinenlerden… Boşa harcanan yılların, boşa giden neş’esinden; Rüyasıyla avunduğun,uçup-giden SEVGİLİDEN! ….Bir güzellik kalmış mı ki,gülümseyen hayalinden? Varsın kökünden yıkılsın,zalim Felek temelinden Lodosundan,poyrazından..Apansızın çıkıp-gelen Fırtınalar,yıkıp-geçer,koca kenti temelinden! .. Acımasız fırtınalar geçti garip yüreğimden… Beni,hayata döndüren mis kokulu nefesinden..Bir güzellik kaldı mı ki,RABB bımınHEDİYESİNDEN? İSTERSE ŞİMDİ YIKILSIN,AŞKSIZ DÜNYA TEMELİNDEN “ Fırtınanın geçişini,sarılıp ince belinden, SEVGİLİYLE seyretmektir,tutup pamuk ellerinden..” (*) Gönül vazgeçmiyor halâ,küflü düşüncelerinden… Daha ne bekliyorum ki,ömrümün son mevsiminden? Bir güzellik kalmış mı ki,hayırsız emellerımden? Boşver,aldırma yıkılsın..Kahpe Felek temelinden Güzellikler taşıp-gelir,ruhun derinliklerinden, AŞK ve SEVDA,GERÇEK DOSTLUK,ÇIKIP GÖNÜL KAFESİNDEN; Elimizle yırttığımız,OZON’un penceresinden.. ARŞ’A YÜKSELİP-KURTULSUN,ZALİM FELEĞİN ELİNDEN…Bir güzellik kalmış mı ki,şu güzel dileklerinden? Cemalettin, ko yıkılsın! Kahpe dünya temelinden -ERDEK-02.12.2008 * DOST TAVSİYELERİ..isimli filmden. “..Fırtınanın geçişini,sevdiğin birinin elinden tutarak seyretmek en güzelidir…”
232
Ay doğar ... Bir son bulma değildir ve hatta diriliştir aksine... Ay doğar ... Karanlık gecelere Aydınlatmaya değildir aslında doğuşu ... Sabıra inancıdır azmi ... Ay doğar ... Korkan yureklere ışık tutar ... Ayıpları örten geceyedir kini ... Ay doğar ... Ayıp ile yaşayana inat Işığa ihtiyacı olana ... Ay doğar ... Koca bir güneşin gölgesinde ama güneşten anlamlı... ve unutturmak istercesine gunesi alabildigine cesur Ay doğar ... Boşlukları doldurmaya değil anlamları doldurmaya ...Ay doğar ...
76
Ana Öğüdü Çiçekleri ezme yavrum Çiçekler bir yüreğe benzer Çiçek ezen, insan ezer. Sakın sen kuş vurma yavrum En engin bir kardeşlikte Uçar kuşlar gökyüzünde.Tüfekle oynama yavrum Şakacığı bile çirkin Bir canlıyı öldürmenin. Gel bir çiçek ol sen yavrum Kendi ülkenin renginde Şu yeryüzü demetinde.
45
Hüzündür askerin türküsü yolunu gözlerim ama gelen olmaz dumanlar tüter başımda beklerim yolunu sessizce asker aglar yaşlar acı süzülür gözlerindenyazdıgı son mektup sevdine dir anasınadır gelemeyecegim şarapnel parçaları dagıldı heryere yüreginde yazdıklarıyla ölür vatan ugrunao mektup ta anlatılanlar bir acı hatıra çünkü o artık yok şehit olmuştur ata yolunda
49
Hayellerim Yok Olmasın Hayellerim Yok Olmasın Doğa ile şu tarımı Yıllarca talan eyledik Tarıma ilgisiz kalıp Doğamız talan olmasınZihniyet ürünü bitti Çöle betona büründük Mücadeleyi kaybettip Doğamız tahrip olmasınHak aramak için kavga Cevre için verek kavga Hoyratlığa bir son verek Umutlar yalan olmasın Doğayı koruyamıyan Bizleri nasıl korusun Duyarlılar sorumlular Yarınlar talan olmasınKöklerimiz derinlerde Koruma kanunu nerde Direniş kültürümüz var Çevremiz talan olmasınBir yürüyüş eyleyelim Bu doğa bizim diyelim Gündemi belirliyelim Umutlar talan olmasın Anadolum ruhun ile Alınacak ahın ile Köy kasaba şehir ile Canlarımız yok olmasınHep beraber haykırarak Yedi koldan yola çıkak Haksızlığa isyan olak Akarsular yok olmasın Kayda alalım bunları Herkes bilmeli bunları Açılan tüm davaları Hak adalet yok olmasın Tarihi rol oynayalım Kalkınmada rol alalım Çağdan geri kalmayalım Hayellerim yok olmasın Baş eğmeyen anadolum İsyandan geçiyor yolum Yeter artık doğrulalım Onurumuz yok olmasınAnadolumdan çek eli Yedi dünyanın düveli Dost Şeref örgütlenelim Onurumuz yok olmasın 07.04.2015 Dost Şeref
150
19 Mayıs'a Özel Maniler Bugün mani konusu Çok özeldir çok özel Haydi bütün şairler Uzatın sizler de el Bugün anlamlı gündür Konusu da anlamlı Ata’mın fikirleri İçimde canlı canlıÜlkemi İşgalciler Ellerine almıştı Çaresiz kalan halkım Hüsranlara dalmıştıAtatürk İstanbul’dan Çıkmıştı yolculuğa Kurtuluş heyecanı Ulaşmıştı doruğaBandırma vapuruyla Ayrıldı Galata’dan Emir bekledi halkım Savaş için Ata’danMilli mücadeleyi Başlatınca Atatürk Etrafında toplandı Bayrağını seven Türk Özgürlüğün tadını Halkına aşlattı O Uykusuz gecelerde Aklını işletti O Samsun’a vardığında Üniforma(yı) çıkardı ‘Gelin birlik olalım’ Diye halka yakardı Samsun’da başlamıştı Özgürlük yolculuğu Erzurum’da Sivas’ta Aldı halktan yolluğu Hedefimiz tek idi Ulusal egemenlik Tek yürek tek yumruktuk Kalkmıştı senlik-benlik Atatürk ümidini Gençliğe bağladı hep Gençlik de arkasından Sel olup çağladı hepÇetin savaş sonunda Büyük zafer bizimdi İşgalci bayrakları Gönderlerden tez indi Üç yılda kurtarıldı Vatanın her cephesi Mudanya’dan duyuldu Zaferin büyük sesi Şimdiki haritayı Çizmişti elleriyle Kökeni ayırmadan Sarmıştı kollarıyla Atam; fikirlerinle Coştum da gidiyorum Önümdeki setleri Aştım da gidiyorum Zeki olmak yetmiyor Zekâyı kullanmalı Uygar Türkiye için Emekler dallanmalı Kabımdan taştım gittim Konuyla coştum gittim Gençlerin bayramına Genç gibi koştum gittimGönlüm yazmak istiyor Gözlerim çok yoruldu Atamın sayesinde Kurtuluşa varıldı
183
Baştacı İstanbul Gözü kapalı ölüme gitmek Hep geri dönülen kadın İlik, kan, ter, gözyaşı Hem de sevinç, heyecan, keyif Kelimeler kifayetsiz Celladın kurtuluşu Masumun ölümü Hiçbir denklem açıklamaz Hiç kalıba sığmaz Anonim bir şair Post-modern bir ressam Doğa-üstü bir heykeltraş Tanrının ikinci adı Kurban olunası İçinden deniz geçen tek İki kıtayı kucaklayan yegane Kurşuna kafayı sokmak “Seni yeneceğim” diye bağırmak Sarılayım “boğazına” sevinci Gündoğumunda erimek Hepsi bir arada Tümü yanyana Bir kelebek gibi kanadını çırpar 15 milyon başına üşürürüz Rezilliğimizi bile bir ana şefkatiyle taşır Ve üzerine meleksi bir örtü çeker Tanrının kutsadığı biz insanlar mı Yoksa şehirlerin baştacı İstanbul mu Düşünürüm bazen Ben düşünürüm Hayat devam eder Ölüm de Ama İstanbul hep yaşar İnadına yaşar...
116
Son Bakış, Son Öpücük Birlikte yürüyorduk... Ellerimiz birleşikti lakin, Gözgöze gelmeye Cesaret edemiyorduk... Yoldan geçenler Meraklı bakışlarla süzüyordu Bizi... Ağlamaklı bakışlar, Hatta gözyaşlarıyla veda ettik Birbirimize... Son bakış ve Son öpücükle! ..
32
Nasıl Din Adamı Hukuk haklanmamalı, hak kursaklanmamalı, İstismar havuzunda, haram aklanmamalı, Kutsalların ardına kimse saklanmamalı,Sarığı öne koyup önce düşüneceksin! Hocaysan hepimizden ince düşüneceksin! Ahlak çöküntüde mi, gençlik zinada mıdır? Bunları dert etmeyen nasıl din adamıdır? Önce korkunu yırt at, ortaya zemin çıksın, Gündeme biraz renk kat, hayata demin çıksın, Hakikatler meydana, kendinden emin çıksın,Tepkisizliğin var ya sana hiç yakışmıyor. İlmin ile amelin katiyen çakışmıyor.Acaba bu yenilgin, kuru inada mıdır? Nefsini terletmeyen nasıl din adamıdır? Ya, hani şu malum zat, millete bela mıydı? Kafasındaki çatlak ağız mı, hela mıydı? İstihza ettiği şey Allah'ın kelamıydı..! O gün çıkıp ahkâmı tebliğe başladın mı? Elinle taşlamadın! Dilinle haşladın mı? Sence şeytan taşlamak yalnız Mina'da mıdır? Buna gücü yetmeyen, nasıl din adamıdır? Eğer davan 'Hak' ise tutup kaldıracaksın, Küfrün kalelerine ilk sen saldıracaksın, Mazluma el uzatıp, zulme aldıracaksın, Kul hakkına riayet, hukuka saygı nerde? Nerde Allah korkusu, uhrevi kaygı nerde? Şahsen cihatta mısın, Yavuz Sina'da mıdır? Hak yolda diretmeyen nasıl din adamıdır? Müslümana yakışan, dünyevi hırslar değil, Bir takım menfaatler, siyasi burslar değil, Öncelikli meselen camiler, kurslar değil,Hocam şu zamanenin tükür kör kuruşuna! Öyle hasret kaldım ki senin dik duruşuna! Yani biz tamamız da eksik binada mıdır? Doğruyu öğretmeyen nasıl din adamıdır?
197
Büyüme öyle kal bebek Geldin temiz yüreğinle O körpecik bedeninle Parlayan gözlerinle Büyüme öyle kal bebekEllerin yumak,yumak Yanakların topak,topak Sevilirsin kucak,kucak Büyüme öyle kal bebekHerkesce aranıyorsun Ne mutlu seviliyorsun Umarım beni anlıyorsun Büyüme öyle kal bebekBüyürsen kirlenirsin Yalanlara alırşın Çalanlara yanaşırsın Büyüme öyle kal bebekHeryer şimdi köstebek Birleri bunlara destek Olamadık bir türlü köstek Büyüme öyle kal bebekHayat çürümüş bir dal Gidenlere de'ki hoşçakal Sen orada mutlu kal Büyüme tertemiz kal bebekŞafak Özışıl (1999)
74
Bir Gül Kopardım Bir gül kopardım bahçe den Dikeni elimi kanattı Bir göz deydi özlemime Yüreğimi sızlattıBir şarkı dinledim Hayallerimi deşti Rüzgâr rüyalarımı uçurdu Yarınların akasya yaprağıyla hasrete kondu Bir şiir yazdım Sadece seni anlattım Kana kana yudumladım içtin Hasreti ayrılığı yalnızlığı sildim
43
Ayrılık çekmeyen kıymet bilemez AYRILIK ÇEKMEYEN KIYMET BİLEMEZ 20.12.1981 PAZARGurbette hasretlik yaktı yar beni Ayrılık çekmeyen kıymet bilemez Ararım bulamam gurbette seni Ayrılık çekmeyen kıymet bilemezEvelinden dik giderdi sözleri Ne zamandır özlemişim sizleri Aklıma düşünce ağlarım yarin nazları Ayrılık çekmeyen kıymet bilemezYiyem ekmeğini içem yarim suyunu Allah göstermesin hiç öldüğümü Çok özledim saracağım yar seni Ayrılık çekmeyen kıymet bilemezHüseyin'im nazlı yari sarayım Gönder Allahım ben sılama varayım Hediyecik bir deste gül vereyim Ayrılık çekmeyen kıymet bilemez
76
Ender sevgi Ataturkun oldugu Gun Millette buyuk bir Huzun Gazeteler yaziyor gunun Olaylarini Okuyayim dedim Bazilarini Bir cocuk resmi cekti Dikkatimi Okudum gozumde yaslar Hikayesini On uc yaslarinda gazete Satiyordu Tramvay sahanliginda yaziyor yaziyor Son havadis diye bagiriyordu Bir bey 'Oglum neden bagiriyorsun Oyle Ataturk oldu onun icin satiyorsun Gazeteleri boyle' Deyince cocuk firlatir butun topladigi Paralari yere Aglayarak 'Ataturk olduyse Deymez hicbir seye' Deyip uzaklasir Aglayarak Biraktim gazeteyi gozumde yaslar Akarak Bunca sene unutmadim 0 cocugun Hikayesini Ne guzel anlatiyor degilmi O ATATURK SEVGISINI?
85
Vicdan Yok Mu Sende Ne gam, ne keder, ne gurur kalmadı bende Fesadı hasedim kıskançlık, coştu kabardı bende Beni mahffu perişan eden halimin vebali sende Yalnız ben seni değil, sende beni kaybettin, vicdan yok mu sende
36
Şehir ve İnsan Şehir ve insanBir gürültü ki tırmalıyor beyni. Acaba burası şehir mi? Sanki bir öğütme makinası. Örtüyor bütün Haykırışları... Feryat figan kopan fırtınaları... Ölüm kokuyor sokakları... Parfüm kokarken insanları... Biliyorlar mı acaba? Ölüyor ruhları. Ölüyor öldürülüyor öldürüyoruz Ruhları... Duymuyormusunuz feryat figan sesleri... Nasıl bir zaman nereye bu gidiş ey insan! Gürültüyle ölümüne tempo tutansın sen..! Nerden geliyoruz demeden... Nereye bu gidiş diyemeden... Mutlulukları maskeli ey insan. Hadi çıkar maskelerini. Görünsün gerçek yüzün. Yada bırak kalsın Yüzündeki sahte gülüş. Yarına hasret değilim. Yarınım yanımda eminim. Üzüldüğüm şimdi ve bu anım. Aslında üzülmek ne çare... Bende insanım.5Haziran2Bin6 kadir_&_ridak
98
Mümkünmü Şimdi Çaresizlik içinde bıraktın beni Halbuki ne çok sevmiştim seni Bir gurur uğuruna yaktın herşeyi O güzel günlerden eser yok şimdiBir zamanlar elele gezip dolaşırdık Deli dolu davranıp şakalaşırdık Bak şimdi sonunda ayrı kaldık Kavuşmak birdaha mümkünmüYok dedin birkere tutturdun işte Bitmez sandın bak bitti işte Kaprislerin canıma tak etti işte Affetmek birdaha mümkünmü şimdi
56
Sen Türk Kadınısın Ergenokonda bir ASENA bin oguz yetiştirdi, Vatandır anadanda babadanda kutsaldır dedi, Mazluma şefkat zalime kılıç indirdi, Timucinin yüreginde bitmeyen sevdaydın.Sen degilmisin Alparslanın kılıcını kuşatan, Osman beyi cadırdan saraylara cıkartan, Sultan Mehmeti dualarınla Fetihi tattıran, Ulubatlının sancağında bitmeyen sevdaydın. Mehmetini kınalayıp vatana kurban egledin, Ya şehit yada ğazı olmasını istedin, Arkanı dönersen sütüm haram oğul dedin, Kınalı koçların şahadetinde bitmeyen sevdaydın. Gaflete düşme uyan sen Türk kadınısın! Tarihe sığmayacak kardar yücelerdesin! Seyit onbaşıların sen ki kutsal anasısın! Mustafa Kemal,ın gözlerınde bitmeyen sevdaydın.
84
ATATÜRK'Ü Anlamak... ATATÜRK OKUMAKTI; -MATEMATİKTİ, -EDEBİYATTI, -FELSEFEYDİ...ATATÜRK İNSANLIKTI; -SEVMEKTİ, -ÇALIŞMAKTI, -KORUMAKTI...ATATÜRK BAŞARMAKTI; -BİRLİKTİ, -BERABERLİKTİ, -BARIŞMAKTI...ATATÜRK UYGARLIKTI; -EŞİTLİKTİ, -CUMHURİYETTİ, -YÜCELMEYİ BİLMEKTİ...ATATÜRK YARINA VARMAKTI; -VATANDI, -BAYRAKTI, -İNANMAKTI....ATATÜRK; -UFKA VARMAKTI, -UFKU AŞMAKTI... -UFKU YAŞAMAKTI....''-NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...''Fikret Turhan-Yalova, 08.04.2015
36
G ü n a h Bankadan kredi çekmeden düşün, Ödeme zorlaşır bozulur işin, Bunalıma düşer ayrılır eşin, Faizi, haramı yemekte günah.Seni aldatanlar geçerler dalga, Yemin, billah artar çıkarır kavga, Mekana dönüşür cezalı bölge, Şirk ile küfürü demekte günah.Helalin var iken haramdan kaçın, Dinimize uygun kapansın saçın, Asla görünmesin göbeğin,kıçın, Namahreme eli sürmekte günah.Nefsine uyupta sanala dalma, Diyalok kurupta günahkar olma, Dürüstler mevcutken çirkefi bulma, Müstehcen şeyleri görmekte günah.Muhtaçlar var iken gıdayı atma, Yalana kapılıp ticaret yapma, Kul hakkı ağırdır Zeki unutma, Özürlü malları vermekte günah.21-3-2010
85
Evlilik.... Şu hayatta ömrü olan herkese Arzuların bir balıdır evlilik... Ne kadar da gem vurulsa nefise Aşkın, saran bir koludur evlilik...Ergenlik çağında çatılır kaşlar Kalplerde hafif bir kıvılcım başlar Bir çağrıdır, karşı cinse bakışlar Gönüllerin bir dilidir evlilik...Demet demet gonca güller derilir Yanaklara mis kokular sürülür O, tatlı doyumsuz düşler görülür Bekârların emelidir evlilik...Genç kızlar süslenir saçını tarar Erkekler kur yapar sevgili arar Aileler sonunda verirler karar Bekârlığın son halidir,evlilik...Parmaklara birer yüzük takılır Nişan olur çeyizlere bakılır Ak ellere al kınalar yakılır Aşk bağının bir gülüdür evlilik..Yuva kurmak hem kolaydır,hem zordur Evlenmem diyenler etse de dırdır Demişler,nikâhta kerâmet vardır Hem kutsaldır, hem uludur evlilik...Birleşir tohumlar çiçek,gül açar Gök yüzünde kuşlar bile çift uçar Neslin devamı da bu yoldan geçer Soy kütüğnün bir dalıdır evlilik...Bulur bir birini can ile canân Lezzet alır paylaşmaya inanan Hak'kın emri ile bize uzanan Kutsal aşkın bir elidir evlilik...Evlilik binadır, temeli saygı Eğer güven yoksa duyulur kaygı Duvarı hoş görü,çatısı duygu İnsanlığın temelidir evlilik...Var ise seninde namusun, arın Bir medeni birlikteliktir kârın Türlü çeşit cinsi hastalıkların Aşılmayan engelidir evlilik..Huzur bulur yalnızlıktan ağlayan Yoldaş olur bir yastığa baş koyan İnsanları bu hayata bağlayan Aşk sazının bir telidir, evlilik...Eşler evlenince çekse de darlık Olmamalı hiç bir zaman dargınlık İnsanlar dünyada en yüce varlık Doğamızın sembolüdür evlilik...Mahmut Çelikgün'üm; söyler bir anlık Aşkın gözü kördür,sonu aydınlık Kim demiş ki bekârlığa sultanlık Mutluluğun bir yoludur evlilik.....1993.Aşık Mahmut ÇELİKGÜN
227
Ay Çöreği Fırından yeni çıkmış Tarçın kokan, ay çöreğine bayılırım ben. İçindeki cevizler, Yüreklerimizi getirir aklıma. Hilâl şeklini, kara kaşlarına Şeker tadını da, bal dudaklarına, benzetirim. Sonra, dayanamam,ellerimle, koparırım bir parça Ve, öyle güzel dağılır ki, ay çöreği ağzımda Anlarım ki, bu lezzet, ay çöreğinden Hediyedir, aşkımızın yeni doğduğu zamana.
50
Şehir İnsanı Toplayıp bavulu vurup kendini asvaltsız yollara, şehirden kaçmalı. Kuş sesleriyle uyanmalı, deniz kokmalı her sabah. Başak tarlaları arasında gelincik toplamalı çocuklugumuza götüren. Bahçe sohbetleri, semaverde çay, gramofonda eski şarkılar. Derin bir nefes almalı yaşama dair. Daralttıkca daraltıyor bu şehir insanı...
42
Hayat Pazarı Ben bu hayat pazarında Satılacak adam mıydım? Eskimiş bir mendil gibi Atılacak adam mıydım? Ne anladım ben aşkından Can mı verdin sen canından Be Allahsız ben sırtından Vurulacak adam mıydım? Olana bak şu olana Nasıl kandım ben bu yalana Senin gibi bir yılana Sarılacak adam mıydım? Aramadım haklı haksız Sevdim seni hep hesapsız Be vicdansız be kitapsız Ben yanacak adam mıydım? Sorma nasıl gönlüm yanar Sorma nasıl içim kanar Ben bu aşka duvar duvar Yıkılacak adam mıydım? Bilmem gönlün günah der mi? Aşka gelip eyvah der mi? Ben kalbine kör bir mermi Sıkılacak adam mıydım? Bal bulurken zehirinde Gül bulurken dikeninde Ben pişmanlık denizinde Boğulacak adam mıydım? Taşıyorken nehir gibi Yaşıyorken demir gibi Ateşlerde kömür gibi Yakılacak adam mıydım?
121
Doğa Ve İnsan Doğayı bilir misiniz, Doğayı sever misiniz, Doğayı inceler misiniz, Siz insanoğlu.Doğa bir temizlik, Doğa bir güzellik, Doğa bir yeşillik, Ey insanoğlu.Kuşlar vardır doğada, Çiçekler vardır doğada, Ağaçlar vardır doğada, Hey insanoğlu.28 Şubat 1982
36
Ağıt Yok gayri bizlere uyku dünek vay Kime bel bağlayak kime dönek vay Vay amansız ecel alçak felek vay Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağyasın gayrı Ağla gözüm ağla yaşlar dil olsun Kurumuş dereler baştan sel olsun Çiçek kara açsın çayır kül olsun Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı En büyük en güzel en yiğit kayıp Dereler denizler çağlar ağlayıp Rabbim de gözyaşı dökmezse ayıp Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı Her gittiği yerde o şan verirdi Aslan bakışını görse erirdi Kaşları yeleden nişan verirdi Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı Bakışları şimşek gibi çakardı Yarını görürdü düne bakardı Kürsüye çıktı mı, arşa çıkardı Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıHer belâyı önler arda atardı Dermandı her dalda hemen yeterdi Babamızdı elimizden tutardıTürklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıKaybını yıldızlar bile bileler Kırıla kanatlar sola yeleler Kurt kuş duyup cenazene geleler Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıMillet Atan gitti başın sağ olsun Ölümü devr açsın yeni çağ olsun Dağlar birer birer yanar dağ olsun Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı Gitti her ocağın söndü alevi Yeryüzü dediğin bir ölü evi Cihan türbe olsa almaz o devi Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıDönmüş denizler gözyaşı taşına Dünya ortak çıkmış Türk'ün yasına Her evden bir ölü çıkmışcasına Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıGökler ağıtlardan titriyor kat kat Düştü üstümüze gerilen kanat Onsuz dünya yarım, insanlık sakatTürklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı O hep dolu tuttu boş atmadıydı Söz verince yaptı aldatmadıydı On beş yıl tek burun kanatmadıydı Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıBizdendi sevinci bizdendi derdi Biz uyurduk o bizleri beklerdi Uyudu nöbeti bizlere verdiTürklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıKuru yapraklara benzedik bu güz Her göz kan içinde sapsarı her yüz Milyonlarız bir babadan öksüzüz Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıGök düşsün toprağa toza belensin Mezarına gece yıldız elensin Şehitler doğrulsun nöbet dolansın Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı Dünya hem kahr olur hem onu gömer Yıldızlar kandildir semalar kemer Sus boğulayazdın sus Aşık Ömer Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı
374
Dost Bildiklerim. Gönül dosttan yana, gider mi sandın? Ağyara bel bağlar, dost bildiklerim. Severek gönlümü, vererek kandım, Beni sever sandım, dost bildiklerim.Dosta inanarak, ben nara yandım. Ateşe kor taşır, dost bildiklerim. Her şeyimi ona, verdim Aldandım. Canıma kast etti dost bildiklerim.Kalbime açtılar, kapanmaz yara, Bana acı verdi, dost bildiklerim. Şeyda bülbül gibi, düşmüşüm zara, Yakıp ta kül etti, dost bildiklerim.Dost kimmiş, düşman kim hiç bilemedim. Beni çok şaşırttı, dost bildiklerim. En acı silleyi, onlardan yedim, Arkamdan vurdular, dost bildiklerim.Artık ben dostluğa, eyledim veda, Unutsunlar beni, dost bildiklerim. Fani sevgilerden, gelmiyor vefa, Allaha havale, DOST BİLDİKLERİM.
95
Dost Sandığım Bağrımıza değen taşı Sen mi attın dost sandığım Zehir oldu ekmek aşım Sen mi kattın dost sandığımBeladan kurtulmaz başım Sen mi sattın dost sandığım Fitne fesat olmuş alem Sen mi ektin dost sandığımÖmür tarlam diken doldu Sen mi diktin dost sandığım Engelli aşılmaz yolum Sen mi yaptın dost sandığımBahçe ektim gül dermeğe Sen mi söktün dost sandığım Evim barkım viran oldu Sen mi yıktın dost sandığımBaykuş öter bülbül nerde Sende düşen aynı derde Dün kazılan o mezara Sen mi yattın dost sandığımFani dünya kalmaz baki Hep göçeriz kalan ne ki Gülşani af etti seni Helal olsun dost sandığımOzan Gülşani Hüseyin Parlak http//gulsani.blogspot.com
104
Nasıl cananım Nasıl cananım Bu bayramda geçti ahu zarınan Gurbet elde bayram nasıl cananım Ben hasretim yandım közde harınan Gurbet elde bayram nasıl cananımHasretin bağrımı yaktı tütüyor Virane gönlümde baykuş ötüyor Artık bahçemizde tiken bitiyor Gurbet elde bayram nasıl cananımSen yoksun ya aldım dertli sazımı Ancak o çekiyor benim nazımı Kader ötelerde yazmış yazımı Gurbet elde bayram nasıl cananımArtık dönüp gelsen sılaya yeter Tutuldum bir derde kanserden beter Sıcacık nefesin cana can katar Gurbet elde bayram nasıl cananımBu şiirim sana sanma ki yalan Bir busedir senden geriye kalan Bütün duygularım eyledin talan Gurbet elde bayram nasıl cananımMısralarda sana içimi döktüm Umutla bekledim ömrümü söktüm Tevhidi çaresiz boynumu büktüm Gurbet elde bayram nasıl cananım 08.08.2013 Kenan BİLGAÇ Ozan Tevhidi
118
Aşk Düş Artık Yakamdan Dileğim yüce makamdan Aşk,düş artık yakamdan Sus ağlama hiç arkamdan Aşk, düş artık yakamdanSevdamız dilden diledir Nazın nasıl bir çiledir Derdim hep aşk iledir Aşk, düş artık yakamdanTanımaz kural kaide Yok senden bana faide Bir şey ummam hercaide Aşk, düş artık yakamdanDelice sevdim olmadı Çılgınca övdüm olmadı Gönlümden kovdum olmadı Aşk, düş artık yakamdanSevse yanımda olur Her heyecanımda olur Kanımda canımda olur Aşk, düş artık yakamdanAşık olmak bir beceri Kalpten girer içeri Yüreğimden çek hançeri Aşk,düş artık yakamdan
82
Dost Derdimi yazsam dağlara taşlara gökteki yıldızlara Bilin ki onlarda ağlar bu gözümdeki yaşlara Bilirmisiniz şu garibin neleri var Yüzünde maskesi olan bir çok sahte dostları varDost dersin, dost tarafından hançeri sırtına yersin Hançerin acısından değil, dostun ihanetinden kahredersin. Bir gün etrafında gerçek dost arasın Ama sadece anıları ve yalanları ömrüne hapsedersinDost olarak en sonunda yalnızlığı seçersin. Yalnızlıkla adeta dalga geçer alay edersin Ama nedendir bilinmez yalnızlıktan sende vaz geçersin Gerçek dost nerededir sende bilmezsin.
75
Şanlı Bayrak İki cümle söz çıktı ağzımdan Birinin adı ay birinin yıldız İki damla yaş aktı gözümden Birinin rengi al birininki akYüceler yücesi şanlı bayrak Şahlanır seninle kara toprakİki yavru can geldi kanımdan Birinin adı ay birinin yıldız İki damla kan aktı canımdan Birinin rengi al birininki akYüceler yücesi şanlı bayrak Şahlanır seninle kara toprak
55
Aşk yakıyor Gözlerdeki kıvılcımla başlıyor Sonra tüm bedeni sarıyor Tutuşturup alev alev yakıyor Aşk yakıyor aşk acıtıyorAteş olur düşer yüreğine Yakar derinden derine İpotek koymuştur kalbine Aşk yakıyor aşk acıtıyorSızlatır ciğer başları Döktürüyor göz yaşları Eritir dağları taşları Aşk yakıyor aşk acıtıyorUmursamaz dengi dengine Bakmaz tenine rengine Esir ediyor kendine Aşk yakıyor aşk acıtıyor Hayata kahretirip küstürüyor Kaderine isyan etiriyor Çok büyük acılar çektiriyor Aşk yakıyor aşk acıtıyorSeveni sabırsız ediyor Kimse söz dinletemiyor Düşürür çöllere deli ediyor Aşk yakıyor aşk acıtıyorKul tekin aşk güzel diyor Tadanları sarhoş ediyor O demden herkes içiyor Aşk yakıyor aşk acıtıyor14 04 2015
98
Gezintiye Çıktım Bu Sabah Gökyüzünde Gezintiye çıktım bu sabah gökyüzünde Haylaz bir çocuğun çizdiği resimdi sanki Yeryüzü Bin beşyüz metrede Bir vapur yarıyordu suları Marmara’da Kız kulesi gözünü kırpmadan Ona bakıyordu... Martılar koşuyordu gökyüzünde Vapurla yarışırcasına. Birkaç mil açıkta bir balıkçı Bitmeyen kederini takıyordu oltasının ucuna. Hayatın selamını esirgediği orta yaşlı bir kadın Yalnızlığını satıyordu Karaköy’ün En yüksek kaldırımında.Tarlabaşı’nda esmer yürekli bir çocuk Çöpleri karıştırırken bulduğu Tek tekerleği kalmış Oyuncak bir arabayla oynuyordu Tanrı’nın ona gönderdiği Doğum günü hediyesi sanarak.İstiklal’de Yılların yükünü Yorgun omuzlarında taşıyan yaşlı bir adam Bir kapı eşiğinde Hıçkırarak ağlıyordu Açlığından değil Otuz yıl terinin son damlasına kadar çalışıp Yine de kuru bir ekmeğe yetecek parası olmadığından... Gezintiye çıktım bu sabah gökyüzünde Haylaz bir çocuğun çizdiği resimdi İstanbul Bin beş yüz metrede Anladım Bulutların sonbaharda Neden bu kadar çok ağladıklarını.....................! 2005
134
Ayrılık Ayrılık, Trenin rayları gibi, Sıra dağların mesafesi gibi…Ayrılık, Kol düğmeleri gibi, Yelkovanın akrepten uzaklaşması gibi…Ayrılık, Leyla ile Mecnun gibi, Kısacası, sen ve ben gibi…Adı üstüne, Ayrılık işte, Hüzün dolu, mesafe dolu…Boşluk ve hasretle yoğrulu, Sendeki bensizlik, Bendeki sensizlik. Tek olmanın boşluğu, Offf! Ayrılık bu…
45
Sen Dilara Gülşen de güneş iken her gün gece, Hevesle Banu olamadın bu gece, Endişelendim, serzenişlerine, Asap oldum haddimi aştım bu gece, Gamsızlığından sabrım taştı, Tutunamadım edebimi aştım bu gece Şivekar hallerine diklenirken, Asuman da aksilik oldu bu gece. Hayallerimi anlatamadım bu gece, Dinletemedim tadı geçti bu gecenin, Sevgisizliğin boyunca aştı, Tutarsız pervasız oldum bu gece, Cemalinle beyaz olamadın bu gece, Mihri renkte Nazan olamadın, Ömrümden beş yıl geçti bu gece 06/06/2013
72
Ah Ah çeksem felek yanar, Ev yanar direk yanar. Elesem qemlermi, Odlanıb elek yanar. .................................................................Ah çeksem, Felek yanar, .................................................................Ev yanar, direk yanar. .................................................................Elesem gemlerimi, .................................................................Odlanır elek yanar. ................................................................. .................................................................Not:Gemlerimi; gamlarımı,üzüntülerimi. .................................................................Odlanıp; ateşlenip,tutuşup. .................................................................Not ve Anadolu Türkçesine çeviren: .................................................................Mehmet Demir Atmalı
40
Aşk malik'ine koşmaktır Zannettiğin aşk hislerine konan aşk değil Aşk kalp gözüyle varılması yere koşmak Duygularda ki boşlukları doldurmak değil Aşk kulluğunu bilip Malik’ine koşmakBırak gönül eylemeyi aşk mı zannettin Acı çekmeyi çektirmeyi aşk mı zannettin Aşkı gönül eğlendirmekten mi zannettin Aşk kulluğunu bilip Malik’ine koşmakHer kesin ağzında bir aşk aşk dolanmakta Ağzından öte gitmeyen bir aşk’a koşmakta Aşk ağızda değil bütün benliğinde koşmakta Aşk kulluğunu bilip Malik’ine koşmaktaBana sorarsan senin ki samimi aşk değil Bana sorarsan senin ki şaşkınlıktan öte değil Bana sorarsan senin ki boş uçmaktan gayrı değil Bana sorarsan aşk Malik’ine koşmaktan başka değil
97
Ölüm Denizi Bir deniz kıyısında yaşarız gerçekte, Ölüm ile yaşam arasındaki bir deniz.. Bazen isteye isteye atlarız bu denize, Bazen birileri iter, bazende; İstemesekte deniz alır götürür bizi.. Ölüm denizidir bu kıyısında yaşadığımız. İşte böyle birgün gelirde sevdiğim, Ansızın deniz alacak olursa beni, Dönmeyecek olsamda bir daha, Üzülme ve sakın ağlama.. Bu dünya da ayrı kalacak olsakta, Sevgimizle buluşacağız; Ölüm denizindeki yuvamızda....
62
Allah'ım bu ne gül Mutluluk Allah'ım bu ne gül MutlulukBu gün bayram günü Secdedeyim Allah'ım bu ne gül mutluluk Kurbanlar kesiliyor Allahım bu ne gül mutlulukSeccademdeyim Allah'ım bu ne gül mutlulukBu gün bayram günü Tekbir tekbir mutluluk Kurban kurban mutluluk Allah'ım bu ne gül MutlulukBu gün bayram günü Allah'ım bu ne gül mutlulukGönüller o nehirler denizlere akar"Tekbirlerde" Allah'ım bu ne gül mutlulukSeccademe koşuyorum Seccadem gül bahçesi Allah'ım bu ne gül mutluluk Köyümde mutlulukBu gün bayram günü Güneş koşu atı gibi ufukta Gel güneşin kalbini dinle Çocuk yeni alınan ayakkabılarını giyiyor Gel çocuğun kalbini dinle Huysuz horoz kümesten çıkarıyor tavukları Gel kümesin kalbini dinle Gel esen rüzgarın kalbini dinle... Bayram masmavi bayram güzel...Köyüm başka güzel bu gün Karabaş bile uslu bu gün Gel yayılmakta olan ışığın kalbini dinle Biri kulağına fısıldamış gibi her şeyin "Bu gün bayram"diyeEvim sevimli sokak sevimli bembeyaz gül gibi çocuklar... Bu gün sevinçli hiç olmadığı kadar...İçlerinin beyazlığı dışına vurmuş evlerin Halılara bak hiç incinmemiş dövülmekten Affedilmiş gibi mutlu halılar Affedilmiş gibi mutlu çeşmenin suyu Bayram dost el bayram güzel..Bu gün bayram günü Ağaçlara bak sevilmeye kavuşmuş ve mutlu Bebeğe bak öpülmeye kavuşmuş ve mutlu Serin rüzğar saygıya kavuşmuş ve mutlu Yer-gök mutlu maviliğiyle Bayram şeker bayram güzelEvim sevimli sokak sevimli bembeyaz gül gibi çocuklar... Bu gün sevinçli hiç olmadığı kadar...Bayramlar ne güzel Cennete girmiş gibi Rü'yete ermiş gibi Şeker çocuğa kavuşmuş ve mutlu Alnı ak şekerin Gönlü muhabbetle dolmuş şekerin Şekerin tadında en kutsal tat Bayram kutsal bayram güzelYollar gördüm dikensiz ve mayınsız Kullar gördüm dikensiz ve mayınsız Yasak ilanını duymuş gibi Sokağa çıkamıyor kin Kullar gördüm kullar gördüm Allah'ım bu ne güzel din Bayram ne güzel bayram ne güzelEvim sevimli sokak sevimli bembeyaz gül gibi çocuklar... Bu gün sevinçli hiç olmadığı kadar...Bayram en yetim gönüllerin bile sevindiği gün Yere -gök uzatmış el kırk gece kırk gün sürsün bu düğün Bayram düğün bayram güzelEvim sevimli sokak sevimli bembeyaz gül gibi çocuklar... Bu gün sevinçliyim hiç olmadığı kadar...Bayram günü sevinç günü... Allah'ım bu ne gül mutlulukBayram günü sevinç günü... Yasak ilanını duymuş gibi Sokağa çıkamıyor kin Allah'ım bu ne güzel din Allah'ım bu ne gül mutlulukGül yağıyor gökten Allah'ım bu ne gül mutluluk Bayram günü sevinç günü...Bayram ne güzel bayram ne güzel Bir gül uzatılan Sevinmek için Bayram günleri günlerin paşasıAllah'ım Lutfetmiş Bir gül bu din Kardeşlik için Dinimiz dinlerin paşasıBayram günü bahar günü Evim gül sokak çiçek... Bu gün sevinçliyim hiç olmadığı kadar... Allah'ım bu ne gül mutlulukBayram ne güzel bayram ne güzel Bir gül uzatılan her bayram Bayram günleri göklerden uzatılan bir gül
417
Senden Bana Hatıra Kalan Senden bana hatıra kalan tek şey Anlıyorumki yalnızlığım olmuş Ben zaten hiç yabancısı değildim de Bu defa kendi kendime yenildim Senden öncesi senden sonrası yok Her şey seninle başladı tamam da Yalnızlığıma sarılamıyorum Geleceğim ne olacak o meçhul!
42
Günahların Benim Olsun (bestelendi) Kalbim senin ellerinde Aklım güzel gözlerinde Kalbimin sesini dinle Mutlu olmuştuk seninle *** Veda etmeye yakınken Kırma kalbimi sakın sen Tebessüm bin günah ise Günahların benim olsun **** Cennet yolu yolun olsun Solmasın o güzel yüzün Gönlünde var sa hüzün Elbet geçer o da birgün *** Tebessüm bin günah ise Günahların benim olsun Gülen gözlerindan bana Müjdeli haberin olsun
63
Sızlatır Zalim Ayrılık Yüreğime iğne batar, Gözpınarımdan yaş atar, Duygulara hüzün katar, Sızlatır zalim ayrılık.Ayrılık vakti, ayrıldım, Sanki kar boranda kaldım, Bir an donacağım sandım, Sızlatır zalim ayrılık.Herkes ona zalim demiş, Ölümden bile zor imiş, Ateşten bir gömlek imiş, Dağlatır zalim ayrılık.Hasretle geçer günlerim, Vuslat gününü beklerim, Ulaşmaz kolum, ellerim, Bağlatır zalim ayrılık.
53
Sahtekâr Dostlara Deveden kervansaray filden köprü olsaydı İnsan denen merteğe ustalık mı kalırdı Sağdan bir nefes gelip içimize dolsaydı Lime lime göğsümde hastalık mı kalırdıHasta ol da gör dostum dostların çoğu sahte Birinde Batı sahte birinde Doğu sahte..
38
Yavuklular Asırlık peronlarda tunç demirden kağnılar Bir yığın genç insanı içlerine aldılar Hüzünlü tebessümde son anı yaşadılar Göz yaşıyla ıslanmış mendiller salladılarBir meçhûle gidiyor yağız delikanlılar Peronda dona kalmış ağlayan yavuklular Sustu davulun sesi ortalık zifir duman Giden geri dönermi ne halde hangi zamanGidenlerin bir kısmı sağ salim dönmediler Vatan Bayrak uğruna canlarını verdiler Bir çok hane yaşadı feryadı figanları Ağıtlarla bekledik devrilen çınarlarıAl Bayrağa sarılı tabutu köye geldi Vatan Millet sağ olsun çığlıkları yükseldi Ana baba perişan yavuklu şok olmuştu Mezarına inerek yazmasını koymuştuBabasının tüfeği elinde duruyordu Aslı kız kararlıydı kendini vuruyordu Ecel terleri aktı olan oldu sonunda Mehmedin resimleri ıslanmıştı koynundaGelinlik giydiripte tabutu süslediler Mehmede istediği Aslısını verdiler Uzandı yiğidinin hemen yanı başına Kavuştular yazıldı mermerden baştaşınaAynı günün ertesi her tarafta Bayraklar Al yeşil giyinmişler sevdalı yavuklular Alkışlar arasında tunç demirden kağnılar Halaylar çekilerek şen şakrak uğurlandılarTopluluk dağılmadan mezarlığa gittiler Mehmed'in baş ucuna al Bayrağı diktiler Kasabanın gururu Şehid Mehmed olacak Bu Vatan'da bu Bayrak ebedi dalgalanacak....yudumyunus 27 07 2007-------DOSTLARDAN İNCİLERUğrunda ölmek için tereddüt etmediler Düşmanı esir alıp kalleşlik gütmediler Bakmadılar yakına uzağa gurbetine Koştular şevk içinde şehadet şerbetine.........Burhanettin AKDAĞvatan için yaşayıp vatan için öldüler kendileri can verip vatanı dirilttiler mutluluk ülkesine bizden önce gittiler yürünen kutlu yolu bize miras ettiler.................Salim KANATAskerin yavuklusu Şehid'lik mertebesi Pak yüregine dolmuş aşkın surur neş'esi Vatan sever imandan, yok dünyada bir eşi Peygamberin askeri Mehmetcikler coşarken..........Fatimâ Hümeyrâ Kavak
226
Estetik,Teorik,Pratik\Eğitim Üzerine Eğitim üzerine Günümüz toplumu en cahili ve en aydını ortak bir kanıya varmış bulunmakta. Bu kadar geniş bir; EVET sorunumuz EĞİTİM diyen bir toplum da yaşıyoruz ve hala neden EĞİTİM üzerine projeler üretilmez ve hala neden EĞİTİM diye CAHALET okutulur. Çünkü egemenler ÇOBANDIR ve toplumları sürü mantığıyla YÖNETİR. Koyun gibi, DAVAR gibi toplulukların, ETİNİ,SÜTÜNÜ, EMEĞİNİ limon gibi sıkarak sömüre bilmek için EĞİTİMSİZ YIĞINLAR gereklidir. Toplumca ortak kanımız; TÜM SORUNLARIN BAŞ SORUMLUSU eğitimsizliktir. Her olayda, her toplumsal rahatsızlıkta ve hatta,hırsızlık,tecavüz,gasp, kapkaç vs. gibi her adli olayda bile, mağdurun neye göre MAĞDUR sayıldığı belli olmayan zamanlar da bile tüm kahramanlar suçu EĞİTİMSİZLİĞE yorumlarlar.. Oysa yasa koyucu SUÇ kavramına; Bilmemek MAZARET değildir der ve CEZAYI BASAR. Ve biz de toplum olarak; GEL GÜNLERİM GEL DE DOL. deriz ve mutlu, aydınlık, barış ve kardeşlik dolu yarınları şarkılarda söyleriz. Bunu elbette bireyler olarak tek-tek mırıldanırız. Birden çok kişi söylediğimizde ORGANİZE OLMUŞ TERÖR ÖRGÜTÜ iddiasıyla Yasa koyucunun karşısında HAZIR OL da bekletiliriz. Birden fazla kişinin ortak olarak düşüncelerini ifade etmesinin SUÇ sayıldığı bir toplumsal YAPTIRIMLA karşı karşıya kalırız. Yinede arada ÇIRTLAK sesler çıktığında, ya anarşist, terörist yada DIŞ MIHRAK KAYNAKLI ODAKLARIN MAŞASI sayılırız. Oysa; dışa bağımlı ve DIŞ MİHRAKLARIN MAŞALARI kendilerini yasalarla korur, EFENDİLERİNİN tavsiyelerinin dışına çıkmazlar.. Eğitim; tam da bu noktada her bireyin (ÖZGÜR BİREYİN) sorumluluk hissederek üzerinde önemle durması gereken sorundur. Bize (Toplum’a) eğitimsizliği (çözümsüzlüğü) dayatan anlayışa karşı; bizde eğitim için çözüm yollarını dayatalım. İlle de ALİ BABANIN ÇİFTLİĞİNDE eğitim görün toplumumuza aydınlar sokakta öğretmenlik yapsın. Eğitim sisteminin hazır müfredatlarla DİKTE edildiğinden tutunda SÖMÜRÜ SİSTEMİNİN İNSAN ÖĞÜTEN fabrikaları durumuna dönüştürüldüğünden tutun da,KAR GETİREN TİCARETHANELERE DÖNÜŞTÜREN yaptırımlara karşı tüm ezberlerimizi bozarak yeniden düşünelim derim. Kısacası hazır eğitim sisteminin; İNSAN yetiştirme diye bir sorunu olmadığını çıplak gözle görmeliyiz. Biz yinede çözüm üretip İNSANLARIMIZIN dikkatlerine sunalım Şimdi: Eğitimin; ESTETİK- TEORİK ve PRATİK olmak üzere üç ana görevi vardır. 1-Eğitimin birinci görevi; tüm topluma, insanın yaratmış olduğu tüm sanat-müzik-edebiyatı tanıtıp bunlardan zevk almasını öğretmektir.İnsanın duygusal olarak incelmesine olanak sağlaya, sanat, müzik ve edebiyat, insanın hem kendisini ve hem de birlikte yaşadığı toplumu daha iyi tanımasını ve daha duyarlı bir insan olmasını çalışmaktır. 2-Eğitimin TEORİK görevi ise:şimdiye kadar bilim alanında elde edişmiş bilgileri. felsefe alanında,üretilmiş düşünceleri aktarmak.Ve insanlara DÜŞÜNME özelliği kazandırmaktır. Doğruyu ve yanlışı biri birinden ayırt etmesini düşünce süzgecinden geçirip, ŞÜPHECİ ama her düşünceyi tartışmaya açık insan yetiştirmektir. 3-Eğitimim PRATİK görevi ise; toplumun, ortak paylaşımlarını artırmak, daha mutlu bir toplum olmasına çaba göstermek. ÖZGÜRLÜK, BARIŞ ve KARDEŞLİK temalarını sindirmiş ve bu özelliklerini toplumuna taşıyan olmalı. İnsanların biri birine yaklaştıran ve EVRENSEL İNSANİ DEĞERLERİ taşıyan bireyler olunması yönünde eğitilmeli. Sonuç olarak: Şimdiki eğitim sisteminin aksine SÜRÜ değil ÖZGÜR BİREY yetiştirmeyi programa koymak gerekir. Yoksa; SÜRÜ mantığıyla yetiştirilmiş toplumlar LİNÇ edecek malzeme bulamadıklarında biri birlerini YERLER. İnsan olmaktan Bİ-HABER, sadece EFENDİLERİNE sağılmış, ETİNDEN, SÜTÜNDEN, DERİSİNDEN,KEMİĞİNDEN, EMEĞİNDEN yararlanılan, sömürülen,sisteme entegre olmuş ve TORNA TESVİYE görmüş bir eğitim sistemi yerine; ve programına ÖNCE İNSAN’ ı koyan bir eğitim sistemini önümüze hedef olarak koymalıyız.
483
cemil yurtseven(BOŞLUKTAKİ sessizlik ve gün doğar sensizlikte gece hasrettir gece yalnızlıktır gece sevdadır gün doğar sensizlikte geceye gebe boşluktaki sessizliktir gökkuşağındaki renklerin kararmasıdır sevdalarımı tüketim sessizlikte çığliktı kor ateşti VE ..............SN
31
An Gelir Kendimiz sararız yaralarımızı Bir yanımız karanlık bir yanımız yalınızlık olur, hangi adayı keşfetsek ve mutlu olacağımızı hissetsek sürgünümüz başlar.. Hayal ettiğimiz gibi olmuyor işte...Şiirin de sustuğu imgelerin de yorulduğu anlar gibi.... Fakat bir şey var ki kendime sakladığım ve sana anlatamadıgım, Hayatın içinde ki süprüzleri ve cesaret kırıntılarını Kendi haline bırakma ve ansızın yollara düşme hikayelerim olmuyor... Fakat bir şey varkı bir pervaneyim et ve kemiğe bürünmeden ateşinde yangınlarında tutuşan.... Ne git diyebiliyorum ne de kal....Ne virgüle gücüm yetiyor ne noktaya ne de iki nokta üstüste koyup içimden geçenlerin listesini sıralamaya.... latif
94
Seni özledim baba Konu:Baba,Özlem..Masmavi gözlerinle gülerdin bana Sevgi timsaliydi o güzel yüzün Sırtında taşıdın yıllarca bizi Özledim seni içimde hüzün..Hatırlarımda alnında izler Yara bere içindeydi o koca eller Şimdi sana dair gördüğüm düşler Özleminle vuruyor gözyaşlarıma..Bisiklet almıştın hani bayramda Ayağım ermemişti iki pedala Teselli etmiştin ağladığımda Öğüt veren sözlerini özledim baba..Uçurtma uçururduk balık avlardık Sen ebe olurdun koşup oynardık Güneşi birlikte seyre dalardık Kır saçlarını özledim baba..Baba oğul değil arkadaş gibi Dertleri paylaşan can sırdaş gibi Sarılıp sarılıp öperdin beni Oğlum demeni özledim baba..Ansızın hasatandın yatağa düştün Sevgine doyamadım bırakıp gittin Sen ailemizde temel direktin Senin gülüşlerini özledim baba..Bıyıkların kaytandı yanağın çil çil Daima sol cebinde beyaz bir mendil Seni özlüyorum,ağlıyorum uykularımda Baba gel gözyaşımı mendilinle sil..Tarih:29.07.2010
117
Zafer Bayramı 26 Ağustos 1922’de başladı bu destan Yeni bir millet doğdu yeni baştan Asker, erkek, kadın, genç, yaşlı 30 Ağustos’u zafere taşıdıİlk hedefimiz Akdeniz’di Atatürk bunu söylemişti Öyle de yaptı Türk askeri 9 Eylül’de düşmanı denize döktüGazilerimizin kanları uğruna Şehitlerimizin canları pahasına Şanlı tarihimizin bir şanlı zaferi daha 30 Ağustos’ta kazanıldı bu kavgaBaşkomutanlık veya Dumlupınar Türk ordusunun kutsal savaşı Atatürk’ün bizzat katıldığı 30 Ağustos’ta yaşandı bu coşkuHer yıl 30 Ağustos’ta kutlanır 10. Yıl Marşı çalar, okunur O gün şehit ve gaziler anılır 30 Ağustos’ta gözler yaşlanırHâlâ tüylerim diken diken olur Türk askerlerini görünce karşımda Her 30 Ağustosta nefesim tutulur Atatürk ve şehitler gelir aklıma
105
Volkan Şair bir volkan gibidir Lâvlar şiirleridir. Fışkırmazsa bu lâvlar Şair de volkan gibi Halindedir solfatar... Kızgın lâvlar volkandan Doğa yasasına göre çıkar.Şairlerin şiirleri Olgun hâle gelince, Andırır patlayacak Bir çıbanın başını. İlham bir iğne gibi Dokununca bu başa Fışkırır ateşli şiirler Coşkunlaşa,coşkunlaşa..
43
Gurbet Ellerde Ben Yine akşam oldu sensiz Kaldım gurbet ellerde ben Ömrüm geçiyor habersiz Kaldım gurbet ellerde ben.Ayrılık ölümden beter Yarim gözlerimde tüter Çektiğim dert bana yeter Kaldım gurbet ellerde ben.Hayal oldu umutlarım Uzaklarda kaldı yarım Mutlu günleri ararım Kaldım gurbet ellerde ben.Kurtoğluyum bitmez derdim Gözlerimde tüter yurdum Gülmez oldum hayal kurdum Kaldım gurbet ellerde ben.AŞIK TALAT KURTOĞLU 22.08.2011
59
Temiz Bir Mesaj Terör, saldırı yersizliği anlaşılırlığı diyerek Benimsemekle ardına ekleme daha bari Çekmem parmağımı diye karartı senliğini Kendini yaralamakta bu devamlılıklara Bir mesaj temizliğine bu imtinalığına Günaha ortak olmayacağım ile bakıyorumTemiz bir mesaj ile bir başarı dileğindeAnla artık bunu bari kendi hatırına Yormaya direnme, yorulmuyorum anlasana Kalmadı eline almadığın bir şırınga Hala bulunacak diye arayış ağlama daha Elimi uzatıyorum her boşluk türü anına Hadi artık yüreklen, umut şaşırdı halineTemiz bir mesaj ile bir başarı dileğindeDurgunluğa hep bu şiddet salgınlığında Dalgalandığın her nebzesinde bile Boğduğun umarsız o yürek ama senin Mantığın gibi kaskatı ve şaşkın kıskaçTemiz bir mesaj ile bir başarı dileğineBak Anıtkabirde parlıyor o her biriyle İmaj berraklığına doğan nurun aydınlığı Güven değerine doğa sıcaklığı güneşin Topluluklara kanat olan birliğin varlığıTemiz bir mesaj ile bir başarı dileğineYırtıp, söküp, savuşturup dalacağım Öyle senin de kaynak zenginliğini alacağım Demenin bu şeklini sunan zavallısın Bir an ile dünyayı bile yörüngeden çıkarırsınTemiz bir mesaj ile bir başarı dileğineTeröre terör diyemiyorsun işte o terörlüğünle Bu mesajı beklemenin sefilliğini anlatayım öncesine Yıkımın sonrasına yine yaşam aşkı duyacağım diye …… Nisan 2007
176
Aşk Risalesi Ama sen uzaklardaydın ey kalbim Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı Ayın yıldızların çağlayarak Berrak şelaler yaparak Coşku içinde aktığı Bir yerlerdeydi.Hani bir gün bir çobana rastlamıştık Adı Ferhat mıydı neydi Koyunların, kuşların, böceklerin ve çiçeklerin Sadakatten mest oldukları Herbirinin gözlerinde Kaybolur gibi kayar gibi Dalıp gittiğimiz o saadet evreni Kayaların yüzlerinden okuduğumuz o ebedi bilinç Bizi çekip almıştı kılcal damarlarımızdanYaslan göğsüme sevdiğim Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir Toprak gibidir Sen ki bulut gibisin Ay gibisin güneş gibi bazenUsul usul inen Yağmur tıpırtılarını Dinler gibi Dalıp gitmiştik Sen konuşuyordun İpil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun Onlar ki konuklarımızdı Adları Keremdi,Yusuftu, Kaystı Hepside ezelden tanıdıktı dosttu.
113
Birlikteliktir, Soğuk Nefes Soğuk NefesHayatımda belki bir sepetin içinde sunulan en güzel sözler. Belki “BİLİNÇLİ veya BİLİNÇSİZCE” ne kadar beynimden gelen TEREDDÜT, UTANÇ ve o MÜTEVAZI” bir şekilde sinirliliğimi saklasam da hayatımın bir bölümü bu sepetin içinde saklı —Ara sıra % 50 motor kayboluyor ve kontrol elden çıkıyor.” Zaten ben bu motoru yıllarca bir yerlerde saklamadım mı? ... Bence, bir arabanın her şeyi tam fakat onu çalıştıracak usta bir şoförü yok. Motor duruyor tekrar gaza basmak gerektiğini bildiğim halde anahtarı hep başkalarının elinde olması... Takıntılar... Taktım ben bu motora Hayır... Ben bu MOTORA TAKTIM... Evet... BU Motora BEN Taktım. Şimdi sırası mıydı? ... Gerçekle yüzleşmenin Motor bazen mumya kadar beyaz bazen ölü bir insanın soğuk nefesi ve bazen de kalbimin sesi... Bazen o kadar çok ince dokuyor hayatı... Ve, her şeyden nefret ediyor. Yeni yerlere yolculuğunda keşfetmek ve yalancı yüzlerle haksızlıklarla boğuşmak istemiyor. Sadece endişe korku içerisinde ayakta kalma çabası ve yine korku... Fakat bu korkuyu tanımıyor. Cesaret içerisinde... Cesaretli. Bir korku. Hayatın zindanında yaşama yine de mutlu umutlu yüzlerle bakacak kadar korku... - İtilmek korkusu - Yanlış yapma korkusu... Mükemmeliyetçilik içerisinde sürüyor. Eğriler doğrular Sevgisizlik hayır sorun bu değil. İşte bu kelime burada olmamalı. Bence buna kalabalıklar içerisinde yalnızlıklar demem gerekiyor. Çocukluğumdan beri süregelen kalabalığın içindeki yalnızlıklar cenneti... Ve nasıl kurtulacağım. Hep bu soru. Nasıl kurtulacağım. Yön veremiyorum. Kaçışlar var. En uç noktalarımdan kaçışlar yaşıyorum. - Biraz MOTOR VARSA Beynimin sağ tarafında ki hissettiğim yoğunluk baş ağrılarımdan kurtulacağım. İstanbul, 26 Eylül 2002
243
Deprem Yine oldu deprem Aldı yine can Bu yılda an Yine oldu depremYine oldu deprem Almazsan önlemi Gazi olursun onlar gibi Yine oldu depremYine oldu deprem Halkı bilinçlendir Çoktan aza azdan yoka indir Yine oldu depremYine oldu deprem Temeli sağlam at Kaşlarını çatıp sorma Neden Oldu bu deprem
48
Doğum günü hediyesi... Doğum günü hediyesiYazmak istiyorum sadece seni Kağıtlara adını işlemek Resmini çizmek harflerle Kalemin ucunda hissetmek tenini Değdirmek seni bembeyaz sayfanın ortasına Toplayıp eşsizliğini tek bir noktada Özümsemek için mümkün olduğunca Saklamak sözlerini satır aralarına Betimlemek güzelliğini şiirlerle Yazmak istiyorum Hep seni Yine seni…Anlatmak istiyorum sadece seni Bahsetmiyorum başka hiçbir şeyden Söz oyunları istemiyorum, kafiye de Tüm benliğinle, tek sen ol sözcüklerimde Ağzımdan çıkan her hecenin nefesi ol Kattığım her anlam ol, önce içime dol Geç tüm ses yollarımdan, dışarı at kendini Ağzımdan çıkan tek kelime ol Kendinle başlat kendinle bitir beni Anlatmak istiyorum Hep seni Yine seni…Sevmek istiyorum sadece seni Sindirebilmek her hücremde hücreni Sigaram, soluduğun dumanın senin İçmek tütün niyetine sarıp nefesini Doymak istiyorum, yorgun düşmek sevmekten Ölüm dediğin nedir ki, sevmeler yetmezken Farklı mı ki zaten sensiz geçen günlerden Mum gibi eriyip gitme, güneşim ol kal bende Doğ her yeni güne, doğ yüreğime Ben de bugün doğdum seninle İyi ki doğdun sevdiğim Seviyorum seni Yine seni Daima seni…Çağrı karaçalı
164
Sen Yıkılasın Dertler verdin bana derman arattın Hançer vurdun yüreğimi dağlattın Gece gündüz sen hep beni ağlattın Kahrolasın dünya sen yıkılasınÇok gülmek istedim amma olmadı Çok çileler çekdim vadem dolmadı Bu dünyada güzel günüm olmadı Kahrolasın dünya sen yıkılasınDünyaya geleli bahtım gülmedi Hep ağladım gözyaşımı silmedi Bu dünyada gayrı çilem dolmadı Kahrolasın dünya sen yıkılasınYalan dünya sana nasıl gönül bağladım Hançer vurdum yüreğimi dağladım Geçe gündüz ben her zaman ağladım Kahrolasın dünya sen yıkılasınYeter be dünya bıkmışım senden Ağlasam sızlasam ne gelir elden Halden bilmeyenler anlamaz dilden Kahrolasın dünya sen yıkılasınİsteyerek dünya sana gelmedim Gelmişim bir kere gelmez olaydım Senin düzenini görmez olaydım Kahrolasın dünya sen yıkılasınDünya sende adaletten iz mi var Senin sözünün üstüne söyle söz mü var Yersin insanları doymak bilmezsin Kahrolasın dünya sen yıkılasınDünya hilebazsın bilen olmamış Senin hilelerin gören olmamış Sana bağlanmışlar gülen olmamış Kahrolasın dünya sen yıkılasınUğraşmam seninle başa çıkılmaz Kurmuş sun çarkını geri yıkılmaz Hep sen kazanırsın kaybetmek yoktur Kahrolasın dünya sen yıkılasınUtanmak ne allanmak ne bilmezsin Zulüm edersin güldürmek ne bilmezsin Kahredersin öldürmekde bilmezsin Kahrolasın dünya sen yıkılasınÇok çekdirdin bana bende yazarım Benim sende artık yoktur nazarım Senelerdir dertlerimi yazarım Kahrolasın dünya sen yıkılasınATEŞOĞLUNU sen her zaman ağlattın Hançer vurup yüreğini dağlattın Göz yaşların hep sel gibi çağlattın Kahrolasın dünya sen yıkılasın
209
Bizim elin sulari Bir suyu vardi bizim ellerin Ictikce icesin gelirdi Elini sokamzdin yaz ve kis buz gibiydi Berak mi berak piril pril günes yansirdi Pinar dann icerdik kana kana Yüzerdik saatlerce icinde. Buz gibi tertemiz´di aradan yillar gecti Simdi o pinardan koyu kahve rengi bir su akiyorpis kokan yaninda durmak imkansiz icmek imkansiz simdi yerini pet siseler aldi güzelim suyun ictinmi firlatip atiyoruz büyük cöplüge doga denen hic düsünmeden herseyi dogaya birakiyoruz hic acimadan petrol yag ve kimya döküyoruz doga denen cöplüge aci madan kiliendigine bakmadan yarin larimiz olcakmi aceba ne birkacagiz torunlarimiza? hangi yarinlari hangi suyu kac metreden cikaracagiz hangi cöplükte oturacaklar? ? hava yi tüplerden mi alacagiz? ? ya gida konserve olacak muhakkak kaca olacak bir lokma ekmek bugday nerde yetisecek hangi toprakta hangi su ile sulanacak? ? neler birakicaz torunlarimiza yarinlarimiza biz bakmazsak evrene havasizliktan bogulup biryudum su icin harbedecek ler torunlarimizhatiranla yasiyorum besim ocakli
149
Zalim Gurbet Gurbet elde kalmşım tek başıma Yokmu derdimi soran Allah aşkına Vurdu sillesini felek döndüm şaşkına Ölsem gelenim olmaz mezarım başınaZalim gurbet bırak artık sen beni Sılam da bekler sevdiğim beniNe anam var ne babam yüzüm gülmez oldu Daha gençlik çağlarımda gülbenzim soldu Dost bildiğim herkes birbir yok oldu Ağlamaktan gözyaşlarım akan sel olduZalim gurbet bırak artık sen beni Sılam da bekler sevdiğim beni
65
Doğum Günün Doğum günün kutlu olsun Sevenlerin bol olsun Senin kalbindeki aşk Sadece benim olsunDoğum günü sevgi günüdür Aşıkların birleştiği gündür Uzaklarda arama Yakının'dakini görme günüdürDoğum günü bizim olsun Kalbimiz sevgi'ile dolsun Yüreğimizdeki aşk Ömür boyu ikimizin olsun
38
23 Nisan Kurulan bu Cumhuriyet dogarken, Bedelini yetim kalarak ödeyen, Kahraman şehitlerimizin mirası çocuklar, 23 Nisan bayramınız kutlu olsun.Vatan topragının her karışını, Kanı ile sulamak için, Cephelerde çarpışan Gazi çocukları, 23 Nisan bayramınız kutlu olsun.Türk Ordusunun galibiyetini isteyerek, Rızkından kesip ordusuna gönderen, Yüce Türk Milletinin Çocukları, 23 Nisan bayramınız kutlu olsun.Dünya devletleri içerisinde yalnız, Sen düşündün Türk çocuklarını. Atatürk'üm hediyen 23 Nisan'la, Mutlulugun en yücesini bulduk.
66
Ben Bu Gece İstanbul'un Koynunda Ben bu gece İstanbul'un koynunda Kadehleri yokluğuna kaldırdım Bir klarnet,bir keman,bir tanburda Hasret dolu şarkıları çaldırdım...Bitti meyler,susuzluğum geçmedi Efkarıma İstanbul da yetmedi Sazendeler bırakıp da gitmedi Hasret dolu şarkıları çaldırdım...Aklımdaydı ellerinin tutuşu Karşımdaydı o Kazancı Yokuşu Attım yere kalan bir kaç kuruşu Hasret dolu şarkıları çaldırdım...Geçti zaman,erdi gece sabaha Dediler ki; gerek yok ki tamaha Beyoğlu'nda turlayıp da bir daha Hasret dolu şarkıları çaldırdım...
69
Her gece... Her gece bir başka çıkıyorsun karşıma Bir gece rengarenk giydiriyorum Çırılçıplak soyuyorum bir başka gece Ateşimi söndürüyorum böyleceBu gece,şu anda bir sahildeyiz Mehtap haleler oluşturmuş denizde El ele yürüyor,sevişiyoruz Altın renkli,ıslak kumlar üstündeBoğaz vapurunun güvertesinde Martıları besliyorduk dün gece Onların çığlığına karışıyordu sesin Kolların belimde pür neşeYemyeşil bir vadide çiçek topladık Dere kıyısında,bir gece önce Dereye düşürdüm geri çıkardım seni Islak elbisen tenine yapışmıştı iyiceIssız dağda kulübeye kapattım Ellerimle bir bir soydum güzelce Odun ışığında seyrettim..sevdim Sabahı böylece ettim bir geceTüm bunları yaşamaktan yoruldum Her gece başka yerde... Soyunup giyinmekten sen de yorulmuşsundur Seni düşünüyorum..bir gel de kurtul bence22 Ocak 2002
103
Âlemlere Rahmet Saâdet safâ devriydi bir dem düğün-toydu Son Nebî’nin asrıydı Hakkın Habîbi O’ydu Rahmân’ın son vahyini getirdi o has Elçi Sâfî tertemiz, nûr pâk olur, soyu o soyduSidre-i müntehâda seyrân eyledi bir dem Ne kulluğundan geçti ne o huzûra doyduDeldi karanlıkları parladı gökyüzünde Ufku örten geceyi nûruyla yırtıp soydu Selâm o Son Nebî’ye, Merhamet Elçisine Ol Rahmân, ismini Âlemlere Rahmet koydu
62
Allah Aşkı Cennet sözü yazıveriş Allah aşkı Allah aşkı Yaradansal sırra eriş Allah aşkı Allah aşkıCennetlik kul olup gitmek Düşler ile dolup gitmek Hızır küzur bulup gitmek Allah aşkı Allah aşkıDertleri bir yana atış Huzur ile nurlar tatış Mutluluklar gönle katış Allah aşkı Allah aşkıKutsal amel niyet oluş Benliğinde cennet buluş Nimet hikmet ile doluş Allah aşkı Allah aşkıKaramecnun Yaradansal insan cennet şairi
63
Benim Adım İstanbul Tüm güzellik bendedir, bende yaşanır aşklar Bende hayat doludur, yaşam benimle başlar Denizim yosun kokar, gök yüzüm ahenk saçar Her yerim sevda dolu, benim adım İstanbul.Dile gelse güzellik, solgun kalır yanımda Bin güzellik söylenir inleyen her şarkımda Güzellerim pek çoktur, huriler de kıskanır Her yanım sevda dolu, benim adım İstanbul.
53
Beklenen Yağmur Bir yağmur bekliyorum Bir bereket yağmuru Çok yağsın istiyorum Deli gönlüm kupkuruBir yağmur bekliyorum Ben uyurken yağacak O yağmurun ardından Sabah güneş doğacakİşte öyle bir gece Sabahı bir tek benim Yağmur yağsın iyice Temizlensin bedenimRahmet susup dinince Güneş doğsun isterim İşte bu doğan güneş Benim güneşim derim
49
Şu Bir Bardak Şarapta II Yaldızlı bir geceden alırken ilhamını Elindeki mızrapla alteder sonrasızlığını Şu bir bardak şarapta,kaderi buldu ruhum Sen ki ey Toros kızı,kadim bir Klotho’sunKadim bir sözdür,tanımlar sen ve sen gibileri Dudak,öpülmekle eskimez,ay gibi doğar yeniden Şu bir bardak şarapta,dolunay buldu ruhum Sen ki ey Aurora,kadim bir dişi kurtsunElindeki gergefe yansıttığın kederim Dünyam kasnak içinde,tutsağındım ben senin Şu bir bardak şarapta ağını buldu ruhum Sen ki ey Arakhea,kadim bir kara dulsun
73
BabaRuhsati Gözlerim uzağa dalıp gidiyor Aklıma geldikçe baba RUHSATİ Bir garip hüzündür alıp gidiyor Aklıma geldikçe baba RUHSATİÇok olmuştur üzerini çizdiğim Çok olmüştür böyle yazıp bozduğum Karalama derim benim yazdığım Aklıma geldikçe baba RUHSATİOkurum destanın içim burkulur Titrer bedenimde ruhum irkilir Korkulur zamane senden korkulur Aklıma geldikçe baba RUHSATİÇileli ömrünü tüketmiş hazin De gelde bu derde dayansın özün Sarar benliğimi tarifsiz hüzün Aklıma geldikçe baba RUHSATİBir kuru gül olsam açasım gelir Kırılsa kanadım uçasım gelir Bir başka âleme göçerim sanki Aklıma geldikçe baba RUHSATİ
84
Nasıl Bir Gençlik?(makale) Nasıl bir gençlik yetiştirmek istiyoruz?Bu konuda yeterince net miyiz? Toplumdaki değişik kesimlerin kriterleri veya idealleri birbirine yakın mı?Peki ülke gençleri ve dünya gençleri yeterince tahlil ediliyor mu?Anketler analizler yapılıyor mu?Tüm bunlar sağlıklı bir planlamaya dönüşüyor mu? Sorduğum hiçbir sorunun cevabı tatmin edici bir 'evet' değil bence... Bu ülkede dindar bir gençlik yetiştirme ideali var.Vatansever bir gençlik ideali de var,sorumluluk ve vefa duygusuna sahip bir gençlik isteyen de var;Geleneklerine,örfüne,tarihine bağlı milliyetçi bir gençlik isteyen de..Sorgulayan,insanı merkeze alan,evrensel düşünen,dayatmacılığa karşı yaratıcı insan yetiştirme hayali de var.Peki bütün bu istek ve idealler ,ülke ve dünya gerçekleri esas alınarak bir süzgeçten geçirilebilmiş mi? 'Hayır' . Analizler yapılıp bunun ışığında 50-100 yıllık eğitim projeleri siyaset üstü bir özen gösterilerek hazırlanabilmiş mi? 'Hayır'. Ortaöğretim kurumlarımıza bakıyorum da hiç bir uygulama tarafsız bir harmandan oluşan ideal bir gençlik yetiştirme amacında görünmüyor. Çocuklarımız ağır bir ders yüküyle karşı karşıya bırakıldığı için, velilerimiz karne başarısıyla övünür hale gelmiş;liseler üniversite başarısını başarı karnesi kabul etmiş durumda.Öğretmenler bu acımasız yarışın,sınav yoğunluğunun ahlaki zaafa uğrattığı öğrencileri sınıflarda vukuatsız tutmayı neredeyse başarı sayacak hale geldiler. E! O zaman hani ideal gençlik?Bu gençlik okullarda yetişmeyecek de nerede yetişecek?... Bence kağıt üzerinde başarı yaratmak,istatistikleri ters yüz edip başarısızlıkları saklamak ve sadece üniversiteyi kazanan robot öğrenciler yetiştirmeyi başarı saymak kendimizi avutmak olur.sonuçlar bu gün yaşadığımız gerçeklere dönüşür o zaman.Yetişen insanlar ,ne olurlarsa olsunlar;Milletvekili,bakan, yargı mensubu ,gazeteci,asker,polis...kendi muhakemeleri olmadığı için gücün kuklaları haline gelir, kul olurlar. Bu durumda ne yapmamız lazım? Sorusunu güçlü ve samimi bir şekilde kendimize yeniden sormamız lazım.Yeniden gençlerimize dönmemiz lazım. Çocuklarımızı barışçı, evrensel düşünen,uygar ,cesur; aynı zamanda kendi değerlerine de saygılı,vatanseverler haline getirmemiz lazım. Kanundan, yasadan yönetmeliklerden önce zihniyeti değiştirmek gerek diye düşünüyorum. bu da ancak ve ancak eğitimle olabilir inancındayım. Cenap Şahabettin 1900'lü yıllarda ''Suistimale müsait olmayan kanun yoktur;kanun değişir,suistimalin şekli değişir.'' derken 2017' de sözünün hala bir öğüt yerine geçeceğini bilseydi kahrından ölürdü. Bu nedenle bir an önce zihniyet değişikliğine ihtiyaç var bu ülkede o halde herkesi kucaklayan büyük eğitim projeleri yapmaya soyunmalıyız hem de hiç vakit kaybetmeden...
330
Kötü Arkadaş Bir akşam vakti, İçim buhrân dolu.. Bir hâyli misafiri var ruhumun, Sıkıntılar, güvensizlikler...Düşünüyor aklım, kendinden bî-haber, 'Ne yapsam, ne etsem' diye.. Çıkış yolu aramaya çalışıyor dertlerden; Ama düşünemez ki, ev sahibi olduğunu..Nice zaman sonra anlar aklım, Misafirlerinin sadece belli şeyler olduğunu; Akıl, dostluk bekler dışarıda, Sense sıkıntıları misafir edersin içeride...Behey akıl, behey nefis! Anla artık ev sahibi olduğunu.. Kov kötü misafirleri, kes arkadaşlığı, Al dostları içeri, er iç-huzura!
70
GöKyÜzÜn De YıRTıK VaR, beni yataktan iterken yastıklar ............................sen ............................susuyorsun bükülüyor aynalar göremediklerimiz kadar.usulca süzülerek geceye damlayanlar ve İçlerine hapsolmuş sancılar tortulaşıp tuza karışıyorlarduvarda yosun tutuyor fısıldamalar ..........................ben ..........................susuyorum anlatılamayanlar her şeyin farkındalar.üstelik dahası vardolunay dan kaçıp umacının bohçasına saklandıysa yıldızlar anlayın ki; büyümüştür gökyüzün de yırtıklarMine Özdemirtaş 24/08/2004 çamlıca 01.30
51
Çiğdem Der Ki Ben Elayım Çiğdem der ki ben elayım Yiğit başına belayım Hepisinden ben alayım Benden ala çiçek var mıAl baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlarLale der ki behey Tanrı Neden benim boynum eğri Yardan ayrı düştüm gayrı Benden ala çiçek var mıAl baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlarNevruz der ki ben nazlıyım Sarp kayalarda gizliyim Mavi donlu gökyüzlüyüm Benden ala çiçek var mıAl baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlarSümbül der ki boynum uzun Yapraklarım düzüm düzüm Beni ak gerdana dizin Benden ala çiçek var mıAl baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlar
97
Atışma *16* 16.07.2006 Sözler size ey ozanlar Uyuyor mu perileri Sohbetleri özler canlar Haykırıyor birileri...... Mehmet Işıkoğlu Duydum uzaktan geldi ses, İştirak etti bu nefes, Bilmem katılır mı herkes, Dolduralım yarıları.... Mehmet Eren Uyumuş da kalmış idim Bedenimi salmış idim Bir rüyaya dalmış idim Topluyordum darıları :)))) Şemsettin Dervişoğlu Biz çağırdık duysun millet Biliyorsan sende bellet Müşkül varsa konuş hallet Islatalım kuruları.... Mehmet Işıkoğlu Böyle bir hafta sonunda, İtibar var dost yanında, Neşe saçtığı anında, Yanlış sorma soruları... Mehmet Eren Nerde kaldı Doğan Barış Bak çoktan başladı yarış Başkanıyla yürür her iş Sonra gelir gerileri......Mehmet Işıkoğlu Herkes başka iş peşinde, Oturur ocak başında, Arama kovan dışında, Bal yapan bu arıları... Mehmet Eren Soru cevabın getirir Yanlış doğruyu götürür Haklı haksızı yatırır Bulandırma duruları........Mehmet Işıkoğlu Her anımız barış olsun, Güzel güzel yarış olsun, Bir hedefe varış olsun, Gel toparla sürüleri.... Mehmet Eren Barış getirir sevgiler Cesaret verir övgüler İlhamlar şaire güler Topla gelsin perileri.... Mehmet Işıkoğlu Dost çağırdın bizde geldik, Davete icabet bildik, Geldik amma yalnız kaldık, Göndermez mi karıları... Mehmet Eren Dost sohbet edip kanalım, Hatırı sorup dönelim, Hep dua ile analım, Ölüleri dirileri.... Mehmet Eren Nerde kaldı dilli diller Diller dili dille eler Dil olmazsa eller güler Dil öttürür boruları.... Mehmet Işıkoğlu Olgun olur yemiş hamsa Hem cemaat hem imamsa Sohbetin başı tamamsa Şimdi gelir gerileri.... Barış Doğan Koç köroğlu meydan açtı, Düşmanları gördü kaçtı, Kır atıyla esti geçti, Unutmadı doruları... Mehmet Eren Geldik gidiyoruz aha Yalvaralım biz Allaha Yedi şihit verdik daha Durmaz yılan çerileri... Ramazan Kurt Işıkoğlu Dervişoğlu Eren geldi buldu yolu Cematımız barış dolu Al yeşili grileri..... Mehmet Işıkoğlu İyi olup iyi takip, Orman larımıza bakıp, Her tarafa fidan dikip, Koruyalım koruları.... Mehmet Eren Duygular sunuldu renk renk, Şairler birbirine denk, Sevgiyle,güzeldir ahenk, Aşkla dolsun birileri.... Kadir Kaya Ayağım tekrara basan Topalca kendini kasan Çalıya ormanım desen Arattırır koruları... Barış Doğan Yürekler olmuş kas katı Amerika çekti hatı Söndü ampul çöktü çatı Yanar petrol boruları... Ramazan Kurt Hızınıza yetişilmez Bağınızda ötüşülmez Yatam desem yatışılmaz Kırışır hep dürüleri… Barış Doğan İstekler sıralı katar Ok atılır bize batar İmrallıda yılan yatar Kızarmıyor derileri... Ramazan Kurt Barış geldi barış geldi Barışlarda yarış geldi Muhabbete eriş geldi Yeşerttik biz koruları.....M. Işıkoğlu Ramazan aşıklar gitti Bu filimde böyle bitti Salladım taşları yetti Kuşa verdik darıları... Ramazan Kurt Biz bir kökte ince daldık Bir petekte acı baldık Tadı tüm dostlara saldık Öldürdük mü arıları.......İbrahim COŞAR Hangi kelimeler mağlup Çoğu kullanılmış olup Kullanmadan biri bulup Kaydedelim derileri... Seyit Kılıç Yeter dostlar bu gün yeter Işıkoğlu yandı tüter Birileri ayak yutar Sormayalım soruları..... Mehmet Işıkoğlu
421
Dost Bildiklerim Beni benden çaldı Dost bildiklerim Beni benden kopardı Dost bildiklerim.Beni elimle yaraladı Dost bildiklerim Beni benden uzaklaştırdı Dost bildiklerim.Beni benden ayırdı Dost bildiklerim Beni yardan uzaklaştırdı Dost bildiklerimBana yaman çelme attı Dost bildiklerim Beni can evimden vurdu Dost bildiklerim Dost bildiklerim
43
Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaş KARDEŞLERİMEGözlerimden yaş boşanıyor yavaş yavaş Geçmişe götürdün beni ağlattın gardaş Ah bu hasretlik var ya canım karındaş Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaşHepiniz benim nazlı çiçeklerimsiniz İçiniz bal dolu peteklerimsiniz Derdime derman sizler ilaçlarımsınız Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaşGönlüm hep sizinle cismim sizdende uzak Kaderimizmiş, ayrılık, hasretlik bize tuzak Ne zaman sona erecek gece olacak şafak Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaşHalil’i gözyaşına boğdun can gardaşım Acınızı bana göstermesin Allahtan niyazım Sizlerden uzak kalmakmış da alınyazım Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaşHalil ÇOLAK 14.02.2015 KAYSERİ
92
Öldürecek Tapusuz Ev Ben Ruhun teslim iki saniye Gerçek malum olur faniye Revamı rutubet çekmek bize Öldürecek tapusuz ev ben = = Dilden çıkar acı lehçesi Ters dubleks işin gerekçesi Ağrım kesen yok tıp iğnesi Öldürecek tapusuz ev ben = = Yaralı kalp gezer hastane Hayatım olmuş acı sahne Bende derde tıpta yok çare Öldürecek tapusuz ev ben = = Kan geliyor bu tak yürekten Ben neler çektim Azrailden Yaşarken giydim beyaz kefen Öldürecek tapusuz ev ben = = Anneler günde döktüm yaşı Yanar dertli yüreğim başı Felek kara yazmış yazımı Öldürecek tapusuz ev ben = = Genç yaşta hayattan soğudum Gök kubeyi yıkar göz yaşım Bir yere sığmaz sesiz başım Öldürecek tapusuz ev ben = = Kapı önüne kurar tuzağı Cahil dil sanki balta sapı Mevlam bana sunar imtihanı Öldürecek tapusuz ev ben = = Masum yüreğim sardı keder Yanık kalbimiz feryad eder Çaresiz kullar nere gider Öldürecek tapusuz ev ben = = Göz yaşım kaynatıp içerim Merdiven çıkmaya yok ferim Sanki dağ yükün ben çekerim Öldürecek tapusuz ev ben = = Üsten başıma pis su akar Dalgalı yürek doldu taşar Türkan bu dertle nasıl yaşar Öldürecek tapusuz ev ben = = =
194
Nilüfer (Akrostiş) Nedir bilir misin, gerçekten sevipte söyleyememek sevdiğine İlk önce nefes alışverişin hızlanır zamanı geldiğini hissettiğinde Lakin cesaret edemezsin lal olur dilin baktığında gözlerine Üzülürsün belki ama tekrar denemek istersin başka bir günde Fakat o günlerde uzar gider sonu olmayan başka günlere Eminim artık dökeceğim artık içimi yazarakta olsa sözcüklerle Razısan sende söylüyorum işte sevdiğimi bakarsan ilk harflere
59
Besmelenin Faziletleri BESMELENİN FAZİLETLERİ İlk yazılan, Besmeledir. Âdem aleyhisselama ilk gelen, Besmeledir. Müminler, Besmele yardımı ile Sırattan geçer. Cennet davetiyesinin imzası besmeledir. Eve girerken Besmele çekilirse, şeytan, “Bu eve girmeme imkân yok” der, dönüp gider.”) “Amel defterinde 700 Besmele bulunanı Allaha Teâlâ Cehennemden çıkarır.” “Besmele ile yazı yazanın haceti kolaylaşır, Allaha Teâlâ da razı olur. “Besmele ile işe başlayanın günahları af olur. “Yemeğe Besmele ile başlayıp, sonunda Elhamdülillah diyenin, daha sofra kalkmadan günahları af olur.” “Besmele ile yenen yemek bereketli olur.”) “Sıkıntıya düşen, “Bismillahirrahmanirrahim ve lâ havle ve lâ kuvvete illa billahi aliyyil azim” derse, her türlü sıkıntıdan kurtulur.” “Bin kere Besmele okuyanın dört bin büyük günahı af olur.” (“Soyunurken çekilen Besmele, cinlere perde olur, avret yerlerini göremezler.” “Helâya girerken çekilen Besmele, cinlere perde olur, avret yerlerini göremezler.” “Besmele yazılı bir kâğıdı, yerden kaldıran sıdıklardan yazılır.” “Besmelesiz koku sürünen, şeytanlara da koku sürmüş olur. “Şeytandan korunmak için, yemeğe Besmele ile başla! ” “Su içerken Besmele çek, bitince de, Elhamdülillah de ve üç nefeste iç! ” “Yemeğe başlarken, Allahü Tealanın adını anın, yani Besmele çekin! Başında Besmele çekmeyi unutan, hatırladığı zaman, 'Bismillah âlâ evvelîsi ve ahirini' desin! ” besmele Yetişir. “h” harfinin iyice belli olması için “Bismillah” de denir. “Bismillah” demek de caizdir. Besmele ile başlanılan iş bitince de, “Elhamdülillah” demeli, yani Allahü teâlâya şükretmelidir Bir iş yaparken her zaman besmele çekeriz. İşlerimiz rast gitsin diye, ama bu doğru değil besmeleyi her zaman çekmeliyiz. Onsuz hiçbir zaman adım bile atmamalıyız. Besmelenin de kendine göre has bir güzelliği var. Bakın ben bir şey anlatayım adamın biri ramazanda misafir gitmiş bir eve hiç mi hiç besmele çekmezmiş, her nere giderse gitsin Bismillahirrahmanirrahim demezmiş ama karnide doymazmış, ev sahibi bunu fark etmiş, neden besmeleyi çekmesin demiş. Misafirde amaaan ne diye çekim ki yinede yesem karnım doyuyor demiş ev sahibi düşünmüş taşımış ben buna nasıl besmeleyi çektiririm demiş çünkü misafire yemek yetiştiremiyormuş bakmış ki bu böyle olmayacak adam inat değimli çekmem demiş bir oyun ev sahibi ya ALLAH aşkına sen neyi söylemeyecektin masaya oturanda adam Bismillahirrahmanirrahimi demiyecem ev sahibi şaşırmış, ne bakıyorsun demiş misafir. Ev sahibi hiç çünkü az önce zaten çektin besmeleyi demiş misafir besmeleyi çektikten sonra daha yiyememiş ben doydum hadi sofrayı kaldır. Daha yemiyorum karnım doydu. Ev sahibi tabii ki yiyemesin besmeleyi çektiğin için karnın doydu buda besmelenin fazileti demiş, onun için Müslüman din kardeşlerim besmelenin mükâfatı çoktur. Onsuz iş olmaz. Büyüklerimizden ricam gençlerimize besmelesiz hiçbir şey olmadığını öğretmeliyiz ki onlarda her şeyin hayrını görsün adım atarken, yatarken, yemek yerken, bir işi yaparken, sınavlara girerken, hele hele gece dışarıda dolaşırken ki çekmek lazım dışarıya her hangi bir şey dökerken besmele çekmeden yapmayınız. Ayrıca biliyorsunuz özellikle et alırken dikkat etmeliyiz besmele çekilmeden kesilen etler siyahlanıyor ben bunu gördüm bir amca bana bak kızım bu et kesilende besmelesiz kesilmiş bunu alma dedi. Nede olsa eski topraklardandı amca daha iyisini biliyor. Ve ben almadım çünkü besmelesizi kesilen hayvanlar bizlere haram kılınmış, onun için dikkat etmemiz lazım yani anlayacağınız besmelesiz hiçbir şey olmuyor.her zaman dilimizin tespihi olmalı. ALLAH; im herkesi hayırlı yaşamlara vesile etsin. Onun lütfü çok büyük, bir dua ALLAH; ım bize yardım et bizi yalnız bırakma bizi garip bırakma bizi terk etme sen bizi terk edersen bizlerin hali ne olur. Büyüklük sana yakışır. Çünkü mülk senin yer senin gök senin sen var eden ve yaradansın bizleri doğruluktan ayırma bizlere doğru yolu göster ki şeytanın şerrinden uzak duralım kuşkusuz sen gören ve var edensin bizleri doğru yolundan şaşırtma ; AMİN) Zehra OKUR derinduygular28hotmail.com
568
a-Vatanım! Bırakıp da sana koşarcasına Varamadık, gelemedik vatanım! Doyasıya sende, yaşarcasına Göremedik, gülemedik vatanım! Gurbet elde hayat sürmek ne acı Çıkıp gelsek bile ancak sılacı Derdimize deva olan ilacı Süremedik, bilemedik vatanım! Fayda etmez ne teselli ne deva Bulamaz ki mutlu mesut bir yuva Dileyene şu gurbeti bedava Veremedik salamadık vatanımHep sendeyiz unutmadık yolunu Gurbet bağlar ayağını kolunu Ne baharlar koklamadık gülünü Deremedik, alamadık vatanım! Yaz gelince soluyoruz sılayı Arıyoruz buluyoruz Mevlayı Başımıza gurbet denen belâyı Aramadık, dilemedik vatanım! Eksik olmaz gurbetçinin stresi Akıp durur iki gözün katresi Kayıp olduk varılacak adresi Soramadık, bulamadık vatanımMikdadî der devam eder bu sancı Bitmiyor ki gurbetçinin usancı Yeni nesil sandı bizi yabancı Duramadık, kalamadık vatanım! Şair Mikdat Bal
115
Atatürk'e karşı Atatürk'e karşı olmak. Adam " siz de Atatürk'e laf söyletmiyorsunuz." dedi. Atatürk'e elbette laf söylenir. Ancak, Atatürk'e söylenecek laf, laf olmalı, ki o laf söylene bilsin. Yoksa her laf Atatürk'e söylene bilir mi? Elbette her laf Atatürk'e söylenemez. Söyletilmemsi de gerek. Bunu beceren Osman Pamukoğlu, bir canlı yayında konuşmak için konuşan millet vekiline gereken cevabı verdi. Bu zaman diliminde Atatürk'e bunca karşıtlık niye? İlk okul ve orta okul talebeleriyle yaptığım bir sohbette tek bir öğrenci bile Atatürk'ü sevdiğini söylemedi. Neden diye sorduğumda, biri "neden hep Atatürk diyorsun." dedi. Bir diğeri; inkılap dersinden geçer not almam gerek." dedi. Ama hiç biri Atatürk'ü sevdiğini söylemedi. Hemen hemen hepsi, "Atatürk, tek başına mı savaştı, hep Atatürk'ten bahsediyorlar." Öyle ki bu durum çocuklarda bir Atatürk fobisi oluşturmasının ötesinde, Atatürk konusu onlar için adeta ikrah noktası oluşturmuştu. Bu durumda bu çocuklar nasıl bu hale geldi diye düşünmek gerekmez mi.? Çocuklara, "Atatürk'ün tüm şehitleri, gazileri, savaşlarda savaşanları temsil ettiğini, bunun ötesinde mazlum milletlerinde özgürleşmesi için nasıl mücadele ettiğini, tüm bunlardan dolayı Atatürk'e T.B.M.M' nin Mustafa Kemal' e Atatürk soy adını verdiğini biliyor musunuz " dediğimde, çocuklar bunu bilmediklerini söylediler. Atatürk' ün "özgürlük" simgesi olduğunu, hatta özgürlüğün dahi ne olduğunu bilmiyorlardı. Konuyu bir öğretmen ile paylaştığımda, bana: "Atatürk' ü sevdirme yönünde bir bilgi ancak öğretmenler tarafından çocuklara aktarılabilir." dedi. Kendisine hak vermemem mümkün değildi. Buradan da anlaşılıyor ki, eğitim adı altında verilen bilgiler Atatürk'ün hedeflediği tam bağımsız bir ülkenin bireyi olma bilinci ile yetişen vatandaş olma şiarı dışında bir eğitim modeli, bireyi hızla köle ve teba durumuna indirgemekte. -Ki bu nedenle bu zaman diliminde Atatürk'ü anlamak değil de ondan hızla uzaklaşmakla tecelli eden bir fikri kargaşalık ortamı oluşmuştur.
273
Aşkın Deryası Sabırla Dolu Sırdır Aşkın deryası sabırla dolu sırdır Sabır eden varınca kapısı açılır Aşk açılır gönüle gülümsemesi serpilir Aşk ile seven sabırla cennet bahçesine varır Bu âlemde olmazsa ahrette kavuşur Aşk işte böyledir sabır eden kul bahçesinde buluşur Gelecek olan cennet güzelini bekler kavuşurSabırla aşk olmazsa varılmaz hiçbir sırra Yusuf sabırla sultan olmadı mı mısıra Sabırsız kul ermez varamaz huzura Yola devam edemez düşer her bir çukura Aşk işte böyledir sabır eden kul bahçesinde buluşur Gelecek olan cennet güzelini bekler kavuşurÂşık Gülveren’im ben aşk kapımı her gün çala vura Aşk ile beni seven cennet güzeli halimi her gün sora Aşk ile olunca gönül düşse de yakmaz ki ateşten kora Aşk bir nurdur her kula nasip olmaz varamaz ki bu nura Aşk işte böyledir sabır eden kul bahçesinde buluşur Gelecek olan cennet güzelini bekler kavuşur
136
Hançer gibi.... Hançeri kaç kere,sineme vurdun, Ayrılık sözünü,kaç kere duydum. Kalbimi yerinden,kaç kere oydun, Ayrılık sözünü,kaç kere duydum. Sanki gönle düşen,ateşten kordun, Ayrılık sözünü,kaç kere duydum. Azrail olupta,önüme durdun, Yine de canımı,yoluna koydum. Öldükçe çoğaldım,yine az buldun, Ayrılık sözünü,kaç kere duydum... 16.8.1992 başlama tarihi 04.2.2006 bitiş tarihi.
47
Aşk Her Şeyi Unutturur Aşk denen şu illete,düşmeye gör kardeşim Ağarınca zannetme, çekilir bir tek dişin Ben düştüm bu illete, kırk tövbeyi bir vurdum Bu can nefes aldıkça, aşk ile olmaz işimAşk denen bu hastalık, her şeyi unutturur Geceyi gündüz yapar, zamanları durdurur Gören gözü kör eder,ne planlar kurdurur Aşk insana her şeyi, yaptırır be kardeşimAşk insana kendini,yüreğini dilini Hayalini yolunu,parmağını kolunu Sağını ve solunu, vatanını ilini Aşk denen bu hastalık, unutturur kardeşimGece gündüz demeyip,emziren anayı da Hayatını uğruna,harcayan babayı da Birle birin toplamı,edecek sayıyı da Aşk denen şu hastalık unutturur kardeşimAşk insana özünü,kirpiğini gözünü Söylenecek sözünü, aynadaki yüzünü Bayırını düzünü, baharını güzünü Aşk denen şu hastalık, unutturur kardeşimAşk insana dününü, yeni doğan gününü Şöhretini ününü, ahirini ömrünü Yüreğini gönlünü, Bildiğinin tümünü Aşk denen şu hastalık,unutturur kardeşimAşk insana yaşarken,dünyayı ahireti Dost ile muhabbeti, o en koyu sohbeti Ekmekteki izzeti,damaktaki lezzeti Aşk denen şu hastalık,unutturur kardeşimAşk insana hedefi,saygıyı ve edebi Olan işte hikmeti,kitapları mektebi Yolundaki engeli,sırtındaki akrebi Aşk denen şu hastalık,unutturur kardeşimAşk insana canını,damarında kanını Yaşanan her anını,arkasını yanını Şerefini sanını,korkarım imanını Aşk denen şu hastalık,unutturur kardeşim
176
Beyaz Gül Bürünür sevdânın beyaz tüllerine beyaz gül Gülümser seherin ayaz yellerine beyaz gülYeşil dağların karlı zirvelerinden estirir Serin rüzgârını hicâz çöllerine beyaz gülPamuk yüklü bulutları yollar vahalara Kar yağdırır çölün niyâz ellerine beyaz gülSelâm olsun aşk ufkundan doğar o müjdeci Âbıhayat sunar maraz illerine beyaz gülGöklere firûze saçılır, yerlere zeberced Zînet olur yeşilli yaz bellerine beyaz gülAk kelebekler, papatyalarla karışır gider İlkyazın kar-köpük beyaz sellerine beyaz gülDallar, yapraklar, dikenler terennümde kendince Sevdâ okutur yek-âvâz dillerine beyaz gülCâzibeler katar edâsıyla kuğular gibi Has bahçelerin turkuaz göllerine beyaz gülKimseler şaşmaz oldu, pervasızca pervâzına Alıştırdı herkesi naz hallerine beyaz gülİşvesiyle, cilvesiyle rakîb dense olmaz mı Zümrüd bağların dengi az güllerine beyaz gülAkkor sevdâsıyla hem zevk verir hem âh dedirir Sevdâlının toz değil haz küllerine beyaz gülSâde kendiyle mesteder sevdâkârı bâdesiz Ne defe dokunur ne saz tellerine beyaz gülGümüş çehresiyle dolunay gibi, güneş gibi İlham verir gönlümün gazellerine beyaz gül
147
Süzülüyordu Kente O Karanlık Gece Gibi Tepeden bakıyordu şehre,beyazlar giyinmiş o yüksek tepeden...Yirmi dört saat o beyaz elbisenin üstünde otururken kenti izliyordu o siyah lekeyle.Kucak açmıştı kimsesiz bir dağ,sarmıştı kollarıyla,unutması için bir daha hatırlamaması için basmıştı sımsıkı bağrına.Kenti dinliyordu kızaran kulaklarına aldırmadan,o kulakları sağır eden insan kalabalığının sesini.Herkes birbirine benziyordu yukarıdan bakınca,aynıydı herkes farklı renklerdeki,farklı şekillerdeki kıyafetlerin içinde.Farklı olanlar ağaçların altına toplanmış beyaz mermerlerin altında toprak çekmişlerdi üstlerine.Anlatamadığı derdiyle kenti anlamaya çalışıyordu o beyaz tepenin göğsüne başını yaslamışken.Koşuşturuyordu insanlar durmaksızın bir yerlere; kimi elele,kimisi elinde poşetlerle.Bir çocuk oturmuş ağlıyordu sırtında çantası,üstünde önlüğüyle fakat görmüyordu kimse,belli ki bir mendilden daha çok ihtiyacı vardı birazcık sevgiye. Ve yıldızlar geliyordu bir bir,izliyordu kentin tüm tepelerini.Gözgöze geliyordu bir an ve kaçırıp gözlerini susuyordu utancından en tepeden bakarken şehre.Saklanıyordu insanlar duvarlarla çevrili bir ışığın altına.Yüzleşiyordu geceyle ama aldanmıştı bir kere yıldızların ışığına ve geri almıyordu hediyesini o kara gece. Şehri süzüyordu en tepeden,çekerken bulutlar gölgesini ıslanıyordu kan kırmızı kiremitler ve ayağa kalkıp ilerliyordu adım adım,artık süzülüyordu şehre en tepeden,lekesi daha karaydı çünkü o karanlık geceden.Aynıydı herkes,farklılar toplanmışken ağaçların altına,hercai menekşelerin açtığı toprakları çekerlerken üstlerine gidiyordu verdiği sözden dönmeden.Ne geceler geçti hediyesinden ne de döndü gidenler,herşey başladığı yerde bitermiş,o tepede başlamıştı herşey ve yokluğunda isyandı aslında kente inen ve şimdi gidiyor işte,tepeden inme tıpkı o karanlık gece gibi üstelik bir elveda demeden...
216
Deli Yüreğim Yalansız bir şarkı tutturdu dilim Her gün batımı sana onu söylerim Bir yıldız gibi parıldar cahil gönlüm Yeter derim anlamaz ki deli yüreğimBırak dedim divane bedenime Dinmek, durulmak nedir bilmedi Sevme dedim artık, uslan dedim Desem de söz dinlemez ki deli yüreğim11 Ocak 2015 Pazar
47
Aşk Hikayesi Başımdan bir kova sevda döküldü Islanmadım, üşümedim, yandım oy! İplik iplik damarlarım söküldü Kurşun yemiş güvercine döndüm oy! Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana Anladım ki kendi gönlüm dar bana Alev dolu bardakları yâr bana Sunuverdi içtim içtim kandım oy! Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım Ne zamana, ne kendime alıştım Kırk senede yedi hasret bölüştüm Yedi dünya bana düştü sandım oy! Gönül şahinimi yordum gerçeğe Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe Teselliden kanat kırdım gerçeğe Tecellinin sinesine kondum oy! (Yasaklı Rüyalar)
81
T-muza-167 - Romanyaca T-muza-167 - RomanyacaStii... Muza... Dreapta mea, Tu pasiunea mea.. Meu din partea stânga, foarte egoist... Dreapta mea, foarte fericit... Meu din partea stânga, dornic doar.. Ma intelegi... Muza... Mersin-17.11.1974-Bilal Genis
33
Gülbahçem Sen gülünce güller açardi o güzel yüzünde Seni her gördügüm Bir gül açardi içimde Seni görmedigim her gün ise Bir gül solardi kalbimde Seni sevdigimden beri gül yüzlüm Gül bahçesine döndü gönlüm Sana içimden bir gül vermek istedim Ama sen zaten bir gül bahçesiydin Ben senden bir gül bekledim Sense gittin baskasina verdin Artik seni görmedigim her gün soluyorum Güllerle birlikte bende ölüyorum Sen benim her seyimdin sevgilim Neden bir gülü bana çok gördün Simdi baska bir gül bahçesi buldum Senin vermedigim gülü o verdi bana Simdi seviyorum onu senden fazla Öldürseler de beni birakmam asla.Muhammet YürükFacebook'taki grubumuz 'ManzumeM'de sizleri de görmekten memnuniyet duyaca?ym.http://www.facebook.com/pages/Ankara/ManzumeM/164011813008? v=wall&viewas=688294730
106
Allahımdan başka dost bulamadım ALLAHIMDAN BAŞKA DOST BULAMADIM 15.06.2010Bütün sevdalarım yarıda kaldı Allahımdan başka dost bulamadım Dost deyi tuttuğum hep düşman oldu Allahımdan başka dost bulamadımİyilerin yeri yurdu olmuyor İnsanlarda nasihatten almıyor Nankör insan hiç iyliği bilmiyor Allahımdan başka dost bulamadımDost deyi tuttuğum insan eline Yılan oldu o dolandı belime Geri çıkıp hep güleriz haline Allahımdan başka dost bulamadımYaradana sığınıyom yar deyi En büyük güvencem Allah vardeyi Hak yolunu seçti yakmaz nar deyi Allahımdan başka dost bulamadımHüseyin'im ağlayı ağlayı düştüm yoluna O acıyor gariplerin haline Ölür iken kuvvet versin dilime Allahımdan başka dost bulamadım
94
Lasyon Losyon ra sıra ziyaret eder DEFLASYON Zaman zaman yaratılır SPEKÜLASYON Güzelyaparsanız sıcak tutar İZOLASYON Yakalayınca adamın anasını ağlatır ENFLASYONKuvvetli olmasa da iyi yapıştırıcıdır SİLİSYON Hokkabazlıktır göz boyamadır İLLİZYON Kargaşa terör PROVAKASYON Tek başına gelemeyenin işidir KOALİSYONBir zaman Rusyadan gelmişti RADYASYON Kasıtlı yapılan şeydir SANSASYON Çıkarsa kolay kolay düşmez TANSİYON Çöküntü uykusuzluk stres DEPRESYONİnce ayar olsa gerek MONİPLASYON Bakınız hiç biri Türkçe değil Dünyamızı karartanlar işte bunlar LASYON LOSYON İSYON MİSYON11.06.2006 KASTAMONU Kadir ESEN
74
Kartondan Evleri Atıkların geri dönüşümü yasalaştığından beri; Ev yapmaya,karton bulamaz oldu sokak yetimleri. Eminim bilmiyordu hiçbiri görmemişlerdi ''Ev Ekonomisi'' diye bi dersi. Ama yinede görenlerden çok daha güzel yaparlardı bence; sokak çocukları, kartondan evleri.
34
Kapat! Eğer yüreğinde gökyüzü varsa kardeşim, Kenan kuyusunda da olsan, Ya da Harun'un zindanında, Mavi gökyüzü hep vardır, Bu gökyüzünü nereden mi? Bulursun, dur söyleyeyim, Sadece gözlerini aç yeter, Gözlerinin sahibinin gökyüzünü, Başının üstünde göreceksin. Yer, gök onun gözlerinden, Nur alıyor, Gözlerini kendine kapat, Kapat! !
46
Baba Dağda koyun güder yörükler Yaz gelince Baba Dağı'na çıkar, Baba Dağda koyun güder yörükler. Yaylaya varınca göçünü yıkar, Baba Dağda koyun güder yörükler.Çobanlar eline bir kaval alır, Sürü ile otlu yerlere gelir. Çadırı kurup yazın orda kalır, Baba Dağda koyun güder yörükler.Seher vakti Çamlı alana iner, Akşama kadar aynı yerde döner. Merayı dolaşıp eşeğe biner, Baba Dağda koyun güder yörükler.Ekmek çıkısı kuşanır beline, Sağlam olan deynek alır eline. Güzel bir türkü tutturur diline, Baba Dağda koyun güder yörükler.Yusuf'la çobanlar sürü toplatır, Gelirken sürüyü sudan atlatır. Sabah akşam koyunları otlatır, Baba Dağda koyun güder yörükler.
95

No dataset card yet

Downloads last month
37