poet
stringlengths 3
47
| title
stringlengths 1
168
| poem
stringlengths 3
159k
|
---|---|---|
Aşık Mahmut Çelikgün | 19 Mayıs 1919 Samsun'a |
Karanlık çökmüşken vatan üstüne,
Batmayan bir güneş doğdu Samsun'dan.
O,sabah kükredi bu ulus yine,
Batmayan bir güneş doğdu Samsun'dan.
Hiç bir düşman emeline ermedi,
Yüce Atam buna izin vermedi,
Bu topraklar böyle tarih görmedi,
Batmayan bir güneş doğdu Samsun'dan
Aziz Atam; her ilkene sığındık,
Bugün değil,seni her zaman andık.
On dokuz mayısa böyle inandık
Batmayan bir güneş doğdu Samsun'dan.
Türk gençliği vatan için gelecek
On dokuz mayıslar hiç bitmeyecek
O gün doğan güneş hiç batmayacak
Batmayan bir güneş doğdu Samsun'dan.
Cihana yayılan asil ünündür,
Türk'ün özgürlüğü gerçek şanındır,
Atam! ...bu gün senin doğum günündür
Batmayan bir güneş doğdu Samsun'dan.
Mahmut Çelikgün'üm; bu günü kutlar,
Samsun'da yeşerdi, solmaz umutlar,
Dolaşsın dert değil,kara bulutlar.
Batmayan bir güneş doğdu Samsun'dan.
|
Taner Karataş | 19 Mayıs 1919 |
Kurtuluşa ilk adım ta Samsun’dan başladı
Hedefi millet ile görüşmekti Ata'nın
Kurulan plan tuttu takır takır işledi
Amasya’da atıldı kıvılcımı vatanın
Varıldı Erzurum’a görüşmeye durdular
Millet el ele verip bir karara vardılar
Kurtuluş tek hedefti Ata’ya güç verdiler
Gayesi tek vatandı eli silah tutanın
Erzurum’dan Sivas’a bin bir umutla vardı
Sağlandı büyük birlik dünya bu gücü gördü
Başardı büyük önder ülkeyi baştan kurdu
Ruhları hep şad olsun şehit düşüp yatanın
Mizani kurtuluşa erdik Atatürk ile
Kimse başa çıkamaz dünyada tek Türk ile
Birleştiler geldiler savaşmaya Türk ile
Dersini verdi ecdat böylece üç kıtanın
Ozan Mizani (Taner Karataş) 18.05.2013
19 Mayıs 1919 bağımsızlığına düşkün Türk milletine vurulmak istenen esaret zincirlerinin parçalama kararlılığının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna öncülük eden Kurtuluş Savaşı’nın ilk kıvılcımının tarihidir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletine ve onun damarlarında akan asil kandaki kudretine güvenerek çıktığı bağımsızlık yolcuğunu bu tarihte başlatmıştır. Bu önemli tarihin yıldönümü herkese kutlu olsun.
|
İsmail Kandemir | 19 Mayıs |
19 Mayıs
Yaşanan acı günler
Memleketim darda
Dün İzmir’e girdiler
Yüce Milletim zorda…
16 Mayıs uğurlar
Yollar Anadolu’ya
Bakışlarda güven var
Yola düşmüş yolcuya
Karadeniz deli bakar
Yollar çetin der gibi
Vurur durur dalgalar
Peşi sıra er gibi…
Yolculuk var yarına
Milletimin bağrına
Tüm yürekler atıyor
Kalk ayağa! tavrına…
Limanda bak şurda
Gözlerde umut yüklü
Bakar sarı bozkurda.
Peşindeyiz süzüşlü.
19 Mayıs ilk adım
Toprağa dokunuştur,
Kavgayı sancak edip
Türk’çe bir duruştur…
Yarınlarda zor günler
Durur mu Atatürk’ler?
Sabırda zaferler var.
Peşindeyiz der erler.
Büyük millettir Türkler
Savaşı beşik yapmış
Vatan dedi mi kükrer
Bilir ölmek sevapmış…
Mustafa Kemali var,
Ta milletin kalbinden,
Yıldızlı hilali var,
Asırların deminden…
Bir başlangıç yarına
Samsun’un limanından
Amasya’nın bağrına,
Arınıp rütbeden şandan.
Erzurum kıyam etmiş
Zemheri güneş arar
Sivas tutmuş tüm yurdu
Verilir mertçe karar.
Her bir yerden gelenler
Azim verir, hınç verir
Kurtuluş bu diyenler
Türklüğüme güç verir.
Kuva milli bir duruş
Ana bacı tek yürek
Düşmanı durduruş
Vatan benim diyerek
Türk Ordusu kuruldu
Etlerden ve kemikten
Herkes işe sarıldı
Taviz yoktu birlikten
Dumlupınar şan oldu
Sakarya’da durdurduk
Atamız tek han oldu
Al bayrağı kaldırdık.
Başkumandan düşmana
Unutulmaz ders oldu
Egeye kadar her yana
Kaçış feryadı doldu
Döküldüler denize
Zafer Türk’ün şanına
Mavi bakışlı yiğit
Türklük kurban canına
19 Mayıs’ta gün iner
Karanlık ışık bulur
Yurt bakışlı Atatürk
Türk seninle yol alır…
İSMAİL KANDEMİR
2006-ANKARA
|
Bekir Gedikoğlu | 19 Mayıs 1919 |
˜˜˜˜˜____________________ATATÜRK________________
ANTİ EMPERYALİSTİ
……………TÜRK MİLLETİ İÇİN
……………………………………GEREKİRSE CANINI VERMEYE
………………………………………………………………………………..ANT İÇTİ
……………………………………………………………………..VE BUNU
………………………………………………..BÜTÜN DÜNYAYA
…………………………………..GÖSTERDİ
……………...19 MAYIS 1919’ u
O İCAT ETTİ…………..
Ankara, 12.05.2004-05-12
|
Gürsoy Solmaz | 19 Mayıs |
-Samsun'dan Erzurum'a-
Artık bundan sonra aydın dimağınız,
Özgür bayrağınız,
Artık bundan sonra dostu düşmanı tanı
Anlat bu yazılan destanı
Ben artık, sizim; bizim
Ben bahtı aklaşmış Karadenizim
Gençliğim bilsin, okusun
İlk adım attığım Samsun…
İlk adım attığım Samsun,
Yetirdi beni bahara yaza,
Bir aort damarı kadar ritmik vurusuyla
O yazın kucak açan sıcaklığı gibi, Havza…
Ve hani Ferhat’ı Şirinle buluşturan kader varya
O vuslat bahçeleriyle dolu Amasya…
Ufukları Bir tan vakti kadar aktı;
O aklık sönmeyen şafak kadar mutlaktı…
Çünki milletin geleceğini yine millet kurtaracaktı
Saçları ağarmış bir dulun;
umudu olan Anadolu’nun,
Yürek evleklerinde dile gelen dualar ve niyaz
Vatan bir bütündür parçalanamaz…
Denilen hemşehriler diyarı Erzurum…
İşte o yazın baharı Erzurum…
Artık mahal yok yeise yasa
Şair sevdası kadar belleklerde sevgi dolu Sivas’a
Yürürken yüreğimdeki haz
Dilimdeki avaz
Merhemi olacaktı o yaranın
Yüreği olacaktı Ankara’nın
Allah’ın lütfüdür bu toprağı vatan yapmak Türklere
Bu hevesi tattırdı bir kere
Yürek verdi, umut verdi; hem cesaret, cesamet
Her yanını hamiyet, her yanını yar köşesi bin kıymet
Yediğimize tat, içtiğimize lezzet
Şeker,bal,kaymak, tuz
Bu sebeple kutludur; Türkiye’me 3 temmuz…
Umut tütmüştür artık her ocakta, her bacada
Bir ihtiyarın sözü rehber oldu; Ilıca’da
Palandöken dikliğiyle ey dikilen Dadaş yar…
Bar oynayan dağların mertliğiyle Dadaş yar…
Seni hemşehri yapan bu diyar hislerine his oldu
O muştulu savaşa Dadaşça kavis oldu
İşte bugün o günün hatıra defterinden
Satırların okunup anıldığı aynı gün
İşte bugün o günün anıldığı övgünün
Söylenip anlatılan sevdasıdır; sesidir
İşte bugün: o günün böylesi ifadesidir….
Tarihi yapmak kadar, elbet yazmak da gerek,
İşte bugün yazılan tarihten imrenerek;
Yürüyorken ileri; Ey Erzurum’a hemşehri,
ey mazluma dil olmuş, ey burda sivil olmuş
Bu Dadaş diyarında, göz üstüne kaş olan
Bu Dadaş diyarında, Dadaşla Dadaş olan,
Pervane gönüllerin Kemal olan halısı
bu vatan sevgisinin en yaman sevdalısı
bu gün sana, bana ve bize nihayet hepimize…
Zamanın sefasıdır,tarihin vefasıdır…
***
Ey ata ocağının, Ata evladı gençliği,
Sende bulmak ne şeref, bu vefa bu dinçliği…
***
Öğün, çalış ve güven geleceğin senindir
Bu parola ile tükenmesin umudun…
Bu sebeple bu günün yürekten kutlu olsun
19 Mayıs yine, bir yine mutlu olsun
|
Nebi Durmazoğlu | 19 Mayıs |
19 Mayıs
Osmanlıyı haritadan sildiler
Ülkemizi parça parça böldüler
Savaşmadan Ankaraya geldiler
Durumdan haberdar oldu Atatürk
Padişah duruma sessiz kalıyor
Yedi düvel üstümüze geliyor
İşaret gerekli herkes biliyor
Gemiyle samsuna geldi Atatürk
Mücadele tohumları atıldı
Kadın erkek bu savaşa katıldı
Kollardaki bilkezikler satıldı
Savunma kararı aldı Atatürk
Halkımız bir anda tek yürek oldu
Attığı kurşunlar hedefi buldu
Kainat bu işe şaşırıp kaldı
Düşmanı yenmeyi bildi Atatürk
Osmanlının küllerinden doğduk biz
Kılıçları kınlarından sağdık biz
İşgalciyi denizlerde boğduk biz
Vatanı bölünmez kıldı Atatürk
Ondokuz mayısı gençlere verdi
Onların gözünde istikbal gördü
Nebi de gururla göğsünü gerdi
Ülkede huzuru buldu Atatürk
Durmazoğlu
|
Necdet Arslan | 19 Mayıs 2016 Durum |
Ulus olarak varlığımızı sürdürebilmek için emperyalizmle hesaplaşmak; onların yerli işbirlikçilerini önümüze katıp kovalamak ve son tokadı indirmek gerekiyordu.
Ancak o zaman tam bağımsızlığa doğru yol alabilecektik…
Bu bir KURTULUŞ projesiydi.
19 MAYIS böyle bir gereksinimden doğan toplu sözleşmenin,bir şahlanışın adıydı ve evrenimizde ilk ulusal kurtuluş savaşı’nın meşalesinin tutuşturulmasıydı.
16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Anadolu’ya ulaşmak ereğiyle Mustafa Kemal ve yoldaşları Bandırma Vapuru’yla Karadeniz’deydiler.19 Mayıs sabahı Samsun’a‘ilk adım’atılıyordu.
Anadolu’yu toplumsal direnişe örgütlemek için yollara düşenlerin istenciyle yüzyıllardır geri bıraktırılan ve en sonunda ‘kendi yazgısını kendisinin kurtarmasından başka çıkar yol bulamayan’ bir tutsak halkın istenci arasında kan uyumu vardı…
Sonrasını biliyoruz zaten…
‘Geldikleri gibi gidenlerin’ terk ettikleri bu kutsal topraklarda ‘Tam Bağımsızlık’ ülküsüne koşullanan bir ulusun genç ideal devleti; TÜRKİYE CUMHURİYETİ kurulacaktı.
‘Anadolu Aydınlanması ‘adını alan bu hareketin adı KURULUŞ’tu…
19 Mayıs 1919 saltça bir utkuya uzanan yolun başlangıcı değil; aynı zamanda çağdaşlaşma dediğimiz ulusal imecenin savaş meydanlarından doğup evren içinde yer tutmasıydı da.
Başta Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere o yolda yürüyen tüm şehitlerimizi erdemle anıyorum.
Bugün 19 Mayıs’ın 97.yıldönümünü idrak ediyoruz.
Evet,üç yıl sonra birinci yüzyılını taçlandıracak olan Türkiye Cumhuriyeti, içinden geçmekte olduğumuz bu kaotik günlerde çok boyutlu,kendi kimliğine yabancılaştırılan,kendi ruhunu sorgulatmaya açık, gün gün zayıflatılan yapısıyla ikinci bir 19 Mayıs’a gereksinmektedir.
Bugün 19 Mayıs 2016
Günaydın Dostlarım.
En görkemli günlerimizden birine uyanabilsek ne güzel olacaktı.
Ne ki, Atatürk’ün gençliğine, bu kutlu günde, ATA’sına yürümeye izin verilmiyor.
Terör korkusu bahane edilerek Anıt Kabir’e ulaşan yollara barikatlar kurduruluyor bugün.
‘’Sizler,yani yeni Türkiye’nin genç evlatları yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz…’’ diyen ÖNDER’iyle gençliği birbirinden koparılmak isteniyor.
İnanıyorum ki bu güç günler de geçecek.Ve inanıyorum ki karşıdevrim tıpkı Kurtuluş’ta ve Kuruluş’ta yediği tokadın daha ağırıyla bir kez daha tanışacak…
Günaydın Dostlarım.
Güzel yarınları yeniden kurmak için birlik ve beraberliğe bütün zamanlardan daha çok gereksiniyoruz.
Bu yurt topraklarında özgürce yaşamak istiyorsak ne yazık ki başka bir formülümüz yok…
Köy köy,meydan meydan,kent kent hep bir ağızdan:
Yaşasın TÜRKİYE CUMHURİYETİ…diye haykırmak zorundayız.Dilimizde yine ‘ Dağ başını duman almış…’ nidaları olmalı…
'Birilerine' karşı; inadına kendi türkülerimizi söylemek zorundayız…
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE…
YAŞASIN 19 MAYIS…YAŞASIN ATATÜRK …YAŞASIN ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ.
KAHROLSUN YURT DÜŞMANLARI…
Işıkla.
Onsekizmayısikibinonaltı
|
Bayram Ali Bayram | 19 Mayıs |
Tarih,
16 Mayıs 1919
Kayserili kaptan İsmail Hakkı Bey,
Umuda doğru döndürmeye başlar,
Bandırma Vapuru’nun yorgun çarklarını.
Ve güvertede Türk’ün son başbuğu
Mustafa Kemal…
Demir alır
Galata rıhtımından,
Rotası kurtuluş olan
Umut vapuru…
Boğazda savrulan
Siyah dumanlarını,
İstanbul üzerinde bırakarak
Karadeniz’e açılır…
Türk’ün son başbuğunu selamlar,
Karadeniz’in
Göklere yükselen hırçın dalgaları…
Bandırma vapurunun yükü daha bir ağırdır
Karadeniz’in mor sularında…
Artık bir tarihtir Bandırma vapuru!
Ve bir tarihin tanığı olan
Karadeniz;
Çağların en büyük komutanını ağırlamaktadır
Düşmanlarına geçit vermeyen
Hırçın dalgalarının arasında…
Yol alırken
Kurtuluşa doğru giden vapur,
Kara görünür
Uzaklardan, sislerin altında;
Güneşin doğuşu bir başka olur,
19 Mayıs sabahı
Samsun ufuklarından...
Sonsuz bir koşu başlar,
Samsun'dan
Anadolu’nun tozlu yollarında,
Bir bir aşılır
Karlı dağlar, kel tepeler,
Diner gözyaşları vatanın,
Ulusça yaşanılan bir destanı yazar tarih…
Bugün 19 Mayıs 2008
Yeniden doğuyor güneş,
Samsun ufuklarından…
Sürüyor
Başkumandanın çizdiği rotada,
16 Mayıs 1919 tarihinde,
Galata rıhtımından demir alan
Bandırma vapurunun!
Sonsuzluğun ufuklarındaki yolculuğu,
Tarihin inişli çıkışlı akışında…
|
Kemal Tekir | 19 Mayıs |
Bir gemi yanaştı Samsun’a,
19 Mayıs 1919 da.
Mustafa Kemal Paşa,
Ayak bastı Anadolu’ya.
İşgal altındaydı vatan,
Fayda yoktu padişahtan.
Yorgun düşmüştü halkımız,
Yıllar süren savaşlardan.
Sivas’ta,Erzurum’da,
Toplantılar yapıldı,art arda.
Kurtuluş savaşının,
Meşalesi yakıldı Anadolu’da.
Büyük millet Meclisi,
Toplandı da Ankara’da.
Alınan ilk kararlar,
Duyuruldu Dünya’ya.
Vatanın her karış toprağı,
Geri alınmadıkça.
Ölüm var,fakat asla,
Aman verilmeyecekti düşmana.
Önder oldu Atatürk,
Geçti halkın başına.
Hazırladı halkını,
Kurtuluş Savaşına.
Başkomutan Atatürk,
Geçip ordunun başına.
Yürüdü düşman üstüne,
Büyük bir kararlılıkla.
Üç yıl boyunca süren,
Zorlu savaşlar yapıldı,
Düşman geldiği gibi,
Çekilmek zorunda kaldı.
Unutmaz o günleri,
Unutmaz Türk gençliği.
Korur canı pahasına,
Bu yurdu,bu devleti.
19 Mayıs 2008
|
Atilla Adsay | 19 Mayıs |
19 Mayıs’ta Samsun’dayız
Başımızda hilal anlımızda yıldız
Asla kimseye vermeyiz taviz
Bu gün yine 19 Mayıs’ı yaşıyoruz
19 Mayıs Samsun’da iki güneş doğdu
Deniz sessiz dalgalar durgundu
Atamın gözleri parlıyordu,
Samsun’un dağlarına ışık saçıyordu.
19 Mayıs ta devlet millet elele
Atam milletine sesleniyordu
Haydi, ulusca birleşin, Hürriyete Bağımsızlığa.
|
Salih Kocabaş | 19 Mayıs |
Şafak vakti Samsun’a bir gemi yanaştı,
Türk milleti Mustafa Kemal’le kaynaştı,
Büyük komutan Anadolu’yu dolaştı,
Bağımsızlık için düşmanlarla savaştı.
19 Mayıs birlik beraberliğin başı,
Birliğin amacı kazanmaktır savaşı,
Bir pınardan içer, bu sofrada yer aşı,
Can feda vatana verilmez dağı taşı.
Uygarlık yolunda amaç zafer kazanma,
Çalışkanlık, birlik dirlik atadan kalma,
Aziz şehidim kanın yerde kalır sanma,
Yiğidim doğruluk, dürüstlükten ayrılma.
Kahraman Türk askeri durmaz tarih yazar
Bugün yürekler sevgi, barış diye coşar,
Bayramda bütün gençler meydana koşar,
Gönüllerde Cumhuriyet ışığı yanar.
Büyük kahramanlarla geldi düşman dize,
Yer gök genişleyerek koştu Ak deniz’e,
Yurdu yakıp yıkanlar döküldü denize,
Rahat uyuyun, Türkiye minnettar size.
|
Ergun Çoruhlu | 19 Mayis |
imkansizlik bir turku nasil durdurabilirdi
nasil gafil dusmanlar yurdu vurabilirdi
turkluk ruhu sonmeden boyle sey olmazdi
dahiler varken bizde turk bassiz kalamazdi
maddi bir hic bir guc yoktu inanin elimizde
ama sonsuz bir guc vardi su yanan kalbimizde
bu oyle bir guctur ki ozgurlugumuz oldu
bu gucu yaratan kisi simdi ulkumuz oldu
turk gencligi yurduma taptaze kan olacak
bize goz dikenlerin sonu husaran olacak
ataturkun isigi yol gosteriyor bize
19 mayis gunu gurur veriyor bize
gencligin bayrami bu bu bizim bayramimiz
bakin nasil da cosuyor su sanli bayragimiz
|
Nevzat Taşkın | 19 Mayıs |
Yedi yüzyıl yaşamış bir çınara benzetilirdin
Sert esen fırtınaların, içini kemiren kemirgenlerin
Yıkılmaya çalışan, sonu gelmeyen düşmanların
Yılların getirdiği birikmiş tüm yorgunlukların
Ümidi kalmamış devrilen o büyük çınarların
Devrilişine sabırları kalmayan komutanların
Yaşatmaya çalışıyorlar, işte 19 Mayısların!
Sarı saçlı, deniz mavisi gözleri sert bakışlın
Mustafa Kemal, Çanakkale, Anafartalar’ın
Düşmanın korkulu rüyası ünlü komutanların
Ümitleri sende kalmamış, ümit artık Anadoluluların
15 Mayıs 1919 denize açıldı Bandırma vapurların
Karadeniz’in azgın, korkunç o dev dalgaların
Geçiyordu yine bir balık gibi ünlü komutanların
Burada da rahat yoktu yakalamak için, düşmanların
Gökyüzünde bulutlar, denizindeki dumanların
Düşman gemileri yaklaştı ama kurtardı komutanların
19Mayıs 1919’da Samsun’da bir sevinçle karşıladı limanların
Gönüllere taht kurmuş Paşa, kahraman Samsunluların
Anadolu’ya bir güneş doğmuş, göz kamaştırır ışıkların
Burada ateşi yakılmıştı, ümidi kalmamış Anadoluluların
Bir birlik bir haykırış konuğu oldu Amasya - Erzurumluların
Vekillerin Misak-ı Milli’yi çizdi, işaretlendi sınırların
Sana sinsi düşmanın tuzağını bozdu Sivaslıların
Senin yapacakların her işe, kabuldü kararların
Seğmenler bozkırda sabrı kalmamış Ankaralıların
Toplandı vekillerin Ankara’ da aldı kararların
Yeniden bir devlet kurdu Mustafa Kemallerin
23 Nisan 1920 Türkiye Büyük Millet Meclisi adın
Düşmana karşı başlatıldı o kahramanlık savaşların,
Unutulmaz İnönü, Sakarya, Başkomutanlıkların
9 Eylül 1922’de döküldü denize, şahit İzmir limanların
29 Ekim 1923‘ te Türkiye Cumhuriyeti konuldu adın
Bunu takip eden gözleri kamaştıran inkılâpların
Unutulmaz en büyük payı olan 19 Mayıs 1919’ların
Gençlerdi, biliyordu bu ülkeyi ayakta tutacakların
Bir daha sönmemesi için, kutlansın bayramların
Bu gençlik, söz vermiş kutlayacak bu güzel hatıraların
25/04/2011
Nevzat TAŞKIN
|
Recep Karagöl | 19 Mayıs |
19 Mayıs 1919 tarihi Milli Mücadelenin başlangıcı
Mustafa Kemal ‘in Samsuna çıkmaktan bu idi amacı
Aziz yurdumuzu düşmanlar işgal etmişti arsızca
İstanbul hükümeti durumu seyrediyordu umarsızca
Yöresel milis kuvvetleri silaha sarılmıştı
Fakat topyekün mücadele gereğine inanılmıştı
Çare Anadoludan Mücadelenin yönetilmesiydi
Dayanılacak kuvvet ancak millet iradesiydi
Bunun için halk iradesi ile Meclis kurulacaktı
Milli mücadele meşruiyetini buradan alacaktı
Bu büyük planla Mustafa Kemal Samsuna çıktı
Halkı örgütleyip Bağımsızlık savaşını başlattı
Ulusumuz Büyük komutanın çevresinde kenetlendi
Tüm imkansızlıklara karşın mağrur düşmanı yendi
Sonrasında Türkiye cumhuriyeti devleti kuruldu
Milletimiz bu idare ile öz ulusal kimliğini buldu
Atatürk 19 Mayıs bayramını gençliğe armağan etti
Cumhuriyet idaresi ile halkımız kendini yönetti
Ulusal bağımsızlık ülkemizin şahlanmasına yetti
Başarımızın sırrı milli birlik ve milli hakimiyetti
Cumhuriyet ilkeleri etrafında hep birleşelim
Çekişmeleri bırakıp ileri ülkelere erişelim.
Demokrasi, laiklik hepsi bir bütündür
Dünyada birlik olan uluslar üstündür
RECEP KARAGÖL
|
Muharrem Üzümlü | 19 Mayıs |
19 Mayıs
19 Mayıs Samsun, Atanın yeni doğum günü
Milli mücadelenin başlatıldığı tarihi gündür.
Türklerin en temel taşıdır, yeniden dirilişidir.
Cumhuriyetin temelinin ilk kıvılcımlarıdır.
19 Mayısta Samsuna ayak bastığı zaman.
Ay yıldızlı kırmızı bayrak ufukta göründü.
Dalgalandı vatan, şahlandı bu büyük millet.
Yürüdü ve kenetlendi Atasının arkasından.
Bir umut yeşeriyordu yürekleri serinleten.
Bir güneş doğuyordu ufukta kalpleri ısıtan.
Gönülleri ışıl ışıl ışıtan bir ışık yükseliyordu
19 Mayıs 1919 da Samsun’nun ufuklarından.
Bu makus talihi yenmek ve ters döndürmek,
Bu sömürgecileri yurttan söküp atmak için,
Sonra yıkıp esareti, Cumhuriyeti kurmak için
Kolları sıvadı, işe koyuldu bu gün Atatürk.
Bütün vatan küskündü, herkesin başı öne eğik.
Harap bitap, yoksulluk ve umutsuzluk içinde.
Elbet biri kurtaracaktır O bahtı kara maderini,
Diye haykırdı azimli kararlı korkusuz Atatürk.
Düşünüp planladı ve tavizsizce aynen uyguladı
O, Dehaydı kurtarıcıydı, Türklüğün Atası önderi
Parlayan yıldız gibi doğuverdi O umutsuzluktan
Işıktı O, ilaçtı çareydi sorumluluktu ve umuttu.
Haykırdı; Türklüğün esarete katlanamayacağını,
Bağımsızlık ve özgürlük karekterimiz olduğunu,
Gösterdi bütün dünyaya Türklüğün şanını ününü
Gösterdi yedi düvele Türklüğün gerçek yüzünü.
Ülkenin geleceğinin teminatının Gençlik olduğunu,
Biliyordu, vatanın Cumhuriyetin korunması görevinin,
Sorumluluk ve ödevinin Türk Gençliğinde olduğunu,
Bundan Gençliğe emanet etti bundan Bayram bugün.
Atasına,sorumluluk ve görevine sadıktır Türk Genci.
Bu vatanın Cumhuriyetin bekçileridir Türk Gençleri.
Sorumluluğunun tam bilincindedir tüm Türk Gençliği
Atasının genlerinden almıştır, vatan millet sevgisini.
Yaşa Varol Atatürk, Sen rahat uyu gençliğin izindedir.
Rahat uyu kurduğun Cumhuriyet ilelebet yaşatılacaktır.
Mutlu onurlu ve kıvançlı olsun, Gençliği için Türk halkı.
Kutlu olsun herkese 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı
19.05.2007
Muharrem ÜZÜMLÜ
İlköğretim Müfettişi
|
Nesrin Naz | 19 Mayıs |
Tarih 19 Mayıs 1919
Kara gecelerin çıkmaz girdaplarından
Bir güneş yükseldi ta… Samsun’dan
Doğudan, Batıdan, Kuzeyden, Güneyden…
Yer gök inledi…
Kurtar bizi “ey kahraman”
Kurtar bizi “ey kahraman”
Bu kahramanın adı “Mustafa Kemal’di”, Mustafa Kemal.
Karadeniz,
Karadeniz olalı…
Görmemişti böyle bir insan…
Böyle bir kahraman.
Dalgalar inleyerek sahile vurdular…
Durdur… “Mustafa Kemal”
Durdur artık…
Yapılan bu zulümleri…
Akıtılan bu kanları…
Buraları tarihe destan yazmış bir halkın toprakları.
Sonsuza kadar da böyle kalmalı.
Bandırma vapuru homurdandı…
“Haddini bil Karadeniz haddini”
İyi tanı karşındakini.
Ben bile küçücük cüssemle…
Nice yollar aştım…
Mustafa Kemal’i Samsuna getirebilmek için,
Senin dalgalarınla savaştım.
Sonunda amacıma ulaştım.
Mutlu ve yorgunum şimdi
Ama…
Tarih asla unutmayacak, ne beni…
Ne de Mustafa Kemal’i.
“Mustafa Kemal” döndü arkasına…
Çelik hışmıyla baktı…
Bir Karadeniz’e,
Bir Bandırma vapuruna.
“Sen” dedi Karadeniz’e…
“Üzülme”…
Karşımda/da ezilip büzülme…
Söz veriyorum sana…
Sakarya’ya dökeceğim düşmanları…
Elbet…
Sakarya ulaştırır sana bu akıtılan düşman kanlarını.
Sende o zaman dalgalarınla…
Yükselt göklere zafer nidalarını.
Çelik bakışlarını çevirdi…!
Bandırma vapuruna…
“Sen” dedi… “Sen”
Beni küçücük cüssenle…
Buralara getirdin…
Umutları tükenmiş, bir millete…
Kararlı olunursa…
Neler yapılabileceğini gösterdin…
Tarih boyunca anılacaksın…
Sonsuz minnettarım sana.
Mustafa Kemal kararlı, ayağını vurdu…
Toprağa bastığı yere…
“Ya istiklal ya ölüm” dedi.
Yer gök titredi…
19 Mayıs 1919’da…
Bir kurtuluşun destan destan…
Temelleri atıldı Samsun’ da.
Mustafa Kemal verdiği sözleri…
Bir bir yerine getirdi…
Düşmanları döktü Sakarya’ya…
Karadeniz haykırdı…
“Sen çok yaşa Mustafa Kemal, çok yaşa”
Ne kadar teşekkür etsem azdır sana.
“Bandırma Vapuru” olduğu yerde…
Böbür böbür… Böbürlendi.
Tüm dünyaya…
Önemli olanın cüsse değil…
Yürek olduğunu gösterdi.
Savaşmaktan yorgun düşmüştü millet…
Genç nüfusu tükenmişti cephelerde…
Onbeşli türküleri söyleniyordu ülkenin her yerinde.
“Mustafa Kemal” kanlı gözyaşları akıtıyordu…
Savaşta ölen binlerce gence…
Gece gündüz yas tutuyordu.
Kendini borçlu hissetti…
Gencecik yaşta cephelerde ölenlere…
Armağan etti “19 Mayıs”ı tüm gelecek…
Genç nesillere…
Yaşasın 19 Mayıs,
Yaşasın Cumhuriyet…
Yaşasın Mustafa Kemal ATATÜRK.
16.Mart.2009
Bornova/İZMİR
Nesrin NAZ(Karaduman)
|
Kader Çelebi | 19 Mayıs |
O benim gözümde ebedi
Şulenin arasında gelmeli
Gökyüzünde timsal
Değişir zaman zaman hilal
Ayazlar bitmez burda
Sevginin bitmediği zamanda
Hicran silinirarkamızda
Gelecektir mutlaka,çok yakında
Aklımızda saadet var
Bir ömür doğar
Anlımızda kazıntı var
Çalışmakla geçen yıllar.
Sevgide üstün sürur
İçimde süren gurur
Doğacaktır o güneş yakında
Atanın geldiği zamanda
Ebedi durur aklımızda
Bizi izliyor yakınımızda
Orada saklı bir gizem var.
Zamanı gelince doğar.
Saygıda sonsuzdur Ata
Sevginin üstünde selamlayınca
Övünürüm Ata'yı eski günleri hatırladıkça
Vazgeçmeyeceğim Atadan yetmiş yıl olsada....
Geçmiş yıllarda emekleri var.
Ata hep bunlara koşar
Yıllar kovalıyor birbirini.
19 Mayıs geliyor,bu evrim bitmiyor...
|
Mustafa Ayık | 19 Mayıs |
Bir gemi açıldı Bandırma’dan Anadolu’ya,
Bir haber salındı Samsun’a, Bolu'ya,
Afyon’a, Sakarya’ya, bozkır içinde Kulu’ya,
Bağımsızlık meşalesi tutuşturuldu 19 Mayıs’da.
Sömürüye, gericiliğe dur denildi,
Topraklarımıza göz koyanlar bir bir yenildi,
Derneler, Çanakkaleler, nice şehit erler anıldı,
Mustafa Kemal Samsuna çıktı 19. Mayıs’da.
Savaştan bezmiş millet yine haykırdı çoştu,
Mehmetiyle birlikte ana, bacı cepheye koştu,
Zalim düşman meydanlarda yenildi şaştı,
Türk milleti tarihe haykırdı 19 Mayıs’da.
Doğudan batıya birer ağ örüldü,
Sana yapılan haksızlık, zulüm görüldü,
Bunca kahpeye bir bir hesap soruldu,
Kurtuluş savaşına adım atıldı 19. Mayıs’da.
Mustafa Kemal gerçek yolu çizdi
Türkiye’nin yarınlarını bir bir sezdi
Tarih onu altın harflerle yazdı
Açılan yaralara su serpildi 19 Mayıs’da
Bağrı yanık yağız yüzlü erler,
Özgürlük uğruna koyuyordu serler,
Buna cihanda görülmemiş olay derler,
Türk yeniden şahlanmıştı 19 Mayıs’da.
Porsuk’ta, Sakarya’da su kanlı aktı,
9 Eylül, İzmir’de düşmanı denize döktü,
Türk genci senin eşin, emsalin yoktu,
Yıktın engeli, aştın dağları 19. Mayıs’da.
Bir devir battı, bir güneş doğdu,
Tüm milleti neşe, sevinç boğdu,
Haksızı haklı yine kovdu,
Biz barışı kurduk 19. Mayıs’da
Atam; emaneti senden aldı Türk genci,
Kendin eşsizsin, her sözün inci,
Tüm dünyaya sen verdin bu bilinci,
Cehalete karşı and içtik 19 Mayıs’da.
Kemalist Türkiye’yi kurduk Anadolu’da,
Atatürkçülük’tü uygarlığa giden yoluda,
Bizim için yalandı, sağıda, soluda,
Biz yeniden uyandık 19 Mayıs’da.
Ey Türk genci! bu gün senin günün,
Sen yaptığın işle hep öğün,
Türk evladısın yoktur senin sonun,
Sonsuzluğa el uzattın 19 Mayıs’da.
19.05.1984
|
Özge Aşıkhasanoğlu | 19 Mayıs |
Atatürk çıktı Samsun'a,
Bu günü armağan etti bize.
Artık bayram oldu,
19 Mayıs hepimize
Gösteri hazırladık sevinçle,
Halk oyunu oynadık, kutladık neşeyle.
Mutlu olduk hepimiz,
Bir daha ki bayrama sizleri de bekleriz.
|
Hacı Gürbüz | 19 Mayıs |
Samsundan atmıştı ilk adımını
Karaya bastırdı yaradanı
Zifiri de karanlıktı vatanı
Güneşin doğuşu.19 Mayıstı
Coştu içimiz vatan sevdasıyla
Mustafa Kemalin adımlarıyla
Şafakta dirildik yine atamla
Güneşin doğuşu 19 Mayıstı
Toparlandık onun konguresiyle
Anadolu dağda çanakkalede
Konuştu karanlık köşelerinde
Güneşin doğuşu 19 Mayıstı
Dağ gibiydi düşman azıcık türke
Ölmeyi de emretti mehmetciğe
Şimdi atmış milyon turk milletine
Güneşin doğuşu 19 Mayıstı
19 05 1996
|
Eda Adıbelli | 19 Mayıs |
Bir güneş doğdu Samsun'a
O ayak basınca
Sanki her insanın içinde
Neşe,coşku oluştu.
Hediye etti bu bayramı bize
Korumalıyız biz bu bayramı her senede
Biz bu bayramı tutmalıyız elimizde
Asla düşürmemek üzere.
|
Hakverdi Erşan | 19 Mayıs |
Haydi gençler el ele verin
Sarılın sıkı sıkı emanete
Ülkemiz cennet bizim bu vatan
Atatürk haklı size güvenmekle
Meydanlar caddeler bir bir süslensin
Çelik gibi adımlar rap rap ses getirsin
Uğruna canlar cananlar şehit oldu
Bedenler soldu kefensiz yatar toprakta
Mustafa Kemal Atatürk'ün umudu
19 Mayıs gençliğe istikbal yurdunda
|
Vedat Sadioğlu | 19 Mayıs |
Türk Devleti’nin fiili kuruluşu
Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıcı
Çağdaş ve uygarlığın ilk yolu
19 Mayıs, bağımsızlık bayramı
Esaretten kurtuluşun şahlandığı
Milli Mücadelenin başlangıcı
Alın yazısının yeniden yazıldığı
19 Mayıs, Kuvayi Milliyenin bayramı
Atatürk’ün Nutuk’u başlattığı
Atatürk’ün yeniden doğduğu
Bu gün, Atatürk’ün doğum günü
19 Mayıs, Atatürk’ü Anma Günü
19 Mayıs, Ata’nın gençlere hediyesi
Bu, Ata’nın gençliğe olan güveni
Gençler geleceğin parlayan yıldızları
19 Mayıs, Gençlik ve Spor Bayramı
Ben de 19 Mayıs’ta doğdum
Ben de mutluyum, gururluyum
19 Mayıs Türklerin onurlu haykırışı
19 Mayıs 1919 Türklerin bayramı
|
Mehmet Tevfik Temiztürk | 19 Mayıs |
19 Mayıs bayram,
Sallandır bayrakları,
Spor gösterileriyle,
Süsle tüm sokakları…
19 Mayıs bayram,
İşte fırsat elinde,
Kutlamalar yapılır,
Sevgiler yüreklerde…
19 Mayıs bayram,
Etraf ay yıldız dolu,
Elde bayraklarımız,
Kırmızı hâkim oldu…
Onurluyuz milletçe,
Bir coşku içindeyiz,
Türk’ün şanlı gününde,
Sevinçliyiz hepimiz…
(2012)
|
Meral Meri | 19 Mayıs |
Bırakın o zincirleri!
Kara günü defnedeceğiz.
İçimde gece yarısı çölü var
İçinde vaha çok uzak
Barış teslimiyeti durağında iniş mi var?
Geçelim efendim,
Vakit gece yarısının tam ortası,
Masala uyanık kalmaya ant içip de uyuyacağız...
Dudaklarımız serinleyecek mi "19 Mayıs'ta"..?
Her dudaklarımız çatlayınca susuzluktan
İçeceğiz bir bardak "Ata" suyundan.
Öyle ayran,yayık değil,
Kırmızı ve beyazından,
İşte budur halkamın solu...
Bırakın o zincirleri!
Bağlanacak ne köpek var,ne de çiyan...
Değmez efendim,
Kim ki, onlarla aynı aydınlıkta yürümek;
Onlarınkinde mehtap var,
Bizimkinde ay ve yıldız.
Mayıs-13-İstanbul
|
Nevin Kılıç | 19 Mayıs |
19 MAYIS
Temizlendi düşman cennet vatandan,
Özgürlük yazıldı göklere kandan.
Kadını erkeği korkmadı candan.
Gençliğin bayramı ONDOKUZ MAYIS.
Samsundan başladı geldi Sivas'a
Yüreklerde cesaret, kalmaz tasa.
Kesin karar verildi. Tek bir yasa,
Gençliğin bayramı ONDOKUZ MAYIS.
Çanakkale Kurtuluş bak Sakarya,
Düşmanlar sinsice sindi pusuya.
Kan seli oldu denizler derya.
Türk'ün bayramıdır ONDOKUZ MAYIS.
Avrupa’yı Asya’yı salladı Atam
Huzur içinde yatsın Şehit yatan.
Bizlere emanet bu cennet Vatan.
Türk'ün bayramıdır ONDOKUZ MAYIS.
Özgürlük armağan yüce atamdan.
Bayraklarla süslendi bütün meydan.
Hesaplar sorulur Vatan Satandan.
Gençliğin bayramı ONDOKUZ MAYIS.
|
Fikri Demir | 19 Mayıs |
1919 bir gemi var ufukta
İçinde Türkiye'me sahip çıkacak atam
Onsekiz arkadaşı ile samsunda
Samsun limanı sabah saat altı 1919
19 mayıstı çıktı samsun'a atam
Engellemelere karşın yılmadı,çünki
Eğitimli ve deneyimli komutan'dı
Türk kurtuluş savaşını başlattığı gün
Sivas,Erzurum,Amasya kongreler'i
Atam anadolu dedi anadolu uyan
Silkin de görsün esir olurmu türk
Bir adım bir adım daha halk uyandı
Uyandı da, düşman'lara süngü'yle
Düşmanların mermilerine imanla
mehmetler,ayşeler,dadaşlar,efe'ler
Neferler imanla karşı koydular vatan için
Düşman'larla savaşıp her cephede
Atam savaş eğitimi almış,deha sahibi
Atam komut verdi ya istiklal ya ölüm
Çünki istiklal olmassa yaşamak niye
Ağzı açık kaldı yedi düvel'in hayret
Ettiler Mustafa kemal başkomutan
O dünyaya türkün yenilmezliğini
Bir daha göstermiş, Cumhuriyet'i
Halkına armağan etmiş.esaret'ten
Kurtarıp yarınımızı vermiş, Genç'ler!
Bu bayram sizin bayramınız unutma
Atatürk düşmanları dün vardı bu günde
Gençler 19 mayıs Gençlik ve spor
Bayramımız kutlu olsun.Fikri der ki.
Yaşasın türkiyem;Yaşatılsın 19 mayıs
Kalbimizdesin atamEserin: büyük Türkiyem
Yaşasın bayramımYaşasın 19 mayıs
Yüce atatür'üm
Emanet'in,Eğitimli gençliğe emanet.!
|
Ensar Sancaktaroğlu | 19 Mayıs |
Bir dirilişin
Bir uyanışın
Bir kurtuluşun
Başlangıç günüdür
19 Mayıs
Bir milletin
Yeniden doğuşu
Esarete karşı duruşu
İstikbale aşık oluşudur
19 Mayıs
Sömürgeye karşı savaşı
Emperyalist güce dur deyişi
Bu vatana yeniden sahip çıkışıdır
19 Mayıs
Gençliğe hitabı
Tüm vatanın müdafaası
Budur gayesi
Asil kanın göstergesidir
19 Mayıs
Bir millet ki anlatılmaz
Türkü Kürdü Lazı Acemi
Bir arada tutan İslam bilinci
İşte budur birleştirici
Ümmeti Muhammettir
19 Mayıs
|
Demet Akkoyun | 19 Mayıs Atamızdan Armagandır. |
Atatürk gecenin karanlıngında sessizce samsuna
Ayak bastı denizleri aşarak türk ulusunu kaderini deniştirdi
Atatürk on dokuz mayıs bin dokuzyüz on dokuz da
Atatürkümüz ve büyük önderimiz bagımsızlık
Meşalesini sonsuza kadar yaktı türk gencleri olarak
Atatürkün yolunda daima özgürlük meşalesini yakacagız
Atatürk türk ulusnu kurtaran sevgi ve saygıyla anarız
Atatatürkümüzü minnet ve grurla anıyoruz
Atatürküm yurdunu çok sever büyük devlet adamıdır
Atatürkümüzün zaferlerini ve kahramanıkları dünya duydu
atatürkümüzün ve türk minneti daima kalbimizde yaşayacak
Atatürk 19 mayıs 1919 samsun da bagımsızlık meşalesini yaktı sonsuza kadarda yanacak Atam rahat uyu türk gencligi
türk milleti daima vatanını koruyacaktır ne mutlu türküz
|
Fatma Biber | 19 Mayıs'a Özel Maniler |
Bugün mani konusu
Çok özeldir çok özel
Haydi bütün şairler
Uzatın sizler de el
Bugün anlamlı gündür
Konusu da anlamlı
Ata’mın fikirleri
İçimde canlı canlı
Ülkemi İşgalciler
Ellerine almıştı
Çaresiz kalan halkım
Hüsranlara dalmıştı
Atatürk İstanbul’dan
Çıkmıştı yolculuğa
Kurtuluş heyecanı
Ulaşmıştı doruğa
Bandırma vapuruyla
Ayrıldı Galata’dan
Emir bekledi halkım
Savaş için Ata’dan
Milli mücadeleyi
Başlatınca Atatürk
Etrafında toplandı
Bayrağını seven Türk
Özgürlüğün tadını
Halkına aşlattı O
Uykusuz gecelerde
Aklını işletti O
Samsun’a vardığında
Üniforma(yı) çıkardı
‘Gelin birlik olalım’
Diye halka yakardı
Samsun’da başlamıştı
Özgürlük yolculuğu
Erzurum’da Sivas’ta
Aldı halktan yolluğu
Hedefimiz tek idi
Ulusal egemenlik
Tek yürek tek yumruktuk
Kalkmıştı senlik-benlik
Atatürk ümidini
Gençliğe bağladı hep
Gençlik de arkasından
Sel olup çağladı hep
Çetin savaş sonunda
Büyük zafer bizimdi
İşgalci bayrakları
Gönderlerden tez indi
Üç yılda kurtarıldı
Vatanın her cephesi
Mudanya’dan duyuldu
Zaferin büyük sesi
Şimdiki haritayı
Çizmişti elleriyle
Kökeni ayırmadan
Sarmıştı kollarıyla
Atam; fikirlerinle
Coştum da gidiyorum
Önümdeki setleri
Aştım da gidiyorum
Zeki olmak yetmiyor
Zekâyı kullanmalı
Uygar Türkiye için
Emekler dallanmalı
Kabımdan taştım gittim
Konuyla coştum gittim
Gençlerin bayramına
Genç gibi koştum gittim
Gönlüm yazmak istiyor
Gözlerim çok yoruldu
Atamın sayesinde
Kurtuluşa varıldı
|
Abdullah Bedeloğlu | 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Geçlik ve Spor Bayramı |
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı
Geliyor, geliyordu.
Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal geliyordu.
“Çanakkale Geçilmez Destanı” nın kahramanı geliyordu.
Bandırma adlı vapurla İstanbul’dan yola çıktı.
19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastı.
Mustafa Kemal biliyor, biliyordu, söylüyordu.
“Yurdun bütünlüğünü, milletin bağımsızlığını,
Ulusun azim ve kararı kurtaracaktı.” Buydu Amasya Fermanı
Ulusal egemenliğe dayalı bağımsız devlet olacaktı.
Türk halkı, uygar bir devlet olarak yeniliklerle doğacaktı.
İşgal edilirken vatan, çıktı O inanılmaz kötü şartlar altından.
Başarıdan başarıya yılmadan koştu o yüce komutan.
Ulusu ile Erzurum’da hemen kucaklaştı o kahraman.
4 Eylül 1919’da Sivas Kongresinde oldu başkan.
23 Nisan 1920’de milletimiz oldu şartsız hükümran.
Ankara’yı başkent yapacak önder orada yeni yönetim kurdu.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin temeli atılmış oldu.
İstiklal bayrağı göklerde dalgalanarak sevindirdi yurdu.
Bağımsız ve özgür medeni tarihimiz başlıyordu.
Başlangıç günü 19 Mayıs 1919 oldu.
Vatanın bütünlüğünü, milletin birliğini ebedi kılacak.
Eşitlik, kardeşlik, sosyal adaletle hizmetler sunacak.
Her alanda gelişmeyi, mutluluğu görev sayacak.
Ata’sının yolunda çağdaş uygarlık yolunda hedefe ulaşacak.
Gençliği gösterme ve görme günü 19 Mayıs Anma Günü oldu.
Ey Türk Gençleri! Demokratik Türkiye Cumhuriyeti var oldukça,
Yeryüzünde şeref ve itibarla, yürüyün bayrak bayrak ulusça.
Kurtuluş ve yeniliklerin başlangıç tarihi unutulmaz olsun.
Mutlu yıllara başarılarla koşmak siz gençlere nasip olsun.
“19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” kutlu olsun.
Abdullah Bedeloğlu
|
Muharrem Üzümlü | 19 Mayıs Bugün |
19 Mayıs bugün
Samsun'a ayak basmış Atatürk bugün,
Bütün dünya çalkalanmış tarihte bu gün
Türklüğün başkaldırdığı gündür bu gün
Bağımsızlığın şahlandığı gündür bu gün
Atatürk’ün vatanında Atatürk’ler eksilmez.
Bu Cumhuriyette Cumhuriyetçiler azalmaz.
Almış gençlik Atatürk’ten büyük bir feyiz.
Bu Cumhuriyeti biz kimseyi çiğnetmeyiz.
Güzel vatanımız üzerinde, yeni filizleriz biz.
Hamurumuz yoğrulmuştur, Atatürk mayasıyla
Bağımsızlık aşkıyla, ya istiklal ya ölüm şiarıyla
Yoktur hiç esaret, soyumuzda sopumuzda bizim.
Mayısın on dokuzu tarihi başlangıcımız tacımız.
Atanın Gençliğe armağanı feda ona olsun başımız
Her şeye layıksın, Türk Genci gül eğlen koş bugün
Atanın izinde olduğunu, bağır haykır hep coş bugün.
19.05.2007
Muharrem ÜZÜMLÜ
İlköğretim Müfettişi
|
Demet Akkoyun | 19 Mayıs Bir Güneş Gibi Doğdu 3 |
19 mayıs gökyüzüne güneş gibi doğdu
Samsuna öyle bir gemi geldi gemide umut yüklüydü
Samsunu kurtarmaya geliyordu
Sönmeyen bir meşale yanıyordu
Haykırıııyordu bütün dünyaya adını
Haykırıyordu kadınıyla erkeğiyle çocuğuyla
Bağımsızlık meşalesini yakıyordu samsunda
Kavuşuyordu hürriyetine hürlüğüne
Aydınlatıyordu yolumuzu türk ulusu bağımsızlığına kavuşuyordu
Samsundan özgürlük meşalesi yanıyordu
Öyle bir yanıyordu ki dünya duyuyordu sesimizi
Göklerde dalgalanıyordu bayrağım
Samsunda vatanın hehr yerinde yanıyordu özgürlük meşalesi
Karanlıklar aydınlanıyordu vatan toprağına düşmanı kovuyordu
19 mayıs türk ulusunun onuru gururuydu
Yaşasın yüce atatürk yaşasın türk askeri
Yaşasın türk ulusu yaşasın aziz vatanım
Yaşasın ay yıldızlı bayrağım dalgalanacak vatanın her yerinde
Tek yürek tek vücut olduk
Vatanı koruduk vatan toprağına canımızı verdik
Özgür yaşarız vatanımızda atatürke borçluyuz
Kahraman askerlere borçluyuz samsun zaferini dünyaya yazdık
Yaşasın türk ulusu yaşasın türk ordusu yaşasın vatanım...
Atatürküm yaptığın hizmetlerle hep gurur duydum
Hep gurur duyacağım
Nur içinde yat atam cennet mekanın olsun atam..
|
Hüseyin Çubuk | 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun |
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun
On Dokuz Mayıs; Mustafa Kemal Atatürk'ün, Anadolu'ya Bir Güneş Gibi Doğduğu Gündür!
O Güneşi Karatmaya Hiç Kimselerin Gücü Yetmeyecektir!
Her On Dokuz Mayıs; Mustafa Kemal Atatürk'ün Yüreğimizde Bin Kez Daha Büyüdüğü Gündür!Hiç Bir Kuvvet,
O Sevgiyi, O ışığı, O Coşkuyu Yüreğimizden Silemeyecektir!
Emperyalistler Ve Onların İşbirlikçileri Şunu İyi Bilsinki;
Bu topraklarda Mustafa Kemaller Hiç Yenilmedi!
Ve, Bu topraklarda Mustafa Kemaller hiç Yenilmeyecektir!
O Güneşi, O Işığı Yüreğimizden Hiç Bir Kuvvet Silemedi!
Ve, O Güneşi, O Işığı Yüreğimizden Hiç Bir Kuvvet Silemeyecektir!
Hüseyin Çubuk
Kayıt Tarihi : 19.5.2015 10:32:00
|
Mesut Öztürk | 19 Mayıs |
Bandırma vapuru umuduyla çıktığında samsun yolunaDüşman sarmıştı istanbulu her tarafta sağında ve solundaMustafa Kemal vardı bu akımın başındaGençliğini bize feda eden gaziler ve binlerce şüheda
Gülemediler vatan özgür olmadıkçaYılmadılar en son düşmanı topraktan atmadıkçaSavaştılar hain kursun durmayıpta susmadıkçaBugünün kiymetini bilelim gençler sadıkça ve dostça
O güzelim gençliklerini bize verdilerGerekli görüp canlarıyla bedel ödedilerYeter ki türk gençligi devam yaşasın dedilerBaşardılar ve 19 mayısı bize hediye ettiler
Allah bizlere bir daha kurtuluş savaşları yaşatmasınBunun yolu ise bilincli gençlikten geçerUnutmayalım cahil bir toplum o atalarımızı üzer.
Savaş bitmedi devam etmekteBilgi silahımız ilim kalkanımızBu güzel vatan olsun ebediyyen canımızKutlu olsun gençlik ve spor bayramımız.
|
Gürsoy Solmaz | 19 Mayıs Bugün |
Bugün 19 Mayıs
Türkeli,Türk yurdunda
Yad yaban olamayız
Tarihin tirendinde
Dizili akın akın
Neler yazar bir bakın
…
Kerkük’te avaz oldum,
Türkü olup çağırdım...
Azerbaycan-Rusya’da...
Şirin dildim bağırdım...
Sibirya’da üşüdüm
Kar oldum, ayaz oldum...
Türk-Eli’nde çiçek açtım.
Bahar oldum, yaz oldum...
Uygur, Kırgız, Özbek’im...
Bir sevdaya naz oldum...
Yedi kat derinlerde...
Kök salmışım, iz oldum...
Medeniyet sattım hep,
Göze geldim, söz oldum...
Avrupa’ya ayak bastım,
Macar, Bulgar, Uz oldum...
Hürriyete iz oldum...
Balkan’da, Trakya’da...
Misal derler dünyada
Türk ruhu,Türklük yolu
Şahittir Anadolu
.....
Tarihte birinciyim...
Türkoğlu Türk genciyim...
Nabzımızda mazimiz,
Bir iksir gibi atar..
Onlar nedir, biz kimiz…
Yazar, tarihler yazar
Kutlu olsun ki bize,
Herkesle kıstastayız…
Mutlu olsun ki bize,
Bugün 19 Mayıs…
….
|
Atakan Kartaltepe | 19 Mayıs BAYRAMI (?) |
19 MAYIS 1919
Bu mesaj şu anda yayında değildir.
OKUNDUĞUNA İNANMIYORUM...ZİRA YAZALI SAATLER OLDU AMA...ANA SAHİFEDEKİ BAYRAM KUTLAMASI YANLIŞ OLARAK HALÂÂÂ DURMAKTA...SİZİN ATATÜRK'E BİR İTİRAZINIZ MI VAR Kİ 'ATATÜRK'Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI' OLAN BU BAYRAMI SADECE 'GENÇLİK VE SPRO BAYRAMI' OLARAK KUTLAMADASINIZ...YAZDIM VE DEDİM Kİ DOĞRUSU BUDUR...BU KUTLAMA İFADENİZ YANLIŞTIR...AMA SİZE TASMASI BOYNUNDA TAKILI VE DE ÇEKTİĞİNİZ TARAFA GİDECEK ÜYE LÂZIM...ÖYLE ZIRT PIRT YANLIŞI YÜZÜNÜZE VURACAK ÜYE DEĞİL...DEĞİL Mİ? ...BUNU YAPANA NE YAPTIĞINIZI DA BİLİYORUM...SADECE BİLMİYORUM MAİL HATTIMDA DAHA ÖNCE VERDİĞİNİZ CEVAPLAR DURMAKTA...ATATÜRK YOKSA EĞER BAYRAM MAYRAM DA YOK...BİLESİNİZ...HATTÂ NE BEN VARIM NE SİZ...ADASM GİBİ YAZIYORUM OLMUYOR...BÖYLE YAZINCA DA ZORUNUZA GİDİYOR...E AMA ATATÜRK'Ü ES GEÇENLER DE BENİM ZORUMA GİDİYOR...VE EMİNİM BUNU OUR KOYMAZSINIZ BURAYA...EH NE DİYEYİM...BEN DE ŞİİR YAZAR KOYARIM...O DA MI YASAK...SORUMLUSU BEN OLDUKTAN SONRA...A. KARTALTEPE (19.05.2007 18:47)
|
Kasım Kaplan | 19 Mayıs Bugün |
On dokuz Mayıs bugün
Tüm gençlik eğleniyor
Bütün düşmanlar üzgün
Türkiye seviniyor.
Gençlik Spor Bayramı
Bir zafer abidesi
Mutlu eder adamı
Bu gençliğin gür sesi
Kurtuluş Savaşının
Başladığı bu tarih.
Çilenin, gözyaşının
Aşka döndüğü tarih
|
Hüseyin Düzbasan | 19 Mayıs'da Samsun |
Bu gün ne güzel Samsun
Güneş daha aydınlık
Genç, ihtiyar, kadın, kız,
Ulusca Samsun'daydık
Bin dokuz yüz on dokuz
19 Mayıs bu gün
Atatürk'ün Samsun'a
Ayak basmıştı bu gün
Kurtuluş Savaşı'nı
Atam bu gün başlattı<....................
|
Demet Akkoyun | 19 Mayıs can verdi bize |
Samsun yıl mayıs 1919 atatürk
Can verdi samsuna bir güneş gibi dogdu
Samsuna özgürlük ve yaşam geldi
On dokuz mayısta türk milleti yüreginden çoştu
Atatürk samsuna ayak basmıştır
Zafer yolunda bayragım göklerde dalgalanmıştır
On dokuz mayıs hür özgürlük bayramı
Atatürk vatanıma bir güneş gibi dogdu
Samsun karanlıklar aydınlandı
Atatürküm uzun yollardan gelip kurtardı
Atatürküm yaşam sevinç hayat verdi
Atatürk bize vatan verdi yüregimdesin atam
Atatürk yüregimizde sen varsın
Her zamanda sen olcaksın
En büyük türk ulusu türk ordusu türk vatanı bizdedir
On dokuz mayıs 1919 bize atamızdan armagandır
|
Demet Akkoyun | 19 Mayıs Demet Resim Birincisi Oldu |
İlçe stadyumunda toplanmıştı lise orta okul
19 mayıs gençlik ve spor bayramını kutladık
Bayramda günün anlamını ve önemini anlatan
Konuşma ve şiirler okundu
Bando eşliğinde ençlik marşları söylendi
Kızlı erkeli öğrenciler rengarenk giyinip gösteri yaptılar
Büyük sevinç ve coşku ile kutlandı
Sıra eldi ödül törenine 24 mayıs ilkokulu öğrencisi
Demet akkoyun resim birincisi olmuştu
Sayın kaymakamım mahmut hersanlı oğlundan ödülümü aldım
Stadyumda ilçe halkı dolmuştu alkışlar guru verdi bana
Anneciğim sevincime mutluluğuma ortak oldu
19 mayısta hem gençlik hemde resim birinciliğini
İki sevinci birden yaşadım mutluluğum gözlerimden okunuyordu
|
Gürsoy Solmaz | 19 Mayıs Gençlik Bayramı |
19 MAYIS GENÇLİK BAYRAMI
Cumhuriyet yolunda durmadan koşuyoruz
85 yıl aşkına gururla coşuyoruz,
Fikri hür, vicdanı hür neslin gerçek adıyız
Bu ilkeyi yürekte, gönülde taşıyoruz
Nakış nakış işledik göğü, yeri, denizi
Önderimiz Atatürk yolumuz onun izi
Zamana talip olduk, girerken bu yüzyıla,
Yurtta, cihanda barış; budur bize pusula,
Öğrendikçe geçmişi kuvvet dolar içimiz
Milli birlik içinde el-eleyiz, kol-kola
Nakış nakış işledik göğü, yeri, denizi
Önderimiz Atatürk, yolumuz Onun izi
Bu sevinçle, inançla hoşgörünün adıyız
Biz soylu bir ulusun Türk adlı evlâdıyız,
Dalgalansın diyerek rüzgar olduk bayrağa
Temeliyiz bu günün, yarının maksadıyız...
Nakış nakış işledik göğü, yeri, denizi
Önderimiz Atatürk yolumuz onun izi
Her zorda, her kolayda nabzımızı yokladık,
Aydın yarınlar için ufkumuzu akladık,
Yükselen yeni nesil diyen Atatürk’ü biz...
Gönlümüzde yaşattık, içimizde sakladık...
Nakış Nakış işledik göğü, yeri, denizi
Önderimiz Atatürk yolumuz onun izi
Bu vatanın uğrunda al bayrağın alıyız,
Kökü mazide olan bir ağacın dalıyız,
Şanla, şerefle varız; her yanda, her tarafta
Fikri hür, vicdanı hür, irfana sevdalıyız...
Nakış nakış işledik göğü, yeri, denizi,
Önderimiz Atatürk, yolumuz Onun izi
Çizilmiş hedefimiz çağdaş uygarlık diye,
Koşalım arkadaşlar daha da ileriye,
Atatürk’ün kurduğu ilk ve son Cumhuriyet
Sana, bana ve bize hem teslim, hem hediye
Nakış nakış işledik yeri, göğü denizi
Önderimiz Atatürk, yolumuz Onun izi.
|
Sevinç Kavuk | 19 Mayıs Gençlik Bayramı |
Fatihlerimiz var tarihler dolu dolu
Fethedilmişiz, gönüllerde medeniyet yolu
Kervansaray odaları tiyatrolarımızla dolu
Hem pırıl pırıl o bir yaşam umudu
Doğudan batıya parlayan güneş
Güneyden kuzeye sıcak her ışığı
Mabet, kilise, cami, medrese mektep ve harici
Dörtnala gelip kısrak başı gibi uzanan
Her değişime bilinciyle
Biz o hepsiyiz
Hem yürek yollarında izler!
Hem bu memleket bizim!
19 Mayıs 2006....19 Mayıs Gençlik Bayramı Kutlu Olsun!
|
İshak Özlü | 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı |
19 Mayıs 1919 Müjdeli gün,
Türk çocuğu unutma,ne oldu dün.
Türk'ün uyanıp şahlandıgı o gün,
Özgürce yaşamanı sağladı bugün.
Türk'ün Bayrağı karalar bağlamış,
Gitmeden esaret dalgalanmam diyor.
İstanbul Fatihi Mehmet Han ağlamış,
Mezarında Ruh'u yatmam diyor.
Fransızlar Adana benim diyor,
Doganbey Vatan için can veriyor.
Urfa,Maraş ve Antep'te İngilizler,
Namus ve şerefime göz dikiyor.
Yunan Ordusu çıkmış İzmir'ime,
Hançerini saplamak ister Yüreğime.
Antalya ve Konya'da İtalyanlar,
El uzatmış Ay-Yıldızlı Bayrağıma.
Samsun'da İngiliz cirit atıyor,
Ermeni-Rum Türk'ü satıyor.
Irak ve Filistin'i İngiliz almış,
Suriye -Lübnan Fransız'a kalmış.
İngiliz Bayragı Yürekleri dağlıyor,
Evliyalar şehri İstanbul ağlıyor.
Eyüp Sultan'da toplanmış Şehitler,
Başta Gençosman ferman dinliyor.
Ermeni-Rum Çeteleri silahlanmış,
Anne karnında bebeleri Süngülüyor.
İngiliz - Fransız destekli Sülükler,
Türk'ün Kan'ını içerek besleniyor.
Şahin bey Antep'ten seslenir,
Yakışmaz Türk'e Esaret Ar gelir.
Adana'dan Sinan Paşa cevap verir,
Esir yaşamaktansa ölüm hoş gelir.
19 Mayıs 1919 Kutlu sabahında,
Mustafa Kemal'im Bandırma Vapurunda.
Özgürlük Meşalesi tutuştu Samsun'da,
Yayıldı dalga dalga Anadolumda.
Mustafa Kemal'im Bayrak olup,
Esti Samsun'dan Yurdum üzerine.
Zulmün kahredici Güneşi olup,
Çöktü Emperyalist güçlerin üzerine.
Savunmasız Yurdum işgal selinde,
Esaret ölümdür gönül telinde,
Kefen teninde,Şehitlik dilinde,
Toplandı Milletim Ata'nın emrinde.
Ondokuz Mayıs Gençlik Bayramı,
Gençler Sporla kutlar Bayramı,
Atatürk'ün gençliğe büyük armağanı,
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı.
Zulmün sonu,Özgürlüğün başı,
Cumhuriyet yolunun ilk yapı taşı,
Türk'ün kurtuluş umudunun gözyaşı,
Ezilmişliğe başkaldırının sembolü bugün.
|
Erdal Ceyhan | 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı |
Bugün 19 Mayıs Bayramı, Gençleri görüyorum alanda
Tümü gürbüz ve şen sanki Atatürk konuşuyor karşılarında.
Büyük Atatürk oturmuş onur köşesine onları seyrediyor
Gençlere gülümseyip “Gelecek daima sizlerindir” diyor.
O yılları düşünün ne boşuna savaşlar, ne umutsuz yıllar
O umutsuz yıllarda Mehmetler cephelerde ölüp kalırlar.
İstanbul teslim olmuş, Padişah onursuz bir barıştan yana
Bütün yurtta Türk ulusu ayakta, haykırıyor yana yakıla
İstanbul’daki hainler öyle seyreder, yüreğine iner milletin
Ne hain basın, ne de hain adamlar tokadını yememiş zilletin.
Padişah penceresinden düşman zırhlılarını seyredip gülümser
Keyfinden değil ama yine şaşkınlığından milletine zulmeder.
Memleket paylaşılmış bize bir tek Ankara çevresi kalmış
Maraşı, G.Antep’i, Urfa’yı Fransızlar’la İngilizler almış
Düşmanın acıması yok paylaşıyor burası benin, şurası senin
İzmir’i işgal etti Yunan,gerisini düşünmüyor her şeyden emin.
Atatürk, arkadaşlarıyla vedalaştı, İstanbul’a son bir kez baktı
Anadolu’ya gitmek için Bandırma vapuruna ilk adımını attı.
Gemi Boğaz’dan çıktı arkasında takipçisi nice hain zırhlılar
Bandırma aman vermez onlara, misafirini koynunda saklar.
Nice kötü saatler geçti, Karadeniz ölümüne salladı durdu
Bandırma gemisinin yolculuğu Samsun önünde son buldu.
19 Mayıs Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı şanlı tarih
Türkün tarihinin değiştiği, düşmanın şaştığı tarihte sarih.
Herkes bu yolculuğu yüreğinde hissetti, onu bağrına bastı
Bütün umutların tükendiği günde o Anadolu’ya adım attı.
Umudaydı bu yolculuk, Anadolu’nun bağrına hızlı koşu
Atatürk aşacaktı yolları, Havza, Erzurum,Sivas’ın yokuşu.
19 Mayıs 1919′ da Samsun’dan yakılan özgürlük ateşi
Havza’da,Erzurum’da, Sivas’da oldu bir hayat meşalesi.
Dostları onu yalnız komadı, nice kongrede onlar vardı
Milletin kararı kesindi, sonunda İstiklal kazanılacaktı.
Fakat Padişah arkasından Atatürk’e hemen ölüm buyurdu
Bunu telgraflarla bütün Anadolu Vilayetlerine duyurdu.
Atatürk uçar gibi bütün yolları alacak,bütün yurdu uyaracak
Bu ülke teslim olmaz, eninde sonunda herkes özgür olacak.
Atatürk’ün yolu Ankara’ya, Ankara onu bağrına basacak
Ankara kalesindeki al yıldızlı bayrak ilelebet dalgalanacak.
Atatürk, 19 Mayıs’ı nice umutlarla gençlere armağan eder
Bu armağanı alan gençlere ise nice büyük görevler düşer.
Büyük özverilerle kurulan bu Cumhuriyet sizlere emanettir.
Cumhuriyete yapılacak her sataşma belli ki kötü bir ihanettir.
Bu emaneti korumak ve kollamak Atadan kutsal bir görev
Bunu bilerek yaşamak ve Cumhuriyeti yüceltmekse bir ödev
Bu duygularla, her yıl Mustafa Kemal Atatürk’ü anıyoruz
Gençleri bağrımıza basıp, yurttaşlara saygılarımızı sunuyoruz.
|
Ümit Murat Şen | 19 Mayıs Gençlik Sefası |
19 Mayıs'ı kutluyor bizim oğlan
Kahvede okeye dönüp arkadaşlarıyla
Akşamında da meyhanede
Dilinde Gençlik Marşı'yla...
Hep böyle kutlamalarla geçiriyor günlerini
Yürü be koçum
Kim tutar senin gibi genci...
|
Ertuğrul Eroğlu | 19.Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı |
Birinci büyük harpte
Yenilmiş saymışlardı
Türklerin kutretini
Sanki unutmuşlardı
Dağıtılmış ordumuz
Silahlar hep toplandı
İstanbul a İzmir e
Düşman askeri daldı
Bunu gören her yurttaş
Yeniden silahlandı
Efeler etrafında
Tüm seymenlerToplandı
Yurdu kurtarmak için
Bir kahraman arandı
Aranılan kahraman
Bu gün Samsun a vardı
Altın saçlı bu Türkün
Adı Kemal Paşaydı
O gün 19mayıs 1919
Yeni tarih başladı
Dünyaya tanıtmıştık
Vatan haritamızı
Bu gün bayram yapıyor
Yurdumun oğlu kızı
Ertuğrul Eroğlu 13 05 1981
|
Ali Bölükbaşı | ***19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı*** |
Anadolu'da babalar analar ağlıyor.
Padişah satmış Vatanı keyfine bakıyor.
Ingiliz, Fransız, Italyan ve Yunan askeri,
Vatanımızda bölge bölge kol geziyor.
Gecenin karanlığı, bittiği o günde.
Gün ağarırken, güneş doğarken göklerde.
Karadenizde ilerliyor Bandırma Vapuru,
Türk'ün büyük Ata'sı işte bu gemide.
19 Mayıs 1919'da parlayan ufuklarda.
Yeni bir gün başladı, gemi limanda.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk o an,
Çoşkulu halka, sesleniyor Samsun'da.
Anadolu'da bağımsızlık umudu yükseliyor.
Doğudan batıya haber yollanıyor.
Silahsız halkın kurtuluş mücadelesi,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le başlıyor.
Dünya tarihinde yoktur bir eşi.
Cephede kırıldı tutsaklığın zinciri.
Dedeler nineler şehit vererek,
Tüm Milletce yaşadılar o günleri.
19 Mayıs Ata'mızdan gençliğe armağan.
Atatük'dür bu tarihi Dünya'ya yazdıran.
Çağdaş medeniyet seviyesini gösteren,
Bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kuran.
|
Şevki Kayaturan | (19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı) Bugün On Dokuz Mayıs |
Bugün on dokuz Mayıs Türk gencinin bayramı,
Türk insanı unutmaz unutturmaz Atamı,
Düşmanı yurttan söküp, sürükleyip atanı,
Unutur mu bu gençlik bugün onun bayramı.
Düşman işgal edince baktı iş düştü başa,
Anadolu’m uyansın diyordu Kemal paşa,
Karadeniz hırçındı Samsun’dan girdi işe,
Unutur mu bu gençlik bugün onun bayramı.
Erzurum’da Sivas’ta kongreler kuruldu,
Bulanık olan hava sis dağıldı duruldu,
Milleti temsil eden heyetlere soruldu,
Unutur mu bu gençlik bugün onun bayramı.
Ant içip yemin etti, düşmanı kovmak için,
Gerekirse denizde dövüşüp boğmak için,
Sevr’i ayak altına, Lozan’da almak için,
Unutur mu bu gençlik bugün onun bayramı.
Dünya gördü titretti Anadolu neferi,
Vurdukça ses getirdi düşmana Türk Askeri,
Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’tür önderi,
Unutur mu bu gençlik bugün onun bayramı.
(10.05.2008-Saat: 10.34)
|
Ahmet Emer | 19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı' nız kutlu olsun... |
Tüm Halkımızın 19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı' nı kutlarım. LİBERAL KAPİTALİST FAŞİST DİKTATÖR DÜZEN HALKIN BAYRAMLARINI KUTLAMAYA İZİN VERMEYİP, Yasaklamak için her yolu denese de HALK BAYRAMINI KUTLAMALIDIR. Ne varki ihmalden doğan katliam sonucu SOMA YANGINI, HEPİMİZİN YÜREĞİNİ DAĞLADI. KEŞKE DAHA ÖZGÜR, MUTLU, ŞEN, ESEN YAŞASAK DA, BAYRAMLARIMIZİ DA O ŞEKİLDE KUTLASAK. YOLSUZLAR ELİ İLE YOKSULLAŞTIRILMIŞ, YOKSUNLAŞTIRILMIŞ, AÇ VE CAHİL BIRAKILMIŞ TOPLUMU YÖNETENLER, YASAKÇI DİKTATÖRLERDİR. İNSANLIĞIN YÜZ KARASIDIR. AMA MADENCİLERİMİZİN KARASI KÖMÜR KARASI İDİ. YÜZ KARASI OLAN ONLARI BU DURUMA DÜŞÜRENLERDİR. ONLAR HALKI KÖLE GİBİ GÖRÜRLER. YAZIK ONLARA. NE DESENİZ AZDIR.
KUTLU BAYRAMLAR, ESENLİKLER TÜM HALKIMA.
|
Güner Kaymak | 19 Mayis Genclik Ve Spor Bayrami |
19 Mayis genclik ve spor bayrami
Spor yapsin gencler demis Ataturk
Istemem evde bos durupta yatani
Spor yapsin gencler demis Ataturk
Sporcu dedigin centilmen olmali
Zeki cevik ve atilgan olmali
Guzel ahlakli ve mutevazi olmali
Spor yapsin gencler demis Ataturk
Sigara ickiyi icmeyin demis
Sporu genclere tavsiye etmis
Bu bayrami genclere hediye etmis
Spor yapsin gencler demis Ataturk
Saglam vucutta saglam kafa istemis
Cumhurriyeti genclere emanet etmis
Sporun faydasini yillar once soylemis
Spor yapsin gencler demis Ataturk
Spor kardesliktir yaris bahane
Hem kulturdur hem orf hemde anane
Spor yapmayan ya delidir yada divane
Spor yapsin gencler demis Ataturk
Amsterdam/ 21.04.2003
|
Demet Akkoyun | 19 Mayıs Meşalesi Sönmeyecek |
19 mayıs 1919'da samsuna çıktı
Milli Mücadele meşalesini yaktı
Çok önemli tarihimize güç kattı
Atatürk kuruduğu laik vatan türk milletine
Biz gençler vatanı koruyacağımızı söz veriyoruz
Atatürk özgürlüğü ve zaferi getirdi samsuna
Atatürk vatanıma güneş gibi doğdu
Mavi gözlerinde cesaret vardı
Atam vatan bölünmez vatanıda bölemezler
Armağandı senden vatanım bayrağım
Şehitler bu vatan için can verdi Herzaman ölürüz
Vatanına,toprağına,taşına sahip çıkarız
Atam ne mutluyuz izinde yürüyoruz
Yüreğimde Atam yüreğimde Bayrağım Yüreğimde Vatanım
Cesur askerleriyle girmişti samsuna
Atam vatanım,türkiye cumhuriyet özgürlüğüm
Biz atatürkün çocuklarıyız vatanın koruyucularıyız.
Nöbetteyiz Atam vatan için özgürlük meşalesinin
Ateşi yanacak vatanımın tüm yerinde...
Vatanımın aydınlık yolunda yürüyoruz biz gençler
Bayrağımı gururla taşıyacağım vatanımda
Bekçileriyiz bu güzel vatanın
Gençleriyiz bu güzel vatanın...
Atatürk türk ordusu,vatanım,bayrağım hep gururum olacak
Ne mutlu güçlü türk milletiyiz Ne mutlu Atatürkçüyüz
Ne mutlu güçlü bir devlete sahibiyiz
gücümüzle hep gurur duyacağız...
Vatanımızda gurula yaşıyoruz yaşayacağız...
|
Demet Akkoyun | 19 Mayıs Meşelesi Yanıyor |
Samsun ulu önder atatürk
Bağımsızlık özgürlük lahiklige yürüdü
19 mayıs 1919 da samsunda yakıldı
Özgürlügün meşalesi yurdumuzda kutlandı
Atam türk milletini ve gençlige armaganı
19 mayıs 1919 gençlik spor bayramı
Yurdumun hert yerinde bayramı kutlandı
İstambuldan ankaradan izmirden denizliden
Aydından edirneden karstan şırnaktan muştan
Türkiyemin güzel vatanımın her yerinde kutlandı
Atatürküm türk cumhuriyetine biz gençlere amanet etti
Ulu önder atatürk türk milletine ve gençligine armagandır
19 mayıs 1919 da gençlik ve spor bayramı tüm yurdumuzda kutlarız türk gençligi vatanına ve bayragına sayip çıkar
Bütün türkiyeye 19 mayıs gençlik spor bayramını kutlarım
|
Salih Kocabaş | 19 Mayıs Samsun'da |
Hürriyet güneşi doğdu Samsun’da,
Umutlar yeşerdi bahar dalında,
Gönüller birleşti zafer yolunda,
Mustafa Kemal’le uyandı volkan.
Seferberlik haberi tez ulaştı,
Yerde, gökte, bütün renkler kaynaştı,
“Kolay alırım” sanan düşman şaştı,
Anadolu’yu dolaştı komutan.
Yiğitlik, mertlik, mirastır atadan,
Dava dendi, yüründü ayrılmadan,
Ateşler yandı, cepheler toz duman,
Gazi’dir, geceyi gündüze katan.
Afyon’a, İzmir’e koştu; kız, kızan,
Yedi düvel gördü “Türkler” kahraman,
Gelen gitti ardına bakmadan,
Ata’yla birlikte kurtuldu vatan.
Türklüğe haizdir muzafferiyet,
Yeniden tarih yazdı büyük millet,
Kendi küllerinden kuruldu devlet,
Uygarlığa yelken açtı Atatürk.
19 Mayıs kutlu olsun bize,
Karanlığı söktük, attık denize,
Rahat uyuyun minnettarız size,
İzindeyiz, yaşayacak Türkiye.
|
Ümmügülsüm Yıldırım | 19 Mayıs |
Gençlik spor bayramı,
Her gencin gülüp oynama anı.
Bizim yerimiz atamızın yanı,
Geldi işte mayıs ayı.
Sevinin,çoşun,koşun gençler.
Okuyun,çalışın, olun erler.
Size ne çalışkan derler.
Her gençte eğlenmek ister.
Atam gitti gelmedi.
Kimse ondan fazla emek vermedi.
Bu yurdu o erleyip derledi.
Son sözü olarak'Bugünler sizndir'dedi.
18 MAYIS 2011
|
Ramazan Gökçe | 19 Mayıs,ta Bir Güneş Doğdu.. |
bugün Atatürk samsuna ayak bastı
19 Mayıs gençlik spor diye kaldı
Mustafa Kemal'in komutanlığında
zalim düşman ezildi ayak altında
...bugün düşmanlardan kurtuldu vatanımız,
işte bu bayram bizim bayramımız
her yıl aynı heyecanı taşıyoruz,
bugün 19 mayıs bayramı yaşıyoruz,
bugün aydınlık güneş doğdu ülkemize,
tüm yurdumuz Akdeniz'den Karadeniz'e,
Unutmadık şehitleri yaşıyor kalbimizde
onlar,müstesna ölümsüz kahramanlar
göğüslerinde tertemiz,nurlu imanlar,
karanlık gecemizi gündüze kattılar,,
kabuta sarılıp soğuk karda yatılar,
zalim düşmanları yurdumuzda kovdular,
yiğitçe kahramanca karşılarında durdular,,
işte bugün 19 mayıs zaferini kutluyoruz,
hakk eden yiğidin hakkını veriyoruz,
hain canilerin de hakkından geliyoruz,
bu bizim türkün ulusun gururu,
hiç korkumuz yok,çağırın gelsin gâvuru
vatanımın arkasında ben varım,
uğruna ölmek ise benim kârım
son damlasına kadar dökülsün kanım,
bu benim gururum şerefim şanım,
intikamı almadan ölmek haram bana,
bin canım olsa, yine veririm yana yana
şehit şerbetini içerim kana kana
zalimleri güldürmem sağolsun vatanım
yeterki rahat uyusun benim şehit kahramanım
|
Hüseyin Celep | 19 Mayıs Ondokuz Mayıs |
Şiddetle gelmişti, dört yandan vurgun,
Hem bıkkındı millet, hem de çok yorgun.
Kimi gafletteydi, kimisi dargın,
Bir sen uyanıktın, bir sen Atatürk.
İstanbul’dan kalktın, Samsun’a vardın,
Sonra Erzurum’da otağı kurdun.
Kanayan yarayı, Sivas’ta sardın,
Amasya’dan emir ver, sen Atatürk.
Ondokuz Mayıs’tır, doğum günümüz,
Yayıldı dünyaya Türklük ünümüz.
Gençliğe armağan, bu düğünümüz,
Mutlu kutlanıyor bil, sen Atatürk.
“Devlet millet için vardır.”diyordun,
“Millet vatan için var” biliyordun.
Uğruna can feda, bir ülke kurdun,
Onunla bir ömür sür, sen Atatürk.
Her Ondokuz Mayıs, anarız seni,
Kula kulluk bitti, olduk medeni.
Bu pırıltıların, sensin nedeni,
Kaldırıp başını, görsen Atatürk.
Hüseyin Celep
|
Mehmet Baki Arık | 19 Mayıs'ta |
19 Mayıs'ta
Zafere yolculuk İstanbul’dan başladı
Karadeniz’de yol aldı yorgun bir vapur
Karadeniz beyaz bir zafer muştuladı
Samsun,Sivas umutlu Amasya vakur
Kutsal topraklarında aziz vatanın
Üstünde yaşayanın altında yatanın
Kurtuluş için canına can katanın
Alnın da ışık var, yüzünde gurur
Bilir ki Mustafa Kemal Türk esir olmaz
Bilir ki ay yıldızlı bayrağı solmaz
Bilir ki Türk yurdu düşmana kalmaz
Şahin bakışlarına inancın şavkı vurur
Bu diriliş tufandır artık karşı durulmaz
Türk milleti zafere inandı yorulmaz
Vatan için ölmeden zafere varılmaz
Göğsünde imanla vatana kurban olur
Akın akın koptu bağrında fırtına
Anadolu ayağa kalktı vatan uğruna
Taş basarken şehit anaları bağrına
Dilinde “vatan sağolsun” nidası durur
Vatan sağ oldu hür oldu milletimiz
Burçlarda dalgalasın hürriyetimiz
Bu destanı unutmasın gençliğimiz
Şehitler bayrak olur, vatan kurtulur
|
Adnan Deniz | 19 Mayıs'ı Anlayabilmek |
Müttefik devletler yenilince, Osmanlı devleti de yenik sayıldı. Mondros mütakeresi ile ülkemiz itilaf devletleri tarafından işgal edildi. Buna göre Fransızlar Adana ve Hatay'a; İngilizler Urfa, Mardin ve Merzifon'a; İtalyanlar Antalya'ya yerleştiler. 15 Mayıs 1919 günü Yunanlılar İzmir'e girdi. Böylece yurdumuz paylaşıldı. Ordularımız dağıtıldı, İstanbul Boğazı düşman gemileri ile doldu. Bu işgallere karşı çeşitli kurtuluş çareleri arandı.
Kimisi Amerika mandasına girelim. Kimisi İngiliz himayesine girelim, kimisi ise bölgesel kurtuluş çareleri arayalım düşüncesine girdiler. M. Kemal Atatürk bunların hiçbirini itibar etmeyerek “ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” düstur'unu örnek alarak tam bağımsızlık parolasını hedef olarak gösterdi.
Ancak; bu amaca ulaşmak için millet iradesine gerek vardı. İstanbul hükümeti, İngilizlerin baskısı altındaydı ve ülkenin işgali karşısında kayıtsız kalmaktaydı. Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 da Samsuna 9. Ordu müfettişi olarak gönderildiğinde ona verilen görev; Samsun ve havalisinde işgal kuvvetlerine karşı direnenlerin ayaklandırmalarını bastırmaktı.
M. Kemal Samsun'a vardığında, gerçek hedefini uygulamaya koydu. İşgalcilere karşı nümayişler düzenletti. Protestolar yaptırdı. Toplantılar yaptı. Osmanlı hükümeti onu görevden aldı. Ama o Erzurum, Sivas kongrelerini yaparak kurtuluş mücadelesini başlatmıştı bile. Artık savaş dönemi vardı. 1. İnönü 2. İnönü, Sakarya, Dumlupınar, B. Taarruz, Başkomutanlık meydan savaşı gibi savaşlarla düşmanı yurttan attı. Daha sonra TBMM'sini açtı. Cumhuriyeti ilan etti. M.Kemal Bu yüzden 19 Mayısı kedisinin Doğum günü olarak kabul eder.
Türkiye Cumhuriyeti'nin doğum Günü olan 19 Mayıs ile aynı güne denk gelmesi manidardır. Bağımsızlığa giden yolun başlangıcı olan 19 Mayıs, 1981 den beri Milli Egemenlik Gençlik Ve Spor Bayramı olarak kutlanmaktadır. 19 Mayıs, Milli Egemenlik Bayramıdır. Çünkü milletin iradesi ve gücüyle Egemenliğe, bağımsızlığa M.Kemal önderliğinde kavuşmuştur.
M.Kemal, milletine en güzel rejimi, halkın kendi kendisini yönetmesini Uygun görmüştür. 19 Mayıs, Gençlik Ve Spor Bayramıdır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin Geleceği gençlerin elindedir. Gençliğin cumhuriyeti ayakta Tutabilmesi için zinde, çevik ve ahlaklı olması gerekir. Bu yüzden Atatürk, Türk gençliğine büyük önem vermiştir.
Bugün 19 Mayıs bütün milletçe bağımsızlığımızın tadını çıkarırken, Neden bugünün bayram olduğunu lütfen hatırlayıp yaşatalım. Yapılan mücadelelerin değerini bilerek, ülkemizi bir adım daha ileri götürmek için gereken her türlü fedakârlığı yapalım.
Türk Milletinin Milli egemenlik, gençlik ve spor bayramı kutlu olsun
|
Selim Temiz | 19 Mayıs Türk Gençliği |
Üç kıtanın hakimi yıkılmıştı
Tüm makam mevkiler düşman elinde
Asil yöneticiler,duyarsızca eli belinde
Anadolumuz esir ve çok perişandı.
Kudurdukça kuduruyordu hainler
Saraylı ise zevk-ü sefa içerisinde
Yönetim,düşman elinde olmuştu çok ayarsız.
Asırlık koca çınar,kalmıştı sahipsiz
Avrupalı denilen canavar,kalmış idi ipsiz.
Bu çöküşün nedeni,duyarsızlık oldu
Koca İmparatorluk,yalan talanda boğuldu
Yarınlar,bugünlerden karanlık olacaktı
Umutlar tükenmiş,
Anadolumuz esir düşmüştü artık.
Mustafa Kemal adında bir 'Güneş' doğdu
Tüm karanlık düşünceleri ışığı ile boğdu.
Mustafa Kemal 'Dur! ..' demeliydi artık bu gidişe
İlk müjde,19 Mayıs 1919 ile Samsun’dan geldi.
Mustafa Kemal resmen haykırdı Samsun ile
'İlk Adım' müjdeleri verdi korkusuz yürek ile.
Yeni bir devrin kapısı açıldı ardına kadar
Anadolumuz yarınlar için umutluydu artık
Gökteki ay ile yıldız eşlik etti parlayarak
19 Mayıs 1919,tarihin ilk hareketi idi artık.
İlk ışığımız,ilk adımla Mustafa Kemal oldu
Güneş gibi doğdu,karanlık düşünceleri dağıttı
Arkasından gençliğin zafer şarkıları geldi
Tarihin kapısına yürekten dayandı Türk gençliği.
Zeki,çevik ve ahlaklı sporcuları severdi Ata
Gençlik ve Spor Bayramı olsun diye armağan etti
'19 Mayıs Türk gençliğine armağan olsun! ..' dedi.
'Nice Yıllara,Nice 19 Mayıs’ lara Türk Gençliği! ..'
|
Tayyibe Menengeç | 19 Mayıs Türkiye'nin Bu Gün |
Bayrak,bayrak kırmızı Türkiye Bu gün. Bize bıraktığın 19 mayıs,
Kurduğun cumhuriyet adım, adım. Atam her Türk 19 mayıs bu gün.
Bize bıraktığın Cumhuriyette senin asilliğine yürüyoruz.Alkış,alkış
Türkiye'nin caddeleri,Al bayrağı taşır onurla gazi. Resmini taşır,
Üniversiteli gençler. Resminden kocaman Türk bayrağı,Türk taşır onurla.
Dilimizde cumhuriyet Marşı, Tarihimiz, onurumuz,asil Cumhuriyetçi
Mustafa kemale Türkiye,nin alkışı. Atam anıt kabir tıklım, tıklım dua
Sana bu gün. Türkiye’nin yüreğinde duasın bu gün. Çanakkale alkışlar
Seni, İzmir alkışlar, İstanbul alkışlar, Bursa,Konya,Hakkari,Van, Kuşadası
Alkışlar seni,senin için alkış alkış Türkiye. Avrupa imrenir seni. Avrupa
Gördü asil Cumhuriyet’ci Mustafa kemali.19 mayıs tüm Türkiye'nin Bu gün.
|
Necva Kıyak | 19 Mayıs Uyan Kalk Yürü |
19 MAYIS’ UYAN KALK YÜRÜ
Bu gün 19 Mayıs
Seni uyutuyorlar
Bak karanlık diyorlar
Uyan kalk
el altından
ülkeni satıyorlar.
Emeğini yiyorlar,
Kanını emiyorlar
İşçisi emekçisi
Hakkım nerde deyince
TAKSİM’de vuruyorlar
Baskı, şiddet, terörle
Korkutup sindiriyorlar...
Bu gün 19 MAYIS
Uyan, kalk da yürü...
Karanlık senden korksun
Aydınlık kucak açsın
Emeğini yiyenler
Kanını hep emenler
Senden korksun
Toplumu uyutmak isteyenler
Necva Kıyak
Asi Karikatürist
19 Mayıs 2008
|
Sevginaz İnal | 19 Mayıs ve 100 yıl sonra |
Yıl 1881 sarsılmış Osmanlı imparatorluğu
Padişah başkalarına vermek istemiyor koltuğu
Halk yoksul,bulamıyor bir kaşık bulguru
Selanik'te doğan güneş,ışık tutup kurtaracak yurdu
19 mayıs bugün,100 yıl sonra bu yıl
Amaçlarla dolu gelecek hergün,düşünceler çağdaşlaşmaya takıl.
Padişaha karşı geldi,sürgüne gönderildi
Gerçeği söylemek istedi geriye dönderildi
Savaşlarda binlerce Türk kanı göllenirdi
Uğraşlar vererek bunlara son verildi.
19 mayıs bugün,100 yıl sonra bu yıl
Emellerle dolu gelecek hergün,uğraşmak istiyor çoğu akıl
Devrim devinimselleri yaptı yurdu kurtardı
Kadın erkek çocuğun ayrı ayrı hakları vardı
Bilgiyle yetiştirilen ürünler her zaman kardı
Şehire,köylere okul,köylüleri efendi yaptı
19 mayıs bugün,100 yıl sonra bu yıl
Bilgilerle dolu gelecek hergün,Dedi-gençliğin bayramı sen sayıl
Söyledi ulusuna kendi kendini yönetmesini
Bilip,öğrenip başkalarına öğretmesini
Doğruyu bilip doğruyu söyletmesini
İstemiyordu halkın benliklerini körletmesini
19 mayıs bugün,100 yıl sonra bu yıl
Samsun'a vardığında doğmuştu gün,gözleri parlak ve ışıl
Yıl 1981 yolumuz çağdaş uygarlık yolu
Atanın bıraktığı yakutun herbir kolu
Rüzgarlar bile dolduruyor sağı solu
Çağcıllaşmak günleri özlemlerle dolu
19 mayıs bugün,100 yıl sonra bu yıl
Başarılarla dolu gelecek hergün,yengi ulus üzerine dağıl
Yazıt gönderiyorum gökteki kuşlarla
Yazın işliyorum Türkiye üzerine nakışlarla
Dünyaya üstünlüğümüzü bilireceğim bakışlarla
Kalpte yaşattığımı belirteceğim yeni atışlarla
19 mayıs bugün,100 yıl sonra bu yıl
Bayram değil bu düğün,düşman önümüzde yıkıl
Türküz her zaman zindeyiz
Atam sonsuza kadar izindeyiz
Biliyoruz gerçekleri gizindeyiz
Ulus,büyükler,doğruyuz sizinleyiz.
19 MAYIS1981-Yerkesik-MUĞLA
2
|
Fahri Bulut | 19 Mayıs Ve Gençlik |
19 MAYIS VE GENÇLİK
Bu gün 19 Mayıs, gençlik spor bayramı,
Atatürk’ ten armağan, gençlerim iyi koru.
Ataların başardı, imkansız denen zoru,
Çok yazık gününüzü, kutlamıyor iktidar...
23 Haziran da tekrar gelecek bahar...
Bayramın kutlu olsun, Türk gençliği nöbete,
Vatanın bekçisi ol, sınır boyu, her yerde.
Ayrımcı ya inanma, Türk, Kürt kardeş bu günde,
Ne yazık bayramını, kutlamıyor iktidar...
23 Haziran da tekrar gelecek bahar...
Çağımızın lütfudur, bize Mustafa Kemal,
Bu gerçeği bilmedi, yobazlarla, mollalar.
Bizi efendi yaptı, kendisi oldu hamal,
Çok yazık gününüzü, kutlamıyor iktidar...
23 Haziran da tekrar gelecek bahar...
Ulusuna adadı, tüm varını, yoğunu,
Evlenip sürdürmedi, kral olup soyunu.
Bir arada yaşattı, kurtlar ile koyunu,
Ne yazık bayramını, kutlamıyor iktidar...
23 Haziran da tekrar gelecek bahar...
Bütün dünyalı bizden, değerini ön bildi,
Asırlardır gelmedi, böyle bir lider dendi.
Yedi işgalci gücü, vatandan attı, sürdü,
Çok yazık gününüzü, kutlamıyor iktidar...
23 Haziran da tekrar gelecek bahar...
Yurtta sulh, cihanda sulh, bize parola oldu,
En güzel rejim olan, cumhuriyeti kurdu.
Gençliğe hitabeyi oku bu günü gördü,
Ne yazık bayramını, kutlamıyor iktidar...
23 Haziran da tekrar gelecek bahar...
Ölüsünden korkarlar, dünyanın gücü yetmez,
Gıybetten daha öte, tek bir alçak gidemez.
Ona düşman olanı, Türk gençliği affetmez,
Çok yazık gününüzü, kutlamıyor iktidar...
23 Haziran da tekrar gelecek bahar...
Rızazade, atamız kabrinde rahat değil,
İnanmazsan be gencim, kabre kulak ver eğil.
Rejim size emanet, koru kıymetini bil,
Ne yazık bayramını, kutlamıyor iktidar...
Ataya düşman oldu, iç, dış tümden düşmanlar.
19 MAYIS 2000....
FAHRİ BULUT RIZAZADE
BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK BENİM KARAKTERİMDİR.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Gençler; Bu şiirimi teslimiyetçilik, karamsarlık anlamında yazmadım.
Kutsal emanetinizin sizler tarafından korunup, kollanmasını istedim.
Cumhuriyetimizi; kurmaktan korkanlar, yıkmaktan daha çok korkacaklarına,
İnancım hiç sarsılmadı. Sakın hiç kimse hayıflanmasın, korkup, sinmesin. HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK...
|
Güven Biçer | 19 Mayıs Ve Mustafa Kemal Atatürk |
Yıl 1919 Mayıs’ın 19 ‘u
Sessizce bir vapur yanaşıyor samsun limanına
Mavi gözlü Atam; ışıklar saçıyor dört bir yanına
Asırlardır hür yaşamış, Ulus’un tutuşan bağrına
Karadeniz den serinlik; Mustafa Kemal Atatürk
Ne esaret tutar seni, ne de zincirlere vurulmak
Kolay mı sanırsınız şahlanan Türk’ü durdurmak
Ölüm ne ki; esas olan Vatan, ölümüne savunmak
Ruhunu bize verensin; Mustafa Kemal Atatürk
Dalgalan sen de ey nazlı hilal! Dünya durdukça
Sana dokunan olamaz son Türk’ün kalbi attıkça
Karanlığa tapanlar bile tarihten derslerini aldıkça
Aydınlık veren Güneşsin; Mustafa Kemal Atatürk.
(Aydın 05.05.08)
|
Demet Akkoyun | 19 Mayıs Zafer Yüklüydü.. |
19 Mayısda gokyuzune bir güneş doğdu
Samsuna öyle bir gemi geldiki
Gemide barış zafer yüklüydü
Hürriyet yüklüydü cumhuryet vardı
Bir meşale yanıyoru Bağımsızlık meşalesi
Haykırıyordu tüm dunyaya türk ulusu
Savaşıyoru kadınıyla erkeğiyle yaşlısıyla genciyle
Kavuşuyordu istikbale hurriyete cumhuriyete
Aydınlanıyordu karanlık ufkumuz
Göklerde dalgalanıyordu bayragım
Samsuna bir güneş gibi doğuyordu
Kurtarılmıştı vatanım Düşmak kovulmuştu
19 mayıs umuttu bu yureğimizde
Yaşasın yüce atatürk
Yaşasın türk milleti yaşasın ordumuz..
Vatan topragına fedadır canımız
Türk milleti hür yaşadı hür düşündü
Düşmana vatanı topragını vermedi
Turk milleti ordusuyla milletiyle hep kahraman
Vatan topragınının bekçileriyiz..
|
Taha Mehmet Telli | Öldürmek için aglarım... |
İçimde ne zaman birini öldürmek istesem Ağlarım...
Onu gözyaşımla boğmak için...
kasım 2015
lüleburgaz....
|
Ömer Hayyam | 19 Nolu Rubai |
Temizdir benim aşkım, sudan berraktır
Bu aşk oyunu bana helâldir, haktır
Hep şekil değiştirir ellerin aşkı,
Şu aşkımda en küçük fark bile yoktur!
(Hayyam'ın Türkçe Yüzü-Türkçe Yeniden Yazan-Yalçın Aydın Ayçiçek-Can Yayınları)
|
İrfan Bayazıtoğlu | 19 Recep |
Bugün 9 Recep!
19 Recep'te Recep,
19.kez galip gelir mi acep?
|
Bertolt Brecht | 19 Nolu Sone |
Yalnızca benden kaçma yeter
Boş sözler de etsen duymak istiyorum seni
Sağır olsan gönlüm sözlerini ister
Dilsiz olsan gördüğünü.
Kör olsam, seni görmek isterdim
Sen yanımda yol gösterici oldun
Uzun yolun daha yarısı bile aşılmadı
Bir düşün içinde yaşadığımız karanlığı
'Bırak beni yaralıyım' desen de boşa
Görevden dönülmez, yalnızca ertelenir
Başka bir yerde değil, yalnızca burda
Bilirsin özgür değildir gereksinilen kimse
Gönlüm her şeyden önce seni ister
Biz de diyebilirim, ben yerine.
|
Taha Mehmet Telli | Sözün özü.. |
Sözün özü,özün dilinden çıkar..
lüleburgaz
kasım 2015
|
Muharrem Çetinkaya | 19 Temmuz 2006 Saat 22.01 |
……………19 Temmuz 2006 Çarşamba Saat:22.01
…………….maç seyreder birisi:
Bir yanda kolası
Bir yanda çerez
Uzatır ayaklarını koltukta
Bir de nara “GOLLL”
Maçın sonunda mutludur
Takımı galip
.
……………19 Temmuz 2006 Çarşamba Saat:22.01
…………….çöp kutularından ekmek toplar birisi
Bir yanda sepeti
Bir yanda kapkara poşeti
Uzatır ayaklarını parkta
Derin bir “AHHH”
Bugün de karnını doyurmuştur
Allah kerim…
.
……………19 Temmuz 2006 Çarşamba Saat:22.01
…………….arka sokaklardaki kasap dükkanlarında birisi
Bir yanda sevgili
Bir yanda metresi
Uzatır ayaklarını hayvani zevkten
Ve derin bir “OHHH”
Bugün de doymuştur çiğ etten
Zıbarır zevkten…
.
……………19 Temmuz 2006 Çarşamba Saat:22.01
…………….hudutta bir vatan bekçisi
bir yanda bombası
bir yan da son nefeslik matarası
uzatır ayaklarını…….
Yürekten “YANDIM ANAAAMM”
Vurulmuştur
Bugün de O vurulmuştur
Yarın
Yarın bilinmez….!
.
……………19 Temmuz 2006 Çarşamba Saat:22.01
…………….sade bir vatandaş
bir yanda galesızlığı
öte yarda vurdumduymazlığı
uzatır ayaklarını –eğlencede-
uyku haplarını yutarak
“AMAAAN BANA NE”
bugün de doyurdum karnımı
yarına Allah Kerim!
.
……………19 Temmuz 2006 Çarşamba Saat:22.01
…………….siz
düşünün bir kere
siz ne yapıyordunuz
düşünün bin kere
yüz bin kere
hangi eğlencede
hangi hapı yutuyordunuz?
|
Nurullah Demiral | 19 Yaşında |
Her şey yapılabilir 19 yaşında
Atacağın her adım gelecekte karşında
Bir kız sevilebilir 19 yaşında
Bir kitap okunabilir mesela
|
Ali Koç Elegeçmez | 1912 de Edirne ve Kırklareli'nin İşgali |
1912 yılında Edirne;
0smanlı Devleti’nin
Balkanlar’daki en güzel
kentlerinden biriydi
Selanik, İzmir ise
Edirne de Bursa gibiydi
*
Ama düveli muazzama adındaki
kurnaz kurt
0smanlı adındaki kuzuyu yemeğe niyetliydi
Bu yüzden Rumeli’deki azınlıkları
Başkaldırmaları için kışkırtıp duruyordu
*
Kışkırtılanların biri de Bulgarlardı
Ve Edirne
Bulgaristan’a daha yakın olduğu halde
Bulgarlar
baskın için Kırklareli’yi seçmişlerdi!
*
3.ordu komutanı
Sadrazam
Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın oğlu
Bahriye Nazırı Mahmut Muhtar Paşa
YILDIZ DAĞLARI’nın heybetine aldanıp
Alman Generalleri’nin
“ISTIRANCALAR GEÇİLEMEZ” sözüne kanıp
gerekli önlemi almamıştı.
*
Böylece,
0rdusunu,
Istrancalar’dan geçirmeyi başaran
Bulgar komutanı
..........General Dimitriyev
Kırklareli’yi
beş günde teslim aldı
Ardından
Lüleburgaz, Çorlu, Tekirdağ...gitti
Bulgar Askerleri
Çatalca’ya kadar ilerledi
*
Bu sırada
Edirne’de durum daha başkaydı
Kale komutanı İsmail Paşa
Kale içinde düzen ve asayişi sağlarken
Şükrü Paşa
Edirne’yi kuşatan
Bulgar Ordusuna karşı kurulan tabyalarda
destanlar yazmaktaydı
Ve Edirne’de
tuzla şeker
karaborsada satılmaktaydı
Edirne’nin tozlu Sokakları’nda
taş kaldırımlarında
açlıktan ölen insanlara rastlanmaktaydı
Asker tayınları ufalmakta
Tayınlara
kuş yemi ve süpürge tohumu
…………karıştırılmaktaydı
Açlık çekenlere,
Açlıktan kemikleri çıkmış atlar
kesilip verilmekteydi
İşte bu günlerde
İttihat ve Terakkinin ileri gelenleri
Edirne-İstanbul-Selanik arasında
mayına çarpmış gemi gibi dolaşmaktaydı!
Edirne elden gitmek üzereyken
Enver Bey, Talat Bey ve arkadaşları
Babıalide isyan çıkartıp
Edirne’yi kurtarma planları yapmaktaydı
*
Edirne’yi Savunan Komutan Şükrü Paşa,
Bu duruma ancak beş ay dayandı
Edirne’m işte bu günlerde
utancından ağladı
*
Bir yıl sonra
Edirne geri alındı
Muratlı, Çorlu,Tekirdağ
İpsala,Keşan,Uzunköprü
kurtarıldı
*
Enver Paşa
“Edirne Fatihi” sanını kazandı
Ama bu sırada
Girit ve Selanik’in
Bir tek kurşun atılmadan elden çıkmasına
Kimse gıgını çıkarmadı..
*
Bir yıl sonra da
BÜYÜK HARB başladı
0smanlı Devleti üç kıtada
…………….düşmanla savaştı..
Milyonlarca vatan evladı
Yemen’de, Sarıkamış’ta..
Çanakkale’de, Galiçya’da
Ege’de, Trakya’da
ve yurdun her yerinde
vatan toprakları için şehit oldu.
Milyonlarca can
Milyonlarca kilometrekare toprak
…………………………yitirildi
*
Misaki Milli adıyla sınırları çizilen
780 bin kilometre karelik
vatan topraklarını korumak için
İşgal kuvvetlerine karşı
Mustafa Kemal önderliğinde
Milli Mücadele Savaşı verildi.
Bu kez
iki yıldan bu yana
Yunan işgali altında inleyen Edirne
1922 yılında bir daha
işgalden kurtarıldı
*
1923 yılında Cumhuriyet kuruldu
Ve cumhuriyetin yaşı,
yaklaşık bir asrı buldu
Ama kurtlar ulumaktan
Etnik milliyetçiliği kışkırtmaktan
bıkmadı.
Çünkü 0smanlının torunları olan kuzular
Anadolu’yu vatan yapmışlardı
*
Yukarda yaşananlar
Henüz yaşlı bir insan ömrü kadar
yaşı olan
Cumhuriyetimizi korumak için
Hepimize ders olmalıydı…
0ldu mu…?
Zaman gösterecek..
**
*
NOT:Ülkemizde yaşananlar bana, bu dizelerde anlatılan günleri anımsattı…
hayırdır hayır olsun..! diyelim…ve 24 kasım Öğretmenler Günü’nde
bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlayalım..
Not:Sayın Güngör Mazlum’un Suskun Güvercin Romanı’ndan yararlanılmıştır..
|
Güler Ataş | 1900 / Lerden kaldı sürgün |
Savaş suçlusuydum
Meksika sınırından
.......................Amerika ya
Üstelik şaman
.......................1900 lerin başında
Apaçi GERONIMO
Savaş suçlusuyum
Özgürlük sevdalısı......
Giderken
İnancımı Öfkemi halkıma
Korkuyu ve kara laneti
.....................Faşizme bıraktım
Yüreğim KÜBA’da atıyor
...........................FİDEL’im şimdi
Bolivya dağlarında, ERNESTO
...........................Üstelik astım’ lı
Memleket sevdalısı NAZIM’ ım
..........................Sürgünde şair
Karadeniz de SUPHİ........
Denizim ben..........
Dar ağacında üç fidan.
17 yaşında Erdal.........
Nurhak ta SİNAN’ nım
Kızıldere’de MAHİR
Ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin
Hoş geldi safa geldi...
Eyyy uğruna öldüğümüz halklar....
Bayrak sizde şimdi...
13/01/2006
|
Veli Okyay | 1915 Anaları |
Şimdi 1915’e gidip
Dünyanın en güzel çiçeklerini
Dünyanın en kahraman anaları olan
Anadolu analarına sunmak isterdim
Kim demiş baharda çiçekler toprağın üstünde açar diye
Sorun bakalım 1915 analarına
Kaç bin çiçek yatıyor Çanakkale’de
Hangi gül daha kırmızıdır
Mehmet’in al kanından
Hangi çiçek daha güzel kokar
Mehmedim’in teninden
Ben diyorum ki
Bırakın mayısı
Gelin 18 Mart olsun anneler günü
Ve diyelim ki Anadolu analarına
Dünyanın en güzel çiçekleri
Sizin için açıyor
18 Mart 1915’den beri
Çanakkale’de
|
Hanifi Kara | 1915'de Çanakkale |
1915’de ÇANAKKALE
Tarihin bildirdiği hem karada, denizde
Savaş için çıkılan en büyük bir seferdir.
Yüz binlerce şehitle Çanakkale öyle ki
Yedi düvele karşı çok çetin bir zâferdir.
Cenge çıkmadan önce tedbirini alarak
Düşmanın yüreğine her an korku salarak
Hak yoldaki askere bir mükâfat olarak
Çile çekmenin sonu leyl değil de nehârdır.
Boğazlar şöyle dursun kana doydu ovalar
Dul, öksüz, yetimlerle, doldu taştı yuvalar
Sünnetullah gereği birbirini kovalar
Ne kadar çetin geçse kışın sonu bahardır.
N’olur Yahya çavuşla Seyit onbaşıyı an
Mekteplerde okuyan nice canlar verdi can
Îman ile bezeli damardaki asil kan
Onu cengâver kılan milletteki cevherdir.
Başka yerde arama huzur, güven dirlikte
Ne şunda, ne de bunda esas rütbe erlikte
Tarih bunun şâhidi îman ile birlikte
İnsanı yiğit kılan yürek ile ciğerdir.
İyi haber geldikçe Mehmetçiğim şenlenir
Cephenin her yerinde tekbir, ezan dinlenir
Fecr-i sâdıkla başlar gittikçe aydınlanır
Karanlığı yok eden tan vaktidir, seherdir.
Küfrün kurduğu tuzak öyle hâin, ince ki
Cephede can verenler öyle tâze, gonca ki
Tarihte gelmiş geçmiş kendisinden önceki
SAVAŞLARIN ANASI ÇANAKKALE GEVHERDİR…
02/02/’14
Hanifi KARA
|
Nazım Hikmet Ran | 19 Yaşım |
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
Sana anam gibi hürmet ediyorum
edeceğim
Senin ilk arşınladığın yoldan gidiyorum
gideceğim
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
*
Çok uzaklarda yuvarlanıyor başım
Oturuyor 19 yaşım
yatağımın başucunda
ellerimin avucunda
bana diyor ki;
- kafamızda getirelim geri
o delikanlı günleri cancazım,
o dehşetli güzel günleri...
*
Köpüklü şahlanışların dönüm yeri..
Dünyanın altıda biri;
kan içinde doğuran ana..
İstasyondan istasyona
yalınayak
tankları kovalayarak
açlıkla yarış...
Şarkıların boyu kilometre
ölümün boyu bir karış...
*
Kafkas;
güneş
Sibirya;
kar
Seslenebildiğiniz kadar ses-
-lenin
24 saatte 24 saat Lenin
24 saat Marks
24 saat Engels
Yüz dirhem kara ekme....................
|
Aliseydi Taşdemir | **1915 ‘te Olanlar...3(M) |
Birinci Dünya Savaşı başlayınca Ermeni komitecileri,bir isyan çıkarmak için, özellikle Rus ordusunun ilerlemesini de göz önüne alarak balkanlarda uygulanan senaryoyu uygulamaya çalıştılar.
Osmanlı yönetimi kedilerine balkanlarda uygulanan TEHCİR kararı alarak,tüm savaş olan bölgelerden buna uyulmasını emreder.Ermenileri saklamaya çalışan diğer Anadolu halklarına da ağır cezalar ön görür.Özellikle Suriye ve Lübnan’a göç ettirilirler.
Ermeniler geri dönecekleri düşüncesiyle evlerini kilitleyip anahtarı komşularına teslim ederler.Çoğu da değeli eşya ve paralarını gömerek yola çıkarlar. Yola çıkanların çok azı Suriye ve Lübnan’a varabilir.Büyük bir çoğunluğu yolarda ölür.Bura varabilenler batı devletlerini haberdar ederek Osmanlı topraklarını terk etmek için onların yardımıyla dünyanın dörtbir tarafına dağılırlar. Sonuçta Anadolu topraklarından dünyanın her tarafına savrulmuş Ermeni diasporası ortaya çıkar.
Tehcir hareketi esnasında ölenlerin ve tartışılan rakamlar trajediyi yeterince ortaya koymaktadır.Ermeniler 1,5 milyon insanlarının öldüğünü söylerken karşı taraf zaten nüfusun bu kadar olduğunu söylerken doğru söylemektedir.Fakat kaç kişi öldü diye sorulduğunda ise aydınım tarihçiyim diyenler yüzsüzce kaçamak cevaplar vermekteler.Hemen salgın hastalıklar komedisine baş vurmaktalar.Geçek iki tarafında aydınlarının ortaya çıkardığı rakam ise 500-600 bin civarındadır.Rakam bu olsa dahi bu bir kırımdır.Çünkü nüfusun üçte biri civarındadır.
Türk tarafının salgın hastalık edebiyatına baktığımızda ise ayakları havada bir varsayım olarak kalmaktadır.Çünkü aynı dönemde tarihler bir salgın hastalıktan bahsetmemektedir.Eğer gerçekten salgın hastalık yaşanmışsa neden sadece tehcire tabi olanlar ölmüş.Elbet savaş dönemleri her türlü salgını barındırabilecek ortamlara sahiptir.Fakat hiçbir tarihçide böyle nota rastlanmamaktadır. Tarihteki en büyük salgında 16. yüzyılda İngiltere de yaşanan veba salgınıdır ki bu kadar büyük boyutlarda değil. Düşünün sadece Çanakkale savaşlarında Osmanlı ordusundan 200 bine yakın insan ölmüştür.Doğa koşullarından dolayı ölmüşse acaba doğa olayları sadece Ermenileri mi öldürmüştür.Tüm bu doğa ve salgın hastalıktan dolayı Müslüman nüfus içinde yüzbinlerle ifade edilen bir ölüm olayından bahsedilmezken salt Ermenileri kıran bu salgının açıklamasını çok aydın resmi tarihçilerimiz yapmak durumundadır.Diğer yandan soğuk yüzünden ölmüş olması da düşünülemez.Çünkü Allahuvekber dağlarındaki gibi bir ortam ve bir hareketsizlik söz konusu değildir. Tehcir edilen bu insanların güvenliğini sağlamak yönetime düşmektedir ve heran bir yerleşim merkezine ulaştırılabilirdi. Onun içinde iklim koşulları da ayakları havada bir tez olarak durmaktadır.
Ermeni tehcirindeki ölümlerin en büyük nedeni devletin resmi politikası olmamasına rağmen daha öce de belirtildiği gibi balkanlarda Türklere uygulanan ve devlet içindeki bir kurumun gayri resmi bir kırım politikasıdır.Bu güç itaat ve terakki içindeki ve Enver paşanın kontrolünde olan Teşkilat-ı Mahsusa dan başkası değildir.Bu anlatılan yüzlerce olaydan da anlaşılmaktadır.Durumdan vazife çıkaran bir çok yerel çete saldırılar yapmıştır.Çocuklar yola dayanamaz diyerek alınıp belirsiz yerlere gönderilmiştir.Kurtuluş savaşından sonra Karabekir diye yetiştirilen yetimlerin çoğunun Ermeni çocukları olduğu saklanamaz bir gerçektir.
Osmanlı meclis mebusanın ilk üyelerinden olan ve taşnak partisi üyesi olan Vartkes devlet içindeki böyle bir çete tarafından öldürülmüştür.Ermeni isyan hareketleriyle bağı olup olmadığı bilinmemektedir.Tehcir ile beraber Erzurum dan yola çıkan kafileye dahil edilmiştir.Kafile yolda durdurulmuş Ahmet ismindeki bir çeteci mebus olan ZOHRAB ve VARTKES’i kafileden ayırmış öldürüleceğini anlayan Vartkes cesur bir tavır sergilemiştir.Hiçbir resmi sıfatı olmayan Çerkez Ahmet iki mebusuda kafalarını taşla ezerek öldürmüştür.Hiçbir rütbesi olmayan bu çeteci yüzbaşı ve binbaşılara da kafa tutmaktadır.Teşkilatı Mahsusadan olduğu sonradan açıklanmıştır.Sürgünleri götüren terenden O zaman Suriye de kafileyi karşılayan Cemal pasa VARTKES’in kafilede olmadığını görünce durumu soruşturup Çerkez Ahmet’i suçlu bularak kurşuna dizmiştir.
Cemal paşanın bu tavrı öldürme ve katliam olaylarını gayri resmi olarak fakat devlet içerisinden desteklenen çeteler tarafından yapıldığını çağrıştırmaktadır.Ahmet Refik adı geçen kitabında aynı çetelerin Eskişehir civarındada görüldüğünü de vurgulamaktadır.Eğer mebusların başına bu geliyorsa sıradan insanların başına geleni varın hesaplayın.
Bu çete hareketlerinin sadece Ermenilerle sınırlı kalmadığı ortadadır.Karadeniz de, de Rum çetelerine karşı teşkilatı mahsusa benzer çeteler kullanılmıştır.Bu çeteler Topal Osman gibi hapishanelerden derlenmiş katil ve serserilerden meydana getirilmiştir.Topal Osman’ın icraatlarından insanları fırınlara atmak ve sıradan Rumları katletmek de vardır.
Bu katliam ve kırımlar Anadolu topraklarına ve Anadolu insanına çok şeyler kaybettirmiştir.Tehcirden sonra Anadolu da tehcir zenginleri türemiştir. Denilebilir ki buda Türk burjuvazisinin temelini oluşturmuştur.Ermeniler el sanatlarında ve ticarette bayağı ileri düzeydeydiler.Onların gitmesi Anadolu’yu yılarca geriye götürmüştür.Kuşkusuz tehcir olayı Anadolu halklarını tercihi değildi.İtaat ve Terakki içerisindeki 1908 de palazlanmaya başlayan balkan kökenli ve yönetimde söz sahibi olan çeteci bir gurubun tercihiydi.Tüm ceza tehditlerine rağmen Anadolu halkları ermeni komşularını münferitte olsa korumaya çalışmışlardır.Onlar giderken arkalarından göz yaşı dökmüşlerdir.
Tehcirin sonrası ise olayın Türkiye'de en yaygın bilinen kısmıdır. Doğu cephesinde Rus orduları ilerledikçe onlara destek olarak arkalarından gelen Ermeni Alayları ele geçirdikler yerlerde büyük katliamlar yaparlar. Özellikle Van'da ve Erzurum da büyük çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlı olan sivil halk, kısa zaman içinde onbinler mertebesinde kayıp verir.
Milliyetçi Ermeni çeteleri, Tehcir'in intikamını almak adına, bu sefer Türk ve Kürtlerin yüreğine nefret tohumlarını ekerek halklar arasındaki birliği yok etmek için İttihat ve Terakki oligarşisinin başlattığı ve yarım
bıraktığı o muhteşem 'eser'i (kin ve nefreti) tamamlar. Erzurum gibi
kimi yerlerde, muhtemelen ilerici fikirlerin etkisi altında
olan Rus subayları, katliamın daha ileri boyutlara varmasını önler ve açıktan açığa Ermeni çetelerine karşı sivil Türk ahaliyi korur.
1918'de Karabekir'in Doğu ordusu, Doğu Anadolu'daki Ermeni çetelerini temizler ve kalanları Kafkasya'ya geri püskürtür. Osmanlı'nın yenilgisinin tescilinden sonra sağ kalabilenlerin pek az bir kısmı Anadolu'ya döner. İstanbul'daki işgal kuvvetleri, bir ara Ermeni katliamı sorumlularını
yargılamak için bir operasyon başlatırlarsa da, artık Batı'lıların piyon olarak kullanacağı bir Ermeni varlığı kalmadığı için, olay onlar açısından da esas itibariyle bir ideolojik tavır alıştan, bir 'zevahiri kurtarma'
dan öteye gitmez. Ermeni sorunu, artık gündemden kalkmıştır.Egemenler bir politika malzemesi olarak kullanır.
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ..
KAHROLSUN EMPERYALİZM VE HER TÜRLÜ ŞÖVENİST GERİCİLİK..
KURTULUŞ SOSYALİZMDEDİR..
DİPNOT:
:'İki Komite, İki Kıtal' Ahmet Refik. s. 42
16 Ekim 2007
|
Aliseydi Taşdemir | **1915 ’İn Öbür Yüzü...2(M) |
Önceki yazımda olayı Ermeniler açısından irdelemeye çalıştım.
olaya birde Türk-Müslüman unsurlar açısından bakılması gerekir diye düşünüyorum. 1915 öncesindeki 200-300 yıllık balkanlardaki duruma göz atmakta fayda var.Daha öncede değinildiği gibi buradaki milliyetler Osmanlıdan ayrılarak kendi devletlerini kurmuşlardır.Elbette göz ardı etmemek gerekir ki bu ayrılık güle oynaya değil sancılı olmuştur.Onun için bunun 1915 olaylarına ışık tutacağı düşüncesindeyim.Çünkü buranın tarihini incelediğimizde Türkler ve Müslümanlar açısından büyük trajediler yaşanmıştır.
Bugün batının ve emperyalist devletlerin Ermeniler için gündeme getirdiği olaylar,yani sürgün ve katliam balkanlarda devletlerini kurmaya çalışan milletler tarafından Türklere uygulanmıştır.Biraz tarafsız bir gözle tarihi incelediğimizde olayın bu yönü rahatlıkla görülecektir.1915 teki olaydan 100-150 yıl önce aynı trajedi Türklerin başına gelmiştir.
Çok uluslu bir yapıyı ayakta tutmaya çalışan Osmanlıda bunlar kaçınılmaz sonuçtu.Balkanlardaki milliyetçi guruplar kendi ulusal devletlerini kurup ayakta tutabilmek için yılarca oraya Osmanlı eliyle yerleştirilmiş olan değişik din ve milliyetlere sahip insanları sürmeden başarılı olamazlardı.Özellikle çıkan savaşlar nedeniyle Müslüman ahali varını yoğunu terk ederek balkanlardan sürülmüş ve Anadolu’yu bir sığınılacak son durak olarak görmüştür.Balkanlardaki sürgün ve ölüm olaylarında yılar boyunca beş milyonun üzerinde insan hayatını kaybetmiştir.
Bu sürgün ve göç dalgası Anadolu ve İstanbul’daki halk üzerinde siyasal ve ekonomik olarak büyük bir etki yaratmıştır.Bu gelişmeleri balkanlarda bire bir yaşayan ve hemen, hemen balkan menşeli olan itaat ve terakinin kadrosunun tamamına yakını bu olayları yaşayan balkan menşelidir.Bu kadronun bu sürgünlerden etkilenmemesi olanaksızdır.Çünkü bunların çoğu bu sürgün olaylarının yani terk-i vatan olaylarını kurbanlarıdır.Elbette oluşturacakları siyasette bunu bir ürünü olacaktı.
Balkanlardaki bağımsızlık ve milli devlet olayları ve gelişmeleri Anadolu topraklarındaki Ermeni milliyetçileri de harekete geçirdi.Bunda batı devletlerinin kışkırtmalarını etkisinin olduğu gibi,itaat ve terakkinin çok uluslu Osmanlı imparatorluğunu son ana kadar ayakta tutmaya çalışmasının da büyük rolü var.Batının desteğiyle Taşnak ve Hınçak gibi sorumsuz kadrolar balkan usulü ulus devlet kurma çabalarına girdiler.
Balkanlarda sürgün yemiş ve zulme uğramış Müslüman ahali bunu kaldıramazdı.Çünkü Anadolu’dan da sürgün edilmeleri halinde başka gidecekleri bir vatanları yoktu.Taşnak ve Hınçak gibi düşünenlerin cezasını tüm bir ermeni toplumuna kesen 1915 yönetimi bu konudaki düşüncesinden dolayı balkanlardan sürgün yemiş halkı ve itaat ve terakkinin desteğini yanında buldu. Bu itaat ve terakkinin bir kanadını temsil eden balkan komitacılığı taşnak,hınçak bahane edilerek mahsum ermeni halkına da uygulanmaya başlandı …Sonuç 1915 tehcirden dolayı sürgün,ölüm kendi malından olama ve zulümle noktalandı…Bu aynı zamanda Anadolu da etnik temizlik için uzun süreli planlar olduğunu da çağrıştırmaktadır.
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ..
KAHROLSUN EMPERYALİZM VE HER TÜRLÜ ŞÖVENİST GERİCİLİK..
KURTULUŞ SOSYALİZMDEDİR..
15 Ekim 2007
Aliseydi Taşdemir.
DİPNOT:
bkz: Justin Mc Carthy, 'Sürgün ve Ölüm' başlıklı çalışmasında,
Balkanlar'da ve Kafkasya'da 1821-1922 arasında katledilen toplam Türk/Müslüman nüfusu 5. 060.000 olarak hesap etmektedir (s:374)
|
Aliseydi Taşdemir | **1915 ‘e Geliş…1(M) |
Emperyalist sömürünün vahşeti ve saldırganlığı sürdükçe, Ermeni meselesinin
hiçbir zaman siyasi bir mesele olarak görülmekten çıkmayacağı ortadadır. Bu gerçeğin kabul edilmesi kaçınılmaz olarak devrimci demokratlara belli sorumluluklar yükler ve bundan kaçınmak mümkün değildir.Sık sık egemenler ve Savaş tam tamcıları tarafından gündeme getirilen konu politikacılar içinde bir propaganda malzemesi olmaktadır.Aslında bu konu Kürt,Türk ve Ermeni’lerden oluşan tarihçi ve aydınlara bırakılsa maniple olmaktan da kurtulacak. Bu bölge halkları bir asra yakındır olduğu gibi kendi egemenlerinin etki alanından kurtulabilseler, asrın başında meydana gelen olayı cesurca tartışabilseler bu gün ermeni sorunu diye bir olayla karşılaşmazdık.Sorunu kendi bölgemizde bölge halkları arasında çözerdik.Fakat ne yazık ki egemenlerimiz buna ne olanak verdiler ne de izin verdiler.Sürekli bir gerilim politikası pompalayarak adeta halkları bir birine düşman hale getirdiler.
Ermeni sorunu, 19 yüzyılda 'Doğu Sorunu' olarak tanımlanan ve Osmanlı İmparatorluğunun Batılı emperyalistler tarafından hızlandırılan çöküş sürecinin bir parçası olarak karşımıza çıkmıştır. Fakat bunu sadece batının bir oyunu olarak görmek de hatalı ve yanlıştır. Batı'nın, Osmanlı İmparatorluğunu sömürgeleştirmek için yaptıkları bilinmektedir. Ancak sorun, Osmanlı İmparatorluğu'nun bu saldırılar karşısında ayakta durmasını engelleyen yapısal zaaflarıdır. 1600’lerden itibaren Batı'da oluşan ekonomik ve sosyal atılımları başaramayan Osmanlı kendi
içinde ciddi bir tıkanıklığa doğru gitmiştir. Tımar sistemi çökmüş, ortaya çıkan köylü isyanları, rejimin istikrarını ve dayandığı temelleri önemli ölçüde sarsmıştır. 18. yüzyılın sonunda itibaren ortaya çıkan özgürlük ve milliyetçilik cereyanları, Osmanlı'yı daha da zayıflatmıştır. Avrupa'da yükselmeyi sağlayan olaylar Osmanlıyı yıkıma götürmüştür.
Arnavut,Bulgar, Sırp ve Yunanlıların aksine ermeni toplumu ayrılıktan yana tavır koymamış; Osmanlıdaki tüm yenileşme hareketlerinin yanında yer almıştır.Ancak ıslahat la başlayan Osmanlıdaki Tanzimat ve meşrutiyet hareketleri ve tüm yenileşme hareketleri cılız birer hareket olmaktan öteye gidememişlerdir.
Özellikle doğu Anadolu da yoğun olarak yaşayan,Türk ve Kürtlerle iç içe geçmiş olan ermeni nüfus hiçbir zaman ayrılığı istememiştir.Abdülhamit istipdadıyle birlikte ayrılıkçı hareketler ve milliyetçi duygular yavaş,yavaş belirmeye başlamıştır.
Bu ilk nüvesini 1909 da Adana da Ermeniler saldırdı diyerek kışkırtılan Müslüman cemaatin Ermenileri katletmesiyle vermiştir.Olayları çıkaran Müslümanlara Osmanlının büyük cezalar vermesine rağmen Ermenilerde ne zaman saldırırlar korkusu yavaş,yavaş gelişmeye başlamıştır.Bu aynı zamanda bir belirsizliğinde başlangıcı olmuştur.
Olayların gelişmesinde İngiltere,Fransa ve özellikle ABD’deki Protestanların büyük katkısı olmuştur.Egemenlerimiz bu gün ABD ye boyun bükerek sorunun çözülmesini istiyor.Halbuki ABD’nin olayların bu boyuta gelmesinde büyük payı vardır.
Halkları suni ayrılıklarla bölüp parçalamak emperyalizmin karakteristik özelliklerindendir.Bunu sömürülen ve ezilen halklar hiçbir zaman göz ardı etmemelidir.
1915’e gelinceye kadar emperyalizmin tezgahları hiçbir zaman göz aradı edilmemelidir. ABD ve diğer emperyalistlerin haricinde kedi içindeki Ermenilerle sorunlar yaşayan çarlık Rusya’sı da 1912 den sonra Anadolu topraklarındaki ermeni milliyetçiliğini kaşımaya başlamıştır.Adana olayından sonraki Ermenilerin tedirginliğinden faydalanan güçler sürekli bu tedirginliği gündemde tutarak nemalanmaya çalışmışlardır.Bu da halklar arasındaki düşmanlığı had safhaya ulaştırmıştır.Ermeni cemaati içindeki bu tedirginlikten faydalanan güçler özellikle doğu ve orta Anadolu da ustaca oyunlar tezgahlanmaya başlamışlardır.
Fransa Katolikler yoluyla bir şeyler yapmaya çalışırken Yeni yeni gelişen ABD emperyalizmi de Protestanlar yoluyla bir şeyler yapmaya çalışmıştır.
Özellikle doğuda açtığı okul ve kolejler yoluyla kedine bağımlı cemaatler kurmayı hedeflemiştir.Günümüzde 1915 tehcirine veryansın eden ABD bu tehcirin hazırlanmasından diğer emperyalistler kadar sorumludur.Bu emperyalistlerin tavşana kaç tazıya tut politikasının bir örneği olarak karşımıza çıkmaktadır.
Binlerce yıldır birlikte yaşayan halkların birbirine düşman edilmesine adım, adım gelinerek 1915 te uygulanmaya konmuştur.Binlerce yıllık kültürel ve ekonomik birikim bir anda silinmeye çalışılmış ve egemenlerin isteği yarine getirilmiştir.
Sahneye konan Anadolu halklarının senaryosu değil egemen güçlerin senaryosuydu.Bu senaryoyla halklar ve özellikle Ermeniler yolarda açlıkla sefaletle boğuşarak canlarından,yerlerinden ve yurtlarından olmuşlardır.
Emperyal sömürücü güçler bir kez daha insanları kırımdan geçirmişlerdir.
ABD ve diğer emperyalistler hiçbir zaman ermeni toplumunun ve diğer halkların bağımsız,demokratik olmasını ve özgürce yaşamasını istemez.
1915’lerde bu olayı nasıl tezgahlayıp kullanmışsa günümüzde de değişik yöntemlerle kullanmaya devam etmektedir.
Halkların gerçek özgürlük ve bağımsızlığı ancak sömürücü sınıfa ve halkları vahşice zulüm uygulayarak katliamdan geçiren emperyalizme karşı omuz omuza birlikten mücadeleden geçer..
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ..
KAHROLSUN EMPERYALİZM VE HER TÜRLÜ ŞÖVENİST GERİCİLİK..
KURTULUŞ SOSYALİZMDEDİR..
13 Ekim 2007
|
Aliseydi Taşdemir | **1915 ‘ten Dolayı Kaybedenler…4(M) |
Eğer Kürtler,Türkler,Ermeniler,Rumlar ve Anadolu’nun çeşitli milliyet ve inancındaki halklar 20. yüzyıla kol,kola girselerdi bugün Anadolu coğrafyası daha değişik ve yaşanabilir bir coğrafya olurdu
Emperyalist birinci paylaşım savaşında; yani bu dört yıllık macerada, Ermeniler tümüyle kaybeden taraf olarak gözükmektedir.
Bu tespit, gerçeğin ancak bir kısmını yansıtmaktadır. Evet, Ermenilerin kaybettiği doğrudur; zira onlar her şeyden önce 1000 yıldan fazla bir süredir yaşadıkları Anadolu toprağını, daha duygusal bir deyişle vatanlarını,yurtlarını kaybetmişlerdir. İnsanlık tarihinde ve dünya tarihinde Hrıstiyanlığı resmi din olarak benimseyen ilk devletin, Ermeni Krallığının kurulduğu bu toprakları, yüzlerce yıllık tarihe sahip kiliseleri, manastırları, saray kalıntılarını, kendi dil ve kültürlerini geliştirmelerini sağlayan okulları, uğruna nice şarkılar ve şiirler ürettikleri dağları, ırmakları ve şehirleri, bu 1000 yılı aşkın varlığı kaybetmişlerdir.Batılı emperyalistlerin kışkırtmalarına uyan maceraperest komitacıların politikalarıyla, birkaç ay içinde yitirdiler. Bu kaybın, yani yurdunu yitirmenin yol açtığı dram 1915'den günümüze uzanmakta, dünyanın dört bir yanında doğan her Ermeni çocuğu bu dramla birlikte doğmakta, Anadolu'ya uzanan kökenlerini büyüklerinden şu ya da bu yorumla öğrendikten sonra bu kaybın acısını bir şekilde içinde taşımaktadır.
Ancak daha dikkatli bir bakış açısı yegane kaybedenin Ermeniler olmadığını kolayca bize göstermektedir. Bu kayıpta Türkler ve Kürtler de, önemli bir maddi-kültürel birikime sahip bir dostunu ve patnerini, bir anlamda Anadolu ailesinde yetenekli bir kardeşi kaybetmişlerdir. Anadolu'da Tehcir'den
sonra adeta zanaatlar durmuş, basit tamir işlerini yapmak için dahi kimi yerlerde adam bulunamamıştır. Ermeniler zamanında canlı ve parlak birer merkez olan şehir ve kasabalar birer viraneye harabeye dönmüş, uzun süre (bazıları bugün dahi) belini doğrultamamıştır. Ermeniler tarafından
yönetilen tiyatro ve müzik merkezlerinin olduğu kazalar, bugün dahi koyu bir İslami taassubun ve şeriat düşüncesinin pençesinde kıvranmaktadır.
Girişte de belirttiğim gibi Anadolu topraklarında barış içinde bir arada bir yaşam geliştirilmiş olsaydı,bu gün tatlı su aydınlarımızın Rum müziğini seyrederek ne kadar renkli dedikleri ve renkliliği övdükleri olay Anadolu halkları arasında ete kemiğe bürünmüş olacaktı.Bu aydınlarımıza düşen görev bu renkliliği nasıl yitirdiğimizi cesaret gösterip sorgulamak olmalıdır.
1915 Tehcirini ve onu izleyen Müslüman halka yönelik katliamları, 1000 yıllık Anadolu mozaiğinin ortak kaybı, bu mozaiğin kalbine indirilmiş çift taraflı bir hançer, ve Türk, Kürt, Ermeni halklarına karşı işlenmiş ortak bir cinayettir.Bu cinayeti işleten egemen güçler halen bundan dolayı halkları birbirine kırdırmayı ummaktalar. Bu cinayetin faillerinin başında, bugün Türkiye'nin kapısına yüz sürdüğü, dostluğunu kazanmak için her türlü kişiliksizliği yaptığı ABD ve Batı Avrupalı emperyalistler gelmektedir. Ermeni halkını 'bağımsızlık' adına umutlandıran, teşvik ve tahrik eden, bu halk katledilince de yüzüstü bırakarak başka piyonlar aramaya başlayan ana sorumlu vahşi emperyalizmidir. Onların maşalığını yapmak, ya da onların açtığı yoldan yürümek ise 20. yüzyılda her türlü alçaklığın ortak aktörlerinden biri olan şovenizme ve ırkçı kafatasçı milliyetçiliğe düşmüştür.
Kendi milliyetçisini başka halklara karşı hoş görmek sosyalistlere yakışan bir tavır değildir.Halkların savunuculuğunu emperyalistlere bırakmak da aynı şekilde yanlış bir tavırdır.Tehcirin üzerinden yüz yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen halkların kardeşliğini geliştirecek en ufak bir adım atılmamış aksine emperyalistlerin dayatmaları sürekli gündeme gelmiştir.
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ
BARIŞ VE YAŞANILABİLİR BİR DÜNYA İÇİN ELELE..
16 Ekim 2007
|
Aliseydi Taşdemir | **1915’ten Dolayı Yaranma Yarışı..6(M) |
Sorunu değişik açılardan ele almada fayda var düşüncesindeyim. Türkiyeli ve Türkiye’de yaşayan halklar ve sosyalist düşünceye sahip insanlar olarak sorunu sınıfsal açıdan irdelemede yarar var. Bizi emperyalist tekellere peşkeş çeken kendi egemenlerimizi teşhir edebilmenin yanı sıra, Ermeni egemenlerine de bazı şeyler söylemek gerektiği düşüncesindeyim.
Tehcir öncesinde ve Rus işgali sırasında kendi egemenlerine ve emperyalist işgal sırasında kedi üzerlerine düşeni Ermeni milliyetçi partileri bir halkında mahvına sebebiyet vermişlerdir.Ermeni milliyetçiliğinin 90 yıla yakın gelişimi ve ermeni diasporasının propagandası Yahudi ve zenci düşmanlığından bir farkı olmayan dünyada ve özellikle batı ülkelerinde,yapılan tehcirde hiçbir suçu olmayan Türk halkına düşmanlığın gelişmesine taşeronluk yapmıştır. Emperyalizme sürekli koltuk değnekliği yapan ermeni milliyetçiliği 1980’lerin ortalarında Sovyetlerin dağılması esnasında da emperyalistlerin sarıldığı can simidi olmuştur.Karabağ meselesinde batılı emperyalistler hemen ermeni milliyetçiliğinin yanında yer almışlardır.
Günümüzde batılı emperyalist ülkelerin parlamentoları 1915’te olduğu gibi Türkiye’yi kınarken ermeni halkını çıkarları için kullanılabilir bir obje olarak görmektedir.Ermeni halkı başkalarının kendileri adına karar verdiği bir duruma düşmektedir.Aslına bakılırsa ezilen ve sömürülen ermeni halkının çıkarını düşünen yoktur.Zaten ermeni halkının batı parlamentolarında kabul edilen tasarılarından dolayı da bir kazançları söz konusu değildir.Emperyalistlerin buradaki esas amacı sömürülerini katmerli bir şekilde sürdürebilmek için iki halkı ırkçılık ve milliyetçilik temelinde bir birine düşman olarak tutmak gerektiğinde birbirine kırdırmaktır.
Bu ırkçılık Türkiye’de günlük hayatta sürekli karşımıza çıkmaktadır.Örneğin sevmediği birine ‘’Ermeni çocuğu’’ diyerek küfür etmek gibi.Bu bağlamda Türk şovenizmi ne kadar çirkin ise Emperyalizmin borazanlığını yapan Ermeni milliyetçiliği ve diaspora’sıda aynı şekilde çirkin ve tiksindiricidir.
Esas çözüm emperyalizme,sömürüye karşı halkların kardeşliği temelinde yükselecek olan UKKTH ve Sosyalizmdedir.Anadolu topraklarının bir gerçeği olan Ermeni halkı ve kültürü,Anadolu toprakları üzerindeki birikimi ret edilemeyecek kadar açıktır.Önemli olan Anadolu toprakları üzerindeki birikim ve kardeşliğin halklar arasında halkın yararına kullanımıdır.
Bir birini inkarla bir yere varılamayacağı, didişmelerin ve halklar arasındaki düşmanlığın sömürücülerin ve işbirlikçilerinin işine yarayacağı gün gibi ortadadır.
Batılı emperyalistlerin politik oyun ve manevralarına karşı,kendi ülkelerinde bunların maşası olan kurum ve örgütlenmelere karşı Ermeni ve Türk aydınlar seslerini yükseltmeliler.Bu aydın olmanın bir gereği ve sorumluluğudur.
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ…
KAHROLSUN HALKLARI BİRBİRİNE DÜŞMAN EDEN ŞOVENİZM VE GERİCİLİK.
KURTULUŞ SOSYALİZMDEDİR.
20 Ekim 2007
Aliseydi Taşdemir
|
Nazım Hikmet Ran | 1945 Yılı Aralık Ayının Dördü |
İlk göz göze geldiğimiz günkü elbiseni çıkar sandıktan,
giyin,kuşan,
benze bahar ağaçlarına...
Hapi....................
|
Abdullah Bedeloğlu | 1923 Türkiye'm Dünya'nın İncisi |
TÜRKİYE'M DÜNYANIN İNCİSİ
Türkiye'm Dünya'nın meşhur bir incisi
Hayat verir suları ve enerjisi
Çalışkan üreticidir her efesi
Bereket, yiyene şifadır meyvesi
İncir, zeytini şöhretli simgesidir
Pamuğu tüm halklara şık elbisedir
Keşkek, pekmez hiç unutulmaz lezzettir
Vefası, töresi doyuran sevgidir.
Dostlukta kadimdir efenin tıyneti
Baldan tatlıdır sözlerinin kıymeti
Mevlit, bayramda can verir ziyafeti
Gencerde görülür birlikten sureti
Domat, biber, patlıcan meşhur sebzesi
Ayva, erik, nar, üzüm dolu bahçesi
Irmaklarla sulanır her bir köşesi
Serin yayladır yüksek dağı tepesi
Acıksam azıktır nimetin Türkiye'm
Üreterek bu dünyama oldun bülent
Tüm sularında balık üretir her levent
Tüccar, işçi, çiftçin kanımdır Türkiye’m
Ezan, bayrak,sönmez ülkümdür Türkiye'm
Mutfağınla cihan görüyor marifet
Dürüst halkım dostça yaşatır zarafet
Müstahsil efeyle şahlanır memleket.
Demokrasi özgür yaşatan bir sement
İnsanlık erdemi hukuk toplayan bent
Kardeşlik emeli güven veren bir fent
Türkiyem olalım artık sağlam patent
Abdullah Bedeloğlu
|
Cavit Yahşi | 1918-1919 HALKIN AYAKLANMASI VE KUVAYİ MİLLiYENİN KURULUŞ SEBEPLERİ |
Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı sıralarda Türk Milleti maddi ve manevi yönden yorgun, bitkin ve bıkkın bir haldeydi. Vatanda yoksulluk, asayişsizlik, geleceğe güvensizlik had safhadaydı. Osmanlı Hükümeti bu durum karşısında tam anlamıyla acze düşmüştü. İtilaf devletlerinin tüm isteklerine boyun eğiyordu. İtilâf devletleri ülke topraklarını paylaşmak ve devletin bağımsızlığını elinden almak niyetindeydi. Osmanlı Hükümetinin böyle bir durumu bertaraf edemeyeceğini ve hükümetin aczini fark eden Türk Milleti, haklarını her türlü şekilde savunmak için bölge bölge milli teşkilâtlanma yoluna gitmek zorunda kaldı. Kuvai Milliye Teşkilâtları bu zaruret neticesinde oluştu, örgütlendi ve düzenli bir ordu haline dönüştürüldü.
|
Mehmet Demir Atmalı | 1917'nin Yemek Listesi |
-ÇANAKKALE SAVAŞI:(Şu Çılgın Türklere bakın)
-43. Alay 1. P. Tb. 1. Bölük(Daha önce resimleri yayınlanan, ayakkabısız yırtık çorap ile savaşan Bölükler)
-1917 Yılı Yemek Listesi:
GÜN_______SABAH_______ÖĞLE _____AKŞAM___________EKMEK:
15 Haziran: Üzüm Hoşafı____Yok_______Yağlı Buğday Çorbası__Tam
26 Haziran: Yok___________Yok_______Üzüm Hoşafı_________Tam
18 Temmuz: Üzüm Hoşafı_____Yok_______Yok_______________Yarım
08 Ağustos: Yarım Ekmek_____Yok_______Şekersiz Üzüm hoşafı__Yok
-Not: 21 Temmuz 1917’den itibaren başlayarak, Ordu emriyle Ekmek istihkakı 500 grama indirilmiştir. Çünkü, Un ve Ekmek kalmamıştır.
-Dikkat: Bu listeyi okuyup ağlamamak mümkün değil. Bu Vatanın Nasıl Kazanıldığını Bilmeyenlere, Anlamayanlara, ya da Anlamak İstemeyenlere Lütfen Anlatınız...
“Güneşin gölgesinde yatıp serinleyenler,
Yitirse üzülmeyen, bulsa sevinmeyenler,
Buzdan ateş yakanlar, taş pişirip yiyenler,
Mide saltanatına boş verenler merhaba...”
(A.R. KARAKOÇ)
5.7.2006
Mehmet Demir Atmalı
|
Faruk Nafiz Çamlıbel | 1919-1933'ten Bir Parça |
O günlerde bir ünlü ayak bastı Samsun'a,
Yürüdü etrafında ümitler suna suna.
Bu, ateşler içinde geçip gelmiş bir erdi,
Göğsünde toplanmıştı milyonla Türk'ün derdi,
Bu milyonla dert ona veriyordu başka hız,
Yürüdü arkasında genç, ihtiyar, kadın, kız.
O kimdir? Bakışları deniz kadar yumuşak,
Saçı güneşi emmiş bir demet altın başak.
O kimdir? Bir milletin sesi vardı ağzında,
Ondört milyonun nabzı çarpıyordu nabzında.
O kimdir? Geçtiği yer dönüyor gün vurmuşa,
Can veriyor sararmış ot....................
|
Kerim Baydak | 1961 O Yıl |
Bin dokuz yüz altmış bir.
Yoksulluk ve sefalet dolu bir yıl.
Kışın yerlerin karlarla kaplandığı,
Bir zamanda doğmuşum...
Ben, o yıl...
Daha kendimi tanımadan,
Ekmek nedir,
Su nedir,
Yaşamak nedir...
Bilmeden.
Ayrılmışız biz o köyden.
Beton yığınlarıyla süslenmiş,
Rengarenk araçlarla donanmış,
O şehre giriyoruz bir an...
Kim olduğumuzu bilmeden.
Sanki...
Dağlar başında yalnız kalmışız.
Kim olduğumuzu,
Nereden gelip
Nereye gideceğimizi
Bilmeden o şehirde
Yapayanlız...
(Kerim Baydak / OTUZA KADAR- Roman)
|
İbrahim Necati Günay | 1960 Enleminden Ağlar Menderes 2007 Boylamından Çoşar Menderes |
Yapılan hassas ölçümlerde coğrafi ve tarihi bilgiler ışığında iple yapılan ölçümlerin, milenyum çağında daha gerçekçi ölçütlerle yapıldığında 1960
enleminden ağladığı,2007 yılı boylamından çoştuğu kesin olarak anlaşılmıştır.
İple yapılan ölçümlerde ipin bağlandığı dar ağac'ın uluslararası normlara uygun olmadığı milenyum matematikçileri tarafından ısrarla belirtilmektedir.
...Babamında akmıştı gözyaşı menderese
|
Fikri Küçükukur | 1972,li Yıllrdaki Bir Fıkra |
1972'li yıllar::Bir fıkra..
1972'li yıllardaydı..köyde kahvede oturuyoruz,tütün tabakalarında birer sigara sarmışız elimizde demli çay dolu bardaklar,o günün sorunlarını tartışıyoruz.Duvarda asılı idare lambalarının loş ışıkları sigara dumanlarıla iyice loş karanlık bir havaya büründürmüş içerisini.Konu nasıl oluştuysa bir fıkra anlatma gereği duydum.O fıkrayı sizinle paylaşmak istiyorum:
Ali okulundan eve gelmiş,yemeğini yemiş ve yarınki derslerini yapmaya koyulmuş.Öğretmen bir ödev vermiş,Ali'de babasına yardım etmesi için:Baba öğretmen dediki akşam babanıza sorun bakalım,Vatandaş,Devlet ve İstikbal ne demektir yazın getirin.Baba düşünmüş bak demiş:Vatandaş benim çalışıyorum didiniyorum,akşam kazandıklarımı eve getiriyorum,Devlet de annen,oda kazançlarımı evde eşit bir şekilde dağıtıyor,idareli kullanıyor,İstikbal ise şu kundaktaki küçük kardeşin,yarın büyüyecek okuyacak adam olacak vatana fayda sağlayacak.
Ali babasının anlattıklarını aklı yettiğince yazmaya başlıyor,biraz sonra kundaktaki kardeşi ağlamaya başlıyor,Ali annesine bakıyor,kadın cağız bir köşede uyuklamış,babasına bakıyor o da evin başka bir köşesinde uzanmış,yorgun argın.Kalkıp kardeşinin yanına gidiyor,kundağı açıyor,çocuk kakasını yapmış ıslak perişan bir halde.Babasını gidip dürtüyor::Ey Vatandaş kalk,kalk Devlet uyumuş İstiklal bok içinde....
Bu fıkrayı şimdi bazen anlatırım da arkadaşlar gülerler ve tamda günümüze uygun derler..Demek ki o yıllardan bu güne değişen bir şey olmamış...
|
Taha Mehmet Telli | Susmak -2 |
Sessiz kalmak tercihtir, Susmaksa özgüven...
Şubat 2016
(Taha mehmet telli)
|
Mehmed Sarı | 1980 Eylül Ayında |
Kara bir kabus sardı yurdumu
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
Söndürdüler ocağımı, odumu
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
Kemirip yaşamı kunduzcasına
Erken doğan sahte yıldızcasına
Tasmaları parlar yaldızcasına
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
Kanlı efendiye sallayıp kuyruk
Aldılar halk için bir kanlı buyruk
Gözleri kanlı, salyalı, kuduruk
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
Karartıldı güneş, kurudu sular
Kurşun sesiyle bölündü uykular
Yurdun her yerini kanla yudular
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
Postal zırıltısı sardı her yanı
Ellerinde Amerikan planı
Katlettiler meyve veren fidanı
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
Bugün bile kanar yurdun yüreği
Düzelmez yaşamın damı, direği
Bükülmeden gelen zulmün bileği
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
11/9/2011
|
Recep Uslu | 1981 Yılı 23 Nisan Bayramı Konuşmamdır |
Yıl 1914..dünyada yaşayan insanlar, dünyaya sığamaz hale gelmişler.Kara kara bulutlar sarmış dünyanın dört bir yanını..Herkes barut fıçısının üstüne oturmuş..sinirlilik, efelik, zenginlik, fakirlik düşman olmuş birbirine ve bir prens öldürülmüş bir yerlerde..vay nasıl öldürülürmüş..hemen dünya devletleri ikiye bölünerek savaşa başlamış. İnsan, insanın insanlığını göremez olmuş.Kafalarda tek bir düşünce öldür al toprağını…
Derken, sonradan Yavuz ve Midilli adını verdiğimiz iki Alman gemisi, İngilizlerden kaçarak gelmiş Osmanlının başkenti İstanbul’a..İngilizlere “biz o gemileri satın aldık” demişiz.Alman gemileri Türk bayrağını çekerek, Karadeniz’de bombalamışlar Rus kıyılarını..böylelikle katılmış Osmanlı İmparatorluğu da savaşa.
Çanakkale geçit vermemiş düşmana, Trablus şimdiki Libya dan kovulmuş savaşçı devletler. Yurdumun etrafına etten duvar örülmüş bir adım geri çekilmeksizin.
Yenilmiş bizimle birlikte olan devletler.Çekmişler teslim bayrağını.Galip devletlerin gözüne diken olmuşuz.Ağır şartlar sürmüşler.Kabul etmemiş ilk giden heyet.İkinci heyeti göndermiş padişah.Süslü ama acı, düşüncesiz, karaktersiz bir imza atılmış antlaşmanın altına..şartlar çok ağır:
1-Türk ordusu dağıtılacak.S ilahlar toplanıp galip devletlere verilecek,
2-Türk donanması galip devletlerin elinde olacak,
3-Güvenlik açısından-ki bahanedir-Türk toprakları galip devletlerin askerlerine açılacak,
Bu antlaşma 30 Ekim 1918 yılında Mondros kentinde yapıldı.
Antlaşmadan hemen sonra, o zamana kadar savaşa bile katılmayan Yunanlılar, İngilizlere müracaat ederek adaların ve İzmir’in kendilerine verilmesini istediler.Kabul edilince hemen İzmir’e asker çıkardılar. Diğer devletlerde yurdumun genellikle batısını işgal ettiler.
Bu arada padişah, Türk milletini İngilizlerin kurtaracağına inanıyor, İngiliz mandası istiyordu.Bazı büyük kişiler iki teoriyi konuşuyorlardı:
1-Amerikan mandası,
2-Küçük devletlerin kurulması..
Ama bir düşünce vardı ki herkese hayal geliyor, kimse yanaşmıyordu.Bu düşünce bir büyük insanın kafasında ve kararlığında gün geçtikçe dallanıp budaklanıyordu.Türk milleti köle yaşayamaz, yaşamamıştır, yaşamayacaktır.El ele verip Türk yurdu düşmandan arındırılmalıdır. İşte bu düşünce yirminci yüzyılın eşsiz önderi Mustafa Kemal Paşa’nın prensibiydi. Bu nedenle 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a derme, çatma dümeni, pusulası olmayan bir gemiyle tehlikeli bir yolculuktan sonra varabildi.üçüncü ordu müfettişi olarak gittiği için büyük bir törenle karşılandı.Vali konağına gitti, orada düşüncelerini askeri erkana ve devlet yöneticilerine söylediği zaman yine yalnız kaldı. O büyük insan halkına güveniyordu. 3 Temmuz 1919 günü Erzurum’a geçti, 23 temmuzda kongresini topladı ve başkanlığa seçildi. Kendisi hakkında fetvalar çıkarıldığını, canlı yada ölü getirenin cennetlik dendiği bir sırada padişaha istifasını bildirdi. 4 Eylül 1919 da Sivas’ta kongre topladı.28 Ocak 1920 tarihinde o meşhur Misak-ı Milli kararı alınan ve her iki kongrenin özeti olan Amasya genelgesini yayınladı. Artık tek bir iş kalmıştı. O zamanlar ücra bir köşe, bir yurt kasabası olan Ankara’ya her ilden tanınmış adamları toplayıp memleketin kaderi için karar vermek.23 Nisan 1920 günü bu dileği de gerçekleşti.365 kişi toplanması gerekirken 127 kişi ile ilk Büyük Millet Meclisi’ni topladı.
İşte o gün bu gündür.Türk yurdu ve bizim kurtulmamız için verilen karar günü bu gündür.Türk çocuğu bu günü iyi belle..bu gün senindir..senin yirmi üç nisanın artık dünyanın tanıdığı bir çocuk bayramıdır.Sevin, neşelen, eğlen, oyna 23 nisan senin bayramındır.Eşsiz önderin Atatürk bu günü sana bayram olarak bırakmıştır.Ne mutlu size, “Ne Mutlu Türküm Diyene”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kararı ile Türk orduları başkomutanı, meclis başkanı seçilen Mustafa Kemal artık düşüncesinde ve kararlılığında halkı yanına aşmış, omuz omuza, diz dize, göz göze bir dizi savaşlara girmiştir. Ama ne yazık ki Yunanlıların, İngilizlerin dilek ve isteklerine kananlar olmuş bir düze isyanlar çıkmıştır.Dedelerimizi ve büyük önderimizi uğraştıran ve üzen bu isyanlardır.Elde zaten düzenli bir ordu yoktur, isyancılara karşı, düşman güçlerine karşı bir ordu yoktur.Olanların ise silahı yoktur.Bolu ve Düzce’de isyancılar Mustafa Kemal’in adamlarını canlı canlı atlara çiğnetmişlerdir. Çerkez Ethem” Ankaraya varayım o sarı adamın kafasını keseceğim” diyerek adam toplamaktadır.Düşman Eskişehir’e dayanmıştır.Ama talih ve Allah Türk milleti ve Atamdan yanadır.Birinci ve ikinci İnönü savaşlarıyla düşman durdurulmuş, orduyu toplamak için vakit kazanılmıştır. Sakarya savaşıyla bozguna uğrayan düşman geri çekilme telaşına düşmüştür. Ve Büyük Taarruz..Dumlupınar…işte 9 Eylül 1922…Yunanlıların denize dökülüşü..
Ve eşsiz önderi sözü
“Savaş zaferleri bir milletin hayatında köklü değişiklikler getirmedikce böbürlenmekten öte bir işe yaramaz.”
Atamızın 100. yaşını kutladığımız şu günlerde Türk devleti ve Türk milletinin uygar ülkeler arasına katıldığı gerçeği yapılan yeniliklerin kanıtıdır.
Hepinizin Bayramı Kutlu Olsun.
23 Nisan 1981
|
Yakup Şimşek | 1Dörtlük |
dayanmaz cihani alem NUR CEMALİN NURUNA
,ALEM HASRET KALMIS HABİB KULUNA
GÖNÜL RAHATA ERECEK UYARSA HUYUNA
BURADA CENNET ORADA CENNET
|
Aside Can | 1bende Kutladım |
Buruk bir gündü..
Oysa herkes babalar günü diyordu...
Ne yapsaydım ki..
Sen yoktun babacığım..
Yine sen yoktun bu gününde..
İçimde yine seni andım..
Ve yine özlemin tüttü..
Dolmayan yerini yine yad ettim..
Ama zaman işte...
Yıllar kovalasa da
Ben büyüsemde..
Çocuk yüreğim hep seni düşlemekte..
Anlatılmaz bir boşluk kapladı
Bugün çocuk yüreğimi..
Çocuk dediysem de hiç değilim aslında..
Ama...
Hep senin kızınım ya baba..
Birden aklıma geldi..
Karar verdim..
Bende kutlayacaktım bu günü..
Giyindim ve çıktım..
Bir hediye aldım..
Ve çaldım kapıyı..
Yeğenim açtı...
Ve ilerledim odaya doğru..
Karşımda idi emanet edildiğim..
En kocaman kızın geldi.Babalar günün kutlu olsun abicim dedim
Ve..
Sevgiyle elini öptüm..
17.06.2012 saat 19. 20
|
Birsen Budak | 1Eylül barışma çağrısına |
zıtlıkları
karşıkarşıya
koyduk
üstüne
asyadan
avrupaya
köprü
olduk
adına
barış
dedik
|
Nilgün Acar | ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! 1Günlüğümden - 52 |
GÜNLÜĞÜMDEN - 52
Camlarda, yağmurun gözyaşları kurumuş. Alanya yağmurları başladı. Birçok yerde yaşadım. Hiçbirinde, Alanyadaki kadar güzel yağmıyor. Birkaç günlük aralar verse de, aylarca yağmur yağar. Hem de nasıl yağar? Birkaç damla ya da çisil çisil başlar.Aldanırsın. Bir şey olmaz diye çıkarsın dışarıya. İki dakika sonra, koca koca kovalarla boşalır üzerine. İliklerine dek ıslanırsın. Seyretmesi, çok güzel. Ama hava soğuksa ve fırtına da varsa? Hayatın kayar. Bunlardan nasibimi almıştım birkaç kez. Bazen, seyrederken bile ürküyorsun, eğer evde değil de, bir yere sığınmışsan. Hepsini yaşadım. Seviyorum yağmurları. Doğa hep güçlü. Bir kez, denize çok yakın bir oteldeydim. Üzeri kapalı camlı bölüme geçtik. Öylesine şiddetli yağmur ve dolu yağıyordu ki...Yakındaki küçük dere taştı. O, küçücük dere, Akdenize nasıl kafa tutuyordu? İnanılmaz bir seyirdi. Saatlerce, çamurla kaplandı Akdeniz. Alanya’nın alt yapısı iyi. Yoksa, seller çok olurdu.
Azalıp, çoğalarak yağıyor yağmur Tutku. Minik ısıtıcımı yaktım. Düğmesine basınca kapanan, uzatıcı fiş aldım. B.Sayarımda da var. O daha büyük. İşim bitince, basıyorum düğmeye. Hep, hayatımı kolaylaştıracak ve olabildiğince özgürleştirecek, çözümler üretiyorum. Bakıcım çoğu kez: NİYE BANA SÖYLEMİYORSUN? Diyor. Ama ben yapabileceğim şeyleri, kendim yapmaktan mutlu oluyorum. Bu gün ilk kez, elektrik süpürgesi kullandım. Bircan gitmişti. Ben de çalışma odama geçecektim. Yer kirli göründü gözüme. Arabam yapıyor hep. Süpürgeyi aldım. Büyük bir savaşım sonucu, fişini takabildim. Değişik bir fişi varmış. Yoksa ben fişleri kendim takıp-çıkarırım gerektiğinde. O küçük süpürge, evime aldığım ilk eşyalardan. Odayı, güzelce süpürdüm. Ama süpürürken, bir savaşım da, kordonun arabamın tekerleğine takılmasıyla verdim. Neyse, çıkartmayı başardım ve elime doladım kordonu. İnsan hep deneyerek öğreniyor. Bu da, bir deneyim oldu. Ama sırtımdan sular çıktı, çok yoruldum. Bir dahaki sefere, nelerin olabileceğini öğrendim. Çoğu kez, yetişebileceğim yerlerin tozlarını da alıyorum. Temizliği ve düzeni seviyorum. Hele kendim yapınca, daha çok. Alışverişi de ben yapıyorum, çoğu kez yalnız. Normal insanlar gibi. Sadece: Biraz daha çabalayarak, vazgeçmeyerek ve kezlerce kat daha fazla yorularak. Ama gerçekten mutlu olarak. Olağanüstü güzel bunlar. Tabi ki eğer farkında olabilirsek. BEN FARKINDAYIM.
Tutku biliyor musun? Yalnızca, yirmi lira var çantamda. Çekmek zorunda kaldığım, banka kredisi yüzünden oldu bu. Özgür, beşbin liramı verse, biraz rahatlarım. Durmadan, çözümler arıyorum. Tv. Programlarına yazdım. Şarkı sözlerimi gerekli kişilere ulaştırmaları için. Bir çıkış yapsam, beni havada kaparlar. Belediye başkanına gittim. İş kurmak için, yer ve destek vermelerini istedim. Kredi borcumu söyledim. Kaymakamlıkla iletişime geçildi. Elbette, hop diye olacak şey değil. Hıfzı ÖZCAN’a tüm olanları anlatan bir ileti yazdım. Bana borç vermesini rica ettim. Bilmiyorum, ne zaman eline geçer? Bana destek olmalarını diliyorum. İçimden hep dualar ediyorum. Somut olarak ta, aklıma gelen her yolu deniyorum. Çırpınıyorum yani. Bu güne kadar gelmem, mucize. Ve bu mucize, devam etmeli. Yaşadığım sürece, devam etmeli. Birşeyleri yakalamalıyım. Çalışmam, kesinlikle gerekli. Ev kirasını ve bakıcı ücretini, anca karşılıyor maaşım. Daha faturalar, normal mutfak giderleri, evin eksikleri ve benim özel giderlerim. Bir engellinin, o kadar çok ekstraları oluyor ki… Arabalarım bozuluyor, örneğin. Hasta bezleri kullanmak zorundayım. Çünkü, gece ve günün büyük bölümünde yalnızım. Epey pahalı. Başa çıkmak zor. İyi ki, çeşitli alışkanlıklarım yok. Hem ben çalışmayı seviyorum. İş vermiyorlar madem, ben de kendi işimi kurmalıyım. Maddi destek bulmalıyım. Şimdilik, sağlığımı korumayı başarıyorum. Güçlü ve dimdik ayaktayım. Neleri aştım ben? Bu günleri de aşacağım. Tutku. HAYAT: BENİM, DİYENİNDİR. VEEEE HAYAT BENİM... KİM KORKAR VE YILAR SAVAŞIMLARDAN? ;)))))))) Nilgün ACAR 11. 12. 210 ALANYA - EVİM
|
Fahri Bulut | 10 Kasım Gam Günüm |
10 KASIM GAM GÜNÜM
Tüm yapraklar sarardı, bağlar gazel döküyor,
Her on Kasım günleri, içime gam ekiyor.
Al bayraklar hüzünlü, bak yarıya iniyor,
Ötme ey dertli bülbül, bu gün benim gam günüm!
Atatürk düşmanına, öfkem, nefretim, kinim.
Sarı saçlar döküldü, mavi gözler kapandı,
Didem'den yaşlar çağlar, kalbim kül oldu yandı.
Türkiye öksüz, yetim, hepten cihan ağladı,
Ötme ey dertli bülbül, bu gün benim gam günüm!
Cumhur düşmanlarına, öfkem, nefretim, kinim.
Dünya tarihlerinde, kahraman onun adı,
Her yıl 10 Kasımlarda, rahmetle olur yığdı.
Çiçekler kokusunu, bal ondan almış tadı,
Ötme ey dertli bülbül, bu gün benim gam günüm!
Vatan düşmanlarına, öfkem, nefretim, kinim.
Anıt kabir bir sembol, mezarın kalbimizde,
Yaşlı, çocuk ve de genç, yaşarsın cümlemizde.
Anadoluyu gezin, adınız var her yerde,
Ötme ey dertli bülbül, bu gün benim gam günüm!
Devrim düşmanlarına, öfkem, nefretim, kinim.
Emperyalist düşmanlar, onu hep kıskandılar,
Aradan on yıl geçer, unutulur sandılar.
Nice asırlar geçer, kızarır, utanırlar,
Ötme ey dertli bülbül, bu gün benim gam günüm!
Evrim düşmanlarına, öfkem, nefretim, kinim.
Işıklar içinde yat, ruhun hep aramızda,
Dağda, bağda, ovada, bütün Anadolu’da.
Lale, sümbül, nergiste, ağaçta, yaprak, dalda,
Ötme ey dertli bülbül, bugün benim gam günüm!
Aydın düşmanlarına, öfkem, nefretim, kinim.
Rızazade, çok üzgün içimde onmaz yara,
Yobaz ihanetini, dönek aydında ara.
Devrimlere sahip çık, günler hep olmaz kara,
Ötme ey dertli bülbül, bu gün benim gam günüm!
Halkın düşmanlarına, öfkem, nefretim, kinim.
10 KASIM 2000...
FAHRİ BULUT RIZAZADE
Ne demişlerdi Mustafa Kemal Atatürk:
Benin naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır (yaşayacaktır) .
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının, her yıl dönümlerinde,
O Yüce Türk'ü minnet, şükran ve rahmetle anıyoruz, anacağız, anmaya devam edeceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır. Biz sevenleri de ömrümüz bitene kadar Atatürk düşmanları, dönme ve devşirme sebata islerin inadına anmaya, sevmeye, devam edeceğimize Türk Ulusu olarak birlikte ant içtik.
|
Neriman Mert | 1Mart Sabahı... |
Sabah güneşinin ışıkları,
Düşmüş pencereme,
Mavi gökyüzünü sarmış beyaz bulutlar,
Mavi, beyaz, sarmaşık...
Karışmış gün ışığına..
Unuttum ben, bugünde dünü...
Güne günaydın, günaydın bugüne…
Saksağan kuşları,
Nazlı nazlı uçuşlarda,
Müjde getirecek dileklerde,
Seslenişleri...
Sabah serinliğinden
Bir nefes çektim içime,
Yarınların güzelliğinden
Düşler taktım saçlarıma...
Bir nefeslik kısa olsa da, hayat...
Yaşama sevinci gözlerimde.
Ümit bahçelerinde gezindim,
Sevgi çiçekleri,derledim,
Kahvaltı soframa…
Güne, günaydın,
Günaydın bugüne…
01/03/2009 İstanbul
|