abstract
stringlengths 1
1.01k
| author
stringclasses 118
values | content
stringlengths 1
55.8k
| date
stringlengths 18
32
| source
stringclasses 50
values | tags
stringlengths 2
284
⌀ | title
stringlengths 6
166
| topic
stringclasses 45
values | url
stringlengths 48
180
|
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'e ikinci sondaj gemisini gönderme kararının ardından bazı tedbirler alacaklarını ve bu tedbirlerin 'hafif' olmayacağını söyledi
|
HABERTURK.COM
|
Türkiye'nin Fatih sondaj gemisinin ardından Yavuz sondaj gemisini de açıklarına göndermesine Avrupa Birliği'nden tepki geldi. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker konuyla ilgili alınacak tedbirlerin 'hafif' olmayacağını belirtti. Brüksel'deki AB liderler zirvesi sonrasında konuşan Juncker, "Kıbrıs'la tam dayanışma halindeyiz. Türkiye'nin Kıbrıs sularında yaptıkları tamamen kabul edilemezdir. Komisyon en kısa sürede alınacak tedbirleri belirlemek için yetkili. Bunu yapacağız ve bunlar hafif tedbirler olmayacak" ifadelerini kullandı. Bu hafta daha önce Avrupa Birliği Konseyi Türkiye'yi 'Kıbrıs'ın haklarına saygı duymaya çağırmış ve Avrupa Komisyonu'na yanıt seçeneklerini hazırlaması için talimat vermişti. Türkiye, 2011'de ilk doğalgaz rezervinin bulunduğu Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin dışarıda bırakıldığı hiçbir projenin gerçekleşemeyeceğini savunuyor. Daha önce Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı, Avrupa Birliği'nin Akdeniz'de sınırları belirleme hakkı olmadığını söylemişti. Güney Kıbrıs Rum Kesimi ise Avrupa Birliği'nden Türkiye konusunda destek istiyor. Geçtiğimiz günlerde Rum yönetiminin, AB'nin Türkiye'ye karşı harekete geçmemesi durumunda Balkanlar'a yönelik alacağı kararlarda veto hakkını kullanacağı tehdidini öne sürdüğü iddia edilmişti.
|
21.06.2019 - 11:28
|
haberturk
|
['jean-claude juncker', 'doğu akdeniz', 'kıbrıs', 'son dakika', 'son dakika haberler', 'ab son dakika', 'doğu akdeniz son dakika', 'ab türkiye', 'ab türkiye tehdit', 'haberler']
|
Juncker: Türkiye'ye karşı alacağımız tedbirler hafif olmayacak
|
Dünya
|
https://www.haberturk.com/juncker-turkiye-ye-karsi-alacagimiz-tedbirler-hafif-olmayacak-2497237
|
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, sarı yeleklilerin gösterilerine ilişkin, "Şiddet içeren gösterilere gidenlerin en kötünün suçuna ortak olduğunu söylemeliyiz." dedi.
| null |
Macron, eylemlerin yol açtığı sorunların çözümüne ilişkin Elysee Sarayı'nda, ülkenin doğusundaki belediye başkanları ile düzenlediği toplantıda gösteriler hakkında açıklamalarda bulundu. "Şiddet içeren gösterilere gidenlerin en kötünün suçuna ortak olduğunu söylemeliyiz." ifadesini kullanan Macron, eylemleri hukuki olarak yasaklamanın mümkün olmadığını ancak herkesin gösterilerdeki şiddet olaylarını kınaması gerektiğini bildirdi. Macron, protestolardaki şiddet olayları nedeniyle hayatını kaybedenlerin olmamasının mucize olduğunu belirtti. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic, Fransa'ya sarı yeleklilerin eylemlerinde insan haklarına daha saygılı olma, barışçıl gösteri özgürlüğüne aşırı kısıtlamalar getirmeme ve biber gazı kullanımını yasaklama çağrısında bulunmuştu. Akaryakıt zamları ve kötü ekonomik koşullara tepki olarak başlayan, daha sonra Macron yönetimine karşıtlığa dönüşen sarı yeleklilerin eylemleri 17 Kasım 2018'den bu yana devam ediyor. Gösterilerde şimdiye kadar 11 kişi hayatını kaybetti, 2 binden fazla kişi yaralandı, 8 bin 400 kişi gözaltına alındı ve bin 796 kişi hapis cezasına çarptırıldı.
|
26.02.2019 - 19:35
|
Anadolu Ajansı
|
['Dünya', 'Emmanuel Macron', 'Fransa']
|
Macron'dan sarı yeleklilere suçlama
|
Dünya
|
https://www.ntv.com.tr/dunya/macrondan-sari-yeleklilere-suclama,pu5glQRx8UmFqm9jtmxCGQ
|
Yargıda devrim niteliğinde faaliyetler ve hedefler yer alıyor. 15 yaşından küçüklere ilk suçlarında soruşturma ve dava açılmaması ve tutukluların yakınları ile görüntülü görüşmesi bunlardan sadece bazıları...
| null |
YARGI Reformu Strateji Belgesi. Başka bir ifadeyle Türk yargısının yeni yol haritası. Adalet Bakanlığı o belgenin güncelleme çalışmalarını tamamladı. Belgenin kısa sürede açıklanması bekleniyor. Belgede yargıda devrim niteliğinde faaliyetler ve hedefler yer alacak. 15 yaşından küçüklere ilk suçlarında soruşturma ve dava açılmaması ve tutukluların yakınları ile görüntülü görüşmesi bunlardan sadece bazıları... Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Yargı Reformu Strateji belgesine ilişkin, “Yargı reformu strateji belgemizi kamuoyuyla paylaşma aşamasına gelmiş bulunmaktayız. Yargı reformu belgesi güven veren adalet temelinde adalete güvenin artırmasında bir milat olacak” ifadelerini kullanmıştı. Adalet Bakanı Gül’ün bu sözlerle duyurduğu belge çok yakında kamuoyuyla paylaşılacak. Peki yargının yol haritası olacak bu belgede neler var? Habertürk’ün edindiği bilgilere göre, belgede 65 hedef 257 faaliyet yer alıyor. Adalet Bakanlığı’nca çok geniş kapsamlı temas trafiği ve çalışma sürecinin ardından hazırlanan belgede, önemli reformlar yer alıyor. Belgenin en dikkat çekici başlığı “Ceza Adaleti Sisteminin Etkinliğinin Artırılması” olacak. Bu başlık ceza yargılaması ve infaz sistemine dair devrim niteliğinde hedefler içeriyor… Buna göre, uzlaşma, ön ödeme ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi gibi dava öncesi müesseselerinin uygulanma alanı genişletilecek. Bazı suçlara yönelik soruşturmalar ikrara bağlı olarak fail ile savcı arasında anlaşmayla sonlandırılabilecek. Soruşturmaların kalitesinin artırılması için adli kollukta yani polis ve jandarmada hukuk fakültesi mezunlarının istihdamı sağlanacak. Adli para cezası, mağdurun zararının giderilmesi, belirli bir yere gitmek yasaklanmak gibi kısa süreli hapis cezasına seçenek oluşturan yaptırımların kapsamı genişletilecek. Mevzuatta suç olarak düzenlenen fiiller taranacak ve bu fiillerden idari yaptırıma dönüştürülebilecek olanlar belirlenerek suç olmaktan çıkarılacak. Bazı suçlarda cezasızlık algısının ortadan kaldırılması ve suçla etkin mücadele için ceza yaptırımları yeniden yapılandırılacak. Bazı suçların basitleştirilmiş ve hızlı bir yargılama usulüyle görülmesi sağlanacak. İdari yaptırım kararlarına karşı itirazları inceleyen sulh ceza hâkimliklerinin ihtisaslaştırılacak. Ve çocuk tutuklu ve hükümlüler… Yapılan çalışmada onlara ilişkin de önemli düzenlemeler öngörülüyor. Cinayet gibi bazı ağır suçlar hariç olmak üzere 15 yaşından küçük çocukların ilk defa işledikleri fiillerin ceza yargılamasına konu edilmeyecek. Bunun yerine çocuklara özgü koruma mekanizmaları işletilecek. Suça sürüklenen çocuklara özgü uzlaştırma ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi modelleri geliştirilecek. Suça sürüklenen çocukların yargılamaları öncelikli yapılacak. Ağır hasta hükümlü ve tutuklulara ilişkin infaz süreçleri muhtemel mağduriyetlerin önlenmesi için yeniden yapılandırılacak. Teknolojik imkanların kullanılması suretiyle hükümlü ve tutukluların; yakınları ile görüntülü görüşmesi ve elektronik dilekçe arzı gibi yeniliklerin gerçekleştirilmesi sağlanacak. Denetimli serbestlik hizmetlerindeki elektronik izleme kapasitesinin artırılması ve yükümlülüklerin takibinde biometrik imza gibi yeni yöntemlerin oluşturulacak.
|
11.02.2019 - 18:27
|
haberturk
|
['yargı', '65 hedefli strateji belges', 'bakan abdülhamit gül']
|
İşte yargıda 65 hedefli strateji belgesi
|
Gündem
|
https://www.haberturk.com/iste-yargida-65-hedefli-strateji-belgesi-2370238
|
Tayland polisi, Malezya sınırı yakınında saklanan ve Türk olduklarını iddia eden yaklaşık 220 kişilik bir grubu yakaladı.
| null |
Tayland polisi, ülkenin güneyindeki bir dağlık bölgede saklanan yaklaşık 220 kişilik bir gruba rastladıklarını ve bu kişilerin gözaltına alındıklarını açıkladı. Ülkenin güneyinde Malezya sınırı yakınlarında bulunan kamptaki mültecilerin kendilerini "Türk" diye nitelendirdiği belirtildi. Yakalanan kişilerin yanlarında kimlik belgesi bulunmadığı, ancak Türkiye'den geldiklerini iddia ettikleri kaydedildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Tayland temsilcisi ise, gruptakilerin Çin'den gelen Uygur Türkleri olup olmadığını saptamaya çalıştıklarını kaydetti. Tayland polis yetkilileri, eşyalarını yanlarında taşımaya hazır şekilde tutan mültecilerin başka bir yere gitmek istediklerini tahmin ediyor. Grubun Tayland'a nasıl geldiği belirsizliğini koruyor. Polis gözaltına alınanların sorgulanması için tercüman beklendiğini açıkladı. Tayland'daki Türk Büyükelçiliği'nin ise konuyla ilgili bilgisi olmadığını belirtildi.
|
13.03.2014 - 18:24
| null |
[]
|
Tayland'da '220 Türk' gizemi
|
Dünya
|
https://www.ntv.com.tr/dunya/taylandda-220-turk-gizemi,b8w-tQzg8USLBrRVl7bWdg
|
Dink'in öldürülmesine ilişkin Ramazan Akyürek, Coşgun Çakar, Ali Fuat Yılmazer ile ana dava dosyası sanıklarının da aralarında bulunduğu 35 kişinin yargılanmasına devam ediliyor
| null |
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni 'in öldürülmesine ilişkin davada, sanıklarından jandarma elemanı Erhan Tuncel ile komiser yardımcısı Özkan Mumcu, ilgili makamlara bilgi verip vermemeleri konusunda duruşmada tartıştı. Tuncel'in iddialarını, Mumcu yalanladı. Erhan Tuncel, jandarma elemanı Yasin Hayal'in, Zeynel Abidin Yavuz'u tetikçi yapacağı bilgisini ve Hrant Dink'in fotoğraflarını dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde komiser yardımcısı olarak görev yapan Özkan Mumcu'ya verdiğini, Mumcu'yla bu konuya ilişkin çalışma yaptığını iddia etti. Mumcu ise Tuncel'in kendisine fotoğraf ve Yavuz'un ismini vermediğini söyledi. İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu kamu görevlileri dönemin İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile tutuksuz sanıklardan dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da arasında bulunduğu 9 tutuksuz sanık katıldı. İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç de arasında bulunduğu diğer tutuksuz sanıklar ise duruşmaya gelmedi. Dink cinayetinden hükümlü olan Ogün Samast ve Yasin Hayal de duruşmaya hükümlü bulundukları cezaevinden SEGBİS ile bağlandı. Dink ailesi ise duruşmaya katılmadı. Duruşmada söz alan Erhan Tuncel, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde komiser yardımcısı olan Özkan Mumcu'ya Yasin Hayal'in, Zeynel Abidin Yavuz'u tetikçi olarak kullanacağı bilgisini ve Hrant Dink fotoğraflarını verdiğini iddia etti. Kendisinin bilgileri verdiğini ve Muhittin Zenit'in elindeki bilginin ise Yasin'in başka birini bulacağı bilgisi olduğunu söyleyen Tuncel, "Engin müdürle görüştüğümde, ‘bu kişi Zeynel' dedim. 20 Mayıs'tan sonra Zeynel Abidin Yavuz'la ilgili çalışmayı Özkan Mumcu ile yaptım. Fotoğrafları verdim çalışmaları yapması için. İnkar ediyor. Ben bu çalışmayı Özkan Mumcu ile yaptım. Trabzon'da fotoğrafları kendisine teslim ettim. Operasyon yapılmasını söyledim. Kendisi böyle bir imkanı olmadığını söyledi. Trabzon saha çalışması için çok zor bir bölge. O dönem için ben de başarısız olduğumu Yasin'in beni atlatabileceğini, kendisinin gidip görüşmesi gerektiğini söyledim. Gitmedi" dedi. Özkan Mumcu ise "Erhan Tuncel'den benim aldığım herhangi bir fotoğraf yok. Artık fotoğrafı kime verdiyse bilemiyorum. Kendisinden bana ulaşan Zeynel Abidin Yavuz ismi de yok" dedi. Tahliye talebinde bulunan Ramazan Akyürek, "Şahsıma yönelik haksızlığa dikkat çekmek istiyorum. Görevimizi layıkıyla yapmaya çalıştık. Ancak ben 18 aydır cezaevindeyim" dedi. Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek'in tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.
|
12.08.2016 - 14:19
|
haberturk
|
['hrant dink']
|
Hrant Dink davasında "bilgi verdim vermedin" tartışması
|
Gündem
|
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1280956-hrant-dink-davasinin-11-durusmasi-basladi
|
PKK'lı teröristlerin Bingöl'de askeri konvoya düzenlediği saldırıda şehit olan askerlerden Kayhan Kahraman'ın nişanlanmak için memleketine gittiği öğrenildi.
| null |
Bingöl'deki saldırıda şehit olan 10 askerden Kayhan Kahraman'ın, askeri birliğinden izin alarak nişanlanmak için memleketine geldiği öğrenildi. Bingöl-Muş karayolunda teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan askerlerden Gürpınar ilçesi nüfusuna kayıtlı Kayhan Kahraman'ın, Van merkez Yenimahalle'deki evinde hüzün yaşanıyor. Evlerinin önünde kurulan çadırda taziyeleri kabul eden baba Mustafa Kahraman, metaneti ile dikkati çekti. Devlet büyüklerinden akan kanı durdurmalarını isteyen Kahraman, ''Allah başka acı, keder vermesin. İnşallah benim çocuğum son şehit olur. Ağlayıp, gözyaşı dökerek teröristleri sevindirmeyeceğim. Allah onları kahretsin'' dedi. Şehidin amcası Sadullah Kahraman da acılarının büyük olduğunu belirterek, yeğeninin birliğinden izin alıp nişanlanmak için evine geldiğini ifade etti. İzne gelmesini kendilerinin istediğini anlatan amca Kahraman, ''Sözlüydü ve nişan yapacaktık. Ama olmadı ve Allah'ın takdiri ile şehit oldu. Cenab-ı Allah sabır versin'' diye konuştu. Öte yandan aynı saldırıda şehit olan askerlerden Piyade Er Eren Kupal'ın cenazesi, memleketi Adıyaman'da son yolculuğuna uğurlandı. Cenazenin götürülüşü sırasında törene katılan vatandaşlar, terör örgütü aleyhine slogan attı. Şehidin yakınları da cenazenin mezarlığa götürülüşü sırasında tabuta sarılarak ağladı. Bu arada şehidin cenazesi toprağa verilirken, oğlunun yüzünü görmek isteyen anne Hacer Kupal, bu esnada fenalık geçirdi. Anne Kupal'a burada bekleyen sağlık görevlileri müdahale etti. Saldırıda şehit olduğu bildirilen ardından kalp masajıyla hayata döndürülen askerden de kötü haber geldi. Jandarma Er Şahin Oğuz Kayabaş, daha sonradan şehit oldu. Diğer 8 şehidin cenazesi ise kimlik tespiti ve DNA testi için Ankara'ya götürüldü.
|
19.09.2012 - 23:42
| null |
[]
|
Nişanlanacaktı, yolda şehit oldu
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/nisanlanacakti-yolda-sehit-oldu,ic559fmk2Em_Qsa6QAzoYw
|
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, sarı-kırmızılı kulübün derbinin oynanacağı gün ile alakalı yaptığı açıklamalar hakkında, "Galatasaray'a bu ucuz hesaplar yakışmaz. Pazar oynasak ne olur, Pazartesi oynasak ne olur?" dedi.
| null |
, yayıncı kuruluşa yaptığı açıklamalarda ezeli rakipleri ve ’ye eleştirilerde bulundu. Orman, Galatasaray Kulübü'nün, derbinin günüyle alakalı yaptığı açıklamalarla ucuz hesaplar yaptığını söyledi.
|
24.02.2017 - 12:28
|
İHA
|
['Futbol', 'Spor', 'Beşiktaş', 'Aziz Yıldırım', 'Fikret Orman', 'Galatasaray', 'UEFA Avrupa Ligi']
|
Fikret Orman: Galatasaray'a bu ucuz hesaplar yakışmaz
|
Spor
|
https://www.ntv.com.tr/spor/fikret-orman-galatasaraya-bu-ucuz-hesaplar-yakismaz,f1b007KBDE6sIxzbxDWbpQ
|
Hatların ilk Türkiye’nin
gaz ihtiyacını
karşılarken, ikinci hat
Türkiye üzerinden
Avrupa’ya ilerleyecek
ancak rota henüz
netleşmiş değil.
|
Emre Deveci
|
TürkAkım projesinde doğalgaz boru hattı döşeme çalışmalarını gerçekleştiren Pioneering Spirit (Öncü Ruh) adlı dev gemi, tekrar Karadeniz’e dönüyor. Rus gazını Karadeniz’in altından doğrudan Türkiye’ye taşıyacak olan hattın ilk kısmını yaklaşık 10 aylık çalışmanın ardından 30 Nisan’da tamamlayan 382 metre uzunluğa sahip dev gemi, TürkAkım’ı oluşturan hatlardan ikincisini tamamlamak üzere dün Rotterdam Limanı’ndan Karadeniz’e doğru yola çıktı. Rusya’da Anapa kıyısı ile Türkiye’de Kıyıköy arasındaki derin sularda boru döşeme çalışmalarını gerçekleştiren inşaat gemisi, ikinci hattın da 224 kilometrelik kısmını tamamlayarak Türkiye- Rusya Münhasır Ekonomik Bölge sınırına ulaşmıştı. Gemi döndüğünde kalan kısmı tamamlama çalışmalarına başlayacak. Gaz sevkıyatının Aralık 2019’da başlaması planlanıyor. Yıllık toplam gaz taşıma kapasitesi 31.5 milyar metreküp olan TürkAkım, her biri 15.75 milyar metreküplük iki hattan oluşuyor. Hattı kara kısmında BOTAŞ tarafından yapılacak ve Türkiye şebekesine Lüleburgaz’da bağlanacak olan ilki için ÇED süreci tamamlandı. Kıyıköy’de alım terminalinin inşaat sahasında hazırlıklar tamamlandı. Karada döşenecek borular Kıyıköy’e aktarılmaya başlandı. Kıyı geçişini yapacak olan Boskalis şirketi inşaat öncesi etütlerini tamamladı ve inşaata başlamaya neredeyse hazır. Kara hatlarından Avrupa’ya ilerleyecek ikincisi için Gazprom ve BOTAŞ ortak şirketinin (TürkAkım Gaz Taşıma AŞ) kurulmasına ilişkin protokoller geçen hafta imzalandı. İkinci kara hattının da bu çerçevede hızla ilerlemesi planlanıyor. Doğalgazı Avrupa’ya götürecek hattın olası güzergâhı olarak halen Yunanistan ve Bulgaristan seçenekleri masada. Rusya’nın Anapa bölgesindeki kara çıkışı tesisinin inşaatı artık neredeyse tamamlandı. Yıl sonuna dek işletime girmeye hazır olacak.
|
9 Haziran 2018 Cumartesi, 06:13
|
cumhuriyet
| null |
İkinci hatta rota belirsiz
|
Ekonomi
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/992784/ikinci_hatta_rota_belirsiz.html
|
Edirne'de 112 Acil Servis'e asılsız ihbarlarda bulundukları gerekçesiyle savcılığa şikayet edilen 3 kişiden 2'sine, mahkeme tarafından 5'er ay hapis cezası verilirken, 1 kişi de 250 lira idari para cezasına çarptırıldı. Hapis cezaları mahkemece ertelendi. İl Sağlık Müdürü Muhsin Kişioğlu, bir günde yaklaşık 1500 çağrı aldıklarını ve bunlardan sadece 150'sinin doğru çıktığını söyledi.
| null |
Edirne'de 19 istasyon ve 43 ambulansla hizmet veren Ambulans Komuta Kontrol Merkezi Başhekimliği, 112 Acil Servise günde gelen 1500 kadar çağrıya cevap verirken, birçoğunun asılsız çıkması nedeniyle büyük zaman kaybı meydana geliyor. Edirne İl Sağlık Müdürü Muhsin Kişioğlu, yüzde 90 oranında çağrıların asılsız ve gereksiz olduğunu ifade ederek, gerçek vakalara ulaşmakta güçlük çekildiğini söyledi. Okullarda çocuklara verilen 112 eğitimlerinin bu sayıları azalttığını ancak hala çok sayıda kişinin saati sormak için bile 112'yi aradığını belirten Kişioğlu, acil bir hattı gereksiz meşgul edenler hakkında Edirne Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını anlattı. Kişioğlu, "Özellikle çocukların 112'yi ne zaman aramaları gerektiğini detaylı olarak eğitimlerde anlattık. Bu sayede asılsız çağrı sayısını azalttık. Asılsız çağrılara çok önem veriyoruz, çünkü bunların artmasıyla, gerçekten acil sağlık hizmetine ihtiyacı olan insanlara ulaşmakta zaman kaybediyoruz. Gelen çağrıların neredeyse yüzde 90'ı asılsız çıkıyor. Bunun dışında farklı amaçlarla arayanda oldukça fazla. Asılsız ihbarda bulunan ve gereksiz yere meşgul ederek personelimize hareket edenleri de savcılığa şikayet ediyoruz" dedi. Edirne Sağlık Müdürlüğü, Acil ve Afetlerde Sağlık Hizmetleri Şube Müdürü Erhan Tuna son dönemde şikayet ettikleri 3 kişiden 2'sinin asılsız ihbarlar nedeniyle Edirne Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 5'er ay hapis cezasına çarptırıldığını söyledi. Tuna, "Acil sağlık hizmeti ciddi bir emek ve kaynak kullanılmasını gerektiren bir hizmet. Bu hizmeti Sağlık Bakanlığı politikasıyla ücretsiz olarak sunuyoruz. Halkın büyük bir kısmı bilinçli olsa da gereksiz yere meşgul edenler çok. Asılsız çağrıda bulunan ya da personeli gereksiz meşgul ederek 'sapık çağrı' adını verdiğimiz aramaları yapanları savcılığa şikayet ediyoruz. Edirne'de 2 kişi 'asılsız ihbar' nedeniyle yargılandığı Asliye Ceza Mahkemesi'nde davadan 'kişilerin huzur ve sükununu bozmak' suçundan 5'er ay hapis cezası aldı. 1 kişi de Kabahatler Kanunu gereğince 250 lira idari para cezasına çarptırıldı. Bu durumda gereksiz, asılsız ihbarda bulunan, personele küfür eden kişiler hakkında mahkemece hapis cezası verildiğini söylemek gerek. Lütfen 112 acil sağlık çağrı merkezlerimizi bu nedenlerle meşgul etmeyelim" diye konuştu. Tuna verilen hapis cezalarının mahkeme tarafından ertelendiğini de sözlerine ekledi. 112 Komuta Kontrol Merkezi'nde görevli acil tıp teknisyeni Arzu Sirke ise saat sormak için bile 112'nin arandığını belirterek, "112 Komuta Kontrol Merkezi'ne Edirne'de günde yaklaşık 1500 kadar çağrı düşüyor. Bunlardan çoğu gereksiz aramalar oluyor. Bazıları sadece saati sormak için arıyor. Bazı anneler cep telefonlarını çocuklarına veriyor, onlar oynarken arıyor. Bu bize zaman kaybı yaratıyor. Bazen 3-5 arkadaş toplanıp alkol aldıktan sonra bizi arıyorlar" dedi. 112 çağrı merkezi görevlilerinden Hatice Öz de bazen çok ilginç diyaloglar yaşandığını söyledi. Yemek siparişi vermek için arayanların olduğunu anlatan acil tıp teknisyeni Öz, "1500 kadar çağrıdan en fazla 150'si gerçek diğerlerinin hepsi asılsız, bir çoğu çocuklar oluyor. Çok şaşırtan konularda oluyor, 'sevgilim şuanda ağlıyor, ona ambulans istiyorum' diyenler oldu. Bazen yemek siparişi için bizden lokanta numarası isteyen oluyor. Kontörü olmayanlar arıyor, onlar adına yemek siparişi vermemizi istiyorlar. Otomobille yolda kalıp kontörü olmadığı için akrabalarını aramamızı isteyenler bile oluyor. Çok ilginç şeyler için arayanlar oluyor, hepsine cevap vermek diğer hastaların vakaların zamanından çalıyor" dedi.
|
20.09.2017 - 10:55
|
DHA
|
[]
|
112'ye asılsız ihbar yapan 2 kişiye hapis cezası
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/112ye-asilsiz-ihbar-yapan-2-kisiye-hapis-cezasi,2iCernl2rkia64TRonYQKQ
|
Türk Hava Yolları, 15 Temmuz'da darbe girişimine karşı en yoğun mücadele verilen 8 semtin ismini uçaklarında yaşatacak.
| null |
, ndeki simge semtlerin ismini uçaklarında taşıyacak. 15 Temmuz gecesi en yoğun mücadelelerin verildiği Beştepe, Saraçhane, Çengelköy, Kavacık, Kazan, Acıbadem, Atışalanı ve Gölbaşı semtlerinin isimleri filodaki 8 uçağa veriliyor. THY'den yapılan açıklamada şöyle denildi: "Türk Hava Yolları bu girişimiyle birlikte, tarihinde birçok kez sergilediği milli değerlere olan hassasiyetini bir kez daha vurgulayarak, şerefle taşıdığı ‘Türkiye’nin Milli Havayolu’ unvanının gereğini yerine getirmenin gururunu yaşıyor. Dünyanın en çok ülkesine uçan havayolu şirketi olarak; hayata geçirdiği çok sayıda yatırım faaliyeti, genişleyen filosu, elde ettiği büyüme rakamları, dünya havayolu trafiğinin merkezi olan İstanbul’daki benzersiz konumu ve kaydettiği önemli başarılarla bugün, küresel havacılık sektöründeki öncü konumu ve gücünü pekiştiren Türk Hava Yolları, tüm gayreti ile aziz milletine en iyi şekilde hizmete devam edip, ülkesinin uluslararası arenada gurur kaynağı olmayı istikrarla sürdürmeyi hedefliyor."
|
15.08.2016 - 10:50
|
ntv.com.tr
|
['15 Temmuz', 'thy']
|
THY uçaklarına 8 semtin ismini verecek
|
Ekonomi
|
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/thy-ucaklarina-8-semtin-ismini-verecek,OEDuOwToZ0e1ZA3LyWJ8eA
|
Sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle 4 aydan 2 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanık beraat etti.
|
DHA
|
Mahkeme, müşteki Başbakan Erdoğan'ın politikacı olması ve söylenen sözlerin kaba bir eleştiri niteliğinde olması dikkate alındığında hakaret suçunun yasal unsurlarının oluşmadığını belirtti. Anadolu Sulh Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan 39 yaşındaki sanık K.K.T. suçlamaları kabul etmeyerek suç içerdiği iddia edilen cümleleri kendisinin yazmadığını belirtti. Duruşmaya katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı ise sanıktan şikayetçi olduklarını ifade ederek sanığın cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme hakimi, sanığın kendisine ait kullanıcı adı ve şifre ile girilebilen Facebook sosyal paylaşım sitesinde, Başbakan için yazı yazarak hakaret ettiğinin iddia edildiğini belirterek, “Bu sözlerin son derece kaba ve nezaket dışı ayrıca kışkırtıcı olduğu kabul edilse de, müştekinin politikacı olması ve söylenen sözlerin kaba bir eleştiri niteliğinde olması dikkate alındığında hakaret suçunun yasal unsurlarının oluşmadı" dedi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. Maddesi ve buna dair Avrupa İnsan Hakları mahkemesi kararlarından da örnekler veren mahkeme, “Yine mahkemenin Lingens Avusturya kararında belirttiği gibi, 'Bir siyasetçiye yönelik eleştirilerin kabul edilebilir sınırları, özel bir şahsa yönelik eleştiri sınırlarına göre daha geniştir. Bir siyasetçi, özel şahıstan farklı olarak her sözünü ve eylemini bilerek ve kaçınılmaz bir biçimde gazetecilerin ve halkın yakın denetimine açar; bu nedenle daha geniş bir hoşgörü göstermek zorundadır'" ifadelerine yer verdi. Mahkeme kararında, “Somut olayın 15 Haziran 2013 tarihinde ülkede yönetime karşı basında ve sokakta ciddi ve ağır eleştirilerin getirildiği bir dönem olduğu, sanığın suça konu sözleri böyle bir ortamda kaba bir siyasal eleştiri olarak söylediği anlaşılmakla unsurları yönüyle oluşmayan hakaret suçundan beraat vermek gerekmiştir" dedi.
|
3 Temmuz 2014 Perşembe, 15:13
|
cumhuriyet
| null |
Başbakan'a Facebook'tan hakaret davasında karar
|
Türkiye
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/90055/Basbakan_a_Facebook_tan_hakaret_davasinda_karar.html
|
Irak'ta Şii lider Mukteda es-Sadr yanlısı çok sayıda gösterici, hükümet binalarının bulunduğu korunaklı Yeşil Bölge'yi ihlal ederek, parlamento binasına girdi.
| null |
Parlamento binasına giren çok sayıda göstericinin, içerideki eşyalara zarar vererek, pencere ve masaları kırdığı görüldü. Baskın sırasında içeride bulunan birçok milletvekilinin güvenli bir şekilde dışarı çıkarıldığı ancak bazı vekillerin hala içeride olduğu belirtildi. Yeşil Bölge çevresini koruyan beton bariyerler göstericiler tarafından yıkılırken, bazı göstericiler de milletvekillerinin araçlarına zarar verdi.
|
30.04.2016 - 16:00
| null |
[]
|
Irak'ta göstericiler parlamento binasına girdi
|
Dünya
|
https://www.ntv.com.tr/dunya/irakta-gostericiler-parlamento-binasina-girdi,lAVl05JkJEKRkVOGwKOzQQ
|
Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Çocukların eğitime erişimi de başlıca gündem maddelerinden biri. 2015 yılında güncellenen verilere göre, Türkiye'de ilkokuldan üniversite düzeyine kadar öğrenci başına yapılan kamu harcamaları, 4 bin 652 dolar. Bu, 10 bin 391 dolar olan OECD ortalamasının yarısından az.
|
BBC Türkçe
|
Getty Images 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı okul koridorlarında ve sınıflarda kutlanırken, eğitimcilerin tartıştığı başlıca konulardan biri çocukların eğitime katılımı. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre son 10 yılda Türkiye'de okullaşma oranı yükseldi ama okul öncesi eğitime katılım oranı halen düşük seyrediyor. OECD ülkeleri arasında, devletin eğitim kurumlarına öğrenci başına en az harcama yaptığı ülke de Türkiye. 2015 yılında güncellenen verilere göre, Türkiye'de ilkokuldan üniversite düzeyine kadar öğrenci başına yapılan kamu harcamaları, 4 bin 652 dolar. Bu, 10 bin 391 dolar olan OECD ortalamasının yarısından az. BBC Ortaöğretim düzeyinde öğrenci başına 3 bin 511 ile bu rakam daha da düşük. OECD ortalamasının da yaklaşık üçte biri. Öte yandan GSYH'sinin yüzde 4,8'i eğitim kurumlarına ayrılan Türkiye, bu alanda OECD'nin ortalamasına çok yakın. OECD raporuna göre, erken eğitime yatırımların düşük kalması, bu çocukların eğitim düzeyini de geriye çekiyor. Türkiye'de okullaşma oranı son on yılda artmış olmakla beraber, örneğin 2015'te Türkiye'de erken çocukluk eğitim ve bakımına ayrılan yıllık kaynaklar çocuk başına 3 bin 591 dolar ile OECD ortalamasının yarısından azdı. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) bu durumun çocuğun ileriki yıllarda okullaşma oranını etkilediğini vurguluyor. Rapor, 2016 yılında 3-5 yaş arası çocukların sadece yüzde 37'sinin okul öncesi eğitime kaydedildiğine dikkat çekiyor. OECD ülkelerinde bu oran ortalama yüzde 86'ya yakın. OECD'nin geçen yıl yayımladığı "Bir Bakışta Eğitim 2018" raporuna göre Türkiye erken çocukluk eğitimine erişim konusunda 42 ülke arasında sondan ikinci sırada. Onu Suudi Arabistan takip ediyor. Raporda erken eğitim ve çocuğun bilişsel gelişimine yönelik farkındalık son 10 yılda artış göstermiş olsa da, Türkiye'de özellikle 3-5 yaş arası erken çocukluk eğitimine yapılan yatırımların düşük olması sonucu katılımın da düşük seyrettiği belirtiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 2023 vizyon belgesinde okul öncesi eğitimin 2020'de zorunlu olmasını hedef koydu. Getty Images Eğitim Reformu Girişimi (ERG) okul öncesi eğitime katılımın bölgeler ve iller arasında da farklılıklar gösterdiğine, net okullulaşma oranlarının devamsızlık, sınıf tekrarı ve okula erken ayrılma gibi verilerle ele alınması gerektiğine dikkat çekiyor. ERG'nin 2017-18 Eğitim İzleme Raporu'na göre, lisede okula giden kız öğrenci sayısında bölgeler arasında eşitsizler baş gösteriyor.
|
23 Nisan 2019 Salı, 11:17
|
cumhuriyet
| null |
23 Nisan: Türkiye'de çocukların eğitime erişimi ne durumda?
|
Türkiye
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1358490/23_Nisan__Turkiye_de_cocuklarin_egitime_erisimi_ne_durumda_.html
|
NBA'de Houston Rockets, kendi sahasında Enes Kanter'in forma giydiği Oklahoma City Thunder'ı 110-105 yenerek ilk galibiyetini aldı. Kanter, mücadeleyi 6 sayı, 12 ribaund ve 3 asist ile tamamladı.
| null |
'de , kendi sahasında 'in forma giydiği 'ı 110-105 mağlup etti. Rockets bu galibiyet ile bu sezon ki ilk maçını kazandı. Karşılaşmada Kanter, 6 sayı, 12 ribaund, 3 asist ile mücadele etti. Thunder'da Kevin Durant 29 sayı, 4 ribaund, 2 blok; Russell Westbrook ise 25 sayı, 11 asist, 8 ribaund ile oynadı. Houston Rockets'ta ise James Harden'ın 37 sayı 5 ribaund, 3 asist, 2 blok; Dwight Howard'ın da 16 sayı, 8 ribaund, 4 blokluk performansı galibiyeti getirdi. NBA'de gecenin diğer karşılaşmalarının sonuçları şöyle: Cleveland Cavaliers?: 107 - Philadelphia 76ers: 100 Milwaukee Bucks?: 103 - Brooklyn Nets?: 96 Portland Trail Blazers: 106? - Minnesota Timberwolves?: 101 Memphis Grizzlies?: 69 - Golden State Warriors?: 119 Phoenix Suns?: 96 - Los Angeles Clippers: 102 San Antonio Spurs?: 94 - New York Knicks: 84
|
03.11.2015 - 10:15
|
İHA
|
['Basketbol', 'Spor', 'NBA']
|
Enes'li Thunder mağlup
|
Spor
|
https://www.ntv.com.tr/spor/enesli-thunder-maglup,0ge-ttwMvEaz0yu1Ek_3vw
|
Ankara Piyano Festivali kapsamında konser vermek için başkentte bulunan Fransız Piyanist Alexandre Tharaud, "Piyano sesimin, bedenimin ve kalbimin bir uzantısı" dedi.
| null |
kapsamında konser vermek için başkentte bulunan Fransız piyanist , piyanoyla ilişkisini "Piyano benim sesimin, bedenimin ve kalbimin bir uzantısı" şeklinde tanımladı. Bugüne kadar 37 albüme ve Michael Haneke'nin ödüllü filminin müziklerine imza atan ve piyanist rolünü canlandıran Tharaud, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Konser Salonu'nda konser verecek. Türkiye'de ilk konserini geçen sene İstanbul'da veren Tharaud, "Türkiye biz Fransızlar için önemli bir sembol. Türkiye, Asya ve Avrupa arasında bir kapı. Bu ülkeyi çok seviyorum. Paris'te bir sürü Türk müzisyen arkadaşım var" ifadelerini kullandı. Tharaud, Türkiye'nin engin bir klasik müzik tarihine sahip olduğuna dikkati çekerek, "Bu inanılmaz. Buraya gelmekten gerçekten çok mutluyum. Bazen bir ülkeyi ya da bir şehri seyirci sayesinde tanımak çok daha iyi." değerlendirmesinde bulundu. Sahnede seyircisi hakkında çok derin hissiyat içinde girdiğini dile getiren Tharaud, Türkiye'deki seyircinin çok sıcak kanlı ve buradaki konserinin kendisi için çok özel olduğunu söyledi. Tharaud, müzik sayesinde dünyada birçok yeri gezme fırsatı bulduğunu belirterek, "50 yaşındayım, birçok ülkede bulundum ama burayı yeterince bilmiyorum. Bu çok ilginç. Türk arkadaşlarım var ama bu bir ülkeyi tanımak için yeterli değil" dedi. Türk klasik müzik sanatçıları hakkında ise Tharaud, "Çok iyi müzisyenleriniz var. harika. ve 40 yıldır Paris'te yaşayan . Hepsi harika" ifadelerini kullandı. Fransız Piyanist Tharaud, piyano çalarken her şeyden ilham aldığını ve bunlar arasında seyircilerinin çok etkisi olduğunu anlattı. "Dinleyicim olmadan bu işi sevemem" diyen Tharaud, konserleri sırasında yalnız çalmadığını, birçok insanın dinleyerek kendisine eşlik ettiğini ve böylece büyük bir birliktelik oluşturduklarını söyledi. Piyanoyla olan bağını "Piyano benim sesimin, bedenimin ve kalbimin bir uzantısı." şeklinde tanımlayan Tharaud, kendisinin seyirciyle bestekar arasında bir aracı olduğunu belirtti. Tharaud, mevcut klasik müzik endüstrisi konusunda da kötümser olmadığını belirterek, özellikle yeni medya sayesinde klasik müziğe ilgili olmayan kişilerin bile artık bu alana ilgi duymaya başladığına dikkati çekti. Haneke'nin filmi Amour sayesinde tanınırlığı artan Tharaud, film sonrası bu gibi projelerden çok sık teklif gelse de aktör olmadığı için reddettiğinden bahsetti. Tharaud, müziğin tedavi edici bir özelliği olduğunu da vurgulayarak, seyircilerinden bu anlamda çokça mesaj aldığını anlattı. "Böyle mesajlar alınca yararlı olduğumu hissediyorum." diyen Tharaud, böylece kendisinin de mutlu olduğunu söyledi. Öte yandan sanatı tanımlamanın kendisi için çok güç olduğunu söyleyen Tharaud, "Herkes sanatçı olabilir. Birçok insan bana sanatçı olmadıklarını söylüyorlar ama bence benden daha iyi sanatçılar. Sanat nedir? Bunu tanımlamak çok zor." şeklinde konuştu. Piyano derslerine 5 yaşında Paris'te başlayan 1968 doğumlu Tharaud, müzik eğitimini Paris Konservatuarı'nda tamamladı. Tharaud, dünya çapındaki konserleri ve büyük beğeni toplayan albümlerinin ardından Fransa Kültür Bakanlığı tarafından müzikal alandaki başarıları nedeniyle Sanat ve Edebiyat nişanı ile ödüllendirildi. Tharaud'un ayrıca bir piyanistin konserleri sırasında yaşadıklarını anlattığı adında bir kitabı da bulunuyor. Tharaud, bu akşam 20.30'da Ankara CSO Konser Salonu'nda dinleyicileriyle buluşacak.
|
16.02.2019 - 14:01
|
Anadolu Ajansı
|
['Yaşam', 'Sanat', 'Müzik', 'konser']
|
Fransız piyanist Alexandre Tharaud: Piyano sesimin, bedenimin ve kalbimin uzantısı
|
Sanat
|
https://www.ntv.com.tr/sanat/fransiz-piyanistalexandre-tharaud-piyano-sesimin-bedenimin-ve-kalbimin-uzantis,17DH4aRHD0CRaLr2Z8Ultg
|
Elazığ merkezli 4 ilde düzenlenen operasyonda sahte engelli raporu düzenleyen 26 kişi gözaltına alındı.
| null |
Elazığ merkezli 4 ilde düzenlenen suç örgütüne yönelik operasyonda usulsüz sahte engelli raporuyla kamu kurum ve kuruluşlarını zarara uğrattıkları iddiasıyla 26 şüpheli gözaltına alındı. İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, bazı kişilerin usulsüz şekilde engelli sağlık kurulu raporu aldıkları ihbarı üzerine çalışma başlattı. Elazığ, Diyarbakır, Bursa ve Bingöl'de belirlenen adreslere düzenlenen eş zamanlı operasyonda herhangi bir engeli bulunmayan kişilere sahte engelli raporu düzenleyerek ilgili kamu kurumundan hizmet ve maaş almalarını sağladıkları iddiasıyla 26 şüpheli yakalandı. Zanlıların emniyetteki işlemleri sürüyor.
|
22.03.2019 - 16:26
|
Anadolu Ajansı
|
['Gündem', 'Türkiye', 'Genel']
|
Elazığ merkezli "sahte engelli raporu" operasyonu: 26 gözaltı
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/elazig-merkezli-sahte-engelli-raporu-operasyonu-26-gozalti,exGYBNktUE6cdAsiWaFL9A
|
Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira, kısa sürede yaptıkları 8 hazırlık maçının kazanma alışkanlığı için önemli olduğu görüşünde. Sarı lacivertlilerin teknik direktörü geçen sezon beklentileri karşılayamayan Diego'dan da övgüyle bahsetti.
| null |
Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira'nın felsefesi korkusuz olmak. Sarı lacivertlilerin 3-1 kazandığı Marsilya maçı sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Portekizli teknik adam, "Ben futbolda hiçbir şeyden korkmuyorum. Bir fikre inanırsınız ve sonuna kadar gidersiniz. Futbolcular bana istediğimi verirse, sistem hiç önemli değil." diye konuştu. Sezon öncesi dönemde 8 hazırlık maçı yaptıklarını vurgulayan Pereira "Benim için hazırlık maçı diye bir şey yok. Hep kazanmak var. Bunu kafamıza sokmamız lazım. Benim için şampiyonun mantelitesi budur. Ölmek gerekirse de ölürüm orada" ifadelerini kullandı. Portekizli teknik direktör oyuncuları hakkında da açıklamalarda bulundu. Hazırlık maçlarında hem orta sahada hem de hücum hattında kullandığı Diego'dan memnun kaldığını belirten Pereira "Diego kaliteli olduğu için iyi oynuyor. Geçen yılı bilemem ama benim çalışma tarzım ve anlayışıma göre işler iyi gidiyor. İstediğim oyunu oynamak için teknik, karakter ve zeka gerekir" ifadelerini kullandı. Tecrübeli teknik adam, transfer iddiaları için de "Teknik direktör hiçbir zaman memnun olmaz. Egoisttir. Hep fazlasını ister" yorumunda bulundu.
|
24.07.2015 - 11:04
|
Ntvspor
|
['Spor', 'Futbol', 'Fenerbahçe']
|
Pereira: Gerekirse ölürüm
|
Spor
|
https://www.ntv.com.tr/spor/pereira-gerekirse-olurum,UWF4XwGIXE6KgmdGBHQiTg
|
Türk müziğinin efsane grubu Moğollar 3 Ekim Çarşamba akşamı “Burada Müzik Var” Ada Müzik Günleri kapsamında Moda Kayıkhane’de sahne alacak. 50’nci yılını kutlayan grubun konserinde Ezhel konuk olacak.
| null |
Türk müziğinin efsane grubu 3 Ekim Çarşamba akşamı “Burada Müzik Var” Ada Müzik Günleri kapsamında Moda Kayıkhane’de sahne alacak. 50’nci yılını kutlayan grubun konseri, bir ilk buluşmaya ev sahipliği de yapacak. Türkiye’de türünde yapılmış ilk albüme imzasını atan ve geniş bir dinleyici kitlesinin beğenisini toplayan , grubun sahnesine konuk olacak. 1967 yılının sonunda başladığı yolculuğuna hala devam eden, Anadolu Pop müziğinin en önemli temsilcilerinden biri ve aynı zamanda bu kavramın da isim babası olan Moğollar, 50 yıllık yolculuğuna 23 45’lik, 11 stüdyo albümü sığdırdı. Cem Karaca, Barış Manço ve Selda Bağcan gibi önemli yorumcularla yaptığı çalışmaları ve 1971 yılında Fransa’da yayınladıkları albümle Jimi Hendrix ve Pink Floyd’un da aldığı Charles Cros Academy gibi dünya çapında prestijli ödüllere layık görüldü. 1993 yılında başlatılan bir imza kampanyası sonucu yeniden bir araya gelen gruba klavyede Serhat Ersöz katıldı. 2008 yılında gruba, vokalist olarak Cem Karaca'nın oğlu Emrah Karaca eklendi. 2010 yılında grubun davulcusu Engin Yörükoğlu’nun kansere yenik düşmesinin ardından gruba Kemal Küçükbakkal dahil oldu. Küçüklüğünden beri müzikle ilgilenen, gitar, piyano, nef, darbuka gibi müzik aletlerini çalmasının yanında, rap ile birlikte halk müziğine de ilgi duyan Ezhel’in, Moğollar ile yapacağı performans, merak ve heyecanla beklenecek bir geceyi işaret ediyor.
|
13.09.2018 - 15:04
|
ntv.com.tr
|
['Sanat', 'Müzik', 'konser']
|
Moğollar ve Ezhel birlikte söyleyecek
|
Sanat
|
https://www.ntv.com.tr/sanat/mogollar-ve-ezhel-birlikte-soyleyecek,xvVoMWMmfkusoSFpIJuvzA
|
MHP'de istifa edenlerden biri konuştu: ''Benim görüntüm yayınlanmadı. Ama bu görüntüleri görünce kaçamağım olduğu için ben de istifa ettim.''
| null |
Habertürk gazetesi köşe yazarı Balçiçek İlter, bugünkü yazısında (adını vermediği) MHP'den isitfa eden bir isimle yaptığı konuşmaya yer verdi. İstifa eden MHP'li ''Kaçamak yaptım ama çeken alçak'' diye konuştu: ''Benim görüntüm yayınlanmadı ama dünkü kasette çocuğa yer vermek nasıl vicdansızlıktır. O kadını ve çocuğu deşifre etmek nasıl bir insanlıktır. Bu görüntüleri görünce kaçamağım olduğu için ben de istifa ettim. (...) Kaçamak dahi olsa, bir kadının deşifre olması yerine milletvekili olmamayı tercih ederim. O kadınların günahı ne? Yapanlar müthiş organize, bizi izlemeye almışlar. Kadınları, cepleri, ev telefonlarını dinlemişler.''
|
22.05.2011 - 10:51
| null |
[]
|
'Evet, kaçamak yaptım'
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/evet-kacamak-yaptim,4n_sWsSixEuXHPD1TEF_aA
|
Bebeğin sakat olduğu anlaşılınca anne kürtaj yaptırmaya karar verdi. Alınan 22 haftalık bebek iki gün boyunca hayata tutunmaya çalıştı ancak...
| null |
İtalya'nın Rossano şehrindeki bir hastanede cumartesi günü bir kürtaj operasyonu gerçekleşti. Alınan bebek bir kenara bırakıldı. Ancak operasyondan 20 saat sonra bebeğin yanına dua için giden din görevlisi, bebeğin nefes aldığını ve hareket ettiğini fark etti. Bebek hemen yakındaki bir hastanenin yeni doğan birimine sevk edildi. 2 gün direndi ama pazartesi sabahı hayatını kaybetti. Polis, durumu "adam öldürme" kapsamında değerlendirerek soruşturma başlattı. Yasalara göre, doktorların kürtajdan canlı çıkan bir bebeği yaşatmak için çaba göstermesi gerekiyor. Örneğin; 2005 yılında Manchester'da 3 kürtajdan sağ kurtulan 24 haftalık bebek, şimdi 5 yaşında...
|
29.04.2010 - 16:36
| null |
[]
|
Kürtajdan sonra 2 gün yaşadı
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kurtajdan-sonra-2-gun-yasadi,gvwNi4GwsUO9RRQiIZmckw
|
Ham petrol fiyatları son 3 gün içerisinde yüzde 10, ay başından bu yana da yüzde 16 değer kazandı.
| null |
Bugün 47,88 dolara kadar gerileyen brent petrolün varili, saat 10.40 itibarıyla 48,40 dolardan alıcı buluyor. Analistler, Rusya Enerji Bakanı Alexander Novak'ın Rusya'nın, Suudi Arabistan ve diğer üreticilerle petrol piyasasına istikrar getirebilmek amacıyla görüşmeler yürüttüğünü ifade etmesinin n varil fiyatını yukarı yönlü etkilediğini belirterek, üyesi ülkelerin petrol fiyatlarının istikrarına yönelik söylemlerinin de takip edildiğini kaydediyor. Bugün açıklanacak Amerikan Petrol Enstitüsü stok verilerinin piyasanın yönünü etkileyebileceğini kaydeden analistler, brent petrolde yükselişin devamı halinde 48,60 ve 49,20 doların direnç, olası geri çekilmelerde ise 47,60 ve 46,50 doların destek olarak izlenebileceğini ifade ediyor. Batı Teksas türü ham petrolün varil fiyatı ise 45,85 dolardan işlem görüyor.
|
16.08.2016 - 11:12
|
Anadolu Ajansı
|
['Türkiye', 'Ekonomi']
|
Petrol fiyatları hızlı yükseldi
|
Ekonomi
|
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/petrol-fiyatlari-hizli-yukseldi,9yFFf-TADEG4zfktI7iixg
|
Galatasaray'da Divan Kurulu'nda Özbek-Altaylı tartışması damga vurdu.
|
cumhur önder arslan
|
Galatasaray Kulübü’nün mayıs ayı divan kurulu toplantısı erken seçim tartışmalarına sahne oldu. Toplantıya eski başkanlardan Selahattin Beyazıt, Duygun Yarsuvat ve Faruk Süren de katıldı. Dursun Özbek, bazı üyelerin seçim için başlattığı imza kampanyası hakkında “Demokratik bir haktır, saygı duyuyorum. Tüzüğümüzde de yeri vardır” derken “Futbolda iyi bir sezon geçirmedik. Yaptığımız hatalar ve yanlışlar var. Bunlardan ders çıkarmasını biliyoruz. Önümüzdeki sezonun hazırlığı içindeyiz. Çok etkili olacağını düşündüğümüz çalışmalar var. Önümüzdeki sezonun özellikle futbolda çok daha iyi olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Özbek, 17 Yaşaltı Milli Takımı’nda oynayan 7 Galatasaraylı futbolcunun isimlerini okuyup üyelere alkışlattı. Aidatlarını 6 yıldır ödemeyen üyeleri ihraç edeceklerini belirten Özbek, “Uyarı yaptık, 20 Mayıs’a dek süre verdik. Zaman içinde sayı 3 bine çıktı. Sadece 250-300 kişi aidatlarını yatırmış” diye konuştu. Özbek ayrıca, disiplin kuruluna sevk edilen üye Tunç Üner’in kendisine yönelik “Genel kurulu lağvet a..m..k..” şeklindeki mesajını kürsüde ekrana yansıtıp okudu. Eski yönetici Fatih Altaylı, Özbek’e yönelik konuşmasında, “Ne olur bir seçime gidin, Allah aşkına yalvarıyorum, Sportif AŞ’yi kardeşinizle yönetmeyin. Galatasaray’ı, sosyal medyada o ne dedi, bu dedi diye yönetmeyin. Riva-Florya’yı sattınız, yarın ne satacağız? Teknik direktör tanıma seansı yapıyorsunuz, mülakat yapar gibi teknik direktör değiştiriyorsunuz. Riva-Florya sözleşmesini hangi şartlarla yaptık, buradaki insanların bilme hakkı yok mu? Emsal nedir, orman arazisi falan bunlar hikâye, biz burada hikâye dinlemek istemiyoruz” dedi. Özbek, eleştiriler sonrası kürsüye gelip “Bana, ‘Sen şunu bilmezsin, bundan anlamazsın’ diyorlar. Fatih, ‘Çözüm bende çok’ dedi. 2 senedir bağırıyorum, elinizde proje varsa gelin beraber çalışalım” ifadesini kullandı. Fatih Altaylı “50 kere geldim” derken, Özbek, “Sözümü kesme dur” yanıtını verdi. Salondaki bazı üyeler de Altaylı’ya “Sus” diye tepki gösterdi. 1905 Galatasaraylı Yönetici ve İşadamları Derneği Başkanı Metin Öztürk, “Biz bu kadar mı kötüyüz, bu kadar mı mahvolduk. Galatasaray’ın Çinlilere satılması planlanıyormuş, o zaman burada divan kurulu da olmayacak, hissedarlar olacak. 2 yılı bitmiş yönetime, ‘Ara yönetim’ demek saygısızlıktır. İstemiyorsanız Fatih Altaylı aday olsun, beni ikna etsin oy vermeye hazırım” dedi, konuşmasının bitiminde Özbek yönetimini kürsüde alkışladı. “Galatasaray Yeniden” sloganıyla erken seçim için başlatılan imza kampanyasında yer alan eski yönetici Özer Saraçoğlu, “700 üye imza attı. Bu çağrı sayın başkanıma ‘İstifa et, bırak, git’ demiyor. ‘Yıprandınız, güven tazeleyin, genel kuruldan onay alın’ diyor” dedi. Galatasaray’ın eski yöneticisi Ahmet Özdoğan, kapalı gerçekleştirilen nisan ayı divan toplantısından genel kurul üyelerinin çıkarılmasının hukuka aykırı olduğunu belirtip “Nisan ayı divan toplantısı hukuka aykırılığı tespit istemiyle mahkemeye taşınmıştır” dedi. Divan Başkanı İrfan Aktar, “Galatasaray Kulübü mahkemelere taşınıyorsa, taşıyanlar bunun ayıbını taşır” yanıtını verdi. Galatasaray Kulübü ve bağlı ortaklarının 31 Mart 2017 itibarıyla toplam borcunun 2 milyar 391 milyon lira, alacaklarının ise 1 milyar 599 milyon lira olduğu açıklandı. Konsolide borç alacak farkının 792 milyon lira olduğu kaydedildi. Galatasaray Sportif Direktörü Cenk Ergün, ünlü Fransız golcü Bafetimbi Gomis’in transferi için İngiltere’ye gitti. Marsilya’da kiralık olarak forma giyen 31 yaşındaki Gomis’in bonservisi, Swansea City kulübünün elinde bulunuyor. Gomis bu sezon Marsilya formasıyla 30 maçın 29’unda ilk 11’de sahaya çıktı ve 18 gol atıp 3 asistlik performans gösterdi.
|
16 Mayıs 2017 Salı, 02:28
|
cumhuriyet
| null |
Galatasaray'da seçim gerilimi
|
Spor
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/spor/741506/Galatasaray_da_secim_gerilimi.html
|
İran Savunma Bakanı Dehgan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman'ın İran'a yönelik sözlerine tepki gösterdi.
| null |
İran Savunma Bakanı Hüseyin Dehgan, Suudi Arabistan İkinci Veliaht Prensi ve Savunma Bakanı Muhammed Bin Selman'ın İran hakkındaki açıklamalarına tepki göstererek, "Suudiler düşüncesizce bir harekette bulunurlarsa, Mekke ve Medine hariç tüm krallıkları İran ordusu tarafından yok edilecek." tehdidinde bulundu. Lübnan merkezli Arapça yayın yapan ve Hizbullah örgütünün televizyon kanalı olarak bilinen el-Manar TV'ye verdiği demeçte, Dehgan, Bin Selman'ın, "Savaşın Suudi Arabistan'a ulaşmasını beklemeden İran'ın sınırları içerisinde gerçekleşmesi için çalışacağız." sözlerine tepki göstererek Suudi Arabistan'ı tehdit etti. Suudi Arabistan yetkililerini "düşüncesizce" bir adım atma konusunda uyardıklarını söyleyen Dehgan, "Eğer düşüncesizce bir harekette bulunurlarsa, Mekke ve Medine hariç dokunmadık bir yer bırakmayacağız." dedi. Suudi Arabistan İkinci Veliaht Prensi ve Savunma Bakanı Muhammed Bin Selman, geçen hafta devlet televizyonunda yaptığı konuşmada, İran'ın aşırılık yanlısı bir ideolojiye sahip olduğunu belirterek, "Savaşın Suudi Arabistan'a ulaşmasını beklemeden İran'ın sınırları içerisinde gerçekleşmesi için çalışacağız." ifadesini kullanmıştı.
|
08.05.2017 - 12:19
|
Anadolu Ajansı
|
['Dünya', 'İran', 'Suudi Arabistan']
|
İran Savunma Bakanı'ndan Suudi Arabistan'a tehdit
|
Dünya
|
https://www.ntv.com.tr/dunya/iran-savunma-bakanindan-suudi-arabistana-tehdit,Bzj7uiPNLUWarZy281aX7g
|
Beyaz Saray Sözcüsü Spicer, Körfez krizi için "Aile içi mesele" nitelendirmesinde bulundu.
| null |
ABD'den Katar krizine ilişkin yeni bir açıklama geldi. Beyaz Saray'a göre Körfez'deki kriz aile içi bir mesele... Açıklamayı Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer yaptı.. Spicer, Körfez'deki sorunun ilgili ülkeler arasındaki bir kriz olduğunu ve yine onların çabasıyla çözülmesi gerektiğini anlattı. "Bu meselenin tarafı olan 4 ülke var, bunun bir aile meselesi olduğuna inanıyoruz ve bunu onlar çözmeliler" dedi. Sözcü, talep edilmesi halinde ABD'nin kolaylaştırıcı katkı yapmaya hazır olduğunu da söyledi. Beyaz Saray Sözcüsü'ne, 4 ülkenin Katar'a sunduğu talep listesi de soruldu. Ancak Spicer, kendilerine bu yönde bir talep gelene kadar yorum yapmak istemediğini belirtti. Katar'a abluka uygulayan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır,, Kuveyt aracılığıyla Katar'a 13 maddelik talep listesi ulaştırdı. Listede katar merkezli El Cezire Televizyonu'nun kapatılması da bulunuyor. Doha yönetimi ise talepleri inceliyor.
|
24.06.2017 - 11:58
|
NTV Haber
|
['Suudi Arabistan', 'ABD', 'Katar']
|
"Körfez krizi aile içi mesele"
|
Dünya
|
https://www.ntv.com.tr/dunya/korfez-krizi-aile-ici-mesele,KRp3wk5n_02Uacb20HD5og
|
Fransa’da evinde 113 kedi besleyen kadın, hayvanları koruma derneğinin şikayeti üzerine mahkemelik oldu.
| null |
Fransız l'Est Républicain gazetesinin haberine göre, ülkedeki bir hayvanları koruma derneği, Vosges bölgesindeki Remiremont kasabasında bir kadını, evinde 113 kedi beslediği için şikayet etti. Dernek, kirayı ödemediği için 8 ay önce evden atılan kadının gerekli bakımı ve gıdayı sağlayamadığı gerekçesiyle 113 kedinin koruma altına aldığını ancak bazı kedilerin öldüğünü açıkladı. Derneğin gönüllü elemanları tarafından bakıma alınan kedilerin hiçbirisinin aşısının olmadığı ortaya çıktı. Derneğin kadın aleyhine başvurusu üzerine açılan davada, ismi açıklanmayan kadın, "bakamayacağı kadar kediyi evinde tutup hayvanlara kötü muamele etmek" suçuyla yargılanmaya başladı. İlk duruşmada kendini savunan kadın, hayvanlara iyi bakmadığı suçlamasını reddetti ve kedileri için ayda 750 euro harcadığını iddia etti. Kadının mahkemenin tahliye kararıyla boşalttığı evin ise hayvan pislikleri yüzünden adeta harabe haline geldiği bildirildi. Mahkemenin konuyla ilgili kararını 17 Mart’ta vermesi bekleniyor.
|
29.02.2016 - 17:27
|
Anadolu Ajansı
|
['Dünya']
|
Evinde 113 kedi besleyen kadına dava
|
Yaşam
|
https://www.ntv.com.tr/yasam/evinde-113-kedi-besleyen-kadina-dava,7mJ_hoS_1kGQrKv1y2KX-w
|
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un Rotterdam'la olan ''Kardeş Şehir'' akdinin tek taraflı olarak bozulması talimatı verdiğini açıkladı. Erdoğan'ın bu açıklamasının ardından, İBB Meclisi'nin ''Kardeş Şehir" protokolünü oybirliğiyle iptal ettiği haberi geldi.
| null |
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış törenine katılarak, vatandaşlara hitap etti. Erdoğan, konuşmasında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın, Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosluğuna girişine izin verilmeyişiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin bir bayan bakanının Hollanda'yı ziyaret ettiğini ve kendi ülkesinin konsolosluğuna giderek vatandaşlarla buluşacağını anlatan Erdoğan, bunun herhangi bir izne de tabi olmadığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendileri İngiltere'de, Avrupa'nın değişik yerlerinde gidip seçim kampanyaları yapıyorlar, geç bunları. 'Hayır' kampanyası yapmak üzere Almanya'ya, Hollanda'ya, İsviçre'ye, İsveç'e, Danimarka'ya gelen PKK terör örgütünün temsilcilerine, onların yandaşlarına ve onlarla beraber hareket eden Türkiye'deki Barolar Birliği Başkanı'na, onlara müsaade ediyorsunuz. Peki Türkiye'nin bakanına niçin kapıları kapatıyorsunuz Rotterdam Belediye Başkanı'nı, İstanbul'la da kardeş şehirlermiş. Dün akşam Başbakanımıza söyledim, 'Hemen İstanbul Belediye Başkanımıza söyleyelim, tek taraflı olarak bunlarla o kardeşlik akdini bozsun. Zira bizim bu tür insanlarla kardeş şehir olmamız mümkün değil" açıklamasında bulundu. Erdoğan'ın bu açıklamasının ardından, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi'nin Hollanda'nın Rotterdam kentiyle imzalanan "Kardeş Şehir" protokolünü oybirliğiyle iptal ettiği haberi geldi. Şu gerçeğin asla unutulmaması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, Türk milletinin hiçbir bedeli boş yere ödemeyeceğine, bu fedakarlıklarının mutlaka bir karşılığının olacağına işaret etti. Erdoğan, 16 Nisan'da yapılacak halk oylaması için adeta tüm Avrupa'nın "hayır" seferberliğine çıktığının altını çizerek, şöyle devam etti: "Gazeteleri, Türkçe 'hayır' manşetleriyle çıkıyor. Fakat bir taraftan da mutluyum. Niye Çünkü gazeteler başlıklarını Türkçe atıyor. 'Diktatör Erdoğan'a hayır.' Bunun benim şahsımla alakası yok ki. Türkiye'de bu bir sistem oylaması, bir sistemin değişikliği. Tayyip'le ne alakası var, Erdoğan'la ne alakası var Burada bir sistem değişikliği yapılacak, bu sistem değişikliği neticesinde yarın, bu ülkede başkanlık seçiminde kim öle kim kala. Hangi partiden kim seçilir, seçilmez veya hangi kişi seçilir seçilmez, buna kimse garanti edebilir mi Bununla bunun ne alakası var. Ama bunların demokrasiyi anlayışları bu, yaklaşım tarzları da ne yazık ki bu. Tüm dergilerinin kapaklarında bu konu var. Televizyonlarında gece gündüz bu konu tartışılıyor, sokaklarında ülkemize ve milletimize hakaretler içeren kıyafetlerle 'hayır karnavalları' düzenleniyor. Hilal ve yıldız arasına beni karikatürize etmişler ve altında da ne yazık ki bakıyorsunuz Türkiye'den bazı gazeteler, bölücü terör örgütünün yayın organları, solu destekleyenler, FETÖ'nün yayın organı, bunlar da altında. Dikkat ediniz 'hayır' diyen herkese tüm kapılar sonuna kadar açık ama 'evet' derseniz karşınızda polisiyle, atıyla, itiyle insanlık dışı bir duvar buluyorsunuz." Türkiye'nin kendi konsolosluk binasında toplantı yapmak isteyen bir hanımefendi bakanını engellemek için iki saatte olağanüstü hal ilan edildiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'de ise Bakanlar Kurulu kararıyla olağanüstü hal ilan edildiğini belirtti. Erdoğan, Türkiye'ye ziyarete gelen batılıların kendilerine "Bu olağanüstü hal ne zamana kadar sürecek " şeklinde soru yönelttiğini aktararak, "Size ne Türkiye'nin bir bayan bakanını kendi konsolosluğuna sokmamak için bir, iki saatte utanmıyor musunuz olağan üstü hal ilan ediyorsunuz" dedi. Oradaki vatandaşların ellerinde silah olmadığını, sadece bayrak bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, "Buna bile tahammül edemiyorsunuz. Hatta sonradan öğreniyoruz ki polislerine 'vur' emri dahi vermişler. Karşınızda hepi topu bir kadın bakan, yanında yine çoğunluğu kadın olan 3-5 kişilik ekibi, birkaç da koruma görevlisi var, bunların elinde de silahı yok. Diğerleri de vatandaşlar. Bunun için olağanüstü hal ilan edilir mi Bunun için polise 'vur' emri verilir mi?" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Avrupalılara yıllardır teröristlerin listesini verdiklerini, sadece Almanya'ya verilen terörist listesinin 4 bin 500 olduğunu bildirdi. Bunların hemen hemen tamamına yakınının PKK'lı olduğunu belirten Erdoğan, bir miktarının da FETÖ'cü, kimisinin ise DEAŞ'lı olduğunu söyledi. Erdoğan, bu kişilerle ilgili işlem yapılmadığına dikkati çekerek, "Hatta tam tersine bu kişilere ülkemiz aleyhine faaliyet yürütebilmeleri için her türlü imkanı sağlıyorlar. Buna karşılık bir bakanımızın konsolosluk ziyareti sırasında böylesine garip, anlaşılmaz bir tavır içine giriyorlar" değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların karın ağrılarının nedeninin bilindiğini de söyleyerek, yüz yıl önce "hasta adam" denilen Osmanlı'nın, Çanakkale'de yedi düvele nasıl kök söktürdüğünün, topraklarını bölüp birilerine peşkeş çektiklerini sandıkları bir milletin, İstiklal Harbi ile nasıl şahlanıp yeni devletini kurduğunun çok iyi bilindiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afyon mücadelenin, direnişin, zaferin şehridir çünkü Afyon, işgalin ne demek olduğunu gayet iyi bilir. Afyon, özgürlüğün ne demek olduğunu gayet iyi bilir" ifadesini kullandı. Afyonkarahisar'ın 14 yıllık mücadelelerinde hep yanlarında olduğunu ve kendilerini desteklediğini vurgulayan Erdoğan, "Partimizi kurduğumuz zaman nereden yola çıktık Afyon'dan yola çıktık. Zira zaferin merkezinden yola çıkılmaz da nereden yola çıkılır Şimdi yeni zaferlere hazır mıyız Yeni zaferler için şu kalan yaklaşık bir aylık süreçte kapı kapı dolaşmaya var mıyız Batı'nın oyunlarını bozmaya var mıyız?" diye sordu. Erdoğan, cumhurbaşkanı seçiminde Afyonkarahisar'ın yüzde 65'lik bir oy oranıyla kendisine destek verdiğini ve bunu unutamayacağını belirterek, tüm vatandaşlara 15 Temmuz gecesi kadınıyla, erkeğiyle yanlarında dimdik durdukları için teşekkürlerini iletti. Afyonkarahisar'ın Türkiye'nin yurt içi ve yurt dışındaki terörle mücadelesinde son 1,5 yılda 23 şehit verdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların "Şehitler ölmez, vatan bölünmez." sloganları üzerine, "Bu ifade Rabbimin hükmüdür. 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler, siz bilemezsiniz.' Rabbim böyle buyuruyor. Afyon'un istiklal ve istikbal mücadelemizde hala en ön saflarda olduğunu zaten ispatladınız, ispatlıyorsunuz" dedi. Vatandaşların "Dik dur eğilme bu millet seninle şeklindeki" sloganları üzerine Erdoğan, "Biz bugüne kadar beşer planında hiçbir gücün önünde eğilmedik. Biz sadece ve sadece Rabbimizin huzurunda rükuda ve secdede eğiliriz, başkası asla" karşılığını verdi. Erdoğan, Büyükkalecik'ten Kocatepe'ye giden yol üzerindeki Yüzbaşı Agah Efendi Şehitliği'ni hatırlatarak, Yüzbaşı Agah Efendi'nin emrindeki bir üsteğmen ve 150 askerle 2 bin 500 kişilik düşman birliğini darmadağın eden bir kahraman olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Düşmanın büyük bir bölümünü imha edip, kalanının da batıya doğru kaçmasını sağlayan Yüzbaşı Agah Efendi, üsteğmeni ve 100 askeriyle birlikte şehit olmuştur. Ne diyor şair 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. Evet, bu topraklar yıllardır kanla ve terle yoğrula yoğrula bizim vatanımız olmuştur. Bizim milletimiz tarih boyunca emek vermediği, canını feda etmeyi göze almadığı, mücadele etmediği, bedelini ödemediği hiçbir şeye sahip olmamıştır" değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Bugün de büyük Türkiye için, güçlü Türkiye için, müreffeh Türkiye için verdiğimiz mücadelede pek çok bedel ödedik, ödüyoruz, terör örgütleriyle mücadelede bedel ödüyoruz, sınırlarımız dışında yürüttüğümüz operasyonlarda bedel ödüyoruz, ekonomimize yönelen saldırılarda bedel ödüyoruz. Avrupa'da vatandaşlarımıza, atlarıyla, itleriyle, kinleriyle, nefretleriyle saldıranlara karşı bedel ödüyoruz. Şimdi bugün Hollanda'da seçim var. Atların, itlerin sahiplerinin ne yapılacağı ortaya çıkacak. Bunların medenilikle alakası yok. Bunların, modern dünyayla alakası yok. Bunlar Bosna Hersek'te Srebrenitsa katliamında 8 bini aşkın Bosnalı Müslümanı katledenlerdir. Bunların biz cibilliyetini biliriz ama bunlar ne yazık ki hala medeni olamamışlar, modern olamamışlar, insanlıktan nasibini alamamışlar." Erdoğan, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasının Avrupalıları endişelendirdiğini, bunu engellemek için kendi değerlerini ayaklar altını almaktan bile çekinmediklerini belirtti. Türkiye'de bazıları hala meseleyi kavramamış olsa bile Avrupalıların 16 Nisan'ın ne anlama geldiğini çok iyi bildiğini ifade eden Erdoğan, Avrupalıların, büyük reformdan sonra 15 Temmuz'da hayata geçiremedikleri hedeflerine ebediyen veda edeceklerinin farkında olduğunu kaydetti. Avrupalıların kabusunun, daha önce darbelerle krizlerle kaoslarla dize getirdikleri Türkiye'nin ayakları üzerinde durmakve bir tarafa koşar adımlarla hedeflerine ilerlemesi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Kıta genelinde yayılmış olan 6,5 milyon vatandaşımızla Avrupa ülkelerine rağmen değil onlarla birlikte geleceğe yürümek istiyoruz. Bizim Almanya'ya, Avusturya'ya, Hollanda'ya Belçika'ya bir düşmanlığımız yok, bizim Fransa'ya, İtalya'ya, İsviçre'ye, Danimarka'ya diğer Avrupa ülkelerine bir düşmanlığımız kesinlikle yok" diye konuştu. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik için ilk başvuran ülkeler arasında yer aldığını hatırlatan Erdoğan, 54 yıldır kapıda bekletilmesine rağmen Türkiye'nin bu mücadeleden vazgeçmediğini ve Avrupa'ya karşı herhangi bir olumsuz düşüncenin olmadığını gösterdiğini vurguladı. Erdoğan, bugün Güney Amerika'dan Kafkasya'ya kadar kıta ile alakası olmayan her coğrafyadan ülkeye vize serbestisi sağlandığı halde Türkiye'ye kapılar�� açmak bir kenara kapatılmasının Avrupa'nın kendi ayıbı olduğunu bildirdi. Avrupa'nın mülteci akımı karşısında paniğe kapıldığını ve Türkiye'ye "Sınırlarınızı sıkı tutun, size her türlü desteği sağlarız" demelerine rağmen,Türkiye'nin ortada bırakıldığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu Avrupa'nın kendi ayıbıdır. Dikkat ediniz biz tüm bunlara rağmen iyi niyetimizi, dostluğumuzu koruduk, koruyoruz. Buna rağmen bir süredir giderek dozu artan bir şekilde bize alenen husumet göstermeye, alenen saldırmaya başladılar. Avrupa, kendi korkularının içinde boğulmaya doğru gidiyor. Türk korkusu aldı başını gidiyor, İslam korkusu aldı başını gidiyor. Hiçbir şeyleri kalmadığı için hayata tutunabilmek uğruna, kendilerine sığınan mültecilerden bile korkuyorlar, kendilerinden olmayan her şeyden korkuyorlar, kendilerinden olmayan her şeye düşman kesiliyorlar. Geçmişte bunlar Yahudiler'e de böyle davranmadılar mı, Roman kardeşlerime aynı muameleyi yapmadılar mı Boşnak'ların sırf Müslüman oldukları için katledilmesine göz yumdular, etnik ayrımcılığa, etnik temizliğe tabi tutulan, hiç bir topluma sahip çıkmadılar. Hatta kendi içlerinde 'Protestan, Katolik' diyerek, gerçekleştirdikleri katliamlar var. Sadece 2. Dünya Savaşı'nda 50 milyon insanın ölümüne sebep olan bir yıkım ortaya çıktı." Avrupa Birliği'ni kurarak kendileri ve dünya için yeni bir sayfa açtıklarını öne sürdüklerini kaydeden Erdoğan, "Şimdi özellikle ülkemize karşı olan tutumlarıyla Avrupa Birliği'nin de içini boşalttılar. İşte İngiltere, Avrupa Birliği'nden ayrılıyor mu Brexit denilen olayla yaptı referandumunu ve ayrılma kararını verdi. Bundan sonra artık ne AB'nin ne de herhangi bir Avrupa ülkesinin kimseye demokrasi, özgürlük, adalet, hukuk dersi verme hakkı kalmamıştır. Faşizmin ruhu Avrupa sokaklarında kol geziyor" dedi. Avrupalıların kendilerine benzetemedikleri herkesi dışladığını ifade eden Erdoğan, Avrupalıların aslında kendi karanlık akıbetlerini hazırladıklarının farkında olmadığını belirtti. Türkiye'nin Avrupa ülkelerindeki ırkçılara karşı demokrasi, insan hakları, hukuku savunmaya devam edeceğini bildiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Avrupa ülkelerinin bu değerlere bizden daha fazla ihtiyaçları oldukları bir döneme giriyoruz. Umudumuz, Avrupa halklarının bu gerçekleri görmeleri ve ırkçı partilere, yönetimlere gerekli dersi vermeleridir. Temennim şudur, bugün Hollanda'da yapılan seçimlerde de inşallah ekranları başında bizi izleyen oradaki soydaşlarıma, vatandaşlarıma da sesleniyorum, sakın bu ırkçı partiye veya partilere oy vermeyin. Şu anda bizim bakanımızı oraya sokmayan mevcut zihniyete sakın oy vermeyin. Türkiye'ye karşı muhabbeti olan partilerle hareket edin. Bu konuda dikkatli olun." Türkiye'nin geçen 14 yılda 3 kat büyüyerek, bir anlamda kozasını yırtarak, yeni ufuklara kanat açmaya hazır hale geldiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ancak eski yönetim modelimizle yeni hedeflerimize ulaşamayacağımızı yaşadığımız her hadise bize bir kez daha göstermiştir. Şu örnek bile başlı başına değişim için yeterlidir. Türkiye şayet 1991 yılından beri anayasa değişikliği getirmeye çalıştığımız istikrarlı yönetim modeliyle bugünlere gelmiş olsaydı iki kat daha fazla büyümüş olacaktı" dedi. İki kat daha fazla büyümenin iki kat daha fazla zenginlik anlamı taşıdığını aktaran Erdoğan, şu anda 11 bin dolar olan kişi başına düşen milli gelirin Türkiye iki kat büyümüş olsa 22 bin dolara çıkmış olacağını ifade etti. "Böyle Türkiye'yi bunlar ister mi? Tabii ki çıldırıyorlar" diyen Erdoğan, şunları söyledi: "Birilerinin istemediği kesin, onun için de güven ve istikrar ortamının garantisi olacak cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini engellemek için tüm güçleriyle çalışıyorlar. Hadi Avrupalıları anladık da bizim ana muhalefet partisine ne oluyor Anayasa değişikliğiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan hususları, sanki öyleymiş gibi anlatıyorlar. Bu şekilde milletimizin kafasını bulandırarak, Türkiye düşmanlarının değirmenine su taşıyorlar. Halbuki 16 Nisan'da milletimizin oylayacağı anayasa değişikliği, topu topu 18 madde. Ana muhalefetin başındaki zat, açıp bu 18 maddeyi okuma zahmetine dahi katlanmamış." CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "Cumhurbaşkanı başka partiden başbakan başka partiden olursa kavga çıkacak" ifadesini anımsatan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun bu konuşmasından bir bölümü vatandaşlara dinletti. Ana muhalefetin başındaki kişinin 18 maddenin ne olduğundan haberi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz de böyle olmasın diye cumhurbaşkanlığı ile başbakanlığı ne yapıyoruz Birleştiriyoruz. Benim milletim biliyor bunu. Onun için 16 Nisan'da bunlara sandıkta gerçeği öğretmeye var mıyız Buna hazır mıyız?" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun sözlerine işaret ederek, şöyle konuştu: "Meclis'in lağvedilmesinden, bakın çok enteresan yani bu 'Evet'ler sandıktan çıkarsa, Meclis lağvedilecekmiş. İstersem yüzlerce kişiyi yardımcım olarak, bakan olarak atayabileceğime... Benim seçileceğimi kim garanti ediyor Şu anda, 16 Nisan'dan sonra benim böyle bir yetkim var mı Yok. Ancak bu 2019 Kasım'ında yapılacak başkanlık seçiminden sonra kim seçilecek, ona göre ortaya çıkacak. Bir de ne diyor Muhtarlıkları ve belediyeleri kapatabileceğime, ülkeyi bir gecede yabancı bir devlete teslim edebileceğime kadar neler demiyor, neler. Biz bu zatın yalancılığını biliriz ama bu defa söylediklerinin hepsi kuyruklu yalan. Halbuki açsa, okusa 18 maddeyi, orada görecek, ne olacağını, ne olmayacağını ama öyle bir derdi yok. Bunların ülkenin ve milletin hiçbir meselesiyle dertlendikleri zaten görülmemiştir. Zaten dikili bir taşları da yok. Halbuki yapılan iş cumhurbaşkanlığı ile başbakanlığı birleştirerek, yürütmenin etkin ve hızlı çalışmasını sağlamaktır." Meclisin kendisine ait olan yasama görevini yani kanun çıkarma görevini kullanmaya devam edeceğini anlatan Erdoğan, bir de denetim yetkileriyle güçlendirileceğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargıda ise bağımsızlığın yanına tarafsızlığın da ekleneceğini ve yargının adına karar verdiği Türk milletine daha iyi hizmet eder hale getirileceğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Diyor ki 'Hakimler Savcılar Kurulunu tamamen başkan atacak'. Yalan konuşma, dürüst ol. Hakimler Savcılar Kuruluna cumhurbaşkanının 4 üye atama yetkisi var, 7 üye parlamentodan geliyor. Ne kadar çoğunlukla Beşte üç çoğunlukla oradan seçilerek geliyor. Hani yasama organı kalkmıştı İşte bak orası seçiyor, orası 7 üyeyi gönderiyor. Nereye Hakimler Savcılar Kurulu'na. İki kişi de kabine ve Adalet Bakanlığı müsteşarı. Olay bu." Yargıtay ve Danıştayın aynı olacağını aktaran Erdoğan, "Anayasa Mahkemesi iki üyesi hariç diğerleri aynen duruyor, sürelerini doldurana kadar onlar da devam edecek ama askeri mahkemeler kapatıldığı için askeri mahkemelerden gelen bu iki üye sürelerini doldurana kadar devam edecek, ondan sonra ayrılacaklar. 17 olan sayı 15'e düşmüş olacak." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun "18 yaşındaki çocukları Meclise dolduracaklar, Ankara'dakilerin çocukları Meclise dolacak" sözünü anımsatarak, "Ayıp, dürüst ol, dürüst. Bir defa şu laf büyük yalan, 'Bunlar askerlikten muaf tutulacaklar' diyor. Parlamentoda görevli olmak, oradaki görev kutsiyeti itibarıyla askerlik görevinden daha mı düşük?" ifadelerini kullandı. Milletvekili seçilme yaşını 30'dan 25'e indirdiklerini hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şu anda 25 ila 30 yaş arasında 4 milletvekili var. Bunu 18, asgariye indirdiğimiz zaman, 18 ila 25 arasında, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24 bu yaştaki insanlar, gençler gelip, girecek. Sadece erkekler mi Benim hanım kardeşlerim de girecek. Ey Kılıçdaroğlu, olur ya, o şimdi kafaya şunu da takmış olabilir, 'Bayanları da askere gönderelim.' Sayı zaten ortada. 'Milletvekili olduktan iki sene sonra emekli olacaklar' diyor. Böyle bir şey de yok. Herkes nasıl emekli oluyorsa, onlarda öyle emekli olacak. Bunlar sürekli parlamentoda kalamayacağı için de eğer milletvekilliği birinci dönemden sonra yapamıyorsa ondan sonra kendisi sigorta primlerini ödeyecek. Milletvekilliği devam ediyorsa, o zaman parlamentoda yine bütün, oradaki özlük hakları devam edecek. Kardeşlerim, bunlarda yalanın hem de kuyruklu yalanın bini bir para."
|
15.03.2017 - 17:10
|
ntv.com.tr, Anadolu Ajansı
|
['Siyaset', 'Türkiye', 'Recep Tayyip Erdoğan']
|
Erdoğan: Bizim bu tür insanlarla kardeş şehir olmamız mümkün değil
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/erdogan-bizim-bu-tur-insanlarla-kardes-sehir-olmamiz-mumkun-degil,D7g4rUAMLUaXluO-FuiiIg
|
Güney Afrika’da bol yiyecek buldukları Alexandra bölgesinde geceleri evlere girip çocukların ellerini kemiren fareler halka kabus dolu günler yaşatırken bir dernek sorunu çözmek için sıra dışı bir yöntem buldu.
| null |
Güney Afrika’nın Johannesburg kentindeki Alexandra bölgesi farelerin işgali altında. Bir yardım derneği şehrin sokaklarında beslenen fareleri ortadan kaldırmak için halktan yardım istedi ve 60 fare öldürene bir cep telefonu hediye edileceğini duyurdu. Guardian gazetesinin haberine göre şehrin sokaklarından sızan kanalizasyon suyuna gelen fareler evlere girip çocukların ellerini kemirmeye başladı. Bölgede faaliyet gösteren Lifeline adlı yardım derneği fare istilasını ortadan kaldırmak için yerel bir cep telefonu üreticisiyle anlaştı. Halkı tehdit eden fare nüfusu azalırken bazı hayvan hakları savunucuları cep telefonu almak motivasyonuyla fare öldürülmesinin yanlış olduğunu belirterek bu “toplu cinayetler”i “acımasız” olarak nitelendirdi.
|
05.11.2012 - 14:30
| null |
[]
|
60 fare getirene cep telefonu bedava
|
Yaşam
|
https://www.ntv.com.tr/yasam/60-fare-getirene-cep-telefonu-bedava,IB6D5z6SKUyWLYnGjhhkQQ
|
Bu hafta eski BDP lideri Demirtaş’ın ‘Kandil’le devlet adına birçok görüşme yapıldı’ iddiası, mitinglerin gürültüsü nedeniyle güme gitti. Oysa 2005’ten beri devlet, PKK’yı dağdan indirmek için Kandil’le bir dizi görüşme yaptı. Devlet adına temasları yürüten ise MİT oldu.
| null |
19 Mayıs 2011 tarihinde Milliyet gazetesinde çıkan haberde; eski BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan çok önemli bir iddia vardı: ‘Sadece İmralı değil devlet Kandil’le de birçok görüşme yaptı.’ Demirtaş, “Kandil’le en çok görüşen Türkiye Cumhuriyet devletidir. Kandil’den kaç defa ateşkes istenmiş, bunu başbakan bilir ve ateşkesin gereğini neden yerine getirmemiş, bunu da en iyi kendisi bilir. Kandil’e mesaj gitmiyorsa ateşkes nasıl oluyor?” dedi. Milliyet gazetesi muhabiri Aslı Aydıntaşbaş'ın haberine göre; 2005’ten beri devletin güvenlik birimleri, İmralı ve Kandil’deli PKK yönetimi ile görüşüyor. 2006'da gündeme gelen ‘PKK’yı Dağdan İndirme Planı’, uzun bir süre Türkiye’nin gündemini işgal etti, 3 yıl aradan sonra da 2009’da ‘Kürt açılımı’ olarak karşımıza çıktı.
Açılım, özünde cesur ve iyi niyetli bir projeydi; ancak tabii ki bir gecede tasarlanmamıştı. Projenin arkasında 2005 yılından bu yana devletin onay verdiği, istihbarat ve güvenlik birimlerinin adeta oya gibi işlediği ve Kürt hareketi içindeki makul seslerin de omuz verdiği bir süreç vardı. Sosyal ve ekonomik boyutu bir yana, demokratik açılımın en önemli ayağı, PKK’nın silahı bırakıp dağdan inmesi ve demokratik kuralları kabul ederek meşru siyaset zeminine entegre edilmesiydi. Bunun için gerekirse lider kadrosu Norveç ya da Lübnan gibi üçüncü bir ülkeye gidecek, kalanların silahı bırakarak yurda dönüş koşulları tartışılacaktı. 2005’ten bu yana bu projenin detaylarını çeşitli defalarda birinci ağızlardan dinledim; üstelik Iraklı Kürt yetkililer, hükümet yetkilileri ve hatta PKK’nın Avrupa’daki yönetim kadrosuyla da yaptığım görüşmelerde de tablonun kalan bölümlerini netleştirdim. Uzun lafın kısası, Selahattin Demirtaş haklı. Devlet 2005’ten bu yana Kandil’le çeşitli defalarda temas kurdu. Zaman zaman ateşkes, zaman zaman da PKK sorununa kalıcı bir çözüm için örgütün nabzı yoklandı. Bu da aynı Abdullah Öcalan’la İmralı’daki görüşmelerde olduğu gibi, Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından yürütüldü. İstihbarat kuruluşlarının yasadışı bir örgütle temas kurmasında şaşılacak bir durum yok. Dünyada çok örneği var ve zaten istihbarat kurumları bu tarz işler için var. Ancak detaylara girmeden önce, devlet ve güvenlik bürokrasisi içinde bu inisiyatife imza atanların 2005’te yola çıkarken iki temel prensipten hareket ettiğini hatırlatalım. Birincisi, PKK ve Kürt sorununun sadece askeri yöntemlerle çözülemeyeceği (ki bu son yıllarda her cephede kabul görüyor); ikincisi ise, genç nesil Kürtlerin duygusal kopuş ve aidiyet krizi yaşamasına ramak kaldığı, çözümün hızla gerçekleşmesi halinde Türkiye’yi Irak gibi bir geleceğin beklediği kaygısıydı. İşte bunlardan dolayı devlet, Kürt meselesinde inisiyatifi Kuzey Irak’lı liderlere ya da ABD gibi dış dinamiklere bırakmaktansa doğrudan Kandil ve İmralı’yla çözmenin daha kolay olacağını düşündü. Şimdi gelelim devletin istihbarat birimlerinin PKK’yı dağdan indirmek ve akan kanı durdurmak için yaptıklarının kısa bir özetine.... - Öcalan yakalandığı 1999’dan itibaren, İmralı’da dönem dönem askeri istihbaratın yürüttüğü (içinde bazen MİT’in de olduğu) kısıtlı bir diyalog vardı. İlk ateşkes ve silahlı grupların Türkiye dışına çıkma kararı burada netleşti; ancak devletin PKK’nın silahsızlanması ya da Kürt sorununun çözümü için nihali bir planı henüz yoktu. - 2005’te Şenkal Atasagun’un MİT Müsteşarlığı döneminde Müsteşar Yardımcısı Emre Taner, İmralı’da Abdullah Öcalan’la ilk görüşmeyi yaptı. Bu temaslar, PKK liderini tanıyabilmek ve arada bir güven ilişkisi oluşması için kritik öneme sahipti. - 2006’da MİT, Dışişleri ve güvenlik bürokrasisinde şekillendirmeye başladığı ‘PKK’yı Dağdan İndirme Projesi’, özellikle dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’den destek gördü. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ‘Deneyin bakalım’ diyerek güvenlik yetkililerine yeşil ışık yaktı. Asker engel olmadı, ancak planda yer almadı. - 2006’da MİT, Celal Talabani ve Mesut Barzani üzerinde Kandil üzerinde ‘çözüm baskısı’ kurmaya başladı. Bu erken diyaloğun amacı PKK yapısını tanımak, taleplerini anlamak ve onları Türkiye gerçeğine hazırlamaktı. Talabani, Murat Karayılan’a bir temsilci göndererek Türkiye’nin diyalog yolunu açabileceğini, artık silahlı mücadele döneminin kapandığını vurguladı. - PKK’nın İmralı, Avrupa ve Kandil olmak üzere karar verme mekanizmasında üç ayağı var. Devlet, PKK’yı dağdan inmeye ikna için sonraki yıllarda bu kanallardan üçünü de kullandı. - İmralı’yla görüşmelere paralel olarak PKK’nın Avrupa’daki temsilcileriyle temas sağlandı. Bu temasların seviyesi gittikçe yükseltildi. - Avupa yanında Ahmet Türk, Leyla Zana ve Aysel Tuğluk gibi Kürt hareketi içindeki güçlü sesler, Kandil’le diyalog kurulmasında rol oynadı. - PKK’yla ilk temas, Avrupa üzerinden kurulsa da sonrasında birebir Murat Karayılan ve PKK’daki çözüm yanlısı kanatla temas sağlandı. - 2006’da Nevruz öncesinde gerilim tırmanırken, güvenlik güçleri Kandil’den Nevruz’da itidal istedi. Devlet, gösterilere izin verdi, karşılığında PKK’da Nevruz’da ortamı germedi. Nevruz olaysız geçti. Kırsak alanda da tansiyon düşmeye başladı. - 2007’de Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı’yla açılımın 2005’te başlayan birinci aşaması son buldu. Askeri operasyonlar arttı, şehit cenazeleri gelmeye başladı. - 2008 ortasında Kandil, İmralı ve Avrupa ile temas yeniden başladı ve PKK’nın silahsızlanma projesi somutlaştırıldı. Bu kez Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan’dan siyasi destek de vardı. 2009’da İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlığı’na gelmesiyle asker de projenin arkasında yer aldı. Gül-Erdoğan-Başbuğ ve Taner’den oluşan dörtlü arasındaki uyum, Türkiye için tarihi bir fırsattı. - MİT’in doğrudan Avrupa, İmralı ve Kandil’le iletişimi sağlanmıştı, ancak PKK kendi içinde İmralı’yla haberleşemiyor, bu durum PKK’nın 3 kanadı arasında iktidar mücadelesi ve de devlete yönelik güvensizliği körüklüyordu. Kritik kararlar alınamıyordu. Bu yüzden Öcalan’ın Kandil’e mektup yazma talebine izin verildi. Mektup, devlet tarafından Avrupa’daki PKK’ya, oradan Kandil’e iletildi. - 2009’da 34 kişilik PKK’lı grubun Habur’dan giriş yapması, açılımın cicim aylarında kamuoyu desteğini arttırmak için tasarlanmıştı. Devlet, bu süreci hem Kandil hem de Avrupa’daki PKK ile koordine etti. Ancak PKK’lıların peşmerge kıyafetiyle gelmesi, sınırdaki spontane gövde gösterisi ve kamuouyunun beklenmedik biçimde tepki göstermesiyle bahar havası tersine döndü. - 2009 yerel seçimler öncesi PKK’nın tek taraflı ateşkes ilanında Kandil, 2010 referandum öncesinde ise İmralı’yla diyalog etkin oldu. - PKK’nın Avrupa kolu, İmralı ve Kandil’deki ılımlı kanatla temaslar, 2010 yılında da devam etti. MİT Müsteşarlığı’nın Emre Taner’den Hakan Fidan’a geçmesine rağmen MİT, İmralı görüşmelerindeki rolünü sürdürdü. Buna karşın Avrupa ve Kandil temasları azaldı.
|
23.05.2011 - 07:52
| null |
[]
|
Kandil görüşmelerinin perde arkası
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kandil-gorusmelerinin-perde-arkasi,OO2NWvOuE0qaAYvhwSaeKw
|
Margarinde ve tüm diğer ürünlerde trans yağ dönemi sona eriyor.
| null |
Son yıllarda yapılan çalışmalar ve yeni düzenlemeler ile market raflarında bulunan margarinlerde trans yağ dönemi adeta son buldu. Hürriyet gazetesinden Meltem Özgenç'in haberine göre, Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği Genel Koordinatörü Ebru Akdağ, Türkiye'nin, margarin sektörünün büyük bir bölümünün kullandığı teknoloji sayesinde trans yağ dönemini bitirdiğini belirterek, marketlerden alınan örneklerin analiz sonuçlarının yüzde birin altında olduğunu söyledi. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yeni çalışması ile teknolojide geri kalan bazı üreticilerin de yeni döneme ayak uydurmak zorunda kalacağını kaydeden Akdağ, böylece Türkiye'nin başta margarin olmak üzere tüm ürünlerde sağlıkta ciddi soruna neden olan trans yağ dönemini geride bırakacağını bildirdi. Akdağ Hürriyet'e şunları söyledi: "İki çeşit trans yağ var. Biri doğadan gelen (geviş getiren hayvanların midesinde oluşan), bir de endüstriyel trans yağlar. O da yağların sertleştirilmesi için kullanılan işlem sırasında ortaya çıkan bir yağ asidi. Trans yağların zararlı olabileceği ilk kez 1993 yılında Harvard'da yapılan bir çalışma sonucunda ortaya çıktı. Bu yağların kardiyovasküler risk yaratabileceği söylendi. Bu yağa ilk sınırlama getiren ülke ise Danimarka oldu ve yüzde iki limiti belirlendi. Ardından Avustralya yüzde bir sınırı koydu. Çünkü yüzde ikiye kadar güvenli, yüzde birin altında ise bu yağ yok kabul ediliyor. Daha sonraki örnek Türkiye'den. Derneğimizin liderliğinde trans yağ yüzde birin altına çekildi. Bu gönüllü bir uygulama. Bunu yüksek teknoloji kullanarak yaptık. Şimdi Tarım ve Orman Bakanlığı yeni bir çalışma yapıyor. Türkiye tüm ürünlerde (gofret, kruvasan, kremalı-sütlü çikolata vs) trans yağı yüzde ikinin altına düşürecek. Bu limitin konması çok önemli. Margarin sektörünün büyük bir bölümü bunu yapmıştı. Zaten trans yağ yoktur logosunu kullanıyorduk. Şimdi diğer üreticiler de yapmak durumunda kalacak. Böylece margarinde ve tüm diğer ürünlerde trans yağ dönemi sona erecek. Biz yine de marketlerden yağ örnekleri alarak üniversite laboratuvarlarına gönderiyoruz, analiz ettiriyoruz. Hepsi yüzde birin altında. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2023 hedefi koydu. Türkiye bu hedefi çoktan tutturdu"
|
16.07.2019 - 08:12
|
ntv.com.tr
|
['Sağlık', 'Türkiye', 'Beslenme']
|
Margarinde trans yağa veda
|
Sağlık
|
https://www.ntv.com.tr/saglik/margarinde-trans-yaga-veda,z-mzZTsRHkusjUYeQpUmLA
|
Seminer ve atölye çalışmalarına katılmak veya yarışmalarda yer alabilmek için son başvuru tarihi 4 Mart...
| null |
ODTÜ Robot Günleri'nin en yeni robot teknolojilerinin yer aldığı, basit bir robotun nasıl yapıldığının görüldüğü ve öğrenildiği atölye çalışmalarına katılmak veya yarışmalarda yer alabilmek için son başvuru tarihinin 4 Mart olduğu belirtildi. ODTÜ'den yapılan açıklamaya göre, ilki 2002 yılında gerçekleştirilen, Türkiye'nin ilk ve en köklü robot yarışmaları organizasyonu olan ODTÜ Robot Günleri'nin altıncısı, 7-8 Mart 2009 tarihleri arasında yapılacak. İlgi duyanların izleyici olarak katılabileceği ODTÜ Robot Günleri'ne, internet adresinden kayıt olunabiliyor. Türkiye'nin ilk uluslararası robot yarışmalarına ev sahipliği yapan uluslararası ODTÜ Robot Günleri, sekiz farklı kategoride düzenlenen robot yarışmaları, çeşitli seminerler, gösteriler ve atölye çalışmalarıyla, robotik teknolojisi ile akademik ya da profesyonel olarak ilgilenen bireyleri bir araya getirmeyi, amatörleri de bu teknolojiye yakınlaştırmayı amaçlıyor. ODTÜ Robot Topluluğu tarafından ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenecek Robot Günleri'nin hedefleri arasında yarışmalar, seminerler ve atölye çalışmaları sayesinde robotik teknolojisine ve bu teknolojiyle ilgili son yeniliklere Türkiye'de daha çok insanın ilgi göstermesini sağlamak yer alıyor.
|
01.03.2009 - 17:50
|
Anadolu Ajansı
|
[]
|
ODTÜ Robot Günleri altıncı yılında
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/odtu-robot-gunleri-altinci-yilinda,Mwoj4N8yLk28aDN2a-YteQ
|
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından Derin Kuyu Deprem Gözlem Cihazı ve ekipmanları alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19'uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecek.
|
cumhuriyet.com.tr
|
Basın İlan Kurumu'nun resmi portalı 'de yer alan ilana göre ihale, 30 Temmuz 2019 tarihinde saat 10:30'da T.C İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Satın Alma Çalışma Grubu 4. Kat / Üniversiteler Mahallesi Dumlupınar Bulvarı No:159 Çankaya/Ankara adresinde yapılacak. Bu ihaleye sadece yerli istekliler katılabilecek olup yerli malı teklif eden yerli istekliye ihalenin tamamında yüzde on beş oranında fiyat avantajı uygulanacak.
|
15 Temmuz 2019 Pazartesi, 10:46
|
cumhuriyet
| null |
AFAD'a deprem gözlem cihazı ve ekipmanları alınacak
|
Türkiye
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1488103/AFAD_a_deprem_gozlem_cihazi_ve_ekipmanlari_alinacak.html
|
Dünyada 2018 yılında en az 164 toprak ve çevre savunucusu ev, toprak ya da doğal kaynakları korumak isterken öldürüldü.
| null |
Global Witness 2018'de evlerini, toprak ve doğal kaynakları; madencilik, gıda ve kerestecilik şirketlerine karşı savunmak için mücadele eden en az 164 kişinin öldürüldüğünü açıkladı. Sivil toplum kuruluşu yıllık raporunda "sayısız" kişinin de şiddete maruz kaldığını ya da sindirildiğini duyurdu. Filipinler çevre aktivistleri ve yerli topluluklar açısından en tehlikeli ülke konumunda. Ülkede geçen yıl 30 kişinin cinayete kurban gittiği kaydedildi. Kolombiya ve Hindistan’da ise 2018 yılında sırasıyla 24 ve 23 çevreci hayatını kaybetti. Guatemala’da ise 16 toprak savunucusu cinayete kurban gitti. Birleşmiş Milletler Yerli Halklar Özel Raportörü Vicky Tauli-Corpuz "Bu dünya genelinde gördüğümüz bir olgu. Toprak ve çevre savunucuları - ki bunların kayda değer bir miktarını yerli halklar oluşturuyor - haklarını savundukları için terörist, serseri ya da suçlu ilan ediliyor" dedi. Söz konusu şiddetin bir insan hakları krizi olduğunu belirten Tauli-Corpuz gelişmenin sabit bir iklime ihtiyaç duyan herkes açısından da bir tehdit oluşturduğunu belirtti. 2018 yılında çevrecilere yönelik en büyük katliam Hindistan’ın Tamil Nadu eyaletinde gerçekleşti. Bir kömür madeninin çevreye olumsuz etkilerini protesto eden 13 kişi gösteri sonrasında öldürüldü. Brezilya’nın Para eyaletinde ise soya endüstrisi temsilcileriyle yaşanan anlaşmazlıkta 8 toprak savunucusu öldürüldü. Brezilya’yı en ölümcül ülke olmak bakımından geçen Filipinler’de ise Negros adasında aralarında kadın ve çocukların da olduğu, çiftçilik yapan 9 kişi öldürüldü. Global Witness kurban yakınlarının ailesine vekalet eden avukatın da bir süre sonra öldürüldüğünü açıkladı. Birleşmiş Milletler daha önce yayınladığı bir raporda yerli halkların doğanın korunmasında önemli bir rol oynadığını belirtmişti. Global Witness çevre savunucularının sindirilmesi ve tutuklanmasının “endişe verici küresel bir eğilim” olduğunu açıkladı.
|
30.07.2019 - 15:13
|
DW Türkçe
|
['Dünya', 'Ortadoğu', 'Avrupa', 'Çevre Kirliliği', 'Çevre']
|
2018'de en az 164 çevreci öldürüldü
|
Dünya
|
https://www.ntv.com.tr/dunya/2018de-en-az-164-cevreci-olduruldu,8kVlTC7IYEGtcH3h6iAM7g
|
Türk Edebiyatı'na birçok önemli eseri kazandıran yazar ve çevirmen Kamuran Şipal, tedavi gördüğü hastanede çoklu organ yetmezliği nedeniyle 93 yaşında hayatını kaybetti. Şipal için için bugün Adana'da cenaze töreni düzenlenecek
|
HABERTURK.COM / AA
|
Yayın dünyasına roman, öykü ve çevirileriyle büyük katkı sağlayan Kamuran Şipal, hayatını kaybetti. Şipal; Franz Kafka, Heinrich Böll, Thomas Mann, Robert Musil ve Hermann Hesse gibi dünyaca ünlü yazarların eserlerini Türkçe'ye kazandırmasıyla biliniyordu. Yaklaşık 10 gündür Bakırköy'deki bir özel hastanede tedavi gören Şipal, çoklu organ yetmezliği nedeniyle dün akşam 22.00 sularında yaşamını yitirdi. Çağdaş Alman edebiyatından yaptığı önemli çevirilerle tanınan Şipal, yarın son yolculuğuna uğurlanacak. Şipal'in cenazesi, ikindi vakti Adana Yüreğir'deki Asri Mezarlık Camisi'nde kılınacak namazın ardından defnedilecek. Adana'da 24 Eylül 1926’da dünyaya gelen, ilk ve orta öğrenimini Adana'da tamamlayan Kamuran Şipal, İstanbul Pertevniyal Lisesi'nde okuduktan sonra İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümüne girdi. Şipal, Almanya'da ihtisas çalışması yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesinde Almanca okutmanlığı görevini üstlenirken eserleri 1949 yılından itibaren dergilerde yayınlamaya başladı. "Beyhan", "Elbiseciler Çarşısı", "Büyük Yolculuk", "Buhurumeryem", "Köpek İstasyonu" adlı öykülerinin yanı sıra "Demir Köprü", "Sırrımsın Sırdaşımsın" ve "Dua Çiçeği" romanlarına imza atan Şipal, eserleriyle birçok ödüle layık görüldü.
|
20.09.2019 - 06:43
|
haberturk
|
['kamuran şipal son dakika', 'kamuran şipal yaşamını yitirdi', 'son dakika', 'son dakika haberler', 'haberler', 'kamuran şipal kimdi']
|
Kamuran Şipal yaşamını yitirdi!
|
Gündem
|
https://www.haberturk.com/son-dakika-haberi-kamuran-sipal-yasamini-yitirdi-kamuran-sipal-kimdir-2523771
|
Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg ve eşi Priscilla Chan ikinci kez ebeveyn oldu.
| null |
Dr. Priscilla Chan ile evli olan Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, ikinci bebek heyecanı yaşıyor. Zuckerberg, Facebook'tan yayınladığı mesajda eşi Priscilla Chan'ın, dünyaya sağlıklı bir kız çocuğu getirdiğini, bebeğe "August" ismini verdiklerini duyurdu. Ayrıca çiftin, 2015 yılında "Maxima Chan Zuckerberg" adını verdikleri kız çocuğu dünyaya gelmişti. Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg, Priscilla Chan ile 2012 yılında evlenmişti.
|
29.08.2017 - 09:50
| null |
[]
|
Facebook'un kurucusu Zuckerberg, ikinci kez baba oldu
|
Teknoloji
|
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/facebookun-kurucusuzuckerberg-ikinci-kez-baba-oldu,fGzAAQhpr0uA6lVjne5Znw
|
'Gençlerin Organ Bağışına Bakışı' konulu araştırmaya göre, gençlerin yüzde 34'ü, organ bağışında bulunulduğunda sağlıklarının tehlikeye gireceğini düşünüyor.
| null |
Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu İşletme Programı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nükhet Güz başkanlığında yapılan araştırma, gençlerin yüzde 33'ünün organ mafyası, yüzde 24'ünün dini inançlardan kaynaklanan endişeler nedeniyle organ bağışında bulunmadığını ortaya koyuyor. Üniversite gençliğinin organ bağışına bakışını saptamak amacıyla yapılan araştırmada, ''organ bağışlama'', ''organ bağışı kartı'', ''yasal hakların bilinirliği'', ''başvuru hakkında bilgi'', ''hangi organların bağışlanabildiğinin bilindiği'', ''hekimlere güven'', ''organ bağışı ve insanlık için önemi'', ''organ bağışı yapılmasına engel haller', ''bilinç düzeyi'', ''medya ve organ bağışı'' konuları sorgulandı. Araştırma, İstanbul'daki devlet ve vakıf üniversitelerinde öğrenim gören 18-25 yaş arasındaki 1745 öğrencinin katılımıyla, sormaca tekniği kullanılarak yüz yüze gerçekleştirildi. Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin yaptığı anket araştırmasından elde edilen bulgulara göre, gençlerin büyük çoğunluğu (yüzde 83) organ bağışını, insanlık için gerekli bir davranış olarak gördüğü halde, organ bağışında bulunan gençlerin oranı yüzde 10'u bile bulmuyor. Yapılan ankette, ''Organ bağışında bulunmayı düşünüyor musunuz?'' sorusuna olumlu yanıt verenlerin oranı yalnızca yüzde 55. Gençlerin yüzde 45'i, organlarını bağışlamayı düşünmediğini ifade ediyor. Ankete göre, gençleri organ bağışından alıkoyan üç önemli etken bulunuyor. Bu etkenlerin başında, kişilerin kendi sağlıkları ile ilgili endişeleri geliyor. Gençlerin yüzde 34'ü, organ bağışında bulundukları takdirde kendi sağlıklarının tehlikeye gireceğini düşünüyor. Bu yanıtın oranı, ''Organ nakli konusunda Türk hekimlerine güveniyor musunuz?'' sorusu ile hemen hemen aynı. Gençler, acil durumlarda hastaneye gittiklerinde, üzerlerinde organ bağışı kartı bulunduğu takdirde, doktorların kendilerini kurtarmak için yeterince uğraşmayacağına inanıyor. Organ bağışına engel olduğu düşünülen ikinci etken, yüzde 33 oranla organ mafyasıyken, yüzde 24'lük oranla dini inançlardan kaynaklanan endişeler üçüncü sırada yer alıyor. Özellikle kulaktan kulağa (ya da internette) şehir efsanesi olarak yayılan organ mafyasına ilişkin asılsız haberler ve cenazede beden bütünlüğünün bozulmasına ya da ahrete eksik gitme düşüncesine ilişkin endişeler, gençlerin organ bağışı konusunda çekimser davranmasına neden oluyor. Anket sonuçlarına göre, gençler, organ bağışı konusunda bilinç düzeyinin yüksek olmadığının da farkında. Ankete katılanların yüzde 92'si ''Organ bağışı konusunda halkın yeterli derecede bilinçli olduğuna inanıyor musunuz?'' sorusuna ''hayır'' yanıtını veriyor. Bu oran, ankete katılanların büyük çoğunluğunun organ bağışı konusuna neden sıcak bakmadığını açıklayan bir başka etken. Anket çalışmasında, gençlerin, medyanın konuya yaklaşımıyla ilgili soruya verdikleri cevap ise düşündürücü. Gençlerin yüzde 90'ı, medyanın organ bağışı konusuna yeterince yer vermediğine inanıyor. Ankete göre, gençlerin yüzde 91'inin organ bağışı kartı bulunmazken, 9'unda organ bağış kartı bulunuyor. Üniversite öğrencilerinin yüzde 34'ü yasal haklarını biliyor, yüzde 41'i organ bağışı başvurusu konusunda bilgi sahibi, yüzde 58'i organ nakli için yaş sınırından haberdar, yüzde 58'i hangi organların bağışlandığını biliyor, yüzde 32'si organ bağışı yapıldıktan sonra kararından vazgeçme durumu hakkı olduğunu biliyor. Anket kapsamında yapılan bir diğer araştırmaya göre, veriler, Türkiye'de organ nakline ihtiyaç duyanların sayısının, her geçen yıl katlanarak arttığını gösteriyor. Var olan hasta sayısını ve artış oranlarını dikkate alan uzmanlar, bugün 60 bine yakın olan böbrek yetmezliği çeken hasta sayısının 2016 yılında 100 bini bulacağını belirtiyor. Ancak bu artışa karşın, bağışlanan organ sayısı son derece yetersiz. Türkiye'de beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılan organ bağışı (kadavradan bağış) yıllık olarak 300-400 civarında bulunuyor. Böbrek yetmezliği olan hastaların çok az bir kısmı, canlıdan nakil yoluyla tedavi olabiliyorken, kalp ve karaciğer yetmezliklerinde, kadavradan nakilden başka çare bulunmuyor. Sorunun üstesinden gelmenin yolu, organ bağışından geçiyor. Organ bağışında bulundukları takdirde sağlıklarının tehlikeye gireceğinden endişelenen öğrencilerin aksine, Türkiye'de bugüne kadar bu anlamda polise intikal etmiş bir vaka bulunmuyor. Ölüden (kadavradan) nakil diye tanımlanan durum, yalnızca hastanelerin yoğun bakımlarında gerçekleşen beyin ölümleri sonucunda gerçekleştiriliyor. Beyin ölümü gerçekleşen kişinin üstünden organ bağışı kartı çıksa bile, yakınlarının rızası olmadan organları alınamıyor.
|
12.07.2011 - 14:20
| null |
[]
|
Gençler organ bağışına duyarsız
|
Sağlık
|
https://www.ntv.com.tr/saglik/gencler-organ-bagisina-duyarsiz,Pk5Y60v4DUKo4Q5xS_vDzg
|
Bu yaz da kot şort trendi devam ediyor, üstelik yırtık trendiyle birleşerek.
| null |
Yırtık kotun yanlışlıkla ya da kazayla yırtılmadığı, trend geri döndüğü için hırpalandığı bir sezon daha geçiriyoruz. Erkek arkadaştan ödünç istenen kotları havaların ısınmasıyla beraber giymeyecek olanlar, kot şortlara yöneliyorlar. Kot şort edinmek isteyenlere, Style.com(Amerikan Vogue’un internet sitesi)’un önerisi; Yeni bir şorta para vermektense, eski bir kotu kesip şort yapmak.
|
11.05.2009 - 04:13
| null |
[]
|
Kot pantolonu kesince kot şort
|
Yaşam
|
https://www.ntv.com.tr/yasam/kot-pantolonu-kesince-kot-sort,Xn0molV3n0i7vLjN2ACLGg
|
Çocukların ölüm kavramını algılama süreçleri gelişimsel süreçleriyle paralellik gösterir.
| null |
Ölümün dört temel özelliğini (ölüm yaşamın son bulmasıdır; geri dönülmezliktir; kaçınılmazdır; evrenseldir) tamamıyla anlamaları için belirli bir gelişim evresine ulaşmaları gerekir. Çocuğun bir kayıp karşısında vereceği tepkiler ve çevresindekilerin destekleri de içinde bulunulan gelişim dönemine göre şekillenir. 0-2 yaş dönemi: Duyusal-motor denilen bu dönemde çocuklar dünyayı refleksleriyle algılarlar. Henüz ölümü algılayamazlar. Bir kaybın etkisini daha çok anne/bakım veren üzerinden yaşarlar. Bu nedenle bakım veren kişilerin çocuğun rutinini korumaları, ona dokunmaları, güvenli bir ortam sağlamaları oldukça önemlidir. 2-4 yaş dönemi: Bu dönem çocuğun benmerkezci olduğu, yani dünyayı kendi bakış açısından algıladığı dönemdir. Ölümün geri dönülmezliği ise zamanla ilgilidir. Ancak bu dönemdeki bir çocuğun zaman kavramı henüz gelişmemiştir, “sürekli” yok olmayı ölmekle eşleştiremezler. Ölen kişinin bulutların üzerinde yaşamaya devam ettiğini, geri geleceğini düşünürler. “Ne zaman gelecek?” diye defalarca sormalarının sebebi de budur. Ölümü biz yetişkinler gibi anlamasalar da duygusal tepkiler gösterirler. Anneye aşırı “yapışma” halinde olabilirler. Eskisine göre çabuk ve sık ağlayabilir, sızlanabilirler, hareketlerinde azalma olabilir. Hoşlandığı şeylere olan ilgisi azalabilir veya kaybolabilir. Bu dönemde kaybı olan bir çocuk için de rutinini korunması, güvenli bir ortam sağlanması süreci kolaylaştırır. “Şimdi nerede?” diye sorduklarına “Öldükten sonra ne olduğunu kimse tam olarak bilmiyor. Ben….. olduğuna inanıyorum” diye cevap verebilir” diye ebeveynin kendi inanç sistemine uygun bir açıklama yapılabilir. Ancak “bizi şimdi yıldızlardan izliyor” gibi cevaplar korkuların arttığı, fantezi ve gerçek dünyanın net ayırt edilemediği bu dönemde çocuğun gerçekten izlendiğini düşünmesine ve korkmasına sebep olabilir. 4-7 yaş dönemi: Diğerlerinin bakış açısını anlamaya başladıkları bu dönemde çocukların merakları da üst seviyededir. Çoğu şey için “neden” diye sorarlar. Dil gelişimin arttığı ve sembolik ifadenin geliştiği bu dönemde kayıpla ilgili de birçok soru sorabilirler. Ölümü de geri döndürülebilir olarak algılarlar, ancak kendilerinin ve sevdiklerinin ölmeyeceğini düşünürler, çünkü ölümün evrenselliğini henüz kavrayamazlar. Çevresindekiler “çok uzaklara gitti”, “uyuyor” demek veya “gelecek” diye çocuğu atlatmak yerine artık görmeyeceğini, duymayacağını, nefes almayacağını, bedenin çalışmayacağını söyleyerek ölümü anlatmalıdırlar. Beyaz yalanlar çocuğun kayıp sonrası yas dönemini sağlıklı atlatmasını daha da zorlaştırır. “Siz ölecek misiniz?” diye sorduğunda ebeveynler “Önümüzde beraber yaşamak istediğimiz daha çooook uzun yıllar var” diyebilirler. Bu dönemde verilen tepkiler 2-4 yaşında verilen tepkilere benzer, ancak üzüntülerini sözel olarak daha fazla ifade edebilirler, soruları daha fazladır. Eğer bu dönemdeki çocuk ölümle ilgili hiç soru sormuyorsa, ölüm kavramının yer aldığı hikâyeler, masallar aracılığı ile çocuğun soru sormasına teşvik edebilirsiniz. Ebeveynler ölüm kavramını çocuklarıyla konuşmaktan kaçınmamalıdırlar. Zaten çocuklar çizgi filmlerde, öykülerde, gündelik konuşmalarda ölümle ilgili kelimeleri duymaktadırlar. 7-11 yaş dönemi: Bu dönemdeki çocuklar artık olaylar arasındaki mantıksal ilişkileri anlayabilirler ancak soyut biçimde mantık yürütemez veya varsayımlar geliştiremezler. Bu nedenle olayları diğerlerinin görüş açılarını dikkate alarak değerlendirirler. Benmerkezci düşüncenin azalması ve bilişsel becerilerinin artmasıyla ölüm kavramına daha gerçekçi yaklaşırlar. Ölümün geri dönülmez olduğunu, bir son olduğunu anlarlar. Üzerinde kontrol sahibi olamadıkları bu gerçek çaresizlik de yaratır. Kendileri üzerinden ölümü anlamlandırmaya çalışırlar. Birisinin ölümünü ceza olarak algılayabilir, kendilerinin suçu olduğunu düşünebilirler. Yetişkinler yardımıyla ölenin kaybına bir neden bulabildiği ve bunu kavrayabildiği zaman ancak suçluluk duygusundan uzaklaşabilirler. Aksi takdirde “Ben suçluyum”, “Kötü şeyleri hak ediyorum” olumsuz inanç şemaları geliştirebilirler. Bu dönemde bir kayıp yaşadıklarında yıkıcı-bozucu davranışlarda bulunabilirler, öfke patlamaları, kavga davranışları gösterebilir, aşırı tedirgin davranabilir veya kolayca irrite olabilirler. Okula gitmeyi reddedebilir veya ödevlerini yapmakta zorluk yaşayabilirler. Yeme veya uyku problemleri yaşayabilir; olayı çağrıştıracak, hatırlatacak durumlar, görüntüler karşısında yoğun bir sıkıntı hissedebilirler. Çocuğa gerçeğe uygun açıklamalar yapılmalı, ölüm haberi yakın ilişkisi olan birisi tarafından verilmeli, okulla işbirliği kurarak güvenli bir ortam sağlanmalıdır. Çocuk ölümü anlamlandırmak gibi kayıp sonrası yas sürecinde de yetişkin desteğine ihtiyaç duyar. Çocuk yas sürecini sağlıklı bir şekilde yaşayabilirse, sonrasında daha büyük problemlere dönüşmesi engellenebilir. Bunun için de yetişkinlerin “ağlama” diyerek çocuğun duygularını reddetmek yerine “Çok üzülüyorsun. Bu gerçekten zor bir durum. Biz hep yanındayız” diyerek önce duygularını kabul etmeli sonra yardım, öneri vs. sunmalıdırlar. Çocuğun yanında ağlamaktan kaçınmak onun da duygularını yaşamak için kendisine izin vermemesine sebep olur. Çocuk istiyorsa 5 - 6 yaşından itibaren ölüm sonrası ritüellerin bir kısmına dâhil olabilir.
|
07.03.2013 - 13:32
| null |
[]
|
Çocuklarda Ölüm Kavramı
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/cocuklarda-olum-kavrami,S1UUTSF8W0Kz21Gz5yAygA
|
Radyasyon kelimesinin doğru yazımı pek çok kişi tarafından merak ediliyor. Peki TDK sözlüğüne göre kelimenin doğru yazımı nasıl? Radyasyon sözcüğünün anlamı nedir? İşte ayrıntılar...
| null |
Radyasyon kelimesi nasıl yazılır, anlamı nedir? Başta öğrenciler olmak üzere, pek çok kişi tarafından imla kuralları arasında bu soru merak ediliyor. TDK sitesinde sözlükten arama yapıldığında kelimenin, radyasyon şeklinde yazıldığı ortaya çıkıyor. Bazı örneklerde görülen "radyosyon" gibi yazımlar ise imla hatasıdır. Türk Dil Kurumu'na göre kelimenin doğru yazımı dur. Türk Dil Kurumu'na göre radyasyon sözcüğünün öz Türkçe karşılığı "ışınım"dır. Radyasyon veya ışınım, elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji yayımı ya da aktarımıdır. Uzayda yayılan herhangi bir elektromanyetik ışını meydana getiren unsurların tamamına da radyasyon denir.
|
31.07.2019 - 05:43
|
haberturk
|
['radyasyon nasıl yazılır', 'radyasyon ne demek', 'radyasyon tdk imla', 'radyasyon anlamı nedir', 'radyasyon nedir']
|
Radyasyon nasıl yazılır? Radyasyon ne demek? Radyasyon TDK imla
|
Gündem
|
https://www.haberturk.com/radyasyon-nasil-yazilir-radyasyon-ne-demek-radyasyon-tdk-imla-hts-2509200
|
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, yerel seçimde AK Parti'nin MHP ile ittifak etmesine yönelik değerlendirmelere ilişkin, "İttifak konusunda konuşulmuş bir şey yok. Atılmış bir adım yok. Bu sadece ortada bulunan bir söz ya da temenni" dedi.
| null |
haberi! AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Anadolu Yayıncılar Derneği'nin düzenlediği "Anadolu Sohbetleri" programında gazete ve televizyonların Ankara temsilcilerinin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin uluslararası ekonomik bir saldırı süreciyle karşı karşıya kaldığını, bu sürecin zaman zaman hızını artırarak veya yavaşlatarak devam ettiğini belirtti. Kurtulmuş, bu operasyonun sadece Türkiye'ye karşı değil, Türkiye üzerinden bütün ülkelere, özellikle gelişmekte olan ülkelere verilen bir mesaj olduğunu vurgulayarak, "'Tarafınızı seçin. Benden yana mısın, benim karşımda mısın' mesajıdır. Öyle görünüyor ki bu küresel ölçekteki ticaret savaşları, ekonomik savaşlar devam ettiği oranda Türkiye üzerindeki bu gerilim de sürdürülmek istenecektir" diye konuştu. Ortadoğu'daki vekalet savaşlarına değinen Kurtulmuş, "Bu savaşı tek başına hiçbir ülkenin kazanma imkan ve ihtimali yoktur. Bunun vermiş olduğu gerilim de Türkiye'yi ciddi şekilde etkiliyor" değerlendirmesini yaptı. Döviz kuru üzerindeki operasyonların hafifletilmesine gayret edildiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Ana nokta; tezgahı dağıttırmamaktır.1997 Uzak Doğu Asya krizinde ve 2009 Avrupa'daki finansal krizde ortaya çıkan bir gerçek var. Ülkeler bundan etkilendi ama tezgahını dağıttırmayan ülkeler, nihayetinde sonuçtan bir şekilde karlı çıktı ve yollarına devam etti. Bizim de esas odak noktamızın bu olması gerektiğini düşünüyorum. Biz tezgahımızı dağıttırmamalıyız, fabrikalar kapanmamalı, KOBİ'lere ciddi destek verilmeli. Bunu yapabilirsek, bu süreçten karlı çıkacağımızı, Türkiye ekonomisinin güçlenerek çıkacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Kurtulmuş, Türkiye'nin Rusya ile Soçi'de sağladığı mutabakatın son derece anlamlı ve değerli olduğunu belirterek, "İdlib konusunda herkesin odaklanması gereken konulardan biri de yapılacak provokasyonlara karşı tedbirli ve uyanık olunması mecburiyetidir" dedi. En ağır çatışma ortamında dahi diplomasi kanalının açık tutulmasının önemine değinen Kurtulmuş, İdlib konusunda varılan mutabakatın da bunun göstergesi olduğuna işaret etti. Suriye'de barış sürecine gidilmesinin zaruri olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Hiçbir ülkenin, ne Amerika ne Rusya ne başka ülkenin tek başına Suriye sorununu çözme kabiliyeti yoktur. Ülkelerin bunu acı faturalarla anlamış olması önemli" diye konuştu. Avrupa Birliği ile olan ilişkilerin geliştirilmesinin hem Türkiye hem de Avrupa Birliğine katkısı olacağını kaydeden Kurtulmuş, "Biz de karşılıklı pozisyonlarımızı biliyoruz. Türkiye, Avrupa Birliği tam üyelik perspektifini ortaya koysa da çok yakın dönemde Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi asla tam üye olarak kabul etmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Onlar da biliyor. Türkiye Avrupa ilişkileri, karşılıklı bilmemezlikten gelerek sürdürülebilecek boyutları çoktan geride bıraktı" ifadelerini kullandı. "Yasa dışı göçün önlenmesi konusunda ortak politika geliştirme mecburiyeti", "Türklerin Avrupa'da vizesiz dolaşma hakkının verilmesi" gibi konu başlıklarına değinen Kurtulmuş, bunların kısa sürede sonuç alınacak meseleler olduğunu bildirdi. Türkiye ve Çin'in karşılıklı stratejik ortaklık adımlarını geliştirme potansiyelinin, her geçen gün güçlendiğini belirten Kurtulmuş, bu konudaki sonuçların orta vadede, en erken 4-5 yıl içinde alınabileceğine işaret etti. Rusya ile işbirliğinin geliştirilmesinde de sonuçların orta vadede alınabileceğini anlatan Kurtulmuş, "Zor bir süreçteyiz ama çaresiz değiliz. Türkiye tek bir ittifaka mecbur ve mahkum değildir. Çok farklı kartları tutabilecek yeteneğimiz ve imkanımız olduğunu düşünüyorum. Cesur, kararlı, rasyonel politikalar geliştirmek mecburiyetindeyiz. Bunları ortaya koyduğumuz takdirde Allah'ın izniyle bu süreçlerden Türkiye'nin başarıyla çıkacağını ümit ediyorum" yorumunu yaptı. Bir basın mensubunun Soçi Zirvesi'nde yapılan anlaşma çerçevesinde Rusya ve Türkiye'nin İdlib'de devriye gezeceğinin hatırlatılması ve bu nedenle bölgedeki grupların temizlenmesi gerektiğini ifade etmesi üzerine Kurtulmuş, "Önce şunu söylemek lazım, oraya giden unsurlar, Türkiye üzerinden oraya gitmediler" diye konuştu. Bu örgütlerin her birinin arkasında asıl sahipleri, istihbarat birimlerinin bulunduğunun aşikar olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Hızlı bir şekilde buranın sivilleşmesini sağlamak lazım. Bu, Türkiye'nin tek başına yapacağı bir iş değil. İdlib'in bir şekilde sivilleşmesi sağlanacaksa burada herkese büyük sorumluluk düşüyor. Türkiye, bu konuda her türlü yakın işbirliğine, temasa hazırdır" ifadelerini kullandı. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz'ın istifasının hatırlatılması üzerine de Kurtulmuş, "Olmuş, bitmiş bir iş. Sayın Belediye Başkanımız istifa etti" değerlendirmesini yaptı. Yerel seçimde AK Parti'nin MHP ile ittifak etmesi konusunda Kurtulmuş, "İttifak konusunda konuşulmuş bir şey yok. Atılmış bir adım yok. Bu sadece ortada bulunan bir söz ya da temenni diyelim" değerlendirmesinde bulundu. AK Parti'nin en büyük özelliğinin Türkiye'nin her bölgesinde iddialı bir şekilde seçime girmesi olduğuna işaret eden Kurtulmuş, partinin bu karakteristiğinin yerel seçimde daha çok arttığını vurguladı. AK Parti'nin yerel seçimler için adaylarında, "adalet, tevazu, ehliyet, liyakat, millete sadakat sahibi" olma kriterlerini aradıklarını hatırlatan Kurtulmuş, "Her yerde en doğru adayı bulup, milletten en çok oy alabilecek, milletin gönlüne girebilecek adayları tespit edeceğiz. Ana stratejimiz budur" diye konuştu. Numan Kurtulmuş, yerel seçimlerde ittifak konusuna ilişkin, "İttifak meselesi AK Parti için stratejik bir adım değil, gelişmelere bağlı olarak, seçimlere dönük taktik bir adım mahiyeti kazanıyor. Şu an itibarıyla ittifak meselesi şöyle mi olur, böyle mi olur, bunları konuşmanın erken olduğunu düşünüyoruz. Biz kendi hazırlıklarımızı tamamlıyoruz" ifadesini kullandı. Geçen hafta Seçim Strateji Heyeti Toplantısına başladıklarını bildiren Kurtulmuş, bugün ikinci toplantıyı gerçekleştireceklerini açıkladı. AK Parti için ittifak meselesinin stratejik bir konu olmadığına değinen Kurtulmuş, Türkiye'nin bütün bölgelerindeki seçimi en olumlu şekilde etkileyecek bir durum ortaya çıkarsa bunların değerlendirilebileceğini kaydetti. AK Parti'nin seçimden nasıl kazançlı çıkacağına bakacağını bildiren Numan Kurtulmuş, "Bizim parti kadar önemli gördüğümüz hususlardan bir tanesi de Türkiye'nin geleceğidir." dedi. CHP'nin İş Bankası'ndaki hisselerinin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Demokraside partiler eşit bir mücadele veriyorsa, hiçbir partinin, kendisinden kaynaklanmayan bir gücü kullanarak, siyaset yapmasının doğru olmadığını düşünüyorum. O anlamda İş Bankası hisselerinin kamuya devredilmesinin en doğru yol olduğu kanaatindeyim." diye konuştu. "Kaldı ki Cumhuriyet Halk Partisi şöyle bir mazeretin arkasına sığınamaz, 'Rahmetli Atatürk'ün mirasıdır ondan dolayı onun partisinin böyle bir sembolik katılımı vardır' sözünün de doğru bir mazeret olmadığını düşünüyorum" diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Atatürk zamanında bir tane parti vardı. O parti de devlet partisiydi. Birkaç tane parti var da bu partilerden bir tanesine tercihte bulunmuş değil. O günün şartları içerisinde tek parti var, devletin kurucusu olan parti. Dolayısıyla mirasında böyle bir şey ortaya koymuş olabilir. Bu parti tercihi anlamına gelmez. Aslında vasiyetteki tercih de bir devlet tercihidir. Devletin elinde kalsın tercihidir. Bunların değerlendirilmesi lazım. CHP'nin de bundan çok fazla alınmadan bu sürece olumlu katkıda bulunması lazım." Yeni sistemle birlikte parti grubu ve bakanlar arasındaki ilişkinin nasıl olacağı ve kendisinin burada nasıl bir rol üstleneceğine yönelik soruya Kurtulmuş, "Görünen o ki üç alan birbirinden ayrı olacak. Hükümet, parlamento ve siyasi parti. Sayın Cumhurbaşkanımız üç alanın da başındaki kişi olarak, bir maestro gibi bu dönemde bu üç alanda yönetecek yönlendirecek." ifadelerini kullandı. AK Parti'nin çok etkin rol oynayacağını ifade eden Kurtulmuş, hükümet ile parlamento grubu arasındaki ilişkiyi partinin düzenleyeceğini bildirdi. AK Parti'nin 6-7 Ekim'de Kızılcahamam'da gerçekleşecek kampın hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, bir yasanın hazırlanması noktasında ortak platformlar oluşturacaklarını açıkladı. AK Parti Genel Başkanvekilliğinin üzerine önemli bir sorumluluk düşeceğine vurgu yapan Kurtulmuş, "Parti olarak bu farklı birimlerimizin koordinasyonu, ortak bir siyasi eğilimin oluşturulması ve yapılacak işlerde en güzel şekilde yapabilmemiz açısında istişare zeminlerini oluşturacağız. Mesela Kızılcahamam kampı bunlardan birisi ama çok geniş bir istişare zemini. Tek tek her olayla ilgili bunları geliştirerek, meclis grubuyla, hükümetin son derece uyumlu çalışmasını sağlayacağız" dedi. Yerel seçimlerde parti yönetiminden, milletvekili grubundan ya da Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nden bazı isimlerin aday olarak gösterilip gösterilmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Numan Kurtulmuş, "Bu seçim Recep Tayyip Erdoğan'ın ve AK Parti kurumsal kimliğinin adayları taşıyacağı bir seçim olmayacak. Tam tersine adaylar partiyi, partinin kurumsal kimliğini yukarı taşıyacaktır. Olay belli, bu insanların mutlaka tevazu içerisinde olması lazım. Bu millet kibir kuleleri gibi milletin ortasında dolaşan, insanlara tepeden bakan insanlardan haz etmiyor" yanıtını verdi. Makamların, mevkilerin insanları bir şekilde kibir sahibi kılmış olabileceğini kaydeden Kurtulmuş, "Tayyip Erdoğan'ın siyasetteki en büyük başarısı nedir? Dizini kırarak fukara sofrasına halkın sofrasına oturabilme becerisini göstermesi, bunu da gönülden yapması. Yani bir siyaset olsun diye değil, karşı tarafın gönlünü kazanmak için değil" ifadesini kullandı. AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Adalet duygusu son derece güçlü. Bu adam adil bir adam ya da bu hanımefendi adil bir hanımefendi. Bu geldiği zaman tamam şehrimizde en ufak bir yanlışlığa haksızlığa müsade etmez. Bu algının mutlaka insanlarda olması lazım. Ehliyet sahibi olması lazım. Bu işi yapabilecek beceriye, birikime, niteliklere sahip olması lazım, liyakat sahibi olması lazım ve sadakat sahibi olması lazım. Sadakat da felancaya, filancaya değil, sadakat da millete sadakattir. Biz FETÖ dolayısıyla sadakat meselesinin ne kadar önemli olduğunu gördük. Felanca sözde hocaya ya da felanca locaya sadakat değil kastımız, bizatihi millete sadakat. Millete sadakat sahibi olan insanlar, bu özellikler üzerinden zaten bu özellikleri söyleyip konuşmaya başladıkça buna uygun olmayan aday profilleri de kendiliğinde bir şekilde elenmeye başlar. Sonunda ete kemiğe bürünür." AK Parti ile ilişkisi olmayan başarılı isimlerin aday gösterilip gösterilmeyeceğine yönelik bir soruya Kurtulmuş, "Olabilir. Bu özelliklere sahip olan insanlar aday adayı olarak ortaya çıkarlar ya da bazılarına parti bulup teklif götürür. Dolayısıyla tabii ki böyle bir şey olabilir ama partimizin içerisinde de son derece tecrübeli değerli bu vasıflara uygun çok sayıda insan var" cevabını verdi. "Zamanında yanlış tercihler mi yapılmış?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Yanlış tercihler demeyelim de şöyle söyleyelim. Dünya hayatı bir imtihan her alanda. Siyasetçi için de gazeteci için de imtihan. En büyük imtihanlardan bir tanesi de makam mevkilerdir. Makam mevkileri sahi zannederseniz, makam mevkiler sizi ayakları altında parçalar. Dolayısıyla buradaki esas uyarımız budur" yanıtını verdi. İnsanoğlunun şeffaf olduğunu kaydeden Kurtulmuş "Hangi elbiseyle hangi tavır ve tarzla hangi birtakım öğrenilmiş davranışla içinizdekini saklasanızda görünür, İnsanoğlu şeffaftır. Bizim genel tavsiyemiz, temennimiz bu uyarıdır. Tabii bu anlamda iktidarın, gücün vermiş olduğu bir yıpratıcılığın da söz konusu olduğunu ifade etmek isterim" dedi. Seçim takvimine ilişkin de Numan Kurtulmuş, şunları söyledi: "Aralık sonu veya ocak başı gibi en geç bütün her şeyimizi bitirmiş oluruz. Aday tespitlerimizi, Kampanyamızın ana çerçevesi belli olur. Seçime ilişkin burada aklımıza gelebilecek soruların hepsi bir şekilde çözülmüş olur. Bize de en az üç net ay kalır ki bu da bir seçim kampanyası için oldukça iyi bir süreç. Hatta uzun bir süredir. Biliyorsunuz 24 Haziran'ı 40 günde yaptık. Yerel seçim olduğu için biraz daha fazla yerelde adayların kendilerini tanıtması lazım. Biz bir genel olarak tabii ki bir konsept üzerine duracağız. Her bir seçim çevresi için ayrı seçimin özellikleri var. Tek tek aday onun için çok önemli hale geliyor. Her seçim çevresinde en çok oyu alabilecek adayı bulmamız lazım." 24 Haziran'da CHP'nin kalesi olarak görülen ilçelerde HDP'nin çok yüksek oy aldığını anımsatan Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu: "Bu gizli örtülü ittifakın açık bir göstergesidir. Yani önümüzdeki dönemde bu anlamda belki geçen sefer yapılan bu ittifaklar farklı bir şekilde 'AK Parti seçimi kazanmasın' diye önümüze gelecek olan meselelerdir. Bunların hepsi zaman içerisinde şartların olgunlaştıracağı konulardır. Şu anda bizim yoğunlaştığımız mesele gereğinde olabilir, bu konuşulabilir bu ayrı bir şey ama sonuçta bizim AK Parti olarak her yerde seçimi alabilecek kararlılıkla çalışmayla programla kampanyayla adaylarımızı ortaya çıkarmak mecburiyetimiz var. Bunu yapmaya gayret ediyoruz. Esas durum o değildir. Esas durum her partinin kendi kuvvetli adaylarıyla seçime girmesi çünkü yerel seçim bu. Özellikleri farklı olan bir seçim. Ama şartlar gerektirir böyle bir durum karşımıza çıkarsa, bu tabiki konuşulur, müzakere edilir. Partiler arasında müzakere edilir diye düşünüyorum." Numan Kurtulmuş, iç tüzük çalışmasına ilişkin de "Meclis'i hem güçlü kılacak hem de milletin vekillerinin orada lüzumsuz yere uzun süre vakitler kaybetmesini önleyecek bir iç tüzüğe ihtiyacımız var. Müzakerenin en iyi şekilde yapıldığı, medeni bir şekide yapıldığı en üst siyasi üslupla nezaket içerisinde yapıldığı ama sonuçta parlamentoda da bu tartışmalardan kavgalardan tabirimi mazur görün 'didişmelerden' dolayı milletin vakit kaybetmediği bir iç tüzüğe ihtiyacımız var" diye konuştu. Tecrübe çerçevesinde bütün siyasi partilerle bunlar paylaşılarak Meclis iç tüzüğünün gündeme geleceğini belirten Kurtulmuş, "Meclis'in ilk işlerinden birisi de budur. Önümüzdeki dönemde bunu bir an evvel bunu Meclis'ten geçirmiş olacağız" bilgisini paylaştı.
|
19.09.2018 - 11:03
|
Anadolu Ajansı
|
['Gündem', 'Siyaset', 'Türkiye', 'son dakika', 'Adalet ve Kalkınma Partisi', 'son dakika haberleri', 'Numan Kurtulmuş', 'haber']
|
Numan Kurtulmuş'tan ittifak açıklaması
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/numan-kurtulmustan-ittifak-aciklamasi,y520dNThAk2JeG7c3Y5_cA
|
Galatasaray'ın 4 yıldızı kazanmasından hemen sonra Fenerbahçe, 5 yıldızlı tişörtleri satışa çıkardı.
|
cumhuriyet.com.tr
|
Futbolda, formalara konan yıldızları belirleyen şampiyonluk sayısıyla ilgili ilginç bir tartışma yaşanıyor. Fenerbahçe ürünlerini hazırlayan Fenerium, taraftarlar için 5 yıldızlı tişört hazırlayarak, 28 şampiyonluk konusunda tartışmanın fitilini ateşledi. Hürriyet'te yer alan habere göre; 5 yıldızlı tişörtlerin perde arkasında Fenerbahçe Kulübü'nün yıllar öncesine dayanan bir iddiası yatıyor. Bilindiği üzere TFF, lig şampiyonluğu sayılarını belirlerken 1959 yılında kurulan Birinci Lig'i baz alıyor. Bu durumda Galatasaray 'ın 20, Fenerbahçe'nin 19, Beşiktaş 'ın 13, Trabzonspor'un 6 ve Bursaspor'un 1 şampiyonluğu bulunuyor. Beşiktaş'ın şampiyonluklarından ikisi, 1959 yılından önceki yıllara ait. Bu şampiyonluklar, siyah-beyazlılara ülkemizi Avrupa kupalarında temsil ettiği gerekçesiyle verildi. Fenerbahçeliler de işte bu noktadan hareketle daha önceki yıllarda yapılan lig organizasyonlarının da sayılması gerektiğini savunuyor. U Futbol Federasyonu'nun 1923'te kurulduğuna dikkati çeken bazı futbolseverler, Birinci Lig'in kurulduğu 1959'dan önceki şampiyonlukların da şampiyonluk sayılarına eklenmesi gerektiğini belirtiyor. Sarı-lacivertli kulübün bu konuda TFF'ye başvurmaya hazırlandığı ifade ediliyor. Bu görüşe karşı çıkanların iddiası ise, 1959 yılından önceki organizasyonların yerel nitelikte olması. Bu fikri çürütmek isteyenler de Futbol Federasyonu'nu delil olarak gösteriyor ve ilk Türkiye Futbol Birinciliği'nin 1924 yılında düzenlendiği ve Harbiye takımının şampiyon olduğu bilgisini veriyor. "1959'dan önceki şampiyonluklar da sayılsın" görüşünü savunanların başvuruları kabul edildiği taktirde, Fenerbahçe'nin şampiyonluk sayısı 28'e yükselecek ve 5 yıldıza hak kazanacak. İşte Fenerium'un yeni tişörtlerindeki 5 yıldız buradan geliyor. Böyle bir durumda Beşiktaş'ın şampiyonluk sayısı 18 olacak ve yıldız sayısı da 3'e yükselecek. Galatasaray ise 20 şampiyonlukta kalıyor.
|
29 Mayıs 2015 Cuma, 13:13
|
cumhuriyet
| null |
Fenerbahçe 4. yıldızdan önce 5. yıldızı taktı
|
Spor
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/287411/Fenerbahce_4._yildizdan_once_5._yildizi_takti.html
|
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Davutoğlu’na, “7 Haziran 2015 tarihinde oy kullanan Türkiye genelindeki 650 bin seçmenin 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi öncesinde seçmen kütüğünden kayıtlarının silindiği iddiası doğru mudur?” diye sordu.
|
cumhuriyet.com.tr
|
Tanrıkulu’nun önergesinde şu sorular da yer aldı: “1 Kasım 2015’teki seçime kısa bir süre kala muhtarlar, il seçim müdürlükleri ve AKP Hükümeti arasında oluşturulan gizli bir işbirliği ile muhalefet partilerine oy verdiği tahmin edilen seçmenlerin isimlerinin seçmen kütüğünden silindiği iddiası doğru mudur? 1 Kasım seçimindeki kayıtlı seçmen sayısı nedir? İstanbul birinci bölgede 54 bin, ikinci bölgede 40 bin, üçüncü bölgede 51 bin civarında nerede olduğu belli olmayan, ortadan kaybolan veya kayıtları silinen seçmen kitlesi olduğu iddiası doğru mudur?” Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim. Dr. M. Sezgin TANRIKULU İstanbul Milletvekili 1- 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne kısa bir süre kala muhtarlar, il seçim müdürlükleri ve AKP Hükümeti arasında oluşturulan gizli bir işbirliği ile muhalefet partilerine oy verdiği tahmin edilen seçmenlerin isimlerinin seçmen kütüğünden silindiği iddiası doğru mudur? 2- 7 Haziran 2015 tarihinde oy kullanan Türkiye genelindeki 650 bin seçmenin 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi öncesinde seçmen kütüğünden kayıtlarının silindiği iddiası doğru mudur? 3- 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde Yurtiçi Kayıtlı Kayıtlı Seçmen Sayısı 53 Milyon 741 bin 838 olarak Yüksek Seçim Kurulu resmi internet sayfasından ilan edilmiştir; 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ndeki kayıtlı seçmen sayısı nedir? 4- İstanbul birinci bölgede 54 bin, ikinci bölgede 40 bin üçüncü bölgede 51 bin civarında nerede olduğu belli olmayan, ortadan kaybolan veya kayıtları silinen bir seçmen kitlesi olduğu iddiası doğru mudur? 5- 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan 25. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde İstanbul 1. Bölge Kayıtlı Kayıtlı Seçmen Sayısı 3 milyon 682 bin 297 olarak Yüksek Seçim Kurulu resmi internet sayfasından ilan edilmiştir; 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ndeki İstanbul 1. Bölge kayıtlı seçmen sayısı nedir? 6- 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan 25. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde İstanbul 2. Bölge Kayıtlı Kayıtlı Seçmen Sayısı 3 milyon 52 bin 377 olarak Yüksek Seçim Kurulu resmi internet sayfasından ilan edilmiştir; 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ndeki İstanbul 2. Bölge kayıtlı seçmen sayısı nedir? 7- 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan 25. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde İstanbul 3. Bölge Kayıtlı Kayıtlı Seçmen Sayısı 3 milyon 497 bin 29 olarak Yüksek Seçim Kurulu resmi internet sayfasından ilan edilmiştir; 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ndeki İstanbul 3. Bölge kayıtlı seçmen sayısı nedir?”
|
22 Eylül 2015 Salı, 10:45
|
cumhuriyet
| null |
"650 bin seçmenin kaydı silindi mi?"
|
Türkiye
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/374343/_650_bin_secmenin_kaydi_silindi_mi__.html
|
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada, "Demokrasinin kalesidir CHP… Kimsenin kuşkusu olmasın; parti içinde de, tüm Türkiye için de demokrasinin yılmaz savunucusu olacağım" dedi. Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri dün yaptığı açıklamada 'diktatörlük' suçlamasında bulunan İnce'ye yanıt olarak değerlendirildi.
|
cumhuriyet.com.tr
|
Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kaybedilmesinden sonra başlayan süreç sonunda kurultaya gidiyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşısına ilk aday olarak CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce çıktı. CHP lideri Kılıçdaroğlu parti içinde yaşananlar hakkında Twitter'daki hesabında açıklamalarda bulundu. Cumhuriyetimiz saltanata dönüştürülmek istenirken CHP, tüm Türkiye’ye örnek olacak bir anlayışla, parti içinde uzlaşma kararı almıştır. CHP, her kesimin demokratik hakkını savunan, uzlaşıcı, yeni bir siyasal anlayışla yeniden, gerçek anlamda halkın partisi olma yolundadır! CHP olarak yapmamız gereken birbirimize güvenmek, kadınlarımız ve gençlerimiz ile çoğalarak, sağlam adımlarla yola devam etmektir. Demokrasinin kalesidir CHP… Kimsenin kuşkusu olmasın; parti içinde de, tüm Türkiye için de demokrasinin yılmaz savunucusu olacağım.
|
19 Ağustos 2014 Salı, 11:03
|
cumhuriyet
| null |
Kılıçdaroğlu'ndan İnce'ye yanıt geldi
|
Türkiye
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/107399/Kilicdaroglu_ndan_ince_ye_yanit_geldi.html
|
Tel Aviv Üniversitesi araştırmacıları, kanser hastalarında sağlıklı hücreleri tümörlü hücrelere saldıracak şekilde eğiten yeni bir aşı geliştirdi.
| null |
Sunday Telegraph'ın haberine göre Tel Aviv Üniversitesi'nden araştırmacılarla Vaxil Biotheraputics adlı ilaç şirketinin ortak çalışması, kanser türlerinin yüzde 90'ında bulunan MUC1 adı verilen molekülü hedef alıyor. Buna göre hastanın kendi bağışıklık sistemi kanserli hücreyle savaşıyor. Aşı, hastanın bağışıklık sistemini kanserli hücreye direnmek üzere tetikliyor. Dolayısıyla kansere yakalanmadan önce değil ama kanser hastalarında başarı elde edilebiliyor. Araştırma sonuçlarının resmi olarak yayınlanması bekleniyor ancak yeni denemelerin de sonuç vermesi halinde aşının altı yıl içerisinde piyasaya sürülebileceği belirtiliyor. Aşının meme ve prostat gibi en yaygın kanser türlerinde de etkili olacağı düşünülüyor.
|
09.04.2012 - 10:31
| null |
[]
|
Kanser hücrelerine saldıran aşı geliştirildi
|
Sağlık
|
https://www.ntv.com.tr/saglik/kanser-hucrelerine-saldiran-asi-gelistirildi,oy2fNlvhpEiPWZ9KKzMMHA
|
Kamu Denetçiliği Kurumu'na yılın ilk 5 ayında 9 binden fazla şikayet geldi. Şikayetler arasında "piyangoda amorti rakamlarının 1 ve 9 olmasından duyulan rahatsızlığın dile getirildiği ilginç başvurular var.
| null |
Kamu Denetçiliği Kurumunca (KDK), yılın ilk 5 ayında 9 bin 500 şikayet başvurusu alındı. KDK'den yapılan açıklamaya göre, yıl başından itibaren vatandaşlar 9 bin 500 şikayet başvurusu yaptı. Açıklamada, bazı ilginç başvurulara da yer verildi. Aydın'dan kuruma başvuran bir vatandaş, Milli Piyango İdaresinin 19 Mayıs 2019'da yaptığı çekilişte amorti rakamlarının, "1 ve 9" olmasından şikayet etti. Bu rakamlara amorti çıkmasını manidar bulduğunu belirten vatandaş, herkesin kafasında soru işareti belirdiğini, çekilişin hakkaniyetli olmadığını düşündüğünü kaydetti. Ankara'dan KDK'ye ulaşan bir vatandaş ise mahallesindeki Aile Sağlığı Merkezi (ASM) hekiminin kurum bahçesine domates, salatalık ekmesini şikayet etti. Vatandaş başvurusunda, ASM'ye komşu olduğunu, ekilen bostandan rahatsızlık duyduğunu, domates ve salatalıkların yetiştikçe zehirli hayvan ve haşerelerin hatta yılanların dikkatini çekeceğini iddia etti. Başvuran kişi, duruma müdahale edilmesi ve yeni yeşermeye başlayan bostanın acilen iptal edilmesi talebiyle KDK'ye başvurdu. Ombudsman'a Samsun'dan ulaşan bir kişi, 1983'te namaz takviminden kaldırılan temkin vakitlerinin yeniden uygulanmaya başlanmasını talep etti. Başvurucu, 150 yıl boyunca ecdadın şehrin coğrafik yapısı, atmosfer şartları, genişlik durumu gibi koşullar göz önüne alınarak vaktin temkini yaptıklarını söyledi. Başvuruda 1983'ten beri namaz vakitlerinin temkinsiz hazırlandığını bunun da vaktin dışında ibadet yapılmasına sebebiyet vereceğini ifade etti. Temkin vaktinin kaldırılma sebebini soran ve konunun araştırılmasının istendiği başvuru, incelenmeye alındı.
|
28.05.2019 - 10:49
|
Anadolu Ajansı
|
['Gündem', 'Türkiye', 'Ekonomi', 'Genel']
|
KDK'ya 5 ayda 9 bin 500 şikayet
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kdkya-5-ayda-9-bin-500-sikayet,_-HFa9Pih02KEWcBPNquSg
|
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) düzenlemelerini onaylamaması halinde Güney Kore ile olan Serbest Ticaret Anlaşmasını (FTA) feshedilebileceği uyarısında bulundu.
| null |
Güney Kore haber ajansı Yonhap'ta yer alan habere göre, AB Komisyonunun Ticaretten Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström, başkent Seul'de yürüttüğü temaslarda Güney Kore'nin FTA kapsamında taraf olmayı kabul ettiği 4 ILO sözleşmesini onaylamayı geciktirmeye devam etmesi halinde, anlaşmaya uyulmadığını tespit etmek üzere uzman heyeti oluşturacaklarını bildirdi. Malmström, heyetin yapacağı tespitlere göre sözleşmenin feshedilebileceğini belirtti. Güney Kore AB ile 2011'de imzaladığı anlaşmada ILO'nun 4 temel sözleşmesini iç hukukuna uygulamayı taahhüt etmiş, ancak düzenlemeleri mecliste onaylanıp yürürülüğe koymamıştı. Birleşmiş Milletler bünyesindeki ILO'ya 1991'de üye olan Güney Kore, örgütün çalışma ilişkilerini ve işçi haklarını düzenleyen 4 temel sözleşmesini onaylamamıştı. Güney Kore'de sendika kurulabilmesi için ilgili iş kolundaki hizmetlerden sorumlu olan bakanlığın onayı gerekiyor. Ülkede kamu görevlileri gibi bazı mesleklerin ve işten çıkarılmış işçilerin sendika üyesi olmalarına izin verilmiyor.
|
09.04.2019 - 10:30
|
Anadolu Ajansı
|
['Dünya', 'Güney Kore', 'Avrupa Birliği']
|
AB'den Güney Kore'ye ILO uyarısı
|
Dünya
|
https://www.ntv.com.tr/dunya/abden-guney-koreye-ilo-uyarisi,doEZ2dbVXEi9U2ZVQWs-ng
|
Üniversiteye girişte katsayı farkını kaldıran kararın yürütmesinin durdurulmasını değerlendiren YÖK Başkanı Prof. Özcan, ayrıntılı bir açıklama yapmamakla birlikte 'itiraz hakkımız var' dedi.
| null |
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Danıştay 8. Dairesi'nin verdiği karara itiraz edeceklerini bildirdi. Özcan, YÖK'ten ayrılışında, gazetecilerin Danıştay 8. Dairesi'nin, YÖK'ün üniversiteye girişte katsayı farkını kaldıran kararının yürütmesini durdurmasına ilişkin sorularını yanıtladı. Kararı internette incelediklerini ve ellerinde resmi bir karar bulunmadığını belirten Özcan, ''önce resmi karar gelinceye kadar bekleyeceğiz. Ama ben bu arada öğrencilerimize seslenmek istiyorum: Onlar kesinlikle, kesinlikle herhangi kötü bir durumla karşılaşacaklarını düşünmesinler. En adaletli en iyi çözüm onlar için neyse o yapılacaktır. Bizim hazırlıklarımız var. Kurullarımızı toplayıp bu konuyu görüştükten sonra bu hazırlıklardan da sizi haberdar edeceğiz'' dedi. ''Kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna Özcan, ''Ben kararı değerlendirmiyorum çünkü kurullarımız değerlendirecek, bu önemli bir şey. Benim kararım çok önemli değil, burası bir kurul biliyorsunuz'' yanıtını verdi. ''Eşitsizlik devam ediyor mu?'' sorusu üzerine Özcan, ''Şimdi size bir şey söylemeyeceğim kurallarımızdan karar çıksın tartışalım ondan sonra görüşelim'' dedi. ''Karara itiraz edecek misiniz?'' sorusunu Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ''Tabii itiraz ediyoruz. O hakkımız var biliyorsunuz'' diye yanıtladı.
|
25.11.2009 - 19:32
|
Anadolu Ajansı
|
[]
|
YÖK'ten de Danıştay'a itiraz var
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/yokten-de-danistaya-itiraz-var,JLpSz-It-kKs-bGdkKk21g
|
İzmir'in Menemen ilçesinde geri dönüşüm tesisinde çıkan ve yanındaki üç tesise sıçrayan yangın hasara neden oldu.
| null |
'in Menemen ilçesinde, geri dönüşüm tesisinde çıkan yangın hasara neden oldu. Alınan bilgiye göre, Ulukent Sanayi Bölgesi 10006 Sokak'taki naylon ve kağıt geri dönüşüm tesisinde henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen yangın, tesisin yanındaki otomotiv yedek parça, mobilya ve plastik tesislerine de sıçradı. Vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Menemen Kaymakamı Mustafa Özkaynak da olay yerine gelerek çalışmaları takip etti. Özkaynak, yangının kontrol altına alındığını, olayda can kaybı ya da yaralanmanın olmadığını söyledi. Yangın hasara neden oldu.
|
28.01.2019 - 22:37
|
Anadolu Ajansı
|
['Yurt Haber', 'Türkiye', 'İzmir']
|
İzmir'de geri dönüşüm tesisinde yangın
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/izmirde-geri-donusum-tesisinde-yangin,7keVeikQBkSFHlrKcwkmtw
|
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, küresel ısınma ile mücadele amacıyla vergi mükelleflerinden 'karbon vergisi' almaya başlayacaklarını açıkladı.
| null |
Fransa, karbon vergisini 2010'da devreye sokmayı öngörüyor Bu şekilde herkes kullandığı enerji ile ya da faaliyetleri ile ürettiği karbondioksitin karşılığında ödeme yapacak. Fransa bu kararla, bu yönde adım atan ilk büyük Avrupa ekonomisi oluyor. Sarkozy, Fransa'nın orta kesiminde yaptığı bir konuşmada, bu verginin gelecek yılın ortalarında itibaren alınmaya başlanacağını söyledi. Hem ev hem de işyerlerini hedef alan vergi, petrol, doğalgaz ve kömürden alınacak. Ancak elektriği kapsamayacak. AB'nin karbon ticareti sistemine zaten dahil olan ağır sanayi şirketleri ve enerji santralleri de kapsam dışında kalacak. Fransa'da elektrik enerjisinin büyük bir kısmı nükleer santrallerde üretiliyor. Sarkozy'nin açıklamasına göre bu vergi başlangıçta, atmosfere salınan her bir ton karbondioksit gazına karşılık 17 euro olacak. Fransız Le Monde gazetesi, yeni verginin ülkede üretilen karbondioksitin yüzde 70'ini kapsayacağını ve yılda 4 milyar euro'yu aşkın bir gelir kaynağı oluşturacağını yazdı. Tartışmaları bir süredir devam eden karbon vergisi, Fransa'da ciddi bir muhalefetle karşılaşmıştı. Düzenlenen anketlerde seçmenlerin üçte ikisi plana karşı olduklarını söyledi. Ancak Nicolas Sarkozy, yoksulların bu konuda destekleneceğini söylüyor. Sarkozy yeni vergi ile amacının halkı alışkanlıklarını değiştirmeye ve enerji tasarrufu yapmaya sevketmek olduğunu söylüyor. Muhalifleri ise, asıl amacın hazinenin daralan mali kaynaklarını rahatlatmak olduğunu öne sürüyorlar. Karbondioksite benzer şekilde vergi uygulaması daha önce Danimarka, İsveç ve Finlandiya'da uygulamaya konuldu. Bu arada Avrupa Birliği Komisyonu, üye ülkelerin iklim değişikliği ile mücadelede yoksul ülkelere katkı sağlayabilmek için 2020 yılına kadar yılda 15 milyar euro ayırabileceklerini açıkladı. Kalkınmakta olan ülkeler, iklim değişikliğine ilk etapta sanayileşmiş ülkelerin yol açtığını, bu nedenle de bu durumla mücadelede kendilerine destek olmaları gerektiğini savunuyor. Bu tartışma Aralık ayında Kopenhag'da yapılacak olan küresel iklim zirvesinde varılacak bir uzlaşmanın önünde önemli bir engel olarak görülüyordu. Afrika ülkeleri, "yeterince cömert olmayan" herhangi bir anlaşmayı veto edeceklerini açıklamıştı. 27 üyeden oluşan Avrupa Birliği de sorunun aşılması için adil bir ödeme miktarı üzerinde çalışmaktaydı. Konuyla ilgili bir açıklama yayımlayan AB Komisyonu'nun çevreden sorumlu üyesi Stavros Dimas, "Artık Kopenhag müzakerelerindeki kördüğümü aşabilmemiz gerekiyor." dedi.
|
15.09.2009 - 12:45
| null |
[]
|
"Karbon vergisi" başlıyor
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/karbon-vergisi-basliyor,91KsG7Refk26mu251rvzCA
|
Amerikan Basketbol Ligi'nde (NBA) Portland Trail Blazers'ı 136-111 yenen Golden State Warriors, normal sezonda 1000 üç sayılık basket barajını geçen ilk takım oldu.
| null |
NBA'e 11 maçla devam edildi. 1995-96 sezonunda 72 maç kazanan Chicago Bulls'a ait normal sezonda en fazla galibiyet alan NBA takımı rekorunu kırmaya çalışan Golden State Warriors, iç sahadaki en uzun galibiyet serisi rekoru 54 maçla noktalandıktan sonra ağırladığı Portland Trail Blazers'ı 136-111 mağlup etti. Karşılaşmayı 39 sayı, 7 asist ve 6 ribauntla tamamlayan Stephen Curry'nin 2. çeyreğin sonlarında kaydettiği basketle "normal sezonda 1000 üç sayılık basket barajını geçen ilk takım" unvanını elde eden Warriors ayrıca "77 mücadele sonunda 69 galibiyet alan ilk takım" olarak da öne çıktı. Warriors'ta 22 sayı, 10 ribaunt, 10 asistle bu sezon 13. kez "triple double" yapan Draymond Green ve 21 sayı atan Klay Thompson, galibiyette önemli rol oynadı. Trail Blazers'ta Damian Lillard'ın 38 sayı, C.J. McCollum'un 18 sayı ve Maurice Harkless'ın 15 sayı, 10 ribauntluk performansı yenilgiyi önleyemedi.
|
04.04.2016 - 11:03
|
Anadolu Ajansı
|
['Basketbol', 'Spor', 'NBA']
|
Her maçı ayrı rekor!
|
Spor
|
https://www.ntv.com.tr/spor/her-maci-ayri-rekor,FSMVpv55lEmta4tZ3kX5BA
|
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partililerin "Selahattin Demirtaş" sloganı üzerine, "Siz kimi istiyorsanız adayımız o olacak. Adayımız hem Türkiye demokratik güçlerinin hem de Kürt halkının yakından tanıdığı, istediği ve sahip çıkacağı bir aday olacak" dedi.
| null |
24 Haziran'da yapılacak Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi çalışmaları kapsamında bugün Doğubayazıt ilçesine gelen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP İlçe Başkanlığı önünde partililere seslendi. Buldan konuşmasında, Doğubayazıt'ın her zaman iradesine, en zor dönemlerde partisine ve halkına sahip çıktığı söyledi. 24 Haziran'da kurulacak sandıklarda halkı her türlü zulme, baskıya karşı iradelerine sahip çıkmaya çağırdıklarını belirten Buldan, "Bu seçimlerde AKP'yi buradan silip süpüreceğiz. AKP'yi burada tabela partisi yapacağız. Ağrı'da dört sıfır yapacağız. Sizlerden oy istemeye gelen AKP'lilere Selahattin Demirtaş'ı hatırlatın. Mukaddes Kubilay'ı hatırlatın" diye konuştu. Buldan, Türkiye açısından tarihi bir seçim olan 24 Haziran seçimlerinin Kürtler başta olmak üzere Türkiye toplumunun kaderini değiştirecek seçim olduğunu vurgulayarak, halkın 24 Haziran'da kendisine yakışır şekilde partisine, adaylarına ve cumhurbaşkanı adayına sahip çıkacağını ifade etti. Buldan, Cumhurbaşkanı adaylığına ilişkin konuşması sırasında partililerin HDP'nin cumhurbaşkanı adayının eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olmasını isteyip "Selahattin Demirtaş" şeklinde sloganı atması üzerine şöyle konuştu: "En kısa zamanda cumhurbaşkanı adayımızı sizlerle paylaşacağız. Cumhurbaşkanlığı seçimi bizim için önemli. Çıkaracağımız aday sizlerin istediği bir aday olacak. Hiç merak etmeyin, siz kimi istiyorsanız adayımız o olacak. En kısa zamanda bunu sizlerle paylaşacağız. Biz kararımızı sizlerin vereceği isim üzerinde netleştireceğiz ve bu adayımız hem Türkiye demokratik güçlerinin hem de Kürt halkının yakından tanıdığı, istediği ve sahip çıkacağı bir aday olacak." Buldan ve beraberindekiler daha sonra il merkezindeki programa katılmak üzere Doğubayazıt'tan ayrıldı.
|
27.04.2018 - 14:03
|
Anadolu Ajansı
|
['Türkiye', 'hdp', 'erken seçim']
|
Buldan: Adayımız yakından tanıdığınız bir isim olacak
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/buldan-adayimiz-yakindan-tanidiginiz-bir-isim-olacak,XFNAn2irw0Ox59Wc-2lbyg
|
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Neticeler çıksın, yarın öğle vakti bir değerlendirme yaparız" dedi.
| null |
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde oy verme işleminin sona ermesi ve sonuçların açıklanmasının ardından, genel merkeze gelişinde partililerce karşılandı. Burada bir konuşma yapan Karamollaoğlu, oy kullanma işlemlerinin tamamlandığını belirterek, "Neticeler daha henüz net tam olarak ortaya çıkmadı, sabredeceğiz. Neticeler çıksın, yarın öğle vakti bir değerlendirme yaparız." ifadesini kullandı.
|
31.03.2019 - 21:39
|
Anadolu Ajansı
|
['Türkiye', 'Saadet Partisi', '2019 yerel seçim']
|
Karamollaoğlu: Neticeler çıksın yarın bir değerlendirme yaparız
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/karamollaogluneticeler-ciksin-yarin-bir-degerlendirme-yapariz,HCAi_A5j6UKEqWF66cvUEA
|
Ketçap devi Heinz’ın 28 milyar dolarlık satışı dünyanın en büyük hamburger zincirleri arasında soğuk savaşa neden olabilir.
| null |
ABD'li milyarder Warren Buffett’ın şirketi Berkshire Hatwaway ve 3G Capital’ın, ABD’li gıda devi Heinz’ı satın almak için imzaladıkları anlaşmanın dünyanın en büyük hamburger devleri McDonald’s ve Burger King arasında soğuk savaş çıkarabileceğine işaret ediliyor. Heinz’ı satın alan şirketlerden 3G Capital, Burger King’in çoğunluk hissesine sahip. Şirketin, Burger King’i güçlendirmek için McDonald’s’a ketçap sağlamayı kesebileceği söyleniyor. Heinz ABD'de ketçap piyasasının yüzde 60’ına hâkim. Şirketin yurtdışında da hatırı sayılır bir varlığı söz konusu. Uzmanlar bu hâkimiyeti dikkate alarak, Heinz’ın küresel ketçap piyasasında oyunu değiştirecek güçte olduğuna dikkat çekiyor. CNBC yayınına katılan danışmanlık şirketi Trout & Partners’ın pazarlama stratejisti Jack Trout, “McDonald’s’a hizmeti kesmek düşük bir ihtimal olsa da yine de göz ardı edilmemeli” dedi.
|
17.02.2013 - 14:27
| null |
[]
|
Hamburger devleri 'ketçap' savaşına mı girecek
|
Ekonomi
|
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/hamburger-devleri-ketcap-savasina-mi-girecek,QZnwPd7K50GLFCXZw9qtiw
|
Osmaniye'de anız yakan kişi alevlerin arasında kalarak hayatını kaybetti, eşi ise ağır yaralandı.
| null |
Osmaniye'nin Düziçi ilçesinde, anız yakan kişi alevlerin arasında kalarak hayatını kaybetti. Karagedik köyünde hasat edilmiş buğday tarlasındaki anızları yakmak isteyen Ökkeş Muğlu (82) rüzgarın etkisiyle büyüyen alevlerin arasında kaldı. Muğlu, olay yerinde yaşamını yitirirken, alevlere maruz kalan eşi Senem Muğlu (75) ise ağır yaralandı. 112 Acil Servis ekiplerince Osmaniye Devlet Hastanesine kaldırılan Muğlu'nun sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.
|
15.06.2016 - 11:37
|
Anadolu Ajansı
|
['Türkiye', 'Osmaniye']
|
Anız yakarken alevlerin arasında kalan kişi öldü
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/aniz-yakarken-alevlerin-arasinda-kalan-kisi-oldu,V78Mxm0um0yp4UJjCUNtog
|
İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2017'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında ikinci toplantısını yaptı.
| null |
İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2017'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında ikinci toplantısını Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder başkanlığında yaptı. Türk-İş'in ev sahipliğindeki toplantıda, Türk-İş heyetine Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) heyetine Yönetim Kurulu Üyesi Metin Demir başkanlık etti. Toplantının başında, Komisyon Başkanı Önder'in önerisi üzerine İstanbul'daki terör saldırısında şehit olanlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşunun ardından toplantının açılış konuşmasını yapan Önder, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak asgari ücret uygulaması, asgari ücret destekleri ve asgari ücretten yararlananların iş kollarına göre dağılımı konularını içeren bir rapor hazırladıklarını belirterek, bu raporu bugün Komisyona sunacaklarını bildirdi. "6,5 milyon kişiden daha fazlasını ilgilendiriyor" Türk-İş heyetine başkanlık eden Irgat ise asgari ücret konusunda kamuoyunda çok büyük bir beklentinin olduğunu belirterek, asgari ücretin basında yazıldığı gibi 6,5 milyon çalışanı değil daha fazla kişiyi ilgilendirdiğini söyledi. Asgari ücretin en taban ücret ve aynı zamanda bir sosyal ücret olduğunu vurgulayan Irgat, "Asgari ücretten vergi kesilmesini kabullenemiyoruz. Yıllardır söylüyoruz, bu konuda düzenlemeye ihtiyaç var. Yaşanan ekonomik gelişmeler nedeniyle alım gücünün en fazla düştüğü bir dönemi yaşıyoruz. Bu nedenle Komisyonun bunu özellikle görmesi gerekiyor. Umarım beklentilere cevap verecek bir komisyon kararı çıkar." dedi. Konuşmaların ardından, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı basına kapalı yapıldı. Komisyon, 2017 yılında geçerli olacak asgari ücret kapsamında ilk toplantısını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde ve Bakan Mehmet Müezzinoğlu başkanlığında 6 Aralık'ta yapmıştı.
|
12.12.2016 - 15:21
|
Anadolu Ajansı
|
['Ekonomi']
|
Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci kez toplandı
|
Ekonomi
|
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/asgari-ucret-tespit-komisyonu-ikinci-kez-toplandi,uve5VFsfm0SuY03O1CTY3w
|
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize mitinginde halka seslendi.
| null |
halka hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle: "Memleketimde olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Ülkemizde 81 tane güzel var ama bizim gözümüzde Rize hep bir tane. Memleketimi çok özlemiştim. Rize de bu evladını çok özledi. Ovit'in açılışını yaptık. Ben karşımda rekora koşan bir Rize görüyorum. Kimisi gelir ben şöyleyim der. Siz zaten ne yapacağınızı biliyorsunuz. Biz iş yapmaya geliyoruz, laf değil. Onlara sorsan 16 sene önce nasıl bir Rize vardı inanın bilmezler. Bugün Rize sadece mitingimizi yapmak için gelmedim, aynı zamanda Karadeniz bölgemiz için tarihi bir ana şahitlik ettik. Bölgemizin bir buçuk asırdır hayalini kurduğu devasa projenin açılışını yaptık. 2012'de ilk kazmayı vurduğumuz Ovit tünelinin açılışını yaptık. Maaliyeti 1 buçuk katrilyon. 6 senede bitti. 14 buçuk km gidiş 14 buçuk km geliş. Dünyada benzeri az. Türkiye'yi bir hayaliyle daha buluşturduk. Dün de TANAP'ı açtık Eskişehir'de. Hem Türkiye'ye faydası var hem Avrupa'ya. Bununla bir şey anlatmak istiyorum. Türkiye neler yapıyor onlar neyle uğraşıyor. Birileri kek ile pasta ile uğraşırken biz Türkiye'yi bir hayaliyle daha buluşturduk. Bay Muharrem Amerika ile uğraşırken biz yol yaptık. Kandil'e operayon yapamayacaklar diyor. Bay Kemal senin karşında Erdoğan var. Daha dün 12 hedefi imha ettik. Bay Muharrem Edirne'deki terörist destekçisini kurtarmanın hesabını yaparken biz Rizeli kardeşlerimizi yol eziyetinden kurtardık. O ABD'den yeni telefonu bekleye dursun biz TANAP'ı açtık. Tarihte ilk kez Hazar gazının Türkiye ve Avrupa'ya taşınmasını sağladık. Bu ABD ile uğraşırken bay Kemal başka Muharrem başka konuşuyor. Bay Muharrem çıkmış diyor ki; 'Ben zenci Türklerdenim, Erdoğan Beyaz Türk.' Ne dersen de, bunlar tutmaz. Ben, bu ülkenin has evladıyım. Hiç bir zaman beyaz Türk olmakla övünmedim. Sadece bu memleketin, bu milletin hizmetkarı olmakla övündüm. Bu millete efendi değil hizmetkar olmaya geldik. Adalet Bakanlığı'na 4 tane hukukçu gönderdiler, evrakları incelediler. Kemal beye bunlar geldi. Bay Kemal'de şunu söyledi evrakları incelediler bende okudum gördümki FETÖ'nün Türkiye'ye gönderilmesi noktasında ABD üzerine düşeni yapmıyor. Her zaman doğruyu söylemez, burada söyledi. Biz doğruluktan yanayız, dürüstlükten yanayız. Muhalefet şehir hastanelerini, havalimanlarını kapatmayı vaadederken biz ekonomimizi yüzde 7,4 oranında büyüttük. OECD ülkeleri arasında 1. sıraya çıkardık. Bunu da beğenmiyor. Esnafa diyorki senin cebindeki para büyüdü mü? Bu kadar işsize imkan sağlayan bu hükümet değil mi? Sen ekonomiden anlamazsın. Bay Muharrem HDP sempatizanlarıyla miting yaparken biz ABD ile anlaşıp Münbiç'i terör örgütünün zulmünden kullandık. Engellemelere rağmen diplomatik başarıya imza attık. Ülkemizin en büyük açığı muhalefet açığıdır. Çapsız muhalefet milletimizin paçasından çekiyor. Türkiye bütün amacı yıkmak, sabote etmek olan bir muhalefeti haketmiyor. Milletimiz darbelerin, antidemokratik güçlerin yanında saf tutan muhalefeti de istemiyor. Türkiye'de ilerlemeyen tek şey muhalefetin kalibresi ve kalitesi. Bu ülke sözleriyle icraatlarıyla taban tabana zıt iki yüzlü muhalefeti haketmiyor. İnce, muhafazakar kesime masum gözükmek için kırk takla atıyor. En başarılı olduğu alan, cuntacılık, darbeseverlik. Vatandaşın özgürlük alanını genişleten uygulamalara en çok karşı çıkan Bay Muharrem'dir. Kamuda başörtüsü yasağını kaldırdık. Bunun üzerine darbe heveslisi medya organları manşetleri attı. CHP'de hemen laiklik üzerinden toplumumuzun bazı kesimlerini kışkırtmaya kalktı. Soluğu AYM'de aldılar. İçinde bay Kemal'de var Muharrem'de. AYM'de maalesef tamamen ideolojik bir tavırla düzenlemenin iptaline karar verdi. Bay Muharrem TRT'de çalışan bir hanım kardeşimizin bere takmasına bile hazmedemedi. O gün başörtüsü özgür olmasın diyen Bay Muharrem bugün taklalar atıyor. Özgürlükten bahsediyor. Biz senin evvelini neler yaptığınızı biliyoruz. Bunun adı siyaset değil, omurgasızlık, ikiyüzlülüktür. Pensilvanya'dan aldığının akıllarla milletin aklını çelemezsiniz. Benim vatandaşım adamın siciline bakar, icraata bakar. . Bizim siyaset ahlakımızda yapamayacağı şeylerin sözünü vermek yoktur. Biz sadece seçim kazanmanın değil ülkemizi cesaretle şahlandırmanın mücadleesini veriyoruz. Bu sene 20 bin öğretmen daha alacağız. Ayrım yapmadan 80 milyona hizmet etmek için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Rize'ye 16,5 katrilyon yatırım yaptık. kazandırıyoruz. 800 yataklı hastanemizin inşasına başlıyoruz. Bu Şehir Hastanesi deniz doldurularak yapılacak. Çalışmalar başladı. Ülkemizde ilk defa hibrit ameliyathane de yer alacak. Bu hastanemiz yakın coğrafyamızdan gelecek yabancı hastalara da hizmet verecek. İhtiyaç sahiplerini asla kaderlerine terk etmedik. Rize'nin 2050 yılına kadarki içme suyu ihtiyacı karşılanacak. Rize-Artvin havalimanı 2021'de hizmete açılacak. Organik çaya geçeceğiz. Fındık için 35 trilyon lira alan bazlı destek verdik. Üreticilerin ezilmesine asla müsaade etmedik. Yaşadığınız sıkıntıları da üreticileri mağdur etmeden çözüme kavuşturacağız. İki farklı zihniyet yarışıyor. Bir tarafta yıkım ekibi diğer tarafta Türkiye'yi yeni projelerle şahlandırmanın sevdasını yaşayan AK Parti var. Bir tarafta terör örgütüne vagonluk yapanlar var diğer tarafta terörün belini kıran irade var. Afrin kahramanlarına dil uzatan pespaye bir anlayış var diğer tarafta kararlı bir duruş var. Bir tarafta faşist CHP zihniyetini diriltmeye çalışanlar var diğer tarafta özgürlük var. Bir tarafta Pensilvanya'da kurulan yıkım ittifakı diğer tarafta 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurulan Cumhur İttifakı var. "
|
13.06.2018 - 18:17
|
NTV Haber
|
['Türkiye', 'son dakika', 'Recep Tayyip Erdoğan', 'akparti', 'chp', 'Rize', 'Muharrem İnce', 'Seçim 2018']
|
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Rize'ye şehir hastanesi kazandırıyoruz
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskani-erdoganrizeye-sehir-hastanesi-kazandiriyoruz,drvYziIXJU2GOP5cmoKaXg
|
ABD'de tutuklu bulunan Halkbank Genel Müdür yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın kefaletle serbest bırakılma başvurusuna savcılık itiraz etti.
| null |
ABD'de savcılık, mahkemeye sunduğu 115 sayfalık itiraz dilekçesinde tutuklu bulunan Halkbank Genel Müdür yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın kaçma riski taşıdığını ve bu nedenle tutukluluk halinin devam etmesini istedi. Dilekçede Atilla'nın birlikte yargılandığı Rıza Sarraf gibi hakkında çok ciddi suçlamalar olduğu ve onlarca yıl hapis yatabileceği belirtildi. Mahkemenin Atilla'nın geçtiğimiz hafta yaptığı kefaletle serbest bırakılma başvurusunu gelecek hafta görüşmesi bekleniyor.
|
09.08.2017 - 15:43
|
NTV Haber
|
['Dünya', 'halkbank', 'ABD']
|
ABD'de Atilla'nın kefaletle serbest bırakılmasına itiraz
|
Dünya
|
https://www.ntv.com.tr/dunya/abdde-atillanin-kefaletle-serbest-birakilmasina-itiraz,S876XTTekkW_1wpGr3DCtw
|
Twitter kullanıcıları, bugünü "5 Ekim Dünya Gıybet Günü" ilan etti. İngiliz uzmanlar dedikodu yapmanın erkekleri birbirine daha çok yaklaştırdığını, kadınları ise olumsuz etkilediğini belirtti.
| null |
İngiliz uzmanlar bir araya geldiklerinde in daha çok sosyal konular üzerine dedikodu yaptığını söyledi. Uzmanlara göre kadınların dedikodu konuları ise genelde arkadaşlarının fiziksel görüntüleri oluyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Grant McEwan Üniversitesi’nden David C. Watson erkeklerin arkadaşlıklarının grup içi aktivitelerle sağlamlaştığını ve aralarındaki bağın da bu grup içinde yapılan larla beslendiğini belirtti. Watson şöyle konuştu: “ genelde dedikodu malzemesi olarak hemcinslerinin fiziksel özelliklerini seçer. Bu konu aralarında ilişkilerini tehdit edebilecek bir rekabete neden olabilir.”
|
05.10.2016 - 11:48
|
ntv.com.tr
|
['Yaşam']
|
Dedikodu erkeğe yarıyor, kadını kötü etkiliyor (Dünya Gıybet Günü)
|
Yaşam
|
https://www.ntv.com.tr/yasam/dedikodu-erkege-yariyor-kadini-kotu-etkiliyor-dunya-giybet-gunu,OoxzY1NIl0m76TH89yx66A
|
Son olarak Anne dizisinde rol alan Can Nergis, ilk kez babalık sevinci yaşadı.
| null |
Star TV ekranlarında yayınlanan ve geçtiğimiz günlerde final yapan Anne dizisinde gazeteci Ali Arhan karakterine hayat veren baba oldu. Geçen yıl Türkiye'nin tanıtım yüzü de olan Sırp model Jelena Milosavjevic ile evli olan Nergis, kızını kucağına aldı. İkili doğumdan önce çekilen son fotoğraflarından birini sosyal medyadan paylaşmıştı. Jelena Milosavjevic evlendikten sonra soy ismini sosyal medyada Nergis olarak değiştirmişti.
|
04.07.2017 - 14:29
| null |
['Televizyon', 'Yaşam', 'dizi', 'magazin']
|
Can Nergis baba oldu
|
Yaşam
|
https://www.ntv.com.tr/yasam/can-nergis-baba-oldu,qEUyelV_-kC8PolgymNoQg
|
Ortaköy’de gece kulübüne saldırı düzenleyen zanlının yakalanması için çalışmalarını sürdüren polis, Zeytinburnu’nda bir eve operasyon düzenledi.
| null |
Ortaköy’de gece kulübüne saldırı düzenleyen teröristi arama çalışmaları sürerken, polis Zeytinburnu’nda bir eve operasyon düzenledi. Bir ihbarı değerlendiren ekipler, Zeytinburnu Nuri Paşa Mahallesi 63. Sokak'taki eve akşam saatlerinde operasyon düzenledi. Özel Harekat polislerinin katılımıyla havadan helikopter destekli düzenlenen operasyon sırasında ekipler adresin bulunduğu sokak ile çevre sokakları tamamen kapattı. Çevrede yoğun güvenlik önlemi alan polisin saldırganın saklandığı iddia edilen adreste saldırganı bulamadığı öğrenildi. Çevre sokaklardaki önlemleri sona erdiren polisin ihbarın yapıldığı adreste incelemeleri devam ediyor.
|
02.01.2017 - 23:25
|
İHA
|
['Türkiye']
|
Polisten Zeytinburnu’nda gece kulübü saldırganı için operasyon
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/polisten-zeytinburnunda-gece-kulubu-saldirgani-icin-operasyon,UCFyQoTySk-MHwPE77ckrA
|
Ziraat Türkiye Kupası'nda Medipol Başakşehir'in konuğu olan Galatasaray'da Sneijder şoku yaşanıyor. Hollandalı oyuncu, karşılaşmanın 4. dakikasında sakatlanarak oyuna devam edemedi. Sarı-kırmızılılar, dakikalar 51'i gösterdiğinde 3 oyuncu değişikliği hakkını da sakatlıklardan dolayı kullandı.
|
DHA
|
Medipol Başakşehir'le deplasmanda karşılaşan Galatasaray'da karşılaşmanın 4. dakikasında sakatlanan Sneijder oyuna devam edemedi. Maçın hemen başında sakatlanan yıldız futbolcu, sağ üst ön adalesini tuttu. Saha içinde yapılan müdahalenin ardından oyuna devam edemeyeceğini ifade eden Sneijder, doğrudan soyunma odasının yolunu tuttu. Sneijder'in yerine oyuna Josue dahil oldu. Ziraat Türkiye Kupası Son 16 Turu'nda Medipol Başakşehir'e konuk olan Galatasaray'da sakatlık kabusu yaşandı. Sarı-kırmızılılar, dakikalar 51'i gösterdiğinde 3 oyuncu değişikliği hakkını da kullandı. Medipol Başakşehir deplasmanında boy gösteren Galatasaray'da üst üste yaşanan sakatlıklar can sıktı. Karşılaşma öncesinde ısırma sırasında De Jong'la çarpışan Ahmet Çalık, uzun süre yerde kaldıktan sonra yapılan müdahale sonrasında maça ilk 11'de başladı. Ancak karşılaşmanın henüz 4. dakikasında Sneijder sağ üst ön adalesinden sakatlanarak oyunu terk etti. Yıldız futbolcunun yerine Josue oyuna dahil oldu. İlk yarıyı 2-0 geride kapatan Galatasaray, ikinci yarıya Carole - Linnes değişikliğiyle başladı. Riekerink'in yaptığı bu değişikliğin de zorunlu olduğu öğrenildi. İlk yarının son dakikalarında Visca'nın müdahalesiyle sağ bileği dönen Carole, ikinci yarıya devam edemezkeni, maçın 51. dakikasında diğer kötü haber de kaptan Selçuk İnan'dan geldi. İkinci yarının hemen başında sağ üst ön adalesini tutan Selçuk İnan oyuna devam edemedi. Tecrübeli futbolcu direkt olarak soyunma odasının yolunu tutarken, bu futbolcunun yerine Eren Derdiyok oyuna dahil oldu. Teknik Direktör Riekerink; Sneijder, Carole ve Selçuk İnan'ın yaşadığı sakatlıklar nedeniyle, zorunlu olarak 51 dakikada 3 oyuncu değişikliği hakkını da kullanmış oldu.
|
5 Şubat 2017 Pazar, 11:32
|
cumhuriyet
| null |
Galatasaray'da sakatlık kabusu
|
Spor
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/670933/Galatasaray_da_sakatlik_kabusu.html
|
Merkez Bankası, 2013 yılında enflasyon hedefinin tutmaması nedeniyle hükümete bir "mazeret" mektubu yazdı. Mektupta, hedefin tutmama gerekçesi, döviz kurundaki artışla yüksek seyreden gıda fiyatları olarak gösterildi.
| null |
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'a gönderilen mazeret mektubunda, 2013 yılı enflasyon hedefinin yüzde 5,3 olduğu hatırlatıldı. Döviz kurundaki artışın enflasyona etkisinin 1,5, gıda fiyatlarındaki yükselişin etkisinin ise 0,6 puan olduğu belirtildi. Mektupta, enflasyonun, 2014'ün ikinci yarısından itibaren kademeli olarak düşmesinin beklendiği de kaydedildi.
|
28.01.2014 - 16:33
|
NTV Haber
|
[]
|
Merkez'den hükümete enflasyon mektubu
|
Ekonomi
|
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/merkezden-hukumete-enflasyon-mektubu,L6oXvGPMS0q81aO3sMpBEg
|
Dolar fiyatları şu dakikalarda 5.79 TL seviyesinde hareket ederken, Avro fiyatları ise 6.52 TL seviyesinde bulunuyor.
|
AA
|
Dolar kuru dün Türkiye piyasalarının kapanış saatinde 5.80 TL seviyesinde hareket ederken, haftanın son işlem gününe 5.82 TL seviyesinden başladı. Dolar, gün içerisinde en düşük 5.7880 TL'yi görürken, en yüksek 5.8347 TL'yi gördü. Dolar kuru, saat 12.19 itibarıyla 5.7998 TL seviyesinde işlem görürken, Avro kuru ise aynı dakikalarda 6.5290 TL seviyesinde bulunuyor. Analistler, teknik açıdan dolarda 5.80 TL'nin altına sarkması durumunda, 5.7900 TL'nin seviyesinin destek, 5.8450 TL'nin direnç konumunda olduğunu kaydetti.
|
19 Nisan 2019 Cuma, 09:05
|
cumhuriyet
| null |
Dolarda son durum
|
Ekonomi
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1352714/Dolarda_son_durum.html
|
Başbakan Recep Tayip Erdoğan, ''12 Haziran'dan sonra ustalık dönemi başlıyor. Sayın Kılıçdaroğlu bu ifademden çok hoşlanmış olacak ki (sevsinler senin ustalık dönemini) diyor. Hamdolsun sevenler burada. Kılıçdaroğlu onu sen düşün. Sen daha çırak bile olamadın, olamayacaksın da" diye konuştu.
| null |
Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Ataköy Sinan Erdem Spor Salonu'nda İstanbul Sinoplular Platformunca düzenlenen ''Sinoplular Gecesi''nde yaptığı konuşmada, Sinop'un, 3 Kasım 2002 seçimlerinden itibaren her seçimde ve 12 Eylül'de yapılan halkoylamasında, güçlü bir şekilde kendilerine, ileri demokrasiye, Türkiye'nin kalkınmasına, büyümesine, ilerlemesine destek verdiğini belirterek, bu destekten dolayı teşekkür etti. Başbakan Erdoğan, kendilerinin de ne İstanbul'daki ne de Sinop'taki kardeşlerine mahcup olmadıklarını, bundan sonra da mahcup olmayacaklarını ifade etti. Dünyanın en büyük ve en güçlü ekonomilerinin küresel krizde ağır sarsıntılar geçirdiğini, Türkiye'nin ise bundan en az etkilenen ülke olduğunu söyleyen Erdoğan, ''Biz (teğet geçti) dediğimizde bazıları dalgasını geçti, sonra da (gerçekten Başbakan'ın dediği doğru çıktı) dediler. Çünkü bizim ayağımız yere sağlam basıyordu. Onlar uçuyordu, biz yere sağlam basıyorduk. Dünyanın en büyük en güçlü ekonomileri ağır sarsıntılar geçirdi. Tüm dünyada ekonomik büyüme durdu. Dış ticaret verileri, işsizlik rekor seviyelere çıktı. Türkiye ise yüzde 14'e kadar işsizlik çıktı ama ondan sonra düşüş başladı şimdi 11.9'dayız'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan şunları kaydetti: ''Şu anda, başta ABD, Japonya, Avrupa ülkeleri hala bu küresel finans krizini atlatamadılar. Fakat Türkiye bunu atlattı. Dış ticaretimiz tekrar toparlanıyor. 2009 sonundan itibaren bu toparlanma ciddi şekilde devam etti. (Büyüyoruz) dedik, (büyüyeceğiz) dedik birileri buna inanmadı, ne oldu işte buyurun. 2009, 2010. 2010'un son çeyreğinde 9,2 büyümeyle çok önemli bir noktaya geldik ve 2010 yılının büyümesini 8,9 büyümeyle herkesi şaşırttık. Şu anda Avrupa'da en hızlı büyüyen ülke Türkiye oldu. Dünyada üçüncü en hızlı büyüyen ülke Türkiye oldu. OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke Türkiye oldu. Şu anda, milli gelirimiz 1 trilyon 105 milyar Türk Lirasına ulaştı. Dolar cinsinden 736 milyar dolar. Zirve yaptığımız 2008 sonunda 742 milyar dolardı. Kişi başına milli gelirimiz, 10 bin 79 dolar oldu. Nereden nereye. 2 bin 300 dolardı. Şimdi buradayız. Çalıştık gayret ettik koştuk buraya geldik. Şimdi altını çizerek ifade ediyorum; göreve gelmeden önce bizim IMF'ye olan borcumuz neydi? 23,5 milyar dolardı. (IMF ile ilişkimizi keselim) diyenler bunu diye diye gittiler, IMF'den 30 milyar dolar borç aldılar. Kim? MHP, DSP, ANAP. Ve bize 23.5 milyar dolar borç bıraktılar. Biz ödedik, ödedik ve şimdi neredeyiz biliyor musunuz? 5,2 milyar dolar. Onlar borçlandı biz ödedik. Onlar kirletti biz temizliyoruz. Bunlar (milliyetçiyiz) diyorlar değil mi? Bizim milli bankamız var Merkez Bankası. Bize merkez bankasında ne kadar döviz bıraktılar biliyor musunuz? 27.5 milyar dolar. Şu anda merkez bankasının döviz rezervi 86 milyar dolar. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Lafla milliyetçilik olmuyor. Milleti sevmek işle oluyor.'' Başbakan Erdoğan, Türkiye şu anda eğer dünyada saygın bir yere sahipse, bunun sebebinin atılan adımlardaki cesaret ve alınan mesafe olduğunu söyledi. Buralarda kalmayacaklarını, daha da güçleneceklerini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Şimdi hedef 2023. 2023'de yeniden büyük Türkiye'yi inşallah kuruyoruz. 2002'de çıraklık dönemi başladı. 2007'de kalfalık dönemi başladı nereye kadar? 12 Haziran'a kadar. 12 Haziran'dan sonra ustalık dönemi başlıyor. Sayın Kılıçdaroğlu bu ifademden çok hoşlanmış olacak ki (sevsinler senin ustalık dönemini) diyor. Hamdolsun sevenler burada. Kılıçdaroğlu onu sen düşün. Sen daha çırak bile olamadın, olamayacaksın da. Çünkü sana bu ülkede SSK'yı teslim ettiler, genel müdür yaptılar, 7-8 yıl devraldığın SSK zararda değildi. Sen aldın 8 yıl arka arkaya zarar ettirdin batırdın. Sen bir genel müdürlüğü yürütemeyen, güdemeyen kişisin, tescillisin Türkiye'yi mi yöneteceksin? Zaten benim milletim sana Türkiye'yi vermez. Niye? iş bilenin kılıç kuşananın. Bu bir vaka.''
|
03.04.2011 - 20:04
|
Anadolu Ajansı
|
[]
|
'Kılıçdaroğlu çırak bile olamayacaksın'
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/kilicdaroglu-cirak-bile-olamayacaksin,1Ijx2BWz4kaFIZCQ47GSlg
|
Çin'de geçen yıl bulaşıcı hastalıklar nedeniyle 17 bin 315 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
| null |
Çin Ulusal Sağlık ve Aile Planlama Komisyonu, 2012'de 6,95 milyon yeni vakanın tespit edildiğini, bunlardan 3,21 milyonunun A ve B sınıfı bulaşıcı hastalıklar olduğunu açıkladı. Ülkede AIDS, verem, hepatit, kuduz gibi A ve B sınıfı bulaşıcı hastalıklardan 16 bin 721 kişinin öldüğü, bunun da genel sayının yüzde 98'ine tekabül ettiği kaydedildi. Ayak ve ağız hastalığı gibi C sınıfı bulaşıcı hastalıklar nedeniyle de bir yılda 594 kişinin yaşamının yitirdiği belirtildi.
|
20.06.2013 - 13:57
| null |
[]
|
Bulaşıcı hastalıklar 17 bin can aldı
|
Sağlık
|
https://www.ntv.com.tr/saglik/bulasici-hastaliklar-17-bin-can-aldi,lg1JzxvWZEu6-odKiUNT1w
|
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
(TGC) ve Uluslararası Sınır
Tanımayan Gazeteciler Örgütü
(RSF), Can Dündar ve Erdem
Gül’ün de aralarında bulunduğu
tüm tutuklu gazeteciler
serbest kalana kadar dayanışma
kampanyası başlattı.
|
cumhuriyet.com.tr
|
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Paris merkezli Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), aralarında gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün de bulunduğu tüm tutuklu gazeteciler için basın toplantısı düzenledi. Toplantıda gazeteciler serbest kalana kadar uluslararası dayanışma kampanyası başlatılması için bir çağrı metni yayımlandı. TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda yapılan toplantıya, TGC Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, RSF Genel Sekreteri Christophe Deloire, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, DİSK-Basın İş Başkanı Faruk Eren, Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) Dönem Sözcüsü ve Basın Enstitüsü Derneği Başkanı (IPI) Türkiye Temsilcisi Kadri Gürsel, Cumhuriyet gazetesi avukatı Bülent Utku, Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar ve yabancı ülke başkonsolosluklarından yetkililer katıldı. Toplantıda konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, “Hiç basının bu kadar baskı altında olduğu, bu kadar mali açıdan sıkıştırıldığı, gazetecileri işsiz bırakan bir dönem yaşanmamıştı. Bunu yaşayarak görüyoruz” dedi. Gazetecinin halka karşı sorumluluğunun tüm sorumluluklarının önünde geldiğini söyleyen Olcayto, “Basın özgürlüğü halkın özgürlüğüdür. Halkın doğruları öğrenme, bilgilenme özgürlüğüdür. Başta Can Dündar ve Erdem Gül, tüm gazetecilerin serbest kalmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. RSF Genel Sekreteri Christophe Deloire ise, 17 Kasım’da Basın Özgürlüğü Ödülü’nü Cumhuriyet gazetesine verdiklerini hatırlatırken “Ödülü almaya gelen Can Dündar, yaptığı konuşmada bürosunun bir yanından adliyenin, diğer yanından da mezarlığın göründüğünü söylemişti. Bu iki yerin gazetecilerin uğrak yeri olduğunu belirtmişti” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gazeteciler hakkında sürekli suç duyurusunda bulunmasının herkesi şaşırttığını söyleyen Deloire, “Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke içerisinde 149. sırada. Tutuklama uygulaması sadece Can Dündar ve Erdem Gül için değil Murat Çapan, Muhammed Resul, Mehmet Baransu gibi çok sayıda gazetecinin de karşılaştığı bir durum” ifadelerini kullandı. Gazetemiz avukatı Bülent Utku ise, Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılanmalarının sadece gazetecilik faaliyetiyle ilgili olduğunun altını çizdi. “Basın davalarında yayın tarihinden itibaren 4 ay içinde davanın açılması gerekir. Cumhuriyet gazetesine 5,5 ay sonra dava açılmıştır. Bu davanın daha başında düşme unsuru taşıdığını söylememiz gerekiyor. 7. Sulh Ceza Hâkimliği dosyayı 8 numaralı Sulh Ceza Hakimliği’ne göndermiş. Bunun akabinde de Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız. Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karara göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yolu açık” ifadelerini paylaştı. Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar ise, “Bir gazeteciyle yaşıyor olmak da bana onur verdi. Gazetecilik, siyasi gücün etkisi altına girdi. Türk mahkemeleri de siyasi baskı altında. Umarım mahkemeler, tutuklama hastalığından kurtulurlar. Mücadele edeceğiz. Bunu sizin desteklerinizle yapmak istiyoruz” dedi.
|
2 Aralık 2015 Çarşamba, 06:21
|
cumhuriyet
| null |
Dündar ve Gül için Erdoğan'a çağrı
|
Türkiye
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/439283/Dundar_ve_Gul_icin_Erdogan_a_cagri.html
|
Muğla’da ağır grip tanısıyla hastaneye kaldırılan 52 yaşındaki bir hasta hayatını kaybetti. Ölen hastanın kızının da bir gün sonra aynı şikayetle hastaneye başvurması kuş gribi şüphesini akıllara getirdi.
| null |
Milas 75. Yıl Devlet Hastanesi'nde cuma gününden bu yana herkes tedirgin. Cuma günü hastaneye yüksek ateş ve nefes darlığı şikayetiyle 52 yaşındaki İlyas Yıldız getirildi. Tablo ağır grip ya da zatürre'ye işaret ediyordu. Durumu hızla kötüleşen yıldız helikopterle İzmir'e sevk edildi. Ancak hasta gece hayatını kaybetti. Bir gün sonra ölen İlyas Yıldız'ın 22 yaşındaki kızı da aynı şikayetlerle hastaneye gelince bulaşıcı hastalık tedirginliği başladı. Akıllara kuş gribi yeniden mi ortaya çıktı düşüncesi geldi. Milas Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Ziyanur Başer, “Aynı aileden benzer tabloyla iki hastanın olması bizi kuşkuya sevk etti, durum, Sağlık Bakanlığı’na bildirildi. Hastanın boğaz kültürü Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’ne gönderildi” dedi.
|
21.03.2011 - 15:04
|
NTV Haber
|
[]
|
Kuş gribi şüphesi
|
Sağlık
|
https://www.ntv.com.tr/saglik/kus-gribi-suphesi,dMQSPjAEKUu1LpsqtwiNcA
|
Türkiye'de 10 yılda sinema seyircisi sayısı yüzde 120 arttı, izleyicilerin tercihi ise yerli filmlerden yana oldu.
| null |
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Sinema ve Tiyatro İstatistikleri 2017 verilerinden derlediği bilgilere göre, 10 yılda sinema seyircisi ile salon sayıları önemli oranda artış gösterirken, Türk sineması pazarda üstünlük elde etti. 2008 yılında 31 milyon 132 bin 231 olan sinema seyircisi sayısı 2017 itibarıyla yüzde 120 artışla 68 milyon 482 bin 526'ya çıktı. Aynı dönemde Türkiye genelinde sinema salonu sayısı yüzde 77,8 artışla 2 bin 692'ye ulaşırken, koltuk sayısı 212 bin 155'ten 328 bin 845'e yükseldi. 2008-2017 döneminde gösterilen film sayısı yüzde 82 artarak 32 bin 3'ten 58 bin 214'e çıktı. Bunun 25 bin 275'i yerli, 32 bin 939'u ise yabancı filmlerden oluştu. Yerli filmlerin sayısında bu dönemde yüzde 167,3'lük artış dikkati çekerken, yabancı film sayısındaki artış yüzde 46,1'i buldu. Sinema severler en çok yerli filmleri tercih etti. Söz konusu dönemde yerli film izleyici sayısı yüzde 134,5 artışla 37 milyon 904 bin 91'e ulaştı. Bu dönemde yabancı film tercih edenlerin sayısı da yüzde 104,3 yükselerek 30 milyon 578 bin 435 olarak kaydedildi. Türkiye genelinde sinema salonu sayısında 882 ile İstanbul başı çekerken, Ardahan, Bayburt, Şırnak, Tunceli sinema salonu bulunmayan iller olarak sıralandı. Sahnelenen tiyatro oyunu ve seyirci sayısı açısından da son yıllarda yüksek artışlar kaydedildi. 2016-2017 sezonunda sahnelenen toplam eser sayısı, 2007-2008 sezonuna göre 4 kat artış göstererek, 2 bin 122'den 8 bin 948'e çıktı. Bu eserlerin 7 bin 638'i telif, bin 310'u çeviri eserlerden oluştu. Aynı dönemler itibarıyla tiyatro seyircisi sayısı da yüzde 107,2 artarak, 3 milyon 380 bin 214'ten, 7 milyon 6 bin 410'a yükseldi. Telif eserleri izleyenlerin sayısı yüzde 121,8 artarak, 5 milyon 470 bin 95 kişiye, çeviri eserleri izleyenlerin sayısı da yüzde 68,1 yükselerek 1 milyon 536 bin 315 kişiye çıktı. Söz konusu dönemde tiyatro salonu sayısı da yüzde 283,8 artarak 783'e ulaştı.
|
30.06.2018 - 11:40
| null |
['Film', 'sinema', 'Sanat', 'haftanın filmleri']
|
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) sinema verilerini açıkladı
|
Sanat
|
https://www.ntv.com.tr/sanat/turkiye-istatistik-kurumu-tuik-sinema-verilerini-acikladi,vqRYB8fQ5kGfjYWLmkRLyw
|
Ankara Büyükşehir Belediyesi, hafriyat bedellerinin belediye yerine başka yerlere aktarılarak kamunun zarara uğratıldığı iddiasıyla ilgili soruşturma başlattı. Belediye kaynakları, yapılan sözleşmeler sonucunda hafriyat işinin Osmanlıspor’a verilmesinden dolayı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin milyonlarca lira zarara uğradığını belirtti. Belediye kaynakları soruşturmanın ardından eski başkan Melih Gökçek de dahil olmak üzere tüm sorumlular hakkında yasal süreci başlatılacağını duyurdu.
|
cumhuriyet.com.tr
|
Ankara Büyükşehir Belediyesi, hafriyat döküm bedellerinin başka kaynaklara aktarılması ve kamunun zararı uğratılması nedeniyle soruşturma başlattı. Kamuyu zarara uğrattığı belirtilen yetkililer ile gerçek ve tüzel kişiler hakkında Büyükşehir Belediyesi müfettişleri tarafından inceleme sürdürülüyor. Ankara Büyükşehir eski Belediye Başkanı Melih Gökçek’in de aralarında bulunduğu sorumlular hakkında yasal sürecin başlatılacağını ifade eden belediye kaynakları, yapılan sözleşmeler sonucunda hafriyat işinin Osmanlıspor’a verilmesinden dolayı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin milyonlarca lira zarara uğradığını belirtti. Edinilen bilgiye göre hafriyat döküm işinin Temmuz 2014 tarihinde Meclis kararı ile Belediye şirketlerinden ANFA’ya aylık 30 bin TL’ye (yıllık 360 bin TL) verildiği, ANFA’nın ise bu işi Osmanlıspor’a aylık 100 Bin TL’ye (yıllık 1.200.000 TL) sözleşme yaparak verdiği ortaya çıktı.
|
28 Ağustos 2019 Çarşamba, 15:07
|
cumhuriyet
| null |
Mansur Yavaş harekete geçti! Başta Gökçek tüm sorumlular soruşturulacak
|
Türkiye
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1553704/Mansur_Yavas_harekete_gecti__Basta_Gokcek_tum_sorumlular_sorusturulacak.html
|
Başbakan Erdoğan, Suriye'ye ait yolcu uçağının Ankara'ya indirilmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Tutanaklara geçen bazı bilgileri açıklayan Erdoğan, el konulan malzemelerin Rusya'da askeri araç gereç üretimi yapan bir kuruluştan, Suriye Savunma Bakanlığı'na yollandığını belirtti.
| null |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursutlan Nazarbayev ile görüştü. Görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Erdoğan, Suriye'ye ait yolcu uçağının 'sivil olmayan kargo' taşıdığı şüphesiyle Ankara'ya indirilmesine değindi. Erdoğan, uçaktan çıkan malzemelerle ilgili "Gerek gönderilen yer, gerek gönderen yer hepsi belli" dedi. ''Uçak, yerel saat itibarıyla bildiğiniz gibi 17.10'da Esenboğa'ya inişe razı oldu. Bu inişi yaptıktan sonra da ilgili birimlerimiz devreye girdi. Kendilerine terminal binalarımızda istirahat etme imkanı hazırlandı, tedbirler buna göre alındı. Fakat içeriden birkaç kişi çıktı, fakat bir grup çıkmadı. Daha sonra bu çıkanlar da tekrar uçağa döndü. Kendilerine uçakta her türlü ihtiyaçları giderilmek suretiyle yemek vesaire içecek hepsi, muntazaman verildi. Bunun yanında içerde herhangi bir sağlık noktasında sıkıntı olur diye bu tür tedbirler zaten alınmıştı. Bununla ilgili olarak içeriye doktor falan gönderildi. Dediler 'Böyle bir sıkıntı söz konusu değil' Ama biz her halükarda ne olur ne olmaz diye bu tedbiri elden bırakmadık. Zaten havaalanlarının bu konudaki mükemmeliyeti ortadadır. THY'nin bu konuda zaten sıkıntısı yok. Devlet Hava Meydanlarımızın da herhangi bir sıkıntısı yok. Gerek gönderilen yer gerekse gönderen yer, bunların hepsi belli. Konuyla ilgili olarak da bu açıklamaları ilgili birimlerimize yaptık. Fakat ben burada özellikle bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Burası çünkü önem arz ediyor. O da şudur; yolcu uçaklarıyla her halükarda, asla bu tür savunma sanayine ait veyahut da silah, mühimmat, araç, gereç hiçbir malzeme taşınamaz. Bu uluslararası anlaşmaların gereğidir. Tabii hava sahamızdan böyle bir şeyin geçmesine yönelik de bu bilginin, bu tür bir iznin ve yolcu uçağıyla böyle bir şeyin yapılması zaten uluslararası uçuşlara da aykırıdır. Hatta hatta ben biraz daha işi ileri götüreceğim. Yani toplu miktarda çakı bile götüremezsiniz, bu bile yasaktır. Ama burada maalesef bu yasak çiğnenmiştir. Rusya'dan bizim MKE'nin muadili olan bir kuruluştan Suriye Savunma Bakanlığı'na gönderilen, bunlar araç, gereç, mühimmattır. Şu anda bunların ilgili birimlerimizde incelemesi devam etmektedir. Daha sonra gerekli olan açıklama, gerekli olduğu takdirde açıklanacaktır. Bütün bunlara el konulduktan sonra bunların hepsi tutanaklarla tespit edilmiştir. Uçak yolcularıyla beraber yaklaşık 9 saatlik bir Esenboğa'daki alıkonulmadan sonra tekrar kendi güzergahında yolcularıyla birlikte kendi yoluna devam etmiştir.'' İhbarın nereden geldiği noktasında ise Erdoğan ''İhbar noktasında takdir edersiniz ki bu tür kuruluşlar, neresi ihbar etti, bunlar açıklanmaz. Bunu da artık sizin anlayışınıza bırakıyorum'' ifadesini kullandı. Erdoğan, bir gazetecinin konuyla ilgili sorusu üzerine Putin'in Türkiye'ye yapacağı ziyaretin ertelenmesine de değindi. Ziyaretin ertelenmesinin daha olay öncesi belirlendiğini kaydeden Erdoğan, "Sayın Putin'in Türkiye'ye yapacağı ziyaret bizim 4 gün önceki telefon görüşmesinde mutabık kaldığımız konudur. Tarih 3 Aralık olarak belirlenmiştir. Konuyla ilgili açıklama bugün Dışişleri Bakanlığı tarafından da yapılmıştır. Olayın bununla ilgisi yoktur. Birbirine karıştırmayalım" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, toplantının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile haftalık olağan görüşme için Çankaya Köşkü'ne geçti. Köşk'teki görüşme yaklaşık 1 saat sürdü.
|
11.10.2012 - 19:29
| null |
[]
|
'Gönderen de gönderilen de belli'
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/gonderen-de-gonderilen-de-belli,t4cvZXZzL0i6VESUUN-U2w
|
Balyoz sanığı emekli Albay Tarık Akça ofisinde ölü bulundu. 300 bin lira borcu olduğu öğrenilen Akça’nın intihar ettiği tahmin ediliyor.
| null |
Balyoz davasında tutuksuz olarak yargılanan 50 yaşındaki Tarık Akça, Maltepe ilçesi Fevzi Çakmak 2 Sokak'taki ofisinde tabanca ile başından vurulmuş halde bulundu. Akça'nın arkadaşı tarafından bulunan cesedi, savcılık incelemesinin ardından Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. Akça'nın kurduğu havacılık şirketinden dolayı 300 bin TL borcu olduğu bildirildi. Emniyet yetkilileri, Tarık Akça'nın intihar ettiğinin değerlendirildiğini ifade ettiler.
|
10.04.2012 - 18:22
|
Anadolu Ajansı
|
[]
|
Balyoz sanığı emekli albay ölü bulundu
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/balyoz-sanigi-emekli-albay-olu-bulundu,YUW7UKol1U2XyveDMEWbDw
|
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu(KYK) burs başvurularının başlamasıyla birlikte binlerce öğrenci KYK burs başvurularını gerçekleştirmek için kolları sıvadı. İşte KYK burs başvurularınızı gerçekleştirebileceğiniz e-devlet KYK burs başvuru ekranı ve 2018 KYK burs ve kredi ücretleri...
|
cumhuriyet.com.tr
|
Burs/kredi başvuruları her yıl kamuoyuna duyurulan tarihler arasında e-Devlet üzerinden alınmaktadır. e-Devlet şifresi olmayan öğrencilerin kimliği ile birlikte PTT şubelerine giderek mutlaka e-devlet şifresi almaları veya diğer e-devlet giriş yöntemlerinden birine (internet bankacılığı, e-imza, mobil imza, T.C. kimlik kartı) sahip olmaları gerekmektedir. Başvuru sırasında öğrenciden ekonomik, sosyal ve eğitim durumuna ilişkin bilgiler talep edilmekte ve bu bilgiler kamu kurumlarından alınan veriler ile karşılaştırılarak teyit edilmektedir. Yapılan değerlendirme sonucunda bütçe durumuna göre belirlenen sayıda öğrenciye burs verilmekte, durumu mevzuata uygun diğer tüm öğrencilere ise öğrenim kredisi verilmektedir. İlk defa burs/ kredi alacak öğrencilere, müracaat ettikleri öğretim yılı başı itibariyle (ekim) normal öğrenim süresince ödeme yapılmaktadır. Bu öğrencilere, T.C. kimlik numaralarının son rakamına göre her ayın 6-10. günleri arasında ödeme yapılmaktadır. Ön lisans öğrencileri, Lisans öğrencileri, İki yıllık okullardan mezun olup, dört yıllık okulların üçüncü sınıfına dikey geçiş sınavı ile ara vermeden kayıt yapan öğrenciler, ( intibak veya hazırlık sınıfında burs verilmez. Yüksek Lisans (Master ve Doktora) öğrencileri,(hazırlık sınıfında burs verilmez) ÖSYM sınav sonucunda ham puan bazında herhangi bir puan türünde ilk 100'e giren öğrenciler, Kurum Kuruluş Kanunu gereği, Yönetim Kurulu tarafından belirlenen, kıstaslara göre Amatör milli sporcu olan öğrenciler, burstan yararlanabilmektedir. Not: Bir öğrenci aynı anda, hem burs hem de öğrenim kredisi alamaz. Yüksek öğrenim gören T.C. vatandaşı öğrencileri maddi yönden desteklemek, sosyal ve kültürel gelişmelerini kolaylaştırmak amacıyla devam ettikleri yüksek öğretim kurumlarının normal öğrenimi süresince verilen, zorunlu hizmet yükümlülüğü bulunmayan borç paradır. Öğrenim kredisi borcu; öğrenciye normal öğrenimi süresince verilen miktarlara Türkiye İstatistik Kurumu Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksindeki artışlar uygulanarak, hesaplanacak miktarın ilave edilmesi ile tespit edilir. Ön lisans öğrencileri, Lisans öğrencileri, İki yıllık okullardan mezun olup, dört yıllık okullara dikey geçiş sınavı ile kayıt yaptıran öğrencilere (intibak sınıfında öğrenim kredisi verilmez), Yüksek lisans (Master ve Doktora) öğrencileri, öğrenim kredisinden yararlanabilirler. Not: Bir öğrenci aynı anda, hem burs hem de öğrenim kredisi alamaz. 2018-2019 Eğitim Öğretim dönemi için KYK bursu alacak olan öğrenciler sabırsızlıkla araştırıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklaması üzerine KYK burs ücretleri bu yıl; 2018-2019 eğitim-öğretim yılı için aylık burs-kredi miktarı, *Lisansta 500 TL *Yüksek Lisansta 1.000 TL *Doktorada 1.500 TL oldu
|
22 Ekim 2018 Pazartesi, 08:33
|
cumhuriyet
| null |
Milyonlarca öğrenciyi ilgilendiriyor! Başvurular başladı
|
Eğitim
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/egitim/1118049/Milyonlarca_ogrenciyi_ilgilendiriyor__Basvurular_basladi.html
|
Türkiye ve Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri’nin Konya’daki ortak tatbikatında, Türk F-16 pilotu tarafından Suud pilotlarla beraber çekildiği belirtilen bir fotoğraf sosyal medyada günün konusu oldu.
|
cumhuriyet.com.tr
|
Fotoğrafı güvenlik analisti Metin Gürcan bugünün ilk saatlerinde paylaştı:
|
20 Şubat 2016 Cumartesi, 11:50
|
cumhuriyet
| null |
Sosyal medya ‘Türk pilotun Suudi pilotlarla selfie’sini’ konuşuyor
|
Türkiye
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/484505/Sosyal_medya__Turk_pilotun_Suudi_pilotlarla_selfie_sini__konusuyor.html
|
Belçika'nın başkenti Brüksel'de "sarı yelekliler"in başlattığı protestolar yasaklandı. Brüksel'deki protestolarda 60 kişi gözaltına alındı.
|
AA
|
Brüksel Belediye Başkanı Philippe Close, yaptığı açıklamada, "Sarı yelekliler"in protestosunun yasaklandığını ve gösteriye devam edenlerin gözaltına alınacağını bildirdi. Emniyet yetkilileri ise öğle saatlerinden bu yana kentteki protestolarda 60 kişinin gözaltına alındığını ifade etti. Belçika İçişleri Bakanı Jan Jambon, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, gösterileri "skandal" olarak nitelendirdi. Sosyal medyadan yapılan çağrılar üzerine Brüksel'in çeşitli noktalarında öğlen saatlerinde başlayan "sarı yelekliler"in protestoları, akşam saatlerinde Avrupa Birliği (AB) Komisyonu ve AB Konseyi binası önüne de sıçramıştı. Polisin atlı kuvvetler ve biber gazıyla müdahale ettiği göstericiler ara sokaklara dağılmıştı. Polis araçlarını yaktılar Akaryakıt zamları ve hükümetin ekonomi politikalarını protesto eden göstericiler, şehir merkezinde 2 polis otosunu yakmıştı. Polisin tazyikli suyla ve göz yaşartıcı gazla müdahale ettiği çok sayıda gösterici, hükümet karşıtı çeşitli sloganlar atarak çevre caddelere dağılmıştı. Fransa'da "sarı yelekliler" adı altında örgütlenen eylemciler, son bir yılda motorin fiyatlarının yüzde 20'den fazla artması üzerine bir süredir ülke genelinde gösteri düzenliyor. Sarı yelekliler daha önce Belçika'nın Fransızca konuşulan Valon Bölgesi'nde de protestolar düzenleyip, siyasi bir oluşuma gideceklerini açıklamışlardı. Bugün ise ilk defa sarı yeleklilerin protestosu Brüksel'e sıçramış oldu.
|
30 Kasım 2018 Cuma, 19:50
|
cumhuriyet
| null |
Brüksel'deki "sarı yelekliler" protestosu yasaklandı
|
Dünya
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1156700/Bruksel_deki__sari_yelekliler__protestosu_yasaklandi.html
|
“İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasının tutuklu sanığı Albay Dursun Çiçek, ''Balyoz” davası kapsamında da tutuklandı. Çiçek, ''Yeni bir dijital iftirayla karşı karşıyayız. Mücadelemiz sürecek” dedi.
| null |
“İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasında tutuklu bulunan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, Hasdal Askeri Cezaevi’nden Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Dursun Çiçek bu kez de Balyoz davası kapsamında hakim karşısına çıkartıldı. Dursun Çiçek, suçlamaya konu Akdeniz bölgesi müzahir subay ve astsubay listesinin de ekli olduğu taleplerini ve savunmasını içeren yazılı dilekçeleri mahkemeye sunarak, savunmasının dikkate alınmasını ve dikkate alınmaması halinde, itiraz kabul edilerek bir üst mahkemeye gönderilmesini talep etti. Çiçek, ''Başka bir dijital iftira nedeniyle 10 aydır tutukluyum. Bu sefer de bilgim olmayan, 1. Ordu Komutanlığında yapıldığı iddia edilen bir çalışmaya sanık olarak ismim bulaştırılmıştır. Hazırladığım iddia edilen listede sadece 2 kişiyi tanıyorum. Aynı askeri birlikte görev yaptığım bu kişiler de dahil listedeki hiç kimseyle iletişimim yoktur'' dedi. Söz konusu listenin hazırlandığı iddia edilen tarihte İskenderun Deniz Eğitim Alay Komutanlığında görevli olduğunu ve Körfez Savaşı'nın devam etmesi nedeniyle alayın iş yükünün yoğun olduğunu, bu işlerle ilgilenecek vaktinin de bulunmadığını savunan Çiçek, ''Yasal olmayan, delil kıymeti bulunmayan 2 sayfalık liste altında ismim açıldı diye yargılanmaktayım. Bu davada yargılanmam ve buna dayalı olarak da tutuklama kararı verilmesi, insani, vicdani ve hukuki değildir. Liste altında ismim açıklanmakla birlikte, listenin dijital yollarında ismim geçmemektedir. Yazan ve son kaydeden isimler farklıdır'' dedi. Tutuklamanın şartlarının CMK'nın 100. maddesinde sayıldığını ve bu sayılan şartlardan hiçbirinin tarafına uymadığını ve ceza yargılamasına esas olanın tutuksuz yargılanma olduğunu belirten Dursun Çiçek, ''şüpheden sanık yararlanır'' kuralının gereğinin yerine getirilerek, serbest bırakılmasına ve daha fazla mağdur edilmemesine karar verilmesini talep etti. ''Ayrıca, Akdeniz Bölgesi'nde bin civarında görevli denizci subay, astsubay mevcut olup 42 kişi ile de darbe yapılması mümkün değildir'' ifadesini kullanan Çiçek, iftiraya uğradığını, bunu yapanlarla hukuki mücadelesini sürdüreceğini ve bununla ilgili suç duyurusunda bulunacağını sözlerine ekledi. Dosyadaki delil durumu, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz tam olarak toplanmamış oluşu, sanığın konumu itibariyle delillere etki yapma ihtimalinin olması, tanıkların henüz dinlenilmemiş oluşu, atılı suçun CMK'nın 100. maddesinde belirtilen katalog suçlardan olması nedeniyle, adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı anlaşıldığını belirten mahkeme heyeti, Çiçek'in CMK 100. ve 101. maddeleri kapsamında tutuklanmasına karar verdi. Çiçek, duruşma salonundan çıkartılırken ''Yeni bir dijital iftirayla karşı karşıyayız. Mücadelemiz sürecek. Her yerde, her platformda hakkımızı arayacağız'' dedi. Albay Dursun Çiçek avukatı aracılığıyla basın mensuplarına gönderdiği ''Masum bir insanın isyanıdır'' başlıklı notta da şunları kaydetti: ''Yeni bir iftira ile 2. kez bir hukuk cinayeti işleniyor. Dijital iftira ve taklit imza yalanları karşında hak, hukuk ve adaleti arıyoruz. Bu kutsal insanlık değerlerini bulmamıza yardımcı olmanızı bekliyorum.'' Öte yandan, Cemil Çiçek avukatı aracılığıyla basın mensuplarına ilettiği ve 14 Şubat Sevgililer Günü nedeniyle eşi Gülşen Çiçek'e yazdığı mektupta ise dava sürecine ilişkin eleştirilerde bulunarak, ailesinin bu sıkıntılı günlerden güçlenerek çıkması temennisinde bulunuyor.
|
18.02.2011 - 16:37
| null |
[]
|
Albay Çiçek ‘Balyoz’dan da tutuklandı
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/albay-cicek-balyozdan-da-tutuklandi,Yci3NYPmVkyDn8TydRDGtQ
|
Hasan Şaş, NTV Spor'da yayınlanan Transfer Günlüğü programında Fenerbahçe'nin Fernandao transferine övgüler yağdırdı.
| null |
Hasan Şaş, ''18 içinde çok etkili bir oyuncu. İçerideki maçlarda seyirci desteğiyle beraber tutulması zor olur. Dışarıdaki maçlarda biraz ağır kalabilir. Sow ve Emenike ile zaman zaman değişken oynayabilir. Fernandao transferi bu sezonun en iyi transferi. Diego'nun paslaşacağı oyuncu kimdi? 18'in içinde oyuncu yoktu. Şimdi Fernandao'ya verdiğiniz zaman alma şansınız var. Orayı boşaltma şansınız var. Fernandao'nun ayağı da oldukça iyi. Çok faydalı olacak. Ancak 'nun ismi geçiyor. Luiz Adriano ve Fernandao oynadığı zaman Diego nerede oynayacak? Diego bu iki ismin arkasına koyduğunuzda Pereira'nın sistemine uymuyor'' dedi. Hasan Şaş, 'ın politikasını eleştirirken 'ne yönelik bir kadro kurulması gerektiğine vurgu yaptı. Şaş, sözlerini şöyle sürdürdü; "Lukas Podolski, risk taşıyan bir transfer. Sneijder de öyleydi ama Galatasaray'ın taraftarı büyük. Onu harekete geçirecek. Bilal Kısa iyi bir oyuncu ama ilk 11 değil, alternatif için. Galatasaray sonuçta 3 günde 1 maç yapıyor. Olumsuz bakmıyorum. Galatasaray'ın transferleri Bilal Kısa olmamalı. Artık takımı Avrupa'da ileri taşıyacak oyuncular olmalı. Bu kadro yetmez. Podolski top oynamak istiyor mu asıl soru bu. İstiyorsa takımı ileri taşır. Biz teknik heyetteyken Wolfsburg'dan Simon Kjaer'i istemiştik o zaman oluşmamıştı."
|
30.06.2015 - 11:56
|
Ntvspor
|
['Spor', 'Futbol']
|
"Fenerbahçe yılın transferini yaptı"
|
Spor
|
https://www.ntv.com.tr/spor/fenerbahce-yilin-transferini-yapti,uNcUGal4K0uC43bMW0KgdA
|
Diyarbakır'da, arızalanan itfaiye aracını taşıyan TIR'ın arkasına tutunan bisikletli 2 çocuk, TIR'ın altında kalıp hayatını kaybetti.
| null |
Diyarbakır'da merkez Yenişehir ilçesi Bağıvar Mahallesi'nde arızalanan itfaiye aracını taşıyan TIR'ın arkasına tutunan bisikletli 2 çocuk, TIR'ın altında kalarak öldü. Hazro ilçesinde arızalanan Büyükşehir Belediyesi'ne ait itfaiye aracını taşıyan TIR, önünde giden belediyeye ait eskort aracıyla Bağıvar Mahallesi'nde seyir halindeyken, bisikletli yaşları 9 ile 10 arasındaki arasında değişen 4 çocuk, TIR'ın arkasına tutundu. Sürücünün fark etmediği çocukların üzerinde bulunduğu 2 bisiklet, henüz belirlenemeyen bir şekilde TIR'ın arka lastiklerinin altına girdi. Olayda isimleri öğrenilemeyen 2 çocuk yaşamını yitirirken, 2 çocuk ise yara almadan kurtuldu. Durumu fark eden vatandaşların haber vermesi üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. TIR, polis eşliğinde Büyükşehir Belediyesi'ne ait makine ikmal bakım atölyesine çekilirken, TIR şoförü ve olaydan yara almadan kurtulan isimleri açıklanmayan 2 çocuk bilgilerine başvurulmak üzere emniyete götürüldü.
|
22.09.2018 - 18:08
|
DHA
|
['Türkiye', 'Diyarbakır', 'haber']
|
İki çocuk, arkasına takıldıkları TIR'ın altında kalarak öldü
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/iki-cocuk-arkasina-takildiklari-tirin-altinda-kalarak-oldu,L39YKFUmiUKNhVxA6_5a_A
|
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB), tamamı ithal edilen susam fiyatının 4 liradan 10 liraya çıkmasıyla simit fiyatlarında yüzde 50 artış beklendiğini bildirdi.
| null |
İSTESOB'dan yapılan açıklamada, simit fiyatının 2011 yılında 1 lira olarak açıklandığı ve o günden bugüne artış olmadığı belirtildi. Açıklamada, 2011'de 50 kilogramlık un çuvalının 42 lira iken bugün 58 liradan satıldığı aktarılarak, 3 yılda personel maaşları, doğalgaz ve odun fiyatlarındaki artışların da zammı kaçınılmaz hale getirdiği kaydedildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz, İstanbul Un-İş Esnaf Odası'ndan zam talebi geldiği taktirde girdi maliyetlerindeki artışa göre bir zammın söz konusu olacağını belirtti. Yılmaz, ülkede tüketilen susamın tamamının Sudan, Pakistan ve Nijerya gibi ülkelerden ithal edildiğini, ithalat fiyatındaki artışın da simide yansıyacağını aktararak, ilgili odadan talep gelmesi halinde İSTESOB Tarife Komisyonu'nun girdi maliyetlerine göre zammı belirleyeceğini kaydetti. İstanbul Un-İş Esnaf Odası Başkanı Ali Yücel de hem susamda hem de undaki artışa dikkati çekerek zammın kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Simit fiyatının 2011 yılından beri 1 lira olduğunu belirten Yücel, "3 yıldır zam almadık. Ancak susamdaki yüzde 100'lük artış ve undaki artıştan dolayı mecbur kaldık. Girdi maliyetlerindeki artışlardan dolayı bu hafta ortasında birliğimize (İSTESOB) yüzde 50 zam talebimizi yazılı olarak bildireceğiz" ifadelerini kullandı.
|
19.11.2013 - 13:43
|
Anadolu Ajansı
|
[]
|
Simide yüzde 50 zam
|
Ekonomi
|
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/simide-yuzde-50-zam,RNNOulTOgECZNa5c_kCGdQ
|
İzmir merkezli 6 ilde düzenlenen FETÖ operasyonunda gözaltına alınan Serdar Kuzuloğlu serbest bırakıldı.
| null |
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü ( ) soruşturması kapsamında, ABD'nin California eyaletine bağlı San Francisco şehrinde bulunan ve "silikon vadisi" olarak anılan uluslararası bilişim firmalarında görev alan örgüt üyeleriyle bağlantılı olduğu iddiasıyla 31 kişi için yakalama kararı verildi. Bilişim ve ve Teknoloji yazarı Serdar Kuzuloğlu'nun da aralarında olduğu 6 kişi gözaltına alındı. Kuzuloğlu ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Operasyonun, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan bir şüphelinin FETÖ'nün ABD'deki yapılanmasına ilişkin verdiği ifadeler doğrultusunda düzenlendiği kaydedildi. Haklarında gözaltı kararı verilen bazı şüphelilerin ABD'de ikamet ettikleri öğrenildi. Öte yandan, Serdar Kuzuloğlu serbest bırakıldıktan sonra internet sitesinden açıklama yaptı. Soruşturmada gizlilik kararı olduğu için detaylı açıklama yapamadığını dile getiren Kuzuloğlu, özetle şu ifadeleri kullandı: Tatsız bir şaka gibi algıladığım bu olayda benim dışımda herkes ummadığım kadar ciddiydi. Sosyal ve geleneksel medyada mesajlarıyla, haberleriyle konuyu duyuran, destek olan; tanıdığım, tanımadığım herkese de tek tek teşekkürler. Acı da olsa böyle vesileler gece gündüz faydalı ve yardımcı olmak için çabaladığım insanların varlığını hatırlatıyor. Ne güzel dostlar biriktirmişim meğer. Hiçbir şey boşa değilmiş. Bana yaşama sevinci veriyorsunuz. Hayatımın en uzun ve en yürek sıkıştıran günlerinden biriydi. Bunu da yaşamış olduk. Sağlık olsun diyelim. Bu vesileyle bir kere hatırladım: Allah kimseyi bir dakikalığına bile özgürlüğünden mahrum bırakmasın." Kendisine yardımcı ve kibarca davranan emniyet mensuplarına sevgi ve saygılarınını sunduğunu belirten Kuzuloğlu, avukatlarına da teşekkür etti. Kuzuloğlu, yazısını "Cep telefonum ve bilgisayarıma el konduğu için kısmen ulaşılamaz durumdayım" notuyla bitirdi.
|
02.11.2017 - 09:49
|
Anadolu Ajansı
|
['Türkiye', 'İzmir', 'FETÖ']
|
Serdar Kuzuloğlu serbest bırakıldı
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/serdar-kuzulogluserbest-birakildi,ci8ceDbBBUWxGgINece2Mw
|
İTÜ, 23 mühendislik bölümüyle ABET alarak bir dünya rekoru kırdı. ABET belgesi, İTÜ’nün eğitim kalitesinin ABD’yle denk ve diplomalarının tüm dünyada geçerli olduğu anlamına geliyor.
| null |
ABD’deki Mühendislik ve Teknoloji Programları Akreditasyon Kurulu “ABET” (Accreditation Board for Programs in Engineering and Technology) İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile ilgili iki yıl süren akreditasyon sürecini tamamladı. Kurulun kararına göre İTÜ, bu yıl itibariyle 23 mühendislik programıyla tam akredite olan dünyadaki ilk üniversite oldu. Bu sıralamayla Amerika’nın seçkin üniversitelerini geride bırakan İTÜ’nün rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, “Bu büyük başarı başta öğretim üyeleri, öğrencilerimiz ve mezunlarımız olmak üzere tüm ülkenin gururudur” dedi. Prof. Dr. Şahin, dünyanın birçok saygın üniversitesinin verdikleri eğitimin kalitesinin bağımsız ve uzman bir dış kuruluş tarafından değerlendirilmesi için ABET’e başvurduğunu, kendilerinin de 2002’de başvuru yaptıklarını ve 2004/2005 yıllarında ABET’ten eşdeğerlik aldıklarını belirtti. Prof. Dr. Şahin, “ABET akreditasyonu ile üniversitemizin eğitim kalitesinin uluslararası standartlarda olduğu bağımsız bir kuruluş tarafından tescillenmiştir. Bunun yanında 23 mühendislik programıyla dünyada en fazla mühendislik programını akredite eden üniversite olduk” diye konuştu. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Derin Ural da bu gelişmenin kalitenin sürdürülmesi açısından çok önemli olduğunu vurgulayarak “Çok büyük bir motivasyonla yeni bir eğitim yılına başlıyoruz. Ulusal bir hazine olan İTÜ dünyayla yarışan mühendisler yetiştirmeye devam edecektir” dedi. İTÜ Rektörlüğü’ne resmi olarak bildirilen onay kararı, ABET kuralları gereği ekimde web sayfalarında da duyurulacak. ABET akreditasyonu, uluslararası tanınırlığın yanı sıra eğitim kalitesinin Amerika’da akredite olan üniversitelerle denk olması ve verilen diplomanın tüm dünyada geçerli olması anlamına geliyor. Bu sayede İTÜ öğrencileri Amerika’nın düzenlediği “Yetkin Mühendislik” sınavına da girebilecekler. İTÜ, her akademik dönem başında kalitenin devam ettiğini göstermek üzere ABET’e ders programları, yeni katılan öğretim elemanları özgeçmişleri gibi bilgileri paylaşacak. İki yıl önce 23 mühendislik programıyla “tam akreditasyon” için yeni bir başvuruda bulunan İTÜ’yü 6-8 Aralık 2010 tarihlerinde Amerika’dan aralarında akademi, sanayi ve sivil toplum kuruluşlarından uzman temsilcilerin yer aldığı 26 kişilik ABET heyeti değerlendirdi. Heyet İTÜ kampüslerinde öğretim elemanları, öğrenciler ve mezunlarla görüştü. İTÜ’nün bütçesini; laboratuvar, kütüphane, öğrenci işleri ve bilgi işlem altyapısını; ders programlarının içeriklerini, öğretim üyelerinin özgeçmişlerini, öğrencilere verilen kariyer desteğini, öğrenci projelerine sağlanan maddi desteği, motivasyon seviyelerini, üniversitenin tüm akademik ve sosyal olanaklarını detaylı olarak inceledi. İki yıl süren çalışmanın sonunda kararını verdi. Bilgisayar, Çevre, Elektrik, Endüstri, Gemi İnşaatı ve Gemi Makinelari, Gemi ve Deniz Teknolojisi, Geomatik, Gıda, İmalat, İnşaat, İşletme, Jeofizik, Jeoloji, Kimya, Kontrol, Maden, Makine, Metalurji ve Malzeme, Meteoroloji, Petrol ve Doğalgaz, Uçak, Tekstil, Uzay.
|
10.09.2011 - 13:51
|
Anadolu Ajansı
|
[]
|
İTÜ mühendislikte dünya rekoru kırdı
|
Eğitim
|
https://www.ntv.com.tr/egitim/itu-muhendislikte-dunya-rekoru-kirdi,HwxhRXtdsU2RtsX7G3YMJg
|
Sarı-Lacivertliler’de sezon bittikten sonra yaprak dökümü başladı. Şu an takımdan resmen ayrılan ve başka kulüplerle sözleşme imzalayan üç isim var.
|
cumhuriyet.com.tr
|
Sarı-Lacivertliler’de sezon bittikten sonra yaprak dökümü başladı. Şu an takımdan resmen ayrılan ve başka kulüplerle sözleşme imzalayan üç isim var. İlk olarak Michal Kadlec, eski kulübü Sparta Prag ile sözleşme imzalamıştı. Ardından İnter, Caner Erkin’in transferini duyurmuştu. Son olarak da Alves, İtalya’nın Cagliari ekibine imza attı. Bu futbolculardan Alves senelik 2.5 milyon Euro, Kadlec 2.1 milyon Euro ve Caner 2 milyon Euro garanti ücret alıyordu. Üç ismin ayrılmasıyla maaş bütçesinde 6.6 milyon Euro (21 milyon 600 bin TL) yer açılmış oldu. Sözleşmeleri biten Meireles (2 milyon Euro) ve Mehmet Topuz (1 milyon Euro) ile de anlaşma yapılmazsa bu rakam 31 milyo TL’ye yükselecek. (Fanatik)
|
10 Haziran 2016 Cuma, 10:16
|
cumhuriyet
| null |
Fenerbahçe'den 21 milyon TL kazanç
|
Spor
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/548864/Fenerbahce_den_21_milyon_TL_kazanc.html
|
K2 vitamininin, Parkinson hastalığına neden olduğu sanılan genetik mutasyonlardan birini tersine çevirebileceği belirlendi.
| null |
ABD'nin Northern Illinois Üniversitesi'nden bilim adamları, meyve sinekleri üzerinde yaptıkları araştırmanın Parkinson hastalığının tedavisine ışık tutabileceğini belirtti. Bilim adamları 2 haftada bir yumurtlayabilen dişi meyve sineklerinin genlerini değiştirerek bazı genler ve proteinlerin rolünü inceledi. Patrik Verstreken ve ekibi, genetik değişikler yardımıyla PINK1 veya Parkin genlerinde mutasyon olan sinekler elde etti. Genlerinde mutasyon olan sineklerin, hücre içinde uçmak için gerekli enerjiye sahip olmaması nedeniyle uçma yetisini kaybettiği görüldü. Ayrıca bu sineklerin, hücrenin en önemli enerji üreticisi olan mitokondrilerinin Parkinson hastalarındaki gibi hasarlı olduğu belirlendi. Enerji üretiminde önemli rol oynayan K2 vitamini verilen sineklerin uçma yetisini yeniden kazandığını vurgulayan bilim adamları, konuyla ilgili başka araştırmaların yapılması gerektiğini bu sonuçların Parkinson tedavisinde K2 vitamininin umut olabileceğini gösterdiğini belirtti.
|
13.05.2012 - 15:30
|
Anadolu Ajansı
|
[]
|
K2 vitamini Parkinson hastasına umut olabilir
|
Sağlık
|
https://www.ntv.com.tr/saglik/k2-vitamini-parkinson-hastasina-umut-olabilir,nMG-8D290kKs1fGGORj1eQ
|
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, kamunun çalıştırdığı bütün otoyollar ve köprülerin Bakanlar Kurulu kararıyla bayramda ücretsiz hale getirildiğini hatırlatarak, "Bu bayramda da cuma gününü cumartesiye bağlayan gece yarısından başlayarak bayramdan sonraki pazartesi sabah 07.00'ye kadar otoyollar ve köprüler ücretsiz olacak." dedi.
| null |
Bir televizyon kanalına konuk olan Arslan Osmangazi Köprüsü ve yeni projelerle ilgili bilgi verdi. Arslan, Osmangazi Köprüsü'nün geçiş fiyatının 90 liraya indiğine dair bir durumun söz konusu olup olmamasına ilişkin soruya, "Evet bir indirim olacak. 30 Haziran'da inşallah Osmangazi Köprüsü açıldığında Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımızın tarafından müjde olarak indirimli fiyat deklare edilecek. Şu an kimse rakam bilmiyor." şeklinde cevap verdi. Kamunun çalıştırdığı bütün otoyollar ve köprülerin Bakanlar Kurulu kararıyla bayramda ücretsiz hale getirildiğini hatırlatan Arslan, "Bu bayramda da cuma gününü cumartesiye bağlayan gece yarısından başlayarak bayramdan sonraki pazartesi sabah 07.00'ye kadar otoyollar ve köprüler ücretsiz olacak ancak Osmangazi Köprüsü yap-işlet-devret modeliyle yapılan bir köprü ve bir görevli şirketler var, görevli şirket marifetiyle çalıştırıldığı için bizim kamu olarak 'Bedava yaptım' deme şansımız yok." ifadesini kullandı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün 26 Ağustos'ta açılacağını hatırlatan Arslan, "Üçüncü havalimanına gelince, zaten Cumhurbaşkanımız temel atmada o kadar ciddi pazarlıklar yaptı ki açılması öngörülen tarihten çok önce ve 2018'in ilk çeyreğinde açılacak." diye konuştu.
|
23.06.2016 - 19:34
|
Anadolu Ajansı
|
['Ekonomi']
|
Bayramda köprü ve otoyollar ücretsiz olacak
|
Ekonomi
|
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/bayramda-kopru-ve-otoyollar-ucretsiz-olacak,mA6HlrSCBUezStMElebaYA
|
Japonya Başbakanı Abe Şinzo, Basra Körfezi'nde ABD ile İran arasındaki gerginlikten endişe duyduklarını belirterek, Japonya'nın tansiyonun düşürülmesi için diplomatik çabalarını ısrarla sürdüreceğini söyledi.
| null |
İran Dışişleri Bakanlığı'nın yazılı açıklamasına göre, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Japonya Başbakanı Abe ile Yokohama kentinde bir araya geldi. Görüşmede, Ortadoğu'da ABD ile İran arasındaki gerginliğin azaltılması ve Washington yönetiminin tek taraflı çekildiği nükleer anlaşmanın korunması gerektiği vurgulandı. Kyodo haber ajansına göre, bölgede İran ve ABD arasındaki gerilimin etkisizleştirilmesi için diplomatik çabaların kesintisiz devam etmesi gerektiğini vurgulayan Abe, "Orta Doğu'daki gerginlikten ciddi endişe duyuyoruz. Japonya, bölgede tansiyonun azaltılması ve istikrarın hakim kılınması için diplomatik çabalarını ısrarla sürdürecektir" dedi. Zarif ise bölgedeki tansiyonun düşürülmesi için Japonya hükümetinin gösterdiği çabaların Tahran tarafından memnuniyetle karşılandığını belirterek, "İran, bölgedeki gerginliğin daha fazla artmamasını umuyor" ifadesini kullandı. İran Dışişleri Bakanı Zarif'in Japonya'daki temaslarının ardından Asya turu kapsamında Malezya'ya geçmesi bekleniyor.
|
28.08.2019 - 10:09
|
Anadolu Ajansı
|
['Dünya', 'Japonya', 'İran', 'ABD']
|
Japonya'dan ABD ve İran'a diploması çağrısı
|
Dünya
|
https://www.ntv.com.tr/dunya/japonyadan-abd-ve-irana-diplomasi-cagrisi,EfcO89roN0mPzsklS-ziMg
|
Rize Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi tarafından yapılan çalışma sonucunda iki yeni alabalık türünün keşfedildiği bildirildi.
| null |
Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Davut Turan, Yrd. Doç. Dr. Semih Engin ile İsviçreli bilim adamı Maurice Kottelat'ın Karadeniz bölgesinde uzun bir çalışma programı yaptıkları belirtildi. Yapılan çalışmalar sonucunda Doğu Karadeniz'de iki yeni alabalık türünün keşfedildiği ifade edilen açıklamada, şunlar ifade edildi: ''Salmo rizeensis (Rize) türü Güney ve Güney Doğu Karadeniz kıyılarındaki akarsuların yukarı kısımlarında, Salmo coruhensis (Çoruh) türü ise aynı bölgedeki akarsuların aşağı ve orta kısımlarından dünya faunası için yeni tür olarak tanımlanmıştır. Salmo rizeensis türü küçük boylu kuyruk harici boyu 250 milimetredir. Gözün gerisinde belirgin ve büyük bir leke bulunmaktadır. Siyah benekler sırtta ve sırta yakın bölgede dağılım göstermekte ve 200 milimetreden büyük örneklerde vücudun yanlarının orta kısmında siyah benekler bulunmamaktadır.'' Salmo coruhensis türünün diğer türlerden büyük boylu olduğu vurgulanan açıklama, şunlar kaydedildi: ''Maksimum boyu en az kuyruk hariç 800 milimetredir. Gözün gerisinde 200 milimetreden büyük örneklerde 4-17 siyah benek bulunmakta, siyah benekler vücudun yanlarında ve sırtta dağılım göstermektedir. Siyah beneklerin sayısı boy ile artış göstermekte, kırmızı lekeler vücudun orta bölgesinde dağılım göstermekte ve bu lekelerin etrafında büyük düzensiz şekilli halkalar bulunmaktadır. İki tür bir çok nehir sisteminde farklı farklı bölgelerde, çok nadir olarak da aynı bölgede dağılım göstermektedir. Moleküler ve morfolojik analizler iki türün farklı soya ait olduğunu gösteriyor.''
|
26.02.2010 - 18:12
|
Anadolu Ajansı
|
[]
|
Biri 'Salmo Rizeensis', diğeri 'Salmo Coruhensis'
|
Yaşam
|
https://www.ntv.com.tr/yasam/biri-salmo-rizeensis-digeri-salmo-coruhensis,p13rhfDBqUSwzwqgcPoMQw
|
Şike soruşturması kapsamında, yaklaşık 5.5 ayın ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan İbrahim Akın, ligin ikinci yarısında Gaziantepspor forması giyecek.
| null |
Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Gaziantepspor, şike soruşturması kapsamında cezaevine girdikten sonra İstanbul Büyükşehir Belediyespor tarafından sözleşmesi feshedilen İbrahim Akın ile anlaşmaya vardı. Tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen İbrahim Akın'ın Gaziantepspor'dan gelen teklifi kabul ettiği öğrenildi. Gaziantepspor Kulübü Asbaşkanı ve basın sözcüsü Mehmet Kızıl, İbrahim Akın ile her türlü şartlarda anlaşmaya vardıklarını ve başarılı futbolcunun 3,5 yıllık anlaşmayı kabul ettiğini söyledi. Kırmızı siyahlı kulüp aynı zamanda Sivasspor'dan ayrılan Kerim Zengin ile de el sıkıştı. Kulüp Başkanı Kızıl, Zengin ile de 3,5 yıllık anlaşmaya vardıklarını ifade ederek, ''Hem İbrahim Akın hem de Kerim Zengin ile anlaştık. Her iki futbolcu da ikinci yarına formamızı giyecek. İbrahim Akın kendini ispatlamış, iyi bir futbolcu. Kerim de kaliteli bir futbolcu. Taraftarlarımız bize güvensin, ligin ikinci yarısına bambaşka bir takımla gireceğiz'' dedi. Bu arada, Gaziantepspor'un yurt içi ve yurt dışında temaslarını sürdürdüğü bazı oyuncularla 1-2 güne kadar kesin anlaşmaya varılacağı öğrenildi.
|
27.12.2011 - 02:32
| null |
[]
|
İbrahim Akın sahalara geri dönüyor
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ibrahim-akin-sahalara-geri-donuyor,K_dSFZ4rckO8oT5B7_piDg
|
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Irak’ın kuzeyindeki Avaşin-Basyan bölgesinde yürütülen operasyon sırasında PKK'lilerle çıkan çatışmada şehit düşen Piyade Sözleşmeli Er Sefa Kabakkaya, memleketi Ordu'da gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı.
|
cumhuriyet.com.tr
|
Piyade Sözleşmeli Er Sefa Kabakkaya’nın naaşı gece saatlerinde Ordu-Giresun Havalimanına getirildi. Buradan Şahincili Mahallesi’ndeki evlerine götürülen şehidin naaşı gece evde kaldı. Ailesinin tek erkek evladı olan şehit Sefa Kabakkaya’nın naaşı sabah evden helallik alındıktan sonra Bahçelievler Mahallesi Ulu Camisi’ne getirildi. Şehidin annesi Nurcan, babası Birol Kabakkaya ile kız kardeşi Ebru Biçer’in oldukça üzgün oldukları gözlendi. Ordu İl Müftüsü Mürsel Öztürk’ün cuma namazını müteakip kıldırdığı cenaze namazında binlerce insan cami avlusunda saf tuttu. Cenaze namazının kılınmasının ardından Piyade Sözleşmeli Er Sefa Kabakkaya, dua ve tekbirlerle Eskipazar Mahallesi Garnizon Şehitliğinde toprağa verildi. Piyade Sözleşmeli Er Sefa Kabakkaya'nın cenazesine Ordu Valisi Seddar Yavuz, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, askeri erkan, belediye başkanları, siyasi parti yöneticileri ve 5 bine yakın vatandaş katıldı.
|
17 Kasım 2017 Cuma, 16:43
|
cumhuriyet
| null |
Ordu şehidini uğurladı
|
Türkiye
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/868159/Ordu_sehidini_ugurladi.html
|
Canan Kataray'ın, hakkında verilen 15 günlük meslekten men cezasını kesinleşmeden internet sitesinde yayınladığı iddiasıyla Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği yönetimi hakkında yaptığı suç duyurusu, takipsizlikle sonuçlandı
| null |
İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay'ın, gebelikte şeker testlerine ilişkin açıklamaları nedeniyle hakkında verilen 15 günlük meslekten men cezasını kesinleşmeden internet sitesinde yayınladığı gerekçesiyle Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Yönetim Kurulu üyeleri hakkında yaptığı suç duyurusuna takipsizlik verildi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Sıddık Çinko tarafından verilen takipsizlik kararında, Karatay'ın, Türk Tabibler Odası Başkanlığı'nın hakkında verdiği 15 gün süreyle meslekten men cezasının, kesinleşmeden Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği'nin (TJOD) internet sitesinde yayınlandığını belirterek suç duyurusunda bulunduğu anlatıldı. Takipsizlik kararında, Karatay'ın şikayet dilekçesinde, kararın yayınlanmasının ardından sosyal medyada ve çeşitli yayın kuruluşlarında kendisi hakkında haber yapıldığını, yapılan haberlerle kesinleşmediği halde men cezası aldığı izleniminin yaratıldığını belirterek, bu kapsamda derneğin yönetim kurulu üyeleri hakkında soruşturma yapılmasını talep ettiği belirtildi. TJOD Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Cansun Demir'in alınan beyanına da yer verilen takipsizlik kararında, Karatay'ın açıklamalarının hamile kadınları tedirgin etmesi ve derneğin üyesi doktorların rahatsız olması nedeniyle bilgilendirme ihtiyacı hissettiklerini, hamile kadınlara yapılan şeker yüklemesinin çocuğun sağlığı açısından zaruri olduğu ve bilimsel verilerin bu şekilde olduğu halde Karatay'ın böyle bir iddia ileri sürdüğünü, bu nedenle dernek olarak görevlerini yaptıklarını söylediği kaydedildi. Takipsizlik kararında, müşteki Karatay'ın TJOD yönetim kurulu üyelerinden şikayetçi olduğu belirtilerek, ancak söz konusu men cezası kararının İstanbul Tabipler Odası'ndan Mehmet Yavuz Ceylan tarafından mail olarak gönderildiği, gönderilen maili dernek başkanı Demir'in internet sitesinde yayınladığı, diğer yönetim kurulu üyelerinin olay örgüsünde eylemlerinin bulunmadığı, bu nedenle haklarında soruşturma yapılmasını gerektirir bir durum olmadığı vurgulandı. Taraflar arasındaki tartışmaya konu hususun bilimsel nitelik taşıyan bir husus olmaktan öte, halk sağlığını, dolayısıyla kamuyu ilgilendiren bir durum olduğu belirtilen takipsizlik kararında, şunlar kaydedildi: "Tarafların farklı görüşlerinin kamuoyunca çeşitli aşamalarda paylaşılması, haber konusu edilmesi, kamuoyunun bu aşamalarda haberdar edilmesi, varsa haklarındaki bu konuyla ilgili işlemlerin de kamuoyunun bilgisinde olması, kamu sağlığı ve dolayısıyla kamuyu ilgilendiren bir husus niteliğindedir. Söz konusu açıklamalar bu çerçevede kaldığı ve kişilik haklarına saldırı taşır niteliğine dönüşmediği sürece kamu oyunun bilgisine sunulması gereken açıklama ve işlem aşamalarıdır." Takipsizlik kararında, şikayete konu paylaşımın Karatay'ı küçük düşürmeyi sağlama amacında olmadığı belirtilerek, hakaret suçunun unsurlarının oluştuğuna dair kovuşturma yapılmasını gerektirir delil bulunmadığı belirtildi.
|
04.04.2016 - 14:29
|
haberturk
|
['canan kataray']
|
Canan Karatay'ın suç duyurusuna takipsizlik
|
Gündem
|
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1219814-canan-karatayin-suc-duyurusuna-takipsizlik
|
Aydın'ın Nazilli İlçesi'nde, iddiaya göre asker firarisi olan Y.Y (22), alacak meselesi yüzünden tartıştığı Süleyman Demirtaş'ı (35) pompalı tüfekle vurarak öldürdü. Olayda 1 kişi de yaralanırken, zanlı Y.Y., yakalanarak gözaltına alındı.
| null |
Olay, dün akşam saat 20.00 sıralarında Kavacık Mahallesi Sameyli Çayı mevkiinde bulunan bir restoranın yakınında meydana geldi. Süleyman Demirtaş 15 bin TL alacağı olduğu öne sürülen ve asker firarisi olduğu öğrenilen Y.Y.'nin bir restoranda bulunduğunu öğrendi. Yanına aldığı arkadaşları Hasan Yılmaz (29), Mehmet Görkem Koç ve Yunus Yıldırım'la (32) birlikte restorana giden Demirtaş, kapıda beklemeye başladı. Y.Y., dışarı çıktığı sırada karşılaştığı Demirtaş ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine Y.Y., yanında getirdiği pompalı tüfekle Demirtaş'a ateş etti. Demirtaş vücuduna isabet eden saçmalarla ağır yaralanırken, Mehmet Görkem Koç ise kolundan yaralandı. Olayı görenler durumu sağlık ve jandarma ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Demirtaş'ın hayatını kaybettiği belirlendi. Kolundan yaralanan ve Nazilli Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alınan Koç'un sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Demirtaş'ı vurduktan sonra olay yerinden kaçan zanlı Y.Y. ile olayla ilgisi olduğu tahmin edilen K.Ş., H.Y. yakalanarak gözaltına alındı. Demirtaş'ın cesedi savcının incelemesinin ardından Nazilli Devlet Hastanesi Morgu'na götürüldü. Demirtaş'ın kullandığı 34 ZM 5379 plakalı otomobil incelemek için jandarma karakoluna çekildi. Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı.
|
28.05.2015 - 06:39
|
DHA
|
[]
|
Alacak meselesi kanlı bitti
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/alacak-meselesi-kanli-bitti,X7aTAKEbakic-McldgYBwg
|
Oyuncu Rüzgar Erkoçlar, sosyal medya hesabından yayınladığı mesajla eşi Tuğba Beyazoğlu tanışma yıldönümünü kutladı.
| null |
Yaklaşık dört yıl önce cinsiyet değiştirme ameliyatıyla gündeme gelen ile geçtiğimiz eylül ayında birlikteliklerini evlilikle taçlandırmıştı. 32 yaşındaki Erkoçlar, evlilik yıldönümlerini kişisel sosyal medya hesabından kutladı. Erkoçlar eşiyle yaptığı paylaşımın altına, “Tam iki sene önce bugün aynı kıyafetlerle… Seni gördüğüm ilk an… 'Evet' dedim benim hayat arkadaşım olacak evleneceğim ömrümü beraber geçireceğim, sevgimi son damlasına kadar paylaşacağım, ilk günkü saygımla aynı aşkla devam edeceğim kadın ve Thor canım oğlumuz iyi ki bizimlesin”
|
14.08.2018 - 17:49
| null |
['Televizyon', 'Yaşam', 'magazin']
|
Rüzgar Erkoçlar'dan romantik kutlama
|
Yaşam
|
https://www.ntv.com.tr/yasam/ruzgar-erkoclardan-romantik-kutlama,xgk0Q0xu6UKxCg0c8ovbHA
|
ABD'de yaşayan Türkler, "Adalet için Fetullah Gülen'i Türkiye'ye İade Edin" başlıklı bir imza kampanyası başlattı.
| null |
ABD'de yaşayan Türkler, 15 Temmuz darbe girişiminin 1'inci yılında, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in iadesi için Beyaz Saray'ın resmi internet sitesinde imza kampanyası başlattı. Beyaz Saray'ın internet sitesindeki "Dilekçe" bölümünde açılan imza kampanyası metninde, 15 Temmuz'daki darbe girişimi gecesi yaşananlar anlatıldı ve darbe girişimini FETÖ'nün gerçekleştirdiğine vurgu yapıldı. Darbeye teşebbüs edenlerin 249 kişiyi öldürdüğü ve 2 bin 195 kişiyi de yaraladığı hatırlatılan metinde, "Tüm kesimlerden Türk milleti demokrasiyi savundu ve darbe girişimi geri püskürtüldü. Türkiye'de darbenin bastırılması tarihi bir andı." ifadelerine yer verildi. O tarihten itibaren ABD'de yaşayan Türklerin FETÖ elebaşı Gülen'in iadesi için çaba gösterdikleri vurgulanan açıklamada, "(Darbe girişiminde) hayatını kaybedenlerin ve yaralananların acısının dinmesi için ABD yönetiminin Fetullah Gülen'i Türkiye'ye en hızlı şekilde iade edeceğine inanıyoruz" denildi. İmza kampanyasına, Beyaz Saray'ın internet sayfasındaki "Dilekçe" (petitions) bölümünden "petitions.whitehouse.gov" adresinden ulaşılabiliyor.
|
16.07.2017 - 10:00
|
Anadolu Ajansı
|
['15 Temmuz darbe girişimi', 'FETÖ', 'ABD']
|
ABD'deki Türklerden Gülen'in iadesi için imza kampanyası
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/abddeki-turklerden-gulenin-iadesi-icin-imza-kampanyasi,UddKG34L7UKP4Z9WniUL1A
|
CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Yeşim Ağırman, Küçükçekmece’de 5 yaşındaki bir kız çocuğunun cinsel istismara uğramasına sert tepki gösterdi. Ağırman, yaptığı açıklamada “İktidarın kullandığı şiddet dili, evlilik yaşının küçültülmesi ve sürekli ısıtılarak toplumda tartıştırılan cinsel istismar af yasa tasarısı âdeta tecavüzcüleri cesaretlendirdi” ifadelerini kullandı.
|
cumhuriyet.com.tr
|
Türkiye'nin gündemine bomba gibi düşen Küçükçekmece'deki 5 yaşındaki kız çocuğuna yapılan cinsel saldırıya tepkiler çığ gibi büyüyor. CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı da 39 ilçe kadın kolu başkanıyla birlikte yaptığı açıklamada olaya sert tepki gösterdi. Ağırman, iktidara “Kadın ve Çocuk Bakanlıklarının kurulması, imzalanan uluslararası sözleşmelerin ve yasaların ağırlaştırılmış bir biçimde uygulanması ivedilikle gereklidir. Çocuklar için güvenli alanlar ve kreşler açılmalıdır” çağrısı yaptı. CHP’li Ağırman açıklamasında şunları söyledi: “Küçükçekmece Kanarya Mahallesi'nde küçük bir kız çocuğumuzun uğradığı cinsel istismar toplumumuz da ve kadınlarımız da büyük tepki çekmiştir. Uzun bir süredir kadına , çocuğa ve hayvanlara yönelik cinsel saldırıların tırmanması tesadüfi değildir. İktidarın kullandığı şiddet dili, evlilik yaşının küçültülmesi ve sürekli ısıtılarak toplumda tartıştırılan cinsel istismar af yasa tasarısı âdeta tecavüzcüleri cesaretlendirmiştir. Ensar Vakfı’nda yaşanan toplu tecavüz olayları için ‘Bir defadan bir şey olmaz’ cümlesini bir bakandan hem de Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanı’ndan duymak toplumun sinir uçlarıyla oynamaktır. Mahkemelerin iyi hal indirimi, haksız tahrik indirimi uygulaması kadın katillerine, istismarcılara adeta yol göstermektedir. Dün CHP Grubunun önerisiyle İstanbul İBB de Toplumsal cinsiyet eşitliği ve uyuşturucu komisyonu kurulması teklifi AKP ve MHP oylarıyla ret edilmiştir. İktidarın bu sorunların çözümleriyle ilgili samimi bir tavrı yoktur. Sizin karanlık zihniyetinizle barışmayacağız! Biz kadınlar bir kadın daha eksilmemek, çocuklarımızın barış içinde laik bilimsel eğitim alarak mutlu ve güvende yaşayabileceği bir ülke yaratmak için her alanda mücadele etmeye devam edeceğiz. Bir çocuğun çıkaramadığı ses olacağız.”
|
25 Nisan 2019 Perşembe, 14:35
|
cumhuriyet
| null |
CHP’li kadınlardan Küçükçekmece’deki cinsel istismar olayına sert tepki
|
Türkiye
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1362661/CHP_li_kadinlardan_Kucukcekmece_deki_cinsel_istismar_olayina_sert_tepki.html
|
Dünya Tütün Atlası’nın raporuna göre, Türkiye sigaradan kaynaklanan ölümlerde dünya birincisi oldu.
| null |
Amerikan Kanser Derneği ile Dünya Akciğer Derneği, her yıl dünya kamuoyuna sunulan Tütün Atlası’nın 2012 yılı için özel olarak hazırlanan baskısını yayımladı. Raporda; Türkiye’nin sigaranın yol açtığı hastalıklarda dünya birincisi olduğu belirtildi. Vatan gazetesinin haberine göre; raporda dünya ülkeleri arasında erkek ölümlerinde sigaranın en etkili olduğu ülke Türkiye oldu. Türk erkeklerinin yüzde 37’si sigara yüzünden hayatını kaybediyor. Bu oran kadınlarda ise yüzde 5 seviyesinde. Rapordan çarpıcı satır başları şöyle; Ortalama bir sigarada 7 bini aşkın kimyasal bulunur. Bunlardan 100’lercesi zehirlidir ve en azından 69’u kansere sebep olur. Bunlardan bazıları şunlardır ve şu maddelerde bulunabilir; Sigara insan sağlı üzerinde ciddi sorunlar yaratıyor. İşte o problemler; Hamilelerde riskler ise şöyle; Anne: Çocuk:
|
23.03.2012 - 09:34
| null |
[]
|
Sigarada öldüren birincilik
|
Sağlık
|
https://www.ntv.com.tr/saglik/sigarada-olduren-birincilik,hs4pi7CXE0iU6rYBmn8Blg
|
60. sanat yılında usta oyuncu Genco Erkal’ın uyarladığı, yönettiği ve aynı zamanda tek başına rol aldığı Merhaba'nın galası, önceki akşam Kenter Tiyatrosu’nda gerçekleşti. Galaya yoğun ilgi gösteren davetliler oyunun sonunda, tek kişilik oyunların ustası Erkal’ı ayakta alkışladılar.
| null |
’ın Merhaba isimli oyununun galasına katılanlar arasında Songül Öden, Demet Akbağ, Dolunay Soysert, Oya Başar, Tülay Günal, Bülent Emrah Parlak, Zeliha Berksoy, Emin Fındıkoğlu, Murat Kılıç, Metin Uca, Ayşen İnci, Nergis Çorakçı, Deniz Gökçer, Zeynep Tedü, Anta Toros, Dost Elver, Filiz Coşkuner, Füsun Demirel, Orhan Alkaya, Suna Keskin, Arif Erkin Güzelbeyoğlu, Emre Yetim gibi birçok ünlü isim de yer aldı. Müzikli bir gösteri olan “Merhaba”; usta oyuncu Genco Erkal’ın “Benim yazarlarım” dediği Aziz Nesin, Bertolt Brecht, Can Yücel, Nâzım Hikmet ve William Shakespeare’in yapıtlarından oluşuyor. “Merhaba”da Fazıl Say, Kurt Weill, Yiğit Özatalay, Arif Erkin ve Selim Atakan’ın besteleri; Özatalay’ın piyanosu ve Çağdaş Engin’in basklarneti eşliğinde seslendiriliyor. Sahne tasarımını Cihan Aşar’ın, giysi tasarımını Özlem Kaya’nın, ışık tasarımını Hakan Özipek’in yaptığı oyunun müzik yönetimini ve düzenlemesini Yiğit Özatalay, yönetmen yardımcılığını ise Emre Yetim üstleniyor. Kuruluşunun 50. yılını kutlayan Dostlar Tiyatrosu tarafından sahneye konan “Merhaba”, 13 Aralık 2018 Perşembe akşamı Kozyatağı Kültür Merkezi’nde, 15 ve 22 Aralık 2018 Cumartesi akşamı Kenter Tiyatrosu’nda, 21 Aralık 2018 Cuma akşamı ise Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde sahnelenecek. Başlama saati 20.30 olan oyunların biletleri Biletix’ten ve salonların gişelerinden temin edilebilir.
|
12.12.2018 - 13:53
| null |
['Sanat', 'Tiyatro', 'Sahne Sanatları']
|
Genco Erkal’ın Merhaba'sına gala gecesi
|
Yaşam
|
https://www.ntv.com.tr/yasam/genco-erkalin-merhabasina-gala-gecesi,THi-Z2YwZEmOwWcErKj_gQ
|
Suriye'nin İdlib şehrindeki kimyasal katliamın ardından bugün Esed'le yapılan bir röportaj yayınlandı. Söyleşide saldırıyla ilgili tek bir soru sorulmaması dikkat çekti
|
HABERTURK.COM
|
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in, Hırvat gazetesi Vecernji List ile yaptığı röportajda İdlib şehrinde 100'den fazla kişinin hayatını kaybettiği kimyasal katliamla ilgili tek bir soru sorulmaması dikkat çekti. Reuters'ın haberine göre röportajın, kimyasal saldırı ardından ABD Başkanı Donald Trump'ın Esed'le ilgili 'çok sayıda çizgiyi aştı' açıklamasından önce yapıldığının anlaşıldığı vurgulandı. Röportaj boyunca Esed'e, Han Şeyhun'daki kimyasal saldırıyla ilgili hiçbir soru sorulmamış olduğunun da altı çizildi. Suriye hükümeti, saldırıda rolü olduğunu reddetmişti. Suriye devlet ajansı SANA'nın yayınladığı röportajda Esed, 'zaferden başka seçeneğimiz yok' derken, "Eğer savaşı kazanmazsak, bu, Suriye'nin haritadan silineceği anlamına gelir" dedi. Öte yandan Esed'in, Suriye'nin kuzeyinde Kürt gruplar tarafından kurulmak istenen bir federalizme karşı olduğunu da yinelediği bildirildi.
|
06.04.2017 - 13:22
|
haberturk
|
[]
|
Esed'le röportajda kimyasal katliamla ilgili tek soru sorulmadı!
|
Dünya
|
https://www.haberturk.com/dunya/haber/1452435-esedle-roportajda-kimyasal-katliamla-ilgili-tek-soru-sorulmadi
|
Sarı-Kırmızılı ekip, 0-0’ın rövanşında bu akşam Yeni Malatya’ya konuk oluyor.
|
cumhuriyet.com.tr
|
3. Dakika: 5. Dakika: GOL | Galatasaray, Martin Linnes'in golüyle deplasmanda 1-0 öne geçiyor. 20. Dakika: 22. Dakika: 28: Dakika: Galatasaray, Türkiye Kupası’nda 23. kez finale yükselmek için sahaya çıkacak. Türkiye Kupası’nı 17 kez ile en çok kazanan takım olan sarı-kırmızılılar, daha önce 22 kez finalde mücadele etti. Galatasaray, Evkur Yeni Malatyaspor’u elemesi durumunda 23. kez final oynayacak. Galatasaray, Evkur Yeni Malatyaspor ile bu sezonki 4. maçını yapacak. Sarı-kırmızılılar, Malatya temsilcisiyle Spor Toto Süper Lig’de 2, Türkiye Kupası’nda 1 maçta karşı karşıya geldi. Ligde Malatya’daki maçı 2-0 kaybeden Galatasaray, İstanbul’daki rakibini 3-0 mağlup etti. Türkiye Kupası’ndaki maç ise 0-0 sona erdi.
|
25 Nisan 2019 Perşembe, 19:53
|
cumhuriyet
| null |
Galatasaray farka gidiyor... CANLI ANLATIM
|
Spor
|
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/futbol/1363284/Galatasaray_farka_gidiyor..._CANLI_ANLATIM.html
|
Van Erciş yolu üzerinde, şüphe üzerine durdurulan TIR'da hurma kutularının içerisine gizlenmiş 138 kilo 370 gram eroin ele geçirildi.
| null |
Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube ekipleri uyuşturucuyla mücadele kapsamında yaptığı çalışmalarda, Erciş yolu üzerinde bir TIR’ı durumundan şüphelenerek durdurdu. Polis ekipleri, narkotik köpeği Şila’nın yardımıyla TIR dorsesinde arama yaptı. Yapılan aramada hurma kutuları içerisinde zulalanmış 265 paket halinde 138 kilo 370 gram n ele geçirildi. Operasyon kapsamında TIR sürücüsünün de aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alındı. Şüpheliler hakkında ' ' ve 'Uyuşturucu madde nakletmek' suçlarından işlem yapılacağı öğrenildi. Narkotik köpeği Şila’nın hurma kutuları arasındaki uyuşturucu maddeleri bulması ise polis kamerasına yansıdı. Soruşturma sürüyor.
|
19.05.2018 - 06:41
|
DHA
|
['Türkiye', 'Van', 'haber', 'uyuşturucu', 'polis ']
|
Van'da, 138 kilo eroin ele geçirildi
|
Türkiye
|
https://www.ntv.com.tr/turkiye/vanda-138-kilo-eroin-ele-gecirildi,_pWlha5cUkWmK7HJA6ETiA
|
Muğla'nın Bodrum ilçesinde düzenlenecek 16. Uluslararası Bodrum Bale Festivali, 1-15 Ağustos arasında yapılacak. Festival, 1 Ağustos'ta Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenecek dünyaca ünlü başyapıt 'Zorba'yla başlayacak.
| null |
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından Bodrum Belediyesi'nin destekleriyle yapılacak. Festival için Bodrum Trafo'da, basın toplantısı düzenlendi. Festivalin programının tanıtıldığı toplantıya, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü , Bodrum Belediye Başkanı ve basın mensupları katıldı. Başkan Kocadon, 16 yıldır seçkin eserlerin sahnelendiğini ve festival programına göre tatilcilerin program yaptıklarına dikkat çekti. Kocadon, sanata ve sanatçıya destek vermeye devam edeceklerini söyledi. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan, festival programını Ocak ayından itibaren çalıştıklarını ve programın bundan sonraki yıllarda da kaliteden ödün vermeden devam edeceğini söyledi. 1-15 Ağustos arasında Bodrum Antik Tiyatroda, özenle seçilen yerli ve yabancı topluluklar tarafından sahnelenecek 5 seçkin eser, sanatseverlerle buluşacak. Festival 1 Ağustos'ta dünyanın beğenilen bale eserlerinden olan ayrıca 35'ten fazla ülkede sergilenen 'Zorba Balesi' ile başlayacak. Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen Nikos Kazancakis'in dünyaca ünlü başyapıtı, Mikis Theodorakis'in müziği, Lorca Massine'nin metni ve koreografisi ile hayat bulacak. 3 Ağustos'ta, CastroRomeo Flamenko topluluğu sahne alacak. 8 Ağustos'ta, Viyana Devlet Opera Balesi Birliği'nce 'Balenin En İyileri' gösterisi sunulacak. 11 Ağustos'ta ise İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenecek 'Don Kişot Balesi' Bodrum'da sanatseverlerle buluşacak. Festivalin kapanış gösterisi, 15 Ağustos'ta Ankara Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu tarafından sahnelenecek 'Frida' olacak. Koreografisi Özgür Adam İnanç'a ait eser; Arturo Marquez, Jose Pablo Moncayo ve Aksel Akın'ın müzikleriyle sunulacak.
|
29.07.2018 - 11:10
|
DHA
|
['Sanat', 'Bodrum', 'Festival']
|
Bodrum Bale Festivali başlıyor
|
Sanat
|
https://www.ntv.com.tr/sanat/bodrum-bale-festivali-basliyor,7y9ua6_w00GVOYlQoSmTCw
|
Antalya'nın Muratpaşa ilçesinde bir travesti, evinde boğazı kesilerek öldürüldü
| null |
Edinilen bilgiye göre, Muratpaşa’nın Kışla Mahallesi 55. Sokak'ta ikamet eden travesti Sedat Şendirekler'den (46) haber alamayan arkadaşları eve gitti. Şendirekler'in arkadaşları kapının açılmaması üzerine durumu polise haber verdi. Olay yerine gelen ekipler, çilingir yardımıyla girdikleri evde Şendirekler'in cesediyle karşılaştı. Olay yerinde yapılan incelemede Şendirekler'in boğazı kesilerek öldürüldüğü belirlendi. Şendirekler'in cesedi otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.
|
11.07.2012 - 14:43
|
haberturk
|
['antalya', 'travesti cinayeti']
|
Antalya'da korkunç travesti cinayeti
|
Gündem
|
https://www.haberturk.com/gundem/haber/758133-antalyada-korkunc-travesti-cinayeti
|
Şarkıcı ve oyuncu Ayta Sözeri, bayramda Ayvalık Amfi Tiyatro’da sahnedeydi. Konserlerinde Ayta Sözeri ile düet yapan Belkıs Özener, bu kez rahatsızlığı nedeniyle sahneye çıkamadı. Ayta Sözeri, “Belkıs abla konser öncesi beni arayarak 'Ben gelemiyorum ama benim şarkılarımı söyle' dedi. Ben de onun şarkılarını bu akşam büyük bir zevkle size okuyacağım” dedi
|
İHA
|
İHA'nın haberine göre; şarkıcı ve oyuncu Ayta Sözeri, bayramda Ayvalık Amfi Tiyatro’da sahnedeydi. Gazino konseptiyle dinleyicilere unutulmaz anlar yaşatan Sözeri, nostaljik şarkıları, sahne performansı ve esprileriyle herkesi kendine hayran bıraktı. Repertuvarında geçmişten günümüze sevilen pek çok şarkıya yer veren Ayta Sözeri, 'Dünya Dönüyor', 'Sarışınım', 'Hercai', 'Sen Ağlama', 'Yanayım Yanayım', 'Ağlama Değmez' gibi eserleri açıkhavayı dolduran dinleyicileri ile birlikte söyledi. Konserlerinde Ayta Sözeri ile düet yapan Belkıs Özener, bu kez rahatsızlığı nedeniyle sahneye çıkamadı. Ayta Sözeri, “Belkıs abla konser öncesi beni arayarak 'Ben gelemiyorum ama benim şarkılarımı söyle' dedi. Ben de onun şarkılarını bu akşam büyük bir zevkle size okuyacağım” dedi.
|
15.08.2019 - 12:28
|
haberturk
|
['ayta sözeri']
|
Ayta Sözeri ile Açıkhava Gazinosu
|
Sanat
|
https://www.haberturk.com/ayta-sozeri-ile-acikhava-gazinosu-magazin-haberleri-2513335-magazin
|
Elazığ'ın Baskil ilçesinde Karakaya Baraj Gölü kıyısında yetişen, farklı aroması ve tadıyla ihracatçı firmalardan yoğun talep gören taze kayısı, geçen yıla oranla ihracat payını yüzde 100 artırarak üreticisinin yüzünü güldürdü
|
AA
|
Türkiye'nin yaş kayısı üretiminin ortalama yüzde 13'ünün karşılandığı ilçede, özellikle Karakaya Baraj Gölü kıyısında yetişen Hacıhaliloğlu, Hasanbey, Çataloğlu, Kabaaşı gibi kayısı çeşitleri; aroması, tadı ve kıvamıyla ihracatçı firmalardan her geçen yıl daha fazla talep görüyor. Geçen yıl 12 bin ton civarında gerçekleşen taze kayısı ihracatının bu yıl yüzde 100 artış gösterdiği ilçede yetişen taze kayısı çeşitleri, başta AB ülkeleri olmak üzere Ukrayna, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Japonya, Malezya ve Güney Kore'ye ihraç ediliyor. İhracatçı firmalar, mevsimlik işçilerle üreticinin bahçesinden topladıkları taze kayısıları soğuk hava zincirli tırlara yükleyerek Malatya'daki fabrikalara götürüyor. Burada kalitesine göre ayıklanıp paketlenen taze kayısılar, ön soğutma işleminden geçirildikten sonra yine soğuk hava zincirli araçlarla talep gelen ülkeye gönderiliyor. İşçilik maliyetinden kurtarması ve daha fazla kazanç sağlaması bakımından üreticiler hasat ettikleri kayısıları taze olarak pazarlamanın mutluluğunu yaşıyor. Elazığ Tarım ve Orman Müdürü Turan Karahan, AA muhabirine, ilçede 100 bin dekar alanda 1 milyon ağaçtan yıllık ortalama 60 bin ton taze kayısı üretimi gerçekleştirildiğini belirtti. İlçede kayısı hasadında sona doğru yaklaşıldığını, sıkıntısız geçen bir sezonun ardından üreticinin 1 yıllık emeğinin karşılığını almaya başladığını ifade eden Karahan, şunları söyledi: "İlçemizin her yerinde özellikle Batman, Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa'dan gelen işçi kardeşlerimizin ortaya koyduğu emekle kayısımızı hasat ediyoruz. Tabii Baskil ilçesi denildiğinde akla kayısı geliyor ve bu kayısı üretiminde son istatistiklere baktığımız zaman Türkiye'nin en fazla kayısı üreten üç ilinden biri Elazığ. Yıllık ortalama 60 bin ton civarında taze kayısı rekoltemiz var, bu yılda aynı düzeyde bir rekolte olacağını tahmin ediyoruz." Karahan, toprak yapısı, coğrafi şartları ve ikliminden dolayı ilçede yetişen kayısının, kalitesiyle Malatya'daki ihracatçı firmalardan her geçen yıl daha fazla talep gördüğünü dile getirdi. İlçede, geçen yıl 12 bin ton dolayında gerçekleşen taze kayısı ihracatının yüzde 100'lük bir artışla 24 bin ton seviyesine ulaştığını vurgulayan Karahan, şöyle devam etti: "Baskil ilçemizde yetiştirilen, kıvamı, lezzeti, tadı ve aromasıyla öne çıkan kayısımız, önceki yıllarda daha çok kurutulmuş kayısı olarak ihraç edilirken, lezzetinden dolayı son yıllarda taze kayısı olarak ihracata daha fazla konu oluyor. Taze kayısımız özellikle bu yıl Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye direkt gönderiliyor. Bu da üreticimiz için sevindirici bir durum. Çünkü ihracata konu olan ürünlerin hem kalitesi anlamında hem de üreticimizin kazancı anlamında çok ciddi avantajlar sağlıyor. Bizler de önümüzdeki süreçlerde kayısımızın daha fazla taze olarak dünya sofrasında yer alması için yeni projeler ortaya koyacağız." İhracatçı firma yetkilisi Hamit Bak, Malatya'da bulunan firmaları aracılığıyla 19 yıldır kuru kayısının yanı sıra taze kayısı ihracatı yaptıklarını, bu yılki 6 bin tonluk ihracatlarının üçte birini taze kayısının teşkil ettiğini kaydetti. Taze kayısı ihracatında kalitesinden dolayı Baskil kayısısına ağırlık verdiklerine dikkati çeken Bak, şöyle konuştu: "Taze kayısı olarak başlıca ihracat yaptığımız yerler arasında Almanya, İngiltere, İsviçre gibi AB ülkeleri ile Malezya ve Dubai de yer alıyor. Buralara yıllık 2 bin ton civarında yaş kayısı ihracatı gerçekleştiriyoruz. Bu ihracatımızda kalitesinden dolayı Baskil ilçemizin Karakaya Baraj Gölü kıyısında yetişen kayısılar başı çekiyor. Diyebilirim ki taze kayısı ihracatında ihracatçının gözdesi Baskil kayısısı. Ancak sahil yolunun yetersizliğinden ve ulaşımın daha çok feribotla sağlanmasından dolayı tırlarla ilçeye ulaşım noktasında sıkıntı çekiyoruz. Ayrıca talebin artmasıyla birlikte soğuk hava depoları da yetersiz kalıyor. Bu sıkıntılar çözüldüğü takdirde bölgedeki taze kayısı ihracatının daha da artacağına inanıyorum." Çiğdemli Köyü muhtarı Cumali Yüzgeç, Karakaya Baraj Gölü çevresinde bu yıl bereketli bir hasat sezonu geçirmenin mutluluğunu yaşadıklarını aktardı. Yetiştirdikleri kayısıyı, işçilik maliyetinden kurtardığı için taze olarak satmanın kendileri için daha avantajlı olduğuna dikkati çeken Yüzgeç, "Yaklaşık 800 kök kayısım var, bunun yarısını yaş olarak ihracatçıya veriyoruz, kalanını da gün kurusu, şekerpare yapıyoruz." dedi. Üretici Mehmet Yüzgeç ise yörelerinde yetişen kayısının sofralık olarak ihracatçıdan yoğun talep gördüğünü belirterek, "Kayısımızın şeker oranı gayet güzel ve Malatya piyasasında tutuluyor. Daha çok bizim baraj kenarındaki kayısılar tercih ediliyor. İhracatçı gelip köyden bakıyor, kendi işçisi ile topluyor, parasını peşin veriyor. Malatya'ya götürüp paketleyerek ihraç ediyor." diye konuştu.
|
29.07.2019 - 12:49
|
haberturk
|
['taze kayısı ihracatı', 'haberler', 'ekonomi son dakika haberler']
|
Taze kayısı ihracatındaki artış yüz güldürdü
|
İş-Yaşam
|
https://www.haberturk.com/taze-kayisi-ihracatindaki-artis-yuz-guldurdu-2508694-ekonomi
|
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.