id
int64
1
9.2k
answers
list
title
stringlengths
4
104
question
stringlengths
2
257
context
stringlengths
31
11.1k
2,051
[ { "answer_start": "248", "text": "onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' " } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin efendinin ilgilendiği hareket düzeneğinin gayesi nedir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,052
[ { "answer_start": "354", "text": "cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin efendinin ilgilendiği hareket düzeneğinin diğer ismi nedir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,053
[ { "answer_start": "564", "text": "dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin efendi hareket düzeneğinden farklı olarak diğer eserlerinde ne ile öne çıkmaktadır?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,054
[ { "answer_start": "1457", "text": "iki" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin mekanik saatler kitabında saatleri kaç gruba ayırmıştır?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,055
[ { "answer_start": "1513", "text": "Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin mekanik saatler kitabında bahsettiği iki saat grubunu nasıl isimlendirmiştir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,056
[ { "answer_start": "1477", "text": "yaklaşık 10" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin mekanik saatler kitabında kaç farklı saatten bahsetmektedir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,057
[ { "answer_start": "1396", "text": "ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin efendinin Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye şeklinde isimlendirdiği saatlerin karşılığı nedir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,058
[ { "answer_start": "1689", "text": "büyük bir astronomik saat (bingam rasadi)" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin zamanı gözlem öğesi olarak kullanma düşücesiyle ne yapmaya sevkedilmişti?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,059
[ { "answer_start": "1716", "text": "bingam rasadi" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin efendinin yapması için görevlendirildiği büyük bir astronomik saatin diğer adı nedir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,060
[ { "answer_start": "1776", "text": "İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin efendinin yapması için görevlendirildiği büyük bir astronomik saati hangi eserinde tarif etmektedir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,061
[ { "answer_start": "1908", "text": "gezegenler modeli saati" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin efendinin Sidret el-Münteha isimli eserinde ilginç olan nedir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,062
[ { "answer_start": "1955", "text": "saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin efendinin Sidret el-Münteha isimli eseriyle gezegenler saatinin dizaynı hakkında günümüze ulaşan nedir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,063
[ { "answer_start": "2030", "text": "risalenin müellif nüshasında" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Takiyyeddin efendinin gezegenler modeli saatine dair çizimi Sidret el-Münteha isimli eserinin hangi kısmında variddir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,064
[ { "answer_start": "1003", "text": "Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır." } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Mekanik saatlerin ortaya çıkışında Arap-İslam kültür çevresi ve avrupa arasındaki etkileşim için ne söylenebilir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,065
[ { "answer_start": "1136", "text": "çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinin çalışma mekanizması hakkında ne düşünülmektedir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,066
[ { "answer_start": "1248", "text": "soru hala cevap beklemektedir" } ]
Takiyyeddin'in Mekanik Saatleri
Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıktığı sorusu hakkında ne söylenebilir?
Saatler kitabında Takiyyeddin, Arap-İslam kültür çevresinde umumiyetle su veya kum saatleriyle uğraşılıp mekanik saatin ihmal edildiğinden şikayet etmektedir. Onu ilgilendiren, su ve kumun yanında başka bir hareket düzeneğidir. Bu düzeneğin amacı, onun dediği gibi 'bir ağırlığın küçük bir kuvvet ile uzun bir süre uzak bir mesafe üzerinde hareketidir' (cezb es-sakil bi-kuva kalile... zamanen tavilen fi mesafe ba'ide). Fakat burada dikkat edilmesi gereken, onun bir Perpetuum mobile (devridaim) fikrini (bkz. Katalog cilt V, s. 61) yermesidir. Diğer eserlerinde dişli çark düzenekleriyle büyük bir çalışma yeteneği gösteren Takiyyeddin en azından hareket sağlayan çarkı frenleyecek maşa ve bir konik cismin etrafında aşağıdan yukarıya sarılan bir zemberek fikrinde, kendisinin yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na girme yolu bulmuş olan Avrupalı mekanik saatlerden esinlenmiş görünüyor. Her halükarda o, bu tür Avrupa saatlerini tanıdığını gizlememektedir. Diğer yandan mekanik saatin doğuşunda, Avrupa'nın Arap-İslam kültür çevresinden muhtemel etkilenmesi sorusu hala açık durmaktadır. İslam ülkelerinde su ve civa saatlerinde çarkların geriye dönmesine engel olan ve bir sarkaç hareketi veren düzeneğin kullanıldığı bilinmektedir. Ama şu soru hala cevap beklemektedir: 'Dişli çarklarla hareket eden saatlerdeki frenleyici basit maşa ne zaman ortaya çıkmıştır?'. Bu kitapta Takiyyeddin, ağırlık düzenekli saatler ve sarma zemberekli saatler olarak iki guruba ayırdığı yaklaşık 10 saati tarif etmektedir. Birinci gruptakileri bingamat siryakiyye, diğer grupta olanları ise bingamat devriyye olarak isimlendirmektedir. Zamanı, gözlem öğesi olarak kullanma düşüncesiyle Takiyyeddin, büyük bir astronomik saat (bingam rasadi) yapmaya sevkedilmişti. Bu saati Takiyyeddin, İstanbul Rasathanesi aletlerine ayrılmış Sidret el-Münteha isimli risalesinde ayrıntılı tarif etmektedir. Bu eserde çok ilginç bir, gezegenler modeli saati görmekteyiz. Bu saatin saatler, dereceler ve dakikaları ayrı ayrı gösteren kadranının bir çizimi, risalenin müellif nüshasında günümüze ulaşmıştır.
2,067
[ { "answer_start": "39", "text": "Türk akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog ve bilim insanı." } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar kimdir?
Aziz Sancar, (d. 8 Eylül 1946, Savur), Türk akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog ve bilim insanı. 1997 yılından beri Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Karolina Üniversitesi, Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak görev yapmaktadır. ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilen ilk Amerikalı Türk olarak tanınır. Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır. Aziz Sancar'ın geliştirip ismini koyduğu maxicell tekniği ile buluşunu yapıp ismini koyduğu excinuclease/excision nuclease enzimi terimleri Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü'ne girmiştir.
2,068
[ { "answer_start": "125", "text": "Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Karolina Üniversitesi, Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak görev yapmaktadır." } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar 1977 den beri vazifesine nerede devam etmektedir?
Aziz Sancar, (d. 8 Eylül 1946, Savur), Türk akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog ve bilim insanı. 1997 yılından beri Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Karolina Üniversitesi, Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak görev yapmaktadır. ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilen ilk Amerikalı Türk olarak tanınır. Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır. Aziz Sancar'ın geliştirip ismini koyduğu maxicell tekniği ile buluşunu yapıp ismini koyduğu excinuclease/excision nuclease enzimi terimleri Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü'ne girmiştir.
2,069
[ { "answer_start": "362", "text": "Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar Nobel Kimya Ödülü'nü hangi çalışmaları sayesinde elde etmiştir?
Aziz Sancar, (d. 8 Eylül 1946, Savur), Türk akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog ve bilim insanı. 1997 yılından beri Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Karolina Üniversitesi, Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak görev yapmaktadır. ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilen ilk Amerikalı Türk olarak tanınır. Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır. Aziz Sancar'ın geliştirip ismini koyduğu maxicell tekniği ile buluşunu yapıp ismini koyduğu excinuclease/excision nuclease enzimi terimleri Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü'ne girmiştir.
2,070
[ { "answer_start": "613", "text": "excinuclease/excision nuclease enzimi terimleri" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar tarafından isimlendirilen Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü'ne giren terimler hangileridir?
Aziz Sancar, (d. 8 Eylül 1946, Savur), Türk akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog ve bilim insanı. 1997 yılından beri Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Karolina Üniversitesi, Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak görev yapmaktadır. ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilen ilk Amerikalı Türk olarak tanınır. Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır. Aziz Sancar'ın geliştirip ismini koyduğu maxicell tekniği ile buluşunu yapıp ismini koyduğu excinuclease/excision nuclease enzimi terimleri Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü'ne girmiştir.
2,071
[ { "answer_start": "661", "text": "Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'ın bizzat ismini koyduğu biyokimya terimleri hangi önemli ıstılah sözlüğünde kendine yer bulmuştur?
Aziz Sancar, (d. 8 Eylül 1946, Savur), Türk akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog ve bilim insanı. 1997 yılından beri Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Karolina Üniversitesi, Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak görev yapmaktadır. ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilen ilk Amerikalı Türk olarak tanınır. Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır. Aziz Sancar'ın geliştirip ismini koyduğu maxicell tekniği ile buluşunu yapıp ismini koyduğu excinuclease/excision nuclease enzimi terimleri Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü'ne girmiştir.
2,072
[ { "answer_start": "562", "text": "maxicell tekniği" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'ın kendi keşfi ve isimlendirmesine sahip olan hangi teknik ile excinuclease/excision nuclease enzimi terimlerini icad etmiştir?
Aziz Sancar, (d. 8 Eylül 1946, Savur), Türk akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog ve bilim insanı. 1997 yılından beri Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Karolina Üniversitesi, Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak görev yapmaktadır. ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilen ilk Amerikalı Türk olarak tanınır. Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır. Aziz Sancar'ın geliştirip ismini koyduğu maxicell tekniği ile buluşunu yapıp ismini koyduğu excinuclease/excision nuclease enzimi terimleri Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü'ne girmiştir.
2,073
[ { "answer_start": "114", "text": "Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir." } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'ın ailesinin nereden göç ettiği hakkında ne bilinmektedir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,074
[ { "answer_start": "238", "text": "İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı." } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar ilkokul ortaokul ve lise eğitimini nerede tamamlamıştır?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,075
[ { "answer_start": "287", "text": "Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti." } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'ın genç yaşta futbola olan alakası için ne söylenebilir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,076
[ { "answer_start": "423", "text": "1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu." } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar yüksek öğrenimine nerede devam etmiştir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,077
[ { "answer_start": "423", "text": "1963 yılında" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne kaç yılında girmiştir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,078
[ { "answer_start": "484", "text": "1969 yılında" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den kaç yılında mezun olmuştur?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,079
[ { "answer_start": "497", "text": "birincilikle" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den hangi sıralama ile mezun olmuştur?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,080
[ { "answer_start": "530", "text": "Savur'da bir sağlık ocağında" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den mezun olduktan sonra iki sene nerede vazifede bulunmuştur?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,081
[ { "answer_start": "588", "text": "NATO-TÜBİTAK bursu ile" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar Johns Hopkins Üniversitesi ve Dallas Teksas Üniversite'lerine hangi burs yardımıyla gitmiştir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,082
[ { "answer_start": "616", "text": "Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ve memleketinde iki sene hekimlikten sonra eğitim görmek için nereye gitmiştir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,083
[ { "answer_start": "690", "text": "Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı." } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar Dallas Teksas Üniversitesi'nde ne ile meşgul olmuştur?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,084
[ { "answer_start": "839", "text": "fotoliyaz" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'ın Dallas'ta danışmanı Claude Rupert ile onun laboratuvarında klonladığı genin adı nedir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,085
[ { "answer_start": "964", "text": "Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar." } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'ın Dallas'ta Claude Rupert ile klonlamayı başardığı genin fonksiyonu nedir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,086
[ { "answer_start": "1060", "text": "Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı." } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'ın Dallas'ta danışmanı Claude Rupert ile yaptığı çalışmaların, ona getirisi ne olmuştur?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,087
[ { "answer_start": "839", "text": "fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır." } ]
Aziz Sancar
Dr. Sancar önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını bu tarihlerdeki hangi çalışmalarına borçludur?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,088
[ { "answer_start": "1180", "text": "Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar 1977-1982 yılları arasında nerede çalışmıştır?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,089
[ { "answer_start": "1153", "text": "1977-1982 yılları arasında" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar hangi yıllarda Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde bulunmuştur?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,090
[ { "answer_start": "1225", "text": "Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı." } ]
Aziz Sancar
Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde bulunduğu zaman müddetince Aziz Sancar'ın çalışmaları ne üzerine olmuştur?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,091
[ { "answer_start": "1180", "text": "Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar nerede fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmalarına başlamıştır?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,092
[ { "answer_start": "1180", "text": "Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar doçentlik tezini ne zaman tamamlamıştır?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,093
[ { "answer_start": "1324", "text": "DNA onarımı dalında" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar doçentlik tezini hangi alanda vermiştir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,094
[ { "answer_start": "1530", "text": "North Carolina Üniversitesi" } ]
Aziz Sancar
Günümüzde Aziz Sancar'ın çalışmalarını sürdürmekte olduğu Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerikan üniversite hangisidir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,095
[ { "answer_start": "1644", "text": "DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar çalışmalarını hangi konular üzerine devam ettirmektedir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,096
[ { "answer_start": "1747", "text": "415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı." } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar yayınladığı kitap ve makaleler hangi sayılardadır?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,097
[ { "answer_start": "1816", "text": "sirkadiyen saat kullanımıyla" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar hangi yöntemi sebebiyle kanser tedavisinde ödüller almıştır?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,098
[ { "answer_start": "1919", "text": "Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından hangi ödüle layık görülmüştür?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,099
[ { "answer_start": "1863", "text": "2001 yılında" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü kaç yılında elde etmiştir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,100
[ { "answer_start": "1876", "text": "Amerikan Kimya Cemiyeti" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar 2001 yılında Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü hangi topluluk tarafından almıştır?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,101
[ { "answer_start": "1060", "text": "Dr. Sancar" } ]
Aziz Sancar
İlk Amerikalı Türk ünvanıyla ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilen akademisyen kimdir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,102
[ { "answer_start": "2172", "text": "ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar eşiyle beraber Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı ne sebeple kurmuştur?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,103
[ { "answer_start": "2354", "text": "Carolina Türk Evi" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'ın ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde öğrenci misafirhanesinin adı nedir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,104
[ { "answer_start": "2285", "text": "Aziz&Gwen Sancar" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'ın eşiyle beraber Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla kurduğu vakfın adı nedir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,105
[ { "answer_start": "1060", "text": "Dr. Sancar" } ]
Aziz Sancar
2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçilen akademisyen kimdir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,106
[ { "answer_start": "2425", "text": "Türkiye Bilimler Akademisi" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'ın 2006 yılında asli üye tayin edildiği akademinin adı nedir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,107
[ { "answer_start": "2412", "text": "2006 yılında" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar Türkiye Bilimler Akademisi'ne kaç yılında asli üye seçilmiştir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,108
[ { "answer_start": "2488", "text": "DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar hangi çalışmalarından sebep 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülmüştür?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,109
[ { "answer_start": "2547", "text": "Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar kimlerle birlikte Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülmüştür?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,110
[ { "answer_start": "2608", "text": "2015 Nobel Kimya Ödülü" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte hangi ödülü almaya hak kazanmıştır?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,111
[ { "answer_start": "2547", "text": "Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar ile birlikte 30 seneden uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışan araştırmacılar kimlerdir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,112
[ { "answer_start": "3852", "text": "Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar" } ]
Aziz Sancar
Türk akademisyen, biyokimyager Aziz Sancar kim ile evlidir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,113
[ { "answer_start": "2770", "text": "Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir." } ]
Aziz Sancar
2015 Nobel Kimya Ödülü'nü alan Aziz Sancar,Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl'ın keşifleri nelerdir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,114
[ { "answer_start": "2962", "text": "Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur." } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar ve nobel kimya ödülüne layık görülen diğer akademisyenlerin keşfi insan hayatına nasıl bir fayda sağlamaktadır?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,115
[ { "answer_start": "3201", "text": "İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'a verilen Nobel Kimya Ödülü hangi kurum tarafından verilmiştir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,116
[ { "answer_start": "3272", "text": "Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar Nobel Kimya Ödülü'nü hangi tarihte ve nerede almıştır?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,117
[ { "answer_start": "3355", "text": "İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından" } ]
Aziz Sancar
Layık görüldüğü Nobel Kimya Ödülü Aziz Sancar'a kim tarafından takdim edilmiştir?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,118
[ { "answer_start": "3418", "text": "beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'ın Nobel Kimya Ödülü alması üzerine sözleri ne olmuştur?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,119
[ { "answer_start": "3607", "text": "Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir." } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'ın Nobel Kimya Ödülü alması üzerine ödülü kendisinde muhafaza etmek yerine ne yapmıştır?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,120
[ { "answer_start": "3683", "text": "Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda" } ]
Aziz Sancar
Aziz Sancar'a verilen 2015 Nobel Kimya Ödülü nerede bulunmaktadır?
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Tahir Sancar'ın ifadesine göre Ailesi Oğuz Türklerinin Hasi kolundan olup Horasan (İran)'dan Mardin'e göç etmiştir. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti. 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni klonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı. Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 'Carolina Türk Evi' isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi. Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar 'beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir'
2,121
[ { "answer_start": "43", "text": "Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi" } ]
Yunus Söylet
Yunus Söylet kimdir?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,122
[ { "answer_start": "180", "text": "Prof. Dr. Yunus Söylet" } ]
Yunus Söylet
Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı kimdir?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,123
[ { "answer_start": "266", "text": "1956'da" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet kaç yılında doğmuştur?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,124
[ { "answer_start": "274", "text": "İstanbul'da" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet nerede doğmuştur?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,125
[ { "answer_start": "315", "text": "1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda" } ]
Yunus Söylet
Yunus Söylet ilkokulu nerede başlamıştır?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,126
[ { "answer_start": "376", "text": "1967'de" } ]
Yunus Söylet
Yunus Söylet Mahmudiye İlkokulu'ndan kaç senesinde mezun olmuştur?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,127
[ { "answer_start": "422", "text": "İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet orta öğrenimini kaç yılında nerede tamamlamıştır?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,128
[ { "answer_start": "518", "text": "İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu." } ]
Yunus Söylet
Yükseköğrenimini kaç yılında nerede tamamlamıştır?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,129
[ { "answer_start": "593", "text": "Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet ne zaman İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulunmuştur?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,130
[ { "answer_start": "671", "text": "İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet 1977 - 1979 yılları arasında öğrencilik döneminde nerede bulunmuştur?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,131
[ { "answer_start": "974", "text": "1986 yılında" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet kaç yılında çocuk cerrahisi uzmanı olmuştur?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,132
[ { "answer_start": "765", "text": "Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı." } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet mezuniyetinin ardından 1982'ye kadar ne vazifede bulunmuştur?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,133
[ { "answer_start": "852", "text": "1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet mezuniyetinin ardından nerede ve ne süreçte uzmanlık öğrencisi olarak görev yapmıştır?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,134
[ { "answer_start": "974", "text": "1986 yılında" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet çocuk cerrahisi kliniğinde kaç yılında çocuk cerrahisi uzmanı olmuştur?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,135
[ { "answer_start": "3325", "text": "Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet 2014 tarihinde hangi akademi tarafından fahri doktoraya layık görülmüştür?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,136
[ { "answer_start": "3301", "text": "28 Mayıs 2014 tarihinde" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet Bulgar Bilimler Akademisi tarafından hangi tarihte fahri doktoraya layık görülmüştür?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,137
[ { "answer_start": "3539", "text": "Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı." } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet 2014'te layık görüldüğü fahri doktorayı kim tarafından almıştır?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,138
[ { "answer_start": "180", "text": "Prof. Dr. Yunus Söylet" } ]
Yunus Söylet
Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülen ilk Türk bilim adamı kimdir?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,139
[ { "answer_start": "3119", "text": "Prof. Velimir Stojkovski" } ]
Yunus Söylet
2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydiren ve fahri doktora diplomasını takdim eden kişi kimdir?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,140
[ { "answer_start": "2924", "text": "7 Aralık 2012 tarihinde" } ]
Yunus Söylet
Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi'nde Rektör Prof. Velimir Stojkovski tarafından fahri doktorasını Aziz Sancar hangi tarihte almıştır?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,141
[ { "answer_start": "2976", "text": "Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından" } ]
Yunus Söylet
Yunus Söylet 7 Aralık 2012 tarihinde layık görüldüğü fahri doktorasını kim tarafından almıştır?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,142
[ { "answer_start": "2948", "text": "Makedonya, Üsküp'te" } ]
Yunus Söylet
Ss. Cyril and Methodius University of Skopje nerede bulunmaktadır?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,143
[ { "answer_start": "180", "text": "Prof. Dr. Yunus Söylet" } ]
Yunus Söylet
Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk kimdir?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,144
[ { "answer_start": "2817", "text": "Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet 5 Eylül 2009 tarihinde hangi dernek tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülmüştür?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,145
[ { "answer_start": "2794", "text": "5 Eylül 2009 tarihinde" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne hangi tarihte layık görülmüştür?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,146
[ { "answer_start": "2731", "text": "30 Nisan 2004'te" } ]
Yunus Söylet
Prof. Dr. Yunus Söylet Alman Çocuk Cerrahisi Derneği'ne hangi tarihte üye olmuştur?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,147
[ { "answer_start": "1199", "text": "çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı" } ]
Yunus Söylet
Yunus Söylet Almanya'nın Köln kentinde ne olarak çalışmıştır?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,148
[ { "answer_start": "1059", "text": "1987'ye kadar" } ]
Yunus Söylet
Yunus Söylet uzmanlığının ardından çocuk cerrahisi kliniğinde hangi tarihe kadar araştırma görevlisi konumunda bulunmuştur?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,149
[ { "answer_start": "1158", "text": "Almanya'nın Köln kentine" } ]
Yunus Söylet
Çocuk cerrahisi kliniğinde görev yapmakta olan Yunus Söylet üniversitenin tavzifi ile nereye gitmiştir?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.
2,150
[ { "answer_start": "1258", "text": "yaklaşık 11 ay" } ]
Yunus Söylet
Yunus Söylet Almanya'nın Köln kentinde ne kadar süre vazifede bulunmuştur?
Yunus Söylet (d. 16 Kasım 1956, İstanbul), Türk akademisyen, tıp profesörü, eski İstanbul Üniversitesi rektörü ve eski YÖK üyesi. Sıcak Yuva Vakfı'nın eski yönetim kurulu başkanı. Prof. Dr. Yunus Söylet, Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği'nin (RUYİAD) üyesidir. 1956'da İstanbul'da doğan Yunus Söylet, ilkokula 1962'te girdiği Aksaray'daki Mahmudiye İlkokulu'nda başladı. 1967'de mezun olan Söylet, ortaöğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde 1974 yılında tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu. Öğrencilik döneminde 1977 - 1979 yılları arasında öğrenim amacıyla birçok kez İsviçre'ye giderek, burada Winterthur, Aarau, Frauenfeld kantonlarındaki kliniklerde bulundu. Mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geçen Söylet, 1982'ye dek genel cerrahi kliniğinde uzmanlık öğrencisi olarak görev yaptı. Daha sonra çocuk cerrahisi kliniğine geçti ve 1986 yılında burada çocuk cerrahisi uzmanı oldu. Uzmanlığının ardından aynı klinikte 1987'ye kadar araştırma görevlisi olarak görev yapan Söylet, aynı yıl üniversiteden görevli olarak Almanya'nın Köln kentine gitti. Buradaki çocuk hastanesinde çocuk cerrahisi kliniği asistanı olarak yaklaşık 11 ay çalıştı. 1988'de Türkiye'deki görevine geri döndü ve 1990'da çocuk cerrahisi doçenti oldu. 1990 - 1991 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin çocuk cerrahisi kliniğinde tabip asteğmen olarak görev yaptı. 1992'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde doçent kadrosunda öğretim üyeliğine başladı. 1994'te aynı klinikteki çocuk ürolojisi bilim dalında öğretim üyesi olan Söylet, 1996'da da bu klinikte profesör oldu. Mesleki ilgi alanları pediatrik üroloji, laparoskopik cerrahi, işeme disfonksiyonları olan Prof. Dr. Yunus Söylet, 2002 - 2005 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı başkanı olarak görev yaptı. Pek çok dernekte çeşitli pozisyonlarda görev yapan Söylet'in yaptığı yönetimsel ve bilimsel görevler arasında; Türk Çocuk Ürolojisi Derneği başkanlığı, Hekim Hakları Derneği kurucu başkanlığı, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği, Sıcak Yuva Vakfı kurucu üyeliği, Yönetim Kurulu başkanlığı, Türkiye Hemofili Derneği Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeliği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Yeterlilik Kurulu üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Akreditasyon Çalışmaları Yürütme Kurulu üyeliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doğum Öncesi Saptanan Anomaliler Konseyi üyeliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Multidisipliner Spina Bifida Polikliniği Komisyonu sekreterliği bulunmaktadır. Ayrıca Prof. Dr. Yunus Söylet 30 Nisan 2004'te Alman Çocuk Cerrahisi Derneği üyesi olmuştur. 5 Eylül 2009 tarihinde Alman Çocuk Cerrahisi Derneği tarafından 'onur üyeliği'ne layık görülen ilk Türk olarak bu ödülü almıştır. 7 Aralık 2012 tarihinde Makedonya, Üsküp'te bulunan Ss. Cyril and Methodius University of Skopje tarafından fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ss. Cyril and Methodius Üniversitesi Rektörü Prof. Velimir Stojkovski, 7 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen fahri doktora töreninde İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'e cübbesini giydirdi ve fahri doktora diplomasını takdim etti. 28 Mayıs 2014 tarihinde Sofya'da bulunan Bulgar Bilimler Akademisi tarafından fahri doktoraya layık görülerek bu akademiden fahri doktora alan ilk Türk bilim adamı oldu. Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlenen törende Fahri Doktora Belgesi'ni Bulgar Bilimler Akademisi Başkanı Acad. Stefan Vodenicharov'dan aldı.