poet
stringlengths
3
47
title
stringlengths
1
168
poem
stringlengths
3
159k
Berkay Kur
Yüreğimde Fırtına
Şu an elimde resmin bir kağıt birde kalem Son defa sana yazdım yılların hatırına İçime doldu birden acılar keder elem Yine dilimde feryat yüreğimde fırtına Gizlimdesin saklımda bu kalbim üzgün buruk Bir yanı hüzün dolu bir yanı yarım kırık Her adını anışta dudağımda hıçkırık Yine dilimde feryat yüreğimde fırtına Katlandım her şeyine her derdine kahrına Geçmiyor sözü kulun kaderine bahtına Bir zalim oturmuşsa gönlünün o tahtına Yine dilimde feryat yüreğimde fırtına Mevsimlerim karakış yaprağim soldu düştü Genç yaşında bu gönlüm aşka sevdaya küstü Mazilerim anılar sanma rüyaydı düştü Yine dilimde feryat yüreğimde fırtına Yemin mi ettin zalim dünyamı karartmaya Yangınlara atıpta alev alev yakmaya Hakkın yoktu yalancı hiç böyle ağlatmaya Yine dilimde feryat yüreğimde fırtına 19/ 03/ 2013....Berkay KUR
Sinan Karakaş
Yüreğimde Duruyor
"Aşkını aldım senden, yüreğimde duruyor, Kalbimin her atışı, tek ismini vuruyor, Gözden ırak olunca, sanma gönül unutur, Vuslata olan özlem,yüreğimi buruyor."
Avni Temiz
Yüreğimde Havalar
Sevmek için yaratmış, yaratan seni bana, Her gün yeniden başlar, gönlümdeki davalar. Sevgim hiç azalmadı, inan kalbimde sana; Günler ay olur geçer, ay yılları kovalar, Hep parçalı bulutlu, yüreğimde havalar. Dağlara bulut düşse, gönlümde yağmur yağar, Seninle batar güneş, sabah seninle doğar, Hasretin bir okyanus, sonunda beni boğar; Günler ay olur geçer, ay yılları kovalar, Hep parçalı bulutlu, yüreğimde havalar. Ben gönül işçisiyim, döktüğüm sevda teri, Neden yerle bir ettin, kendi kaldığın yeri, Yüzüm güldü mü sandın, gittiğin günden beri; Günler ay olur geçer, ay yılları kovalar, Hep parçalı bulutlu, yüreğimde havalar. Geziyorken beher gün, yayladaki bölgeni, Arıyordum her gece, duvarlarda gölgeni, Görmek kısmet olmadı, gönlündeki bölgemi; Günler ay olur geçer, ay yılları kovalar, Seni görünce açar, yüreğimde havalar. 09.07.2016
Leyla Gül Varoglu
Yüreğimde Hüzün Kaldı Bu Gece
Sana gelem dedim uzadı yollar Hayalimde yüzün kaldı bu gece Seni saramazsa kırılsın kollar Yüreğimde özün kaldı bu gece Hasretin ateşi yürekte başlar Gönül yıkanıyor akıyor yaşlar Buğulu gözlere yakışmış kaşlar Gözlerimde gözün kaldı bu gece Hüznün zindanında gözüm yaş doldu Yıldızlar karardı hilâlim soldu Kaç kış geldi geçti kaç bahar oldu Takvimlerde izin kaldı bu gece Nakış nakış kalbe sevdani saldın Gönül defterime yazılıp kaldın Hasreti tattırdın gönlümü çaldın Türkü oldun sözün kaldı bu gece Yandım ateşine yürek kor oldu Bu yürek yangını bana ar oldu Gece hiç bitmedi sabah zor oldu Yüreğimde hüzün kaldı bu gece Zerre idim beni deryana kattın Gönül limanıma bir demir attın Leyla edip şimdi çöllere attın İlmek ilmek sızın kaldı bu gece
Murat Demir
Yüreğimde Hüzün Var
Sanki acıların tamamı bende Yıkılmaz bir yuva yapmış bedende Sebebini bilmiyorum nedense Yine bugün yüreğimde hüzün var Yoksa kötü haber yolamı çıktı Birimi o yarin canını sıktı Kalkmayan kollarım işi bıraktı Yine bugün yüreğimde hüzün var Eller gülüp oynar ben boş bakarım Sigaramdan, sigaramı yakarım Kan ter ile pınar olmuş akarım Yine bugün yüreğimde hüzün var Bana olur böyle, hisseder gibi Bir anda olurum elin garibi Dert küpüm çok derin görünmez dibi Yine bugün yüreğimde hüzün var Fazla uzun sürmez çıkar kokusu Bitermi bilemem gönül korkusu Tek bildiğim dostlar işin doğrusu Yine bugün yüreğimde hüzün var
Ahmet Tığlı
Yüreğimde Kal Yıllanmış Şarap Lezzetinde
Bugece hüzün giysileri örtmüş üstünü Üşümüş çıplak mutlulukların Teninde ağaran şafak renginde Gecenin mehtaba bakan yüzünde
Elif Ayan
Yüregimde Kan Damlalari
Bir pazar sabahiydi İslahiye'de bir can yaniyordu Bileklerinden kan akıyordu Simdi bir pecetede kaldi kan damlalari, Canima can katan sevdalari. Özgürlügümün sessiz gümbürtüsü Cinlatiyordu uzun ovalari... Can yaniyordu.. İslahiye'de bir pazar sabahi... Onu maviler aldatti Şimdi hircin saclarimda Yalnizca elleri kaldi. Tenimde dokunusu, Dudaklarimda öpüsü... Bir pazar sabahiydi... Simdi ellerimde kan damlalari kaldi. Beyazligi bozan,kizil bir renkte Sakladim özgürlügümün gözyaslarini Ve mum alavinde sönen yalnizligimi... Mavilere sitem ederek gidiyorum Yagiz atima eyer vurdum coktan, Avuclarimda özgürlügümün kan damlalari Dudaklarimda yasak türkülerle gidiyorum.. Belki birgün Bir pazar sabahi Sana anlatmaya gelirim Yüregimi yakan sevdalarimi... 24,01,2005 GAZİANTEP-İSLAHİYE
Tuğrul Pekel
Yüreğimde saklısın
Yüreğimde saklısın Yüreğimde saklısın. kaçamazsın hiçbir yere, Kurtuluşum yok, Kesilmiş cezam Müebbetliğim sende 04-04-2008-Cuma Tuğrul Ahmet Pekel
Hasan Karahisar
Yüreğimde Kanat Sesleri
YUREGIMDE KANAT SESLERI Yüreğimde kanat sesleri mor menekşelerin Ruhum uçmak istiyor yanına mor sümbüllerin Ey sevgili diyorum keşke sen hiç gitmeseydin Arkasına, dönmeyeceğin üstü kalsın veresiyelerin Oyonnax, 04.11.2011 Hasan Karahisar
Fügen Gülgör
Yüreğimde kanayan yarayı öpe öpe gidiyorum...
Mangal yüreğimde aşkın ateşi, Söndüyse külleri sensin, Bir gurur artık suskunluğum, Seni sevmekten hep onur duyduğum.... Kuru,soğuk,sert,acımasız kış toprağında, Bahar susamışlığı ile boy veren, Çiceklerimdi soldurduğun..... Bembeyaz sevda güveciniydim, Yüreğinde, Hırçın,sert parmaklarınla, Öldürdüğün....... Her gece ağladım ben gizliden gizliye, Gülmelerim yalan, Gülmelerim acı, Gülmelerim umutsuz artık..... Varlığınla yokluğun arası, Sıkıştım derin boşluklara, Anlamaz halimi aşkı bilmezler, Seni sevmiş olmaktan gurur duyarım..... Sana hiç hicranı yaşatmadım, Hep katıksız aşktı bende tattığın, Dalında kurumuş çicek gibi attın, Elinde solmuş olmaktan gurur duyarım..... Utanacak nesi vardı sevdamın, Yüreğine sokulup, Teninin kokusunda kaybolmuşken.... Seni buralarda bırakıp, Veda bile etmeden giderken, Seni hala sevmiş olmaktan, Gurur duyduğumu söylüyorum.... Kimlerlesin.kaç yalancı gönüldesin, Söyleyemediğin bana bilmiyorum. Kalbimi dağlayan sızıyla, İçimi ceke ceke gidiyorum.... Yüreğimde kanayan yarayı, Sevdiğim, Öpe öpe gidiyorum........ fügen 20.09.2007
Mustafa Yiğit (Morpheus)
Yüreğimde Sen
Gidiyorum kimsenin bilmediği yerlere Gözlerimde hasret, yüreğimde sen Düştüm sonu olmayan gurbet ellere Gözlerimde hasret, yüreğimde sen Gözyaşlarım yerinde duramaz oldu Sevda çöllerinde çiçeğim soldu Hasret vapuru limana uğramaz oldu Direğinde hasret, dumanında sen Aşk güvercinim yuvasını bulamıyor Gönül ağacında bir dal arıyor Gurbet ağacı yollarını bağlıyor Dallarında hasret, yaprağında sen Dağ başında gezen yaralı ceylan Yüce dağlarda yarini bulsan Çektiğin hasretlikle sinene sarsan Ellerimde hasret, kollarımda sen Bir ceylan vurulmuş bağrı yaralı Durak gülmez oldu senden ayrı kalalı O ince belini yabancı eller saralı Gözlerimde yaş, yüreğimde sen
Önder Karaçay
Yüreğimde Kar Gibi Eriyordun Yar
Soğuk bir yalnızlığın Üşüyen anılarına gizlenmiştin Beyazın asıl tadında yağan gökyüzü Geçmişti kendinden Dağlar her zaman ki gibi yüksek Kış hüsranına teslim terk etmişti sıcağını Eski bir fotoğraf da donmuş Yüreğimde kar gibi eriyordun yar Zaman beyaza bürünmüş Soğuktan donmuş gibiydi anılar Uçsuz bucaksız virane duyguların Sahipsiz fotoğraflarına nakşolmuştun yar Yaşamımız kendi içinde esaret altında ölmüştü Üstü bembeyaz kar Pus içinde dumana dolanmış Hüzne çekmiştim perdemi Yokluğun siste kaybolmuştu İsyan ettim içimden Kar neden seçmişti kirlenen rengini Taneleri alkış çalarcasına Ellerimde eridiğini görüyordun yar Son gelişini haber verircesine düşüyordu Avuçlarıma kar taneleri Çabucak çekip gideceğin gibi Ömrü kısa sürüyordu kelebek beyazın Sevdanı yüreğime kelepçeleyen Zincirler bir bir kırılıyordu Kopan her bağın acısı çıkıyordu Beyazın zulmü altında Sevdamızı ayıran o soğukluk Zamana tutunmuş utangaç masumiyetim İçimde bir yara, Sanki talan vurdu Savurdu küllerimizi verdi rüzgara Kilidinden kopmuştu yalnızlığın İçimde bile üşüyordun yar Pervasız bir günde Zamanın bizi teslim aldığı andaydık Mevsimler birbirini vuruyordu Bir güneş açıyor, bir yağmur, peşinden kar Yüreğim eritiyordu tane tane Yağmur gibi gözlerimde sel Özlemin ise içimde har Önder Karaçay
Menderes Işkın
Yüreğimde Sönmez Yangınlar
Yüreğimde sönmez yangınlar, İsyanım dağlara kadere geçmez karar Kar kaplarmış her dağı büyüklüğü kadar Yeter ya Rab yeter, ne zaman gelecek bahar? Neden bu kadar etrafım karla kaplanmış Ah kar...
Ersin Kayışlı
Yüreğimde Sızın Var
Günlerden beri beni yerden yerlere vuran, Gidişinden hatıra yüreğimde sızın var, Kuru yaprak misali rüzgârlarla savuran, Gidişinden hatıra yüreğimde güzün var… Düşünmekten yorulur ama senden de bıkmaz, Yağlı ilmek boynumu belki de böyle sıkmaz, Beklenmedik o vedan inan aklımdan çıkmaz, Gidişinden hatıra yüreğimde sözün var… Sanki bağrıma hançer sapladın hep kanıyor, Gönlüm şimdi özlemi kendine yar sanıyor, Dilim suskun çaresiz her gün seni anıyor, Gidişinden hatıra yüreğimde hüznün var… Ne görecek gözlerim yollarına bakarken, Sensizliği vuracak artık zaman akarken, Alışmak öyle zor ki hasret böyle yakarken, Gidişinden hatıra yüreğimde közün var… Yokluğun yorgan olur ninnilerle uyutur, Bazen hayalin gelir gece boyu avutur, Ne zamanki durur da belki o gün unutur, Gidişinden hatıra yüreğimde özün var… 24 / 08 / 2007 - ADANA
Hasan Koca
Yüreğimde Top Sesleri
Sahura kadar içtim bu gece, Sonra sana niyetlendim. Ezana kadar seni seveceğim, Ezandan sonra yine içeceğim. Yüreğimde top sesleri... 06 Haziran 2016 / Zonguldak
Ali Rıza Atasoy
** Yüreğimde Taht Kurdu Hüzünler *
Benim de bir zamanlar sırtımda çantam, Elimden şefkatle tutan bir annem vardı. Girerken içeri okul bahçesinden tam, Müşfik bir el uzanır, başımı okşardı. Doluydu yüreğimde sevgi neşe umut, Ben de ufuklar ötesi düşler kurardım. Gülücükler saçardı masmavi bir bulut, Gelecek günlerden güzellikler umardım. Gitti dönülmez iklimlere ırmaklarla, Akıp gitti su gibi sessizce o günler. Titreyen ellerim ve saçımda aklarla, Benim de yüreğimde taht kurdu hüzünler. (Taşova, 18.09.2006)
Gülseren Onay
Yüreğimde zincirler
Azad edilmez kölesi Olmuşum duygularımın.. Yüreğimde zincirler Sevgi dilencisiyim El kapılarında.. Umutsuzluk verip, Umut alıyorum Sabun köpüğünden... Bir hasret türküsü Dökülüyor, Dalıp gidiyor gözlerim Ufuk çizgisine.... Bir kadın Yapayalnız, Bir çocuk Üryan Uçarak kayboluyor Sigaramın dumanından... Kadehte dudak izim de Kalmamış..... GÜLSEREN ONAY 11/06/2005/ANTALYA
Batur Nafiz Tançağlar
Yüreğimdedir Öğrencilerim
Görev yerim İstanbul,Türkiye,Marmara. Gel, öğrencilerimi şu gönlümde ara. Benden selam olsun hisli bütün dostlara, Hiç bir öğrencimi değişmem dünyalara... Buradayım, Güneşli-Bağcılar-İstanbul. Gözümde mi benim dünya malı, para, pul. Ey duygularımdan anlamayan sefil kul, Yüreğimdedir o canlarım, gel, ara bul... Hürriyet Mahallesinde Gazi Lisesi. Yok mu sanırsınız bu garibin kimsesi? Her öğrencimin açıktır gönül kesesi, Duyun! ..Bu yükselen Nafiz Çağlar’ın sesi... 8 Şubat 2010 P.Tesi 22:08 K.Sinan/B.Evler/İstanbul
Nafi Çağlar Hacıömerli
Yüreğimdedir Öğrencilerim
YÜREĞİMDEDİR ÖĞRENCİLERİM Görev yerim İstanbul,Türkiye,Marmara. Gel, öğrencilerimi şu gönlümde ara. Benden selam olsun hisli bütün dostlara, Hiç bir öğrencimi değişmem dünyalara... Buradayım, Güneşli-Bağcılar-İstanbul. Gözümde mi benim dünya malı, para, pul. Ey duygularımdan anlamayan sefil kul, Yüreğimdedir o canlarım, gel, ara bul... Hürriyet Mahallesinde Gazi Lisesi. Yok mu sanırsınız bu garibin kimsesi? Her öğrencimin açıktır gönül kesesi, Duyun! ..Bu yükselen Nafiz Çağlar’ın sesi... Batur Nafiz TANÇAĞLAR 8 Şubat 2010 P.Tesi 22:08 K.Sinan/B.Evler/İstanbul
Nafiz Tançağlar
Yüreğimdedir Öğrencilerim
YÜREĞİMDEDİR ÖĞRENCİLERİM Görev yerim, Türkiye-İstanbul-Marmara. Gel, öğrencilerimi şu gönlümde ara. Benden selam olsun hisli bütün dostlara, Hiç bir öğrencimi değişmem dünyalara... Buradayım, Güneşli-Bağcılar-İstanbul. Gözümde mi benim dünya malı, para, pul. Ey duygularımdan anlamayan sefil kul, Yüreğimdedir o canlarım, gel, ara bul... Hürriyet Mahallesinde Gazi Lisesi. Yok mu sanırsınız bu garibin kimsesi? Her öğrencimin açıktır gönül kesesi, Duyun! ..Bu yükselen Nafiz Çağlar'ın sesi... Batur Nafiz TANÇAĞLAR 8 Şubat 2010 P.Tesi 22:08 K.Sinan/B.Evler/İstanbul
İnayet Koçak
Yüreğimdeki
yüreğimdeki sevgi yükünü, benden başka, hiç bir hayvan taşıyamaz...i.koçak
Doğan Ümit Aksel
Yüreğimde Yangınsın
Senden küçük çocuklar gözüme bakıyorlar Anlamıyorum neden bende aşk arıyorlar Seni sevmem günah mı ben bunu bilmiyordum Yüreğimde yangınsın körükle geliyorlar
Mehmet Atila Çakıroğlu
yuregimdeki-bicak
Bir şiir yazayım dedim, İçinde sen olmayanı yok. Hadi dedim bir türkü söyleyeyim, Yarsız türküde yokki. Zaten koskoca adam 23 Nisan şiiri yazıp, Söğüt dalındaki manda türküsü söylemez ya. Dedimki bir hayal kurayım, Tüm hayallerim senin üstüne. Anılarımı karıştırdım onlarda sensiz olmuyor. Huzuru aramışım her yerde, Bulduğum yer belli. Bir anamın koynu, birde yarimin boynu. Birinin kucağı, diğerinin sıcağı. Yarımmı kalsa acaba ömrüm? Çıkarmasamda yüreğimden şu bıçağı.
Ünal Beşkese
Yüreğimdeki Çiçek
Yüreğimin saksısında yaşatırdım seni, güz çiçeğim Güneş bile dokunamazdı sana, sen istemedikçe... Gözlerin gibi renk renk açardı yaprakların. Kıyamazdım koklarken değmeye... Mutlulukla, huzurla sulardım seni, Her gece dudağımı değdirirdim yapraklarına, Ve her sabah, günaydınım olurdu açan çiçeklerin, Koynumu kokunla doldururdum, Hiç solmazdın, inan ki... Geceler bizim dünyamız olurdu. Ninni gibi şiirler fısıldardım kulağına, Ve şiir gibi öpücükler koyardım dudaklarına... Ben, saçlarını öpüp koklarken Sen de o güzel gözlerinin şarkılarını söylerdin sessiz, Öyle geçerdi, masal gibi günlerimiz... Ama seni en çok, olsa olsa Şimdiki kadar sevebilirdim, Çünkü daha fazlası yoktur inan ki sevmenin... Bir yüreğim var; onun dolusu, Bir sevdâm var; dağlar kadar yüce. Bir sevgilim var; yüreğimin çiçeği. Dört mevsimlik, bir ömürlük çiçeğim benim... Bakışında cemreler düşen, Gülüşünde güneşler doğan... Sesinde kemanların coşkusu, udların hüznü, Ve ellerinde kaderim... Ünal Beşkese (19/08/2008)
Sevinç Şahin
Yüreğimdeki ev(Çocukça Şiirler-I)
Bir ev yap bize Babacığım, Yüreğin kadar büyük, İnancın kadar sağlam olsun. Çatısında al kiremit, yan yatmış bir de bacası... Göçmen kuşlar konsun diye... Camlarını öyle kocaman yap ki, Baktığımda tüm dünyayı göreyim. Kapısı öyle geniş olsun ki hem de kilitsiz, Tüm sevdiklerim kolayca girsin. Odaları bol bol olsun: Oyun odası,oyun odası, oyun odası.... Babacığım bir ev yap bize, Bakışların kadar sıcak Kucağın kadar güvenli olsun. Bahçesinde çiçekler... Binbir çeşit böcekler... Kuşlarla uyanıp Masallarla uyuyayım. Bir ev yap bize babacığım, Öyle bir ev ki, Her taşında alınterin olsun. Her neresine bakarsam bakayım Seni hatırlıyayım... Öyle bir ev ki, Seni her özlediğimde ona bakayım...
Halide Selcan Karagül
Yüregimdeki çocuk
Yüregimde bir çocuk Sevinçle hüznü Bir arada yaşıyor Bir elinde umut çiçekleri Digerinde mutsuzluk dikenleri... Yüregimdeki bu çocuk aglıyor, Batmış eline Mutsuzluk dikenleri... Umut çiçekleri Gönlünü okşuyor... Kendisini Bekleyen geleceği Umut çiçeklerinde Biliyor... Yüregimdeki çocuk Ellerin de Umut çiçekleri, Gözlerinde Bir ümit ışıgı yanıp sönerken Kendisine sevgiyle uzanacak Bir dost eli bekliyor... Yüregimdeki çocuk Bir elinde umutsuz dikenleri Digerinde umut çiçekleri Gözlerinin içi gülüyor... Yüregimdeki bu çocuk Gelecekten umutlu Hayatla barışık yaşıyor... 06.04.2005 saat: 12:00
Doğan Can Uzun
Yüreğimdeki Kederler...
Denizin kernarında oturup düşündüğüm günler Dalgalar çarpıştıkça kopar içimdeki cümleler Okyanuz gibi deirn yüreğimdeki kederler Acısı dinmez bir türlü derdimi duman eder Karşmda var bir manzara,düşünmek yeter bana Denizin içindeki dalgalarıyla kopar içimdeki curcuna Yeni bir başlangıc isterdim ben aslında Her şeyi unutup yeniden başlamak hayata
Fırat Soner Uzun
Yüreğimdeki Kederler
Denizin kenarında oturup düşündüğüm günler Dalgalar çarptıkça kopar içimdeki cümleler Okyanus gibi derin yüreğimdeki kederler Acısı gitmez bir türlü derdimi duman eder Karşımda var bir manzara düşünmek yeter bana Denizin dalgalarıyla kopar içimdeki curcuna Yeni bir başlangıç isterdim ben aslında Her şeyi unutup yeniden başlamak hayata.....
Tuğrul Pekel
Yüreğimdeki öfke
Yüreğimdeki öfke Hala indirmediysem, Mutfağımın duvarından resmini. Sana olan hasretimden değildir bir tanem. Korkum sana olan öfkemim soğumasıdır. Seni görmeden geçen zamanlar içinde. Meçhul Sevgiliye____________ Her sabah uyandığımda ilk işim, Nefretle bakmak olacak resmine 02-10-2009-Cumartesi Tuğrul Ahmet Pekel
Yalçın Koçer
Yüreğimdeki şimşek
karardı gök gene, şimdi patlayacak. sesi; kesin uzaklardan duyulacak. hayırlısıdır ınsallah; ardından ne cıkacak? ya bir öfke,ya bir haykırış olacak. ardından ipil ipil sağanak gelecek.. belki; hızla yağan bir dolu geçecek. sıcak ve müreffeh bir kalp yok saklanacağın. işte o zaman için sıcak,dışın donmuş olacak..
Çiğdem Çakır
Yüreğimdeki Mevsim
Toprağın sayfalarına İlkbahar şiirini yazan Mühürlü rüzgâr, Mavi çiçekte saklı Gökyüzünü Rüyalarımda koklatıyor. Alaca karanlıkta Konuşan ufuk, Sevdalı hayallerimde Mum ışığını dağıtıyor. Pullu yağmurların Dolunay şarkısı, Yüreğimdeki anıların Mevsimini getiriyor. (Aksaray / 12 Nisan 2007)
Hanım Gemici Üzel
Yüregimdeki Sevdam
yüregimdeki sevdam denizlerde sakladım yüregimdeki sevdamı mor dagların ardına sakladım sakladım ki sen gelmezsin diye ammma ben gelecem yanına elbet sakladıgım sevdamı sevdamı o zaman sana doya doya sarılarak koklayarak içime çekerek sakldıgım sevdamı yerinden çıkaracagım şimdilik dusunlar saklı saklı sevdam orda denizlerde mor dagların ardında olurmu
Mahmut Nazik
Yüreğimdeki O Bahçe Çiçek Uçurur
YÜREĞİMDEKİ O BAHÇE ÇİÇEK UÇURUR Varsın diken olsun güldeki kusur Herşeye rağmen bilirsin ki yüreğin özgür De ki: Çok şükür bir tebessümde bin hayat saklı Yüreğimde ki o bahçe çiçek uçurur... Mahmut Nazik 21 eYLÜL 2015 mERSİN
Turgut Uzdu
..Yüreğimdeki Tuhaflık
Bir tuhaflık var yüreğimde Başka lacivert bu gece avuçlarıma konan Dalgalar sakin yüreğime inat Hayallerime dolaştım bak sarmaşık olup Yakamozları tek tek tutuşturdum Yıldızlardan birer mumluk umut alıp Muhtaçlığımı yaşlı bir tekneye koyup Yelken açtım yüreğindeki sevgilere Elimde bir beyaz gül Gülümsemelerimleyim Doluyorum gözlerine ufkunda kaybolduğum Uzat elini tut artık Seninleyim Zamanı büküyorum her mevsim Issız sokaklara deniz fenerleri dikiyorum Beni arıyorum gözlerinde Pusulama bakışlarının ışığı kutup Yarınlara şafak olmak gerek diyorum kendimce Bu güne hayat vermek Bütün sorguları unutup Sonra hülyaların koynuna atıyorum kendimi Yüreğimde beyaz bir gül Seviyorum diyorum hayatı, yaşamayı, insanı Zaten hayat dediğimiz nedir ki Bir yürek ağırlığınca sevmek değil midir Mesafeleri aşmak Bir bakışa koşmak Bütün deniz fenerlerini tutuşturmak değil midir sabaha kadar Tek tek bütün sokaklarda dolaşıp Sonra da ayrılıkla kavrulmak çılgın ateşlerde Olsun Ben hasretliğince sevmeyi seviyorum Yanmayı seviyorum Her göz kapayışımda seni görmeyi Açtığımda anmayı seviyorum Bir tuhaflık var yüreğimde dedim ya Başka sıcak bu gece avuçlarıma konan lacivert Dalgalarda sükûn var İnan İnan hiç böyle renklenmemişti son bahar…
Hüseyin Akçam
Yüreğimdeki Yalnızlık
Bit dediğin yerde bit hayat Hoyrat geçmişin ardından Bu düzen nasılsa bayat Zıpkın gibi saplanan can kırıklıkları Ömrümün failidir Küf tutmuş kelimelerin arasına sıkışmış Cümlelerim Umut dokumuyor artık şiir güncelerime Bit dediğin yerde Bit hayat Onca kalabalık arasında Öksüzdü hep yüreğim Yarını düşünmeden uyuyamayacağım Sevda dediğimde Aşkın kokusunu, Aile olmanın dokusunu, Candan dost dokunuşunu, Alamayacak yürek tınım Menfaatler rıhtımında Umutlar tükeniyor Uryan doğan bedenim Sahipsizdi hep yalan dünyada, Özlemlerime yine Özlemle varacak Musallaya Bu beden Alacağın olsun hayat Noktasız virgülsüz gecen zamanımda Tam gaz verdin ömrümün dönemecli yollarında Geri vitesi olmayan bir nefestin hep Şafağımın gölgesinde,şakağımda hep bir mermi ile Bit dediğin yerde, Bit hayat Çivisi çıkmış bu dünyada Yüreğimdeki yalnızlık Katlime fermandır Mimarı bozuk Silüetlerin yanında Bit dediğin yerde, Bit hayat 05.02.2015-Hüseyin AKÇAM
İsa Tekin
Yüreğimdekileri bölüştüm
31 Aralık 2005'ten 01.Ocak.2006 Değil herhangi bir gününü Saatini hatta her anını bile Bir sinema filmini yeniden izler Veya bir müzik parçasını yeniden dinler gibi Bir kez daha yaşayamayacağımız Bir yılı geride bıraktık 2006 yılının hem bireysel anlamda Hem toplumsal anlamda Tüm dünyaya ve ülkemize barış, sevgi, kardeşlik Dolu yeni bir yıl diliyorum Yüreğiniz sevgiyle dolsun Kalbimdeki Sen Gözlerimdeki parıltı İçimdeki coşku Kalbimdeki sen, Ve sen canımdan can Nice aşk depremleri yaşadık Seninle dört mevsimde Dört mevsim güllerini kokluyoruz Aşkımızın gölgesinde Birde o bakışların O bakışların değişmesin Şu sevgi dolu günlerimizde. İsa Tekin
Ahmet Öztürk
Yüreğimden Kainata Kadar Benimsin
şehrinin köklerine de saklansan içimin sinene sızabileceğini unutma uykularını kuşatacağımı, nefesini esir alacağımı bilmelisin, yüreğimden kainata kadar benimsin (24 Mayıs 2003 Cumartesi)
Direnc Köse
Yüreğimden Senfoniler
Gecenin karanlığı büyütüyordu geceyi gözlerimde, kırlangıç seslerine nispet keder dolu sözcükler dökülüyordu dilimden; gece karanlığı büyütüyordu, yüreğim, yüreğine hasret çarpıyordu, uzaktı bahar ve hep zamansızdı ayrılıklar, yüreğim titrek bir senfoni oluşturmuştu akıyordu yüreğine sessizce Gece yüreğime kurşun sıkarken, yüreğim sevdaya sarılmıştı gök yüzünün yedi rengi gözlerime akmıştı gece yalnızlığa hüküm sürmekte ve yaşam bütün evrenselliğiyle akmaktaydı göz pınarlarımdan sessizce ve sebepsizce; Hüznüm zamansız yarınlara süzülmekte ve belkide yüreğine işlemekteydi, son vapurda limandan ayrılmıştı keder hüznüme yoldaş ve ben sensiz yarınlara tutsak gidiyordum uzaklara, Uzaklar düşüncemde derin yaralar açmıştı, zamansız ölüm çığlıkları beni senden, bedenimi sahipsiz yurdumdan alıp, uzak diyarlara sürgün dolu ayrılıklara sürükleyip tüketmişti sevdamızı.
Ahmet Sargın
Yüreğimden Güvercinler Uçurdum / Fatma Çetin Kabadayı
'Hoşça Kal Anne ” Romanıyla tanıdığım eğitimci, hikaye ve roman yazarı Fatma Çetin Kabadayı ” Yüreğimden Güvercinler Uçurdum” adlı eseri ile edebiyat dünyasına yeni bir giriş yaptı. Kültür sanat çalışmalarınım arasında tanıdığım öğretmen yazar, Fatma Çetin Kabadayı gelecek adına umut vaadeden güçlü bir hikaye yazarı olarak gözüküyor. Okurlarımızın da bildiği gibi, zaman zamanda bu köşede güçlü yazarları, şairleri ve sanat dünyasında adını duyurmaya çalışan kültür sanat adamlarını konuk ediyor, tanıtımını yapıyoruz, röportajlarla onları okuyucularımızla buluşturuyoruz. Okurun az olduğu bir toplumda, inatla kültür sanata emek veren, alın teri döken, göz nuru ve gönül hamuru ile yoğurdukları eserleri okuyucuları ile buluşturmaya çalışan dostlarımız var. İşte bu kültür sanat dostlarından birisi de Öğretmen yazar Fatma Çetin Kabadayı’dır. Sürmeli fetivali şiir yarışmasında bizden (Şiir dalında) “Jüri özel ödülü” kazanan yazara, plaket taktiminde Yozgat’a olan özlem ve sevgisini dile getirerek bizleri de mutlu etmiştir. FATMA ÇETİN KABADAYI Hikaye ve Roman Yazarı Fatma Çetin Kabadayı 1974 Kayseri doğumludur. İlk ve orta tahsilini Kayseri’de üniversiteyi de Gazi Ünivesitesi Mesleki ve Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi bölümünde tamamlayarak öğretmenlik görevine başlamıştır. Çeşitli İllerde ögretmen olarak görev yapan Kabadayı, şiir ve yazılarıyla edebiyat dünyasında tanınmaya başlamış, bir çok gazete ve dergilerde yazıları yayımlanmış, okuyucularla buluşmuştur. Kültür - Sanat dostu olan Kabadayı hikaye ve Roman dalında eserler çıkararak öğretmenlik mesleğinin yanı sıra yazarlık alanında da başarılı eserler vermeye başlamıştır. Adıma imzalayarak göndermiş olduğu ”Hoşça kal Anne ve Yüreğimden Güvercinler Uçurdum” romanlarını okudum ve onu daha yakından tanıma fırsatını buldum. İçten, samimi ve güçlü kalemi bende olumlu bir izlenim bıraktı. Kendisini geleceğin güçlü yazarı, ünlü bir hikayecisi gibi görmeye başladım. Gelecek için umut vaadeden güçlü kalemini, sevgi dolu yüreğini kutluyorum. ' Elveda Evliliğim, Hoşçakal Anne, Yüreğimden Güvercinler Uçurdum romanlarının yanı sıra, örnekleriyle Kuklalar ve Kukla oyunları, Ebesin, Çocuk oyunları, Yüz Gülen Yüz, Örnek Drama oyunları (Mesleki) eserleriyle edebiyat dünyasında hızla ilerlemeye başlayan Fatma Çetin Kabadayı çeşitli gazetelere gönderdiği hikayeleri ile de köşe yazarlığını devam ettirmekte, başarılı bir grafik çizmektedir. Türk Edebiyatının gelişimi adına seviniyor, onu geleceğin güçlü bir kalemi ve güçlü bir hikayecisi olarak görmek istediğimizi vurguluyoruz. YÜREĞİMDEN GÜVERCİNLER UÇURDUM Yazarın son çıkan eseri; Yüreğimden Güvercinler Uçurdum oldu. Adıma imzalayarak gönderdiği bu eserini okudum ve okudukça da onu başarılı buldum. (Hatta bu eserde kendimi buldum, çünkü Lise yıllarımda benim de bir mektup arkadaşım olmuştu ve uzun süre onunla yazışmıştım) . Yüreğimden Güvercinler Uçurdum romanında yazar umutlarını, hayallerini, çalışmalarını ve gönlünden akan yağmur dolu duygularını, okuldan arkadaşı olan Çağla ile paylaşıyor, onunla mektuplaşarak hasretini, özlemini gidermeye çalışıyor. Romanda içten bir anlatım, samimi bir paylaşım, umut dolu bir yaşam duygusu var. Kendinizi esere verdiğinizde iki dosun duygularına ortak oluyorsunuz. Öğretmenlik mesleğinin çileli yolculuğunu, sıkıntı ve ızdırap dolu yaşantısını da yansıtan eserde, yeni göreve başlayan genç bir kızın çaresizliğine yalnızlığına ve umutlarınına tanıklık ediyorsunuz. Doğuda çalışmak zorunda kalan bir bayan eğitimcinin çilelerine, sıkıntılarına ve görevi esnasında karşılaştığı çaresizliğe tanıklık ediyorsunuz. Kürt halkına yabancı, dilini anlamakta zorluk çeken bir eğitimcinin, çırpınışına şahit oluyorsunuz....Onun azmi ve görev aşkının bunları yenmek için yeterli olduğunu düşünüyorsunuz. “Yüreğimden Güvercinler Uçurdum” romanını okudum ancak, eserin hiç bitmesini istemedim, sayfalarında gönlüm, yüreğim takılı kaldı, kendimi ve mesleğimi bulduğum bu kitapta genç bir kızın umut dolu geleceğine tanıklık ettim, hayelleri, umutları beni gençlik yıllarıma götürdü. Çünkü bu mesleğe başladığımda ben de aynı duyguları yaşamıştım. Roman kahramanıyla dost olup, yıllar öncesine gittim. Türkçeyi ustalıkla kullanan Kabadayı, başarılı hikayeleri ile de iyi bir gelecek vaadediyor. Bu son romanı içten, samimi duygularla, sevgi dolu yüreklere hitap ediyor. Yazar, yüreğini, alın terini kattığı bu güzel eseriyle edebiyat dünyasına yeni bir umut katmış bulunuyor. Yüreğimden Güvercinler Uçurdum Romanını okuyucularımıza tavsiye ediyoruz. Okunacak güzel eserler arasında bulduğumuzu ifade ediyoruz. Kitaplarınız arasında mutlaka bulunmalı diyoruz. Sayın Fatma Çetin Kabadayı ya başarılar diliyor, ondan yeni eserler beklediğimizi belirtiyor, Yozgat’tan Selamlarımızı ulaştırıyoruz. Not: Yazara ve eserine ulaşa bileceğiniz Adres: Kanes Yayınları 0216 414 73 51- www.kanesyayınlari.com / info@kanesyayınları.com
Sarı Menekşe
Yüreğimden Dört Mevsim
Yaşadığım mevsimlerden haberin varmı Bir vakit olur ilkbahar dolar yüreğime Çiçeklerle süslenir her bir yanım Güneşin en sıcak zamanında kavrulurum hayalinle Yanıp yanıp kül olurum Yağmurlara hasret kalır bedenim İlkbahar da açan menekşeler susuz kalır Sonbahar okşar geçer saçlarımı Birde ardından silesini çarpar gibi Cereyena kapildim birden derken Paramparça olur benim olmayan bir ben Savruldum savurdum sensizliği yüreğimden Gökten inen kartaneleri getirir seni bana yeniden Baharlar gelir erirsin yine seninle beraberinde ben Beyaz bir örtü olur kim bilir belkide kefenim Siler süpürürsün her şeyi sil bastan yeniden Haberin yokki mevsimlerimden Hiç bir şey göründüğü gibi degil Yaşarsan bilirsin beni anlarsin sen
Su Eda Gümüş
Yüreğimden Tutmasaydı
İçimde benden ve bana öyle geliyor ki bu yerküreden büyük bir dünya var. Tek başı mayım kim varsa ya gitti yada ben kapıyı açtım çekip gitmeleri için. Gece ve gündüz yok yalan ve gerçek yok kural ve düzen yok. Bedenimin nefes alıp bir kütle olarak varolduğu bu dünyanın dışındayım sürgün desem değil vatanım desem değil. Bir başı mayım tek varlığın aklımda aklımdan öte ruhumda. Garip bir haz hissettiğim uzay yürüyüşünü anımsatan. Tek renk, alabildiğine siyah, siyahın kollarında olmak bir parça huzur sunuyor sokulup uykuya dalıyorum, kısa nöbetler gibi uykularım, uyuyor uyanıyorum. inanç yok, umut yok, nefret yok bir boşlukla göz göze geliyorum, gözlerim orada kalıyor. İçimden başlıyor sessiz kelimeler gündelik olağan yoklamalarına. Sessizce dinliyorum hala orda olduğumu bilmelerinin rahatlığıyla dönüyorlar yuvalarına, bense an be an yorulduğum uykularıma. Kaç mevsimdir burası yurdum, daha kaç mevsim misafir eder beni bilmiyorum. Beni çevreleyen boşluk içime sızıyor, kalbimden onun rengine boyanmış bir şeyler damlıyor. Elleri yumuşacık, bu yaranı sarmak için içindeyim korkma diyor. Biraz sakinleşsin ruhun, biraz çırpınışlarını yitirsin yüreğinin kanatları, duyguların ağlıyor diyor neden öksüz bıraktın onları. Kalbindeki uğultuları duydum kendini de kovmalısın diyor. Benliğin, tüm bu oyunlarla seni meşgul eden, ele geçirmiş düşüncenin aktığı nehirleri. Emirler yağdırırken damarlarında dolaşıp duygularını doyurana acımasız, çok hoyrat elleri. Senin ince kalbin bu hoyratlığın soğuğunda üşümüş biraz diyor. Gözlerinden akan nuru damlıyor pamuk elleri arasına alıp ona bir şeyler fısıldıyor. Hayat bazen teğet geçer hedefleri her zaman tutturamaz, bazen bilerek yapar bunu diyor, sen daha hızlı koş daha çok çalış ve hayat okulunda iyi bir öğrenci ol diye. Senin için açtığı kucağın içinde kanatların güçlensin de rüzgarlar sert estiğinde karşı koyabil, kaybolma diye. Sen kanatlarını kırmışsın diyor, artık uçmak diye bir şey yok yaşam döngünde ve giderek küçülüyorsun bu yüzden düştün gözbebeklerinin siyahına. Göz bebeklerinle gözlerinin kaldığı yerdesin sana yabancı değil, sen seninle içindesin diyor peki diyorum sen kimsin, ben senin yitirdiğini sandığın inancım senin hayatta olmana sebebim, diyor. Ben gelmeseydim kaybolacaktın kendini bıraktığın bu boşlukta. Kanatların iyileşebilir, yeni kucaklar uçman için seni özgür bırakabilir, yüreğindeki kapanabilir, nehirlerine kuracağın köprüler oradaki savaşı kazanabilir, yeter ki sen yüreğine girmeme izin ver, kapatma dünyana al beni diyor. Ben inancım, ben umudum, ben sevgiyim, ben iyilikleri temsil eden her şeyim, herhangi bir isimle çağır beni, ben toplar tüm kimliklerimi gelirim diyor, yeter ki sen seç birini, fark etmez ne olduğu ama istersen inançla başla o en vefalısıdır bir tutundun mu hiç bırakmaz ellerini. Öylesine büyük bir yol açar ki güzel olan her şey geçebilir oradan. Benim geleceğim yok diyorum, hele sen bir çağır beni koy kalbinin bir hücresine diyor. bak ben geleceği nasıl örüyorum. Sen yeter ki yaşamak iste yoksa ölüm uzak değil sana. Mecalim yok ben böyle iyiyim bırak beni bu karanlığın koynunda diyorum burası garip bir şekilde sanki beni tamamlamakta. Kaybolmayı seçen sensin istersen yine seçip bulabilirsin yüreğini. O yok diyorum yalanmış ne yaşandıysa, hayır diyor o senin en gerçek parçan yaşanmışlıkta çizilmiş resimlere bakma geçer bu acın sen seni tamamlayan sevgiyi hatırla diyor, koy uzak bir zaman parçasına. Bir gün gelecek ve gerçek olup olmadığını zaman ispatlayacak sana diyor. Gerçekse içinizde yanan bir mum ışığında da olsa bulur onlar birbirini. Ben onsuz yaşamak istemiyorum diyorum oysa onunla olmak yasak bana. Yasaklar birer korunaktır diyor neden oraya alındınız bilemezsin. İkilemlerden yoruldum sonu yok diyorum, kaldır onları rafa unut yerlerini hatırlamak istediklerini ve şu an yapman gerekeni seç diyor. İçimden gidişini izlemek akıttı tüm kanımı diyorum acıyla baş etmenin bir tek yolu vardır kabul etmek direnmemek diyor. Ona gitmeliyim ama gidemiyorum onu sonsuza kadar kaybetmek ölümle denk diyorum. Ölüm aşkta saklı olan diriliştir diyor. Seçim senin, unutma ölüme uzak değilsin.
Fazlı Akkuş
Yüreğime
-Dedeme- Buruk bir acıyla kanatlanır Yüreğimde gökyüzü. İnsan hiç Dedesi ölsün ister mi? Ama ölür! Kuşlar rengarenk Gökkuşağı tadında Tüyleri arasında kan sızması. Buruk bir acıyla çuvallanır Yüreğime gökyüzü. 23 Nisan 2005 Kocaeli
Yaşar Yıldız
Yüreğimden Zincirledin Beni
Ellerini bulduğumda ellerimde, sensizliğe akıp gitmesin diye, demirlemiştim zamanın bir yerinde. Sensiz özgürlüğü hiçe sayıp, tutulu kalmıştım, gönüllü. Akdeniz mavisi bulaşmış, gözlerinin derinliklerinde. Yüreğimden zincirlenmişcesine.
Akdağ Ersoy
Yüreğime Ağladım
Yüreğime ağladım “Gülpembe” benim şarkım, Kim demiş “ölüm sana yakışmadı” ha kim der? Hani sen demiştin ya “bir gün Barış da gider.” Yüreğime ağladım “Gülpembe” benim şarkım. Sorsam sana, sevdaya neden yol vermez dağlar, Gözümde “Dağlar Dağlar” bu gidiş beni dağlar. Dilimde “Kara Sevda” yüreğimde “Gülpembe,” Kara sevda,elveda arkandan binler ağlar. Gözüme gurbet oldu iki damla gözyaşı, Yüreğime yurt oldu milyon damla gözyaşı; Sen giderken mert oldu, Barış oldu gözyaşı, Benim şarkım “Gülpembe”ki, bir posta katarı. 3’Şubat’99 / Bursa
Ertürk Demirci
Yüreğime Gömdüm
Gel gör şu halimi ne hale düştüm Çam çırası gibi yandım bu gece. Zaman benle ben zamanla yarıştım - Pervaneler gibi döndüm bu gece - Yıldızlara yoldaş oldum bu gece. Kapılara baktım, gözüm yollarda Derman mı kalmadı saran kollarda? Çiçekler umuda yatmış dallarda - Sen gelirsin diye umdum bu gece - Yıldızlara yoldaş oldum bu gece. Sana sevdalandım başkası yalan Sen gidince sevdan, içimde kalan Açmaz yedi veren, bahçesi talan - Baktım resimlere kandım bu gece - Yıldızlara kardeş oldum bu gece Geceler üstüme hüzünler salar Yüreğim kabarır, gözlerim dolar Söndürmez harımı ummanda sular - Lokmamı sevgine bandım bu gece - Yıldızlara yoldaş oldum bu gece. RABATLI dilekler tutmuş adına Her gece düşersin akıl yadıma Karanlık gecenin mor inadına - Seni yüreğime gömdüm bu gece - Yıldızlara yoldaş oldum bu gece.
Zafer Zengin Etnika
Yüreğime Hoş Geldin
Unutmuşum Gözlerine dönmeyi Kar gözlerimi kapatmış Görmedim ey sevgili Yüreğime hoş geldin Hoş geldin bildin mi beni! ben sevgilin... Dokunamam bakışına Ayaz da yaşaran gözlerim senin... Sevmeyi anlattın gözlerime Anladım... sımsıcak... sımsıcak bakışlara saklarlar aşıklar ellerini Haziran da titremeleri heyecandan kavuşmaları var candan... candan... İklim uymuyor günümüze iyi bak sevgimize,ben tipideyim ey sevdiğim gül biraz benim de yerime bileyim ki Ölmemiş titremelerimiz .. dal titrerdi akşamdan ağaç gövdesin de sızıntı göz yaşımı dersin sen aşk'a bırak öyle kalsın şarabi yaprakta İklimine uysun aşklar sıcacık bir bakışta... Sevmeyi anlattın gözlerime Anladım... sımsıcak (günüme) 14 02 2004 zafer zengin sevgililer günü anısına
Talha Sağıroğlu
Yüreğime Bir Ankara Mesafesindesin
Yüreğime bir Ankara mesafesindesin Ay puslu, yollar bozuk, yürekler ırak Bir Ankara kadar ötede Beni beklemektesin... Yüreğime bir Ankara mesafesindesin Boğazımı rakı gibi yaka yaka geçmektesin Yüreğin İstanbullu, saçlarında lodos var Ankara yolunu sırattan ayrı seçmelisin... Ama yüreğime bir Ankara mesafesindesin Ama Yüksel kapalı, ama Karanfil`de polisler Ama bu gün eylem var Kızılay`da Ama umurumda bile değilsin... Yüreğime bir Ankara mesafesindesin Gözlerin beni arıyor her tenha başında Saatin yelkovana karıştığı köşedesin Bir yerlerde beni beklemektesin Ve biliyorum, bu gece çok güzelsin...
Hayrullah Cırık
Yüreğime Hüzün Dolar
Bir başka oldumu hava, Bozdumu,kara dumanlar kümelendimi, Yağmur düşmeye görsün yere, Yüreğime bir hüzün dolar. Açıldımı,gök mavi gözüktümü göze, Uçan kuşların kanat sesleri, Açan çiçeğin kokusu, Esen yelle geidimi pençereme, Yüreğime on hüzün dolar. Kış akşamları,yaz akşamları, Meltem rüzgarlı bahar sabahları, Başka doğup,başka batarken, Yüreğime yüz hüzün dolar. Mektubun gelmeyişi yardan, Gecikmesi uzun süre merhabaların, Hasretle yuğrulması hayatın, Yüreğime bin hüzün dolar. Kapatması gardiyanın kapıyı, Bir güneşin batışı gibi, Aydınlığın birden yok olması, Zindandan kaçıp gider gibi, Yüreğime miyon hüzün dolar. Milyon bıçağın batışı gibi, En uzun gecelerdir başlayan, Nemden tasadan dikenli bir yatakta, Sağa,sola dönmeler bitmez, Bir rüyaya başlamayınca. Hep ayni rüyadır görünen, Dışardayız elimizde meşale, Hep karanlıklara gideriz, Karanlıklar aydılnlansın diye, Hep çiçekler vardır, Renkleri daha canlı, Daha sevecen insanlar, Bakışları okşamaklı. Rüyadan uyandığını görüyorsan, Yakındır yeni bir güne başlaman, Yine başkadır hava, Yine başkadır, Yine. Yine aynıdır yürekteki hüzün, Yine aynıdır yürekteki, Yine aynıdır, Yine. Gittikçe yavaşlayan volta, Yüz hattımda ki çizgiler gibidir, Kısa,derin ve nettir.
Fatma Avcı 2
Yüreğime işlemiştim seni, kıyamete kadar sökülmeyecek ibrişimle.
Sadece bekledim, taze toprak kokusunda gelecek olan sevgiyi. Dışında olmayı beceremedim. İçine giremedim, tozunu silkeleyemedim yıllarca. İçimdeki özleminle yüreğimin körfezine demir atıyordun. Kokun bile kalmadı, omzumda şalın, elimde tekrar tekrar okunmuş bir kitap dilimde ayrılık şarkısı. Yaban gülü gibi gelmişti aşk. Budayıp yok eden neydi? Hani vatanı, dili, dini yoktu aşkın. O halde neden boşluklar içinde yuvarlanıyorum. Beni sensizleme derken içimdeki boşluğu doldurmaya çalışıyorum. Kuru hayatlar içinde yaşamaya çalışıyor. Kendi yaşamından ödün vermiyordun. Mızrabın her tele dokunuşunda çıkan nağmeler, kapılarını aralamaya çalışırken sana ardına kadar açıyordum. Mehtabın karşısında titrerken ellerin, yüreğin yoktu beni sarıp sarmalayıp ısıtacak. Kirpiklerimin ucundan damlayan kızıl damlalara dokunmuyordum bile. Senin varlığın en cömert sancıydı. Şekeri sana uzatırken zehri kalbime sürüyordum. Sana uzanan çileli yollarda tutkunun ötesinde hasretle yanıyordum. Sensizlik hüzzam makamının nağmelerinde boğuluyorum. Kalbime konan kelebek, neylerde ağlayan nota, şiirlerde mısra oluyordun. Yüreğime işlemiştim seni, kıyamete kadar sökülmeyecek ibrişimle. Boynuma dolanan kement gibiydin gevşettikçe daha çok boğuyordun. Kuru ayazın yanıklarına döndü yüreğim. Her ah endişe, dökülen yara kabukları gibi elime geliyor. Daha acı, daha ıstırap bir o kadarda sancı doluyor yüreğime. Adını her anışımda dolunayda karanlıkta kalıyor bedenim. Gözlerimi kapatıp mahremiyetime gizliyorum seni. Yollayamadığım mektuplar sayfa sayfa yüreğime dökülüyor. Her gün bir parçam daha tükeniyor. Bir bakışını, bir gülüşünü nasılda özlemişim. Açıkken gözbebeğime yerleşen, gözümü kapadığımda gönlüme sızan sevgini arıyorum. Uykumu ne zaman terk etmiştim. En son ne zaman’’SENİ SEVİYORUM’’ demiştim. Sahi… Sahi en son ne zaman gözlerinin içinde kaybolmuştum. Seni soluyorum yüksek dağlardan gelen rüzgârın nefesinde. Sesini bir dalganın sahile vuruşunda, bir yaprağın hışırtısında arıyorum. Suda titreyen mehtabı senin yüzün zannediyorum. Sefayı sen sürdün, cefayı ben çektim diyen yüreğim isyanlarda. Seni gönül toprağımda filizlendirmeye çalıştıkça, ektiğin sevgi sarmaşıkları bedenimi sarıyor. Ben ise kuruyacağımı bile bile o sarmaşığa sarılıp uyuyorum. Feleğin çarkına tutuldukça, her gün yeniden bileylenip hançer gibi içime işliyorsun. Hüzünlü sabahları birbirine ekliyorum. Gönül camından içeri süzülen ışıklar yaşama sevinci veriyordu İstiridyeden ayrılan incinin figanını duyana kadar. Parelenmiş canımızdan biçilmiş ayrılık elbisesini üzerimize giydirdiler. Sen karşımdaydın ama ben seni göremiyordum. Cemrelerimizi boğuyordu azgın lodoslar. Yüreklerde kilitli kalmış sözcüklerimiz gün ışığına çıkmıyor, pazara düşmüş köleler gibi seçilmeyi bekliyor. Bedene bağlanmak, yürektekini hatırlamak acı veriyor. Loş ve kuytu parmaklıklar arsında sevgisizliği yüklemiş pusulasız gemilerdeyim. Araftayım. Taşın içinde saklı olan ateş gibi bulunmayı bekliyorum. Ne kadarda mutluydum senin gönlünün içinde eridiğim zamanlar. Gecelerimi yıkardın dolunayın ışığında. Gülizar da açan yediveren olurdum sen gelince. Sılamdın, memleketimdin, vatanımdın. Özlemlerimi sevme çılgınlığımla, bedenimde, beynimde hissediyordum, geleceği olmayan kırık duygularımla. Yarı yitik yarı saydam gülüşlerle yalnızlığımı paylaşıyorum. Galata meyhanelerinin küf kokuları arasında buluyorum kendimi. Camların dışından vuran buz renkli ilkyaz ışığı acı çeken ruhumun bedenini benden kovmaya çalışıyor. Fışkıran öfkeler karşısında benliğimi yitirmeden hüzünlerimin ayrılıklarımın kucaklaşmasını yaşıyorum. Hayatıma paldır kültür içeri dalıp, daha sonra umarsızca arkanı dönüp kendi yalnızlığına gömüldün. Çuha örtüler üzerinde bahse sürülüp, kıymet bilmezlerin eline düşen aşkları yaşattın. Sevilen birini terk etmeyi kahramanlık sayarak kapıyı çarptın ve gittin. Işığın hüzünlü eğimi içinde kayboldun. Gidişinde gelişin gibiydi. Ardında bıraktığın sarsıntı bedenden çıkıp ruhumu yedi renge böldü. Biten gün gibi dağların ardında kaybolurken kızılın en kırmızısı sardı benliğimi. Güz yangını sarısını yanına aldın. Mavin dinginliği ve yeşilin huzuruna sarılıp kanayan yaralarımı temizliyorum. Ben gelemem, sen gelmedikçe açamam içimi çiçeklere… 26.08.2011
Ahmet Zühtü Çelenk
Yüreğime Kar Yağıyor
YÜREĞİME KAR YAĞIYOR çocukken üşürdüm, kar lapa lapa yağınca, içince bir bardak çay, içim ısınırdı,yüreğim sımsıcak. şimdi çay da kar etmiyor yüreğime kar yağıyor lapa lapa hem de...
Reyhan Akagündüz
Yüreğime İzin Verseydin Unutabilirdi Belki…
Gökyüzünde aradım. Gökyüzü engin, gökyüzü dingin. Gökyüzü hayal, gökyüzü yüreğimin mavisi, umudumun bulutu. Umut bitmeyen bir rüya. Umut yarında, yarınla bugün arasında, yarının ta ötesinde. Gökyüzünün mavisinde, umudun beyazında her yerde sen… Sen neydin? Ya da sen nasıl bir şeydin? Gözlerin nasıldı, nasıl bakardı? Sesin kulaklarımda çınladığında hangi tren düdüğünü çağrıştırırdı? Ya da senin ellerin değince ellerime içimdeki çocuk nasıl coşardı? Şimdi avuçlarımda biriktirdiğim yağmur damlaları gibisin. İçi boş kalıplara seni döküp –akışkanlığından yararlanarak-şekillendiriyorum. Sonra geçiyorum karşısına şekillerin, hepsinde biraz sen hiç biri sen değil. Seni arıyorum hep bir yerlerde. Yaşlı bir İstanbul Beyefendisinin yıpranmış gözlerinde yorgunluğunu, durmadan bağıran sokak satıcılarında öfkeni ve yakama yapıştığında ufacık bir çocuk ‘boyayalım mı abla’ diye, bitmek tükenmek bilmeyen ısrarını görüyorum. Sen gelmeden önce ayaklarım acılar köprüsünden geçmişti, gözlerim ahlaksızlıkların, haksızlıkların en kuytusunu görmüş, kulaklarım en ağırını işitmişti şikâyetlerin, ihanetlerin. Sen geldin sonra. Ayaklarım umut tepeciklerine tırmanmaya başladı, bambaşka bir iklime açıldı gözlerim ve kulağıma aşina sesler fısıldandı sevinçlere dair. Sonra bir alışkanlık denizinde ufacık bir sıradanlık sandalında buldum kendimi. Sen vardın ya ufukta, kollarım yoruldu sana ulaşmak için kürek çekmekten, senin yeni ortamların, yeni oyuncakların dev dalgalar olup yoluma dizildiler. Sen? Sen çok uzaklarda başıboşluğuna demirlemiştin. Uzaktan çok küçük görünüyordun. Ve yakınımdaki ufacık şeyler-sırf yakınımdalar diye- ne kadar da kocaman görünüyorlardı. Bu bir göz yanılsamasıydı aslında, gel gör ki yürek kabullenmiyordu. Sana niye yetmedim anlayamadım. Tutsan da elimi kalabalıklar içinde, yüreğinin elleri çoktan çekmişti ellerini yüreğimden. Adımlarımız bir olsa da arşınlarken kaldırımları, gölgem hep bir adım arkasında takip etti gölgeni. Kendime yettiğimi sandığım günlerin birinde, uyandığımda başucumda buldum yokluğunu, aradım senden bir iz ya da kırık dökük bir elveda ama yoktu. Söylenmesi gereken her şeyi söylemiştin aslında. Benim anlamam gerekiyordu. İçimde bir yerlerde tozunu almam gerekiyordu bir şeyleri… Ve sen ansızın gittin. Ayaklarım beni karanlık bir yola götürüyordu. Gözlerim yeni bir yağmura hazırlanıyordu. Kulaklarımsa artık yoktu…
Filiz Turan
Yüreğime Kar Yağıyor
Dışarıda kar yağıyor Tane tane düşüyor bembeyaz kar taneleri Havanın soğuğuna inat Bacalardan dumanlar yükseliyor Sıcacık evlerinde küçücük yavrular Annelerinin koynunda uyuyor Dışarıda kar yağıyor Evimin penceresinden seyrediyorum Düşen masum kar tanelerini Sokağın köşesinde titreyen bir çocuk Gözümde canlanıyor Yüreğime kar yağıyor... Üşüyor yürekler yağan her kar tanesinde Buz kesiliyor bedenler Gidecek evi olmayan kimsesiz çocuklar Bir köprü altında korkuyla seyre dalıyor Yağan her kar tanesinde bedenleri biraz daha uyuşuyor Ve dışarıda kar yağıyor Bir küçük yürek feryat ediyor gecenin ayazında Ne arayanı var ne de merak edeni Anne şefkatine sevgiye hasret Yapayalnız bir küçük yürek üşüyor Dışarıda kar yağıyor... Çıplak ayakları uyuşuyor önce, sonra bedeni Düşler görüyor, belki annesini Belki de hiç sahip olamadığı bisikleti Sıcacık bir yuvanın düşünde ölüme yürüyor Bir küçük yürek üşüyor ve kar yağıyor.. Oysa çocukken ne çok severdim karın yağışını Kar topu oynamayı Oynarken ellerimiz ve ayaklarımız donar uyuşurdu Koşardık sıcacık evimizde sobanın başına Üşüyen ellerimiz ısınırdı önce Sonrasında yüreklerimiz.. Oysa şimdilerde pek sevmiyorum karı Üşüyen uyuşan bedenler geliyor aklıma Çaresizce seyrediyorum karın yağışını Yüreğim acıyor küçücük üşüyen bedenler için Ve bugün yine dışarıda kar yağıyor Biliyorum bilinmez bir yerlerde Onlarca küçücük yürekler üşüyor.. Sevgi dolu bir sıcak yuvanın düşünde Belki de yavaşça ölüme yürüyor.. Yüreğime kar yağıyor... 19 aralık 2003
Hasibe Kaya 2
Yüreğime Kar Yağıyordu
YÜREĞİME KAR YAĞIYORDU….. Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben üşüyordum, Kara kışlara yakalanmıştı garip sevdam, Unutmuşum baharın o taze güzelim tadını, Umutlara darılmışım sessiz sedasız sensiz, Umut etmeyi de unuttum aslında sen gidince…. Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben yalnızdım, Yine tek arkadaşımdı gecelerde yalnızlığım, Karanlıkları aydınlık seçmiştim kendime, Aldanmışlığı çok gerilerde bırakıp senle, Boşlukta bütünleştim yalnızlık denen vuslatla…. Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben sessizdim, Sevdalı limanlarda kendimden vazgeçmiştim, Ey sevgili gidecektin de neden girdin dünyama, Yalancı rüyalar sunmayacaktın ürkek uykularıma, İmkânsızlığı zehir gibi akıtmayacaktın ruhuma…. Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben çaresizdim, Günlerin gecelerin farkı yok tadı yok sensiz, Çaresizliğin bilinciyle kapatmışım ruhumu ben, Beni sorma artık sayende bil inancımı yitirdim, Suyu tükenmiş limanların kıyısında bekliyorum…. Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben yürüyordum, Esintilerde soluğunu hissedip seni içime çekerken, Bilesin ki yokluğunla ruhum sızlıyor vefasız, Benden uzaktasın söylediğin yalanlarda boğulmuş, Bilesin ki sen beni değil kendini aldattın…. Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben susuyordum, Sevdalara sığmasa da sesim haykıramazdım, Gönül pencerelerini sonuna dek açmayacaktın, O yalancı gözlerle gözlerime bakmayacaktın, Sevdanın çıkmaz yollarına salmayacaktın düşlerimi…. Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben ağlıyordum, Hayat damarlarımdan birini sen kopardın, Dudaklarımdaki sevda kelimelerini çaldın, Senden bana kalanı düşününce hatırlıya bildiğim, Sadece kırık bir tebessümdür anımsadığım…. Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben kavgalıydım, Döndürmeyecektin duygularımı yalnızlık yolundan, Kıpırdatmayacaktın yüreğimin yalnız kuşlarını, Canımı sıkıyor bir ömür tükettiğim hayat kavgası, Meğer seni severken sevmişim ben bu hayatı…. Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben karanlıktım, Yıllarca acılara kucak açıp direnmişim yaşama, Şarap misali sensizliği de içmişim bir yudumda, Yeni gelen günle aydınlatmayacaktın sabahlarımı, Yarım bırakmayacaktın acısına vurulduğum bu aşkı …. Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben hüzünlüydüm, Hüzün gözlerimden gitmeyen misafirdir artık, Soğuk karanlık gecelerde kayıp çocuk resmidir hüzün, Bilir misin gittiğinden beri kayıp içimdeki çocuk, Ve bilir misin bu kayıp çocuk seni ahla anacak…. Yüreğime kar yağıyordu, sensiz sen yoktun, Özlem tek yönlü bir yol işte gidip te dönmeyen, Ve sen bir yel gibi esip gittin hayatımdan, Yolun tam ortasında bıraktın beni sevdamla, Yelkenleri kırık tekneler gibi bakakaldım ardından…. Yüreğime kar yağıyordu ve ben seni özlüyordum, Yorgun karlar üzerinde seni ne zaman hatırlasam, Adın bir sevda türküsüyle özdeşti yüreğimde, Suskun yüreğimin sessiz türküsüydün içimde, Bir hüzün şarkısı çalınır, kırılır kalbimde…. Yüreğime kar yağıyordu ve ben yüreğimi arıyordum, Seninle dört mevsim baharı yaşadım gözlerinde, Dört mevsim çiçekler açtırttın sen kalbimde, Üzerine çiğ taneleri düşmüş kırmızı güldün bende, Seni tüm renklerde sevip özlemiştim benliğimde…. Yüreğime kar yağıyordu ve ben şiir yazıyordum, Her renkte sevdiğim sevgi çiçeğimdin benim, Senin için en nezih kelimelerden şiirler yazdım, Tarif edemedim diye gönlümün diliyle seni, Hepsini tek tek beğenmeyip yırtıp attım…. Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben üşüyordum, Her zerresi buz gibi yüreğime düşüyordu, Benim de düşlerim yağıyordu yollara, Kimsesizliğin verdiği bir çaresizlikle, Yüreğim gelmeyeni beklemede donarak ölüyordu…. Hasibe Kaya 15-02-2009 saat:04.55
Sennur Çetin
Yüreğime Sesleniş
Her yerde bir bahar coşkusu Kuşların cıvıl cıvıl sesleri Ağaçların çiçek açması İnsanların ekmek kavgasına koşturması İşte doğa kanunu mevlam Hepsini ayrı güzellikte yaratmış Kimler geldi kimler geçti Her gülen yüzün ardında Belki ağlayan bir kalp vardı Yorgun ve bitkinim Oturmuşum Eminönü sahilinde Balık ekmeğin kokusunu Duymak istedim bir an Yoktu hiçbiri kaldırılmıştı İçim burkuldu Dedim ya kimler geldi kimler geçti Bir an sağıma baktım El eleydi iki genç birbirine nazlar içinde Gözlerinden okunuyordu Yürekten birbirlerini sevdikleri O an birde soluma baktım İlerde oturan bir çifte daldım Taşa gazete sermedin diye Birbirlerine sözler savuruyorlardı İşte herşey hayatın içinden Bende o an yüreğime seslendim Al götür beni hazan yaprağını Savurmasın rüzgarlar Ne acıları bağrında taşıdı bu yürek Banada gülsün artık felek 24.04.2006
Mehmet Ali Güneş
Yüreğimi Kana Bulama
Eğer sahip olabilseydim gökyüzüne Sana bir yıldız verirdim geceden Şöyle mor mor parlayanından Ama yokum, yoksulum işte Bir tek yüreğim var bana ait Tertemiz, daha sıfır Senden başkasının sevdası değmemiş O da ayaklarının altında Ne olur usulca bas Yüreğimi kana bulama!
Mahmut Ali Buluç
Yüreğime sorma
Öyle bir derde düşürdün beni Dert huzursuz oldu derman da mutsuz Uykularım dar ma dağın kirpikler huzursuz Yüreğimi sorma acı,acı çekiyor Çöllerde geziyor sanki dudaklar Gözükmez oldu da şimdi uzaklar Dert dermana kurmuş yeni tuzaklar Derman yorgun düştü acı,acı çekiyor Gönlüm razı değil dilim söylemez Teselli faydasız beni eylemez Dert sinsi geziyor dermana söylemez Derman yorgun düştü acı, acı çekiyor Mahmut Ali BULUÇ.12.07.2011
Veysel Bahadır
Yüreğimi Hasretinle Deşeceğim
seninle ne düşman ne arkadaş kalabilirim yaptığım en büyük hatasın cezamı çekebilirim geceye karışır kaybolur düşlerim düşemeyecek kadar dipteyim, adını söylemeden kimseyle dertleşmeden yüreğimi hasretinle deşeceğim.
Feriha Ceylan
Yüreğimi
Dokundu kanatlarım dokundu ellerine Dokundu dillerim dokundu gözlerine Soğuk gecelerde mor tırnaklarımın izi Ya o dikenler sıktıkça kanatıyordu yüreğimi
Uygar Yeni
Yüreğimi Parçalarım
Cebimde onca yoksulluk varken aklıma sen düşersin birden, Gözlerim kapanır benden habersiz, Sen yürürsün, ellerimi cebimden çıkarıp peşine takılırım Yetişemem, kaybolurum birden! Bu sefer olmaz düşler görürüm; Aç çocuklar, çorak topraklar ve kuru ağaçlar… İçinden çıkılmaz korkular, Kaygılar ve kavgalar basar düşlerimi Kaybolurum, boğulurum… Düşlerimde; Yetimin hakkıyla hayatı cennet eder kimi, Kiminin canı kuru bir yaprak gibi sessiz düşer toprağa… Sonra, Her kör kuyuya benim bedenim gizlenir, Ne vakit nefes alsam, boğazıma çöker kapkara eller; Ellerim cebimde, bir dünya yoksulluk Avuçlarımı sıkarım, Bağıramam, çağıramam artık Yeniden, yeniden gömülürüm toprağa… Onca yoksulluk varken aklıma sen düşersin yine, Ellerimi cebimden çıkarıp peşine takılırım, kaybolurum sonra Bilsen o vakit; Bütün evren üstüme yıkılır… Ellerim cebimde, bir dünya yoksulluk Aklıma sen gelirsin, Sanki aynadan kendi yüzüme bakarım Ne yana baksam; Çaresizim, ellerim cebimde, onca yoksulluk boynuma asılır Gözümde yaş ve yüreğimde ağır bir savaş Ellerim cebimde, avuçlarımı sıkarım, Ne vakit aklıma düşsen Avuçlarımda yüreğimi parçalarım…
Şerafettin Muş
Yüreğime Umut ektim Yeşerdi
Yüreğime Umut Ektim Yeşerdi Suyum sevgi merhamettir toprağım Yüreğime umut ektim yeşerdi Dört mevsimde kurumayan yaprağım Yüreğime umut ektim yeşerdi Yolcuyu yormayan yollara döndüm Batan güneşi ben doğarken gördüm Umutsuza umut oldum yürüdüm Yüreğime umut ektim yeşerdi Doğadır kaynağım doğadır çözüm Bilimle bilgiyle gülüyor yüzüm Bilgili oldukca gür çıkar sözün Yüreğime umut ektim yeşerdi Gizemli sırlara sırdaşlık yaptım Bilime inandım bilime taptım Sorulu cevaplı buluşlar yaptım Yüreğime umut ektim yeşerdi Akıl ve düşünme yeteneğini Dost Şeref yüklendi bilgi yükünü Sorularla cevapların ekini Yüreğime umut ektim yeşerdi 10/06/2014 Dost Şeref
Şahin Ertürk
Yüreğimi Yakıyorum
Yıllar sonra BEBEK teyim Yaşlanmamış anılarla Dünden kalan gözyaşımla Kibirit,çakmak kullanmadan YÜREĞİMİ YAKIYORUM (18.06.2006) İSTANBUL
Salih Zeki Fettahoğlu
Yüreğimi yazmalıyım...! ! !
6 Nisan'larım 22 Nisan'larım 2 Haziran'larım 21 Temmuz'larım 9 Kasım'larım bunlar, benim yavrularım. sevgi ve mutluluğun yüreğimdeki sevinç çığlıkları bugünlerin beni havaya fırlattığı tüm mutlulukların en güzelleri işte benim özel günlerim. bugünler yüreğimden bal akar damarlarıma tüm mutluluklar yüreğime dolar kanatlanırım kartallar gibi yüksek tepelere çıkar seyrederim rüzgârın sesiyle paylaşırım mutluluklarımı baba oluşumun tüm sevinçlerini yanık yanık türkülerle yaşamak onlarla sarmaş dolaş olurum. öyle bir gün var ki; işte bugün 9 kasım arkasından 10 kasım kasım da kasım tüm çiçeklerin solup bittiği ama hiç mi hiç yok olmadığı kutsal sevgilerle dolu günlerim. işte benim özel günlerim yeniden dünyaya geldiğim bu kutsal günlerimde sevinçlerin en yüceleri evrensel doğanın bal dolu kokulu çiçekleri hep bu çiçeklerdeki bal süzgeçlerinden beslenirim bal dolar yüreğime. sevinç çığlıklarım türkülere döner kemençe çalar horon oynarım dağların zirvesinde yanık yanık türküler söylerim damla damla olurum yer yüzünde çiçeklere su verir içimdeki sevinç damlaları yarınlara umut verirler bana arkadaş olurlar sahiplenirler beni ayrılamam günlerimden ayrılamam can olduğum damarlarında kan olduğum en kutsal canlarımdan benim cici yavrularımdan. bitmesin sevinçleriniz bitmesin yarınlarınız yaşamak istediğiniz hazlarınız yüreğinizdeki sevdalarınız yoldaş olsunlar size sahiplensinler, sevsinler sizi acılarla değil mutlulukların bal olup aktığı sevinç dolu yarınlarla ne çok seviyorum sizi selâm olsun yüreğimdeki kutsal canlarıma benim cici yavrularıma kara kovanlardaki ballarıma yiğitlerime,mangal yürekli kızlarıma,oğullarıma bana dal olan,gövde olan sarmaşık otu gibi beni saran cici torunlarıma. szf_68 Trabzon 10 Kasım 2013_ 07:38
Ülkü Sarıoğlu Okyanus Yürek Mavi Melek
Yüreğimi Vurdum
Kin ve keder doldum Kalbim ağladı soldum Sevgisiz yokoldum Aşka düşman oldum Ben sorunu buldum Boşa hayal kurdum Yüreğimi vurdum Aşka düşman oldum Sırtımdan vuruldum Zalim diye sunuldum Süs yerine konuldum Yüreğimi vurdum Aşka düşman oldum
Serdar Kılıçalp
Yüreğimi Yüreğinde Saklarmısın..
yüreğimi yüreğinde saklarmısın, düşlerimi alıp koynuna.? bir gece ansızın kulağın çınlasa, ismimi anarmısın.? yağmurlu bir günde pencerende üşüyen bir kuş misali, gelsem kapına kollarına sararmısın.? sana olan sevdamı yazsam şiir şiir,, anlatsam gecelerce dinlermisin.? wersem sana yüreğimi, yüreğimi yüreğinde saklarmısın, düşlerimi alıp koynuna, sevdiğim..? ....
Ümüt Güngör
Yüreğimi Resmettim
Yüreğimi resmettim, Sevgimizi hapsettim, Aşkı tutsak ettim, Görmek istermisin. Bahçe kurdum hep çiçek, Aşkımız yeşerecek, Gözlerin ne diyecek, Bakmak istermisin. Duvarları hep gülden, İçerisi beyaz tülden, Çok uzakta kem gözden, Bakmak istermisin. Yüreğimi mum yaptım, Yakmak istermisin, Gönlümü ırmak yaptım, Akmak istermisin.
Kazim Öztürk 2
Yürek Yaralar!
Yürek Yaralar! İstemiyorum atın, bütün cismini, Sili verin tarihten, günün ismini Tümden unutu verin, hüzün resmini Bitmiyor acı günler, yürek yaralar; Biri anneler günü, biri babalar! Sıvazlamıyor artık, kimse başımı, Yapan çıkmıyor şimdi, sıcak aşımı, Sonu gelmez hüznüm var, gör telaşımı, Istırap yüklü günler, yürek yaralar; Biri anneler günü, biri babalar! Bu günler boynum büker, canım dağlatır, Kirpiklerim ıslatır, gözüm ağlatır, Hüzün pınarlarımı, durmaz çağlatır, Öksüz yetim günlerim, yürek yaralar; Biri anneler günü, biri babalar! Kazım Öztürk 15 Haziran 2014
Şahin Ertürk
Yüreğimin Çırpınışını Duymuyorsun
Yüreğimin çırpınışı Taa Afrika dan Avusturalya dan Kutuplardan Bile duyuldu Sen,şuracıktan İSTANBUL dan Kadife seslim Duymuyorsun? (29.05.2006) KARABORSA SEVGİ adlı 5.nci şiir kitabımdan
Erdal Şabahat
Yüreğimin Düşü
Yüreğimin düşü olmayacaksan.. Düş yüreğimden.. Hayallerimi eskitmeden düş.. Kalkma yerinden hüznünle beraber.. Bir veda gibi git..
Özgür Parlak
Yüreğimin Başkenti
Bir şehirdir ki,Fatih unvanını vermiş Sultan Mehmet'e Bir bacağı Anadolu'mda,bir bacağı Avrupa'da İstanbul,benzetemem seni yeryüzünde hiç bir şehre İstanbul,değişmem seni,canımı veririm koynunda Güzel İstanbul'um,seni kimler istemedi ki kimler Rüyalarındaydın sen,imparatorların,kralların Ebediyen benimsin,alamayacak seni o eller Şiirsin,romanımdaki kahramansın,İstanbul,kanımsın Ne vakit durup derince baksa gözlerim Marmara'ya Sanki Marmara'ya aşk şarkıları söylüyor martılar Kız Kulesi'nin etrafını sarmış,gizliyor Marmara Aşkını kim gizlemez,onda saklı güzel hatıralar İstanbul'um,hangi tarafına baksam başka güzellik Başkasın sen,yaz sıcağında gölgen başka bir serinlik O surların nelere şahit olmuş durur hala dimdik İstanbul,senin için sırtımıza gemiler bindirdik Ah İstanbul,nasıl anlatatım,dile gelmiyor dile Bir kere yüzünü gören,dönmek istyemiyor geriye O mahallelerin,dar sokakların,ahşap evlerin bile Bil ki başrollerde,şiirlerde,romanlarda,türkülerde İstanbul,aşıkların,şairlerin,türkülerin kenti Yurdumun padişahı,sultanı,kralı olan kenti Dünyanın güzellik,tarih ve medeniyet kokan kenti İstanbul'umsun sen,aşıkların,yüreğimin başkenti
Aziz Ekici
Yüreğimin Güneşine Ve Sana Ey Sevdam
Yüreğimizde doğan güneş. Evet umutlarımızın güneşi, düşlerimizi de uyandırmak için yüreğimizde uyandırdığımız güneş. Güneşimin önemini çok öncelerde sezinledim. İnsanlarımızın güneşi hüzünlü bir güneş. Yağmur yerine göz yaşlarıyla çevrili bir güneş. Olanca yeteneğini ve gücünü keşfetmemiş bir güneş. Tüm anlarını henüz güzelleştirmemiş bir güneş. Küçük bir parçada mızmız bir güneş. Yüreğimizdeki güneşi uyandıralım ve evrenin en güzel çiçeği güneş, ısıtan ve tohumları yeşerten, her şeyi olgunlaştıran çiçeklere rengini veren ve denizin sularını saydam kılan güneşten özde, güneşimizi yüreğimizdeki güneşi uyandıralım. Güneşsiz günleri sevmiyorum, gelmesiyle gitmesi bir oldu mu seviyorum yağmuru, uzun sürdü mü her yanım küflermiş gibi geliyor. Yüreğimizi küflendirmeyelim umutlarımızın güneşini tan yeri gibi ve denize yansıyan ışık gibi, içimizdeki yakamozların pırıltısını yüreğimizde hissedelim. Bence istemek yeterli. Ruhumuzun pencerelerini açmalı ve fırsat tanımalıyız, nesnelerin müziğinin içeri girmesine, sevecenlik anlarının içeri girmesine izin verelim ve dışsal müzik değil içten hissederek ve hayatın güzel olduğunu ve yüreğimizde ısıttığımız bütün güzellikleri artırmak için umutlarımızı yeşertmek için uyandıralım yüreğimizdeki Güneşi. Hüzünlerimizle, göz yaşlarımızla güneşimizin ışınlarını ıslatmayalım, kara bulutlarla boğmayalım. Güneşin soğumasına izin vermeyelim, hüzünlü bir güneş, yağmur yerine göz yaşlarıyla çevrili bir güneş, olanca gücünü ve yeteneğini keşfetmemiş bir güneş, tüm anlarımızı henüz güzelleştirmemiş bir güneş. Ve keşfedelim güneşimizi aydınlatalım görsün tüm insanlar içimizdeki güneşimizin gücünü yeteneğini, güzelliğini. Aç ruhunun pencerelerini ve fırsat ver nesnelerini müziğinin içeri girmesine, sevecenlik anlarının şiirinin içeri girmesine. Hiçbir şeye ulaştırmayan, içinin karanlığını aydınlatmayan, dışsal müziği bırak, başkaları için yapacağın soğuk müziği, kendi içsel müziğinle kendi müziğinin içinde yüzmen gerek. Bilmem anlatabildim mi tatlım şu an kendi müziğim içinde yüzmeye, umutlarımın yeşertiği kır bahçesinde koşarken topladığım papatyalardan bir demet, yakamozların parıldadığı ve tüm saydamlığıyla bana gülümseyen denizimden bir inciyi, içimdeki esen sam yelinden bir meltemi sana sunmaya çalıştım Güzelim. AZİZ EKİCİ 11.06.2000
Dinçer Çankaya
Yüreğimin İhaneti
inanmıştım seherinde şafağın gökyüzünde nağmeler söylerken çocukluğum sorgularken derin bir birdapta canlığımı ben ihanet yemiştim yüreğimce.... kendime kalleştim bütün mevsimlerde deryası kalmadı artık hayallerimin vazgeçtim artık kardeşliğin canlığın büyüsünden yoz bir evren ve anlamı olmayan menfaatperes rüyalar artık parıldamayan cilveli gözlerde ben ihanet yemiştim yüreğimce sevdamı hayallerimi bir fırtınayla savurdum ağıtım artık ben hasrete kapılmış bir yaşlı göçmen kuş misali hep o sevdi o buldu belasını ağladı satıldı gülmedi güldürmedi yüreğim... bir zehir cümbüşünde ve fırtına kalleşliğinde gelirken sahtekar dostlar ve kardeşler ben ihanet yemiştim yüreğimce..
Celal Topo
Yüreğimin Karanlığında
Bir avucumda ayrılık Bir avucumda gözyaşı Acılar boy atıyor sarmaşık misali Yürüdüğüm sokakların duvarlarında Rüzgarlara tutunmuş bir özlem kokusu Burnumun kıyısına vuran dalga dalga Her gece yıldızları sayıyorum Yalnızlığımın kucağına oturup ta Yüreğimin karanlığında..... Antalya
İlyas Kılınçarslan
Yüreğimin Köşeleri
11.01.2017 İstanbul İçimin içinde kara bulutlar Başı boş gezinen kalabalıklar Mevsimler tükendi bakın dostlarım Yüreğimin her köşesi sonbahar Yükseldikçe alçaklaşan öküzler Bozkıra un eker hamasi sözler Söylemler eylemler artık karetmez İftiraya çanak tuttu yüzsüzler Bak nice uzaklar oluyor yakın Hamaseti iftirayı bırakın Kırk yıllık emeği ezen aç filler Hep yüksekte gezer sanmayın sakın İçimin içinden çıkın bulutlar Kalpleri süslesin güzel umutlar hazanla dökülsün kış temizlesin Öksüz yüreklere olsun ilkbahar
Elif Gülnur Parmaksız
Yüreğimin Misafiri
Yüreğim sırça bir köşk gibidir. Misafiri ise ateşten bir kuş... Çırpındıkça pişirir duvarlarını Ve güçlendirir muhafazasını... Yoksa nasıl dayanırdı bu denli sevdaya bu vücut? Sevgililer Günü Kutlu Olsun...
Nilgün Kurt 1
Yüreğimin Kumsalı
Karaya vurmuş, Yüreğimin kumsalında ıslanan duygularım Deniz kabuğunda sakladığım sevdiğimin gözleri Dokunmuyor, Meltem vuran yüzüme Şöyle bir dalsaydım ela gözlerinin en derinine Hesapsızca, kuralsızca... İlgisizliğini nakşetmiş, Güneşin kavurucu sıcaklığına yâr Kumsalda bir kaç çakıl taşı, Kum tanelerinden medet umar Gören yok ki ıslanan duygularımı Martı, ey martı Haber et sevdiğimin toz girmemiş kaşlarına Gelirse bir gün, Gelirse kumsala vuran duygularımı görmeye Aşkıyla kuruyan, Bir yıldız alacak avuçlarına Naçar kalacak gözyaşları Ah ettiğim deniz kokusuyla kavrulacak Her gün batımı, Kumsala vuran duygularımla kahrolacak...
Ayşe Mattaoğulları
Yüreğimin Sesi
bu gün 13 Mayıs 2001 anneler günü parmağımda bir gün önceden verilen altın yüzüğe bakıp hayatımda ilk defa mutluluktan ağladım. süzülen gözyaşlarımı arabayı kullanan eşim, gelen geçen arabalara el sallayan kızım Fatma ve oğlum İbrahim'e fark ettirmeden yavaşça silen ellerim. aslında yüzük bahane bir akraba ziyaretine giderken hayatın zor şartları altında unuttuğum küçük mutlulukları büyük mutluluklarla yer değiştirmesine anneler günü şahit oluyordu. yüreğim büyük bir hızla çarptı yağmur, kar, fırtına, boran derken iki damla yaştı bunu yüzüme vuran. eşim ve çocuklarıma duyduğum engin sevgim bunu sımsıkıca aldı ve tekrar tekrar yerine koydu. yanından geçtiğim çöp dağlarının kokusu bile bu gün burnuma çok farklı vurdu. koyu ela gözlerim tabiatın yeşilinde çiçeklerden çiçeklere konan kelebeğin rengarenk kanatlarında kendini buldu. bu gün herşey o kadar farklıydı ki beynim milyonlarca kez nedenini kalbime sordu neydi neydi neydi bu? ve yüreğim bir meltem rüzgarıyla kulağıma sevgi, aşk, vefa, dostluk kısacası mutluluğun gerçek öyküsüydü bu.
Ali Cemal Ağırman
Yüreğimin Sesi İzmir
Yüreğimin sesi İzmir Canımın içi İzmir Aşkımın, sevdamın mekanı İzmir Sakla yarimi, yarimi sakla hemi İzmir. Esen yelden. Gelen bütün Şerlerden Çirkinliklerden, ihanetten, husumetten Koru yarimi, yarimi koru hemi İzmir. Yarim sana, sende Allah a emanet İzmir Sabret deli yürek, celallenme yine sabret Kusuruma bakma, Bakma kusuruma Yürek parelenmiş, Haykırıyor sevdasını, Sevdasını haykırıyor sana İzmir Yarim kömür gözlü, Zülüfleri siyah Kaşları hilal-i ay. Gözleri ela, yanakları elma Dudakları bal, Sevgisini inkar etmiyor, dobradır. Yüreği ise mangal Koru yarimi, yarimi koru hemi İzmir İşte güzel İzmir, işte güzel yarim İzmir de yazılmış,anlaşılan kaderim Yüreğime kazıdığım isim hem adaletim hem asaletim Sakla yarimi, yarimi sakla hemi İzmir. İzmir aşkların Sevdaların baş kenti İzmir Yüreğimin sesi, hayatımın yeni doğan Güneşi İzmir Yarimin gezip tozduğu, aşkı soluduğu yer İzmir Sakla yarimi bana,bana yarimi sakla hemi İzmir İzmir yarim kadar güzel Yarim kadar şirin İzmir Aşkımı, sevdamı, yeni doğan Güneşimi Sukut-u hayale uğratmazsın duyarsın umarım sesimi Saklarsın yarimi,yarimi saklarsın hemi İzmir İşte İzmir, işte yarim. İkinize de bir şey olur ise, Allah korusun Ansızın, ansızın çeker giderim Kimsesizler mezarlığında Hazır zaten yerim. İsimsiz mezar taşı ise işte O, benim. Canım feda yar ile Sana güzel izmir Gücenmemişindir umarım bana şirin izmir Çünkü Yarimi emanet etmiştim sana Yüreğimin sesi İzmir İkinizi emanet ediyorum Yüce yaradana Yarim kadar güzel yarim kadar şirin İzmir SAYGILARIMLA 04.Mart.2008 Şair 67
Bahattin Tonbul
Yüreğimin Üstüne
Sürgüne mi yolladın,sahte gülüşlerini Kapattığın gözlerin,kar toplamış üstüne Sevdamızı sarardın kırılan dişlerinle Gül dedin de gül açtı yüreğimin üstüne Ellerinle açarken,dudakların yarıldı Dileriyle tutuşmuş,sevgileri darıldı Zebaniler toplanmış,rüyalarım sarıldı Gül dedin de gül açtı yüreğimin üstüne Sabahın ışıkları,cennetine kaydetmiş Günahsız olanları,savdasını hapsetmiş Rabbimden aman dile,gönüllere garketmiş Gül dedin de gül açtı yüreğimin üstüne Secdeye akın ettin,sevgilim gelir diye Sevdasına hükmettin,acısı titrer diye Cürümleri zikrettin,günahsız kalsın diye Gül dedin de gül açtı yüreğimin üstüne Ümit verme seversen,yarini kıskanırdım Yazdığım her şiirde,aşkımı anlatırdım Gece hayaller edip,düşmanlar çatlatırdım Gül dedin de gül açtı yüreğimin üstüne İçi yanarken gülmüş,düzenleri bozulmuş Rüyaları gelişmiş,sevenleri yozulmuş Aşkı yaşamak buysa,ölüm cana kozolmuş Gül dedin de gül açtı yüreğimin üstüne Bahattin Tonbul 6.2.2012
James Joyce
Yüreğimin Yakınında Çırpınan Bu Yürek
Yüreğimin yakınında çırpınan bu yürek Umudum ve varsıllığımdır benim, Mutsuzum ayrılırsak Ve mutluyum öpüşler arasında; Umudum ve varsıllığımdır - elbet! – Ve bütün mutluluğum. Çünkü orada, bazı yosunlu yuvaların içi gibi Çalıkuşu saklar çeşitli mücevherleri, Gözlerim ağlamayı öğrenmeden evvel Biriktirmiştim, benimdi bu define Onlar gibi bilgece davranmayalım mı Aşk bir gün sürse bile? James Joyce Türkçe’ye çeviren: İsmail Aksoy “Chamber Music”den (1907)
Şerafettin Muş
Yüreğimin Tacı Sensin Fatoşum
Yüreğimin Tacı Sensin Fatoşum Aşkla doğdum sevgiyinen büyüdüm Sevgiyle sevdayla aşkla yürüdüm Doğduğumdan beri sana aşığım Sevgimiz dünya ya sığmaz Fatoşom Dağılan zülüfler tarımar olmuş Yaşanan hayatın adı biz olmuş Yollar garip olmuş yolcu biz olmuş Yüreğimin tacı sensin Fatoşum Zay olmaz emekler emekleriz biz Dudakların suya hasretiyiz biz Gönül yorgunudur yüreklerimiz Aynalara seni sordum Fatoşum Dünyalara bedel varlığın senin Gönüllerimizin sultanı sensin Bizim Dost Şeref in sevdiği sensin Tüm şiirleri bizi anlatır Fatoşum 14.02.2016 Dost Şeref Bu şiir sevgililer günü dolayısıyla sevgili eşime Yüreğin de sevgi olan sevmenin sevilmenin onurunu yaşayan herkesin sevgililer gününü kutluyorum
Beyza Suskun
Yüreğimin Yarası Sevgilim;
Şimdi aşkın gerçek mi masal mı olduğu denkleminde bocalıyorum sevgili! Eğer masal değilse neden yoksun yanım da, yıldızsız katran karası gecelerde kabuslarla uyanıyor ve kan ter içinde sevdamı arıyorum o koca yatakta yoksun işte,yoksun. neden uzaklarda bekleyensin, beklenensin, neden umutlarımızın rengi gri, sabahlar gri? Efsaneydi sevdamız, taşırım sevdanı ölümüne zonklamalarla beynimde. Aşk adına düğümlenmiş,kanayan yaralı yüreğime söz anlatamam sevgili…Sensiz sabahlara uyanmak istemiyorum,doğmasın güneş, sabahlar olamasın sevgili, Bilirsin! Uyuyamam sesini duymadan, aklımın ağlarına takılır duru ve çocuksu gözlerin, yalnız mısın sevgili? Benim yerime bir başkasının ellerini tuttun mu? Peki bir başka kadına Ceylanım dedin mi? Acıyor sol yanım, yüreğimin üşümeleri hiç geçmedi,ellerimin üşümesini hiç sorma sevgili, Ellerim seni bilmedi belki ondandır üşümeleri üşüyorum. Isıtamadığım yüreğim ve ellerim en kuytu köşelerde göz yaşlarımı silmek istemiyor,buz tuttu gözyaşlarım. Yokluğun da paramparça olan ruhum,sensizliğime isyan edemiyor sustu,sustu sevgili! Bilirsin! Acılarla kavrulan yüreğim,kanamalarını dindirmemekte kararlı,yer yok hiçbir sevdaya bu yürekte. Mahkum ettiği sevgilisi var,başka sevdaları barındırmaz yürek koğuşlarında, gardiyan olmuş bekliyorum sevgili, beklediğin sürece bekleyenim sevgili. Beyza
Zernişan Aydoğan
**Yüreğimiz sıcaktır**
Soğuklar eksi otuz Ellerimiz tuttu buz Yüreğimiz sıcaktır Donduramaz karla buz Kar yağdı oldu ayaz Etrafımız bem beyaz Yüreğimiz sıcaktır Dadaş karsız duramaz Kar Erzurumun süsü Dadaşlığın öyküsü Görenler hayran olur Böyle güzel bir süsü Batıda güneş yakar Dadaş karda bar oynar Cirit meydanlarında Al atlar şaha kalkar Soğuklar eksi otuz Ellerimiz tuttu buz Yüreğimiz sıcaktır Donduramaz karla buz 28.12.2006 Erzurum / Zernişan Aydoğan
Yusuf Tuna
Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır
Sevgimiz bütün alemi kucaklar, Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır. Sevgimiz yüreği tertemiz paklar, Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır. Sevgi ile gözlerden akar yaşlar, Ateşi bütün yürekleri haşlar. Sevdamız insanı sevmekle başlar, Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır. Sevgimiz gönüle bir huzur salar, İnsanları mutlu ve mesut kılar. Sevdamız akarak gönüle dolar, Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır. Sevmeyen insanın yüreği donar, Aşk suyundan içmeyen gönül yanar. Sevda suyundan içen insan kanar, Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır. Yusuf gönlümüz sevgisini seçer, Yüreğimiz bu sevda ile uçar. Bizim sevdamız özde çiçek açar, Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır.
Hasan Sancak
Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya
Deprem felâketiyle-bizler ödedik bedel Sesime kulak verin-n' olur bu tarafa gel Bu kafa değişmeli-bunu biz hazırladık Ağır dayanılmaz yük-millet ile sızladık Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya Köylerden şehirlere-nüfus artışı malûm Senede dört yüz bin ev-gerçekten böyle durum Başlarını sokacak-bir delik arayanlar Sorup soruşturmuyor-yok işe yarayanlar Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya Devlet arazisine- oturanlar sormadan Dört kat on kat arası-kuruyorlar apartman Rüşvet iltimas ile-kurtuluruz zannettik Sonucu kötü oldu-hep böylelikle bittik Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya Umumî bir belâyla-karşı karşıya kaldık Bundan biz sorumluyuz-ya vurduk ya da çaldık Olan artık olmuştur-suç atmayı bırakın Elleri birleştirip-bir ışık da siz yakın Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya Hesabı kitabını-yaparak birleşelim Köhnemiş zihniyeti-yırtarak erleşelim Yeniden yapılanma-istikbal bizi bekler Giyilmeyen giyecek-yapılsın hemen ekler Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya Psikolojik durum-şimdi hissediliyor Korkular karanlıklar-baş almış da gidiyor Apartmana girmeyip-parklarda ev kuranı Rüzgâr uğultu sesi-görmeliyiz duranı Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya İlk ahlâk eğitimi-çalmadan ve çırpmadan Hasan der tedbir gerek-yontmadan ve kırpmadan Deprem içimizdedir-geliniz kurtulalım El el gönül gönüle-çareleri bulalım. Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya
Yusuf Tuna
Yüreğimiz volkan gibidir bizim
Sinemiz aşk-ı ateşle doludur, Yüreğimiz volkan gibidir bizim. Gönül sevdanın korlaşmış halidir, Yüreğimiz volkan gibidir bizim. Sevda özde Hak aşkını yansıtır, Sevdanın ateşi sözü ansıtır. İnsanları sevgi ile ısıtır, Yüreğimiz volkan gibidir bizim. Sevdanın ateşiyle yürek erir, Kalbimize aşkın ateşi yürür. Gönlümüzden sanki sevgi püskürür, Yüreğimiz volkan gibidir bizim. Sevgi mağma gibi yürekten çıkar, Özümüzden sevgi lavları akar. Gönül sevdiğini ateşle yakar, Yüreğimiz volkan gibidir bizim. Yusuf yansa da gönlüm yandı demez, Gönülde ateşi savurur hamaz. Bu ateşe sevmeyen dayanamaz, Yüreğimiz volkan gibidir bizim.
Serap Tepedelen
Yüreğimize Sığdıramadığımız
Yaşanan bir umut muydu sevgi? Ya da beklenen bir düş! Elimizde tutamadığımız, Yüreğimize sığdıramadığımız mıydı yoksa? Sevemediklerimiz, Sevdiklerimizden fazlaysa eğer Sevgi diyebilir miydik yaşadıklarımıza? (Mart,1999-Bursa)
Ömer Yazıcı
Yüreğimize Pazar Olmuş
eyy yüreğim saçmalama tamam biliyoz bugün pazar anladık pazar olunca çöker içine hüzün ama dünden çok acı değil ki bu pazar hatta evvelsi günden daha daha evvelsi fark yapmıyor öykümüz özlemlerimizle çok gün öncesinden bilinmeze yollanmış alış artık güzelliğimiz bildik hayat duruşundan nasiplenemeyecek ya gel yada git benden olmaz böyle yar sevdaya yakın düşmez oldu yüzünü göstermez sesini duyurmaz öteleme pazarı eskidendi tükenmeyen hafta sonu azapları şimdi yüreğimize pazar olmuş allahın her günü eyvah... fufuka...
Zerdal Aydın
Yüreğin
Yüreğin yüreğime Kıble Niyet edip başka yere baksam Günah değil mi
Arif Doğramacı
Yüreğimizi vuruyor biri
Aşağı yukarı Bin yıla yakın İlk akın Ergonokon dan çıkış mı Ya da Dünya ile iletimsizlik miydi Demir dağlar Çağlar gelip geçerken Üç ırk tanıdım Bire bir can Candan da yakın Türk Rum Ermeni Okul kitabımdan Anonim şiir bellemiştim Bahçelerde mor meni Verem ettin kız beni Ya sen İslam ol Ahçik Ya ben olam Ermeni YÜREĞİMİZİ VURUYOR BİRİ
Mustafa Ali Akbaş
Yüreğin Beş Para Etmezmiş Gülüm
Yolunu gözledim boşu boşuna Yüreğin beş para etmezmiş gülüm Şeytanlıklar yapmak gider hoşuna Yüreğin beş para etmezmiş gülüm Kahpelik içine işlemiş çoktan Kararmış yüreğin anlamaz aktan Eğilsen de öpmem kirli yanaktan Yüreğin beş para etmezmiş gülüm Boyunu gösterip gez adım adım Hangi çıkarına unuttun adım Koymasan da dilde dudakta tadım Yüreğin beş para etmezmiş gülüm İblis olmuş senin eşin yoldaşın Oysaki güllerdi senin adaşın Sokaklarda bekler çok arkadaşın Yüreğin beş para etmezmiş gülüm Yüreğim istemez kıvrılan yılan İnanılmaz artık sözlerin yalan Liraya olur mu bilemem alan Yüreğin beş para etmezmiş gülüm Bana döner diye bana asılma Bulunmaz güzelim diye kasılma Gurbette acıdan dertten kesilme Yüreğin beş para etmezmiş gülüm Çok çiçekler açmış ince dalında Bedenin çürümüş çıkar yolunda Şeytan cirit atar çirkin solunda Yüreğin beş para etmezmiş gülüm Gülüm dedim sana gülmedin yüze Yokuşa tırmandın inmedin düze Gittin kışta kaldın gelmedin güze Yüreğin beş para etmezmiş gülüm Niye yakıp geçtin be hey vicdansız Tapacak mı sandın beni imansız Denizin dalgalı gemin dümensiz Yüreğin beş para etmezmiş gülüm Ayyıldız haline bakarak güler Tohumlanmış açmaz sen gibi güller Sarılmış dalına değersiz eller Yüreğin beş para etmezmiş gülüm Mustafa Ali AKBAŞ-03 HAZİRAN 2014
Ali Galip Sarı
Yüreğin Bilir
Diyemem, sen beni benim gibi sev, Seversin sevmezsin, yüreğin bilir... Bir tek an, razıyım, kalsan yanımda, İstersen kalmazsın yüreğin bilir... Bilirim sevemez yürek zor ile, Sevemez, bu kesin, alışsa bile. Anladım... Ne yapsam boşa, nafile... Seversin, ya sevmez... yüreğin bilir. Sivas -08.08.2012
İbrahim Derin
Yüregin hala bende
Karanlık çöküyor agır agır bir şehrin yalnızlıgını kitap kitap okumak çıkmaz sokaklara götürüyor beni İçimdeki seni bir anlatabilsem bir baglasam yüregimi zincirlere çıglıklarım dar sokakların uykularını bozsa kör sagır dilsiz bedenim bıraksa sevmeyi sen gelmesende olur artık çünkü seviyorum her gece acılarla ölmeyi Yagmurlar giyer bedenim kefenlerin yerine sonra hep bir sonbaharı beklersiniz yüreginizde ölü bir çocuk binbir acılarla buldugunuz şeyleri amansız bir ayrılıkla kaybedersiniz Vakitsiz gidişlerin var senin bir bir not aldım her gidişinin aldıgı canları bazen seni bulamıyorum kendimde çünkü sen olmasanda burada yüregin hala bende antalya 08 10 2003
Ersin Başeğmez
Yüreğin Gidiyor
Gelirken yıldız gözlerin Yüreğin buzlu yollarda gidiyordu Avuçlarında sarı, kırmızı güller Kuru İstanbul’a bir gemi kalkıyordu Yorgun yolcuların arasında yalnız ben Deniz karışıyordu dalgalara Mavi bulutlar göz kırpıyordu güneşe Siyah saçların dökülüyordu gökyüzünden Yüzünde turuncu hayaller Fuarda dönme dolap dönüyor Meyhanede Birileri içiyordu Tanışmadığım Yüreğin gidiyordu Ben gidiyordum Sen gidiyordun Gemi gidiyordu İstanbul geliyordu Gözlerin geliyordu Gözlerin gözlerime geliyordu. İzmir - 25.04.2007
Ramazan Çiçekli
Yüreğin özgür şimdi.
Duygularıma tutun, tutkularından kurtul. Çaresizliğimin çaresi, nereye gidersen git, ruhum seninle beraber. Yüreğin özgür şimdi, istediğin yere götür. Arkanda yaralı bir yürek, bir çift göz bıraktın. 03.04.09/Bursa
Feyzullah Evcil
Yüreğin Sesi
Düzgün dizeleri, düzgün yürekler yazar. üstad olmanın kıstasları ne? merhametli yürek var sende. yaz durmadan, kalemin kural tanımasın. yüreğinin sesini yaz. dağları yaz, yemyeşil ovaları... ama gödüklerini yaz. ilave yapmadan... mertçe... seni yalnız bırakacaksa onlarıda yaz. yüreğinin sesini yaz. yalnızlığımda; kalemim bana olur arkadaş. kalemim! . ve yüreğim. 02/11/2014 01:14
Basri Yıldız
Yüreğin Sevgi Bahçesi Olsun
Bak baharın gelip geçiyor, Rüzgar gibi anlayamazsın, Elini çabuk tut hazırlan, Sevgi karıklarına hız ver, Son bahar geliverir aniden, Arkasından zemheri kış, Çimlensin yüreğinden, Sevgi tohumları fışkırsın, Herkes seni örnek alsın, Hoş görü bahçıvanıyla sulansın, Tebessüm güneşi vursun yüzlerine, Birden büyüsün renk renk koku saçsın, Sevda çiçekleri açsın, saçılsın etrafa, Bil ki insanı ayak da tutan, Küçücük mutluluklar değil mi, Yıllar su gibi akıp giderken, Bunu daha da iyi anlarsın, Herkesin yaptığı kendinin olsun, Sen daima doğru ol, dürüst ol, Yüreğin sevgi bahçesi olsun. 2011
Bahattin Tonbul
Yüreğin Solsun
Her insan ölecek, belli bir yaşta Güzel bir şey söyle, güzellik olsun O vakit güzellik, bulunur başta Dilin mi dönmüyor, yüreğin solsun Hoş birşeyler yazsan, beceremezsin Güzel şeyler doğsa, hissedemezsin Çok yalınız kalsan, söylüyemezsin Dilin mi dönmüyor, yüreğin solsun Gönlüm yıkık kalmış, sevdam peşinde Dolaşırım öksüz, son güneşinde Vazgeçmem baharda, sabah beşinde Dilin mi dönmüyor, yüreğin solsun Gözü yaşlı sevda, bırakıp gitti Kaderi yazmadan, umudu yitti Sığındım koluna, demeden bitti Dilin mi dönmüyor, yüreğin solsun Bakma bana öyle, gözünde yaş var Bahar ayı geçmiş, özünde kış var Her seven aşığın, yüzünde kaş var Dilin mi dönmüyor, yüreğin solsun Nasıl bir sevdadır, anlayamazsın Uçup gitmiş zaman, bağlayamazsın Ciğerim kurudu, sağlayamazsın Dilin mi dönmüyor, yüreğin solsun Bahattin Tonbul 23.11.2012
Ahmet Selçuk İlkan
Yüreğin Varsa Gel
Yüreğimi beşik yaptım sevdana Düşler kurdum, hayal kurdum bildin mi? Umutlardan taç yaptım yoluna Bir gün olsun zahmet edip geldin mi? Senin için ne savaşlar açtım da Dağlar taşlar ranzam oldu yattım da Şu canımı ateşlere attım da Senden bir ses alamadım öldün mü? Vefasızsın, vefalıyım deme hiç Gelmek için çok geç kaldın, gelme hiç! Kutlu olsun sana bu şan, bu sevinç Bir tek sana yenik düştüm gördün mü?
Yücel Terkanlıoğlu
Yüreğin Varsa
Ne olduğun gibi görün, ne göründüğün gibi ol. Yüreğin varsa; benim gibi gör, benim gibi ol. Ne aşka gel, ne çöle düş. Yüreğin varsa; bana gel, ardıma düş!
Devrim Öztan
..Yüreğin / Yüreğim
Yüreğin dağ taş Yüreğin uççurum uçurum Barınamadım. Yüreğim çayır çimen Yüreğim çiçek çiçek Barınamadın.