siir
stringlengths 171
74.5k
| siir_uzunlugu
int64 31
9.7k
|
---|---|
Ahretliğimiz İçin Ne Zaman Uyanacağız Biz? .. = 000.027 =
Ahretliğimiz İçin Ne Zaman Uyanacağız Biz? .. = 000.027 =Kendimiz ve Diğer İnsanlarda Bulunan Öğreti: Rabbimizin! Rabbimiz yarattığı her insanla, o insanın yaşadığı kaderi ile:
Yeryüzüne bir öğreti indirmiş gibi, düşünenler biliyor bunu!
Yaratılan her insanın, öğretilerini dinle, hoşgörülü ol daima!
Tüm öğretilerde alınmış başarı ve zaferin sahibi Allah’ımız! Yeryüzünde Bulunmakta Olan: Öğreti Çeşitliğinde Şaşırma!
| 65 |
Dost Sen mi Geldin
Hiç kimse hatrımı böyle sormadı
Halimi sormaya, dost sen mi geldin
Gelirim diyenler sözde durmadı
Yaramı sarmaya dost sen mi geldinCandan sevenlerin başı yücedir
Sevilen o canlar birer ecedir
Dost olmayan bilmez halım nicedir
Gerçeği görmeye dost sen mi geldinKapılar kilitli nasıl açarım
Sensizlik peşimde nere kaçarım
Senden uzaklarda inan naçarım
Hayaller kurmaya dost sen mi geldinSevilen indinde arşa yükselip
Kara zindanlarda duvarlar delip
Zora düştüğümde aklına gelip
Tam destek vermeye dost sen mi geldinSevgi paylaşmaktır, ve de emektir
Biliyorsan söyle can ne demektir
Acının ilacı gülümsemektir
Bu sırra ermeye dost sen mi geldin Tuttuğun Dosteli sana hep candır
Bir yürek güzelse ona mekandır
Sevginin vatanı iki cihandır
Kötüye vurmaya dost sen mi geldin
| 118 |
Eğitim şart eğitimin önemi
Bir gün
Güneşe yürüyeceğiz çıplak ayak
Bir yanda ayaklarımız yanarken
Güneşi söndüreceğiz
Farkına da varmadan
Arkamızdan gelenler yanmayacak
Yüreğine ilkbahar gelecek postacının
Ve beklemeden ölümü
Dünyada cenneti yaşayacak çocuklar
Ve soluğumuzla yeniden ısıtıp
Buz kesilen ellerimizi
Kaldığımız yerden devam ederken
Okumak en doğru yürüdüğümüz yol olacak
Anlaştık mı çocuklar
Anlaştıksa
Çak bir beşlik
Eğitim şart
Sevinmek içinde
Gülmek içinde
Ağlamak için
Ve sevmek için
Ne için diye sorma hödük
Sahip çıkmak için
Anlamak anlatmak için
Anlaşmak için
Yürümek hatta koşmak için
Kaldırımı tanımak
Yayayı ayırmak için
Çöpü ve çöpçüyü tanımak
Yere attığın kâğıdı tekrar dönüp kaldırmak için
Utanmak için
| 103 |
Mevsimler Gibi…
Hıra’da zikir Kabrinde uyku
Kâbe’de fikir tavafta huşu
Bedir’e sefer kapanır kuyuSavaş hilesi çölde susuzluk
Düşman gönlüne düşer huysuzluk…Sırlar açılır miraç gecesi
Dirilir dilde Kur’an hecesi
Kapatır başa kadın peçesiEvlilik mihri erkekte sırrı
Ölene kadar elmastır arıKırkında resul peygamber oldu
Yirmi üç sene vahiyle doldu
Mevsimler gibi ilahi yolduAklın iflası iman davası
Değişti birden zalim havasıMekke’de fetih İslam’dır devlet
Kimler etmez ki tövbeyle biat
Hacılar yolda her yıl ziyaretAma gözlere sestir özlere
Bir daha sakın vurma dizlere
| 79 |
Fikrim Gezinip Dururken İstanbul'un Meydanlarında
Fikrim gezinip dururken
İstanbul'un kalabalık meydanlarında
Birden eski bir şarkı çınladı kulaklarımda
Yüzümde hissettim ıslak rüzgarlarını
Ve duydum özgürce uçuşan martıların çığlıklarınıNasıl özledim bir bilsen
Deniz kıyısında yediğim gevrek bir simiti
Bir bardak demli çayı
Nasıl özledim bir bilsen
Kardeşimin yüzünü
Anamın o sıcaklığını
Ve babamın içine gömdüğü
Gözlerinin derinliğinde sakladığı
O koskocaman sevgisiniŞimdi Küpeli'nin korkunç ıssızlığında
Bir başımayım kendi kendimle
Hiçbir şey ama hiçbir şey gelmiyor aklıma
Yaşamaktan başkaAltı gün ve altı bitmeyen soğuk gece
Ürkütücü bir ekim gecesiydi dolunayın altında
Ayaklarımın altında ezilirken yirmi üç yaşımAltı gün ve altı soğuk gece
Ayın altında yürüyen asker gölgeleri
Ayaklarının altında ezilen yüz elli kilometre
Borcudur üvey çocuklarının vatana faiziyle ödedikleriBuralarda dağlar öyle güzel
Ve öylesine acımasız ki
Dünyanın en güzel çiçekleri buralarda açar
Buralarda yakılır en gerçek türküleri yurdumunBütün bunlar geçerken aklımdan
Başımın üzerinden geçer ıslığıyla top mermileri
Ayaklarımın altında binlerce mayın Tek umududur dağ köylerinde
Acı yüzlü esmer çocuklarının
Asker kumanyası
Ve bir asker selamı HAKKINI HELAL ET HEWAL!
BEN SENİN İÇİN BURDAYIM...29 EKİM 2004
ŞIRNAK
| 172 |
Ülkemin haritasında mavi mavi Akdeniz
Ülkemin haritasında mavi mavi şefkat AkdenizGözlerimi alamam ondan
Ülkemin haritasında mavi mavi şefkat AkdenizBembeyaz köpükleri şu Akdenizin
Yüzü ak deniz
Gönlü ak deniz...
Onda unuturum kederlerimi...
Ülkemin haritasında mavi maviAkdeniz
Gönlü en ak deniz
Şu Akdeniz
Onda unutulur kederler...Ülkemin haritasında mavi mavi
Bakıyor bize mavi mavi...Akdeniz hep havasında
Aklında ak günler var
Ak güller var aklında
Üstünde uçan kuşların
O da sevinçli ben de sevinçliyim
Dalgalanışı köpük köpük Ülkemin haritasında mavi mavi
Severim maviyi gök yüzünde ve denizdeBembeyaz köpükleri şu Akdenizin
Yüzü ak deniz
Gönlü ak deniz...
Onda unutmuş bir ak tarih bile kederlerini...
Ülkemin haritasında mavi mavi
Bakıyor bize mavi mavi
Şu AkdenizAkşamlar güzel her nereye baksam
Antalya güzel akşam güzel
Şarkılar ötüşür akşamların kanatlarında
Akdeniz köpürür rüzgarın atlarındaÖnümde
Gönlüm gibi bembeyaz
Akdeniz
Ve yeşil Antalya
Bembeyaz köpükleri Akdenizin
Yüzü en ak denizinÜlkemin haritasında en mavi şu deniz
Bakıyor bu akşam bana mavi mavi
İşte bak bakışı mavi deniz
Ülkemin mavi gözü....
Sevilecekse bu deniz sevilsin
Her akşam bende köpük köpük bir deniz
Kıyıları döven dalgaları deli...
Sevilecekse bu dalgalar sevilsin
O da ak gönüllü bir denizİşte bembeyaz köpükleri
Şu ak denizin elimizden tutma gayreti
Toprağımızı öpme gayreti...
Uzatırım elimi öpülür beyaz eli akdenizin
Ve öpülmeli şu Antalyanın dost yeşiliHamdi Oruç
| 207 |
Müjdeci Yârin Aşkı
Sarar gönlümü bir endîşe kasvetiyle sarar
Yarar yüreğimi bir korku hançer hançer yararArar-sorar sevdâyı rüyâlarda, hülyâlarda
Gönlüm hangi acı gerçekten kaçış yolu arar? Yarar mı bilmem sevdâyı anlatmak bîgâneye?
Tadını duymadan adını bilmek neye yarar? Karar bulmadı gönlüm şu dünyânın fitnesinde
Rahatı ölümde, zâten çoktan verilmiş kararZarar verse bile ateşte yanmaktan yeğdir su
Ağla âşık umutla gözyaşından gelmez zararSarar beni selâm olsun müjdeci yârin aşkı
Sarar gönlümü bu sevdâ nûr ummânınca sarar
| 75 |
Güneş Yanığı
yüzümdeki leke arzu güneşinden hatıra
sesimdeki girdap
içimden sökülen kökdalauzun geceler bazen böyle
gövdeme vura vura içerden
uyandırıyorum ya kendimi Necati!
rüyada bana görünenler olmasa
beni uykuya götürenler olmasa
tekrar nasıl dönerim ben kendime Necati! suçluluk izin vermiyor özgürlük duygusuna
günışığına çıkınca kamaşıyor göz
bakarken güneşin utkusunaakın var akın, içimden akın
beni güneşe götürüp yakın
güneşe varamayanlar
güneşin uykusuna yakınsökülerek gidiyor insan
boşluk halinde her durak düşerken benzine
kökleri iç açılarının toplamında
biriken bir krizle gidiyor
öyle akarak dipten dalın benzine
baksalar alevalır, ağır alev
baksalar güneşini yitirmişin benzinedoluluk yok bizim gecemizde
içimizde büyürdü güneş
sayrılık hatırlamadı uykusunu sesimizde
çok seneler geçti, geçmedi
öyle memnun ki yerinden
sadece "keşke"lerdi beliren gönümüzdeböyle çıktıkça dünyadaki yerimden
gölgeler neden kısalıyor içimde
bilen yok ne yapacağımı kaygı belirdiğinde
kefilim yok! yok kelimelerden başka
yok olan bu güneş tutulmasında
şimdi tekrar nasıl dönerim ben kendimeBu cıvayı kim koydu kalbimize Necati? Varlık, Ocak 2004
| 150 |
Çifte Bayram
Çok şükür Allah`ım ne mutlu bize!
Bugün Fetih Günü, bugün Kurultay...
Müjde yere, müjde göğe, denize,
Bugün Fetih Günü, bugün Kurultay...Mazilerden koşuyoruz biz bu gün,
Atilere taşıyoruz biz bu gün,
çifte bayram yaşıyoruz biz bu gün,
Bugün Fetih Günü, bugün Kurultay...Birisi tam beşyüz seneden önce,
Bugünkü köprüdür yarınki gence,
Rastlantı değil bu, bir rahmet bence,
Bugün Fetih Günü, bugün Kurultay...Birisi Bizans`ı yıkış günümüz,
Hilal`i burçlara dikiş günümüz,
Birisi yarına bakış günümüz,
Bugün Fetih Günü, bugün Kurultay...Bugüne, O günden geliyorum bak!
O ruhla urganda ölüyorum bak!
Bunca dert altında gülüyorum bak!
Bugün Fetih Günü, bugün Kurultay...İkisi de ayın ruhun düğünü,
'Ulubat`lı Hasan'; kapmıştı dünü,
Bugün ise 'Necati Uygur'`un günü,
Bugün Fetih Günü, bugün Kurultay...Arif der; birinde Bizans ağlıyor,
'Fatih'`in ateşi küfrü dağlıyor,
Birinde 'Başbuğ'`un seli çağlıyor,
Bugün Fetih Günü, bugün Kurultay...
| 132 |
Kaşınma Komşu
Değiştir o söylettiğin marşını
Sahip ol diline kaşınma komşu
Sıkarız kafana üç beş kurşunu
Sahip ol diline kaşınma komşuBak bir gece başınıza çökeriz
Sağlam dişinizi kökten sökeriz
Hepinizi Marmara'ya dökeriz
Sahip ol diline kaşınma komşuSeni böyle bu yollara kim yitti
Kuyular kurumuş kıredin bitti
Bak dostların dahi bıraktı gitti
Sahip ol diline kaşınma komşuYazarız gerçeği biz hece hece
O rüyanız kâbus olur her gece
Gücünüz eşit mi bizde ki güce
Sahip ol diline kaşınma komşuGün olur bak biz tatile çıkarız
Taş üstünde taş bırakmaz yıkarız
Remzi der ki gırtlağını sıkarız
Sahip ol diline kaşınma komşu
| 97 |
Soma'ya
Yırtık kuş, çığırı kanadında
Salına salına ölüm
Al ile buldu kiralık canı
Varsılın kara mührüyle
Kader olsundu olmasındı
Elinde bir avuç yoklukla
Göç etti adın adın
Onca kara yazılı adem
Akıl boyu bencilliğine
Yenik düştü hevanın!
| 37 |
El bebek gül bebek
tüm vahşetin
olanca acımasızlığı
ve dehşetiyle
hüküm sürdüğü
orman kanunlarının hakimiyetinde
ağaç kovuğuna sığınan
sevdaydı bizimki
el bebek
gül bebek
özenle büyüttüğümüz
serpilip geliştirdiğimiz
külleri havaya savrulan sevdamız
Ocak 2015
| 34 |
Dosta Sesleniş
! ! ! ! ! ! DOSTA SESLENİŞ! ! ! ! ! ! ! ! ....Hayat suyum,damarımda kanımsın.
....Yürüyen ayağım,tende canımsın.
....Sen benim aslında tüm varlığımsın
....Dost,dost diye çağırdığım çıkta gel! ....Sen gittin, gözümden kanlı yaş döktüm.
....Takatim kalmadı,yıkıldım,çöktüm
....Saçlarımı döktüm,belimi büktüm
....Dost dost diye çağırdığım çıkta gel! ....Hayalimde sensin,düşümde sensin,
....Sevincimde sensin,tasamda sensin
....Hukukumda sensin,yasamda sensin
....Dost,dost diye çağırdığım çıkta gel! ....Sen gidince,yüzüm güldü belleme
....Yüreğim sevdadan soldu belleme
....Hala yaşıyorum,öldü belleme
....Dost,dost diye çağırdığım çıkta gel! ....Ömür geçti,gayrı canım dardadır,
....Yaralı yüreğim ah-u zardadır,
....Ozan Coşkun bıraktığın yoldadır,
....Dost,dost diye çağırdığım çıkta gel!
| 97 |
Neden
Neden bu dünyanın çilesi benim
Kaderim anlımın terine ağlar
Neden kamcılarla inleyen tenim
Siyahı çocuğun şerine ağlarNeden bu alemi var ettin usta
Yağmur hasta toprak hasta dağ hasta
Ufuk yasta mehtap yasta ben yasta
Geceler gündüzün yerine ağlarNeden boynum ipte bülbüller dalda
Çiçekler dikende arılar balda
Anlından vurulmuş yiğitler salda
Anneler kahraman erine ağlarNeden yaşam güzel umutlar hoşta
Gözlerim ufukta ellerim boşta
Kurtoğlu yatıyor başı bir taşta
Uygular sabahın derdine ağlar
| 72 |
Senden Hatıra
Bu kaçıncı mektup sana yazdığım
Gözyaşımı döktüm her bir satıra
Bu kaçıncı tövbe bilmem bozduğum
Bana bu yalnızlık senden hatıraSeni unutmaya çalışmam gerek
Böyle yaşamaya alışmam gerek
Hayatı biriyle bölüşmem gerek
Bana bu yalnızlık senden hatıraHer gün hasretinle dolup taşarım
Sensizlik derdini nasıl aşarım
Belki ölmem ama çok zor yaşarım
Bana bu yalnızlık senden hatıraKendime bir türlü sözüm geçmiyor
Gönlümde yaktığın közüm geçmiyor
Aşkınla dolmuşum özüm geçmiyor
Bana bu yalnızlık senden hatıra
| 74 |
Hadi Umut Sende Git
Hüzün, sarı'ya çalar, Eylül sabahlarında
Rüzgar, deli'ye döner, dökmek için yaprağı
Karıncalar çekilir yuvalarına bir bir
Ben'se sokaklardayım, beklemekte ayazıÜrkütücü geceler, fırtınalar önümde
Karlar yağar birazdan, dolular boşalacak
Bir endişe içimde, arayış çaresizce
Gözümde pencereler, hani ya sarı sıcakErtelenen mutluluk, öte'lenen aşklarım
Çaresizlik içinde ayazlarda kalacak
Pamuk tanesi gibi, aklar düşen saçlarım
Bir isyanin içinde, belli ki yolunacakHadi umut sende git, savrul deli rüzgarla
Akşamlar daha bir zor, şimdi gece uzar ya
Zaten yaram azardı, mevsimin sıcağında
Dondururum gölümü, soğuturum buzlarla
...........avuturum gönlümü, alışırım zamanla
| 89 |
Birlik Olalım
Ayrı gayrı giriyor umut bahçesine,
Huzurla kapanan yara kanıyor yine,
Gözyaşı dökülüyor yaranın içine,
Şükür Millet sahip çıkıyor şehidine.Vatanda kulak ver birlik, dirlik sesine,
Et tırnaktan ayrılmaz, dön artık nesline,
Korkma! Bırak kendini barışın yeline,
Cihanda biriz, ver emaneti ehline.Uyan arkadaş! Yurdu düşmana çiğnetme,
Ecdatla fethedilen yeri feda etme,
Bütün renkte birleşen aslını terketme,
Hakk için sabreden Milleti kükretme.Gün olur her yeri şehit kokusu siner,
Ayırmaz kötülüğe kurşun gibi iner,
Şarlatanlık yapanı musalla temizler,
Güneş doğunca, dökülen gözyaşı diner.
| 81 |
Hasret
Peygamber vatanı ey! Kutsal mekân
Bu kul yokuşuna düzüne hasret
Gözleri okşayan nurlu camekân
Bu kul o mükerrem yüzüne hasretSahabe toprağı güzide diyar
Her can vuslatınla olur bahtiyar
Sana kavuşmayı özleyen bu yar
Veysel Karani nin izine hasretSaadetten yana her şey sende var
Her taşın toprağın bir cennet kokar
Buralarda huzur vermiyor bahar
Bu kul iklimine güzüne hasretRazıyım bir ömür kuru hasıra
Her geçen bir günüm bedel asıra
Her belden bir cevherdir sıra sıra
İçimde düzine düzine hasret (Erzincan 2006)
| 81 |
Aşk Yaşanır
Aşk; ne çizilebilir,
Ne yazılabilir,
Ne de anlatılabilir.
Aşk yaşanır. Aşk; Lokma gibidir.
Yersin yersin biter.
O kadar yıl bile kısadır.
Aşk yaşanır. Aşk; Kanat takar uçurur,
Aşk; acıktırmaz, susatmaz,
Aşk; uyutmaz, üşütmez,
Aşk yaşanır. Aşkı yaşayanlar şanslıdır,
Sonunda hüzün, acı, ızdırap
Kaçınılmazdır.
Aşk yaşanır. Aşk; Her Canlının
Yaşaması gereken bir duygudur.
Aşkın yaşı da yoktur.
Aşk yaşanır. Her canlı da aşkı yaşar,
Ama en önemlisi
Aşk süresini uzun tutmaktır.
Aşk yaşanır.
10.10.2014
| 75 |
Bayram Sabahi
Ahhhhh ki ahhh VIYANA!
Bu bayram sabahinda
Gurbet sensin, bayram desen
Türk yogunluguyla yine sensin
Aci, tatli, özleyisle hasret
Kavusma, sevgisiyle medeniyet
Gelecege emegiyle yövmiye
Yarinlara kesintisiz isik
Güzelligiyle sensin Viyana! Ahhhhh ki ahhh VIYANA!
Bu bayram sabahinda
Balyoz gibi vuruyor kampana
Ezan sesi yerine kulaklarimda
Gözlerim kapida ariyor babami
Namaz sonrasinda baslayan bayrami
Öpülecek eller sirada, dualari sirada
Binbir temellilerle esen sensin
Beni yiyip bitiren de-SEN, yine SENSIN!
25-11-2003-Sali
12. Viyana
| 74 |
Şair
Şair
biraz yaz ormanlarını
turnaların yorgun kanatlarını
Banaz Yaylasının bir sabahını
yahut Spil ve Yunt Dağı yılkılarının
zamanı nasıl hınçla otladıklarını yazyeni bir kitabın
üçüncü hamur kokusunu mesela
bir deniz yıldızının soluğunu
kimsesiz bir yavrunun
yürek çırpıntısını duy aradayada Şair
pamuk kozasını çeyizmiş gibi tutan
yanık tenli genç kızların
sarı solgun umutlarınıoğul kaybetmiş annelerin
acılı yüreklerini de dahil et mısralarına
renklerin ve dillerin kör nefretinidayatılmış hudutları
alışılmamış pasaportları
Tuna'nın yemyeşil matemini
Estergon Kalesin'i ve Budin'ibirde Göç Hikayelerini ekle şiirlerine
ki bazıları üç beş aylık eşlerini
bazıları annelerinin yaşlı gözlerini
bırakarak gittiler
Sirkeci Garından kalkan kara bir trenle
Mayıs 1961 debilirimisin Şair
onların bazıları belleri bükülünce döndüler
dönemeyenler çan seslerine gömüldüler
| 111 |
Ağlan Yavrularım Benle Beraber
1996 Yılında Milli Eğitim Müdürlüğünden ayrılıp da Reyhanlı Meslek Yüksekokuluna tayinim çıktığında Kırıkhan’dan ayrılmak zor gelmişti onun üzerineBırakıp gidiyom körpe kuzular
Aklıma düştükçe yaram sızılar
Kader böyle imiş kara yazılar
Ağlan yavrularım benle beraberGarip bir kuş gibi konma dalıma
Mevlam düşürmesin elin diline
İşte gidiyorum gurbet eline
Ağlan yavrularım benle beraberDayanırım derdim gücüm kalmadı
Ömür tamam oldu ecel gelmedi
Şu yalan dünyada yüzüm gülmedi
Ağlan yavrularım benle beraberGardaşlara söylen yasıma gelsin
Kazın mezarımı yerim bol olsun
Perişan halıma sunam ağlasın
Ağlan yavrularım benle beraberPerişan hallarım durumum zelil
Urfa’da doğmuştu İbrahim Halil
Sorarlar adımı Hüseyin CELİL
Ağlan yavrularım benle beraber 20-Eylül-1996/Kırıkhan
Hüseyin CELİL
| 106 |
Yavrularim
Sabir olsun su dunyada tek silahiniz
Evlendirip yuvanizi kurmak benim hayalim
Sereflice yasayinda gurur duyayim
Alirsiniz insaALLAH her muradiniziBirset cekin ne olur kotu gunlere
Yer vermeyin olasi mutsuz yillara
Dusmezsiniz umarim kara gunlere
Alirsiniz insaALLAH her muradiniziIsim verdim yavrularim her birinize
Yasayin kardesce hep beraberce
Yer vermeyin sakin ola kin ve nefrete
Alirsiniz insaALLAH her muradinizi
| 57 |
Kabrin cennet olsun babam
Bildim bileli çok çalıştın,
Nafaka peşinde koştun,
Kardeşinle aşık attın,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Çocukluğu hiç bilmedin,
Babanı hiçde görmedin,
Hiç oyunlar oynamadın,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Tarlada tırpanı vurdun,
Hirfanlıda sıva yaptın,
Çelebide soba yaptın,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Sabah ışımadan gittin,
Çekiçle saçları dövdün,
Çok çalıştın,çabaladın,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Ne kahırlı ömrün varmış,
Çekilecek çilen varmış,
Babasını hiç görmemiş,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Bizi güzel,iyi yetiştirdin,
Öğretmen olsunlar dedin,
Muhtaç olmasınlar dedin,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Elinden geleni sen yaptın,
Namerte muhtaç olmadın,
Besmeleyle dükkan açtın,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Ne istediysek hep verdin,
Oğlum kızım yesin dedin,
Hepsini bize miras bıraktın,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Bir gün evinde durmadın,
Alacaklarım var dedin,
Helal rızkı talep ettin,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Dört defa haccını yaptın,
Namazını daim kıldın,
Ramazanda zekat verdin.
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Rabbim seni esirgesin,
Kabrine ışıklar dolsun,
Cennetinde buluştursun,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Dualarım hep sanadır,
Sana olan yarın banadır,
Kabrinde bizi bekle dur,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Hakan oğluna sarıl yat,
Cennetinde gezip dolaş,
Peygamberim şefaat et,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Geleni boş çevirmezdin,
Çay içmeden göndermezdin,
İnsanları hep severdin,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Hüdai senin gibi olsam,
Hak katında hep sevilsem,
Eli açık, cömert olsam,
Kabrin cennet olsun babam. 13.05.2011-Kırıkkale
| 255 |
Betül ile Necmi.yy
Ben Necmi Betül de eşim,
Sevgisiyle döndü başım,
Bir çatıda tatlı aşım,
Evlilik son durak bize.Yollarda kaldı gözümüz,
Gelinde gülsün yüzümüz,
Nikâhta evet sözümüz,
Evlilik son durak bize.Dostlar biz bir yola çıktık,
Bütün tabuları yıktık,
Artık yalnızlıktan bıktık,
Evlilik son durak bizeHakka uyduk hak yolunda,
Güzel işler bak yolunda,
Sizlerde şahit olunda,
Evlilik son durak bize.
| 59 |
Senden başka dost yokmuş bana Allah'ım
Her yüzüme güleni dost sandım
Senden başka dost yokmuş bana Allah'ım
Kime güvendimse yarı yolda kandım
Senden başka dost yokmuş bana Allah'ımİnim inim inlettiler beni
Ağlatıp durdular şu gözlerimi
Gül uzattıkça batırdılar dikenini
Senden başka dost yokmuş bana Allah'ımBelli ki zaman ahir zaman
yaşamak istemiyor şimdi insan
Darbe uzaktan değil gelir yakından
Senden başka dost yokmuş bana Allah'ımGünahkar olsada kulunu bırakmıyorsun
nankör olsa da rızkını veriyorsun
Hiçbir şeye değişilmez senin dostluğun
Senden başka dost yokmuş bana Allah'ımBilemedim senin yüce şanını
Sahte dostlara kandım unuttum adını
Ne olur bırakma bu günahkarını
Senden başka dost yokmuş bana Allah'ımEy ismi baki evvel Allah'ım
Aşkınla yandır beni ulu sultanım
Yardımın olmazsa ben ne yaparım
Senden başka dost yokmuş bana Allah'ım
| 122 |
Aşk Çizgisi
Bütün yollar aşktan geçiyor, görüyor musun?
Bir aşk çizgisi var her şeyden öte
O çizgiden başka bütün çizgiler
Aşkı tüketmedeKimi dik çizgilerin kimi paralel
Eğri büğrüsü, düzgünü, kalını, incesi
Ve bir gün sarıyor bütün çizgileri
Ö....................
| 38 |
Al Bayrak
Atalarımın kanlarısın Al Bayrak.
Şehit lerimin canlarısın Al Bayrak.
Ebediyyen senin rengin solmayacak.
Göklerden inme sen ey Al Bayrak.Seni sevene hürriyet daim haktır,
Kur’an ve seni koruyan yüce Haktır,
Sana sövenler necis kâfir alçaktır,
Göklerde ve gönlümüzdesin Al Bayrak.Göklerin mührüdür Ayın ve yıldızın,
Gölgende mutlu oğulların ve kızın,
İslâm la yazılmış senin alın yazın,
Türklüge güç verdin ey şanlı Al Bayrak.Bayraksız vatansız ben nasıl yaşarım,
Sana uymayan rengi bozar atarım,
Sana yan bakan paçavrayı yırtarım,
Sen vatanın gonca gülü sün Al Bayrak.
Seninle Dünya da tarihler yazıldı,
Senin için düşmana mezar kazıldı,
Selçukludan Osmanlıdan bak ne kaldı?
Bir sen kaldın atamdan miras Al Bayrak.
Egilde şanlı al rengini öpeyim,
İstersen seni taa burçlara dikeyim,
Sen ebedi kal senin için öleyim,
Cennet leri müjdele şanlı Al Bayrak. Salih demir-1-2-2012-G.Antep
| 130 |
Kurtuluş Savaşı Öncesi Esnası Ve Sonrası Duruma Kısa Bir Bakış 10
10]Ben de, o günü ve o günün Dünya şartlarını, en iyi Gazi anlamıştır, diyorum. Aykırı bir şey olabilir mi? Öyle olmasa idi, Gazi'nin başarısını, hutbe okuttu da, mevlitler verdirdi de, diyerekten belirtmek, söz konusu olur muydu? Mevlit okutmanın, hutbe verdirmeye değin bunların dik alasını, saltanat ve hilafette çok çok yaptı. Ama kaçınılmaz sondan kurtula bildiler mi ki? Gazi hutbe ile doğrulsun du! Gelelim kurtuluş savaşı arifesinde ve esnasında olan, gerek Çerkez Ethem, gerek Çapanoğlu ve diğer dağa çıkan efelerle ilgili anlatılanlara. Bunlar etrafında örülen efsanelerden bir kaçı şöyle bir genellik tanımlaması üzerine kurgulanmış umut kesmemeye ilişkin beklentiler yaratmadırlar. Bunlar ölmezce olan efsuna şerbetliklerle vardırlar. Herkesin gözü önündedirler, ama görülmezler. Bunlara, kurşun işlemez. Gece kimseler görmeden gidip, düşman sathında düşman kellesi alıp gelirler vs. Bunlar ve bu gibiden benzer ce olan nesnel gerçekliklerlen ilgili olan, ama nesnel olanı anlamaktan, analiz etmekten üşenip, akıl yormaktan kaçınan kimselerin, sorgusuz sualsiz kiplendikleri abartılı olan efsanevi yanlar taşırlar. Yine bu türden nesnelci anlamaları anlayamamanın ve olaya değin savaş yönetme sanatının başarılarını Atatürk’ten tebid (uzaklaştıran) edenlerin, belki de yakıştırdıkları bulut menkıbeleri vardır. Bu anlatımlar, akademik bir dille söyleşip, analiz ve kuşkuları etrafında, anlamlara varmak, kişi bilgi genişliği ile anlaşılır kılabileceği bir durumdurlar da. Çanakkale savaşında, komutanlığın (Mustafa Kemal'in) yönetimsel dehası görülmezden gelinip, güya bize yardım eden, düşmanı sarıp yok eden tinsel bulut. Bu bulutun sağladığı güya marifeti Mustafa Kemal'in öznel bilinçli kafasına yakıştıramayanların, Gazi'nin üstün başarısını, kıskanmaları ve küçümsemeleri basitliğidir. Madem öyle idi de, neden 250 bin kişimizin ölmesini beklediler? Bu tinsel şow, neden ölen bu 250 bin kişi için faydalı bir avantajın yararlanımı olamadı? Bize göre düşman olan karşı tarafa göre sizin seçilmişlik kayrılmışlık üstünlüğünüz ne? Bu bulut neden iki tarafa da zarar verememştir? Yemen’de Galiçya’da, Filistin’ de vs. yerlerde ölenler bu vatanın savunlmasını yapan vatan evlatları değil miydi? Orada niçin görünmemiştiler? Düşmanın azmi daha o zamanlar da kırılamaz mıydı? Çanakkale savaşından sonra bu buluta değin görünme etkisi, düşman azmini niye kırmamıştı da savaş 3 yıla yakın daha sürmüştü? Neden buna rağmen savaşı kazanamadınız? Düşman üzerine kendi attığınız bombanın etkisinden, kendiniz zarar görüyorken, yağan yağmurda siz de ıslanıyorken, esen soğuktan siz de üşüyorken, oluşan buluttan etkilenmemiş olmanız nedendi? Yoksa sizler insanüstü müydünüz? Başarı Mustafa Kemal'in azim ve kararlılığının ve ne yaptığını bilir oluşunun, bu süreci yönetme gücü başarısıdır. 1920’lerden sonraki harekete bakıp da, gidişi içine sindiremeyen düzenin nemacı tarafları sevgili Atatürk’ü gözden düşürmeleri gerekiyordu. Bunun için geçmişi onunla ilişkisiz yapmak gerkiyordu. Bu karalamayı açıkça diyemeyen, hilafet beklentileri içinde meyus olan ve besin kaynağını tinsel sömürüden alan, çıkarcı yobaz oligarşik maksatlının yalanı olan, hurafe söylemlerdir.Ki bu tür kutsal korunmuşluk sanısını, kendi deyimleriyle Mustafa Kemal'in yüzü gözü hürmetine övüşle izafe etseler de, yalan ve yanlış olurdu. Gazi'yi ve mücadelesini küçümsemiş olurdular. Bir gerçek anlaşılamayınca ve yeni gerçekleşme içinde istenilen zümresel çıkara değin beklentiler gerçekleşmeyince, ancak böyle küçültülür zırvalamalara gidilirdi. Şiirdeki anlatıma değin bu tür tinsel söylemlerin kitleleri aldatma için kullanılır olma yararlanmasının çağrıştırdım yaptıran kavranışını ortaya koymak için siz Arabistan'a gitmişsiniz. Bir başkası da firavun dönemine gidebilirdi. Çünkü aynı gerekçe orada da vardır. Hele Musa'nın elbisesini kaçırıp, kendini çıplak bırakan taşı dövmesi, unutulur mu? Bunlar Mezopotamya kültünde var olan devamlılıklardır. Ben hiç bir isim ve akım ve kültür ima etmemişken, böyle bir kanıya varmak, ancak, böyle bir, anlamama başarısının, dehası olabilir! İşte tarihin genel sürecini bilememek ve tarih bilinci (bilgisi demiyorum) oluşturamamaktır bu. Bu insanlığın umutsuzluk içinde doğan olmuş bitmiş geçmişe değin nesnel algıların, anlatılmasını güncel gerçeklikler içinde, bunlardan hareketle, masal (umut) üretmeci ortak yanıdır. İnsanlığın içinde biz de olduğumuz için, biz de bu türden söylenceleri üretmişizdir. Veya etki öğrenme ile böyle bir hikâye söylemişizdir. Bu benim meselem değil. Yaptığına, yapılana aklı erdiremeyip, olguların ilişkin nesnelliğine vakıf olunamayan kısımlarına 'bir dolgu malzemesi' kullanarak olaya ve işin içine, ruhsallık katarlar. Örneğin Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşın da, yeşil sarıklılar görülmesi gibi. Olay değinmelerdi bunlar. Eğer böylesi bir kurtuluş savaşı görüsü olaraktan, şimdinin güncelinde yeşil sarık söylencesini, şiirimde geçirse idim; Eminim ki olasılıkla siz bana; 'Kuran'ın içinde anlatılan, Uhut Savaşı'nda da, benzer bir olaylar vardır. Sanırım siz onu da kasten söylüyorsunuz' diyecektiniz, kanaatimce! Ben Tanrı'ya inanırım. İnancım kimsenin kayra ve tekelinde değildir. Kişilerin inancına daima saygılı oldum ve olurum. Bir Tanrı inanırı olarak, insanların kendi absürtlüklerini (anlamsız saçmalıklarını): Tanrı'ya mal ederek, bile bile hata yapmalarını, kabule şayan, edilmez bulurum. Ve bu anlayış, Tanrı sallık bile değildir.Benim inandığım Tanrı'nın her şeye gücü yeterdir. Söz gelimi sağa sola saldıran yakıp yıkmalarımızla biz ona değil, aksine belki de gereksindiğimizde o bize yardım eder. Bizim onun adına hibullah oluşumuzla; O’nun bize değil, bizim O’na ihtiyacımız vardır. Kimse benim dinimin baronluğuna soyunmasın. Dinimin yüceliğini, güzelliğini ve mesajını gayet iyi bilir ve kendimce iyi de konuşurum. Sürecek
| 772 |
Rüzgar Zaman Gibidir
avucunu açtı rüzgara
kapadı sonra çocuk
bulandı yüzü
bir sevincin aydınlığına
dudağına yapışılı ıslığı keserek
olanca çoşkusu ile seslendi
en yüksek perdesinden sesinin
rüzgarı tuttum baba rüzgarı
gel bak avucumda
kımıl kımıl esiyor / esiyor baba
baba / git şurdan derce bakarken ona
işte rüzgar diye açtı avucunu
ve bir sinek / sarhoşlamış
sağa sola yalpalayarak havalandı
rüzgarsa yoktu
o an / gülümsemesi donarken yüzünde çocuğun
baba gülümseyerek omuzuna koyup elini
rüzgar zaman gibidir oğlum
birini tutamaz / diğerini durduramazsın
birincisini başardığını sandığında rüzgar yoktur
ikincisinde ise sen
| 91 |
En Büyük Önder Atatürk
Bu topraklarda bir fark olmalı ezelden gelen
Her ferdinde kutsal bir inanç var arşı delen
Saygıyla sevgi en öncelikli ikilidir
Bunun kanıtı Anıtkabir’de dikilidir.Bütün ırklar tek millet olmuş bir Anadolu
Ayırma bu işin olmasın sağ ile solu
Vatanla bayrak en öncelikli ikilidir
Bunun kanıtı Anıtkabir’de dikilidir.En güzel örnektir Çanakkale Şehitliği
Herkese mekândır Çanakkale Şehitliği
Toprak ile akan kan kaynaşmış ikilidir
Bunun kanıtı Anıtkabir’de dikilidir.En büyük önderdir Mustafa Kemal Atatürk
Tarihi iyi tahlil eden yine Atatürk
Medeniyet ile Anadolu ikilidir
Bunun kanıtı Anıtkabir’de dikilidir.
| 87 |
Türk
Bu dünya ebedi türk'ün
Ey dünya türkten ürkün
Dünya türk elinde sürgün
Ey dünya türkten korkBir cihan devleti adı göktürk
Ey dünya türkten ebedi ürk
24 oğuz boyu 72 millet türk
Ey dünya türkten ebedi ürkO türk ki şanına değmez nazar
Türk'ün büyüklüğünü dünya katip olmuş yazar
Onun adı türktür düşmanına mezar kazar
Ey dünya türk'ün adı geçince ürperBu türkten gelen büyük bir emir
Türk'ün kılıcı paslanmaz demir
Geriye ne kaldı göktürkten
İleriye korku saldı türkten24 oğuz boyu anlı şanlı türk idi
Bütün dünya türk elinde el idi
Bu türk'ün gücüne karşı koyacakmı var
Ey dünya türk'e destur alıp yakarBu dünyaya bir türk doğar
Dünyaya korku salar
Bu dünyada göktürk devleti
Bu dünyanın büyük gafleti
Türk'tür şanlı türk, ey dünya türkten ürk
| 123 |
Milli Takımdan cevap
En büyük bir başarı
Vatanımızı sardı
Yediden yetmişe dek
Bütün kalpleri kardı
Milli Takımdan cevap
İsmini de çok sevap
Meydan ve caddemizde
Söyledik sözümüzü
İşte böyle tanıtım
Açmıştır gözümüzü
Milli Takımdan cevap
İsmini de çok sevap
Sahada futbolcuyla
Çaba emek verildi
Mutluluk ve sevgiyle
Hep murada erildi
Milli Takımdan cevap
İsmini de çok sevap
Dost ile bütün herkes
Anladı Türkiye’yi
Sahadaki o futbol
Gösterdi hediyeyi
Milli Takımdan cevap
İsmini de çok sevap
Bütün dünya tanıdı
Denizliler Terimler
Onlar ile gelişti
Güzel oldu verimler
Milli Takımdan cevap
İsmini de çok sevap
Değil kolay gerçekten
Fransa Uruguay
Arjantin ve İtalya
O Portekiz dedi vay
Milli Takımdan cevap
İsmini de çok sevap
Disiplinli bir takım
Oynadılar oyunu
Bütün büyük takımlar
Hep eğdiler boyunu
Milli Takımdan cevap
İsmini de çok sevap
Değildir hiç tesadüf
Emin adım güvenle
İleriye atıldı
Vücudu ile tenle
Milli Takımdan cevap
İsmini de çok sevap
İnanmak gereklidir
O getirir zaferi
Duyun sizler bu sesi
Başka futbolcu eri
Milli Takımdan cevap
İsmini de çok sevap
Teşekkürler ve tebrik
Sürecek yıllar boyu
Rabbim hep razı olsun
Bize yaptırdın toyu
Milli Takımdan cevap
İsmini de çok sevap
Ne duyuldu görüldü
Olunmuştur tek yürek
O an havaya kalktı
Bükülmedi bu bilek
Milli Takımdan cevap
İsmini de çok sevap
Bundan sonra ileri
Hasan diyor çağlara
El ele tutuşursak
Huzur gelir bağlara
Milli Takımdan cevap
İsmini de çok sevap
| 226 |
Sözde barış
Sözde barış
Havralardan kiliselerden çanlar çalıyor
Barış barış diye gürültülü haykırıyor
Camide yankı Ezan sesine karışıyor
Yavaş yavaş halklarda sessizce ayrışıyor
Çanak tutuyor yurdumun sözde aydınları
Saklıyorlar insanlardan kör karanlıkları
Bölecekler birlikte yaşayan tüm halkları
Boşa gidecek halkın gelecek yarınları
Özerklik adı altında sürecek kölelik
Marabalar üzerinde baskı derebeylik
Din baskısı altında yobazca şıhlık şeyhlik
Yalancı barış özgürlük eşitlik kardeşlik
Talana açılacak yer altı kaynakları
Yabancıya satılacak kara toprakları
Servetine servet katacak köy ağaları
Özgürleşemez işçi köylü marabaları
Yurdumda yıllarca sözde bir savaş sürüyor
Gencecik insanlar boşu boşuna ölüyor
Abdal Divane süren oyunları görüyor
Anlatamıyorum kimseye sözüm yetmiyor
| 100 |
Cennet Halifeliğinde Ayıp Yeri Örtme
Adem ile havva ayıp yerlerini incir yaprağından başka saçlarını uzatarak örtmüşlerdir cennet halifeliğinde saçlar ayıp yerlerini örtecek şekilde uzatılır sakal bıyık yokturKaramecnun
Yaradansal insan cennet şairi
| 31 |
Dök Şımdı Sessizce Gözyaşı
Sessiz sedasız geldi gün batımı
Kuşlar,çiçekler el etek çekti aniden
Karanlık ablukaya aldı yer yüzünü
Yıldızlar düğün evine çevirdi gökyüzünü
Saklandı birden bütün çiçek kokuları
Boy sırasında çıkarken hayaller ortaya
Ben ve gün gönül dağına kavuştu an an
Bütün hüzünle savruldu geçmişten atan beyan
Sen bir kenarda düşersin düşlerin tavına
Ya saçların abartmış dolunay gibi
Ya gözlerin buğulanmış sisler gibi
Düştüğüm yere bakarsın sanki yerin dibi
Karanlık ablukaya almış hayatı sessizce
Ne umutlar kalmış saf akla gelen
Ne insanlık kalmış töreyle kalan
Her şey giderken gecenin koynunda sonsuzluğa
Bir hoş seda kalmış geçmiş anılardan
Baktığın gece karanlığını derinlerde
Dok şimdi bir kenarda göz yaşlarını sessizceI.TÜRKMEN
| 109 |
Tek..
Ebem kuşağı renginde bir ev
Tek pencereli..
Bomboş ve sessiz bu ev,
Hüzünle kaplı duvarları.
Yıldızlara uzanıyor çatısı.
Meleklerin evi bu ev.
Yeşile bakıyor tek pencere.
Fasılalı yeşilliklere…
Yalnız,kimsesiz bu ev
Boş bir defter sanki…
| 36 |
Çare Olmaz
ÇARE OLMAZYa sen bir yaprak olsaydın
Güz gelmeden sararıp solan
Zalim rüzgarların kandırdığı
Uzak diyarlara savrulan.
Ya ölüm gelseydi ellerinde
Tüm nefretini benden çıkartan
Yaşamak isterdim senle en çılgın zamanı
Ölüm çözüm olmasa da hiçbir düğüme.
Sensizliğin mecburi olduğu bir anda
Yokluğunun sisi çökerken gözlerime
Yüzümden geçemez bir damla gözyaşı
Ağlamak çare olmaz hiçbir yaraya.
Ekim 2003
www.akdeniz.orgfree.com
| 60 |
Ayrilik
Ulasilmaz sisli bir hayalin zirvesi
Aksetmis zemheri karanlikta golgesi
Dinlesen ne care duyulmaz ki sesi
Istemeden onune cikar ayrilikZavalli kalbime bir mizrak gibi batar
Gonlumun pencerelerini bir bir kapar
Bahcivanlara sanki nisbet yapar
Kurutur ufkumdaki cicekleri ayrilikBeni sevdalara salip derinden
Gumus tahta oturur gibi sevkinden
Gri bulutlari kusturur, o keyfinden
Kisaltir omrumden bir gunu ayrilikKemirir beynimi zehir zemberek
Gezerim ulke ulke, sen sen diyerek
Capim ne, boyum ne bilmeyerek
Daracik bir kabre sokar beni ayrilikAy isigi huznu, gun isigi seni anlatir
Gokten dusen her damla beni aglatir
Bu, yasayan halimden sana son satir
Elimden, kalbimden cani ceker ayrilik.Selim SAR
Braunschweig-21.08.2005
| 101 |
Yakamoz
duyuyorum
anlıyorum
anlatamıyorum
dalgalanıyor deniz
ben denizle sohbet ediyorum
kıyılarını dövüyor evlerin dalgalar
o evlerde kimbilir ne kavgalar
ne yaşamlar ne sevgiler
ne sevişmeler kimbilir
ne ihanetler var
dinlersen birşeyler söylüyor dalgalar
dalgalar ki dilidir denizin
deniz konuşur her daim
anlamayı bilirsen dalgayı bilirsin
anlamayabilirsin o zaman dirilirsinduyuyorum
anlıyorum
anlatamıyorum
titreşiyor deniz
deniz rahim
deniz tüm kainat
ve bilinmez şimdilerde
denizde can bulmuştu hayat
geçmişi geleceği yok etti
birleyiverdi herşeyi
herşey dediğin sonra görülür
sade bir titreşimdi
altı vakitte dalgalandı
ve varoldu deniz
denizi var sandın
aslı yakamoz idi
| 90 |
Bir Seherde Aşk
Aşkın ince teli, gök kubbesinde
Rüzgarlar estikçe her demden çalar
Bir seher vaktidir gerisi yalan
Doğan ışın huzmesi dünyalar çalarMevsimler bahardan kışa dönerken
Ömrümün gülleri boynunu büker
Can şenlenir mi vakit ererken
Gün batımı yıkılsın dağılsın sisler
| 40 |
Nesimi
Uzaklardan bir kara haber geldi
Duydum da acısı bağrımı deldi
Hem dostluğu hem yüreği güzeldi
Gurbet elde talan olmuş NesimiBir köşeye çökmüş bitmiş çabası
Üstünde eski püskü bir abası
Görse tanımazmış onu babası
Gurbet elde yalan olmuş NesimiBoş boş bakar olmuş kara gözleri
Taşımazmış artık onu dizleri
Menzilsiz zıpkın gibiymiş sözleri
Gurbet elde talan olmuş NesimiFelek kesti demiş tüm nefesimi
Hep unutmuş bahar denen mevsimi
Çok özlemiş memleketi Dersim"i
Gurbet elde yalan olmuş NesimiSevdiğini topraklara yar etmiş
Kendisine bu dünyayı dar etmiş
Bir başına yaşamaya ar etmiş
Gurbet elde talan olmuş NesimiNeden ya rab böyle sevenler gülmez
Bu alem hiç mi kadir kıymet bilmez
Aşkı için can veren kullar ölmez
Senin ruhun nur bezenmiş Nesimi
| 116 |
Özledim
Baba demeyi özledim ben.
Sırtımdaki yükü sensiz atamadım,çok ağırdı baba,halen yere bırakamadım ben Hep istedim ellerinden tutmayı,ellerinle yüzümü okşamayı
Annem ağlıyordu sen gidince, hep ağladı zaten süzüldü gözlerinden yığınca damla sen ölünce,O hep başlarını okşadığın öğrencilerin vardı arkanda,
ürkek sessiz ama gönüllerince
O çok sevdiğin arkadaşların vardı hüzünlü, suskun, ama başları dik yürüdüler
seni sevince
Kemanının sesini, kapının zilini çalışını, hadi ordan hınzır diğişini
Vallahi baba demeyi özledim ben.
Büyüdüm, okudum, adam oldum
Evlendim torunların oldu, büyüdün içlerinde sen
İnanki baba demeyi özledim ben
Mezarının taşını, gözün gibi baktığın bisikletinle alacakaranlıkta mahallede salınışını, İnanki baba demeyi
ÖZLEDİM BEN
| 99 |
Ayrılık
Bir hayal kırıklığında başlar,
Ansızın kapını çaldığında ayrılık,
Gönlüne kış çökmeye dursun,
İçinin acısı öyle çöker ki gönlüne,
Keşmekeş dertlerinle kahrolursun.
Artık acıların umarsız olur,
O yüreğinin derinlikleri;
Bir avuç acı kırağı çalar.
Senin ağlamana gerek kalmaz ki,
Çünkü gökyüzü senin içinde ağlar;
Her düşen damlacık da boğulursun…Hayat sahnesinde oynamak için,
Hep bir yerlere koşup durursun,
Ama o sahneden alaşağı olmak,
Yine o perde aralarında,
Yeniden kendini yaşamak;
Çok zordur be güzelim.
Sende bundan böyle,
Hayattan dersini almış olursun.
Tıpkı elinden oyuncağı alınmış,
Yüzü kızaran bir çocuk gibi,
Kör akşamlara gidip sığınırsın.
Beklediğin gün hiç doğmaz ki,
Çünkü Tanrı’da kalır duaların;
İçin içini yerde mahvolursun…Kimseler yanında olmaz ki,
O üstüne gece karanlığı çöker,
Hüzünlerine sarılıp boğulursun.
Şu deli gönlünde ayrılık,
Acımasızca bir hüküm sürer,
Yalnızlığında kıyametler kopar,
Her şeyin olur apar topar,
Ve her şeyden buz gibi soğursun.
Gökyüzünü taşlamak istersin,
Ama nafile gücün hiç yetmez ki,
Birer birer umutların suya düşer;
Kendi benliğinde bile yok olursun…Ne yardan bir selam,
Nede bir haber alırsın,
Hayata küsüp burnundan solursun.
Her şeyin kırılıp dökülür,
Yüreğin dolup taşar,
İçindeki tüm köprüler yıkılır;
Çıkmaz sokaklarda hep kaybolursun…İsyanın göz bebeklerinde asılı kalır,
Vefasızı düşündükçe hep yorulursun.
Kendine böyle gelemezsin ki,
Bir gün felekle de açılır aran,
Hayatın çarkında hamur gibi yoğrulursun.
Dökülen dökülmüş saçılan saçılmış,
Gayri kapanmaz ki açılan yaran.
Şu dünya ah yalan dünya,
Döndükçe döner vesselam,
Nasıl dönerse dönsün benim babam,
Artık umurunda olmaz ki zaman;
Kalp gözün kapanır da bakar kör olursun.
| 241 |
Doğduğum Ev
Benim doğduğum ev tahta
Direkleri çamur
Bir tarafta danalar
Bir tarafta biz yatarız
Altımızda kurumuş eğrelti otları
Yatağımız bu, yorganımız bu…
Savrulan dumanın boğuk isli sesi
Bir rüzgarı andırır tepemizde
Hafif bir yel uğultusu sarsardı,
Damdaki hartamayı
Benim doğduğum ev,
Kocaman kestane ağaçları,
Gölegsinde serinlediğimiz iri cevizler
Kışları paylaşırız koyun ve kuzuyla, ne varsa.
Güneşi yutmuş mısır tarlaları
Kaybolan kızıllığın arasından,
Duyduğum şırıltısı,
Bizim Gelevera Deresi’nin…
Benim doğduğum ev,
Tahta bir ranzanın üstü
Attığım ilk çığlık,
Siyah taşlarda yankılandı ilk kez.
Duyduğum ilk ses
Kuzu sesiydi.
Anneme verdiğim ilk çiçek,
Yaban gülüydü,
Dikeni uzun mu uzun..
İlk tattığım acıydı,ızdıraptı
Benim doğduğum ev yıkıktı,
Soğuktu ve ahşaptı. 1987
| 109 |
Kanlı Kılıç
Kanlı bir kılıç gibi çekmiş bulutlarını
Grup zamanı batı ufkunda akdeniz
Sanki bundan sonra burda
Barış Olmayacak gibi
Çok sürmedi kıp kızıl kılınç
Zevaliyle son envarın
Simsiyah kesildi
2010 kasım
| 32 |
On Kasım Atatürk..?
On kasım gününü duymak istemem
Sevindi düşmanlar bizlere kara gün
Az yaşadın paşam azırayıl musafir
Yas matem tutmalı o gün TÜRKÜYESen büyüksün yaşıyorsun kalplarde
Sevinen de vardır yanı başımız da
Ağlaması gerek bu gün on kasım
Yas matem tutmalı o gün TÜRKÜYEKimlik verdi sana yoksa sen piçtin
Anlın aktır göhsün ileri her yerde
Ben türküm desen yeter her yerde
Yas matem tutmalı o gün TÜRKÜYEKüçük çocuk ölür her tarafta ağlarlar
Bu ATATÜRK bir gün değil ki alarsın
Anlayan yas tutar anlamayan zurna
Yas matem tutmalı o gün TÜRKÜYENavruz ne yapmış ki yas tutar çocuk
Bu adam ATATÜRK seni var eden
Yoktan seni var eti oldun ya türküye
Yas matem tutmalı o gün TÜRKÜYE
| 116 |
Gül Gülünce
Eriyince karlar yeşerir yaprak,
Gül gülünce, açar gül gülistanda.
Kışın uykusundan uyanır toprak,
Miski amber saçar, gül gülistanda.Ilgıt ılgıt esen yele ten verir,
Her destesi başka ara ton verir,
Sevdasını çeken dile yön verir,
Maşukunu seçer, gül gülistanda.Caddede, sokakta, bahçede, bağda,
Çayırda, çimende, ovada, dağda,
Sevinçte, kederde, ölüde, sağda,
Sıra sıra geçer, gül gülistanda.Kilimde kızımın alnının teri,
Bohçada, sandıkta değişmez yeri,
Gurbetin yolunu bekleyen yâri,
Hep bırakır naçar, gül gülistanda.
| 72 |
Şiirbaz
Ben bir yusuf,
Sense bir şivekar.
Kaybettiğin ruhuna,
İşte yakınsın bu kadar...Maharetinle aç kilidi.
Anahtarın adı cesaret.
Ayaklanmak üzere ruhum.
Bana bir hakediş lütfet...Muhalif ruhumdan yok bir itiraz.
Korkmuyor sana düşmekten.
Yaşamıyordun beni bulana kadar.
Olsun ölümün bir şiirbaz elinden...
| 41 |
Allah Allah. Öyle mi, vah vah...
Mika Hakinen Yoha Kankunen
ne biçim isimlendirmeler.
Her şey bu kadar simetrik
ve birbirinin aynı olduğunda;
neden Noel Baba St. Claus'tur
karda kışta buzda fiyortlarda, anlaşılıyor;
neden önem verirler kişisel haklara,
bu da anlaşılıyor: zorunluluklar.
Halbuki bizde -gereklilik- her insan
bir ozandır; her futbol izleyicisi
bir teknik direktör...
Gene de insanlığın gönlü zengindir.
Bazen ama,
az aptal ve çokça vahşi, yabanıl:
Türkiyemiz, iç ve dış da
olmak üzere, düşman mihraklarca
da bölüşülmek istenmektedir.Unutulmasın bir büyük savaş,
biz değişmedik, ve tek
bir toprak parçamız
yoktur ki asla satılacak.isteğe bağlı ek bölüm:
(Tutuyor Ankara, zapdediyor,
şiddetini sevgiye dönüştürmeye,
hem ordusuyla bile, hem bile bile;
önce İngiltere şimdi Fransa,
herkes dersini aldı üzerimize saldıran
yıkıldı gitti GB imparatorluk
ve ne ince ipliğe bağlı gibi
karman çorman batıl OrtaÇağ gizemli,
ve hem çağdaş Avrupa Birlik,
karşılaştırıldığında Türkiye'mle.
Tüm Batı Dünyasıyla aşık atan bir
Türkiye Ankara'daki -
milyonların dökülmesi muhtemeldir artık
- laiklik yürüyüşleriyle;
eyy Ata'm ne şanlı zafersindir sen
bu ülke ve yeryüzü için! ! -bilen bilir...)
| 169 |
Vatan Bize Emanet...
Aklım Kurtuluş savaşı yıllarına gitti.
İnancın olduğu o günlere doğru itti.
Savaşı düşününce sanki aklım yitti.
Halkımız düşman karşısında diretti.Düşmanların vatana saldırısı niçin?
İslam’ın bu son kalesini yıkmak için.
Halk çok ağladı, kutsal vatanı için.
Düşmanın karşısından dimdik geçin.Düşman kuvveti üstün her yönden,
Uçaklar,tanklar geçer gider önden.
Emelleri bizi yok etmek ta dünden.
Düşman her zaman korkar bizden.Bu halkta milli ruh olduğu sürece,
Gündüze çevrilir karanlık her gece.
Biliyorlar şehitlik en büyük derece.
Bu yüzden şehitlik okur hece hece.Türkü,kürdü,lazı, sünnisi, alevisi…
Dostça yaşamaktır hepsinin hevesi.
Vatanı savunmak için birleşir hepsi.
Düşman duysun sizde olan gür sesi.Düşman biliyor sizde olan cesareti.
Türk milleti kabul etmez ki esareti.
Anadolu’da ayıramaz kemikten eti.
Vatanın halkı tüm gönülleri fethetti.Şanlı tarihimize ibretle bir baksana.
Tembellik uykusundan kalk uyansana.
Kutsal vatanı koruma düşüyor sana.
Vatan emaneti iyice yerleşsin kafana. 29.08.2014
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar
| 140 |
O Şimdi Asker
Oda Gitti Şimdi Asker
Şimdi Uzak Yerlerde Uzak İllerde
Vatan Borcu Dediler Onu da aldılar asker
Şuan nöbetteymiş aldım ondan da haber
Elinde sigarası düşüncesinde sevdiğiEfkarlıymış çok özlemiş
Anasını, babasını birde vefasız sevdiğini
Hala çıkartamamıştır aklından onu
O şimdi düşünceli, üzgün asker
| 45 |
Ayrılık Akşamları
Çok zordur ayrılık akşamları
Güneş bir ayrı hüzünle batar
Sokaklar çaresizlik kokar
Eller bir türlü ayrılmak istemez
Fakat zaman ayırır onları
Bir tütün gibi yanar
Külleri kalır geriye
Çok zordur ayrılık akşamları
Hele bir de yağmur yağmışsa
Ya bir de baharsa
Serde de gençlik varsa
İşte böyle
Çok zordur ayrılık akşamları
| 53 |
Gümüş Rengini Almış Tozdan
gümüş rengini almış kitaplığımdaki eski defterlerim tozdan
o senin resmin durur, gül rengini kaybetmemiş al yangında.
korkarım her an yırtılır diye, neyim kaldı ki bundan başka
saklarım kalbimdeki yerini,bir de senden kalan hatıra resmi!
ve ağıtlarım bütün çiçeklerin renginde,sensizliğe akar sevgili...
| 45 |
Denız Kızı
DENIZ KIZI
Bakislari denizlere isik sacan
Saclarinin pariltisi bakanlari yakan
Görenin yüregini yakan
Sensin O anlatilan Deniz kiziGündüz günesi kiskandiran
Geceleri yildizlari kaydiran
Durusundaki edan ile etrafa mutluluk sacan
Sensin O anlatilan Deniz kiziBakisin mizrak gibi saplandi yüregime
Kimse erisemez Senin degerine
Seni seven bakmaz asla baska birine
Sensin O anlatilan Deniz kiziGirdin yüregime bir kere
Ben Sana asik, Ben Sana tutsak,Ben Sana yanmis
Bekliyorum Deniz kizi bu issiz sahillerde
Sensin O anlatilan Deniz kiziSeni Seviyorum Deniz kizi,hayat devam ettikce
Ben dünyada nefes aldikca Sevecegim,Bekleyecegim
Sensin O anlatilan, Deniz kizi
Seni Seviyorum, Bekleyecegim
| 95 |
Ey Gül
Ey gül;
Ey rengi davet sevdaya
Ey mührü sevda, al gül.
Ey gül;
Önce bir sor
Kaç kez batmış dikenlerin
Kaç kez tüy dökmüş dikenlerine
Kaç kez ağlamış sana bülbül. Ey gül;
Önce gamlına bir sor
Bir yüreği kaç kere durdurur bir gül
Dön birde sol yanına sor
Sor ki ondan sonra gül…S.Güler-25.4.2014
| 55 |
Sabahları Artık Güneş Doğmuyor
Ah gönlüm
karalar bağlanarak teselli olunmuyor
Akşam güneşi
batarken hayal kurmak yetmiyorGeceler ızdırap
rüyalar kabus oluyor
Sabahları artık
güneş doğmuyor yüreğimeGün batımını
izlerken seni düşünmüyorum
Ufuklar
kızıl olmuyor sensizlik yaşarkenYüreğim kanıyor
acılı yaralar kapanmıyor
Gün bitti
akşam oldu umutlar geri gelmiyorAh gönlüm
Sever miydim seni böylesine içten
Alev alev taparcasına
sever miydim seni böylesine yürektenYoluna gözükapalı
başkoyar mıydım delicesine böyle ümitsiz
Sabahları artık
güneş doğmuyor yüreğime sensizAh gönlüm
Anlatamam sana kendimi sevdamı
Dert üstüne dert sardın başıma yetmedi
Sabahları artık güneş doğmuyor yüreğime sensizPusulamı şaşırdım
bulamıyorum yönümü ışıksız
Tükendi umutlarım
Sabahları artık güneş doğmuyor yüreğime sensiz02.09.2014 Alanya
| 101 |
Bir Kadını Sevmek...
BİR KADINI SEVMEK…
Bir kadını sevmek, saçlarını okşamaktır ormanın
Ağız dolusu bir paatya şarkısıdır,
Boylu boyunca uzanmaktır güneşe
Nefesini kokladığın anlara kilitlemektir güneşi
Bir kadını sevmek, akan yıldızları eğirmektir ilmik ilmik,
Bir kadını sevmek yüreğini sarmalamaktır avuçlarında
Bakışlarında kaybolmak, ruhunu kaybetmektir yokluğunda
Bir kadını sevmek, bir ömrü adamaktır,
Yüzündeki çillerini birleştirmektir parmak uçlarıyla
Her sabah yeniden aşık olmaktır tenine,
Bir kadını sevmek, küsmektir yalanlara
Bir kadını sevmek, koşmaktır yarınlara
Bir kadını sevmek kanatsız uçmaktır
Kokusuna sahoş olmak, bakışında doğmaktır.
Bir kadını sevmek
Bebek bebek kucaklamaktır hayatı…Cem KARADENİZ
09/04/2012
01:30
İÇERENKÖY
| 93 |
Milli Şahlanış
Her yer bayrak bayrak,
Gökyüzü yıldız yıldız,
Sevinç seslerine bir bak,
Nasıl bir Milli bilinç almışız!
Millet ayakta, millet sevinçli,
Kadını, erkeği, yaşlısı, genci..
Bunun adı milli şahlanış,
Kenetlenme, beraberlik,
Bu, milli bir uyanış.
Yenilmez, yıkılmaz, yılmaz...
Türkler kimseye hile yapmaz,
Milli anlayıştan yorulmaz.Kazım Öztürk 21 HAZİRAN 2008
| 50 |
U c u z
Öğrenci velisi durumu bilmez,
Evladı gurbette ne yapsa görmez,
Nikahı kıyıyor hiç haber vermez,
Evlilik bu kadar ucuz olamaz.Allah'ın izniyle diyemiyorlar,
İnanıp risklere giremiyorlar,
Peygamber kavli veremiyorlar,
Evlilik bu kadar ucuz olamaz..Öpüşmek,kokuşmak geliyor saçma,
Diyeceğim çoktur ağzımı açma,
Vaatler vererek havada uçma,
Evlilik bu kadar ucuz olamaz.Okulla birlikte sevgi bitiyor,
Bırakılan acı ona yetiyor,
Geçinemem diye kafa ütüyor,
Evlilik bu kadar ucuz olamaz.Töreler,adetler hiçe sayıldı,
Hamile olunca düştü bayıldı,
Zeki'nin sitemi çabuk yayıldı,
Evlilik bu kadar ucuz olamaz.16-10-2009
| 82 |
Baba Yurdu Bir Dağ Köyü
Değirmenin yanı başında bir küçük ova
Şurada bir bahçe, ötede ceviz ağaçları, daha ötede çınarlar
Kavaklar çay boyunca
Ve keçiler tırmanır Kocataş'ın orada
Ya bir çitlembiğe ya bir andıza
Seslenir Yusuf
Uzakta çok uzakta, bir kuş gibi görünen Yusuf
Sesi yankılanır koyaktaBalıklar, alabalıklar, pullu balıklar
Çayda
Suları soğuk çayda
Elimizi uzatır tutardık balıkları
Kimi zaman da oltayla, zıpkınla
Koca Büğet'te yüzerdik
Atlardık kayalardan sulara
Sular köpük köpük kalırdı(Keğiş derdik o zamanlar ona, şimdi de öyle diyorlar
Ama balık kalmamış şimdi
Suları da bir karış ya var ya yok
Değirmeni bile döndürmüyor
Değirmenin önündeki uzun kavak
Kesilmiş
Ve dallarında sincaplar gezinen ceviz
Çeyiz sandığı olmuş) Geceleri Ay doğardı
Vurdu mu şavkı koyağa
Ağaçlar masal ağacı olur
Yusufçuklar öterdi
Gecenin hüzünlü kuşları
Karşı yamaçtaki komşular
Silah atar Ay'a karşı
Çocuklar ateş yakarÇocukların yaktığı ateşte
Gölgeler uzar gider
Ta uzakta bir başka yamaçta Memet Ali
Bir Karacaoğlan söyler
Aheyle
Dağlipin sesi gıcır gıcır gelir
Kendim Çavuş'un bahçesinden
Şeftaliler çalınır(Neye yarar bütün bunlar
Çocukluk bir daha geçer mi ele
Ne gençlik ne yaşlılık
Baba yurdu bu dağ köyünde
Yaşanmış günleri getirir mi geri
Nerde Yusuf
Nerde Fettah
Nerde Acem Ahmet, Memet Ali) Avluk'un oralarda
Pürçek'in oralarda
Kale'nin, Çardak'ın
Kozalaklarından sakız topladığımız ağaçlar
Suyundan içtiğimiz pınarlar
Beni sırtından atan at
Arıkuşu gelmez şahin yok
Abdallar konup göçmez yazılarındaAkifiye
Boynumda bir muskadır
Değirmendere
Nice yıllardan sonra bile
Toprak bir damdır
Büğleğen'le, Adaca'yla, Gök Büğet'le birlikte
Kirazlarının, cevizlerinin, fındıklarının
Tadı yaşar dilimde(Gökyüzünde bir bulut
Nasıl giderse dağlara doğru
İnsan nasıl düşerse yollara usulca
Anılar da öyle
Yol alır gönlümüzde
Eskimez çocukluktaki düşler
İnsan eskise de
Doğa eskise de)
| 266 |
Dost denilir mi
Bizleri hor görüp eğleniyorsa
Böyle dosta dostlar, dost denilir mi
Yanlışa, hataya söyleniyorsa
Böyle dosta dostlar, dost denilir miİyi günde ışık, neşe saçarsa
Kötü günde bizden uzak kaçarsa
Hemen sevip, hemen gönlü geçerse
Böyle dosta dostlar, dost denilir miHalimizi sorup öğrenmiyorsa
Hep bizden bekleyip hiç vermiyorsa
Ziyaret etsek te o gelmiyorsa
Böyle dosta dostlar, dost denilir miPintileşip esirgerse bir çayı
Bizden uzak geçiyorsa her ayı
Neyleyim var imiş tahtı, sarayı
Böyle dosta dostlar, dost denilir miHep anlatıp sesimizi duymazsa
Geleneği töremize uymazsa
Dostu sevip hatırını sormazsa
Böyle dosta dostlar, dost denilir miSözde sevip özde ciddî olmazsa
Dar gününde arayıp ta sormazsa
Hiç değilse üç beş ayda gelmezse
Böyle dosta dostlar, dost denilir miÜzüntü derdini dosta açmazsa
Coşku neşesini hiç paylaşmazsa
Dosta giden yola hiç yaklaşmazsa
Böyle dosta dostlar, dost denilir miİbrahim kimedir bu hücum, akın
Sanki dostlarına sen oldun yakın
Var mı dostlarından senin bir farkın
Böyle dosta dostlar, dost denilir mi
| 155 |
-- 0001-Ang-isip-isip-13500-Philipino-23
-- 0001-Ang-isip-isip-13500-Philipino-23Alam ba ninyo kung
Ang isip-isipHello aking mga anghel...
Hello aking sanggol...
Hello aking mga pag-ibig..
Hello aking mahal...
Hello aking isip-isip...
Alam ba ninyo kung...
Ay isang araw...
Ikaw ay turn..
Ikaw ay kumatok..
Aking mga pinto...
Ako ay dumating..
Ikaw ay sinasabi....
Ikaw ay abala sa akin..
Ikaw ay halik..
Aking mga labi...
Alam ba ninyo kung...
Ang isip-isip...
Ang rosas binuksan..
Sa aking puso..
Ngayon...
Sa buong pag-ibig..
Ang taglamig tapos...
Ang tagsibol ay dumating..
Ang mga bulaklak.. binuksan
Ang aking puso...
Very masaya ngayon...
Ay sinusunog mo ang apoy...
Ang aking katawan...
Kapareho ng isang bulkan...
Alam ba ninyo kung...
Nais mo ang isang pulutong ng mga...
Dahil....
Iniibig ko kayo... ang aking anghel...
Mahal kita... aking sinta..
Kukunin ko pag-ibig mo.. ang aking isip-isip...Naiintindihan ako...
Ang isip-isip....Mersin-2010/06/28-Bilal Genis
| 136 |
Başarı sabırla olur
Her işin başı sabırdır,
Başarı sabırla olur.
İnsanı yıkan kibirdir,
Başarı sabırla olur.Hakikati bulmalısın,
Doğru yola gelmelisin.
Sabretmeyi bilmelisin,
Başarı sabırla olur.Sevgi ile bezenirsin,
Geleceğe uzanırsın.
Sabredersen kazanırsın,
Başarı sabırla olur.Sabır ederek gelişin,
Siz sonucuna alışın.
Başarmak için çalışın,
Başarı sabırla olur.Yusuf sevgi ile bezen,
Azimle kurulur düzen.
Çalış,çabala sen kazan,
Başarı sabırla olur.
| 57 |
Dostun Bağında
Dostun Bağında Biten Gonca Güller Biziz
Var Git Söyle Sultan'a Dertli Öten Bülbüller Biziz
O Şahım Haydar-ı Kerrar Ali'nin Avazını Duymak İsterse
Gökte Kanlı Gözyaşı İle Feryat Eden Turnalar Biziz ...
| 33 |
Naz Bebek
El bebek,gül bebek,Havînim
Ay bebek,can bebek,çiçeğim
Candan kopup gelen yavrum
Dünyaya hoş geldin bebeğimNini nini ey güzel Naz kızım
Teni beyaz,dudakları al kızıl
Çiğdem,lale,menekşe çiçeği
Yerin,göğün,dağların yıldızıAy bebek,can bebek,ciğerim
Ey Naz sen Havîn sen yazım
Göz yaşlarını yüzüne akıtma
Teni devrim kokulu bebeğimSabah,akşam ağlayan kuzum
Kızım,Havînim ağlama yeter
Enginleri aşa aşa geçesin sen
Ürkmeden hayata sarılasın senNini nini ey güzel Naz kızım
Sen daim mert olasın,yürekli
Analı,babalı büyesin,eğtimli
Direnerek acıyı bal eyliyesinEl bebek,gül bebek,Havînim
Kızımın yavrusu,ciğerparem
Elerin yumuk yumuk şirinim
Ey seni çok sevdim torunum…26.10.2009
Yıldırım
| 88 |
Gözyaşı Üzerine
Bir damla gözyaşına sığar
Anlatmak istediklerinin tümü
Bir damla gözyaşı
İçinde taşır
Mutluluğu
Hüznü
Hayat bu kadar basit ve güzel
Bu kadar anlamlı
Ve bir o kadar da içinden çıkılmaz çelişkiler yumağıNasıl anlatabilirsin ki bir damla gözyaşının söylediklerini
Bir cümle içindeBir damla gözyaşı
Güneş vurduğunda gökkuşağı
Bir damla gözyaşı
Gülümserken çiçek bahçesi
Bir damla gözyaşı
Gizler mi yürekteki ateşiSeni canımla taşıyorum
Billur bir yürek içinde
Dokunsan kırılacak
Dokunmasan vurulacak gözlerine
Ağlama
Dokunuyor gözyaşların yaralarıma
Kanatma
Kabuk bağlamadan
Acıtma bir yerlerimiBir damla gözyaşı
İlacım olmazİlacım
Kokunu koklamak
Sabaha kadar
Kan ter içinde
Ateşim düşer
| 95 |
Gurbet Kuşları
Kimbilir nerdesiniz...
Hangi diyarda gezersiniz
Neler gördünüz neler...
Anlatın bana gurbet kuşlarSonsuzluğa kanat çırptınız...
Yıldızlara göz kırptınız
Bulutların içine sızdınız...
Anlatın bana gurbet kuşları.Günlerdir yolunuzu bekledim
Gecemi gündüzüme eklerim
Yanlızlığa çare ararım
Mutlaka gelin gurbet kusları.
Neler gördünüz anlatın bana
Gurbet kuşları...
| 44 |
Dünya Kadınlar Günü - 8 Mart
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ – 8 MARTHavva Ana bu gün Kadınlar Günü
Mekanın cennet olsun.
Fatma ana bu gün Kadınlar Günü
Mekanın cennet olsun.
Zübeyde ana bu gün Kadınlar Günü.
Mekanın cennet olsun.
Uzun Şefre Koca Ana bu gün Kadınlar Günü
Mekanın cennet olsun.
Göv Sultan Nene bu gün Kadınlar Günü
Mekanın cennet olsun.
Sultan Ana bu gün Kadınlar Günü
Mekanın cennet olsun.
Semiha Ana bu gün Kadınlar Günü
Mekanın cennet olsun.
Kız kardeşlerim bu gün Kadınlar Günü
Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun.
Sevgili Eşim bu gün Kadınlar Günü
Kadınlar Günün kutlu olsun
Kızlarım bu gün Kadınlar Günü
Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun.
Kız torunlarım bu gün Kadınlar Günü
Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun
Halalarım, teyzelerim bu gün Kadınlar Günü
Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun.
Akrabalarımın kadınları, bu gün Kadınlar Günü
Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun.
Yurdumun kadınları bu gün Kadınlar Günü
Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun.
Dünya kadınları bu gün Kadınlar Günü
Dünya Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun.
- 08.03.2000 – Adanaİsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul
| 165 |
Doğum Gününü Kutluyoruz Ata’m
Doğum gününü kutluyoruz Ata’m
Bin sekiz yüz seksen birde
Açmıştın gözlerini Dünya’ya Selanik’te
O kararlı,
O azimli,
O masmavi gözlerini
Kahraman bir asker oldun genç yaşında,
Nice zaferler kazandın bağımsızlık savaşında.Doğum gününü kutluyoruz Ata’m
Samsun’da yaktığın bağımsızlık meşalesi
Bir başka aydınlatıyor bu gün yurdu.
Yediden yetmişe, coşkuyla yaşıyor bu haklı gururu
Bayram yapıyor Mersin,
Bayram yapıyor Ardahan, Edirne, Samsun,
Bayram yapıyor Anadolu.Doğum gününü kutluyoruz Ata’m
Gelinler gibi süsledik sokakları, caddeleri
Kol kola, omuz omuza, yürek yüreğe Türk gençliği
Kutsal emanetinin yılmaz bekçileri.
Doğum gününü kutluyoruz Ata’m
Tek yürek bütün yurt.
Çalışkan, kahraman milletin
Yeni neslin sanatkârı, fedakâr öğretmenlerin,
Zeki, çevik, ahlaklı sporcuların,
İzinden ayrılmayan izcilerin,
Onurlanmış asker dediğin gazilerin,,,Doğum gününü kutluyoruz Ata’m
Aydın’da efe
Daha bir sert vuruyor bu gün dizini yere.
İnletiyor seğmenler başkent ufuklarını
Erzurum’da dadaş tutmuş barı,
Ala, yeşile bürünmüş Mersin’de Türkmen kızı
Doğum gününü kutluyoruz Ata’m
Her alanda önder oldun bu halka
Kimi zaman elinde tebeşir tahta başında,
Kimi zaman, ekonomide, tarımda, uygarlık yarışında.
İliklerimize işledik devrimlerini, fikirlerini
Şimdi gönlümüzde yaşıyorsun
Şimdi Anadolu’nun bağrında.Doğum günün kutlu olsun Ata’m
Nice senli yıllara…
| 179 |
Atatürk
Sonsuzdan sonsuza, koca cihana
Hürriyet ateşi yakan Atatürk
Afyon dağlarında, Çanakkale’ de
Şimşekler misali çakan AtatürkEn büyük sevdası, tutkusu vatan
Destan kahramanı bir büyük insan
Cepheden cepheye koşup durmadan
Tam yedi düveli yıkan AtatürkSilip geceleri, tutup güneşi
Verdi de bu yurda sönmez ateşi
Bulunmaz dünyada elbette eşi
Çağlardan çağlara akan AtatürkCahille yobazla yaptı savaşı
Mazlumu korudu zalime karşı
Türklüğün dik duran, eğilmez başı
Mavi denizlerce bakan Atatürkİsmail, ulusum kalmasın darda
Ay yıldızlı bayrak şimdi yukarda
Anadolu denen nazlı diyarda
Özgürlük çiçeği kokan Atatürk
| 84 |
Sonbahardı Buralar
Sen giderken sonbahardı buralar
Eski yaprağından boşanmayı bekliyordu etraftaki ağaçlar
Kurumaya yüz tuttu kaç senedir akan ırmak
Göç ediyor her sabah cıvıl cıvıl ötüşen kuşlarMevsimlik yağardı yağmur artık oda yağmıyor
Her şeye can veren kara toprak şimdilerde hüngür hüngür ağlar
Belki sen farketmemişsin dir ama
Sen giderken sonbahardı buralar...
| 51 |
Ben bir yarım ay olmalıyım
beni bana,
yazmışsın
bulutlar arasında sıkışan
çıkmayı hiç başaramayan
kısık ışığıyla aya
benzetmişsin
evet..
evet ben ay olmalıyım
ay olarak anlaşılmalıyım
sık sık değişip
zaman zaman farklı
kızıl-penbe-turuncu-beyaz
kah bulutlu
kah açık gökte
kah sabah
kah akşam
veya gecenin her saatinde
renkten renklere
hilal-dolunay-yarım ay
daha bilmediğim haller
bulutlara saklanıp
yıldızlardan sıkılıp
sabahlara kendini atıp
gün doğumlarıyla kaçan
kaybolup
akşama çıkan
ah bir yarım ay olmalıyım
diğer yarım seni
seni bulmalıyım..Mustafa kaya
11.02.2007 / Üsküdar
www.mustafakaya.net
| 81 |
Cennet selamı
Cennet selamı cenabı beden yada cennet parmak alfabesiyle allah yazılarak verilir Selam cenabı beden alfabesiyle verilcekse eğer bel bükülür iki bacak açılır dizden dize kol konur
A harfi yapılır daha sonra beden düz yapılır yana dönülür iki kez l harfi yapılır A harfi tekrar yapılır kollar havaya kaldırılır baş öne eğilir bacaklar açılır H harfi
yapılır ALLAH yazılmış olur cennet alfabesiyle selam verilcekse parmaklarla allah yazılır selam verilmiş olur
Sedat hünkar
(Karamecnun delioğlan)
| 75 |
Bir Ardıçkuşu Akasya Ağacında
O yaz,
bol bol roman okudum,
denize girdim kimsesiz kumsallarda;
rüzgârların, balıkların adlarını öğrendim.
Nice cümlelerin altlarını çizdim
kırmızı kalemimle.
Örneğin,
“Asker dolu bir tren tarihi değiştirebilir.”
Sonra gene aynı kitaptan,
“Bir ardıçkuşu şakımaya başladı akasya ağacında.”
Geceleri,
sararan otların üzerine uzanıp
bir açıkhava sineması seyrettim
gökteki yıldızlardan
ve altını çizdiğim cümlelerle konuşturdum onları.
Uzaktan bir çağlayanın sesi karışıyordu
yıldızların mırıltılarına.
Gene de duyabiliyordum Adil Nuşiran’ın huzurunda
hayat denilen bu acılar denizinde
en acımasız dalganın ne olduğu konusunu tartışan
üç bilge kişiyi.
Odama çekilip yatmadan önce,
tarihi değiştirebilecek asker dolu o trenin
hızla geçtiğini duydum,
sonra da
akasya ağacında şakımaya başlayan ardıçkuşunu.Karşıda Midilli,
denizin ötesinde, sessiz.
Bu sessizlik sanki
o sevdalı kadının
bin kulaklı geceye fırlattığı çığlık
binlerce yıl önce.
| 124 |
Uğur Mumcu Can
UĞUR MUMCU CANKoca yürekli bir devdin
O kadar yurdunu sevdin
Uğruna canını verdin
Hey dost hey dost
Uğur mumcu canSarıldın hep memlekete
Paylaşmadın kimselerle
Aldırmadın tehditlere
Hey dost hey dost
Uğur mumcu canGözlerim arar gazetede
Hani yoksun o köşende
Senin yaran hep içimde
Hey dost hey dost
Uğur mumcu canKızıyordu özal paşa
Tedirgindi amerika
Kalemin korku saldı da
Hey dost hey dost
Uğur mumcu canSen şehitler serdarısın
Baığmsızlık bayrağısın
Kavgan senden bize kalsın
Hey dost hey dost
Uğur mumcu canDertl'oğlu hain sevindi
Sandılar ki kavga bitti
Onca yurtsever yetişti
Hey dost hey dost
Uğur mumcu canMetin Gürbüz
| 100 |
Buldum Sonunda
Buldum Sonunda Seviyorum dostlar, bir kara gözü,
Gerçek aşkı onda buldum sonunda,
Umuda şavk tuttu her güzel sözü,
Onun sayesinde güldüm sonunda, Bu güzel duyguyu ilk defa tattım,
Mutluluk var olan, gaflete yattım,
Mazimdeki ne var ne yok unuttum,
Felekten şansımı, çaldım sonunda, Yaşamın anlamı, yoktu önceden,
O oldu ruhuma huzur zerk eden,
Yavaş yavaş hayat verdi inceden,
Bende sevinmeyi, bildim sonunda, Dindi Yavuzdaki, korkunç endişe,
Göz kırptım hasretim olan güneşe,
Ruhumu şad etti, gönlüm pür neşe,
Rahatca bir nefes, aldım sonunda....Yavuz AYDIN 24. 10. 2011: İSTANBUL
0 536 844 78 60
| 94 |
Kaldığı Yarıya Kalakal
Çevresinden geliştiği
Ona göre ayarlanan...
Kendi gibi
İhtiyaç için gerekli,
Sonrasından edindiği
Bakakalırsın karşına...
Düzeyi ölçen
Diğer taraflar;
Kullanılma sakın!
Geriye bıraktığı
Konusundan saklı
Söylenecek söz.
Başarı isteği
Kolay bulunmazan...
| 33 |
Kurban bayramı
Kurban diye alınır, kesilecek hayvanlar,
Kesilir bayram günü, Allah’a olur kurban,
Kanıyla dolar yerler akar yollardan kanlar,
Sele dönerdir kanı, geçilmez olur kandan.Kesim vakti gelince hiç acınmaz hayvana,
Keserler boğazından, gözlerin doyar kana,
Kanlar fışkırır birden sıçrar kan her yanına,
Kesilir onca hayvan, bayramda Allah için.Fakir kesmez kurban, bekler durur etleri,
Kurbandır parça, parça bölünürdür her yeri,
Kesmek bitmişse artık, tuzlanır en son deri,
Hayr_a gider deriler, bayramda Allah için.Birçok garip yaşarken, onca aydır hicranı,
Bayram nedir hiç bilmez hasretle donar kanı,
Boynu büküktür ağlar, yaş dolar her bir yanı,
Kesemez garip kalmış, Allah için kurbanı.Hicran hasret yaşayan, boynu bükük garibe,
Dert olur gelen bayram hüzünden ağlar gene,
Kimse demez derdin ne, bakarken o keyfine,
Ağlardır garip olan, zehir olurdur bayram.Boynu bükük garibi, ağlıyorken bir görsen,
Ağlarken üzüntünden, yüreğin hoplar birden,
Sen de ağlarsın sen’ de, görünce üzüntünden,
Garibe her gün bayram, bayram gelse nesine; A.Yüksel Şanlı er
14 Kasım 2010-11-14
Antalya.Tüm Müslümanların mübarek kurban bayramı
kutlu olsun.
| 160 |
Hasret
Bir gün şu koca dağları aşıp,
Bir gün memleketime dönebilsem!
Evimizin çift kanatlı kapısını
Tekmemle açacağım.
Bak! işte anne! bak! ..
Ben geldim!
Ben diye haykıracağım.
Limanın en cesur balıkçısı,
Recep ustadır benim babam;
Şafakla beraber
Her sabah ben de balığa çıkacağım.
Artık ne işiteceğim:
Beynimde uğuldayan şehrin gürültülerini
Ve ne de dakikada
Binlerce insanın ölümünü bildiren
Ajans haberlerini.
Dayan! oğlum dayan!
Diye bağırırken babam.
Ben küreklere asılıp söyliyeceğim,
En güzel deniz türkülerini.
Rakımla, tütün paramı,
Tuzlu deniz suyu kokan ekmeğimi
Kendim kazanacağım,
Belimde teke saplı bıçağım
Şehrin bilmem ne mahallesinde
Bir de dost tutacağım.
Şöyle bir narayı attığım zaman,
Benden herkes korkacak,
Bileklerinde döğme kama resmi bulunan
Arkadaşlarım olacak.
En dalgalı günlerde bile yelken açacağım,
Bir gün memleketime dönebilsem!
İşte! ben böyle yaşıyacağım.
| 125 |
Seyrüsefer
Almışım adaları karşıma,
Önümde Marmara, hayalimde sen;
Gözümde kırık bir sevdanın silueti uçuşuyor.
Martılar, bir deli sevda uğruna nazlı nazlı öterken;
Ben, yudum yudum seni içiyorum.Gönlüm, lodosa yakalanmış sandal gibi ürkek!
Ufukta çaresizliğimin pırıltısı…
Yalnızlığım gün batımı kadar gerçek.Kalbimin dehlizlerine vuran dalgalar girdaplar oluşturuyor.
Hasretin, hasretim, yalnızlığım; hayatımda derin izler bırakarak.
Ilık meltem rüzgarları kokunu getiriyor; kokunla avunuyorum.
Ha bugün, ha yarın derken!
Sana kavuşmanın hayaliyle avunuyorum.Dalgalar vurdukça sahile;
İlahi bir ses beni çağırıyor,
İşte o an!
Dilim tutuluyor, elim ayağıma karışıyor.
Belki ben kavuşamıyorum ama;
Deniz sevdiğine kavuşuyor.
| 90 |
Güneşten Uzak
Konuklarımız için yıkadık sizin için
Kıyılarımızı bol köpüklü dalgalarla kıştan
Nisan sabahlarının buğusu saçlarınızda
Mavi gözlerinizde sevinç
Telli turnalarla geldinizEn saydam mavilikleri çektik üstünüze
Toroslar'dan Ağrılar'a kadar
Üzüntülerden arındık sizin için
En güleç yüzümüzle çıktık karşınıza
Papatyalar gibi tekdüze
Erkenden uyardık çiçeklerimizi
Kalkınmamız sizden olacakmış
Başımızın üstünde yerinizIzgaralarda lüferler emrinizde
Tabaklarda mayonezli levrekler
Ağız tadıyla yiyemediğimiz
Kirazlar canerikleri çileklerBulutun kınalısı denizin mavisi bizde
Yurdumuza bir renk de siz getirdiniz
Esmerler sarışınlar yeşil gözlüler
Hoş geldinizBiz bu güneş ülkesinin çocukları
Öfkeyle umutla beslenen
Yaz geldi mi ebegümeci madımak
Kar yağdı mı dağda bayırda
Davarımız sığırımızla yarı tok yarı aç
Biz bu güneş ülkesinin çocukları
Kuru emzikle büyüyen gecekondularda
Odsuz ocaksız
Bu mevsimde sevilerden uzak
Yoksun tüm aydınlıklardan
Sabrımızdır geleceğin harcını özleştiren
Bir tuğla bir tuğla daha
Bir avcumuzda kum
Bir avcumuzda kireç
Günler günler boşuna harcanan
Okunmuş bir mektup kirliliğinde
Buruşturulup atılmış günlerYazısız kâğıtlarca anlamlı
Alyuvarlarla beslenen özlem
Kum kireç ölçek ölçek zamanBiz bu güneş ülkesinin çocukları
Güneşi konuklara bırakanOysa bardaklarda altın yeşili şarap
Marmara'nın midyeleri soframızda
Olgun domatesler taze soğan
Derilerde Afrikalı yanıklığı
Hoşi Ming'li savaş çocuklarıyla birlik
Garcia Lorca'lı kızlarla bir aradaKarşıda Nâzım'ı dalga dalga getiren deniz
Oturup diz dize bir kıyıda
Aynı balık çorbasını kaşıklayabilirdikBiz bu güneş ülkesinin çocukları
Güneşi bulutların ötesinde bırakan
| 207 |
Subh-dem Îsî Nefes Olup Eser Bâd-ı Sabâ
Subh-dem Îsî nefes olup eser bâd-ı sabâ
Bülbüle virür haber gül geldüginden merhabâZî-sabâ kim Huld bâgından gelüp bagışladı
Topraga pîrâne ser-pîrâye-i ahd-i sabâSebze olmış hulle-pûş u gonca-gül-gûn pîrehen
Şâh-ı gül gûher-nisâr u lâle yâkût-ı kabâCennet-i Aden oldı gül-zâr âb-ı kevser cûyibâr
Ebr lü’lü-yi Aden saçdı vü yil müşg-i HıtâGül urunmış tâc-ı lal ü nergis almış câm-ı zer
Hâre pîrûze-selebdür hâr mînâyî-ridâGül serâ-perde düzetmiş girü cilve urmaga
Ol serâ-perde içinde bülbül uş perde-sirâYâr zülfine sabâ yili güzer kıldı meger
Kim anuñ enfâsı-y-ıla hoş muattardur hevâGonca ışkından lebinüñ her gice uş teng-dil
Gül yañagı hacletinden her seher gark-ı hayâGül bigi keşf isteseñ nergis-misal itgil nazar
Rahmet âsârına kim tolmış-durur arz u semâİsdeseñ berk ü nevâ ıyşe varalum bâga kim
Toludur gül-zâr u bâg ucdan uca berk ü nevâVarsa göñlüñde küdûret câm-ı mey nûş eyle kim
Ol küdûret mahv olup göñlüñ tola nûr-ı safâFikrin encâmuñ unıt Cem bigi câm-ı lal iç
Kim bu derde dahı nesne olmadı olmaz devâLâle vü nergis bigi ildin koma bir lahza kadeh
Yile virüp ömrüñi gül bigi itmegil hebâMevsim-i gül fursat-ı işretdür itme fevt anı
Çün güli bildüñ ki bes nâzükdür ü endek bekâAhmedî cân saña mihmândur düriş hoş dut anı
Kim azîzi hwâr dutmah olmadı olmaz revâ
| 207 |
On Kasım Günü
Saat dokuzu beş geçtiği an,
Gözlerini kapamıştı Atatürk.
Üzgündü büyük küçük her T ürk,
Yas içinde idi vatan.
On kasım günü.Artık doğmayan bir güneş gibi battı,
Daldı bulutlarına dünün.
En acı ızdırabı oldu günün,
Bütün Dünya devletleri anlattı.
Tarihe O’nu.Yine öyle büyük ve cesurdu,
Koskoca Türk’ün önünde.
Bugünde,dünde,
Kollarımızda kuvvet, kalplerimizde sırdı.
Barış kahramanı.Onunla başladı yurdumda medeniyet,
Tüm olanca hızıyla.
Oğluyla kızıyla,
Ebediyete kadar bu büyük millet;
Saygıyla anar Onu.TÜRK DÜNYASINDA ATATÜRK ŞİİRLERİ ANTOLOJİSİ:2
Balkan Aydınları ve Yazarları Yayınlarından
| 82 |
Gençlik Mavraları
işte şöyle böyle /zorunlu/ geçti geçecek
/yavaşça/ yumurtaya basarcasına yürüyüp gidiyor gençlik
daha nelere kıyılacak neler görülecek
gerçekte yapılan acı bir eğlence acı bir şenlik
geldi geçti gidecek
(bizim miydi) bu kimin yılı
kahvede sokakta okulda evinde çürüyecek
e ne zaman iş görecek bu hepten yaralı
ne kaldı tatmadık... ne kaldı üzülecek
daha çözdürülmemiş/ken/ ayağı eli dili
sorunlar yığıldı yığılıyor yığılacak, çözülmeyecek
bu yılda gelecek yıllarda belli işsizlik /az da eğitimsizlik, şutlanmalar/ işsizlik ve işsizlik
ayağa kalkın beyler işte gençlik Hamit Cemiloğlu
| 84 |
Çanakkale
Yılların viranıyla oturmuşlar kanla genizlerimize
Yok olan salyalı yürekleriyle,girmişler denizlerimize
Kolaymı sanıyordunuz siz Çanakkale'yi geçebilmeyi
Kolaymı sanıyordunuz Allah'ın bizden vazgeçeceğiniÇok iyide oynadınız oyununu,müslimlerin bahtının
Cihana hüküm süren yavuzlar yavuzu Osmanlı tahtının
Batışına sevindiniz,güneşlerin ve yiğit oğulların
Hayaller kuruyordunuz şerle,İstanbul'un Anadolu'nunDüşmanlar sarmışken Kumkale'yi,Rumeli'yi,Sedülbahir'i
Kirli pençeleri deydi deyecek,geldi sesi,nefesleri
İngilizi,fransızı,heybetli gemileri gelmiş gururlu
Yüzüyor Şubat'ın soğuğundan,kanlı matemin Mart'ına doğruNeredeydi bizde onlarınki kadar cephane,ordu,mermi
Saldılar kurşunları kınalı kuzulara yağmurlar gibi
Mermin yokise süngün var asker,yüreğin var asker denildi
Ölüncek dedi Mustafa Kemal,vede seve seve ölündüKoca Seyit mermiyi değil,destanı sırtladı namlusuna
Allah'u Ekberle Bouveti batırdı,hilalin şanlısına
Ey kendini dünyanın sahibi sananlar,yedi düvel; bir dur
Geçilmez Çanakkale,geçilmez Nusret,geçilemez İstanbulYürekle savaşan Türkün ordusu,kalmazdı kanımız yerde
Top sesi,can sesi,toz bulutlar ve ölüm sesleri heryerde
Kaçmaktan başka çaresi kalmayan o şanlı medeniyetler
Yaralarımıza otlar basılsada,vız gelirdi eziyetlerYoktu böyle merhamet,nasıl bir düşmandın sen Türkün neferi
Kırıp geçtiler yurduda,kalleşliğin yoktu kinden eseri
Atalar,bacılar,analar düştüler yollara şeref için
Bir avuç toprağa,binlerce şehit kanı akarken için içinTarihin dönemeci Çanakkale,ışıltın başka doğuyor
Üçyüzbin şehidimiz,alnındaki beyzalarıyla yatıyor
Vatanımın şanlı bayrağı,destanlara destan katıyor
Bir asırdır biz burdayız,kor yürekler sizin için atıyorEy Vatan nöbetini,şanlı semalarda tutan,şanlı hilal
Sönmez iman,sönmez ay,sönmez tarih,bizim kalacak istiklal
Selam olsun yüreği vatan dolu şüheda kullarımıza
Cehenneme atsalarda,serdarlar çıkacaktır yollarımıza
| 199 |
Anam
ANAMAnam benim başımın tacıydın
Sen benim derdimin ilacıydın
Yemedin yedirdin
Giymedin giydirdinSenin bir parçanım canından
O bayrak rengi kanından
Hakkını helal eyle anam
O çıkar gözetmeyen yanındanGüzel anam dertli anam
Sen göçeli kanıyor gönül yaram
Allah yerini, makamını cennet eylesin
Nur olup, bütün cennetleri seyreyleyesinCennet anaların ayağının altında dedi resul
Allah bunların hepsine koymuş bir usul
Anam benim, Allah rahmet ve nur versin
Seni cennet ve cemaline erdirsin. Amin.Hasan BELEK 15-11-2007
| 72 |
AB Süreci Nereye çıkar
Adem le Havvanın çocukları olan Habil ve Kabil arasındaki uyumsuzluk, bel ki de insanlar arasındaki ilk kutuplaşmanın başlangıcı olmuştur.Bunun da ötesinde insanı ayrılığa sürükleyen en temel ayrım, Adem'in yasak meyveyi yemesi, şeytan ve melek mücadelesinde insanın ilk defa şeytanın telkinlerine yenik düşmesinin prototipini oluşturur.Bu yasak meyva Kabil'e yasak olan kızkardeşken; Kabil şeytani bir hırsla bu yasağı çiğnemek için Habil'in kanını akıtmıştır.
İlk kanın akıtılmasından binlerce yıl sonra, iki kutuplu dünya örneği olarak, Troyanın şahsında Anadolu ve doğu toplumları ve Atinanın şahsında antik Yunan ve batı belirgin iki kutup olmuştur.Bu kutuplaşmanın sonucunda Troya kuyularına atılan binlerce kafa ve akan oluk oluk kan, batılıların insanlığa bakışını yansıtan önemli bir örnek olarak karşımıza çıkar.
Bundan önceki ve sonraki süreçlerde özellikle peygamberlerin şahsında Hak ve batıl mücadelesi süregelmiştir.Musevilerin yoluna çıkan Firavun ve İsevilerin yoluna çıkan Yahudiler ve Müslümanların yoluna çıkan cahiliye devri arapları ve islam toplumunun büyük devlet oluşuyla başlayan haçlı seferleri insanlar arasındaki kutuplaşmanın ana arterlerini oluşturur.
Osmanlının dünya hakimiyetini kazanması ile batılılar yine doğudan edindikleri bilgilerle Rönesansı gerçekleştirdiler.Rönesansla birlikte güçlenmenin ve zenginleşmenin yolunu arayan batılılar, makyevelist felsefe ile güçlenerek daha fazla kazanç elde etmenin yollarını aramaya ve keşfetmeye başladılar.Bu süreç klasik kapitalim teorilerinin üretildiği 1800'lü yıllara geldiğinde, nihai hedef, Osmanlı'nın şahsında islam toplumu olmuştur.
Osmanlı'nın yıkılışı ile 1500'lü yıllarda başlayan makyevelist süreç nihai hedefine ulaşmanın en kestirme yolunu bulmuş olmaktadır.
Böylece sömürgecilik ve emperyalizm karşısında, benzer emperyalistlerin hırsları hariç, belirgin bir güç kalmamıştır.Sanayileşme süreci ile batılı toplumlar dünyanın bütün zengin kaynaklarını sermayeye çevirmek uğruna, insanlığı hiçe sayarak, faaliyetlerini sürdürmeye devam etmişlerdir.Kapitalist dünya karşısında bir kutup kalmayınca sovyet rusyanın oluşumuna göz yumarak kendine yeni bir kutup yaratmıştır.Bu kapitalizmin batıl Hristiyanlıktan arındırılarak yorumlanmasından ibaret olan komünizmdir ki; Sovyet Rusyanın yıkılması ile bir ütopya olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
Osmanlının tarih sahnesinden çekilme süreci ile dünya dengelerinin yeniden oluşturulması için 1.Dünya savaşı başlamıştır.Birinci dünya savaşı ile paylaşıma açılan islam topraklarının paylaşımından kazanım elde edenler yeniden paylaşım için 2.Dünya savaşına girmişlerdir.
İkinci Dünya savaşı ile başlayan süreçte; Sovyet Rusyanın yıkılması ile yeni dengelerin oluşması gündeme gelmiş ve balkanlardan başlayan yeni dünya düzeninin oluşturulması süreci görünürde Amerika liderliğinde ama aslında İngiliz politikaları ile şekillenmeye devam etmiş; kafkasya halklarının şekillendirilmesi ile sıra ortadoğuya gelmiştir.Irak savaşı ile başlayan süreç Suriye,İran ve en son Türkiye ile sonlandırılacak yeni Dünya düzeni ve böylece İslam toplumları tamamen Hristiyanlığın karşısına alınacaktır.Böylece çok özlenen(!) Armageddon'un alt yapısı oluşturulacaktır(!) Bu kutuplaşmanın doğal lideri olabilecek ülke tarihsel süreç açısından Türkiye görünmektedir.Ancak Armageddon'un büyük zorluklarla gerçekleşmesini istemeyen batılılar karşı kutbun doğal liderini kendi aralarına katmayı düşünmeleri mantıklı bir süreçtir.Ya da büyük ihtimal o dur ki Türkiye'ye kendileri tarafından giydirilebilecek ısmarlama bir islami elbise ile; işte düşman deyip karşılarına almaları gerekmektedir.Bunu yaptıklarında liderin arkasındakilerin de gelebilmesi için; sözkonusu liderin ekonomik olarak ta güçlü olması gerekmektedir.Avrupa birliğine girme sürecine sokulan Türkiye bu anlamda algılanmalıdır.Buradan başlıca iki sonuç çıkmaktadır;
1-Avrupanın içinde erimiş bir Türkiye ve doğal liderini yitirmiş İslam toplumları
2-Batılıların isteği ile İslami kimlik giydirilmiş ve içte batılı normları kabullenmiş bir Türkiye ve ve onun arkasında sürüklenen islam toplumlarıBu iki seçenek ve bunun ara seçenekleri Armageddon'u hedefleyen projeler olacaktır.
George Bush'un politkacı ağzı ile dilim sürçtü dediği haçlı zihniyeti bugün salyasını tutmaya çalışan bir timsah gibi tetikte beklemektedir.Ve büyük acılarla kıvranmakta olan Irak, sürünün hasta üyesi olarak timsahın güçlü çenesinde can çekişmektedir.Ama öldürmek yerine yarası kanatılarak,diğer timsahların iştahları bu tarafa çekilerek; haçlı zihniyeti sürekli dinamik tutulmaya devam etmektedir.Bu anlamda Türkiyede uygulanan değişim politikaları ve AB süreci, Avrupalıların isediği kıvama gelebilmesi için 2020'li yılları beklemektedir.İkibin yirmiden sonradır ki Türkiye 'ye bir Avrupa ülkesi olup olmayacağı şu iki şekilde sorulacaktır; Avrupayı benimsemiş ve batılılarca dikte edilmiş islam libası ile onların emellerine doğrudan hizmet eden bir Türkiye ya da aynı libasla karşı safta görünerek dolaylı yoldan batılıların doğu toplumlarına doğrudan çullanmasına çanak tutan bir Türkiye mi olmak istersiniz(!) .Bu sorunun cevabını biz diplomasi ve sözle değil; ekonomi ile kanla,canla vermek zorunda kalacağız. Roma'dan inşa edilmeye başlanmış olan yollar ki; Avrupa Birliği süreci, bu yolun kilometre taşlarını koymanın en diplomatik yolu olarak karşımıza çıkmaktadır.Bu diplomasi siyasetinin arkasında duran gölge İngiliz emperyalizmidir.
Yukarıdaki sebeplerden dolayı Türkiye bir an önce yüzünü doğuya dönmeli ve güçlü bir Türkiye olmanın yollarını ararken batının gelişmeye yönelik imkanlarını eş zamanlı olarak kullanmalı, kendi büyük doğu projesini ve siyasetini üretmeye başlamalıdır.
| 695 |
Doğum günün kutlu olsun FATOŞUM
Doğum günün kutlu olsun FATOŞUMSevgidir gömleği sabır serveti
Yaşama insana vardır hürmeti
Analık dediğim hakkın rahmeti
Doğum günün kutlu olsun FATOŞUMZamana yüreğim açık koşarım
Aldığım nefesin oldun yaşarım
Sevgi saygı zor diyene şaşarım
Doğum günün kutlu olsun FATOŞUMMutluluğun oldu hayat pastamız
Mevsimlere sordum aynı yaştayız
Sevgi sarayında yatan hastayız
Doğum günün kutlu olsun FATOŞUMKıble ettim doğduğun o şehiri
Sevgi çağlar yüreğimin nehiri
Dost Şeref den doğum günü şiiri
Doğum günün kutlu olsun FATOŞUM14/01/2010
Dost Şeref
| 80 |
Seytan Vadisi / Ermenistan
Nasirli ellerim, hatirlamazmiyim hic, bu yorgunluk:
onca emek, onca hizmet, onca endise duygusu,
izin verin kendini taniyarak büyüsün güller.Agir bedenim, saklayabilirmiyim hic, bu sakinca,
bu zulüm, bu kanli ekinler,
bu etrafi yüreklerden örülü mezarda buharlasiyor sözüm.Yorgun dizlerim, özlemezmiyim hic, yillar ötesine dönüs;
Asiligin derin izi var bizim alinlarimizda,
huzurlu degil -kim olur ki- dagi tasi zulüm kokan bir vadide.Yalniz ruhum, istemezmiyim hic, gökkusaklarinin mevsimini,
midyelerin balina asklarini, memesinden zemzem suyu dagitan anneyi, bir düsü ve bir gülüsü,
yalniz kalmis ruhumda sabir yesermis bir hasat günü yaklasirken.(15) Seytan Vadisi/Ermenistan(Ucurumun Sesi adli siir kitabindan)
| 96 |
Dost Diye Diye
Ben gönlümü kul eyledim ehli irfana
Kamil insana
Dost elinden çekmem eli gitmem yabana
Durdum divana
Dost diye diyeDüştüm mürşit kemendine sardım özümü
Verdim özümü
Mürşit bana ayna oldu gördüm özümü
Serdim özümü
Dost diye diyeTutuştu gönlüm elinden sönmez bir daha
Dönmez bir daha
Dosttan başka gerek mi var bir kıblegaha
Girdin dergaha
Dost diye diyeOturmuş gerçek erenler sohbette sazda
Demde niyazda
İçirdi deminden saki bize birazda
Gönlüm avazda
Dost diye diyeDaimi'yim her an arar gözlerim seni
Özlerim seni
Alır gönül köşesine gizlerim seni
İzlerim seni
Dost diye diye
| 92 |
Eski Ev
Parayla pulla donen dunya
Eski ev yasadigmiz musterek
Para birsey degilmis guya
Kader bize de guller elbetYarim kalmis bitmeyen isler
Hersey bagli para ve zamana
Omur avuclarimin icinden ucup gider
Vakit ilerlerken bugunden yarinaBorclar bir yanda aska zaman yok
Eski bir ev icine durmadan kos
Kimisi acken kimisinin karni tok
Hayat fuzuli gerisi bosYasayip gidiyorum eski bir evde
Geciyor aylar yillar mevsimler
Daha guzel bir hayatim olsa keske
Demek buymus anlima yazilmis kader
| 75 |
Bir Doğum Günü Hikayesi
Aslında onu bu kadar özleyeceğimi hiç düşünmezdim. Özlemi hasreti bir başka dolduruyor içimi, bir başka arıyorum onu. Ayrılalı aylar oldu birkaç defa görüştük. Her görüşmede hasreti bir kat daha arttı içimde… ve dilimde ikimizin birlikte söylemekten zevk aldığı Zeki Müren şarkısı
Sen benim özlediğim
Yıllarca beklediğim
Gel artık gel dediğim
Biricik sevgilimsin
Yoluna gül döktüğüm
Resmini hep öptüğüm
Önünde diz çöktüğüm
Biricik sevgilimsin
Bu şarkıyla özlemimizi çoğalttık bu şarkıyla mutlu olduk. Yarın onun doğum günü belki de ilk defa onun doğum gününü onsuz kutlayacağım. İlk defa onun sesini yüzünü görmeden ona cesurca seni seviyorum diyemeyeceğim. Aslında o yazdığım bu mektupları 18 yıl sonra okuyacak haberi olmadan yazıyorum duygularımı 18 yıl sonrasına hediye etmek için kaleme alıyorum. O her şeyden habersiz, şiirlerden yazılan mektuplardan ve özlem kokan yüreğimden kalbimden habersiz bu yazıyı yazdığımı bile bilmiyor. Belki de hissediyor onu seven onu özleyen biri olduğunu duyumsuyorsa. Aslında boş bir avuntu bu benim kendimi kandırmaktan başka bir şey değil. Yol alıyoruz Ağrı otogarından Eskişehir’in bilinmezliğine yine bir şarkı dolanıyor dilime sanki benim için söylüyor hadi çık gel dercesine Cengiz Kurtoğlu yorumuyla
Sevdiğim bugünü bilir diyordum
Unutmaz mutlaka gelir diyordum
Beraber olmayı çok istiyordum
Bu doğum günümü sensiz kutladım
Aslında kutladığım çok şey var onsuz. Yaşamın anlamsızlığı var ondan uzakta belki de. Bir şeylerin eksik kaldığı tamamlanmadığı adını koyamadığım tutkular var. Yarını onsuz yaşamak ve onun adını sayıklayarak yastıklara sarılmak ve öylece uyumak belki de acıların en büyüğü sancıların en anlatılmazı. Yazılan şiirler söylenen sözler hiçbir zaman yalanlanmadım kendimce hep o vardı anlattığım yada anlatmaya çalıştığım duygularımda ama şimdi o yok yanımda yalnızlığı bir bıçak gibi saplanıyor göğsümün en zayıf noktasına. Aynı şehirde yaşayan iki yabancı olsak da içimdeki bitmez sevgin bütün vücudumu sarıyor. Gece ilerliyor vakit her zamanki gibi sensizlik. Yok olmak gibi bir şey bu adı konulmamış tarifi yapılmamış. O nu seven biri vardı ona bu şiirleri yazan bu mektubu ona ulaştırmak için tam onsekiz yıl bekleyen ben. Mutlumu şu anda bunun ne anlamı var bilinmez söylenen şarkılar yazılanlar hep öksüz hep yetim. Gel dese koşar gelirim dakikalar mesafeler engel olmaz içimdeki bu bilinmezliğe. Aşk şiirleri okuyor mu ona sevdiği, ellerini tutup da gözlerinin içine bakarcasına kendisini görüyor mu? Bilinmezlik şarkısı devam ediyor. Hikayem duygularımın başlangıcı aslında yaşanan her şey acımasız olsa da sevmek beni hayata bağlıyor.
| 379 |
Sensizlik
SENSİZLİK
Kaşların hilal senin, yüzün dolunay
Seni özenerek yaratmış yüce Allah’ım.
Ben seni sevmişim, ayrılmam kolay
Aşkına saray oldu, sevdanı koydu yüreğim
O güzel yüzünü gördüm, sevdalın oldum
Sevdana düşeli dünyama seni doldurdum
Yaşarken ayrılık kelamını zikretmez oldum
Olursa eğer tabutlara girer benim bedenim.
Ölmez ölmezse bu dünyanın sonuna kadar
Senden gayrı dünyada başkasına bakamam
Canım alıp tabutlara koysalar da yatamam
Sensiz başka dünyalara gitmez bedenim. SELAHATTİN ÖLMEZ
| 69 |
Ah Rambo Ah Ne de Aslandın Ne de Kaplandın
Bu Amerikalılar alem adamlar vallahi... Dünya film piyasasının büyük bölümü ellerinde olduğu için, insanları olayları cilalayıp parlatmayı da biliyorlar, ülkeleri yerden yere vurup silkelemeyi de biliyorlar... Holywood denen sinema fabrikasının bir çok ülkenin milli gelirinden ihracatından fazla gelir elde ettiği kulağımıza gelen haberler arasında... Milyonlarca dolar bütçeler ile filmler çeviriyorlar, hiç bir masraftan kaçınmadan, sonrada parsayı topluyorlar milyon dolar olarak...Silvester Stallone'nin oynadığı o meşhur hayali kahraman Rambo'yu hepiniz tanıyorsunuz. Belki içinizde ''Onu tanıdığım güne lanet ediyorum.'' diyenlerde vardır... Televizyonda filmlerini defalarca izlediniz. Uçtu, kaçtı, on kişinin arasına daldı sağ çıktı, helikopter düşürdü, düşman askerlerinin sabrını taşırdı... Nihayetinde beş altı tane Rambo Filmi yaptı ve köşeyi döndü arkadaş. O filmleri de bizim gibi ülkeler ile birlikte dünyanın bir çok ülkesine de kakaladı ve dünya kadar paralar kazandı hem Amerika hem de kendisi...Bazı zamanlarda rastlamışsınızdır basında Türk Ramboları benzetmesine ki ne kadar yalan ve yanlış bir söylem olduğu da gün gibi ortada... Benim tertemiz, vatan sevgisi ile dolu dolu askerimi Amerikalının hayali bir kahramanına niye benzeteyim ki? Hiç duydunuz mu onlardan Amerikan Mehmetçiği ya da İngiliz Mehmetçiği diye bir kelime ya da cümle, duyamazsınız... Mehmetçiğin bir anlamı da küçük Muhammed'tir...Bir çok ülke de askerlik paralıdır, buna ABD' de dahil, paralı olduğu içindir ki de onların vatan ve namus gibi kavramları bizim ki ile kıyas bile kabul etmez... Gerçek savaşların çekilmiş belgesellerini izleyin bakın, askerler hep tankın arkasından ya da saklanarak bir şekilde korka korka ilerlerler bir çatışma bölgesinde... Belli ki Rambo ve benzeri filmler kendi askerlerinin cesaretini arttırmak için, kısaca onlara gaz vermek için çevrilmiş medya tik materyallerdir... Gerçek bir savaş da ya da onların çevirdiği bir film de süngü takıp da mermilerin üstüne giden bir askere ya da subaya rastladınız mı? Rastlayamazsınız, böyle olaylar, bizim Mehmetçiklerimize özgü, onlara ait kahramanlıklardır... Bizim askerimiz asırlardan beri Mehmetçik diye anılır ve kıyamete kadar da öyle kalacaktır. Bu komplekslerimizden kurtulalım artık. Cesaret ise cesaret, akıl ise akıl, kuvvet ise kuvvet, vatan sevgisi ise her zaman dorukta... Hele de emperyalist bir ülkenin askeri ile Mehmetçiği kıyaslamaya kalkmak ve O'na Rambo diye etiket yapıştırmak hiç kimsenin harcı olmamalı... Kağıttan kaplanlar ile düşman karşısında dişi ile tırnağı ile kaplanlaşanları birbirleri ile karışıtrmayalım kesinlikle... Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine...
| 371 |
Doğa Adında Bir Ermiş
Toprak ana kız doğurmuş
Adını da ağaç koymuş
Yazın giydirmiş onu
Kış gelince soymuşNere gitsin nasıl etsin
Şaşırıp kalmış ağaçcık
Hem üşümüş hem ağlamış
Her bir yerleri apaçıkDoğa adında bir ermiş
Ağaçları çok severmiş
Kurmuş gizli tezgahını
Renkler kokular eğirmişKumaş dokumuş ışıktan
Gelinlik kıza giydirmiş
Alıp götürmüş sarayına
Oğlu ile evlendirmiş
| 55 |
Denge Limanı
sevgilim bu ne büyük ayrıcalık
buluşma noktasında yumuşak dokunuş ve kutsal taleplerde hızlı açılım
görev bilinciyle gerçek dünyalara taşımak zorundayız kendi kendimizi
ateşlerinde büyüdüm senin
kucağında öğrendim duyguların inanılmaz boyutlarını
insan üstü çaba
doğa dışı özgürlük denemeleri
en coşkulu biçimiyle inanç
biz buyuz
ne uzantıyız
ne de donanımların son bestesi
bakışlarımızın ibadetlerinde sonsuzluğa açılan resim galerileri soyut değil artık uçuşlarımın nefis havası
ruhumun tek koruyucusu
gövdemde devrimler başlatan varlık
yalnızca sana tapıyorum
her şeyimle, her şeyine.
| 78 |
Güneş Yanığı
yüzümdeki leke arzu güneşinden hatıra
sesimdeki girdap
içimden sökülen kökdalauzun geceler bazen böyle
gövdeme vura vura içerden
uyandırıyorum ya kendimi Necati!
rüyada bana görünenler olmasa
beni uykuya götürenler olmasa
tekrar nasıl dönerim ben kendime Necati! suçluluk izin vermiyor özgürlük duygusuna
günışığına çıkınca kamaşıyor göz
bakarken güneşin utkusunaakın var akın, içimden akın
beni güneşe götürüp yakın
güneşe varamayanlar
güneşin uykusuna yakınsökülerek gidiyor insan
boşluk halinde her durak düşerken benzine
kökleri iç açılarının toplamında
biriken bir krizle gidiyor
öyle akarak dipten dalın benzine
baksalar alevalır, ağır alev
baksalar güneşini yitirmişin benzinedoluluk yok bizim gecemizde
içimizde büyürdü güneş
sayrılık hatırlamadı uykusunu sesimizde
çok seneler geçti, geçmedi
öyle memnun ki yerinden
sadece "keşke"lerdi beliren gönümüzdeböyle çıktıkça dünyadaki yerimden
gölgeler neden kısalıyor içimde
bilen yok ne yapacağımı kaygı belirdiğinde
kefilim yok! yok kelimelerden başka
yok olan bu güneş tutulmasında
şimdi tekrar nasıl dönerim ben kendimeBu cıvayı kim koydu kalbimize Necati? Varlık, Ocak 2004
| 150 |
Huzurmu Dedin
Sevinçlisin
Rahat mısın Bozuyük’te
Evlilik nasıl gidiyor
Güldüğüne göre
Huzura kavuştunBeni sorma hiç
Yalnızlık güneşiyim
Bazen fırtına gibi eserim
Bazen yağmur olur yağarım
Bazen ağlar
Bazen de gülerimBeni tanırsın
İnsanlık güneşiyim
İyilik meleğiyimSevinçlisin
Rahat mısın Bozuyük’te
Evlilik nasıl gidiyor
Güldüğüne göre
Huzura kavuştunArtık görmek istemiyorum seni
Yüreğimde izin kalmasın
Git uzaklaş benden
Kendi hayatını yaşa Beni tanırsın
İnsanlık güneşiyim
İyilik meleğiyimVarsın dolu yağsın kalbime
Kırılsın kalbim
Parça parça olsun
Ne çıkar
Anıların yeter banaYaşlıyım
Saçlarıma kar yağdı
Yılanın zehri gider
İftiranın zehri gitmez
İzi kalırBeni tanırsın
İnsanlık güneşiyim
İyilik meleğiyim
| 92 |
En Büyük Günahım
Yok mu bu aşka bir çare?
Yok mu,kalabalıklar içindeki yalnızlığıma bir sırdaş....
İşlediğim en gizli günahımsın sen
Yaşayamadığım en büyük günah
Ettiğim tövbeler neye yarar?
Aşkını sevab biliyorum.
| 31 |