poet
stringlengths 3
47
| title
stringlengths 1
168
| poem
stringlengths 3
159k
|
---|---|---|
Ozan Efe | Yolculuk* |
gidebilirsen
umudu yeşermeden
sevinç kondurup
sevdaya düşürmeden
tomurcuğunda
yaprak çıktı çıkacak
dudağına bal
sevgiyi pişirmeden
dönebilirsen
yalnızlığından bana
söylenir ezgi
seviyi şişirmeden
|
Mustafa İbiş | Yolculuk |
Kader diyoruz ona,nedir bilemiyoruz.
Vuslatlı bir yolculuk,daima gidiyoruz,
Dur bekle diyen var mı ilerde görünecek.
Bilmiyoruz ki kader nereye götürecek.
|
Ali Baksı | Yolculuk... |
Bir yolculuk yaptım
Yanımda sen..
Ve...hayat dolu YİNE..SEN!
|
Celal Akpınar | Yolculuk |
Ey faniler, ey Allâh'ın yeryüzünde halifelendirdiği insan, toprağa bakınız, güneşe bakınız, sulara bakınız, kainata bakınız ve intizamlı aleme bakınız. Fakat asla arkanıza bakmayınız.Kimin geldiği önemli değil, kimin gelmediği de....
Unutmayalım, yolcular değişir, yol değişir ama; Menzil değişmez. Yolculara bakıp, yolu tanıma. Yola bakınız ve yolcuları tanı. Yolcular hakkındaki değer tanısını ona göre veriniz. Vahim olan, yolun yolcusuz olması değil; Asıl vahim olan yolcunun yolsuz (ahlâksız) olmasıdır. Hedefsiz, gayesiz, amaçsız, yolsuz, şaşkın, harcaii ve savrulai durumdadır.
'' En doğru yol, en dikensiz yoldur.'' diyenler beni ve sizleri aldatıyorlar. Onlar karanlık evlerinde kaybettiklerini sokak lambasının altında arayan şaşkın ve nefsi dost edinenlerdir. Ey akıl sahipleri aldırma! ...
Ayağımıza batan dikenler ve önünüze konan takozlar aslında güllerin habercisidir. Dikenine katlanmaktan sözi lisan edenler, aşıkmış gibi davranan aslında riyakârlığın aşığıdırlar. Gerçek aşık ve maşuk olanlar ise dikeniyle bereber sevenlerdir.
Dostlarım, yollar yürümek ve vuslatı menzile erişmek içindir. Fakat, gerçekleri de unutmayınız; Yürümekle varılmaz, lakin varanlar yürüyenlerdir. Yollar boyunca yola yola çıkıpta yürüyemeyenleri, yolda oturup gelen geçenin ayağına çelme takanları, yolda nefsifizik uyuşturucularla keyf çatanları, demir ağlarla çevirdiği yolları kendilerine zindan edip voltacı güruhları, maratona son sürat hızlı girip, son düzlükte yollarda yatanları ve dağıtanları, yürüyüşün uzun ve zahmetli olduğunu görünce, fal bakıp zar atanları, koşmayı bırakıp yolcular, yola ve menzil üzerine kalem oynatanları, ayağına batan tek bir çakırdikenin faturasını çıkarıp, ömür boyu tafra satanları, beyaz atlı ''Kurtarıcı'' gelecek diye ufka bakıp aklını dağıtanları, yanlış kılavuzlara kızıp yola taşatıp, sınırları aşıp azanları göreceksiniz.
Ey faniler aldırma yürüyünüz.Sinene ve kalbinize ilmi akıldan başka takmayınız.
Haritan Kurân-ı Kerîm, kılavuzun Ahmed, pusula aklın, gücün iman, azığın amel-i salih, yakıtın sevgi, karekterin güzel ahlâk, aksesuarın edep ve adab-ı disiplin, koşuculuğun merhamete, adın izzet ve şeref olsun! ... Fanilerin ve biz beşerin bir çoklarımızın gittiği yol yol değildir. Asıl yol akıl sahiplerinin ve büyük günde azık götürenlerin yoludur.
Yollarda vereceğiniz her molalarda öz eleştiri duraklarında vermeliyiz. Unutmayalım! Tövbe arınmışlığa bir adım ve özeleştiri yakarışıdır. Kendilerini hesaba çekebilen başkalarınca mizana çekilmekten kurtulur.
Her molalarda adımlarının doğru yolda olup olmadığını, koşman gereken menzil istikametinde koşturup koşturmadığını, kontrol etmemiz pişman olmamamız için elzemdir. Yön tayini sık sık gerekli olabilmektedir. Haritayı en güzel tutabileceğin yer kalbimizdir. Nefsin ve sağlığın kapısı oruca kurban olabilmektir. Pusulamızı ve aklımızı sahte manyetik alanlardan, parazitli nesnelerden uzak tutalım ki ibremizi ve yönümüzü saptırırlarda heberiniz olmayabilir. Ey faniler aman dikkat! ...
Emniyetli bir yolculuk için gerekli levazımatlar bilinçlerle gelir. Bilinçlerinizi tahrif edecek her türlü uyuşturuculardan uzak durmak zorundayız. Hobilerin, fobilerin, zaafların, korkuların ve bilincin akıl üzerine travma ve saptırıcı etkilerini iyi hesap etmeliyiz. O'ndan başkasından korkarsan ve korktuğunu başına musallat edeceğini kesinlikle bilmeliyiz.
Bu dikenli ve engebeli yollarda düşeceğimiz en büyük tuzak, yersiz korkuların beynimizi ve aklımızı esir kapanıdır. Yani, aklı sarmallayan benliğimizin kurduğu tuzaktır. Bilesiniz! ...Ey dostlarım o zaman hayırlı yolculuklar vuslata! ...
Anadolu Hilal E.K.Y.D.D. 30.05.2011 Mustafa İSLAMOĞLU
Naklen Celal AKPINAR
|
Necati Tarak | Yolculuk |
Geceler yoldaşım
Sabahlarsa kardeşim
Yolculuk arkadaşım
Mevsimlerse dünyam
Aylar, günlerse hülyam
Dayan, dayanabilirsen
Yolculuk gece yarası
Zifiri karanlık arkadşı
Göreve ulaşılır seherde
En erken gidenlerdensin
Dayan, dayanabilirsen
Her canlıda bir yolcudur
Kuluçka, doğum dünyası
Çevreye mutluluk salması
Yaşamın hepsi bir parçası
Asli vatanına geri dönmesi
11.05.2010
Darende
|
Bülent Albayrak | Yolculuk |
YOLCULUK
Yaşarken seversin, sevilirsin
Küsersin, küstürürsün
Nefret edersin, ettirirsin
Sevinçten ağlarsın, ağlatırsın.
Mutlu olursun, mutsuz olursun
Bazen günahkar, bazen sevapkar
Yolculuk devam ettikçe,
Bunlarda devam eder.
Yolculuk bitince
Sevende, sevmeyende
Nedense iyi bilir merhumu.
İyi bilinmek veya olmak için
Mefta mı olmak gerek?
Bülent Albayrak
|
İbrahim Nuri Felek | Yolculuk |
Bir yolculuk tu, buraya getiren beni
Ve bir yolculuk, buradan götüren beni
Tarih: 18.01.2011
Saat: 11.35
|
Kemal Özel | Yolculuk |
yine can sıkıntısı yine adı yolculuk
up uzun demir nehir ve üzerinde stres bulutları
iki pencere sakgına konmus
nefes kesen cerceve tedirginlik daha ne beklenebilirki sus işareti yapn çingeneden
|
Konyalı Adem Yavuz | Yolculuk |
Başlamadan yazmaya seyahat defterime,
Selam ederim geride bıraktığım herkese.
Bir tren yolculuğuyla başladı seyahatım.
Manzara güzel koltuklar geniş, yani yerimde rahatım.
Camdan dışarı manzarayı seyret,
Yanında demli çayla iyi bi muhabbet.
Kimbilir nereye götürür anılarda?
Düşündürür insanı belki yaralarda,
Ah nerde der çocukluğum yahut gençliğim.
Hayaller de tükendi nedir edindiğim?
Doyasıya yaşayamamanın hayatı tutarken elemini;
Düşünürken böyle kendimce, bir şey çeker dikkatimi.
Birisi etrafına dikkatlice bakınır.
Sonunda ufak bi çocuğu yanına çağırır.
Gösterir güneşin batarken ki kızıllığını.
Farketmeden burkar gibi yapar bıyığını.
-Evladım gördün mü manzarayı seyret.
Ne zamandır özlemişim şehirde güneşe bile hasret.
-Çocuk güler amca sizin orda güneş yok mu der?
-Güneş var ama adamın işi onu meşgul eder.
Zaten yüksek binalar bırakmaz onu perdeler,
İnsanı kendini şehirde tutsak hisseder.
Baksana tepeler yeşile çalmış her taraf çiçek,
Şehir gri ve boğuk buralar rengarenk.
Vakti olan insan gezmeli, tozmalı, durmamalı.
Hayatı hayat gibi yaşamalı, zaman anlam bulmalı.
Parmağıyla gösterir baksana orada,
Atlar oynuyor sanki bu koca ovada.
Biraz daha ilerde bir dere çağlar,
Koyunlar çobanın kavalıyla meleşir, ağlar.
Tren devam ettikçe bu güzel yerlerden,
Adam daldıkça manzaraya geçer kendinden.
Halinden belliydi adamın pişmanlığı,
Anladım ki onu bitiren şey şehir hayatı.
İşte yolculuklar ulaştırmaz bir yerlere,
Götürür zihninde de insanı kim bilir nerelere?
Söyle bir göz atar belki eski hatıralara,
Yaşanmışlıktan veya yaşanmamışlıktan doğan pişmanlıklara.
Yolculukta takar tarafsızlık gözlüğünü,
Buluverir şimdiye kadar ulaşamadığı gerçeklerin özünü;
Kabullenir hatalarını belki de kimseye belli etmeden.
İşte tüm bunlar yaşanır bir yolculuk bitmeden.
|
İkram Gökhan Akcebe | Yolculuk |
Nasıl bir yolculuk bu?
Saniyeyle, dakika,
Dakikayla, saat,
Saatle, ömür kovalanır.
Nasıl bir yolculuk bu?
Doğumla, yaşam,
Yaşamla, umut,
Umutla, hayat karşılanır.
Nasıl bir yolculuk bu?
Parayla,değer,
Değerle, insan,
İnsanla, hayat fiyatlanır.
Nasıl bir yolculuk bu?
Akılla, ilim,
İlimle, inanç.
İnançla, insan sorgulanır.
Nasıl bir yolculuk bu?
Her başta bir ses,
Her seste, bir nesef,
Her nefeste, aşk yankılanır.
|
Asım Akgül | Yolculuk |
Başlasın hazırlıklar sefer var pek yakında
Yaş kemala ermiş,Deme hiç kırk yaşında
Su gibi akıp giden bir zamanın ardından
Yolculuk kaçınılmaz al azığı yanma
Ne güneş ne mehtabı görmek var
İman varsa dünyada,güzel hoş sedayla
Mekan belli yer belli öbür dünyada
Bahşediyor yüce mevlam cennet alayı
Ecdat varmış,izindeyim bende
Geçmiş ve gelecek emin ellerde
Hepimiz yolcuyuz yolumuz uzun
Mevlaya kavuşmanın yolu yolculuk
|
Serap Saylam Şen | *...Yolculuk |
Karanlık
Karanlıkta eski bir koltuk
Karşısında pencere
Sımsıkı çekilmiş perdelerden sızıyor
Yaşama dair, ışık
Karanlık
Karanlıkta eski bir koltuk
Ve gözleri kapalı bir insan
Karşısında pencere
Camların ardında saklı, aydınlık
Karanlık
Karanlıkta bir insan ve eski koltuk
Karşısında pencere
Derinlere işlenmiş yalnızlık
Açılıverse perde
Güneşe olacak bu yolculuk
|
Yusuf Keş | Yolculuk |
Zaman dediğimiz şu uçsuz bucaksız denizde kulaç atıp duruyorum. Bazen karanlık fırtınalı sularda bazen cennet gibi bir resifte...
Bazen yoruluyorum bırakıyorum kendimi derinliklere!
Sonra merak ediyorum yukarılarda neler oluyor diye,
tekrar çıkıyorum su üstüne...
Bilmiyorum nereye kadar sürecek bu yolculuk ama yüzüyorum işte...
|
Güney Güneyan | Yolculuk |
Uzun bir yolculuktu bu, bekliyor biri yolun sonunda
acaba ulaşmak istediğim kimdi, bilmiyordum ilk başta
ki yalnızlıklar parmak izlerimdi, ardım sıra bıraktım geçtiğim her yolda
kimi üzerine bastı, kimi umursamadı bile farkında olmadan.
Gitmek de nedir bilmiyor, içimdeki şu kalma duygusu
sesin sesleniyor sesin, sesin Akdeniz kadar serin
çeker iken seni içime, solungaçlarına dermansın bir balığın
ya da öyle sanıyorum, ki denizinde yüzmeye layık değil balıklarım.
|
Sedat Sözen | Yolculuk |
Gözlerinde bitsin diye başladı bu yolculuk.
Gözlerinle bitsin.
Gözlerin...
De 'bitsin bu yolculuk'.
Bitsin...
12.04.2013
Bursa
|
Masal Mavi | Yolculuk |
Umutlara yolculuk
Gidiyorum sessiz sakin
Bulutlara yolculuk
Uçuyorum darmadağın
Ayaz olur sonbaharın gecesi
Çözemedim kaç parçadır
Ayrılığın hecesi
Dilime dolanan
Manasız bir şarkı
Döner çark-ı devran
Kalmaz bugünün
Dünden farkı
Gün olur tükenirim
Sol yanım küser bana
Kader mi derim bilemem
Belki cevap veremem
Ertelerim ben beni
Son demidir hayatın
Gönlüme güz gelir
SEMRA BAŞER
|
Rıdvan Yasan | Yolculuk |
tak tak tak usulca çaldı biri kapımı
gelen büyük padişahın ürkütücü kumandanı
hadi hazırlan dedi geldi vakti, zamanı
hazırlanırım lakin bu yolculuk pek acı
yolculuk adetidir beyazları giydirdiler
beni karada ilerleyen bir gemiye bindirdiler
o geminin limanı karanlık dar bir kuyu
o kuyuda başlattı iki amir sorguyu
sonra hesap çetindi yolculuk da çileli
bir yol çıktı önüme çok zorlu ve dikenli
yürü dedi amirler lakin gücüm yeter mi
O padişahın elçisi bana imdat eder mi
|
Yaşar Erşahan | Yolculuk |
Ümidim tükenir tükenmez yollar,
Dağ, dağ içinde, kavuşmaz dağlar.
Şimdi çevremde kül oldu bağlar,
Yine alevlendi sıla hasreti.
Yollara dizildik, sır oldu yollar,
Hayalden hayale uzandı kollar,
Kavuştur Yaradan nur olsun dağlar,
Yine alevlendi sıla hasreti.
Artık güneş ufukta ince bir şerit,
Karşıda görünür tozlu bir geçit,
Durma ey gün! artık sende git,
Tükensin ASKERİN sıla hasreti.
1987/TOKAT
|
Hakkı Hakan Kaya | Yolculuk |
Yatıyorken çaresiz, beyaz çarşaf altında,
Yaşıyorken bilgisiz, gölge oynunu hattında,
Atıyorken üstünden, her türlü insani beşeri,
Bırakıyor ardında, kendinden kalan eseri.
Kırılıyorken yaşamlar, kristal kuşak belinde,
Kimisi ayaklar altında, kimisi beyler elinde,
Bir bilinmez yolculuk, çıktı seyr-ü sefere,
Kah koltukta gidildi, kah binildi tekere.
|
Murat Akgündüz | Yolculuk |
Yolculuk var,
Güneş camdan vurur.
Sevda var,
Yüreğim kıpır kıpır
Sana öyle hasretim ki
Her yanım sen diye haykırır...
|
Kerim Çalışkan | Yolculuk |
Eski bir otobüs on numara koltuk,
Bitmiyor yolculuk,
Feribot saplantısı üstüne kan pıhtılaşması,
Hayat yazışması,
Biran dalıyorum öyle uzaklara,
Biri varmışça bakıyorum,
Süregelen tekrarla yaşıyorum,
Yolculuk yapıyorum,
Varacağım nokta belli olsa bile,
Neye varacağım bilmiyorum.
19.01.2015
|
Mustafa Küçükönder | Yolculuk |
Bir Yolculuk Başlasın, Tam yarımda..
Bir yolculuk..
Mutluluk ve huzur olsun sonunda.
Herşey geride kalmalı,
Herkez, Her yer, Her zaman
Bir rüzgar kanat takmalı,
Ve yağmur olmalı beni uğurlayan..
Bir Yolculuk başlasın, tam yarımda,
Bir yarım burda kalsa da.
İstanbul 16.04.17
|
İlyas Ateş | Yolculuk |
Gülmedim dünyada gülenler gülsün
Ele geniş dünya bana dar oldu
Açmadan güllerim sararıp soldu
Yolculuk yakındır gün belli değil
Ne huzurum kaldı ne tadım kaldı
İşe yaramayan bir adım kaldı
Artık gemi yavaş yavaş yol aldı
Yolculuk yakındır gün belli değil
Dert keder gelince günler zor olur
Ah çekersin her gün için daralır
Bu dünya fanidir kime yâr olur
Yolculuk yakındır gün belli değil
Halinden bilmezler seni kırarlar
Her biri bir yandan seni yorarlar
Bir gün olur hatasını anlarlar
Yolculuk yakındır gün belli değil
ATEŞOĞLU bilir kimseler bilmez
Dertli insanların yüzleri gülmez
Bu dünyada gayrı dertlerim dinmez
Yolculuk yakındır gün belli değil
|
Haydar Okur | Yolculuk |
İlkin toprak
Oradadır varoluşun gizemi
Ve ilk yolculuğa çıkış bedenden bedene...
Bitmeyen bir yolculuktur başlar candan cana
Bütünlenir bir durakta oluşur olgunlaşır
Caniçre can olur
Bir körpecik fide,
Bir minicik civciv
Ve bir balaban bebek olur
Açar parmaklarını dünyaya
Bitmez bu yolculuk, sürer ezelden ebede...
Ilk gizemine geri döner
Başlar yeni bir yolculuk...
|
Mehmet Can | Yolculuk |
Ağlamak istersem
Ağlamak istersem,
Bakmayın bana..
Bırakın ağlayayım..
Güçlü görünen gövdeme,
Ne olur aldanmayın..
Ben hala çocuğum..
Daha patika yollarda,
Bitmedi yolculuğum…
Her umut serap olurmu? .
Her rüzgarım; fırtına…
Ahh endişeliyim bende..
Ah benimde..
Yarınlarım?
2005 nisan 23
|
Çiğdem Bir | Yolculuk |
İçimden tramvaylar geçiyor
Bir düş bu
İki yürek arası seyrüsefer
İçsel bir yolculuk
Sana doğru...
Usulca...
Sürecek...
|
Ali Baydere | Yolculuk |
Zaman dalgalı,aşkta öyle
Duraklar var yüreğimde
Her durakta yeni yoldu akıbetinde
Durmaz bu yürek otobüsü de
Yollar bilinmez denklemlerle dolu
Aşkta öyle
Kırmızı ışık aşkın rengiyle
O zaman biter bu yolculuk
Eğer gönül renk körü değilse
Zaman dalgalı,aşkta öyle
Dalgalar arasında oluşmuş bir tünelde
Oradaysa bekleyenim
Oraya giden yol yüreğinde
Tek inen vardı bu yolculuk seferinde
Yayayım artık,kaldırımlar bekler
Yalnızlık kaderimse
|
Mustafa Nihat Malkoç | Yolculuk |
Dört kişinin omzunda başlar uzun yolculuk
Sararır gül benizler,kesiliverir soluk! ..
|
Halil İbrahim Keçebaş | Yolculuk |
Her yolculuk hüzün verir usulca
Ve boğar beni yolların uzunluğu;
Sevdiğim şeylerin kopukluğu
Giderek artar yolculuk boyunca.
Yolculuk bir ayrılık şeklidir.
Bir daha kavuşamama korkusu…
Hemen özlenen yar kokusu …
Arkasından bir yığın özlem gelir.
|
Berrak Su | Yolculuk |
Bildiği tüm öğretileri,
Doldurdu valizine.
Evrimin erte vaktineydi yolculuk.
Denizi tarttı, güneşi örttü.
Tüm irilikleri yaşamıştı,
Ve ışığını önüne kattı,
Omuzlarında mavi gagalar, el salladı bazukasına.
Yenildiği zamanları bilirdi,
Benzer yolların yorgunuydu o.
Sırçaları tüketmiş, ununu elemişti.
Karışma zamanları, ayrışma zamanları kalmadı.
İçinden çıktı tüm oyunların,
Evrimin öte vaktineydi yolculuk.
Berrak Su
|
Gülsen Gönenç | Yolculuk |
Şiir yüklü gemilerle kalbine yapılan yolculuk,
Yağmurdan sonra toprağa benzer;
Yenilenme telaşı kokusu
Kendinden geçirir insanı.
Gemiler batarsa,
Toprak susuz kalırsa,
Sana değil, kendine gelir insan.
|
Nigar Tuğbagül Altan | Yolculuk |
Yolculuk bir gün bitecek
Yorulmak hiç bitmeyecekmiş gibi..
İşlenen bir yazı alnıma,benim bile görmediğim..
Gidiyorum..
Çok yaşamayacağım biliyorum
Tek başımayım
Bunu seviyorum
Yorgunum!
Annem için,ablam için,kendim için yorgunum!
Seviyorum!
Bilmediğim bir şeyi hem de çok seviyorum!
Belki de benim hayatım hep geçmişe bakmam
Bir gün bitecek işte
Varsın tek kişilik olsun..
Yorgunum..
Eksik olan bir kişi mi yani?
Eksiğim yok ki benim..
Aşkı tek başıma da yaşarım ben!
Hepimiz bir yalnızlık öyküsünün kahramanı olmuşken
Aşkı iki kişilik yaşadım ben diyebilir miyiz?
Bir yolculuk ki bu, bir gün bitecek
Yorulmak hiç bitmeyecekmiş gibi..
|
Ekrem Çiçek | YOLCULUK ANI! . Sonun! |
YOLCULUK ANI!
ELİNDE İBLİSİN TIRPANI;
İşte, EKTİĞİNİ BİÇİYORSUN
AZRAİLE YOLCULUK ANI,
ÖLÜM ŞERBETİNİ İÇİYORSUN! ...
|
Sadullah Celik | Yolculuk Başlar |
Ansızın kapıda soğuk bir rüzgar
Nefes biter, vücud düşer, ruh çıkar
Yığılan mal, hayat olur tarumar
Gerçek ufuklara yolculuk başlar.
Uzun emel bir darbeyle son bulur
Cansız beden elbiseden soyulur
Beyaz kefen kabirde moda olur
Toprağın özüne yolculuk başlar.
Ömür biter, kalp başlar inlemeye
Çoluk, çocuk der, döner bilmeceye
Vakit yetmez, dönüp veda etmeye
Omuzlar üstünde yolculuk başlar.
Beden yaprak gibi sararır birgün
Kimine acı verir, başlar sürgün
Kimine cennet olur, daim düğün
Acı ama gerçek yolculuk başlar.
Yaşam dağlarına yalnızlık çöker
Eller titrer, gözlerin feri söner
Dünya, başka kimseler için döner
Ahiret yurduna yolculuk başlar.
Yer, gök inler kalpleri kaplar keder
Her doğan bu dünyaya veda eder
Öbür aleme içten merhaba der
Büyük, küçük denmez yolculuk başlar.
Dönüşü olmaz bu ani gidişin
Kader, önüne geçilmez bu işin
Buz gibi toprağa cansız inişin
Sonsuz limanına yolculuk başlar.
İki seveni buluşturan desen
Damak tadını bıçak gibi kesen
Kutlu vadilerden gönüle esen
Sam yeli adında yolculuk başlar.
|
Yuksel Akcum | Yolculuk BAŞLIYOR |
Yolculuk Başlıyor
Bir yolculuk başlamalı ve hiç bitmemeli rüyalar son bulmalı, kavuşmalı hasretler. Bitmeli, dinmeli gözyaşları. Ezim, ezim ezilen yüreğim ne oldu sana öfkelerin, hırsların ne zaman sustu. Hiç haberin var mı? Hayat bıçak sırtında gidiyor kuşlar ne zaman uğramaz oldu bu diyarlara biliyor musun?
Bir an önce çıkıp gitmeliyim, çekip gitmeliyim. Bu Dünya bu zaman, bu yaşam bu içimizdeki sızı neden beni kahrediyor. Dünden kalan ben kendimleyim, kim nerde, nasıl bu zulme den kim ha kim. o mu haklı ben mi yalanım. Ben ve Tanrım, Tanrım ve ben, cennetin mi, cehennemin mi? Narı ateş mi bu yolculuk nereye? Doğru yürek fırtınalarına gecenin içinde yolculuk diyor ki satır aralarında bul beni; kadın masum dedik ya umut dağına yolculuk var. Yiğit bezenmiş oda belli yolculuğun içinde kalmak için debeleniyor. Tanrım bana seslensin ben küçüleyim, ufalanayım içimden yok olayım. Bu yolculuk alsa beni benden kavursa Âlemde beyhude salsam, salınsam yok olsam. Acı, özlem, hasret, yalnızlık korku ve suskunluklarımızda yok olmak bu Âlemde beyhude gizemlerimiz içimizde. Ne akıllı sanırız kendimizi küçük pembe yalanlarımızla Dünyayı cebimizde gizleriz bir tebessüm salarız huzur bu mu yuvarlak cümleler SEVGİNİN YÜCELİĞİNDE kayboluyor. Beyhude uğraşma güzelliklerimizi yaratırken içimizde ki benleri, benliklerimizi karanlığımıza hapsediyoruz. Özlem türkülerimizle yüreğimizden akan acılarımız, unutulmaya yüz tutmuş kabuklaşmış sevilerimiz hançer misali saplanır dudaklarımıza yapışır kalır; SEVGİ, AŞK türkülerimiz, yolculuğumuz yarım kalmıştır yine yalnızlıklarımıza çıkar her yol sureti aynamıza döneriz.
Sandık dibinde kilitlediğimiz anılarımız, hayallerimiz içine kundakladığımız naftalin kokulu bohçamız umut bahçelerimi gördüm sandığımın dibindeydi. Derinlerde aradım öksüz kalan anılarımızdan hep bir adım uzak ama hep onlarla devam diyordu yürek sesim. Sandığımın derinliklerinde gidiyorum.
Bir yolculuk bitti bitecek derken; beklemeden sandığımın dibinde anlılar denizine saklandım ne güzel. Onları öyle masum öyle kendince bıraktım zamanı gelince anılar diyarına çıktığımda dertop edeceğim. Başka baharlar diyarında beni bekleyecekler usum susmadan dans edeceğim ve belki yüzümde ki tebessümlerim gelecek acılar yüreğimde sevi denizim de boğulacaklar. Bu yolculuk çabuk bitmemeli daha çok yol var. Sandığın içinden lavanta kokuları saçılmalı derinlerde inciler var. Sandığın içinde nice keşfedilecek güzellikler var.
Belki bu yolculuk hiç bitmeyecek belki hep yürüyüp gideceğiz.
Yüksel AKCUM
06.11.2008
|
Batur Nafiz Tançağlar | Yolculuk Göründü Antep'e |
Benim şu İstanbul’um yedi tepe,
İnsanın ağzı açık kalır, olur pepe,
Buralarda hökmümü doldurdum artık ben,
Bu sene yolculuk görünüyor Antep’e…
28 Ocak 2012 Ct. 12:52
Şahinbey / Gaziantep
|
Rıza Aslan | Yolculuk Bitermi |
yine değişirmi?
hep aynıyken
değişmesi istenen
bu yolculuk biter mi?
bitmesi gereken yerde
|
Hanım Gemici Üzel | Yolculuk Dolunayda |
yolculuk dolunayda
sen dolunay dasın bense takipteyim seni
tek bir yıldız dolunayın arkasında
beraber yolculuga çıkmış bir çift olmuşuz
yukardan denizlerin üstüne nasılda parlıyoruz
nasılmı yakamoz olarak iki üç balıkçı teknesi
denizin üzerinde sanki yıldız yıldız olmuşlar
kıpırdaşıyırlar titrek titrek bir bakıyorsun varlar
sonra yoklar sabahı bekliyorlar dolunay tekyıldız
balıkçılar bize eşlik ediyorlar burdayız derler gibi bize besteler okuyorlar şarkılar söylüyorlar güneş dogana kadar
ve sen bana veda ediyorsun rüyalarda gecelerime
dolunay ol sevdigim yıldızlarla gel çünki yaşıyorsun gecelerimde
ölmedin
Hanımgemiciüzel
|
Yunus Emre Coşan | Yolculuk Eden -ce |
Uzak bir şehirde, uzak bir şiir yazıyorum...
İlkokul öğretmeni gibi sıcak,
Bir urfa türküsü gibi candan...
Öteki şiirlere benzeyecek, biliyorum.
Biraz da korkuyorum.
Sonra yolculuk ediyoruz şiirle...
Türküler söylüyoruz birlikte...
Kelimeler heceliyoruz ikimizde...
Bir şehirden bir şehire şiir kaydırıyorum,,
Denizlerinde mısralar, ellerinde oltalar...
Balıkların korktuğu misinalar...
'Alaydım elin elime
Varaydım baban evine
Merhamet eyle halime..'
Acınacak türküler söylüyorum kendime...
Altı hece... İsmi dilimde...
Sonu bilmem ne -ce...
Sonra başka şarkılara yolculuk yapıyorum...
Bir şehirden bir şehire şarkılar söylüyorum...
'Gece hep aynı gece... Yine senden umut yok...'
Ne şiir, ne şarkı, ne türkü...
Bir şehirden bir şehire en güzel şey yolculuk...
Kendimi götürmeliyim ona...
Acınacak hallerimin türkülerini söylemeliyim...
Bir öğretmen kadar sıcak, bir hece kadar keskin...
Ya gündüz ya gece...
hece hece...
Heceleri götürmeliyim bir şehirden bir şehire...
|
Sefkan Arsur Kaplan | Yolculuk En Çok Benim Hakkım |
yolculuk
en çok benim hakkım
ne de çok yakışırım
yollara dağlara
şimdi yağmur kaçağıdır
yüreğim
öyle yorgun
öylesine derin sessiz
bilsen
rüzgarlar saçlarında eğlenir
bilsen ne çok kırılırız rüzgarda
ah! ! yüreğinde buz tuttuğum
bu gece en ağlamaklı şiirler yazabilirim
gökte gece türküler söyler
ve yıldızlar mavi
şimdi yolculuk zamanı
en çok bana yakışırdı
en çok benim hakkım yolculuk
yollara dağlara yağmurlara doğru
yürüyorum bulutun peşinden
yağmur arkadaş ister diye
cebimde bitmemiş yağmurlar birikir
fikrimde eksik şiirler.
|
Mehmet Emin İşlek | Yolculuk Gerek |
Yolculuk gerek bazen insana
Yürürken yorulmalı mesela
Yorulurken unutmalı her şeyi
Unuturken tutunmalı hayata
Tutunurken mutlu olmalı
Ama tutunduğu yere iyi bakmalı
Yine bir çürük dala tutunmamalı
Her seferinde aynı yerini sakatlamamalı.
|
Nafi Çağlar Hacıömerli | Yolculuk Göründü Antep'e |
Benim şu İstanbul’um yedi tepe,
İnsanın ağzı açık kalır, olur pepe,
Buralarda hökmümü doldurdum artık ben,
Bu sene yolculuk görnüyor Antep’e…
28 Ocak 2012 Ct. 12:52
Şahinbey / Gaziantep
|
Adnan Özkan | Yolculuk Güneşin Battığı Yere... |
Birazdan esecek ayrılık yeli,
Silip süpürecek düşü, hayali,
Geride bırakıp güzel günleri,
Yolculuk güneşin battığı yere.
Ayrılık saati güneş batarken,
Karanlık yüzlere hüzün katarken.
Ansızın gelecek, gelmesin derken,
Yolculuk güneşin battığı yere.
Elveda dostların yine bekleriz,
Buna şahit olsun bu yer, bu deniz,
Giden gitti lakin boşa gözleriz,,
Yolculuk güneşin battığı yere.
Giderek çökmekte kara bir perde,
Aksada görünmez yaşlar gözlerde,
Yerde hüzün, matem dersen göklerde,
Yolculuk güneşin battığı yere.
Kim bilir belkide bir sonbaharda,
Yine görüşürüz biz bu yollarda.
O şimdi gitmiştir, çok uzaklarda...
Yolculuk güneşin battığı yere....
Adnan Özkan (Yanık Sevdalar)
|
Seyit Uysal | Yolculuk günüm |
Ne ağlar ne de gülerim
Dostlar sizleri dinlerim
Benim sükut günüm bugün
Yolculuk günüm dost bugün
Beni omuzda taşıyın
Beni kral ilan edin
Bugünü bana ayırın
Yolculuk günüm dost bugün
Ömrümde bir kere olsun
Yeşil örtü tahtımınan
Alın dost beni götürün
Yolculuk günüm dost bugün
Acılarım dindi bugün
Tabip merhem oldu bugün
Dünyadan dost göçtüm bugün
Yolculuk günüm dost bugün
Saltanatımda son perde
Dost hayat da işte böyle
Aldı gitti Seyit'i de
Yolculuk günüm dost bugün
|
Ensar Cevval | Yolculuk İşte.. |
Yolculuk işte,
Ahşap binaların arasından geçiyorum
önce dik yokuşlar karşılıyor adımlarımı
cumbası fesleğenlerle süslü camlar
ve nefes alışım gibi gıcırdayan yapılar.
Bacaklarıma inen kireçlenmiş ağrılar
Yaşlı kaldırımlara demir attılar
zaman,onları soluksuz anlatırdı
tarihin taşlara emanet ağırlığını
belli ki,onlar taşıyamaz oldular
Yolculuk işte,
yaşamın kısa hikayesi
çocukluk,gençlik bu yokuşun inişi
duyulan,ne,gıcırdayan kapı sesi
ne de,yarısında soluklananların nefesi.
Yolculuk işte,
Çığlık çığlığa uyanırsın tan vakti
sabah,güneş gibi emekleyerek çıkarsın ufku
düşe kalka yürüyüş,işte öğlen zamanı
sonrası ikindi, koşarsın azalmış zindeliğinle
dinlenirsin güneşin son kızıllığında mahzun
birileri elinden tutar akşam
mecalin kalmaz,vakit gecenin son anı
yolculuk işte..
her gecenin ardından
gün gibi devam eder yaşam
01,Mart 04 Üsküdar
|
Veysel Çakır | Yolculuk İsterim |
Ne gülden geçerim ne de Bayraktan
Birisi Allah der, diğeri Vatan!
Baktıkça içimde, bu ne heyecan!
Bilmem ki dostlarım nasıl anlatsam?
Omuzlar üstünde Bayrak’la gülle
Yolculuk isterim, en son günümde!
Bayrağa bakarım, coşkulu yüzüm
Güllere bakarım, huzur ve hüzün!
Bunlara hasretsen, biter mi güzün!
Bayrağım ülküm, budur gündüzüm
Omuzlar üstünde Bayrak’la gülle
Yolculuk isterim, en son günümde!
Ne kadar güzelsin mavi göklerde
Dünyanın güzelliği Bayrağım sende
Bir Bayrak yoksa eğer Türk İlinde
Gidip dikilmeli, doğan ilk günde
Omuzlar üstünde Bayrak’la gülle
Yolculuk isterim, en son günümde!
21/04/2016 Veysel ÇAKIR
|
Mehmet Dağ | Yolculuk Nereye Baba |
Git gide uzaklaşıyoruz karadan
Manzara küçülüyor ha bire
Bulu bir resim gözümde
İki kürek bir küçücük sandalla
Yolculuk nereye Baba
Ne bir olta ne bir ağ var
Ne bir tepe ne bir dağ var
Ne bir meyve nede bağ var
Yolculuk nereye Baba
Ne kaptan ne kılavuz var
Ne bir ses ne bir çift göz var
Daha ummalı bir sis var
Yolculuk nereye Baba
Rotada yok dümen de yok
Arkamızdan gelen de yok
Gülüp geçiyor dalgalar
Yaşamaya güman da yok
Yolculuk nereye baba
Hadi açlığa alıştık
Ummanın orta yerinde
Karada balık gibiyiz
Susuzluktan öleceğiz
Yolculuk nereye baba
|
Mehmet Akif Gülhan | Yolculuk (Komedi serisi) |
Aloo Konya dayım
Ya! Karaman’da yengen olsun
Çıktım yola
Otobüs pek bi lüküs
Çenemiz sermaye konuşacağız
Ama sanki- yolcular hepsi
Biri birine küs
Lafın belini iki kıramadık
Sohbetin içine etti yolculuk
Aloo Afyon dayım
Ade yaa! Kadınhanı’da amcan olsun
Çıktım yola
İkramımız sınırsız dedi muavin
Çay,kahve,gazoz bana bakar derinn
Yalanıp durur göz ederim
Namussuz prostat
İçine etti ikramın
Çocuğa durdu-siydirdi- kaptan
Bizi-donumuza ettirdi yolculuk
Aloo Kütahya dayım
Gıı bak gali burlere ge miş
Bizim oğlan
İnönü teyzen ossun galiii
On saattir yoldayım
Cama geçtim olmadı
Koridora tülledim olmadı
Ayak ayak üstüne attım
Dokuz düğüm kitlendim
Koltuğun desenini bilmem ama
İç donumun dikişini
Ardıma mühür etti yolculuk
Selametle
29.09.2006 Saat 20.42
|
Ahmed Salih Yiğitoğlu | Yolculuk Vakti |
Bir başına da olsan çevireceksin bu çarkı,
Çalınsın ardından o meşhur eski şarkı.
Gülerek selam verir, herkesi tanırdın,
Gördün mü gidiyor son treni kaçırdın!
Ağlayıp sızlanma geçti o devir, ölüm yakın,
Hazırlan, yolculuk vaktidir, son demleri hayatın.
|
Necip Fazıl Kısakürek | Yolculuk |
Yolculuk, her zaman düşündüm onu;
İçimde bu azgın davet ne demek?
Oraya, nemdeyse güneşin sonu,
Uçmak, kayıp gitmek, kaçıp dönmemek.
Altımdan kaydırdı bir el minderi;
Herkes yatağında, ben ayaktayım.
Bir gece, rüyada gördüğüm yeri,
Gözlerim yumula, aramaktayım.
Beni çağırmakta yabancı dostlar;
Bu dostlar ne güzel, dilsiz ve adsız.
Eski evde, şimdi bir başka ev var:
Avlusu karanlık, suları taçsız.
Her akşam, aynı yer, aynı saatte,
Güneşten eşyama düşen bir çubuk;
Yangın varmış gibi yukarı katta,
Arkamdan gel diyor, sessiz ve çabuk!
Başım, artık onu taşımak ne zor!
Başım, günden güne kayıtsız bana.
Dalında bir yaprak gibi dönüyor,
Acı rüzgarların çektiği yana...
|
Erhan Tığlı | Yolculuk Şiirdir-Şiir Yolculuk |
Yolculuk şiirdir
kalbin sevgiyle dolup taşıyorsa
yolun doğruya iyiye güzele uzanıyorsa
şiir yolculuktur
yolu yüreğinden geçiyorsa
yediveren gülleri açar içinde
o gökkuşağı yolculukta
ne kadar budansa da umudun özlemin
daha bir gelişir dalbudak salar
güzelliğin gökyüzüne doğru.
***
Aşk bir yolculuktur yolculuk aşk...
her yanına dikenler batsa da
aşkla yürüyeceksin bu yolda
şiire varmak, şiire kanatlanmak
istiyorsan..
|
Bahattin Tonbul | Yolculuk Mu Var |
Sevdiklerinizi incitmeyiniz
Onlarla arada,gezenlerin var
İncitmeyi sakın,düşünmeyiniz
Gurbet ellerine yolculuk mu var
Kapılıp giderim,aşk rüzgarına
Ayrılık bürünmüş,sevda garına
Misafir gelirsen,akşamlarına
Ufukta diyorum,bir yolculuk var
Beni terk edersen,sensiz olamam
Karanlık geceye,yalnız bakamam
Vefasız güzele,sevda takamam
Değersiz bir kula,yolculuk mu var
Ayrılık görülmüş,tutmuyor elim
Paytakça yürürmüş,kıvrılır belim
Hayali sürülmüş,konuşur dilim
Seveni boğacak,yolculuk mu var
Bahattin Tonbul
18.11.2010
|
Feyzullah Kara | Yolculuk Var |
Yolculuk var
Zamanın ötelerine doğru;
Yar ile
Yaran ile buluşma vakti
Duyamayacak, konuşamayacaksın
Bakacak ve öyle kalacaksın belki
Yolculuk var;
Zamanın ötelerine doğru;
İntikam alacaksın
Diyemediğin her cümle ile
Geçmişin saatlerinden
Duyamayacak, konuşamayacaksın
Sıradan bir dokunuş gibi olacak eline
Bir sen bir o bilecek
Zamanın ötelerine gideceksin
Yine bir sen bir o kalacak
Uzak sanılan yakınlarda
2.9.2012 Kuzuluk
|
Mehmet Cıngır | Yolculuk Var |
Elini çabuk tut ey sevgili yâr!
Bastırmadan kış,kıyamet,kar…
Ne yapacaksak yalpım akşama kadar.
Biz istesek de istemesek de
Vakit çok dar…
Hazırlıklı olmak gerek,
Akşama Allah’a yolculuk var…
|
İbrahim Tetik | Yolculuk var yolculuk! ! ! ! ! |
Yolculuk var yolculuk! ,
Aldanma da yok fayda,
Yap yada yapma kulluk,
Ölüm daîm arkan da.....
O zaman olmaktansa binler kere pişman,
Oluver milyonkereler şimdiden,
Âciz,miskin olursun,hâlin de pek yaman,
Bul bir kurtuluş çâresini acınacak hâlinden.....
Sığmaz dertlerin yer ve göklere,
Çalışırsın küçük kalbine neden sığdırmaya? ,
Fâni bedenin namzettir çünkü ebediyetlere,
Uğraşırsın nedendir? ,halâ boşa çabalamaya.....
|
A. Yüksel Şanlıer | Yolculuk var yarına |
Of, of yine dertlendim neyleyim seni kader,
Attın beni yaban ellere, bir çare, çare derken,
Gurbet elde garip kaldım, ettin beni sen beter,
Aşk uğruna ağlarım, derdi buldum severken.
Of anam of bilmezsin bir haller oldu bana,
Garip, garip ağlarım, gel şu halim sor bana,
Şu gurbet elin derdi var, çekilmez oldu ana,
Oğlun gidiyor elden, yolculuk var yarına.
Gidem, dedim bu elden, neyleyim burayı ben,
İnce hastalık verdi, çare bulamadım ben,
Gül yüzlün ağlar oldu, bir vefasız yüzünden,
Sevda gözüm kör etti, yolculuk var yanına.
Bir güzeli sevdim de, yaktı gönül sevdası,
Dediler hep arkamdan, bu gönül budalası,
Aşk yolunda giderken, oldum verem hastası,
Aşk sevgi bilmiyorlar, yolculuk var yarına.
Ne yaptım ne ettim de, bir çare bulamadım,
Derdime derman yok da, gece, gece ağladım,
Hak yoluna yalvardım, gönül verip bağlandım,
Of, of be anam of, of, yolculuk var yarına.
Of, of, bir of çekersem, karşı dağlar yıkılır,
Yar, yüreğim sızlarken, duydum ağıt yakılır,
Derdime dermanın yok, kalbe bıçak saplanır,
Dayanmaz Yar Yüreğim, yolculuk var yarına.
Kapanır yavaş, yavaş, gözlerimin perdesi,
Nerde sevda yokken, şu gönlümün neşesi,
Dert çeken şu gönümün, kalmadı bir hevesi,
Size kalsın bu dünya, yolculuk var yarına.
Yüksel Şanlı er
27 Temmuz 2010-07-22
Antalya.
|
Sefa Cihan | Yolculuk Vardır |
Yolculuk vardır kaderde! ..
Uzunca bir yolculuk...
Zaten dünya da bir han değil mi konakladığımız?
Söylesene hangi misafir ebed kaldı bu handa.
Ayrılık vakti geldi, bahanesi uygundu tam da! ..
|
Hilmi Yavuz | Yolculuk ve Aşklar |
ben kendime derinim, -sana!
bir uzun 'kaybol! ' gibi olduğum;
kalbim kül dağları, yüklenir
ateşten kayıklara odunum...
|
Mehmet Ali Sel | Yolculuk Yapardım |
Yolculuk yapardım
Akasya kokuları içinde
Gezerdim semalarda
Kimsenin bilmediği
Eksoz ve duman kokuları içinde
Yağlı bir şehirde gezerdim
Yolculuk yapardım
İç dünyama gider gelirdim
Giderdim yağmurlarda
Ve dönemezdim, akşamın kızıllığında
Çocukluğum ağlayıp dururdu
Kerpiç duvarların altında
Yolculuk yapardım sonbaharlarda
Kış gelirdi yüreğimize
Kar altında kalırdık aylarca
Ve bahar gelirdi
Çamura karışırdı düşlerimiz
Ayaklarımız, ellerimiz...
Yolculuk yapardım
Seher vakti kokan
İğde kokuları içinde
Ve sonra ölüm de geldi kapımıza...
|
Şevki Çiftçi | Yolculuk Ve Hüzün |
Her yolculukta içime
Tarifsiz bir hüzün çöker.
Koparır güzellikleri
Götürüp maziye döker.
Başlangıcıdır hasretin
Ayrılanlar boyun büker
Büyürken hüzün dağları
Seni yüreğimden söker.
|
Serhan Keserlioğlu | Yolculuklar Biter |
Yol da biter.
Yolculuk da.
|
Serap Özen | Yolculuklarım. |
Bir çok kez yolculuk yaptım ben..
Az gittim,uz gittim.
Dere tepe düz gittim.
Ben bu yolculukları çok sevdim.
Ve hiç şikayet etmedim.
Bazen yolculuğum içimeydi,
Bazende bir şehre..
İçime olan yolculuklarımda kendimi buldum.
Şehre olan yolculuklarımdaysa hayatı tanıdım.
Her yolculuk bir sınavdı aslında.
Yola çıkarken bavuluma koyduklarımdı önemli olan
Ve yeri geldiğinde onları çıkarıp
Doğru yerde kullanmaktı başarım.
Bir bulmacayı çözer gibi yaşadım.
Her harf beni bir başka yere götürdü.
Başka başka kapılar açıldı önümde.
Bulmacanın son harfinide bulup yerine yazdığımda,
şifreli cümleyide bulmuş olacağım....
|
Mehmet Ufuk Peker | Yolculuk Zamanı |
Bir dar nefes sigaradan
Yolculuk öncesi zamanlarda
Sonsuz bir Hint efsanesi sarar
Sonra gün gelir denir
Çıkılır yollara
Gün gelmez oysa
Gün gelmeden bir ıssızlık
Derin depremleri yaşarız
Dağların getirdipği bir çocuk yüzü
Okuruz sayfalarca
Sağa bakınırız
Sola bakınırız
Yok çıkış
Oysa biz
Yeminlerle antlarla geldik
Haykırışımız bu kadar çaresiz
Şimdi taşıyamam ben bunca yükü
Durulamam oysa
Ve gelir yolculuk zamanı
|
Semin Yapar | Yolculukta Özlemin |
Asırlarmış gibi bitmeyen
ve
geçen her bir gününde
asırlık demleri ile
aç beklemiş
dudakları ve kalpleri
doyumsuzca yalayarak,
Afrika' ya
baharları getiren güneş gibi,
şehvetinin taşan sevgisi ile
sıcacık bakan bir bakış;
bir otel odasında
yalnız yatağımı paylaşan
utanmaz bir hayal,
bitmek bilmez
sınırlı kıta yollarında,
sınırsız bir aşkın eşi olursun...
|
Tenor Engin Yavuz | Yolculuktaki ses |
Ağlama başladı çok derinlerden gelen ses ile
daha yeni konuşmaya başlamış
Küçük bebek.
Ellerinde annesinin eli
Ve dudaklarında sadece onun adı vardı
Anne diyebiliyordu
Ankara- İstanbul treninde bize uyku yüzü vermeyen
Sevimli bebek.
Öyle güzel anne diyordu ki
Anneme götürdü uzak diyarlarda
ama hep yanımda olan
Bir bebek sesi ile yüreğimden
Sana akmak geldi anne
Güzel sesinle uyanmak
Hayır dualarını işetmek
Geldi içimden.
Tüm şiirleri sana yazmak geldi
Deniz göründü şu anda sabah güneşi vururken
Yüreğimde büyüttüğüm
Aşkın geldi
Tek aşkım sendin anne
İçinde tüm tanrısallığı barındıran
Hiçbir şiir ile yazılamayan bir şiirsin sen
Ve hiçbir zaman tam anlamıyla
Yazılamayacak,
Olmayacak bir şiirsin.
Artık sana kavuşma anı geldi
Yavaş yavaş boşalırken eski ve yorulmuş tren
Bebek ve annesi yol aldılar
Yaşama
Ve
Ben anneme yazdığım
Bilmem kaçıncı şiirle yol aldım
Annemi özlemeye devam ederek.
|
Umut Çakır | Yolcunun Denemeleri |
Henüz bitmedi göz yaşlarım
Asla yeteri kadar ağlamadım
Az mı zorluğa gögüs gerdim
Mutluluk artık benimde hakkım
Mutluluğun göz yaşları dökülmesin gözümden
Ağlamaya Son kalsın göz yaşları eskiden
Kimse hedefe gelmeden
Yum gözlerini aldat kendini yeniden
Fütursuzca kelimeler ağzımdan döküldü
Mağlubiyetlerim çorap gibi söküldü
Başarı Umudun gelecekten ümidi
Umut aşkı sevgiyi sadece rüyasında gördü
Failün Failatün Mefailün Mefaül
Gülden Umudu kesti gariban bülbül
Mefailün Mefailün Failatün
Bülbülü usandırdı nazı gülün
Böylede yazılmazki diyeceksin şimdi
Madem al kalemi göster maharetini
Lakin küçümseme bu kalemi keskin yiğiti
Sonra ödeyemezsin suçunun diyetini
|
Çetin Özdemir 2 | Yolcunun Öz Geçmişi |
Elinde tek duraklı tespih
Dilinde
Ya sabır
Ya sabır
Kimler geldi
Kimler geçti
Ya sabır
Ya sabır
Sanki bir şey değişti
Başlarken umutsuzdu
Gün geçtikçe fakirleşti
Durmadan büyüyen sorunlarla
Yıllar yılı cebelleşti
/Ya sabır,/ diye diye
Bir ömür geldi geçti
Ardında tek duraklı tespih
Dudaklarda
Ya sabır
Ya sabır
Törensiz
Şölensiz
Öbür tarafa göçtü
Çetin Özdemir 02.02.1986 Karacabey
|
Baki Kara | Yolcusuz Gemiler |
yolcusuz gemiler gecerdi gozlerinden
yüzünü aydinlik saydim, aksam karanliginda
seni baharda, bir kelebek ozgürlügünde sevdim ben
oysa o bahar, bir kelebek kadarmıs omrü....
simdi bir fosilim,
sol gogsünün, sag yarisinda.
yangin yeri ellerinde, küllenmis bir yasam..
hadi, temizle ellerini...
bahar yeniden geldi bak!
bak, kelebekler ne kadar ozgür..
ve ne kadar sevmeye hazir.
.......
yolcusuz tramvaylar gecerdi gozlerinden
gozlerin, kan tadinda kirmizi icerdi.
bir cocuksu yanilsamaydı gözlerinde kirmizi
ya da bir cocuk tutulmasi...
yazık ki o bahar... o cocuk,
kirmizi nda gomüldü.
|
Necati Öztürk | Yolcuyum |
Gönlümde gözyaşı var,çile var,ızdırap var
Yıllar yıkmasa beni yıkacak dertlerim var
Sabahı bekle derler beklesem neye yarar
Gecede olsa bile her demde yolculuk var.
2005
|
Halil Çolak | Yolcusuz biz |
Hak dururken gidilmez hak olmayan yola,
Nasip olmamış hak gelmez de insan da yola,
Biz gönül hanıyız konak olmayız batıla,
Hak yolunda giden hak yolcusuz biz
Halil ÇOLAK
Ankara, 20.06.2006
|
Zülfikar Yapar Kaleli | Yolcusu Olmuşsun Kendi Kendinin |
Yarından ümitsiz, geçmişe küskün
Yolcusu olmuşsun kendi kendinin.
Sen “ümit varsın” ya, hayatta baskın
Yolcusu olmuşsun kendi kendinin.
Akıl tımarhane, gönül serseri
İrade itenek ileri geri
Ruhuna haydi “ol” dendikten beri
Yolcusu olmuşsun kendi kendinin.
Düşmüşsün ardına bitmiyor sürek
Kaderin bu senin, söze ne gerek
“Hep benleştik, hep yalnızız” diyerek
Yolcusu olmuşsun kendi kendinin.
Dünya gurbetinde, Hadımköy’desin
Göçmen kuşu musun, acaba nesin?
Kendin bildiğinden beri böylesin
Yolcusu olmuşsun kendi kendinin.
Âlem yaratıldı dendi yolculuk
Gökyüzünden yere indi yolculuk
Üzülme hayatın kendi yolculuk
Yolcusu olmuşsun kendi kendinin.
|
Yuksel Akcum | Yolcuyum Fani Dünya |
Yolcuyum fani Dünya
Yolcuyum fani dünya
Geldim selam durdum sana
Ne bekliyorsun benden dünya
Yolcuyum merhaba dedim
Dünya âlem duysun
Ne verebilirim sana
Alacaklarım var senden
Sen mi bana vereceksin
Ben mi sana
Ben yolcuyum dünya
Yüksel AKCUM
08.10.2008
|
Gülseren Onay | Yolcusuz Gemi |
Hüzün demirini atan
Yolcusuz bir gemi,
Yalnızlık.....
Bekleyen arsız sessizlik
Limanda...
Duyulan sadece
Balıkların fısıldaşması
Artık..
Denizde yakamozlar,
Gökte dolunayda yok
O anda...
Yolcusuz bir gemidir
Yalnızlık...
Umarsız süzülen,
Limandan limana
Okyanus karanlığında....
GÜLSEREN ONAY
25.04.2005 Antalya
|
Fatih Öztemir | Yolcuyuz |
Yolculuk
Uzun sandığımız yollara bak
Bir arpa boyu imiş yol....................
|
Murat Karaküçük | Yolda |
İnişte karşılaştık.
Yorulmuştum büyük yoldan giderken,
Ayaklarıma kara sular inmişti.
Karşıdan,
Kendinden emin geliyordun,
Güneş bir buçuk karış arkanda.
İşaret ettim görmedin.
İşaret ettim görmedin, ama gülümsedin.
Boşluğa doğru atıyordun her bir adımı.
Adımı bile bilmezdin.
Önce siyah saçların tozlandı,
Sonra siyah pantolonun.
Siyah gözlerin kayboldu güneşe doğru.
Güneş kayboldu gözlerine doğru.
Adım attığın yerlerde bir kızıllık kaldı.
İniş aşağı tırmandım,
Karşılaştığımız yoldan.
Kendinden emin geliyordun, kayboldun.
Kayboldun ve...
Umutlar bir başka rüyaya kaldı.
|
Yıldırım Yorulmaz | Yolcuyuz |
Zamana yenik düşmüş, insanlığın ince noktası
Ruh ete bürünmüş, varsa yoksa Dünya hayatı
Neden ayıramaz olduk, ebedi hayatla faniyatı
Gideceğiz işte kefene doldurduk pişmanlıkları
Rıhtımda bekler hüzünle, son geminin yolcuları
Gözler arkada kalır, dillerde keşkelerin ahları
Veda mendili sallanır, güvertede göz yaşları
Bu yolculuk hiç bitmez, adımlar izler adımları
|
Yılmaz Öztürk | Yoldaki aşk ve dostluk |
Kalpten kalbe yol gider
Yolda asil YASİN DENİZ lider
Kalbi temiz özde önder
Kim bu dersenYASİN DENİZ`imi gör
Olmuş kalbi nur yüzüne ayna
Güven zarar gelmez ondan sana
O insandır özünde sözünde baksana
İnsan olmak istersen rehber Peygamber sana
Asalet süslemiş yüreğini
Ssevgi saygı bürümüş gözlerini
İnsan olana insandır elleri
Adına YASİN DENİZ der bu yüreğin sesleri
Elimi dostça uzattım şereflendir beni
Saygı ve sevgiyle anacak bu yürek seni
Samimi kalp sevgisiyle tutarmısın ellerimi
Amaç YASİN DENİZ`im yaşamak senle insan güzelliğini
|
İbrahim Okur | Yolda Sabır Çeken Güler |
Her akşamın sabahı var,
Dalda sabır çeken güler.
Fecrin sonu,güneş doğar,
Halda sabır çeken güler.
Zor yokuşlar düze iner,
Yorgunluklar,dize biner,
Bahar gurbet,güze döner,
Yolda sabır çeken güler.
Sitem ile kahır çeken,
Nemli gözler,yaşın döken,
Harman için,ekin eken,
Kulda sabır çeken güler.
Hünermidir,sövüp saymak,
Fena ahlak kusur yaymak,
İyi lisan,oymak oymak,
Dilde sabır çeken güler,
Merdan gücü,meydan kurar,
Figani der,namert yorar,
Kısmet gelir,azar azar,
Kolda sabır çeken güler.
Aşık Figani 17/06/2002
|
Sinan Karakaş | Yolcuyum Ben |
YOLCUYUM BEN
Yola çıktım yolcuyum ben,
Ne sağcı ne solcuyum ben,
Oyunumda rolcuyum ben,
Yolcu yoluna gerektir,
Yolumuz bir Allah tektir.
Çatlamasın sabır taşı,
Bitmez dünyanın telaşı,
Dünü yarınlara taşı,
Yolcu yoluna gerektir,
Yolumuz bir Allah tektir.
Akan yollarda durulmaz,
Bulunan adres sorulmaz,
Kim demiş insan yorulmaz,
Yolcu yoluna gerektir,
Yolumuz bir Allah tektir.
Kimse yoluma çıkmasın,
Sakın canımı sıkmasın,
Gözyaşım gayrı akmasın,
Yolcu yoluna gerektir,
Yolumuz bir Allah tektir.
Her gelen çekip gidiyor,
Gideni takip ediyor,
Gidene rakip bitiyor,
Yolcu yoluna gerektir,
Yolumuz bir Allah tektir.
Olmalıymış sözü doğru,
Bakmalıymış gözü doğru,
Kalmalıymış özü doğru,
Yolcu yoluna gerektir,
Yolumuz bir Allah tektir.
Dur deseler de duramam,
Vur deseler de vuramam,
Kimseye soru soramam,
Yolcu yoluna gerektir,
Yolumuz bir Allah tektir.
Takipçisiyim gidenin,
Günahtan tevbe edenin,
Kendi nefsini güdenin,
Yolcu yoluna gerektir,
Yolumuz bir Allah tektir.
Yol gider ben de giderim,
Çaresiz borcu öderim,
Hatamdan nadimim derim,
Yolcu yoluna gerektir,
Yolumuz bir Allah tektir....İNSANİ
|
Navruz Kaplan | Yolda Gördüm Seni |
Yolda gördüm seni şansım açıldı
Ağzındakı dilden bal dökülüyordu
Feryadıma geldin beni kurtardın
Canlandım bir anda seni görünce
Seni gördüyümde pusulam şaştı
Kafam durdu gözüm seni aradı
Yemek için deyil sevindi kalbim
Yardım et ne olur gitmesin geri
Kuş gibi tek başıma evde yaşadım
Ya gelin bana siz azırayıl bırakmaz
Yemek istemem ki barı su verin
Kara bulut üstümdedir gitmiyor
Ağladığım günlerimi demedim sana
Geçmiş artık geleceye bakalım
Yediyim her şeyin tadı ordayıdı
Siz varsınız benim için yeterli
Dünüyada ne varsa aldım zevfkimi
En güzeli çocuk hem kız hem oğlan
Beni kırmadılar kırmazlar daha
Mutluluk diledim hepisine burdan
|
Eyüp Gergin | Yolda Kalan Araba.. |
Bana olanlar olmuş, siz lunapark çocukları gibisiniz..
Toz pembeyi siz yaşıyorsunuz da bana siyah deyip geçiliyor. Çok komiksiniz siz ya.. Ne yaşadınız da kime “yaşam”dan söz ediyorsunuz; komiksiniz hem de çoklarca kez. Herkes ayrı bir eda takınır olmuş; siz de herkes olmuşsunuz.. Ne limon kokusu ne de kahve falı şimdi.. Kendi kendine hem esir hem de düşman olunmuş. Gardiyan izin verirse kapının açılmasını bekliyorsunuz ya; kapıyı kendiniz açmayı neden denemez oldunuz ki! Ama unutmuşum, o yürek yoktu değil mi sizde.. Toz pembesiniz ya; beyazı unuttunuz tabii siyah siyah diye düşman yaratmaktan kendinize..
Unutuldunuz diye, unutmayı meslek edinmiş gibisiniz. Koyusunda bir gecenin sabahına kadar içseniz ne olur; kafayı dumanlasanız ne olur; kafayı dağıtsanız ne olur.. Unuttunuz mu yoksa; kafa yine sizin kafa.. İçi boş ya da dolu fark eylemez.. Sabah olur yine aynıdır her bir şey; değiştiremedikleriniz daha bir gelir üzerinize.. Komiksiniz de bu kadar olmayın bari!
İftira atmışlar size; adınız çıkmış bir yerlerde kötüye.. Sanki tek siz haklısınız; katil sanki diğerleri. Buna böyle inanıp, yanınızdakini de inandırmaya çalışıyorsunuz ya.. Biz de aptalız ya.. Yine çok komik oldunuz; bu kez yine çok oldunuz. Çok geldiniz yine üzerimize.. Kendi kendinize oyun kurup, oyundan atmayın yine kendinizi. Sihirsiz yaşayın biraz; biraz adam olmayı denesenize!
Sonlu ağlayışlarınız varmış sizin. Öyle demişsiniz yine bir yerlerde. Çok acı çekmişsiniz siz geçmişte.. Ama bir gün her şey yoluna girecek diyormuşsunuz. Dua ediyormuşsunuz. Tam burada ben bir merak ettim yahu; sabaha kadar kafayı dumanlamaktan nasıl vakit buldunuz da dua edebildiniz! Komikleştiniz siz yine; dikkat edin lütfen herkes sizin gibi yalana inanmıyor maalesef..
Yürürken; maşallahınız var gözleriniz çok iyi bakıyor. Bir oyana bir buyana.. Bir ona bir buna. Önce birine, sonra başkasına. Daha sonra bir başkasına.. Ya ben gözümle görüyorum; size iftira atmışlar ya inanmıyorum onlara; gerek duymuyorum anlasanıza, işte görüyorum zaten çoklarca.. Bakışından anlıyorum ben bir insanın; gözünün içinden anlıyorum. Komikleşmeyin yine; olan biteni, olan bitmeyeni, bitmeden olanı ve birçok devamını biliyorum zaten.. Ezberimde her biri..
Buradan bakınca, çok değer vermiş gözüküyorsunuz.. Nelere, kimlere yaptınız bunu? Hep sonu acı ile biten hikayeler anlatır durursunuz. Bana ne bunlardan.. Benim ne suçum var! Daha doğrusu, anlatıp bunları bana bugün, benim yerime neleri dolduruyorsanız artık kafanızda.. Komiksiniz de bu kadarı fazla..
Lunapark çocukları gibisiniz; jeton atmadan yaşanmıyor sizin hayatınız. Jeton almayı ya da birine aldırmayı unutmayın bari..
..
2012
|
Duygu Demirci | Yolda Kalanlar da Var |
Yeni doğmuş bir bebek kadar taze saf ve günahsız,
Sorgusuz sualsiz ve de gelir dünyaya hesapsız,
Kimbilir ki bununda kaderi hep bahtsız,
Yolda kalanlarda var zamanlı ve de zamansız,
Günler ayı aylar yılı kovalar,
Fakiri ezer zengine ise konarlar,
Açlık yoksulluk diz boyu hiç sormazlar,
Yolda kaldım diyipte yerinde sayarlar,
Anasız babasız gurbeti çekerken,
Hor görüp insanları birbir ezerken,
İçim kan ağlıyor bunları yazarken,
Sızlar yürek yana yana yolda kalanlar da var.
Cadde ıssız kaldırım çilekeş,
Durma deli rüzgar sende hızla es,
Ölüm gelirken kapıya can çekişir nefes nefes,
Ağlar durur ama yolda kalanlar da var.
Hava soğuk olur yağarken kar,
Tutturamaz altı da altıyı yere düşen zar,
Unutur yapılan iyiliği,mertliği sinedeki yar
Dünyanın düzeni bu değişmez yolda kalanlar da var.
|
Blaga Dimitrova | Yoldaki Yalnız Kadın |
Bir sakıncadır, bir tehlikedir bu
hâlâ erkeklerin olan bu dünyada
yürümek yalnız başına.
Her dönemeçte bekler seni
pususu saçma rastlantıların.
Sokaklar yaralar seni
meraklı bakışlarla.
Yoldaki yalnız kadın.
Tek savunman senin
savunmasız olman.
Düşünmedin erkeği
dayanılacak bir destek gibi,
yaslanılacak bir ağaç gövdesi,
sığınılacak bir duvar gibi
düşünmedin erkeği.
Düşünmedin erkeği
bir köprü, bir tramplen gibi.
Yapayalnız çıktın yola
eşit koşullarda tanımak istedin
ve istemedin hiçbir şey erkeği sevmekten başka.
Uzaklara gidebilecek misin,
yoksa düşecek misin çamurlara?
Bilmiyorsun, direngensin ama.
Devirseler de seni yarı yolda
gene de bir yerlere varmış olacaksın
mutlaka.
Yoldaki yalnız kadın
Her şeye rağmen yürüyorsun
Her şeye rağmen durmuyorsun.
Hiçbir erkek
yalnız olamaz
bir kadın kadar.
Karanlıklar diker önüne
bir kapalı kapı.
Geceleyin hiçbir kadın
tek başına gidemez yolda.
Ama güneş, bir gardiyan gibi tıpkı,
açar uzayı sana
tan vakti.
Ama karanlıkta da yürüyorsun sen
çevrene korkuyla bakmadan.
Ve her adımın
bir güvenlik belgesidir
seni uzun süre korkutan
erkek için.
Adımlar çınlıyor taşlarda.
Yoldaki yalnız kadın.
En sessiz, en yürekli adımlar
aşağılanmış toprakta,
kendisi de yolda
yapayalnız bir kadın olan toprakta.
|
Ersin Alptekin | Yoldan Geçenler... |
Ankaradan bir siyaset konvoyu geçti
Halktan habersiz trafik kapandı
Ankaradan bir ambulansta öğretmen geçti
Öğrencilerinden habersiz okullar açıldı
Ankaradan bir kornalı düğün geçti
Benden habersiz bakarken gözlerim kapandı
Ankaradan bir asker konvoyu geçti
İçimde nedense hep gariban asker anası ağladı
Ersin ALPTEKİN
27-04-2008
|
Abdullah Gümüştakım | Yoldadır Hasret |
Ne olur göstersen görsem yüzünü
Bir kerecik duysam selam sözünü
İçime düşürdün sevda közünü
Geceler boyunca hasretindeyim.
Yolları alırken önümde gurbet,
Gönül hanem yıkık gönümde gurbet,
Gelecekte gurbet, dünümde gurbet,
Senle olmamanın kasvetindeyim.
Çayım yudum yudum katran karası
Her gün büyüyorda gönül yarası,
Yakıp kül ediyor sevda sarası
Yeter sensizliğin mürvetindeyim.
07.08.2000 AKHİSAR
Gön; deri, içi örten dış kab
|
Kardelen Deniz | Yoldan Geçenler |
Her yolculuğun bir iç hesaplaşma teması vardır. Bir de vardığı bir şehir, onu bekleyen...
Bıraktığın gibi kalmaz hiçbir şehir.
İçim o kadar boş ki, sanki olanlarla hiç alakam yokmuş gibi. Tehlikeli!
En çok geçilen şehirlere acırım yollarda, havasını solur solumaz terk ettiğimiz...
Tüm otogarlar, tren istasyonları, havaalanları aynı hikayenin zaruri tanığıdır. Gitmek ve dönmek üzerine söylenmiş tüm şiirleri ezbere bilir onlar. Bundandır her yolculuk o şiirleri fısıldar.
Eğer bir yolculukta yapabildiğiniz tek şey kulağınızda kulaklık, çizgilere kilitlenip düşünmekse başınız belada demektir. Yaptığınız tüm hatalar... Perde! KESTİK!
Hiçbir an'ımın hafızasında kayıtlı olmadığı bir şehri solumak isterdim elbet, oysa bu şehrin kokusu fazla tanıdık.
Biten her yolculuk ardında şiirler bırakır...
|
Ramazan Çiçekli | Yoldan gelen beş kişi |
Adam önde yürüyor.
Arkada kadın;
Birini sağ,
Diğerini sol elinden,
Tutmuş çekiyor,
Karnı burnunda,
Öbürü yolda geliyor.
10.09.06/Bursa
|
İzzettin Bilgin | Yoldaş |
Eser belki bazen yüreğin,
Sararır belki damarlarındaki kan,
Allah aşkıyla dolar kalbin,
Taht kurmuş menekşelerim.
Kardeş olsun Bilgin'e,
Umarım bilirsin o günkü kardeşliği,
Taç olsun kalbindeki iyilikleri,
Lal olmuşum deme kardeş,
Uğruna ölmek isterim yoldaş.
|
Cafer İşler | Yoldaş |
Karı kocanın yoldaşıdır
En yakın hayat arkadaşıdır
Aynı yastığa baş koymuşlardır
Ömür boyu beraber yaşayacaklardır
Kimse yarı yolda bırakmasın yoldaşını
Kimse satmasın kimseye yoldaşını
Devretmesin hayat arkadaşını
ALLAH sorar sonra mahşerde hesabını
|
Ergin Uzun | Yoldaşa |
Dumanlar tütüyor Sivasta
Yanıyor bu ömrüm
Yanıyor bak Sivas
İçinde insanlar dolu,
Sivas,Çorum,Maraş
Unuttuk sanma
Irak, Filistin
Bıraktık sanma
Hala kavdayız
Benim davam bu
Ele ne..
Benim kavgam bu
Gün gelir dolanır aylar
Geçilir dereler çaylar
Sılada garip yarim ağlar
Unuttum sanma
Gel sende ver elini
Duyur dünyaya
Yüreğinin sesini
Haykır karanlıklara
Aydınlat yoldaş
Kavgamın çiçegi
Koynunda ateş böceği
Boş verin imamı hocayı
Sen yoluna devam et yoldaş
Boş yere fetva vermem kimseye
İnanmayana uylamam boş yere
Uzuniye koşa koşa
Sende dönersin yoldaş
|
Umut Bulut | Yoldaşım |
Adı ercüment içildi
İnaçlıydı,umutluydu
O neler atlatmıştı ne darbeler
Zaman geldi elerine zincirler vuruldu
Ama düşüncelerini engelleyebilecek bir nesne yoktu
Savunduğu sosyalizimdi inaçlıydı umutluydu
O işçilerin yanında ezilen sömürülen halkların yanındaydı
O şimdi bizim diyarımızdan yıldızlara göç etti
Ama kavgası sürecek yemin ediyoruz.
|
Abdurrahman Saylan | Yollanmamış Mektuplardan,Gerçeğimsin...! ! ! |
Merhaba; içimde adını koyup söylemeye cesaretimin olmadığı geçmişimin keşkesi,geleceğimin endişesi merhaba; ... Hayalin bu kadar acı iken bu satırları döktüğüm gerçeğin ne denli acı bilemiyorum.Bana göre vurduğun vurdun ölmedim sana göre kaçtın kaçtın ben koştum nefes alamamak uğruna.Küçük kalbim dayanmazdı belki sana göre bu kaçışlara,ama güçlüyüm ben büyüdüm kalbim büyüdü ardın sıra..Saçma geliyor belki bu satırlar sana okumak istemiyorsun belkide çok sıradan sana göre ama her kesin gerçekleri gerekçeleri kendine... Ve sen GERÇEĞİMSİN.Acemi bir katilsin bana göre.Ne öldürmeyi beceriyorsun nede yaşatmayı...Yaralı yaralı bırakıyorsun.Arada kontrole geliyosun...Acaba Öldümü Diye...! Ben Ölmedim Ey sevgili Hala Bıraktığın Yerdeyim...
|
Orhan Çapan | *Yoldaş'lara...* |
Yüreğimde, beynimde fikrimdesin
Senin yolunda nice gençler var bilesin
Unutuldun diye sakın üzülmeyesin.
Yaşıyorsun gönüllerde MAHİR yoldaş…
Fikirlerin gün geçtikçe yeşeriyor,
Gidişin yürekleri hasretle deşeliyor
Gönüller o güzel günleri özlüyor,
Esaretten nefret ediyorum İBO yoldaş…
Kör ilmekler sarıldı boynuna arsızca,
Seni asanlar güldü çirkin ve sinsice,
Yüreklerinde bir şey vardı pisi pisince
Şimdi yüzleri kızarıyor DENİZ yoldaş…
İsyan ediyorum ölümüne, mayıs ayında…
İsmin hep dolaşır, hep varsın dilimde
Yaşıyorsun, hep varsın sol yanımda
Seni çok üzülüyorum YUSUF yoldaş…
Aynı yerdeyiz, hatta daha da kötüyüz,
Elimizden gitti özgürlük ve bağımsızlığımız
Amerika’ dan gelir oldu tüm emirlerimiz
Kara beyinler sardı ülkemi HÜSEYİN Yoldaş
|
Murat Karacuban | Yoldaşlara Selam |
biliyorum heval
canını ülkene adadığını
suskunluğunu yendiğinin
zulme direndiğinin bilincindeyim heval
mekanda yanında değilsem de
ruhen yanındayım
benden sana selam heval
gönül ağlar dert o değil
umut yüklüyüm
yarınlar meçhul değil
rüyalarım süsleniyor manalı gülüşlerinle
bedenen yoksam da yanında hülyalarım seninle
benden sana selam heval
dualarım sana kalbim seninledir
bir çığlık duysam ötelerde aklım seninledir
bir ulusun bekası sizden sorulur
sizden sorulur bingöl amed dersim...
hayalini okur gibiyim heval
değilmidir hayalin
'direnmenin savaşmanın sonu özgürlüktür özgürlük ise kutsal yaşamdır'
unutamam seni heval
umutsuzlara bile umut verirsin
umursuzluklara bile umut ekersin
acılarınız başa gitmeyecek
kanlarınız yerde kalmayacak
kanınızın her damlası
yarınların özgür mayasıdır
|
Kemal Kabcık | YOLDAŞ; DARA DÜŞENİ MOTİVE ETMELİ ve de SEVGİ İNANÇ ile YOLUNA DEVAM ETMELİ! . |
YOLDAŞ; DARA DÜŞENİ MOTİVE ETMELİ ve de SEVGİ İNANÇ ile YOLUNA DEVAM ETMELİ! .
Bilgi Yolunda Bir Başına Yürünmez; Samimi, Cömert ve Duyarlı Bir Yoldaş Bul! .
Vatan Sathı Dostluğuyla; Vatanımızı Savunan Güçlü Bir Liderin Olsun Yanında! .
O Dost Yürek ile; Bizleri SEVGİYE MOTİVE ET! . Bizler ENERJİ ALALIM DOSTLUĞA! .
Harekete Geçme Gücünü SİZDE BULALIM ve ADANIRKEN VATANIMIZA; SİZLERİ ANALIM! .
{ Metin Yazarı: Kemal KABCIK – ANTALYA - 21 Ocak 2012 Cumartesi 16:52:21 }
|
Seyfi Karaca | Yolhanda Gidip Duran Köprüye |
Eyvallah...
Geldiğim eve de
Gezdiğim dağa da
Kokladığım çiçeğe, dokunduğum buluta, sarıldığım yağmura
Eyvallah kuçaklaştığım güne güneşe
Doğduğum günlerin tan yerlerinden ağarıp uğruma düşen
Gün batımı güzelcelerine kimi gelin kız
Kimi gelişnkız kadar güzel gelincik
Yürüdüğüm yola da eyvallah
Kaldığım hana da
Misafirmişim....
Gelen bahara, göçen güze, uçan kuşa ve durup duran köprüye...
Bir halim damla bir halim derya denizmişim
Yaşadığım güzel ömre
Eyvallah....
Seyfi Karaca.........Ocak / 12
|
Necati Şimşek | Yollar (1) |
Upuzun ve ipince sonsuzluklara doğru
Kimi hayır, kimi şer, neşe ve yeis dolu
Öyle çok yollar var ki, önümde breh breh..
Aklıselim olmayan bulamaz doğru yolu…
10.07.1982
Necati ŞİMŞEK
Sağmalcılar/İstanbul
|
Uğur Ağaoğlu | Yollar |
yollar neden bu kadar acımasız
ve neden bu kadar uzun
insanı sevdiğine, ailesine
neden kavuşturmaz
insan kötü haberleri
yollardan alır nedendir bilinmez
suç bizdemi....................
|
Yavuz Bayram Çalışkan | Yollar |
İçimizi, dışımızı, yaşadıklarımızı getiren, götüren, bizi sevgilisiz, dostsuz, arkadaşsız bırakan yollar, yürüdükçe kaybeder miyiz, kazanır mıyız? Boşluklarımızı dolduran mısın, yoksa bizlere tek armağan mısın? Eksikliğin ihtiyaç olur, kayıp olur, gitmeleri getiren sen olsan da, sensizliği düşünemem. Gecenin yarısından sabaha uzanan, sokaklardan kar serpiştiren dağları bulan, mezarlıktan geçerken korku salan, âşıklar yürüyünce zevk olan, buluşmalarda kalp çarpıntılarına mekan olan, ince rüzgarları karlı akşamlara savuran, yaz güneşinde kor gibi kavrulan yollar, ne ayak sesleri yükselir ne tekerlekler döner üstünde, dünyanın gamını kederini taşırsın, bir gün yol olma da tüm gözler şaşırsın. Neden mi; çünkü gitmeler biter diyeceğim ama sen gelenleri de getirensin, yerine göre aşkları da bitirensin. Sen büyülü bir dünyasın. Sen yaşadığım sokaksın, caddesin adın üstünde yolsun. Kilometresin, uzaklıksın, yakınlıksın, bir sigara içimi, ya da günler boyu gidilensin. Kapıların önüne getirensin. Kışları karla dolan, ilkbaharda ıslanan, yazları ateşlenip yanan, hazanlarda yaprak dolansın. Hangi yöne desem gidilensin. Ardından bakılansın, arabalar ardından sular dökülensin, adına türküler yakılansın. Girilmez levhaları çakılansın. Bitmez tükenmezsin, yokuşsun, inişsin. Kaçışların ortağısın. Sen ülkelerin ağısın. Sen demirsin, sen karasın, sen denizsin, sen havasın, seni içime çekmek geliyor.
Sen kaybedilensin, kader mahkûmları seni hep kaybeder, o insanlar ki yaşam boyu hep derbeder. Rengi yoluna can verilen gözsün, sen sevdalara uzanan özsün. Hayatın film şeritleri geçer üzerinden, üzerindeki çukurluklar, tümsekler ondan mıdır bilinmez. Sırları taşısan da sesin çıkmaz, tüm ağırlıklar üstünden geçse de bilirim bıkmaz, yaşlar birikse de bir damla akmaz, sen yolsun, sen gidilensin, sen ırakları yakın edensin. Zamanın önünde savrulan kuru bir yapraksın.
|
Alper Tunga Alp | Yollar |
Yollar
Ağaçlar
Güzel kuşlar
Evlerde
Işıklar
Bekleşiyorlar
Bu savaş
Ne zaman
Bitecek
Diyorlar
Bu savaş
Ne zaman
Bitecek bekleşiyorlar
Kuşlar
Ağaçlar
Güzel yollar
Ölüm
Geldi
Baharda
Üşüyorlar
Çocuklar
İnsanlar
|