siir
stringlengths 171
74.5k
| siir_uzunlugu
int64 31
9.7k
|
---|---|
Konuş Arkası Gelir
Konuş Arkası GelirDüşmanlarımı çoğaltırken salkım geceler
Tetikler düşer vurulur sofralarda ekmek
Telkine gelir fetvamızı verenler-
Tanrı taksiratınızı affetsin.
Sinsi bir yılan gibi kırbaçlar içimi tövbesi.Sahi bu sabah kim çaldı soframızdan düşleri?
Dilin suskunluğu kendine ihanettir-
Yarına kalmadı sığındığım dünler ya sen
Ey başımdaki hatıra kalan çığlık............
Zamanı mı güne susmanın- konuş arkası gelir..
| 56 |
Hadi Göreyim Seni Bebek
Hoş geldin Prenses. İşin çok. İkisini adam etmen, onlara hayatı öğretmen gerekecek. Şu uzun boylusuna "Baba" dersin. Gülümseyen, saçlarını genellikle atkuyruğu yapana "Anne". Onların gece gülüşüp kendi başlarına televizyon karşısında yayılmalarına izin vermemelisin. Bir bahane bul işte. Karnım ağrıyor de bağır. Gazım var beni gezdirin de ağla bul işte bi şeyler. Yemek sırasında hele yemek yaparken o anne dediğinin elini ayağına dolaştırman lazım Mama saatim geldi de olmazsa çişim geldi de.. de ki uzun boylu baba dediğin eve geldiğinde yemek bulamasın. Olsun Çiğdem ben akşamki fasulyeyi ısıtırım sen çocuğa bak desin. Ne akşamı... yoksa akşam gezmeğe mi çıkacaklar? ne gezmesi? sen varken... hem de anneannene bırakacaklarmış seni. Hemen bir şeyler bulmalısın. Bu gezme de onların burunlarından gelmesi lazım. Yoo yok olmaz öyle şey. Ne demek el ele Karşıyaka'da gezeceklermiş. Hıh tamam oldu gözlerim doldu. Göster kendini bebek göster onlara sensiz gezmeği. Anneanneye öyle ağla ki kadıncağız yarım saat sonra telefon edip çağırsın Yavrum çok ağlıyor hani gezmeyi kısa kesip gelseniz. Hastaneye götürsek bir desin. Ne hastanesi... onlar gelince bir gülücük hopp mışıl mışıl uykulara. Siz geldiniz ya gönlüm rahat uyuyabilirim artık. Sabahları şu anne dediğin uykuyu çok sever onu o çok tatlı uykusundan uyandırıp gazım var arkasından çişim var arkasından karnım acıktı arkasından canım sıkıldı ağlamalarıyla onun sabahlarını sabah uykularını sabah keyiflerini bozmalısın. Bozmalısın ki her sabah okula geç kalsın. Baba dediğin uzun boylu giyinirken işe gideceğini anladığında basmalısın yaygarayı ki o sen uyanmayasın diye parmaklarının ucunda dolaşsın evde. Tek pabucunu giymeden teki elinde çıksın dışarıya hatta traşını işte de yapabilir arabada giderken de yapabilir. Araba dedim de ahhh bir tek arabada ağlamamalısın. Arabaya binince camdan bakınmalısın. Attalara giderken ağlamak yok. Ohh al emziği ağzına keyfine bak. Biberon da çantada. Arabadan inince ağla eve gelince. Bir tek parkta uslu. Akşam parka götürün beni diye tuttur. Salıncağa binince hani salıncak sallanınca yüreği hop eder ya insanın orada gül işte alabildiğine. Park dönüşü at kendini yerlere ne kadar eziyetin varsa yap ağla ben eve gitmeyeceğim diye mızmızlan, mızmızlan ki Ah iyi ki geldin Fehmi sen çocuğu al parka götür de ben yemeğin soğanını bir kavurayım yemek yaptırmadı bu çocuk desin. Sen de babayla parka.... Parktan dönüşte balon aldırmayı unutma. Ne kadar uyduruk şey aklına geliyorsa hepsini iste.. çikolata de ama meyve ağzına koyma rendelerse de yutma tükür arada hatta en olmaz yerde kusabilirsin.. Çikolatayı yeni alınan cicilerine sür ağzına olmazsa hııh tamam buldum babanın o bilmem kaç bin liraya aldığı arabaya koltuklara sür o arabayı sürerken olmazsa yemezsin tükürürsün, gofret aldır üstüne başına dök kırıntılarını beğenmedim bunun muzlusu yok muydu ben onu severdim niye bunu aldınız ki deyip bas ağlamayı emziğini oraya buraya at. at ki attığın yeri bulamasınlar ellerinde fener arasınlar dursunlar senin Amerikadan gelen emziğini. Bulamazsanız saat gece ikiye kadar ağlarım bak de.. Başlıyorum de...A bak yanına mutlaka bir tavşan kedi köpek işte bir oyuncağını al.O olmazsa uyuyamam de. Bu benim kuralım de. Siz ikiniz beni uydurduğum kurallara uymak zorundasınız de. Onları yere at bulaştır kumlara çamurlara sonra tuttur onu bulun de.. yıkayın de çabuk kurutun de.. de ki elleri ayaklarına dolansın Saçlarını at kuyruğu yapan tüm çektirdiklerine rağmen hala gülümsemeye devam eden anne dediğin su verirse ağla.. ağla ki su değil mama istediğini sansın hemen mutfağa koşsun sana mama hazırlasın. Mamayı hazırladığında ağzına alma mama saatim değil ki ağlamasına başla.. başla ki eli ayağına dolaşsın. seni sallamaya başlasın sallama şeklini beğenme. ayakta sallarsa olmaz de midem bulanıyor battaniyeyi denediğinde olmaz de başıma dönüyor beşikte sallarsa yine olmaz de bu şekilde bana uymadı yok mu bunun başka şekli diye deli olsun. Akşam yemeğinde onlar tam yemek yerken ağlamaya başla ki yemek de yiyemesinler. Banyo yaparken seni haşlıyorlarmış gibi bağır uyuyasın diye sallarken işkence ediyorlarmış gibi. Yemek seçmeyi unutma. Bak peynir yeme, sütü tükür, zeytini ağzına sokma, bala elini batırıp sofraya yapıştır, et çok sert de yoğurda çok yumuşak çorbaya sulu pilava çok katı. Pilav yeyince kabız olmayı unutma şeftali yeyince ishal. Kapının anahtar deliğinden grip olup hapşır kı o saçını atkuyruğu yapan tüm gece başında beklesin sabah da şiş gözlerle okula gitsin. Denize götürdükleri vakit denizin ya da havuzun önce suyundan kulağım ağrıdı de sonra güneş geçti başıma. Bunları unutma yoksa denize gittikleri günden mutlu şekilde dönebilirler. Senin görevin büyük.. Dümdüz yolda paytak paytak yürürken şap diye düşüp kafanda bir şişlikle dolaş ki annen hemen ekmeği çiğneyip alnına yapıştırsın annesinden gördüğü ilk pansuman şeklini uygulasın kafanda. Şişlikler çoğalınca o uzun boylusu kızacak şimdi deyip yüreği hop etsin sen her düştüğünde. Yumuşacık halı üzerinde otururken küt diye arkaya düşüp yine bas yaygarayı. Bunlar olmazsa bir bahane bul işte bunlara hayatı senle yaşamanın ne kadar zor olduğunu anlatmak için. Senle yaşamanın ne kadar değerli olduğunu anlasınlar ve tüm bunları yapmana rağmen sana sarılsınlar "Ne kadar şanslıyız. Senin gibi bir çocuğumuz var desinler ve seni ömürleri boyunca çoook sevsinler. Hadi göreyim seni bebek.
22 Mart 2015.
| 797 |
Bu Gül Sana
bu gülü sana vermek istiyorum
biliyorum çok geç ama
yine de bu gülü almanı istiyorum
yıllar önce sana vermek istedim
ama o yıllarda gerek duymadım vermeye
şimdi ise öyle gerek duyuyorum ki
bu gülü almazsan gurur meselesi yaparım
kendi kendime bir yare bir gül veremedin diye
kendi kendimi suçlar dururum
bu gül benim için çok önemli
bu gülü benden, elimden al ne olursun
sakın bu gülü vermekten bir anlam çıkarma
beni bağışlaman, beni affetmen için vermiyorum
zaten istesemde olmaz ki sen başkasınınsın artık
bu gülü al istersen bir ömür boyu sakla,
istersen de arkamı döndüğümde at
benim için bir anlam taşımaz saklaman, atman
| 106 |
Elveda
Kıyıda, köşede, saklımdakiyle
Hüznü gönle siner ay ışığının
Çayı yarım kalmış aklımdakiyle
Şavkı suya iner ay ışığınınBir asi yaramaz sözüne uyar
Gözden ırak durur sineyi oyar
Hazan mevsimini hüzünde koyar
Ten mülkünü yener ay ışığınınHangi el yetişir sevda darına
Hangi güneş çalar yürek karına
Bir hayal düşer de rüyalarına
Akşam hüznü diner ay ışığınınBaşını kaybetti her bir biçinde
Bundandır, yüreği ateş içinde
Yanıyor tütüyor bana niçin de
Derdine dert biner ay ışığınınHayaller uğruna öleceğine
Bir resme bakarak güleceğine
İnandırmaz gönlü geleceğine
Ziyasıdır fener ay ışığınınHayal hanesinde gönül çerağı
Bunca yıl sevdiği, candan ırağı
Canın yongasından eder ferağı
Cılız çaya döner ay ışığınınYol olur yiğidin yürek derdine
Yolculuğu başlar hasret yurduna
Gönül yurdu gurbet düşer ardına
Sahipliği hüner ay ışığınınSam sarısı yürek kızgın köz dedim
Senden sana daha yakın öz dedim
Bütün arzuları için söz dedim
Duruşu erden er ay ışığının
| 141 |
Gelin Ve Damat...Pinaloglu
Arkadaşım damat olmaya karar vermiş
Gezmiş, dolaşmış, sevmiş sevilmemiş,
Sonunda bir hanım kızla, tanışmış,
Hanım kızımızı sevmiş beğenmiş. Gezdiler dolaştılar, karar verdiler
Evlenelim artık yeter dediler,
Önce, anneleri haberdar ettiler
Sonra, babalara haber verdiler. Artık karar verilmişti,
İstemeye sıra gelmişti
Nişan hazırlıkları başlamıştı,
Günler ne çabuk geçmişti. Düğün gününün tarihi belirlenmişti
Artık düğün günü yaklaşmıştı,
Kardeşlerim birbirlerini sevmişti
Damat bey mutlu günlerine beni de çağırmıştı. Gelin hanıma damat beye, mutluluklar dilerim
Ömür boyunca huzur dilerim,
Sevgide hüzün yok derim
Müşerref günümüzü hep hatırlayın. Hep berhudar olun,
Sevgide yok, yok, yok
Sevginiz Nâmütenahi olsun
Mutlu yarınlar
Mutlu gelecek
GELİN VE DAMAT Gurbetteki Hayat Muhammet PINALOĞLU
| 107 |
Mahsuni-5
Selam söylen oğlu ile kızına
İyi baksın Mahsuninin sazına
Özlemiştir öper koyar dizine
Belki bir gün gelir çalar MahsuniBeden kalır ruhlar durmaz toprakta
Belki gün batımı belki şafakta
Başka bir isimde başka donakda
Gönüllere sevgi salar MahsuniMalum olur ona halkının hali
İzin verir ise Bektaşi Veli
Olur boz bulanık bir meşe seli
Akar derelerden çağlar MahsuniBakar görür memlekette olana
Artmış olan soygunlara talana
Yiğit yine muhtaç kuru soğana
Üzülür kahrolur ağlar MahsuniDertl'oğluyum gece gündüz çırpınır
Çalar söyler boğazları yırtılır
Belki halkı uykusundan kaldırır
Kurtuluşa umut sağlar Mahsuni28.05.2017
| 88 |
Ağrı dağı eğilmez gururludur başı
Düşmana boyun bükmezsin Ağrı
Ağrı dağı yiğitsinAğrı yiğit dağ
Dağ gibi yiğitleri var
Ağrı dağı eğilmezsin
Gururluyum seninle ağrıAğrı dağı eğilmesin o gururlu başın...
İster kanım aksın ister göz yaşım...
Gam değilAğrı ağlatırsın beni...
Bir yiğit vurulmuş ağrı dağında
Vurulmuş gibi Ağrı
Yiğit şöyle diyor
Hal diliyle:
Vuruldum gül için
Ağrı gül içinHayranım Ağrıya
Ağrı gibi kalbim ey şehit
Gönlüme gül oldun yiğit...
Ağrı yiğit
Gönlüm yiğitAğrı penceresin bana
Açılırsın maviliğe...En sevinçli günün bu gün olsun yiğit
Körlüğün duvarında açtın pencereAğrı nurlu yol bana
Koşarım cennete...Göz yaşları tarih boyu çeşme olan nurlu dağ
Ülkemi ayakta tutan yiğit dağ
Eğilmesin gururlu başın
Gururluyum seninleYiğitlerin dağ olanları vuruldu yine
Gönüllerinde Ağrı
Öyle büyüksün ki Ağrı
Dağdan büyük gönülsünAğrı penceresin bize
Açılırsın cennete...
Yiğitçe öldüğümüz gün
| 128 |
Nefes
Aldığın nefes doldurmaz içini
Nefessiz kaldım sanırsın
Daha çok,daha çok çekersin içine
Yinede dolduramazsın
Eksiksindir
Birşeylerin kopmuştur yerinden
Hiçbirşeyle tamamlayamazsın
Çabaladıkça dahada azalırsın
Sahte nefesler doldurursun ciğerine
Kanarsın,yada kandım sanırsın
Gecenin kör bir vaktinde
Nefessiz uyanırsın
Burnunun direği sızlar
Aranırsın,gözlerin dolar
Dudaklarını ısırırsın
Cevap veremeyeceğin sorular
Dahada nefessiz bırakır seni
Yatağın diken olur,yüreğin kan
Yeniden çekersin içine dünyayı
Dolmaz ciğerlerin,boğazın düğümlenir
Yutkunamazsın,sevdan takılır boğazına
Kokusunu ararsın kendi koynunda
Keşkeler sıkışır gözkapaklarına
Nefesini kaybettiğini anlarsın
Kalbin kuş gibi çırpınır durur
İnciler dökülür gözünden istemsiz
Yanakların yanmaya başlar
Karanlık iyice ağırlaşır
Bir ses bir ışık ararsın
Yoktur,bulamazsın
Işığını,sesini kaybettiğini anlarsın
Saatle dalaşırsın çabuk ol diye
Sabah olsun kalabalığa karışayım
Biraz olsun avunayım sahte yüzlerle
Dakikalar saat,saatler ömür olur
Gün ışır yorgun bedenine
Günaydın diyemeyeceğin güne uyanırsın
Anlamsızlığı çarpar yüzüne
Günaydın aşkım diyemeyeceğin günün
Akşamı ayrı sarsar seni
iyi uykular sevdam diyemeyeceğin
Gece ölüm gelir,başlar nefessiz anlar
Farkına varırsın bir kez daha
Nefes almak değildir yaşamak
Gerçekler dalga dalga gelir üzerine
Nefes almak yerine
Nefessiz kalmayı seçmek istersin
Sevgilinin koynunda
Bilirsin o nefestir,bir kez gelir
Gerisi sadece sürüklenmektir.
Uğruna yaşanacak yoksa yanında
Yitirdiğin sadece aşk değildir
Nefes almak değildir yaşamak
Biricik nefesini tüketmemektir.
| 191 |
Varlığın öldürüyor
yükü ağır paçavraya dönüş kalbimin
avutmak gerek
yahut, göç etmek gerek en uzak mesafelere
koyup bohçaya hayallerimizi
bilinmedik yerlere, bilinmedik ellere.
umut bizimle olmalı
karanlık geceler bizimle olmalı
yalnız gitmemeli bu yollara
anılarda, acılarda bizimle olmalı
götürmek gerek ondan kalan her şeyi
göç etmek gerek en acımasız yerlere.hamalıyım dertlerin seni seveli
pınarıyım gözyaşların
yaşanmış bütün yalnızlıkların harabı
doğacak yalnızlıklarında yörüngesiyim
gitmek gerek
göç etmek gerek belirsiz rotalarla
bilincim yerindeyken dayanılmıyor sensizliklere
çareler bi çare
dinmiyor hasret sancısı
yokluğun varlığımı zedeliyor
yokluğun varlığımı öldürüyor
beynim senli kalabalıkta
dünya dursa heberim olmaz
kaçmak gerek
göç etmek gerek sensizliklere...
| 98 |
Bir Selamet Başımı B
İlaç doktor ciğerlerim yaralı
İniler hastalar yatak sıralı
Benim bahtım genç yaşımda karalı
Gezdirmedim bir selamet başımıKimi ilaç ister kimisi iğne
Dert beni alacak korkarım yine
Taktir mevladandır şikayet kime
Gezdirmedim bir selamet başımıAman doktor bul derdime çareyi
Cerrah neylesin yürekteki yareyi
Bundan sonra anam bağlar karayı
Gezdirmedim bir selamet başımıHastayım derdime ararım derman
Takdir böyle imiş Allah’tan ferman
Başım Erciyes sanki eksilmez duman
Gezdirmedim bir selamet başımı.Hasta hanenin duvarları boyalı
Gün görmedim ben anamdan doğalı
Dermansızım hasta hane de kalalı
Gezdirmedim bir selamet başımı
Şair Mehmet Çiçek
| 92 |
Eskidendi
bazı fotoğrafların var
kitaplarımın arasında kalmış
okurken ayraç olarak bırakıp
sonrada orada unuttuğum
...
onca zaman hiç solmamış
sevdanın rengi hala yanaklarında
gözlerin hala açık yeşil
saçların gün batımı renginde
...
boş ver tüm bunlar eskidendi
kelebekler çoktan başka bahara gitti
| 42 |
Acırım Halini
İnsana hastır, ilelebet sevmek
İnsafsızlıktır, böyle isyan etmek
Sevgi var iken, siteme ne gerek
Acırım halini, düşersen derdeSeni seven bilki, Allah kuludur
Yaralı kalbim, acıyla doludur
Ayrılık sevginin, inan sonudur
Acırım halini, düşersen derdeSevgi dolu kalbi, yıkmaz ayrılık
Sana acıyamam, sevgime yazık
Kalbin de o sevgi, var ise azcık
Acırım halini, düşersen derdeKalbim de yerini, kimse alamaz
Bilirsin sevmeyen, orda kalamaz
Aşkın için kimse, hesap soramaz
Acırım halini, düşersen derde
(0774) Ağustos 2009
| 75 |
Eski düşman, dost olur mu?
'İstisnalar kaideyi bozmaz'Doğru demiş o büyükler
Hiç domuzdan post olur mu?
Alır ziyana sürükler
Eski düşman dost olur mu? Sakın ola sen güvenme
Her sırrını ona verme
Yelkenleri yere serme
Eski düşman dost olur mu? Tilkiden de zeki kurnaz
İlgisizdir vurdumduymaz
Su uyur da onlar uymaz
Eski düşman dost olur mu? Maske takar yüzlerine
Hoş görünür gözlerine
İnanma hiç sözlerine
Eski düşman dost olur mu? Her konuda seni ezer
Çıkar da tepende gezer
İnsan hayatından bezer
Eski düşman dost olur mu? Seni yapar salak deli
Başında hep kavak yeli
İki yüzlü karakteri
Eski düşman dost olur mu? Yağcılıkta sanki erir
Güvenini sahte verir
Sanma ondan hayır gelir
Eski düşman dost olur mu? Kalleşlik hep ister canı
Dostunu ölç öyle tanı
Aratmaz ki o şeytanı
Eski düşman dost olur mu? SEÇKİN ERDOĞAN / BURSA
| 138 |
Aşk malik'ine koşmaktır
Zannettiğin aşk hislerine konan aşk değil
Aşk kalp gözüyle varılması yere koşmak
Duygularda ki boşlukları doldurmak değil
Aşk kulluğunu bilip Malik’ine koşmakBırak gönül eylemeyi aşk mı zannettin
Acı çekmeyi çektirmeyi aşk mı zannettin
Aşkı gönül eğlendirmekten mi zannettin
Aşk kulluğunu bilip Malik’ine koşmakHer kesin ağzında bir aşk aşk dolanmakta
Ağzından öte gitmeyen bir aşk’a koşmakta
Aşk ağızda değil bütün benliğinde koşmakta
Aşk kulluğunu bilip Malik’ine koşmaktaBana sorarsan senin ki samimi aşk değil
Bana sorarsan senin ki şaşkınlıktan öte değil
Bana sorarsan senin ki boş uçmaktan gayrı değil
Bana sorarsan aşk Malik’ine koşmaktan başka değil
| 97 |
Ben Bu Şehri Bir Gün Sana Anlatacaktım
Kel kadınlar tanıdım insafsızca
Her sokak başında bir ekip otosu vardı
Kaç paraya öpüştük durduk asitli homojen
Ne çok insandılar öyle yıkılası acılı
öyle kırkayak kimlikli. Sahi,
bana ait bir sürü sevgiliyle dolaşırlardı! Dolaşırdı ayaklarım - babam kimdi, belki
birikimler yalnızca, yalnızca itilişler!
Annem: O, yalnızlığım olacak!
Sarhoş çocuklar gibiydim, dirilen bir ceset
gibiydim - yüzümde bir gri saten bıçak! Saat bozuk
gibiydim, imdat polis gibi! Saçmalayacak gibiydim
beni bir bıraksanız, ah bir bıraksanız,
ödünç bir tutku, özürlü bir rüzgar misali
dağılıp gidecek gibiydim! Oğlum eşkalim İstanbul, yine katildi. Kızım
son vitrinin son beyaz gelinliğinde!
Yaşları, toplasan en fazla on üç, on dört
en azından milattan önce yirmi! Bir zaman
efkarla makyajını tazeledi içimdeki ölü helvası
Ölü helvası ve kör çiçekler satan çok kalibre çingene!
Ve horgörülen aşklar bazen sahte.. abazan..
Biraz daha öpüşebilsek, ah bir de
öpüşmeleri, sevişmeleri, logaritmayı bilsek
alkol komalarımıza hafif inceden
profesör bir zencefil kokusu inecekti! Kel kedımlar tanıdım insafsızca
Her sokak başında bir ekip otosu vardı
Hatırlar mısın, yazmıştım sana, her otel odasında
filtresi bekaret kanıyla lekeli
yanan bir orospu sigarası. Ah, göğsüm,
sen, kurşuna dönmüş zalim gözlerle
delik deşik edilmiş bir erkek fanilası! Delikanlılığım aşka aç
aşka muhtaç
aşka mecburdu!
Ve yüreğim!
Yaşlandıkça memeleri sarkar oldu!
Bana bir haller oldu / bana filmler bir tuhaf olur!
Sarkaçlar bana pek bir dar oldu / kuyular pek bir sığ olur
Bakın! Kızkardeşim gitti gecenin dul eşi oldu
Abim miyop dudaklarıyla kendi yılanında küçülür küçülür mahfolur!
Ah! Çıtır hüznüm, asil acılarım, dikkat edin! İstanbul bu! Genç bedenlere aç
dinç cesetlere muhtaç
hürriyete mecburdur!
| 263 |
Hasretim, Hasret
Pencereler demir duvarlar yüksek
Ay ile güneşe hasretim, hasret
Günleri sayarak çizerim tek, tek
Bacıya, kardeşe hasretim, hasret Kapanır kapılar gece açılmaz
Girdimi hücreye kaçsan kaçılmaz
Serden geçilirde yardan geçilmez
Anne, baba, eşe hasretim hasret Gardiyan gelince saymaya bir, bir
Yazdığın mektubu edersin tehir
Yediğin, içtiğin olmaz mı zehir
Soframda bir aşa hasretim, hasret Bura da geceler uzun mu uzun
Geçmiyor mevsimler ne kış ne yazın
Yüreğinde bitmez ince bir sızın
Ağrımayan döşe hasretim, hasret Ne sabahlar güler ne akşam sana
Fareler dost olur düşsen zindana
Güneşi görmezsin, girmez odana
Gök de uçan kuşa hasretim, hasret Sigaranın tadı başkadır, başka
Çay ile gelirsin dertlenip aşka
Vurmasaydım dersin vurmasam keşke
Kâbussuz bir düşe hasretim, hasret Herkesin cezası olsa da ayrı
Koğuşlarda vardır ağalık devri
Zayıfsan girersin hizmete gayri
Ağırca bir başa hasretim, hasret Ne kadar yazsam da az gelir bura
Necati düşmüştür bir kere dara
Bir ömür yedik dize vura, vura
Dışarda bir işe hasretim, hasret Necati KEÇELİ
İZMİR 23.02.2015
| 161 |
Ayrılık 1
Ayrılık ölümden beş okka ağır,
Sevene silleyi vurmuş ayrılık.
Anlamaz dinlemez kulağı sağır,
Sevene silleyi vurmuş ayrılık.Ah çektikçe azgın olur feryadı,
Derdi alem yürekleri dağladı,
Ayrılanlar iki cihan onmadı,
Seveni bitirip yormuş ayrılık.Derdine ne çere ne devası var,
Gecesi gündüzü her gün ahu zar,
Çağırır yol gözler gelmez nazlı yar.
Sevenin yoluna durmuş ayrılık.Çiftci İsmail’im böyle ne çare,
Deli gönül şimdi oldu divane,
Mevla’m ayrılığı verme sevene,
Meğer ne belaymış zormuş ayrılık.
| 74 |
Millî Eğitim Vakfı Kuruluş Günü 6
Yine 19 Şubat kutlanır özel bir gün,
İçinde vakıf varsa hatırlanmalı her gün…Vakıf hizmet veriyor çocuklarımıza,
Uzanır ve yetişir ihtiyaçlarımıza… Eğitim dolsun ister ülkemin her köşesi,
Öğretim bilinciyle, coşar çocuk neşesi..(2012)
| 37 |
Saat Dokuzu Beş Geçe
İçime bir ateş düştü,
Saat dokuzu beş geçe.
Yandım Atam ölmüştü,
Saat dokuzu beş geçe.Bin dokuz yüz otuz sekiz,
O yıl kaldık Kemal’siz,
Boyun büktük çaresiz,
Saat dokuzu beş geçe.Kasım ayının onuydu,
Bir baharın sonuydu,
Acı haber duyuldu,
Saat dokuzu beş geçe.Vapurlar sirenin çaldı,
Ay yıldız yarıda kaldı,
Milyonlar Atam’sız kaldı,
Saat dokuzu beş geçe.Yapalak da ağlıyor,
Göz yaşları çağlıyor,
Dünya kara bağlıyor,
Saat dokuzu beş geçe. 05.11.2004
| 72 |
Biz Atatürk Gibisini görmedik
Siz hiç hayatını milletine feda eden, Özel yaşantısını bir kenara bırakarak uykusuz gecelerde hep yarın ülkem için neler yapabilirim diyen birini gördünüz mü? Siz hiç savaş meydanlarında korkusuzca ileriye atılıp, memleketin dört köşesinde halkınızla birlikte mücadele ettiniz mi? Millete güvenmenin ne demek olduğuna, milletin desteği ile nasıl başarılı olunduğuna tanıklık ettiniz mi? Siz hiç silahımız yok diyenlere ‘’bulunur’’düşmanımız çok diyene’’yenilir’’diyebildiniz mi? Siz hiç topraklarımızda ölen düşman askerlerine bile’‘onlar bizim evlatlarımız oldular ‘’diyebilecek kadar engin yürekli olabildiniz mi? Siz hiç ‘’size ölmeyi emrediyorum’’dediğinde gözünü kırpmadan vatan uğruna ölen vatan evlatları ile birlikte ölüme koşan bir komutan gördünüz mü? Siz hiç yere düşen düşman bayrağını dahi yerden kaldıran ve düşman dahi olsa engin yüreği ile onların bayrağına saygı duyan bir lider gördünüz mü? Siz hiç, İsteseydi padişah olabilme imkânı varken halk adına hareket eden ve ‘’Bağımsızlık Türk milletinin karakteridir’’diyerek bağımsız yaşamamızın en önemli yönetim şekli olan cumhuriyeti ilan eden bir halk adamı gördünüz mü? Yani siz hiç yedi düvelle savaşarak yok olan bir vatandan yeni bir devlet kurdunuz mu? Siz hiç halka buyur kendi kendini yönet diyerek ahlaklı insanların rejimi olan demokrasiye ülkeye getirdiniz mi? ve siz hiç çağdaş uygarlık yolundaki yeniliklere tanıklık ettiniz mi? Siz hiç ölüm anında bile halkını, vatanını düşünen’’Hatay ne oldu diye sayıklayan bir devlet adamına sahip oldunuz mu? Siz hiç ölüm anında bile milletine ve milletinin yetiştirdiği doktorlara güvenerek’’Beni Türk doktorlarına emanet ediniz’diyen başka birini gördünüz mü? Siz hiç’’Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti İlelebet yaşayacaktır’’diyebilecek kadar Türk gençliğine güvenen bir lider gördünüz mü? Siz hiç bu kadar milletini seven ve milleti için ölen bir Türk Gördünüz mü?
Ben görmedim, ben duydum, ben okudum ve ben onu görmeden sevdim. Bayrağım, Milletim ve vatanım için ben onun fedakârlığını ve ben onun çalışkanlığını ve ben onun bize bıraktığı eserlerini çok sevdim.Çok Türk gördük tarihi altın harflerle yazmış çok Türk gördük. Tam ölmüşken bizi tutup kaldıran bir Türk gördük. Bu Türk Mustafa Kemal ATATÜRK.
Biz onun gibisini görmedik.
| 327 |
Keşke Olmasaydın
Karanlık gecene de razıydım Tanrım
Olmasa gökyüzünde zalim dolunay
Hatırlatmasa bana onsuzluğumu
Eksikliğimi yüzüme vurmasaŞimdi ben hergece sana ağlarım
Sönerdi yıldızlar hüznümü duysa
Keşke olmasaydı zalim dolunay
Karanlık gecene de razıydım oysa....
| 34 |
Zülfün Çü Gâret-i Dilü Îmânu Dîn İder
Zülfüñ çü gâret-i dil ü îmân u dîn ider
Nem var dahı ki gözlerüñ almaga kîn iderİtdi göñül saçuñı heves bilmedi anı kim
Deryâya ugrar ol kişi kim kasd-ı Çîn iderBâd-ı sabâ saçuna irişdi meger ki anuñ
Her kanda ki irişür nefesi anberîn iderAksi yañaguñuñ n’ireye kim irer-ise
Lâle bitürür ü gül-ile yâsemîn iderBir katresi-y-içün lebüñüñ teşne-dil olup
Âb-ı Hayât kendüyi hâk-i zemîn iderGözüm getürdi cânuma gamzeñ belâsını
Kişiye her ne ider-ise hem-nişiñ iderDidüm kaşuñ gözüñe ki fitne olur didi
Bu fikri Ahmedî bigi bârîk-bîn ider
| 93 |
Güle Güle Gül
Gül koydum adını herşeyin,
Suyun ekmeğin, yemeğin,
Sokakların cadde labaların,
Gazel okudum ayrılığa gül.....Esiri ettin ruhumun,
Kalp dalak böbrek,
Bütün uzvumun hepsi,
Sende güle güle gül......Akrep gibi girdin solumdan,
Köstebek oldum yolundan,
Uykumun içine ettin gül,
Güle güle şehvetle gül.....Kör topal, tek bıraktın beni,
Yaban dağlarda avlattın beni,
Çakala madara ettin beni,
Güle güle hasretle gül....Boyuna inen kılıç değilde ne?
Dillere persenk olmuşum.gül neme,
Boş fıçı gibi dibsizkuyulara attın beni,
Güle güle kahkahayla gül.
| 77 |
Çankaya Marşı
Bir başkadır Ankara'nın Çankaya'sı
Sağlamdır.Bozulmaz hiçbir zaman mayası
Cumhuriyetin temellerini orada attı atası
Geliyor insanın içinden kurban olası.Hep gönlümde olacaksın Çankaya'm.
Dalgalanacak,süzülerek bayrağım.
Atatürk devrimleriyle yaşayacağım.
Daha ileriye,daha gelişerek Çankaya'm.Senden kalkan rüzgarlarla yayıldı devrimler.
Binbir zorlukla verilen mücaadeleler
Bu uğurda verilen nice kelleler
Senin varlığının devamı için Çankaya'm.Hep gönlümde olacaksın Çankaya'm.
Dalgalanacak süzülerek bayrağım.
Atatürk devrimleriyle yaşayacağım.
Daha ileriye,daha gelişerek Çankaya'm.
| 63 |
Bilinmeyen Rengisin
Ne güzeldi değil mi Gökkuşağı! ...
Ama yağmur yağmadı öncesinde...
Yaşlar aktı gözlerimden kalbime, oradan da gökyüzüne...
Senin için akan göz yaşlarım bile bir hârikuladelik oluşturuyor, peki ya gülüşlerim! ...
Artık güldür beni yârim!
Doğa, mucizelere hasret kaldı kendi içinde,
Ben de sana sevdiğim! Orçun~
| 47 |
“Ana” Var “Baba! ” Yok
“Ana” Var “Baba! ” Yok“Toprak Ana” var “Toprak Baba” yok
“Anadolu” var “Babadolu” yok
“Ana Yasa” var “Baba Yasa” yok
“Ana Yol” var “Baba Yol” yok
“Ana Yön” var “Baba Yön” yok
“Anaç' var “Babaç” yok
“Ana Bilim Dalı” var “Baba Bilim Dalı” yok
“Ana Kucağı” var “Baba Kucağı” yok
“Ana Sayfa” var “Baba Sayfa” yok
“Ana Kart” var “Baba Kart” yok
“Ana Dili” var “Baba Dili” Yok
“Ana Vatan” var “Baba Vatan” yok
“Ana Arı” var “Baba Arı” yok
“Ana Cadde” var “Baba Cadde” yok
“Ana Deniz” var “Baba Deniz” yok
“Ana Doğrusu” var “Baba Doğrusu” yok
“Ana Fikir var “Baba Fikir” yok
“Ana Kapı” var “Baba Kapı” yok
“Ana Kubbe” var “Baba Kubbe” yok
“Ana Mal” var “Baba Mal” yok
“Ana Muhalefet” var “Baba Muhalefet” yok
“Ana Toplardamar” var “Baba Toplardamar” yok
“Ana Yurt” var “Baba Yurt” yok
“Ana Dil” var “Baba Dil” yok
“Ana Duvar” var “Baba Duvar” yok
“Ana Haber” var “Baba Haber” yok
“Ana Kara” var “Baba Kara” yok
“Ana Konu” var “Baba Konu” yok
“Ana Okulu” var “Baba Okulu” yok
“Ana Sınıfı” var “Baba Sınıfı” yok
“Ana Yemek” var “Baba Yemek” yok
“Ana Hatlarıyla” var “Baba Hatlarıyla” yok
“Ana Menü” var “Baba Menü” yok
“Ana Direk” var “Baba Direk” yok
“Ana Kuzusu” var “Baba Kuzusu” yok
“Ana Para” var “Baba Para” yok
“Ana Yüreği” var “Baba Yüreği” yok
“Ana Sözleşme” var “Baba Sözleşme” yok
“Deniz Anası” var “Deniz Babası” yok
“Dev Anası” var “Dev Babası yok
“Anafen” var, Babafen yok
”Anakonda” var “Babakonda” yok
“Anahtar” var “Babahtar” yok
”Ana Düşünce” var “Baba Düşünce” yok
“Ana Trafo var “Baba Trafo” yok
“Ana Kara” var “Baba Kara” yok
“Anafarta” var “Babafarta” yok
”Anamur var “Babamur” yok
”Anneanne” var “Babababa” yok
“Ana Sütü” var “Baba Sütü” yok
“Anam Ağladı” var “Babam Ağladı” yok
“Vay Anasını” var “Vay Babasını” yok
“Anasının gözü” var, “Babasının Gözü” yok
“Vay Anam Vay! ” var “Vay Babam Vay! ” yok
“Anason” var “Babason” yok
“Analiz” var “Babaliz” yok
“Anarşi” var “Babarşi” yok
“Anaşşşşş var, “Babaşşşşş yok
“Anacıımm! Var “Babacııım! yok
“Anammm! Var “Babammm! Yok
“Ana” var, “Anne” var
“Baba” var, “Babbe” yok
İlginç? Tayyar Yıldırım
| 358 |
Sen Güneşsin Ay-Benim
SEN GÜNEŞSİN AY-BENİM (Eşime) Mıh çaktım akrebe dursun bu zaman
Sensin sığındığım en sakin liman
Yar benim aşkımdan etme ha güman
__Şavkını yansıtan dolunay benim
__Hep boynumu sarsın kolun Ayben’imHayat yoldaşımsın hayalim düşüm
Gönül sırdaşımsın ekmeğim aşım
Bahara dönüşür seninle kışım
__Şavkını yansıtan dolunay benim
__Solmasın bahçende gülün Ayben’imAçtım yüreğimi aşka tuzağım
Saçını tarayan serin sazağım
Ben hep seninleyim sanma uzağım
__Şavkını yansıtan dolunay benim
__Daim açık olsun yolun Ayben’im.Yaşama hevesim sevincim neşem
Gönül otağımda münferit paşam
Anlam bulur senle mutluluk yaşam
__Şavkını yansıtan dolunay benim
__Hep şarkı söylesin dilin Ayben’imBıraktım duygumu taşarsa taşsın
Gönlümün sultanı sen bana eşsin
Işık kaynağımsın bana güneşsin
__Şavkını yansıtan dolunay benim
__Mahir için çarpsın solun Ayben’im.Mahir Başpınar. 13 KASIM 2009
| 119 |
Vaşaklar Korunmalı 8
Koruyamadık çünkü kullar vicdan engelli,
İlim, bilim bunlar yok eğitim şaibeli…Anne, baba anlatmaz anlatsa yaşarlardı,
Bak, bir bir ölüyorlar sayıları kalmadı…Hâlen de vurulurlar tak, der katledilirler,
Eğitim lazım gelir ki yeterli değiller…(1999)
| 35 |
Bu Bayram Bizimdir
"Ya istiklal ya ölüm" emir buydu
Yediden yetmişe,bu emre uydu
Varlık destanını,kainat duydu
Vatanım diyerek, hakkı bulacak
Bu bayram bizimdir,bizim kalacakO zalim düşmanlar,yurdumu sardı
Bölmekti dertleri,vurdukça vurdu
Her cephede ayrı,destanlar vardı
Şehitlik olmazsa,gazi gelecek
Bu bayram bizimdir,bizim kalacakYedi düvel gördü,Türk'ün adını
Erkeği kahraman,şanlı kadını
Kimseye kirletmez,temiz yadını
Mehmetçik adıyla,namın salacak
Bu bayram bizimdir,bizim kalacakBinlerce düşmanı,kanında boğduk
Ya Allah diyerek,düşmana yağdık
Binlerce yok olup,yeniden doğduk
Tarihler yazıldı,alem bilecek
Bu bayram bizimdir,bizim kalacakVatana "Türkiye",ismini verdi
Milletçe birleşip,meclisi kurdu
Gelecek adına,bugünü gördü
Cumhuriyet bayramı,ebedi olacak
Bu bayram bizimdir,bizim kalacak
| 89 |
Meçhul asker
Öz evladıydı bu vatanın…
Her gün,
Taze bir yokluktu,
O minik yüreğini inciten…
Ve taze bir,
ekmek gibi sunulmuş,
.....Bir dürüm yokluktu,
dağarcığında… Her yarın,
yeni bir uçurum
Her uçurum yarındı onun için
Arzularını kemiren… Ekmek kavgasına
adamıştı o çocukluğunu
Çaresizdi…
….Daha o
ekmeğini büyütecek,
büyüyecekti ekmekle… iş arıyordu
kocaman adam gibi…
kocaman
umutları vardı…
dopdolu gözünün mavisinde. …Geride
kalacak kimsesi yoktu
Acılarından başka…
henüz
Ana kuzusuydu,
Şefkate muhtaç Suskundu utanç duvarları…
suskundu çünkü,
vicdanları körelmişti beylerin… bu vatanın öz evladıydı
asker olacaktı
ve bir gün
ölecekti vatan için bu utancı
sahiplenecek
bir vicdan sahibi olmasa da o şimdi
meçhul bir asker
vatanının şefkatli kollarında
Söylediği
son sözdü
ağzını doldurup
VATAN SAĞ OLSUN…!
| 115 |
Cunda'da Akşam
Gün batıyor
Adaların ardından.
Guruba boyanırken gökyüzü
Tutuşan
Zeytin Dallarından
Damla damla
Sızan kan
Süzülür bağrına denizin
Bin yıllık gölgesini
Demirleyen Cunda'dan.Yakamozlar
Yakamaz derken
Pegasus'un kanatlarıyla
Alevlere boyanır deniz.
Deniz evren
Deniz yaşam
İçindeki binlerce candır
Aslında tutuşan.Kalan bir avuç anı
Bir kucak yürek
Guruba boyanırken
Cunda sırtları
Her adımda uzar gider
Arnavut Kaldırımları
Heybemde yaşam
Zulamda
Can kırıkları..22/12/2005
| 61 |
Parayı Sevmiyorum Kız
Ayyyy ay geçen gün gittim kuaförüme bir fön çektirdim, peşine saçlarımı boyattım, manikür pedikür, ardında da bir cilt bakımı. Kuaför de kuaför ama sosyete kuaförü Nejat, Necat da asıl adı ben hep Nejat derim, hatta bazen Neco bile derim. Hiç kızmaz darılmaz bana. Ay nasıl darılsın ki dünyanın parasını dökerim her seferinde. Bu sefer, çok uğraştı, Allah seni inandırsın otuz bin lirayı döktüm geldim Neco'nun kucağına. Zaten yirmi beş bin lirası bahşiş de siz yine de kimselere söylemeyin, aman duymasın kimse. Yok kız yok, vallahi zenginlikten değil billahi lüküslükten değil. Arkadaşım sevmiyorum parayı hakikaten sevmiyorum. Yoksa şeyimde değil. Ay şeyimde derken, işte yanlış anlamayın şeyin yerine gelmesi gereken o kelimeyi bulamadım, umurumda değil diyecektim. Burada şeyim umurum oluyor yani...Kız inanmıyor musun bana? Hakikaten sevmiyorum ben bu parayı yaaaaa! Geçen gittim, baktım banka hesabıma ooooh bir dolu para göndermişler, yatırmışlar hesabıma, çalıştığım, mankenlik yaptığım ajanslar, dizilerde rol aldığım bölümlerin paraları bir de... Onlarda bilirler benim parayı sevmediğimi... Yeter da yeter, bu kadar para gönderiyorsunuz bu manken Damla ablanıza, O da dayanamıyor harcıyor. Burada ki (O) ben deniz oluyorum az buçuk. Durur mu ben de para? Hemen gittim bir son model BMV araba aldım. Yok arkadaş yok para beni bozuyor ya, mezara mı götüreceğim, hemen harcarım. Altı ay önce aldığım geçen senenin BMV sini de bir gariban manken arkadaşıma hediye ederim artık, hediye ederim dediysem, parasını aldıktan sonra tabi, hediyesi yüz bin dolar olur canım, ben öyle aç gözlü bir insan olsam üüüüüf nelerim nelerim olurdu şimdiye kadar. Yatlar, katlar, kürkler, kotralar, uçaklar, hatta uçak gemileri... ''Duyamadım uçak gemisini şahıslara vermiyorlar mı dediniz? '' Olsun canım olsun, ben de sadece gemisi olmayan uçak alırım da dudağınız uçuklar... Bana da yakışır her türlü uçaklar...Bir kaç gün önce, manken arkadaşlarımdan birisi aramaz mı? Pazar günü, hem de evdeyim. Evdeyim dediysem işte bahçede ki olimpik havuzda yahu anlayın, mahzun mahzun viskimi yudumluyorum. Olimpik dediğime bakmayın, yarı olimpik. Benim gibi gariban bir manken nereden yaptırsın, tam olimpik yüzme havuzunu hem de evinin bahçesine... Neyse uzatmayalım arkadaşım ''Hadi gel öğlen yemeğine İspanya'ya Madrid'e gidelim. Oradan da dönüşte bir Roma ile Atina yaparız. '' dedi... Bir kaç gündür de hesabım da baktım anormal para birikmiş. Durur mu orada o para? O arkadaşım da bilir benim parayı sevmediğimi haspa ''Hadi kız gidelim de bir öğlen yemeği yeyip döneriz. Madrid dediğin, Roma, Atina dediğin yer ne ki üç beş kuş uçuşu mesafesi, su yolu adeta bize.'' Benim hesabımda para olacak, ben de o parayı tutacağım, biriktireceğim, yastık altı yapacağım, yok dövizdi, yok borsaydı uğraşacağım. Yemezleeeeer! Şimdi önümüz bahar yaz. Yüklü teklifler var. Eeee, bilirler benim ne kadar sıkı bir manken olduğumu, ne iyi oyuncu olduğumu, alnımın ne kadar terlediğini bunu yanında kı.....mın da terlediğini. Dolar ile euro ile anlaşma yapacaklarmış. Yok anam yok, ben milliyetçi adamım, ay pardon adamım mı dedim? Düzeltiyorum ben milliyetçi kadınım. O günkü dolar veya euro kurundan bana kapı gibi Türk Parası versinler anam babam. Hem ne dedi bizim başkan, ''Dolarınızı yuronuzu Törkiş Lira yapın gerisini merak etmeyin.'' Tabi kız kapı gibi liramız var. Ne dediniz ''Daha başkan olmadı mı? '' ay kız ne bileyim işte ben de sanki olmuş gibi zannettiydim... Başkanımızda olursa iyi başkan olur, iyi başkan ama, boy, pos, endam desen endam, her bir güzelliği kendinde toplamış maşallah. Cephe de savaş zamanı düşmana göster göster geri çek, o bile yeter, altlarına yapar da düşman, kokuları ta bizim tarafa kadar gelir...Geçen gün dilencinin biri önümü kesti kız. O da biliyor benim parayı sevmediğimi. Çıkarıp da eline bir ellilik toka edeyim de sevinsin şu gariban dedim. Elimi cebime attım o da ne, cebim de ne kağıt ne de bozukluk namına metelik yok. Amca dedim kusura bakma, bozukluğum yok, pos makinen varsa kredi kartımı vereyim de bir yüz lira çekiver oradan. Dilenci amca yüzüme bir baktı manalı manalı... İnan amca yanımda metelik yok. Ne dediysem anlatamadım amcaya üzerimde para olmadığını. Amca sakın yanlış anlama, hem vallahi hem billahi pos makinen olsa hemen elli lira çekecektim sana sadaka olarak, hatta yok yok yüz lira bile çekerdim. Ne yapacağım ben parayı, bana para mara lazım değil ki... ''Tamam amca tamam, o bastonu niye üstüme kaldırıp da geliyorsun ki dalga filan geçtiğim yok inan, inan buna.'' Dedim ve hemen kaçtım oradan arkama bile bakmadan...Aynı ajansta beraber çalıştığımız bir arkadaşımın lüks bir gece kulübünde doğum günü kutlaması vardı. Çağırmış arkadaşım beni de gitmesen olmaz, hediye almasan hiç olmaz. Önce gideyim de şuna son model bir araba alayım dedim yaş günü hediyesi, sonra düşündüm olmaz, olmaz paket yaptıramam ben onu ayıp olur arkadaşıma. Girdim bir ayakkabı mağazasına, üstü pırlantalı bir ayakkabı gördüm. Fiyatı da on bin dolar. Kızdım baştan on bin dolara ayakkabı mı olur? İnsan şunun üzerine Türk Parası ile kırk bin lira yazar yuvarlak hesap, biz de veririz limitsiz kredi kartımızı, arkadaşımıza hediyesini gönül rahatlığı ile alır götürürüz. Gittim patronlarına ''Çevir kardeşim dedim şunu bizim kapı gibi Türk Parasına, biz milliyetçiyiz, burası da Türkiye.'' Allah var patronları da çok iyi adammış, hemen çevirdi Türk Lirasına ''Kırk bin lira versen de yeter abla.'' dedi... Bu da anladı benim parayı sevmediğimi galiba, ''Tamam kız tamam al çek şu limitsiz karttan.'' dedim. Bu insanlara şaşıyorum vallahi de billahi... Nereden anlıyorlar hemen de benim parayı sevmediğimi. Sevmiyorum kız, sevmiyorum ben bu parayı... Sade Türk Parasını değil, Brezilya Kruzeirosunu da, Meksika Pesosunu da, Hindistan Rupisini de, Rus Rublesini de özet ile hiç birini sevmiyorum, sevmiyorum kız...
| 885 |
Dostluk
Benim küçük şiirimdiler. Tıpkı küçük bir kasabayı andıran. Herkesin birbirini tanıdığı, insanların birbirine bir dağ gibi yaslandığı bir kasaba gibiydiler. Orada insanlar o kadar dağlaşırdı ki kendini gökyüzüne yakın hissederdin. İşte orada yakınlık böyle kurulurdu. İnsanlar birbirlerine, dağ, ova, deniz, göl, bağışlardı sanki. Kendini bazen bir martı, bazen serin sularda yüzen alabalık gibi hissederdin. Böyle bir kasaba haritalarda olmazdı tabi. Dünyanın hiçbir yerinde bulunmazdı böyle bir yer. Sonra onların yanında büyürdün ama bir çocuk gibi değil, bir roman gibi, bir destan gibi büyürdün. Ve bütün kelimelerin altınla yazılırdı. Herkes okumasını bilirdi. Sen de bir şaheser gibi kurulurdun masalarına. Sonra bir muhabbet kesilirdin bu dostlar meclisinde. Söz olurdun şarkı sözü gibi. Herkes seni dinlerdi konser veriyormuşsun gibi. Sonra onlar küçük şiirlerin olurdu. Sana bir şair duyarlılığı yaşatırlardı. Onları şiirin en güzel beyti gibi okurdun. Bu dost meclisinde gülüşler bir mücevher dükkanı gibi açılırdı. Dişler inci gibi parlardı. Kendini zengin hissederdin. Gözler sana bakarken, Tanrı'nın sana baktığını sanırdın. Çünkü her bakıştan kutsal bir ışık yayılırdı ayaklarına. Tepeden tırnağa bedeninle ve ruhunla barışırdın. Herkes adını bir roman ismi gibi söylerdi. İlk defa şiir gibi bir gün yaşardın. Seni öyle dinlerlerdi ki hapishanede af haberi bekleyen mahkumlar gibi... Her sözün bir hapishane kapatırdı. Her sözün zincir kıran olurdu. Sevildiğini hissederdin sanki bir ocağın içinde odun yanar gibi sımsıcak. Sevdiğini hissederdin sanki kutupta birbirine sokulan penguenler gibi. Dostluğun kıymetiyle değerlenirdin. Böyle bir kasaba olmazdı tabi yeryüzünde. Ama iki üç kişilik bir masa böyle bir coğrafya yaşatabilir tabi. Öyle bir masa ki mezesi söz, şarabı güler yüz… Zaman bir su gibi akarken, yüreğin Nil Nehri’ne dönüşürdü. Duyguların sandal sandal süzülürdü o masada. Gece bir Kahire gecesi olurdu. Işıklar vururdu su gibi akıp giden zamana. Yakamaz olurdu Mısır ya da Mısır yakamoz olurdu. Göz alıcı bir gece yaşardın. Dostluk Yusuf’un yüzünde nur, Zülayha’nın yüreğinde huzur olurdu. Bütün ağlayışların Yakup’un ağlayışları gibi dinerdi. Sonra bir mucize yaşardın denizi ikiye bölmek gibi. Dostların seni yalnızlığa boğulmak üzereyken kurtarırlardı. Bu masada karşı kıyılara geçerdin. Bu masa üzerinde şiir yazılmamış, roman yazılmamış olsa da, kaderin ilahi nazarda yazılırdı. Öyle bir masada otururdun ki bir tahta oturur gibi. Kralını yaşardın dostluğun. Fethederdin insanlığın en kıymetli ülkesini. Yüreklerdeki hazinelere ulaşırdın. Dostluk ne güzel derdin.
| 362 |
Bir Umuttun Sen...
duyuyormusun sana yolladığım yakarışlarımı
yıllar oldu gönül yangınlarım bitmek bilmedi
uzaklaştırıyorum artık şu dünyadan bakışlarımı
gönül gözüyle bir defa daha seni görmek diledibir umuttun sen şu ömrü hayatımda
kendi ellerimle beceriksizce boğduğum
bir büyük aşktın sen feryad-ı figanımda
yolunda gözyaşı dökmekten bin beter olduğumnedir,ne değildir,hayatı bilemedim genç yaşımda
kendi cahilliğimin,kafasızlığımın kurbanı oldum
senden sonrasını yaşar gibi yaptım,yaşadığımı sanma
gözyaşını bilmezdim hiç,hıçkırıklara boğuldumher neredeysen dön artık geriye şu dünyama
seni el bebek,gül bebek yaşatayım
hatalarımla sana çektirdim,kendim çektim
özür dileyip ayaklarına çömelip kapanayım...11.Haziran.2011.İzmir
Ali Efeoğlu
| 87 |
Nerde
Tarihe nam salan o deli yiğitler nerde
Çinde mi Fizanda mı yoksa hangi ellerde
İzlerini süpürdü nankör dünyadan zaman
O yiğitlerin adı artık hikayelerdeDoğmalı doğudan yine bir kutlu güneş
Küfrün otağına tekrar düşmeli ateşDoru atlar üstünde süvariler vardı
Yalın kılıç serden geçip meydanlara dalardı
Ehli iman huzurluydu yiğit bozkurt sesinden
Küfrün kalbine iman ya da korku salardıDoğmalı doğudan yine bir kutlu güneş
Küfrün otağına tekrar düşmeli ateşKum gibi akıverdi geçti dünyada zaman
Ne doru atlar kaldı ne de deli kahraman
Malazgirtler, Çaldıranlar, Niğbolu ve Kosova
Şimdi hikayelerde, yok haritada TûrânDoğmalı doğudan yine bir kutlu güneş
Küfrün otağına tekrar düşmeli ateş
| 101 |
Bu Vatanın Can Suyu...
Kürt dedik,Türk dedik hep bir bütünüz.
Lazımız, gürcümüz, çerkezi hepimiz.
Uğraşmayın yıkamazsınız bizi topunuz.Bu vatanın can suyu damarlarımızdan akıyor,
Bu bayrak, bu vatan için, binlercesi yatıyor.Çaresizlikler içinde boyun eğmedi Türk milleti.
Canımızdan kutsal bildik bu uğurda şahadeti.
Ölmeden kazdık vatan toprağımıza makberi.Bu vatanın can suyu, damarlarımızdan akıyor.
Bu bayrak, bu vatan için, binlercesi yatıyor.Yıldıramazsınız kahpe oyunlarınızla bizi.
Kanlarımızda boğarız gerekirse hepinizi.
Açıktır gönül kapılarımız kucaklarız hepinizi.Bu vatanın can suyu, damarlarımızdan akıyor.
Bu bayrak, bu vatan için, binlercesi yatıyor.Sanmayın ki parçalarız,böleriz bu vatanı.
Af etmeyecek bu millet vatanını satanı.
Unutma o yüce Türk’ü, Şehit’ ini,Ata’nı.Bu vatanın can suyu, damarlarımızdan akıyor.
Bu bayrak, bu vatan için, binlercesi yatıyor.Çabaları hep boşuna,karmı kalacak yanına.
Binlerce masumların girdiler hep kanına,
Boyun eğmek yakışır mı Türk’lüğüme şanıma.Bu vatanın can suyu, damarlarımızdan akıyor.
Bu bayrak, bu vatan için, binlercesi yatıyor.Suskunluğumu sanma ki korkumdandır.
Benim sabrım peygamberim, sultanımdandır.
Bayrağımın rengi damarlarımdaki kandır.Bu vatanın can suyu, oluk oluk akıyor.
Bu bayrak, bu vatan için, binlercesi yatıyor.De! .. şimdi; bu can, bu vatandan geçer mi?
Yiğit olan ermeydanından kaçar mı?
Bülbül ‘e sor, altın kafeste uçarmı mı? Bu vatanın can suyu, damarlarımızdan akıyor.
Bu bayrak, bu vatan için, binlercesi yatıyor.
| 194 |
Doluca
Doluca ha
doluca!
Getir gözyuvarlarında
sevinçlerimi...
Azı yetmez bana!
Doluca ha
doluca... Getir,
Sancılarında çimenlerin,
Ve doğursun doğa...
Otur,
doluca ha
doluca... Yüreğin benimle,
Sevgi gözlerinde...
Doğa doğurunca,
Çiçeklerin üstüne
bir çiçek sevinciyle
uzanalım seninle.
Doluca ha
rüzgar saçlarına
doluca... Dolu, yürekler
birbirleriyle;
Gözler dolu dolu;
Eller dolu,
Bedenler doluca...
Kan yerine
sevgi olunca,
Akınca gürül gürül;
Bedeninde her tüy
beni çağırınca...
Bir sofra kur
doğuran doğa üstünde
Doluca ha
doluca!
Diyarbakır 10 Mayıs 1970
| 76 |
Kendi akağından akar
Fakirliğin dayanağı gözyaşı
umutları, kalp atışlarıdır
yarınlara kalmıştır hayalleri hep
her kımıltı bir beklentidir
gözyaşıyla yoğurup
sunarlar çocuklarına ekmeküstü tuzla, biberi
yine de memnundurlar bunu da bulduklarına
nimet isyan eder adaletsiz paylaşımlarına
fakir susar
toprak isyan eder fakir yine susar
su
hava
kavga isyanda
fakir yoktur orada
gozyaşı süsüdür ekmek üstü tuzla, biberin
gözyaşı akar gider kendi akağındafakirlik büyük zenginliktir efendiler
onlara borçludur tüm nimetler tadını
efendiliğiniz mi kalır olmasa çevrenizde fakirler
siz siz olun almayın onlarıın ahını
| 81 |
Rant-Para-Kapital
Bir damla mutluluktu insanoğlunun ihtiyacı,
Sonra bir avuç buğday karın tokluğu için,
Öyle fazlasına falan da ihtiyaç yoktu,
Yazın buğday, kışın av...
Doğa da cömertti hani,
İnsan doğanın parçasıydı çünkü,
Doğa insanın değil!
Rant yoktu, para yoktu, kapital yok,
Arabalar yoktu mesela,
Petrol savaşları yoktu;
Teker üstünde bir yere gitmek için!
Bu tekeri, bu çarkı döndürmek için...
Cepler bozuk paralardan ötürü delinmiyordu,
Ve insanlar o parayı almak için eğilmiyordu!
Cep de yoktu aslına bakarsan, kese de...
Avuç açılmıyor, yalakalık yapılmıyor,
Bükülmüyordu boyunlar!
Köle olmuyordu kul kula,
Kul olmuyordu paraya pula!
İnsanlar zulüm görmüyor, insanlar zulmetmiyordu,
Herkes kendi halinde kendi derdindeydi rant yokken,
Sıcacık insanlıklar vardı buz gibi mağaralarda,
Şimdi buz gibi insanlar en lüks villalarda!
Koltuklar yoktu sevdasına düşülecek, makamlar yoktu,
Bencillik değil, benlik vardı, şuur, saygı ve sevgi,
Bir damla mutluluktu insanoğlunun ihtiyacı,
Bilinmezdi insanlıktan çıkmak, yoktu böyle bir hicran!
Henüz satıya çıkarılmamıştı insanı insan yapan vicdan!
| 149 |
Kum Tanelerinden Gurur
Hava kasvet içinde kasvet…
Sağır sessizliğin izdüşümünü yaşıyor kaldırımlar.
Düşünceler bozbulanık ölümlere gebe…
Aşk; yok oluşla sulanan hasret tuzağı.
Sevdalar yalpa yalpa yerlerde.
Çığlık çığlığa umutlar…
Kum tanelerinden gururun yok olur sevgili.Her yer yağmur çamur…
Bataklıklıklar içinde hayatlar…
Bir ağaç gibi insanlık, dökülen dökülene.
Düşler gülüşler temelsiz virane evler gibi…
Kalbim toz pembe hayallerde.
İçimde bir dert binlerce derde bedel…
Kum tanelerinden gururun yerlerde sevgili.Zaman zamansız ağlayan çocuklar gibi.
Gözler kuytu viranelerde…
Anlamlar çığlık çığlığa…
Yürekler basma kalıp…
Her şey kavak yelleri gibi…
Kum tanelerinden gururun yok olur sevgili.Hayata bir salıncak kuralım
Sallansın umutlar, düşler, gülüşler…
Kalp kuralım, gönül yapalım
Dünya kimseye kalmaz.
Kum tanelerinden gururun yerlerde sevgili.06.03.2015
Fatih Ataşçi
| 113 |
Akdeniz Uzak Bana
Akdeniz Uzak Banayalan mıydı
içime dolan bakışların
mavi dalgalardanyılan mıydı
her sözün
ardında kalan izsaatlerin su gibi aktığı
günlerin sevinci
dolambaçlı yollarda
çıkmaza giren
bir düş müydübu kadar mı korkaktı
isteklere sürülen cesaret
ve masumiyeti sevginin
böylesi baştan çıkmış mıydıiçimize atılan tohumlarda
hüzün mü büyüyecekti
ve Akdeniz
dalgalarında dövecek miydi
yüreğimizihani sıcaktı
hani meltemleri vardı
hani severdi bizi
masmaviuzak şimdi
aynı gecelerin altında sevişmelerimiz
uzak ellerimiz
ve uzak Akdeniz
vurdukça dalgalar
hırçın
yalnızlığımıza döküyor göz yaşlarını
kıyılar16.04.2007Atilla Güler
| 81 |
Benim
İnsanın gönülden gören güzüyüm
Canlıya, can diye bakanda benim
Sevginin kaynağı, aşkın özüyüm
Her canlıya sahip çıkanda benim Sevgiyle yapılmış gönülde yapım
Açıktır herkese dostluksa kapım
İzzeti, ikramdır gönülde tabum
Gönüllere sevgi ekende benim Benim mayamda var insan sevgisi
Hoş görü insanlık Allah vergisi
Bende dir düşküne yardım ilgisi
Uzatılan eli sıkanda benim Helaldir ekmegim helaldır terim
Ha Ali, ha Veli, insanlık serim
Saygıdır, edeptir gönülde yerim
Haksızlığa boyun bükende benim Dua'yla serpilir gönül ilacım
İnsanlar gözümde kardeşle, bacım
Düşkünsem barışır af olur suçum
Gönülde küslüğü yıkanda benim Kur'ana inandım diyende benim
Lokmayı dostuyla yiyende benim
Erenler cübbesi giyende benim
Post üzerinde diz çökende benim Eziktir yüregm, eziktir halim
Deyiş Türküsüyle coşuyor telim
Beline, diline sağlamdır elim
Haksızlığa bayrak çekende benim Yunus'un sabır’ı emeli bende
Horasanda akan kan seli bende
Atatürk ilkesi, temeli bende
Atatürk resmini takanda benim Barış, demokrasi için yaşarım
Ben kini, nefreti aşkla aşarım
Kime yardım olsa hemen koşarım
Dostluğa meşale yakanda benim Gönlümdeki aşkı gözde yaşarım
Dostla muhabbeti sözde yaşarım
Hakkın sevgisini özde yaşarım
Gönülden, gönül’e akanda benim Necati bırakmaz sevgi tacını
İlim, irfan için döker saçını
Görür çevresinde düşkün, açını
Dünyada mutluluk yaşamda benim Necati KEÇELİ
İZMİR
| 193 |
Açık Bir deniz İstiyorum
Açık bir deniz istiyorum
Sonsuz ve engin
İster fırtınalı ister sakin
Açık bir deniz istiyorumİçinde her şey olan
Neşem bir an bile olsa
Acılar kol gezse bile
Açık bir deniz istiyorumGitmek alabildiğine
Yalnızlık istiyorum sonsuz
Kendi içinde bir yalnızlık
Açık bir deniz istiyorum.Aradığım bir liman yok
Limansızsa olsa karaları
Açık bir deniz istiyorum
İster neşe ister acı
| 61 |
Dünya Akar Gider
Ölüm vardır birşey gelmez elimden
Dünya akar gider yalan olsa da
Bir garibim kimse bilmez hâlimden
Dünya akar gider bilen olsa daSoldur ey dost gonca gülünü soldur
Ol hayat bu sonu gamlı bir yoldur
İnsanoğlu fâni ölüme kuldur
Dünya akar gider ölen olsa daBudur insanoğlu bahtın minvali
Kime anlatırsın sen bu ahvali
Buldurur insana kader zevali
Dünya akar gider bulan olsa daCanda bir bedenin eseri kalmaz
Hiç kimsenin derdi kederi kalmaz
Âlemde beterin beteri kalmaz
Dünya akar gider kalan olsa da
| 84 |
Ay Ana (Senin Gızın)
Senin gızın menim ömür yoldaşım
Elimizden ne tez uçdu ay ana
Heç bilmirem bu ezrayıl mürdeşir
Birden niye onu seçdi ay anaO gedeli gücüm yoh güdretim yoh
Bu heyata zerre mehebbetim yoh
Oğullarım galmadılar yetim yoh
O yetimlik mene düşdü ay anaEle bil ki neslimizde talan var
Bahışlarda gör ne boyda elem var
O gedeli gör ne geder ölen var
O gedeli köçhaköçdür ay anaSenin saçın birden-bire ağardı
Menim ömrüm viran oldu dağıldı
İnsan tamam efsanedir nağıldır
Evveli heç sonu heçdir ay anaSefuremin anasısan - anamsan
Sen de ona menim kimi yanansan
O gedeli sen de ömrü talansan
Yaşayırsan gözü yaşlı ay anaGünlerimi teklik alıb goynuna
İblisdir ilişmişem oyununa
İster gele yüz-yüz gelin-gaynana
Ocağımız daha boşdur ay anaLap melekler hidmet ede bu eve
Peyğemberler hörmet ede bu eve
Allah özü digget ede bu eve
Sefuresiz yene heçdir ay ana
| 143 |
Ölümsüz
Dünyalara sığmaz sevgin.
Kişilikte yoktur dengin.
Sen bize bir kimlik verdin
Nasıl ölürsün Atatürk.Türkiye'me çerçevesin,
Devrim devrim Türkiye'sin.
Her kulakta senin sesin
Nasıl ölürsün Atatürk.İlkelerin önümüzde;
Yol gösterir günümüzde
Yarın ve de dünümüzde,
Nasıl ölürsün Atatürk.Karanlıkların ışığı,
Yeni bir çağın eşiği,
Sensin ulus'un aşığı.
Nasıl ölürsün Atatürk.Her tarafta senin sözün.
Üstümüzde her an gözün.
Birken özümüzle özün,
Nasıl ölürsün Atatürk.KARABULUT derki: ' ATAM
SENİN ESERİN BU VATAN
CANIN YÜREKLERDE ATAN '
Nasıl ölürsün Atatürk.
| 75 |
Barış Olsun!
Bir gül dikelim bahçemize
Baştan başa tüm ülkemize!
Sarı,kırmızı,yeşil rengârenk
Adı aştî barış olsun ne olur? Bir vatan yapalım biz bize..
Savaşlarda,ölümlerde uzak
Üzerinde ay,yıldızlı bayrak!
Adı aştî barış olsun ne olurŞarkılar yazalım ve şiirler
Sayfa sayfa yaprak yaprak
Kürtçe,Türkçe ve her dilden
Adı aştî barış olsun ne olur? Umutlar ekelim yüreklere
Büyüsn filiz filiz yarınlara
Uzansın ve koşsun güneşe
Adı aşît barış olsun ne olur? Bir antlaşma yazalım bize! !
Anlamı içeriğide şu olsun
Eşitlik,kardeşlik,özgürlük
Adı aşti barış olsun ne olur? 20.11.2008
Yıldırım
| 86 |
Nasıl Anlatmalı Güzeli Size
NASIL ANLATMALI GÜZELİ SİZE Nasıl anlatmalı güzeli size
Saçını okşayan yel bayram eder
Muhabbeti meydir sohbeti meze
Güzelle konuşan dil bayram ederYârin yarenini sen şöyle bırak
Yürüdüğü yollar bastığı toprak
Değdiği ağaçtaki her bir yaprak
Dalları sevinir gül bayram ederBoyunu huyunu eyler de pazar
Kökleri toprağa dalı güneşe uzar
Her yaprağını açsan başka şey yazar
Beline dolanan kol bayram ederSokakta bir sultan evde mihrace
Sormalı canana halleri nice
Sözü baldan süzüp de ince ince
Sevgiyle sarılan bel bayram ederGülünce gönlünde güller açılır
Dizi dizi inci mercan saçılır
Ellerinden abu hayat içilir
Tenine dokunsa el bayram ederMahmut Nazik 09 05 2015 Mersin
| 105 |
İiçimden Gelen
#yorulursun bazen...kimseyi görmek,duymak; hiç kimseyle konuşmak istemezsin...dolu dolu geçer kımı zaman hayatın ve bazen hiç olmadığı kadar durgun,sessiz...yaslanmak istersin koca bir çınara...gölgesinde soluklanmak,oksijeni o dolu beynine bol bol almak istersin....#üzülürsün bazen...hiç kimse seni teselli edemez olur.boğulursun adeta...nefes alamayacak kadar hıçkırıklara boğulursun...bir tebessüm beklersin hemde çok beklersin..beklersın...beklersin...lakin,gözyaşı yakanı bırakmaz...#şaşırırsın bazen...beklenmedik durumlar seni öyle bir şoka koyar ki...donakalırsın...ne ağlayabilir,ne gülebilir,ne de konuşabilirsin....susarsın en olmadık zamanda sadece susmak teselli verir sana...sükutta boğulursun......
| 71 |
Eve Doğru Adımlar
Gün batımı yalnız bir adam ben
Yürüyorum masumca, usulca,sessiz
Eve gidiyorum kendimden habersiz
Bir ev ki o; hatıralarla dolu
Ama içi bomboş.Vardığımda beni kimse karşılamayacak
Kapıyı kendim açacağım
Yemeğimi kendim hazırlayacağım
Televizyon en iyi dostum olacak
Yatakta kim bilir hangi yastıkla uyuyacağım
Belki düş bile göreceğim.Sabah alacağım bir duş
Büyük bir zevkle hazırladığım
O enfes kahvaltı
Hiç kimse uğurlamayacak beni çıkarken
Yine kendimle başbaşayım işte.Bu duygularla dolu olan ben
Yürüyorum evime doğru
Yürüyorum umutsuz adımlarla
Yürüyorum kendimden, emin ama kararsız
Yinede yürüyorum ya işte.
| 87 |
Aşk Ölümcül Bir Hülyadır
Hülya tatlı bir andır
Süzülür dibine selvi ağaçlarının
Zambakların, sevda çimenlerinin.
Dağlarda duman duman tütüyor sıla
Sıla da garibin omuzlarına
Güvercin gibi konan
Sadağında mumçiçeği serzeniş
Mızrakları cazibesiyle kıran
Saçları darmadağın
Bitişik bir hicrandır.
Ne fettan sarayların
Bitişik cilvekar yalnızlığı
Ne de bezirganları küçümseyen sultandır.
Gezinir içimizde hülya tatlı bir andır.
Ne gün başımı alıp gitsen karanlıklara
Çıkıyor bir köşeden karşıma kelebekler
Onlar da bir derbeder gibi mahrum öteden
Onlar da tanyerine bakıp hülyayı bekler.
Beyhude hekimlerin ülkesinde bir şehir
Çıkmaz sokaklarını düşlerimize açan
Bir sahura yıldızı gibi göklerde uçan
Köpüksüz anıların sihriyle akan nehir
Varlığı bestenigar, yokluğun deniz gibi
Gönül,safkan bir vefa atlasında şahlanır.
Asil fırtınalarda kaybolan bir iz gibi
Çölde aşk suretinde bir ahu peydahlanır.
Kum,yaldızlı giysiler içinde meşhur güzel
Ay öper eğilerek çölün yanaklarını
Ufukların delisi, soluk bir deniz gibi
Bir sayeban altında yürür hazinesine
Kah takılır uzaktan bir belanın sesine
Kah yüzü yıldızlara benzeyen bir rüyadır.
Bin tepede bayrağı dalgalanır Leyla'nın
Oysa aşk,karanlıkta ölümcül bir hülyadır.
| 164 |
Nasıl bir din ki bu
kim koydu adını
bin elem içinde
bahtiyar...
nasıl bir din ki bu
faydası yok bize...
daima ve hep
dine karşı din
ne anlamaya imkan var
ne de gideceksin vaktinden önce...
| 35 |
Mustafa Kemal'in Mangası
Askerler geceyi beklediler,
Bozkır gecesini! ...
Sıcak toprak üstünden
Bir buğu yükseliyordu.
Yıldızlara baktı Hasan Çavuş,
Dedi: "Emme de parlak bu gece"
Bir sigara yaktı.
Mangasından tekmil getirdi Memiş Onbaşı:
Aydınlı İsmail'in bacağında sızı varmış,
Tireli Hüseyin sabaha kadar uykusuz kalmış.
Bodur Ali ah diyor bir memlekete gitsem,<....................
| 51 |
ATAM (10 Kasım)
Atatürk niye vefat ettin
71.yılda hep yanındayız
Bu gün 10 kasım günü
Senin huzurundayızNeden böyle yaptın ATAM
Niye bıraktın bizi
Niye ATAM niye bıraktın
Bu millet mutlaka unutmaz seni10 kasım 1938 yılında vefat ettin
ATAM a ne mutlu
Hadi bir daha ayaklan
Cumhurıyeti bir daha kurtarATAM iyi ki varsın
ATAM ATAM
Niye öldün ATAM
İyi ki varsın ATAMSen olmasan biz ne yaparız
Ama sen halâ kalbimizdesin
Hadi ATAM bir ayaklan
Bir daha kurtar CumhuriyetiATAM senin geçtiğin yoldan
Senin için geçeriz
İyi ki varsın ATAM
Hep yaşayacaksın ATAM NAZ BABAOĞLU
10 Kasım 2009 / İstanbul
Eyüpoğlu Eğitim Kurumları Çamlıca
İlk Öğretim Okulu 3 / C No.447
| 108 |
Veli Baba Soyundan Geldik Biz
Bir Güveç Pilavla binleri doyuran,
Kırık yabasıyla Düşman ı Kovan,
Veli Baba Yurdunda Düşman la Çarpışan,
Veli Baba Soyundan geldik biz,Bir gecede Türbeyi Yapan,
Horasan dan gelip Uluğbey i Kuran,
Bektaşiliği Cihana duyuran,
Veli Baba Soyundan geldik biz,Elleri ile Çilehane yi Kazan,
Düşman baskınında Sır Olup Uçan,
Adını Dünya ya Duyuran,
Veli Baba Soyundan geldik Biz,Hacı Bektaş Veli Soyundan Gelen,
Ehlibeyt Aşkına Semaha Duran,
Üzüm tanesi Suyu ile Mest Olan,
Veli Baba Soyundan Geldik Biz,Sual Olunmaz Hikmetlerine,
Türbe de yatmak da olan Erenlere,
Yezid in Başını Kesenlere,
Veli Baba Soyundan geldik Biz,Sadık der Can Feda Veli Babam sana,
Doğru yolu gösterdin sen bana,
Yazıklar Olsun Kapılarını Kapatanlara,
Lanet Olsun Yezid e Selam Salana,
| 118 |
* Sevgi Olsun+barış Olsun *
* Zara'lı Turan Aslan'a * Sevgi çare her bir derde
Yahudi'de sevgi nerde?
Yalvarırım seherlerde
.................Barış olsun, barış olsun
.................İyilikte yarış olsun.Sevgiyle büyür çiçekler
Uçar kuşlar, kelebekler
Sevgisiz boşa emekler,
.................Sevgi olsun, barış olsun
.................Muhabbette yarış olsun.. Sevgi büyük hazinedir
Bulunmaz bir definedir
Saadete vesiledir,
................Sevgi olsun, barış olsun
................Muhabbette yarış olsun.. Dursun artık akan kanlar
Kardeş olsun hep insanlar
Birlik olsun müslümanlar,
................Birlik olsun, barış olsun
................İyilikte yarış olsun...18 Ocak 2009
AntalyaDost Kalemden Süzülenler:
* * * * *
Sevgi her derde çaredir
Sevgi sevdiği yaredir
Sevgi ilkedir töredir
................Sevgi olsun barış olsun
................Muhabbette yarış olsun Barış huzurdur saygıdır
Barış olmasa kaygıdır
Barış refahtır duygudur
................Birlik olsun barış olsun
................İyilikle yarış olsun..................Aşık Kevseri
| 119 |
Gel Seninle Dost Olalım
Kaçma benden uzaklara
Gel seninle dost olalım
Sakın düşme tuzaklara
Gel seninle dost olalımGörünüyorsun ben gibi
Aynı varlığım sen gibi
Bir baş gibi beden gibi
Gel seninle dost olalımBen senden değilim ayrı
Ayrı görüp olma sayrı
Şu ikilik bitsin gayrı
Gel seninle dost olalımDostluk her şeyden uludur
Dostluk erdemlik doludur
Bu yol esenlik yoludur
Gel seninle dost olalımDaimi'dir ozanımız
Dosta fedadır canımız
Kindir bizim düşmanımız
Gel seninle dost olalım
| 73 |
Bayram Gelmiş
Bayram gelmiş neyime
Dertler doldu yüreğime
Ben perişan ben yoksul
Her gün bayram olsa ne. Bayram gelmiş neyime
Zenginler girdi kanıma
Dert,keder,kaygı bende
Her gün bayram olsa ne.Beyram gelmiş neyime
Ben perişan ben yoksul
Devran,düzen zenginin
Her gün bayram olsa ne. Bayram gelmiş neyime
Ülkemde adalet mi var
Bey,ağa,patronlar koşe
Her gün bayram olsa ne. Bayram gelmiş neyime
Söyle,söyle Çobanoğlu
İşçi-memur,halk yoksul
Her gün bayram olsa ne. 26.11.2009
Yıldırım
| 71 |
Akıp Gider Seneler
Senelerdir akıp, giden ömrümüzden
Akıp gider ömrümüzden bir su gibi
Akıp giderken seneler bir ırmak gibi
Götürür bizden sevdiklerimizi
Bir sene sevdiklerimizle beraberken
Bir bakarsın senenin biri almış sevdiğimizi bizden
Bu bir anne, bir baba, bir kardeş, bir dost ya da bir sevgilidir alınan bizden
Ve biz seviniriz düğün bayram ederiz bir sene geçti, yeni sene geldi diye
Ama düşünmeyiz gelen her yeni sene yaklaştırır bizi o ölüm menziline
Yaklaştırır bizi bizden alınan sevdiklerimize
31/12/2012
| 78 |
Bağzel-latif
sen durup Yesrib oluyorsun
şehrin en işlek caddelerinde
ben hicret heyecanı içinde bir Peygamber
soluğundan yakalayıp Cebrail gibi
"oku diyorum, oku "sen durup Hucr oluyorsun
krallığın en mücmel zamanlarında
ben intikam hırsı içinde İmrül Kays
boynundan yakalayıp Zulhalasa'yı
" el yevmü hamrun ve gaden emrun"sen durup Dimeşk oluyorsun
suriye'nin en çiçekli bahçelerinde
ben kapitalizm kucağında Beşar Esad
yağmalayıp ortadoğu'nun ortadoğuluğunu
"la galibe illallah"ben durup Rachel oluyorum
öfkem gâlu beladan beri dimağımda
sen siyonizmin başkenti İsrail oluyorsun
ışığını söndüren körpe yavruların
"biz başka çocuklar için endişe duyan çocuklarız"24/05/2017
| 88 |
Cuma Mesajları 434
Sevgili genç dostlarım, size geçiyor nazım.
Sakın demeyesiniz “Bu benim alın yazım”.
Bize: tembel olmayıp tüm gücüyle çalışan
Ve Allah’a güvenen, şuurlu gençlik lazım.
*** (19 Mayıs 2017)
| 31 |
Şair Evlenmesin
Her iklim şartında yeşeren
bir büyüyen, bir küçülen
küçücük çocukların kaktüsüydü onlarHer gözyaşında, kuruyan bir gözyaşı ağlar
ve sıksan şarkıları dağlayan mısralarını
yüzüğüne sadece gözyaşı damlarKimsesiz kalmak için mi örülmüştü?
çepeçevre uyaklar
bütün yalnızlıklarını
kalem-kalkan ekibiyle karşılar
Şiir savaşında yenik düştüğünden beri
ölümü yedeklemez yalnızlarHer şair en az bir kere ölür
| 53 |
Eğer
Sesini duymadan gidersem eğer,
Gönül kapında hep haykıracağım.
Yüzünü görmeden ölürsem eğer,
Cennet bahçesinde ağlayacağım.
Sevgime sevgini vermezsen eğer,
Giden yıllara bakmayacağım.
Yüzünü görmeden ölürsem eğer,
Cennet bahçesinde ağlayacağım.(Mart 1996)
| 31 |
Yeter
Kaosun krallığı yüzyılları sarsan büyük savaşlar
Korku ve gözyaşı zafer ve kan
Mekanın tarihin hazin yıkılışı durmadan üstüste binişi
Geçmişten günümüze akan nehrin etten ve kandan köprüsü artık dur yeter!
| 31 |
Dağ Başında
Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular,
rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın,
senin etinden, tırnağından ayrı,
senin kokundan uzak.Benim güzelim,
benim ceylan bakışlım,
benim kafamın ateşi,
yüreğimdeki.
Mümkün mü şu anda rüzgar olmak, kuş olmak,
şu anda üç dört portakal almak, getirmek sana,
sana tuzlu badem,
kabak çekirdeği.Şu anda hiçbir şey mümkün değil.
Şu anda her şeyden ayrı, her şeyden uzağım ben.Şu anda sadece yalnızlık ve kahır.Hayır, güzelim,
hayır, ceylan bakışlım,
hayır, kafamın ateşi, hayır,
hayır, yüreğimdeki.
Şu anda mümkün en güzel olan tek bir şey vardır:Yanarak sevmek seni.
| 90 |
Dünya Cennet Olurdu
Herkes eğitim alsa,
Ahlak, edep korunsa,
Peygamber dinlenilse,
Dünya cennet olurdu… Nefis dinlenilmese,
Şeytanlar dışlatılsa,
Rab’bimizden korkulsa,
Dünya cennet olurdu… Tecrübe aktarılsa,
İnsanlar mümin olsa,
Can cana hiç kıymasa,
Dünya cennet olurdu… (1995)
| 36 |
18 Mart Şehitler Günü
18 Mart Şehitler GünüVatan sevgisi kuru bir ifadeden ibaret olmamalıdır. Bu topraklar varlığımızı idame ettirdiğimiz bizlere ecdadımızdan emanet ve kutsal sermayemizdir.
Cennet parçası vatanımız için canlarıyla kanlarıyla destan yazan şanlı ecdadın evlatlarıyız. Bu günün seneyi devriyesi hasebiyle şanlı ecdadın mukaddes ruhları karşısında saygıyla eğiliyoruz. 18 mart şehitler günü kutlu olsun, ecdadın ruhu şad olsun.
Herkes şu soruyu kendisine sorsun lütfen. Ben bu vatana hizmetin neresindeyim? Herkes safını, konumunu belirlesin. Vatana, bayrağa, dine, dile tüm kutsallarımıza sahip çıkalım. Ecnebilerin oyunlarına asla kapılmayalım. Yazdığım bir şiirimde söyle demiştim,Tarihimiz şanlı çekemez onlar
Tük'ün bileğini bükemez onlar
Kalplere sevgiyi ekemez onlar
Bayrağı yücelten kol bizim bizimEy bizim bu vatanda rahatça yaşamamızı sağlayan şanlı ecdadım. Ey cennet gülü şüheda ruhunuz şad olsun. Yüce Türk milletinin varlığı, refahı kahraman yiğitlerimizin omuzlarında yükselmiştir.Ey batıya emperyalistlere maşalık yapan hainler, kendinizi sorgulayın kime hizmet ettiğinizi bir daha düşünün.Allah'ın izniyle hiç kimse şehit kanıyla sulanmış bu cennet parçası topraklarımızdan bir karış dahi alamayacaktır. Kahraman yürekli vatan sevdalısı nesli fatihanın torunları islam şuurunu iman hamurunda yoğurarak Osmanlı ruhunun filizlendiği imanlı genç nesil, ülkeyi şaha kaldıracak tüm islam alemi rahat bir nefes alacaktır.Biz yeter ki özümüze dönelim biz yeter ki kurandan sünnetten sapmayalım, biz yeter ki ideolojiye değilde kur'ana gönül verenlerle beraber olalım.
Aksi halde batılılara özenip, dinimize, dilimize, kültürümüze örf ve ananelerimize kutsal değerlerimize sahip çıkmazsak ecnebilerin oyuncağı olmaktan kurtulamayız.Bu vesileyle diyorum ki vatan sevgisinin ve milli duyguların ön plana çıktığı 18 mart şehitler gününün tarihten ders alarak dirilişimize vesile olmasını, birlik ve beraberlik duygularımızı perçinleştirmesini temenni ediyor bu duygularda hem fikir olan tüm kardeşlerime muhabbetlerimi arzediyorum.
| 260 |
Bizim Gençlik
Kimi kız peşinde gezer çarşıda
Böyledir inan şu bizim gençlik
Kimi viski içer gördüm karşıda
Böyledir inan şu bizim gençlikHaykırsa yürekten titretir arşı
Tanımaz olmuşlar sünneti farzı
Türklüğe aykırı bir yaşam tarzı
Uygular inan şu bizim gençlik Kime küsmeli be kime kızmalı
Yan gelipte evde yatıp sızmalı
Küpeler kulakta burnu hızmalı
Böyledir inan şu bizim gençlikHesapta yanılır ne zarar ne kâr
Ay sonu gelince kesilir hünkâr
Bey sanıp kendini aslını inkâr
Ediyor inan şu bizim gençlikSuçlunun isteği bir anlık aftır
Fasa fiso gör bak gerisi laftır
Bir kaçı uyanık bir kaçı saftır
Böyledir inan şu bizim gençlik Hele biyol dinle birazcık durda
Haklıyı haksızı seçelim burda
Aklında fikrinde hep hile hurda
Avare dolaşır şu bizim gençlikNe fenden anlıyor nede fizikden
Ayrı ayrı gezer kopmuş tüzükten
Hep kafa şişiren saçma müzikten
Hoşlanır inan şu bizim gençlikAldırış etmeden kuruya yaşa
Kaldırır baltayı hep vurur taşa
Beylerin elinde canlı bir maşa
Oluyor inan şu bizim gençlikRemzi der içinden geçeni iste
Çok şeyler gizlidir ufak bir histe
Dans diyor adına çıkıpta piste
Tepinip duruyor şu bizim gençlik
| 175 |
Yarınlara Sürgünüm
Bu günü öldürdüm
Yarın listemde
Dünü ararım
Bulamam istesem de
Hayatı ilmek ilmek örüşümdeYanık yanık ezgiler
Bir terennüm dilimde
Güneşli dağ başları
Vuslat kokulu sevgiler
Fizik ötesi görüşümdeZirveden aşağıya indikçe
Masmavi göllerde
Hüznün bakışları
Bir akis olur gözlerde
Hayalim hüzne bindikçe
Gurbetin kuşları
Rakseder düşümdeBir sızı var
Gelir bana her gece
Uzun bir ırmak boyu
Gittikçe büyüyen bilmece
Güneş görmeyen bahar
Dolunay bastığım döşümdeKelimeler bozgunda
Hücumlar hecelere
Uzatamam
Mezar taşı süsü ellerimi
Ufku kızaran gecelere
Hasret kışı ayazında
Üşürüm deBu günü öldürdüm ben.
Yok artık bu günüm
Düne eyvallah demeden
Yarınlara sürgünüm
Acı acı gülüşümdeVuslat kokulu sevgiler
Fizik ötesi görüşümde
Gurbetin kuşları
Rakseder düşümde
Güneş görmeyen bahar
Dolunay bastığım döşümde
Uzatamam
Mezar taşı süsü ellerimi
Ufku kızaran gecelere
Hasret kışı ayazında
Üşürüm de
Yarınlara sürgünüm
Acı acı gülüşümde29 Temmuz 2005 Cuma, İst.-Kartal 21.36
| 135 |
Gidin Başka Yerde Oynayın Zihniyeti
Lanet tavırlarımız yerin dibine insin!
Komşuluklarımıza kalmamış saygın sevgin…Bahçeye top gelmiştir ev sahibi bağırır,
Başka yerde oynayın, diyerek azarlatır…Bahçe, dersen boş toprak ekilemez biçimde,
Top, kaçabiliyor umulmadık şekilde…Çocuk, gelip alamaz alsa azarlanacak,
Top, zamanla birikir kimseler atmayacak…
Öfkeli bir kız sesi “Başka yerde oynayın!”
Başka yerleri yoktur çocuklarımızın…(2011)
| 53 |
Ay doğar ...
Bir son bulma değildir
ve hatta diriliştir aksine...
Ay doğar ... Karanlık gecelere
Aydınlatmaya değildir aslında doğuşu ...
Sabıra inancıdır azmi ...
Ay doğar ...
Korkan yureklere ışık tutar ...
Ayıpları örten geceyedir kini ...
Ay doğar ...
Ayıp ile yaşayana inat
Işığa ihtiyacı olana ...
Ay doğar ...
Koca bir güneşin gölgesinde
ama güneşten anlamlı...
ve unutturmak istercesine gunesi alabildigine cesur
Ay doğar ...
Boşlukları doldurmaya değil anlamları doldurmaya ...Ay doğar ...
| 76 |
Gözüm deki Dost
Bu kaçıncı kış,bahar gelmeden,
Bu kaçıncı yanılış,gönüldür sabreden,
Bu kaçıncı hazan,yaram daha kanarken,
Dostum oldu gözyaşı,kimse bilmeden.Ellerim semada,gözüm yıldızlar da,
Bu kaçıncı kırılış,kalmadı dalım da,
Esmeyin yeller,ömrümün son baharın da,
Dostum oldu gözyaşı,akşam dan sabah'a.Kalp kırmayı bilmem diye,kırdılar beni,
Bu kaçıncı darbe,sevmedim feleği,
Gitti vuslatım,getirdi kederi,
Dostum oldu gözyaşı,O elimden gideli.Damarlarımda dolaşan,kan değil ağı oldu,
Bu kaçıncı ölüm,can kuşum elden uçtu,
Vuslat hevesi içim de,gözde fer kayboldu,
Dostum oldu gözyaşı,feleğin beni vurdu.Çok sevdim derken,O sevmemiş ne edem,
Bu kaçıncı yıldırım,yüreğime düşen,
Bilmedi giderken,aldı beni benden,
Dostum oldu gözyaşı,arkasından bakarken.Vaz geçtim,kimseyi sevmiyeceğim ben,
Bu kaçıncı sevgi,yüreğimden sökülen,
Yüreğimi ağıdan temizledim,şükür derken,
Dostum oldu gözyaşı,silinmemiş O kalbimden.
| 108 |
Ata Ulu Bey
Hayat onun kalbini kırdı
Sevdiklerinden ayırdı
Oysa ne umutları vardı
Gerçek babadır ATA ULU beyBir oğlu var sevilmek ister
Dili baba yüreği anne der
Gelin adayı çabuk karar ver
Harbi Damattır ATA ULU beyEsra erol hanım öz yap çekimi
Üzme programda ata abimi
Bir Kardeşi var AİLE Hekimi
Doktor Abisidir ATA ULU BEYDinimiz de evlenmek sünnettir
Kız oğlana oğlan kıza minnettir
Bu dünya fani ötekisi ebeddir
Bahtın açık olsun Ata ULU beySende yaradanın güzel kulusun
Güleryüzlüsün sevgiyle dolusun
Seni sevmeyenin dili kurusun
Bir sevgilisin sen Ata ULU beyDüğün yolculuğun esra erolla
Gönlünde ki yare bir gül yolla
Düğün yap oyna mendili salla
Hayırlısı olsun ATA ULU BEY
| 110 |
Cennet mekan İstanbul
Tarihi mozaikler sinesinde yatıyor
Roma Bizans Osamanlı medeniyet katıyor
Anadolu Rumeli fenerleri bakıyor
Yedi tepe İstanbul iremine akıyor
Medeniyet beşiği cennet meken İstanbul Boğazında gerdanlik şahaser köprüleri
Asırlardır yan yana kilise camileri
Birlikte yaşamanın ne güzel örnekleri
Ayrı gayrımız yoktur gidelim hep ileri
Ders almalı bunlardan cennet mekan İstanbulBurada yaşamanın mutlak bir bedeli var
Yanlış yola saparsan inan gözünü oyar
Uymazsan kurallara kapı dışına koyar
Yeterki çalış didin burada herkes doyar
Doğası çok harika cennet mekan İstanbulTürkiye sanayının nabzının attığı yer
Gayri safi hasila değerler kattığı yer
Evliya cengaverin burada yattığı yer
Yaşanan tüm aşkların mcilveler sattığı yer
Yaşamın yokuşudur cennet mekan İstanbulDeğerini kim bilir kimler anlar dilinden
Dolmuş kütleler dolmuş Anadolu ilinden
Eğitimden yoksunlar ders mi almış bilimden
Anlayan anlar ancak desen desen kilimden
Hafızaya kazınır cennet mekan İstanbulHayatin mektebinin beşiğidir İstannbul
Almasını bilene ders öğreten bir okul
Tutunmaya çalışır gurbetçi olan her kul
Yeterki iş bul çalış zebil olur para pul
Taşı toprağı altın cennet mekan İstanbulNe görkemli sırıtır boğazda yaalıları
Çınar gibi ağaçlar kırmayın çalıları
Yaşamın desenleri süslüyor halıları
Gariplere yüklenir bir gün diker nalları
Ekileni biçersin cennet mekan İstanbulİstanbul dedikleri taşı toprağı altın
Yaptığınız işlere emek gözyaşı katın
Hak hukuka riayet edersen açık bahtın
Dürüstlük bahçesinde kurulacaktır tahtın
Yaşıyorum diyorsan cennet mekan İstanbulAndıkça güzel kenti ruhumda çiçek açar
Duygularım depreşır etrafa ışık saçar
Heves özleme döner inanki keyfim kaçar
Sıladan uzaktayım kalmışım burda naçar
Ruhumu okşar gider cennet mekan İstanbulBuram buram tutuşur gözlerimde hasretin
Maden gibi cevhersin benz betin bereketin
Dokusuyla özdeşsin taşranın memleketin
Nabzını tutar oldun değişmez hareketin
Gönüllerde özlemin cennet mekan İstanbulHer gün yüzerce naaş abbas yolcu oluyor
Göz yaşlı aileler o gün acı soluyor
Ebedi göçenlerin yenileri doluyor
Piyangodan çıkanlar saçı başı yoluyor
Ecel teri döktürür cennet mekan İstanbulEskiden Pera idi şimdi Beyoğlu ilçe
Türçe'nin en güzeli bozuldu gitti lehçe
Ararsan bulur musun Sadabat'tan bir bahçe
Topkapı vede Çarşı şimdi geçerli akçe
Canın atardamarı cennet mekan İstanbulNe harika bir boğaz inci gibi bezenmiş
Tanrım yaratırken de nede güzel özenmiş
Tadını çıkaranlar vapurlarla gezenmiş
Mıstık bir anlayışın ezgisini sezenmiş
Tarihi coğrafyası cennet mekan İstanbulGurbet kahrı çektirip taşralarda dillenir
Anılar iz bırakır dudaklarda zillenir
Yaşam kösresi burda bilendikçe bilenir
Genlerde taşınılan gelenekler bellenir
Törpüler yaşayanı cennet mekan İstanbulSes cümbüşüne döner renga renk çarşı pazar
Günlük nafaka için iğneyle kuyu kazar
Birden zenginlik olmaz çoğalır azar azar
Böyle güzel yapıya değer mi dersin nazar
Yaşantısı çok tuhaf cennet mekan İstanbulYetmişiki buçuktan insanına rastlanır
Çalışmayan insanlar mutlaka ki paslanır
Hüzün gömleği giyip dolu dizgin yaslanır
Hatasını anlarsa bir an önce uslanır
Cahili adam eder cennet mekan İstanbulHoron dışardan kolay ya bir içine gir gör
Var gücünle çalışıp mekik doku ince ör
Adaletli zekat ver varlıkta olma sen kör
Kör gelmiş kör gidiyor olmuştur zaten nankör
Farklı kültür arzeder cennet mekan İstanbulCan canandan sorulur bezer can cananından
Ahiretten haber ver cehennem kazanından
Yasa tüzük işlemez kişinin azanından
İbret al şairlerden reçete yazanından
Yaşantıyı simgeler cennet mekan İstanbulYıllarca iş aş ile dağını aşanlara
Hoşgörüye sarılıp gönülden taşanlara
Ekmek parası için peşinden koşanlara
Vatan bütünlüğüne beraber coşanlara
Eşi benzeri yoktur cennet mekan İstanbulSığınacak bir liman aranır sokak sokak
Aynı yollar denenmiş birde dön geriye bak
Tutunmak ister isen canını dişine tak
İsrafi aforoz et koy kendine bir yasak
Kabul eder herkesi cennet mekan İstanbulYaşıyorsam burada cennet benim içimde
Küçük bir ayrıntıdan mutluluk duy biçimde
Yeteneğine güven iş istersen seçimde
Sebat et sabırlı ol sıkıntı yok geçimde
Mutluluğa güneştir cennet mekan istanbulMazideki yaşantım anılarımı süsler
Nasıl zevk alacaklar doğayla olan küsler
O eskidendiartık dağıtılmaz cülüsler
Altın çağı yaşatır metrolar metrobüsler
Bahar güneşi doğar cennet mekan İstanbulHüseyin Kara 12.01. 2009 ABD
| 592 |
Atatürk
Eşsiz vatanın kara gününde,
Samsun'da güneş oldun Atatürk
Erzurum, Sivas düşman elinde,
Göğsünü siper ettin Atatürk.Karınlar açtı, boştu külekler,
Nasırdı elleri, yanmış yürekler.
Silahlar, balta, satır, kürekler,
Kurtuluş umudu oldun AtatürkDüşman mert değil, adi ve zalim,
Gırtlağa dayandı Ege'de zulüm,
Parola istiklal, olmazsa ölüm,
Denize düşmanı döktün AtatürkKimi Kral dedi, Kimi Padişah,
Beyazı çıkarıp giymişler siyah.
'Vatan kurtulur inerse silah,
Cumhuriyet yakışır.'dedin AtatürkLaiklik sildi beyinde pası,
Rençberin sofrada doldurur tası,
Sayende bırakıp, gam ile yası,
Gençliğin izinde büyük Atatürk.
| 80 |
Gururmuş?
Sevgilim bana mektup göndermiş.
Sende hiç gurur yokmu? demiş
Yaşayan insanlara bak derim
Yarısı yarım yarısı dertlidir.Sevgilim bana mektup göndermiş
Sende hiç gurur yokmu? demiş.
Ölen insanlara bak derim
Ya içkidendir ölümleri,
Yada kapkara olmuş durmuş,
Kurumuş ölü kalbleri..
| 40 |
Şmal
zirvelerimde kar soğuğu
kalbim don tuttu
kış duygularıma üslendiği ğün
gönlüme cemre düştü
ve buğulu ufkumda duman
yer yer boğarken boşluğu
şimalin esintisi
yüreğimde bahar tuttu
düş şimdi düşlerime
düş gülüşlerinle
düş şimdi kıvrak heceler gibi
düş benliğime
düş cemre
düş düştüğün yerlerde kar korksun
düş şimdi
düşler şimal rüzgarlarınla savrulsun
| 52 |
Şairlerim nerdesin?
Özledim vatanımda vatan severin gür sesini,
Yedi düvele meydan okuyan Mehmet nerdesin?
Vatan bölünmez diye Mehmet Akif’in haykırışı,
Özledim bu sözü,haykıran şairlerim nerdesin? Ben endişe içindeyim ne günüm var ne gecem,
Kimse anlamıyor beni bozuldu Türkçe lehçem,
Sözümü anlamıyorlar her halde bozuk türkçem,
Türkçe konuşan benim şair Yunus’um nerdesin? Sessiz elden gidiyor benim güzel memleketim
Batı hayranlığı batırdı bozuldu da benim düzenim,
ülkemi talan ediyorlar leş yiyen bu akbabalarım,
Vatana sahip çıkacak alp erenlerim,nerdesin? Milletim dilsiz,sağır,gerçekleri de duymuyor,
Vatanım elden gidiyor kimseler de aldırmıyor,
Gafletle yapılan açılımla vatan parçalanıyor,
Bu ihanete dur diyecek asıl milletim nerdesin? Hani senin ecdadın cihana adaletle hükmederdi,
Gönderdiğin nameyle hükümdarın ayaklar titrerdi,
Kendine gel uyan senin uykun bu kadar mı derindi,
Fatih’im,Yavuz’um,Alpaslan’larım benim nerdesin? Halil ÇOLAK 12.08.2009
ANKARA
| 125 |
Eğitim ve öğretim-öğretmenle sağlanır Cahillik bilgisizlik-okullarda bağlanır
Eğitim ve öğretim-bel kemiği vatanın
Toprak ve doğal kaynak-okuyarak canlanın
Hayatın kaçınılmaz-vazgeçilmez unsuru
Öğretmen sayesinde-gerçek sağlamdır suru
Eğitim ve öğretim-öğretmenle sağlanır
Cahillik bilgisizlik-okullarda bağlanır
Devletimin görevi-kanunu düzenlemek
Okuyan öğreteni-önem verip dinlemek
Millî değer uygarlık-temel sağlam olmalı
İlmî ve teknolojik-yönetmelik dolmalı
Eğitim ve öğretim-öğretmenle sağlanır
Cahillik bilgisizlik-okullarda bağlanır
Ülkeler muhtaçtırlar-bilin birbirlerine
Siyasî ekonomik-taşlar konsun yerine
Dengeyi sağlamalı-sevmeliyiz milleti
Ortadan kaldırmalı-bölen yıkan illeti
Eğitim ve öğretim-öğretmenle sağlanır
Cahillik bilgisizlik-okullarda bağlanır
Unutmamak gerekir-eğitim problemi
Hâlledilmesi gerek-yok edin ikilemi
Hedef savaşta değil-barışta korumalı
Vatanın kalkınması-olmamalı yamalı
Eğitim ve öğretim-öğretmenle sağlanır
Cahillik bilgisizlik-okullarda bağlanır
Ulu Önder Atatürk-memleket kaderinde
Okudu ve öğretti-hiç durmadı yerinde
Adamıştır kendini-öğrenci ve okula
Teknik sanat ve spor-önem verdi akıla
Eğitim ve öğretim-öğretmenle sağlanır
Cahillik bilgisizlik-okullarda bağlanır
“.Dokuz Yüz Yirmi Sekiz-Yirmi Dört Kasım Günü'
Başöğretmen olmuştur- arşa çıkmıştır ünü
Evler ve apartmanlar-hele okullarımız
Saygı sevgi hayranlık-uzanır kollarımız
Eğitim ve öğretim-öğretmenle sağlanır
Cahillik bilgisizlik-okullarda bağlanır
Vatanın bütünlüğü-gönül birliği görev
'Tek Bayrak Tek Bir Millet'-öğretilmeli ödev
Öğretmen Hasan Sancak-baş koymuştur bu yola
İhanet edenler var-olmayın bize belâ
Eğitim ve öğretim-öğretmenle sağlanır
Cahillik bilgisizlik-okullarda bağlanır
| 177 |
Gök Şahit
Gökte ki yıldızlar bilir,
Yere akan şehidimin kanını
Gökte ki ay bilir,
Bu cennet vatanıÜstümüze toplar yağdırsalar ne fayda
Dağlar önümüzde siper iken
Biz kenetlenmişiz bir kere
Bu cennet vatan adınaDenizlere mayın koydular
Ama bilmez ki ahmaklar
Balıklar bizden yana
Bu cennet vatan adınaYüzyillar geçsede,
Unutulmaz bunlar
Zaten kim unutabilir ki!
TÜRKÜM! diye haykiran şehitleri.
| 57 |
Millî Eğitim Vakfı Kuruluş Günü 6
Yine 19 Şubat kutlanır özel bir gün,
İçinde vakıf varsa hatırlanmalı her gün…Vakıf hizmet veriyor çocuklarımıza,
Uzanır ve yetişir ihtiyaçlarımıza… Eğitim dolsun ister ülkemin her köşesi,
Öğretim bilinciyle, coşar çocuk neşesi..(2012)
| 37 |
Bana Yine Bayram Geldi Neyleyim
babam yok anamda çok uzaklarda
bu gönlüm yine birhoş bayramlarda
kimsem yok çok yalnızım buralarda
bana yine bayram geldi neyleyim sevincim bayramlara vermiştim
konu komşu bir araya gelmiştim
yalnız bir yanımda dolar sanmıştım
bana yine bayram geldi neyleyim bayramda bayram namazı kılınır
namaz biter cemaatle bir olunur
bayramlaşmadan yemeği yenilir
bana yine bayram geldi neyleyim gel çocuğum el öpmeye gidelim
büyüğün hatırını hoş edelim
küçüğe lokumla şeker verelim
bana yine bayram geldi neyleyim bayram geldi dostlar bırakın işi
sen gitmesende bulunur bir kişi
tanıtalım yavruya bu oluşu
bana yine bayram geldi neyleyim gülerim ben size yine her bayramda
ben buradayım aklım hep orada
kötü haber olmasa allah verede
bana yine bayram geldi neyleyim sağır der ki bizim yazımız buymuş
üç günlük bayram yarım güne sığmış
dost akraba eskiden hatırlıymış
bana yine bayram geldi neyleyim 17 eylül 2009 hollanda
| 143 |
Yarınlara Sürgünüm
Bu günü öldürdüm
Yarın listemde
Dünü ararım
Bulamam istesem de
Hayatı ilmek ilmek örüşümdeYanık yanık ezgiler
Bir terennüm dilimde
Güneşli dağ başları
Vuslat kokulu sevgiler
Fizik ötesi görüşümdeZirveden aşağıya indikçe
Masmavi göllerde
Hüznün bakışları
Bir akis olur gözlerde
Hayalim hüzne bindikçe
Gurbetin kuşları
Rakseder düşümdeBir sızı var
Gelir bana her gece
Uzun bir ırmak boyu
Gittikçe büyüyen bilmece
Güneş görmeyen bahar
Dolunay bastığım döşümdeKelimeler bozgunda
Hücumlar hecelere
Uzatamam
Mezar taşı süsü ellerimi
Ufku kızaran gecelere
Hasret kışı ayazında
Üşürüm deBu günü öldürdüm ben.
Yok artık bu günüm
Düne eyvallah demeden
Yarınlara sürgünüm
Acı acı gülüşümdeVuslat kokulu sevgiler
Fizik ötesi görüşümde
Gurbetin kuşları
Rakseder düşümde
Güneş görmeyen bahar
Dolunay bastığım döşümde
Uzatamam
Mezar taşı süsü ellerimi
Ufku kızaran gecelere
Hasret kışı ayazında
Üşürüm de
Yarınlara sürgünüm
Acı acı gülüşümde29 Temmuz 2005 Cuma, İst.-Kartal 21.36
| 135 |
Bitir Şu Gurbeti
Tara perçemini tara,
Sevdan ile düştüm dara,
Ya mektup yaz ya da ara,
Gel de bitir şu gurbeti,
İçelim düğün şerbeti.Dağlara yazdım adını,
Dilde bıraktın tadını,
Hey be gönlümün kadını,
Gel de bitir şu gurbeti,
İçelim düğün şerbeti.İndim çeşmenin başına,
Oturdum ıslak taşına,
Düşemedim yar peşine,
Gel de bitir şu gurbeti,
İçelim düğün şerbeti.Boynuna altın takalım,
Eline kına yakalım,
Gel balayına çıkalım,
Gel de bitir şu gurbeti,
İçelim düğün şerbeti.
| 73 |
Hakkım
İlan ediyorum herkese,
Ev sahibime de.
Kira vermeyeceğim bundan böyle.
Ve ayrılmayacağım buradan.
Ben de dünyalıyım,
Benim de alacağım var bu dünyadan.
Bırakmayacağım hakkımı ellere,
Çok ısrar ediyorsa ev sahibim,
Anlayışlıyım,
Alsın evini götürsün başka yere...
| 37 |
Mutlu yaşa
Güneş ufuktan umutla doğuyor, her gecenin sonunda sabahı buluyor.
Sen yoksun yanımda uykularım kaçıyor, sensiz dünyama güneş doğmuyor.Sende mutlu yaşa, üzülmeye değmez, bir gün sende seversin, gülersin elbet.
Sev de mutlu yaşa, üzülmeye değmez, sende beni seversin, seversin elbet.Karşıki dağdan güneş batıyor, gözyaşlarım sel gibi akıyor.
Sensiz geceler beni yakıyor, sensiz uykularım hep kaçıyor.
Geceler karanlık, sensizlik ölüm, kutupta güneş, ne zaman doğar.
| 65 |
Deniz Feneri
Sen Deniz Feneri
Hüzünlü bir kış günü başladı yolculuğun
Çocukluğun yıkık kentlerde
Ve kesme kaya caddeli ahşap evlerde geçti.
Okuma yazmayı öğrendiğin
Gazetelerdeki terör sayfaları
Ve Haliç tersanelerinde korsanlar
Evden çıkarken vedalaşırdı babalarla evlatlar...Her sokağın başında anaların isyanı dururdu
Ve günler kısa ama geceler uzun olurdu.
Bir kurşun bir liraya
Ve bir hayat bir kurşuna mal olur,
Senin doğduğun yerlerde
İnsanlar can evinden vurulurdu.Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dimdik delikanlısı
Yavuz zırhlısında deniz piyade eri
Yetmiş ikiye dört çakı gibi asker
Arkadaşının kaza kurşunu izini sırtında taşıyan
Ve giderken bıraktığı sevdiğini döndüğünde bulamayan...Yıkar mı bizi bu sevda!
Bir aşk delikanlıyı bozar mı be adam?Hadi kalk!
Eski günlerde olduğu gibi
Karanlığa yine ışık yak!Arka bahçedeki mahalle kavgalarında
Kaşına sapan taşı geldiği günden beri
Hani kanına kanımı sürdüğüm o günden beri
Can dostum ve kan dostum
İster kalbine gömdüğün sevdamın aşkına
İster Allah'ın aşkına
Kalk bir ışık yak ve bir kor düşür yüreğimize
Savaşmak ne güzel bir şey uğruna
Ve yeniden âşık olmak...Ve Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dürüst delikanlısı
Kalbine gömdüğün aşkın
Gönlündeki sevdan ve aydınlık gözlerinle
Senin işin karanlığa korkuturcasına bakmaktı
Ve sana en yakışmayan şey ağlamaktı.Deniz Feneri
Unutmadık o günleri
Sevdamız yüreğimizde gizli kalır
Ve mahallenin kızına âşık olmak
Ayıp sayılırdı
Bir kıza âşık olmak bir de parkayı çıkarmak haramdı
Ve dünya dedikleri şey yalandı...Paranın geçmediği günler vardı gençliğimizde
Ve namerdin yıkamadığı mertliğimiz
Silah çekmek ve tespih sallamak değildi delikanlılık
Tespihi çekmek, silahı saklamaktı
Yazık...
Gün geldi delikanlılık kabadayılığa yenildi
Sonra üç kuruşa satılan sevdalar ve ucuz aşklar
Artık senin işin değildi...Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dik ve yitik delikanlısı
Ne geçmişten yükselen ağıtlar anlıyor seni
Ne de geleceğe satılan aşklarSen doğarken bir ölüm şaşkınlığıyla
Gökyüzüne uzanmış düşmanlık türküleri
Suçüstü yakalanırken en güzel umutların
Gözlerini bir ihanet anında açmışlığın
Ve yakmışlığın gecenin karanlığına en derin aydınlığınıHey Deniz Feneri!
Parayla satın alınamayacak aşkların sevdalısı
Çektiğin çileleri özenle saklıyorsun seyir defterinde
Sarayburnu'nun dimdik ve yakışıklı delikanlısı...Gidiyorsun belki Deniz Feneri
Sana 'kal' diyemem giderken
Sevmek kadar ölmek de kader
Ama giderken bile ışığın yol göstersin kayıp gemilere
Gözlerin gökyüzünü aydınlığa bürüsün
Ve sen ölsen bile bir gün
Nâmın yürüsün
Ve sen ölsen bile bir gün
Nâmın yürüsün...
| 354 |
'"Çekim" Yazım
ÇekimEvrensel sistemde çekim, her alanda görülüyor! Atom çekirdeklerinin etrafındaki elektronlardan tutun, güneş sistemi ve galaksilere kadar aynı kural işler! Kütlesi büyük olan diğerlerini çekim gücü ile etrafında dolandırır! Bu zincirleme çekim (Cazibe, Gravitasyon) etkisi ile evren dengede işler!
Kütle çekimin denge halini muhafaza ettiği durumlarda, Güneş sistemi gibi düzenlilik gözlemlenir! Çekimin aşırı olduğu durumlarda, madde ve ışık yutulur ve bir kara delik oluşur! Su burgacı, girdap gibi! Kara delik tarafından yutulan madde ve ışık kritik noktaya geldiğinde kusulur, patlar ve etrafa saçılır! Bu Doyum noktasında patlama da denge içindir, kara deliğin de evreni yutmasına izin yoktur! Bu çekim olayının sosyolojik boyutuna bakalım! Çekim etkisi büyük olan öğretiler ve ideolojiler diğerlerini yutarak kara delik oluşturur! Kritik noktada ise tüm çektiklerini kusar, patlar ve etrafa yayılır! Secde Adem'e yapıldığına göre her şey açık yani melekler, Adem'e secde ettiğine göre bu evrenin ademe eğilmesi gibi. Aynı kütle çekimin evreni bükmesine benziyor, insan evreni kendi çekimiyle büker! Tarihsel süreçte gözlemlenen büyük imparatorluklar ve güçlü firavunlar da kara delik gibi tüm insanları içine çeker ve kritik noktada kusar, patlar! Roma imparatorluğu ve Osmanlı imparatorluğu da buna benzer! Çok şişince, kritik noktada dayanamaz ve patlar! Güçlü dinler de böyledir; Hıristiyanlık patladı Katolik ve Protestan olarak bölündü! Müslümanlar hem de ilk aşamalarda patladı ve mezheplere bölündü! Hala bunun yansımaları insanları “Mezhep kavgaları” şeklinde etkiliyor! Benzer şekilde ideolojiler de şişince patlıyor! Kominizim patladı sosyalizm şeklinde bir süre dayandı! Kapitalizm de son dönemde patladı ve şu an bu patlamanın yansımaları yaşanıyor! Faşizm ilk patlayanlardandı ama etkisi her dönemde kendini gösteriyor! Yani sıkışan diktatörler bir bir patladı ama yenileri “Diktatörcük” şeklinde doğmak istiyor! Öğretiler ve ideolojiler, ilk çekim ile hızla kabul görür; zamanla şişer ve kritik doyma noktasında patlarlar! Bu evrendeki kara deliklerin seyri gibidir! Yani öğreti ve ideolojilere sınırsız ve sorgusuz kapılmak, kara deliğe kapılmak gibidir! Nasıl kara deliğin bütün evreni yutmasına izin verilmez ise bir öğreti ve ideolojinin de tüm insanlığın algısını yutmasına izin verilmez! Kara delik, yuttuğu madde ve ışığı nasıl geri kusar ise öğretiler ve ideolojiler de yuttukları insan aklını ve potansiyelini geri kusar! Kusturulur! Güneş, gezegenlerini aşırı çekip yutsaydı Dünya da olmazdı! Yani öğreti ve ideolojilere kapılan insanlık, bunlarda yok olmasın diye Allah bir denge koymuş. Buna da “Sırat” denge durumu diyebiliriz! İnsan cazibeye kapılır bu cazibe bazı Cennet hayali de olur Dünya sevgisi de olur! Dünya sevgisine kapılan bu yolda kendini kara deliğe atmış olur! Ahrette Cennet hayaline kapılan bazıları ise Dünyayı terk edip ahreti de kaybeder! Bu nasıl olur? Dünya ahretin tarlası ise burada ekmeyen orada biçemez! Burada gereksiz yasaklar ve korkulara kapılıp doğruca yaşamayan kendini sınırlayanlar, ahrette de mahrum kalabilir! Bu da beklentinin çıkmaması durumudur ki Cehennem, aslen odur! Yani Dünya da güzel yaşayarak, Cennet ekilecek yoksa Dünya‘da yaşamı gereksiz sınırlayıp, ekmekten vaz geçip Ahrette hayal kırıklığına düşmek kaçınılmaz olur! Dünya da insanı iki uç çeker; birisi Dünyanın çekimi, bu insanın gaflet içinde sadece mal toplamak, hırsla kazanmak ya da zevklere düşüp kendini mahvetmesi şeklinde olur! Diğeri de Ahret kazanmak uğruna Dünya’da gereksiz yere kendini sınırlaması ya da toplumsal kabul ile toplumun bireyi sınırlaması şeklinde olur! Her ikisinde de insan ziyandadır! Din savaşlarını anlatmaya gerek yok, Orta Çağ’da derinlemesine yaşandı ve hala sürüyor Orta Doğu’da! Son tahlilde; madem dengesiz olan her çekim, kara deliği doğuruyor ve sonrası çekilenlerin kusulması ve patlama oluyor! O halde kara deliğe kapılır gibi bir görüşe, öğretiye ya da ideoloji veya dinsel bir inanca kapılmamak gerek! İnsan her durumda “Sırat” dengede olmak durumundadır! Dengesizlerin çekim gücüyle kara deliğe döndüğü de gözlemleniyor zaten. Aklını kullananlar için sorun olmaz bu denge kurmak işi. Yeter ki kişi kendi algısına güvensin, kendi aklını kullansın; başkalarının aklıyla hareket edip kendini kara deliğin kucağına atmasın! Hani bir "Azrail fıkrası" vardır; bir uçak düşer uçaktaki değişik toplumlardan ve ırklardan pek çok insan ölür! Azrail şöyle söylenir; "Her biri, ayrı ayrı yerde iken işim daha zordu! İyi oldu bu uçağa doluşmaları! " Toplumlarda da bu durum böyledir, hatta çağlarda, dönem ve devran da böyle işler! Topluca aynı eğilimde ya da yanlışta veya doğruda olan insanlar bir döneme toplanmıştır o dönemin güzellikleri ya da rezilliklerini yaşarlar! Bu nedenle kalabalıkların eğimine doğru bir seyir vardır! Bu bilinir ise bazı toplumların neden refah içinde yaşadığı, bazılarının da rezalet içinde süründükleri daha iyi anlaşılır! İçlerinden çıkan arifler veya zalimler ise o dönem ve o devranda çoğu zaman etkisiz kalır! Yani insanlar refah içinde aklını kullanarak yaşıyor ise o devranda zalimler etkisiz kalır, insanlar pislik içinde yaşamayı seçtiğinde ise arifler etkisiz kalır! Büyük resimde kusur yok. Selametle,Ahmet Bektaş
| 739 |
Bayram Duası
Ya Rabbi tadına bütün milletin,
Varacağı bayramlara eriştir
Milletinin yarasını devletin,
Saracağı bayramlara eriştirDevletin milletin verip el ele
Kimsenin kimseyi etmeden köle,
Zenginin fakirin gönül gönüle
Gireceği bayramlara eriştir.Fukaranın rezil olduğu değil,
Hastanede rehin kaldığı değil,
Memurların zekat aldığı değil
Vereceği bayramlara eriştir.Her mübarek bayram gelince böyle,
İşçi köylü mahzun olmasın öyle,
Cebinde harçlığı göğsünü şöyle
Gereceği bayramlara eriştir.Enflasyon insin diye çok estim,
Anladım ki biraz hayalperestim,
İnmesinden artık umudu kestim
Duracağı bayramlara eriştir.Ya Rabbi halimiz ayandır sana,
Tahammül kalmadı dökülen kana,
Savaşın kavganın, terörün sona
Ereceği bayramlara eriştir.Sağımız solumuz düşmanla kaplı,
Sırtımızda nifak hançeri saplı.
Yüreklerin birlik beraber toplu
Vuracağı bayramlara eriştir.Ben desem devletin gücüne gider,
Bunlar ne av yapar ne koyun güder,
Hepimizi başta gerçek bir lider
Göreceği bayramlara eriştir.Arif der ki Ya Rab Müslüman Türk’üm
Bu düzen tartmıyor çok ağır yüküm,
Türk’ün ve İslam’ın yeniden hüküm
Süreceği bayramlara eriştir.
| 144 |
Göç Zamanı....
GÖÇ ZAMANI…
Başlar öne eğik,toplanmış herkes…
Ufukta sefer var, dost göç zamanı! ...
Çıkmıyor kimseden ne ses, ne nefes…
Ufukta sefer var, dost göç zamanı! ....
Toplanmış çadırlar, ipler, direkler….
Ayrılıktan yana mahsun yürekler….
Zorlu bir yolculuk bizleri bekler….
Ufukta sefer var, dost göç zamanı! ... Hoşça kal ovalar, kırlar, bayırlar….
Hoşça kal kırgülüm,otlar, çayırlar! ...
Hoşça kal karlı dağ, patika yollar….
Ufukta sefer var, dost göç zamanı! .... Hoşça kal suyundan içtiğim pınar,
Hoşça kal aşkımı kazdığım çınar,
Baktıkça sizlere yüreğim yanar…
Ufukta sefer var, dost göç zamanı! ... Hoşça kal ey obam! Ekip- biçtiğim,
Hoşça kal aşkından candan geçtiğim,
Hoşça kal kendime sırdaş seçtiğim,
Ufukta sefer var, dost göç zamanı! ... Hoşça kal ceylanım, yaban kekliğim,
Hoşça kal minik kuş,ekmek verdiğim,
Hoşça kal vatanım candan sevdiğim,
Ufukta sefer var, dost göç zamanı! ... Gidişimiz belli, çok uzaklara…
Dönmek mi, imkansız bu topraklara…
Kervanı yürüttük, düştük yollara…
Ufukta sefer var,dost göç zamanı! ...
06.01.2010 Saat; 21:30
Adnan Özkan (Yanık Sevdalar)
| 163 |
Eskidendi
bazı fotoğrafların var
kitaplarımın arasında kalmış
okurken ayraç olarak bırakıp
sonrada orada unuttuğum
...
onca zaman hiç solmamış
sevdanın rengi hala yanaklarında
gözlerin hala açık yeşil
saçların gün batımı renginde
...
boş ver tüm bunlar eskidendi
kelebekler çoktan başka bahara gitti
| 42 |
Cümle Aralarında; Sevdiğimizi Ararız: ANADOLU İÇİN! . = 000.003 =
04 Ocak 2013 Cuma 22:02:57Düşünen Düşünürlerin Düş Ürünleri ile ANADOLU İÇİN YÜRÜMEK! .
= 000.003 =
Düşünen Düşünürlerin Düş Ürünleri ile ANADOLU’DA İLERLEMEK! .“YALNIZLIK” Adlı Romandan:Bana müzik gibi tesir ediyor. / Sayesinde / yakın bir yerde bulunduğunu anlıyorum. / O kadar mesudum ki… / Düşündüğüm için yazıyorum. / Biliyordu, kitaplardan okumuştu / kalbinin tatlı tatlı vuruşları ile. / Konuşmadan, derin bir sükût içinde, kendisine verilen vazifeyi tamamlamak için / huzur içinde bir nefes aldı. / Tebessüm ederek / düşündü. / O zamana kadar hiç olmadığı bir şekilde rahatladığını hissediyordu. / Kendisini hiç bu kadar iyi hissetmemişti. / Her bakımdan kendisinde hayatiyet seziyordu. { Kitap Yazarı: A.J. CRONIN – Çeviren: Leyla YAZIOĞLU – Arif BOLAT KİTABEVİ/İSTANBUL 1957 – Kitap Cümlesi Seçki Sırasını Derleyen: Kemal KABCIK/ANTALYA/04 Ocak 2013 Cuma 22:14:47 – Seçki Derleme Sayfa Numara Arası: 073. ile 075. Sayfadan Derlenmiştir.} Kendi Düşüncemizin Düş Gücü ile DAHA DOĞRU OLANI KEŞFETMEK! .
= TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ =
Kendi Düşüncemizin Düş Gücü ile DOĞRUYA ÖMRÜ VAKFEDEBİLMEK! .
| 174 |
HAYALLERDEN GERÇEĞE AZMİMİN ZAFERİ 16 - Bölüm
HAYALLERDEN GERÇEĞE AZMİMİN ZAFERİ 16 - Bölüm Saygıdeğer gönül dostlarım. Cami derneğinin başında olmakla kültür ve sanat etkinliklerinden kopmamıştım. Isparta şehrimizde yapılan Halı gül turizm festivallerini yakından takip ediyordum. Kameramla çektiğim çok arşivlerim var. Türkü imparatoru sayın: İbrahim Tatlıses ile gül bahçesini dolaşırken ben ona bu gördüğün güzellikleri şiir yaptım deyince Gül kokuyor şiirini okumamı istedi. Ulusal basın kanallarından gelenler de çekim yaptı. Dikenler içinden sünmüş, Pembe renk yeşili sevmiş, Bu yöreler ne güzelmiş, Yapraklarda gül kokuyor. Neler üretir saçaklar, Yaşı kuruyu kucaklar, Esansı sevdi ocaklar, Topraklarda gül kokuyor. Bahçe duvarı örülmüş, Balkon üstüne bürünmüş, Saksıda bile görülmüş, Sokaklarda gül kokuyor. Aynalar şahittir buna, Hediyem olacak sana, Hak verirsin sende bana, İnsanlarda gül kokuyor. Halıları desen desen, Sevgidir içinde esen,
Hayran olursun gelirsen, Isparta da gül kokuyor, Tazedir sebze pazarı, Değdirme sakın nazarı, Zekidir şair, yazarı, Türkiye de gül kokuyor. İmparatorla birlikte valimiz, belediye başkanımız, diğer misafirler alkışladı.
Fuar alanında şiir okudum ama henüz kendi stadyumumuzda şiir okumak nasip olmadı ama, burada da sanatçımız sözü bana ait türküyü okudu.Sayın: Esra Ceyhan hanımefendi de Güzellikten bahseden şiirimi okumuş oldu.
Bu şiir bana Türkiye birinciliğini kazandırdı. On beş kıta ama azı paylaştım. Gül suyu ile yüzünü yıkarsın, Gül kremi ile cildine bakarsın, Gül yaprağını dostuna atarsın, Güzelliğin simgesidir Isparta'm. Meyve ağaçları doğayı süsler, Gül reçeli vitamin verir besler, Gül bahçesinde cıvıl cıvıl sesler, Güzelliğin simgesidir Isparta'm. Gül şampuanı saçlarını yıkar, Gülün sabunuyla kirlerin çıkar, Gülün esansı ile vücudun kokar, Güzelliğin simgesidir Isparta'm. Oda, koridorlar salonlar halı, Aşkına güç verir bir tek gül dalı, Havası temiz olursun sevdalı, Güzelliğin simgesidir Isparta'm. Eğirdir can adada gönlün kalır, Gölüne dalsan yorgunluğunu alır, Çevre duvarı gül ile dolanır, Güzelliğin simgesidir Isparta'm. Tüm hastaneler hastalara şifa, Bu ile yerleşen sürüyor sefa, Vazgeçmen imkansız gelsen bir defa, Güzelliğin simgesidir Isparta'm. Şiirini okuyunca Zeki Çelik beye teşekkürler diyordu. Caminin projesini geniş çaplı düşünmüştüm. Şarkikaraağaç ta meyve üretimi bol olduğu için kooperatif oluşturup soğuk hava deposu yapacaktım. Cami hafriyatını aldırıp temel atacağım zaman belediye seçimi olunca benim soğuk hava depo hayalim gerçekleşmedi. Çünkü belediye başkanı değişti. Cami arsası da çok küçülmüş oldu başka yere taşındı, sıkıntılar yaşadım. İlçe müftümüz sayın: Seyfettin beyin duasıyla temelini atmış olduk. Yapım sırasında usta belediye başkanının adamı olunca projeyi bozup kafasına göre yapmaya çalışıyordu. Başkanda dernek tanımıyorum diye tabelayı söktürüp siyaset sergilemeye kalktı. Beni seven arkadaşlar telefon etti durumu bildirdi. Isparta dan ilçeme gelerek başkanı arıyordum ama telefonunu açmıyordu. Çünkü ben siyaset değil sanat adamıyım. Hayırlı bir işinde siyasete alet olmasını istemem. Başkanla diyalog kurup yanlışını hatırlattım. Benim cami projemden vazgeçmeyeceği anlayınca sağ olsun oda destek vermişti. Hacı Musa benim yardımcımdı. Kararlılığıma şaşıyordu. Çünkü ben Allah rızası için başkandım. Camiyi üç yıl içinde ibadete açmış olduk. Eksiklerimiz de vardı. Başkanın amcası hacı Ramazan Özdemir'e minnettarım. Çünkü caminin yapımında destekleri büyük oldu. Ben caminin çevresini maaşımla çini yaptırmak isterken bana kefil oldu. Kendisi de hutbe, minber, kür siyi yaptı.
Taban tahtasının çakılmasına vesile oldu. Beş yılda büyük ölçüde tamamlayıp müftülüğe teslim ettik. Emeği geçenlerden Allah razı olsun diyorum. (Amin) Ben ara sıra Bey köyüme uğrayıp bağ, bahçe işlerimle de meşgul oldum. Merhum analığın mirasının bağı bakılmayınca dağ olmuş, tarlası da yol olmuş. Elimden geldiğince yeni fidanlar dikerek yeşertmeye çalışıyorum. İnsanoğlu çocukları büyütüp, dallanıp budaklanınca her karakter de kişilerle karşılaşıyor. Bende öyle bir talihsizlik yaşadım. Kendini dev aynasında sanıp hısımlarına hasım gibi davranıp hediyelerinde en basitini sunup kendini de basitleştirdi. Nasıl mı? Pazarladığı badem, cevizlerin kırıklarını göndererek. Ben hediyeleşmenin sevgi bağını artırdığını hadislere dayanarak söylerim ama sunduğun hediyenin de yüz güldürmesi lazım. Eve geldiğimde Eşim... hediye göndermiş dedi ve poşeti açtı. Çocuklar avuçlamaya kalktı ben durun dedim içinde düzgün yenecek bir gıda da yoktu. Ben bunu doğru çöpe atın kurtlar, kuşlar yesin. Çok şükür sizleri besleyip büyütmek için ben bu ilde ham ballık yaptım yinede sizlere artık yedirmedim, çünkü iyilerine layıksınız. Osman amcam bir grup arkadaşıyla yapılmasına vesile olduğum camiye bakmaya gitmiş. Arkadaşları da yeğenin köyümüzün camisini unuttu deyince.
Amcam da bana durumu bildirdi Gerçekten köy camimiz de onarımlar vardı. Bende gittim. Benden ne gibi yardım istiyorsanız söyleyin dedim. Amcam da Görmüyor musun oğlum caminin kapı penceresi yok dedi. Tamam dedim. İmalatçı arkadaşıma telefon ederek kapı pencereleri taktırıp ödeme yaptım. Torunlarım büyümüştü oğlum Diyarbakır da çalışıyordu. Ziyaret gidince çocuklar çok sevindiler. Torun okulda Türkçe dersinde dedem şair diyerek öğretmenine övünmüş. Öğretmeni de madem öyle dedene söyle öğretmenle ilgili şiir yazsın demiş. Torun Zeki: Dede öğretmenime senden bahsedince oda benden şiir istiyor dedi. Bende tamam oğlum istediğiniz şiiri yazarım. İlkokul tahsilimin dışında hiç öğretmenim olmadı ama! tüm öğretmenleri benim öğretmenim sayarak duygularımı dile getirmeye çalıştım. Torunum şiiri öğretmenine sununca öğretmeni şaşırmış. Oğlum bu şiir heceli, usta şairlerin şirine benziyor dedene söyle okulumuza teşrif etsin bizlere kendini tanıtsın. Torunum sevinç içinde eve geldi durumu bana anlattı tamam oğlum dedim. Not: Gerçek hayat hikayemin devamın 17 ve Son bölümdedir.
| 796 |
.Gurbet
Gurbet yalnızlıktır hiç tadı yoktur
Dert, kasavet, tasa, hepsinden çoktur
Sevdiğinden ayrı, yaşamak zordur
Kulağına küpe, olsun KARDEŞİM! Sıla hasretini, gurbetçi anlar
Bağırları yanık, yürekte korlar
Rüyasında ana, baba ve dağlar
Ne yazsam az gelir, vazgeç KARDEŞİM!
| 38 |
Şâvkın nerede..
Konu:Dolunay..Bazen hilâl bazen şeklin dolunay
Pırıl pırıl parlıyorsun gecede
Yıldızların arasında elmas gibisin
Yeryüzüne düşen şâvkın nerede..Suya değsen cayır cayır yakarsın
Yeryüzünü aydınlığa boğarsın
Gün batımı,göğe ışık yakarsın
Yeryüzüne düşen şâvkın nerede..Karanlığın cihânısın dolunay
Yeryüzünün fenerisin dolunay
Varlıkların umudusun dolunay
Yeryüzüne düşen şâvkın nerede..Gülümse gökkuppede gönlünce parla
Senin ışığına muhtaç gecede doğa
Işık saç doya doya dünyaya
Dolunay,yeryüzüne düşen şâvkın nerede..Tarih:15.06.2010
| 63 |
Kırık Ayna
Kırık aynadaki bir suret gibi geçiyor günlerim
Bir bütünüm ama her bir parçam ayrı yerde aynı zamanda
Toplamaya çalıştıkça dökülüyor parçalar bir bir
Kan rengi bir sızı kaplıyor içimi ansızın; adı hasret
Kesilen duygularımı acıtmıyor artık kırık parçalar
Artık sevda türküleri söylemiyor geceleri baykuşlar
Hasret ağlamıyor artık kayıp giden yavru yıldıza
Bir başka bahar yok artık bu son kavgam sevdanla
Noktalara küskündüm nicedir, virgüle hasret.
Artık virgülü sildim, noktayı koydum bitmeyen sevdana
Kırık aynadaki bir suret gibi geçmeyecek artık günlerim
Yeni bir ayna aldım, rengarenk boyalar sonbahara inat
Yeni resimler çizeceğim aynama, taze baharlardan...
| 96 |
Düğününüz Kutlu Olsun!
Amacını Bilen Kızım
Duydumki hazırlanmış katarın yolcusun
Umut gemisi kıyıya demir atmış misafirsin
Hayat ağacın esenlik dolu bir ömür sürsün
Sağlıklı bir yaşam ömürboyu ikizin olsunMutluluk penceren daima ap açık olsun
Duydum bir mayısta Hollanda'da evleniyorsun
Geleceğin huzur ve mutluluğu sana duam olsun
Dilerim Ulu Tanrı'dan silahın hep barış olsun! Hoşgörünün yeri gönlün, sevgi denizi yüreğin olsun.
Önce kendine,sonra insana vereceğin sevgin olsun.
Tozpembe ufuklar seni bekliyor,artık evleniyorsun
Tüm içtenliğimle evlilik günün ve düğünün kutlu olsun! 26 Nisan 2015 Alanya'dan sevgilerimle.
| 84 |
Şu Bitmeyen Ayrılık
Kadeh kırık,kalp kırık
Dudağımda hıçkırık
Sarhoş etti gönlümü
Şu bitmeyen ayrılık...Bir kelime,üç hece
Onu içtim her gece
Çözülmez bir bilmece
Şu bitmeyen ayrılık...Bahtım geceden kara
Hasret,acıyan yara
Düşürdü beni dara
Şu bitmeyen ayrılık...Ateşimi kül etti
Yüreğimi çöl etti
Billahi cana yetti
Şu bitmeyen ayrılık...
| 47 |
Gençlik Bir Hastalıktır 3
Bir gençlik masalını dolamışsın diline
Şaşıyorum bey’fendi senin şaşkın halineOturursun ‘ah gençlik’, kalkarsın ‘eyvah gençlik’
Kala kala dilinde kalmış sadece dinçlikSanki sen her şeyini gençliğinde kazandın
Halbuki herkes bilir, gençliği harcayandınKimlere sarılmadın ondan kurtulmak için
Nelerden vaz geçmedin yetişkin olmak için Nice denizler geçtin, aşılmaz dağlar aştın
Şimşekler elindeydi, rüzgarla arkadaştınHerkes sana gıptayla bakarken sen dertliydin
Her deli gömleğini çaresiz hep sen giydinUnuttun mu yıllarca kıvranıp durduğunu
Çare diye gönlüne kelepçe vurduğunuHani derler ya zaman her derdin ilacıdır
Ama her ilaç gibi zaman da çok acıdırYıllardır tadıyorsun acıya doymadın mı
Şu gençlik masalını kenara koymadın mıBey’fendi şu gerçeği hiç değilse sen anla
Gençlik bir hastalıktı, geçti gitti zamanla Temmuz’2013
| 113 |
Acı Hasret Türküsü
Yazılmış alnıma kara yazılar,
Sen uzaksın hasret acı ben garip.
Hasretin; Bağrımda yara, sızılar...
Sen uzaksın, hasret acı, ben garip.Bakarsın görmezsin gözünde perde,
Hani arıyorduk? Mutluluk nerde!
Bin türlü dertleri topladık ser'de,
Sen uzaksın, hasret acı, ben garip.Ayazdır gecesi aşık gönlümün,
Sabahı fırtına hoyrat ömrümün,
Nicedir halleri ahu gözlümün?
Sen uzaksın, hasret acı, ben garip.Taşkın sellerime yağmurlar yağar,
Yağdıkça, kasveti içerim boğar,
Bazen güneş bile tersinden doğar,
Sen uzaksın, hasret acı, ben garip.Menzilim uzakta, yollar müşkülü'm,
Ne kemik ne kandır, ruhtur teşkili'm,
Hayali sözlere benim işkil im...
Sen uzaksın, hasret acı, ben garip.Bazı düşündükçe dalar gözlerim,
Dökülür dilimden ona sözlerim,
Nasıl bir sevda ki her an özlerim,
Sen uzaksın, hasret acı, ben garip.22.04.2015/Kahramanmaraş.
| 116 |