poet
stringlengths
3
47
title
stringlengths
1
168
poem
stringlengths
3
159k
Adnan Şahin
Yurdumu Seviyorum
Güzel yurdumu seviyorum Her yerde onu söylüyorum Sende doğup sende büyüdüm İnan ben kıymetini biliyorum Karadeniz çok dalgalıdır Ağrı dağın başı da karlıdır Yiğitler hep yiğit yarlıdır Güzel yurdumu seviyorum Anadolum canım kurban Tandırlardan cıkar duman Büyükler der kötüye uyman Güzel yurdumu seviyorum
Turan Yükseloğlu
Yurdumdan Bir Köşe
Haydi herkes bir şey söylesin Cennetten bir köşe desin, Görsün görmesin, bilsin bilmesin, Haydi herkes birşeyler söylesin. Yabancı ülkede olsa gider görürüz, Trabzon Beşköy, vize yok açık önümüz, Cennet böyle mi? Görsün gözümüz, Gidip görüp, bir şeyler söylesin. Yalancı dünyanın bir cennet köşesi, İnsanın gider gamı kederi, kalır neşesi, Sihirli bu cennet köşe acep neresi? Vallahi beni büyüledi, sizi bilmem.
Rasim Ekşi
Yurdumun Dağı
Demirsu Dağı'ndayım -Hâlâ içim ürperir her söyleyişte- Karanlıkta sallanan Uyurken canlanan yurdumun dağında. Demirsu Dağı'nda her keresinde Türkü söylerim içimden Elinden tutarım o büyülü sessizliğin Tanıklık ederken alabalıklar Soğuk sularında İnsanlığımı yıkarım. Orada bir başka sır taşır doğa Orada o mavi göğün altında.
Atilla Ertuğrul
Yurdumun
Şelalenip akar ırmak çayları Bereket doludur şehir köyleri Ali cenap asil zade beyleri Dört yana yayılmış şanı yurdumun Tuna garip kaldı geçmez yarası Çağlayıp aksada asi arası Hakkı üstün tutmak dini töresi Zaferlerle dolu dünü yurdumun Altayları aştı geldi soyları Yörük türkmen gıpçak oğuz boyları Davullu zurnalı şanlı toyları Azeri peçenek geni yurdumun Üstünde okunur kutsal ezanlar Tarihine ışık tuttu ozanlar Şan alıp can verdi tarih yazanlar Çağları kuşatmış dini yurdumun Egede şanlıdır zeybek efesi Urfa Mardin Muşun çoktur cefası Güneyin altı ay bitmez sefası Ankarada atar canı yurdumun Karadeniz Rize muşhurdur çayı Uludağ Erciyes milletin payı Yetmiş altı milyon nüfusta sayı Medeniyet olsun yönü yurdumun İstanbulun bulamzsın eşini Binlerce insanın süsler düşünü Altın ettik toprak ile taşını Her zaman açıktır önü yurdumun Görmek lazım Karsı Erzurum Vanı Ardahan Sivasın ünlü ozanı Antalya Serikte yayık ayranı Işıl ışıl rengi tonu yurdumun Dağlarında koyun kuzu beslenir Göklerinde allı turna seslenir Yaz gelince ovaları süslenir Gül kokuyor her bir yanı yurdumun Dört mevsim yaşatır güzel havası Dillere destandır çukur ovası Şeyrani'nin bitmez vatan davası İnşallah hayırdır sonu yurdumun
Osman Onuktav
Yurdumun En Güzel Bayramı Bugün.
Yüksekler de eser ay yıldız bayrak Yurdumun en güzel bayramı bugün. Türk için kutsaldır,vatan ve toprak, Yurdumun en güzel bayramı bugün. Vatana verilen canlar Türk’ündür Bayrağa verilen kanlar Türk’ündür Edirne’den Kars’a ülke bütündür Yurdumun en güzel bayramı bugün. Kuran, Turan bizim bir tek yolumuz Avrupa, Asya da kaldı kolumuz Ta İzmir den Van’a Anadolu’muz Yurdumun en güzel bayramı bugün. Türk’ün savaşları şanlı bir düğün Tarih yazan atan için Türk öğün Yarınları düşün sen güçlen bu gün. Yurdumun en güzel bayramı bugün. Bu vatan da yatan şehitlerim var Destanlar yaratan yiğitlerim var Evliya, Alp Eren Seyitlerim var Yurdumun en güzel bayramı bugün. Millet üzerine görev üstlensin Anadolu’m gelin gibi süslensin Caddeler, sokaklar bir bir püslensin Yurdumun en güzel bayramı bugün. Cumhuriyet ile alacağız hız Yaşatmak uğruna ölmek ahtımız Kurulsun,otağlar içelim kımız. Yurdumun en güzel bayramı bugün.
Sevinç Atan
Yurdumun Kadınları
Selam olsun hepinize, Ülkemin can kadınları. Kara Fatma, Nene hatun, En kahraman kadınları.. Cephede kağnıyı süren, Erkeğine omuz veren, Zulmün defterini düren, Derde derman kadınları. Teknede hamuru karan, Mermiyi döşüne saran. Esarete karşı duran, Kutlu ferman kadınları. Halideler Onbaşı`lar, Hakim, hekim binbaşılar, Ülkeme umut aşılar, Devr-i devran kadınları. Hem eğitir hem okutur, Sabırla sevgi dokutur, Karanlığa nur akıtır, İlim irfan kadınları. Duasında 'önce vatan' Aşına emeği katan, Yüreği inançla atan, Gönle sultan kadınları. Anadır, yiğittir, merttir, Gülden nazik, taştan serttir. Baştan sona asalettir, Ülkemin can kadınları, En kahraman kadınları... Sevinç atan...
Halil İbrahim Keçebaş
**Yurdumun Öğretmenleri**
İlim yoluna açılan bir kapıdır öğretmenler Bütün çocuklar arkasından koşarak girer Geleceğe giden küçüklerin ümidini besler Canla başla çalışır bir öğretmen Yılmadan usanmadan öğretir alfabeyi Çocuklar anlayarak çözer heceyi Bütün insanlara gündüzü ve geceyi Yine aynı öğretmendir öğreten Bazen Ali ata bakar Cemil koşarak zil çalar Ayşe'ler Fatma'lar soru sorar Can kulağıyla dinler öğretmen Öğrenir çocuklar okumayı yazmayı Ve de tek tek sayı saymayı Bir de üstüne toplamayı çıkarmayı İlim yuvasının canıdır öğretmen. Tanıtır dünyayı ve evreni Hangi diyara gitmişse Kanuni Türk'ün şanlı tarihini Gururla öğretir her öğretmen En çaresiz zamanda dert ortağı Acıların eridiği volkan dağı Çocukların ve gençlerin gözü kulağı Büyük bir sabırla olur öğretmen. İstiklal Harbi'ne gider gibi Kurtarır gençlerin bağımsız beynini Çağın silahının sahibi Kalem tutar güçlü öğretmen. Düşüncelerle ufku genişletir Şiddete, savaşa karşı gelir Bütün insanlara birer gül verir Barışın öbür adıdır öğretmen. İşaret eder Başöğretmen Ulu Önder O, bir komutan ve bir asker Aranızdan çıksın Mustafa Kemal'ler Atanın izinden gider öğretmen İşte geldi yine 24 Kasım Alnım açık ve diktir başım Aydınlık yolunda can yoldaşım Tüm yurtta gününü kutlar öğretmen. Öğretmenler gününüz kutlu olsun öğretmenim.
Mikdat Bal
Yurdumun sevgisi
Yurdumun sevgisi kalbimde saklı Hudutsuz bir sevgi, tarif olunmaz Bir değil olamaz herkesin aklı Çoğrafi bilgiyle arif olunmaz Tarihi bilmeli gurur duymalı Ecdadın gittiği, yola uymalı Karşı duranlara tavır koymalı Sövenlere karşı zarif olunmaz Ülkeyi kurtardık büyük diyetle Şanını yüceltik Cumhuriyetle Benimsemek lazım halis niyetle Kuru bir taklitle şerif olunmaz
Kenan Balcı
Yurdumun
Güz gelende gazel düşer bağlara Beyaz karlar örtü olur dağlara Kışın Kürdevan'ı buzul çağlara Baharı cennet'e benzer yurdumun Toroslardan yeller eser İli'ye Kaçkarda bulutlar döner deliye Erciyes'ten iner Anadolu'ya Bolu da havası bozar yurdumun Karadeniz fındık çay'a girende Egelim üzümü yere serende Çukurova buğdayların derende Ekini harmanda tozar yurdumun Çalışır tarlada herkes işinde Bereket var ekmeğinde aşında Kerem'i kul olur Aslı peşinde Kenan'ı gurbette gezer yurdumun
Soner Çamlıdağ
Yurdumun sıcak bölgesi Akdeniz
Yurdumun sıcak bölgesi Akdeniz Sen yürekleri yakansın oy, oy, oy Bereketlerin simgesi Akdeniz Tohumu kendin ekensin oy, oy, oy Bin tohum çıkar bir avuç toprakta Gözümüz kalmaz ağaçta yaprakta Seni bilenler yaşamaz ırakta Gelen nazardan sakınsın oy, oy, oy Yakımsak tır hep insanın insana Bil sıcaklığın işliyor kanına Sevgi ekesi gelir yüreğine Sen sevenlere mehtapsın oy, oy, oy Soner yaşıyor gür Antalya’nda Gitmez bekliyor gemiler limanda Bin bir hikmet var suyunda havanda Gideni geri çekensin oy, oy, oy
Karacaoğlan
Yurdundan Göç Eylemiş
Yurdundan göç eylemiş hep güzeller Gökde turnalar da çığrışıp gider Altı Arap atlı tuğlu vezirler Katarda mayalar buz(u) laşıp gider Yaz olunca her dereler çağlaya Dostu yoktur deli gönlüm eğleye Güzeller çekmiş göçünü yaylaya Hanı yaylam deyü arz(u) laşıp gider Gine yeşillendi dereler düzler Güzel medh-eylemek karımız bizler Al yeşil geymiş de gelinler kızlar Hanı yaylam deyü arz(u) laşıp gider
İsa Yakan
Yurdumuz
Üç tarafı denizlerle çevrili Cennet gibi güzel bir yurdumuz var. Her zaman her yeri bir başka güzel, Cennet gibi güzel bir yurdumuz var. Ekilir tarlalar, tüter ocaklar, Âşık suya toprak rahmet kucaklar. Ne güzel şu köyler, iller bucaklar… Cennet gibi güzel bir yurdumuz var. Denizleri mavi yüzer sandallar… Kaplamış her yanı asfalttan yollar. Birlikte el ele, güçlü hep kollar Cennet gibi güzel bir yurdumuz var. Tutkunuz ülkeye, sevdalı gözler, Kalkınıyor ülke sevinçli yüzler, İstikbal çok parlak müjdeli sözler, Cennet gibi güzel bir yurdumuz var. Bazen uzun bazen kısa geceler, Gizemli şu âlem çok bilmeceler, Durmaz dilim durmaz yurdu heceler, Cennet gibi güzel bir yurdumuz var.
Halil Çolak
Yurdumuz elden gidiyor yüce Gazi Mustafa Kemal
Senin adını şanını kullanan nice kahpeler gördüm Bu şerefsizlerin dedelerini bu yurttan surdun de attın Milli mücadeleyi verip bizlere eşsiz bir vatan kurdun Yurdumuz elden gidiyor yüce Gazi Mustafa Kemal Kahpe milletlerle kahramanca cephelerde savaştın Milletin kanayan yaralarını durdurup dermanla sardın Bu millete özgür bağımsız bir cennet vatan bıraktın Yurdumuz elden gidiyor yüce Gazi Mustafa Kemal Cephede yendiğin düşmanların yurtta cirit atıyor Kutsal vatan topraklarımızı da talan ediyorlar Milli değerlerimiz, varlıklarımız elden gidiyor Yurdumuz elden gidiyor yüce Gazi Mustafa Kemal Horasan ereni mertçe söylüyor doğrudan sözü Yarabbi ne olur söndür bağrımdaki yanan ateşi Vatanı savunurken de takatsiz da bırakma bizi Yurdumuz elden gidiyor yüce Gazi Mustafa Kemal Halil Çolak 5.1.2006 Ankara
Halil Çolak
Yurdun her tarafında ana ağlıyor
Vatanın bağrına bıçak vurulunca Analar yavruları için yaş dökünce Ardı sıra yavruları yetim kalınca Söyleyin vatan nasıl ağlamasın Yurdun her tarafında ana ağlıyor Yaş yerine gözlerden kan akıyor Şehit düşünce yüreğimizi yakıyor Düşman aciz halimize gülüyor Söyleyin vatan nasıl ağlamasın Yurdun her tarafında ana ağlıyor Kahpe arabasını sokakta yakıyor Polise meydanlarda taşlar atıyor Polisin elini bağlamış seyrediyor Söyleyin vatan nasıl ağlamasın Yurdun her tarafında ana ağlıyor Ar geliyor kardeş bana ar geliyor İçte yapılan ihanetler zor geliyor Millet olarak korkaklık zül geliyor Söyleyin vatan nasıl ağlamasın Yurdun her tarafında ana ağlıyor Semada bayrak dalgalanmıyor Mezarda şehidimin kemiği sızlıyor Uykuya dalmış millet uyanmıyor Söyleyin vatan nasıl ağlamasın Yurdun her tarafında ana ağlıyor Yeter uyku yeter, uyanın artık Bu vatanı kanımızı dökerek aldık Gaflet içindeki idareciye kaldık Söyleyin vatan nasıl ağlamasın Yurdun her tarafında ana ağlıyor Halil ÇOLAK O9.12,2009 ANKARA
Mehmet Çobanoğlu
Yüreğe Acı Düşmüş Can Yanıyor
Yine tanklar, toplar çıktı alaydan Karar alınmış bir kanlı saraydan Fakat ateş akıyor sağdan, soldan Yüreğe acı düşmüş can yanıyor Her yer yangın her yer yine dumandır Halk ayağa kalktı bu bir isyandır Özgürlük kavgası onurdur, şandır Yüreğe acı düşmüş can yanıyor Biz düşmanlardan korkmayız, yılmayız Asla kendi hakkımızdan caymayız Ölürüz de biz hiç teslim olmayız Yüreğe acı düşmüş can yanıyor Biz bu haklı kavgada yenilmeyiz Ağa-patronu insandan saymayız Namert değiliz kula kul olmayız Yüreğe acı düşmüş can yanıyor Bizim doğrudur yönümüzü, gönlümüz Doğu, batı, kuzey her yer yurdumuz Çok yakında doğacak bizim günümüz Yüreğe acı düşmüş can yanıyor 12.10.2016 İstanbul
Kadriye Danacı
Yurdun Laleleri
Yurdumun laleleri; Renkleri sarı, İki güneşli mavi yeri. Kevser ırmakları akar Doldurula kâseler. Yurdumda okuna gelen; İlim, bilim, sanat Sadırlara yazılır hitabeler Okuna, yazıla kitabeler Sarı laleler laleler Salınırlar güneşlerde Hep boynu eğik, Hep yaban ellerde. Sarı lale! ...acep.. Seni görsem tanırmıyım, Nadir başın korurmuyum, Yoldaşın olurmuyum? Kardeşlerime haber! Yurdun laleleri her yere ekilmişler. Arayalar bulalar, yoldaşları olalar Kendin kitaplarını okuyup, yazalar. 24.04.2012
Ferman Karaçam
Yüreğe Akan Sözler
puslu aynalar gibi vurmuşsun çehrelere başında göğeriyor acının şahı çiçek ziynetlerin göklerde yıldızlara karışmış bir pirde saklı kalmış mahsun gülüşün çiçek baharlar yeşeriyor gülüşünün şavkıyla öldürüp diriltiyor eski acıyı çiçek öldürmüyor denizler,birikiyor hicranla usul usul yeniden diriltiyor sevdayı akıyor derin,içli gözyaşı tenhalarda bu cihanın oluru olmazları var çiçek bir mezar taşı gibi ipremiş solmuş soğuk bir dergi kalmış eski, uzaklardan ilk soluk binmiş gitmiş atlara silik izleri belli kahırlar gölgesinde yaşanamıyor çiçek hüzünler ince ince sızlayıp acıtıyor yürekte kavruluyor ceylanların bakışı nağmelere tutunmuş türkülerin çığlığı kana karıştı tozlar çözülemiyor çiçek nisan ayı göklerin mavisinden kopuşu aralık aylarında denizler farkedilir sis kaplayan yolları bakışın aydınlatır vurdun damarlarıma yaktın yüreği çiçek tutundu nağmelere ince ince ağrılar kavruldu tüylerinde ceylanların bakışı dikenlerde kanadı yüreğe akan sözler kilitlendi tutuşlar açılamıyor çiçek
Rabiye Tanrıverdioğlu
//////Yüreğe damlarsa keder////////////
Mevsimlerimin hepsi kış Yürek olmuş garip bir kuş Hayat zorlu dik bir yokuş Yürüyene benden alkış.... Güller soldu açmaz oldu Güneş gitti nerde kaldı Keder gelip beni buldu Hayallere yok ki akış Huzur sağlık bana gülse Güzellikler beni bulsa Allahım yanına alsa Sevgi yüzde olur nakış Yıllar geçti keder ilen Huzur nerde varmı bilen Göz yaşımı hani silen Yollar çamur, yollar yokuş. Sevgi saygı verenlere Al gülleri derenlere Dünyada gün görenlere Güler yüzde hoştur bakış Gelir ise kötü kader Herşeyler tersine gider Yağar damla damla keder Olur kula mevsimler kış... Garip kalırsa kimsesiz Yürek yanar sessiz sessiz Kalır çölde garip susuz Uçamazki, yaralı kuş.. Bitince dilde tüm sözler Hüzne kaplanır tüm yüzler Gülmez olur gülen gözler Eğik durur kuldaki baş
Ali Özkan Asafoğulları
Yüreğe
‘’Düşmanı dost yapan tatlı dil idi’’ Demeyin, sakın haa.. sızlar yüreğim Yiteli çok zaman oldu kilidi Kapalı bir zindan kızlar yüreğim... Herşeyim de Oydu benim, hiçim de Sözde de güzeldi, öz ve biçimde Sesinin ahengi hala içimde Açamaz kapını sazlar yüreğim... Bursa 10 Ekim 2001
Cengiz Çetik
Yüreğe Kar Düşmesin-DENEME
İnsanoğlu üç boyutlu bir bilinmezi oynamayı sever. Erkekler kadınları, kadınlar erkekleri anlamadığını söylemekle kendinden kaçışın kolayını bulmada üstüne yoktur. Her günümüzün bir bölümünde sıcak ve soğuk dalgalar yüreğimizi yalayıp geçiyor. Denizin kıyıya gelip gitmesi gibi, bir duygudur aslında yaşanan. Bazen ekonominin verdiği rahatlıkla sıcak dalgalar eser, bazense darlıktan doğan sıkıntıların verdiği soğuklukla kasırgalar eser. Bazen bir çift gözün sıcak bakışıyla erir, yürekteki soğukluklar, bazense hiddet ve şiddetin verdiği kızgınlıkla yakar geçer çevresini. Bu hafta başı Finike’ye yıllar sonra kar yağdı. Yüreği sıcak insanların sevinci, karla katlandı. Yıllar sonra ilçe merkezine kar yağmasının bir anısı kaldı. Kaldı da bazı insanların yüreklerine düşen kar erimedi. Düşen ateşler bile buz olup çıkıyor dışarı, içlerindeki karamsarlık ve umutsuzluktan. Gün ve gün eriyip giden maaşlarının, Pazar enflasyonuna bile dayanamaz hale gelmesine. Yıldan yıla ağır ağır ellerindekileri cımbızla çeker gibi alınmasına. Üç kuruşluk emekli maaşının bir kuruşa doğru çekilmesine çaresizce bakan, yüreğine kar düşmüş insanların. Siz, aldığınız bir maaşın iki günü sonra biten insanların, o yaşlarda yüreklerindeki kırıklığın ağırlığını hissedenlerin, duygularını düşünebiliyor musunuz? Yüreklerine düşen karı eritebilir misiniz? Vereceğiniz kuru öğütlerle kapatabilir misiniz içlerine düşen soğukluğu. Ya, sokaklara atılan çocukların yüreklerine düşen karı görebilir misiniz? Genç yaşta hayattan umudunu kesmiş ve toplumu kendine düşman gören insanları, onların duygularını hayal edebilir misiniz? Ya, çocukluklarını yaşayacakken, tecavüz edilen çocukların içlerindeki çöküntüyü hayal edebilir misiniz? Onların yüreğine düşen buzu çözebilir misiniz? Ya, çalışan insanların aldıklarının gün ve gün eridiğini gördükçe içlerindeki çaresizliklerle baş edebilmenin yollarını düşünmekle ve aramakla içlerine düşen karlı düşünceleri okuyabilir misiniz? Liseyi bitirirken sınav stresi içinde bunalan geçlerin içlerindeki kazanamama halinde yaşayacakları çöküntüyü görebilir misiniz? Hayata karşı umutsuzluğa düşenlerin içlerine düşen karı eritebilir misiniz? Örneklerle bol bir ülkede yaşıyoruz. Enflasyon yüz olsa da bir sıfırını sileriz, on deriz moralle uyuturuz. Nasıl olsa silmeyi ve sıfırlarla oynamayı sevenlerle yaşamaya alıştık. Bir de içimize düşen yüzlerce kardaki sıfırları silebilseler. Nerdeeee. Birileri kendilerine bol sıfır ekledikçe, başkalarının sıfırları da eksildikçe mutlu insanlar türettikçe; böyle gelmiş böyle gider felsefesiyle uyur gideriz, tatlı düşlerle. Birileri kaymak yer, birileri de tabağın dibini kendilerine verildiği için şükrederek yaşam savaşı verir. İş vermek yerine, dilenciliğe alıştırır gibi belirli dönemde yardım ederek, insanların gurur ve onurunu rencide etmeyi de birilerimiz hak görür. Çağdaş köleliğin mimarlığı da bu olsa gerek. Laf lafı açar, bu tür yağışlarda bizi aşar. Bazen de açar. Kuzu gibi olalım. Onlar yukarıda biz aşağıda mutlu mutlu yaşayalım. Ses eden olursa kesile sesi… Uyuyanları uyandırmanın cezası ağır ola. Aman ha dikkat. Uyumaya devam; karlı da olsa, güneşli de olsa yüreğiniz kimin umurunda. Sizin olmadıktan sonra değil mi ya. Bir de âşıkların yüreğine kar yağarsa ki, o hepsinden derin hisseder sızısını. Çünkü kalbin acısı; ne ekonomi dinler ne de çevresindeki insanları. Bir kendini dinler, bir de o karı yağdıranı… Aman hava durumlarına dikkat ediniz. Güneşli ise iyi, parçalı bulutlu ise dikkatli, yağmurlu ise zararsız, dolu ise kaçınız, karlı ise aldırmayınız, kendinden haberi yoktur onun. İnsanın hava durumları, bazen yanıltır davranışlarını. Yine de siz siz olun dikkatli olun her ihtimale karşı. Finike’ye kar yağınca anısı kalır. Yüreğinize kar yağarsa; çıkmaz sızısı kalır. Dikkat… CENGİZ ÇETİK.24.02.2008-FİNİKE
Seyfeddin Karahocagil
Yüreğe Yaz...
Al Kuranı duvara yaz taşa yaz Kim dedi ki boşa konuş boşa yaz Bak insanlık ona muhtaç bekliyor Gel de onu yüreğe yaz başa yaz.
Muhterem Aslan
Yüreğe Yürek mi Derim
Ben yüreğe yürek mi derim? Asi gibi akmadı mı yürek Yare doğru delicesine Fırat gibi yıkmadı mı yürek Alıp götürürcesine Menderes gibi sarmadı mı yürek İçine çekercesine Sakarya gibi durmadı mı yürek Tarihe girercesine Ben yüreğe yürek mi derim? Ağrı gibi bakmadı mı yürek Düşman kovarcasına Murat gibi kalkmadı mı yürek Nereye diye sorarcasına Uludağ gibi almadı mı yürek Mutlulukla sararcasına Nemrut gibi kızmadı mı yürek Şimşekler çarparcasına Ben yüreğe yürek mi derim? Gap gibi doyurmadı mı yürek Bir evlat büyütürcesine Konya gibi sararmadı mı yürek Güneşi öğütürcesine Rize gibi okşamadı mı yürek Bulutlara sürünürcesine İstanbul gibi parlamadı mı yürek Tâ uzaktan görünürcesine
Ali Altay
Yüreği Ağaç Olmuş Fidanlara...
Nice sözcüklerin nice mısraların tutsağı oldu yolumuz... Ötesine gidemedik! Hayaller içinde çırpındık umutsuzluğa inat inatla... Kendi hıçkırığımız umudun sesi oldu yüreğimize... Yetindik... Nice insanlığın sevgisiyle yoğrulduk nice düşlerin... Bir şiir yazdık bin şair olduk... Tükenmeden dirhem dirhem... Kendimizi aradık çıkmazlarda, karanlıkların hüküm sürdüğü ellerde… Bir sevda olduk denizlerin en kuytu mavisinde bir fidan diktik dağların en acımasız karasında… Yalnızlığımızı savurduk göklere sığmadı! İsyanların ateşine kıvılcım oldu varlığımız yetmedi! Bir nefer misali kanatlandık umut güvercinlerinin kanadı kırık ülkesine… Ve nice sevdalardan döndük uçsuz bucaksız yollardan nice ağlamaklı özgürlüklerden… Vazgeçememezlik hüküm sürmüştü titreyen gözlerimize… Yeniden öfkelenip kuruluyordu düşlerimizdeki dünya… “Ne güzel her şeye rağmen yaşamak” diyordu dudaklarımız… Ve biz denizindeki bir damla ben… Selam olsun yüreğimi şahlandıran umut dolu insanlığa… Selam olsun yüreği ağaç olmuş fidanlara…
Şerafettin Muş
Yüreği diliyle zuluma lanet
Yüreği diliyle zuluma lanet Muharrem ayları matem ayları Yüreği diliyle zuluma lanet Kazanda kaynayan acılarıyla Yüreği diliyle zuluma lanet Aşureler yapıp rahmet diledi Zulumlar pişirip acılar yedi Acılarını paylaşıp pak eyledi Yüreği diliyle zuluma lanet Aşure gününe canlar buyurmuş Acılarla yüreğini doyurmuş Dost Şeref’im duymayana duyurmuş Yüreği diliyle zuluma lanet Dost Şeref 18/01/2010 bu şiirin konusu muharrem ayının başlamasıyla birlikte her yıl olduğu gibi bu yılda birinci ayın onaltısına kadar aile dostlarımız ve arkadaş çevremizden kolu komşu aşure dağıttılar sağolsunlar bizleride unutmadılar bişirdiklerini hoş görüyle paylaştılar kendilerine tek tek teşekür ediyorum dostlukları adına paylaşımları adına sevgi adına acılarını paylaşma adına
Ercan Demirci
Yüreği Dağlı Dağ Yüreklilere
Bu neyin resmidir? Kim çekti bu kanlı fotoğrafı? Tetiği çeken kim? Dağları gösterme bana acılı anam Dağ tetik çekmez, dağ adam öldürmez Dağ keklik çeker, yağmur-yıldırım çeker Kekik kokar, çiçek kokar Barut kokmaz, acı ölüm kokmaz Dağ dağladı deme yüreğimi Dağ dağladı deme Dağları gösterme İndir kolunu yorulmasın anam Gözlerin her şeyi anlatıyor Katmerlenmiş acını Tırmalanmış ruhunu Pu-suya düşen umudunu Yirmi yaşındaki Umut’un Biricik oğlun olduğunu Her şeyi anlatıyor gözlerin Vurma göğsüne ne olur Yolma saçlarını ak saçlı anam Ne olur dağlara baktığın gözlerler Bana bakma ey Hâlâ “Vatan Sağolsun” diyen Umut’suz kalan yiğit ana II- Kim çekti bu fotoğrafı? Tetiği çeken kim? Ah çeken bu gelin-kız kim? Sakın yirmi yaşındaki Umut’un Yedi aylık karısı demeyin! Oy bahtsız gelin Oy kınalı kuzum oy! Dağlara baktığın gözlerle Bana bakma oy! Atma kendini yerlere Düşün kanındakini, karnındakini Umut’tan geriye kalanı Vatanı Seni bu ateşlere Atanı düşün III- Kim çekti bu fotoğrafı? Tetiği çeken kim? Şu eliyle yüzünü kavrayan Esmer tenli adam da kim? Umut’un babası ha! Gözleri Umut’ta Umut gözlerinde, göz bebeklerinde Umut’un yüzü Babanın gözleri gülüyor Bir ben görüyorum bu gülüşü Çevirme babam gözlerini Bakma dağlara Hele dağlara baktığın gözlerle Bana hiç Dudakların kıpırdıyor Umut’a bakınca Dağlara bakınca dişlerin gıcırdıyor Ey duasını öfkesine katık eden Dağ yüreklim Yüreği dağlım Dağ neylesin, ne yapsın Dağlara bakma Dağları gösterme bana Fısıltıyla konuşma, duyamıyorum Tetiği çeken dağlar mı? Dağlar da yüksekte, yukarıda mı? Dağ karar alır mı babam? Yüksek yerdekiler, zirvedekiler Dağdakiler mi Umut’un katili? Sen ne söylersin dağ yüreklim? Deme babam, yüreği dağlım Hiç dağ tetik mi çeker? Bir hain kurşundur Umut’u vuran Dağlara bakma babam Hele dağlara baktığın gözlerle Bana hiç.
Derya Avşar
Yüreği dağ adam
Yüreği dağ adam Yılların eskitemeyeceği dünyanın içine sığdıramadığı dünyayı içine sığdıran yüksekte değil ayağı yere basan yüreği dağ adam sıkı bir civan bir gönül adamı. Bazen kaya kadar Sert yüzüyle korku salan Bazen duruşuyla saygı uyandıran Bazen en çocuksu yanıyla Dokunsan incinir Bir parçadan bin parçaya bölünür Yüreği dağ adam...
Hatice Bediroğlu
Yüreği Dalga Dalga
Karışıyor birbirine Mavi sisin içinde Akdeniz ile gökyüzünün yansıları Issız şıpırtıların bakirliği Geziniyor yanaklarında Sanki! Eklenmişçesine yıllar birbirine Yüreği dalga dalga Alev gönderiyor gül yaprağına (Şiirlerimin hepsi Noter Tasdiklidir) www.haticebediroglu.net
Hülya Arısan
Yüreğim....
Bir karanlık belirtisi, ufkumda... Hislerime sisler çöküyor. Korku sardı benliğimi, üzüntü, sıkıntı, kat kat. Kalmadı bende takat. titreyip çırpınarak. Düşecek avucuma yüreğim, beni sensiz bırakarak.... İstanbul, 14 Kasım 2002
Zeki Tüyen
Yüreğim
bir akdeniz kentinin sokakları gibi yüreğim öylesine devingen öylesine sıcak ve taç yaprakları ilkbaharın yüzümde eril bir çiçek gibi açtı açacak istanbul; 15.03.2009
I Can
Yüreği Mavi...
Yüreği Mavi... hiç bilmiyorsun, bilmeni de istemiyorum zaten ağır bedeller ödedim...ellime gelirken... son gülümseyen yüzüm öğrettiklerinden öte deği! ! .. kırılmaz cam sanılan; adı mavi.. sevginin eş değeri.. doğru yer sandım değilmiş gözleri mavi doğru zaman sandım hiç değilmiş yüreği mavi geçmiş ömrü kimse veremez şimdi ağır bedeller ödedim, gözleri mavi ruhu lime lime şimdi, yüreği hala ve hala mavi yaşamın şimdiki yükselen değeri al.. al... hep al... tüket, tükettiğin noktada da; sil at basamakları çık ve bırak.... geç farkına vardım gözleri mavi... neyseki adı; 'yaş' sorgulamalarıymış.. yüreği mavi öğrendim ki; sevginin bir diğer adı akçe! ..yedekli akçe! ! ... ayaklar altına serilen kırılmaz sanılan cam; adı mavi... silip attığım, yoksaydığım, bir hiç yaptığım! ! ! .. yüreği mavi sonsuzluktan çık da gel! ...ne olursun gel..gözleri mavi! ... ağır bedeller ödedim... ellime gelirken kırılmaz sanılan cam; mavilerin bedelleri doğduğumda genlerime kazınan 'sen' değil hiç kimse gözleri mavi ruhu şimdi lime lime...hala ve hala yüreği mavi.. yaşamın şimdiki yükselen değeri al.. al... hep al... tüket, tükettiğin noktada da; sil at.. basamakları çık ve bırak... en çok neyi özlüyorum biliyor musun gözleri mavi.. küçücük bir çocukken, senin küçük prensesinken yüreği mavi her sabah güneşin doğmasını bekler gibi.. Seni! .. düşlerimdesin! .... gel! ..bu sabah yine gel! ..hep gel! .... dizlerine yatır yine beni... saçlarımı okşa... ve kulağıma fısılda.. tıpkı küçük prensesin gibi.. seni ne çok özledim! ... yüreği mavi.. derin mavi... Kalenin önündeki küçük ada; I Can 11.10. 2009/Pazar, 23.10
İsa Tekin
Yüreği Güzel İnsanlar
Dünya'nın dört bir yanında Açlığın, sefaletin, depremlerin ve savaşların son bulması Umuduyla Kurban bayramınızı kutlar Bayramların Dünya'ya, insanlığa Ortadoğu'ya ve ülkemize Demokrasi, barış, umut, sevgi Hoşgörü, kardeşlik getirmesini Dilerim Yüreği güzel insanlar Umutlarınız hiç kırılmasın Gelecekte savaşsız barış dolu nice güzel bayramlar diliyorum. Bir Dünya Düşlüyorum İçinde silah olmasın Dört bir yanında Bin bir çiçek açsın Bir dünya düşlüyorum İçinde kavga, savaş olmasın Barış kutsal olsun Bir dünya düşlüyorum Çocuklar yetim kalmasın Analar ağlamasın Sevgi tomurcuğu yeşeren ağaçlar olsun Bir dünya düşlüyorum Kötülüklere inat Umutlar sonsuz İsa Tekin
Mehmet Demirkapı
Yüreğim
sana yazdım bir kere devamını sakın isteme görürsen eğer yüreğimi sor 'o' na beni ne zaman terk edecekmiş bu gül bahçesini İzmir.01.04.2007
Şener Şenyürek
Yüreğim
kanat çırpıyor yüreğim uçmak için sana bırakıyorum ben de seve seve.. balçova - izmir
Murat Sedefli
Yüreğim
Seni kıs''KAN''mıyorum ''YÜREĞİM''in sesine kulak veriyorum; o bana diyor ki ''SEN'' onu sevmiyorsun sadece bir işçi gibi harıl harıl onu sevmeye calışıyosun...
Oya Erdemci
Yüreğim..
Küçücük yüreğim iki ayrı kutupta,iki ayrı parça. Ne yapsam yetmiyor. Günah deyip tövbe edemiyorum,hata deyip uzak duramıyorum. Küçücük yüreğim iki ayrı adam için,iki ayrı parça. Daha fazlasına susadıkça yetmiyor sevgilerin hiç biri Ve kalemim utandırıyor yalnız beni,tüm perilerimi ardında toplamış,tek parça durarak karşımda.
Hakan Yıldız 2
Yüreğim
Yüzüme bak tekrar söyle sevmediğini Ürkütüyor beni artık yalnızlığım Rıhtımda unutulmuş bir sal gibi yüreğim Eskimiş, yıpranmış, parçaları çürümüş artık Gün doğarken ışıklar yüreğimdeki kırıktam geçiyor İşte o zaman içim ürperiyor şerefsizliğine ağlıyorum Mechul bir yere çektim salı sensiz tek başıma...
Şair Hasret_n
Yüreğim
ben bilirim yüreğimi ben bilirim yüregimi yüregim su yüregim türkü yüregim el dokuma nakişli bir kilim, sevdiklerime serdigim yüregim firtina, gemiler batirmiş yüregim bir hanimeli, bahçe duvarlarina yaslanmiş yüregim bir orman yagmalanmiş, yakilmiş, yagmurlu ben bilirim yüregimi yüregim insan, insanlarla aglamiş, gülmüş Gelmiş şiirlere siginmiş bir kaçak!
Aylin Aksoy
Yüreğim
Ah benim yüreğim bozguna uğramış buğday tarlam güzel bir düş gördün hayra yordun emeğin üretmediği hiçbir sevgiden aşk doğmaz bir düş güzel diye gerçek olmaz ateşi harlamadan,su vermeden çeliğe sınamadan yüreği acıda bunun adı aşk olmaz.
Sinan Erdoğan
Yüreğim...
Sayfalar dolusu gam var yüreğimde Düşler dolusu sevda yıkıntıları Unutulmaya yüz tutmuş mimozalar solgun Siyah beyaz umutlar içinde yalnızdır yüreğim Kaybolmuş, yolunu unutmuş yaslar beni bulur Kimsesiz acılar, dikenli yollar... Bahar inat açmaz kapılarını savdalara Yıkıntılar arasında dolanır durur yüreğim Med-cezirler kapladı tüm bedenimi Ne gecesi belli gidişinin Ne gelişi belli gündüzümün Güneş yas mı tutuyor neden doğmadı Bana küskün mü güller, neden ötmüyor bülbül Yağmura inat kupkuru yüreğimin toprağı Ne gözyaşım ıslatır ne ağlayan sevdan Kimseye sitem etmem ki yaptığım kendime Sana ne çektiğim acı benim.
Celal Topo
Yüreğim
Sana sunuyorum şu yüreğimi Bir bıçak al eline bakışlarınla olsun Böl ikiye hiç acımadan Avuçlarına akanı görünce İşte o zaman Vefasızlığına çok ama çok üzüleceksin... 20 / 10 / 2005 Antalya
Metin Yaltı
Yüreğim
İçerde yatıyor bir yiğit rektör İsyan etmiş işçi işveren sektör İsyanda birleşmek ne demek öngör Türkiye adına sorar yüreğim....... Bu yurt hepimizin böyle biline Kulak verin beyler halkın sesine Bakınca anlarsın şöyle bir düne Türkiye adına yanar yüreğim. İktidar hep senin olacak değil Halkın iradesi elinde değil Sandık açılınca hiç belli değil Türkiye senide siler yüreğim Alt kimlik üst kimlik Türkiyelilik Bu tartışmaların ne son ne de ilk Tek hedef olursa çağdaş uygarlık Türkiye seninle coşar yüreğim 27/12/2005
Yunus Kayım
Yüreğim Ağlar
Gün olur Bir rüzgar hıçkırır tenhada Bir bulut göç eder gözlerinden kurak topraklara. Bir bebek ağlar gözbebeğinde Gözlerindeki iki damla yaşta ikimiz adına Yüreğim ağlar
Sevinç Kavuk
Yüreğim ATAM Çarpıyor Bu Vatan Bağrında
o atam ne utandırmaya, ne de bırakıp gitmeye tek adım dahi atmamacasına, yüreği yüreklerle donanmaya hep yaşamda yüreğim ATAM çarpıyor bu vatan bağrında o atam hep bir yoklukta yine bir kurtuluşa hazır bilinç gücüyle donanılı yücelişe hep ışık, hep güven sağlığıyla yüreğim ATAM çarpıyor bu vatan bağrında o atam bu inancın eşsiz lideri hep ileri adımlara onur, bilgi, görev bilinci bu vatan aşkıyla uygarlığı yaşatan hür ölmektir tek duruşla yüreğim ATAM çarpıyor bu vatan bağrında 08.02.2006 Çarsamba 21.05
Erdal Ay
Yüreğim acıyor anne
Yüreğim acıyor anne İçim acıyor içim. Yüreğimdeki çiçekler Hepsi soldu anne. Anlamadım hiçbir şey Bu günleri görmeyince. Gördüm işte bak Canım yanıyor anne. Hiç bilmemişim yaşamı Bildim anne. Tanımamışım evlatlarını Tanıdım,kusura bakma anne. Seni suçlayamam bu halinle Beni doğuransın,anamsın. Lakin içim acıyor İçim yanıyor be anne. 02.02.2006
Ahmet Zühtü Çelenk
Yüreğim çocuk
Yüreğim çocuk, Hiç büyümedi ki, Yüreğim saf,yüreğim temiz. Yüreğimde biter güller. Yüreğimde öter bülbüller. Yüreğimde yok kötülük, Yok bir nebze kir Yüreğimde akar çaylar,dereler Yüreğimde akar pırıl pırıl nehir. Ben aşığım aşka. Benim yüreğim bir başka Gelsem de yüz yaşına, Yazarım aşka şiir. Olsam da tek başına Gelsem de doksan yaşına, Kalemim aşka yetişir. Yüreğimde yok bir nebze, Kötülük,bir gıdım kir.
Özden Parlas Gürbüz
Yüreğim Darağacında
kışa sonbahar kala, astın yüreğimi darağacına. ipini çekmeye kıyamadın, cesaret de edemedin kucaklamaya. kışa sonbahar kala, terkettin yüreğimi darağacında.
Melek Tiryaki
Yüreğim Çocuk Benim
Çıkarsız Bir Kalp'ten Riyasızca Can'dan Sevenlerin Bir Yanı Hep Çocuktur Çocuk Kalır Çocukça Sever Çocuklar Gibi Saf Ve Doğal Yüreği Çocuk Kalanları Rabbim O Kullarını Fazlasıyla Sever Korur Affeder
Arin Roni
Yüreğim dans eder karanlıkta
cesaret sevgilim cesaret ol yüreğime gözlerin başka bir şehre açılıyor payıma düşen suskunluğu dinliyorum şimdi utansın beni böyle divane eden ne varsa bozulmasın büyüsü kal yüreğinden kan gitsede ben razıyım senin yerine yanmaya korkma olacaksa bir son seninle geleceğim,yalnız olmayacaksın, şimdi gitme, kal başkayım sevgilim sen varsan bende son ekmeğim,mataramda suyum,sancılarıma dermansın son demlerim bunlar,susma konuş can versin dudakların,ruhum karanlıkta dasn eder,işte şimdi başlıyor korkularım,gitme kal yanımda yüreğinden kan gitsede,ben senin yerine tükeniyorum sen bilmesende
Aslı Evrensel
Yüreğim Deniz
ellerimde ışıklar yanıyor yüreğimde notalar biramda deniz kokusu deniz sen kokuyorsun buram buram küçük mutluluklar için büyük gemilerin yakıldığı denizlerdeyiz ümidim hazır olda bekliyor ne masal, ne gerçek sen, olansın tanrılardan izin almaksızın kullanılabilecek gücün sınırında evrende hep birlikte varolmuş gözleri aşktan korkansın yeniden doğsaydım ah küçük aklım gel demen için beklerken bugüne dokunmaktan kaçmasaydım ellerimde ışıklar yanıyor yüreğimde notalar biramda deniz kokusu deniz sen kokuyorsun buram buram
Ercan Akbay
Yüreğim de yaktığın...[GEL]
Yüreğim de yaktığın,mumlar erimeden gel Korkuyorum,karanlık gönlüme çökmeden gel Zaman akıp gidiyor,uzaklar da işin ne Korkuyorum,karanlık gönlüme çökmeden gel.... 7.Haziran.2004 Şişli.
Yusuf Ter
Yüreğim Dost Secmeye
kollarımı tutup bileklerimden bağladılar insan az değilmiş; delirmiş gözlerimi mil ile dağladılar yüreğim dost seçmeye görsün yürekler kötülüğe şahlanmış kötülerden dost mu olur dost dediğin iyilikten yorulur mu dost yüreğimi acıtmaya görsün dost bildiğime elimi, gönlümü verdim sevgisi yüreğimde sır gibi bana kem bakmasın sonra boğazına çökerim düşman olup bakmaya görsün… Yusuf Ter 25.10.05 Saat 22:52 İsviçre
Hüseyin Yük
..Yüreğim (Dilemin) ...
Senin özgüveninle sıcaklığın Renklere olan tutkunu artırıyor Dokunsam saçlarındaki sıcaklığa İçimden akan nehirlere benzer Seni sevmek korkusu Kim senin üstün huylarına gebe kalmaz ki Kim seni bir şafakta doğurmazki günün yüzüne Uzat ellerini uzat yüreğini bir çocuğa İlk okul çocukluğum gibi seveyim seni Söz dinlemez haylaz Arsız sevmelerim sarsın seni bırak Bana tenefüsler yaşat Seni sevmekten yorulunca 07.02.2007
Arif Doğramacı
Yüreğim çocuk
Yudum yudum yudum Bir kara sevdam Yudum yudum yudum Necef te bebek Yudum yudum yudum Bir deli sevdam Yudum yudum yudum Köln de ben bebek Yudum yudum yudum Tahlıhsiz sevdam Yudum yudum yudum Etiyopyalı bebek Yudum yudum yudum Olmaz ki şaka Yudum yudum yudum Paris’te bebek Yudum yudum yudum Bir garip dünya Döl olmuş döl olmuş Yüreğim çocuk 25-10
Nermin Akkan
Yüreğim Dört Mevsim
Asyanın ulvi seremonisi yüreğimi secdeye sevkederken, Avrupanın iki yüzlü kahpesi dikildi karşıma birden. Asya huu çekiyordu derinden,beni dergahlarda zikre çağırıyordu. Bizansın entrikaları çengi edasıyla sefata koşdiye bağırıyordu. Surların eteğinde bilmem kaç aşığın kalp iniltileri yankılıyordu. Yücelerden gelen ilahi emirle binlerce yiğit yıkılıyordu. Peygamber müjdesi bu şehir,Fatihe reverans eylerken gülüyordu. Bizansın ihtişamı yerle bir olmuş,beli bükülüyordu. Ak Şemseddinin postu daha niceleri var ki bu şehre buyursun, İstanbul adını verdik melekler arşa duyursun Davetiyesini çıkardı erenlere,fetva iletildi tüm alperenlere. Henüz ruhumun ilahi çalkantıları zemin ararken kendine, Katerina,Olga,Liza raksetmeye başladı beynimde. Ey! tüm şehitlerin kutsal mekanı İstanbul. İslama başkent oldun,cennete de vize ol. Nice kahpe bizans entrikaları yıkamamışken seni, Milenyumun topsuz tüfeksiz ahlaksız haçlılarına olma kul. Duası döküldü dudaklarımdan nedense Boğaz turu biterken geldim kendime. Yüreğim dört mevsimi yaşadı göz açımlığı bir zamanda. Kulaklarımda binlerce ses duyuluyordu aynı anda.
Ali Uzun
Yüreğim dile geldi
Dost, yüreğim dile geldi, Sızlarım dost hep sızlarım. Göz pınarım sele döndü, Ağlarım dost hep ağlarım. İçimde titriyor yürek, Katı vicdan neye gerek, Dost insanlığı bilerek, Yanarım dost vay yanarım. Sevgi merhamet kalmadı, İnsanlar selam almadı, Kirli yüzler kızarmadı, Kanarım vay dost kanarım. Nefse sattık insanlığı, Kay pakta geçtik balığı Tercih ettik hayvanlığı, Özlerim insan özlerim. İnsanlığa Ali Uzun, Yanardöner dinmez sızın, Kaldık içinde yobazın, Dönerim dost dört dönerim.
Bilge Su
Yüreğim düştü yere
Öyle kırdın ki beni Parçalarım dağıldı Önce yüreğim düştü yere Ve İki damla gözyaşı üstüne..
Ahmet Zühtü Çelenk
Yüreğim Erzurum Dolu
YÜREĞİM ERZURUM DOLU Penceremden yağıyor, Lapa lapa,elif,elif kar. Yüreğimde çöreklenmiş, Giden sevdiklerim var. Erzurum’da kar bambaşka güzel. Kimse anlayamaz ki,beni benden gayrı, Erzurum benim için çok çok özel. Anam,babam,dostlarım,yakınlarım, Orada her biri, bir mezar. Yüreğim oraya saplanıp kalmış, Ahmet uzaklarda da olsa ne yazar.
Demet Akkoyun
Yüregim Feryat Ediyor
Yüregimdeki çıglıkları hissediyorum Geceleri yannızlıgın hasretleri haykırıyorum Karanlık gecelerde acı çekiyorum Aldıgım nefeste yüregim acıyor Acılardan feryat ediyor Karanlık gecede yıldızlar bile küsüyor Yüregim acıyor feryat ediyorum Geçen her geceye dertler kaderler düşüyor Yüregim var ya ayrılıklara aglıyor Terkedip gidenlere bitmeyen acılara aglıyorum Gökyüzü bu gece benim için aglıyor Demet çok yannız yannızlıga haykırıyor Çektigi ayrılık acılarına aglıyor Gökyüzündeki yıldızlara dalarım Seni sorar seni ararım sen yine yoktun Yüregimde hasret özler çıglıkları vardı Acı hayatta ayrılıklara aglayıp haykırırım
Haluk Özdeniz
Yüreğim Gibi, Sevdam Gibi ….
Ne güzel gülümsüyorsun resimlerinde, Hala, çok seviyorum bir tanem der gibi. Çok özlemişim seni, susuz topraklar misali, çok. Yağmur olup gelsen, yağsan kor olmuş yüreğime. Rüzgar olsan kokunu getirsen bana, çeksem içime. Yıldız gibi doğsan gecelerime, dilekler tutsam sana. Olmaz artık, olmaz deniz gözlüm, olmaz gelinciğim. Sensizlik siyah gecelerde, yalnız kalan hayallerde ben Yerine konan sevdalarda unutulamayan sevgimiz. Sararmış kağıtlarda aşkımız, silinmiş sözcükler. Masamızda yabancılar ve sadece iki tane kırmızı gül. Hala unutamadım kırmızı gülleri ne çok sevdiğini. Ve o gülleri nasıl kıskandığımı, kokunu, gözlerini. İstemezdim sesini, gülücüklerini kimseler duysun. Sen hep bana gül, bana seslen, bana bak isterdim. Ne çok severdim seni, yağmur gibi, deniz gibi…. Yanımdayken bile özlerdim, korkardım uyumaktan. Korkardım sensiz geçen anlardan ve kapılardan. Oysa artık her anım sensiz ve o kapılar artık hiç açılmıyor. Ve sen bana hala resimlerinde sıcacık gülümsüyorsun, Ve hala gözlerinde sevdan, sözlerin dudaklarında. Yanaklarında öpücüklerim, gamzelerin ve saçların. Ya şimdi, dün gibi geçen sensiz bir ömür, bir sevda. Bir sevdaki, kırmızı güllerin yapraklarında her anı. Dokunamıyorum artık kırmızı güllere, Hiç dokunamıyorum, ellerim kanıyor. Yüreğim gibi, sevdam gibi, özlemim gibi, umudum gibi, Ellerimde kanıyor …
Fikret Turhan
Yüreğim EKİN
ekinler filizi yeşilken, rüzgara keyiften eğilirdi... ekinler sarı sarı başak tutmuşken emeğin kudretiyle rüzgara isyan ederdi... yüreğim bedeni gençken, aşkın keyfine boyun eğerdi... yüreğim ruhuyla elimdeyken, emeğin kudretiyle aşka yön verirdi... Fikret Turhan-Yalova 17.06.2016
Veysel Karani Tabak
Yüreğim Hasret
Sen yanmışsın yüreğim Sen yalnızsın Sen iki parçasın Bir soldasın bir sağda Şehrin ortasından geçen nehir gibisin İki kıyı birbirine hasret Karşı kıyılar köprüye hasret Nasıl iki göz birbirine hasretse Hasret var hüzün var yüreğim Kar su olmak için güneşe hasret Su yağmur olmak için neme hasret Buhar yağmur olmak için buluta hasret Bulut ağlamak için rüzgâra hasret Sevgi yüreğime Yüreğim sevgiye hasret Deli Mavi-VKT
Avni Temiz
Yüreğim Gözyaşı Döktüğü Zaman
Senden başkasını görmez olurum Hasretin yüreğe çöktüğü zaman Rüzgârı koklarım, seni solurum Yüreğim gözyaşı döktüğü zaman Benim sevgim ikimize de yeter Yüzü narkozumdur, gözleri eter Ben ondan da daha beterim, beter Sevdiğim boynunu büktüğü zaman Gözümden geçsinde kalbime aksın Aşkın ateşiyle yaktıkça yaksın Yeter ki yüzüme gülerek baksın Eliyle kalbimi söktüğü zaman Mutluluk uzaktı, kaf dağın ardı Hasreti çöktükçe özlemi sardı Ceylan'a benzeyen sekişi vardı Gelip de önümden geçtiği zaman Sen ağlarken gülüm, ben asla gülmem Gözyaşlarım akar, yüreğe, silmem Sevgide beraber gider mi bilmem İnsan bu dünyadan göçtüğü zaman 31.01.2013
Asimavikemal Aykılıç
Yüreğim kanatlarda...
Gökyüzü masmavi ve saatler yorgun bir su gibi akıp gidiyor gözlerimde.. Ufka, gökmavisinin kızılla birleştiği o ince sıcak ve yumuşak çizgiye bakıyorum. Bir kuş gelip konuyor saçlarıma, yüreğimi ipekten kanatlarına sarıp sana gönderiyorum... ASİMAVİKEMAL 2005
Burak Kıllıoğlu
Yüreğim İstisna
Güneş sızdı fabrikaya, Bahar güneşi. Güneş vurdu duvarlara Kimseler fark etmedi. Ne insanlar dönüp baktı, Ne makineler sustu. Telaş aynı telaş, Haller aynı haller. Halbuki dışarısı öyle mi? Güneş aynı güneş mi? Ya hayat aynı hayat mı? Tabiat dirilirken ruhlarımız ölgün yine. Güneş çıkmış, yeşil artmış Kime ne? Ne mevsim aynı artık, Ne de zaman o yaşadığımız değil. Ya ben eski ben miyim? Emin ol ki değilim. Sensiz kalmayı öğrendim Hiç yoktan. Sen de eski sen değilsindir, Eminim. Şimdi, kim bilir kimlere şiirler yazdırıyor gözlerin. Güneş aydınlatıyor içeriyi Ayırt etmeden. Bir tek yüreğim istisna.
Mevlani Ulusoy
Yüreğim Kıpır Kıpır
Günaydın Tatvan! Yorgun Cumhuriyet Caddesi Güzel yurdum Türkiye Ve tüm Dünya… İyi sabahlar, göle doğru uçan kuşlar İyi sabahlar, yaşlı çam ağaçları Günaydın… Günaydın… Binlerce günaydın Hepinize. Yüreğim kıpır kıpır Bir bilseniz… Nasıl seviyorum sizleri Ölesiye… Kışlada nöbet tutan asker, Bağrı yanık köylü Kurnaz ve uyanık esnaf! Elleri nasırlı işçi Çilekeş memur Okula giden öğrenciler Fedakar öğretmenler! Ve umudumuz olan gençler… Hepinize sevgiler, saygılar Hepinize selamlar. Günaydın… Günaydın… Binlerce günaydın Hepinize. Yüreğim kıpır kıpır Bir bilseniz… Nasıl seviyorum sizleri Ölesiye…
Osman Aktaş
Yüreğim her zaman üç şubat benim
üç şubat beş şubat fark eder mi ki yüreğim her zaman üç şubat benim sen benim gönlümü işgal etmişsin yüreğim her zaman üç şubat benim yanında bir dünya sunulur bana sevdan bir ilaçtır karışır kana her şeyim senindir söyle sorana yüreğim her zaman üç şubat benim gökte yerde aynalarda sen varsın huzur-i muhabbet gönlünü sarsın zülfünün ucuna beni asarsın yüreğim her zaman üç şubat benim gece ben gündüz sen sarılmışız bak umarım ayrılık bizlere ırak yürek sulak ama bu ülke kurak yüreğim her zaman üç şubat benim fizâhî dünyaya tersten bakıyor gönlü bir çağlayan sana akıyor kura olsa her şey san çıkıyor yüreğim her zaman üç şubat benim 3 Şubat 09 Nilüfer
Zeynep Aydınlıoğlu
Yüregim kanadı.
seni yaşadıgım zamanlarda acımasız sille gibiydi hasretin o kadar sessizdin ki bir veda etmeden gittin. gözlerim boşlugun tutsagı oldu zifiri karanlık gizledi damlaları tebbessüm edene kızdım,sana hasretimden. bir veda etmeden gittin. bır yudum sevgiydi sende özledigim. benim için sen, sadece bır sevgiydin, gözlerımde pırıltı kalbımde heyecandın sebep neydi bir veda etmeden gittin..
Murat Tali
Yüreğim Haziran
Bahar bitiyor çiçek gülüşlü çocuklarla terkediyor Mayıs beni şimdi yüreğim haziran
Özlem Özbek
Yüreğim Kanıyor Annem...
Bazen üzerdim seni, kızdırırdım, bilemezdim ki birgün bunu yaptığım için yüreğimin kanayacağını. Keşke yapmasaydım diye kendime lanet edeceğimi. Keşke seninleyken daha çok seninle olsaydım, keşke daha çok sesini duymak için sürekli seninle konuşsaydım, keşke kömür karası gözlerine daha çok baksaydım, keşke bana gülümsediğinde dudağında beliren kıvrımlarından öpseydim, keşke saçımı okşadığında içime yayılan huzuru, alnımdan öptüğünde bıraktığın sıcaklığı bir kutuya koyup saklayabilseydim. Dallarım kırıldı benim annem gittiğinden beri. Can tükendi yüzüm gülmüyor. Sen gittiğinden beri kimse alnımdan öpmedi, saçımı okşamadı, bana senin gibi gülümsemedi. Sen gittiğinden beri huzur anlamını yitirdi sözlüklerde. Bir boşluk kaldı yüreğimde ne yaptıysam dolduramadım. Sevgi istedim, seninki gibi derin ve karşılıksız bir sevgi aradım herkezde ama bulamadım. Sen gittiğinde herşey yok oldu, hayat yok oldu, güneş yok oldu,sessiz ve soğuk bir karanlık başladı. Merak etme annem üzülme sen annem herşey yavaş yavaş aydınlanacak, sen böyle olsun isterdin, kızının ağlamasına dayanamazdın, sana kavuşuncaya dek yaşamalıyım, senin için yaşamalıyım, çünkü sen hep bizim için yaşamıştın. Ölümden korkmazdın, ölümden çok beni, bizi ardında bırakmaktan korkardın, kimselere emanet edemezdin. Allahıma emanet ettin bizi annem. Hastaneye yatman gerekmişti, yattın ama çıkamadın annem, kurtulamadın. Sen beni bırakıp gitmezdin, dayanılmaz acılar çekiyordun, bende seninle birlikte dayanılmaz acılar çektim, senin acıların sona erdi, şimdi olman gereken yerdesin cennette yada cennet sende. Benim acılarım hep kanıyor yüreğim hep kanıyor annem. Söyleyecek çok şey var ama kelimeler yetmiyor, yüreğim dayanmıyor anlatmaya... Anneler günü benim için çok zor geçiyor sen gittiğinden beri, ama hayat bu katlanmak gerekiyor ölümün acısına bile... Böyle olmak zorundamıydı anne? Annem, anneciğim seni seviyorum. Yeryüzündeki herşeyden çok. Seni çok özledim, kokunu, yüzünü, sesini, ellerini herşeyiniii:( Belki bir kuş konarsa pencereme, sevgimi yüklerim kanatlarına, birde öpücük kondururum alnına al bunları anneme götür derim getirirmi anne? Belki düşümde gelirim yanına sarılırım sımsıkı, içime çekerim kokunu doyasıya ki uyandığımda hatırımda kalasın, öperim yanaklarından, güzel gözlerinden ' seni seviyorum ' derim.. 'seni seviyorum' derimmmm. Belki sen şimdi beni görüyorsun ve bunları yapamasam bile seni ne kadar çok sevdiğimi ve hep düşündüğümü bir saniye bile aklımdan ve gözlerimden gitmediğini biliyorsun. Ağladığıma bakıp üzülme sakın ben sana böyle yazıp içimi döküyorum annem seninle konuşup seller aksada gözümden üzülme annem. Ama sen ağlama olur mu kuşum?
Cafer Akyol
Yüreğim Kuş Misali Gözlerine Kondu
Duyunca sesini Soludum nefesini Duygularımda Olağanüstü bir telaş Özetledi hasretimi Farkında olmadan Birde baktım ki Yüreğim kuş misali Gözlerine kondu Günaydın güzel gözlüm Günaydın Her şeyim İyi ki varsın
Ali Ekber Hırlak
Yüreğim Kuş Misali
Dost aradım iyilikle, Acaba var mı nerede? Kuytularda,derinlerde, Yüreğim kuş misali. Çek çek dünya yükünü, Kevgirle götür çıkını, Ezil ezil çıkarma gıkını, Yüreğim kuş misali. Tadım yok bugün,limoniyim, İçim bomboş,viraneyim, Aşk sarhoşu,divaneyim, Yüreğim kuş misali. Pır pır uçan serçe gibi, Sonum belki bir sur dibi, Mintan delik bomboş cebi, Yüreğim kuş misali. Ali Ekber 06.06.2007
Gürhan Olcaytürkan
Yüreğim Merhaba
yüreğim merhaba, gün doğumuyla evde aileye, yolda esnafa, arkadaşa. hatta bahçemde ki günebakanlara, kapımdaki tekire dünyaya selam var ama sana tek kelam yok.. yüreğim tekrar merhaba, hem de binlerce defa. sen değil misin tüm kahrımı çeken, sen değil misin üzüntümde için için gözyaşı döken, sen değil misin sevincimde fırlayacak gibi çarpan, coşan. yüreğim tekrar merhaba, sen değil misin yelde savrulan duygularımı toparlayan. sen değil misin bir garip görse üzülen, göz yaşı döken. sen değil misin dünyalar kadar sevgiyi içinde saklayan. sen değil misin insanlığımı kaybettirmeyen. ya ben, ya ben… o yüreği taşıya bilecek kadar yürekli miyim? o yürek ki benim için dünyaları taşıyan. bu sabah kimseye selam yok, günaydın yok, merhaba yok. bu sabah sana özel, bu sabah sanadır tüm tebessümüm, tüm selamım, son nefesimde benle, son nefesini verecek yüreğime günaydın…
Hacı Veli Soylu
Yüreğim Param Parça
Yüreğim Param Parça Yüreğim param parça, umutlar yarınlara, Bir karınca adımı, neşe saçar varınca. Gökler matemli bugün, ışık vermez ardına. Güneşse pırıldıyor, bir karışsa toprağa. Sevinçle haykırıyor bir kelebek havada. Bir kuşu gördü bugün, koca, hırçın, atmaca. Atladı tuttu onu tam arka bacağından. O sevinçle koşarken kayboldu başka bir can. Yüreğim param parça, umutlar yarınlara, Bir karınca adımı, neşe saçar varınca.
Işık Aktaş
Yüreğim Seninle
sesim geliyorsa sana, gözlerimi dinle. yüzüm geliyorsa aklına, kimsesizliğimi izle. derin bir ooffff'la çekerken hasreti içine, bil ki; yüreğim seninle.... 01.08.2006-24.30/Salı Çatısız Evler
Aslan Özçelik
Yüreğım rayhanıda kaldı
Yùreğim reyhanli kaldı, bir safakti güneşli bir gündü her sokak başka güzel her cedde ayrı güzellıkte ınsanlar var. Herkes başka bir koşturmaca bır başka telaş . Yüreğım reyhanlıda kaldı. Nerden bılihrdık birden bombalar patlayaçak nerden bırdım bırazdan ne hayatlar parçalanaçak gözu yaşlı anneler babalar. Yùreğım reyhanlıda kaldi. Ne yuvaları nede enkazda ölen cesetlerı göreçektım anıdıden toz duman ortalık cehennem ağlayını anne diyeni yavrum kuzum dıyeni ortalık can pazarı ortalık isyan ortalık kurtarın çiğlikları her yerden yarına sonen umutlar Yüreğım reyhanlıda kaldi.
Cebbar Korkmaz
Yüreğim Sana Baş Eğdiği Zaman
YÜREĞİM SANA BAŞ EĞDİĞİ ZAMAN Ruhum bedenimden ayrışıp uçtu Yüreğim sana baş eğdiği zaman Yiğitliğim kral tahtından düştü Ellerim saçına değdiği zaman Sevdanın tılsımı sindi üstüme Kalbim isyan edip vurur göksüme Hayalin şerh koydu iki gözüme Gözlerim gözüne değdiği zaman Mecnunun gezdiği çölü ben oldum Diclenin Fıratın seli ben oldum Aşk tapınağının kulu ben oldum Özlerim özüne değdiği zaman Gözlerim hep yollarına bakıyor Suskundu dillerim şimdi şakıyor Tüm çiçekler senin saçın kokuyor Hazların hazıma değdiği zaman Sensiz karanlıktan korkar geceler Ahvalime gülüp geçer niceler Dilimde kahkaha atar heceler Sözlerin sözüme değdiği zaman 2012 Cebbar korkmaz Bornova İzmir Bu eser isim dàhil tescillenmiş olup tüm yasal hakları mevcuttur iktibas edilemez
Ahmet Yozgat
Yüreğim Pür Neşe
1/: Bulutların esiri bedenim, Gözlerim hasret güneşe. Yıldızlar benden, Ay benim... Onun için severim geceleri, Ondandır yüreğim pür neşe... 2/: Yağmurların esiri bedenim, Gözlerim vurgun sarışın güneşe. Sokaklar benden, Bütün kentler benim... Onun için severim gündüzleri, Ondandır yüreğim pür neşe...
Ozan Efe
Yüreğim Şehirlerle Bir
gidişine hüznün gelişin sevinç yüreğim yanıyor şehirlerle bir yaprağı döküşü acı yüke vinç yüreğim kanıyor şehirlerle bir birbirinden uymaz yolu sokağı sözlerini duymaz ayak bukağı acısında koymaz çevre sakağı yüreğim sanıyor şehirlerle bir altmışa gelince hop otururum öylesi gençliği sarsar gururum öksüz ağaç gibi sese dururum yüreğim tanıyor şehirlerle bir düşlerine dalsa değer gülüşü ne bağlanışı gör ne sökülüşü teklemeye başlar da dökülüşü yüreğim banıyor şehirlerle bir neylerim istanbul uysa hesabı canı içinden can oysa kasabı ozan efem başka koysa nisabı yüreğim anıyor şehirlerle bir 040112beşiktaş
Perinur Olgun
Yüreğim Senden Bir Köşe
Sonbahardandı sararan yapraklar Gözlerimdeki uçan göçmen kuşları görsen Dudağın değdi sözlerime Sözlerin yaktı...cehennem Ellerin tuttu beni,.. Tekrar bahar canlandı Yüreğimde bir neşe bir neşe Yüreğim senden bir köşe
Yaralı Avcı
Yüreğim Sensizliği Hiç Yaşamıyor Ki
Moralim bozuk olduğunda gülen gözlerin gelir aklıma Ve ben de gülerim seninle...Ümitlerim biran kaybolur gibi olduğunda çatık kaşların gelir aklıma ve gelirim kendime hemen...Yüreğim sensizliği hiç yaşamıyor ki yüreğim hep yüreğinde misafir..Sensizliği düşünemiyorum zaten adamda ne akıl kalır ne de fikir...Hayatımda yok ki senden daha kuvvetli bir iksir...Oluyorsun dertlerime, yaralarıma, hastalıklarıma panzehir
Rezzan Kafalı
Yüreğim Seninle Yağmalanıyor
Hani akşamlar vardı Hüzne batmış gece derinliklerinde Güneş yalandan doğar gibiydi Yol verip ateşlere Dokunan her gün Alev alev sürgün verirdi yüreğim Hani akşamlar vardı Beklerdi sığ sularda Ümitler yıldız yıldız akardı Çalınmış güneşe Tutsak ederdi Kana kana susardı yüreğim Hani akşamlar vardı ya Senden önce Hüzne batmış akşamlar Kan kan olmuş yüreğimde Susardı ya Yıldız yıldız Hani akşamlar vardı Ateşle sürgün vururdu Anlatılmaz Sessiz Anlaşılmaz karanlık Fırtınalı akşamlar yüreğimde Öyle akşamlardan birinde Vurdun beni Damla damla Dokundun yüreğime Gülüşüm sessiz kalmadı Sesim yankısız Yıldız yıldız aktı ateşe Gece yarısı güneşi gibi doldun Yüreğime Uykularım güneşle aydınlanıyor Düşlerimde tomurcuklar Çil çil patlıyor Ve yüreğim, nasıl söylesem... Yüreğim seninle yağmalanıyor Geceleri sürgün veriyor Özlüyor... Gel-gitler dibe vurmuş gibi Düş gibi akdeniz'de Vurgun gibi... Yüreğim... Seninle yağmalanıyor...
Şerafettin Muş
Yüreğim sevgiyle mutlu görünür
Yüreğim sevgiyle mutlu görünür Yırtılmış bulutlar bak param parça Sevgisiz sevdasız mutsuz görünür Toprak kokusuyla gelenler aşka Sevgiyle sevdayla mutlu görünür Gök yüzünden düşen yağmurun karın Nefesi olmuşum esen rüzgarın Aşkla yıkadığım kutsal ruhların Yüreğim sevgiyle mutlu görünür Aşkın mezarına sevgisiz girmem Vakitsiz ölürsem Dost Şeref demem Sevgiyle büyüdüm eksilme bilmem Yüreğim sevgiyle mutlu görünür 29/03/2011 Dost Şeref
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Yüreğim Sızladığı Zaman
Yüreğim sızladığı zaman Gece yarılarından sonra,şafaktan önce Bilmediğim bir istasyondan,bilmediğim bir müzik geliyor kulağıma: Uzak vahşi Karanlık... Gece denizleri gibi bir müzik, Batık gemilerli gece denizleri gibi bir müzik, Çağırıyor,çağırıyor beni durmadan Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim. Yüreğim sızladığı zaman Duvarları banka afişli çok eski bir şehrin Cumhuriyet Caddesi'nde iki tüfek bir kelepçe, Tüfekler garip garip Kelepçe garip... Öyle beter Öyle çamur Bir yaprak döne yuvarlana, Bir akarsu bata çıka... Koşuyor koşuyor bir kadın kelepçenin ardından Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim. Yüreğim sızladığı zaman Bir kara tank çıkıyor bir ağıttan,bir filmden,bir savaş romanından çıkıp yürüyor sevgilerin,özlemlerin üzerinden. Aşkların,umutların,oyuncakların,küçük emeklerin,büyük kaygıların üzerinden geçip gidiyor. Su gibi ilerliyor yangın İşliyor kıtlık karanlığı Ölüler birden bire şarkılaşıp Virüsler bakteriler Bütün dilleri birden konuşuyor herşey. Çırpınıyor yerde bir damla kan Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim. Yüreğim sızladığı zaman Kör bir çeşme başında kör bir kadın geliyor gözlerimin önüne Bütün iplikleri bütün iğnelere takıyor da Ne iplikler bitiyor,ne de iğneler. Götürülmüş oğluna mı kaçırılmış kızına mı Geçen günlerine mi Unutmuş neye ağladığını Ağlıyor,aranıyor Aranıyor, Bıkmadan Bilmeden usanmadan. Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim. Yüreğim sızladığı zaman Ciğerlerime çekerken kötülüğü, Ellerimle dokunurken kötülüğe, Ayaklarıma dolaşırken kötülük, Şu taşı şurdan alıp şuraya koymamanın pis bunaltısı geçiriyor tırnaklarını gırtlağıma. Kokuyor işyerleri Kokuyor günaydınlar. Ne varsa verilmemiş, Alınmamış ne varsa; Edilmemiş söz, Patlamamış öfke, Uyutulmuş ne varsa Ne varsa kokuyor birden bire Ve kayıyor bir şey parmaklarımdan, Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim. Yani ben dört mevsime bölerek bu yürek sızısını, Günlere,saatlere bölerek bu yürek sızısını, Sokağım,kentim,vatanım sanarak bu yürek sızısını, Bir yaprağı durmadan işliyorum bu ölümsüz ağaca. Günlere,saatlere bölerek bu yürek sızısını,
Sevinç Kavuk
Yüreğim Titriyor…
Güçsüz ülkelerin tepesine çullanmaya Türkiye sessiz eylemde, diyelim ki hatasıdır. Bu partilerle ne beklenirdi zaten… Parti zihniyetini kirleten yıllarla, grup işgaline uğrayan meclis de nasiplendi. T.C kuruluşuyla cumhuriyet ruhunu siyaset ahlakıyla taşımaya ‘CHP’ geçirildi hayata. Cumhuriyet ruhunun özü, sağduyulu bilgiyle bilinç dolu ve hissiyatı sağlıklı hür umudu koruyor, o ezici yıllara rağmen. Muhalefet ödevinde yine öyle kusursuz direnişi ile millet aşkına onur taşıyan : çatışmadır yanlışı : gerekirse darbe ihtarı ve kararlığına duruşudur Bunda sözüm yok! Buldum hep başarıyı, yürekten teşekkürlerimle. Yönetim varlığını da istiyorum! Diyorum demesine ya, yüreğim titriyor… Eziciliğin son haliyle, iktidar olan AKP de başaramadı Türkiye’yi sarsmaya. Ama öyle hız aldı, öyle bir açık noktaya varıldı ki bu amaçta, öyleyse AKP’den öbürlerine başkanlık adaylığında direnirim demesi kolay. Bütün partiyi şirketleştirip, CHP de toplanarak CHP ruhunu da çiğneyelim biraz diye bir cürete saygı duyarım elbette, ama istemiyor olduğumu hissettirmeye gönüllü olacağım süresizce ve yine… Sayın Baykal’a istifa et diyorken, size hoş geldiniz diye yazarken daha yüreğim karardı. O kadar yıllar parti edepsizlikleriyle CHP yönetime güç toplayamadı, hep savunmada kaldı, Türkiye yıkılmadı, yıkılmayacak! Yeryüzüne insanlığı barındıran bir milleti ulus varlığıyla koruyan ender güzellik Türkiye ve Türk milleti yaşatarak yaşayacak. CHP’ye başkan adaylığı ile: İş heyecanına saygı duyuyorum sayın Umut Oran beyin, buz gibi hissetti soğukluğunu hür milli ruhum, program olmalı diyorken bile. Elimde değil, sonradan pişman oldum diyenler olmak hoş değil… İngiltere’de işçi partisi liderliği bir örnektir bu hislerime, şiddetle yargılıyorum daha hâlâ… Vatan yüreği hisleriyle duyabildiğim ve benimseyebileceğim bir çalışma hevesi diye: Doğanın ırzına geçen ekonomi kırbacını Anadolu toprağı yüreğinde barınan servetinde şaklayan bir iş adamı istemiyorum! Doğayı koruyanlar, bilim adamlarının raporlarıyla değerlendirmeye yürekli bir bilinç istiyorum ve hür milli ruhlu… Vatan aşkımızı ilkesi ve ülküsüne saygıyı koruyan, ülkem çıkarını evren sağlığına örnek bir mücadele programı istiyorum! Ülke çıkarı, yöreyi yaşatan varlığında bu yeni yaşama adapte edilecek, yörenin uygar, mutlu, huzurlu ve öz güven sağlıklı şahit bilinciyle kazandırılacak bir tebessümü, Türkiye’yi aydınlatacak inancına yürekli bir lider diliyorum CHP’ye. Çok seviyorum seni CHP. Şayet incitilirsen, o liderlere ve yardımcılarına mutlak değerleri katlanarak iade edilecek, vatanımı incitme cüretlerini yargılayan yüreğim gibi ve hatta millet ordudur, ordu millet egemenliğimle. Hiçbir lider veya vekilin eylemiyle CHP’yi incittiremem, hiçbir terör eylemiyle vatanımı ezdirmem, ezilir liderler, vekiller, terör… Nisan 2008
Şadi Ünal
Yüreğim Üşüdü
Gene bugün çok üşüdüm, Atmaya kıyamadım sobaya kömürü; O kömürde Soma'da ölenlerin Yüreği vardı, alın teri... Yetim kalan çocukların Ciğeri yanan anaların, bacıların Tazecik gelinlerin gözyaşı... ''Niçin zenginler toplu ölmez'' diyordu Kuzum kuzum diyen çığlıklar... Üstüne bir de tekme yemek, gaz yemek Tomalar da su yemek vardı. Toma yakışmıyor du Soma'ya Elim varmıyor du kömür atmaya sobaya... Bugün çok üşüdüm, Elim ayağım üşüdü Yüreğim üşüdü, yüreğim... 13 Mayıs 2015
Ali Şahin 7
Yüreğim Sökülür Bayram Gününde
Ne anam ne babam kaldı dünyada Hep boynum bükülür Bayram gününde Bir yarim var idi sormaz rüyada Yüreğim sökülür Bayram gününde Hasreti başımdan saçları yolar Ayrılığın göze yaşları dolar Gürbet elde yüzüm gül gibi solar Yaprağım dökülür Bayram gününde Kaderin bana mı bütün kinleri Demezler yerini yok mu dinleri Saydım onsuz günü geçti binleri Hayalim yıkılır Bayram gününde Eser hasret yeli çürütür özüm Gönül ister onu geçmezki sözüm Şafaklara kadar yumulmaz gözüm Aklıma takılr Bayram gününde Süzülür geçmişim gözlerden akar Köyümdeki güller burnumda kokar Özlem yılan olmuş yüreğim sokar Ciğerim yakılır Bayram gününde Dertlerim gönlümde tahtını kurmuş Mutlu günlerimden hesabın sormuş Kaderde yüzüme tokatın vurmuş Hançeri çakılır Bayram gününde Dağlar geçit vermez girer araya Sevda denizinden yüzerim karaya Vurgun yedim kurtlar düşer yaraya Bu nasıl çekilir Bayram gününde Gönül kuşum konar kurumuş dala Dokunur dilleri bansada bala Getirir aklıma gurbette sıla Ağıtlar yakılır Bayram gününde Ne varsa yazarım dertlere dair Yolum olsada bir karanlık ahir Ben zaten koymuşum adını kafir Çileden çıkılır Bayram gününde Yine kalem şaştı doğru yolunu Birazda yereyim nemrut kulunu Hep kızları çaldı koydu dulunu Canımda sıkılır Bayram gününde Başına giydiğin askerin kepi Yetim hakkı yeme bozarsın tipi Desemde dinlezez doldurur küpü Vicdana bakılır Bayram gününde Şahin im uykuyu etmişler haram Kabuk tutmaz hadem açılır yaram Varsa buna merhem getirin saram Toz tuzlar ekilir Bayram gününde Almanya Ali Şahin (Elbistanlı)
Hasan Yarıcı
Yüreğim Üşüyor
Derin duygular içinde yatağıma uzanmışım Lambalar artık aydınlatmıyor anne Zaten içimde hüznün eseri var Yüreğim içim üşüyor anne Her dem sizi arıyorum inanın Hayalini kuruyorum güzel yılların Nasıl olacak bilmiyorum yarınlarım Geleceğim yönü karanlıka anne Bahtıma yazılan yazı yüce Allah’tan Onun için kaçıyorum hep isyandan Allah etmesin imandan Nasihatlerin hep kulağıma gelir anne Yüreğim yanıyor ezilenleri görünce Hakkını bildiremiyorum zalimlere Dua etmekten başka yok çare Duaların aklıma gelir anne Hani her dem dua ederdin ya Hani bizim için ağlardın ya Hani sarılıp öperdin ya Şimdi yatağım yorganım öpüyor anne Sana şiirlerimi okurdum hatırlarsan Dayanamaz ağlardın o zaman Bende üzülürdüm ağladığın an Yine ağlayıp duruyor musun anne Hani katıklı ekmek yapardın Bende ona bayılırdım Benim için sofrayı kurar açardın Şimdi onlar yalan mı oldu anne Hatırlarım eve geç gelmiştim bir ara Sende boğulmuştun gözyaşlarına İnan bende girdim o an sıkıntıya Hiç üzülmeni ister miyim anne Hep mutlu olmamızı isterdin Hep Mevla’dan bunu diledin Bizim için ömrünü tükettin Nasıl hakkını öderim anne Oğlun hasan ne yazsa kısa kalır Anne senin emeğin bende çok vardır Ellerini ayaklarını öpsem azdır Bana hakkını helal et anne
Yusuf Tuna
Yüreğim volkandır sevgi püskürür
Sevda ateşiyle yanıyor içim, Yüreğim volkandır sevgi püskürür. İçim lav misali dönüyor koçum, Yüreğim volkandır sevgi püskürür. Bedenim dağ gibi göğe sivrilir, Aşkın külleri etrafa savrulur. Gönlüm aşk ateşiyle kavrulur, Yüreğim volkandır sevgi püskürür. Aşkımı volkan sönünce bitirir, Özüme aşkı sevdamız getirir. Sevdamı benim yel alır götürür, Yüreğim volkandır sevgi püskürür. Yanardağdan sevgi lav olup aşar, Gönülde sevdam sevgi ile yaşar. Sevdanın ateşi yürekten taşar, Yüreğim volkandır sevgi püskürür. Yusuf gönlüm yansa da su aramaz, Özüme kimse yaklaşıp varamaz. Sevgimin önünde kimse duramaz, Yüreğim volkandır sevgi püskürür.
Turgut Çakır
Yüreğim Yanar Hasretinden
Veda etmeden gitme Dön güzelim İncitme beni Yüreğim yanıyor Veda etmeden gitme Martılar gibi ağlatma beni Gözlerimde gözyaşı Dökülür denize Veda etmeden gitme Yeşil gözlerim kahveye dönüşür Üzgünüm İçim kan ağlıyor Gözlerimde gözyaşı Dökülür denize Veda etmeden gitme Ne ay ne yıldızlar teselli bana Hüzün sardı bedenimi Yağmur yağıyor ince ince Gözlerini görmeyince Veda etmeden gitme Ayrılık hüzün verir bana İçimde acı Gözlerimde sancı Veda etmeden gitme Yüreğim yanar gidersen Gözlerini görmeyince Yüreğim yanar hasretinden Ne olur gitme Eğer gidersen Yüreğim yanar hasretinden
Mustafa İdrisoğlu
Yüregim Yangın Yeri
Yangın yeri yüreğim. Cehennem yalnızlığında, sana d/üşüyorum. ölü bir kentin ardından, Duygusuz duygular büyütüyorum. Bedenini aşıp, ruhuna dokunmak istiyorum. Senin d/okunmaya cesaret edemediğin, ruhuna dokunmak istiyorum. Ruhunda taşıdığın, sevda duygusuna..
Hakan Özen
Yüreğim yangınlarda
Ateşten çıkardım zehirli sözleri Nasıl anlatsam bilmem ki Dillerim yola düşer Göz pınarlarım iki yanıma Uzun bir yürüyüştü sevdamız Soluksuz adımlarla yürüdük Kavganın en hareketli anında Örümcek kafalarıyla sorguladılar şuursuzca Kanı gördük okul çağlarında Bilime ışık tutanlar sallandılar darağacında Yıllar sığdıramadı onları kitaplara Kimse avutmasın yalanlarıyla, yüreğim yangınlarda
Çağrı Kayalıdere
Yüreğimde
Yüreğimde bir ağrı sebebini bilmediğim yüreğimin ta içinde Bir yük var bi türlü kaldıramadığım ağırlığını sırtımda hissettiğim Bir sevgi var bi türlü gözle göremediğim elle tutamadığım Ve bir türlü yaşıyamadığım Bir cesaret var hala anlıyamadığım bir türlü sana gösteremediğim Bir his var içimde beslediğim ve sadece sana ait olan sahibi tek olan Sana vereyim dediğim bi kalp var elimde cam kutuda ve hala Senin için atan senin için yaşayan...
Ozan Efe
Yüreğim Yaşarcadır
Yüreğim Yaşarcadır denizin dalgasıyla kıyıya coşarcadır bakışın algısıyla koyuya taşarcadır gün gecede özlenir özlem elde sözlenir günler aylar gözlenir geçen an koşarcadır özlem içinde cana kıyıya deniz ana yüreğim yalnız sana yanarken pişercedir ozan efe ne deyim özlem biter yerdeyim hafta sonu sendeyim yüreğim yaşarcadır 12:23 23.08.2009denizli
Ali Aksoy
YÜREĞİMDE ANLATILMAZ DUYGULAR
Yüreğimde anlatılmaz duygular, Dudağımda hasret kokan şarkılar, Bilir misin içimde ne hisler var, Sevdim deyip veda etme bir tanem… Akşam olur yıldızlar bir, bir kayar, Gitme gönlüm günleri nasıl sayar, Ben sevmişim sen yoksun neye yarar, Sevdim deyip veda etme bir tanem… Penceren boş yol gözleyen kalmamış, Masum yüzler hayallere dalmamış, Deli gönlüm ne yapayım bağlanmış, Sevdim deyip veda etme bir tanem…
Ömer Çetinkaya
Yüreğimde ay tutuldu -2
Yüreğimde ay tutuldu güzelim, Gözlerime yine yaş doldu, Ne doyasıya güle biliyor, Nede teselli bulabiliyorum. Zılgıt zılgıt bir üzüntü, Ben kederin tam ortasındayım, Sen yoksun da. Yüreğimde aytutuldu güzelim, Yüreğimde bahar coşkusu yok Ne yarınlarımın hayâli, Nede bugünümün huzuru var, Gözlerimi yumunca ne güller seyrediyor. Ne beyaz gelinlik kokusu alıyorum, Sen yoksun da. İmam hergün sabah hatırlatıyor, Esselatü hayrün minennevm. (Namaz uykudan hayırlıdır) teklifini Ama hala ben yarı baygın yaşıyorum Şafak sökmedi yüreğimde. Bir türlü kendime gelemedim, Sen yoksun da... 20.07.1989
Cengiz Şahin 3
İstanbul
Nasıl anlatayım seni, bilmem ki Ne gözle eylesem nazar, İstanbul Vuslatına ersem inan ölmem ki Ömrüm bir o kadar uzar, İstanbul İnan, sabreylemek zor firakına Ancak firak olan varır farkına Mest olurum name name şarkına Yakar beni bu intizar, İstanbul Seni tanımayan ne bilsin vefa Tanıyanlar sende bulurlar sefa Kem gözle bakanlar eder hep cefa Kadir bilmezlerden bizar İstanbul Sulh içinde yaşatırsın her dini Kucaklarsın insanlığın merdini Vakarından gizlesen de derdini Cehl elinden hep ahuzar İstanbul Ehlinin elinde olursun sanat Garibe, yetime gerersin kanat Ehil olmayanlar ettikçe inat Susuz çöle döner tozar İstanbul Anayurdun kalbi seninle atar Senle doğup çağlar, seninle batar O âli ecdadım bağrında yatar Eyyüb Sultan'lara mezar İstanbul Var mı ki, dünyada sen gibi diyar Senden murad alan olur bahtiyar Yıllar geçer sen genç, bense ihtiyar Ömür biter azar azar, İstanbul Cemalin değişir, değişmez özün Nasibi farklıdır bakan her gözün Ecdattan yadigâr mübarek yüzün Mahremiyetine izar, İstanbul Kimileri, dünya gözüyle bakar Gül olur kiminin gönlüne akar Kimine de asrı ı saadet kokar Yüreğimde bir Gülizar İstanbul Tasviri ne mümkün o endamının Sarhoşuyum hala hüznün, gamının Muharrir i olan yüce namının Kıyamete kadar yazar, İstanbul (Erzincan 2010)
Leyla Gül Varoglu
Yüreğimde Bir Çocuk Ağlıyor-
Sahte gülüşlere hüzün yağıyor Yüreğimde bir çocuk ağlıyor Yüreğimde cam kırıkları Ayaklarına mı batıyor Yaşamın kendisine dargın Gecenin sessizliğinde durgun Günün karmaşasında yorgunken Meçhule bakarken sonsuz kederle Beni terketmeyen çocuk Ağlamasan sussan Sevgi denizinde vurğun yedim Yüreğim küskün,yüreğim suskun, Bütün sitemleri de içime gömdüm Darılma bana Güneş doğduramam şafaklarına Geçmişi sorgulama çocuk Yaşanmamış yılları yaşatamam sana Oynamak istiyorsun hayatla Oynayamam senle bezginim bezgin Kırma içimde ki dalları Yitik günler başı boş geceler yaşarken Masallar isteme benden Masal kahramanları hep yalan İstersen ellerinde tut umudu İndir hüzün perdelerini Sil gözlerini Türküler söyleyeyim sana En güzel düşlere dalıp gülümse Uyu yüreğimde. Sahte gülüşlere hüzün yağıyor Yüreğimde bir çocuk ağlıyor..
İsmail Türkmen
Yüreğimde Bir Sevinç Var
bir sevinç var yüreğimde, gözleri gül güzelliğinde hüzünlü, koşar oynar sevinçle düşlerimde, bir sevinç var yüreğimde, kordon boyunda adımlarken el ele, gözlerinde tatlı bir gülümseme, bir sevinç var geceden bende sevgi olup yağarken gökyüzünden yağmur, seviç coşar yüreğimde, güneşe dönen güne bakan çiçekleri gülümsemesinde, bir sevinç var titrek bedenimde umut olup beslenirken dizelerle şiir mısraları, mısraların güzelliğine düşmüş sevda dolu bir sevinç var yüreğimde, uzanır ellerim karşıyakadan, konak meydanında, sahile sıralanmış güzeller arasından gelen yüreğime bir sevinç var, bakınca deryaya gülümserken gül güzelliğinde hüzünleri, düşlerim hasret ateşineteşine dönüşmemiş sevda alevinde bir sevinç var sevgimdedeki bulutları dağıtan bir sevinç var duygularımda,
Emin Bayraktar
Yüreğimde Bir Telaş
ayın şarap kokan yanağı yanağımda kim ne diyecek şimdi bana içtim seni bu gece yalnızlığım boynumda dizi boncuk kim ne anlar bir yalnızdan en militan sesimle kapındayım kimsenin olmadığı en ücra yerde muhbirim sensizliğin kalır mı sana ojeli tırnaklarının rengiydi yaşamım gün batımı mıydı gözlerindeki heyecan oysa ben gün batımında çarmıha gerildim sen yüreğimde bir telaştın hep telaşsız hiç sevmedim seni hiç sevmedim...
Cengiz Çetik
Yüreğimde Can Bulan
Hep bu türküler, şarkılar beni hapsetti Bir küçük boşluğun içinde bırakarak Bu sonbahar mahvetti beni, hüznün içinde Bir küçük, keder içinde bırakarak Bu yaşadığım çevre,beni benden aldı Bir sevda uğruna, beni yargılayarak Bu hayat, sardı sarmaladı beynimi Küçük dünyamın, kocaman benliğini Bu, hayatımın enkazından fışkıran tohumdu Yüreğimde can bulan, yaşayan herşeyimle... Cengiz ÇETİK