instruction
stringlengths 0
2.7k
| input
stringlengths 0
4.47k
| output
stringlengths 11
1.71k
|
---|---|---|
"Yazılar köyümüze gideriz." (yönelme) Yukarıdaki cümlede geçen hangi sözcük ismin "-e" hâli almıştır? | A) yazılar
B) köyümüze
C) gideriz
D) yazılar
E) köyümüze | Cevap E). Çözümü: "köyümüze" sözcüğü "köy" sözcüğüne "-üm" iyelik eki ve "-e" yönelme eki almış, "-e" hâli almıştır. |
Annem komşumuza mantı açamaya gitti. (yönelme ve amaç anlamı) Yukarıdaki cümlede "gitti" fiili hangi anlamı ifade etmektedir? | A) Yönelme
B) Amaç
C) Yönelme ve amaç
D) Zaman
E) Yer | Çözümü: Annem komşumuza mantı açamaya gitti, yani nereye gittiğini, amacının ne olduğunu gösteriyor. |
ÖSYM (ÖSS- 2000) Yukarıdaki cümlelerin hangilerindeki altı çizili sözcüklerin aldığı ekler, onlara hem ikinci, hem de üçüncü tekil kişiye ait olma anlamı katmıştır? | A) I. ve II. B) I. ve V. C) II. ve III. D) III. ve IV. E) IV. ve V. | Cevap C. Çözümü: I numaralı "teyzelerin (senin)" sadece ikinci tekil kişiye, IV numaralı "çeketlerimizi (bizim)" birinci çoğul kişiye, V numaralı "evleri (onların)" sözcüğündeki iyelik eki ise üçüncü çoğul kişiye ait olma anlamı katmıştır. II ve III numaralı "çiçeklerine (senin, onların), kalemlerini (senin, onların)" sözcükleri ise hem ikinci hem de üçüncü tekil kişiye ait olma anlamı katan iyelik ekleri almıştır. |
İçimizde yaşça en büyüğümüz oydu. Bu cümlede geçen "yaşça" sözcüğüne -ca ( -ce, -ça, -çe) ekinin kattığı anlam, aşağıdakilerin hangisinde görülmektedir? İçimizde yaşça en büyüğümüz oydu. Bu cümlede geçen "yaşça" sözcüğüne -ca ( -ce, -ça, -çe) ekinin kattığı anlam, aşağıdakilerin hangisinde görülmektedir? | A) Kapıyı yavaşça açıp odaya girdim.
B) Sonunda gönlünce bir ev bulabildi.
C) Onu iyice şişmanlamış buldum.
D) Kendisini ötekilerden bilge üstün görüyordu.
E) Ondan ayılarca bir haber alamamıştım. | Cevap D. Çözümü: Cümlede "yaş-ca" sözcüğündeki "ca" eki sözcüğe "bakımından, yönden, olarak" anlamı katmış ve karşılaştırma yapmıştır. Buna benzer bir durum D'deki "bilgice" sözcüğünde vardır. |
ÖSYM (LYS - 2010) Kartıktar insanların, varlıkların, olayların hatta duygu ve düşüncelerin gülünç yanını yakalayıp bunu abartılı cümlelerle gülmecesel bir anlamda dönüştürür. | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap B. Çözümü: I'deki "düşüncelerin" sözcüğünde, III'teki "abartılı" sözcüğünde, IV'teki "gülmecesel" sözcüğünde, V'teki "anlatıma" sözcüğünde koyu yazılı kısımlar yapım ekidir. I'deki "yanını" sözcüğü sadece çekim eki almıştır. |
Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, işlevi bakımından ötekilerden farklı bir ek almıştır? Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, işlevi bakımından ötekilerden farklı bir ek almıştır? | A) Bugünlerde birçok yeni yayın piyasaya çıktı.
B) Bunları defterinize yazın, ileride size gerekebilir.
C) Aksama kadar evde bir _**yığın**_ iş yapti.
D) Yazarın bu kitabında dizin bölümü yok.
E) Turizmde bu yıl Karadeniz'e _**akın**_ var. | Cevap B. Çözümü: Ada 'yın' - 'in', C'de 'yığ-' in, D'de 'diz-' in, E'de 'ak-' in sözcükleri fiilden isim yapan yapım eklerini almıştır. B'de 'yaz' sözcüğüne gelen '-ın' eki ise kipinin ikinci çoğul kişi eki, yani bir çekim ekidir. |
Çağdaş sinemanın ünlü örneklerinden birini dün gece televizyonda izlerken korkulu dakikalar yaşadım. Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerin hangisinde birden çok yapım eki vardır? | A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V. | Cevap C. Çözümü: I. çağ - daş |
Edebiyat-estetik bağlantısı üzerinde duran Tanpınar, gençlik yıllarından hayatının sonuna kadar denilebilir ki yalnız güzel eserleri önemsemiş, onlardan daha üstün bir değerin varlığını tanımamıştır. Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangileri hem yapım hem de çekim eki almıştır? | A) I ve II
B) I ve IV
C) II ve IV
D) III ve V
E) IV ve V | Cevap B. Çözümü: I -> bağ - la - n - tı - sı
-> kök yapım eki çekim eki
II -> Yıl - lar - ın - dan
-> kök çekim eki
III -> Son - u - n - a
-> kök çekim eki
IV -> ön - em - şe - mis
-> kök yapım eki çekim eki
V -> ön - lar - dan
-> kök çekim eki |
- Her iki sözcük de kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır. Aşağıdaki yöntemlerden hangisiyle oluşmuştur? | A) Her iki sözcük de kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.
B) Birinci sözcük kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.
C) İkinci sözcük kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.
D) Eylem soylu sözcükler, birleşik sözcüklerle birlikte tür bakımından değişikliğe uğrayarak ad sıfatı olmuştur.
E) Ses değişimi yoluyla oluşan birleşik sözcüklerde, iki ünlü kaynaşmış ya da hece düşmesi olmuştur. | Cevap D. Çözümü: Verilen birleşik sözcüklerden "yürgezer"i oluşturan sözcükler kendi anlamlarında kullanılmıştır. Dolayısıyla A, B ve C seçenekleri yanıt olamaz. E seçeneği ise "kahve - altı → kahvaltı", "kayın - ana → kaynana" gibi örnekleri belirtmektedir. Verilen birleşik sözcüklerin oluşturulma biçimi D seçeneğinde belirtilmiştir. |
Sifat tamamlamalarında sifatla isim yer değiştirilip isme iyelik eki (-i, -si, -si) getirilerek birleşik sifat (sifat grubu) yapılır. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat grubu vardır? | A) Okul müdürümüz uzun boylu, sert bakışlı, oldukça genç biriydi.
B) En büyük arzusu, salonunu geniş bir eve sahip olmakti.
C) Güzel değil fakat okunaklı bir yazısı vardı.
D) Bahçedeki iri gövdedi çınarın altında oturmayı çok severdi.
E) Okulun yıkık bahçe duvarını nihayet onarmışlardı. | Cevap B. Çözümü: Verilen açıklamaya uygun kullanım B'de vardır. Buradaki tamamlama "geniş salon" dur. Bu sıfat tamamlamasında sifatla (geniş) adın (salon) yeri değiştirilmiş ve ada iyelik eki (-u) eklenmiştir. "salonunu geniş" ifadesi böylelikle birleşik sıfat olmuştur. |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "etmek" sözcüğü yardımcı eylem olarak kullanılmamıştır? Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "etmek" sözcüğü yardımcı eylem olarak kullanılmamıştır? | A) Bu konuda ona ancak sen yardım edebilirsin.
B) Evde yoktuk; misafirlerimizi yolcu etmeye gitmiştik.
C) Bu ödülü çoktan hak ettiğini o da biliyordu.
D) Bu tablo sence on bin lira eder mi?
E) Bunu, birçok kez kendisinden rica ettim. | Cevap D. Çözümü: "etmek" sözcüğü Türkçede genel olarak yardımcı eylem olarak kullanılır. "yardım etmek", "yolcu etmek", "hak etmek", "rica etmek" fiillerindeki "etmek" sözcükleri yardımcı eylemdir. Ancak D seçeneğindeki "etmek" tek başına temel eylemdir, cümlenin yüklemidir. |
Türkçede birleşik eylemler, ad soylu bir sözcüklerle yardımcı eylemlerden oluşan ögelerdir. Bu tanımı dışında kalan birleşik eylem, aşağıdakilerden hangisinde vardır? | A) Bunun böyle olacağını hissetmiştim.
B) Aceleye gerek yok, biraz sabret.
C) Nasıl oldu bilmem, birden ortadan kayboldu.
D) Kaç gündür bu daracık yere hapsolduk.
E) Artık bastonsuz yürüyebiliyormuş. | Cevap E. Çözümü: Birleşik eylemler üçe ayrılır: Yardımcı eylemle yapılan birleşik eylemler, kurallı birleşik eylemler, anlamca kaynaşmış birleşik eylemler. Açıklamalarda verilen birleşik eylemler yardımcı eylemle yapılan birleşik eylemlerdir. Bu tür birleşik eylemlerde bir ada yardımcı eylem (etmek, olmak) bir araya gelir. Ada "hisset-", B'de "sabret-", C'de "kay-bol-", D'de "hapsol-" sözcüğü bu tür eylemlerdedir. E seçeneğindeki "yürüyebil-" eylemi kurallı birleşik eylemdir. |
Tezlik Eyleminin Olumsuzu: Fil kök veya gövdesinden önce veya sonra olumsuzluk eki olan “-me, -ma” getirilerek yapılır. Aşağıdakilerin hangisinde birden çok birleşik fiil vardır? | A) Kimi benim gibi erir derinden
B) Kimse senin gibi çok mutlu olur
C) Aşkın bu onulmaz yarasımdan
D) Dediler hep: "Kızla bir hal oldu!"
E) Belli, bir şey var aramızda | Cevap D. Çözümü: A'da "mutlu olur", |
"Buğra, bu sınava çok iyi hazırlanmış." cümlesinde "hazırlanmış" yükleminin bildirdiği işi asıl yapan "Buğra" olduğu için gerçek öznedir. Aşağıdakilerin hangisinde, belgisiz zamir cümlenin öznesi durumundadır? | A) Bunları kimden aldığımı anlamıyorum.
B) İstanbul'a gideceğimi kimse bilmiyor.
C) Bize kiminle konuştuğunu söylemedi.
D) Okulda kimseyi göremedim.
E) Olanları kime anlattığını öğrenemedik. | Cevap B. Çözümü: A, C, D ve E seçeneklerinde öznelere gizli öznedir ve kişi zamirleridir. B seçeneğinde ise özne "kimse" sözcüğüdür ve belgisiz zamirdir. |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtili nesne vardır? Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtili nesne vardır? | A) Romanın ikinci bölümünde olaylar, küçük bir Anadolu kasabasında geçer.
B) Romanda doğa görünümlerine, yerli ve yabancı törelerin anlatımına geniş ölçüde yer verilmiştir.
C) Romanda yazar, olayları, kişiliğini gizlemeden, kendi yorumuyla bu romanın kahramanları, genellikle ulusal değerlere yabancılaşmış, zengin ve aydın kişilerdir.
D) Bu romanın kahramanları, genellikle ulusal değerlere yabancılaşmış, zengin ve aydın kişilerdir.
E) Yazar romandaki kişilerin karakterlerine oldukça yüzeysel bir açıdan bakar. | Cevap C. Çözümü: Belirtili nesne, yükleme sorulan "neyi?" sorusuna cevap veren ögedir. C'deki "olaylar" sözcüğü yükleme (anlatmıştır) sorulan "neyi" sorusuna yanıt verdiğinden nesne görevindedir. |
Köyümüzün buz gibi sularını özledim. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru, özneyi buldurmaya yöneliktir? | A) Beni mi aradılar?
B) Aşağı mı ineceğiz?
C) Dün mü geldiniz?
D) Yağmur mu yağıyor?
E) Çok mu yoruldu? | Cevap D. Çözümü: Cümlede "mi" sorusu varsa bu soru ekinden önceki öge cümlenin hangi ögesi ise soru o ögeyi buldurmaya yöneliktir. Bu bağlamda A'da soru nesneyi, B, C ve E'de zarf tümleci, D'de ise özneyi buldurmaya yöneliktir. |
Deniz arkeologlarının Sinop kıyılarında bulduğu Batık kent (I) yörenin binlerce yıllık bir yerleşim yeri olduğunu (II) değişik yönleriyle (III) inandirici bir biçimde (IV) kanıtlıyor (V). Yukarıdaki cümlede, hangi numaralar arasında kalan öge cümlenin nesnesidir? | A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve V. D) III. ve IV. E) IV. ve V. | Cevap A. Çözümü: Bu cümlenin yüklemli olan "kanıtlıyor" sözcüğüne neyi sorusunu sorduğumuzda cevap olarak "yörenin binlerce yıllık bir yerleşim yeri olduğunu" nesnesini alırız. Bu ifade I ve II numaralar arasındadır. |
- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, "masal" sözcüğü nesne görevindedir? | A) Masallarda kalsa korkular Tarla sürse kırlangıçlar B) O günden bugüne yadigar Bir yarım masal kaldı C) Masal dinledi yıldızlar Gökyüzü ağarmışa dek D) Çocukluğum masal gibi geçti Adlarını öğrendim otların, çiçeklerin E) Biz iyiye iyi, güzel güzel dedik Masallardan çektik dizeleri | Cevap C. Çözümü: A'da "masallarda" sözcüğü nerede sorusuna yanıt verdiğinden dolayı tümleç, B'de ne sorusuna yanıt verdiğinden özde, D'de "masal gibi" nasıl sorusuna yanıt verdiğinden zarf tümleci, E'de "masallarda" nereden sorusuna yanıt verdiğinden dolayı tümleç. C seçeneğinde ise "yıldızlar" özüne, ne sorusuna yanıt veren "masal" ise nesne görevindedir. |
- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, bir belirsiz zamir nesne görevindedir? | A) Bazen günlerimi resim yaparak geçiriyorum. B) Çoğu zaman onlar otoybus durağında görülüyor. C) Kimi arkadaşlar çay sever ama ben kahveyi yeğlerim. D) Bana, bir gün uğrasın, diye haber bırakmış. E) Bunların hepsini geçen gün ben aldım. | Cevap E. Çözümü: B'de "çoğu", C'de "kimi", D'de "bir" sözcükleri belirsiz sıfattır. Belirsiz zamirin kullanıldığı tek seçenek E seçeneğidir. Burada "hepsini" sözcüğü belirsiz zamirdir ve cümlenin nesnesi görevindedir. |
- Aşağıdaki dizelerin hangisinde birden çok nesne vardır? | A) Sevdamın avucunu bastırıyorum geceye. B) Beni seni unutmak için sevmedim. C) Seni ben ellerin olsun diye sevdim. D) Gözlerinden içti gönlüm neşeyi. E) Seni, sesini, gözlerinin rengini unutabilsem! | Cevap E. Çözümü: A'da "sevdamın avucunu", B'de "seni", C'de "seni", D'de "neşeyi", E'de "seni, sesini, gözlerinin rengini" nesnedir. |
ÖSYM (YGS - 2017) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, zarf tümleci yoktur? | A) Biz bu geziye katılacağız.
B) Gecceyi uyuyarak geçireceğiz.
C) Bizimle gelirseniz pek sevineceğiz.
D) Erkenden yola çıkacağız.
E) Her şeyi ayrıntılarıyla düşüneceğiz. | Cevap A. Çözümü: B'de "nasıl" sorusuna yanıt veren "uyuyarak", C'de "ne kadar" sorusuna yanıt veren "pek", D'de "ne zaman" sorusuna yanıt veren "erkenden", E'de "nasıl" sorusuna yanıt veren "ayrıntılarıyla" sözleri zarf tümleçidir. Ada ise ögeler "özne, dolaylı tümleç ve yüklem" şeklinde olduğu için bu cümlede zarf tümleci yoktur. |
ÖSYM (ÖYS - 1988) Aşağıdakilerin hangisinde, cevap cümlesi sadece dolaylı tümleçten oluşmuştur? | A) Kardeşin ne zaman geliyor?
- Yarın.
B) Biraz önce kim geldi?
- Arkadaşım.
C) Toplantıda kimi gördünüz?
- Türkççe öğretmenini.
D) Ne içersiniz?
- Çay.
E) Bu kalemi kimden aldım?
- Benden. | Cevap E. Çözümü: A seçeneğinde yanıt zarf tümleci, B seçeneğinde öz ne, C ve D seçeneğinde nesne görevindedir. E'de ise sorunun yanıtı dolaylı tümleçtir. |
(I) Arkeologlar yeni kalıntılar ortaya çıkarmak ve daha fazla bilgi elde etmek için teknolojik gelişmelerden yararlanıyorlar. (II) Ama geçmişte olup bitenlerin önemli bir bölümü tam olarak bilinemeyecekler. (III) Zira eski kalıntılar hakkındaki her şeyin onlar, zamanın yok edici gücüne dayanabildiğini göremeyiz, hemen hemen hiç iz bırakmadan yitip gidebilir. (IV) Bu yüzden arkeologlar, buldukları en küçük parçalardan üzerinde büyük bir dikkatle çalışıyorlar. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinin öge sıralanışı "özne - zarf tümleci - yüklem" şeklindedir? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap D. Çözümü: Cümlelerin öge sıralanışını verelim: |
Cümlede önemşenen ögeyi vurgulamanın bir yolu da onu yükleme yaklaştırmaktır. Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı tümleç vurgulanmaktadır? | A) Beni en çok onlar ilgilendirmişti.
B) O sonsuz maviliği yeniden gördüm.
C) En güzel yıllarım köyde geçti.
D) Binlerce kuş birden havalandı.
E) Ertesi gün tekrar geleceğini biliyordum. | Cevap C. Çözümü: Cümlede vurgulu öge yükleme en yakın ögedir. A'da özne (onlar), B'de zarf tümleci (yeniden), D'de zarf tümleci (birden), E'de ise nesne (geleceğini) vurgulanmıştır. C'de ise vurgulu öge dolaylı tümleç (köyde)tir. |
(I) Arkadaşımızla siz (II) Kızıllay'da (IV) otobüs durağında (V) gördüm. Bu cümlede zamanı vurgulamak için "dün" sözcüğünün, numaralanmış yerlerin hangisine getirilmesi uygun olur? | A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. | Çözümü: Cümlede vurgulu öge yükleme en yakın ögedir. Dolayısıyla bu cümlede "dün" sözcüğünü vurgulamak için bu sözcüğü yüklemin önüne, V numaralı yere getirmek gerekir. |
"de, da, ki" bağlacı vurguyu kendinden önceki ögeye çeker. Ahmet **de**, üniversite kütüphanesinde bu kitabı çok rahat bulabilir (özne) | A) Ahmet (üniversite kütüphanesinde bu kitabı çok rahat bulabilir- miş, dolaylı tümleç)
B) Ahmet, üniversite kütüphanesinde **de** bu kitabı çok rahat bulabilir- miş, (dolaylı tümleç)
C) Ahmet, üniversite kütüphanesinde **bu kitabı da** çok rahat bulabilir- miş, (belirtılı nesne)
D) Rüstem Ağa bu kıyılarda çok sever. (özne)
E) Soru eki "mi, mu, mı" vurguyu kendinden önceki ögeye çeker. | Cevap A. Çözümü: Cümlenin en önemli ögesi, vurguladığımız. Biz bir ögeyi vurgula- mak istersek onu yüklemde yakılaştırırız. Seçenekler incelendiğinde "beni" sözcüğünün yüklemde en yakın olduğu seçenek A'dır. B'de "İstanbul'a" C'de "İzmir'e", D'de "en ön sıraya", E'de ise "otobüs du- rağında" ifadeleri vurguludur. |
**ÖSYM (ÖYS - 1998)** Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir öge, açıklanarak yinelenmiştir? | A) Söz konusu romana yeniden dönüyor, onunla ilgili eleştirileri yanıtlıyorum.
B) Konuyu dağıttığımı, bana ayrılan süreyi aştığımı sonradan fark ettim.
C) Mektuplardan ilkini, dayımın gönderdiği mektubu, çocuklara okudum.
D) Biz yetişkinler, gençleri eleştirir, onlara sürekli kendi yaşamımızdan örnekler veririz.
E) Ana diline özen göstermek salt biz gençlere değil, yetişkinlere de düşen bir görevdir. | Cevap C. Çözümü: C'de "mektupların ilkini" nesnedir, "dayımın gönderdiği mektup" sözü ise bu nesnenin açıklayıcısı olan bir ara sözdür. |
**ÖSYM (OSS - 1987)** Ara söz ve ara cümlelerin başında ve sonunda virgül kullanılır. Aşağıdakilerden hangisi buna bir örnektir? | A) Beklediğimiz konuklar, emin ol, gelmeyecekler.
B) Sonbaharın kısa döndüğü, esintili, az güneşli bir gündü.
C) Üç ay sonraydı, Ankara'da, bir mağazada karşılaştık.
D) Elleri cebinde, üzgün, boş gözlerle bana bakıyordu.
E) Bekle, bunun nasıl çalıştığını, ne iş yaptığını birazdan göreceksin. | Cevap A. Çözümü: Ara söz ve ara cümleler açıklama yapmak amacıyla cümleye sonradan konan söz gruplarıdır. Bu söz grupları iki virgül arasında kullanılır. A seçeneğindeki "emin ol" bir ara cümledir. |
**ÖSYM (OSS - 1990)** Aşağıdakilerden hangisinde, cümlenin ögesi olmayan açıklayıcı bir ara söz vardır? | A) Bu olaydan sonra, sen de anımsayacaksın, onlarla ilişkim kesmişti.
B) Uzun süredir, böyle bir fırsat beklediğini biliyordum.
C) Şimdi ellisinde olanlar, bu olay çok iyi anımsarlar.
D) Bu acayip sesi duyan herkes, balkonlara çıkıyor, sokaklara fırlıyordu.
E) Onlar benden çok, size inanırlar. | Cevap A. Çözümü: "A'daki 'sen de anımsayacaksın' sözü iki virgül arasındadır ve kendinden önceki ögeyi açıklama görevinde kullanılmamıştır. |
**ÖSYM (LYS - 2017)** Bu cümlede aşağıdaki ögelerden hangisi bulunmamaktadır? | A) Özne
B) Dolaylı tümleç
C) Belirtili nesne
D) Zarf tümleci
E) Yüklem | Çözümü: Cümledeki ögeleri bulalım. |
Eylemlerin nesnelerine ve öznelerine göre olan özelliklikleridir. Yüklemli eylem olmayan cümlelerde çatı aranmaz. Eylemler, çatısi yönüyle ikiye ayrılır. Bunları tablo haline getirelim. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinin yüklemli çatısi bakımından geçişsizdir? | A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. | Cevap C. Çözümü: Geçişsiz yüklem neyi, kimi sorularına yanıt vermez. III numaralı cümlelinin yüklemı "gülümser" sözcüğü geçişsiz bir eylemdir. |
Nesne alıp almadıklarına göre fiiller "geçisli" ve "geçisiz" diye ikiye ayrılır. Neyi ve kimi sorularına cevap veren fiiller geçişli, bu sorulara cevap vermeyenler geçişsizdir. Bu tanıma göre aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi geçişli bir fiildir? | A) Onun sözlerine, arkadaşı sinirli gülüyordu.
B) Çocuklar, hava güzel olursa yarn maça gidecekler.
C) Babasıyla İstanbul'a gelmece çok seviyor.
D) Siz de bizimle sinemaya gelmez misiniz?
E) Televizyondaki yeni diziyi izliyor musunuz? | Cevap E. Çözümü: A, B, C ve D seçeneklerindeki yüklemlere (gülüyordu, gidecekler, seviyor, gelmez) neyi, kimi sorularını sorduğumuzda yanıt alamayız. Bu eylemler geçişsiz eylemlerdir. Ancak E'deki "izliyor musunuz" yüklemine neyi sorusunu sorduğumuzda "televizondaki yeni diziyi" yanıtını alırız. Dolayısıyla bu cümlenin yüklemi geçişlidir. |
Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, cati bakımdan ötekilerden farklıdır? Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, cati bakımdan ötekilerden farklıdır? | A) Seni darıltmak istemiyorum.
B) Bu konuyu birlikte seçmiştik.
C) Seni durata çok bekledim.
D) Onun için bu kadar üzülmemelisin.
E) Önerdiğin kitabı alacağım. | Cevap D. Çözümü: A, B, C ve E'deki "istemiyorum, seçmiştik, bekledim, alacağım" yüklemleri neyi, kimi sorularına yanıt verdiği için geçişli, D'deki "üzülmemelisin" yüklemi ise bu sorulara yanıt vermediği için geçişsizdir. |
NOT ÖSYM (ÖYS - 1983) | A) Karikatür, iletişim gücünün yüksekliği nedeniyle sevilir.
B) Karikatür, sanatların en dinamik olanıdır.
C) Karikatür, toplumsal değişimlerin aynasıdır.
D) Karikatür, yirminci yüzyılın etkin sanatlarındandir.
E) Karikatür, güldürmekten çok düşündürmelidir. | Cevap A. Çözümü: Sözde özne olmaması için yüklem görevindeki fiilin "-lı", "-ve" ve "-n" eklerinin birini alması ve "başkası tarafından mı?" sorusuna "evet" cevabını vermesi gerekir. |
"Yangın çok gemeden söndürülmüştü." cümlesindeki özne - yüklem ilişkisi aşağıdakilerden hangisinde vardır? "Yangın çok gemeden söndürülmüştü." cümlesindeki özne - yüklem ilişkisi aşağıdakilerden hangisinde vardır? | A) O acil haberi duyunca çok üzülmüştü.
B) Yüzbaşı Cemil, savaşın ilk gününde omzundan vurulmuştu.
C) Çocuk, yatağından kalkarak annesine sıkı sıkı sarılmıştı.
D) Ahmet Refik, yoksun başına doğru yürümüştü.
E) Onların bağırttılarını duydukça sinirleri iyice gerilmişti. | Cevap B. Çözümü: Bu cümlenin yüklemi olan "söndürülmüştü" eylemi edilgendir. Cümlenin öznesi olan "yangın" sözcüğü yüklemede belirtilen işi yapan değil, işin etkilenen öğedir. İs başkası tarafından yapılmaktadır. A, C, D ve E seçeneklerinde yüklemlerin bildirdiği işi, özne hem yapmakta hem de yapılandan etkilenmekte olduğundan dönüşlüdür. B'de ise yüklem edilgendir. "Yüzbaşı Cemil" öznesi yüklemede belirtilen işi yapan değil, yapılan işten etkilenen öğedir. |
- Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, cati bakımdan öbürlerinden farklıdır? | A) Beğendiğim halı Kayseri'de dokunmuş.
B) Yılbaşı için bütün vitrinler süslenmiş.
C) Yerler daha yeni silinmiş.
D) Bulaşıklar çok iyi temizlenmiş.
E) Kardeşim yatmadan önce yıkanmış. | Cevap E. Çözümü: A, B, C ve D seçeneklerinin yüklemleri "dokunmuş, süslenmiş, silinmiş, temizlenmiş" edilgen eylem; E'de ise "yıkanmış" dönüşlü eylemdir. Bu cümledeki özne, yüklemede belirtilen işi yapmış ve yaptığı işten etkilenmiştir. |
Evin etrafı polislerle sarılmıştı. Çocuk annesine sarılmıştı. O, aynanın karşısında saatlerce taranıyor. Anneanne dün gece teröristlerce taranmış. Kahvemi bu şeye alındı. Evimiz yeni bir halı alındı. Kıslarımıza tüy döküldü. Yol, köyün girişinde ikiye ayrıldı. Yukarıdaki cümle iki cümlenin yüklemleri '-ın, -en' eklerini almasına rağmen "kendilğinden olan doğadaki olayları" anlattığından eylemin cattısı etkendir. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, özne ve yüklem ilişkisi yönünden, ötekilerden ayrı bir özellik gösterir? | A) Olay duyulur duyulmaz köy halkı yollara dökülmüştü. B) Hastanın uzun, ak saçları yüzüne dökülmüştü. C) Kanaryanın tüyleri kafese dökülmüştü. D) Şiddetli sıcaklarıdan sonra tahtaların boyanları dökülmüştü. E) Çöpler kısa sürede kent dışına dökülmüştü. | Cevap E. Çözümü: Özne - yüklem ilişkisi yönüyle A, B, C ve D seçeneklerinin yüklemleri dönüşlü, E ise edilgendir. Bu cümlede yüklemde belirtilen iş başkası tarafından yapılmakta, özne (çöpler) ise yapılan işten etkilenmektedir. |
"Arkadaşınız bir gün önce otelden ayrıldı." cümlesinde görülen özne - yüklem ilişkisi, aşağıdaki cümlelerin hangisinde vardır? "Arkadaşınız bir gün önce otelden ayrıldı." cümlesinde görülen özne - yüklem ilişkisi, aşağıdaki cümlelerin hangisinde vardır? | A) Lokantada istediğiniz yerler ayrıldı. B) Kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. C) Yıllık kardan payınıza düşen para ayrıldı. D) Firtinada ağacın dalı gövdesinden ayrıldı. E) Yol, irmağın kıyısında ikiye ayrıldı. | Cevap B. Çözümü: Bu cümlede eylem (ayrıldı) özne - yüklem ilişkisi yönüyle dönüşlüdür. Dönüşlü fiillerde özne işi yapar, yaptığı işten de etkilenir. A ve C'de özne belirtilen işi başkası yaptıgından bu fiiller edilgendir. D ve E'de özneler cansız olduğundan ve cansız öznelere kendi etki-mesi söz konusu olmayacağından dolayı bu eylemler dönüşlü değil, etkendir. B seçeneği ise dönüşlü bir eylemdir. |
Anneleri yaramsızlık yapan çocuklara söyledi. Bu cümlenin yüklemiyle aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi arasında çatı yönünden benzerlik vardır? Anneleri yaramsızlık yapan çocuklara söyledi. Bu cümlenin yüklemiyle aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi arasında çatı yönünden benzerlik vardır? | A) Toplantıda önemli kararlar alındı. B) Bayram bu yıl daha coşkulu kutlandı. C) Okul arkadaşının karşısında görünce çok sevindi. D) Üyelere verilen kartların tümü yenilendi. E) Tören de çağdaş ozanlardan şiirler okundu. | Cevap C. Çözümü: Bu cümlenin yüklemi olan "söyledi" eylemi dönüşlüdür. Cümlede özne (anneleri) işi yapmış, yaptığı işten de etkilenmiştir. A, B, D ve E'de yüklemler edilgendir, C'de yüklem dönüşlüdür. |
"İnsan yutan kumsillarda tam üç yıl vatan için dövdüler." cümlesinde görülen öznenin yüklemi ilişkisi aşağıdakilerden hangisinde vardır? "İnsan yutan kumsillarda tam üç yıl vatan için dövdüler." cümlesinde görülen öznenin yüklemi ilişkisi aşağıdakilerden hangisinde vardır? | A) Bir süre sonra onlar da kalabalığa karıştılar.
B) Korkularından beton duvarlara iyice yapıştılar.
C) Sonunda bir küçük oda bulup oraya sığıştılar.
D) Tren kalkmak üzereyken soluk soluğa yetiştiler.
E) Sabahà değin bu sorunu uzun uzun tartıştılar. | Cevap E. Çözümü: Örnek cümledeki "dövdüler" fiilinin yapılabilmesi için birden çok özne gerekir. Bunun benzerinin E'deki "tartıştılar" fiilinde olduğunu görmekteyiz. |
Cümle (tümce), bir düşünceyi bir duyguyu bir yargıyı taşıyan söz ya da söz öbeğidir. | A) I. ve II.
B) I. ve III.
C) II. ve III.
D) II. ve IV.
E) III. ve IV. | Cevap C. Çözümü: Sözcüklerin yargı belirtmesi için çekimlenmesi gerekir. Fiiller kip eki alarak isimler ise ek eylemle çekimlenerek yargı belirtir. Bu bağlamda II numaralı cümlede "kaldık, gitti", III numaralı cümlede "çobandık, su(dık)" sözleri yargı belirtir. |
Aşağıdaki dizelerden hangisinin yüklemi ad soylu bir sözcüktür? Aşağıdaki dizelerden hangisinin yüklemi ad soylu bir sözcüktür? | A) Ben köy öğretmenim, bir bahçevânım.
B) Bütün köy çocuklarını getirin buraya.
C) Yalnızlıktan açarlar kimse bilmez onları.
D) Kaya dipleri açmış çiğdemelere benzer.
E) Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni. | Cevap Cevap A. Çözümü: A'da yüklem "bahçıvanım" sözcüğüdür ve kökü "bahçıvan" adıdır. B'de "getirin" (getir-mek), C'de "açırlar" (aç-mak), D'de "benzer" (benze-mek), E'de ise "örtün" (ört-mek) yüklemleri eylem soyluyudur. |
Aşağıdaki dizelerden hangisi, ögelerin dizilişi yönünden kurallı bir cümledir? Aşağıdaki dizelerden hangisi, ögelerin dizilişi yönünden kurallı bir cümledir? | A) Bahar erdi, güller açtı burada!
B) Bahar çiçek çiçek gelince güzel!
C) Gözlerim yollarda geçti kaç bahar!
D) Ömrümüzün son demi, sonbahardır artık!
E) Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç? | Cevap Cevap B. Çözümü: Kurallı cümle yüklemi sonda olan cümledir. A, C, D ve E seçeneklerinde 'erdi', 'geçti', 'sonbahardır', 'uyandın mı' yüklemleri sonda olma dığı için bu cümleler devriktir. B'de ise yüklem 'güzel' sözcüğü nokta ve cümlenin sonunda olduğundan kurallıdır. |
ÖSYM (ÖYS - 1990) Aşağıdaki cümlelerin hangisi, yapısına göre basit, söz dizimine göre devrik bir fiil cümlesidir? Aşağıdaki cümlelerin hangisi, yapısına göre basit, söz dizimine göre devrik bir fiil cümlesidir? | A) Bu opera, eski bir müzik öğretmeninin hayat hikayesine ilişkinmiş.
B) Aynı romanın birçok çevirilerinin yapıldığını biliyoruz.
C) Bütün bu iddialar, bir tek şeyi ortaya koyuyor bence.
D) Son okuduğum romanda olay örgüsü karmaşık.
E) O anda vereceği yanıtı düşünüyordu galiba. | Cevap Cevap C. Çözümü: A ve D'nin yüklemleri olan "ilişkinmiş, karmaşık" sözcükleri addir. B ve E'nin yüklemleri eylemdir ama cümlelerin yapısı birleşiktir. C'deki yüklem "ortaya koyuyor" birleşik bir fiildir ve cümlenin sonunda olma dığı için devrik cümle oluşturmuştur. Ayrıca cümlede fiilimsi kullanılmadığı için bu cümle basittir. |
10. ÜNİTE: Cümle Çeşitleri Aşağıdakilerin hangisinde verilen dizeler eksiksiz cümle durumundadır? | A) Benim bildiğim Atatürk
Bir sevgiydi sonsuz
B) Benim bildiğim Atatürk
Alıcıya mermere sigma
C) Benim bildiğim Atatürk
Bir atılımdır durmayan
D) Benim bildiğim Atatürk
Bir anlamdır kocaman
E) Benim bildiğim Atatürk
Camdan çerçeveden uzak | Cevap E. Çözümü: Eksiksiz cümle, yüklemli kullanılanmayan cümlelerdir. A, B, C ve D'de "sev- gider", "sigmaz", bir atılımdır", "bir anlamdır" sözleri yüklemdir. E'de ise "uzak" sözcüğünden sonra "düşünülmeli", olmalı" biçiminde yüklem- leri tamamlanması gerektiği halde yüklemlerin söylenmemesi eksiksiz cümle oluşturmuştur. |
- Aşağıdaki cümlelerin hangisi anlamca olumludur? | A) Bunu bitirtakim kurallarla önlemek olur iş değil.
B) Adamcağız, sandıkları kadar paralı değil.
C) Köyden kente göçmeyi o da istemiyor değil.
D) Son romanının dili öyle yalın değil.
E) Gözün kıyısı, filmdeki gibi güzel değil. | Cevap C. Çözümü: A, B, D, E'de ad cümlelerindeki "değil" edatı yüklemeleri olumsuz yapmıştır. C'de "istemiyor" eylemine gelen "değil" edatı iki olumsuz yar- gıdan bir olumlu yargı çıkarmaya yaradığından cümle olumlu hale gelmiştir. |
Korku, heyecan, üzüntü gibi duyguları anlatan cümlelerdir. Aşağıdakilerden hangisi bir ünlem cümlesidir? | A) Ne kadar da yaramaz bir çocuk
B) Havalar yavaş yavaş ısınıyor
C) Bu kitabı yeni aldım
D) Yemeğimi henüz yemedim
E) Yarın geziye çıkabiliriz | - Çözümü: Bir şaşırma, kızma, sevinme belirten cümleler ünlem cümleleridir. |
10. ÜNİTE: Cümle Çeşitleri Aşağıdakilerden hangisinde verilen dizeler basit cümle oluşturmaktadır? | A) Mustafa Kemal barış olmuş,
Gürül gürül akan ırmaklarda.
B) Mustafa Kemal çarpan olmuş,
Özgürlük diye özgürlüklerde.
C) Mustafa Kemal bereket olmuş,
Uzanıp giden bu topraklarında.
D) Mustafa Kemal türkü olmuş,
İnanmış dudaklarda.
E) Mustafa Kemal ülkü olmuş,
Uzak yakın bütün bayraklarda. | Cevap E. Çözümü: Basit cümle tek yüklemi olan, içinde herhangi bir fiilimsi kullanılmayan cümledir. Bu bağlamda A, B, C ve D'deki dizeler 'akan, çarpan, giden, inanmış' fiilimsilerinden dolayı birleşik cümledir. E'de ise fiilimsi kullanılmadığı için basit bir cümledir. |
- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümlecik temel cümleciğin belirtili nesnesidir? | A) Havaların düzelmesini dört gözle bekliyoruz.
B) Sonunda, istedikleri gibi güzel ve ucuz bir ev taşınmışlar.
C) Toplantı salonunda bir köşeye çekilip uzun uzun konuşmuşlardı.
D) Okullar açılınca yine Ankara'ya gelecekmiş.
E) Tatil lerinin bir bölümünü yaylada geçirmeye karar vermişler. | Cevap A. Çözümü: Yan cümle, içinde fiilimsinin bulunduğu ögedir. Buna göre; |
- Yurdumuzun bozkırlaşan ovalarını yeniden ormanlaştırmak, bu toprakları güzelleştir ip zeng inleştirmek hepimiz için ulusal bir görevdir. | A) 2
B) 3
C) 4
D) 5
E) 6 | Cevap C. Çözümü: Cümledeki eylemsi sayısı yan cümlecik sayısına eşittir. Bu parçada "bozkırlaşan, ormanlaştırmak, güzelleştir ip, zeng inleştirmek" sözcükleri eylemsidir. |
Bağımsiz sıralı cümlelerde öznelr, tümleçler ya da her ikisi ortak olabilir. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu açıklamaya uygun bir örnektir? | A) Adam adamdan korkmaz, utanır.
B) Gel demesi kolay, git demesi güçtür.
C) El üstünde olur, ev üstünde olmaz.
D) Ak gün ağartır, kara gün karartır.
E) İnsanın alıcısı içinde, hayvanın alıcısı dışındadır. | Cevap A. Çözümü: Sıralı cümlelerde birden fazla yüklem olur. Bağımli sıralı cümlelerde ise yüklenmeler ortak ögeleri kullanır. A'daki "korkmaz ve utanır" yüklemlei "adam, adamdan" sözcüklerini ortak olarak kullanmaktadır. Yani özne ve dolaylı tümleç bu cümlede ortaktir. |
- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne ortaklığı söz konusudur? | A) Işi çok çabuk kavramış, zamanı iyi kullanmasını öğrenmişti.
B) Erkenden uyandı, yıkandı, giyinidi, dışarı çıktı.
C) Annem, sabahları erkenden kalkar kahvaltıyı hazırlardı.
D) Gömleğini yıkadı, kuruttu, ütüledi, yerine astı.
E) Okuldan gelince ödevlerini yapar, akşam da erkenden yatardı. | Cevap D. Çözümü: Nesne ortaklığı, birden fazla yüklemin aynı nesneyi ortak olarak kullanmasıdır. D seçeneğinde "yıkadi, kuruttu, ütüledi" yüklemlei "gömleğini" nesnesini ortak olarak kullanmıştır. |
ÖSYM (YGS - 2017) Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi **söylenemez**? | A) İsim ve fiil cümleleri vardır. B) Tezlik fiil kullanılmıştır. C) İsimden fiil yapım eki vardır. D) Geçici yüklem vardır. E) Dönüşlü zamir kullanılmıştır. | Çözümü: ... zor iş (isim cümlesi) |
Yineleme dediğimiz anlatım kusuru, aynı anlama gelen birden çok sözcüğün gereksiz yere bir arada kullanılmasıdır. Bir kavramın Türkçeye çevrilmesi, başka bir dilde kullanılan bir kavramın Türkçe karşılığıyla birlikte kullanılması, anlatımda fazlalık oluşturur. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamada belirtilen türde bir anlatım kusuru vardır? | A) Bunlar, belgesel özellikleri taşıyan, birbirinden ilginç yazılardır.
B) Bugün işyerine özellikle ve kutlama ziyaretlerinde bulunduk.
C) Eskiden, müzikle uğraşan kişilere müziksinas denirdi.
D) Dil, varlığımızın en güçlü dayanağı, kimliğimizin en anlamlı kanıtıdır.
E) Günümüz insanının vazgeçemediği araçların başında televizyon-la bilgisayar gelmektedir. | Cevap B. Çözümü: B seçeneğindedeki tebrik ve kutlama sözcükleri aynı anlama gelmektedir. |
- Bu davranış insanın insana göre değişir. | A) İşaret sıfatına yer verilmemesinden
B) İkilemenin yanlış kullanılmasından
C) Gereksiz yere iğeç kullanılmasından
D) Tümleç kullanılmamasından
E) Yüklemın geniş zamanlı olmasından | Cevap C. Çözümü: Örnek cümledeki "insandan insana" ifadesi "göre" edatını karşılamaktadır. Dolayısıyla "göre" edatı gereksizdir. |
Bir sözün anlamının başka bir sözün içinde yer alması gereksiz sözcük kullanılma girer. Örneğin "formül" hazır hale gelmiş semboldür. Öyleyse "hazır" demeye gerek yoktur. "Deneyim" belli tecrübelerden sonra edinilmiş yaşam bilgisi. Dolayısıyla "yaşanmış" sözü gereksizdir. Bunlar cümleden atılmalıdır. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? | A) Çevremizdeki kişilerle kuracağımız ilişkilerde özlü olmalıyız.
B) Sorunların, bütün yönleriyle ele alınması iyi olur.
C) Bu alanda başarıya ulaşanların sayısı oldukça azdır.
D) Araştırmalar, eldeki bilgilerin doğru olmadığını kanıtlıyor.
E) Bu konudaki iftiralar tamamen uydurmadır. | Cevap E. Çözümü: Gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu sorulmuş. A, B, C ve D'de anlatım bozukluğu yoktur. Çeldırici seçenek A'dır ama "özlü" sözcüğü anlatım bozukluğu yapmaz. E'deki "uydurma" sözcüğünün anlamı "iftira" sözcüğünün içinde vardır. Cümlenin doğrusu "Bu konuda söylenenler tamamen iftiradir." şeklinde olmalıdır. |
Yıldan yıla birken borçlar ülkenin dışa bağımlılığını sağladı. ("sağladı" olumlu durumlar için kullanılır, olumsuz durumlar için "yol açtı" veya "neden oldu" ifadesi kullanılır.) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? | A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla giriş yaptılar.
B) Müjdeyi vermek için müftüga, annesinin yanına heyecanla koştu.
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere şöyle bir baktı.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı düzenlendi.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi ertelendi. | Cevap A. Çözümü: 'A'daki "giriş yaptılar" sözü yanlış anlamda kullanılmıştır. Cümlenin doğrusu "girdiller" şeklinde olmalıdır. Bu cümledeki anlatım bozukluğu gereksiz yardımcı eylem olarak çözümlenebilir de olmuştur ama ÖSYM'nin genel yaklaşımı dikkate alındığında bu cümledeki bozukluğun sözün yanlış anlamda kullanılması gerekçesine dayanırılması daha uygun görülmektedir. |
Onu her türlü girişimden çekinmeyen biri olarak tanırım. (her türlü" değil "hiçbir" ) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? | A) Sorumluluklarının bilincinde olmak, herkeste bulunan bir özellik değildir.
B) Mesleğinizde belli bir düzeye gelebilmek kadar geldiğiniz düzeyi de korumak önemlidir.
C) Azimle çalışmanın ne demek olduğunu, onlar görünce anladım.
D) Bu araştırmayı sonuçlandırmak, onlar için hiç de güç olmamış-tır.
E) Bizim alacağımız başarı, aslında ülkemizin başarısıdır. | Cevap E. Çözümü: E'deki "alacağımız başarı" sözü yanlış anlamda kullanılmıştır. Cümlenin doğrusu "kazanacağımız başarı" şeklinde olması gerekir. |
- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? | A) Çalışma yaşamınızda tür büt gücüklerle sık sık karşılaşacaksınız.
B) Bizim için önemli olan, göreviniizi en iyi biçimde yerine getirmenizdir.
C) Bir sorunla karşılaştığınızda bizlerden yardım isteyebilirsiniz.
D) Bu, sizlere verebileceğimiz en önemli ödül ve en önemli hedeftir.
E) Bu işte de başarılı olacağınızdan hiç kuşkumuz yoktur. | Cevap D. Çözümü: D şıkkında "ödül ve hedef" sözcükleri "vere bilmek" eylemine bağlanmıştır. "Ödül vermek" ifadesi doğru bir kullanım fakat "hedef vermek" ifadesi yanlıştır. Anlatım bozukluğunu şu şekilde düzeltebiliriz: |
- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlamca çelişen iki sözün bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır? | A) Bu asamaya gelene kadar çok çalışmış ve yorulmuş olmalısın.
B) Yabancı dil öğrenmek her şeyden önce çok çaba biraz da yeternek ister.
C) Sizle görüşmeyi aşşağı yukarı on beş yıl oluyor.
D) Hiç kuşkusuz bu yasaları siz de bilirsiniz.
E) Gönderdiğim paketi eminim bu güne kadar almış olmalısınız. | Cevap E. Çözümü: "eminim" sözcüğü "kesinlik", "almış olmalısınız" sözü "ihtimal" anlamı taşımaktadır. |
"Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir." Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisiyle giderilebilir? | A) "sara nöbetlerine" sözü ile "ölüme" sözcüğü yer değiştirilerek
B) "yol açabilir" yerine "neden olabilir" sözü getirilerek
C) "sara" sözcüğü kaldırılırak
D) "zarı" yerine "zarının" sözcüğü getirilerek
E) "edilmezse" yerine "edilmediğinde" sözcüğü getirilerek | Cevap A. Çözümü: Beyin zarı iltihaplarının sonucu olarak "ölüm" ve "sara nöbeti" gösterilmektedir. Peki bunların hangisi daha tehlikelidir. Tabii ki "ölüm". Cümlenin mantık kurguşu ölümden sonra "sara nöbeti" olacağı şeklindedir. Bu da mümkün değildir. Dolayısıyla iki sözcük yer değiştirmelidir. |
Alınan bu karar, savaşta askerin daha çok ölmesine yol açtı. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle giderilebilir? | A) "bu" sözcüğü atılarak
B) "daha çok" sözü "askerin" sözcüğünden önce kullanılarak
C) "yol açtı" sözü yerine "neden oldu" sözü getirilerek
D) "alınan" sözcüğü atılarak
E) "savaşta" sözcüğü "askerin" sözcüğünden sonra kullanılarak | Cevap B. Çözümü: Yukarıda verilen cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni sözcüğün yanlış yerde kullanılmasıdır. "**daha çok**" sözü "**ölmek**" sözünün önüne gelince "**daha çok ölmek**" anlamını ortaya çıkardığı için yanlıştır. Doğrusu "daha çok askerin ölmesi" dir. O halde cümleyi doğru bir şekilde ifade edersek "Alınan bu karar savaşta daha çok askerin ölmesine yol açtı." olur. |
**ÖSYM (ÖSS - 2007)** Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle giderilebilir? | A) "bu mahalledeki bütün kadınlar" yerine "bu mahallenin bütün kadınları" sözcüğü getirilerek
B) "dert yakınıır" yerine "dert yanar" sözü getirilerek
C) "bütün" sözcüğü atılarak
D) "sorunlarını anlatırlar"dan önce "ona" sözcüğü getirilerek
E) "anlatırlar" yerine "anlatırlar" sözcüğü getirilerek | Cevap B. Çözümü: "dert yakınıma" deyimi "dert yanma" şeklinde olmalıdır. Bu cümledeki deyim yanlış kullanılmıştır. |
**Örnek:** a) Onun birinci olduğuna sevindim. | A)
B) | - Çözümü: Aslında bu tip cümlelerde şahıs zamiri olmadığı zaman 3. tekil kişi zamiri olan "onun" sözcüğü varmış gibi davranılır ama soru, anlam belirsizliğini istediği için "onun" sözcüğü yokmuş gibi davranmak gerekiyor. |
ÖSYM (ÖSS - 1993) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? | A) B) C) D) E) | Cevap D. Çözümü: D seçeneğindeki "anlar" ve "inanırlar" yüklemeleri "birbirini" nesnesine bağlanmıştır. Birinci yüklem doğru bağlanmış iken ikinci yüklem, nesneye değil "birbirine" dolaylı tümleçine bağlanması gerekirdi. |
Hiç kimse ona gerçeği anlatmamış; onu yalan yanlış sözlerle oyalamıştı. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir? | A) "gerçeği" yerine "doğruyu" sözcüğü getirilerek
B) "anlatmamış"tan sonra "herkes" sözcüğü getirilerek
C) "anlatmamış" yerine "söylememiş" sözcüğü getirilerek
D) "onu" sözcüğü atılarak
E) "oyalamıştı" yerine "kandırmıştı" sözcüğü getirilerek | Cevap B. Çözümü: Verilen cümlede birden fazla yargı bulunmaktadır. Bu tür cümlelerde baştaki öznenin bütün yargılar için ortak kullanımıyorsa diğer yargılar için ayrı özne bulunması gerekir. Özne durumundaki "hiç kimse" sözü "anlatmamış" yüklemiyle uyumlu ama "oyalamıştı" yüklemiyle uyumsuzdur. Bu yüzden cümlenin ikinci kısmına "herkes" şeklinde bir özne getirilmelidir. |
Yoksul görünümliydi birydi bu. Boyu kısa, bedeni de pek biçimli de-ğildi. Yukarıdaki ikinci cümlede bir anlatım bozukluğu vardır. Bu bozukluk, aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir? | A) "kısa" yerine "kısaydı" getirilerek
B) "kısa" dan sonra "ve" ekleyerek
C) "kısa" yerine "koyarak"
D) "kısa" dan sonra "değil" ekleyerek
E) "boyu" dan sonra "da" ekleyerek | Cevap A. Çözümü: Sıralı isim cümlesi olan bu cümlede kısa ve biçimli sözcükleri sıfat görevindedir. Bunların yüklemler olmaları için ek eylem almaları gerekir. Ek eylem kısa sözcüğünden sonra gelmediği için, biçimli sözcüğünden sonra değildir şeklinde gelmiştir. Ancak bu durumda kısa değildi gibi farklı bir yargı oluşmuştur. Oysa bu cümlede anlatılmak istenen, kişinin boyunun kısa olduğudur. Dolayısıyla kısa sözcüğünden sonra "-ydi" ek eylemini getirirsek, olumsuz anlam içeren "değildi" ek eyle-minden kısa sözcüğünü kurtarmış oluruz. |
"Hiçbiri Ali Suavi'den başka ülkede bir ayaklanmayı düşünmemiş, padişaha bağlılığı kutsal bir görev saymıştır." Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni, aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? | A) İkinci cümlenin yükleminde özneyle uyum sağlanmamıştır.
B) Birinci cümlecikteki araz, gereken biçimde düzenlenmemiştir.
C) Birinci cümlenin yükleminde özneyeyle uyum sağlanmamıştır.
D) Birinci cümlenin yükleminin sonuna " -dır" eki getirilmemiştir.
E) Her iki cümlenin yüklemleri arasında olumlu olumsuzluk bakımından uyum sağlanmamıştır. | Cevap A. Çözümü: "Hiçbiri" birinci cümlenin öznesidir. Bu özne, hem "ayaklanma-yı düşünmemiş" yüklemine hem de "kutsal bir görev saymıştır" yüklemine bağlıdır. İkinci cümlenin yüklemine bağlandığında: "Hiçbiri...... görevi saymıştır." gibi anlamı göre cümle ortaya çıkmak-tadır. Cümleyi A seçeneğinde ifadeye biz düzenleyebilir: "Hiçbiri Ali Suavi'den başka ülkede bir ayaklanmayı düşünmemiş, herkes - hepsi padişaha bağlılığı kutsal bir görev saymıştır." |
"Cansız varlıkların ya da soyut kavramların çoğullarını özüne uygun da bunları yüklem tekil olur." Aşağıdakilerden hangisinde bu kurala uyulmamıştır? | A) Köylüler, uzaktan uzağa bağırtılar.
B) Dağlar, gün batımına doğru kızılılaştı.
C) Boksörler, yaman dövüştüler.
D) Bu düşünceler, geçerliliğini çoktan yitirdi.
E) Bu tür duygular gözlerimi yaşartırlar. | Cevap E. Çözümü: A ve C'de öz ne insandır. B ve D'de cansız varlık ve soyut kavramdır, yüklemleri tekil olduğundan kurala uygundur. E'de ise "duygular" sözcüğü soyut bir kavramdır ve "yaşartırlar" yüklemle bir arada olamaz. Doğrusu "yaşartır" şeklinde olmalıdır. |
c) Birden fazla tamlayanın aynı tamlanana bağlanması anlatım bozukluğuna neden olur. Örnek: Edebîyatımız hem millî hem de halk edebîyatı kaynakları yönüyle epeyce zengindir. (Yanlış) Edebîyatımız hem millî edebîyat hem de halk edebîyatı kaynakları yönüyle epeyce zengindir. (Doğru) | A) Yetkililer, bu konuda uluslararası iş birliği yapılmasına karar verdiler.
B) Siyasi, askeri ve ekonomi alanlarında görüştüler.
C) Üye ülkelere toplantı konusunda bilgi verilmesini gerekli gördüler.
D) Toplantıda, herkesin tartışmalara katılması gerektiğini söylediler.
E) Gelecek toplantıda ele alınacak konuyu belirlediler. | Cevap B. Çözümü: Bu cümlede isim ve sıfat tamlamalarında ortak tamlanan kullanılması anlatım bozukluğuna neden olmuştur çünkü "siyasi, askeri ve ekonomi alanları" söz öbeğinde "siyasi, askeri" sözcüğü sıfat, "ekonomi" sözcüğü isimdir. Bu iki sözcük "alanları" sözcüğünü ortak kullanamaz. Cümleyi şu şekilde düzeltebiliriz: "Siyasi, askeri alanda ve ekonomi alanında görüştüler." |
"Her ne kadar şehir dışına taşınırsa bile beklenen rahatlığa kavuşulamamıştır." Bu cümledeki anlatım bozukluğunu giderilebilmek için aşağıdaki değişikliklerin hangisi yapılmalıdır? | A) "kavuşulamamıştır" yerine "ulaşlaşamamıştır" sözcüğü getirilmeli
B) "taşınırsa" yerine "taşınsa" sözcüğü getirilmeli
C) "Beklenen" yerine "beklediğimiz" sözcüğü getirilmeli
D) "taşınırsa bile" yerine "taşınılmsa da" getirilmeli
E) "bile" den sonra "nasıl"sa sözcüğü getirilmeli | Cevap D. Çözümü: "taşınımsa" yan cümlesi etkendir. "kavuşulamamıştır" yüklemli edilmelidir. Cümle iki türlü düzeltilebilir. |
Öğretmenin, öğrencilerin aile durumlarıyla ilgilenmesi gerekir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? | A) Öğretmenin, öğrencilerin aile durumlarıyla ilgilenmesi gerekir.
B) Yazarlarımızın köy yaşayışına ilgilenmeleri toplumumuz acısından çok yararlıdır.
C) Bir romancının şiirle ilgilenmesi sanatı için yararlı olur.
D) Kişilerin meslekleri dışında başka işlerle ilgilenmeleri onları dindar lendirir.
E) Öğrencilerin iyi kitaplarla ilgilenmelerini sağlamak gerekir. | Cevap B. Çözümü: B seçeneğindeki "yaşayışına" sözü "yaşayışıyla" şeklinde olmalıdır. Ek yanlışlığı olduğu için anlatım bozukluğu vardır. |
- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? | A) Hangisinin başarılı, hangisinin başarılı olmadığını öğreneceğiz.
B) Bugün gelip gelmeyeceği konusunda kesin bir şey söylemedi.
C) Bu işi kendisinin mi yoksa arkadaşının mı yaptığını biliyoruz.
D) Çevresindekilere sürekli, kimlerle tanıştığını neleri gördüğünü anlatır.
E) Hem özlediğini söylüyor, hem de gidip görmek istemiyordu. | Çözümü: A seçeneğindeki "başarılı" sözcüğü "olmadığını" yan cümlesine bağlıdır. Halbuki bu cümlede iki farklı kişiden söz edilmektedir. Cümlenin doğrusu şu şekildedir: "Hangisinin başarılı olduğunu, hangisinin başarılı olmadığını öğreneceğiz." |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? | A) Şemsiyeni yanına almıyor musun?
B) Onunla görüşmeyeli yıllar oldu.
C) Sen de ablana gitmeyecek miydin?
D) Bu soruyu tam olarak anlayamıyım.
E) Mektu buna cevap yazmayacak mısın? | Cevap D. Çözümü: 'A'da "almıyor" sözcüğünde ünlü daralması olduğundan sözcük "almı-yor" şeklinde gelmiş. Bu doğru bir yazımdir. D'de "anlayamıyım" sözcüğünde ünlü daralması kuralı geçerli olmadığı halde "anlayamamış" şekline gelmiş. Bu da yanlış bir yazımdir, diğer seçeneklerde soru ekinin doğru olarak yazıldığını görmekteyiz. |
Ben, sisi zihnin bazı hallerine benzetirim. Sisi içindeyken sanki başka bir dünyada, başka bir nizam içinde oynayan muhayylem, beni daima şaşırtır. Kimi zaman temel karakterler üzerinde kalıp ayrıntılardan uzaklaşmanın mutluluğunu yaşarım. Kimi zaman da zihnim ayrıntılara dalıp çevreyi kolaçan etmeye başlar. Birkaç gündür İstanbul'un üstünü bütünüyle örten sis de zihnim gibi oyunlar oynuyor ve görülen, işiti len her şey farklı bir şekle sokuyor. Bu parçada altı çizili sözcüklerin hangisinde ünlü düşmesi yoktur? | A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V | Cevap E. Çözümü: I'de benzetim > beniz- e - t - ir - im |
ÖSYM (OSS - 1994) Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük ek alırken bu sözcüğün ünsüzlerinden biri düşmüştür? | A) Susuzluktan balkondaki tüm çiçekler sararmış.
B) Yazar, bu romanında çok fazla devir cümle kullanmış.
C) Soğuktan burnu kıpkırmızı olmuş.
D) Bu konuda senin fikrini almak istiyorum.
E) Otobüsümüz, adını bilmediğim büyük bir kasabadan geçti. | Cevap E. Çözümü: 'Ada' 'sarı' sözcüğü ' -ar' yapım eki alınca ses kaybına uğrayıp 'sararmış' şekline gelmiştir. B'de 'devir' sözcüğü '-ik' (yakım eki) alınca ses kaybına uğrayıp 'devir' şekline gelmiştir. C'de 'burun' sözcüğü 'ü' isim çekim eki alınca ikinci hecedeki sesli harfi kaybetmiş ve 'burun' haline gelmiştir. D'de 'fikir' sözcüğü 'l' isim çekim eki alınca ikinci hecedeki sesli harfini kaybetmiş ve 'fikrini' haline gelmiştir. E'de 'büyük' sözcüğü 'cek' küçültme eki alınca 'k' ünsüzünü kaybetmiştir. Demek ki A, B, C, D'de 'ünlü düşmesi' varken E'de 'ünsüz düşmesi' olmuştur. |
ÖSYM (OSS - 1999) Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala örnek oluşturmayan bir sözcük vardır? | A) Defterinize ikişer cümle yazın.
B) Beşer kişilik gruplara ayrıldılar.
C) Masalara yedişer dakika koyalım.
D) Herkes yirmişer dakika konuşacak.
E) Üyelerden ellişer milyon lira toplayalım. | Cevap B. Çözümü: Yukarıdaki açıklamaya göre A'da 'iki - ş - er', C'de 'yedi - ş - er', D'de 'yirmi - ş - er', E'de 'elli - ş - er' sözcüklerinde kaynaştırma harfi kullanılmıştır. B'deki 'beş - er' sözcüğünde 'ş' kaynaştırma harfinin olması mümkün değildir. |
ÖSYM (ÖYS - 1990) Aşağıdaki sözcüklerden hangisiyle bir ad tamlaması yapılırken bu kurala uyulmaz? | A) elma
B) yara
C) su
D) yazı
E) mavi | Cevap C. Çözümü: Kaynaştırma ünsüzleri 'y, ş, s, n' ('yasaşın' sözcüğündeki sessiz harflerdir ama soruda isim tamlaması kurulurken 'n' ve 'ş' harflerini almayan sözcük sorulmaktadır. |
ÖSYM (ÖYS - 1993) Bu dizelerde, numaralanmış yerlerin hangisinde ulama vardır? | A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V. | Cevap C. Çözümü: Numaralanmış bölümlerden III'te "aşk" sözcüğü "ağlar" eylemine ulama şeklinde bağlanabilir: "aşıkağlar" şeklinde söylenebilir. |
ÖSYM (ÖYS - 1990) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlış **var**dır? | A) Üzerinde eskimiş, rengi atmış bir palto vardı.
B) Kıprıklerine kadar toza toprağa bulanmıştı.
C) Evler uzaktan belli belirsiz görünüyordu.
D) Irmağın kıyısında oynayan çocuklar vardı.
E) Akşam, arabalara binerek köye döndüler. | Cevap B. Çözümü: B'deki "kıprıklerine" sözcüğünde göçüşme olduğundan yanlış yazılmıştır. |
Öğretmen olmanın, o küçücük çocukların hayatlarına dokunmanın benliğinde bıraktığı derin iz, zaman ilerledikçe onu daha mutlu eder olmuştu. Öğrencilerine yeni şeyler öğretme hazzı, geçmişine olan özlemini çoktan alıp götürmüştü. Bu parçada aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur? | A) Ünsüz düşmesi
B) Ünsüz türemesi
C) Ünlü daralması
D) Ünsüz benzemesi
E) Ünlü düşmesi | Cevap C. Çözümü: A) Ünsüz düşmesi: küçücük |
Verdiği her uzun aranın ardından yeni albümüyle gönlümüzü fethetmeyi başaran pop müziği sanatçısı, bu kez eski şarkılarını yeniden yorumlayarak geçmişe bugünün penceresinden bakıyor ve dinleyiciyi yine oldukça etkiliyor. Bu cümlede aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur? | A) Ünlü daralması
B) Ünlü düşmesi
C) Ünsüz yumuşaması
D) Ünsüz türemesi
E) Ünsüz benzemesi | Cevap D. Çözümü: Ses olaylarını seçeneklere göre sıraladığımızda: |
Gözlerin gözlerime değince Feleketim olurdu ağlardım Beni sevmiyordun bilirim Bir sevdiğin vardı duyardım Çöp gibi bir oğlan, ipince Hayırsızın biriydi fikrimce Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur? | A) Ünsüz benzemesi
B) Ünlü düşmesi
C) Ünsüz türemesi
D) Ünlü daralması
E) Ünsüz yumuşaması | Cevap A. Çözümü: A) Ünsüz benzemesi: yok |
Tef, Pardon gibi dergilere, ilk sergimi 1959 yılında Taksim meydanında açtım ve yalnızca üç tablo satarak yer kirasını ancak ödeyebildim." diyor usta ressam sanat yaşamının ilk yıllarını anlatırken. Bu parcadaki altı çizili sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır? | A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V. | Cevap D. Çözümü: Büyük harflerin ve kesme işareti (')nin kullanımı ilgilendirdi bu sözcünün IV numaralı bölümündeki "Taksim meydanında" sözü yanlış yazılmıştır. Doğrusu "Taksim Meydanı'nda" şeklinde olmalıdır. |
Dağ, ova, irmak, göl, okyanus isimleri büyük harfle başlar. Akdeniz, Karadeniz, Kızılırmak, Sakarya Irmağı, Beyşehir Gölü, Tuz Gölü, Ağrı Dağı, Konya Ovası, Van Gölü, Muş Ovası vb. "Türkçede özel ada bağlı saygı kelimeleri, sanlar ve takma adlar büyük harfle başlar." | A) Dün sokakta komşumuz doktor Ali Yüksel Bey’i gördüm.
B) Öğretmen Ayşe Hanım doktora gidecekmiş.
C) Sınıfımızdaki iki Ali’den büyük olanı iyi bir sporcudur.
D) Ali beni kardeşi Orhan’la tanıştırdı.
E) Amcamın teğmen olan küçük oğlu Ahmet, sınıfın çalışkanıy-mış. | Cevap A. Çözümü: A’da "Ali Yüksel Bey’i gördüm" cümlesinde sözü edilen kişinin "doktor" olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla bu sözcüğün büyük harfle yazılma-sı gerekirdi. B’de "Öğretmen Ayşe Hanım" sözündeki "Hanım" sıfatı, C’de "Ali" sözcüğünün herhangi bir unvana ve takma ada bağlı olarak gelmemesi, D’de "Ali Bey" sözündeki "Bey" sıfatı, E’de "Ahmet" söz-cüğünün herhangi bir sıfata veya takma ada bağlı gelmeyip sadece "teğmen" şeklinde cins isimle birlikte gelmesi nedeniyle yazım yalnızca sadece A’da vardır. |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? | A) Art arda yaşadığımız sıkıntılar, doğruyu yanlışı ayırt etmemizi sağladı.
B) Onu gördükten sonra kendi durumuna şükretti.
C) "O ana kadar sesimi çıkarmadım, sabrettim; ama daha fazla dayanamdım." dedi.
D) Azmetti; karşılaştığı bütün engelleri yenerek amacına ulaştı.
E) Böylesine güzel bir günde bana hayatı zehretti. | Cevap A. Çözümü: Ada "Art arda" sözünün yazımı doğrudur ama "ayırt etmek" sözcüğü yanlış yazılmıştır. Doğru yazımı "ayırt etmek" şeklinde olmalıdır. B'de "şükür" sözcüğü ve "ayr etmek" sözcüğünün birleşmesi için bu sözcük tür. Bu sözcükler bir araya gelirken ses düşmesi olduğu için olmuş. |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımı ile ilgili bir yazım (imla) yanlışı vardır? Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımı ile ilgili bir yazım (imla) yanlışı vardır? | A) Karayel kuzeybatıdan eser.
B) Doğu Anadolu'da kara iklimi etkilidir.
C) Amerika'nın kuzey komşusu Kanada'dır.
D) Türkiye'nin Güney genellikle yağışlıdır.
E) Arjantin bir Güney Amerika ülkesidir. | Cevap D. Çözümü: Yön ismi başta olursa büyük, sonda olursa küçük harfle başlar. Kurallara göre D'deki 'Türkiye'nin Güney genellikle yağışlıdır.' cümle-sindeki 'Güney' sözcüğü sondadır ve bu sözcüğün küçük harfle yazılması gerekir. Eğer cümle 'Güney Türkiye' şeklinde olsaydı doğru yazım olurdu. E'deki 'Güney Amerika' yazımında olduğu gibi. |
ÖSYM (YGS - 2017) A) Çocuk, babasının elindeki oyuncağı görünce avuçlarını birbirine vura vura ona koştu. B) Yerinde duramıyor, ne zaman gelecekler diye gözlerini saatten bir an olsun ayıramıyordu. C) Okullar kapandıktan sonra ailesiyle geziye çıkacağı günü iple çekiyordu. D) Uzun bir süredir amirine söylemek isteyip de söyleyemedikleri için fırsat kolluyordu. E) Kalabalığın içinde gözleri ona ilişince kalbi yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. | Cevap D. Çözümü: "İçi içine sığmamak" deyimi "Telaş, sabırsızlık, coşkulu göstermekten kendini alamamak" anlamındadır. Deyimin bu anlamı A'da avuçlarını vura vura B'de yerinde duramayacak gibi geziye çıkacağı günü iple çekiyordu. E'de kalbi yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. şeklinde ifade ediliyor. C'deki "iple çekiyordu" D'deki "söyleyemedikleri için fırsat kolluyordu." ifadesi "içi içine sığmamak" deyimiyle uyuşmaktadır. |
|
Sözcüklerden her ikisi veya ikilisini, birleşme sırasında benzetme yoluyla anlam değişmesine uğradığında bitişik yazılır. Aşağıdaki dizelerin hangisindeki altı çizili sözcük yazımında bir yanlışlık yapılmıştır? | A) Birçok seneler geçti dönen yok seferinden
B) Çöz de artık yükümün kordüğümü olmuş bağırır.
C) Arıyorum yıllar var ki ben onu
D) Yaş otuzbes yolun yarısı eder.
E) Bu çay ağır akar yorgun mu bilemem. | Cevap D. Çözümü: Ada "birçok" sözcüğü ile "bir" ve "çok" sözcüklerinin bir araya geldiğinde bitişik yazılması gerektiğini B'de de "çöz ki" sözcüğü ile "ki" bağlaçının ayrı yazılması gerektiğini, C'de "var" sözcüğü ile "ki" bağlaçının ayrı yazılması gerektiğini, D'de "otuzbes" sözcü sayılarının ayrı yazılması gerektiği halde ayrı yazılmadığını için yazım yanlışlığı yapıldığını, E'de "yorgun mu" sözü ile soru eki (mi, mu, mı, mün) aynı ayrı yazılması gerektiğini belirten bu soruda yazım yanlışı D seçeneğindedir çünkü sayılar ayrı yazılır. |
NOT Bu paracadaki altı çizili sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap E. Çözümü: Altı çizili sözcüklerden V numaralı sözdeki "sıradışı" ayrı yazılması gerekir. Çünkü "diş", "iç", "öte, sıra ve küre" sözcükleriyle oluşturulan birleşik sözcükler ve terimler ayrı yazılır. |
NOT Yazma azmım nedense son zamanlarda tamamen kaybolmuştu. | A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. | Cevap A. Çözümü: Virgül tamlamaların, söz öbeklerinin ve ikilemelerin arasına konulamaz. I numaralı yerde "olursa olsun" söz grubudur. Dolayısıyla buraya virgül konulamaz. |
ÖSYM (OSS - 2000) Yukarıdaki cümlede, numaralanmış virgüllerden (,) hangisinin yeri değiştirilirse anlam karışıklığı giderilmiş olur? | A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. | Cevap D. Çözümü: Sıfat tamlamasının virgül (,) tarafından bölünmesiyle ilgili bir soru. IV. cümledeki "genç" sözcüğü adlaşmış sıfata dönüşüyor, kendinden sonra gelen "insan" sözcüğü tek başına bir tamlamadır. Dolayısıyla cıkıor halbuki "genç insan" şeklinde bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Virgül (,) "genç insanın" tamlamasından sonra getirilirse, anlam karışıklığı giderilmiş olur. |
- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "çok sıkıntı çekmek, çok yorulmak" anlamında bir deyim kullanılmıştır? | A) Suçsuzluğunu kanıtlayıncaya kadar akla karayı seçti.
B) Yanlış yapmaktan korktuğu için her işi ince eleyip sık dokurdu.
C) Kötü haber alınca kafası allak bullak oldu.
D) Söylediğimi yapmamak için bin dereden su getirdi.
E) Savurgan davrandiği için iki yakası bir araya gelmiyordu. | Cevap A. Çözümü: A'da "akla karayı seçmek" deyimi "çok sıkıntı çekmek, çok yorulmak" anlamında kullanılmaktadır. B'de "ince eleyip sık dokuması" deyimi "bir şeyi yaparken iyi araştırmak" anlamında. C'de "kafası allak bullak olmak" deyimi "bir olay, durum karşısında kafa karışıklığı taşımak" anlamında. D'de "bin dereden su getirmek" deyimi "bir şeyi yapmamak veya birini kandırmak için birçok neden ileri sürmek" anlamında. E'de "iki yakası bir araya gelmemek" deyimi "geçim sıkıntısından, borçtan bir türlü kurtulamamak" anlamındadır. |
- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim açıklamasıyla birlikte verilmiştir? | A) O gün şafak sökerken uyanmış, yola çıkmak üzere hazırlanmıştı.
B) Şimdilik sabrediyor, zamanı gelince her şeyi ortaya dökmeyi düşünüyordu.
C) Herkes aynı soru üzerinde düşünüyordu ama hiç kimse onu açıkça dile getiremiyordu.
D) Ona en çok duyarlık gösterdiği yönden saldırmış, onu can evinden vurmuştu.
E) Bu duruma gerçekten çok üzülüyordu ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. | Cevap D. Çözümü: D seçeneğindeki "can evinden vurmak" deyiminin açıklaması "duyarlık gösterilen yönden saldırmak" sözü ile açıklanmıştır. A seçeneğindeki "şafak sökerken" deyimi "güneşin doğması" ile ilgilidir. B seçeneğindeki "ortaya dökmek" deyimi "bir şeyi çıkarmak, açıklamak" ile ilgilidir. C seçeneğindeki "dile getirmek" deyimi "bir şeyi belirtmek, söylemek" ile ilgilidir. E seçeneğindeki "elinden bir şey gelmemek" "çaresizlik" ile ilgilidir. |
Fast-fooda karşı hâlâ direnen ___, her zaman severek yenen yiyecek-lerden biridir balık ekmek. Denizin kirlenmediği ___, balığın bol ve ucuz olduğu ___, Boğaz'dan çıkan palamutların kasaları doldurduğu eski zamanlarda balık ekmek satıcıları ___, yalnızca kıyıya yanaştırılmış sandallarda değil, mahalle meydanlarında ___, futbol maçlarının olduğu günlerde stadyumların kapılarında da görülür. Bu parçadaki numaralanmış virgüllerden (,) hangisi, diğerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır? | A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. | Cevap D. Çözümü: I, II, III. ve Vte sözcük türlerini birbirine bağlayan virgül (,) IV numaralı yerde özneyi belirtmek için kullanılmıştır. |
Bu kent ___, bahar aylarında ___, doğaseverlerin ___, yürüyüşçülerin ___, bisikletlilerin ___, piknikçilerin gözdesi durumunda. Küçük liman ___, yeni yapılan baraj gölü ___, çam ormanlarıyla bezenmiş tepelerİ ___, kır kahveleriyle kent yorgunlarına sığınak oluyor. Aşağıdakilerin hangisinde verilen virgüller (,) işlev bakımından birbirinden farklıdır? | A) I. ve II. B) III. ve IV. C) IV. ve V. D) VI. ve VII. E) VII. ve VIII. | Cevap A. Çözümü: Numaralanmış yerlerde virgüller, eş görevi sözcükleri birbirine bağlamakta. I ve III. numaralı yerlerde virgül (,) önce öge vurgulama görevini sonra eş görevi sözcükleri bağlama göreviyle karşımıza çıkmıştır. Dolayısıyla virgülün işlevi buralarda birbirinden farklıdır. |
Göreve yeni başlayan Uğur, Mehmet, Engin ve Hatice gibi üniversite mezunuyduk. Aşağıdakilerin hangisinde noktalı virgül (;) bu cümledeki işleviyle kullanılmıştır? | A) Aylar geçti, yıllar geçti; çocuklar büyüdü, insanlar değişti. B) Genç şairimiz; özgün, samimi ve doğal bir üslupla yazdığı şiirlerinden oluşan ilk kitabını yayımladı. C) Bugün gelecek misafirleri 1, 2 ve 3; kattaki odalara; yarın gelecek misafirleri 4, 5 ve 6; kattaki odalara yerleştirilecek. D) izlediğim filmler, tiyatrolar, gösteriler; okuduğum romanlar, hikayeler, denemeler bende bir iz bırakır. E) Geçen hafta şirket yetkilileriyle uzun uzun görüştük; tartıştık; bu hafta onlarla sözleşme, ödeme, nakliye gibi işlemleri gerçekleştireceğiz. | Cevap B. Çözümü: Yukarıdaki cümlede noktalı virgül (;) özneyi kendinden sonraki sözcüklerden ayırmak işlevi dedir. B'deki kullanım da bu işlevi örneklendirmektedir. |
Bütün yazarların kendine sorduğu, bilinen, kalıplaşmış bir sorudur bu: Niçin yazıyoruz? Bu soruya verilmiş benim bildiğim en güzel yanıt bir büyükçümüzün o çok iyi bildiğimiz cümlesidir: "Yazmasam deli olacaktım!" Ben de yazmaktan neden haz aldığımı düşündüm elbette ve cevabını Baudelaire'de buldum. Diyor ki: "Şair istediği anda kendisi ve bir başkası olabilir, için müthiş bir ayrıcalığa sahip olan kişidir." Benim için de yazmak, kendim ve başkaları olabilme ayrıcalığıdır. Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlıştır? | A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. | Cevap E. Çözümü: Bir söz veya altı cümlesinden önce noktalı virgül (;) değil, iki nokta (:) işareti getirilmelidir. |
SağlıKlı yaşam koşullarından habersiz olan kişilerin çoğu (I) sabah (II) öğle ve akşam yemeklerinde midelerini tıka basa dolduruyor. Jim- nastik de yapmadıkları için (III) bu insanların tüm organları yağ bağlı- yor. Dengesi beslenen bu kişiler her gün yürüyüş yapmalı (IV) sebze ve meyve ağırlıklı (V) kolay sindirilen yemekler yemelidir. Bu parçadaki numaralı yerlerden hangisine noktalı virgül (;) konulması uygun olur? | A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. | Cevap D. Çözümü: Bilindiği gibi noktalı virgülün en önemli görevi, içinde virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmaktır. Bu özellik (IV) numaralı yerde görülüyor. Diğer yerlerde virgül (,) kullanılmalıdır. |
Annesi yaşararak şöyle dedi: "Ne var ( ) neyi düşünüyorsun?" Sen sak- rak kızının yüzündeki durgunluğa bir anlam verememişti ( ) "Bez bebeği- mi, dedemin aldığı bisküti, kırmızı uçurtmam, parlak ayakkabıları ( ) Aslında ne kadar güzelmiş benim çocuğum ( ) değil mi anne?" Bu parçada parantez ( ) belirtilen yerlere, aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangisi sırasıyla getirilmelidir? | A) ( ) ( , ) ( . ) B) ( , ) ( ; ) ( . ) C) ( . ) ( , ) ( . ) ( . ) D) ( . ) ( . ) ( . ) E) ( ? ) ( , ) ( . ) ( . ) | Cevap D. Çözümü: Parça konumuna ile başladığı için iki nokta (:) ile başlamalıdır. Tırnak içindeki alıntıda arada virgül (,) olması gerektiği için ikinci işaret de belirlenmiş oldu. Buna göre, A ile D arasındaki cevap bulma yarışın- da tabiki D ayakta kaldı. |