abstract
stringlengths
1
1.01k
author
stringclasses
118 values
content
stringlengths
1
55.8k
date
stringlengths
18
32
source
stringclasses
50 values
tags
stringlengths
2
284
title
stringlengths
6
166
topic
stringclasses
45 values
url
stringlengths
48
180
CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yeni yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı üzerinden eleştirilerde bulundu.
null
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Ermenek'teki maden faciası ve yeni yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı üzerinden eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Yeraltında insanlar çalışıyor hayatları pamuk ipliğine bağlı, hiçbir güvenceleri yok. O yoksul insanların vergileriyle kendine bin odalı saray yapıyorsun" dedi. CHP liderinin konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde: "Maden faciası sadece Türkiye'de olan bir olaydır. Neden sadece Türkiye'de oluyor. Kömürde Almanya birinci, Türkiye 28. sırada yer alıyor. Almanya'da son 30 yılda 3 işçi yeraltında ölmüş. Türkiye'de 2003-2004 arasında 1075 işçi madende hayatını kaybetti. Bizim kaderimiz mi bu? Neden Almanya'da, İngiltere'de, ABD'de olmuyor da bizde oluyor. Antalya'da konuşurken, devlet akılla yönetilir dedim. Ağer aklı egemen kılmazsanız bu tür tablolar öne çıkar. Devlete aklı egemen kılmalısıznı. Aklı egemen kılmak insana güvence sağlamak demektir. Yeraltına indiği zaman işçiye günvece sağlayacaksınız. Bu tabloyu 21. yy'nin Türkiyesi hak etmiyor. Kadın kardeşlerime sesleniyorum. Yeraltına inenler sizin kardeşleriniz. Huzur içinde yaşayalım diye oraya gidiyorlar. Ölüleri gelsin diye değil. Böyle bir iktidarı ne kadar ayakta tutacaksınız. İster başın açık olsun ister örtülü orada insanlar öldükten sonra ne fark eder. Kaza olmuş ordu halinde gidiyorlar, binlerce güvenlik görevlisi. Sizin acınızı sömürmek istiyorlar. Ölen sizin yakınlarınız onların değil. Onlar eşlerini saraylarda oturtuyor, senin ödediğin vergilerle. Din iman edebiyatı yapıyorlar, inanmayın. Sizi kandırıyorlar. 'Söyleseydiniz, önlem alırdık' diyorlar. Ermenek'teki madenci kardeşlerimiz 124 kez yazmışlar, burada insan hakkı ihlali var diye. İnsanlar toprak altında kalıyor, onlar korumalarıyla oraya geliyorlar. Sizin orada ne işiniz var, ölenlerin kanları sizin yakanızdadır. Bu madenlerde ölüm olmasın yaşam odasını zorunlu hale getirelim dedik, AK Parti vekillerin vetosuyla reddedildi. Kalkmışlar kendilerine saray yapıyorlar. 1 katrilyon 370 trilyona saray yapıyorlar, eski parayla. Yaşam odası için ayırmıyor, kendisine beyefendi bin odalı saray yapıyor. Düzelteceğiz, insanlar yerlaltına güven içinde inecek. İnsana değer vereceğiz. Yer üstünde çalışanlar çok mu rahat. Mevsimlik işçiler kazada öldüler. Bunların yaşadığı da dramdır. Hiçbirinin sosyal güvencesi yok. Sigara içen gençlere kızıyorsun, kızın itirazım yok. Bakanların çocukları kapalı mekanlarda rüşvet alırken neden itiraz etmiyorsun? Yeraltındaki maden işçisi de çalışmayan eşi de vergi ödüyor. O vergi öder de çocuğu işsiz kalmasın diye öder, sen kendine saray yap diye değil. Bu saraya gitmeyin kirlenirsiniz dedim. Hukuk devletinde kaçak saray olmaz. 3 milyon insan işsizken, padişah bozuntusu kendisine saray yapmaz. Yeşil alan insanlar piknikk yapıyor, yüzlerce ağacı katlettiler. Kamu ihale yasasında değişiklik yaparak. Devleti yönetenler her kuruşun hakkını vermesi lazım. Yeraltında insanlar çalışıyor hayatları pamuk ipliğine bağlı, yer üstünde insanlar çalışıyor hiçbir güvenceleri yok. Sen bunları bir tarafa atıyorsun, o yoksul insanların vergileriyle kendine bin odalı saray yapıyorsun. O sarayı CHP iktidarında, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne teslim edeceğiz."
04.11.2014 - 15:46
null
[]
'Vergilerle saray yaptı'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/vergilerle-saray-yapti,gJUZ-uPk4UG0sc7Q-wHSVg
Sanal Gerçeklik gözlükleri CES 2016’nın en büyük hitlerinden biri olacak. Facebook ve HTC, piyasaya sürmeye hazırlandığı sanal gerçeklik gözlüklerini tanıtmak için büyük organizasyonlar hazırlarken, piyasa verileri de sanal gerçeklik hakkındaki ilginç gerçekleri ortaya koyuyor.
cumhuriyet.com.tr
Nvidia’nın araştırmasına göre, piyasadaki mevcut PC’lerin sadece %1’i sanal gerçeklik uygulamalarını çalıştırabilecek işlemci gücüne sahip. Bu da 13 milyon PC anlamına geliyor. Nvidia’ya göre, bu rakam 2020’da 100 milyona çıkacak. Bu baharda piyasaya çıkması beklenen sanal gerçeklik gözlüklerinin yüksek donanım ihtiyaçları bulunuyor. Oculus’un tavsiye ettiği donanım gereksinimleri, Nvidia GeForce 970 veya AMD Radeon 290 işlemcilerinden oluşuyor. Ayrıca, 8GB RAM ve en az i5 işlemciyle, iki adet USB 3.0 portuna sahip bir PC olması gerekiyor. Aslında çoğu PC oyuncusu bu özelliklere sahip bir PC’ye sahipler ancak sıradan oyuncuların VR deneyimi yaşayabilmesi için 1000 doların üzerinde yatırım yaparak yeni PC satın alması gerekecek. Başka bir deyişle, VR setlerinin satışa çıkması, yüksek seviye PC’lerin satışlarında önemli bir artış anlamına gelecek.
7 Ocak 2016 Perşembe, 11:07
cumhuriyet
null
PC’lerin %1’i sanal gerçekliğe hazır
Teknoloji
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/bilim_ve_teknoloji/459668/PC_lerin__1_i_sanal_gerceklige_hazir.html
Adana'da ortaokul öğrencilerinin kaldığı kız yurdunda akşam saatlerinde yangın çıktı. Yangında 11 öğrenci ve 1 görevli hayatını kaybederken 22 öğrenci hastaneye kaldırıldı
null
'nın Aladağ İlçesi'nde 3 katlı bir kız öğrenci yurdunda çıkan yangında, 11'i kız öğrenci ve 1 görevli olmak üzere 12 kişi hayatını kaybederken, 22 öğrenci de yaralandı. Büyük bölümü ahşap olan binada yanarak ölenlerin cesetleri, itfaiye ekipleri tarafından binadan çıkartıldı. Adana Valisi yangının elektrik kontağından çıkmış olabileceğini ifade etti Saat 19.30'da Aladağ İlçesi Sinanpaşa Mahallesi'nde bulunan ve 34 öğrencinin kaldığı orta öğretim kız öğrenci yurdunda yangın çıktı. Henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangında alevler kısa sürede büyük bölümü ahşap olan tüm binayı sardı. Aladağ ve Adana Büyükşehir Belediyesi ile Aladağ Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri yangına müdahale etti. Yangınla birlikte paniğe kapılan öğrencilerin bazıları pencerelerden atladı. Pencelerden atlama sonucu vucudunda kırıklar oluşan öğrencilerle birlikte dumandan etkilenen toplam 22 öğrenci yaralandı. Yaralı öğrencilere olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından ilk müdahaleleri yapıldıktan sonra hastanelere sevk edildi. Yurt yangınında hayatını kaybeden eğitmen ve öğrencilerin kimlikleri belli oldu, ancak cesetlerin bir kısmının teşhisi ancak DNA testi ile kesinleşecek. Ölenlerin arasında yurt müdürü C.G.'nin 4 yaşındaki kızının da olduğu belirtildi. Faciada ölen 12 kişinin isimleri şöyle: Eğitmen Fatma Canatan, yurt müdürünün kızı Sare Betül Genç, 8'inci sınıf öğrencileri Sema Nur Aydoğdu, Zeliha Avcı, Sevim Köylü; 7'nci sınıf öğrencileri Gamze Bagir, Sümeyye Yetim, İlknur Maden; 6'ıncı sınıf öğrencisi Nurgül Pertlek, 5'inci sınıf öğrencileri Bahtınur Baş, Tuğba Ağdoğdu ile Cennet Karataş. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak öğrenci yurdundaki yangınla ilgili açıklama yaptı. Kaynak yaptığı açıklamada, "24 yaralı olay mahalinden çıkarılabildi. Malesef 12 vefat hadisesi meydana geldi. 10 öğrenci, 1 çocuk, 1 yetişkin hayatını kaybetti. Bunlar çok önemli acılar. Bu çocuklar ülkemizin geleceği. Olay şu andan itibaren Aladağ ve Kozan Başsavcılıklarınca takip edilmektedir. Otopsi çalışmaları devam ediyor. Bu akşam itibariyle otopsi çalışmalarının tamamlanmasını bekliyoruz. Bize verilen bilgi yangın çıkış kapısının kilitli olmadığıdır. En son denetleme Haziran 2016'da yapılmış" dedi. Adana Valisi Mahmut Demirtaş çıkan yangına ilişkin, "Yangında 12 vatandaşımızı kaybettik. Bunlardan 11'i öğrenci, biri eğitmen. 22 vatandaşımız da yaralı. İçeridekilerin tamamına ulaştık. İlk belirlemelere göre yangının elektrik kontağından çıktığını tahmin ediyoruz." dedi. Demirtaş, olay yerindeki incelemelerinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, özel öğrenci yurdundaki yangının saat 19.25 civarında çıktığını söyledi. Demirtaş, yaralıların hastaneye kaldırıldığını belirterek, "Yaralılardan durumu ağır olan herhangi kimse yok. Yaralıların bazıları pencereden atlamışlar." ifadesini kullandı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, "Yangın söndürüldü. Üst kattaki öğrencilerin kalabileceği her tarafa ulaşıldı. Alt kattan, orta katlardan üst katlara doğru yangından kaçmak için çıktıkları düşünülüyor. Yaralılarımız var. Üzücü bir hadise. 23 kişi yaralı olarak hastanede, durumu ağır olan kimse yok. Hepsi ortaokul talebesi. 12-13 yaş aralığında birçoğu. Muhtelemen elektrik kontağından çıkmış olabileceği üzerinde düşülüyor. Binanın dışında ahşap kaplama var bu da yangının artmasına neden oldu" dedi. Öte yandan Aladağ Belediye Başkanı Mustafa Akgedik, "Çatı katı ahşap, yangını söndürmeyi zorlaştırdı. Yoğun çabaya rağmen üst kattaki çocuklarımıza ulaşamadık. İlçe merkezinde araçlarımız anında müdahale etti. Ancak duvarların ahşap olması yangını körükleyen etkenlerden oldu" dedi. Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Habertürk TV'ye yaptığı açıklamada, "Yangın merdiveninin kapısının içeriden kilitli olduğu ve kapının ardından cesetlere ulaşıldığı öğrenildi. Öğrenciler dışarı çıkmayı başaramamışlar. Bir tane görevli hanım var anahtar da ondaymış. O da öğrencilerle birlikte hayatını kaybetmiş. Çocukların yangın eğitimi aldıklarını sanmıyorum." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Valisi Mahmut Demirtaş'ı telefonla arayarak Aladağ ilçesindeki öğrenci yurdunda çıkan yangın hakkında bilgi aldı. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana'nın Aladağ ilçesinde orta öğrenim kız öğrenci yurdunda çıkan yaygında can kayıplarının olmasından derin üzüntü duyduğunu ifade etti. Vali Demirtaş'tan konuyla ilgili bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faciada hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralanan öğrencilere de acil şifa dileğinde bulunduğu öğrenildi. Öte yandan Başbakan Binali Yıldırım, Adana'nın Aladağ ilçesinde bir özel öğrenci yurdunda çıkan yangın dolayısıyla ilgili bakanlardan ve Adana Valisi'nden bilgi aldı. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, öğrenci yurdunda meydana gelen yangın nedeniyle Adana'ya gitti. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem Adana'ya geldi. Bakanlar, karayoluyla Aladağ İlçesi'ne geçti. Öte yandan CHP'den bir heyetin şehre gideceği belirtildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adananın Aladağ ilçesinde özel bir öğrenci yurdunda çıkan yangına ilişkin, "Aladağdan gelen haber yüreklerimizi parçaladı, bu acının tarifi yok." değerlendirmesini yaptı. Kılıçdaroğlu, 11 öğrenci ve 1 eğitmenin hayatını kaybettiği yangına ilişkin, Twitter hesabı üzerinden açıklamada bulundu. "Aladağdan gelen haber yüreklerimizi parçaladı, bu acının tarifi yok." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, hayatını kaybeden öğrencilere Allahtan rahmet diledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, öğrenci yurdundaki yangınla ilgili "Yangın faciası her yönüyle, her ihtimaliyle araştırılıp incelenmelidir. Yangının nasıl çıktığı, içi ahşap kaplı söz konusu iki katlı yurt binasını nasıl sardığı en kısa sürede netleştirilmeli; sorumlular, denetim ve kontrol görevini suiistimal edenler mutlaka bulunup cezalandırılmalıdır" dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Twitter hesabından şu paylaşımı yaptı; Adana İtfaiye Daire Başkanı Fatih Durukan, Aladağ İlçesi'ndeki ahşap olan kız öğrenci yurdunda çıkan yangında 11 öğrenci ile 1 görevlinin yaşamını yitirdiği belirtildi. AB Bakanı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik, konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Ben Brüksel'deyim. Olayı duyunca Vali beyi aradım. Aladağ ilçesinde zaten kendisi. 13 kaybımız var, Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. İçişleri Bakanı ile görüştük. Milli Eğitim Bakanımızla birlikte Adana'ya geçiyorlar. Ben de temaslarımı yapıp direkt Adana'ya uçacağım. Acı bir haber. 13 kardeşimizin hayatını kaybetmesi. Türkiye'nin başı sağolsun. Olay nasıl oldu araştırılacak. Umarım sayı artmaz ama benim aldığım bilgilerde durum açıklığa kavuşuncaya kadar çelişkiler olabilir. Vali beyden aldım ben de 13 ölü sayısını. Resmi açıklamayı yaparlar. İlk aldığım bilgiler bu şekildeydi. Elektrikten kaynaklanmış olabileceğini değerlendiriyorlar" TBMM Genel Kurulunda Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı görüşüldü. Görüşmeler sırasında, aralarında Adana Milletvekilleri Fatma Güldemet Sarı ve Necdet Ünüvar'ın da bulunduğu bazı AK Parti milletvekilleri, Adana'nın Aladağ ilçesinde bir öğrenci yurdunda çıkan yangın hakkında yetkililerden bilgi almaya çalıştı. Milletvekillerinin üzgün olduğu gözlendi.  Adana'nın Aladağ İlçesi'ndeki kız öğrenci yurdunda yaşamını yitiren 11 öğrenci ile 1 eğitmenin cenazesi, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Olay Yeri İnceleme ekipleri, jandarma ve itfaiye binada incelemelerini sürdürüyor. Ölen öğrencilerin 8'inin cenazesinin ahşap çatı katında, eğitmen ile 3 öğrencinin cenazesinin ise 2 katta bulunduğu öğrenildi. Yangında hayatını kaybeden 12 kişinin cenazesi, 3 ayrı cenaze aracıyla Adana Adli Tıp Kurumu'na getirildi. Büyük çoğunluğu yandığı için cesetlerin kimlik teşhisi için DNA testi yapılacağı bildirildi. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya yangının meydana geldiği yurtta incelemelerde bulunmak üzere Adana'ya geldi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile birlikte Adana'nın Aladağ ilçesindeki Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu'nda incelemelerde bulundu. İncelemelerin ardından basın açıklaması yapan Bakan Sayan, bir eğitmenin küçük yaşta çocuğunun da hayatını kaybettiği yangına ilişkin, "Bakanlık olarak 32 kişilik psikososyal ekiplerimiz sahada. Adli tıp ve hastanede görev yapıyorlar. Bakanlarımızla ailelerimizin yanında acılarını paylaşmak için buradayız. Sonuna kadar araştırılacak bu durum. Bugün acıyı paylaşmak için burada ailelerin yanındayız Bizim de evlatlarımız var, gerçekten çok derinden yüreğimiz yandı. Şu an olay yerini gördük brifing aldık, hastanelere gidip ailelerin acılarını paylaşacağız. 22 yaralımızın durumları hakkında bilgi alacağız. Milletimizin başı sağolsun, çok büyük bir acı yaşadık. Araştırmalar yapılıyor. Yangın merdiveninin kilitli olduğu sadece iddia, sonuna kadar araştırılacak. En az bir ihmali olanlar cezasını çekecekler" dedi. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Adana'nın Aladağ ilçesinde kız öğrenci yurdunda çıkan yangında yaralananları tedavi gördükleri hastanede ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Adana Aladağ'da meydana gelen yurt yangını ile ilgili, "İçlerimiz yandı, derin bir üzüntü içindeyiz. Allah bir daha böyle facialar hiç kimseye yaşatmasın" dedi. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Adana'nın Aladağ ilçesindeki özel öğrenci yurdunda çıkan yangına ilişkin, "İlk verilen bilgiler, bu yangının trafodaki elektrik kontağından çıktığı... Çıkması muhtemel diyorlar." dedi. Başbakan Yardımcısı Kaynak, hastane çıkışında yaptığı açıklamada, Türkiye'nin acı bir olayı hep beraber yaşadığını belirterek, "Öncelikle büyük geçmiş olsun. Aladağ'da bugün maalesef çok acı bir olayı hep beraber yaşadık, milletimiz beraber yaşadı. Akşam 19.30 sıralarında yangın neticesinde bir yurtta 12 vefat var, 10'u çocuk 2'si yetişkin. 24 yaralımız var. Değerli İçişleri Bakanımız, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız, AK Parti Genel Başkan Yardımcımız, Adana milletvekillerimizle birlikte Aladağ'a gittik." diye konuştu. Kaynak, yangının çıkış nedeninin henüz kesinleşmediğini vurgulayarak, şöyle konuştu:"Tabii yangının çıkış sebebiyle ilgili Aladağ Savcılığı hemen duruma vaziyet etmiş. Bir keşif yapılacağını ifade ettiler. İlk verilen bilgiler, bu yangının trafodaki elektrik kontağından çıktığı... Çıkması muhtemel diyorlar. Tabii ahşap kaplamalar var, strafor, yalıtımlar var bunlar tutuşmuşlar. Çocuklarımızın bir kısmında atlamaları sonucunda ayaklarında kırıklar var, bir kısmının dumandan etkilenmeleri sonucu hastalıkları var. Tabii bu arada vefat edenler, adli tıptaki otopsilerden sonra defnedilecekler. Milletimizin başı sağolsun, büyük geçmiş olsun. Geride kalanlara acil şifalar diliyoruz."Olayla ilgili araştırmaların devam edeceğini kaydeden Kaynak, olayın bütün yönlerinin yargı tarafından soruşturulacağını, bir yandan da yangına karşı tedbirlerle ilgili gerekli çalışma ve araştırmaların yapılacağını söyledi. Yurdun Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından izin verilmiş bir yurt olduğuna dikkati çeken Kaynak, şöyle devam etti:"O Bakanlığımız kendi çalışmalarını yapacaktır, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız psikososyal destek yönünden, olayın ilk anından itibaren 32 görevlisiyle sahada. Biz hem yaralananların hem de hayatını kaybeden çocuklarımızın, yavrularımızın ailelerinin yanında olacağız. Neticede olaya sebebiyet veren, yangına sebebiyet veren her neyse bu ortaya çıkacaktır ve sorumlularla ilgili işlemler yapılacaktır. Şimdilik böyle söylemekle yetinelim. Büyük bir acı ve dram halen sıcak."Bir gazetecinin "Tören yapılacak mı?" şeklindeki sorusu üzerine Kaynak, "Törenle ilgili ailelerin tutumu çok önemli. Ne diyecekler, ne isteyecekler, Adana Valimiz olayın en başından beri Aladağ'da, bizimle beraber döndü. Ailelerle temas kuracaktır. Ama cenazelerin nakli ve defni için biz hükümet olarak, valilik olarak görevde olacağız." ifadesini kullandı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK),Adana'da özel bir öğrenci yurdundaki yangına ilişkin Aladağ ilçesi Sulh Ceza Hakimliğinin soruşturma tamamlanıncaya getirdiği yayın yasağı kararının kaldırıldığını duyurdu. RTÜK'ün internet sitesinden yapılan açıklamada, Adana'nın Aladağ ilçesindeki özel öğrenci yurdunda meydana gelen yangına ilişkin Aladağ Sulh Ceza Hakimliğinin yayın yasağı kararının, Kozan Sulh Ceza Hakimliğinin kararı ile kaldırıldığı belirtildi. Açıklamada, "Kozan Sulh Ceza Hakimliğinin 2016-1423 D. İş Sayılı kararı ile Adana Aladağ İlçesi Sulh Ceza Hakimliğinin 29.11.2016 tarihinde Aladağ ilçe merkezinde bulunan Aladağ Özel Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu'nda meydana gelen yangınla ilgili 2016/150 D. İş sayılı yayın yasağı kararı kaldırılmıştır." ifadeleri kullanıldı.
29.11.2016 - 20:18
haberturk
['adana', 'öğrenci yurdu', 'yangın']
Adana'da kız öğrenci yurdunda yangın: 12 ölü
Gündem
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1330359-adanada-ogrenci-yurdunda-yangin-12-ogrenci-hayatini-kaybetti
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açığa alınan Muş İl Jandarma Komutanı Pilot Kurmay Albay Osman Nuri Çevik, Eskişehir'de tutuklandı.
null
Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince, kent merkezindeki bir eve düzenlenen operasyonda yakalanan Çevik, emniyetteki işlemlerin ardından geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi. Pilot Kurmay Albay Osman Nuri Çevik, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
14.08.2016 - 12:27
Anadolu Ajansı
['Türkiye']
Muş Jandarma Komutanı Albay Osman Nuri Çevik tutuklandı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/mus-jandarma-komutani-albay-osman-nuri-cevik-tutuklandi,PBEYb3buNUOeq6K8kpCtRg
Survivor 91. yeni bölümüyle bu akşam ekranlara geldi. Finale doğru kısa bir süre kala Survivor'da yarışmacılar bugün ödül oyununa çıktı. Ödül ise kazanan takım Santo Domingo'ya götürülecek ve orada 5 yıldızlı otelde kalıp akşam yemeğine çıkacak. İkinci oyun ise mantı ödülüydü. Peki, Survivor Santo Domingo ve mantı ödülü oyununu kim kazandı? İşte 7 Haziran Survivor 91. son bölüm özeti...
null
Survivor 2018. yeni bölümüyle bu akşam ekranlara geldi. Ümit Karan'ın elenmesinin ardından 5 kişi kalan Ünlüler ile 6 kişi kalan Gönüllüler bugün ödül oyununa çıktı. Kıbrıs finaline kısa bir süre kala yarışmacıların heyecanı iyice artarken bugünkü oyunun ödülü yarışmacıları mutlu etti. Kazanan takım Santo Domingo'ya götürüldü ve 5 yıldızlı otelde konaklamanın yanı sıra akşam yemeği yedi. Öte yandan ikinci ödül oyunu oynandı ve kazanan takım mantı yiyecek. Peki, Survivor Santo Domingo ve mantı ödülü oyununu kim kazandı? İşte 7 Haziran Survivor 91. son bölüm özeti... Karşılaşmalar ve kazananlar (Ünlüler-Gönüllüler) Turabi - Anıl: İlk oyunda Anıl sayıyı kazanan taraf oldu. Durum 0 - 1. Mustafa Kemal - Hakan: Rakibinin atamadığı gören Mustafa Kemal risk aldı ve sayıyı kazandı. Durum 1 - 1. Murat - Adem: Adem sayıyı kazanan taraf oldu. Durum 2 - 1. Sema - Nagihan: Bu oyunun kazananı Sema oldu. Durum 3 - 1. Anıl - Adem: Ünlüler farkı açıyor, Adem kazandı. Durum 4 - 1. Turabi - Murat: Atışlarda zorlanan ikiliden şanslı taraf Murat oldu. Durum 4 - 2. Sema - Damla: Sema rakibine fark açan sayıyı aldı. Durum 5 - 2. Mustafa Kemal - Hilmi Cem: Aynı nanda atışlara başlayan ikiliden kazanan taraf Mustafa oldu. Durum 6 - 2. Adem - Anıl: Bu karşılaşmanın galibi Anıl. Durum 6 - 3. Mustafa Kemal - Murat: Mustafa Kemal sayıyı alarak farkı iyice açtı. 7 - 3. Sema - Damla: Sema Ünlüler durmuyor, Sema kazandı. Durum 8 - 3. Turabi - Hilmi Cem: Ünlüler ödül çok yakın, Turabi kazandı. 9 - 3. Adem - Hakan: Adem ödülün sahibi belirleyen atışları yaptı. Durum 10 - 3. Böylelikle Ünlüler ödülün sahibi oldu.   Survivor 2018'in 91. bölümünde ikinci ödül oyunu oynandı. İki takım da oyunu kazanabilmek için kıyasıya mücadele etti. İlk ödül olan Santo Domingo'ya gitme ödülünü büyük farkal kaybeden Gönüllüler, ikinci ödül oyununda rakibine üstünlük sağladı. Mantı ödülü olan ödül oyununda Gönüllüler 10'a 4 oyunu alarak ödülün sahibi oldu. Ödül oyununda Sema ile Damla'nın mücadelesi sırasında Hakan ile Anıl arasında gerginlik yaşandı...
07.06.2018 - 21:48
haberturk
['survivor', 'survivor ödül oyununu kim kazandı', 'survivor ödül kim kazandı', 'survivor ödül oyununu hangi takım kazandı', 'survivor santo domingo ödülü kim kazandı', 'survivor son bölüm', 'survivor 91 bölüm']
Survivor Santo Domingo ve mantı ödülü oyununu kim kazandı? 7 Haziran Survivor 91. son bölüm özeti...
Gündem
https://www.haberturk.com/survivor-santo-domingo-odulu-oyununu-kim-kazandi-7-haziran-survivor-91-son-bolum-ozeti-2005942
Uzay Heparı'nın oğlu Kanat televizyon programında, "Size Sezen Aksu’nun desteği var mı?" sorusuna "Etkisi müzik olarak var. Ama müzikle bir birleşmeniz var mı diyorsanız, henüz kendisiyle tanışmadım" dedi.
null
Sezen Aksu’nun hayatında önemli bir yer tutan ve bir motosiklet kazasında yaşamını yitiren besteci Uzay Heparı’nın oğlu Kanat Heparı, annesi Zeynep Tunuslu ile birlikte CNN TURK'te Saba Tümer’e konuk oldu. Kanat Heparı programda Sezen Aksu'yla ilgili bir itirafta bulundu. Tümer, Kanat Heparı ve Zeynep Tunuslu arasında geçen diyalog şöyleydi: 7 yaşında piyano çalmaya başladım. Bas gitar, saz ve bağlama çalışıyorum. Babamın en çok “Serserim” adlı şarkısını seviyorum. Babasız büyüdüm bir eksiklik hissetmedim. Tabii ki karakterimde, yaşamımda, bilinçaltımda istemsiz eksiklikler olmuştur. Onun kişiliğini merak ediyorum. Size Sezen Aksu’nun desteği var mı? Etkisi müzik olarak var. Ama müzikle bir birleşmeniz var mı diyorsanız, henüz kendisiyle tanışmadım. Bebekliğinde gelmişti, görmüştü. Ama ondan sonra o yoğunlukta onun müzik kariyeri nasıl olur noktasında konuşmadık. Ama ne zaman istesek tabii ki yanımızdadır destek verir diye düşünüyoruz.
29.09.2010 - 12:07
null
[]
'Sezen Aksu'yla henüz tanışmadım'
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/sezen-aksuyla-henuz-tanismadim,DRy_IibCqEyw5QQTcGizKQ
8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebiyle İstanbul Fransız Kültür Merkezi, aralarında merhum fotoğrafçı Kate Barry’nin “ACTRICES” sergisinin de yer aldığı kadın hakları, kadınlık, ve kendini bir davaya adamış kadınlar konularını ele alan bir dizi etkinlik hazırlıyor.
null
Fransız Kültür Merkezi bu serginin yurtdışındaki hazırlıklarını, tanıtımını ve promosyonunu Roman de Kermadec’in (Kate Barry’nin oğlu ve hak sahibi) destekleri ile, sergi küratörü, gazeteci ve fotoğrafçı Aline Arlettaz ile beraber ve Gallois Montbrun ve Fabiani Ajansı ile birlikte gerçekleştiriyor. 9 Mart 2016 tarihinden itibaren Fransız ve dünya sinemasının 25 kadın sanatçısının portreleri İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde sergilenecek. Sergi “Actrices” Kate Barry İstanbul Fransız Kültür Merkezi 09/03/2016-18/04/2016 Aline Arlettaz  : Institut français Benjamin Baltimore Kate Barry Fransız Kültür Merkezi ve sinema departmanı kadınlara adanmış bu orijinal sergiyi sunuyor olmaktan heyecan duyuyor. Sergi Fransız Kültür Merkezi tarafından, gazeteci ve fotoğrafçı Aline Arlettaz küratörlüğünde, Kate Barry’nin oğlu Roman de Kermadec’in katkısı ve serginin uluslararası dağıtımı için AXA’nın desteği ile gerçekleştiriliyor. Fransız Kültür Merkezi başta Jane Birkin olmak üzere, Renate Gallois Montbrun & Guillaume Fabiani Ajansı’na projeye yatırımlarından dolayı müteşekkirdir. Benzersiz sanatçı bakışı ışığında karmaşa ile sadeliği harmanlayan Kate Barry’nin portreleri, kompozisyon ile fotoğraftaki sahne düzeninin yalınlığı ve arka plandaki titiz çalışmaları ile olağanüstü güzellikleri ve tarif etmesi zor, sessiz ve hüzünlü ortamı ile izleyicisini etkisi altına alıveriyor. Bir portreden diğerine çağdaşı geçmişten yadigar kalanlara bağlayarak, gerçek ya da hayali bir mahremiyetin hassas ifadesinde hayat bulan bedenleri ve sıra dışı dekorları bir araya getirerek paradoksal bir estetik ortaya çıkarıyor. Bir fotoğraftan diğerine, siyah beyaz ya da renkli, yeniden gözden geçirilmiş ve kuralların dışına çıkılmış olsa da sanat tarihi çaktırmadan karşımıza çıkıveriyor: cariyelerin terkedilmiş bedenlerinin çağrışımı, barok usulü ayna kullanımı, Man Ray tarzındaki Elsa Zylberstein’ın o güzel portresindeki gerçeküstü esinlenme...  Isabelle Adjani  Sabine Azéma  Monica Bellucci  Jane Birkin  Helena Bonham-Carter  Valéria Bruni-Tedeschi  Amira Casar  Laetitia Casta  Sofia Coppola  Béatrice Dalle  Catherine Deneuve  Lou Doillon  Adèle Exarchopoulos  Charlotte Gainsbourg  Hafsia Herzi  Isabelle Huppert et Emmanuelle Béart  Sandrine Kiberlain  Mélanie Laurent  Sophie Marceau  Chiara Mastroianni  Géraldine Pailhas et Charlotte Gainsbourg  Vanessa Paradis  Ludivine Sagnier  Audrey Tautou  Elsa Zylberstein 8 Nisan 1967 tarihinde Londra’da dünyaya gelen ve 11 Aralık 2013 tarihinde Paris’te hayata veda eden Kate Barry, oyuncu ve şarkıcı Jane Birkin ile besteci John Barry’nin kızı. 1984 yılında Paris’te Ecole de la Chambre Syndicale de la Haute Couture’den mezun olan Barry stilist olarak çalışır. 1996 yılında fotoğrafçı olarak kariyerine devam eder. Barry, Vogue ve Elle dergisinin farklı ülkelerdeki yayınlarının yanı sıra Paris-Match, Sunday Time Magazine, Madame Figaro gibi saygın dergiler ile çalışır. Birçok sanatçının (Jane Birkin, France Galle, Carla Bruni vs.) cd kapaklarını da gerçekleştiren Kate Barry, ünlü markaların reklamları için çalışmalar yaptı. Barry’nin ilk sergisi 2000 yılında Tokyo Bunkamura Galerisi’nde gerçekleştirildi. Bu sergiyi Fransa, İtalya ve Japonya’da çok sayıda sergi izledi. Yazar Philippe Dijan hakkında bir belgesel yazıp yöneten Barry, La Table Ronde yayınevinden, yazar Jean Rolin’in metni ile katkı yaptığı, Dinard, essai d’autobiographie immobilière isimli bir kitap yayınladı.
04.03.2016 - 12:59
ntv.com.tr
['Sanat']
Kate Barry'den "Actrices" sergisi
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/kate-barryden-actrices-sergisi,AQCp1IAEPUmg16BTVnQGxQ
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, daha önce çıkarılan afların, hukuki belirsizliğe neden olduğunu, toplumdaki huzur ve barışın sağlanması noktasında bazı sıkıntıları ortaya çıkardığını belirterek, "Kurumsal bir görüş olmamakla birlikte ben affa karşıyım" dedi.
null
haberi!  Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Yargıtay Lokali'nde düzenlediği basın toplantısında, görev süresi boyunca yapılan faaliyetleri anlattı, yargı reformlarını içeren yılık değerlendirme yaptı.  Başkan Cirit, 31 Aralık 2018 itibarıyla Yargıtay hukuk daireleri ile Hukuk Genel Kurulunda toplam 224 bin 111, ceza daireleri ile Ceza Genel Kurulunda 282 bin 350, Cumhuriyet Başsavcılığında ise 435 bin 496 derdest dosya bulunduğunu bildirdi. Genel toplam itibarıyla 2018 sonunda derdest dosya sayısının 941 bin 957 olduğunu söyleyen Cirit, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle son iki buçuk yıl içerisinde Yargıtay'ın derdest dosya sayısının yaklaşık üçte bir oranında azaldığını kaydetti. Yeni Yargıtay hizmet binasıyla ilgili de bilgi veren Cirit, İncek'te yapımı devam eden yeni Yargıtay binasının 2021 yılı içinde hizmete açılmasının planlandığını, böylelikle daha iyi koşullarda vatandaşa hizmet vereceklerini ifade etti. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Cirit, "Hükümetin gündeminde af var, infaz değişikliği sistemi gündeme gelecek. Kısa aralıklarla yapılan infaz düzenlemeleri ve aflara nasıl bakıyorsunuz?" sorusu üzerine, "Kurumsal bir görüş olmamakla birlikte ben affa karşıyım" yanıtını verdi. Cirit, önceki dönemlerde cezaevinde kalış süresinin yüzde 40 oranında olduğunu, 1 Haziran 2005'te getirilen yeni ceza sistemiyle hem ceza yaptırımlarının hem de cezaevinde kalış sürelerinin artırıldığını hatırlattı. Bundan önce cezaevinde yatılması gereken sürenin yüzde 40 olduğunu, lehe olan indirimlerle birlikte yüzde 60 süresi kalanın dışarı çıktığını kaydeden Cirit, 2005'ten sonra ise bu oranın yüzde 66 olduğunu belirtti. Başkan Cirit, "10 yıl ceza aldığınız takdirde eskiden 4 yıl yatıyordunuz, şimdi ise 6 buçuk yıl yatıyorsunuz. Belki bunlar belli bir orana getirilebilir, yüzde 50 gibi. Çünkü cezaevlerindeki yetersizlik herkesin malumu" diye konuştu. Daha önce çıkarılan afların, hukuki belirsizliğe neden olduğunu, asayiş açısından, toplumdaki huzur ve barışın sağlanması noktasında bazı sıkıntıları ortaya çıkardığını dile getiren Cirit, "Ama çıkarılacaksa belki infaz sistemindeki yüzde 66'lık cezaevinde kalma süresini yüzde 50'lere doğru çekebiliriz. Böylelikle daha adil bir çözüm olabilir diye düşünüyorum" ifadesini kullandı.
27.02.2019 - 10:54
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'Türkiye', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'haber']
Yargıtay Başkanı Cirit'ten af açıklaması
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/yargitay-baskani-ciritten-af-aciklamasi,tYUOh8LvTUqsxbI0TQJQCQ
74 yaşındaki Tara, aşırı dinci İsraillilere göre dinen çalışmanın yasak olduğu cumartesi günleriyle ilgili yasağa aldırmaksızın şehitliğin bakımını yapıyor
null
Türk havacılık tarihinin ilk şehitleri olarak kabul edilen ve 1914'te Celile Denizi çevresinde uçaklarının düşmesi sonucu hayatlarını kaybeden "Tayyareci Fethi Bey ve yardımcısı Sadık Bey"in İsrail'in kuzeyindeki Taberiyye'de bulunan anıtının tüm bakımı 74 yaşındaki İsrailli Yerah Tara'ya emanet. 74 yaşındaki Tara, aşırı dinci İsraillilere göre dinen çalışmanın yasak olduğu cumartesi günleriyle ilgili yasağa aldırmaksızın, dini veya ulusal bayram günlerini dikkate almaksızın, her cumartesi gününü, mezarları Şam'da bulunan iki şehidin anıtını düzenlemek, alandaki ağaçları sulamak, budamak veya alanı temizlemekle geçiriyor. Söz konusu şehitlerin adına yapılan anıt, 1914 yılında, Ortadoğu semalarında ilk hava taşımacılığının sembolü olarak kabul edilen "Kahire Seferleri" kapsamında, İstanbul'dan başladıkları uçuşları, İsrail'in kuzeyindeki Taberiyye'de (Tiberyas) bir kaza ile son bulan iki Osmanlı pilotunun anısını yaşatıyor. Dönemin devlet ve siyaset adamlarından Enver Paşa'nın Türk havacılığının Avrupa'dan geri olmadığını göstermek amacıyla, iki uçağın İstanbul'dan Kahire'ye uçması talimatını verdiği biliniyor. İlk uçakta Fethi Bey ve yardımcısı Sadık Bey; ikinci uçakta ise Nuri Bey ile İsmail Hakkı Bey'in bulunduğu da. Tayyareci Fethi bey ve yardımcısı Sadık Bey, Muavenet'i Milliye isimli "Bleriot" uçağı ile 8 Şubat 1914'te İstanbul'dan havalandıklarında, amaçları Kahire'ye kadar uzanan bir yolculuğu gerçekleştirmekti. Yolculuk, Eskişehir, Konya, Ulukışla, Adana'dan Suriye'de Humus ve Şam üzerinden Kudüs'e erişmeyi; buradan da Kahire'ye ve İskenderiye'ye kadar uzanmaya hedefliyordu. Şam'a kadar başarıyla gerçekleşen hava yolculuğu, Şam'dan sonra, bugün İsrail'in sınırları, o dönemde Osmanlı toprakları içinde bulunan Taberiye'de Simiriye (Samar) köyünde son buldu. İsrail tarihi üzerine merak salıp, 1951 yılında bu konuda üniversitede eğitime başladığını söyleyen Yerah Tara ise, "O dönemin uçakları çok basit uçaklardı. Bugünün bisikletleri bile o zamanın uçaklarından daha güçlü yapıya sahip. Yola çıkan uçaklardan biri Şam'da kalmış. Diğeri Kudüs'e kadar geldi. Buraya kadar geldiğinde tarih 28 Şubat 1914'tü. Kışın, bizim buralarda doğudan çok kuvvetli rüzgarlar eser. Şarkiyye deriz. Onların bundan haberi yoktu. Tepeleri geçtikten sonra rüzgar onları kesti; zaten çok zayıf olan uçağın kanatları yalpalanmaya başladı. Kokpitteki kanat kontrolü aracı kırılınca, buraya düştüler" dedi. O dönemde havacılık araçlarının yeterli olmadığını, pilotların maskelerinin bile bulunmadığını belirten Tara, araştırmalarından hareketle, kazadan sonra, o döneme dek hayatında uçak görmemiş olan Simiriyye köylülerinin uçağın düştüğü alana gelip enkazı ve pilotların cesetlerini bulduklarını, Taberiyye'deki kaymakama telgraf çekip olayı haber verdiklerini anlattı. Kaymakamın da hem İstanbul'a hem Şam'a bir telgraf çekip, kazayı haber verdiğini, bu olayın üzerinden 2 gün sonra, Şam'dan bir trenle Osmanlı hükümetinin görevlilerinin bölgeye geldiğini anlatan Tara, "O zamanlar buraya doğrudan tren vardı. Geldiler, büyük bir tören düzenleyip cesetleri aldılar Şam'a götürdüler. İki şehit, Şam'da Selahaddin Eyyubi'nin Türbesi'nin olduğu Selahaddin Camisi'ne gömüldüler" dedi. Kazadan hemen 3 ay kadar sonra dönemin Osmanlı ordusundan mühendislerin gelip, buradaki anıtı diktiklerini ifade eden Tara, anıtın 3 parçadan oluştuğunu, kaidesinin uçağın düştüğü köyden, orta kısmının Simiriyye (Samar) köyünün taşından oluştuğunu, tepe bölümünün taşının ise muhtemelen Kudüs'ten getirildiğini belirtti. Anıtın tepesinde ise Osmanlıca neler olduğunun anlatıldığını kaydetti. Tara'nın verdiği bilgiye göre, o dönemde uçağın düştüğü alan ve yakındaki Simiriyye köyü Bahai ailesine aitti. Ancak İsrail'in kurulduğu 1948'den sonra, İsrail tüm bu alanları kamulaştırdı; toprakları Bahai ailesinden satın alıp, aynı yere Haon kibutzu (kooperatif çiftlik) kuruldu. Tara, o dönemi şöyle aktardı: "Ben o zamanlar buradaki üzüm bağlarında çalışıyordum. Olayı bilen bir Yahudi gazeteciden duydum ilk kez neler olduğunu. Çok ilgimi çekti. Sonuçta, İsrail'in de tarihine ait bir olaydı. Anıtın bulunduğu alana meşe ağaçları diktim. Bu ağaçları yetiştirmek biraz zor buralarda. Su gerekir. Kibutzdan sular taşıdım. Buraya su getirilmesi gerekiyordu. 1996'da Türk Büyükelçiliği'ne bir yazı yazdım. Cevabın gelmesi oldukça uzun sürdü. Ben o arada kibutzdaki arkadaşlara su getirilmesine katkı yapabilirler mi diye sordum. Elçilikten para gelirse ne ala, çalışmalarınızın karşılığını öderim. Gelmezse de siz buna bir katkı yapmış olursunuz dedim. Kabul ettiler. Boruları döşeyip, yakındaki bir su deposundan su aktardık buraya. Bir yıl sonra elçilikten aradılar. Paralar geldi. Ben tüm masrafları ödedim." 1996'dan bu yana anıtın alanına bakmaya başlayan, eline geçen paralarla alan çevresindeki taş ve demir çitleri de yapan Yerah Tara, Tel Aviv'deki Türk Büyükelçiliği askeri temsilcileriyle sürekli irtibatta olduğunu, gelen birçok askeri heyetin alanı ziyaret ettiğini, hava kuvvet komutanlarının gelip şehitler için dua ettiklerini, çok duygulandıklarını anlattı. Bu hizmetleri nedeniyle kendisine Hava Kuvvetleri'nce bir madalya da verildiğini belirten ve "Ben bugün Türk ordusunun şeref madalyası verdiği üyelerden biriyim" diyen Tara, İsraillilerin de alana çok ilgi gösterdiğini, her zaman ziyaretçilerin bulunduğunu ifade etti. Tara şöyle devam etti: "Bu alanda gördüğünüz herşeyi ben kendi ellerimle yaptım. Her cumartesi günü buraya gelip çalışıyorum. Bu benim hobim. Özellikle Türkiye'nin ve İsrail'in ortak tarihi açısından, buranın tarihte çok önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Bugünleri bırak. Bugünlerde çok normal olmayan şeyler yaşanıyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin, çok daha dostane olduğunu biliyorum." Yerah Tara, anıt alanının etrafındaki begonvilleri ise Türk bayrağının rengine göre özellikle seçerek dikmiş. "Buradaki tüm ağaçlar, bitkiler bölgenin doğasına uygun, bir tek begonviller hariç. Begonvilleri ben özellikle rengi kırmızı ve beyaz olanlarından seçtim ve diktim. Neden? Çünkü Türk bayrağının renkleri" diyen Tara, yaşadığı ve sağlıklı olduğu sürece bu şehitlikte olacağını ve buraya bakacağını da vurguladı. Sonrası için de torunlarının buraya bakacağından emin, sözlerini şöyle tamamladı: "Haon kibutzunda torunlarım var. Benimle birlikte buraya sık sık gelirler, birlikte çalışırız. Muhtemelen benden sonra buraya onlar bakacaklar."
04.10.2011 - 14:08
haberturk
['israilli yerah tar', 'şehitlik', 'türk havacılık tarihi']
Havacılık tarihinin ilk şehitlerinin anıtları ona emanet
AIRPORT
https://www.haberturk.com/ekonomi/airport/haber/676050-havacilik-tarihinin-ilk-sehitlerinin-anitlari-ona-emanet
İngiltere'de cezaevlerine et dağıtan bir firmanın helal sertifikalı ürünlerinde domuz eti tespit edildi.
null
İngiltere'de helal gıda tartışması yaşanıyor. Cezaevlerine helal sertifikalı et dağıtan bir firmanın ürünlerinde domuz eti çıktı. İngiltere Adalet Bakanı Jeremy Wright, olayın kesinlikle kabul edilemez olduğunu söyledi ve konuyla ilgili soruşturma başlatıldı. İngiltere merkezli İslami İnsan Hakları Komisyonu, helal gıda sertifikası dağıtımının suistimale açık olduğunu belirtiyor. Dünya genelinde helal ürün pazarının büyüklüğü 2 trilyon doları aştı. Gıdanın yanısıra ilaç, kozmetik, tekstil ve temizlik gibi sektörler de helal ürün pazarına dahil oldu.
03.02.2013 - 10:56
NTV Haber
[]
'Helal gıda'da domuz eti
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/helal-gidada-domuz-eti,bg1Y_vXA00ej9XJaaKDu0A
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın istifasının kimseyi sevindirmemesi gerektiğini söyledi. Sav, "Kimse ellerini ovuşturmasın" diye konuştu.
null
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, basına kapalı gerçekleşen partisinin TBMM grup toplantısında partililere seslendi. Önder Sav, toplantıda şunları söyledi: "Sayın Deniz Baykal, basit, iğrenç bir kaset olayıdır diye geçiştirilemeyecek bir olayın üzerine cesaretle giderek; amacı vahim bir komploya teslim olmayacağını, alçakça, hayasızca, namussuzca komplo yapanlara okkalı bir şamar vurulabileceğini kanıtladı ve onlara unutamayacakları bir ders verdi. Sevgili Genel Başkanımız, bizi Türkiye'nin bu karmakarışık ortamında kendi göbeğimizi kesmekle baş başa bıraktı. Sayın Baykal'ın çok yerinde vurguladığı gibi komplonun hedefinde CHP vardır. Bu komployla alçakça, şerefsizce komplocularla bu komployu düzenleyenlerle hesaplaşmak kaçınılmaz bir sorumluluk ve ödevimizdir. Yalansız, dürüst ve cesur duruş sergileyen sadece Baykal'ın omuzlarına bu mücadeleyi yüklemek büyük bir haksızlık olur. Sayın Genel Başkanımızın komploya teslim olmayan, kaçmayan, gerçeklerle yüzleşen anlayışının sonuna kadar arkasında duracağız. CHP'nin çalkantılara, sıkıntılara soktuk diye ellerini ovuşturmaya kalkanlara hiçbir zaman bu fırsatı vermeyeceğiz. Birlik ve beraberliğimizi, dayanışmamızı her zamankinden daha güçlü kuracağız, koruyacağız. Bizleri olur olmaz, yerli yersiz konuşmaya çekmek isteyen medyaya lütfen meze ve malzeme olmayınız. Hiç kimse de Sayın Genel Başkanımızın hamiliğine soyunmaya kalkışmasın. Baykal'ın onurlu duruşunu zedelemeye hiçkimsenin yok. Cılız ve bencil çıkışlarla bu hedeflerden CHP'yi lütfen saptırmaya kimse kalkışmasın. Hepimizin üzerinde tarif edilmeyecek kadar emeği ve hakkı vardır. Bizler de ona, bu emeğinin hakkının karşılığını ödünsüz desteklerimizle ödemek durumundayız diye düşünüyorum. Namussuzlara karşı namusluların cesareti içinde mücadelemizi vereceğiz. Atatürk, sürekli devrimi tarif ederken; 'Devrim, güneş kadar parlak, güneş kadar sıcak, güneş kadar bize uzaktır. Ben, yönümü hep o güneşe bakarak tayin ederim. Sıcaklığı ve parlaklığı beni yakıncaya dek yürürüm. Sonra dururum, sonra tekrar ilerlemek üzere yola koyulurum.' Tarihin ender tanıdığı devrimcilerden, gemileri kolayca yakıp arkasına bakmayanların da devrimciliği, bu sözleri önümüzdeki mücadelemizde bize rehber olmalıdır. O, devrimci yolda yürürken yine Atatürk'ün sözlerine kulağımızı açmalıyız; 'Yeni Türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız da beni izleyecekseniz. Dinlenmemek üzere yola koyulanlar asla yorulmazlar' diyordu. Evet, Mustafa Kemal gibi, İsmet İnönü gibi, Bülent Ecevit gibi, Deniz Baykal gibi yola koyulacağız; dinlenmemek üzere yürüyeceğiz, Türkiye'yi karanlıktan kurtarıncaya kadar yürüyeceğiz, alçak komploculardan hesap soruncaya kadar yürüyeceğiz.'' Daha sonra gazetecilere açıklama yapan Sav, şunları kaydetti: “Sayın Deniz Baykal, dünkü davranışıyla onurlu bir siyaset adamının, onurlu bir devlet adamının yapması gerekenin, böyle güç koşullarda ne olduğunun altını çizdi ve tarihin unutulmazları arasında yerini aldı. Sayın Deniz Baykal istifa etti, gitti diye kimse avucunu ovuşturmasın. Sayın Baykal'ın yıllardır çizdiği politika, o politikayı bölüştüğü arkadaşları tarafından duraksamadan, geriye dönüş yapmadan sürdürülecektir. Sayın Baykal'a bütün vatandaşlarımız, CHP'nin bütün örgütü sahip çıkıyor. Bizlere düşen görev, onun bu onurlu tutum ve davranışını zedeletmemek, onun bu çizdiği yolda aksaklıklara, engellere fırsat vermemektir. CHP'nin geçmişine, şu anda içinde bulunduğu duruma yakışır bir kurultay gerçekleştireceğiz. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın." Sav, Baykal ile tartıştığına yönelik iddiaların sorulması üzerine, şöyle konuştu: ''Bugün bir köşe yazarımızdan ben de okudum, öğrendim, öyle bir şey varmış meğer. Sayın Genel Başkan ile 53 yıllık dostum, arkadaşım, kesintisiz siyaset bölüşmüş bir insanım. Zaman zaman bir siyasi partide, tornadan çıkmış gibi düşünceler olmaz. Sayın Genel Başkan ile zaman zaman karşılıklı fikir teatisi içinde olduğumuz durumlar olmuştur. Ama bu olayla ilgili anlatıldığı, abartıldığı gibi herhangi bir şey gerçekleşmemiştir.'' Bunun bir tertip olduğu, Deniz Baykal'ın yeniden genel başkanlığa döneceğine yönelik haberlere karşılık Sav, ''Sayın Genel Başkanımız, hayatın hiçbir döneminde tertip yapmamıştır. Aksine tertip yapanlara karşı mücadele vermiştir. Böyle bir dönemde de yakıştırıldığı gibi bir tertip içinde bu işe başlamış olması, asla söz konusu değildir'' dedi. CHP Genel Sekreteri Sav, görüntülerle ilgili herhangi bir bakandan kendilerine herhangi bir bilgi gelmediğini de sözlerine ekledi.
11.05.2010 - 16:03
null
[]
Sav: Kimse ellerini ovuşturmasın
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/sav-kimse-ellerini-ovusturmasin,VEtKMnd9q0GACiqFkTroYA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın öğrenim gördüğü İstanbul İmam Hatip Lisesi'nde Sanat Tarihi öğretmenliğini yapan Semra Acar, ''O'nun ileride hangi alanda olursa olsun çok iyi konumlara geleceğini düşünüyordum ama siyaseti hiç düşünmemiştim'' dedi.
null
Şu anda emekli olan Semra Acar, 1943'de Ankara'da doğduğunu ve babasının albay emeklisi olduğunu belirtti. İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümünü bitirdiğini ve ilk tayininin Eskişehir Atatürk Lisesi'ne çıktığını dile getiren Acar, ardından eş durumundan Fatih ilçesindeki Draman semtindeki imam hatip lisesine tayin olduğunu hatırlattı. Acar, 1970 yılında tayin olduğu imam hatip lisesi ile ilgili olarak, ''İlk önceleri biraz yadırgadım. Çünkü başım açık ve modern görünümlü bir öğretmendim. Beni nasıl kabul edecekler, yadırgayacaklar mı? Gibi düşünceler vardı aklımda'' dedi. ''Uzaktan kimseyi yargılamamak gerektiğini, okuldaki öğretmen arkadaşlarını ve öğrencilerini tanıdıkça çok sevdiğini'' dile getiren Acar, öğrencilerinin çok başarılı ve temiz kalpli olduğunu, hayat görüşlerinin insan sevgisine dayandığını anlattı. Draman'daki imam hatip lisenin ''adeta bir aile ocağı'' olduğunu söyleyen Acar, dersin biraz zor ve disiplinli bir öğretmen olması nedeniyle öğrencilerin ilk zamanlarda kendisini yadırgadığını, ancak daha sonra alıştıklarını kaydetti. Başbakan Erdoğan'ın 1971-1974 arasında öğretmenliğini yaptığını söyleyen Acar, ''Liderlik sonradan kazanılan bir vasıf değil. Lider doğuluyor. Bu özellik hayat boyu insanı sürükleyip gidiyor. Recep Tayip Erdoğan bunun tek örneğidir'' dedi. Erdoğan'ın okulun edebiyat ve münazara Kollarının başkanlığının yanı sıra, sınıf başkanlığı yaptığını ve iyi bir sporcu olduğunu anımsatan Acar, ancak her şeyden öte dürüst bir kişiliğe sahip olduğunu anlattı. Etkin, karizmatik, entelektüel ve üretken özelliklerinin Erdoğan'ı sınıfta ön plana çıkardığını dile getiren Acar, Erdoğan'ın derslerinde çok başarılı olduğunu ifade etti. Erdoğan'ın çok kitap okuduğunu ve bilgi birikiminin çok engin olduğunu kaydeden Acar, ''Sınıfta çok sakin ve sessizdi. Genelde sınıfta arka sıraya otururdu. Çünkü onda insanları tartma gibi bir özellikte vardı. İyi bir dinleyiciydi ve iyi analizler yapardı. Allah bir çok lütufu kendisine bahsetmiş. Bütün liderlik özellikleri doğuştan'' diye konuştu. Acar, ''öğretmenlerine karşı çok saygılı'' diye nitelediği Erdoğan'ın ''sinirli olduğunun söylendiğini, ancak böyle bir yönünün bulunmadığını, sadece heyecanlı ve coşkulu olduğunu'' kaydetti. Acar, Erdoğan'ın, bütün öğretmenlerine efendiliği ve dürüstlüğüyle kendisini kabul ettirdiğini aktardı. Erdoğan'ın derslerinde çok başarılı olduğuna dile getiren Acar, öğrencisi Başbakan Erdoğan'a yönelik aklında kalanın onun güçlü kişiliğin olduğunu, bu özelliğinin de halen devam ettiğini anlattı. İki yıl önce tüm yoğunluğuna rağmen Erdoğan'ın öğretmenlerine yemek vererek gururlandırdığını kaydeden Acar, bunun bir ''ahde vefa'' olduğunu anlattı. Geçen yıl yaklaşık 18 saat süren bir ameliyat geçirdiğini aktaran Acar, ''Çok fazla narkoz aldığım için iki gün yoğun bakımda kaldım. Yoğun bakımdan çıkar çıkmaz bir telefon geldi. Kızım, Başbakan Erdoğan'ın aradığını söyledi. Çok yorgun olmama rağmen konuştum. Geçmiş olsun dileklerini iletti. 'Sizi görmeye geleceğim' dedi. Ancak 'yoğun işlerin var gelme' dedim. Beni ilk arayanlardan biri Erdoğan oldu. Bu olay beni çok etkiledi. Halen de hatırladıkça duygulanırım'' şeklinde konuştu. Erdoğan'ın öğrenci yıllarında siyasi eğilimlerinin olmadığını düşündüğünü belirten Acar, ''Onun, ileride hangi alanda olursa olsun çok iyi konumlara geleceğini düşünüyordum ama siyaseti hiç düşünmemiştim'' dedi. ''Başbakan Erdoğan'ı tahammül edemeyenlerin çok olduğunu'' savunan Acar, ''Birçok iftiralar ortaya atılıyor. Hani gerici olacaktık. Ilımlı İslam dediler. Laiklik karşıtlığı diye bir şey yok. Tüm bunlar Erdoğan'a muhalif olmak için yapılan söylentiler'' diye konuştu. ''Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile arasında yaşananlar hakkında ne düşünüyorsunuz'' sorusunu Acar, şöyle değerlendirdi: ''Ne güzel yaptı. Gurur duydum. 'İşte benim öğrencim Tayyip Erdoğan' dedim. 'One minute' dedi. Masaya vurdu. Bayıldım inanın. Ağladım, coşkuyla ağladım. Biz çok ezildik. Oralara giden liderlerin hepsinin devlete faydaları var ama onların o ezik duruşları, iki büklüm hareketleriyle toplum olarak ezildik. Onlar orada ezilince toplum da eziliyor. Erdoğan, karizmasıyla, güçlü kişiliğiyle bilgi birikimiyle Türkiye'yi önemli yerlere getirdi. Dünyada önemli bir lider. Davos'ta Erdoğan, çok büyük haksızlığa uğradı. Erdoğan, onların hepsine 'one minute' dedi. Erdoğan, dik durdu ve durmaya çalışıyor. Bütün dünya bunu alkışladı. Sevmeyenler de... Erdoğan'a, 'Başbakanım sizi sevmeyenler de aslında sizi seviyorlar. Herkes sizinle gurur duyuyor' diyorum.'' Acar, ''Demokratik açılım'' çalışmalarını değerlendirirken, ''Erdoğan'ın burada çok büyük bir reform yaptığını ve cesaret gösterdiğini'' söyledi. ''Erdoğan'ın sadece halkların eşitliğini ve kardeşliğini istediğini'' anlatan Acar, ''Türkiye, maddi ve manevi olarak çok yoruldu. Artık bu sorunların çözülmesi gerekiyor. 'Kimsesizlerim kimiyim' diyor. 81 kenti geziyor'' diye konuştu. Semra Acar, ''Erdoğan'ın İstanbul aşkının Türkiye, Türkiye aşkının ise dünya aşkına dönüştüğünü, çünkü kalbinin insan sevgisiyle dolu olduğunu'' dile getirdi. Acar, şöyle konuştu: ''Erdoğan, Türkiye'nin dünyada ekonomik olarak refah seviyesi artmış, eğitim ve sağlık alanında ilerlemiş müreffeh bir ülke olmasını istiyor. En önemlisi de analar ve çocuklar ağlamasın istiyor. Erdoğan'ı, bu kadar yaptığı hizmetin kadri ve kıymetini bilmeyen insanların vefasızlığı çok üzer. O, Türkiye için bir şans. Öğretmeni olarak, Türkiye'ye, insanlığa yaptığı hizmetler ve ülkemizi güçlü kıldığı, söz sahibi yaptığı için teşekkür ederim. Durmak yok, yola devam sözünde olduğu gibi yolu açık, şansı bol olsun. Böyle liderler her zaman gelmez.'' Acar, ''Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olacağını ve oraya çok yakışacağını'' da söyledi.
24.11.2009 - 02:13
Anadolu Ajansı
[]
Öğretmeninin gözüyle Başbakan Erdoğan
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ogretmeninin-gozuyle-basbakan-erdogan,9EjOLtZE4UGsE7KB83Jnag
Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Sınavı'na (TYT) katılan 24 yaşındaki aday yaşamını yitirdi.
null
Edinilen bilgiye göre, Sercan Bolat (24) Ankara Sincan'daki 100. Yıl İmam Hatip Ortaokulunda YKS'nin ilk oturumuna girdi. Sınav sırasında fenalaştığı ve yere düşerek başını çarptığı öğrenilen Bolat, 112 Acil Sağlık ekiplerince Lokman Hekim Sincan Hastanesi'ne kaldırıldı. Yolda kalbi duran Bolat, hastanedeki müdahalelere rağmen hayata döndürülemedi. Bolat'ın cenazesi kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Sercan Bolat'ın 2 yıllık evli ve bir erkek çocuğu olduğu öğrenildi.
15.06.2019 - 21:41
null
['Türkiye', 'Eğitim', 'YKS']
YKS esnasında fenalaşan aday yaşamını yitirdi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/yks-esnasinda-fenalasan-aday-yasamini-yitirdi,IcNkuGUUUUO0MdoQ7gtlug
Kasım ayı içerisinde ABD genelinde yapılacak seçimlerde Demokratları desteklemek için Eski Başkan Barack Obama Milwaukee, Wisconsin ‘de düzenlenen mitinge katıldı.
cumhuriyet.com.tr
Dört bin civarında kişinin katıldığı mitinge “Burada olmak için tek bir sebebim var, Buradayım çünkü sizden oy vermenizi istiyorum” diyerek başladı. Politikacıların her seçim için önemli dediğini ancak bu seçimin gerçekten önemli olduğunu söyleyen Obama, Amerika’nın bir yol ayrımında olduğunu milyonlarca Amerikalının sigortasının, çalışan Amerikalının haklarının bu seçimle belirleneceğini ifade etti. Obama “Ülkemizin karakterinin ne olduğu oy pusulalarında” dedi. Amerikalıların bu tarz seçimlerde her zaman doğru karar verdiğini ancak her zaman bunu yeterince hızlı yapmadığını söyleyen Obama, karar verilirken doğru kararların bunu savunanlar sayesinde alındığını belirtti. Obama köleliği kaldırmanın, işçi haklarının ortaya çıkmasının, kadın haklarının arttırılmasının hep bu şekilde olduğunu hatırlattıktan sonra Amerikan tarihinin bunun örnekleri ile dolu olduğunu ve ülkenin gelişiminin hiçbir zaman kolay olmadığını belirtti. Güçlü ve zenginlerin her zaman ellerinde olanı tutmak için çalıştığını ifade eden eski başkan, bunu yaparken insanları ayıran tarihteki etnik, dini ayrışmaları kullandığını, kişileri birbirine düşürmeye çalıştığını kendilerini korumak için kimin zarar gördüğünü umursamadıklarını söyledi. Bundan kurtulmak için en iyi yolun oy kullanmak olduğunu bir kez daha hatırlattı. Bugün Cumhuriyetçilerin reklamını yaptıkları güzel ekonominin, kendi döneminde temellerinin atıldığını ve başladığını hatırlatan Obama “Hadi Doğruyu söyleyin”” diyerek meydan okudu. Onlarca yıldır yapılan yanlışların tamamını arzu ettikleri gibi 8 yılda düzeltemediklerini ancak çok başarılı olduklarını ve kendisinin başkanlı yaptığı dönemin son yirmi ayında yaratılan iş imkanının, ayrıldıktan sonra yaratılan iş imkanından iddiaların tersine daha fazla olduğunu söyleyerek “isterseniz bakabilirsiniz” dedi. Obama ayrıca bunu Cumhuriyetçilerin kongredeki tüm engellemesine karşı başardıklarının altını çizdi. Cumhuriyetçilerin Trump ile birlikte iki yıldır zenginler için vergileri azalttığını, çevre koruma kanunlarını kaldırdıklarını ve borçlanmayı arttırdıklarını bu sırada da sosyal ayrışmayı körüklediklerini belirtti. Cumhuriyetçilerin zenginlere 1.5 trilyon dolar vergi indirimi getirdiklerini, mali açığı arttırdıklarını sonrada Cumhuriyetçi Senato Lideri Mitch McConnell ‘ın “bu bütçe açıklarından çok rahatsızım, bunu aşağı çekmeliyiz. Sağlık programlarının, sosyal güvenliğin bütçelerini düşürelim” dediğini paylaşan Obama,” inanmıyorsanız kendiniz araştırabilirsiniz. Bu durum bana dolandırıcılık gibi gözüküyor” dedi. “Bu en kötüsü değil” diye söze devam eden Obama, politikada politikacıların zaman zaman söz verdiklerini ve bazen gerçekten deneseler bile sözlerini yerine getiremediklerini ifade eden Obama “Ama yakın politik hayatta daha önce görmediğimiz bir şey görüyoruz. Yüzsüzce, utanmazca, gerçekleri çarpıtarak bilerek yalan söyleyen politikacılar. Siyaha Beyaz, beyaza siyah diyen bir hükümet “dedi. Obama, Başkan Trump’ın seçimlerden önce orta sınıf için vergi indirimi yasasını geçirdiğini söylediğini ancak bunu söylediği dönemde kongrenin kapalı olduğunu ve Trump’ın uydurduğunu söyledi. Şimdi de hükümetin insanları gelen göçmenlerden korkutmaya çalıştığını söyleyen Obama, bunun gerçekleri çarpıtmak ve seçimlerden önce asıl sorunlardan insanları uzaklaştırmak için ortaya atıldığını iddia etti. Cumhuriyetçilerin her seçim dönemi korku sattığını sözlerine ekleyen Obama bunun önüne geçmenin tek yolunun oylar olduğunu yineledi. Obama sözlerini Amerika’nın insanların haklarını, koruyacak, ayrımcılığa izin vermeyecek ve dik duracak vatan severlere ihtiyacı olduğunu söyleyerek sözlerini tamamlayan Obama, “Demokrasimin düşmanları Beyaz Saraydaki biri, bir kongre üyesi veya lobici değildir, Demokrasinin en büyük düşmanı umursamaz insanlardır, evde oturan ve katılmayan kişilerdir” dedi ve herkesi aktif olmaya ve oy vermeye çağırdı.
27 Ekim 2018 Cumartesi, 08:09
cumhuriyet
null
Obama: Buradayım çünkü sizden oy vermenizi istiyorum
Dünya
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1123226/Obama__Buradayim_cunku_sizden_oy_vermenizi_istiyorum.html
Gişede animasyon fırtınası sürüyor...
null
Will Ferrell, Brad Pitt ve Tina Fey gibi oyuncuların seslendirdiği 'Megamind' (Megazeka) animasyon filmi, ABD’de gösterime girdiği hafta sonunda 47 milyon 700 bin dolar hasılat elde ederek en çok izlenen film oldu. Tom McGrath’ın yönetmenliğini yaptığı animasyon filmini 33 milyon 500 bin dolarla, Robert Downey Jr. ve Zach Galifianakis’in başrollerini oynadığı 'Due Date' (Git Başımdan) ikinci olarak izledi. 47.7 milyon dolar 33.5 milyon dolar 20.1 milyon dolar 8.9 milyon dolar 8.2 milyon dolar 7.3 milyon dolar 5.1 milyon dolar 4 milyon dolar 4 milyon dolar 3.6 milyon dolar
09.11.2010 - 09:25
haberturk
['brad pitt', 'megamind', 'will ferrell']
'Megamind' zirvede
Sanat
https://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/569761-megamind-zirvede
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi oldukları iddiasıyla haklarında gözaltı kararı verilen 39 şüphelinin yakalanması için İstanbul merkezli 8 ilde eş zamanlı operasyon başlatıldı.
null
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında, 'nün şifreli mesajlaşma programı ByLock'u kullandığı tespit edilen ve konuşma içerikleri çözümlenen 39 zanlı hakkında gözaltı kararı verildi.  Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, aralarında doktor ve öğretmenlerin de olduğu şüphelilerin yakalanması için İstanbul merkezli 8 ilde eş zamanlı operasyon başlattı. kapsamında çok sayıda kişinin gözaltına alındığı ve söz konusu adreslerdeki aramaların sürdüğü belirtildi.
07.12.2017 - 08:00
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Polis Adliye', 'FETÖ']
İstanbul merkezli 8 ilde eş zamanlı FETÖ operasyonu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/istanbul-merkezli-8-ilde-es-zamanli-feto-operasyonu,7eutSakj1EKzdRt2SzuXPQ
Tokyo’daki Toho Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bir araştırmada uykusuzluğun tip 2 diyabet riskini artırdığı belirlendi. İsveç’te 15 yıl süren araştırma ise kepekli besinlerin diyabeti engellediğini ortaya koydu
null
Dünya genelinde 450 milyon diyabet hastası var. İlacın yanı sıra doktorların en önemli tavsiyesi sağlıklı bir yaşam tarzı. İki yeni araştırma şeker hastalığı riskinin nasıl düşürülebileceğine dair ipuçları sundu. Japonya'nın başkenti Tokyo'daki Toho Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapılan bir araştırmada, bir gecelik uykusuzluğun bile diyabet riskinin bariz şekilde artmasına yettiği belirlendi. Vatan gazetesinde yer alan habere göre; araştırma fareler üzerinde yapıldı. Uykusuz bırakılan denek farelerin tansiyonu yükseldi. Yükselen bir başka değer de karaciğerlerindeki trigliserid düzeyi oldu. Trigliserid, kanda bulunan yağlardan biridir. Kandaki trigliserid seviyesinin yüksekliği, diyabete nenen olan insülin direncini de tetikleyebilir. Uykusuzluk aynı zamanda farelerin metabolizmasındaki karaciğer enzimlerinde de değişikliğe neden oldu. İsveç'teki Chalmers Teknoloji Üniversitesi ile Danimarka Kanser Araştırmaları Merkezi'nin ortak çalışmasında ise şeker hastalığı bulunmayan yaklaşık 55 bin kişinin beslenme alışkanlıkları büyüteç altına alındı. Deneklerden, her gün yedikleri kepekli besinlerin listesini yapmaları istendi. Esmer ekmeğin yanı sıra yulaf ezmesi ve müsli karışımları gibi besinler de buna dahil. Tam 15 yıl sonra ise denekler kontrole tâbi tutuldu. Neticede her gün düzenli olarak kepekli besin tüketenlerin, tip 2 diyabete yakalanma riskinin hayli düşük olduğu saptandı. Araştırmanın baş yazarı Rikard Landberg, önemli bir noktaya dikkat çekiyor: "Kepekli ürünler söz konusu olduğunda tüm araştırma sonuçları gayet açık: Bugüne kadar yapılan hiçbir araştırmada, bunların insan sağlığına olumsuz etkisi olduğuna dair bir sonuca rastlanmamıştır."
17.09.2018 - 16:33
haberturk
[]
Şeker hastalığının ilacı uyku ve kepekli ekmekmiş...
null
https://www.haberturk.com/seker-hastaliginin-ilaci-uyku-ve-kepekli-ekmekmis-2145781
Van'da askeri aracın kontrolden çıkarak takla atması sonucu 3'ü ağır 8 asker yaralandı.
null
Van'ın Başkale İlçesi'ne bağlı Kızılca Köyü yakınlarında meydana gelen trafik kazasında 8 asker yaralandı. Kaza bugün saat 10.00 sıralarında Başkale İlçesi'ne 35 kilometre uzaklıkta bulunan Kızılca Köyü yakınlarında meydana geldi. Albayrak Köyü'nden Başkale'ye giden Unimog tipi askeri aracın freni boşalınca kontrolden çıkarak takla attı. Meydana gelen kazada, araçta bulunan 8 asker yaralandı. Yaralı askerler Başkale Devlet Hastanesi'ne götürülerek tedavi altına alınırken, durumu ağır olan 3 asker de helikopterle Van'a getirildi.
08.12.2012 - 14:56
null
[]
Askeri araç takla attı: 8 yaralı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/askeri-arac-takla-atti-8-yarali,V_5sfLK-VU6sO_wPgr-mWQ
ABD Başkanı Trump, ikinci kez ziyaret ettiği Pentagon'da ABD Savunma Bakanı Mattis, Genel Kurmay Başkanı Dunford ve birçok üst düzey komutanla bir araya geldi.
null
Başkanı , başta ’daki son durum ve 'le mücadele olmak üzere ABD'nin ulusal güvenlik önceliklerini görüşmek üzere ABD Savunma Bakanı , Genel Kurmay Başkanı ve üst düzey komutanlarla ABD Savunma Bakanlığı'nda ( ) bir araya geldi. Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ikinci kez Pentagon'u ziyaret eden Trump, Mattis ile Dunford tarafından kapıda karşılandı. Trump'ın Pentagon ziyaretine Başkan Yardımcısı Mike Pence, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Hazine Bakanı Steve Mnuchin ve Ulusal Güvenlik Konseyi üyelerinin de eşlik ettiği bildirildi. Trump, binaya girişinde bir basın mensubunun, Afganistan’daki Amerikan askerlerinin sayısıyla ilgili sorusuna, “Göreceğiz. DAEŞ’a karşı çok iyi gidiyoruz. DAEŞ hızlı bir şekilde düşüyor. Çok hızlı.” şeklinde cevap verdi. Toplantının ardından kısa bir açıklama yapan Pentagon Sözcüsü Dana White, Trump ve beraberindekilerin Pentagon’un içerisinde bulunan ve “Tank” adı verilen özel toplantı odasında yaklaşık iki saat boyunca ABD için küresel tehditleri ve fırsatları konuştuklarını ifade etti. White, toplantıda DAEŞ'le mücadele, Kuzey Kore’nin son zamanlarda artan balistik füze denemeleri ve Afganistan'daki son durum gibi ABD için küresel tehditlerin ağırlıklı olarak ele alındığını ifade etti. Toplantıda herhangi bir karar çıkmadığını ifade eden White, Afganistan ile ilgili strateji revizyonunun “çok yakın” bir zamanda açıklanacağını belirtti. Kongre’de geçen ay katıldığı bir oturumda Mattis, Pentagon’un Afganistan’a yeni bir strateji üzerinde çalıştığını ve Temmuz ayının ortalarında söz konusu çalışmanın tamamlanacağını ifade etmişti.  Amerikan yönetiminin, birçok yetkili tarafından “çıkmaz” olarak tanımlanan Afganistan’daki dengeyi Afgan ordusu lehine değiştirmek üzere ülkeye 4 bin ek asker göndermeyi planladığı iddia ediliyor. Ayrıca ABD'nin, NATO müttefiklerinden Afganistan’a daha fazla asker göndermeleri talebinde bulunduğu belirtiliyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi dün Afganistan üzerine kapalı bir toplantı gerçekleştirirken Mattis, Tillerson ve Dunfor ise Kongre’de DAEŞ'le mücadele ve Afganistan'daki son durumla ilgili olarak Kongre üyelerine ve senatörlere brifing vermişti.
20.07.2017 - 22:32
Reuters, Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Dış Politika', 'Donald Trump', 'DAEŞ', 'Trump', 'Afganistan', 'ABD']
Trump: DAEŞ’e karşı çok iyi gidiyoruz
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/trump-daese-karsi-cok-iyi-gidiyoruz,QFH6JhCFs0GOz-oQyV_6lQ
ÖSYM tarafından bilgisayar üzerinde yapılmaya başlanan Elektronik Yabancı Dil Sınavları (e-YDS), 2016 yılında da devam edecek. Bu kapsamda yıl boyunca 12 kez e-YDS sınavı uygulanacak.
CHA
Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (YDS) ile eşdeğer olan e-YDS’ye giren adaylar kazanmış oldukları hakların, YDS’ye giren adayların kazanmış oldukları haklarla aynı olduğuna işaret eden ÖSYM Başkanlığı, “e-YDS’lerde sınava alınacak aday sayısı ÖSYM Başkanlığı tarafından belirlenen kontenjan ile sınırlı kalacağından sınav ücretini ilk ödeyen adaylar kontenjana dâhil edilmiş olacaktır. Kontenjan dolduğu takdirde adayların sınav ücretini yatırması sistem tarafından engellenecek, ödeme kabul edilmeyecek ve e-YDS için sınav ücreti ödeme süresi sonlandırılacaktır.” açıklamasını yaptı. ÖSYM; e-YDS elektronik ortamda yapılacağından, adayların sınavda uygulanacak ara yüzleri sınav öncesinde tanıması ve sisteme aşinalık kazanması amacı ile bir deneme e-sınavı hazırladı. E-Sınavı ÖSYM’nin internet sitesi üzerinden adayların kullanımına sunuldu. 2016 e-YDS Sınav Takvimi Sınavın Adı 2016 Sınav Tarihi 2016 Başvuru Tarihleri 1 2016 Elektronik Yabancı Dil Sınavı İngilizce (e-YDS 2016/1) 23.01.2016 07.01.2016 11.01.2016 2 2016 Elektronik Yabancı Dil Sınavı İngilizce (e-YDS 2016/2) 13.02.2016 28.01.2016 01.02.2016 3 2016 Elektronik Yabancı Dil Sınavı İngilizce (e-YDS 2016/3) 12.03.2016 25.02.2016 29.02.2016 4 2016 Elektronik Yabancı Dil Sınavı İngilizce (e-YDS 2016/4) 16.04.2016 31.03.2016 04.04.2016 5 2016 Elektronik Yabancı Dil Sınavı İngilizce (e-YDS 2016/5) 14.05.2016 28.04.2016 02.05.2016 6 2016 Elektronik Yabancı Dil Sınavı İngilizce (e-YDS 2016/6) 11.06.2016 26.05.2016 30.05.2016 7 2016 Elektronik Yabancı Dil Sınavı İngilizce (e-YDS 2016/7) 16.07.2016 23.06.2016 27.06.2016 8 2016 Elektronik Yabancı Dil Sınavı İngilizce (e-YDS 2016/8) 20.08.2016 04.08.2016 08.08.2016 9 2016 Elektronik Yabancı Dil Sınavı İngilizce (e-YDS 2016/9) 24.09.2016 01.09.2016 05.09.2016 10 2016 Elektronik Yabancı Dil Sınavı İngilizce (e-YDS 2016/10) 15.10.2016 29.09.2016 03.10.2016 11 2016 Elektronik Yabancı Dil Sınavı İngilizce (e-YDS 2016/11) 12.11.2016 27.10.2016 31.10.2016 12 2016 Elektronik Yabancı Dil Sınavı İngilizce (e-YDS 2016/12) 17.12.2016 01.12.2016 05.12.2016
4 Ocak 2016 Pazartesi, 14:17
cumhuriyet
null
ÖSYM, e-YDS sınav tarihlerini açıkladı
Eğitim
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/egitim/458231/OSYM__e-YDS_sinav_tarihlerini_acikladi.html
Süheyl Batum'un, iki ismin seçimlerde milletvekili adayı gösterilmelerine ilişkin açıklaması, CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil'e soruldu.
null
CHP Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Bihlun Tamaylıgil, Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan Merkez Yönetim Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Tamaylıgil, Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un Ergenekon davasında tutuklu bulunan gazeteciler Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın CHP listelerinden milletvekili adayı gösterilmelerine ilişkin açıklamasını da değerlendirdi. CHP Genel Sekreteri, ''Çok değerli kişilerdir. Tabii ki Parti Meclisimiz son karar merciidir. Parti Meclisimize sunulduğu zaman, partimizin bu süreçteki en yetkili organı, kararını verecektir'' dedi. MYK toplantısında bu konunun gündeme gelmediğini aktaran Tamaylıgil, şöyle konuştu: ''Daha Meclisimiz, erken seçim kararı bile almadı. Temmuz ayının öncesindeki her tarih erken seçim kararı gerektirir. Ve o karar çıktıktan sonra da YSK seçim takvimini belirler. O takvim içerisinde de partimiz açısından milletvekili adaylarının belirlenmesi sürecini ortaya koyan bir Parti Meclisi kararı vardır. Çok değerli kişilerdir ve önemli mücadelelerin arkasında olmuş kişilerdir. Tabii ki Parti Meclisimiz son karar merciidir. Parti Meclisimize sunulduğu zaman, partimizin bu süreçteki en yetkili organı kararını verecektir.'' Tamaylıgil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''AK Parti ve Hizbullah'a'' ilişkin iddialarına yönelik sözlerinin hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması üzerine de Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun gereken cevabı verdiğini söyledi. Başbakan Erdoğan'ın son günlerdeki sözlerinin ''kimyasının bozulmaya başladığını gösterdiğini'' ileri süren Tamaylıgil, ''Bu tepkiler, ortada var olan bazı değerlendirmeleri göz ardı etmeyi beraberinde getirmez'' dedi. Hizbullah sanıklarının tahliyesi sürecinde başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere hükümetin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini ileri süren Tamaylıgil, ''Burada kullanılan kelimeler ve hitap, bu ülkenin Başbakanına yakışmamaktadır. Bir süreç idare ediliyor. Ve bu süreçte öyle çarklar ortaya çıkıyor ki; çarkçıbaşılar dümeni kilitliyor ve hükümet gemisi karaya oturuyor. Ve artık bu gemi su almaya başladı. Bu su alış, kendini tüm gerçekliğiyle ortaya koymaktadır'' diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu'nun tarikatlara ilişkin değerlendirmesi de sorulan Tamaylıgil, Kılıçdaroğlu'nun sözleriyle inanca ve inancı yaşama noktasında halka olan saygısını ortaya koyduğunu belirtti. Tamaylıgil, inanç ve inancı yaşama noktasında ortaya çıkan birlikteliklerin hiçbir zaman siyasi baskı ve yönlendirme aracı olmaması gerektiğini ifade etti. Bu arada, Balbay ve Özkan'ın CHP listelerinden aday gösterilmesi, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'e de soruldu. Çelik, ''Vallahi bu CHP'ye yakışır. CHP, zaten eski genel başkanları kendisini Ergenekon'un avukatı olarak ilan etmişti. Sayın Süheyl Batum bir anayasa profesörüdür. Anlaşılan o ki Sayın Baykal'dan boşalan avukatlık kadrosuna onu tayin ettiler. Ergenekon'un ne olduğunu halkımız çok iyi biliyor. Şu anda yargılama devam ettiği için ve henüz süreç sonuçlanmadığı için insanları şu veya bu şekilde suçlu şeklinde damgalayamayız. Oradaki iddialar tek başına vahimdir. CHP maalesef her zaman zaten karanlık güçlerin, statükocu anlayışın, millet iradesine karşı çıkanların yanında olmuştur. Darbelerin arkasındaki güç olmuştur. Darbelerin şakşakçısı olmuştur. Zaman zaman hazırlayıcı gücü olmuştur. Tabii hepsinin mi? Tabii ki değil. Hatta 27 Nisan bildirisindeki gibi 'biz bunun altına imzamızı atarız' demiştir. Cumhuriyet Halk Partisi budur. Bu açıdan böyle bir iradelerinin olmasına şaşmamak gerekir. Ben de hiç şaşmadım. Yapabilirler mi, yapamazlar mı? Bu ayrı bir olay, ama böyle bir niyetlerinin olduğunu da zaten biliyoruz'' şeklinde konuştu.
24.01.2011 - 22:21
Anadolu Ajansı
[]
'Balbay ve Özkan çok değerli kişiler'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/balbay-ve-ozkan-cok-degerli-kisiler,BiLjlZHcY06wd7c0p_YSGw
Çin'de Nisan ayı enflasyonu geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 1.5 düştü.
null
Enflasyonun ana göstergesi olan tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) Şubat ayından bu yana üçüncü kez azaldı. Çin'de TÜFE ilk kez Ekim 2002'de düşmüştü. Ulusal İstatistik Kurumu, üretici fiyatları endeksinin de Nisan ayında yine geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,6 düştüğünü açıkladı. TÜFE'nin üçte birini oluşturan gıda fiyatları yüzde 1.3 düşerken, daha önce adı “domuz gribi" olarak bilinen ve domuzlardan kaynaklandığı açıklanan H1N1 gribi salgınından dolayı domuz eti fiyatlarından yüzde 28.6'lık düşüş görüldü.
11.05.2009 - 10:57
Anadolu Ajansı
[]
Çin'de enflasyon geriliyor
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/cinde-enflasyon-geriliyor,azTzQyfPu0iwpKE03HyjgQ
Van'ın Gürpınar ilçesinde askeri aracın devrilmesi sonucu 13 asker yaralandı.
null
Van'ın Gürpınar ilçesinde askeri aracın devrilmesi sonucu 13 asker yaralandı. Gürpınar-Hakkari karayolunun Güzel Su mevkisinde askeri birliğe personel taşıyan zırhlı araç, devrildi. Kazada araçta bulunan 13 asker yaralandı. Yaralı askerler, olay yerine sevk edilen sağlık ekiplerince Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Tedavileri süren askerlerin sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.
09.04.2016 - 14:25
Anadolu Ajansı
[]
Van'da askeri araç devrildi: 13 yaralı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/vanda-askeri-arac-devrildi-13-yarali,bWE9alDbV0y72Aq_yALijQ
Aydın, Denizli, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Balıkesir, Van, Manisa, Hatay, Malatya ve Mardin büyükşehir ilan edilecek.
null
Hükümetin uzun süreden beri üzerinde çalıştığı ve 13 ilin büyükşehir ilan edilmesine ilişkin tasarı, TBMM gündemine gelecek. Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Partinin son MYK toplantısında ele alınan tasarının bir an önce yasalaşmasını istedi. Hürriyet'in haberine göre, İçişleri ve Maliye Bakanlığı’nın ortaklaşa hazırladığı tasarıya göre, daha önce açıklanan Aydın, Denizli, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Balıkesir, Van, Manisa, Hatay, Malatya ve Mardin büyükşehir ilan edilecek. Böylece 29 il büyükşehir statüsünde olacak. Nüfusu 750 bini aşan şehirlerin büyükşehir yapılmasına ilişkin yasa tasarısıyla ilgili çalışmalar tamamlandı. Geçtiğimiz pazartesi günü yapılan MYK toplantısında başbakana ayrıntılarıyla sunulan tasarıda, il sınırlarının büyükşehir belediye sınırı olarak esas alınması planlandı. Buna göre, şehirlerde gecekondulaşma ve afet riskine karşı makro planları uygulamak amacıyla yetki reformu yapılacak. İstanbul ve İzmit örneğinde olduğu gibi Türkiye genelinde illerin coğrafi sınırları, belediye sınırı kabul edilecek. Böylece büyük ölçekli imar planlarında il belediye meclislerinin kararları esas olacak. İlçe ve ilk kademe belediyeleri daha çok belirlenen makro plan içinde çalışacak. Ak Parti yöneticileri, “Birçok ilde gecekondular, kenar mahalleler oluşuyor. Bunları makro planlarla engelleyeceğiz. Çarpık kentleşmeyi önlemek amaçlanıyor. Sadece coğrafi büyüklüğü geniş olan Ankara gibi iller için özel statü yapabiliriz” dedi.
22.04.2012 - 09:42
null
[]
13 il büyükşehir olacak
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/13-il-buyuksehir-olacak,yEwKnL2UuUGWlajxkWodMg
Sony’nin geçtiğimiz sene Ekim ayında satışa sunduğu PlayStation VR, piyasadaki rakiplerine adeta fark attı. İşte konu ile ilgili detaylar.
cumhuriyet.com.tr
Sony’nin geçtiğimiz Ekim aynıda ve için satışa sunduğu , kısa sürede başarılı bir satış grafiği yakalamıştı. Japon teknoloji devi tarafından yapılan açıklamada, ’ın satışa sunulduğundan bugüne 900.000 adetten fazla sattığı belirtildi. Sony ’un yetkili ismi House, ’ı ilk olarak satışa sundukları zaman ilk 6 ayda 1 milyon satmayı planladıklarını ve bu hedefe oldukça yakın olduklarını söyledi. ’dan daha önce satışa sunulmuş olan ve içinse işler o kadar da iyi gitmiyor. Her ne kadar üreticiler durumdan memnun olduklarını kaydetseler de. Oculus Rift çıktığından bu yana 243.000 adet satarken, ise 420.000 adet sattı. ’ın özellikle ’da bir hayli fazla sattığının da altını çizdi. Zira şu anda ’daki stoklar tükenmiş durumda. Japon teknoloji devi bu stokların yakında yenileceği bilgisini de verdi. Öte yandan ’nin 2017 yılı içerisinde destekli oyunların sayısını arttıracak olması, cihazın satışlarına da olumlu bir etki yapacaktır. Sony’nin yanı sıra bazı 3. parti oyun geliştiricilerin de destekli oyunlarının sayısını arttırması bekleniyor. Yine de bekleyip göreceğiz.
1 Mart 2017 Çarşamba, 09:28
cumhuriyet
null
PlayStation VR rakiplerine fark attı
Teknoloji
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/bilim_ve_teknoloji/687725/PlayStation_VR_rakiplerine_fark_atti.html
Afrika ülkesi Mali'nin kuzeydoğusunda motosikletli silahlı kişilerin yolcu otobüsüne ve bir kampa düzenlediği saldırıda 7 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
null
Yerel basındaki haberlere göre, kimliği henüz belirlenemeyen silahlı kişiler Nijer sınırındaki Menaka bölgesinde bir yolcu otobüsüne saldırdı. Saldırganlar daha sonra yakındaki sivil bir kampa da saldırı düzenledi. Saldırıda 5 yolcu ve kamptaki 2 sivil dahil toplam 7 kişi yaşamını yitirdi. Güvenlik kaynakları jandarmanın soruşturma başlattığını belirtti. Mali'nin kuzey ve orta kesimlerinde 2012'den bu yana ayrılıkçı çatışmalar ve terör saldırıları yaşanıyor. Bölgenin kadim topluluğu Tuareglerin yoğunlukta olduğu Menaka bölgesinde DAEŞ ve diğer terörist gruplar faaliyet gösteriyor. BM'nin 2013'te kurduğu 15 bin kişilik barış gücü MINUSMA ve Fransa'nın "Barkhane Operasyonu" adı altında 2014'te görevlendirdiği 4 bin asker, bölgedeki güvenlik tehdidini ortadan kaldırmayı başaramadı.
12.07.2019 - 09:27
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Afrika', 'haber']
Mali'de yolcu otobüsü ve sivil kampa saldırı: 7 ölü
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/malide-yolcu-otobusu-ve-sivil-kampa-saldiri-7-olu,7vkUpZM_30qj2Os6H8Tl7g
NTV Yayınları’nın dokuz baskıda 35.000 adet satan Zeki Olduğunu Düşünüyor musun? kitabının yazarı John Farndon yeni soru ve cevaplarla karşımızda…
null
"Zeki olduğunu hala düşünüyor musun?" kitabında John Farndon okura yeni Cambridge ve Oxford mülakat soruları yöneltiyor. • Shakespeare bir asi miydi? • Wittgenstein her zaman haklı mıdır? • Bir tenis topu niçin falsolu gider? • İnsanın neden iki gözü vardır? • Bir termostat düşünebilir mi? Adını Cambridge ve Oxford adaylarına bazı mülakatlarda yöneltilen dillere destan zorluktaki bu sorularından birinden alan kitapta yazarın amacı okuru düşündürmek. Farndon, sanattan politikaya, tarihten bilime kadar farklı alanlarda hazırlanan bu sorularla okurun beyninin en uzak köşelerini keşfetmesini istiyor. İşte yazarın kendi kaleminden kitabıyla ilgili kısa bir yorum... Oxford ve Cambridge’e başvuran öğrencilere elbette yardım edebilir ama sadece onlara yönelik değil, Avustralya’dan Anadolu’ya kadar, dünyanın her yerindeki insanları hedefliyor. Her gün nereye gittiğimize, ne yaptığımıza dair zor sorularla karşılaşırız ve yeni cevaplara, yeni düşünme tarzlarına, ‘kalıplar dışında’ düşünmeye gerek duyarız. Kitaptaki soruların insanları yeni baştan düşünmeye, onlara, ‘evet, filan şeyi farklı biçimde yapabiliriz, başka bir yol deneyebiliriz’ dedirtmeye biraz da olsa katkıda bulunmasını umuyorum. Aynı hataları tekrarlamamız gerekmez...”
13.10.2015 - 09:11
NTV Haber
['Edebiyat']
"Zeki olduğunu hala düşünüyor musun?"
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/zeki-oldugunu-hala-dusunuyor-musun,XUj2YS7JH0-0xtVc_nmmvw
Sakarya’nın Kocaali ilçesinde milli kick boksçu Yavuz Selim Din silahlı saldırıya uğradı. Din, kaldırıldığı hastanede tedavi altına alınırken, polis ekipleri saldırganı kısa sürede yakalayarak gözaltına aldı.
null
Milli kick bokscu Yavuz Selim Din Kocaali ilçesi Hendek Caddesi üzerinde bulunan babasının iş yeri önünde henüz bilinmeyen bir nedenden S.K., isimli kişinin silahlı saldırısına uğradı. Durumu gören vatandaşlar hemen sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerince Din, Yenikent Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Polis olayı gerçekleştiren kişinin kısa sürede yakalayarak gözaltına aldığı öğrenildi. Konuyla ilgili incelemenin sürdüğü belirtildi.
21.03.2017 - 21:54
İHA
['Türkiye']
Milli kick boksçu silahlı saldırıya uğradı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/milli-kick-bokscu-silahli-saldiriya-ugradi,59rbpk3bJkCLME0185vGvQ
Öğretmenler, 24-30 Kasım tarihleri arasında anahat ve yüksek hızlı trenlerden yüzde elli indirimle bilet alabilecek.
null
Millî Eğitim Bakanlığının (MEB) girişimleri sonucu, Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle öğretmen ve ailelerinin Devlet Demiryolları ile yapacakları yolculuklarında bilet ücretlerinde indirim uygulanması başlattı. Bu kapsamda, 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle kutlamalara katkı sağlamak amacıyla, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okullar ile Bakanlık tarafından onaylanmış özel okullar ve yüksek eğitim kurumlarında hizmet veren tüm öğretmenlere anahat ve yüksek hızlı trenlerde geçerli olmak üzere 24-30 Kasım'da 1 hafta süre ile tam bilet ücreti üzerinden yüzde 50 indirim uygulanacak.
08.11.2016 - 11:28
null
['Eğitim', 'meb']
Öğretmenlere trenlerde yüzde 50 indirim
Eğitim
https://www.ntv.com.tr/egitim/ogretmenlere-trenlerde-yuzde-50-indirim,Aezg_Gj8GEugPLrlbDC97w
Zeytin Dalı Harekatı'nın 27'inci gününde 6 köy ve 3 tepe daha PYD/PKK'dan temizledi. Harekatın başlangıcından itibaren etkisiz hale getirilen terörist sayısıysa bin 528'e yükseldi. Bölgede yaşanan iki ayrı çatışmada ise 7 asker yaralandı.
null
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu, afrin'de ilerliyor. Harekatın 27 gününde tam 6 köy, PKK/PYD'den temizlendi. TSK ve ÖSO, Harab Summak, Duraklı, Karri, Şerbanlı, Şedya ve Divan Fevkani köyleri ile 3 tepeyi PYD/PKK'dan kurtardı. Harekatın başından beri 42'si köy toplam 63 nokta örgütten temizlenmiş oldu. Azez ile Minnag arasındaki bölgede konuşlanan Özgür Suriye Ordusu güçleri ile Minnag’da bulunan teröristler arasInda çatışma çıktı. ÖSO güçlerine keskin nişancı ve ağır silahlarla saldırı düzenleyen YPG'li teröristler kısa süre sonra püskürtüldü. Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Hatay'ın Reyhanlı, Kırıkhan ve Hassa ilçeleri karşısındaki terör mevzileri, topçu birliklerince de ateş altına alındı. Bölgeden zaman zaman dumanlar yükseldi. Sınır birliklerine tank, zırhlı personel taşıyıcı ve hafif zırhlı araç sevkiyatı da devam etti.
15.02.2018 - 14:05
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'Türkiye', 'son dakika', 'son dakika haberleri', 'haber', 'Afrin', 'Zeytin Dalı Harekatı']
Afrin'de 6 köy ve 3 tepe daha teröristlerden temizlendi (Zeytin Dalı Harekatı)
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/afrinde-6-koy-ve-3-tepe-daha-teroristlerden-temizlendi-zeytin-dali-harekati,HskmDK7Q_kiLD_UFVSnA_Q
TRT İstanbul Televizyonu'nun eski spikerlerinden sürekli basın kartı sahibi Oya Yaylalı vefat etti.
null
nden yapılan açıklamaya göre, Yönetim Kurulu Üyesi Oya Yaylalı'nın vefatının ardından baş sağlığı mesajı yayınlandı. Mesajda, "Uzun yıllar 'de spiker olarak başarıyla görev yapan üyemiz 'yı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Oya Yaylalı'nın ailesine ve basın topluluğumuza baş sağlığı diliyoruz." ifadelerine yer verildi. Oya Yaylalı'nın cenazesi yarın Şakirin Camisi'nde öğleyin kılınacak namazın ardından toprağa verilecek. İstanbul'da 1958'de doğan Yaylalı, Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunu. Mesleğe 1982'de TRT'de başlayan Yaylalı, TRT İstanbul Televizyonu'nda ve radyoda uzun yıllar spiker olarak görev yaptı.
30.09.2019 - 12:07
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'Türkiye', 'Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)']
TRT'nin eski spikerlerinden Oya Yaylalı vefat etti
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/trtnin-eski-spikerlerinden-oya-yaylali-vefat-etti,bbNgYU7D00O7L7kdBi6Ygw
Beşiktaş Kulübü; bazı kişilerin, yeni sezon formalarıyla ilgili dolandırıcılık girişiminde bulunduğu yönünde bir açıklama yayınlayarak taraftarlarını uyardı.
null
Kulübün resmi internet sitesinden yapılan açıklama şöyle: "Çeşitli telefon numaralarından (özellikle (0212) 702 21 92) taraftarlarımızı arayan bazı kişilerin, kulübümüzün yeni sezon formalarıyla ilgili özel bir kampanya düzenlediği bilgisini vererek satış yapmaya çalıştıklarını öğrenmiş bulunmaktayız. Kulübümüzün böyle bir uygulaması yoktur. Bu veya benzeri numaralardan yapılan hiçbir aramayı lütfen dikkate almayınız. Bu yolla yapılan satışlarda taraftarlarımız kandırılmaya çalışılarak, sahte ürünler pazarlanmaktadır."
10.07.2017 - 20:21
Ntvspor
['Futbol', 'Spor', 'Beşiktaş']
Beşiktaş'tan 'forma dolandırıcılığı' uyarısı
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/besiktastan-forma-dolandiriciligi-uyarisi,w1EZmYkmGUiRUtMkI-DqhA
Hakim karşısına çıkan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendisi hakkında fezleke hazırlayan bazı savcıların FETÖ mensubu olduğunu belirterek, “İddianamede örgüt yöneticiliği' suçlaması yok” dedi. Demirtaş, 6-7 Ekim olaylarını "barbarlık" olarak nitelendirdi.
null
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, eski , avukatları ve bazı HDP milletvekilleri katıldı. Önceki gün başladığı savunmasına devam eden Demirtaş, davaya konu konuşmalarına ilişkin fezleke hazırlayan savcıların bir kısmının FETÖ mensubu olduğunun ortaya çıktığını belirtti. Bu durumun yargılamaya gölge düşürdüğünü dile getiren Demirtaş, ülkeyi ve hükümeti tuzağa düşüren FETÖ mensuplarının hazırladığı fezlekelere itibar edilmemesi gerektiğini söyledi. Demirtaş, "Örgütün, siyasete ve yargıya yaptığı müdahalelerle neden biz sanık olarak yargılanıyoruz. Burada olsa olsa benim tanık olarak dinlenmem gerekiyordu" dedi. İddianamede lehinde olan hususlara yer verilmediğini savunan Demirtaş, bu durumun adil yargılanma ilkesine aykırı olduğunu ileri sürdü. Fezlekelerde, ülke ve millet düşmanı olarak yansıtıldığını ancak bu anlayışını gerçeği yansıtmadığını ifade eden Demirtaş, "Sanki Demirtaş ve arkadaşları bu ülke için hiçbir zaman iyi bir şey yapmamışlar da bir terör örgütü kurup yönetmeye çalışmışlar. Ülkenin barışı için çok büyük bir risk aldık ama bunlar basında yer almadı. İmralı'dan Kandil'e binlerce kilometre yol yaptık ama bunun reklamını yapmadık. Çözüm süreci, başarıya ulaşacaksa madalyayı birine takacaklardı. Başarısız olsa bunun hesabını bizden soracaklardı, bunu biliyorduk" diye konuştu. Demirtaş, 6-7 Ekim 2013'te Diyarbakır'da 54 kişinin hayatını kaybettiği terör olaylarından sorumlu tutulduğunu anımsatarak, bu olaylara ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Türkiye'deki bütün emniyet birimlerinden bilgi istediğini kaydetti. Savcılığın diğer fezlekelere konu suçlamalar için aynı çabayı göstermediğini öne süren Demirtaş, şöyle devam etti: "Neden savcılık bir, iki ve üç No'lu fezlekelere yönelik ek delil aramamış da sadece bu olaylara ilişkin 45 klasör delil arayışına girmiş? Çünkü burada özel bir yoğunlaşma var. Bunun siyasi bir tutum olduğu görülüyor. Yasin Börü'nün vahşice katledilmesi bir barbarlıktı, bunu yapanlar insanlıktan nasibini almamıştır. Eğer iddia edildiği gibi bu olayda katkım varsa aynı alçaklık bana da bulaşmıştır. Ancak bunu bana nasıl bulaştırmaya çalıştıklarını ispatlayacağım. Onun bir çocuk olarak annesi ve babasının acısı ne kadar kıymetliyse Gaziantep'te linç edilen HDP'li ile İzmir'de öldürülen partilinin annesi ve babasının da acısı o kadar kıymetlidir. Bu süreçte, 'Demirtaş'ın çağrısıyla sokağa döküldüler, 54 kişiyi katlettiler.' haberleriyle aleyhimde kampanya yürütüldü." Demirtaş, 6-7 Ekim olaylarına ilişkin fezlekedeki suçlamalardan dolayı 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmasının talep edildiğini bildirerek, "Bu suça istinaden istenen cezanın infazını bitirdim ama hala tutukluyum. Kamuoyu zannediyor ki ben 54 kişinin katili olarak tutukluyum" ifadelerini kullandı. Dokunulmazlığının kaldırılması ve yargılanmasına neden olan fezlekenin "örgüt üyeliğinden" hazırlandığını ancak iddianamede "örgüt yöneticisi" olarak suçlandığını belirten Demirtaş, "Örgüt üyeliği ve 6-7 Ekim olaylarını konu alan fezlekelerden tutukluyum ancak savcı, 'örgüt yöneticiliğinden' iddianame düzenlemiş. Fezlekede olmayan bir suçlamadan dolayı hakkımda iddianame hazırlanmış. Hakkımdaki 102 fezleke arasında, 'örgüt yöneticiliği' diye bir suçlama yok. Tutuklanma gerekçemde de böyle bir suçlama yer almıyor" savunmasını yaptı. Savunmasında, 15 Temmuz darbe girişiminden önce yargıdaki FETÖ yapılmasına da değinen Demirtaş, örgütün çözüm sürecini yürüten tarafları hedef aldığını kaydetti. Demirtaş, "Cemaatin (FETÖ) amacı çözüm sürecini bitirmek ve taraflar arasında güvensizlik oluşturmaktı. Güvenlik konusunda tarafların daha kaygılı hale gelmesi ve sürecin bitirilmesi amaçlandı. Allah var, çözüm sürecinde hükümet de çaba sarf etti, bu doğru, ellerini taşın altını koydular" şeklinde konuştu.
15.02.2018 - 17:49
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Selahattin Demirtaş', 'hdp']
Selahattin Demirtaş: 6-7 Ekim olayları barbarlıktı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/selahattin-demirtas-6-7-ekim-olaylari-barbarlikti,6DLYuQkeZ0eMtD6Sfa60DQ
Türkçe'nin özendirilmesi için neler yapılmalı?
null
Okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılarak çocukların dil öğrenme becerilerinin çok yüksek olduğu bu dönemde Türkçeyi, programlı pedagojik ilkelere uygun olarak bir iletişim ve paylaşım dili haline dönüştürmek çok önemli bir adım. Her kademede, öğretmenin, Türkçe'yi bir düşünme ve konuşma dili olarak mesleki formasyonlarının en önemli öğesi haline getirmesi gerekiyor. TÖDER Akademik Direktörü Prof. Dr. Adil Çağlar, "bu yönde ‘Türkçe Benimle Güzel Benimle Zengin’ adlı bir hizmet içi eğitim projesi mutlaka yapılmalı." diyor. Öğrencilerin çoktan seçmeli test tekniğine bağlı olarak edindikleri seçme alışkanlıklarını dengeleyecek yazılı düşünme becerileri kazandırılması da şart olduğunu belirten Çağlar, bunun içinde ‘Kalem Yazma Aracı Değil, Düşünme Aracıdır’ isimli bir proje geliştirilebileceğini sözlerine ekliyor. Çağlar'a göre; çocukların Türkçesi'nin bozulmasının en önemli faktörlerinden biri internet... "Mutlaka ve mutlaka bu yönde Steno Türkçesine Hayır! Türkiye Türkçesine Evet! Projeleri geliştirilmeli. “Ülkemizde çocuklara yönelik kitaplar Türkçe açısından genellikle özenli, akıcı ve Türkçenin doğasına uygun bir dille yazılmıyor. Çocuk kitapları yazarlarının büyük çoğunluğu bu alanda amatör, birikimsiz ve yazarlardır. Bu alanda yazarları teşvik edecek projeler kesinlikle geliştirilmeli. Mesela; Türkçeyi çok iyi kullanan yazarlar ‘Yazıyorum’ kampanyası ile okullara geziler düzenleyerek yazdıkları çocuk kitaplarını çocuklarla paylaşmaları sağlanabilir. Çocukların çok sevdiği ünlülerin kullanacağı yazılı ve görsel ilanlarla çocukların kitap okumaları teşvik edilmeli. Bu yönde de ülke çapında ‘okuyorum’ sloganı ile ünlülerin kitap okuyan fotoğrafları ile beraber afiş haline getirilerek okullara asılması çok etkileyici bir çalışma olur. Çocukların bilgisayar kullanmalarını sevmelerinde yola çıkarak sanal kütüphaneler oluşturulmalı ve bu kütüphaneleri ziyaret eden öğrenciler ödüllendirilmeli. Okullarda çocuklar, Türkçe kelimeler dışında yabancı dillerden kelimeler kullanıyor. Çocukların, Türkçe kelimeler kullanmaları özendirilmeli. Bu yönde de ‘Okullarda Türkçesi Varken’ adlı bir proje ile çocukların kullandığı yabancı kelimelerin karşılıkları panolarda, okul gazetelerinde verilebilir."
13.02.2010 - 16:15
null
[]
'İnternet Türkçe'yi bozuyor'
Eğitim
https://www.ntv.com.tr/egitim/internet-turkceyi-bozuyor,SZ8tfzV3A0awp8puWwakBA
A2 Ligi Marmara Grubu 35. hafta maçında yarın ezeli rakipler Fenerbahçe ile Galatasaray karşı karşıya gelecek.
null
İSTANBUL – A2 Ligi Marmara Grubu 35. hafta maçında yarın ezeli rakipler Fenerbahçe ile Galatasaray karşı karşıya gelecek. Florya Metin Oktay Tesisleri'nde oynanacak karşılaşma, saat 15.30'da başlayacak. Dört devre halinde oynanan maçlarda, bu sezon üç kez karşı karşıya gelen Galatasaray ile Fenerbahçe arasında şu ana kadarki maçlarda eşitlik göze çarpıyor. Dereağzı Tesisleri'nde yapılan ilk maçı 1-0 kazanan sarı-lacivertli takım, ikinci maçı aynı sonuçla kaybetti. İki takım arasında, Florya Metin Oktay Tesisleri'nde oynanan maçta ise taraflar 0-0 berabere kaldı. Grupta ilk iki sırada yer alarak play-off'a katılmayı daha önce garantileyen sarı-kırmızılı takım, bitime iki hafta kala liderlik mücadelesi veriyor. Grupta Beşiktaş 67 puanla ilk sırada yer alırken, Galatasaray 64 puanla 2'nci, Fenerbahçe ise 50 puanla 4. sırada bulunuyor.
03.05.2010 - 16:27
null
[]
A2’de derbi heyecanı
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/a2de-derbi-heyecani,OWrq48RWJUK_uEhNA8mWUg
Mimar Sinan’ın İstanbul’da yapmış olduğu eserleri konu alan “İstanbul’da Mimar Sinan” isimli kitap, İBB Kültür AŞ tarafından basıldı
null
İbrahim Hakkı Konyalı'nın hazırladığı ancak döneminde yayımlayamadığı, Mimar Sinan'ın İstanbul'da yapmış olduğu eserleri konu alan "İbrahim Hakkı Konyalı'nın Kayıp Arşivinden İstanbul'da Mimar Sinan Eserleri" adlı kaynak basıldı. Konyalı tarafından 1940-1941 tarihlerinde yapılan albüm ve daktilo metninden yararlanarak hazırlanan kitap, Mimar Sinan'ın İstanbul'da inşa ettiği cami, mescid, türbe, kütüphane, dârülkurrâ ve mektepleri içeriyor. FOTOĞRAFTAN TEŞHİS İBB Kültür AŞ tarafından kaybolan ya da zarar gören tarihi eserlerle ilgili gerçekleştirilen arşiv çalışmaları sonucu basılan kitapla, bu eserlerin yeniden ihya edilmesi, orijinalleri göz önünde bulundurularak onarımlarının gerçekleştirilmesi amaçlanıyor. Eser altı ay öncesine kadar kayıptı. İBB Kültür A.Ş., gazeteci Faik Şenol'un arşivinde bulunan "İstanbul'da Mimar Sinan Eserleri" başlıklı iki fotoğraf albümü üzerinde çalışırken kayıp çalışmayı gün yüzüne çıkardı. Fotoğrafların altında daktiloyla yazılan bilgiler bulunmasına rağmen, albümlerin kime ve hangi tarihe ait olduğu belirsizdi. Kültür A.Ş. yetkilileri fotoğrafların birçoğunda rastlanan kişiye odaklandı. Kimi zaman elindeki kâğıda not alan, kimi zaman eseri tetkik eden pardösülü, fötr şapkalı bu kişinin, cumhuriyet sonrası birçok eserin gün yüzüne çıkmasını, kurtarılmasını ve tanıtılmasını sağlayan Konyalı olduğu tespit edildi. Konunun uzmanları ile irtibata geçen Kültür A.Ş. yetkilileri daha sonra, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı'nda bulunan B/33 numaralı Mimar Sinan'ın Eserleri adlı 473 varaklık yayımlanmamış bir çalışmaya ulaştı. Albümde yer alan fotoğraflar ve Atatürk Kitaplığı'nda bulunan daktilo metin karşılaştırıldığında dönemlerinin aynı olduğu, metinlerin de albümde bulunan fotoğraflar için hazırlandığı anlaşıldı.
16.08.2016 - 17:27
null
[]
Kayıp kitap 75 yıl sonra basıldı
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/kayip-kitap-75-yil-sonra-basildi,aGpLYpoq-EeyU7FO-_lGRQ
Yeni bir araştırma kadınları biraz olsun sakinleştirecek: Menapoz tamamen erkeklerin suçu!
null
Yeni bir araştırma, kadınların doğurganlığının, ‘erkeklerin cinsel tercihlerine bağlı değiştiğini’ ortaya koydu. PloS Computational Biology’ın son sayısında yayınlanan çalışma, ‘erkeklerin daha genç kadınlara ilgi duymasının, Darwin düşüncesine göre daha büyük yaştaki kadınların doğurganlığını evrimsel olarak etkilendiğini’ öne sürdü. Discovery News’a konuşan araştırmacı Rana Singh, “Bence erkek odaklı cinsel seçim, insanlarda cinsel seçimin belirlenmesinde büyük rol oynadı... Eğer erkekler yaşlı kadınları cinsellik için tercih etteysi, kadınlar da tüm hayatları boyunca doğurganlıklarını koruyabilirdi” dedi. Araştırmayı McMaster Üniversitesi’nden evrimsel genetikçi Rana Singh ve arkadaşları Morton Stone ile Jonathan Stone yaptı. Araştırmada, çiftlerin genlerinin zamanla nasıl değiştiğini matematiksel modellerle izleyen bir bilgisayar simülasyonu kullanıldı. Sonuçlar, erkeklerin cinsel tercihlerinin genç ve yaşlı kadınlar arasında farklılık oluşturduğunu öne sürdü. Sonuçlara göre, yaşlı kadınların yaşları ve enerjileri yüzünden terk edilmesi veya daha iyi genlere sahip olduğu düşünülen genç kadınlara oranla tercih edilmemesi nedeniye, erkek soyunu devam ettirdi ama kadınlar ilerleyen yaşlarda menapoza girmeye başladı. Menapoza giren kadınlar ve dişi katil balinalar, bebek doğurabildikleri günler sona erdikten sonra daha uzun yıllar yaşıyor. Hatta genlerinin artarak yayılması hayatlarının ilerleyen zamanlarında devam ediyor. İngiltere’nin Exeter Üniversitesi’nden hayvan davranışı uzmanı Darren Croft, “Dişiler bu sayede ergin erkek evlatlarına daha fazla göz kulak olurken, babaya sahip torunlarının sayısı da daha fazla oluyor... Bu durum, evrimin menapozdan sonra kadınları daha avantajlı kıldığını gösterirken, katil balinaların insan olmayan canlılarda nasıl en uzun yaşam süresine sahip olduğunu da açıklıyor” dedi.
14.06.2013 - 18:24
null
[]
Erkekler kadınları menapoza sürüklüyor
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/erkekler-kadinlari-menapoza-surukluyor,tYMYEamFsUm3B3QT7DbQxw
Ramazan'ın ilk günü iç Antep fıstığı fiyatları 2 ayda 90 liradan 220 lirayı görünce tatlıcılar isyan edip fıstıklı tatlı satmama kararı aldı. İş yerinin camına protesto için Antep fıstıklı tatlı satmıyoruz yazan afiş astı.
null
Bursa Tatlıcılar Odası Başkanı Necip Daş, 2 ay önce 90 liraya aldıkları iç Antep fıstığının 15 gün önce 150 liraya Ramazan'ın başladığı gün ise 220 liraya çıkması üzerine Bursa'dan başlayarak protesto eylemi başlattı. İş erinin camına gelen zamlardan dolayı fıstıklı tatlı satmama kararı aldığını belirten yazı asarak bu protestoya tüm tatlıcıları da katılmaya davet etti. Kilosu 70 ile 100 lira arasında satılan fıstıklı baklavalar fıstığa aşırı gelen zamlarla birlikte 100 liranın üzerine çıkınca isyan eden tatlıcılar çözümü fıstıklı baklava satmamakta buldu. Vatandaş ise kilosu 15-20 lira arasında değişen tulumba tatlısı ve 30-60 lira arasında değişen cevizli baklavayı tercih ediyor. Antep fıstığı sektörünün Türkiye'de 3-4 kişinin elinde olduğunun ifade eden Bursa Tatlıcılar Odası Başkanı Necip Daş, "Hasat zamanı üreticinin elinden 50-60 liradan bu ürünü alan karaborsacılar, Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte fiyatları yükseltiyor. Bu işi yapanlar piyasada ki tüm fıstıkları topladığı için piyasada fıstıkta bulamıyoruz. 2 ay önce 90 liraya aldığımız iç fıstık 15 gün önce 150 liraya çıktı. Ramazan'ın ilk günü ise fiyatı 220 liraya ulaştı. Ben Tarım bakanımıza sesleniyorum. Fıstık ithalatını serbest bıraksın fıstık fiyatları düşsün, Türkiye'de bir kaç kişinin elinde olan bu pazar karaborsaya dönüşüyor. Ben Bursa Tatlıcılar Odası Başkanı olarak iş yerimde fıstıklı tatlı satmama kararı aldım tüm Türkiye'deki tatlıcı arkadaşlarda fıstıklı tatlı satmasın bu aşırı zamları protesto ediyoruz" dedi.
17.05.2018 - 10:53
İHA
['Ramazan', 'Ekonomi', 'Bursa', 'fiyat ']
Kilosu 220 liraya çıkınca "fıstıklı ürün satmıyoruz" ilanı astı
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/kilosu-220-liraya-cikinca-fistikli-urun-satmiyoruz-ilani-asti,b9cvHxrTqUyawjeQ43UI8A
İçişleri Bakanlığı, 2014 yılından bu yana sır gibi saklanan özel güvenlik sektörüne ilişkin rakamları paylaştı. Bakanlık verilerine göre, 2011’de 147 bin 474 olan özel güvenlik personeli sayısı 6 yılda yüzde 92 artarak 284 bin 399’a ulaştı. Açıklanan veriler, özel güvenlik ordusunun ülkede Türk Silahlı Kuvvetleri’nden sonra en büyük ikinci güvenlik gücü olduğunu ortaya çıkardı.
Sinan Tartanoğlu
İçişleri Bakanlığı, 2014 yılından bu yana sır gibi saklanan özel güvenlik sektörüne ilişkin rakamları paylaştı. 2011’de 147 bin 474 olan fiilen çalışan özel güvenlik sayısı son rakamlara göre yüzde 92 artarak 284 bin 399’a çıktı. Böylece özel güvenlik ordusu, 261 bin personeli olan Emniyet Genel Müdürlüğü’nü geçti. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü, 2014 yılından bu yana açıklamadığı özel güvenlik sektörüne ilişkin istatistik bilgilerini, bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın bilgi edinme başvurusuna verdiği yanıtla paylaştı. Bakanlığın verdiği yanıta göre, 24 Temmuz 2017 tarihi itibarıyla ülke genelinde, 624 bin 99 kişiye silahlı, 368bin 622 kişiye ise silahsız olmak üzere 992 bin 721 kişiye özel güvenlik kimlik kartı verildi. Silahlı ve silahsız olarak toplamda 284 bin 399 özel güvenlik görevlisinin aktif olarak sektörde çalıştığı bildirildi. Bakanlığın yanıtı, özel güvenlik sektöründeki rakamlarda yıllara göre artışı da gözler önüne serdi. Yanıta göre 2011 yılında 147 bin 474 kişiye aktif özel güvenlik görevlisi olarak çalıştı. Bu rakam her yıl artarak, 2016 yılında 255 bin 967’ye kadar ulaştı. 2017 yılına ait son bilgi olan 284 bin 399 rakamı ile birlikte, özel güvenlik ordusunun son 6 yılda yüzde 92 arttığı ortaya çıktı. Verilen yanıta göre, özel güvenlik ordusunun Türkiye’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nden sonra en büyük ikinci güvenlik gücü olduğu da anlaşıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün daha önce yaptığı başka bir bilgilendirmede, Emniyet Hizmetleri sınıfında toplamda 261 bin 427 kişinin istihdam edildiği görüldü. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Nisan 2015’de özel güvenlik sektörünün tarih olması gerektiğini dile getirmişti. Erdoğan’ın , “Özel güvenliğin tamamen kaldırılmasını teklif edeceğim” açıklamasını yapmasının ardından teşkilat 41 bin 78 kişi daha arttı.
24 Ağustos 2017 Perşembe, 04:50
cumhuriyet
null
Özel güvenlik ordusu
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/809844/Ozel_guvenlik_ordusu.html
250'yi aşkın yayınevinin katıldığı 11. Ankara Kitap Fuarı'na 300 binden fazla ziyaretçi gitti.
null
11. Ankara Kitap Fuarı'na kitapseverler yoğun ilgi gösteriyor. Eylül Fuarcılık Proje Müdürü Metin Karausta, Avrasya Yazarlar Birliği desteğiyle düzenlenen kitap fuarının geçen yıla oranla ziyaretçi sayısında artış olduğunu ifade etti. Fuara 250'yi aşkın yayınevinin katıldığını, 300 bini aşkın kişi tarafından ziyaret edildiğini belirten Karausta, yayınevlerinin Ankara'da gerçekleştirilen kitap fuarından oldukça memnun ayrıldıklarını, Ankaralılar'ın ilgisini umut verici bulduklarını aktardı. Karausta, yayınevleri yetkililerinin, fuardaki kitap satışlarında her yıl artış olduğunu ifade ettiklerini bildirerek, şunları kaydetti: "Yayıncılarımız, Türkiye'de gerçekleşen fuarlar içerisinde, ziyaretçi sayısına kıyasla kitap satışının Ankara'da daha fazla olduğunu söylüyorlar. Bu durum aynı zamanda okuyan kişilerin Ankara'da daha çok olduğunu gösteriyor. Biz burada bir şehrin en büyük kültürel faaliyetlerden birini gerçekleştiriyoruz. Bu kadar büyük bir kalabalığı görmek çok sevindirici bir durum. 10 gün boyunca binden fazla etkinlik yaptık. Ankara'da kültürel faaliyetler maalesef İstanbul'a göre biraz daha az ama çok önemli yazarları getirdik, Emrah Serbes, Murathan Mungan ve Ahmet Ümit gibi. Çok büyük ilgi gördüler. Bu bizi mutlu ediyor umarım vatandaşlarımız da mutludur."
16.01.2017 - 11:10
Anadolu Ajansı
['Edebiyat', 'Sanat']
11. Ankara Kitap Fuarı'na yoğun ilgi
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/11-ankara-kitap-fuarina-yogun-ilgi,CDgY-X6e1E-1C_R_-fFDKg
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yükleniyor ama SGK batıyor. 2019’un ocak-haziran döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan bütçe transferi 100 milyar TL’yi geçti. Son on yılda sosyal güvenlik sistemine bütçeden yapılan transferler yüzde 330 dolayında arttı.
cumhuriyet.com.tr
İktidarın popülist politikalarla sürekli zarara sürüklediği Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) bütçeye olan yükünde tarihi rekor kırıldı. Geçen yıl bütçeden 150 milyar TL aktarılan SGK’ye 2019 yılının ilk altı ayı sonunda aktarılan tutar 100 milyar TL’yi aştı. Birgün'den Nurcan Gökdemir'in haberine göre Türkiye ekonomisinin kara deliklerinden olan sosyal güvenlik sisteminin kamu bütçesine yükü her geçen yıl daha da büyüyor. SGK’nin gecikmeli açıkladığı istatistikler, sistemdeki iflası bütün açıklığıyla gözler önüne serdi. Son on yılda sosyal güvenlik sistemine bütçeden yapılan transferler yüzde 330 dolayında arttı. İktidarın seçim savurganlığının daha da tetiklediği ekonomik kriz nedeniyle, 2019’da tarihi rekor kırılacak gibi görünüyor. İstatistiklere göre, 2008 yılında 35 milyon lira transfer yapılan SGK’ye 2019’un ilk yarısında aktarılan tutar 100 milyar 592 milyon lira oldu. Tüm yıllarda yükseliş ivmesi sergileyen ödenek aktarımları, 2016’da 100 milyarı geçerek 108 milyara, 2017’de 128 milyara, 2018’de 150 milyara çıktı. Ancak iktidarın yerel seçimleri varlık yokluk seçimine dönüştürerek popülist politikalarını birbiri ardına sahneye koyduğu 2019 yılının ilk yarısında transfer tutarı 100 milyarı geçti. SGK, iktidarın seçim dönemlerinde oy hesabıyla verdiği bilinen görevleri yerine getirirken zarar eden kamu kuruluşlarının başında geliyor. 2019 ocak-ağustos döneminde oluşan 66,3 milyar TL’lik görev zararının 62,1 milyar TL’si Sosyal Güvenlik Kurumu’nda ortaya çıktı. Bütçeden SGK’ye mayıs ayına kadar aylık 3-5 milyar TL’lik görev zararı transferi yapılırken, mayıs ayında bu tutar bayram ikramiyelerinin de etkisiyle 16,1 milyar TL’ye çıktı. Haziran, temmuz aylarında yeniden 4-5 milyar TL dolayında olan görev zararı, ağustos ayında yılın ikinci rekorunu kırarak 16,1 milyar seviyesinde gerçekleşti. Bu yılın sonunda görev zararında SGK’nin geçen yılki 74 milyar TL’lik tutarı geride bırakması bekleniyor. Böylece SGK, kamu kurumları arasında en çok görev zararının ortaya çıktığı kurum oldu. SGK’yi, sekiz ayda yapılan 3.1 milyar TL’lik görev zararı transferi ile kamu bankaları izledi.
21 Eylül 2019 Cumartesi, 11:04
cumhuriyet
null
SGK'nin bütçe yükü rekor kırdı
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1590898/SGK_nin_butce_yuku_rekor_kirdi.html
Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi'nin 3. maçında Genk'e evinde 4-2 kaybederek büyük bir yara aldı. Maçta siyah-beyazlılar taraftarlar başta yönetim, Şenol Güneş ve bazı futbolcular olmak üzere protestoda bulundu. Quaresma, Oğuzhan ve Lens'i ıslıklayan taraftarlar, Gökhan Gönül ve Medel'e ise sevgi gösterisinde bulundu.
null
, Genk'e UEFA Avrupa Ligi'nde 4-2 mağlup olurken gruptaki üçüncü maçında ikinci mağlubiyetini aldı ve haftayı son sırada kapattı. Siyah-beyazlı taraftarlar maçta yönetime, 'e ve futbolculara tepkisini gösterdi. Genk karşısında oynanan kötü futbol ve alınan sonuç nedeniyle takımı protesto eden taraftarlar, Quaresma, Oğuzhan ve Lens’i uzun süre ıslıkladı. UEFA Avrupa Ligi I Grubu 3. maçında Genk’i konuk eden Beşiktaş, ortaya koyduğu kötü futbol sonrasında taraftarlarından tepki görürken, Portekizli futbolcu Ricardo Quaresma, karşılaşmanın sonlarına doğru tribünlere doğru hareket yapınca taraftarlar Quaresma’ya tepki gösterdi. Portekizli oyuncunun yanı sıra, Oğuzhan, Lens ve da tepkilerden nasibini aldı. Top bu futbolcuların ayağına her geldiğinde futbolcuları protesto eden taraftarlar, Gökhan Gönül ve Medel’e ise sevgi gösterisinde bulundular. Taraftarlar karşılaşmanın sonunda Teknik Direktör Şenol Güneş için de uzun süre tezahürat yaptılar. Maçın son düdüğünün ardından tribünler, Gökhan Gönül ve Medel'i tribünlere çağırdı.
26.10.2018 - 00:25
haberturk
['vodafone park', 'beşiktaş', 'genk', 'quaresma', 'medel', 'vagner love', 'şenol güneş', 'oğuzhan özyakup']
Vodafone Park'ta taraftarlardan büyük isyan!
Spor
https://www.haberturk.com/vodafone-park-ta-taraftarlardan-buyuk-isyan-2192365-spor
ABD’de 67 yıl sekreterlik yapan Sylvia Bloom’un öldükten sonra 9 milyon dolarlık serveti olduğu ortaya çıktı.
null
ABD basını, hayatını kaybettikten sonra büyük bir serveti olduğu ortaya çıkan kadını konuşuyor. Sylvia Bloom, bir hukuk bürosunda tam 67 yıl boyunca sekreterlik yaptı. Ancak öldüğü güne kadar akrabaları dahil hiç kimse Bloom’ın 9 milyon dolarlık bir servete sahip olduğunu bilmiyordu. Bloom’un bu servete hukuk bürosunda çalıştığı sırada patronları için aldığı hisselerden kendisi için de alarak ulaştığı ortaya çıktı. Patronları kadar büyük miktarda hisse satın alamasa da yıllarca yaptığı küçük yatırımlar birikerek yaklaşık 9 milyon dolara ulaştı. Bloom’un vasiyetinde bu paranın 8,2 milyon dolarını bir hayır kurumuna bağışladığı ortaya çıktı. Geri kalan kısmını ise çok yakın arkadaşları ve akrabalarına bıraktı.
08.05.2018 - 14:12
NTV Haber
['Dünya', 'Ekonomi', 'ABD']
67 yıl çalışan sekreterin 9 milyon dolar serveti çıktı
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/67-yil-calisan-sekreterin-9-milyon-dolar-serveti-cikti,xkw1EnuqmUSTXhIX5LX5gg
Parti örgütü yerel seçimlerde aday belirlemek için önseçim talep ederken YSK takvimi nedeniyle bunun gerçekleşmesi zor görünüyor.
Mahmut Lıcalı
CHP, 31 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilecek yerel seçimler için ön alarak, çalışmalara başlayan ve bu kapsamda aday açıklayan ilk parti oldu. CHP, 24 Ekim’de tam mutabakat sağlanan 105 belediye başkan adayını açıklayarak, kamuoyuna aday açıklama sürecini başlattı. Önümüzdeki iki hafta içerisinde de en az 150 adayın daha açıklanması için çalışmalar devam ediyor. Birden fazla aday adayının olduğu ve örgütte farklı tartışmalara neden olan pek çok seçim bölgesinde aday belirlenirken önseçim yapılıp yapılmayacağı merak ediliyor. Pek çok il ve ilçe örgütünde aday belirleme yöntemi olarak önseçim yapılması talepleri dile getiriliyordu. CHP içinde söz konusu talepler değerlendirilirken, hâkim gözetiminde yapılacak önseçim için olası resmi tarihin çok geç olabileceği endişeleri dillendirilmeye başlandı. Edinilen bilgiye göre, YSK’nin açıklayacağı seçim takviminde önseçim tarihinin 10 Şubat 2019 olarak ilan edilebileceği belirtiliyor. CHP kulislerinde seçimlere yaklaşık 1.5 ay kala yapılacak önseçimden çıkacak adayın kendini seçmene anlatması için yeteri kadar zamanı olmayacağı görüşü öne çıkıyor. CHP yönetiminin YSK’nin açıklayacağı takvimde önseçim tarihinin çok geç olma ihtimali nedeniyle önseçime sıcak bakmazken, bunun yerine eğilim yoklaması yapılması öne çıkıyor. CHP Parti Meclisi’nin (PM) en geç kasım ayının ortasına kadar yapılması beklenen toplantısında önseçim konusunda önemli kararların alınabileceği ifade ediliyor. CHP PM’de bazı seçim bölgelerinde aday belirleme yöntemlerine ilişkin karar verilmesi bekleniyor. Edinilen bilgiye göre YSK, seçim takvimine ilişkin karar alma ve genelge hazırlanmasına yönelik çalışmalarına 12 Kasım tarihinden itibaren başlayacak. YSK’nin seçim takvimini hazırlarken bir önceki yerel seçim takvimini örnek alacağı, siyasi partilerden gelecek taleplerin de değerlendirilerek resmi seçim takvimine ekleneceği bildiriyor. YSK’nin siyasi partilerden talep gelmemesi durumunda seçim takviminde önseçime yer vermeyeceği ifade ediliyor. YSK, daha önce 1 Kasım 2015 ve 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde siyasi partilerden talep gelmemesi nedeniyle her iki seçim için belirlenen takvimde önseçime yer vermemişti. Siyasi partilerde bu yönde bir talep gelmemesi durumunda YSK önseçim tarihini seçim takvimine koymayacak. Ankara’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret eden CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban, Kılıçdaroğlu’nun yerel seçimlerde özellikle Manisa adayı konusunda yetkinin örgütte olduğunu ifade ettiğini söyledi.
4 Kasım 2018 Pazar, 00:16
cumhuriyet
null
CHP’de ibre eğilim yoklamasına kayıyor
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1130756/CHP_de_ibre_egilim_yoklamasina_kayiyor.html
IMF-Dünya Bankası toplantılarının açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, "Krizden çıkış arayışında rehavete kapılmamak lazım. Yaşananlardan ders almazsak gelecekte daha büyük bedeller ödeyebiliriz" dedi.
null
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, IMF-Dünya Bankası toplantılarının, resmi açılış töreninde bir konuşma yaptı. Erdoğan şunları söyledi: "Krizin ortaya çıktığı günlerden bugüne kadar yaşanan süreçte uluslararası camia etkili bir işbirliği içinde hareket etti. Bundan sonraki gündem orta ve uzun vadeli yapısal reformlara odaklanmaktır. Ancak krizden çıkış arayışında rehavete kapılmamak lazım. Her kurum başını iki elin arasına alarak nerede yanlış yapıldığını düşünmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Yaşananlardan ders almazsak gelecekte daha büyük bedeller ödeyebiliriz. Her alanda korumacılığa karşı çıkmamız gerekiyor. Küreselleşmenin neden olduğu inanılmaz boyuttakı refaha rağmen hâlâ yoksulluğun önüne geçilemedi. Hayatı boyunca 'alo' dememiş hatırı sayılır bir insan topluluğu var. Bazı ülkelerde çocuklar bir yaşını doldurmadan hayatını kaybediyor. Bunun sürdürülebilir olmadığı bir gerçektir. Kapital başta olmak üzere her şey insan içindir. Sistemler araçtır ve insanoğlunun refah ve esenliği her şeyin temelidir. Kriz sürecinde etkin rol oynayan IMF ve Dünya Bankası etkinliklerini daha artırmalıdır. Yeni dönemde tüm ülkeler birbiriyle işbirliği yapmaya ihtiyaç duyacaktır. Eminim ki herkes 21. yüzyılın tehditler yüzyılı değil, fırsatlar çağı olmasını arzu ediyor. Ancak bunun için daha fazla çalışmamız, bu meseleye daha fazla kafa yormamız, dünyadan yükselen çığlığa, taleplere, bu salonun dışında devam eden protestolara kulak vermemiz gerekiyor. Türkiye'nin son yedi yılda başarılı bir performansı oldu. AB üyesi ülkelerin uymak zorunda olduğu Maastricht kriterlerinden ikisini Türkiye karşıladı. AB müzakerelerini kararlılıkla yürütüyoruz. Türkiye 2002-2008 arasında ortalama yüzde 6'ya yakın bir büyüme hızını yakaladı. Kişi başı gelir üçe katlanarak 10 bin doları geçti. Türkiye küresel krizden kaçınılmaz olarak etkilendi. Ancak bankacılık sektöründeki aşama, kamu mali dengelerindeki iyileşme ve güçlü rezervler krizin etkisinin sınırlı kalmasını sağladı. Şu anda maliye potilikası alanında belirsizliği ortadan kaldırmak için açıkladığımız orta vadeli programı uygulamaya alma dönemine giriyoruz. Mali kurul uygulamasını da başlatmayı öngörüyoruz. Ülke kredi notumuzun daha iyi olması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye ekonomik alanda çok farklı bir sürece giriyor. İstanbul'u finans merkezi yapma konusunda uygulama zamanı geldi. İstanbul ve Türkiye büyük bir iddialı proje için hazır."
06.10.2009 - 14:38
null
[]
Erdoğan: Ders almazsak büyük bedel öderiz
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/erdogan-ders-almazsak-buyuk-bedel-oderiz,6DEpXpcrfE67Qn3oXv5zHQ
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonu eski milli halterci Naim Süleymanoğlu'nun vefatı nedeniyle çok üzgün olduklarını belirterek "Türk sporu için acı bir gün'' ifadesini kullandı.
null
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonu eski milli halterci Naim Süleymanoğlu'nun vefatı nedeniyle çok üzgün olduklarını söyledi. İstanbul Fatih Camisi'nde kılınacak cenaze namazı öncesinde Bakan Bak, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Naim Süleymanoğlu'nu kaybetmenin acısını yaşadıklarını aktararak, şunları kaydetti: "Türk sporu için acı bir gün. Haberi dün doktor bize bildirdi. Sayın Cumhurbaşkanımız ile dün Rize'de kongredeyken haberi aldık. Türk sporuna büyük hizmetler yapmış, halterin gelişmesine büyük katkı vermiş değerli bir insanı kaybettik. Süreci Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız takip etti. Böyle önemli bir sporcuya sahip olmak her ülkeye nasip olmaz." Süleymanoğlu'nun olimpiyatlarda elde ettiği başarıları hatırlatan Bak, "Nasıl futbolda Messiler, Ronaldolar, Platiniler konuşuluyorsa, halterde de o duayendi, üstattı. Kazandırdığı başarılar ve ülkemizin tanıtımına yaptığı katkılarla çok önemli görevler üstlendi. O bir semboldü. Bulgaristan'da zulüm gören Türklerin bir sembolüydü. Kaçırılışı, getirilişi, rahmetli Turgut Özal'ın onu buraya getirişi, orada yaşanan gerçeklerin ortaya çıkmasında bir semboldü. O bir efsaneydi. Türk sporundaki, halterindeki misyonu, liderliği tartışılmazdı. Dünyada Time dergisine kapak olmuş bir isim" ifadelerini kullandı. Naim Süleymanoğlu'nun ailesine başsağlığı dileyen Gençlik ve Spor Bakanı Bak, "1988'de olimpiyatta halteri kaldırırken, herkes ağlamıştı. Böyle bir sporcuydu. Biz çok üzgünüz. Türk spor camiası çok üzgün. Milletimiz çok üzgün. Rakiplerinden Yunan sporcu Valerios Leonidis de burada. Buraya Başbakanımız da gelecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın programları doğrultusunda Bayburt ve Gümüşhane'de kongreler var. Ailesini arayıp başsağlığı diledi. Çok üzgünüz, acımız büyük. Mekanı cennet olsun" diyerek sözlerini tamamladı.
19.11.2017 - 15:04
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Spor', 'Naim Süleymanoğlu ']
Gençlik ve Spor Bakanı Bak: Türk sporu için acı bir gün
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/genclik-ve-spor-bakani-bakturk-sporu-icin-aci-bir-gun,B7AAz8n54UWULlpz7__jsg
Dr. Yasemin Savaş, Fraksiyonel CO2 Lazerin özellikleri hakkında bilgi verdi
null
Dr. Yasemin Savaş, Fraksiyonel CO2 Lazer'in faydalarını anlattı: "Normal yaşlanma prosesine, güneş hasarı ve hava kirliliğinin zararlı etkileri de eklendiğinde kollajen yıkımı hızlanır. Konnektif dokunun esas proteini olan kollajenin ciltteki miktarı azaldıkça kırışıklıklar gözlenmeye başlar. Cilt gençleştirmede kullanılan fraksiyonel CO2 lazerler, tüm cilt yüzeyini etkileyen konvansiyonel CO2 lazerlerin aksine ciltte mikroskobik kolonlar açarlar. Bu kolonlar 120 - 300 mikron çapında çok ince kanallardır. Bu bölgelerdeki esas hedef sudur, yani kollajen, kan damarları, keratinositler gibi su içeren yapılar, seçici termal hasara uğrarlar. Termal hasar oluşan bölgenin hemen yanındaki hasar görmemiş bölgelerdeki canlı hücreler hasarlı alana göç ederek buradaki onarım mekanizmasını uyarırlar. Böylece cilt altında yeni kollajen üretimi başlar. Yeni jenerasyon fraksiyonel CO2 lazerlerin en büyük özelliği cildin üst yüzeyine hasar vermeden işlevlerini cildin altında gerçekleştirmeleridir.  Böylece cildin üst yüzeyinde çok daha hızlı bir iyileşme oluşur ve kişiler sosyal hayatlarına kısa süre içinde dönebilirler." Cilt Yenileme, yüz gençleştirme, Yüz, göz kapakları, boyun , dekolte bölgelerindeki, el üstündeki  kırışıklıklar ve çizgilerin giderilmesi ve genital bölge estetiğinde, yüz, sırt ve göğüste oluşan akne izleri (sivilce izleri) ve çukurları, yara ve yanık izleri ve deri çatlaklarının görüntüsünün düzeltilmesinde kullanıldığını söyleyen Dr. Savaş, uygulama sırasında yanma ve acı hissinin olabileceğini fakat bu hissin lokal anestetik kremler kullanılarak azaltılabileceğini vurguladı. Bu uygulama sayesinde ciltteki gözeneklerin daraldığını ve cildin yapısının 2 ila 5 yıl arasında önceki durumuna geri döndüğünü belirten Savaş, "Fraksiyonel CO2 lazer uygulaması sonrası ani olarak cilt altı kollajen liflerinde %30 oranında kısalma meydana gelir. Sonraki 1 - 3 aylık süreçte ise cilt altında yeni kollajen oluşumu ve cilt altı bağ dokusunda yeniden düzenlenme meydana gelmektedir. Tüm bunların sonucu olarak cilt gençleşmesi olarak adlandırılan ciltte gerilme, cilt üzerindeki pürüzlerde, lekelerde ve izlerde yüksek seviyede azalma meydana gelir. Fraksiyonel CO2 lazer sisteminde seans sayısı sorunun şiddetine göre ve uygulamanın gücü ve derinlik ayarlarına bağlı olarak değişmektedir.  Hafif - orta derece kırışıklıklar ve izlerde 2 - 3 seans yeterli iken çok derin sivilce izleri ve kırışıklıklarda tedavi 3 - 5 seans olarak düzenlenir. Seansların aralığı 1 - 1.5 aydır." dedi. Fraksiyonel CO2 lazer uygulamasının pansuman gerektirmediğini hatırlatan Savaş,  "Ciltte ilk gün kızarıklık ve ödem meydana gelir. Sonrasında 3 - 7 gün süren noktasal kabuklanma dışında bir şikayet olmaz. Hasta 3. günden itibaren makyaj yapabilir. CO2 fraksiyonel lazerin bu avantajı hastanın günlük yaşamına devam etmesine olanak sağlar. Hasta uygulama öncesi güneş ve solaryumdan 1 ay uzak kalmalıdır. Kanın pıhtılaşmasını engelleyen ilaçlar (aspirin,heparin),retinoid içeren ilaçlar (isotretionin),ışığa duyarlılığa neden olan ilaçlar (tetrasiklin, naproksen, östrojen, progesteron, doğum kontrol hapları, klorokin) alınmamalıdır. Uygulama öncesinde cildi aşındırıcı dermabrazyon ve peeling gibi tedaviler veya cilt germe operasyonu uygulanmışsa mutlaka uygulama yapan doktora söylenmelidir. Hastada geçmişte herpes (uçuk) çıkarma öyküsü var ise mutlaka uygulama öncesinde ilaç almalıdır." dedi. Dr. Yasemin Savaş, uygulama sonrası dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı: "Uygulamadan 2 gün sonra ılık duş alınabilir. Ödem ve inflamasyonu azaltmak için soğuk kompres uygulanabilir. Uygulama sonrası ciltte oluşabilecek kabuklanmayı azaltmak için cilt nemli ve temiz tutulmalıdır. İlk hafta içinde bu  nemlendirme işlemi günde 3 - 4 kez tekrarlanmalıdır. Hastanın cilt tipine ve çevre koşullarına bağlı olarak iyileşme sonrası güneş koruyucular kullanılmalı, cilt soyucu kremler ise en az 1 ay kullanılmamalıdır." Kişide son 3 ay içinde izotretinoin kullanma öyküsü varsa bu tedavi uygulanmaz. Hamilelere uygulanmaz. Deride aktif enfeksiyonu ve aknesi olanlara uygulanmaz.
30.05.2012 - 09:32
haberturk
['frasiyonel co 2 lazer', 'dr. yasemin savaş']
Pürüzsüz cildin formülü
Sağlık
https://www.haberturk.com/saglik/haber/746412-puruzsuz-cildin-formulu
1 Şubat'tan itibaren kredi kartlarıyla gerçekleştirilecek telekomünikasyon ile ilgili harcamalara taksit uygulanamayacak olması nedeniyle her yıl önceki aylara göre düşük seyreden Ocak ayı cep telefonu satışlarında bu yıl artış yaşandı.
null
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) çıkardığı "Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik " ile 1 Şubat'tan itibaren kredi kartlarıyla gerçekleştirilecek telekomünikasyonla ilgili harcamalara taksit uygulanmayacak. Hal böyle olunca her yıl önceki aylara göre düşük seyreden Ocak ayı cep telefonu satışlarında bu yıl artış yaşandığı bildirildi. Vatan Bilgisayar Genel Müdürü Hasan Vatan, BDDK'nın söz konusu kararının Aralık ayı sonundan itibaren piyasaya etki ettiğini ifade etti. Kararın duyulmasının ardından hem sektörün hem de tüketicilerin, 1 Şubat öncesi yönetmelikte değişikliğe gidileceği beklentisi içinde olduğunu ama bu gerçekleşmeyince insanların uygulama öncesi alıma yöneldiğini dile getiren Vatan, bunun cep telefonu satışlarında ocak ayı normallerinin ötesinde bir hareketliliğe yol açtığını belirtti. Vatan, teknoloji ürünleri satışlarında ocak ayının satışlarda genel olarak düşüş yaşandığı bir dönem olmasına rağmen bu yıl cep telefonu satışlarında bunun tersi bir dönem yaşandığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Normalde ocak ayı satın alımlarında, aralık ayında göre düşüş yaşanır. Bu yıl da 21 Aralık-21 Ocak dönemindeki satışlarımızda cep telefonu hariç diğer satışlarımızda yüzde 9 oranında düşüş yaşanırken, aynı dönem içerisinde cep telefonu satışlarımızda yüzde 46 oranında artış var. Son 2 haftalık cep telefonu satışlarımızdaki karşılaştırmada da son hafta ile bir önceki hafta arasında yüzde 35'lik bir artış söz konusu. Bu hafta için cep telefonu satışlarının daha da artacağını düşünüyoruz." Cep telefonu satışlarının, teknoloji marketi sektöründe, toplam iş hacminin üçte biri civarında bir paya sahip olduğunu belirten Vatan, uygulamanın sektörü olumsuz etkileyeceği endişesini dile getirdi. Vatan, cep telefonu satışlarının sektördeki payının son aylarda yüzde 35 oranına kadar çıktığına dikkati çekerek, "İşin üçte birlik kısmında satışların düşmesi elbette tüm firmaları rahatsız edecektir" dedi. Hasan Vatan, uygulamayla cep telefonu satışlarının artık vade farksız kredi kartıyla taksitle alınabilmesi imkanının ortadan kalkacağını ancak bunun taksitli satışın sona ereceği anlamına gelmediğini ifade etti. Yeni dönemde, özellikle yüksek maliyetteki akıllı cep telefonlarının, GSM operatörleri aracılığıyla "telefon bedeli, vade farkıyla faturaya yansıtılarak" kontratlı şekilde satılmaya devam edileceğini vurgulayan Vatan, şunları söyledi: "Bu karar, insanları tasarrufa teşvik etmek amacıyla çıkmıştı, oysa şimdi daha büyük bir borcun altına sokuyor. Çünkü bin 800 liralık bir telefonu, insanlar bugün olduğu gibi peşin fiyatına 9 ay vadeyle 200 liraya taksitle alabilecekken, 'taksit istiyorsan kontratlı şekilde 36 ay 78 lira taksitle 2 bin 808 lira öde' denilecek. Bu olunca, maliyet artsa da insanlar, '78 lirayı ödeyebilirim' diyerek, daha kolay alma kararı verecek. Tasarruf bunun neresinde?''
28.01.2014 - 18:28
Anadolu Ajansı
[]
Yeni uygulamaya 3 gün kala satışlar arttı
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/yeni-uygulamaya-3-gun-kala-satislar-artti,QpxQxP-fNkqEEWLVr4T1BQ
1994 yılında hastalığa yakalandı; bir türlü iyileşemiyor...
null
64 yaşındaki Kath Robinson, çok nadir görülecek bir kronik tiroid bezi sorunu yaşıyor. "Hipotiroidizm" adı verilen bu akut grip rahatsızlığı nedeniyle durmaksızın kas ve eklem ağrısı, bitkinlik, yorgunluk gibi dertler çeken Robinson, hastalığı ile ilgili şunları söylüyor: "90 yaşındaki gibi hissediyorum. Ne zaman, temizlik ya da kocam Philip’le alışverişe çıkmak gibi herhangi bir şey yapmaya kalksam, titremeye başlıyorum. Çok kötü günlerde tekerlekli sandalyeyle geziyorum."  Kadının iki çocuğu da, benzer sıkıntılar yaşıyor.
08.10.2010 - 12:37
null
[]
16 yıldır grip 
Yaşam
https://www.ntv.com.tr/yasam/16-yildir-grip,X2yz-XMnfUS0Yd1wZqFClg
Türk Telekom'un yüzde 55 hissesine sahip olan Oger Telecom, borsada hisse satışı yaptı. Oger Telecom, satış sonrası Telekom'un sermayesindeki payının sıfıra ineceğini açıkladı.
null
'un çoğunluk hissedarı , şirketin 27,12 milyon adet D grubu hisselerinin satış işlemine başladığını açıkladı. Şirketten KAP'a yapılan açıklamada, işlemle birlikte Oger Telecom'un Türk Telekom sermayesindeki payının sıfıra düşeceği belirtildi. İşlemin borsada işlem gören hisselerle sınırlı olduğunu belirten Oger Telecom, Telekom'daki yüzde 55'lik hissedarlık üzerinde bir değişiklik olmadığını kaydetti. Açıklama sonrasında Türk Telekom hisselerinde yüzde 5'in üzerinde kayıp görülüyor. Lübnanlı Hariri ailesinin sahibi olduğu Oger Telecom, Türk Telekom'daki kredi ödemesinin gecikmesi sonrasında muhtemel satış için alıcılarla görüşüyordu. Oger Telekom: Yüzde 55 Hazine Müsteşarlığı: Yüzde 30 Borsada halka açık: Yüzde 15 Türk Telekom'un yüzde 55 hissesi Kasım 2005'te 6,5 milyar dolara Oger Telekom'a satılmıştı. Bu satış cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirme ihalesi olarak kayıtlara geçti.
01.12.2016 - 14:06
ntv.com.tr
['Ekonomi', 'Şirketler']
Oger Telecom, borsada Türk Telekom hissesi sattı
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/oger-telecom-borsada-turk-telekom-hissesi-satti,S0ntbldjZUOiLsflnAc3cw
Japonya'nın, Fukuşima Nükleer Santrali'ndeki felaketi araştıran bağımsız komisyonun açıkladığı ara raporda, hükümet de santral işletmecisi Tepco da fazlasıyla nasibini aldı.
null
Bağımsız komisyonun, Fukuşima enerji santralinde meydana gelen nükleer felakete ilişkin açıkladığı rapor sürpriz olmadı. Lakin rapor, santralin işletmecisi Tepco'nun açıklamalarına net bir şekilde tezat oluşturuyor. Zira Tepco, 11 Mart 2011'de tsunamiye bağlı olarak beklenmeyen bir büyüklükte oluşan depremin yol açtığı felaket karşısında tüm sorumluluklardan kendini aklamıştı. Bağımsız ancak yasal olarak bağlayıcılığı olmayan komisyon ise tsunami ihtimaline rağmen Tepco'nun gerekli önlemleri almaktan kaçındığına yer verdi. Raporda, kriz zamanında Fukuşima 1 rektöründe, Tepko'nun yeteri kadar eğitimli personelinin bulunmamasının sonuçlarına yer veriliyor 500 sayfalık ara raporda, Tepco'nun ihmalleri sıralanıyor, Tepco yetkilileri ile devlet yetkilileri arasındaki bağlantıya yer veriliyor. Komisyon 456 yetkili üzerinde yaptığı araştırma sonucunda, Japonya hükümetinin başlarda radyoaktif maddelerin yol açtığı zarara yönelik bilgisayar simülasyonunu kullanmadığı için, felaket bölgesinde kesin tahliye kararı çıkarmadığını öne sürüyor. Ayrıca, felaket bölgesinde kurulan acil durum merkezindeki kapalı mekanlara radyoaktif maddelerin girmesini önleyecek filtre sisteminin devreye sokulmasının unutulduğuna da dikkat çekiliyor. Komisyon ara raporunda, siyasilerin ve enerji şirketi yetkililerinin genel olarak felaket karşısında kontrolü sağlayamadıklarına yer veriyor. Devam eden araştırmanın ilk sonuçlarına göre, küçük detaylar tam olarak halledildi ancak olasılıklar önemsiz görüldüğü için felaketi önleyecek önlemler ihmal edildi. Bu da derhal değişmesi gereken bir durumdu. Tokyo Teknoloji Enstitüsü'nden Profesör Hisashi Ninokata ise “Kriz durumunda Başbakanın yetkilileriyle birlikte kontrolü sağlayacağı düşünülüyordu. Ancak durum belirsiz kaldı. Komisyon da kriz yönetimini tamamıyla soruşturup, sonunda bir değerlendirme raporu sunacaktı. Bu ilk analiz raporu, ikinci reaktörde meydana gelen zararı neredeyse konu etmiyor. Aydınlatılmamış birçok şey var. Özellikle de kazadan sonra durumun ne olduğu konusundaki sorunun cevabı yok. Bu nedenle soruşturmanın devam etmesini diliyorum” sözleriyle komisyonun ilk analiz sonuçlarını yeterli bulmadığını belirtti. Raporda, kesinleşmiş ihmaller de yer alıyor. Örneğin, kriz zamanında Fukuşima 1 rektöründe, Tepco'nun yeteri kadar eğitimli personelinin bulunmamasının sonuçlarına yer veriliyor. Bu ihmalin, 1'inci ve 3'üncü reaktörlerdeki acil soğutma işleminin yanlış uygulanmasına yol açtığı, eğitimli personelin hazır bulunması durumunda nükleer erimenin daha az olabileceği açıklanıyor. Komisyon santraldeki birinci reaktörün deprem nedeniyle zarar gördüğü yönündeki iddiayı aydınlatacak bir kanıta da henüz ulaşmadı. Soruşturmanın yaz aylarına kadar sürmesi öngörülüyor. Bu süre zarfında da eski Japonya Başbakanı Naoto Kan ve bazı bakanların bilgisine başvurulup, detaylı bir rapor sunulacak.
27.12.2011 - 15:51
null
[]
Fukuşima'da suç kimde?
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/fukusimada-suc-kimde,xcP-MM0b3UWjC6P0xny8Vw
Suriye'de yaklaşık 3 ay tutulduktan sonra serbest bırakılan gazeteci Cüneyt Ünal Türkiye'ye döndü.
null
Suriye'de 3 ay rehin tutulan gazeteci Cüneyt Ünal, CHP Hatay milletvekilleri Hasan Akgöl, Mevlüt Dudu, Refik Eryılmaz ve Ankara Milletvekili Levent Gök'ün de yer aldığı 9 kişilik heyetle Suriye tarafındaki Kesep Sınır Kapası'ndaki işlemlerin ardından Türkiye'ye geçti. Ünal, Yayladağı Gümrük Kapısı önünde yaptığı açıklamada, 90 gündür hapishanede hiç konuşamadığını, hücrede tek başına olduğunu ve bu nedenle konuşmasında bazı sorunlar olabileceğini söyledi. 90 gün sonra yuvasına dönüp, eşine kavuştuğu için çok mutlu olduğunu anlatan Ünal, eşi Nuran Ünal'a sarılarak bir süre gözyaşı döktü. Ailesine kavuşmasının çok mutluluk verici olduğun aktaran Ünal, tüm meslektaşlarına, çaba gösteren milletvekillerine ve tüm emek verenlere teşekkür etti. Suriye'de yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatan Ünal, şöyle konuştu: ''90 gün boyunca hapishanedeydim, 2 metrekarelik bir alandaydım. Gözümü her açtığımda karşımda soğuk bir duvar, gözümü her kapattığımda da soğuk bir duvarın hissi vardı yüzümde. Tek bir battaniyeyle yerde, betonda yattım, 90 gün boyunca. Ama şimdi evimdeyim ve dün ilk kez sıcak bir yatak gördüm. Ve eşime kavuştum, aileme kavuştum. Anlatacağım ama heyecanlıyım, mutluyum başka bir tarifi yok yani.'' Kendisine iyi davranıldığını, herhangi bir şiddet görmediğini anlatan Ünal, şöyle devam etti: ''Şiddet anı çatışma bittikten sonra Halep halkı beni muhalif askerlerden zannettikleri için, elimde herhangi bir şey olmadığı için, Suriyeli askerlere teslim edinceye kadar bir darp olayı yaşandı, orada güzel bir dayak atıldı. Onun dışında Suriyeli devlet askerlerine teslim edildikten sonra herhangi bir sıkıntı yaratmadı, aksine çay ve su ikram ettiler. Daha sonra da aynı günün akşamı askeri bir hapishaneye götürüldüm. O akşam da ifadem alındı.'' Ünal, Halep'te öldürülen Japon kadın gazeteci Mika Yamamoto ile yaşadıklarını da anlatarak, eşi Kazutaka Sato ile bir süre konuştu. Bulunduğu hapishaneye Yamamoto'nun fotoğraf makinesinin getirildiğini belirten Ünal, sadece fotoğraf makinesini gördüğünü başka bir şey hatırlamadığını söyledi. Nuran Ünal da eşi geldiği için çok mutlu olduğunu belirterek, 90 günden beri çok şeyler yaşadığını söyledi. Suriye'ye giden heyete teşekkür eden Ünal, ''Bizleri yalnız bırakmayan gazeteci arkadaşlara da çok teşekkür ediyorum. 90 gün boyunca bizi geceli gündüzlü yalnız bırakmayan Elif Ural ve Ahmet Algüvercin'e çok teşekkür ediyorum'' dedi.
18.11.2012 - 13:09
null
[]
Ünal: 90 gün sonra sıcak yatak gördüm
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/unal-90-gun-sonra-sicak-yatak-gordum,zkCaeH84hE2a3ntU2TzVHg
Saraybosna, 1990'larda insan haklarının abidesi olarak kabul edilen Avrupa'nın göbeğinde, Avrupa'nın gördüğü en büyük soykırımın ve insanlık dramının yaşandığı ve bu acılarla yoğrulmuş kenttir. Saraybosna'da gezilecek yerlerle ilgili hazırladığımız Saraybosna gezi rehberi; geçmiş yılların izlerini taşıyan tarihi eserleri ile birlikte doğal güzelliklerini de keşfedebileceğiniz bir yeniden keşif kılavuzu...
null
Saraybosna, 1990'larda insan haklarının abidesi olarak kabul edilen Avrupa'nın göbeğinde, Avrupa'nın gördüğü en büyük soykırımın ve insanlık dramının yaşandığı ve bu acılarla yoğrulmuş kenttir. Saraybosna, Osmanlı, Yugoslav ve Avusturya-Macaristan imparatorluğunun ilginç mimari karışımı ile dolu birçok tarihi eseri barındırıyor. Saraybosna tatilinde bu tarihi ve turistik şehri yakından tanımanıza yardımcı olacak Saraybosna gezi rehberine göz atmanızı tavsiye ediyoruz. İşte Saraybosna'da gezilecek yerler... Yeşil tepelerle çevrili ve bir nehir tarafından ikiye bölünen Saraybosna, çarpıcı doğal güzellikleri, kültürel çeşitliliği, ve acıların harmanlandığı bir tarihi geçmiş ile Saraybosna, küçük ama muhteşem bir şehirdir. İslam, Ortodoks, Katolik ve Yahudi etkileri ve dini gelenekleri burada yan yana yaşarlar. Şimdi bu kenti gezmeye başlayalım... 1992 ve 1995 yılları arasında meydana gelen kuşatma sırasında vatandaşlar tarafından inşa edildi. Sırp güçleri, kenti tamamen terk edene kadar Dobrinja ve Butmir mahalleleri arasında bir bağlantı görevi gördü. Yiyecek ve yardım için tüneli kullandılar. Bu tünel kuşatılmış Saraybosna'da 300 bin kişinin hayatta kalmasını sağlayan 800 metre uzunluğundaki tüneldir. Eski Saraybosna'nın kalbinde yer alan, tarihi taş sokakları ve ahşap dükkanlarıyla 16. yüzyılda kurulmuş meşhur Osmanlı çarşısıdır. Bosna savaşı sırasında Sırp güçlerinin yıkmaya çalıştığı Başçarşı, ziyaret edilmesi gereken bir labirent gibidir. Şehrin en iyi mimari eserlerinden bazılarına ve açık hava oturma alanına sahip çok sayıda geleneksel kafelere evsahipliği yapar. Şehrin buluşma noktasıdır. Milyatska Nehri üzerinde Osmanlı köprülerinden biri olan Latin Köprüsü, 1914'te Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasına yol açan Franz Ferdinand'ın (Avusturya-Macaristan tahtının mirasçısı) ve hamile eşinin öldürüldüğü yer olması nedeniyle tarihi bir öneme sahiptir. Eski Yugoslavya döneminde Principov olarak biliniyordu. Saraybosna'nın tarihi Bascarsija bölgesinin kalbinde Başçarşı'da yer alan ve halen faaliyette olan anıtsal bir camidir. Cami avlusunda türbesi bulunan Gazi Hüsrev Bey tarafından 1531'de Mimar Sinan'a yaptırılmıştır.  Bina, Osmanlı mimarisinin en güzel örneğidir ve bakımlı avlusu şehrin huzur dolu dinlenme yeridir. Caminin dünyada elektrikle aydınlatılan ilk cami olduğu iddia edilmekte. Bosna-Hersek Tarihi Müzesi 13 Kasım 1945'te kuruldu. 1963'ten beri müze, bu amaçla özel olarak inşa edilmiş bir binada bulunuyor. Müze adını birkaç kez değiştirdi. 1949'da müze, Bosna Hersek Ulusal Devrimi Müzesi olarak 1967'de Bosna-Hersek Devrimi Müzesi olarak adlandırıldı. Sonunda, Haziran 1993'te kabul edilen Müze Yasası ile müze, Bosna Hersek Tarih Müzesi olarak değiştirildi. Kurulduğu günden bu yana yaklaşık 400.000'den fazla tarihi eser barındırmaktadır. Başçarşı Meydanı'nın merkezinde Saraybosna'daki en ünlü su çeşmesi ve şehirin sembolüdür. Bazı kayıtlar Saraybosna'nın 300'den fazla sebile sahip olduğunu, ancak çoğunun 17. yüzyılda bir yangında yıkıldığını söylüyor. 1913'te inşa edilen ünlü Başçarşı Sebili, 100 yıldan uzun bir süredir hayatta kalmayı başarmıştır. Bosna'nın eski yaşam tarzlarını daha iyi anlamak için, son derece iyi korunmuş, otantik ev müzesi Svrzo Evi'ni mutlaka ziyaret edin. Ev, ziyaretçilere, 18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarında bölgedeki tipik bir Müslüman evinin, nasıl bir yer olabileceğini iyi bir şekilde anlatıyor. İmparator Camii, Bosna'nın Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethinden sonra inşa edilen ilk camidir. Dönemin klasik Osmanlı tarzında inşa edilen Bosna-Hersek'teki en büyük tek yarı kubbeli camidir. Cami, 1480'de Kral Matija Korvina’nın, Vuk Grgurevic komutasındaki Macar birlikleri tarafından saldırıya uğradı. Bu saldırıların sonucunda İmparator Camii büyük hasara uğramış, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yeniden yapılarak cami şu anki halini almıştır. Şeyh İbrahim Bistrigija gibi önemli Saraybosnalıların gömüldüğü caminin arkasında bir mezarlık vardır. Saraybosna'nın saat kulesi 30 metre yüksekliğindedir ve 16. yüzyılda inşa edildiğine inanılmaktadır. Kulenin saati, dünya namaz vakitlerini belirtmek için, ay saatini tutan tek halk saatidir. Bu sisteme göre, yeni gün saat 12'yi gösterdiğinde günbatımında başlıyor! Günlerin uzunluğu yıl boyunca değiştiği için, saatin doğru şekilde işlemesi için muvakkit (namaz vakitlerinin belirlenmesinde kullanılan çeşitli saatleri düzenleyen, bunların ayarlarına ve tamirlerine bakan kişi. Saatçi ve muvakkit-i salât da denilirdi.) görevliydi. Bey Camii'nin avlusunda, tam zamanın hesaplanacağı bir muvakkithane vardır. Kulenin mevcut saat mekanizması 1875 yılında Londra'dan getirildi. Silahdar Mustafa Paşa Tekkesi olarak da bilinen Hacı Ali Tekin, Kadiri Derviş Emri'ne aittir ve 1638 ile 1640 yılları arasında inşa edilmiştir. Tekke'nin inşaatına yönelik finansmanın zengin Saraybosna tüccarı Hacı Sinan'ın, Sultan IV. Murat'a hizmet eden oğlu Mustafa Paşa tarafından sağlanmış olduğu sanılmaktadır. Tekke, İstanbul'daki Topkapı Sarayı kompleksi içerisinde bazı binaları da tasarlayan Arnavutluk'tan mimar Kasım Ağa tarafından yapıldı. Hacı Sinan Tekkesi'nin en büyük görsel cazibesi, avlunun duvarındaki kaligrafi tasarımıdır. “Süleyman'ın Mührü” olarak bilinen bu tasarımda, “Allah'tan başka Tanrı yoktur, Muhammed de onun peygamberidir” sözleri vardır. Yaklaşık üç metre genişliğinde olup, fresk tarzında yapılmıştır.
23.04.2018 - 11:09
haberturk
['saraybosna', 'saraybosna gezilecek yerler', 'saraybosna gezi rehberi']
Saraybosna gezi rehberi: Saraybosna gezi listesi, A'dan Z'ye Saraybosna gezilecek yerler rehberi...
Yaşam
https://www.haberturk.com/saraybosna-gezi-rehberi-carpici-dogal-guzelliyleriyle-saraybosna-gezilecek-yerler-listesi-hts-1931205
Futbolda şike iddialarına ilişkin 16'sı tutuklu 93 sanığın yargılandığı davanın 11. duruşması devam ediyor. Tutuksuz yargılanan Menajer Yavuz Ağargöl 'Hakan Şükür'ü de Fenerbahçe'ye getiriyordum ama otelden kaçtı' dedi.
null
"Futbolda şike" iddialarına ilişkin 16'sı tutuklu 93 sanığın yargılandığı davanın 11. duruşması, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda devam ediyor. İlk savunma yapan kişi, Mersin İdman Yurdu Kulübü Asbaşkanı Beşir Acar oldu. Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci tutuksuz sanıklardan Mersin İdmanyurduspor Asbaşkanı Beşir Acar'ı savunmasını almak üzere sanık kürsüsüne çağırdı. Mersin İdmanyurduspor - Giresunspor maçında şike yaptığı iddiasıyla yargılanan Acar, "Düşme riski olan bir takım şike yapamaz. Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü ile şike amaçlı bir konuşma yapmadım. Bu suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Ardından tutuksuz yargılanan menajer Yavuz Ağargöl savunmasını yaptı. Aralarında Cemil Turan ve Hasan Vezir'in de bulunduğu çok sayıda ünlü futbolcuyu Fenerbahçe'ye kendisinin getirdiğini ifade eden Ağargöl, "Hakan Şükür'ü de Fenerbahçe'ye getiriyordum ama otelden kaçtı" dedi. "Hiç futbolcu kaçırdınız mı?" sorusuna ise Ağargöl, "Bütün futbolcular Fenerbahçe'ye gelmek için can atardı. İsteselerdi kaçırırdım" diye konuştu.
29.03.2012 - 12:11
null
[]
'Hakan Şükür'ü Fenerbahçe'ye getiriyordum'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/hakan-sukuru-fenerbahceye-getiriyordum,nr8UwgHsTkSYCL_tPi6U8g
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde Kur'an eğitimi, öğretimi kimi dönemlerde getirilen tüm yasaklara, gizli-açık tüm engellemelere rağmen milletimizin sahip çıkmasıyla kesintisiz sürdürülmüştür" dedi.
null
, İstanbul Fatih Camii'nde düzenlenen ''Türkiye IV. Uluslararası Hafızlık ve Kur'an’ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Ödül Töreni''ne katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde , öğretimi kimi dönemlerde getirilen tüm yasaklara, gizli-açık tüm engellemelere rağmen milletimizin sahip çıkmasıyla kesintisiz sürdürülmüştür. Milletimiz, kendi kurduğu veya sahip çıktığı müesseseleri aracılığıyla Kur'an-ı Kerim eğitim ve öğretimini sürdürmüştür. Özellikle imam hatip okulları bu konuda çok önemli ve hayırlı hizmetlere imza atmıştır'' değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, "İnşallah tüm okullara getirdiğimiz seçmeli derslerle arzu eden tüm ailelerin evlatlarına Kur'anı öğrenme imkanı getirdik. Çocuklarımızı Kur'an eğitimi konusunda teşvik ederek, bu imkanları en güzel şekilde değerlendirmeliyiz" ifadesini kullandı.
17.06.2016 - 15:41
Anadolu Ajansı
['Türkiye']
Erdoğan: Tüm engellemelere rağmen kesintisiz sürdürülmüştür
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/erdogan-tum-engellemelere-ragmen-kesintisiz-surdurulmustur,zm9Ymi5vMk-AXb5jSQLaIg
Cezaevlerindeki 57 bin 171 tutuklu bugün yürürlüğe giren ve tutukluluk süresini sınırlayan CMK’nın 102. maddesine gözünü dikti. Azami tutukluluk süresini aşan sanıklar tahliye edilebilecek.
null
Tutukluluk sürelerini sınırlayan CMK’nin 102’nci maddesindeki düzenlemenin bugün yürürlüğe girecek olması Yargıtay’da ve yerel mahkemelerde tahliye telaşına yol açarken, 57 bin 171 tutukluya “otomatik tahliye” umudu doğdu. Ergenekon davalarına bakan İstanbul’daki özel yetkili mahkemeler olmak üzere, Ankara’dan Diyarbakır’a kadar tüm mahkemeler tutuklu dosyalarını resen inceleyecek ve azami tutuklama süresinden fazla cezavinde kaldığı hesabını yaptıkları tüm sanıkları tahliye edebilecekler. Hürriyet gazetesinin haberine göre hüküm giymeleri halinde, Ergenekon davası sanıklarının da temyiz incelemesini yapacak, terör, mala zarar verme gibi suçları inceleyen Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi, 178 tutuklu dosyasını raftan indirip inceledi. Daire, mala zarar verme suçundan 1 yılı aşkın süredir tutuklu olan ve cezası onansa bile cezaevinden çıkmasına 13 gün kalan bir sanığı önceki gün faksla tahliye etti. Daire, özel yetkili mahkemelerde yargılanan sanıkların azami tutukluluk süresinin 4 yıl mı 10 yıl mı olacağına ilişkin örnek kararı da verecek. Yılın son Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Başkanlar Kurulu’nda da tutuklamada azami süre konusunda istişarede bulunulduğu, Ergenekon sanıklarını da ilgilendiren örgütlü suçlarda tutukluluk süresinin 4 değil 10 yıl hesabının daha doğru olduğu görüşünün ağır bastığı belirtildi. Bağlayıcı bir karar alınmadığından, CMK 102’nci madde ile ilgili hangi hesabın doğru olduğu bugün verilecek örnek kararla belirlenmiş olacak. Avukat Turgut Kazan düzenlemeyle ilgili, şu değerlendirmeleri yaptı: “Özel yetkili mahkemelerin görev alanına giren belli suçlar için tutuklama süresi konusunda yanlış yapılıyor. Bazı hukukçular, CMK’nin 252/2’nci maddesi uyarınca, bu suçlarda normal sürenin 4, uzatmaların 6 yıl, toplam tutukluluk süresinin 10 yıl olacağını söylüyor. CMK’de öngörülen tutuklama süresi, en çok 2 yıl olduğuna göre, bu sürenin 2 katı 4 yıldır. Ve 102/2’nci maddenin 2’nci cümlesiyle amaçlanan 3 yıllık tavan aşılmış olacağı için, ayrıca bir uzatma yapılamaz. 31 Aralık günüyle birlikte, tutukluluk süresi genel ağır cezalı işlerde en çok 3 yıl, özel yetkili mahkemelerin görev alanına giren belli suçlarda en çok 4 yıldır.”
31.12.2010 - 11:08
null
[]
57 bin makuma tahliye umudu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/57-bin-makuma-tahliye-umudu,ZFThs5EyhkiMOSIGMUPVvw
Bu yıl En İyi Film ve En İyi Yönetmen dalında Oscar kazanan Guillermo del Toro, Netflix için Pinokyo animasyonu çekecek.
null
gibi filmleri yöneten, bu yıl ile En İyi Film ve En İyi Yönetmen dalında Oscar kazanan  ’nun bir sonraki projesi bir animasyon. Toro, için uzun yıllardır çekmek istediği filmini yönetecek. Toro, gerçek bir çocuk olmak isteyen kukla çocuk Pinokyo’nun hikayesinin anlatan klasik çocuk masalının, stop motion müzikal versiyonunu çekecek.   Bu filmle birlikte ilk uzun metraj animasyon filmine imza atacak olan Meksikalı yönetmen aynı zamanda filmin senaristliğini ve yapımcılığını da üstleniyor. Mini animasyon dizisi Over the Garden Wall’u yazan Patrick McHale senaryoyu yönetmenle birlikte yazarken, Yaman Tilki’nin animasyon yönetmeni Emmy ödüllü Mark Gustafson filmin yönetmen yardımcılığını üstleniyor. Prodüksiyonuna önümüzdeki aylarda başlanması beklenen film, 1930’lar İtalya’sını canlandıran sette çekilecek. Film, endişe verici bir tarihi ana, faşizmin yükseldiği ve diktatör Benito Mussolini’nin ülkenin kontrolünü iyice eline aldığı döneme odaklanıyor.
23.10.2018 - 11:04
null
['Film', 'Sanat', 'sinema', 'Netflix']
Ödüllü yönetmen Guillermo del Toro'dan Pinokyo animasyonu
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/odullu-yonetmen-guillermo-del-torodan-pinokyo-animasyonu,4tVREzlSEUGdC07GVQG5mg
İngiltere'de patates kızarmasını alan martıyı döven ve duvara fırlatan adamı polis arıyor. Martının öldüğü belirtildi.
null
ülkede bir martının öldürüldüğünü yazdı. Basına yansıyan bilgilere göre Somerset bölgesinde bir adam Kızartmasını çalma suçladığı martıyı daha sonra Olayın sosyal medyada yankı bulması üzerine polis hayvana şiddet uygulayan adamı arıyor. Görgü tanıklarının ifadelerine göre acı çeken martıyı yoldan geçen biri veterinere götürdü. Hayvanın veterinerde uyutulduğu belirtildi. Bölgede şeker dükkanı işleten bir görgü tanığı olayı anlattı: "Bir martının ciyakladığını gördüm sonra bir adamın tabağından patates kızartması aldı. Bir anda adam martıyı ayağından yakalıp duvara savurdu. Bir annenin 'Neden çocuğumun gözü önünde böyle bir şey yapıyorsun' diye bağırdığını duydum. Adam da 'Bu bir haşarat, çocuğuna haşaratları öğretmelisin' dedi." Beer, olaya tanıklık eden çocukların bazılarının ağladığını söyledi. Beer, "Martı hemen ölmedi. Gözünün seğirdiğini görebiliyorduk. Yoldan geçen biri geldi ve veterinere götürdü. Martılar sorun olabiliyor ama böyle öldürmek çok yanlış" dedi. Ülkede 1981 yılında çıkartılan bir yasaya göre martılara zarar vermek yasak. Bu yönde herhangi bir girişim saldırı olarak kabul ediliyor. Polisi şüpheli hakkında bilgi sahibi görgü tanıklarının kendilerine başvurması çağrısı yaptı.
20.07.2018 - 12:43
null
['Dünya', 'Hayvanlar', 'İngiltere', 'haber']
Patatesini çaldığı için martıyı duvara çarpan adam aranıyor
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/patatesini-caldigi-icin-martiyi-duvara-carpan-adam-araniyor,XdnjxpbeO0yRh2Y2Tgn6aw
Polis Teşkilatı, başkent Bogota'daki General Santander Polis Okulu'na bombalı araçla düzenlenen terör saldırısında ölenlerin sayısının 21'ye yükseldiğini duyurdu.
null
Kolombiya'da General Santander Polis Okulu'nu hedef alan bombalı araçla düzenlenen saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı 21'e yükseldi. Polis Teşkilatı, 3 gün yas ilan edilen ülkenin başkenti Bogota'nın güneyindeki polis okulu saldırısına ilişkin son bilgileri yazılı açıklama ile paylaştı. Açıklamada, terör eyleminde aralarında saldırganın da yer aldığı 21 kişinin öldüğü bildirildi. Saldırıda 68 kişinin yaralandığının belirtildiği açıklamada 58 yaralının taburcu edildiği aktarıldı. Polisin, Kolombiyalılardan saldırıya ilişkin bildiklerini paylaşmasını istediği vurgulanırken, olayın faillerinin yakalanacağının altı çizildi. General Santander Polis Okulunu hedef alan bombalı araç saldırısına ilişkin Bogota Büyükşehir Belediyesi Sağlık Sekreterliğinin paylaştığı son bilgilerde 11 kişinin öldüğü, 87 kişinin de yaralandığı kaydedilmişti.
18.01.2019 - 11:16
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'Terör', 'Kolombiya', 'haber']
Kolombiya'daki terör saldırısında ölü sayısı 21'e yükseldi
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/kolombiyadaki-teror-saldirisinda-olu-sayisi-21e-yukseldi,YpmeQPc_FEWQbSrd5QLU9A
61 yaşındaki Maria Pilar Abel'in iddiası üzerine, İspanyol ressam Salvador Dali'nin DNA tesi için mezarı 20 Temmuz'da açılacak.
null
İspanyol ressam Salvador Dali’nin mezarı 20 Temmuz'da DNA testi yapılmak için açılacak. Katalonya Yüksek Mahkemesi, İspanyol ressam Salvador Dali’nin mezarının, kızı olduğunu iddia eden bir kişinin başvurusu üzerine DNA örneklerinin alınması için 20 Temmuz'da açılacağını duyurdu. Dali'nin kızı olduğunu öne süren 61 yaşındaki Maria Pilar Abel, mezardan çıkarma işlemleri sırasında mezarlıkta bulunmayacağını söyledi. Geçtiğimiz ay Madrid'de bir DNA testi yaptıran Pilar, soyadını değiştirmek için sonucun pozitif çıkmasını umduğunu söyledi. Abel, annesiyle Dali'nin 1955 yılında olan gizli ilişkisinden dünyaya geldiğini iddia ediyor.
14.07.2017 - 12:22
NTV
['Sanat']
Salvador Dali'nin mezarı açılıyor
Sanat
https://www.ntv.com.tr/sanat/salvador-dalinin-mezari-aciliyor,WGIGbptkIUygqQU3m7cA2g
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin, "eski ABD Başkanı Barack Obama'nın 19 defa görüşme talebinde bulunduğunu ancak hükümetin cevap verme yetkisinin olmadığını" söylediği savunuldu.
null
Cumhurbaşkanı 'nin, "eski ABD Başkanı 'nın 19 defa görüşme talebinde bulunduğunu ancak hükümetin cevap verme yetkisinin olmadığını" söylediği iddia edildi. İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin önceki gün siyasetçilerle yaptığı görüşmeye katılan reformist politikacı Hamid Rıza Celalipur, ülkenin resmi yayın organlarından İran Gazetesi ve resmi haber ajansı IRNA'da yayınlanan yazısında, Ruhani'nin basına yansımayan konuşmasıyla ilgili ayrıntılara yer verdi. Celalipur, Ruhani'nin toplantıda petrol satışıyla ilgili olarak, "Bütçede günlük 1.5 milyon varil petrol satışı öngörüldü ancak şimdi petrol satışıyla ilgili temel bir sorunla karşı karşıyayız. Petrokimya ve maden ürünlerinin satışında da problemler var. Temel gıda ürünleriyle ilgili olarak da sorun yaşanıyor. Ülkede sadece maaşlar bir ayda en az 310 milyar tümen (yaklaşık 80 milyon dolar) tutuyor. Banknot basarak sorunlarla baş edilemez. Hepimiz bu realiteye dikkat etmeli ve sadece slogan atmamalıyız." dediğini aktardı. Ruhani'nin, hükümetin yetki tartışmasıyla ilgili olarak yeterli yetkiye sahip olmadığını söylediğini belirten Celalipur, İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin, "Çözüm yolunun ne olduğuna bakmalıyız ve bu konuda hükümetin ne kadar yetki sahibi olduğuna dikkat etmeliyiz. Hükümet dış siyasette ne kadar yetkiye sahiptir? Eski ABD Başkanı Barack Obama, 19 defa görüşme talebine bulundu ancak hükümetin cevap verme yetkisi yoktu." ifadelerini kullandığını da kaydetti. Hamid Rıza Celalipur, Ruhani'nin, İran Devlet Televizyonunun hükümete bağlı olmadığı ancak masraflarının kendileri tarafından karşılandığı eleştirisinde bulunduğunu kaydederek, şu değerlendirmede bulundu: "Mesela hükümet Meşhed'teki finans ve kredi kuruluşları için 30 trilyon tümeni (yaklaşık 7.5 milyar dolar) ödemek zorunda kaldı ancak bu hükümetin değil bir hakimin işiydi. Öte yandan bir hakim ülkenin bir köşesinden milyonlarca sosyal medya ağının kapatılmasına hükmedebiliyor." Celalipur, yazısında Ruhani'nin şu ifadelerine de yer verdi: "Halk olmadan sorunların üstesinden gelemeyiz. Önümüzde milletvekilliği seçimleri var. Eğer sivil aktivistlere ve siyasetçilere engeller çıkarmaz, onları uyarmaz ve seçimlere yersiz müdahaleler olmazsa topluma olumlu bir yansıması olabilir."
14.05.2019 - 02:47
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'İran', 'ABD']
Obama'nın İran'la 19 kez görüşme isteğinde bulunduğu iddiası
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/obamanin-iranla-19-kez-gorusme-isteginde-bulundugu-iddiasi,WTQoYbs9iEOR-gsH_Ut9HQ
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Adana HDP İl Başkanlığı ve Mersin'de ilçe başkanlığına yapılan saldırıları en şiddetli şekilde kınıyoruz" dedi.
AA
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ifadelerini kullandı. Kalın, Mursi hakkındaki idam kararı ile ilgili olarak da dedi.
18 Mayıs 2015 Pazartesi, 13:45
cumhuriyet
null
Saray'dan HDP saldırıları hakkında ilk açıklama
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/279113/Saray_dan_HDP_saldirilari_hakkinda_ilk_aciklama.html
In its final report, the CHP says “the AKP did not break with FETO after 15 July, either!” Does it suffice to say, “I was taken in. I didn’t know?”
Aykut Küçükkaya
The CHP’s first two reports covered the period prior to the 15 July bloody coup attempt. The CHP’s last report, by contrast, examines certain individuals in the aftermath of the 15 July bloody coup attempt. The report comes with a fairly controversial title: “The AKP did not break with FETO after 15 July, either!” There follows a summary of the report that starts by remarking: “The AKP government, which claims to have fought FETO following the 15 July coup attempt, nevertheless continues to keep certain figures whose names have had a long association with FETO in their posts. It does not stop here, and we witness the making of appointments that have brought certain figures with FETO associations into quite critical posts. Conversely, certain people who have spent their lives struggling against FETO are labelled FETOists just because of their opposition identity and are arrested or even placed in detention.” “Süleyman Soylu is one of the most curious politicians of our recent past. In the days when he was Democrat Party General chair, he had harsh criticism for Erdoğan and the AKP with comments such as, ‘Corruption is oozing out of their trouser bottoms,’ ‘The Prime-Minister has introduced the mother of all corruption’ and ‘He sees himself as sultan.’ He then forgot these comments and passed to the AKP! However, there was one area in which he would brook no criticism. And that was FETO! Soylu, pretty sharp as his tongue may be, had no end of praise when it came to FETO. This was not all, and he hectored those who criticised FETO as if FETO’s lawyer and gave them a mauling! Despite his ample praise for FETO in the past, he was made Interior Minister in place of Efkan Ala following 15 July. However, nobody has been able to account for the thinking and logic behind bringing in Soylu, who had a past record of praising FETO far more than Ala, to head the fight against FETO.” “Berat Albayrak was modest-living journalist Sadık Albayrak’s son. His father was on old acquaintance of Erdoğan. After marrying Erdoğan's daughter Esra Erdoğan, thanks in part to this acquaintanceship, both he and his brother Serhat Albayrak embarked on a rocket-like ascent. This ascent took Berat Albayrak as far as being Minister of Energy and Natural Resources. Some allegations have it that Erdoğan sees Berat Albayrak as heir to the throne or even envisages him taking Binali Yıldırım's place. Time will show if this is indeed so. Son-in-law Albayrak is a former pupil of one of FETO’s schools. He does not deny this, either.” “Prof. Dr. Ali Erbaş, who has recently been appointed to head the Directorate of Religious Affairs, at the fore among public bodies that take the biggest share of the budget, has courted controversy ever since taking up the post. It has emerged that Erbaş has crossed paths with FETO many times in the past, or has even been a member of the executive board of the Intercultural Dialogue Platform, one of FETO’s most important platforms. Erbaş, who also numbered among the regulars at FETO’s Abant Meetings, was also seen on events of the Kimse Yok Mu Association, a FETO aid entity. However, this is not the full run down on Erbaş. Erbaş’s signature has also been ascertained to have appeared on the doctoral thesis of fugitive Adil Öksüz, the key name in 15 July. Along with Erbaş, one of the individuals included on Öksüz's panel was Prof. Dr. Suat Yıldırım, at the time Dean of Sakarya University Faculty of Divinity. Suat Yıldırım, whose name had been touted as a potential future leader of the brotherhood after Fethullah Gülen, is today on the run. Another person on the jury, however, Prof. Dr. Davut Aydüz, was detained following the coup. The question whose answer is now awaited with curiosity is how and by what criteria was Erbaş, who was included on such a panel and had participated in many FETO events, selected to head the Directorate of Religious Affairs.” “The allegation has been raised that Prof. Yavuz Atar, who is still a member of the Council of Higher Education and is President Recep Tayyip Erdoğan's chief advisor, is a FETOist and this has been aired in the media. Moreover, this allegation was raised on pro-regime TGRT by Nurettin Veren, who had once been in Gülen's inner circle but left the organisation years ago and made important confessions. Nurettin Veren, who accused Atar of FETOism, asserted that after 15 July Atar went to Manas University in Kirghizstan alleged to be under FETO’s control. Atar, who responded through his lawyer to the allegations by Veren, claimed that he had no ties with FETO and had gone to Manas University under bilateral relations between Turkey and Kirghizstan and not through FETO’s intermediation. Atar may be right! But, with people undergoing prosecution in the absence of the slightest evidence of them being FETOists, when a person close to Erdoğan was involved, it was not even considered worth looking into the accusations.” “In the period in which İbrahim Şahin, whose current post is as a non-serving provincial governor, acted as General Director of the Turkish Radio and Television Corporation (TRT), he is accused of filling the body with FETOists. He transferred a whole host of people from Samanyolu TV, FETO’s media outlet at the time, and placed them in important posts and he made figures who names were synonymous with FETO such as Ekrem Dumanlı and Hakan Şükür into commentators at the TRT on high salaries. Although Ahmet Koyuncu, who was made Deputy General Director with wide powers by Şahin, has been sentenced to eight years and one month’s imprisonment for FETO membership, and even though former TRT News Department Head Ahmet Çavuşoğlu has pointed to Şahin, saying, ‘At the TRT, everything is at the general director’s orders. He orders and we do. There is no independent initiative,’ the failure for a fresh investigation to be launched into Şahin has raised question marks.” “The claim that FETOists had once more been granted preference in appointments made after 15 July was borne out in person by AKP parliamentarian Şamil Tayyar, known for his admiration for Erdoğan. Tayyar, in a post he made on 14 September 2017 said, almost as if rebelling against his own party’s administration, “I have passed over them all but he has no excuse regardless of the reasons and background for the many FETOist rectors appointed after 15 July.” The person Tayyar is actually criticising without naming is Erdoğan himself, because Erdoğan’s approval is involved in nearly all appointments of rectors. From what can be inferred from Tayyar’s comment, “I have passed over them all,” it would appear that FETOists were also appointed in a great many different areas apart from rectors and this was also known about within the AKP.” “The Supreme Election Council (SEC) gave rise to a massive disgrace following the 16 April referendum by not declaring unstamped votes to be invalid contrary to express statutory stipulation. SEC Chair Sadi Güven had great difficulty in announcing this disgraceful decision at that time. Sadi Güven’s name was mentioned in the testimony given in court on 16.11.2016 by former Adıyaman Republic Chief Prosecutor Faruk Büyükkaramuklu, who had been detained charged with FETO membership, as follows: ‘I was appointed Adıyaman Republic Chief Prosecutor under the 2011 summer decree. Sadi Güven, who is currently SEC Chair, is somebody I know from work placement in Fethiye. I told him that I wanted to be a chief prosecutor. And he was somebody who liked me and I was appointed Adıyaman Republic Chief Prosecutor in this way.’ This testimony on its own does not lead to the conclusion that Güven has FETO ties. However, is the judiciary, which inquires of Cumhuriyet trial defendant Güray Öz why he phoned a pitta vendor who is under investigation for FETO ties, not obligated to ask somebody in such a critical position why he gave a reference for a person who is being prosecuted on FETO charges? When calling a FETOist pitta vendor is a matter for investigation, why was appointing a person with FETO ties as chief prosecutor not? Considering the claims that were aired in certain media outlets following the referendum that Güven and certain SEC members did not cancel the unstamped votes for fear of being accused of FETOism by those in power, this question is forever going to weigh on people’s minds.” “AK Party Adana MP in the 23rd and 24th parliamentary period, Fatoş Gürkan, Attorney-at-Law, one of twelve members of parliament on the AKP delegation that visited Fethullah Gülen's farm in the US state of Pennsylvania in 2012, was appointed as curator of 54 companies that were seized as part of the fight waged against FETO by Adana Chief Republic Prosecution. The appointing of Gürkan, who was on the delegation that went out to visit Gülen, as curator of the seized FETO companies is just one example of the insincerity that marks the AKP’s fight against FETO.” “One of the most important figures in the 15 July coup attempt was Major General Mehmet Dişli. Şaban Dişli, brother of Mehmet Dişli, who was alleged to have been a member of the ‘Peace at Home Council’ and is still in detention pending trial, has been made senior advisor with responsibility for the economy by Erdoğan. Even if Dişli subsequently resigned from this post, this appointment made following 15 July caused public uproar, because Şaban Dişli, who is alleged to have spoken on the phone to his big brother four times on the evening of the coup, has crossed paths with FETO in the past. Former Bolu Governor İbrahim Özçimen, brother-in-law of FETO’s police ‘prayer leader’ Kozanlı Ömer, made the claim under interrogation by the public prosecution that, ‘I intimated to Sakarya MP Şaban Dişli that I wanted to be a provincial governor. And he later told me that my name had been put forward.’ Criminal responsibility is personal in the eyes of the law. So, of course, Şaban Dişli cannot be held accountable for the crime committed by his brother. However, with this rule finding application by Erdoğan to Dişli, it is not applied to the relatives of thousands of detainees.” The following questions in the CHP’s report beg answers: Why are certain people who had blatant FETO ties in the past being protected and looked after and, furthermore, rewarded? Or, is AKP-FETO cooperation continuing in changed form? Even if the AKP today appears institutionally to be against FETO, is it leaving the door open to renewed co-operation with FETO if circumstances change in the future by continuing to make use of figures whose names are still associated with FETO? Considering the U-turns that the AKP and Erdoğan made over relations with Israel and Russia, going forward can Erdoğan make a U-turn over FETO? What distinguishes these people who are protected and looked after from the others? Are FETOists who have in some way managed to access Erdoğan and persuade him or who are considered to have a potential use being given immunity from the judiciary and prosecution? As will be recalled, the quarrel between the CHP and AKP over who FETO’s political leg was flared up furiously at the report writing stage of the Parliamentary Coup Investigation Commission that was set up with the support of all political parties. In sections appended to the commission report by the AKP without informing the opposition, the accusation was made that “the CHP is in the same union of purpose with FETO;” in response to this the CHP submitted a 71-page additional commentary. With the commentary casing disquiet within the AKP, it was initially removed from the commission report and then printing of the commission report was halted. One of the points over which the CHP made the harshest criticism was the Coup Commission’s AKP-affiliated Chair. The CHP, which gives the following description of Reşat Petek in the report: “AKP Burdur MP Reşat Petek, who acted as chair of the 15 July Coup Attempt and Activities Investigation Commission that was set up in parliament, was the most ardent of supporters of the Ergenekon and Sledgehammer trials in which the FETO-affiliated judiciary and security forces staged massive conspiracies with false evidence,” makes mention in the following lines so as to leave a footnote in history of comments Petek made and an article of his just fifteen days before 17 December, “Date: 2 December 2013. The processes within which tension began to rise in the AKP-Gülenists war. Reşat Petek is speaking to Star newspaper. Let’s read: ‘Petek said that with the structures that were jointly targeting the gentleman scholar Fethullah Gülen and the AK Party seeing the AK Party emerging strengthened from this process, they are this time trying to whip up strife between the Gülenists and the AKP.’ Petek, who was an active supporter of the FETOist prosecutors, assessed in an article he wrote on his website the assigning to other duties of Zekeriya Öz, the most prominent of these prosecutors to whom Erdoğan allocated his official car. Petek, saying in his article, ‘The prosecutors who conducted investigations taking risks with coupists, juntas and illegal organisations and heedless of threats have been shown appreciation and promoted,” noted in his article about FETOist prosecutor Zekeriya Öz, currently on the run, ‘Zekeriya Öz who, as a bold prosecutor took the first steps towards bringing Turkey’s Gladio before the judiciary, and his colleagues...’.” With CHP leader Kılıçdaroğlu saying at his party’s group meeting two weeks ago, “FETO’s number one political leg is the individual occupying the Presidential chair. Let him take me to court and I’ll prove it,” the huge argument has flared back up. President Erdoğan has sued Kılıçdaroğlu for 250,000 lira in non-pecuniary damages. This lawsuit will be heard in the days to come. And these very reports, important sections from which I have brought to you for the past three days, will be submitted to the court bench by CHP administrators in the lawsuit in question.
11 Nisan 2018 Çarşamba, 16:53
cumhuriyet
null
CHP’s FETO report: FETOist rectors being appointed
english
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/english/956724/CHP_s_FETO_report__FETOist_rectors_being_appointed.html
Çankaya'da iki ayrı depoya düzenlenen baskında piyasa değeri 150 bin lira olan 75 litre kaçak içki ele geçirildi.
null
Ankara'da polis ekiplerinin iki ayrı depoya düzenlediği baskında piyasa değeri 150 bin lira olan 75 litre kaçak içki ele geçirildi. Alınan bilgiye göre, Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekiplerinin kaçak alkol imalat ve satışına yönelik yaptığı çalışmalar sonucunda S.D. ve İ.G'nin otomobille sahte içki satışı yaptığı tespit edildi. Soruşturma kapsamında S.D. ve İ.G'yi gözaltına alan ekipler otomobilde yaptıkları aramada iki şişe sahte içki ele geçirirken, Huzur Mahallesi Lizbon Caddesi'deki iki ayrı deponun da sahte içki yapımında imalathane olarak kullanıldığı belirlendi. Söz konusu depolara düzenlenen baskında dolu halde 65 şişe sahte içki, farklı ebatlarda ve markalarda 170 boş içki şişesi, 10 litre etil alkol, 19 sahte bandrol, sahte içki üretiminde kullanılan çeşitli malzemeler ile birlikte bidonlar içerisinde piyasa değeri 150 bin lira olan toplam 75 litre sahte içki ele geçirildi. Operasyon sonrası S.D. ve İ.G. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
28.05.2019 - 05:46
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Ankara', 'haber']
Başkentte sahte içki operasyonu
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/baskentte-sahte-icki-operasyonu,XGlXD9DLIEGSCvB5rldWdA
"Türkiye, Suriye'deki ılımlı muhaliflerin eğitilmesine destek vermeyi kabul etti"
null
Harf, günlük basın toplantısında, ABD Başkanı'nın IŞİD'e karşı küresel koalisyon için özel temsilcisi emekli General John Allen ile yardımcısı ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Brett McGurk'ün Ankara'daki temasları hakkında bilgi verdi. Allen ve McGurk'ün, bugün Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler ile görüştüklerini ve geçen hafta Brüksel'de bir araya gelemedikleri ancak şu anda Türkiye'de bulunan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile temasta bulunduklarını belirten Harf, Allen ve McGurk'ün, ayrıca, Ankara'dan ayrılmadan önce Suriyeli muhaliflerle de buluştuğunu dile getirdi. Harf, General Allen'in şu anda Washington'a dönmek üzere yolda olduğunu, Büyükelçi McGurk'ün ise bir müddet daha bölgede kalacağını bildirdi. Allen ve McGurk'ün Türkiye temaslarında, Türk muhataplarıyla, Türkiye'nin "askeri işbirlik, teröristlerinin finansmanının durdurulması, yabancı savaşçı akışıyla mücadele, insani yardımlar ve IŞİD'in aşırılık ideolojisinin meşruiyetinin kaldırılması" olmak üzere beş kollu çabaya katkıları hakkında ayrıntılı görüşmelerde bulunduklarını ifade eden Harf, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin, özellikle de askeri alanlar olmak üzere daha fazla katkıda bulunabileceği alanları konuştuk. General Allen ve Büyükelçi McGurk'ün iki gün süren toplantılarının sonucu olarak, Türkiye Suriyeli ılımlı muhaliflere eğitim ve ekipman desteği vermeyi kabul etti. Bu kapsamda ABD Savunma Bakanlığı'ndan planlama ekibi, askeri kanallar yoluyla planlamalar yapmak için gelecek hafta Ankara'ya gidecek". İnsani yardımların da Allen ve McGurk'ün temaslarının önemli bir parçası olduğunu dile getiren Harf, "İki taraf da Türkiye'deki bir milyonu aşkın Iraklı ve Suriyeli sığınmacıları desteklemede işbirliğine devam etme taahhüdünde bulundu" dedi. Harf, Allen ve McGurk'un bu ayın sonuna doğru Körfez ülkelerine de gideceğini duyurdu. Harf, bir soru üzerine, Alen ve McGurk'ün Ankara'daki görüşmelerinde, iki tarafın, IŞİD'in bozguna uğratılması ve ayrıca 'de Devlet Başkanı Beşşar Esed'in meşruiyetini kaybettiği noktasında mutabık kaldıklarını bildirerek, "Bu askeri kampanyada IŞİD'in arkasından gitmeye odaklandığımızı belirttik. Ama Suriye'nin geleceğinin nasıl olması gerektiği konusunda mutabıkız" diye konuştu. Tampon bölge veya uçuşa yasak bölgeyi şu anda bir seçenek olarak görmediklerini belirten Harf, "ABD'nin Türkiye'nin karadan asker göndermesini görmek isteyip istemediğine" yönelik soru üzerine, "Bunun nasıl görünebileceğine dair onlarla görüşmelerimiz var. Buna açık olmadığımız yönünde bir işaret vermiyorum, sadece onlarla (Türkiye ile) görüşmeler yapıyoruz" dedi. Benzer bir soru üzerine Harf, Savunma Bakanı Chuk Hagel'in dün İncirlik Havaüssü'nün kullanılması gibi Türkiye'nin yapabilecekleri konusunda bazı açıklamalarda bulunduğunu ifade ederek, bu konulardaki görüşmelerin devam ettiğini bildirdi. Harf, "(Türkiye) sahada askeri birlik konusunda açıklamalarda bulundu. Bunun nasıl görünebileceği ve bu konu da dahil genel anlamda nasıl bir rol oynayabilecekleri konusunda görüşmemiz var ama bizim sahada askeri birlik konusunda önerebileceğimiz çok birşeyimiz yok" ifadesini kullandı. Bir soru üzerine Harf, "(Türkiye'den) askeri alanda istediklerimiz yönünde ayrıntılara girmeyeceğim" ifadesine yer verdi. Öte yandan Harf, yurdun çeşitli kentlerinde terör örgütü IŞİD'e tepki bahanesiyle düzenlenen izinsiz gösterilere dair soru üzerine, protestolardaki çatışmalardan kaynaklanan ölüm haberlerinden kaygı duyduklarını hatırlattı. Tüm tarafları şiddetten kaçınmaya ve itidale çağıran Harf, her yerde olduğu gibi Türkiye'de de ifade ve toplanma özgürlüğünü desteklediklerini kaydetti.
10.10.2014 - 19:35
haberturk
['abd', 'suriye', 'ılımlı muhalifler', 'abd dışişleri bakanlığı']
ABD'den flaş açıklama
Dünya
https://www.haberturk.com/dunya/haber/998431-abdden-flas-aciklama
"Varlık barışı" olarak bilinen, gerçek ve tüzel kişilerin yurt dışında bulunan varlıklarının yurda getirilerek milli ekonomiye kazandırılmasına ilişkin esaslarda düzenlemeye gidildi.
null
Gelir İdaresi Başkanlığının "Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin7143 Sayılı Kanun Genel Tebliği'nde (seri No: 3) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği" Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, yurt dışında bulunan varlıkların Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak hesaba transferi işlemlerinde, bildirimde bulunan hesap sahibiyle yurt dışından varlığı transfer edenin farklı kişiler olması halinde de vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak. Şirket veya şirket ortaklarına ait olduğu halde şirketin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri dışındaki kişilerce tasarruf edilen varlıklar, şirket adına bildirim veya beyana konu edilerek ilgili kanun hükümlerinden yararlanabilecek. Gerçek kişilere ait olduğu halde bu kişilerin ortağı veya kanuni temsilcisi oldukları yurt dışındaki şirketlerce tasarruf edilen varlıkların da ilgili gerçek kişiler adına bildirilerek aynı hükümlerden yararlanması mümkün olacak. Ancak bildirim veya beyan dışındaki nedenlerle yapılacak inceleme esnasında söz konusu varlıkların şirket veya şirket ortaklarına ya da gerçek kişilere ait olduğunun ispat edilmesi gerekecek.
18.08.2018 - 09:55
Anadolu Ajansı
['Gündem', 'Türkiye', 'Ekonomi']
"Varlık barışı" düzenlemesinde değişiklik
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/varlik-barisi-duzenlemesinde-degisiklik,nK-6QdQ-a0KlDVSRtZosKg
İzmir Güzelbahçe İlçesi'nde, otoyol kenarında ormanlık alanda yangın çıktı. Otoyoldaki sürücüler yoğun duman nedeniyle zor anlar yaşarken, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede yayılan alevler, ekiplerin zamanında müdahalesiyle kontrol altına alındı.
null
İzmir-Çeşme Otoyolu Güzelbahçe Mevkii'nde bulunan Maltepe Askeri Lisesi'nin üst tarafındaki ormanlık alanda, henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Alevler kısa sürede geniş bir alana yayıldı. Ege Orman Vakfı Mete Uğuz Otoban Ağaçlandırma alanında bulunan çam fidanları da alevlere teslim oldu. Otoyolda duman nedeniyle görüş mesafesi azaldı. Trafik her iki yönde de durduruldu. Alevlere, itfaiye ve orman ekipleri karadan müdahaleye başladı. Havadan ise çok sayıda helikopter ve bir söndürme uçağıyla müdahale edildi. Yangının yolun karşısına sıçraması engellenirken, askeri alanda bulunan kulübe de yanma tehlikesi geçirdi. Yangın söndürme helikopterleri her ihtimale karşı kulübeye iki kez suyla ıslattı. Yangın zamanında müdahale ile kısa sürede kontrol altına alındı.
16.08.2017 - 17:41
DHA
['yangın', 'İzmir']
İzmir'de makilik yangını
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/izmirde-makilik-yangini,nCFUAUfauUSewshLvO-cUA
Merkez Bankası faizi yüzde 24’te sabit tuttu. Açıklamada enflasyondaki artış riskinin devam ettiği vurgulandı. Faiz enflasyonun altında kaldı.
cumhuriyet.com.tr
Enflasyonla Topyekûn Mücadele kampanyalarına rağmen fiyatlar dizginlenemeyecek. Merkez Bankası beklentilere paralel olarak politika faizini yüzde 24 seviyesinde sabit tuttu. Böylece Merkez, politika faizi oranı, eylülde yüzde 24.52 olan tüketici enflasyonunun gerisinde kalmaya devam etti. Banka yaptığı açıklamada “Yakın dönemde enflasyon görünümüne ilişkin gelişmeler fiyat istikrarı açısından önemli risklere işaret etmiştir” ifadesini kullandı. Yukarı yönlü risklerin devam ettiği vurgulanan metinde “Döviz kurundaki hareketlerin de etkisiyle fiyat artışlarının alt kalemler bazında genele yayılan bir nitelik gösterdiği dikkat çekmektedir. İç talep koşullarındaki zayıflamanın enflasyon görünümündeki bozulmayı kısmen sınırlayacağı düşünülse de fiyatlama davranışlarına dair yukarı yönlü riskler devam etmektedir. Bu çerçevede Kurul, sıkı parasal duruşun korunmasına karar vermiştir” denildi. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesinde 5.67 civarında işlem gören Dolar/TL, kararın ardından ilk tepki olarak 5.71’e yükselse de ilerleyen saatlerde 5.63 seviyelerine geriledi. TL’deki değer kayıplarının bir süredir durması ve bankanın son dönemde gerçekleştirdiği kuvvetli faiz artışlarının etkisinin görülmesi adına Merkez’in faizi sabit tutması bekleniyordu. Banka, politika faizini 13 Eylül’de 625 baz puan artırmıştı. Ekonomist Uğur Gürses, karara ilişkin Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Merkez Bankası yine ve yeniden enflasyonun gerisinde kalmaya, TL’deki potansiyel kayıplara pencere aralamaya, ‘yangına geç kalan itfaiye’ olmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı. GCM Menkul Kıymetler’den Enver Erkan, “Enflasyonda önümüzdeki yıl gözle görülür düşüşü başlatmadan faizler indirilmeye başlanmayacak” diye konuştu. QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı, kararın piyasa etkisinin nötr olduğunu belirterek “Gelecek yılın temmuz ayına kadar enflasyon yüksek seviyelerde kalmaya devam edecek” dedi. Hollanda merkezli banka Abn Amro, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan enflasyonla mücadele planının yetersiz olduğunu açıkladı. Banka, enflasyonun 2019 ortasına kadar yüksek seviyelerde kalmaya devam edeceği, bu tarihten sonra ise ekonomideki küçülmeye paralel olarak talepteki azalma sonucu düşüş olabileceği öngörüsünde bulundu. Abn Amro, Türkiye ekonomisinin 2019’da yüzde 3 küçüleceği tahmininde de bulundu. Öte yandan Merkez Bankası, toplam rezervleri, geçen hafta 548 milyon dolar azalarak 83 milyar 815 milyon dolara geriledi. Merkez’in Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ne göre, 19 Ekim’de Merkez Bankası brüt döviz rezervleri 1 milyar 130 milyon dolar azalışla 65 milyar 272 milyon dolar olarak gerçekleşti. Brüt döviz rezervleri, 12 Ekim ile biten haftada 66 milyar 402 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu dönemde altın rezervleri, 582 milyon dolar yükselişle 17 milyar 961 milyon dolardan 18 milyar 543 milyon dolara çıktı. Bankanın 19 Ekim ile biten haftada net uluslararası rezervleri 136.8 milyar TL (24.2 milyar dolar) oldu. Ekonomideki durgunlukla birlikte bankaların kredi hacmi de azalıyor. Bankacılık sektörünün kredi hacmi, geçen hafta 70 milyar 208 milyon lira azalarak 2 trilyon 550 milyar 953 milyon liraya geriledi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na göre, toplam mevduat da 63 milyar 237 milyon lira azalarak 2 trilyon 206 milyar 304 milyon liraya geriledi. Tüketici kredileri 3 milyar 267 milyon lira azaldı.
26 Ekim 2018 Cuma, 02:29
cumhuriyet
null
Merkez itiraf etti: Fiyat artışı sürecek
Ekonomi
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1122187/Merkez_itiraf_etti__Fiyat_artisi_surecek.html
Dünyanın en eski tapınak merkezi olarak kabul edilen Göbeklitepe'de, yeni bulunan ve Neolitik döneme ait olduğu tahmin edilen bir heykel çalındı.
null
Arkeolojik çalışmaların sürdüğü Göbeklitepe'de hafta sonu kazı alanına giden bir arkeolog, jandarmayı arayarak yeni bulunan bir heykelin çalınmış olduğunu tespit ettiklerini bildirdi. Bunun üzerine bölgeye giden jandarma ekipleri ve yetkililer, olayla ilgili soruşturma başlattı. O günden bu yana ziyarete kapatılan tarihi alanda kazı çalışmalarına da ara verildi. Çalınan eserin, 40 santimetre boyunda, 25-30 kilogram ağırlığında taştan yapılmış, ''üzerinde ayaklı hayvan figürü olan insan başı'' heykeli olduğu belirtildi. Kısa bir süre önce bulunan heykelin milattan önce 9 bin yıl öncesine ait (Neolitik dönem) olduğu tahmin ediliyor. Bu arada olayın yaşandığı gün, konuyla ilgili bilgi almak ve çekim yapmak için bölgeye giden basın mensuplarına, kazı alanındaki işçiler engel olmuş, yetkililer ise olayla ilgili açıklama yapmaktan kaçınmıştı. Neolitik döneme ait yerleşim yeri Göbeklitepe, Şanlıurfa'nın 18 kilometre kuzeydoğusundaki Örencik köyü yakınlarında bulunuyor. İlk kez 1963 yılında İstanbul ve Chicago üniversitelerinden görevlilerin yüzey araştırmaları sırasında fark edilen Göbeklitepe'deki kazı çalışmalarını, 1995 yılından bu yana Şanlıurfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü ortaklaşa yürütüyor. Kazı çalışmalarında şimdiye kadar neolitik döneme ait yabani hayvan figürlü ''T'' biçimli dikili taşlar, 8-30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınak kalıntıları, çok sayıda yabani hayvan figürü, insan heykeli, dikili taşlar ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi tarihi eserler bulunmuştu.
28.09.2010 - 20:00
null
[]
'En eski tapınak'tan heykel çalındı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/en-eski-tapinaktan-heykel-calindi,dIUbOFXHy0SF7jH1HOvKnw
Yozgat'ta KPSS adaylarının bulunduğu 4 otomobilin karıştığı zincirleme trafik kazasında 1 kişi yaraland
null
Yozgat’ta girecek adayların sabah erken saatlerde yola çıkması nedeniyle trafikte yoğunluk yaşandı.  E-88 Karayolu'ndaki Atatürk Yolu Kavşağı'nda 4 otomobilin çarpışması sonucu zincirleme trafik kazası meydana geldi. Yaralanan sürücülerden Kadir Özer, Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı. Sınava girecek adaylar ise polis aracıyla sınav merkezlerine götürüldü. Öte yandan, sınav merkezlerinde de adaylar yapılan aramalardan sonra içeri alınırken, ÖSYM’nin kuralı kapsamında saat 09.45'te kapılar kapatıldı. 1 dakika dahi geç kalan adaylar sınava alınmadı.
21.05.2017 - 14:03
Anadolu Ajansı
['Trafik Kazası', 'Yozgat', 'KPSS']
KPSS'ye giderken kaza yaptılar
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kpssye-giderken-kaza-yaptilar,s6bbQzJAKkusGh-aavpTtw
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Engin Alan'ı ziyaret etti.
null
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Balyoz davasında 18 yıl hapis cezası alan MHP İstanbul Milletvekili, emekli Korgeneral Engin Alan'ı ziyaret etmek için Silivri Cezaevi'ne geldi. Bahçeli, Silivri'ye gelişinde otoyol üzerinde çok sayıda partili tarafından karşılandı. Devlet Bahçeli, başkanlık divanı üyeleri ve milletvekilleriyle önce partinin Silivri ilçe teşkilatını ziyaret etti. Bahçeli ve beraberindeki heyet, daha sonra Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne geldi. Bu arada, Devlet Bahçeli'den önce TBMM Başkanvekili Meral Akşener de Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne giriş yaptı. Alan'ı ziyareti sonrası açıklama yapan Bahçeli şunları söyledi: "Mahkeme sonuçları ilan edildiği andan itibaren partimizin görüşü kamuoyuyla paylaşılmış ve sonuçların millet vicdanında genel kabul görmediği anlaşılmıştır. Karar hukuk sürecinde diğer aşamaları da beraberinde getirecek, Yargıtay'a konu intikal ettiğinde bu kararlar daha adaletli değerlendirilerek milletin vicdanen huzur bulması inşallah sağlanmış olur. Bu böyle devam ederse, kararlar bu şekilde sonuçlanırsa büyük bir bölünmenin eşiğindeki Türkiye'de yargının da kabul edilir edilmez şeklindeki bölünmeye sokacaktır. Siyasi iktidardan isteğimiz şudur: Mahkeme süreci içerisinde bu mahkeme sürekli sorgulanmış, muhatap edilen sanıklar medya tarafından infaz edilecek tarzda bazı değerlendirmeler söz konusu olmuştur. Mahkeme sonuçları belli olduktan sonra da hukuk bilgisi ne olduğu anlaşılmaz insanlar tarafından bu mahkemenin sorgulanması, cezaların haklı gösterilecek tavırlar içinde olunması milletimizi üzmektedir, düşündürmektedir. Karar gerekçeleriyle kısa sürede açıklanmalıdır. Yargıtay konunun üzerinde acilen çalışma yaparak rahatsızlıkları giderecek bir yolu bulmalıdır. Program diye adaletin köküne dinamit koyanlar bu tavırlarından vazgeçmeli. Televizyonlar aracılığıyla bu şahsiyetleri karamsarlığa itmek isteyen yanlış zihniyete artık dur demek lazım." Bahçeli, Engin Alan'ın yüksek moralle, sabırla kendilerini karşıladığını sözlerine ekledi. MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan, Balyoz davasında "darbeye eksik teşebbüs" suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
25.09.2012 - 15:09
null
[]
Bahçeli: Adaletin köküne dinamit koymayın
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/bahceli-adaletin-kokune-dinamit-koymayin,PeipYUQvLECMSXs52Y7Jdw
Bulgaristan'da komünist rejim döneminde, Türklere karşı uygulanan asimilasyon politikası hakkında birçok detay, yeni yazılan bir kitapla ortaya çıktı.
null
Bulgaristan Devlet Arşivler Ajansı, ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejim tarafından Türk ve Müslümanlara karşı yürütülen ve "Yeniden Doğuş" olarak adlandırılan asimilasyon kampanyasına ilişkin belgelerin yer aldığı iki ciltlik kitap yayımladı. Ülkede büyük yankı uyandıran kitapla eski rejimin saklamaya çalıştığı bazı gerçekler ilk kez gün ışığına çıkarılırken, komünist diktatör Todor Jivkov'un "asimilasyon kampanyasına dair söylediklerinin belgelenmediği" yolundaki görüş de yalanlanmış oldu. Doç. Evgeniya Kalinova ve Doç. İskra Baeva'nın araştırmaları sonucu ortaya çıkarılan toplam 900 belgeyi bir araya getiren kitapta yer alan, 1984 yılına ait bir politbüro toplantı tutanağına göre, asimilasyon kampanyasının mimarı olarak bilinen Jivkov yaptığı konuşmada, "Ne Türkçe radyo, ne televizyon ne de folklor olsun" ifadesini kullandı. Jivkov, asimilasyon kampanyasını ilk kez resmi olarak dile getirdiği bu konuşmasında, Bulgaristan Türklerinin Bulgar toplumuna kazandırılması için "Bulgarların Türklerle evlenmelerinin teşvik edilmesi" ve bu ailelere aylık 200 leva (o döneme göre yaklaşık 200 Dolar) para yardımı yapılmasını istedi. Toplantı tutanağına göre, dönemin Başbakanı Grişa Filipov da Jivkov'a, "Bu çalışmaların yoğunlaştırılması gereğine katılıyorum. Bu işi ciddiye almazsak sonradan yıllarca konuşup dururuz. Karma evlilikler meselesini büyük, ulusal bir dava olarak görmemiz gerekiyor" yanıtını verdi. Kitaptaki belgelere göre, Jivkov bu toplantının ardından en yakın çalışma arkadaşlarıyla bir araya gelerek, Türklerinin isimlerinin kısa sürede değiştirilmesi için gerekli kararı aldı. Karar sonucu 800 bine yakın Türkün ismi zorla Bulgar isimleri ile değiştirildi. Kitapta, Bulgaristan'daki Türklerin Türkiye'deki akraba ve dostlarına göndermek istedikleri ancak dönemin İçişleri Bakanlığının takibi sonucu "yakalanan" bazı mektuplar da yer alıyor. O dönemde yaşananları en iyi şekilde anlatan bu mektuplardan biri, Stombolovo köyünden Nadviye Hasanova'ya ait. Hasanova, Türkiye'deki bir akrabasına göndermek istediği mektubunda şunları yazıyor: "Buradaki hayatımız son derece zor. Tüm Türkler korku içinde yaşıyor. Tehdit altındayız. Köy halkının büyük bir bölümü kışın en soğuk günlerinde ormanlarda saklanıp yaşıyor. İşte bugün, 18 Aralık 1984'te bize geliyorlar. Yarın köyü basacaklar. Yasa tanımadan 500 yıllık boyundurluklarının hesabını bize çıkartacaklar. Ben kaçmamaya karar verdim. Kahramanca evimde kalacağım. Gerekirse ölerek Türklüğümü onlara gösteririm. Sizlerden büyük bir ricam var; bu mektubumu bir an önce Kenan Evren'e götürün. Damarlarında Türk kanı akıyorsa onlar da benim dedelerimin yaptığı gibi, buradaki zulümlere ve isim değiştirilmesine son verilmesi için ne gerekiyorsa yapsınlar..." Belgelere göre, dönemin İçişleri Bakanı Dimitar Stoyanov da bakanlığa bağlı güvenlik birimlerine gönderdiği talimatta, "Can kaybı olmamasına dikkat edin. Belene'de yeteri kadar yer var. Liderlerinin, kışkırtıcıların ve düzeni bozanların haberi olsun" ifadesini kullandı. Kitaptaki belgelere göre, bugün hala hayatta olan ve Grişa Filipov'dan sonra Başbakanlık yapan Georgi Atanasov ise Komünist Parti'nin 13-14 Şubat 1985 tarihindeki Merkez Kurul toplantısında asimilasyon kampanyasının ilk sonuçları ile igili şu değerlendirmeyi yaptı: "Soydaşlarımızın Bulgar isimlerini iade etmemiz yargıların kırılmasında büyük değer taşıyor. Sosyalist devletimizin vatandaşı olarak bu kişiler kendi vatanında artık sosyalizmin zaferi için mücadele veriyorlar. Ancak bazı vatandaşlarımız kapitalist Türkiye'nin burjuvazi propagandasının etkisinde kaldı. Ama unutulmasın ki, Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Balkanlarda sosyalizmin en sadık nöbetçisidir." Bulgaristan'da komünizm döneminde Türk ve Müslümanlara karşı girişilen asimilasyon kampanyasında yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş, cezaevlerine atılmış, 1989 yılında 350 bin kişi Türkiye'ye göçe zorlanmıştı. Ülkedeki rejim değişikliğinden sonra asimilasyon kampanyasının sorumluları hakkında dava açılmış ancak söz konusu dava dosyası "zaman aşımı" gerekçesiyle rafa kaldırılmıştı. Davanın sanıklarından sadece Georgi Atanasov hayatta bulunuyor. Devletten emekli maaşı alan Atanasov, Sofya'da yaşıyor.
26.02.2010 - 16:20
Anadolu Ajansı
[]
Ne Türkçe radyo, ne TV, ne de folklor olsun!
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/ne-turkce-radyo-ne-tv-ne-de-folklor-olsun,J5Eo8RwS-EqWUy6QTqQqww
Kadıköy'deki 1-0'ın rövanşında Benfica'ya konuk olan Fenerbahçe, sahadan 3-1'lik mağlubiyetle ayrıldı ve UEFA Avrupa Ligi'ne veda etti.
null
Bu sezon Avrupa Ligi'nde müthiş bir performans sergileyip adını yarı finale yazdıran, ilk maçta da 38 maçtır yenilmeyen Benfica'yı sahada ezip, şanssızlığına rağmen 1-0 galip gelen Fenerbahçe, Lizbon'da yıkıldı. Maçın başlarında Benfica'nın inanılmaz baskısına karşılık veremeyip yenik duruma düşen, ama ardından Kuyt ile 1-1'i yakalayıp final için oldukça umutlanan sarı lacivertli temsilcimiz, devamını getiremedi. Bu sezon en iyi mevkisi olan savunmada açıklar veren, hücumda ise etkisiz kalan Fenerbahçe, sahadan 3-1'lik yenilgiyle ayrılıp Avrupa Ligi'ndeki bu müthiş sezonunu yarı finalle noktaladı... UEFA Avrupa Ligi yarı final ilk maçında Benfica’yı Egemen Korkmaz’ın tek golüyle 1-0 mağlup ederek final için avantajlı bir skor elde eden sarı lacivertliler, bu kupada tarihinde ilk kez final vizesi alabilmek için Portekiz ekibine konuk oldu. Fenerbahçe, STAR TV'den canlı yayınlanan karşılaşmada Gaitan ve Cardozo(2)’nun gollerine engel olamadı ve sahadan 3-1’lik skorla mağlup ayrılarak UEFA Avrupa Ligi’ne yarı finalde veda etti. Fenerbahçe sahaya Volkan, Gökhan, Yobo, Egemen, Selçuk, Salih, Ziegler, Caner, Kuyt, Baroni ve Sow ilk 11’i ile çıkarken, Benfica ise Artur, Luisao, Maxi Pereira, Garay, Andre Almeida, Gaitan, Matic, Perez, Oscar Cardozo, Lima ve Salvio ile sahada yer aldı. Fenerbahçe maça kontrollü bir başlangıç yaparken, tur için gol bulması gereken Benfica baskı yaparak karşılaşmaya hızlı girmek için ter döktü. İlk dakikalarda oyunu temsilcimizin sahasına yıkan Portekiz ekibi, kısa paslarla pozisyon üretmeye çalıştı. Benfica aradığı golü 9. dakikada Gaitan ile buldu. Sağ kanattan gelişen Benfica atağında Lima topla birlikte ceza sahası içine girdi. Lima yerden bir pasla topu Gaitan’a gönderdi. Gaitan sol ayağının dışıyla şutunu çekti ve top direğe de çarptıktan sonra ağlara gitti. Bu golle Benfica 1-0 öne geçti. Bu dakikadan sonra daha fazla ileri çıkmaya başlayan Fenerbahçe, rakip kalede pozisyon üretmeye başladı. 22. dakikada Fenerbahçe penaltı kazandı. Sarı lacivertlilerin sağ kanattan gerçekleştirdiği atakta ceza sahasına orta geldi. Garay topa elle müdahale ederken, hakem Laurent Lannoy penaltı noktasını gösterdi. Bu kararla birlikte stada büyük bir sessizlik çökerken, penaltı vuruşu için topun başına Kuyt geçti. Hollandalı yıldız sol köşeden topu ağlarla buluşturdu ve skora 1-1 eşitlik getirdi. Karşılaşmanın 30. dakikasında Fenerbahçeli Cristian, orta sahada Perez’e yaptığı faul nedeniyle sarı kart gördü. Kart cezası sınırında bulunan Brezilyalı futbolcu, final maçı için cezalı duruma düştü. Fenerbahçe kalesine etkili gelmeye başlayan Benfica, 35. dakikada birkez daha öne geçti. Ani gelişen Benfica atağında ceza sahası ön çizgisinde Cardozo topla buluştu. Yüzünü kaleye dönen Cardozo, vuruşunu yaparak topu kaleci Volkan’ın yanından ağlarla buluşturdu ve takımını 2-1 öne geçirdi. Maçın 45. dakikasında Fenerbahçe’de Selçuk Şahin sakatlanarak oyuna devam edemezken, tecrübeli futbolcu yerini Mehmet Topuz’a bıraktı. İlk devrenin kalan bölümünde başka gol olmazken, Benfica soyunma odasına 2-1’lik üstünlükle gitti. İkinci devreye iki takım da oyuncu değişikliği yapmadan başladı. Benfica ilk yarıda olduğu gibi ikinci devreye sarı lacivertlilerin sahasında baskı kurarak hızlı girdi. Oyunu kendi yarı sahasında kabul eden Fenerbahçe rakibine pozisyon vermemek için kontrollü bir oyun sergiledi. 58. dakikada çok büyük bir korku yaşadık. Sağ kanattan gelişen Benfica atağında top arka direğe geldi. Gaitan’ın müdahalesinde yüzüne çok sert bir darbe alan Gökhan Gönül, kontrolsüz bir şekilde yere düştü. Oyun uzun bir süre dururken, sedye ile oyun alanının dışına alınan milli futbolcu hastaneye kaldırıldı. Gökhan Gönül’ün yerine oyuna Bekir İrtegün dahil oldu. Sarı lacivertlilerin kalesine tehlikeli gelmeye devam Benfica, 66. dakikada Cardozo’nun kaydettiği golle farkı 2’ye çıkardı. Sağ kanattan kullanılan uzun taç atışında Cardozo ceza sahası içinde topla buluştu. Kaleci Volkan ile karşı karşıya kalan Paraguaylı futbolcu topu birkez daha ağlarımıza gönderdi ve takımını 3-1 öne geçirdi. Final vizesi alabilmek için gol bulmak zorunda olan Fenerbahçe’de Aykut Kocaman, hücumda daha etkili olabilmek için 75. dakikada Yobo’nun yerine Mirslov Stoch’u oyuna dahil etti. Karşılaşmanın kalan bölümünde iki takım da yakaladığı fırsatları gole çeviremezken, Benfica sahadan 3-1’lik skorla galip ayrılarak adını finale yazdıran taraf oldu. Luz Stephane Laurent Lannoy, Frederic Cano, Michael Annonier (Fransa) Artur, Maxi Pereira, Luisao, Garay, Andre Almeida, Gaitan (Dk. 90 2 Jardel), Matic, Perez, Salvio, Oscar Cardozo (Dk. 87 Urreta), Lima Volkan, Gökhan (Dk. 61 Bekir), Yobo (Dk. 75 Stoch), Egemen, Ziegler, Caner, Selçuk (Dk. 45 Mehmet Topuz), Cristian, Salih, Kuyt, Sow Dk. 9 Gaitan, Dk. 35 ve Dk. 66 Cardozo (Benfica), Dk. 23 Kuyt (Penaltıdan) (Fenerbahçe) Dk. 28 Pereira, Dk. 33 Perez (Benfica), Dk. 30 Cristian (Fenerbahçe)
02.05.2013 - 22:09
Ntvspor
[]
Fenerbahçe Avrupa'ya veda etti
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/fenerbahce-avrupaya-veda-etti,a_PAtfICtUmJSKcUC38xMg
ABD’de pazar akşamı yapılacak 81. Oscar Ödülleri törenlerinde açıklanacak “kazananlar” listesi internete sızdı. Ancak Akademi sözcüsü Leslie Unger, listenin sahte olduğunu, ödüller için verilen oyların sayımının devam ettiğini söyledi.
null
Avustralya’nın “news.com.au” internet sitesindeki habere göre, Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nin antetini ve Akademi Başkanı Sid Ganis’in imzasını taşıyan listenin bulunduğu belgede, “Bu 81. Geleneksel Akademi Ödülleri’nin nihai listesidir” denildiği kaydedildi. Ancak Akademi sözcüsü Leslie Unger, listenin sahte olduğunu, ödüller için verilen oyların sayımının devam ettiğini söyledi. Listeye göre, Kate Winslet, The Reader filmindeki rolüyle En İyi Kadın oyuncu olurken, Mickey Rourke The Wrestler’daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görüldü. Slumdog Millionaire En İyi Film, yönetmeni Danny Boyle da En İyi Yönetmen ödülünün sahibi oldu. Oscar ödül töreni, 22 Şubat Pazar’ı Pazartesi’ye bağlayan gece, Türkçe sesiyle NTV’den, orijinal sesiyle de CNBC-e’den canlı olarak yayınlanacak. 23.10 - Oscar Özel Programı 01.00 - Kırmızı Halı 03.30 - Oscar Ödül Töreni (Türkçe) 01.00 - Kırmızı Halı 03.00 - Ödül Töreni Öncesi Programı 03.30 - Oscar Ödül Töreni (Orijinal)
20.02.2009 - 17:02
Anadolu Ajansı
[]
Oscar’ı kazananların listesi internete sızdı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/oscari-kazananlarin-listesi-internete-sizdi,zwDaOso0DUqBlQepTPRH5w
Güne yatay başlayan gram altın, gün sonunda 146,4 liradan alıcı buldu. Kapalıçarşı'da çeyrek altın 240, Cumhuriyet altını 980 liradan satıldı.
null
günü yüzde 0,07 azalışla 146,40 liradan tamamladı. İstanbul 'da, bugün kapanışta 240 lira, 980 liradan satılırken, 24 ayar külçe altının gram fiyatı ise dünkü kapanışa göre yüzde 0,07 düşüşle 146,40 liradan işlem gördü. Dünkü yüzde 0,24'lük yükselişin ardından bugüne yatay seyirle başlayan altının ons fiyatı ise önceki kapanış seviyesinin hemen üzerinde 1.275 dolardan işlem gördü.
05.10.2017 - 10:30
Anadolu Ajansı
['altın fiyatları', 'Altın', 'çeyrek altın', 'piyasalar ']
Altın yatay seyirde (Çeyrek altın ne kadar?)
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/altin-yatay-seyirde-ceyrek-altin-ne-kadar,JNQuA7RbfEy-nV8a8d6Vhg
Başbakan Yardımcısı Babacan, Fransa'da Türkiye aleyhinde yaşanan gelişmeleri 'akıl tutulması' diye niteledi ve Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin Gül ve Erdoğan'a verdiği sözü tutmadığını ifade etti.
null
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Fransa meclisindeki yasa teklifinin geçmeyeceği konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a söz verildiğini ancak bunun yerine getirilmediğini belirterek, ''Ben bizzat toplantılarda beraber olduğumuz ortamlarda kendi kulağımla duydum bunu. Geçen hafta olan ne peki, hani söz- Siyasette söz çok önemlidir. Hele hele bu devlet başkanı seviyesinde veriliyorsa bu devleti bağlar, ülkeyi bağlar ama sorduğunuzda 'benim seçimim var' diyor. 'Bu seçimi geçirmek için bunları yapmak zorundayım' diyor. Bakalım bunları Fransız halkı nasıl değerlendirecek'' dedi. Babacan, AK Parti Genel Merkezinde, Genişletilmiş İl Danışma Kurulu Toplantısında, 2011 yılında Türkiye ve dünyada yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Konuşmasında Avrupa'da yaşanan ekonomik durgunluğa değinen Babacan, bu bölgede yaşanan sorunların çözülememesinin nedeninin de siyasi karar alma mekanizmalarının işlememesinden kaynaklandığını belirtti. Avrupa'da ciddi bir siyasi liderlik gösterecek başbakan veya genel başkan sayısının çok azaldığını ifade eden Babacan, ''İşte 3 gün önce Fransa'da yaşanan bu akıl tutulması, bu kafa, bu krizi, ekonomiyi yönetmeye çalışıyor. Nasıl ki Ermeni meselesinde tarihi hata yapıyorlarsa, popülizmin esiri oluyorlarsa, nasıl orada akıllara durgunluk verecek bir yanlışa, bir bataklığın içine giriyorlarsa, o kafa işte ekonomiyi de idare etmeye çalışıyor ve beceremiyor, olmuyor'' diye konuştu. Günü kurtarma politikalarının son derece tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini anlatan Babacan, eğer bir ülkede siyasi aktörlerin sadece kendi şahsi bekalarını düşünmeye başlamışlarsa o ülkenin geleceğinden korkulması gerektiğini kaydetti. Avrupa Birliğini bir değerler ve idealler bütünü olarak gördüklerini ancak şu anda Avrupa'daki pek çok ülkenin kendi ortaya koydukları ortak değerlere aykırı hareket etmeye başladığını anlatan Babacan, şöyle konuştu: ''Hani özgürlüktü, hani insan haklarıydı, hani düşünce özgürlüğüydü- Biz gideceğiz Fransa'ya diyelim ki Türkiye'den, ya da Fransa'da yaşayan bir Türk, ya da üniversitede bir öğrenci, üniversiteler özgür düşüncenin doyasıya yaşanması gereken yerler, diyecek ki 'ben bakıyorum ediyorum sözde Ermeni soykırımı denen olay bana göre soykırım değil, bu başka bir şey' dediği anda siz onu hapse atacaksınız, para cezası vereceksiniz. Bu mu düşünce hürriyeti. Kendi değerleriyle çelişmeye başladılar. Eğer Avrupa Birliği, refahını artıran, demokraside insan haklarında örnek alınan bir seviyeye çıkaran kendi değerlerine ters düşmeye başladıklarında artık Avrupa'nın da geriye gidişi başlamıştır. Avrupa'nın bir iniş dönemi artık başlamıştır. Bunu zaten ekonomide görüyorsunuz. Ancak biz Türkiye olarak kendimizden çok eminiz. Ne yaptığımızı biliyoruz. Bugün AK Parti iktidarını herhangi bir Avrupa ülkesine götürün koyun, bu anlayışla bu kararlılıkla, bu dürüstlükle inanın 3 ayda sorunlar çözüm yoluna girer. Çünkü sorunlar çözülemeyecek sorunlar değil.'' Avrupa'nın liderlerinin dirayetsiz duruşunun tüm küresel ekonomiyi risk altına attığını ifade eden Babacan, bunun dünyaya olan etkilerinin düşünülüp o bilinçle ve o sorumlulukla hareket edilmesi gerektiğini söyledi. Babacan, şöyle devam etti: ''Bırakın dünyayı, Avrupa'yı, bırakın Avrupa'yı kendi ülkesini, sadece kendi şahsi dertlerine düşmüşler maalesef. 'Benim seçimim var' diyor, 'ne olursa olsun' diyor. Halbuki aynı adam bizzat ben şahidim Sayın Cumhurbaşkanımıza ve sayın Başbakanımıza söz verdi. 'Söz veriyorum dedi merak etmeyin böyle girişimler var bunların bizim parlamentodan geçmesine ben izin vermem' dedi. 'Bu benim sözümdür' dedi. Ben bizzat toplantılarda beraber olduğumuz ortamlarda kendi kulağımla duydum bunu. Geçen hafta olan ne peki, hani söz- Siyasette söz çok önemlidir. Hele hele bu devlet başkanı seviyesinde veriliyorsa bu devleti bağlar, ülkeyi bağlar ama sorduğunuzda ne diyorlar, bize haberler geliyor 'benim seçimim var, bu seçimi geçirmek için bunları yapmak zorundayım' diyor. Bakalım bunları Fransız halkı nasıl değerlendirecek. Hep beraber göreceğiz. İbret verici bir dönem olacak önümüzdeki dönem.''
25.12.2011 - 18:41
null
[]
'Fransa'da yaşanan akıl tutulması'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/fransada-yasanan-akil-tutulmasi,cIOzvDojNE6a57iB3eTpwQ
Açıköğretim okullarından mezun olanlar için İzmir'de diploma töreni düzenlendi. Törende açık liseden mezun olan 79 yaşındaki 5 torun sahibi Hasbiye Candemir de diplomasını aldı.
null
İzmir'de açık öğretim okullarından mezun olan öğrenciler diplomalarını aldı. Açık liseden mezun olan 79 yaşındaki 5 torun sahibi Hasbiye Candemir de diploma heyecanı yaşadı. Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün bünyesinde faaliyet gösteren açık öğretim okullarından mezun olanlar için İzmir Olgunlaşma Enstitüsünde diploma töreni düzenlendi. Törende konuşan Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Açık Öğretim Daire Başkanı Mehmet Zeki Başyemenici, açık öğretim okullarının 1992'den bu yana hizmet verdiğini, bugün 3,5 milyon öğrenciye ulaştığını söyledi. Ortaokul, lise, mesleki ve imam hatip programlarında eğitim verildiğini anlatan Başyemenici, öğrenciler arasında tutuklu, engelli, askerliğini yapan er ve erbaşlar da bulunduğunu aktardı. Başyemenici, açık öğretim okullarının bir umut kapısı olduğunu vurgulayarak "Açık öğretim okulları okuyamamış ama okuma özlemini bırakmamış insanların umut kapısıdır. Bu okullarda da örgün okullardaki müfredat takip ediliyor. Mezunlar aynı diplomayı alıyorlar. Açık öğretim okulları bir uzaktan eğitim modelidir" diye konuştu. Konuşmaların ardından mezunlara diplomaları verildi. Diplomasını alan 79 yaşındaki Hasbiye Candemir, hikayesinin 70 yaşında başladığını, önce ilkokul, sonra ortaokulu bitirdiğini, şimdi de liseden mezun olmanın heyecanını yaşadığını anlattı. Okuma ve öğrenmeyi çok sevdiğini dile getiren Candemir, gençlere "Okumayı bizim gibi ileri yaşlara bırakmayın" tavsiyesinde bulundu. Ev hanımı ve 5 torun sahibi olan Candemir, üniversiteye de gitmek istediğini kaydetti. Lise diplomasını alan 48 yaşındaki bedensel engelli Şazimen Yeğin, duyduğu mutluluğu ifade ederken gözyaşlarına hakim olamadı. Ev hanımı Selvi Erdal da lise diplomasını 3,5 yaşındaki oğlu Derman ile birlikte aldı.
17.05.2017 - 16:47
Anadolu Ajansı
['Eğitim', 'İzmir']
79 yaşında diploma heyecanı
Eğitim
https://www.ntv.com.tr/egitim/79-yasinda-diploma-heyecani,6Jd2-Cgvh0266j0N1a12OA
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), derecelendirme kuruluşlarının yetkilendirilmesine ve faaliyetlerine ilişkin yönetmelikte değişiklik taslağı hazırlayarak görüşe açtı.
null
BDDK'nın "Derecelendirme Kuruluşlarının Yetkilendirilmesine ve Faaliyetlerine İlişkin Esaslar Hakkında Yönetmeliğe" ilişkin hazırladığı değişiklik taslağı, kurulun internet sitesinde yayımlandı. Derecelendirme kuruluşlarının yetkilendirilmesi ve faaliyetlerine ilişkin yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair taslakta, tanımlar, bağımsızlık, piyasada kabul görme, ortaklar, üyeler ve uzmanlarda aranan şartlar, derecelendirme faaliyeti, yetkilendirme, gözetim ve denetim konularında düzenleme yapıldı. Yapılan taslak değişikliğine göre yetkili derecelendirme kuruluşunun ortakları, yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile yöneticileri, derecelendirme komitesi üyeleri ve derecelendirme uzmanları çalışmaları sırasında ortaya çıkabilecek çıkar çatışmalarından uzak kalmak, dürüstlük ve tarafsızlıklarını etkileyebilecek hiçbir müdahaleye imkan vermemek, derecelendirme faaliyeti sonucunda ulaştıkları görüşlerini, kendilerinin veya başkalarının doğrudan veya dolaylı çıkarlarını düşünmeksizin raporlarında açıklamak zorunda olacak. Yetkilendirilecek derecelendirme kuruluşlarının piyasada kabul görmesine ilişkin bilgilerin yer aldığı 10'uncu maddede de değişikliğe gidildi. Değişiklikle yetkilendirilecek derecelendirme kuruluşlarının piyasada kabul görme kriterini sağladığına karar vermeye veya reddetmeye Kurul (BDDK) yetkili olacak. Yetkilendirilecek derecelendirme kuruluşunun ortakları, kalite güvencesi sisteminden sorumlu yönetim kurulu üyeleri, derecelendirme komitesi üyeleri ve derecelendirme uzmanlarında aranacak şartları düzenleyen 14'üncü maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi "Doğrudan veya dolaylı olarak yüzde 10 ve daha az paya sahip olan tüzel kişi ortaklar hariç olmak üzere derecelendirme faaliyeti ile bu yönetmelikte yapılmasına izin verilen diğer faaliyetler dışında ticari faaliyetinin bulunmaması." şeklinde değiştirildi. Taslakla birlikte yetkili derecelendirme kuruluşlarının yetkilendirildikleri derecelendirme faaliyetlerinin usul ve esaslarında da değişiklik yapıldı. Yönetmeliğin "Yetkinin sürekli olarak iptali" başlıklı 28'inci maddesine birinci fıkrasına "Herhangi bir sebeple tüzel kişi ortaklarının doğrudan veya dolaylı ortaklık paylarının yüzde 10'u geçmesinden dolayı yönetmelik hükümlerine aykırılık oluşması durumunda Kurul'dan uyum sağlanıncaya kadar süre talep edilerek uyuma yönelik eylem planının sunulmaması veya bu durum sonrasında Kurul'ca verilen sürede uyumun sağlanamaması." bendi eklendi.
19.06.2018 - 18:22
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Ekonomi', 'banka']
BDDK yönetmelik taslağını görüşe açtı
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/bddk-yonetmelik-taslagini-goruse-acti,LkJo3yTg_kOEZFz07SUJOA
Operasyonda, yabancı uyruklu 28 şüpheli gözaltına alındı.
null
Terör örgütü DAEŞ'e yönelik İstanbul merkezli düzenlenen operasyonda, yabancı uyruklu 28 şüpheli yakalandı. Alınan bilgiye göre, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, DAEŞ adına faaliyette bulunduğu ve eylem hazırlığında olduğu ileri sürülen şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. İstanbul'da Sultanbeyli, Pendik, Bağcılar, Kadıköy ve Çekmeköy ilçeleri ile Batman'da 29 adrese eş zamanlı operasyon düzenleyen ekipler, 28 yabancı uyruklu şüpheliyi gözaltına aldı. Adreslerde yapılan aramalarda, 1 pompalı tüfek ile çok sayıda mermi, örgütsel doküman ve dijital malzeme ele geçirildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor.
26.12.2017 - 14:41
Anadolu Ajansı
['DAEŞ', 'İstanbul']
İstanbul merkezli DAEŞ operasyonu: 28 gözaltı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/istanbul-merkezli-daes-operasyonu-28-gozalti,-nJvFCv-akK5Fiv0fivEbg
DES Genel Başkanı Avcı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği mektupta, memurlar arasında yıllardır devam eden ücret adaletsizliğinin düzeltilmesini istedi.
null
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, mektupta, ''2006 yılında 'eşit işe eşit ücret' vaadiyle yaklaşık 1 milyon 300 bin memura, 450 TL'lik denge tazminatı ödenmesinin kararlaştırıldığını ve bunun 136 TL'sinin verilmesinin kararlaştırıldığını ifade etti.  Ancak daha sonra kalan 314 TL'yi ödeme taahhüdünden vazgeçildiğini ve ''kamuda ücret dengesi'' adıyla yeni bir ek ödeme planı getirildiğini anlatan Avcı, yetkinin Bakanlar Kurulu'na verilerek sürenin 2011 yılına kadar uzatıldığını belirtti.  Avcı, mektubunda şunları ifade etti:  ''Fakat bu düzenlemeyle değil 'eşit işe eşit ücret' verilmesi kamudaki yüksek maaş alan ve ücret dengesizliğine mesnet teşkil eden bazı memurlara ek ödeme yapabilmenin ve ücret uçurumunu daha da derinleştirmenin zemini hazırlandı. Bu uygulama milyonlarca memuru ve aile fertlerini üzen, onurunu inciten, adaletten ve eşitlikten yoksun bir uygulamadır. Bu nedenle sizden kamudaki ücret adaletsizliğini 2011 genel seçimlerine kadar düzeltmenizi ve adil, hakkaniyetli bir ücret politikası oluşturmanızı bekliyoruz.''  Pek çok memurun yüksek ücret veren kamu kurumlarına geçmek için siyasi ve bürokratik merkezleri aşındırdığını ve bu duruma biran önce son verilmesi gerektiğini kaydeden Avcı, Anayasa'nın ilgili maddeleriyle çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlarından yararlanmaları için devletin gerekli tedbirleri alacağının hükme bağlandığını belirtti.  Avcı, mektubunda, devlet memurlarının hak ve sorumlulukları, aylıkları, ödenekleri ile diğer özlük haklarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile düzenlendiğini belirterek, şu görüşlere yer verdi:  ''Bu itibarla, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıkları, Sanayi ve Ticaret, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Sağlık, Enerji, Ulaştırma, Dışişleri ve Maliye Bakanlığı gibi bazı bakanlıklara ve Başbakanlığa bağlı; Merkez Bankası, ÖİB, RTÜK, TRT, SPK, BOTAŞ, TOKİ ve Üst Kuruluşlar gibi birçok kamu kurum ve kuruluşunda çalışan kamu görevlilerine, diğer kamu çalışanlarına nazaran 4 kata varan oranlarda ücretler ödenmekte, genel ödemelere ilave olarak çeşitli adlarla ek ve yan ödemeler yapılmaktadır.  Devletimizin vazgeçilmez ve asli görevlerini ifa emek için görev yapmakta olan, 657 sayılı yasa ve ilgili mevzuat gereği yapılanlar haricinde herhangi bir adla ek ve yan ödeme, ikramiye ve döner sermaye almayan eğitim işkolu çalışanları başta olmak üzere bir çok kamu görevlisi mağdur durumdadır.  Anayasamızın amir hükümleri uyarınca, memurların kahir ekseriyetinin aleyhine olan maaş adaletsizliğini sağlayan ücret politikalarının son bulması ve anılan kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personele her ay yapılan ek ödemelerin en yüksek tutarı üzerinden bu mağdur kesimlere de aylık ek ödeme yapılmasını arz ederim.''
31.12.2010 - 11:37
null
[]
Eğitimcilerden Erdoğan'a mektup
Eğitim
https://www.ntv.com.tr/egitim/egitimcilerden-erdogana-mektup,TlqyRu--N0mDXtrDKL8toQ
Bahçelievler'de kontrolden çıkarak metrobüs yoluna giren otomobilin sürücüsü yaralandı.
null
D-100 karayolundan Topkapı istikametine giden 34 AF 4991 plakalı otomobilin ismi öğrenilemeyen sürücüsü, Bahçelievler metrobüs durağı yakınında aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek, önce aynı yönde giden Sabahat Enes yönetimindeki 34 UY 2711 otomobile çarptı. Daha sonra bariyerleri aşan otomobil, metrobüs yoluna girdi.  Kazada yaralanan sürücü, olay yerine gelen sağlık ekiplerince hastaneye kaldırıldı.  Kaza nedeniyle metrobüs seferleri tek yönlü yapılırken, D-100 karayolunun Topkapı istikametinde de uzun araç kuyrukları oluştu. Kazaya karışan araçların kaldırılmasının ardından, trafik normale döndü.
24.05.2017 - 00:12
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'İstanbul']
Bahçelievler'de otomobil, metrobüs yoluna girdi
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/bahcelievlerde-otomobil-metrobus-yoluna-girdi,2iDK3dWsN0GGNQZcCPfO1w
Ankara'da toplanan maden işçileri taleplerinin yerine getirilmesi için Meclis'e yürüdü. Üzerlerinde işçi tulumu ve madenci çizmesi olduğu için Meclis'e alınmayan ve saatlercce bekletilen işçiler randevularını kaçırmamak için tulumlarını ve çizmelerini çıkardı!
cumhuriyet.com.tr
Manisa’nın Soma İlçesi’nde yaşanan faciadan sonra Başbakan ve bakanların verdikleri sözleri hatırlatmak için, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Dev-Maden Sen üyesi olan yaklaşık 150 maden işçisi Ankara'da buluştu. Meclis'e yürüyen İşçiler, içinde 'yaşam odası, 2 bin liranın üstünde maaş, 6 bin lira ikramiye ve taşeronların kaldırılması'nı içeren taleplerinin yazılı olduğu klasörü Meclis'e ulaştırmak istedi. 'İnsanca yaşamak istiyoruz' sloganları atan işçiler Soma faciasında hayatlarını kaybedenler için saygı duruşunda bulundu. Saygı duruşunun ardından işçiler basın açıklaması yaptı. Faciadan sağ kurtulan Nihat Çelik, işçiler adına okuduğu açıklamada 3 ay önce “Soma’da bir katliam yaşandı" dedi. Çelik, “Bu katliam oradaki çalışma koşullarının kaçınılmaz sonucuydu. Bizler köle gibi çalışıyorduk. Şu anda üretime devam eden ocaklarda aynı koşullar devam ediyor. Katliamın yaşandığı günlerde bizleri temsilen bir grup arkadaşımız, heyet olarak Ankara’ya geldi. Başbakan ve AKP ile görüştü. O gün bizlere sözler verildi. Bugün, bizlere verilen sözlerin ve taleplerimizin takipçisi olduğumuz için buradayız” dedi. Gerçekleşmesini istedikleri 15 maddeden oluşan taleplerini okuyan Çelik, madenlerin devlet eliyle işletilmesini istediklerini, talepleri gerçekleşene kadar da mücadele edeceklerini ifade etti. Dev-Maden Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün de "bütün Soma işçileri adına" ve "onların sesini duyurmak için" madencilerin dün Soma'dan çıkıp, Ankara'ya geldiklerini söyledi. Soma'da cinayete dönüşen ve faciaya sebep olan ihmallerin tüm ülkede bilindiğini söyleyen Görgün, yetkililerin bu durumu öğrenmesinin 301 cana mal olduğunu savundu. Meclise alınmayan madenciler de duruma “Bu binayı dikerken kıyafet uygun da içeri girerken mi uygunsuz?” diyerek tepki gösterdi. İşçileri meclise almayan görevliler engelleme sırasında telefonla çekilen videoları da sildirdi. İşçiler meclisteki randevularını kaçırmamak için tulumlarını ve çizmelerini çıkardı. Dev Maden-Sen yetkilileri de işçiler de bu durumu zulüm olarak nitelendirdi.
16 Temmuz 2014 Çarşamba, 15:00
cumhuriyet
null
Madencisin Meclis'e giremezsin!
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/95067/Madencisin_Meclis_e_giremezsin_.html
ADANA'nın Ceyhan İlçesi'nde bin polisle asayiş uygulaması yapıldı. İlçede uyuşturucu ticareti ve yasa dışı gösterilerin sık yapıldığı mahallelerde, Adana Emniyet Müdürü Osman Ak'ın talimatıyla operasyon yapıldı.
DHA
İlçede uyuşturucu ticareti ve yasa dışı gösterilerin sık yapıldığı mahallelerde, Adana Emniyet Müdürü Osman Ak'ın talimatıyla operasyon yapıldı. Terörle Mücadele (TEM), Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM), Narkotik, Asayiş, Çevik Kuvvet ve Özel Harekat şubelerinden bin polisin katıldığı uygulamayı Ceyhan İlçe Emniyet Müdürü Bülent Tırnaksız yönetti. Ekipler, şüpheli araçlar ve bazı işyerlerinde detektör köpeklerle arama yaptı. Uygulama genelinde 450 kişinin kimlik sorgulaması yapıldı. Şahıslar ve adreslerde gerçekleşen aramalarda ise 30 hintkeneviri, 1 kilogram kubar esrar, 20 gram eroin ve 40 adet uyuşturucu hap ele geçiren ekipler, 7 kişiyi gözaltına aldı. Operasyonların sıklaştırılarak devam edeceği belirtildi.
30 Mart 2017 Perşembe, 07:25
cumhuriyet
null
Ceyhan'da operasyon
Türkiye
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/709746/Ceyhan_da_operasyon.html
Köprü ve otoyollarda kartla geçişi sağlayan ve 1 Ocak 2013'te kaldırılacağı duyurulan KGS, 31 Ocak 2013 tarihine kadar geçerli olacak.
null
Otoyol ve köprü geçişlerinde kullanılan ve 1 Ocak 2013 itibariyle kaldırılacağı duyurulan Kartlı Geçiş Sistemi (KGS), 31 Ocak 2013 tarihine kadar kullanılabilecek. KGS kullanan araç sahipleri, 1 Şubat 2013 tarihinden itibaren Hızlı Geçiş Sistemi'ni (HGS) kullanacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım tarafından tanıtımı yapılan ve Karayolları Genel Müdürlüğü ile PTT Genel Müdürlüğü'nce hazırlanarak 17 Eylül itibariyle kullanılmaya başlanan HGS, KGS'den farklı olarak gişelerden durmaksızın geçmeye imkan sağlıyor. KGS'ye göre yüzde 20 daha ucuza geçiş yapma imkanı sağlayan HGS, 1 Şubat 2013'ten itibaren KGS'nin yerini alacak. KGS kartı sahipleri, kartlardaki paraları harcadıktan sonra HGS'ye geçebileceği gibi kartlarındaki paralarını, HGS etiketlerine aktarabilecek. HGS ile KGS'den dolayı başta Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olmak üzere otoyol gişelerinde oluşan kuyrukların azalması amaçlanıyor. KGS kullanımının sona ermesiyle gişelerdeki bariyerler kalkacak. Otoyol ve köprü giriş-çıkışlarında bulunan beton yapıların da kaldırılması için fizibilite çalışmaları yapılıyor. HGS kullanan araçların otoyol şeritlerine giriş ve çıkış verileri kullanılarak ödemeleri gereken ücret hesaplanacak, ücret karşılığı miktar müşterinin HGS'ye bağlı hesabından karşılanacak. HGS etiketi bulunan ancak sistem tarafından algılanmayan araçlarda ise görevliler, plakadan araçların HGS etiketlerinin olup olmadığını kontrol edecek ve geçiş ücretleri hesaplarından düşecek. HGS'nin hizmete girdiği günden 31 Aralık tarihine kadar PTT gişelerinden yaklaşık 1 milyon HGS etiketi satıldı. Yıl sonuna kadar yaklaşık 14 milyon KGS sahibinin HGS etiketi alması bekleniyor. KGS kartı olanlar, 5 liraya HGS etiketi alarak KGS kartındaki bakiyelerini etikete taşıyabilecekler. HGS, gişelerden durmaksızın geçiş sağlayan Otomatik Geçiş Sistemi'ne (OGS) göre ise daha avantajlı. OGS cihazı almak için asgari 30-35 lira ödemek gerekiyor. OGS cihazının ömrü de yaklaşık 3 yıl. HGS için 5 lira ödeniyor ve ömrü de 8 yıl. HGS abonelerinin telefonlarına gerektiğinde bilgilendirme ve uyarı amaçlı kısa mesajlar gönderilecek. Kart bakiyesinin geçiş ücretini karşılamadığı durumlarda HGS abonelerinin, geçişten sonra 7 gün içerisinde hesaplarına para yatırmaları durumunda cezai işlem uygulanmayacak. Ayrıca HGS abonesi olmadığı halde HGS gişelerinden geçiş yapan sürücülere, 7 gün içerisinde HGS abonesi olursa ceza kesilmeyecek. Etiket satışları öncelikle tüm PTT Merkez, şubeleri ile otoyollar üzerindeki PTT iş yerlerinden gerçekleştirilecek. Etiketlere bakiye yükleme işlemleri de ilk başta yine PTT merkez, şubeleri ile otoyollar üzerindeki PTT iş yerlerinden ve PTTMatiklerinden yapılacak. Otoyollar üzerindeki 29 noktada PTT iş yeri kuruldu. HGS etiketleri yollar üzerindeki dinlenme tesisleri ve benzin istasyonlarından da temin edilebilecek. Gişelerin olmadığı hiçbir otoyol giriş çıkışı kalmayacak. PTT müşterilerine de HGS etiketleri ücretsiz verilecek. Sistem ayrıca kaçak veya suça karışmış araçların takibinin ve tespitinin yapılmasını kolaylaştıracak. Yazılımlarının büyük bir kısımı Türkiye'de yapılan sistem, güvenlik açısından da diğer sistemlerden daha üstün özelliklere sahip. Otoyollarda ve Boğaziçi ile Fatih Sultan Mehmet köprülerinde ücret toplama gişelerinde meydana gelen trafik yoğunluğu ve sıkışıklığının önlenmesi amacıyla 31 Ocak 2013 tarihinden itibaren KGS gişeleri kapatılacak. Karayolları Nakit KGS Kartı bulunan vatandaşlar, KGS kartlarının iade işlemleri için 31 Ocak 2013 tarihine kadar bütün Karayolları Bölge Müdürlüklerine, Şube Şefliklerine, Bakım ve İşletme Şeflikleri ile bu işle görevlendirilecek ücret toplama gişelerine başvurmaları durumunda Karayolları Nakit KGS Kartlarını iade ederek ve kartın içinde yüklü bulunan paralarını açtırdıkları HGS veya OGS hesabına aktarılmasını veya Banka Hesaplarına gönderilmesini talep edebilecek. Bu durumda, otoyol kullanıcılarından teslim alınan kartlar, üzerindeki numaralar okunacak şekilde sağ tarafından kesilerek kullanılamaz duruma getirilecek. Toplanan kartlardaki paralar gerekli incelemelerin ve kontrollerin yapılmasını müteakip ilgilinin talebi doğrultusunda iade edilecek. KGS Kartı satın alım bedeli ise iade edilmeyecek. 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren bu başvurular, sadece 1. Bölge Müdürlüğü İstanbul, 2. Bölge Müdürlüğü İzmir, 4. Bölge Müdürlüğü Ankara, 5. Bölge Müdürlüğü Mersin, 6. Bölge Müdürlüğü Kayseri ve 9. Bölge Müdürlüğü Diyarbakır ile bu bölgelerimizdeki Bakım ve İşletme Şeflikleri ve bu işle görevlendirilecek ücret toplama gişelerine yapılabilecek.
31.12.2012 - 12:18
null
[]
KGS'de süre uzatıldı
Ekonomi
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/kgsde-sure-uzatildi,DwguOC7IokeJeYTkX9NrJQ
Adana'da zırhlı aracın devrilmesi sonucu 3 polis memuru yaralandı.
null
Zırhlı polis aracı, Tarsus-Adana-Gaziantep Otobanı Sarıçam mevkisinde devrildi. Araçtaki polis memurları Hakan Seçkin, Nihat Şener ve Mehmet Oflaz yaralandı. Yaralı polis memurlarından Seçkin ve Şener Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi, Oflaz ise Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralı polislerin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu bildirildi. Kazanın ardından polis telsizinden yaralı polisler için kan anonsu yapıldı. Adana Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek, yaralı polislerin durumu hakkında bilgi almak üzere Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'ne geldi.
08.06.2016 - 11:32
Anadolu Ajansı
['Türkiye']
Zırhlı polis aracı devrildi: 3 yaralı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/zirhli-polis-araci-devrildi-3-yarali,EdGONdsc6UOWXSmAmuyzCA
ABD Başkanı Obama'nın, Mısır ziyareti sırasında İslam dünyasına nereden sesleneceği henüz netlik kazanmasa da, Mısırlı yetkililer 'özgürlükçü yaklaşımın sembolü' olan Kahire Üniversitesi'ni konuşma için hazırlıyor.
null
Mısır'daki Kahire Üniversitesi, ABD Başkanı Barack Obama'nın 4 haziranda yapacağı ziyarete hazırlanıyor. Obama'nın Mısır ziyaretinde Müslüman dünyasıyla ilişkileri onarmak amacıyla hazırladığı konuşmayı Kahire Üniversitesi'nde yapması bekleniyor. Bu beklenti doğrultusunda, üniversitede 4 Haziran Perşembe günü yapılması planlanan sınavlar ertelenirken, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in güvenlik servisi, kampüsün güvenliğini üstlendi. Mısır'daki Amerikan Büyükelçiliği'nin Obama'nın konuşma yerini doğrulamamasına rağmen, üniversitenin sözcüsü Sami Abdülaziz, Amerikan Başkanı'nın konuşmasını 'yüzde 90' kampüste yapacağını söyledi. Mısırlı yazar Ali Salim de öğrencilerin demokrasi yanlısı gösterilerinin merkezi konumundaki kampüsün, ülkedeki özgürlükçü yaklaşımın sembolü olduğunu belirtti.
28.05.2009 - 22:42
null
[]
Mısır, Obama için üniversite hazırlıyor
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/misir-obama-icin-universite-hazirliyor,dvVIeYJES0CI8L0utW6VXw
Kış aylarının en sevilen meyvelerinden olan narenciye ürünlerinden özellikle mandalina ve portakalın ''albeni'' katmak amacıyla gaz verilerek sarartıldığı, ardından parlak görünmesi ve dayanıklı olması için mumyalandığı bildirildi.
null
Türkiye Sebzeciler, Meyveciler ve Seyyar Pazarcılar Esnaf ve Sanatkarları Federasyonu (TÜSPAF) Başkanı Mehmet Çakman, ağaçtan yeşil renkli olarak toplanan narenciyelerin, tüketiciye ulaşana dek birtakım kimyasal işlemden geçtiğini söyledi. Narenciye ürünlerinden özellikle mandalina ve portakalın toplandıktan sonra kapalı bir ortamda ''Etilen Gazı'' ile sarartıldığını vurgulayan Çakman, daha sonra bu ürünlerin dayanıklı olması ve parlak görünmesi için mumlandığını kaydetti. Çakman, dikkatli kullanılan zirai ilaçların ve diğer işlemlerin genellikle meyvelerde insan sağlığına zarar verecek düzeyde olmadığını ancak zaman zaman mandalina ve portakallar üzerinde olması gerekenden fazla ilaç kalıntısına rastlandığını belirtti. Bazı firmaların narenciye ürünlerine işlem yapmadığını anlatan Çakman, bu ürünlerin daha sağlıklı olmasına karşın fazla rağbet görmediğinin altını çizdi. Çakman, Türkiye'nin daha önce sebze ve meyvelerdeki zirai kalıntılar nedeniyle ihracatta sıkıntılar yaşandığını, hatta bazı ülkelerin ''kota uygulaması'' ile karşı karşıya kaldığını anımsatarak, şöyle devam etti: ''Kışın yaklaşmasıyla kış meyveleri de tezgahlarda yerlerini almaya başladı. Narenciyede özellikle mandalina ve portakal tezgahlarda altın sarısı ve yeşil kabuklu olarak satılıyor. Genellikle vatandaşlarımız sarı olan ürünü tercih ediyor. Vatandaşlar, mandalina ve portakal alırken işlem görmemiş, yeşil renkli olanları tercih etsin. Yeşil renkli narenciye, daha naturel ve sağlıklıdır. Narenciyenin kendi öz rengi, işlem görmediğini gösterir.''
08.11.2011 - 16:32
Anadolu Ajansı
[]
Gazlı mandalinaya dikkat
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/gazli-mandalinaya-dikkat,LeZgCGK_Hk-uZdVO5NnBmA
KPSS lisans cevap kağıtları, aday cevapları ve soru kitapçıklarını erişime açıldı.
null
'nin internet sitesinde ’yle ilgili açıklama yaptı. 22 Mayıs 2016'da uygulanan 2016-KPSS lisans (Genel Yetenek-Genel Kültür, Eğitim Bilimleri) ile 29 Mayıs 2016'da uygulanan 2016-KPSS lisansa (Alan Bilgisi) giren adayların cevap kağıtlarının görüntüleri ve cevap kağıtlarına yaptıkları işaretlemelerin, optik okuyucular tarafından okunması sonucu elde edilen aday cevapları, sınav soruları ve soruların doğru cevapları, sınava giren adayların sorulara verdikleri yanıtlarını ve değerlendirme sonuçlarını inceleyebilmeleri amacıyla ÖSYM'nin Aday İşlemleri Sistemi "https://ais.osym.gov.tr" üzerinden erişime açıldı. Adaylar, "https://ais.osym.gov.tr" internet adresine T.C. kimlik numaraları ve şifreleri ile giriş yaptıktan sonra ilgili sınavı ve "Cevap Kağıdı Görüntüleme" ekranını seçerek sınavda kullandıkları cevap kağıdı görüntüsünü, cevap kağıdına yaptıkları işaretlemeleri, bu işaretlemelerin optik okuyucularla okunması sonucu elde edilen aday cevaplarını ve soruların doğru cevaplarını görebilecek.
20.07.2016 - 12:28
Anadolu Ajansı
['Türkiye', 'Eğitim', 'KPSS']
2016 KPSS cevap anahtarları erişime açıldı
Eğitim
https://www.ntv.com.tr/egitim/2016-kpss-cevap-anahtarlari-erisime-acildi,DQLJ9To4LECEiyslDCF2GQ
Televizyonlarda yayınlanacak trafik filminde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kamera karşısına geçti.
null
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün emniyet kemerinin önemini anlatmak için hazırladığı "Yaşamla Ölüm arasındaki fark" temalı tanıtım filminde rol aldı. Filmde Cumhurbaşkanı Gül, korumalar eşliğinde makamından çıkarak otomobiline biniyor. Gül, ardından emniyet kemerini takıyor ve emniyet kemerinin öneminden bahsediyor. Her yıl binlerce trafik kazası olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, "Maalesef bu kazalarda binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmektedir. Yine bu kazalarda on binlerce vatandaşımız hayat boyu sakat kalmaktadır acı çekmektedir. Şu bir gerçek ki trafik kazalarından kurtulmanın tek yolu trafik kurallarına istisnasız herkesin uymasıdır" diye konuşuyor. Sadece Cumhurbaşkanı Gül değil, bazı sanatçılar da projeye destek verdi. Arka Sokaklar dizisinde emniyet amiri Rıza rolüyle tanınan Zafer Ergin, kaza yapan 2 otomobilin başında emniyet kemerinin öneminden bahsediyor. Ardından sanatçılar Cem Yılmaz, Tamer Karadağlı, Oktay Kaynarca, Müge Anlı, Vatan Şaşmaz ve Filiz Taçbaş da bindikleri otomobilde emniyet kemeri takarak projeye destek veriyor.
31.12.2010 - 11:59
null
[]
Başrol oyuncusu Cumhurbaşkanı Gül
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/basrol-oyuncusu-cumhurbaskani-gul,mSuLAzqf4Ei32pBTVG-ztg
TL’nin yeni simgesinden daha çok beğenilen simgenin sahibi ilginç bir iddia ortaya attı: Benimki seçildi ama Başbakan beğenmedi...
null
Merkez Bankası’nın düzenlediği ‘TL Simge Yarışması’nın sonuçlarıyla ilgili tartışma sürerken, kamuoyunda ve sosyal medyada en çok beğenilen ancak birinci olamayan tasarımının sahibi Hüseyin Artuk’tan tartışma yaratacak bir iddia gündeme geldi. TL’nin en açık ve kolay anlaşılır simgesi olarak vatandaştan onay alan tasarımın sahibi Hüseyin Artuk, Merkez Bankası’nın önceki hafta, yarışma sonucunu bir basın toplantısıyla açıklayacağını kamuoyuna duyurduğunu, ancak ertesi gün son dakika açıklaması yaparak bu toplantıyı teknik nedenlerle iptal ettiğini hatırlattı. Vatan Gazetesi'ne konuşan Atuk bu iptalin gerçekte Merkez Bankası’nın kendi tasarımını birinci seçmesinden ancak Başbakan’ın tasarımları görmek istemesinden dolayı gerçekleştiğini öne sürdü. Artuk, Başbakan’ın bir başka tasarımı tercih etmesi nedeniyle kendisinin sadece teşvik ödülü aldığını öğrendiğini söyledi. Merkez Bankası simge yarışmasına katılmak isteyenler şartname gereği başvurularına kendilerini belirtecek hiçbir bilgi yazamıyorlar. Her başvuran bir rumuz kullanmak zorunda. Birincilik ödülünü alan Tülay Lale’nin de başvurusunu “Şirin” rumuzuyla yaptığı biliniyor. Hüseyin Artuk ise kendisi rumuzunun “CNK88” olduğunu söyledi. Atuk yarışma sonuçlarının açıklandığı toplantının ardından Merkez Bankası’ndan bir yetkilinin kendisini aradığını, “Toplantıda sizi misafir edemedik. Ancak Nisan ayında yapılacak Genel Kurulumuz’da sizi ağırlayacağız” dediğini ve tebrik ettiğini belirtti.
03.03.2012 - 11:48
null
[]
'Benimki seçildi Başbakan beğenmedi'
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/benimki-secildi-basbakan-begenmedi,oWzHjpnHSUine5wbVa5hoQ
Muğla’nın Marmaris'te ilçesinde çaldıkları 3 bin liralık televizyonu 75 liraya sattıkları ileri sürülen 5 kişi yakalandı.
null
MUĞLA- ilçesine bağlı Bördübet mevkisindeki evin sahipleri, gittikleri Balıkesir'den dönünce evlerinin kapısının açık olduğunu fark edip durumu jandarmaya bildirdi. Olay yerine gelen güvenlik güçleri, evdeki yaklaşık 18 bin lira değerindeki elektronik eşyanın çalındığını belirledi. İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin yaptığı araştırmada, hırsızlığı gerçekleştiren zanlıların kiraladıkları bir araçla Menteşe ilçesine kaçtıkları tespit edildi. Muğla Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ekipleriyle yapılan koordineli çalışma sonunda, zanlıların çaldıkları eşyalar arasında bulunan 3 bin lira değerindeki televizyonu bir bayiye 75 liraya sattığı anlaşıldı. İşyerinin güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen ekipler, zanlıların R.A. (19), T.U. (21), Ç.S. (21), Ç.U. (19) ve A.D. (16) olduğunu belirledi. Kaldıkları yere yapılan baskında 5 zanlı da yakalandı. Yapılan aramada zanlıların çaldıkları ileri sürülen elektronik eşyaların bir kısmı ele geçirildi. Marmaris'e getirilen zanlıların, ifade işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.
20.12.2014 - 18:12
Anadolu Ajansı
['Siyaset', 'Türkiye']
3 bin liralık televizyonu 75 liraya satan hırsızlar yakalandı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/3-bin-liralik-televizyonu-75-liraya-satan-hirsizlar-yakalandi,zT1eh9sDOEmuxhRflQ0SxQ
Teknolojik gelişmelerin olumsuz getirilerinden biri de karpal tünel sendromu. Eskiden daha çok ağır işlerde çalışanlarda görülen hastalık, artık masa başı çalışanları, yani ellerini fazla kullananları tehdit ediyor.
null
bir ya da her iki elin ilk üç parmağını tutan ilerleyici özellik gösteren hareket sırasında tutulan el parmaklarında, bazen de kola doğru yayılan ağrı ve uyuşukluğun arttığı bir durum. Hastalığın genellikle elin ortasında bulunan median sinirin bası altında kalması sonucu ağrı, uyuşukluk ve güçsüzlükle kendini gösterdiğini belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı , el bileğini kullanarak çalışanların risk altında olduğunu söyledi. Rahatsızlığın başlangıç şeklinin özellikle hamur yoğurmak, elde çamaşır yıkamak, el işi yaparken veya bilgisayar tuşlarına basarken yani el bileğini kullanarak yapılan hareketli işlerde uyuşukluk, özellikle ilk üç parmakta elektrik çarpar gibi elektriklenme olduğunu vurgulayan Uzman, şöyle devam etti: “Hastalar genellikle geceleri ağrıların artmasından ve yanma tarzı bir acının uykudan uyandıracak kadar fazla olmasından şikâyet ederler. Bu durum hastalığın ilerlemesi ile doğru orantılı olarak farklılık gösterir.” Karpal tünel hastalığının, teknolojinin gelişmesiyle birlikte arttığını aktaran Yasmin, tedavi edilmeyen sorunun, geri dönüşsüz el fonksiyon kaybına neden olabildiğini vurguladı. Hastalığının bulunduğu evreye göre farklı tedavi seçeneklerinin olduğunu dile getiren Yasmin, EMG testi ile hastalığın % 90 teşhis edildiğini söyledi. Karpal tünel sendromu ameliyatından sonra hastaların 10 gün ile 3 hafta arasında normal hayatlarına dönebildiğini belirten Dr. Yasmin, “Hastalığın tam iyileşmesi sinirdeki harabiyet miktarına bağlı olarak 6 ay – 2 yıl arasındadır” dedi.
24.05.2017 - 09:04
ntv.com.tr
['Genel Sağlık']
Karpal tünel sendromu masa başındakileri tehdit ediyor
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/karpal-tunel-sendromu-masa-basindakileri-tehdit-ediyor,Us4GCCEgtEyrjueddX0BKw
Sağlık Bakanlığı, aile hekimliğini tanıtmak ve hastanelerdeki yoğunluğu azaltmak amacıyla Türkiye genelinde "Aile Hekiminizi Erken Tanıyın" kampanyası başlattı.
null
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, vatandaşların aile hekimini daha yakından tanıması için Sağlık Bakanlığı'nca başlatılan kampanyaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Aile hekimliğini tanıtmak, bilinirlik düzeyini artırmak, tutum ve davranış değişikliği oluşturmak amacıyla 81 il genelinde, "Aile Hekiminizi Erken Tanıyın" sloganıyla kampanya başlattıklarını ifade eden Koca, bu kapsamda vatandaşların ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına ve acil servislere olan başvurularını da azaltmayı hedeflediklerini belirtti. Koca, kronik hastalıklarının takibinin de aile hekimliği üzerinden yapıldığını hatırlatarak hem koruyucu hekimlikten faydalanmak hem de kısa sürede en yakın yerden sağlık desteği alabilmek için doğru adresin aile hekimleri olduğuna işaret etti. Vatandaşların aile hekimleriyle kuracakları erken irtibat sayesinde hastalıklardan korunabileceğini, erken teşhis, tedavi ve kronik hastalıkların takibinin de yapılabileceğini dile getiren Koca, şöyle konuştu: "Aile hekimlerimiz akut ve kronik hastalıkların tedavi edilmesinin yanı sıra hastalıkların gelişmesini önlemek amacıyla düzenli sağlık taramalarını gerçekleştiriyor. Sağlıkla ilgili konularda danışmanlık hizmeti de sağlıyor. Aile hekimi tarafından tespit edilen sağlık sorununun tedavisi, başka bir uzmanlık dalını ilgilendiriyorsa kişinin bu hizmete ulaşmasında koordinasyonun sağlanması da aile hekiminin görevidir. Aile hekimlerimizi önemsiyoruz. Yeni dönemde aile hekimlerimiz üzerinden yaptığımız kronik hastalıkların takibini de artırmayı düşünüyoruz." 81 il genelinde yürütülecek "Aile Hekiminizi Erken Tanıyın" kampanyasıyla ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına başvuruların azalacağını vurgulayan Koca, "Aile hekimlerinin sayısının arttığı, kronik hastalık takibinin daha kolay yapıldığı, birinci basamakta değerlendirilen hastanın daha erişilebilir olduğu, aile hekimlerinin imkanlarını daha da artırdığımız bir dönemi düşünüyoruz. Hastanelerdeki yoğunluğu azaltan bir yaklaşım olacak" dedi. Bakan Koca, söz konusu iletişim kampanyası çerçevesinde, kamu spotu, afiş, broşür ve sosyal medya videolarının hazırlandığını, ayrıca illerde saha etkinliklerinin düzenleneceğini anlattı. Basımı yapılan afişlerin kamu ve özel yataklı sağlık tesisleri, İl Sağlık Müdürlükleri, İlçe Sağlık Müdürlükleri, Sağlıklı Hayat Merkezleri, Aile Sağlığı Merkezleri ile tüm kamu kurum ve kuruluşlarında vatandaşların kolaylıkla görebileceği yerlere asılacağını ifade eden Koca, hazırlanan kamu spotlarının da ulusal televizyon kanallarında yayınlanacağını söyledi.
15.12.2018 - 13:51
Anadolu Ajansı
['Sağlık', 'Türkiye', 'aile hekimliği']
Bakanlıktan aile hekimliğini güçlendirecek yeni hamle
Sağlık
https://www.ntv.com.tr/saglik/bakanliktan-aile-hekimligini-guclendirecek-yeni-hamle,3wopDy4IBEiyMbqXcKo8yQ
Çek Cumhuriyeti’nde bir sirk, gösterilerde yer alan timsahını yolda unuttu.
null
Çek Cumhuriyeti'nde yolda unutulan timsah, başkent Prag'a 25 kilometre mesafedeki Kladno kentinde ufak çaplı heyecan yarattı. Pravo gazetesinin internet sayfasında yer alan habere göre yol kenarından geçmekte olan bir kişi, önüne çıkan timsahı acil telefonu arayarak polise bildirdi. Kişinin telefonda "Canlı olup olmadığını kontrol etmeyi elbette denemedim” dediği belirtildi. Bölgeye ulaşan polis memurları canlı ve hareketli olduğu gözlenen timsahı çalıların arasında buldu. Timsah çağrılan uzmanlar tarafından yakalandı. Timsahı Kladno'da unutan sirk geçtiğimiz hafta gösteriler için Almanya'ya gitmişti. Sirk yetkilileri hakkında soruşturma başlatıldı.
04.10.2012 - 13:21
null
[]
Timsahlarını yolda unuttular
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/timsahlarini-yolda-unuttular,baPW3rDS-0GjQtU8Zl57Jw
Galatasaray Odeabank, Darüşşafaka forması giyen Mehmet Yağmur'u renklerine bağladı.
null
Önümüzdeki sezon 7DAYS EuroCup'ta mücadele edecek olan Galatasaray Odeabank, ikinci transferini oyun kurucu pozisyonuna yaptı. Sarı-kırmızılılar, Mehmet Yağmur ile 1 senelik anlaşmaya vardı. Kariyerinde daha önce Pınar Karşıyaka, Beşiktaş, Tofaş, Olin Edirne ve Türk Telekom formalarını terleten Mehmet Yağmur, geçtiğimiz 3 sezonu Darüşşafaka forması altında geçirmişti. 30 yaşındaki oyuncu, geçen sezon 36 maçta ortalama 5 dakika süre alırken, 1.6 sayı, 0.5 ribaundla oynadı. Böylelikle Galatasaray Odeabank, Erman Kunter döneminde ikinci transferini yapmış oldu. Sarı-kırmızılılar daha önce Richard Hendrix ile anlaşmıştı. Öte yandan transfer çalışmalarını hızlandıran Galatasaray Odeabank geçen sezon Trabzonspor Medical Park forması giyen Dwight Hardy ile sözleşme imzalaması bekleniyor.
12.07.2017 - 21:33
Ntvspor
['Basketbol', 'Spor', 'Darüşşafaka Doğuş', 'Galatasaray']
Mehmet Yağmur 'Aslan' oldu!
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/mehmet-yagmur-aslan-oldu,aOja9mEIW0G1zrBbmkwvrQ
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ile yemekte bir araya geldi.
null
Ankara bu akşam sürpriz bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ile yemekte biraraya geldi. İkilinin bir otelde gerçekleştirdiği görüşmede, gündemdeki siyasi gelişmelerin ele alındığı kaydedildi. Görüşmede ayrıca sıra Kılıçdaroğlu'nun olası ABD ziyaretinin de gündeme geldiği belirtildi.
24.10.2013 - 00:03
NTV Haber
[]
Ankara'da sürpriz buluşma
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ankarada-surpriz-bulusma,wCeFlpe3EkOTaJgnTp_3Qw
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, "Tüm tarafların Brexit anlaşmasının tekrar müzakereye açılmayacağını bilmesi gerekiyor" dedi.
null
Strazburg'daki Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'na hitap eden Jean-Claude Juncker, Brexit gündeminin 13-14 Aralık'taki AB Liderler Zirvesi'ne "sürpriz" şekilde eklendiğini belirtti. AB ve İngiltere'nin 25 Kasım'da Brexit'te anlaşma sağladığını, bu nedenle konunun tekrar gündeme gelmesinden dolayı şaşırdığını ifade eden Juncker, "Vardığımız anlaşma en iyi ve mümkün olan tek anlaşma" ifadesini kullandı. Juncker, "Tüm tarafların Brexit anlaşmasının tekrar müzakereye açılmayacağını bilmesi gerekiyor" diyerek, temel sorunun AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile İngiltere'nin parçası olan Kuzey İrlanda arasında Brexit sonrasında fiziki sınır oluşmasını engellemeyi amaçlayan "tedbir maddesiyle" ilgili olduğunu söyledi. "Tedbir maddesinin" taraflar arasında gelecekte inşa edilecek ilişkinin de temelini oluşturduğuna dikkati çeken Juncker, AB'nin İrlanda'yı hiçbir zaman yalnız bırakmayacağının altını çizdi. İngiltere Başbakanı Theresa May, bugün parlamentoda öngörülen Brexit Anlaşması oylamasını "tedbir maddesine" yönelik eleştirileri dikkate alarak ertelediğini açıklamış, AB Liderler Zirvesi'nde muhataplarından "tedbir maddesi" ile ilgili kaygıları giderecek "teminatlar" almayı deneyeceğini kaydetmişti. May, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'le görüşmesinin ardından akşam saatlerinde Brüksel'de AB Konsey Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Juncker'le ayrı ayrı bir araya gelecek.
11.12.2018 - 13:58
Anadolu Ajansı
['Dünya', 'İngiltere', 'Avrupa Birliği', 'Brexit']
AB Komisyonu Başkanı Juncker: Brexit anlaşması tekrar müzakere edilmeyecek
Dünya
https://www.ntv.com.tr/dunya/ab-komisyonu-baskani-juncker-brexit-anlasmasi-tekrar-muzakere-edilmeyecek,19121Z1m70axWj8S51oXsA
Batıda fırtına etkili olmaya başladı. Lodosun hızı, İstanbul, Balıkesir, Çanakkale, İzmir, Bodrum boyunca saatte 50-60 km'ye çıktı, ilerleyen saatlerde 80-100 km'yi bulabilir. Marmara denizindeki feribot seferleri zaman zaman durabilir.
null
Türkiye'nin batısı bugün şiddetli lodos ve yağmurların etkisinde kalacak. Bu durumdan en fazla etkilenecek olan iller: İzmir, Aydın, Muğla, Bodrum ve Antalya. Ege ve Akdeniz’deki fırtına denizde dev dalgalara neden olurken, ağaçların devrilmesi ve çatıların uçmasına neden olabilir. Sadece batıda değil Ankara, Konya ve tüm Anadolu'da şiddetli lodos nedeniyle, bu gece ve yarın soba zehirlenmesi tehlikesi yüksek. Başta Bursa ve Konya olmak üzere sobaların yakılmamasında fayda var. İzmir, Aydın, Muğla'nın tüm ilçeleri ile Antalya’da su baskını tehlikesine dikkat etmek lazım. İstanbul'da saatteki hızı 50-60 km'yi bulan lodos fırtınası geceye kadar sürecek. Bugün orta şiddetli yağmur var. Yarın akşam ve gece ise yağmur daha kuvvetli yağacak. İstanbul’da hava yarın soğumaya başlıyor. Pazar ve sonraki günlerde ise 4-5 derecenin altına inecek. Ankara'da lodos akşam ve gece çok şiddetli. Yarın başkentte kuvvetli yağmur var. Pazar hava soğuyor. Sulu kar yağacak.  İzmir'de saatteki hızı 80 km'yi bulacak lodos geceye kadar kalacak. Özellikle iş çıkışında çok şiddetlenecek yağmur İzmirlilere zor anlar yaşatabilir. Yarın sabaha kadar düşen yağmur miktarı 100 kg'ı bulabilir. Antalya'da şiddetli yağmur bu gece yarısından yarına kadar yağacak. 8 saat içinde metrekare'ye 160 kg. yağmur düşebilir, lodos yönlü fırtınanın hızı 120 km'yi bulabilir. Bu özellikle sera üreticilerini olumsuz etkileyecek bir durum, su baskını tehlikesi de yüksek.
06.01.2012 - 15:04
null
[]
Lodos fırtınası durulmuyor
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/lodos-firtinasi-durulmuyor,hrLKYLCdskeYXSxalH5JRg
Beşiktaş'ın yeni transferi Negredo'dan iddialı açıklamalar...
null
Beşiktaş'ın Valencia'dan kadrosuna kattığı yeni golcüsü , 'a röportaj verdi. "Beşiktaş ailesinin bir parçası olduğum mutluyum" ifadesini kullanan İspanyol forvet, imza töreninden önce kulüp televizyonunda dile getirdiği "35 gol" iddiasıyla ilgili olarak ise "Atmak istediğim rakam bunun da üstünde. Bu konuda doyumsuzum" dedi. "Teklifi ilk olarak menajerimden öğrendim. Beşiktaş gibi büyük bir kulübün ilgisini çekmek tüm oyuncular için güzeldir. Benim için çok etkileyiciydi. İlk andan itibaren fikrim netti. Beşiktaş'ın kulübümle anlaşması uzun sürdü. En baştan itibaren karalıydım buraya gelmek için. Çok güzel oldu. Ve şimdi buradayım. Maçtan önce geldim, arkadaşlarımla antrenman yapma şansım buldum. Kısa süredir buradayım ama mutluyum. Büyük ve özel bir kulüp. Bu ailenin parçası olmak için buradayım. Bu ailenin daha da büyümesi için elimden geleni yapacağım. Kaliteli bir takımız. Ligin başı hep zordur. İyi başlayıp iyi bitirmek istiyoruz." "Takımda kimin oynayacağına hoca karar verir. Çalışarak, hocamızın seçimlerini zorlaştırmak zorundayız. Güzel bir rekabet olacak ama kazanan da takım olacak. Kim oynarsa oynasın önemli olan takımın kazanması. Kaç gol atmayı hedeflediğimle ilgili soru gelmişti. Kağıda 35 gol yazılmıştı. Tabii ki imzaladım bu kağıdı. Fakat kimse bunun garantisini veremez. Atmak istediğim rakam belki bunun da üstünde. Doyumsuzum bu konuda. Önce takıma alışmam ve formamı giymem lazım. Belli bir devamlılık sonrasında gollerimi atmak istiyorum. "Pepe ile birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Çok iyi ve çok güçlü bir oyuncu. Gelmeden önce de Beşiktaş taraftarları tarafından sosyal medya hesaplarım kilitlendi. Ama istenmek çok güzel. Beni ne kadar çok istediklerini gösterdiler." "İspanya'da çok güçlü bir jenerasyon yakaladı. Alttan gelen çok yetenekli gençler var. Milli takımda oynama şansını bulabilirsem bunda Beşiktaş'ın payı çok olacaktır.
11.08.2017 - 17:19
Ntvspor
['Futbol', 'Beşiktaş', 'Transfer', 'pepe ']
Negredo: 35'ten de fazla gol atmak isterim
Spor
https://www.ntv.com.tr/spor/negredo-35ten-de-fazla-gol-atmak-isterim,2szLXbVsF0a5LiTDFcBuSg
Gazeteci Hrant Dink cinayeti sanığı Ogün Samast'ın yakalandıktan sonra İstanbul’da 3.5 saat süreyle sorgulandığı kaset ortaya çıktı. Görüntülerde Samast'ın sorgu sırasındaki rahat tavırları dikkat çekiyor.
null
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e suikast düzenleyen Ogün Samast’ın İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’ndeki sorgusuna ilişkin görüntüler ortaya çıktı. Söz konusu kasetteki görüntülerde Ogün Samast'ın İstanbul'daki polis sorgusunda avukatı arkasında oturuyor. Samast'ın rahatlatılması için çay ve sigara servisi yapılıyor. Çok rahat olduğu dikkatlerden kaçmayan Samast, zaman zaman da gülüyor. Samast cinayet anını şu sözlerle anlattı: “Koştum, ateş ettim. Yakalanacağımı zaten biliyordum.” Samast, sorgusunda azmettirici olduğu gerekçesiyle yargılanan Yasin Hayal ile simit satarken tanıştığını ifade etti. Samast'ın sorgu sırasında bazı soruları geçiştirdiği gözlendi. Cinayeti neden Yasin Hayal'in işlemediği sorusu da Samast'ı şaşırttı. Samast, “Ona hiç sormadım, şimdi olsa sorardım” diye konuştu. Ogün Samast, cinayeti neden işlediğine yönelik soruyu ise yanıtlamadı. Samast, tabancayı Hayal'den aldığını, cinayetten bir gün önce talim yaptığını öne sürdü. İstanbul'a geldiğinde Agos gazetesine gittiğini ancak Hrant Dink'i bulamadığını anlatan Samast, tam vazgeçmek üzereyken Dink ile karşılaştığını söyledi. Samast, “Pat diye karşıma çıktı. 5 dakika gelmeseydi, kesin gidecektim” diye konuştu. Ogün Samast, cinayetten sonra silahı atmadığını, Trabzon'da jandarmaya teslim olacağını ifade etti. Cinayetten sonra Samsun Emniyeti'nde "çok sıcak" karşılanan Samast'ın şu sözleri de çok ilginç: “Jandarmalar beni seviyor." Bu arada, Ogün Samast'ın sorgu sırasında cinayeti organize ettiği öne sürülen polis muhbiri Erhan Tuncel'den bahsetmemesi dikkat çekti. Samast, Tuncel ile ilgili soruyu “Tanımıyorum” diye yanıtladı.
02.04.2010 - 18:15
NTV Haber
[]
Ogün Samast böyle sorgulandı
Türkiye
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ogun-samast-boyle-sorgulandi,KEqnyBT2P0W8SqlLbGH-Og