poet
stringlengths
3
47
title
stringlengths
1
168
poem
stringlengths
3
159k
Ethem Turan
Yoruldum2
Sahte yüzlere bakmaktan Her doğru dediğimin yanlış çıkmasından Yoruldum dost Yüreğiyle yaşayan insanların arasında Simsarların üç kağıdından usandım Gönlü temiz bulamamaktan yoruldum dost İnsan olmanın değerini aramaktan Gönle düşmüş ateşe merhemi bulamamaktan göçtüm Sevda kuşuna yenik düşmekten bittim dost Sırtım üşüyor Gönlümün ateşi yüzümü yakar olmuş Sırtımı dayayacak yar bulamadım dost Eden bulur lanet laine okunur ya Böyle şerefsizlere lanet olsun dedim Ben bir şerefsize gönül vermişim dost
Ali Muhtar Tiftik
Yorulmaz mıydınız?
Dostlar yoksa siz hiç yorulmaz mıydınız? Zaman yıpratmadı mı, yormadı mı sizi de? Düşman ile güç buldu, kuvvet buldu bünyemiz Dost elinden bir yorgunluk buyurmaz mıydınız?
Ali Kemal Fincan
Yorulmuşum..
yorulmuştum bi tanem.. hemde çoookkk... bu yüzden.... "Sessizlik" istedim Yüreğim'de. "Sensizlik" değil...
Rıza Aslan
Yorulur
yorulur haklı olduğu halde susan 15 Şubat 2017
Ozan Efe
Yorulur Deniz Dolar
birkaç çapulcu tümceden alınır hınç yürekten sever yaşını dökerdi genç sağlığı yerinde dinç doğa suskundu yaprağı dahi düşmez dile bereket durulur akan sular yorulur deniz dolar 0907109denizli
Mahmut Karahan
Yorum
Sen direnç sin oğul Sevdaya yorgunluk değil Yüreğinin suskunluğu Sevdaya soluk Sıklaştırıyor sun safları Yürek çağrısı bizimkisi Her şey bağımsız Her şey bağımsız Türkiye için Alanlardayız Merak etme tanırız hepimiz birbirimizi El ele tutuştuk oğul,yüz binlerle Okudular mektubunu Kaldırdık kollarımızı Haykırdık Özgürlük istedik hastalarımıza Kerpeten olduk demir parmaklıklara Adalet istedik kırılmayan kalemlere Sen direnç sin oğul Özgürlük için ölüme gülenleri andık Özgürüz biz yarattığımız hayatla Gülmek ölüm olsada Her şey bağımsız Her şey bağımsız Türkiye için Vatanımızı sevmekse özgürlük Bunun için tutsak kalacaksak Atın bizi zindanlara Düşünürüz biz Okuruz Çalarız söyleriz İçimiz deki kişiliği yok etmeyiz Sen direnç sin oğul Açlık omuz tutmaktır halaylar da Biz onurumuz için Ölüme zılgıt çekeriz
Yavuz Yağcı
Yorum
Korku-yorum Yeni kanun çıktı Yeniden çocuklar ölecek Biri ben halkım Diğeri ben devletim Diyecek korkarım Yeni çocuklar ölecek Geleceği kalmamışlar Geleceği öldürtecek Korku-yorum Yine çocuklar ölecek
Mehmet Arslan 3
Yorum...
Çaresizliğe bu sabah, Direnip, son veriyorum, Helallerin hepsi mübah, Kararım, evleniyorum! yasak artık yüze hüzün; ışıldıyor iki gözüm, aydınlık gecem gündüzüm, aşk namesi dilde sözüm! umutsuzlukları attım, günahı şeytana sattım, düzeliyor artık bahtım, kararım, evleniyorum! 1996-19 MAYIS
Sevinç Kavuk
Yorum Diyelim Buna Sadece
Güneş niye artarak güçleniyor? Kötülükler besliyor denilir mi ve belki… Dünya niye ahengini koruyor? İnsanlık aşkı yaşıyor denilir mi ve belki… Neden değil, nasıl zayıflatılır Türkün azmi önemli Çepeçevre sarar hep bu mealde düşmanlık pençesi… Toprağına Anadolu denilir, ahlak sevgisi Asya’dır insanlığa yücelen güç hür özelliği… Fuhuş sanat değil, arsızlık ise zulmeti Soygunluk kültür değil, vahşet hep hevesi Sömürüyle beslenen bedenin ruhtur şahiti Allah’ın aşk-ı nurudur Asya’ya selameti… Dünyanın dörtte üçü su, berrak beden gibi Disiplinli bir terbiyedir sevgi, gök sistemi gibi Kıtanın dörtte biri Asya, saptırtmaz bilincini Yaşatarak yaşanan bütünlük istisnasız gereği… Nisan 2008
Adem Vural
Yorum Bebek
El bebek, gül bebek, Sanki bir kelebek! Dokunamıyorum Kağıttan bir bebek. Üç-beş bilgin tüfek Yaptı bir tüp bebek Sun’i gazlı-yorum Göz üstünde göbek. Minyatür, küçücek Görenler gülecek Koklayamıyorum Plastik bir çiçek. Bebeğe ne gerek! Aşılamak gerek Fotokopi-yorum Kopyalı en gerek. Ne maymun, ne köpek Çıktı naylon bebek Avutamıyorum Dertler öbek öbek.
Binali Kılıç
YORUM- ALEYKüM SELAM
Selamın baş ile göz üstünedir Ve aleyküm selam Ahmedi kardeş Arifin temeli söz üstünedir Ve aleyküm selam Ahmedi kardeş Çile aşıkların alın yazısı Ne yazıkki sabretmiyor bazısı Çilekeşin vasfı, gurbet kuzusu Ve aleyküm selam Ahmedi kardeş Arıyorum Allah (c.c.) için alanı Kovanıma doldurmadım yalanı Muhabbetle sevdim hakkı bileni Ve aleyküm selam Ahmedi kardeş Binali'yim yalan dünya neyime Bağlanıp kalmadım hiç bir şeyime Seveni sesledim gönül evime Ve aleyküm selam Ahmedi kardeş.......Binali Kılıç
Binali Kılıç
YORuM (Şahin Yılmaz'ın Dünya adlı şiirine)
• Hayatı • Şiirleri • Mp3 Şiirleri • Resimli Şiirleri • Forum • Linkler • İstatistikler • Zevkler [şairin üye profili] Şahin Yılmaz bu nedir ->Popülerlik=5/5 1 172 ****Dünya Çok yoruldum, hiç dokunma! İçim, dışım yara dünya. Yeter artık zehir sunma, Senin olsun şıra dünya. Deccalın, şeytanın, cinin, Hesabı yok zulmün, kinin. Irak, Kerkük, Filistin’in, Bahtı dünden kara dünya. Ortadoğu eziliyor, Türk’e mezar kazılıyor, Hep Müslüman üzülüyor, Küfre gelmez sıra dünya. Tutmadığın bile bile, Kaç kez yoğurt çaldık göle. Kıble döndü Brüksel’e, İman oldu para dünya. Amerikan eşekleri, Papanın has yavşakları, Bak Soros’un uşakları, Bomba koyar sura dünya. Batının zurnasın çaldık, Çaldık, belamızı bulduk. Yurdumuzda garip kaldık, Vatan bize kira dünya. Can veririm can isterler, Yüz verdikçe bin isterler, Muhammed’siz din isterler, Vatikan mı bura dünya. Araştırdım orta, sağ, sol, Bulamadım bir çıkar yol. İnsanın az, hayvanın bol, Her tarafın mera dünya. Şahin Yılmaz ==================== Çoğaldı bel bağlayanlar Sihrin nedir bire dünya Mal mal diye ağlayanlar Her gün verdi fire dünya Aşık olduk şöhret şana Döne bilmedik vicdana Yazık değilmi yorgana? Yakıyor bir pire dünya Yarın meçhul, geçen dündü Firavunlar çok öğündü Yetmezmi, başımız dödü? Dönüyorsun vira dünya Binali'de fani diyor Her geçen gün ömrü yiyor Yüklenmiş göçün gidiyor Dibi delik tıra dünya........ Binali Kılıç 07.08.2008
Timur İlikan
Yorum Şiir (2)
Ne güzel bir şiir Ne güzel bir kalem Duymalı yüreğinin hisli çırpınışlarını duymalı bütün âlem (27 Aralık 2006/ İstanbul)
Timur İlikan
Yorum Şiir [6]
Şapka çıkarılacak bir şiir daha Veli abimden Her mısrasından bir kitap çıkar bu şiirinden Dökülsün dizeler, dökülsün gönül kaleminden Tebrikler yolluyorum hislerin en derûnisinden (16 Mart 2007/ İstanbul)
Erdinç Öncü
Yorumlama
Yorum yapma sakın aşkıma Bulutların üzerinde yüzen, Ayağı yerden kesilen, Sen misin? Allah aşkına. Benim gözümün bakışı benzer mi, Senin gözünün bakışına Aşktan sırılsıklam olan dinler mi Safsatayı! Allah aşkına. Ben ömrümü vermeye hazırken Gözü ile kaşına, derin bir bakışına, Yorumu yapıyorsun, basenini kaşıyorken Kalsın, bırak! Allah aşkına. İçimde yanıyorken sevdasının ateşi Bakamam diğerinin puluna parasına, Bakacağım aşkına, kim takar üçü beşi Bırak! Allah aşkına Benim ona, onun bana aşkını Bilip, kıskananları, Destek yerine, durup köstek olanları Sıkıca sarsın! Afrika yılanları. 20.11.2007
İshak Özlü
Yorum yok.
Dünya Atom Bombası yapmış, Bi dakka yaa başörtüsü sokağa çıkmış. Dünya Uzaya çıkmış, İmam hatipte ayyuka, Dünya Ay'a inmiş. Haremlik-selamlık işi gündeme girmiş. Dünya marsa gitmiş. Yaa bi dakka sıkma başörtüsü çıkmış. Dünya kuruklu yıldızı vurmuş, Anladımda Kuran kursları meselesi varmış, Dünya uzay savaşları projesi geliştirmiş. Mayo yerine Haşemo'yuda biz geliştirdik. Dünya teknolojide sınır tanımıyor, Of yaa kadınlar cenaze namazı kılar mı. Dünya Süpersonik Tren yapmış, Acaba kadından İmam olur mu. Dünya Uçak sanayii devrim yapmış, Dur ula 1 hanımmı,4 hanım mı caizdir. Kaldır looo başını dünyayı paylaşıyorlar, Bu konuda sen ne diyorsun, Yorum yok.
Binali Kılıç
YOrumlar...
Hiç kabuk tutmadıki sol yanımdaki yaram. Bir lokman bulamadım bu yarayı kurtaram. Bu sızı bende iken, bana mutluluk haram. Eğer merhemi yoksa gelmesin, taş sevgili. Bari hatıra kalsın gözümde yaş sevgili........Binali KILIÇ
Fuat Eriçok
Yorumlar
1 nice bilsem her şeyi bilemiyeceğimi biliyorum bu “bili” yorum 2 her nesneyi kendimce görüyorum bu “görü” yorum 3 ister sevgili kadar yakın ister yobaz kadar uzak tüm seslenişleri duyuyorum bu “duyu” yorum 4 canlı cansız bedenli ya da bedensiz güzel olan her şeyi seviyorum bu da “sevi” yorum 5 yorum yapabilmek için okuyorum çalışıyorum seyrediyorum dinliyorum düşünüyorum işte bu da “düşünü” yorum kısaca dostlar yaşıyorum yaşıyorum 30 ağustos ‘08
Ali Kemal Turan
Yorumlama
Tırmanır yokuşlara umutlarım... çıkar da çıkar! Yaşamdan alır gücünü yüreğim, çarpar da çarpar... Dur durak olmaz hiç! Oysa ki; yorgunuyum, kovaladığım karanlık gecelerin... Ama yine de; çılgıncasına bir tutku ile arar gözlerim, şöyle parıl parıl bir gün ışığını! .. Düşlerimin ülkesinde ki; özlemlerimin esiriyim! ...
Ramazan Çiçekli
Yorumsuz
Dubai 'de eğlenirken, Haiti ölümün pençesinde öte gitme işte FİLİSTİN. işte DÜNYA; cennet ve cehennem. 31.12.08/Bursa
Duran Angın
Yorumsuz
buralarda yaşayanların sırtı pek karnı tok besbelli çünkü her evin önünde bir dikkattir çeker köpek var diye. Etiler 3.4.1988
Zeki Çelik
Yorumsuz
Aile düzeni bence önemli, Annenin,babanın gözleri nemli, Evlatlar,damatlar,gelinler kinli, Tarafsız kalırım yorum yapamam. Her biri kendini haklı görüyor, Reisin başına çorap örüyor, Emir buyurmadan cevap veriyor, Tarafsız kalırım yorum yapamam. Atanın hakkını ödeyemezler, Sorunu artırır gideremezler, Torunlar seviyor terkedemezler, Tarafsız kalırım yorum yapamam. Miras konusunu abartıyorlar, Ses tonunu açıp kabartıyorlar, İnsanı çileden çıkartıyorlar, Tarafsız kalırım yorum yapamam. Hepside tahsilli üstün Zeki'den, Bir çıkar bekliyor servetten,mülkten, Fazla duramadım kurtuldum yükten, Tarafsız kalırım yorum yapamam. 2-11-2009
Sevinç Kavuk
Yorumlar da Yormaz…
Elbette yorumlar önemli, belgeler ise gerçektir. Yorumlar, düşünmeye pazl gibi birleşebilecek belgelerin yokluğuna dikkatler de olabilir. Yani yorum, var olan bir durum seyrinden yansıyan hislerimi böyle anlatabiliyorum demektir belki. Belgeler de yorumlanıyor, belki bu da izlenimler olarak aynı değerlerdir Yargıya saygının sarsılmayacağına inanç sağlığındaki en değerli güzelliği olarak, aşırılıkların gereksizliğinde kendi kendini bitireceğini duyarlık kazandıracaktır. Polis devleti serkeşliğinde vatana ihanet ile yazık ediyorsunuz demek bir yorumdur süregelen izlenimlerden belirtiler olarak. Olaylarla doluşan olgulara karşı konuşma değerine yansıyan haklılık nedenleridir bunlar… Bu belirtiler birikisi ile suç işlenecek ve birer belge olacaktır nihayetinde. Suçu serkeşlemek bir hükümet işi ise, amacı soygunculuktur, milletin refahı ve huzuru değil. Bu teşvikler ayaklanmayı, iç kargaşayı yaratır ve çünkü, eğer dışarıdan yardım alıyorsa… Bu yüzden asıldı nice gençlerimiz. Bu cinayetlere neden olanlar hükümetlerdir, millet ve ordu değil! Konuşurken de düşünelim dileği kolay bir istek değil, ama bir gerekliliktir. Hata bir doğal olasılıktır, hatayı anlamak bir gereklilik. Zira, okuma özeni kadardır izleyebilme yeteneğindeki dinleme dikkati ve bunlar konuşmanın bir değerler toplamıdır birlikte. Birlikler birlikteliklerdir. Şehitler ölmez, vatan bölünmez, işkence masumiyete büründürülmez! İşkence ithaldir bu yüzden. Vatan korunan millet mutluluğunu yaralamaktır bu iş için makamlara da görevliyi sızdırmalar. Bunlar, paraya kuyruk sallayanlardır, insanlığı toplu kıyımlara sürüyenler… Vatikan desteğinde din savaşları ile İngiltere en bariz örnektir buna, Tarihin her döneminde. Aşırılık arsızlıktır, arsızlık basitlik. Öyle ki, amaca ulaştıran olgu kolaylığı, çığ etkenliği örgütsel tecrübe tekrarıdır Tarihler boyu… Avrupa bir döneklik serüveni, bocalar her nedense ve sürekli... Türk milletinin ordusuna aşkı, Türk ordusunun milletine aşkı Atasının kutsal emanetidir. Hükümetler, her türün nevi ve cinsiyle de, serkeşlik düşkünü olmaktan vazgeçmeli. Millete güven kutsal ilkedir, paylaşılmalı bilgiler. Türkiye Cumhuriyeti yüce Türk milletini barındırıyor, hizmette yücelik bilmeli… Vatanın bekasını üstlenmek yormaz, savaşmadan teslim olmaz Türk, ecdat borcudur bu. Bu vatanı yorumlar da yormaz. Düşünmek temelinde ülküdür. Zira, aşırılığın dengesizliğinde bozgunculuk niteliği ve niceliğine sessiz kalınmaz, suç olarak yargıya sunulmalı hakkı saygınlık bilincidir.... Ocak 2009
Ergun Yıldız
yorumsuz
Bir ranza, Bir battaniye, Ve bir yatak. Haa unuttum; Bir de elektrikli ocak. Eksi yirmi derecede, Elektrikli ocak. Oooh lükse bak. İnsanca yaşamak dedikleri, Herhalde bu olacak.
Cihan Başak
Yosma
Nasıl benzetiyorlarsa yüzünü Bir yosmanın suratına.. Konuşuyorlar durmadan Atılıyorsun edepsiz dudakların kucağına. Erimiş boncuk deniyor Bu şaşırmış çocuk edasına. Yürüyüşüne takmışlar... Benzetiyorlar seni Dönen loğ taşına. 27 Nisan 2002 Diyarbakır
İzzet Selçuk Cumaoğlu
Yosma
Öyle yandım ki acınla Öyle çok gözyaşı döktüm ki ardından Seni öyle çok özledim Sana öyle bir kahrettim ki Sitem bile kalmadı yüreğimde Neden bırakıp da gittin Şimdi mutlu musun sanki Şimdi yaşayabiliyor musun dilediğince Gözyaşlarımın ahını çekmiyor musun hiç Şimdi gülebiliyor musun kaldırımlarda Soğuk sıcak demeden yorgun gecelerde Beklerken müşterini.
Ahmet Turan Ulusoy
Yosma
A.Turan ULUSOY YOSMA Kapalı çarşıyı yakan Sen değil misin? Sen değil misin Fatih’e yol gösteren, Baltacı’yı baştan çıkaran? Çocuk emziren sen! Köprüde dilenen sen! Sen değil misin sepet sepet, Trende ekmek satan? Ve kiralık kürk gibi her gece Başka erkekle yatan? Erzurum, 1959 A.TURAN ULUSOY 12.04.1933-04.01.2008 ANISINA. RUHU ŞAD OLSUN. oğlu N.KEMAL ULUSOY
İnsaf Caner
Yorumsuz Künyeler..! !
Adı : UMUT Soyadı : BİTTİ Olur sana, Umut Bitti Mesleği : İşçi Yaş : 30 Doğum Yeri: Türkiye Ölüm nedeni: İNTİHAR Adı : BARIŞ Soyadı : GİTTİ Olur sana, Barış Gitti. Mesleği : Öğrenci Yaş : 21 Doğum Yeri : Türkiye Ölüm nedeni: İNTİHAR Adı : İLKİN Soyadı : ONUR Olur sana, İlkin Onur. Mesleği : Hayat Kadını (! ?) Yaş : 18 Doğum Yeri : Türkiye Ölüm nedeni : İNTİHAR Adı : GARİP Soyadı : İŞSİZ Olur sana, Garip İşsiz. Mesleği : Adı gibi Yaş : 30 Doğum Yeri : Türkiye Ölüm nedeni : İNTİHAR Adı : ŞEREF Soyadı : SİZ Olur sana, ŞEREFSİZ. Mesleği : POLİTİKACI Yaş : ÖLÜMSÜZ Doğum Yeri : BİLİNMİYOR Ölüm nedeni : ÇOK YEMEKTEN ÇATLAMAK..
İlker Güngörler
Yosun
Sessizlikti benimkisi Ne acı vardı ne de sevinç Böyle olmalıydı. Her gün batımı kadar temiz Ve her sabah gibi kirli. Geceler ise yosun tutmalıydı.
Mukim İşbilir
Yosun Gözlerin
Ayrılıktan naçar düşmüş dizlerin Belli,yığın yığın,derdin var senin Sahte buselere kanmış yüreğin Hüzünlü bakıyor, yeşil gözlerin Dışardan baharı andırsan bile Gizli fırtınalar dinmez nafile Yüzünde her çizgi, okurken çile Yaprak dökümünde,hazan gözlerin Dipsiz derya gibi, engin ve derin Dalarsın, gidersin, artar kederin İnim inim inler, gülmez didarın Kurumuş gözyaşı, hüzün gözlerin İnce sevdalarla bilmem işin ne? Vefasız,gidenin, düştün peşine Çevir didarını, yaz güneşine Yeşil yeşil baksın,yosun gözlerin
Galip Kemali Günay
Yosun kokar ela gözler buğulanınca
Bak bir varmış bir yokmuşla.................... rantiye kıyılardan bir şarkı.............................topukda deniz dikeni gibi.................................hoyratını kırıyor dalgalar... silip süpürüyor kıyıyı kumu...............adları.............. adımları.........................am ma bu gün ayın ondördü..................... ördüm saçını........ay................. ay ay deyip buluta kaçdı....................... kim gördü.....................................buğulanmamış sa bi çift ela göz....................
Ahmet Selçuk İlkan
Yosun Gözlüm
Öyle bakma gözlerime Dağılmışım yosun gözlüm Hasretinin denizinde Boğulmuşum yosun gözlüm Bir bendesin bir uzakta Bir özgürsün bir yasakta Arada bir sarılsak da Yetmiyor ki yosun gözlüm Dağlar gibi özlesem de Hasretinden delirsem de Bir mum gibi erisem de Gelmiyorsun yosun gözlüm Anlatılmaz bir duygu bu Vazgeçilmez bir tutku bu Unutulmak tek korkum bu Bilmiyorsun yosun gözlüm
Ahmet İdrisoğlu
Yosun Gözlüm
Sen yosun gözlüm, Buğulu bakışlarında bir yaşam, Yosun gözlerinde saklı Fırtınaları sevda denizinin; Yosun gözlerinden akar kalbimin derinlerine, Kaşlarının altından, Sarı başaklı. Sarı başak tarlalarında Dolaşırca, parmaklarım Dolaşsın sarı saçlım, Dik başında; Yosun gözlüm, Gönlümün avcısı, Altın taçlım. Yosun rengi gözlerinde sevda, Yılların sitemi donuk, Hangi sandallar yelken açtı gözlerinde? Bilinmez değerin belli, Dinlerim ezgi gibi sözlerinde. Bastırdığın yangıların kalp atışında, Ritmik isyanlarda tıkırtıları, Benzinde kızarmış utancın, Derin soluğunda sevda şarkıların. Sen yosun gözlüm, Kalbimin mührü, Aç bağrını dinlensin deli gönlüm, Gezsin aşk nağmeleriyle, Sevda bahçelerinde, Açsın bırak hazanımda tomurcuk gülüm. 30.Ağustos.2008 23.40
Herdem Ankara
Yosun Kokulu
Yarın o yosun kokulu yerde olmak son kez koklamak Sakinliğinde dingin bir meltem kokusunda Seni içime çekmek istiyorum Oysa ben hiç elveda demedim hayata, dostlara Şimdi gidiyorum İzmir sana değil hayata ve dostlara elveda HERDEM 18/09/2011 22:00 İZMİR
Sezai Güler
Yosun Kokusu
Sonunda buldum, sanırım en doğrusu bu Senin ruhun deniz, tenin yakamoz Sormuştun, kokun deniz kıyısı yosun kokusu... S.Güler-30.5.2016
Murat Nail Güney
Yosun Rengi Gözlerin Masallar Anlatıyor
Yosun rengi gözlerin masallar anlatıyor, Yolda kaldı gözlerim, gelmedin, gün batıyor. Anılar öyle derin yara ki yüreğimde, Ağlarken güldürüyor, gülerken ağlatıyor... Sen sevgiyi şarkı gibi dinlemiştin dilimden, Mısra mısra geçiyorsun gözlerimin önünden Senden önce coşkun sel, fırtınalar gibiydim, Sen kalbime gireli korkar oldum ölümden... Şu gönülden ne macera, ne serüvenler geçti, Bu şair küstü sevdaya, özgürlüğünü seçti, Fotoğraflarda kaldı en güzel gençliğimiz, Ömür su gibi akıp, kuş gibi uçup geçti... Şimdi kuşlar da dalıyor en uzun uykulara, Gölgeler eğri büğrü düşüyor kuytulara, Bir zamanlar sevdalı gönlümün durağıydı, Şimdi martılar arkadaş körfezdeki sulara... Muradım ermezmiş hızlı koşanlar hedefine, İhanet eken aşka, ihanet biçer yine, Bodrum falezlerinde şimdi sessizlik hakim, Sabah güneşi doğuyor uykusuz gözlerime... Samanyolu yıldızları parlıyor gecelerde, Şarkısı kulaklarda, sevgisi yüreklerde, Hepinizin imzası var ey şiir yürekliler, Dostluk ve sevgi adına kazanılan zaferde... murat nail güney-Bodrum. 01/11/2004 '2K 1Ş ŞİİR AKTİVİTESİ İÇİN KALEME ALINMIŞTIR. KELİMELER 'FOTOĞRAF VE KUŞLAR'
Metin Yüksek
Yosun Tutan Kirpikler
Bir mum ışığı gibi sarılmış odama hasretin, Ne bir sedâ ne de bir nûr sohbetçi bu gece bana. Ellerimde kırık ayrılıkların faturası Ve bir sinir krizi de ruhumu ele geçirmiş sanki! Sazları kırılasıca arbeks müzikler Hiç girmediği kadar girdi bu gece içime. Bayılttığım özlemlerimin ayılacakları tuttu birden, Baktılar ki gelen giden yok özlenen yerden Onlar da terk etti bu gece beni... Bir yılan gibi çöreklenmiş içime hasretin, Ne bir şiir ne de bir anı sohbetçi bu gece bana. Gözlerimde bir manzara var hayalen; Güzel gözlü bir kız çocuğu kadar şirin, Işığın dans ettiği su kadar zarif, Yaprağına su damlamış gül kadar narin... Yokluğunda avutmaya çalıştıkça hayallerle kendimi, Gerçekler cellat oldu bana her gece... Islak gözlerim yosun tutturunca kirpiklerimi, Mendiller diken oldu bana her gece...
Cemil Yurtseven
yosun tutan Sevdam
yosun kokardı mor kırmızı sevdam balık kadar alık martı kadarözgürdü yosun kokardı sevdam gecenin siyahında
Adem İmdat Kesici
Yosun Tutti Yüreğum
Dumanliyim dumanli dağlarun başi gibi, Yosun tutti yüreğum derenun taşi gibi. Virane kalsun dağlar, dereler çağlamasun, Dertlerume derman ol, gözlerum ağlamasun. (Rize Ağzı, Şivesi ve Aksanı İle Yazılmıştır)
Sevinc Arzulu
Yoxunmu
Kederin kamına yetenden beri, Feleyin dediyin edenden beri, Üz tutub Şimala gedenden beri, Ellerim eline daha toxunmur. Hisslerimi tünd reng ile yazarım, Ayrılığın yollarında azarım. Sen gedeli xarabadır bazarım, Kitabım bağlanıb vallah,oxunmur. Ay ezizim,geyinib xaram sarı, Güneş çıxıb,boylanıb qaram sarı. Heç olmasa söz ile yam sarı, Bir gile ümid de söyle yoxunmu.
Ahmet Sargın
Yozgat Ağahefendi İlköğretim de Yazarlık Dersi
Ders çok, konu da çok! Ancak okuma- yazma ve yazarlık dersi çok daha önemli bir şey! Çocukları okumaya- yazmaya alıştıracaksınız, okuyacaklar, yazacaklar ve "Kalem kılıçtan keskindir" sözünü uygulayacaklar; " Beşikten mezara kadar okumanın" farkına varacaklar. Okumayı bir Türk'ü kabul edecekler! Yozgat Merkez Ağahefendi İlköğretim Okulu yöneticilerinin misafiri olduk. öğretmen arkadaşlarımız bizi okullarına davet ettiler: " Yazarlarla öğrencileri- Okur'ları buluşturuyoruz" projesi kapsamında öğrencilerle bir sohbet yapmamızı istediler. Bu davet üzerine Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği adına bu okulumuzu ziyaret ettik. Okuma yazma üzerine sohbetimizi gerçekleştirdik. Neden okumalıyız? Neleri, niçin okumalıyız? Okumanın bize katkısı ne olacaktır? Yazmanın insan hayatındaki yeri ve önemi? Şair ve yazar olmanın sırları neler olabilir? Gibi bazı sorulara cevap aradık. Anılarla şiirlerle okumaya duyulan özlemi ve okuma çilesini anlatmaya çalıştık. Başta öğrenciler olmak üzere: Ağahefendi İlköğretim Okulu Müdürü Satılmış Gündüz, Müdür Yardımcısı Erkan Turan, Türkçe Öğretmeni Nesrin Gürel, Sınıf Öğretmeni Necati Sargın ve Din Kültürü Öğretmeni Ahmet Akgün hocalarımızda sohbetimizi dinleyerek bize destek oldular kendilerine teşekkür ediyoruz. Yazarların öğrencilerle buluşması projesi önemli bir proje! Neden diyeceksiniz? Çünkü gençlerimize Okumanın önemi anlatılmalı, Kitabın vazgeçilmez olduğu vurgulanmalı, gelişmenin ve kalkınmanın esas temeli okumaktır eğitimdir bunun önemi belirtilmeli. Bunu en iyi yapacak olan da yazarlarıdır, şiirlerdir. Özellikle de eğitimci şair ve yazarlarımızdır. Bu konuyu çok önemsiyoruz. Kitap okumayan toplum gelişemez. Düşünmeyen yazmaya ve fikir üretmeyen aydınlarla bir yere varılmaz. Okuma eğitimin vazgeçilmez bir parçası olduğu gibi yazma da eğitimin vazgeçilmezidir. İşte o zaman kalem kılıçtan keskin olur. İşte o zaman beşikten mezara kadar Okumanın tadına varmış oluruz. Kendi değerlerimiz var bunları eğitimde değerlendirebiliriz. Yeter ki iyi niyetli samimi adımlar atılmış olsun. Ağahefendi İlköğretim Okulun da gördük ki: çocuklarımız bu konuya ilgi duyuyor Okumayı ve yazmayı seviyor. Öğretmenlerimiz de duyarlı; çocuklar görerek izleyerek okumanın önemini kavrasın istiyorlar. Yani isteyince olabiliyor. Gençlerimiz boş zamanlarını okuyarak yazarak değerlendirsin istiyoruz. Yazarı- Şairi şiirini tanısın onu örnek alsın yetenek ve kabiliyetini bu yönde kullanabilsin. Biz bunu önemsiyoruz, gelişmeye atılan ilk adım olarak görüyoruz. Ağahefendi İlköğretim Okulu öğretmen ve öğrencilerinin gözünde biz bu ışıltıyı gördük. Her biri bir mum olup çevresini aydınlatabilecek kabiliyetteler. Gözlerindeki Parıltı geleceğimizi aydınlatacak. Saygıdeğer öğretmen ve öğrencilerimizi bu mana da kutluyor ilgilerine teşekkür ediyoruz. Başta Ağahefendi İlköğretim Okulu müdürü Satılmış Gündüz hocam olmak üzere Sınıf Öğretmeni Necati Sargın ve Türkçe öğretmeni Nesrin Gürel hocamıza, diğer öğretmen arkadaşlarımıza, ortaokul üçüncü sınıf Öğrencilerine tüm okul personeline şükranlarımızı sunuyoruz. Sonuç olarak diyoruz ki: okuma- yazma Uygulamalı bir ders olarak verilmeli, şair ve yazar arkadaşlarımız eğitim'in içinde fahri olarak görevlendirilmeli, okullarda misafir edilmeli, imza günleri düzenlenmeli, yazarlık üzerine sohbet edilmeli. Çocuklarımız okumaya yazmaya yönlendirilmeli kültür ve sanat faaliyetlerine önem verilmeli. Nasıl ki: Vücudun eğitimi hareketse, ruhun eğitim ve ilacı da kitaptır. Çocuğunuza kazandıracağınız en iyi alışkanlık okuma ve yazma alışkanlığıdır. Kitapsız hayatın tadı tuzu olmaz. Okumayan yazmayan insanla bir yere varılmaz, gelişme de olmaz. Çocuklarımızı bu güzel alışkanlıklardan mahrum etmeyelim! Teşekkürler Ağahefendi’nin güzel eğitimcileri; Teşekkürler Ağahefendi’nin sevgili öğrencileri... Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı
Nafi Çağlar
Yozgat-hoyrat
YOZGAT - Hoyrat Yozgat, Yozgat, Yiğitlerin harmanı Yozgat, Her sürüde binler var, Gel sen de yoza yoz gat... Nafi Çağlar Budunlu 19 Ağustos 2014 Salı 11:01 Şahinbey / Gaziantep
Ahmet Sargın
Yozgat Boğazlıyan Şiir Dinletisi
24 Kasım Cumartesi (Öğretmenler Günü) Boğazlıyan İlçemizde “Yağmur Altında! ” konulu bir şiir dinletisi vardı. Programın organizesini dernek üyemiz şair Dilek Hokkaömeroğlu yapıyordu. Hem ona yardımcı olmak hem de şiir dinletisinde buluşmak arzusuyla cumartesi günü Boğazlıyan’a geçtik. “Yağmur Altında” şiir dinletisi Boğazlıyan Öğretmen Evi’nde yapılacaktı. Topluma saatinden önce ulaşıp konukları karşılamak umuduyla salona geçtik. Şair-ozan dostlarımız birer ikişer salona girip tatlı bir muhabbete başladı. Sorgun’dan Ozanlar Derneği adına katılan Aşık Derdiyar ile Öz Ozanın atışmaları ilgiyle takip edildi. Program öncesi tatlı bir muhabbet yaşandı. Yozgat ekibi olarak önce biz ulaşmıştık salona, daha sonra Sorgun ekibi geldi. Ardından da Kayseri ekibi salona giriş yaptılar. Şiir şölenlerinin en güzel yönlerinden birisi kaynaşma ve dostluklara kapı aralaması, ikincisi de ilin ya da ilçenin tanıtımına katkı sağlamış olmasıdır. Dilek Hokkaömeroğlu Boğazlıyan’da bir ilki gerçekleştiriyordu. Her zaman için ilklerin tatlı bir heyecanı oluyor. O tatlı heyecanı sayın Hokkaömeroğlu ile birlikte yaşamaya çalıştık. “Yağmur Altında! ” şiir dinletisine az sayıda (ama seçkin) bir şair grubu davet edilmişti. Sorgun Şairler-Ozanlar Derneği Başkanı eğitimci-şair-yazar Durali Doğan hoca ekibiyle birlikte oradaydı. Kayseri Şairler Yazarlar Derneği Başkanı Süleyman Karacabey ekibiyle oradaydı. Sarıkaya Şairler Yazarlar Derneği Başkanı Kelami Akdemir oradaydı. Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği yönetimi olarak biz oradaydık.Sorgun Ozanlar Derneği adıına Aşık Derdiyar aramızdaydı. Elbette üyemiz, arkadaşımız, Dilek Hokkaömeroğlu’nu yalnız bırakamazdık. Dilek hanım hummalı bir çalışma yapmış, tüm hazırlıkları tamamlamış, Ona büyük bir özveri ile yardımcı olan, anasınıfı öğretmeni Zübeyde Hokkaömeroğlu ve çiçekçi kardeşimiz Songül Dündar’a katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Emekli öğretmen Abdullah Derin’e, sürücü kursu sahibi Yusuf Kurucu’ya ve Okan Yaşar’a teşekkür ediyoruz, emeklerine sağlık. 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne denk gelen Boğazlıyan Şiir Dinletisi Öğretmen Evinde gerçekleştirileceği için tanışma faslından sonra salona geçtik. Gerçekten de Dilek Hanım çok çalışmış; en ince detayları bile düşünmüş, organizeyi eksiksiz olarak başlattı. Şiir muhabbetine hazır halde geçtik salona. İzleyiciler arasında CHP İlçe Başkanı Mustafa Karaman, Başkan Yardımcısı Ahmet Peker, Ticaret Sanayi Odası Başkanı İsmet Alparslan, Öğretmenevi Müdürü Fatih Alparslan, yardımcısı Mustafa Balım ve eğitim camiasından bir çok dostumuz oradaydı. Şiire duyarlı, seçkin bir izleyici grubu salonu doldurmuştu. Şiir şölenine yaklaşık 30 kadar şair arkadaşımız davet edilmiş, bunların çoğu salondaki yerini almıştı. Program, eğitimci arkadaşlarımızın müzik korosuyla başladı. Şiirlerle devam etti,Soy- Ser adına katılan Aşık Derdiyar ve Öz Ozanın atışmasıyla sürdü. İstanbul’dan katılan Karaca Kızın söylediği güzel eserlerle büyük alkış toplamayı başardı. Arkadaşımız Kelami Akdemir’in Türk Sanat Müziğinde seslendirmiş olduğu parçaları dinlemeye değerdi. Hoş, tatlı güzel bir şiir muhabbeti oldu. Öğretmenler günü adına kesilen pastadan hepimiz birer dilim alıp öğretmenler gününü de yad ettik. Bir ilk olmasına rağmen, kusursuz bir program hazırlayan şair Dilek Hokkaömeroğlu’na teşekkür ediyoruz. Ona yardımcı olan, CHP ilçe yönetimine, Yusuf Kurucu’ya, Zübeyde Hokkaömeroğlu’na, Abdullah Derin’e, Songül Dündar’a, Okan Yaşar’a, öğretmen evi yöneticilerine Fatih Alparslan ve Mustafa Balım hocaya çok teşekkür ediyoruz. Dostlarım emeğinize, yüreğinize sağlık çok harika bir programdı. Sizi yürekten kutluyoruz. Sunucumuz Kelami Akdemir’e ve katılımcı şair-ozan-aşık dostlarımıza da teşekkür ediyoruz. Yüreklerine sağlık. Ankara İLESAM- Temsilcisi Denetleme Kurulu Başkanı Hemşehrimiz Durak Turan Düz Beyefendiye de teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum. Ahmet SARGIN Yozgat Şairler Yazarlar Derneği Başkanı
Osman Yüksel
Yozgat’ımızın Tarihçesi
Yozgat’ımızın Tarihçesi Çağ açıp çağ kapayan Nesillerin serhat ı onaltıncı yüzyılda konulmuş Bozok adı Hitit ve kimilerinse Burada geçmiş hayatı Sizlere tanıtmaktır Emelimse Yozgadı İşte böyle başlıyor Tarihçemiz gardaşım Özümüzde Bozoksun Gururla kalksın başın Firikler persler ise İşgal etmiş burayı Malarzgirt savaşında Aldı onlar yarayı Danişmentliler ise Sarmışlardı onları Selçuklu devletine Tabiydi sınırları Ta bu dönemden gelir Oğuz boyu gardaşım Kalbimizde Bozoksun Dik dursun senin başın Romalılar Bizanslar Yurt tutmak istediler Yıldırım Beyazıt la İşgale son verdiler Beylikler başlamıştı O zaman tam hızıyla Hükümleri bitmişti Ankara savaşıyla İşte apaçık bizim Tarihimiz gardaşım Sen benim vatanımsın Dimdik durmalı başın Onyedinci yüzyılda Sancak beyliği aldın Osmanlı ordusuna Tam binyüz nefer saldın Oğuz Bozok koluyuz Boyumuz ise Türkmen Vatan gurur duyuyor Sen gibi şanlı Türk ten İşte böyle Bozokun Tarihçesi gardaşım Hem Bozok hem Yozgat sın Dik dursun senin başın Ta asırlardan beri Yerleşim bölgemizsin Taşıdığın isimle Hep gurur gölgemizsin Vatan sathı üstünde En şirin yöremizsin Tam ondört oymağınla Yozgada yerleşmissin İşte böyledir bizim Tarihçemiz gardaşım Yozgatlının yurdusun Dimdik durmalı başın Onbeş yılda yüzyetmiş Şehit verdik vatana Nice evlat can verdi Vatan bayrak uğruna Çanakkale uğrunda Can vermedi mi dedem Çünkü vatan aşkıydı Taşıdığı her neden O kahraman dedenin Torunuyuz gardaşım Atatürk ün methi var Dik dursun daim başın Yirminci asırdaysa İsim alıp oldun Yozgat Yükseli sende yaşar Sende son bulur hayat Yozgatımsın uğruna Feda olsun kanım canım Ezanlar hiç susmasın Dalgalansın bayrağım İşte böyle apaçık Tarihçemiz gardaşım Zarar görmesin ordum Hep var olsun sancağım Bu vatan Varolcukça Bende var olacağım
Mehmet Çobanoğlu
Yoz Töre
Oy bana kıyan kardeşim insan canına kıyar mı? Bak ab-ı revan oldu kanım, hiç dinmiyor gözyaşlarım Sol yanım derin yaralı şu ciğerparem kanıyor! Sen oldun alev, ateşim derin yanan kızıl harım Beni vuran zalim kardeş her yanımda sızı, ağrı, Oy zalim ey taş yürekli sen kardeş, bende bacı Sen içime ateş koydun yanıyorum alev, alaz… Acımasızca vurdun beni bu ne zulüm bu ne acı? Ben şu dağların maralı sen beni koydun yaralı, Yüreğime akan kandır ey o beni vuran avcı Kardeş, niye kıydın bana ah kimler ne dedi sana? Töreler, adetler batsın, vuran kardeş ölen bacı! Kör ola demeyeceğim, beni vuran zalim kardeş, Derin yaraladın beni içime koydun kor ateş… Bu yürekte can taşıyor demedin mi? vurdun beni Ben mezara giden bacın sen zindana giden kardeş! Bir sevdanın koynundaydım, şimdi ölüm diyarında, Kurşunlara gelen benim bir o yanda bir bu yanda Din midir bu töre midir? Zalim kardeş kıydın bana; Van’da, Tatvan’da vuruldum bir yoz âdet uğruna. Benim kabahatim sevmek seni görevin de vurmak! Böylesi töreler batsın, böyle olur mu yaşamak? Çobanoğlu hep haykırıyor bu bozuk olan düzene Şu yoz töreleri yıkıp Yeni Dünya kurmak için. 21.01.2011 Yıldırım
Hakan Kılıç
Yozgat'lı Asker
Danışmaya ithaf üçüncü katdan Siniri sakla,deme sonra,ah ya Deli fişek gibi çıkma Yozgat'dan Sonuçta,bilmediğin yer Kütahya Helal et hakkını,bizden helaldir Yanlışa düşüren şiddet,celaldir Tekrar görmek bir istek arzuhaldir Kardeşi,geri sağlam ver Kütahya Memleketin,çini işli bucağı Ey ulu! Kutsal,peygamber ocağı Artık kişi olacak yavrucağı Bu yaşama hazır gönder Kütahya
Ahmet Sargın
Yozgat Konulu Şiir Ve Makale Yarışması Sonucu
YOZGAT KONULU ŞİİR VE MAKALE YARIŞMASI SONUCU YOZGAT KONULU ŞİİR VE MAKALE YARIŞMASI SONUÇLANDI ...................................................................................... 11. Sürmeli Festivali Kapsamında yapılan Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Dernegi tarafından düzenlenen' Medeniyetlerin Buluştuğu Kent Yozgat' konulu şiir ve makale yarışmasının sonuçları açıklandı. Yarışmayla ilgili bir degerlendeirme yapan Yozgat Şairler Yazarlar Birliği Başkanı Ahmet Sargın katılımcı şair ve yazarlara teşekkür ederek şunları ifade etti. '11. Sürmeli Festivali kapsamında Yozgat a yeni eserlar kazandırmak ve ilin tanıtımını yapmak amacıyla bir yarışma açmıştık. Şiir ve makle dalında açtığımız bu yarışmaya çok sayıda katılım oldu. Yozgat Fen Lisesi Müdürü Mustafa Özel, Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi Müdür Yardımcısı Ruhi Bakır, Yozgat Kız Meslek Lisesi Edebiyat Öğretmeni Murat Durna, Sağlık Meslek Lisesi Edebiyat Öğretmeni İbrahim Ceylan, Emekli Türkçe Öğretmeni Nuh Şahin den oluşan 5 kişilik jüri heyeti gelen eserleri bir tutanakla teslim alarak açmış ve değerlendirmeye almıştır. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü binasında değerlendirilen eserlerin seçiminde jüri oldukça zorlanmış ve yarışmaya gönderilen eserler arasında kaliteli, seçkin ve Yarışma Şartnamesine en uygun eserler belirlenmiştir.Bu yoğun ve anlamlı ilgiye teşkkür ediyoruz. Seçkin eserler arasından ilk üç derceye girenlere 11. Sürmeli Festivali Kapsamında yapılan 'Sürmeli Şiir Şölenin' de Yozgat Valisi Necati Şentürk tarafından ödülleri İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü salonunda takdim edilmiştir. Şiir dalında derceye giren eserler aşaığıda sıralandığı gibidir. ............................................................................................ 1-Medeniyetlerin Yurdu Yozgat- Rumuz: Bozok-26, Halil Gürkan -Eskişehir 2-Yozgat- Rumuz- Çavuş; Bahri Çavuşoğlu- Malatya 3-Yozgat İsim Bulurken- Rumuz:Toynak, Secaattin Öztürk Ankara ..................................................................................... Jüri Özel Ödülüne Layık görülenler: -Yozgat Sevdası- Hikmet OKUYAR- Şebinkarahisar - Mdeniyetlerin Buluştuğu Kent Yozgat- Dag Lalesi- Hariaka Ufuk-Adana -Yozgat Sevdası-Sevda Ateşi-Mansur Ekmekçi- Adana -Yozgat - Fikri Güzel Durdu Şahin - Alaca -Sürmeli Yozgat- Karlıdağ-57, İsmail Koçak- Yozgat -Yozgat’ta -Tanyeri- 36, İbrahim Sağır-Eskişehir -Yozgat-Gençay-Hasan Gencay- Fatsa -Yozgat Güzellemesi-Sürmelican- Nihat Malkoç-Trabzon -Yozgat-1Yakamoz1- Cemile Düzgün -Ordu -Sevdalı Şehir Yozgat- Yağmur 4444-Rabia Barış-Eskişehir -Bizim eller- Mızrabi- Tuba Ağır- Bursa -Yozgat’a Uç Turnam- Yabangülü- Refik Kutlu- Sivas -Yozgatlım- Turkuaz- Fatma Çetin Kabadayı- Hatay NOT: Jüri Özel Ödülünü kazanalar önem sırasına göre degil eserlerin bize geliş sırasına göre sıralamnmıştır. Sıralama tercihi jüri tarafından yapılmamıştır. Şiarlerimize önemle duyrulur. -....................................................................... MAKALE DALINDA DERCEYE GİREN ESERLER 1-Yozgat Aşka Açılır: Rumuz:Ebrar- İbrahim Şaşma-Karaman 2-Çamlıktan Bakınca Göze Takılanlar-Sürmelican-Nihat Malkoç- Trabzon 3-Sürmeli Diyarı Yozgat- Efsane- Sabiha Serin- Sivas Makale dalında Jüri özel Ödülüne Layık görülenler: .................................................................................. -Yozgat -Herşey Yozgat İçin - Yakup Tufan-Almanya -Dünü Bugüne Taşıyan Medeniyet Köprüsü yozgat- Simyacı- Miraç Furkan Bayar- Erzurum -Medeniyetlerin Buluştuğu Kent Yozgat- Dağ lalesi- Harika Ufuk - Adana - Sııralmaya giren eserler bunlar olmuştur. İlgi duyan, eser yollayan tüm şair ve yazar dostlarımıza teşekkür ediyoruz.' - Ahmet SARGIN- Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Başkanı Not: Dereceye girenlerden ilk üçe girenlerin ödülleri Yozgat ta Vali Necati Şentürk tarafından Sürmeli Şiir Şöleninde takdim edilmiştir. Yozgat gelemeyen ya da davet edilemeyen şair ve yazarların ödülleri de posta ile yollanacaktır. Jüri özel ödülüne Layık görülenlere teşekkür belgeleri posta ile yollanacak olup katılımcı şair ve yazar dostlarımıza duyrulur. Not:2 Ayrıca şiiri ve yazısını hazırlayıp göndermeyen arkadaşlarımız bu şiir ve yazılarını bize yollarsa çıkaracağımız kitap da onların da eserlerine yer vermiş olacagız... saygılarımızla..
Ahmet Sargın
Yozgat Şairler Yazarlar Derneği Kuruldu
Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Kurucular Kurulu Üyeleri, Dernekler İl Müdürlüğüne müracaatlarını yaparak resmi kuruluşlarını tamamladılar. Yoşay-Bir’den ayrılan 12 üye yeni bir dernek çatısı altında toplanmak üzere harekete geçmişlerdi. Gazeteci yazar Ahmet Sargın başkanlığında toplanan bu üyeler, önceki gün derneklerini kurarak çalışmalarını resmileştirdiler. Yoşayder’in geçici başkanlığına getirilen araştırmacı, yazar Ahmet Sargın yaptığı açıklamada: ‘’İlimizin tanıtımını yapmak, kültür –sanat faaliyetlerinde bulunmak amacıyla 2006 yılında Yoşay-Bir’i kurmuştuk. Yoşay -Bir çok ciddi ve etkin çalışmalara öncülük etti. Yozgat’ı kültür – sanat alanında öncü illerin arasına taşıdı. Şiir şölenleri ve kültür - sanat çalışmalarıyla Yozgat’ın adını duyurmayı başardı. Yoşay -Bir’i ülkemizin en gözde dernekleri arasında yer almasını sağladı. Altı yıl içerisinde yaptığımız çalışmalar sayılmayacak kadar çok oldu. Kars Aşıklar Bayramında ülke genelindeki aşık ve şairlere, Elazığ Hazar Şiir Akşamlarında Türk illerine uzanan bir faaliyetimiz oldu. Ankara Atatürk Kültür Merkezinde Yozgat’ın tanıtımını ciddi manada üstlendik. Yarışmalar, köy şenlikleri, şiir şölenleri, İnternet tanıtım faaliyetleri, TV programları, şiir ve makale yarışmaları,şair ve yazralarala yapılan röportajlar,gezi ve tanıtım faaliyetleri derken pek çok alanda başarılı çalışmalara imzamızı attık. Katıldığımız şenliklerde ilimizi en güzel şekilde temsil ettik. Bu denli aktif çalışmalarımız devam ederken 2012 yılı haziran ayında seçilen yönetim kurulunda oluşan fikir ayrımcılığını giderebilmek için çok uğraş verdik. Ancak fikir ayrılığımız su yüzüne çıkınca, Olağan Üstü Genel Kurula gitmek zorunda kaldık. Genel kurulun da bu ayrımcılığa çözüm getirmediğini gördüğümüz için Yoşay – Bir’den ayrılarak yeni derneğimizi kurma çalışmalarına başladık. 15 Ocak tarihi itibariyle de derneğimizi kurmuş olduk.’’ Sargın, bundan böyle, çalışmalarının tüm hızıyla devam edeceğini vurgulayarak, ‘’Yozgat’ın tanıtımı asıl amacımız olacaktır, Yozgat kültür ve sanatına hizmet etmek temel hedefimizdir. İnceleme, araştırma ve yeni eserlerle Yozgat’ın kültürünü çok daha ilerlere taşıyacağımıza inanıyoruz’’ dedi. Kurucular kurulu şu isimlerden oluştu: Ahmet Sargın: Edebiyat Öğr.- Şair-Araştırmacı Yazar- İleri Gazetesi Köşe Yazarı, Durali Doğan: Gazeteci Araştırmacı Yazar- Şair, Sorgun Selam Gazetesinin Sahibi, Ruhi Bakır: Edebiyat Öğretmeni- Yazar ve Okul Müdür Yardımcısı, Ekrem Gürer: Edebiyat Öğretmeni-Şair Yazar, Okul Müdürü, Yusuf Koç: Sınıf Öğretmeni- Şair- Yazar, Tarık Yılmaz: Köşe Yazarı- İleri Gazetesi Haber Müdürü, Soner Tümgan:Gazeteci- Tiyatro Yönetmeni ve Merhaba Gazetesi Temsilcisi …………………………………………………… Haber: http://www.ilerigazetesi.com.tr/kultur-sanat/yozgat-sairler-ve-yazarlar-dernegi-kuruldu-h16471.html ************************************** VİRA BİSMİLLAH Gönül hiç böylesini arzu etmezdi. Ayrılıklara, ayrılıklara karşı olan bir insandım. Ancak sıkıntılar çekilmez hale gelince işe de fitne-fesat karışınca demek ki, ayrılıklar kaçınılmaz oluyormuş. Biz yine herkese kucak açarak yolumuza devam etmek istiyoruz. Kimseye kırgın değilim, kimseye küskün de değilim; hakkım varsa helal olsun. O arkadaşlarım haklarını da helal etsinler. Artık onlarla birlikte değilim. Nasıl ki, can ve bu beden insana emanetse, dostluklar, arkadaşlıklar da emanetti. Kimin bu emanete sahip çıkmadığını bilemem ama emanetleri de koruyamadık. Dost değil misiniz? diye bilirsiniz, hayır “dost” da değiliz artık... Düşman mıyız? Düşman da değiliz. Selam, Allah’ın selamı, “Aleykümselâm” der geçeriz. 2006 yılında kurup 2013 yılına kadar altı yıl boyunca birlikte çalıştırdığımız, kader birliği ettiğimiz derneğimizden ayrılmış olduk. YOŞAY-BİR bizim birlikte büyüttüğümüz çocuğumuzdu. Çok sıkıntılarla büyüttük, çilelere göğüs gerdik, fedakâr-kadirşinas Yozgat esnafının katkılarıyla bugünlere geldik. Onların hepsine teşekkür ediyorum. YOŞAY-BİR’de o kadar iş yaptık ki: inanın saymakla bitirmek mümkün değil. Neler mi bunlar? Aklımıza geldiği gibi sıralayalım. Yozgat’ın tanıtımını amaç edindik. Kültür sanat alanında faaliyetlerimizi sürdürdük. Yozgat’tan başlayan bu çaba bizi ülke geneline, hatta Türk dünyasına taşıdı. Sürmeli festivallerinde şiir şölenlerinde yüzlerce edebiyat dostu, şair, yazar, gazeteci arkadaşımızı konuk ettik. Yozgat’ı yazmalarını, Yozgat’ı anlatmalarını sağladık. Eserlerine konu edildik. Gazetelerine konuk olduk. Şiir Yarışmaları yaptık, şair ve yazarlarla röportaj yaparak onları tanıttık, Tv şiir programları hazırladık, gezi ve tanıtım programlarına çıktık, araştırma ve inceleme çalışmalarında bulunduk. İllerde yapılan kültür-sanat programlarına şiir-eğlence etkinliklerine katılıp ilimizi en güzel şekilde temsil ettik. Gittiğimiz illerde konukların saygı duyduğu, değer verdiği bir ekip olduk. Yozgat ekibini kucaklayan yüzlerce dost edindik. 350-400 âşık, şair ve ozanın katıldığı Kars Âşıklar Bayramında göz dolduran, takdir edilen ekip bizdik. Salihli, Eskişehir, Bursa, Antalya, Isparta, Ankara, Didim, Bodrum, Sivas, Tokat, Kayseri, Elazığ, Kars, Nevşehir, Kırşehir, Çorum, Alaca, Adana, Mersin, Şebinkarahisar, Giresun, Kütahya ve Simav gibi il ve ilçelerde düzenlenen şiir şölenlerinde şehrimizi gururla, onurla temsil ettik. Şiirlerle derece elde ettiğimiz anlar oldu, gururlandık. Aldığımız ödül belgelerini hemşerilerimizle paylaştık. Kol kola, sırt sırta verdik, bir ve beraber çalıştık. Arkadaşlarımızın birlikteliği bize gurur verdi. “Biz birlikte varız, birlikte güzeliz” dedik. Ne yazık ki, her başlangıcın bir de sonu varmış. “Nazara geldik” diyebiliriz. YOŞAY-BİR’i kıskanan, başarılarından rahatsız olan birileri devreye girdi ve bu birlikteliğimize dinamit koydu. Suçlu arıyor da değilim, suçu birilerine yıkmak, birilerine yüklemenin de çabasında değilim. Her şeyi Rabbime havale ediyorum. İnşallah öfkemizin ve kinimizin kurbanı olmayız. Oysa ne güzel başlamıştı, ne de güzel gidiyordu. “Her şey Yozgat içindi” öyle değil mi? .. Şimdi gelinen nokta kucaklaşma ve birbirimize başlarılar dileme zamanıdır. Geriye dönüşü asla düşünmüyorum. Herkes kendi yoluna devam etsin. YOŞAY-BİR yönetiminde ciddi tartışmalar ve fikir ayrılıkları baş gösterince olağanüstü genel kurula gittik. Genel kurulun da bu ayrımcılığa çözüm getirmediği görünce de 12 arkadaşımız ile birlikte istifa ettik ve dün itibariyle yeni derneğimizi kurmuş olduk. Yani “Vara Bismillah-Yeniden Bismillah” dedik. Rabbim hayırlı, uğurlu eylesin. Yozgat’ımız için hayırlı olsun. Yozgat Şairler Yazarlar Derneği (YOŞAYDER) olarak yeni yüzümüzle, yeni ekibimizle karşınızdayız kurucular kurulumuz şu isimlerden oluşuyor. Ahmet Sargın (ben) -Gazeteci-Yazar-Edebiyat Öğretmeni, Durali Doğan - Araştırmacı Şair - Yazar, Sorgun Selam Gazetesinin sahibi, Ruhi Bakır -Edebiyat Öğretmeni, Okul Müdür Yardımcısı, Ekrem Gürer - Edebiyat Öğretmeni, Şair-Yazar, Okul Müdürü, Yusuf Koç - Şair Yazar Sınıf Öğretmeni, Tarık Yılmaz - İleri Gazetesi Yazarı, Haber Müdürü, Soner Tümgan - Gazeteci, Köşe Yazarı, Tiyatro Yönetmeni ve Merhaba Gazetesi Temsilcisi. Ne diyelim, haydi Allah rast getire! Rabbim güzel günlerde ve memleketimiz hayrına çalışmayı nasip eylesin. Haber ve Yorum:Ahmet SARGIN YOZGAT ŞAİRLER YAZARLAR DERNEĞİ BAŞKANI
Ethem Altan
Yozgat Lisesi
Geçen gün yanından geçtim Mezun olduğum okulum Yozgat Lisesinin Siyah levha üzerine Sarı harflerle yazılı 'T.C.Yozgat Lisesi' Şehrin ortasındaki saat kulesinden Yani'Lise Caddesinden' Başladım yürümeye Otobüs Terminaline doğru 'Lise Cadedesinden'yürüyorum Caddede yürürken sağlı,sollu Yozgat'a bakıyorum aval aval Üç,dört,beş katlı binalar yükselmiş Ne kadar güzel 'Lise Caddesi'nde' Sekiz yıl oldu okulumu görmeyeli Sekiz yıl oldu memleketten ayrılalı Özledim, Okulumu,bendeki anılarını Ve memleketimi özledim Ablam Güldane'yi özlediğim kadar Hele okulumu Tarif edemiyeceğim kadar 'T.C.Yozgat Lisesi'nin Tretuvara açılan Bahçe kapısı önünde durdum Öğretmenler giriş kapısına Kimya öğretmeni Haşim'in Ders aralarında bir cıgara yakıp Tam ortasına oturduğu merdivenlerine Bir süre baktım baktım,bakakaldım Belki iki asırlık anısı olan Kesme taş duvarlarına Sonbaharın otuz Ekim'inde İlkbahar kadar güzel bahçesine Üç yıl okul boyunca Üzerinde yürüdüğüm Okul bahçesinin koridor yoluna Üzerinde Adanalı Gül'le oturduğum Bahçedeki banklarına, Öğretmenler giriş kapısına, Pencerelerine, Ve o an hayalimde canlandırdığım 4/B,5/A,6/A sınıflarına Baktım baktım,bakakaldım Caddeden geçenlerin Bana deli diyeceklerini düşündüm Ayrıldım Ayrıldım ama Doyamadım okulumu seyretmeye Ah! neydi o günler? Okul günleri Hülya'lar,Munise'ler,Mevlüde'ler,Nurdan'lar Halide'ler,Behice'ler,Erdallar,Mahmutlar,Süleymanlar Daha çoğunu anımsayamadığım kimler kimler! Yetmişlerde neydi Yozgat Lisesi Nasıl da tutkundum Hülya'ya Üçüncüsü Mevlüde de Bir seni seviyorum şiiri ile Bir de resmiini vermemiş miydi bana? Erdal ERTUĞRUL ile,Mahmut YILDIRIM'ın Şakacıktan benim adıma Bir aşk şiiri yazıp,kıza vermeleri ile Gerçeğe dönüşmemiş miydi aşkımız Ah anam ah! Yetmişlerde neydi o' Yozgat Lisesi' Öğretmen Mehmet YILDIRIM'ın oğlu Uzun Mahmut'la Neydi o manifaturacı Behsat'ın oğlu Uzun Erdal ERTUĞRUL Ve tek oda kiralayıp Bir yıl birlikte kaldığımız Soyadı gibi uzun, efendi dedikçe efendi Neydi Süleyman KARACAOĞLU Ve neydi o Mehmet HİNDİKADIOĞLU Ve neydi bir alt sınıfta olan Adana'lı Gül, Ve neydi ingilizceci Muhteşem Ve neydi tarihçi Mualla Ve neyid kimyacı Haşim Okul günlerimi,gençliğimi çok özlüyorum. Ankara 1983
Nevzat Bilgiç
Yozgat Şiirleri - Bir Anılık Yozgat Söyle! ...
' Yozgat Sürmelisini Sevenlere... ' Okumadan birkaç kitap, Sordum usuma usulca; Neydi benim için Yozgat? Gözlerin tanıklığında... Elcevap: ' Geniş bir alan, Saat Kulesi, Sayarlar... Bir Cami, minaresi... İki yanı ağaçlı, özenli bir cadde, Efendi ' nin Bankası ve Askerlik Şubesi... Kent altında bir dere, Tek katlı ahşab bir ev, Köprüyü az geçince... ... Esenlik sunan çamlık, Şehre yukardan bakar, Kuru soğuk bir mevsim, İnsanın burnunu yakar... Ve özgür Yılkı Atı... İlle de Bayrağım, Ay ve Yıldız, Vatan, Millet, Mehmet... O Meydan Ve Atatürk Anıtı... ' O Meydan Ve Atatürk Anıtı... ' Nevzat Bilgiç Sıla Benim Gurbet Benim 'Memleketime Şiirler' Kitabımdan.
Ahmet Sargın
Yozgat Sarıkaya Şiir Şöleni
Sarıkaya Şairler-Yazarlar Derneği’nin şiir etkinliğine katıldık. Dernek başkanı Kelami Akdemir kardeşimizi yalnız bırakmamak ve ilimize gelen şair ve yazarları gereğince ağırlamak üzere Sarıkaya’da bizlerin de bulunması gerekiyordu. 30’un üzerinde şair, yazar ve yorumcunun katıldığı bu güzel etkinlik Sarıkaya ilçemizin tanıtımına da şüphesiz ki, büyük bir katkı sağlayacaktır. O açıdan bu tür etkinlikleri önemsiyoruz. İl ve ilçe yöneticilerinin de ciddiye almasını istiyoruz. Sarıkaya Şairler-Yazarlar Derneği olarak başta başkan Kelami Akdemir olmak üzere yönetim kurulundan Osman Aksoy ve Kâşif Kani Ertürk kardeşimi canı gönülden kutluyorum. Programa emeklerini, yüreklerini ve alın terlerini katmışlardı. Tatlı, hoş, samimi çabalarını-gayretlerini gördük, oldukça da mutlu olduk. Sağ olsunlar, Var olsunlar. Sarıkaya Şiir Şölenine değişik illerden gelen şairler: Secaattin Öztürk, Hayrettin İvgin, Rafet Çakır, Hilmi Can, Ayşe Paslanmaz, Yılmaz Gül, Fatma Çetin Kabadayı, Şerife Badısaba, Hayrünnisa Şenel, Yavuz Kayacık, Ahmet Tığlı, Yeter Bektaş, Songül Özgün, Mücella Pekdemir, Mehmet Metin Baş, Arif Baran, Ünal Kar, Coşkun Mutlu, Murat Erdoğan, Bilal Yılmaz, Baran Çetin, Durak Turan Düz, Emel Rabia Gündoğdu, Osman Yüksel, Ahmet Şahinoğlu, Ahmet Divriklioğlu ve diğer konuklara ilimize hoş geldiniz diyor, katılımlarından dolayı teşekkür ediyoruz. Sarıkaya şiir etkinliği sazla-sözün birleştiği, şiir dostlarının bir araya geldiği güzel bir program oldu. Otantik ortamlarda yöresel yemeklerin sunulduğu, şiir şöleninde okunan güzel şiirler Sarıkayalılara hoşça vakit geçirdi. Birlik ve beraberlik içinde, Milli ve manevi duyguların dile getirilmesine vesile oldu. ŞÖLEN BAHANE TANITIM ŞAHANE Şüphesiz ki öz kültürümüzün yaşatılması adına bu tür programlar güzel etkinliklerdir. Şiir şölenleri bir ilin ve ilçeni tanıtımını yapan en etkin programlardır. En ucuz, en uygun, en anlamlı programlar. Gördük ki; Kelami Akdemir kardeşimiz ekonomik harcamalarla güzel bir etkinlik düzenlemiş. Şairler hem şiirlerini okudular, hem de kültür-sanat faaliyetleri icra edildi. Ayrıca ilçenin tarihi turistik yerleri gezilerek Sarıkaya ilçemizin tanıtımı yapıldı. Bundan daha etkin, bundan daha güzel bir program olur mu? İl ve İlçe Yöneticilerimizin, siyasilerimizin bu programları ciddiye alarak sahip çıkmalarını istiyoruz. Sarıkaya Şiir etkinliğini, Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği adına Osman abiyle birlikte takip ettik. Sağ olsunlar bize Manisa-Soma’dan gelen Yılmaz Gül ile Mehmet Metin Baş ve Kayseri’den katılan Fadime Çetin Kabadayı da eşlik ettiler. Elbette etkinlikte Yozgat’a ve Yozgatlılara değer veren, sahip çıkan dostlarımız vardı. Onları da yürekten kutluyor, saygılarımızı sunuyoruz. Birçok etkinlikte yanımızda olan bu kıymetli arkadaşlarımız Yozgat’ın adı duyuldu mu, hemen koşup geliyorlar ve hiçbir fedakârlıktan çekinmiyorlar. Biz onlara şükran borçluyuz. (Katılımcıların İsimlerini zikretmeye çalıştık, unuttuklarımız olduysa onlardan da özür dileriz) Gerçekten de programda bizleri yalnız bırakmıyorlar, sahip çıkıyorlar, gönüllerine yüreklerine sağlık. Üç gün boyunca devam eden etkinliğin kısa bir bölümüne katılabildim. Yeğenlerimin düğünü nedeniyle Yozgat’a dönmek zorunda kaldım. Kelami kardeşimden ve konuklardan özür dileyerek Sarıkaya’da ayrıldım. Sarıkayalı yöneticilerden kimler ilgi gösterdi, kimler katıldı bilmiyorum ama; bu kültür-sanat faaliyetlerine bir ilin veya ilçenin yöneticileri katılmıyorsa çok büyük bir eksiklik olur. Elazığ-Hazar Şiir Akşamları’nda bunun önemini iyi kavramıştık. Yöneticiler kültür ve sanat faaliyetlerine ilgi göstermiyorlarsa, bu onların il ve ilçelerine olan ilgisizliğinden kaynaklanıyor demektir. Yazık der, üzülürüz. Evet teşekkürler Kelami Bey, teşekkürler Osman Aksoy,Teşekkürler Kaşif Kani Ertürk hocam, programa emeklerini, yüreklerini katan görevli dostlarımız, emeklerinize, yüreklerinize sağlık, sizi kutluyor, şükranlarımızı arz ediyoruz.
Ahmet Sargın
Yozgat Sarıkaya Şiir Etkinliğ
ŞAİRLER SARIKAYA DA BULUŞTU Sarıkaya da şiir etkinliği vardı. Programı Sarıkaya Şairler ve Yazarlar Derneği organize etmişti. Yozgat merkezden birkaç dostumla bu etkinliğe katılacaktım ancak arkadaşların mazereti çıkınca yalnız katılmak zorunda kaldım. Sarıkayalı dostlarıma olan saygımdan bu programa katılmaz zorundayım diye düşündüm. Sarıkaya Şairler Derneğine ulaştığımda birçok arkadaşımızın geldiğini ve şenliğe hazırlandığını gördüm. Buradan ziyaret turuna çıktık. Önce Sarıkaya Kaymakamını ziyaret ettik. Kaymakam Yasin Özcan bizi hoş karşılayıp özel ilgi gösterdi. Burada kaymakam beye mini bir şiir dinletisi takdim ettik. Sonra Sarıkaya Belediyesine geçtik ve Başkan Ömer Açıkel’i makamında ziyaret ettik. Başkanın şairlere ilgisi bizleri oldukça memnun etti. Birkaç arkadaşımız hem şiirlerini hem de eserlerini başkana takdim ettiler. Kurum ziyaretlerinin ardından etkinliğin yapılacağı Yukarısarıkaya Kasabasına hareket ettik. Kasaba da Muhtar Hasan Yoldaşer’ ekibiyle karşıladı bizleri. Aynı günün akşamı Belediye misafirhanesinde kasaba halkıyla kaynaşarak özel bir akşam muhabbeti gerçekleştirdik. Sazlı sözlü muhabbete Yukarısarıkaya Belediye eski başkanı Durak Turan Düz, Ankara dan gelen Sunucu hemşerimiz Rifat Çakır ve eşi, Fotoğraf sanatçısı Orhan Çınar, Ozan Kadir Tuncer, Sanatçı Mahmut Yıldız, Gazeteci Tarık Yılmaz, İhsan Çelikkaya, Mustafa Teker de katılarak onur konuğumuz oldular. Hoş samimi ve şiir dolu unutulmaz bir gece geçirdik. Asıl program cumartesi günüydü. Cumartesi ise yoğun bir yağmur havasıyla uyandık. Arkadaşlarımızı kasaba halkı paylaşmış evelerinde konuk etmişlerdi. Bir manada şairlerin kasaba halkıyla kaynaşması sağlanmıştı. Güzel diyalogların yaşandığını ve unutulmaz dostlukların anılara dönüştüğünü gördük. Yukarısarıkaya halkının misafirperver ve sıcak dostluklarına tanık olduğumuzu ifade etmek isterim. Hava muhalefeti nedeniyle şiir etkinliğini eski belediye binası koridorunda gerçekleştirmek zorunda kaldık. Kısa özlü güzel bir program oldu diyebilirim. Etkinliğe: Sarıkaya Belediye Başkanı Ömer Açıkel, Yozgat Belediye Başkan Yardımcısı Talip Karslıoğlu, Kasabanın Eski Başkanı Durak Turan Düz, İl Dernekler Müdürü Hakkı Yurtlu, İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Ahmet Elmalı, Dernek Başkanı Adem Bulut, Kayseri Dernek Başkanı Bilal Böyük, Ladin Grup Şirketler Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Böyük, Muhtar Hasan Yoldaşer ve kasaba halkı katılarak programın canlı ve coşkulu geçmesini sağladılar. Sarıkaya şiir etkinliğine; Şairler: Ali Özkanlı, Duran Tamer, Şehmus Çiçek, Bolat Ünsal, Çiğdem Karakuzu, Gülden Taş, Ayşe Paslanmaz, Asuman Yiğitoğlu, Funda Gökçen, Ayşen Akdemir, Zehra Demirtaş, Ümmiye Yılmaz Erçevik, Hilmi Can, Şahin Gültekin, Asuman Yiğitoğlu, Arif Baran katılarak şiirlerini yorumladılar. Bu güzel etkinliği organize eden, alın teri döken arkadaşlarımıza; Sarıkaya Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Kelami Akdemir’e, Başkan Yardımcısı Kaşif Kani Ertürk’e, Yönetim Kurulu Üyesi Osman Eser’e, Sarıkaya Belediye Başkanı Sayın Ömer Açıkel’e, Yukarısarıkaya Muhtarı Hasan Yoldaşer’e, ekibine- Erdal Ayne, Hasan Aktekin- Cevdettin Atik’e, bize gönüllerini ve sofralarını açan tüm kasaba halkına teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Ellerine, emeklerine, alın terlerine sağlık. Sayın Başkanımızın da vaat ettiği gibi daha güzel salonlarda, daha güzel mekanlarda ve daha etkin programlarla Sarıkaya da buluşmak ümidiyle selam ve saygılarımızı sunuyoruz. Kaplıcalar diyarı Sarıkaya da şair ve yazarların en güzel ortamlarda ağırlanması ilçenin tanıtımına şüphesiz ki çok büyük katkısı olacaktır. Makale: Ahmet SARGIN Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı SARIKAYA DA ŞİİR ETKİNLİĞİ Sarıkaya Şair ve Yazarlar Derneğince düzenlenen Şiir Etkinliği İlçe merkezinde Kaymakam Yasin Özcan ve Belediye Başkanı Ömer Açıkel’ii makamlarında ziyaretleri ile başladı. Yukarısarıkaya Kasabasında gerçekleştirildi. Hava muhalefeti nedeniyle kapalı mekânda gerçekleştirilen şiir etkinliğine yurdun değişik illerinden yaklaşık 60 şair yazar davet edildi. Ancak özel mazeretleri nedenle programa katılamayanlar dışında 25 şair ve yazar katılarak programın renkli geçmesini sağladılar. Sarıkaya Şairler ve Yazarlar Derneğinin düzenlediği programa katılan şair ve yazarlar öncelikle Sarıkaya Kaymakamı Yasin Özcan’ı makamında ziyaret edip kaymakama mini bir şiir programı takdim ettiler. Kaymakam Özcan da şairlerin talebi üzerine bir şairin kitabından şiiri kendi yorumuyla okudu. Daha sonra konuk şairler Sarıkaya Belediye Başkanı Ömer Açıkel’i ziyaret edip hoş bir şiir muhabbetinde bulundular. Başkan Açıkel’in ilgisi şairleri oldukça mutlu etti. Akşam saatlerinde şiir etkinliğinin yapılacağı Yukarısarıkaya Kasabasına hareket eden şairler burada muhtar Hasan Yoldaşer tarafından karşılanarak programın gerçekleştirileceği mekâna götürüldüler. Şairler aynı gün akşamı belediye misafirhanesinde buluşarak sazlı sözlü muhteşem bir buluşma gerçekleştirdiler. Akşam eğlencesine Yukarısarıkaya eski Belediye Başkanı Durak Turan Düz, Gazeteci sunucu yazar Rifat Çakır, Aşık Kadir Ozan, Fotoğraf sanatçısı Orhan Çınar, Gazeteci Tarık Yılmaz ve konuk şair ve yazarlar katıldı. Yukarısarıkaya Kasabası halkı tarafından evlerinde otantik ortamda misafir edilen şair ve yazarlar ertesi gün gerçekleştirecekleri şiir etkinliği için eski belediye başkanı tarafından kullanılan konağa geçtiler. Kasaba meydanında gerçekleştirilmesi planlanan şiir etkinliği yağmur ve hava muhalefeti nedeniyle kapalı mekânda gerçekleştirmek zorunda kaldılar. Halen muhtarlıkça kullanılan ve Beldenin eski belediye başkanlığı binasında yapılan programa Sarıkaya Belediye Başkanı Ömer Açıkel, Yozgat Belediye Başkan Yardımcısı Talip Karslıoğlu, İl Dernekler Müdürü Hakkı Yurtlu, İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Ahmet Elmalı, Yukarısarıkaya Kalkınma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Adem Bulut, Ladin Grup Şirketler Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Böyük, Yukarısarıkaya Kayseri Dernek Başkanı Bilal Böyük, Yozgat İş Adamları Derneği Başkanı Ayhan Çelik ve çok sayıda köy halkı katılarak programın renkli geçmesini sağladılar. Hava muhalefeti nedeniyle kısa tutulan programda şairler şiirlerini yorumladı. Programda konuşan Sarıkaya Belediye Başkanı Ömer Açıkel, “ Gelecek yıl inşallah kültür merkezinin açılışını yapacağız ve sizi daha güzel mekânlarda ağırlayacağız, ilçemize gelerek bir şeref verdiniz “ dedi ve şairlere teşekkür etti. Programın organizesi adına Sarıkaya Şair ve Yazarlar Derneği Başkanı Kelami Akdemir de hava muhalefeti sebebiyle konuklardan özür dileyerek katılımlarına teşekkür edip belge ve plaket takdiminde bulundu. SARGIN DAN TEŞEKKÜR Sarıkaya Şiir Etkinliğine Yozgat merkez den katılan Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Gazeteci şair yazar Ahmet Sargın:” Sarıkaya Şair ve Yazarlar Derneğince gerçekleştirilen Şiir Etkinliği oldukça güzel ve otantik ortam için hazırlanmıştı, hava muhalefetine takılan program her şeye rağmen güzel geçti ve emeği geçenlere teşekkür ederiz. Özellikle Sarıkaya Belediye Başkanı Ömer Açıkel’e, Sarıkaya Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Kelami Akdemir’e, Başkan Yardımcısı Kaşif Kani Ertürk’ e, Osman Eser ağabeyimize, Yukarısarıkaya Muhtarı Hasan Yoldaşer’e ve kasaba halkına teşekkür ediyoruz, Türk misafirperverliğinin en güzel örneğini sergilediler” dedi ve emeği geçenlere teşekkür etti. Haber ve Yorum. Ahmet SARGIN
Yusuf Ter
Yozgat’ta ŞERİAT Uygulamak İsteyenler
Şeriat gelmez diyenlere, şeriat kanunu uygulamaya başladılar. Yozgat’ın Sorgun ilçesinde tekbir getirerek Allah sesleriyle bildiğimiz kurt işaretleriyle kanun sağlamak, devletin kanunu hiçe sayıp kendi kanunlarıyla şeriat uygulamaya kalkan aklı dengesi bozuk insanların neler yaptıklarını görüyoruz. Bana Sivas, Maraş, Çorum olaylarını hatırlattı. Kontrol altına alınamadı. Valisi, belediye başkanı başını yastığa koydu, horuldamaya başladı. Polisi vardır şikayet edeceğin, makamlar vardır uygunsuz bir durum varsa. Ve o gençler o fuhuş olaylarında kadınlarla beraber olmuyor mu? Yeni mi oluyor? Devletin bir an önce fuhuş yerlerine çözüm bulması gerek. Kerhane açması gerek. Nüfusu çok olan illerde bunlar, gereken şeyler. Bunları kapatarak, yasaklayarak insanları nelere sürüklediklerini görüyoruz. Aslında viziteli çalıştırıp, vergisini almalı bunlardan. Ama mafya dururken devlet bu işlerle uğraşmıyor. Avrupa bu sorunu çözmüş, neden bizde çözülmüyor. Çağın dışındaki uygulamalarla bastırılmaya, kapatılmaya, yasaklamaya varıyor. Linç, öfke kime karşı? Evlerde insanlar olabilirdi, çocuklar da olabilirdi. Kışkırtanlar, olayları bu durma getirenler ortada açıkça görünüyor. Sayın yetkililer, bu işe bir çözüm bulunuz? Yusuf Ter 22.05.2007 Saat 01:23 İsviçre
Nevzat Bilgiç
Yozgat Şiirleri - Anmadan Geçemedim (Ozanlar, Aşıklar)
Anmadan geçemedim; Yozgat ' lı Aşıklar ' ı, Kendileri fukara... Bin hazîne satırı... Haşim Baba - Zeminî; ' Belâ sanmış sitemi ' Ömür boyu taşımış, ' O züğürtlük derdini... ' Ya Yozgatlı Seyrî ' dir, ya Kurrazâde Derviş, ' Tomurcuktu o gülüm, elden yitirdim ' demiş. Dedik köyden Gülsanî, yazmış yoksula mani, Çiçekten göz yitirmiş, Aşık Veysel misâli... Aslında İmam Bekir; Yozgatlı Aşık Gamlî, Yüreğinde bir alev, ' Seherde bülbül zarî '. Keşşafzade Mehmet ' in, Hüznî ' dir takma adı, Gülle bülbül örneği, bir ağıta başladı... Ahmet Fakılı köyü, Sorgun ' da bir vîrane, Memleket sevdalısı; ' Gözyaşları peymane '. Sorgun Aşık Niyazî... Yoksulluk dolu günler, Her daîm dizelerde; kabahati dile yükler... Sorgun Aşık Niyazî... Yoksulluk dolu günler, Her daîm dizelerde; kabahati dile yükler... Nevzat Bilgiç Sıla Benim Gurbet Benim ' Memleketime Şiirler ' Kitabımdan. (Memleketime Şiirler)
Ahmet Sargın
Yozgat Sorgun Sarıçiçek Yaylasında Şiir Muhabbeti
Sorgun Karalık Köyü Sarıçiçek yaylasında şair-ozan dostlarımızla buluştuk. SOYDER-Sorgun Ozanlar Derneğinin daveti üzerine Yozgat Şairler Yazarlar Birliğiden Ruhir Bakır, Yusuf Koç, Nuh Şahin, Osman Yüksel, Salim Gülbahçe ve Yaşar Yiğitsoy'la birlikte Sorgun'a hareket ettik. Amacımız yaylada bir araya gelip şiir muhabbetinde buluşmaktı. Cezaevi buluşmasının ardından yaylada şiir sohbeti yapmak her halde bir başka olur diye düşünüp koyulduk yola... Bu kez ailelerimizi de götürerek ailece tanışmayı şiir muhabbettine onları da ortak etmeyi düşünmüştük. Sorgun Ozanlar Derneğinde Er ozan, Abdullah Erol, Aşık İsmail Özbek, Erdoğan Bektaş ve Murat Erciyas'la bir araya gelip aynı minübüsle Sarıçiçek yaylasına doğru hareket ettik. Çiğdemli Kasabasından, Gökinişe, oradan da Halil Baba mevkiine doğru yol alıp Sarıçiçek yaylasında konakladık. Yaylaya çok güzel bir çeşme yapılmış, buz gibi sularından abdest alıp suyundan kana kana içtik. Sarıçiçek, Gökiniş ile Karalık köyü arasında kalan derin bir vadinin ortasında yer alıyor. Kır Çiçekleri yaylanın süsü olmuş: meşe ağaçları ve çalılık alanlar karşı yamaçları süslemiş... Tam karşımızda bütün heybetiyle Halil Baba Türbesi yükseliyor. Bu çevrede bir çok yüksek tepede türbe var, halk buralara saygı duyuyor. Mesela Halil Baba'dan odun alıp yakmayı, odun toplamayı iyi saymıyorlarmış. Meceralı yolculuğun ardından Sarıçiçek'de toplandık. Karalık köyünden gelen asker adayı gençlerle buluşup yaylayı düğün evine çeviriverdik. Halaylar, oyun havaları derken yaylada çığlıklarımız yankılanmaya başladı. Er ozan ve eşi fırıl fırıl dönüp misafirlere hizmet ederken, Ozan Murat masaları kuruyor, Aşık da ortada meydan kabadayısı gibi turlar atıyordu. Bizler çevreye dağılmış yaylayı inceliyor, ekşi karamık çalısından otlanıp doğal bitkilerin tadını almaya çalışıyorduk. Er Ozanın maharetiyle yaylaya mikrofon sistemi kuruldu ve şiir muhabbetini başladı. Çocuklar çevrede oynarken hanımlar da (Anneler günü olmasına rağmen) eski bir Türk geleneği olan etli pilav yemeğini hazırlamaya koyulmuşlardı. Yaylanın o meşhur ayranı kaplara doldurup misafirlere ikram edildi. Gün anneler günü olunca okunan tüm şiirler de Anneler üzerine oldu. Dernekler Müdürü Hakkı Yurtlu yaptığı kısa konuşmasında Kültür Derneklerinin Yozgat'a renk kattığını ve ilin tanıtımına katkısının olduğunu vurgulayarak kültür derneklerin çalışmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Şiirler okundu, atışmalar yapıldı. Halaylar çekildi ve Sarıçiçek yaylası yankılandı. Bizler pırıl pırıl akan çeşme suyundan kana kana su içip yaylanın temiz havasını teneffüs etmeye çalıştık. Programın sunuculuğunu Ozan Murat yapıyordu. Murat'ın soğuk espirileri konukları kırıp geçirirken, Aşık İsmai le Er Ozan'ın atışmaları ve taşlamaları yaylada yankılanıp coşkulu alkışlara dönüştü. Derneğimizin kuruluşundan itibaren kapalı salonlarda, okullarda, çay bahçelerinde, Köy harmanında, Kıraathanelerde, Eski konaklarda, köy odalarından, Cezaevinde ve yaylalarda şiir şölenleri yaparak Türk şiirini sevdirmeye çalışmıştık. Yorumlarla, yarışmalarla, kütüphane buluşmalarıyla şiirin tadını, şairin önemini ve Türk şiirinin yaşatılmasını planlamıştık. Şükürler olsun ki, bu çalışmalarımız yanki bulmuş ta Sarı çiçek yaylasından ses veriyordu. İlin tanıtımı adına, Türk şiirinin yaşatılması adına, Aşıklık-Ozanlık geleneğinin yaşatılması adına güzel çalışmaların altına imza atmıştık. Artık Yozgat sınırlarını aşıp Türkiye'nin bir çok ilinden bu yankıyı duymaya başlamıştık. Bu Yozgat'lı şairlerin, aşıkların çok önemli bir başarısıydı... Sarıçiçek yaylasında hayale dolup ben de bu düşüncelerimi çevremdeki arkadaşlarla paylaşıyordum. Sarıçiçek yaylasında şiir şöleni doruğa ulaşmışken bu anı görüntülemeden geçmek olmazdı. Arkadaşlarımız fotoğraf kareleriyle ve kamera çekimiyle o anı ölümsüzleştirmeye çalıştılar. Yayladan ayrılırken emeği geçenlere teşekkür ederek arkadaşlarla vedalaşıp Sarıçiçek'den ayrıldık. Yayla şenliğini geleneksel hale getirmeyi planlayan SOYDER, Sorgun Ozanar Derneği yönetim kuruluna teşekkür ediyoruz. Yozgat'ın Milli Parkı çamlık'ta buluşmak ve görüşmek umuduyla vedalaşıp dönüş yoluna koyulduk... Cefakar Annelerimize sunmak ve sevdiğimiz, gönüllerimizde yaşattığımız dostlarımıza, sevdiklerimize takdim etmek üzere kır çiçeklerinden yaptığımız çiçek demetlerini de yanımıza alıp kır çiçeği ve çam kokularıyla döndük Yozgat'a... Ahmet SARGIN Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Başkanı
Fethi Giray
Yozgatlı Mehmed
Yozgatın Karalar köyünde Düğün var. Karalar köyünden çopur Mehmed’i, Beş yerinden yaralamışlar. Karalar köyünde bir dibek Taşı var, Bu taşa sinerek Kahpecesine arkadan vurmuş, Mehmed’i delikanlılar. Fitil işlememiş, Merhem kar etmemiş yaralarına. Gayri Çopur iflah olmaz demişler Mehmed’in doksanlık anasına. Tok sözlüymüş, Mertmiş, Tırpanı kavradı mı; Rüzgar gibi ekin biçermiş. İri parmaklarında Oynarken gürüldermiş tahta kaşıklar, Her söylenişinde ağladım, Şu türküyü onun için yakmışlar: “Vurma zalim! vurma! kama yarası, Bura meydan değil sokak arası.” Sesi güzelmiş, yanıkmış, Bir bağlama sesinden; Ona kancıklık etmiş Köy delikanlıları Bir orospu yüzünden.
Ahmet Sargın
Yozgatlı Şairler Üç Birincilik Ödülü
Türkiye Sevdası kapsamında devam eden ve Şebinli Şair Yazar Hikmet Okuyar tarafından düzenlenen “Özellikleri ve güzellikleriyle il ve ilçelerimiz’ konulu yarışmada Yozgatlı üç şair arkadaşımız birincilik ödülü almışlardı. 14-21 Mayıs tarihleri arasında yapılan 7 gün 7 gece şiir şenlikleri kapsamında hazırlanan programa katılmak üzere 4 arkadaşımızla 19 Mayıs Çarşamba günü Şebinkarahisar’a gittik. Yozgat Şair ve Yazarlar Birliğinden, Osman Yüksel, Salim Gülbahçe ve Nuh Şahin’le hazırlık yaparak yola çıktık. 6 saatlik uzun bir yolculuktan sonra sağ selim ulaştık Şebihkarahisar’a. Şebinkarahisar da bizi sicim gibi akan yağmur bekliyordu. Şebin Kalesine tırmanmaya başlamıştı ki, yağmur bastırıverdi. Aracımıza sığındık ve Hikmet Okuyar’ın hanımı tarafından hazırlanan yağlı (içli) bazlamalarla ve sıcak çay ikramıyla içimizi ısıttık. Adana’dan elen Hatice Umut ile beyi de bizim aracımıza sığınmışlardı. Yağmur bir anda bastırınca Şebin Kalesine tırmanmaktan vazgeçip ilçe merkezine dündük. Hikmet Okuyar’ın kardeşi Turan Okuyar’ın kuru temizleme dükkanında toplanıp, yanan sobanın etrafında üzerimizi kurutmaya çalıştık ve gelen konuk arkadaşlarımızla tanışıp kaynaştık. Konuklar arasında Yozgat’tan gelen bizlerin yanısıra, Anakara’dan Sinem Şanlı, Adana’danHatice umut ve beyi, Ordu’dan Hasan Gençbay, Giresun’dan Nihat Çelik, İstanbul’dan Sabiha Serin, yörenin sanatçıları Remzi Kömürlü, İsmail Şenol ve Tuba Okuyar’da vardı. Tanışma faslı okunan şiirlerle devam etti.Yeni gelen arkadaşlarımızla Turan Okuyar’ın dükkanına sığmayınca nasıl olsa ısındık. Üzerimizi de kuruttuk deyip aile çay bahçesine geçtik. Çay bahçesinin bir köşesinde şiirlerimiz sergilenmişti. Hemen karşımızda da davullu zurnallı bir açılış programı vardı. Şebinkalesini gören bir noktada masaları kurup çaylarımızı yudumlamaya başladık. Kazaklı güzel kız Özge çay servisi yaparken Hikmet okuyar’ın yiğeni Tuba Okuyar’da bizlerin hizmetinde seferber oluyordu. Şebinkalesini arkamıza alarak buradan fotoğraflar çektirdik ve ödüllerimizi aldık. Yozgat’a üç ayrı birincilik demiştik. Ben ‘Gelin Görün Bursayı’ şiirimle, Salim Gülbahçe ‘Çorum Güzellemesiyle’ Osman Yüksel’de ‘Gaziantep Güzellemesiyle’ birinci olmuştuk. Burada yapılan mütevazi törende ödüllerimizi aldık. Bizleri davet eden Şebinkarahisarlı Şair Yazar Hikmet okuyar’ın geleneksel hale getirmeyi düşündüğü ve teşvik etmek istediği Şebingülü’nü törenle aile çay bahçesine dikerek Şebin’e bir gül de biz armağan ettik. İnşallah tutar da bizler de: “Şebin’de bir gülümüz var” diye seviniriz. Bir Şebin gülü dikmek de bize nasip olmuştu. Ödüllerimiz arasında koklamaya doyamadığımız Şebingülleri de vardı... Ödül töreninden sonra belediyece tahsis edilmiş olan bir minübüsle Şebin’de geziye çıktık. İlk durağımız Tamzara oldu. Tamzara’nın ilginç suyundan içip Küt küt Deresine ve Küt küt mahellesine geçtik. Çevre yemyeşil dut ağaçlarıyla ve ceviz ağaçlarıyla bezenmişti. Görüntü Karadeniz’in tipik o güzel manzarasını yansıtıyordu. Aracımız ağaçların arasında kaybolup gidiyordu. Güzel bir görünüm, harika bir manzara... Tıpkı seyretmeye doymadığımız fotoğraf tablları gibi... Sonra bölgenin en eski ve tarihi mezarlığında soluklandık. Burada tarihi mezarlarla, Şeyh Süleyman Efendinin türbesiyle karşılaştık. Ruhlarına fatihalar yolladık. Yemyeşil örtünün ve dizlerimize kadar bizi yutan bitki örtüsünün içerisinde ilerleyerek bir garip mezarı başında durakladık. Sorduk bu kimin mezarı? Öğrendik ki, burası dünyaca meşhur şairlerin piri sayılacak Abdi Beğ’in mezarıymış. İçimiz burkuldu sahipsiz ve garip yatıyordu. Mezarı başında Osmanlıca yazılmış bir kitabe vardı. Abdi Beğ’in sahipsizliği ve mezarının ilgililerce yapılmamış olması içimizi hüzünlendirdi. Tek kelimeyle bu gibi kıymetli insanlara sahip çıkmayarak “Ayıp” ediyoruz. Kur’an okuduk, dualarımızı yaptık ruhuna fatihalar yolladık. Gezide son durağımız “Yardım Sevenler Derneği”nin mekanı oldu. Belediye Meclis üyesi ve Yardımsevenler Derneği Başkanı Ayla Yavuz Demirer ve ekibi bizi güler yüzle karşıladılar. Tanışma faslından sonra şiir muhabbeti başladı. Arkadaşlarımız sırayla kendi şiirlerini okudular. Kısa, öz, tatllı bir şiir muhabbeti oldu. Sonra Hikmet Okuyar Şiir Atölyesinin açılışında bulunduk ve ‘Okuyar Şiir Kitapları Müzesinin’ temelini oluşturacak eserlerle Yardımsevenler Derneğinin içerisinde (geçici) “Okuyar Şiir Kitapları Müzesinin’ açılış kurdelasını kestik. Bu benim Şebinkarahisar’a ilk gelişimdi. O nedenle çevreyi, hep alıcı gözle inceleyip güzelliklerin ve manzaranın tadını çıkartmaya çalışıyordum. Şairlerle olan muhabbetimiz akşam Şairin Yeri diye bilinen ve bir şair arkadaşımza ait olan lokantada devam etti. Geceyi arkadaşlarımla birlikte öğretmen evinde geçirdik. 20 Mayıs Perşembe günü erken kalkarak yolumuza devam etmek istedik. Dönüş yolu için Şebinkarahisar Giresun hattını seçmiştik. Dönüşte harika bir manzarayla karşılaştık. 2200 metre yüksekliği görüp Çobanlarla sohbet edip (Türkiye Sevdası verip) Çoban çeşmesinden buz gibi soğuk sular içtik. Tam Derenin harika manzarı bizi büyülemişti. Terör korkusu olmasına rağmen, terörü unutup yeşilin 7 rengine bürünmüş olan kıvrım kıvrım yolları, harika manzarası ve korkulu kayalıkları takip ederek Tam Derede yavaş yavaş ilerledik. Büyüleyici, ürkütücü, muhteşem bir manzarası vardı Tam Derenin. Tam Dere de uzun bir vadide saatlerce yol aldık. Bizi büyüleyen bu muhteşem manzara içerisinde zaman zaman durup fotoğrafkareleri alıyorduk. Giresun’a geldiğimizde o muhteşem (umman) Karadeniz bizi saygıyla selamlıyordu. Hikmet Okuyar’a Giresun’da teşekkür ederek onunla vedalaştık ve Samsun istikametinde yolumuza devam ettik. Ahmet Sargın Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Başkanı a.sarginhotmail.com
Bayram Yelen
Yozgat Türküleri
“Almanya”dan Bazı Mektup” geliyor “Halay Başı Kim Çeker”miş soruyor. “Kara Gözlüm” “Gül Yüzlüm”ü görüyor Yürekten gönüle akan türküler Sevgi kokan hasret kokan türküler “Sabahınan Esen Seher Yeli mi” “Nalinlim”le, “Nazlı Yarim” deli mi “Ekin Yeri” “Celaloğlan” yolu mu Bozoklarda çiçek diken türküler Sevgi kokan hasret kokan türküler “Bülbülün Kanadı Sarı” boyalı “Gül Yarim”in yazmaları oyalı “Kara Koyun” yaylalarda doyalı Aşık yüreğini yakan türküler Sevgi kokan hasret kokan türküler “Asker Kınasını Yaktım Elime” “Bastımda Kırıldı İğde Dalı”na “Bir Çift Turna” çıktı gurbet yoluna Dalga dalga arşa çıkan türküler Sevgi kokan hasret kokan türküler “Deriz Biz”, “Dikenin Üstünde Yürü” “Feyli Turnam” gel de kalma sen geri “Canımı Yoluna Koyduğum” biri Gönüllere sevgi eken türküler Sevgi kokan hasret kokan türküler “Ayağın Altına Yüzümü Sürsem” “Bırak Gam Kederi” gönlüne girsem “Geçti Ömrüm” şimdi beni bir görsen Ateşime barut döken türküler Sevgi kokan hasret kokan türküler “İniledi Dağlar Koptu Kayalar” “Gönül Kuşum Havalanma” sayarlar “Burçak Tarlası”, ”Patlıcan Oyarlar” Dağ düzleyip yolu büken türküler Sevgi kokan hasret kokan türküler “Değirmenin Oluğu”ndan “Aşırmam” Ben “Alimi Çamda Buldum” düşürmem “Elin Elimde Değil”mi şaşırmam Peşimden su döküp bakan türküler Sevgi kokan hasret kokan türküler “Çamlığın Başında Tüter Bir Tütün” “Yozgatın Asması” halaya tutun “Yüce Dağ Başında” beni unutun Ciğerimi alıp söken türküler Sevgi kokan hasret kokan türküler “Yozgat Mehlesi”nde “Ayna Taktın”mı “Şu Boyda”yla, “Bedirik”e baktın mı “Yıldız Akşam” Yeleni”ce aktın mı Yol gözleyip ufka bakan türküler Sevgi kokan hasret kokan türküler
Ramadan Çalışkan
Yozgatlı Yakup
Yerini yurdunu bırakıp Yakup Göç eyledi düştü gurbet ellere Yozgatın gülüydü can otağında Gönüller dostuydu gül yüzlü Yakup.. Çalışmaktan yana sıkıntı etmez Haramı hileyi Yakup hiç bilmez Yirmidört saat çalışsa of/Aman demez Dürüstler diyarı Yozgat'lı Yakup.. Göç eyledi düştü Yakup yollara Bir lokma ekmek için İstanbul'lara Çalışıp didinip rızk'ın bulmaya Karar verdi Yakup mutlu olmaya.. Aylar yıllar geçti özlem birikti Eşi çocukları gözünde tüttü Düştü Yakup yollara Yozgata gitti Özlemler hasretler böylece bitti.. Yakup karar verdi yaşamak için Dönecek İstanbul'a yansada içi Bu hayat gavgasında var olmak için Tası tarağı toplayıp düştü yollara Köyünden yurdundan çok uzaklara Yaşam savaşı için İstanbul'lara Göç eyledi gitti can dostum Yakup.. Makedonyalı_Şair Ramazan Çalışk.an..
Dinçer Demirel
Yozlaşmış Medeniyet Uğruna
Volkanlar patlıyor birer birer Kül bulutları kaplıyor gökyüzünü Güneş solgun Lavlar kucaklıyor dağ yamaçlarını Yangınlar yok ediyor ormanları Mevsimler yitip gidiyor ardı ardına Küresel ısınma diyorlar adına Bahardan hazandan eser yok Bir yanımız yağmursuz Kuraklaşmış çöl Diğer yanımız sağanak yağmur Dereler coşmuş sel Öte yanımız kar ve soğuk buzullaşıyor Bir yandan da buzullar eriyerek Mevsimler yazlaşıyor İnsan eli değmedik santim Kirliliğin bulaşmadığı yer kalmadı Su kirli Toprak kirli Hava kirli Temiz alanlar nokta misali İnsanlık âlemi canavar timsali Kirletiyor her yeri Yeşilin rengi soluk Ağaçların kökü çürük Dalları bükük Güllerin rengi Hayvanların cinsi Meyvelerin, sebzelerin genetiği değişmiş Doğal nesiller tükeniyor Dünyanın ciğerleri yanıyor Günden güne azalıyor ormanlar Hunharca kesiliyor ağaçlar Yerlerinde yükseliyor Beton yığını ucube gökdelenler Doğal güzellikler yok ediliyor Yozlaşmış medeniyet uğruna Alt tarafta çoğul Açlık sefalet içinde Üst tarafta sayılı bir avuç azınlık Aymazlık içinde Çocuklar ölüyor savaşlarda Çocuklar büyüyor Sevgiden yoksun Gelecekleri aydınlıklardan uzak Sefalet çığ gibi Doğa öfkeli Emperyal ve kapital bütünleşik canavar Mızrağı saplamış doğanın kalbine Sözde medeniyet adına Hunharca katlediliyor doğa Toprakta kan kokusu Havada barut kokusu Suda kir kokusu Doğa can çekişiyor Feryatlar içinde
Sait Sezgin
Yüce Allaha yalvaris
Hakka eyledim ben iman Kitabimiz yüce Kur-An Ask yaktida etti puryan Hakk aski ile yan sen gönül Gelis Hakktan gidis Hakka Hakki zikreyle mutlaka Hükmetsende kaftan kafa sonuc Hakka varmak gönül Kil Namazini ver zekati Hakka kil sen münacati ancak bulursun necati tövbekar ol deli gönül erenlerin yollarini Hakka ac sen kollarini cehaletin daglarini acmaliyiz deli gönül Yirminci asrin kirkdört yilinda dogdum uzungölde ayni zamanda ailece yasadik ayni mekanda yirmibir asra ulastik gönül Dinimiz Islamdir soyum Türk oglu adim Sait Sezgin, Mehmedin oglu Ilim Trabzon hem Uzungöllü dinimiz Islama inandik sükür Vatanim Türkiye ilim trabzon nüfus 70 milyon sayimda en son sistem Cumhuriyet Demokrasi Yön Allah devletimi daim eylesin Uzungöl, Uzungöl daglik topragin yazlari kislari yesil yapragin sende dalgalanir sanli bayragin sen ol uzungölüm sende nem kaldi uzungöl uzungöl güzel insanin haril haril akar berak sularin yaylalara cikar yazin kizlarin sen ol uzungölüm sende nem kaldi uzungöl uzungöl her yanin yesil sana kavusacagim olursa mehil inancli insani caliskan ehil sen ol uzungölüm sende nem kaldi uzungöl uzungöl heryanin daglik ormanla sularin sendeki varlik dönecegim sana olursa saglik sen ol uzungölüm sende nem kaldi Halkimla gencligim bilgili aydin yaparlar severek herkese yardim uzungöle dönmek benim muradim sen ol uzungölüm sende nem kaldi
İlhan Koruyucu
Yüce Atatürk
Mavi gözlerinde denizler kadar umman ''Ordular hedefiniz Akdenizdir ileri'' ferman Yedi düvele diz çöktüren büyük Türk'ten Tarih şahittir yıkılmaz ay yıldızlı devletten...İlhan KORUYUCU
Hacı Taşan
Yüce Dağ Başına Yağan Kar İdim
Yüce dağ başına yağan kar idim Yağdı yağmur güneş vurdu eridim Evvel yarin sevdiği de ben idim Şimdi uzaklardan bakan ben oldum Yüce dağ başına yatmış uyumuş Ela gözlerini uyku bürümüş Evvel küçücüktü şimdi büyümüş Şimdi uzaklardan bakan ben oldum
Ali Kemal Taşcı
Yüce Avrupa (!) İçin
Merhaba Rum kardeşim, hava nasıl Atina? Siz de olmasaydınız, kim bakardı vatana. Kıydım diye üzülme, sayısız masum cana, Hiç utanma sıkılma, bildiğin gibi geçin. Sana olan bu jestim, YÜCE AVRUPA (!) İÇİN. Aziz dostum Fransa, niçin görmezsin beni? Bunca yıllık dostluğu, bozar mı hiç Ermeni, Bende kredi boldur, düşünme hiç vâdeni. Yalvarırım ne olur, beni BİRLİĞE seçin Kuş tutarım ağzımla, YÜCE AVRUPA (!) İÇİN. Müttefikim Almanya, aramıza ne girdi? Çehren birden değişti, suratını kim gerdi? Yoksa dazlaklar gene bir Türk’ü mü devirdi? ! Sözü mü olur canım, bir avuç dazlak p.çin Fedâ olsun gurbetçim, YÜCE AVRUPA (!) İÇİN. Moskoflara kim demiş, “ezeli bir düşmanım” İngilize hiç laf yok, odur benim dermanım. Her şeyine kabûlüm, çıksın bedenden canım. Her gece uykusuzum, ağlarım için için, Çektiğim ızdıraplar, YÜCE AVRUPA (!) İÇİN. Kelp bile (!) sürtünmedi sâhibine bu kadar, İstediğiniz oldu ya, bak kalmadı nâmus, âr! Kulübe girmek için, oldum bir küfr-i diyâr Melerim senin için, olurum uslu keçin, Din, imânım fedâdır, YÜCE AVRUPA (!) İÇİN! ! !
Hakkı Coşkun
Yüce Dağ Başında Ay Kandil Olur
Yüce dağ başında ay kandil olur ay kandil olur Bir gün görmezsem de aklım zay olur zay olur Sevda dedikleri de uy anam üç beş gün olur Oy bizimki de seneleri dolaşır oy oy oy oy oy oy Sevda dedikleri de uy anam üç beş gün olur Oy bizimki de seneleri dolaşır oy oy oy oy oy oy Felek senin bir gününü görmedim görmedim Çalıştım çırpındım da bir murada ermedim ermedim Gençlik elde iken uy anam devran sürmedim Oy ihtiyarlıkta da devran sürmek nic'olur oy oy oy oy oy Gençlik elde iken devran sürmedim Oy ihtiyarlıkta da devran sürmek nic'olur oy oy oy oy oy
Anonim
Yüce Dağ Başında Bir Ciz
Yüce dağ başında bir ciz garidim Yel vurdu da ufak ufak eridim Evel muhabbetli yarin ben idim Şimdi yad ellerden bakan ben oldum Yüce dağ başında ben de Leyla’yım Otur yanıma da derdim söyleyim Halimden bilmedük yari neyleyim Getme güzelim dön geri gel
Cafer Aksünger
Yüce Dağ Başında Beklerim Seni
Yüce dağ başında beklerim seni Satarım bu canı beslerim seni Kız sen kimin kızı kaşları kara Yar sen kimin oğlu gözleri ela
Karacaoğlan
Yüce Dağ Başında Duran Güzeller
Yüce dağ başında duran güzeller Ne parlaşırsınız kar gibi gibi Sizin sevdanıza düştüm düşeli Yanıyor yüreğim kor gibi gibi Ak eline al kınalar yakarsın Mor beliği koluncuna dökersin Kaş altından melil melil bakarsın Azıcık da gönlün var gibi gibi Bülbülün figanı şol gonca güle Sineme vurdular bir azgın yara Çaldım cırnağımı getirdim ele Çekinme sevdiğim tor gibi gibi Her gelip geçeni aşık sanırsın Aşık olsan ataşıma yanarsın Her ne dersem yüzün öte dönersin Bir başka sevdiğin var gibi gibi Karac'oğlan der ya ben ne derim İkrar verdim ikrarımı güderim Sabah bir gün burda kalmaz giderim Gel gitme sevdiğim der gibi gibi
Salih Yıldız
*Yüce bir dağ*
İhtişamlı yüce bir dağ karşımda Örtmüş üzerini çok basit bir sis. Efsanevî güzel bir bağ çarşımda Bir gecede sarar maviküf ve is. Kibri gurur ile gezerken insan Mağlup eder gözle görünmez düşman Çok kısa zamanda olur da pişman Vücuda yapışır küçük habis kis. Yere vurur sanki yaracak zalim Kafa gökte arşa erecek âlim Ben yaptım ben ettim malı melalim Bu ne haldir bu ne kötü sadist his. Mütevazı olsak vakarlı kalsak Okuyup düşünüp hayale dalsak Olup bitenlerden hep ibret alsak Dünya ve ahiret olur daim mis…
Dadaloğlu
Yüce Dağ Başında Kamber Tay Olur
Yüce dağ başında kamber tay olur Korkarım ki emeklerim zay olur Sevda sevda derler üç beş ay olur Bizim sevda senesini doldurur Arkını yaptım da suyu akmıyor Kahpe felek hiç yüzüme bakmıyor Çok yuva bekledim cücük çıkmıyor Boş yuva bekleyen yoz kuşa döndüm Şu felekle bir oyuncak oynadım Oynadım da oyunumda yenildim Farzını kıldım sünnetinde yanıldım Beş vakit namazı kılmışa döndüm Der Dadaloğlu'm da nedip n'etmeli Sözlerimi birem birem tutmalı Mirasçıya kalcak malı n'etmeli Üç beş oğlan olmadıktan geri
Anonim
Yüce Dağ Başında Kamer
Yüce dağ başında kamer tay olur Görmezsem yarimi aklım zay olur Ellerin sevdası üç beş ay olur Bizim sevda vardı yıla dayandı Yüce dağ başından aşırdın beni Tükenmez dertlere düşürdün beni Meğer gönlün bende yoğudu dilber Niye doğru yoldan şaşırdın beni
Aşık Veysel Şatıroğlu
Yüce Dağ Başında Kar Var Buzunan
(of of) Yüce dağ başında kar var buzunan Yaktın beni edayınan nazınan (vay vay) (of of) Yaremi doldurdun ince duzunan Üstüne de biber ektin öl deyi (vay vay) (of of) Sabahtan kalktım da günden ileri Ben kimi sevmişim senden ileri (vay vay) (of of) Ziyaret olmuşsun kurban istersin Dahi malım yoktur candan ileri (vay vay) (of of) Yüce dağ başına yağmaz mı dolu Yarinden ayrılan olmaz mı deli (vay vay) (of of) Günde üç beş defa gördüğüm yari Şimdi aylar geçti görmüyom gayrı (vay vay)
Ali Tamburacı
Yüce Dağ Başında Kervanın Ucu
Yüce dağ başında da hey aman aman kervanın ucu Gelenden geçenden de hey aman aman alırlar bacı Gurbet elde kalmışam hey aman yok kardaş bacı Ak gül konçesini de hey aman aman yarime takın Yüce dağ başında da hey aman aman kandiller yanar Kandilin şavkına da hey aman aman gelinler oynar Herkes sevdiğine de hey aman aman böyle mi yanar Ak gül konçesini de hey aman aman yarime takın
Sedat Hünker
Yüce dağa yaz geç kış erken gelir
Hayat yorsada bir sitem etme dost Yüce dağa yaz geç kış erken gelir Herkes eskitemez alın terle post Yüce dağa yaz geç kış erken gelir İnsan olan rızık çıkarır taştan Vazgeçmez helalkar sofrayla aştan Yorgunluk gelip de geçirir baştan Yüce dağa yaz geç kış erken gelir Dağ vardır içinde hiçbir sel akmaz Dağ vardır içinde hiçbir yel çıkmaz Dağ vardır içinde hiçbir kor yakmaz Yüce dağa yaz geç kış erken gelir Sedat hünkar
Hilmi Orbay
Yüce Dağ Başında Yanar Bir Işık
Yüce dağ başında yanar bir ışık Yar yar yar yar yar yar Yanar bir ışık vay vay yar yar Işığın altında döner bir aşık Yar yar yar yar yar yar Döner bir aşık vay vay yar yar Yüce dağ başında kar mı yemeli Yar yar yar yar yar yar Kar mı yemeli vay vay yar yar Olura olmaza yar mı demeli Yar yar yar yar yar yar Yar mı demeli vay vay yar yar Yüce dağ başında kandil mi yanar Yar yar yar yar yar yar Kandil mi yanar vay vay yar yar Her kulun başına devlet mi konar Yar yar yar yar yar yar Devlet mi konar vay vay yar yar
Fahri Yalçın
Yüce Dağ Başında Yanar Bir Işık
Yüce dağ başında yanar bir ışık Uy nazlım nazlım elleri sazlım bülbül avazlım Boyuna hayranım kendine aşık Varamam sevdiğim yollar dolaşık Uy nazlım nazlım elleri sazlım bülbül avazlım Yüce dağ başında kar kater kater Arının erdiği bal bana yeter bal bana yeter Arının verdiği balı neyleyim Yar ile kaldığım kar bana yeter Uy nazlım nazlım elleri sazlım bülbül avazlım Yüce dağ başında laleler susuz Ana ben cahilem edemem yarsız edemem yarsız Başım alıp gitsem gurbet ellere Nereye gideyim yurtsuz yuvasız Uy nazlım nazlım elleri sazlım bülbül avazlım
Çiğdem Çakır
Yüce Duygularımın Çiçek Tarlası
Ey yüce duygularımın çiçek tarlası Bülbüllere şen masum yuvasın, Güneş ve suyu göster esmer teninde, Gözlerim okşuyor misafirin ay ışığını. Bir can var sende biliyorum, dinlersin şarkıları, Kral bulutlara yakınsın, ressamlar hayranın, Şiirler efsane olur düğün, bayram görkeminle, Yurt kokusu varlığın öpüyor dudaklarımı. (İstanbul / 05 Ağustos 2009)
Refik Kutlu Kul Refikî
Yüce Dağlar Dile Gelse
Yüce dağlar dile gelse söylese Bu derdi kim alır dağlar olmasa Gencecik yüzlerde güller solmasa Bayram olur harman olur düz olur Dağlar dursa bağlar ver an olmasa Bülbül olsa baykuş gelip konmasa Baba ana evlat acı görmese Bayram olur harman olur düz olur Gurbet el olmasa vatanda kalsa Ağlamak olmasa her zaman gülse Bütün yaralara derman bulunsa Bayram olur harman olur düz olur Hakkı görse batıla aldanmasa Allah dese şeytanı tokatlasa Büyük sayıp küçüğü kucaklasa Bayram olur harman olur düz olur Ana dese baba dese yar dese Kötülüğe hainliğe dur dese Akılı olup hakka isyan etmese Bayram olur harman olur düz olur Garipler olmasa gülenler olsa Hakkı hakikatı bilenler olsa Şu garip refiki huzuru bulsa Bayram olur harman olur düz olur
Ali Cemal Ağırman
Yüce Devletimi Yönetenlere Çağrımdır
Ülkemiz artık huzur istiyor, barış istiyor, güven istiyor,İşsizlik, fakirlik, yoksulluk, yolsuzluk hat safhada Adam gibi adam diye bileceğimiz,Ulusumuzu,Atatürk Türkiyesini,Laik Cumhuriyetimizi ehil ellerde yönete bilecek,içerde ve dışarda saygınlığını arttıracak, Bilgili, akıllı, Ülke çıkarlarını gözeten,Vatan sever politikalar üreten sağlam Arif, İnsan-ı kamil bilge beyinler istiyor. Kısır döngü içerisinde Ey siyasiler çekişmeyi bırakın, siz,biz kazanalım derken Ülkemiz kaybediyor Misak-ı Milliye dönelim, Meclis-i Mebusana dönelim. ERZURUM, SİVAS KONGRELERİNİ HATIRLAYALIM, AMASYA GENELGESİNİ DÜŞÜNELİM, 1919 SAMSUN 19 MAYIS KEMALİZİM GÜNEŞİNİ LÜTFEN YENİDEN GÖRELİM HİSSEDELİM Çanakkalede kefensiz yatan o yiğit Vatan evlatlarının torunları olduğumuzu lütfen ama lütfen hatırlayalım, Ülkemizin birlik ve beraberliği için el ele verelim. Siyasi hasadları düşünmeyelim Ülke elden gittikten sonra hasadı birine sapı birine kalsa ne yarar Haydi Sayın Gül, Haydi Sayın Erdoğan,Haydi Sayın Baykal Haydi Sayın Bahçeli, Haydi sayın Sezer,Haydi Sayın Toptan el ele verelim Ulusumuzu Atatürk Türkiyesini Devrim Kanunlarını,Laik Cumhuriyeti, Sosyal Demokrasiyi Çağdaş hukuğu sevelim, yüceltelim Yüce millet olduğumuzu bilelim Dünyaya AB ve ABD teslim olmak değil Tam Bağımsız Bir Türkiye imajı verelim, Düşmanlarımızı artık bilelim, Ilımlı islamdan vaz geçelim, Devlet tepesindeki barışın Halka muhakak yansıyacağını, barışı kardeşliği getireceğini iyi bilelim, Emeğin baş kenti zonguldağın şirin bir kasabasından Vatanını, Ulusunu, Şanlı Ayyıldızlı Bayrağını, Atasını, Laik Cumhuriyetini Devrim kanunlarını ölümüne benimseyen biri olarak Evimin önüne 12 m.uzunluğunda Türk Bayrağı direğini diktim, İstiklal Marşını gururla vakurla göz yaşlarım eşliğinde okuyarak Türk Bayrağını göklere çektim özgürce dalgalanıyor Bu haykırışıma gelecek cevabı sizlerden özellikle bekliyorum SAYGILARIMLA 27.Haziran. 2008 _____Şair 67______ ALİ CEMAL AĞIRMAN
Sinan Karakaş
Yüce Dost
Yüce dost dostlara sadık bilesin, Dost yolu üstünde fikir edelim, Dostuna dost ol ki daim gülesin, Hak yoluna girip zikir edelim.
Dursun Demiray
Yüce dost
Sakın uzaklarda sanma kendini Biz her zaman beraberiz yüce dost Nereye gitsem de bulursun beni Biz her zaman beraberiz yüce dost Madde denen şeyi çoktan geçmişiz Çok büyük bir maneviyat seçmişiz Ben değil sen değil sadece biziz Biz her zaman beraberiz yüce dost Varsın kimse anlamasın bana ne Nasıl gidiyorsa gitsin zamane Bizim için şura bura bahane Biz her zaman beraberiz yüce dost Akıl aynı fikir ayni kalp aynı Aynı düşüncenin olmaz vatanı Bu sırra hiç kimse koyamaz tanı Biz her zaman beraberiz yüce dost Aynı nefes alır aynı soluruz Hep aynı yaşarız aynı ölürüz Biz burda da orda da bir oluruz Biz her zaman beraberiz yüce dost Fark etmiyor ha atlıyız ha yaya Nasıl olsa rest çekmişiz dünyaya Çünkü bu hakikat değil ki rüya Biz her zaman beraberiz yüce dost Ne öğüt isteriz ne de nasihat Gerek yok ki çünkü biziz hakikat Dünya zehir olsa almasak da tat Biz her zaman beraberiz yüce dost İstesekte ayrı ayrı hiç olmaz Kalp kalbe karışmış gayri ayrılmaz Arasak ta bir benzeri bulunmaz Biz her zaman beraberiz yüce dost Bir savaş açmışız kahpe düzene Her gün isyan ediyoruz yazana Kim neylerse etsin bundan bize ne Biz her zaman beraberiz yüce Yıllar geçer bahar gelir yaz gelir Negelirse gelsin bize az gelir Ecelmiymiş ölümmüymüş vız gelir Biz her zaman beraberiz yüce dost 03.11.96
İbrahim Necati Günay
Yüce İnsan Sen Bir Meleksin
Aşım'da aşın var Herşeyim'de izin var Ne güzel sözlerin var Hamurum'da mayan var Bana söylediğin iki çift sözün var Doğru ol,herşeyi sev Gezdin Anadoluyu Her yanın'da terin var, Yolların'da,okulların'da,camilerin'de emeğin var Ey yüce insan hiç birin'de adın yazılı değil Yunus Emre misali (yoktur senin emsalin) Dünyaya az gelir senin gibisi Bir baba desem değilsin Bir arkadaş desem değilsin Bir dost desem değilsin Sen kelimelerle anlatılacak bir insan değilsin Sen bizlerin kalbin'de,benliğin'de,yüreğin'de Adeta bir Meleksin Sen babalar günün'de hatırlanacak bir insan değil Nefes alışım'da her şeyim'de her yerdesin Sen koklanmakla bitmez,sen öpülmekle solmazsın Ey yüce insan sen bir Meleksin Çünkü sen:Torosların en güzel yerindensin Seni sevmeyen ölsün,sürünsün. 16/06/1997 saat:21.45 Şiirin tüm hakları saklıdır.şairin izni olmadan iktibas edilemez. Canım babacığım bizleri 21/05/2001 günü saat 09.30 da bırakarak bu fani dünyadan ayrılman bizleri üzmekle, sana bu şiiri yazarak şahsının nazarın'da tüm babaların babalar gününü candan kutlarım. 15 / 06 / 2001.CUMA.
Sinan Aydoğan
Yüce Güneş
Ve doğdu güneş İyilerin, kötülerin üstüne Ve güldü güneş Hem güzele, hem çirkine Karanlığa bir mızrak oldu güneş Karanlığa hilal.. Ve hüküm sürdü dünyada Güneş evrende kral! Köle oldu herşey dağ ve taş Ve yüce güneş, Gecenin önünde eğdi baş.
Resul Karakullukçu
Yüce Mevla’m
Yüce Mevla’m bizi yarattı niye Ona kulluk edip tanıyak diye Bize gönderdiği bütün her şeye Bağlı kalıp uygulasak olmaz mı? Hakka giden yolu arayıp bulsak Etsek ibadeti Namazı kılsak İslam deryasına şöyle bir dalsak Yüze yüze Hakka varsak olmaz mı? İslam çok tatlıdır bunu bilene Yaşayarak bu lezzeti alana Biz aciz kullara rehber olana Beraberce uyup gitsek olmaz mı? Yaşamak zor değil herkesin harcı Gaflettedir Resul Karakullukçu Onun Hak yanında tonlarca borcu O borçlara sadık kalsak olmaz mı?
Baba Emin
Yüce Kadın
Aklıma ilk gelen cümle; evin temel taşı, Erkeğinin yılmayan hayat arkadaşı, Çocuklarının hayallerindeki sırdaşı, Satırlara sığmayan mukaddes kadın. Güzel kadın göze hitap eder, İyi kadın kalbe hitap eder, Senin kalbinden geçen her ikisi olsun, İyi kadın herzaman hazinedir. Çilelerini içinde sakin sulara çeviren, Ailesinin mutluluğu için didinen, Çocuklarım eşim sağolsun diyen, Fedakar insan yüce kadın.. Mutluluklarını rüzgarın serinliğinde arayan, Kutsal mabedi evine güller saçan, Devamlı doğru olmayı çocuklarına aşılayan, Eğitimin ilk kaynağı eşsiz yüce kadın. Önüne sersem bir engel çıkarsa eğer, Sonunda varsa mutluluk, mücadeleye değer. Evine ve milletine layık manevi değer, Yetiştirir çocuğunu yüce kadın…. Kadınlara ve insanlığa bütün günler şiddetin olmadığın günler olsun … 10.03.2014
Kâzım Özgür
Yüce Mevlam
Çok büyüksün çok yücesin, Cehennemin Cennetin var. Hem gündüzsün hem gecesin, Akıl almaz Kudretin var. Karanlığa güneş doğar, Her cismini ayrı boyar, Bütün canlı sende doyar, Akıl almaz Servetin var. Yağmurda var, karda varsın, Rahatta var zorda varsın, Türlü çiçek balda varsın, Akıl almaz Hikmetin var. Her ortamda buldum seni, Hep kalbime koydum seni, Şükürlerle andım seni, Akıl almaz Rahmetin var. Cemalin var, Cellalın ver, Harımın var helalın var, Çok faydalı kuralın var, Akıl almaz Kuvvetin var. Şah damardan daha yakın, Dört kitaba birden bakın. Mahşer günü akan akın, Akıl almaz Şöhretin var. Dağda varsın bağda varsın, Bereket de bol da varsın, Sıratta ve yolda varsın, Akıl almaz Servetin var. Şu Özgür’ün başındasın, Bunca ömür yaşımdasın, Nerde ansam karşımdasın, Akıl almaz ahrettin var. {Kâzım Özgür 04-Şubat-2006
Muhammet Çal
Yüce Peygamber
Yücelerin yücesi sen, gönül sultanım, İsmini zikreder her şey, ben de, cananım, Aşkın ile dolsun taşsın gönül ummanım, Âlemlere rahmet olan yüce peygamber, Her yerde senin kokun var, bir miski amber. İslam’a bir ışık oldun, mümine rehber, Ağaçlar, taşlar, ismini ettiler ezber, Mahşer günü şefaatinde bize de yer ver, Âlemlere rahmet olan yüce peygamber, İsmin ile titrer yer gök, bizdeki kalpler. Hakka kul olmanın yolu, senin yolundur, Senin yolundan gidenler, Hakkın kuludur, Her canlının er veya geç ölüm sonudur, Âlemlere rahmet olan yüce peygamber, Mahşerde rahmet safında, bana da yer ver. Çiçekler, böcekler, aşkla; ismini anar, Dağlar taşlar, dile gelir kuruyan çınar, İsmini anmayan kullar, kötü yoldalar, Âlemlere rahmet olan yüce peygamber, Şefaat eyle, Hak yolunda bize de yer ver. Rehberim oldun Allah’a gittiğim yolda, O güzel ahlakın yoktur başka bir kulda, Sen kuranda, sen ezanda, varsın her anda, Âlemlere rahmet olan yüce peygamber, Şefaat eyle Hak yolunda, bize de yer ver. M. ÇAL Dost kalemler O ki bir umut İnsanlığa verilen armağan karanlıkların sonu Aydınlık yarınların sonsuz sabahı Ve ruhlara meltem saran Dillerden düşmeden anılan Doyumsuz bir şiir Muhammedim.....Can Abdullah Yıldırım
Sinan Karakaş
Yüce Nazar
Bugün günlerden Pazar Gözetir yüce nazar Külli irade ile Yaratan kader yazar
Erdinç Aşık
Yüce Tanrım
Dağlardan büyük derdim kederim Zindan oldu onsuz günlerim Böyle yazıya sitem ederim Yüce tanrım aldı sevdiğimi Tüm hüzünler üstüme yüklendi Gözlerime bahar yelleri esti Sevinçim neşem beni terk etti Yüce tanrım aldı sevdiğimi Ağlamak ibadetim, yasım oldu Bütün fırtınalar gönlümde koptu Gülen yüzüm çicek gibi soldu Yüce tanrım aldı sevdiğimi
Ozan Bindebir
Yüce Tanrı (Şathiye)
İnsanlar hakkında neler yazdılar, Hiç haberin yok mu ey Yüce Tanrı? Din adına ne mezarlar kazdılar, Gücün mü yetmedi bu güce Tanrı? Doğumun kaç, yok mu senin vefatın, Hani vardı, nerde kaldı afatın? Kullandılar doksan dokuz sıfatın; Çokları kavuştu bak taca Tanrı. Çıkarı peşinde ağalar, beyler Her gün gösterişe zikrini eyler. Hep senin ağzından fikrini söyler; Gel haddini bildir şu pice Tanrı? Şu dünyanın her yanında talan var, Kandırmaya türlü türlü yalan var. “Allah” deyip hakkımızı çalan var; Sahip çık garibe ve ac’a Tanrı. Kullanarak senin yüce adını, Erkekten geriye atmış kadını. Bozmuşlar dünyanın güzel tadını; Duymadın mı bunu ey Koca Tanrı? Görmezden gelirsin sende kör isen, Kör değil de kula sadık yâr isen, Çağırdığım yerde eğer var isen; Gidemem Kudüs’e ve Hac’a Tanrı. Layık mı insanlar kötü kadere, Kitapların zalim yazmış ne çare. Yüksel’im ağzımdan çıktı bir kere; Alamam geriye bir hece Tanrı. 28.07.2001
Yusuf Tuna
Yüce peygamber de bir öğretmendi
İslamı insanlara o öğretti, Yüce peygamber de bir öğretmendi. Allah'ın gösterdiği yoldan gitti, Yüce peygamber de bir öğretmendi. O insanların yüz akı bir yüzdü, O çağlayan bir pınardı bir özdü. Ayeti ceylan derisine yazdı, Yüce peygamber de bir öğretmendi. Oku diye o Hak'tan emir aldı, Okuyan Cebrail'e hayran kaldı. Okuma öğreten esiri saldı, Yüce peygamber de bir öğretmendi. O bütün insanları çok severdi, Müslümana Kuran öğrenin derdi. Mümin kimselere o bilgi verdi, Yüce peygamber de bir öğretmendi. Yusuf dünyadaki görevi bitti, Şimdi Yüce Hak'kın yanına gitti. Ümmete okuma tavsiye etti, Yüce peygamber de bir öğretmendi.
Sevinç Kavuk
Yüce Türk Milletini Üzmenin
“istiap haddinin” gerekçesiyle; kara çarşaf sembolü, oraya buraya dalışı kimi ülkelerin -hatta ve/ya- ülkelerle derken “çağdaş medeniyet seviyesini yakalamak için var güçleri ile çalışmakta olduklarını” söylüyor o an ve biz yine göz göze geliyor, gülümsüyoruz. Bu tebessümlerdeyim yine yüce Allah’ım! Yüce Türk Milletini üzmenin bu had safhasıyla yardım et diye bir hafta boyunca dua ettim, yalvardım sana... Bu bir hafta boyu 5000 yılın aşkına uzanan imanımdı ve sana yöneldim... Bütün peygamberleri bu kıtaya, bu topraklar üzerinden bağışına kutsandım... Kutsandım sana aşk ile...Ey yüce Allah’ım! Bir 23 Nisan Çocuk Bayramı incitiliyor derin derin... o gündü TBMM kuruluşu... Bir çocuk ruhu için bir Yüce Millet ol Bir vatan kur çocuk ruhu duruluğunda Kelebek kanatlarında bir yaşam büyüt Adı mutluluk olsun o büyüyenin Bu sese kulak tıkamadım, tıkamamış ceddim Onlardan devraldığım gibi dik ve vakur bu duruşum... Ve yavrulardan yoksulluk türetildi yeryüzünde, okutulamıyorlar... Vazgeç bu bayramdan denilsin diye yorup, tüketiyorlar... Peki bu yavrulara ne diyeceğiz? Ne için gülümseyebilecekleri nasıl olacak ondan sonra? Bu kadar insanlık hayasızlığına direniş için güç ver Allah’ım! O nazenin çocuklar hassaslıklarıyla dayanamaz ki Bu vatan yaşayacak ülküm ve ilkemle benim için ve benimle... Bu vatan, insanlığa açılan her çağ için yeniliğe doğuş olarak; Adım Türk, soyadım Türklüğüm, Milliyetçilikle Türk’üz biz! Dinim Allah’a imanım, elhamdülillah Müslüman’ım! Adım adım yükselerek yüceleceğim sözümü verdim! Andımın yolunda yolcuyum, bana helal et, helal ekilsin izlerim! Güven duracağım, genç Cumhuriyet bu emanetim! Yeryüzünde ufkun sonsuzluğuna umut bakınıyor yoksulluklardaki gözler... Uzanamıyor ellerim, diken duran iflahı kesikler duruyor önümde, onlardır engelim! Yüce Türk milletini üzmenin anlamı, insanlığa inan değerleriyle beş bin yıl yaşında körpe bir uygarlığı incitmeye cüretler öyle sefil ki.... Ürperiyorum, dikenlerinden biri kazara batar diye Oyalıyor, oyalanıyorum daha Af et beni! İnkâr etmiyorum görevimde erteletildiğimi! 25 Nisan 2007
Salim Kabasakal
Yüce Türk - 2
Yüce Türk Savaşcı. Yay gerilmişse eğer okun ucu Batı, Sabır gerek sabır; yanan yüreğimizde parya. Füsünkar bir tarihte şanlı destan görülsün. Örselenmesin,sürgün edilmiş bir geçmişte ataların ruhu , Kızıla çalan bir sabah vakti yıldızlar tek tek elenmesin, İmparatorluk saçan Anadolum özünde Türk, sevgi delirsin Gezi utansın. Mutlu bir gelecek örülsün unutulmuş Öz vatan Asya. Abdülhamit Han ağlar, ağlar Osmanlıya sürgün ayrılık, Ey tarihim uyan, uyan, uyan, Elde sapan, dilde küfür olmuş kukla Gezi, saçlar uzun kulaklar küpeliç Gel sana desem ağlarsın küsersin düş kırıklığı tende soğuk, Umut et, elbet doğacak güne Yüce Türk Genci vefakar savaşçı, Gel, dön özüne dindir atanın ızdırap dolu yüzyılını...
Ozgur Karatekin
Yücel Ve Yükselt Öğretmenim
Korkutursan öğretmeni Bağlarsan ellerini Asla düzeltemezsin eğitimi. Yıkılırsın arkadaş. Başarılı bir öğretmen Kafası rahat olandır arkadaş. Boş işlerle yorulmayan Yıpratılmayan her öğretmen Başarıyı getirir arkadaş. Hepimizi yükseklere taşıyan Öğretmen beyni ki rahat çalışan Hür çalışandır. Öğrenciden başka uğraş Bırakmayın arkadaş Bırakmayın öğretmene. Özgürce,bilimle,güçlü geleceğe Çıkarsın bizi böylece Çıkarsın öğretmenlerimiz de...
Ahmet Ergin
Yücel Akbulut
Tanıdığım en has dadaş Bursa da Yücel Akbulut Oktay, Muhtar ona yoldaş Bursa da Yücel Akbulut Yücel yiğit, Yücel cömert Yücel'i çekemez namert Zalimlerin başına dert Bursa da Yücel Akbulut Kartal gibi keskin gözü Haine soğuktur yüzü Düşmana kurt, dosta kuzu Bursa da Yücel Akbulut Kurşunun üstüne gider Bedeli ne ise öder Sadıktır ölüme kadar Bursa da Yücel Akbulut Oktay'ım genç, muhtar koca Mevla’m nasip etsin hacca Sözü geçer uçtan uca Bursa da Yücel Akbulut Gözü kara dadaşlarım Koç yiğit arkadaşlarım Sadık dostum sırdaşlarım Bursa da Yücel Akbulut Anlarlar benim halimden Korkuları yok ölümden İman sağlam temelinden Bursa da Yücel Akbulut Şiir gibi delikanlı Aslen Erzurum Narmanlı Eğilmez başı dumanlı Bursa da Yücel Akbulut Dili Ahmed'in dilinden Ölse bırakmaz elimden Muhabbetim var gönülden Bursa da Yücel Akbulut
Sabiha Serin
Yücel Yönal Bey'e
YÜCEL YÖNAL BEY’E Kültür sanat şehri Sivas ilinde Ozanların dili sazın telinde Gonca gül misali gönül elinde Sanat sevdalısı Yücel Yönal Bey Gönülde taht kurup filizler açar Yılmadı zorluktan kalmadı naçar Sivas kültürüne sergiler saçar Sanat sevdalısı Yücel Yönal bey Sözü altın gibi harf, harf işledi Bazen hayal kurdu bazen düşledi Bütün zorluklara göğüs döşledi Sanat sevdalısı Yücel Yönal Bey O Sivas’a tutkun Sivas da ona Bir tek emeli var şampiyonluğa Kırk yıllık bu hasret yaklaştı sona Sanat sevdalısı Yücel Yönal Bey Liderlik yolunda hizmet şanı var Kızıl ırmak gibi sıcak kanı var Vatanı uğrunda can var canı var Sanat sevdalısı Yücel Yönal Bey SABİHA SERİN Sivas’ımızın başarılı Gazeteci, Yazarı, Yılların fotoğrafçısı Sivasspor sevdalısı saygıdeğer hemşerim Yücel Yönal beye armağanımdır.
Yusuf Önder Bahçeci
Yücelerde Olur Kâr
Hep yüce dağlarda oluyor kâr, Ayrılık ağlatır bülbülde ahû zar, Gör bu sevda beni, nasıl yıkar, Hep yüce dağlarda oluyor kâr. Bir kere tersine dönerse işin, Allah Allah de, sık hele, dişin, Yerden yere vurdu be gidişin, Hep yüce dağlarda oluyor kâr.
Tuba Gürdere
Yücelere Ait Olan
Her ne kadar sakin ve durgun olursa düşünceler bir o kadar etki,hareket oluşturur içsel bakışa yansıyan tepkiler. Orada ki başlangıç, duyuşunun boyutudur zamana bütünlenen görsellik. Zaten öz kavramın içinden duymak örselemektir kendini zamansız. Ve nasıl ki yüreğin maddesel ritmine duyuşumuz sağırsa, yüreğin manen duyumsadıklarıdır sonsuzluğa varolan. Düşüncenin ayrıntısında ki sezgi, tek bir duyguyla bütünler kendini. Bu derinlik, henüz öz varoluşa geçmeden ruhun yaşamla buluşmasıdır. Öz varoluş ise, kendini tamamlamaya dahil özdedir. Bilinç her nekadar algısında yaşamı idrakı yaşasada, Öz şuura varmak, yaşamdan bir parça soyutlanmaktır. Bu ise hem bir başarı hemde yenilgidir Çünkü gerçekliğe yenilmek, öz bir başarıdır gerçekleşebilmek adına kendinde. Yürekten hissetmeli,sağanak sağanak yağmalı düşünce. Çünkü geçerken yeryüzünden, ruhtur yücelere ait olan.
Sevinç Atan
Yücelir Göklere Canlar
Yücelir göklere canlar Aşk ile dönüp duranlar. Kâbe’ye köprü kuranlar, Düğün dernek sema eyler. Bu dönüşler câna varır, Çoğalır ummâna varır. Dönerek cânâna varır, Düğün dernek sema eyler. Yönü kıbleye olanlar, Özü sevgiyle dolanlar. Yar aşkına dolananlar, Düğün dernek sema eyler. Vuslat ne imiş bilenler, Figânı kalpten silenler, Sabr ile yüzü gülenler, Düğün dernek sema eyler. Sevinç ATAN Bu şiir Değerli bestekarlarımızdan rahmetli Mithat AKGÖKÇE tarafından Hüseynî m akamında bestelenmiş 'Konya Büyükşehir Belediyesi MEVLANA Eserleri Beste Yarışması'nda İlâhi dalında mansiyon 3.lüğüne layık görülmiş ve aynı adlı CD.yer yer almıştır. Sevinç Atan
Fahrettin Koç
Yudum Yudum
Gönlüm seninle dopdolu, Uçmak, uçmak istiyorum. Sensiz dudağım kupkuru, Açmak, açmak istiyorum. Sensiz geçen günlerimi, Silmek, silmek istiyorum. Kalbimde yalnızca seni, Bilmek, bilmek istiyorum. Mutluluğu lokum lokum, Tatmak, tatmak istiyorum. Aşkı senle yudum yudum, İçmek, içmek istiyorum. 18 Ocak 1987, Erzurum.