id
int64
1
9.2k
answers
list
title
stringlengths
4
104
question
stringlengths
2
257
context
stringlengths
31
11.1k
2,351
[ { "answer_start": "448", "text": "Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis" } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi'nin tercüme ettiği Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eserinin adı nedir?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,352
[ { "answer_start": "448", "text": "Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave" } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseri olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabın sahibi kimdir?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,353
[ { "answer_start": "672", "text": "41 yaşında" } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi kaç yaşında hekimbaşı olmuştur?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,354
[ { "answer_start": "699", "text": "Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle" } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Abdülaziz Efendi hekimbaşı vazifesinden hangi sebeple azledilmiştir??
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,355
[ { "answer_start": "796", "text": "İstanköy adasına" } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Abdülaziz Efendi hekimbaşı vazifesini terkinden sonra nereye sürgün edilmiştir?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,356
[ { "answer_start": "870", "text": "İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi." } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Abdülaziz Efendi nerede vefat etmiş ve defnedilmiştir?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,357
[ { "answer_start": "828", "text": "14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778)" } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Abdülaziz Efendi'nin ne zaman vefat etmiştir?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,358
[ { "answer_start": "926", "text": "Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir." } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi'nin kabrinden kalıntılar elimizde bulunuyor mu?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,359
[ { "answer_start": "990", "text": "'Aziz'" } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi Türkçe ve Farsça şiirlerinde hangi mahlası kullanarak şiirler yazmıştır?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,360
[ { "answer_start": "1008", "text": "Türkçe ve Farsça" } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla hangi dillerde şiirler yazmıştır?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,361
[ { "answer_start": "1044", "text": "Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır." } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi'nin şiirleri günümüzde nerededir?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,362
[ { "answer_start": "1044", "text": "Küçük bir divan oluşturacak sayıda" } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi kaç sayıda şiir kaleme almıştır?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,363
[ { "answer_start": "1167", "text": "Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir." } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi'nin şiirleri edebi açıdan nasıl değerlendirilir?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,364
[ { "answer_start": "1266", "text": "Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir." } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi'nin şiirlerini kimler bestelemiştir?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,365
[ { "answer_start": "1349", "text": "'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli " } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi'nin en çok beğenilen ve bestelenen şiiri hangisidir?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,366
[ { "answer_start": "1430", "text": "Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır." } ]
Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeline kimler beste yapmıştır?
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur. İstanbul'da 1735 yılında doğdu. Tıp eğitimi görerek hekim oldu. Bir süre Viyana'da da tıp eğitimi gördü, pek çok doğu ve batı dilini öğrendi. Osmanlı saray hekimleri arasına girdi. Yüksek müderris (Ordinaryus Profesöre denk akademik derece) oldu. Meşhur Hollandalı hekim Herman Boerhaave tarafından yazılmış olan Aphorismi de cognoscendis et curandis morbis adlı kitabı Latince'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu eser Türk tıp tarihinde tercüme edilen ilk batı tıp eseridir. 41 yaşında hekimbaşı oldu. Görevi dışındaki devlet işlerine müdahale ettiği gerekçesiyle bu görevinden alındı ve daha sonra İstanköy adasına sürgün edildi. 14 Zilhicce 1191 (13 Ocak 1778) tarihinde İstanköy adasında yaşamını yitirdi ve oraya defnedildi. Mezar taşı günümüze kadar gelmiştir. Hekimbaşı Abdülaziz Efendi 'Aziz' mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Küçük bir divan oluşturacak sayıdaki şiirlerinin elyazması tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Klasik divan şiiri kaidelerine uygun olarak yazılmış olan şiirleri, edebi açıdan orta seviyededir. Çeşitli şiirleri kendisi ve başka bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Özellikle 'Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe' sözleriyle başlayan gazeli çok sevilmiştir. Bu şiir üzerine kendisi ve başka bestekârlar tarafından çok sayıda beste yapılmıştır.
2,367
[ { "answer_start": "115", "text": "1998" } ]
MilSOFT
MilSOFT ne zaman kurulmuştur?
MilSOFT Yazılım Teknolojileri A.Ş., sistem entegrasyonu ve yazılım geliştirme alanlarında faaliyet göstermek üzere 1998 yılında kurulmuş olan savunma sanayi endüstrisinde çalışmasına devam eden %100 bir Türk firmasıdır. CMMI-5 seviyesine sahip şirkettir. Ayrıca TAI ile C-130 Hercules nakliye uçaklarının aviyonik modernizasyonu için Link-16 Taktik Veri Linki İşlemcisi (TVLİ)'nin yazılım ve donanım geliştirmesi gibi faaliyetlerde bulunmaktadır.
2,368
[ { "answer_start": "220", "text": "CMMI-5 seviyesine sahip şirkettir." } ]
MilSOFT
MilSOFT firmasının düzeyi nedir?
MilSOFT Yazılım Teknolojileri A.Ş., sistem entegrasyonu ve yazılım geliştirme alanlarında faaliyet göstermek üzere 1998 yılında kurulmuş olan savunma sanayi endüstrisinde çalışmasına devam eden %100 bir Türk firmasıdır. CMMI-5 seviyesine sahip şirkettir. Ayrıca TAI ile C-130 Hercules nakliye uçaklarının aviyonik modernizasyonu için Link-16 Taktik Veri Linki İşlemcisi (TVLİ)'nin yazılım ve donanım geliştirmesi gibi faaliyetlerde bulunmaktadır.
2,369
[ { "answer_start": "262", "text": "TAI ile C-130 Hercules nakliye uçaklarının aviyonik modernizasyonu için Link-16 Taktik Veri Linki İşlemcisi (TVLİ)'nin yazılım ve donanım geliştirmesi gibi faaliyetlerde bulunmaktadır." } ]
MilSOFT
MilSOFT'un geliştirdiği teknolojiler nelerdir?
MilSOFT Yazılım Teknolojileri A.Ş., sistem entegrasyonu ve yazılım geliştirme alanlarında faaliyet göstermek üzere 1998 yılında kurulmuş olan savunma sanayi endüstrisinde çalışmasına devam eden %100 bir Türk firmasıdır. CMMI-5 seviyesine sahip şirkettir. Ayrıca TAI ile C-130 Hercules nakliye uçaklarının aviyonik modernizasyonu için Link-16 Taktik Veri Linki İşlemcisi (TVLİ)'nin yazılım ve donanım geliştirmesi gibi faaliyetlerde bulunmaktadır.
2,370
[ { "answer_start": "71", "text": "18 Aralık 2012 tarihinde" } ]
Göktürk-2
Göktürk-2 uydusu ne zaman fırlatılmıştır?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,371
[ { "answer_start": "96", "text": "Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden" } ]
Göktürk-2
Göktürk-2 uydusu nereden uzaya fırlatılmıştır?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,372
[ { "answer_start": "293", "text": "Türkiye'de Türk mühendislerce" } ]
Göktürk-2
Göktürk-2 uydusunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı kimler tarafından nerede üretilmiştir?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,373
[ { "answer_start": "154", "text": "409kg ağırlığında" } ]
Göktürk-2
Göktürk-2 uydusunun ağırlığı nedir?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,374
[ { "answer_start": "179", "text": "2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir." } ]
Göktürk-2
Göktürk-2 uydusunun çözünürlük değerleri nelerdir?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,375
[ { "answer_start": "337", "text": "Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur." } ]
Göktürk-2
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Göktürk-2 uydusunun önemi nedir?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,376
[ { "answer_start": "1539", "text": "93 dakika" } ]
Göktürk-2
göktürk-2 uydusunun dünyanın etrafını kat etmesi ne kadarlık bir süre almaktadır?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,377
[ { "answer_start": "445", "text": "2007 yılında" } ]
Göktürk-2
Göktürk-2 uydusunun yapımına kaç yılında başlanmıştır?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,378
[ { "answer_start": "473", "text": "18 Aralık 2012'de" } ]
Göktürk-2
Göktürk-2 uydusu hangi tarihte uzaya gönderilmiştir?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,379
[ { "answer_start": "491", "text": "Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir." } ]
Göktürk-2
Göktürk-2 uydusu nereden hangi yolla uzaya gönderilmiştir?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,380
[ { "answer_start": "587", "text": "Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır." } ]
Göktürk-2
Göktürk-2 uydusunun yapımının ne kadarlık kısmıda türk imzası bulunmaktadır?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,381
[ { "answer_start": "687", "text": "Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu." } ]
Göktürk-2
Göktürk-2 uydusunun ne kadar maliyeti bulunmaktadır?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,382
[ { "answer_start": "802", "text": "fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de" } ]
Göktürk-2
Göktürk-2 uydusu fırlatmadan ne kadar müddet sonra yörüngeye yerleşmiştir?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,383
[ { "answer_start": "847", "text": "686 kilometre" } ]
Göktürk-2
Göktürk-2 uydusunun yörüngesi ne kadar irtifaya sahiptir?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,384
[ { "answer_start": "946", "text": "Tamer Beşer" } ]
Göktürk-2
TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü kimdir?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,385
[ { "answer_start": "1053", "text": "saat 19.39'da Norveç Trömso'dan" } ]
Göktürk-2
Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyal nereden ne zaman alınmıştır?
Göktürk-2, TÜBİTAK UZAY, TAI iş birliği ile geliştirilen keşif uydusu. 18 Aralık 2012 tarihinde Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya fırlatılmıştır. 409kg ağırlığındaki uydu 2,5 metre siyah-beyaz ve 5 metre renkli çözünürlüğe sahiptir. Uydunun görev bilgisayarı ve görev yazılımı tamamen Türkiye'de Türk mühendislerce üretilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüksek çözünürlüklü görüntü alınması için üretilen ilk uydudur. Yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 18 Aralık 2012'de Çin'den Çin'in kendi ürettiği Uzun Yürüyüş-2D taşıyıcı roket vasıtası ile uzaya gönderilmiştir. Göktürk-2'nin Donanımları'nın %80'i, yazılımlarının %100'ü Türk Mühendisler tarafından yapılmıştır. Türkiye'nin Çin'den satın aldığı fırlatma hizmeti sigorta dahil olmak üzere 20 milyon Euro'ya mal oldu. Göktürk-2, fırlatıldıktan 12 dakika sonra saat 18.25'de 686 kilometre yüksekteki yörüngesine oturdu. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer, uzaya gönderilen Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydusu Göktürk-2'den ilk sinyalin saat 19.39'da Norveç Trömso'dan alındığını bildirdi. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamer Beşer tarafından verilen bilgilere göre 'Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye'ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye'nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.'
2,386
[ { "answer_start": "69", "text": "Şam" } ]
Takiyüddin
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin nerede doğmuştur?
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 1526 yılında Şam'da doğmuş, Mısır ve Şam'da yetişmiştir. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
2,387
[ { "answer_start": "312", "text": "1337" } ]
Takiyüddin
Takiyüddinin kaç eseri vardır?
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 1526 yılında Şam'da doğmuş, Mısır ve Şam'da yetişmiştir. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
2,388
[ { "answer_start": "56", "text": "1526 yılında" } ]
Takiyüddin
Takiyüddin kaç yılında doğmuştur?
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 1526 yılında Şam'da doğmuş, Mısır ve Şam'da yetişmiştir. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
2,389
[ { "answer_start": "84", "text": "Mısır ve Şam'da" } ]
Takiyüddin
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin nerede yetişmiştir?
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 1526 yılında Şam'da doğmuş, Mısır ve Şam'da yetişmiştir. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
2,390
[ { "answer_start": "155", "text": "1577 yılında" } ]
Takiyüddin
Takiyüddin rasathanesini kaç yılında kurmuştur?
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 1526 yılında Şam'da doğmuş, Mısır ve Şam'da yetişmiştir. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
2,391
[ { "answer_start": "168", "text": "III. Murat'ın fermanıyla" } ]
Takiyüddin
Takiyüddin rasathanesini kimin emriyle açmıştır?
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 1526 yılında Şam'da doğmuş, Mısır ve Şam'da yetişmiştir. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
2,392
[ { "answer_start": "113", "text": "1550 yılında" } ]
Takiyüddin
Takiyüddin kaç yılında İstanbul'a gelmiştir?
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 1526 yılında Şam'da doğmuş, Mısır ve Şam'da yetişmiştir. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
2,393
[ { "answer_start": "337", "text": "Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır." } ]
Takiyüddin
Takiyüddin'in rasathanesi ne sebeple yıkılmıştır?
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 1526 yılında Şam'da doğmuş, Mısır ve Şam'da yetişmiştir. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
2,394
[ { "answer_start": "439", "text": "Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir." } ]
Takiyüddin
Takiyüddin'in tophane'den sonra kurduğu rasathanesi hakkında bilinenler nelerdir?
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 1526 yılında Şam'da doğmuş, Mısır ve Şam'da yetişmiştir. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
2,395
[ { "answer_start": "44", "text": "Takiyüddin" } ]
Takiyüddin
1526 yılında doğan, Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan astronom kimdir?
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 1526 yılında Şam'da doğmuş, Mısır ve Şam'da yetişmiştir. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
2,396
[ { "answer_start": "238", "text": "Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur." } ]
Takiyüddin
Takiyüddin Efendi'nin astronomiye katkıları neler olmuştur?
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 1526 yılında Şam'da doğmuş, Mısır ve Şam'da yetişmiştir. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
2,397
[ { "answer_start": "15", "text": "babası Muhammed b. Ali" } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Ridvan es-Saati'nin su saati kim tarafından inşa edilmiştir?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,398
[ { "answer_start": "96", "text": "büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir." } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Ridvan es-Saati babasının ölümünün ardından su saati için neler yapmıştır?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,399
[ { "answer_start": "153", "text": "parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir." } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Ridvan es-Saati yeniden imal ettiği su saatinden nerede bahsetmiştir?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,400
[ { "answer_start": "231", "text": "Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır" } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Ridvan es-Saati'nin saatler kitabından günümüze ulaşan kaç adet yazma bulunuyor?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,401
[ { "answer_start": "296", "text": "birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348." } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Ridvan es-Saati'nin saatler kitabının günümüze ulaşan bilinen yazmaları hangileridir?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,402
[ { "answer_start": "383", "text": "1915 yılında" } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Ridvan es-Saati'nin saatler kitabının Gotha yazması kaç yılında Almanca'ya çevrilmiştir?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,403
[ { "answer_start": "396", "text": "Eilhard Wiedemann tarafından" } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Ridvan es-Saati'nin saatler kitabının Gotha yazması kim tarafından Almanca'ya çevrilmiştir?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,404
[ { "answer_start": "425", "text": "Gotha yazmasından" } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Ridvan es-Saati'nin saatler kitabı Almanca'ya 1915 yılında hangi yazmadan çevrilmiştir?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,405
[ { "answer_start": "468", "text": "Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır." } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Ridvan es-Saati'nin su saati hangi prensiple çalışmaktadır?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,406
[ { "answer_start": "572", "text": "Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir." } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Ridvan es-Saati'nin su saatinde zaman nasıl taksim edilmiştir?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,407
[ { "answer_start": "694", "text": "Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır." } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı Ridvan es-Saati'nin su saatinde nasıl ele alınmıştır?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,408
[ { "answer_start": "925", "text": "Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir." } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Ridvan es-Saati'nin su saatinde mekanizma nasıl çalışmaktadır?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,409
[ { "answer_start": "1151", "text": "Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır." } ]
Ridvan es-Saati'nin Su Saati
Ridvan es-Saati'nin su saatinde vakitler ve zamanlar kullanıcıya nasıl gösterilmektedir?
Saatçi Ridvan, babası Muhammed b. Ali (ö.618/1231) tarafından inşa edilmiş ve ölümünün ardından büyük ölçüde harap olan su saatini yeniden imal etmiş ve parçalarıyla birlikte saatler kitabında ayrıntılı bir biçimde tarif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla bu kitabın iki yazması günümüze ulaşmıştır, birisi İstanbul Köprülü Koleksiyonu 949, diğeri Gotha Forschungsbibliothek 1348. Kitap 1915 yılında Eilhard Wiedemann tarafından Gotha yazmasından Almanca'ya çevrilmiştir. Bu su saati eşit olmayan saatler veya temporal saatler (saat zemaniyye) prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan (veya batışından doğuşuna kadar) zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir. Güneşin seyrinin takvimsel farklılığı, saatin içindeki su dökülme memesinin ayarlanmasıyla düzeltilir. Bu su dökülme memesi Frankfurt a.M. takvimine göre hesaplanmış bir levha üzerinde ilgili yıldız sembolünün konumuna kaydırılır. Mekanizma, güneşin doğuşu ve batışı arasında (veya tam tersi) bir kaptan boşalan ve bu esnada da bir şamandırayı hareket ettiren suyla harekete geçirilmektedir. Simetrik olan boşaltma, bir basınç dengeleyicisiyle gerçekleşir. Vakit saatlerinin on iki zaman dilimi, her bir gündüz saatinden sonra ön yüzün bir kapısının dönmesiyle gösterilir. Buna ek olarak kapıların üzerindeki bir ayça, soldan sağa doğru peşpeşe 48 altın çiviyi geçerek bu periyodların bir çeyreğini gösterir. Optik gösterimlerin yanı sıra her bir gündüz saatinden sonra akustik sinyaller işitilebilir. Bu sinyaller iki şahin figürünün gagalarından birer küreyi bir kupanın içine düşürmeleriyle oluşur. Gece esnasında bir diskin saatin tepesinde bir lamba tarafından aydınlatılan ve saatleri gösteren on iki ışıklı dairesi ardı ardına serbest bırakılır.
2,410
[ { "answer_start": "48", "text": "el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında" } ]
Filli Su Saati
el-Cezeri, kendi icadı olan su saatinden hangi eserinde bahsetmiştir?
el-Cezeri tarafından 600/1200 civarında icat ve el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında tarif edilen bir su saatinin orijinal boyutlarda rekonstrüksiyonu. Burada sözkonusu olan, 48 entervali 30 dakikalık aralıkta sinyalle bildiren ve böylelikle 24 simetrik saati gösteren bir su saatidir. (Gösterim için vakit aralığı rekonstrüksiyonda yaklaşık 3 dakikaya indirgenmiştir.) Bir katip filin sırtında oturarak bu aralıkları, yazı kamışını her yarım saatten sonra gizlice bir taksimat çizgisine kaydırarak göstermektedir. Ayrıca saat yarım ve tam saatleri, kuledeki bir figürün her tam saatte sağ kolunu, her yarım saatte ise sol kolunu kaldırması suretiyle göstermektedir. Mekanizma, her 30 dakikada bir, filin gövdesinde su dolu bir tekne üzerinde hareket ettirici yarım küre şeklindeki şamandra vasıtasıyla işler. Şamandra alt tarafında tam tamına hesaplanmış bir deliğe sahiptir. Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kırbaç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur. Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa'da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmektedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum'da, Münih, bulunmaktadır. Bir ikincisi, yaklaşık 1580'lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih. 1600 civarında Augsburg'da imal edilmiş ve 1980 yılında özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92.
2,411
[ { "answer_start": "48", "text": "el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında tarif edilen bir su saatinin orijinal boyutlarda rekonstrüksiyonu" } ]
Filli Su Saati
Filli su saati ana hatlarıyla hangi saate benzemektedir?
el-Cezeri tarafından 600/1200 civarında icat ve el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında tarif edilen bir su saatinin orijinal boyutlarda rekonstrüksiyonu. Burada sözkonusu olan, 48 entervali 30 dakikalık aralıkta sinyalle bildiren ve böylelikle 24 simetrik saati gösteren bir su saatidir. (Gösterim için vakit aralığı rekonstrüksiyonda yaklaşık 3 dakikaya indirgenmiştir.) Bir katip filin sırtında oturarak bu aralıkları, yazı kamışını her yarım saatten sonra gizlice bir taksimat çizgisine kaydırarak göstermektedir. Ayrıca saat yarım ve tam saatleri, kuledeki bir figürün her tam saatte sağ kolunu, her yarım saatte ise sol kolunu kaldırması suretiyle göstermektedir. Mekanizma, her 30 dakikada bir, filin gövdesinde su dolu bir tekne üzerinde hareket ettirici yarım küre şeklindeki şamandra vasıtasıyla işler. Şamandra alt tarafında tam tamına hesaplanmış bir deliğe sahiptir. Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kırbaç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur. Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa'da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmektedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum'da, Münih, bulunmaktadır. Bir ikincisi, yaklaşık 1580'lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih. 1600 civarında Augsburg'da imal edilmiş ve 1980 yılında özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92.
2,412
[ { "answer_start": "21", "text": "600/1200 civarında" } ]
Filli Su Saati
el-Cezeri el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında ele aldığı su saatini kaç yılında icad etmiştir?
el-Cezeri tarafından 600/1200 civarında icat ve el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında tarif edilen bir su saatinin orijinal boyutlarda rekonstrüksiyonu. Burada sözkonusu olan, 48 entervali 30 dakikalık aralıkta sinyalle bildiren ve böylelikle 24 simetrik saati gösteren bir su saatidir. (Gösterim için vakit aralığı rekonstrüksiyonda yaklaşık 3 dakikaya indirgenmiştir.) Bir katip filin sırtında oturarak bu aralıkları, yazı kamışını her yarım saatten sonra gizlice bir taksimat çizgisine kaydırarak göstermektedir. Ayrıca saat yarım ve tam saatleri, kuledeki bir figürün her tam saatte sağ kolunu, her yarım saatte ise sol kolunu kaldırması suretiyle göstermektedir. Mekanizma, her 30 dakikada bir, filin gövdesinde su dolu bir tekne üzerinde hareket ettirici yarım küre şeklindeki şamandra vasıtasıyla işler. Şamandra alt tarafında tam tamına hesaplanmış bir deliğe sahiptir. Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kırbaç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur. Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa'da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmektedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum'da, Münih, bulunmaktadır. Bir ikincisi, yaklaşık 1580'lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih. 1600 civarında Augsburg'da imal edilmiş ve 1980 yılında özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92.
2,413
[ { "answer_start": "1367", "text": "Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa'da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor." } ]
Filli Su Saati
Filli Su Saati hangi zaman da kimleri etkilemiştir?
el-Cezeri tarafından 600/1200 civarında icat ve el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında tarif edilen bir su saatinin orijinal boyutlarda rekonstrüksiyonu. Burada sözkonusu olan, 48 entervali 30 dakikalık aralıkta sinyalle bildiren ve böylelikle 24 simetrik saati gösteren bir su saatidir. (Gösterim için vakit aralığı rekonstrüksiyonda yaklaşık 3 dakikaya indirgenmiştir.) Bir katip filin sırtında oturarak bu aralıkları, yazı kamışını her yarım saatten sonra gizlice bir taksimat çizgisine kaydırarak göstermektedir. Ayrıca saat yarım ve tam saatleri, kuledeki bir figürün her tam saatte sağ kolunu, her yarım saatte ise sol kolunu kaldırması suretiyle göstermektedir. Mekanizma, her 30 dakikada bir, filin gövdesinde su dolu bir tekne üzerinde hareket ettirici yarım küre şeklindeki şamandra vasıtasıyla işler. Şamandra alt tarafında tam tamına hesaplanmış bir deliğe sahiptir. Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kırbaç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur. Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa'da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmektedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum'da, Münih, bulunmaktadır. Bir ikincisi, yaklaşık 1580'lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih. 1600 civarında Augsburg'da imal edilmiş ve 1980 yılında özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92.
2,414
[ { "answer_start": "162", "text": "Burada sözkonusu olan, 48 entervali 30 dakikalık aralıkta sinyalle bildiren ve böylelikle 24 simetrik saati gösteren bir su saatidir. (Gösterim için vakit aralığı rekonstrüksiyonda yaklaşık 3 dakikaya indirgenmiştir.) Bir katip filin sırtında oturarak bu aralıkları, yazı kamışını her yarım saatten sonra gizlice bir taksimat çizgisine kaydırarak göstermektedir. Ayrıca saat yarım ve tam saatleri, kuledeki bir figürün her tam saatte sağ kolunu, her yarım saatte ise sol kolunu kaldırması suretiyle göstermektedir." } ]
Filli Su Saati
el-Cezeri'nin el-Cami eserinde bahsettiği sus saati ve onun rekonstrüksiyonu olan filli su saatinde saat ve vakitlerin gösterimi nasıl işlemektedir?
el-Cezeri tarafından 600/1200 civarında icat ve el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında tarif edilen bir su saatinin orijinal boyutlarda rekonstrüksiyonu. Burada sözkonusu olan, 48 entervali 30 dakikalık aralıkta sinyalle bildiren ve böylelikle 24 simetrik saati gösteren bir su saatidir. (Gösterim için vakit aralığı rekonstrüksiyonda yaklaşık 3 dakikaya indirgenmiştir.) Bir katip filin sırtında oturarak bu aralıkları, yazı kamışını her yarım saatten sonra gizlice bir taksimat çizgisine kaydırarak göstermektedir. Ayrıca saat yarım ve tam saatleri, kuledeki bir figürün her tam saatte sağ kolunu, her yarım saatte ise sol kolunu kaldırması suretiyle göstermektedir. Mekanizma, her 30 dakikada bir, filin gövdesinde su dolu bir tekne üzerinde hareket ettirici yarım küre şeklindeki şamandra vasıtasıyla işler. Şamandra alt tarafında tam tamına hesaplanmış bir deliğe sahiptir. Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kırbaç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur. Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa'da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmektedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum'da, Münih, bulunmaktadır. Bir ikincisi, yaklaşık 1580'lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih. 1600 civarında Augsburg'da imal edilmiş ve 1980 yılında özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92.
2,415
[ { "answer_start": "677", "text": "Mekanizma, her 30 dakikada bir, filin gövdesinde su dolu bir tekne üzerinde hareket ettirici yarım küre şeklindeki şamandra vasıtasıyla işler. Şamandra alt tarafında tam tamına hesaplanmış bir deliğe sahiptir. Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kırbaç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur." } ]
Filli Su Saati
Filli Su Saati'nin mekanizması nasıl işlemektedir?
el-Cezeri tarafından 600/1200 civarında icat ve el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında tarif edilen bir su saatinin orijinal boyutlarda rekonstrüksiyonu. Burada sözkonusu olan, 48 entervali 30 dakikalık aralıkta sinyalle bildiren ve böylelikle 24 simetrik saati gösteren bir su saatidir. (Gösterim için vakit aralığı rekonstrüksiyonda yaklaşık 3 dakikaya indirgenmiştir.) Bir katip filin sırtında oturarak bu aralıkları, yazı kamışını her yarım saatten sonra gizlice bir taksimat çizgisine kaydırarak göstermektedir. Ayrıca saat yarım ve tam saatleri, kuledeki bir figürün her tam saatte sağ kolunu, her yarım saatte ise sol kolunu kaldırması suretiyle göstermektedir. Mekanizma, her 30 dakikada bir, filin gövdesinde su dolu bir tekne üzerinde hareket ettirici yarım küre şeklindeki şamandra vasıtasıyla işler. Şamandra alt tarafında tam tamına hesaplanmış bir deliğe sahiptir. Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kırbaç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur. Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa'da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmektedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum'da, Münih, bulunmaktadır. Bir ikincisi, yaklaşık 1580'lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih. 1600 civarında Augsburg'da imal edilmiş ve 1980 yılında özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92.
2,416
[ { "answer_start": "1367", "text": "Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa'da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor." } ]
Filli Su Saati
Filli su saatinin bu sahada diğer saat yapımcılarına tesiri nasıl olmuştur?
el-Cezeri tarafından 600/1200 civarında icat ve el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında tarif edilen bir su saatinin orijinal boyutlarda rekonstrüksiyonu. Burada sözkonusu olan, 48 entervali 30 dakikalık aralıkta sinyalle bildiren ve böylelikle 24 simetrik saati gösteren bir su saatidir. (Gösterim için vakit aralığı rekonstrüksiyonda yaklaşık 3 dakikaya indirgenmiştir.) Bir katip filin sırtında oturarak bu aralıkları, yazı kamışını her yarım saatten sonra gizlice bir taksimat çizgisine kaydırarak göstermektedir. Ayrıca saat yarım ve tam saatleri, kuledeki bir figürün her tam saatte sağ kolunu, her yarım saatte ise sol kolunu kaldırması suretiyle göstermektedir. Mekanizma, her 30 dakikada bir, filin gövdesinde su dolu bir tekne üzerinde hareket ettirici yarım küre şeklindeki şamandra vasıtasıyla işler. Şamandra alt tarafında tam tamına hesaplanmış bir deliğe sahiptir. Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kırbaç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur. Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa'da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmektedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum'da, Münih, bulunmaktadır. Bir ikincisi, yaklaşık 1580'lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih. 1600 civarında Augsburg'da imal edilmiş ve 1980 yılında özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92.
2,417
[ { "answer_start": "1475", "text": "Günümüzde birçok fil saati bilinmektedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum'da, Münih, bulunmaktadır. Bir ikincisi, yaklaşık 1580'lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih. 1600 civarında Augsburg'da imal edilmiş ve 1980 yılında özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92." } ]
Filli Su Saati
Günümüze ulaşan filli su saatleri var mıdır?
el-Cezeri tarafından 600/1200 civarında icat ve el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında tarif edilen bir su saatinin orijinal boyutlarda rekonstrüksiyonu. Burada sözkonusu olan, 48 entervali 30 dakikalık aralıkta sinyalle bildiren ve böylelikle 24 simetrik saati gösteren bir su saatidir. (Gösterim için vakit aralığı rekonstrüksiyonda yaklaşık 3 dakikaya indirgenmiştir.) Bir katip filin sırtında oturarak bu aralıkları, yazı kamışını her yarım saatten sonra gizlice bir taksimat çizgisine kaydırarak göstermektedir. Ayrıca saat yarım ve tam saatleri, kuledeki bir figürün her tam saatte sağ kolunu, her yarım saatte ise sol kolunu kaldırması suretiyle göstermektedir. Mekanizma, her 30 dakikada bir, filin gövdesinde su dolu bir tekne üzerinde hareket ettirici yarım küre şeklindeki şamandra vasıtasıyla işler. Şamandra alt tarafında tam tamına hesaplanmış bir deliğe sahiptir. Bu delikten 30 dakikada, şamandranın artık hiç yukarı kalkmayacak ve aşağı batacağı kadar su dolar. Bu esnada bir ip üzerinden kuledeki bir küre serbest bırakılır ve aşağı inerken bir çok figürü hareket ettirir. Bir kuş döner, kuledeki insan figürü dönüşümlü olarak kollarını kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder ve şamandrayı tekrar asıl konumuna çeker. Katip hareket eder ve filin başında oturan figür sağ elindeki bir kırbaç ile file ve sol elindekiyle trompete vurur. Bu fil saati 16. ve 17. yüzyılda Avrupa'da figürlü saat yapımcılarının zihnini harekete geçirmiş görünüyor. Günümüzde birçok fil saati bilinmektedir. Bunlardan birisi erken 17. yüzyıldandır ve Bayerisches Nationalmuseum'da, Münih, bulunmaktadır. Bir ikincisi, yaklaşık 1580'lerden, özel mülkiyette bulunmaktadır, yine Münih. 1600 civarında Augsburg'da imal edilmiş ve 1980 yılında özel mülkiyette bulunan üçüncü bir saat için bkz. Die Welt als Uhr, s. 266, no. 92.
2,418
[ { "answer_start": "157", "text": "Sultan el-Salih Ebu el-Feth Mahmud b. Muhammed b. Karaarslan" } ]
el-Cezeri'nin Kupa Saati
Kupa Saati nin yapılışını kim istemiştir?
el-Cezeri (600/1200 civarı) el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında sunduğu pek çok saat arasında kendi buluşu olan bir kupa saati tarif etmektedir: 'Sultan el-Salih Ebu el-Feth Mahmud b. Muhammed b. Karaarslan... bana zincirler, teraziler (mizan)2 ve küreler içermeyen, kısa sürede değişip bozulmayan ve saatlerin geçişlerinin ve kısımlarının kolayca bilineceği bir alet imal etmemi emretti. Bu alet, yolculukta ve evde bir yoldaş ve de güzel olmalıydı. Zihnimi yordum ve aleti şu şekilde imal ettim: Saat bir temel üzerindeki bir kaptan oluşmaktadır, üstten düz bir kapak ile kapatılmıştır. Hâkkedilmiş bir galeri (şurfa) kapağın daire çevresinde hareket etmektedir ve galeri üzerinde zarif bir yatay halka bulunmaktadır, bu halka 2171/ 2 (= 141/ 2 x 15) kısma bölümlenmiştir; beher 15 kısım eşit bir saate (24 kısma bölünmüş bir gün saatine) tekabül etmektedir. 'Ortada, bir oturak üzerinde, elinde bir yazı kamışı tutan katip oturmaktadır. Yazı kamışının ucu halka üzerindeki birinci bölümleme çizgisinin birazcık dışında durmaktadır. Katip günün başlangıcından itibaren düzenli olarak sola doğru döner, öyle ki bu durum, katib eşit saatlerin 15 kısmından birincisine ulaşıncaya ve günden bir saatin geçişine dek hemen hemen hiç farkedilmez. 'Kabın içerisinde bir su saati bulunmaktadır. Bu saat, yukarıda levha üzerindeki yazı kamışının konumundan okunabilen gündüz saatlerini göstermektedir. Güneşin doğuşu ve batışı arasındaki vakit bu sırada vakit saatleri olarak adlandırılan 12 kısma bölümlenmiştir. Güneşin geçişinin takvimsel farkı, daha ilk başta, yazı kamışının farklı skalaların kaydedildiği çapın yönüne doğru ayarlanması yoluyla hesaba katılır.
2,419
[ { "answer_start": "400", "text": "Bu alet, yolculukta ve evde bir yoldaş ve de güzel olmalıydı." } ]
el-Cezeri'nin Kupa Saati
el-Cezeri tasarlayacağı saat için ne düşünmüştür?
el-Cezeri (600/1200 civarı) el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında sunduğu pek çok saat arasında kendi buluşu olan bir kupa saati tarif etmektedir: 'Sultan el-Salih Ebu el-Feth Mahmud b. Muhammed b. Karaarslan... bana zincirler, teraziler (mizan)2 ve küreler içermeyen, kısa sürede değişip bozulmayan ve saatlerin geçişlerinin ve kısımlarının kolayca bilineceği bir alet imal etmemi emretti. Bu alet, yolculukta ve evde bir yoldaş ve de güzel olmalıydı. Zihnimi yordum ve aleti şu şekilde imal ettim: Saat bir temel üzerindeki bir kaptan oluşmaktadır, üstten düz bir kapak ile kapatılmıştır. Hâkkedilmiş bir galeri (şurfa) kapağın daire çevresinde hareket etmektedir ve galeri üzerinde zarif bir yatay halka bulunmaktadır, bu halka 2171/ 2 (= 141/ 2 x 15) kısma bölümlenmiştir; beher 15 kısım eşit bir saate (24 kısma bölünmüş bir gün saatine) tekabül etmektedir. 'Ortada, bir oturak üzerinde, elinde bir yazı kamışı tutan katip oturmaktadır. Yazı kamışının ucu halka üzerindeki birinci bölümleme çizgisinin birazcık dışında durmaktadır. Katip günün başlangıcından itibaren düzenli olarak sola doğru döner, öyle ki bu durum, katib eşit saatlerin 15 kısmından birincisine ulaşıncaya ve günden bir saatin geçişine dek hemen hemen hiç farkedilmez. 'Kabın içerisinde bir su saati bulunmaktadır. Bu saat, yukarıda levha üzerindeki yazı kamışının konumundan okunabilen gündüz saatlerini göstermektedir. Güneşin doğuşu ve batışı arasındaki vakit bu sırada vakit saatleri olarak adlandırılan 12 kısma bölümlenmiştir. Güneşin geçişinin takvimsel farkı, daha ilk başta, yazı kamışının farklı skalaların kaydedildiği çapın yönüne doğru ayarlanması yoluyla hesaba katılır.
2,420
[ { "answer_start": "1404", "text": " Güneşin doğuşu ve batışı arasındaki vakit bu sırada vakit saatleri olarak adlandırılan 12 kısma bölümlenmiştir. Güneşin geçişinin takvimsel farkı, daha ilk başta, yazı kamışının farklı skalaların kaydedildiği çapın yönüne doğru ayarlanması yoluyla hesaba katılır" } ]
el-Cezeri'nin Kupa Saati
Kupa Saati zamanı nasıl gösterir?
el-Cezeri (600/1200 civarı) el-Cami beyn el-İlm ve-l-Amel isimli kitabında sunduğu pek çok saat arasında kendi buluşu olan bir kupa saati tarif etmektedir: 'Sultan el-Salih Ebu el-Feth Mahmud b. Muhammed b. Karaarslan... bana zincirler, teraziler (mizan)2 ve küreler içermeyen, kısa sürede değişip bozulmayan ve saatlerin geçişlerinin ve kısımlarının kolayca bilineceği bir alet imal etmemi emretti. Bu alet, yolculukta ve evde bir yoldaş ve de güzel olmalıydı. Zihnimi yordum ve aleti şu şekilde imal ettim: Saat bir temel üzerindeki bir kaptan oluşmaktadır, üstten düz bir kapak ile kapatılmıştır. Hâkkedilmiş bir galeri (şurfa) kapağın daire çevresinde hareket etmektedir ve galeri üzerinde zarif bir yatay halka bulunmaktadır, bu halka 2171/ 2 (= 141/ 2 x 15) kısma bölümlenmiştir; beher 15 kısım eşit bir saate (24 kısma bölünmüş bir gün saatine) tekabül etmektedir. 'Ortada, bir oturak üzerinde, elinde bir yazı kamışı tutan katip oturmaktadır. Yazı kamışının ucu halka üzerindeki birinci bölümleme çizgisinin birazcık dışında durmaktadır. Katip günün başlangıcından itibaren düzenli olarak sola doğru döner, öyle ki bu durum, katib eşit saatlerin 15 kısmından birincisine ulaşıncaya ve günden bir saatin geçişine dek hemen hemen hiç farkedilmez. 'Kabın içerisinde bir su saati bulunmaktadır. Bu saat, yukarıda levha üzerindeki yazı kamışının konumundan okunabilen gündüz saatlerini göstermektedir. Güneşin doğuşu ve batışı arasındaki vakit bu sırada vakit saatleri olarak adlandırılan 12 kısma bölümlenmiştir. Güneşin geçişinin takvimsel farkı, daha ilk başta, yazı kamışının farklı skalaların kaydedildiği çapın yönüne doğru ayarlanması yoluyla hesaba katılır.
2,421
[ { "answer_start": "744", "text": "Saatin yerleştirildiği yerin en uzun günü 14,5 saattir." } ]
el-Cezeri'nin Kupa Saati
Kupa Saati'nde en uzun gün kaç saattir?
Aynı kalan bir açı hızı sağlayabilmek için bütün su saatlerinde hacme bağlı su basıncı problemi çözülmelidir. Buna yönelik değişik girişimler yapılmıştır. Bu örnekteki kesin başarı, aşağı doğru inen su seviyesini gösterir alette su basıncının düşmesini daha az bir hacim akımı aracılığıyla dengeleyen bir kupa şekli oluşturmaktan ibarettir (yani, kap tam olarak şu şekilde daralır: Azalan akışa rağmen su seviyesini gösteren alet devamlı surette alçalır. Yazmalarda kupa huni şeklide tasvir edilmiş görünmekte, gerçi metinde - modelimize temel aldığımız- deneysel olarak parabole yaklaşıldığı ifade edilmektedir). Merkezi bir milde aşağı doğru alçalan bir şamandra, bir ip ve çark aracılığıyla katibe kalemiyle birlikte sabit bir dönüş sağlar. Saatin yerleştirildiği yerin en uzun günü 14,5 saattir. İp çıkrığı çapının tam olarak hesaplanması, katibin bu günde güneşin doğuşuyla batışı arasında tam olarak bir kez kendi çevresinde dönmesini sağlar. Yazı kamışının bu konuma oturtulması koşuluyla o günün vakti levhanın dış bölümlemesinden okunabilir. En kısa gün 9,5 saattir. Bu saatler levhanın iç dairesel halkasından okunabilir.
2,422
[ { "answer_start": "1051", "text": "En kısa gün 9,5 saattir." } ]
el-Cezeri'nin Kupa Saati
Kupa Saati'nde en kısa gün kaç saattir?
Aynı kalan bir açı hızı sağlayabilmek için bütün su saatlerinde hacme bağlı su basıncı problemi çözülmelidir. Buna yönelik değişik girişimler yapılmıştır. Bu örnekteki kesin başarı, aşağı doğru inen su seviyesini gösterir alette su basıncının düşmesini daha az bir hacim akımı aracılığıyla dengeleyen bir kupa şekli oluşturmaktan ibarettir (yani, kap tam olarak şu şekilde daralır: Azalan akışa rağmen su seviyesini gösteren alet devamlı surette alçalır. Yazmalarda kupa huni şeklide tasvir edilmiş görünmekte, gerçi metinde - modelimize temel aldığımız- deneysel olarak parabole yaklaşıldığı ifade edilmektedir). Merkezi bir milde aşağı doğru alçalan bir şamandra, bir ip ve çark aracılığıyla katibe kalemiyle birlikte sabit bir dönüş sağlar. Saatin yerleştirildiği yerin en uzun günü 14,5 saattir. İp çıkrığı çapının tam olarak hesaplanması, katibin bu günde güneşin doğuşuyla batışı arasında tam olarak bir kez kendi çevresinde dönmesini sağlar. Yazı kamışının bu konuma oturtulması koşuluyla o günün vakti levhanın dış bölümlemesinden okunabilir. En kısa gün 9,5 saattir. Bu saatler levhanın iç dairesel halkasından okunabilir.
2,423
[ { "answer_start": "1076", "text": "Bu saatler levhanın iç dairesel halkasından okunabilir." } ]
el-Cezeri'nin Kupa Saati
Kupa Saati'nde zaman nereden okunabilir?
Aynı kalan bir açı hızı sağlayabilmek için bütün su saatlerinde hacme bağlı su basıncı problemi çözülmelidir. Buna yönelik değişik girişimler yapılmıştır. Bu örnekteki kesin başarı, aşağı doğru inen su seviyesini gösterir alette su basıncının düşmesini daha az bir hacim akımı aracılığıyla dengeleyen bir kupa şekli oluşturmaktan ibarettir (yani, kap tam olarak şu şekilde daralır: Azalan akışa rağmen su seviyesini gösteren alet devamlı surette alçalır. Yazmalarda kupa huni şeklide tasvir edilmiş görünmekte, gerçi metinde - modelimize temel aldığımız- deneysel olarak parabole yaklaşıldığı ifade edilmektedir). Merkezi bir milde aşağı doğru alçalan bir şamandra, bir ip ve çark aracılığıyla katibe kalemiyle birlikte sabit bir dönüş sağlar. Saatin yerleştirildiği yerin en uzun günü 14,5 saattir. İp çıkrığı çapının tam olarak hesaplanması, katibin bu günde güneşin doğuşuyla batışı arasında tam olarak bir kez kendi çevresinde dönmesini sağlar. Yazı kamışının bu konuma oturtulması koşuluyla o günün vakti levhanın dış bölümlemesinden okunabilir. En kısa gün 9,5 saattir. Bu saatler levhanın iç dairesel halkasından okunabilir.
2,424
[ { "answer_start": "10", "text": "Fas'da (Maraokko) Karaviyyin Camii'nde" } ]
Fas Su Saati
Fas su saatinin orijinali nerede bulunmaktadır?
Orijinali Fas'da (Maraokko) Karaviyyin Camii'nde bulunan ve Institut für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften taraf.ndan yeniden üretilen saatin rekonstrüksiyonu. Orijinalin yapımcısı Ebu Zeyd Abdurrahman b. Süleyman el-Leccai'dir. Saati 763/1362 yılında Sultan İbrahim b. Ebu el-Hasan b. Ebu Said'in emriyle imal etmiştir. Burada söz konusu olan, günü 24 simetrik saate bölen, günümüze ulaşmış en eski su saatidir. Her saatin 4 er dakikaya (yani 15 bölüme) bölümlendiği bir saat kadranında bu saatler okunabilir. Her dört dakikada küçük bir küre, her bir saatte ise büyük bir küre 24 pirinç kaseden birisine düşer ve bir ton oluşturur. 24 saat zarfında toplam 360 küçük ve 24 büyük küre kaselere ve oradan bir toplama haznesine düşer. Akustik sinyallere ilaveten, her saat başı, geçen zamana dair genel bir bakış veren ve uzaktan da görülebilen ahşap kapılardan birisi kapanır. Düzenek, dökülen su aracılığıyla harekete geçirilir. Bu su, ipli makaralar vasıtasıyla işleyen bütün kısımların bağlantıda olduğu bir şamandrayı aşağı indirir. Düzenli akış, tam olarak basınç ayarlayan bir cihaz vasıtasıyla sağlanır. Çok akıllıca düşünülmüş, şaşırtıcı derecede geliştirilmiş bir teknik, her iki arabanın şamandranın alçalma yönünün aksine hareket etmesini temin eder.
2,425
[ { "answer_start": "198", "text": "Ebu Zeyd Abdurrahman b. Süleyman el-Leccai" } ]
Fas Su Saati
Fas su saatinin orijinalini kim yapmıştır?
Orijinali Fas'da (Maraokko) Karaviyyin Camii'nde bulunan ve Institut für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften taraf.ndan yeniden üretilen saatin rekonstrüksiyonu. Orijinalin yapımcısı Ebu Zeyd Abdurrahman b. Süleyman el-Leccai'dir. Saati 763/1362 yılında Sultan İbrahim b. Ebu el-Hasan b. Ebu Said'in emriyle imal etmiştir. Burada söz konusu olan, günü 24 simetrik saate bölen, günümüze ulaşmış en eski su saatidir. Her saatin 4 er dakikaya (yani 15 bölüme) bölümlendiği bir saat kadranında bu saatler okunabilir. Her dört dakikada küçük bir küre, her bir saatte ise büyük bir küre 24 pirinç kaseden birisine düşer ve bir ton oluşturur. 24 saat zarfında toplam 360 küçük ve 24 büyük küre kaselere ve oradan bir toplama haznesine düşer. Akustik sinyallere ilaveten, her saat başı, geçen zamana dair genel bir bakış veren ve uzaktan da görülebilen ahşap kapılardan birisi kapanır. Düzenek, dökülen su aracılığıyla harekete geçirilir. Bu su, ipli makaralar vasıtasıyla işleyen bütün kısımların bağlantıda olduğu bir şamandrayı aşağı indirir. Düzenli akış, tam olarak basınç ayarlayan bir cihaz vasıtasıyla sağlanır. Çok akıllıca düşünülmüş, şaşırtıcı derecede geliştirilmiş bir teknik, her iki arabanın şamandranın alçalma yönünün aksine hareket etmesini temin eder.
2,426
[ { "answer_start": "269", "text": "Sultan İbrahim b. Ebu el-Hasan b. Ebu Said'in emriyle" } ]
Fas Su Saati
Fas su saati kimin emriyle imal edilmiştir?
Orijinali Fas'da (Maraokko) Karaviyyin Camii'nde bulunan ve Institut für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften taraf.ndan yeniden üretilen saatin rekonstrüksiyonu. Orijinalin yapımcısı Ebu Zeyd Abdurrahman b. Süleyman el-Leccai'dir. Saati 763/1362 yılında Sultan İbrahim b. Ebu el-Hasan b. Ebu Said'in emriyle imal etmiştir. Burada söz konusu olan, günü 24 simetrik saate bölen, günümüze ulaşmış en eski su saatidir. Her saatin 4 er dakikaya (yani 15 bölüme) bölümlendiği bir saat kadranında bu saatler okunabilir. Her dört dakikada küçük bir küre, her bir saatte ise büyük bir küre 24 pirinç kaseden birisine düşer ve bir ton oluşturur. 24 saat zarfında toplam 360 küçük ve 24 büyük küre kaselere ve oradan bir toplama haznesine düşer. Akustik sinyallere ilaveten, her saat başı, geçen zamana dair genel bir bakış veren ve uzaktan da görülebilen ahşap kapılardan birisi kapanır. Düzenek, dökülen su aracılığıyla harekete geçirilir. Bu su, ipli makaralar vasıtasıyla işleyen bütün kısımların bağlantıda olduğu bir şamandrayı aşağı indirir. Düzenli akış, tam olarak basınç ayarlayan bir cihaz vasıtasıyla sağlanır. Çok akıllıca düşünülmüş, şaşırtıcı derecede geliştirilmiş bir teknik, her iki arabanın şamandranın alçalma yönünün aksine hareket etmesini temin eder.
2,427
[ { "answer_start": "532", "text": "dört dakika" } ]
Fas Su Saati
Fas su saatinde ne kadar sürenin geçmesiyle bir pirinç kaseye bir küçük top düşer?
Orijinali Fas'da (Maraokko) Karaviyyin Camii'nde bulunan ve Institut für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften taraf.ndan yeniden üretilen saatin rekonstrüksiyonu. Orijinalin yapımcısı Ebu Zeyd Abdurrahman b. Süleyman el-Leccai'dir. Saati 763/1362 yılında Sultan İbrahim b. Ebu el-Hasan b. Ebu Said'in emriyle imal etmiştir. Burada söz konusu olan, günü 24 simetrik saate bölen, günümüze ulaşmış en eski su saatidir. Her saatin 4 er dakikaya (yani 15 bölüme) bölümlendiği bir saat kadranında bu saatler okunabilir. Her dört dakikada küçük bir küre, her bir saatte ise büyük bir küre 24 pirinç kaseden birisine düşer ve bir ton oluşturur. 24 saat zarfında toplam 360 küçük ve 24 büyük küre kaselere ve oradan bir toplama haznesine düşer. Akustik sinyallere ilaveten, her saat başı, geçen zamana dair genel bir bakış veren ve uzaktan da görülebilen ahşap kapılardan birisi kapanır. Düzenek, dökülen su aracılığıyla harekete geçirilir. Bu su, ipli makaralar vasıtasıyla işleyen bütün kısımların bağlantıda olduğu bir şamandrayı aşağı indirir. Düzenli akış, tam olarak basınç ayarlayan bir cihaz vasıtasıyla sağlanır. Çok akıllıca düşünülmüş, şaşırtıcı derecede geliştirilmiş bir teknik, her iki arabanın şamandranın alçalma yönünün aksine hareket etmesini temin eder.
2,428
[ { "answer_start": "485", "text": "bir saat" } ]
Fas Su Saati
Fas su saatinde ne kadar sürenin geçmesiyle bir pirinç kaseye bir büyük top düşer?
Orijinali Fas'da (Maraokko) Karaviyyin Camii'nde bulunan ve Institut für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften taraf.ndan yeniden üretilen saatin rekonstrüksiyonu. Orijinalin yapımcısı Ebu Zeyd Abdurrahman b. Süleyman el-Leccai'dir. Saati 763/1362 yılında Sultan İbrahim b. Ebu el-Hasan b. Ebu Said'in emriyle imal etmiştir. Burada söz konusu olan, günü 24 simetrik saate bölen, günümüze ulaşmış en eski su saatidir. Her saatin 4 er dakikaya (yani 15 bölüme) bölümlendiği bir saat kadranında bu saatler okunabilir. Her dört dakikada küçük bir küre, her bir saatte ise büyük bir küre 24 pirinç kaseden birisine düşer ve bir ton oluşturur. 24 saat zarfında toplam 360 küçük ve 24 büyük küre kaselere ve oradan bir toplama haznesine düşer. Akustik sinyallere ilaveten, her saat başı, geçen zamana dair genel bir bakış veren ve uzaktan da görülebilen ahşap kapılardan birisi kapanır. Düzenek, dökülen su aracılığıyla harekete geçirilir. Bu su, ipli makaralar vasıtasıyla işleyen bütün kısımların bağlantıda olduğu bir şamandrayı aşağı indirir. Düzenli akış, tam olarak basınç ayarlayan bir cihaz vasıtasıyla sağlanır. Çok akıllıca düşünülmüş, şaşırtıcı derecede geliştirilmiş bir teknik, her iki arabanın şamandranın alçalma yönünün aksine hareket etmesini temin eder.
2,429
[ { "answer_start": "688", "text": "24 büyük küre" } ]
Fas Su Saati
Fas su saatinde 24 saatlik süre zarfında toplam kaç büyük küre pirinç kaselere düşer??
Orijinali Fas'da (Maraokko) Karaviyyin Camii'nde bulunan ve Institut für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften taraf.ndan yeniden üretilen saatin rekonstrüksiyonu. Orijinalin yapımcısı Ebu Zeyd Abdurrahman b. Süleyman el-Leccai'dir. Saati 763/1362 yılında Sultan İbrahim b. Ebu el-Hasan b. Ebu Said'in emriyle imal etmiştir. Burada söz konusu olan, günü 24 simetrik saate bölen, günümüze ulaşmış en eski su saatidir. Her saatin 4 er dakikaya (yani 15 bölüme) bölümlendiği bir saat kadranında bu saatler okunabilir. Her dört dakikada küçük bir küre, her bir saatte ise büyük bir küre 24 pirinç kaseden birisine düşer ve bir ton oluşturur. 24 saat zarfında toplam 360 küçük ve 24 büyük küre kaselere ve oradan bir toplama haznesine düşer. Akustik sinyallere ilaveten, her saat başı, geçen zamana dair genel bir bakış veren ve uzaktan da görülebilen ahşap kapılardan birisi kapanır. Düzenek, dökülen su aracılığıyla harekete geçirilir. Bu su, ipli makaralar vasıtasıyla işleyen bütün kısımların bağlantıda olduğu bir şamandrayı aşağı indirir. Düzenli akış, tam olarak basınç ayarlayan bir cihaz vasıtasıyla sağlanır. Çok akıllıca düşünülmüş, şaşırtıcı derecede geliştirilmiş bir teknik, her iki arabanın şamandranın alçalma yönünün aksine hareket etmesini temin eder.
2,430
[ { "answer_start": "779", "text": "her saat başı" } ]
Fas Su Saati
Fas su saatinde bulunan,saatin ilerlediğini görsel yolla gösteren ahşap kapıların kapanması ne zaman olur?
Orijinali Fas'da (Maraokko) Karaviyyin Camii'nde bulunan ve Institut für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften taraf.ndan yeniden üretilen saatin rekonstrüksiyonu. Orijinalin yapımcısı Ebu Zeyd Abdurrahman b. Süleyman el-Leccai'dir. Saati 763/1362 yılında Sultan İbrahim b. Ebu el-Hasan b. Ebu Said'in emriyle imal etmiştir. Burada söz konusu olan, günü 24 simetrik saate bölen, günümüze ulaşmış en eski su saatidir. Her saatin 4 er dakikaya (yani 15 bölüme) bölümlendiği bir saat kadranında bu saatler okunabilir. Her dört dakikada küçük bir küre, her bir saatte ise büyük bir küre 24 pirinç kaseden birisine düşer ve bir ton oluşturur. 24 saat zarfında toplam 360 küçük ve 24 büyük küre kaselere ve oradan bir toplama haznesine düşer. Akustik sinyallere ilaveten, her saat başı, geçen zamana dair genel bir bakış veren ve uzaktan da görülebilen ahşap kapılardan birisi kapanır. Düzenek, dökülen su aracılığıyla harekete geçirilir. Bu su, ipli makaralar vasıtasıyla işleyen bütün kısımların bağlantıda olduğu bir şamandrayı aşağı indirir. Düzenli akış, tam olarak basınç ayarlayan bir cihaz vasıtasıyla sağlanır. Çok akıllıca düşünülmüş, şaşırtıcı derecede geliştirilmiş bir teknik, her iki arabanın şamandranın alçalma yönünün aksine hareket etmesini temin eder.
2,431
[ { "answer_start": "557", "text": "Libros del saber de astronomía" } ]
İspanyol - Arap Saatleri
1267-68 civarında Kastilya Kralı X. Alfons'un emriyle oluşan hangi ansiklopedik eserde İber Yarım Adası'nda yürütülmüş olan Arap-İslam bilimlerinin bir derlemesinde bir su saati, bir civayla çalışan saat, bir mum saati ve iki güneş saati, tarif edilmiştir?
İslam dünyasının doğu ve merkezi bölgelerinde yürütülen, çok hızlı bir şekilde bu kültür çevresinin batı kesimine ulaşan ve orada yayılma ve genişleme bulan teknolojilerden birisi de hiç kuşkusuz saatçiliktir. Günümüzde hâlâ, saat yapımcılığının önceki kültür çevrelerinin başarılı çalışmalarına bağlı kalarak İslam'ın doğu ve de batı bölgelerinde elde ettiği gelişim basamaklarını sadece yaklaşık bir kesinlikle de olsa tam olarak tanımlayabilmekten çok uzağız. Bu bağlamda, Toledo'da 1267-68 civarında Kastilya Kralı X. Alfons (ö. 1284)'un emriyle oluşan Libros del saber de astronomía adlı ansiklopedik eserde- esas itibariyle İber Yarım Adası'nda yürütülmüş olan Arap-İslam bilimlerinin bir derlemesini sunuyor- özel bir bölümde beş saatin, bir su saati, bir civayla çalışan saat, bir mum saati ve iki güneş saati, tarif edilmiş olması çok önemlidir.
2,432
[ { "answer_start": "0", "text": "Libros del saber de astronomía" } ]
Cıvayla Çalışan Saat
Cıvayla çalışan saat hangi eserde geçmektedir?
Libros del saber de astronomía isimli eserin konuya özel bölümünde sunulan dördüncü saat bir civayla çalışan saattir (relogio dell argent uiuo). A. Wegener1 saati şu şekilde tanımlamaktadır: 'Bu saatin düzeneği, 24 saatte tam bir dönme gerçekleştiren bir dişliden oluşmaktadır. Hareket ettirici güç bir ağırlıktır, çarkın geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzenek cıva aracılığıyla gerçekleşir. Bu cıva, çarkın içinde bulunur ve enine duvarlar arasından sadece çok küçük bağlantı delikleriyle ket vurarak ağırlığın çekme etkisine sadece yavaş yavaş baş eğer. Bu çarkın dönmesi, saatin oldukça sanatsal saat kadranı olarak görülebilecek bir usturlap üzerine taşınır. Bu usturlap üzerinde saatlerin dışında aynı zamanda güneşin ve yıldızların konumu ve hatta gökyüzünün hali hazırdaki bütün görünüşü okunabilir. Demek ki usturlap yerine bu saat düzeneği bir gök küresiyle de bağlantılandırılabilir. Ayrıca zillerin uygun bir biçimde yerleştirilmesi yoluyla bundan bir tür çalar saat üretilebilir.'
2,433
[ { "answer_start": "212", "text": "24 saatte" } ]
Cıvayla Çalışan Saat
Civalı saatin dişlisi kaç saatte bir tam turu tamamlar?
Libros del saber de astronomía isimli eserin konuya özel bölümünde sunulan dördüncü saat bir civayla çalışan saattir (relogio dell argent uiuo). A. Wegener1 saati şu şekilde tanımlamaktadır: 'Bu saatin düzeneği, 24 saatte tam bir dönme gerçekleştiren bir dişliden oluşmaktadır. Hareket ettirici güç bir ağırlıktır, çarkın geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzenek cıva aracılığıyla gerçekleşir. Bu cıva, çarkın içinde bulunur ve enine duvarlar arasından sadece çok küçük bağlantı delikleriyle ket vurarak ağırlığın çekme etkisine sadece yavaş yavaş baş eğer. Bu çarkın dönmesi, saatin oldukça sanatsal saat kadranı olarak görülebilecek bir usturlap üzerine taşınır. Bu usturlap üzerinde saatlerin dışında aynı zamanda güneşin ve yıldızların konumu ve hatta gökyüzünün hali hazırdaki bütün görünüşü okunabilir. Demek ki usturlap yerine bu saat düzeneği bir gök küresiyle de bağlantılandırılabilir. Ayrıca zillerin uygun bir biçimde yerleştirilmesi yoluyla bundan bir tür çalar saat üretilebilir.'
2,434
[ { "answer_start": "121", "text": "The Compartmented Cylindrical Clepsydra" } ]
Cıvayla Çalışan Saat
Libros del saber de astronomía'nın italyancaya yapılan bir çeviri olduğunu ortaya koyan makalenin adı nedir?
Bu saatin varlığını sürdürmesi ve Avrupa'da daha sonraki gelişmelere yaptığı etki süreci hakkında önümüzde A. Bedini'nin The Compartmented Cylindrical Clepsydra2 adlı mükemmel bir makalesi bulunmaktadır. Bedini, Libros del saber de astronomía'nın 1341 yılından önce Floransa'da İtalyanca'ya çevrilmiş olduğunu3 ispatlamakta ve şöyle devam etmekte: 'Bu İtalyanca çevirinin varlığı, cıvalı saatin sonradan Avrupa'daki gelişimi bakımından çok büyük bir önem taşımaktadır, her ne kadar arkadan gelen altıyüz yılın saat kitabı yazarları onun adını hiç anmıyorlarsa da.' Alfons'un derlemesinden 300 yılı aşkın bir süre sonra civalı saat, Avrupa literatüründe yeniden ortaya çıkmaktadır, daha doğrusu Attila Parisio'nun 1598 yılında Venedik'te yayınlanan bir kitabında. Bu eserde yazar kendisini bu saatin mucidi olarak tanıtmaktadır (Discorso Sopra la Sua Nuova Inventione d'Horologio con una sola Ruota)5. Güya onun tarafından icat edilmiş olan saatte, cıva su ile değiştirilmiştir. Parisio'nun kitabının yayınlanmasından kısa bir süre sonra bu saatin tarifi ve resmi, Salomon de Caus (1615)'un 'Hareket Kuvvetlerinin Temelleri' (raisons des forces mouvantes)'nden birisi olarak yayınlandı6. Bu saat Johannes Kepler tarafından da anılmaktadır7. Aslında Libros del saber de astronomía'da tarif edilen modelden başka birşey olmayan, 12 parçalı silindir kasnağı sadece yarıya kadar civa yerine su ile doldurulmuş olan ve Bedini tarafından 'compartmented cylindrical clepsydra' olarak nitelendirilen bu formdaki saat, Avrupa'da 17. ve 18. yüzyılda büyük bir yayılma elde etmişti. Küçük farklılılar gösteren birçok tipten birisi, Pater Francesco Eschinardi (1648)8 adıyla ilintilidir. Benzer bir alet üç Campani kardeş (1656) tarafından Papa VII. Alexander'a sunulmuştur9. Bu saatin silindir kasnağı su yerine yine civa içermektedir ve hemen hemen diğerleri nasılsa, bu da düzensiz çalışmaktadır. Bununla birlikte saat, Papa tarafından önemli bir buluş olarak övülmüştür10. Bazı yapım özelliklerinin tarifi dışında Campani saatinden geriye hiç birşey kalmamıştır11.
2,435
[ { "answer_start": "107", "text": "A. Bedini" } ]
Cıvayla Çalışan Saat
The Compartmented Cylindrical Clepsydra adlı makalenin yazarı kimdir?
Bu saatin varlığını sürdürmesi ve Avrupa'da daha sonraki gelişmelere yaptığı etki süreci hakkında önümüzde A. Bedini'nin The Compartmented Cylindrical Clepsydra2 adlı mükemmel bir makalesi bulunmaktadır. Bedini, Libros del saber de astronomía'nın 1341 yılından önce Floransa'da İtalyanca'ya çevrilmiş olduğunu3 ispatlamakta ve şöyle devam etmekte: 'Bu İtalyanca çevirinin varlığı, cıvalı saatin sonradan Avrupa'daki gelişimi bakımından çok büyük bir önem taşımaktadır, her ne kadar arkadan gelen altıyüz yılın saat kitabı yazarları onun adını hiç anmıyorlarsa da.' Alfons'un derlemesinden 300 yılı aşkın bir süre sonra civalı saat, Avrupa literatüründe yeniden ortaya çıkmaktadır, daha doğrusu Attila Parisio'nun 1598 yılında Venedik'te yayınlanan bir kitabında. Bu eserde yazar kendisini bu saatin mucidi olarak tanıtmaktadır (Discorso Sopra la Sua Nuova Inventione d'Horologio con una sola Ruota)5. Güya onun tarafından icat edilmiş olan saatte, cıva su ile değiştirilmiştir. Parisio'nun kitabının yayınlanmasından kısa bir süre sonra bu saatin tarifi ve resmi, Salomon de Caus (1615)'un 'Hareket Kuvvetlerinin Temelleri' (raisons des forces mouvantes)'nden birisi olarak yayınlandı6. Bu saat Johannes Kepler tarafından da anılmaktadır7. Aslında Libros del saber de astronomía'da tarif edilen modelden başka birşey olmayan, 12 parçalı silindir kasnağı sadece yarıya kadar civa yerine su ile doldurulmuş olan ve Bedini tarafından 'compartmented cylindrical clepsydra' olarak nitelendirilen bu formdaki saat, Avrupa'da 17. ve 18. yüzyılda büyük bir yayılma elde etmişti. Küçük farklılılar gösteren birçok tipten birisi, Pater Francesco Eschinardi (1648)8 adıyla ilintilidir. Benzer bir alet üç Campani kardeş (1656) tarafından Papa VII. Alexander'a sunulmuştur9. Bu saatin silindir kasnağı su yerine yine civa içermektedir ve hemen hemen diğerleri nasılsa, bu da düzensiz çalışmaktadır. Bununla birlikte saat, Papa tarafından önemli bir buluş olarak övülmüştür10. Bazı yapım özelliklerinin tarifi dışında Campani saatinden geriye hiç birşey kalmamıştır11.
2,436
[ { "answer_start": "846", "text": "Su" } ]
Cıvayla Çalışan Saat
Alfons'un derlemesinden 300 yılı aşkın bir süre sonra cıvalı saat, Avrupa literatüründe yeniden ortaya çıkmaktadır, bu eserde yazar kendisini bu saatin mucidi olarak tanıtmaktadır. Güya onun tarafından icat edilmiş olan saatte, cıva ne ile değiştirilmiştir?
Bu saatin varlığını sürdürmesi ve Avrupa'da daha sonraki gelişmelere yaptığı etki süreci hakkında önümüzde A. Bedini'nin The Compartmented Cylindrical Clepsydra2 adlı mükemmel bir makalesi bulunmaktadır. Bedini, Libros del saber de astronomía'nın 1341 yılından önce Floransa'da İtalyanca'ya çevrilmiş olduğunu3 ispatlamakta ve şöyle devam etmekte: 'Bu İtalyanca çevirinin varlığı, cıvalı saatin sonradan Avrupa'daki gelişimi bakımından çok büyük bir önem taşımaktadır, her ne kadar arkadan gelen altıyüz yılın saat kitabı yazarları onun adını hiç anmıyorlarsa da.' Alfons'un derlemesinden 300 yılı aşkın bir süre sonra civalı saat, Avrupa literatüründe yeniden ortaya çıkmaktadır, daha doğrusu Attila Parisio'nun 1598 yılında Venedik'te yayınlanan bir kitabında. Bu eserde yazar kendisini bu saatin mucidi olarak tanıtmaktadır (Discorso Sopra la Sua Nuova Inventione d'Horologio con una sola Ruota)5. Güya onun tarafından icat edilmiş olan saatte, cıva su ile değiştirilmiştir. Parisio'nun kitabının yayınlanmasından kısa bir süre sonra bu saatin tarifi ve resmi, Salomon de Caus (1615)'un 'Hareket Kuvvetlerinin Temelleri' (raisons des forces mouvantes)'nden birisi olarak yayınlandı6. Bu saat Johannes Kepler tarafından da anılmaktadır7. Aslında Libros del saber de astronomía'da tarif edilen modelden başka birşey olmayan, 12 parçalı silindir kasnağı sadece yarıya kadar civa yerine su ile doldurulmuş olan ve Bedini tarafından 'compartmented cylindrical clepsydra' olarak nitelendirilen bu formdaki saat, Avrupa'da 17. ve 18. yüzyılda büyük bir yayılma elde etmişti. Küçük farklılılar gösteren birçok tipten birisi, Pater Francesco Eschinardi (1648)8 adıyla ilintilidir. Benzer bir alet üç Campani kardeş (1656) tarafından Papa VII. Alexander'a sunulmuştur9. Bu saatin silindir kasnağı su yerine yine civa içermektedir ve hemen hemen diğerleri nasılsa, bu da düzensiz çalışmaktadır. Bununla birlikte saat, Papa tarafından önemli bir buluş olarak övülmüştür10. Bazı yapım özelliklerinin tarifi dışında Campani saatinden geriye hiç birşey kalmamıştır11.
2,437
[ { "answer_start": "1710", "text": "1656" } ]
Cıvayla Çalışan Saat
Düzensiz çalışmasına rağmen Papa VII. Alexander'ın övgüsünü alan civalı saat hangi yılda sunulmuştur?
Bu saatin varlığını sürdürmesi ve Avrupa'da daha sonraki gelişmelere yaptığı etki süreci hakkında önümüzde A. Bedini'nin The Compartmented Cylindrical Clepsydra2 adlı mükemmel bir makalesi bulunmaktadır. Bedini, Libros del saber de astronomía'nın 1341 yılından önce Floransa'da İtalyanca'ya çevrilmiş olduğunu3 ispatlamakta ve şöyle devam etmekte: 'Bu İtalyanca çevirinin varlığı, cıvalı saatin sonradan Avrupa'daki gelişimi bakımından çok büyük bir önem taşımaktadır, her ne kadar arkadan gelen altıyüz yılın saat kitabı yazarları onun adını hiç anmıyorlarsa da.' Alfons'un derlemesinden 300 yılı aşkın bir süre sonra civalı saat, Avrupa literatüründe yeniden ortaya çıkmaktadır, daha doğrusu Attila Parisio'nun 1598 yılında Venedik'te yayınlanan bir kitabında. Bu eserde yazar kendisini bu saatin mucidi olarak tanıtmaktadır (Discorso Sopra la Sua Nuova Inventione d'Horologio con una sola Ruota)5. Güya onun tarafından icat edilmiş olan saatte, cıva su ile değiştirilmiştir. Parisio'nun kitabının yayınlanmasından kısa bir süre sonra bu saatin tarifi ve resmi, Salomon de Caus (1615)'un 'Hareket Kuvvetlerinin Temelleri' (raisons des forces mouvantes)'nden birisi olarak yayınlandı6. Bu saat Johannes Kepler tarafından da anılmaktadır7. Aslında Libros del saber de astronomía'da tarif edilen modelden başka birşey olmayan, 12 parçalı silindir kasnağı sadece yarıya kadar civa yerine su ile doldurulmuş olan ve Bedini tarafından 'compartmented cylindrical clepsydra' olarak nitelendirilen bu formdaki saat, Avrupa'da 17. ve 18. yüzyılda büyük bir yayılma elde etmişti. Küçük farklılılar gösteren birçok tipten birisi, Pater Francesco Eschinardi (1648)8 adıyla ilintilidir. Benzer bir alet üç Campani kardeş (1656) tarafından Papa VII. Alexander'a sunulmuştur9. Bu saatin silindir kasnağı su yerine yine civa içermektedir ve hemen hemen diğerleri nasılsa, bu da düzensiz çalışmaktadır. Bununla birlikte saat, Papa tarafından önemli bir buluş olarak övülmüştür10. Bazı yapım özelliklerinin tarifi dışında Campani saatinden geriye hiç birşey kalmamıştır11.
2,438
[ { "answer_start": "65", "text": "Şeyh Abdüllatif el-Kudsi'ye" } ]
Âşıkpaşazâde
Âşıkpaşazâde Konya'da kime müridlik etmiştir?
Sonra Konya'ya gidip orada Sadreddin Konevi Zaviyesi'nde yaşayıp Şeyh Abdüllatif el-Kudsi'ye müridlik yaptı. 1437'de Hicaz'a hacca gitti. Hacdan dönüşte bir müddet Mısır'ı ziyaret etti.
2,439
[ { "answer_start": "164", "text": "Mısır'ı" } ]
Âşıkpaşazâde
Âşıkpaşazâde hac sonrası nereyi ziyaret etmiştir?
Sonra Konya'ya gidip orada Sadreddin Konevi Zaviyesi'nde yaşayıp Şeyh Abdüllatif el-Kudsi'ye müridlik yaptı. 1437'de Hicaz'a hacca gitti. Hacdan dönüşte bir müddet Mısır'ı ziyaret etti.
2,440
[ { "answer_start": "109", "text": "1437'de" } ]
Âşıkpaşazâde
Âşıkpaşazâde hangi tarihte hacca gitmiştir?
Sonra Konya'ya gidip orada Sadreddin Konevi Zaviyesi'nde yaşayıp Şeyh Abdüllatif el-Kudsi'ye müridlik yaptı. 1437'de Hicaz'a hacca gitti. Hacdan dönüşte bir müddet Mısır'ı ziyaret etti.
2,441
[ { "answer_start": "141", "text": "yaklaşık 1400 yılında" } ]
Âşıkpaşazâde
Âşıkpaşazâde hangi yılda doğmuştur?
Hayatı hakkındaki bilgiler sadece yazmış olduğu tarihte belirtilmiştir ve elimizde hayatına dair başka bilgi bulunmamaktadır. Yazdığına göre yaklaşık 1400 yılında Amasya sancağının Mecitözü ilçesinin Elvan Çelebi köyünde bir Vefai tarikatı tekkesi şeyhi olan babasının evinde doğdu.
2,442
[ { "answer_start": "200", "text": "Elvan Çelebi" } ]
Âşıkpaşazâde
Âşıkpaşazâde hangi köyde doğmuştur?
Hayatı hakkındaki bilgiler sadece yazmış olduğu tarihte belirtilmiştir ve elimizde hayatına dair başka bilgi bulunmamaktadır. Yazdığına göre yaklaşık 1400 yılında Amasya sancağının Mecitözü ilçesinin Elvan Çelebi köyünde bir Vefai tarikatı tekkesi şeyhi olan babasının evinde doğdu.
2,443
[ { "answer_start": "163", "text": "Amasya" } ]
Âşıkpaşazâde
Âşıkpaşazâde nerede doğmuştur?
Hayatı hakkındaki bilgiler sadece yazmış olduğu tarihte belirtilmiştir ve elimizde hayatına dair başka bilgi bulunmamaktadır. Yazdığına göre yaklaşık 1400 yılında Amasya sancağının Mecitözü ilçesinin Elvan Çelebi köyünde bir Vefai tarikatı tekkesi şeyhi olan babasının evinde doğdu.
2,444
[ { "answer_start": "127", "text": "Yahşi Fakih" } ]
Âşıkpaşazâde
Âşıkpaşazâde Geyve'de kiminle birlikte yaşamıştır?
Küçük yaşlarını tekkede geçirip burada eğitim aldı. Sonra çok gezip gününün tanınmış kişileri ile tanıştı. Bir müddet Geyve'de Yahşi Fakih'in yanında kaldı. Osmanlı Devleti'nin 1402'den 1413'e kadar süren Fetret Devri'nde bazı önemli olaylara şahit oldu. II. Murad devrinde Düzmece Mustafa İsyanı'nı şahsen yaşadı.
2,445
[ { "answer_start": "177", "text": "1402'den 1413'e kadar" } ]
Âşıkpaşazâde
Fetret Devri hangi yıllar arası yaşanmıştır?
Küçük yaşlarını tekkede geçirip burada eğitim aldı. Sonra çok gezip gününün tanınmış kişileri ile tanıştı. Bir müddet Geyve'de Yahşi Fakih'in yanında kaldı. Osmanlı Devleti'nin 1402'den 1413'e kadar süren Fetret Devri'nde bazı önemli olaylara şahit oldu. II. Murad devrinde Düzmece Mustafa İsyanı'nı şahsen yaşadı.
2,446
[ { "answer_start": "255", "text": "II. Murad" } ]
Âşıkpaşazâde
Düzmece Mustafa İsyanı kimin döneminde yaşanmıştır?
Küçük yaşlarını tekkede geçirip burada eğitim aldı. Sonra çok gezip gününün tanınmış kişileri ile tanıştı. Bir müddet Geyve'de Yahşi Fakih'in yanında kaldı. Osmanlı Devleti'nin 1402'den 1413'e kadar süren Fetret Devri'nde bazı önemli olaylara şahit oldu. II. Murad devrinde Düzmece Mustafa İsyanı'nı şahsen yaşadı.
2,447
[ { "answer_start": "102", "text": "Osmanlı tarihçisi" } ]
Âşıkpaşazâde
Aşıkpaşazade'nin mesleği nedir?
Aşıkpaşazade Derviş Ahmet Âşıkî (1400(?), Elvan Çelebi, Mecitözü, Amasya - 1484(?)), Vefai dervişi ve Osmanlı tarihçisi. Asıl adı Derviş Ahmed ve mahlası Aşıkî'dir. Fakat büyük dedesi Âşık Paşa olduğu için "Aşıkpaşazade" adıyla anılmaktadır.
2,448
[ { "answer_start": "171", "text": "büyük dedesi Âşık Paşa olduğu için" } ]
Âşıkpaşazâde
Aşıkpaşazade neden bu isimle anılmaktadır?
Aşıkpaşazade Derviş Ahmet Âşıkî (1400(?), Elvan Çelebi, Mecitözü, Amasya - 1484(?)), Vefai dervişi ve Osmanlı tarihçisi. Asıl adı Derviş Ahmed ve mahlası Aşıkî'dir. Fakat büyük dedesi Âşık Paşa olduğu için "Aşıkpaşazade" adıyla anılmaktadır.
2,449
[ { "answer_start": "154", "text": "Aşıkî" } ]
Âşıkpaşazâde
Aşıkpaşazade'nin takma adı nedir?
Aşıkpaşazade Derviş Ahmet Âşıkî (1400(?), Elvan Çelebi, Mecitözü, Amasya - 1484(?)), Vefai dervişi ve Osmanlı tarihçisi. Asıl adı Derviş Ahmed ve mahlası Aşıkî'dir. Fakat büyük dedesi Âşık Paşa olduğu için "Aşıkpaşazade" adıyla anılmaktadır.
2,450
[ { "answer_start": "130", "text": "Derviş Ahmed" } ]
Âşıkpaşazâde
Aşıkpaşazade'nin asıl adı nedir?
Aşıkpaşazade Derviş Ahmet Âşıkî (1400(?), Elvan Çelebi, Mecitözü, Amasya - 1484(?)), Vefai dervişi ve Osmanlı tarihçisi. Asıl adı Derviş Ahmed ve mahlası Aşıkî'dir. Fakat büyük dedesi Âşık Paşa olduğu için "Aşıkpaşazade" adıyla anılmaktadır.