instruction
stringlengths 0
2.7k
| input
stringlengths 0
4.47k
| output
stringlengths 11
1.71k
|
---|---|---|
(I) Fatih Balık, "Baht Dönüşü" adlı romanında, kişisel müzik çalışmalarına ara veren bir piyanistin hayatının müzik üzerinden sorgulanmasını işliyor. (II) Önemli olan etmesmesidir. (III) Eline aldığı yol yarıda bırakılmaması ve ihanet etmeyeyim müzik aletini hiç bir müzik aleti evrenin en uzak noktalarından buraların ge len canlı hırıltısı, uyandırmalıdır onda. (IV) Sanatçıya piy ano sunmuşluk bunu, bitirilmemiş eserlerinin yalnızlığı hepimiz izin matemini sayılmabilecektir. (V) Müzisyenin yolculuğu, o müzik ale tini lisansıyla açıklanmaz mı? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap B. Çözümü: II cümlede tümleç eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. "Ve" bağlacından sonra "müzik aletine" do laylı tümleci getirilmelidir. |
"Cümle tamamlamada anlam bütünlüğünü sağlayacak en uygun ifade yerleştirilmelidir." " ‘Ailede sorumlulukları üzerine alan çocuklar, … her türlü tüm yükümlülükleri tutan anne babalar, … bireyler yetiştirirler.’ cümlesinde boş bırakılan yer en uygun şekilde tamamlayalım. Boşluktan önce kısımda ‘her türlü sorumluluktan uzak tanımayan anne babalar’ sözü boşluğa ‘yasamın bir kide tamamlanacağını göstermektedir. Boşluğa olumsuz bir biçimlendirmeyen, başkaları tarafından yönetilmeyi bekleyen’ ifadesinin getirilmesi uygundur." | A) gelirme ve değişmelere uyum sağlayamamasıdır
B) her geçen gün yeni sanatiyle ortaya çıkmamasıdır
C) kendisini sanatına bütünlükle vermemiş olmasıdır
D) yeni ve özgün yapıtlar ortaya koyamamasıdır
E) çağın gereklerine ayak uyduramamasıdır | Cevap D. Çözümü: Boşluktan önce "sadece olumsuzlukları dile getirmemesi gerektiği" vurgulanmıştır. A, B, C ve E seçeneklerinde olumlu yönde üzerinde durulmaktadır, dolayısıyla boşluğa "sırlarını verilen ifadeler boş bırakılan yere getirilebilir. D seçeneğindeki ifade boş bırakılan yere getirilemez. |
2013 YGS Şir, yalnızca acıları, yoksunlukları, mutsuzlukları dile getirmemelidir. -…-? | A) Gerçekte de sevginin hüzün, ölümle yaşam yan yana karşılaşma çıkmaz mı
B) Tür halk müziğinde uzun havalardan sonra oyun havaları na geçilmez mi
C) Okuyucunun insan yaşamı hazzı simülamaya gerek var mı
D) Günümüzde sıradan alacağı trajik yönlerini yanıstan eserler de ilgi çekmiyor mu
E) Şir okuyucusu karamsarlığa itmenin bir anlamı var mı | Cevap D. Çözümü: Boşluktan önce "sırın sadece olumsuzlukları dile getirmemesi gerektiği" vurgulanmıştır. A, B, C ve E seçeneklerinde olumlu yönde üzerinde durulmaktadır, dolayısıyla boşluğa "sırlarını verilen ifadeler boş bırakılan yere getirilebilir. D seçeneğindeki ifade boş bırakılan yere getirilemez. |
'Cümle oluşturma sorularında verilen söz öbekleri içerisinde cümle oluşturan söz öbeği en sona konur, diğer söz öbekleri biçim ve anlam bakımından yükleme uygun olarak dizilir.' "Aranıp bulunmaya adayan | A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V | Çözümü: Numaralı sözcükleri uygun bir biçimde yan yana koyduğumuzda cümle anlamı şekilde şöyle olur: "Kendini, şehirlerin ruhlarını arayıp bulmaya adayan bir sokak fotoğrafçısı olarak tanımlayan sanatçı, bu çalışmasında İstanbul’u bir kez daha yorumluyor. Görüldüğü gibi ikinci sıraya numaralı sözcük gelmesi uygundur. |
Kesin çıkarılabilecek yargının bulunacağı cümlelerde herhangi bir yorum yapmadan sadece verilen cümleden hareket edilir. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? | A) Neredeşin Arkadaşım adlı eser, Yaşar Kemal’in sokak çocuklarıyla yaptığı röportajların bir seçkisi olarak yayınlanmıştır.
Şıklar1: B) Yaşar Kemal’in sokak çocukları üzerine yaptığı araştırmalar okurlarca beğenildiği için bir araya getirilmiştir.
Şıklar1: C) Sokak çocuklarından edindiği izlenimlerle Yaşar Kemal, Neredeşin Arkadaşım adlı oyunu eserle çocuklarına ithaf etmiştir.
Şıklar1: D) Neredeşin Arkadaşım adlı sokyak çocuklarla Kemal, ilk defa sokak çocuklarının sorunlarını bir büyük kitapta işlemiştir.
Şıklar1: E) Sokak çocuklarının hayat hikayelerini konu edinen Neredeşin Arkadaşım adlı kitabı üzerine Yaşar Kemal'le yapılan röportajlar bir kitap haline getirilmiştir. | Cevap A. Çözümü: Verilen cümlede Yaşar Kemal'in eserinin içeriğinden söz edilmektedir. Eser, sokak çocuklarının hikayelerini anlatan söyleşilerden oluşmaktadır. A seçeneğinde verilen cümle kesin olarak çıkarılabilir. |
(I) Akçay, Büyük Menderes Irmağı'nın kollarından biridir. (II) Menteşe yöresinde Gölelgidağ'ın batı yamaçlarından inen kolların birleşmesiyle oluşmuştur. (III) Önce tepalık orman alanları arasında batıya, sonra kuzeybatıya doğru akar. (IV) Kemer barajının arkasında derin ve uzun bir göl oluşturup Bozdoğan Ovası'ndan geçerek Nazilli karışımındaki ovaya girer ve Büyük Menderes'e soldan katılır. (V) 135 km uzunluğunda olan Akçay'ın kenarlarında önemli ve güzel piknik alanları bulunmaktadır. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi kanıtlanabilirlik açısından ötekilerden farklıdır? | A) I B) II C) III D) IV E) V. | Cevap A. Çözümü: II numaradaki "benzeri az bulunur bir mizahi kuruluş eşsiz bir ruya..." III numaradaki "şaşırtıcı olmayacaktir", IV numaradaki "Tanpinar'ın o bilinmeyen dünyasını nazari romana soktururken bir roman...", V numaradaki "Tanpinar'ın kızı romanı hemen girtini ve karşıtlıklarını açığa vuran bir dünya..." ifadeleri kişisel düşünce içermektedir. I numaralı cümle herhangi bir kişisel düşünce içermeyen "nesnel" bir yargıdır. |
Andy Weir aslında bir bilgisayar programcısı ama hayat hikayesinin bizi daha çok ilgilendiren yanı, çocukluğundan beri bilim kurgu edebiyatına tutkun olması. Yazıp çizmeye de genç yaşlarda başlıyor. Tamamladığı ilk roman taslağını yayımlamayı ret cevabı alıyor. bu kitabı kendi sitesinde yayımlayıyor. Sonrasında tam bir başarı hikayesi. Büyük ilgiyle karşılanan kitabın yayımlanma teklifleri yağıyor. Okuyucular tarafından 2014'ün en iyi bilim kurgu romanı seçilen kitap, bol övgü ve birçok ödül alıyor. En nihayetinde, dünyanın birçok ülkesinde satılınıyor ve sinemaya uyarlanıp romanın yayın hakları da satın alınıyor. Bu parçada Andy Weir ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? | A) Esas mesleği dışında başka bir işle meşgul olduğuna
B) İlk yazma denemelerine erken yaşlarda başladığına
C) Karşılaştığı sorunları aşmak için bir çözüm geliştirdiğine
D) Okumktan hoşlandığı türde başarılı bir yazar olduğuna
E) Eserini sinema izleyicisini düşünerek kaleme aldığına | Cevap E. Çözümü: Parçada yazarın, ilk romanını kendi sitesinde yayınlaması ve bu nedenle de bir başarının hikayesi olduğunu söylüyor. Yazarın bir bilgisayar programcısı olması, roman yazmaya başlama yaşı, romanının ödül alması gibi bilgiler de yer alıyor. Ancak, kitabını yazarken sinema izleyicisini düşünerek yazdığı bilgisi parçada bulunmuyor. |
---... Örneğin Rubens, yüzünün güzelliğiyle övünç duyduğu küçük oğlunun resmini yaparken ona bizim de hayran kalmamızı bekliyor. Elbette bu çok doğal bir istek. Ancak, bu türden konulara duyulan ilgi, ilk bakışta da az çekici bulunu konular için, Albrecht Dürer’in annesinin yaşlı yüzünü resmediş tablosunda, gerçekten kaynaklanan güzellikten başka şeyler arama sabrı göstermemizi gerektiri. Çünkü bu tablonun başlangıç, konu aldığı figürün yüzündeki güzellikten gelmez. Nitekim tablosunu sevdiren, yüzdeki güzelliğin önüne geçecek kadar etkili olmuş ifadesidir. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? | A) Sanatç, genellikle yarattığı tablolarda insanların gerçek hallerini, görmek istedikleri şekilleri yansıtırmak ister
B) Gördüğümüz bir tablonun, geçmişte yaşadığımız güzellikle-ri çağrıştırması, onun olumlu bir sanatlan
C) Gerçek bir sanat tablosunu sanatı anlayamayan kişiler-ce değerlendirilmesi önemsemez.
D) Duyguladırılan her çalışmanın, sanatsal bir yön içermesi gerekmediğini baştan kabul etmek gerekir
E) Sanat tarihinde dış gerçekliği kendi algılama yetişine göre değiştirip yansıtan ressamlar da vardır. | Cevap E. Çözümü: Parçada ressamların kendi bakış açılarıyla gerçekliği değiştirdiğinden bahsedildiği için E seçeneği doğru cevaptır. |
Bir cümlenin gereksiz söz öbeği, sözcük veya ek içermemesi. 2012 YGS "ÖSYM NE SORDÜ?" başlıklı görseldeki numaralanmış cümlelerden hangisinde yalın bir anlatım söz konusudur? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap B). Çözümü: I numaralı cümlede "hançer gibi keskin" sözü, III numaralı cümlede "kasıp kavuran soğuk" sözü, IV numaralı cümlelerin tamamı, V numaralı cümlede "yalnızlığıma ve özlemlerimi üzerine örtülmüşler sıcak bir battaniye" sözü yalnızca bozduğu için bu cümleler yalın değildir. II numaralı cümlede sanatsal söyleyişler yoktur, bu sebeple bu cümle yalındır. |
Çok sözle anlatılabilecek kavramları, durumları kısa biçimde anlatmaktadır. Az sözle çok şey anlatmaktadır. Atasözleri ve bazı şiirler “özlü” anlatım içerir. Edebiyatımızda önemli bir konuma sahip olan yazar, âdeta öykülerine evrenini sığdırmış. Paragrafta "özlü" anlatımla ilgili aşağıdakilerden hangisi **söylenmemiştir**? | A) Kısa cümlelerle anlatım yapar. B) Çok sözle anlatılabilecek kavramları kısa biçimde anlatır. C) Az sözle çok şey anlatır. D) Atasözleri ve şiirler "özlü" anlatım içerir. E) Uzun cümlelerle anlatım yapar. | Cevap E). Çözümü: Paragrafta "özlü" anlatımın uzun cümlelerle yapılmadığı belirtilmemiştir. |
Anlatımın yapaylıktan, yapmacıklıktan, zorlamalardan, süslemelerden uzak olmasıdır. Yukarıdaki paragrafta anlatımın hangi özelliği vurgulanmıştır? | A) Sürükleyicilik B) Açıklık C) Etkileyicilik D) Doğallık E) Özlü | Cevap D). Çözümü: Paragrafta, anlatımın yapay, yapmacık, zorlama olmamasının vurgulanması, anlatımın doğal olmasına işaret eder. |
Duygu ve düşüncelerin içe doğduğu gibi anlatılmasıdır. Yukarıdaki paragrafta anlatımın hangi özelliği vurgulanmıştır? | A) Yoğunluk B) Doğallık C) Açıklık D) Sürükleyicilik E) İçtenlik | Cevap E). Çözümü: Paragrafta, duyguların ve düşüncelerin doğal bir şekilde anlatılmasının vurgulanması, anlatımın içtenliğine işaret eder. |
Sanatçının dil ve anlatım açısından kimseye benzememesi, farklı olması ve kendine özgü olmasıdır. Yukarıdaki paragrafta anlatımın hangi özelliği vurgulanmıştır? | A) Açıklık B) Etkileyicilik C) Yoğunluk D) Özünlülük E) Sürükleyicilik | Cevap D). Çözümü: Paragrafta, sanatçının kendine özgü bir dil ve anlatım tarzı kullanmasının vurgulanması, anlatımın özünlülüğüne işaret eder. |
Ele aldığı konuyu, konunun içeriğiyle ya da anlatımın gücülüğüyle okuyucuya ya da dinleyiciye sarısabılmektir. Yukarıdaki paragrafta anlatımın hangi özelliği vurgulanmıştır? | A) Yoğunluk B) Özünlülük C) Doğallık D) Açıklık E) Etkileyicilik | Cevap E). Çözümü: Paragrafta, anlatımın okuyucuyu etkilemesi, onun ilgisini çekmesi vurgulanıyor. Bu da anlatımın etkileyiciliğini gösterir. |
Bu cümlede "büyüklerine evrenî sığdırmış" sözüyle söz konusu yazarın az sözle çok şey anlatığı ifade edilerek “özlü” anlatıma sahip olduğu vurgulanmıştır. Yukarıdaki paragrafın anlatım özelliği aşağıdakilerden hangisidir? | A) Özgünlük B) Özlü C) Açıklık D) Etkileyicilik E) Sürükleyicilik | Cevap B). Çözümü: Paragrafta, yazarın az sözle çok şey anlatması, yani özlü bir anlatım kullandığı vurgulanmıştır. |
Yazanın gerçekliğin farklı boyutlarını ele aldığı son romanı bir buz dağını andırır. Paragrafta "buz dağını andırmak" ifadesiyle romanın hangi özelliği vurgulanmıştır? | A) Açıklık B) Sürükleyicilik C) Etkileyicilik D) Yoğunluk E) Özlü | Cevap D). Çözümü: Paragrafta yazarın gerçekliğin farklı boyutlarını ele alması ve bu durumun bir buz dağını andırması, romanın yoğun bir anlatıma sahip olduğunun altını çizer. |
Söz veya yazıda anlatım, karmaşıklıktan uzak, dil ve düşünce açısından kolay anlaşılması durumundır. Anlatım herhangi bir engele takılmadan pürüzsüz bir şekilde sürüp gitmesidir. Akıcı bir cümlede gerek sözcük veya ekler yer almaz. Ağdalı ve sanatsal dil yerine sade, anlaşılır bir dil kullanılır. Yukarıdaki paragrafta anlatımın hangi özelliği vurgulanmıştır? | A) Özlü B) Açıklık C) Etkileyicilik D) Sürükleyicilik E) Yoğunluk | Cevap B). Çözümü: Paragrafta, anlatımın karmaşıklıktan uzak, pürüzsüz, anlaşılır olması yani açık bir şekilde ifade edilmesi vurgulanmıştır. |
Okurun ilgisini sürekli canlı tutan anlatımdır. “Casusluk, esyalar, savaşlar, kaçmalar, kov alamalar, beklenmedik olaylar, aşklar...” anlatım sürükleyiciliği kılar. Yukarıdaki paragrafta anlatımın hangi özelliği vurgulanmıştır? | A) Özlü B) Etkileyicilik C) Sürükleyicilik D) Açıklık E) Yoğunluk | Cevap C). Çözümü: Paragrafta, okurun ilgisini canlı tutan bir anlatım tarzından bahsediliyor. Bu da anlatımın sürükleyiciliğini gösterir. |
Bir sanat eserinin herkese ve bütün zamanlara seslenebilmesidir. Yukarıdaki paragrafta anlatımın hangi özelliği vurgulanmıştır? | A) Sürükleyicilik B) Özlü C) Etkileyicilik D) Açıklık E) Evrensellik | Cevap E). Çözümü: Paragrafta bir sanat eserinin herkese ve her zaman için geçerli olabileceği, yani evrensel bir nitelik taşıdığı vurgulanıyor. |
Bir eserde, herkesin kendisinden bir şeyler bulabilmesidir. Balzac veya Stendhal her yerde okunanlar, sadece Fransa vatandaşı değiller, dünya vatandaşıdır. Paragrafta "dünya vatandaşı" sözüyle sözü edilen yazarların hangi özelliği vurgulanmıştır? | A) Özlü B) Evrensellik C) Etkileyicilik D) Açıklık E) Sürükleyicilik | Cevap B). Çözümü: Paragrafta, Balzac ve Stendhal'ın eserlerinin sadece Fransa'da değil, tüm dünyada okunduğu ve herkes için geçerli olduğu vurgulanarak evrenselliklerine dikkat çekiliyor. |
Anlatım duygu ve düşünce bakımından zengin olmalıdır. Paragrafta anlatımın hangi özelliği vurgulanmıştır? | A) Açıklık B) Sürükleyicilik C) Etkileyicilik D) Yoğunluk E) Özlü | Cevap D). Çözümü: Paragrafta, anlatımın duygu ve düşünce bakımından zengin olmasının vurgulanması, anlatımın yoğunluğunu ifade eder. |
Bir edebiyat veya sanat eserinde sanatçının içinde bulunduğu ulusu ilgilendiren konulara yer vermemesidir. Paragrafta anlatımın hangi özelliği vurgulanmıştır? | A) Yoğunluk B) Açıklık C) Sürükleyicilik D) Etkileyicilik E) Ulusallık | Cevap E). Çözümü: Paragrafta, sanatçının eserinde ulusal konulara değinmemesinin vurgulanması, anlatımın ulusallık özelliğine işaret eder. |
DÜnyanın yedi harikası olur da üç kıtada yüzyıllarca hüküm sürmüş, altı yüz aşan varlığında geriye olağanüstü bir kültür mirası bırakmış Osmanlı’nın yeri hakikaten olmaz mı? Gerçi tarihçiler, sanat tarihçileri ve mimarlar varken en önemli ye dîl Osmanlı eserinin hangi olduğuna ben karar verecek değilim. Ancak okudıklarımızı ve gördüklerimizi bir harekete engel yok şanısıl bir beğeni listesi oluşturmamın önünde bir tamamemmen kişisel iste benden Osmanlı’nın yedi harikası: Süleymaniye Külliyesi, Selimiye Camisi, Mimar Koprü’sü, Mağlova Kemerî, Kavalı Mehmet Ali Paşa Camisi, Kubbetü’s-Sahra, Hamidiye Çarşısı. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? | A) Tartışmacı anlatım
Şıklar1: B) Öyküleyici anlatım
Şıklar1: C) Betimleyici anlatım
Şıklar1: D) Tanıtımlayan yararlanma
Şıklar1: E) Kanıtlamalar veriler kullanma | Cevap B. Çözümü: Parçada bir düşünceyi benimsetme amacı olduğu için tartışmacı anlatım ağır basmaktadır. |
Motorun burnu kıyıya dönük. Çok çok yirmisini yeni geçmiş göz- terenin görveli, binme sırası gelene elini uzatıyor. Genç erkekler, ellerini vermeden atlıyorlar. Yardıma gereksinimi olmadığını düşün- sünen orta yaşlı da. Kadınların çoğu üzülüyor, elini kolunu hız- la yukarı kaldırıp tuttuğu el birakıveriyordu görevi hemen. Kolun ar- kadasıne uzamıyor. Yardimisiz çeken bir sonrakine uzatıyor göreve- riyorlar. O zaman elini geri binip sonralar, onun yanından atlayıveriyor. Omuzunu kastığı, gücünü koluna, bileğine topladığı anlaşılıyor yüzünden. Kimsenin yüzüne bakmadan yapıyor bunları sanki. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? | A) Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir.
B) Tahmin söz konusudur.
C) Öznel cümle türleri kullanılmıştır.
D) Farklı ağır basmakatlar.
E) I. kişi anlatımı kullanılmıştır. | Cevap E. Çözümü: Parçada olay, anlatının bakış açısıyla verilmediği için I. kişi anlatım kullanılmamıştır. Gözleme dayalı anlatım olduğu için III. kişi anlatım kullanılmıştır. |
Güzelliğin görece olduğu doğru değildir. Toplumu oluşturan bireyler birçok "güzel" tanımında birleşiyor. Bir bakma moda konusunda benziyor bu. Moda, başlangıçta bir tür kişisel ve yaratılan güzelliktir, yeni olduğu için de görecelidir. Ancak bu yaratılan güzellik nitekim ortak bir çabanın ürünüdür. Eliot’un dediği gibi: "Bugün geçmişle yönetilir, geçmiş de bugunle değişime uğrar." Gerçekten bunun böyle olduğunu, güzelliğin ortak bir çabadan kaynaklandığını, son yıllarda yapılan on araştırmadan sekizi doğruluyor. Yazar "güzellik" kavramı ile ilgili neyi vurgulamak istiyor? | A) Güzelliğin göreceli olmadığını B) Güzelliğin bireysel bir olgu olduğunu C) Güzelliğin ortak bir çabanın sonucu olduğunu D) Güzelliğin zamanla değiştiğini E) Güzelliğin modaya bağlı olduğunu | Cevap C). Çözümü: Paragrafta, güzelliğin birçok bireyin görüşünün ortak olduğu bir çaba sonucu oluştuğu vurgulanmaktadır. |
Derken davul zurna çalmaya başladı. Önde davulcu, bir öne bir arkaya eğilip, belindeki püskülleri savurarak yürüyor, davulun güm güm bürüyordu. Arlında zurna, zurmasının ağzını bir o yana bir bu yana çevirerek çalıyordu. Davulcuyla zurnacının ardına takılmış birkaç çocukla onları izleyen bir köpek, havlayarak koşuyordu. Paragrafta anlatılanlara göre hangisi söylenebilir? | A) Davul zurna ekibi bir düğün için çalıyor. B) Davul zurna ekibinin arkasında bir grup çocuk ve bir köpek var. C) Davul zurna ekibi bir köprüden geçiyor. D) Davul zurna ekibi bir cenaze töreninde çalıyor. E) Davul zurna ekibi bir evde çalıyor. | Cevap B). Çözümü: Paragrafta, davul zurna ekibinin arkasında çocukların ve bir köpeğin olduğu açıkça belirtilmektedir. |
Adalarda oturanlar, akşam üzeri işkеlеyе çıkıp gelenleri karşılar, gidenleri uğurlar; gençler arkadaşlarıyla buluşur; yaşlılar çay bahçelerinde, aralarında söylesişir. Saat dokuza gelince, herkes evine dönmüş, sofraya oturmuş olur. Adalara gezmeye gelen birkaç kişi dışında kimseleri göremezsiniz ortalıkta. Adalarda akşam üzeri yaşananlara dair hangi ifade paragrafta yer almıyor? | A) Sabah işe gidenler uğurlanır. B) Gençler buluşur. C) Yaşlılar çay bahçesinde sohbet eder. D) Akşam saatlerinde adalarda pek kimse kalmaz. E) Adalarda her akşam müzikli eğlenceler düzenlenir. | Cevap E). Çözümü: Paragrafta adaların akşam vakti yaşantısı hakkında bilgiler verilmiş, ancak adada her akşam müzikli eğlence düzenlendiğiyle ilgili bir bilgi yer almamaktadır. |
Kimi yazarlar yazdıkları makalelere de deneme deyip içinden çıkıveriyorlar. Hâlbuki tür olarak deneme başka, makale başka. Denemeden makale tadı alını mı o artık deneme olmaktan çıkar. Makale, bilimsel, toplumsal, siyasal ve yazınsal konuları açıklamak, kanıtlamak ve yorumlar niteliğine taşır. Bu bakımdan makale yazarının biçemi yoktur. Dilin kalıplaşmış kurallarına uymak makale yazmaya yeter. Yazar kendine özgü bir biçim geliştiremiеmiş, dili yaratıcı boyutlarda kullanamamışsa, ortaya konulan yazı deneme değil, bal gibi makalelerdir. Yazarın denemeyle ilgili görüşü aşağıdakilerden hangisidir? | A) Deneme yazıları günümüzde çok yaygınlaşmıştır. B) Deneme yazılarında özgünlük aranmamalıdır. C) Deneme yazılarında dil kullanımına dikkat edilmelidir. D) Deneme yazıları belli bir konuyu ele almalıdır. E) Deneme yazılarında eleştiriye yer verilmelidir. | Cevap C). Çözümü: Yazar, deneme yazılarının özgün bir üslup yaratması gerektiği, dilin yaratıcı kullanılması gerektiği yönünde görüş belirtmektedir. |
Bir sair herhangi bir olayı anlatmak istese bize salt gerçeği mi yansıtır? Hayır, o olay karşısında duyduklarını, düşündüklerini de anlatır. Ya da doğrudan doğruya anlatmasa bile öyle bir şey yapar ki o duygular bizde de doğar. Böylece sair kendi iç gerçeğini ortaya koymuş olur. Bir sanat yapıtını başarılı kılan özellik işte budur. Paragrafta vurgulanan temel düşünce nedir? | A) Sanatçı, gerçeği olduğu gibi yansıtmalıdır. B) Sanatçı, gerçeği kendi bakış açısından yorumlamalıdır. C) Sanatçı, olayları olduğu gibi anlatmalıdır. D) Sanatçı, kendi duygularını ortaya koymalıdır. E) Sanatçı, olayları tarafsız bir şekilde anlatmalıdır. | Cevap B). Çözümü: Paragrafta, sanatçının gerçeği kendi bakış açısıyla yorumlayarak, kendi iç gerçeğini ortaya koyması gerektiği belirtilmektedir. |
" Kültür; okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, bilinçlenmek, düşünmek, zekâyı eğitmektir. Kültür, doğanın yüksek verimleriyle mutlu olmaktır. Uygarlığın ne olduğunu başka tanımlamalara vardır. Bence uygarlığı kültürden ayırmak güctür ve gereksizdir." Masmavi sular, dipdiri palamutlu, lüferi ve levreği olan bir ülkede; de, elbet deniz de Orhan Veli gibi bir şair de çıkacak karşına: sakın şaşırma! Üç yanı denizle çevrili bu ülkede, şaşırtacak sandalla denize açılıp da oltaya balık tutma zevkinin tatmamış birini görünce şaşır. | A) Eksikltli cümleler kullanılmıştır. B) Senli benli bir havası vardır. C) Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır. D) Pekiştirmeli sözcüklere yer verilmiştir. E) Özellik söz konusuudur. | Cevap A. Çözümü: Parçada yazar okuyucuya konuşuyormuş gibi yazdığı için B seçeneği, " masmavi suları, dipdiri palamutlu, lüferi ve levreği" ifadeleri kullanıldığı için C seçeneği, "masmavi, dipdiri" sözcükleri kullanıldığı için D seçeneği, parçada kişisel düşünceler olduğu için E seçeneği doğrudur. Parçada eksikli cümle olmadığı için cevap A seçeneğidir. |
Olayları oluş sırasına göre verme: Öyküleyici anlatımın kullanıldığı metinlerde olayların belli bir sırayla anlatılmasıdır. Olayları devinim içinde anlatma: "Devinim" harekete dayanıma, olayların halinde olmasıdır. Özellikle öyküleyici anlatım kullanılır. | A) Cümlecikli bulunma. B) Yansız bir söyleme dayanma. C) Koşullara vermek. D) Tanık göstermeden yararlanma. E) Abartmaya başvurma. | Cevap D. Çözümü: "Ancak cozum, milyonlarca yıllik güneşin ışığını, bize yeni açmış bir renkli bir çiçeğin parıltisi gibi gösterebilirler," cümlesinde abartma olduğu için B seçeneği, "en" cümlede bir şart sözcükleri tekrarlandığı için A seçeneği, son cümlede verilen öne sürülen dugu için C seçeneği, Yunus un sözüne verildigi için E seçeneği doğru değildir. Parça öznel olduğu için cevap D seçeneğidir. |
Asagıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili söz, eylemin nasıl gerçekleştiğini bildirmektedir? Asagıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili söz, eylemin nasıl gerçekleştiğini bildirmektedir? | A) Zaman hizla akarken çoğu kez, çevremizdeki güzelliklerin farkına varamayız.
B) Güvencinler yiyecek bulmak için her zaman buraya gelirlerdi.
C) Işini akşama kadar bitireceğini umuyordu ama düşündüğü gibi olmadı.
D) Genleriyle oynanmış tohumların kullanımı hizla yaygınlaşıyor.
E) Biraz sonra, yaklaşık iki saat sürecek maceralı bir yolculuğa çıkacağız. | Cevap D. Çözümü: A, B, C ve E seçeneklerindeki sözler eylemi zaman bakımından belirtmektedir. D seçeneğindeki "hizla" sözcüğü eyleme soru "nasıl" sorusuna cevap verdiği için durum zarfidir ve eylemin nasıl gerçekleştiğini belirtmektedir. |
Tamlayan "in, -un, -ün" eklerinden birini, tamlanan "-ı, -i, -u, -ü" eklerinden birini alır. Aşağıdakilerin hangisinde ötekilerden farklı bir ad tamlaması vardır? | A) Tayfuna tutuldum aşk deryasında
B) Yönümü yitirdim yüzer dururum
C) Şahilde vuruldumdert adasında
D) Dolmayan çilemi yazar dururum
E) Seznence boyundan büyük nazını | Cevap E. Çözümü: Diğer seçeneklerde tamlama eki alan sözcükler isim tamlamalarıyken, E şıkkında "büyük nazını" sözcük grubu sıfat tamlamasıdır. |
Yeşil, uzupuzun kavaklıklar geride kalıyor. Uzaktan, kaleye sırtını dayayan kocaman konaklar, çıplak, boz renkli tepeler görünüyor. Konak balkonlarının korkulukları, Doğu masallarından ödünç alınmışçasına büyüleyici. Renkler her ayrıntıyı belirginleştiriyor sanki; ağaçlar yeşil, şehir kahve, kale siyah. Bu parçada altı çizili tamlamalardan hangisi, tür bakımından ötekilerden farklıdır? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap D. Çözümü: Parçada I, II, III ve V numaralı yerlerdeki tamlamalar sıfat tamlaması, IV numaralı yerdeki tamlama isim tamlamasidır. |
Eski yıllarda olduğu gibi, “bizi bize anlatan sanat” yani tiyatro, izleyici tarafından bu dönemde de ilgiyle karşılandı. Özellikle Devlet Tiyatroları, hem düzenlediği festivaller hem de sahnelediği oyunlarla verimli bir yıl geçirdi. Yukarıdaki altı çizili tamlamalardan hangisi tür bakımından ötekilerden farklıdır? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap C. Çözümü: I'deki “bizi bize anlatan sanat”, II'deki bu dönem”, IV’teki “sahnelediği oyunlar” ve V’teki “verimli bir yıl” tamlamaları sıfat tamlamasıdır. III'teki “Devlet Tiyatroları” isim tamlamasidır. |
Mavi kaplan, suya gömüllmüş ağaçlar, öpüleri kanıştıran kediler, kıyıdaki sazlıkları çekmek için fotoğraf makinemi yanıma aldım. Bu cümledeki numaralanmış tamlamalardan hangisi tür bakımından ötekilerden farklıdır? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap E. Çözümü: Yukarıdaki, I, II, III ve IV numaralı yerlerdeki tamlamalar sıfat tamlaması, V numaralı yerdeki tamlama isim tamlamasidır. |
"“mek” yerine “me”, “me” yerine “mek” getirilince anlam bozulmuyorsa söz konusu sözcük fiilimsi, bozuluyorsa isimdir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil kullanılmıştır? | A) Marketten bir dondurma alıp hemen çıktı.
B) Annesi akşam için yaprak sarma yapmıştı.
C) Bugün yurdun genelinde yağış bekleniyor.
D) Kazmayı alıp bahçeyi güzelleştirdi.
E) Çocuğu okumaya yeni başlamıştı. | Cevap E). Çözümü: E şıkkında 'oku-ma-ya' isim-fiildir. |
Bir sözcüğün kökü bulunurken sözcükteki ses olayları yani "ünlü düşmesi", "ünsüz yumuşaması", "ünsüz düşmesi" dikkate alınmalıdır. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "-inti, -untu / -üntü" ekinin kullanıldığı sözcük, kökü bakımından diğerlerinden farklıdır? | A) Bu bölgede yapılan kazılarda arkeologlar, eski uygarlıklara ait yeni buluntulara rastladılar.
B) Kişi yersiz kuruntulardan kurtulmak için dostlarına, arkadaşlarına daha fazla güvenmeli ve inanmalıdır.
C) İçini boşaltmak için dışarı merdivenlerin dibindeki çöp kutusu süpürülmek dolu kurgan çıktı.
D) Kelimeyle kavram, dili düşünce arasındaki bağıntı üstüne yapılan tartışmalar, eski çağda kadar gider.
E) Bozuntuya vermeden yanına gittim ve olanları bütün çıplaklığıyla kendisine anlattım. | Cevap D. Çözümü: A'daki "buluntu" sözcüğünün kökü "bul-", B'deki "kuruntu" sözcüğünün kökü "kur-", C'deki "süpürülmek" sözcüğünün kökü "süpür-", E'deki "bozuntu" sözcüğünün kökü "boz-" sözcükleridir ve fiillerdir. D'deki "bağıntı" sözcüğünün kökü ise "bağ" sözcüğüdür ve isimdir. |
Gelecekteki bilişsel sistemlerin çevreyle etkileşim hâlinde olması bekleniyor. Canlı organizmalann sinir sistemlerinden esinlenerek geliştirilen bu mekanizmalann en önemli özelliği, klasik işlemlerin aksine hafıza ve işlemci birimlerinin bir arada olmasıdır. İnsan beynine benzer biçimde çalışan elektronik cihazlar henüz tasarlanmamış olsa da yakın zamanda bu konuda önemli gelişmeler yaşanması bekleniyor. Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangileri isim kökünden türemiştir? | A) I ve II
B) I ve III
C) II ve IV
D) III ve V
E) IV ve V | Cevap D. Çözümü: "Etkileşim" sözcüğünün kökü "et" (fiil kökü), "esinlenerek" sözcüğünün kökü "es" (fiil kökü), "işlemlerin" sözcüğünün kökü "iş" (işim kökü), "biçimde" sözcüğünün kökü "biç-" (fiil kökü), "yaşanması" sözcüğünün kökü "yaş" (isim kökü) şeklindedir. |
Yapım ekleri, yeni anlamlı sözcükler türetmeye yarayan eklerdir. Aşağıdakilerden hangisi bir yapım ekidir? | A) -ler B) -miş C) -dır D) -ki E) -ınca | Cevap A). Çözümü: -ler çoğul eki, diğerleri ise çekim ekidir. |
Yapım ekleri, sözcüğün anlamını mutlaka değiştirir. Aşağıdakilerden hangisi yapım eki alarak anlamı değişen bir sözcüktür? | A) güzel B) sevgi C) kitap D) çocuk E) kalem | Cevap B). Çözümü: Sevgi sözcüğü yapım eki alarak sevgisiz, sevgili gibi anlamlar kazanır. |
Yapım ekleri, sözcüğün yapısını değiştirir. Aşağıdakilerden hangisi yapım eki alarak yapısı değişen bir sözcüktür? | A) oku B) gül C) bak D) yaz E) koş | Cevap A). Çözümü: Oku sözcüğü yapım eki alarak okumak, okundu gibi yeni yapılar oluşturur. |
Yapım ekleri, türü değiştirir. Aşağıdakilerden hangisi yapım eki alarak türü değişen bir sözcüktür? | A) güzel B) sıcak C) kitap D) sevgi E) kalem | Cevap D). Çözümü: Sevgi sözcüğü, yapım eki alarak sevgisiz, sevgili gibi sıfatlar oluşturur. |
Sosyalleşme süreci; gittikçe yoğunlaşan kontrol, yön verme ve biçimlendirme etkisiyle doğal bir varlık olan insanı; uygar, ka-nunlara saygılı, diğer insanların hak ve sorumluluklarını hesaba katan, kendinden emin, sakin, mutlu, mesleki yeterliğe sahip bireyler haline getirir. Bu parçada altı çizili sözcüklerden hangisi yapım eki almamıştır? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap D. Çözümü: "Süreç" sözcüğü isimden fiil yapım eki "-ec" ekini, "varlık" sözcüğü isimden isim yapım eki "-lık" ekini, "saygılı" sözcüğü fiilden isim yapım eki "-g" ekini ve isimden isim yapım eki "-lı" ekini, "yeterliğe" sözcüğü fiilden isim yapım eki "-er" ekini ve "isimden isim yapım eki "-li" ekini almıştır. "Kendinden" sözcüğü sadece çekim eki almıştır. |
Yukarıdaki dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi yalnızca çekim eki almıştır? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap B. Çözümü: I ve V numaralı sözcükler hem çekim hem de yapım eki, II ve IV numaralı sözcükler sadece yapım eki almıştır. II numaradaki "yanını" sözcüğü ise sadece çekim eki almıştır. |
Sadece özne ve yüklemden oluşan cümleler genellikle yüklem "isim" veya "isim soylu" olan sözcüklerdir. "Sadece özne ve yüklemden oluşmuştur?" sorularını çözerken bu özellikle dikkat etmeniz gerekir. Bu cümlenin öznesi, aşağıdaki sözcük gruplarının hangisinden oluşmuştur? | A) Sıfat tamlaması
B) İsim tamlaması
C) İsim-fiil grubu
D) Zarf-fiil grubu
E) Sıfat-fiil grubu | Cevap C. Çözümü: Bu cümlenin öznesi "toprrakla uğraşan maddi açıdan desteklemek" söz öbeği ve bu söz öbeği isim-fiil grubudur. |
Yapılandırıcı dil yaklaşımına göre dinleme, gelişimsel ve etkileşimsel bir süreçtir. Aşağıdaki cümlelerin hangisi, ögelerin dizilişi bakımından bu cümleyle aynıdır? | A) Dil öğrenme süreci dinleme yoluyla anne karnında başlar.
B) Dinleme, sadece iletişim kurmak için yapılan bir etkinlik değildir.
C) Etkili bir dinleme için dinleyicinin bilgileri harekete geçirmelidir.
D) Dinleme becerisinin geliştirilmesi için etkinlik önemli bir unsurdur.
E) Dinleme eğitiminin bir diğer amacı zihinsel becerilerin geliştirilmesidir. | Cevap D. Çözümü: Verilen cümlelerin ögeleri "edat tümleci, özüne, yüklemi" şeklindedir. D seçeneğinde verilen cümle de ögelerin aynı biçimdedir. |
2011 YGS ÖSYM NE SORDTU? Bu parçada geçen "izine basarak yürüme" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? | A) Herkese anlaşılmama
B) Yeni biçimlər arama
C) Kalıcı olmayı amaçlama
D) Benzer duyguları işleme
E) Karamsarlıği yeğleme | Cevap D. Çözümü: "İzine basarak yürüme" daha öncekileri takip etmek anlamına gelir. "Benzer duyguları işleme" de daha önceki takileri takip etmeye dayanır. |
Aşağıdaki dizelerdeki altı çizili yüklemler isim veya isim soylu olduğu için isim cümlesi oluşturmuştur: (I) Çiğdemlerden sonra gök rengindeki elbisesiyle yeni açmış şimbul görülür. (II) Gözleri yeşil, saçları dağnık ve hali perişan dır. (III) Güzel kokusundan sarhoşça dönen şair, ona bu gönül ok sayıcı kokuyu nereden, hangi aktardan aldığını sorar. (IV) Sımbul verdiği cevap cidden cemavinde karşılık olamazdı. (V) Önceleri ezel bağında henüz açılmamış bir gonca gelen ve güzel kokusunu sevgilinin rüzgarından alan şimbul, bu bahar ülke sinden hiç sevgilin almamış. | A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V | Çözümü: A seçeneğindeki "görünür", C seçeneğindeki "sorar", D seçeneğindeki "gelmektedir", E seçeneğindeki "atılmıştır" yüklemeleri fiildir, dolayısıyla cümleleri oluşturmuşlardır. B seçeneğindeki "perişandir" yüklem ek fiil almış bir isimdir, dolayısıyla cümle isim cümlesidir. |
Kim bilir kaç kere karar verip de başlayamadığım bir işti bu yıl da ertelemek zorunda kaldım. Türkçe Sözlük'ü alip baştan sotyana okuma düşüncem yine hayal oldu. Öysa sözcüklerin kullanılacağı, öteki yeniliklerle karşılaşmak tadına doyulmaz bir eğlence yatmış benim için. Bu parçada altı çizili sözle, sözcükler yönellik olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? | A) İlk anda akla gelmeyen anlamları öğrenmek
B) Yapısal özelliklerini tanımak
C) Yenilenen eskilerden ayırabilmek
D) Güncellik dilde kullanılanları araştırmak
E) Yeni bir sözcük oluşturmak | Cevap A. Çözümü: Verilen parçada geçen altı çizili bölümde geçen "kuyutulara yatmış" sözü "saklanmış", "görünmeyen" anlamlarına gelir. Dolayısıyla "sözcüklerin kuytulara yatmış biçimleri yüzleriyle karşılasmak" sözü "ilk anda akla gelmeyen anlamları öğrenmek" anlamına gelir. |
Bir sanatçımız böyle diyor. "Dergiler, edebiyatın yeraltı haritasıdır." Nitekim bu süre sonra ilk ürünleri yayımlayan genç şairlerin çoğu, bir süre dergilerde çalışmaları kitaplaştırarak sairlikle bir ilk adımda taşlarına koyabılıyorlar. Bu parçada geçen "edebiyatın yeraltı haritası olma" sözüyle dergilerin hangi özelliği belirtilmek istenmiştir? | A) Sanatçılar, farklı algılama kalıpları içinde düşünürme
B) Gizli yeteneklerin gün ışığına çıkmasına olanak sağlama
C) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
D) Şiir öteki türlerin önüne geçirme
E) Sanatçıların birbirlerinden yararlanmasına ortam hazırlama | Cevap B. Çözümü: Verilen sözcük "harita" sözcüğü mecaz anlamıyla kullanılmıştır. Harita sözcüğü parçada "gizli kalmış bir nesneyi bulmak, gün ışığına çıkarmak" için de kullanılmış "Dergilerin edebiyatın yeraltı haritası olması" sözü "gizli yeteneklerin gün ışığına çıkmasına olanak sağlama" anlamına gelir. |
İçtenlikle yaşama sevinci içinde olan, güler yüzlü Anadolu insanı günlük hayatını, sevincini, hasretini türkü yaplar kendisine. Kimsenin bilmesini istemediği inancı, sevdası; gönlünde buram buram tüten umudu... Hepsi Türkülerin görünmez heybesinde taşınır. Bu parçada altı çizili sözle türkülerle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? | A) Halkın sırrını ve yaşadıkları saklaması
B) Güncel sosyal olaylara tanıklık etmesi
C) Gelenek ve görenekleri günümüze aktarıp koruması
D) Halkın duygu ve düşüncelerinde beslenmesi
E) Dilden dile gönülden gönüle dolaşması | Cevap A. Çözümü: Bu parçada "türkülerin görünmez heybesinde taşınır" sözündeki "görünmez" sözü siğili "heybe" sözcüğü saklama anlamı kattığı için türkülerle ilgili olarak "halkın sırrını ve yaşadıkları saklaması" anlamı çıkmaktadır. |
Bilimsel bir yazı, dile getirdiği düşünce ne olursa olsun her türlü duyguyla, duygusallıkla ilişkisini kesmiştir. Böylesi yazılarda bilim adamı, kendini mümkün olduğu kadar parantez almalıdır. Bu yazılar, "Nesneler kendisi konuşuyor." diyenleri haklı çıkarmalıdır. Bu parçada geçen "kendini parantez almak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? | A) Anlama çabasının içinde olmak
B) Konu dışına çıkmamak
C) Farklı görüşlere saygı duymak
D) Kişisel değerlendirmelerini yansıtmamak
E) Özgün bir bakış açısına sahip olmak | Çözümü: Parçada yazarın bilimsel yazılarda duygulardan uzak durması gerektiği belirtilmiş, yani yazar yorum yapmadan, nesnel bir şekilde bir çeşit kendini parantez alarak yazmalıdır. D seçeneğindeki "kişisel değerlendirmelerini yansıtmamak" sözü de nesnellikle ilgilidir. |
- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde türetilirken ünlü kaybına uğramış bir sözcük vardır? | A) Kimse kimsenin derdini bilmez.
B) Ankara'ya yalnız mı gideceksin?
C) Arabanın devrini ne zaman alacaksın?
D) Bahçenin etrafını tel örgüyle çevirecek.
E) Küçük ama sıcak bir yuvası var. | Cevap E. Çözümü: I numaralı "çevir-e" sözcüğü "çevresi", II numaralı "ayrıl-ır" sözcüğü "ayrılan", III numaralı "kıvır-ım" sözcüğü "kısmına", IV numaralı "kıvır-ım" sözcüğü "kıvırılmış" şeklinde ünlü düşmesine uğramıştır. V numaralı "yolları" sözcüğünde ünlü düşmesi yoktur. |
Bu dörtlükte aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Ünsüz yumuşaması | B) Ünsüz benzemesi | Cevap C) Ünlü daralması. Çözümü: D) Ünlü türemesi |
Eski ülkelerin zenginliginin ölçütü, sahip olunan toprak ve doğal kaynakların miktarıydı; zenginleşmenin yolu, daha geniş topraklara hükmetmekten geçiyordu. 20. yüzyılın ikinci yarısın'da bilimsel araştırmalara agırlık verilmesiyle bu anlayış değişti, bilgi üretimi önem kazandı. Bu parçada asagidaki ses olaylarından hangisi yoktur? | A) Ünlü düşmesi B) Ünsüz yumuşaması C) Ulama D) Ünsüz benzeşmesi E) Ünlü türemesi | Cevap E). Çözümü: "Hükmetmekten" sözcüğünde ünlü düşmesi, "zenginliğinin" sözcüğünde ünsüz yumuşaması, "sahip olunan" ifadesinde ulama, "değişti" sözcüğünde ünsüz benzeşmesi vardır. |
Aşağıdaki dizelerdeki altı çizili sözcüklerdeki ses olaylarını bulunuz. Bu cümlede aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur? | A) Ünlü daralması
B) Ünlü düşmesi
C) Ünsüz yumuşaması
D) Ünsüz türemesi
E) Ünsüz benzemesi | Cevap D. Çözümü: "Etkiliyor" sözcüğünde ünlü daralması, "gönlümüzü" sözcüğünün de ünlü düşmesi, "ardından" sözcüğünde ünsüz yumuşaması, "sanatçısı" sözcüğünde ünsüz benzemesi vardır. |
Leyla ile Mecnun, eser adidir. Bu sebeple "ile" bağlacıının bütün harfleri küçük olmalıdır. | Cevap B. Çözümü: Leyla ile Mecnun, eser adidir. Bu sebeple "ile" bağlacıının bütün harfleri küçük olmalıdır. |
|
1349'da Cenevizliler tarafından yapılan, sonraki yıllarda da bir çok kez onarılan Galata Kulesi, İstanbul'daki görülmeye değer yerlerden biridir. Üsküdar'ın Doğancılar Semt'indeki bu yapı 17. yy.da Hezaren Ahmet Celebi'nin takma kanatlarla uçmasından sonra da birçok uçuş denemesine tanık olmuştur. Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? | A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V | Cevap C. Çözümü: III numaradaki "Semt'indeki" sözcüğü "sem'tinde" biçiminde yazılmalıdır. |
Art arda sıralanan eş görevli sözcük ve sözcük gruplarının arasına konur. Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine virgül getirilemez? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap A. Çözümü: "Kasabaya" sözcüğü kendisinden sonraki sözcüğe bağlı olduğu için bu sözcükten sonra virgül (,) getirilemez. |
Anadolu’da hangi büyük kasabaya (I) adını atsanız tulûat tiyatrolarından birine rast gelirsiniz. Hiç değişilse çarşı duvarlarının kafenilerin yakın zamanında buraya konup götüğünü gösteren (II) solmuş ve yırtık bir ilâna tesadüf edersiniz. Oyunlar kasabada (III) tiyatrosunda (III) köy meydanında yahut en büyük kahve sergilerinde. Ahali yerdeki birkaç kahve iskelesi (IV) beş maşa; oyuncular için arkalıksız karsı yüksek bir sedir (V) delik deşik iki boyalı perde yeter de artar bile. Bu parçada numaralanmış virgüllerden (,) hangisi, diğerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap D. Çözümü: I, II ve III numaralı yerlerde virgül (,) eş görevli sözleri ayırmak için, IV numarada ise özneyi belirtmek için kullanılmıştır. |
Annesi saşırarak şöyle dedi: "Ne var? Neyi düşünüyorsun? Sen sakrak kızının yüzündeki durgulağuna bir anlam verememişsin!" "Bez bebeğimi, dedemin aldığı bisikleti, kırmızı uçurtmamı, parlak ayakkabılarımdan Aslında ne kadar güzelmiş benim çocukluğum (?) değil mi anne?" Bu parçada parantez (?) belirtilen yerlere, aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangisi sırasıyla getirilmelidir? | A) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
B) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
C) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
D) ( ) ( ) ( ... ) ( )
E) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) | Çözümü: Parantezle belirtilen ilk yere açıklama yapıldığı için (açıklama cümle olduğu için) iki nokta (.), ikinci yere sıralı cümle olduğu için virgül (,) devam ettiği için üç nokta (...), dördüncü yere ömreklek içn cümle bittiği için nokta (.), dördüncü sıralı cümle olduğu için virgül (,) konulmalıdır. |
2016 YGS Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir? | A) ( ; ) ( . ) ( ) ( , ) B) ( . ) ( ; ) ( ) ( . ) C) ( ) ( ) ( ) ( ) D) ( . ) ( ; ) ( , ) ( ) E) ( ; ) ( ) ( . ) ( ) | Cevap B. Çözümü: Birinci ayraça açıklama yapıldığı için iki nokta (.), ikinci ve üçüncü ayraçlara eş görevli söz öbekleri olduğu için virgül (,), dördüncü ayraça örnekler devam edeceği için üç nokta (...) konulur. |
Bir cümlede hem edigen hem de etken çatılı bir fiilin veya fiilimsinin bir arada kullanılmasından kaynaklanan uyumsuzluktur. Bu cümlededeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisinin kaynaklanmaktadır? | A) Fiilimsinin edigen olmamasından
B) Bağlaç kullanılmasından
C) Özne eksikliğinden
D) Dolaylı tümleç eksikliğinden
E) Ek fiil kullanılmamasından | Cevap A. Çözümü: Cümleden "bahçenin meyve yetiştirmesi" gibi bir anlam çıkıyor. "Yetiştiren" sözcüğü etken değil, "yetiştirilen" biçiminde edigen yapılmalıdır. |
(I) Fatih Balık, "Baht Dönüşü" adlı romanında, kişisel müzik çalışmalarına ara veren bir piyanistin hayatının müzik üzerinden sorgulanması işleniyor. (II) Önemli olanı etmesmesidir. (III) Eline aldığı yolda bırakmaması ve ihanet etmemesiyesin. (IV) Müzik aletleri her müzik aleti, evrenin en uzak noktalarından buralara gelen bir canlının hissini uyandırmalıdır onda. (V) Sanatçının piyano nun suskunluğunu, bitirilmemiş eserlerinin yalnızlığı hepimizin itimatıyla sayılmabilecek. (VI) Müzisyenin yolculuğu, o müzik aletini lisanı açıklanabilir mi? Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap B. Çözümü: II cümlede tümleç eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. "Ve" bağlacından sonra "müzik aletine" dolaylı tümleci getirilmelidir. |
- Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır? | A) III ve V B) IV ve V C) II ve IV D) I ve III E) II ve III | Cevap C). Çözümü: II ve IV. cümlelerde sözü edilen şairlerin okuyucularının beklentilerini boşa çıkarmamaları ele alınmıştır. |
(I) Keskin sivri dille haklısızları ve yanlışları sert sözlerle taslamadan imtina etmez. (II) Yazdığı her şiirinde mutlaka insanı değerleri işlemektedir. (III) Merdlik aslında tüm konularında dikkat çekmektedir. (IV) Aski anlatılan şiirlerinde dahi delikanlılıktan kat çekmektedir. (V) İlk anlatı şiirlerinde bölgesel lehçelerin de kullanılmış olduğunu görmekteyiz. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde yazar, yapıtlarının içeriğinden söz etmiştir? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap B) II. Çözümü: Parçada II. cümlede yazarın eserlerinin içeriğinden söz edilmektedir. |
Şirlerinde sıradan konulan işlememesi onu okumaz kılıyor. Öykülerinin anlatımında bir tekdüzelik, bir kuruluk var bu yazan. Yazar, herhangi bir sanatsal ilke ve kurala uymadan aklına esen her şeyi olduğu gibi romanına aktarmış. Yasak Bölge 9 adlı film, tanımlanmış oyuncu kadrosuyla ve küçük bir bütçe ile çekildiği için takdir hak ediyor. Tenekeci Tramp adlı film, üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen “en iyi roman uyarlaması” denince akla ilk gelen yapımlardanıdır. Avatar adlı film, yalnızca 2009 yılının değil tüm zamanların en önemli filmlerinden biridir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde değerlendirme söz konusu değildir? | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap B. Çözümü: II numaralı cümlede romanın içeriği verilmiş, değerlendirme yapılmamıştır. |
Yapılan üzerine birçok yazı yazılması yazarın başarılı olduğunu gösteriyor. Gözleri şişmiş, demek ki geçen akşam hiç uyumamış. Böyle etrafına sataşması herkese çok kızdığının göstergesidir. Onun büyük bir şair olacağı, daha çocukken yazdığı şiirlerle çeşitli yarışmalarda birinci olmasından belliydi. Gittiği her yerde misafir edilmesi ve iyi ağırlanması onun ne kadar sevildiğini göstermektedir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde çıkarım yapılmıştır? | A) I ile II B) III ile III C) III ile IV D) IV ile V E) V ile VI | Cevap E. Çözümü: V numaralı cümlede “taşmıza benziyor”. VI numaralı cümlede “varmış gibi görünüyor” ifadeleriyle çıkarım yapılmıştır. |
**
A) I. cümlede hayıflanma vardır.
B) III. cümlede sebep-sonuç ilişkisi vardır.
C) II. cümlede bir emir kipi kullanılmıştır.
D) IV. cümlede bir öngörü dile getirilmiştir.
E) V. cümlede öznel bir ifade yer almıştır.
**Çözüm21:**-
**Cevap21:**-
**11) Yakınma**
* "Sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikayet etmek, memnuniyetsizlik" anlamlarına gelir.
* Son zamanlarda kimse haksızlıklara dur demiyor.
* Basit işleri bile içinden çıkılmaz duruma getiriyor.
* Kimse anlamları artık dinlemez.
* Söylesem de beni dinlemez ki!
* Söyleyin söyleyin kim anlar dilinden
Kim alır yan yolda kalmış selamımı
Ne söylesem faydasız, hiç kimse iyi ve güzel davranmıyor.
* Romanların ve hikâyelerin eski tadı yok artık.
* Tiyatro geçmişi olmayan kişilerin dizi oyuncusu olarak seçilmesi ne yazık ki başarısız yapımların ortaya çıkmasına yol açıyor.
**23) ÖRNEK SORU**
**Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir "yakınma" söz konusudur?**
**Şıklar23:**
A) Durup dururken bagırıp çağırmaya başladı, çok şaşırdık.
B) Dostlarını seçerken mümkün olduğunca titiz davranmalısın.
C) Şu saatte buluşalım, diyorum ama her defasında geç kalıyorsun.
D) Bazen bu yaşımda bile çocuklar gibi içim kıpır kıpır olur, yerimde duramam.
E) Hedeflerine ulaşman için uzun ve sabırlı bir çalışma seni bekliyor.
**Çözüm23:**-
**Cevap23:**-
**22) ÖRNEK SORU**
"Kargınızda bu senenin en güzel, en eğlenceli, en dikkat çekici aşk romanı. Okudunuzda mutluluk peşinizi bırakmayacak."
**Bu parçanın ikinci cümlesiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?**
**Şıklar22:**
A) Nesnel bir cümledir.
B) Amaç-sonuç ilişkisi vardır.
C) Hayıflanma anlamı vardır.
D) Koşul-sonuç ilişkisi vardır.
E) Kanıksama anlamı vardır.
**Çözüm22:**-
**Cevap22:**-
**24) ÖRNEK SORU**
**Aşağıdaki cümlelerin hangisi, kanıtlanabilirlik açısından ötekilerden farklıdır?**
**Şıklar24:**
A) Yahya Kemal'in en güzel şiirleri, konuşma dilinin inceliklerii ni yakaladığı şiirleridir.
B) Onun şiirleri, romanı da hiçbir yabancı unsurla karışmamış pınar suları gibidir.
C) Romanci yapıtlarında konuşma dilini etkileyeceği bir şekilde kullanmıştır.
D) Şair, ilk şiirini halk nazım biçimlerinden kosmayla yazmış.
E) Öykünün uslubunun yalın olması onu okunur kılan önemli bir özelliktir.
**Çözüm24:**-
**Cevap24:**- | Cevap **-. Çözümü: **- |
|
Cevap **-. Çözümü: **- |
||
Cevap **-. Çözümü: **- |
||
Çözümü: **- |
||
Paragraf cümle ekleme sorularında eklenecek cümlenin parcanın akışı açısından en uygun yere eklenmesi istenir. Cümle eklenemeden önce bağlaçlara, zamirlere ve paragrafın düşünce akışına dikkat edilmelidir. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da beraberinde getirdi. (II) Söz gelişimi günümüzde, kendi kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edilgen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hap solmuş çocuklar yetişiyor. (III) Bunların hayali güçleri, erken yaş ta bilgisayar ve hayatlarının doğal bir parçası olan televizyonla ve tanıdıkları oyunların sınırlanmış dünyasında, (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer araç olarak görüyor. (V) Kaba film kuvveti ve kimi kullanımlar yüzünden özellikle çocuklar çeşitli psikolojik sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) Sanat, değerli düşünceyi bulabilmek ve siyasi yüzünden özelleştikleri, çocukları psikolojik sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) Sanat, değerli düşünceyi bulabilmek ve siyasi yüzünden özelleştikleri, çocukları psikolojik sorunlarla yüz yüze geliyorlar. | A) B) C) D) E) | Cevap E). Çözümü: Parçada bütün cümlelerde çocuk gelişiminin olumsuz noktaları belirtilmiştir. Bu nedenle "Bütün bunlardan daha da önemlisi, bu türden olumsuzluklar tekrar tekrar yaşanıyor." cümlesinin VI. numaraya getirilmesi uygundur. |
(I) Bir süredir takip ettiğim eleştirmen, eser değerlendirmelerinde genellikle nesnel ölçütler kullanmıyor. (II) Bir eser hakkında ulaştığı bir havaya kalıyor. (III) Bir gün beğendim dediği başka bir gün beğenmediğini, (III) Bir gün beğendim dediği başka bir gün beğenmediğini, demesine, bu yüzden şaşırmıyorum. (IV) Okur, bunları örnekleriyle görmek ister. (V) Ne var ki son zamanlarda değerler, eleştiri dünyasına hiçbir katkısı olmayacak yazılarla dolu. | A) B) C) D) E) | Cevap C). Çözümü: Öncelikle soru kökünde "hangisinden sonra" veya "hangisinden önce" gibi ifadelere ve cümleler arasında neden-sonuç ilişkisine dikkat etmeliyiz. "Okur bunları görmek ister" ifadesi soru kökünde verilen "yargıların" ifadesini tamamlayıcı niteliktedir. Bu sebeple ifadenin III. cümleden sonra getirilmesi gerekir. |
(I) Geçmiş çağlardan günümüze kalan büyük yapıtlar, örneğin Tolstoy'un Savaş ve Barış, Stendhal'ın Parma Manastırı, Dostoyevski'nin Budala adlı yapıtlari çağlarının birer tanığıdır. (II) Ama yazarlar bu yapıtlari çağın tanığı olmak isteğiyle yazmazmısır. (III) Çağlarının havasi kendi kişiliklerinde eritilirken ister istemez çağın etkin yapıtları belirliir. (IV) Ne var ki çağın tanıklık etmenin çevreli yerine getirmesi, kısa zamanda gülmadık yazılar bu işletli yerlere vardır. (V) Bu yolara başvurma isteğiyle yazılan yapıtlarsa kalıcı lütuflaşır, yte yandan yaratma isteğiyle yazılan yapıtlarsa kalıcı lütuflaşır. | A) B) C) D) E) | Çözümü: Verilen cümlede Kızıl ile Kara'nın kalıcı olma sebebi açıklanmıştır. V numaralı cümlede de bir eserin kalıcı olma sebebi ve şartı açıklanmıştır, bu sebeple verilen cümle V numaralı cümleden sonra getirilebilir. |
ÖSYM’nin çok sık sorduğu bir soru tipi değildir. Bu soru tarzı yıllarda 2017’de de ise sorulmamıştır. 2016’da bir kez bazı yılılarda sorulmaktadır. Bu tarz soru, teknik ve dikkat isteyen bir soru tipidir. Adeta bozuk olan bir paragrafın tamir edilmesi istenmektedir. Paragrafta cümlelerin belirli bir mantık çerçevesinde ve paragraf sırasına göre sıralar, “Yer değiştirme” soruları, “paranın akıntığı bozan cümleyi bulma” tarzındaki sorularla benzer mantıkta çözülür. Önce mantığa bozan cümle tespit edilir, sonra seçeneklere göre hangilerinin yer değiştirmesi gerektiğine bakılır. Önce bozulan cümle tarzı, bir bulmacayı andırır. Önemli olan yeya şu soruları, mantık ve oluş sırasına göre sıralamaktadır, düzenlenmektedir. | A) I ile III B) II ile III C) II ile IV D) III ile IV E) III ile V | Cevap D. Çözümü: I numarada “Kehirbanın milyonlarca yılda oluşması” ele alınmış. V numarada da “uzun sürede oluşmasından” söz edilmiştir. Dolayısıyla V numarası I numaradan sonra gelmesi gerekir. Bu duruma uygun tek seçenek D seçeneğidir. |
"Kalbim Unut Bu Şirdiyde" yazarken bile "Kalbim Unutma Bu Şir'diyen bir ses var duyulur sözcüklerin arasında. Nebe... Erheş'in "Kalpten kalbe bir yol vardır, görürümüz." dediği gibi. Ahmet TelIi, kalbiyle yazar, kalbe yazar ve kalbiyle kalbe ulaşır. Gönül adami dedikleri türden bir genışlik dedikları tüm yaşamla yakından ilı ve etıraden genısleme, gülümsemeden, sızın, düşüntümce, rıhmal acılara rağmın huzurlu soluk alısır bir sözünü ettiğim. Bu, olsa olsa TelIi'nin kalp coğrafyasının büyüklüğü ve enginliğinden kaynaklanir." Bu parçada Ahmet TelIi ile ilgili olarak aşağıdakilerın hangisine değinilmiştir? | A) Duygu dünyasına
B) Sözcük evrenine
C) Yenilikçi tavrına
D) Şiiriın kurgusuna
E) Sanatsal tutumuna | Cevap A. Çözümü: Parçada "kalbiyle yazar", "kalbe yazar", "yazdıklari kalbe ulaşır", "gönül adami" "kalp coğrafyasının büyüklüğü" ifadeleri "duygu" kavramı ile ilgilidir. Bu ifadelerden yola çıkarak verilen parçada Ahmet TelIi'nin 'Duygu dünyası' na değinildiğini çıkarabiliriz. |
Fotoğrafçının işi, sürekli bir seçim yapmaktır. Seçtiği ya da seçmediği, başarısını belirler ve etkiler. Seçmek bir zorunluluktur onun için. Kadraja dahil ettikleri, seçmediği, göreceği an, hareket etkisi... Seçtiklerinin oluşturacağı duygu ve düşünce tercih sebebi fotoğraflar için. Bu parçada fotoğrafçının yaptığı işle ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? | A) Konulanları etiketleyerek olayları ve kişilerden çıkarma
B) Zaman içerisinde belirli bir deneyim düzeyine erişme
C) Diş dünyaya sürekli bir ayıklama eylemiyle yaklaşma
D) "An" yakalarken insanda etkin hareket hissi uyarma
E) Fotoğraflar aracılığıyla tarihin kadrajına notlar düşürme | Cevap C. Çözümü: Parçada geçen “Fotoğrafçının işi, sürekli bir seçim yapmaktır”, “Seçmek bir zorunluluktur onun için”, “Seçtiklerinin oluşturacağı duygu ve düşünce” ifadeler parçada ana düşüncesini çıkarmaktadır. Dikkat edilirse özellikle “seçme” kavramı üzerinde durulmuştur. “Seçme” aynı zamanda bir “ayıklama” işidir. Parçada, fotoğrafçının diş dünyaya hep seçici tavırla yaklaşması gerektiği ortaya konmuştur. Bu durumda C seçeneğinde verilen “Diş dünyaya sürekli bir ayıklama eylemiyle yaklaşma” ifadesi vurgulanmıştır. |
Karakoçağlan der ki kondum göcülmez Bu dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? | A) 11’li hece ölçüsüyle yazılmıştır.
B) Yalin, anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
C) Düz kafiye düzeniyle yazılmıştır.
D) Bir koşmadan alınmıştır.
E) Anonim halk şiir örneğidir. | Cevap D). Çözümü: Bu dörtlük bir koşmadan alınmıştır. |
Sözün etkisini artırmak için bir konuyu, düşünceyi, varlığı ya da duyguyu olduğundan büyük ya da küçük gösterme sanatıdır. Aşağıdakilerden hangisi abartmanın tanımına uygun değildir? | A) Bir sinirli oluyorsa saçını başını yolarmış gibi göstermek. B) Gözleri deniz mavisi gibi derler. C) Sevgilisini gökyüzünde uçan bir kuş gibi görür. D) Bir gün boyunca sürecek bir sınavı, bir ömür gibi görüyor. E) Çok küçük bir hatasını, dünyanın sonu gibi görüyor. | Cevap B). Çözümü: Abartmanın amacı, bir şeyi olduğundan büyük veya küçük göstermektir. Şıklardan sadece B şıkkı "Gözleri deniz mavisi gibi derler" abartma içermiyor. |
"Kimdir bana gülümsemeyen yeşil balkonundan? Yukarıdaki dizelerde kullanılan sanatın benzeri aşağıdaki dizelerin hangisinde kullanılmamıştır? | A) Yüce dağ başında olur sayrılık
Sen düşürdün gül benizime sarılık B) Kul Mustafa karakolda gezerken...
Gülde kurşun yağmur gibi yağarken... C) Geniş, siyah gölgeler hayatımı kaplayan
Tepemde kanat germiş bir kartaldır yalnızlık D) Sürekli sevgi duydukça anne toprakta
İçimde korku nedir kalmıyor yok olmaktan E) Güneş senin için doğuyor senin için
Ve rüzgârlar sen ferahlayasın diye esiyor | Cevap A). Çözümü: Bu dizelerde kullanılan sanat abartmadır. A şıkkında sayrılık ve sarılık kelimeleri abartma içermiyor. |
dizelerinde sair: "bir gülüşün gençliğimi yolundan döndür-mesi," "sevgilisinin elinin gölgesinin yanan alnını soğutması" sözleriyle sevdiğine olan sevgisinin büyüklüğünü, sevdiği-nin küçük bir iltifatının kendisi için ne kadar önemli olduğu-nu anlatmak ister. Yukarıdaki dizelerde kullanılan sanatın benzeri aşağıdaki dizelerin hangisinde kullanılmamıştır? | A) "Yarım var, havalar dövmez merhem
Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem" B) "Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabride böceklere ezberletirim güzelliğimi" C) "Hangi kuşun yüreğini yarsalar bu havada
Hepsinden senin üstüne bir gönül türkü çıkar" | Cevap A). Çözümü: Bu dizelerde kullanılan sanat abartmadır. A şıkkında abartma yoktur. |
iki düşünce, duygu ve hayal arasındaki birbirine karşıt nite-likleri bir arada söylemektir. "Esri'i aşkın olduk gerçi kurtuldık esaretten." | A) "Ben de gördüm güneşin doğarken battığını
Esrarlı bir bakışın gönlü kapattığını.." B) "Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz.." | Cevap B). Çözümü: Bu dizelerde kullanılan sanat tezatdır. B şıkkında tezat yoktur. |
Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin Yukarıda numaralanmış dizelerde aşağıdaki açıklamalardan hangisinin örneği yoktur? | A) Gerçek sebebi bilinen bir olayın ya da durumun, gerçek nedeninin dışında daha güzel bir gerekçeyle açıklanması B) Aralarında benzerlik ilgisi kurulabilen varlıklardan niteliği zayıf olanın kuvvetliye benzetilmesi C) Sözün etkisini artırmak için, bir şeyin olduğundan büyük gösterilmesi D) Bir sözün mecaz anlamı kastedilerek hem gerçek hem de mecaz anlamla gelecek şekilde kullanılması E) Benzetmenin iki temel unsurundan sadece benzeyenin söylenilmesi | Cevap D). Çözümü: Bu dizelerde kullanılan sanat benzetmedir. D şıkkında benzetme bulunmuyor. |
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde tamlayan ile tamlanan arasına sıfat girmiş bir isim tamlaması vardır? Şıklar19: A) I B) II C) III D) IV E) V | A) I B) II C) III D) IV E) V | Cevap C). Çözümü: III. cümlede "Pencere kenarındaki" ifadesinde "kenarındaki" sıfat, "pencere" ile "kenar" arasında yer almaktadır. |
**Fiilin söylenme anı ile gerçekleşme anının aynı olduğunu bildirir.** **Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde çekim-li fiil yoktur?** | A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V | Çözümü: (I) Geçen gün **uzun zamandır** görüşmediğim kendimle karşılaştım aynada. (II) Yabancı gözlerle **bakıyordum** kendi yüzüme. (III) Çok da **önemsemedim** bu durumu. (IV) Şu an gündemimde ya-sadıklarımı **hatırlamamış** olmak var sadece. (V) Alt tarafı geç-mişte kalan bazı olayları **hatırlamaya çalışmıştım**. |
- Ek Fiilin Geniş Zamanı | - | - Çözümü: Ek fiilin geniş zamanın eki yoktur. İsimlerin sonlarına getirilen şahıs ekleri ile yapılır. Şahıs ekleri ek-fiilin görevini üstlenir. |
- Mi'li Geçmiş Zaman Çekimi (i-miş) | - | - Çözümü: İsim veya isim soylu sözcüklere "ek fiil" ve "miş'li geçmiş zaman" kipi getirilerek yapılır. |
- Şart Çekimi (i-se) | - | - Çözümü: İsim veya isim soylu sözcüklere "ek fiil" ve "dilek-sart" kipi getirilerek yapılır. |
- Di'li Geçmiş Zaman Çekimi (i-di) | - | - Çözümü: İsim veya isim soylu sözcüklere "ek fiil" ve "di'li geçmiş zaman" kipi getirilerek yapılır. |
Deyimler, anlatımı zenginleştirip etkili hâle getiren, en az iki sözcüklü olan, genellikle mecaz anlam taşıyan, kalıplaşmış, özlü sözcüklerdir. Uzun zamandır yaptıklarının acısını çekiyordu. | A) acı çekmek B) göz kırpmak C) dert yanmak D) iyi gün dostu E) bire bin katmak | Cevap A). Çözümü: Bu cümlede "acı çekmek" söz öbeği "yapılan yanlış işin doğurduğu sıkıntı ve üzüntü içinde bulunma" anlamında bir deyimdir. |
Okulla ilgili kurallar öyle olması gerektiği iyice düşünülerek konmuştur. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı tümleç yoktur? | A) Ben kapıdan içeri girdiğimde Hilal, olukttaki suda soğumuş karpuzu kesiyordu.
B) Bir türlü doymak bilmeyen oğlunun eline bir dilim karpuzu tutuşturmuştu.
C) Sıcak güneşin altında o soğuk karpuzu her ısırış, genç oğ lanın yutkunmasına neden oluyordu.
D) Sabahın erken saatlerinden beri tarlada çalışan günlükçü lerinin sofrasını kızgın güneşin altına sermişlerdi.
E) Onlar karpuz partisi yaparken büyük abim, avludaki büyük ceviz ağacının altında günün yorgunluğunu atıyordu. | - Çözümü: Cevap1: - |
Yüklemın zamanını, miktarını, durumunu, koşulunu, yer-yö nünü vs. bildiren ögedir. Yükleme sorulan "ne zaman, ne ka dar, niçin, nasıl, nerede vb." soruların cevabıdır. Zarf tümlecinin hangisinde zarf tümleci kullanılma mıştır? | A) Akşamın en sevdiğim saati, kimsenin olmadığı, kendimle başbaşa kaldığım bir sokakta yürümektir.
B) Benim için eşsiz olan bu dakikalara, martıların çığlıkları eş lik ettiğinde senfoni büyük ölçüde tamamlanmıştı.
C) Bu senfoni içerisinde şekerleme yapacak küçük anlar bulu rum çoğu zaman.
D) Etraftaki yaşlı insanları rahatsız etmemek için sessizce yürü yordu sokak boyunca.
E) Akşam olduğunda, sıkılmış bir çocuk gibi oraya bir bu raya zıplayarak eve döndüm. | - Çözümü: Cevap6: - |
Soru12: Bu tanıma göre aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi dönüşlü fiildir? Bu tanıma göre aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi dönüşlü fiildir? | A) Okul çıkışı çocuklar bu bahçede top oynadı. B) Yurdun değişik yerlerine yeni öğretmenler atandı. C) Kredi kartları geçen ay itibarıyla yenilendi. D) Bu binanın yapımında büyük sıkıntılar yaşandı. E) Annem, uzun süre çalıştığı işyerinden ayrıldı. | - Çözümü: Cevap12: - |
Soru9: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde buna benzer bir kullanım yoktur? Aşağıdaki cümlelerin hangisinde buna benzer bir kullanım yoktur? | A) Okulumuza son teknoloji bilgisayarlar alındı. B) Bayram öncesi sokak ve caddeler temizlendi. C) Sınavda dereceye giren öğrenciler ödüllendirildi. D) Acı haberi duyunca hemen telefona sarıldı. E) Sanatçının yapıtları dilinin sadeliği nedeniyle çok beğenildi. | - Çözümü: Cevap9: - |
(I) Sabahleyin televizyonda sıkıcı bir yarışma programı vardı. (II) Dışarıda haftıfen kar serpiştiriyordu. (III) Üst komşu kayaklarını arabasına yüklemekle meşguldü. (IV) Yere kar düştü mü tekerleğini döner bunun. (V) Eh, ne de olsa yaşam dolu bir insan! Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi **söylenemez**? | A) I. cümle, yüklem türüne göre fiil cümlesidir.
B) II. cümle, anlamına göre olumludur.
C) III. cümle, isim cümlesidir.
D) IV. cümle, devrik fiil cümlesidir.
E) V. cümle, ünlem cümlesidir. | Cevap C. Çözümü: III. cümle, yüklem türüne göre fiil cümlesidir. |
(I) O gün bugündür ağır dökümden odun sobası, odanın ortasında arzı endam eder durur. (II) Üstünde çitirdayarak kızarmış kestaneleri üleşmekten başka tasası olmayan çocuklar için ne önemi var bunun. (III) Bir de şu konsolun üzerindeki transistörlü radyo. (IV) Hani üstünde dantel işi örtü olan. (V) Sesini açarak ajansın kar tatli açıklamasını ni sabırsızlıkla beklediğimiz günlerden beri mesasine ara vermemişti hiç. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi yüklemin türüne göre isim, öge dizilişine göre devrik bir cümledir? | A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V | Cevap D. Çözümü: IV. cümlede "olan" yüklemi isimdir, öge dizilişi ise devriktir. |
Fatma, yaptığı başarılı çalışmalarla dikkat çeken bir öğrenciydi. Bu cümlenin devrik, olumsuz ve soru şekli aşağıdakilerden hangisidir? | A) Yaptığı başarılı çalışmalarla dikkat çeken bir öğrenci miydi Fatma?
B) Fatma, yaptığı başarılı çalışmalarla dikkat çeken bir öğrenci değil miydi?
C) Fatma mı yaptığı başarılı çalışmalarla dikkat çeken bir öğrenciydi?
D) Yaptığı başarılı çalışmalarla dikkat çeken bir öğrenci değil miydi Fatma?
E) Fatma, yaptığı başarılı çalışmalarla dikkat çeken bir öğrenci miydi? | Cevap E). Çözümü: Cevabı E seçeneği. Bu cümle "Fatma, yaptığı başarılı çalışmalarla dikkat çeken bir öğrenci miydi?" şeklinde sorulmuştur. |
Soru cümleleri, merak edilen bir durumu, bilgiyi veya giderilmek istenen bir kuşkuyu, soru anlamı olan çeşitli sözcükler yardımıyla öğrenmeyi amaçlar. Aşağıda verilen cümlelerden hangisi buna örnek olamaz? | A) Bu çocuklar bu saatte nereden geliyor?
B) İş yerinden ayrıldıktan sonra seni aradı mı hiç?
C) Benim onca zorluğu nasıl aştığımı nereden bileceksiniz?
D) Oraya hangi yoldan gideceğinizi biliyor musunuz?
E) Büyük sorumluluk gerektirecek bu projenin başında kim olacak? | Cevap D). Çözümü: Cevabı D seçeneği. Diğer tüm cümleler soru cümlesi iken D seçeneği bildiri cümlesidir. |